You are on page 1of 64

Mineraller

Öğretim Görevlisi Emre Batuhan


Kenger
Mineraller
• Mineral maddeler karbon, hidrojen, oksijen ve
nitrojen içermeyen temel maddelerdir.
• İnsan vücudunun yaklaşık %4-5’ i minerallerden
oluşmuştur.
• Bunun yarıya yakını Ca, ¼’ü fosfordur.
Mineraller
• Mineraller temel besin ögelerinden birisidir. Vücudumuz
üretemediği için dışardan gıdalarla alınması zorunludur.
• Düzenleyici ve yapısal görevleri vardır. Enerji kaynağı
olarak kullanılmazlar.
• Çeşitli hayvanal ve bitkisel dokularda değişik oranlarda
bulunurlar.
Mineraller
• Bu dokular yüksek sıcaklıktaki fırında 650 ºC ‘ye kadar
ısıtılırsa organik ögeler yanıp karbondioksit ve su
oluşturur. Geriye kalan beyaz öge minerallerdir. Buna
kül denir.
• Saflaştırılmış yiyeceklerde örneğin; şeker, yağ,
nişastada mineraller çok azdır.
Mineraller
• Minerallerin vücut çalışmasında önemli
işlevleri vardır.

• Bazıları kemik ve diş gibi sert dokuların yapı


taşıdırlar.
Makro mineraller
• Kalsiyum, Magnezyum, Klor, Sodyum, Potasyum, Fosfor ve
Kükürttür.
• Vücut ağırlığının %0,01 düzeyinden daha fazla bulunurlar.
• Günde 100mg’dan daha fazla alınmalıdırlar.
• Hem yapısal hem düzenleyici fonksiyonları vardır.
Mikro mineraller
• Demir, çinko, bakır, selenyum, flor, iyot ve mangandır.
• Vücut ağırlığının %0,01’den daha az miktarda bulunurlar.
• Günde 50 mg daha az alınması yeterlidir.
• Vücuttaki miktarları çok az olmaları nedeniyle öncelikle
düzenleyici bir fonksiyona sahiptirler.
Vücut sıvılarının elektrolit dengesi ve
mineraller
• Hücre içi ve hücre dışı sıvının dengede tutulabilmesinde bu
sıvıların madensel iyon yoğunluğu önem taşır. Bunlara
elektrolit denir.
• Su içinde bunlar elektrik yükü taşıdıklarından anyon ya da
katyon şeklinde belirlenirler.
• Elektrolitlerin başında sodyum ve potasyum gelir.
Vücut sıvılarının elektrolit dengesi ve
mineraller
• Hücre içinde potasyum ve sülfat iyonları
• Hücre dışında sodyum ve klor vardır.
• Artı ve eksi iyonlar yönünden bütün sıvılar dengededir.
• Hücre zarının her iki yanındaki madensel tuzları eşit
yoğunlukta tutmak için suyun hücre içine giriş ve çıkışını
ayarlayan kuvvet ‘osmatik basınç’tır.
Vücut sıvılarının elektrolit dengesi ve
mineraller
• Olağan dışı su kaybı, madensel tuzların da kaybına yol
açar.
• Bazı durumlarda, özellikle böbrek bozukluklarında fazla
su kaybı yanında tuz kaybı olmayabilir. Bu durumda
dokuyu saran sıvının elektrolit yoğunluğu artar.
Asit – baz dengesi ve mineraller
• Hücre çalışması nötr ortamda olur.
• Bu nedenle vücut sıvılarının nötr ortamda
tutulması için denetim mekanizmaları vardır.
• Örneğin; prtlerin tampon özelliğinin olması.
Sıvılardaki prtler sıvının asit veya alkali durum
almasında tampon görevi yapar.
Asit – baz dengesi ve mineraller
• Asit-baz dengesinin denetiminde mineral iyonların da görevleri
vardır.
• Minerallerden bazıları asit, bazıları da baz oluşturma
özelliğindedirler. Bunlar birbirleri ile birleşerek tuz yaparlar ve
