Professional Documents
Culture Documents
(Bir Günahın Yetmiş Zararı) İbn'i Kayyım
(Bir Günahın Yetmiş Zararı) İbn'i Kayyım
linde agklanmer.9 Buna gôre, diyebiliriz ki, günah izafî bir his
meselesidir. Zira hadise ve olaylardan müteessir olma 5ahislara
gôre degi5mektedir. Buna ilâveten §unu da sôylemek gerekir:
Kalbe rahatsizlik veren en ufak bir 5ey bile günah olacaktir. Flat-
ta anildiginda kalbe, vicdana dokunacak hatiralar dahi günah
olarak canliligini korumu5 olacaklardir.
lbnu'l-Esir (ô. 606/ 1209) ise 5ôyle bir izah getirir: "Yani,
kalbe tesir etti ve oraya yerle§ti"1°
9 Serhu'n-Nevevî, 3/17.
I° ibnu'l-Esir, en-Nihaye fi garibil-hactis, I, 470.
Sahîh-i Buhari, Da'avat, 4; Sünen-i Tirmizi, Kwame,49.
12 Müsned Ahmed ibn Hanbel, 9, 12.
Ibn Kayim EI-Cezviyye 13
17 Birkaç yerde fine ve arkaya alma, ban yerlerde maddeleme, koyma seklinde
çok kiiçiik tasarrufta butunulmustur. Çevirenin ônseezti burada bitmistir. Çev.
18 Bkz: En Nihaye, 3/56.
16 Bir Gunahin Yettnif Zarars
22 Medaric Salikin, 2/25. Hilye, 10/244. Benzer bir seiz: Ebu Hafs En-Niysaburi ye atfe-
dilir Ô. 276 h.
18 Bir Ganalun Yetm4 Zaran
Hatta bir zaman zuime ugrami5 bir kiki, zalime engel olmasi
için bir ki§iden yardim istemei de, o ki5i gücü yettigi haide
mazium kimseye yardim etmemie. Bu yüzden Allah da ona
belâ ve musibet vermiei..."23
Subhanallah!
35 imam Ahmed, zühd, 716. Veld' zühd'de tahric etmiltir, 13. Aym sekilde Hennad
zad'de, 507. Ebu Nuaym Hilye, 1/211. Bkz: Ebu Davut ziihd, 240.
36 ibni Ebi'd Dünya, 195. Ebu Nuaym Hilye, 3/31. Beykahi Süab, 6839, isnadi sahih
demittir.
22 Bir Giinahrn Yetinif Zaran
GÜNAHLARIN ZARARLARI
Birinci Zarar:
37 Büyük zahidlerdendir. ismi Yahyâ bin Muâz bin Câfer Râzî, Icünyesi Ebû Zekeriyyâ,
lakabi Vâiz'dir. Rey'de dogdu. Dogum târihi bilinmemektedir. 872 (H.258) târihinde
Nieneeda veft etti.
38 Asil adi Muhammed ibni Idris'tir. Büyük dedesi Sâfi, gençliginde Rasûlullah sallalla-
hu aleyhi ve selleme ulastmetn-. Annesi Fatima ise Hz. Hüseyin radiyallahu anhm tonm-
larmdan Abdullah'm badin 150. hicret yilinda Gazze'de diger bir rivayete Wire Aska-
lan'da dogmue, 204. hicret yihnda Misir'da vefat etmietir.
Daha iki yasmda iken annesi onu Mekke-yi Mükerremeye etümüls ve orada ilim tahsi-
line baslanustir. Meklce-yi Mükerreme müftüsii Ebu Halid Müslim'den fikih Eiretunis,
bir ara Medine-yi Mânevvere'ye giderek Malik'ten filah, hadis tahsil etmietir.
Daha sonra Irak'a gitmie ve orada Imam-1 Âzam'm talebesi büyük müctehid Muham-
med Seybânî'den fikih tahsil etmistir. Imam-1 Safi daha yirmi yaeinda iken imam-1 Ma-
lik'in Muvatta kitabmdalci bfitün hadisleri ezberlemie ve Imam-1 Malik'in huzurmda
bunlari olcumue ve Imam'm büyük takdirlerini aimer.
11m Kayim El-Cezviyye 23
hizli ve üstün anlayi5i imam Malik'in çok howna gitti. imam $a-
fiiye: "Allah Teâlâ'nin senin kalbine bir nur atmi5 oldugunu gii-
rüyorum. Sen onu asla günah karanligiyla siindürme" dedi.4°
"Beni günahlari terke ir5ad buyurdu. Dedi ki: Bil ki ilim de-
gerli bir nimettir. Allah'in degerli nimeti de günah i5leyene ve-
rilmez."41,42
Sâfi'nin fikih ve hadis ilimlerindeki büyük kudreti yaninda, npta, siir ve edepte
ve auctlikta da bürik bir iktidan var& Rivayete Ore attigi oklann onda dokuzu, bazen
hepsi isabet ederdi.
imam-1 Malik daha genç yasmda iken ondaki rilcsek istidadi gifermüs, takdir etmis ve:
"Allah Teâlâ senin kalbine bir nur koymustur. Sakm onu masiyetle sündünne." diye na-
sihatta bulunmustur.
Imam Ahmet ibni Hanbel'in oglu Abdullah babasma, Sâfi nastl bir zatur ki ona hep dua
ediyorsun? diye soruyor:
Baba.% imam Ahmed eôyle diyor: Oglum Sâfi dûnya için günes, insanlar için afiyet me-
sabesindedir. Hiç bunlann yerine konulacak bir sey var midir? Çev.
39 Mâlikî mezhebinin imâm ' Kiinyesi, Ebû Abdullah'tir. 95 (m. 711) senesinde Medi-
ne'de dogdu. 179 (m. 795)'de yetrais alti yasmda iken Medine'de vefàt etti. Soyu Ye-
men kabilelerinden "Beni Esbah" kabilesine ve Himyerîlerden bir hükinn •dâr hânedanma
dayamr. Dedelerinden biri Medine'ye yerlesmisti. Eshâb-i kiramdan olan dedesi Ebû
Amr'dir.Çev.
40 Bkz: Tarih Medine Dimesk, 286/51.
41 Bkz: Diyvan imam Safii, 72.
42 Günahlar, zihnin dagilmasma, kalbin yorulmasma sebep olur. Bu yüzden ilim okuyan
kimsenin zihninin clstinikligi anlaulanlarm ôtrenilmemesine ve anlasilmamasma yol
açar. Nitekim kalbin giinahlara dûs ' mesi ise inancm ve anlarsm merkezi olan kalbe
olumsuz etki eder. Gûnah iigrenilenlerin unuttnasma yol açar. Unutmak ise ilmin afeti-
dir. Aynca gfmahlar akhn noksanlasmasmda etkili olup onu ifsat eder. Çünkû akhn bir
nuru vardtr, masiyet ise bunu kaçuulmaz olarak seindürür. Nur seenfmce de akil zarflar,
eksilir.
Oysa günahlarm etkisini izale etmede, nefis ve seytanla mücadele vermede yegane gtiç,
Beden iilkesinde de akhn islevsiz hâle gelmesi, üllcenin düsmanlar tarafindan ku-
satilmast ve tüm iyilik duygulannm yok edilmesi demektir. Ahlâk âlimleri, "Akh yarch-
mma kosan hiç kimse, günah islemez." derler. Çünkii nefsi günaha çagirdiguida, akh
onu masiyetten kesinlikle men eder. Zira beden memleketine akh hâkim olan kimse,
kendisini ytice Rabbin avucunda, huzurunda ve hilkümranligi alunda gôrmekte, onun
evinde ve sergisinin iizerinde oldugunu bilmektedir. Yüce Allah'm ve meleklerinin, sil-
rekli kendisini emekte olup yaptiklanm sahit olduklarma müsahede etmektedir.
Kur'ân'm kendisini gtinahtan
• nehyettigini, Slümü hatulamasmin kendisini giinahtan en-
24 Bir Günaltin Yetmif Zarari
• ikinci Zarars:
gelledigini, masiyet sebebiyle elinden kaçirdigi dünya ve ahiret nimetlerinin, günah so-
nucu elde ettigi sevinç ve lezzetin kat kat fazlast oldugunu bilmektedir.
Hâl bôyle iken, saghlu bir aida sahip hiç kimse Ulm bunlan nasal güz ardi edebilir?! Ama
eger günahlar neticesinde kendi saglignu kaybeder, güçsüz btralahrsa, bu durumda
helâke sürüklemnek, uçurumlara yuvarlanmak kamilmaz olur. Çev.
43 imam Ahmed, müsned, 5/278. Int Ebi'd Dtinya, Ukubat, 5.
edicidir. Bagislanma dileyin ki; O üzerinize semayi (yagmuru) bol bol indirsin! Mallarla
ve ogullarla size yardim etsin, size bahçeler versin ve sizin için nehirler akitsm." (Nuh
10, 12, Hud 52)Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sôyle buyurdu: "Herkim çokça
istigfar ederse Allah onun her kederine bir kurtulus, her silcmtisma bir çikis yapar ve onu
ummadigi yerden nziklandinr." (Ahmed 4/55, Hâkim 4/292)
4) Kendini Allah'a ibadete Vermek: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sdyle
buyurdu: "Muhakkak ki Allah sôyle buyurdu: Ey Âdemoglu! Kendini bana ibadete ver
ki, gügsünü (kalbini) zenginlikle doldurayim ve fakirligine engel Sayet bunu
yapmazsan iki elini mesgaleyle doldurur ve fakirligine engel olmam." (Tirmizi 2584,
lbni Mace 4107, Ahmed 16/284, Hâkim 2/443)Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
sdyle buyurdu: "Rabbiniz sdyle buyurdu:Ey Âdemoglu! Kendini bana ibadete ver ki,
gdgsünü (kalbini) zengimlikle ve ellerini nzikla doldurayim. Ey Âdemoglu! Benden
uzaklasma! Sonra kalbini fakirlikle ve ellerini mesgalelerle doldururum."(Hâkim 4/326)
5) Takvali Ohnak: Allah-u Teâlâ sôyle buyuruyor: Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona
bir çiki yolu yaratir ve onu hiç beklemedigi bir yerden nziklandinr..." (Talai( 2, 3)
6) Allah Yolunda Hicret Etmek: Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ sdyle buyuruyor:"Herkim
Allah yolunda hicret ederse gidecek çok yer ve genislik (bolluk) bulur..."(Nisa
100)Gidilecek yurtlar genis ve çok olunca nzkm genisligi, günüllerin dert ve
düsüncelerden rahatlamasi ve daha birçok güzellikler gerçeklesir. Buna en açik ve
bilinen ôrnek Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ve ashabimn Mekke'den Medine'ye
hicretleridir. Allah yolunda sahip olduklan her seylerini terk etmelerine karsilik Allah-u
Teâlâ onlara yeryüzünrin en ihtisamh (ICayser ve Kisra) hazinelerini baffislamis, dogusu
ve batisi ile yeryüzlimü onlann hâlcimiyeti altma girdinnistir.
7) Hac ve Umreyi Ardt Ardma Yapmak: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sdyle
buyurdu: "Hac ile umreyi ardi ardma (beraber) yapm. Çünlcü kdrügün demirin, altmm ve
gümüsün kirini (pasirn) giderdigi gibi, bu ikisi fakirligi ve günahlan giderir (yok eder).
Mebrur (günahtan sakimlarak ve sünnete uygun yapilan) haccm ancak
cennettir."(Tinnizi 807, Nesei 2621, Ahmed 5/244, 245)
8) Allah Yolunda infak Etmek: Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ sdyle buyuruyor: "$eytan
sizi fakirlikle korlcutur ve size cimriligi emreder. Allah ise size katindan bir magfiret ve
fazIalik (bolluk) vaad eder. Allah her seyi kusatan ve bilendir."( Bakara 268)Rabbimiz
Tebâreke ve Teâlâ buyuruyor:"... Siz (hayra) ne harcarsaniz Allah onun yerine
ba.skasim verir. O nzik verenlerin en hayirlisichr."(Sebe 39) Rasulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) sdyle buyurdu: "Allah-u Teâlâ buyurdu ki: Ey Âdemoglu! Sen infak
et (hayra harca) ki, Ben de sana infak edeyim."(Müslim 993/36)
9) islarnî Ilim Talebelerine infak Etmek: Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) sôyle
dedi:"Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in dôneminde iki kurdes vardi.
Bunlardan birisi (ilim iligrenmek için) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelir, digeri
de (her ikisinin geçimini temin etmek için) çalisirdi. Bu i$ sahibi olan, (ilim dgrenen)
kardesini Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e sikâyet etti. Bunun üzerine Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem):`Belki de senin nziklanchnlman kardelin sebebiyledir'
buyiudu."(Tinnizi 2448, Hakim 1/93, 94)
Bu hadisteki `belki' lafzi zan degil, kesin kam. ifade eder. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) bunu muhatabmi ayiplamak maksadtyla kullaninistir.Abdullah bin Mübarek
(Rahmetullahi Aleyh) ihsanlanm yani yardunlanm yalnizca ilim ehline yapar, bunun
sebebi soruldugunda ise;Ben Nebilik makammdan sonra âlimlerin makammdan daha
büyiik bir makam bihniyorum. Onlar kendi ihtiyaçlanyla ugrasacak olurlarsa kendilerini
ihne veremezler. Onun için onlann kendilerini filme vennelerini saglamak en iyisidir,
derdi. 3/250.
10)Güçsüzlere iyilik ve Yardim Etmek: Mus'ab bin Sa'd si:5)/1e dedi:"Babam Sa'd bin
Ebi Vakkas (Radiyallahu Anh) kendinin, digerleri üzerinde bir üstünlügü oldugunu
26 Bir Gilnahtn Yetmif Zaran
Üçüncü Zarar:
Dôrdüncü Zarar:
Seleften bir zat 5ttiyle demeir: "Ben Allah'a (c.c.) kar§i bir
günah i5liyorum nihayet i5lemi5 oldugum günahin etkisini bine-
gimin ve hanimimin davrani5larinda hissediyorum."47
Besinci Zarari:
"Bütün isler kisiye zor gelir" Ki5i hangi i§i yapmaya kalksa,
kapisinin yüzüne kapandigini veya zorla5tigini Odin Zira her
kim Allah'tan geregince sakinirsa, Allah, i5lerini o ki5iye kolay-
la5tinr. Salanmayi terk ettig'inde ise Allah o ki5iye i5lerini zorla5-
tinr.
Affina Zarar:
Yedinci Zarar:
Günahkâr kimse ise beden olarak güçlü olsa da, ihtiyaç du-
yuldugu zaman gücü son derece zayiftir. Bundan dolayi günah
i5leyen kimse beden olarak güçlü olsa da ihtiyaç duydugu za-
man gücü kendisine ihanet eder.
Sekizinci Zarar:
Günah ki5iye ôyle bir zarar verir ki; günahi i5lernedigi zaman
• yapacak oldugu ibadet ve itâatten mahrum birakir. i5leye-
cegi ba5ka bir ibadetin ônünü de bôylece keser. Nitekim yaptigi
günahtan dolayi üçüncü, dôrdüncü ve baka hayirli amellerin
yolu kesilmi5 olur. oldugu bir günahtan dolayi her biri
dünya ve dünyadakilerden daha hayirli birçok ibadet ve hayir
yolunun ônü o ki§iye kesilir. Bu ayni ki5inin yedigi bir yiyecekten
dolayi hastalanmasina, bundan dolayi daha ho5 ve lezzetli bir-
çok yiyecekten mahrum kalmasina benzer. Yardim ancak AI-
Iah'tandir.
ibn Kaybn EI-Catviyye 31
Dokuzuncu Zarar:
Kusacasi...
