You are on page 1of 119

IRREGULAR VERBS GRUP 1

INFINITIVE PAST SİMPLE PAST PARTICIPLE ANLAMI

bet bet/betted bet / betted bahse girmek


cast cast cast rol almak
cost cost cost mal olmak
cut cut cut kesmek
fit fit / fitted fit / fitted beden üzerine uymak
hit hit hit vurmak
hurt hurt hurt canını yakmak, incitmek
let let let izin vermek
put put put koymak
read read read okumak
set set set alarmı kurmak, sofrayı kurmak
shut shut shut kapatmak
upset upset upset üzmek

IRREGULAR VERBS GRUP 2


bend bent bent eğmek, eğilmek
bring brought brought getirmek
build built built inşa etmek
buy bought bought satın almak
catch caught caught yakalamak
feel felt felt hissetmek
feed fed fed beslemek
fight fought fought savaşmak, döğüşmek
find found found bulmak
get got gotten elde etmek
have had had sahip olmak
hear heard heard duymak, işitmek
keep kept kept tutmak, muhafaza
lead led led önderlik etmek
learn learnt/learned learnt/learned öğrenmek
leave left left terketmek
lend lent lent ödünç vermek
lose lost lost kaybetmek
make made made yapmak
mean meant meant anlamına gelmek
meet met met karşılaşmak, buluşmak
pay paid paid ödemek
say said said söylemek
sell sold sold satmak
send sent sent göndermek
sit sat sat oturmak
sleep slept slept uyumak
spend spent spent harcamak
stand stood stood ayakta durmak
teach taught taught öğretmek
tell told told söylemek
think thought thought düşünmek
understand understood understood anlamak
IRREGULAR VERBS GRUP 3
be was/were been olmak
become became become bir hale gelmek
begin began begun başlamak
break broke broken kırmak
choose chose chosen seçmek
come came come gelmek
do did done yapmak
draw drew drawn çizmek
drink drank drunk içmek
drive drove driven araba sürmek
eat ate eaten yemek yemek
fall fell fallen düşmek
fly flew flown uçmak
forget forgot forgatten unutmak
give gave given vermek
go went gone /been gitmek
grow grew grown büyümek, yetiştirmek
know knew known bilmek
lie lay lain uzanmak
ring rang rung zil çalmak
rise rose risen yükselmek, doğmak
run ran run koşmak
see saw seen görmek
show showed shown/shoved göstermek
sing sang sung şarkı söylemek
speak spoke spoken konuşmak
steal stole stolen çalmak (hırsızlık)
swim swam swum yüzmek
take took taken almak
throw threw thrown fırlatmak, atmak
wake woke/waked woken/waked uyanmak, uyandırmak
wear wore worn giyinmek
write wrote written yazmak
ride rode ridden bisiklete binmek
WORDS WORDS
(a pair of) shoes pabuçlar
(to wear) make-up makyaj yapmak
a bottle of water bir şişe su
a bowl of cereal bir kase tahıl
abdomen göbekli
about hakkında
about yaklaşık
accent aksan
acceptable kabul edilebilir
accident kaza
accidently kazayla
according to buna göre
across karşıdan karşıya
actually aslında
address adres
advertisement reklam
aeroplane uçak
after den sonra
age çağ
all over the world bütün dünyada
alone yalnız
along boyunca
also de, dahi
altogether hep beraber
amazed şaşırmış
ancient eski
angry kızgın
another bir başka
answer yanıt
ant karınca
anxious endişeli
any hiç
any longer artık (olumsuz durumlar)
anymore artık (olumsuz durumlar)
appear görünmek
apple elma
approximate yaklaşık
architecture mimari
arctic kutup
argue (with) tartışmak
armchair koltuk
army ordu
around etrafında
arrive varmak
arrive at bir yere varmak
art gallery sanat galerisi
article makale
artist ressam
as pale as possible
as well as kadar
attractive cazip, çekici
average ortalama
back arka
bald kel
balcony balkon
banana muz
bar sabun kalıbı
bark havlamak
bat yarasa
bath banyo
beach plaj
beard sakal
beauty güzellik
beautiful güzel
because of yüzünden
before den önce
believe inanmak
bellman otel kapıcısı
bicycle bisiklet
big büyük
bike bisiklet
billion milyar
bird kuş
birth doğum
birthday doğum günü
biscuits bisküvi
black siyah
blood kan
blow a whistle düdük çalmak
blue mavi
boat tekne
boat cruise tekne gezintisi
bored sıkılmış
boring sıkıcı
both her ikisi de
bottle şişe
bowl kase
bread ekmek
break ara
breakfast kahvaltı
breed çeşit
bride gelin
bridge köprü
brillant çok parlak, çok zeki
brother erkek kardeş
brother-in-law eşin erkek kardeşi
brown kahverengi
building bina
bus otobüs
bush çalılık
business iş
busy meşgul
butter tereyağı
button düğme
by hand elle
cake kek
call a taxi taksi çağırmak
calory kalori
camel deve
camera fotoğraf makinası
car araba-otomobil
car crash araba çarpışması
carpenter marangoz
carrot havuç
carry taşımak
castle kale
cat kedi
catch cold soğuk algınlığı
center merkez
centimetre santimetre
century yüztıl, asır
cereal tahıl
certainly kesinlikle
change değiştirmek
chapel küçük kilise, şapel
cheap ucuz
cheerful neşeli
cheese peynir
chicken tavuk
childhood çocukluk
chimpanze şempanze
chocolate çikolata
cigarette sigara
clean temiz
clerk memur
clever akıllı, zeki, becerikli
clock saat
close kapatmak
clothes giysi
cloud bulut
cloudy bulutlu
club kulüp
coat palto, manto
cockroach karafatma
coffee kahve
coffee kahve
cold soğuk
colleague meslektaş
color renk
comb tarak
come from ….lı olmak
comfortable konforlu,rahat
common ortak
common language ortak dil
compare karşılaştırmak
compate yarışmak, rekabet etmek
complain şikayet etmek
complexion cilt
dance dans etmek
dangerous tehlikeli
dark koyu, esmer
dark-complexion buğday (esmer)
date of birth doğduğu tarih
day dream hayal kurmak
days günler
decide karar vermek
decide karar vermek
decision karar
deep geyik
delicious lezzetli
delivery teslim etmek
demostrate gösteri yapmak
depart kalkmak (Uçak)
department store büyük market
depends on bağlı
describe tanımlamak, anlatmak
desision of point karar verme noktası
dessert tatlı
diamond elmas
diary günce
dictionary sözlük
die ölmek
difference fark
different farklı
difficult zor
dinner-supper akşamyemeği
director yönetici, direktör
disappear ortadan kaybolmak
disappointed hayal kırıklığına uğramış
discover keşfetmek
dishwasher bulaşık makinası
distance mesafe
divorced boşanmış
dog köpek
doing housework ev işi yapmak
dolphin yunus
doughter kız çocuk
down aşağı doğru
downstairs alt kat
dress elbise
driving licence ehliyet
drug uyuşturucu
during boyunca,esnasında
depression depresyon
despite/in spite of rağmen
discreet gizli
to drop out of terk etmek
to do research into sth araştırma yapmak
to devote time to sb/st zamanını birine/
birşeye ayırmak
earrings küpe
earthquake deprem
easly kolayca
east doğu
easy kolay
education eğitim
egg yumurta
else başka
embarrased utanmış
employ
employed işi olan
employee çalışan
employer işveren
employment iş
engine makine
engineer mühendis
enjojable hoş, zevkli
enough yeterli
enourmous
entrance giriş
envelope zarf
environment çevre
escape kaçmak
even hatta
event olay
everythink herşey
exact time kesin saat
exam sınav
examine incelemek,muayene etmek
excellent mükemmel
excited heyecanlı
exciting heyecan vermek
exhibition sergi
exist var olmak
existence varlık
existentializm varoluşçuluk
exit çıkış
expect bir şeye niyet etmek
expensive pahalı
experience deneyim
expert uzman
explain açıklamak
explanation açıklama
era dönem
to engender oluşmasına neden olmak
embarrasment utanç
award ödül
awful-terrible berbat

fat yağ
fail an exam sınavda kalmak
faint bayılmak
fair-blonde sarı saç
fair-complexion sarı benizli
fall autumn
fall in love aşık olmak
family aile
famous ünlü
fantastic inanılmaz hoş, güzel
farm çiftlik
farmer çiftçi
fast hızlı
fat şişman
father baba
father-in-love kayınpeder
fault hata
favorite en beğenilen
feeling his
finger parmak
finish bitirmek
fit sıkı, sağlıklı
fix tamir etmek
flat kat-daire
flower çiçek
flu nezle
fluent akıcı
fog sis
food ayak
for example örneğin
foreign language yabancı dil
forename ilk ad
fortunately
foster doughter manevi kız
foster son manevi oğul
freckles çiller
french fries kızarmış parmak patates
friend arkadaş
friendly dostça, güleryüzlü
frightened korkmuş
fringe kahkül
from now on artık (olumlu durumlar)
fruit meyve
fruit juice meyve suyu
fun eğlence
forever daima, sonsuza kadar
foreign investor yabancı yatırımcı
game oyun
garden bahçe
geography coğrafya
get married evlenmek
get on binmek
get stuck
glad memnun, happy
global küresel
go for a running hafif koşuya çıkmak
go on a diet diyette olmak
go running koşuya gitmek
go shopping alışverişe gitmek
go swimming yüzmeye gitmek
go walking yürüyüşe gitmek
golf course golf sahası
good iyi
good idea iyi fikir
good-looking güzel
grade derece, sınıf
graduate mezun
graduate (from) mezun olmak
grammer gramer
grand father büyükbaba
grand mother büyükanne
grapes üzüm
grass çim
green yeşil
grilled ızgara
grilled fish ızgara balık
grilled meat ball ızgara köfte
grilled steak ızgara biftek
grom damat
guest misafir, otel müşterisi
guy adam
guilt suç
good-fun eğlenceli
garment giysi
to give a lift to sb. birini arabaya almak,
arabayla bir yere bırak-
mak
to give thought to birisi veya bir konu
someone/something hakkında düşünmek

