You are on page 1of 45

Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol

Mutlulu�un �ifreleri
Gazanfer Sanl�top
� AK�S K�TAP T�m yay�n haklar� yay�nevine aittir. Kaynak g�sterilerek tan�t�m ve
iktibas yap�labilir. �o�alt�lamaz, bas�lmaz, senaiyola�t�r�lamaz ve farkl�
bi�imlerde haz�rlan�p sansa sunulamaz. Elektronik ortamlarda yay�nlanamaz.
Yay�n Y�netmeni Adem �zbay
Edit�r Eis�n �al�kan
Kapak Tasar�m Ahmet Altay
Grafik G�khan Ko�
Koordinat�r �brahim �zbay
Film Mat Grafik
Bask�-Cilt Kilim Matbaac�l�k
Genel Yap�m End�l�jans i�erik Hizmetleri
Da��t�m Yeni �izgi 0212 220 57 70
1. Bask� �ubat 2005 �stanbul
ISBN 975-6174-21-8
AK�S K�TAP
Osmanl� Sokak Alara Han. No: 27 Kat: 4 Daire: 8 Kazanc� Yoku�u G�m�suyu
Taksim-istanbul
Tel: 0212 243 61 82 Fax: 0212 243 62 36
WWW.akiskitap.COm- akiS@akiskitap.COm �zbay Yay�nc�l�k markas�d�r. Ger�ek
Mutlulu�a Giden 50 Yol
Mutlulu�un �ifreleri
Gazanfer Sanl�top
AK�SK�TAP
28 May�s 1940 tarihinde, o zamanlar Akhisar'a ba�l� bir bucak olan G�lmarmara
�l�esi'nde do�dum. 1951 Haziran�nda ilkokulu, 1954 Haziran�nda Ankara Cebeci
Ortaokulu'nu, 1957 Haziran�nda yat�l� okudu�um Manisa Lisesi'ni bitirdim. Bir y�l
t�pta oyaland�ktan sonra �T� Makine Fak�ltesi'ne girdim. 1963 Haziran�nda Makine
Y�ksek M�hendisi diplomas�n� ald�m. Bay�nd�rl�k Bakanl���'nda 10 ayl�k devlet
memuriyetim, 24 ayl�k yedek subayl�k d�nemim, 30 ayl�k �zel sekt�r deneyimim var.
1966 A�ustosunda Sevgili Cavide ile evlendik. Murat, Asl� ve Hulki Can bize hen�z
torun zevki tatt�rmad�lar. Bir aile �irketi kurarak i� hayat�na soyunmam�z 1 Ocak
1969' da ger�ekle�ti. Halen EMAS Grubu olarak elektroteknik, otomotiv ve elektronik
konular�nda �retim, sat� ve ihracat yapan kurulu�lar�m�zla, bask� dal�nda Avrupa
�d�ll� Esen Ofset'te gen�lere yard�mlar�m� s�rd�rmekteyim.
�iire ilkokulda ba�lad�m. Ortaokulda gurbeti, lisede gen�lik heyecanlar�m� yazd�m.
�niversite d�nemim, �stanbul co�kusuyla yaz�lm� dizelerime yans�d�. � hayat�na
at�lmamla birlikte, yar�m kalm� birka� �al�may� tamamlama d��nda, �iirden koptum.
Tamamen i� hayat�na odakland�m. Aral�k 1992'de kanserle tan�t�m. Otuz iki y�l
aradan sonra tekrar �iire ba�lay��m, Kabe'de tavaf esnas�nda, dua niyetine
s�yledi�im s�zc�klerden olu�an "Pervane" iledir. 1997'de "Bir Katre Sevgi", 2000'de
"Kelimeler", 2002 sonunda son elli y�l zarf�nda ta��d���m ve bug'ink� nesillere
aktarma heyecan�na kap�ld���m ilgin� konular� i�eren "Sakl�m Gizlim Yok", 2003
sonunda "S�nmezmi� Hi� Sevdalar" ve 2004 sonunda "Burada Sevgi Var" ile yeni birka�
�iir d��nda, eski kitaplardan se�ilen �iirlerden olu�an "Pervane" adl� kitaplar�m
yay�mland�.
Kitaplar�m�n t�m geliri Cerrahpa�a �ocuk Sa�l��� Vakfi'na ba��lanm�t�r.
B�t�n h�z�mla �al�may� ve yazmay� s�rd�r�yorum. "Dur" y�ce emrine kadar!
...5
i�indekiler
Mutluluk �stemekle Ba�lar..................................11
Mutluluk inan�larla Geli�ir................................14
Mutluluk Payla�makla B�y�r.............................16
Mutlulu�un Yolu Sevgiden Ge�er...................20
��kmaz Sokaklara Girmeyin..............................22
�nce Sa�l���n�z� D��n�n...................................24
i�inize Kapanmay�n.................................................26
Akl�n�z� Kurtar�n.......................................................28
Al�kanl�klar�n K�lesi Olmay�n........................30
Zirveye �zenmeyin.................................................32
Zaman� Do�ru Kullan�n.......................................34
Do�a ve Ye�ille Kucakla��n.................................38
G�zel Sanatlara Y�nelin......................................40
Ya�lanmaktan Korkmay�n...................................42
Tecr�beye Sayg�l� Olun........................................46
Sorumluluk Almaktan Ka��nmay�n..............48
Hatalardan Ka��n�n.................................................50
G�ven Duygusunu Yakalay�n............................52
Dan�maktan �ekinmeyin................................. 54
Al�akg�n�ll� Olun.................................................56
Olumlu D��n�n....................................................58
Her �eyi �yiye Yorun...............................................60
Gayreti Elden B�rakmay�n.........:.........................62
�inizi Severek Yap�n...............................................64
Geni� Y�rekli Olun.................................................66
Mal M�lk H�rs�na Kap�lmay�n..........................68
Bilginizi Payla��n.......................................................70
Vermeleri Yar�nlara B�rakmay�n......................72
Haklara Sayg�l� Olun.............................................74
Ba�kalar�yla Yar�may�n.........................................78
Tatl� Dilli Olun..........................................................80
G�ler Y�zl� Olun.....................................................82
D�r�st Olun................................................................84
Israrc� Olmay�n..........................................................86
�yilerle Dost Olun...................................................88
Vefas�z Olmay�n.........................................................90
Az ve �z Konu�un...................................................92
�nsanlar� Bo� Yere �mitlendirmeyin.............96
Affetmeyi ��renin..........................�.........................98
K���k Mutluluklara �nem Verin..................100
Haddinizi Bilin..........................................................102
Hayat�n�z� Ba�kalar�na G�re Kurmay�n...... 104
Cenneti �imdiden Ya�ay�n................................. 106
Gurur Kalkan�na S���nmay�n.............................108
Ya�am� Sava�a �evirmeyin..................................110
Sayg�y� Elden B�rakmay�n................................... 112
A�k �le Ya�ay�n...........................................................114
K�t� �rnek Olmay�n.............................................116
�sraftan Ka��n�n.........................................................118
�nce Anlay�n..............................................................120
Mutluluk �zerine S�ylenmi� S�zler..............124
�NS�Z
Bu kitapta, herkes�e bilinen �eyleri anlataca��m. Zaten her konuda oldu�u gibi,
sevgi ve mutluluk ad�na da s�ylenmemi� tek bir s�z kalmam�t�r; bunun fark�nday�m.
Benim amac�m, o bilinen s�zlerin alt�n� kal�n hatlarla �izmek ve g�zelliklerle
doldurmak; hatta, bir kitap o-kuma s�resince de olsa, insanlar� mutlulu�un s�cac�k
atmosferinde tutabilmekten ibaret...
Asl�nda her s�z kendine g�re bir �ifredir. S�yleyenin s�ylemek istedi�i ile dile
getirdi�i farkl� oldu�u gibi, dinleyenin duymak istedi�i ile i�itti�i farkl�d�r.
Mutluluk hakk�ndaki yaz�lar, gazete ve dergilerin magazin sayfalar�n�n en g�ze
batan s�tunlar�nda ve en �arp�c� ba�l�klarla yer al�yor. ��nk� insanlar g�zel
�eyler duymak ve g�rmek istiyor. O sayfalara artan bir �ekilde ilgi g�stermeleri de
o heveslerinden kaynaklan�yor. Yani, art�k herkes mutlulu�un pe�inde ko�uyor.
"Mutlulu�un �ifreleri" ismini se�erken, moda olan bir terimi kullanarak merak
uyand�r�p, kendi ad�ma �ne ��kmak gibi bir ama� g�tmedim. Ama vermek istedi�im
mesajlar vard� hi� ��phesiz. ��imden ge�enleri, kendilerini mutlulu�a adam�
g�n�llere �arp�c� bir �ekilde u-la�t�rmak istedi�im i�in bu yolu se�tim. �stedim
ki, bu kitab� okuyanlar, her an �z�c� bir konunun cenderesine ald��� g�n�m�zde,
"mutluluk" �zerine yo�unla�smlar.
Kitab� yazmaya ba�lad���m g�nlerde, "Burada Sevgi Var" isimli �al�mam bask�
a�amasmdayd�. Yani birka� ay boyunca sevgi konusuyla ha��r-ne�ir olmu� durumdayd�m.
8...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...9
Sevgiden yola ��karak mutlulu�a pencere aralamak benim i�in hi� de zor olmad�. Bir
s�redir, mutlulukla ilgili yaz�lm� ve s�ylenmi� ne varsa b�kmadan, usanmadan
ara�t�r�yorum; "ben b�t�n bu �al�malar�n neresindeyim" diye de kendimi de
sorgulamaya ve bir daha tan�maya �al��yorum.
Sevgi ve mutluluk konusunda ne durumda oldu�umu biliyorum art�k. "Bir Katre Sevgi"
�iirini yazd���mda hen�z on dokuz ya��ndayd�m. Benim d�nyam sevgi ve mutluluk
�zerine kurulmu�. Huzurlu bir �ekilde, k���k mutluluklar�n ard�ndan ko�uyorum
durmadan...
E�er, b�y�k mutluluklar�n pe�inde ko�sayd�m, belki bu kadar rahat olamazd�m. ��nk�,
korkard�m onlar� kaybetmekten. Oysa ben, �ak�l ta�lar�n� toplar gibi topluyorum
k���k mutluluklar�. Kucaklar dolusu yap�yorum ve arada bir, bilerek d��r�yorum
baz�lar�n�. Birileri g�r�p de als�n istiyorum. Kalanlar nas�l olsa bana yeter diye
d��n�yorum.
Bu kitapla birlikte tam olarak de�ilse bile, 'mutlulu�u yakalama sanat�'na bir ad�m
daha yakla�t���m� san�yorum. Art�k her �eyi g�zel y�nleriyle g�rmeye biraz daha
�zen g�steriyorum. Olur olmaz �eyler i-�in kendimi �zmemeye gayret ediyorum ve
inan�n �o�unlukla da ba-�ar�yorum...
L�tfen, siz de �yle yap�n!
Mutlulu�un tad�na varman�z dile�iyle!..
Gazanfer SANLITOP
10..
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...11
Mutluluk �stemekle Ba�lar
A�lamayan �ocu�a meme verilmez.
Mutluluk, ba�kalar�n�n g�zlerimizde fark etti�i canl�l�kt�r.
Mutluluk, �e�itleri bak�m�ndan uzaml�, derece bak�m�ndan yo�un ve s�re bak�m�ndan
yayg�n bir nitelik ta��yan t�m e�ilimlerimizin doyumudur.
Mutluluk, eksiksiz bir ho�nutluk durumu, saadet ve olgunluktur.
Mutlulukla ilgili tan�mlar ve a��klamalar sayfalarca s�rd�r�lebilir. Hepsinin ortak
noktas�, huzurlu ve doyumlu bir sevin� h�lini ifade etmeleridir. Mutluluk, her an
dalgalanan bir deniz de�ildir. En az�ndan, belirli bir s�re boyunca hissedilebilen
kararl�l�k vard�r mutlulukta. Bir huzur, bir rahatlama, bir olgunluk vard�r...
Mutlu olmak, neyi istedi�inizle do�rudan ilgilidir. Ama bu istek do�rudan bir �eyin
olmas�n� de�il, bizzat mutlulu�un kendisini istemektir. K�sacas�; mutlu olmam�z
i�in mutlaka arzulad���m�z isteklerin ger�ekle�mesi �art de�ildir. Onlar olsa olsa
birer vas�tad�r mutlu olabilmemiz i�in. �zlemek ve hayal etmekle de ula��labilir
mutlulu�a. Yeter ki, i�imizde ona ula�mak i�in yanan bir ate�imiz olsun. Yeter ki,
ona ula�mak i�in kay�ts�z �arts�z bir istek duyal�m.
Bir sevgiliyi bekler gibi ona �zlem duymal�y�z. Bu g�zle bakt���m�zda, mutlulu�un
maddeyle de do�rudan ili�kili olmad���n� kolayca fark ederiz. Nice insanlar, Karun
kadar varl�kl� olduklar� h�lde, "parayla saadet olmaz" kabilinden, mutlulu�u
tadamam�ken, nice garibanlar
12...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
.13
vard�r ki samanl��� seyran yerine �evirebilmi�lerdir.
Burada g�zden ka��r�lmamas� gereken �nemli bir nokta var: Mutluluk ba�ka, zevk
ba�ka bir �eydir. Kimi insanlar bu iki kavram� �ylesine birbirine kar�t�r�rlar ki
neyi istediklerini ve nerede duracaklar�n� bilemezler. Zevk, daha �ok ge�ici
arzular�n tatmini, ho� vakit ge�irme, e�lenme ve bedensel ho�nutluklar �eklinde
ifade edilebilirken, ger�ek mutluluk "zihin ve kalp aras�ndaki ba�lant�" s�zlerinde
anlam�n� bulur. �in garip taraf�; bir�ok insan zevki, alkolde, uyu�turucuda, a��r�
cinsellik gibi ge�ici heveslerde ararken, kendilerine k�t�l�k yapt�klar�n�n da
fark�na varamazlar.
�nemli olan, kar��la�t���m�z her duruma, geni� bir g�r� a��s� ile bak�p
sorgulayarak ger�ek mutlulu�a y�nelmemizdir. Bunun sonucu, baz� �eyleri kuvvetle
benimserken, baz�lar�ndan el �ekerek ger�ek mutlulu�u yakalamak ad�na �nemli bir
ad�m atm� oluruz. Ayr�ca, bu el �ekmeleri birer kay�p gibi de g�rmemeliyiz. ��nk�
bu yolla elde edilecek mutluluk, hayat�m�z boyunca kar��la�abilece�imiz
s�rprizlere, ini�-��k�lara ve ruh halimizdeki baz� de�i�imlere ba�l� olmaks�z�n
varl���m�z�n en b�y�k dayana�� olarak hep bizimle olacakt�r.
�unu asla unutmamal�y�z; hangi konuda olursa olsun, kolay elde edilenler ge�ici,
bilin�li bir �ekilde emek ve g�n�l verilerek kazan�lanlar daha kal�c� olmaktad�r.
Mutlulu�u ger�ek bir hedef olarak g�rmeli ve ona ula�mak i�in emek vermekten,
olumlu ad�mlar atmaktan geri durmamal�y�z.
iste, iste ki yeniden ba�las�n her �ey.
1�...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...15
Mutluluk �nan�larla Geli�ir
�nanc� olmayan insan, bo� bir tenekeye benzer.
Her insan toplulu�u, az veya �ok, bir inanca sahiptir. Ad�na do�a deseler, ba�ka
s�ylemler de bulsalar, ateistlerin bile kendilerince birer inan�lar� vard�r. ��nk�
insan, yaln�zca etten ve kemikten ibaret bir varl�k de�il; onun y�re�i var, g�nl�
var, ruhu var.
�nsan�n sosyal bir varl�k oldu�u, laf olsun diye s�ylenmemi�. Di�er insanlarla
ili�ki i�inde olmas� da tesad�f de�il. D�nya var oldu�undan beri s�regelen bir
ihtiya� ve ya�am tarz� bu. Ayn� �ekilde, tek ba��na kald��� zamanlarda bile yaln�z
olmuyor insan. D��nceleriyle ve hayalleriyle ba� ba�ayken de durmaks�z�n ar�yor;
��nk� dayanacak, g�venecek bir �eylere ihtiyac� var. Ama her aray�; her zaman
iyiye, g�zele ve do�ruya iletmiyor insan�. Arada engeller, tak�nt�lar ve yanl�lar
var.
Asl�nda her �eyin, inan� denilen bir temele dayanmas� gerekiyor. O-nemli olan, daha
siz do�madan �nce, birilerinin o temeli kazmaya ba�lam� olmas�. O temel iyi
at�lm�sa e�er, o binay� y�kseltmek zor de�il sizin i�in. "iyi bir ba�lang��, iyi
bir sonucun m�jdecisidir"
Hayat," yaln�zca yemek, i�mek, b�y�mek ve �remekten ibaret de�il. O zaman,
hayvanlarla aram�zda fark kalmazd�. Oysa bizler insanlar o-larak, duygular�m�zla da
ya��yoruz. �nanmak, bizim yarat�l��m�zda var. �nemli olan, a�ac�n ya�ken e�ilmi�
olmas�, o inanc�n �nceden i�imize yerle�tirilmesi elbette. Ama yine de her �ey,
bizimle yeniden ba�l�yor. O a�ac� e�ik tutmak, ya da e�ilmeden kalm� baz� dallar�
e�mek,
yine de bize d��yor.
�nan�lar�m�z sa�lamsa e�er, iyiye, g�zele ve do�ruya mutlaka ula��r�z. �nanc�
olmayanlar�n bu yar�� kazanmalar� zordur. "Yapt���n�z yolsuzluklar� kanunlara
uydurabilirsiniz, �evrenizdekileri kand�rabilirsiniz, ya da, i�inizi gizlilik
i�inde halledebilirsiniz. Ama inanc�n�z varsa ve Y�ce Allah'� ensenizde
hissediyorsan�z e�er, bu duygular�n�z size kalkan olur, mazeretleriniz ne olursa
olsun, kimseye k�t�l�k yapamazs�n�z" derdi babam.
�nsan bedeni, her zaman hareket h�linde de�ildir. Hareket halindeyken de d��n�r�z.
Ama hareketsizken durumumuz daha farkl�d�r. Bu bir denge meselesi belki de... Bir
etkinlik azalmca, di�eri devreye giriyor. �z�rl�ler de ayn� de�il mi? S�z geli�i,
g�zleri g�rmeyenin alt�nc� hissi daha geli�mi� olmuyor mu? Bu da �yle bir �ey i�te.
Hareketsiz h�llerimiz, duygulara ve d��ncelere daha yo�un �ekilde dalmam�za vesile
oluyor. Kendimizi, �evremizi, d�nya h�llerini daha bir sorgu-luyoruz. ��kt���m�z o
moral yolculuklar�nda, inan�lar�m�z bize yol g�stermezse e�er, t�kezlemek
ka��n�lmaz oluyor. Bunal�ma d��yoruz. O d��lerden sonra, toparlan�p kalkmak da zor
oluyor. Sonu�: �e�itli arazlar, ruh hastal�klar� ya da sapk�nl�klar.
�nsan� huzura kavu�turacak en �nemli duygu, inanc�n g�das�yla beslenir, inanmay�
beceremezsek e�er, kendimizi bo�lukta, korumas�z, ��r�l��plak hissederiz. Ne
yapaca��m�z�, neye sar�laca��m�z� bilemeyiz.
Bizleri, yaln�zca bedenlerini d��nen, yaln�zca beden� ihtiya�lar�n�n tatminine
y�nelmekten, bir anlamda; "bedenlerine tapan putperestler" olmaktan kurtaracak tek
g��, inan�lar�m�zd�r. �nsan oldu�umuzun, sadece etten ve kemikten ibaret
olmad���m�z�n fark�na varma-m�zd�r. Beden, ak�l ve nefisten daha yukar�da, bir
ruhumuz oldu�u bilincine varabilirsek, kendimizle y�z y�ze gelip, kendimizi
sorgulamam�z daha kolay olacakt�r. ��nk� ancak o zaman "kendfmiz oluruz, insan
oluruz, mutlu oluruz.
�nan�lar�m�z olmasayd� e�er, ac�lara katlanamaz, g�zellikleri hazmedemezdik.
16...
Mutlulu�un �ifreleri

Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol


...17
Mutluluk Payla�makla B�y�r
Veren el, alan elden hay�rl�d�r.
(Hadis-i �erif)
�lk duydu�umda beni �ok etkileyen ger�ek bir hik�ye var. Ne zaman akl�ma gelse
birilerine anlatmaya �al��r ve yeniden heyecanlan�r�m.
STFA adl� �irketi �o�u insan tan�r. ST harfleri, ortaklardan Sezai T�rke�'i, FA ise
Fevzi Akkaya'y� temsil eder.
Sezai T�rke�, 1998'de, Fevzi Akkaya ise ge�enlerde hayata veda etti. Hangisi
oldu�unu unuttu�um ortaklardan biri, s�cak bir yaz g�n� �antiyeden, �ehir hatlar�
vapuruyla d�n�yormu�. Haliyle, �st� ba�� da biraz tozluymu�. Tam iskeleye
yana��rlarken koluna bir el dokunmu�. Bakm�, ya�l� bir kad�n:
-Evlad�m �u bavulumu taksi dura��na kadar ta��r m�s�n?
-Hayhay demi� ve i�i(!) yapm�. Kar��l���nda da kad�n�n g�nl�nden kopan be� liray�
alm�. Hemen bir d�kk�na gidip o paray� bozdurmu�. Ard�ndan da �irketin yolunu
tutmu�. �lk olarak orta��n�n odas�na y�nelmi� ve bozdurdu�u paran�n iki bu�uk
liras�n� orta��na uzatm�.
-Ortak, bug�n be� lira kazand�k, i�te yar�s�.
Hik�yeyi hat�rlad�k�a t�ylerim diken diken oluyor. Bu olayda al�akg�n�ll�l���,
d�r�stl���, ve en �nemlisi payla�man�n asaletini g�r�yorum.
Mutluluk vermekle ba�lar. Y�kselen, olgunla�an insanlar, hep vererek y�kselmi� ve
olgunla�m�lard�r. Eme�inizle, g�nl�n�zle, y�re�iniz-
le elde ettiklerinizin bir b�l�m�n�, ona en �ok ihtiyac� olanlarla payla�maktan
daha doyurucu bir duygu olamaz. �nsanlar�n s�k�nt�lar�na katlanmak g�zel ahlakt�r.
Bir insan kar��l�k beklemeden ve yapt���ndan tat alarak birilerine bir �eyler
verebiliyorsa, mutlulu�u yakalam� demektir. Bir de kar�� tarafa verdi�i sevinci
fark edebiliyorsa, keyfine diyecek yoktur o kutlu ki�inin. ��nk� o zaman
payla�man�n verdi�i derin duygular devreye giriyor. Bir anlamda, insan oldu�unuzun
fark�na var�yorsunuz.
Asl�nda hepimiz biliyoruz ki; hayatta her �ey belirsizdir. Ne kadar
ya�ayaca��m�zdan tutun da, nelere sahip olabilece�imizi ve onlar� ne zamana kadar
elimizde tutabilece�imizi kesinlikle bilmiyoruz. Bizler bir bak�ma, mezara
g�t�remedi�imiz her �eyin emanet�ileriyiz. Olaya bu g�zl�kle bakt���m�zda durum
biraz de�i�iyor. Nas�l ki elde ettiklerimizi harcarken belli zevkler, belli tatlar
al�yorsak, ba�kalar�na vermekle de benzer g�zellikleri hissedebilmeli,
duyabilmeliyiz. Belki de insan olmam�z�n s�rr� buradad�r.
Ger�i insan�n kendisini baz� �eylere al�t�rmas� pek kolay olmuyor. Her iyi d��ncede
oldu�u gibi, "verme" konusunda da nefsimiz devreye girip bizi sorgulamaya ba�l�yor.
�stelik, �o�unlukla bizi ikna etmeyi de ba�ar�yor. ��nk� siz u�ra�m�, didinmi� ve
bir �eyler elde etmi�siniz, birtak�m zorluklara katlanm�s�n�z, kar��n�za birileri
��k�yor ve sizden hak etmedi�i bir pay bekliyor.
�te o zaman olaya ba�ka bir g�zl�kle bakmak �art oluyor. Ancak, bu bak� a��s�
herkese g�re de�i�iyor. Eskilerin dedi�i gibi, "L�tf�n derece' si, l�tfedenin
servetinin miktar�yla �l��l�r." Ama yine de araya dengeyi de�i�tirebilen birtak�m
moral de�erlerin girdi�i kesin. ��nk� herkesin dervi�ler gibi davranmas�n�
bekleyemeyiz.
�akik-i Belhi, �brahim Ethem'e sorar: -Ge�im noktas�nda ne yapars�n�z? -Bulunca
��krederiz, bulamay�nca sabrederiz. -Horasan'�n k�pekleri de b�yle yapar. -Ya siz
ne yapars�n�z? � .
-Bulursak ��kredip infak eder (da��t�r), bulamad���m�zda ise sab�r i-le ��krederiz.
18...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...19
Dervi� gibi de�il belki ama yine de adam gibi bir �eyler yapabiliriz. Bilmeliyiz
ki, verdik�e bir anlamda temizlenmekteyiz. Her kazanc�m�zda, �yle ya da b�yle,
ba�kalar�n�n da haklar� olabilece�ini kabulle -nebilirsek e�er, payla�may� daha
kolay ger�ekle�tirebiliriz.
Hayatta esas olan, yaln�zca almak de�ildir. Ald�klar�m�za kar��l�k olarak, bizim de
bir �eyler vermemiz gerekti�ini gecikmeden kavrama-l�y�z. Elimize ge�en nimetlerin,
hi� de�ilse bir k�sm�n� ba�kalar�na ay�rmal�y�z. Kim bilir, belki de mutlulu�umuzu
engelleyen p�r�zlerden kurtulmu� oluruz.
Ne verirsen elinle, o gider seninle.
20...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...21
Mutlulu�un Yolu Sevgiden Ge�er
Sevgi dolu insanlar, genelde en sa�l�kl� insanlard�r.
Dr. Deepak Chopra
Mutluluk, g�zelli�i yakalama sanat�d�r. Her �eyi iyi y�nleriyle g�rmek, k�t�ye prim
vermeden g�n�l doygunlu�una ula�makt�r. K�t� cilan ne varsa g�rmezden gelmek, bir
anlamda �� maymunlar� oynamakt�r. Yoksa, mutlulu�a ula�mak hayallere bile kalmaz.
��nk�, ger�ek hayatta her zaman birtak�m p�r�zler vard�r ve her ge�en g�n art* maya
devam etmektedir. Bizim as�l g�revimiz, elimize bir t�rp� al�p, o p�r�zleri
gidermektir. �te, elimizdeki t�rp� "sevgi"dir. Sevginin eksilmez g�c�d�r. O �yle
bir alettir ki, durmak dinlenmek bilmeksizin bizim mutlulu�umuz i�in �al��r.
Ye�il bir g�zl�k olur, bahar yapar her yeri. G�zel bir s�zc�k olur, ��kar�r y�lan�
deli�inden. Bir g�l�mseme olur, yumu�at�r kaskat� y�rekleri.. Bir umut ya da bir
�zlem olur, ill� ki bir �eyler olur, mutlu eder bizleri. K�sacas�, mutlu olman�n
yolu sevgiden ge�er. ��nk�, sevgiyle birlikte her huyumuz de�i�ir. Bir anlamda,
b�t�n p�r�zlerimiz gider. Her �eyi iyi y�nleriyle g�rmeye ba�lar�z. Mutlulu�a
ula�t�ran bir kap� a��l�r �n�m�zde.
Sevgiyle birlikte insanlar�n g�len y�zlerini g�rmeye ba�lar�z. �yimserlik, bize
sevginin bir ba���d�r. Sevgiyle birlikte, kendimize ve kar��m�zdaki insanlara sayg�
duymay� ��reniriz. Bir anlamda insan oldu�umuzun fark�na var�r�z. Derli toplu,
dengeli, gayretli oluruz. Bencillikten s�yr�l�r, �zgecil oluruz. �leriye umutla
bakar�z. Kendimize g�veni-
miz artar. �zg�rl���m�z�n fark�na var�r, ya�ad���m�z her �n�n tad�n� ��karmaya �zen
g�steririz.
Sevgisizli�in yaln�zl���ndan kurtulur, k�t�l�klerden uzak durmay� ��reniriz.
�nsanlar� kucaklamak isteriz. Yeni yeni dostluklara yelken a-�ar�z. D�nyaya seven
g�zlerle bakar�z. Mutlulu�u ya�ar�z.
Y�NE DE SEVG�
Elini tutmal�y�m bakarken g�zlerine Dilimde s�zc�klerin en g�zeli olmal� Kalbimi
a�mal�y�m kapan�p dizlerine G�l�yorsam ben e�er, t�m benli�im g�lmeli
Hi�bir bahane, engel, kesmemeli yolumu G�n�l bah�emde a�an, dikensiz g�l olmal�
Sonsuzu d��nmeli, unutmal� �l�m� T�m d�lerin �n�nde yine sevgi gelmeli
Yapmac�klardan uzak, �ze ula�mal�y�m Kinlerden, nefretlerden g�n�l uzak kalmal�
Bedenleri a�mal�, ruhla kayna�mal�y�m Seviyorsam bu sevgi, kar��l�ks�z olmal�
22...