vücut sıvısının nötr ortamda kalmasına yardımcı olurlar.
• Asit oluşturan mineraller: kükürt, fosfor ve klordur.
• Baz oluşturan mineraller: sodyum, potasyum, kalsiyum,
magnezyum, demirdir.
Asit – baz dengesi ve mineraller
• Diyetin asit veya baz oluşturan yiyeceklerden zengin
oluşu kanın nötr durumda kalmasını fazla etkilemez.
• Diyette çok fazla asit veya baz oluşturan yiyecek bulunsa
bile kanın asit veya alkaliye dönüşmesine yol açmaz.
Bunun nedeni vücudun kendi kendini korumasındadır.
Vücudunun kendini koruma sistemi
• 1. Proteinler, fosfatlar ve karbonatlar tampon görevi
yaptıklarından kanın asit veya alkaliye dönüşmesini
önlerler.
• 2. Metabolizma sonucu oluşan karbondioksit, karbonik
asit haline gelip vücuda fazla alınan sodyum, potasyum
ve benzeri elementlerle birleşerek tuz yapar. Böylece
kanın fazla alkaliye dönüşmesi önlenir.
Vücudunun kendini koruma sistemi
• 3. Vücutta metabolizma sonucu oluşan amonyak
fazla asidi bağlayarak kanın aside dönüşmesini
önler. Normal durumlarda bu tip korunma
mekanizması ile kanın nötr ortamı sürdürülür.
Makro mineraller
kalsiyum
• Vücut ağırlığının yaklaşık %2’sini oluşturmaktadır.
• Vücuttaki kalsiyumun yaklaşık %99’u dişlerde ve kemiklerde
bulunur.
• Kemiklerin mineral içeriği veya yoğunluğu 25 ve 30
yaşlarına kadar devam etmektedir.
• Kanın normal kalsiyum düzeyi 8,8-10,8 g/dl
Kalsiyumun işlevleri
• Kemik ve dişlerin gelişimi ve sağlığının korunması
• Kanın pıhtılaşmasında rol alır. ( fibrinojenin fibrine
dönüşmesi)
• Hücre membranının taşıma işlevinde etkindir. (
membran stabilizörü olarak etkindir)
• Sinir iletimi ve kalp atımının denetimi için gereklidir.
Kalsiyumun sindirim,emilim ve metabolizması
• Oksalat, fitat gibi ögeler kalsiyumla birleşerek suda
erimeyen tuzlar yaparlar.
• Yağların, kısa ve orta zincirli yağ asitlerinden zengin
olması kalsiyumun emilmesini kolaylaştırır.
• Normal diyetlerde normal koşullarda alınan Ca %20-
40’ının emilmektedir.
Kalsiyumun sindirim,emilim ve
metabolizması
• Böbrekte vitamin D’nin hidroksilayonu ile oluşan 1,25
dihidroksi vitamin D, Ca bağlayan proteinin sentezini
uyararak Ca emilimini artırır.
• Ca İB emilmesi ve vücutta birikmesi bireyin
gereksinmesine göre değişir.
• Kemik Ca’u kan Ca’unun dengede tutulmasını sağlar.
Kalsiyum homeostazı
• Ca ihtiyaç duyulduğunda D vitamini yardımıyla barsaklardan
Ca geri emilimi artırılmakadır.
• Paratriod hormonu yardımıyla böbreklerden Ca tutulumu
artmaktadır.
• Paratiroid hormonu kemiklerdeki osteoklast hücrelerini
aktive ederek kemiklerden kana Ca salınımını artırmaktadır.
Kalsiyumun gereksinmesi
• 0-6 ay 210 mg
• 7-12 ay 270 mg
• 1-3 yaş 500 mg
• 4-8 yaş 800 mg
• 9-18 yaş 1300 mg
• 19-50 yaş 1000 mg
• 51 yaş üstü 1200 mg
• Gebelik ve emziklilikte günlük ek 300 mg
Kalsiyum eksikliği
• Raşitizm
• Osteomalasiya
• Osteoporosiz
• Dolaylı olarak
• HT
• KVH
Kalsiyum yetersizliği riskleri
• Risk yaşla beraber artar