hostility düşmanlık
habit alışkanlık
hair saç
hall konferans,balo… salonu
hamburger hamburger
hand out
handsome yakışıklı
hang asmak, sarkıtmak
happen olmak, meydana gelmek
hard working çok çalışan
hat şapka
hazel fındık
head kafa
headache başağrısı
health sağlık
healthy sağlıklı
heavy ağır
height uzunluk
height yükseklik
help to blind körlere yardım etmek
herb şifalı ot-bitki
hero kahraman
hiccups hıçkırık
hide-and-seek saklambaç
hijact uçak kaçırmak (korsanın)
hill tepe
hire kiralamak
historic tarihi
history tarih
holiday tatil
home ev,yuva
hometown doğduğu kent
horrible korkunç
horror film korku filmi
hot sıcak
how many ne kadar (sayılanlar)
how much ne kadar (sayılamayanlar)
huge very big
human insan
human being insanoğlu
hungry aç
hunt avlanmak
husband erkek eş
hardship zorluk
healthcare sağlık hizmeti
jacket ceket
jam reçel
jewellery mücevher
join katılmak
journey gezi,yolculuk
jumper kazak
jungle tropik orman
I'am broke parasızım,meteliksizim)
ice-cream dondurma
idea fikir
if eğer
important önemli
impossible mümkün değil
impression izlenim
improve gelişmek geliştirmek
improve kıymetlendirmek
in fact aslında
incredible inanılmaz
information bilgi
information technology bilgi teknolojisi
intelligent anlayışlı, akıllı
intend niyet etmek
intention niyet
interested ilgili
international uluslar arası
into içine
introduce tanıtmak, tanıştırmak
invent icat etmek
invention icat
inventor mucit
iron ütü
irresponsible sorumsuz
to indulge (in) kendine hayatın küçük
zevklerini ikram etmek
in comparison to karşılaştırıldığında
in moderation makul ölçülerde
key anahtar
keywords anahtar sözcük
kill öldürmek
kilometre kilometre
kind çeşit
kitten-puppy köpek yavrusu
knife bıçak
knock vurmak, çarpmak
lake göl
lamb kuzu
land uçağın inmesi
landlord
language dil, lisan
large büyük, geniş
law kanun
lawn bahçe, avlu
lazy tembel
lead kılavuz, liderlik etme
leaky
legend efsane
letter mektup
library kütüphane
life hayat
lift-elevator asansör
like hoşlanmak
like hoşlanmak
link bağlantı
live canlı
live yaşamak
lively hayat dolu
loan ödünç verme
logical mantıklı
long uzun
look görünmek
look after ilgilenmek
look excited heyecanlı görünmek
look happy mutlu görünmek
look pale solgun görünmek
look unhappy mutsuz görünmek
look worried endişeli görünmek
love aşk
love aşık olmak
lovely hoş, sevimli
lunch öğle yemeği
lottery piyango
machine makine
made in ….de yapılmış
make a living hayatı idame ettirmek
manager yönetici
manly erkekçe
marital status medeni durum
mark işaret
marriage evlenme
married evli
marry evlenmek
maybe belki
meal öğün
meat et
medicine ilaç
medium length ortaboy
mend tamir etmek
mention anma, zikir
mess karmaşa
meter metre
mice fareler
middle orta
military service askerlik
milk süt
mime-artist pandomim sanatçısı
miserable sefil, berbat
mobile hareketli
months aylar
moonlight ayışığı
most of all en önemlisi
mostly çoğunlukla
mother anne
mother-in-love kayınvalide
motorbike motorsiklet
mouse fare
move hareket etmek
mow biçmek
museum müze
mustache bıyık
materialistic maddeci
name isim
national lottary piyango, lottary
natural medicine doğal ilaç
near yakınında
nearby yakınında
nearly yaklaşık
necessary gerekli
neighbour komşu
nervous sinirli, tedirgin
network ağ
new yeni
newspaper gazete
next bir sonraki, ertesi
nice hoş
north kuzey
northwest kuzeybatı
notice farketmek
noticed farketmek
novel roman
nowadays şimdilerde
nuts kuruyemiş
no longer artık (olumsuz)
award ödül
awful-terrible berbat
adult yetişkin
to advice öğüt, tavsiye vermek
annoyed rahatsız
accurate 1
athletic atletik
ambition hırs, çok yapmak istediğiniz şey
to arrange hazırlamak, düzenlemek
area alan,bölge
approximately yaklaşık olarak
air conditioning klima
as well as kadar, yanı sıra
appearance görünüş
average ortalama
appropriate uygun
to admit kabullenmek
to arrest tutuklamak
addiction tiryakilik, bağımlılık
advertising reklamcılık
advert reklam
ashtray kül tablası
to associate with ilişkilendirmek
to apply for başvurmak
alien life dünya dışı yaşam
appealing cazip
admirable hayranlık uyandıran
agression saldırganlık
anxiety endişe
to alleviate azaltmak
annoyance tedirginlik
occur meydana gelmek
ocean okyanus
of medium height orta boy
old yaşlı
on business işnedeniyle
on crutches koltuk değnekleri
on food yürüyerek
on holiday tatilde
on top üstüne,üstünde
open açık
open açık sözlü
open açmak
orange turuncu
orange portakal
ordinary sıradan
original orijinal, ilk,başlangıç
originally başlangıçta
other diğeri
out of dışarı
outdoor dışarısı
over üzerinde
own sahip olmak
outrageous ahlaksız
oppressive baskıcı
outlook görüş , görünüş
out-of-control kontrol dışı
on contract basis sözleşmeli
qualification diploma, vasıf
qualified diplomalı, vasıflı
quite oldukça
put on to wear elbise giymek
pointless anlamsız
to be parched with kurumak (susuzluktan)
purse para kesesi
profit kar
painting resim
pair of jeans kot pantolon
pale-complexion beyaz tenli
palm tree palmiye ağacı
paper-clip ataç
parents anne-baba ebeveyn
park park etmek
parrot papağan
pasta hamur işleri
pastry shop pastane
pat dürtmek
path yaya yolu, patika
peaceful huzurlu
pedestrian yaya
people insanlar
perfect mükemmel
perhaps belki
permit izin vermek
pet ev hayvanı
petrol benzin
picture resim
pill hap,ilaç
pink pembe
plane uçak
plant plan yapmak
plump balıketi
pocketknife çakı
poem şiir
poet şair
poison zehir
poisonous zehirli
polite nazik, kibar
politician politikacı
pony tail at kuyruğu
poor fakir
popular popüler
population nüfus
portrait portre
possible mümkün
potatoes patates
prediction tahmin
prefer tercih etmek
pregnant hamile
prepare hazırlamak
president cumhurbaşkanı, başkan)
press basmak
price fiyat
probably muhtemelen
produce üretmek
professional profesyonel
public halk
pullover kazak
purple mor
to reveal açığa vurmak, ortaya çıkarmak
race yarışmak
racket raket
railway station demiryolu istasyonu
rain yağmur
rain yağmur yağması
rain heavily şiddetli yağmur yağması
real gerçek
really gerçekten
reception resepsiyon
red kırmızı
reformer reformcu
relaxing rahatlatıcı
religious dini, dindar
remote control uzaktan kumanda
rent kira
rent kiralamak
repair tamir etmek
replace bir şeyin yerini almak
reply to answer
return geri dönmek
rich zengin
river nehir
rob hırsızlık yapmak
rock kaya
rose gül
rubber lastik silgi
rubbish çöp
rush in içeriye hızla dalmak
rush out dışarı fırlamak
brave cesur, yürekli
to book a holiday tatil için yer ayırtmak
bellman/belboy komi
beverages içkiler
bagel küçük, tatlı ekmek
blank boş
to border with sınırı olmak
board game satranç gibi tahta üzerinde oynanan oyun
basic temel, esas
basic equipment temel, araç, gereç
to burn oneself bir yerini yakmak
to bump into tesadüfen karşılaşmak
be/become addicted to tiryakisi olmak, bağımlısı olmak
to break into bir yere habersiz girmek
a bit biraz
babysitter çocuk bakıcısı
to babysit çocuk bakmak
bad at bir şeyde kötü
to borrow money from ödünç para almak
bravery cesaret
blanket battaniye
brotherhood kardeşlik
blood-pressure tansiyon
beneficial yararlı
budget bütçe
safely güvenli bir biçimde
salad salata
salary maaş
salesman erkek satıcı
sandwich sandviç
sausage sosis
scar yara izi
scooter skuter
screen manzara
seaside deniz kenarı
seasons mevsimler
seat koltuk (otobüs, sinema)
secondary (school) ortaokul
send göndermek
sensation yankı uyandıran yıldız
sentence cümle, tümce
shake hand tokalaşmak
shampoo şampuan
sharp keskin
shaved tıraşlı
shirt gömlek
shopping center alışveriş merkezi
short kısa
shorter-length omuz hizasında
shout bağırmak
show göstermek
sign language işaret dili
silent sessiz
silently sessizce
silver gümüş rengi
simetimes bazen
single bekar
sister kız kardeş
sister-in-love eşin kız kardeşi
skinny sıska, deri kemik
slice dilim, parça
slow yavaş
small küçük
smart şık, zeki
smell koku
smoke duman
smoke sigara içmek
snake yılan
snore horlamak
snow kar
soap sabun
soldier asker
solve çözmek, halletmek
some biraz
sometimes bazen
son erkekçocuk
soup çorba
sour ekşi (limon için)
start başlamak
statue heykel
stay in bed yatakta kalmak
step basamak
step doughter üvey kız
step father üvey baba
step mother üvey anne
step son üvey oğul
store saklamak
story öykü
stove soba
straigh düz
strange garip, tuhaf
strangely
street musician sokak şarkıcısı
stressful stresli
strike vurmak, çalmak
student öğrenci
study çalışmak
successful başarılı
sugar şeker
suit takım elbise
suitable uygun
sun güneş
sunglasses güneş gözlüğü
sunny güneşli
suppose farzetmek,beklemek
sure emin, güvenli
surname soyadı
surprise sürpriz
surprising şaşırtıcı
sweep süpürmek
sweet şeker
swimming yüzme
swimming kostume mayo
secure güvenli
self-esteem özdeğer
to startle şaşırtmak
startlingly şaşırtıcı bir biçimde
significant önemli

typewriter daktilo
tedious sıkıcı
transaction işlem
tv series TV dizisi
take a nap uyuklamak
take of elbise çıkarmak
take off uçağın kalkması
take ticket ceza
tall uzun
tanned
tap musluk
taxi driver taksi şöförü
teacher öğretmen
team takım
tear gözyaşı
telephone number telefon mumarası
tent çadır
term dönem
terrified berbat
the most en çok
there are var (çoğul,sayılan)
there is var(tekil, sayılamayan)
thin zayıf, ince
thin-slim ince
thirsty susamış
ticket bilet
tidying ev toplamak
tie kravat
tights külotlu çorap
time zaman
tiny minicik, ufacık
tip bahşiş
tired yorgun
tiring yorucu
title başlık, unvan
toast kızarmış ekmek
together birlikte
tonight bugece
toothpaste diş macunu
touch dokunmak
tourist turist
town kasaba
tradition gelenek, görenek
traditional rug gleneksel halı
traditionally
traffic jam trafik sıkışıklığı
trainer antrenör
trainers spor ayakkabı
tram troleybüs
translate dilden dile çevirmek
travel seyehate gitmek
tribe kabile
tropikal fruit tropikal meyve
trousers pantolon
turn off kapatmak
turn on açmak
ugly çirkin
underground metro
underground train metro treni
unemployed işi olmayan
unemployment işsizlik
unfortunately maalesef
unhappy mutsuz
university üniversite
unusual sıradışı
upstairs üst kat
unrest huzursuzluk
useful yararlı, kullanışlı
undervalued değersiz
underdog katbetmeye mahkum

