Professional Documents
Culture Documents
Pierre Nora - Hafıza Mekanları
Pierre Nora - Hafıza Mekanları
Pierre Nora - Hafıza Mekanları
CULTUR A
Mehmet Etnm Öîcan
Ank ara Üniversitesi, Dil vvee Tarih-Coğrafya Fakültesi, Fransıt Dili ve Edeb
Ankara Edebiyatı
iyatı Anabilim Da
Dalı
lı öğretim
üyesi. Fransız Edebiyatı, genel ve karşılaştırmalı edebiyat, kültür tarihi, Türk edebiyatı alanlannda
jalış
ja lışm
m alan
ala n bulunmaktadır. Mircca Eliade, François Hartog, Marcel Ca
Cauc
uche
het,
t, Philippe Borgcaud,
Flugoo Pnıtt, Margueri
Flug Marguerite
te Duras, Phi
Philippe
lippe Boulle, Jean-Marie GuShcnno, Jean-Pierre Vcmant
Vcman t ve Jean
BocuSro'dım çevirileri bulunmaktadır.
Hafıza Mekânları
Pierre Nora
Gobert
aldı. ödülüne2001
7 Haziran layıktarihinde
görüldü, Fransız
aynı yıl Akademisi
Ulusal tarihüyeliğine
büyük ödülünü
seçildi.
Dictionnaire critique Je la Révolution française, 1ableau N.R.F. Je la la
littérature
littérature françai
française. Entretiens du jMirimome,
se. Entretiens du jMirimome, Daedalus gibi birçok
dergi ve yayın organında çok sayıda makalesi vardır.
D
Ct/lTUKA
1) İMPARATORLUKTAN SONRA, Emmamıel Todd, Aralık 2004
2) ESKİ YAKIND
YAKINDOĞU
OĞU,, De t: JEAN BO TI
TIİR
İR O, Hatı
Hatıran
ran 22005
005
Nora, Pierre
Hafıza Mekârtlon
ISBN 975-298*211*5 i Tûrkçes»; Mehmet Emin Ozcan / Dosl Kitobevi Yayınlan
Şvbot 2006, Ankara, 263 sayfa.
Torih'K ûltijr Tarihi’Notlar>i
Tarihi’Notlar>i$im
$im Dizini
HAFIZA MEKÂNLARI
Pierre Nora
D O ST
(dtabevi
ISBN 975-298-211-5
Hafıza Mekânları
Mekânları
PIERRE NORA
Fransiîcadan çeviren,
çeviren, Mehmet Emin Özcan
Teknik Hazırlık, Ferhat
Hazırlık, Ferhat Babacan - Dost rTB
Baskı ve Cilt,
ve Cilt, Pelin OÉset Ltd. Şri., Ankara
Meşrutiy
Me şrutiyet Dost
et C
Cad Kitabcvi
ad 37/4, Ye
YeniYayınları
nişehirr 06420, Ankara
şehi
Tel: (0312) 435 93 70 • Fax: (0312) 435 79 02
uaiw.dostyaym
uaiw ct'i.cran • bil/dİİdostyayinevLcom
.dostyaymct'i.cran
İçindekiler
Sunuş 9
Cıımhuriyet’ten
Cıımhuriyet’ten Ulus’a 39
Ulus-Hafıza 153
Fransa
Fra nsa’la
’lar:
r: Fran
Fransa
sa Ta
Tarih
rihii N asıl Yazı
Yazılmal
lmalı?
ı? 16 3
Kuşak 183
Anma Törenle
Törenleri
ri Çağı 2 25
10 HAFIZA MEKÂNLARI
ni, kısaca
mıştan geniş
fazla bir bütünün
tarihçinin genel
katkıda dengesinidört
bulunduğu ele cilt.
alacağız, enbitmek
Fransa yetkin bil
alt
mez bir malzemedir.
SUNUŞ 11
1) Sadece en son çıkanı hanriatırsak: Enseigner l'histoire, des manuels à la mémoire, Henri
Moniot’nun derleyip sunduğu merinler, Berne, Peter Lang, 1984-
2) Maurice Agulhon, Lu République au village, Paris, Pion, 1970; Muricmne au Combat,
Paris, Flammarion, 1979 ve Marianne au Pouvoir, Paris, Flammarion, 1989.
3) Charles Rearik, "Fcsrivals in Modem France: The Experience of the Third Republic”,
Journal of Contemporary History, 12, 1977, s. 435-460; Mona Ozouf, La Fête révolutionnaire,
Paris, Gallimard, 1977.
4) Claude Nicolet, L’Idée rélrublicaine en France, Paris, Gallimard, 1982.
1 2 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂNLARI
5) Jean-Marie Mayeur, La vie politique sous la Troisième République, 1870-1490, Paris, Seuil,
“Nouvelle Histoire
6) Pascal Ory, de
LeslaExpositions
France contemporaine”
universelles dedizisi,
Paris, 1984-
Paris, Ramsay, 1982; “Hypothèses de
travail en histoire culturelle: l'exemple de la France contemporaine", Bulletin de la Société d'histo
d'histoire
ire
moderne et contemporaine, 2, 1982; ayrıca bkz. “Etat bibliographique", 1981, Bulletin de Centre
d'histoire de la France contemporaine de Paris X, no; 2.
SUNUŞ 13
1 4 HAFIZA
HAFIZA MEKÂNLARI
Bu konuyla ilgi
ilgili
li örnek vermek
ver mek hem çok gerekli
gerekli hem de çok da tehlike
lidir. Zira hafıza mekânlarıyla ilgili araştırmanın tehlikesi, marjinal ile
azınlı
azı nlıkta
kta olanı tehdit altındaki hafızalar
hafızaların
ın doğal barınağı olarak görm ek
tir. Örneğin burada dindar Fransa’lar mı söz konusudur? Désert müzesi,
özellikle Protestan hafızasıyla beraber Katolikliğin mekânı olarak da be-
nimseniyorsa, bir tek hafıza mekânı nasıl seçilmeli? Ger Gerçek
çek hafıza
hafıza mekânı
mekân ı
bizza
biz zatt hafızanın
hafızanın kendisinden başkb aşkası
ası olmayan Musevilik
M usevilik hakkında
hakkınd a ne karar
venneli? Toplumsal hafızalar, özellikle burjuvazinin hafızası konusunda
d a aynı
aynı zorluk
zorluk vardır; burjuvazinin
bu rjuvazinin kendi
kend i yurdunun sınırlarını aşan aşa n norm
norm
lar ve değerler, iki yüzyıldan beri halkın ve aristokrasinin tasavvurlarmı
sömürgeleştirmiştir. Bu nedenle biz, bu engeli ortadan kaldırmak için,
yerimiz
yer imiz uygun
uygun olduğu sürece,
sürec e, çoğun
çoğ unlukt
luktaki
aki hafıza
hafıza mekânlarının
mekân larının üst-tasav-
vuruııu çıkarmaya çalıştık; elbette derinlemesine ve yanlamasına bakış
tarzlarından daha iyisinin olmadığını biliyoruz.
Çok sayıdaki toplumsal ortamı katıksız biçimde algılayamayacağımız
için
için kentsoylu, köylü ve işçi hafızalarını da bir araya toplayıp bu yaklaşımı
özellikle şu şekilde ikiye bölmemiz gerektiğini düşündük: Bir yanda, Maurice
Agulhon’un tarih alanına soktuğu geleneksel “toplumculuk” içerisinde
ele alman grev, pazar, kahve gibi etkisi hâlâ devam eden haûzalar; diğer
yanda, gerek sanat ile halk sanatları ve gelenekleriyle ilgili müzeler gibi
yeni hafıza kurumlan, gerek orta tabakalar konusunda son yıllarda tarih
çilerin merakını uyandıran not n ot defterleri, aile
aile albümleri ya da noter
note r evrak
dosyaları gibi hafıza mekânları.
Son
So n bölümün içeriği
içeriği de, bu konun
ko nununun belir
belirsi
sizz bir şekilde genişletilmesi
değil, bizza
bizzatt ek bir hafıza
hafıza mekânı
mek ânı kavramının
kav ramının oluşturulmasıdır.
oluşturulm asıdır. Bu gerek
gerek
sinim siyaset alanına yaklaşıldığında daha da ivedilik kazanır. Farklı si
yasi topluluklar -örneğin tutucu, liberal, ilerici ve devrimci topluluk
lar- yelpazesi açılmadığında, uygun gözetleme noktalarını bulmak zor
dur. Buna
Bu na hafıza
hafıza yerl
yerleri
eri değil, anımsam
anım samaa ve unu
u nutm tma’nı
a’nın
n ucu belirsiz
belirsiz iple
rinin birbirine girdiği hafıza düğümleri demek daha doğru; başka bir
deyişle, Fransız Devrimi, onun muhayyileye yansımalan, sol ve sağın
örnek profili olan Jeanne d’Arc, Libération’dan (Kurtuluş) bu yana si
yasi güç yeri olarak hafıza, hafızalanmızın önderi olarak da De Gaulle,
boş ama gerekli kavram kuşak ya da siyasi dağarcığımıza ait geleneksel
mekânların çağa uygun biçim ve yapı değiştirmeleri gibi çağdaş siyasi
hafızamızın ana kalıpları. Burada hafıza mekânı ikinci düzeyde anlaşıl
maktadır.
SUNUŞ 15
1 6 HAFIZA
HAFIZA MEKÂNLARI
MEKÂNLARI
10)
10) Bir istisna, Rosemo
Rose monde
nde San so
son’un
n’un 14 juillet,
14 juillet, fête et consci
conscience
ence nationale
nationale,, 1789-1975 adlı
çalışması, Paris, Flammarion, 1976. Aynı yazardan “La fête de Jeanne d'Arc en 1894” başlıklı,
Tcmmuz-Eylül 1973 tarihli Revue d'histoire moderne et contemporaine'de
contemporaine'de yayımlanan dikkate
değer makale.
Hafıza ile Tarih Arasında:
Mekânlar Sorunsalı
1. Tarih-
Tarih-hafı
hafızanı
zanınn sonu
Tarihin hızlanışı. Eğretilemenin ötesinde, tabirin ne ifade ettiğine ilişkin
ölçülü davranmak gerekir: Tamamen ölü bir geçmişe hızlıca dalış, kay
bolmuş olarak görülen her şeyin toptan algılanışı -dengenin kayboluşu.
Geleneğin sıcaklığı,
duygusu içinde sessiz âdetler,
yaşananlardan geriyeatalara ait olgular
kalanların ve esaslı Geçmişin
çekilip çıkarılışı. bir tarih
gölgesinde
gölgesin de kendi bilincine kavuşma
kavu şma;; uzun zaman önceön ce başlanmış
başlanm ış bir şeyin
şeyin
tamamlanması. Sürekli olarak hafızadan söz etmemizin bir tek nedeni
olabilir: Artık hafıza yok.
Hafızanın
Ha fızanın belirginleşip
belirginleşip yerleştiği
yerleştiği mekân
me kânlara
lara gösterilen ililggi tarihi
tarihimizin
mizin
bu özel zaman dilimiyle ilgilidir. Bu birleşme ânında geçmişle ilşkisini
kesen bilinç, bölünmüş bir hafıza duygusuyla kanşıyor; fakat buradaki
yırtılma hafızayı henüz fazlasıyla canlı tutuyor, öyle ki hafızanın canlanış
sorununu açıkça ortaya koyam
koyamıyo
ıyoruz
ruz.. Süreklilik duygusunun kökü mekân me kân
dadır. Artık hafıza ortamları olmadığı için hafıza mekânları var.
Köylülerin tükenişinin ortaya koyduğu dönüşüdön üşü olmayan
olm ayan bu bozulma
bozulmayı,yı,
yani sanayinin
sanay inin büyümesiyle
büyümesiyle aynı
aynı dönem
dön emee rastlayan
rastla yan bu özel
özel tarih konusunu,
konusu nu,
1 8 HAFIZA
HAFIZA MEKÂNLARI
kolektivite-hafızayı
kolektivite-hafızayı düşüne
düşünelim.
lim. A ncak
nc ak,, hafıza
hafızamızı
mızın n temelli çök
çöküşü
üşü ör
örnek
nek
lerden sadece biridir. Bilinen küreselleşme, demokratikleşme, kitleselleş
me ve medyalaş
m edyalaşmama olgusuyla bütün dünya bu işi işin
n içindedir.
içindedir. Çev
Çevrere bbölge
ölge
lerdeki yeni uluslanıı bağımsızlığı,
bağımsızlığı, sömürgecilik nedeniyle etno
etnolojik
lojik uyk
uyku-
u-
HAFIZA İLE
İLE TARİ
TARİH
H ARASINDA
ARASINDA:: MEKÂNLA
M EKÂNLAR
R SORUNSALI J 9
tıranHafıza,
tıran çok şe tari
tarih:
şey h: Bun
Bunlar
y vardır. lar eş anlamlı
Hafıza değild
değildir,
her zaman ir, hatta
yaşan hanatta
yaşanan onlan
on lantarafm
gruplar birbi
birbirle
rleriy
danriyle
le zı
zıtlaş
tlaş
üretilen
yaşamın kendisidir.
kendisidir. Bu amaç
amaçla,
la, hafı
hafıza
za anım
anımsam
samaa ve unutm a ddiyalekt
iyalektiğine
iğine
açık, onlann
on lann sürekl
süreklii biçim değiştinnelerinılen habersi
habersiz,z, h
her
er türl
türlüü kullanım
lara ve el oyunlarına ka karşı
rşı çok duyarlı, uzun belirsi
belirsizlikl
zliklere
ere ve ananii dirilme
leree elverişlidir ve deva
ler devamlı
mlı bir geli
gelişim
şim halin
halindedir.
dedir. Ta Tarih
rih ise aartık
rtık bulun
bulunma ma
yan şeylerin yeniden oluşturulmasıdır, ama bu hep sorunlu ve eksiktir:
Hafıza, her zaman güncel bir olay, sürekli şimdiki zamanda yaşanan bir
bağdır; tarih, geçmişin bir tasavvurudur. Hafıza sadece onu güçlendiren
ayrıntılarla uyuşur, çünkü duygulara dayalı ve sihirlidir; buğulu, karışık,
iç içe geçmiş,
içe
rıma, perdeye,kabataslak,
sansüre veöz
özel
el ve si
simgesel
yansıtmayamgesel anılard
anılardan
karşı an besleni
beslenir;
duyarlıdır. Tarihr; her
ise tür akta
akta
zihinsel
ve aynştırıcı bir iştir, bu yüzden de analiz, söylem ve eleştiriyi gerektirir.
Hafıza, hatırayı kutsallaştırır. Ta Tarih
rih ise hatıray
hatırayıı kapıdışar
kapıdışarıı eder, onu baya
ğılaştırır: Hafıza kaynağını kaynaştırdığı bir gruptan alır. Halbwachs’m
söylediği gibi, ne kadar grup varsa o kadar hafıza vardır; hafıza, doğası
bakımından değişik ve sınırsız, kolektif, çoğul ve bireyselleşmiştir. Buna
karşın, tarih herkesin malıdır ya da kimseye ait değildir. Ona tiinı insan
lı
lığı
ğın
nmmalı
alı olm a ayncal
ayncalığını
ığını veren de budıır. Hafıza som somuta,
uta, uzama, harehare
kete, imgeye ve nesneye kök salmıştır
salmıştır.. Tar
Tarih
ih ssade
adece
ce zam
zamansal
ansal süreklil
süreklilik
ik
lere, gelişmelere ve nesnelerin ilişkisine bağlıdır. Hafıza bir mutlaktır,
fakat tarih sadece göreceli olanı bilir.
Tarihin merkezinde doğal hafızayı yıkan bir eleştiri işlemektedir. Ha
fıza, esas işi kendisini yıkmak ve geri plana atmak olan tarihin nezdinde
daima şüphelidir. Tarih yaşanmış geçmişi yasallıktan çıkarır. Tarih top-
lumlannın ufkunda, tamamen tarihselleşmiş bir dünyanın sınırlarında
bir kutsallıktan-arındırma yer alır ve bu da nihai ve kesindir. Tarih ha
reketi, tarihçinin tutkusu, gerçekte olup bitenin yüceltilmesi değil yok
sayılmasıdır. Elbette
Elb ette genel eleştiri müzeleri, madalyo
madalyonları
nları ve yapıları, yani
kendi işi
işi için
için gereken malzemeyi koruyacaktı
koru yacaktır, r, am a bunları hafıza m ek ekân
ân
ları dediğimiz şeyden arındırarak. Tamamen tarihin ayırıcı özelliği altın
da yaşamını sürdüren bir toplum, sonuçta hafızanın demir attığı mekân
ları geleneksel bir toplumdan fazla bilemeyecektir.
2 0 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNL
MEKÂNLARI
ARI
HAFIZA İLE TARİH
TARİH ARASINDA:
ARASIND A: MEKÂN LAR SORUNSALI 21
yorumlarım eski
yorumlarım eskisine
sine gör
göree yenide
yenidenn inşa eetmek
tmek demek, o miras
mirasla
la artık tam a
men özdeşleşmedi
özdeşleşmediğimiz
ğimiz anlam
anlamına
ına gelm
gelmektedir;
ektedir; olabildiğince görkemli bibirr
geleneği incelemek, artık hep aynı şekilde kendini onun taşıyıcısı olarak
görmemektir. Oysa tarihin tarihinin kendine sunduğu, sadece ulusal ge
leneğin en kutsal nesnele
nesneleriri değil
değildir;
dir; som
somut ut ve kavram sal yolyollar
larını
ını,, kendi
üretim yöntemlerini, yayılmasını
yayılmasını sağlay
sağlayan
an toplu
toplums
msal
al ağları, bbizza
izzatt gelenek
olarakk kuruluşu h
olara hakkın
akkındada kendi kendini sorgulayan tarihtir bu ve böyl böyle
e
likle
likle bu tarih tarihyazım evresine girmi
girmiş,
ş, bu ar
arad
adaa hafıza ile özdeşle
özdeşleşmeşmesine
sine
de son vermiştir. Bizzat hafıza olası bir tarihin konusu haline gelmiştir.
Hafıza geleneğinin, Tarih içinde ve Ulus etrafında, III. Cumhuriyet
sentezii içi
sentez içinde
nde berraklığa kavuştuğu bir döndönem em ooldu.
ldu. Au
Augustin
gustin Thierry’nin
Thierry’nin
(1827) Lettres sur l’histoire de France
France (Fransa tarihi üzerine mektuplar)
adlı eserinden Charles Seignobos’un (1933) Flistoire sincère de la nation nation
française'ine
française' ine (Fransı
(Fransızz ulusunun samimi tari tarihi)
hi) kad ar geniş bibirr zaman dil
dili
i
midir
mi dir bbu.
fazlasını u. canlı
Tarih
Tarih,tutar:
, Hafıza ve ulus bu durum
Tamamlayıcı durumda da doğal bir
bir döngüsellik, devridaim
devridaimden
bilimsel den dah a
ve pedagojik,
teorik ve pratik her türlü düzey ile kaynaşma. Bugünün ulusal açıdan
tanımlanışı ister istemez kendi doğruluğunu geçmiş yoluyla onaylamayı
gerektiriyo
gerekti riyordu,
rdu, içinde bulunduğumuz zaman, mona monarşik
rşik geç
geçmişin
mişin yeniden
değerlendirilmesini öngören devrim sarsıntısıyla kırılganlaşmıştır, ayrıca
Sad ow a’nin gerçek galibi Alm an eğit eğitimci
imciyle
yle olduğu gibi Alm an bili
bilimi
miyl
ylee
ilişkili olarak, belgeye dayalı derin bir bilginin yayılması ve hafızanın sa
dece eğitimle aktarılmasını acil kılan 1870 bozgunuyla da hassas bir hale
gelmiştir. Hiçbir
Hiçb ir şey
şey yarı din adam ı, yarı ask
asker
er bir tarihçinin ulusal sorum
luluk tavnna denk olamaz: Bu tavır, örneğin, Gabriel Monod’nun Revue Revue
historique’in ilk sayısındaki (1876) başyazısında patlar; Monod, “bundan
historique’in
böyle ağır, ortak, yöntemli bir bilimsel araştırmanın”, “ülkenin ve aynı
zamanda insanlığın gelişimi için gizli ve emin biçimde” yürütülmesini
doğru bulur. Benzer yüzlercesi gibi böyle bir metnin okunmasında, pozi-
tivist tarihin kümülatif olmadığı fikrinin nasıl geçerlilik kazanabildiği
aklımıza takılıyor. Tam aksine, bir ulusun kurulma hedefi bakımından
siyasi,i, askeri, biyograf
siyas biyografikik ve diplo
diploma
matik
tik olgular
olgu lar devamlılığın temel taş
taşland
landır.
ır.
Azincourt bozgunu ya da Ravaillac’ın hançeri, Duper’lerin günü ya da
Westphalie sözleşmelerinin hu türden ek hükümleri titiz bir muhasebe
ye bağlıdır
bağlıdırlar.
lar. En hahassa
ssass âlimlik ulusun servetine bir şey katar ya da on ondan
dan
bir şey eksiltir. Hafiza mekânı
mek ânı güçlü bir birli
birliğe
ğe sahiptir: Eski Yu
Yunan
nan-Rom
-Rom a
kaynağından III. Cumhuriyet’in sömürge imparatorluğu arasında, ulusal
2 2 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂNLARI
MEKÂNLARI
mirasa yen
yenii zaferler katan âlimlik ile vulgata'yı dayatan okul kitabı arasında
bulunandan daha fazla kopma yoktur. Tarih kutsaldır, çünkü ulus kut
saldır. Hafızamız ulus sayesinde kutsallığa tutunabilmiştir.
Bu birliğin yeni bir kutsallıktan-arındırma yoluyla nasıl dağıldığını
anlamak için otuzlu yılların krizi sırasında devlet-ulus çiftinin yerine dev-
let-toplum çiftininin
çiftininin nası
nasıll geçtiğini gösterm
göstermek
ek gerekir. Ve yiyine,
ne, aynı and
andaa
ve aynı nedenlerle, hafızaya bağlı gelenekten meydana gelen tarihin, şa
şırtıcı bir şekilde Fransa’da, toplumun kendi hakkında bilgisine dönüştü
ğünü anlamak gerekir. Bu amaçla, tarih bilhassa özel hafızalar üzerine
birçok defa projektör tutup geçmişe ait düşünceler laboratuvarına da
dönıişebilmiştir. Ama tarih, ulusal kimlik saptamasından kurtulurken
taşıyıcı bir kişi ile uğraşmayı bırakmış ve bu arada değerlerin aktarılma-
srndaki
srnda ki pedag
pedagojik
ojik görevini de kaybetmiştir: Eğitim krkriz
izii bunu göstermeye
gösterme ye
yeter. Ulusun toplum bilincini içine alan birleştirici bir çerçevesi yoktur
artık; tanımlanması
kalan kısmı arak söz artık
oluşturmaktadır, konusu
onadeğildir; barış,
yönelik tek refahtehditin
tethdit ve güç orta
geri
dan kalkması
kalkmasıdır.
dır. Toplum un ulus katma ve seviyesine
seviyesine yüksel
yükselmesi
mesi sonucu,
geçmiş, yani tarih yoluyla sağlana
sağlanann yasallık
yasallık yerini
yerini gelecek yoluyla yasallaş-
nrmaya bırakır. Geçmiş tanınmalı ve ona saygı duyulmalıydı, Ulus’a hiz
met etmeliydi, geleceği ise hazırlamak gerekir. Bu üç kavram yeniden
özerkliklerine kavuştu. Ulus artık bir mücadele değil bir veridir: Tarih bir
sosyal bilim olmuştur; hafıza ise tamamıyla özel bir görüngü. Ulus-hafiza,
tarih-hafiza’nın son tecessiimü olacaktır.
HAFIZA İLE
İLE TAR
TARİH
İH ARASINDA
ARASINDA:: MEK
MEKÂNL
ÂNLAR
AR SORUNSALI 2 3
neler, sözlükler ile makalelerle aynı konumda anma törenleri, bayramlar,
Panthéon ya da Zafer Ta Takı,
kı, Larousse söz
sözlüğ
lüğüü ve 187 1 Komün hareketi
hareketi
sırasında ayaklanan
ayaklan an askerlerin, önü
önünde
nde kurşuna dizil
dizildik
dikler
lerii Père-L
Père-Lachaise
achaise
mezarlığı duvarı.
2 4 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂN
MEKÂNLARI
LARI
Temmuz vardı, ama henüz hafıza mekânı olmamıştı. 1880’de ulusal bay
ram olarak kabul edilmesi onu resmi hafıza haline getirir, cumhuriyet
düşüncesi
düşü ncesi yine
yine de ondan
onda n gerçek bir kaynağa dönüş olarak istifade etmek etm ek
tedir. Ya günümüzde? Yaşayan ulusal hafızamızın kayboluşu, onun hakkın
da artık ne saf ne de kayıtsız bir bakışa izin veriyor. Bizi kıvrandıran ve
artık çoktan bize ait olmayan hafıza, hızlı bir kutsallık-dışı ile geçici ola
rak yürütülen kutsallık arasında bir yerdedir. Bizi oluşturan şeyin sahibi
olarak bizi gören derin bir bağlılık, ama bizi soğuk bir bakışla mirası dü
şünmeye ve onun dökümünü yapmaya zorlayan tarihsel uzaklık. Artık
içine yerleşemediği
yerleşemediğimizmiz yarı resmi ve kurumsal,
kurumsa l, yan dokuna
dok unaklı
klı ve
v e duygusal
hafızadan geriye kalan mekânlar. Geriye artık tastamam ortak-duyum-
culuğa ait olmayan ortak-duyum mekânları kalıyor; bunlar da ne müca
deleci bir düşünceyi
düşün ceyi ne de coşkulu
co şkulu bi
birr katılı
katılımı
mı içeriyo
içeriyor;
r; ancak
an cak buralarda
simgesel yaşama ait bir şeyler hâlâ titreşmektedir. Hafıza olgusu tarihsel
olguya doğru çarkeder, atalara sahip olduğumuz dünya, bizi oluşturan
olumsal ilişki dünyasına doğru yönelir, yani totemci bir tarihten eleştirel
bir tarihe
tarihe geçilir;
geçilir; artık hafıza
hafıza mekânları
mek ânları zamanıdır.
zamanıdır. Artık
A rtık ulusu kutsam
k utsamıyo
ıyo
ruz, ama ona ilişkin kutlamaları inceliyoruz.
rumdur. bin
yıllarda Uzmanlar yalnızcatahmin
kat artacağını halk arşivlerinin sayısmın
etmektedirler. Hiçbir önümüzdeki
çağ bizimki kaon
dar bile isteye arşiv üreticisi olmamıştır, ne sadece modern toplumun
kendiliğinden ürettiği
ürettiği hacimle, ne de elde bulundurduğu
bulundu rduğu üretim
üretim ve m uha
uh a
faza tekniği yollarıyla; ama kalıntı kayboldukça olup biten şeyin kalıntı
larını, tanıklarını, belgelerini, resimlerini, söylem ve görünür işaretlerini,
sanki gittikçe kabaran bu dosya tarihin herhangi bir mahkemesinde delil
olacakmış
olacakm ış gibi,
gibi, toplamaya kendimi
kendimizizi sorumlu hissedi
hissediyoruz
yoruz.. Kutsal,
Ku tsal, onun
onu n
inkân olan kalıntıda kök salar. Neyi anımsamak gerektiği konusunda
yargıya varmak imkânsızdır. Yıkma yasağı, her şeyin arşivlenmesi, hafıza
2 6 HAF
HAFIZ
IZA
A MEKÂN
MEKÂNLARI
LARI
profesyoneller ile doğal olarak arşiv üreticileri arasında garip bir tersyüz
oluş gerçekleşir. Bugün her şeyi koruma hissiyle kapılanın arşivcilere açan
lar özel girişimler ve devlet yönetimleridir, oysa profesyoneller mesleğin
özünün,, kontroll
özünün kontrollüü olarak ortadan
ortada n kaldırma sanatı sana tı olduğunu
olduğunu öğrenmişler
dir.
Hafızanın maddeleştirilmesi kısa zamanda olağanüstü bir şekilde arttı,
çoğaldı daha özer özerkk hale geldi
geldi ve demokratlaştı.
dem okratlaştı. Klasik zamanlarda
z amanlarda büyük
büyük
aileler,
ailel er, kilise
kilise ve devlet
d evlet üç büyük arşiv yayıcı yayıcılar
larıydı
ıydı.. Bugün
Bugü n ssadadece
ece tarihin
tarihin
en önemsiz aktörleri değil, bu aktörlerin şahitleri, eşleri ya da doktorlan
anılarını not etmeye, hatıralannı kaleme almaya sürüklenmekte değil mi
di
dir.
r.77Tanıklığın olağanüstü
olağa nüstülüğü
lüğü ne kadar
kad ar az iseise ortalam
orta lamaa zihniyet
zihniyetii o ölçüde
yansıtır ve bu yüzden
yüzden de d ahaah a değerli sayılı
sayılır.
r. Hafızanın tasviyes
tasviyesii genel
gen el bir
kayıt arzusuyla tamamlanmıştır. Bir kuşak içinde, imgesel arşiv müzesi şa
şılacak derecede zenginleşmiştir. 1980’deki “ulusal miras” (patrimoine)
yılı, kavramı belirsizlik sınırlarına kadar götüren, çarpıcı bir örnek ol
muştur. Bunda
Bu ndan n on yı
yıl önce,
ön ce, 1970 yıl yılıı baskıl
baskılıı Larousse
Larou sse “patr
“ patrim
imoin
oine”e”ıı hâlâ
“anadan ya da babadan kalan mal” ile sınırlı tutuyordu; 1979 basım Pctiı
Robert sözlüğünde ise “ana babadan kalan mülkiyet, bir ülkenin kültürel
ortak malı”
m alı” olarak geçmektedir. T arih arihii anıtlarla
anıtlarla il
ilgi
gili
li çok dar bir anlayış
tan, 1972 yılıyılındaki
ndaki sitlerle
sitlerle ilgil
ilgilii anlaşm
anlaşmayla,
ayla, birdenbire teorik olarakola rak hiç
bir şeyin elden kaçıp gitmesine izin vermeyen bir anlayışa geçilmiştir.
Sadece hangi hafızayı gösterdikleri bilinmese de her şeyi korumak,
bütün hafıza göstergelerini saklamak söz konusu değildir. Aynca arşiv
yapmak da çağın gereğidir.
gereğidir. Sosyal Güvenlik
Güven lik arşivleri
arşivleri bunun
bunu n başdöndürü
başdön dürücü cü
bir örneğini sunuyor - bugün üç yüz yüz kilometrelik
kilometrelik uzunluğu bulan eşs eşsiz
iz
bir dökiiman toplamı; bilgisayarla tasnif edildiğinde toplum hakkındaki
her şeyi, sağlığı ve hastalığı, bölge ya da mesleğe göre gıda rejimlerini,
hayat tarzlarını okumayı sağlayan bir brüt hafıza kütlesi; öyle bir kütle ki,
saklanması ve işlenmesi korkunç, ancak gerçekleştirilmesi olanaksız se
çimleri gerektirir. Arşivleyin, arşivleyin, her zaman geriye bir şey kala-
caktırl Yakın tarihli sözlü anketlerin yarattığı haklı kaygı anlamlı değil
midir? Halihazırda Fransa’da “bize geçmişten gelen bu sesleri” (Philippe
Joutard) derlemekle meşgul üç yüzden fazla ekip vardır. Çok iyi: Fakaat
bi
birr saatlik
saatl ik bir kayıt için 36 saas aatt hazırlık
hazırlık gerektiren -çü n k ü eksiksiz olarak
dinlendiklerinde anlam kazanırlar—çok özel türden arşivlerin söz konu.-
su olduğunu düşünürsek, onların işlenebilme olasılığını sorgulamamak
mümkün değil.değil. Sonuç
So nuç itibarı
itibarıyla
yla ankete
ank ete katılanlar
ka tılanlar yaya da anketçiler
a nketçiler hangi
HAFIZA İL
İLEE TARİH
TARİH ARASINDA: M EKÂNLAR SORUNSALI 2 7
hafıza iradesine sahiptirler? Arşiv kendi basit etkisiyle yön ve statü değiş
tirmektedir. O artık yaşanan bir hafızanın az çok kasıtlı bir kalıntısı de
ğil, ama kaybolmuş bir hafızanın kararlı ve düzenli salgısıdır. Bizzat ken
di kaydına bağlı olarak seyreden yaşanmışlığın yanına ikinci bir hafızayı,
protez
prot ez bbir
ir ha
artırılması, hafı
fıza
zayı
yeni yı
birko ya
yar-g
r-gün
bilincin ün cel konular başka
keskinleştirilmiş şey m
midi
idir?
bir etkisidir, r? Arşivin sürekli
sürekl
tarihselleştirilmişi
tarihselleştirilmiş
hafıza terörizminin en açık ifadesidir.
Çünk
Çü nküü bu hafıza bi bize
ze dışa
dışarıd
rıdan
an gelir ve bbiz
iz onu bire
bireysel
ysel bir engel olarak
görürüz, zira bu hafıza artık sosyal bir uygulama değildir.
Hafızanın tarihe geçişi, her grubu kendi tarihini yeniden canlandırma
yoluylaa kimliği
yoluyl kimliğini
ni tekrar tanımlam
tanımlamak ak zorunda bırakmıştı
bırakmıştır.r. H
Hafızanın
afızanın gör
görevi
evi
herkesi kendi tarihçisi yapmaktır. Tarih buyuruculuğu böylece ççoğunluk oğunlukla la
profesyonel tarihçiler çevresinin dışına taşmıştır. Yitip gitmiş geçmişi yeni
den elde etme saplantısı sadece resmi tarihin eski marjinallerine ait değil
dir. Ayrıca tıpkı etnik ya da toplumsal azınlıklardaki gibi, entelektüel
olsun ya da olmasın,
o lmasın, bili
bilim
m adam
adamıı olsun ya da olmasın bü bütün
tün beli
belirl
rlii kitle
ler kendi kuruluşlarının, kökenlerinin peşine düşmüştür. Son yıllarda
hiçbir aile yoktur ki, üyelerinden biri ailenin geldiği gizli varoluşları ola
bildiğince ayrıntısıyla belirlemeye girişmiş olmasın. Soy araştırmalarının
artışı yeni ve büyük bir olgudur: Ulusal Arşivlerin yıllık raporuna göre
bunların oranı (üni
(üniversi
versitelile
telilerin
rin % 3838’li
’likk başv
başvuru
uru ooranı
ranına
na kar
karşılı
şılık)
k) 1982’de
% 43 ’tür. İlginç bi
birr olgu: Biyol
Biyoloji,
oji, fi
fizzik
ik,, tıp ya da müzik alan
alanınd
ındaa en önem
önemli li
tarih yazılarını meslekten tarihçilere değil de biyoloji bilginine, fizikçile
re,
re, tıp hekimlerine ve müzi
müzisyenl
syenlere
ere bborçluyuz.
orçluyuz. Bed
Bedenen eğitiminden başlayıp
felsefe öğrenimine kadar eğitim tarihini ele alanlar bizzat eğitimcilerdir.
Halihazırdaki bilgiler çökerken, her bilim alanı kendi geçmişine dönüp
kendi kuruluşunu, ana ilkelerini gözden geçirme ihtiyacını duymuştur.
Sosyoloji
Sosy oloji kuru
kurucu
cu babala
babalarının
rının arayışına çıkmıştır. E Etno
tnoloji
loji X VI
VI.. yyüüzyıl
yıl tari
tarih-
h-
yazımcılanndan sömürge idarec idarecileri
ilerine
ne ka
kada
darr kendi geç
geçmişini
mişini araştırmaya
girişmektedi
giri şmektedir.r. Kategoriler
Kategorilerinin
inin ve geleneğinin ddoğuşun
oğuşunuu yeniden kurmaya
çalışmayan edebi eleştiri yoktur. Tamamen pozitivist, hatta tarihçilerin
§u anda terk ettiği katı tarih, bu aciliyet ve gereklilikte, bugüne kadar
hiç
hiç bilmediği bir derinlik
derinlik,, bir yayılma ve nüfuz bulur. Hafıza
Hafıza-tarihin
-tarihin son sonu,u,
kendi tarihlerini isteyen özel hafızaları artırmıştır.
Hatırlama emri ver
veril
ilmiş
miştir
tir.. Fa
Fakat
kat hatırlamak bana düşer ve hatı hatırla
rlayan
yan
ki
kişi
şi benim. Hafızad
H afızadaki
aki tarihsel dö dönüşü
nüşüm m bireysel psikolojiye kesin dönüdönüşü şü
beraberinde getirir. Bu iki olgu birbirine o kadar kuvvetle bağlıdır ki,
2 8 HAFIZA
HAFIZA MEKÂNLARI
MEKÂNLARI
zamandizisel olarak ne zaman çakıştıklarını ortaya çıkarmaktan kendi
mizi alamıyoruz. Geleneksel dengelerin kesin sarsıntıları, özellikle kırsal
dünyanın çöküşü kendisini hissettirdiğinde, hafızanın Bergson ile felsefi
düşüncenin ortasında, Freud ile psişik kişiliğin merkezinde, Proust ile
otobiyografik edebiyatın otasında görünüvermesi geçen yüzyıl sonunda
değil midir? Bizim için, toprakta somut örneğini bulan hafıza imgesinin
kırılması ve hafızanın birden bireysel kimliklerin ortasına yerleşmesi, aynı
kırığın iki yüzü, bugün ortaya çıkan sürecin başlangıcıdır. İlkel sahne ile
o ünlü çöreğin temsil ettiği,
ettiği, mahrem
mahre m am a evrensel iki
iki hafıza
hafıza mekânınında
mekânınından n
birini Freud’a diğerini de Proust’a borçlu değil miyiz? Bu hafıza aktarımı
kesin bir yer değişikliğidir: Tarihsellikten psikolojiye, sosyalden bireye,
iletilebilenden öznele, tekrardan anımsamaya. Bundan böyle özel bir iş
olan yeni bir hafız
hafızaa re
rejimi
jimi başlar. Ç
Çağ
ağda
daşş hafızanın
hafızanın tam
tamam
amenen psikolo
psikolojikleş
jikleş
tirilmesi
tirilmesi “ben
“b en"" kimliğine, hafı
hafıza
za mekan
m ekanizm
izmalann
alannaa ve geçm
geçmişle
işle ilişki
ilişkiye
ye ye
yeni
ni
bir ekonomi kazandınmştır.
Zira nihayetinde hafıza engeli ısrarla ve hep aynı biçimde bireyin önün
de durur; tıpkı olası bir hafıza canlanışının yine bireyin kendi geçmişiyle
kişisel ilişkisi üzerine çöreklenmesi gibi. Genel hafızanın özel hafızaya
bölünmesi hafıza kanununa yoğun bir iç zorlama gücünü vermektedir.
Bu, herkese anımsama zorunluluğu getirir ve herkes kimliğinin ilkesi ve
sırrını aidiyetle kaplamalıdır. Karşılık olarak bu aidiyet bireyi tamamıyla
bağlar. Hafıza artık herycrde olmadığına göre hiçbir yerde olmamalıydı,
elbette bireysel bir bilinç onu tek başuıa üzerine almayı kararlaştırmazsa.
Hafıza ne kadar az kolektif yaşanırsa, bizzat kendileri hafiza-insan olan
özel insanlara o kadar çok ihtiyaç duyar. Korsikalılara “Korsikalı gibi
olmalısın”, Brötonlara “tam bir Bröton ol!” diyecek bir iç ses gibi. Bu
belirl
bel irlemenin
emenin gücünü ve çağrısı
çağrısını
nı anlamak
an lamak içi
için,
n, bugün Yahud
Yahudilikten
ilikten uzak
laşmış birçok Yahudide yeniden canlanan Yahudi hafızasına bakmak
gerekecektir. Bizzat kendi hafızasından başka tarihi olmayan bu gele
nekte, Yahudi olmak öyle olmayı hatırlamak demektir. Fakat, bir kez içe
atılmış bu yadsınamaz
yadsınam az hatıra, gittikçe
gitt ikçe si
sizi
zi direnmeye zorlamakt
zorlamaktadır.
adır. Ne
Neyin
yin
hafızası? Sonuçta hafızanın hafızası. Hafızanın psikolojikleştirilmesi her
kese, kurtuluşun sonunda olanaksız bir borcun ödenmesine bağlı olduğu
duygusunu vermektedir.
Arşiv-hafıza
Arşiv-hafıza,, ödev-hafıza, bu tür değişikl
değişiklikle
iklerr tablosunu tama
tamamlam
mlamak ak
için üçüncü bir çizgi gerekmektedir: Hafıza-mesafe. Zira, geçmişle ilişki
miz, en azından en anlamlı tarihi üretimler vasıtasıyla okunduğu gibi, bir
HAFIZA İL
İLEE TARİH
TARİH ARASINDA: ME KÂNLAR
KÂN LAR SORUNSALI 2 9
zbu
in yapay
yapay sanrı,
bütiinsanrı, anca
a ncakkaşılmaz
dinamiği, kopukluk
olanrejiminde
il anlaşılabili
anlaşılabilir.
ilee yok olmuş
olm uş olanın r.oyununda
Geçmnda
oyunu işlebulunur.
ili
ilişkimi
şkimi
bulunu r.
Kelimenin ilk anlamıyla, eski dirilişin aradığı şeyden tamamen farklı bir
tasavvur söz
söz konusudur. Bu diriliş
diriliş ne
ne kada
k adarr tam olm aya çalışsa da, sona
3 0 HAFIZA
HAFIZA MEKÂ
MEKÂNLARI
NLARI
HAFIZA İL
İLEE TARİH
TARİH ARASINDA:
ARASINDA : MEKÂN LAR SORUNSALI 31
d a olabildiğince etkisi
etkisizz bbir
ir ara
aracı
cı olmaktı. SSon
on un da öznell
öznellik
ik saplantısı olan
bir eksiklik. Tarih-hafıza patlamasından yeni bir kişi ortaya çıkar: Selef
lerinin aksine, konusuyla kurduğu samimi ve kişisel ilişkiyi itiraf etmeye
hazır yeni bir kişi. En iyisi konuyu ilan etmek, derinleştirmek, onu bir
engel olarak değil, anlaşılmayı kolaylaştıran bir kaldıraç olarak gömlektir.
Zira, bu konu, onun öznelliğine, yaratma ve yeniden kumıa gücüne bağ
lıdır. O olmadan ne anlamı ne de hayatı olabilecek bir şeye anlam ve
hayat veren metabolizmanın bir organıdır o. Bizzat kendi tarihsel ger
çeklik duygusu içine gömülmüş bir toplum düşiinelün; tarihçiler yarat
makta zorluk çekeceklerdir. Tamamen geleceğin mührü altında yaşayan
bu toplum, kendine ait otomatik kayıt yöntemleriyle yetinecek ve bizzat
anlaşılma
anlaşılma işişini
ini beli
belirsi
rsizz geleceğe bırakarak kendi kendini otomatik
otoma tik olarak
hesaba çekecektir. Buna karşın, şüphesiz değişimlerinin şiddetiyle hafı
zasından
lumumuz koparılmış ama kendini
tarihçiyi gittikçe tarihselbirolarak
daha merkezi şahıs anlamaya meraklızorun
haline getirmek top-
da kalmıştır; çünkü onda toplumumuzun istediği ve vazgeçemediği bir
şey vardır: Tarihçi tarihin sadece carili olmasını engelleyen kişidir.
Tıpkı geniş çerçeveyi uzaktan alman görüntüye ve geçmişin yapay
bir
bir hiper-gerçekliğini m mutlak
utlak yabancılığa borçlu olmamolmamız ız gi
gibi,
bi, algı biçi
biçimi
mi
ni
nin
n değişmesi
değişm esi de tari
tarihçiy
hçiyi,
i, saplantılı bir
bir şekilde,
şekilde, sap
saptığı
tığı geleneksel n nesne
esne
lere yeniden kavuşturur, bunlar ulusal hafızamızın alışılmış nesneleridir.
İştee tarihçi doğduğu
İşt doğd uğu evin eşiğinde yeniden beli belirir
rir,, artık kimse
kimsenin
nin oturm
oturma a
dığı,
dığı, tanınmaz haldeki eski evin eşiğinde. Aynı mobilyalanyla fakat başka
bir
bir ış
ışık
ık al turda
turda.. Ay
Aynı
nı atölyenin ön ün ünde
de ffak
akat
at bir başka
başk a eser
e ser üzerinde
üzerinde..
Aynı oyund
oyundaa ama bibirr başka rol içi
için.
n. Kimlikler çağı tam ame
amen n kapan
kapandığın
dığın
da, tarihyazımı kaçınılmaz olarak bilgikuramı çağına girdiğinde artık in-
san-haliza değildir o, şahsen bir hafıza mekânıdır.
3 2 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNL
MEKÂNLARI
ARI
ona sembolik bir hale kazandırdığında hafıza mekânı haline gelir. Okul
kitabı, vasiyetname, eski muharipler demeği gibi sırf işlevsel yerler bile
ancak bir ritiiele konu olduklannda bu kategoriye girebilirler. Sembolik
bi
bir
salr bir
anlamın uç somut
birliğin örneği kesitidir
gibi görün
görünen
veenanının
bir dakikalık
dakika lık saygı
periyodik duruşuolarak
ve yoğun bile zaman-
hatır
lanmasına yarar. Bu üç veçhe her zaman bir arada bulunur. Kuşak kav
ramı kadar soyut bir hafıza yeri mi söz konusudur? Kuşak, demografik
içeriğiyle somuttur; varsayımsal olarak işlevseldir, çünkü hatıranın hem
durulaşmasını hem de aktarılmasını sağlar; ancak tanım gereği simgesel
di
dirr de, çünkü bi birr ol
olay
ay ya da küçük bi birr grubun yaşadığı deneyim sayesin
saye sin
de, bunlara hiç katılmamış bir çoğunluğu niteler.
Bunlan
Bu nlan meydana
meyd ana getiren
ge tiren hafızanın ve tarihin bir
bir oyunu, sonu
son u karşıl
karşılıklı
ıklı
üst saptamalarına varan iki etkenin bir etkileşimidir. Başlangıçta, hafıza
isteğinin olması gerekmektedir. Bu öncelikli ilkeyi bir yana bırakırsak
dar bir tanıma bağlanmış oluruz; bu tanım ise içinde çok sayıda giicül
anlam barındırır; böylelikle bir tanıma ulaşılabilir, ama bu kaypak bir
tanım olur ve herhangi
herha ngi bir hatıra içeren herhangi
herha ngi bir şeyi
şeyi aynı kategoriye
sokmuş
sokm uş oluruz.
oluruz. Bu biraz
biraz eski zamanların
zaman ların tarihsel
tarihsel eleştirisinin
eleştirisinin büyük kurai-
kurai-
lannı andırır; buna göre “aracısız kaynakları”, yani bir toplumun kendi
irades
iradesiyl
iylee aynen çoğaltılması için imal ettettiği
iği - örneğin yasa,
yasa, san at ese ri-
kaynaklar ile
ile devasa
dev asa “dolaylı
“dolaylı kkayna
aynak”
k” yığın
yığının
ını,
ı, yani
yani çağın gelec
gelecekte
ekte tarih
çiler tarafından kullanılacağından şüphe etmeksizin bıraktığı bütün ka
nıtları
mese debirbirinden ayırmak gerekirdi. Hafıza mekânları, hafıza amacı güt
tarih mekânlandır.
Buna
Bu na karşı
karşılık
lık tarih,
tarih, zaman, değişim ortaya çıkmasaydı, basit
ba sit bbir
ir hafıza
hafıza
lar tarihi
tarihi ile
ile yetinmek gerekecekti.
gerekece kti. Burada
B urada da mekânlar
m ekânlar vardır, ama karı
şık, melez ve değişken yaşam ve ölüm, zaman ve sonsuzlukla sıkı sıkıya
bağlı mekânlar; ortak ve bireysel, bayağı ve kutsal, değişmez ve hareketli
bir sarmal içindeki mekânlar. Kendi üzerilerine kıvrılmış Moebius halka
la
ları
rı.. Bir hafıza
hafıza mekânının esas
es as varlık sebebi,
sebebi, zamanı durdurmak
durdurmak,, unutma
unutm a
işini engellemek, nesnelerin durumunu tespit etmek, ölümü ölümsüz
leştirmek, somut olmayanı -altın, paranın tek hafızasıdır- göstergelerin
en azı için
içinde
de anlamın een
n çoğunu
çoğun u kapsayacak şekilde somutlaştırmaktan
somutlaştırmaktan
ibaret olduğu doğruysa, ki zaten bunlara duyulan tutkunun nedeni de
budur, hafıza mekânları, anlamlannın sürekli depreşmesi ve dallarının
önceden kestirilemez biçimde uzamasıyla sürekli dönüşüme açık olarak
yaşarlar.
HAFIZA (L
(LEE TARİ
TARİH
H ARASIND
ARASINDA:
A: MEKÂ
MEKÂNLA
NLAR
R SORUNSALI 3 3
Değişik alanlardan, iki örnek. İşte devrim takvimi: Tam bir hafıza
mekânıdır bu, çiinkü takvim olarak, her şeyden önce olası her hafızanın
önsel çerçevesini sunmalıydı; çünkü devrimci olduğundan, devrimci te
önsel
rimler dizini ve simgeselliğiyie, tıpkı önde gelen idarecisinin dediği gibi,
“tarihee ye
“tarih yeni
ni bbir
ir sayfa açm ay
aya”
a” , raportörlerind
raportö rlerinden
en birinin dediği gibi,
gibi, “Fran-
sı
sızl
zları
arı tamam en kendi kendile
kendilerine
rine tesl
teslim
im etmey
etmeye”
e” çalışmalıydı. Bu takvim
bu amaçla yıl, gün, yüzyıllar ve yılların geleceğini devrimci hayal gücüne
endeksleyerek, tarihi devrim saatinde durdurmayı tasarlıyordu. Bunlar
yeter de artar
arta r bile! B
Bunu
ununla
nla bir
birlik
likte,
te, onu daha
da ha fazl
fazlaa hafıza mekânı haline
getiren şey, bize göre, kurucularının istediği şey olmayı başaramamasıdır.
Bugün, gerçekte hâlâ onun ritmiyle yaşıyor olsaydık, tıpkı Gregoryen
takvime alıştığımız gibi ona da öyle bir alışırdık ki hafıza mekânı olarak
etkisini kaybederdi.
dece hayal edilebilirButüm
takvim hafıza
hafıza manzaramızla
mekânlarını kaydakaynaşır
geçirmeye ve artık sa
yarardı.
Ancak başarısızlığı tam değildir: Anahtar tarihler, her zaman o takvimle
ilişkilendiri
ilişkilendirilen
len olaylar yine bu takvim
takvimee bağlıdır: Ven
Vendém
dém iaire,
iaire , Th
Therm
erm idor,
ido r,
Brumaire gibi.
gibi. H
Hafıza
afıza m
mekânı
ekânı motifl
motifleri
eri kendi üzer
üzerler
lerine
ine döne
dönerler
rler ve onun
gerçeği olan bozuk aynalar halinde ço çoğalırlar.
ğalırlar. Hiçb
Hiçbir
ir hafıza ye
yeri
ri bu arab
arabesk
esk
kuruculardan kaçamaz.
Yine,
Yin e, o ünlü “iki çocuğun Fransa
Fran sa T uru” olayını ele alalı
a lalım:
m: Tartışm
Tartışmasız
asız
bir başka hafıza mekânı, çünkü “Petit Lavisse” gibi bu da, Milli Eğitim
bakanının
bakanın ın yel
yelek
ek cebinden sa saatini
atini çı
çıkarıp
karıp sabah saa t 8 ’i beş geçe: “ Bütün
çocuklanm ız A lpleri ge
çocuklanmız geçiyor”
çiyor” didiye
ye ilan ettiği gün, milyon
milyonlarca
larca genç Fran-
sızın belleğini oluşturmuştur. Hafıza mekânı, Fransa hakkında bilinmesi
gerekenin dökümü olduğundan, kimliğe bağlı anlan ve başlangıç yolcu
luğudur da. Fakat işte işler kanşıyor: Dikkatli bir okuma hemen gösteri
yorr ki,
yo ki, 1877
1877’de
’de ortaya çıkm
çıkmasınd
asındanan itibare n, Fransa Turu
itibaren, Turu artı
artıkk var olma
yan Fran
F ransa’nın
sa’nın kli
klişesi
şesini
ni oluşturur ve cumhuriyetin güçlendirildiği o yılı yılın
n
16 Mayısında, cazibesini
cazibesini geçmiş
geçmişinin büyüsünden alır. Çoc uk kitaplan, çço o
ğunlukla, onun başarısını oluşturan yetişkinlerin hafızasına aittir. Hafı
zanın
zan ın yukarısı
yukarısı budur, pe
pekiki ya aşağısı? Yayım lanmasınd
lanm asından
an otuz beş yyıl
ıl sonra
bu yapıt savaş öncesinde bile hâlâ hâkimiyetini sürdürürken, şüphesiz,
bir hatıra, eski, nostaljik bir gelenek olarak okunmuştur: İspatı; yeniden
elden geçirilip basıldıktan sonra bile eski baskısının yenisinden daha iyi
sattığı
sattığı görülmüştür. Son
S on ra, kitap
k itap bulunam az olur, en uzak köyle
köylerde,
rde, küf
küflü
lü
ortamlarda kul
kullanı
lanılır gelirr arnk. Fransa Turu, T
lır durum a geli Turu, Tarihç
arihçiler
iler iç
için
in yavaş
yavaş kolay bulunmaz bir şey, bir tavan arası hazînesi ya da bir belge
34 HAFIZA MEKÂNLARI
haline gerlir. Kolektif hafızayı terk eder ve önce tarihsel hafızaya sonra
pedagojik hafızaya girer. 1977’de, yüzüncü yılında, Le Cheval d'orgueil
bir milyon baskıya ulaştığında, ve o dönem ekonomik krize yakalanan
Gisgard'm sanayileşmiş Fransa'sı sözel hafızayı ve köylü köklerini keşfet
tiğinde
tiğ inde,, Fransa Turu’nun
Tu ru’nun yeni baskısı yapılır
yapılır ve yeniden
yeniden unutulup yeniden
dirilinceye kadar, artık eskisi gibi olmayan kolektif hafızaya yeniden gi
rer. Hafıza mekânlarının bu ünlü be betisine
tisine haşan belgesini
belgesini kazandıra
kaz andıran n şey
şey
nedir, ilk niyeti mi yoksa dönem dönem yeniden hatırlanışı mı? Şüphesiz
her ikisi: Bütün hafıza mekânları dipsiz derinlikteki nesnelerdir.
Bu aynı çift aidiyet ilkesi
ilkesi,, mekânların
mek ânların belirs
belirsiz
iz çokluğunda
çokluğu nda,, bir
bir hiyerar
şi
şiyyi, alanların sınırlarını,
sınırlarını, türlerinin repertuarını oluşturmayı sağlama
sağla maktad
ktadır.
ır.
Bu türe ait olan önemli büyük nesne kategorilerine iyice bakarsak
-ölüler için yapılan dinsel törenlerle ilgili her şey, ortak mala bağlı olan
her şey, şimdiki zamanda geçmişin varlığını yöneten her şey- bu sınırlı
tanımlamaya girmeyen bazılarının
bazılarının öyle olduğu iddia edilebil
edilebilir,
ir, hatta
ha tta tan
tanı
ı
ma ait olanların çoğu gerçekte tanımdan dışlanmış olabilirler. Tarihön
cesi, coğrafi ya da arkeolojik bazı sitleri mekân ve hatta üst mekân ola
rak kuran şey çoğunlukla onlara bunu yasaklamalıdır: İnsanların zamanı,
bilimi, rüyası ve hafızası ile doldurulmuş ezici güçle dengelenmiş hafıza
iradesinin mutlak yokluğu. Buna karşılık, herhaiigi bir sınır taşı Rhin ya
da “Finistère” ile, yani Michelet’niıı meşhur sayfalarının soyluluk unvan
ları verdiği bu “toprakların sonu” ile aynı nitelikte değildir. Her kuruluş,
her diplomatik sözleşme hafıza mekânıdır, fakat 1793 Anayasası kurucu
hafıza mekânı olan İnsan Haklan Bildirgesi'yle 1791’inkiyle aynı değil
dir. Nimègue banşı, Avrupa tarihinin iki ucundaki Verdun paylaşması
ve Yalta konferansıyla aynı değildir.