Onuncu Zarar:
•
climin ta kendisi
Ôyleyse i5lenilen her bir Salih amel bir ba5ka Salih amelin
lenmesini kolayla5tirir ayni 5ekilde i5lenilen her bir günah bir
ba5ka günahin i5lenilmesini kolayla5tirir.
On Birinci Zarar:
On ikinci Zarar:
On Üçüncü Zarar:
sizi toptan helâk eder; sonra günah isleyen, arkadan da istigfar eden bir kavim yaratlr ve
onlan magfiret ederdi." (Müslim, Tevbe 9)
Bir hadisi kutside ise sôyle buyrulur: "Allah Teâlâ (buyurdu ki): Ey Âdemoglu! Sen ba-
na dua ettigin ve benden af umdugtm sürece, isledigin günahlar ne kadar çok olursa ol-
sun, onlann büyülclügüne bakmadan seni bagtslanm. Ey Âdemoglu! Günahlann gükleri
dolduracak kadar olsa, sen Benden bagislamnani dilersen, günahlanm affederim. Ey
Âdemoglu! Sen yerytiziinii dolduracak kadar günahla huzuruma gelsen, fakat Bana hiç-
bir seyi ortak kosmarms, sirke bulasmamis olsan, Ben de seni yeryüzü dolusu magfiretle
karsilanm." Daavât 98)Çev.
ss Ahmed b. Hanbel'in oglu
Abdullah babasmm Zühd kitabmda zikretmistir fakat sôz
Ukayl bin Müdrak Es Sülemi ye aittir, 523. ibni Ebi'd Dünya Emri Bi-1 maruf, 73. Ebu
Nuaym hilye de, Malik ibni Dinann sdzü olarak zikreder, 2/371.
38 Bir Giinahin Yetntif Zarari
•
let ve kôlelik ise benim emrime muhalefet edenler için kilindi!
Kueusuz her kim bir topluma benzer ise onlardan olur."54
On Dôrdüncii Zarar:
54Ahmed Müsned, 2/50. Ebu Davut, 4031. lbni Ebi Seybe, 19394. Taberani müsned Es
Samiyyin, 216. Abd bin Humeyd Müntehab, 846.
55 Benzer lafizlarla Ebi Süleyman Ed Daraniden varid olmu.stur. Bkz: Ebi Nuaym El
Hilye, 9/261. Beyhaki Suab, 6836. ibni Asakir tarihin de, 151/34.
ibn Kayini EI-Cezviyye 39
On Be5inci Zarar:
On Altma Zarar:
•
ninda bir de hiçbir günahi bulunmayanlar kendisine lanet eder-
ler.
On Yedinci Zarar:
"Yani insanlar izzeti Allah'a itaatte arasin. Zira onu ancak AI-
lah'a itaatte bulurlar."
Seleften bir kimse 515yle dua ederdi: "Ey Allahim! Beni sana
itaatle aziz kil, sana isyanla zelil kilma."59
sv Cafer Es-Saddc'm duasidir. Bkz: Ebu Nuaym hilye, 3/228. Tarikul hicreteyn S. 39.
60igasetul lehfan, 106. Ravdatu-1 muhibin, 201.Ebu Nuaym hilye de naldetmieir, 2/177.
Bkz: Akd, 3/202.
ibn Kaybn El-Cezviyye 41
On Sekizinci Zarar:
61 ibni Hibban Sikat'da Ebi-1 Aliye'ye isnad ederek benzer lafizla tahric ettnieir, 7/658.
Bkz: Münavi Feydul kadir, 1/86.
42 Bir Giinahin Yetm4 Zaran
On Dokuzuncu Zarar:
62 Medaric, 3/223. ibni Abbas ve baskalan: günahtan sonra bir baska günah isleyerek
kalbin kaplanmasidir. imam Beyhaki suab da, Ibrahim bin Ethem'den nakletmistir,
6812.
63 Taberi tefsiri, 231/24. Sifau-1 Mil, 94 Mücahid'den naldetmistir. Fakat farkh lafizda
olur sôyledir: "Ayette bahsedilen "ran" ne demektir bilir misiniz? Günahtan sonra bir
baska günah isleyerek kalbin dhnesidir."
ibn Kant El-Cezviyye 43
Yirminci Zarar: •
6-Hirsiza,
•
1-Yeryüzünde bozgunculuk çikaran, akrabalik baglanni ko-
paran, kendisine ve peygamberine eziyet eden kimselere Allah
lanet etmistir.
Rasûlullah (s.a.v) sik sik: "Sizden bir rüya gifiren yok mu?"
diye sorardi. Gârenler de, O'na Allah'in diledigi kadarini anlatir-
lardi. Bir sabah bize yine sordu: "Sizden bir rüya giiren yok
mu?" Kendisine: "Bizden kimse bir 5ey gsfirmedi!" dediler.
bir adamin yanina geldik. Yaninda biri, elinde bir kaya oldugu
halde ba§ucunda duruyordu. Bazen bu kayayi ba§ina indirip
onunla ba§uni yariyordu, ta§ da saga sola yuvarlanip gidiyordu.
Adam tai takip ediyor ve tekrar aliyordu. Ama bai eskisi gibi
iyile§inceye kadar vurmuyordu, iyile§tikten sonra tekrar indiri-
yor, ônceki yaptiklarini aynen yeniliyordu. Beni getirenlere:
"Subhanallah! Nedir bu? dedim.
bir saraydi, tipki beyaz bir bulut gibi. "Beni gezdirin, içine bir gi-
reyim!" dedim. "Simdilik hayir! Ama mutiaka gireceksin," dedi-
ler.
bs
Bkz: Taberi tefsiri, 3/510.
52 Bir Gilnahin Yetrnif Zarart
-Ben (ibni Kayyim) derim ki: Allah tatli suyu "deniz" diye
isimlendirmi5tir çünkü ayette: "iki deniz bir olmaz; 5u tatli, su-
suziugu keser, 5u da tuziudur; (bogazi) yakar." Buyrulur. (Fatir,
12)
Nitekim seleften bir kimse 5stiyle demi5tir: "Sizler her bir gü-
nah i5lediginizde, Allah Teâlâ buna kar5ilik olarak yeni bir ceza
meydana getirir."
Günahlann diger bir ba5ka zaran ise meyve, sebze vs. $ey-
lerin azalmasi ve afetierin tanin alanlanm vurmasudir.
68 Ahmed müsned, 2/296. Abbas Ed Dürri tarihinde lbni Meinden rivayet etmistir,
4/191. Senedi Ebi Kuhzem'e dayamr ve sahihtir.
69 Buhari, Âdem (a.$)'m yaratilmasi, 3326. Müslim, 2841. Bkz: Zadul Mead, 2/422. Me-
narul Münif, 66.
ibn Kaybn EI-Cezviyye 55
Kiskançlik ayni bir ate5 gibidir. Nasil bir ate5; demir, altin,
gümü5te bulunan kiri ve pasi siler atarsa aynr•;ekilde kiskançlik
da kôtü olan sifatlan kuldan siler atar. Dolayisiyla insanlarin en
5ereflileri, en azimlileri; en kiskanç olanlaridir. En güzel ve en
yüce olan kiskaçlik hiç 5üphesiz ônce ferdi olani, sonra akraba-
lara has olani ve daha sonra bütün insanlari içine alanidir. Bun-
dan dolayi insanlarin içerisinde ümmeti için en kiskanç olan
Muhammed (s.a.v) idi. Allah Teâlâ ise; Muhammed (s.a.v)'dan
daha kiskançtir.
"Ey Muhammed Ümmeti! Erkek bir kul veya kadin bir kul
zina ettigi vakit Allah'tan daha kiskanç kimse yokturrn
73 Buhari, Küsûf 2, Tevhid 15,20. Müslitn, Tevbe 32, 36. Darimi, Nikah 37.
58 Bir Giinalan Yebnif Zaran
74 Ahmed, 4/154. Abdikezzak cami, 4/409. Taberani, 340. lai Huzeyme, 2478.
ibn Kayim El-Cerviyye 59
Allah Teâlâ;
75 Müslim, leader 34; ibn Mace, mukaddime 10, zühd 14, Ahmed b. Hanbel, 2/366, 370 .
60 Bir Gilnahm Yetmif Zarari
76
Kiskançhk duygusunun geni5 bir sahasi varchr. Kiskançhk; yaranh5 itibariyle insan-
larda var olan gayret duygusunu ifade eder. Ancak her konuda oldugu gibi e5ler arasa
luslcançhgut da bir Cilçüsù ve dengesi olmalidir. Dengesiz bir laskançhk birçok yan4lik-
lann ve tatsizhIclann ortaya çtkmasma neden olabilir. Nitekim insanda ôfke kuvvetinin
varhgt, onun kendi canmi, ailesini, mahm, konunaya yüneliktir. Eger bu duyguyu aen
derecede kullanmaya kalkarsatuz, zalim bir despot, magna bir ceberut olursunuz. Bunun
gibi, luskançbk duygusunun veri4 gayesi, eeerin birbirlerinin iffetini korumak, onlan
kendini bilmez serserilerin kôtü bakt5lanndan esirgemek, evlilikten dogan karelikh ai-
diyet olgusunun saygm hattrasuu el üstünde tutmak gibi hususlarchr.
Genellikle kadm korunmaya daha muhtaç oldugundan, onun koruyucu zuht olan erkek-
teki Inskançhk duygusu dalla güçlüdür. Yüce Yaraticunn verdigi, hikmet dolu bu las-
kançhic duygusu, kendi smulan içerisinde kalchgt sürece iyidir; fakat, sunurlan zorlachgt
zaman ilaç iken zehir olur. Bu suur, Kur'an ve Sünnetin belirledigi stmrdtr. Bu sunnn al-
tinda kalanlar, gayretsizlik damgastm yedikleri gibi, smtrm c4ma çdcanlar da 5üpheci
damgasuu yemeye mahkum olurlar.
Çok kuvvetli emareler olmadigt sürece eeerin birbirinden eiphelenmeleri, onlan tam bir
§izofreni tanumna sokabilir. Bu gibiler, Kur'an-t Kerim'de yasaklar listesine ah-
nan "suizan" ve "tecessüs" suçundan yargilanacaklarchr.
Kiskançhk duygusunun ôyle ümeklerine rasthyoruz ki; sabah evden giderken açthp
açihnachem kontrol etmek için perdeleri ieretleyenler, eve gelince banyoyu, sabunu
kontrol edenler, e lerini kapict ile dahi konuturmayanlar gibi,.. hezeyan derecesinde
kiskançhk hisseden insanlar var.
Bu derece yogun ya.5anmayan, hastalik stmfina koymachgmuz; ama eviiligin ahengini
bozan laskançhldarm çogu, kiginin sevdigi insam kaybetme korkusunun ve kendine olan
güvensizliginin sonucudur. Ban insanlar, eeerinin kart cinsten birisinin ban üzellikle-
rini begenmesini, onun güzel vurgulamasun rahatstz edici bulur. Bunu, e5-
lerinin kendilerini begetunedigi §eklinde algilaytp laskançhk duygusuna kapthrlar. Oysa
bu yan4 bir aleamachr. Kimse müketmnel degildir; ba5ka bir insatun ban üzellilcleri
insanm kendi ôzelliklerinden daha iyi olabilir. insamn, eeinin baecalanntn ban üzellikle-
rini takdir etmesinden, kendisini sevmedigi, istemedigi anlamuu Ocarmamast gerekir.
62 Bir Giinahm Yetmif Zarart
Kusacasu...
müsterek ohnasi için vaz'inda ve manasmda taaddüd sarmr. Meselâ: lafzi dilde gôren
gôz, su gôzesi, casus, günes ve altm manalannda vaz'edihnistir. Lafzi da dilde temizlik
ve hayiz manalannda vaz' olunmustur. " lafzi da sol ve sag el, kelimesi hicrî ve milâdî
sene için vaz'olunmustur. Hanefilere gôre müsterekten ancak bir mana murad edilmesi
sahih olur.
istirak bulunmasmin sebepleri: Dilde müsterek lafizlann bulunmastmn pek çok sebepleri
vardir, en ônemlileri sunlardtr.
1-Dilin vaz'mda kabilelerin farkhligi: Çesitli manalan ifade için lafizlann kullamlma-
smda her kabile digerinden farkhlik gôstermis, sonra da bu lafiz farkh vaz edildigine
dair bir delil bulunmakszm kullatulagelen fark manala-nyla bize intikal etmistir. Meselâ
"Mirfak" kelimesi ban kabilelerde kolun dirsege kadar olan Justin için, bir baskasmda
. bilek ve el için, bir digerinde ise sadece el için
2-Kullanntun degismesi veya istirak-i manevî: Bazen lafiz iki ayn manaya sâtnil olacak
sekilde umumi bir mana için konuhnus olup, ortak ôzellikleri sebebiyle her iki manaya
da uygun olabilir. istiraki manevî budur- Daha sonra insanlar asil manayi unutur ve
onlann nazannda kelimemüsterek lafiz haline gelir. Meselâ Mevlâ lafzi, asil manada
yardimci demektir. Soma kôleye ve efendiye de mevla denilmistir kelimesi de lügatte
"belirli eeylerin yapdmasmm âdet haline getirildigi zaman dilimi" manasma gelir. Me-
selâ "hununamn kur'u" demek onun "belirli zamanlardaki nôbeti" demektir. 1Cadmin
kur'u demek onun "hayiz oldugu ve temizlendigi mutad vakitler" demektir. Süreyya
kur'u demek onun gôrülmesiyle beraber yagan yagmurun mutad vakti demektir.
Daha soma bu kelimeKur'an-i Kerim'de bosanan kadnun evlenmeden bekleyip doldur-
masilazim gelen vakit (iddet) manasma kullantlnustir. Meselâ "Nikâh" lafzimn asti ma-
nasi "birlestirmek ilave etmek" manasma gelir. Bu manasiyla iki sôzü birbirine birlestir-
digi için akde nikâh denildigi gibi bir bedeni birlestirdigi için cinsî münâsebete de
"nikâh" denihnistir. Bu lugavî müsterelctir. Daha sonra dini istilahlarda "akid" manasm-
da yerlesmisir.
3- Lafzm hakikat ve mecaz arasmda kullandinast: Lafiz ônce aslolarak hakiki mana için
vaz olunup soma degismeceli manada istimali yaygmlastr ve bunun degismeceli manâda
oldugu da unutularalc sanki her iki manada da hakikatrms gibi bize intikal edebilir. Me-
selâ seyyare: araba, derrâce = bisiklet lafizlan bôyledir.