yellow sarı
yoghurt yoğurt
young genç

violent şiddetli
vital yaşamsal/hayati
vacation tatil
valley vadi, dere
valuable değerli
vampire vampir
vegetable sebze
very much çok fazla
via üzerinden, yoluyla
village köy
vinyard bağ
visitor ziyaretçi
wage ücret
wait for bir şey için beklemek
waiter erkek garson
waitress kadın garson
walking yürümek
wavy dalgalı
way of life yaşam biçimi
wear glasses gözlük takmak
weather hava
wedding anniversary evlenme yıldönümü
weight ağırlık
weight ağırlığı olmak
well-built yapılı
west batı
wet ıslak
wet yağmurlu
whale balina
when ne zaman
when ..dığı zaman
while iken
whistle ıslık çalmak
white beyaz
widowed dul
wife hanım eş
wind rüzgar
windy rüzgarlı
wine şarap
wing kanat, kol
wish niyet, dilek
witness şahit
wolf kurt
worried endişeli
wrinkles kırışıklık
writer-author yazar
waistline bel ölçüsü
to vanish bütünüyle yok olmak
composition kompozisyon
confused kafası karışmış
consist of ..den meydana gelmek
contain içermek
convertible üstü açılır araba
cook pişirmek
cooker ocak
cooking yemek yapma
country ülke
country kırsal alan
country of birth doğduğu ülke
court mahkeme
cream kaymak, krema
cross karşıdan karşıya geçmek
crowd kalabalık
crowded kalabalık
curly kıvırcık
customer müşteri
confide in somebody birine güvenmek (trust)
confidence güven
conventional geleneksel
to cuddle up to somebody birine sarılmak
companionship eşitlik, birliktelik
complicated
to come to nothing sonuç vermemek,boşa çıkmak
currently (now) şimdi
WORDS
WORDS WORDS
(a pair of) shoes pabuçlar award ödül
(to wear) make-up makyaj yapmak awful-terrible berbat
a bottle of water bir şişe su adult yetişkin
a bowl of cereal bir kase tahıl to advice öğüt, tavsiye vermek
abdomen göbekli annoyed rahatsız
about hakkında accurate 1
about yaklaşık athletic atletik
accent aksan ambition hırs, çok yapmak istediğiniz şey
acceptable kabul edilebilir to arrange hazırlamak, düzenlemek
accident kaza area alan,bölge
accidently kazayla approximately yaklaşık olarak
according to buna göre air conditioning klima
across karşıdan karşıya as well as kadar, yanı sıra
actually aslında appearance görünüş
address adres average ortalama
advertisement reklam appropriate uygun
aeroplane uçak to admit kabullenmek
after den sonra to arrest tutuklamak
age çağ addiction tiryakilik, bağımlılık
all over the world bütün dünyada advertising reklamcılık
alone yalnız advert reklam
along boyunca ashtray kül tablası
also de, dahi to associate with ilişkilendirmek
altogether hep beraber to apply for başvurmak
amazed şaşırmış alien life dünya dışı yaşam
ancient eski appealing cazip
angry kızgın admirable hayranlık uyandıran
another bir başka agression saldırganlık
answer yanıt anxiety endişe
ant karınca to alleviate azaltmak
anxious endişeli annoyance tedirginlik
any hiç
any longer artık (olumsuz durumlar)
anymore artık (olumsuz durumlar)
appear görünmek
apple elma
approximate yaklaşık
architecture mimari
arctic kutup
argue (with) tartışmak
armchair koltuk
army ordu
around etrafında
arrive varmak
arrive at bir yere varmak
art gallery sanat galerisi
article makale
artist ressam
as pale as possible
as well as kadar
attractive cazip, çekici
average ortalama
back arka brave cesur, yürekli
bald kel to book a holiday tatil için yer ayırtmak
balcony balkon bellman/belboy komi
banana muz beverages içkiler
bar sabun kalıbı bagel küçük, tatlı ekmek
bark havlamak blank boş
bat yarasa to border with sınırı olmak
bath banyo board game satranç gibi tahta üzerinde oynanan oyun
beach plaj basic temel, esas
beard sakal basic equipment temel, araç, gereç
beauty güzellik to burn oneself bir yerini yakmak
beautiful güzel to bump into tesadüfen karşılaşmak
because of yüzünden be/become addicted to tiryakisi olmak, bağımlısı olmak
before den önce to break into bir yere habersiz girmek
believe inanmak a bit biraz
bellman otel kapıcısı babysitter çocuk bakıcısı
bicycle bisiklet to babysit çocuk bakmak
big büyük bad at bir şeyde kötü
bike bisiklet to borrow money from ödünç para almak
billion milyar bravery cesaret
bird kuş blanket battaniye
birth doğum brotherhood kardeşlik
birthday doğum günü blood-pressure tansiyon
biscuits bisküvi beneficial yararlı
black siyah budget bütçe
blood kan
blow a whistle düdük çalmak
blue mavi
boat tekne
boat cruise tekne gezintisi
bored sıkılmış
boring sıkıcı
both her ikisi de
bottle şişe
bowl kase
bread ekmek
break ara
breakfast kahvaltı
breed çeşit
bride gelin
bridge köprü
brillant çok parlak, çok zeki
brother erkek kardeş
brother-in-law eşin erkek kardeşi
brown kahverengi
building bina
bus otobüs
bush çalılık
business iş
busy meşgul
butter tereyağı
button düğme
by hand elle
cake kek composition kompozisyon
call a taxi taksi çağırmak confused kafası karışmış
calory kalori consist of ..den meydana gelmek
camel deve contain içermek
camera fotoğraf makinası convertible üstü açılır araba
car araba-otomobil cook pişirmek
car crash araba çarpışması cooker ocak
carpenter marangoz cooking yemek yapma
carrot havuç country ülke
carry taşımak country kırsal alan
castle kale country of birth doğduğu ülke
cat kedi court mahkeme
catch cold soğuk algınlığı cream kaymak, krema
center merkez cross karşıdan karşıya geçmek
centimetre santimetre crowd kalabalık
century yüztıl, asır crowded kalabalık
cereal tahıl curly kıvırcık
certainly kesinlikle customer müşteri
change değiştirmek confide in somebody birine güvenmek (trust)
chapel küçük kilise, şapel confidence güven
cheap ucuz conventional geleneksel
cheerful neşeli to cuddle up to somebody birine sarılmak
cheese peynir companionship eşitlik, birliktelik
chicken tavuk complicated
childhood çocukluk to come to nothing sonuç vermemek,boşa çıkmak
chimpanze şempanze currently (now) şimdi
chocolate çikolata
cigarette sigara
clean temiz
clerk memur
clever akıllı, zeki, becerikli
clock saat
close kapatmak
clothes giysi
cloud bulut
cloudy bulutlu
club kulüp
coat palto, manto
cockroach karafatma
coffee kahve
coffee kahve
cold soğuk
colleague meslektaş
color renk
comb tarak
come from ….lı olmak
comfortable konforlu,rahat
common ortak
common language ortak dil
compare karşılaştırmak
compate yarışmak, rekabet etmek
complain şikayet etmek
complexion cilt
dance dans etmek
dangerous tehlikeli
dark koyu, esmer
dark-complexion buğday (esmer)
date of birth doğduğu tarih
day dream hayal kurmak
days günler
decide karar vermek
decide karar vermek
decision karar
deep geyik
delicious lezzetli
delivery teslim etmek
demostrate gösteri yapmak
depart kalkmak (Uçak)
department store büyük market
depends on bağlı
describe tanımlamak, anlatmak
desision of point karar verme noktası
dessert tatlı
diamond elmas
diary günce
dictionary sözlük
die ölmek
difference fark
different farklı
difficult zor
dinner-supper akşamyemeği
director yönetici, direktör
disappear ortadan kaybolmak
disappointed hayal kırıklığına uğramış
discover keşfetmek
dishwasher bulaşık makinası
distance mesafe
divorced boşanmış
dog köpek
doing housework ev işi yapmak
dolphin yunus
doughter kız çocuk
down aşağı doğru
downstairs alt kat
dress elbise
driving licence ehliyet
drug uyuşturucu
during boyunca,esnasında
depression depresyon
despite/in spite of rağmen
discreet gizli
to drop out of terk etmek
to do research into sth araştırma yapmak
to devote time to sb/st zamanını birine/
birşeye ayırmak
earrings küpe
earthquake deprem
easly kolayca
east doğu
easy kolay
education eğitim
egg yumurta
else başka
embarrased utanmış
employ
employed işi olan
employee çalışan
employer işveren
employment iş
engine makine
engineer mühendis
enjojable hoş, zevkli
enough yeterli
enourmous
entrance giriş
envelope zarf
environment çevre
escape kaçmak
even hatta
event olay
everythink herşey
exact time kesin saat
exam sınav
examine incelemek,muayene etmek
excellent mükemmel
excited heyecanlı
exciting heyecan vermek
exhibition sergi
exist var olmak
existence varlık
existentializm varoluşçuluk
exit çıkış
expect bir şeye niyet etmek
expensive pahalı
experience deneyim
expert uzman
explain açıklamak
explanation açıklama
era dönem
to engender oluşmasına neden olmak
embarrasment utanç
fat yağ
fail an exam sınavda kalmak
faint bayılmak
fair-blonde sarı saç
fair-complexion sarı benizli
fall autumn
fall in love aşık olmak
family aile
famous ünlü
fantastic inanılmaz hoş, güzel
farm çiftlik
farmer çiftçi
fast hızlı
fat şişman
father baba
father-in-love kayınpeder
fault hata
favorite en beğenilen
feeling his
finger parmak
finish bitirmek
fit sıkı, sağlıklı
fix tamir etmek
flat kat-daire
flower çiçek
flu nezle
fluent akıcı
fog sis
food ayak
for example örneğin
foreign language yabancı dil
forename ilk ad
fortunately
foster doughter manevi kız
foster son manevi oğul
freckles çiller
french fries kızarmış parmak patates
friend arkadaş
friendly dostça, güleryüzlü
frightened korkmuş
fringe kahkül
from now on artık (olumlu durumlar)
fruit meyve
fruit juice meyve suyu
fun eğlence
forever daima, sonsuza kadar
foreign investor yabancı yatırımcı
game oyun
garden bahçe
geography coğrafya
get married evlenmek
get on binmek
get stuck
glad memnun, happy
global küresel
go for a running hafif koşuya çıkmak
go on a diet diyette olmak
go running koşuya gitmek
go shopping alışverişe gitmek
go swimming yüzmeye gitmek
go walking yürüyüşe gitmek
golf course golf sahası
good iyi
good idea iyi fikir
good-looking güzel
grade derece, sınıf
graduate mezun
graduate (from) mezun olmak
grammer gramer
grand father büyükbaba
grand mother büyükanne
grapes üzüm
grass çim
green yeşil
grilled ızgara
grilled fish ızgara balık
grilled meat ball ızgara köfte
grilled steak ızgara biftek
grom damat
guest misafir, otel müşterisi
guy adam
guilt suç
good-fun eğlenceli
garment giysi
to give a lift to sb. birini arabaya almak,
arabayla bir yere bırak-
mak
to give thought to birisi veya bir konu
someone/something hakkında düşünmek
hostility düşmanlık
habit alışkanlık
hair saç
hall konferans,balo… salonu
hamburger hamburger
hand out
handsome yakışıklı
hang asmak, sarkıtmak
happen olmak, meydana gelmek
hard working çok çalışan
hat şapka
hazel fındık
head kafa
headache başağrısı
health sağlık
healthy sağlıklı
heavy ağır
height uzunluk
height yükseklik
help to blind körlere yardım etmek
herb şifalı ot-bitki
hero kahraman
hiccups hıçkırık
hide-and-seek saklambaç
hijact uçak kaçırmak (korsanın)
hill tepe
hire kiralamak
historic tarihi
history tarih
holiday tatil
home ev,yuva
hometown doğduğu kent
horrible korkunç
horror film korku filmi
hot sıcak
how many ne kadar (sayılanlar)
how much ne kadar (sayılamayanlar)
huge very big
human insan
human being insanoğlu
hungry aç
hunt avlanmak
husband erkek eş
hardship zorluk
healthcare sağlık hizmeti
I'am broke parasızım,meteliksizim)
ice-cream dondurma jacket ceket
idea fikir jam reçel
if eğer jewellery mücevher
important önemli join katılmak
impossible mümkün değil journey gezi,yolculuk
impression izlenim jumper kazak
improve gelişmek geliştirmek jungle tropik orman
improve kıymetlendirmek
in fact aslında
incredible inanılmaz
information bilgi
information technology bilgi teknolojisi
intelligent anlayışlı, akıllı
intend niyet etmek
intention niyet
interested ilgili
international uluslar arası
into içine key anahtar
introduce tanıtmak, tanıştırmak keywords anahtar sözcük
invent icat etmek kill öldürmek
invention icat kilometre kilometre
inventor mucit kind çeşit
iron ütü kitten-puppy köpek yavrusu
irresponsible sorumsuz knife bıçak
to indulge (in) kendine hayatın küçük knock vurmak, çarpmak
zevklerini ikram etmek
in comparison to karşılaştırıldığında
in moderation makul ölçülerde
lake göl
lamb kuzu
land uçağın inmesi
landlord
language dil, lisan
large büyük, geniş
law kanun
lawn bahçe, avlu
lazy tembel
lead kılavuz, liderlik etme
leaky
legend efsane
letter mektup
library kütüphane
life hayat
lift-elevator asansör
like hoşlanmak
like hoşlanmak
link bağlantı
live canlı
live yaşamak
lively hayat dolu
loan ödünç verme
logical mantıklı
long uzun
look görünmek
look after ilgilenmek
look excited heyecanlı görünmek
look happy mutlu görünmek
look pale solgun görünmek
look unhappy mutsuz görünmek
look worried endişeli görünmek
love aşk
love aşık olmak
lovely hoş, sevimli
lunch öğle yemeği
lottery piyango
machine makine
made in ….de yapılmış
make a living hayatı idame ettirmek
manager yönetici
manly erkekçe
marital status medeni durum
mark işaret
marriage evlenme
married evli
marry evlenmek
maybe belki
meal öğün
meat et
medicine ilaç
medium length ortaboy
mend tamir etmek
mention anma, zikir
mess karmaşa
meter metre
mice fareler
middle orta
military service askerlik
milk süt
mime-artist pandomim sanatçısı
miserable sefil, berbat
mobile hareketli
months aylar
moonlight ayışığı
most of all en önemlisi
mostly çoğunlukla
mother anne
mother-in-love kayınvalide
motorbike motorsiklet
mouse fare
move hareket etmek
mow biçmek
museum müze
mustache bıyık
materialistic maddeci
name isim
national lottary piyango, lottary
natural medicine doğal ilaç
near yakınında
nearby yakınında
nearly yaklaşık
necessary gerekli
neighbour komşu
nervous sinirli, tedirgin
network ağ
new yeni
newspaper gazete
next bir sonraki, ertesi
nice hoş
north kuzey
northwest kuzeybatı
notice farketmek
noticed farketmek
novel roman
nowadays şimdilerde
nuts kuruyemiş
no longer artık (olumsuz)
occur meydana gelmek
ocean okyanus
of medium height orta boy
old yaşlı
on business işnedeniyle
on crutches koltuk değnekleri
on food yürüyerek
on holiday tatilde
on top üstüne,üstünde
open açık
open açık sözlü
open açmak
orange turuncu
orange portakal
ordinary sıradan
original orijinal, ilk,başlangıç
originally başlangıçta
other diğeri
out of dışarı
outdoor dışarısı
over üzerinde
own sahip olmak
outrageous ahlaksız
oppressive baskıcı
outlook görüş , görünüş
out-of-control kontrol dışı
on contract basis sözleşmeli
painting resim qualification diploma, vasıf
pair of jeans kot pantolon qualified diplomalı, vasıflı
pale-complexion beyaz tenli quite oldukça
palm tree palmiye ağacı put on to wear elbise giymek
paper-clip ataç pointless anlamsız
parents anne-baba ebeveyn to be parched with kurumak (susuzluktan)
park park etmek purse para kesesi
parrot papağan profit kar
pasta hamur işleri
pastry shop pastane
pat dürtmek
path yaya yolu, patika
peaceful huzurlu
pedestrian yaya
people insanlar
perfect mükemmel
perhaps belki
permit izin vermek
pet ev hayvanı
petrol benzin
picture resim
pill hap,ilaç
pink pembe
plane uçak
plant plan yapmak
plump balıketi
pocketknife çakı
poem şiir
poet şair
poison zehir
poisonous zehirli
polite nazik, kibar
politician politikacı