Bu karışımda, hafıza dikte ettirir, tarih yazar. Bu nedenle iki alan,
olaylar ve tarih kitapları, buna önem vermemizi gerektirir, çünkü hafıza
ve tarih karması olmadığından, özellikle hafızanın tarih alanına ait en
strümanları net bir şekilde alanı sınırlı tutmaya olanak sağlamaktadır.
Her büyük tarihi eser ve bizzat tarihi tür bir hafıza mekânı biçimi değil
midir
mi dir?? Her
H er büyük olay ve bizzat olay kavramı, tanım gereği, hafıza mekânı
deği
de ğill midir? İk
İkii soru açık bir cevap
cev ap bekliyor.
bekliyor. Tarih
Ta rih kitaplarınd
kitap larından
an bazıları
bazıları,,
hafızanın bizzat yeniden elden geçirilmesine dayanan ya da onları küçük
pedagojik el kitaplan haline getiren hafıza mekânlarıdır. Fransa’da yeni
bir tarih hafızasının tespitine ilişkin en önemli ânlar öyle çok da fazla
değildir. XIII. yüzyılda Les Gra
Grande Chroniquess de France (Fransa’nın büyük
ndess Chronique
HAFIZA İL
İLEE TA
TARİ
RİH
H ARASIND
ARASINDA:
A: MEKÂ
MEKÂNL
NLAR
AR SORUNSAL) 3 5
“Avrupa
Revue ve Fransa
Historique’in Uygarlık Tarihi"
temsil ettiği üzerineulusal
pozitivist verdiğitarih
ders(1876)
notları.veNihayet
bunun
başyapıtı, Lavisse’in 27 ciltlik Histoire de France’ı (Fransa Tarihi). Bizzat
adlanyla hafıza mekân
me kânlan
lan olabilecek Anılar
A nılar için,
için, otobiyografi vvee günlükler
için de aynı şey söz konusudur. Les Mémo ires dd’’outre-tombe (M
Mémoires (Mezar
ezar ötesin-
. den anılar), La vie de Henry Brulard (Henry Brulard’ın hayatı) ya da Le
Journal d ’Amiel (Am iel’in günlüğü) en iyiyi ya da en önemli olduklannd
olduk lanndanan
değil, fakat bizzat anı üzerine sorgulama oyunuyla basit bir hafiza alıştır
masını karmaşık hale soktukları için hafıza mekânlarıdır. Devlet adam
larının anılan hakkında da aynı şey söylenebilir. Sully’den De Gaıılle’e,
Richelieu’nün Testament’ından (Vasiyet) M émoriale de Sainte'Hélène’e
(Sainte-Hélène anıtı) ve Poincaré’nin Joumul’ine (Günlük) bu türün,
metinleri
meti nlerin
n farklı
fark lı değerinden
değerind en bağımsız
bağımsız olarak, belli
belli değişmezleri ve özgül
lükleri vardır: Bunlar başka tür anılar hakkında bir bilgiyi, kalem insanı
ile eylem adamının ikiye bölünmesini, bireysel bir söylemin kolektif bir
söylemle
söyl emle bir tutuluşu
tutu luşunu
nu,, özel bir hikmetin, hikmeti hükü
hü küm
m et içine sokul
masını içerirler. Bunlar, ulusal hafiza panaromasmda bımlan mekânlar
olarak düşünmeyi gerektiren motiflerdir.
Peki ya “büyük olaylar"? Aralarında yalnızca ikisi buna dahildir ve bu
onlann büyüklükleriyle ilgili değildir. Bir yanda kimi kez küçücük olay
la
larr vardır; bunla
bunlarr belli
belli belirsiz
belirsiz farkına varıla
varılann am
a m a ileride
ileride köklü
kök lü sonuçları
olacak, bazı dönemlerin başlangıcını belirleyeceklerdir. Diğer yanda ise
sonuçta hiçbir şeyi yaratmayan, ama birden bire ağır bir simgesel anlam
la yüklenen, vuku bulduklar
bulduklarıı anda
an da özgünlük kazanan olaylar; çağdaçağ daşş tarih
tarih
herr yolu
he yolu ku
kullanarak
llanarak sonuçsuz
son uçsuz gi giriş
rişimle
imlerde
rde bul
bulunur.
unur. Ö rneğin
rneğ in Hugu
H ugues
es Ca-
pet’nin seçilmesi; çarpıcı olmayan bir olay, ama sonu ölümle on asırlık
3 6 HAF
HAFIZ
IZA
A MEKÂNLARI
bi
birr geçmiş, bun
bunaa baş
başlang
langıçta
ıçta sahip olm
olmadığı
adığı bi
birr önem kazandı
kazandırır.
rır. Bir başka
örnek: Rethondes vagonu, Montoire’daki el sıkışma ya da Liböration’da
(Kurtuluş) ChaChampmps-Ely
s-Elysğes’de
sğes’de zafer yürüyüş
yürüyüşü.
ü. KKurucu
urucu olay ya da göster
gösterişli
işli
olay. Ama hiçbir durumda olayın kendisi değil; bunu kavram olarak be
nimsemek, özgüllüğünü inkâr etmek demektir. Oysa onu belirleyen şey
onun özgüllüğüdür:
özgüllüğüdür: Tarih nasıl olayl olaylara
ara bağlanıy
bağlanıyorsa
orsa hafıza da mek
mekânla
ânla
ra bağlanır.
Buna karşın, alan içinde hiçbir şey olası bütün dağılmaları, gerekli
bütün sınıflandırmalan düşünmemize engel olamaz. Mezarlıklar, müzeler
ve yaşgün
yaşgünler
lerii gibi som
somut ut deneyimle gösteri
gösterilen
len en dodoğal
ğal mek
mekânlardan
ânlardan,, en
zekice
zeki ce hazı
hazırlan
rlanmış,
mış, eeksikli
ksikliğini
ğini hissedemeyeceğimiz mek mekânlara
ânlara;; sad
sadece
ece ön
ön
ceden anımsanan kuşak, so soy,
y, “din-hafi
“din-hafiza”
za” kavramı de değil
ğil,, fakat Fra
Fransa
nsa sa
saha
ha
sına ait bütün
bütün kavramların dayandığı ““paylaşımlar
paylaşımlar”” kavramı; C or orot’y
ot’yuu yyaa
da Cezanne’ın Sainte-Victoire’ını düşünürsek, doğrudan anlaşılır “resim
gibi manzara" kavramı. Mekânların somut görünümü üzerinde duracak
olursak,
olur sak, bunlarda değer
değerii düşen bir genişli
genişlikk vardı
vardır.r. Örn
Örneğineğin önce
öncelikle
likle ta
şınabilir mekânlar; hafıza sahibi halkın elindeki yasa levhaları bunların
ana modelini sunar, ki bu da önemsiz değildir. Aynca her şeyini onların
kesin yerleşim alanlarına, toprağa saldıkları köklere borçlu dan topog
rafya
rafyalar
lar:: B
Bütü
ütünn turi
turistik
stik mek
mekânl
ânlar
ar da böy
böyled
ledir,
ir, tıpk
tıpkıı Ulu
Ulusal
sal arşivlerin Hö
Hötel
tel
Soubise’e bağlı oluluşu gibi Hötel Mazarin’e bağlı Ulusal Kütüphane de
böyled
böy ledir.
ir. Bir baş
başka
ka örnek
örn ek de, mmimarı
imarı mek
mekânlarla
ânlarla karıştırılmam
karıştırılmaması ası gereken
anıtsal
anıts al mekânlardır
mekânlardır.. An Anıtsal
ıtsal mek
mekânlar
ânlar ola
olann heyk
heykeleller
ler yyaa da anıtkabir
anıtkabirler,
ler,
anlamlarını kendilerinden alırlar; bunların bulundukları yerler dikkate
değer olsa bile, başka bir yere yerleştirilmeleri bunların anlamını bozmaz.
Zamanla kurulan, anlamlarını öğeleri arasındaki karmaşık ilişkilerden alan
toplulukl
topl uluklar ar içi
için
n durum aynı değideğildi
ldir:
r: Cha
Chartres
rtres katedrali ya da V Versailles
ersailles
Saraya gibi dünyanın ya da çağın aynaları.
Tam aksine, işlevsellik öğesiyle mi ilgilenmeli? Yelpaze, eski muharip
demekleri gibi, yaşayanlarla birlikte kaybolup gidecek, aktardamaz bir
deneyimin devam ettirilmesine adanmış yerlerden, el kitapları, sözlükler,
vasiyetnameler ve Klasik çağç ağda,
da, aile rei
reisler
slerinin
inin çocukların
çocuklarınaa yöneli
yönelikk olarak
kaleme aldıkları “not defterleri” gibi, varlık sebepleri eğitsel olan mekân
lara doğru açdacaknr. Yoksa sonunda simgesel öğeye daha mı duyarlı ola
cağız? Örneğin, egemen mekânlar ile egemenlik altındaki mekânları karşı
karşıya
karşıya ggetirece
etireceğiz.
ğiz. Parla
Parlakk ve muzaffer, baskın ve ve,, gerek ulusal bir
bir otorite
gerekse kurulu bir organ yoluyla baskı altında tutulan egemen mekânla-
HAFIZA İLE
İLE TA
TARİ
RİH
H ARASINDA: MEKÂN LAR SORUNSAL
SORUNSALII 3 7
rt
rtn,
n, resmi törenlere özg
özgüü bir soğukluğu ya da şat
şatafat
afatıı olmuştur
olmu ştur hep. Bu
Bura
ra
lara gitmekten çok, buralara teslim oluruz, ikinci mekânlarsa, sığmak
mekânları,, samim
mekânları samimii sad
sadakatin
akatin,, sess
sessiz
iz hacıların kutsal mekânları
mekânlarıdır.dır. Hafıza
mın yaşayan kalbidir bu. Bir yan yandada Sac
Sacré-
ré-Cœ
Cœ urur,, diğer yanda,
yanda , halka yöneyönelik
lik
Lourdes hac yolculuğu; bir yanda Paul Valéry’nin ulusal cenaze töreni,
diğer yandan Sartre'm toprağa verilişi; bir yandan De Caulle’in Notre-
Dame’daki cenaze merasimi, diğer yandan Coiombey mezarlığı.
Sınıflandırmaları olabildiğince artırabiliriz. Cenaze merasimi söylevleri,
Douaum
Do uaum ont ya ddaa Fed
Federasyon
erasyon duvarı ggibi ibi anmaya yönel
yönelikik işl
işlevle
evlerini
rini tama
men yitirmiş
yitirmiş sırf hafıza mekânları olan öze özell m
mekân
ekânlarla
larla halk mekânlarını,
m ekânlarını,
ayrıca bayrak, bayram
ba yram güzergâhı, hac yerl yerleri
eri gibi, hafıza boyutu aartıkrtık sade
sadecece
simgese
simg esell aanlam
nlamlar
lar arasın
arasınaa karı
karışmış
şmış mekânları zıtl zıtlaştırmak.
aştırmak. Bu tipol
tipoloji
oji tas
lağının önemi, kesin, eksiksiz ya da çağrışım bakımından zengin oluşu de
ğil,
ğil, müm
mümkün kün olabilme olgusudur. B Bun
un a göre açık bir il iliş
işkis
kisii olmay
olmayan an nes
nes
neler birbirlerine görünmez bir bağla bağlanırlar, ayrıca Père-Lachaise
il
ilee Fr
Fransa
ansa’nın
’nın genel istatisti
istatistiği
ği bi
birr ba
başlıkta
şlıkta bi
birr aray
arayaa gelebi
gelebilir,
lir, am
amaa bunun
şe
şemsiye
msiye il
ilee ütüyü bir araya ggetiren
etiren gerçe
gerçekiis
kiistüc
tücüü düşü
düşünce
nceyle
yle ilgi
ilgisi
si yoktur.
Burada bu far farklı
klı kiml
kimlikle
ikleri
ri bir
birbirin
birinee bağlayan bir ağ vardır; bilinci bilincine
ne vvar
ar
mamı
ma mızz gereken ko kolektif
lektif bir bilinçaltı organizasyonu vardır. Bu mekânlar
bizim ulusal tarihimize ait ânlardır.
riniBasit, fakatayırır.
bir yana keskinİster
bir ulusa,
çizgi alıştığımız eski ve anlayışlara
isterse toplumsal yeni bütün ait
tarih türle
hafızaya
seslenmiş olsun, hafızaya ilişkin bütün tarihsel ve bilimsel yaklaşımlar
realia ile,
realia ile, bizzat şeylerle ilgildir; gerçeği en canalıcı noktadan kavramaya
çalışırl
çalışırlar.
ar. Bütü
Bütün n tarih nesne
nesnelerinin
lerinin aksine hafıza mekânlarının
mekânla rının gerçeklikte
göndergeleri yoktur. Ya da kendi gödergeleri kendi içlerindedir, bunlar
sadece kendi kendine gönd gönderme
erme yapan göstergeler, saf
sa f hal
haldeki
deki gösterge
lerdir. İçeriksiz, fiziki varlıktan yoksun ve tarihsiz değillerdir; tam aksi
ne. Bunları hafız
ne. hafızaa m
mekânı
ekânı yapan şey, tarihin el
elinden
inden kurtulmalarını sağ
layan şeydir. Templum:
Templum: Kutsal olmayanın belirsizliğinde -mekân ya da
zaman, mekân ve zaman- içinde her şeyin değerli olduğu, simgesel ve
anlamlı olduğu bir çember belirlenir. Bu anlamda hafıza mekânı ikili bir
yerdir; kendi üzerine kapalı, kimliği içine kapanıp kalmış, adı üzerine
kıvrılmış, ama geniş anlamlara açık bir taşkınlık mekânı.
Onların tarihini en bayağı ve alışılmamış hale getiren şey budur. En
klasik
klasik malzeme olan aaşikâr
şikâr konular, el altındaki kaynaklar, en basit yön
temler. Önceki günün tarihine dönmüş gibiyiz. Ama durum tamamen
38 HAF
HAFIZ
IZA
A MEKÂ
MEKÂNLAR
NLARII
yasından uyanışı akla getiren Michelet tarzında bir tarihin yeniden ha
yat bulması; tutkunun saplantılı etkisinin sonunda ayağa kalktığı, fakat
gerçek üzüntünün o kadar acı çekilen şeyden artık acı çekmemeye dayalı dayalı
olduğu ve artık her şeyi kalbin akıldışılığıyla değil, aklın ışığıyla anladığı
mız bir andır bu.
Tamamen edebi bir gönderme. Buna üzülmeli mi yoksa haklılığını
tesli
tes lim
m mi etmeli?
etmeli? Bu gönderme
gönde rme de ça çağa
ğa aittir.
aittir. Hafiza,
Hafiza, gerçekte, sade
s adece
ce şu
iki
iki meşruluk biçimini
biçimini tanımıştı
tanımıştır:
r: Tarihi
Ta rihi ya da edebi. Zaten bunlar
bu nlar günüm
günü m ü
ze kadar birbirlerine paralel olarak ama ayrı ayrı çalışmışlardır. Bugün
sınır
sın ır kalkıyor
kalkıyor ve tarih-hafıza ve hafıza-kurgunun
h afıza-kurgunun hemen
hem en hemen aynı andaand a
ölümünden sonra, bir başka geçmişi, itibarını ve meşruluğunu geçmişle
ilişkisine borçlu olan bir tür tarih doğuyor. Tarih, imgeselliğimizin yerini
alır. Tarihsel romanın yeniden doğuşunu, kişisel belge hevesini, tarihsel
dramın edebi canlanışını,
can lanışını, sözlü tarih
ta rih anlatısının başarısını, bozuk bir
bir kurgu
ağı olarak değil de nasıl açıklayabiliriz? Kolektif hafızamızın tükenmiş ser
mayesinin, yerini sağlamlaştırdığı, yoğunlaşıp kendini ifade ettiği mekân
lara duyduğu ilgi bu duyarlılıkla ilgilidir. Derinliğinden koparılmış bir
çağın
çağın derinliğ
derinliğii olan Tarih,
T arih, gerçek romanı
rom anı olmayan bir çağın gerçek romanı.
romanı.
Tarihin merkezine yükseltilmiş hafıza: Edebiyatın apaçık yasıdır bu.
Cumhuriyet'ten Ulus'a
40 HAF
HAFIZ
IZA
A MEKÂ
MEKÂNLAR
NLARII
ImjeiuumofTraditum, Lon
1) Eric Hobsbawm vcTerence Ranger (der.), The ImjeiuumofTraditum, Londra,
dra, Cambridge
University
Univers ity Pr
Press,
ess, 1983, özell
özellikle
ikle Er
Eric
ic Hobsbawm tarafından kaleme ahnan VII. Bölüm, Bölüm , “Mass-
Producing Tradirions: Europe 1870-1914".
2) Bkz. Theodor Zeldin, Histoirc des possıons françaises,
françaises, Paris, Rccherches Yayınevi, 197S,
4 cilı. Eugen Welser, Im fm
fm des terroirs, lu modemisatUm
modemisatUm de la France runde 1870-1914,
1870-1914, Paris.
Fayard ve Rechcrches Yayınevi, 1983.
toplam a ve herkesi “8
toplama “89’
9’lu
lu kuşağın"3 evlatları haline getirme zorunl
zorunluluğu
uluğu
dur bu. Okul, askerlik hizmeti, seçim usulü, siyasi partilerin düzenli ör
gütlenmesi: Devletin
D evletin Cumhuriyete sahip çıkması Cumhuriyete,
Cum huriyete, rejimd
rejimden,
en,
doktrinden ya da felsefeden, sistemden, kültürden ve neredeyse ahlaki
uygarlıktan fazlasını veren toplumun zaferini iki katma çıkarır.
Bu hafıza tutarlılığını dışladığı şeyden alır: Kendisini karşıt olarak ta
nımlar. Düşmanlarla beslenir. Kesinlikle gerçek, aynı zamanda hayal edil
mişş düşmanlar. Cum
mi Cumhuriyetin,
huriyetin, ulusun meydana getirdiği toplumun bütü
nünü, “ayrıcalıklılar" karşısında Tiers Etat’yı, “Aristokratlar" karşısında
Fransa düşiıncesi”nin
Evrenselci sahibi kurucu
hafıza; çünkü General’in sağladığı
ideoloji, Cumhuriyet.
devrimci miras içinde gerek
kır ayıklama gerekse bir karışımı gerçekleştirmiştir; bu ise her iki durum
3) Bkz. Mona Ozouf. “Une nationale et unité de la pensée de Jules Ferry", E.H.E.S.S.,
Ocak 1982, Jules Ferry kolokyumu bildirisi.
4) Bkz. Alain Bergounioux ve Bernard Manin, “L’exclu de la nation. La gauche française
et son mythe de l’adversaire", Le Débat,
Débat, no: 5, Ekim 1980,
5) Bkz. Odile Rudelle, La Rè/niblique absolue. 1870-1889, Aux origines
origines de l'Instabilité consu-
consu-
•wdonnelie de la France
France républicaine, Paris, Sorbonne Yayınlan, 1982.
4 2 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂ
MEKÂNLA
NLARI
RI
bi
birr ilk
ilk yıldönümü
yıldönümü olmuş
olm uş olması gibi,
gibi, adı üçüncü olan cumhuriyet
cumhu riyet de ken
ke n
di kendisinin kutlanışı olmuştur. Bu cumhuriyetin doğrudan tarihe kay-
doluşu bir toplumda, bir yerde, kurumlarda ve politikada somutlaşma
kapasitesi kendi kimlik tanımına bağlıdır; tıpkı kendi geleneğine baş
vurması gibi. Cumhuriyetçi Gelenek! Cumhuriyet hafızasının gerçek yeri
işte burasıdır; bi
bizz bu kitabın büyük bir bölümün
bölümü n bu konuya ayırm
ayırmak
ak ister
ister
dik, yani cumhuriyetin tarihsel dönüşümüne8 değil, ama ifade edildiği
odaklara: Örneğin Parlamento söylevi, “büyük şölenlerin iletişimsel sı
caklığı", Latince kavgası, her şeyi unuttuğunuzda size geriye kalan kül
tür,, lise bitirme
tür bitirme sınavı sorularının
s orularının ddeğişmesi,
eğişmesi, Petit Larousse’un pembe say
Ulusun hafız
hafızaa sermayesine durmaksı
durmaksızınzın kö
kökk salma
salması sı on
onun
un içten içe zzay ayıf
ıf
lamasına, güçsüzlüğü ve karşılaştığı şiddet yüzünden suçlam suçlamalar
alaraa karş
karşıı da
dahaha
hassas hale gelmesine
gelm esine ned
nedenen oldu. Bi
Birr rej
rejim,
im, bi
biri
ri “garip bir bbozgun”
ozgun” (Marc
Bloch)) içinde, diğeri 1958
Bloch 1958’’de kendi AlAlbayları
bayları önün
önünde de iki ke
kezz if
iflas
las ettiğinde,
Şubatt 193
Şuba 19344 ve sonb
sonbaha
aharr 1947’de ik
ikii ke
kezz sınıra ulaştığında; M Münih
ünih’tek
’tekii “ kor
kak tesell
teselliyi
iyi”” kabulle
kabullendiğinde
ndiğinde ve Cezayir’de işk işkence
ence kam
kampanyası
panyasıylayla onurunu
tehlike
tehlikeye
ye sok
soktuğ
tuğun
unda
da;; yıll
yıllar
ar boyunca, bakanlığın
bakanlı ğın istikrarsı
istikrarsızlığı
zlığı,, par
parlam
lamen en
44 HAFIZA MEKÂNLARI
10)
10) Bk : Örneğin Cum
Cumhurb
hurbaşkan
aşkanıı Vin
Vincen
centt Au
Auriol’ûn
riol’ûn old
oldukç
ukçaa açık anlaşılır anıları, Morı
orı
1947-1954, Paris, Gallimard, 1970 ve }oumcd de septennat,
septcruıac, 1947-1954, septennat, Pierre Nora ve Jacques
Ozouf yönetiminde hazırlanmış 7 cilt, Paris, Armand Colin.
CUMHURİYETTEN ULUS'
ULUS'A
A 45
11
11)) G au
auile
ile’cü
’cü ve komü
komünist
nist anıların içeriğ
içeriğii ve siyasi kullanım
kullanımıı üzerine Les France adlı dör
düncü ciltte yeniden döneceğiz, “La mémoire comme lieu de pouvoir depuis la Libération".
4 6 HAFIZA
HAFIZA MEKÂNLARI
MEKÂNLARI
yıldan bu yana tanıdığı istisnai ekonomik gelişme. Özde kesin bir öğe,
çünkü büyüme
büyüme,, cumhuriyetin kend
kendisine
isine en yabancı olan ddeğerler
eğerleree doğru
hafıza üzerinde gerçekleştirdiği ulusal uzlaşmayı başka yöne kaydırmıştır:
Ekonomi, şimdiki zaman, öngörü, tüketim, banş, sosyal, modernlik gibi;
ve bu amaçla cumhuriyetin değerlerini etkili şekilde nötralize etmeye ve
onları yavaş yavaş kullanılmaz hale geti
getirmeye
rmeye katkıda bulunmu
bulunmuştur.
ştur. Kesin
bir öğedir, çünkü siyasi açıdan önemsiz12 bir konu olan büyüme, her şeye
rağmen, Gaulle dönem
rağmen, döneminde
inde gerçekleşmiştir;
gerçekleşmiştir; Cumhu
Cumhurbaşkanının
rbaşkanının endü
endüstri
stri
yel modernleşmeyi, hafızanın retorik kullanımını benimseyen Georges
Pompidoıı’ya
Pompidoıı’ ya em ane
anett etm
etmesini
esini sağlayan garip bir görev bölüşi
bölüşiimüyle
imüyle ger
çekleşmişti
çekleşmiştir.
r. De
Demm ek ki ekon
ekonom
omikik ve politik ik
ikii sürecin h
hassas
assas ve kompleks
diyalektiği burada başlamaktadır; bu süreç çelişkili olarak modernliğin
değerlerini, eskilliğin geleneksel bannağı olan sağa teslim etmiş, ayrıca
solu eski ve kesin cumhuriyetçi değerlerin sahibi yapmıştır; ya da daha
doğrusu, eğer komünist parti ulusal düzeyde marjinalleşmeye haşlamamış
olsaydı, böyle olacaktı.
Uzun bir tarihin küçük olaylarının ötesinde, büyük sonuçlar açıktır:
Genel muvafakati tükenmiş, zayıflığı ya da zorbalığı nedeniyle eleştiriye
uğramış, daha canlı iki hafızanın rekabetiyle karşılaşmış, başka değerlere
önem
öne m verilmesiyle yansızlaşmış ulusa
ulusall cumhuriye
cumhuriyetçi
tçi hafıza, canlılığını yiti
yitir
r
miştir. Eskiden büyüklüğünü devletin, ulusun ve toplumun hafızası olma
sından alıyordu. Devlet biçimi üzerinde anlaşma mı? Razı olunmuştur.
Ya ulus?
ulus? Ortalama demokratik güç konumunu, yol yol ggöste
österici
rici dünya gücü
gücünn
den alır. Ya toplum? Çoğunlukla toprağa bağlı ve tutucudur ve üçüncü
sıraya yerleşmiş, kendi haline bırakılmıştır. Bu üç mekân kendi özellikle
rini yeniden kazanmışlardır. Cumhuriyetçi hafızanın artık belirli altın
stoğu güvencesi yoktur. Onun da enflasyonu ve develiiasyonu olmuştur.
12)
12) Bıı
Bıı hususta, François Fourquet'nin
Fourqu et'nin derleyip sun JuğuJuğ u söyleşiler
söyleşiler çok aydınlatıcıdır,
aydınlatıcıdır, Les
Cornpıes de la puissance,
pui ssance, histoire plan, Paris, Recher
histoire de la conıptabilite nationale et dit plan, Paris, R echerches
ches Yayınevi,
Yayınevi,
1980.
CUMHURİYETTEN
CUMHURİYET TEN ULUS
ULUS A 4 7
4 8 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂNLAR
MEKÂNLARII
bakış belirir. Vasat güce sahip Fransa, tarihiyle büyük kalmıştır; o halde
bu tarihi neden işlemesin ki?
İki büyük dönem kapanıyor: Başlayan dönemde cumhuriyet öncelik
li çalışma konusu haü haüne
ne gel
geliyor.
iyor. Cumhuriyet
Cum huriyet artık ne hararetli bir savaşım
ne de alışkanlık
alışkanlık iiçine
çine kök salmış gelenek olarak görülmektedir: O lsa olsa
bir hafıza mekânıdır.
1984
Bir yer, Sorbonne, bir isim, Lavisse, bir yapıt, 27 ciltlik Fransa Tarihi:
Tarihi:
Bu üçü de, yüzy
yüzyıl
ılın
ın dönem
dön emecinde
ecinde tarihin ulusal hegemonyasını
hegemon yasını yorumla
maktadır.
Yüksek öğrenimin yeniden ve çabucak
çabu cak yap
yapılandm
ılandmlması
lması sırasında tarih
tarih
bilimi 25 yılda en büyük payı almıştır1. Tarihi sadece edebiyat fakültele
rinde ders olarak okutmuyoruz; bu fakültelerde bile öğrenci sayısı sadece
* Pietas crga patriam: Vatana iman, (ç.n.) Uç kişiden özellikle yararlandım: Alice Gérard
dikkatimi Lucien Herr arşivindeki birçok kaynağa ve özellikle Lavisse’in kendi eliyle düzelttiği
Devrim nüshaları üzerine çekti; Christophe Charle basılmamış Dictionnaire biographique des
professeurs de la Faculté des lettres de Paris’nin (Paris Edebiyat Fakültesi profesörleri özgeçmiş
«özlüğü) ikinci cildini ve Lavisse'in Sagnac’a yazdığı on beş kadar mektubu kullanmama imkân
taradı; Victor Karady, L'Élice universitaire littéraire au XIXe siecle (XIX. yüzyıldaki üniversiteli
edebiyat seçkinler topluluğu) hazırlık fişlerini kullanımıma sundu. Onlara ve Hachette eski
elyazmalan sorumlusu M. Lanthoinette’e içten teşekkürlerimi sunuyorum.
1) Yüksek
Yü ksek öğretimin işle
işleyişi
yişi için Antoine
An toine Prost'dan hareket
h areket edeceğiz. L'Enseig
L'Enseignement en France,
nement
1800-1967,
l'enseigne Paris,
l'enseignement
ment et de Armand
et Colin,
l’éducation,
l ’éducation, 1968DevelaLouis-Henri Parias républicaine
yönetiminde, Histoire générale de
cilt: 111, Révolution à l'école 1789-1930, Franç
Françoise
oise
5 0 HAF
HAFIZA
IZA MEKÂN
MEKÂNLARI
LARI
1888 den 1908’e kadar olan yirmi yılda iki bin beş yüzden kırk bine çık
mıştır
mıştır;; yyalnı
alnızca
zca Ecole Norm
Normaleale Supérieure,
S upérieure, Collège de FFrance
rance ve ÉÉcole
cole des
Chartes’ta değil, aynı zamanda çok yeni ve haklı bir prestij sahibi olan
kurumiarda, örneğin I8 I868
68’’de kurulan Ec
Ecole
ole Pratiq
Pratique
ue des Ha
Haute
utess Etudes’d
Etud es’dee
(Uygulamalı Yüksek Öğretim Okulu), 1872 tarihli yeni Özgür Siyasal
Bilgi
Bilgiler
ler Ok ulu
ulu’nda,
’nda, 188 l ’dc kurulan ve en yyeni
enisi
si ol
olan
an Louvre OOkuku lu’nda.
Örneğin 1880’li yılların başında Paris’i ziyaret eden Belçikalı genç üni
versite öğrencisi Paul Frédéricq’in sevinci anılmaya değer: “L’Ecole des
Chartes benim için benzeri olmayan bir kurumdur. Paris’te Uygulamalı
Yüksek Öğretim Oku O kulu’nda
lu’nda en sağlam, en eks eksiks
iksiz
iz ve gerçekten en bilibilim
m
sel tarih öğretimi verilmektedir.”2 Başka hiçbir disiplin böyle bir itibara
sahip değildir. Tarih biliminin kökleri ilköğretim sıralarına uzanır, bütün
zihni
zihniyeyett orada işlenir1
işlen ir1;; dah
dahaa son
sonra
ra dış
dışand
anda,a, eni konu A Atina
tina okulu
o kulu (kurul
(kuruluşuş
tarihi 1846) modeline göre düzenlenmiş birçok araştırma enstitülerinde
gelişir: 1876’da Roma, 1890’da Kahire okulları, 1901 ’de Hanoi’de açılan
Uzak Doğu Fransız Okulu, Floransa’da (1908), Madrid’deki okullar, İs
panya Yükse
Yüksekk Öğrenim Okulu (190 (1909),
9), Saint-Petersbı
Saint-Petersbıırg ırg Enstit
Enstitüsü
üsü (1912),
(1912 ),
Londra Enstitüsü (1913). içeride, bilimle uğraşan geleneksel grupların
yanıı ssır
yan ıra,
a, Fransı
Fransızz Devrim Tarihi Topluluğu (1888) ve M od odern
ernTaTarih
rih T o p
luluğu (1901) gibi dönemleri, Fransız Sanat Tarihi Topluluğu (kuruluşu
1876, yeniden düzenleniş tarihi 1914), Hukuk Tarihi Kurumu (1913),
Fransız
Frans ız Ki
Kilise
lise Tar
Tarihi
ihi Kurumu (1914 (1914)) gib
gibii bbell
ellii konulan işl
işleyen,
eyen, bell
bellii ko
konu
nu
larda uzmanlaş
uzmanlaşmışmış kurum ve topluluklar vardır; bunlardan başk b aşk a öörneğin
rneğin
Robespierre Araştırmaları Topluluğu (1907) gibi bir cek kişiyi araştıran,
daha da uzmanlaşmış bilimsel araştırma gruplan oluşturulmuştur. Yine
LAVlSSE'İN FRANSA
FRA NSA TAR
TARİHİ
İHİ:: PIETA
PIETASS ERGA PATRİAM 51
Seign
Seignobos’nun
(Tarihobos’nun hiç elden
elden
araştırmalarına düşürülmeyen
giriş, Introduction
1898) kitabının aux études
ilk cümlesidir bu.historiques
Ve daha
sonra Julien Benda Dreyfus’ten yana tavır alışının sebeplerini açıklarken,
bunu “matematik ve tarih öğretisinden edindiği(m) yöntem inancı”yla
. açıklaya
açıklayacaktır.6
caktır.6
Yöntem: Yeni ekolün anahtar sözcüğü bizzat oluşumunun bütün bi
çimlerini belirler. Bu sözcük ifadesini araştırmanın küçük bölgeler halin
de düzenlenişinde bulur; bu yolla öğrenciler sınav programıyla sınırlan
dırılır, öğrenci dernekleri kurulur, bu derneklerin önderleri tarihin büyük
leridir; 1893’te sıradan bir eğlenceye dönüşen Bullier’deki sefil bir balo
4) Bkz. Bibliographie générale des travaux historiques et archéologiques publiés par les sociétés
savantes de lu France, R. de Lastcyrie, E. Lefèvre-Pontaiis
Lefèvre-P ontaiis ve A. Vidicr
V idicr ile birlikte, 6 cilt, 1886-
1886-
1904, üç cildi 1901-1902 arasında tamamlanmıştır.
5) Leçon d’ouverture au cours d'histoire du Moyen Age à la Faculté des lettres de Paris, 1881.
6) Julien Benda, La Jeunesse d'wt clerc, Bernard Grasset, 1931, s. 196.
7) Bkz. A. Ptosr’a yazdığı istifa mektubu, a.g.y., s. 242. "Böyle davranarak Üniversite ve
Cumhuriyet düşmanlarının eline koz verdiğinizin farkında değil gibisiniz..."
52 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂ
MEKÂNLA
NLAR!
R!
nında yaralı asker kadar” vatana hizmet ettiklerini ilan eder. Şöyle bir
bilanço çıkarır ortaya:
Yirmi beş yıldan bu yana, ele alınmayan hiçbir tarih dönemi, dünya
ülkesi
ülke si yoktur; uzm anlaşm
anlaşmaa o ka
kadar
dar ile
ilerle
rledi
di ki, tar
tarihimiz
ihimizin
in her bölümü,
Roma imparatorluğunun ya da eski Yunan dünyasının her bölgesi,
kendi görevlilerine, kendi elçilerine ve yasasına sahip, yani bir ho
cası, öğrencileri, yöntemi olan tarihsel bir taşraya dönüştü8.
Büyük felaketlere
Büyük felaketlere neden olan 1870-1871 savaşı, kaybeden FransaFran sa içi
için
n
bir uyarıcı olmuştur. Yıkıntıları onarmak, kaybolan zamanı çalışarak
yeniden
yenide n kazanmak,
kazanma k, bütün alanlard
alanlardaa dah
dahaa sağlam bir
bir ffaaliyet
aaliyet ve eenerji
nerji
ortaya koymak gerekiyordu. Bilimler yeni bir canlılık kazandı, tarih
de bunlar arasında yer almak
almaktadır.
tadır. Dah
Dahaa sonra 4 Eylü
Eylüll 1870’te impa
ratorluğ
ratorluğuu reddeden Fransa, her tür monarşik yeni
yeniden
den yapılanm
yapılanmaa giri
giri
şimini geri püskürtmüş ve 1875’te cumhuriyet yönetiminin tanındığı
anayasa kanunlannı benimsemiştir.
Tarihin bu yeniden dirilişini kaydedecek, harekete geçirecek ve
çalışma arkadaşlarına her türlü düşünme özgürlüğü vererek, her din
LAVISSE'İN
LAVISSE 'İN FRAN
FRANSA
SA TAR
TARİHİ:
İHİ: PIET
PIETAS
AS ER G A PATRIAM 5 3
Burada safça övgülerle dolu bir anlatım olmasının pek önemi yok.
Nispeten ölçülü, nispeten lirik ve kanıta dayalı bu üniversiter-yurtsever
nakarat
nak arat,, saygı,
saygı, anma
an ma,, biyografi
biyografikk anılar ve ölüm haberleriy
haberleriyee -önem siz bir bir
tür, ama tamamıyla tarihsel bir cür- dolu büyük bir edebiyat çağını katet-
miş, bu çağa mührünü basmıştır. Yüksek öğretim yapısının oluşmasının
yirmi beş yıllık fon müziği işte bu hafızanın sürekli hatırlamşıyla yapılır.
Hautes Etudes’ün ve Revue Historique'in
Historique'in kuruluşu gibi anahtar tarihler,
üniversitelerin kuruluşu için verilen mücadele gibi iz bırakan dönemler
vardır. Duruy’den Liard’a, Albert Dumont’dan Octave Gréard’a, kahra
man kurucu
kur ucular
lar vardır.
vardır. Fransız üniversiteleriyle
üniversiteleriyle A lman
lm an üniversiteleri,
üniversiteleri, yyeni
eni
ve eski Sorbonn
Sorb onn e gibi alışılage
alışılagelmiş
lmiş kıyaslama noktaları gibi gibi ortak m ekân
ekân
lar
lar va
vardır.
rdır. Başlangıçtaki
Başlang ıçtaki tetezz savunm asından
asınd an emekliliğe kadar, üniversi
ün iversite
te
lerin açılış konuşmalarında vurgulanan kutsal takvimi vardır. Bu hafıza
nı
nınn durak nok talan vardır; örneğin
örneğin 1889’
1889’da
da Sorbonne’u
Sorbo nne’un n yeni
yeni binal
binaların
arının
ın
açılması gibi: Tablolan ve freskleri hafızayı geniş bir duvar yazıtı haline
getirmiştir; bu duvarda Ambroise Pare ve Robert de Sorbon gibi atala-
nn, Claud
C laud e Bernard,
B ernard, Emile Boutroux,
Boutroux , René
Ren é Goblet
Gob let ya da Ernest Lavisse1
Lavisse 10
gibi yeni üniversite kültürünün ileri gelenlerinin portreleri yan yana yer
al
alır.
ır. Zaten bu nlan
nla n bir şölen haline getiren de Lavisse
La visse’i’in
n hatırasıdır; yabancı
öğrencilere veda sırasındaki o “kadife berelerle, gümüş saçaklı takkeler,
kırmızı satenli tokalar, siyah püsküllü kasketler, beyaz sorguçlu kısa ke
narlı
na rlı başlıklar,
başlıklar, her renk eşarplar, antika
an tika bayraklarla büyük ırklann özel
likle
liklerin
rinii taşıyan bu binlerce gençgen ç sima”
sim a” 11 karşısında kendinden geçen g eçen de
odur. Kendi tarihine sahip şaşırtıcı derecede Boulanger’ci bir söylem;
am a bu söylemde
söylemde en samimi kanı ve inancının, düşüncesinin bizza bizzatt özünün
özünün
bulunduğunu söylemek abartılı olmayacaktır:
5 4 HAFIZA
HAFIZA MEKÂNLARI
MEKÂNLARI
Bilim ve
ve felsef
felsefee hayati birçok
birç ok konu üzerinde bbiz
izii içine düşürdü
düşü rdüğü
ğü büyük
kararsı
kararsızlık
zlık yüzünden insanın etkinlikleri, aracı
aracısız,
sız, görülebilir ve elle tu
tulur bir malzemeye kavuşturulmazsa, yok olup gider. Şunu iyi biliyo
rum ki,
ki, eğer doğduğum toprağa olan sev
sevgiy
giyi,
i, atalann
atala nn büyük hatır
hatırasını,
asını,
onların
onların düşü
düşüncelerinde
ncelerinde ve eylemler
eylemlerinde,
inde, tarihleri
tarihlerinde
nde ve efsanelerinde
kendi ruhumu bulma sevincini içimden çekip atsam; eğer kendimi kökü
karanlıkta kaybolmuş ve geleceği belirsiz bir bütüne mensup hisset
mesem; ulusa
ulusall marşın çalmışın
çalmışındada kal
kalbi
bim
m hı
hızl
zlaa çarpm asa; bayrak kkarşı
arşı
sında, ıtırlı tütsü ve bazı günler kurban isteyen bir tanrıya tapan kişinin
sofuluğunu hissetmesem; ulusal
u lusal acılan unutsam, gerçekte ne olacağımı,
bu dünyada ne yaptığımı
yaptığımı bilemezdi
bilemezdim.m. Varoluş
Varol uş nedenim
nedenimii kaybederdim.
Patron Lavisse’ti. Lavisse’i onun yeni tarih konusunda alter ego’su ego’s u
olan Gabriel
G abriel M on od
od112ile ka
karşılaştmrsak
rşılaştmrsak gerçek yyeri
erini
ni ve stratejik rolünü
ölçebiliriz. 1865’te öğretim üyeliği (agrégation) sınavının yarış çizgisinde
yan yanadırlar. Buna karşın Monod birinci, Lavisse ikinci olur. Ama,
onların hem oldukça yakın ve hem farklı hayatları III. Cumhuıiyet’in
üniversiteyi fethedişinin iki kutbunu açıkça gözler önüne sermektedir.
Lavisse tarihin bilimsel olarak yeniden oluşumuna doğrudan katılmadı,
Ecole des Ch
Chartes
artes ya da H Haut
autes
es E
Etud
tudes’e
es’e hiç gitmedi. 1884’teki ttek
ek m
maka
aka
lesi Revue historique'te
historique'te V. Charles zamanında krallık idaresi üzerinedir.
Onun alanı üniversite, siyaset, yayın dünyalarının dışında yer aldı. Mo-
no
nod’nun
d’nun
Rente payına is
ise
historique-,
historique-, e Fagniez
Alfred ile
ile ba
R am
Ram bozu
bozuştuk
bau ştuktan
u d11 iletan
d11 ilkksonra
il yardıtek
mcıidareci
yardımcı idarec
öğretmi olarak
enlik kaldığı
öğretmenlik yapt
yaptığı
ığı
12
12)) Charles Bémont'un Gabriel Mo Monod
nod’nun
’nun anısı üzer
üzerine
ine yaz
yazdığ
dığıı yazı
yazı,, “Gab
“Gabriel
riel Munod
Munod",
",
Annuaire 1912-1913, Ecole pratique des haures études, s. 5-27; Charles Bémont ve Christian
Pfister, “Cabriel Monod" Revue historique, no: 110, Mayıs-Ağustos 1912; Albert Delatour, Notice
sur la vie et les travaux de M. Gabriel Motiod, Institut de France, Académie des sciences morales
et politiques,
politiques, 191
1915.
5. B
Bkz.
kz. Ayn
Aynca
ca Ma
Martin
rtin Siegel, Science and the Historical imagination: Patterns of
French Historical Thought, 1866-1914, Ph. D., Colombia Universcy, 1965 ve Charles-Olivier
Carboneil, Histoire et historiens, uııe muuirion idéologique des historiens français, 1865-1885, Tou
louse, Privât, 1976, s. 490-453. Benjamin Harrison’un basılmamış tezi: Gabriel Monod and the the
Professionalization of History m France, 1844-1912, Ph. D„ Univcrsty of Wisconsin, 1972.
13
13)) Alfred Rambaud hakkında, bkz
bkz.. Paul Vidal de La Blache, Notice sur la vie et les oeuvres
de M. Alfred Rambaud, Mémoires de l’Académie des sciences morales et politiques de l'Institut
de France, cilt. XXVII, 1910: aynı zamanda, anı yazısı notu olarak, Gabriel Monod, Revue
historique, Ocak-Şubat 1906.
LAVISSE'İN FRANSA
FRAN SA TAR
TARİH
İHİ:
İ: PIET
PIETAS
AS ERGA PAT
PATRIAM
RIAM 5 5
14
14)) Bkz. Gabri
Gabriel
el Mon od, La Chaire d'histoire au Collège de France leçon d’ouverture; Revue
Monod,
politique et littéraire ve Revue scientifique (Revue Bleue) yayınları, 1906.
15)
15) Bkz. Gabriel Mono
Monod, 1 Vie et la pensée de Jules Michelet, Collège de Francc'ta verilmiş
d, m
ders, Paris, Clrampion, 1923.
5 6 HAFIZA
HAFIZA MEKÂNLARI
ni unutturmayı
unutturmayı çok iyi başarm ış ve onun Dreyfus dava davası sı hak
hakkında
kında bek
bekle-
le-
görcülüğü sol entelektüelin merkez kişisi Lucien Herr’in sempatisini ka
zanmaya da engel olmamıştır16. O gücünü, prestijini ve töresel otoritesi
ni gerçekte bilimden yyaa da politikad
politikadan
an değil ulusal eğ eğitimin
itimin yeniden ca can
n
lanmasına sürekli,
sürekli, canlı ve sap
saplantısa
lantısall biçimde kendini vermvermesinden
esinden alır
alır..
Onun sıradan olmakla birlikte son derece temsil gücüne sahip yetkisini
oluşturan şey de budur. Zira Lavisse, hemen hemen örnek bir biçimde,
kendi üniversite kuşağının bütün varoluş deneyimlerini diğerlerinden daha
uzun zaman boyunca ve daha tam olarak yaşamıştır; çünkü başlıca dört
önemlii çağdaş
öneml çağdaşının,
ının, Vidal de la Blache (184(1845-1918
5-1918), ), Gas
Gaston
ton Paris (1839-
1904)l7, Alffed Rambaud (1862-1905) ve Gabriel Monod'nun (1844-1912)
birbiri
birbiri ardına ölüm
ölümlerine
lerine ta
tanık
nık oolmuş
lmuş ve AArm
rmistic
istice’i
e’i iz
izle
leye
yenn 4 yıl
yılın
ın son
sonund
unda,
a,
ölümünden önce, yoğun ateş altında Histoire de France contemporaine’in
contemporaine’in
(Çağdaş Fransa Tarihi) 9 cildinin yayımlandığını görebilmiştir; yapıtın son
cildi ola
olann La Grande Guerre
Guerre (Büyük Sava
Savaş)ş) hayata geçi
geçirdiği
rdiği ulu
ulusal
sal hal
halkayı
kayı
tamamlamıştır. Lavisse’in kökleri derin Fransa’ya uzanır ve o bu tarihi,
istila hatıralanyla işlenmiş bu Picardie toprağında, önce bedeniyle sonra
da bilimle yaşamıştır. 23 yaşında, liberal bakanın oğlu ve okul arkadaşı
Albert'in kendisine takdim ettiği Victor Duruy'e bağlanan Lavisse, ilk
yenilikçi hareketin merkezinde yer alır. Tam bir deneyim; bu deneyim
sayesinde, örneğin, Geoffroy Zeller ve Thenot’nun Rapport au ministère ministère
sur les études historiques’in
historiques’inii (Tar
(Tarih
ih araştı
araştırmaları
rmaları üzeri
üzerine
ne bakanlığa sunulan
rapor, 1867) daha yakından tanımıştır; yapıtın ilk giriş cümlesi geleceğe
mal olacak cinstendir: “Sadece geçmişin tarihi vardır, şimdiki zaman si
yasete, gelecek zaman Tann’ya aittir”; ayrıca yüksek öğrenimin büyük
sefaletini
sefal etini ve Alm
Alman an üniversi
üniversitelerini
telerinin
n gerçek durumunu aç açığa
ığa vuran 1867
tarihli Enquête'i
Enquête'i de yakından tanımıştır. Arşivindeki belgeler arasında
Heidelberg’den
Heid elberg’den gelmiş bir Fransız öğrencinin mektubu da bbulu ulununur1
r188; onun
eyleminin ana motifi olacak olan altı çizilmiş anahtar kelimeler vardır bu
mektupta: “hocalarla sıkı ilişki”, “ders sadece aksesuardır, öğrenci labo-
ratuvarda
ratuva rda yet
yetişir”,
işir”, “derin pratik tecrü
tecrübe”
be” , “ayrınt
“ayrıntılar
ılar bi
bilimi",
limi", ““bizz
bizzat
at olayl
olayla-
a-
16) Bk:. Charles Andler, Vie de Lucien Herr, Paris, 1932 ve Daniel Lindenberg, Le Marxisme
introuvable. Paris, Calmann-Lévy, 1975.
17)
17) Gaston Par
Paris
is hakkında, M Maurice
aurice Croiset, “Notice sur la vi viee et les travaux de M. Gaston
Paris", Biblio
Bibliothèque char tes, 65 (1904), s. 141-173 ve Gabriel Monod, Gaston Paris,
thèque de l’école des chartes,
1903.
18) Papiers Lavisse, Bibl. nat. -N.a.f. 25 165- 25 172, Millardet'den Eğitim Bakanlığı
bölüm şefi Du Mesnil’e mektuplar, N.a.f. 25 171 2, f 325.
5 8 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂNLA
MEKÂNLARI
RI
tarihi
tarihiyle
yle anlayabilen bi
birr Fran sa’y
sa’yıı geçm
geçmişten
işten ko
koparan
paran D evrim
evrim’de
’de görmek
görmek
tedir:
24) Beş yıl aralıklarla, Lavisse Armand Colin'de önemli düşüncelerini yayımlamıştır. Hep
si okunmaya değe
değer:
r: Questions d’enseignement national, 1885, Etudes et étudiants, 1890 ve A propos
de nos écoles, 1895.
25) “L’enseignement historique en Sorbonne et l’éducation nationale", ilk olarak 15 Şubat
1882’de Revue de Deux Mondes’da
Mondes’da da
dahh a sson
onra
ra Questions d'en
d'enseig
seigne
neme
ment
nt national'da yayımlanmıştır.
LAVISSE’İN
LAVISSE’İN FRANSA
FR ANSA TARİH
TARİHİ:
İ: PIETA
PIETASS ERGA PATRİAM 5 9
burumlar
bir devrimüzerinde
üzer inde edeğ
biçimiyl
biçimiyle değildi
ildi.. edilm
tehdit Dreyfu
Dreyfuss dav
edilmedendavasın
eden asından
dan hemen
karşı-devrim
karşı-devrimci sonra, henüz
ci tehlikenin ye
yeni
kesinl ni
kesinlikle
ikle
üstesinden
üstesi nden gelmiş görün
görünenen CumCumhuriyet
huriyet üzer
üzerine
ine politik bi
birr odaklanmaydı
bu.. V ata
bu atand
nd aş, tarihçi ve yurtseverler ürete
üretecek
cek fabrika olarak eğirim üüzeri
zeri
ne işlevsel odaklanmaydı. Uzman tarihçilerin yer alacağı meslek üzerine
60 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂN
MEKÂNLARI
LARI
Gerçekleştirilen ulus
LAV ISSEÏN
ISSE ÏN FRANS
FRANSAA TA
TARİ
RİHİ
Hİ:: PPİET
İETAS
AS ERGA
ERG A PATRİAM 61
leri karşısında silindiği bir çağı ve 16. yüzyılda “kusursuz tarih” tarihçile
rini
rininn Destan
Destan,, Belaga
Belagatt ya da ŞŞiir
iir üs
üslub
lubuu karşısı
karşısında
nda “va sat üslüp” diy diyee ad
landırdıkla
landır dıkları
rı şeye dönü
dönüşüşü başlatmıştır: C Cam
amille
ille Jullian
Jullian’ı’ın
n dediği gi gibi,
bi, “en
çekici tarih, belki de tarihçinin en az görüneceği ve okuyucunun dikka
tinin da
daha
ha do
doğru
ğruda
dann gerçeği
gerçeğinn aanlatımına
nlatımına çekileceği tarihti
tarihtir.2
r.288’’ M ichelet
hakkında, özellikle gece fantazmalan başta olmak üzere her şeyi biliyo
ruzz. Lavisse ya da çalışma ark
ru arkadaşlan
adaşlan nda
ndann herhangi birbirii hakkmda
hakkm da ne bbir ir
günlük ne de Fransa Tarihi'ni daha
Tarihi'ni daha iyi anlamamızı sağlayacak başka bir
şey kalmıştır. Buna karşın bu yapıt, hazırlanış ânından ve ona hâkim
olan Almanya ve Cumhuriyet demokrasisinin derinlemesine kök salması
gibi parametrelerden kesinlikle kopanlamaz29.
Gerçekten
Gerçe kten de 1870 savaşı
savaşı,, Alm anya’ya FFrans
ransızız düşüncesind
düşüncesindee ve onun
kimliğinin
kimliği nin belirlenmesinde ayn bir rol vermiştir. Bu Almanya Alm anya,, artık esin
kaynağı
kayn ağı büyük ataların AlmAlmanyanya’sı
a’sı değil
değildir;
dir; M ich
ichelet’nin
elet’nin (“
(“Benim
Benim Alm an
ya’m beni yalnız soruları derinlemesine geliştirmeye itmiştir.”), Taine’in
ve ikinci imparatorluk döneminde Renan’ın ya da Littré’nin desteğiyle,
“bilimsel ve filolojik hareketin” sızmasını sağlayan 1858 tarihli L a Revue
germanique dergis
germanique dergisini
ini övdükleri Almany
Almanyaa değildi
değildir.r. A
Alman
lmanya,
ya, şüphesi
şüphesiz,
z, ana
entelektüel
entel ektüel rekabet faktör
faktörüü olarak kala
kalacaktır
caktır.. Sav
S avaş
aş Alm any
anya’a’sı
sı ve AJsace-
Lorraine’in ilhakı,
ilhakı, ssadec
adecee vvat
atan
an sevgisi
sevgisinin
nin duygu yüklyüklüü bir canlanışına yol
açmamış,
açmam ış, fakat, derinlerde, biz bizza
zatt ulusun yenide
yeniden n tanımlan
tanımlanmasına
masına neden
olmuştur. Bu tanımlama köklü biçimde yeni olmasa da, ulusun kendi
tarihi üzerine yeniden bakmasını sağlayan organik bir doktrin bütünü
sayıl
sayılabi
abili
lir.
r. Bu bakış, Mon
Monımsen’
ımsen’inin “A lsace A lmlmanan mı Fransız mı?” (1870)
biçimindek
biçimindekii sorusuna FustelFustel'in
'in ve
verdi
rdiği
ği cevapta ya da Re Renan
nan’’ın “Ulus ne
dir”? (1882) adlı ünlü konferansındaki gibi açıkça ortaya çıkmaktadır:
Bir ulus, bir ruh ve manevi bir ilkedir. Gerçekte, bir bütünü oluşturan
iki şey bu ruhu ve bu manevi ilkeyi meydana getirirler. Biri, geçmişte,
diğeri
diğe ri şimdiki zamandadır. Biri
Biri,, zeng
zengin
in anı m
mirasını
irasını ortakç
ort akçaa sahiplen
sahiplen
me; diğeri günlük nza, birl
birlikte
ikte yaşam
yaşamaa arzusu, bölünmez kabul ettiğimi
ettiğimizz
mirası değerlendirmeyi
oluveroıez. sürdürme
Birey gibi ulus, arzusu. Beyler,
emek fedakârlık insandolu
ve özveri hemencecik
uzun bir
62 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNL
MEKÂNLARI
ARI
bi
birr şekilde
daşı nasıl
Vidal de la açıklamalı?
açıklama lı? istediği
Blache'tan Lavisse,
Laviss e,Tableau
bizzat
bizzat entelektüel
entelek tüel kişiliği
kişiliğinin
de la géographie’ yinin tekkoyar
girişe yan
yan
30) Ernest Renan, “Qu'est-ce qu’une nation.'", 11 Mart 1882'de Sorbonne’da verilen kon
ferans, Oeuvres
Oeuvres com
complè
plètes
tes,, Paris, Calman-
Calm an-Lév
Lévy,
y, 1947, cilt.
cilt. 1,
1, s. 887-907.
887- 907.
31) Tableau
Tableau de la géographie de de lu France et Louis XfV, Paul Claval'm giriş bölümüyle ilk
olarak 1979'da, ikinci kez 1978’de Roland Mousnier'nin giriş bölümüyle Tallandier’de tekrar
yayımlandı.