...23
��kmaz Sokaklara Girmeyin
Dua, kaza okuna gerilen z�rha benzer.
�ok eskiden, t� liseden beri tan�d���m bir arkada��m var. D�r�st, namuslu,
k�lt�rl�, giri�ken, alabildi�ine �retken, iyi niyetli ve en �-nemlisi; kul hakk�na
sayg�l� bir insan. �nan�lar�m�z d��nda, onunla anla�amad���m�z tek konu belki de
sadece tuttu�umuz tak�mlar�n farkl� olu�undan ibaret. Kendisiyle �ok y�nl�
sohbetlerimiz, �zellikle de �iir konusunda uzun konu�malar�m�z oluyor. O bir
anlamda benim sanat dan�man�m say�l�r. Bir�ok �iirimde onun uyar�lar� y�n�nde
de�i�iklikler yapt���m� bile rahatl�kla s�yleyebilirim. Ama inan�la ilgili
meselelere gelince i�ler bir anda sarpa sar�yor. O konuda benden �ok daha bilgili
olmas�na ra�men, ortak bir noktada bulu�am�yoruz. Anla�mazl���m�z�n en ba��nda da
laiklik ile �sl�m'�n uyu�mazl��� geliyor. Daha da �nemlisi; sevgili arkada��m baz�
konularda gereksiz s�k�nt�lar ya��yor.
Biliyoruz ve inan�yoruz ki, k�inatta soyut veya somut, her �ey �ift o-larak
yarat�lm�t�r. Kad�n ve erkekten tutun da, madde ve anti-mad-deye kadar her �eyin
bir z�dd� vard�r. Mevl�na der ki; "gizli olan her �ey z�dd�yla belli olur." Cahil
olmasayd� �lim bilinmeyecekti. Hatta o, Y�ce Allah'�n g�r�nmezli�ini de, "O'nun
z�dd� yok ki g�r�ns�n" s�zleriyle a��kl�yor.
Bizler toplum olarak, �o�unlukla nazara inan�yoruz. Bu konuyu bilimsel olarak
ispatlamaya �al�anlar da var. Tarih boyunca insanlar, nazara kar�� koruyucular
bulmak amac�yla birtak�m aray�lara y�nel-
misler. Bunun sonucunda, t�rl� �e�itli e�yan�n, sihirli g�c�ne (!) s���nm�lar. Oysa
dinimiz, putlarla e�de�er tuttu�u nazarl��� kesin olarak yasakl�yor. Ama nas�l ki
her zehirin bir panzehiri varsa, nazar�n da bir �nleyicisi var: Dua...
Benim sevgili arkada��m, i�te burada a�maza d��yor. ��nk� bir taraftan ciddi
bi�imde nazara inan�rken, onun panzehiri diyebilece�imiz duay� kabullenemiyor. O
zaman da mutsuzluk ba�l�yor.
D��n�n bir kere: �m�r boyu �al��p �abalay�p birbirinden g�zel ba�ar�lar elde
etmi�siniz, b�y�k eserler ortaya ��karm�s�n�z ama nazara gelir korkusuyla o
ba�ar�lar�n�z�n zevkine varam�yorsunuz. Onlar� en yak�n dostlar�n�z�n bile
g�rmesini istemiyorsunuz. Hatta, en �ok onlara kap�n�z� kapat�yorsunuz.
Mutluluk bizlere �e�itli yollarla ve �ekillerle gelir. Ama en doyurucu olan�,
eme�imiz ve y�re�imizle elde ettiklerimizden duydu�umuz hazlard�r. Elbette en g�ze
batan� da, o ba�ar�l� �al�malar sonucu elde etti�imiz g�zelliklerdir. Ve i�te
��kmaz sokaklarda dola�man�n h�z�nl� sonucu: �al�mak, ba�armak ama yeterince tad�na
varamamak. As�ls�z inan�lar ve anlams�z saplant�lar y�z�nden mutlulu�a uzak durmak.
Mutlulu�un en b�y�k d�man� olan bu kuruntulardan bir an �nce kurtulmam�z gerekiyor.
Kendimizi ��kmazlardan, a�mazlardan, labirentlerden uzak tutup mutlaka var olan
��k� noktalar�m aramaya y�nelmeliyiz. Kar��la�aca��m�z zorluklar ne derecede b�y�k
olursa olsun, bir ��k� noktas� mutlaka bulunur.
Her zehirin bir panzehiri vard�r.
24...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...25
�nce Sa�l���n�z� D��n�n
insan hastalanmad�k�a sa�l���n k�ymetini bilmez
�nsanlar ellerinin alt�ndaki de�erleri, ne yaz�k ki onlara sahipken pek bilemiyor.
Bazen isyan ediyorum; ille de kaybetmek mi gerek, o de�erleri fark edebilmek i�in
diye... B�yle d��n�rken gen�lik y�llar�nda yazd���m bir �iirdeki ilk m�sra geliyor
akl�ma: "Yitirdik�e anlad�m bir bir, benim olanlar� g�nlerdir."
O �iiri yazarken daha �ok, sevgiyi kaybetmekti endi�em. Ama sonralar� �yle
sorunlarla kar��la�t�m ki, her �eyin ba��n�n sa�l�k oldu�unu g�rd�m. A��r bir
hastal��a yakalanm�t�m. En fazla bir y�l ya�ar dedirten t�rden bir illete. Yani,
umutsuzlar� oynuyordum. Ameliyata girmeden �nceki geceyi ve sabah�n�, hi�
unutam�yorum. Herkes gitmi�ti. E�imle ikimiz, �z�nt�lerle ba� ba�a kalm�t�k. O anda
akl�mdan neler ge�ti�ini anlatamam. B�t�n hayat�m, o �na kadar ya�ad���m t�m
olaylar, bir film �eridi gibi g�z�m�n �n�nden ge�iyordu. Bitmek bilmeyen koskoca
bir geceydi. Upuzun, as�rlar gibi s�ren bir gece. Kafamda ayn� anda, �e�itli
konular canlan�yordu.
Bunlardan sadece bir tanesini e�imle sesli olarak payla��rken, di�erleri beynimle
y�re�im aras�nda ya�an�yordu. �unu hemen s�yleyebilirim: O bir gece zarf�nda, b�t�n
hayat�m� bir daha ya�ad�m. �yisiyle, k�t�s�yle, e�risiyle, do�rusuyla. Yapt���m iyi
�eyleri gururla hat�rlad�m. Yapamad�klar�mdan hay�fland�m. Baz�lar�ndan utand�m.
Ertelediklerime �z�nt� duydum, kahroldum. �nsan kutlu bir varl�k. Y�ce Allah onu
�ylesine diren�li yaratm� ki,
her �eye al��yor, her �eye g���s geriyor. �l�mc�l hastal�klara bile... Ama,
hay�flanmadan da edemiyor. ��nk� ke�keler hep oluyor.
Sabah�n erken saatlerinde ameliyata giri�im, alt� ay s�ren dayan�lmaz
kemoterapiler, k�t� ��kan tahliller, Amerika'ya gidi�imiz, arkada�lar�m�n t� Yeni
D�nya'ya kadar uzanan unutulmaz yard�mlar�, iyi haberlerle d�n��m�z, kas���mda fark
etti�im �i�li�in �aresizli�i, f�t�k oldu�umu ��renince ya�ad���m�z; "Y�ce Allah
sevindirmek istedi�i kuluna, �nce e�e�ini kaybettirir, sonra buldurur" misali
co�kulu sevinmeler, hepsi birer hat�ra oldu �imdi. Ama bir �ey var ki, asla
akl�mdan ��karm�yorum: "Her �eyin ba�� sa�l�k."
Baz� ger�ekleri anlamak i�in ya�amak gerekiyor. Ye�enim Nilg�n'�n bir s�z�n�
hat�rl�yorum: "�nsanlar, hastal�klar konu�ulurken, nedense hep ba�kalar� i�inmi�
gibi alg�l�yorlar. O dertler ba�lar�na gelmedik�e anlamak istemiyorlar." Belki de,
mutlulu�u kaybetmemek i�in buldu�umuz ortak yol budur diye d��n�yorum. Hastal���m
s�ras�ndaki �-z�nt�l� halime k�z�p, biraz da beni teselli etmek amac�yla arkada��m
Keskin'in, adeta beni azarlarcasma s�yledi�i s�zler, bug�n gibi kulaklar�mda
��nl�yor: "�z�nt�ye prim verme. Ya ya�arsan, seneler sonra ne diyeceksin bug�nk�
h�line?"
Sa�l�ktan ne zaman s�z edilse, Kanuni Sultan S�leyman'�n �iiri hat�rlan�r:
"Halk i�inde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda, bir nefes
s�hhat gibi."
Sa�l���m�z her �eyden daha �nemli. ��nk�, sa�l�k olmay�nca hi�bir �eyin anlam�
kalm�yor. Bir g�n �nce tad�na doyamad���mz bir yeme�i, ertesi g�n
hastaland���n�zda, tatmak bile istemiyorsunuz. De�er �l��leriniz de�i�iyor. Ge�mi�e
bakarken gariple�iyorsunuz. Hele bir de, �-
;� mitsiz bir hastal�ksa sizi sa�l���n�zdan eden, �aresizleri, mutsuzlar� oy-
\ nuyorsunuz.
Sa�l�k olmazsa, mutluluk da olmaz-
26...
Mutlulu�un �ifreleri
��inize Kapanmay�n
D�ar�ya y�re�ini kapatm� bir insan, b�t�n kepenkleri �ekilmi� bir d�kk�na benzer.
��eride neler oldu�unu sahibinden ba�kas� bilemez.
�nsan�n en k�sa tarifini yapmam�z istendi�inde, onun "sosyal bir varl�k" oldu�unu
ifade etmek yeterli gibi geliyor bana. Ger�ekten de insan, yarat�l��ndan beri her
ge�en g�n, artan bir �ekilde sosyalle�mekte ve di�er insanlara daha ba��ml� h�le
gelmektedir.
�lk �a�lardaki insanlar�n yaln�zl�klar�n� d��nmek bile istemiyorum. �yle bir
r�yadan uyanmak bile, k�bus gibi gelir bana. Her i�ini kendi g�ren, d�a kapan�k,
ilkel bir insan� hayal edin. Sonra da g�n�m�z�n geli�mi� insan�n� g�z�n�z�n �n�ne
getirin. Bir �eyi hemen fark edersiniz: Bug�n s�radan g�rd���m�z birka�
ihtiyac�m�z� bile, kendi ba��m�za kar��lamam�za bir de�il, birka� �m�r yetmez.
�nsano�lunun bu durumdan kurtulmak i�in verdi�i u�ra�lar�n bin y�llar boyu s�rd���
zaten biliniyor.
Bir yandan ihtiya�lar�n artmas�, bir yandan vah�i hayvanlardan ve d�man
topluluklardan korunma aray�lar�, insanlar� bir arada ya�amaya y�neltmi�. Ard�ndan,
kendilerinde olmayan� ba�kalar�yla de�i�-toku�la elde etme yoluna gitmi�ler. Bu
takaslarda zorluklar ba�lay�nca, �nce de�erli baz� e�yalar el de�i�tirir olmu� ve
sonunda paran�n i-cat edilmesiyle her �ey ray�na oturmu�. Napolyon'un hayattaki en
�-nemli �� �ey olarak; "para, para, para" diye ifade etti�i bu sihirli bulu�la
birlikte toplumlar aras�nda ba�layan al�veri�ler, giderek ulusla-
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...27
raras� ticarete d�n�m� ve bug�nlere kadar gelinmi�.
�htiya�lar �o�ald�k�a, ili�kiler daha da geli�mi� ve sosyalle�me �yle bir boyuta
ula�m� ki, buradan geriye d�n� hayal bile edilemiyor. G�dalar�m�z, giyeceklerimiz,
e�yalar�m�z, evlerimiz, ula��m ve ileti�im a-ra�lar�m�zla birlikte ya�anan
geli�meler, bu olguyu adeta per�inlemi� ve geri d�n�� d��n�lemez h�le getirmi�.
B�t�n bu geli�meler, bireyselli�in yerini toplumsall���n ald���n� kesin bir �ekilde
g�stermektedir. Art�k, hayat�m�z�n her a�amas�nda ba�ka insanlar�n �abalar�na daha
�ok ihtiya� duymaktay�z. K�sacas�; �yle veya b�yle, bu ger�e�i kabullenmek
zorunday�z. . Ama bir ger�ek de var ki, b�t�n bu geli�melere ters d��yor:
Duygular�m�z ve i� d�nyam�z, kar�� konulmaz bir bi�imde bireyselli�imizi �ne
��kar�yor ve bizleri ikilemlere, a�mazlara g�t�rerek i�imizi olduk�a zorla�t�r�yor.
Bu durumda, duygular�m�zla birlikte" akl�m�z� ve deneyimlerimizi kullanarak uygun
bir ��z�me ula�mak zorunday�z. B�t�n mesele, bireysellik ile toplumsall�k aras�nda
iyi ve-makul bir denge kurmakt�r. Tatl� h�lyalara dalmam�za, hayaller kurmam�za
elbette kimseler kar�amaz ama, o hayaller ve o h�lyalar, d�t���m�zde yara
alabilece�imiz y�kseklere de ��karmamal� bizleri. O dengeyi sa�lad���m�z an,
mutlulu�u da yakalam� oluruz. ��nk� o dengenin i�inde, kendimizle ve �evremizle
bar��k olma h�li var. Geli�mi� bir g�ven duygusu var. Kendimize ve ba�kalar�na
sayg� var.
Nice �zg�rl�kler vard�r, insan� yaln�zl��a s�r�kler. Nice ba��ml�l�klar da vard�r
ki insan� daha �zg�r k�lar.
28...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...29
Akl�n�z� Kurtar�n
Tak�nt�lar mutlulu�un d�man�d�r.
�ok sevdi�im bir hik�ye var: Varl�kl� oldu�u her halinden belli olan bir adam,
Galata K�pr�s�'nden y�r�yerek ge�iyormu�. Bir taraftan sa�ma soluna bakm�rken, bir
taraftan da elindeki alt�nla oynuyormu�. Fakat ne olmu�sa olmu�, alt�n elinden
kay�vermi� ve yuvarlan�p denize d�m�. Hik�ye bu ya; o zaman deniz �ok temizmi� ve
altm, suyun dibinde p�r�l p�r�l parl�yormu�. Adamca��z �aresizlik i�inde, �ylece
bak�yormu�.
Herkesin malumudur, teker k�r�l�nca yol g�steren �ok olur derler. Her kafadan bir
ses ��k�yor, t�rl� �e�itli ��z�mler �neriUyormu�. Tam o esnada kendine en uygun
�neriyi fark etmi�.
-Bunu ancak Dalg�� Ali ��kar�r.
-Evet evet, o ��kar�r.
-Bu konuda adam�n �st�ne yok.
-Ama pek de nazl�d�r, bu so�ukta gelir mi ki?
Birisi gidip bulmu�, getirmi�, ama adam ger�ekten nazlan�yormu�. K�sa bir pazarl�k
sonunda taraflar, herkesin �a�k�n bak�lar� aras�nda, iki alt�na anla�m�lar. Dalg��
Ali hemen i�e ba�lam� ve epey u�ra�t�ktan sonra alt�n� denizden ��karmay� ba�arm�.
Alt�n�n sahibi bir eliyle emaneti al�rken �b�r eliyle, daha �nceden haz�rlad��� iki
alt�n� dalg�ca vermi� ve kimseye f�rsat b�rakmadan konu�maya ba�lam�:
-Biliyorum, hepiniz merak i�indesiniz. Sizlere g�re bu yapt���m,
pek de ak�l k�r� de�il. Ama �unu bilmiyorsunuz; ben bu k�pr�den g�nde en az iki
defa ge�iyorum. Her ge�i�imde benim burada bir alt�n�m kalm�t� diye kafam� takamam.
Bir yerine iki alt�n verdim, akl�m� kurtard�m.
Belki b�yle bir olay hi� ya�anmam�t�r. Dolay�s�yla b�yle bir al�veri� de olmam�t�r.
Fakat bu hik�yeden ��kar�lacak g�zel bir ders var: �nsan hi�bir �eyi kafaya
takmamak. D�nyan�n bin t�rl� h�li varken, her ge�en g�n her �ey daha bir zora
gidiyorken, olur olmaz �eyleri kafam�za tak�p, hayat� kendimize zindan etmenin
yaran yok.
Mutluluk, g�zel y�n� yakalama sanat�d�r. Her �eyi iyi y�n�yle g�rmek, k�t�ye prim
vermeden, baz� �eyleri g�rmezden gelerek, baz� �eyleri duymazdan gelerek,
baz�lar�n� da unutarak g�n�l doygunlu�una ula�mak, bir anlamda �� maymunlar�
oynamakt�r.
Mutlu olman�n yolu, daha huzurlu bir ortam yakalamaksa e�er, bu u�urda iki de�il,
�ok daha fazla alt�n vermeye de�er.
30...
...31
Al�kanl�klar�n K�lesi Olmay�n
Fizik� ve ruh�, b�t�n al�kanl�klar�n esaretine insan ilk ad�mda girer.
Ord. Prof. Ali Fuat Ba�gil
�nsan denen varl�k yarat�l�rken, mayas�na merak da konmu� olsa gerek. ��nk�, ilk
olarak kar��la�t��� �ey ne olursa olsun, b�t�n teferruat�yla tan�mak, ��renmek
istiyor. Bu �n�ne ge�ilemez merak, insan� bazen iyiliklere ula�t�rabildi�i gibi,
d�n�� olmayan k�t�l�klere de g�t�rebiliyor.
Olumlu y�n�yle bakt���m�zda, tarih boyunca yap�lan ke�iflerin ve birbirinden b�y�k
icatlar�n, merakl� ve bilgili insanlar�n �st�n gayretleriyle ortaya ��kt���n�
g�r�yoruz. Hatta bu bulu�lar�n baz�lar� bilgiyi bile gerektirmeden, b�y�k
tesad�fler sonucu, "ben geliyorum" deyivermi�. Olumsuz y�n�yle bakt���m�zda ise
ayn� merak�n, insanlar� �e�itli felaketlere s�r�kledi�ine tan�k oluyoruz.
�zellikle k�t� al�kanl�klara ba�lan�rken merakla at�lan ilk ad�mlar, giderek
esarete varan sonu�lara ula��yor. Sigara ve alkol al�kanl�klar�na, ilk sigara ve
ilk kadehle ba�lan�yor. Burada egemen olan g��, insan�n i�inde var olan merak
d�rt�s�nden ba�kas� de�ildir. O duyguya bir de �zentiler eklendi mi, art�k d�n��
olmayan yola giriliyor. Ayn� �ekilde; yalanc�l�k ilk yalanla, dalkavukluk ilk etek
�pmeyle, iradesizlik ilk zaafla ba�l�yor.
Bir kere k�t� al�kanl�klar�n pen�esine d�meye g�r�n; bencilli�in, anlay�s�zl���n
b�t�n �rnekleri sergilenir o ba��ml�l�klarda. Ne anne-
baba, ne �oluk-�ocuk, ne �rf, ne �dap d��n�l�r. Hem para, hem zaman, hem de sa�l�k
y�n�nden kay�plar d�nemi ba�lam�t�r art�k. Sigara d�k�nleri, b�t�n bu kay�plar�n
yan�nda �evrelerini de rahats�z ederken, alkol m�ptelalar�, kazand�klar� sanal
g�ven duygular� i�inde birer trafik canavar� olup etraflar�na deh�et sa�arlar. O
felaketlere tan�k olan bizler de bir anl�k �z�nt�den, ah-vah demelerden sonra her
�eyi unutur, gaza basar ayn� h�zla yolumuza devam ederiz. Eskiler; "haf�za-i be�er
nisyan ile mal�ld�r" yani "insan unutma �z�rl�d�r" derken, herhalde bu kay�ts�z
davran�lar�m�za g�nderme yapm� olacaklar.
K�t� al�kanl�klara esir olmaman�n ilk ve temel �art�, o ilk ad�mlar� atmamakla ya
da daha i�in ba��ndayken geri d�n� yapabilmekle m�mk�n olabilmektedir, ileri
safhalarda her �ey daha zorla�makta, hatta imk�ns�z h�le gelmektedir. Her a�amada,
e�-dost, akraba, hatta b�t�n insanlara b�y�k g�revler d��yor. Ama maalesef, bizim
insan�m�z bu konuda yeterince duyarl� de�il. Duyarl� olanlar�m�z da tepkilerden
�ekinerek, k�t� ki�i olmama kolay�n� se�iyoruz. Oysa �ok iyi biliyoruz ki, "kolay
yolu se�mek en son �aredir" ve yine biliyoruz ki, "dost ac� s�yler"...
Mutlulu�a giden yol olduk�a engebelidir. O yolda zorluklar, �aresizlikler vard�r.
Ama bilmeliyiz ki, b�t�n engeller a��lmak i�indir.
32...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...33
Zirveye �zenmeyin
Y�ksek tepelerde y�lana da, ku�a da rastlan�r. Biri s�r�nerek, di�eri u�arak
y�kselmi�tir. O-nemli olan, nereye gelmi� oldu�unuzdan �ok, nereden ve nas�l
geldi�inizdir.
Cenap Sahabettin
Yahya Kemal'e "Ankara'n�n nesini be�eniyorsun?"diye sormu�lar: "�stanbul'a d�n��n�"
diye cevap vermi�. Birka� y�l �nce, ben de Ba�-kent'in en be�enilen y�n�n�
ya�arken, Esenbo�a Havaalan�'nda, I-T�'den bir arkada��ma rastlad�m. Hat�rlad���m
kadar�yla, �nemli KiT'lerden birinde �al��yordu. O zaman yeni mezun oldu�u i�in
s�radan bir g�revdeydi. Aradan ge�en zaman zarf�nda genel m�d�r yard�mc�l���na
kadar y�kselmi�, b�y�k bir heyecanla, neler yapt���n� anlat�yordu. Ba�ar�l� bir
y�netici olman�n mutlulu�u g�zlerinden okunuyordu. Biraz da sevincimi belli etmek
i�in:
-Yak�nda genel m�d�r olursun, deyiverdim.
-Allah korusun, derken �yle i�ten s�ylemi�ti ki, �a��rm�t�m. Nedenini sordu�umda
s�yledi�i s�zler daha da �a��rt�c�yd�.
-Genel m�d�rl�k dedi�in politik bir yer. Orada �ok fazla kal�nmaz. En ufak bir
r�zg�rda savrulur gidersin. Halbuki ben y�llard�r ayn� g�revdeyim. Emeklili�ime
kadar da beni kimse yerimden k�p�rdatamaz. �stelik, b�t�n sorumluluklar bende. En
�nemli i�leri ben yap�yorum. B�t�n kararlan ben al�yorum. O sadece imza at�yor. Bu
s�re i�inde �ok genel m�d�r de�i�ti ve ben h�l� ayn� yerdeyim.
Aradan birka� y�l ge�ti ge�medi, onun genel m�d�r oldu�unu ��-sndim.
Televizyonlarda g�r�n�yor, gazetelerde boy boy foto�raflar� ��k�yordu. Aradan fazla
bir zaman ge�meden, ayn� makama ba�ka birinin atand���n� �z�lerek ��rendim. �stelik
kutlama da yapamadan gitti�i i�in biraz da hay�flanm� tim.
Bir s�re sonra yine medyadan, sevgili arkada��m� izleme f�rsat� bul-Idum.
Partilerin birinden aday olmu�tu. Se�ilmek i�in �al��yordu. O-Inun ad�na
�z�l�yordum. ��nk� se�im kampanyalar� b�y�k paralarla I d�n�yordu ve arkada��m�n
�m�r boyu biriktirdi�i m�tevaz� serveti de jbu u�urda eriyip gidebilecekti. Olan
oldu. �imdilerde onun ad�n�, biraz da kendisine vefa borcu olarak verilen, medyayla
ilgili sayg�n bir j kurumun y�netim kurulunda g�rd�k�e avunuyorum.
Zirveye ula�mak herkes i�in ideallerin en ba��nda gelir. Bunun aksi-I ni s�ylemek
m�mk�n de�il. Ancak ac� bir ger�ek var ki, oralarda tutunmak �ok daha zordur.
"Kubbede koz durmaz" derler. ��nk� zirve, dengesiz bir u� noktad�r. �stelik
say�lar� az, heveslileri �oktur.
Zirve denilen yer da� olsa; kar, tipi, f�rt�na ��kar, u�ar gidersiniz, dal olsa
k�r�l�r d�er gidersiniz. En iyisi, g�ze batmayacak kadar a�a��larda, tatmin olacak
kadar yukar�larda bulunmakt�r. Yar�nlardan emin o-larak �al�mak, iyiye ve g�zele
ula�man�n huzuru i�inde, mutlulu�un tad�na varmakt�r.
34...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
..35
Zaman� Do�ru Kullan�n
Zaman ve s�zler dikkatli kullan�lmal�d�r. ��nk� ikisi de geri al�namaz.
Zaman� do�ru kullanmaktan s�z edildi�inde, hep �ocukluk y�llar�mda g�rd���m bir
karikat�r� hat�rlar�m. Arka planda, Galata K�pr�s� boyunca s�ralanm� bal�k��lar, �n
planda bal�k tutmaya �al�an bir a-dam ve en �nde ayakta duran iki zat-� muhterem.
Kendi aralar�nda konu�uyorlar: -Merhaba m�rim! -Merhaba �stad�m...
-Kar��dan seni g�rd���mden beri dikkatimi �ekti, neden orada dikilip durdu�unu
merak ettim.
-Bu d�nyada ne aylak adamlar var yahu! �u adamca��z� iki saattir seyrediyorum. Bir
k�raca bile tutamad��� h�lde �ylece bekliyor.
Do�rusunu isterseniz, bir tuhaf olmu�tum o karikat�r� g�r�nce. Bal�k tutmaya �al�an
adam�n hi� de�ilse bir amac� vard�. Onun gibi zaman� �ld�rm�yordu. Ya o ne
yap�yordu?
�ld�rmek dedim de akl�ma geliverdi. Ge�enlerde g�rd���m bir karikat�rde farkl� bir
espriye yer verilmi�ti. Adam�n biri, �n�ndeki tezg�ha bir �alar saat koymu�,
elindeki �eki�le de saate vuruyordu. Di�er adam merakla soruyordu: -Hayrola
hem�erim, ne yap�yorsun? -Vakit �ld�r�yorum.
Vakit �ld�rme deyince, y�llar �nce g�rd���m garip bir manzaray� hat�rlad�m. Bayram
tatili nedeniyle, o s�ralarda �umra'da oturan ab-lamlar� ziyarete gitmi�tik. Bir
ara pencereden d�ar�ya bakt���mda, garip bir durumla kar��la�t�m. G�rd���m
manzaradan dolay�, �a�k�nl�k i�indeydim. Neyse ki ye�enim Re�at imdad�ma yeti�ti.
-Day�c���m, oras� yar� a��k cezaevi. G�rd���n o adamlar da mahk�mlar. Vakit
�ld�rmek i�in volta at�yorlar. Onlar ��l�-d�rtl� gruplar halinde, bah�enin bir
ucundan �teki ucuna, g�n boyu gidip gelirler. Sadece, yemek saatlerinde i�eri
girerler.
O zaman i�in, o insanlar�n ba�ka se�enekleri olmad���n� d��nd���mden, yaln�zca
hayret edip, g�l�p ge�mi�tim. Ama sonralar� hep �-z�nt� duydum g�rd�klerimden; hep
devleti sorgulad�m, ni�in onca g�c�, onca zaman� bo�a harcat�yor diye. Onlara basit
de olsa, yapabilecekleri birer i� verilseydi e�er, hem �retken olup devlete y�k
olmazlard�, hem de bir i�e yaram� olman�n mutlulu�unu ya�arlard� diye d��nd�m.
�imdilerde bunun ad�na "me�guliyetle tedavi" diyorlar.
insan do�ar, b�y�r, geli�ir, ya�ar ve �l�r. Bu bizim ka��n�lmaz ger�e�imiz. Sadece,
do�umla �l�m aras�nda ge�en zaman ki�iye g�re de�i�kendir ve bizler onun ne kadar
s�rece�ini bilemeyiz. Mevl�na, Mes-nevi'sinde, insan �mr�n� bir duvar�n arkas�nda
duran yuma�a benzetmi�. Bizlere sadece o ipin ucunu �ekmek d��yor. �stelik, o
yuma��n ne zaman bo�alaca��n� bilmeden. Benim bu durumdan esinlenerek yazd���m bir
d�rtl���m var:
YUMAK
Senin �m�r dedi�in, g�rmedi�in bir yumak Her turunda D�nya'n�n, bir sar�m ��z�l�yor
M�him olan bu �mr� insan gibi ya�amak Bin y�l bile ya�asan, bin birinci geliyor
�nsan cebindeki paray� harcarken �l��l� davranmay� biliyor da, zaman� harcarken
nedense d��ncesiz oluyor. Oysa zaman hepsinden daha k�ymetli, ��nk� onun telafisi
de yok. En b�y�k zaman kayb�, zihnimizi gereksiz konularla me�gul etmektir.
Ba�ar�l� insanlar zaman�
36...
Mutlulu�un �ifreleri
kullanmak konusunda, en �ok "�nceliklere" dikkat ederler.