pony tail at kuyruğu
poor fakir
popular popüler
population nüfus
portrait portre
possible mümkün
potatoes patates
prediction tahmin
prefer tercih etmek
pregnant hamile
prepare hazırlamak
president cumhurbaşkanı, başkan)
press basmak
price fiyat
probably muhtemelen
produce üretmek
professional profesyonel
public halk
pullover kazak
purple mor
to reveal açığa vurmak, ortaya çıkarmak
race yarışmak
racket raket
railway station demiryolu istasyonu
rain yağmur
rain yağmur yağması
rain heavily şiddetli yağmur yağması
real gerçek
really gerçekten
reception resepsiyon
red kırmızı
reformer reformcu
relaxing rahatlatıcı
religious dini, dindar
remote control uzaktan kumanda
rent kira
rent kiralamak
repair tamir etmek
replace bir şeyin yerini almak
reply to answer
return geri dönmek
rich zengin
river nehir
rob hırsızlık yapmak
rock kaya
rose gül
rubber lastik silgi
rubbish çöp
rush in içeriye hızla dalmak
rush out dışarı fırlamak
sad üzgün
safely güvenli bir biçimde
salad salata
salary maaş
salesman erkek satıcı
sandwich sandviç
sausage sosis
scar yara izi
scooter skuter
screen manzara
seaside deniz kenarı
seasons mevsimler
seat koltuk (otobüs, sinema)
secondary (school) ortaokul
send göndermek
sensation yankı uyandıran yıldız
sentence cümle, tümce
shake hand tokalaşmak
shampoo şampuan
sharp keskin
shaved tıraşlı
shirt gömlek
shopping center alışveriş merkezi
short kısa
shorter-length omuz hizasında
shout bağırmak
show göstermek
sign language işaret dili
silent sessiz
silently sessizce
silver gümüş rengi
simetimes bazen
single bekar
sister kız kardeş
sister-in-love eşin kız kardeşi
skinny sıska, deri kemik
slice dilim, parça
slow yavaş
small küçük
smart şık, zeki
smell koku
smoke duman
smoke sigara içmek
snake yılan
snore horlamak
snow kar
soap sabun
soldier asker
solve çözmek, halletmek
some biraz
sometimes bazen
son erkekçocuk
soup çorba
sour ekşi (limon için)
start başlamak
statue heykel
stay in bed yatakta kalmak
step basamak
step doughter üvey kız
step father üvey baba
step mother üvey anne
step son üvey oğul
store saklamak
story öykü
stove soba
straigh düz
strange garip, tuhaf
strangely
street musician sokak şarkıcısı
stressful stresli
strike vurmak, çalmak
student öğrenci
study çalışmak
successful başarılı
sugar şeker
suit takım elbise
suitable uygun
sun güneş
sunglasses güneş gözlüğü
sunny güneşli
suppose farzetmek,beklemek
sure emin, güvenli
surname soyadı
surprise sürpriz
surprising şaşırtıcı
sweep süpürmek
sweet şeker
swimming yüzme
swimming kostume mayo
secure güvenli
self-esteem özdeğer
to startle şaşırtmak
startlingly şaşırtıcı bir biçimde
significant önemli
tv series TV dizisi
take a nap uyuklamak typewriter daktilo
take of elbise çıkarmak tedious sıkıcı
take off uçağın kalkması transaction işlem
take ticket ceza
tall uzun
tanned
tap musluk
taxi driver taksi şöförü
teacher öğretmen
team takım
tear gözyaşı
telephone number telefon mumarası
tent çadır
term dönem
terrified berbat
the most en çok
there are var (çoğul,sayılan)
there is var(tekil, sayılamayan)
thin zayıf, ince
thin-slim ince
thirsty susamış
ticket bilet
tidying ev toplamak
tie kravat
tights külotlu çorap
time zaman
tiny minicik, ufacık
tip bahşiş
tired yorgun
tiring yorucu
title başlık, unvan
toast kızarmış ekmek
together birlikte
tonight bugece
toothpaste diş macunu
touch dokunmak
tourist turist
town kasaba
tradition gelenek, görenek
traditional rug gleneksel halı
traditionally
traffic jam trafik sıkışıklığı
trainer antrenör
trainers spor ayakkabı
tram troleybüs
translate dilden dile çevirmek
travel seyehate gitmek
tribe kabile
tropikal fruit tropikal meyve
trousers pantolon
turn off kapatmak
turn on açmak
ugly çirkin
underground metro
underground train metro treni
unemployed işi olmayan
unemployment işsizlik
unfortunately maalesef
unhappy mutsuz
university üniversite
unusual sıradışı
upstairs üst kat
unrest huzursuzluk
useful yararlı, kullanışlı
undervalued değersiz
underdog katbetmeye mahkum
violent şiddetli yellow sarı
vital yaşamsal/hayati yoghurt yoğurt
vacation tatil young genç
valley vadi, dere
valuable değerli
vampire vampir
vegetable sebze
very much çok fazla
via üzerinden, yoluyla
village köy
vinyard bağ
visitor ziyaretçi
wage ücret
wait for bir şey için beklemek
waiter erkek garson
waitress kadın garson
walking yürümek
wavy dalgalı
way of life yaşam biçimi
wear glasses gözlük takmak
weather hava
wedding anniversary evlenme yıldönümü
weight ağırlık
weight ağırlığı olmak
well-built yapılı
west batı
wet ıslak
wet yağmurlu
whale balina
when ne zaman
when ..dığı zaman
while iken
whistle ıslık çalmak
white beyaz
widowed dul
wife hanım eş
wind rüzgar
windy rüzgarlı
wine şarap
wing kanat, kol
wish niyet, dilek
witness şahit
wolf kurt
worried endişeli
wrinkles kırışıklık
writer-author yazar
waistline bel ölçüsü
to vanish bütünüyle yok olmak
WORDS
open açık sözlü
to consist of ..den meydana gelmek
when ..dığı zaman
made in ….de yapılmış
by the time ….e kadar, olduğunda
come from ….lı olmak
to pretend …mış gibi davranmak, veya yapmak
hungry aç
to reveal açığa vurmak, ortaya çıkarmak
open açık
explanation açıklama
to explain açıklamak
to open açmak
to turn on açmak
guy adam
fair adil
address adres
network ağ
heavy ağır
weight ağırlığı olmak
weight ağırlık
outrageous ahlaksız
family aile
fluent akıcı
clever akıllı, zeki, becerikli
accent aksan
dinner-supper akşamyemeği
area alan,bölge
habit alışkanlık
shopping center alışveriş merkezi
go shopping alışverişe gitmek
downstairs alt kat
to operate on ameliyat etmek
key anahtar
keywords anahtar sözcük
pointless anlamsız
intelligent anlayışlı, akıllı
mention anma, zikir
mother anne
parents anne-baba ebeveyn
trainer antrenör
break ara
car crash araba çarpışması
car araba-otomobil
survey araştırma
to do research into sth araştırma yapmak
back arka
friend arkadaş
from now on artık (olumlu durumlar)
any longer artık (olumsuz durumlar)
anymore artık (olumsuz durumlar)
no longer artık (olumsuz)
to increase artmak, yükselmek
lift-elevator asansör
soldier asker
military service askerlik
actually aslında
in fact aslında
to hang asmak, sarkıtmak
down aşağı doğru
to fall in love aşık olmak
to love aşık olmak
love aşk
pony tail at kuyruğu
paper-clip ataç
to set light to ateşe vermek
athletic atletik
fall autumn
to hunt avlanmak
food ayak
to separate ayırmak
moonlight ayışığı
months aylar
to alleviate azaltmak
to tell somebody off azarlamak
slightly azıcık, birazcık
father baba
bond bağ
vinyard bağ
shout bağırmak
link bağlantı
depends on bağlı
garden bahçe
lawn bahçe, avlu
tip bahşiş
plump balıketi
whale balina
balcony balkon
bath banyo
step basamak
oppressive baskıcı
to press basmak
headache başağrısı
successful başarılı
else başka
to start başlamak
originally başlangıçta
title başlık, unvan
to apply for başvurmak
west batı
blanket battaniye
to faint bayılmak
sometimes bazen
simetimes bazen
single bekar
waistline bel ölçüsü
maybe belki
perhaps belki
similar benzer
similarly benzer biçimde
similarity benzerlik
petrol benzin
awful-terrible berbat
terrified berbat
to plead beyan etmek
white beyaz
pale-complexion beyaz tenli
knife bıçak
mustache bıyık
pattern biçim, kalıp
to mow biçmek
ticket bilet
information bilgi
information technology bilgi teknolojisi
computer nerd bilgisayar bağımlısı
building bina
to get on binmek
to conduct a survey bir araştırma yürütmek
another bir başka
a bowl of cereal bir kase tahıl
next bir sonraki, ertesi
to sort out a problem bir sorunu çözümlemek
to wait for bir şey için beklemek
bad at bir şeyde kötü
to complain about/that bir şeyden yakınmak, şikayet etmek
to expect bir şeye niyet etmek
to talk something over bir şeyi yeniden konuşmak
to replace bir şeyin yerini almak
a bottle of water bir şişe su
to break into bir yere habersiz girmek
to arrive at bir yere varmak
to burn oneself bir yerini yakmak
a bit biraz
some biraz
rather than sb/sth birinden/bir şeyden ziyade
to confide in somebody birine güvenmek (trust)
to adress somebody birine hitap etmek
to cuddle up to somebody birine sarılmak
to give a lift to sb. birini arabaya almak,arabayla biryere bırakmak
to accuse sb. Of doing something birini bir şey yapmakla suçlamak
to let somebody do something birinin bir şey yapmasına izin vermek
to give thought to birisi veya bir konu
to go on a date biriyle çıkmak
to have an affair biriyle ilişkisi olmak
to be engaged to someone biriyle nişanlı olmak
together birlikte
collectively birlikte, ortak olarak
bicycle bisiklet
bike bisiklet
biscuits bisküvi
to finish bitirmek
bomb squad bomba imha timi
blank boş
vacancy boş yer (otel), açık kadro
to divorce/to get divorced boşanmak
divorced boşanmış
along boyunca
during boyunca,esnasında
tanned bronzlaşmış
tonight bugece
dark-complexion buğday (esmer)
dishwasher bulaşık makinası
to meet up with buluşmak
cloud bulut
cloudy bulutlu
according to buna göre
budget bütçe
all over the world bütün dünyada
completly bütünüyle
entirely bütünüyle
to vanish bütünüyle yok olmak
big büyük
department store büyük market
large büyük, geniş
grand mother büyükanne
grand father büyükbaba
glazier camcı
live canlı
appealing cazip
attractive cazip, çekici
jacket ceket
bravery cesaret
to dare cesaret etmek
brave cesur, yürekli
punishment ceza
take ticket ceza
to punish cezalandırmak
complexion cilt
geography coğrafya
president cumhurbaşkanı, başkan)
sentence cümle, tümce
effort çaba
effortless çaba gerektirmeyen, zahmetsiz
effortlessly çaba harcamadan, zahmetsizce
tent çadır
to put up a tent çadır kurmak
age çağ
pocketknife çakı
bush çalılık
employee çalışan
study çalışmak
breed çeşit
kind çeşit
various çeşitli
environment çevre
to scream çığlık açmak
exit çıkış
flower çiçek
farmer çiftçi
farm çiftlik
chocolate çikolata
freckles çiller
grass çim
ugly çirkin
babysitter çocuk bakıcısı
to babysit çocuk bakmak
childhood çocukluk
majority çoğunluk
mostly çoğunlukla
ridiculous çok aptalca, gülünç
acute çok ciddi, endişe verici
hard working çok çalışan
very much çok fazla
terrific çok iyi
brillant çok parlak, çok zeki
shocked çok şaşırmış
soup çorba
rubbish çöp
to solve çözmek, halletmek
nanny dadı
forever daima, sonsuza kadar
typewriter daktilo
wavy dalgalı
grom damat
to dance dans etmek
also de, dahi
valuable değerli
undervalued değersiz
to change değiştirmek
railway station demiryolu istasyonu
due to den dolayı, sebebiyle
before den önce
after den sonra
experiment deney
experience deneyim
seaside deniz kenarı
earthquake deprem
depression depresyon
grade derece, sınıf
camel deve
revolution devrim
out of dışarı
to rush out dışarı fırlamak
outdoor dışarısı
on the other hand diğer yandan
other diğeri
language dil, lisan
to translate dilden dile çevirmek
slice dilim, parça
religious dini, dindar
qualification diploma, vasıf
qualified diplomalı, vasıflı
toothpaste diş macunu
go on a diet diyette olmak
to knell/knelt/knelt diz çökmek
natural medicine doğal ilaç
hometown doğduğu kent
date of birth doğduğu tarih
country of birth doğduğu ülke
east doğu
birth doğum
birthday doğum günü
rate of birth doğum oranı
touch dokunmak
ice-cream dondurma
friendly dostça, güleryüzlü
to become friendly with dostluk kurmak
era dönem
term dönem
prayers dua
widowed dul
smoke duman
to blow a whistle düdük çalmak
button düğme
alien life dünya dışı yaşam
to pat dürtmek
hostility düşmanlık
straigh düz
legend efsane
if eğer
education eğitim
fun eğlence
good-fun eğlenceli
driving licence ehliyet
bread ekmek
sour ekşi (limon için)
dress elbise
to take off elbise çıkarmak
tp put on to wear elbise giymek
by hand elle
apple elma
diamond elmas
sure emin, güvenli
favorite en beğenilen
the most en çok
most of all en önemlisi
anxiety endişe
worriying endişe verici
anxious endişeli
worried endişeli
look worried endişeli görünmek
to be worried endişeli olmak
prohobition engelleme
to prohobit engellemek, yasaklamak
to get stuck enkaz altında kalmak
husband erkek eş
waiter erkek garson
brother erkek kardeş
salesman erkek satıcı
manly erkekçe
son erkekçocuk
essential esas, temel
while esasında, iken
ancient eski
flexible esnek
brother-in-law eşin erkek kardeşi
sister-in-love eşin kız kardeşi
companionship eşitlik, birliktelik
in each other's company eşliğinde, beraber
in the company of/ eşliğinde, beraber
meat et
around etrafında
pet ev hayvanı
to doing housework ev işi yapmak
tidying ev toplamak
home ev,yuva
to adopt evlat edinmek, benimsemek
marriage evlenme
wedding anniversary evlenme yıldönümü
to get married evlenmek
to marry evlenmek
married evli
to memorize ezberlemek
poor fakir
mouse fare
mice fareler
difference fark
noticed farketmek
to notice farketmek
different farklı
to suppose farzetmek,beklemek
disaster felaket
hazel fındık
idea fikir
to change one's mind fikrini değiştirmek
price fiyat
phobia fobi, korku
camera fotoğraf makinası
strange garip, tuhaf
newspaper gazete
tradition gelenek
tradition gelenek, görenek
conventional geleneksel
bride gelin
to improve gelişmek geliştirmek
young genç
real gerçek
really gerçekten
necessary gerekli
to return geri dönmek
deep geyik
journey gezi,yolculuk
gradually giderek
entrance giriş
clothes giysi
garment giysi
mysterious gizemli, garip
discreet gizli
traditional rug gleneksel halı
golf course golf sahası
abdomen göbekli
immigration göç
to immigrate göç etmek
nomad göçebe
immigrant göçmen
lake göl
shirt gömlek
to send göndermek
to ignore görmezden gelmek
appear görünmek
look görünmek
appearance görünüş
outlook görüş , görünüş
to demostrate gösteri yapmak
show göstermek
wear glasses gözlük takmak
tear gözyaşı
grammer gramer
rose gül
silver gümüş rengi
diary günce
sun güneş
sunglasses güneş gözlüğü
sunny güneşli
days günler
confidence güven
secure güvenli
safely güvenli bir biçimde
to carry to safety güvenli yere taşımak
beautiful güzel
good-looking güzel
beauty güzellik
memory hafıza, bellek
go for a running hafif koşuya çıkmak
about hakkında
someone/something hakkında düşünmek
to have rights hakları olmak
public halk
hamburger hamburger
pregnant hamile
pasta hamur işleri
wife hanım eş
pill hap,ilaç
to sneeze hapşırmak
to move hareket etmek
to activate harekete geçirmek
mobile hareketli
fault hata
to remember hatırlamak
to remind hatırlatmak
even hatta
weather hava
bark havlamak
carrot havuç
disappointed hayal kırıklığına uğramış
day dream hayal kurmak
life hayat
lively hayat dolu
to make a living hayatı idame ettirmek
admirable hayranlık uyandıran
to prepare hazırlamak
to arrange hazırlamak, düzenlemek
straight away hemen, derhal
altogether hep beraber
both her ikisi de
everythink herşey
to share the bill hesabı paylaşmak
eager hevesli