LAVISSE'İN
LAV ISSE'İN FRANS
FRANSAA TAR
TARİHİ
İHİ:: PİE
PİETAS
TAS ERGA PATRİAM 6 3
6 4 HAF
HAFIZ
IZA
A MEKÂNLAR
MEKÂNLARII
66 HAF
HAFIZ
IZA
A MEKÂNLARI
bizzat
bahçeninkendi olabilirlik
tarihini şartlarının
dışlamıştır. tarihselliğini
Arşivlere, dışlamıştır. Saray
koleksiyonlara, tarihi, dış
kütüphanelere,
müzelere gösterilen ilgi deruni âlimlerin bir uzmanlığı olarak kalmıştır;
aynıı şek
ayn şekilde
ilde hafıza tarihi bunu, bugün bur burada
ada özellikle
ö zellikle yer aldığı şek
şekliyl
liyle,
e,
sadecee tari
sadec tarihyazı
hyazımını
mının n yo
yollanna
llanna taşı
taşıyabil
yabilmiştir.
miştir. Arşiv araştırmacılığ
araştırmacılığına
ına dair
hafıza, tarih biliminin
bilimi nin bizza
bizzatt kuru
kuruluşun
luşunaa fazlasıyla ağırlığını vermiştir, öyle
ki bunların birleşme koşullarını belirleyemeyiz.
6 8 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNL
MEKÂNLARI
ARI
arşivlerin
arşivleri n karşılaşma
karşılaşması, sı, ağır,
ağır, beklen
beklenmed
medik,
ik, her zaman tuzağa maruz kalmış
ve tek yönlü bir geçmişe sahiptir. Şurası bir gerçek ki, arşivciliğin yayıl
ması tarihinkine paralel olmuş ve 18.30’dan hemen sonra, yirmi yılda,
bütün
bütü n Av
Avru
rupa
pa’y’yıı etkilemeye başla
başlamıştır:
mıştır: 183
8311 ’de Bükre
Bükreşş Arşiv
Arşivler
ler vakfı
vakfı,,
I835’te
I83 5’te Gac
Gacha
hardrd ile Belçi
Belçikaka Arşivleri, 1830’da İn İngi
gili
lizz Publ
Public
ic Record A ct,
Barselona'da
Ba rselona'da arşivci Bofarull’un
Bofarull’un basıl
basılmamış
mamış doküma
dokümanlarının
nlarının yayımlanma
sının
sının başlaması, 18.54 .54’te Viy
Viyan
ana’da
a’da Osterreichische G Geschich
eschichtsforschu
tsforschungng
Enstitüsii’nün kuruluşu, aynı anda Madrid ve Floransa’da arşivcilik ve
paleografya okullarının kurulması38. Fransa’da, hareketin başlangıcı,
182 l ’de Ecole des C ha harte
rtes’m
s’m 39 kuruluşuna, d ah
ahaa ziy
ziyade
ade 182
1829’da
9’da yeniden
düzenlenmesine ve Guizot’nun faaliyetlerine kadar gider40. Ancak bun
lar aynı dönemlere rastlıyor olsa da arşivcilik tarihi temelde iki farklı
geleneğe bağlı kalır. Derebeylik hukuku uzmanlan, krallık tarihyazımcı-
ları ve Beııediktenlerin çabası ne kadar önemli olursa olsun, Muratori
gibi büyük arşivcilerin tarihçi kaygıları ne kadar derin olursa olsun; ar
şivler, onları tamamen faydalı bir kullanım için uygun gören kralların ve
prenslerin
prensle rin öz
özel
el mülkü olarak ka kalmaktaydı.
lmaktaydı. OOtoritelerine
toritelerine ve saltana
saltanatlarına
tlarına
ait evrakları korumaları, iktidarlarının ve adaletlerinin hukuki unvanla
rı
rını
nı belirl
belirlemeleri
emeleri ger gerekiyordu.
ekiyordu. İlhak olmuolmuşş ya da işgal edilmiş birçok ddev ev
letin bütiin arşivlerini Paris’te toplamak gibi acayip bir işe girişmiş Na-
polyon’a atfedilen özlü sözü bütün güç sahipleri için kullanabiliriz: “İyi
bi
birr arşivci devle
devlett içi
için
n iy
iyii bbir
ir topçu
topç u gen
generalin
eralinden
den da
daha
ha ya
yararlıdır.”
rarlıdır.” Titizlikle
denetlenen arşivlerin kullanımı idarecilerin koruması altındaydı. Arşivler
gizli silahlar, bazen elde etmek için çetin mücadele verdiğimiz gerçek
savaş makinalarıdır ve kendilerini ne kadar bağımsız görürlerse görsün-
LAVISSE'İN
LAVISSE 'İN FRANSA
FRAN SA TARİH
TARİHİ:
İ: PPIET
IETAS
AS ERG
ERGAA PATRIAM 6 9
7 0 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNLAR
MEKÂNLARII
41) Bkz. Krzysztol" Pomian, “Les historiens et les archives dans. la France du XVIIe siècle",
Acta Poloniae historien, no: 26, 1972.
42) Bkz. Dicter Gembicki, Histoire et politique à lu fin de l'Ancien Régime, Jacon-Nicolas
Mmeau (1717-1803), Paris, Nizet, 1979.
43) Bkz. Rohcrt-Henri Bauner, "La phase crucial de l’histoire des archives: la constitution
des dépôts d’archives ei la naissance de l'archiviatique (XVI*-dé
(XV I*-début
but du XI
XIXe
Xe siècle
siècle)",
)", Arc
Arc/i
/iivu
ivum,
m,
XVUI.
XVU I. cilt, 1968, s. 139-149.
LAVISSE'İN FRANSA
FRAN SA TTAR
ARİHİ
İHİ:: Pİ
PİETA
ETASS ERGA PATRİAM
PATRİAM 71
7 2 HAFIZA
HAFIZA MEKÂNLARI
MEKÂNLARI
yaptı!
mütevazıEcole des Chartes’ta
modem bir tezinEcole
tarih eğitiminin o uğursuz 1500 tarihini
des Hautes aşması
Etudes'de ve ilk
başlaması
için
için 1880’i beklemek gerekmiştir
gerekmiştir - kırk
kırk konferanstan yalnızca
yalnızca ikisi
ikisi modem
mo dem
tarihle ilgiliydi43. Fransa Tarihinin 17 cildinin altısı, yani üçte birinden
fazlası, Ortaçağ’a ayrılmıştır.
Arşiv il
ilee Ortaç
Ort açağ
ağ arasındaki
arasındak i ilişki
ilişki sadece
sade ce uygulama düzeyinde değildir.
değildir.
Bu bağ, hem sebep hem başlangıç sıfatıyla, en yakını en uzağa bağlayan
bir bilgikuramından
bilgikuramın dan da daha
ha fazlasını içerir.
içerir. Bu bağ, her tür tefsir çalışma
çalış masınd
sındaa
doğal olarak bulunan köken açıklaması saplantısını aşar. Marc Bloch
daha o zamanlar uzak mesafelerle ilgili bu zavallı sarhoşluğun arkasında
gizlenen çıkarcı felsefeyi şöyle ele veriyordu:
D aha
ah a da uzağa
u zağa gi
gidil
dilebi
ebilir
lir.. Metin bilimi
bilimiyl
ylee ustaca
usta ca saklanmış
saklanm ış bu “tuh
“ tuhaf
af
m erakta”
erak ta”,, belgeye
belgeye bağlılıkta ve pozitivistlerin
pozitivistlerin tarihin olsa olsa
ols a ondan
ond an ibarer
ibarer
olduklarına inandıkları arşiv disiplininde meslek birliği haline gelen bir
tarihin kuruluşunu ve yetkisinin gücünü görmek gerekir. Chartes’çılann ve
44) Charles Brniba nt, “Souvenirs sur Georges Bourgin", Revue historique, CCXXI 1959.
Brnibant,
45) Abel Letianc’ın “L'histoire des idées au XVIe siècle” ve R. Reuss’in “L'Alsace sous
l'Ancien Régime” söz konusuydu.
46) Marc Bloch, Apologie pour l'histoir
l'histoiree et le métier d'hisumen, Paris, Armand Colin, 1959, s.
7. Kitap Georges Duby’nin girimiyle 1980’de yeniden basılmıştır.
LAVISSE'İN
LAVISS E'İN FRANSA TARİ
TARİHİ:
Hİ: PIETAS
PIETAS ERGA
ERG A PATRIAM 7 3
O rtaça
rta çağ’cılan
ğ’cılannn en büyüklerini
büyüklerinin,n, bütün tarihçilerin arasında
arasın da Dreyfus olayına
ilk
ilk el atmış olm alan,
ala n, tamame
tam amen n dik
dikkat
kat çekici bir durumd
duru mdur4ur477. Paul Meyer,
Gaston Paris, Gabriel Monod ve niceleri uzman ve ahlaki otorite olarak
basın ve adliye gündemini bir süreliğine ele geçirmişlerdir. Esterhazy’nin
beraat ettirilmesinin ertesi günü, Le Siècle Siècle ilk sayfasına şöyle bir başlık
atar: "Bir tarihçi tanıklık ediyor.” Enstitü üyeüyesi si Arthu
Art hurr Gir
Giry,
y, albayın
albayın itira
itirafa
fa
başladığı aynı
aynı gün Hen
Henry’ni
ry’nin
n yalanını ortaya koymak için en ço çokk denenmiş
metin eleştirisine
eleştirisine dayanır. İlk
İlk Zola davasında
davasın da Ecole des C Chh ar
arte
tes’ı
s’ın
n müdürü
ve ölümünden önce Examen critique du bordereau'yu
bordereau'yu (Eleştirel belge in
celemesi) yazmış Auguste Molinier ile birlikte ifade verir. Onlann bu tür
ideolojik eylemlerini mesleki otoritelerinden nasıl
nasıl ayırt edebili
edebiliriz?
riz? Gen
Genelci
elci
Lavisse’in
Lav isse’in birleş
birleştirici
tirici bekle-görcülüğü
bekle-görcülüğünün
nün tam aksid
aksidirir bbu.
u. Belgenin, diplo
manın ve sicillerin kullanımı, tarihçinin "sembolik servetinin” kalbi ol
muştur uzun süre. Arşiv sadece “kaynaklar saplantısını” değil, ama “kay
nağın” düzdeğişmeceli kullanımını da dayatmıştır.
Ancak arşivin temel etkisi bu değildir; arşiv, tarihsel yapıtlarda ani
den bir pad
padam
amayayaa yol açmamış
açm amış olsa
ols a da, bir anda
an da bir genişl
genişlemeyi
emeyi sağl
sağlamıştı
amıştır.
r.
Clovis ve Merovenjiyenleri anlatmak için Fauriel ve Pétigny’nin yaptığı
gi
gibi
bi kkörı
örııı körüne GGrégoire
régoire de To Tour
urs’a
s’a başvu
başvurmak,
rmak, üsteli
üstelikk buna
bun a bir de sahte
Frédégaire’in
Frédég aire’in yazı ları ya da Liber histor
yazıları historiae
iae Fra
Francon
ncontm
tm gib
gibii açıkça ço
çokk daha
sonraki yazıl
yazıları
arı eklemek bi birr şeydi
şeydirr -ayrıca
-ayr ıca doğ
doğrud
rudan
an ya d a öyle sandı
sandığımız
ğımız
ifadele
ifadelerere yapılan başvu
başvuru,ru, anlatıcılarl
an latıcılarla,
a, va
vakanü
kanüvislerle,
vislerle, ahlakçıların köşe
yazarları ve anı yazarlarıyla temas, anlatıyı önemli ölçüde gelişrirmiş ve
tarihse
tar ihsell ufku geniş
genişletm iştir- ama Historia Francorum’u kralın
letmiştir- Francorum’u kralın ölümünd
ölümünden en
60 yı
yıl sonra kaleme alan G Grégoire
régoire de TourTo urs’a
s’a güvenip
güven ip güven
güvenemeve
emeveceği
ceğimizi
mizi
göstermek, ay aync
ncaa ttıpkı
ıpkı 1872’de
18 72’de MoMonodnod ’nun yyaptığ
aptığıı gibi,
gibi, sonradan ondondan
an
esinlenenle
esinl enenlerin
rin bağlandığını gösterecek şekilde Frégédaire el elyazmasmı
yazmasmı tatas
s
tamam belirlemek ise bambaşka bir şeydir48. Kesin bir aşamayı gösteren
bir uygul
uygulamadır
amadır bu
bu.. Biris
Birisinde
inde,, ““kaynağa”
kaynağa” dönülmüş
dö nülmüş olsa bil
bile,
e, anca
ancakk gelene
ğin hafızasına başvurulur. Diğerindeyse “kaynaktan” kuşku duyulur ve
bu kaynak bilinçli olarak yeniden oluşturulur, böylelikle de eleştirel ve
bili
bilimse
msell alana
alan a geçilmiş olur. İşte “pozitivis
“pozitivist”
t” denen
den en bbütün
ütün bu tarih aslın
da bu birinci
birinci dur
durum
umdan
dan İkin
İkincisi
cisine
ne geçişten, yani anlatısal kaynak ileile arş
arşiv
iv
7 4 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNL
MEKÂNLARI
ARI
49) Bkz.
Bkz. Albert Répsioire alphabétique des thèses de doctorat ès lettres des universités
Albe rt Maire, Répsioire
française
fran çaises,
s, 1903, A.
A . Mourier Deltou r, Catalo
Mou rier vc F Deltour, Catalogue
gue des thè
thèses
ses françaises e
ett latines pour le doctorat
ès lettres, 1903. Robert de Lasteyie’nin âlim topluluklarının (...) çalışmaları (...) kaynakçasını
alırsak paralel çizg
çizgii oluşu
oluşur,
r, j.g.y.İlk cilt 1886'da, dördüncü
dördü ncü 1904'te
1904'te çıkar. Bu diz dizii 83 792 başlık
içermektedir. İki ek cilt 1886 ve 1900 arasında boşluğu doldurmak için ortaya çıkar: O n dört
yılda 51 586 başlık kaydedilir, iıı da önceki cildin bütününün yansından fazlasına denktir.
Daha sonra ydlık tablolar, 1901'lcn Saıılnier ve A. Martin tarafından yayımlanan Bibliographie
des travaux publiés
publiés de /866 à 189'sur (’histoire de la France de I500à 1789, Paris, P.U.F., Rieder,
1932-1938 ve Pierre Caron 17!9’dan beri Fransa tarihi üzerine, 1912, 30 796 başlığa ulaşır.
Brière ve Caron'un Le Répenoimmiiuel de l’histoire modeme et crjiuemporahw’i, 1898-1906 yılla
rında 30 028 sayısına ulaşır: Bu la sekiz yılda geçmiş otuz yıldaki sayı demektir.
50) Bkz.
Bkz. Christian
Ch ristian Amalvi, “Catalogue
“Cat alogue histuriques
histuriques er conç
conçcptio
cptions
ns de l’histoir
l’histoire",
e", S uma Jelta
Jelta
«oriograjı
«oriograjıa,
a, 1982. 2. s. 77-101.
7 6 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNLARI
LAVISSE'İN FRANSA
FRA NSA TAR
TARİHİ
İHİ:: PIE
PIETAS
TAS ERG A PATRIAM 7 7
radır bu. Bu ikinci dizi bugün bize tamamen birinciye bağlı gibi görün
mektedir; eğer Devrim’le ilgili bölüm eksik olsaydı, ayrıca Büyük Savaşın
kahramansı aydınlığıyla bütün panoramayı aydmlatmasaydı, bütünlük
izleni
izlenimi
mi çok farfarklı
klı olurdu. Buna
Bu na rağmen,
rağm en, bu bü
bütünlük
tünlük izl
izleni
enimi
mi düşünülme
düşünülme
mişti. Bu durumda, bu Tarih’i iki türlü okuyabiliriz. İlk yayının başarısı
üzeri
üze rine,
ne, H ach
achette
ette grubu Aralık 1904’te, Lavisse’in kabul et etmemesi
memesi duru
munda Albert
Alb ert SoSorel
rel’’le devam etme düşüncesiyle bunu sürdür sürdürmeyi
meyi karar
laştırdılar522. Lavisse
laştırdılar5 Lavisse,, üç aylık bir düş
düşün
ünm
m ede
eden n son
sonra
ra kab
kabulul etti; 4 A
Ağu
ğustos
stos
1905’’ 5 tarihli sözleşme yine aynı iyimser
1905 iyimserlikl
liklee 1907’den 1901909’a
9’a ka
kada
darr yyed
edii
dir lik bir yayı
dirlik yayın
n öngörüyo
öngörüyordu. rdu. Bu ciltler, savaşın aaraya
raya girmesi ve gecikme
gecikm e
lerle, ancak 1920 ile 1922 yıllan arasında yayımlanabilecektir. Ancak ko
şullar
şull ar artık aynı değil
değildir:
dir: Bu pa
panik
nik ha
hali
li içinde, ssav
avaş
aş üzeri
üzerine
ne bir cilt haz
hazırl
ırla
a
mak ve ve Seign ob
obos’un
os’un yanma ik ikii uzman ddahi
ahill etmek gerekmektedir: B Bun
un
lardan biri o zamanlar Journal des débats’yi yöneten, eskiden Lavisse’in
yönettiği, 189
1890’lı
0’lı yılların yıl
yıllık
lık yay
yayanan orga
organı
nı L a Vi
Viee po
politique à l'étranger’nin
litique
eski yazı işleri müdürü Auguste Gauvain’dir, diğeriyse yine Journal des
débats’da yazı işlerinde çalışan ve D.E.S’ini Lavisse’ten almış olan Henri
Bidou’dur. Devrimi üzerine de yeniden ciltler yazmak gerekmektedir.
Pariset müsveddesini teslim etmez; Aralık 1919’da, yayıncı bu “korkunç
insan”la
insan ”la ilişk
ilişkiyi
iyi kesm
kesmeyi
eyi öne
önerir5
rir544. Sag
Sagnn ac acil du
durum
rumlard
lardaa dah
dahaa anlayışl
anlayışlıdır,
ıdır,
ama 1906 iile le 1909 arasın
arasında
da kitabın önemli böl bölüm
ümünü
ünü yazmı
yazmışş oolduğu
lduğu içi
için
n
Le Rhin français pendant la Révolution et l’Empire (Devrim ve imparator imparatorlukluk
döneminde Fransız
Fransız R en’i
en’i,, 1917) kitabın
kitabınaa baş
başlar
lar ve başta
baştan n ba
başa
şa genel bir
bir
elden geçirmeyi zorunlu görür: “Benim cildimin kısmen yayımlanmamış
belgel
belgelere
ere dayan
dayandığını
dığını biliyo
biliyorsun
rsunuz uz - bu belgeler
belgelerdenden bazıl
bazıları
arı yakınl
yakınlarda
arda
basıldı (...) Lavisse’in istediklerini yapabilmek için birkaç ulusal arşivde
biraz
iraz araştırma yapm
yapmanıanı gerekiyor”
gerekiyor” (9 aralık 1917). En nihayetinde Lavisse
yaşlanır ve çalışmanın esası üç kişiye kalır: Her zaman biraz kaprisli ve
bireyselci, ama toplam olarak, aşağı yukarı dokuz cildin yansını yazacak
olan Seignobos; işle günü gününe ilgilenen Guillaume Bréton, 1912’den
bu yana çalışmanın içindeiçinde olan ve 1917’den iti itibaren
baren aslında onun yükünü
7 8 HAFIZA
HAFIZA MEKÂNLARI
MEKÂNLARI
55) Philippe
Philippe Sagnac
Sag nac'tan
'tan Lu
Lucien
cien Herr'e, 12 Aralı
Aralıkk 1912: “ Lavisse, Seign
Seignobo
oboss ve sizi
sizin
n çağda
çağdaşş
tarihle meşgul olmanı: gerektiğini Bréton'dan biliyordum." Taris Siyasi Bilimler Enstitüsüne
verilen
verilen Luc
Lucien
ien Herr arşivleri Hist
Histoir
oiree con
contem
tempor
porain
ainee hakkı
h akkında
nda bir dosyayı içerme
içermektedir:
ktedir: Gui
Guillau
llaume
me
Bréton’dan Lucien Herr’e otuz kadar mektup, daha önceden değiştirilmiş bir yazıyla Lavisse’in
birçok pusulası,
Bütünü Sagnac’m
çok canlıdır. Bilinçlialtı
Bilinçli mektubu,
ve tamam
tamamen Seignohos'ıın
en çalışm
çalışmasına beş, Esmonin'in
asına kendini vermiş bbir resimli
ir Sagn ac'ı, bir
Sagnac'ı, iy bimektubu.
iyii birr sonuc
sonucaa
bağlamakt
bağlamaktaa aceleci, fakat “ bütün Seignobos'u en azından
azından ince ayayıntıkn
ıntıkn nda” yeni
yeniden
den okumaya
haztr bir Lavissc'i ortaya çıkarır. Seignobos Ploubnzlanec’de eşi Marillicr ile 1917 yazını uzatır
re yelkenli gemiyle gezerek vakit geçirir: “Ben artık bunun iyi olup olmadığım bilmiyorum,
oldukça zengin konular üzerine bir özet yazmak çok zor. Biçmvdüzeltmeleri için hitabete özgü
te
tedbi
dbirle
rlerr almaya gerek yok, gerekli gördü
gördüğün
ğünü:ü: her şeyi
şeyi kabul ediyonım.-Cümlelerime özneden
başka bir şeyle başlamaya gelince, bunun kolay olup olmayacağını bilmiyorum. Size gerekli
olmayan her şeyi kesiniz." (19 Eylül). Yine 23 Ekim: “Tembelliğimden dolayı kızmayınız. Bura
da küpeçiçeği, güller, karanfil, sardunya, yıldızçiçcği, kınaçiçeği, kedioru, hanımeli, siğilotu,
kokulu fig, mimoza çiçeklerinin ortasındayız, ve yine ahududular var ve yeşil çilekler olgunlaşma
solunda (...) burada olduğumdan bu yana düzeltmelerin hiçbirini okumadığımı ilave etmeme
de gerek yok...”
.. .) 56) Guillaume
Seign
Seignobo
obos’ıın B réton’dan
Bréton’dan
s’ıın Fransa tarihiLucien
tarihi üzer Herr'e,
üzerine.
ine. 1914'e25kadar
şubat savaş
1920
1920:
sav aş :hikâyesinden
“sizi
“sizinle
nle sohbetsonra
etme
etmekkeriisti
il istiyorum
ileri yorum
sürülen
isosyal değişmeler, geleneklerin, kültürün, sanatın ve hilimin ilerlemesi) savlarım pek iyi an-
hyamıyorum. Orada ancak 1920'de sonuçlar verilebilecektir ve üzerinde sonuca varamayaca
ğım
ımızız kadar da
d a parlak değildi
değildir.
r. ““Kan
Kanaatin
aatin hu öz
özeri
eri çok daha
da ha kısa biçimde otuz ya da en çok kırk kırk
tayfa halinde yazmanın yolunu bulmak ya da -istisnai olarak- onu Seignobos’un daha uzun son
tildinin sonuna koymak olacaknr. Savaş üzerine cilt ayrıca Lavisse’e ait yirmi kadar sayfayı
çine alacaktır: Sonuç, içinden çıkrığımız büyük felakete rağmen geeceğe ümit bağlama neden
ini ve hepsi bu. Son ciltte metin olmayacak, sadece tablolar yer alacaktır. Görüyorsunuz, on
dan bahsetmemize değer..." 4 Mart’da tekrar yazar. “En kısa zamanda kesin bir karar almak
çin Lavisse ile bu konuyu tartışmamızın uygun olup olmayacağtnı bana söyleyiniz." Lavisse’in
pusulası (tarihsiz, “çarşamba saat beş") buna cevap verir gibidir: "Bidou ve Gauvain’i çarşamba
'ünü davet ettim. Seignobos da gerekli. Sizi davet ediyorum. Bréton'u uyaracağım. Bir ara
aazar öğleden soma gelin konuşalım. Dışan çıkmayacağım.”
57) Bkz. Histoire de l’édition française,
française, III. cilt, Le Temps des
des éditeurs, Henri-Jean Martin ve
Roger Charrier yönetiminde, Pari Paris,
s, Promodis Yayıne
Yayınevi,
vi, 1985,
1985, "üniv
"üniversite
ersite basımı", Valérie Tcs-
niî-re, s. 217-227.
lık oniniki
visse’in
visse’ cilt ve
çekirde
çekirdek değişik yerlerden
k topluluğu yetmiş
(Bayet, Cov ille,katılımcı;
Coville, La nglois, bunlar
Langlois, Luchaire,arasında
Mariéj La
Mariéjoi,
oi,
Seignobos)
Seigno bos) ; ayrıca edebiyat alanınd
alanındaa Emile FagFagueuett ile
ile dış poli
politika
tika alanında,
düşünce
düşün ce yapıs
yapısıı olarak Lav
Lavisse’e
isse’e çok uzak olan ve Dreyfus olayı olayı neden
nedeniyl
iylee
daha da uzaklaşacak Albe Albert rt Sorel; öte yandan Au Aulard
lard ve Levase
Levaseur, ur, Albert
Malet ve Arthur Giry vardır. İki idareciden sadece biri, Rambaud, etkin
dir; Slav,
Sla v, Asy
Asyaa ve sö
sömü
mürgerge dü
dünyası
nyası üzerine on yedi kapsam
kapsamlı lı bölü
bölüm m yaza
yazar5
r588.
Lavisse XIV. Louis’yi bile Lacour-Gayet’ye bırakmıştır; onun imzasını
taşıya
taş ıyan n tek m
makalen
akaleninin olağ
olağandışılı
andışılığının
ğının ned
nedeni
eni da
dahaha ziyade bbirir sson
on dakika
hatası olarak görülmeli
görülmelidir;dir; bu yüzden orta
ortakk yapı
yapıtıtı yönetenle
yönetenlerr “Papalık
“Pa palık ikti
ikti
darının oluşumu: Bizans, Lombardiya, Papalık İtalyası (395-756)" başlı
ğı
ğıyl
ylaa savunm
savunmaya aya geç
geçmek
mek zorunda kalmışlar
kalmışlardır.
dır. Şimd
Şimdideniden tı
tıpkı
pkı Cambridge
Anciem and modem History gibi kolektif bir düşünce oluşmuştur, ama en
sonda yapıtlann ikinci elden bibliyografyasıyla eski tarz bir sunumdur bu.
Colin, Petit de Julleville (1896) yönetimindeki Histoire de la langue et de
la littératur
littératuree franç aises (Fransız dili ve edebiyatı tarihi) ve André Michel
françaises
(1905) yönetimindeki Histoire de l'art (Sa (Sana
natt tari
tarihi)
hi) adlı yapıtl
yapıtların
arın mo
mode
de
lin
inii tekrarlamıştı
tekrarlamıştır. r. H ach ett
ette’in
e’in bbir
ir süre sonra Fran
Fransız
sız Akad
Akadememisine
isine seçile
cek olan Lavisse’e sipariş ettiği Histoire de France her uzmanın bir bölü
münü üstlendiği ansiklopedik özellikli bu çalışmalar ile örneğin Gaston
Maspero’nun aynı tarihlerde
tarihlerde yayımlan
yayımlananan (1892
(1892-190
-1900)
0) Histoire des [Kuples
de l'Orient classique (Klasik doğu halklan tarihi) gibi bireysel sentezleri ara
sında karma bir türü temsil etmektedir: Bu yapıt bağımsız ciltlerden oluş
muştur, ama bıı ciltler ortak bir düşünceye bağlıdır ve kesintisiz bir dizi
oluşturur. Projenin idaresi Lavisse’e aittir, ancak yayın anlayışı ve tanıtım
politikası Hachette’e, özellikle, 1883'te babasının yerine geçen ve daha
önce de, 1877’
1877’de,de, École No
Norm
rmale’de
ale’de Lavisse’in öğrencisi olmuş Guillaume
Bréton’a aitt
aittir.
ir. B
Bréton
réton bu çalı
çalışmaya
şmaya gerçek anlamd
anla mdaa dam
damgasını
gasını vurmuştur
vurmuştur::
58) Lavi
Lavisse,
sse, ölüm
ölümünd
ünden
en son
sonra
ra Ram
Rambaud
baud için yaz
yazdığ
dığıı yazıda, tiktin ikisinin fikri olduğunu,
olduğun u,
fakat “yapıtın onu gerçekten yürüten Rambaud'mın başansı”, olduğunu belirtil, çünkü kendini
Histoire de France'a vermek için 1891’den sonra bu çalışmadan çekilmek istemiştir (Bulletin de
I Association amicale des anciens élèves de I’ E.N.S., 1906).
8 0 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂ
MEKÂNLA
NLARI
RI
Bu yapıt
yapıt esas olarak o dönemde, başka akademik
akadem ik kaynaklara sahip olma
yan üniversite
üniversite öğrencilerine yönelikti.
yönelikti. Yapıt 1901’den itibaren
itibaren cilt başına
sekiz fasikül olarak çıkmaya başladı; bu ise cilt başına yılda bir cilt için
dört teslimat demekti; ancak ilk başta fasikül başına yedi bin beş yüz
baskı (Lavisse’in Louis 'XlVü
'XlVü için on bir bin baskı) 1923 yılındaki yeni
den basım sırasında on yedi bin ile yirmibeş bin baskı arasında olacaktır;
böylece kitaplar geniş kitlelere ulaşır59. Bu tanıtım sıradan bir tanıtım
değildir, zira konuların dağılımını ve düzenlenişini belirler. Her biri iki
kitaplık yedi
yedi cilt;
cilt; bu ciltler
ciltler de üç ilâ beş “kitap
“ kitap"" halindeki
h alindeki “alaylara”
“alayla ra” ayrıl
mıştır; yine her “kitap” üç ilâ beş kısma bölünmüştür ve bu kısmalar al
tında bir
bir yığın
yığın alt başlık, bu alt başlıklar
başlıkla r içinde de kenar
ken ar başlıklarla aç
açıkç
ıkçaa
belirlenmiş paragraflar vardır. Yine Histoire contemporaine
contemporaine için de dokuz
cilt belirlenir, ki bu Histoire de France’m yarısı
France’m yarısı eder. Bu ciltlerin hepsi de
geniş kenarlı sayfalarda, ince ince ayarlanmış berrak bir fontla basılmıştır.
basılmıştır.
Bu mükemmel
budur; taş çağınıdüzenin,
işleyen kusursuz
işleyen ciltten klasik
ciltten siperler
siper anlayışın
ler savaşını
savaşı işve
nı işleymodernliğin
leyen
en cilde ka darkaynağı
kadar bütün
yapıtta hep aynı kalan kapak
k apak baskı, ciltlerdeki güçlü ve basit yir yirmi
mi dörder
resimle
resimle birli
birlikte,
kte, yazarlarm homurda
hom urdanm nmaların
alarınaa karşın uymak zorunda olduk
olduk
ları
ları o iç bütünlüğün etkisi
etkisini
ni artırmaya katkıda bulunmuştur.
bulun muştur. Henri Carré
C arré
Bréton'a şunu yazar kibarca: “Benim çalışmam, üst sınır olarak belirtti
ğiniz 480 baskı sayfasını aşmayacaktır; çalışmamı bana gönderdiğiniz ör
neklere göre, kitap, bölüm ve paragraf biçiminde tanzim edeceğim60.”
Eserin bütün mimarisi
mimarisi ve yeniliği
yeniliği,, sayf
sayfaa altlarında “ka
“kaynaklar”
ynaklar” ve “baş
“b aş
vurulan yapıtlar” arasında
arasın da açık
a çıkça
ça belirlenmiş bir bölüme eklenmiş
eklenm iş eleştirel
eleştirel
notlar ile bütün verileri çizgisel ve somut bir anlatımda toplayan metin
arasındaki karşıtlığa dayanmaktadır. Bir yanda, güncelle sürekli dolup
taşmış sıcağı sıcağına bir tarih vardı; ancak, baskı gecikmeleri nedeniyle
bu bilgiler hemen eskiyebiliyordu, bu ise yazarların
yazarların en büyük korkusuydu.
ko rkusuydu.
Diğer yanda, Lavisse’in çok önem verdiği, yakından takip ettiği, satır
satır düzelttiği ve daha basit, daha açık, daha canlı ve daha belirgin hale
getirmek için sürekli üzerinde değişiklik yaptığı metin vardı. Bu yüzden
dipnot yoktu; dipnot pişmanlık, art-düşünce, nüans, ek açıklama, çifte
okumaa rizikosu
okum rizikosu anlamlarını taşıyordu.
taşıyordu. Lavisse bunları kabul etmez, onun
59) Lanthoinette tarafından verilen saytlar. Histoire contemporaine ilk baskı on bin nüsha,
1949 ile 1956 arasında iki bin ile üç bin bej yüz yeni baskılar yapmıştır.
60) Tarihsiz, Fonds Hachette.
LAVISSE’İN
LAVISSE’İN FRAN
FRANSA
SA TTAR
ARİHİ:
İHİ: PİET
PİETAS
AS ERGA PATRİ
PATRİAM
AM 81
bütün tarihi olumlayıcı ve otoriterdir; şüpheye, soruna, gereksiz meraka,
soru işaretine kapılar kapalıdır. Bütün yapıt, yeniden elden geçirilen bir
bilgi ile, geniş halk kitlelerine hitap ettiği için, hiçbir yoruma meydan
vermemesi gereken metin arasındaki bu gerilimin izini taşır. Örneğin 27
ocak 1897’de Langlois şöyle yazar:
Dediğiniz gibi,
gibi, al
alışık
ışık olduğum tarih
tarih ko
kompo
mpozisyonu
zisyonundan
ndan vaz
vazgeçmek
geçmek için
çok büyük bir çaba sarfettim. Kendimi aşmam gerekti ve bunu her
yerde başaramamış olmanı beni şaşırtmıyor. Fransa Tarihi’nin hitap
ettiği halk kitlesine nelerin söylenmesi gerektiğini kuşkusuz benden
daha iyi biliyorsunuz. Çünkü bu kitleyi benden daha iyi tanıyorsunuz
ve eğer onunla
onun la sizi
sizin
n gi
gibi
bi ileti
iletişim
şim kurabiliyor olsaydım,
olsaydım , Fransız Akad
Ak ade-
e-
misi’nde olurdum. Bu konuda bana bu ortak çalışmanın başarısı için
yararlı
Tarih
Tar gördüğünüz
ih bilg
bilgini gözlemlerinizi
ini olarak ah
ahşkanlıklan
şkanlıklanmd belirtebilirsiniz,
mdan bu beni
an çok feragat ettiğimi
ettiği incitmez.
mi göreceksi
niz. Başka fedakârlıklarda bulunmaya da hazırım, ayrıca kendi adıma
ve herkes ad adına
ına,, yapıtım
yapıtımdaki
daki her şeyin yararlı olmasını isterim; fikirl
fikirler
er
üzerind
üzer indee anlaştığımızdan kuşkum yok yok,, ayrıca bend
benden en yapam
yapamayacağım
ayacağım
bir
bir şşey
eyi,
i, Fr
Fran
ansa’daki
sa’daki ve diğer ülkel
ülkelerdeki
erdeki ciddi okuyucu
okuy uculann
lann nez
nezdind
dindee
beni küç
k üçük
ük ddüşü
üşürece
recekk herhangi bir şey
şeyii istem
istemeyeceğinizi
eyeceğinizi bil
biliyo
iyorum6
rum622.
82 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNLA
MEKÂNLARI
RI
Birinci cildimin elyazmasım, anlaşmamız gereği belirtilen sürede M.
Lavisse’e teslim ettiğimi biliyorsunuz. Yöneticinin belirttiği hususlar
doğrultusunda baştan aşağı yeniden gözden geçirip ona geri gönder
dim. Ancak baskı, elimde olmayan nedenlerden dolayı başlayamadı
ğımdan, yapı
yapıtı
tı geri almak zorunda kaldım
kaldım;; yapıtı,
yapıtı, Fransa
Fran sa ve yurtdışında
yapılmış
yapılmış ve ma
maalese
aleseff çok önem li olan bil
bilims
imsel
el yayınl
yayınlarla
arla tartm
tartmak
ak am a
cıyla yeniden ele almak zorunda kaldım. Henüz bitmeyen bu ikinci
gözden geçirmenin nedeni budur63.
LAVISSE'İN FRANSA TAR
TARİHİ
İHİ:: PIET
PIETAS
AS ERGA PATRIAM 8 3
üzer
üzerine
tezi ine bir inceleme
(1892) incelemedir;
onu XIV.dir; Reb
Rebelliau’nun
Louis elliau’nun
dönemindePro
Protestan
testansorunların
dinsel tarihçisi Bo
Bossu
ssuet
et üzer
uzmanı üzerine
ine
haline
getirmiştir; Petit-Dutaillis’nin VIII. Louis ( 1895) üzerine tezi, esasen, XIII.
yüzyıl başındaki Capet monarşisi üzerine bir araştırmadır; Sagnac’ınki
(1898) Fransız Devrimi’nin sivil yasama yetkisini konu almaktadır.
Geriye Lavisse’in az tanıdığı ya da hiç tanımadığı dönemler kalıyor
du. Bunun için görevinde uzman, kendisinden beş-altı yaş küçük yazar
la
lara
ra başvurdu:
başvurdu: C alya konusunu, Les Origines du Sénat romain (Roma
Calya romain (Roma Sena
tosunun kaynakları, 1884) adlı bir tez hazırlamış, o dönem Normal’de
öğretim elemanı olan, Marc Bloch’un babası, soyu ve eğilimiyle “eski
Rom alı" Gu stav
Romalı" stavee B loch
loch’a
’a ver
veririr;; Lavisse Lyon’da Bloch’un
Bloch ’un eski mesl
meslektaşı,
ektaşı,
o dönem Lille rektörü ve kısa süre sonra da ilk öğretim müdürü olan
Charles
Ch arles BayBayet’y
et’yee önce bü
bütün
tün O Ortartaça
çağ’ı
ğ’ı verm
vermeyi
eyi,, sonra on
onaa yard
yardımım etmesi
için Pfister ile Kleinsclausz’u65 görevlendirmeyi düşünüyordu; ancak Or-
taçağ’ı
taça ğ’ı,, Borde
Bordeau’dan
au’dan Paris’
Paris’ee gel
gelip
ip Fuste
Fustell de C
Cou
oulan
lange ges’ın
s’ın yer
yerin
inii alan Achille
Luchaire’e verir. Bunlar uzman yazarlardır, ancak her zaman kontrol al
tında tutulabilen işbir
işbirlikç
likçile
ilerdi
rdir.r. Bu durum on yıl arayla çık an Histoire de de
France’ta olduğu gibi France contemporaine'nde
contemporaine'nde ve bununla birlikte ta
mamen yenilenme halinde iki alanda, 1895’e doğru kendini sekiz ciltlik
HistoireCamille
deden de la Gaule’e
Gaule’e (Calya
Jullian’m tarihi) verme
olmayışını uğrunaayrıca
açıklıyor66; her türlii siparişi ve
aşın kavgacı redo
dönemdee M athiez il
dönemd ilee ssıkı
ıkı bir kavgay
kavgayaa tutu
tutuşmu
şmuşş olan A ıılard
ıılard’m
’m ol
olmayışı
mayışını nı
da açıklar.
açıklar. Lavisse kendi adam larındalarından n ikis
ikisini
ini on
onaa tercih edecektir, sad sada
a
kati öncede
önce denn bilinen Sag n a c6 c677 ile
ile Fransız De
Devrim
vrimi’ne
i’ne pek az meyi
meyilli
lli,, fak
fakat
at
65) 1902 Mart tarihli üç isimli arılaşma sadece Bayet adına 1892 anlaşmasına imzada bulu
nur. Lavisse Belgeleri, Bibi, nat., N.a.f. 25 170, f. 245.
66) Bu en azından
azından bu enstit üde Camille Jullian, les années de fformation
enstitüde ormation adlı
adlı eseri için Jullian
evrakları üzerine çalışan Olivier Motte’un kanaatidir: Presses de L’Ecole française de Rome.
67) Nisan 1900 (?) Lavisse’in Sagnae’a önerisini ifâde etme biçimi önemlidir: "Birkaç mes
lektaşımlaXIV.
Şüphesiz. beraber Hachette’de
Louis üzerine ikiDevrim öncesi Fransa
cildi üstlendim. tarihi
Birincisi yayınına
hemen hemengiriştiğimizi biliyorsunuz
tamam. Fakat İkinciyi
zamanında bitirmek
bitirmek için yardıma ihtiyacım
ihtiyacım var. Rehelliau din. ahahlak,
lak, ed
edebiyat
ebiyat tarih bölümleri
bölümlerini
ni
İncelemeyi üstlendi. Yine bu dönem esnasında (Colbert’in ölümünden XIV. Louis'nin ölümüne)
-siyasi ve ekonomik- yönetim tarihini almak ister misiniz? Bu höliimün çalışmalarınızın alanı
na girdiğin
girdiğinii düşünü
düşünüyorum.
yorum. Sizi ilgile
ilgilendiren
ndiren konular
konuların
ın geçmişlerini orad
oradaa bulaca
bulacaksınız.
ksınız. Şüphesiz
yararı
yar arı olacak
olac ak bir esere ka
katkıda
tkıda bulunm
bulunmak ak ve ismini
isminizi
zi bi
bizimkine
zimkine eklem ek sizi
sizin
n için de hoş olacak-
8 4 HAF
HAFIZ
IZA
A MEKÂ
MEKÂNLA
NLARI
RI
tır.” O dönem
d önemdede Lavisse
La visse arşivlere başvurmayı reddediyordu,
reddediyordu, çünkü şöyle açıklıyordu: “Şurası
kesin ki, Fransa Tarihi hakkında yeni bilgiler vermeye çalışırken sadece yayımlanan belgeleri
kullanıyoruz. Arşiv araştırması yapmak zorunda kalmayacaksınız” (Christophe Charle koleksi
yonu) .
68) Georges
Georg es Pariset hakkında, bkz. Ch. Bemont'nu
Bemont'nun n Revue
Revue his
hisımi
ımiçue'
çue'te
te Kasım-Aralık
Kasım-A ralık 1927,
1927,
s. 442 saygı
saygı yazıs
yazısıı ve öldükten sonra derlenen makalelerin başında
ba şında Chrisrian
Chrisria n Pfister’in
Pfister’in biyogr
biyografis
afisi,i,
Essaıs d’hisıoire modeme et revolutioımaire, 1932.
69) Fonds Hachette.
LAVISSE'İN FRANSA TA
TARİ
RİHİ:
Hİ: PI
PIETAS
ETAS ERGA PATRI
PATRIAM
AM 8 5
8 6 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂNL
MEKÂNLARI
ARI
vasiyetname, kral ya da imparator emirleri; anı amaçlı, halka ait her tür
metin ve olay kayıtları
kayıtları.. Langlois ve Seignobo
Seign oboss bütünüyle “analitik
“anal itik işlemle
işlem le
re” ve “sentetik işlemlere" adanmış Introduction aux études historiques'te
(Tarihsel araştırmalara giriş, 1898), bugün artık bizim için geçerliliğini
yitirmiş görünen bir sürü aynntıyla, bir olayın belgeye dayanarak nasıl
oluşturulabileceğini anlatırlar; ancak dolaylı kaynakların olabileceğine
hiç değinmezler; yani bir belgeden ifade etmek istediği şeyden başka bir
şeyii çekip çıkarmamızı
şey çıkarm amızı sağlayan,
sağlay an, sayıs
sayısız
ız kaynağın olabileceğini
olabilece ğini söylemezler.
söylemezler.
Buna karşın sorunsalı yeniden ele alabilmek bunlara bağlıdır. Romantik
taribyazımın temsil ettiği, anlatısal kaynakların öncelikli olduğu dönem
ile bizzat kaynaklar kavramını genişleten ve bütün anlamlarıyla kullanan
71) A.g.y., Oeuvres complètes, Paul Viallaneix baskısı, Pans, Flammarion, IV. clh, Histoire
de France, !, 1974, s. 611 sq. bkz■ Jacques Lc Golfun girişi, “Michelet el le Moyen Age,
aujourd’hui".
72) A.g.n., Histoire de la Réwluuon'a 1847 rarihli önsöz, Paris, Gallimard, Bibliothèque de
la Pléiade. 1952, s.2.
LAVIS
LA VISSEÏN
SEÏN FRANSA
FRA NSA TARİ
TARİHİ
Hİ:: PPIETAS
IETAS ERGA PATRIAM 8 7
73) Henri Martin, Histoire Je France, Paris. Fııme, 1884, IV. cilt, 5. 78-87.
74) Georges Duby, Le Dmıanciıe des Bouemes, 27 Temmuz 1214, Paris, Gallimard, “Les
trente
trente journées
journ ées qui ont fait la Fran
France”
ce”,, 1973, s. 12; yeni basım, Folio, 1985.
8 8 HAFIZA
HAFIZA MEKÂN
MEKÂNLARI
LARI
75) Belgelerin
Belgelerin belirlemes
belirlemesii güç, ama
am a önemli bir bölümünden sorumlu Edmond Esmonin’i Esmonin ’i
Lotus X/V'a bağlamak uygun olur. Edmond Esmonin, La Tatile cn Normundu; ou temps de Col-
hen (1661-1683). Grenoble Fakültesinde profesördür ve emekliliğinden sonra bildirilerini Et u-
des sur La Franee des XVIIe et XVlIIe siicles adlı eserde bir araya toplamıştır. Paris, P.U.F., 1964.
LAV/
LAV/ISS
ISSE'İ
E'İN
N FRA
FRANSA
NSA TA
TARİH
RİHİ:
İ: PIETAS
PIETAS ERG
ERGAA PATRIAM 8 9
Fransız krallığı
Fransız krallığının
nın içinde bbir
ir hanedanlık
haneda nlık devrimi olmuştu (98 (987).
7). Do
Doğ
ğ
rusunuu söylemek
rusun söyleme k gerekirse
gerekirse bu hiç de yeni bir çağ
ça ğ açm
açmadı
adı.. Krallık otori
tesi uzun zamandan bu yana yıkılmıştı; kilise ve feodalite bütün güç
le
lerri elinde
elinde bulunduruyordu ( .....)
.) . Yüzyıllard
Yüzyıllardan
an beri derinlerde gerçek
leşen bir işleyiş nihayet ülkenin sosyal ve ekonomik durumunu değiş
tirmeye başlamıştı, insanlar sonradan neredeyse hiç değişmeyecek
sınıflara ayrıldılar (...) Özel ve kamusal önderliğin etkisiyle doğan
feodal sistem her şeyi sarmış, her şeyin içine nüfuz etmişti ve her şeyi
ele geçirmek üzereydi.
9 0 HAF
HAFIZA
IZA MEKÂ
MEKÂNLAR
NLARII
L i r R E II
L 'I N S T A L L A T I O N D U RO I
CHAPITRE PREMIER
L E R O I'
!. LA K R SO N N t. — I II.. L ’ É D UC
U C AT
A T IO
IO N . — III. L l • «0 1 • DU K O I .
/. — LA PE R SO N N E DU ROI
Le* ceuurct
Nouveaux de Loua
lundi», L II» XJV,
P- 3 Go.
Cauaene» du Les
A. Péralé, lundi, L Y, p.de3 M
poriraile , Le XIV
Louit Journal de la santé
ou mutée du Roi,
Roi,
de Versailiet,
Versailiet,
V e re a il le s, i8ç6.
i8ç 6.
« * 1 9 »
Er
ErNES T L av isse , XIV. Louis, sayfa 119:
NEST
A nlam lı bir sayfa
sayfa düzeni.
düzeni.
LAVISSE'İN
LAVIS SE'İN FRANSA TAR
TARİHİ
İHİ:: PIETAS
PIETAS ERGA
ER GA PATRI
PATRIAM
AM 91
Hafızanın Cumhuriyetçileştirilmesi
XVI. Louis herkesi memnun etmek için, günümüzde dendiği gibi, fa
son bakanlıklar kurdu. Birçok bakanın
bak anın görevi ve vasfı bilinmemekte
dir.
dir. Am elot
elo t de Chaillo
C haillouu ve d’Aigııillon’un
d ’Aigııillon’un dışişleri
dışişleri bakanı yapılmaları
yapılmaları
nın nedenini onlar bile bilmezler. Polis müdürü Bertin’in neden genel
müfettiş, Polis müdürü Berryer’nin neden denizcilik bakanı olduğu da
bilinmez. Mühürler idaresi ile genel teftiş bakanlıklanmn aynı kişiye
ya da mühürler idaresi ileile denizc
denizcili
ilikk bak
bakanlığınm
anlığınm M ach
ac h aut’y
au t’yaa veril
verilmesi
mesi
tuhaftır. Bazen bakanlık görevleri birbirinin yerine geçebiliyordu ve
bu işin nasıl olup da devletin iyiliği için yapıldığı anlaşılamıyordu.
9 2 HAF
HAFIZA
IZA MEKÂ
MEKÂNLAR
NLARII
Kral mali dengeleri dert etmezdi. Bir gün Artois Kontu parlamento
da kralın masraflannı gelirlerine göre ayarlamak zorunda olmadığını
söyledi;
söyledi; tam aksine
aksin e geliri
geliri masraflara
ma sraflara göre ayarlamak
ayarlam ak gerekiyordu.
gerekiyordu. Oysa
Oy sa
XVI. yüzyıl
yüzyıldan
dan itibaren,
itibaren, sarayın
sarayın harcalamaları savaş
sava ş masraflarına ek
ek
leniyor, bunların her ikisi de artarken borçlar yığılıyor ve görkemli
Fransa krallığı sürekli olarak güç duruma düşüyordu.
Ekonomiden bir
bir başka
baş ka konuya, “kral
“ krallığı
lığın
n yeters
yetersiz
iz kalmasının”
kalmas ının” nedeni
ned eni olan
merkeziyetçiliğin terk edilişine geçiyoruz:
LAVISSE’İN
LAVISSE’İN FRANSA TARİHİ
TARİHİ:: PIETAS
PIETAS ERG
ERGAA PATRIAM 9 3
lemekten
laşma
laşmazlı hoşlanırdı.
zlıkk çıkan Devletleri,
çıkanaa kadar serb estçebiryayı
serbestçe kezlan,
yayılan,kurulduktan sonra,
boyun eğen ya dadiğerleriyle
kaz
kazanan an
anan kuv
kuv
vetler gibi görürdü. Prusya devletinin gerçek kurucusu II. Friedrich’ten
sonra bunca iç kuvvetle ve bütün Avrupa’yla savaşan XIV. Louis’yi nasıl
sevmesin?" Ancak bir demokratın son sözü daha ciddi soyluluk taşır:
Biraz sonra “E
Biraz “Eski
ski Rej
Rejim
im”” diy
diyee adlandıracağu
adlandıracağunız
nız şey, ya
yarar
rarsız
sız ya da uğur
suz,
suz, mo
modası
dası geçm
geçmişiş düşüncelerin, parça parça ddekorların,
ekorların, suist
suistimalle
imallere
re
dönüşmü
dönü şmüş,
ş, sor
sorum
umluluk
luluk içermeyen hakhakların
ların bu ölüm
ölümee ya
yargı
rgılı
lı ve ya
yarar
rarsız
sız
birleşimi, üstünde, bir gelecek hazırlamaktan itina etmiş yapayalnız
9 4 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂNL
MEKÂNLARI
ARI
XIV . Lo
XIV. Louis'nin
uis'nin en parlak başarısı sisiyas
yasii itaati sağlamak
sağlam ak oldu. Bu sıkıntı
sızz olmadı. H ery
sı eryıl
ıl isyanlar oldu
oldu,, bazı
bazıları
ları çok
ço k cciddiydi.
iddiydi. Devri
Devrimin
min işaret
işaret
lerini açıkça bilmek istiyorsak, bu isyanların, başvurulan motiflerin,
hakaretlerin ve orada savrulan tehditlerin tam bir tarihmi yazmak
gerekecektir.
Şurası bir gerçek ki, krallık sınırlarını genişletti, Franche-Comte yi, Flan-
dre’ın ve Hainaut’nun bir bölümü ile Cambresis'yi, Strazburg’u ele geçir
di. Ancak bu toprak kazanma ile ilgili neticeler ne kadar görkemli olursa
olsun, 1661 ’deki Fransa’nın gücü ve Avrupa’nın zayıflığı Lavisse’i daha
fazlasının ümit edilmesi gerektiğini düşünmeye teşvik etmektedir:
silya’nın
tiren
tire Fransa’sı
n Fransa, C
Colb ile Kanada'yi,
olbert’in
ert’in gibLoııisiaııe’ı
dediği gibi,
i, “denizd ve Antiller’i
“denizdee güçlü” olduğusömürgeleş
kada
ka darr “ka
“k a
rada da kuvvetli” olabilirdi...76
Bunlar aslında
a slında ““başkasının
başkasının kü
küçük
çük düşmesiyl
düşmesiylee kendine zafer
zafer pay
payıı çıkaran
sabit bir düşüncenin etrafında toplanan çelişkili ve farklı niyetli bu politi-
ka”da
ka ”dan
n dolayı gerçekte tamamen
tamam en ziya
ziyan
n edilmiş dış olasılıklar
olasılıklardı;
dı; “büyük
“ büyük bir
bir
yapıyı yerle bir eden ihtiyat, kurnazlık ve kibir; bu oyunla herkes bozulur,
hakarete uğrar ya da aptal yerine konur, öyle ki koalisyonlar her zaman
LAVISSE'İN
LAVISSE 'İN FRA
FRANSA
NSA TAR
TARİHİ
İHİ:: PIET
PIETAS
AS ERG
ERGAA PATRIAM 9 5
artarak deva
de vamm ed
ederer ve son
sonund
undaa bütün Av
Avrurupa
pa’y
’yıı içine alır
alır.. İy
İyii bir ‘kurma
‘kurmayy
subay’ nitelikl
nitelikleri
eri olan, am
amaa ne bir general kafasına, ne de bir asker yüreğ yüreğineine
sahip bir adam tarafından idare edilen sürekli bir savaş politikası.”
XIV. Louis’yle başarısız bir diyaloga giren Lavisse, garip şekilde, bunu
Colbert’in
Co lbert’in aracı
aracılığ
lığıyla
ıyla sürdürür. Lavisse ““büyük
büyük haberc
haberci” i” Co
Colber
lbert’e
t’e ssüre
ürekl
klii
başvurmuş, onu büyük sevgi ve dikkatle bütün Fransa Fransa Turi/ıi’nde Sully,
Richelieu, Turgot gibi büyük reformcu bakanlar arasında saymış, uzun
zamanne onun
Meline
Meli onu n “devrim
kanun “devrimci
kanunları
ları ara ci fikir
fikirleri
arasında
sında lerinin"
Cu
Cumhunin"riyetin
iz
izin
mhuriyetininii sürmü
sürmüş
gümrükş veveonu To
Tonk
koloni nkinin sef
seferi
politi eri il
politikasınıile
kasınınne
habercisi olarak
olara k anmıştır. 161661
61 h
hüküm
ükümetinin
etinin yerleşmesiyle, bire
bireysel
ysel iktidarın
başlangıç
başlang ıç dönem
dönemleri
leri arasınd
arasındaki
aki dönem
dönemee özen
özenlele yer
yerleş
leştiri
tirilmiş
lmiş bir bölüm vvar
ar
dır, o da “Colbert’in armağam”dır. “Bu özel ve geçici dönemde Colbert bü
yükk bi
yü birr yyeni
enilik
lik öner
önerir:
ir: K
Kral
ral ve Fran
Fransa’nın
sa’nın yapacağı en önem önemlili şey para ka
zanmaktır. Lavisse bunu Colbert in ideal Fra
Fransa
nsa sı olarak şöyle yo
yoruml
rumlar:
ar:
9 6 HAFIZA
HAFIZA MEKÂNLAR
MEKÂNLARII
hayali iç
hayali içind
indeyd
eydii am
amaa ““sanki
sanki bizi
bizim
m dı
dışımız
şımızda
da gib
gibidi
idir”
r”-- , Hugu
Hugues es Ca
Cape
pet:
t: “Fr
“Fran
an
sa Dükü, Paris Kontu (...). Toprağımızın bölge ve beldelerinin ötesinde,
bütünü temsil ediyordu o. Fransa’nın birliğinin kökü onda bulunuyor
du.”
du .” La
Lavisse’e
visse’e durm adan aşk ilanları
ilanları yyaptır
aptırıp
ıp hayran
hayranlıklık çığ
çığlıkl
lıkları
arı attıran,
kutsal kahramanlıkla
kahram anlıkla dolu bu kral krallık
lık her alan
alandada varlığ
varlığınıını sürdürüp götür
düğü “boş biçimler”, birbiriyle çelişen yasalar kaosu, keyfilik ve yararsız
lık nedeniyle “monarşiyi aşındıran” XIV. Louis’den sonra kaybolacaktır;
zi
zira
ra “krallığı
“krallığın n çöküşün
çöküşününün esa
esass sebebi, kralın yoklu
yokluğu ğu olmu
olmuştur.”
