Professional Documents
Culture Documents
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
DOKTORA TEZİ
Hazırlayan
Necati Aydın
Tez Danışmanı
Ankara-2008
ii
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER......................................................................................İİ
TABLOLAR ..................................................................................... Vİ
ŞEKİLLER........................................................................................ Vİ
GİRİŞ ................................................................................................ 1
BİRİNCİ BÖLÜM
İKİNCİ BÖLÜM
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
BEŞİNCİ BÖLÜM
5.4. Regresyon Analizi Yöntemi İle Faktör Paylarının Tahmini .......... 119
ALTINCI BÖLÜM
6.4. Dış Ticaretin Büyümeye Etkisini Ölçen Regresyon Modelleri ....... 185
Tablolar
Tablo 1. Net Milli Gelir İşgücü ve Sermaye Arasındaki Bölüşümü (Milyar TL).................. 122
Tablo 2. Üretim Faktörlerinin Toplam Milli Gelir İçindeki Yüzdesi ..................................... 124
Tablo 3. Beş Yıllık Dönemler İtibariyle Üretim Faktörlerinin Milli Gelir İçindeki Yüzdelik
Payları .............................................................................................................................. 126
Tablo 4. Toplam Sabit Sermaye Stokundaki Artışın GSMH’ya Katkısı .............................. 132
Tablo 9. Solow Büyüme Modeline Göre Toplam Faktör Verimliliği (1968-2005) ............... 154
Tablo 10. Bazı OECD Ülkelerinde Toplam Faktör Verimliliğinin Ekonomik Büyümeye
Katkısı .............................................................................................................................. 158
Tablo 11. Farklı Dönemler İtibariyle TFV’nin Ekonomik Büyümeye Katkısıyla İlgili
Çalışmaların Bulguları .................................................................................................. 160
Tablo 12. Farklı Eğitim Değişkeniyle Büyüme Regresyonu Sonucu .................................. 184
Tablo 13. Dış Ticaretin Ekonomik Büyümeye Etkisini Ölçen Modeller .............................. 186
Tablo 14. Sermaye Yatırımlarının Büyümeye Etkisini Ölçen Modelin Değişken Katsayıları
.......................................................................................................................................... 187
Şekiller
Şekil 6. Kamu ve Özel Sektör Sabit Sermaye Yatırımlarının GSMH İçindeki Yüzdesi (1968-
1980) ................................................................................................................................... 78
Şekil 8. Toptan Eşya Fiyat İndeksine Göre Enflasyon Oranları (1968-1980) ....................... 82
Şekil 12. Kamu ve Özel Sabit Sermaye Yatırımlarınin GSMH İçindeki Oranı (1968-2005) .. 91
Şekil 13. Toptan Eşya Fiyat İndeksine Göre Enflasyon Oranları(1980-2005) ...................... 94
Şekil 14. İç ve Dış Faiz Ödemelerinin Bütçe Harcamaları İçindeki Payı (1980-2005) .......... 97
Şekil 17.Üretim Faktörlerinin Milli Gelir Paylarındaki Değişim (1968-2005) ...................... 127
Şekil 19. Toplam Sabit Sermaye Stoku Artışı (1968-2005) .................................................. 131
Şekil 20. Toplam Sabit Sermaye Stokundaki Artışının Büyümeye Katkısı ........................ 133
Şekil 21. Toplam Nüfus, Faal Nüfus ve Toplam İstihdam’daki Değişme ........................... 135
Şekil 23. Tüm Sektörlerde İktisaden Faal Olanların Cinsiyete Göre Yüzde Dağılımı ........ 137
Şekil 24. Kadınların Tarım, İmalat ve Hizmetler Sektöründeki İstihdam Oranı ................. 138
Şekil 26. Çalışanların Eğitim Seviyelerine Göre Yüzde Dağılım (1970-2005) .................... 147
Şekil 28. Eğitim Seviyesine Göre Gelir İndeksinin Değişimi ............................................... 150
Şekil 31. Basit Solow Büyüme Modeline Göre TFV ve GSMH Artışı (1968-2005) ............. 156
viii
Şekil 32. Basit ve Genişletilmiş Solow Büyüme Modeline Göre TFV (1968-2005) ............ 157
Smith‟in ekonomik büyüme ile ilgili bir baĢka tesbiti eğitimin önemiyle
ilgilidir. Eğitim, iĢgücünün verimliliğini artırdığı için daha etkin üretim imkanı
sağlayarak ekonomik büyümeyi artırır. Bundandır ki, Smith eğitim
harcamalarının artırılmasını ve sosyal faydasından dolayı toplum tarafından
karĢılanmasını önerir: “Toplum çok az bir harcama ile tüm insanların eğitim
almalarını teĢvik ve tedarik edebilir. Böylelikle, herkesin en temel eğitim olan
okuma, yazma ve basit matematiksel iĢlemleri öğrenmesi sağlanır” (Smith,
1976:784-5).
Q = Lα K (1-α)
| α+(1-α) = 1 (1)
1
Bu üretim fonksiyonu Cobb - Douglas‟un kullandığı üretim fonksiyonunun farklı notasyonlarla
yeniden ifade edilmiĢ Ģeklidir.
14
2
Ayrıntılı bilgi için bakınız: Erdal Ünsal (2007), İktisadi Büyüme, Ankara: Ġmaj Yayıncılık.
15
S = s.Y (3)
Gw = n = s/v (6)
Y = F(K,L) (7)
K L Y
(8)
K L Y
19
Teknolojik geliĢme, Solow modelinde olduğu gibi dıĢsal olsun veya içsel
büyüme modellerinin öngürdüğü gibi içsel olsun, toplam verimliliği artırarak
üretim faktörlerinin daha etkin kullanılmasını ve de çıktının birim maliyetinin
düĢmesini sağlar. Dolayısıyla, teknolojik geliĢme, üretim olasılıkları eğrisini
sağa kaydırarak, aynı üretim faktörleriyle, daha yüksek üretim seviyesine
ulaĢmayı mümkün kılar. BaĢka bir deyiĢle, ekonomik büyümeyi sağlayan,
üretim faktörlerindeki artıĢ ve bunların daha etkin kullanılmasını sağlayan
teknolojik geliĢmedir (Denison, 1964). Teknolojik geliĢme, bir üretim faktörüne
talebi azaltırken, diğerine talebi artırabilir. Böyle bir etkiye teknolojinin yanlı
büyüme etkisi denir. Solow büyüme modeli teknolojik büyümenin tarafsız
olduğunu, yani iĢgücü ve sermaye faktörlerini aynı oranda etkilediğini varsayar.
ikinci yarısında, litaratüre içsel büyüme modeli olarak geçen bir model
geliĢtirmiĢlerdir.
yolu ile hızlı ekonomik büyümeye ulaĢılmasını salık verirler. BaĢka bir
deyiĢle, sağlık ve eğitim hizmetlerini artırarak beĢeri sermayeyi, teknoloji
politikası ve teknoloji transferiyle teknolojik altyapıyı geliĢtirerek bilgi
üretimini artırılabilmek mümkündür. Bilgi üretimi ise, yaparak öğrenme
(learning by doing) ve araĢtırma ve geliĢtirme (AR-GE) ile sağlanabilir. Bilgi
üretimine öncelik veren bir politika demeti takip eden ülkeler, üretilen bilgiyi,
üretim sürecinde yeniliklere (innovation) ve teknolojik geliĢmeye
dönüĢtürerek kullanıma sunduklarında, bu tür politikaları benimsememiĢ
ülkelere kıyasla üretimlerini ve büyüme hızlarını artırırlar.
88 ülkeyi kapsayan bir ampirik çalıĢma ise, 1960 ile 1993 yılları
arasında, toplam faktör verimliliğinin GÜ‟lerin ekonomik büyümesine çok az
etkide bulunduğu; sermaye ve iĢgücü faktörlerindeki artıĢların ekonomik
büyümeyi belirlediği sonucuna ulaĢmıĢtır (Bosworth, Collins ve Chen, 1995).