exciting heyecan vermek
excited heyecanlı
look excited heyecanlı görünmek
statue heykel
hiccups hıçkırık
ambition hırs, çok yapmak istediğiniz şey
to rob hırsızlık yapmak
fast hızlı
any hiç
feeling his
to snore horlamak
nice hoş
lovely hoş, sevimli
enjojable hoş, zevkli
to like hoşlanmak
peaceful huzurlu
unrest huzursuzluk
to bite ısırmak
wet ıslak
to wehistle ıslık çalmak
grilled ızgara
grilled fish ızgara balık
grilled steak ızgara biftek
grilled meat ball ızgara köfte
invention icat
to invent icat etmek
to rush in içeriye hızla dalmak
to contain içermek
to involve içermek
to include içermek, kapsamak
into içine
beverages içkiler
to claim iddia etmek, belirtmek
inhabitant ikamet eden
to inhabit ikamet etmek
while iken
alternate weekends iki haftada bir
dilemma ikilem
to double ikiye katlanmak
to convince ikna etmek
medicine ilaç
to comminicate iletişim kurmak
look after ilgilenmek
interested ilgili
fascinated ilgili, meraklı
interested in ilgili, meraklı
interesting ilginç
relation/relationship ilişki
to associate with ilişkilendirmek
forename ilk ad
incredible inanılmaz
fantastic inanılmaz hoş, güzel
believe inanmak
thin-slim ince
to examine incelemek,muayene etmek
human insan
people insanlar
to treat people equally insanlara eşit davranmak
human being insanoğlu
name isim
exception istisna
business iş
employment iş
mark işaret
sign language işaret dili
to recruit işe yerleştirmek, eleman almak
employed işi olan
unemployed işi olmayan
transaction işlem
on business işnedeniyle
unemployment işsizlik
employer işveren
to obey itaat etmek
good iyi
good idea iyi fikir
to permit izin vermek
to trace izini sürmek
impression izlenim
tribe kabile
acceptable kabul edilebilir
to admit kabullenmek
escape kaçmak
as well as kadar, yanı sıra
waitress kadın garson
head kafa
confusing kafa karıştırıcı
confused kafası karışmış
fringe kahkül
hero kahraman
breakfast kahvaltı
coffee kahve
brown kahverengi
crowd kalabalık
crowded kalabalık
castle kale
to depart kalkmak (Uçak)
calory kalori
blood kan
wing kanat, kol
to prove kanıtlamak
law kanun
to close kapatmak
to turn off kapatmak
profit kar
snow kar
cockroach karafatma
decision karar
desision of point karar verme noktası
to decide karar vermek
to make up one's mind karar vermek
brotherhood kardeşlik
ant karınca
mess karmaşa
across karşıdan karşıya
to cross karşıdan karşıya geçmek
in comparison to karşılaştırıldığında
to compare karşılaştırmak
town kasaba
bowl kase
to lash kasıp kavurmak
underdog katbetmeye mahkum
flat kat-daire
to be strict (with) katı, disiplinli olmak
to join katılmak
rock kaya
father-in-law kayınpeder
mother-in-love kayınvalide
cream kaymak, krema
accident kaza
jumper kazak
pullover kazak
accidently kazayla
cat kedi
cake kek
bald kel
to gain consciousness kendine gelmek, bilincini kazanmak
to indulge (in) kendine hayatın küçük
urban kentsel
exact time kesin saat
certainly kesinlikle
sharp keskin
to disvover keşfetmek
lead kılavuz, liderlik etme
to smash open kırıp açmak
wrinkles kırışıklık
red kırmızı
rural kırsal
country kırsal alan
short kısa
curly kıvırcık
to improve kıymetlendirmek
doughter kız çocuk
sister kız kardeş
toast kızarmış ekmek
french fries kızarmış parmak patates
angry kızgın
kilometre kilometre
rent kira
to hire kiralamak
to rent kiralamak
air conditioning klima
smell koku
easy kolay
easly kolayca
armchair koltuk
seat koltuk (otobüs, sinema)
on crutches koltuk değnekleri
bellman/belboy komi
composition kompozisyon
neighbour komşu
hall konferans,balo… salonu
comfortable konforlu,rahat
out-of-control kontrol dışı
frightened korkmuş
horror film korku filmi
horrible korkunç
for fear of korkusuyla
circumstances koşullar
to go running koşuya gitmek
pair of jeans kot pantolon
dark koyu, esmer
slave köle
dog köpek
kitten-puppy köpek yavrusu
bridge köprü
to helpto blind körlere yardım etmek
badly behaved kötü davranışlı, yaramaz
village köy
tie kravat
club kulüp
wolf kurt
to be parched with kurumak (susuzluktan)
nuts kuruyemiş
bird kuş
arctic kutup
north kuzey
northwest kuzeybatı
lamb kuzu
small küçük
chapel küçük kilise, şapel
bagel küçük, tatlı ekmek
ashtray kül tablası
tights külotlu çorap
earrings küpe
global küresel
library kütüphane
rubber lastik silgi
delicious lezzetli
unfortunately maalesef
salary maaş
materialistic maddeci
court mahkeme
article makale
engine makine
machine makine
in moderation makul ölçülerde
(to wear) make-up makyaj yapmak
foster doughter manevi kız
foster son manevi oğul
logical mantıklı
sensible mantıklı
screen manzara
carpenter marangoz
blue mavi
swimming kostume mayo
to oblige/ to be obliged mecbur etmek / zorunda olmak
marital status medeni durum
letter mektup
glad memnun, happy
clerk memur
center merkez
distance mesafe
colleague meslektaş
busy meşgul
meter metre
underground metro
underground train metro treni
seasons mevsimler
to occur meydana gelmek
fruit meyve
fruit juice meyve suyu
graduate mezun
graduate (from) mezun olmak
quantity miktar
billion milyar
architecture mimari
tiny minicik, ufacık
guest misafir, otel müşterisi
purple mor
motor-vehicle motorlu taşıt
motorbike motorsiklet
inventor mucit
miracle mucize
probably muhtemelen
leaky musluk
tap musluk
look happy mutlu görünmek
unhappy mutsuz
look unhappy mutsuz görünmek
banana muz
jewellery mücevher
engineer mühendis
excellent mükemmel
perfect mükemmel
possible mümkün
impossible mümkün değil
customer müşteri
shocking müthiş şaşırtıcı,şok edici
museum müze
polite nazik, kibar
how much ne kadar (sayılamayanlar)
how many ne kadar (sayılanlar)
when ne zaman
river nehir
cheerful neşeli
flu nezle
intention niyet
to intend niyet etmek
wish niyet, dilek
population nüfus
cooker ocak
ocean okyanus
event olay
quite oldukça
to happen olmak, meydana gelmek
to engender oluşmasına neden olmak
shorter-length omuz hizasında
army ordu
original orijinal, ilk,başlangıç
middle orta
of medium height orta boy
medium length ortaboy
medieval ortaçağa ait
to dissapear ortadan kaybolmak
common ortak
common language ortak dil
average ortalama
secondary (school) ortaokul
bellman otel kapıcısı
bus otobüs
game oyun
award ödül
to borrow money from ödünç para almak
loan ödünç verme
lunch öğle yemeği
student öğrenci
teacher öğretmen
meal öğün
to advice öğüt, tavsiye vermek
to kill öldürmek
die ölmek
important önemli
significant önemli
for example örneğin
story öykü
self-esteem özdeğer
particularly özellikle
premises özellikle iş yerlerine ait bina ve arsalar
(a pair of) shoes pabuçlar
expensive pahalı
palm tree palmiye ağacı
coat palto, manto
mime-artist pandomim sanatçısı
trousers pantolon
parrot papağan
purse para kesesi
I'am broke parasızım,meteliksizim)
to park park etmek
finger parmak
pastry shop pastane
potatoes patates
to blow up patlamak, patlatmak
pink pembe
cheese peynir
to cook pişirmek
lottery piyango
national lottary piyango, lottary
beach plaj
to plant plan yapmak
to carry out something planlanan, organize edilen bir işi yapmak
politician politikacı
popular popüler
orange portakal
portrait portre
professional profesyonel
despite/in spite of rağmen
relaxing rahatlatıcı
annoyed rahatsız
racket raket
jam reçel
to refuse reddetmek
prosperity refah
welfare refah
reformer reformcu
advert reklam
advertisement reklam
advertising reklamcılık
color renk
reception resepsiyon
painting resim
picture resim
artist ressam
novel roman
wind rüzgar
windy rüzgarlı
clock saat
soap sabun
bar sabun kalıbı
hair saç
health sağlık
healthcare sağlık hizmeti
healthy sağlıklı
to own sahip olmak
beard sakal
to store saklamak
hide-and-seek saklambaç
salad salata
agression saldırganlık
cyberspace sanal alem
cyber buddy sanal arkadaş
art gallery sanat galerisi
sandwich sandviç
centimetre santimetre
yellow sarı
fair-complexion sarı benizli
fair-blonde sarı saç
board game satranç gibi tahta üzerinde oynanan oyun
to treat with respect saygılı davranmak
vegetable sebze
miserable sefil, berbat
exhibition sergi
silent sessiz
silent sessiz
silently sessizce
to travel seyehate gitmek
hot sıcak
fit sıkı, sağlıklı
boring sıkıcı
boring sıkıcı
tedious sıkıcı
bored sıkılmış
bored sıkılmış
exam sınav
to fail an exam sınavda kalmak
classmate sınıf arkadaşı
to border with sınırı olmak
ordinary sıradan
exceptional sıradışı
unusual sıradışı
exceptionally sıradışı, alışılmadık biçimde
skinny sıska, deri kemik
cigarette sigara
to smoke sigara içmek
insurance sigorta
annoying sinir bozucu, can sıkıcı
annoyed sinirli, canı sıkılmış
nervous sinirli, tedirgin
fog sis
black siyah
scooter skuter
stove soba
cold soğuk
catch cold soğuk algınlığı
street musician sokak şarkıcısı
look pale solgun görünmek
extremly son derece
to come to nothing sonuç vermemek,boşa çıkmak
eventually sonunda
irresponsible sorumsuz
sausage sosis
social behaviour sosyal davranış
surname soyadı
on contract basis sözleşmeli
dictionary sözlük
trainers spor ayakkabı
stressful stresli
crime suç
guilt suç
to commit a crime suç işlemek
thirsty susamış
to sweep süpürmek
surprise sürpriz
milk süt
witness şahit
poet şair
shampoo şampuan
hat şapka
wine şarap
amazed şaşırmış
surprising şaşırtıcı
amazingly şaşırtıcı bir biçimde
startlingly şaşırtıcı bir biçimde
amazing şaşırtıcı, ilginç
to startle şaşırtmak
sugar şeker
sweet şeker
chimpanze şempanze
smart şık, zeki
violent şiddetli
rain heavily şiddetli yağmur yağması
herb şifalı ot-bitki
poem şiir
to complain şikayet etmek
currently (now) şimdi
nowadays şimdilerde
bottle şişe
fat şişman
to doubt şüphelenmek, şüphesi olmak
undoubtedly şüphesiz
cereal tahıl
prediction tahmin
to estimate tahmin etmek
team takım
suit takım elbise
to call a taxi taksi çağırmak
taxi driver taksi şöförü
complicated tamamlanmış
to fix tamir etmek
to mend tamir etmek
to repair tamir etmek
acquaintance tanıdık
to recognize tanımak
to describe tanımlamak, anlatmak
well-knovn tanınmış
to introduce tanıtmak, tanıştırmak
blood-pressure tansiyon
comb tarak
history tarih
historic tarihi
argue (with) tartışmak
carefree tasasız
to carry taşımak
holiday tatil
vacation tatil
to book a holiday tatil için yer ayırtmak
on holiday tatilde
dessert tatlı
chicken tavuk
annoyance tedirginlik
dangerous tehlikeli
in danger of tehlikesinde
identical twins tek yumurta ikizleri
boat tekne
boat cruise tekne gezintisi
technophobe teknolojiden korkan kişi
telephone number telefon mumarası
lazy tembel
basic equipment temel, araç, gereç
basic temel, esas
clean temiz
to hill tepe
to prefer tercih etmek
butter tereyağı
to drop out of terk etmek
to reverse tersine dönmek,tersine çevirmek
to bump into tesadüfen karşılaşmak
to delivery teslim etmek
shaved tıraşlı
addiction tiryakilik, bağımlılık
to be/ to come addicted to tiryakisi olmak, bağımlısı olmak
to replay to answer
to shake hand tokalaşmak
vehicle trafik aracı
traffic congestion trafik sıkışıklığı
traffic jam trafik sıkışıklığı
tram troleybüs
jungle tropik orman
tropikal fruit tropikal meyve
strangely tuhaf bir şekilde
tourist turist
orange turuncu
to arrest tutuklamak
attitude tutum, genel düşünce biçimi
tv series TV dizisi
cheap ucuz
extreme uç
land uçağın inmesi
take off uçağın kalkması
aeroplane uçak
plane uçak
to hijact uçak kaçırmak (korsanın)
international uluslar arası
to expect ummak, beklemek
in the hope umuduyla
embarrasment utanç
embarrased utanmış
appropriate uygun
suitable uygun
to take a nap uyuklamak
drug uyuşturucu
sedative uyuşturucu, sakinleştirici
remote uzak
to move away from uzaklaşmak, ayrılmak
remote control uzaktan kumanda
expert uzman
long uzun
tall uzun
height uzunluk
wage ücret
country ülke
university üniversite
to get a degree üniversite diploması almak
famous ünlü
to produce üretmek
upstairs üst kat
convertible üstü açılır araba
on top üstüne,üstünde
iron ütü
step mother üvey anne
step father üvey baba
step doughter üvey kız
step son üvey oğul
over üzerinde
via üzerinden, yoluyla
upset üzgün
upsetting üzücü
grapes üzüm
valley vadi, dere
vampire vampir
there are var (çoğul,sayılan)
exist var olmak
there is var(tekil, sayılamayan)
existence varlık
to arrive varmak
existentializm varoluşçuluk
huge very big
to emphasize vurgulamak
to shoot/shot/shot vurmak (ateşli silahla)
to strike vurmak, çalmak
to knock vurmak, çarpmak
foreign language yabancı dil
foreign investor yabancı yatırımcı
fat yağ
rain yağmur
rain yağmur yağması
wet yağmurlu
near yakınında
nearby yakınında
handsome yakışıklı
about yaklaşık
approximate yaklaşık
nearly yaklaşık
approximately yaklaşık olarak
alone yalnız
to beg yalvarmak
answer yanıt
to respond yanıtlamak
respondent yanıtlayan kişi
sensation yankı uyandıran yıldız
to reflect yansıtmak
well-built yapılı
scar yara izi
beneficial yararlı
useful yararlı, kullanışlı
bat yarasa
to race yarışmak
to compate yarışmak, rekabet etmek
way of life yaşam biçimi
to live yaşamak
vital yaşamsal/hayati
old yaşlı
to stay in bed yatakta kalmak
slow yavaş
pedestrian yaya
path yaya yolu, patika
common yaygın
writer-author yazar
cooking yemek yapma
new yeni
to rebuild yeniden inşa etmek
to settle down yerleşmek
green yeşil
enough yeterli
to be capable of yetisinde olmak
adult yetişkin
snake yılan
yoghurt yoğurt
to become extinct yok olmak,
tired yorgun
tiring yorucu
manager yönetici
director yönetici, direktör
egg yumurta
dolphin yunus
height yükseklik
to go up yükselmek
to rise yükselmek
walking yürümek
on food yürüyerek
go walking yürüyüşe gitmek
swimming yüzme
go swimming yüzmeye gitmek
century yüztıl, asır
because of yüzünden
time zaman
to devote time to sb/st zamanını birine/
envelope zarf
thin zayıf, ince
poison zehir
poisonous zehirli
rich zengin
complete darkness zifiri karanlık
visitor ziyaretçi
difficult zor
hardship zorluk
accurate 1
as pale as possible
employ
enourmous
fortunately
hand out
landlord
traditionally
turk
WORDS
(a pair of) shoes pabuçlar
(to be) situated belli bir yerde bulunan
(to wear) make-up makyaj yapmak
a
a bit biraz
a bottle of water bir şişe su
a bowl of cereal bir kase tahıl
abdomen göbekli
able
about hakkında
about yaklaşık
about
accent aksan
acceptable kabul edilebilir
accident kaza
accidently kazayla
according to buna göre
accurate 1
acid
acquaintance tanıdık
across karşıdan karşıya
act
actually aslında
acute çok ciddi, endişe verici
add ek
addiction tiryakilik, bağımlılık
address adres
admirable hayranlık uyandıran
adult yetişkin
advert reklam
advertisement reklam
advertising reklamcılık
aeroplane uçak
after den sonra
again tekrar
age çağ
age yaş
agression saldırganlık
air hava
air conditioning klima
alien life dünya dışı yaşam
all bütün
all over the world bütün dünyada
alone yalnız
along boyunca
also de, dahi
alternate weekends iki haftada bir
