You are on page 1of 100

Nasıl Bir Ceza Adaleti?

Ceza muhakemesinde
alternatif çözüm
yolları

Kamu davasının
Uzlaştırma Öndeme Seri muhakeme açılmasının
ertelenmesi

Basit yargılama usulü?

https://alternatifcozumler.adalet.gov.tr
Adalet modelleri, ceza
adaleti sistemi ve
uzlaştırmanın yeri 1
Ceza Adaleti
Modelleri
Nasıl Bir Ceza
Adaleti? Cezalandırıcı Tazmin Edici Onarıcı
Adalet Adalet Adalet
OKULLAR ÇATIŞMASI
OKULLAR

KLASİK POZİTİVİST

İRADE ÖZGÜR İRADE ÖZGÜR DEĞİL

Kusurlu irade
Sosyal tehlikelilik
İsnat edilebilirlik

Güvenlik tedbirleri
Ödetici ceza
(ahlaki yönden nötr)
İKİCİ SİSTEM

GÜVENLİK
CEZALAR
TEDBİRLERİ
(1) Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin
ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine
hükmolunur.
Adalet ve kanun
önünde eşitlik ilkesi (2) Ceza Kanununun uygulamasında kişiler
arasında ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk,
TCK Madde 3
cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut
düşünceleri, felsefi inanç, milli veya sosyal
köken, doğum, ekonomik ve diğer toplumsal
konumları yönünden ayrım yapılamaz ve
hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz.
CEZALAR

ADLİ CEZALAR DİĞER CEZALAR

İDARİ DİSİPLİN
CEZALAR CEZALARI
CEZANIN ÜZERİNDE ETKİLİ OLDUĞU
VARLIKLAR

YAŞAM VARLIĞI
VE
İNSAN VÜCUDU MAL VARLIĞI

ÖZGÜRLÜK

•CEZALAR NASIL OLMALI?


•HER TÜR CEZA KABUL EDİLEBİLİR Mİ?
CEZANIN NİTELİĞİ, İŞLEVİ, AMACI

NİTELİĞİ ÖDETME İŞLEVİ KORUMA


(SAVUNMA) AMACI ISLAH

ÖNLEME

GENEL ÖZEL
CEZANIN ÖZELLİKLERİ

CEZANIN CEZANIN
ŞAHSİLİĞİ KANUNİLİĞİ
TCK m. 20/1 AY m. 38

ORANTILILIK
SON ÇARE OLMA
TCK m. 3

BÖLÜNEBİLİRLİK İNSANİLİK
AY m. 17/3

TAMİR
EDİLEBİLİRLİK
MADDE 38. – Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun
suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediğ
zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza
verilemez.
Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları
konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.
Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla
konulur.
Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir
beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Kanuna aykırı olarak elde edilmiş
Suç ve cezalara bulgular, delil olarak kabul edilemez.
ilişkin esaslar Ceza sorumluluğu şahsîdir.
(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden
ANAYASA m. 38 doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden
alıkonulamaz.
(Mülga: 7.5.2004-5170/5 md.)
(Değişik: 7.5.2004-5170/5 md.)Ölüm cezası ve genel müsadere
cezası verilemez.
İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide
uygulayamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme
kanunla istisnalar getirilebilir.
(Değişik: 7.5.2004-5170/5 md.)Uluslararası Ceza Divanına taraf
olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç
sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.
– • Değişik ilişkilerden doğan onarıcı adalet uygulama
modellerine örnek olarak; mağdur yönelik
müdahaleleri içeren programlar, aile konferansı,
uzlaşma, failin de çağrıldığı mağdur panelleri,
cezalandırıcı halka veya barıştırıcı halka, failin de
ONARICI katıldığı TCK
toplum ıslah3kurulları, failin yetenek ve
Madde
ADALET kişisel kapasitesinin geliştirilmesi programları, failler
için mağdurun duygularını anlayabilme dersleri, suç
mağdurları için toplum temelli yardım grupları,
suçlular için toplum temelli yardım grupları
gösterilebilir.
– Klasik adalet anlayışı
– 1)Hangi suç işlenmiştir?
2) Bu suçu kim işlemiştir?
3) Faillerin hak ettiği ceza nedir?

Onarıcı adalet anlayışı


1) Suçtan kim zarar görmüştür?
2) Bu kişilerin ihtiyaçları nelerdir?
3) Bu ihtiyaçları karşılamak kimin sorumluluğundadır?
–
1) İhlâl edilen kurallardan ziyade, kusurlu fiillerden
doğan zararlara odaklanılması,
Ceza adalet 2) Hem mağdurlar hem failleri adalet sürecine dâhil
ederek, her iki gruba da eşdeğer
sistemi, şu ilgi ve saygı gösterilmesi,
ölçütleri 3) Mağdurların zararlarının giderilmesine yönelik
çalışmalar yapılması, mağdurların
kıstasları daha güçlü kılınması ve mağdurların ihtiyaçlarının
karşılanması,
benimsediği 4) Faillerin yükümlülüklerini anlamaları, kabul
ölçüde etmeleri ve üstlenmeleri hususunda
teşvik edilirken, onlara destek olunması,
onarıcı adalet 5) Yükümlülüklerin yerine getirilmesinin failler
anlayışını açısından zor olabileceği dikkate
alınarak, bunların zararla eşdeğer tutulmaması ve
özümsemiş uygulanabilir olmasına dikkat
olmaktadır edilmesi,
6) Mağdurlar ile failler arasında, uygun olduğu ölçüde
doğrudan veya dolaylı
iletişim kurulmasına (görüşmeye) imkân tanınması,
– 7) Toplumun da suçtan etkilendiği nazara alınarak
adalet sürecine dâhil edilmesi,
güçlü kılınması ve suçun sebeplerini anlama ve suça
cevap verme kapasitesinin
artırılması,
8) Hürriyeti bağlayıcı cezadan ziyade, işbirliği ve
faili topluma yeniden
kazandırmanın teşvik edilmesi,
9) Düşünce ve fiillerin istenmeyen sonuçlarına
dikkat çekilmesi,
10) Mağdurlar, failler ve adalet sisteminin diğer
süjeleri de dâhil olmak üzere,
tarafların tümüne saygı gösterilmesi
– Yukarıda açıklandığı gibi “mağdur-fail
arabuluculuğu”, en yaygın “onarıcı adalet”
programlarındandır ve eğitimli bir arabulucunun
(uzlaştırmacının) yardımıyla, suçun
Uzlaştırma mağduru ile failinin, güvenli ve denetimli bir
ortamda bir araya getirilmesi sürecini
veya Mağdur ifade eder.
Fail –
Arabuluculuğ Mağdur-fail arabuluculuğunun, 1974
yılında Kanada’da (Ontario, Elmira), iki çocuğa kaşı
u açılan bir ceza davasıyla doğduğu
kabul edilir.
– Öncelikle çocuklar açısından gelişmiş bir yoldur
1)Suçun sebep olduğu manevî ve maddî zararın
onarılması yönünde bir çaba
olarak, mağdur ile failin ve uygun hâllerde onlara
destek olacak kişilerin (aile
bireylerinin, yakınlarının) aktif olarak katıldığı onarıcı
bir süreç sağlamak,

2) Mağdur ve failin, suç teşkil eden fiili tartışmaları,


sorularına cevap almaları,
Amaçları duygularını açıklamaları ve mümkün olduğu ölçüde
onarma ve iyileşme yönünde yol
almalarına imkan tanımak,