• Uzun vadede düşük Ca alımıyla artar

• Kadınlarda risk erkeklerden daha fazladır

• Hareketsiz yaşamda risk fazladır


Kalsiyum yetersizliği riskleri
• Sigara ve alkol tüketimi kemiklerdeki Ca ve diğer
minerallerin kaybını hızlandırır
• İşlenmiş hazır gıdalardan ve kahveden alınan
yüksek orandaki Na kemiklerdeki mineral kaybını
hızlandırır.
Kalsiyumun kaynakları
• En iyi kaynakları;
• Süt
• Yoğurt
• Peynir
• İyi kaynakları; Pekmez, Susam, Fındık, Fıstık, Yeşil yapraklı
sebzeler, kuru baklagiller
Sodyum ve potasyum
• Vücut sıvılarının ozmatik basıncı ve asit-baz dengesi için
gereklidir.
• Kanda potasyum çoğunlukla kırmızı kan hücrelerinde,
sodyum ise plazmada bulunur.
• Bu elementlerin tuzları suda kolay erir ve iyonize olurlar.
Sodyum ve potasyum fonksiyonları
• Osmotik basıncın dengelenmesi
• Sinirsel uyarıların taşınmasında, sinir ve
kasların uyarılmasında rol alırlar.
• Sodyum-potasyum homeostazı böbrekler
tarafından yürütülür.
Sodyum ve potasyum
• Östojen hormonu da Na ve su atımını azaltır. Aldosteronun yetersiz
salgılanmasında böbreklerden geri emilme olmadığından Na ve Cl
iyonlarının atımı artar ve K miktarında artış görülür. Bu bozukluğa
‘Adison Hastalığı’ denir.
• PEM, ishal, kusma ve diüretiklerin kullanılması böbreklerden K
atımını artırır.
• Her iki mineralinde biyoyararlılığı %60-80 arasındadır.
Sodyum ve potasyum fazlalığı-azlığı
• Na yetersizliği; kusma, zihni bulanıklık, kas yorgunluğu,
ağrılar ve solunum yetersizliği gibi belirtiler görülür.
• K yetersizliği; glikojen deposunun azalması ile kas
yorgunluğu, kalp artışında bozulma, adrenal hipertrofisi ve
solunum yetersizliği görülür.
• Vücutta fazla Na birikimi ödemlere yol açar.
Sodyum ve potasyum gereksinmesi ve
kaynakları
• Na: 2400mg ( 6 gr tuz )

• K: 3500mg

• Potasyum kaynakları: sebze ve meyveler,


kuruyemişler, sakatatlar,
Fosfor
• Kalsiyumdan sonra insan vücudunda en çok bulunan
mineraldir.
• Vücuttaki fosforun %80’i kalsiyum fosfat kristalleri
şeklinde kemik ve dişte, kalan hücrelerde ve hüvre
dışı sıvıda bulunur.
• Serumdaki inorganik fosfor düzeyi 3-4mg/100 ml’dir.
Fosforun işlevleri
• Kemik ve diş yapımında görev alır
• Nükleik asitlerin temel bileşenini oluşturur
• Fosfolipit olarak hücre zarının anahtar ögesidir
• Glikoz, fruktoz ve galaktoz enerji siklusuna
fosforlanarak girer
Fosfor emilimi
• Kalsiyum ve fosforun sütte olduğu gibi eşit miktarlarda
alınımı emilimi yükseltir
• Kalsiyumda olduğu gibi D vitamini emilimini kolaylaştırır
• Kalsiyumun emilimini kolaylaştıran ya da zorlaştıran
faktörler fosfor içinde söz konusudur.
• Özellikle alüminyum fosfor emilimini engeller.
Fosfor gereksinmesi
• Günlük alınan kalsiyum kadardır.
• 0-6 ay 210 mg
• 7-12 ay 270 mg
• 1-3 yaş 500 mg
• 4-8 yaş 800 mg
• 9-18 yaş 1300 mg
• 19-50 yaş 1000 mg
• 51 yaş üstü 1200 mg
• Gebelik ve emziklilikte günlük ek 300 mg
Fosforun kaynakları
• Genelde proteinden zengin besinler fosfordan da
zengindirler.
• En iyi kaynakları; et, tavuk, balık, yumurta, kuru
baklagiller, sert kabuklu meyveler, yağlı tohumlar,
süt ve türevleri
magnezyum
• Yetişkin bir insanın vücudunda ortalam 25 gr kadar Mg
vardır.
• Bunun yaklaşık %60’ı kemik ve dişlerde, %26’sı
kaslarda, kalanı ise yumuşak dokularda ve vücut
sıvılarında bulunur.
• Vücut sıvılarındaki Mg’un çoğunluğu hücre içi
sıvılarındadır.
Magnezyumun işlevleri
• Kemik ve dişlerin yapısında Ca ve P’la birlikte bulunur.
• Vücut sıvılarında osmotik basıncın ve asit-baz
dengesinin sağlanmasına yardımcı olur
• Metabolizmada 300 civarında enzimin çalışması için
gereklidir
magnezyum
• Emilim oranı ortalama %50’dir.
• Yüksek posa alımı emilimini azaltır
• Böbreklere giden Mg’un yaklaşık %65’i geri emilir.
• Yetersizliğinde idrarla atımı 20mg/gün altına
düşer.
Magnezyum gereksinmesi
• 14-18 yaş erkek 410 mg
• 14-18 yaş kız 360 mg
• 19-30 yaş erkek 400 mg
• 19-30 yaş kadın 310 mg
• 31 yaş üstü erkek 420 mg
• 31 yaş üstü kadın 320 mg
Magnezyum yetersizliği
• Büyümede gerileme, huzursuzluk, mental bozukluk,
kalsiyum yetersizliğindekine benzer sinir ve kas
çalışmasında bozukluklar
• Kan basıncında yükselme, kalpte ritim bozukluğu ve iskemi
• Osteoporoz riski artar
• İnsülin direnci artar
Magnezyum kaynakalrı
• Sert kabuklu meyveler

