You are on page 1of 47

T.C.

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

TÜRK DİLİ 2

SÖZLÜ ANLATIM
TÜRLERİ 1
SÖZLÜ ANLATIM ve TÜRLERİ
İnsanoğlunu diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği
olan konuşma, düşünebilmesi ve sesine egemen olmayı
başarması sayesinde gerçekleşmiştir. Sesini söze
dönüştürmesi, onu bir araç gibi kullanması belki de
insanoğlunun en büyük buluşu sayılmalıdır. İnsan
düşünceyi söze dönüştürmeyi öğrendi ve böylece sözlü
anlatım doğmuş oldu. İnsanlığına da, düşünce yaratma
gücüne de sözlü anlatım yoluyla kavuştu. Sözün
gücünden yararlanarak kültürü ve uygarlığı geliştirdi.
SÖZLÜ ANLATIM ve TÜRLERİ
Önce de belirttiğimiz gibi, sözlü anlatım yolu
bulunmasaydı, insanlar birbirleriyle anlaşamayacak;
toplu yaşama düzeni oluşmayacaktı. Düşünceler,
duygular birleşip yayılmayacaktı. Bunun için çağlar
boyunca insanların birbirleriyle ilişkilerini
düzenlemede, birbirlerinin duygularını ve
davranışlarını etkilemede sözlü anlatım en
etkin araç olmuştur.
SÖZLÜ ANLATIM ve TÜRLERİ
Sözlü anlatımın insan yaşamındaki önemi
günümüzde de değişmedi. Radyo, televizyon,
sinema sözün ve sözlü anlatımın değerini arttırdı.

Sözlü anlatımın etkili bir araç olarak


kullanılması,
sözün gücünü tanımayı ve onu ustaca kullanmayı
gerektirir. Bakın Yunus Emre bu gücü nasıl dile
getirmiş:
SÖZLÜ ANLATIM ve TÜRLERİ
Sözünü bilen kişinin
Yüzünü ak ede bir söz
Sözü pişirip diyenin
İşini sağ ede bir söz

Söz ola kese savaşı


Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Balla yağ ede bir söz
SÖZLÜ ANLATIM ve TÜRLERİ
Kişi bile söz demini
Demeye sözün kemini
Bu elhan cehennemini
Sekiz uçmağ ede bir söz

Ünlü ozanın da belirttiği gibi sözün gücünden


yararlanmak için değişik biçimler, kalıplar
kullanılmış ve böylece “sözlü anlatım” türleri
doğmuştur.
SÖZLÜ ANLATIM ve TÜRLERİ
Genellikle günlük konuşmalarımız belirli bir amaca
yönelik, belli bir düşünsel düzene(plana) bağlı değildir.
Önceden düşünüp tasarlamayı, belirli bir hazırlık yapmayı
gerektirmez. Rastgele bir yapısı, gelişigüzel bir akışı
vardır. Günlük konuşma, hemen her gün evde, okulda,
çarşı pazarda, tanıdık ve tanımadıklarımızla
başvurduğumuz sözlü anlatım türüdür.
SÖZLÜ ANLATIM ve TÜRLERİ
Hazırlıklı konuşma ise; nerede, ne zaman
yapılacağı, konusu ve amacı daha önceden
bilinen, belli bir plana göre hazırlanan
konuşmalardır.Öğretmen ve öğrencilerin
hazırlanarak anlattıkları dersler, münazara,
açık oturum, forum, panel gibi toplantılarda
yapılan konuşmalar, nutuk ve konferans
türündeki konuşmalar hazırlıklı konuşma
sayılır.
SÖZLÜ ANLATIM ve TÜRLERİ
Hazırlıklı konuşmalarda, yapılacak konuşmanın türü
önceden bilindiği için, buna göre bir plan yapılır. Uzunluğu,
kısalığı buna göre belirlenir. Bu tip konuşmaların planı,
türlere göre değişir. Fakat genellikle, yazılı kompozisyon
türlerinde de görüldüğü gibi, giriş, gelişme, sonuç
bölümlerinden oluşan bir plan uygulanır.