Bu bulgular, ekonomik büyümeyi açıklama açısından neoklasik büyüme
modelinin halen geçerliliğini koruduğuna iĢaret etmektedir, denilebilir.
kıyısında hem ulaĢım maliyetleri düĢük, hem de dıĢ ticaret yapmak daha
olasıdır. Sahile yakın yerleĢim yerlerinde nüfus artıĢı ekonomik büyümeyi
beraberinde getirirken, karasal yerlerde nüfus artıĢı büyümeye olumsuz
etkide bulunuyor. Sachs (2000), Afrika gibi sıcak bölgelerde bulaĢıcı
hastalıkların yükü altında ezilen ekonomilerin büyüme gösteremediklerini
iddia eder.
olduğu için avantajlı durumda olan ülkeler, beĢeri sermayeye yeteri kadar
yatırım yapmayınca düĢük ekonomik performans göstermiĢlerdir. Oysa,
yirminci yüzyılın ilk yarısında itibaren, asıl sermayenin insanda olduğu
anlaĢılınca büyük ekonomik büyüme yaĢanmaya baĢlanmıĢtır.
olduğu, dolayısıyla politik riski düĢük olan ülkelerin daha yüksek ekonomik
büyüme oranına sahip olduğunu ortaya çıkarmıĢtır. Bazı çalıĢmalar özellikle
fikri mülkiyet haklarının korunduğu ülkelerde ekonomik büyümenin daha
yüksek olduğu sonucuna ulaĢmıĢlardır (Park ve Ginarte, 1997). Politik
çatıĢma, darbe, suikast gibi değiĢkenlerle ekonomik büyüme arasında negatif
korelasyon bulunurken, sivil ve politik özgürlüklerle ekonomik büyüme
arasında ise pozitif korelasyon bulunmaktadır (Barro, 1995; Barro ve Sala-i-
Martin, 2004)
Barro (1996b) ise, yaklaĢık yüz ülkeyi kapsayan geniĢ çaplı bir ampirik
çalıĢmada, 1960-1990 arasında, politik özgürlükler, demokrasi ve ekonomik
büyüme arasında doğrusal olmayan bir iliĢkinin varlığını ortaya çıkarır. Söz
konusu özgürlüklerin kısıtlı olduğu ülkelerde, özgürlüklerin artırılması
ekonomik büyümeyi olumlu etkilerken; yerleĢik demokrasisi olanlar için,
özgürlüklerin daha da geniĢletilmesinin ekonomik büyüme üzerinde pek
etkide bulunmadığı görülür.
Denison, ABD için yaptığı baĢka bir ampirik çalıĢmada ise, 1929-1982
yılları arasındaki uzun dönemde ekonomik büyümenin kaynaklarını araĢtırır
(Denison, 1985:30). Anılan çalıĢmaya göre, bu dönemdeki yüzde 2.9‟luk
ortalama yıllık büyümenin, yüzde 32‟si iĢgücü artıĢından, yüzde 14‟ü iĢgücü
45
44 ülke için, 1958 ile 1978 yıllarını kapsayan bir ampirik çalıĢma ise,
eğitimle büyüme arasında aĢağıdaki iliĢkilerin varolduğunu ortaya
koymaktadır(Woodhall, 1995):
Çin için yaptığı bir çalıĢmasında, Lin (1997) eğitim ile ekonomik
büyüme arasındaki iliĢkiyi inceler. Bilindiği gibi, kiĢi baĢına yaklaĢık 200
dolarlık gelirle, 1978 yılında dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Çin,
1978-1994 arasında GSMH‟sını dörde katlayarak, en hızlı büyüme oranına
sahip ülkeler baĢında yerini alır: 1980 ile 1990‟lı yıllarda ortalama yüzde 10
gibi çok yüksek ekonomik büyüme gösterir. Lin, okullaĢma oranı yüksek
bölgelerde daha yüksek ekonomik büyümenin olduğunu bulumuĢtur.
Örneğin, ortalama eğitim seviyesi bir yıl fazla olan bölgeler, diğer bölgelere
oranla, yıllık %1 daha yüksek bir büyüme göstermiĢtir. Lin‟e göre eğitimin
büyüme üzerinde bu denli etkili olmasının bir nedeni, verimlilik artıĢının yanı-
sıra, iĢgücünün tarımdan sanayie geçiĢinde kolaylık sağlamasıdır: Eğitimli
bireylerin bu değiĢime adaptasyonu daha kolay olmaktadır (Lin,1997:83-84).
tahmin etmek
7.0 gibi yüksek bir seviyeye ulaĢır. ĠĢgücünün ortalama verimliliğindeki artıĢ
oranının 1965-1988 ortalaması, kamu sektörü için 3.9 ve özel sektör için 3.6
olarak hesaplanır Sermayenin ortalama verimliliği de, iĢgücü verimliliğine
benzer bir trend gösterir: Ekonomik dalgalanmaların olduğu dönemde,
sermaye verimliliği negatife düĢer. Planlı ekonomi döneminde sermayenin
ortalama verimliliğindeki artıĢ oranı, kamu sektöründe özel sektöre oranla iki
kat daha fazladır. 1980-1988 arasında ise, kamu sektörü için bu oran yüzde
1.0 iken, özel sektör için bu oran yüzde 5.6 gibi yüksek bir orana tırmanır.
baĢına reel özel kullanılabilir gelir, reel özel kullanılabilir gelirin büyüme
oranı, vergi sonrası reel faizler, uzun vadeli kredilerin GSMH‟ya oranı, özel
konut yapımının GSMH‟ya oranı ve dıĢ borçların GSMH‟ye oranı bağımsız
değiĢkenleri arasındaki iliĢki araĢtırılır. Kullanılabilir gelirle ilgili iki değiĢken,
beklendiği gibi tasarruf miktarını olumlu etkiler. Ama reel faiz oranları
değiĢkeninin katsayısı istatistiki olarak anlamlı bulunmaz. BaĢka bir deyiĢle,
reel faizlerdeki değiĢikliğin toplam tasarruflar üzerinde belirleyici olmadığı
ortaya çıkar. Konut yapımı değiĢkeni ise, beklendiği gibi, toplam tasarrufları
artırıcı etki yapar.
Türkiye, 1930 ile 1980 arasında, korumacı bir politika takip ederek,
içteki endüstriyi dıĢarıdakine karĢı kollar. Tarım toplumundan, sanayi
toplumuna geçerken bu desteğin zorunlu olduğuna inanılır (Bebek-
Endüstriler Tezi). 1963 yılından itibaren baĢlayan beĢ yıllık planlama
döneminde, temel hedef sanayi sektörünü ekonomik geliĢmenin motoru
konumuna getirmek ve köyden göçenlere kentte iĢ imkanı bulmaktı. Yeni
doğan sanayi sektörünü besleyip büyütmek için, dıĢ ticarette korumacı bir
politika takip edildi. Özellikle, imalat sanayiine ağırlık verildi. Kamu kesimi
tarafından imalat sanayiine ve sabit sermaye mallarına yatırımlar yapıldı.
Kamusal ürünlere düĢük fiyatlar koymakla, özel sektörün girdi maliyetlerinin
küçük olması hedeflendi. Böylece dıĢarıya karĢı korunan ve içeride de
desteklenen sanayi sektörünün geliĢmesi beklendi (Voyvoda ve Yeldan,
2001). Uzun dönemli içe dönük sanayileĢme projesi kapalı dıĢ ticaret
politikası ve döviz kuru politikası ile desteklendi (Celasun, 1983). Planlı
ekonomi döneminde, ekonomik büyüme temel makroekonomik hedef olarak
belirlendi.