ştur.” Ü
Üstünde
stünde
durulan diğer olgu, prenslerin ve nazik, ama halkın iradesi nedeniyle
ağırlaşmış genel menfaa
menfaatlerin
tlerin kötü niyet
niyetlerini
lerinin
n temsilcisi Co lbe
lbert’de
rt’de cisi
cisim
m
bulan bu olgu dosdoğru Federasyon bayramına götürür. “Bizzat ulusun
isteyip
isteyip rraz
azıı olduğu bir ulus, sad
sadec
ecee Fr
Fran
ansa’ya
sa’ya özg
özgüü bbir
ir düşün
düşüncedir.
cedir. 14 Tem
Tem--
muz 1790’da monarşik birliğin yerini yıkılmaz ulusal birlik almıştır.
Devrim’in
Devrim ’in ulusla
ulusla,, ulusun Cu m huhuriye
riyetle
tle Cumhu
Cumhuriyet’i
riyet’in
n “so
“sonn olduğun
olduğunaa
inandığımız
inandığ ımız bir rejim’’
rejim’’le
le bu şidde
şiddetli
tli birleşiminde önem li sorunlar çıkmıyor
değildir. Hiçbir tarih, monarşik geçmişi cumhuriyetçi şimdiki zamanla
kaynaştırmak,
onu kend ulusal m
kendii derinliğinde maceraya
aceraya
di
dirilti
riltip, tuta
tutarlıl
p, ken dirlılığın
kendi ığınıı ve örnek
güncelliğinde değerini
ddond
ondurm
urmak akverm
vermek
için ek ve
bböyle
öyle
bir çaba sarfe
sarfetmemiştir.
tmemiştir. Şa
Şans
ns eseri bbuu mmacera,
acera, ulus
ulusun
un biz
bizza
zatt kendi hakhakkın
kın
da nza
n za gö
gösterd
sterdiği
iği en büyü
büyükk ça
çaba
ba oolan
lan ssava
avaşş trajedisi üüzer
zerind
indee doruk n noktas
oktasıı
na ulaşmıştır. Muzaffer, fakat tükenmiş, kana bulanmış, bölünmüş ve güç
ten düşm
düşmüşüş bi
birr ul
ulus.
us. Oysa, işte tam bu aşam ada Lâvisse topar toparlayıc
layıcıı sonuç
bölümüne
bölüm üne geçm
geçmek ek zorundadır. Ü Ünlü
nlü Fran
Fransız
sız “sağlamlığı” ssarsı
arsıldı,
ldı, enfl
enflasyon
asyon
başladı, parlamento tıkandı, komünist parti doğdu, koloni dünyası kıpır
danmaya
danm aya başladı. P Parçalanm
arçalanmış ış bir A vru
vrupa’da
pa’da Fran
Fransa’nın
sa’nın yyer
erii birden
birden değişti.
değişti.
Lavisse ölümün eşiğindedir77. Lavisse’in bağrına basmak zorunda kaldığı
“geleceğe güveni yaratan nedenler”
ned enler” kavramının içi bboşal
oşalır.
ır. Dem
Demokrasinin
okrasinin
sarsılmazlığma
sarsılmazlığma ola
olann güveni ggerçekdışıdır.
erçekdışıdır. Fr
Fran
ansa’nın
sa’nın uluslararası bi
birr bar
barış
ış
77) Çiziktir
Çiziktirilmiş
ilmiş kelimeler doku
dokunaklıdır.
naklıdır. Kan
Kansı
sı ameliyat olmuştur, "bunalıma girecek kadar”
endişelenir. “Kafam iyi, fakat bacaklarım onu taşımayı reddediyor." “Çok az çalışıyorum, çiinkii
aklım bir ya da iki saat sonra devam etmeyi reddediyor. Yürüyemivorum, bacaklarım hep çok
zayıf." İşte imdat çağnsı. Lııcien Hcrr'e: "Perşembe. Gııcünı azaldı. Büyük sıkıntı çekmeden
yatıp kalkamıyorum. Birinin bana yardım etmesi gerekiyor. Bütünçalışmayı askıya almam ge
rekti. Yazma fikri lıeııi tiksindiriyor." Sagnac'a, 11 Temmuz 1921: “Sizden büyük bir yardım
istiyorum.
istiyorum. Çağd
Çağdaş
aş tarihin sonuç bölümünü
bölümün ü yazmaktayım. Bu, bölüm olarak ciltlerin özeti
özeti olacak.
Sizi ilgilendiren bölümü almak ister misiniz? (Christophe Clıarle koleksiyonu) Aynca Lucien
Herr'e, 29 Eylül ’de şöy
şöyle
le yazar: “Sinirlerim
“Sinirle rim yıprandı. Hiçbir şey yapamıyorum vvee bu duru
durumun
mun
kalıcı olduğunu hissediyorum. Bu nedenle endişeyle sonuç bölümünü düşünüyorum. Beşinizi
de kucaklıyorum.”
LAVISSE'İN
LAVIS SE'İN FRAN
FRANSA
SA TAR
TARİHİ
İHİ:: PI
PIETAS
ETAS ERG
ERGAA PATRIAM 9 7
yanlısı olduğu
yanlısı oldu ğu propag
pro pagand
andası
ası ütopiktir
ütopiktir.. İç çekmeyi andıran
an dıran bu önemli
önem li ffik
ikri
ri
edinmesini sağlayan sosyal yakınlı
yakınlıkk arzusu
arzusu duygulandırıcıdır: “Frans
“F ransaa bun
bun
dan böyle burjuvalaşacak mı? Eğer öyle olsaydı, açıkça söylemek gerekir
se, artık bujuvazi olmazdı: Nihayetinde bütün bir ulus olurdu.”
Fransızların kafasına Lavisse’i yerleştiren bu mesaj değil, Fransa Tari
hi olmuştur: Önce, bu büyük başvuru kitabını daha çok bilinen küçük
kitabın en üst rafi haline getirmiştir. Birinden diğerine geçerken gelişme
etkisi oluşur. Aynı havayı çalan bu ikisi karşılıklı olarak birbirlerinin işine
yaramışlardır; “küçü
“ küçükk Lavi
L avisse
sse”” diğerinde ggiz
izil
il siyasi felsefeyi
felsefeyi kuvvetle
kuvv etle vur
gularken, “büyük Lavisse", küçüğündeki anlatım mantığı ve kıvraklığı,
kaynağın ve belgenin en son haliyle telafi etmiştir. Tarihin devamlılığı
kanıtını eğitimin devamlılığında bulur; bir tarihçi topluluğunun bitirdiği
ve milyonlarca çocuğun başladığı bir eğitimdir bu.
Ancak Fransa Tarihi bizzat Cumhuriyet ve Fransa tarihinde bilhassa
benze
benzeri
ri olmayan bir denge dönemini
d önemini temsil
temsil etmektedir.
etmekted ir. Tarihç
Tar ihçii kurmayla
ra ulusal bilincin yönetimini veren ve onu mitin anlatıcısı ve koruyucusu
yapan araştırma ile eğitim arasındaki denge. Henüz bir başka devrimin
tehdidi altında bulunmayan Devrim’i geleneklerine yerleştirmek için bir
yüzyıl uğraşan Fransızların dengesi. Nihayet, 1830 yılının La Fayette’in
den 1880’lı
1880’lı yıllann Gam
Ga m betta’sma,
be tta’sma, Cumhuriyeti
Cum huriyeti müzakere etmeye ayrı
ayrılm
lmış
ış
bir yarım yüzyıl ile Maurras’dan Brasillach’a ve Bainville’e, onu alaşağı
etmeye yönelik çabalann sökün ettiği bir yanm yüzyıl arasındaki denge.
Lavisse geleneksel ulusal görünümün hiçbir şeyini değiştirmedi. Ancak
sonuçta, bir anlamın ortaya çıktığı olayları bir araya getirirken, önemli
imgelere işaret etmiş ve Fransa’nın artık içinde sürekli kendisini gördü
ğü aynayı tutmuştur.
Ek 1: Fransa Tarihi Planı
k 1) P. Vidal
Vid al de La Bla
Blache
che:: Tableau de la géographie de la France, 1903.
2) G. Bloch: Les Or
Origine
igines,
s, la Ga
Gaul
ulee indépend
indépendante
ante et la Gau
G aule
le romaine, 1903.
romaine,
*k 1) C. Bayet, C. Pfister,
Pfister, A. Kleinclausz: Le Christianisme, les Barbares,
les Méroi’ingiens et les Carolingiens, 1903
2) A. Luchaire: Les Premiers Capétiens 987-1137, 1901.
9 8 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNLARI
MEKÂNLARI
II
III.
I. I) A. Luchaire: Louis VII, Philippe Auguste et Louis VIII (1137-1226),
1901.
2) Ch. V. Langlois: Saint Louis, Philippe Le Bel et Les derniers Capétiens
Capétiens
(1226-1328), 1901.
(1226-1328),
IV. 1) A. Covilie:
Covi lie: Les Prem
Premie
iers
rs Valois
Valois et
et la Guerre de Cent Ans (1
(132
328-
8-14
1422
22),
),
1902.
2) Ch. Petit'Dutaillis: Charles VII, Louis XI,
Louis XI, Charles VIII (1422-1492),
1902.
V. 1) H. Lemonnie
Lemo nnier:r: Charles VIII, Louis
Louis XII et François Ier, Les guerres
guerres
(1492-1547), 1903.
d'Italie (1492-1547), 1903.
2) H. Lemonnier: La lutte contre La Maison d'Autriche. La France sous sous
(1519-1559), 1904.
François 1er et Henri II (1519-1559),
VI. 1) J. Mariéjol:
Mariéjo l: La Réforme, la Ligue et l'édit de Nantes (1559-1598),
(1559-1598),
1904.
2) J. Mariéjol: Henri IV et Louis XIII
XIII (1598-1643), 1905.
VII. 1) E. Lavisse:
Lavi sse: Louis XIV, La Fronde, Le Roi, Colbert (1943-1685),
(1943-1685), 1905:
2) E. Lavisse: Louis XIV, la religion, les lettres et les arts, la guerre ( 1643-
1643-
1685), 1906.
1685),
VIII. 1) A. de Saint-Léger, A. Rebellieu, Ph. Sagnac, E. Lavisse: Louis XIV XIV
(1685-1715), 1908.
et la fin du règne (1685-1715),
2) H. Carré: La Régence et le règne de Louis
La Régence Louis XV (1715-1774) , , 1909.
IX.. 1) H. Carré,
IX Car ré, Ph. Sagna
Sag nac,
c, E. Lavisse:
Laviss e: Le
Le Règne de .Louis (17 74-
.Louis XVI (1774-
1789), 1911.
1789),
2) Tables amdytiques,
amdytiques, 1911.
I. Ph. Sagna
Sag nac:c: La Révolution (1789-1792),
(1789-1792), 1920
II..
II G. Pariser: La Révolutim (1792-1799),
(1792-1799), 1920.
III.
III. G. Pariset
Par iset:: Le Consulat et l'Empire (1799-1815),
(1799-1815), 1921.
IV..
IV S. Charléty: La Restauration (1815-1830),
(1815-1830), 1921.
V. S. Charléty: La Monarchie de Juillet (1830-1848),
(1830-1848), 1921.
VI. Ch. Seignobos: La La Révolution de 1848
184 8 et les
les débuts du Empire
du second Empire
(1848-1859), 1921.
(1848-1859),
VII. Ch. Seignobos
Seign obos:: Le Déclin de l’Empire et l'établissement de la Troisième
Troisième
République (1859-1875), 1921.
République
VIII. Ch. Seignobos: L’Évolution de la Troisième République (1875-1914), 1921
(1875-1914), 1921 ■
IX. H. Bidou, h. Gauvain, Ch. Seignobos: L a Grande Guerre (1914-1918),
(1914-1918),
1922.
1 0 0 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNLARI
MEKÂNLARI
ses
-Lyo
-L transformations.
yon’da,
n’da, 1904’te Dijon’da
1904’ te Ortaç
Or taçağ 1897’de,
ağ tarihi
tarihi Paris’te
profesörü.
profesörü. -1 91902’de
-19 2 4 dekanöğretim görevlisi.
yardımcı
yardımcısı,
sı, 1931
1931
dekan. -Lyon Güzel Sanatlar Okulu müdürü, 1928.
Les Carolingiens, 1903; Claus Sluter et la sculpture bourguignonne au
XVe siècle, 1905; Les Villes d’art célèbres: Dijon et Beaune, 1907; Histoire de
Bourgogne, 1909; Lyon, des origines à nos jours, 1925; Les Pays d'art: la
Bourgogne, 1929; La Provence, 1930.
kanlığında büro
le Grand, sire şefi. E.N.S.,
d'Albert, 1866; öğretim
l’administration royaleelemanı, Midi.Alain
doktor,du1877;
et la féodalité Pau
Lisesi, 1869 ve Bordeaux Lisesi, 1874. -Bordeaux’da Fransa’nın güney
bölgesi dili ve tarihi uzmanı, 1877, coğrafya öğretmeni, 1879. -Paris’te
tarihe yardımcı bilimler öğretim görevlisi, 1885; Ortaçağ öğretim görev
lisi, 1888. -Fustel de Coulanges yerine Ortaçağ tarih profesörü, 1889.
Histoire des institutions monarchiques de la France sous les premiers Ca
pétiens, 1885; Étude sur les actes de Louis VU, 1885, Gobert ödülü; Louis
VIIe Gros, annales de sa vie et de son règnerègne,, 188
1889;
9; Les Communes françaises
à l'époque
l'époque des Capé
Capétien
tienss dir
directs
ects,, 1892; Innoc
Innocent
ent III, 1904-1907, 4 cilt.
M a r ie jo l, Jean-Hipp
Jean-Hippolyte,
olyte, 1855-1934. -Ant
-Antibe
ibess doğ
doğumlu.
umlu. Ba
Babası
bası “s
“sın
ınıf
ıflı
lı
denizci”. Öğretim elemanı, 1882 (5.); doktor, 1887: Un lettré italien à la
Cour d'Espagne: Pierre Martyre d'Anghera, 1488-1526. Lyon lisesinde öğ
1 0 2 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNLA
MEKÂNLARI
RI
Georges, 1865-1927.
Georges,
P âR I S E T, 1865-1927. -A -Aududinc
incou
ourt’da
rt’da doğdu (Doubs),
(D oubs), Strazburg’
Strazburg’da da
öldü. Ailesi Alsac
Al sace’lıd
e’lıdır
ır.. Alsace
Alsa ce okulu,
okulu, 1874
1874-1882
-1882.. -Öğretim
-Öğ retim elemanı 1888 1888
(1.); doktor, 1897; L’Etat et les Eglises en Prusse
en Prusse sous Frédéric-Guillaume
Frédéric-Guillaume
1CT, 1713-1740.
1713-1740. Henri-IV Lisesi’nde vekil vekil öğretmen, 1885.
1885. -Ber
-B erlin
lin ikameti
ikameti
esnasında Nevers Lisesi’nde vekil öğretmen, 1888-1892. -Nancy’de Mo-
demçağ ve çağdaş dönem tarihi öğretim görevlisi, 1892, sonra yardımcı
profesör, 1897 ve profesör, 1901. -Dreyfus Olayı esnasında halk üniver
sitesi üyes
üyesi.i. -Stra
-St razbu
zburg’da
rg’da profesör, 1919. Vall ée ile Carn
1919. Georges Vallée Carnetet d’
d ’éta
étape
pess
du dragon MarqMa rquauant
nt;; Ét
Études
udes d'histoire
d'histoire m
moderne
oderne et con
contempor
temporaine,
aine, Strazburg,
Strazburg,
LAVISSE'İN
LAVISSE'İN FRANSA TAR
TARİHİ
İHİ:: PPIE
IETAS
TAS ERGA PATR
PATRIAM
IAM 1 0 3
1843 ; His
Histoire
toire de Nancy
Nancy,, 1902-19
1902-1909,3 ilt; Rapport sur
09,3 ccilt; su r l'université
l'université de Stras
Str as
bourg, 1917 ; Histoire du Moyen Age, I. cilt, F. Lot ve A . G
Gan
ansho
shoff ile bir
birlik
lik
te: Glotz, l’Histoire Générale, 1928, 1934; Pages alsctcietmes, 1927.
1 0 4 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂNLAR
MEKÂNLARII
VlDA
VlDALD
LDELELAB
ABLALACH
CHE,
E, Paul, 1845-1918.
1845 -1918. -Péze
-P ézena
nas'da
s'da doğdu (Hérault)
(Hér ault),, Tama-
Tam a-
ris’de (Var) öldü. Babası, felsefe profesörü. Akademi müfettişi. E.N.S.,
1863 (1.); tarih öğretim elemanı, 1866 (1.), doktor, 1870; Hérodia Atti-
Hérodia Atti-
Ecole d’Athènes, 1866-18
cus. Ecole
cus. 186 6-1867.-
67.-A
A ngers
ng ers lisesind
lisesindee tarih
tarih öğretmen
öğretmeni,i, 1871.
1871.
-Nancy’de ders sorumlusu, 1872. -Seyahat ve görevler: Gotha, Berlin,
İsviçre, İtalya,
İtalya, İspanya, İngiltere,
İngiltere, Cezayir.
Cezayir. - E .N .S ’de doçen
do çen t 1877,
1877,
E.N .S.’de
.S. ’de müdür yardı
yardımcı
mcısı.
sı. -Sorbo
-Sor bonn
nne’da
e’da coğra
coğrafya
fya prof
profesö
esörü,
rü, 1898.
1898. -
Annales
Anna les de géogra
géographie kurucusu, La Terre, géographie physique et éamomi-
phie kurucusu, éamomi-
que, 1883; Etats et nations de l'Europe autour de la France,
que, France, 1884; Atlas
général, 1894; La France de l'Est,
général, l'Est, 1917; Principes de géographie humaine,
humaine,
1922'de E. de Maitouse tarafından yayımlanmıştır; L. Gallois ile birlikte
22 ciltlik Géographie universelle’in yayımını
universelle’in yayımını üstlendi.
Devlet Anılan:
Commynes’den De Gaulle’e
1 0 6 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂNLARI
MEKÂNLARI
DEVLET
DEVLET ANILA
NILARI
RI:: CO MM YN ES'D EN D E G
GAULL
AULLE’
E’EE 1 0 7
enva nterinden
envanterind en bu yana hemen hhemen
emen hiçb
hiçbir
ir şey yok
yoktur4
tur4.. Ç ok biç
biçimli
imli ve
her yerde mevcut bu tür, kuşkuyla bakılan anılardan, gizledikleri hakiki
doğruları çıkarmaya
çıkarm aya çaçalışan
lışan tarihçinin
tarihçinin55bakışı iile
le yapıtm tarihsel şartların
dan çok
ço k este
estetik
tik gelişimine dah
dahaa itinal
itinalıı olan edebiyatçının6 bakışı arasında
parçalanmış görünmektedir. Bu boşluk birçok bakış açısını gerektirmek
tedir; bunun için de çok özel bir bakış açısından yola çıkmalıdır: Anılar
ile, yorumladığı ve değerlendirdiği iktidar ve Devlet arasındaki ilişkiler.
Fransa’da
Fran sa’da çok erken zamanlardan
zaman lardan beri vardır bu tür; ayrıca art arda
ard a bürün
düğü birçok biçim ise anı üretiminin bolluğunu ve sıçrayışını belirler.
Şunu ifade edelim ki, bu nedenle burada, üstünkörü de olsa bile, bu
türün tarihsel bir taslağını çıkarmak ya da tarih ile anıların kamıaşık
ilişkilerine dair eski senaryoyu yeniden ele almak söz konusu değildir;
hurada XVII. yüzyıldan günümüze Anılar ile edebiyat arasında sürekli
gidiş gelişlerin zenginliğini sistemli bir biçimde incelemek ya da Anılar
ile otobiyo
otobiyografi
grafi arasınd
arasındaki
aki ince vurgul
vurguları,
arı, yakından analiz edi
edilmeye
lmeye de değe
ğe
cek bütün konulan, çok derin incelemek de söz konusu değildir. Biz bu
rada, tanım gereği birbiriyle barışmayan metinleri kabaca karşılaştırarak
ve ulusal hafızaya ilişkin genel topografya çizgisi üstünde kalarak, yer yer
ziya
ziyaret
ret edilen am a son
sonuç
uç olarak pek de açımaçımlanm
lanmamış,
amış, kkapsam
apsamlı
lı bbir
ir bbütün-
ütün-
cenin çerçevesini belirlemeye çalışacağız.
I . Anı
Anılar
lar hafız
hafızası
ası
Anılar geleneğinin bizim geleneğimiz üzerinde ağırlığını kavramak için
oluşumunun tanı mer
merkezine
kezine,, R estaura
estauration
tion sonun
sonunun
un en önemli on yı
yılı iile
le
Temmuz Monarşisi’nin ilk yıllarına bakmak gerekir. O zamana kadar,
1 0 8 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂNLA
MEKÂNLARI
RI
Racine ’in
Racine’i n, La Ha
Harpe’ın
rpe’ın ve Molière’in yapıtlannı
yapıtlannı yayımla
yayımlayan yan Claude-Be
Claude-Bernardrnard
Petitot otuz üç ciltl
ciltlik
ik Rép
Répert
ertoir
oiree du théâtr
théâtree fran
fr ança is’)!! yayı
çais’) yayımlamış
mlamıştır
tır.. Ba
Başlan
şlan
gıçta amacı, “Fransa tarihine hizmet etmek adına” bizzat Didot’nun ko
leksiyonl
leksiyonları
arından
ndan esinlenen JeaJean-A
n-A ntoine
nto ine Rou
Rouche
cher’ni
r’nin,n, 1785
1785’te
’te başladığı
başladığı,,
fakat Devrim’in altmış beşinci ciltte yarıda kestiği koleksiyona benzer
bir koleksiyonu, kırk iki cilt halinde yeniden basmaktı. Aynı sekizli for-
DEVL
DEVLET
ET ANI
NILA
LARI
RI:: CO M M YN ES'D EN DE GAUL
GAULLE'
LE'EE 1 0 9
1 1 0 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂNL
MEKÂNLARI
ARI
basımcıları Baud
basımcıları Baudoui
ouinn kardeşler, libe
liberal
ral bi
birr avu
avuka
katt olan B
Berville’i1
erville’i12ar
2arkadaşı
kadaşı
Barrière13 ile beraber, tanıtım prospektüsünde söylendiği gibi, “yeni ku
şağın tanımak
tanım ak için sasabırsı
bırsızlandığı”
zlandığı” devrimcileri
devrimcilerin n anıları
anılarını
nı toplam akla gö
gö
revlendirirler.
revlendi rirler. O n ik
ikii cilt olarak pla
planla
nlana
nan n dizi
dizi 1827'de
18 27'de elli üç cildi bul
bulur.
ur.
1823’tee Gu
1823’t Guizot,
izot, J.-L. Brière’in tavsiyesi üzüzeri
erine,
ne, Ingiltere devrimi hakkında
hak kında
yirmi beş ciltlik anıların yanında Collection de Mémoires relatifs à l'histoire
l'histoire
de France depuis la fondation de la monarchie française jusqu'à Philippe Philippe
Auguste (Fransız monarşisinin kuruluşundan Philippe Auguste’e kadar
Auguste
Fransız tarihine ilişkin anılar koleksiyonu) adlı yapıtı yayımlar: On iki
yılda 30 cilt. Merkezi dönem böylece iki ucuyla tamamlanmış olur. Ta
rihsel manzara tamamlanmıştır ve önemli olan da bu panoramik etkidir.
Bütün giriş bölümleri birbiriyle yarışırcasına şunu tekrar eder: “Ayrı ayrı
ele alındıklarında tarih için değersiz ve etkisiz olan anılar böylece bir
araya gelmiştir ve çağın eksiksiz tablosunu sunmaktadırlar.14"
Hareket burada bitmez. Censeur
Censeur européen’de Augustin Thierry’nin
meslektaşı, Martign
Mar tignac’m
ac’m bakanlığı dönemin
döneminde de geçic
geçicii süre yönettiği
yönettiği arşiv
lere ilişkin bir reform projesinin sahibi ve Panthéon littéraire’in
littéraire’in gelecek te
ki müdürü Alex
Alexan
andre
dre Bu
Buch
chon
on115 1826’d
1826’dan
an 1828’e
182 8’e kad
kadar
ar iiki
ki yılda,
yılda, Verdière
12) Albin de Berville, Saint-Albin Berville diye anılır (1788-1868), yargıç ve edebiyatçı.
Restauration döneminde liberal olarak 1821’de Paul-Louis Courier’nin 1822’de Béranger'nin
savunmasını üstlendi; savunma
savu nmalan lan Oeuvr
Oeuvreses complètes’
complètes’de
de sonradan basılmıştır
basılmıştır.. Temmuz
Temm uz devrimiıv
den sonra Paris krallı
krallıkk mahkemesinin avukatı
avu katı oldu. 1838'den 1848’e Pontois milletvekili
milletvekili olarak
merkezd
merk ezdee kaldı. Kurucu meclis üyesi üyesi olarak o zaman sağda ye yerr aldı.
aldı. 1825'ten
1825'ten itibaren ait olduğu
Philotcchniquc
Philotcc hniquc derneğinin daimi sekreteri oldu. Revuee encyclojrédiqtte
old u. Revu encyclojrédiqtte ve
ve CortstmırıoriJiel'de gazete
ci olarak Éloge de
de Delil
Delille
le'i'i 1817 de Amien
Am ienss akademi
akad emisi tarafın dan ödüllendirildi. Éloge de Rallini
si tarafından Rallini
I8l8 de Fransız akademisi belagat ödülünü aldı. Birçok savunması Panckouckc un Barreau Barreau
français koleksiyonu
français koleksiyonu ile Warée
Wa rée’nin
’nin Annales
Annales du bureau'suna dahil edildi. 1845’te Fragments oratoires
Fragmentsoratoires
et littératures haricinde,
littératures haricinde, Œuvres diverses, şiirleri
diverses, şiirleri ve düz yazıları 1868'de
186 8'de Œuvres
Œuvres oratoires1! I8
I869
69'da
'da
bir araya getirildi.
13) Jean-François Barrière (1786-1868) baroya kayıtlıydı, özellikle hastanelerin organizas
yonlarından sorumlu La Seine valiliğine bağlı bölüm şefi oldu. Gazette de France France ve Journal des
des
débats’da reklamcı ve yazardı; belirtilen iki büyük koleksiyonun dışında Mme Campan’ın ve
Loménie de Brienne'in Mémoires’ini, XVII. yüzyılın basılmamış belgelerinden iki derlemeyi, La
Cour et
Cour et la ville sous Louis XIV, Louis
Louis XV et Louis
Louis XVl'i (1829) ve Tableaux de de genre
genre et d’histoire'i
d’histoire'i
(1848) yayımladı.
14) Berville et Barriere'in Mémoires relatifs à la Révolution française dizisinin
française dizisinin Prospectus
Prospectus u,
u, 8
s., B.N., La 1.
15) Jean-Alexandre Buchon (1791-1846), reklamcı, tarihçi ve gezgin olarak özellikle yazı
koleksiyonun
koleks iyonunda da G.
G. C
Chastellain
hastellain,, J. Molinet'nin ve Dacier'nin önerisi üzerine
üzerine,, Froissart'nm
F roissart'nm yazıla
yazılan-
n-
nın önemli bir bölümünü tanıta Arşivleri reform projesi üzerine, bkz. Pierre Petresson de Saint-
Aubin, "1829'da bölge arşivleri reform projesi", Gazette des archives, archives, no: 68, 1970; ilk üç aylık
dönemi, s. 46-48 ve “bölge arşivleri organizasyonu için A. Buchon projesi”, Bulletin de l’École des
DEVLET
DEVLET AN
ANIL
ILAR
ARI:
I: CO M M YN ES'D EN D E G
GAUL
AULLE
LE E 11 1
dûmes, no 12
dûmes, no 129,19
9,1971,71, s. 12 0-
0-12
12 9.1830’dan sonra Yunanistan'da bir bir misyonla gör
görevli
evliyken,
yken, 1843’t
1843’tee
La Grèce contirumtale et la Morée’yi
la Morée’yi ve onu takiben Nouvelles Recherches sur la principauté fran
de Morée’y
çaise de Morée’yii (18
(1843-1
43-1844
844,, 2 cilt), İtalya, Malt
Malta.
a. İsviçre’ye seya
seyahat
hat yazıları
yazılarını
nı yay
yayımladı.
ımladı. Aynı
amanda. Histoire populaire des Français (1832) ve HistoireHistoire üniverselle
üniverselle des
des religiom’un
religiom’un (1844) ilk
Üç cildinin yazandır. Biographie universelle ile
universelle ile Revue indépendante’a katkıda bulundu. Bkz. Jean
Longnoti, Alexandre Buchon, voyage dans l’Eubée, les des Ioniennes et les Cyclades
Cyclades en 1841, avec
avec
une notice biographique et bibliograltluque,
bibliograltluque, Paris, Emile-Paul, 1911, Maurice Barrès'in önsözü.
1.6) Jean-François Michaud (1767-1839), tarihçi ve reklamcı, Albens’de (Savoie) doğdu.
19 yaşında Lyon'da kitapçı çıraklığı yaparken Kontes Fanny de Beauhamais tanıtından fark
edildi, Kontes onu 1790’da Paris’e götürecekti. Kralcı gazetelerin yazan olarak, Ain’e iltica
etmek zorunda kaldı. Fransız devrim takviminin 13’ünde, Konvansiyon’a karşı krallık müfreze
lerini desteklediğinden dolayı tutuklanmış, ölüme mahkûm edilmiştir; İsviçre’ye kaçtı, oradan
Fransız devrim tarihinin ikinci ayının I8’indc geri döndü. 1806’da, kardeşi Louis-Gabriel ile
Biographie modeme ou Dictionnaire des hommes qui se sont se sont fait
fait un nom en Europe depuis 1789'e 1 789'e
girişti; heybetli Biographie
Biographie universelle'in ilk baskısı olan bu çalışmayı daha sonra tamamen
kardeşine bıraktı; kendisini beş cildi metin ve dön cildi bibliyografyadan ibaret (1811-1822)
Histoire des Croisades'a
Croisades'a adadı. 1813’ten itibaren Fransız Akademisi üyesi oldu, Restauration
döneminde milletvekilliği
milletvekilliği yaptı. 1830’da
1830’dan n sonra Lu Quotidi
Quotidienne
enne vvee Munüeur'de başyazarlık yapn.
Dokunaklı bir ayrıntı: Biographie
Biographie ıımverselle’de
ıımverselle’de kendisine yönelik bir ibare onun ünlü Mémoires
koleksiyonuna sadece
sadec e itibari katkısının altım çizer; “orada
“ora da bizzat kend
kendisinin
isinin itirafıyl
itirafıylaa bbuu ççalışmay
alışmayaa
katkısının neredeyse hiç olmadığını biliyoruz” -o zaman İtalya'da tedavi görüyordu- ve sonuç
olarak onun hakkında şöyle bir yargıya varıyoruz: "onun duru, tamamen akademik, fakat o
kadar da soluk ve belirsiz yanı vardı; Gerçek ve sade olan bıı enerji konuşmasında ve yazıların-
Ba bulunmuyordu.”
1 1 2 HAFIZA
HAFIZ A MEKANLA
MEKA NLARI
RI
17)
17) Jean-Jos
Jean-Josephe
ephe François
Fran çois Poujoulat 180S‘de
180S ‘de Bouches-du-R
Bouches-du-Rhone’da
hone’da doğdu, Aix'de
Ai x'de eğitim
eğitimini
ini
yapnk
yapnktan
katini tan
çektisonra 1826’
1826’da
ve onun da Paris’e
Paris’
aracılığıylae Bibliothèque
aracılığıyla geld
geldi.i. Kral
Bibliot hèqueyanl
yanlısı
ısıCroi
des ve Katolik
Kato
Croisade lik
sades’ olması
s’ee gi
girdi. François
da onMic
rdi. 1830’da
1830’ Miclıaud
a Dolıaud’nun
ğu’da’nun
ğu ’da dik
refakat
eder ve onunla L a Corre
Corresponda
spondance
nce d'Orient'ı, yedi cilt (1832-1835), yayınlar, onun ölümünden
sonra. His
Histoi
toire
re des C
Croisades
roisades m yen
yenii ba
baskısını
skısını yapar (1840-
(1840-1846).
1846). 1848 den 185 185 l e kadar Kurucu
ve yasama meclisinde milletvekili olarak kilise yanlısı ve meşruiyetçi grupta yer alır. 2 Aralık’tan
kendini gazeteciliğe (lé Musée des
sonra politikadan çekilir ve kendini des famill
familles,
es, La Quotid
Quotidienne,
ienne, LLaa Rev
Revue
ue
des Deux Morules) ve edebi yapın adar. Bu yapıt üç alanda yirmi beşten fâzla konuyu içme alır:
Doğu (La Bédouine, 1835, Franse akademisi ödülü; Histo Histoire
ire de Jérusal
Jérusalem,
em, 1840-1842; Voyage en
Algérie, 18.46); Katoliklik (Histoire de Sain
Saintt Augustin, 1844; lettres sur Bossuet, 1854; Le Cardinal
Maury, 1855; Vie de Mgr Sibour, 1857; Associations et congrégations religieuses, 1860, vb.); son
olarak, politika (Histoire de la Révolution française, 1847; LaL a Droi te et sa mission, 1848; La France
Droite
et la Russie à Constantinople, 1853; Le Pape et la liberté, 1860).
18) jean-François’mn büyük kardeşi ve yazı ortağı, Jacques-Joseph Champollion-Figeac
(1778-1867) hakkında, bkz. Toukıuse,
Charles-OIivier Champoüion, Jacques-
Joseph Champollion-Figeac, PresseCarbonell’in
de l’Institutekd’études
tezi, L’Autre
politiques et l’Asiathèque.
1985. Dacier’ye körü körüne bajlı, Edebiyat ve sanatlar akademisi daimi sekreteri, sonra École
des Chartes’da öğretmen ve kralkk kütüphanesine müdür oldu; özde şüpheci bilgin olan Jacques-
Joseph
Josep h Champollion-F
Champollion-Figeac
igeac Guhot’nun
Guh ot’nun açtığı birçok
birçok belg
belgesel
esel şanti
şantiyeye
yeye katıld
katıldı.ı. Oğlunu 1830’da
Ecole des Char
C hartes
tes’a
’a serbest ddin
inley
leyici
ici olarak kabul ettirdi ve takip eden yıl, yıl, krallık kütüphan
kütüphanesi
esi
ne “elyazmalan memuru” olarak aldırd aldırdı.ı. O
Oğlu
ğlu 1880’ da Les Deux Champoüion'u yazdı. Michaud
1880’da
ve Poujoulat’ıım kolckslyonıındı, Jacques-Joseph ile François de Lorraine’in Condé prensinin
ve Antoine Puget’nin (VI. cilt) Mémoires’inm, Pierre de L’Estoile’ın (XIII. cilt), Retz’in (XXIII-
cilt), Joım
Joımıalm
ıalmin,
in, Briennc,
Briennc, Monff
Monffésor,
ésor, Font
Fontrail
railles,
les, La Châtre, Turen
Turennene (XXV
(XXV.. cilt), OmOmerer Talon
ve l’abbé de Choisy’nin (XXVIII cilt) Mémoires’min yayınına kâğıt üzerinde katılan Aimé’yi
buluruz.
DEVLET
DEVLET ANIL
ANILAR
ARI:
I: CO MM YN ES 'DE N D E GAULL
GAULLE'
E'EE 1 13
1 1 4 HAFIZA MEKÂNLARI
bir biçimde karşılayan Le Globe şöyle yorum yapar: “Ya çok yanılıyoruz,
ya da bu moda olacak ve dünya insanları sonunda derin bilgi ile alay ede
cekler.” (1825, I. cilt, s. 340). Bu anı sahiplerinden lier biri etkili bir
şekilde politikaya girmiştir.
girmiştir. Petitot
Pe titot ılıml
ılımlıı Katolik
Kato lik monarşist, M ichau
ich audd aşırı
aşırı
başkaldırıcı, Guizot körü körüne bağlı liberal, Berville yurtsever bir libe
raldir, fakat hepsi aynı amaca bağlıydılar: Geçmişin kanıtlan üzerine şim
diki zamanın ulusal meşruluğunu kurmak. Herkes, Guizot’nun kendi üze
rinde yeniden kurmayı dilediği bu “hak ve sempati duygusu” adı verilen
global tarih ve uygarlık mirası düşüncesini paylaşıyordu. Halka açık bu
anıların
anıları n bir araya getiril
getirilmelerinde
melerindekiki en
e n büyük amaç, açıkça,
açıkça , ulusal toplulu
ğun gizl
gizlii sermayesini
sermayesini yeniden elde etmek,
etm ek, ölü bir Fran
Fr ansa’nın
sa’nın yaşayan hafı
zasını günümüz Fransa’sının kanlı ve görkemli hafızasına eklemlemekten
ibarettir.
1820’lı yıllar bunlann birbirine karıştığı yer oldu. Bu boş politika anı,
parlamenter aktivitelerin yenilenmesinin, salonların yeniden canlanma
sının,, sansüre karşı
sının karşı mücadelenin
mücad elenin bütün politikpolitik ve sosyal
sosyal şartlarla
şartlarla destek
des tek
lendiği dolu bir hafıza ânıdır. Her şey Restauration’u bir bayram, hafıza
nın bir
bir tiyatro
tiyatro eseri haline getirmek
getirme k üzere bir
bir araya geliyordu.
geliyordu. X. Ch ar
arles
les ın
gülünç sarayı gibi XVIII. Louis’nin hüzünlü sarayı, eski saray betimleme
lerini okumayı eğlenceli kılıyordu; İ815’in ulusal utancı Fransa’nın eski
ve yeni zafer hikâyelerinin değerini artırmıştı. Barışın sona ermesiyle si
vil Anılar savaşı başladı, imparatorluk, Fransız Devrimi’yle ilgili anıları
derinlere gömmüş
göm müş ve bu anıları ortaya çıkarmaya
çık armaya yönelik nadir
n adir giri
girişimle
şimleri
ri
de cezalandırmıştır20. Napolyon’un düşüşünden sonra devrimle ilgili anı
lar sökün eder; ancak Napolyon’la ilgili efsaneler de artar21: Başlangıçta
Salgues’ın dokuz ciltlik derlemesi ve doruk noktada ise 1823'teki Mémorial
vardır22. Yüzyılın sonunu ve kan içicilerin üzerine düşen büyük utancın
kalkmasını bekHistoire
bekleyecek
Lamartine’in leyecekdes
olan da
dağlılar
ğlılar başlığını
Girondins değil,
değil, gerçekte bir Devrim
da açıklayan tarihi
Kurucu olan
Meclis
üyeleri ve Girondin’lerdir. Robespierre’in etrafında toplanan meclis üye
20) 1810’da Paganel’de Essai historique et critique sur la Révolution française eseri için olup
biten şeydir bu.
21) Bkz. Jean Tulard, Bibliographie critiıpıe des Mémoires sur le Consulat et l'Empire, Centre
de recherches
recherche s d ’his
’histoire
toire et de philologie
philologie de la IV0 ssection
ection de l’Ecole pratique des h aute
autess étud
étude»,
e»,
XIII. cilt, Cenevre, Librairie Droz, 1971.
22) Bkz. Edmond Biré, La Légende des Girondins, Cenevre, Société générale de librairie
catholique, 1881.
DEVLET
DEVLET ANI
NILA
LARI
RI:: CO M M YN ES'DE N DE GAULLE'E 1 1 5
Université
Université de Paris de Pise. 1985, kendisine sonuç
sonuçlan
lan nazikçe ba
bana
na ilettiği için teşekkür ederim.
1 1 6 HAFIZA MEKÂNL
MEKÂNLARI
ARI
diğer “ ki
kirl
rlii çamaşırlar”
çamaşırl ar”.. Lamoth
Lam othe-L
e-Lang
angon2
on255 duygusal
duygusal roman, polisiy
polisiyee roman
rom an
ve gelenek romanı türler
türlerini
ini bırak
bırakıp
ıp sahte anılar türünü benimsemiş ve sade
sad e
ce 1829 yılında en az yirmi
yirmi cilt basmıştır:
basm ıştır: Mémoire
Mémoiress histo
historiques
riques et anecdoti que
anecdotique
du duc de Richelieu (Dük Richelieu’nün tarihi ve anekdotik anıları), M é
moires d'une femme de qualité (Üst düzeyden bir kadının anıları), M émoire
de Madame la comtesse du Barry (Kontes Barry’nin anıları) ve Souvenir
d ’un pair de Fran ce (Bir Fransız yüksek meclis üyesinin hatıraları). Gerçek
France
bir anılar değirmeni ve tarihsel imgelemin demokratikleşmesinin güçlü
bi
birr aracı; aynı yıyıl 182
1829’da
9’da Balzac’m
Bal zac’m dediği
de diği gibi
gibi,, “Fr
“ Fran
ansa’nın
sa’nın ve XIX.
XIX . yüz
yüzyıl
edebiyatının ifadesi” olan tarihsel romanroma n moda
modasıdır
sıdır bu26
bu26. Uzmanl
Uzm anlar
ar 1815’ten
1832’yee kadar27
1832’y kadar27, 1822
18 22,18
,1828
28-1
-182829,
9, 1832
1832 tarihlerindeki
tarihlerindeki sıçramalarla
sıçramala rla birlik
birlik
te bunlar gibi altı yüz kitap belirlemişlerdir; bu tarihlerden “birincisi için
S co tt’v
tt ’vari
ari bir
bir etkiden, İkincisi
İkincisi için liberallerin
liberallerin politik
politik saldırısından,
saldırısından , üçün-
ciisü için de Temmuz monarşisine olan tepkiden söz edebiliriz”: Anıların
hareketlenişine tastama
tasta mam
m koşut bir
bir çiz
çizgi
gi.. Thie
T hiers’ni
rs’nin
n on beş ciltli
ciltlikk Histoire
du Consulat et de l’Empire (Consulat ve imparatorluk tarihi), Barante’ın
on ciltlik
di’nin Histoire
otuz des ducs
des
bir ciltlik de Bourgogne
Bour
Histoire gogne
des (Bourgogne
Français dükleritarihi)
(Fransızların tarihi),gibi
Sismon-
çağa
damgasını vuran diğer büyük tarih yapıtları aslında vakayinamelerden
ve anı yazarlarından kesilip
kesilip alınmış parç
p arçala
alarla
rla oluşturulan bi
birr mozaik değil
değil
de nedir? Michelet, hem arşivlere dalan ilk kişi hem de sayesinde yazar
ların sesini
sesini işitebild
işitebildiğimi
iğimizz son kişi olmakla
olma kla övüne
öv ünecektir.
cektir. Bilhassa
Bilh assa Devr
D evrim
im’i’i
anlattığı288 onun tarihi
anlattığı2 tarihi hafızanın
hafızanın büyüsünün
büyü sünün egemenliği altındadır. O nd an
sonra, büyü bozuldu.
bozuldu. UzmUzmanla
anlaşmış
şmış tarihyazarlı
tarihyazarlığmın
ğmın yenili
yeniliği
ği aslında
aslın da anıla
an ıla
rı
rın
n işlenmesine dayanma
dayan maktadktadır.
ır. 1824’te
1824 ’te Augustin
Aug ustin Thierry2
Thi erry299 şöyle
şöyle açıklar:
25) Bkz. Richard Switzer, Etienne-Léon de letmothe-Langon et le roman po/ndaire français de de
1800 à 1830,
1830, Toulouse, Privai, 1962.
26) Bkz. Louis Maigron, Le Roman historique à l’époque romantique,
romantique, Paris, Hachette, 1898,
vc Georges Lukacs, Le Roman historique, Paris,
historique, Paris, Payot, 1965. Balzac'tan alıntı Du roman histo
historique
rique
et de Frag/aleua,
Frag/aleua, 1829’dan alınmıştır.
27) Bkz. Claude Duchct'nin ilginç makalesi, “L’Illusion historique, renseignement des
préfaces (1815-1832)”, Revue d'histoire littéraire de la la France, 1975, 75. cilt, s. 245-267.
28) Bunun için Histoire de la Révolution’un,
Révolution’un, Bibliothèque de la Pléiade, Paris, Gallimard,
1939, baskısının sonunda
son unda Gérard
Gér ard Walter'in
W alter'in hazırla
hazırladığı
dığı Michelet kaynaklanılın
kaynak lanılın dosyasına başvur
başvu r
mak yeterlidir.
29) Hiç bitirilememiş, otuz ciltlik Histoire de Fronce'in
de Fronce'in prospektüsü, Augustin Thierry Di»
ems d'études hisuniqucs'in
hisuniqucs'in önsözünde (1834) buna değinir. O dönem, Le Journal des savants
des savants do
(1824, s. 698) yayımlanan metin Louis Halphen tarafından L’Hisroire en France depuis cent
ans’da (Paris, Armand Colin, 1914, s. 52) alıntı olarak verilmiştir.
DEVL
DEVLET
ET AN
ANIILA
LARI
RI:: CO MM YN ES DE N D E GAULLE
GAULLE''E 1 1 7
1 1 8 HAFIZA MEKÂNLARI
3 t) Sain
Saint-E
t-Evrcm
vrcmond
ond,, Œuvres, Londra
Lon dra,, 7 cilt, 11111. cilt, s.s. 157.
157.
32) Voltaire, Abbé Dubos’ya mektup, 30 Ekim 1738, Correspondances, Paris, Gallimard.
Bibliothèque de la Pléiade, I. cilt, s. 1279.
33) Lenglet-Dufresnoy, Méthode pour étudier l’histoire,
l’histoire, 1713, 2 cilt. II. cill, s. 5. Klasik
çağda
Le Romuntari
tarihin
hin teorisy
teorisyonler
d Ut onleri
[rremiere i ha
hakkında
kkında
personne,
personne, -P ede
Taris, r Rapin,Colin,
Armand Sorel,1975,
La Morh
Morhe e Levayer,
bölümLevay
I. s.er, bkz.
bkz. René Démor
78-89. Démoris,
is,
34) Bkz. W. H. Evns, L'Historien Mezeray et la la conception de l'histoire en
l'histoire en France au XVIIe
XVIIe
siècle, Paris, 1930.
DEVLET
DEVLET AN
ANIL
ILAR
ARI:
I: CO M M YN ES 'DE N DE GAULLE'E 1 19
1 2 0 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNLARI
basılı olmayanları
olmay anları geçmed
geçm ediği”n
iği”nee inanıyordu. Birkaç
Birk aç yılda hem iy
iyi bir
bir hükü
hükü
met organizasyonu hem kredilerle, ulusal belleğin hepsi yayımlanabilir-
di. Bu mükemmellik ütopyasıyla bazı düşler kuruluyordu. O, bu ütopyayı
bütün kuşağıyla paylaşıyordu; ulusal eğitimle ilgili işlerinde hep bu ütop
yayı izlemiştir; Memoıres’m III. bölümdeki bir bölümü ayrı bir bütün, ki
tap içinde bir kitap, ulusal hafızanın yoğunlaştığı bir hafiza mekânı hali
ne getiren olgu da budur.
Ancak olgu olaylann zorlamasına dayansa bile, eleştirel tarihin ilk
anda arşiv olarak anılara yönelmiş olması, bireysel Anıların ortak hafı
zayla ilişkisi, biyografik tarihin ulusal tarihe kaydoluşu ve devlet anıları
bakımından anlamsız değildir. Fransa’da bunların önemi sık sık yapıldığı
gibi siyasal dramatizasyondan çok, birey ile tarih arasında kurulan özel
ilişkiden kaynaklanır. Bu ilişki soy ve kimlik ilişkisidir, uzun süre yeri
sağlamlaştırılmış aynı öbek içinde destanın, ulusun, seçimin ve nesrin
ye
yer
r aldı
aldığı
lüğüyle ğıkarışmış
kristalleşmiş
kristalleşmiş
olarakkanaatler
kana atler bütünüdür.
Miehelet’ııin Bunlarıà Anıların
Introduction An ıların sauniverselle
l'histoire k üstün
üstü n
(Evrensel tarihe giriş) adlı kitabında şu satırlarda buluruz: “Fransa hare
ket eder ve düşünür,
düşün ür, ilan eder ve savaşır,
sava şır, dünyayı
dünyayı yerinden oynatır, Tarih Ta rih
yapar ve onu hikâye eder. Tarih olayın özetidir. Hiçbir yerde, ne İngilte
re’de ne Almanya'da, ne İtalya’da (...) bireysel tarih Anılan bulamazsınız.
Mevcut zaman Fransa için her şeydir. Fransa onu benzersiz bir canlılıkla
ele alır.
alır. İnsan gördüğ
g ördüğüü ya da yaptığı herhangi
her hangi bir şeyi hemen
hem en kaleme
kalem e alır
alır..
Çoğunlıkla
Çoğu nlıkla abartır. Atalarımızın ( .....)
.) yaptığ
yaptığıı bütün her şe şeyi
yi eski vakayin
vaka yina
a
melerde görmek gerekir. Fransa düzyaz düzyazıı ülkesidir (. ....)) ulusumuzun
ulusum uzun zekâsı
zekâsı
çok yüksek ölçüde
ölçüd e düzya
düzyazı
zı karakterinden
karakterind en başka
b aşka hiçbir
hiçbir yerde ortaya çıkmaz.”
çıkm az.”
Bizzat anılar geleneği bilincini güçle oluşturan bir bütündür bu ve bu bü
tün anılar alanını belirler; rıpkı konuyla ilgili tek yapıt olan, Caboche’un
Les Mémoires et l’histoire en France (Fransa’da anılar ve tarih) adlı eserin
de olduğu gibi; bu yapıt bizim incelediğimiz dönemin en sonuna, 1863
tarihine rastlar; bu dönem aynı zamanda kesin ayrımı dile getirecek olan
büyük pozitivist bildirgelerin dönemidir; Caboche yapıtta “altı yüzyıllık
kesint
kes intisi
isizz Anılar”d
A nılar”dan
an tarihse
tarihsell anlam çıkarmaya çalışır
çalışır.. Yazar sa f otobiyog
rafileri, gönül Anılarım, çocukluk hikâyelerini ve özel hatıraları (Port-
Royal, Mamıontel, Lamartine vb...) dikkatlice ayırır ve sadece “ciddi
tarilı tablolarını”, “yürekli onur ve tutku mücadelelerini”, “iktidarın, kre
dinin, itibarın tartışıldığı yerleri”, “hizmet edilen bir kralın, zaferlerinin
duyulduğu bir ülkenin olduğu” zamanlan ele alır. Monarşi ve bürokrasi
DEVLET
DEVLET AN
ANIL
ILAR
ARI:
I: CO M M YN ES ’D E N D E GAULLE’
GAULLE’EE 12 1
nin en etkili ifadesi olan devlet kımıltılarının nesnel gücüne ve sürekli
liğine
liğine samimi ve insani bi birr karşıl
karşılık
ık olan A Anılar
nılar DDevle
evlett AAnılandır.
nılandır. Cab
C aboch
ochee
bıı tiirün, “Fransızlara, bu özel ve samimi, insani ve neredeyse aileye Özgü
tarihler imtiyazını veren ulusal, kahramansı ve gelgeç, geveze ve somut,
coşkulu ve hafif', samimi ve gururlu karakterimize" doğal uyumunu kazanç
olarak görmektedir. Bu Anıların sayesinde tarihimizde köklü bir kimlik
saptam
sap taması
ası gerçekleşebil
gerçekleşebilir,ir, “biz
“biz hepi
hepimiz
miz Bayard’12, biz biz hepimiz Pharam
Pha ramonond’u
d’uzz,
biz hepimiz” Mansourah savaşında “Tanrı aşkına, hanımların odalarında
bile bundan söz edeceğiz!" diye bağıran "birer Joinville'iz.”
Bireyin ulusal epos’
epos’ a kaydoluşunu daha d aha açık biçimde bizza bizzatt türün ve
geleneğin kökeninde buluruz; genelde Fransız anı yazarlarının ilki kabul
edilen
edile n Guibe
Guibertrt de N og ogen
ent’ıt’ın,
n, hem ililkk tı
tıaçlı
açlı sef
seferi
erini
ni aanlatan
nlatan Gesta Dei per per
Francos’u ve hem de ulusal birliğin genel tarihe yadsınamaz biçimde bağlı
özel bir tarihle ikiye bölünmüş benzer bir kaygısı içinde biyografisi De vita vita
sua'yı yazdığı
sua'yı yazdığı XII. yüzyıldır bu. XVI. yüzyılda, Jacques Auguste de Thou bu
başlangı
başl angıcı
cı yenile
yenileyecekt
yecektir.ir. Giri
Girişş bölümünde Guibert ddee N og ogen
entt başlangıçt
başlangıçtaa
Haçlılar tarihini nazım türünde bir destan gibi yazmayı istediğini, ancak
bira
birazz düşününc
düşün ünce, e, düzyazını
düzyazının n ko
konunun
nunun ciddiyetine ddah ahaa uygun olduğunu
düşündüğ
düşün düğünü
ünü itiraf
itira f ed
eder3
er377. Kuru
Kurucucu bir
bir it
itira
iraf.
f. Fra
Fransa
nsa’nın
’nın seçk
seçkin
in saygınl
saygınlığına
ığına
ve kendini adadığı istisnai yazgısına ilişkin burada açıkça belirtilmiş, ama
her yerde
yerde örtük olarak yer al alan
an inanç olmadan An Anılar
ılar olmaz.
olmaz. Bü
Bütün
tün An
Anılar
ılar
De vitae
vitae sua’nın Gesta Dei Per Francos Francos ile birleşmesidir. Bireyselciliğin
kabulü, mode
mo dem m otobiyografinin
otobiyografinin doğuşu, tanıkl tanıklığın
ığın yeri
yeri doldurulam
doldurulamaz az ni
ni
teli
teliği
ği bu duyguyu
duyguyu sad
sadece
ece güçlendirecektir: A Anılar,
nılar, som utlaşmış tarih, de
ğişik ve çok biçimli Fransa demektir. Ve bu duygu, kendi tarihindeki
karışı
kar ışıklıkl
klıkları
arın
n ve iktidar sarsınt
sarsıntılar
ılarının
ının sonra
sonrasuıd
suıda,
a, önem li An
Anılara
ılara konu
olan Devletler Birliği, din savaşları ve La Fronde zamanında olduğu ka
dar hiçbir zaman güçlü olmamıştır; bu duygu hiçbir zaman, tarihinin en
ciddi krizinde
krizindenn sonra. Devrim ililee İmparatorluğun yarattığı büyük kopma
37) De vita sua ilk kez Fransa’da Guizot tarafından 1825'te Mémoires relatifs à l'histoire Je
France'ta yayımlandı, IX. ve X. cilt. GeGeorg
orges
es Bourgin 1907’de LatLatince
ince metnin
m etnin eleştirel baskısını
verir. İngilizce eleştiri baskısı John F. Benton’un ilginç girişini içerir, Self
Se lf and Society m Medieval
Prance, the Memoirs of Abbot Guibert of Nogent, New York. Harper and Row, 1970. Bernard
Guenée’ye
Guené e’ye beni ondan haberdar ettiği için teşekkür ederim. H Haçlılar
açlılar tarihine girişinin
girişinin ssonunda,
onunda,
Guibert de Nogent.