altogether hep beraber
amazed şaşırmış
amazing şaşırtıcı, ilginç
amazingly şaşırtıcı bir biçimde
ambition hırs, çok yapmak istediğiniz şey
an
ancient eski
and ve
anger
angry kızgın
animal hayvan
annoyance tedirginlik
annoyed rahatsız
annoyed sinirli, canı sıkılmış
annoying sinir bozucu, can sıkıcı
another bir başka
answer yanıt
ant karınca
anxiety endişe
anxious endişeli
any hiç
any longer artık (olumsuz durumlar)
anymore artık (olumsuz durumlar)
appealing cazip
appear görünmek
appearance görünüş
apple elma
appropriate uygun
approximate yaklaşık
approximately yaklaşık olarak
architecture mimari
arctic kutup
are
area alan,bölge
argue (with) tartışmak
arm
armchair koltuk
army ordu
around etrafında
art sanat
art gallery sanat galerisi
article makale
artist ressam
as
as pale as possible
as well as kadar, yanı sıra
ashtray kül tablası
ask sormak
at
athletic atletik
atom
attitude tutum, genel düşünce biçimi
attractive cazip, çekici
automatic otomatik
average ortalama
awake
award ödül
awful-terrible berbat
baby bebek
babysitter çocuk bakıcısı
back arka
bad kötü
bad at bir şeyde kötü
badly behaved kötü davranışlı, yaramaz
bagel küçük, tatlı ekmek
balcony balkon
bald kel
ball top
banana muz
band bando
bank banka
bar sabun kalıbı
bark havlamak
base
basic temel, esas
basic equipment temel, araç, gereç
bat yarasa
bath banyo
be
beach plaj
bear ayı
beard sakal
beautiful güzel
beauty güzellik
because of yüzünden
been
before den önce
believe inanmak
bell zil
bellman otel kapıcısı
bellman/belboy komi
beneficial yararlı
bent
between arasında
beverages içkiler
bicycle bisiklet
big büyük
bike bisiklet
billion milyar
bird kuş
birth doğum
birthday doğum günü
biscuits bisküvi
bit
black siyah
blank boş
blanket battaniye
block
blood kan
blood-pressure tansiyon
blow
blue mavi
board
board game satranç gibi tahta üzerinde oynanan oyun
boat tekne
boat cruise tekne gezintisi
body vücut
boiling
bomb squad bomba imha timi
bond bağ
bone kemik
book kitap
bored sıkılmış
boring sıkıcı
both her ikisi de
bottle şişe
bottom
bowl kase
box kutu
boy erkek çocuk
branch
brave cesur, yürekli
bravery cesaret
bread ekmek
break ara
breakfast kahvaltı
breed çeşit
bride gelin
bridge köprü
bright parlak
brillant çok parlak, çok zeki
broken kırılmış
brother erkek kardeş
brotherhood kardeşlik
brother-in-law eşin erkek kardeşi
brown kahverengi
budget bütçe
build
building bina
bus otobüs
bush çalılık
business iş
busy meşgul
but fakat
butter tereyağı
button düğme
by
by hand elle
by the time ….e kadar, olduğunda
cake kek
call
calory kalori
came
camel deve
camera fotoğraf makinası
camp kamp
can
can't afford gücü yetmemek
can't stand sth/doing sth bir şeye/bir şeyi yapmaya tahammül edememek
capital kapital
captain kaptan
car araba-otomobil
car crash araba çarpışması
card kart
care
career kariyer
carefree tasasız
carpenter marangoz
carrot havuç
case
castle kale
cat kedi
catch cold soğuk algınlığı
cause
cell
cent
center merkez
centimetre santimetre
century yüztıl, asır
cereal tahıl
certain
certainly kesinlikle
chair sandalye
chance şans
change
chapel küçük kilise, şapel
cheap ucuz
cheerful neşeli
cheese peynir
chemical
chick
chicken tavuk
chief şef
child çocuk
childbirth doğum
childhood çocukluk
children
chimpanze şempanze
chocolate çikolata
chord
cigarette sigara
circle
circumstances koşullar
circus sirk
city şehir
class sınıf
classmate sınıf arkadaşı
clean temiz
clear
clerk memur
clever akıllı, zeki, becerikli
climb
clock saat
close
clothes giysi
cloud bulut
cloudy bulutlu
club kulüp
coast kıyı
coat palto, manto
cockroach karafatma
coffee kahve
cold soğuk
colleague meslektaş
collectively birlikte, ortak olarak
colony
color renk
column
comb tarak
come
come from ….lı olmak
comfortable konforlu,rahat
common ortak
common yaygın
common language ortak dil
companionship eşitlik, birliktelik
company şirket
complete tam, bütün
complete darkness zifiri karanlık
completely bütünüyle, tamamen
completly bütünüyle
complex
complexion cilt
complicated tamamlanmış
composition kompozisyon
computer nerd bilgisayar bağımlısı
condition
confidence güven
confused kafası karışmış
confusing kafa karıştırıcı
conscious
consonant
continent
contract sözleşme
conventional geleneksel
convertible üstü açılır araba
cooker ocak
cooker fırın
cooking yemek yapma
copy
corn
cost
cotton
could
country ülke
country kırsal alan
country of birth doğduğu ülke
course
court mahkeme
cover
cow inek
cream kaymak, krema
crime suç
crop
cross
crowd kalabalık
crowded kalabalık
cruel
cry
curly kıvırcık
current
currently (now) şimdi
customer müşteri
cut
cyber buddy sanal arkadaş
cyberspace sanal alem
dad
damage hasar
dance dans
danger tehlike
dangerous tehlikeli
dark koyu, esmer
dark-complexion buğday (esmer)
date of birth doğduğu tarih
day
day dream hayal kurmak
days günler
dead
deal
dear
death
decimal
decision karar
deep geyik
degree
delicate
delicious lezzetli
department store büyük market
dependent
depends on bağlı
depression depresyon
design
desision of point karar verme noktası
desperate müthiş istekli
despite/in spite of rağmen
dessert tatlı
diamond elmas
diary günce
dictionary sözlük
dictionary
did
die ölmek
differ
difference fark
different
different farklı
difficult zor
dilemma ikilem
dinner-supper akşamyemeği
director yönetici, direktör
dirty kirli
disappointed hayal kırıklığına uğramış
disaster felaket
discreet gizli
disease hastalık
dishwasher bulaşık makinası
distance mesafe
division
divorced boşanmış
do
doctor doktor
does
dog köpek
dollar dolar
dolphin yunus
don't
door kapı
double
doughter kız çocuk
down aşağı doğru
downstairs alt kat
draw
dream
dress elbise
driving licence ehliyet
drop
drug uyuşturucu
dry kuru
duck ördek
due to den dolayı, sebebiyle
during boyunca,esnasında
each
eager hevesli
ear kulak
early
earrings küpe
earth dünya
earthquake deprem
ease
easly kolayca
east doğu
easy kolay
edge
education eğitim
effect
effort çaba
effortless çaba gerektirmeyen, zahmetsiz
effortlessly çaba harcamadan, zahmetsizce
egg yumurta
eight sekiz
elastic
electric
electrical goods elektrikli eşyalar
element
else başka
embarrased utanmış
embarrasment utanç
employ
employed işi olan
employee çalışan
employer işveren
employment iş
end
enemy
energy
engine makine
engineer mühendis
enjojable hoş, zevkli
enough yeterli
enourmous
entirely bütünüyle
entrance giriş
envelope zarf
environment çevre
equal
era dönem
escape kaçmak
essential esas, temel
even hatta
event olay
eventually sonunda
every her
everythink herşey
exact time kesin saat
exam sınav
excellent mükemmel
exception istisna
exceptional sıradışı
exceptionally sıradışı, alışılmadık biçimde
excited heyecanlı
exciting heyecan vermek
exhibition sergi
exist var olmak
existence varlık
existentializm varoluşçuluk
exit çıkış
expensive pahalı
experience deneyim
experiment deney
expert uzman
explanation açıklama
extract özet, alıntı
extreme uç
extremly son derece
eye göz
facility olanak
fair adil
fair fuar
fair-blonde sarı saç
fair-complexion sarı benizli
fall autumn
false
family aile
famous ünlü
fan taraftar, hayran
fantastic inanılmaz hoş, güzel
far
farm çiftlik
farmer çiftçi
fascinated ilgili, meraklı
fast hızlı
fat yağ
fat şişman
father baba
father-in-law kayınpeder
fault hata
favorite en beğenilen
feeble
feeling his
female
fertile
few
find
finger parmak
first ilk
fit sıkı, sağlıklı
fixed
flat kat-daire
flexible esnek
flower çiçek
flu nezle
fluent akıcı
fog sis
follow
food ayak
foolish
for için
for example örneğin
for fear of korkusuyla
foreign investor yabancı yatırımcı
foreign language yabancı dil
forename ilk ad
forever daima, sonsuza kadar
form
fortunately
foster doughter manevi kız
foster son manevi oğul
found
four dört
freckles çiller
free serbest
french fries kızarmış parmak patates
frequent
fresh taze
friend arkadaş
friendly dostça, güleryüzlü
frightened korkmuş
fringe kahkül
from
from now on artık (olumlu durumlar)
fruit meyve
fruit juice meyve suyu
full
fun eğlence
furniture mobilya
future gelecek
game oyun
garden bahçe
garment giysi
general
generation kuşak, nesil
generation gap kuşakçatışması
geography coğrafya
get
glad memnun, happy
glazier camcı
global küresel
go
go for a running hafif koşuya çıkmak
go on a diet diyette olmak
go running koşuya gitmek
go shopping alışverişe gitmek
go swimming yüzmeye gitmek
go walking yürüyüşe gitmek
golf course golf sahası
good iyi
good idea iyi fikir
good-fun eğlenceli
good-looking güzel
grade derece, sınıf
gradually giderek
graduate mezun
graduate (from) mezun olmak
grammer gramer
grand father büyükbaba
grand mother büyükanne
grapes üzüm
grass çim
great
green yeşil
grey
grilled ızgara
grilled fish ızgara balık
grilled meat ball ızgara köfte
grilled steak ızgara biftek
grom damat
grow
guard bekçi
guest misafir, otel müşterisi
guilt suç
guy adam
habit alışkanlık
had
hair saç
half the cost ücretin yarısı, yarı fiatına
half witted yarım akıllı, aptal
hall konferans,balo… salonu
hamburger hamburger
hand el
hand out
handsome yakışıklı
hanging
happy
hard
hard working çok çalışan
hardship zorluk
has
hat şapka
have
hazel fındık
he
head kafa
head
headache başağrısı
health sağlık
healthcare sağlık hizmeti
healthy sağlıklı
heavy ağır
height uzunluk
height yükseklik
help
her
herb şifalı ot-bitki
here
hero kahraman
hiccups hıçkırık
hide-and-seek saklambaç
high
him
his
historic tarihi
history tarih
holiday tatil
home ev,yuva
hometown doğduğu kent
horrible korkunç
horror film korku filmi
hostility düşmanlık
hot sıcak
house ev
how
how many ne kadar (sayılanlar)
how much ne kadar (sayılamayanlar)
huge çok büyük
human insan
human being insanoğlu
hungry aç
husband erkek eş
hypermarket büyük mağaza, hipermarket
I
I'am broke parasızım,meteliksizim)
ice-cream dondurma
idea fikir
identical twins tek yumurta ikizleri
if eğer
ill
immigrant göçmen
immigration göç
important önemli
impossible mümkün değil
impression izlenim
in
in comparison to karşılaştırıldığında
in danger of tehlikesinde
in each other's company eşliğinde, beraber
in fact aslında
in moderation makul ölçülerde
in the company of/ eşliğinde, beraber
in the hope umuduyla
incredible inanılmaz
information bilgi
information technology bilgi teknolojisi
inhabitant ikamet eden
insurance sigorta
insurance claim sigortadan para talebi
intelligent anlayışlı, akıllı
intention niyet
interested ilgili
interested in ilgili, meraklı
interesting ilginç
international uluslar arası
into içine
invention icat
inventor mucit
iron ütü
irresponsible sorumsuz
is
it
jacket ceket
jam reçel
jewellery mücevher
journey gezi,yolculuk
jumper kazak
jungle tropik orman
just
keep
key anahtar
keywords anahtar sözcük
kilometre kilometre
kind
kind çeşit
kitten-puppy köpek yavrusu
knife bıçak
lake göl
lamb kuzu
land uçağın inmesi
land
landlord
language dil, lisan
large büyük, geniş
last
late geç
law kanun
lawn bahçe, avlu
lazy tembel
lead kılavuz, liderlik etme
leaky musluk
learn
left
left
legend efsane
leisure complex spor ve çeşitli etkinliklerin yapıldığı merkez
leisure time free time
let
letter mektup
library kütüphane
life hayat
lift asansör
lift-elevator asansör
light ışık
light bulb ampul
like
line
link bağlantı
little
live canlı
lively hayat dolu
living yaşam
loan ödünç verme
logical mantıklı
long
long uzun
look görünmek
look after ilgilenmek
look excited heyecanlı görünmek
look happy mutlu görünmek
look pale solgun görünmek
look unhappy mutsuz görünmek
look worried endişeli görünmek
loose
lottery piyango
loud
love aşk
lovely hoş, sevimli
low
lunch öğle yemeği
machine makine
made in ….de yapılmış
mainly esas olarak
majority çoğunluk
to make
male
man
manager yönetici
manly erkekçe
many
marital status medeni durum
mark işaret
marriage evlenme
married evli
material
materialistic maddeci
may
maybe belki
me
meal öğün
mean
meat et
medical
medicine ilaç
medicine tıp, ilaç
medieval ortaçağa ait
medium length ortaboy
memory hafıza, bellek
men erkekler
mention anma, zikir
mess karmaşa
meter metre
method yöntem
mice fareler
middle orta
might
military
military service askerlik
milk süt
mime-artist pandomim sanatçısı
miracle mucize
miserable sefil, berbat
mixed
mobile hareketli
months aylar
moonlight ayışığı
more
most
most of all en önemlisi
mostly çoğunlukla
mother anne
mother
mother-in-love kayınvalide
motorbike motorsiklet
motor-vehicle motorlu taşıt
mouse fare
move
much
mugger saldırgan
museum müze
must
mustache bıyık
my benim
mysterious gizemli, garip
name isim
nanny dadı
narrow dar
national lottary piyango, lottary
natural
natural medicine doğal ilaç
near yakınında
nearby yakınında
nearly yaklaşık
necessary gerekli
need
neighbour komşu
nervous sinirli, tedirgin
network ağ
never asla
new yeni
newspaper gazete
next bir sonraki, ertesi
nice hoş
night gece
no hayır
no longer artık (olumsuz)
nomad göçebe
normal normal
north kuzey
northwest kuzeybatı
not only…..but also yalnızca…. Değil…. Da
noticed farketmek
novel roman
now şimdi
nowadays şimdilerde
number numara
nuts kuruyemiş
obsession takıntı
ocean okyanus
of
of medium height orta boy
off
oil yağ, petrol
old yaşlı
on üstünde
on business işnedeniyle
on contract basis sözleşmeli
on crutches koltuk değnekleri
on food yürüyerek
on holiday tatilde
on the other hand diğer yandan
on top üstüne,üstünde
one bir
only tek
open açık
open açık sözlü
opposite
oppressive baskıcı
or
orange turuncu
orange portakal
ordinary sıradan
organiser organizatör
original orijinal, ilk,başlangıç
originally başlangıçta
other diğeri
our bizim
out
out of dışarı
out of control kontrol dışı
outdoor dışarısı
outlook görüş , görünüş
out-of-control kontrol dışı
outrageous ahlaksız
over üzerinde
own
page
painting resim
pair of jeans kot pantolon
palace saray
pale-complexion beyaz tenli
palm tree palmiye ağacı
paper-clip ataç
parallel
parents anne-baba ebeveyn
parking space park yeri
parrot papağan
part bölüm
particularly özellikle
past geçmiş
pasta hamur işleri
pastry shop pastane
path yaya yolu, patika
pattern biçim, kalıp
peaceful huzurlu
peanut yer fıstığı
pedestrian yaya
people insanlar
perfect mükemmel
perhaps belki
pet ev hayvanı
petrol benzin
phobia fobi, korku
phycical fiziksel
picture resim
pill hap,ilaç
pink pembe
place yer
plane uçak
plant
plaster alçı
play oyun
plump balıketi
pocketknife çakı
poem şiir
poet şair
point nokta
pointless anlamsız
poison zehir
poisonous zehirli
polite nazik, kibar
political
politician politikacı
politics politika
pony tail at kuyruğu
poor fakir
popular popüler
population nüfus
port liman
portrait portre
possible mümkün
potatoes patates
prayers dua
prediction tahmin
pregnant hamile
premises özellikle iş yerlerine ait bina ve arsalar
