You are on page 1of 3

Aslında günümüzün ''Trend Topic'' lerinden biridir yabancı dil.

Ülkemizde ve dünyada en çok rağbet gören ve


tercih edilen yabancı dilin İngilizce olduğu da bilinen bir gerçek. Kimileri eğitimi için, kimileri de iş, iş görüşmesi,
kariyer veya farklı olanaklara fırsat vereceği gerekçesiyle İngilizce öğrenmek ister. Evet doğru gerekçelere
sahipsiniz. Ama siz gerekeni yapmadıkça iş, kariyer vesaire gibi gerekçeler gerekçe olarak kalmaya devam
edecektir. Nasıl ki şu an sahip olduğunuz diploma, iş veya alanında yetkinliğe sahip olduğunuz branşlara gelmek
için emek ve zaman harcadıysanız, istediğiniz düzeyde İngilizce öğrenmek içinde zaman ve emek harcamanız
gerekir. Ama güzel bir haberimiz var! Gerekli adımları atmanız şartıyla İngilizce öğrenmek, mesleki bir uzmanlık
alanı kadar çok zaman gerektirmez. Yani doktor, avukat, öğretmen vesaire olmak için harcadığınız yıllarla
kıyaslayınca İngilizce öğrenmek o kadar uzun zaman almaz.

İngilizce öğrenirken, başarısızlığa uğramış, bıkmış ve yarı yolda bırakmış yada karamsarlık içinde olan bir çok
insanla karşılaştık. Ama deneyimlerimiz sonucu bu kişilerin ''İngilizce öğrenmekten'' çok ''İngilizce öğretilmek''
isteyen, mucize bekleyen kişiler olduğu sonucuna vardık. Bir çok bilim insanının ''bir yabancı dil öğretilmez,
öğrenilir'' varsayımlarına katıldığımızı belirtmek isteriz. Elbette bu varsayım bir çok sosyolojik bileşenler de dahil
olmak üzere çok geniş bir anlama sahiptir.

Sizin yapmanız gereken, bu konunun uzmanlarından yardım alıp size yol göstermelerini istemektir. Ancak bir
uzmandan destek almadan önce ne derece kararlı olduğunuzun farkında olmanız gerekir. Düşünsenize! Bir insan
ömrü ortalama 70 yıl dersek, ve bu 70 yılın sadece 1 yılını İngilizce öğrenimine ayırsak size çok büyük bir zaman
gibi mi gelir? Uzun bir zaman olduğunu düşünür ve öğrenmekten çok öğretileceğine inanıp, hiç bir şey
yapmayacaksanız, ''ne zaman öğreneceğim'' ''ne zaman konuşmaya'' başlayacağım gibi sorularla bu işi yarım
bırakmaya devam edersiniz. Ve bir kaç yıl sonra İngilizce eksikliğiniz tekrar karşınıza çıkar, aynı süreci tekrar
edersiniz. Sonuç olarak bir bakmışsınız, 70 yılın 5 yılı geçmiş ve hala İngilizce öğrenmemiş veya istediğimiz
düzeye gelmemişsiniz! O halde önce kararlı olun, bir uzmanla görüşüp size destek olmasına izin verin ve onun
dediklerini yapın. Zira sandığınız kadar zor değil.

Eğer bir uzmandan yardım alıyor veya almayı planlıyorsanız, size İngilizce nasıl öğrenilir sorusuna cevap
olabilecek bazı bilgiler vermek istiyoruz. İngilizce öğrenirken yapmanız ve yapmamanız gerekenleri de belli bir
sıraya göre aktarmaya çalışacağız. Elbette ki özel kurs ve butik dershaneler tarafından sunulan özel dersler bu
süreci hızlandıracak ve daha etkili olacaktır. Ancak maddi açıdan sizi zorlayacağını düşünüyorsanız, 5 kişiden
fazla öğrencinin olmadığı gurup derslerini de tercih edebilirsiniz. Seçimimizi yapıp derslere başladıktan sonra,
öğrenci olarak sizlere düşen sorumluluklar nelerdir, bunlara madde madde değinelim. Sıfırdan başlayan veya belli
bir düzeyden başlayan herkes için aynı prosedür geçerlidir. Ancak biz yine de sıfır veya sıfır düzeyin biraz
üstündekileri baz alarak maddelemek ve birazda hikaye anlatır gibi aktarmak istiyoruz.

Yapmanız gerekenler

1- ilk gün sizin en heyecanlı olduğunuz gündür, bir eğitmenle karşı karşıya gelmek, hayallerinizi süsleyen İngilizce
öğrenmenin zorlayıcı etkisi, gerginlik ve istekliliğin karışımıyla ortaya çıkan bir psikolojiye sahip olabilirsiniz. Ki bu
bizce iyiye işarettir! Zaten derse başladıktan kısa süre sonra buna adapte olur ve korkularınız yerini sadece
heyecan ve istekliliğe bırakır. Ve bir bakmışsınız ki ilk ders bitmiş. (Ders ve yöntemlerle alakalı şu yazımızı
okuyabilirsiniz, ancak okumayı mümkünse sona saklayın) Peki ilk dersten sonra ne yapıyoruz. Mutlaka ama
mutlaka derste gördüklerimizi aynı gün içinde tekrar ediyoruz, hatta mümkünse bir kaç kez tekrar yararlı olacaktır,
bu sizi ikinci dersinize hazır ve daha bilinçli hale getirecektir. Bu tekrarlama şekli, eğitim yönteminize bağlı olarak
dinleme, yazma veya farklı alıştırma tekniklerinden ibaret olabilir.