Nogent. ssöyle
öyle ya
yazar
zar:: “E ğe rT an n ’mn kendisine böyl
böylee bir konu üzerinde
üzerinde uygun bbiçimde
içimde
yazm
yazmaa lütfunu atfetmeyi layık
layık gö
gördüğü
rdüğü bir insan varsa, bu insanın bütün Yahudiye savaşları
sav aşları tarihçi
lerinin aidıklan tondan daha ağır bir ton almaya çalışması gerektiğini düsüniiyorum.(...). Ese
rimee iddiasız,
rim iddiasız, ama ulusumu oonurlandırmaya
nurlandırmaya yarayacak bir bbaşlıkaşlık verdim: G Gesuı
esuı Dei pper
er Franco
Francos."
s."
1 2 2 HAFIZA MEKÂNLARI
DEVLET
DEVLET AN
ANIL
ILA
ARI
RI:: C OM M YN ES 'DE N DE GAULLE’
GAULLE’EE 1 2 3
dönemine n okta
nokta
özünee doruk
özün koyar veson
noktasında
nok tasında aslında
aslında
verir.old
verir.oldukça
ukça karmaşı
karmaşıkk olan gelenek
gelenekler
lerini
inin
n
39) Bkz. Orc st Ramım. Artüum of Gbny, Wtiters and Historiatl Thought m Sevenıeeıııh
Bkz. Orcst Sevenıeeıııh
Gtntuıy France,
France, Universty of North Carolina Press, 1980 ve François Fossier’nin iki önemli
'nakalesi: “La charge d’historiographe du XVIe au XIXe siècle”, Revue historique,
historique, CCL-VII1,
CCL-VII1,
3976,
3976, ve “A propos du titre
titre d’hist
d ’historiogr
oriographe Revue d'histoire moderne et
aphe sous l’Ancien Régime” , Revue et
contemporaine, XXXII. cilt, Tcmmuz-Eylül 1985.
1 2 4 HAFIZA MEKÂNLARI
40) Cardinal de Retz, Œuvres, Paris, Gallimard, Bibliothèque de la Pléiade, 1984, s. 635.
41) Marc Fumaroli iki önemli makalede bu düşünceyi ustaca açar, “Les Mémoires du
XVIIe siècle au carrefour des genres en prose”, Anılara ayrılmış XVIIe siècle
siècle dergisi, 1971 ve
“Mémoires et histoire: le dilemme de l’historiographie humaniste au XVIe siècle", Strazburg
ve Metz Kolokyumu, Les Valeurs chez les mémorialistes
mémorialistes français
franç ais du XV IIe siècle avant la Fronde,
XVIIe Fronde,
a.g.y.
42) A.g.y.,
A.g.y., Les Mémoires du XVIIe siècle... , s. 23.
43) Bu nedenle bıı çalışmada gramere uygun, fakat tabii kullanıma aykırı olarak "Les
Mémoires"i eril çoğul olarak almak zorunda kaldık.
DEVLET
DEVLET ANIL
ANILAR
ARI:
I: CO M M YN ES 'DE N D E GAULLE'E 1 2 5
de farklıvardır
gelenek olan Ortaçağ kökenlimezar
ve bu gelenek, birçokyazılarına,
akımı birbirine bağlar. benzeyen
heykelciklere Soylu bir
ve vi
virt
rtute
utes’in
s’in,, büyük ins
insan
anlan
lannn eylemlerini, ünlü aailelerin
ilelerin unvan
unvanlarını
larını ko
44) Oldukça anlamlı bir giriş sözü, Amerikalı biyografi yazarı Bernard Ledvvidgc'in işaret
e'riği gibi, hafızası onu yanılttığından De Gaulle Hamlette'dcn anlamı değişen yanlış bir alıntı
Vapmıştır. Bkz. Bernard Ledwidge, De Gaulle,
Gaulle, Paris, Flammarion, 1984, s. 52.
45) Albert Sorel,
Sorel, “Histoire et Mém oires”. Minemi, 15 Oca
Ocakk 190
1903.
3.
1 2 6 HAFIZA MEKÂNLARI
46) Bkz
Bkz.. Phi
Philippe
lippe Ariès, "Po
"Pourqu
urquoi
oi écrit-on des Mémoires?” Les Valeu
Valeurs...,
rs..., a.g.y. Bkz. Maria
Rosa Lida de Malkiel, L'Idée de gloire dans dons la iruditiori occidentale, Fransızca çeviri, Paris,
Klincksieck, 1968.
47) Joinvilte’in Kanadalı yeni yorumcularından Alain Archambault "eserin esası ermişlerin
yaşamını ele almaz, özyaşamöykiisel özellik taşır” der: bu Anılar La Vie de Soinr Lottis'den otuz
yıl kadar önceye, yani 1272 yılına dayanır. Bkz. “Les Silences de Joinviile”, Pupers on Laııguage
and Literatüre, VII. cilt, 1971. Jacques Le Golfa bu açıklamadan dolayı teşekkür ederim. Bu
Gaston Paris'nin de düşüncesiydi, “Jean, sire de Joinviile”, Histoire littéraire de la France,
XXXII. cilt, 1898, s. 291-459. Joinville'in baskısını yapan Jacques Monfnn taralından doğrula
nır. Bkz. Aynca Danielle Régnier-Bohlcr'in tespiti, Histoire de la vie privée, II. cilt, Georges
Duby’nin yöne
yönetimind
timinde,e, Paris, Seui
Seuil,l, 1985, ss.. 376 vd.
48) Bkz. La Chronique et l'histoire au Moyen Age kolokyumu, 24 ve 25 Mayıs 1982, Daniel
Poirion (der.), Paris, Presses de l’Université de Paris-Sorbonne, 1984, burada üç makale doğru
dan bizim konumuzu ilgilendirmektedir: Bernard Guenée, “Histoire et chronique: nouvelles
réflexions sur les genres historiques au Moyen Age"; Christiane Marchello-Nizia, “L’historien
et son prol
prologue:
ogue: Forme
Formess littér
littéraires
aires et stratégies discursives
discursives”;
”; Olivier Soute
Soutett et C
Claude
laude Thom asset.
“Des
“D es marques de la subjectivité dans les MMémo
émoire
iress de Gm
Gmim
imyn
ynes".
es". Kahramanlık destanlan (chanson
de geste) raporlan için, Jean I-Vappier, Histoire, mythes et symboles, Cenevre, Droz, 1976.
DEVLET
DEVLET ANI
NILA
LARI
RI:: C O M M YN ES 'DE N DE GAULLE’
GAULLE’EE 1 2 7
Şeref vasiyetnam
Şeref vasiy etnamesine
esine dönü
d önüştürerek,
ştürerek, tarihi onu yapanla
ya panlarla,
rla, gözleriyl
gözleriylee görüp
kulaklarıyla işittikl
işittikleriyle
eriyle bir
bir tutarak, bilanço yapıp
y apıp envante
enva nterr çıkarma işiniişini
onların dışında kimseye bırakmadan kendileri idare edip denetleyerek
mirasın
mir asın anlamını
anlam ını tamame
tam amen n değiştirmi
değiştirmişlerdi
şlerdir.
r. Bu aşırı sahiplenme,
sahiplenm e, bu güçlü
özelleştirme sadece bir geleneğin yerleşmesine katkıda bulunmamış, bu
geleneğin içselleştirilmeye
içselleştirilmeye meyletmesine büyük ölçüde ölçü de yardımcı olmuştur.
olmuştur.
Artık onur kadar zafer, ruhun selameti kadar hafızanın ölümsüzlüğü, özel
yaşam kadar halk yaşamı, soyut bir şöhret kadar aile ve çocuklar, dün
yanın tantanası kadar ahlaki ve Hıristiyan eğitimi söz konusu değildir.
Çökmekte olan feodalitenin şövalye ruhu, topluluğun resmi hafızasının
kutsallığı
kutsal lığını
nı kendi
kend i ailesinin ve soyunun özel hafızasına
hafızas ına kaydırmıştır.
kaydırmıştır. Hiçbir
yazı,
azı, çoğunlukla
çoğun lukla açıklamalı
açıklam alı bir biçimde
biçimde yazılmış
yazılmış vasiyetname
vasiyetnam e hariç, ölümle
bu kadar içli dışlı birlikteliği sürdüremez49. Özde kendinden bahsetme
kaygısı
kay gısının
nın bulundu
bulu nduğu ğu bu girişimi
girişimi başlatan
başla tan şey çoğu
ço ğunlu
nlukla
kla ciddi
cid di bir kri
krizd
zdirir,,
bir hastalığın belirtileri, değerli bir varlık için tutulan yas, emeklinin son
görevidir. Geçmişe ait bu düzenlemeyi, artık saklayacak hiçbir şeyi ol
mayan bir gerçeklik adına sunulan bütün yalanlan unutturan da işte bu
duygu yüküdür. Bir yandan anılan mantık kitaplarına benzetecek, diğer
yandan da anılan
an ılan bir çileye,
çileye, ruhani bir
bir alıştınnaya,
alıştınnaya, h atta
att a bir günah çıkar
maya dönüştürmenin yolu açılmıştır. Dünyanın beyhudeliğini anlatan
bir dünya anlansı. Bu iki akım, örneğin, Robert Arnauld d’Andilly’nin
Anılarındaki tipik girişinde buluşur; içindeki her kelimenin diizgülü bir
ritüe
ritüele
le uyduğu, Aziz Augus
Au gustinu
tinus’un
s’un Confcssiones’inin (İtiraflar) çevirisini
bu yazara borçluyuz50: “uzun bir hayat benimki, büyük bölümünü saray
da geçirdim, birçok büyük insan tanıdım ve onlarla olabildiği kadar içli
dışlıydım. Bu uzun ömürde dünya işlerinin hiçliğine o kadar inandım ki,
yakınlarımla ve özellikle beni
beniml
mlee ilgili
ilgili olan
ola n şeyleri ele alan anılar
an ılar bırakmak
aklımın ucundan bile geçmiyordu. Ancak zıpçıktı oğlumun ısrarlarına
dayanamadım,
dayanamad ım, aile yaşantısıyla ilgi
ilgili
li örneklerle
örneklerle onlan
on lan Erdem’
Erdem ’e yönlendi
recek, onları çoğu kişinin taptığı, uğrunda onurlarını ve sağlıklarını feda
ettikleri geçici işlerden alıkoyacak bir şeyler yazmaya ikna etti beni; işte
böylece onu memnun etmeye karar verdim, ama gözlerimle görmediğim
Ya da güvenilir insanlardan
insanlard an duymadığım hiçbir şşeyi
eyi aktarmayacağım
aktarm ayacağım.”
.”
49) Marc Fumaroli bunıı Henri de Campion'un M^moıYcs'tna girişte açıklamıştır. Paris,
Mercure de France, “Lc temps remıuvf" dizisi, 1967.
50) Robert Amault d'Andilly, Petitot koleksiyonu, 2. Seri, XXXIII. cilt.
1 2 8 HAFIZA MEKÂNLARI
51) Jean-Marie
française Constant’da
aux XVF-XVIb bunun Hachette,
siècles (Paris,
siècles birçok örneğini anılann Ltı
1985)buluruz, Vie quotidienne
dikkatli okunmasınade Ltdayanır.
noblesse
noblesse
52) Michel de Castelnau, Jean de Mergey, Guillaume de Saulx-Tavannes’in Mémoires’i.
koleksiyon Petitot, 1. Seri, XXXIII., XXXJV. ve XXXV. ciltler, Beauvais-Nangisnin anıları,
Société de l'histoire de France, 1862.
53) Mlle de Montpensier ile Mme de Motteville'in Mémoires'i, Petitot, 2. Seri, XXXV1L.
XU11. ciltler.
541 Mme de La G ue
uette
tte'in
'in Mémoire
Mémoires'is'i (1613-1
(16 13-1676676),), Micheline Cuénm
Cuén m tarafından basılmıştır
basılmıştır..
Paris,
Paris, Mercure de France, “ Le temps retouvé"
retou vé" dizisi,
dizisi, 1982.
1982.
55) Mm
Mmee de Caylus’nün
Caylu s’nün Souven
Souvenirs irs'i'i Bernard Noel
No el tarafından basılmıştır
basılmıştır,, Paris,
Paris, Mercure de
France. “Le temps retrouvé“ dizisi, 1965.
DEVL
DE VLET
ET AN
ANIILA
LARI
RI:: CO MM YN ES'D EN DE GAU LLEE 1 2 9
üslup serbestliği,
olumsuzca, çünkü türü olumsuzca
her çeşit nitelemeye
sıçrayışa neden bu...
açık bir türdür olan doğal teşhir;
Feodal, tartışmacı ve savaşçı aristokratçılıktan doğmuş bu gelenek,
saray Anılarının türün çökmesinde
çökm esinde oynadığı
oy nadığı rolün payını azaltmamalıdır.
azaltmamalıdır.
Portreler, anekdotlar, tasvirler içermeyen, itirafları, doğrulanmış ya da
yalanlanmış dedikoduları, psikolojik ve tarihsel açıklamaları olmayan,
düzen kaygısı gütmeyen, hatta “karakterlerden” ve “özdeyişlerden” yok
sun Anılar düşünebilir miyiz? Bu kuralsız türün ilkeleri, alışkanlıkları ve
daha en başından iyi bir dil kullanum gibi kaçınılmaz kuralları varsa,
bunu Norbert Elias’m saray topluluğu diye adlandırdığı olgunun uzun
süreli etkisine borçluyuz56. Zamandizinsel açıdan, süreklilik vardır; hafı
zanın dinamiği açısındansa kahramanlık Anılan geleneği tam anlamıyla
tersyüz olur. İktidara ve Devlete karşı Anılar değil de, İktidarın ve Dev
leti
letin
n Anıları.
A nıları. Sorgulayıcı
S orgulayıcı Anılar
A nılar deği
değill teşhir eden
ed en ve
v e yorumlayan Anılar;
A nılar;
geçmişin kutlayan değil, geçmişte ve aşağılama amacıyla yazılmış bile
olsa, şimdiki zamanı kutlayan anılar. Saray olgusu ile anı uygulamalan
ayın gövdeye bağlıdır. Saray hafızaya başvurur, aynısı değil ama özü bakı
mından yazıcı ve betimleyici bir hafızadır bu. Merkezileşmiş, sıradüzenli
bir dünya; üstüne odaklanmış ama sürekli değişen bir ışık altında sürekli
titreşimlerle canlıentrikaların,
saca ihanetlerin, kalan bir dünya; hiziplerin,
komplolann ittifakların, ağırlığını
miniminnacık nüvelerin57, kı
yükle
nen bir dünya; en küçük hareketin kararsız bir ifade kılığını aldığı, üzeri
ne önemsiz’
önemsiz’ee atfedilen aşın önemin
önem in çöreklendiği
ç öreklendiği bir
bir dünya. Sabit bir dünya,
sabitliğe bağlı bütün yöntemleri ortaya çıkarmamış olsa da en azından
bunların teşvik edilip genelleşirilmesine yaramış bir dünya: Tablo, sahne,
özdeyiş. Yazılı olmayan ama herkes tarafından paylaşılan yasaların ve
düzgünün dünyası; sürekli öğrenme ve şifre çözme, yorumlama ve ihlal
etme oyununu içeren dünya. Bir tiyatro v vee -gi
-gibi
bi görünme dünyası; kulisle
görünme
ri, mesafeyi, uzak duruşu, abartmayı, stratejiyi gerektiren ve varlığın do
ğasını sürekli sorgulayan, gizli niyetlerin görünen yüzlerini sergileyen bir
dünya
dün ya.. Tam
Ta m am en dış sınırla
sınırlarla
rla çevri
çevrili
li -iste
-is terr içeride
içeride isterse
isterse dışarıda olun
sun-
su n- ama itibara ve mizaca
m izaca göre farklı,
farklı, değişken iç sınırlarla parsellenmiş,
parsellenmiş,
toplums
top lumsal al sınıflara
sınıflara ve günlere göre küçük alanlar oluşturup
oluştu rup alanlar bozan
1 3 0 HAFIZA
HAFIZA MEKÂNLARI
MEKÂNLARI
kezi ile,
ile, merkeziliğin
Anılara merkezi
yön veriliğin
verir, fakde
at iktidar
r, fakat iktid
Anılarar laortam
A nılarla ortamıyla
ıyla
nınilişk
hafızanın
hafıza ilişkisi
isi..men
tamamen
tama Sara
S arayayrı
y olgusu
ayolg busunda
rı bir ilinda
ir ilişki her
şkisis
sisi vaşey
i var
r
dır. Saray yıllıklarmın yalın kaydına indirgenen bu hafızanın sıfır derece
si
sin
ni ölçmek için örneğin XV . Louis döneminde,
dönem inde, D Dük
ük Luynes’iıı
Luynes’iıı Anılarını
okumak gerekir. Halkanın diğer ucunda, sistemin mantığını tamamen
tersine çevirmeye kadar ileri giden ve hafızanın olası bütün ayna oyun-
larm
larmıı sergil
sergileye
eyenn Saint
Sa int-Sim
-Sim on’
on ’da bile yandan, karşıdan, kısaca farklı farklı nok
talardan tutulan ışık bu dümdüz hafızanın izlerinin içine işler38. En azın
dan Dang
D angeau
eau'nu
'nuıı
ıı Joum
Jou m al’inin
al’inin (Günlük)
(Gün lük) belir
belirley
leyici
ici biçimde
biçimde kullanılış
kullanılışıı ve
zamandi
zama ndizins
zinsei
ei çerçevenin
çerçeve nin yapay bir bir çözüm olarak kesince benimsenmesi
benimsen mesi
bunu gösterir.
Böylee bir evren doğal olarak
Böyl ola rak anı yazıları
yazılarına
na giz
gizli
lili
likk affeder. Saray A n ı
larının bütün boyutları sonunda bu ana kategoriye indirgenebilir. XV1L
yüzyıl üzerine Les Sources de l'histoire de Fremce’ta (Fransa tarihi kaynak
ları) Bourgeois ve Aridre’nm tespit ettiği iki yüz elli dokuz anının bütün
vasıfları ele alındığında, neredeyse hepsinin XIII. Louis’nin ve XIV.
Louis’nin krallıklarına, onların önemli kişilik özellikleriyle ilgili “ilginç
ayrıntılara”
ayrıntılara”,, “özel duruml
duru mlara
ara”” ya
ya da önemli
önem li ipuçlarına
ipuç larına değinildiği görülür.
İşte burada, gizliliğin genel ekonomisini yöneten iktidarın bizzat doğasıdır.
Diğer bütün iktidarlan elinde bulundurup belirleyen bir merkezi iktidar
odağına sahip olmayan hiçbir anı yoktur. Demek ki devlet sırları olmazsa
anılar da yoktur; bu sırlar da yine büyükleri yazmaya iter, ancak bu kez
yazanlar
yazan lar aynı
aynı değildir, ayrıca
ayr ıca yazma nedenleri
neden leri de büyük feodallerin yazma
nedenleriyle aynı değildir. Zamanla sırrm diğer biçimlerini düzenleyen
olgu devlet sırrının bu üstün varoluşudur. Zira klasik Anılarda sır, siyasal
DEVLET
DEVLET ANI
ANILARI
LARI:: CO M M YN ES 'DEN D E GAULLEE 131
boyutla sınırlı değildir. Sır, papaz Choisy’nin bizzat kadın59 kılığına gir
mesi gibi, tam aksiyle yüklü gibidir, gönül sırları ve yatak odası suları
kılığına sokulmuş gibidir. Psikolojik, ahlaki, tarihi bir anlamla yüklenir.
İnsanın anılarını yazması büyük amaçlan küçük nedenlerle ya da tam
aksine
aksi ne küçük so
sonuç
nuçlan
lan büyü
büyükk nedenle
nedenlerlerle açıklaması demdemekti ektir.
r. İnsanl
İnsanları
arı
anlatmak ve insanı anlamak, “olayların gerçek seyrini” ortaya çıkarmak
tır. Sahne işlemlerinden portre sanatına kadar -çünkü portre üst düzey
de bir sır psikolojisine dayanır- klasik anılar şablonunu oluşturan mü
kemmel repertuvar zenginliğ
zenginliğinininin kaynağı budur. Retz’den Sa Saint-S
int-Simimon
on’a ’a
portrenin geliştiğini dikkatle işlendiğini görmekteyiz60. Retz portreleri
Richelieu ve Mazarin gibi karşı karşıya getirmeye ya da, ayakta ve hey
betli tasvirden çekinmediği sonraki on yedi komplocunun takdimindeki
gibi
gibi,, yan yana koyma
ko yma eğilimindedir: “ Portreleri sevdiğinizi bbili iliyorum
yorum ( ...)
.. .)
işte bu galeride simaları size enginlikleriyle görünecek ve ben sonradan
eylem
eyle m içinde göreceğiniz kişi
kişiler
lerin
in tablolarını su
sunac
nacağım
ağım.6.611” SSain
aint-S
t-Sim
imon
on’’da,
tam aksine, aşağı yukan
yu kan ikikii bin yyüz
üz kad
kadarar portre dikkatimizi çeker; 1659’da
Recu
Re cueeil de Madem
Mademois
oisel(
el(e6
e622,d en bu yyan
anaa bbüt
ütün
ün ddersler
erslerini
ini por
portretre kuram
ku ramlann
lann--
dan çıkaran Saint-Simon portreleri serpiştirir, damıtır ve ulaşılmaz bir
berraklık aracına dönüşene kadar derinleştirir. Ancak gerçek, en büyük
ve en önemli
önem li sı
sır,
r, bizzat
bizzat anıların yazılmasını gerektiren vvee oonu
nunn olab
olabili
ilirlik
rlik
koşulu
koşulu olan şey
şeydir
dir.. Bu yin
yinee Saint-Sim
Saint -Simon’da
on’da da
daha
ha açık
açıkça
ça görü
görünmekt
nmektedir
edir..
Bölüm alıntılamaya değer63:
59) Bkz. Aynı ciltte toplanmış Les Mémoires pour servir à ('histoire de Louis XIV ve Les
Mémoires de l'abbé de Choisy déguisé en femme,
femme, Georges Mongrédien taralından basılmış, Paris,
Mercure de France, “Le temps retrouvé" dizisi, 1966.
60) Bkz. Direk Van der Cruysse, Le Portrait dans Les Les Mémoires de Sumt-Smum, Paris,
Nizet, 1971.
61) Cardinal de Retz, a.g.y-,
a.g.y-, s.
s. 286.
62) Söz dağarcığım ödünç aldığı, romandan ayrılan ve resmi taklit eden (faça, çizgi, tarz
vb.
b.)) portre Mlle de Scudéry ve Mile de M ontpcnsier etraf etrafında
ında Luxem bourg'un küçük topl toplulu
ulu
ğunda
ğun da bir oyun olarak doğmuştur. Ö nce Segrais taralından otuz kadar nü nüshası
shası bir atara get
getiril
irilmiş
miş
6u Galene
Galen e des po
port rais de Mlle de
rtrais de Mompen
Mompensie sier,
r, Edou
Edouardard ddee Barthélém
Barthélémyy tarafından
tarafınd an 1663'te
663 'te yaklaşık
yaklaşık
6in sayfalık iki cilt olarak basılmıştır.
63) Saint-Simon, Mémoires, a.g.y.,
a.g.y., I.
I. cilt. s. 20.
1 3 2 HAFIZA
HAFIZA MEKÂNLAR
MEKÂNLARII
Birçok açıdan ilginç bir kesit. Aralıksız elli yıllık hazırlığın sonunda
tasarısının sahip olduğu karmaşıklık düşünüldüğünde, öncelikle sadeli
ğiyle ilginç bir kesit. Klasik hafıza düzeneğini gösterdiği için de ilginçtir:
Saint-Simon Andar’ma on dokuz yaşında başlamış olmalı! Kuşkusuz eşi
olmayan, erken bir girişim; saplantılı ve yaratıcı zekâlan “Saray”ı sannlı
bir zihinsellik havasına büründüren anıyazarlannda bile, olay ile onun
ifadesinin doğal eşliğini gösteren bir girişim. Ancak bu kesitin daha da
ilginç olmasının nedeni, yazara göre ayrılmaz bir bütün olan geniş tasan
ile tamamıyla sırlara dayanması arasındaki birleşmedir.
Saray Anılarının özü başka yerlerdedir: Anılar ile edebiyat arasında
tam olarak kurulan ve artık hiç kopmayacak bağdır bu; bu ikisi arasında
umut verici alışverişler olacaktır. 1660 ile 1680 yıllan arasında klasik
estetiğin oluşum
estetiğin oluşumundundaa rom ana çözümlerini, serbestl
serbestliğinin
iğinin ve modern
mode rn tanı
mını
mı nı kazandıran şey iş
işte
te bu AAntla
ntlarr şebe
şebekesidir.
kesidir. Bu ddurum
urum un Lu Princesse
Princesse
Clèves’de (Clèves Prensesi) ve Mme de La Fayette’in Lescheraine’a64
de Clèves’de
gönderdiği ünlü mektupta oynadığı rolü biliyoruz; Gelecekte Mémoires Mémoires
France'ı (Fransa saray anılan) yazacak Mme de La Fayette
de la cour de France'ı
bu mektupta
m ektupta romanı hakkında şu şunu
nu yazı
yazıyo
yord
rdu:
u: Bu roman “saray
“ saray dünya
sının ve oradaki yaşamın tam bir taklididir. Romana özgü, gayriciddi bir
şeyy yok içinde
şe içinde.. O neden
nedenle le bu bir roman deği
değil,
l, tam anlamıyla anılar kita
bıdır.” Öteden beri anladığımız haliyle roman, gerçek Anılarla aynı “ana
hücre”den meydana gelir05. Özyaşamöyküsel ve tarihsel anlatıya dayalı
anılar ile barok, kahramansı ya da pastoral düş anlatısına dayalı romanı
itinayla ayıran çizgi artık yok olur; bu çizgi bundan böyle iki tarz arasmda
değil, bir tek türün iki ayn tarzı arasmda yer alacaktır; romanlar ve artık
analize, ince psikolojik
psikolo jik kavrayışa, kişisel anlatıya, psişik haya
ha yata
ta ve bir
bireys
eysel
el
64) Mme de La Fayette, Correspondance, André Beaunier'nin çalışması, Paris. 1942. li
ait, s. 63. Lescheraine şövalyesine mektup, 13 Nisan 1678. Mme de La Fayette roman yazan
olduğunu iddia etmiyor, “söylenen şeyi” anlatıyor.
65) İfade. Mythes et réalités, enquête sur
enquête sur le roman
roman et
et les Mémoires
Mémoires (1660-1700) adlı tezinde
Marie-Thérèsc Hipp'c aittir. Pans, Klincksieck, 1976, s. 531. Yazar girişinin yarısını anı türü
üzerine tarihsel bir değerlendirmeye ayınyor.
DEVLET
DEVLET AN
ANIL
ILAR
ARI:
I: CO M M YN ES'D EN D E GAULLE'
GAULLE'EE 1 3 3
ları haline
üstlendik
üstl getiren
endikleri
leri olgu,
kamusal
kam usal onlann zaman
sorumluluklar zaman
değil,
değil d ahaönemini
, dah a ziyade az lann
ziyade on çokn abartarak
onlan iktidarl
iktidarla,
a,
politikayla ve devletle kişisel ilişkilerdir; bu ise tam bir özdeşleşme ya da
mesafe koyma, imgelem yatkınlığı ya da neredeyse gönüllü yeteneksizlik
olgusudur. Üst düzeyde siyaseti becerememiş bu üç yazar, onları ikti
darın üç önemli büyüğüyle aynı düzeye getirecek bir ego sahibiydi: Retz
Richelieu’yle, Saint-Simon XIV. Louis’yle ve Chateaubriand da Napol-
1 3 4 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂNLAR
MEKÂNLARII
yon’la eşleşmiştir;
eşleşmiştir; an
anca
cakk onlar, şöhre
şöhrett iç
için
in anılara pek de ihtiyacı
ihtiyacı olmayan
alter egoların
egolarından
dan far
farklı
klı olarak, anıla
anılarının
rının ede
edehi
hi başyapıtla
başyapıtlarırı sayesinde ba
b a
şarısızlıktan kurtulmuşlardır. Edebi başarılarının ezici üstünlüğü sayesinde
devlet anıları sistemine katılabilmişlerdir; oysa onlar bu sistemin kefiliy
diler, onlar olmadan var olamayacak sistemin temel direğiydiler.
“Anılar"
“A nılar" kavramı çağd
çağdaş
aş anlamını üç büyük olaym etkisi
etkisi altında kazan
mıştır: Benlik çözümlemesinin derinleştirilmesi, bir tür ilahi adalet gücü
nün ortadan kalkması, tarihin aniden hızlanışı. XVIII. yüzyılın sonunda
birbirleri
birbi rlerine
ne sıkı sıkı
sıkıya
ya bağlı bu üç olgu, bu türü de
demok
mokratik
ratik ggelene
elenekk içinde
tam yerine oturtmuştur.
Sözcüğün modern, geniş ve sınırlı anlamıyla Anıların olması için, ön
ce geleneksel sosyal çerçevenin kırılması ve bireyin ortaya çıkması ge
rekmektedir; kesinlikle
kesinlikle psikolojik anlam
anlamda da değil,
değil, aksine top
toplums
lumsal
al açıdan,
Tocqueville ci anlamda, koşulların eşitliği bakımından. Anılar psikolojiye
yer verir, ama bu yer sınırlıdır ve sadece toplumsal tanımın gerekleriyle
belirlenmiştir.
belirlenmiştir. Psikoloji sadec
sadecee anıyazannın kaçınılmaz kimliğinin
kimliğinin bir öğe
sidir, gidişatmuı ve kariyerinin aydınlatıcısıdır; ancak bu psikolojik kim
lik
lik Anıl
geçiAnıların
geçilir; arın ges
lir; Geor temel
Georges konusu
G us
usdo
dorf olmaya
rf birçok başladığında,
önemli
önem li yazısında özyaşamöyküsüne doğr
yazısında özyaşamöyküsiinün doğruu
geniş
bir demokratikleşme sürecinin son noktası olduğunu göstermiştir69. Ken-
di’nin kendine olan mesafesinin incelemeye değer görülebilmesi, varlı
ğın tamamen özel çehresinin gerçek bir değer kazanması, hatırlamanın ■
bizzat kendi için izlenebilmesi için, sosyal hareketliliğin müdahalesi ge
rekir.
rek ir. Aksi takdirde Souvenirs d'enfance et de jeuness
jeunessee (Çocu
(Çocukluk
kluk ve gençli
gençlikk
anıları), Renan’ınki ve ondan sonra birçoklarınınki pek anlaşılabilir ol
maz. Jacques Voisine’in araştırmaları bunu açıkça ortaya koymaktadır70:
1856’da Dictionnaire de l'Académie, şimdiki anlamıyla “otobiyografi” teri
mini yeni sözcük olarak benimsemiştir. Littré ise 1863’te Rousseau’nun
Con/essıons’unun (İtiraflar) kesin ve tamamen bilinçli olarak yön verdiği
hu türün gelişimine gecikme ve tereddütle yaklaşmıştır71. “Neuchâtel”
DEVLET
DEVLET AN
ANIL
ILAR
ARI:
I: C O M M YN ES 'DE N DE GAULLE'
GAULLE'EE 1 3 5
lü (nü
(nü)) okuyuculara
olmaktan açık”
açık ” tutmak
dolayı okuyucuların istemekte
istemektedir.
dikkatini dir. ““Sa
çekecek Sade
dece
bir ce bir
şey bisöylemediğim
r halk ada
adamı
mı
başıma kakılmasın (...). Ne kadar gölgede kalırsam kalayım, krallardan
dahaa fa
dah fazl
zlaa ve d ah
ahaa iyi düş
düşünüyorsam,
ünüyorsam, gönül hhikâye
ikâyemm onlarınkinden dah dahaa
ilginçtir." İşte bir bireyin tarihi.
XIX .
XIX. yüz
yüzyıyılı
lın
n ilk yarısında
yarısında,, 18
1810
10 da Alfı
Alfıeri
eri nin Vit
Vitaa ssıı ile
ile bu türün
yeni oluşumunda ayrıca belirleyici bir rol oynayan Goethe’nin Dichtung
und Warheit adl
adlıı eserinin Anılar başlığı
başlığı altı
altında
nda çevri
çevrilmesi
lmesi de özyaşamöykü-
süniin belirsizliğine işarettir. Buna karşın, Lamartine Mémoires (anılar) ye
rine Confidences (it
(itira
irafla
flar)
r) ifades
ifadesini
ini terci
tercih
h eder, öte yan
yandan
dan R oussea
ousseau’nunu’nun
öğrencisi ve Confessions' u basan George San Sandd Histoire de mam a vie'ye (Haya
tımın hikâyesi) dönüş yapar. Burada doğru kronoloji değil de hareketin
anlamı
anlamı önemlidir: Ozyaşam
Ozyaşamöyküsünün
öyküsünün iç7 iç7\\ psikolojik ve edebi bir ta tari
rih
h
yönünde sınırlandırılması A nı nılan
lan kesin olar
olarak
ak dış tarihin çizg
çizgisel
isel anlatısına
sürükleyecektir. Anıların onuru, ama kırılganlığı; hepsinde de tarihsel bir
törensili
törens ilikk ve yavan
yavanlaştınc
laştıncıı bir topl
toplumsal
umsal yyansıma
ansıma vvardır.
ardır. AAnılar
nılar de
derinlikle
rinliklerr
psikolojisinin
psikoloji sinin parıl
parıltı
tı ve karmaşıklığı il ilee harelenmezler. Agr Agricol
icol Perdiguier
gi
gibi
bi sade
sadecece “ hayat hikâyelerine” hakkı olan alçak alçakgönü
gönüllülerin
llülerin duyguların
dan ürpermezler,
ürpermezler, amamaa bug
bugün
ün biz
bizee da
daha
ha ilgi
ilginç
nç gelen ttab
aban
anaa ait karşı ha
hafız
fızayı
ayı
temsil ederler74. Ne Michel Leiris’in L’Age d'homme’u, ne La Creuse’lü
13 6 HAFIZA
HAFIZA MEKÂNLARI
rışımından,
rışımından, ayrınt
ayrıntıya
ıya ola
olann bağlılığından al
alır
ır.. Bunlar
Bun lar kanıları gösteren anı
anı--
Paris,, Hacherte.
Paris 1976; Jean-Marie Gou lement, der., JameTOi Duval
H acherte. 1976; uval (Vafemm):
(Vafemm): Mémoires, enfance
enfance
et éducation d'un paysan au XVJIIe
au XVJIIe siècle,
siècle, Paris,
Paris, Le Sycomore, 1981 ; Daniel Roche, der., Jacques-
Jacques-
Louis Menestra, compagnon vitrier au XVIIIe siècle,
Louis siècle, Paris, Montalba, 1982; Emmanuel Le Roy
Ladurie ve Orest Ranum, der,, Pierre
Pierre Prion, scribe,
scribe, Paris, Gallimard-Juillard, "Archives" dizisi,
1985. Philippe Lejeune, özyaşamöyküsünün burjuva türüne yakınlığına bir etki yapan halka
özgü özyaşamöyküleri üzerine geniş bir anket gerçekleştirmiştir. Bunun ilk sonuçları; "Auto
biographie et histoire sociale au XIX
X IXee siècl e", Individualism
siècle", Individualismee et autobiographie en Occident,
Occi dent, Claudette
Claudette
Delhez-Sarlet ve Maurizio Catani yönetiminde Centre culturel international de Cerisy-la-Salle
kolokyumu, Institut Solvay, Brüksel, Université de Bruxelles, 1983. Bu derlemede konumuzu
doğrudan ilgilendiren iki makaleyi de ele alacağız: Friedheim Kemp, “Se voir dans l'histoire:
lesrassemblement
et écrits autobiographiques
du moi dansde Goethe”
Goet he” ve Claudette
l'histoire". Cla udette Delhez-Sarlet,
Delhez-Sarlet, “Chateaubriand:
“Chateau briand: scissions
scissions
75) Bkz. .Alain Lott in, Chavaue,
.Alain Lottin, Chavaue, ouvrier lillois,
lillois, Paris, Flammarion, 1979.
DEVLET
DEVLET AN
ANIL
ILAR
ARI:
I: CO MM YN ES'DE N DE GA
GAULLE
ULLE''E 1 3 7
biyat cumhuriyetinin
Devrimin mükemmel gizli anılan) etkisi,
hızlandıncı otuz altı cildinde
üstün tamdayalı
yetkiye ifadesini bulur.
monarşik
iktidarın çökmesi, halka ait alanuı birdenbire genişlemesi, olayların rit
minin hızlanması bu alt düzeydeki türün boyutunu değiştirir ve merkezi
bir konuma yerleştirir. Örneğin kibarlar âleminden Mme de Caylus’nün
ve Conte
Co ntesse
sse de BBoign
oigne’m7
e’m777 Souvenirs (Hatıral
(Hatıralar)ar) ya da entelekt
entelektüel
üel ve ede
bi çevrelerden Ba Bacha
chaum
umonr’nun
onr’nun ve R ém émusa
usat’ t’mn
mn778 Mémoires (Anılar) kar
şılaştırıldığında, yüzyıl arayla günlüklerin büyük Anılar geleneğine nasıl
karıştığı kolaylıkla görülebilir.
Böylecee dem
Böylec demokr
okrasinin
asinin yükseli
yükselişi,
şi, bizza
bizzatt ilkes
ilkesii içinde, bu türün yeniden
dağılımı
dağı lımını,
nı, özyaşamöyküsü edimediminin
inin genell
genelleştiri
eştirilmesini
lmesini ve so
sonsuzca
nsuzca çeşit-
lendirilmesini, aynı zamanda siyaset anılarının yeniden tanımlanmasını
içermektedi
içerme ktedir.r. Bu sözcü
sözcükk doğrudan devlet ile bütünleşmiştir: Yaşamı, ku
rumlan, partileri,
partileri, diplomasisi, önemli
önem li kişiler
kişilerii ya da basit etm
etmenleri,
enleri, sorum
sorum
luluklar sıradüzeniyle
sıradüzeniyle sıkı sıkıy
sıkıyaa birleşen bir çıka
çıkarlar
rlar sıradüzen
sıradüzenii içine yerleş
miştir. Ancak uygulama yan işlevsellik kazanırken, nicelik olarak kazan
dığını nitelik olarak kaybetmiştir. Devletteki siyasi bölünme, bir yandan
medyadaki güncel mırıltıla
mırıltılar,
r, diğer yan
yandan
dan üniversitelilerin eleştirel
eleştirel ççalış
alış
maları arasında tarihe her geçen gün artan bir yığın bireysel tanıklık kat
76) Bkz. Charles Aubertin’in çok yararlı eseri, L'Esprit public au X XV
VIII1 si ècle,, étude sur les
II I1-' siècle
Mémoires et les correspondances politiques des contemporaines, Paris, 187.3.
77) Bkz. Boigne kontesinin eşsiz anılan, jean-Claudc Perchet, der., 2 cilt., Paris, Mercure
de France, ‘‘Le remps retrouvé" dizisi, 1971.
78) Bkz. Charles de Rémusat, Mémoires de ma vie, Charles Pouthas’nm takdimi ve notlan,
Paris, Pion, 1958-1960, 3 cilt.
de aynı hava vardır: “XIX. yüzyıl Anıları, diye yazar Frédéric Godefroy79,
birkaç istisnayla, sadece kendini beğenmiş önemli kişileri ortaya çıkarır;
bu kişiler olayları kendi üstlerine alıp özümserler ya da herkesin bildiği
tarihsel genellemelerle yetinip sadece kendi rollerini vurgularlar.” Peri-
tot’nunki gibi
gibi bir çalışma bu
bugün
gün düşünülemez. Bu
Bunun
nun m
mümkü
ümkün n olmamaya
başladığı zaman, açıkça onun bunu kavradığı zamandır. “Fransa Tarihi
Anılan” kavramı bile erimiş ve günümüzdeki politikanın havası içinde
kaybolup gitmiştir. Bugün bu olgunun özgüllüğünü ve hir geleneğin
özgünlüğünü algılamamızı sağlayan şey de bu tükeniştir. Böylece devlet
adamlarının anıları iktidarın düzyazısı içine saplanıp kalmıştır. Devlet
hafızasının geçmişe ait şiirinin son bir kıvılcım olarak parıldaması için
De Gaulle ve onun istisnai kaderi gerekliydi kuşkusuz.
DEVLET
DEVLET ANIL
ANILA
ARI
RI:: CO MM YN ES 'DEN DE GAULLE'
GAULLE'E 1 3 9
ellerind e ttuta
ellerinde utanla
nlar—
r—, ama
am a bu kişisel türe özgü zıtlı
zıtlıkları
kları yok ederken
eder ken bbaşka
aşka
çelişkileri
çeliş kileri ekleyen bir farktır.
farktır. G
Gerç
erçekten
ekten de her an
anıda
ıda bir
bireye
eye öz
özgü
gü öözel
zelliği
liğin
n
silinmesine ya da abartılmasına rastlanabilir; kendinin namevcudiyeti ile
kendi’nin heryerde oluşu arasında gidiş gelişler bulunabilir. Hepsi hassas
bi
birr m
meşruluk
eşruluk ve gayrimeşruluk
gayrimeşruluk diyalekt
diyalektiğine
iğine ka
kapılm
pılm ışlar
ışlardır
dır-“söz
-“söz alma
almalı
lı mı
yım, sö
yım, sözz almam
almamalı alı mıyım?”-
mıyım?”- ve hepsi bu muam muammayı
mayı anca
an cakk düzgülenmiş bir bir
yığın
yığın m otif
oti f yoluyla, sadece
sade ce önsözleri sistema
sistematik
tik olarak
ola rak karşıla
karşılaştırdığı
ştırdığımızda
mızda
listesini çıkarabileceğimiz bir dizi bahane yoluyla çözebilirler. Hepsi bir anı
tarzın
tar zınıı kabul ettiren ve hamlatm
ham latm ak ya da örtbas
örtb as etmek istediğ
istediğii şeyi
şeyin
n seçimi
seçimini
ni
yazara bırakan gelengeleneksel
eksel bir türe bağlıdı
bağlıdırlar:
rlar: Fikirler kitabı ya ddaa emeklilik
kitabı, belge ya da kanıt anılar, aklayan anılar ya da itiraf-anılar, vasiyet-
anı ya da sonuçlan
sonu çlandm dmcıcı anılar;
anılar; öte yandan
yand an bunlardan
bun lardan birçoğu bbuu öz özel
el tür
türün
ün
çoğunu bi birr arada kullan
kullanır.
ır. Yukandan
Yukand an gelen anılar bütün bu bölg bölgese
esell katego
rileri
rileri aşar
aş ar ve başlangıç
başla ngıçta
ta etkili bir ilkeni
ilkenin
nm meşrulu
eşruluğund
ğundan yararlanır. Capuuio
an yararlanır.
benevolentiae (okurun dikkatini ilk anda çekmek) gerekli değildir. Buna
1 4 0 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNLAR
MEKÂNLARII
Ozoufla birlikte yönettiğimi: iki farklı yayının konusu olmuştur: Bir cilt halinde kısa bir baskı,
Vincent Auriol, Mon septennat (1947-1954), Paris, Gallimard, 1970 ve yedi ciltik bütün ve
eleştiri baskısı, Vincent Auriol, Journal du septennat, René Rémond’un önsözü, Paris, Armand
Colin, 1970-1978 (1947 Pierre Nora, 1948 Jean-Pierre Azema, 1949 Pierre Kerlcroux, 1950
Anne-Marle Bellec, 1951 Laurent Theis, 1952 Dominique Boché, 1953-1954 Jacques Ozoui).
83) Bkz. André Malraux, Antimémo/res, Le Miroir des limbes içinde, Paris, Gallimard, Bi
bliothèque
bliothèque de la Pléiade
Pléiade,, s. 114 vd. H
Her
er bölümü büyük ins
insanların
anların anılann
anılannaa ayrıl
ayrılmış,
mış, okunmaya
değer.
84) Maurice Thorez, Fils du peuple hakkında, bkz. Philippe Robrieux, Maurice Thorei, vie
secrète ei vie publique, Paris, Fayard, 1975, özellikle 1. bölüm.
lerini alt üst eder, kozları farklılaştırır. Bu nedenle, büyük devlet Anıları
türün zirvesini, onun en yüksek varış noktasını, mükemmel icraatını ve
üstün meşruluğunu oluşturur.
oluşturur. Aynı zam
zamanda,
anda, bunları tamtamamen
amen yen yenid
iden
en
ele alır ve görün
görünürde
ürde aralarında kıyaslanamaz öğelere bir ddiz izii isti
istisna
sna oluş
turur. Herkes özel bir tarih evrenine dalar, tanım gereği istisnai önemli
kişilere
kişilere bağlanır. HHerkesin
erkesin kendi türü yyalnı
alnızz kendisine aitti
aittir,
r, çünk
çünküü bütün
herkes sırrı kimseye ait olmayan bir tek ilkeye aittir: Tarihsel kurtuluşu
elde etmek. Böylece herkes mutlak özgünlüğe mahkûmdur; başlıklardaki
eşitsizlik de bunu vurgular: İktisatlar, Vasiyet, Malumatlar, Haurat, mezar mezar
ötesi. Sanki kullanılması ya da dışlanması anlamlı olan “anılar” başlığı
ötesi.
içeriği sıradanlaştırmakta, yıpranmış ya da isteyerek göndermede bulu
nulan bir mod
modele
ele indirgemektedir
indirgemektedir;; sank
sankii yapılaca
yapılacakk ilk şey ond
ondan an kaçarken
onu kurban etmektir; sanki bir model
modelii örtük biçi
biçimde
mde benimsemek o m mo
o
delden ayrılmayı gerektiriyormuş gibidir.
Bu anıların
yöntemlerin köklüburadan
önemi farklılıklarını pekiştirmek
gelmektedir. Sonsuziçin kullandıkları
değişikliğe usulyel
açık bir ve
paze. Büyük edebiyatçılar için bu elbette kendi hafızalarıyla incelikli ve
karmaşık bir yansıma oyunu biçimini alır; edebiyat tarihçileri özellikle
Retz
Re tz ve Sain
S aint-S
t-Sim
imon
on’’da bunu inc
incelerl
elerler8
er855. An
Anca
cakk siyasetçilere ggelindiği
elindiğindende
bu farklılık dönemlere ve devlet adamı türlerine göre, kimi kez hikâyeye
kişisel olarak dahil olmak meşrulaştırılarak, kimi kez de bizzat anıların
özel konumunun niteliği yoluyla sağlanır. Belgelerle açıklayalım.
Anlan teknikleri. Özellikle XVI. yüzyılın sonunda ve XVII. yüzyılın ilk
yansında büyük dere derebeyl
beyleri
erinin,
nin, toplumsal sınıf
sını f onuru, alışkanlık noksanlı
ğı, yüz
yüzeys
eysel
el sadelik, tarihçileri
tarihçilerinn taklidi, kendi övgü
övgüsün
sünüü bbaşka
aşkaların
larınaa yükle
me kolaylığı gibi sebeplerden dolayı, anılarını ısmarladıktan ve yazma işini
astlanna bıraknklan, bu işe şahsen kan kanşmadıklan
şmadıklan durumlar az ddeği eğild
ldir
ir.. Ö
Ör
r
neğin Rohan Dükü’nün, Estrées Mareşalleri’nin, Plessis’in, Gramont’un,
Gaston d’Or
d’Orlean
leans’ı
s’ın
n durumu budur. Kimiler
Kimilerii olaylan kanştır
kanştırmış,
mış, cambaz
lıkl
lıklar
ar yapa
yaparak
rak oku
okumayı
mayı bulanıklaştırmışnr: Ö Öyle
yle olduklarını itiraf edem
ede m e
yen bu anılar anlatıcıyı okurdan öylesine ayırır ki kimin konuştuğu bilin
mez. Dışandan alınan yardımla anı yazma o denli yerleşmiştir ki 1675
85)
85 ) üzerine, bkz. An dré Bertière, Le Cardinal de Retz..., a.g.y., özellikle
Retz üzerine, a.g.y., özellikle s. 300-306
(şimdiki zamanın ışığında yeniden gözden geçirilmiş geçmiş zaman), 418-426 (Mémoires’da
samansallık), 429-469 (anlatının akışı). Saint-Simon hakkında, bkz. Yves Coirault, L'Optique
L'Optique
de Saint-Simon, Pans.
Saint-Simon, Pans. Arm and Colin, 1965, özellikle
özellikle IL Bölüm, B,
B , “La
“L a vision retrouvée
retrouvée dans le
souvenir”.
1 4 2 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNLARI
MEKÂNLARI
yılında bile Mme de Sévigné Retz’in anılarına başlamasını istediğinde, onu
kendi hikâyesini “yazmaya" ya da “yazdırtmaya” teşvik eder; görünürde bu
iki ifade aynı anlama gelmektedir. Böylece Simone Berrière “birinci şahıs
tan yoksun amlar”
am lar”dan
dan söz
söz eder86
eder86. Bunu
Bu nunla
nla birlikte
birlikte bu dolaylı
dolaylı özyaşamöykü-
leriyle Suliy’nin
Şatosunun87 büyükbaşvurduğu
salonunda şaşırtıcı
majestedüzenleme arasında sessiz
tavrında oturmuş, ne tarkderebeyi
vardır!
Sully, önlerinde “kendini yeniden gözden geçirmeye” razı olduğu dört
sekreterin yazdığı politik kariyerinin hikâyesini dinler ve onaylar. Sainte-
Beuve’ün dediği gibi, “ısmarlanmış anılarını bir cenaze söylevi tarzında ve
sanki dört
dör t ayrı
ayrı tiitsülük içinden geçirerek teslim
teslim alıyordu;
alıyordu; kendi
ken di yaşamının
kırıntılarına
kırıntı larına gölgelik altında
altınd a tanık oluyor, ananılan
ılanna
na kulak kabartıyordu8
k abartıyordu888.”
Sully bunları çok iyi bilmektedir: “Büyüklüğünüze yine geleceğiz. Beyefen
di babanızın dört oğlu vardı...” Bu anlatı kurgusu, her türlü çarpıtmaya,
ayrıntıya, suskunluğa, tahrifata ve hesaplaşmalara imkân tanımaktadır;
gözden düşmüş bakanın
baka nın mektu
m ektupp ve belge
belge desteği
desteğiyle
yle kin ve nefretini
nefretini artır
masına, otuz yıl boyunca IV. Henri’nin ve Fransa’nın şanıyla karışmış olan
kendi şanım söysöyley
leyip
ip durmasına neden olmuştur. Anc A ncak
ak “okuyucuya uyarı”
uyarı”
bölümünde,
bölümü nde, Fumaroli’nin
Fum aroli’nin muzipçe kaydettiği gibi, gibi, tarihçiliğin saygı duyul
ması gerektiğine inandığı “on “o n üç kuralını”
ku ralını” sıralamaktan
sıralamak tan ela geri kalmaz89
kalmaz89. ..
Ancak başka ve daha verimli anlatısal kıvraklıklar da vardır: Örneğin
Retz’in “sırdaşına”, Mme de Sevigné’ye, Mme de Caumartin’e, Mme de
La Fayette'e ya da Mme de Grignan’a90 verdiği aracılık rolü. Ondan ön
cekii bütün anıyazarlan sadece
cek sad ece ailelerinin
ailelerinin ya
ya da arkadaşlarının teşviki
teşvikiyle,
yle,
olmazsa reddedilemeyecek bir kışkırtma nedeniyle yazmaya başladıklannı
söylerler. Böylece örneğin Commynes kendi ifadesine göre, anılarını yaz
maya Viyana başpapazı Angelo
An gelo C ato
at o ’nun isteği
isteği üzer
üzerine
ine başlamışnr;
başlamışnr; istekte
istekte
bulunan kişinin ölümünden çok sonra bile yazma işini sürdürmüş olsa
86) Bkz.
Bkz. Simone Berrière
Berrière,, “Le
“ Le recul de quelques
quelqu es mémorialistes
mémorialistes devan
devantt l'usage de la première
première
personne: réalité de la rédaction et artifices de l'expression”, Les Valeurs chez les mémorialistes
français du XVIIe siècle avant la Frtmde, a.g.y.
87) Hélene Himelfarb
H imelfarb en azından
azından klasik XVII.
XVI I. yüz
yüzyı
yıll ççerçevesinde,
erçevesinde, An ılann
ılan n kaleme alınma
alın ma
sının önemini göstermeye girişti: “Palais et châteaux chez les mémorialistes du règne de Louis
XIV”, XVIIe siècle, no: 118-119, Ocak-Haziran 1978.
88
88)) Sainte-Beuv
Saint e-Beuvee Sully'nin Mémo
Mémoires
ires’ina
’ina üç makale Causeries du hauli, Paris, Gamier,
ma kale aymr, Causeries
VIII. cilt.
89) Marc Fumaroli, “Le dilemme de l’historiographie humaniste...", Les Valeurs..., a.g.y.,
s. 29.
90) Bkz. André Derrière, Le Cardinal de Retz..., a.g.y., 1. kısım, III. bölüm, “L'identité de la
destin
des tinata
ataire
ire11'.
DEVLET
DEVLET AN
ANIL
ILAR
ARI:
I: CO M M YN ES 'DE N DE GAULLE'E 1 4 3
Sédcs,
92)1969; Études sur
AndréveBertière, LePhilippe
CardinaldedeCommynes,
Commynes, Paris,
Retz-- - a.g.y., ve Champion,
ve 1975.“Apprends, ma confi
Marc Fumaroli,
dente, apprends à me connaître”, Versants,
Versants, I, 1981, Coınmeıuaire'de yeniden basılmıştır, no;
>5, Sonbahar 1981.
93) Bkz
Bkz.. Card
Cardinal
inal de Richelieu,
R ichelieu, Test amentt Ixililique,
Testamen Ixililique, L
Louis
ouis André, der.,
der., Léon N œ l’un önsöz
önsözü,
ü,
Paris, Robert Laffont, 1947.
1 4 4 HAF
HAFIZ
IZA
A MEK
MEKÂNL
ÂNLARI
ARI
lanmış Instructions
Instructions (Öğütler), Fortin de La Hoguette’in Testament
Testament’i’i (Va
siyet) ve XVII. yüzyılda on altı baskı yapan Conseils fidelles d'un bon père père
à ses enfants’ 2 2ı (İyi bir babanın çocuklarına gerçek öğütleri, 1649) model
olur94. Sarayda ve yüksek sosyetede toplumsal davranışa ilişkin ileti, ta
mamen ailesel ve özel kullanıma yönelik ileti, ölüme hazırlığa dair ahlaki
ve dini ileti
ileti:: Rich
Richelieu’nun
elieu’nun Testament’ı, özell yaşamın ifadesi haline gelmiş
Testament’ı, öze
ve yazarı bir çırpıda prensin, monarşinin ve devletin boyutlarına taşımış
türden esinlenmektedir; yazar bu türü içsel anlamından ve kendi özel
deneyiminden arındırmış, ona kamusal bir ağırlık yüklemiştir; ayrıca bu
türü, görünüşe göre daha önce ve bağımsız olarak derlenmiş, yapıtın de
ğerini artıran Maximes’le (özlü sözler) donatmıştır.