4- Hakiki ve orfi mana arasmda kullandmast Bazan lafiz aslî manasmdan ôrfî bir mana-
ya naldedilir ve birinci manada hakiki-lugavî ikincisinde de ôrfi olur ve kelime iki ma-
nada müsterek lafiz haline gelir. Namaz veya def ve talak lafzi gibi ônce dilde bir mana
için vaz olunup da daha soma ser'î istilahta baska bir manaya kullamlan latizlar bu cüm-
ledendir. Zira salât: namaz lafzi dilde dua manasi için vaz olundugu halde dinde malum
ibadet için kullamhr. "Namazi (Bakara, 2/43) ayetindeki "salât" dua manasma
degil "namaz" manasmadir. "Talak" lafzi lügatte her hangi bir bat'çôzmek demek oldu-
gu halde ser'î manas sahih olan evlilik b4nnt çôzmek demektir. "Talak iki keredir"
(Bakara, 2/229) ayet-i kerimesinde de lügat manasi degil ser'î manasi murad
"Sen (kôtülügü) en güzel (haslet ne ise) onunla ônle " (Fussilet: 41/34) ayetindeki def
lafzi lügatte konusmada veya yiiriimedeki sürat için vaz olundugu halde ser'î istilahta
vermek veya borç ôdemek manasmadir. Çev.
ibn Kayim El-Cezviyye 65
Otuzuncu Zarar:
•
alirsa, Allah da kullarina ayni cezayi verir.
•
edip aziz kildigini da kim aiçaltabilir ki? O halde bütün güç ve iz-
zet sadece Allah'indir...
."Uykuda giderülen bir rüya yahut yok olacak bir gôlge gibi...
Durum bundan ibaret iken, kul bôylesi yüce bir zata nasil
olurda bir an olsun kulluktan gafil kalir ve ondan nasil müstagni
81 Yazar "iddet Es Sabirin kitabmda zikretmistir, 4/192 ancak beyitler imran bin Hittan'a
aittir bkz: Hazanetii-1Edeb, 5/361.
Ibn Kayim EI-Cezviyye 71
kalabilir ki? Kul nasil olurda O'nu anmayi unutur, emirlerini ye-
rine getirmeyi aksatabilir ki? Kul günahlara dalarak günahlarla
yüz yüze gelerek kendini unutur-kaybeder nitekim kendisine en
büyük zulmü yaprni5 ve en büyük ziyana ugrami5 olur.
•
müdür. Çünkü bôyle bir zulüm kendisinin ebedi cehennemlik
olmasina sebep olur.
•
yurur: "izzet yalniz Allah Rasûlüne ve mü'minlere mahsustur fa-
kat münafiklar bunu bilmezler." (Münafikun, 8)
10- iman ehli kimselere Allah Teâlâ iki kat rahmet ve yürü-
yecekleri bir nûr verilir, günahlart da af olunur. Rabbimiz 5dyle
buyurur: "Ey iman edenler! AIIah'tan korkun ve Peygamberine
inanin ki O, size rahmetinden iki kat versin ve size 151ffinda yürü-
yeceginiz bir nûr Iütfetsin; sizi bagi5lasin. Allah, çok baffi5Iayan,
çok esirgeyendir." (Hadid, 28)
11, 11- Allah Teâlâ; iman ehli kimselere kar5i, gdnüllere bir mu-
habbet koyar. Rabbimiz ladyle kimseleri sever ve dolayisiyla da
onlari; meleklerine, peygamberlerine ve salih kullarina sevdirir.
13- iman ehli kimseler; ôyle kimselerdir ki, sadece farz na-
mazlanmizda on yedi kere Fatiha sûresin de yer gibi: Al-
lah Teâlâ'nin nimet vermis oldugu kimseler gibi müminlerin de
hidayet istemelerini emrettigi, onlara ihsanda bulundugu kim-
selerdir. Rabbimiz 5ôyle buyurur: "Hamd, âlemlerin Rabbi, mer-
hametli olan, merhamet eden ve Din Günü'nün sahibi
olan Allah'a mahsustur. (Allah'im!) Ancak sana kulluk eder ve
yalniz senden yardim dileriz. Bizi dogru yola, nimete erdirdigin
kimselerin, gazaba ugramayanlarin, sapmayanla-
nn yoluna erieir." (Fatiha suresi)
14- Kur'an iman ehli kimseler için dogru yolu giisteren bir
rehber ve 5ifadir: "Eger biz onu, yabanci dilden bir Kur'an
saydik, diyeceklerdi ki: Ayetleri tafsilatli 5ekilde açiklanmali de-
gil Arab'a yabanci dilden (kitap) olur mu? De ki: O, ina-
nanlar için dogru yolu giisteren bir kilavuzdur ve 5ifachr. inan-
mayanlara gelince, onlann kulakiarinda bir agirlik vardir ve
Kur'an onlara kapalidir. (Sanki) onlara uzak bir yerden baginlr
yor (da Kur'an'da ne sôylendigini anlamiyorlar.)"(Fussilet, 44)
O halde nasal olurda bir kul; günahi basit gôrür ve iman dal>
resinden çikartabilecek, kendi ve müminlerin arasini açacak,
iman dairesinden çikarmasa da imandan uzakla5tiracak, günah-
lara devam ettigi zaman ise kalbinin paslanmasina yol açacak ve
76 Bir Günahin Yetntif Zarart
•
lardan korkuyorsunuz. Oysa ben ilemi§ oldugum günahlar se-
bebiyle küfre d4mekten korkuyorum."83
83 Gutu-lkulub da, Mekki benzerini zikretmistir, 1/462, zikredilen siiz ise Îsa (a.$)'a ait
oldugu belirtihnelctedir. fsa (a.$) havarilerine sifeyle demi tir: "Ey havariler! Sizler gü-
nahlardan korkuyorsunuz oysa ben dinden çtkip küfre girmekten korkuyorum" Süheyl
Et Tüstiriden de benzer süzler nakledihniltir. Bkz: Tarikul hicreteyn, 93.
ibn Kayim El-Cezviyye
•
Günah; ya kalbi dldürür, ya korkunç bir hastaliga yakalatir
yahut kalbin kuwetini zayiflatir. Kul, günah i5leye i5leye kaip Sy-
77
1- Tasa,
2 - Hüzün,
3 - Acizlik,
4 - Tembellik,
5 - Korkaklik,
6 - Cimrilik,
Tasa ile hüzün bunlarin her biri digerinin e5idir, yakin ma-
nadadir.
84 Bu konuda hadisler sôyledir: Ebû Hüreyre radiyallahu anh'den rivayet edildigine gôre
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellent sôyle buyurdu: "Dayandamayacak dertten, in-
sam helâke gilitürecek tâlihsizlikten, basa gelecek fenahktan ve düsmam sevindirecek
felâketten Allah'a siguumz." (Buhâ'rî, Daavât 28, Rader 13; Müslim, Zikir 53. Aynca
bk. Nesâî, istiâze 34, 35) Zeyd ibni Erkam'dan rivayet edildigine gôre Resûlullah sallal-
lahu aleyhi ve sellem sôyle dua ederdi: "Allah'im! Âcizlikten, tembellikten, cimrilikten,
ihtiyarlayip ele avuca düsmekten ve kabir azâbmdan sana sigminm. Allaham! Nefsime
takvâ nasip et ve onu her türlü günahtan temizle; onu en iyi temizleyecek sensin. Ona
yardun edip egitecek sadece sensin. Allah'un! Faydasiz ilimden, ürpermeyen gfinülden,
doyma bilmeyen nefisten ve kabul olunmayan duadan sana sigminm." Zikir
73. Aynca bk. Nesâî, isaze 13, 65) Çev.
78 Bir Giinahtn Yetrnif Zarari
85 Bu konuda ki hadislerin açdclamalan için bkz: Tariku-1 hicreteyn, 86. Miftah Dam-s
saadetyn, 1/375. Bedaiu-1 Fevaid, 714.
ibn Kayim El-Cezviyye 79
•
lah'in tüm gazabinin celbine yol açar.
Konu hakionda Ali (r.a) 5i5yle demi5tir: "Her bir belâ ancak
bir günahtan ôtûrû gelir ve ancak tifivbe ile ortadan kalkar." 86
•
bir musibet, kendi ellerinizle i5ledikleriniz yüzündendir. (Bunun-
la beraber) Allah çogunu affeder." (Sura, 30)
Bir diger ayette Allah Teâlâ 515yle buyurur: "Bu da, bir millet
•
kendilerinde bulunani (güzel ahlâk ve meziyetleri) degieirince-
ye kadar Allah'in onlara verdigi nimeti degieirmeyeceginden
dolayidir. Gerçekten Allah i5itendir, bilendir." (Enfal, 53)
Yazar aym Tarikul hicreteyn de Ali'ye (r.a) nisbet etmieir. ibni Teymiye Fe-
tava da: bu sdzii ()mer bin Abdulaziz'e nisbet ettnieir, 8/163.
80 Bir Gilnahin Yetmilt Zarart
•
itâat ile degistirilirse Allah da bunun karsiliginda afiyet, zillet ye-
rine de kuluna izzet verir.
87Yazar Tariku-I Tariku-1 hicreteyn, 134. 1/375. Bedaiu-1 Fevaid, 712. >ai Asakir tarih
Dimeskte Ômer bin Abdülaziz'e nisbet etmistir, 54/70.
82 Bir Gandins Yettnif Zarari
Her kim Allah'tan korkar ise; Allah o kiviyi her veyden gü-
vende kilar, Allah'tan korkmayani ise her vey ile korkutur. Allah;
yaratilanlari yarattiktan sonra bôyle hükmetti; Ôyleyse korkular
ve günahlar birbirine baglidir. Kim günah ivlerse korku içerisin-
de olur...
çeker mi? Allah ile beraber olmayan ister bütün dünya ile bera-
ber olsun asla ünsiyet bulamaz.
88 Yazar Medaric Salikin de 183 zikretmiati. Bu soz Ebu Bekir Er-Raccanin siiziine ben-
zemektedir. Er-Racccanin divanma bakmiz: 816.
84 Bir Giinahin Yettnif Zarari
89
Arabça bir kelime olan "tâgut": "T-g-y" kt5k harflerinden türemis olup, tekil ve çogul,
disil ve eril olarak kullanilan bir cins isimdir. Bu kelimede aslolan onun müzekker olma-
sidir. Ancak hem müzekker/eril hem de müennes/disil için lcullandtr. Tâgut kelimesin
masdan olan "tugyân": "isyan etmek, haddi almak, azgmhk ve saplanhk" gibi anlamla-
ra gelmektedir. [Bak: "T-g-y" Maddesi: ibn Manzûr, Lisânu'l-Arab; Firûzâbâdî, el-
Kâmûsu'l-Muhît; Zebidî, Tâsu'l-Arus; Ragib, Mufredat;... ibn Cevzî, Zâdu'l-Mesir:
1/231-232; Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi'l-Kur'ân: 3/281.] Nitekim Seyhu'l-islâm ibn
Teymiyye rahimehullâh, lôyle demiltir: "Tâgut, `falût' kalibinda olup, `tugyân'dan tü-
remistir. Tugyân ise: Haddi astnaktir. Bu da zulüm ve hakstzliktir." [ibn Teymiyye,
Mecmûu'l-Fetâvâ: 28/200.]
Tâgut kelimesinin istah (terim) mâ'nâst hakkmda ünunetin âlimleri birçok açdclamalar
yapmislardir. Onlardan bazdan sôyledir: itnâm ibn Cevzî rahimehullâh, tâgut kavrann-
nm tanmuna dair sôyle demistir: "Tâguttan neyin kastedildigi hakkmda be8 giferüs var-
chr. Birincisi: O, seytânchr. Bunu ()mer bin Hattab, ibn Abbas, Mücâhid, Sâbi, Suddi ve
digerleri demislerdir. O, kâhindir. Bunu Saîd bin Cubeyr ve Ebû'l-Âlîye demis-
lerdir. Üçüncüsü: O, sihirbazdir. Bunu Muhammed bin Sirin demiltir. Diirdüncüsü: Put-
Bunu Yezidi ve Zeccac demislerdir. Belincisi: Ehl-i Kitâb'm azgmlanchr. Bunu
da Zeccac demiltir." [ibn Cevzî, Zâdu'l-Mesir: 1/231-232.]
Ibn Kayim El-Cezviyyz 87
Bu yolla hadlerin ikamesi, fàizin, zinâmn, içkinin haram kihnmasi gibi Allâh'm Serî a-
tendan olan seyler geçersiz olur ve insânlarm koymus olduldan bu kanunlar,
kendi yaptinm güçleri ve onlan uygulayanlann yetkisi ile yasallasarak korunurlar. Do-
layisiyla kanunlarm kendisi bizut tâguttur, bu kanunlan koyanlar ve propagandamm ya-
panlar tâgutturlar, gerek kasith .gerekse kasitsaz olarak Rasûlullâh'm getinnis oldugu
gerçeklere uymaktan insânlan ahkoymak için insân alchnin icat oldugu her türlü
yazth metin ve buna benzer 5eylerin tamann tâguttur." [Fethu'l-Mecîd Serhu Kitâbi't-
Tevhîd: 282 (Dipnot: 1).]
Tâgut kavramimn tanum haklanda yaptigimiz bu nakilleri daha da uzatmak mütnlcün
olmakia beraber bu kadan onun kimligi hakkmda yeterli bilgi vermektedir. Tâgutun
kimligini tespit için bu nakilleri inceledigitnizde tâgutu, Allâh'tan baskasma ibâdete ça-
guan seytân, kendisine tapilan put, gaybi bildigini iddia eden kâhin, sihir yapan sihirbaz
ve Allâh'm kanunlan haricindekilerle hiikmeden idâreci 5eklinde smifianchrabiliriz. An-
cak tâgut, Allâh'tan basica kendisine ibâdet edilen her sey olduguna gère, tâgutlann sayr-
srm bir eekilde ifàde edemeyiz. Bunun için diyonun ki: Tâgut, yeryüzünde islâm
Dîni'ne yani Allâh'm kanun ve yasalanna isy'àn ederek baslcalchrmak sûretiyle haddi
asan ve astiran, insândan devlete, güçten otoriteye, nefisten seytâna, puttan kâhine kadar,
canh veya cansz, soyut veya somut her türlü seyin ortak acier.
Bu mânâda tarihin her dôneminde ve dünyânm her yerinde, aym veya farkh yerlerde es-
zamanh olarak bir tane olabildigi gibi, isbirligi içinde birden fazla da olabilen tâgut, asm
derecede tugyânkâr olup, insânlar üzerinde ilâhlrk iddia edip, onlarm dünyâ hayatim dü-
zenlemeye kallusan her 5eydir. Zîrâ tâgut bir kimliktir. Küfrü, zulmü, frskr, serti,
adâletsizligi, putçulugu, azgmlrgr, sapkinligi ve -zikretmekte âciz kalchgun- tüm
lcôtülülderi if'àde eden bir Idniliktir. Bu kimlik sekillerde karsuruza çficmaktachr.
Bazen kendini Fir'avun ilan eden -antik ya da çagdas- bir yènetici, bazen de Komünizrn
veya Demokrasi... achyla azgm bir sistem ve kimi zaman da dindar krhgma girerek
insàn
' lara âlemlerin rabbi olan Allâh'tan gayrisine ibâdeti süslü esteren bir belam...
Bkz: Abdullâh Saîd el-Müderris.
Ibn Kayim EI-Cezviyye 89
•
nin içinde bulundugu nimetleri nerede?