2- Birinci derste gördüklerinizi tekrar etmiş olmanızın verdiği güvenle ikinci dersinize başlamaya hazırsınız! Artık
gerginlik yok çünkü en zor olan ilk günü atlattınız. Ve dersiniz başlar....devam eder...ve bitti! Yine aynı şekilde
ikinci derste öğrendiklerinizi, mümkün mertebe aynı gün içinde tekrar etmeye özen gösterin.

3- Ve üçüncü dersiniz....o da bitti, yapmanız gerekenler belli!

4- dördüncü dersiniz....Yapmanız gerekenler hala aynı

5. 6. 7.ders.......derken aslında değişen bir şey yok. Temelde anlatmak istediğimiz şey şu , İngilizce öğrenirken o
günkü dersinizde gördüklerinizi tekrar etmek hayati önem taşır.

Ve bir baktınız aradan uzun zaman geçmiş ve ufak tefek cümleler kurmaya başlamışsınız. Ve yine süreç aynı
şekilde ders ve tekrar üzerine kurulu bir şekilde devam ediyor.

40. ders.. süreç aynı, ders ve tekrar....


Biraz daha zaman geçmiş bir de bakmışsınız ki artık bir kursa, derse gitmek sizin için rutin bir hal almış!

50. 60. ders derken.... süreç aynı..... ders ve tekrar ama artık, sıkılmaya başlıyorsunuz...

Her şeyi gerektiği gibi yapmış olmanıza rağmen daha da ilerleyemiyorsunuz, takılıp kalıyorsunuz. Aslında yolunda
olmayan bir şey yok! Dil öğrenim sürecinde bu sıkıntı ve çıkmaza girmek hatta onca derse rağmen sanki hiç
ilerleyemediğinizi düşünmek son derece normal. Öncelikle şunu söyleyelim, bu sıkıntı sürecine gelmenin,
derslerinizin hangi aşamasında veya kaçıncı dersinizde olacağı hiç belli olmaz. Eninde sonunda bu süreçle
karşılaşacaksınız. Tabi hiç sıkılmayabilir ve eğitiminize düzenli ve sorunsuz bir şekilde devam edebilirsiniz de. Bu
aşama bir süzgeçtir ve vazgeçme yada devam etme kararınızı da bu aşamada verirsiniz. Şunu aklınızdan
çıkarmayın, her öğrenim şekli belli bir zamandan sonra sıkıcı olabilir. Bu gibi durumlarda endişelenmeyin, pes
etmeyin ve derhal eğitmeniniz ile görüşüp konuyla alakalı konuşun. Bu sizi rahatlatacak ve daha olumlu
düşünmenizi sağlayacaktır. Gerekli olursa ders saatlerinizi değiştirin veya özel ders alıyorsanız belli bir düzen
yerine, rastgele bir düzeni tercih edin. Örneğin haftanın belli 2 veya 3 günü derse gidiyorsanız bunu yine haftada
2 veya 3 dersten ödün vermeden rastgele günlere dağıtın. Yada gerçekten bunaldıysanız çok değil ama kısacık
bir ara verebilirsiniz. Sizlere bu anlamda rastgele gün ve saatlerde uyum sağlayabilecek eğitim kurumlarda
mevcut.

Tekrardan düzenli veya düzensiz ders şeklinize döndünüz. 80 90 veya 100. derse geldiniz....Ve süreç yine aynı
ders ve tekrar...

Ama bu defa bir şeylerin değiştiğinin sizde farkında olursunuz. Daha güzel cümleler kurmaya ve eğitmeninizin
cümlelerini daha iyi anlamaya başlamışsınız bile... Bu andan itibaren çok sıkı durun. Dil öğrenirken sözü geçen
belli bir ''kabuk' 'tan bahsedilir, işte kabuğun kırıldığı andasınız. Çünkü bunca saat eğitimden sonra, en zor olan
şeyi kaptınız. Neyi? İngilizcenin mantığı ve cümle yapısı. Artık kafanızın içinde başka bir Matriks oluşmuştur.

Yukarıda belirttiğimiz 1.2.3.4 ....100 ders gibi rakamlar da ortalama rakamlardır, ille de bu rakamları baz almanızı
tavsiye etmeyiz. Buna İngilizce öğrenme sürecindeki ikinci aşama diyebiliriz ve elbette herkesin bu aşamaya
gelmesi aynı zaman dilimine denk gelmese de ortalamalar aynıdır. Ancak gereken şartlar yine belli. Ders ve ders
sonrası tekrar.