Önce bir giriş yapılarak, konu ana hatları ile ortaya konur.
Daha sonra ayrıntılara inilerek konu bütün yönleriyle
tanıtılır, sonuçta ise konu bir ana fikre bağlanır.
SÖZLÜ ANLATIM ve TÜRLERİ
Gerek hazırlıklı, gerekse hazırlıksız sözlü
kompozisyon türlerinin başlıcaları şunlardır:
Tartışma, Panel, Forum, Açık Oturum, Münazara,
Sempozyum, Konferans, Kongre, Söylev (Nutuk).

Şimdi sırasıyla sözlü kompozisyon türlerini


ve özelliklerini görelim.
1.TARTIŞMA
Eskiden “münakaşa” adı verilen tartışma, sözlü
anlatımın ana türlerinden biridir. Belli bir konunun
olumlu olumsuz yönleri üzerinde durarak gerçek
nedenleri ortaya çıkarmak için yapılan karşılıklı
konuşmadır. Kendine özgü bir yapısı, akışı olan
konuşma biçimidir. Karşılıklı olarak düşüncelerin ortaya
konulduğu tartışmada amaç gerçeğe ulaşmaktır.
1.TARTIŞMA

Bir konu üzerinde bizim gibi düşünmeyen


bir kişinin; o konu üzerindeki bilgilerini,
düşüncelerini yenileyerek değiştirmesini
sağlama amacıyla yöneliriz tartışmaya. Bu
niteliğine bakarak bir tür ”etkileme sanatı”
olarak da görebiliriz tartışmayı.
1.TARTIŞMA
Tartışmalar, problemlerin çözümlenmesi ve
gerçeklerin aydınlanmasında etkili
olur. Ayrıca insanların birbirleriyle daha iyi
anlaşmalarına ve ilişki kurmalarına katkıda
bulunur.Tartışan insan, mutlak ve sınırsız
olmadığını anlar. Emin olmadıkça
düşüncelerinde ısrar etmemeyi öğrenir.
Başkalarının düşüncelerine saygı gösterme
1.TARTIŞMA

Demokrasinin geliştiği uygar toplumlarda çok sık


rastlanan tartışma türündeki konuşmalarda esas,
birbirinin düşüncesine saygılı olmak, birbirine hakaret
etmemek, birbirine küçültücü hareketlerde bulunmamak,
tartışmalarda söylenenleri sabırla dinlemek olmalıdır.
Bu aynı zamanda tartışmadan başarılı çıkmanın da
gereğidir.
1.TARTIŞMA
Tartışma her konuda yapılabilir. Bir kitap,
film, bir bir
toplumu makale, güncel bir olay veya
tartışma yakından ilgilendiren bir sorun
önemli olan tartışmacıların, tartışılan konu
konusu olarak seçilebilir. Burada
üzerinde, en azından genel bir bilgiye sahip
olmaları gereğidir. Bilinmeyen bir konuda
tartışma yapılmaz ve tartışılan konu somut
bir sonuca ulaşmaz.
TARTIŞMADA DİKKAT
EDİLMESİ
a) TartışılacakGEREKENLER:
konu önceden belirlenmelidir.
b) Tartışma; bilgiye, bilimsel verilere, kanıtlara
dayanmayı gerektirdiğinden tartışılan konuyla
ilgili kaynaklar gözden geçirilmelidir.
c) Tartışmayı yönetecek, tartışmacılara sırayla söz
verecek bir başkan olmalıdır.
d) Öne sürülen düşüncelerin inandırıcılıktan
yoksunluğu ve yetersizliği kanıtlara bağlanarak
gösterilirse; artık o düşünceler üzerinde
direnmemek gerekir.
TARTIŞMADA DİKKAT EDİLMESİ
GEREKENLER:

e) Konuşan taraf sabırla dinlenmeli, ön yargılı


olmamalı, başka görüşlerin de geçerli
olabileceği unutulmamalı ve tartışmaya
hoşgörü hakim olmalıdır.
f) Tartışmanın amacı, gerçeğe ulaşmak,
düşünceyi düşünceyle çürütebilmek
olduğundan, duygusallığa kapılmamak,
konu dışına çıkmamak gerekmektedir.
2.PANEL