Bôyle bir kul mutlu olacak olan kuldur. Ayni Bilal'in (r.a) ve-
fat esnasinda dedigi gibi: "Ne mutlu bana, yarin Muhammed ve
ashabi ile kar5iIa5acagim" Bir taraftan hanimi; vay ba5imiza ge-
lenler diye üzülürken yine Bilal eyle diyordu: "Ne güzel 5u ba-
5imiza gelen(ifilüm)."
Bir ba5kasi ise 515yle demi5tir: "Ôyle zavallilar vardir ki, dün-
yanin en güzel zevk ve lezzetlerini (iman, hicret ve cihad) tat-
madan dünyadan ayrildilar."
•
içinde bulundugumuz (dinimiz üzerimize yüklemi5 oldugu yü-
kümlülükleri yerine getirirken) huzur ve mutlulugu bilselerdi
bizierle mutlaka sava5irlarcli"91
•
92 93
"Allah kimi hor ve hakir kilarsa artik ona ikram edecek yok-
tur. Süphesiz Allah diledigi 5eyi yapar." (Hacc, 18)
94
"ICalb", bir halden baka bir hale, bir durumdan baska bir durtuna geçen, yani inkilâp
eden demektir. Kalp; Rahman'm insana bahsettigi en laymetli organdir. Maddi viicudu-
muzdaki kalbimiz eger saglikh ise bedenimiz de saghkhdir. Eger kalp bozulmaya bas-
lacm5 ise bedenimiz de bozulmaya baslamts demektir. Peygamber Efendimiz
(s.a.v), "1nsan viicudunda bir et parçasi varchr, o düzelirse bütiin vücut düzelir, o bozuk
oldugunda biitün viicut ifsat olur. iyi bilin ki, iste o et parçasi kalptir" (Buhari, Müslim,
ibn Mace) buyurnmeur.
Maddi bedenimizin oldugu gibi manevi bedenimizin de kalbi vardir. Manevi kalbimiz
kirlenir ve bozulursa insamn tüm hayah kirlenir ve bozulur. Eger insamn kalbi Win ma-
razlardan ve kirlerden armirsa hayati dogru, güzel ve temiz olur. iste Rahman'm insan-
dan bekledi'gi de budur. Kalp, imanm ve küfrün, sevgilerin ve nefretlerin, tüm duygula-
nn, ôzellikle de takvamn iiretildigi yerdir. Aym zamanda kalp, bir tatmin odustdrr. insa-
nm ikna oldugu yer gerçekte akil degil kalptir. Akil düsünür, rilçüp biçer, elde ettigi ve-
rileri kalbe gônderir. Kalp ikna olmus ve huzur bulmus ise mutmain olur. Kalp, ancak
Rahmanî duygularla tannin olur. Kalbi gerçekte mutmain edecek olan ise zikri-
dir. Zikir bize hahrlatan maddi ve manevi isaretlerdir. Ashnda zikir, Allah'tan
92 Bir Gilnaltut Yeintif Zarart
rür. Bôylelikle kaip hakikatleri gifirmez olur, kïir olmu5 kal ne ise
yarar ki, kendisine hatirlatilan ayetleri ve hadisleri i5itmez olur.
(jet almayan bir kaip halini alir.
•
dü5meden yürüyebilir mi?
bize inen güzelliklerin tamanuchr. Biz, bize inenleri idrak ederek Rahman'a tekrar suna-
bilirsek gerçek kul olmus oluruz: "Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'm zikriyle
mutmain olanlardir. Haberiniz olsun, kalpler yalruzca zikriyle mutmain
olur" (Ra'd 13/28). Rahman, bizim basica seylere yônelerek tannin olmamizin mümlcün
olamayacagnu seeyleyerek, bize kaip terbiyesini iigretiyor. Kalp terbiyesinin yolu da,
Rahrnan't bilinçli bir sekilde zikretmekten geçiyor. Çiinkü bir insanm kalbi terbiye ol-
mus ise artik o insanm tütn viicudu ve hayati terbiye olmus demektir: "Ôyleyse Beni
zikredin, Ben de sizi anayun. Bana sükredin ve nankiklük etmeyin" (Bakara 2/152).
Kalbin kikelmesi, insanm artik gerçegi idrak edememesi, anlayamamasi, duyarliligun
tamamen lcaybetmesidir. Bôyle bir hale gelmis bir kaip, artik kaip olmaktan çiknus, ade-
ta taslasmistir. Peki, kalbin Urelmesi neden olur? Hiçbir sey bir anda olmadigi gibi, kô-
relmesi de bir anda degil yavas yavas olur. Kainatin en güzel insam (s.a.v) diyor ki: "in-
san bir günah isledikçe kalbinde bir kara leke olusur. Günaha devam ettikçe lekeler de
artar ve kisinin kalbi karanr." hte kalbin kararrnasinin terne! sebebi, günah ve tugyanda
israrh ohnaktir. Kisi kara lekelerle kalbini 6rttükçe orasi tamamen kapantr, adeta bir zift
tabakasi gibi simsiyah olur. Arttk insanm en ônemli algi yeti tamamen k&lesir. Kalp ka-
rarmasimn pannhiri, çokça tôvbe istigfar getirmek, yaptigi günahi ônemsiz ve küçük
giirmemek, sonu Rahman'a varacak bir yol belirlemektir. Çev.
ibn Kayim El-Cexviyye 93
ss
Müslim, cenaiz 956.
94 Bir Giinahm Yetmif Zarart
Bir an veya bir gün veya bir sure tadilan (günahlardan) son-
ra rüya gibi biten bir lezzeti ebedî nimetiere, büyük kurtulu5a,
hatta dünya ve ahiret saadetine tercih eden kimsenin hangi ak-
lindan bahsedebilir?
Kirlanca Zarar:
Ayni 5ekilde nefisleri de, Allah'a itaat kadar hiç bir 5ey yü-
celtmemi5 ve 5ereflendirmemieir. O halde yücelik ve izzet iste-
yen Allahin dinine sanlmali ve günahlardan uzaklagnalidir. Bu
hem fertier ve hem de toplumiar için geçerlidir. Bir fert Allah'a
itaat ile yüceldigi ve izzetlendigi gibi ayni 5ekilde toplumiarda,
devletierde Allah'a itaat ve boyun egmekie kuwet ve 5eref bu-
lurlar. Nitekim fert; Allahin emir ve yasaklanni yerine getirmek-
le, toplumlarda (devietler) Allahin kanunlanni tatbik etmekle iz-
zet ve deger kazanir.
98 Bir Giinahm Yettnif Zarari
96 Imam Ahmed, 5/233. Taberani, 20/164. $asi Müsnedinde, 1387. Ebu Nuaym hilye,
2/247 ve baskalan tahric etmistir.
ibn Kayim E!-Cezviyye 99
•
dandir. Allah himayesi olmayanin hiçbir himayesi oiamaz.
•
kinlagnadan kaynakianan elem ve azabin nelere meal olacagini
geregi bilemez.
Selef salihinden bir kimse 5,5yle demi ir: Kulu, Allah Teâlâ
ile 5eytan arasina terk edilmi5 bir halde giirüyorum; Allah Teâlâ
bir kimseden yüz çevirirse o kimseye 5eytan dost olur. Bunun
aksine Allah Teâlâ bir kimseyi dost edinir ve yarclum ederse 5ey-
tan o kimseye asla güç yetiremez.98
98 Imam Ahmed, yakm bir lafizla 1353 Mutarrif bin Abdullah Es Sihhieden tahric et-
mistir. Aym lafizla yazar Medaricte zilcretmistir, 3/79 senedi hasendir. ibni Mübarelc
ziihd, 298. Ebu Nuaym hilye, 2/201. 1bni Asakir tarihin de, sahih senedle 58/308. 1bni
Ebi'd Dünya Mekayid E,c $eytan, 25.
ibn Kayim El-Cmviyye 105
" Elbette burada birçok kimse; ben seytarn dost edinmiyorum ki, itaat etmiyorum ki!
Ben seytam desteklemiyorum ki! Gibi sfizler soyleyebilir. $u bilinmesi gerekir ki, kâfir-
lerin desteklenmesi, onlara yardim edilmesi, mesrulastinlmast, onlara itaat edilmesi, is-
lami olmayan seytani düzenlerin yasam ve yfinetim biçimlerinin benimsenmesi, küftirle-
rine nza güsterilmesi, bayramlanna katilmasi, onlara has olan seylerin yapilmasi vb her
sey seytam dost edinme ve yardim etme anlamma gelir. Seytana yardim etme; Allahm
raz]. olmadrgr, Rasulünün (s.a.v) sünnetine uymayan her seyi kapsar. "Ey Âdemogullan,
ben size and vermedim mi ki: -Seytana kulluk etmeyin, çünkti o, sizin için apaçik bir
düsmanchr;" (Yasin:60)
Allah Teâlâ burada "ibadet" kelimesini, "itaat" anlammda lcullannustir. imam Razi'nin
Tefsir-i Kebir adh eserinden, bu konudaki güzel bir açiklamasmi asagiya ahyoruz. "Sey-
tana ibadet etme" ifadesinin anlami, "Seytan'a itaat etme" demektir. Yani insan sadece
Seytan'a secde etmekten men olunmakla kalmwor, aym zamanda ona uymaktan ve itaat
etmekten de men olunuyor.
Iste bu baglamda itaat, ibadet anlami tarir." Bu ifadelerin ardmdan imam Razi sôyle bir
soru yfineltiyor. "Sayet itaat kelimesi, ibadet anlami da tasiyorsa, "Allah'a, Rasûlüne ve
sizden olan emir sahiplerine itaat edin" ayeti mucibince, bizier, Rasûl'e (s.a.v) ve emir
sahibi olan kimselere ibadet mi etmis oluyoruz? imam Razi bu soruyu yine kendisi ce-
vaphyor. "Bu kimselere Allah'm emri ile itaat edilmektedir. Yani onlara itaat etmekle,
ashnda Allah'a ibadet etmis oluyoruz. Tipki Allah meleklere "Âdem'e secde edin" diye
emrettiginde de meleklerin Âdem'e degilde, Allah'a secde etmis olmalan gibi. Bizlerin
emir sahiplerine itaatimiz, onlann Allah'm hudutlanm çignemelerine ragmen devam
ederse bu itaat "ibadet" anlamma gelir." iste o zaman ibadet Allah'a degil, emir sahiple-
rine yapilmis olur h bu da sirkin ta kendisidir." imam-1 Razi daha sonra sfiyle devam
ediyor. "Size bir sahts herhangi bir konuda emir verdiginde, siz o emrin Allah'm emirle-
rine uygun olup olmadigmi kontrol etmelisiniz. Sayet uygun degilse, bilin ki o sahsin
yaninda seytan vardir. Siz bu duruma ragmen verilen emre itaat ederseniz, o takdirde
seytana ibadet etmis olursunuz. Yine, nefsiniz sizi herhangi bir sey için tahrik ederse, o
seyin islam'a gfire caiz olup olmadigma balanalismiz. Sayet caiz degilse, nefsin seytan-
dir veya seytan nefsinin yamndadir. Iste sen bu durumda nefsine uyarsan, seytana ibadet
etmis olursun." imam Razi yine sfizlerine sôyle devam ediyor: "$eytan'a ibadet etmenin
dereceleri vardir. Sfiyle ki, bazen bir insan bir 4 yaptigmda, onun türn organlan, dili ve
hatta kalbi de o isin yapilmasma istirak eder. Ban zamanlar ise, imsamn organlanm kul-
lanarak bir 4 yapmis olmasma ragmen kalbi ve dili, o ise istirak etmeyebilir. Nitekim
ban insanlar günah islediklerinde yaptildarma kalpleri mn ohnaz ve dilleri Allah'clan
bagislanma diler. O, bu selcilde Icôtti bir 4 yaptignu itiraf eder. Bfiylece bu kimse seyta-
na sadece organlanyla ibadet etmis olur, ban insanlar da gayet sogukkanh olarak günah
islerler ve dilleriyle de memnuniyetlerini izhar ederler... Bunlar zahirde de, batmda da
seytanin gerçek kullandir." (Tefsir-i Kebir c. 7 sh. 103-104)Çev.
ibn Kaynn EI-Cezviyye 107
1°° Ebi Ubeyd garibu-1 hadis, 3/283. Begavi serh Es Sünne, 4111. Kudai müsned Sihab,
1151.
1°1 imam Aluned zühd, 289 senedi Vehb bin Münebbeh'e ulastr.
102 Hayvanm yaratths gayesi bellidir ve yaratilis gayesi ugrunda yasamuu sürdürür ve
sona erdirir. insanm yaratilts gayesi ise süphesiz Allah'm kendisi için belirlemis oldugu
hayat seklidir. Yani emir ve yasaklardir. Bir ku1 Allah'm kendisine emretmis olduklarnu
ifirenir ve yerine getirirse hayvani bir yasamdan kurtulmus demektir. Her kimde Al-
lah'm emir ve yasaklanm Cigrenmez ise hayvani bir yasam içerisinde demektir. Dolayt-
styla bir insan aym bir hayvan gibi sadece yemek, içmek, ihtiyacun gidermekten ibaret
bir hayat sürerse, hayvanla.mus demektir. Bundan dolayi kul asla insamn kendisinin be-
lirleyemeyecegi ilahi bir yasam biçimini yasamalc zorundadir. Kul kendi yasam biçimini
kendisi belirleyemez. Yaranctsimn kendisi için razi oldugu hayan yasamak zorundadir.
Ne zaman bir kul kendi istedigi gibi bir yasam tarzim belirler ve yasarsa itte o zaman
ibn Kayim EI-Cezviyye 109
ilahi bir yasamdan yiiz çevirmistir. Her kim ilahi yasam biçimini ôgretunez, yasamaz ise
stiphesiz hayvandan daha &saki olmu.stur. Çev.
103 Kalp ve ruh hayati yasamayanlar oldukça çoktur fakat kalbi ve ruhi hayatm nasil bir
hayat oldugunu bilmeyenler, bedenleriyle yasamis olduklan hayah, hayat zannederler.
Bu nedenledir ki insanlann birçogu oldukça müreffeh, lüks içerisinde, her seye ulasmis
ve elde etmis bir hayat yosarken bunalim içerisinde ve stluntidadir. Bunahm ve sikutti-
mn çaresini ise; kalp ve ruh hayatinda oldugunu bilmezler. Dyle olur ki bu tür hayat ya-
sayenlar bir miiddet sonra kurtulusu intihar da ararlar. Huzur bulacaklanm zannettikleri
ahiret hayati ise, o kimseler için sonsuz bir azab, bunabm ve sikmh olur. O halde gerçek
hayat; kalp ve ruh hayatidir. Kalp ve ruh hayat buldukça kisi hayattadir. Dolayisiyla
kaip ve ruhun hayat verecek ve ruhu mutmain edecek olan ise islam dininin ta
kendisinden baskasi degildir. Çev.
110 Bir Gilnahin Yetinif Zarari
-Aciz olan nasil olurda her 5eye kadir olanin yerini ba5ka bir
kimse/5ey ile doldurabilir ki!
-Ôlecek olan nasil olurda her zaman diri olan ve hiçbir za-
man ôlmeyecek olanin yerini ba5ka bir kimse/5ey ile doldurabi-
lir ki!
•
seyin sahibi olusuna ve yaraticiligina sahittir.
•
amelin bereketini yok etmede büyük etkileri vardir.
•
makam da bôyledir.
