You are on page 1of 50

EKLEM VE BAĞ DOKU

HASTALIKLARI VE
HEMŞİRELİK BAKIMI

1
Tendeon, ligament, kıkırdak, kemik
periost, kan damarlarının dış tabakası ve
cildin dermis tabakası, özel yapıda bağ
dokusu içerir.

2
Bağ dokuları hücre yapısına göre 3
grupta toplanır:
• Fibröz bağ dokusu
• Kıkırdak bağ dokusu
• Kemik dokusu

Özel yapıdaki bağ dokuları, kan


damarlarının dış tabakası kemik periostu,
tendon, ligament, kıkırdak ve cildin dermis
tabakasıdır.
3
Bağ dokusunun yapısında elastin,
retikülin ve kolajen gibi 3 tip fibriller protein
bulunur.

Vücutta en çok kolajen tipi bağ dokusu


bulunur.

4
Romatizmal hastalıklarda en çok eklemin
kıkırdak bölümü etkilenmektedir.

Kıkırdak, bağ dokusunun sertleşmiş


şeklidir. Eklem çevresinde, burun, kulak ve
larinkste bulunur.

5
Eklemler:
İskeletin değişik kemikleri arasındaki
fonksiyonel bağlantıya eklem denir. Tam
hareketli eklemlerde eklem yüzleri
birbirinden tamamen ayrılmıştır. Karşılıklı
birleşmeyi kolaylaştırmak için eklemi
oluşturan kemiklerin eklem yüzleri
genişlemiş, kıkırdak ile kaplanmış ve
dıştan fibröz dokudan yapılmış bir kapsülle
sarılmıştır.

6
Bu kapsülün iç tabakası sinovyal dokudan
oluşur. Sinovyal membran eklem yüzlerini
kayganlaştırıcı bir sıvı salgılar. Normal
sinovyal sıvı berrak, açık sarı, akıcı ve
pıhtılaşmayan bir özelliğe sahiptir.
Polisakkarit içerir.

7
8
Normalde çok az miktarda bulunur. İnsan
dizinde 1-4 mm3 kadardır. Daha küçük
eklemlerde miktarı daha azdır. Sinovyal
sıvı artiküler kartilajlar için besin
kaynağıdır. Sinovyal membranın
subsinovyal tabakalardaki damar
pleksüsünden zengin bir beslenmesi
vardır. Kapiller damarlar eklem içi
boşluğun yüzeyinde yaygındır.

9
Sinovyal zarda kan damarları yanında bol
miktarda lenfatik damarlar ve sinir lifleri
vardır. Bu sinirler çevre dokuların hareket
ve pozisyonlarına karşı duyarlıdır.
Ligament, kapsül ve damarın advensiya
tabakasındaki sert uçlu sinirler özellikle
gerilme ve büyümeye duyarlıdır.

10
Sinovyal sıvıda bulunan diğer maddeler,
plazmada bulunan yapılardır. Sinovyal
sıvıda en fazla bulunan hücreler
polimorfonükleer hücrelerdir. Patolojik
olaylarda sinovyal sıvıdaki hücre miktarı
değişir. Bu ise hastalıkların
tanılanmasında önemlidir.

11
Bir eklemin tam hareketli olabilmesi için
mutlaka bulunması gereken yapılar vardır.
Bunlar:
• Eklem boşluğu
• Eklem yüzü kıkırdağı
• Eklem kapsülü
• Eklem bağları (ligamentler)
• Eklem sıvısı

12
Ayrıca, eklem yüzlerinin şekli birbirine
uymayan eklemlerde bazı yapılar bulunur.
(Örneğin; diz ekleminde menisküs, çene
ekleminde diskus artikülaris vardır.
Menisküsler iki adet yarım ay şeklinde
fibröz kıkırdaktan yapılmış oluşumlardır.
Birbirine uymayan eklem yüzlerinin
uyumunu dolayısıyla hareketin daha
düzenli yapılmasını sağlar.)