Bir konunun, karara varmaktan çok, çeşitli


yönlerden aydınlatılması için, küçük bir topluluk
önünde, bir sohbet havası içinde tartışılmasına
panel denir.Genellikle ilmi, sosyal ya da politik
bir konuyu tartışmak amacıyla düzenlenir.
2.PANEL
Paneli bir başkan yönetir. Konuşmacıların
sayısı en az üç, en fazla altı olabilir. Bunların her
biri ayrı bir meslek kolundan seçilmelidir.Böylece
konunun belli bir çerçeve içinde sıkışıp kalması
önlenmiş olur. Panel tartışmaları küçük bir salonda,
küçük bir dinleyici topluluğu önünde yapılır.
Panele katılan konuşmacılar bir masanın
çevresinde, dinleyicilerin de kendilerini
görebileceği şekilde otururlar. Panelden önce
başkan ve üyeler toplanarak tartışma kurallarını
belirlerler.
2. PANEL
Panel başkanı, önce tartışmacı üyeleri dinleyenlere
tanıtır. Ele alınan konunun ana hatlarını ortaya koyar.
Panel sonunda forum yapılıp yapılmayacağını açıklar.
Konu, resmilikten uzak, samimi bir hava içinde
tartışılır. Panelde amaç, bir karara varmak değil, bir
konuyu çeşitli yönleriyle aydınlatacak farklı görüş ve
eğilimleri ortaya çıkarmaktır. Başkan, konuşmaların
sırasını ve süresini düzenler. Açıklanması gereken
konularla ilgili sorular sorar.
2. PANEL
Panelin bitiminde, dinleyicilerden gelen
sorular, panel üyeleri tarafından cevaplandırılır.
Panel sonunda tartışma dinleyicilere de geçerse
forum adını alır.
Eğer panelde konuşmacı sayısı iki ise, buna
diyalog adı verilir. Diyaloga paneldeki gibi
dinleyiciler de katılır.
3. FORUM
Eski Romalılar zamanında, Roma’da ve diğer
kentlerde, toplum ve yurt meselelerini konuşmak
için halkın toplandığı geniş alana forum deniyordu.
Bugün ise, dinleyicilerin de söz sahibi olabildikleri
belli bir konu üzerinde düzenlenmiş toplantı
anlamında kullanılmaktadır.
3. FORUM
Toplum tartışmalarında forum, başlı başına
bir tartışma çeşidi sayılmaz.Bununla beraber,
toplu tartışmaların ilgi çekici bir yönünü
oluşturur.
Forum; dinleyicilerin konu üzerinde daha aktif
düşünmelerini sağlar.Konu üzerinde bilgisi ve
deneyimi bulunan dinleyicilere söz hakkı verir.
3. FORUM
Panelde olduğu gibi forumda da amaç “dinleyicilerin
düşüncelerini harekete geçirerek, konunun daha iyi
anlaşılmasını ve açıklık kazanmasını sağlamaktır”.
Forum bir başkan tarafından yönetilir. Başkanın,
konuşmacıyla dinleyiciler arasında çıkabilecek tatsız
bir durumu önleme açısından alanında deneyimli
olması gerekir.
3. FORUM

Başkan tartışmayı başlatmadan önce, yapılacak


konuşmaların süresi, sorular, cevaplar ve yorumların
sınırı gibi teknik konularda bilgi verir. Dinleyicilerde
tartışma isteği uyandıracak bir hava yaratır. Konu dışına
çıkmaları, sataşmaları önler.
3. FORUM
Forumda söz alan dinleyiciler konu dışı,
özel sorulardan kaçınmalı, sorulan sorular açık ve
kısa olmalı; sorular ve açıklamalar kırıcılıktan
uzak, samimi bir görüşle ortaya konmalı;
tartışmadan beklenen gayeye yardımcı olmalıdır.
Tartışmanın sonunda başkan genel bir
özetlemeyle forumu kapatır.
4. AÇIK OTURUM

Toplumun tümünü yakından ilgilendiren


bir konunun, bir başkanın yönetiminde, yetkili
kişilerce, çeşitli yönlerden tartışılmasına ve
incelenmesine açık oturum denir.
4. AÇIK OTURUM
Açık oturum; teknik açıdan bakıldığında,
panel, sempozyum ve münazara karışımı bir
tartışma çeşidi olarak görünür. Genellikle sonucu bir
forumla bağlanmakta olan açık oturumlarda, konu
olarak, geniş halk kitlelerini ilgilendiren meseleler
seçilmekte; bunun için de tanınmış kişilerin
çağırılmasına dikkat edilmelidir.
4. AÇIK OTURUM