1°4 Tirmizi, 2322. ibni Mace, 4112. Ukayli Duafa', 2/326. Beyhaki Suab, 1708.
105 Ebu Nuaym hilye, 3/157. Halili irlad, 2/711. Rafii ahbar gazviin, 2/274. imam Ah-
med zihd, 114. Ebu Davut merasil, 502. Ebu Hatim Er Razi, Darukutni, ibni'l cevzinin
de belirttigi gibi eser mürseldir.
Ibn Kayim El-Cezviyye 113
Kul her bir günahi i5lediginde bir dü5Lik derece a5agi iner.
Bu in4 kulun her bir baea günah i5lediginde aynen devam eder
ve ki5i sonunda en alt dereceye kadar varir. Kul, rabbine itâat •
ettikçe, Allah'in emir ve yasaklarini yerine getirdikçe derecesi
bir derece yükselir. Bu yükselme de en yüksek dereceye çikana
kadar devam eder.
106 imam Ahmed müsned, 2/50. Ebu Davut, 40/31. 1bni Ebi Seybe, 193194. Abd bin
Humeyd El-Müntehab, 846. Taberani müsned Es-Samiyyin, 216.
114 Bir Giinahm Yetmif Zarart
107 Ebu Hureyre hadisi. Buhari rikak, 6477. Müslim zühd 2988.
11m Kayim EI-Ceszviyye 115
ki kul kendisi için mübah olani yapmaya ba5lar. Kul eski sahip
olmu5 oldugu itaat derecesine dândügünde eski imani halini alir
yahut o dereceye ula5amaz, bazen onu geçer.
1°8Yazar bu konuyu geni bir ele alnu§nr. Bkz: Tarikul hicreteyn, 506. Medaric,
1/291.
116 Bir Giinalan Yetmil Zaran
kadar çok olur. iste bu yüzden kul günahla mesgul oldugu za-
man eski Salih amellerinin üzerine yeni Salih ameller isleyebile-
cegi kârdan mahrum kalmistir. Günah isledikten sonra tevbe
eden kimse asagi derecelere indikten sonra yeniden çikisa geç-
mis olur. Oysa günahkâr kul günah islemeseydi yükselisi sahip
olmus oldugu dereceden daha yükseklerde olacakti. Bu ikisi hu-
sus arasinda oldukça büyük fark vardir.
- Seyhul islam ibn Teymiye (r.a) ise bu iki kisi hakkinda çok
güzel bir yorum yapmis ve sôyle demistir: Konu güzelce düsü-
nüldügünde; günah isledikten sonra tôvbe edenler arasinda ba-
zilari: iincekinden daha yüksek bir dereceye ulasir. Bazilari ayni
seviyeye geri clônerler. Bazi kimseler ise eski derecelerine dahi
dânemezler.
109 Nasuh tôvbe, tôvbe sartlarmm tümüyle yerine getirilmesiyle gerçeklestirilen tôvbedir:
A. Allah Hakki ile ilgili Giinahlar: Allah hakki ile ilgili günahlardan tôvbe etmenin iiç
sarti varchr:
1)0 günalu isledigine pismanlik duymak: Iman vicdanmda, islenen günahm bir k ô-
tülük oldugu ve kul ile Allah arasmda baglantir zedeledigine karar verildiginde, bir hu-
zursuzluk ve pismanhk baslayacalctir.
Günah isleyen kul, tôvbe kapisma; günahlarnu itiraf ederek, bu günahlann verdigi bu-
zursuzluk ve pismanlilda silkimnis, uyanik bir kaip ve gônülle gelecektir. Sôzü edilen
huzursuzluk, sahst tôvbe etmeye iten bir etkendir.
Pismanhk tôvbenin ilk sartidir. Nitekim Allah Resulü, ônemine binaen,"Tôvbe pisman-
hkrir!.." (ibn Mâce, Zühd 30; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/376, 423)buyurmustur. Pis-
manhk tôvbenin kendisidir. Pismanlik olmadan tôvbe yapilamaz.
2) Tôvbe edilen günaht kesinlikle terk etmek: Tôvbe; yalmz bir kaip isi, bir iirperti,
irkilme ve gôzya.st dôkme seklinde, soyut bir pismanhk degildir. Yani tôvbe, birtakim iç
duygulardan ibaret degildir. Aksine tôvbe, deruni duygular iizerine birtakim eylemlerin
bina edildigi bir süreçtir. Ornegin, tôvbe eden, Allah'm yasakladigi günahr terk etmeli,
imkân ôlçüsünde emirlerini yerine getirmelidir. Tôvbe ettigi günaha devam etmemelidir.
Günahlarma tôvbe ettigi halde, onlan islemeye devam eden fert, kendisi ile tezada düs-
müs demektir. Bôyle bir tavrr, pismanhk olgusu ve günahr tekrar islemeyecegine dair
sôzii ile bagdasmayacalchr. Hâlbuki sahsm, tôvbe ettigi günahlan hemen terk etmesi,
pismanhenin ve aym günaht tekrar islememedeki kararldignun bir belirtisi olacaktr.
3) Tôvbe edilen günaha kesinlikle dônmeme karan: Geçmisteki günahlanndan pis-
manhk duyan eahsm, tôvbe etmis °imam için, o günalu tekrar islememeye kesin karar
vermis olmasi gerekmektedir. Pismanhk ve tôvbe edilen günaha dônmeme karan, biner
kaip isi oldugundan, bunlan gerçek anlamtyla yalniz Allah bilebilecektir. Dolayistyla
kimin gerçek manada tôvbe etmis olacagi insanlar tarafindan bilinemeyecektir. Tôvbe-
nin sihhat bulmasi için, sahsm tôvbe ettigi günaha tekrar dônmeyecegine dair Allah'a
sôz vermesi gerekmektedir.
B. Kul Hakki ile ilgili Günahlar: Kul hakki ile ilgili günahlardan tôvbe etmenin ise dôrt
sut vardir. Bu sartlar; yukanda zikrettigimiz üç sartla birlikte dôrdüncü Bart ise; hakki
yenilen kulun hakkint sahibine iade etmek ve ondan helallik ahnaktr. Kul haklan, mal
nevinden ise, asagulaki ihtimallerle
1)Gasbedilen mal, elde mevcut ve sahibi de biliniyorsa geri verihnelidir. Burada su-
çu gizleyerek tôvbe etmeye çahsmak yetmez.
2)Çalman mal, lursizin elinde mevcut, ancak sahibi bilinmiyorsa, bu mal tasadduk
edilerek zimmetten mkanhr.
3) Bir salusta ônceki yillara ait kul haldan var ve sahipleri de belli degilse, gasbe di-
len mallar kadar tasadduk eder, haer-hasenat yapar.
4) Suçlunun yedigi bir mal, mislî degil de; kiymeti belirlenebilen cinstense ve sahsm
imkâm da varsa, o ktymeti sahibine vermelidir. Buna gücü yetmiyorsa, imkân buldu-
gunda vermeye niyet etmelidir. linkân nispetinde, malt sahibine n'asti-maya çalrep da
bunu basaramayam Allah'm affetmesi umulur.
5) Malinda ne kadar haram bulundugunu bilmeyen salis, galibine gôre, bir
miktar ayinr ve onu ônceki kul haklanm elinden çikarma niyeti ile dagitir.
tee bu eekilde, giinahkâr sahrs, utanarak Rabbinden bagislanmasim ister ve zikrettigimiz
bu sartlan yerine getirirse, Allah bôyle tôvbe eden kulunun tôvbesini kabul ederek ba-
gtslayacak ve ona azap etmekten hayâ edecektir.(Çev)
118 Bir Glinahin Yetmif Zarari
•
"Rahman'a çocuk isnat etmelerinden ôtürû neredeyse gbkler
parçalanacak, yer yanilacak, daglar gôçecekti." (Meryem, 90-91)
•
cegini iyi dü5ün!
Hâlbuki biz çok iyi biliriz ki, bizim ana babamiz (Âdem ve
Havva)
I.
ibn Kayim EI-Cezviyye 123
Ki5inin nefsi de; ona kar5i cesur olur ve sanki bir aslan kesi-
lir, inatçi olur. Bir hayir i5lemeye kalksa dinlemez ve itaat et-
mez. Nefis; kulu istese de istemese de helaka sürükler.
•
Her kimde rabbine itaat etmez ve bu kaleden ayrilirsa i5te o
zaman yol kesiciler ve ba5kalari kendisine gôz dikerler. Kul; on-
lara kar5i koyacak hiçbir 5ey bulamaz. O halde kul ne kadar gü-
nahkâr olursa, çevresinde bulunan kendisinin dinine ve dünya-
sina zarar verecek olan 5eyler cesaretienir ve saldirma firsati
bulurlar.
112 'Nefs', ôncelikli olarak bir kimsenin kendisi veya üzü anlamma gelir. Açik ve gizli,
dünyaya ve ahirete bakan duyulan, maddî ve mânevî becerileri, arzu, heves ve ihtiyaçla-
n, cam, ruhu, hayati ve istekleriyle kisinin bizzat kendisi demektir.
"Nefs", ruh ve kalp mân'àsmda da kullamlmisfir. Seriat ilminde ise, insamn içindeki
mânevî güce nefs denilmektedir. Burada ve kitabimiz birçogu yerinde kastedilen mana-
da budur. Nefs kelimesi zaman içerisinde birçok anlam kazammer ki, bunlann banian
sunlarchr: Can, kalp, benlik, kan, iç, kimse, beden, izzet, gôrüs, kôtü gôz, arzu,
bir seyin &zü gibi."Nefs", tek tek her varhga isaret ettiei gibi, bu varhklara yün kazandi-
ran mânevî güce de verilen addir. Bu anlamda nefs, isteklerin merkezidir. insan, sekil
yani cisim ve mânevî cephe sayilan ruhtan meydana gelir. insanm rilhu onun nefsidir de
denmistir. Hayatm devami için bedenin ban seylere ihtiyaci vardir. Nefs bu ihtiyaçlann
sekillendigi ve çilmgi yerdir. Nefsin istekleri hayatm devami için gereklidir. Ancak nefis
baslos birakildigi zaman, &sin istekler gündeme gelir ve insan o noktada hataya düser.
Kisinin yeme içme, soluk ahp venue, bannma, uyuma, sahip olma arzulan nefsin nor-
126 Bir Gûnah►n Yetmif Zarart
•
haline benzer:
mal istekleridir. Ancak bu istekler bastbos biraluldiguida, kisi câhil, cimri, hasetçi, gôzü
doymaz, azgm, samtnus, gurura ka/minus bir varldc haline gelebilir. Çünkü nefsin yamst
buna uygundur. Çev.
Kayim El-Cezviyye 127
Nefs-i mutmainne ise belki de iilmü5 bir hale gelir. Dyle bir
hale gelir ki insana fayda vermez sadece act ve kederleri hisse-
decek kadar kendisinde hayat kalir.113
113 Nefisler çesitlidir: 1. Nefs-i Emmare: Kfitü ve günah olan illerin yapiltnastm emreden
•
lemezler ve kaibe itaat etmezler.
Ellinci Zarar:
114 Bu sdzlerin sahibi hayaum satranç taslan arasmda geçirdigi için son sôzleri de aym
olmustur. Her kim ne üzere yasarsa o hal üzere ôlür. Bazilannm; spor her seyidir, yatar
kalkar spordan bahseder, bazilannda dizi, film vs hastahklan vardir. Bazilan para sevda-
hsuhr, hayatlaruu para üzerine kurarlar, banian yemek ve içmekten ibaret bir hayat sü-
rerler... Kul yaratih gayesini unutmamahdir. Neden yaratddiguun bilincinde olmahdtr.
Nasil bir hayat sünnesi gerektigini iyi ôgrenmelidir. Mademki ôlüm ile bas basasm, o
halde her an ôlüme hanrhkh ol. Sen hangi hâl üzere dimek istiyorsan, daima o hâl üzere
ol. Daima Allah% (c.c) zikret, O'ndan gafil olma. Çev.
130
• Bir Giinahin Yetmi¢ Zaran
Bir baskasi ise; o cümleler bana fayda vermez. Allah için bir
kez dahi namaz kildigimi hatirlamiyorum" dedi ve kelime-i se-
hadeti seeylemedi.
Bir baskasina "Lâ ilahe illallah de" denmistir de, o ise "Kar-
sindaki sôyledigin seyi inkâr ediyor" dedi ve dsylece vefat etti.
Birisine ayni sekilde "Lâ ilahe illallah de" denmisti de, o kisi;
"Onu her sôylemeye çalistigimda dilim tutuluyor sôyleyemiyo-
rum" dedi.
Bir dilenciye "Lâ ilahe illallah de" denmistir de, ellüm aninda
"Allah için bir para. Allah için bir para" diye diye vefat etti.
Bir tüccar'a "Lâ ilahe illallah de" denmistir de, o tüccar "su
parça ucuzdur, bu müsteri güzeldir..." diye diye vefat etmistir.
Sübhanallah!
•
acizligi ise basiretinin zayifligi ve kuweti oraninda degi5iklik
gôsterir.
115 Yazor burada: günahm hak ile batik birbirine kansramaya sebep olacagmdan bahse-
der. Ki1i günah isledikçe, halckm yolunu bulamaz. Hak zannettigi aslinda batil olan sey-
lerin pesinden kolar. Su günümüzde bu tür insanlar ne kadarda çoktur. Nefislerine zor
gehneyen, nefislerinin arzu ettiklerini anlatan, istedikleri hayat biçimini; hak dinmil gibi
anlatan nice kimseler varrar, nice cemaatler vardir. Bu kimseler sayisiz taraftara sahiptir.
Çev.
116 Yakîn, sozliik mânâmyla "tereddütsüz, süphesiz ilim." demektir. Daha genis ve daha
güzel bir ba.ska tarif sôyledir: "Bir seyi valga mutabik olarak itikad-i sahih üzere süphe-
siz bilmek."Bu tafifte, yakînin iki onemli mânâsi karsmuza çikwor. Birisi, bir seyi ger-
çekte nasilsa Syle bihnek. Buna, "valga mutabakat" deniliyor. Digeri sahih, yâni
bu inançta zerrece süphe etmemek. Meselâ, hasrin cismanî degil de sadece ruhanî oldu-
guna tam olarak inanan bir insan, yakîne erememiltir. Zira bu iman yakînin birinci sarti-
tasmuyor. Yanhs inanca ise yakîn denilmez. Yakînin üç ana mertebesi vardir:
Aynelyakîn, Haidcalyaldn...Çev.
ibn Kayint E!-Cezviyye 135
Zayif kaipli kul hakki batildan ayiramaz. Hakki hak olarak gii-
remez. Bath hak gifirür. Marufu münker, münkeri maruf
Hayatinda tôkezlemeler ya5ar. Allah'a ve ahiret yolunda ilerle-
yen kimse, dünya hayatina razi olmu5 çirkin kiitù nefislerin yur-
duna dogru yolculuga yônIendirir. Allah Teâlâ ile karila5acagi
günü unutur ve rabbinin emirierini ve Rasulünün (s.a.v) emirleri
konusunda gafil kalir. i5lenilen günahlarin zarari sadece bu ol-
mu§ olsaydi, kulun günahlari terk etmesi için yeter ve artardi.
