You are on page 1of 1

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI Sınıf-12

KONU EDEBİYAT VE FELSEFE İLİŞKİSİ


EDEBİYAT VE FELSEFE İLİŞKİSİ sınırlarını, en geniş çerçevede “insan” belirler. Yani edebi- DİL BİLGİSİ
yatın muhteva/manasının başlangıç noktası kadar bitiş
Konusu insan olan ve dili araç olarak kullanan edebi- noktası da insandır. Dolayısıyla hiçbir insanî mesele yoktur Gerçek Anlam
yatın felsefe, psikoloji, coğrafya gibi pek çok bilimle ilişkisi ki, edebî eserlerde ele alınmamış olsun veya hiçbir edebî
vardır. Bir şair ya da yazarın görüş ve düşüncelerinin felse- Gerçek anlam bir kelimenin akla gelen ilk anlamıdır.
eser yoktur ki şu veya bu insanî meseleden bahsetmemiş Türkçe sözlükte kelimenin ilk anlamı olarak verilir. Keli-
fi bir görüşle uzaktan veya yakından bir ilişkisinin olması olsun.
kaçınılmazdır. Edebî bir eser ortaya koyan sanatçı da es- menin gerçek anlamı "temel anlam" adıyla da bilinir.
erlerine bu görüş ve düşüncelerini yansıtacaktır. O yüzden İşte bu gerçek; yani edebiyat sanatının insan merkezli Soğan doğrarken gözleri sulanmıştı annemin.
edebiyatla felsefe birbiriyle sıkı bir ilişki içindedir. muhteva alanının genişliği; hatta bir anlamda sınırsızlığı,
edebiyat-felsefe ilişkisini kaçınılmaz ve zarurî kılar. Çünkü Ağacın kuru dalları yeşermeye başlamıştı.
EDEBİYAT-FELSEFE İLİŞKİSİ ÜZERİNE insan, insanı kuşatan evren (metafizik evren de dahil ol-
mak üzere) ve insan-insan, insan-evren ilişkisi, doğrudan Yan Anlam
Güzel sanatların kollarından biri olan edebiyat, istiklâlini
yüzyıllar önce ilân etmiş olmasına rağmen, diğer insan faal- doğruya felsefenin de konusudur. Kelime bazen temel anlamına benzerlik yoluyla yeni an-
iyetleriyle olan ilişkilerini sürdürmüş ve hâlâ da sürdürmek- (…) lamlar kazanabilir. Bu anlama yan anlam (yakıştırmaca)
tedir. Daha açık bir ifadeyle, “yaratma”ya dayalı estetik bir adı verilir. Kelime yan anlamda kullanıldığında da hâlâ
insan faaliyeti olan edebiyat ile ondan bağımsız ve farklı Söz konusu karşılıklı ilişkiye rağmen ne edebiyat felsefe gerçek anlamında kullanılmış olur.
birer disiplin veya bugün birer sosyal bilim dalı olarak ka- ne de felsefe edebiyattır.
bul edilen tarih, sosyoloji, psikoloji, teoloji, antropoloji, et- Terazinin bir gözüne elindeki elmaları koydu.
nografya, folklor, dilbilim, estetik arasında pek çok ilişkiler (…)
Edebiyatın farklı dallarında yüksek lisans yapanlar var.
vardır. Sistematik ve soyut bir düşünce disiplini olan felsefe İsmail ÇETİŞLİ, Edebiyat Sanatı ve Bilimi
de bunlardan birisidir. Söz konusu ilişki, elbette tersinden Mecaz Anlam
de (tarih-edebiyat, sosyoloji-edebiyat, estetik-edebiyat vb.) Metin bilgi vermek amacıyla yazılmış öğretici bir metin-
dir. Bu metinde edebiyat ve felsefenin tanımı yapılıp iki Kelimenin gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak
söz konusudur.
alan arasındaki ilişki anlatılmıştır. Edebiyat ve felsefe il- kazandığı yeni anlamdır. Bir kelime, mecaz anlamı yalnız-
Edebiyat-felsefe ilişkisinin temeli, öncelikle her ikisinin işkisinin kaçınılmazlığına rağmen bunların, sınırları belli iki ca cümledeki kullanımı ile kazanabilir.
de bir tür insan faaliyeti olmasına dayanır. Zira bu iki disiplin- ayrı bilim olduklarından da kısaca söz edilmiştir. Metinde Oraya ilk gittiğimizde bize çok soğuk davranmıştı.
den biri insanın “düşünme” melekesi, diğeri ise “yaratma” edebiyat ve felsefenin iletişim aracının dil olmasına karşın
melekesiyle alâkalıdır. Bu arada insanın düşünce ve yapıp konularına ve amaçlarına bağlı olarak dile yükledikleri an- Yazarın kuru anlatımı yüzünden kitap ilerlemiyordu.
etmelerinin felsefe, sanat ve bilim olmak üzere üç ana lamların farklı olduğundan da bahsedilmiştir.
grupta toplanıp tasnif edildiğini de belirtelim. Terim Anlam
Öğretici bir nitelik taşıyan okuduğunuz metinde nesnel
Edebiyat-felsefe ilişkisinin bir başka kaçınılmaz zorun- Kelimenin bilim, sanat, spor veya meslek dallarıyla ilgili
bir anlatım tercih edilmiş, verilmek iste¬nen bilgiler
luluğu da, her ikisinin de dil üzerine inşa edilmiş olma- kazandığı özel anlamdır. Terim anlamlı kelimeler, aynı za-
doğrudan aktarılmıştır.
larıdır. Gerek yazar ve şairin duygu, hayal, intiba, gözlem manda gerçek anlamlıdır.
ve düşüncelerini; gerekse filozofun düşüncelerini diğer in- İSMAİL ÇETİŞLİ
Enlemler arasındaki uzaklığın 111 km olduğunu öğren-
sanlara aktarabilecekleri tek iletişim vasıtası dildir. Elbette dim.
Denizli’de doğan yazar ilköğrenimini Denizli’de, or-
edebiyatın diliyle felsefenin dili birbirinden çok farklı ve
taöğrenimini Denizli ve Isparta’da, yükseköğrenimini ise
başkadır. Şarkının notalarını karıştırınca tüm ahenk bozulmuştu.
Erzurum’da Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk
(…) Dili ve Edebiyatı Bölümünde ta¬mamladı. Dört yıl öğret-
menlik yaptıktan sonra Fırat Üniversitesinde araştırma
Edebiyat sanatının sanatkârın elinden çıkmış somut görevlisi olarak çalıştı. Servet-i Fünûn’da Mensûr Şiir isimli
sonucu durumundaki edebî eseri var eden ana unsurların çalışmasıyla yüksek lisansını, Memduh Şevket Esendal-İn-
başında muhteva/içerik/mana gelir. Yani şair veya yazar san ve Eser isimli çalışmasıyla da doktorasını tamamladı.
eserinde, türü ne olursa olsun (şiir, hikâye, roman, tiyatro), Akademik hayatında 1995’te doçentliğe, 2001’de pro-
doğrudan doğruya kendini, yakın çevresini, mensubu bu- fesörlüğe yükseldi. 2001 yılında Pamukkale Üniversitesine
lunduğu toplumu veya bütün insanlığı ilgilendiren günlük geçen Çetişli, çalışma hayatını bu üniversitede sürdürdü.
veya genel-geçer bir konuyu, problemi; insanı, nesneyi, Edebiyat Sanatı ve Bilimi, Memduh Şevket Esendal, Batı
varlığı, tabiatı; olayı, gelişmeyi, durumu ele alıp işler. Bu- Edebiyatında Edebî Akımlar, Metin Tahlillerine Giriş/1 Şiir,
rada sözü uzatmadan ve herhangi bir tartışmaya girme- II. Meşrutiyet Devri Türk Edebiyatı eserlerinden bazılarıdır.
den belirtmeliyiz ki, edebiyatın muhteva/mana dünyasının