3) Mağdur ve failin, suçun sebep olduğu zararı


giderecek bir anlaşma ve karşılıklı
olarak kabul edilebilir plan geliştirmesine yardım
etmek.
– Uzlaşmaya tâbi suçlar, bireysellik yönü ağır basan
suçlardır.
– •Taraflar uzlaşma sürecine aktif bir şekilde katıldıkları
için, mağdurlar, uyuşmazlığın kendi istedikleri
şekildeçözümünde de etkin rol almaktadırlar.
– • Ayrıca, klasik muhakeme sisteminde mağdur hakları ne
MAĞDUR kadar sağlansa da, böyle bir muhakeme sürecine tâbi
AÇISINDAN tutulmak başlı başına bir külfet oluşturmaktadır.
– Uzlaştırmada mağdur doğrudan doğruya sürece
katılmaktadır.
– Mağdurun faile önyargı ile bakması ve onun hakkındaki
korkutucu önyargılarının oluşması engellenir.
– Mağdura yönelen eylem sonucunda,
mağdur, yapılan yargılama sonucu elde
edeceği tatminden çok dahafazla tatmin
sağlar.
– Mağdur, uzlaştırma sırasında yanıtı ancak
MAĞDUR fail tarafından verilebilecek soruları
sorma imkânına sahip olur.
AÇISINDAN
– Faile, ne hissettiğini anlatma fırsatı bulur.
Faili gördüğü, onunla konuştuğu için
korkuları azaldığı gibi intikamduyguları da
azalır.
– Suçun mağduru olmak dolayısıyla yaşadığı
travmayı daha kolay atlatması sağlanır.
– Mağdurun zararının giderilmesi: Ayrıca bir
hukuk davasına başvurmadan adalet
sistemi içinde mağdurun zararı
giderilmektedir.
MAĞDUR – Mağdurun açısından kendisinden özür
dilenmesinin önemi.
AÇISINDAN
– Mağdurun bilgilendirilmesi.
– Failin mağdura karşı kişisel olarak sorumlu
tutulması.
– Mağdurun aylar, hatta yıllar sürebilecek
yargılama sürecinden kurtulması.
– Gerçekleştirdiği hukuka aykırı fiilin etkilerini
düzeltmesine olanak sağlaması fail
bakımından onarıcı adaletin faydası olarak
ortaya çıkmaktadır.
– Failin aktif olarak sürece katılması.
– Failin sorumluluk üstlenmesi.
FAİL – Onarıcı adalette fail, neden olduğu zararı
AÇISINDAN gidermeye çalışan bir insan olarak
değerlendirilmekte ve kendisine olumlu
şeyler yapan bir kişi gibi davranılmaktadır.
– Failin affedilmesi.
– Failin uzun süren yargılamalardan
kurtulması.
– Sabıka, hak yoksunluğu olmaması
– Yargılama sürecinden etkilenmemesi
özgürlüğünü kısıtlayıcı tedbirlerin var olmaması
– Uzlaşma sonucunda ortaya çıkan karar, kendi
iradesinin de etkili olduğu bir karar olacaktır.
Kabul edebileceği birçözüm şeklinde anlaşmış
FAİL olacaktır.
AÇISIDAN
– Uzlaştırma sürecinde fail, eylemi nedeniyle
mağdurda yarattığı etkiyi görebilecektir.
– Uzlaştırma sonucunda öngörülecek tazminat
konusunda söz hakkı olacaktır.
– •Mağdurun muhtemel intikam alma
girişimlerinin de önüne geçilmektedir.
– Bir çok yargı sisteminde, onarıcı adalet
programları öncelikle suça sürüklenen
SUÇA çocuklar için geliştirilmiş, daha sonra
SÜRÜKLENEN yetişkinlereuygulanan programların
temelini oluşturmuştur.
ÇOCUK
AÇISINDAN
– Çocukların cezalandırılması fikrinin terk
edilmesi gerektiği ifade edilmektedir.
– Tarafların yeterince katkı sunamadığı klasik yargılama
sonucunda verilen kararların kartopu etkisi şeklindeki
dolaylı yansımaları uzlaşmada olmayacaktır.
– Klasik yargılama sonucu verilen kararlar tarafları tatmin
etmediği hâllerde, bu durum yeni suçların işlenmesine,
dolayısıyla yargıya yeni iş yüklerine sebep olmaktadır.
– Uzlaşmayla sonuçlanan her bir uyuşmazlık, hem ilk
derece mahkemelerini hem de Yargıtay’ın iş yükünü
azaltacaktır. Böylece mahkemelerin, diğer
SİSTEM uyuşmazlıklara ayırabilecekleri zaman artacaktır.
AÇISINDAN – Uzlaşma,uyuşmazlıkların daha kısa sürede ve daha az
masrafla çözülmesini sağlayacaktır.
– Tarafların birbirini dinleyerek ve anlayarak
oluşturdukları müşterek çözüm, aynı zamanda onarıcı
adaletanlayışını da hayata geçirmiş olmaktadır.
– Uzlaşmayla sonuçlanan suçlarda mükerrerlik oranı daha
düşük olmaktadır.
– Ceza infaz kurumlarındaki kapasitenin azaltılması
– Uzlaşmayla sonuçlanan olaylarda, tarafların
adalet sistemine olan inançlarının ve
güvenlerinin sağlamlaştırılması sağlanır.
– Uzlaşmayla sonuçlanan olaylarda, faillerin
toplumla yeniden bütünleşmeleri sağlanır, bu
sayede de sosyal barış gerçekleşir.
– Uzlaşmayla sonuçlanan olaylarda, cezaevlerinin
olumsuz etkilerinin giderilmesi sağlanır.
TOPLUM – Uzlaşma kurumu, birbirleriyle davalı bireyler
yerine, birbirleriyle uzlaşan insanlardan oluşan
AÇISINDAN bir toplumun hüküm sürmesini sağlayacaktır.
– • Uyuşmazlık, uzlaşma hâlinde sadece ceza
hukuku bakımından değil, hukuk sisteminin
ilgili bütün alanları açısından gündemden
kalkmış olmaktadır.
– • Uzlaşmayla sonuçlanan olaylarda, faillerin
toplumla yeniden bütünleşmeleri sağlanır.
– Uzlaşma, Avrupa Konseyi’nin ilki 1985 yılında olmak üzere
çeşitli tavsiye kararlarında yer almıştır.
– En önemli tavsiye kararlarında biri olan R (99) 19 sayılı
Tavsiye kararının giriş bölümünde uzlaştırma ile ilgili temel
prensiplere de vurgu yapılmıştır.
– Avusturya, Fransa, Almanya, Norveç ve İspanya gibi Avrupa
ülkelerindekigelişmeler neticesinde, Avrupa Konseyi
Bakanlar Komitesi de özel bir çalışma başlatmış ve 15 Eylül
1999’da, R(99)19 sayılı “Ceza Uyuşmazlıklarında
Uluslararası Arabuluculuk”konulu tavsiye kararını kabul etmiştir.

Standartlar
– Bu kararda uzlaştırmanın ceza adaleti modelini
tamamlayıcı bir model olduğu,
– Mağdur ve diğer kişilerin ceza soruşturmasına aktif
olarak katılımını sağladığı,
– Mağdurların, mağduriyetlerinin sonuçlarına
değinmelerini sağladığı, faille iletişim kurdukları,
– Faillerin sorumluluk duygularını teşvik ederek,
toplumla yeniden uyum sağlayıp birleştirdiği,
– Uzlaşmanın özel bir hüner gerektirdiği ve güvenilir
bir eğitimi zorunlu kıldığı yer almıştır.
– Söz konusu kararda genel ilkeler
olarak;
– Uzlaşmanın tarafların özgür iradeleriyle
rıza gösterilerek yapılması gerektiği,
– Görüşmelerin gizli olduğu,
Uluslararası – Uzlaşmanın erişilebilen bir hizmet
Standartlar olması gerektiği,
– Ceza muhakemesi sürecinin her
aşamasında başvurulması gerektiği,
– Uzlaştırma hizmetine yeterli özerklik
tanınması gerektiği ifade edilmiştir.
Özellikle uzlaştırmacıların nitelikleri ve
özelliklerine vurgu yapılmıştır.
Avrupa Birliği Konseyi de bu gelişmelere kayıtsız
kalmayarak, “mağdurların ceza davalarındaki durumu”
hakkındaki 15 Mart 2001 tarihli Çerçeve Kararında
(2001/220/JHA), mağdurların desteklenmesi amacıyla Üye
Devletlerin arabuluculuğu
geliştirmeleri gerektiğini belirtmiştir.
Benzer şekilde, 1990 tarihli ve 19 numaralı Savcıların Rolüne
İlişkin Birleşmiş Milletler Rehber ilkelerinde, suça sürüklenen
Uluslararası çocukların karıştığı olaylardan doğan uyuşmazlıkların
Standartlar mahkeme dışında çözümünü kolaylaştırmak için, topluluk
programları,
geçici gözetim ve rehberlik ve mağdurların zararlarının
giderimi gibi çeşitli imkânların sağlanması gerektiği ifade
edilmiştir.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin, “Ceza


Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk”Hakkındaki R (99) 19 sayılı
tavsiye kararında8, üye ülkelere, ceza
arabuluculuğunugeliştirmeleri ve kapsamını genişletmeleri
önerilmiştir.
– Onarıcı adalet ile geleneksel ceza adaleti arasındaki
düşünce farkı nedir?
– Onarı adalet sürecinin temel ilkeleri nelerdir?
– Uzlaştırmaya ilişkin temel uluslararası belgeler
nelerdir?
– Mağdur bakımından sunulan faydalar nelerdir?
Sorular
– Fail bakımından sunulan faydalar nelerdir?
– Toplum ve ceza adalet sistemi bakımından
sunulan faydalar nelerdir?
– Suça sürüklenen ve suç mağduru çocuklar
bakımından sunulan faydalar nelerdir?
Uzlaştırmanın esasları 2
– Uzlaştırma kurumu,
– Uyuşmazlığın yargı dışı yolla ve fakat adli
makamlar denetiminde çözümlenmesini
sağlayan bir yöntem olup,
– Fail ve mağdurun suçtan doğan zararının
giderilmesi konusunda anlaşmalarına bağlı
UZLAŞTIRMA olarak,
– Devletin de ceza soruşturması ve
kovuşturmasından vazgeçmesi,
– Suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal
düzenin, barış yoluyla yeniden tesisini
sağlayıcı nitelikte bir hukuksal kurum olarak
tanımlanmaktadır.
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği’nin 4.
maddesinin (j) bendinde:
“Uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeniyle,
şüpheli veya sanık ile
mağdur veya suçtan zarar görenin Kanun ve bu
Yönetmelikteki usul ve esaslara uygunolarak anlaşmış
Uzlaştırma olmalarını” ifade ettiği hükme bağlanmıştır.
süreçtir Uzlaştırmacı, Yönetmelik m. 4’te; “Uzlaştırmacı:
Şüpheli veya sanık ile mağdur
uzlaşma ise veya suçtan zarar gören arasındaki uzlaştırma
müzakerelerini yöneten, Cumhuriyet
anlaşmadır savcısının onayıyla görevlendirilen avukat veya hukuk
öğrenimi görmüş kişiyi, ifade
etmektedir.
Daslında devletin cezalandırma yetkisini ortadan
kaldırdığı için bir maddi ceza hukuku kurumudur
– Ancak Yargıtay, uzlaşmayı, karma nitelikli bir
kurum olarak kabul etmektedir. Buna göre
uzlaşma bir yönüyle usul hukuku kurumu, ceza
Hukuki ilişkisini sona erdirmesi nedeniyle de maddi ceza
Niteliği hukukuna ait bir hukuksal kurumdur. (CGK.
30.10.2007, 4-200/219; 4.CD. 13.6.2007,
4984/5662)
– Aynı zamanda bir ceza muhakemesi şartı
Karma nitelikte
kabul edilmesinin
sonuçları

Lehe kanunun
Kıyas yasağı
geriye yürür
– Tanımlar
– Madde 2 – (1) Bu Kanunun uygulanmasında;
– a) Şüpheli: Soruşturma evresinde, suç şüphesi altında bulunan
kişiyi,
– b) Sanık: Kovuşturmanın başlamasından itibaren hükmün
CMK kesinleşmesine kadar, suç şüphesi altında bulunan kişiyi,
Tanımlar – c) Müdafi: Şüpheli veya sanığın ceza muhakemesinde
savunmasını yapan avukatı,
Maddesi
– d) Vekil: Katılan, suçtan zarar gören veya malen sorumlu kişiyi
ceza muhakemesinde temsil eden avukatı,
– e) Soruşturma: Kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin
öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi,
– f) Kovuşturma: İddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün
kesinleşmesine kadar geçen evreyi,
– Suça sürüklenen çocuk, “Kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği
iddiasıyla hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı
hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuğu ifade etmektedir” (ÇKK m. 3/1-a-2).
–
Suçun mağduru, suçun üzerinde işlendiği kişi veya şeyin (suçun konusunun)
sahibidir. Örneğin; hırsızlık suçunda suçun konusu taşınabilir eşya; mağdur ise
taşınabilir eşyanın sahibidir. Dar anlamda suçtan zarar gören mağdur olarak
adlandırılmakta, geniş anlamda suçtan zarar gören ise hem mağduru hem de suçtan
zarar göreni kapsayacak şekilde kullanılmaktadır. Suç teşkil eden fiilin işlenmesi
dolayısıyla haklı bir menfaati, hukuken korunan bir hakkı ihlal edilen kişi, suçtan
zarar
gören konumundadır.