74
Ġlk BeĢ Yıllık Kalkınma Planı, 1963-1967 arasını kapsıyordu. Ġkinci plan ise,
1967-1972 arasında uygulanmıĢtır. Bu iki planın temel özeliği içerdeki
kaynakları verimli alanlara yönlendirmek ve ekonomik büyüme sürecini
koordine etmekti (Celasun, 1983). 1960‟lı yıllarda, Türkiye ekonomisi düĢük
enflasyon ile büyümeye devam eder. Birinci plan döneminde (1963-1967)
GSMH büyüme oranı ortalama yüzde 6.4; ikinci plan döneminde (1968-1972)
yüzde 6.7; ve üçüncü plan döneminde (1973-1977) yüzde 7.2 olarak
gerçekleĢir. Ġlk üç plan dönemini kapsayan 1963-1977 arasının ortalama
büyüme oranı ise yüzde 6.8 gibi yüksek bir seviyeye denk gelir. AĢağıdaki
grafikte görüldüğü, 1977‟den itibaren, gerek içerdeki politik ve anarĢik
karmaĢalar ve gerekse dünya petrol piyasasındaki kriz ekonomik büyüme
trendini tersine çevirerek, 1980‟e gelindiğinde negatife düĢürmüĢtür.
3
Kaynak: DĠE ve DPT (Bkz. Ek-Tablo 1)
3
T.C. BaĢbakanlık Devlet Ġstatistik Enstitüsü (DĠE), 18 Kasım 2005‟ten itibaren, ''T.C.
BaĢbakanlık Türkiye Ġstatistik Kurumu (TÜĠK)'' adını aldı. Bu çalıĢmada atıfta bulunan
çalıĢmaların yayım tarihi dikkate alınarak DĠE ve TÜĠK ismi kullanılmıĢtır.
76
ġekil 5‟te görüldüğü gibi, 1968 ile 1978 arasında tarım sektöründeki
büyüme oranı, sanayi ve hizmetler sektörünün çok gerisinde kalmıĢtır. Tarım
sektörü, yıllık ortalama yüzde 2.5 büyürken, sanayi sektöründeki büyüme
oranı yıllık yüzde 10.8, ve hizmetler sektöründe ise yıllık yüzde 7.8 oranında
büyüme gerçekleĢmiĢtir.
77
Türkiye ekonomisi döviz darboğazı ve dıĢ borç krizi ile birlikte yüksek
bir enflasyon sürecine girer. Bir dönem yüzde 30‟lara tırmanmasına rağmen,
enflasyon 1977‟lere kadar --yukarıda değinilen yapay ve gerçek dıĢı kur, faiz
ve fiyat politikaları sayesinde-- düĢük derecede seyreder. Fakat bu, 1978-
1981 krizinin derin seyretmesine ve enflasyon oranının TÜFE cinsinden
1980‟de yüzde 120‟ye varmasına neden olur. Ġlk beĢ yıllık kalkınma planının
uygulandığı yıllarda yüzde 5.8 olan enflasyon oranı, ikinci beĢ yıllık dönemde
ortalama yüzde 14.3, ve üçüncü beĢ yıllık dönemde ortalama yüzde 30.5
seviyesine tırmanır. ġekil 8‟da görüldüğü gibi, enflasyondaki yüksek tırmanıĢ
1978‟den sonra hız kazanır ve 1980‟e gelindiğinde (TEFE cinsinden) %100‟ü
aĢar.
82
4
Çünkü iĢgücünün ucuz olup olmaması sadece ücretlerin düĢük olmasına bağlı değildir:
aynı zamanda emeğin ortalama veriminin ne olduğuna bağlıdır. ġöyle ki: katma değer
cinsinden sermaye iĢgücü oranı 50 iken ücretin 30 olduğu ülkede iĢgücü, iĢveren açısından,
ücretin sadece 5 ama sermaye iĢgücü oranının 10 olduğu Ģıkka kıyasla kat be kat (tam 4
kat) daha ucuzdur.
85
ġekil 10‟de görüldüğü gibi, 1980 yılında 2,9 milyar dolar olan toplam
ihracat, 1988 yılında yaklaĢık dört kat artarak 11,7 milyar dolara, 1993‟te
toplam ihracat 15 milyar doları, 1997‟de 26 milyar doları ve 2002‟de 36
milyar doları geçer. Ġhracata verilen teĢvikler çok uzun ömürlü olmaz, 1985
yılından sonra önemli oranda azalmaya baĢlar. Ġthalata uygulanan
sınırlamalar da dereceli olarak kaldırılır. 1990‟lara gelince, tarifelerin önemli
oranda azalması ile, dıĢ ticaret açıkları yükselir. 1980 yılında 7.9 milya r olan
ithalat hacmi, 1988 yılında 14.3 milyar doları geçer. Bu dönemde ihracat
artıĢı ithalat artıĢından daha büyük hızla gerkçekleĢtiği için, dıĢ ticaret açığı
azalır. 1990 sonrasında dıĢ ticaret açığı gittikçe büyümeye baĢlar ve 2005
yılında dıĢ ticaret açığının GSMH‟ye oranı yüzde 20‟yi geçer.
sermaye yatırımlarında keskin bir artıĢ yaĢanır. 1989 yılında ekonomik krizin
etkisiyle azalan özel sermaye yatırımları, 1990 yılında tekrar artıĢ göstererek
1997 yılında en yüksek seviyeye ulaĢır. Bu tarihten sonra özel sermaye
yatırımlarının GSMH‟ye oranında keskin düĢüĢ yaĢanmaya baĢlanır.
Şekil 12. Kamu ve Özel Sabit Sermaye Yatırımlarınin GSMH İçindeki Oranı
(1968-2005)
adapte olması çok kolay olmaz. Sonraki yıllarda faiz ve döviz kurlarında
dalgalanmalar devam eder.
Enflasyonist baskıyı artıran baĢka bir unsur ise, 1984 yılından sonra,
hükümet tarafından oluĢturulan ve Meclis kontrolü dıĢında kalan fonlardır
(Rodrik, 1990). Bütçe harcamaları dıĢındaki bu fonlar, çok yüksek miktarlara
ulaĢmıĢtır. Hükümet bu fonları kullanma esnekliği yakalayarak ekonomik
büyümeyi körüklemeyi amaçlar. Ancak bu fonlar Meclis kontrolü dıĢında
kaldığı için, geniĢ yolsuzluk iddialarına konu olur.
olur (Voyvoda ve Yeldan, 2001). 1989 yılından sonra takip edilen popülüst
ekonomi politikaları, dıĢarıdan gelen kısa vadeli sermaye ile finanse edilir.
ĠĢçi ücretleri reel olarak yükselmeye baĢlar ve tarım ürünlerine verilen fiyatlar
yükselir. Ġktidarın gittikçe yolsuzluklara bulaĢması bütçe açıklarını daha da
artırır (Boratav ve baĢk., 1996). Bu durum çok uzun süre devam etmez.Türk
lirasının gelen sermaye akıĢı ile birlikte gittikçe değerlenmesi ve cari
açıkların çok yükselmesi 1994 yılının baĢında kısa süreli sermayenin hızla
ülkeyi terketmesi ile bir kriz patlak verir. AĢağıdak grafikte görüldüğü gibi,
1994 yılında, toptan eĢya fiyat indeksine göre enflasyon oranı yüzde 120
seviyesine tırmanır.
Şekil 14. İç ve Dış Faiz Ödemelerinin Bütçe Harcamaları İçindeki Payı (1980-
2005)
müĢterilerden gelen talebi karĢılayamaz duruma gelir. Gecelik faizler ilk gün
yüzde 2000, ikinci gün ise yüzde 4000 oranına fırlar. Hükümet sıkı kur
politikasını terk ettiğini açıkladığında, TL‟sı dolara karĢı yüzde 40 değer
kaybeder. Bu değer kaybı Mayıs sonunda yüzde 65‟e çıkar. Bu krizi atlatmak
için, IMF‟den daha fazla yardım talep edilir. IMF ise, baĢkan yardımcısı
Kemal DerviĢ‟in programı uygulaması Ģartıyla destek vaadinde bulunur.