SORULAR
1- I. Belki bir insan hayatı, zaman fırınında ateşe at- 2- II. Meşrutiyet devrinde Türk şiiri, güzellik duygusunu bir 3- (I) Taş evin koynuna sığınmış mahrem perdeyi araladı.
tığımız bir kâğıt kadar çabuk yanıyor. Belki hayat, hakikat- kenara bırakarak çeşitli sosyal davaların emrine girmişti. Te- (II) Varıp içeriye, odanın orta yerine doldu gün ışığı. (III) Geç
en bazı düşünürlerin dediği gibi bir oyundur. Küçük, vfik Fikret, yeni bir ahlak anlayışının ve insanlık görüşünün kalmışlık hissi uyandı yüreğinde. (IV) Gömme pencerenin
ümitsiz savunmalardır hatta bir rüyadır belki. öncülüğünü yapıyor; Mehmet Akif, İslam birliği idealini; Me- böğrüne saklanmış sardunya çiçeklerinin kokusunu ilk defa
hmet Emin ve Ziya Gökalp Türkçülük ve Turancılık ideolo- duyuyormuş gibi oldu nefesi. (V) Her seferinde yeniden
II. Bana öyle geliyor ki insanoğlu, ezelden başlayıp jisini savunuyordu. hisseder, içine çekerdi bu kokuyu.
öngöremediği ya da anlayamadığı bir geleceğe uzayan
korkunç bir kör dövüşüne dalmış. Karşılaştığı her engeli Bu metinde edebiyatın hangi alanla ilişkisi vurgul- Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde
yenmiş, biri hariç. İnsan sadece kendini yenemiyor. anmak istenmiştir? yan anlamda kullanılmış bir sözcük vardır?
Bu metinlerde yazarların “insan” ve “hayat”la ilgili A) Tasavvuf A) I. B) II. C) III.
görüşleri aşağıdaki bilim dallarından hangisiyle ilişki- B) Edebî sanat D) IV. E) V.
lidir?
C) Halk efsaneleri
A) Tarih B) Sosyoloji C) Psikoloji
D) Düşünce akımları
D) Felsefe E) Coğrafya
E) Teknolojik gelişmeler
Cevap: D Cevap: D
Cevap: D

You might also like