You are on page 1of 33

GEBELİĞİN OLUŞUMU

DR . ÖĞ R. ÜYESİ T ÜL AY K AV L A K
Sunum Planı
▪Fertilizasyon
▪Fertilizasyondan Sonraki Değişimler
▪İmplantasyon
▪Plasentanın Farklanması
▪Plasentanın Yapısı
▪Plasentanın Fonksiyonları
▪Plasental Transfer
▪Plasental Hormonlar
▪Umblikal Kord, Fetal Membranlar ve Amniyotik Mayi
AMAÇ Gebeliğin oluşumu hakkında bilgi sahibi
olmak, oluşum evrelerini kavrayabilmek ve
açıklayabilmektir.

Fertilizasyon sürecini anlayabilme


ÖĞRENİM
HEDEFLERİ İmplantasyon hakkında bilgi sahibi olma

Plasentanın yapısı ve fonksiyonlarını anlayabilme

Umblikal Kord, Fetal Membranlar ve Amniotik Mayinin


işlevlerini sayabilme
FERTİLİZASYON
➢Fimbrialar, ovulasyonla atılan oosit II’nin over
yüzeyinden tuba içine alınmasını sağlarlar.
➢Tubaların düz kas liflerinin peristaltik
hareketleri, tuba mukozasının siliaları ve tubal
sekresyonun akımı ile yumurta hücresi tuba
içinde uterusa doğru taşınır.
➢Tubaların peristaltik hareketleri, estrojen
hormonun etkisi ile artar.
FERTİLİZASYON
➢Koitus sonrası, 300 milyon kadar
spermium, 3-5 ml’lik seminal mayi ile
beraber vajina boşalır.

➢Spermiumlar buradan serviks, uterus


ve tüplere doğru kendi yönsel
hareketleri ile ilerlerler.

➢Spermler dakikada 2,7 mm yol alırlar.