Biz insanc�klar sanki bir marifetmi� gibi, zaman� �a��r�p duruyoruz: Gurbette
olan�m�z s�la pe�inde, k�lada olan�m�z g�n say�yor. Zengin tatili bekliyor. Fakirin
g�z� ay ba��nda. Yaz geliyor, k�� istiyoruz. K� geliyor, denizi �zl�yoruz. Bir
heng�medir s�r�p gidiyor. Sakin ve huzur i�inde, tad�na vara vara hayat� ya�amak,
mutlu olmak varken, fark�na varmadan ve durmaks�z�n zaman� �a��r�yoruz. Bu
�eli�kiyi dile getiren bir d�rtl�k kaleme alm�t�m:
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
.37
Gelece�e �zlemler d�m�yor dilimizden Hikmetin b�yle demek, hep gelsin istiyoruz Bir
sevgi m�hlam�s�n, ��km�yor kalbimizden Hem korkuyor �l�mden, hem sana d�n�yoruz.
�nemli olan bize bah�edilen �mr�m�z� en iyi �ekilde ya�amak. Ne zaman bitece�ini
bilmeden, ama hep fazlas�n� �mit ederek ve hep tad�na vararak, �zmeden, �z�lmeden,
severek, adam gibi ya�amak. Zaten herkes belli bir ya�ta �lece�ini bilseydi,
hayat�n ne kadar tats�zla�aca��n�, insanlar�n ne kadar sald�rganla�aca�m� d��nmek
bile �rk�t�yor. Ne demi� eskiler:
�nsan hayal etti�i m�ddet�e ya�ar.
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...39
38...
Mutlulu�un �ifreleri
Do�a ve Ye�ille Kucaklas�n
Ye�ilin b�y�s� var, g�zde, dalda, �i�ekte
Bu co�ku, bu g�zellik, bulunmaz hi�bir renkte
Lisedeyken, hocalar�m�zdan birinden duydu�um ve her hat�rlay�ta bana heyecan veren
bir �in atas�z� var: Bir g�n mutlu olmak i�in : ��ki i� Bir hafta mutlu
olmak i�in : Geziye ��k Bir ay mutlu olmak i�in : Evlen
�m�r boyu mutlu olmak i�in : Bah��van ol Bug�n�n insan�, giderek azalan ye�ilin
g�zelliklerinden yeterince nasibini alam�yor. ��nk� kentle�me ile birlikte ak�l
almaz bir ye�il katliam� ba�lad�. Kald�r�mlar otopark olurken, yol kenarlar�ndaki
a-�a�lar da bu furyadan nasiplerini fazlas�yla al�yorlar. Art�k �ehirler nefes
almakta zorluk �ekiyor. Televizyonlarda zaman zaman g�sterilen nostaljik siyah-
beyaz filmlerin a�lat�c� senaryolar� bile, ta� ve beton y���n� haline gelen bug�nk�
�stanbul'un o eski g�zelliklerini g�rmenin ac�s�n� ba�aram�yor. Her seyredi�te
i�imiz bir defa daha yan�yor.
Asl�nda, tabiatta bulunan ana renklerin say�s� sadece d�rt: Sar�, k�rm�z�, mavi ve
siyah. Matbaac�l�kta bu d�rt ana renk, beyaz zemin �-zerinde muhtelif oranlarda
kar�t�r�larak k���k noktac�klar h�linde ve de�i�ik yo�unluklarda bas�larak
istenilen her renge ula��labiliyor. ��plak g�zle bak�ld���nda o noktac�klar hi�
belli olmad��� i�in de, bas�l� bir k���ttaki reng' b�t�n olarak alg�l�yoruz.
S�zgeli�i; beyaz ka��t �zerine az yo�un �ekilde bas�lan siyah boya, (ki bu olaya
tram deniliyor), gri olarak alg�lan�rken, siyah ile k�rm�z� kar��m�na sar�
eklenerek, kahverenginin �e�itli tonlar� elde edilebiliyor. Bilindi�i gibi ye�il,
ana renk de�il. O da sar� ile mavinin kar�t�r�lmas� ile elde ediliyor. Tabiatta
bulunan hi�bir renkte, ye�ildeki kadar fazla ton yok. Daha do�rusu; varsa bile o
farklar� b�ylesine b�y�leyici olarak hissedemiyoruz. Y�lm hangi mevsiminde olursa
olsun, etraf�m�za al�c� g�zle bakt���m�zda ye�ilin, sar�dan maviye uzanan o
muhte�em ve b�y�leyici tonlar�yla kar��la��yoruz.
Do�adaki b�t�n renkler, hepsi de ayr� ayr� g�zel. Ama ye�il, her mevsimde ba�ka
g�zel. Ye�ile g�n�l verenler g�n ge�tik�e �rg�tlenerek, g�zard� edilemez b�y�kl��e
ve kaynaklara ula��yorlar. �lk defa Avrupa'da yetmi�li y�llarda, ye�ili, do�ay� ve
bar�� koruma amac�yla, "Ye�il Bar� Hareketi" ile ba�layan bu ak�m, giderek b�t�n
d�nyaya yay�ld�. Sonralar�, yaln�zca ye�ile ve �evreye d�n�k yap�lanmalar g�ndeme
geldi. G�zel yurdumuzda �nce TEMA, ard�ndan Ege Orman Vakf� gibi, �EK�L gibi yeni
olu�umlarla, g�zel Anadolu'muzun hasretten sararm� topraklar�na umut verme ad�na,
b�y�k bir h�zla yay�l�yor. Bu kurumlar g�revlerini fazlas�yla yapmaya �al��yorlar
ama bir taraftan cehaleti a�amam� bilin�siz insanlar�m�z, �te yandan arsa
ya�mac�lar�, ye�ile olan hasretimizi insafs�zca engelliyorlar.
Daha g�zel bir �lkede, daha mutlu insanlar; ye�ilin b�y�leyici co�kusunda bulu�sun
istiyorum.
Haydi dostlar el ele. Can verelim ye�ile
40...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
G�zel Sanatlara Y�nelin
Sanat, sanat�� i�indir
�imdi devam ediyor mu, bilmiyorum. Altm�l� y�llarda, G�zel Sanatlar Akademisi ile,
Bizim �T� Makine Fak�ltesi ��rencileri aras�nda, hemen hemen her y�l tekrarlanan
geleneksel m�nazaralar yap�l�rd�. Ayn� konuda iki kar��t g�r�ten hangisinin daha
tutarl� oldu�unu kan�tlamak amac�yla, iki tak�m aras�nda ve bir j�ri �n�nde yap�lan
bu tart�malar hayli heyecanl� ge�erdi. J�riyi ikna eden taraf yar�may� kazan�rd�.
Bizim m�nazaralar�m�zda konu her y�l hep ayn�yd�: "Toplumun geli�mesinde fen ve
teknik mi, g�zel sanatlar m� daha etkilidir?" Do�al olarak biz, "tekni�i"
savunuyorduk. Bize g�re teknik, tekerle�in icad�ndan beri durmaks�z�n geli�me
halindeydi ve her geli�me, �n�nda faydaya d�n��yordu. Ayr�ca bu geli�meler; yeni
nesiller taraf�ndan kolayca ��renilerek daha da ilerletiliyordu.
�rnek olarak da Einstein'� g�steriyorduk. Ak�ll� ve sistemli �al�an bir insan�n,
ondan ��renilenleri daha da geli�tirebilece�ini savunuyorduk. Oysa g�zel sanatlar,
ini�li-��k�l� bir seyir g�sterdi�i i�in ilerleme sa�lanam�yordu. S�zgeli�i; bir
Picasso'nun, bir Beethoven'in sanat�na belki de hi�bir zaman ula��lamayacakt�.
Ayr�ca g�zel sanatlarda, insan i�in somut bir yarar da yoktu.
Kar�� tezler ise daha farkl�yd�. Onlar, olaya insan olma mant���yla
yakla��yorlard�. Onlara g�re, insan etten ve kemikten ibaret bir varl�k de�ildi.
Onun duygular�, �zlemleri, daha �nemlisi, ruh denilen farkl�
bir yan� vard�. G�zel sanatlar , insana, g�zle g�r�lmeyen moral de�erler
kazand�r�yordu. O de�erler olmasa, teknik de fen de bir i�e yaramazd�. Makine sizin
i�inizi kolayla�t�rabilir ama i� huzurunuzu sa�layamazd�. Mutlulu�a ula�man�n yolu,
g�zel sanatlardan ge�iyordu. Biz her ne kadar kendi tezimizi savunsak da, i�imizden
onlara daha �ok hak veriyorduk. ��nk� �ok iyi biliyorduk ki, bizler birer makine
de�ildik.
�nsan, duygu ve d��nceleriyle birlikte, �zellikle, heyecanlar�yla ya�ar.
G�zellikler kar��s�nda heyecan duymak, hayattaki lezzetlerin en y�kse�idir. �lham
denilen olay, bedi� (estetik) bir heyecand�r. Ruhun g�zelle kar��la�mas� bir
anlamda, g�zel sanatlara at�lan ilk ad�md�r. ��nk� o heyecanla birlikte sanat eseri
ortaya ��kar.
Bize g�re sanat, �ncelikle sanat�� i�indir. �n yarg�lar�, kurgular� ne olursa
olsun, o heyecan� kendisi duymu�tur. Eserinden do�acak ilk mutluluk ona aittir. Ama
her �r�n�n yan �r�nleri, mutlaka vard�r ve onlardan sanat da, toplum da nasibini
al�r.
Bizim insan�m�z�n g�zel sanatlar konusundaki yorumu, nedense �ok farkl�. G�zel
sanatlara yak�nl�k, do�rudan mesleklerle ili�kilendirili-yor. Bir m�hendisin �iir
yazmas�, bir doktorun ud �almas�, bir kasab�n resim yapmas� yad�rgan�yor. Kald� ki,
g�zel sanatlara ilgi duymak, ill� ki bir �eyler yapmak de�ildir. �nemli olan, bir
sanat eseri kar��s�nda duygulanabilmek, o hazz�, o mutlulu�u ya�ayabilmektir.
Bunun i�in az da olsa, baz� �n bilgilere sahip olmak i�imizi kolayla�t�racakt�r.
Sanatla madde, ilimle �iir, birbirine z�t �eyler olarak alg�lanmamal�d�r. Herkesin
sanat�� olmas� de�il ama, hangi meslekten olursa olsun, genel k�lt�r ad�na da olsa
bir �eyler bilmesi gereklidir. B�ylelikle, g�nl�k hayat�n yorgunlu�unu, g�zellik
heyecan� ile �zerimizden atmak ve y�ksek ufuklara kanat a�mak, k�sacas�, mutlulu�a
ula�mak m�mk�n olacakt�r.
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...43
Ya�lanmaktan Korkmay�n
Hayat�n en g�zel arma�an� ya�l�l�kt�r.
2003 y�l�, 63 mezunlar� olan bizler i�in birbirinden g�zel ve ne�eli kutlamalarla
ge�ti. �lkinde Makine Fak�ltesi'ndeydik, ikincisi �T� Kamp�s'�nde, sonuncusu da,
Makine M�hendisleri Odas� ad�na bir otelde ger�ekle�ti. Bulu�malarda arkada�larla
tekrar bir araya gelmenin mutlulu�unu ya�ad�k. Ama hepimizin biraz h�z�nl�
oldu�umuz her halimizden belliydi. Meslekte 40 y�l g�zeldi de, bu ayn� zamanda 40
y�l ya�lanmak demekti.
Eskiler, "her ya��n g�zelli�i ayr�d�r" derler. ��nk� insan y�llar boyu kendisiyle
y�z y�ze olurken �irkin ve sevimsiz bile olsa, kendisini sevmeyi ��reniyor. Hele
g�zel bir yuvas�, e�i ve �ocuklar�yla mutlu bir hayat� varsa, bir de i� hayat�nda
ba�ar�l� olmu�sa, keyfine diyecek yoktur. Ama aynalar var, foto�raflar var size
hainlik eden, size ya�land���n�z� durmadan hat�rlatan...
�nsan�n ka� t�rl� ya�� vard�r diye d��nd�n�z m� hi�? Fak�lte'deki ilk toplant�da bu
konu g�ndeme gelmi�ti de, bizim Aydo�an Hoca birka� �rnek vermi�ti. Daha sonralar�
�st�n� ben tamamlad�m. Belki sizler de il�veler yapabilirsiniz.
Bu hesaba g�re, insan�n yedi t�rl� ya�� var:
1-Ger�ek ya��
2-N�fus ya��
3-S�yledi�i ya��
4-G�r�nd��� ya�� 5 -T�bb� ya�� 6-Zek� ya�� 7-Hissetti�i ya��
Bizim �ocuklu�umuzda Cumhuriyet de �ocuktu. Her �eyde bir acemilik, bir ilk olma
zaaf� vard�. Elifbadan alfabeye ge�ilmi�, e�itim sistemimiz yeni yeni oturuyordu.
Alfabemize, okumay� kolay s�kebilme-miz a��s�ndan al�nan s�zc�kler bazen de, "uyu
uyu, yat uyu" gibi tembelli�i ya da ba�ka d��nceleri �a�r�t�rabilecek yanl�
mesajlar bile verebiliyordu.
�te o y�llarda bize ��retilen, insanlar�n ya�lar�yla ilgili yak�t�rmaklar yap�lm�
bir tekerleme:
10-Fidan
20-Aslan
30-Kaplan
40-Ak�l
50-Fikir
60-Ahmak
70-Sa��r
80-K�r
90-Tavuk
100-Yumurta, koy �uvala vur duvara
Gen�ler, ya�lar� ve ya�ad�klar� s�reler gere�i deneyimsiz oluyorlar. 1 Bir anlamda,
zaman�n de�erini bilemiyorlar. Her �eyi tozpembe g�r�yorlar. O k�sac�k
ge�mi�lerinde fazla zorlukla kar��la�mad�klar� i�in, daha iyimser g�zlerle
bak�yorlar hayata. Bir anlamda, mutlu ya��yorlar. Ancak her �ey onlar�n
zannettikleri gibi gitmeyebiliyor. O zaman var�lan sonu�; h�sran!
�nsanlar ya�land�k�a, ba�lar�ndan ge�en �e�itli olaylar, geride b�rakt�klar� ac�-
tatl� hat�ralar, fark�na varmadan onlara birbirinden de�erli
..45
deneyimler kazand�r�yor. Bu ise; onlar�n her t�rl� s�rprizlere haz�rl�kl�
olmalar�n� sa�l�yor. �ni�li-��k�l� durumlardan fazla etkilenmiyorlar. En az�ndan,
pani�e kap�lm�yorlar. Hele bir de inan� denilen o muhte�em duyguya
ula�abilmi�lerse, hi�bir �ey fazla korkutmuyor onlar�. Zaten inanan insan i�in bu
d�nyaya bir "geli�", bir de "gidi�" var. �l�m sadece bir ayr�l�k onlar i�in.
Sevenlerden, sevilenlerden ayr�lmak, onlardan uzak kalmak. Sevgili babac���m hayata
veda etti�i zaman, Sedat Amca'nm hafif bir tebess�mle s�yledi�i s�zler hi� akl�mdan
��km�yor:
-�b�r tarafa gitti.
;
Yaln�zl�k hayat�n karanl���d�r. Hayat� g�zelle�tiren dostluklar ve be-'
raberliklerdir. Yaln�zl��a prim vermekten ka��nmal�y�z. Korkuyla ve' ku�kuyla
ya�amak, erken ya�lanmakt�r. �l�m�n, er veya ge�, herkesin ba��na gelecek bir
ger�ek oldu�unu kabul etti�imizde ve ecelin ne oldu�unu anlad���m�zda, hayata daha
ba�ka g�zlerle bakabiliriz. Ya�ad���m�z her saniyenin de�erini bilerek, her
nefesten ayr� tatlar alarak mutlulu�a ula�abiliriz.
Gen�ler �mitle, ihtiyarlar hat�ralarla ya�ar...
46...
Mutlulu�un �ifreleri
Tecr�beye Sayg�l� Olun
Tecr�be, yap�lan hatalar�n bile�kesidir.
Adam�n biri, gecenin bir vaktinde, yar� uykulu, yar� uyan�k vaziyette, kitap
okuyormu�. �yle bir yere gelmi� ki, p�r dikkat kesilmi�. O-kudu�u b�l�mde, o g�n�n
diliyle aynen ��yle yaz�yormu�: "Her kim ki, aln� bas�k, burnu sivri, kulaklar�
sark�k, sakal� bir tutamdan uzun ola, ol ki�i aptal ola."
Adamca��z, hemen kitab� b�rak�p aynaya ko�mu�. C�l�z yanan kandilin lo� ����nda,
kendini seyre koyulmu�. Kitaptaki tarifin hayret e-dilecek derecede kendisine
uydu�unu g�rm�. Ne yap�p edip, bu k�t� durumdan kurtulmal�y�m diye �areler aramaya
ba�lam�. Bir yol bulmakta da gecikmemi�. ��nk� bakm� ve g�rm� ki, b�t�n bedensel
�zellikleri do�u�tan oldu�u i�in de�i�tirmesi m�mk�n de�ilmi� a-ma sakal�yla pek�l�
oynayabilirmi�. Adamca��z, buldu�u dahiyane(!) ��z�mden son derece mutlu, hemen bir
makas aramaya ba�lam�. Fakat ne kadar arad�ysa da makas� bulamam�.
Bu i�i gizli yapmas� gerekti�inden, kimseyi uyand�rmak istememi�. Tam o s�rada bir
b��ak ili�mi� g�z�ne. Hemen i�e koyulmu�. Fakat ne yaz�k, bu i� b��akla olmuyormu�.
Ak�ll� bir adam i�in �areler t�kenir mi? Bu sefer de ba�ka bir yol denemeye karar
vermi�.
Bir eliyle sakal�n�n �st k�sm�m kavray�p alt�n� yakacak, ate� yukar�ya ��k�nca da
�teki eliyle s�nd�recekmi�. Ak�ls�z ba��n cezas�n� her zaman ayaklar �ekmez ya;
�nce elleri, sonra b�t�n y�z� yan�vermi�.
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...47
Adamca��z ac�lar i�inde k�vranmas�na ra�men ilaca de�il kitaba ko�mu�, ilgili
sayfay� a��p kocaman kocaman harflerle bir not d�m�: "Tecr�beyle sabittir."
Gen�li�imde okudu�um bu hik�ye, yak�t�rma da olsa, �ok d��nd�r�c� gelmi�ti bana.
Tecr�benin, bu arada zek�n�n ve akl�n �nemini bir daha kavramama vesile olmu�tu.
�nsan�n, daha �ocukken k�zg�n sobaya dokunarak ba�layan deneyimleri, ac� ve tatl�
sonu�lar�yla �ylesine bir de�erler silsilesi olu�turuyor ki, i�inde koca bir hayat
var. ��inde, daha sonraki d�nemlerin davran� bi�imlerini d�zenleyen �ok �nemli
ilkeler var. Sonra bu ilkeler, birikerek ve ulus baz�nda benimsenerek, deyimleri ve
atas�zlerini olu�turuyor. Atas�zlerinde ise, bir ulusun karakteri, ilkeleri ve
k�lt�r� ortaya ��k�yor.
Hani bazen, bindi�iniz arac�n s�r�c�s�n�n deneyimi konusunda e-min olana kadar
tedirgin olursunuz ya; insanlar�n tecr�belerine de�er vermek de farkl� de�il. Emin
olmadan teslim olmaktan yana de�iliz elbette. �l��p bi�ip, ondan sonra teslim
olmal�y�z. Yoksa her seferinde bir tarafa savrulur, zarar ve h�srana u�rar�z.
Tecr�belerden ibret almayan, ba�ar�ya ula�amaz. �nsan�n, geli�mesini tamamlamas� ve
s�rekli mutlu olabilmesi i�in, kendisinden �nce ya�anan ac� ve tatl� olaylar�n
�z�msenmesiyle g�n�m�ze kadar gelen deneyimlere ihtiyac� var. Tecr�beye gerek
olmasayd� e�er, okullara ihtiya� kal�r m�yd�? ��retmenlik mesle�ine de l�zum
kalmazd�. O zaman kitaplar olmazd�, ��nk� onun i�in de tecr�be gerekiyor.
48...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...49
Sorumluluk Almaktan Ka��nmay�n
Cesaretsiz bezirgan, ne k�r eder ne ziyan
Risk almak, sonradan do�abilecek tehlikeleri �nceden g�ze almak demektir. Belki
�o�umuz fark�na bile varmay�z ama asl�nda �mr�m�z boyunca risk alarak ya�ar�z. �lk
riski anne ve babalar�m�z, bizim do�mam�z� arzulad�klar� anda alm�lard�r. O niyetle
birlikte, baba adaylar� b�y�k sorumluluklar y�klenmi�, annelik co�kusunu ya�ayan
y�ce varl�klar ise �l�m� �oktan g�ze alm�lard�r. �zellikle hamilelik d�nemi, akla
gelmedik risklerle ku�at�lm�t�r. Art�k her hareket tehlikeli, her davran� do�acak
�ocu�u b�t�n hayat� boyunca etkileyebilecek a-r�zalara yol a�abilir niteliktedir.
Sonu� olarak; "�ocu�un var m�, derdin var" misali, �m�r boyu s�recek riskler vard�r
anne ve baba i�in. D�nyaya geli�imizden itibaren de bizim kendi risk maratonumuz
ba�lar. O �yle bir ko�u�macad�r ki, �mr�m�z�n sonuna kadar s�rer.
"Risk almayan risk al�r" derler. ��nk�, mutlaka olmas�n� istedi�iniz bir �ey i�in
karar verdi�iniz anda, elinizi ta��n alt�na koyuyorsunuz demektir. Art�k o karar�n
do�urabilece�i her t�rl� riskle kar�� kar��yas�-n�z. Risk almaktan ka�msayd�k e�er,
bir�ok arzumuz ve �mitlerimiz, daha ba�lamadan s�n�p giderdi.
Denemek, ba�ar�s�zl��a ve hayal k�r�kl���na a��k olmak demektir. Birilerine dost
eli uzatmak bile, elinizin bo�ta kalmas� riskini ta��r. Sevmek, sevilmemeyi g�ze
almakt�r. Tek tarafl� sevgiyi, ayr�l���, �z�nt�y�, hatta y�k�lmay� ba�tan
kabullenmektir. A�laman�z duygusall���n�z�, g�lmeniz aptal zannedilmenizi, umut
etmeniz ac� �ekmenizi berabe-
inde getirebilir. Hatta, sokakta y�r�meniz bile akla gelmeyecek riskler ta��r.
Aya��n�z kayabilir, yeni a��lm� ve �nlem al�nmam� bir �u-curda bulabilirsiniz
kendinizi. En basiti, ba��n�za bir saks� d�ebilir. C�smetinizde(!) varsa, karada
bile olsan�z, size bir u�ak, hatta bir ge-ni bile �arpabilir. Bu kadar tehlikelerle
dolu bir D�nya'da, ya�ad���-��za g�re; mutlulu�umuz i�in de baz� riskleri g�ze
almal�y�z. Tabiatta her �ey bir denge i�indedir. Ba�ar� ve mutluluk, bir
tahterevallinin a�a��da kalan koluna yerle�tirilmi�tir. �b�r tarafa g�nl�n�-;�,
eme�inizi koyarken, riskinizi de eklemezseniz, o g�zellikleri yuka-"�ya
kald�ramazs�n�z. Her �eyin kolay tutulabilen kulpu yoktur. Nas�l d, bir a��rl���
kald�rabilmek i�in elimizi en alta koyuyorsak, isteklerinize ula�mak i�in de benzer
�ekilde davranmam�z gerekiyor. Cephedeki asker, siperden ba��n� ��karmasa da risk
alt�ndad�r. Ama risk al�p fleriye at�lmad��� s�rece sava�� kazanma �ans� yoktur.
Naz�m Hik-let'in Karay�lan'� gibi d��nmeden, o yal�n ger�e�i fark etmeden bir
yerlere var�lam�yor.
Mutsuz insanlar mahallesi; y�reksiz, cesaretsiz ve en ac�s�, ne istedi�ini bilmeyen
zavall�larla mesk�ndur. Hayat, maddi ve manevi y�nleriyle her g�n biraz daha
geli�mekse e�er, o semtin insanlar� kendilerini o kenar mahallelerde ikamete daha
ba�tan mahk�m etmi�lerdir. )ysa insan, sadece etten ve kemikten ibaret de�ildir.
Onun y�re�i, g�nl� ve hepsinden �nemlisi, bir ruhu vard�r. Bir anlamda varl���n�n
temel nedeni olan Y�ce Allah'�n temsilcisidir. Elbette, yarat�l��na uygun
davran�lar i�inde olmal�d�r.
50...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...51
Hatalardan Ka��n�n
Silginiz kaleminizden �nce bitiyorsa yanl��na �ok demektir.
J. Jenkins
Y�llar �nce elime bir silgi ge�mi�ti. �u bildi�imiz silgilerden. Han�, kur�un
kalemle bir �eyler karalarken yapt���m�z hatalar� yok etmek i-�in kulland���m�z
prizmatik lastik par�as� var ya, i�te ondan. Ama o silgi g�rd�klerimden �ok
farkl�yd�. Bizim kulland�klar�m�zdan en az, be�-alt� kat b�y�kt�. �imdi ismini
hat�rlamad���m bir firman�n promosyonuydu ve iki taraf�nda da hayli d��nd�r�c�,
ilgin� bir yaz� vard�: "B�y�k hatalar i�in"
Silgi deyip ge�meyin. ��nk� b�t�n silgiler bizim hatalar�m�z� yok etmek i�in
�al��r. �stelik, bu hizmeti yaparken eriyip yok olmay� g�ze al�rlar. Aynen, bizleri
hatalar�m�zdan ar�nd�rmak i�in kendilerini feda eden anne ve babalar�m�z gibi...
Orhan Gencebay'm, y�llar �nce insan�m�za arabeski sevdiren bir par�as� vard�:
"Hatas�z kul olmaz, hatamla sev beni." Hatas�z kul olmaz ama �yle hatalar da vard�r
ki, onlar� silecek silgi bulamazs�n�z. Hatas�zl�k yaln�zca Y�ce Allah'a mahsustur.
Elbette hatalar�m�z olacak. �nemli olan, elden geldi�ince dikkatli davranmak, ayn�
hatalara tekrar d�memektir. Baz� k���k hatalar�n bizi bu konuda e�itti�i de
s�ylenebilir. Yeter ki, o hatalardan gerekli dersleri ��karabilelim. Hayat�m�z�n
her d�neminde de�i�ik hatalar yap�yoruz. Dil s�r�me-
leri, yanl� hareketler, �akan�n dozunu ka��rmalar, bo�bo�azl�k dedi�i-aiz gereksiz
konu�malar, hepsi de bizim i�in hata tuzaklar�d�r. �stelik ler hata, an�nda k�t�
sonu�lar do�urmuyor. O zaman da as�l tehlike -er ba�l�yor ve bize ders alma f�rsat�
��km�yor. �zellikle yeni ara� kul-anmaya ba�layanlar, ufak hatalar yapt�k�a deneyim
kazanarak ustala-�abiliyor, ileride ba�lar�na gelebilecek b�y�k hatalardan korunmu�
o-uyorlar.
Dil s�r�melerini ve yapt���m�z ani ��k�lar�, farkl� yorumlayanlar da /ar. Onlara
g�re bu kusurlar, daha �nceden kurgulad���m�z d��ncellerimizin kontrols�z bir
�n�m�zda ortaya ��kmas� anlam�na geliyor ki, 3U konuda daha dikkatli olmak
gerekiyor. ��nk� b�yle durumlarda D�r bak�ma, bizim k�t� niyetlerimiz a���a ��km�
oluyor.
Her hata, kendimize veya ba�kalar�na, ama mutlaka birilerine, �-^�nt� getiriyor.
Her hatay� �z�r silgisiyle sikmiyorsunuz. �stelik, �z�r dilemenin de usul�, erk�n�
var. Bazen �zg�n bir bak�, bir lisan-� h�l savay� yumu�atabilirken, bazen susmak ve
telafiyi, tedaviyi ileriye b�rakmak daha uygun olabiliyor.
Ac�mas�z bir d�nyada ya��yoruz. Herkes ba�ar� pe�inde ko�uyor. Bu j�urda her yol
mubah say�l�yor. �o�u insan da, i�in kolay�na ka�may� ye�liyor. �al��p emek ve
g�n�l vermek yerine, sizin hatalar�n�za bel sa�lan�yor. Eme�in, al�n terinin
getirdi�i mutlulu�un tad�, ne yaz�kt�r ci, herkes taraf�ndan bilinemiyor.
HATA
Her i�in, her eylemin tart�lmas� gerekir Bir s�z s�yleyeceksen, bo�az tam dokuz
bo�um Marifet �z�r de�il, hataya d�memektir B�yle gider diyorsan, kaybedersin
�ocu�um
52...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...53
G�ven Duygusunu Yakalay�n
G�ven duygusu, mutluluk yolunun en �nemli ta��d�r.
insanlar, �zellikle geli�memi� toplumlarda, hayatlar�n�n �nemli bir b�l�m�n�
kendilerini g�venceye almak i�in harcarlar. ��nk�, g�ven olmayan yerde rahat, huzur
ve mutluluk olmaz. Kendisini g�vende hissetmeyen insan, paras�, serveti; ne kadar
art�s� olursa olsun, ger�ek mutlulu�a ula�amaz. Mutluluk, bir anlamda rahatlamad�r
ve o huzuru sa�layacak tek etmen de g�ven duygusudur.