Bu yüzden denir:
•
itirmü5tür. insani tuzagina dü5Lirebilmek için tel iirgüler, kapan-
lar, aglar, duvarlarla her yerde hazirlik yapmer.
•
mua ne rezillikier geldigini biliyorsunuz. Lanetlenip rabbimizin
rahmetinden uzakla§tInIcligimi ve cennetten kovuldugumu da
biliyorsunuz.
117 Burada ya7ar elbette kitabm birçok yerinde anlatmaya çahatigi gibi manevi olarak
mürninin viicudunu ele alarak misaller vermektedir. Kulun vücudu; seytatun, nefsin,
aeytanlaamia insanlann, heva ve arzulann hedefi halindedir. Hedef daime insandir ve bu
yüzden hep salchnlara maruz kalir. Saldin farkh ve aaamalan olur. Seytatun insanoglunu
lcandinnada takip ettigi 6 aaama vardir. Bu aaamalarm birinde saptnmar beceremezse
hemen digerine yônelir ve insam saptirana ya da onu hayirh ialerden alikoyana dek bu
mücadelesini sürdüriir. Simdi bu alti aaamar tek tek ele almaya çaliaahm.
1- Seytanin insanoglunu saptirmadaki ugrayacagi ilk durak "airk" duragidir. Yani her
aeyden ônce onun ilk amaci, insam airke düaünnek ve airic amelleri ialemeye kendisini
teavik etmektir. Peki, bu neden bôyledir? Yani aeytan neden ilk olarak bizleri airke dil-
aürmeye ve airk amelleri ialeyerek bizleri mti rik yapmaya çalistr?
Bu sorunun cevabi çok açdctir: Çünkii aeytan airke düaiirmeyi baaardigmda bizlerin ebe-
di olarak cehennemde kalmasmi saglamia olacaktir. Onun en ôncelikli gayreti insam
ebediyen cehennem ateaine dûçar etmek oldugu için, iae ônce airk tuzagi ile baalarnakta-
dir. Lee bunun için ilk olarak insanlan Allah'a airk koamaya davet eder.
Bilindigi üzere, insan sirke bulaaip bu hal üzere ôldiigim
' de, onun kalacagi yer ebedî ce-
hennem olacaktir. Rabbimiz bu hususta eyle buyurur: Z431 414
"Dogrusu her kim Allah'a airk koaarsa Allah ona cenneti haram khmer..." (Maide Su-
resi, 72)
Bir diger ayette ise acyle geçer:
SP kir(DI
"Sûphesiz ki Allah kendisine airk koaulmasmi asla affetmez; bunun chamda kalan gil-
nahlan diledigi kimseler için affedebilir." (Nisa Suresi, 48)
tee airk, Allah'm asla affetmeyecegi bir suç oldugu için seytan ilk olarak insanlan ona
düameye teavik eder. Tesvik eder ki, insanlar cehennemde kendisi ile beraber ebedi kal-
sm ve oradan bir daha asla çilcmasm...
Yeri gehniaken vurgulamanm faydah olacagim düsünüyorum. O halde, airk nedir?
Evet, bu sorunu cevabim bütün insanlann çok iyi bihneleri gerekmektedir. Çünkü insan
bilmedigi bir aeye çok kolaylikla yakalanabilir. Sobamn yaktigmi bilmeyen bir çocuk
düaünün... Bu çocuk, soba ateainin nasil zarar verdigini daha henüz bilmedigi ve tecrü-
be etmedigi için yanhalikla ona dokunabilir. Ama onun zararh bir aey oldugunu ve ken-
disine zarar verdigini ôgrendikten sonna acaba bir daha ona yaklaair mi? t,te bunun gibi,
insan da neyin eirk oldugunu bilmez ise her an onun içerisine düaebilir. Tipki biraz ôn-
ceki çocuk gibi...
Bu nedenle, her insamn airki ve airk çeaitlerini kendi ismini veya T.C. kimlik numarasmi
bildigi gibi, hatta daha da muhkem bir aelcilde bilmesi gerekmektedir. Zira insan T.C.
kimlik numarasim bihnediginde en fazla resmî ialeri aksar ve bazi isleri o an için ohna-
yabilir. Ama iman airki ve nelerin eirice dü.siirdügünü bilmezse o zaman cennetini kay-
beder ve —Allah muhafaza buyursun— ateain yâramndan olur.
tlm Kayim EI-Cezviyye 145
Bundan dolayi, eirkin ôncelikle tanumm sonra da hangi seylerin sirk oldugunu insanog-
lunun ôgrenmesi gerekmektedir. Biz bütün detaylanyla burada sirki anlatacak degiliz;
ama kisaca sôyleyecek olursak, sirk:
411 j.je 411
"Allah'a ait olan ôzelliklerden her hangi birisini bir baskasma vermek" demektir.
Simdi bunu iki ômekle izah etmeye çalisahm Meseta;
a) Gaybi bilmek Allah'a has olan bir ôzelliktir. Mutlak gaybi yalmz O bilir. Kiyametin
ne zaman kopacagun, insamn nerede ve ne zamanda ôlecegini, rahimlerde olan çocukla-
rm nasil olacaklantu ve bunun gibi daha nice seyleri yalniz ve yalmz Allah bilir. Hiçbir
kimsenin bu nokta da bir bilgisi yoktur ve olamaz da... Nitekim Rabbimiz bu hususta
sôyle buyurur:ra-J :,14-1;4 1Ut-,41 ;411,
"O, gaybi bilendir ve gaybma hiçbir kimseyi muttali ktlmaz." (Cm Suresi, 26)
Bir diger ayette de sôyle buyrulur:',4 ‘rre
"Allah sizleri gabya muttali kilacak degildir." (Al-i intrân Suresi, 179)
Bu ayetlerden anlasildigma gôre, mutlak gaybi bimek yalmz Allah'm deruhte ettigi bir
seydir. Hiçbir kimsenin bu nokta da bir bilgisi yoktur. Eger bir kimse çtkar-
da gaybi bildigini iddia ederse Allah'a ait olan bir ôzelligi kendisinde gôrdügü için
taslamis olur. Bir insan da dm bu kimsenin bu ôzellige sahip oldugunu sôylerse ve-
ya bute inarursa Allah'a sirk kosmus ve —bir tutam sakah dahi olsa— dinden çdcmis
olur.
b) Arn sekilde mutlak anlamda hülcürn ve kanun koymak da Allah'm ôzelliklerinden bi-
risidir.
Rabbimiz bu hususta sôyle buyurur:4 j
"Egemenlik/H'àkimiyet/Hüldim koyma yetkisi yaltuzca Allah'mchr." (Yusuf Suresi, 40)
',I t4
"Dikkat edin! Yaratmakta emretmekte Allah'a aittir." (A'raf Suresi, 54)
Çünkii insanoglu günahtan tevbe etmeyi düsiinür, günahm yanits ve kôtü oldugunu bilir;
fakat bidat bôyle degildir.Bid'at sahibi yaptigt ameli güzel Or&ve zaten yapmis oldu-
gu bid'ati Allah nzast için yaprmstir, bu nedenle ondan tevbeetmeyi düsümnez!
iste bu nedenle seytan, insanlan haramlardan ônce bid'atlere dü.sümreye çalistr.
Selef in büyük imamlanndan Sufyan es-Sevrî rahimehullah sûyle der:
"Bid'at seytana günahlardan daha sevimlidir. Çünkii giinahtan tevbe edilir,
ama bid'atten tevbe edilmez."( el-Luma`, sf, 17)
Peki, o halde bidat nedir?
Bidati; "Aslen dinde olmayan bir ameli dindemnis gibi yapmalcar" seklinde ôzetleyebili-
riz.
Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem bu konu hakkmda sôyle buyunir: "Kim bizim
dinimizde olmayan bir seyi ihdas ederse o derhal reddedilir."( Buhari, 2697)
Islam âlimleri bidati akidede, ibadetlerde ve adetlerde olmak iizere 3 kisimda degerlen-
dirmislerdir:
1- Alddede Bidat:
Bidatin bu lama genel anlamtyla insam dinden çilcanr.(Burada hemen belirtelim ki, aki-
dede vuku bulan her bidat insam dinden çikarmaz. Bu tür bidatlerin bir de dinden çikar-
mayan boyutu vardir. Sifatlar haldandaki ihtilaf bunun en bariz iferneklerindendir. Al-
kendisi hakkmda ispat ettigi el, yüz ve nüzûl gibi stfatlan iptal etmek, bunlann
Allah halclanda olamayacagmi sôylemek her ne kadar akide ile alakalt bir bidat olsa da
bu noktada selef in metodundan aynlan kimselere hemen küfiir damgast vurulmaz. Bu
insanlar muteber bir tevile dayandildan için haklannda soylenecek en son sôz bunlann
hata ettilderi ve bu hatalannda bidate düstükleridir. Tekfir edilmeleri ve kâfirlikle suç-
lanmalan uygun degildir. Yukandaki basliginuzi okuyup akidenin her noktasmda hataya
düsenlerin küfre düsecegini sôylemek uygun olmaz. Bu nedenle akidedeki bidatleri ikiye
aprmak gerekir.)Akidede bidate simlan iirnek verebiliriz:
* Allah'rn hükümlerini terk ederek hükiim vermek,
* Allah'm seriatma aykrn kanun ve yasalar yapmak,
* Allah'tan batkasmdan medet ve yardim beklemek,
* Allah'tan baslcalarmm kâinatta tasarrufla bulunduldanna inanmak...
Bu iimelderi çogaltmarmz mütnkiin.
2- ibadetlerde Bid'at:
Bidatin bu las= insam dinden gkarmaz; ama onu atesle yüz yiize biralar. Çünlcü Efen-
dimiz aleyhisselam, ber bidatin sapiklik oldugunu ve her sapikligmda insam cehenneme
gôtürecegini bildirmistir.(Ebu Davud, Tirmizî)
Bu lasma da sunlan Cirnek gôsterebiliriz:
* Recep aymm basmda 12 rekât namaz
* Saban aymm 15'inde 100 rekât namaz
* Üç ay boyunca hiç ara vermeden oruç tutmak...
3- Adetlerde Bid'at:
Adetlerde ki bidatlerde bir üstteki gibi insam dinden çdcarmaz; ama haramchr. Buna da
sunlan iimek gôsterebiliriz:
* Salih kabirlerinin üzerine cami inca etmek,
* Cuma namazindan ônce "salâ" vermek,
* Kabirler üzerine kubbeler yapmak,
* Mezarlara bez veya çaput baglamak,
iste tiim bunlar seytanm, bizleri içerisine düsürmek için ugrastigi bidatlerden bazilandir.
Elbette ki bidatler bunlarla siturh degildir. Dinden olrnadigi halde din adora yapilan her
amel bidat kapsatmnda degerlendirilir ve sakmilmast zorunludur.
ibn Kayim EI-Cezviyye 147
iste seytan günaha düsüremedigi insanlan buradan vurur ve mubahlara daldirarak fazi-
letli ve erdemli amelleri onlara illetmemeye Ve bu hususta —Allah'm diledikleri
hariç— genelde basanli olmustur.
6- Seytan, eger bu noktada da basanh olamaz ve mubahlara daldirma noktasmda insam
kandiramaz ise dinde son ve tek bir ok kalmistir, onunla insane vurmayi dener. Bu son
ok ise "Daha faziletli niant terk ettirmek"tir.
Buna da •Eeyle bir &tek verebiliriz: Mesela bir Müslüman, tam Kur'an okumaya niyet
etmistir. Eline Allah'm kitabmi ahr ve kendine uygun bir ortam aramaya baslar. tee tain
o esna da seytan gelir ve Kur'an okumaktan sevapça daha düsük olan bir ameli kendisi-
ne eesterir... Bunu ginen müslümarun dikkati dagihr ve Kur'an okumaya degil de o
amele meyleder. Bôylece ifemegin; 100 sevap alacagt Kur'an okuma amelinin yerine
20 sevaphk basica bir ameli islemeye koyulur ve daha faziletli olani terk etmis olur.
Bu da seytanm en son hilesidir. Bunda da basanh olamazsa artik o kuldan ümidini keser
ve onu, o an için terk ederek kendisine basica kurbanlar aramaya koyulur. Art& o kul,
imtihannu basanyla geçtnis ve seytamn tuzaklarma yakalanmadigi için, içi huzurla dol-
mustur. Rabbine hamd eder, seytandan kendisini korudugu için sükranlanm O'na sunar.
iste seytamn hileleri, lbn-i Kayymi'm belirttigine gine bu alti seyden ibarettir. Bu hilele-
ri bilen bir k-ul seytamn kendisine nereden yaklasacagull kestirir ve ona Ore gardim ala-
rak mücadelesini yapar. (Hayata ytin veren yazilar, ibrahin gadban) Çev.
ibn Kayim EI-Cezviyye 149
•
oldugunu sorar.
•
cek bitkin bir halde ula5rm olur.
•
engelleyin... Gs5z0 iiyle bir hale getirin ki sadece bakip zevk al-
sin, çlinlensin yahut eglence olarak baksin...
•
Sizler gôz gedigine çok çok dikkat edin; çünkü hedefinize
onunla çok çabuk 5ekilde varirsiniz. Ben (Seytan), insane baki5
gibi ba5ka bir Beyle bozamadim. Ben gôzün bir baki5iyla kalbe
5ehvet tohumlari ekerim sonra onu temenni suyu ile sularim.
Sonra da kendisine vaadlerde bulunur, temennilere daldirarak
bôylece iradesini ilevsiz hale getiririm. Daha sonra kalbi 5ehvet
bagiyla baglayip onu günahlari 4Iemeye yôneltirim.
îbn Kayim EI-Cezviyye 151
5ayet kaip bunu kabul etmezse genel veya ôzel olarak AI-
lah'in hülû1119 ettigi inancini kabul ettirmeye
olmach-
118 Vahdeti viicud bir tasavvuf terimidir ve onun felsefesi Allah'tan baska varlik
mevcud olan tek varligm Allah olduguna, var gibi gôzüken ne varsa Allah'm parça-
gma,
lan olduguna inamnalcur. Bütün varlddarm oldugu inancuhr. Çev.
119 'llâhî zâtm veya sifatlarm yaratiklardan
birine veya tamamina intikal edip onlarla bir-
lesmesi anlaminda bir terim. Çev.
152 Bir Günahtn Yetntif Zarart
120 Kulak, hakki kalp etkilenir kulak ise hakki ilim meclislerinde isitebilir, hak
ehlinden isitebilir. O halde kul hakkm anlahlthgt ilim meclislerine katilmah, hak ehli ile
oturup kalkmah ve bôylece hakka ulasmaya gayret etmelidir. Müminin düsmanlan
gtinümüzde
« insanlann tevhid ile tamsmamalan için elinden gelen gayreti gôstermekte-
dirler. Hak ehli her zaman ve ber mekânda susturulmustur. Bu yüzden hakki sôyleyenler
genelde zindanlarda bulunur olmustur. Bu nedenle müninde hakki aramada titizlik gôs-
termelidir. Herkesten ilim talep etmemelidir. ilim ise cehaletin düsmatuthr. Kul &igen-
dikçe inanct artar. kami arthkça, inancm amele dônmesi de artar bôylelikle rabbinin n-
zastm elde ve cennete girme hususunda mesafe kat etrnis olur. Çev.