prescription reçete
president cumhurbaşkanı, başkan)
present şimd,
press şimdi
price fiyat
private özel
probable mouhtamel
probably muhtemelen
professional profesyonel
profit kar
prohobition engelleme
property mal, mülk
prosperity refah
public halk
public transport toplu taşıma
pullover kazak
punishment ceza
purple mor
purse para kesesi
qualification diploma, vasıf
qualified diplomalı, vasıflı
quantity miktar
quick hız
quiet
quite oldukça
racket raket
railway station demiryolu istasyonu
rain yağmur
rain yağmur yağması
rain heavily şiddetli yağmur yağması
rate of birth doğum oranı
rather than sb/sth birinden/bir şeyden ziyade
read okuma
ready hazır
real gerçek
really gerçekten
reception resepsiyon
red kırmızı
reformer reformcu
regular düzenli
relation/relationship ilişki
relaxing rahatlatıcı
religious dini, dindar
remote uzak
remote control uzaktan kumanda
rent kira
respondent yanıtlayan kişi
responsible sorumlu
revolution devrim
rich zengin
ridiculous çok aptalca, gülünç
right doğru, sağ
river nehir
rock kaya
rose gül
rough
round
rubber lastik silgi
rubbish çöp
rural kırsal
sad
safe güven
safely güvenli bir biçimde
salad salata
salary maaş
salesman erkek satıcı
same aynı
sandwich sandviç
sausage sosis
scar yara izi
school okul
scissors (a pair of scissors) makas
scooter skuter
screen manzara
sea deniz
seaside deniz kenarı
seasons mevsimler
seat koltuk (otobüs, sinema)
second ikinci
secondary (school) ortaokul
secret
secure güvenli
sedative uyuşturucu, sakinleştirici
self
self-esteem özdeğer
sensation yankı uyandıran yıldız
sensible mantıklı
sentence cümle, tümce
seperate
serious
set
shampoo şampuan
sharp keskin
shaved tıraşlı
she
shirt gömlek
shocked çok şaşırmış
shocking müthiş şaşırtıcı,şok edici
shoelace ayakkabı bağı
shopper müşteri
shopping center alışveriş merkezi
shopping experience alışveriş deneyimi
shopping mall mağaza
short kısa
shorter-length omuz hizasında
should
shout bağırmak
show göstermek
show
shut
side
sign language işaret dili
significant önemli
silent sessiz
silently sessizce
silver gümüş rengi
simetimes bazen
similar benzer
similarity benzerlik
similarly benzer biçimde
simple basit
single bekar
sister kız kardeş
sister-in-love eşin kız kardeşi
skinny sıska, deri kemik
skyscraper gökdelen
slave köle
slice dilim, parça
slightly azıcık, birazcık
slow yavaş
small küçük
smart şık, zeki
smell koku
smoke duman
smooth
snake yılan
snow kar
so böylece
soap sabun
social behaviour sosyal davranış
social life sosyal hayat
soft yumuşak
soldier asker
solid
some biraz
someone/something hakkında düşünmek
sometimes bazen
son erkekçocuk
sound ses
soup çorba
sour ekşi (limon için)
special özel
spell
stand
start
startlingly şaşırtıcı bir biçimde
state
stationer's shop kırtasiye
statue heykel
step basamak
step doughter üvey kız
step father üvey baba
step mother üvey anne
step son üvey oğul
sticky
stiff
still hala
store mağaza
story öykü
stove soba
straight düz
straight away hemen, derhal
strange garip, tuhaf
strange garip, bilinmeyen , yabancı
strangely tuhaf bir şekilde
street musician sokak şarkıcısı
stressful stresli
strong sert
student öğrenci
study
successful başarılı
such
sudden
sugar şeker
suit takım elbise
suitable uygun
sun güneş
sun
sunglasses güneş gözlüğü
sunny güneşli
sure emin, güvenli
surname soyadı
surprise sürpriz
surprising şaşırtıcı
survey araştırma
sweet şeker
swimming yüzme
swimming kostume mayo
take
take off uçağın kalkması
take ticket ceza
tall uzun
tanned bronzlaşmış
tap musluk
taxi driver taksi şöförü
teacher öğretmen
team takım
tear gözyaşı
technophobe teknolojiden korkan kişi
tedious sıkıcı
telephone number telefon mumarası
tell
temperature derece
tent çadır
term dönem
terrific çok iyi
terrified berbat
than
that
the
the most en çok
their
them
then
there
there are var (çoğul,sayılan)
there is var(tekil, sayılamayan)
these
they
thick
thin
thin zayıf, ince
thing
think
thin-slim ince
thirsty susamış
this
thought
three
through
ticket bilet
tidying ev toplamak
tie kravat
tights külotlu çorap
tights külotlu çorap
time zaman
tiny minicik, ufacık
tip bahşiş
tired yorgun
tiring yorucu
title başlık, unvan
to
to accuse sb. Of doing something birini bir şey yapmakla suçlamak
to activate harekete geçirmek
to admit kabullenmek
to adopt evlat edinmek, benimsemek
to adress somebody birine hitap etmek
to advice öğüt, tavsiye vermek
to alleviate azaltmak
to apply for başvurmak
to arrange hazırlamak, düzenlemek
to arrest tutuklamak
to arrive varmak
to arrive at bir yere varmak
to associate with ilişkilendirmek
to babysit çocuk bakmak
to be capable of yetisinde olmak
to be crazzy about bir şey için çıldırmak
to be engaged to someone biriyle nişanlı olmak
to be interested in ilgilenmek
to be keen on bir şeye düşkün olmak
to be on guard nöbette olmak
to be parched with kurumak (susuzluktan)
to be strict (with) katı, disiplinli olmak
to be worried endişeli olmak
to be/ to come addicted to tiryakisi olmak, bağımlısı olmak
to be/become obsessed with takıntısı olmak
to become extinct yok olmak,
to become friendly with dostluk kurmak
to beg yalvarmak
to bite ısırmak
to blow a whistle düdük çalmak
to blow up patlamak, patlatmak
to book a holiday tatil için yer ayırtmak
to border with sınırı olmak
to borrow money from ödünç para almak
to break into bir yere habersiz girmek
to bump into tesadüfen karşılaşmak
to burn oneself bir yerini yakmak
to call a taxi taksi çağırmak
to carry taşımak
to carry out something planlanan, organize edilen bir işi yapmak
to carry to safety güvenli yere taşımak
to cause neden olmak
to change değiştirmek
to change one's mind fikrini değiştirmek
to claim iddia etmek, belirtmek
to click on computer bilgisayarı tıklamak
to close kapatmak
to come to nothing sonuç vermemek,boşa çıkmak
to comminicate iletişim kurmak
to commit a crime suç işlemek
to compare karşılaştırmak
to compate yarışmak, rekabet etmek
to complain şikayet etmek
to complain about/that bir şeyden yakınmak, şikayet etmek
to conduct a survey bir araştırma yürütmek
to confide in somebody birine güvenmek (trust)
to consist of ..den meydana gelmek
to contain içermek
to convince ikna etmek
to cook pişirmek
to cover kaplamak, kapatmak
to crash into çarpmak
to cross karşıdan karşıya geçmek
to cuddle up to somebody birine sarılmak
to cure iyileştirmek, tedavi etmek
to cut oneself bir yerini kesmek
to dance dans etmek
to dare cesaret etmek
to decide karar vermek
to deliver teslim etmek
to delivery teslim etmek
to demand talep etmek, istemek
to demostrate gösteri yapmak
to depart kalkmak (Uçak)
to describe tanımlamak, anlatmak
to devote time to sb/st zamanını birine/
to die ölmek
to dissapear ortadan kaybolmak
to disvover keşfetmek
to divorce/to get divorced boşanmak
to do research into sth araştırma yapmak
to doing housework ev işi yapmak
to double ikiye katlanmak
to doubt şüphelenmek, şüphesi olmak
to drop düşürmek, bırakmak
to drop out of terk etmek
to emphasize vurgulamak
to employ işe almak istihdam etmek
to engender oluşmasına neden olmak
to enter girmek
to estimate tahmin etmek
to examine incelemek,muayene etmek
to expand (into) genişlemek
to expect bir şeye niyet etmek
to expect ummak, beklemek
to explain açıklamak
to fail an exam sınavda kalmak
to faint bayılmak
to fall from power iktidardan düşmek
to fall in love aşık olmak
to fill with bir şeyle doldurmak
to finish bitirmek
to fix tamir etmek
to gain consciousness kendine gelmek, bilincini kazanmak
to get a degree üniversite diploması almak
to get better iyileşmek
to get married evlenmek
to get on binmek
to get stuck enkaz altında kalmak
to give a lift to sb. birini arabaya almak,arabayla biryere bırakmak
to give thought to birisi veya bir konu
to go into politics politikaya girmek
to go on a date biriyle çıkmak
to go up yükselmek
to hang asmak, sarkıtmak
to happen olmak, meydana gelmek
to have an affair biriyle ilişkisi olmak
to have rights hakları olmak
to help somebody birine yardım etmek
to helpto blind körlere yardım etmek
to hijact uçak kaçırmak (korsanın)
to hill tepe
to hire kiralamak
to hunt avlanmak
to ignore görmezden gelmek
to immigrate göç etmek
to improve gelişmek geliştirmek
to improve kıymetlendirmek
to include içermek, kapsamak
to increase artmak, yükselmek
to indulge (in) kendine hayatın küçük
to inhabit ikamet etmek
to intend niyet etmek
to introduce tanıtmak, tanıştırmak
to invent icat etmek
to involve içermek
to join katılmak
to keep cool serin tutmak
to kill öldürmek
to knell/knelt/knelt diz çökmek
to knock vurmak, çarpmak
to knock someone over (birini) devirmek
to lash kasıp kavurmak
to let somebody do something birinin bir şey yapmasına izin vermek
to lift kaldırmak
to like hoşlanmak
to live yaşamak
to loathe nefret etmek
to love aşık olmak
to make a living hayatı idame ettirmek
to make life more pleasent hayatı daha hoş hale getirmek
to make up one's mind karar vermek
to marry evlenmek
to meet up with buluşmak
to memorize ezberlemek
to mend tamir etmek
to move hareket etmek
to move away from uzaklaşmak, ayrılmak
to mow biçmek
to notice farketmek
to obey itaat etmek
to oblige/ to be obliged mecbur etmek / zorunda olmak
to occur meydana gelmek
to offer teklif etmek, sunmak
to open açmak
to operate on ameliyat etmek
to organize organize etmek
to own sahip olmak
to park park etmek
to pat dürtmek
to permit izin vermek
to plan planlamak
to plant plan yapmak
to plead beyan etmek
to prefer tercih etmek
to prepare hazırlamak
to press basmak
to pretend …mış gibi davranmak, veya yapmak
to produce üretmek
to prohobit engellemek, yasaklamak
to promise söz vermek
to prove kanıtlamak
to pull out a knife bıçak çekmek
to punish cezalandırmak
to put up a tent çadır kurmak
to race yarışmak
to rebuild yeniden inşa etmek
to recognize tanımak
to recruit işe yerleştirmek, eleman almak
to reflect yansıtmak
to refuse reddetmek
to remember hatırlamak
to remind hatırlatmak
to rent kiralamak
to repair tamir etmek
to replace bir şeyin yerini almak
to replay to answer
to rescue kurtarmak
to respond yanıtlamak
to return geri dönmek
to reveal açığa vurmak, ortaya çıkarmak
to reverse tersine dönmek,tersine çevirmek
to rise yükselmek
to rob hırsızlık yapmak
to run a business iş yürütmek
to run a shop dükkan işletmek
to rush in içeriye hızla dalmak
to rush out dışarı fırlamak
to scream çığlık açmak
to sell satmak
to send göndermek
to separate ayırmak
to set fire to ateşe vermek
to set light to ateşe vermek
to settle down yerleşmek
to shake hand tokalaşmak
to share the bill hesabı paylaşmak
to shoot/shot/shot vurmak (ateşli silahla)
to sign contract sözleşme imzalamak
to slip kaymak
to smash open kırıp açmak
to smoke sigara içmek
to sneeze hapşırmak
to snore horlamak
to solve çözmek, halletmek
to sort out a problem bir sorunu çözümlemek
to start başlamak
to startle şaşırtmak
to stay in bed yatakta kalmak
to store saklamak
to strike vurmak, çalmak
to suppose farzetmek,beklemek
to survive hayatta kalmak, yaşamaya devam etmek
to sweep süpürmek
to take a nap uyuklamak
to take exercices jimlastik yapmak
to take off elbise çıkarmak
to talk something over bir şeyi yeniden konuşmak
to tell somebody off azarlamak
to trace izini sürmek
to translate dilden dile çevirmek
to travel seyehate gitmek
to treat people equally insanlara eşit davranmak
to treat with respect saygılı davranmak
to turn off kapatmak
to turn on açmak
to vanish bütünüyle yok olmak
to wait for bir şey için beklemek
to wehistle ıslık çalmak
toast kızarmış ekmek
together birlikte
toilet tuvalet
tonight bugece
too
toothpaste diş macunu
touch dokunmak
tourist turist
town kasaba
tradition gelenek, görenek
tradition gelenek
traditional rug gleneksel halı
traditionally
traffic congestion trafik sıkışıklığı
traffic jam trafik sıkışıklığı
trainer antrenör
trainers spor ayakkabı
tram troleybüs
transaction işlem
tree ağaç
tribe kabile
tropikal fruit tropikal meyve
trousers pantolon
true gerçek
try
turn
tv series TV dizisi
two iki
tycoon iş dünyasında çok saygın ve nüfuclu kimse
typewriter daktilo
ugly çirkin
under altında
underdog katbetmeye mahkum
underground metro
underground train metro treni
undervalued değersiz
undoubtedly şüphesiz
unemployed işi olmayan
unemployment işsizlik
unfortunately maalesef
unhappy mutsuz
university üniversite
unrest huzursuzluk
unusual sıradışı
unusual sıradışı
up
upset üzgün
upsetting üzücü
upstairs üst kat
urban kentsel
us
use
useful yararlı, kullanışlı
vacancy boş yer (otel), açık kadro
vacation tatil
valley vadi, dere
valuable değerli
vampire vampir
various çeşitli
vegetable sebze
vehicle trafik aracı
very
very much çok fazla
via üzerinden, yoluyla
village köy
vinyard bağ
violent şiddetli
visitor ziyaretçi
vital yaşamsal/hayati
wage ücret
waistline bel ölçüsü
waiter erkek garson
waiting
waitress kadın garson
walking yürümek
want
warm
was
water
wavy dalgalı
way
way of life yaşam biçimi
we
wear glasses gözlük takmak
weather hava
wedding anniversary evlenme yıldönümü
weight ağırlık
weight ağırlığı olmak
welfare refah
well
well-built yapılı
well-knovn tanınmış
went
were
west batı
wet
wet ıslak
wet yağmurlu
whale balina
what
when ne zaman
when ..dığı zaman
which
while iken
while esasında, iken
white
white beyaz
who
why
wide
widowed dul
wife hanım eş
will
wind rüzgar
windy rüzgarlı
wine şarap
wing kanat, kol
wise
wish niyet, dilek
with
witness şahit
wolf kurt
word
work
world
worried endişeli
worriying endişe verici
would
wrinkles kırışıklık
write
writer-author yazar
wrong
year
yellow yıl
yellow sarı
yoghurt yoğurt
you
young genç
your
ADJECTIVES ANLAMI COMPERATIVE SUPERLATIVE
small küçük smaller than the smallest
near yakın nearer than the nearest
new yeni newer than the newest
cheap ucuz cheapper than the cheapest
young genç younger than the youngest
old eski older than the oldest
clean temiz cleaner than the cleanest
slow yavaş slower than the slowest
fast hızlı faster than the fastest
strong güçlü stronger than the strongest
weak zayıf, güçsüz weaker than the weakest
light hafif, aydınlık ligter than the lightest
short kısa shorter than the shortest
rich zengin richer than the richest
poor fakir poorer than the poorest
cold soğuk colder than the coldest
thick kalın thicker than the thickest
few az fewer than the fewest
dark karanlık darker than the darkest
narrow dar narrower than the narrowest
quite sessiz quiter than the quitest
hard sert harder than the hardest
soft yumuşak softer than the softest
low alçak lower than the lowest
high yüksek higher than the highest
long uzun longer than the longest
tall uzun boylu taller than the tallest
deep derin deeper than the depest