Ge�en y�l ��kt���m�z Karadeniz sahillerini kapsayan gemi turuna, Rusya'n�n tatil
beldesi So�i'den ba�lam�t�k. G�r�lecek yerlerin �o�u, oteller ve sanatoryum
a��rl�kl� �ifa merkezleriydi. Bu arada, saray yavrusuna benzer de�i�ik bir bina
g�rd�k. Denizden biraz uzakta, g�zel manzaral� bir tepe �zerinde in�a edilmi� bu
bina, �ocukluk y�llar�m�z�n en �ok korkulan ve en �ok konu�ulan diktat�r� olarak
an�lan Sta-lin'in, onlar�n dilinde; "da�a" denilen yazl�k eviydi. Bize rehberlik e-
den Rus han�m, bir �eye dikkatimizi �ekmi�ti.
Bah�ede t�rl�, a�a�lar ve �i�ekler vard� ama bir tek �e�me bile yoktu. Nedenini
��rendi�imizde ise hayli yad�rgam�t�k: Musluklar a��k b�rak�l�rsa, akan suyun
��r�lt�s�, ayak seslerini bast�r�r ve duyulmas�n� �nlermi�. Yani, St�lirie kar��
yap�labilecek bir suikast�n �nceden fark edilmesi m�mk�n olmazm�. Atalar�m�z,
"korku da�lar� bekler" diye bo�una s�ylememi�ler.
G�ven duygusu, �teden beri insanl���n dayand��� bir temel olgudur. En b�y�k
uygarl�klar, en g��l� imparatorluklar hep g�ven yamac�nda ye�ermi�tir. �nsan
g�venmek ister. E�ine, ailesine, dostlar�na, �evresi-
!:ne, ulusuna ve nihayet b�t�n insanlara kar�� rahatlamak, o g�zel duyguyu tatmak
ister. O duygu, biraz da sosyal olman�n bir sonucudur. Kendine yeterli olmad���n�n
bilincine varmakt�r. Ba�kalar�na muhta� oldu�unun dolayl� yoldan itiraf�d�r.
�nemli bir s�nav� olan ��renci, bilgilerine yeterince g�venemiyor-sa, o geceyi
uykusuz ge�irir ve daha da ba�ar�s�z olur. Can�n� g�vende hissetmeyen insan�n
uykusu ise tilki uykusu gibidir. Bir g�z� hep aral�kt�r. G�z� arkada olan�n huzuru
olamaz. G�ven duygusuna ula�man�n en kestirme yolu ise tedbirli olmaktan ge�er.
Ancak o zaman evhamlardan kurtulmak m�mk�n olur. Eskiler, "tedbirde kusur etme,
takdire kar�ma" diye bo�una dememi�ler. Bizlere d�en, gerekli �nlemleri yerinde ve
zaman�nda almak, sonras�n� bizi yaratan Y�ce Allah'a b�rakmakt�r.
�ehirden uzakta, �iftliklerinde ya�ayan ya�l� bir �ift, kendilerine yard�mc� olacak
eleman ararlar. Gelenlerin i�indeki bir gencin, �zelliklerini anlat�rken s�yledi�i;
"r�zg�r esti�inde dahi rahat uyuyabilirim" s�zlerinden pek bir �ey anlamasalar da,
ba�ka y�nleri ho�lar�na gitti�i i�in onunla anla��rlar.
- Birka� g�n sonra bir gece, f�rt�nayla uyanan �iftlik sahipleri etraf� kontrol
ettiklerinde pencere ve kap�lardaki kepenklerin s�k�ca kapat�l�p, kancalar�n�n
yerlerine tak�ld���n�, ��minenin yanma kal�n a�a� k�t�klerinin dizildi�ini,
trakt�r�n garaja �ekildi�ini, ah�r kap�s�n�n kapal� oldu�unu, hayvanlar�n sakin
olduklar�n� ve her �eyin yerli yerinde durdu�unu g�r�rler.
Gen� adam da, biraz ilerideki kul�besinde huzurlu bir �ekilde uyumaktad�r. �te o
zaman, "r�zg�r esti�inde dahi uyuyabilirim" s�z�n�n ne demek oldu�unu anlarlar.
Acaba bunu, hangimiz ger�ekten ya�am�m�zda uyguluyoruz.
Korku ve ku�kuyla ya�amak, erken ya�lanmakt�r.
54...
Mutlulu�un �ifreleri
f
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...55
Dan�maktan �ekinmeyin
�sti�are s�nnettir, m�ste�ar m�mtaz gerek.
Bilemedi�imiz konularda birilerine dan�mam�z, peygamberimizin, �nemli bir
tavsiyesidir. Ama, onun da �nemli bir �art� var: Dan��lan ki�i se�kin olacak. Hani,
halk aras�nda "bir bilene soral�m" derler ya, i�te �yle...
�nsan�n, her konuda yeterli bilgi ve deneyime sahip olmas� m�mk�n de�ildir.
Tecr�belerle var�labilecek ��z�mler, hem s�n�rl�, hem de uzun zaman gerektirir.
Oysa insan, daha do�ar do�maz baz� se�imlerle, karar verme zorunlulu�uyla kar��
kar��yad�r. O konuda kendisine bir yol se�mek i�in, y�llar sonra edinebilece�i
deneyimleri bekleyemez.
"Soran da�lar� a�m�, sormayan d�z yolda �a�m�." atas�z� bo�una s�ylenmemi�. Ama
sormadan sormaya da fark var. Soru vard�r, kar�� tarafa sayg�yla iletilir; soru
vard�r, sorulana emir gibi gelir. Baz� sorular�n i�inde bulmacalar gizlidir. Baz�
sorular da vard�r, hakaret kokar, insan� �ileden ��kar�r.
Adam�n biri, bir kasabadan di�erine yaya olarak gidiyormu�. Hava alabildi�ine
s�cak, g�ne� g�zleri a�amayacak kadar parlak, s�rt�ndaki y�k de olduk�a a��rm�.
Yorgun arg�n y�r�rken, yolun kenar�nda duran bir adama rastlam�. Selam verdikten
sonra, sormu�: -Hem�erim, filan kasabaya ne kadar zamanda varabilirim? -Y�r�
bakal�m. -Beyim, sana kibarca bir soru sordum, verdi�in cevaba bak.
-Y�r� dedik ya karde�im!
-Bak, yine ayn� �eyi s�yl�yorsun.
-Sen hele bir y�r� de y�r�y��n� g�relim. O zaman, kasabaya ne kadar zamanda
varaca��m s�yleriz.
B�t�n mesele, soruyu g�zel sormakta. ��nk� sadece sorulan�n, dan��lan�n bilgili
olmas� yetmiyor. Sorunun da anla��l�r olmas� gerekiyor. Neyi bilmek istedi�inizi
tam olarak vurgulaman�z gerekiyor. Aksi halde hi�bir sonuca ula�amazs�n�z. �nemli
olan, sorular� ak�ll�ca ve iyi niyetle sormakt�r. Yaralamadan, yara almadan,
��renmek istedi�iniz ne ise onu g�ndeme getirmektir. Bilmeliyiz ki sorulan soru,
soran�n seviyesini de ortaya ��kar�r. Sormay� bir eksiklik gibi g�rmek de do�ru
de�ildir. Aczimizi ortaya ��kar�r korkusuyla sormay� g�ze alamazsak e-�er, kaybeden
biz oluruz.
�niversite y�llar�nda, de�i�ik fabrikalarda alt�ar haftal�k yaz stajlar� yapard�k.
Ben o stajlarda, daha �ok bilgi edinmenin kolay bir yolunu bulmu�tum. �lk g�nden
itibaren, ustalardan birine yana��p yard�m istiyordum. Hepsine yakla�ma tarz�m,
hemen hemen ayn�yd�. "Usta-c���m" diyordum. "Bizler �niversitede okuyoruz. Okulu
bitirince m�hendis olaca��z ama, �zellikle pratik y�n�nden eksiklerimiz �ok. Sizler
hayat �niversitesini bitirmi�siniz. �inizin ehli olmu�sunuz. Bize ne kadar yard�mc�
olursan�z, derslerde teorik olarak okuduklar�m�z� daha bir pi�iririz."
Bu s�zler kar�� taraf� hem onurland�r�yor, hem de �zverili h�le getiriyordu.
Ger�ekten iyi �eyler ��reniyorduk. Bu davran�ta ge� kald���m�z da oluyordu. O zaman
onlar �nce davran�p soru ya�muruna tutarak, bizim aczimizi ortaya ��karmaya
�al��yorlard�. Hi� unutmuyorum; 62 yaz�nda Almanya'da staja ba�lad���m ilk g�nde
"Meister"lerin soru ya�muruna tutulmu�tum. Asl�nda, onlara o f�rsat� kolay kolay
vermezdim ama Almanca konu�makta zorland���m i�in ilk hamleyi onlar yapm�lard�. �yi
ki, ya da iyi de�il ki, bizde daha �ok teorik bilgiler ��retilir, o y�zden pek
s�k�nt� �ekmemi�tim. Aynca, bir �eyi de fark etmi�tim o sorularda; onlar beni
de�il, bir anlamda �lkemi s�n�yorlard�.
Ke�keleri ya�amaman�n en g�zel yolu dan�makt�r.
56...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...57
Al�akg�n�ll� Olun
Toprak gibi sade ol, al�akg�n�ll�l�kte...
Mevl�na
Mutlulu�u ger�ekten yakalamak istiyorsak e�er; kibirden, gururdan, g�steri�ten bir
an �nce kurtulmal�y�z. Bir�ok insan, hayat�n�n b�y�k b�l�m�n� oldu�undan farkl�
g�r�nebilmek i�in heba edermi�. Oldu�umuz gibi g�r�nmekten �ekinmemeliyiz, ya da
bir gayret g�sterip, g�r�nmek istedi�imiz gibi olmal�y�z.
Iki-�� y�l kadar �nce, ilgin� bir olay ya�ad�m. Sat� firmam�z� y�neten ye�enlerden
biriyle, distrib�t�rleri olduklar� ithal �r�n�n bayilik �artlar�n� g�r�mek �zere,
b�y�k bir firma sahibiyle g�r�meye gitmi�tik. Kendisi, bir s�re �al��p i�imi kurmam
nedeniyle ayr�ld���m �irkette, benden sonra g�rev yapm�t�. Bir �ekilde onunla
tan�t���m� bildikleri i�in, ye�enlerim benden yard�m istemi�lerdi.
ikramlarla birlikte konu�malara ba�lam� ama esas konuya girmemi�tik. �irket sahibi
arkada� ye�enime, "Gazanfer A�abey benim us-tamd�r" deyince do�rusu bu ya, �ok
�a��rm�t�m. ��nk� biz ikimiz, o �irkette hi�bir zaman birlikte olmam�t�k. Daha
sonralar� da sadece, o da bizim onlar�n ba�ka �r�nlerine ihtiyac�m�z oldu�unda,
birka� telefon konu�mas� yapm�t�k. Bir defas�nda da yurt d��ndan u�akla d�nerken,
tesad�fen koridorun iki yan�nda oturmu�tuk. Hatta ben pek fark edememi� olaca��m
ki, o kendisini tan�tm�t�.
Bizim �a�k�nl���m�z� daha fazla uzatmak istemeyen o "al�akg�n�ll�" insan, anlatmaya
ba�lad�.
-Ben asl�nda o �irkete daha sonra girmi�tim, Gazanfer diye birini hi� tan�m�yordum.
Ba� m�hendisimiz, bir i�le ilgili olarak teklif haz�rlamam� istemi�ti. Hen�z yeni
oldu�um i�in, daha �nce yap�lm� bir i�in dosyas�ndan yararlanabilece�imi
s�ylemi�ti. O dosyay� al�p bakt���mda, Gazanfer Sanl�top ismini g�rd�m. Dosya �ok
g�zel haz�rlanm� oldu�u i�in epeyce yararland�m. Daha sonra ba�ka bir g�revle
birlikte, ba�ka bir dosyaya bakmam �nerili��ce hemen o dosyay� haz�rlayan�n kim
oldu�unu merak ettim. �sim yine ayn�yd�. Ondan sonraki i�lerde kimselere sormadan
nereye bakaca��m� biliyordum. Bu nedenle, Gazanfer A�abey benim ustamd�r diyorum.
Duyduklar�mdan o kadar etkilenmi�tim ki, ne diyece�imi bilemiyordum. Bizimkinden
�ok daha b�y�k ve �lke �ap�nda tan�nm� bir firman�n ba��ndaki o �licenap insana
sayg� duydum. Genellikle o durumlarda bir�oklar� gocunup, konuyu kapatmay� tercih
ederler. Bu tarz konu�malar� kendileri i�in bir z�l, bir ay�p sayarlar, i�imden,
"i�te" dedim; "al�akg�n�ll�l�k bu olmal�" Sonra bir daha d��nd�m ve o arkada��n
ba�ar� basamaklar�n� bu kadar h�zl� t�rman�mdaki ger�ek s�rr� buldum.
. �irazl� Sadi, �nl� kitab� Bostan'da bu konuyu ��yle �zetliyor: "B�y�mek istersen
k���lmelisin kendi g�z�nde. Y�celik dam�na tevazu i-le ��k�l�r. Meyveli a�ac�n dal�
yere e�ilir. Ak�ll� insanlar al�akg�n�ll� olur."
Her t�rl� a�a��lama ve kendini b�y�k g�rme, somut �lemin depremidir.
56...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden SO Yol
...57
Al�akg�n�ll� Olun
Toprak gibi sade ol, al�akg�n�ll�l�kte...
Mevl�na
Mutlulu�u ger�ekten yakalamak istiyorsak e�er; kibirden, gururdan, g�steri�ten bir
an �nce kurtulmal�y�z. Bir�ok insan, hayat�n�n b�y�k b�l�m�n� oldu�undan farkl�
g�r�nebilmek i�in heba edermi�. Oldu�umuz gibi g�r�nmekten �ekinmemeliyiz, ya da
bir gayret g�sterip, g�r�nmek istedi�imiz gibi olmal�y�z.
�ki-�� y�l kadar �nce, ilgin� bir olay ya�ad�m. Sat� firmam�z� y�neten ye�enlerden
biriyle, distrib�t�rleri olduklar� ithal �r�n�n bayilik �artlar�n� g�r�mek �zere,
b�y�k bir firma sahibiyle g�r�meye gitmi�tik. Kendisi, bir s�re �al��p i�imi kurmam
nedeniyle ayr�ld���m �irkette, benden sonra g�rev yapm�t�. Bir �ekilde onunla
tan�t���m� bildikleri i�in, ye�enlerim benden yard�m istemi�lerdi.
ikramlarla birlikte konu�malara ba�lam� ama esas konuya girmemi�tik. �irket sahibi
arkada� ye�enime, "Gazanfer A�abey benim us-tamd�r" deyince do�rusu bu ya, �ok
�a��rm�t�m. ��nk� biz ikimiz, o �irkette hi�bir zaman birlikte olmam�t�k. Daha
sonralar� da sadece, o da bizim onlar�n ba�ka �r�nlerine ihtiyac�m�z oldu�unda,
birka� telefon konu�mas� yapm�t�k. Bir defas�nda da yurt d��ndan u�akla d�nerken,
tesad�fen koridorun iki yan�nda oturmu�tuk. Hatta ben pek fark edememi� olaca��m
ki, o kendisini tan�tm�t�.
Bizim �a�k�nl���m�z� daha fazla uzatmak istemeyen o "al�akg�n�ll�" insan, anlatmaya
ba�lad�.
-Ben asl�nda o �irkete daha sonra girmi�tim. Gazanfer diye birini hi� tan�m�yordum.
Ba� m�hendisimiz, bir i�le ilgili olarak teklif haz�rlamam� istemi�ti. Hen�z yeni
oldu�um i�in, daha �nce yap�lm� bir i�in dosyas�ndan yararlanabilece�imi
s�ylemi�ti. O dosyay� al�p bakt���mda, Gazanfer Sanl�top ismini g�rd�m. Dosya �ok
g�zel haz�rlanm� oldu�u i�in epeyce yararland�m. Daha sonra ba�ka bir g�revle
birlikte, ba�ka bir dosyaya bakmam �nerilince hemen o dosyay� haz�rlayan�n kim
oldu�unu merak ettim. �sim yine ayn�yd�. Ondan sonraki i�lerde kimselere sormadan
nereye bakaca��m� biliyordum. Bu nedenle, Gazanfer A�abey benim ustamd�r diyorum.
Duyduklar�mdan o kadar etkilenmi�tim ki, ne diyece�imi bilemiyordum. Bizimkinden
�ok daha b�y�k ve �lke �ap�nda tan�nm� bir firman�n ba��ndaki o �licenap insana
sayg� duydum. Genellikle o durumlarda bir�oklar� gocunup, konuyu kapatmay� tercih
ederler. Bu tarz konu�malar� kendileri i�in bir z�l, bir ay�p sayarlar, i�imden,
"i�te" dedim; "al�akg�n�ll�l�k bu olmal�" Sonra bir daha d��nd�m ve o arkada��n
ba�ar� basamaklar�m bu kadar h�zl� t�rman��ndaki ger�ek s�rr� buldum.
. �irazl� Sadi, �nl� kitab� Bostan'da bu konuyu ��yle �zetliyor: "B�y�mek istersen
k���lmelisin kendi g�z�nde. Y�celik dam�na tevazu i-le ��k�l�r. Meyveli a�ac�n dal�
yere e�ilir. Ak�ll� insanlar al�akg�n�ll� olur."
Her t�rl� a�a��lama ve kendini b�y�k g�rme, somut �lemin depremidir.
58...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...59
Olumlu D��n�n
�/ s�k s�k tekrarlarsan�z, o sizin i�in dua olur.
Bir �eyi
Son zamanlarda moda olan bir d��nce tarz� var. Yabanc�lar buna; NLP, yani "Neuro
Lenguistic Programming" diyorlar. T�rk�e anlat�m�yla: "Sinir Dili Programlamas�."
Bana, "Olumlu D��nme Sanat�" demek daha anlaml� geliyor.
Bizim zaman�m�zda "iyimser" ve "k�t�mser" yerine "nikbin" ve "bedbin" denilirdi.
Hi� unutmuyorum; bu konuda bir yaz� okuduktan sonra, hemen denemi�tim
��rendiklerimi. Sevgili babac���m olduk�a bedbin bir insand�. Nedense hep
yapt�klar�yla mutlu olmak yerine, yapamad�klar�na �z�l�rd�. Bir su barda��n� yar�ya
kadar suyla doldurup, sormu�tum ona: -Babac���m, ne g�r�yorsun? -Bardak � -Ne
durumda?
-Yar�s� bo�.
"Burada Sevgi Var" isimli kitab�mda bu konuyu i�lemi�tim. �nsan�n her d��n��nde
bilin�alt�na birtak�m sinyaller g�nderdi�ini, bilin�alt�n�n, o uyurken bile
g�revini yapt���n� yazm�t�m, iyimser insan�n bu olaydan k�rl� ��kaca�� g�r��n� dile
getirmi�tim. Sinir Dili Prog-ramlay�c�lar� da benzer fikirleri savunuyorlar. Ayr�ca
onlar, herhangi bir konuda u�ran�lan ba�ar�s�zl��� bile deneyim olarak kabul edecek
kadar iyimser d��n�yorlar.
I Thomas Edison hakk�nda bir hik�ye anlat�l�r. 9999 kere denedikten (sonra
kusursuz ampul� ke�fedemeyince biri sorar: -On bininci ba�ar�s�zl��� da g�ze alacak
m�s�n�z? O da cevap verir:
-Ba�ar�s�z olmad�m, yaln�zca ampul� ke�fetmeyen bir yol daha bul-! dum.
Ba�ar�s�zl�k yaln�zca, bir i�e tekrar daha ak�ll� bir �ekilde ba�lama f�rsat�d�r.
Yenilgiyi, planlar�n�z�n sa�lam olmad���na bir i�aret olarak kabul etmelisiniz.
Planlar� yeniden kurup, yeniden hedefledi�iniz noktaya do�ru yol almal�s�n�z.
Ba�ar�ya giden yolda kar��n�za ��kabilecek zorluklan, ola�an �eylerden
saymal�s�n�z. Eskiler, "bir musibet bin nasihatten iyidir" derken bir anlamda
olumlu d��nmeyi �nermek istemi�ler. Her �eyi hayra yormaktan daha etkileyici bir
rahatlama olamaz. Bak� a��s� da �ok �nemlidir.
Her zorlu�un, mutlaka bir kolay y�n� vard�r. �nemli olan olumlu y�n� yakalamakt�r.
Olumlu d��nmenin yolu, kendinizle bar��k olmaktan ge�er. O zaman olumlu tutumlar�
geli�tirmeniz, olumsuz tutumlar� ise eleyip atman�z kolayla�acakt�r.
Olumlu d��ncede motivasyonun �nemi �ok b�y�kt�r. Her sabah uyand���n�zda, o g�n�
daha olumlu bir �ekilde kullanaca��n�za kendinizi inand�r�rsan�z, huzura ve
mutlulu�a ula�man�z da kolayla��r. U-nutmaym ki, kendi i�inde huzurlu olan,
�evresiyle de huzurlu olur.
60...
Mutlulu�un �ifreleri
Her �eyi �yiye Yorun
Ger�ek de�i�im, kimi eski �eyleri farkl� g�rmeye ba�lamakt�r.
Richard Wilkins
�e�itli mesleklerden ilim adamlar�, bir ara�t�rma s�ras�nda ya�mura tutulup bir k�r
evine s���n�rlar. Ev sahibinin bir ara d�ar�ya ��kmas�ndan yararlan�p, yerden bir
metre kadar yukar�da, ta�lar�n �zerine yer-. le�tirilmi� olan soba �zerine yorumda
bulunmaya ba�larlar.
Kimyac�: Adam, sobay� y�kselterek aktivasyon enerjisini d��rm�, b�ylece daha kolay
yakmay� ama�lam�.
Fizik�i: Adam, sobay� y�kselterek konveksiyon yoluyla, odan�n daha k�sa s�rede
�s�nmas�n� sa�lamak istemi�.
Jeolog: Buras� deprem b�lgesinde oldu�undan, herhangi bir sars�nt�da, soban�n
ta�lar�n �zerine devrilmesini sa�layarak yang�n ��kmas�n� �nlemeyi ama�lam�.
Matematik�i: Sobay� odan�n geometrik merkezine kurarak, odan�n d�zg�n bir �ekilde
�s�nmas�n� sa�lam�.
Antropolog: Adam,_ ilkel topluluklarda g�r�len ate�e tapman�n daha hafif bi�imi
olan ate�e sayg� nedeniyle sobay� yukar� kurmu�.
Bu s�rada ev sahibi i�eri girmi� ve ona, soban�n yukarda olmas�n�n sebebini
sormu�lar. Adam gayet sakin bir �ekilde cevaplam�: "Boru yetmedi."
Yorumlar g�recelidir. Herkese g�re de�i�ebildi�i gibi, �artlara g�re
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...61
de farkl�l�k g�sterebilir. O anda iyimseri oynuyorsamz yorumunuz ba�ka, k�t�mseri
oynuyorsamz ba�ka olur. Duyu organlar�m�zla elde etti�imiz bulgular �o�unlukla bizi
yan�lt�r. Elimizi s�cak sudan ��kar�p �l�k suya soktu�umuzda so�uk hissi duyar�z.
Bunun tersi de ge�erlidir. G�zel ile �irkin kavram� da b�yledir.
Baz� yorumlar, �zellikle iyimser olan insan� mutlulu�a ta��yabilir. K�t�mser
olanlar� mutsuzlu�u �a��r�r. Bir de yanl� yorumlar vard�r ki, insan� felakete
s�r�kler.
Y�llar �nce, Akhisar yak�nlar�nda meydana gelen bir trafik kazas� i-le ilgili
olarak duyduklar�m, her hat�rlay�ta t�ylerimi �rpertir. Ak�am�n ilerleyen
saatlerinde, bir motosiklette iki ki�i K�rka�ac'a do�ru i-lerlemektedir. Birden,
kar��lar�nda yan yana iki ��k belirir. S�r�c� o-lan gen�, arkas�ndakine d�ner ve
��yle der:
-Bak, �u gelen iki motosikletli var ya, aralar�ndan bir ge�ece�im, feleklerini
�a��racaklar....
Kamyona �arpan motosikletin arkas�nda oturan yolcu, g�nler sonra komadan ��k�nca,
olay� aynen b�yle anlatm�.
Hayatta bir�ok �eyin gidi�ini durdurman�n elimizde olmad���n� �ok iyi biliyoruz.
Onlar i�in bir �ey yapamay�z ama, yine biliyoruz ki, bir�ok olay� da yanl�
yorumlar�m�zla, kendimiz i�inden ��k�lamaz h�le getiriyoruz. Her �eyi, en az�ndan
ilk �nce iyi taraf�ndan ele almal�y�z. Birazc�k pembe g�zl�kle bakmaya �al�mal�y�z.
Yunanl� esir filozof Epiktetos'tan s�z etmek istiyorum. Ona g�re, her �eyin iki
kulpu vard�r. �nemli olan, tutmaya yarayan kulptan tutmakt�r. Size k�t�l�k eden
karde�inizi ele al�rken, k�t�l�k yapt���n� de�il, karde�iniz oldu�unu �ne
��karmal�s�n�z.
KULP
Bir bahane ararsan bin bir tane bulursun �irkin yan�ndan bak�p, her �eye ka�
�at�lmaz G�zel y�n� yakala, yoksa �ok yorulursun Her �eyin bir kulpu var, ba�ka
yerden tutulmaz
i
I � � I < , I
i < ]

62...
Mutlulu�un �ifreleri
Gayreti Elden B�rakmay�n
�ki g�n� bir olan zarardad�r.
Hadis-i �erif
Devrin padi�ah�, h�k�mranl���nda ya�ayan insanlar�n en miskin o-lanlarm� bir araya
toplamaya karar vermi�. Fermanlar ��kar�lm�, d�rt bir yana haberler g�nderilmi�,
adamlar sal�nm�. Aradan �ok ge�meden, �lkenin b�t�n tembel insanlar� bir araya
getirilmi�. Gerekli elemeler yap�ld�ktan sonra, en miskin olanlar se�ilerek bir
binaya yerle�tirilmi�. Geri kalanlar, bir �ekilde memnun edilerek, memleketlerine
g�nderilmi�.
Sonra yine elemeler ba�lam�. Maksat i�lerinden en tembel olan�n� bulmakm�. Fakat
belli bir say�dan sonra olay kilitlenmi�. Ne yapsalar, ne etseler, bir t�rl� sonuca
varamam�lar. Bunun �zerine, padi�ah�n emriyle tembelhane yak�lm�.
Haliyle bir panik ba�lam� ve �o�u tembel, can havliyle solu�u d�ar�da alm�. Fakat
�� ki�i varm� ki, yerlerinden bile k�p�rdamam�lar. Yang�n� umursamadan,
minderlerinde yatarken, bir taraftan da kendi kendilerine, sakin sakin
konu�uyorlarm�:
Birinci adam: "Ortal�k da baya�� �s�nd�. Burnuma yan�k kokusu geliyor."
�kinci adam: "Ate� yak�n�ma gelse de sigaram� yaksam." Padi�ah da bir kenardan
onlar� izliyormu�. Bakm� ki, kimsenin k�p�rdamaya niyeti yok, emir vermi�, ���n� de
minderleriyle birlikte d�-
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...63
�an ��karm�lar. Bu sefer, ���nc� adam konu�maya ba�lam�: "�nsan dedi�in ku� misali.
Az �nce neredeydik, �imdi neredeyiz?..."
Y�ce Allah, insan� �zenerek yaratm�. Onu en geli�mi� makineden �ok daha �st�n
�zelliklerle donatm�. �stelik, sevecen bir y�rek ve hepsinden �nemlisi, bir "ruh"
vermi�. D��nen, hisseden ve hayal kuran bir varl�k olarak halketmi�. Nas�l ki, �t�l
vaziyette duran bir makine zaman i�inde paslan�r ve ��r�r giderse, bizler de farkl�
de�iliz. Bir �eyler yapmal�, paslanmaktan, ��r�mekten kendimizi korumal�y�z. Zaten,
zaman her �eyi h�zla eskitiyor. Durup dururken ona yard�ma ne gerek var? Her zaman
"yeni" kalman�n mutlulu�unu ya�ayal�m. �leyen demir misali, ��ldayal�m. Y�re�i
paslanm�, hevesleri s�nm�, hayalleri y�k�lm�, �imdisi ve gelece�i kapkara geceye
d�nm� olan insan�n ya�amas� ile �lmesi aras�nda ne fark kal�r?
"Can s�k�nt�s�, bu �leme aylakl�kla beraber gelmi�tir" diyorlar. �, nakdin; idare,
vaktin g�zel kullan�lmas� demekmi�. �ini bilene bir g�n, �� g�n gibiymi�. �sizlik
ve a��r�l���n, sa�l���m�z�n en b�y�k d�man� oldu�undan kimsenin ku�kusu yok. Art�k,
bir�ok hastal�k me�guliyetle tedavi ediliyor.