Açık oturumların başarılı sonuçlanması için şu


noktalar göz önünde bulundurulmalıdır:

a) Geniş bir salon seçilmeli, kalabalık dinleyici


aranmalı,
b) Konu daha önceden tespit edilmeli, açık oturum
sırasında tartışmaların verimli tarzda yürümesine
gayret gösterilmeli,
4. AÇIK OTURUM

c) Konuşmaların sayısı çok olmamalı,


d) Konuşanlar uzun açıklamalara girmekten
sakınmalı,
e) Tartışmalar dinleyicilerin sabrını taşıracak
kadar uzun süre devam etmemelidir.
4. AÇIK OTURUM
Açık oturumlarda konuşmalar bir başkan
tarafından yönetilir.Başkan, oturumun
başında konuyu ortaya koyar, konuşmalar
arasında bağlantıyı sağlar ve konuşmayı bir
sona ulaştırır.Tüm tartışmalarda olduğu gibi
başkan zeki, kültürlü, güzel konuşan
tartışmayı
veyürütebilecek uzmanlıkta
olmalıdır.
4. AÇIK OTURUM
Açık oturumda konuşmalar sıra ile yapılır.
Konunun ayrıntılarına göre, konuşmacılar, başkan
tarafından, iki veya üç tur konuşturulur.
Konuşmalar belli bir süreyle sınırlandırılmalıdır.
Açık oturumun sonundaki forum sırasında uzun
konuşmalar dinleyenleri sıkabilir, iyi sonuçlar
sağlanmasına engel olur.Bu bakımdan, ana
fikirden uzaklaşmamak, konuyu aydınlatacak
temel fikirler üzerinde durmak gerekir.
4. AÇIK OTURUM
Açık oturumlarda münazara havasından
uzak durmalı, dinleyicilerin dikkati daima
uyanık tutulmalıdır. Konuşmalar sırasında
saygı ve nezaket kurallarına uyulmalı,
uygunsuz konuşmalar ve davranışlardan
kaçınılmalıdır.
4. AÇIK OTURUM
Açık oturumlar günümüzde büyük bir salonda,
geniş bir dinleyici topluluğu önünde yapıldığı gibi,
radyo ve televizyonda da yapılmaktadır.İster
salonda, ister radyo veya televizyonda yapılsın,
konunun ve konuşmacıların iyi seçilmesi, seçilen
konunun herkesi ilgilendirecek yönler içermesi,
konunun önceden duyurulması açık oturumu
düzenleyen kişi veya kurumların göz önünde
bulundurması gereken noktalardır.
5. MÜNAZARA
Okullarda, derneklerde ya da radyo ve
televizyonlarda düzenlenen münazaralar,
usul
Önce,açısından
üstündebazı özellikler
durulan gösterir:
konulardan biri,
münazaraya katılacak kişiler tarafından açık
oylamayla seçilir. Daha sonra sayıları üç
veya dört kişiden oluşan iki grup
oluşturulur. Bu gruplardan biri olumlu,
diğeri olumsuz tezi tutar.
5. MÜNAZARA
Her grup kendi içinden bir arkadaşını başkan
seçer.Bu başkan iş bölümü yapar; yararlanacakları
kaynakları, görüşü alınacak kişileri belirler. ya
Üç
da beş kişiden oluşan bir münazara jürisi
seçilir. Hazırlıklarını tamamlayan bu
gruplar görüşlerini
Münazarada jüri önünde
ilk konuşmaya savunurlar.
daima olumlu tezi
tutan taraf başlar.
5. MÜNAZARA
Bundan sonra, olumsuz tezi tutan taraf
savunmasına geçer.Tartışmalar bir olumlu bir
olumsuz şeklinde devam eder.Tezi savunan grup,
tezlerinin doğruluğunu, geçerliliğini, örneklerle,
rakamlarla ispatlamaya çalışırken; karşı grup da
onların görüşlerini çürütmeye, geçersiz hale
getirmeye çalışır. Münazarada önemli olan
birbirine karşıt görüşlerin güçlü bir şekilde
savunulması, ispatlanmasıdır.
5.MÜNAZARA
Münazaraya zeki ve güzel konuşan kişiler
katılmalıdır.Konu üzerinde mutlaka bir ön