Tuba uterinalara ulaşmaları ortalama
65-75 dakikada olmaktadır.
FERTİLİZASYON
➢Tüplere ulaşan oosit II’de ikinci mayoz
bölünmenin tamamlanması, spermiumun ovuma
penetrasyonundan sonra gerçekleşecektir.
➢Spermium ise ikinci mayoz bölünmesini kadın
üreme organlarına erişmeden önce
tamamlamıştır.
➢Spermiumlardan yalnızca bir tanesi oosit II’nin
hücre membranını delerek, hücre içine girer.
➢Daha sonra oosit II’nin hücre membranı diğer
spermiumların içeri girmesini önleyecek özellik
kazanır.
FERTİLİZASYON
➢Spermiumların hücre içine girmesinin ardından
oosit II, ikinci mayoz bölünmesini tamamlar.
➢23 kromozomlu olgun ovum ile kutup cisimciği
oluşur.
➢Spermium ve ovumun nükleusları büyür ve
‘’erkek ve dişi pronukleusu’’ adını alır.
FERTİLİZASYON
➢Her iki pronukleusun zarları kaybolarak kromozomları hücre
ortasında toplanır. Gerçek fertilizasyon bu sırada olur.
➢Bu olay tubaların ampulla kısmında gerçekleşir.
➢Spermium ve ovumda yarı yarıya indirgenmiş olan
kromozomlar fertilizasyonla birleşerek, 46 kromozomlu yeni
bir hücre meydana getirirler, bu yeni hücreye zigot adı
verilir.
➢Zigotun cinsiyet kromozomlarının yapısı, spermiumun
taşıdığı cinsiyet kromozomuna bağlıdır.
FERTİLİZASYON
➢Mayoz bölünme geçirmiş cinsiyet hücreleri 23
kromozomludur.
➢Olgun bir ovumda daima tek bir X kromozomu
bulunur.
➢Olgun bir spermiumda ise ya X ya da Y
kromozomu bulunmaktadır.
Fertilizasyon Sonrası Değişimler
➢Zigotun uterusa ulaşması 7 gün sürer.
➢Zigot mitoz ile çoğalarak gelişir.
➢İlk mitoz bölüne sonrası iki yavru hücreye Blastomer denir.
➢3-4 günlük 16 hücreli yapıya Marula denir.
➢Fertilize ovum uterusa marula safhasında ulaşır. Bu sırada endometrium sekretuvar fazdadır.
➢Uterin akviteye ulaşan marula etrafında geçirgen bir zar olan zona pellusida mevcuttur.
➢İmplantasyon gerçekleşinceye kadar uterin orjinli sıvılar bu geçirgen zar aracılığı ile marula içine
dolarak beslenme işlevini gerçekleştirir.
Fertilizasyon Sonrası Değişimler
➢Uterin orjinli bu sıvıların marulanın ortasında toplanmasıyla
marulanın yapısında değişim başlar.
➢Ortada toplanan sıvı hücreleri kenara doğru iter.
➢Bir grup hücre yassılaşarak kenara doğru itilirken, diğer grup hücre
ise bir noktada kitle halinde kalır. Bu yapı taşlı yüzüğe benzetilebilir.
➢Yüzüğün halkasını oluşturan yassı hücrelere Trofoblast ya da dış
hücre kümesi, yüzüğün taşını oluşturan yuvarlak hücre kümesine
Embriyoblast ya da iç hücre kümesi denir.
➢Embriyoblastlardan embriyo, trofoblastlardan ise plasenta ve
membranlr gelişecektir.
➢1-2 haftalık olan bu oluşuma Blastosist adı verilir.
İMPLANTASYON (YERLEŞME)
➢İmplantasyon, fertilizasyondan 7 gün sonra blastosist safhasında gerçekleşir.
➢Genelde fundusun ön- arka duvarına olur.
➢Bu sırada blastosistin etrafını saran zona pellusida tabakası, içteki sıvının artan basıncı ile
incelerek kaybolur.
➢Böylece trofoblast hücreleri uterus epitalinden stromaya doğru girmeye başlar. Sonunda bütün
blastosist kitlesi endometriuma gömülür.
➢Bu olaya implantasyon denir.
➢İmplantasyon, fertilizasyondan sonra 10. günde tamamlanır.
İMPLANTASYON (YERLEŞME)
➢İmplantasyon sırasında endometriumda değişiklikler olur. Stroma hücreleri büyür, glandlar