"Tembellik, o kadar yava� hareket eder ki; yoksulluk �ok ge�meden ona yeti�ir."
(Franklin)
64...
Mutlulu�un �ifreleri
�inizi Severek Yap�n :
Mutlu olman�n yolu, sevdi�in i�i yapmak demek) de�il, yapmak zorunda oldu�un i�i
sevmektir. \
Ali R�za Temel
Y�ce Allah, her insana ayr� bir yetenek vermi�. �nsan, yarat�l��na uygun bir alanda
�al��rsa her zaman ba�ar�l� olur. Yetene�i d��ndaki bir u�ra�ta ise, olumsuz
sonu�larla kar��la�mas� ka��n�lmazd�r. Ama hepimiz biliyor ve kabulleniyoruz ki,
hayatta her �ey iste�imize g�re geli�emiyor. Baz�lar�na sevinirken, baz�lar�na
�z�lebiliyoruz. �zellikle meslek se�me konusunda hedeflerimize ula�mak, biraz da
�lkemizin geri kalm�l��� nedeniyle, olduk�a zorla�t�. Gen�lerimiz, �niversitelere
girebilmek i�in, maalesef, yar� atlar� gibi ko�mak ve kazanabildikle-riyle yetinmek
zorundalar.
Asl�na bak�l�rsa, herkesin yetene�ine g�re de�il de, her isteyenin arzulad���
mesle�i se�mesi kolay olsayd� e�er, �lke baz�nda b�t�n dengeler bozulurdu. Zor ve
a��r i�lere hi� heves eden olmaz, herkes pop�ler meslekleri tercih ederdi. Sonunda
devlet, baz� meslekleri mecburi hizmet kabilinden yapt�rmak zorunda kal�rd�.
Sevmedi�i mesle�i se�mek zorunda kalanlar, mutluluk ad�na elbette zorlanacaklard�r.
Ama elde olanla yetinmek de, mutluluk ad�na at�lan bir ad�md�r.
Fethiye yak�nlar�ndaki Xantos Harbeleri'nde yap�lan kaz�larda ortaya ��kar�lan bir
mabedin duvarlar�ndaki kitabede, her konuda ders a-�macak, ibret dolu s�zler var. O
kitabede yaz�lanlar� okuyunca, baz�lar�n�n ba�kalar�ndan al�nd��� zann�na
kap�l�yorsunuz. Ama tarihe bak-
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...65
t���n�zda tersini d��nmeye ba�l�yorsunuz. O zaman, Mevl�na'nm, "g�k kubbede
s�ylenmemi� s�z yoktur" tezini daha bir benimsiyor insan. �stelik biraz da, isimsiz
olarak al�nt� yapt���n�z ya da kendi d��ncelerinizden olu�turdu�unuz ifadelere,
birilerinin �al�nt� g�z�yle bakmalar� tedirginli�inden de s�yr�l�yorsunuz. Sonunda,
o s�zlerin kime ait olduklar� de�il, yerinde ve zaman�nda kullan�l�p
kullan�lmad���na bak�lmas� mant���na var�yorsunuz. Ayn� elbisenin her giyende
farkl� durmas� gibi bir sonu� ��k�yor ortaya. Kitabede, her konuda �ok �eyler
yaz�lm�. Biz bu b�l�me, meslekle ilgili olan baz� s�zleri almakla yetindik.
"Sevece�in bir i� se�ersen, hayat�n boyunca bir an bile �al�m� olmazs�n. �ini �yle
sev ki, ba�ar�lar�n bedenini ve y�re�ini g��lendirirken, verdiklerinle de yepyeni
hayatlar ba�latm� olacaks�n. Yaln�z planlar�n�n de�il, ba�ar�lar�n�n da tad�n�
��karmaya �al�. �in ne kadar k���k olursa olsun, onunla ilgilen. Hayattaki
dayana��n odur."
Hayatta, sevdi�i i�te �al�mak kadar insan� mutlu edecek bir �ey yoktur. Sevdi�i
i�te �al�ma �ans� yakalayan insanlar�n daha sa�l�kl� olduklar� da yads�namaz bir
ger�ek. Ama hayatta hi�bir �ey d�rt d�rtl�k de�ildir. O zaman yap�lacak en iyi i�
verilen rol� en iyi �ekilde oynamakt�r. Bu durumu, en k�sa anlat�m�yla; "ayakkab�
boyac�s� ol, ama en iyisi ol" �eklinde �zetleyebiliriz. Bu konuda, Martin Luther
King'in s�yledikleri de �ok anlaml�:
"E�er sizden sokaklar� s�p�rmeniz istenirse, Michelangelo'nun resim yapt���,
Beethoven'in beste yapt��� veya Shakespeare'in �iir yazd��� gibi s�p�r�n. O kadar
g�zel s�p�r�n ki, g�kteki ve yerdeki herkes,. durup, burada i�ini �ok iyi yapan
b�y�k bir ��p�� ya��yormu�, desin."
66...
Geni� Y�rekli Olun
Herkes kendi �l��s�n�n adam�d�r.
Vaktin birinde, medresede ders veren de�erli bir hoca varm�. Yaln�z ders
saatlerinde de�il, b�t�n bo� zamanlar�nda ��rencileri ile ilgilenir, onlar�n her
t�rl� dertlerini dinler, elinden geldi�ince yard�mc� o-lurmu�. Onlara l�zum
etti�inde para verip ihtiya�lar�n� giderir, bazen de nasihat ederek s�k�nt�lar�n�
hafifletmeye �al��rm�.
G�n�n birinde, al� al, moru mor bir ��rencisi gelmi� yanma. Daha o sormadan
anlatmaya ba�lam� derdi ne ise. Hoca, her zamanki sakin haliyle ��rencisini
dinledikten sonra, ondan bir bardak su, bir miktar tuz ve bir yemek ka���� istemi�.
�nce bardaktaki suya bir ka��k tuz koyup, i�mesi i�in ��rencisine uzatm�. �ocuk,
daha ilk yudumda y�z�n� buru�turup:
-Hocam, su �ok tuzlu i�emeyece�im, demi�. Bunun �zerine hoca, bir ka��k tuzu havuza
atmas�n� ve kar�t�rd�ktan sonra o sudan i�mesini istemi�. ��renci, bu sefer havuz
suyu ile doldurdu�u ayn� barda�� sonuna kadar i�ip bitirmi� ve hi� de ac�
olmad���n� s�ylemi�. Hoca, bu olay� ��yle a��klam�:
-Evlad�m, bir ka��k tuz hep ayn�d�r. Onu ac� ya da tatl� yapan bulundu�u ortam�n
b�y�kl���d�r. �te, g��s� dar olan insanla geni� olan�n fark� buradad�r. Y�re�inizi
ne kadar geni� tutarsan�z, dertlere ve ac�lara tahamm�l�n�z o kadar fazla olur.
Hayatta kar��la�aca��m�z sorunlar ne kadar b�y�k olursa olsun, ge-
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...67
ni� bir y�rekle direndi�imiz zaman hepsinin �stesinden gelebiliriz. B�t�n mesele,
olaylara geni� perspektifle bakabilmek, pani�e kap�lmadan, aceleye getirmeden, ��k�
yollar� aramakt�r.
K���k bir kamyonete a��r bir insan bindi�i vakit onu sallar. Ayn� insan, bir "TIR"a
binse belli bile olmaz. B�t�n mesele kapasite meselesidir. Bu ger�ek her konuda
kendini g�sterir.
Zay�f ve �elimsiz insan en ufak bir ��tmede yata�a mahk�m olurken, sa�l�kl� ve
normal yap�dakiler hastal��� �ok daha kolay atlat�rlar. Dilimizde, kendine g�venen,
zorluklardan korkmayan, cesur ve at�lgan insanlara "mangal y�rekli" diye bo�una
denilmemi�tir.
Bu g�zelli�e ula�abilmek i�in, s�rekli olarak kendimizi e�itmemiz gerekir. Beden ve
ruh olarak g��lendi�imiz, bir anlamda y�re�imizi geni� tuttu�umuz orar^da* b�t�n
g��l�klerin �stesinden gelebiliriz. O zaman, olur olmaz sorunlar bizi esir alamaz
ve mutlulu�umuza g�lge d��remez.
Bu durum bir bak�ma, bak� a��s� olarak da alg�lanabilir. Kar��la�t���m�z g��l�klere
geni� a��dan bakmay� becerebildi�imiz anda bir�ok sorunun kendili�inden eriyip
gitti�ini g�r�r�z. Dar a��dan bakt���m�zda" ise ba��m�z dertten kurtulamaz,
mutlulu�u bir kere daha geri �evirmi� oluruz.
68...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...69
Mal M�lk H�rs�na Kap�lmay�n
M�l-� m�lke olma ma�rur, deme var m� ben gibi Bir muhalif r�zg�r eser, savurur
harman gibi
Mekki Efendi
"Mal da yalan, m�lk de yalan. / Var biraz da sen oyalan."- diyen Yunus Emre, mal ve
m�lk�n biz insanlar i�in birer oyalanma oldu�unu, y�llar �nce ne g�zel ifade etmi�.
Hayatta kar��la�t���m�z anormal davran�lar�n �o�u, insanlar�n servet edinme u�runa
verdikleri amans�z sava�lar�n birer sonucudur. Bu �yle bir sava�t�r ki, duru dura��
yoktur. Aynen ufac�k ba�lay�p yuvarland�k�a b�y�yen bir ��� gibi, durmaks�z�n
b�y�r. Sonra bu h�rs, kazan�lan serveti koruma amac�na d�n��r ki, art�k �n�n�n
al�nmas� da imk�ns�z h�le gelir.
�yi ama�larla kullan�lan her art� de�er, topluma sa�lad��� fayda oran�nda
kutsald�r. Mal ve m�lk� ellerinde bulunduranlar, bunun bilincine vard�klar� anda
hem kendileri mutlu olurlar, hem de �evrelerine �mit sa�arlar. O g�ce sahip
olanlar, e�er k�t� niyetli iseler, patlamaya haz�r birer bomba �zerinde oturuyorlar
demektir. Oysa d�nya mal�, huzurlu ve rahat bir �m�r s�rmek i�indir. �m�r insana,
mal-m�lk biriktirmek i�in verilmemi�tir.
iyimser a��dan bak�ld���nda, zenginlik i�in de g�zel �eyler s�ylenebilir. Sadi'nin
ifadesiyle: "Zengin, yoksulun geliridir, ariflerin kileridir, gezginlerin
u�ra��d�r." �yi niyetli ve zengin bir insan, ba�kalar�n�n rahat� i�in eziyet �eker,
s�rekli �al��p didinir. Yan�nda �al�an insanlara yedirmeden yemez, giydirmeden
giymez. . . � ,.
K�t�mser a��dan bak�ld���nda ise tablo birden de�i�ir. "F�zla s�z yalans�z, fazla
mal harams�z olmaz" deyiverir insano�lu. K�sacas�, bir ara yol bulmak hayli zordur
bu durumda.
Mal�n ve m�lk�n, din a��s�ndan tarifi hayli ilgin�:' �eriatta : Senin mal�n
senin, benim mal�m benim.
Tasavvufta : Senin mal�n senin, benimki de senin.
Hakikatte : Ne seninki senin, ne benimki benim. Hepsi de Allah'�nd�r.
�htiyar kimsenin g�nl�, iki �eyin sevgisine kar�� gen� gibi olurmu�: �mr�n�n
uzamas� ve mal�n�n �o�almas�. Oysa zenginlik, kimsede kal�c� de�ildir. Tarih
boyunca, nice zengin kimseler yoksullu�a d�m�, nice yoksul kimseler ise
zenginle�mi� ve g��lenmi�tir.
B�ylesine k�r�lgan bir ortamda, b�y�k h�rslara kap�larak, belki de, birilerinin
mutsuzlu�una yol a�arak zengin! :k sava�� vermek, bir anlamda, hayat� o u�urda
harcamak anlam�na da gelebilir. Kazan�lacak �ok daha g�zel �eyler oldu�unu
unutmamal�y�z.
Hayyam'dan esinlenerek yazd���m bir �iir geliyor akl�ma. Bin y�l kadar �nce
s�ylenmi�, ama h�l� taptaze:
DE�MEZ
� Hayyam'ca
B�t�n bu �abalar�n, nedendir bilinmez-Bir s�z�m yok, kam�n� doyurmak i�inse �oluk
�ocu�una �st bas almak i�inse K�yma g�zel �mr�ne, y�rt�nmaya de�mez De�mez, �ok
paral� bir adam olmak i�inse
70...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...71
Bilginizi Payla��n \
Bilgisini payla�mayan �lim, zalimdir.
Konf��y�s'un �ok anlaml� bir s�z� var: "Sende bir yumurta var, bende de bir yumurta
var. Sen bana bir yumurta verirsen, ben sana bir yumurta verirsem; bende de bir
yumurta, �ende de bir yumurta olur. Sende bir bilgi var, bende de bir bilgi var.
Sen bana bir bilgi verirsen, ben sana bir bilgi verirsem; bende de iki bilgi, sende
de iki bilgi olur."
Hazreti Peygamber'in, davran�lar�n� etkileyen esaslar� a��klarken s�yledi�i s�zler,
bilginin ve akl�n �nemini �ok g�zel anlat�yor: "Bilgi sermayemdir, ak�l dinimin
esas�d�r, arzu bine�imdir, zikir arkada��md�r, mahremiyet hazinemdir, korku
dostumdur, ilim silah�md�r, sab�r liba-s�md�r, kanaat ganimetimdir, a��kl�k
g�damd�r, itaat b�y�kl���md�r, m�cadele al�kanl���md�r, kalbimin nuru namaz�md�r."
Maddi varl�klar, bo�lukta yer kaplayan, g�r�nen ve say�labilen �eylerdir. En
�nemlisi de, ba�kalar�na devrederken elden ��kar�lan biri-kimlerdir. Verenden alana
ge�er. Bir anlamda, alan�n hanesine art� o-larak eklenirken, verende eksilmeye yol
a�ar. Di�er bir deyi�le; ta��n�r. Bilgi ise kopyalan�r. Kopyaland��� yerde aynen
kal�r. K�sacas�, bilgiyi verenin herhangi bir kayb� olmaz. Ayr�ca, "��retirken
��renmek" bilinen bir ger�ektir. Bilgiyi payla�mayan�n kusuru k�skan�l�ktan
ibarettir. Ba�kas� mazerettir.
�nsanlar�n bilgilenmelerinde en b�y�k rol�, ��retmenler oynamaktad�r. ��nk� onlar�n
her biri, g�n�ll� ve �zverili "bilgi aktar�c�lar�m�z-d�r." �stelik onlar, bizlere
sadece bilgi aktarmakla kalmayan, hayata,
sevgiye ve mutlulu�a giden yolumuzu ayd�nlatan, elleri �p�lesi g�n�ll�lerdir.
Sizlerle "��retmen" ba�l�kl� d�rtl���m� payla�mak istiyorum:
i �lk bilgiler annemden, sonrakiler hep senden
��rettin ay�rmay�, iyiyi k�t�lerden Okumay�, yazmay�, ileriye bakmay� ��rettin
��retmenim, bize insan olmay�
Bilgiyle, bilimle ve ilimle ilgili olarak s�ylenmi� ne g�zel s�zler var:
m Hayatta en hakiki m�r�it ilimdir.
& �nsan�n ilim ve edebi, en b�y�k varl���d�r. Eskimez, �itr�-
mez, kaybolmaz.
m �lmin ba��, cehaletini itiraf etmektir. Sonu da aczini, m Bilgi, en de�erli
kaynak ve en nitelikli birikimdir, m En utan�lacak ��plakl�k, bilgisizliktir. m
Yararlan�lmayan bilgi, kullan�lmayan paraya benzer, m Bilgi, bilime; bilim, ger�e�e
ko�ar. Bilim akl�n egemenli�i'
ne, �st�n g�c�ne dayanan ger�eklerin disiplinidir.

m
72...
...73
Vermeleri Yar�nlara B�rakmay�n
Bir tebess�m bekleme, kar��l�k vermek i�in Sevilmeyi bekleme, birini sevmek i�in
"Schindler'in Listesi" filminin final sahnesini hat�rl�yorum. Ba� akt�r�n ke�keleri
geliyor g�z�m�n �n�ne. Yapt��� say�s�z g�zel i�leri u-nutmu�, b�y�k bir �z�nt�yle,
yapamad�klar�na hay�flan�yordu. Yakas�ndaki alt�n rozete bak�p "ke�ke" diyordu;
"bununla �u kadar insan� f�r�nlarda yanmaktan kurtarsayd�m." Arabas�na bak�nca, �ok
daha fazla insan� Nazi Kamplar�'ndan kurtarabilece�i d��ncesiyle, �z�nt�s� daha da
art�yordu. Zaman�nda veremedi�i her �eyin ke�kelerini ya��yordu.
Zaman h�zla ak�p gidiyor. �nsan hayat� �ok k�sa. Hi�bir �eyi geciktirmeye gelmiyor.
Bir de bak�yorsunuz, i� i�ten ge�ivermi�. Ge� kalm�s�n�z. �stelik bu durum, hi� de
�yle i�e ya da derse ge� kalmaya benzemiyor. ��nk�, �o�u gecikmelerin telafisi yok.
Yar�n� yok bu i�in. Ne yapacaksak bug�nden yapmal�y�z. Unutmayal�m ki, bug�n i�in
ge� o-lan, yar�n i�in erkendir.
G�lleri d��n�n, budand�k�a g�rle�en. A�a�lar� d��n�n, budanmay� bekleyen. Ve her
bahar yeniden filizlenen, b�y�yen. Ama a�a�lar�n, g�llerin budama mevsimi vard�r.
Ancak o zaman budan�rlarsa, dallan�r, budaklan�r, daha g�rle�irler. Mevsimi
ka��r�rsamz e�er, tersine d�ner her �ey. Vermeleri yar�nlara b�rakmay�n. G�n gelir
o saklad�klar�n�z size de yaramaz.
�nsanlar�n s�k�nt�lar�na katlanmak, g�zel ahlak�n belirtisidir. Vermenin ve
iyilikte bulunman�n en b�y�k �d�l�, kalbinize verdi�i hazd�r, mutluluktur. Bu
huzuru tatma ad�na yap�lan bencillik bile g�zeldir. En g�zel dua, dil ile de�il, el
ile yap�land�r. As�l olan, hayattan yaln�zca almak de�il, ald�klar�n�z kar��l���nda
sizin de bir �eyler vermenizdir. Veren, ba�kas�na yard�m eden y�kselir. Vermeyen,
ba�kas�na y�k olan al�al�r. �nemli olan, a��k y�reklilikle ve sevgi ile vermektir.
Mutluluk ad�na bir eylemde bulunmakt�r.
Verebildiklerimiz kadar insan�z. Veremediklerimiz safralar�m�z. Atal�m o
fazlal�klar�, hafifleyelim biraz. Asl�nda bilmeliyiz ki, verilen �ey eksilmez.
Belki de kemikle�en, ta�la�an fazlal�klar, tortular, paslar gider �zerimizden.
Geriye kalanlar daha berrakt�r, daha huzur vericidir.
...75
Haklara Sayg�l� Olun
Hakka sayg� duymayan�n hakk�na sayg� duyulmaz.
Hac g�revi, arife g�n� sabah�n erken saatlerinde Arafat denilen geni� bir alanda
toplanmakla ba�lar. Orada ak�ama kadar kal�n�r. O esnada "vakfe" olay� da
ger�ekle�ir .Vakfenin kelime anlam� duru�tur. Vakfe esnas�nda dualar da okunur ama
esas olan orada bir s�re durmakt�r.
�nanca g�re, Arafat'ta vakfe yapan insan, b�t�n g�nahlar�ndan ar�nm� olur. Bu �yle
bir ger�ektir ki, ��pheye d�enin dinden ��kabilece�i bile s�ylenir. Ancak bu af
olay�, Allah ile kul aras�ndaki g�nahlarla s�n�rl�d�r. Kul haklar�n� ise, bizzat
hak sahipleriyle halletmeniz gerekiyor. Tabii ki, haklar�n� �i�nedikleriniz h�l�
ya��yorlarsa, onlara u-la�abiliyorsan�z ve raz� edebiliyorsan�z.
G�nl�k hayatta, artan bir �ekilde di�er insanlarla ili�ki i�indeyiz. � yap�yoruz,
al�veri�te bulunuyoruz, konu�uyor, g�r��yoruz. Maalesef, ne kadar dikkat edilse de,
kar��l�kl� olarak haks�zl�k tuza��na d�ebiliyoruz. Bizi haks�z duruma d��ren, para
veya mal gibi madd� �eyler o-labildi�i gibi; g�n�l yaras�, dil yaras� cinsinden
�z�nt�lere de sebep o-labiliyoruz. �in k�t� yan�, her zaman yapt���m�z
haks�zl�klar�n fark�na
da varam�yoruz.
Bazen kar�� taraf�n h�llerinden, bazen de sonradan kendi kendimize yapt���m�z
hesapla�malar s�ras�nda jetonumuz d��yor. �o�unlukla da i� i�ten ge�mi�, mutluluk
denilen o muhte�em g�zellik darbe alm� oluyor.
Kendimizi bor�lu hissetti�imiz bir hesab�, �teki �leme b�rakt���m�z�n bilincine
varmak ne ac�. Sel sulanna kap�lm� bir yak�n�n�z� kurtarmak i�in tuttu�unuz
elbisesinin s�yr�l�p elinizde kald���n� d��n�n. Gidenin ard�ndan �aresiz h�lde
bakt���n�z� hayal edin.
Onunla giden, elde etmek i�in u�runa sava�lar verdi�iniz mutlulu-�unuzdur. �nemli
olan, o durumlara d�memektir. Tedbirli davranmakt�r. Bu ise, iyi niyetli, sab�rl�
ve �zverili olmay� gerektirir.
Kul hakk�ndan korkan esnaf�m�z, tart� yaparken kefeye fazladan bir �eyler koyar ve
"bu da benden cabas�" der. O fazlal�k, bir anlamda, tedbirdir. Baz�s� da, daha a��r
�eksin diye, kefenin akma bir �eyler yap�t�-nr. Ne yaz�k ki o zavall� insan,
yak�n�n� daha ba�tan sele b�rakm�t�r. Burada "Hak ve �nsan" �iirimi sunmak
istiyorum:
Bir tutku, bir ba�ka h�rs, harc�m�zda var olan,
Bereketi topra��n, i�lendik�e �o�alan
E�ilen, kam� gibi, ya da k�k salan ��nar Bir merak, ba�kald�r�, bize Adem'den kalan
Ya vah�ete direnen, ya zalimin kendisi
�sterken eli selek, verenin en cimrisi
S�rd�k�e bu ikilem, azan ayk�r�l�klar Utanc�n en b�y���; kul kulun efendisi
Ayn� ilk, ayn� k�ken, bir a�ac�n dallar�
�zg�rl�k ve karde�lik; siyah, beyaz ve sar�
M�lk�ne, d��ncene, bitsin bu sald�r�lar
Sevelim, bar�al�m, saral�m yaralar�
76...
Gen�li�imizde, radyolardan s�k�a dinledi�imiz bir �ark� vard�:
Dil y�resini and�racak y�re bulunmaz D�nyada g�n�l y�resine �are bulunmaz-
Dilimizle yapt���m�z hatalar, kar�� tarafta b�y�k yaralar a��yor. �stelik,
haks�zl��a u�rayan mutsuz ki�i �z�nt�s�n� saklayabiliyorsa e�er, hatam�z�n fark�na
bile varam�yoruz. Bazen jetonumuz ge� d��yor, telafisi i�in u�ra��yoruz. Bazen de
bir yerlere tak�l�p hi� d�m�yor.
Hangi y�nden bakarsak bakal�m, ortada ac� veren bir ikilem var. Yani, i�in sonu iyi
de�il. G�zel olan, o ikileme d�meden �nceki dikkatli ve kararl� duru�tur. Elimizle,
dilimizle, y�re�imizle ve g�nl�m�zle, duyarl�, �nsezili davranabilmektir.
Mutluluklara engel olmamak da mutluluktur.
...77 Resim
78...
Ba�kalar�yla Yar�may�n
Herkes kendinden sorumludur.
Seneler �nce Paris'te, de�i�ik bir at yar�� d�zenlenmi�. Bu yar��n normal
yar�lardan fark�, b�y�k �d�l�n sonuncu gelen ata verilecek olmas�ym�. Ama yar���lar
bindikleri atlar� �ylesine h�rsla kam��l�yor-larm� ki, seyredenler b�y�k bir
�a�k�nl�k i�inde olan biteni anlamaya �al��yorlarm�. Oysa, olay �ok basitmi�;
��nk�, her yar���ya ba�kas�n�n at�n� vermi�ler.
Avustralya'n�n yerlileri olan Aborjinler'in, Bat�'da yap�lan yar�larda sadece ilk
��e �d�l verildi�ine bir t�rl� anlam veremediklerini o-kumu�tum. Onlara g�re yar�
demek, bir anlamda oyun demekmi�. Toplu olarak oynanan bir oyunda ise, sadece ��
ki�inin �d�llendirilmesi, di�er insanlar�n mutlulu�unu engelledi�i i�in yanl�m�.
�nsan dedi�in, her vesile ile ba�ar�l� olmak ister. ��nk�, bir sorunu kendi ba��na
halletmenin verdi�i mutlulu�u, ba�ka hi�bir �ey veremez. Bir yar�ta kazan�lan
ba�ar�n�n sa�lad��� mutluluk ise, daha anlaml� ve sevindiricidir. Ama unutmamal�y�z
ki, her yar��n bir galibi oldu�u gibi, bir de ma�lubu vard�r. Her mutlulu�un
kar��s�nda, bir mutsuzluk boy g�sterir.
imrenmek ile k�skanmak aras�ndaki fark, �ok b�y�kt�r. Birisinde, "ah benim de
olsa"; di�erinde, "onu ge�sem, onu yensem, zafer kazan-sam" vard�r. Bizler insan�z;
elbette isteklerimiz, �zlemlerimiz, hayallerimiz olacak. Dolay�s�yla hedeflerimiz
de olacak. O hedeflere varmak, bizim mutlulu�umuz demektir.
O hedeflere do�ru var g�c�m�zle ko�mak da en do�al hakk�m�z. Ama, mutlulu�umuzu
ba�kalar�n�n mutsuzlu�u �zerine kurmamak, ba�kalar�na zarar vermemek �art�yla.
�nsan, k�skan�l�k sonucu ba�kalar�yla yar�a kalkt��� anda, ilk etab� mutlaka
kaybeder. ��nk� o duygular i�inde, normal bir haz�rl�k yapmadan, plans�z ve
programs�z bir �ekilde sald�r�r. Tek hedef yenmektir. Oysa kar�� taraf
haz�rl�kl�d�r. Tedbirini alm�, hasm�n�n sald�r�s�n� beklemektedir. Sonu� h�sran.
"�fkeyle kalkan zararla oturur" mu desek, "etme bulma d�nyas�" m� desek.
Mutlu olmak istiyorsak, dikkat etmemiz gereken �artlar var. G�r�n�e aldanmak yok,
k�yaslamak yok, kendimizden yukar�dakilere bak�p h�rslanmak yok, kendi kapasitemizi
haddinden fazla zorlamak yok. K�sacas�; Don Ki�ot'luk taslamak yok. M�tevaz� olmak
var, kendimize uyan� arzulamak var, daha a�a��lara bak�p h�limize ��kretmek var,
her �eyin iyi yan�n� g�rmek var. Ayaklar�m�z� yere basmak var, k���k g�zelliklerden
b�y�k mutluluklar ��karmak var, hayat� doyas�ya ya�amak var, mutlu olmak var.
SEVG�DE YARI�
Vars�n gelen olmas�n, sen yoluna devam et Do�ru bildi�ini yap, gerisine kar�ma Kalp
k�rma, g�n�l y�kma, erisin kinle nefret Yar� dostluk i�indir, sevmeyenle yar�ma
r
80...
Mutlulu�un �ifreleri
Tatl� Dilli Olun
��renilmesi gereken ilk dil, tatl� dildir.
Bar� Man�o
��rencilik y�llar�nda, b�t�n di�er ��renciler gibi, babam�zdan gelecek parada
olurdu g�zlerimiz. O zaman, kredi kartlar�, ATM'ler filan yoktu. Para, ya �ehre
gelen biriyle g�nderilir, ya da PTT ile havale ��kar�l�rd�. Havale k���d�n� al�r
almaz hemen postanenin yolunu tutard�k.
Hi� unutmuyorum, paraya �ok s�k�t���m bir g�nd�. Dersten ��kar ��kmaz, eVe
u�ramadan do�ru postaneye gitmi�tim. Fatih Postanesi'nden i�eri ad�m�m� att���mda
saat be�e yedi vard�. �lgili bankonun �n�ne geldi�imde, g�nl�k hesaplar�n�
toparlay�p bir an �nce evine, ya da ba�ka bir yere gitmeye haz�rlanan memuru
uyarabilmek i�in, iki �� defa �ks�rmem gerekmi�ti. Bana bakar bakmaz da
seslenmi�tim: -Bir dakika bakar m�s�n�z? Havalem gelmi�ti de... -G�rm�yor musun
birader, kasay� kapatt�k. -Ama saat be�e be� var!