DerviĢ, ekonomiden sorumlu devlet bakanlığına atanır. IMF, 8 milyar ek kredi
daha taahhüt eder.
Üçüncüsü ise, 1960‟lardan beri kullanıla gelen diğer bir metod ise,
büyüme muhasebesidir. Bu metod, istatistiki tahmin yapmak yerine,
makroekonomik muhasebe kayıtlarını esas alarak, üretim faktörlerinin
ekonomik büyüme üzerindeki etkisini ölçer. Herbir üretim faktöründeki
değiĢme, sözkonusu faktörün toplam üretim içindeki oranı ile çarpılarak,
ekonomik büyümeyi ne kadar etkilediği hesaplanır. Bu faktörlerin katkısı,
toplam hasıladan aldıkları gelire göre belirlenir. Tam rekabet varsayımı
altında, üretici kârını maksimum kılmak için, üretim maliyetini minimum
yapacağından ve istihdam ettiği iĢçiye marjinal verimliliğine göre ödemede
bulunacağından, üretim faktörlerinin gelir payları, bu faktörlerin toplam
üretimdeki paylarına eĢit olur. Ekonomik büyümenin, toplam üretim
100
Dy = F(y, y*)
Dy kiĢi baĢına gelirin artıĢ oranını, y Ģu anki kiĢi baĢına gelir seviyesini
ve y* ise uzun dönem kiĢi baĢına gelir seviyesini veya hedeflenen gelir
seviyesini gösterir. Neoklasik büyüme modellerine göre, kiĢi baĢına gelirdeki
büyüme oranı Ģu anki gelir seviyesi ile ters orantılıdır. Azalan verimler yasası
gereği, GÜ‟ler gittikçe yavaĢlayan bir ekonomik büyüme oranı ile karĢı
karĢıya gelirken, GOÜ‟ler aradaki farkı kapatır.
A(t)L(t) ile edilen bir birim efektif iĢgücündeki değiĢme n+g oranında
gerçekleĢir. Solow modelinin varsayımlarına göre, toplam üretimin sabit
oranı tasaruf (s) ediliyor. Toplam tasaruf oranı ise toplam yatırımları
belirliyor. Efektif bir birim iĢgücüne düĢen sermaye stoğu k ile (k=K/AL) ve
effektif bir birim iĢgücüne düĢen sermaye miktarı da y ile (y = Y/AL)
gösteriyor. δ sermayenin aĢınma oranını temsil ettiği aĢığıdaki denklem,
zaman içinde k‟deki değiĢimi açıklıyor:
AFK AFL
Y / Y A / A .K .L
Y Y (2)
AFKK AFLL
Y / Y A / A .K / K .L / L
Y Y (3)
Y / Y A / A .( K / K ) (1 ).( L / L) (4)
L= toplam iĢgücünü,
dY dA f dK f dL f dH
dt dt A A A
= + K dt L dt H dt (7)
Y A Y Y Y
f dK
Fiziki sermayenin toplam üretimdeki gelir payını SK= (reel
K dY
GSMH‟nin sabit tasarruf oranı da denilebilir), iĢgücünün üretimdeki gelir
f dL
payını S L= ve beĢeri sermayenin üretimdeki payının SH
L dY
f dH
= olarak ifade ettiğimizde, yukarıdaki denklemi yeniden Ģöyle
H dY
yazabiliriz:
dY dA dK dL dH
dt dt dt dt dt
= + SK + SL +SH (8)
Y A K L H
Toplam hasıla (Y), eĢit olarak fiziki sermaye (K), beĢeri sermaye (H)
ve iĢgücü (L) arasında paylaĢılır. Birçok ampirik çalıĢma, üretim faktörlerinin
üretimdeki paylarınının eĢit olduğu varsayımına dayanarak, herbir üretim
faktörünün ekonomik büyümeye katkısını ölçer. Üretim faktörlerinin payları
ile ilgili yapılan bazı çalıĢmalar, üretim faktörlerinin paylarının ülkeler
arasında farklı olduğunu bulur. Örneğin, 88 ülkeyi kapsayan bir ampirik
çalıĢma, ekonometrik olarak hesaplanan üretim faktörleri paylarına göre, 66
ülke için sermayenin payının yüzde 55 olduğunu ortaya çıkarır (Senhadji,
1999). Bu oran, ekonometrik tahminlerin doğasından kaynaklanan hata
payını dikkate aldığımızda bile yüksektir. Senhadji‟nin çalıĢmasının bir baĢka
bulgusu ise, sermayenin payı ile toplam faktör verimliliği arasında ters
orantılı bir iliĢkinin olduğunu bulmasıdır. Doğu Asya, Güney Asya, Afrika,
Ortadoğu, Latin Amerika, ve SanayileĢmiĢ Ülkeleri kapsayan çalıĢmasında,
Senhadji sermaye payı için farklı değerler kullanarak sözkonusu ülkeler için
toplam faktör verimliliğini hesaplar. Bu ampirik çalıĢmanın sonucuna göre, bir
ülkenin sermaye payında düĢme (iĢgücün payında artıĢ) olduğunda toplam
faktör verimliliği artarken, sermaye payının artması (iĢgücü payının düĢmesi)
toplam faktör verimliliğini azaltır (Senhadji, 1999:12).
115
Bir kısım çalıĢmalar ise, daha önceki çalıĢmaların faktör payları ile
ilgili sonuçlarını veri olarak alır ve yeni bir hesaplamaya gitmez. BaĢka bir
deyiĢle, bu çalıĢmalarda sermayenin milli gelir payı üçte bir, iĢgücünün payı
ise üçte iki olarak kabul edilir. Bazı araĢtırmacılar, GÜ‟lerde sermayenin
payının daha yüksek olduğu varsayımı altında, bütün ülkeler için aynı
oranların kullanılmasını doğru bulmaz (Bosworth ve baĢk., 1995:18;
Senhadji, 1999:3). Sermaye payının bütün ülkeler için aynı olduğunu
varsaymak, ülkeler arasında üretim teknolojisi açısından farklılık olmadığı
anlamına geldiğinden, Solow büyüme modelinin ülkeler arasındaki ekonomik
büyüme farkını açıklama gücünü azaltır. Nitekim Uzakdoğu ülkelerinin
ekonomik büyümesi ile ilgili yapılan bir ampirik çalıĢma, sermayenin milli
gelir payı için farklı senaryolar kullanılarak hesapladığı toplam faktör
verimliliği sonuçlarına göre, Asya Mucize‟sinin üretim faktörleri ile
açıklanabildiği anlaĢılmıĢtır (Barro, 1998:5; Sarel, 1997:12).
Tablo 1‟den türetilen Tablo 2 ve 3‟te ise, üretim faktörlerinin milli gelir
içindeki yüzdeleri verilmiĢtir.