Devlet anılarıyla mutlak mesafe: Bu mesafe XIV. Louis ile Napolyon
gibi
gibi Fransa tarihinin
tarihinin iki iki süpergücünde
süpergücün de olduğundan
oldu ğundan daha
dah a fazl
fazlaa hiçbir yer
yer
de ortaya çıkmayacaktır; bu onlara köklü özgünlüklerini kazandıracak
tır. İkisini karşılaştırmak şart, çünkü kimlikleri birbirlerine olan zıtlıkla
rıyla
rıyla ortaya çıkıyo
çıkıyor.
r. Başlangıç
Ba şlangıçta,
ta, çarpıcı bir olgu: Sez
Sezar’ın
ar’ın dengi, güç ola ola
rak müsait ve doğuştan
doğ uştan yazar N apolyo
apo lyon’dan
n’dan anılarım
anılarım yazması
yazması bekleni
beklenirdi;
rdi;
o şalisen anılarını yazmadı, gayri ihtiyari, yarı bilinçli bir tanda bir aracı
ya anlattı. XIV. Louis ilke olarak bundan kendini bağışık tutabilecekken
-güneş kendi ışıklaruıı aydınlatır nu?- 166l’de.iktidara gelişiyle bu fikri
edinmiş, 1666’dan itibaren kendini bu işe vermiş vé kralların “bütün
işlerinin kamusal hesabını bütün dünyaya ve bütün yüzyıllara vermek
zorunda” olduklarına inanmıştır95. Elimizde kalan 1661-1662 ile 1666-
1668 yıll
yıllar
arıı arasını kapsayan ikikii ayn bölümün
b ölümün yazımında
yazımında Colb
C olbert’in,
ert’in, Ba
Baş
ş
kan Périgny’nin, Veliaht’ın eğitmeninin, Pélisson’un, sekreteri Rose’un
payı ne olursa olsun,
olsun , elyazmalan
elyazm alan hüküm
h ükümdarın
darın her sözcüğü titizl
titizlikl
iklee doğru
doğru
ladığını gösterir; o her şeyi
şeyi üstlenir. Anca
An cakk bu iki tuhaf metne tam örnek-
sellik kazandıran, en çarpıcı yön bu zıtlık değildir. Bu ömekselliği birinde
dolaysız diğerinde dolaylı olarak yöntem ile bırakmak istedikleri devlet
imgesii arasında kurdukları mükemmel
imges m ükemmel denklikten
d enklikten alırla
alırlar.
r. XIV.
X IV. LoLouis’ni
uis’nin
n
anıları sıcağı
sıcağı sıcağına sunulan
sun ulan bir bilançodur.
bilançodur. Bunlar
B unlar önce
önc e Colb
C olbert’e
ert’e veri
len öğütlerin kayda geçirilmesi biçimindedir; Colbert ise bir süre sonra
94) Bkz. Marc Fumaroli, "Le dilemme de l’historiographie humaniste...’’, Les Valeurs.,,,
a.g.y., 5.33.
95) Louis XIV, Mémoires, Jean Longnon, der-, Paris, Tallandier, 1978 ve Charles Dreyss.
Mémoires de Louis XIV pour l'instruction du Dauphin avec une étude sur leur composition,
composition, Paris.
1860, 2 cilt.
DEVLET
DEVLET AN
ANIL
ILAR
ARI:
I: CO M M YN ES ’DE N D E GA
GAULLE
ULLE’’E 1 4 5
“kralın tar
“kralın tarihi
ihine
ne kkatkıda
atkıda bulunması için haftad haftadaa bir tutulan kayıtlarla
kayıtlarla oluş
turulmuş bir
bir günliik” işi
işine
ne gi
girişmi
rişmiştir
ştir;; C
Colb
olbert
ert 1665’te bu işten vazgeçtiğin
de bu kez
kez bizz
bizzat
at XIV . Lo
Louis
uis defter sayfalarına notla
notlarr alır; 14 Şu bat
ba t 1666’da
dikte ettirmeye başladığında Ocak ayı ile Şubatın başını anlatır. 1672’de
Hollanda savaşının başında bıraktığı ve sonradan arada bir yeniden
gerçekleşti
gerçekl eştirdiği
rdiği bbuu zor
zorunl
unluu görev XIV . Lou
Louis’nin
is’nin kafasında
kafasındakiki krall
krallık
ık “mes
leğinin” bir
bir resmiydi
resmiydi;; “K
“Kendin
endinii girişti
giriştiği
ği bütü
bütünn işleri ye
yerine
rine getirmeye layık
hissettiğinde büyük, soylu ve muhteşem” bir meslek. Hükümdar tarafın
dan hüküm
hükümdarın
darın önem li olaylannın her ânının yazılması monarş monarşiyeiye öözgü
zgü
faaliyetin kurumsallaşnğmı ifade etmektedir. Mutlakiyetçiliğin bir imge
sidir; en başında bu anılarla eğitilmesi düşünülen Veliaht, kulların tek
ve somut betisini temsil eder; beklenmedik bir cümlenin sonunda onun
da dedi
dediği
ği gi
gibi
bi ““aslında
aslında hep h hoşa
oşa git
gitmeyi
meyi amaçlad
amaçladığımız”
ığımız” ku
kullardır
llardır bunlar.
İşte Me'moires’ın nihai amacı olan tam eğitimli prensin hafif eğitsel ağır
lıklı portresi böyle çizilir: Buyruk, sağduyu ve ruh yüceliği. Napolyon’un
Las Cases96 aracılığıyla sunduğu imgeyse aksine tamamen istekdışı ve
sonradan’dır. O bir yabancının karşısında itiraflarla içini döktü, onun
bununla ne yapacağını bilmiyordu; tanıdık bile olmayan bir adam; bir
göçmen, onun peşisira dünyanın bir ucuna gidebileceğini gösteren, hiç
bir şeyi olmayan bir adam; ama, diğer yol arkadaşları Montholon ya da
Gburgau
Gb urgaud’nun
d’nun üç satırda özetl
özetledikl
edikleri
erini
ni sand
sandıkla
ıklann bitmek bil
bilme
mezz sürgün
hikâyelerinde önemli noktalan çekip çıkamıa ve bunlara saygı duyma be
cerisini edinmiş biri. Bütün etki bir dizi tezatlığa dayanmaktadır: Sainte-
Hélène’in sefaleti, Hudsotı Lovve’un kötü uygulamalar ile sivil ve askeri
alanlarda imparatorun eski gücü arasındaki tezatlık; despotun anısı ile
sürgünün mütevazı insanlığı arasuıda; zorbanm yıkım bilançosu ile devrim
ci mirasın özgür savunucusu arasındaki tezatlık. Bu etki çarpıcı olmuştur.
Mémorial de Sainte-Hélène
Sainte-Hélène ile XIV. Louis’nin Memoires’ı tamamen farklı
yollar
yollarla
la ve tam
tamamen
amen ter
terss nedenlerle ayaynı
nı sonuca
sonu ca varm
varmaktadırlar:
aktadırlar: Bir ola
olayı
yı
yeniden
yeni den kurmazlar, am
amaa bir kkiş
işiy
iyii mey
meydana
dana getirirler. T arihe
ar ihe anc
ancak
ak iki
ikinci
nci
dereceden katkıda bulunurlar, mit oluştururlar.
Nihayet bireyin doğrudan tarihe eklenmesi: Bu, büyük devlet anıla
rını yaratan en kuvvetli damardır ve hiçbir zaman demokratik çağda ol
96) La
Lass Cases,
Cas es, Mémori
Mémorialal de Samw-Héléne,
de Samw-Héléne, Marcel Dunan’in tam ve açıklamalı birinci baskısı,
Paris, Flammarion, 1954, 2 cilt; André Fugier'nin girişi, Paris, Gamier, 1961, 2 cili ve Seuil,
‘L'intégral"
‘L'intégral" dizis
dizisi,i, Jean T
Tul
ulard
ard ’m gir
girişi
işi,, Joël Sch
Schmidt'in
midt'in takdimi ve notları, 1968,
1968, Mémori
Mémoriui
ui'e
'e
ihtiyatlı karşılama, bkz. III. cilc, Jean Tulard'ın makalesi, "le retour des cendres”.
14 6 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂNLARI
MEKÂNLARI
97) Bkz
Bkz.. René Rémond
Rémond,, “G
“Guizot
uizot’da felsefesi’’,’, Acles du Colloque François Guizot, Paris.
’da tarih felsefesi’
22-25 Ekim 1974, Paris, Société de l'histoire du protestantisme français, 1976.
DEVLET
DEV LET AN
ANIILA
LARI
RI:: CO M M YN ES'DE N DE GAUL
GAULLE'
LE'EE 1 4 7
1 4 8 HAFIZA
HAFIZA MEKÂNLARI
ğLong
Longnon
i ve,non’un
genç’unQuin
Qtiti
tiuinet’nin
tizz et’nin
çalışmaları
çalışmaları gerekmiştir.
dediği gib
gibi, Ya
Y a Mé
i, “ölümün Mémo
moria
rial?
tamamen
tamame l?nNapoly
Nap olyon
değiş on’un
d eğiştir ’unbir
tirdiği
diği bindi
ha
yalet olar
olarak
ak zihinleri yokladığ
yok ladığı”
ı” efsa
efsanenede
deki
ki o sava
sa vaşş acı9
acı98; Ingilizler
Ingilizler,, Sa
Saint
inte-
e-
Hélène’den hareketinde, Las Cases'dan bir süre için aldıkları notlan ona
geri vermeyebilirlerdi. Ya Retz ve Richelieu? Uzmanlar bugün hâlâ Paul
de G onondidi’’nin Aru
Arularlar'ınt
'ınt yayımlatmak isteyi
isteyipp istemediğini
istemed iğini tartışıyorlar, ama
hepsii eğer yazar anıla
heps anılann
nnıı bitir
bitirmiş
miş olsaydı böyle bir bir sorunun ortaya
ortay a çıkm
çık m a
yacağını kabul ediyorlar. Her halükarda bunlar tamamlanamamıştır. Üs
telik en başındaki bir bölümü yırtılmış ya da kaybolmuştur. Le Testament
l>olitique (Siyasi vasiyet) özellikle XIII. Louis’ye yönelikti; Richelieu’nün
ölümünden kırk altı yıl sonra, 1668’de Amsterdam’da, bunları nasıl ele
geçird
geç irdiği
iği meçhul bir Pro Protestan
testan yayı
yayıncı
ncı tara
tarafından
fından yayımlanmıştır.
y ayımlanmıştır. Üstelik
vayın
va yının
ın ama
amacı cı tamam
tamamıyla ıyla saptırılmıştı: XIV
XIV.. Louis’y
Lo uis’yee karşı
karşı bir pro
propa
pagan
gandada
aracı olarak kullanmaktı bu amaç; Nantes Fermanının yakın tarihli ipta
line
line kkarş
arşıı ddaha
aha h hoşgörülü
oşgörülü bir politika modelini çıkarıyordu. M etn etninin sahici
uzun süre ve özellikle Voltaire tarafından reddedilmiştir; bu ise XVIII.
Yüzyıl boyunca
boyunc a bu metnin C Colb
olb ert’in
er t’in ya da Mazarin’inkil
Mazarin’ inkilerleerle birlikte düz
mece siyasi
siyasi vasiyetname derlemeler
derlemelerii içinde yeniden
yeniden yayımlanmasına en e n
gel olamad
olamadı. ı. Peki Saint-S
Saint-Simo
imon’a
n’a ne demeli? Gi Gizl
zlil
ilik
ik onu asla bırakmamış
gibidir.
gibidi r. Bir yyığın
ığın el
elyazmasının
yazmasının saksaklan
lanmm ası küçük
küçü k Dük’ün
Dü k’ün iflasıyl
iflasıylaa ilgilidi
ilgilidir;
r;
Mart 1755’te ölümünden sonra alacaklıları mallarına haciz koydurmuş
lard
lardı9
ı999. A
Anc
ncak
ak bu kurtarıcı
ku rtarıcı olaydan sonra anıları defalarca
defala rca dışarı sızdırı
sızdırıldı
ldı!!
El altınd
altındanan dolaştır
dolaştırılan
ılan kopya
kopyalar,
lar, bir dizi da
dava
va,, iftira
iftira içeren
içere n korsan
k orsan baskılar,
yasaklanan basımlar, ele geçirilen yüz altmış üç portföyün kayıtlı olduğu
Dışişlerinin yapnnm
yapn nmı; ı; Yves C
Coir
oirau
ault’nun
lt’nun tititi
tizz çalışmaları
çalışmalarıylayla Pléiade dizi
dizi
sinde hazırlanmakta olan bu anılar bunlardan sadece on birini içermek
ledir; bu polisiye macerada her şey vardır. Guizot Michel Lévy ile yılda
sekiz ciltlik bir yayın anlaşmasını imzalayarak gelenekle ilişkisini kese
cek ve “çok
kendine erkenden
övünç gönlümdeki
payı çıkaracak bu eser”inAncak
ilk kişidir100. halka günümüzde
ulaşmasından dolayı
hâlâ, za-
mandizini mucizevi
mucizevi biçimde ayrıntılı
ayrıntılı olan General
Gen eral'in
'in Memoires
Memoires’ının
’ının yayım
yayım--
DEVL
DEVLET
ET AN
ANIL
ILAR
ARI:
I: CO M M YN ES'DE N DE GAULL
GAULLE'
E'EE 1 4 9
1 5 0 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂNLARI
davay la özdeşleşmez.
davayla özdeşleşmez. Bu dizidizi ulusal yapının ana direğini
direğini oluşturur. Yapının
bir yanında ve üstünde, bakışımlı bir durumda, devletin edebiyatçıları
vardır -Retz, Saint-Simon, Chateaubriand- diğer yanda ise büyük siya
setçile
setç ilerr - XIV. Louis,
Louis, Napolyon ve De Gaulle. Hizmetkâ H izmetkârlar
rlar,, ozanlar ve
büyük yorumcular.
yorumcular. D evlet
evle t anılarıyla ilgi
ilgili
li bu Fransız
Fransız sistemine özgünlü
özg ünlüğü
ğü
nü kazandıran ve bu coğrafyaya özgüllüğünü veren şey işte bu üç grup
metin arasındaki yapay ama zorunlu işteşlik ilişkisidir. Devlet hizmetin
de olanlar
olanla r devlet hafızasına
hafızasına hizmet
hizmet ederler, ama eğer ozanlar
ozanlar devlet
dev let hafı
zasını şarkılarla dile getirmiyor olsalardı devleti cisinıleştirenler artık onu
temsil etmezlerdi. Zira bütünüyle yazınm itibarına ve sözcüklerin müzi
ğine dayanan bir Fransız sisteminin nihai temsilcileri oıılardır, yani siyasi
eylemden çekilmiş,
çekilmiş, hayranlık uyandırmış hayanlıkhayanlık duymuş büyük yazarlar
dır.
dır. De G aulle’de
au lle’denn söz etmeyelim;
etmeyelim; onunonu n edebiyat saplantısı faz fazlas
lasıyl
ıylaa orta
orta
dadır.
dadı r. Peki Balzac,
Balzac, Stendhal, H ugo ug o olmasaydı
olmasaydı muhtemelen Sainte-Hélène
mahkûmuyla ilgili o romantik figürün de olamayacağını unutabilir miyiz?
XIV.. Louis’nin
XIV Louis’nin ciddi ciddi A ral ralar
arını
ını kaleme
kalem e almaya girişti
giriştiği
ği 1668 yılınd
yılındaa
Racine’in Les Plaideurs
Plaideurs (Davacılar), Molière’in Amphytrion
Amphytrion ve LAvare’ı
LAvare’ı
(Cimri) sahnelettiğini, Boileau’nun L'Epicre au Roi’yı Roi’yı (Krala övgü) yazdı
ğını ve La Fontaine’in Fables ’ın (Masallar) ilk altı kitabını yayımladığını
Fables’ın
görmezden gelebilir miyiz? Edebiyatın sürekli hâsı ile devlet imgesinin
büyük orkestrasyonları arasındaki -sadece De Gaulle-Malraux104 İkilisini
düşünmek yeterlidir- bağ hiç olmadığı kadar sıkılaşmıştır.
Bu yapı esas olarak sadece düşüncenin bir yönü olacaktır. Yani XIV.
Louis’nin, Napolyon’un ve De Gaulle’ün anılarında cisimleşen şey ulusal
birliğin üç anahtar dönemidir: Mutlak monarşinin yükselişi, devrim mi
rasının
rasının yerleşmesi
yerleşmesi,, demokratik
demo kratik ve cumhuriyetçi
cu mhuriyetçi devletin derinliğine
derinliğine kök
kök
salması. Olgu ortadad
o rtadadır,
ır, gizl
gizlii ve kitleseldir, başka ülkelerde ve başka tarih
tarih
lerde benzeri yoktur; devlet hafızasının genel ekonomisini ve gizli sıradü-
DEVLET
DEVLET AN
ANIL
ILAR
ARI:
I: C O M M YN ES 'DE N DE GAULLE'E 1 51
1 5 2 HAFIZA MEKÂNLARI
Ulus'Hafiza
sekiz cildin ve ayrıca La Republufue’in (C
Kırk sekiz Republufue’in (Cumhu
umhuriyet)
riyet) on yedi cil
cildinin
dinin
ortaya çıkardığı dört tür ulusal hafiza vardır.
İlki
İlki feodal m
monarşiye
onarşiye ve devleti tanıma ve kabul etmeetm e dönem
dönemineine uygun
düşmektedir. Uzun bir oluşumdur bu, ister Troyalı, ister Frank isterse
Galyalı olsun, soy saplantısı olan bir dönem; meşruluğun doğrulanışı ile
zengin Antikçağ’a sahip çıkışın birbirine sıkı sıkı bağlandığı bir dönem.
Öz olarak kralcı
kralcı hafı
hafıza,
za, çünkü salt üstünlüğü temin edilecek ve kutsall
kutsallığı
ığı
benimse
ben imsenece
necekk kralın kişil
kişiliğine
iğine bbağlıdır.
ağlıdır. Bu hafızanın berrak
berraklaştığı
laştığı yerl
yerleri
erin
n
dinsel, siyasal,
budur. Belli simgesel,
başlı tarihyazımsal
özelliklerini “miras" adıve soyzincirsel niteliğinin
altında yeniden kaynağı
gruplayabilme-
mizin nedeni, hafızanın ortaya çıktığı çağda bile kendini bir ritüel alarak
sunmaya özen göstermesi ve zamana zaman a kaydolmak için zamandışı iile le doğaüs
doğa üs
tünü kullanmaya
ku llanmaya meyletmesi
meyletmesidir.
dir. Fl
Flafıza
afıza içine
içine henüz ulusu olma
olmayan
yan ulusal
bir kutsallık kök salar;
sala r; o bunu ulusal hafızanı
hafızanın n gele
gelecek
cek bütün şeki
şekille
llerine
rine
miras olarak bırakacaktır, ona sürekli bir geçerlik sağlacak şeydir bu.
Laik ve cumhuriyetçi hafızanın bu kutsallık mirasını ele geçirmek için
pullan
pu llan ac
acağ
ağıı bütü
bütünn düzenekler, mona
monarşirşi il
ilahiyatçı
ahiyatçılarının,
larının, kr
kralın
alın tar
tarihy
ihyazı
azım-
m-
cılannın ve v e krallık memurlarımı! m monarşik
onarşik kurum üzeri
üzerine,
ne, kral
kralın
ın bedeni
1 5 4 HAF
HAFIZ
IZA
A MEKANL
MEKANLARI
ARI
ULUS-HAFIZA 155
ULUS-HAFIZA 157
koşullarla birleşmiştir,
birleşmiştir, mo
modern
dern yaşam tarzlannın genelleşmesiyle, merkezi
merkezi
yetçilikten
yetçil ikten kurtu
kurtulma
lma iste
istekle
kleriy
riyle,
le, devletin ça
çağd
ğdaş
aş m üda
üdahale
hale biçi
biçimler
mleriyl
iyle,
e,
alışıldık Fransızlık normlarına pek de tabi olmayan bir göçmen halkın
güçlü mevcudiyetiyle,
mevcudiyetiyle, Frankofoni’nin küçülmesiyl
küçülmesiylee olu
oluşan
şan yeni koşullardı
koşullardırr
bunlar.
Kesin bir dönüşüm.
dönüşüm . İşte bubu dön
dönüşüm
üşüm Fra
Fransa
nsa’ya
’ya ha
hafiza
fiza yol
yoluyl
uylaa tarihs
tarihsel
el
yaklaşımın her
h er alanına
alan ına yeni
yenilik
lik geti
getirir
rir ve işte bu Hafiz mekânlarıı da bunun
Hafizaa mekânlar
odağında yer alır.
Hafiza bugün Fra Fransa
nsa ya anancak
cak devler
devlerle
le özdeşleşmesiyle tanı tanıyabil
yabileceği
eceği
birl
bi rliğ
iğii ve ya
yasallı
sallığı
ğı irade ve ttasav
asavvur
vur olarak babağlayaca
ğlayacakk tek sıçrama tahtası,
uzun süren büyük bir güc gücünün ifadesidir. G üc
ücünün,, ul
ulusun
usun ve Fran
F ransa
sa imgesi
imgesinin
nin
devletin bu eski ve etkili özdeşleşmesi dünyanın gelişimi ve kuvvetler
ilişkisi karşısında gittikçe bozulmuştur. Yarım yüzyıldan bu yana hem
vicdan hem de bilim buna karşı çıkıyor.
Fransa'nın gerilemesi
gerilemesi I. I. Dünya SSavaavaşı’mn
şı’mn hemen sonrasında başladı başladı;;
ancakk bütü
anca bütünnA Avr
vrup
up a’nın ge
gerilem
rilemesiy
esiyle
le birl
birleşen
eşen bu gerileme içeride ulusaulusalcı
lcı
duygulan ve yenilenme yanılgısıyanılgısındaki
ndaki sağlamlığı ber bertar
taraf
af ede
edenn tepkicile
tepkicilerin
rin
sözlerinde ifadesini bulmuştur. Şurası bir gerçek: O zamana kadar Avru
pa’ya
pa’ ya ait bütün büyük tecrübel
tecrübelerin
erin ta
tarihs
rihsel
el lab
laboratu
oratuvan
van olmakla övün övünenen
Fransa -feodaliteden cumhuriyete kadar, bu arada mutlakiyctçilikten,
Haçlı sefer
seferleri
lerinden
nden sömürge
sömürgecil ciliğe,
iğe, Reform
Reformdan dan Aydınlanmaya ka da dar-
r- sa
vaştan bu yana dıştand ıştan gelen büyük olgulann etkilerine maruz kalmaya baş
lamıştı
lamı ştır:
r: 1917 Devrimi, faşiz
faşizm,
m, ekon
ekonomik
omik kr
kriz
iz ya da ‘T re n te Glor
Glorieuse
ieusesӟn
sӟn
yaygınlaşması. 1940’taki gerçek bozgun, hür Fransa’nın birlikte hareket
ettiği müttefiklerinin zaferiyle perdelenmiştir. Cumhuriyetin yeniden ku
rulmasını kendisini borçlu olduğumuz De Gaulle iflas duygusunu silip
atmıştı,
atmış tı, aks
aksii halde Fran
Fransasa sömürgeler sorunu ve önsezilerin felc felcee uğramas
uğramasıı
karşısında aynı duygu içine gömülü gömülürdü.
rdü. Bü
Büyüm
yümenin
enin katkısı
katkısıyla
yla Cezayir’d
Cezayir’denen
çekilmeyi
çekil meyi bir zazafer
fer üslubuyla bezbezeyebi
eyebilmiş
lmiş ve kısa süre son
sonra
ra da Fr
Fran
ansa’nı
sa’nın
n
nükleer güçler arasına girmesiyle bunu unutturabilmişti. 1962 tarihi De
Gaulle döneminin sonunun ve ekonomik krizin genele yaydığı kesin bir
bi
bili
linci
ncin
n başlangıcı olmuştur
olmuştur.. Fransa’nın
Fransa’nın vvasa
asatt devletler arasında ve AAvru
vru
pa'daa kesin dengesini bulması, kendine ve geçmişine bir kez
pa'd kez daha
da ha bakm a
sını
sını gerektir
gerektirdi.
di. B
Buu yıllar bbir
ir ortakmal-hafiza dönem
dönemiydi;
iydi; ayrıca FFran
ran sa’nı
sa’nın
n
ulusalcılıktan
Üstelik aynıuzak
sürebir
süre ulusla kucaklaşma
boyunca tari
tarihçil
hçilerin dönemiydi.
erin bütün çab
çabalan
alan geleneks
geleneksel
el ola
rak devletle özdeşleşmiş ulus olgusundan vazgeçmeye ve gerçekliklerin
1 5 8 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNLARI
Birleştirici
şısında anlamıyla
geçerliliğini “ulus” ancak
ve yasallığını hafızanın,
koruyabilir. Böylecesadece hafızanın kar
bir sermayeleştirme
gerçekleşir ve derinlik kendini kabul ettirir; bizzat devletçi hir devam
lılığın açıklığı bütün anlamını, büyük güç siyaseti esinleyebilecek ya da
bir üst dili haklılaştırabilecek bir gurur konusu olarak değil, hir olgu ola
rak kazanır ve korur.
Zira
Zira Fransa, bütün eeski
ski Avrup
Avr upaa ulusları arasında,
arasınd a, devletçi
de vletçi belirlenimin
en erken, en sürekli
sürekli ve
ve en kurucu olduğu,
olduğ u, hatta
ha tta ortak
ort ak bilinç için
için neredeyse
zaman dışı ve kesintisiz olduğu ulustur. Fransa'da, bütün komşularının
aksine, coğrafi ve ülkesel devamlılık her zaman bağlarını ve aracılarını
bulmuştur. Fransa’nın devamlılık iradesini ve birleştiriciliği benimsemesi
yukarıdan gelir;
gelir; bunlar dağıtıcı
dağıtıcı kuvvetler
kuv vetler ne kadar
ka dar güçlüyse,
güçlüyse, hükm
hü kmedec
edecek
ek
birlikler ne kadar az türdeşse, patlama ne kadar çok tehdit ediciyse o ka
ULUS-HAFIZA 159
ri
rinde
kindenn da
daha
ha çok
tortulaşma tartışmalı
üzerinde bir ttar
arzz üzeri
gelişmiştir. üzerinde,
nde, aşın köktencilik ya da zora
A nc
ncak
ak tam
tamamamenen ulus-d
ulus-devlet
evlet uf
ufku
ku al
altında
tında sürüp giden bi birr ttarih,
arih, devlet
çevresinde düğümlenmiş olan bu hafızanın ulusal tortulaşmasını ortaya
koyamaz. Böyle bir tarih doğal bir birliği gerektirir, ki bütün bilgilerimiz
bunu
bu nu yyal
alanl
anlıyo
ıyor.
r. A n ık dünyanın Fransa’da
Fransa’dan n aalacak
lacak pek dersi olmadığuıda,
Fransa örnek bir tarih ileri sürmekteydi. Bu tarih fethedici ve evrenselci
bir ulus görüşüne dendenkk düşüyordu; Altıgen içine kap kapan
anmm a bunu safdil
safdillik
lik
ya da saçmalık
saçm alık haline gegeti
tiriyo
riyor.
r. Dü
Dünyaya
nyaya m model
odel olarak bunu önerip h hatta
atta
•>nu zorla kabul eettirirken,
ttirirken, ulusun bizzat sah sahip
ip old
olduğu
uğu şeyi saklam
saklamaktad
aktadır.
ır.
Tarih bu empcryal ve askeri modeli ssilmiş
ilmiştir.
tir. Ulus
Ulusal
al tarih kendi devamlı
lığını ancak hafızada anlamaktadır. “Fransa" ya kendi hafızasıdır ya da bir
^'Ç- Eğer bir ulus varsa, bu ulus ulus-devlet tarihini idare eden çizgisel
1 6 0 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNLARI
MEKÂNLARI
nedensellikten
nedensellikten ya da hikmeti
hikmeti hükiimetçi amaçtan
ama çtan değil,
değil, ama hafıza
hafıza ekono
eko no
misini
misini idare eden güncelleştiric
güncelleştiricii süreklilikten ibarettir
ibarettir ve küm
k üm ülatif kay
malarla ve birleştirici hesaplarla işler. Şematik basitlikleri içinde göste
rebildiğimiz bu dört tür hafızanın esas ilginçliği ulusal oluşumun dört
aşamasını mekanik olarak ele alması değil, bu belirli kesitlerin ötesine
geçmesi ve bunları başka bir tarihin örtüsüyle örtmesidir. Bunların birbi
rini izleyen bir silsilenin aksine açıkça gösterdikleri şey bir hafıza sürekli
liğidi
liğidir;
r; bu
bu hafızanın öncek
ön cekii katmanla
katm anlarırı bir
bir tarihi,
tarihi, hatta çokta
ço ktann geçip gitmiş
bir tarihi entegre etmiştir. Bunla
Bu nlarr birhir
birhirler
leriyl
iylee bağlantılıdırlar, birbirleri
birbirlerine
ne
sanlmışlardır, çakışmışlar, kaynaşmışlardır; öyle ki hiçbiri tamamen kay
bolmaz. Kundaktan çıkmaları bile bir hafiza neticesidir. Hafızayla ilgili
bir “TocquevilIe’cilik” vardır ve, bu derine işleyen, ışıltılı kırk sekiz projek
töre,
tör e, korkm
ko rkmadan
adan aydınlatıcı
a ydınlatıcı kapasite
kapasi te diye adlandırdığımız olguyu kazandı
kazan dı
ran da odur.
ULUS-HAFIZA 161
en sonda
son da hatırlatmamızın nede
nedeni,
ni, öncelikle her tür yeni tari
tarihsel
hsel yaklaşımı
yaklaşımın,
n,
ulusal tarihi yeni bir zamansal elekten geçiren, temel başlangıç noktası
ya da kesin kazanım olarak bir zamandizinin oluşturulmasını hedefliyor
olmasıdır. Frans
Fra nsa’nın
a’nın siyasal
siyasal tari
tarihinin
hinin zamandizi
zamandizinini vardır, çünk
çünküü çağda
çağ daş
ş
ların duygusuyla aynı zamanda ortaya çıkarılmıştır. Ama ekonomik, de
mografik
mogra fik tarihin ve sosyal tarihin de zamandizinleri
zamandizinleri vardır ve bunlar daha
geniş erimli ve daha uzun süreli eğimler üzerinde bulunur. Kültürel tarih
ve düşünceler tarihi başka zamandizinlerini kabul ettirmiştir. Her tür
açık zamansal kesitlemeye karşı olan hafızanın birinci ve vasati çerçeve
lenmesi
lenme si ayn
aynıı aand
ndaa kendine özgü kesitle
kesitlerr doğurur; bu
bunlar
nlar başk
başkaa kayıtlarda
başka anlamlı
anlam lı kesitlere yaklaştmlabili
yaklaştmlabilir,r, bu ise gerektiğinde bu
bunun
nun işlev
işlevsel
sel
verimliliğini ve “bilimsel” geçerliliğini kanıtlamaya yeter.
Ancak bu ısrarın esas sebebi bu değildir. Ortakmal kavramını icat
eden, gotiği keşfeden ve “ulusal”dan başı dönmüş bir tarih ihtiyacına
kapılmış XIX. yüzyıl ile, hafıza gereksinimiyle kavrulan, ortakmal kav
ramını
ramı nı genel
genelleştire
leştiren,
n, O rta
rtaça
çağ’a
ğ’a tutkun ve m muzaffe
uzafferr ulusalcılıktan ayr
ayrılan
ılan
bizim XX. yüzyılımız arasında derin ilişkiler ve yakınlıklar vardır; bunlar
sağlam bir tekdüzelik ünüyle kayıtsızlığı ve küçümsemenin keşfedildiğini
ortaya çıkaran harekette bile kendi ulusal zamanımızı nitelemeye katkı
da bulunur: Romantizmle
Rom antizmle kül kültüre
türell aç
açıdan
ıdan zengin
zengin bir döndönem
em,, am
amaa Biri
Birinci
nci
İmpara
İm paratorlu
torluksa
ksann ddah
ahaa az
az tar
tarihsel
ihsel parıl
parıltıya
tıya sahip, ikinc
ikincii İİmpa
mparatorluk’tan
ratorluk’tan
daha az ekonomik parıl tıya sahip bir dönem; burjuva monarşisinin siyasi
açıdan tam anlam
anlamıyla
ıyla ççekiciliğini
ekiciliğini yiti
yitirdiğ
rdiğii bir dön
dönem
em,, tıpkı bizde De Gau
Gaulle
lle
sonrasında olduğu gibi. Geçmişte Guizot bu tutucu liberalliğin bedelini
yaptığı ünle ödemiştir; işte o Guizot burada hafızanın merkezi düzenleyi
cisi olarak yerini almaktadır.
Bu iki çağın oortak
rtak bir ttemel
emel çi
çizgi
zgisi
si vardır
vardır:: Ge
Gelene
leneksel
ksel ggeçm
eçmişten
işten aniden
kopmaa ve on a yeni
kopm yeniden
den kavu
kavuşmaşma iht
ihtiya
iyacı.
cı. Devrim
Devrim’den
’den ve imp
imparatorluk’tan
aratorluk’tan
hemen sonra, bu kavuşm
kav uşmaa tarih yyoluoluyl
ylaa ve eski Fran
Fransa’nın
sa’nın monarşik geç
mişinin “ulusal" yorumu vasıtasıyla olur. De Gaulle döneminin, Cezayir
savaşının
savaşını n ve Fra
Fransa
nsa’nı
’nın
n tanıdığı
tanıdığı en kuvvetli ekonom
ekonomik ik devrimin sonrasın
daki kavuşm
kavu şmaa ise hafıza vasıtasıyla, Galya merkezli
merkezli,, empery
emperyal al ve evrenselci
ulusa dair ulu
ulusalcı
salcı değişk
değişkenin
enin bir yan
yanaa bırakılmasıyla olmuştu
olmuştur.r. Bu gözden
düşme sadece olayların gidişi nedeniyle değildir. Önemli boyutta iki olay
buna genişçe katkıd
katkıdaa bulunmuştur: Bir yand
yandaa ulusun demokratik
demo kratik ve cu
cum
m
huriye
hur iyetç
tçii tam kabulünün sa
sağa
ğa demirlemesine katkıda
katkıd a bulunm
bulunmuş
uş De Gaul-
le’cü ökümenizm; diğer tarafta, solda Devrim tarafından hapsedildiği
1 6 2 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂNLARI
MEKÂNLARI
dı Savaşçı,
ünyaya emperyalist
dışş ddünyaya açı
açılması,
lması, an ve m
ancak
cak Mesihçi
mirası
irasını ulusolarak
nı tam geridesahiplenmesiyle
kalmıştır. Bugün
müulusun
mümm kün
kün
dür. Uluslararası geleceği ise burada ele aldığımız konuyla, yani özel’in
kılı kılma ölçülmesiyle mümkündür.
1986
Fransa'lar:
Fransa Tarihi Nasıl Yazılmalı?
1) Bkz
Bkz.,
., I. Q ua
uarto'
rto'nu
nunn başı
başında,
nda, "En
"Entre
tre mém
mémoi
oirre e t histoire, la probl
problém
émat
atiique des lieu
lieuxx ".
■Okuyucu buna sürekli
süre kli başvurm
başvurmalıalıdır.
dır.
1 6 4 HAF
HAFIZ
IZA
A MEKÂNL
MEKÂNLARI
ARI
FRANSA'LAR:
FRANSA'LAR: FRANSA TAR
TARİH
İHİİ NASIL YAZILMALI? 1 6 5
2) Halk vc hukuk hakkında. Kavram gerçekte hukuk alanına da girer: Tarihsel anıtlar
hakktndak
hak ktndakii 1 19
913 yasası artık ““hafıhafıza
za ye
yerle
rleri"
ri" başlı
başlığı ğı alnn
alnnda
da olası sı sın
nıflan
ıfland
dırm
ırmaları
aları kabul etme
etmekte-
kte-
dir.
3) L 'identité
identité de la rance (Paris, Flammarion, 1986, 3 cilt) ile Fernand Braudel; Jean Favier
la FFrance
Histoire de Fran
France'i
ce'in
n alü
a lü cil
c ild
d in
inii yönetiyordu (Pa (Paris,ris, Fayard, 19 1984
841198988)
8),, Georges Duby, Emma- Emm a-
nuel Le Roy Ladurie, François Furet ve Maurice Agulhon L ’Histoire ’Histoire de France
Fran ce ill ustrée’de birbir-
illustrée’de
lerin
erinii izliyorlard
zliyorlardıı (Par
(Paris,
is, H ach
achette,
ette, 19
1987
871199
991) 1),, Pierre G Gou
oubcrt
bcrt ve D Dan
anieliel Ro
Roche,
che, Les
Le s Français
" l’Ancien
l’Ancien Re Regi
gime,
me, Pa
Paris.
ris. Arm and C o lilinn , 19
1984 84,, 2 c ilt, bunu Yve Yvess Leq
Lequin
uin Histoire des Français.
X IX'X
IX' X X * ssiiècl
ècles,
es, üç c ilt (Pa
(Paris,
ris, Arm
Armand
and C Co o lilin
n , 1984
1984)) ilile
e izler; bu
bunları
nları ttaçland
açlandır ıran
an An
André
dré Bur
Bur
guière ile Jacques Revel yönetimindeki Histoire de la France'in dört cildi olur (Paris, Ed. du
Seuil. 19891992)
4) Örneği
Ö rneğinn M arcel Gauch
Gaucher,
er, François Furet vc M
Monaona Ozouf ((Pa
Pari
ris,
s, Fl
Flam
ammm ari
arion,
on, 19
1988
88))
yönetimindeki Dictionnaire critique de la Révolution française’de “İnsan Haklan” adlı yazısını
yayım
yayım ladı ve bunu Lu Révoluti
Révolution es droits de ITi
on ddes Tiomme'
omme'd daa ((Pa
Paris,
ris, G alli
allim
m ard
ard,, 191989
89)) a y rıntılı
rın tılı olarak
açıkladı. JeanPierre Rioux aldukça geniş biçimde De Gaulle en son siècl e’e ayrılm
siècle’e ayrılmış
ış sem
seminer
iner çalış
ış
•Kas
•Kasıını
nın
n sent
sentezi
ezi olan “ Le sou
souverai
verainn en mémo
émoiire" ilile
e “ D e G au
aulllle,
e, homme
hommemémoi
mémoirre” e”ii ince
nceliliyord
yordu,u,
Actes des Journ ées internationales de ('U
Journées Unesco,
nesco, Paris, Lu Docu ocum m en
entati
tation
on franç
française,
aise, 19
199191,, I. ccilt.
ilt.
1 6 6 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂNLAR
MEKÂNLARII
sini
cak bu elekonuların
almamak her
olmazdı:
bir hirrOkuyucu
birii hi hafıza bunları
hafıza mekânı bulamadığında
kategorisine -toplumşaşırırdı.
-top lum An
sal model,
mekân-zaman ayrımı, simgesel beti, merkez nokta- bağlı olduklarından,
hepsi olmasa da diğer belli başlı tasavvurları dikkate almamak düşünüle
mezdi. “Eski Rejim ve Devrim” de siyasal hafızanın bölümlendiği başlıca
mekânlardan
mek ânlardan biridir
biridir.. Ancak
An cak , bunu işlemek,
işlemek, “Franklar
“ Franklar ile Galyalılar” , “sağ
ile sol” gibi siyasal hafızanın bütün bölümlenınelerine değinmeyi gerekti
ri
rirr. Tanını gereği, Fransa
Fra nsa’nın’nın bütün hafıza
hafıza mekânlarını
m ekânlarını incelemek imkânim kân
sızdır:
sız dır: Bu yapıt ne bir
bir ansiklopediydi,
ansikloped iydi, ne de bir bir sözlük.
sözlük. Ele alınan çerçe
çe rçeve
ve
de, sistemli ve tutarlı olmak gerekiyordu. La Nation'da Nation'da yapıtı yöntemlice
katmanlayacak bir “tarihyazım” bölümü vardı sâdece. Burada terimler
dizini neredeyse genel kural olacaktı; hayallere ya da keyfiliğe pek az yer
bırakıyordu. Yapıt senteze dayalı olduğundan, konuların tamamını ol
masa da büyük kısmını anlatmak gerekiyordu: Örneğin La Nation’&a,
Nation’&a,
“Fran
“F ransa’nın
sa’nın hüyi
hüyiik
ik vakayinameleri”
vakayinam eleri”ni
ni takdim edecek O rtaça
rta çağğ uzmanı ön
söze benzer bir girişle yetinmeliydi. Dünyanın aynası, kültür yuvası ve
Hıristiyan Fransa’nın tecessümii olan “katedral" konusunda aynı Ortaçağ
uzmanı sadece yirmi beş sayfayla yetinemezdi.
Dahası, konuların çoğu o zamana kadar açıkça “hafıza yerleri” olarak
FRANSA’
FRA NSA’LA
LAR
R: FRAN
FRANSA
SA TARİHİ NASIL YAZ
YAZILMAL
ILMALI?
I? 1 6 7
sokak is
isimle
imlerin
rini,
i, Devrim takvimini Altıge
Alt ıgen’i
n’i ve yeni olduğunu
olduğ unu yorumcula
yo rumcula
rın kolayca
ramı
ramın kabul
n verimliliği
verimli ettikleri
liği derhal diğer hissettirdi.
kendini
ke ndini nesneleri göstermek
A
Anc
ncak işiiçin
ak,, işi bizeyeterliydi.
bize Kav
bırakmamışlar,
Vichy, kuşak, Vezelay ya da üzüm bağı ve şarap hakkında kütüphaneler
dolusu yazmışla
yazmışlardı
rdı.. Girişim doğrudan yöneldi
yöneldiği ği temalar
te malar ve konular hakkın
da tereddiite
tereddiite düşmüştü.
düşmü ştü. Uygulamada
U ygulamada özünde yeni yeni hiçbir
hiçbir konu yoktu
yoktu.. Am
A m aç
kesinlikle farklıydı, konuya içkindi, konunun etkinlikle oluşturulma tanında
ve buradan çıkacak anlamlardaydı. Hafiza mekânının olabilmesi tarihçi
nin,, deyiş yerindeyse,
nin yerindeyse, “ hafıza-mekânı haline getirebilme”
g etirebilme” gücüne
gücü ne bağlı
bağlıydı.
ydı.
Paris ile taşra ilişkileri üzerine, atasözleri, masallar, şarkılar üzerine, seçere
ya da endüstri arkeolojisi üzerine, komünistler ile De Gaulle taraftarları
arasındakii ilişkiler
arasındak ilişkiler üzerine
üzerine ya
ya da La Loire şatoları hakk
h akkınd
ındaa her şeyi biliy
biliyo
o
ruz. Soru şu: Bunların
B unların “hafıza mek
m ek ân la
ların
rın a dönüştürülmeleri
dönü ştürülmeleri bu top topos’la
os’lara
ra
bu işlem olmasa söyleyemeyecekleri bir şey söyletmekte midir?
Beni düşünce boyutunda kışkırtan bu zorlamalar ve zorunluluklardır.
Çok sayıda katılımcı olmasına karşın bizzat onlarla değil, ya da üstlenilen
görevler ya da ilan edilen programlar değil değil,, işte bu muam
m uamma ma ve bu başkal
başk al
dırı ilgilendiriyordu beni: Hafızaya alma gereçlerine, hatıranın sığındığı
mekânla
me kânlara,
ra, özel grupların
grup ların kimlik simgelerine kendiliğinden
ken diliğinden uyum sağlamış,
bütünüyle
bütünü yle kayıp duygusundan
duygu sundan doğmuş
doğm uş ve bu yüzden de geçip ge çip gitmiş şeyle
şeyle
rin nostaljisinde
nostaljisin denn iz taşıyan bu kavram ın bbulgulatıcı
ulgulatıcı geçerliliğini,
geçerliliğini, işlemsel
kapasitesini, onun bizzat kendi üstüne dönüp yeni bir nefesle herkese
mall olan m ekânlara
ma ekân lara yeniden hayat verebileceği
verebileceği güç durumlarda
durum larda kurtuluş
dinamiği
dina miğinini koruyup korumadığını
korumadığını sınamak için için son
sonun
unaa kadar
k adar gitmek gere
kiyordu
kiyordu.. Bir üst perdeye geçtiğind
g eçtiğindee ve kolek
ko lektif
tif kimlikleri
kimliklerimizin
mizin büyük ekranı
üzerin
üze rinee yansıdığında,
yansıdığınd a, eğretileme yyoğunluğ
oğunluğunun
unun azalıp azalmadığını, smırla-
nnı ve hatlarını kaybedip kaybetmediğini, “tarih yerleri” halinde sıradan
laşıp
laşıp sıradanlaşmad
sıradanlaşmadığmı;
ığmı; ya da tam aksine basitb asit yapılar
yapılar üzerinde deneyl
deneylere
ere
dayanarak işlem gördüğünde
gördüğ ünde ççağ ağdaş
daş tarihin
tarihin anl
anlaşıla
aşılabilir
bilirlik
lik kategorisi olma
ya elverişli
manın olup G
İzinde'yi, olmadığını
Galya horozuanlamak
nu ya da için
alya horozunu denide.
deniz Descartes’ı
z cephesini ya da Kayı
Kayıp
sarmalamak, p Za
Za
Fran
sa’lara girişmek demek, kavramı ateşle sınamak, sınırı aşmak demekti.
Bu soru benim içimi kemiriyordu.
Kavram ın kesinliğini
kesinliğini ve ekonomisini sağlayacak
sağlayac ak gibi görünen bilgece
bilgece
bir
bir çözüm, kavram
k avramıı en simgesel yönüne
yö nüne doğru çekerek
çek erek çözümlemeyi bizz
bizzat
at
Fransa’nın en simgesel
simge sel olgusu üzerinde yoğunlaştırm
yoğu nlaştırmak
ak olabilirdi:
olabilirdi: Bu sim
gesel olgular bazı tarihlerdi (89,48, 14,40,68), bazı olaylar, bazı figürler,
bizi yerler ve bazı kurumlardı. Bunun formülü tasarıyı tek bir cilt halin
de oluşturup zarif bir şekilde tamamlamaktı. Bir süre bunu benimsedim.
Ancak bu bir zayıflık itirafıydı. Hayır, bu en pahalı çözümdü, kavramı
tartışılabilirlik sınıruıa götürmeye yetecek bir eleştirel konu yığınını işe
htacaktı, ki tasarının çizgisinin de bu olduğuna ikna olmuştum. Girişimin
gecikiyor olması, ağırlaşması önemli değildi. Makalelerinden bazılarının
anaçlara ulaşamıyor olması önemli değildi; önemli olan çoğunluk itiba
rımla sergilemenin tam olması ve bahsin kazanılmasıydı. Bir seminer üslu
buyl
buyla,
a, el yordamıyla edm
edmilen
ilen bir deneyi
deneyimin
min m
mega
egalom
loman
anca
ca bir teşhire doğru
kuyıyor olması da önemli değildi; günümüzde böyle kapsamlı girişimler
ptk fazla değil. Kavramın tomurcuk halini alırken fazladan bir karma-
şulığa sahip olması, en sonunda da çevresinde bir belirsizlik halesi oluş
masının da önemi yoktu, ya da belki böylesi daha iyiydi. Tarihçilerin el
attıkları her tür kavramsal aracın sonu öyle olmamış mıdır? Örneğin,
olguyu, olay'ı, neden’i ve belge’yi bir yana bırakırsak zihniyet kavramı
iç
için
in de duru
durumm bu değil mi? Bunla
Bunların
rın bel
belirsiz
irsiz olmaları ver
verimliliklerine
imliliklerine engel
okııamıştır; bunları kullanımlarıyla değerlendirmek gerekir ve güçleri de
anlaşılmazlıklarından ileri gelir. Bilimsel doğrulamalann bedeli budur.
Br daha hamle yapmaya karar verdim ve altmıştan fazla tarihçiyi bu
neşel
eşelii serüvene yeniden sürükledim; oonla
nlara
ra ne kada
kadarr teşekkür etsem azdı
azdır.
r.
Uç cilt: La Nation'un cilt sayısı. Ciltlerin düzeni hafızanın özgüllüğüne
uvacak ve hafızanın doğal düzenleniş biçimlerini taklit edecekti: Önce
kırılmaları, sonra gerçek ya da yapay devamlılıkları, en sonunda da sim
gesel sabitlenişleri. Ciltlerin kalınlığı yayımlanmış olanlarla aynı olacak
tı Ancak bu şekilde içim rahat edecekti.
Fransa'lar işte böyle doğdu. Peki L a Nanon’dan farkı neydi? Neden
çoğuldu? Bu arada “hafıza mekânı” kavramına ne olmuştu?
Baştan başa bütün bu kitabın, yorumcuların bazen açıkça gösterme
den
çünkühissettikleri
bu çelişki görünür bir çelişkiye
ancak burada açıklığadayandığını
kavuşabilirkabul etmek gerekir,
ve sağladığı bilgiler
açıklayıcı olabilir. Çelişki yöntem ile tasarı arasında bulunuyor. Genel
takdimde açıkça belirtilen amaç, o zamana kadar bütün ulusal tarihin
içine hapsolduğu ve sürekli olarak kavramı kavramla Fansa’yı Fransa ile
açıklamaktan ibaret olan bu çemberin dışına “mekânlar" tekniğiyle çık
maktı. Oysa, içinde Fransa’yı aradığınız bu binbir konu boyunca aslında
merinde hiç düşün
düşünmemeden,
den, tanım
tanımlam
lamadan
adan,, Fran
F ransa’nı
sa’nın
n ardından koşarsı
koşarsınız
nız..
Yönteminizin tükettiğini iddia ettiği konu içine hapsolursunıız. Ve koşunun
FRANSA'LAR
FRANSA'LAR:: FRANSA TA
TARİ
RİHİ
Hİ NASIL YAZILMALI? 1 6 9
I 7 0 HAF
HAFIZ
IZA
A MEKÂNL
MEKÂNLARI
ARI
FRANSA’
FRAN SA’LA
LAR:
R: FRANSA
FRAN SA TAR
TARİHİ
İHİ NASIL YAZILM ALI? 171
17 1
1 7 2 HAFIZA MEKÂNLARI
iki
iki egemenlik
egem enlik vardır. Bunlar,
Bun lar, ilkeye
ilkeye sadık olursak ve bütün
büt ün gücüllüklerini
gücüllüklerin i
geliştiri
geliştirisek,
sek, bir
bir yandan
yan dan gerçek ve akraba
ak raba hatıra öğelerine (örneğin
(örneğin Panteon
Pan teon
ya da cumhuriyetçi
cu mhuriyetçi döviz),
döv iz), diğe
diğeT
T yandan
yan dan simgesel açılımı ulusal hafızanın
hafızanın
temel ve anlamlı bir öğesini, her ikisi aradaki mesafeyi kat ederek ifade
eden bütün zatiyetler
zatiyetleree başvurulmasını gerektiri
gerektirir.
r. Coğrafyacı olarak
ola rak deniz
deniz
yamacını ya da ormanı tasvir etmeketm ek ya da Fransa
Fr ansa’nı
’nın
n denizlerin
denizlerinin,
in, Avr
A vruu
pa’nın en büyüğü olan ormanlarının durumunu, birini başarısız tarihsel
yönüyle, diğerini de derin hayalgücü merkezi oluşuyla anlatmak, aynı
şey değildir. Vézelay tarihini yazmak ve tarihçi olarak, kendi tarzında,
şairin “Vézelay, hafıza ürünüdür" diyerek açıkladığı şeyi betimlemek aynı
şey değildir. Descartes’ı Fransa’nın en büyük filozofu olarak incelemek
ya da “Descartes, Fransa’dır" diye ilan etmek ve Descartes’ı Fransız filo
zofu modeli olarak takdim edip, Fransız felsefesinin Descartes’ın etrafın
da nasıl oluştuğunu göstermek aynı kapıya çıkmaz. Bir yandan sağın po
litik ya da ideolojik tarihini ve solu kurmak, ve onları tanımlamaya çalış
mak, bu iki
iki politik
politik ailenin devamlılıklarını ve biçim
biçim değiştirmelerini an
anla
lat
t
mak, ve diğer
diğer yandan Fransa
Fra nsa nın evrensel kıldığı
kıldığı ve biz
bizee çok aşikâr olan
ola n bu
ik
ikii sözcüğün, çağdaş
çağd aş toplumların
toplumların demokratik
dem okratik karşılaştırılmalanm
karşılaştırılmalanmn n temel
temel
kategorisi
kategor isi olarak tarihse
tarihsell açıdan nasıl oluştuğunu göstermek aynı aynı sorula
sorula
ra götürmez. Fransa turunu anlatmak, silah arkadaşlarının yollarını ye
niden belirleyen bu erginleyici şebekenin, Vidal de la Blache’ın Tableau
géographique de la France’ı (Fransa’nın coğrafi tablosu, 1803) yayımladığı
aynı yıl nasıl
nasıl olup da dem
d emokra
okratik
tik bir at üzerinde ovalara
ovala ra ve dağlar
da ğlaraa ilişkin
ilişkin
fiziksel bilgiler dönemini başlattığını göstermek farklı alanlarda yer alır.
Bu altmış yedi denemeden her biri hakkında aynı şeyleri söyleyebiliriz.
İşte her şeyi idare eden de bu hem somut hem de soyut ilkedir: Plan,
konular, yerleri ve işlenişleri. Bu son aşamada işlemin ve konunun hafiza
mekânı haline getiriliş tarzı mekânların tespitine baskın geliyor olması,
ayrıca
ayr ıca içsel
içsel tanımlamanın
tanımlam anın dışsal
dışsal tanımlam anın önüne
önü ne geçiyor olması, bu
kavramın mecazlaştırılmasıdan ileri gelmez ya da buna yol açmaz. Altüst
olan şey konunun kendisidir.
Konu: Farklı biçimleri altında açımlanan Fransızlık. Ulus yönlendi
ri
rici
ci ve
ve idare edici bir ilkeydi;
ilkeydi; Fran
F ransa
sa bu modele ve patron
pa tronaa göre dikilmişti;
bu ilke onun devamlılığının itici gücüydü. Ulus ve hafiza aslında içten
içe birbirine bağlıydı: Hafiza-ulus. İçindekiler bölümüne bakıldığında ön
ceki üç ciltteki konulardan hiçbirinin, işlenmesini istediğimiz biçimde
Fransa’larda
Fran sa’larda olmadığı
olmadığı görülür
görülür.. Bunun
Bunu n nedeni bunların
bunların sadece
sade ce yapıtı
yapıtı oluş
FRANSA
FRA NSA’’LAR:
LAR: FRA
FRANSA
NSA TARİHİ NASIL YAZIL
YAZILMAL
MALI?
I? 1 7 3
Esasa
Esa sa gelelim, çi
çiinkii
inkii bu esas sonuç
sonu ç olarak bir kaç
ka ç kelim
kelimeden
eden ibaret
ibarettir
tir..
1 7 4 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNL
MEKÂNLARI
ARI
ele almıştır.
açıklamak sözAncak her üççok
konusudur, durumda şimdiki zamanı
farklı etkileşim ve amaçgeçip gitmiş olanla
seviyelerinde bile
tutarlı hir zincir oluştunnak söz konusudur.
Bu gerçeklerin olmadığı fikri ve burada sunulan Fransa'nın hayali
hiçbir şeyinin olmadığı düşüncesi bana çok uzak. Ancak Fransa’yı bizzat
simgesel gerçek olarak tanımlamak için simgeselliği özel bir alana yerleş
tirmeye
tirme ye ra
razı
zı olmadığımız an
anda
da - yani onu belirl
belirlenebili
enebilirr gerçeklere indir
FRANSA'LAR: FRANSA
FRAN SA TARİ
TARİHİ
Hİ NASIL YAZILM ALI? 1 7 5
1 7 6 HAFIZA MEKÂNLARI
setme
setmeye
ye ve aşağı
yaşadığımız yukarı tarihin
kopukluk, aynı şeyi
şeyibizzat
söylemeye
kendibaşladığımız dönemd
döne mdir.
üstüne ve sürekli ir. Bugün
Bugü n
dönüşüne,
daha genişlemiş aynı ayrımın devamı ve takibi içine kaydolur; şu farkla
ki, geride bütün tarihsel geleneğin genel bir canlanışı ve değer kaybetme
sinden başka hiçbir şey söz konusu değildir.
Ancak tarihyaztmsal diyebileceğimiz bu kopukluk diğerlerinden hem
daha yaygın, hem daha köklüdür. Daha dağınıktır, çünkü her biri kendi
içinde karmaşık ve geniş kapsamlı birçok olayın kesiştiği noktada bulu
nur: De
D e Gaulle
Gau lle sonrasının siyasi
siyasi ve ulusal ini
iniş-çı
ş-çıkışl
kışları,
arı, devrimci düş
düşününce
ce
9) Bkz.
Bkz. Lacques
Lacq ues Le G of vdy., Faire de l'histoire
offf vdy., l' histoire,, Paris, Gallimard,
Gallim ard, 1947, üç cildin
cild in alt başlıkları:
“Nouveaux problèmes", “Nouvelles approches", “Nouveaux objecs".
