Professional Documents
Culture Documents
Bu Defaki Kriz
Hazırlayanlar
Leo Panitch
Greg Albo
Vivek Chibber
İngilizceden Çeviren
Umut Haskan
Socialist Register 2011: Bu Defaki Kriz
Hazırlayanlar: Leo Panitch - Greg Albo - Vivek Chibber
Ağustos 2007'de son kriz patlak vermeden tam yüz elli sene
önce, New York'ta Ohio Life adlı sigorta şirketinin çöküşüyle,
"1857-8 büyük krizi" şeklinde anılacak şeyin tetiği çekildi.
Avrupa'nın ana finans merkezlerinde kriz hızla yayılırken,
Karl Marx da "kıtada yeni bir devrimci kabarmaya dair
umutların boy vermesi nedeniyle büyük bir memnuniyet ve
sevinç" duymaktaydı. Michael Kratke'nin sözleriyle, "Dalga,
tam da Marx'ın daha 1850'de tahmin ettiği gibi, New
York'taki bir finansal krizle başladı." ve Marx'ı üzerinde
çalışmakta olduğu Grundrisse el yazmalarının "kapsamını ve
ölçeğini", "yerkürenin tüm bölgelerini etkisi altına alabilen ilk
ekonomik kriz"i de hesaba katacak biçimde genişletmeye itti.
Aralarındaki yazışmalara bakılırsa, Marx ve Engels, "krizin o
güne dek görülmedik ölçüde büyük ve şiddetli" geldiği
konusunda hemfikirdiler ve finansal krizi, "gerçek krizin, yani
Britanya'nın refah ve üstünlüğünü en temellerinden
etkileyecek sanayi krizinin yalnızca peşrevi" olarak
görmekteydiler.[1] Engels, 1857 Ekiminde Marx'a
"Amerika'daki çöküş muazzam ve daha uzun süre devam
edecek... İşte şimdi bir fırsat geçti elimize." diye yazacak, iki
hafta sonrasında da şunları ekleyecekti: "...1848'de ‘işte bizim
günümüz de geliyor' diyorduk ve kısmen öyle de oldu. Bu
defa ise kısmen değil bütünüyle, bir ölüm kalım sorunu
biçiminde geliyor."[2]
Gelgelelim, 1858 ortalarında krizin yatışmaya ve gözden
uzaklaşmaya başlamasıyla, Marx da beklentilerinin neden
gerçeğe dönüşmediğini anlayabilme çabası içine girdi. Hayli
hızlı gerçekleşen bu toparlanmada, sermayenin büyük ölçekli
değer kaybına maruz bırakılmasının ve özellikle de küresel
sermaye birikiminde son derece merkezî konumda bulunan
Britanya sanayisini etkilemek üzere, Avrupa'dan sömürgelere
yapılan ihracatın yapısında ortaya çıkan, yine bir o kadar
keskin ve ciddi kaymanın büyük rol oynadığı sonucuna
varacaktı. Bu durum, dinamik kapitalist büyüme sürecine geri
dönülmesine olanak tanımakla birlikte, bir yandan da Marx'ın
Grundrisse'de yazdığı gibi, "tüm emeğin bir süreliğine devre
dışı kalması ve sermayenin büyük bölümünün yok olmasıyla,
sermayeyi kendi kendini yok etmeden üretici güçlerini tekrar
tam olarak devreye sokabileceği bir noktaya şiddetli bir
şekilde geri döndürecek krizlere" yol açacak çelişkileri tekrar
tekrar yaratacaktı. "Ancak, düzenli olarak ortaya çıkacak bu
felaketler, kendini giderek daha da büyük ölçeklerde
yineleyecek, sonunda sermayenin şiddetli bir biçimde
yıkılışına kadar varacaktır." Kapitalist üretim, Marx'a göre,
"tekrar tekrar üstesinden gelinen, fakat bir o kadar da yerli
yerinde kalan çelişkiler içinde yüzmektedir."[3]
Elli yıl sonrasında, yani bugünkü krizden tam bir asır önce,
1907 büyük finans krizi de yine Wall Street'te başlayacak ve
borsalardaki çöküşü de beraberinde getirerek, halkın
bankalara hücum etmesine, ABD'de GSYH'nin yüzde 11
düşmesine neden olacak, bir kez daha hızla "Avrupa'nın uzun
süredir yaşamadığı kadar ciddi bir para ve bankacılık krizine"
dönüşecektir.[4] Ne var ki bu kriz 1857-8'dekinden de kısa
ömürlü olmuş, 1870 ortalarında başlayan, 1884'te Engels'e
"kapitalist üretim biçiminin her gün gözlerimiz önünde
gerçekleşen kaçınılmaz çöküşü"[5] sözcüklerini söyleten "ilk
büyük buhran" sonrasında Marksizm içerisinde yaygınlaşan
kriz kuramlarına pek az malzeme sunmuştur.[6]
II
Şekil 3: Fiili kâr oranı (r) ile varsayımsal kâr oranı (rc)
arasındaki karşılaştırma
Bu bölüme kadar hesaplanmış olan değişkenler kullanılarak,
saatlik varsayımsal ücretlerin fiili saatlik ücretlere oranı elde
edilmiştir (z - ecc /ec). 1982'den başlanarak, finans dışı
şirketlerce ödenen toplam fiili ücretlerin (EC) z ile çarpılması
yoluyla, 1982 öncesi eğilimleri devam etmesi varsayımında
işçilerin alacağı ücretlerin toplamı (ECCc) tahmin edilmiştir.
Aradaki fark (ECc — EC), reel ücret artışındaki gerileme
sayesinde kazanılan kârı veriyor. Fiili kâr rakamına bunun da
eklenmesiyle varsayımsal kâr miktarı bulunmakta, bu değerin
sermaye stokuna K(-1) bölünmesiyle de varsayımsal kâr oranı
tahminine ulaşılmaktadır.
Şekil 4: Faiz oranı ve fiyat düzeyi
Faiz oranı olarak, BEA tarafından
http://www.gpoaccess.gov/eop/tables10.html
adresinde yayınlanan Devlet Başkanlığı Ekonomik Raporu
[The Economic Report of the President]'nda Tablo 73'ün ilk
veri sütununda görülen 3 aylık hazine tahvili oranı esas
alınmıştır. Fiyat düzeyi içinse, kârın satın alma gücünü
gösteren değer olduğundan, yeni sermaye malları fiyatı
kullanılmıştır. Bu değer de NIPA Tablo 1.1.9'un 7'inci
satırında (sabit yatırım deflatörü) görülebilir.