-Bizim mesaimiz be�te bitiyor. Kasa daha �nce kapan�yor. -Ama ben be�ten �nce
geldim. Param� vermek zorundas�n�z. ( Bizim konu�malanm�z giderek
hararetleniyor, haliyle de seslerimiz y�kseliyordu. Salonda kalan birka� ki�i bize
bak�yordu. Daha sonra m�d�r geldi. Bizim memura olup biteni sordu. Sonra da bana
d�n�p: -Saati g�rm�yor musun karde�im, dedi. Bakt�m saat be�i be� ge�iyordu. Kendi
kendime s�ylenerek, postaneyi terk ettim.
...81
Ertesi g�n paray� alabilmek, iki dersime mal oldu.
Bir s�re sonra yine para geldi. Aksilik bu ya, ben yine son dakikada yeti�ebildim.
Hatta bu sefer saat ger�ekten be�i be� ge�iyordu. Ama tecr�beliydim ve o paraya
ger�ekten acil ihtiyac�m vard�.
-Memur bey, dedim. Biliyorum geciktim ama yar�n okulda sandvi� almaya bile param
yok. Ne olur yard�mc� olun.
Memur, ayn� memurdu. Beni tan�d� m�, bilemem. Biraz m�r�ldan�r gibi oldu. Sonra da
paray� verdi.
Ne�et Erta�'m bizim gen�li�imizde radyolarda s�k�a okunan bir �ark�s� vard�:
"Tatl� dillim, g�zel y�zl�m, a ceylan g�zl�m.
G�n�l hep seni ar�yor, neredesin sen"
Tatl� dilli olan aran�yor, insanlar, zaten yeteri kadar stres alt�nda. G�n ge�miyor
ki k�t� bir haber duyulmas�n. Trafik kazalar�, sel bask�nlar�, kavgalar,
yaralanmalar, yeni moda kapka� olaylar� yetmiyormu� gibi, yurtta ve d�nyada
s�regelen ter�r olaylar�ndan herkes b�km� durumda. Arada bir, i�i �akaya vurup
kar�� taraf� g�l�mseten s�zler s�ylemek de ho� oluyor. Her konu�tu�umuz s�z mahkeme
tutanaklar�na ge�miyor. �nemli olan kar��l�kl� olarak mutlulu�u yakalamak. ��nk�
g�zel �eyler g�rmek, tatl� s�zler i�itmek istiyor herkes.
"Yumu�ak s�z, insandaki �fke ate�ine kar�� so�uk su i�levi g�r�r" demi�ler.
Konu�ulan a��r ve sert s�zlerin daha de�i�ik ifade yollar� vard�r. O s�ylenecek
�eyi, hafif olan s�zlerle ifade edebiliriz. Birilerine g�ler y�zle ve tatl�
s�zlerle hitap etmekle ne kayb�m�z olur? Ama en a-zmdan, pozitif bir hava
yarat�r�z. Yaln�z kendi ��kar�m�z i�in bile olsa, bunu uygulamal�y�z. Ama esas
olan, bu davran�� her zaman ve her yerde sergilemektir.
Ve bir hadis4 �erif: "G�zel s�z, bir sadakad�r."
82...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...83
G�ler Y�zl� Olun
YU
�eki� y/yecekt�r.
Eskiler der ki, "evinden ��k�p d�n�nceye kadar, yirmi ki�iyle selam-la�an
cennetliktir." Birileriyle kar��la�t���n�zda, i�inizden ne ge�erse ge�sin, sizi ele
veren d� g�r�n��n�zd�r. G�l�mseyen y�z, iyi bir bonservis gibidir. As�k suratl� bir
insan�n kar�� tarafa iyi g�r�nmesi ve olumlu hava yaratmas� ise, hayalden
ibarettir.
�lk izlenim �ok �nemlidir. �nsanlar bizi, �nce d� g�r�n��m�zle tan�rlar ve
de�erlendirirler. Ne kadar iyi niyetli ve temiz duygularla y�kl� olursak olal�m,
kar�� tarafa verece�imiz ilk mesaj d� g�r�n��m�zle ger�ekle�ir. Kar�� tarafta,
bizim hakk�m�zda olu�an k�t� izlenimi silmek, zannedilenden de zor, hatta bazen
imk�ns�z gibidir. Her ne kadar; "insan�n y�z�, i�inin aynas�d�r" denilse de,
birazc�k gayret g�stererek o g�r�nt�y� iyimser h�le �evirmek elimizdedir.
�lkokuldayken, san�r�m okuma kitab�m�zda, "M�yesser'in Tablosu" diye bir b�l�m
vard�. Konusunu tam olarak hat�rlam�yorum ama, as�k-suratl� bir k�z�n, s�rf o h�li
y�z�nden, kar��la�t��� zorluklar� ve ya�ad��� mutsuzlu�u dile getiren bir �yk�yd�.
O hik�ye beni �ylesine etkilemi�ti ki, "ne zaman as�k suratl� birini g�rsem,
M�yesser'in kitaptaki resmi canlan�yor g�z�mde.
As�l olan, elbette i�imizi d�zeltmektir. ��imiz k�t� olduktan sonra, d��m�za makyaj
yapman�n, d�r�stl�k ve i�tenlik ad�na do�ru bir taraf� yoktur. Bu y�n�yle
bak�ld���nda, nefsimizi yola getirmek ad�na �ok
�ey yapmam�z gerekti�i de kesin. Ama, ya p�r�l p�r�l y�rekli, iyi niyetli ve
tertemiz bir insan�n, s�rf k�t�mserli�i y�z�nden kaybetti�i puanlara ne demeli!,.
Hissetmek, insan olman�n bir sonucu. Ama, kendinizi nas�l hissetti�inizden sadece
kendinizin sorumlu oldu�unuzu asla unutmay�n. �-zellikle k�t� durumdaysan�z, ya da
sinirli oldu�unuz anlarda, o h�linizi ba�kalar�na belli etmek zorunda de�ilsiniz.
Bir arkada��mdan duydu�um bir s�z var: "�stenmeyen mal�n� ortaya koyma."
Kar��n�zdakileri mutsuzlu�a itmeye hakk�n�z yok. Unutmay�n ki insanlar� mutlu
etmek, ki�inin kendisini de mutlu eder.
Bazen d��n�yorum da; "acaba" diyorum, "insanlar geceleri yata�a girmeden �nce,
a��zlar�n�n iki yanma birer bant yap�t�r�p �yle uyusalar, sabahlar� uyand�klar�nda
g�ler y�zl� olurlar m�?" �in �akas� bir yana, belki de insanl�k zaaf�m�zdan olacak,
en kolay fedak�rl�klar� yapmakta bile zorlan�yoruz. Ger�i bizim de mazeretimiz var;
kar�� taraf stresli, tamam iyi de, bizler ne h�ldeyiz? Bizler de �teki tarafa g�re,
kar�� taraf de�il miyiz? Velhas�l, zor bir denge ile y�z y�zeyiz. Ama biliyoruz ki,
g�zel �eyler kolay elde edilemiyor. Mutluluk da �yle...
84...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...85
D�r�st Olun
D�r�st ol, sonra utanma!
Fethiye yak�nlar�ndaki Xantos Harabeleri'nde bulunan bir mabedin duvarlar�ndaki
kitabalerde, d�r�stl�kle ilgili bir b�l�m var: "Kaybetmeyi, ahlaks�z bir kazanca
tercih et. ilkinin ac�s� bir an, �tekinin vicdan azab� �m�r boyu s�rer. Baz�
idealler o kadar de�erlidir ki, o yolda ma�lup olman bile zafer say�l�r. Bu d�nyada
b�rakabilece�in en b�y�k
miras d�r�stl�kt�r."
D�r�st insan, s�z�nde, davran�lar�nda ve tutumunda do�ruluktan sapmayan, �z� s�z�
bir, ahlakl� ki�idir. Do�ruluk, kolay elde edilebilen bir haslet de�ildir.
Yarat�l�tan, aileden, �evreden ve e�itimden kazan�lan �zelliklerin bir bile�kesidir
do�ruluk. D�r�st bir insan olmak zordur, ��nk� �zveri gerektirir.
D�r�st olmak, elinizin alt�ndaki bir�ok de�eri bedavadan elden ��karmak anlam�na da
gelebilir. Bu u�urda �z�nt�ler ya�ayabilir, birilerini �zebilirsiniz. D�r�stl�k,
bir anlamda ileriye d�n�k yat�r�md�r. Hatta, �nce zarar gibi g�r�n�p sonradan k�ra
d�n�ebilen ve en �-nemlisi bir�oklar�n�n tam olarak de�erlendiremedikleri bir
�zelliktir. D�r�stl�k ad�na yapt���n�z eylemler, ba�kalar� taraf�ndan zek�
seviyenizle de ili�kilendirilebilir. �nemli olan,, ki�inin kendisini nas�l g�rmek
istedi�idir.
D�r�stl�k denilince, �ncelikle "dilde do�ruluk" anla��l�r. Bu ise, yalan
s�ylemekten ka��nmakla birlikte yanl� anlamaya neden olacak tarzda konu�mamak
anlam�na da gelir. "Samimi olmadan s�ylenen
s�zler" ger�e�i yans�tsalar bile do�ruluktan say�lmaz. Ayr�ca, "verilen s�zde
do�ruluk" da �nemlidir. ��nk� o s�zlerin ger�ekle�mesi zamana ba�l�d�r ve yerine
getirilmesi oran�nda do�rulu�undan bahsedilebilir.
Atalar�m�z, "y�lanla da yalanla da ya�anmaz" demi�ler. Yalanc�n�n mumunun yats�ya
kadar yand��m�(!) hepimiz biliyoruz. "Bir hatay� yalanla �rtmeye �al�mak, lekeyi
delerek yok etmeye benzer." D�r�st bir insan olmak i�in dikkatli olmal�y�z. T�m
s�ylediklerimizi ger�e�in e-le�inden ge�irmeliyiz. Aksi h�lde, elimizde olmadan
s�yleyece�imiz yalanlarla, hem kendimizi, hem de sevenlerimizi �zeriz. Dinimizce de
kabul edilebilecek tek yalan ise, insanlar�n aras�n� d�zeltmek ad�na s�ylenen
yaland�r.
D�r�st insan, kendisine g�ven duyuland�r. G�ven duyulan bir insan olmak ise, en
b�y�k mutluluk nedenidir. D�r�stl�k mutlak bir olayd�r. Belli limitleri yoktur. En
k���kten en b�y��e, hi�bir ayr�m yapmadan do�ruluktan sapmamakt�r. Baz� insanlar
k���k olaylar� �nemsemez, baz�lar� da belirli b�y�kl�kten sonras�na dayanamazlar.
�nemli olan, �artlar ne olursa olsun kararl� olmak ve do�ru bilinen yoldan
sapmamakt�r. "�nsan�n yalan�, onun g�lgesidir, eninde sonunda bir yerlere d�er."
Her an yakalanmak korkusu kadar �z�c� bir �ey olamaz. Tedirgin insan�n mutluluktan
nasibi yoktur.
Mutluluk, d�r�stl���n sulad��� yama�larda ye�erir.
86...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...87
Israrc� Olmay�n I
Yaralar ka��yarak iyile�tirilmez.
�lk okudu�umda hayli yad�rgad���m, d��nd�k�e anlaml� buldu�um bir hadis-i �erif
var: "Kad�n erke�in e�e kemi�inden yarat�lm�t�r. Onu do�rultmak istersen
k�rabilirsin. Faydalanmak istersen, o halinde iken de faydalanabilirsin." Asl�nda,
kad�nlara kar�� k�r�c� davranmamay� ���tleyen bu hadis-i �erifi e�ime, biraz da
�aka olarak a��klad���mda �n�nda tepki g�sterdi. Havva anam�z�n, Hazreti Adem'in
e�e kemi�inden yarat�ld���n� ve bu nedenle erkeklerin bir kaburgalar�n�n noksan
oldu�unu biliyordu ya; hemen cevab� yap�t�rd�: "Erkeklerin de bir tahtas� noksan!"
Baz� �eyler var ki, anlamak i�in �e�itli deneyimler ya�amak gerekiyor. Bunlar�n en
ba�ta geleni de miza�lar�m�z. Kad�n olsun, erkek olsun, her insan�n mizac� ba�ka.
Bak� a��lar�, davran� bi�imleri, olaylar kar��s�ndaki tepkileri, sevin�leri,
kederleri, velhas�l her �eyleri birbirinden farkl�. �in en garibi, miza�lar
do�u�tan gelen yarat�l� �zelliklerimiz oldu�u i�in de de�i�meleri, de�i�tirilmeleri
m�mk�n de�il. Olsa olsa birtak�m k�sm� iyile�tirmelerden s�z edilebilir.
Dilimizde, "huyundan gitmek" diye bir deyim var. �nsanlar� olduklar� gibi kabul
etmekten daha rahatlat�c� bir davran� olamaz. Aksi halde kendimizi, bile bile
s�k�nt�ya sokar�z. Hem ba�kalar�m k�rar, hem kendimiz �z�l�r�z.
Olmas� gerekenle olan, �o�unlukla birbirinden farkl�d�r. Bir insandan
beklediklerinizi belirlemeden �nce, onun neyi yap�p, neyi yapa-
mayaca��m bilmek durumundas�n�z. Hi� kimseden, g�c�n�n �st�nde davran� beklenemez.
Aksi h�lde taraflardan en az biri hayal k�r�kl��� ya�ayabilir. Ayr�ca siz, olmaz�n
pe�ine d�m� ve k�t� sonuca �anak tutmu�san�z, su�lu aramaya hakk�n�z yoktur. B�t�n
sorun, makul� istemek dururken s�n�rlar� zorlamakla ba�lar. Bir �ey yapmak zorunda
b�rakt���n�z insan�n ne yapaca��n� kestirmek zordur. Yaln�z kendi bildi�inin do�ru
oldu�unda direnen, ba�ka �ey bilmeyen ve ba�ka do�ru tan�mayand�r. "Dedi�im dedik,
�ald���m d�d�k" demekle, �z�nt�den ba�ka elde edebilece�iniz bir �ey yoktur.
Ayr�ca olay, sadece bir �eyin yap�lmas� ile ilgili de de�il. Israrc� olmamakta;
kar�� taraf� zorlamamak, ay�b�n� y�z�ne vurmamak da var. Israrlar�n�z sonucu
ki�inin, sizin de bilmekle �z�lebilece�iniz, kendine ait birtak�m s�rlar�n�
��renmeye �al�mak, daha i�in ba��ndan mutsuzlu�a gel demekten ba�ka bir �ey de�il.
Unutulmamas� gereken en �nemli konu, kar�� taraf� savunmas�z b�rakmamak ve son
�areye ba�vurmas�n� tek se�enek h�line getirmemektir. "�ocu�u �ok s�karsan�z, ars�z
yapars�n�z" deniliyor. Her �eyi tad�nda b�rakmak kadar anlaml� bir davran� olamaz.
88..
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...89
�yilerle Dost Olun
Bana arkada��n� g�ster, sana kim oldu�unu s�yleyeyim.
"�z�m �z�me baka baka karar�r." Bu s�z, iyilerle dost olman�n ne kadar g�zel bir
se�im oldu�unu anlatmaya, tek ba��na yeter asl�nda. �evremizle o kadar ili�ki
i�indeyiz ve etkilenmeye o kadar haz�r�z ki, tozun topra��n ortas�na a��k olarak
b�rak�lm� bir kaptaki yemekten farks�z durumda, bozulmay� bekliyoruz.
Varla yok aras�nda s�k�an, iyi ile k�t� aras�nda ikileme d�en bug�n�n insan�, ne
yapaca��n� bilemez durumda, �aresizleri oynuyor. Bir yanda �rf, �det ve gelenekler,
di�er yanda ihtiya�lar, istekler ve �zlemler. �n�ne iki g�zel oyuncak konulmu�
�ocuk gibi, karars�z bekliyor. Belli ki, ilk g�z k�rpana gidecek.
Biraz abart�l� gibi alg�lama da, maalesef bug�nk� durum �izdi�imiz tablodan pek
farkl� de�il. �stelik, g�n ge�tik�e de hava bozuyor, k�t� haberler art�yor.
Art�k sald�r� h�lini alan kapka� haberlerinin biri unutulmadan daha k�t�s�yle
kar��la��yoruz. Bu ortamda, �ocu�unu yozla�madan belli bir ya�a getirebilenlere ne
mutlu. Art�k, devletin devreye girmesi ka��n�lmaz h�le geldi. Konu ba�l���
dikkatinizi �ekmi�tir. �yi insanlarla dostluktan s�z ediyoruz. "Niye arkada� de�il
de, dostluk" diye sorulabilir. ��nk�, arkada�l�kla her �ey bitmiyor.
Arkada�l�k, bir yerde, tan�maya ve yak�nl�k duymaya yetecek bir s�re birlikte
bulunmaktan do�ar. Bu yer bazen bir okul, bazen bir i�yeri, bir k�la ya da yolculuk
yap�lan bir tren, bir gemi olabilir. Olaya bu mant�kla bak�ld���nda, esas
tehlikenin nerede olabilece�i daha kolay g�r�l�r. Zira, arkada�l�klar biraz da
zorunluluktan do�ar. Test edi-
lememi�, elemeden ge�irilememi�, s�rf bir yerde beraber bulunma ad�na olu�an bu
yak�nl���n, gen� insanlar� nerelere g�t�rebilece�i g�z ard� edilemeyecek ac� bir
ger�ek.
Ger�ek dostluklar, genellikle arkada�l�klarla ba�lar. Arkada�l���n dostlu�a
d�n�mesi ise, araya sevginin girmesiyle olu�ur. Bu a�ama i-�in, elbette zamana
ihtiya� var. Bu zaman, bir anlamda s�nama ve deneme-yan�lma f�rsat�d�r.
Bu s�re� sonunda olu�an birliktelikler, ger�ek dostluklard�r. Ger�ek dost, insana
g�� �n�nda H�z�r gibi yeti�endir. Ve bunu, herhangi bir kar��l�k g�zetmeden
yapand�r. Can� i�in can�n�, mal� i�in mal�m g�z k�rpmadan tehlikeye atabilendir.
Ger�ek dostlar, kendileri k�t� olsalar bile sevdiklerine zarar veremezler.
"Kusursuz dost arayan, dostsuz kal�r" denilirken, bu konu da g�zar-d� edilmemi�.
�nemli olan, o kusurlar� birlikte gidermeye �al�makt�r. Bir kimsenin, hatas�z
olmam�zdan dolay� bizi sevmesi her zaman risklidir. ��nk� en ufak hatam�zda bizi
terk edebilir. �nemli olan, hatalar�m�zla birlikte dostlu�a kabul edilmektir.
O zaman hatalar�m�z� birlikte d�zeltme �ans� do�ar. Bize ihtiya�lar� oldu�unda,
dostlar�m�z�n yan�nda bulunabilmeli ve ihtiyac�m�z halinde onlar� yan�m�zda
g�rece�imizden emin olmal�y�z. �yi dost zor g�nde belli olur.
Dostluk, sevginin b�t�nl�k kazanmas� demektir. Bir anlamda yak�n ilgi, ba�l�l�k,
hatta d�k�nl�k demektir. Sevin�te ve tasada beraberlik demektir. Kendini a�mak
demektir. Ger�ek dostlar birbirlerine benzemek isterler. Aralar�nda, yar��rcas�na
bir iyili�e y�nelme ya�an�r. Birlikte ula��lan doruklarda, ger�ek huzur, g�ven ve
kar��l�kl� mutluluk vard�r.
K�L VE G�L Kokudan nasipsiz ar� kil bile G�l ile kal�nca kokar o g�le Hak
a��klanyla dostlu�un varsa ' O a�k�n ayn�s� d�er g�n�le.
90...
Mutlulu�un �ifreleri
Vefas�z Olmay�n
Vefas�zlar, hi�bir �eyi yeterince �nemsemezler.
�ok uzun y�llar �nce, iki k�r �i�e�i birbirlerine a��k olurlar. Her bahar, di�er
�i�ekler gibi onlar da a��p, g�ne�e "merhaba" derler. Fakat bir bahar ba�lang�c�,
bu �i�eklerden biri di�erine, "biz ikimiz, herkesin so�uktan ka�t��� g�nlerde
a�al�m ki, b�t�n do�a bize ait olsun" der ve aralar�nda anla��rlar. Biri a�mak i�in
k�m gelmesini ve kar�n ya�mas�n� beklerken, di�eri o yaz a�ar. O g�n bu g�nd�r,
karda a�an ve sevgilisini bekleyen �i�e�e "kardelen", sevgilisini yar� yolda
b�rakan �i�e�e de "hercai" denir.
Vefa �zerine de�il ama, vefas�zl�k �zerine s�ylenen ve yaz�lanlar� bir araya
toplasalar, ciltlere, hatta k�t�phanelere bile s��mazd� herhalde. �nsanlar� �zen,
mutsuz k�lan en �nemli duygu, hi� ��phe yok ki aldat�lmakt�r. Bu aldat�lmalar�n en
ac�s� ise, vefas�zl�klard�r. Di�er aldanmalara bir �ekilde katlan�labilir, ��nk� o
eylemler tan�mad���n�z veya dost olmad���n�z kimseler taraf�ndan ger�ekle�mi�tir.
Bir s�re sonra, maddi ve manevi kay�plar�yla birlikte unutur gidersiniz. Ama
vefas�zl�klar �yle mi?
Vefas�zl�klarda, dostlar taraf�ndan aldat�lm� olmak vard�r. Sevilen ve g�venilenin
ihaneti, kalbin derinlerinde �yle yaralar a�ar ki, her nefes al��n�zda, her kalp
at��n�zda bir daha hat�rlars�n�z. Ahde vefa, ki�inin a�z�ndan her ��kan�n
bilincinde olmas�d�r. S�z verip �mitlendirdikten sonra, vefas�zl�k yapmak kadar
k�t� bir davran� olamaz. Tutamayaca��n�z s�z� verip, �z�nt�lere neden olmak yerine,
daha az �z�lerek �mit vermemek �ok daha kolay.
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...91
Sevgide, dostlukta s�reklilik, ba�l�l�k ve sebat demek olan "vefa" duygusunu, o'ur
olmaz konularda harcay�p hercaili�e ka�mayal�m.
VEFASIZ
De�il mi ki sen Unutabilirsin Akl�na esti�i an Unut!
Ama sen vefas�zs�n �i�e�i koklamazs�n R�zg�r� tan�mazs�n Sevgiyi anlamazs�n
Ayr�lmak kolay m� bu kadar Bilmeksin renklerin
Ye�ili unutur mu toprak Ni�in yarat�ld���n�
Vazge�er mi g�kler Elinle tutamad���n�
Bulutlar�ndan Kalbinle tutamazs�n
Y�ld�zs�z gece olur mu G�ne�siz g�nd�z Yapraks�z a�a� �i�eksiz bahar
Sen
Sevmeyen Hissetmeyen Duymayan vefas�zs�n
92...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...93
Az ve �z Konu�un
Ak�l tam olunca, s�z azal�r.
Hazreti Ali (r.a)
S�z, fazla konu�madan a��l�nca, biraz da nasihat amac�yla s�ylenen beylik bir tabir
var: "�ki kula��m�z, bir a�z�m�z var. �ki defa dinleyip, bir defa konu�al�m."
Mevl�na'ya g�re: "S�z, anlamas� i�in s�ze muhta� olan ki�iye s�ylenir. S�ylemeden
anlayan ki�iye, s�z s�ylemeye ne l�zum var? G�kler ve yerler, anlayan ki�iye hep
s�zd�r." �nsan�n s�z�, erdeminin ve olgunlu�unun kan�t�, fikir ve kalbinin
terc�man�d�r.
S�z�n g�zelli�i, cahilin anlayaca��, bilgenin zevk alaca�� gibi olmas�yla ortaya
��kar. Akl� ba��nda bir insan s�zc�klere egemen olur, s�zc�klerin kendisine
h�kmetmesine izin vermez. Ahmak insanlar ise hiddeti ces.aret, dik ba�l�l���
metanet, gururu y�kseklik, gevezeli�i g�zel konu�ma, edepsizli�i meziyet
zannederler.
"Susmak, cahillik ay�b�n� �rter" deniliyor. "Bildi�imiz �eyleri s�ras� gelince
s�yler, bilmediklerimizden s�z etmezsek mahcup olmay�z" diyenler var. Ama konu�mak
da bir ihtiya�t�r. Hata yapma korkusuyla sessiz kalmak, "Hi� hata yapmayan ki�iler
hi�bir �ey yapmayanlard�r" anlam�na gelir ki, anlams�zl���n ta kendisidir. �nsanlar
konu�a konu�a anla��rlar. Ama yine de en iyisi, az ve �z konu�makt�r. �ok �nemli
s�zler bile, s�k kullan�l�nca k�ymetini kaybeder.
Eskilerin, "bo�az dokuz bo�umdur, bir �ey s�yleyeceksen, dokuz defa yutkun ondan
sonra s�yle" dedikleri gibi de�ilse bile, her ne s�yle -
yeceksek �nce akim ve mant���n s�zgecinden ge�irmeliyiz. O zaman, az ve �z
konu�man�n olgunlu�una ula�abiliriz. Kimseyi �zmeden, mutsuz etmeden derdimizi
anlatman�n huzuruna ula��r�z.
insanlar g�zel �eyler duymak isterler. Hat�r i�in de�il ama ger�ek bir g�zellik
g�rd���m�zde iltifat etmeyi de unutmayal�m. Ayr�ca bilmeliyiz ki, do�ru s�z kimin
a�z�ndan ��karsa ��ks�n kabul g�r�r. Bundan tam 1400 y�l �nce, �eyh Edebali'nin,
damad� Osman Gazi'ye s�yledi�i s�zler ne g�zel:
"Bir ba� ol ki o�ul, dimdik duras�n, �i�nenip ezilmeyesin. Bir g�z ol ki o�ul,
iyili�i g�resin, pe�inden y�r�yesin. Bir dil ol ki o�ul, zehire bal s�resin. Bir el
ol ki o�ul, yoksulu giydiresin. Bir y�rek ol ki o�ul, her zaman hak diyesin. Ayak
olursan o�ul, kar�nca ezmeyesin. Vakit k�ymetli o�ul, sak�n bo� gezmeyesin."
-' Kar��l�kl� olarak ileti�im kurmak, duygular�m�z�, d��ncelerimizi anlatabilmek
i�in, s�zc�klere gerek duyar�z. Kelimeler olmasayd� e�er, birbirimizle nas�l
anla�abilece�imizi hi� d��nd�n�z m�?
Ben de "Kelimeler" isimli �iirimde, kelimelerin g�c�n� anlatmay� denemi�tim:
Daha do�arken ba�lar, �o�al�r birer birer Sarar etraf�m�z� y���nla kelimeler
�lk hecelerle �rer, k�sa k�sa, kolayca Bir ser�vendir s�rer haftalarca, aylarca
Oyun, oyuncak olur, ilk heves, ilk mutluluk Kelimelerle ge�en bir d�nemdir �ocukluk
Okumay�, yazmay�, hayat� tan�may� Kelimeler belirler, haftay�, g�n�, ay�
94...
Mutlulu�un �ifreleri
Kelimelerle artar bilgimi?;, becerimiz Kelimelerle ya�ar, �rf�m�z, ananemiz
Kelimeler olmasa, kime, nas�l, ne deriz Kelimeler olmasa, neyi, nas�l isteriz
Kelimelerle y�r�r, i�imiz, mesle�imiz Kelimelerle b�y�r, g�nl�m�z, y�re�imiz
Kelimelerle g�zel, �iirimiz, �ark�m�z Yarat�lm� her �eyden, kelimeler fark�m�z.
...95
96...
�nsanlar� Bo� Yere �mitlendirmeyin
...97
�mit fakirin ekme�i..
Y�llar �nce, Abd�lkadir Ceyhun'un bir hik�ye kitab�n� okumu�tum. Esere ad�n� veren
"Yeni Elbise" isimli �yk�, beni �ylesine etkilemi�ti ki, insanl���mdan utanm�t�m.
"Selim A�a, Haydarpa�a Gar�'nda trenden inmi�, bavulunu vapura kadar ta��tacak bir
hamal aramaktad�r. Biraz yava� davrand��� i�in o-lacak, ortal�kta on, on iki
ya�lar�nda bir �ocuktan ba�kas�n� g�remez. Bavul a��r oldu�u i�in �nce biraz can�
s�k�l�r, fakat ne olduysa, akl�na her ne geldiyse, bir hayli heyecanlan�r ve �ocu�u
da kar��ya ge�irir. �nce otele gidip bavulu b�rak�rlar. �ocuk merak i�indedir. -
Beni ne yapacaks�n a�a, diye sorar.
-�st�n-ba�m pek p�rt�l. Sana ��yle bir elbise uyduruverece�im. Hem, senin ad�n
nedir, bakal�m?
-Kemal...
A�a ile �ocuk, Bah�ekap�'ya kadar y�r�rler. �ocukca��z sevin�ten ve meraktan, �deta
u�maktad�r. B�y�k bir ma�azaya girerler. Kendisine �yle g�zel �eyler giydirilir ki,
o sevin� ve heyecanla a�l���n� bile u-nutmu�tur. Fakat, her g�zel hayal gibi, bu da
�abuk biter. B�y�k bir hayal k�r�kl���yla �zerinden ��kard��� elbiseler paket
yap�l�rken, a�an�n sesiyle bir daha y�k�l�r."