FRANSA'LAR: FRANSA
FRA NSA TAR
TARİHİ
İHİ NAS
NASJL
JL YAZJL
YAZJLMAU
MAU?? 1 7 7
1 7 8 HAFIZA MEKÂNLARI
FRANSA’
FRA NSA’LLAR: FRAN
FRANSA
SA TARİH
TARİHİİ NASIL YAZILMALI?
YAZIL MALI? 1 7 9
ve
iki sürekli etkinliğine
uç deneyim borçludur;
yaşamıştır: o, komşularının
Mutlakiyet ve Devrim. aksine, bununla
Birinciye, ulusal ilgili
ağır
lık merkezini merkez iktidarın ellerine teslim eden ya da aksine onu sivil
toplumun ocağın
oc ağınaa bırakan her zzaman
aman canlı alte
altern
rnatif
atif eklenir.
eklenir. Geri
Geriye
ye dö
dö
nük olarak çelişkili olmaktan çok birbirini tamamlar görünen, Fransa’ya
özgü iki ulusal düşünce, cumhuriyetçi dövizin Fransa’sı, "toprağı ve ölü
leri” olan Fransa, İkincisinden doğmuştur.
Günümüzde tanık olduğumuz derin ulusal bilinç hareketi bambaşka
bir ulus modelini varsaymaktadır. Bu, Fransa’nın orta güçteki devletler
sırasında istikrarına ve onun çatışmalı, çoğul ama barışçı bir Avrupa bü
tününe eklemlenmesine
eklemlenm esine denk düşer, içeride ise modern hayat h ayat tarzlan
tarzlannmnm
genelleştirilmesine, merkeziyetçili
merkeziyetçiliktenkten uzakla
uzaklaşma
şma eğilimine, de devlet
vlet mü
müdada
halesinin çağdaş biçimlerine, geleneksel özümleme biçimleriyle topluma
katıştırılması
katıştırı lması zorlaşan etkil
etkilii bir göçm en to toplum
plumunu
ununn varlığına denk düşer.
Özellikle, siyasal açıdan, bir yüzyıldan bu yana alışageldiğimiz ulusalcılığın
yokk olm
yo olmasm
asmaa de
denk
nk ddüşer;
üşer; alı
alıştı
ştığımı
ğımızz bbiçim,
içim, gerek sol versiyonunda ggerekse erekse
sağ, tutucu,
tutuc u, tepkici, Barres-Maurras'cı versiyonversiyonund
undaa ulus
ulusunun kesin biçimi
nin belirlediği cumhuriyet biçimidir. Bu temel dönüşüme, XX. yüzyılın en
önemli siyasal iki koşut olgusu büyük ölçüde katkıda bulunmuştur; bu
olgular De G aulle'cülük
aulle'c ülük ve komüniz
komünizmdir mdir ve bunların h her
er ik
ikis
isii bir
birlik
likte
te ve
ayrı
ay rı ay
ayrı
rı etkilemiş
etkilemiştir;
tir; bbura
urada
da uzun uuzun
zun anla
anlatıla
tılan
n koşullar
ko şullar iiçin
çinde
de112 ulusalcı-
devrimci Fransa’nın doruk noktasını ve onun son yapıtını temsil eder.
Gelenek
Ge leneksel
sel ulusalcı
ulusalcılığı
lığın
n bu büyük çıkışçıkışı,
ı, ulusal duygunun azalmasına
yol açmak bir yana, tam aksine bunun dinamiğini açığa çıkarmıştır, ki
vurgulanması gereken konu da budur. Bu çıkış, Fran Fransa’nın
sa’nın yüceli
yüceliğe ğe eriş
eriş
mesini sağlayan şeyin geri dönüşü, saplantı halini alıncaya kadar derin
leşmesiyle ifadesini bulur: Fransa tarihinin bütün biçimleriyle yüceliğe
erişir. Geleneksel ölçütlere vurulduğunda ulusalcılık azalmış görünebi
lir. An ca
cakk yoğunluktan çok çapın çapında
da ve ifade tarzı
tarzında
nda bir değ
değişik
işiklik
lik olmuş
tur.
tur. im
imparator
paratorluğun
luğun birl
birlikçe
ikçe çerçevesi yok olmuştur, içine ye
yerleş
rleşip
ip sabit-
sabit-
12) Bkz. II. Quarto, Les France, “Gaullistes et communistes".
1 8 0 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNLARI
lendiği Altı
lendiği Altıgen
gen’i’in
n çerçevesi,
çerçevesi, A vrup
vr upa’nın,
a’nın, Batı’nın, demokrasilerin
demo krasilerin üst sevi
yesinde, din, aile, iilke gibi yerel gerçekliklerin alt seviyesinde, yukarı ve
aşağ ı doğru
aşağı doğru aniden
an iden genişlemiştir. Ulusa
U lusall duygu olumlayıcıyken sorgul
sorgulayıcı
ayıcı
hale gelmiştir. Saldırgan ve militer olan bu duygu rekabetçi hale gelmiş,
endüstri
endü striyel
yel performans ve spor alanındaki
alanın daki rekorlara yönelmiştir.
yönelmiştir. Kurban
Kurb an
sunan, cenaze töreni
töreni yapan ve savun
savunmm aya geçen bu duyg
duygu,
u, zevke
zevke düşkün,
meraklıı ve turistik diyeceği
merakl diyeceğimiz
miz bir hale dönüşm
d önüşmüştür.
üştür. Pedagojikk
Ped agojikken,
en, med-
yatik, kolektifken bireysel ve bireyselci olmuştur. Mönülii bir Fransa,
yemek kartı ve Michelin kartı. Ulusal duygu çok yurttaşça bir duyguydu;
ama şimdi dokunaklı, neredeyse duygusal olmuştur. Evrenselciydi, ama
şimdi tekille
tekilleştiri
ştirici.
ci. Kendisini
Ke ndisini tensel görüyordu, artık simgesel. Y
Yoks
oksaa Fran
F ran
sa olası bütün Fransa’ların ortak paydasına mı dönüştü?
Fransa’nın tarihçilerinin bugün bu büyük değişikliğe uymaları isteni
yor. İşte ulusallık konusuna zoraki dönüşün nedeni bu. Bunun nedeni
bilimsel
nede
nedeni örtü çerçevenin
ni ulusal altında, kokuşmuş
en bir ulusalcılığa
e n direşken süreklitapınma
ve en sürekli biçimdedeğildir;
biçimde ortaya bunun
ortay a çıkması
dır. Bizi
Bizi hafıza
hafıza göreviyle görevle
gö revlendi
ndiren
ren şey işte
işte bu yeniden ele alm a olguolgususu
dur. Bunun nedeni geçmişe özgü nostalji ya da müzecilik çılgınlığı değil,
ktyaslanamaz sürekliliğiyl
sürekliliğiylee uzun zamanın
zam anın ağırlığını
ağırlığını koyan bir ülkede, geç g eç
mişe sadakatin bizzat bu geçmişin yeniden inşası, onun sürekli yeniden
üretil
üre tilmesine
mesine bağlı olduğunun
olduğunun hatırlatılarak her tür kopmanınkopm anın yasallaştırıl
yasallaştırıl
masıdır. îngilizlerin
îngilizlerin geleneği, bizi
bizim
m de hafızamız
hafızamız var. Yine nesnelerin
ne snelerin ato
at o
mik dağılımını bize zorunlu olarak kabul ettiren bu ele alma olmuştur.
Çiçekten çiçeğe,
çiçeğe, nesneden nesneye
nesneye uçup konmakla değil değil,, am
amaa ana m oto
run parçalanmasıyla ve parçacıklanmn uzaklarda ışıldamasıyla. Bizi tarih-
yazımla ilgili kaygıya sürükleyen şey budur. Yaptakçı merakı nedeniyle,
şeylerin ters yüzüne yönelik garip merak nedeniyle değil, ama hepsi inşa
edilmiş huhu blokların
blokların biz
bizee kad
kadar
ar taşınma,
taşınm a, görünüp kaybolma,
kaybolm a, hurdaya
hurd aya çıka
çık a
rılma
rılma ve yeniden
yen iden kullanılm
k ullanılmaa tarzının
tarzının bizzat
bizzat bizi
bizi biz
biz yap
yapanan şey olma
olması
sı ned
n ede
e
niyle. Nihayet yine bu ele alma, Fransız evrenselcilik geleneğinin en iisr
ifadelerini
ifadeleri ni ve bunun
bu nun üretiminin en mütevazı gereç gereçlerini
lerini aynı terazinin
terazinin aynı
aynı
kefesinde tartmayı telkin eder, çünkü anlaşılması ve iyice duyarlı hale
getirilmesi gereken şey, Fransa’nın belki fazladan özel olarak elde ettiği
evrensellik eğili
eğiliminin
minin nedeni ve nasılıdır
nasılıdır.. Bu kitapta ve kitabın tekniğinde
ne yazık
yazık ki kişisel
kişisel hayallere ve bbaşıbo
aşıboşş gezintilere
gezintilere çok az yer verildi! Bugü
Bug ü
nün zorunluluklarının gerektirdiği yanıt bu; günümüzde
günüm üzde bilimin ve bilin
bilincin
cin
durumuna uyan tek yanıt. Tanrı ayrıntılardadır, Fransa da öyle.
FRANSA'LLAR:
AR: FRANSA TA
TARİH
RİHİİ NASIL YAZILMALI? 18 1
Ancak simgesel ve ata malıyla ilgili bu birliğin genel olarak algılanışı,
bunlara ilişkin ifadelerin şiddetle bireysel benimsenişini içerir; bunlarla
mahrem ve tamamen kişisel bir alışverişi içerir; site içinde, tarihçinin
rolünün de yenilendiği özel bir birliği içerir. Bu çalışmaya katılan herkes
bunuu büyük orand
bun ora ndaa hissetmiş olmalı.
olmalı. N e noter, ne peygamber.
peygamber. Tercü
Tercüm m an
ve aracı. Her zaman aktarıcı, ama geçmiş ile gelecek arasında değil, kör
talep ile aydınlık arz arasında, kamusal baskı ile laboratuvann sessiz sabrı
arasında, hissettiği şey ile bildiği şey arasında. Değiş tokuş, paylaşma ve
gidiş geliş, nihayet anlam buradan çıkar ve burada yine bir görev ortaya
çıkar.
Cumhuriyet’ten merkezci jakobenizmi, “ya özgürlük ya ölüm"ü, “öz
gürlük düşmanlarına özgürlüğe hayırT çıkardığımızda geriye ne kalır?
Ulustan ulusçuluğu, emperyalizmi ve Devletin üstünlüğünü aldığımızda
geriye
geriye ne kalır? Fra
Frans
nsa’d
a’dan
an evrenselciliği aaldığımızda
ldığımızda geriye
geriye ne kalır?
kalır? Ke
Kenn
dini öğrenme süreci.
Bu Hafıza mekânları’nı aynı coşku ve aynı adımla benim Fransa’m ve
Fransa, her bir kişinin Fransa’sı ve herkesin Fransa’sı haline getiren uzun
bir öğrenme dönemi.
1992
Kuşak
Bıı denli bayağılaşmış ve her şeye rağmen daha donuk başka bir kavram
yoktur. Biyolojik referansları İncil’e, Herodotos’a ve Plutarkhos’a kadar
.gide
.giden
n dah
dahaa eski bir kavram ddaa yokt
yoktur;
ur; an
ancak
cak kavram anlamını an
ancak
cak biz
bizim
yakın tarihli demokratik bireyselleşme dünyasından alır. Gençlerin ve za
manın havasın
havasında,
da, m od
odad
adaa yyüz
üzey
eyse
sell olarak görül
görülür;
ür; am
amaa bizi
bizim
m şimdiki zaman
üzerine
üzerine tarihsel anlayışımızı
anlayışımızın n duyarlı merkezine bu kkad adar
ar nüfuz eden başka
b aşka
kavram da yoktur. Onda özü itibarıyla Fransa’ya ait olan nedir? Bu tam
anlamıyla hangi hafıza mekânıdır? Burada
Bur ada n
nee tür bir paylaşım
paylaşımaa imkâ
imkânn ta
tanır?
nır?
1968 Mayıs
Mayısıı olmasaydı kuşaklar çevresinde yirmi yıldan1ber
yıldan1berii sorulan
bu sosyolojik,
sosyolojik, ekonom
ekonomik,ik, demo
demografik
grafik ve tarihsel sorular olmazdı; kamuoyu
1) Bu
Burada
rada b e llllii ba§l
ba§lıı kay
kaynak
naklan
lan vereceği
vereceğim m i bunlarda da kayna
kaynakçakça b ilg
ilg iler
ilerii yer alıyor; Ph
Phililippe
ippe
Parrot'nun Encyclopcedia Universalis'teki
Universalis'teki “Géné
“G énérati
rationon"" ad
adlı
lı m akal
akalesi
esi;; SS.N
.N.. Ei
Eisenstadt
senstadt''m klasi klasik
k
yapıtı From Generation to Generation,
Generation, Glenco
Glencoe,e, III
III.,
., 19
1956
56;; Hans Jaeger, ""G Gen
enerations
erations iin nh hiistory,
1 8 4 HAF
HAFIZ
IZA
A MEKÂNLA
MEKÂNLARI
RI
de la France", Générations et po/itique’in VIII. bölümü, Jean Crète ve Pierre Favre yönetiminde,
Paris, Econrmica, 1989; bu yazı Haziran I984’te Québec Laval Üniversite’sindeki "Générations
et changements politiques" başlıklı kolokyum bildirisinin genişletilmiş haliyle “Génération: un
KUŞAK 185
1. Kav
Kavra
ramı
mınn güzergâhı
Kavramın 68’ci anlamı uluslararası bağlamında olduğu kadar Fransa’ya
özgülüğü bakımından iyi anlaşılabilir; Fransa bağlamında olgunun köke
nine, yani Fransız Devrimi’ne -68-89- bağlanır: Yalın durumdaki Olay,
modem olayın yükselişi ile bunlardan birini nasıl oluşturabildiklerini sor
duğumuz “olaylar”
“o laylar” arasındaki
arasınd aki benzetmenin
benze tmenin patavatsızlığını
patavatsızlığın ı ve ayr
ayrık
ıksıl
sılığın
ığınıı
gizlemiyoruz9. Ancak kısa devre açıklayıcıdır. Bir doruk hattını ortaya
8) Hervé Hamon ve Patrick Rotman, Génération, Paris, Seuil, 1987-1988, 2 cilt.
1 8 6 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNLARI
MEKÂNLARI
KUŞAK 187
H er kuşak h
hukuke
ukukenn di
diğerine
ğerine eşit olduğ
olduğunda
undan,
n, kaçınılmaz olarak hiçbi
ri
rini
nin
n ded
dededen
eden bab
babadan
adan sürüp gegelen
len bir hakkı olmadığı sonuc
sonucuu ortaya
çıkar ( .....)
.) . Her çağ
çağ,, her kuşa
kuşakk (haklar konusunda) ondan önce ge gele
len
n
çağlar ve kuşaklar kkadar adar bi
bizza
zzatt ken
kendisi
disi içi
için
nhhareke
arekett etm
etmekte
ekte özgür
özgürdür
dür
ve özgür olmalıdır, eğer bu noktada bir başka temel kaynak edinirsek,
köleler ya da zorbalar gibi ol oluruz;
uruz; ilk kuşağın bi
bizi
zi birleştirmek içi
için
n hiç
h iç
bir hakkı olmadığını bilirsek, köleler gibi oluruz; bizi takip eden kuşak
ları yakın
yakınlaştırm
laştırmaa yyetkisini
etkisini kendimizde görürsek, zorbzorbalar
alar gib
gibii oluru
oluruz1
z144.
Kurucu metinlerde kuşak büyük bir yer işgal eder; 1793 İnsan Hak
lar
ları Bild
Bildirg
irgesi
esi -C on do rc
rcet’n
et’ninki-
inki- otu
otuzunc
zuncuu ve sonuncu maddesinde şunu
belirtir: “Bir kuşağın gelecek kuşağı kendi yasalarına bağlamaya hakkı
yoktur.1
yok tur.155” 179
17911 ana
anayas
yasasın
asından
dan ber
berii bu örtü
örtükk olarak zaten öyleyd
öyleydi,i, çünkü
soydan gelen hakları ve örgütsel zorunlulukları yok etmekte, yerine eşit
ve özgür bireyler toplumunun temellerini koymaktaydı. Aynı zamanda
aile ve babalık otoritesiyle ilgili önlemlerde de durum öyleydi; özellikle
gençlerin taleplerine, kıdem hakkının ortadan kaldırılması, yetişkin yaşı
olarak yimıi bir yaşın kabulü, aile onayı zorunlu olmaksızın evlenebilme,
çocuklardan herhangi birinin mirastan mahrum bırakılamaması gibi ta
leplere ilişkin önlemlerdi bunlar. Yükselen kuşağın temsilcisi Saint-Just
bir çırpıda şunu söyleyebiliyordu: "Bu durumda bir kuşağın bir diğerine
eklenemeyeceğine karar verdiniz16”. Ancak aslında içten içe kuşaksal olan
Devrim retoriğinde ve isteklerinde de öyledir; bu retorik despotizmin
karanlığından özgürlüğün aydınlığına çıkış, tarihsel bir erginlenme sevi
yesine yükseltilmiştir. Kuşak-Yeni kuşak üretme17: Bu iki konu biyolojik,
14) Marcel Gauchet'nin bana işaret ettiği bu nadir metnin amacı, “şu konuştuğumuz anda
yirmi bir yaşın üstünde olan bütün bireyleri anlayan", ve on dört ile yirmi bir yaş döneminde,
“yani, birinci sınıfta kalanlann sayısından daha büyük olanların yaşma gelmiş küçüklerin sayı
sına varıncaya kadar", otoriteyi konıyacak kuşağın doğal tanımından sosyal ve politik tanıma
geçişin ortaya koyduğu pratik sonuçların kavranmasıdır.
15) Metin için bkz. Marcel Gaucheı, La Révolution des droits de l'homme, Paris, Gallimard,
1989, s. 328. Aynı zamanda bu düşünceye sahip olduğundan kont Mathieu de Montmorency’i
kutlayan Condorcet'nin 30 Ağustos 1789 tarihli bir mektubunu, “savaş için yetişmiş bir gencin
yirmi yıl önce filozofları şaşırtan, sıkıntısız insan haklarına bir kapsam" verdiğini görmekten
memnun olduğu bu politikanın yenilerinden birini alıntılar. (Condorcet, Œuvres, IX. cilt)
16) Le Moniteur, XVI. cilt, s. 215.
17) Bkz. Mona Ozouf, Dictionnaire criti
critique
que de la Révolut
Révolution
ion française,'
frança ise,' de makale “Régénéra
tion", a.g.y., s. 821-831ve L'Hom
L'Homme
me régénéré
régénéré,, Pari
Paris,
s, Gallimard,
Gallimard , 1989.
1989. Bkz,
Bkz, Avnı
Avn ı zamanda
zama nda Antoine
Anto ine
de Baecque, “Le peuple briseur de chaînes, fracture historique et mutations de l'homme dans
l'imaginaire politique au début de la Révolution française”. Révolte et société, Actes du IVe
1 8 8 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNLARI
MEKÂNLARI
psikolojik, ahlaki,
psikolojik, ahlaki, dinsel ve Mesihçi yananlamlarunn
yananlam larunn tamamı
tamam ı bakımından
birbirine bağlıdır. Ancak daha derinlerde eğitim saplantısında, zamanın
gerii dönüşünde,
ger dönü şünde, kopuş eskatalog
esk atalogyasınd
yasında,a, Eski’
E ski’den
den Yeni’ye çok hı hızl
zlıı geçişte
de öyledir. Meşruluğun alacakaranlığı, kuşağın şafağı. Geçmiş artık yasa
değildir: Bizzat olgunun özüdür.
Bu durumda
duru mda Fransı
Fransızz Devrimi kavramın mutlakm utlak ama
am a görünmez çıkış çıkışını
ını
işaret eder. Kuşkusuz devrim macerası ve ayrıcalıkların kaldırılmasının
Bonaparte gibi yetenekli kişilerin hızla yükselmesini sağladığı vurgulan
mıştır. Ancak Saint-Juste’ünki gibi bireysel gençlik tarihsel etmenin ge
nel olarak gençleşmesinden daha önce imgelemleri sarmıştır. Örneğin
Chateau
Ch ateaubrian
briand’m
d’m doğum tartarihi
ihini
ni -1 7 6 8 yeri
yerine
ne 1769’a
769 ’a-- bir yıl ile
ileri atmak
istemesi, onun “89’da yirmi yaşında” olma arzusundan çok, yıldızını Na-
polyon’un yıldızıyla çakıştırma isteğiyle ilgiliydi. Meclistekilerin ortala
ma yaşıyla ilgili uzmanlık çalışmalarına ancak bugün ve bu konuya olan
ilginin artması sonucu, üstelik Anglosakson araştırmacılar18 vasıtasıyla
başlanabilmiştir.
başlanabilm iştir. İşte gençliğin siyaset sahnesine
sahne sine ani çıkışı bböyle
öyle olmuştur:
olm uştur:
Kurucu meclis üyelerinin yaş ortalaması kırk civarındaydı, yasama mecli-
sindekileri
sindeki lerinse
nse yirm
yirmii altı.
altı. Tar
T arih
ih aktörlerinin fantastik gençlik darbesi. İhti
lalin bilinmeyen bu boyutu kendi ışığı altında olaym yeniden genel bir
incelenmesini gerektirecektir. Bu boyut, örneğin düşman devrimci frak-
siyonlann
liğin
liğ içinde bile,
inii düşündüğümüzde,
düşündüğüm üzde,Girondin’lerle
ayrıntı içinde ilişkili
ayrıntı faolarak
daha fazl Montagnard’lar
zlaa ortaya genç
çıkmaktadır. Fakat
Fak at
bu boyut, bizzat Devrim’le kaynaşmış olduğundan, etraflıca ele alınama
mıştır. Bir grubun özel dinamiği, yani gençlik, ilkelerin en evrenseliyle
karışmış, bu ilkenin uç ya da radikal biçimi değil, temel gerçekliği haline
gelmiştir
gelm iştir.. Ünlü
Ün lü Burke-Paine
Bu rke-Paine polemiğinin
polemiğinin tarih açısından aldığı
aldığı anlam budur;
budur;
bu polemikte kuşağın tarihsel vaftizini görmek abartılı olmayacaktır. Bu
“gaspçıla
“gas pçılara”ra”,, “politika yeniyetmelerine",
yeniyetme lerine", “sın
“sınırs
ırsız
ız alışverişlerine
alışverişlerine başlam
başla m ak”
ak ”
ve “model
“m odel hükümeti reddetmek
redde tmek için
için meydanı boş bulan ” bu “yaz “yaz sinekle
sinekle
rine yönelik
yönelik alay
alay dolu gelenek değe
değerleri
rleri hakkında
hak kında Burke
Burk e nin düşünceleri
düşü nceleri
ne karşı
karşı T hom
ho m as Paine,
Paine , “ölülerin suistimal edilen otoritesi
otor itesi”” teması üzerine
üzerine
colloqu e d’histoire
colloque d’histoire au présent,
présen t, I. cilt, Paris, Mayıs 198
1988,
8, Sorbonne
Sorb onne yayınla
yayınları,
rı, Şubat
Şub at 1989, s.s.
211-217; ve “l'homme nouveau est arrivé. L’image de la régénération des Français dans la
presse patriotique des débuts de la Révolution”, Dix-huitième Siècle. 1988.
18) Maric-H
Mari c-Hélèn
élènee Parinaud, Membres des assemblées et volontaires nationaux (1789-1792);
Parinaud , Membres
contribution à l'étude de l'effet de génération dans la Révolution française, tez E.H.E.S.S, 1985, 2
cilt, grafikli.
KUŞAK 189
1 9 0 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNL
MEKÂNLARI
ARI
An cak, diğe
Ancak, diğerr bütü
bütünn dike
dikeyy dayanışm
dayanışmalara
alara bir
birden
den değer katan ve bunl bunları
arı
aşan yatay ki
kimli
mliğin
ğin şiddetl
şiddetlii olum
olumlanm
lanması,
ası, tems
temsili
ili bbirleşme
irleşme kategorisi, kukuşa
şa
ğın özündeki bu simgesel kopmanın bir gaz gibi ortaya çıkabilmesi için
tam da bu boş tarihsel ortam gerekliydi. 1968 yılı, kuşağın temelini oluştu
ran bu aidiyetin basit ve karmaşık dinamiğini gün ışığına çıkardı. “Genç
hareket” her yerde ortaya çıktı, ama ortak bir belirleyici deneyimden yok
sundu; bu deneyim bizzat tarihin travmatik bir suistimali içinde olmasa
da, Direniş ya da Cezayir savaşı
sav aşı gibi bi
birr kaide ya da bir yaşanmış deneyim
sunabilirdi. Bu devrimi taklit eden başkaldırı, tam bir ters akıntı halinde
büyümenin zirvesinde, sıtır
sıtır iş
işsiz
sizlik
lik aşa
aşamm asın
asında,
da, De
Devrim
vrim ’e iilişkin
lişkin gelenekçi
ideolojilerinden
ideolojileri nden tam
tamamen
amen ayrışma ânınd
ânındaa ortaya çıkmıştır
çıkmıştır.. Bi
Bizza
zzatt etmenler
de şaşkınlık içindeydi, aynı şekilde nüfusun stratejik çekirdekleri de hızla
alev almıştı. Kuşakla ilgili bu patlama o kadar şaşırtıcı görünmüştür ki,
yorumcular ona eşlik eden “söz alma”dan ve hemen arkasından gelen
genel çözümlemelerden bağımsız olarak, kuşağın etkisini bir başka olay
ya da bir
bir başka ku
kuşağ
şağaa bağ
bağlam
lamanın
anın yolları
yollarım
m aramışlardır2
aramışlardır200. Örn
Örneğin
eğin ni
niifu
ifus-
s-
bilimcilere göre, şu üç kuşak tabakasının kümülatif ve ateşleyici etkisi söz
konusuydu: Cezayir Savaşından terhis olup dönen (1935 ile 1941 arası
doğan
do ğan gençler)
gençler) kuşak, bunu iz izle
leye
yenn boş ve ideolojiden uzak kuşak (savaş
esnasında doğanlar) ve bu kuşağa dinamizm kazandıran savaş sonrası ilk
aşırı doğum dalgasına ait kuşak21. Hareketin romantik nostaljisine ve 1848
devrimiyle benzerliklerine karşı duyarlı olan kültür psikologlanna göre22
her şeyi
şeyi başlata
başlatann travm a bizza
bizzatt tarihsel olay yoklu
yokluğudu
ğudur;r; bu yeni ve isyan
kâr itirazı
itirazın
n ütopik ve narsisik niteli
niteliği
ği de bunu ddoğruluyor
oğruluyor.. SSosy
osyolog
olog bakışlı
bi
birr gazeteci için23
için23 19
1968
68 kuşağı, De G au aulle’
lle’ün
ün on yyıl
ıl ön
önce
ce iktidara dödönm
nmee
si
siyle
yle beliren Cezayir savaş
savaşıı kuşağının getirdiği gölge olaca
olacaktır
ktır sa
sade
dece.
ce. 1968
tısı, 21)
no: 50 ve 51,Hervé
Örneğin Mayıs-Ağustos vc savunduğu
Le Bras’nın Eylül-Kasımşey, 1988.
a.g.y.
22) Örneğin Dider Anzıeıı, Les Idées de mai,
mai, Paris,
Paris, Fayard,
Fayard, 1969; AndAndréré Stéph
Stéphane,
ane, L'Univ
L'Univers
ers
amusiaiknmüire, Paris,
amusiaiknmüire, Paris, Payol, 1969; Gérard Mendel, La Crise de générations,
générations, Paris, Payot, 1969.
25) Pier
Pierre
re Viansson-Ponté, “La“L a nouvelle génération perdue". Le Monde, 6 Eylül 1976,
Couleur du temps qui Jxisse'da yer alır, II, Paris. Srock, s. 247. Bu yazı Jacques Paugam'in, a-g-y- a-g-y-
Kasım-Aralık
Kasım-Ara lık 1976 tarihindeki programlarına esin kaynağı olmuş ve Générat ion perdue'ye
Génération perdue'ye önsöz
önsöz
olmuş, şu alt başlığı
başlığıyla
yla yayımlanmıştır;
yayımlanmıştır; "C
"Ceu
eu x qui avaien
avaientt vingt ans en 1968
1968?? Ceux
Ceu x qui avaient
vingt ans à la fin de la guerre d’Algérie? Ou
O u ni les uns ni lles
es autre
autres?”:
s?”: Bir kuşağı meydana getiri
getiripp
getirmediğ
geti rmediğinizi
inizi tartışmayalım, bu yapaydır.
yapaydır. EEvet
vet siz kayboldunuz! C Cep
epte
te anaht
anahtarla
arla kaybol
kayboldunuz:
dunuz:
kimliğiniz, etkiniz, güvenliğiniz."
KUŞAK 191
kuşağı,silinmesiyle,
sının so lcu aang
solcu ngajm
ajm an
anlar
lara2
komünista244 sahip
partininbir gözlemciye
önceki kuşak göreyse
göreyse,, Cezayir
üzerinde referan
gerçekleştir
diği hayranlığın aşılmasıyla belirlenen 70’Ii yıllar kuşağının doğurucusu
olacaktır sadece. Sarkaç sürekli hareket etmiştir.
En sonuncu,
sonuncu , en görünür, an ancak
cak yin
yinee biz
bizee ait olan kuşağı basitçe tanı
tanım
m
lama ve hatta ne olduğunu belirleme konusundaki bu yetersizlik, Auguste
C om te’d
te’dan
an225 bu yana bi
birbi
rbiri
ri ardına gelen bütün çöz çözüm
ümcülerin,
cülerin, aynı mac
macee
rayla birbirine yapışmış bir yaş gurubuna hassas, görgül bir tanımlamadan
kuramsal bir tanımlamaya geçmeye çalıştıkları anda çektikleri sıkıntıyı
artırmaktan başka bir şeye yaramamıştır. Gerçekten de kavram, sorduğu
dört soruya, yani zamansal, demografik, tarihsel, sosyolojik sorulara açık
ve net
n et bir ce
ceva
vapp verilebildiğinde işl işlevsel
evsel ve bilimsel değe
değere
re sa
sahip
hip olabil
olabilirdi
irdi..
Birr kuşak ne kada
Bi kadarr zaman sürsürer;
er; babaların oğullarla yenilenmesi süre sürekli
kli ve
kesintisiz bir hareket olduğuna göre, eskisinin yerine hangi ritimle geçer?
Kuşağın yerini belirlemek için ne tür bir tarihsel nirengi noktası seçmek
gerekir: Doğum tarihi mi, yoksa bir gencin en üst düzeyde alımlamaya açık
olduğu ortalama yaşının sonu anlamına gelen yirmi yaş mı? Olay geniş
anlamda,
anlamd a, hem ço çokk genel deneyim şar şartlar
tlarını
ını hem sıkıntılı bir durumu ifa
de ettiğine göre, bir kuşağın tespitinde olayuı payı ve rolü nedir? Kuşak
24) Eric Vigne, "Des générations 68;". Le Débar, no:51, Eylül-Ekim, 1988, s. 157-161.
25) Sosyal gelişmenin ve beşeri düşüncenin ilerlemesi için kuşakların yenilenme ritminin
önemii konusunun önce
önem önceliği
liği Auguste Com te'a kadar uzauzanı
nır:
r: Auguste
Aug uste CComom te, Cours de philososphie
positive, Paris, 1839, IV. cilt, 51. ders.
26) I3kz. Karl Mannh
Mannheim,
eim, “Th e Problem o f Génératio ns", Essay
Gén érations", Essayss in theSociology ooff Kno
Knowl
wledg
edge,
e,
Londra,, Routledge and K
Londra Keagan
eagan Paul,
Paul, 1959,
1959, s. 278-322, "D
" D as Proble
Problemm der Generntionen", Kölner
Vienaljalmhefte fiir Soziohgı e, 1928. Bu ba
Soziohgıe, başvuru
şvuru deneme
denemesi
si Gérard Manger ve N Nia
ia Peri
Perivolarop
volaropoulou
oulou
tarafından Fransızcaya çevrilmiştir: Le Problème des générations, Gérard Mauger’nin giriş ve
sonsözii, Paris, Nathan, 1990.
19 2 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNLARI
27) François Mentré, Les Générations sociales, Paris, Ed. Bossard, 1920.
28) Henri Pcyre, Les Générations littéraires, Paris, Boivin et Cie, 1948.
29) Julan Marias, El método historico de las generaciones, Madrid, Revista de Occidence,
1949.
10
10)) Yves Renouard, généra tion en histoire”, Rente historique, 1953, p. 1-23,
Renoua rd, “La notion de génération
daha sonra Etudes d'histoire médiévale'e alınmıştır, Paris, Sevpen, 1968, 2 cilt.
KUŞAK 193
am a be
beli
lirl
rlii bir kullanım
kullanımdada yaşamın tutarsızlı
tutarsızlıktan
ktan karşısında gerilemekte
dirler. Bundan çıkmak için çabalarız, ama elimizden konuşmaktan başka
bir şey gelmez, yeniden oraya hapsoluruz. Bu cesaret verici girişimler şu
ünlü kauç
ka uçukuk meraklısını akla get
getiri
iriyor;
yor; on
onaa göre ka
kauçu
uçuk,
k, esnekliği yyüzün
üzün
den birçok alanda kullanılamaz oluşuna karşın her tür özelliğe sahipti.
Kuşak da eğer mahkûm ettiği kesinlik onu gerçeğin sınıflandırılamayan
düzensizliğine
düzensizliği ne uy
uygulan
gulanama
amazz hale getirm
getirmemiş
emiş olsaydı, eşi bulu
bulunmaz
nmaz bir sınıf
landırma gereci
gere ci olurdu.
olurdu . Ger
Gerçek
çekte
te yenileni
yenilenişş rit
ritmi
mi mi söz konusudu
konusudur? r? Albe
Albert
rt
Thiba
Th ibaud
udet’nin
et’nin sad
sadık
ık kaldığı otuzar yıll
yıllık
ık kesitlerden -Hi
kesitlerden -Histoir
stoiree de la littér
littératu
ature
re
française depu
depuis
is 1789
1789 (17
(1789
89’dan
’dan bu yana Fransı
Fransızz edebiyatı tari
tarihi)
hi) tamamıyla
kuşak düşün
d üşüncesi
cesi üze
üzeri
rine
ne yapılandırıl
yapılandırılmıştır5
mıştır51- O rte
rtega
ga y Ga
Gasset'n
sset'nin
in ve Yves
Renou
Re nouard’ın
ard’ın on beşer yıyıll
llık
ık kkesitl
esitlerine
erine,, H
Henri
enri Pe
Peyr
yree ve Fran
François
çois M
Mentré
entré’ni
’nin
n
onar yıllık kesitlerine geçilir ve işte böylece kimileri 1789’dan bu yana
on iki ede
edebiya
biyatt kuşa
kuşağı,
ğı, kimileri de be beşş edebiyat kuşa
kuşağığı beli
belirler.
rler. Peki doğum
tarihi
tarihi mi söz kon
konusu?
usu? Hiçbiri eelçabuklu
lçabukluğu ğu ve hok
hokkabazlık
kabazlıklardan
lardan çekinmez;
iş
işte
te örnek, duru
durumdmdan
an mmemnun
emnun olmayı
olmayıpp 1766-17
1766-1769 69 yıl
yılları
larına
na doğr
doğruu dünya
ya gelenleri (Chateaubriand, Napolyon, Senancour, B. Constant, Maire
de Biran) ve aynca Rivarol ya da Joubert gibi Napolyon ya da Chateau-
briand’dan on beş yaş daha büyük olan yazarları I789’un aynı sıçrama
-dalgasına katmaya çalışan Thibaudet. Thibaudet 1914 savaş kuşağına
aralarında aşağı yukan otuz yıllık fark olan Proust ile Montherlant’ı al
makta duraksamamıştır. Palamarı Olay’ın sağlam kayasına mı atmalı? O
zaman hemen maruz kalınan olay ile seçilen olay, yapıcı olay ile belirleyi
ci olay arasında ayrım yapmak gerekir. Ayrıca her olay birçok kuşağa
bağlıdı
bağl ıdırr ve bunlar yapış
yapışıkt
ıktır
ır -19 1 4 savaşı ggibi
ibi-- olayl
olayların
arın işaret ettiğ
ettiğii grup
larsa daha az bilinir. Yves Renouard’ın dediğine göre, olay karşısında dört
tür kuşaksal tepki olabilir: Duygusuz ihtiyarlarm ve bilinçsiz çocukların
tepkisi
tepki si vvee bu ikisi
ikisinin
nin arasın
arasında
da olay üzeri
üzerinde
nde iktidan elinde bulun
bulundura
duranla
nla
rın tepkisi ve bunu onlann elinden almaya çalışanların tepkisi. Sonunda
istatistik
istatistik maddeselliğe mi ka kalı
lıyoru
yoruz?z? Bu duru
durumda
mda ânı
ânında
nda bir
bir kuşağı takvi
min
mi n aynı yyıl
ılıı doğa
doğann nüfusla, yaş grubu, akran gibi kavram larla tanımlayan
nüfusbilimcileri
nüfusbili mcilerinn ba
basit
sit ve nnet
et aynmıyla, ekonom
ekonomistlerin
istlerin ve istatistikçi
istatistikçilerin
lerin
tartışılmaz
tartış ılmaz gereci
gereciyle
yle sıkışı
sıkışıpp kalır
kalırız
ız;; olm
olmazsa,
azsa, kkuşağ
uşağıı temsil etm
etmee kkonusuyla,
onusuyla,
31) Alber
Albertt Th iba
ibaude
udet,
t, Hist
Histoire de la littérat
oire littérature
ure fran
française
çaise de 178
17899 à nos Jours,
Jours, Paris, Stock,
1936. Th iba
ibaud
udet
et yazılarında
yazılarından
n bir
birini
ini François Men
Mentré’ni
tré’nin
n eleştirisine ayırmıştır,, a.g.y., La Nouvelle
ayırmıştır Nouvelle
Revue française,
française, 1 Mayı
Mayıss 1921, Réflexions sur la littérature,
1921, littérature, Paris, Gallimard, 1938.
1 9 4 HAFIZA MEKÂNLARI
ceği aydın
aydınlığ
lığıı hesa
zenginleştirici hesaba
bayoksullaştırıcı
değil ka
katsala
tsalarr bi
bile,
le, kavram
kavramı
olarak ıgörüp
şematik, etkisi
etkisiz,
z, kab
kabaaanlıyoruz.
reddettiklerini ve kısaca
Özellikle toplumsal somutluğu göz önünde tutma niyetlerinde bu kav
ramla buluşmaktan ger gerii kkalmayan
almayan Annales kurucuları kavram karşısında
Annales kurucuları
acımasızdırlar; kavramda bir artefact, bizzat etmenlerin bir gözyanılgısım
artefact, bizzat
buluyorlardı. Marc
Ma rc Bloch ka kavra
vram m a şöy
şöyle
le bir değiniyor
değiniyor ve sa
sadedece
ce “ilk ha t32
t32”
değeri veriyordu. Lucien Febvre ise kendi açısından şu karan dile getir
mekten çekinmemiştir: “En iy iyis
isii bu
bund
ndan
an vazgeçmektir!3
vazgeçme ktir!333” . Olguya
Olgu ya tarihse
tarihsell
bir hayat vermek ve politik34 ya da düşünsel35 alanda kuşaksal grupları
ince ince belirlemek için yapılan yakın tarihli ve çoğunlukla başanlı de
neylere karşın, temel kanaat değişmemiştir36.
Kuşağa açık bir tanım ya da her tür tanımın içeriğini kazandırmak
istendiğinde bizzat kavramın gizlediği ikili bir tuzağa düşeriz. Bir yandan
kuşak doğası gereği aynı zamanda sırf kolektif anlamı olan bireysel bir
olgudur; öte yandan
ya ndan devamlılık içeren kökeni itiitibarı
barıyla
yla anca
ancakk süreksi
süreksizli
zlikk
32) Marc Bloch, Apologia pour l'histoire ou métier d'historien, Paris, Armand Colin, 1961, s.
94
94..
33) Lucien Febvre, “Générations", Revue de synthèse historique, Haziran 1920.
34) Bkz. Özellikle, komünist kuşaklar üzerine Annie Kriegel'in çözümlemeleri, Les Com
munistes frtmçais, essai d'ethnographie politique, Paris, Seuil, 1968. La Guerre d'Algérie et les intel
lectuels français, Jean-Pierre Rioux ve Jean-François Sirinelli yönetiminde, Cahiers de l’LH.T.P,
no: 10, Kasım 1988.
35) Özellike Jean-François Sirinelli, Génération intellectuelle, Khâgneux et normaliens dans
l'entre-deux-guerres, Paris, Fayard, 1988, Sirinelli yönetiminde, Cahier
Cahierss de l i . H.T.P., no: 6, Kasım
1987 -
36) Bkz. Örneğin, Raoul Girardet, “Remarques perplexes sur le concept de génération et
les virtualités de son bon usage”, L’Assoc'utlion française de science politique’in 1. kongresinde
sunulan bildiri, 22-24 Ekim 1981, “Du concept de génération à la notion de contemporanéiré",
Revue d'histoire moderne et contemporaine'dc genişletilerek yeniden basılmıştır, XXX- cilt., Nisan-
Haziran 1983, s. 257-270. Jacques Le Goff: “Tarihte kuşak kavramının kullanımı konusunda
şüpheciyim, zira kuşak nedir, ne zaman kuşaktan bahsedebiliriz?", Essai d'ego-histoire, Pierre
Nora yönetiminde, Paris, Gallimard, 1987, 5. 238.
KUŞAK T9 5
37) Bla. İmbilimscl açıdan, Eric Landowski: “Continuité et discontunité: vivre la généra-
tion", L'Association française de science polirique'in 1. kongresinde sunulan bildiri, 22-24
Ekim 1981, Lu Société réfléchie’de basılmıştır, Paris, Seuil, 1989, s. 57-73.
38) Martin Heidegger, Être et temps, Jean-Fran
Jean-François
çois Verin'in çevirisi, Paris,
Paris, Gallimard, 1986,
1986,
s. 449. Pasajın hedeflerinden biri, tarihi açıdan kavramı ilk açan W. Dilthey’e haşvumıaknr.
1 9 6 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂN
MEKÂNLARI
LARI
merkezli
merkez li bir tarihle yaşamaya yöyönelmektedir.
nelmektedir. To
Toplum
plum dak
dakii kargaş
kargaşalar
alar yi
yirm
rmii
beş yıldan bu yana orta sınıfın genişlemesi ve hayat tarzlarının, tüketim
alışkanlıklannm
alışkanlık lannm biröm
birömekleşmes
ekleşmesiyle
iyle ayn
aynıı yönde işlemiştir3
işlemiştir399: Yenil
Yenilik
ik vurg
vurgu
u
su aynı hamleyle teknik ya da toplumsal yeniliklerle ilgili mikro olaylar
üzeri
üze rine
ne kay
kaymıştı
mıştır.
r. N
Nüfu
üfusun
sun evrimi de bir yanda
yandann yaşam süresinin uzunlu
ğuna ve doğumları
doğumların n azalm
azalmasına
asına bağlı nüfusun yaşlanm
yaşlanmasına,
asına, diğer taraftan
hayata atılmanın gecikmesi ve “ergenlik sonrası’’nm ortaya çıkmasına
bağlı olarak genç nüfus sayısının nisbi artışı yoluyla olgunun değişimini
vurgular40. Fransız toplumunda, yaşlılann ağırlığı ile gençlerin ağırlığının
eş zamanlı artması “genç” olmayan her şeyin derhal “yaşlı” olarak kabul
edildi
edildiği
ği bir
bir çatışm
çatışmaa durumu
durumununu önem
önemlili derecede
dereced e hantallaştırır. Ta
Tarih
rih,, top
lum,
lum, demografi
demo grafi demo
demokratik
kratik kkaynaklı
aynaklı bir oolgu
lguyu
yu dem
demokratikleştirmek
okratikleştirmek iç için
in
böyle geniş ölçüde gizlice elbirliği etmiştir. Nihayet kuşakla birlikte,
modem ve medyatize olmuş olay konusunda tanımlayabileceğimize ben
zer bir içsel altüst oluş meydana gelmiştir41. Egemen kuşak ve bütünsel
tarih olgusu olarak kuşak parçacıklara bölünmüştür ve kuşak yoluyla bü
tün bu toplumsal gündelik yaşamın kalp atışları dinlenir. Eskiden yüzyıl
başına üç kuşak sayıyorduk.
sayıyorduk. Bugü
Bugün n neredeyse gün başına bi birr kuşak saya
saya
cağız. Bu satırları yazdığım 1989 yılının bir tek Mayıs ayında, haftalık Le
Nouvel Observateur “otuz yıl, yıl, bir kuşağın portresi” başlıklı bbir ir dosya yayın
lıyordu;
lıyordu; büyük bir günlük ggazete
azete oolan
lan Libération ise edebiy
edebiyatat ekine emekli
olmuş “Vemant Kuşağı” başlığını koyuyordu; V In Infini dergisi bir grup ge
fini genç
nç
yazara “89
“8 9 ku
kuşağ
şağı"
ı" adını veriy
veriyordu;
ordu; Vin
Vingt
gtiè
ième
me siècle dergisinin özel sayısının
tamamı “kuşaklar”
“ kuşaklar” konu
konusuna
suna ayrılmı
ayrılmışş ve “ 1992 Kuşa
Kuşağı”
ğı” ad
adını
ını taşı
taşıyan
yan der
neğin iki yetkilisi Généra
Génération Europe’’u (Avrupa kuş
tion Europe kuşağı
ağı)) çıkarmışt
çıkarmıştı!ı! Ga
Gazete
zete
ci ve reklamcı imgelem kuşağı, tıpkı parasal dalgalanma içindeki frank
gibi
gibi teknik
teknik düzenden -M ou ouline
linexx ya da Pam
Pampers
pers kuşkuşağ
ağı-
ı- psikol
psikolojik
ojik ddüzene
üzene
yapıya: bof kuşağı,
kuşağı, flip kuşağı, “bekarlar" kuşağı
kuşağı.. Blöf
Blöfün
ün ya da dahiliği
dahiliğinn son
noktası “Mitterand
“M itterand Kuş
Kuşağı”
ağı” af
afişi
işiydi;
ydi; ünlü reklamcı
reklamcı bunu komploc
komplocuu bir rref
ef
leksle mi yoksa ironik bir sadakatle mi düşündü bilmiyoruz. Bu yıkıcı, sap
lantılı enflasyond
enflasyonda,
a, statü
statükoc
kocular
ularının dediği ggib
ibi,i, bu “çarpıtılmış”
“çarpıtılm ış” kullanımda
39) Bkz. Henri Mendra, La Seconde Révolution française, Paris, Gallimard, 1988.
40) Bkz. “Entrer dans la vie aujourd'hui", Débat, no: 25, Mayıs 1983: Hervé Le Bras,
"L’Interminable adolescence ou les ruses de la famille” ve André Béjin, “De l’adolescence à la
post-adolescence, les années indécises".
41) “Le
l'histoire, Jacqretour
uess Le de
Jacque l'événement"
G of
offf vc Pierr başlıklı
Pierree Nora
Nora,, dcr.,makaleme göndermede
Paris, Gallimard, 1947, bulunuyorum,
1947, 1.
1. cilt. Faire de
KUŞAK 197
haklı olarak uzun ve ağır bir XIX. yüzyıl anlayışına çok iyi uyum sağlamış,
amaa zamanların
am zam anların geçici
geçic i hafifli
hafifliğiyl
ğiylee geçerliliğini
geçerliliğini yitirmiş
yitirmiş bir kavramın
kavram ın erken
yıpranmasını görebildik4
görebildik422. Bu yıpranma açık değildir.
değildir. Kavra
Ka vramın
mın parçal
par çalanm
anma
a
sı ve bayağılaşması kutsallaştırılmasına, aşkıncı istidattna asla engel olmaz.
Günümüzde kavramın kullanımında ve yayılmasındaki bu değişimin
yarattığı gerçek soru, kısacası şudur: Değişim hızlandıkça bireyin yalnız
ca yaşların eşitliği yoluyla yatay tanımlanması niçin ve nasıl dikey tanım
lamanın diğer bütün biçimlerinin önüne geçmiştir? Kuşak eskiden aile,
toplumsal sınıf, okul, kariyer ve ulus gibi dar çerçevelerde görülürdü. Ku
şak kendini daha fazla göstermek için bunlan darmadağın etti. Kavramın
uçup gitmesi ve aynı zamanda
zama nda bütün ağırlığ
ağırlığın
ınıı kazanması,
kazanma sı, bütün
bütü n gücüyle
gücüyle
kendini kabul ettirmesi ve smıflandırıcı, sınıftan çıkarıcı gücünü ortaya
koyması için tam
tam da
d a diğer paramatrelerin
paramatre lerin birb
birbir
irii içine geçmesi
geçm esi ve gelenek
gelen ek
sel toplum tanımlama biçimlerinin tükenmesi gerekmiştir. Bunun anla
mı bu soy zincir
zincirii ve soya bağlan
ba ğlanm
m a tarzlarını
tarzlarınınn yok olduğu değildir;
d eğildir; ancak,
anc ak,
yapılandırıcı enerjilerinden bir şeyler
şeylerii kaybettiler. Kuşa
Ku şakk bu boşlukta
boşluk ta büyü
dü. Kuşak
Kuş ak Paulbelirttiği
çalışmalarının Yonne
Yon ne t43
t4gibi,
3 gibitoplumsal
çağın soru
s orunla
nlann
nnaa endokusunu
aidiyetler duyarlı sosyologların
sosy ologların
basitleştirdi
ve aynı zamanda karmaşıkaştırdı, daha sonra da başka dayanışma biçim
lerini örtü olarak alıp bunlara, başka ihlâl biçimleri ve başka kısıtlama
biçimle
biçimleri
ri varsayan esnek ve katı bir
bir çerçeve dayatn.
day atn. Başarısını oluşturan
oluşturan
şey bizzat esnekliğidir, doldurduğu boşluk, sonuçta onun dolu halidir.
İşte yumuşak, belirsiz, artırılmış bir kavram sert, esaslı ve kesin etkilere
sahip bir araç haline gelmiştir. İlginç dönüşüm: Kuşak ilk baştaki tarih
sel işlevi zayıfladıkça sınıflandırıcı hegemonyasını doğrular.
Benzer değişme, ancak bizzat çağların prestijinin tersyüz edilmesiyle
anlaşılabilir. Çeyrek yüzyıldan bu yana aniden ve gösterişle hız kazanan
gençlik kıtasının ilerici özerkleşmesiyle ilgili içinden çıkılmaz sorun işte
burada kendini gösterir44. Hayatın geçici bir aşamasını atlatmış, toplum
bilimsel bir gerçekliği ve toplumsal azınlığı aşmış, hatta bir yaş simgesel-
42) Annie Kricgel'in önemli makalesinin teri, "Le concept politique de génération: apogée
et déclin”, Commentaire, no:7, Sonbahar 1979.
43) Paul Yonnet, “Faits de générauon, effet de génération”.
44) Michel Philibert, L’Echelle des âges, Paris, Seuil, 1968.
1968. Philippe Ariès, ““Les
Les âges de la
vie”, Contrepoint, no: 1, Mayıs 1970, s. 23-30, ve makalesi, Encyclopedia Einaudi, “Generarioni”.
John Giltis, Youth and History, New York,
York, 19
197474 ve Kenneth
K enneth Kenisto “Youth: a “news" stage of
life", American Scholar, no: 39, Sonbahar 1970. Rapport au temps et fossé des générations, Actes
du colloque C.N.R.S./Associarions des âges, Gif-sur-Yvette, 29-30 Kasım 1979. Uluslararası
1 9 8 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂNL
MEKÂNLARI
ARI
liginden kurtulup bütün bir toplumun düzenleyici ilkesi haline gelmiş bir
gençliktir bu; rolleri ve yerleri pay eden zihinsel bir imgedir bu, kendi
içinde bir
bir amaçtır.
amaç tır. Çocuk
Ço cukluk
luk ve gençlik üzerine
üzerine bunca
bun ca araştırm adan sonra,
şematik ve kuşbakışı olarak, şimdi artık sadece “bir sözcük”45 olan bu
gençlik statüsünün çok büyük aşamalar gördüğü iyice anlaşılmıştır. İlk
anda, devrimci döngünün bitişini ve tam bunalım halinde bir dünyanın
kolokyum, Historic
Historicité
ité de l'enfance et de la jeunesse
jeunesse sayesinde
sayesinde önemli hiçbir şey gözden kkaçm açmayaca
ayacak
k
tır, Atina, 1-5 Ekim 1984, Archives histo historique
riquess de la jeune
jeunesse
sse grecque, sayı
grecque, sayı 6, Atina, 1986, önemli
bir kaynakçası vardır. Buna Olivier Galland’t ekleyeceğiz, Les Jeunes, Jeunes, Paris, La Découverte,
1984 ve Uluslararası gençlik yılı dolayısıyla 1985’te yapılan iki kolokyumun sonuçlan: “Classes
d’âge et société de jeunesse” , Le Le Cr
Creusot
eusot,, 30 May
Mayıs-1ıs-1 Hazira
Haziran 1985, Bulle
n 1985, Bulletin
tin de la Société
Société française
française
d’ethtıologie'de özetlenmiştir,
d’ethtıologie'de özetlenmiştir, sayı 12, 1986, ve Araştırma ve Teknoloji Bakanlığı kolokyumu, 9-10
Aralık 1985, Les Jeunes et les autres, contribution des sciences de l'homme à la question des jeunes, jeunes,
sunu: Michelle Perrot ve Annick Percheron, Vaucresson, C.R.I.V., 1986, 2 cilt. Bkz. Gérard
Mauger, Tableau des recherches sur les jeunes jeunes en France,
France, P.I.R.T.T.E.M.-C.N.R.S. raporu, 1988.
45) Bkz. Pierre Bourdieu, “La “jeunesse" n’est qu’un mot”, Questions de sociologie, sociologie, Paris,
Minuit, 1980, s. 143-154.
46) Robert sözlüğü bu kelimeyi 1825’te Bérangcr’ye atfeder. Öte yandan reklamcı J.J. Fazy
De la gérontocratie ou abus de la sagesse des vieillards dans le gouvernement de la France'ta (Paris,
1928): "Bu yeni sözcüğü Yunanların diliyle kunıyorum."
47) Bkz. Jean-Yves Tadié’nin “Le roman de génération", Le roman au XXe siècle,
siècle, Paris,
Belfond, 1990, s. 99-102.
KUŞAK 199
48) Bkr. Dominique Srrausse-Kahn, Economie de la famille et et accumtdatton patrimoniale,
Paris, Cujas, 1977; Accumulation et répartition des
des patrimoine, Actes du colloque international
du C.N.R.S., 5-7 Temmuz 1978, Paris, Economica, 1982; Claude Thelot, Tel pere, tel tel fils
fils!! Position
sociale Parts, Dunod, 1982, ve Denis Kessler ve André Masson yönetiminde
Cycles etdeorigine
vie et familiale, Parts,
familiale,
générations, Paris, Economica,
générations, Economica, 1985. Bkz. Xavier Gaullier, "La mutation des
âges”, Le Début, sayı: 61, Eyliil-Ekim 1990.
49) Bkz. özellikle Antoine Prost, “Jeunesse et société dans l'entre-deux-guerres”, Vingtième
d’histoire, sayt 13, Ocak-Mart 1987, s. 35-43.
siècle, revue d’histoire,
50) Bu olgu ekonomistlerde ve demograflarda (Alfred Sauvy, La Montée des jeunes, jeunes, Paris,
Calman-Lévy, 1959), tarihçilerde (Philippe Ariès, L'enfant ett la vie familiale sous L’Ancien Régime,
L'enfant e L’Ancien Régime,
Paris, Pion, 1960), sosyologlarda (Edgar Morin, L'Esprit du temps, Paris. Pion, 1962) derhal
ifadesini bulur; “Salut les copains”, Le Monde, 6-8 Temmuz 1963; Georges Lapassade, L'Entrée
vie, Paris, Minuit, 1963). Le
dans la vie, Le Débat'da (no; 50, Mayıs-Ağustos 1988) Anne Simonin’in
kurduğu “fikirler macerası" kronolojisi daha sonra kitap olarak Les Idées en France, en France, 1945-1988,
1945-1988,
une chronologie, başlığı altında yayı
chronologie, başlığı yayımlanmı
mlanmıştır
ştır,, Paris,
P aris, Folio-Histoire, 1989, eser bu yıllayıllarr hakkında
önemli ortak işaretler serisi sunmaktadır.