• Kuru baklagiller

• Yeşil yapraklı sebzeler

• Tam tahıl ürünleri


Mikro mineraller
demir
• Normal, yetişkin bir insan vücudunda ortalama 3-5 g kadar demir
bulunur. Bunun 2/3’ü kandadır.
• Kandaki demir çoğunluğu kırmız kan hücrelerinin rengini veren
hemoglobinin bileşimindedir. Kalanı KC, dalak ve kemik iliğinde
depo edilmiştir.
• Hemoglobin ve miyoglobin demir içeren hem molekülü ile prt
bileşenidir.
Demirin işlevleri
• Oksijen taşınmasında görevlidir
• Metabolizmada çeşitli tepkimeler sonucu açığa çıkan
hidrojenle oksijenin birleşmesini sağlar
• İlaç ve zararlı bileşiklerin suda çözünerek vücuttan atımı için
gereklidir.
• Bağışıklık sistemi ve bilişsel performans için gereklidir
İB’tan demirin emilimini etkileyen
faktörler
• Demir gereksinmesinin artması emilimi artırır
• Fitatlar, oksalatlar, tanenler demirle bağlanarak demirin
emilimini olumsuzlaştırırlar
• Fe indirgenmesine yardımcı olan etmenler emilimi
kolaylaştırır
• Diyet posasının çokluğu emilmeyi azaltır
İB’tan demirin emilimini etkileyen
faktörler
• Emilim bozuklukları hastalıkları emilmeyi azaltır
• Prtden yetersiz diyetlerde emilebilen Fe oranı düşer
• Al, Ca, Mg ve teneke Fe emilimini azaltır
• Yemekle birlikte polifenolleri içeren çay-kahve-kakao-
kola içilmesi emilimi azaltır
Demir Yetersizliği
• Anemi görülür.
– Güçsüzlük
– Halsizlik
– Yorgunluk
– Çabuk sinirlenme
Demirin gereksinmesi ve kaynakları
• Günlük alınması gerekli olan Fe miktarı erkeklerde 8, kadınlarda 18
mg.
• Bitkisel gıdalardaki demir hem olmayan demirdir ve %4-15’i
emilebilmektedir.
• Hayvansal kaynaklı besinlerin demirinin %40’ı hem demir olduğu
için emilim oranı %25-30’dur.
• Miktar ve emilme kolaylı yönünden en iyi kaynağı etlerdir.
İyot
• Yetişkin bir insanın vücudunda ortalama 20-30 mg
kadar iyod bulunmaktadır.
• Bunun %75’i tiroid bezinde, kalanı kan, süt salgılayan
meme bezi, mide mukozası ve diğer dokulardadır.
• İyod, tiroid bezinden salgılanan ‘triiodotironin(T3)’ ve
‘tiroksin( T4)’ hormonlarının bileşiminde bulunur.
İyot
• Yiyecek ve içeceklerle vücuda alınan iyod
İB’lardan kana emilir.