hazırlık yapılmalıdır. Münazara sırasında
ileri sürülen görüşler belge, tanık ve
delillerle desteklenmelidir. Münazarada
kendi görüşlerimizin doğruluğunu
kanıtlamak yetmez; karşı tarafın iddiaları da
çürütülmelidir.
5.MÜNAZARA
Münazarada konuşurken bağırılmaz;
konuşanın sözü kesilmez.Konuşma
sırasında konu dışına çıkılmaz; çünkü bu
zaman kaybına neden olur.
Münazarada sonuç ne olursa olsun
olgunlukla karşılanmalı, ağır başlı bir kişilik
sergilenmelidir.
MÜNAZARANIN YARARLARI
a) Münazara yoluyla öğrenciler bir konunun birden
çok savunulacak yönü olduğunu keşfederler,
b) Öğrencileri konu ile ilgili kitap okumaya,
araştırma yapmaya yönlendirir,
c)
Öğrenciler, bir konu hakkında değişik görüşlerle
d) karşılaşırlar,
Değişik konularda düşünceleri gelişir, görüşleri
e) zenginleşir,
Kendilerine güvenleri artar,
MÜNAZARANIN YARARLARI
g) Toplum önünde düşüncelerini söylemeyi
öğrenirler,
h) Heyecanlarını yenerler,
i) Başarmanın hazzını tadarlar,
j)
Başarmanın da kaybetmenin de
k) olabileceğini öğrenirler,
l) Dil kullanma becerileri gelişir,
Ekip çalışmasını öğrenirler.
5.MÜNAZARA
Bir savı her iki yönden görmeye, düşünceyi
düşünceyle çürütmeye yönlendirmesi açısından
eskiden beri bir tür kafa ve düşünce jimnastiği
sayılmıştır münazara.Ne var ki, yararını savunanlar
kadar, bunun zararlı olacağını söyleyenler de vardır.
Çünkü münazara; ortaya atılan bir savın olumsuz
yönlerini de dinleyicilere benimsetme, onları bu
yönde etkileme amacını da içerir.
5.MÜNAZARA
Münazaralardan umulan faydanın sağlanması için
konuların titizlikle seçilmesi gerekir. Seçilen konuların,
metafizik akıl yürütmelerden, soyut görüşlerden uzak;
öğrencileri ilgilendiren,eğitim düzeylerine uygun,
onların konuşmalarını hem kolay, hem faydalı, hem
gerekli kılacak nitelikte olmalıdır. Tez ve antitez kolay
anlaşılmamalıdır.
5.MÜNAZARA
Seyirciler tartışan öğrencilere moral vererek
başarıda etkili olurlar. yapılan
Yerinde etkileyebilir.
teşvikler hakem kurulunu bile seyirciler,
teşviklerde görgü kuralları dışına
Doğal olarak iki gruba ayrılan
çıkmamalı, atılan sloganlarda ölçülü olmalı,
alkışla yetinmeli, gerektiğinde kısa tempo
tutmalı, en önemlisi; sonuç aleyhlerine de
olsa olgun karşılamalıdırlar.
ÖRNEK MÜNAZARA KONULARI
Çocuk eğitiminde okul mu önemlidir; aile mi?
Başarıya ulaşmak için zeka mı, çalışmak mı
önemlidir?
Uygarlık insanı mutlu kılar mı, kılmaz mı?
İnsan mı doğaya, doğa mı insana hakimdir?
Para her kapıyı açar mı, açmaz mı?
ÖRNEK MÜNAZARA KONULARI

Hayatta evliler mi, bekarlar mı mutludur?


Örgün eğitim mi yararlıdır, uzaktan eğitim mi?
Atomun bulunuşu insanlık için faydalı mı, zararlı
mıdır?
Uygarlığın gelişmesinde sanat mı, bilim mi
önemli?
KAYNAKÇA

ÖNER, Sakin, Örneklerle Kompozisyon Düzenli


Yazma ve Konuşma Sanatı,Yuva Yayınları,
ÖZKAN, Mustafa, ESİN Osman, TÖREN
Hatice, Yüksek Öğretimde Türk Dili Yazılı ve
Sözlü Anlatım, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2001
Türkçe Dersleri Koordinatörlüğü, Türk Dili Ders
Notları, Bütek A.Ş., İstanbul 2008

You might also like