-Ben o elbiseleri o�luma ald�m. Tam senin boyundayd� da. Bu hik�ye ��yle bitiyordu:
"Kemal, t� i�inden g�rtla��na kadar, halka halka bir �eyler geldi�ini zannetti.
Yutkundu. G�zleri doldu. P�rt�lar�na b�r�nd�. U�ar gibi ��kt��� merdivenleri
yuvarlan�r gibi indi. D�kk�n�n kap�s�ndan ��karken, omuzlan biraz daha ��km�t�.
K�pr�ye yana�acak ilk vapuru, paket ta��y�p Haydarpa�a'ya kadar bilet paras�n�
��karabilmek i�in e�siz bir sab�rla bekledi."
Ben nedense, bu olay�n basit bir �yk� olmad���m d��n�yorum. Selim A�alar�n ve
Kemallerin her zaman aram�zda olduklar�m ve olmaya devam edeceklerini �ok iyi
bildi�im i�in de, insanlar� bo�u bo�una �mitlendirenlere kar�� sab�rl�
davranam�yor, tepkimi g�steriyorum. A-ma elbette, rastlayabildi�im ender
say�dakilere...
Bir zamanlar, Cici K�zlar'm dillerden d�meyen bir �ark�s� vard�: "Hay�r dersem
belki demek, belki dersem evet anla." �nsanlar , belki de yarat�l�lar� gere�i,
kolay �mide kap�l�yorlar. Her s�z� verilmi� bir senet gibi alg�l�yorlar. S�z�n�zde
durmayacaksamz, insanlar� bo�u bo�una umutland�rmak niye? Susarak, basit bir �z�rle
ya da duymazl�ktan gelerek i�in i�inden ��kmak varken, insanc�klara �mit verip yar�
yolda b�rakmak kadar yaralay�c� bir davran� olabilir mi?
U�urtma g�klere y�kseldik�e pek g�zel g�r�n�r. Onu seyretmek de, insana huzur
verir. Ama ayn� u�urtma bir �ekilde ters d�n�p yere �ak�l�nca par�alan�r,
darmada��n�k olur. Aynen �mitleri k�r�lan insanlar gibi. �nsanc�klar� mutsuz etmeye
hakk�m�z yok. Sonra unutmayal�m ki, ayn� haks�zl�klar bizlere de yap�labilir.
�nemli olan sonu�lard�r.
98...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...99
Affetmeyi ��renin
Ba��lamak b�y�kl�kt�r.
Y�llar �nceydi. �imizi yeni yeni oturtmaya ba�lad���m�z d�nemlerdeydi. Yak�n
mesafelerdeki y�klerimizi ta��yan arabac� geldi yan�ma. Her zamanki gibi, haftal�k
ta��ma �cretini al�p gidecek diye d��n�yordum. Bakt�m, gitmeye niyeti yoktu. Bir
iste�i oldu�unu anlad�m. �lkokulu yeni bitiren �ocu�unu, ��rak olarak vermek
istiyordu. Ne kadar u�ra�t�ysam da okutmas� gerekti�ine inand�ramad�m. Sonunda
o�lunu, bizim kal�p b�l�m�ne ald�k.
��rakl�k, iki tarafl� bir al�veri� gibidir. Siz onun i�in bedava bir meslek okulu
say�l�rs�n�z, o da �ok ucuz, hatta simit paras�na �al�an bir eleman. ��rak taptaze
bir fidan gibidir. Bilgili ve disiplinli bir ustan�n elinde, e�er bir de yetenekli
ve gayretli ise, �ok k�sa s�rede kendini
geli�tirir.
Bizim ��rak, ger�ekten �ok ba�ar�l�yd�. Her i�e canla ba�la ko�uyor, g�nden g�ne
daha iyi oluyordu. Fakat ne olduysa oldu, b�y�k bir hata yapt�: Kendisine, �eli�e
su vermekte kullan�lan a�a� k�m�r� almak i�in verilen paran�n be� liras�n� cebe
indirdi. Zavall� yavrucak, olay bana gelene kadar zaten h�k�m giymi�ti. Bana sadece
son karar� vermek kalm�t�. Ben onlardan da bask�n ��kt�m. Affedemedik. Hata yapsa,
bir �eyleri k�r�p zarar verse sineye �ekerdik de, h�rs�zl��� kabullenmek asla.
Ertesi g�n babas� geldi. Adamca��z hayli �zg�nd�. "Ben onun der-sini verdim, bir
daha yapmaz. Ne olur bir defal�k affedin" diye yalvar-
d�ysa da, bizler o b�y�kl��� g�steremedik. "Sizin yan�n�zda bir sanat ��rensin,
benim gibi arabac� olmas�n" deyi�ini h�l� duyuyor gibiyim. Her sabah i�e gelirken,
at arabalar�n�n s�ra s�ra dizildi�i b�lgede, o �ocukla g�z g�ze geldik�e ve onun
arabas�n�n ba��nda, "g�nayd�n Gazanfer Amca" dedi�ini duyduk�a, nas�l kahroldu�umu,
oradan nas�l ka�arcasma uzakla�t���m� anlatamam.
�imdi d��n�yorum da, ideallerimizi her �eyin �zerinde tuttu�umuz o g�nlerde, biraz
da ho�g�r�y� ��renseydik, o �ocu�a en az�ndan bir �ans daha tan�sayd�k, bizler ne
kaybederdik,- o �ocuk ne kazan�rd�, diye hay�flanmaktan ba�ka bir �ey gelmiyor
elimden.
Ancak, affetmenin de bir kural�, kaba tabirle; "raconu" var. Ba�kalar�na kar��
yap�lan kusurlar� affetmek size de�il, zarar� g�renlere d�er. Kul haklar�n�n
aff�n�, Y�ce Allah bile kullara b�rak�rken, devletin af yapma hakk� da
d��nd�r�c�d�r. Sadece iki-�� ay �ncesinde tecav�z�ne u�rad��� silahl� �ehirliyi
serbest dola��rken g�r�p de, h�nc�n� almaya �al��rken zorlukla durdurulabilen k�yl�
k�z�n�n, "o bana m�, yoksa devlete mi tecav�z etti" diye hayk�r��n� duyar gibiyim.
Birtak�m mahk�mlar�n aff�, onlar�n yak�nlar�n� elbette mutlu edecektir ama zarara
u�rayanlar�n ac�s�n� daha da artt�rabilece�ini unutmamak gerekir. Ayr�ca, iyi niyet
ve ho�g�r� ad� alt�nda, siyasi ��kar a-ma�l� olarak yap�lan geli�ig�zel aflarla
soka�a salman insanlar�n, daha kurtulur kurtulmaz can yakmaya ba�lad�klar�,
herkes�e biliniyor. �nemli olan, aftan �ok o kader mahk�mlar�n� topluma
kazand�racak �nlemleri de beraberinde almakt�r.
Affetmek, as�l ba��lay�c�, kerem sahibi Y�ce Allah'�n insana verdi�i kutlu bir
arma�and�r. Bu nedenle, affetmek kadar g�zel bir duygu olamaz. Affetmek ve unutmak.
Kar�� tarafa da, unuttu�unuzu hisset-tirebilmek ise, en g�zeli. B�ylelikle, o
insan�n hatalar�ndan dolay� pi�manl�k duymas� ve iyili�e y�nelme �ans� da do�ar.
Ama ba��lad���n�z insan�, her kar��la�t���n�zda bak�lar�n�zla ve davran�lar�n�zla
ezmek yolunu se�ecekseniz e�er, onu do�ru yola y�neltme �ans�n� daha i�in ba��nda
kaybedersiniz. �yleyse, o insan� affetmeyin daha iyi.
Affedilmek, yaln�zca hatalar�ndan dolay� pi�manl�k duyan ve ders a-lanlarm
hakk�d�r.
100...
Mutlulu�un �ifreleri
K���k Mutluluklara �nem Verin
Mutlulu�un doru�una k���k basamak/arla �r.
Askerlik sonras�, daha �nce �al�t���m taahh�t firmas�n�n istanbul'daki merkezinde
g�reve ba�lam�t�m. De�i�ik konularda teklifler haz�rl�yor, i�leri kazand�k�a da,
projelendirip uygulamaya ge�iyorduk. Genellikle, s�t ve g�bre fabrikalar� gibi �lke
�ap�nda b�y�k say�lacak
i�ler al�yorduk.
Bazen de bize yak�mayacak derecede k���k i�ler geliyordu. Patronlar�n, o i�leri de
almaktaki �srarlar�na bir t�rl� anlam veremiyordum. Bir g�n dayanamay�p, ba�l�
oldu�umuz ba� m�hendise sordum:
-A�abey, b�yle k���k i�leri al�nca di�er i�lerimiz aksam�yor mu? Bunlar�n her
taraf� k�r olsa ne olur ki?
Ayn� zamanda �irket orta�� olan ba� m�hendis, benim b�yle bir sual soraca��ma
haz�rm� gibi sakin bir �slupla:
-Sen hi� ta� duvarlar� inceledin mi? Dikkat etseydin, b�y�k ta�lar�n yan�nda
k���klerinin de kullan�ld���n� g�r�rd�n. Ta� duvar, sadece b�y�k ta�larla �r�lemez.
Hayat�m�z boyunca kar��la�t���m�z her konuda, b�y�klerin yan�nda k���klere de
mutlaka ihtiya� duyuyoruz. Ayr�ca, hayatta her �eye k���kten ba�lan�ld���n� bu ya�a
gelince daha bir anl�yor insan. Daha do�ar do�maz, �nce hecelemeyi, sonra
kelimeleri ve daha sonra c�mle kurmay� ��reniyoruz. ��nk� i�in kolay ve pratik
olan� bu. Bana g�re, mutlu olmak da farkl� de�il. K���k ta�lar olmadan mut-
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...101
luluk duvar� �r�lem�yor. �stelik k���k mutluluklar� ya�amak, bir anlamda k���k
ta�lan bulup ta��mak, �ok daha kolay. ��nk� g�z�n�z� b�y�k ta�lara dikerseniz,
belki de onlar� kald�rmakta, ta��makta g��l�klerle kar��la�abilirsiniz. Onlar�n
merakl�lar� da �ok olabilir. Size s�ra gelmeyebilir. En iyisi, k���k mutluluklardan
ba�lamak...
Daha i�in ba��nda, "mutluluk istemekle ba�lar" demi�tik. Kolayca ula�abilece�imiz
o. kadar �ok k���k ta�lar var ki, onlar� elde ettik�e, benimseyip i�imize
sindirdik�e zaten �o�al�p kuca��m�z� dolduracaklar. O zaman, bu aray�lar niye? Bu
tatminsizlikler niye?
K���k bir ba�ar�, i�ten bir g�l�c�k, bir te�ekk�r, minik bir arma�an, sizi mutlu
etmeye yetmiyorsa e�er, kendinizi bir g�zel g�zden ge�irip, sorgulamal�s�n�z. ��nk�
bu i�i kolay ba�aram�yorsan�z, ortada bir yanl�l�k var demektir.
Mutlu olmak istiyorsan�z e�er, kendinizi emanet�i gibi g�rmemelisiniz. Sahiplenmeyi
��renmelisiniz. K���k k���k �ok ta��n�z olmal� ki, kazara birini yitirince
�z�lmeyesiniz. Kaybedilen ta� b�y�kse e�er, o-nun yerini doldurmak zor, belki de
imk�ns�z olabilir. K���k mutluluklar en kolay elde edildi�i gibi en kal�c�
olanlard�r. ��nk� onlar� daha kolay elinizde tutabilirsiniz.
Mutluluk oyununun ger�ek oyuncular�, kolay mutlu olmay� bilenlerdir.
102...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...103
Haddinizi Bilin
Haddini bilmeyene bildirirler.
�nl� bir ressam, eserlerinin sergilendi�i galeride, kim oldu�unu belli etmeden
dola��yor, ziyaret�ilerin yorumlar�m ilk elden alg�lamaya �al��yormu�.
�zleyicilerin y�zlerindeki ifadeler olduk�a iyiymi�. Arada bir, kendisini
tan�yanlar�n be�enilerini g�zel s�zlerle dile getirmelerinden ise olduk�a keyif
al�yormu�.
Her ya�tan ve her s�n�ftan insanlar� sergisinde g�rmekten dolay� da, �ok mutluymu�.
Bir ara, en be�endi�i tablolardan birinin �n�ndeki ya�l�ca adama tak�lm� g�zleri.
Adam�n, �n�nde durup dudak b�kerek bir �eyler m�r�ldand��� s�z konusu resim, bir
s�variyi canland�r�-yormu�. Merakla yakla�m� ve sormu�:
-Beyim, san�r�m resimde be�enmedi�iniz bir durum var. Hatan�n ne oldu�unu
��renebilir miyim? Bu resmi ben yapt�m da... Adam bilgi� tav�rlarla konu�maya
ba�lam�:
-Ben k�rk k�sur y�ll�k �izme ustas�y�m. Resimde hatalar var. S�varinin �izmeleri
ger�e�e uymuyor. Mesela, �u g�rd���n�z k�vr�m biraz daha a�a��da olmal�yd�. Topuk
k�sm� da �l�eksiz �izilmi�.
Ressam, adam�n s�z�n� bitirmesini bile beklemeden izin isteyip gitmi� ve biraz
sonra tu valiyle, f�r�alar� ve boyalar�yla geri d�n�p, hemen hatalar� d�zeltmeye
ba�lam�. ��nk�, �izmeler ger�ekten hatal�ym�. Sanat�� daha i�ini bitirmeden, �izme
ustas� konu�maya ba�lam�: -Bu s�varinin kal�alar� da biraz uzun �izilmi�, derken
ressam onun
s�z�n� kesmi�:
-Yoo, demi�, �izmedeki hatay� g�sterdiniz, biz de mesle�e sayg� ad�na �n�nda
d�zelttik. Ama l�tfen �izmeden yukar� ��kmay�n.
Haddimizi bilmiyoruz. G�nl�k hayatta, hemen s�ze kar��p g�r� bildiriyor, fetvalar
veriyoruz. Durmadan �izmeyi a�makla me�gul�z. Biri iyi bir �ey yapmaya g�rs�n.
Hemen ortaya at�l�p tenkidi yap�t�r�yoruz. Yok �uras� ��yle olmu�, yok buras� b�yle
olmamal�ym�, konu�up duruyoruz. Peki, gel de sen yap bakal�m denilince de, donup
kal�yoruz. "Ergene e� bo�amak kolay" derler ya, bu da �yle bir �ey!
Tenkitler yap�c� oldu�u s�rece yararl�d�r. �zellikle i�inin ustas�, uzman ki�ilerin
�nerileri, kar�� tarafa yepyeni boyutlar kazand�r�r. Ama bunun s�n�r�n� kim
belirleyecek. Herkesin g�z� �n�nde bir i�e giri�en ki�i, be�eniler kadar,
k�t�lemelere de a��k olmal�d�r. Tenkitlere k�z�p, sald�rgan tutumlar sergilemek hi�
kimseye fayda getirmez.
Tenkitlere a��k olmal�y�z. Ama �nce, objektif bir de�erlendirme yaparak gere�ini
yerine getirmeliyiz. Yoksa, her tenkide g�re kendimizi ^ayarlamaya �al��rsak
"kendi"miz olamaz, ba�ka birisi oluruz. "Onun punun maskaras� olmak" diye buna
derler.
Ki�ili�i olmayan, ki�i olamaz. Ki�i olamayan, mutlu olamaz.
104...
Mutlulu�un �ifreleri
Hayat�n�z� Ba�kalar�na G�re Kurmay�n
Bir zamanlar, "duvara dayanma y�k�l�r, adama dayanma �l�r. Vak�flar bankas�na yat�r
paran�, ne y�k�l�r ne �l�r" �eklinde bir banka reklam� vard�. Asl�nda burada, vak�f
olman�n g�venilirli�i vurgulanmak isteniyordu ama anlayana ba�ka yorumlar da vard�:
Adama dayanmak sak�ncal�d�r.
Ba�kalar�na g�venmek, elbette g�zel bir duygu. G�ven duygusunun, mutlulu�un olmazsa
olmaz� oldu�u da kesin. Ama, "her insan i-pek b�ce�i gibidir, kendi kozas�n� kendi
�rer" diyenler; duygular�yla, d��nceleriyle, g��l� ve g��s�z yanlar�yla, k�sacas�
i� d�nyalar�yla her insan�n "kendi" oldu�unu ne g�zel vurgulam�lar.
Her davran�lar�nda ba�kalar�n�n onay�n� arayan kimseler, hayat�n bir�ok g�zelli�ini
�skalarlar. �zellikle evhaml� insanlar, kendilerini �ylesine ba�kalar�na ba�l� h�le
getirirler ki, yaln�zca kendilerine ait olmas� gereken �zel hayatlar�n� bile
yeterince ya�ayamazlar. Onun bunun oyunca�� h�line gelirler. Hayatlar� karar�r.
Mutlulu�u, ba�kalar�nda bile g�remezler.
T�rk edebiyat�n�n �nemli isimlerinden �mer Seyfeddin'in ba��na gelenler bir�oklar�
taraf�ndan bilinir. Onun evhaml� oldu�unu fark e-den birka� arkada��n�n, �sk�dar
Iskelesi'nden itibaren s�ra ile �n�ne ��k�p, "vay �mer'ci�im, hayrola hasta m�s�n?
Benzin sapsar� olmu�, gidip bir doktora g�r�n, ne olur kendine iyi bak" t�r�nden,
s�z�m ona
1
Ger�ek Mutlulu�a Giden SO Yol
...105
�akalar�, adamca��z� yata�a d��rm� ve bir daha kurtulamam�. Kim-bilir daha neler
yazard�; edebiyat d�nyam�z neler kaybetti diye d��nmeden edemiyor insan.
Y�ce Allah bize bir beden, ak�l, nefis ve ruh vermi�. Her �eyin �tesinde, insan
olma �zelli�i vermi�. �nsan olmak demek, �zg�r olmak demektir. Bizim hamurumuzda
�zg�rl�k var. �nsan olman�n bir di�er �zelli�i ise elindeki de�erleri en iyi
�ekilde kullanmas�d�r. �niversitede okurken bize bir m�hendis tarifi yapm�lar;
"M�hendis, en iyiyi en ucuza elde edendir. En uygun ��z�m�, yani optimumu buland�r"
demi�lerdi. Her insan, bir anlamda kendinin m�hendisidir. Kendisi i�in en uygun
olan�, herkesten �ok kendisi bilir. Birilerini �rnek almak, �e�itli kaynaklardan
yararlanmak, elbette gerekir. Ama ondan sonras�, kendi bilece�i i�tir. Ba�kalar�n�n
rol�, o andan itibaren bitmeli ve yaln�zca "kendi" olmal�d�r. Aksi h�lde, mutluluk
ba�ka baharlara kal�r.
�nsan, basit bir kukla de�ildir. Onu ayakta tutan ayaklar�, hareket e-den bir
bedeni, d��nen bir beyni, her g�zelli�e a��k bir kalbi ve Tanr� arma�an� bir ruhu
vard�r.
106...
Mutlulu�un �ifreleri
Cenneti �imdiden Ya�ay�n
Cennete gitmenin iki yolu vard�r. Ger�ekten �ld���n�z zaman, ger�ekten ya�ad���n�z
zaman.
Richard Wilkins
Birka� y�l �nce, bir i� g�r�mesi yapmak i�in Almanya'ya gitmi�tik. K���k bir
kasaban�n biti�i�inde, evlerin bitip ye�illiklerin ba�lad��� yerde kurulu bir
fabrikan�n toplant� salonundaki g�r�melerimize yemek i�in ara vermi�tik.
Birden, girerken fark etmedi�im bir �ey dikkatimi �ekti. Koridora bakan odalardan
birinin kap�s�na, zemini �i�eklerle s�slenmi� bir k���t yap�t�r�lm�t�. �zerine,
�e�itli renklerdeki harflerle, bir �eyler yaz�lm�t�: "Wilkommen zum Paradis von
Katja und Angelika." isimler akl�mda yanl� kalm� olabilir ama, o s�zlerin anlam�
�ok ilgin�ti: "Katya ve Anjelika'nm cennetine ho� geldiniz."
Bir anda, i�imde bir �eylerin k�p�rdand���n� hissettim. Odan�n kap�s� ve koridora
bakan duvar b�lmeleri t�m�yle camdan yap�ld���ndan, i�erisini rahat�a
g�rebiliyordum. Odan�n her taraf� �i�eklerle ve de�i�ik objelerle s�slenmi�ti.
Hele, i�eride �al�an d�nya tatl�s� iki "Frau-lein'� g�rd�kten sonra, kap�daki
yaz�y� anlamasan�z bile, rahatl�kla "cennet gibi" benzetmesini yapabilirdiniz.
Burada beni etkileyen, sadece g�rd���m g�zellikler de�il, �al�t�klar� yeri cennet
gibi g�ren insanlar�n ula�t�klar� konumdu. O �artlar alt�nda �al�anlar, elbette
mutlu ve ba�ar�l� olurdu. Sonra, �al�t��� yeri hapishane gibi g�ren, yapt��� i�i
i�kence sayan insanlar geldi akl�ma, �z�ld�m.
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...107
Asl�nda, g�nl�k hayat�m�zda cennet g�zellikler, cehennem ise �irkinlikler anlam�nda
kullan�l�r. Ne zaman g�zel bir yer g�rsek, "cennet gibi" deriz. Ne zaman da
k�t�lerin kol gezdi�i bir ortama rastlasak, "cehennem gibi" demekten kendimizi
alamay�z. Ama ne yaz�k ki, ikisine de yak�n olmak elimizde.
Sevgili edebiyat hocam�z Nazik Erik Han�mefendi'nin, "iyinin, g�zelin, do�runun
daim oldu�u yer" olarak tan�mlad��� "cennet" ve "tertemiz gelen ruhumuzu;
k�t�l�kler, h�rslar, tamahlar, yalanlar, hileler ve k�skan�l�klarla kirletmemiz
sonucu, cennete girebilmek i�in, ate�le y�kanaca��m�z yer" olarak tan�mlad���
"cehennem" konusu beni hep d��nd�rm�t�r. Acaba, istesek "bir ta�la iki ku� vurmak"
misali, sadece ikincisini hedeflemek yerine i�i ba�tan s�k� tutsak da iki cenneti
birden ya�asak olmaz m�?
�nan�yoruz ki, d�nyev� cenneti �imdiden ya�amak o kadar zor de�il. Bunun i�in
yap�lmas� gereken ilk �ey, mutlulu�un gerektirdi�i eylemleri vaktinde ve zaman�nda,
hakk�yla yerine getirmek ve ileriye �mitle bakmakt�r. �stelik o zaman,
k�t�l�klerden uzak kalaca��m�z i�in, belki de cehennem ate�iyle y�kanmam�za gerek
kalmayabilir. Y�ce Allah, bizleri ate�le bile y�kanamayan lekelerden korusun.
Cehenneme �evirece�iniz hayat kavgan�z, gecikmeksizin en yak�nlar�n�z� da etkisi
alt�na alacakt�r.
108...
Mutlulu�un �ifreleri
Gurur Kalkan�na S���nmay�n
Mutlu ya�ama sanat�, gurur ile y�zs�zl�k s�n�rlar� aras�nda kalan geni� alan�, ak�l
ve g�n�lle de�erlendirmektir.
D�nya nimetlerine �nem vermeyen felsefesi ile �nl� filozof "Diyo-jen", bir g�n �ok
dar bir sokakta, zenginli�inden ba�ka hi�bir �zelli�i olmayan kibirli bir adamla
kar��la��r, ikisinden biri kenara �ekilmedik�e ge�mek m�mk�n de�ildir. Ma�rur
zengin, hor g�rd��� filozofa:
-Ben, bir serserinin �n�nden kenara �ekilmem, der. Diyojen, kenara �ekilerek �u
kar��l��� verir:
-Ben �ekilirim.
�nsan�n, gururu ve b�y�klenmeyi bir kenara b�rakarak, oldu�u gibi g�r�nmesi kadar
g�zel bir huy olamaz.
Ama her g�zel �ey gibi, g�zel huylara ula�mak da zor. Olay sadece oldu�unuz gibi
g�r�nmekle, ya da g�r�nd���n�z gibi olmakla bitmiyor. Bir de olmak istedi�iniz gibi
g�r�nmek var ki, en zoru ve en tehlikelisi bu olsa gerek. ��nk�, istedi�iniz gibi
olamazsan�z e�er, o g�r�nt�ye ula�abilmek i�in, yanl� �eyler yapmak zorunda
kal�yorsunuz demektir. Mecburen gurur denen kalkana s���n�yorsunuz. Oysa o kalkan,
sadece bir y�n�n�z� gizleyebiliyor. Bir anlamda, kendinizi inand�r�yor ama
aldand���mzm fark�na varam�yorsunuz. �nemli olan, kim oldu�unuzun fark�na vararak,
oldu�unuz gibi g�r�nmenizdir.
Ger�ek Mutlulu�a Giden SO Yol
,..109
�ems-i Tebrizi'ye g�re, "Allah'a ula�mak i�in insan�n �n�nde d�rt engel vard�r:
�ehvet, �ok yemek, mal ve m�lk, gurur ve kibir."
Gurur ve kibir, insan� d� etkilerden korurken, i�ine kapan�k, tedirgin ve korkak
yapar. Bunun sonucu, yaln�zl�k ve mutsuzluktur.
Gurur kalkan�na s���nan insan�n, mutlaka bir eksi�i vard�r
110...
Ya�am� Sava�a �evirmeyin
Sevgi dolu bir oyundur ya�amak.
Sevgili Nazik Erik hocam�z�n, lise birinci s�n�ftan ba�layan derslerinde s�k�a
tekrarlad��� bir ��retisi vard�. Bizlerden, �u sorular� kendimize sormam�z�
isterdi: "Ben kimim? Nereden geldim, ni�in geldim, nas�l ya�amal�y�m, nereye
gidece�im?" O ya�larda pek anlam veremedi�imiz bu sorular, y�llar ge�tik�e daha
b�y�k anlamlar kazand� d��ncelerimizde. Sevgili hocam�z� daha �ok anar, sayg�yla
hat�rlar olduk.
27 May�s 1960 �ncesi, �lkemizin b�y�k kaoslar ya�ad��� o s�k�nt�l� g�nlerde, �T�
Makine Fak�ltesi 2'nci s�n�f ��rencisiydim. 21 Nisan g�n�, �niversitemizin 187'nci
kurulu� y�ld�n�m�n� kutluyorduk.
Baz� arkada�larla birlikte, bana da konuklar� kar��lama g�revi verilmi�ti. O g�n,
belki de son defa b�yle bir toplant�ya kat�lan Merhum Adnan Menderes ve bir �ok
�nl� insan�n konu�malar�n� dinleme f�rsat� bulmu�tum. Ama, beni en �ok etkileyen,
Ord. Prof. Dr. Salih Murat Uzdilek'in yapt��� konu�ma olmu�tu. Ona g�re hayat, ��
perdelik bir o-yundu. Ve biz insanlar ikinci perdeyi oynuyorduk. Birinci ve ���nc�
perdeleri bilmeden, tan�madan elimizden geleni yapmaya �al��yorduk. O konu�ma beni
�ylesine etkilemi�ti ki, o s�zlerden olu�an k�sac�k bir d�rtl�k yazm�t�m:
Biliyoruz bu hayat Bir oyundur �� perde Ortas� belli, fakat Ba�� ve sonu nerde?
Aradan k�rk k�sur y�l ge�mesine ra�men, h�l� o konu�man�n etkisi alt�nday�m. O
g�nden beri ben, ikinci perdedeki rol�m� en iyi �ekilde oynamaya �zen g�steriyorum.
Benim rol�m sevgi �zerine, iyi �eyler yapmak �zerine...
Her zaman istenilen sonu�lara ula�mak kolay olmuyor elbette. Zaten senaryoyu haz�r
buldu�umuz i�in, sadece k���k detaylar� de�i�ti-rebiliyoruz. Fakat, sahnemiz ve
dekorlar�m�z cennet gibi g�zel bana g�re. Ya da ben, �yle g�rmeye al�t�rd�m
kendimi.
Oysa baz�lar�, bu oyunu farkl� yorumlay�p ona g�re oynama e�ilimindeler. Onlara
g�re sahne bir sava� alan�, dekorlar birer silah, kendileri de birer sava���. B�t�n
u�ra�lar� bu amans�z sava�� kazanmak ad�na. Vurarak, k�rarak, �ld�rerek, yok
ederek, her yolu deneyerek kazanmak. Onlar yengi ile yenilginin karde� oldu�unun da
fark�nda de�iller. Bu devirde bile, Hitler'in "Kavgam" isimli kitab�n� ders almak
i�in o-kuyanlar yan�nda, onu "ba�ucu kitab�" yapanlar da var ne yaz�k ki...
G�nl�k hayatta kar��la��lan her sonuca "yengi" ya da "yenilgi" olarak bakmak �ok
ters geliyor bana. �nsanl�k ad�na, sevgi ad�na, mutluluk ad�na k�n�yorum bu
saplant�lara d�en zavall�lar�. Benim atalar�m, �anakkale Sava�lar�'nda ate�
alt�ndayken d�manlanyla diyaloga girebilmi�; az���n�, suyunu onlarla
payla�abilmi�ken, ortada bir sava� yokken bile her �eyi sava� olarak alg�layanlar�
g�rmek kahrediyor beni.