122
Tablo 1. Net Milli Gelir İşgücü ve Sermaye Arasındaki Bölüşümü (Milyar TL)
Net İşletmeArtığı (*)
Net Milli Gelir İşgücü Ödemeleri Tarım-Dışı Tarım
1 2 3 4
1968 143.3 42.3 42.2 58.9
1969 159.9 46.5 49.4 64.0
1970 179.2 53.6 56.8 68.8
1971 220.6 66.5 72.4 81.6
1972 262.4 77.0 95.6 89.7
1973 330.5 110.3 110.8 109.5
1974 452.1 133.4 163.9 154.8
1975 588.6 169.4 219.7 199.5
1976 753.0 232.6 285.1 235.3
1977 971.9 310.1 368.6 293.2
1978 1,465.4 484.9 536.4 444.2
1979 2,589.3 801.8 1,097.4 690.2
1980 4,721.0 1,301.3 2,234.3 1,185.3
1981 7,117.8 1,949.8 3,559.7 1,628.2
1982 9,491.0 2,465.5 5,015.6 2,010.9
1983 12,433.9 3,088.3 6,848.0 2,497.6
1984 19,875.3 4,551.3 11,350.4 3,973.6
1985 31,364.6 7,235.6 18,360.1 5,768.9
1986 44,647.0 11,202.7 24,573.5 8,870.8
1987 63,473.4 15,501.7 36,978.8 10,992.9
1988 109,464.0 27,810.4 63,809.6 17,844.0
1989 195,088.8 54,620.5 108,176.4 32,291.9
1990 336,129.0 106,935.6 171,422.7 57,770.7
1991 535,254.4 200,752.4 256,578.6 77,923.3
1992 932,532.7 346,263.5 458,396.1 127,873.1
1993 1,684,785.1 611,903.7 827,519.2 245,362.3
1994 3,274,330.7 987,852.9 1,767,554.9 518,922.8
1995 6,505,363.7 1,721,977.3 3,844,074.0 939,312.5
1996 12,361,450.9 3,534,765.1 6,820,830.2 2,005,855.7
1997 23,899,278.0 7,440,183.6 12,956,577.9 3,502,516.5
1998 43,449,484.4 13,297,030.7 22,677,302.7 7,475,151.0
1999 63,514,609.6 23,749,549.2 30,634,590.7 9,130,469.8
2000 99,662,793.7 36,368,142.3 48,922,347.8 14,372,303.6
2001 138,609,727.0 50,562,315.0 71,362,641.0 16,684,772.0
2002 218,812,592.0 73,814,680.0 118,285,806.0 26,712,106.0
2003 273,938,246 93,978,003 145,607,610.0 34,352,633.0
2004 327,513,895 113,261,757 175,206,292.0 39,045,846.0
2005 368,601,362 129,713,653 198,545,404 40,342,305
123
* Üretim yöntemi ile hesaplanan Gayri Safi Yurt Ġçi Hasıladan artık olarak bulunmuĢtur.
Kaynak: 1968-1994 Özmucur (1996)‟un Milli Gelir ile ilgili çalıĢmasından, diğer yıllar DĠE
istatistiklerinden alınmıĢtır .
TI
UC * * 0.20
TIO KBC
MG
Yıllar Toplam Gelir (1) İşgücü Geliri (2) Sermaye Geliri (3)
1968 100 36.3 63.7
1969 100 36.4 63.6
1970 100 37.4 62.6
1971 100 37.7 62.3
1972 100 37.3 62.7
1973 100 42.4 57.6
1974 100 38.1 61.9
1975 100 37.1 62.9
1976 100 40.5 59.5
1977 100 41.8 58.2
1978 100 44.1 55.9
1979 100 41.3 58.7
1980 100 36.8 63.2
1981 100 37.1 62.9
1982 100 35.2 64.8
1983 100 34.3 65.7
1984 100 31.6 68.4
1985 100 32.4 67.6
1986 100 35.2 64.8
1987 100 34.9 65.1
1988 100 36.2 63.8
1989 100 38.6 61.4
1990 100 45.0 55.0
1991 100 52.6 47.4
1992 100 54.2 45.8
1993 100 56.3 43.7
1994 100 45.4 54.6
1995 100 40.3 59.7
1996 100 44.9 55.1
1997 100 50.5 49.5
1998 100 50.2 49.8
1999 100 61.8 38.2
2000 100 64.7 35.3
2001 100 63.8 36.2
2002 100 57.3 42.7
2003 100 59.3 40.7
2004 100 60.5 39.5
2005 100 61.3 38.7
Kaynak: Bir önceki tablodaki iĢgücü ödemeleri, ücretsiz aile iĢçileri ve kendi iĢinde çalıĢanları
da kapsayacak Ģekilde, yeniden hesaplanmıĢtır. Ġki üretim faktörü varsayımından hareketle, milli gelir
ile iĢgücü ödemeleri farkı alınarak sermaye gelirinin payı bulunmuĢtur.
125
Tablo 2‟deki verilere göre, 1968 ile 1972 arasında iĢgücünün toplam
milli gelirden payı yüzde 36 ile yüzde 38 arasında seyrederken, 1973-1979
arasında ücretlerdeki artıĢa paralel olarak iĢgücünün milli gelir payı yüzde
40‟lara yükselmiĢtir. 1980 sonrasında uygulanan istikrar programı ile iĢgücü
ücretlerinde yaĢanan reel kayıp, iĢgücünün milli gelir payını yüzde 32
seviyesine düĢürmüĢtür. 1986‟dan sonra iĢgücünün milli gelir payında tekrar
bir iyileĢme yaĢanır ve 1993‟e geldiğinde milli gelir içindeki payı yüzde 56
seviyesine yükselmiĢtir. ĠĢgücünün milli gelirden aldığı payda 1990‟larda
yaĢanan artıĢ, Türkiye‟yi GÜ‟lerdeki faktör gelirleri dağılımına yaklaĢtırmıĢtır.
GÜ‟lerde iĢgücünün milli gelir payı, geçen asrın ortalarından bu yana, yüzde
70‟lerde seyrederken, Türkiye için bu oran ancak 1990‟lardan sonra yüzde
50 seviyesinin üzerine çıkmıĢtır.
Ġki üretim faktörü olduğu varsayımından hareketle, milli gelir ile iĢgücü
ödemeleri arasındaki fark alınarak sermaye geliri hesaplanmıĢtır. Tablo
1‟deki verilere göre, sermayenin milli gelir payı 1980 öncesinde yüzde 60
dolayında seyrederken, 1980-1987 arasında yüzde nisbi bir artıĢ göstermiĢ,
ancak sonraki yıllarda düĢüĢ trendi yaĢayarak yüzde 40‟lara kadar
gerilemiĢtir.
yüzde 1‟lik bir artıĢ, milli gelir üzerinde yüzde1‟in üçte biri kadar bir etkide
bulunur. BaĢka bir deyiĢle, herbir üretim faktöründeki değiĢim oranını ilgili
faktörün milli gelir payı ile çarparak, toplam milli gelir üzerindeki etkileri
hesaplanır.
Tablo 3. Beş Yıllık Dönemler İtibariyle Üretim Faktörlerinin Milli Gelir İçindeki
Yüzdelik Payları
Kaynak: Tablo 2.
Bir üretim faktörü olarak fiziki sermaye, insan yapımı olan makinalar,
araç ve gereçler, tesisler ve dayanıklı üretim faktörleri stokunu kapsar. Fiziki
sermaye stokuna yapılan eklemelere ise yatırım denilir. Ekonomik büyüme,
bir ekonomide bireylerin Ģu anki tüketimlerinden fedakarlık yaparak,
geleceğe yönelik yatırımlar yapmasına bağlıdır. Neoklasik büyüme modeline
göre, sermaye stokundaki artıĢ ekonomik büyümeyi sağlayan en önemli
değiĢkendir. Nüfus artıĢına paralel, sermaye stokundaki artıĢ, çalıĢanların
üretkenliklerini artırarak toplam üretimi artırır. Bu anlamda, iĢgücü baĢına
düĢen sermaye oranını korumak etmek için, artan nüfus artıĢına paralel
128
Üretim faktörü olarak sermayenin gelir payı veya net iĢletme artığı,
kamu ve özel kesimin sermaye yatırımlarının toplam milli gelir içindeki
paylarını gösterir. Net sermaye geliri, toplam sermaye gelirinden
129
ĠĢgücünün milli gelire katkısını doğru bir Ģekilde ölçmek için, toplam
istihdamda niceliksel ve niteliksel değiĢmeleri dikkate almak gerekir.