13
Eklem yüzlerinin birbirinden uzaklaşarak
normal pozisyonlarının bozulmasına çıkık
denir.

Eklemin normal pozisyonunun


korunmasında ve hareketin amaca uygun
bir biçimde yapılabilmesinde, eklem
yüzlerinin birbirine sıkıca temas etmesinin
önemi büyüktür. Bu teması sağlayan ya da
eklemin çıkmasını engelleyen bazı faktörler
vardır. Bunlar; eklem boşluğunda negatif
basınç, eklem kapsülü ve eklem bağlarıdır.
14
Bu oluşumlar eklemin hareketlerine ve
eklemin karşılaştığı kuvvete orantılı olarak
gelişme gösterir. Eklemi saran kas ve
kirişler:harekette aktif rol oynayan iskelet
kasları, kontraksiyon yaptıklarında eklemi
oluşturan kemikleri hem hareket ettirir hem
de birbirne yaklaştırmak suretiyle eklemin
pozisyonunun korunmasında yardımcı
olur.

15
Ayrıca eklem yüzlerinin şekli de örneğin
konveks eklem yzü, konkav eklem yüzüne
girerek bazı yönlerdeki çıkıkları önler. (ör,
ayak bileği)

16
Eklemlerin 4 tip temel hareketi vardır:
• Fleksiyon
• Abdüksiyon
• Ekstansiyon
• Addüksiyon

Romatizmal hastalıklarda enflamasyon


süreci sonucunda bu hareketlerde çeşitli
kısıtlamalar olabilmektedir.

17
Romatizmal Hastalıklar

Dünyanın her tarafında yaygın olarak


görülmektedir. Bir çok insan romatoid artrit
ya da romatizmal hastalıklar olarak
tanımlanan bağ doku hastalıklarıyla birlikte
yaşamını sürdürmektedir.

18
Bağ dokusu vücutta en bol görülen
doku türüdür ve gevşek bağ dokusu, sert
bağ dokusu ve elastik bağ dokusu,
hematopoietik doku ve kuvvetli bağ
dokusu şeklinde bulunur. Bağ dokusunun
öncelikli fonksiyonu, hücreleri, organları ve
dokuları bir arada tutmak, ısı sağlamak,
mekanik harekette kolaylık sağlamaktır.

19
Bağ dokusu kollajen, elastin, fibrilin ve bir
seri proteoglikan ve fonksiyonu tam olarak
anlaşılamamış elemanlardan oluşur.
Kemik, deri, kıkırdak gibi farklı dokulardaki
bağ dokusunun yapı elemanlerı o dokuya
özgü olmak üzere farklıdır. Bağ dokusunda
önemli bi bozukluk olduğunda, kollajen
içindeki protein komponenti bozulur ya da
yıkıma uğrar.

20
En yaygın bozukluklar; osteoartrit,
osteoporoz, gut, romatoid artrit, sistemik
lupus eritematozus (SLA), skleroderma,
ankilozan spondilittir. Daha az sıklıkla
görülen romatik sendrom, bağ dokusu
neoplazmaları ve eklem dışı
bozukluklardır.

21
Patofizyoloji
Enflamasyon ve dejenerasyonla seyreden
romatizmal hastalıklar en çok eklemi
etkiler. Romatizmal hastalık bir eklemde
başlayıp bir ya da birçok sistemde
bozukluklara neden olur. Enflamasyon
eklemlerde sinovit şeklinde görülür.
Enflamatuar romatizmal hastalıklarda
primer süre, bir immün yanıt sonucu
enflamasyondur.

22
Dejenerasyon sekonder süreçtir.
Panusun (prolifere olan yen sinovyal
dokunun eklem aralığına ilerleyerek
oluşturduğu yeni yapılar) etkisi ile olur.

23
Dejeneratif romatizmal hastalıklarda bu
durumun aksine, enflamasyon süreci
sekonder süreç olarak oluşur. Genellikle
sinovit daha hafiftir, genelde ilerlemiş
hastalıklarda görülür ve reaktif süreci ifade
eder.

24
Enflamasyon süreci

Enflamasyon sürecinde hasar verici


(fiziksel, kimyasal, yabancı bir protein veya
antijen gibi) bir uyaran vardır.

25
Romatoid artritis, SLP, polimiyozitis,
skleroderme gibi otoimmün hastalıklarda
vücudun immün sistemi, vücudun kendi
proteinlerini kabul etmez, onlara yabancı
gibi davranır.