good iyi better than the best


bad kötü worse the worst
much/many çok more than the most
little az less than the least
far uzak furter/farther the furtest/the farthest

large uzak larger than the largest


safe güvenli safer than the safest
nice hoş nicer than the nicest
wide geniş wider than the widest

dirty kirli dirtier than the dirtist


friendly arkadaşça frienlier the friendliest
easy kolay easier than the easiest
funny komik funnier than the funniest
ugly çirkin uglier than the ugliest
noisy gürültülü noisier the noisiest
heavy ağır heavier the heaviest
happy mutlu happier than the happiest
lazy tembel lazier than the laziest
dry kuru drier than the driest
pretty şirin, güzel prettier than the prettiest
lovely güzel, sevimli lovelier than the loveliest

fat şişman fatter than the fattest


thin zayıf thinner than the thinnest
hot sıcak hotter than the hottest
sad üzgün sadder than the saddest
big büyük bigger than the biggest

boring sıkıcı more boring than the most boring


exciting heyecanlı more exciting than the most exciting
beautiful güzel more beautiful than the most beautiful
dangerous tehlikeli more dangerous than the most dangerous
friendly arkadaşça more friendly than the most friendly
difficult zor more difficult than the most difficult
intelligent zeki more intelligent than the most intelligent
crowded kalabalık more crowded than the most crowded
handsome yakışıklı more handsome than the most handsome
famous ünlü more famous than the most famous
interesting ilginç more interesting than the most interesting
cosmopolitan kozmopolitan more cosmopolitan than the most cosmopolitan
modern modern more modern than the most modern
popular popüler more popüler than the most popüler
horrible berbat, korkunç more horrible than the most horrible
fantastic fantastik, güzel more fantastic than the most fantastic
hardworking çalışkan more hardworking than the most hardworking
relaxing rahat more relaxing than the most relaxing
enjoyable eğlenceli more enjoyable than the most enjoyable
important önemli more important than the most important
delicious lezzetli more delicious than the most delicious

You might also like