Tanımlar –
Suçtan zarar gören, “tazmin edilebilir bir zarara uğrayan, dolayısıyla iade ve
tazmini isteme hakkına sahip olan ve ceza davasına katılabilen kişidir”. Başka bir
ifadeyle suçtan zarar gören, ceza muhakemesinin süjelerinden görülen ve kamu
davasına katılabilecekleri hükme bağlanan kimselerdir. Kasten yaralama veya
öldürme
suçlarında yaralanan ya da ölen kişi mağdur konumundayken, bu kişilerin yakınları
suçtan zarar gören konumundadır.
–
Katılan, suçtan zarar gören veya mağdurun kovuşturma evresinde sanıktan
şikayetçi olduğunu bildirmesi ve talep etmesi üzerine mahkeme tarafından davaya
katılmasına karar verilen kişidir. Katılan sıfatı alınmadığı takdirde o davada belirli
hakları kullanması mümkün değildir. Örneğin, kanun yollarına başvurmak için katılan
sıfatına haiz olmak gerekir
– Tanımlar
– MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
– a) Bakanlık: Adalet Bakanlığını,
– b) Büro: Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde kurulan
uzlaştırma bürosunu,
– c) Daire Başkanlığı: Alternatif Çözümler Daire Başkanlığını,
– ç) Eğitim kuruluşları listesi: Daire Başkanlığında tutulan
uzlaştırma eğitimi verme izni alan eğitim kuruluşlarının
kaydedildiği listeyi,
Tanımlar – d) Elektronik liste: Uzlaştırma eğitimi verme izni alan eğitim
kuruluşlarının isimlerinin elektronik ortamda tutulduğu
Yön m. 4 listeyi,
– e) Elektronik ortam: Bilişim sistem ve bilişim ağından oluşan
toplam ortamı,
– f) Genel Müdürlük: Ceza İşleri Genel Müdürlüğünü,
– g) Kanun: 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanununu,
– ğ) Kayıt: Fiziki veya elektronik ortamda üretilen ya da bu
ortama aktarılan veya taşınan, bilgi, belge ve verinin
saklanmasını,
– h) Sicil: Uzlaştırmacı sicilini,
– ı) Tarife: Alternatif Çözümler Daire Başkanlığı tarafından yıllık
olarak hazırlanan Uzlaştırmacı Asgari Ücret Tarifesini,
– i) UYAP: Adalet hizmetlerinin elektronik ortamda yürütülmesi
amacıyla oluşturulan Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemini,
– j) Uzlaşma: Uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeniyle, şüpheli
veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin Kanun ve bu
Yönetmelikteki usul ve esaslara uygun olarak anlaşmış olmalarını,
– k) Uzlaştırma: Uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeniyle
şüpheli veya sanık ile mağdur, suçtan zarar gören veya kanuni
temsilcisinin, Kanun ve bu Yönetmelikteki usul ve esaslara uygun
Tanımlar olarak uzlaştırmacı tarafından anlaştırılmaları suretiyle
uyuşmazlığın giderilmesi sürecini,
Yön m. 4 – l) Uzlaştırmacı: Şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar
gören arasındaki uzlaştırma müzakerelerini yöneten, Cumhuriyet
savcısının onayıyla görevlendirilen avukat veya hukuk öğrenimi
görmüş kişiyi,
– m) Uzlaştırma raporu: Uzlaştırma işlemleri sonuçlandırıldığında
uzlaştırmacı tarafından düzenlenen raporu,
– n) Uzlaşma belgesi: Uzlaştırmacı görevlendirilmeden önce veya
uzlaşma teklifinin reddedilmesinden sonra tarafların uzlaşmaları
sonucunda aralarında düzenlemiş oldukları belgeyi,
– o) Yazılı sınav: Uzlaştırma eğitiminin bitiminde yapılan sınavı,
Taraflar uzlaşma teklifini kabul etseler dahi, görüşmeler
sonucunda uzlaşmak zorunda olmayıp, uzlaşma sağlanana
kadar bu yöndeki iradelerinden vazgeçebilirler. Vazgeçme,
hak kaybına yol açmaz.
Genel Olarak
Uzlaşma Uzlaşma görüşmeleri sırasında yapılan açıklamalar kayıt
altına alınamaz ve delil olarak kullanılamaz.
– Temel ilkeler
– MADDE 5 – (1) Uzlaştırma, şüpheli veya sanık ile mağdur
veya suçtan zarar görenin özgür iradeleri ile kabul etmeleri
ve karar vermeleri hâlinde gerçekleştirilir. Bu kişiler
anlaşma yapılana kadar iradelerinden vazgeçebilirler.
– (2) Uzlaştırma, şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan
zarar görenin temel hak ve hürriyetlerine uygun olarak,
menfaatlerinin korunması esası gözetilerek yürütülür.
– (3) Uzlaştırmaya katılan şüpheli, sanık, mağdur veya suçtan
Temel İlkeler zarar gören ile kanunî temsilcileri müzakereler sırasında,
Kanunun tanıdığı temel güvencelere sahiptir.
Yön m. 5
– (4) Şüpheli, sanık, mağdur, suçtan zarar gören veya bu
kişilerin kanunî temsilcileri Türkçe bilmiyorsa veya engelli
ise Kanunun 202 nci maddesi hükmü uygulanır.
– (5) Uzlaştırma sürecine başlanmadan önce şüpheli veya
sanık ile mağdur veya suçtan zarar gören; hakları,
uzlaşmanın mahiyeti ve verecekleri kararların hukukî
sonuçları hakkında bilgilendirilir.
– (6) Şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar
görenin yaşı, olgunluğu, eğitimi, sosyal ve ekonomik
durumu gibi belirgin farklılıklar, uzlaştırma sürecinde göz
önüne alınır.
– (7) Uzlaştırmacı görevi sebebiyle kendisine verilen bilgi ve
belgelerin gizliliğini korur. Taraflardan birinin verdiği gizli
bilgi ve belgeleri verenin iznini almadan veya kanunen
zorunlu olmadıkça diğer tarafa açıklayamaz. Gizliliği
koruma yükümlülüğü uzlaştırmacının görevi sona
Temel İlkeler erdikten sonra da devam eder.
Yön m. 5 – (8) Uzlaştırmacı müzakerelere başlamadan önce taraflara;
uzlaştırmanın temel ilkelerini, kendisinin tarafsızlığını,
uzlaştırma süreci ve sonuçlarını, uzlaştırmacı ile tarafların
uzlaştırmadaki işlevlerini, gizlilik yükümlülüğünü açıklar
ve onların süreci anlamalarını sağlar.
– (9) Uzlaştırmacı tarafların, hüküm ve sonuçlarını bilerek
ve özgür iradeleriyle uzlaşmalarını sağlayacak uygun
tedbirleri alır.
– Tercüman bulundurulacak hâller
– CMK Madde 202 – (1) Sanık veya mağdur, meramını anlatabilecek
ölçüde Türkçe bilmiyorsa; mahkeme tarafından atanan tercüman
aracılığıyla duruşmadaki iddia ve savunmaya ilişkin esaslı noktalar
tercüme edilir.
– (2) Engelli olan sanığa veya mağdura, duruşmadaki iddia ve
savunmaya ilişkin esaslı noktalar, anlayabilecekleri biçimde anlatılır.
– (3) Birinci ve ikinci fıkra hükümleri, soruşturma evresinde dinlenen
şüpheli, mağdur veya tanıklar hakkında da uygulanır. Bu evrede
tercüman, hâkim veya Cumhuriyet savcısı tarafından atanır.(1)
– (4) (Ek: 24/1/2013-6411/ 1 md.) Ayrıca sanık; (1)
– a) İddianamenin anlatılması,
Tercüman – b) Esas hakkındaki mütalaanın verilmesi,
bulundurulması – üzerine sözlü savunmasını, kendisini daha iyi ifade edebileceğini
beyan ettiği başka bir dilde yapabilir. Bu durumda tercüme hizmetleri,
beşinci fıkra uyarınca oluşturulan listeden, sanığın seçeceği tercüman
tarafından yerine getirilir. Bu tercümanın giderleri Devlet Hazinesince
karşılanmaz. Bu imkân, yargılamanın sürüncemede bırakılması
amacına yönelik olarak kötüye kullanılamaz.
– (5) (Ek: 24/1/2013-6411/ 1 md.) Tercümanlar, il adlî yargı adalet
komisyonlarınca her yıl düzenlenen listede yer alan kişiler arasından
seçilirler. Cumhuriyet savcıları ve hâkimler yalnız bulundukları il
bakımından oluşturulmuş listelerden değil, diğer illerde oluşturulmuş
listelerden de tercüman seçebilirler. Bu listelerin düzenlenmesine
ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
– Genel hükümler
– MADDE 7 – (1) Uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için mağdur
ya da suçtan zarar görenin gerçek kişi veya özel hukuk tüzel
kişisi olması gerekir.
– (2) Aralarında iştirak ilişkisi olsun veya olmasın birden çok
kişi tarafından işlenen suçlarda uzlaştırma hükümleri her bir
şüpheli ya da sanık için ayrı ayrı değerlendirilir, ancak
uzlaşan kişi uzlaşmadan yararlanır.

Genel – (3) Birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine


sebebiyet veren bir suçtan dolayı uzlaştırma yoluna
Hükümler gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin
hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir.
Yön m. 7
– (4) Birden fazla suç olmasına rağmen kanunda tek ceza
öngörülen hâllerde her suç için ayrı ayrı uzlaştırma yapılır.
– (5) Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması hâlinde tekrar
uzlaştırma yoluna gidilemez.
– (6) Uzlaşmanın sağlanması hâlinde, soruşturma veya
kovuşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası
açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır.
– (7) Soruşturma evresinde mağdur veya suçtan zarar
görenin ölümü hâlinde uzlaştırma işlemi sonlandırılır.
Kovuşturma evresi için Kanunun 243 üncü maddesi
hükmü saklıdır.
– (8) Uzlaşma teklifinde bulunulması veya teklifin kabul
edilmesi, soruşturma ya da kovuşturma konusu suça
ilişkin delillerin toplanmasına ve koruma tedbirlerinin
uygulanmasına engel değildir.
– (9) Uzlaştırmaya tâbi suçlarda, uzlaştırma girişiminde
bulunulmadan, kamu davasının açılmasının ertelenmesi
Genel veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı
verilemez.
Hükümler – (10) Şüpheli, sanık, mağdur ya da suçtan zarar görene
Yön m. 7 Cumhuriyet savcısının onayı ile görevlendirilen
uzlaştırmacı uzlaşma teklifinde bulunur.
– (11) Uzlaştırmacı kendisine tevdî edilen görevi bizzat
yerine getirmekle yükümlü olup, görevinin icrasını kısmen
veya tamamen başka bir kimseye bırakamaz.
– (12) Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma
veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama
veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura,
suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî
temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya
kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez.
–

• Ön ödeme
• Şikayetin geri alınması
Benzer
kurumlar • Kamu davasının açılmasının
ertelenmesi
• Hükmün açıklanmasının geri
bırakılması
Normlar
Hiyerarşisi
– CMK 253 ve 254
– CMK’nın uzlaşmanın sonuçlarını
gösteren diğer maddeleri
– Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma
Yönetmeliği (5 Ağustos 2017 RG)
OKUMALISINIZ – Tarife 31 Aralık 2019 tarihli Resmi Gazete
MEVZUAT – Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan
uzlaştırmacı eğitim kitabını (2018 baskı)
internetten indiriniz:
– http://www.adalet.gen.tr/wp-
content/uploads/2018/01/ceza-muhakemesi-
hukukunda-uzlastirma-egitim-kitabi.pdf
Uzlaştırmanın Şartları 3
Uzlaştırmanın şartları