ÇalıĢanların yeteneklerinde meydana gelen bir değiĢim, iĢgücünün
üretkenliğini etkileyerek toplam üretim üzerinde etkili olur. Bu nedenle,
çalıĢanların eğitim seviyesindeki değiĢme iĢgücünü niteliksel olarak değiĢtirip
toplam üretim üzerinde belirleyici bir etkide bulunur. ĠĢgücünün niteliksel
değiĢimini temsil eden eğitim seviyesindeki artıĢın ekonomik büyüme
üzerindeki etkisi ayrı bir baĢlık altında iĢlenecektir.
Şekil 23. Tüm Sektörlerde İktisaden Faal Olanların Cinsiyete Göre Yüzde
Dağılımı
Kaynak: DPT ve TUĠK 2000 yılı için 12 ve daha yukarı yaĢtaki nüfus, diğer yıllar için 15 ve daha
yukarı yaĢtaki nüfus esas alınmıĢtır. (Bkz. Ek-Tablo 9)
İstihdam
Dönemler Istihdam İşgücünün Artışının Açıklama
GSMH Artışı Milli Gelir Katkısı Yüzdesi
(%) (%) Payı
1 2 3 4 5
1968-1972 6.33 1.65 37.00 0.61 9.66
1973-1977 5.24 1.95 39.99 0.78 14.91
1978-1982 1.17 1.23 38.91 0.48 40.89
1983-1987 6.44 2.07 33.67 0.70 10.82
1988-1992 3.84 2.18 45.31 0.99 25.72
1993-1997 5.08 3.79 47.47 1.80 35.35
1998-2002 0.47 0.74 59.58 0.44 94.12
2003-2005 7.50 1.13 60.37 0.69 9.19
Toplulaştırılmış
1968-1982 4.25 1.65 38.63 0.62 21.82
1983-2005 3.96 1.22 48.31 0.98 41.50
transferi gibi birçok alanda global bir niteliğe sahip. BeĢincisi, biliĢim
teknolojisi, biyoteknoloji, lazer teknolojisi ve yenilenebilir enerji gibi sektörler
günümüzde ekonomik büyümenin lokomotifi olmuĢlar.
Eğitim ile ekonomik büyüme arasında bir iliĢki olduğu tezi eğitimin
verimliliği artırdığı görüĢüne dayanır. Eğitimin iktisadi analizinde en önemli
fonksiyonu, bireylere sağladığı bilgiyle, onların beĢeri sermayelerini
artırmasıdır. Bu nedenle eğitime yapılan harcamalar, beĢeri sermaye artırımı
manasına geldiği için, tüketim değil, yatırım olarak irdelenmesi gerekir
(Woodhall, 1995). Eğitim “beĢeri sermaye” artıĢıyla ekonomik büyümeyi
artırır. Eğitim iktisadi olarak bir anlamda dayanıklı tüketim malı gibi bireyin
hayatını zenginleĢtirirken, öte yandan beĢeri sermaye olarak bireye ileride
getiri sağlayan bir yatırım niteliğini kazanır. Bilginin edinilmesi bir tüketim
malının tüketilmesi gibi bireye bir tatmin sağladığı gibi, bilginin bir üretim
faktörü olarak artıĢı ise toplam üretkenlik artıĢını beraberinde getirir (Lin,
1997).
John, Murphy, ve Piece (1993), ABD için, 1963 ile 1989 yıllarını
kapsayan araĢtırmalarında, en düĢük nitelikli iĢgücünün gelirinde reel olarak
yüzde 5 düĢüĢ yaĢandığını, oysa en yüksek nitelikli olanlar için yüzde 40
artıĢ gerçekleĢtiğini ortaya koymuĢtur. Bu artıĢın piyasa koĢullarında kolay
bir izahı vardır: nitelikli iĢgücüne olan artan talep, rekabetçi iĢgücü
piyasasında ücretlerin artmasını beraberinde getirir. Nitekim, ABD için
yapılan baĢka çalıĢmalar, son elli yılda nitelikli iĢgücüne talebin artarak
145
Eğitimi olmayanlar, okuma yazma bilmeyenler ile okur yazar olup bir okul bitirmeyenlerin
ortalama gelirlerinin ağırlıklı ortalaması alınarak hesaplandı.
Kaynak: Tablo 6.
Egitim
Indeksi İşgücünün Egitim Açıklama
GSMH Artışı Milli Gelir Artışının Yüzdesi
(%) (%) Payı Katkısı
Eğitim 1 2 3 4 5
1968-1987 4.80 1.10 37.39 0.41 8.55
1988-1994 2.66 0.95 46.88 0.44 16.69
1995-2002 3.67 2.04 54.20 1.10 30.04
2003-2005 7.50 1.20 60.37 0.72 9.66
1968- 1973- 1978- 1983- 1988- 1993- 1998- 2003- 1968- 1983-
1972 1977 1982 1987 1992 1997 2002 2005 1982 2005
GSMH (%) 6.33 5.24 1.17 6.44 3.84 5.08 0.47 7.50 4.25 4.42
Işgücünün Payı
(%) 37.00 39.99 38.91 33.67 45.31 47.47 59.58 60.37 38.63 48.31
İşgücü Faktörü
(%) 1.65 1.95 1.23 2.07 2.18 3.79 0.74 1.13 1.61 2.06
Eğitim (%) 1.01 1.01 1.01 1.01 0.95 1.62 2.04 1.20 0.31 1.38
Semayenin Payı
(%) 63.00 60.01 61.09 66.33 54.69 52.53 40.42 38.07 61.37 51.48
Sermaye
Faktörü (%) 3.50 5.77 3.27 2.52 2.63 2.93 1.20 1.18 4.16 2.17
Sermaye ve
İşgücü 2.82 4.24 2.48 2.37 2.43 3.34 0.93 1.13 3.18 2.12
Tüm Faktörler
(%) 3.19 4.65 2.87 2.71 2.86 4.11 2.14 1.85 3.30 2.81
TFV1(%) 3.51 1.00 -1.30 4.07 1.41 1.75 -0.46 6.37 1.07 2.30
TFV2 (%) 3.14 0.59 -1.70 3.73 0.98 0.98 -1.67 5.65 0.95 1.61
Kaynak: Yıllık veriler için Bkz. Ek-Tablo 11.
155
Şekil 30. Basit Solow Büyüme Modeline Göre TFV ve GSMH Artışı (1968-2005)
Kaynak: Tablo 9.
Şekil 31. Basit ve Genişletilmiş Solow Büyüme Modeline Göre TFV (1968-2005)
Kaynak: Tablo 9.
(1)1970-1991; (2) 1980-2000; (3) 1980-1991; (4) 1979-2000; (5) 1979-1991 ;(6) 1972-2000; (7) 1972-1991
TFV1: Bu çalıĢmada Basit Solow Modeli‟yle hesaplanan toplam faktör verimliliği katkısını gösterir.
TFV2: Bu çalıĢmada GeniĢletilmiĢ Solow Modeli‟yle hesaplanan toplam faktör verimliliği katkısını
gösterir. Son iki satırın üretilmesinde kullanılan orijinal veriler için Bkz. Ek-Tablo 11.
159
1972-2005
Saygılı (2005) 0.8
TFV1 0.74
TFV2 0.08
TFV1: Bu çalıĢmada Basit Solow Modeli‟yle hesaplanan toplam faktör verimliliği katkısını gösterir.
TFV2: Bu çalıĢmada GeniĢletilmiĢ Solow Modeli‟yle hesaplanan toplam faktör verimliliği katkısını
gösterir.
TFV1 ve TFV2‟nin türetilmesinde kullanılan orijinal veriler için Bkz. Ek-Tablo 11.