D��n�n bir kere; her sabah i�e giderken sava�a gider gibi hissediyorsunuz kendinizi
ve her ak�am b�y�k bir zaferle ya da kolu kanad� k�r�lm� olarak d�n�yorsunuz
evinize. Ya ma�rur, ya mahcup...
Oysa e�iniz ve �ocuklar�n�z sizden sadece sevgi bekliyor. Tatl� bir bak��n�zla, bir
g�l�mseyi�inizle mutlu olacaklar. Zaten �m�r yeterince k�sa. Milyonlarca y�l i�inde
iki basamakl� rakamlarla s�n�rlanm� olan bu k�sac�k d�nemi, elden geldi�ince en
iyi, en g�zel �ekilde de�erlendirmemiz gerekmez mi? G�nl�k ya�ant�m�zda
kar��la�t���m�z iyi veya k�t� olaylar�n t�m�n� ola�an kabul edip rahatlamaktan, her
�eye iyimser g�zlerle bak�p sevgiyi ve mutlulu�u yakalamaktan daha anlaml� ne
olabilir?

R8K*
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...113
Sayg�y� Elden B�rakmay�n
Sayg� sevgiyi, sevgi mutlulu�u getirit
�ocuklu�umuzda sloganlarla, mar�larla b�y�tt�ler bizi. O d�nemlerde
��rendiklerimiz, belki de k�rpe belleklerimizdeki en rahat b�l�mlere yerle�ebilme
�ans�na sahip olmalar� nedeniyle, kulaklar�m�zda ��nlar durur.
T�rk'�m, do�ruyum, �al�kan�m, yasam; K���klerimi korumak, b�y�klerimi saymakt�r.
�lk�m y�kselmek, ileriye gitmektir, Varl���m, T�rk varl���na arma�an olsun.
Bizim �ocuklu�umuzda ilk olarak, hatta sevgiden de �nce ��rendi�imiz ilkelerden
biriydi sayg�. Ama o zaman daha �ok, b�y�klerin hakk� gibi alg�lan�rd�. Asl�nda biz
daha �nceki d�nemlere pek yeti�emedik. Sadece kulaktan dolma bir �eyler biliyoruz.
�imdikiler ise, belki filmlerde bile g�remeyecekler, sayg� duyulan bir insan�n
yanma yakla��l�rken el pen�e divan durmalar�, ayr�l�rken yine ayn� duru�la, arka
d�nmeden geri geri ��k�lar�. Hatta g�rseler bile, ya�c�l�k diye yorumlayacaklar�
kesin o davran�lar�.
G�n�m�z�n insanlar�, sayg�y� elbette biliyorlar. Ama onlar, �ekilde aram�yorlar
birilerine sayg� g�stermeyi. ��ten bir duygu olarak alg�l�yorlar. Oysa, s�zlerle,
mimiklerle hareketlerle de belli etmek gerekmez mi o duyulanlar�. �nsanlar
sinemalara, tiyatrolara neden gidiyorlar
dersiniz? Yaln�zca sesler i�in olsayd�, bir �ekilde dinlemenin yolunu bulurlard�.
S�zler, bedenlerle b�t�nle�tik�e ger�ek anlamlar�na ula��rlar. Kar��s�ndaki insana
k�freder gibi bakarken s�ylenecek g�zel s�zler, ne kadar y�kseltici olursa olsun,
dinleyende bir ho�luk uyand�rmaz. Sayg� g�stermek inceliktir. Bir de�er �l��s�d�r.
Sayg� sevginin temelidir. Sayg�n�n olmad��� yerde, sevgi ya�amaz, insan�n, sayg�
duymad��� birine sevgi g�stermesi beklenemez. Sayg� g�rmek ise, lay�k olmakla
m�mk�n g�r�nse de o ayr�m� yapmak her zaman elimizde olmayabilir. Bu nedenle,
insan�n kendi d��ndaki her �eye; yaln�z insanlara de�il, b�t�n canl�lara ve e�yaya
da sayg� g�stermesi �artt�r.
�nsanlar �nce "sen", sonra "ben" diyebilselerdi, toplumda hi�bir huzursuzluk
kalmazd�. �nce "sen" diyebilen insan o yolun yolcusu olmu�tur art�k. �nemli olan,
h�rs�n, gururun, k�skan�l���n k�t� r�zg�r�na kap�lmadan, o yolda emin ad�mlarla
y�r�yebilmektir.
Ger�ek sayg�y� g�rmek, "sayg�n" olmak i�in, onu hak etmek gerekir. Eskilerin
deyi�iyle; "sureta" g�r�len sayg�, iki taraf� da ho�nut etmez. Sadece, formaliteden
ibaret kal�r. Oysa sayg�, i�ten gelmeli ve her be�eri duygu gibi, ger�ekten
ya�anmal�d�r.
Sevgi ve sayg�, mutlulu�a giden akm yolun kilometre ta�lar�d�r.

114...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...115
A�k �le Ya�ay�n

A�k olmay�nca me�k olmaz,i


Biraz alayc� da olsa, askerlikle ilgili bir �eyler anlat�l�rken, bir yumurtay�
dokuz ki�iye ta��tmaktan s�z ederler. Burada �rnek, her ne kadar organizasyon
noksan� gibi g�sterilse de, angarya gibi alg�lanan ve a�kla yap�lmayan i�in
ba�ar�s�z olaca��m anlat�r bana g�re. Hangi konuda olursa olsun, yap�lan bir eylem
severek, a�k ile yap�lmad��� zaman, ba�ar�dan s�z edebilmek ger�ekten kolay de�il.
Biz insanlar, her ne kadar etten ve kemikten ibaret gibi g�r�lsek de, bize g��
veren esas kayna��n elle tutulmayan, g�zle g�r�lmeyen moral yan�m�z oldu�u bilinen
bir ger�ek. Bir motorun �al�mas� i�in yap�s�na uygun yak�t gerekir. Onun g�c�n�
ayarlamak i�in ise, vites de�i�tirmemiz veya gaza basmam�z yeterli olabilir. Oysa
bir insan�n hareketi i�in, sadece g�dalardan ald��� enerji yeterli de�ildir.
�zellikle, konu bir i�i �z.enle ve hakk�yla yapmaya gelince, ba�ka enerjilere gerek
duyulur, i�te o g�� sevgide vard�r. Bu g�ce "a�k" denir.
A�k ile yap�lan her eylem anlam kazan�r. A�k denilen �ey, kar��n�zda bir g�zel
varsa ortaya ��kar. O g�zelin kim veya ne oldu�u �nemli de�ildir. G�n olur bir
g�l�c�kt�r sizi a�ka getiren, g�n olur g�zel bir y�zd�r akl�n�z� ba��n�zdan alan.
Bazen herhangi bir canl� ya da cans�z varl�kt�r sizi b�y�leyen. Bazen bir hevestir,
ula�mak istedi�iniz hedefle b�t�nle�en. Ve her zaman, Y�ce Yaratan'a duyulan a�k
a��r basar y�re�inizde. Zaten y�rek dedikleri, a�k�n filizlendi�i bah�edir,
g�zelliklerle sulanan...
Eskiler derler ki: "G�n�l dedikleri, dipsiz bir mek�nd�r ve a�k bu s�n�rs�z mek�n�
dolduran bir duygudur. Bu duygu, ge�ici ve bitmeye, y�k olmaya mahk�m varl�klara
y�neldi�i takdirde, bir s�re sonra hayal k�r�kl���na u�rayacakt�r." Onlar�n g�z�nde
a�k, Y�ce Allah'a duyuland�r.
A�k bir masald�r, bin y�llard�r anlat�lan.
A�k bir meseldir; d��nce anla��lan.
A�k bir sevgidir, g�zelli�e duyulan.
A�k bir eylemdir, kar��l�ks�z yap�lan.
A�k bir hazinedir, y�reklerde korunan.
A�k bir �rmakt�r, y�kseklerde �a�layan.
A�k�n g�z� de�il, a�ka d�endir k�r olan.
Zaten hayat da ne ki?
Bir g�z a��p kapamak...
Bil ki d�nyada baki A�klar�m�z kalacak.
116...
...117
K�t� �rnek Olmay�n
Kolay�na ka�mak kolayd�r.
�ocu�un biri ba�ka yol bulamad���ndan, ekili bir tarlan�n i�inden kar�� tarafa
ge�mek i�in sahibinden izin istemi�: -Ne olur amca, tarlandan bir defac�k ge�eyim.
-Evlat, ge�mesine ge� de, korkar�m ki sonra yol olur. Kolayl�klar hep b�yledir. Her
yerde, her �eyde "k�sa yol" aran�r. Sonra �ok ge�meden o kolayl�k, k�rk y�ll�k �det
h�line geliverir. Asl�nda tabiat da kolayl�klar �zerine kurulmu�tur. Bir yere biraz
su d�kseniz, en k�sa yoldan akt���n� hayretle ve ibretle g�zlersiniz. Hayvanlar da
k�sa yolu �ok iyi bilirler. Bu kolayc�l�k, �zellikle de e�eklerin uzmanl�k
alanma(!) girer.
Eskiden, optik aletler ve bilgisayarlar yeterince geli�memi�ken, karayolu
m�hendisleri de bu k�sa yoldan yararlan�rlarm�. Bir beldeden �tekine su hatt�
d�eyecekleri veya yol yapacaklar� zaman; e�er arazi engebeliyse ve hesap
gerektiriyorsa, e�eklerin bu konudaki uzmanl�klar�na ba�vururlarm�. Bunun i�in
yap�lacak i�lem �ok basitmi�. �nce kom�u beldeden bir uzman(!) getirilir, birka�
g�n bekletilip besledikten sonra sal�n�r ve izlenirmi�.
Arkas�na bile bakmadan giden hayvan�n pe�inden ko�an bir eleman, belli aral�klarla
i�aret ta�lar� yerle�tirirmi�. B�ylece, iki belde a-rasmdaki en uygun g�zerg�h
belirlenmi� olurmu�. Karayolcular aras�nda h�l� s�regelen bir �aka varm�: Bir
arkada�lar� yolda tek ba��na
y�r�rken, hemen ard�ndan i�aret ta�lar� yerle�tirerek �aka yaparlar-m�. Kimbilir,
belki de "e�ek �akas�" laf� oradan ��km�t�r.
Nedense, her �eyin kolay�na ka��yoruz. Ger�i bu kolayl�k dinimizde de var. Uzak
yerlere gidildi�inde oru�lar erteleniyor, namazlar k�sal�-yor. Su yoksa toprakla
teyemm�m yap�l�yor. Ama hepsi de zor durumlarda ge�erli oluyor. Yani, durup
dururken olmuyor bu kolayl�klar.
Ge�enlerde okudu�um bir yaz�da, ��lde devesiyle gitmekte olan bir bedeviden s�z
ediliyordu. Adam, g��l�kle y�r�yen, dudaklar� susuzluktan kurumu� birine rastlam�.
Devesinden inip ona su vermi�. Suyu i�en adam, birden bedeviyi iterek deveye
atlad��� gibi ka�maya ba�lam�. Bedevi arkas�ndan ba��rm�: "Tamam, deveyi al git ama
senden bir ricam var. Ne olur bu olay� kimseye anlatma!" Bu iste�i biraz tuhaf
bulan h�rs�z biraz duraklay�p nedenini sormu�. "E�er anlat�rsan, demi� bedevi, bu
her yere yay�l�r ve insanlar bir daha ��lde muhta� birini g�r�nce yard�m etmezler."
Bug�n geldi�imiz nokta farkl� m� size g�re? Birka� k���k kapka� eylemim, kendi
b�y�kl���ne yak�mayacak �ekilde g�rmezlikten gelip �nlemim almayan devletimiz,
bizleri bu h�llere d��rmedi mi? O kapka���lar� daha i�in ba��ndayken korumaya
alsayd� devlete ne y�k gelirdi ki?
Kolay�na ka�mak, biraz da kendini inand�rmak meselesi bence. �-zellikle k���k
�eylere, daha kolay ikna edebiliyoruz kendimizi. "Bu kadarc�ktan bir �ey olmaz"
mant��� giderek, bizleri ne b�y�k sorunlarla kar��la�t�r�yor. Zaten k�t�
al�kanl�klara da k�t� �rneklere heveslenmekle ve k���k ad�mlarla ba�lanm�yor mu?
Kolay� herkes becerir. �nemli olan; zor da olsa iyiye, g�zele ve do�ruya
y�nelmektir. Kolay sonu�lara ula�abilmek u�runa, ba�kalar�na zarar vermeyelim. K�t�
�rnek olup, ba�kalar�n� da heveslendirmeyelim. Kar��l�kl� olarak, mutluluklar�
engellemekten ka��nal�m.
K�t� �rnek olursan�z, size de k�t� �rnek olurlar.
118...
Mutlulu�un �ifreleri
�sraftan Ka��n�n
Akan �e�meler bir g�n gelir akmaz olur. Testinin dibinde bir miktar su b�rak�n.
�htiyac�n�z oldu�unda dudaklar�n�z� �slat�rs�n�z.
Hasan Moral�gil
Bizim �ocuklu�umuz, �zellikle �kinci Cihan Harbi ve sonras�nda hep k�tl�klarla,
yokluklarla ge�ti. Bizden �ncekilerin ve az da olsa, bizim akranlar�m�z�n n�fus
c�zdanlar� karne m�h�rleriyle doludur. Bazen, iyi ki yenileri ��kt� da o utan�tan
kurtulduk diyorum.
�lkokula yeni ba�lad���m�z y�llarda, �zellikle �eker k�tl��� had safhadayd�.
Annemlerin, �aylar�n� kuru �z�mle k�tlama yaparak i�tiklerini �ok iyi hat�rl�yorum.
Tatl�larda, kurabiye ve re�ellerde, �ekerin alternatifi say�lan pekmezi bulmak bile
kolay de�ildi. K�tl�k y�llar�nda, k�rsal kesimde ya�ayanlar daha �ansl�yd�lar.
��nk�, ne de olsa bir�ok �eyi kendileri �retiyorlard�. Sava� nedeniyle bu�daylar�na
devlet�e el konulsa bile, k�y�da k�ede saklad�klar�yla kendileri doyduklar� gibi,
�ehirli akrabalar�na bile yard�m ettikleri oluyordu. Sevgili babac���m�n
�stanbul'daki amcalar�na, bir tenekeye doldurup �zerine birka� parmak tereya��
koyarak, ya� g�r�nt�s�yle un g�nderdi�ini ben bile hat�rl�yorum.
Seksenli y�llarda "ak g�nler" diyerek �lkeyi y�netmeye kalk�anlar�n benzin
karneleri, sadece bir nostalji olsayd�, Ajda Pekkan'm "A-man Petrol" adl� �ark�s�
Eurovision �ark� yar�mas�nda bizleri "Avrupa �apmda(!)" utand�rmazd�. Margarinden
makarnaya, ya�anan k�tl�k ve karaborsa ise h�l� herkesin hat�r�nda.
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...119
�nsan, anla��lmas� g�� bir varl�k. Nedense, her �eyin de�erini kaybedince anl�yor.
Oysa bilmiyor ki, elden ka��r�lan bir �eyi geri almak i-�in harcanan emek, onu elde
tutmak i�in harcanandan kat kat fazla. Buna ra�men, elimizdeki g�zellikleri
korumakta ve faydal� �ekilde kullanmakta zorlan�yoruz. Paran�z�, zaman�m�z� ve en
�nemlisi, sa�l���m�z� bo� yere harc�yoruz. Savurganl�k sonucu kaybetti�imiz
de�erlere ihtiya� duyanlar�n ne kadar �ok olduklar�n�n bile fark�nda de�iliz. Bir
de, "mill� servet" denilen de�erlerin, kendimiz kazand�k mant���yla "har vurup
harman savurma" hakk�n� kendimizde bulmam�z var ki, daha �z�c�.
Bizim �ocuklu�umuzda, yamal� elbise giymek ay�p de�ildi. ��nk� herkes ayn�
durumdayd�. Elbisenin yamal� olmas� de�il, temizli�i �-nemliydi. Bir anlamda, b�y�k
�ocuklar daha �ansl�yd�lar, zira onlara hep yeni �eyler al�n�rd�. K���kler,
b�y�klerinin elbiselerinin bir s�re sonra kendilerine kalaca��n�, daha ilk g�nden
bilirler, koruma ad�na onlar da bir gayret i�inde olurlard�.
�imdilerde, biraz hayat d�zeyimizin y�kselmesinden, biraz da bat� hayranl���m�zdan
olacak yamal� elbise giymek, utan� verici say�l�yor. Ger�i sokaklar y�rt�k
pantolonlu gen�lerle dolu ama onlar bu i�i moda ad�na yap�yorlar. Bizim zaman�m�z�n
"yamal� ama temiz" anlay��, "temiz ama y�rt�k" modas�na d�n�t�.
K�sacas�, elimize ge�en de�erleri uygun �ekilde kullanmay� bilemiyoruz. S�rf bu
y�zden, fayda a��s�ndan kay�plar ya��yoruz. Ne kendimiz mutlu olabiliyoruz, ne de
ba�kalar�n�n dertlerine derman olabiliyoruz. ��pl�kler insanl�k ay�plar�m�zla dolup
ta�arken, bizler har vurup harman savurmaya, b�t�n h�z�m�zla devam ediyoruz.
Mutluluk detaylarda gizlidir.
120...
Mutlulu�un �ifreleri
� �
Once Anlay�n
Kar��n�zdakini dinliyor musunuz, yoksa konu�- >' mak i�in s�ra m� bekliyorsunuz?
Richard VVilk�ng
��retmen, s�n�fta uyuklayan ��rencisine sorar:
-istanbul'un surlar�n� kim yapt�? Gelen yan�t hayli g�ld�r�c�. Bir o kadar da
d��nd�r�c�:
-Vallahi, billahi ben yapmad�m hocam.
Sonra ayn� ��retmen ya�ad��� olay� ��retmenler odas�nda anlat�r. S�z�mona herkes
can kula��yla dinlemektedir. Oyle(!) dinleyen bir meslekta�� onu do�rularcasma
konu�ur:
-�ok hakl�s�n�z karde�im. Yaparlar, yaparlar sonra da ink�r ederler.
Zavall� ��retmen, bu sefer de okul m�d�r�ne anlatmak istemi� derdini. Daha s�z�n�
bile bitiremeden, m�d�r bey ba�lam� konu�maya:
-Hocam, siz o �ocu�un ismini, s�n�f�n� ve numaras�n� bir k���da yaz�p b�rak�n, ben
onun cezas�n� veririm.
G�ler misiniz, yoksa a�lar m�s�n�z? �yle bir d�nemden ge�iyoruz ki, okumad���m�z
gibi dinlemeyi de beceremiyoruz. R. W. Foerster, anlama, anla��lma konusunda
bak�n�z neler s�ylemi�:
"Beraber ya�ayan insanlar�n, birbirini iyice anlamas� gerekti�ini iddia etmek yanl�
bir anlay�tan do�ar. Anla��lmak, �ok az insana nasip olan bir l�kst�r; hele en iyi
ve en derin �eyler hayatta hep yanl� anla��l�r. Biz bu d�nyaya anla��lmak i�in
de�il, anlamak i�in geldik.
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...121
Anla��lmamanm �z�nt�s�n� duyaca��m�z yerde, b�t�n ruhumuzla ba�kalar�n� anlamaya
�al�sak, hayat daha g�zelle�ir. Zaten �o�u zaman, biz bile kendimizi anlayamazken,
ba�kalar� nas�l anlayabilirler?"
"Hayat geriye bakarak anla��l�r, ileriye bakarak ya�an�r" demi�ler. "Hayatta d�ne
ve yarma h�kmedemezsiniz; ya�ayabilece�iniz sadece bug�n var. Bug�n�, hakk�n�
vererek ve anlayarak ya�ay�n" diyenlere hak vermemek elde de�il. Eskiden,
"anlay�l�" yerine "ferasetli" s�zc��� kullan�l�rd�. Akl�ma ferasetle ilgili bir
hik�ye geldi:
Adam�n bin, tan�nm� birini ziyarete gitmi�. Dereden tepeden konu�ulurken, ev sahibi
�n�ndeki cam k�seye eliyle bir defa vurmu�. �ok ge�meden kap� a��lm�, bir hizmetli
elindeki tepsiyle i�eri girmi� ve ikramda bulunmu�. Misafir biraz hayret, biraz da
sayg� gere�i, ev sahibine iltifatta bulunmu�.
-Bu ne feraset a efendim. Taba�a bir darbeniz ile nar �erbeti geliyor.
-�ok kolay, mirim; taba�a bir darbe arz ettim, bir ses ��kt�; "tan", "t"nin bir
noktas�n� ��kar�nca, oldu "zan", "zan"in Fars�as� "Kuman", "u"yu "e" okursan�z olur
"keman". Kemana ne laz�m? "Tel". Telin Fars�as�; "tar", "t"nin bir noktas�n�
��kard�m oldu "nar". Tabii burada g�zden ka�mamas� gereken bir �ey de var: Adam o
kadar ferasetli ki; "t"den bir nokta ��k�nca bazen "z" oluyor, bazen "n". Feraset
de buna denir her h�lde.
Ve anlay� �zerine bir �yk� daha:
Adam�n biri, bir kasabadan di�erine yaya olarak gidiyormu�. Hava �ok s�cak,
gidece�i yer de bir hayli uzakm�. ��yle bir dinlenece�i a�a� filan da yokmu�. Tam
anlam�yla �aresizleri oynarken arkas�nda bir ses i-�itmi�. D�nm� bakm�, yaya
y�r�yen bir adam ve odun y�kl� bir e�ek:
-Selam�n aleyk�m!..
-Aleyk�m selam. Odunlar� nereye g�t�r�yorsun?
-Kasabaya, satmaya...
-Odunlar ka� kilo gelir?
-En az y�z kilo �eker.
-Sat�nca ka� para alacaks�n?
122...
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...123
-10 lira.
-Odunlar� b�rak�p beni al�rsan sana 15 lira veririm. Hem ben 70 kiloyum, e�e�in
daha az yorulur.
-Ya odunum ne olacak?
-Karde�im, sen odunlar� g�t�r�nce satmayacak m�s�n?
-Evet.
-Farzet ki �imdiden satt�n, �stelik 5 lira fazla kazanacaks�n.
-Ya odunum?
Adamca��z ne dediyse, ne kadar dil d�kt�yse, bir t�rl� anla�amam�lar. Oduncu, "ya
odunum" diyor, ba�ka s�z s�ylemiyormu�. Daha fazla konu�up sinir olmaktansa,
dinlene dinlene yoluna devam etmeye karar vermi�. Bir taraftan da oduncunun sesini
duyuyormu�: "Ya o-dunum, ya odunum, ya odunum...."
S�z, anlamak isteyene s�ylenir. Anlamak istemeyen, s�zleriniz ne kadar de�erli
olursa olsun anlamaz. B�yle insanlara dert anlatmak deveye hendek atlatmaktan daha
zordur. Bu konuda �srarc� olman�n anlam� da yoktur. Hem can�n�z s�k�l�r, hem
sa�l���n�z. En iyisi, i�i uzatmamakt�r. Atalar�m�z ne demi�ler:
Anlayana davul zurna saz, anlamayana d���n dernek az.
124...
mutluluk
Her mutluluk �st�rapla sat�n al�n�r. Manzoni
Mutluluk payla��lmak i�in yarat�lm�t�r.. Comeille
Az mutluluk, �okla didi�mekten �yidir. B. Franklin
Bizi �artlardan �ok ruh yap�m�z mutlu k�lar. Voltaire
Ba�kalar�na mutluluk sa�layabilen adam mutludur. Diderot
Zevkle i� yapan ve yapt���ndan zevk alan mutludur. Goethe
B�y�k sevin�lere b�y�k zahmetlere katlanarak ula��l�r. Goethe
D�nyada en b�y�k �ey ki�isel mutlulu�u bilmektir. Tevfik Fikret
Mutluluk var�lacak yer de�il, yolculu�un kendisidir. Bern Williams
Bir insan�n tek ba��na mutlu olmas� utan�lacak bir �eydir. A. Camus
�yimser mutlu bir sersem; k�t�mser, mutsuz bir sersemdir. Bemano
Bir�ok insan mutlulu�u burnunun �st�nde unuttu�u g�zl�k gibi etrafta arar. Droz
Mutlu olmak istiyorsak, hayat�n cisimde de�il, ruhta oldu�una inanmal�y�z. Tolstoy
Mutlulu�u tatman�n tek �aresi onu payla�makt�r. Byron
Mutluluk o kadar �ok par�adan, olu�ur ki, i�lerinden daima birka�� eksiktir.
Bossnet
Mutluluk erdemin �d�l� olmay�p kendisi bir erdemdir. Biz mutluluktan tutkular�m�z�
engelledi�i i�in Haz duymaz; tersine mutluluktan haz duydu�umuz i�in tutkular�m�z�
engelleyebiliriz. Spmoza
�stedi�iniz baz� �eylere sahip olamamak, mutlulu�un bir par�as�d�r. Bertrand Russe�
Kendisinin mutlu olmad���n� d��nmeyen hi� bir kimse mutsuz de�ildir. Publius Syrus
Mutlulu�u engelleyen �eylerden biri, hayattan �ok fazla mutluluk beklemektir.
Fontenelle
Ger�ek Mutlulu�a Giden 50 Yol
...125
Mutlu oldu�unuz zaman, size bu mutlulu�u veren faziletleri sonradan
kaybetmeyiniz.
A. Maurois
�nsanlar�n en bahts�z�, di�er insanlar� sefil etmek suretiyle mesut oldu�unu
zannedendir. Fenelon
Mutluluk maddi sevin�lerden ibaret olsayd�, �ay�ra ko�an �k�zleri mutlu saymak
gerekirdi. Hemklites
Giri�imler her zaman mutlulu�u getirmez, ama bir giri�im yapmadan da mutluluk
yakalanmaz. Benjam�n D�sraeh
Ancak en silik rol�m�z� bile kavrad���m�z zaman, mutlulu�a kavu�abilece�iz. Ancak o
zaman, erin� i�inde ya�ayabilir, erin� i�inde �lebiliriz. ��nk�, ya�ama anlam veren
�ey, �l�me de verir. S. Exupery
D�nyada herkes mutlu olmak ister. Fakat sizi mutlu eden �ey ne oldu�unuz ve ne
yapt���n�z de�il, sizin g�r� ve duyu�unuzdur. Dale Carnegie
�nsanlar�n mutluluklar� yada mutsuzluklar�, talihin oldu�u kadar kendi
karakterlerinin de eseridir. La Rochefoucauld
Mutluluk kar��m�za ��kmas�n� beklemekle de�il, kar��s�na ��kmay� bilmekle sa�lan�r.
John Webster
Bir mutluluk kap�s� kapand���nda di�eri a��l�r, ama biz kapanan o kap�n�n ard�ndan
o kadar uzun s�re bakar�z ki ac�lan kap�y� g�rmeyiz... Anonim
Yukar�ya bakma hep, g�zlerin kama�mas�n A�a��lar�da g�r, huzur bulmak istersen
Eme�in, al�n terin, karayla bula�mas�n H�rs�n� yenmeyi bil, mutlu olmak istersen
Gazanfer Sanl�top
Farkl�, s�rad�� kitaplar i�in...
Biz
�n
� Jjr ,

Rkis Kitap - uuuuuu.akiskitap.com -


Farkl�, s�rad�� kitaplar i�in.
�EHD�S� KIYAMET
Kitap - ujujuu.akiskitap.com -
Gazan/er Sanl�top
Mutlulu�un �ifreleri
Ger�ek Mutlulu�a Giden
Arka kapak yaz�s�:
Mutlu Ya�amak Herkesin Hakk�!
Asl�nda her s�z kendine g�re bir �ifredir. S�yleyenin s�ylemek
istedi�i ile dile getirdi�i farkl� oldu�u gibi, dinleyenin duymak
istedi�i ile i�itti�i farkl�d�r. Mutluluk hakk�ndaki yaz�lar, gazete ve
dergilerin magazin sayfalar�n�n en g�ze batan s�tunlar�nda ve en
�arp�c� ba�l�klarla yer al�yor.
��nk� insanlar g�zel �eyler duymak ve g�rmek istiyor.
O sayfalara artan bir �ekilde ilgi g�stermeleri de o heveslerinden
kaynaklan�yor. Yani, art�k herkes mutlulu�un pe�inde ko�uyor.
"Mutlulu�un �ifreleri" yazar�n i�inden ge�enleri, 'kendilerini
mutlulu�a adam� g�n�llere' �arp�c� bir �ekilde ula�t�rmak
istedi�i i�in yaz�ld�.
�stenildi ki, bu kitab� okuyanlar, her an �z�c� bir konunun cenderesine girildi�i
g�n�m�zde, "mutluluk" �zerine yo�unla�s�nlar.
Bu kitapla birlikte 'mutlulu�u yakalama sanat�'na bir ad�m daha
yakla�acaks�n�z. Art�k her �eyi g�zel y�nleriyle g�rmeye biraz daha
�zen g�stereceksiniz. Olur olmaz �eyler i�in kendinizi �zmemeye
gayret edecek ve inan�n �o�unlukla da ba�aracaks�n�z...
Mutluluk yakan�z� hi� b�rakmas�n...

You might also like