Taraflara Suça İlişkin


ilişkin şartlar Şartlar
 uzlaşma usulünün uygulanabilmesi için
şüpheli veya sanığın suçu kabullenmesi şart
olmaması
UZLAŞTIRMANIN
TARAFLARA  Mağdur veya Suçtan Zarar Görenin Gerçek Kişi
İLİŞKİN ŞARTLARI veya Özel Hukuk Tüzel Kişisi Olması
 Uzlaştırma usulünün uygulanabilmesi için
tarafların sağ olmaları Şüpheli veya Sanığın
Tam Akıl Hastası Olmaması
 Suç ile İlgili Muhakeme Şartlarının Bulunması
UZLAŞTIRMANIN
 Soruşturma Konusu Suça İlişkin Şüpheli
SUÇA İLİŞKİN Hakkında Yeterli Delilin Bulunması
ŞARTLARI
 Suçun Uzlaştırma Kapsamında Olması
 Şikâyet
 Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlar
 Madde 73- (1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan
suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı
takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.
 (2) Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikayet
hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği
günden başlar.
 (3) Şikayet hakkı olan birkaç kişiden birisi altı aylık süreyi geçirirse
bundan dolayı diğerlerinin hakları düşmez.
 (4) Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi
Suç ile İlgili yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı
düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın
Muhakeme infazına engel olmaz.
Şartlarının  (5) İştirak halinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikayetten
vazgeçme, diğerlerini de kapsar.
Bulunması
 (6) Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen
sanığı etkilemez.
 (7) Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikayetten
vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsi
haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık hukuk
mahkemesinde de dava açamaz.
 (8) (Mülga: 6/12/2006 – 5560/45 md.)
 İzin

 “İzin”, kamu davası açılmasında kamu yararının bulunup


bulunmadığı konusunda kanunun yetkili kıldığı makamın yaptığı
bir irade açıklamasıdır. Böylece kamu davasının mecburiliği ilkesi
yumuşatılmıştır.
 Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve
organlarını aşağılama Madde 301- (Değişik: 30/4/2008-5759/1
md.)
Suç ile İlgili  (1) Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük
Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini
Muhakeme  ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki
Şartlarının yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
 (2) Devletin askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi,
Bulunması birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
 (3) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
 (4) Bu suçtan dolayı soruşturma yapılması, Adalet Bakanının
iznine bağlıdır.
 Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia
edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla
belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idarî merciin
iznine bağlıdır. (Ay. M. 129/son)
 Kusur yeteneğinin yani isnat yeteneğinin bulunmaması
 Yaş küçüklüğü
 Madde 31- (1) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan
çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza
kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik
tedbirleri uygulanabilir
 (2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/5 md.) Fiili işlediği sırada oniki
yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların
Suç ile İlgili işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya
davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş
Muhakeme olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler
hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili
Şartlarının olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu
kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını
Bulunması gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla; müebbet hapis
cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan onbir yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde
her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz.
 (3) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/5 md.) Fiili işlediği sırada onbeş
yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler
hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği
takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla; müebbet hapis cezasını
gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu hâlde her fiil
için verilecek hapis cezası oniki yıldan fazla olamaz.
 Akıl hastalığı
 Madde 32- (1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin
hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu
fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme
yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza
verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik
Suç ile İlgili tedbirine hükmolunur.
Muhakeme  (2) Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte
Şartlarının işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme
yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış
Bulunması müebbet hapis cezası yerine yirmibeş yıl, müebbet
hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir.
Diğer hallerde verilecek ceza, altıda birden fazla
olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza,
süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen,
akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da
uygulanabilir.
 Sağır ve dilsizlik Madde 33- (1) Bu Kanunun, fiili
işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan
çocuklara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını
doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; oniki
yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış
olanlara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmuş
Suç ile İlgili olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan sağır ve
Muhakeme dilsizler hakkında; onbeş yaşını doldurmuş olup da
onsekiz yaşını doldurmamış olanlara ilişkin
Şartlarının hükümleri, onsekiz yaşını doldurmuş olup da
Bulunması yirmibir yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler
hakkında da uygulanır.
 Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk,
kendisini savunamayacak derecede malul veya
sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi
görevlendirilir. (CMK m. 150/2)
 Geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde
etkisinde olma Madde 34- (1) Geçici bir nedenle ya
Suç ile İlgili da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde
etkisiyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını
Muhakeme algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak
Şartlarının davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli
derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. (2) İradi
Bulunması olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde
etkisinde suç işleyen kişi hakkında birinci fıkra
hükmü uygulanmaz.
 Duruşma Ehliyetinin Bulunması
 Duruşma ehliyeti, sanığın duruşmada veya duruşma dışında, yapılan
muhakemeye ilişkin açıklamaları algılama, gerekli açıklamaları yapma, makul ve
anlaşılır bir şekilde savunmayı yürütebilme ve kendi çıkarlarını gözetebilme
yeteneğidir. Suçu islediği esnada kusur yeteneği ve dolayısıyla ceza sorumluluğu
bulunan kişi, sonradan akıl hastası olarak duruşma ehliyetini kaybedebilir.
 Gözlem altına alınma
 Madde 74 – (1) Fiili işlediği yolunda kuvvetli şüpheler bulunan şüpheli veya sanığın
Suç ile İlgili akıl hastası olup olmadığını, akıl hastası ise ne zamandan beri hasta olduğunu ve
bunun, kişinin davranışları üzerindeki etkilerini saptamak için; uzman hekimin
önerisi üzerine, Cumhuriyet savcısının ve müdafiin dinlenmesinden sonra resmî
bir sağlık kurumunda gözlem altına alınmasına, soruşturma evresinde sulh ceza
Muhakeme hâkimi, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından karar verilebilir.
 (2) Şüpheli veya sanığın müdafii yoksa hâkim veya mahkemenin istemi üzerine,
Şartlarının baro tarafından bir müdafi görevlendirilir.
 (3) Gözlem süresi üç haftayı geçemez. Bu sürenin yetmeyeceği anlaşılırsa resmî
Bulunması sağlık kurumunun istemi üzerine, her seferinde üç haftayı geçmemek üzere ek
süreler verilebilir; ancak sürelerin toplamı üç ayı geçemez.
 (4) Gözlem altına alınma kararına karşı itiraz yoluna gidilebilir; itiraz, kararın
yerine getirilmesini durdurur.
 (5) Bu madde hükmü, 223 üncü maddenin sekizinci fıkrası gereğince yargılamanın
durması kararı verilmesi gereken hâllerde de uygulanır.
 Failin ceza ehliyeti bulunmakla birlikte, duruşma ehliyeti ortadan kalkmışsa
mahkemenin durma kararı vermesi gerekir. Fail iyileştiğinde, duruşmaya kalındığı
yerden devam edilir. Akıl hastalığının iyileşmesi mümkün değilse düşme kararı
verilmelidir.
 Dokunulmazlığın Bulunmaması
 Suçun Zamanaşımına Uğramamış Olması
 Askerlik Hizmetinin Yapılmış Olması
 Davaların geri bırakılması:
Suç ile İlgili  Madde 20 – (Değişik: 29/6/2006-5530/7 md.)
Muhakeme  Er ve erbaşlar ile yedek subayların askere girmeden
Şartlarının veya silâh altına çağrılmadan önce işledikleri yukarı
haddi iki yıla kadar hapis cezasını gerektiren suçlara
Bulunması ait davalarda soruşturma ve kovuşturma işlemleri
askerliklerini bitirmelerine kadar geri bırakılır.
 Türk Silâhlı Kuvvetlerinden çıkarmayı gerektiren
suçlardan sanık yedek subaylar hakkında bu hüküm
uygulanmaz. (ASKERİ MAHKEMELER KURULUŞU
VE YARGILAMA USULÜ KANUNU)
 Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının
Soruşturma görevi
Konusu Suça  CMK Madde 160 – (1) Cumhuriyet savcısı, ihbar
veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini
İlişkin veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını
Şüpheli açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere
hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
Hakkında  (2) Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması
Yeterli ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için,
emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle,
Şüphenin şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri
Bulunması toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin
haklarını korumakla yükümlüdür.
 CMK’nın 2. maddesine göre
Soruşturma  Soruşturma: Kanuna göre yetkili mercilerce suç
şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin
Konusu Suça kabulüne kadar geçen evreyi ifade eder.
İlişkin  Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun
Şüpheli işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa;
Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler. (CMK
Hakkında m. 170/2)
Yeterli  Uzlaştırma, cezalandırmaya alternatif teşkil
Şüphenin etmektedir. Dolayısıyla uzlaştırma usulü
işletilmeden önce Cumhuriyet savcısı, delilleri
Bulunması toplamış ve deliller çerçevesinde iddianame
düzenlemek için yeterli şüpheye ulaşmış olmalıdır.
Soruşturma
 Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar
Konusu Suça
 Madde 172 – (1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma
İlişkin evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli
Şüpheli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya
kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde
Hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar,
Yeterli suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya
sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz
Şüphenin hakkı, süresi ve mercii gösterilir.
Bulunması
 Cumhuriyet savcısının kararına itiraz
 Madde 173 – (1)Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına
dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün
içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde
Soruşturma görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh
ceza hâkimliğine itiraz edebilir