161
5
Elbette bu çalıĢmada kullanmıĢ olduğumuz değiĢkenlerin “iĢgücündeki niteliksel artıĢları” ne
denli iyi tahmin edip etmediği veya ne denli iyi tahmin etmiĢ olabileceği tartıĢılabilir. BaĢka
165
TFV1 ve TFV2‟nin türetilmesinde kullanılan orijinal veriler için Bkz. Ek -Tablo 11.
değiĢkenler kullanarak “iĢgücündeki niteliksel artıĢları” belki de daha “iyi veya güvenilir” bir
biçimde tahmin eden alternatif TFV‟ler türetilebilir.
166
TFV1 ve TFV2‟nin türetilmesinde kullanılan orijinal veriler için Bkz. Ek -Tablo 11.
6
Benzer durum 1993-1995 ve 2000-2001 yılları için de geçerlidir.
168
GSMH bağımlı değiĢkeni bir ülkenin i yılındaki Gayri Safi Milli Hasıla
(GSMH)‟daki yüzde değiĢmeyi
Y K L E T
1 2 3 4 (2)
Y K L E T
Y
= toplam mal ve hizmet üretimindeki artıĢı (GSMH artıĢı),
Y
= denklemdeki değiĢkenler dıĢında üretim artıĢını etkileyen
değiĢkenleri,
K
= fiziki sermaye oranındaki değiĢim oranını,
K
172
L
= iĢgücündeki değiĢim oranını,
L
E
= eğitim seviseyindeki değiĢim oranını,
E
T
= dıĢ ticaretteki değiĢim oranını temsil eder.
T
it + 3t E i + 4t T1 it +uit
Log Yit = 0t + 1t K it + 2t L (3)
ticaret serbestisi genelikle yüksek verimlilik artıĢına yol açar. Ancak, düĢük
gelirli ülkelerde bu artıĢ görünmeyebilir (Urata ve Yokota, 1994).
Standard Olmayan
Katsayılar Standard Katsayılar
Modeller B Std. Hata Beta T P Değeri
1 (Constant) 16.264 0.181 89.994 0.000
2
(R =0.93) Ozel_SSY / GSMH 0.031 0.008 0.193 3.759 0.001
Enflasyon Orani 0.002 0.001 0.128 1.999 0.054
Ihracat / GSMH 0.037 0.003 0.659 11.575 0.000
Istihdam Artisi -0.023 0.009 -0.111 -2.389 0.023
ilkokul Bitirenler
0.018 0.004 0.333 4.765 0.000
(%)
2 (Constant) 16.859 0.067 251.612 0.000
2
(R =0.98) Ozel_SSY / GSMH 0.013 0.005 0.083 2.744 0.010
Enflasyon Orani 0.000 0.001 0.022 0.594 0.557
Ihracat / GSMH 0.007 0.004 0.127 2.006 0.053
Istihdam Artisi -0.007 0.006 -0.032 -1.189 0.243
Ortaokul Bitirenler
(%) 0.141 0.012 0.849 12.000 0.000
Standard Olmayan
Katsayılar Standard Katsayılar
Modeller B Std. Hata Beta T P Değeri
1 (Constant) 16.264 0.181 89.994 0.000
(R2 =0.93) Ozel_SSY / GSMH 0.031 0.008 0.193 3.759 0.001
Enflasyon Orani 0.002 0.001 0.128 1.999 0.054
Ihracat / GSMH 0.037 0.003 0.659 11.575 0.000
Istihdam Artisi -0.023 0.009 -0.111 -2.389 0.023
ilkokul Bitirenler
0.018 0.004 0.333 4.765 0.000
(%)
2 (Constant) 16.329 0.194 84.068 0.000
(R2 =0.93) Ozel_SSY / GSMH 0.023 0.009 0.143 2.620 0.013
Enflasyon Orani 0.003 0.001 0.171 2.451 0.020
Istihdam Artisi -0.014 0.010 -0.071 -1.434 0.161
ilkokul Bitirenler
0.018 0.004 0.333 4.454 0.000
(%)
Ithalat/GSMH 0.023 0.002 0.651 10.710 0.000
3 (Constant) 16.313 0.184 88.745 0.000
(R2 =0.93) Ozel_SSY / GSMH 0.026 0.008 0.163 3.146 0.004
Enflasyon Orani 0.002 0.001 0.158 2.403 0.022
Istihdam Artisi -0.018 0.009 -0.086 -1.847 0.074
ilkokul Bitirenler
0.018 0.004 0.326 4.590 0.000
(%)
(Ihracat + Ithalat) /
GSMH 0.015 0.001 0.660 11.430 0.000
Tablo 14. Sermaye Yatırımlarının Büyümeye Etkisini Ölçen Modelin Değişken Katsayıları
Standard Olmayan
Katsayılar Standard Katsayılar
Modeller B Std. Hata Beta T P Değeri
1 (Constant) 16.264 0.181 89.994 0.000
(R2 =0.93) Ozel_SSY / GSMH 0.031 0.008 0.193 3.759 0.001
Enflasyon Orani 0.002 0.001 0.128 1.999 0.054
Ihracat / GSMH 0.037 0.003 0.659 11.575 0.000
Istihdam Artisi -0.023 0.009 -0.111 -2.389 0.023
ilkokul Bitirenler
0.018 0.004 0.333 4.765 0.000
(%)
2 (Constant) 16.824 0.187 90.156 0.000
(R2 =0.92) Enflasyon Orani 0.002 0.001 0.152 2.057 0.048
Istihdam Artisi -0.026 0.011 -0.126 -2.377 0.024
ilkokul Bitirenler
0.023 0.005 0.432 4.819 0.000
(%)
Ihracat / GSMH 0.029 0.005 0.519 6.069 0.000
kamu SSY / GSMH -0.040 0.020 -0.142 -2.025 0.051
3 (Constant) 16.129 0.236 68.486 0.000
(R2 =0.93) Enflasyon Orani 0.003 0.001 0.174 2.666 0.012
Istihdam Artisi -0.020 0.010 -0.100 -2.014 0.052
ilkokul Bitirenler
0.014 0.004 0.267 3.384 0.002
(%)
Ihracat / GSMH 0.042 0.004 0.750 10.520 0.000
Toplam SSY /
0.031 0.010 0.188 2.994 0.005
GSMH
1968 ile 1972 arasında iĢgücünün toplam milli gelirden payı yüzde 36
ile yüzde 38 arasında seyrederken, 1973-1979 arasında iĢgücünün
milli gelir payı yüzde 40‟lara yükselmiĢtir. 1980 sonrasında uygulanan
istikrar programı ile iĢgücü ücretlerinde yaĢanan reel kayıp, iĢgücünün
milli gelir payını önce düĢürmüĢ, ancak 1993‟e geldiğinde yüzde 56
seviyesine yükselmiĢtir. ĠĢgücünün milli gelirden aldığı pay 1990‟larda
yükselmesine rağmen, GÜ‟lerde yüzde 70‟lerde seyreden oranın
gerisinde kalmıĢtır.
KAYNAKÇA
ABRAMOVITZ, MOSES
"1956" "Resource and Output Trends in the U. S. Since 1870".
American Economic Review, XXXXVI 2: 5-23.
ACEMOGLU, DARON
"2000" "Technical Change Inequality, and the Labor Market".
NBER Working Paper Series,July, no.7800.
ACEMOĞLU, DARON , SIMON JOHNSON ve JAMES A. ROBINSON
"2002" "Reversal of Fortune: Geography and Institutions in the Making of the
Modern World Income Distribution".
Quarterly Journal of Economics, 118,1231-1294.
ACEMOĞLU, DARON, SIMON JOHNSON ve JAMES ROBINSON
"2004" "Institutions as the Fundamental Cause of Long-Run Growth".
NBER Working Paper, No. 1048.
ACEMOĞLU, DARON ve baĢk.
"2003" "Institutional Causes, Macroeconomic Symptoms: Volatility, Crises
and Growth".