26
Bu durum da antikorlrın oluşmasına
neden olur. Antikor antijenle birleşerek
komplemanla reaksiyona giren immün,
kompleksi oluşturur.

27
Kompleman, enflamasyon sürecini uyaran
bir seri proteindir. İmmün kompleks
oluştuktan sonra damar duvarında birikir
ve kompleman sistemi aktive olur.

28
Bu da vücuda zararlı olan maddelerin
dışarı atılması ilerini yürüten, hücreyi
tahrip eden enzimlerin açığa çıkmasına
neden olur. Bu enzimlerin açığa çıkması
sonucunda dokularda hasar görülür.

29
Enflamasyon belirtileri; kırmızılık, sıcaklık,
ağrı ve şişmedir. Bu belirtilerin
görülmesinin nedeni, enflamasyon
yerindeki damarların permeabilitesinin ve
kan akımının artmasıdır. Kırmızılık ve
sıcaklık kan akımının artması sonucu olur.

30
Şişme ise damar permeabilitesinin
artması sonucu çevre dokulara sıvı
sızması ile gelişir. Şişmenin neden olduğu
basınç da ağrıyı oluşturur.

31
Enflamasyon sürecinin başladığı yere
göre değişik reaksiyonlar oluşabilir.

32
Enflamasyon sonucu akciğerlerde
solunum güçlüğü ya da göğüs ağrısına
neden olan sıvı toplanabilir. Böbrek
fonksiyonları bozulabilir ve idrara eritrosit
ve protein çıkmasına neden olabilir.
Böbrek fonksiyonlarındaki bozulmaya
bağlı kan basıncı yükselebilir. Eklemlerde
sinovyal sıvı artışı nedeniyle şime,
kızarıklık ve sıcaklık olabilir.

33
Enflamasyon sürecinin diğer soucu da
kalıcı doku harabiyetine veya skarlara
neden olmasıdır. (özellikle kronik
enflamasyonlarda)

34
İmmobilizasyon da eklemlerde dejenaratif
değişikliklere neden olan diğer bir
faktördür. Kıkırdak dejenarsyonunun
nedeni, hareket ile eklem başlarının
kayganlığını sağlayan sıvının
pompalanmasının, immobilite nedeni ile
olmamasıdır.

35
İmmobilizasyon sonrası 3 hafta içinde
hareketlenme olursa eklemlerde düzelme
görülür. Ancak koşma vb sert hareketler
atrofiyi eski haline döndürür. O nednele
kıkırdak yaralanmasını önlemek için yavaş
ve giderek artırılan range of motion (ROM)
egzersizlerinin yapılması önerilmektedir.

36
Belirti ve bulgular
Ağrı:Romatizmal hastalıklarda ağrı, en sık
görülen ve hastayı tıbbi yardım arayışına
yönelten önemli bir semptomdur. Ağrı ya
eklem bölgesinde ya da yayıldığı distal
bölgede hissedilir. Eğer ağrı kemik ya da
periost tan kaynaklanıyorsa ağrı aynı
bölgede hissedilir, çevreye yayılmaz.

37
Sabah tutukluğu/sertliği: süresi hastalık
aktivitesinin göstergesidir. En belirgin
özelliği sabah kalkınca hissedilir. Etkilenen
bölgenin istirahati ile bir biktar azalır.
Şişme: Eklemlerde sıvı artışı nedeniyle olur.
Sıcaklık: Enflamasyonun en önemli kardinal
belirtidir.
Hassasiyet: Yeri hastanın sorununun
belirlenmesinde önemli bir göstergedir.

38
Hareket kısıtlılığı: Snovitler genellikle bir
çok ya da tüm eklemlerin hareketlerini
kısıtlar. Hastanın aktif ve pasif hareketleri,
her iki taraf karşılaştırılarak değerlendirilir.

39
Hareket ile oluşan ağrının şekli tanıda çok
önemlidir. Örneğin; ROM boyunca ağrı
aynı ise hastada kas, tendon, motor
problem olduğunu düşündürür. O nedenle
hastalara hissettikleri ağrının yerini,
devamlılığını iyi tanımlamalarının önemi
anlatılmalıdır.

40
Tanı işlemler ve değerlendirme

Genel sağlık öyküsü alınır.