kalınlaşır ve uzar, damarlaşma giderek artar.
➢Gebelikte bu yapıdaki endometrium, Dezidua adını alır.
➢Trofoblast hücrelerinden protein ve hücre yıkıcı enzimler salgılanır. Bu enzimler stroma
hücrelerini parçalayarak kan gölcükleri oluşur. Bunlara Lakuna denir. Embriyonun ilk beslenesi
bu kan gölcükleri yolu ile olur.
İMPLANTASYON (YERLEŞME)
➢İlk 2 haftada embriyoblastlarda iki hücre dizisi şekillenir.
➢İçteki endoderm, dıştaki ekzoderm olan bu germ yaprakları amniyotik kavite ile yolk-sak (besin
kesesi) arasında yer alır.
➢Üçüncü hafta ile beraber bu iki hücre dizisinin arasında üçüncü germ yaprağı olan Mezoderm
farklanır.
➢Bu germ yapraklarında fetusun organları, sistemleri ve vücudu gelişecektir.
➢Ovumun üzerini örten deziduaya Dezidua Kapsularis, altındakine Dezidua Basalis, uterus içini
saran deziduaya da Dezidua Vera denir.
➢İmplantasyon sırasında ovum, dezidual maddeleri absorbe ederek, beslenesini sağlar.
Plasentanın Farklanması
İmplantasyondan sonra trofoblastların hızla çoğalması ile üç tabaka şekillenir
Sinsityotrofobalastlar tabakası ( Dış tabaka)
➢Embriyonun beslenmesi için glikoz ve protein sentez edilir.
➢Human Koryonik Gonadotrop Hormon (HCG) salgılanır.
Sitotrofoblastlar tabakası (İç tabaka)
➢Diğer iki tabaka ile beraber Koryon Zarını oluşturur.
➢Deziduanın epitel , stroma ve kan damarlarına doğru yayılırlar.
➢Koryonik villi’leri oluştururlar. Bu oluşumdan ileride plasenta şekillenir. 2-3 hafta sonra bu
çıkıntıların içinde fetusa ait kırmızı kan hücreleri ve plasental kan damarları görülmeye başlar.
Mezoblast tabakası (ince bağ dokusu) - Plasentanın destek dokuları ve damar sistemi şekillenir.
Plasentanın Farklanması
Dezidua basalis ile temas eden koryonik villiler aşırı bir gelişme gösterir ve koryon frondosum adını
alırlar.
Koryon zarı şekillenirken, amnion zarı ve amniotik kavite de gelişmeye başlar.
Embriyonel kutupta iki kavite gelişir. Öndeki yolk-sak (besin kesesi), arkadaki ise amniotik kavitedir.
Yolk-sak zaman içinde kaybolurken amniotik kavite gelişir ve genişler.
Amnion zarının dış yüzeyi, koryon zarının iç yüzeyi ile bitişir
14. hafta ile beraber koryon frondosumun gelişmesinden fetal plasenta, dezidua basalisin
gelişmesinden ise maternal plasenta ortaya çıkar. Her ikisi beraberce plasentayı oluşturur.
Plasentadaki segmentlere kotiledon adı verilir.
Plasentanın Farklanması
➢Fetusun kalbi tarafından pompalanan kan, fetusun vücudunu dolaştıktan sonra umblikal arter
ile plasentaya ulaşır.
➢Umblikal arter plasentanın yüzeyinde dallanır ve her bir dal koryonik villilerde son bulur.
➢Koryonik villiler, inter-villöz (lakünlerin şekillenmesi le oluşan anne kanı ile dolu olan alan)
aralıkta anne kanı içerisinde yüzerler.
➢Bu aralığa deziduadan yaklaşık 200 arterden gelen anne kanı dökülür.
➢Aynı zamanda bu aralıktaki anne kanı, deziduanın toplayıcı venleri tarafından drene edilir.
➢Yaklaşık 150 ml anne kanı bulunan bu aralıkta, dakikada 3-4 kez değişir.
Plasentanın Yapısı
Doğuma yakın plasenta 500 gr ağırlığında, 15-25 cm çapında, 2 cm kalınlığındadır.
Gaz Alış-Verişi: Anneden fetusa O2 fetustan anneye CO2 taşır.