Journal of Monetary Economics, 50,1: 49-123
ALCALA, F. ve A. CICCONE
"2004" "Trade and Productivity".
Quarterly Journal of Economics, 119,2: 613-646.
AUTOR, DAVID;, LAWRENCE F.; KATZ ve ALAN B KRUEGER
"1998" "Computing Inequality: Have Computers Changed the Labor Market?"
Quarterly Journal of Economics,November 1998.
AYDOGUS, OSMAN
"1993" "Turkiye Imalat Sanayiinde Ithal Ikamesi, Ihracat Artisi ve Toplam
Faktor Verimliligi Iliskileri:1971-1988".
ODTU Gelisme Dergisi, 20(4): 453-473.
AYRES, ROBERT U. ve BENJAMIN WARR
"2005" "Accounting for Growth: the Role of Physical Work".
Structural Change and Economic Dynamics, 16: 181–209
AZARIADIS, C. ve A. DRAZEN
"1990" "Threshold Externalities in Economic Development".
Quarterly Journal of Economics, 105,2: 501-526.
BAHMANI-OSKOOEE, MOHSEN ve ILKER DOMAC
"1995" "Export Growth and Economic Growth in Turkey: Evidence from
cointegration analysis".
METU Studies In Development, 22(1): 67-77.
BARDHAN, P
2000. The Nature of Institutional Impediments to Economic Development. . In
M. O. a. S. Kahkonen (Ed.), A Not-so-dismal Science: Oxford, OUP.
BARKAI, HAIM
195
DENISON, EDWARD F.
"1962" "Education, Economic Growth, and Gaps in Information".
The Journal of Political Economy, LXX,5: 124-128.
DENISON, EDWARD F.
"1964" "Capital Theory and the Rate of Return".
The American Economic Review, LIV, 5 721-725.
DENISON, EDWARD F.
"1967" "Sources of Postwar Growth in Nine Western Countries".
The American Economic Review, XVII,2: 325-332.
DENISON, EDWARD F.
"1968" "Embodied Technical Change and Productivity in the United States
1929-1958".
The Review of Economics and Statistics, L, 2: 291.
DENISON, EDWARD F.
"1969" "The Contribution of Education to the Quality of Labor: Comment".
The American Economic Review, LIX,5: 935-943.
DENISON, EDWARD F.
1974. Accounting For United States Economic Growth 1929-1969.
Washington, D.C.: The Brookings Institution.
DENISON, EDWARD F.
1979. Accounting for Slower Economic Growth. Washington, D.C.: The
Brookings Institution.
DENISON, EDWARD F.
"1980" "A General View of Capital Formation and Economic Growth The
Contribution of Capital to Economic Growth".
The American Economic Review, LXX, 2: 220-224.
DENISON, EDWARD F.
"1983" "The Interruption of Productivity Growth in the United States".
The Economic Journal, XCIII,369: 56-77.
DENISON, EDWARD F.
1985. Trends in American Economic Growth, 1929-1982. Washington, D.C.:
The Brookings Institution.
DOLLAR, D. ve A. KRAAY
"2003" "Institutions, Trade and Growth: Revisiting the Evidence".
Journal of Monetary Economics, 50,1: 133-162.
DOMAR, EVSEY D.
"1946" "Capital Expansion, Rate of Growth, and Employment".
Econometrica, XIV,2: 137-147.
EASTERLY, W. ve R. LEVINE
"1997" "Africa's Growth Tragedy: Policies and Ethnic Divisions".
Quarterly Journal of Economics, 112,4: 1203-1250.
EHRLICH, ISAAC ve FRANCIS LUI
199
UYGUR, ERCAN.
1990. Policy, Productivity, Growth and Employment in Turkey 960-1989 and
Prospects for the 1990s (MIES Special Topic Study). Geneva:
International Labor Organization.
UYGUR, ERCAN.
1991. Policy, Productivity, Growth and Employment in Turkey 960-1989 and
Prospects for the 1990s (MIES Special Topic Study). Geneva:
International Labor Organization.
UYGUR, ERCAN.
1993. Liberalization and Economic Performance in Turkey. Paper presented
at the United Nations Conference on the Trade and Development,
Discussion Paper.
VENTURE, JAUME.
2005. A Global View of Economic Growth. In P. A. a. S. N. Durlauf (Ed.),
Handbook of Economic Growth (Vol. 1B): Elsevier
VOYVODA, EBRU ve A. ERINÇ YELDAN
"2001" "Patterns of Productivity Growth and the Wage Cycle in Turkish
Manufacturing".
International Review of Applied Economics XV,4: 375-396.
VOYVODA, EBRU ve A. ERINÇ YELDAN
"2005" "IMF Programmes, Fiscal Policy and Growth: Investigation of
Macroeconomic Alternatives in an OLG Model of Growth for Turkey".
Comparative Economic Studies 47: 41–79
VOYVODA, EBRU ve ERINÇ YELDAN.
"2006" Macroeconomics of Twin-Targeting in Turkey: A General Equilibrium
Analysis. 15 Kasım 2007, tarihinde
http://www.bilkent.edu.tr/~yeldane/econmodel/Voyvoda&Yeldan_AltIT-
Turkey_2006.pdf sitesinden alınmıştır.
WEINHOLD, DIANA ve JAMES E. RAUCH
"1999" "Openness, Specialization, and Productivity Growth in less
Developed Countries".
The Canadian Journal of Economics, XXXII,4.
WOODHALL, M. (Ed.).
1995. International Encyclopedia of Economics of Education (Second ed.):
Pergamon.
YALÇIN, CĠHAN.
2000. Price-Cost Margins And Trade Liberalization In Turkish Manufacturing
Industry: A Panel Data Analysis: TC Merkez Bankasi.
YENTÜRK, NURHAN
"1996" "Impacts of Capital Inflows on Saving and Investment: a Comparison
of Turkey and Latin American Countries".
METU Studies In Development, XXIII,1: 151-169.
YILDIRIM, ERHAN
208
EKLER
KAYNAK:DPT,DİE
216
1970 A 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100
B 63 49 97 78 94 98 96 96 79 89 83
C 37 51 3 22 6 2 4 4 21 11 17
1975 A 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100
B 65 53 99 83 89 99 94 96 76 85 73
C 35 47 1 17 11 1 6 4 24 15 27
1980 A 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100
B 64 47 99 85 94 99 95 95 74 85 76
C 36 53 1 15 6 1 5 5 26 15 24
1985 A 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100
B 64 47 99 85 95 99 94 95 75 84 88
C 36 53 1 15 5 1 6 5 25 16 12
1990 A 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100
B 65 45 99 80 93 99 93 95 72 83 86
C 35 55 1 20 7 1 7 5 28 17 14
2000 (1) A 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100
B 64 47 99 85 95 99 94 95 75 84 88
C 36 53 1 15 5 1 6 5 25 16 12
2005 A 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100
B 74 55 98 80 93 98 87 94 73 71
C 26 45 3 20 8 2 13 6 27 29
KAYNAK: DPT, DİE
(1) 12 ve daha yukarı yaĢtaki nüfus
219
ÖZET
Anahtar Sözcükler
1. Ekonomik Büyüme
2. Büyüme Modelleri
3. Büyüme Kaynakları
ABSTRACT
most import factor behind economic growth following the capital investment.
Fifth, the total factor productivity(TFP) found to be overestimated when the
impact of education was not included in the model. The contribution of TFP
to the GNP growth was 0.95 percent before 1980 and 1.61 percent after
1980. Although, the TFP increased with open economy policy, it was still low
when compared to the developed countries. Sixth, the findings from the
growth regression model overlaps with that of Solow growth accounting
model. Both models indicate that the increase in education level and private
fixed capital investment had positive impact on the economic growth. They
also show that the total factor productivity increased with the changing policy
toward an open economy after 1980.
Key Words
1. Economic Growth
2. Growth Models
3. Sources of Growth