Konusu Suça  (2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek


olaylar ve deliller belirtilir.
İlişkin  (3) (Değişik: 18/6/2014-6545/71 md.) Sulh ceza hâkimliği, kararını
vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu
Şüpheli hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet
başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için
yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder;
Hakkında itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet
savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve
Yeterli şüpheliye bildirir.
 (4) (Değişik: 25/5/2005 - 5353/26 md.) Sulh ceza hâkimliği istemi
Şüphenin yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek
mahkemeye verir. (5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının
açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu
Bulunması madde hükmü uygulanmaz.
 (6) (Değişik: 2/1/2017-KHK-680/11 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-
7072/10 md.) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı
kamu davası açılabilmesi için 172 nci maddenin ikinci fıkrası
uygulanır.
 Cumhuriyet savcısı, keşif ve bilirkişi raporu gibi
araçlara da başvurarak delilleri elde etmeli, ardından
Soruşturma delilleri değerlendirerek fiilin hukukî nitelendirilmesi
ve yeterli şüphenin varlığı hususlarını takdir etmelidir.
Hukukî nitelendirme, somut olaydaki fiilin, kanunda
Konusu Suça düzenlenen hangi suçu karşıladığı ve bu suçun
uzlaştırma kapsamında olup olmadığının
İlişkin saptanmasıdır.
Şüpheli  Gerekli olduğu halde uzlaştırma usulü işletilmeden
kamu davası açılması, iddianamenin iadesi
Hakkında nedenidir. (CMK m. 174/1-c).
Yeterli  Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama
girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması
Şüpheyi hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz. (CMK m.
253/3)
Gösteren  Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama
girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olduğu ve
Delilin kapsama girmeyen suç hakkında kovuşturmaya yer
olmadığı kararının verildiği hâllerde dosya, bu karara
Bulunması karşı itiraz süresinin geçmesi veya itirazın
reddedilmesi üzerine büroya gönderilir. (CMUY m.
10/3)
 Uzlaştırma (1)
 Madde 253 – (Değişik: 6/12/2006-5560/24 md.)
 (1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören
gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde
bulunulur:
 a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
 b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza
Kanununda yer alan;
 1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
 2. Taksirle yaralama (madde 89),
UZLAŞTIRMA  3. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Tehdit (madde 106, birinci fıkra),
KAPSAMINA  4. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
GİREN  5. (Ek:17/10/2019-7188/26 md.)(2) İş ve çalışma hürriyetinin ihlali
(madde 117, birinci fıkra; madde 119, birinci fıkra (c) bendi),
SUÇLAR  6. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Hırsızlık (madde 141),
 7. (Ek:17/10/2019-7188/26 md.)(2) Güveni kötüye kullanma (madde
155),
 8. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Dolandırıcılık (madde 157),
 9. (Ek:17/10/2019-7188/26 md.)(2) Suç eşyasının satın alınması veya
kabul edilmesi (madde 165),
 10. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
 11. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya
belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239),
 c) (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Mağdurun veya
suçtan zarar görenin gerçek (kişi) veya özel hukuk
tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen
çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı
geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren
SUÇA suçlar.
SÜRÜKLENEN  (2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı
olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan
ÇOCUKLAR suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi
CMK 253/1 için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.
 (3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı
olsa bile, (…)(1) cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda,
uzlaştırma yoluna gidilemez. (Ek cümle: 26/6/2009 -
5918/8 md.) Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun,
bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı
mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma
hükümleri uygulanmaz.

İSTİSNALAR
CMK 253/3
 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 26 ncı
maddesiyle üçüncü fıkraya “birlikte” ibaresinden sonra
gelmek üzere “aynı mağdura karşı” ibaresi eklenmiş,
onikinci fıkrada yer alan “en çok yirmi gün daha”
ibaresi “her defasında yirmi günü geçmemek üzere en
fazla iki kez” şeklinde değiştirilmiştir.
 1. Şikâyete tabi her suç uzlaştırma kapsamında
mıdır?
 2. Şikâyete tabi olmayan bir suçun uzlaştırma
kapsamında olması mümkün müdür?
 3. TCK m.105’teki cinsel taciz suçu şikâyete tabidir.
Bu suç uzlaştırma kapsamında mıdır?
 4. TCK m.86/2’de düzenlenen fiil uzlaştırma
SORULAR kapsamında olduğuna göre, bu suçun nitelikli hali
olan TCK m.86/3’te düzenlenen hali uzlaştırma
kapsamında mıdır?
 5. Şüphelinin uzlaştırmayı kabul etmesi suçu kabul
anlamına gelir mi?
 6.Kamu tüzel kişisinin mağdur olduğu suçlarda
uzlaştırma yoluna gidilebilir mi?
SORUŞTURMA EVRESİNDE UZLAŞTIRMA
( CMUY 9-21)

Emin Berk KAVAK


1-Delillerin Toplanması, Dosyanın büroya gönderilmesi
ve kayıt

2-Dosyanın incelenmesi ve iade kararı

3-Uzlaştırmacı görevlendirilmesi, Uzlaştırmacıya


verilecek dosya sayısı, Uzlaştırma bürosunda tevzi ve
tevzi kıstasları

4-Uzlaştımacıya belgelerin verilmesi ve gizlilik bildirimi

İçindekiler
5-Uzlaşma raporu ve Uzlaşma belgesi

6-Uzlaştırma süresi

7-Soruşturma evresinde uzlaştırmanın hukuki sonuçları


1-Delillerin Toplanması, Dosyanın büroya
gönderilmesi ve kayıt
Soruşturma konusu suçun uzlaştırmaya tâbi olması ve iddianame düzenlenmesi
için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı
gönderme kararı vererek dosyayı, Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde kurulan
uzlaştırma bürosuna gönderir.

Soruşturma bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı, uzlaştırma kapsamında olan


bir suç ile ilgili olarak şüpheli hakkında iddianame düzenlenmesi için yeterli
delilleri toplamak durumundadır. Bu şekilde delilleri topladıktan sonra, dosyayı
uzlaştırma bürosuna gönderecektir. ( CMUY md. 9)
1-Delillerin Toplanması, Dosyanın
büroya gönderilmesi ve kayıt
Cumhuriyet savcısının, dosyanın uzlaştırma işlemlerinin yapılması amacıyla
uzlaştırma bürosuna intikali yönündeki kararı, bağlı olduğu Cumhuriyet başsavcısı
ve başsavcı vekili tarafından görülür. Karara Cumhuriyet başsavcısı tarafından
görüldü ibaresinin konması, Cumhuriyet başsavcısının dosyanın tamamını
incelediği ve suçun uzlaştırma kapsamında olduğunu teyit ettiği anlamı taşır.
Cumhuriyet başsavcısının ilgili kararı görmesi, bir denetim mekanizmasıdır.
( CMUY md. 10)