121
Su gtinûmtizde bu ftir gôrevleri en iyi medya yapmaktachr. Rezaletlerin kanalizasyon
gibi kulaldara ve gôzlere air-Mimas' medya araciligyla olmaktachr. Ôyleki Müslümanlar
izletnis olduklan tv'de gôrmüs olduklan saçt açdc kadmlan, kadmlann yüzlerini, viicut-
lannin açdc bôlgelenni, seslerini, müzigi, dans vb rezaletleri artdc dogal karsdar ohnus-
Îbn Kayim EI-Cemeiyye 153
•
'in. Bu konuda gerekirse etrafindaki insanlar yardim alin...
Oysa bunlann hepsi mümin için haramdir. Kâfirler, yazann anlatmaya çalistigr
düsmanm saldm araçlarnu ve kalbe girls noktalanm çok iyi bilmektedirler. Bu yüzden
medya tamamen fastklar tarafindan kusatilmis ve miiminler aleyhinde çok büyük bir si-
lah olarak kullamlmaktadm Bizler kendimizi ve çocuklarmuzi bu; sirk ve kiifiir saçabi-
len, küçük ve büyük haramlara kapi aralayabilen, kerahet ve bidatlere yol açabilen illet-
ten uzak tutmahrz. Çev.
122 Bu tür seyleri $u günümüzde çok gôrmekteyiz; yasm genç ilerde namaz kilarsm, za-
manmda senin gibilerini çok giirdük, bu yasta sakal nu btrakihr, senden ba.ska dindar mi
yok, sana mi kaldi Allah yolunda cihad etmek baskalan cihad etsin, $u küçüciik yasmda
peçe taknussm, hep ahretini dasünüp durma birazda dünyam düsün, diinyayi sen mi kur-
taracaksm!!! Çev.
154 Bir Gtinahtn Yetrnif Zarart
123 Hadisin tamami sôyledir: Ebû Hüreyre (r.a.)'dan rivayetle, dedi ki: "Resûlullah
(s.a.v) sôyle buyurdu: "Allah Azze ve Celle her gece dünya semasina iner tâki son gece-
nin üçte birlik vakti geçene dek. "Kim Bana duada bulunursa Onun duasma icabet ede-
yim. Kim bir seyler isterse, onun da istegini vereyim, Kim de magfiret isterse ona (da)
magfiret edeyim?" diye buyurur."Müttefelcun aleyh. Hadisin lafzi Müslim (758) ve
Buhârî'ye aittir (1145).Yine Müslim'de (169/758) gelen bir rivayet lafzi sôyle-
dir:"Allah-u Azze ve Celle, ilk gecenin üçte birlik vakti geçene dek her gece dünya se-
masma iner ve: "Her seyin hiikümram Benim", "Her seyin Huit-attirant Benim" diye bu-
yurur ve (devamla): "Kim Bana dua ederse, onun duasina icabet edeyim? Her kimde
Benden isterse, ona vereyim? Ve kim de istigfar istiyorsa onu da magfiret edeyim?" diye
buyurur. Bu durum sabahin aydmlanmasma kadar da devam eder."
124
Sonradan yaratilmrs, yok iken vâr edilmil. Çev.
123 Cevher, bir seyin maddesi demektir. Araz ise, o maddenin varligina bagh olarak orta-
ya çtican bir Ozelliktir. Mesela: demir bir cevherdir; onun sertligi ise bir arazdir. Gümü.s
bir cevherdir, onun beyazhe ise bir arazdir. Diger bir ifadeyle, Varhkta kalabilmesi için
basica bir seye muhtaç olmayan maddeler cevherdir, baska seye muhtaç olan hassalar,
Ozellilcler, srfatlar arazdir. Meselâ elma, altin birer cevherdir. Bunlann rengi, kokusu,
156 Bir Gfaudun Yetmif Zarart
insanlann çogu kit akillidir; bir 5eyi bakarsin bir lafizla he-
men kabul eder sonra ayni 5eyi bir ba5ka lafizla sôylersin ayni
5ey olmasina ragmen hemen reddeder.
Kisacasi:
sekli ise arazdtr. Renk cisim ile vardir, onun üzerinde gôrünür, cisim olmazsa, renk ol-
maz. Kâinatm tamami cevher ile arazdan meydana gehnistir. Bu gerçegi kavrachictan
sonra, cevher ile arazm ezeliyetinden soz etmenin mümkün olmadtgt kolayca anlasthr.
Çünkti cevher de araz da sonradan var edilmislerdir. Çev.
126 Ta'til: Stfatlarm ttimünü
• veya bir immun iptal etmektir. Çev.
127 Sôzlükte "armdtrma, takdis" anlamma gelen tenzih, dinî bir kavram olarak Allah'i in-
sana ôzgii nitelikierden, kendisine yakismayan seylerden uzak tutmak demektir. Bu da
Allah'm zah, sdatlan ve isimleriyle birlenrnesiyle olur. Çev.
ibn Kayim EI-Cezviyye 157
•
Iaktan girince de hemen onu faydasiz hale getirmek için degi5ti-
rir kula 5eyi zararli kilar.
Ben sôyle yemin etmistim: "iblis dedi ki: Dyle ise beni az-
dirmana karsilik, and içerim ki, ben de onlara saptirmak için se-
nin dog'ru yoiunun üstüne oturacagim. Sonra eibette onlara ôn-
lerinden, arkaiarindan, sagiarindan, sollanndan sokulacagim ve
128 Benzer stiz için bkz: tlam El Muvakkiin, 1/177. Kuseyri, risalesinde seyhi Ebi Mi
Ed Dekkak'm: "Hakki sdylemeyen kimse dilsiz seytandir" sdziinii nakleder, 120.
ibn Kayim EI-Cendyye 159
129 Hadisin devami sôyledir: Kim seytamn vesvesesine kapilmadan cihada gider de tiltir-
se, onu cennetine koymak, Allah Tealâ üzerine hak olur. Eger düsman tarafindan
cennetlik ve 3ehit olur. Cihada giderken hayvanmdan düsüp tilse dahi Allah onu
cennetine koyar.
13° Ahmed, 3/483. Nesai, 3134, lbni Hibban, 4593. lai Ebi Asim, cihad 13. Buhari ta-
rih, 4/187.
160 Bir Gaffais:Io Yetinif Zarart
NEFIS VE MITLERI
•
Ey ogullarim! Bilin ki, 5u iki büyük silahi kullandigtniz takdir-
de asla maglup olmazsiniz.
Birincisi: Gaflet
fb Siz iki gafili bir araya getirmeye çali5in, sonra bu ikisini gafil
olmayanin üzerine gônderin çünkü gafil olmayan ki5i bey
asla bas edemez. Zira iki gafilin yaninda iki de 5eytan vardir
eder dôrt ki5i eder. Gafil olmayanin da (Allah'i çokça zikreden
ve bol bol Salih amel i5leyen zâkir) bir 5eytani vardir bôylelikle
bey ki5i ederler.134
Il>
$ayet bir grup Müslümanin bir araya gelerek Allah'i zikret-
tikierini yahut Allah'in dinini yeryüzünde hâkim kilmak için,
emir ve yasaklarinin neler oldugunu birbirlerine hatirlattiklartni
gôrürseniz var gücünüzle dagitmaya çalt5in. Güç yetiremezse-
niz, hem cinsierinden olan cahil kimselerden, boy insanlardan
faydalanin. Bu kimseleri (Belamlar, cahil ve sefih insanlar), AI-
lah'i anan, dinini ya5amaya çali5an kullar üzerine gônderin ve
birliklerini dagitin.
134 Gaflet; kisinin, seytamn, nefsinin, seytanlastms insanlarm vb saldiri yollaruu, düs-
manhklanm fark edememesidir. Kisinin cahilce, gayesiz ve neden yaratddieun farkin-
da ohnadan ya”masubr. Kisacasi gaflet: Kisinin aleceg'ini unutup, iilümden sonraki ha-
yata hiçbir hazulk yapmadan hiç ülmeyeeelcmis gibi yasamasichr. Çev.
ibn Kayim Ei-Cezviyye
•
rani elde etmesi için ona yardimci olun... Çünkü Allah Teâlâ bu
165
Bazi insanlar da ise ôfke gücü daha faziadir. Sayet ki5i bôyle
ki5i ise ona istek ve arzularinin kalbe giden yolunu giizetin ve
hiç boy birakmayin, sizin için büyük bir firsat olan bôyle bir ge-
digi ihmal etmeyin. Zira eifkelendiginde kendine hâkim olan, is-
tek ve arzularini kabarttigimiz zaman bunlarin ônüne geçemez.
0 halde sizlerde zayif oldugu yônünden yakla5in. Elinizden gel-
digince de ôfke ve istek ve arzularini birle5tirin. Yani iki zayif
noktayida kullanmaya çali5in; kulu istek ve arzulara ôfke kapi-
sindan çagirin ve lifkeye de istek ve arzu kapisindan çagirin.
Dügnan elde etmi5 oldugu silah ile kula kari sava5 ba5latir
i5te i5lenilen günahlar düvranin (5eytan ve avanesi) yaninda
yer alir. Bu cehaletin ta kendisidir...
Soru:
Cevap:
Evet, elbette kul kendisini son derece büyük bir unutma ile
unutur.
ôlüm aninda anlarlar. iste o zaman ise her sey bitmis ve serma-
ye tükenmistir.
Su kisa dünya hayati ayni bir rüya gibidir, nasal olurda ebedî
bir hayat ile kar5iIa5tirilmasi sifiz konusu olabilir ki? Hiç akiet-
mezmisiniz?
•
Klyamet günü; dünya hayatinda ne kadar da az kaldiklarint,
dünyadan ba5ka hakiki ve ebedi bir hayatin var oldugunu gôr-
düklerinde dünya gerçegini daha iyi anlarlar. Bu hakikatieri gôr-
düklerinde dünya hayatina ahiret hayattnt degi5medikleri için
ne kadar karlt bir kazanç içerisinde olduklartnt geçici ve basit
olant ebedi hayat kaqtliginda satmadiklart için sonsuz bir sevinç
ya5arlar. Yapm15 olduklart bu ticaretierinde ne kadarda akillica
ve ne kadar karlt oldugunu gôrürler.
ibn Kayim E!-Cmviyye 173
"Ey iman edenler! Sizi gayet aci bir azaptan kurtaracak, üs- 41)
telik size çok kârli bir ticaret saglayacak bir i5 bildireyim mi? AI-
lah'a ve Elçisine inanir, Allah yolunda mallarinizla ve canlarinizla
mücahede edersiniz. Eger bilirseniz bunu yapmak sizin için çok
(Saff, 10-11)
•
günah deyip geçmemek gerekir! Bir yalandan dolayi melek belki
kuldan uzaklasir ve mesafelerce uzaga gider.
•
mustur."9
139 Tirmizt Birr, 46. Taberani sagir, 853. Ibni Ebi'd Düya samt, 477. ibni Hibban mec-
ruhin, 2/137.11mi Adiy kâmil, 5/283.
176 Bir GOnahin Yetniif Zarari
Seleften bir zat demi ir: "Bir erkek ba5ka bir erkek ile
zina ettiginde yeryüzü Allah'tan imdat ister, melekler ise Rable-
rine ko5arlar ve gôrdükleri çirkinligi 5ikâyet ederler."14°
41) Seleften bir kimse 5ôyle demi ir: "Kul sabahladiginda bir
melek ve bir 5eytan kulun yanina ko5arlar. Kul Allah'i zikreder,
tekbir getirir, hamd eder veya tahiil (lailâhe illallah) der ise §ey-
tan sirtini chiner ve hemen oradan uzakla§ir. Bôylece kul melek
ile arkada§lik eder. Bunun aksine kul sabah oldugunda ba5ka
5eylerle güne ba5larsa melek yanindan koyar gider ve kulun ar-
kadai 5eytan olur."
•
ler. Biz dünya hayatinda da ahirette de sizin dostunuz" (Fussilet,
30-31)
14° Bicz: Ravdatul muhibbin, 505. Acuriy Zemmir1 livat, 514. Zebebi kebair bu manaya
yalcm zikrettnieir, 70.
ibn Kayim EI-Cezviyye 177
141 Tirmizi, 2988. ibni Hibban, 997. Taberi, 3/88. ibni Ebi Hatim, 2810. Bezzaz, 2027.
•
178 Bir Ganahin Yetm4 Zarari
•
Bunun aksine kuldan melek uzakla5ir 5eytan yakla5ir ise bu
defa da 5eytanin diliyle konumaya ba5lar, diline iftira, kijitü sen-
ler gibi eyler konulur. Nitekim bu türden bir adam konu5urken
dilinde ya melek yahut dilinde 5eytan bulunur.
Selef salihin salih bir kimseden hikmetli güzel bir sitiz i5itse
"Bunu senin diline olsa olsa melek koymu5tur" derdi. Bunun ak-
si bir sûz i5itse "Bunu diline ancak 5eytan koymu5tur" derdi.
Çünkü melek kalplere hakki atar, dillere de hakki koyup hakki
sôyletirler. Seytanlar ise kalplere batik atar ve daha sonra da di-
line onu sôylettirir.
142 imam Ahmed, sahabe fazileti, 310. ibni Asakir tarihi, 44/108. ibni Ca'd, 2403. Bkz:
Dal Darukutni, 4/136.
ibn Kayim EI-Cezviyye 179
143 Müslim, 4725. Ebu Davut, 4896. Buhari tarin, 2/202. Darukumi, ilel, 8/153.
144 Müslim, 2732.
180 Bir Giinahtn Yettnif Zarart
Kul; hayirli ve Salih ameller 4Iediginde nasil kul için dua edi-
yorsa ayni 5ekilde çe5itli günahlar i5leyerek, zulüm ve çirkinlik-
ler yaparak eziyet ettiginde melek "Allah seni hayirla mükâfat-
landirmasin" diye kula beddùa eder.
145 ibni Hibban, 1051. tbni Mtibarek, 64. ibni Adiy, 2/317. Beyhaki, 2526 benzeri lazif-
larla tahric etmillerdir.
181
ibn Kayim E1-Cezviyye
giisterip de-
Degerli ve cômert kimseden utanmayan, saygi
ki?
ger vermeyen kimseden daha a5agilik kim olabilir
6-Sayet zina eden kimse evli degil ise ona yüz degnek vuru-
lur ve bir yil ba5ka bir memiekete sürgün edilir.
7-Mahrem bir yakin akraba ile cinsel ili5kiye giren veya farz
namaziari terk eden yahut küfür kelimesi sôyleyen, küfür fiili
yapan kimsenin kafasi uçurulur.
147 islamda Suç Ve Cezalar(Ukûbât) cezasi Allah tarafindan belirlenenler ve islami idare
tarafmdan belirlenenler olmak üzere iki çesittir. Cezast Allah tarafindan belirlenen-
ler: Had ve Kisâs Cezasi islami idare tarafindan belirlenenler: Ta'zir denilir.