Hastalığın nasıl başladığı ve nasıl geliştiği,
aile öyküsü ve hastalığa neden olabilecek
faktörler araştırılır. Hastanın fiziksel
değerlendirilmesi yapılır. Hastanın
aktivitelerinin nasıl etkilendiği araştırılır.
Önceleri rahatlıkla yapabildiği şimdi
yapamadığı aktiviteler sorulur. Deride
döküntü, romatoid nodüller araştırılır.
41
Hijyen durumu, üretrit, dizüri,baş ağrısı,
anormal refleks şekli,ekstremitelerde
parestezi,eklemlerde kızarıklık, şişlik,
sıcaklık, hassasiyet,deformite ve
eklemlerin hareketleri gözlenir ve
değerlendirilir. Bazı tanı testleri hastalığın
seyri hakkında bilgi verir.Örneğin; eritrosit
kan sedimentasyon hızı, enflamasyon,
aktivitesi hakkında bilgi verir.

42
• Lateks fiksasyon testi koyun eritrositleri
aglütinasyon testi,romatoid artritli
hastaların üçte ikisinde pozitif
görülmektedir.Serumda romatoid faktör
(RF) antikoru vardır.RF organizmanın
immün yanıtı olarak gamma globuline
karşı yapılan antikordur ve romatoid artritli
hastaların %85’inin serumunda pozitiftir.
• İmmünglobulin elektroforezi
yapılır.Otoümmün bozukluğu olan
bireylerde düzeyi artar.
43
C. Reaktif Protein Testi enflamasyon
olduğunda yükselir.Elde edilebilirse
sinovyal sıvı analizi yapılır,enflamasyonda
lökosit artar. Radyografi ile eklem
aralığının daralması, marjinal erozyonlar
değerlendirilir. Göğüs grafisi,her
romatizmal hastalığı olan hastada
çekilmektedir.

44
Tedavi
Romatizmal hastalıkların
tedavisi,hastanın da dahil olduğu bir ekip
işidir.Hastaya tedavinin amacı,tedavi
programı hakkında bilgi
verilir,sorumlulukları açıklanır.Tedavinin
amacı; enflamasyonu ve otoimmün yanıtı
baskılamak,eklemleri korumak,hareketleri
kolaylaştırmak için ağrıyı kontrol altına
almak,eklem mobilitesini
geliştirmek,hastanın,hastalık süreci ile ilgili
bilgilendirilmesi ve tedavi planını yeterli
biçimde uygulayabilmesidir.
45
İlaç tedavisi

Analjezik ve enflamatuar tedavi salisilatlar


ve diğer antienflamatuar ilaçlar, aspirin 4-
6g/gün, oral Naproksen 750-1000mg/gün
vb Kortikosteroidler, prednisolon 5-10
mg/gün oral. Deltakoetil tablet 5mg ya da
prednol tablet 4-16 mg

46
Bu ilaçlar hastalığın ağırlığına göre tek ya
da çeşitli kombinasyonlar halinde erken
dönemlerden itibaren kullanılmaktadır.
Altın tuzları (Auro Detoxin, Tauredon)
toksik etkileri nedeniyle periyodik olarak
tam kan sayımı ve idrar analizi yapılarak
verilir. Hasta güneşe çıkmaması
konusunda uyarılmaktadır. Sitostatik ilaçlar
vaskülit ya da sistemik tutulum olduğunda
ya da dirençli olgularda kullanılmaktadır.

47
Fizik tedavi

Analjezik etkisinin yanı sıra, hastanın


rahatlaması, şekil bozuklarının giderilmesi
ve olası komplikasyonların önlenmesinde
son derece önemlidir.

48
İstirahat
Eklem fonksiyonlarınının korunması ve
deformitelerin önlenmesinde son derece
yararlıdır.

Egzersiz ve aktivite
Bir çok romatizmal hastalıkları uzun
süreli devam eden bir hastalık olduğundan
mümkün olduğu zaman eklemlerin
mobilitesini ve fonksiyonel durumunun
iyileştirilmesi çok önemlidir.
49
Bunun için bireysel egzersiz programı
yapılır. Egzersiz yapılırken hastalığın seyri
ve tedavi programı dikkate alınarak
planlanır.

50

You might also like