Kararın Cumhuriyet başsavcısı veya görevlendirilen Cumhuriyet başsavcı vekili


tarafından uzlaştırma bürosuna tevzi edilmesi ile karar kendiliğinden büro kayıt
numarası alır. ( CMUY md.10 )
2-Dosyanın incelenmesi ve iade kararı
Uzlaştırma bürosu personeli, numara almış dosyayı gecikmeksizin uzlaştırmadan
sorumlu Cumhuriyet savcısına sunar. Uzlaştırmadan sorumlu Cumhuriyet savcısı
ilk iş olarak söz konusu dosyayı tamamen inceler . Böylece gönderme kararı ikinci
bir hukukî denetime tabi tutulmuş olur.
Yapılan inceleme sonucunda; büroya gönderme kararında kabul edilen fiilin
uzlaştırma kapsamında olmadığının anlaşılması, gönderme kararına konu olan
dosya içeriğinden şüpheli hakkında kamu davası açılması için yeterli şüphenin
tespitine yönelik, suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan deliller toplanmadan
dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderildiğinin anlaşılması, hâllerinde soruşturma
dosyası, iade kararı ile soruşturma bürosuna geri gönderilir. Bu hâlde delilin
soruşturma bürosu tarafından toplanması gerekip gerekmediğine, görüldü yapan
Cumhuriyet başsavcısı veya başsavcı vekili karar verir. ( CMUY md. 11 )
3-Uzlaştırmacı görevlendirilmesi,
Uzlaştırmacıya verilecek dosya sayısı,
Uzlaştırma bürosunda tevzi ve tevzi
kıstasları
Uzlaştırma bürosu, avukatların veya hukuk öğrenimi görmüş kişilerin yer aldığı,
Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen uzlaştırmacı listelerinden uzlaştırmacı
görevlendirir Uzlaştırmacılara verilecek dosya, Cumhuriyet savcısı veya onun
gözetiminde büro personeli tarafından UYAP tevzi esaslarına göre otomatik olarak
belirlenir. Uzlaştırmacıya verilecek aylık azami dosya sayısını Daire Başkanlığı;
büroya gelen dosya ve ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığı listesinde
kayıtlı uzlaştırmacı sayısı gibi hususları dikkate almak suretiyle belirlenir.
( CMUY md. 12, 14, 15)
3-Uzlaştırmacı görevlendirilmesi,
Uzlaştırmacıya verilecek dosya sayısı,
Uzlaştırma bürosunda tevzi ve tevzi kıstasları
Dosya uzlaştırmacıya tevdi edildikten sonra taraflara bu husus telefon, SMS veya
diğer elektronik araçlarla bildirilir.

Uzlaştırmacı görevlendirilmesinde uzlaştırma bürolarında esas alınacak dosya


tevzi kıstasları şunlardır : ( CMUY md. 13 )

1) Uzlaştırmaya konu suçun niteliği ve sayısı,

2) Taraf sayısı ve tarafların bulunduğu yer,

3) Uzlaşma raporunun verilme süresi,

4) Uzlaşma teklifinin sonucu,

5) Uzlaştırma sonucu.
4-Uzlaştımacıya belgelerin verilmesi ve
gizlilik bildirimi
Görevlendirilen uzlaştırmacıya, soruşturma dosyasında yer alan, uzlaştırma
konususuç veya suçlara ilişkin belgelerden uzlaştırma için gerekli olup da
Cumhuriyet savcısı tarafından uygun görülenlerin birer örneği, büro personeli
tarafından uzlaştırmacıya verilir. Hangi belgelerin verildiği , verilme tarihi ile
soruşturmanın gizliliği konusundaki bildirim, uzlaştırma bürosu personelinin ve
uzlaştırmacının imzasını içeren bir tutanakla tespit edilir. Hangi belgelerin
örneklerinin verileceği her dosya bakımından farklılık arz edecektir. ( CMUY md. 16 )
4-Uzlaştımacıya belgelerin verilmesi ve
gizlilik bildirimi

Örneğin, TCK m.125 kapsamında bir hakaret dosyası için uzlaştırmacı olarak tayin
edilen kişiye tarafların ve varsa tanık beyanları, ileti yoluyla hakaret ise ileti
içeriğinin verilmesi yeterli olabilecektir. Başka bir örnek vermek gerekirse, TCK m.
86/1 kapsamında kasten yaralama suçu ile ilgili olarak tayin edilen uzlaştırmacıya,
taraf ifadeleri, tanık beyanları yanında olay yeri tutanağı ile mağdur raporunun
verilmesi yerinde olacaktır.
4-Uzlaştımacıya belgelerin verilmesi ve
gizlilik bildirimi

Uzlaştırma müzakereleri gizlidir. Bu nedenle, müzakerelere sadece şüpheli,


müdafi, mağdur (veya suçtan zarar gören), vekili ile bu kişilerin kanuni temsilcisi
katılabilir . Bu itibarla uzlaştırma çerçevesinde edinilen bilgi ve belgeler, bu bilgi
veya belgenin sahibinin rızası veya bir kanunî zorunluluk söz konusu olmadan
açıklanamaz. Gizlilik, yalnızca uzlaştırma görüşmelerini değil sürecin tamamını ve
sadece tarafların sunduğu belgeleri değil uzlaştırmacıya, uzlaştırma bürosu
tarafından verilen bilgi ve belgeleri de kapsar. Uzlaştırmacıya soruşturmanın
gizliliğine riayet etmesi gerektiği hatırlatılır.
5-Uzlaşma raporu ve Uzlaşma belgesi

Uzlaştırma işlemleri sonuçlandırıldığında uzlaştırmacı tarafından düzenlenen


rapora ‘’ uzlaşma raporu ‘’ denir .Uzlaştırma müzakereleri olumlu veya olumsuz
olarak sonuçlandığında, uzlaştırmacı bir uzlaşma raporu (uzlaştırma tutanağı)
hazırlamalı ve raporu taraflara imzalatmalıdır .Uzlaşma raporunun istinabe
suretiyle imzalatılması gereken hâllerde, rapor tarafın bulunduğu yer Cumhuriyet
başsavcılığı istinabe bürosu aracılığıyla imzalatılır. ( CMUY md. 18 )
5-Uzlaşma raporu ve Uzlaşma belgesi
Uzlaştırmacı, ortak veya özel toplantıda anlaşılan hususları rapor hâline
getirmeden önce taraflara;

• Süreci topluca gözden geçirmeleri,

• Cevapsız soru kalıp kalmadığını düşünmeleri,

• Unuttukları bir konu olup olmadığının düşünmeleri,

• Varılan sonucun isteklerinin karşılanıp karşılanmadığını değerlendirmeleri için


fırsat vermeli, gerektiğinde avukatlarına danışmak üzere zaman tanımalıdır.
(Bunlar Ceza Muhakemesi Uzlaştırmacı Eğitimi El Kitabın’da öneri niteliğindedir, CMUY’da yazmamaktadır.)
5-Uzlaşma raporu ve Uzlaşma belgesi

Uzlaşma Raporunda bilhassa şu hususlara dikkat edilmelidir: ( CMUY md. 18 )

1-Suça konu eylemin yarattığı zarar ile edim arasında orantı olmalıdır.

2-Edim failin, sosyal, kültürel, ekonomik ve fizikî özellikleri dikkate alınarak


belirlenmelidir.

3- Edimin amacı, suç nedeniyle ortaya çıkan zararın telafisine yönelik olmalıdır.

4-Uzlaştırmaya konu edim, mümkün olan en kısa sürede yerine getirilmelidir.