Vazgeçmediniz ve bu seviyeye geldiniz. Bu aşama eğitmeninize daha da çok ihtiyaç duyacağınız, kendinizi mutlu
hissettiğiniz ve güveninizin de yerine geldiği bir aşamadır.

Bu aşamada yapmanız gereken prosedür neyse onu izlemek ve eğitmenizin yönergelerinden çıkmamaktır.

Yapmamanız gerekenler

1- Yazımızın başından beri maddeler halinde anlattığımız ''ders ve tekrar'' olayından asla vazgeçmeyin. Her
öğrenci adayının istisnaları olabilir, fakat istisnalar kaideyi bozmaz. Ara sıra derslerinize hazırlıksız gitmek
zorunda kaldığınız durumlar olabilir, böyle durumlarda mümkünse eğitmeninizden 10 15 dakikalık bir hatırlatma
rica edin. Ve tekrar etme alışkanlığınızı asla bırakmayın. Mucize olacak sanmayın!

2- Asla eğitmeniniz veya İngilizce anadili olan insanlar gibi, akıcı, güzel ve etkileyici İngilizce konuşamamaktan
ötürü yakınmayın. Veya o düzeye gelmemiş olmanın üzüntüsüne düşmeyin. O seviyeye gelmenin, size ve
çalışmalarınıza bağlı olarak daha uzun zaman alacağını unutmayın. Çünkü onlar anadil düzeyinde konuşan kişiler
olup bu alanda ihtisas yapmışlardır. Bu tabiki de o düzeye gelemezsiniz demek değildir. Azimli bir şekilde devam
edip potansiyelinizi tetiklemek yeterli olacaktır.

3- Herkes kusursuz İngilizcesiyle çevresindekilerin beğenisini kazanmak ister elbet. Ancak tavsiyemiz şu ki, asla
bir Amerikalı veya İngiliz veya anadili İngilizce olan insanların aksanına benzer konuşma şeklini amaç edinmeyin.
Bu başarması zor olmakla birlikte, İngilizce konuşulan yerlerde doğmayı veya oralarda çok zaman geçirmiş
olmayı gerektirir. Zaten iyi İngilizce konuşmak demek bir Amerikalı veya İngiliz gibi konuşmak demek değildir.

4-Eğitiminizin bu aşamasında kulak aşinalığı için yabancı dizi izlemeye vesaire başlamayın. Bunun sakıncası
elbette yok! Ve kulak aşinalığınızı geliştirebilir de! Ancak dizi ve filmlerde kullanılan dil düzeyi o kadar çeşitlilik
gösterebilir ki, ya aşırı ileri düzey kelimelerden yada sokak argosundan ibaret olduğu için ve özellikle de söz
konusu aksandan ötürü tek kelime bile anlayamaz, yada tek kelime anlarsınız. Buda sizde bir şey öğrenmemiş
hissi yaratıp güveninizi kırabilir ve zaman kaybıdır. Bunun yerine İngilizce öğrenenlere yönelik video ve yayınları
tercih edin. Yabancı bir dizi veya filme göre daha öğretici olup, kulağınızı ve anlamanızı daha çok geliştirecektir.
Üstelik daha da motive olmanızı sağlayacaktır. E tabi düzenli olarak izlediğiniz bir yabancı dizi varsa yada benim
için önemli değil motivasyonum bozulmaz diyorsanız yabancı dizileri izleyebilirsiniz elbette.
5- Eğitiminiz süresince yapılan diyalog derslerinde veya herhangi bir şekilde İngilizce konuşurken anlamadığınız
bir kelimeyi veya ifadeyi asla anlamış gibi davranıp es geçmeyin. Eğitmeninizi durdurup, duyduğunuz veya
Türkçesini hatırlamadığınız kelimenin ne olduğunu sormayı unutmayın.

6- Sizin için çok erken sayılabilecek İngilizce roman veya benzeri dil düzeyinde kitaplar okumayın, çok fazla
bilmediğiniz kelimeyle karşılaşabilirsiniz ve bu yüzden okumaktan vazgeçersiniz Bu da zaman kaybıdır. Onun
yerine seviyenize uygun eğitsel ve faydalı kaynakları tercih edin.

Konumuzu şöyle bağlamak istiyoruz. İyi bir İngilizce düzeyine gelmek ve konuşmak ortalama 1 yıllık düzenli bir
eğitim şeklini ve eğitimin gerektirdiklerini yapmakla olur. Bundan sonrası ise okullarda veya kurslarda öğretilmez.
İngilizcenizi yaşayarak ve konuşarak kendi çabalarınızla geliştirirsiniz. Bir dili öğrenmenin yolu onu konuşmaktan
ve bol tekrardan geçer.

Kusursuz ve etkileyici düzeyde İngilizce öğrenmek istiyorsanız hayal kurmayın. Hayalinize giden yolları aşmaya
bakın.

İngilizce Nasıl öğrenilir? Artık cevabı biraz daha iyi biliyorsunuz. Mucize aklınızda bir yerlerde onu
gerçekleştirmenizi bekliyor.

Callan Method Uzmanı: Harun Güçlü

You might also like