Had: Mikdân, islâmiyyette kesin olarak bildirilmiâ olan cezâdtr. Allâh'm koydugu ülçü-
ler, çizdigi snurlar, emir ve yasaklan ifade eder. Had, miktan kurana Wire tayin edil-
mis olan cezalardir. Çogulu "hudûd"tur. Had cezalannda af yoktur. Had cezalarmda en
ibn Kayim EI-Cezviyye 185
ufak bir etipheye yer olmarnalichr."Had cezasim, def edebildiginiz kadar defedin." Diger
ayette: "Elinizden geldikçe, had cezalanm Müslümanlardan defedin. Geçerli bir dzür
varsa hemen sahverin. Zira imanun yanhelikla affetmesi, yanhe bir ceza vermesinden
daha hayirlidir." Bir baeka ayette: "Hadlerin uygulanmasmda eüphelerden salcmi-
niz."eeklindeki hadisler bu konuya dikkat çekmektedir.
Had, Müshiman olsun veya zinvnî olsun islâm hülcümlerini iltizam eden (Dan islâm'da
yasayan) ahl sahibi ve buluga ermie kieilere uygulanir. Erkege, ayakta iken orta halli, ne
eski ne de yeni olmayan bir knbaç ile vurulur. Celd, (sopa vurma) esnasmda, yere uza-
tilmayacagi gibi elbisesi de soyulmaz. Bu konuda ibni
Mesud'un sdzü eôyledir: "HW=dinimizde yere uzatma, baglama veya soyma yoktur"
Derisi soyulacak derecede sopa vuruhnaz. Çünkü sopa vurmaktan maksat, onu Sldürmek
degildir. Sopa vuran kimse, koltuk alti giiriinecek kadar kolunu kaldiramaz. Darbin, be-
deni ile mut kalmasi, baema, yüzüne, cinsel organina, kalp ve yumurtaliklar gibi hayati
ôneme sahip organlanna vunnaktan kaçmmasi gerekir. Çünkü buralara vurmak,
yol açabilir veya faydalanmasmi engelleyebilir. Kadin için de durum aymchr.
Ancak kadma, oturdugu halde celde uygulamr. Kendisine had uygulanacak olan kiei
hasta ise iyileeinceye kadar had uygulamasi tehir edilir. Fakat hastaliktan kurtuhnasi sôz
konusu degilse, dayanabilecek iekilde hafifçe vurulur. Hamile olan kadmm çocuk do-
guncaya, emzikli kadmm ise çocuk sütten kesilinceye kadar had cezasi ertelenir.
Knas: Suçu ieleyen kieiye misliyle yapilacak muameleyi belirtir. oldürme ve yaralama-
larda uygulanmasi Allah'm emridir. Kisasta affetmek dzendirilmie ve yakmlann kisas
yerine tazminat ( diyet) alabilecegi belirtilmietir. Kisas cezalannda suçtan etkilenenler
suçluyu affedebilir, otorite affedemez. Çev.
148Kendi cinsinden kimselerle cinsel iliekide bulunan kimse, oglanci, luti, homoseksüel.
Çev.
186 Bir Ganalsin Yetntif Zaran
günahi islemisse, ceza o uzva verilir. iisrnegin yol kesen bir kisi-
nin eiinin ve ayaginin kesiimesi, yol kesmeyi bu azalanyla yapti-
gindan dolayidir. Burada hemen akia iftira atan kimsenin neden
dili kesiimez denebilir çünkü dilin kesiimesi islenilen günahin
daha büyük zararlar doguracagindandir. Bu yüzden iftira atan
kimse bütün bedene ace veren sopa vurma cezasi ile
rilir.
Birincisi: Sayet bôyle bir ceza veriise cezanin yol açacagi za-
rar zinanin açrnis oldugu zarardan daha büyük olacaktir ki bu
ise nesiin kesiimesi ve y.ok olmasidir.
1-$er'î cezalar.
2-Kaderi cezalar.
1451dürme cezasi,
149 iyiliti emretme ve Icôtülülcten salanduma ümmetin üzerine vacip olan meselelerden-
dir. Fakat islam ütnmeti bu vacibi neredeyse unutmut, unutturulmus durumdadir. Bu
ümmetin insanlan giinahlara o kadar asilar olmustur ki, islenilen günahlar artik dotal
bir hal aimer. islam ümmetinin yasamis oldutu beldeler, tatuti sistemlerin egemenlik-
lerine ginnis ama ümmet buna gôz yumar hale gelmistir. insanlarm anlasmazliklanm
çôzmek için basvurtnus olduklan mahkemeler islamla yakmdan uzaktan alakasi olma-
yan mahkemelerdir yine de ümmet bunlarda bir sakmca gürmez ve bir rahatsizhk duy-
maz ohnustur. Her Wise hast/Ida kat kat faiz veren bankalar meydana gehnis ümmet yine
de sessizdir. Her küse bastnda kumar oynatilir; loto, toto, iddia vb kumarlar basent alnus
gitmektedir fakat ümmet hala sessizdir. Resmi olarak genel evleri her beldeye açilnustir
ümmet yine sessizdir. Allah'm dinine hakaret edilir, alay edilir, islam siarlanna salchnlir
ama yine de ümmette hiçbir hareket yoktur. islam ümmeti Beyle bir haldedir ki, islam se-
riatimn kalduilche enler bayram ilan edihnis bunu da ümmet sevinç ile kutlatnaktachr.
Bidatler camileri doldurmus, jet imamlar mihraplara geçmis, süslü camiler inca edilmis
ama halen ümmet halen sessizlitini korutnalctachr. Bu ünunet ne zamana kadar bir ko-
yun sürüsii gibi güdülmeye rani olacaktir. Çev.
ibn Kayim EI-Cezwiyye 189
Islam dininden çikartan; inanç, amel ve stiz ile ki5i islam di-
ninden çikar bunun cezasi tildürülmedir ayni 5ekilde kasten
adam tildürme ve evli kimsenin zina etmesi yahut lûtiligin ceza-
sida ifilümdür.
Zinamn Cezasi:
-Sayet korn5u erkek; namaz, ilim talebi yahut cihad gibi ga-
yelerle, Allah'a ibadet türünden dolayi evinde yok ise bu günah-
taki felaket ve çirkinlik daha da fazIala5ir.
hiç ecir birakir mi? Ôyle zor bir andur ki, o an bir baba eviadin-
dan alacaginu almamazlik etmez yahut en samimi arkada, ar-
kada5undan alacagini almamazlik etmez. Zira herkes sevaba
muhtaçtir. O gün para, mal mülk, makam, rutbe dünyevi her ne
varsa hiç biri geçerliligi ve degeri degildir, fayda saglayacak olan
sadece Salih amellerdir.
-5ayet zina eden kimse ya511 bir ihtiyar ise bu günahtaki fe-
laket ve çirkinlik daha da büyüktür.
Çünkü zina eden ihtiyar ile Allah Teâlâ layamet günü ko-
numayacagu, temize çikarmayacagu ve aci veren bir azap ile ce-
zalanduracaguni bildirdigi üç ki5iden biridir.153
Sopa vurma ise ancak; akillann ifsad edilmesi, bir ki5iye ifti-
ra edilmesi, irz ve namuslara dil uzatilmasi kar5iliginda verilen
bir cezadin
1451dürme cezasu,
- Fakiri doyurma,
- Oruç tutmadir...
Keffaret üç çeettir:
154 Zihâr, Mich' terim olarak: Erkegin kendi karistm veya onun boynunu ya da yansim
veya üçte birini, kendisine nikâhi ebediyen haram olan bir kadma veya o kadmm bakil-
mass caiz olmayan bir organma benzetmesidir. Çev.
ibn Kaybn EI-Cezviyye 195
155 Tirmizi, 1105. imam Ahmed, 1/393. ibni Mace, 1892. Ebu Davut, 2118.
lbro Kayim EI-Cerviyye 199
Sen karde5im!
Bak bir dikkat et! Melekler Allah Teâlâ'dan bir istekte bu-
lunmadan tince Allah'a ilminin ve rahmetinin geniegiyle teves-
sülde bulunmu5lardir.
Astl konuya
Kulun i5ledigi günahlar kul ile kalbi arasina girer. Kalp yu-
mu5amast gerekirken, sertle5ir. 1315ylelikle kul kabininin duru-
mundan haber alamamaya b4ar. Kalbiyle ileti5imi kesilen kim-
•
se ise vücuduna gicla girmeyen kimse gibidir. Gicla girmeyen
ise bir müddet sonra zayiflar ve ôlür.
Altmipna Zarar:
•
de devam et."(insan; 25)
136
Müslim, "Hayz", 117; Ebû Dâvûd, "Taharet", 9/18.
208 Bir Gilnahm Yetmif Zarart
163 Bkz: l'lam El Muvakkiin, 1/62. Fevaid, 23. $ifaul alil, 1/87.
212 Bir Gilnahtn Yettnif Zaran
Günahin bir diger cezasi ise; kalbin ser etmesi, dilsiz et-
mesi, kôr hale getirilmesidir. Dolayistyla kaip fayda vermeyen
hakikat arasinda kalir ayni; saginn kulagtyla ses i5itmeye ça115-
mast, kiirün giizü ile renkieri ayirt etmeye çalt5mast, dilsizin dili
214 Bir Gibialiin Yetntif Zaran
"Asti fakir gezip dola5an bir iki lokma elde eden ki5i degildir.
Fakir, insanlardan istemeyen, dolayisiyla fakirliginin farkina va-
rilmayip kendisine sadaka verilmeyen ki5idir."165
Sübhanallah!
Yetmienci Zarar:
yici olan 5eyler ile kalbi bozup ifsad eden, mutsuz edip kôtüle5-
tiren 5eyleri tespit ederler daha sonra kalpleriyle Rabbileri ara-
sindaki mesafeyi katederler bôylece kalplerin Rabblerine ula5-
masina, yakinla5masina ve ondan yardim almasina, gôzlerinin
sevinçle dolup nefsinin rahatlamasina engel olurlar.
•
yada silontdu ve dar bir ya5am ynamasma sebep olmaser.
Rabbimiz huzur dolu bir ya5ami sadece iman edip salih amel
i5leyenlere vermier: "Erkek veya kadin, mümin olarak kim iyi
amel i5lerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaptinz. Ve
mükâfatlanni, elbette yapmakta olduklannin en güzeli ile veri-
riz." (Nahl, 97)
222 Bir Giinahin Yetmif Zaran
•
olacak olanlardir.
le Ibrahim bin Ethem'in sôzüdür. Bkz: Hilye, 7/439. El-Miflah, 1/183. EI-Vabil Es Say-
yib, 110. igasetül Lehfan, 932. ibni Asakir tarihin de, 6/303.
169 Ebi Süleyman El Magribiye ait sôzdür.
171 Bu dünyadaki cennete girenler ahiretteki cennete-Allahm izni ile- girecek olanlardtr.
Bu chinyadaki cennet; iman ve imanm geregini yerine getirilerek, imam bozacak 95z,
amel ve inanç içerisine girmeden hicret ve cihad etmektir. Her kim bu dünyada rabbinin
emirlerini yerine getirerek kulluk ederse ahirette en giizeli ile mükâfatlandmlacaktir.
Çev.
172 Tirmizi, 3510. imam Ahmed, 3/110. Ebu Ya'la, 3/155. ibni Adiy kâmil, /6/136. ibni
•
berzah, ahiret) nimet, kiitüler ise üç yurtlarinda da ates içinde-
dirler.
174 Selim "Selime"den gelir. Islâm kelimesiyle aym kôktendir. Liigat ma'nâsi itibariyle
kalb-i selim, hastaliksiz ve anzasiz kalb demektir. Daha has ma'nâda ise o, islâm'dan
ba.ska her seye kapah olan kalbdir.
Kalb-i selim sahibi olmak, Kur'ân-i Kerîm'de mii minier adora ortaya konan vasiflan ya-
samakla minnkündür. Bu tarif umumidir ve her seyi içine ahr mahiyettedir. Âise (r.anh)
Validemize sorarlar: "Allah Rasûlü'nün ahlâln nasildi?" Cevap verir: "Siz hiç Kur'ân
okumuyor musunuz?" "Okuyoruz", derler. Validemiz sifezüne devam eder: "O'nun ahliet
Kur'ân"di. "Evet, ICur''ân, evvelâ Rasûlullah (s.a.v.) kendi hayatim ona Ore düzenlesin,
tanzim etsin diye bir kitaptir. Once O, sonra da, imam nasil yapiyorsa arkada-
ki cemaat da ôyle yapacak yani bütün Ümmet-i Muhammed düsüncelerini, tasavvurlan-
m hayat ve ahlâklanm ona gôre tanzim edecektir. Günümüzde çok hümanistler var,
"Benim kalbim temiz, zira ben insanlan çok seviyorum, hep onlar için hayra kosuyo-
mm." diyorlar, ama boâtur, çünkii inkâr içindeki bir kalb kat'iyyen selim ve sâlim ola-
maz. Zira kâinatm sahibini inkâr eden bir kalb kûfiir içindedir ve kat'iyyen pak olamaz.
Çev.
ibre Kayim El-Cezviyye 225
ki, kul her zaman hidayete ve ayaklarinin islam dini üzere sabit
kalmasina muhtaçtir. Her daim kul Allah Teâlâ'dan kendisini
dogru yola iletmesini istemeli ve hatta bu konuda çokça duaci
olarak israr etmelidir. Aslinda kul hidayetten daha fazia ba5ka
bir 5eye muhtaç degildir. ihtiyaç duydugu yegâne 5ey hidayettir.
Hidayetten daha degerli hiçbir nimet yoktur. Her kim hidayet
nimetine sahip ise ba5ka bir 5eye muhtaç olmaz.
175
Basarili ktlmasi. Çev.
ibn Kayim EI-Cezviyye 227
2 - 5eytanî günahlar,
4 - Hayvanî günahlar...
Su gunumuzde Rabbe ait üzelliklerin insanlar tarafindan ele alinmasi birkaç sekilde
tezahür etmektedir: Allah tealanm kanun koyma halclumn bir talant farkh isimlendirme-
ler ve amellerle insanlar tarafindan ele almmasr, anlasmazhk aninda Allahm kanunlanna
deffil de insanlarm koymus oldugu kanunlara basvundmasi, Allah'tan istenihnesi gere-
ken yardunlann Allahm dismda bir takim sahislara yahut yerlere yapilmasi hakeza AI-
lah'm dismda baska seylere/yerlere adaklar adanmasi, dismda baska 5eyler üze-
rine yeminler edilmesi gibi birçok konuda günümüz insanlari Allah'a ait üzellikleri Al-
lah'a vermemektedir. Çev.
228 Bir Giinahin Yetatif Zarart
177 $unu unutmamak gerekir ki, hiç kimse ben sirk kosmak istiyorum diyerek sirk kos-
maz. Kulluk hayatmda zaruri olarak bilmesi ve Cigrenmesi gerekenleri ifirerune-
digi yahut ôgrendigi ile amel etmedigi için düser ve sirke düstügünden haberi ol-
maz. $irk: Allah tealanm rabliginde yani kendi fiillerin Allah tealayi birlemeye aykin
her ameldir. Yine Allah tealanm ilahliffinda yani kulun kendi fiillerinde tealayi birleme-
ye aykin her ameldir. Yine Allah tealanm isim ve sifatlarmda kulun tevhide aykin her
ameldir. Çev.
fbn Kayint E1-Cezviyye 229
1 - Büyük (kebair)
2 - Küçük (Sagair)
1- Yalanci 5ahitlik,
3 - Yalan yemin,
4 - Sihir.
1- içki içme,
3 - Faiz yeme,
1- Zina yapma,
1- Kasten adam
2 - Hirsizlik yapma.
Allahümme Âmin...