5-Uzlaştırmacı tüm süreç boyunca tarafsızlığını korumalı ve tarafları uzlaşmaya


varmaya teşvik edip cesaretlendirmeli ancak buna zorlamamalıdır.
5-Uzlaşma raporu ve Uzlaşma belgesi
Uzlaştırmacı, taraf sayısından bir fazla olarak hazırladığı uzlaşma raporunu,
kendisine verilen belge örnekleri ve varsa yapmış olduğu masrafları gösteren
belge, gider pusulası veya rayice uygun yazılı beyanı UYAP’ta düzenlenecek tutanak
ile uzlaştırma bürosuna teslim etmelidir.
Uzlaştırmanın başarısız olması hâlinde, bunun nedenleri raporda kısaca
belirtilmelidir. Ancak gizlilik ilkesi gereği uzlaştırmacının raporunda,
müzakerelerin içeriği, müzakerelerde yapılan beyan ve açıklamalar ve tarafların
davranışları hakkında kesinlikle bilgi verilmemelidir.
Uzlaştırma bürosu soruşturma dosyasını, uzlaşma raporu ve varsa yazılı
anlaşmayı uzlaştırma bürosundan sorumlu Cumhuriyet savcısına gecikmeksizin
sunar. Çünkü uzlaştırma süreci sonunda soruşturma dosyaları, uzlaştırma
bürosunda görevli Cumhuriyet savcıları tarafından sonuçlandırılır.
5-Uzlaşma raporu ve Uzlaşma belgesi
Cumhuriyet savcısı, kendisine sunulan uzlaşma raporunu, gerekli unsurların
bulunup bulunmadığı hususunda incelemelidir. Uzlaştırma bürosunda görevli
Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını, edimin
makul, hukuka, ahlâka ve ölçülülük ilkesine uygun olduğunu ve ifâsının imkânsız
olmadığını belirlerse, raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak onaylar,
ardından soruşturma dosyasında muhafaza eder. Bu denetim sonucu uzlaştırma
bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın tarafların özgür iradelerine
dayanmadığı yahut edimin hukuka ve ahlaka uygun olmadığını tespit ederse,
uzlaşma raporu veya belgesini onaylamaz ve onaylamama gerekçesini rapora
yazar. Edimin özgür iradeye dayanmaması nedeniyle hâkim veya Cumhuriyet
savcısının raporu onaylamaması durumunda, noksanlığın tamamlanması için
tekrar süre vererek raporun uzlaştırmacıya iade edilmesi mümkün değildir.
5-Uzlaşma raporu ve Uzlaşma belgesi
Buna karşılık uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı uzlaşma raporunu
onaylamayı, tarafların özgür iradesine dayanmaması sebebiyle değil de, edimin
hukuka ve ahlaka uygun olmaması veya raporun ilâmlı icraya dayanak belge
niteliğinde olduğunu göz önüne alarak, raporda düzeltilmesi mümkün olan şekle
ilişkin bir eksiklik (örneğin basit yazı veya hesap hataları, maddî hatalar gibi) yahut
edimin ölçülü olmaması gibi bir sebeple reddetmesi hâlinde uzlaşma
gerçekleşmemiş sayılmamalı ve taraflara bu şekil eksikliğinin giderilmesi için kısa
bir süre verilmelidir.

Uzlaşma raporunun Cumhuriyet savcısı tarafından onaylanması veya


onaylanmaması işlemine karşı gidilebilecek bir kanun yolu yoktur.
5-Uzlaşma raporu ve Uzlaşma belgesi
Uzlaşma raporunun onaylanması hâlinde, soruşturma veya kovuşturma
evresinde verilecek nihaî kararın türüne göre, bu karara karşı kanun yoluna
gidilebilecektir. Uzlaşma raporunun onaylanmaması hâlinde ise, soruşturmaya
veya kovuşturmaya devam edileceğinden, soruşturma veya kovuşturma sonunda
verilecek kararlara karşı ilgili kanun yollarına başvurulabilecektir.

Şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görenin, uzlaştırmacı görevlendirilmeden


önce veya uzlaşma teklifinin reddedilmesinden sonra, uzlaştırmacının yardımı
olmadan kendilerinin müzakere ederek anlaşmaya varmaları (harici uzlaşma)
durumunda, müzakereler sonunda aralarında düzenledikleri anlaşma belgesine
Ceza Muhakemesi Kanununda “uzlaşma belgesi” denilmiştir. ( CMUY md. 19 )
5-Uzlaşma raporu ve Uzlaşma belgesi

Uzlaşan taraflar, niteliğine uygun düştüğü ölçüde, Uzlaşma Raporu Örneğine


uygun bir uzlaşma belgesi düzenlemelidirler.

Uzlaşma gerçekleştikten ve uzlaşma raporu veya uzlaşma belgesi imzalandıktan


sonra tarafların uzlaşmadan vazgeçmesi (cayması) mümkün değildir. Bu nedenle,
Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaşma raporu onaylanıp mühürlendikten sonra
mağdurun uzlaşma konusu edimin yerine getirilmesini kabul etmemesi hâlinde
dahi şüpheli, kendisine yüklenen edimi, uzlaşma raporunda belirtildiği şekilde
yerine getirerek sorumluluktan kurtulur.
6-Uzlaştırma süresi
Uzlaştırmacının belgeleri teslim aldığı tarih, uzlaştırma işlemlerini tamamlaması
için gerekli olan sürenin başlangıcıdır. Uzlaştırmacı, dosyadaki belgeleri teslim
aldıktan en geç otuz gün (30) içinde uzlaştırma işlemlerini tamamlamalıdır. Aksi
hâlde yazılı olarak uzlaştırma bürosuna başvurmalıdır. Söz konusu başvuruda,
gereken işlemleri neden süresi içerisinde tamamlayamadığını açıklamalıdır.
Başvuru üzerine uzlaştırmadan sorumlu Cumhuriyet savcısının onayı ile
uzlaştırmacıya verilen süre en çok iki kere olmak üzere yirmi gün daha uzatılabilir
( toplam 40 gün) . Tıpkı başvuruda olduğu gibi uzatma da yazılı olarak yapılmalıdır.
Bu süreler hak düşürücü değil, düzenleyici sürelerdir. Bu sürelere uyulmaması
hâlinde herhangi bir hak kaybına uğranacağına veya yaptırım uygulanacağına dair
düzenleme mevzuatta mevcut değildir. ( CMUY md. 17 )
7-Soruşturma evresinde uzlaştırmanın hukuki
sonuçları
Taraflardan birinin uzlaşma teklifini kabul etmemesi hâlinde uzlaştırma sonuçsuz
kalmış olacağından soruşturmaya devam olunur. Ancak bu hâlde dahi
uzlaştırmanın, dava zamanaşımı süresinin durması gibi bâzı sonuçları
bulunmaktadır. ( CMUY md. 20 )

Soruşturma evresinde uzlaştırmanın başarılı bir şekilde icrası ve tarafların


uzlaşmaları üzerinde uzlaşılan edimin de bir kerede ifa edilmesi hâlinde,
uzlaştırma soruşturma evresinde gerçekleştirilmiş ve tamamlanmıştır. Bu
durumda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilerek soruşturma sonlandırılır.
Örneğin, TCK m. 106, 1 kapsamında kalan bir tehdit fiili ile ilgili olarak tarafların
uzlaşma teklifini kabul etmesi, müzakerelere katılması ve aralarında şüphelinin
mağdura 1500 TL ödemesi karşılığında uzlaşması söz konusu olsun. Bu durumda
gerçekleşen uzlaştırma neticesinde şüphelinin mağdura 1500 TL’yi tek seferde
ödemesi halinde rapora bu da yazılacak ve rapor uzlaştırma bürosuna verilecektir.
Uzlaştırmadan sorumlu Cumhuriyet savcısı raporu inceler. Raporun tarafların
özgür iradelerine, hukuka ve ahlaka uygun olduğuna kanaat getirirse raporu
onaylar. Soruşturma konusu dosyada şüpheli hakkında atılı tehdit suçundan
uzlaştırmanın gerçekleşmiş olması sebebiyle CMK m. 253/19 gereğince
kovuşturmaya yer olmadığı kararı verir.
7-Soruşturma evresinde uzlaştırmanın hukuki
sonuçları
Uzlaştırma ediminin yerine getirilmesi ile asıl sonuç olan muhakemenin
sonlanması sonucu doğar. Ancak uzlaşma anlaşmasında edimin bir kerede yerine
getirilmesi yerine taksitle yerine getirilmesi, ileriki bir tarihe bırakılması veya
süreklilik arz etmesi hâllerinde rapora bu durum yazılacaktır.

Bu hâllerde taraflar uzlaşmış ve Cumhuriyet savcısı anlaşmayı onaylamış da olsa,


uzlaştırma sonuçlanmamıştır. Çünkü edim, henüz yerine getirilmemiştir. Kanun
koyucu bu tür durumlar için bir ara sonuç öngörmüştür. Buna göre, edim taksite
veya vadeye bağlanmışsa yahut süreklilik arz ediyorsa, soruşturma evresinde
CMK m. 171 hükmünde düzenlenen şartların bulunup bulunmadığına bakılmaksızın,
kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir
7-Soruşturma evresinde uzlaştırmanın hukuki
sonuçları
Edim, vadesi geldiği hâlde yerine getirilmemişse, soruşturma kalınan yerden
devam eder. İddianame düzenlenerek, açılması ertelenmiş olan kamu davası açılır.
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildikten sonra, uzlaşmanın
gereklerinin yerine getirilmesi hâlinde, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.
( CMUY md. 21 )
Bu hâlde, edimin yerine getirilip getirilmediğinin takibi Cumhuriyet başsavcılığı
uzlaştırma bürosu tarafından yapılır. Uzlaştırmacının görevi, raporunu hazırlayıp
teslim etmekle tamamlanır. İfanın takibi aşamasında uzlaştırmacının bir görevi
bulunmamaktadır.

You might also like