• Kana emilen iyodun ortalama %30’u tiroid bezi


tarafından alınarak ‘tiroglobulin’ olarak depolanır.
İyod yetersizliği
• Endemik guatr

• Kretinizm
İyod gereksinimi ve kaynakları
• Kg başına günlük en az 2 mikrogram iyod alınması
gereklidir
• 14 yaş ve üstü kadın erkek farketmeksizin 150
mcg alınmalıdır
• En iyi Kaynakları: Deniz ürünleri
Çinko
• Yetişkin insan vücudunda ortalama 2-3 g kadar
çinko bulunur.
• Bunun öenmli bir kısmı Kc, kemikler, epitel
dokular, pankreas ve böbreklerdedir.
• Kandaki çinkonun %75’i kan hücrelerindedir.
Çinkonun işlevleri
• Biyolojik işlevlerini; katalatik, yapısal ve
düzenleyici olarak üç gruba ayrılır.
• Yaklaştık100 enzimin aktivitesi için
kofaktördür.
• Gen ekspresyonunun regülasyonunda rol alır
• Hücre bölünnmesi
Çinkonun işlevleri
• Hücre çoğalması
• Hücrelerin farklılaşarak organların oluşumu
• Bilişsel işlev
• Sindirim sisteminin düzenli çalışması için
gereklidir.
Çinkonun yetersizliği
• Biyokimyasal göstergeleri;

• Plazma Zn düzeyi 70 mcg/dl altında, idrar Zn


150 mcg/gün altında,

• Saç çinkosu 80-100 mcg/g altında olmasıdır


Çinkonun kaynakları
• Yiyeceklerin çoğunda bulunur.
• Hayvansal kaynaklı yiyeceklerdeki çinkonun
emilimi bitkisel kaynaklılardan daha yüksektir.
• En iyi kaynakları; Kc, et, peynir, badem içi, ceviz,
kuru fasulye, buğday, bulgur, mantar
çinkonun gereksinmesi
• Yetişkinlerin günlük emilebilir çinko
gereksinmesi 3 mg civarındadır.

• Yetişkin erkek 11 mg

• Yetişkin kadın 8 mg
Selenyum
• Selenyum glutatyon peroksidaz enziminin bileşiminde yer alır.
• Bu enzim hidrojen peroksidi etkisizleştirerek lipitlerin
oksidasyonunun önlenmesinde etkindir.
• Selenyum vitamin E’nin yetersizliğinde oluşan bazı hastalıkların
iyileşmesinde etkindir.
• Ayrıca etkin bir antioksidandır.
Selenyum
• Selenyumun vücut çalışmasındaki işlevi antioksidant
özelliğinden ileri gelmektedir.
• Son çalışmalar proteinin biyosentezinde de selenyumun
rolü olduğunu bildirmektedir.
• Organizmadaki tekli oksijeni etkisizleştirdiğinden kansere
karşı koruyucudur.
Selenyum yetersizliği
• Yetersizliğinde trioid hormonları
etkilenmektedir ve iyod yetersizliği
hastalıklarının şiddetini artırmaktadır.

• ( T4 T3)
Selenyum kaynakları ve gerksinmesi
• Deniz ürünleri
• Böbrek
• sakatatlar
• Etler
• Gereksinme: 14 yaş sonrası 55 mcg/gün
• Gebelik için günlük 5 mcg ek
• Emziklilik için ise günlük 15 mcg ek
• COVID-19 hastalarının %42’sinde selenyum
eksikliği, %76’sında D vitamini eksikliği saptanmış.
• Solunum problemi yaşayan hastaların %90’ından
en az bir veya daha fazla besin ögesi eksikliği
saptanmış.
• Besin ögelerinden D, C, E vitamini
• Selenyum ve çinko minerali
• Omega-3 yağ asidinin COVID-19’da etkili
olabileceği belirtilmiştir.

You might also like