Beslenme: Glikoz, protein, yağ, su, vitaminler, mineraller ve elektrolitler anneden fetusa taşır.

Eliminasyon: Fetusun metabolizma artıklarını anne kanına taşıyarak anne böreği ile atılmasını sağlar.

Plasentanın
Antikor Transferi: İmmünglobulin-G (IgG) anneden fetüs taşınarak, fetusun bağışık olmasını sağlar.
Fonksiyonları
Koruma: Plasentanın enzimleri bazı toksik faktörleri inaktive eder. Bunun yanında plasental bariyer,
anne kanında bulunan zararlı maddelerden fetüsü korur. Fakat br çok virüs ve ilaç bu bariyeri
geçebilir.

Hormon Üretimi: İmplantasyonla beraber ilkel plasenta olan sinsityotrofoblastlardan HCG


salgılanarak, gebeliğin devamı sağlanır.

Sentez: Fetusun beslenmesi için glikojen ve yağ asitleri sentez eder. Kolsterol endokrin ürünler için
ham maddedir.
Plasental Transfer
➢Anne kanı ile fetüs kanı birbirine karışmaz.
➢Anne kanından intervillöz aralığa geçen oksijen ve
besin maddeleri osmosis yolu ile villüsün
stromasına geçerek villöz kapillere girer.
➢Oksijen ve besin maddesi ile zenginleşmiş kan
umblikal ven aracılığı ile fetusa geri döner.
➢Buna karşı umblikal arter ile villüs kapillerine gelen
karbondioksit ve metabolik artıklar da intervillöz
aralığa geçer ve deziduanın toplayıcı venleri
tarafından drene edilerek temizlenmek üzere anne
dolaşımına geçer.
Plasental Transfer
➢Su, elektrolit, CO2 ve O2 gibi küçük moleküllü maddeler basit diffuzyon yolu ile;
➢Glikoz hızlandırılmış diffuzyon ile;
➢Kalsiyum, demir, bazı vitaminle ve aminoasitler aktif transport ile;
➢Albumin, gama globulin gibi büyük moleküllü maddeler pinositoz ile taşınırlar.
➢Bakteriler büyük moleküllü oldukları için normalde plasental bariyeri geçemezler.
➢Küçük moleküllü olan virüslerin büyük çoğunluğu bu bariyeri geçebilirler.
Plasental Hormonlar
hCG( Human Chorionic Gonodotrop )
➢İmplantasyon sırasında trofoblastlardan farklılanan sinsityotrofoblast
hücrelerinden salgılanır.
➢Fertilizasyondan itibaren10. günde hCG anne kan ve idrarında görülür.
➢Gebeliğin 60-70. günlerinde en yüksek seviyeye ulaşır.
➢10-11. haftadan sonra konsantrasyonu düşmeye başlar.
➢Gebeliğin son iki haftasında en alt düzeye iner.
➢hCG’nin en önemli görevi, korpus luteumun gerilemesini önleyerek, estrojen ve
progesteron hormonlarının salgılanmasını ve gebeliğin devamını sağlamaktır.
➢Plasentanın gelişmesi ile hCG önemini yitirir.
Plasental Hormonlar
hPL ( Human Plasental Laktojen)
➢Plasental trofoblatlar tarafından fertilizasyondan sonra 12-18. günlerde salgılanmaya başlar.
➢34-36. haftalarda en yüksek seviyeye ulaşır.
➢hPL anne insülinini duyarsız hale getirerek, fetusun sürekli çektiği glikozun anne kanında
dengelenmesini sağlar. Böylece hPL’nin gebelikte diyabetojenik etkisi ortaya çıkar.
➢Açlık sırasında hipoglisemi ve ketonemia gebe kadınlarda gebe olmayanlara göre daha çok
görülür.
➢hPL aynı zmanda aminoasitlerin anne tarafından kullanımını sınırlayarak, fetusun
aminasitlerden daha çok yaralanmasını sağlar.
➢hPL’nin gebelik süresince göğüslerin laktasyona hazırlanmasında da rolü vardır.
Steroid Hormonlar
➢İmpalntasyonla birlikte hCG’nin salgılanasıyla korpus luteum, gebelik korpus luteumu adını alır.
➢Fertilizasyondan itibaren 6-8 hafta daha steroid hormonları salgılamaya devam eder.
Progesteron:
➢Plasenta, anne kanından çektiği kolesterolden progesteron sentez eder.
➢Maternal plasentadan salgılanır.
➢Myometrial aktiviteyi azaltır.
➢CO2 e karşı solunum merkezinin duyarlılığını arttırır. Bu nedenle gebelikte solunum alkolozuna yatkınlık gözlenir.
➢Düz kas liflerinin tonusunu azaltır.
➢Merkezi sinir sistemine yaptığı etkiden dolayı bir çok kadın kendini uykulu, kayıtsız ve neşesiz hisseder.
➢Bazal vücut ısısını gebeliğin ilk yarısında 0,4-0,6 oC yükseltir.
Steroid Hormonlar
Estrojenler;
➢Myometrial aktiviteyi arttırır (progesteronun aksine).
➢Estrone ve estrodiol plasenta dokusundan sentez edilir.
➢Estrone ve estrodiolün atık ürünü olan estriol fetusun sağlığına karşı çok duyarlıdır. Çünkü
plasentadan estrojen sentezi için öncü maddelerin %90’ı fetal adrenallerden gelir.
➢Bu nedenle intrauterin fetusun değerlendirilmesi için estriol değerlerine bakılır.
Umblikal Kord
➢5. Haftada embriyoblastı trofoblasta bağlayan
mezoblast kalınlaşarak ilkel umblikal kord şekillenir.
➢İçinde 2 arter, 1 ven ve mezoblasttan farklanan
wharton jelly denen muköz bağ dokusu bulunur.
➢Artrler yetişkinin aksine fetustan plasentaya kirli
kan, ven ise plasentadan fetusa temiz kan taşır.
➢Doğum sırasında dikkatlice gözlenmelidir.
➢Bazen 2 arter yerine tek arter olabilir. Bu durumda
bebekte başka anomali riski de olabileceğinden,
bebek kontrol edilmelidir.
Fetal Membranlar
➢İçte amnion, dışta koryon olarak iki tanedir.
➢Başta ikisi birbirinden ayrıdır. Ancak amniyotik
kavite geliştikçe, koryonik kaviteyi doldurur ve
iki membran birbiri ile bitişir.
➢Bu iki membran plasentanın fetal yüzüne
tutunmuşlardır.
➢Amnyiotik mayiyi içindeki fetüs ile beraber
sararlar.
➢Membranlar doğuma yakın açılırlar.
Amniyotik Sıvı
➢Gebeliğin erken devrelerinde, amnyion boşluğu içinde, amniyoblastların salgısı olan amniyotik
sıvı birikir.
➢Büyük bir kısmı maternal kandan çekilir.
➢Gebeliğin geç dönemlerinde ise fetusun idrarı sıvının önemli bir kısmını yapar.
➢Doğuma yakın sıvının miktarı 500-1000 ml’dir.
➢3. ayda itibaren fetüs bu sıvıyı yutmaya başlar.
➢Terme yakın fetüs her gün 400ml amniyotik mayi yutar. Buna karşı 500 ml idrarı, amniyotik
mayiye çıkarır.
Amniyotik Sıvı
Amniyotik Sıvının İşlevleri
➢Fetusu travmalardan korur.
➢Fetusun ısı kaybını önler.
➢Fetusun rahat hareket etmesini sağlayarak kas-iskelet sisteminin gelişmesine yardım eder.
➢Fetusun simetrik büyümesini sağlar.
➢Doğum eyleminde, membranların açılması ile doğum kanalının aseptik bir sıvı ile yıkanasını sağlar.

✓Amniyotik sıvının incelemesi fetusun cinsiyeti, olgunluğu, ve kromozomal anomalilere ilişkin bilgi
verir.
✓Amniyotik mayinin 2000 ml’den fazla olması (Polihidroamnioz), 500ml’den az olması
(oligohidroamnioz) fetal anomaliye işaret eder.

You might also like