2 0 0 HAF
HAFIZ
IZA
A MEKÂNLARI
MEKÂNLARI
tası sağlamayan yataylık ilkesi, gençlerin özerkleşmesine izin verse de, ger
çekte gençlerin önceliğini
önceliğini ve onun
on un kuşağı tekeline alma
almasına
sına yaramam
yaramamıştır;
ıştır;
bu, aksine,
aksine, kavram
kavramın
ın bütün yaş sınıflarınca benimsenmesini, olgun
olgunun
un bütün
toplumca içselleştirilmesini hazırlamıştır; yaşam süresinin uzamasının da
yardımıyla, kuşağı çağlar içinde sayısızca çoğaltmıştır; örneğin genç-yaşlı
ve yaşlı-yaşlılar arasında sayısız kuşak basamakları belirlemek çok zor
değildir. Bu durum kuşağın nereye vardığını, ne bale geldiğini gösterir:
Sırf psikolojik, bireysel ve özel bir dil, dahili kullanımdaki bir kimlik.
Demokratik bir parçalanmaya adanmış bir dünyada, kuşak sadece özgür
olmanın bir yolu değil, aynı zamanda yalnız olmamanın da bir yoludur.
52)inin,
tarihçis Tanık:
tarihçisinin, CapLe Gouvernemen
Gouvernement
Capefigue
efigue’i n notu, tParis
’in de Juillet,
Paris, les .partis
, 183 5,1
5,1. ci
cilt, et 22:
lt, s. les ho
homm
mmes
““Franessa’da
polit
politiqu
Fransa’da iques,
es, 1830
Alman 18 30-1
Almanya'nın -183
ya'nın 835'
ilk5'te
te çağın
etkinl
etkinliği
iği
1818 yılında hissedilmiştir; atılgan Alman birliği fikri yankılanır ve kolejlerimizdeki gençler,
Schiller’iııı dramalarıyla desteklediği ve 1812 ile 1813’tc kitle ayaklanmaları askeri bir idare gi
Schiller’iı gibi
bi
düzenlediği o ateşli kuşakla birlik olur”.
53) Romantik
Roma ntik kuşak üzer üzerine,
ine, başlıca ve en ye yenini eser: Alan B. Spitze r, The French G
Spitzer, Generation
eneration
oj'
oj' 1820
1820,, Princeton, N .J ., Princeton Universty Pre Press,
ss, 1987. Yazar
Yazar sonuç bölümünde
bölümünd e çağın A Alman
lman
öğrenci hareketleriyle ve Burschenschaften demekleriyle bir karşılaştırma taslağı çizmektedir;
özellikle bkz. kaynakça, s. 267. Değerlendirmesi dolaylı olarak ölçülü biçimde Henri Brunsch-
wig’inkine ulaşmaktadır, La Crise de l'Etat l'Etat (mtssien à la fin du XVIIIe siècle et la genèse de la la
mentalité romantique, Paris,
romantique, Paris, P.U.F., 1947, s. 104 ve 270. Sistematik olarak izlenmeye değen bu iki
ülkenin kuşaklarının karşılaştırmasına ilişkin bazı bölümler şıı yapıttadır: Claude Digeon, La La
Crise allemande
allemande ddee la pensé
penséee française, 1870
1870-19-1914,
14, Paris,
Paris, P.U.F., 1959. Yazar planı açıkça kuşakların
bölünmesi üzeriPress,
üzerine
vard Universty ne kurulmuştur; Rober
Robert
1980; bu yapıt t Woh The Generation
Wohl,l, sonra
Fraasa'dan of 1914, Cambridge,
ikinci bölümü 1914, Cambridge,
Almanya’ya ayırır.Mass., Har
Bkz. aynı
zamanda bu makalenin yayımlanmasından sonra çıkan, Jean-Claude Caron’un Générations ro
mantiques. Les étudiants de Paris et le quartier Latin
Latin (1814-1851), Paris, Armand Colin, 1991.
KUŞAK 201
Musset,
ifadesini çok sonradan,
kazandırmıştı
kazandırmıştır. 1836’da
r. A nc
ncak bu kuşağa
ak bu kuşağı ne “yüzyılın
““ne çocukları”
olduğu belirs
belirsiz
iz bbir şiirsel
ir boşlukla,
bir kaypaklıkla36” damgalayan bu lirik çıkışın arkasında belli bir tarihsel
durumu görmek gerekir; bu durum 1819-1820’li yıllarda üniversitelilerin
ve Carbon
Carb onaro
aro hareketlerini bastmrk
bastmrken
en hazı
hazırlanmış,
rlanmış, 1823 yıyılında
lında (yen
(yenii şşiir
iirin
in
beşiği olacak tasa ömürlü Muse française in yılı) berraklaşır, 1825 yılında
tam olarak sabitlenir (kuşağın bayrak
bayraktan
tan Globe’
Globe’unun tarihi
tarihi)) ve nihayet 1830
yılında patlar; bu durum yirmi yıl boyunca egemen olacak ve aydınlığıyla
Baudelaire
Bau delaire’e
’e ve Flau
Flaubert’e
bert’e varan
varanaa kad
kadar
ar ezi
ezipp geçece
geçecektir.
ktir. Öyle ki 1830 kuşağı
kuşağı
ya da 1820 kuşağı hakkında aynı şeyler söylenebilir. Allan B. Spitzeren
bunların yüz seksen üç üyesini belirlemiştir: Büyük bölümü 1795 ile 1802
tarihler
tarihlerii arasınd
arasındaa doğmuştur: Thierr
Thierryy (1
(1795
795), ), Vigny (179
(1797),
7), Thie
Thiers
rs (1797),
Michelet (1798), Comte (1798), Pierre Leroux (1797), Cournot (1801),
Delacroix (1798), Balzac (1799), Flugo (1802).
Amerikalı tarihçi burada gençlik bağlannı, yakınlıklarını, karşılıklı
ilişkilerini ve karmaşık şebekeleri göstermiştir, çünkü grup tam bir edebi
isyan halindeki krakrall yanlısı genç yazarl
yazarlar
ar iile
le komploc
komplocuu topluluğu
topluluğun n cum
cumhu
hu
riyetçi genç öğrenci militanlarını aynı taktik birlik içinde birbirine bağla
54) Au
Augustin
gustin Challam
Challamel,el, Souve
Souveninirr d un hugolâ
hugolâıre,
ıre, portrait
portrait d'une
d'une génération,
génération, Pa
Paré
rés,
s, 1885: “Y
“Yakla
akla
şık yirmi yıldan beri, ünlü bir ölünün mezarı üstünde, çoğunlukla bir hatibin şu cümleyi telaffuz
ettiğii duyul
ettiğ duyulur:
ur: "kuvvetli ve kahraman 1830 kuşağına ait aitrir’’
rir’’(( .. .) Kimse onu inkâr et etmez:
mez: Politi
Politi
ka, edebiyat, bilim, sanat alanında, aşağı yukan bu dönemde yaşayan bütün Fransızlan kapsa
yan 1830 kuşağı görkemli biçimde, bu yüzyılın başından son yansına kadar eserini yaratmıştır."
55) Sébastien Charlcty, La Monarchie dejnület; Emest
dejnület; Emest Lavissc, l'Histoire de de France
France contem
poraine, V. cilt, 1921, s. 47.
poraine,
56) Bu ifa
ifadeyi
deyi bağlamı içine yerleşt
yerleştirmek
irmek ggerekir:
erekir: “Böylec
“Böyleccc üç öğ öğee gençlere sunu
sunulan
lan hayata
katılıyordu: Arkalannda, artık yitip gitmiş bir geçmiş, mutlakiyetçiliğin bütün o fosilleriyle
birlikte hâlâ yıkıntıları üstünde kımıldayan bir geçmiş; önlerinde uçsuz bucaksız bir ufkun şafağı,
geleceğin ilk ışıklan; ve bu iki dünya arasında... eski kıtayı genç Amerika'dan ayıran okyanusa
benzer bir şey, belirsi
belirsiz,
z, dalgalı, bu
bulanık
lanık bir deniz, fırtınal
fırtınalarla
arla dol
doluu bir deniz, zaman zaman uzaklauzaklar-
r-
da göğe yükselen dumanlar çıkararak ilerleyen beyaz bir gemi; tek sözcükle, şimdiki yüzyıl,
geçmişi gelecekten ayıran yüzyıl; bu yüzyıl ne geçmiş ne de gelecektir ve aynı zamanda her
ikisine de benzer; anlan her adımda bir tohum mu yoksa bir tortu üstünde mi yüründüğü pek
bilinmez", Alfred de Musset, La Confession d'un enfant du siècle. Musset
siècle. Musset 1810’da doğdu, roman
tik kuşağın en önemli kişisiyle arasında on yıllık bir fark vardır.
2 0 2 HAF
HAFIZ
IZAA MEKÂNL
MEKÂNLARI
ARI
İki partinin söz hakkına sahip olduğu bir zamandaki kuşku ortasında
doğmuş olan yeni bir kuşak yükseliyor. Bu yeni kuşak onları dinledi
ve anladı. Ve bu çocuk
ç ocuklar
lar babaları
babalarını nı çok
çoktan
tan geçti, onların öğretil
öğretilerin
erin
deki boşluğu hissetti (...) Çevrelerindekilerden üstün olan bu çocuklar
ne doğmakta
doğmak ta olan fanat
fanatizmi
izmin n ne de toplumu kaplayan inan inançsız
çsız bencil
li
liği
ğin
n egemenliğine gi
girebi
rebilir
lirdi
di ( ...)
.. .) Görev
Görevlerinin
lerinin bilinc
bilincindeler,
indeler, çağlarını
anlıyorlar; babalarının anlamadıklarını, kokuşmuş zorbaların hiç anla
yamayacaklarını anlıyorlar; devrimin ne demek olduğunu biliyorlar
ve bunun için geldiklerini biliyorlar58.
Bu hareketli
harek etli yı
yıllar
llar her
herkes
keste
te ilahi bir
bir hatıra, bir düny
dünyaa ufku ile bezenmiş
bir hanra bırakmıştır. Histoire du romantisme’de (Romantizmin tarihi)
Théophile
Théop hile Ga
Gautier
utier ilk Cé
Cén n ac
acle’m
le’m toplantı
toplantılarını
larını hatırlatarak5
hatırlatarak599 “N
“Nee müthiş
müthiş
zamanlardı!” der. “Bütün bunlar yepyeniydi, capcanlıydı, rengarenkti,
baş döndürücü ve çok ilginçti!
ilginçti! Başımızı döndürdü
döndürdü;; bili
bilinmeyen
nmeyen dünyalara
girdiğimizi sanıyorduk.” Alfred de Vigny, bir çeyrek yüzyıl sonra, yine bu
ilk Cennet’in cazibesi altında, La Muse française'in etrafında nasıl top
landıklarını hatırlatır: “o zamanlar çok genç, yeni şiir üzerinde düşünen,
birbirlerini tanımayan birkaç kişi. Her biri içinde bir misyon duygusunu
KUŞAK 203
taşıyordu sessizce60
sessizce60” . Bu gruba ya da Thib
Th ibauaude
de t’nin ifadeleriyle
ifadeleriyle bu
bu "kul
"k uluç
uç
ka yatağı”na
yatağ ı”na şiirsel, toplumsal
toplu msal ya da siyasi
siyasi görevini veren şey onun tarihsel
tarihsel
durumudur: O kuşak, gecikmiş
gecikmiş devrimci
devrimci kuşaktır. İşte onun yerineyerine geçm e
ye çalışanlarca da kabul görüp selamlanmaları bu nedenleydi: Gerçek
ten de bir kuşağın
kuşağ ın yasallığı iç
için
in babaların vaftizi en temel ve ilk koşuldur.
koşuldur.
1820’den itibaren bizzat yaşlı La Fayette “aydın, açık fikirli, Jakobenliğin
ve Bonapartçıiığın etkilerini aşmış ve eminim ki saf özgürlük hakkını des
tekleyecek yeni bir kuşak”tan söz eder61. 1822’de, Benjamin Constant
milletvekilleri kabinesinin locasından, “şimdiki gençliği, Eski rejiminkin-
den daha az havai, Devrim’inkinden daha az hırslı, bilgiye susamışlığıyla,
çalışma aşkıyla,
aşkıyla, gerçeğe
gerçe ğe yürekten bağlılı
bağlılığıyl
ğıylaa kendini göstere
gö steren
n bu gençliği"
selam lamaktad
lam aktadır0
ır022. Restaur
Re stauration,
ation, yüzyı
yüzyılı
lın
n bitiminde doğmuş,
doğm uş, imparatorlu
ğun kışla-lise
kışla-liselerind
lerindee büyümüş
büyümü ş ve Napolyon
Nap olyon hakkında
hakkın da sadece
sade ce zafer
zafer öyküsü
öyküsü
ve ulusal aşağılanma duymuş bu genç insanlara, Devrim'in eylem halin
de derlediği
On
Onunun devasasermayeyi
coşkusu,kuşak
bir bilinc
bilinci
bir ordu
ordu i halinde
halinyolundaki
kurma de ifade
yolun dakietme
etm e görevini
görevin
gençlik
gençlik ist i vermiştir.
isteği
eğivermişti
- “ İt
İtal r.
alya
ya
ordusunda olduğu gibi romantik orduda da, der Gautier, herkes gençti63”-,
sorumluluk, tutarlılık duygusu, dağıtılacak düşman cephesi hakkmdaki
düşüncesi buradan geliyordu. Zira kronolojinin hazırladığı şeyi, siyasi ve
politik durum sağlamlaştırmıştır64. Konuyu sürekli işleyen Balzac’ın de
diği gibi “ışıktan korkan ve yeni gelenleri hor gören gece kuşları" misali,
pudralanmış bir yaşlılar rejiminin Restauration’una yamanan şöhreti ya
lanlamaya yönelik olarak Restauration’un idari ve politik personelinde
ilk ve gençlere özgü büyük başarılara sahip olmanın yararı olmayacaktır;
bu tam da
d a siyasal bir imgedir, tarihsel bir zayıflamadır; 1830 başarısızl
başarısızlığıyl
ığıyla,
a,
toplumsal çöküş,
çökü ş, taşralı
taşralı gelenekçilik,
gelenekçilik, zıvanadan çıkmış
çıkmış rekabetçilikle
rekabetçilikle perçiıı-
perçiıı-
lenmiştir;
lenmiştir; işte bu iş alanları ve kariyerlerdeki
kariyerlerdeki bunalım görünt
gö rüntüsü
üsü Balzac’ın
Balza c’ın,,
mit değilse de, ünlü ifadesini, yani “o uçsuz bucaksız 89 kuşağı" deyişini
60) Alfred de Vigny, Discours de réception à l'Académie française, 26 Ocuk 1864, Œuvres,
Paris, Gallimard, Pléiade, 194S, 1. Cilt, s. 968. Bkz. P. Bénichou, Le Sacre..., a.g.y.
61) La Fayette'in James Monroe’ya
Mon roe’ya 20 Temmuz
Tem muz 1820 tarihli
tarihli mektub
mektubu,
u, Gilbert de La Fayette,
Mémoires, correspondance et manuscrits du générale La Fayette, Paris, 1837-1838,1. cilt, s. 93, A.
Spitzer tarafından alıntı yapılmıştır, a.g.y., s. 4.
62) Parlamento Arşivleri, 2. dizi, XXXV. cilt, s. 466.
63) Th. Gautier, a.g.y., s. 9.
64) Bkz. Louis Mazoyer'nin aydınlatıcı makalesi, “Catégories d'âge et groupes sociaux, les
jeun
je unes
es généra
gén ératio
tions
ns frança
fra nçaise
isess de 1830",
1830 ", Annales d'histoire économiques et sociales, no: 55, Eylfil
1938, s. 385-419.
2 0 4 HAF
HAFIZ
IZA
A MEK
MEKÂNLA
ÂNLARI
RI
beslemiştir; bu, üstü çizilmiş,
çizilmiş, alaylı bir
bir ifadedir, çünkü
çün kü bir kuşak bilincinin
b ilincinin
oluşması için baskı duygusu bir başka önemli koşuldur.
Bunun sadece tarihsel cephesi yoktur. Romantik kuşağı egemen bir
model haline getiren şey aslında toplumsal, siyasal, entelektüel paramet
releri işe katan ya da Fransız çağdaş tarihinin en ağır tarihsel zamanıyla
sürüklenmiş bir yaş sınıfının hayati ifadesine bağlı, çerçevelerini Tem
muz 1830 çarpışmasıyla keskinleştiren ve belirleyen bilimsel parametre
ler değildir. Bu kuşak grubunu yaratıcı ve besleyici bir kalıp haline geti
ren şey, bütün bu öğeleri Fransa’da kavramın her zaman sert çekirdeğini
oluşturmuş iki eksene bağlamış olmasıdır: Siyaset ve edebiyat, iktidar ve
sözcükler —bur
buradaada etken
etk en büyüley
büyüleyicil
icilikler
ikleriyl
iyle,
e, yani tam da romantiklerin
roman tiklerin
kerametimsi bir güç atfettikleri şiir63. Burada Fransız tarzı kuşağın yapıcı
düğümü atılır. Diğer ülkeler modellerini başka düzenler üzerinde kura
caklardır; örneğin Rusya, Devlet gücü, sivil toplum ve milli eğitim üçge
ni, A.B.D. ise refah sürecinin kırılması üstüne kuracaktır. Fransa’da kuşak
iktidarla
iktidarla ve iifadeyl
fadeylee -ede
-e de bi
bi,, düşünsel
d üşünsel ya da müzika
müzikall ifad
if ade-
e- ilişki
ilişki temelin
de dile getirilir
getirilir;; kuşağı yükselten şey bunların karışımıdır
karışımıdır.. Kuşkusuz
Kuşku suz sem
bolistler ve gerçeküstücüler gibi, Dreyfus olayında Mallarme’niıı vc de
vrimci harekette Breton’un siyasi güdümü burada tersini söylese bile,
sadece edebiyatın kapalı ortamlarını etkisi altma âlacak kuşaklar vardır.
Elbette Direniş ya da soğuk savaş komünizm kuşakları gibi sadece siyasi
tepkilere sahip kuşaklar vardır; Eluard ve Aragon bunun aksini gösterse
de. Fakat, Fransa’da kuşağa seçkinlik imajını veren bu önemli karışımla
uzantılı
uzant
derin ılılirizmi
olarak olmasaydı
tarihçileri
tarihçilerin
nbir
bu Dreyfus
ayrıntıları
ayrıntıları sadece
sade ceSartre’ın
kuşağı, ikinci
ikinci plan
plandadır.
dadır. Peguy’nin
“varoluş” Peguy’ni
kavramın
olmasaydı bir savaş sonrası kuşağı olabilir miydi? Çatışma olmadan, ken
di hakkındaki bilincin ilanı olmadan kuşak olmaz; bu iki olgu siyaseti ve
edebiyatı kuşağın ortaya çıktığı özel alanlar haline getirir. Bizzat kavrama
açıklayıcı derinliğini ve süresini, bu parametrelerin birbirine bağlandığı
iki yüzyıl üzerinde kazandıran şey işte bu iki içeriğin, siyasal-tarihsel ile
edebi-simgesel içerikleri
içeriklerin
n birleşmesidir. Bir yanda siyasal kuşa
kuşaklar
klar il
ilee diğer
yanda edebi kuşaklar diye bir şey yoktur. Buna karşılık siyasal tarihte Dev-
rim’den beri kuşak kavramının başarıyla gelişebilmesini ve araştırmanın
eski edebi
edebi kuşaklarda ve ideolojik
ideolojik kuşaklarda, şişimdiys
mdiysee entelektüel kukuşak
şak
65) Bkz. Yves
Bkz. Yves Vad6, L'Enchantemenı Uuemire. Efriıtıre
Uuemire. Efriıtıre et nızıgie
et nızıgie de Chatecutbnand a Rimbaud.
Rimbaud.
Paris, Gallimard, 1990.
KUŞAK 205
yazılar)
yazılar) adlı eserinin
eserinin hangi ortam
orta m da oluşturulduğ
oluştu rulduğuna
una ilişki
ilişkin
n aynntılı araş
tırmasında ( 1. Quarto, s. 787-850) bu özelliği belirtmiştir. Gauchet “tarih
reformunun kuşağın sıçrayıp ortaya çıkması olgusuyla ilgisi vardır”, diye
belirtir. Thierry tarihsel hafızayı ve geçmişe bakışı tamamıyla yeniden
ele alma tasarısını dile getirdiğinde yirmi beş yaşındaydı. Thierry, tarihi
kolektif
kole ktif kimli
kimliğin
ğin yapıcı
yapıcı parçası olarak gören tarihçiler
tarihçiler grubunun en gençgen ç
katmanına aittir. 1795 yılında doğmuştur, öte yandan Mignet 1796’da,
Tİıiers 1797’de, Michelet 1798’deQuinetde 1803’te doğmuşlardır. 1787’de
doğan Guizot’nun ya da Histoire des Français’ye
Français’ye girişinde tarihsel refor
mun temel çerçevelerini gösteren, öncü ve hep marjinal kalmış Genevois Gen evois
Sismondi’nin aksine, çocukluğunda Devrim'i görmemiştir: “Devrim, hak
ları ve ayrıcalıkları kesip atarken hemen hemen bütün geçmiş yüzyılları
bizimle aynı mesafeye getirmiştir. (...) Artık hiçbiri kurumlarıyla bizi
idaree etmemek
idar etme mektedir”.
tedir”. Etkisi
Etkisi vurgulanmaya
vurgulanmaya değecek
de ğecek kadar
kada r önemlid
önemlidir:
ir: Aynı
yaş grubu aynı anda Gauchet’nin doğru biçimde “geçmiş olarak geçmiş”,
dolayıs
dol ayısıyl
ıylaa “şimdiki zaman olarak şimdiki zaman"
zam an" denilmesi gereken şeyi
keşfeder; eğer iyi bir tanımlama bulmak gerekiyorsa kuşağın en iyi ta
rihsel tanımı bu adlandırma olabilirdi. Bu iki hareket birbirinden aynl-
maz.. Kuşağ
maz K uşağaa özgü bir bilincin
bilincin ortaya çıkması
çıkması tarih
tarih düşüncesin
düşü ncesinii doğal ola
rak içerir.
ren En baştatarihsel
şey Devrimin kuşağı köklülüğüdür;
ulusal ve Fransa’ya
ancak,özgü bir olgu eylemlerini
devrimciler haline geti
ne tarih içinde ele almışlar
almışlar ne de tarihe katmışlardır.
katmışlardır. Aksine
A ksine,, onlar tarih
ten kopmayı, tarihin tersyüz edilmesini, yeniden başlamasını, soyzinciri
yasalanndan, devamlılığın gereklerinden kurtulmasını istemişlerdir. Ey
2 0 6 HAF
HAFIZ
IZA
A MEKÂ
MEKÂNLA
NLARI
RI
sinin sahip
akıntısı olanolduğu
akıntısı kimlikk gücül
kimli iticiliği,
tanımınd
tan ımındaki kuaynı
aki kuşak zamanda hem
şak temasının sürekli
sürekliköpüğü,
varlığı hem dip
varlığı anlam ak
içm kaçınılmazd
kaçınılmazdır;
ır; ayrıca sonuç olarak
olar ak babaların oğullar tara
tarafından
fından alt edil
e dil
mesi ile aralarında onunla hiçbir ilgisi yok gibi görünen, ona yabancı ulus,
entelektüel, gelecek,
g elecek, siyaset gibi kavram lar arasındaki uyuşmayı
uyuşmayı anlamak
anlam ak
için de kaçınılmazdır.
KUŞAK 207
2 0 8 HAF
HAFIZ
IZA
A MEK
MEKÂNL
ÂNLARI
ARI
her şeyde ortaya çıkan dayanışmaya kadar gider. Nihayet üçüncü bir
katman yakın tarihte kuşak katlarının birikmesini, buradaki iyi düzeni
yıkarak değiştirmiştir: Bu katman imaj uygarlığına, tüketimin ve teknolo
jinin
jin in büyü
bü yüme
mesin
sine,
e, genç
ge nçli
liğin
ğin ul
ulus
usla
lara
rara
rası
sı hale
ha le get
getir
irilm
ilmes
esin
inee - “biz
“bi z hepimi
hep imizz
Alman Yahudileriyiz!”-, geleneksel okulun buhranına, genç burjuvalarla
işçileri birbirinden ayıran bölmelerin kalkması olmasa da indirilmesine
denk gelir.
A ncak
nc ak kuşaksa
kuşaksall dinamizmin
dinamizmin merkezi
merkezi bu yenil
yenilenme
enme mekaniğinde
m ekaniğinde değil
dir. Önemli olan zamansal vektördeki hangi değişiklik nedeniyle toplu
mun bu iktidara gir giriş
iş yaşının
yaşının -o
- o gençlik mitol
m itolojisi
ojisinin
nin o mitik
mitik yirmi
yirmi yaşı
yaşı--
alanının, bu yaşın kendi kendini değerlendirmesini sağlayacak değerlerle,
varlıkla,
varlıkl a, bir var olma zorunluluğuyla
zorunluluğuyla donattığını anlamaktır.
an lamaktır. Bunun
Bun un esas
düzeneğinin Restauration döneminde, Devrim çocuklarına en iyi Dev-
rim’i yapma işini teslim eden kuşağın ikiye çıkmasına ilişkin ilkede işledi
ğinii gördük. Her aşam
ğin aşa m ada
ad a bunun
bu nun sürekli
s ürekli yenilendiğini
yenilendiğini görürüz
görürüz.. Büyükleri
Büyüklerin n
kendi adlarına çocuklarından
çocukların dan gözler
gözlerii kamaşarak
kam aşarak ve çocuklarının
çoc uklarının sırt
sırtından
ından
edindikleri memnunluk sertifikaları saymakla bitmez. Buna ilişkin derle
meye örneğin 1914 savaşından önce yapılan gençlikle ilgili çok sayıda
ankette
ank ette eski ulusalcı ve Dreyyfus’
D reyyfus’çuçu tarafın
tarafın coşkuyla karşılanışını
karşılanışını alabili
a labili
riz; bu anketlerin en ünlüsü Henri Massis.ve Alfred de Tarde’in 1912’de
L’Opiniorı'da Agathon takma adıyla başlatıkları ve sonraki yıl Les Jeunes
d’aujourd’hui (Bugünün
Gens d’aujourd’hui (Bugü nün gençleri)
gençle ri) başlığıyla
başlığıyla yayımladıklarıdır70
yayımladıklarıdır70. S o s
yalist eğitimcilerin eğitimiyle yozlaşmış bir gençlik saplantısı yaşadık:
Onlar sportif, şakacı, vatansever, akıllı ve geleneğe saygılıdırlar. “Gelen
yeni kuşak
kuşa k ülkemizin tanıdığı en iyilerden biri
biri olarak
ola rak görünür,
görünü r, diye haykınr
Maurice Barrés Cahiers'de - yaşasın Fransız genç gençliği!”
liği!” Paul Bourget
Bourg et Emile
Emile
Boutroux’nun
Boutro ux’nun Fransız
Fransız Akadem
Ak ademisine
isine kabul söylevine
söylevine cevaben şöyle demişti
demiştir:
r:
KUŞAK 209
türetilebilir73.
hiss
hissetmi yorum. Bunu
etmiyorum. Nihay biliyorum,
Nihayetet “som
“somut bu benim
ut grupl
grupların" kuşağım, kendimi
arın" yaşantısına da
daha
ha faozlaakuşağa
fazl bağlanait
bağlana
a
rak daha ince kesitler bulabiliriz. Örneğin Fransız Yahudilerine bakarsak
Soykırım kuşağı, Altı Gün savaşlarının ertesi kuşağını, Sefaradların geliş
dönemi kuşağım ve nihayet Lübnan'ın işgaliyle İsrail büyüsünün bozuldu
ğu dönemin
dönem in kukuşağını
şağını beli
belirle
rleyebi
yebilir
liriz.
iz. Ya da ka
kadınların
dınların özgürleşm
özgürleşmee har harek
eke
e
tine bakarsak keşif kuşağını (oy hakkı, 1945; Le Deuxième Sexe —İkinci
71) Edgar Morin, Claude Lefort, Jean-Marc Coudray, Mai 1968: la brèche, brèche, Paris, Fayard,
1968. Laurent Joffrin, Un coup de jeune, portrait d'une génération morale,
morale, Paris, Grasset, 1987.
72) Dah
Dahaa yakın zamanda
zam anda Michel W
Winock
inock birb
birbirin
irinii izl
izleyen
eyen sekiz entelektü
entelektüel
el kuşağ
kuşağıı ince bbir
ir
kurgu içinde sunuyor; ona göre bu kuşaklar Dreyfus olayından 1968'c kadardır. Bkz. Vingtième Vingtième
siècle, sayı: 22, Nisan-Haziran 1989, s. 17-39.
siècle,
73) Paul Tltibaud: “Bu kuşak öykiinmcciydi: Büyüklerinin takipçisi ve de -çok nadiren-
küçiikl
küç iiklerin
erinin
in takipçisi
takipçisi",
", “Les décrocheurs", Esp
Espri
rit,
t, Tem
Temmuz
muz 1985. Claud
Cla udee Nicolet:
Nico let: “S
“Son
on uç ola
rak, biz tarihin terk ettiği bir kuşağız”, Pierre Mendès France ou le métier de de Cassandre, Paris,
Julliard, 1959, s. 37. Jean-Pierre Azéma tarafından altntılanmıtştır: “La clef générationnelle",
Vingtième siècle, a.g.y.
2 1 0 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂNL
MEKÂNLARI
ARI
vardır.
Geriye,
Geri ye, gerçekte Fransa
Fra nsa’y
’yıı kuşaklar cenneti -eğe
-e ğe r hafıza
hafıza mekânı haki
hak i
katen kuşak ise- yapan olgunun ne olduğunu bilmek kalıyor. Kaçamak
yolu olmayan bu soruya memnuniyetle ve yapmacıksız üç cevap verece
ğiz. İlki Fransa’yı bizzac kendisiyle ikili bir ilişki içinde inşa eden tarihsel
elverişlilikle ilgilidir. Bu kitap tamamıyla basit zıtlıklar sistemi üzerine
kurulmuştur; ancak
anca k bu basit zıtlıkl
zıtlıklar
ar başka
başk a yerde
yerde ve başka
başk a ölçekte bulam
bu lama
a
yacağımız bir
bir doluluğa
dolu luğa sahiptir.
sahipt ir. Fra
F rans
nsa’y
a’yıı kuşaklar ilişkisinin
ilişkisinin derinlemesine
derinlem esine
üzerine
üzer ine kurulu
kurulu olduğu baba
b abalar
lar ve oğullar biçimindeki basit ve temel yam a
cıyla birleşen, iki yamaçlı bir benlik bilinci içine yerleştirmiştir. Bu mekân
bakımındandır, merkez ile çevre, Paris ile taşra ilişkisi bakımındandır.
Devlet açısından, merkez iktidarın yerel iktidarlarla ilişkisi. Tarihsel açı
dan, birliğin çeşitlilikle ilişkisi. Toplumsal açıdan, çoğunluğun azınlıkla
ilişkisi. Ulusal açıdan, olağan durumun garip durumla ilişkisi. Fransa’da
iktidar sorunu kuşak sorununa göbekten bağlıdır. Son incelemede ya
bunun kontrolünü
kontrolün ü elde tutmak
tutma k ya
ya da elden kaçırmak söz söz konusu olmuştur
olm uştur
hep. Monarşik iktidarın ve tanrısal hukukun çok uzun sürmesi, devlet
iktidarının ağır ve derin merkeziliği Fransa’nın bizzat kendisiyle ilişki ilke
sinde yer alan çatışmanın her zaman ve her yerde oluşunu açıklar; Dev
rim
rimı bu
sın
sını çatışma
çatışm
-T ocqu
oc evaille’
için’inbütün
qu eville işl
işledi cepheleri
ediği
ği tem açmış,
açm ış,
te m a- değiştir
değiş iktidarınr.simgesel
tirmemişti
memiştir. simgese
Bü tün lulusal
Bütün yoğunlaşm
yoğu
ulusal nlaşm
drama-a
türji,
tür ji, onun
onu n bir şekilde hep temel
teme l yönünü oluşturmu
oluştu rmuşş olan kuşakların
ku şakların deği-
74) Déh
éhn
nr’
r’daki
daki özgün makalesi
mak alesinde
nde (sayı
(sayı:: 17
17,, Aralık 1981, s. 15-35
15-35,, “Auto
“A utopsie
psie d'u
d'une
ne machine
à laver, la société française face à l’innovation grand public") Yves Straudté, kadınlan bıktıncı
ama gelenekselleşmiş bir ev işinden kurtaran bu alet hakkında yine kadmlann 1965 ile 1970
yıllan arasında gösterdikleri tereddütleri hatırlatıyor.
KUŞAK 211
şiıu
şiıuiyl
iylee ke
kendiliğinden
ndiliğinden ortaya çık çıkan
an dramatiirjid
dramatiirjiden en kaynaklanmış, buna bun a göre
oluşmuş ve eklemlenmiştir. Freud’un neden FFran ran sa’y
sa’yıı psi
psikanalize
kanalize en aler
jik ülke oolalara
rakk ggör
ördü
düğü
ğü bö
böylel
ylelikle
ikle aanla
nlaşılı
şılıyo
yor.
r. O n u n an
antr
trop
opol
oloj
ojik
ik,, ppsi
siko
kolo
lo
jik
ji k ve bireysel ter
terim
imler
lerle
le beli
belirled
rlediği
iği ççat
atış
ışm
m a, ge
gene
neti
tikk ba
bakı
kım
m da
dann d a h a öön nce
den ulusal, politik ve kolektif terimlerle kaydedilmiştir. Coğrafya, tarih,
politika, toplum, gizli ve sürekli bir kuşak boyutuyla sarmaş dolaştır. A
contmrio kanıt: Uzlaşmayla belirlenen ilerlemeler, kuşakların özerklikle
contmrio
rinin onaylanmasında babalar ile çocuklar zıtlığının gözden silinmesiyle
aynı zamana denk gelir.
İkinci neden, Raymond Aron’a göre Fransa’yı ancak devrim yoluyla
reform yapabilen bir ülke haline getiren tutuculuk, arkaiklik, gelenekçilik
le il
ilgi
gilid
lidir.
ir. H er ala
aland
ndaa aaçık
çık olan bu atıll
atıllık
ık ilkeleri
ilkelerin
n evrenselliği ililee gerçek
ger çek
lerin hareketsizliği arasında özellikle çarpıcı bir zıtlık yaratır. Burada da
kuşakların zıtlık içeren şemasının yeni içindeki eski rejim özelliklerinin
sürekliliği içine kaydolmasını sağlar. Bu zıtlık ve bu süreklilik çan kulesi
nin gölgesinde bütün yabancı gözlemcilerin dikkatini çekti; özellikle de
Michel Crozier ile Stanley Hoffmann’m “tıkanmış toplum” ve “cumhuri
yetçi sentez” biçimind
biç imindeki
eki fikirle
fikirlerine
rine karşıl
karşılık
ık olarak
olarak,, altmışlı yı
yılla
lların
rın başın
başın
da, tam da modernite iyi bildikleri ama artık tanıyamadıkları bir ülkeyi
kucağına aldığı sırada “Fransa’nın arayışına çıkmış”75 Harvard’ll incele
meci grubun dikkatini çekti. Belki de demokratik, laik ve kapitalist top
lumda uzun monarşik, Hıristiyan ve feodal geleneklerin içe işlemişliğini
ölçebilmek için onlardaki Amerikan bakışının tamamen etnolojik mesa
fesi gerekiyordu. Onlar bu geleneklere yabancı olduklanndan, ilk olarak
burjuva değerlerinin içinde aristokratik değerlerin devamlılığını ortaya
çıkarmışlardır. Kurtuluş kavrammın haşan kavrammın içine girmesi, kili
senin kutsallığının devletin kutsallığıyla yer değiştirmesi; görevlere ve
kıdeme bağlı ayrıcalıkların korunması, oysa toplum ancak bu ayrıcalıkla-
nn kaldırıl
kaldırılmasıyla
masıyla ku
kurulm
rulmuştu
uştu776; dem
demokra
okrasinin
sinin eşit
eşitlikçi
likçi işlemleri karşısın
da pasif
p asif di
direniş;
reniş; özgürlükt
özgürlükten
en zi
ziya
yade
de güvenli
güvenliğe
ğe ön
önem
em veril
verilmesi.
mesi. Tu
Turg
rgot
ot’’dan
75) St. Hoffman, Ch. P. Kindleberger, L. Wylie, J. R. Pirts, J.-B. Duroselle, Fr. Gogııec, Â
la reclıerc/ıe de la France, Paris, Scuil, 1963. Özellikle Jesse R. Pirts, "ConrimıitS et changement
aıı sein de la France bourgeoisc", s. 265-339.
76) Bkz. François de Closets, Taıjmtrs plus!, Paris, Grasset. 1982 ve Alain Mine, La Ma
chine egaluaire, Paris, Grasset, 1987.
21 2 HAFIZA MEKÂNLARI
KUŞAK 213
3. Hafıza banyosu
Bir hafıza ve tarih karışunı olarak kuşak hep öyledir, hep öyle olmuştur,
ama zaman boyunca altüst olmuş gibi görünen oranlar ve ilişkilerle. En
az soyut, en ço
çokk tensel, zamansal ve biyolo
biyoloji
jikk tarih kavram
kavramıı - “İmdi, İbra
him’den Davud’a kadar olan kuşaklar on dört kuşaktır; Davud’dan Ba-
bil’’e sürgünlüğe kada
bil kadarr on ddört
ört kuşaktır; ve B
Babil’e
abil’e sürgünlükten M esih’
esih’ee
ka d ar on d ör t kuşaktı
kuşaktır”
r” (Matta, 1 .1 -1 7 )-günümüzde
)- günümüzde tarih
tarihse
sell zinci
zincirl
rlen
eniş
işe,
e,
sa f h
hafı
afızaya
zaya en alerjik
alerjik olan
o lan kavramdır
kavramdır..
Bununla birlikte kavramın her yanı tarihle doludur, öncelikle geniş
ölçüde inşa edilmiş, geriye dönük ve sonradan yapılmış bir olgu olduğu
için bile olsa öyledir. Kuşak olayın sıcaklığı içinde bir fışkırma değildir:
Tarihe geçmek için bir belirlemedir bu, bir bilançodur, kendi üzerine bir
dönüştür. N e kkadaradar ““kuşağa
kuşağa öz
özgü”
gü” ols
olsaa da, 68 kuşağ
kuşağıı kendi
kendini
ni ancak solun
düşüşe
dü şüşe geçtiği yılyıllarda
larda kuşak olarak ttanımlayabilmiştir.
anımlayabilmiştir. Dreyfus olayından
on yıl sonra Péguy Notre jeunesse'i (Gençliğimiz, 1910) yeniden ele alır.
Musset “yüzyılın çocukları" adını kullandığında, bu çocuklar çoktan ye
tişkin olmuşlardı. Genç damgası esasen yaşlıların vurduğu bir damgadır.
Ortaya çıktığı tarihini dikkate aldığımızda ise ânmda belli bir zamanı gös
terir
terir - “bu yüyüzzyı
yıll iiki
ki yaşındaydı”.
yaşındaydı”. Kuşak ananın
ının
ın ürünüdür, yenid
yeniden
en anım
anımsa
sa
manın bi birr sonucud
sonucudur. ur. Kendini anc
ancak
ak far
farklı
klılı
lıkk ve karşıtlıkla kavraya
kavrayabil
bilir.
ir.
78) Jean
Jea n Paul-Sartre, On a toujours raison de
de se réiolter, Paris, Mercure de France. “La
France sauvage”, 1974-
2 1 4 HAF
HAFIZ
IZAA MEKÂN
MEKÂNLARI
LARI
79) Péguy, Œuvres en prose, Paris, Pléiade, II. cilt, s. 1309. Bu çarpıcı bölümün
Charles Péguy,
1968 kuşağından bir Yahudi’nin, Alain Finkielkraur’nun kaleminden çıkmış olması kuşaks,ıl
yeniden hatırlama sürecine ait bir özelliktir; bu bölüm yazarın Barbie davasıyla ilgili düşüncele
rinin ilk kısmını oluşturur: Lu Mémoire vaine, Paris, Gallimard, 1989.
KUŞAK 215
80
80)) Philippe
Philippe Béné
Bénéton
ton (a.g.y.)
(a.g.y.) anket sonucunun gerek ankete karılanlann seçimi gerekse
hoşa gitmeyen yanıtların çkanlması nedeninedeniyle
yle nas
nasıl
ıl çarpıtıl
çarpıtıldığını
dığını gös
gösteriyor;
teriyor; örnek olarak EmmEmma a
nuel Berl'in anketini (A contretemps,
contretemps, Paris, Gallimard, 1969, s. 155) ve diğer anketlerin listesini
ve
verir
rir;; bunlardan Agarho
Agarhon'un
n'un anketinden sonra en önemlisi Emile Emile H enriot’nun anketidir
anketidir,, Nisan-
Haziran 1912 Le TemTemj>s
j>s’da,
’da, 19
1913
13'te
'tede
de A quo
quoii rée
réeent
ent les
les jeunes gen
genss başlığı alt
altınd
ınd a yay
yayımlanmıştır.
ımlanmıştır.
Aynı dönemdeki diğer yayınlar: Etienne Rey, La Renaissance de l'orgueil français, français, Gaston Riou,
écoutes de la France, Ernest
Aux écoutes de France, Ernest Psichari, L'Appel des armes. armes. Robert Wohl'un The Génération of
1914 başlıklı bölümü (a.g.y.)
1914 geçer akçe olarak tamamen bu düşünceye dayanmaktadır.
(a.g.y.) geçer
216 HAF
HAFIZ
IZA
A MEKÂ
MEKÂNLA
NLARI
RI
ayırmaktaydı:
ayırmaktay dı: ““Ge
Genç
nç yaymc
yaymcı-ya
ı-yazar
zar Gilbert Sigau
Sigauxx yakınlarda, 1910'a doğru
Agathon anketinin bildirdiğine benzer bir bilinçlenmeyi kendi kuşağı için
de gerçekleştirmenin zamanının geldiğini söylüyordu.” Gilbert Sigaux ile
birlikte çalışan Robert Kanters iki yıl sonra Vingt tırıs en 1951 başlığı altın
da bu anketin sonuçlannı yayımlayacaktır. Bu anket La Table Ronde ve
Aspects de La France arasında derhal bir rekabete yol açmıştır; bu son
yapıtta Michel Braspart (takma adı Roland Laudenbach) ilk kez “liberal
idolle
ido llere8
re811” “ küstahça bak an an”” An toin
toinee Blondin, Jac
Jacqu
qu es LLaure
aurent
nt ve Roger
Nimier'yi
Nimier 'yi bbir
ir araya ggeti
etirir.
rir. An
Ancacakk bu maya ham
hamuru
uru ka
kabartmaya
bartmaya yetm
yetmemiş
emiş
tir. Kuşkusuz o zamanlar sağ fazlasıyla göz ardı edilmiş, bizzat sahneye
çıkam ayac
ayacak
ak kadar iz
izol
olee edi
edilmişti
lmiştir.
r. B
Bernard
ernard FFran
rank’ı
k’ın
n “süvariler ve muha
muhafız
fız
birl
birliği
iği askerleri” nin8
nin822 bu katm
k atmanı
anı ku
kuşak
şak açısın
açısından
dan görün
görünürür kkılması
ılması üüçç yyııl
ve solun Les Temps M odemes'e ilişmesini beklemek gerekti. O zamandan
bu yana kamuoyu yoklamaları, olguyu dar yazar çevresinden çıkardı ve
ona dadaha
ha sosyoloji
sosyolojikk ve bil
bilimse
imsell bir te
temel
mel kazandı
kazandırdı.
rdı. A
Ancncak
ak kuşağın dışa
dışa
rıdan tanımlanmasına ilişkin ilke hep aynı kaldı. Ürün iyi satınca, ifrada
kaçıldı.
kaçıl dı. Çağ
Çağda
daşş toplum ölü doğm
doğmuş uş olay
olayların
ların aktüalitesi haline gelemeyen
kuşaklarla doludur.
Son
So n olarak kuşak hafıza
hafızasısı tarihs
tarihseldir
eldir,, bu kez son de
derece
rece ağır bi
birr anla
anlamm
da, zira en ücra köşesine kadar tarihle yüklüdür. Daha iyi bir ifadeyle:
Altında ezilmiştir. Bir kuşak olunduğuna dair bilincin edinilme anlan,
erişilmez
erişilmez yüksekliği
yüksekliğiyle yle üstünüze üstünü
üstünüze ze gelen ve büyüklüğü vvee tra
trajik
jikli
li--
ğiyle elinizi kolunuzu bağlayan kesif bir tarih önündeki umutsuzlukla, bit
kinlikle doludur. Romantikler için Devrim; “yüzyıl sonu" kuşakları için
bütün
bütü n XIX
XIX.. yyüz
üzyı
yıl;l; otuzl
otuzluu yıllann kri
krizz ve sav
savaş
aş kkuşa
uşaklan
klan içi
için
n Büyük SSav
avaş
aş;;
Kurtuluş83 sonrası kuşaklar II. Dünya Savaşı; 68 ve sonrası kuşaklar için
yine
yine Devrim ve hi hiçç yapmadıkları
yapmad ıkları on
onca
ca sa
savaş
vaş.. Bitmiş, geçip gitmiş ve ge
geriy
riyee
81) Bakımı, Marc Dambrc, Roger Nimier, hussard du demi-siècle, Paris, Flammarion, 1989,
s. 253.
82) Bernard Frand, “Hussards et grognards”, Les Temps modernes, küçük kitap olarak
basılmıştır, Paris, 1988.
83) Buna ilginç bir örnek: Armand Petitjean'm 1939’da “silalı altına alınabilecekler" konu
sundaki başyazısı Courrier dergisinde yayımlanır, daha sonra Combats'da da basılmıştır, Paris,
Gallimard, 1941.
Soğuk savaştaki komünist güdüm hakkında iki ömek; Emmanuel Le Roy Ladurie, Puris-
Montpellier P.C.-P.S.U. 1945-1963, Taris, Gallimard, ve Maurice Agulhon, “Vu des coulisses",
Essais d'e
d'ego-h
go-histo
istoire .g.y.,., s. 20 vd. Üçüncüsü biraz daha sonra: Philippe Robrieux, Notre géné
ire,, aa.g.y
ration communiste, 1953-1968, Paris, Robert Laffont, 1977.
KUŞAK 217
2 1 8 HAF
HAFIZ
IZA
A MEK
MEKÂNL
ÂNLARI
ARI
KUŞAK 2 1 9
220 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂNLA
MEKÂNLARI
RI
Bu noktaya ge geldiğ
ldiğimizde
imizde kuşağın katettiği güz güzerg
ergâhı
âhı ve bütün m etabo
etab o
lizmasını ölçebiliyoruz. Şimdi elimizde aynntılı bir takımın bulunduğu bu
kuşaklann
kuşakla nn ampirik incelemesinin yapı yapıldığ
ldığıı tarihsel, demografik ve zihinse
zihinsell
tanımlamala
tanım lamalarr yelpa
yelpazesi
zesi ttoplumsallık
oplumsallık alanın
alanınıı iy
iyice
ice kavrıyordu. BuBugün
gün tan
tanım
ım
lama hayaletinin kuşağı saf sa f bir zamansal bölümleme, toplumsal etmenin
yiikseli
yiiks eliğini
ğini beli
belirtip
rtip kutsay
kutsayanan değişim tsavvtsavvurun
urunaa özgü bir tartarzz haline get
geti
i
ren hafız
hafızaya
aya odaklanmıştır. Z Zaten
aten Toc
Tocque
queville
ville de demo
demokrasi
krasi zamanların
zamanlarında da
daha fazla rol oynamaya sevk edilen yaşın düzenleyici ve sınıflandıncı
ilkesin
ilk esinii tamı tanım
tanımaa belirtmiş
belirtmişti;ti; bu dem
demokra si zamanlarında "benzer kavra
okrasi
mı” aristokratik zamanlardakinden “d “dah
ahaa az karanlık”tı
karanlık”tı,, ama bu zamanlar
“her insana atasını unutturup soyunu ondan saklayarak" “insanın duygu
bağlarını hem dağıt”mış “hem de daralt”mıştı88. Çağımızdaki bu kesitle-
meyee öözgü
mey zgü kategorinin m merkezdek
erkezdeki, i, am a nnihayetinde
ihayetinde mütevazı yerini da daha
ha
iyi
iyi resmedenl
resmedenleyiz.
eyiz. Bu kateg
kategoride
oride yaşın antro
antropolo
polojik
jik genişli
genişliği,
ği, çağ
çağın
ın dinsel-
li
liği
ği,, yüz
yüzyıl
yılın
ın tarihsel saygınlığ
saygınlığı,ı, çağ
çağın
ın ya da dön
dönem
emin
in renk ve boyut zen
zengin
gin
liği yoktur. Bireysel ile kolektifle yaptığı karışım, bunlardan ilkinin psiko
lojik derinliğini diğerininse ifade giicüllüğünü ortadan kaldırır. Kuşkusuz
bilinçdışı
bilinçdışı gibi sonu gelmez bir olgu ve on
onun
un gib
gibii büyül
büyüleyici,
eyici, am
amaa yine onu
onunn
gibi güdük, zayıf ve tekrara dayalı. Herkesin bizzat kendisinin tarihçisi
olmaya yöneldiği bu sürekli değişiklikler dünyasında, kuşak, hafızasını
tarihe dönüştürme
dönüştür me tarzl
tarzlarının
arının en içgüdüseli haline ge
gelir.
lir. İşte
İşte budu
budurr kuşak:
Bireyin tarihi nesneleştirmesine ait, kendiliğinden oluşan ufuk.
A nc
ncak
ak kavram a şimdi ve bu
burada
rada güçlü güncel
güncelliğ
liğini
ini ve açıklayıc
açıklayıcıı ffazi
azile
le
tini kazandıran şey, savaştan beri ikiy
ikiyee katlanmış
katlan mış bir tarih bilincini yaşayan
Fransa’nın çok özel durumudur. Yani bu durum bir yandan meselelere
ağır tarihsel yükler bindirmiş, bu yüzden Fransa Avrupa’daki herhangi
başka bir ülkeden daha ağır bir tarihe sahip olmuştur; ayrıca dünya tari
hine karşı derin bir kayıtsızlık yaşamış, bu ise Fransa’yı kendi tarihsel
deneyimini geveleyip durmaya itmiştir. Olgu tektir, karmaşıktır ve öyle
özeldir
özeldir ki bunun birbi
birbiri
ri içine geçm
geçmiş
iş ölçülerini almak,
alm ak, bağ
bağlarını
larını belir
belirlemek
lemek
gerekir.
Kesitlere hızla bakalım. Savaş: Fransa bütün ülkeler içinde savaştan
yarı galip yarı mağlup çıkacak tek ülkedir. İngiltere ölümcül tehlikeden
88 ) Alexis de Tocqueville,
Tocque ville, De la démocratie en
démocratie en Amérique,
Amérique, Paris, Gallimard, 1961, II. cilt, II.
kısım, II. bölüm: “De l'individualisme dans les pays démocratiques", s. 106.
KUŞA
ŞAK
K 221
ların
ların sonuçlarına ve yansımalar
yansımalarına
ına manız kalmışt
kalmıştır
ır sade
sadece:
ce: O nu tastamam
2 2 2 HAF
HAFIZ
IZA
A MEKÂNLAR
MEKÂNLARII
KUŞAK 223
mesidir.
kendi Bu tarihini
kuşak zamandayazmalı.
ve bu yerde. Oyun
Peki ama devam
böyle ediyor ve herçiğkuşak
bir takımyıldızın da
ışığının
ulaşması için sonraki tarihler ne kadar zaman beklemeli?
226 HA
HAFI
FIZA
ZA MEK
MEKÂNL
ÂNLARI
ARI
Anma olgusunu ilgi odağı yapmış bir araştırma ile anma saplantısına
tutulmuş tarihsel ân arasında bir bağ vardır aslında. Bu Mekânların, art
arda anma törenleri dönemine giren Fransa'da gün ışığına çıkacağını
dikkate almamak olur mu?
Kuşkusuz olgu Fransa’ya özgü değildir. Olgu, kendini tarihsel olarak
bilen, yani insanların kurucu özgürlüğü temeli üzerinde inşa edilmiş ve
herhangi bir tanrısal iradeyle yönetilmeyen, ayrıca tarihlerindeki büyük
ânları Hıristiyanlıktaki anma törenlerinin yerine koymuş toplundan ilgi
lendirir. Ancak Fransa bu olguya bir yoğunluk kazandırmıştır; bu yoğun
luk
luk rasgele birzam
birzamandizinin
andizinin işişii değil,
değil, daha
dah a ziyade
ziyade ülkenin
ülken in tarih repertuva-
rımn zenginliğine, devrimci kopmadaki köktenciliğe ve ülkenin kendini
büyük tarihten çıkmış gibi
gibi hissetmesi nedeniyle mahkmahkûm ûm oldu
olduğu
ğu o haf
hafiz
iza-
a-
sal tekrarlara bağlıdır.
bağlıdır. Yalnızca birinci cilt (1984) il ilee bu son ciltler (1992)
arasında kalan süreyi alırsak, her yıl görkemli ya da sönük bir kutlamayla
geçmiştir: Nantes Fermanı’nın yürürlükten kaldırılmasının üçyüzüncii
yıldönümü, Halkçı cephenin ellinci yıldönümü, Capet hanedanlığının
bininci
bini nci yıl
yılıı, Mayıs 1968’in yirmi
yirminci
nci yıl
yılı,ı, general De Gau
G au lle
lle’ün
’ün doğumunu
doğum unun n
yüzüncü yılı. Bunlar sadece ulusal boyutlu ya da nitelikli gösterilerdir; her
yı
yıl,l, her ay zor
zorunlu
unlu ya da yapay yıldöııümlerini
yıldöııüm lerini peşisıra
p eşisıra sürükley
sürü kleyipip getirirler.
getirirler.
Elbette eşzamanlılık rastlantısal değildir. Artık'“hafıza yerleri” haline
gelmiş çağdaş anmalar olan Hafıza Mekânları anmalara doymuştur: So
nuçta ikisi arasında bir yakınlık oluşturmak gerekir. Her bir büyük ulusal
anmayı layık olduğu hiçimde incelemek, bir yığın girişime konu olmuş
olsa da henüz emekleme çağındaki anmayla ilgili kuramsal düşünüşe
katkıda bulunmak için değil; bu Mekânlar’m doğum yerlerini, bunları
aşan ve götüren, adların taşıyacakları çağ hareketini kavramak içindir.
Tarihii ken
Tarih kendi di tari
tarihleri
hlerini
ni de içerecek kadar
ka dar uzun olan tarihtarih kitapları
kitapları ende
enderr
dir. Bu kitap böyle bir şansa sahip1.
A NM A TÖRE
TÖRENL
NLER
ERİİ ÇAĞ
ÇAĞII 2 2 7
bir anma modelini ifade eden İkincisi atlatılacak bir olgu değildir, ama
ayın zamanda yönetimi de zordur; bilerek anmanın ortaya çıkardığı yeni
zorluğu gösterir; irade dışı ve hatta bilinçdışı olan, denetimi imkânsız
birinci anma, tam aksine, anma olmaksızın harekete geçmenin imkân
sızlığını gösterir.
Devrim’in ikiyüzüncü yılı töreni, onu anma töreni haline getiren
getiren n
nite
ite
liklerini sergilemeye gereksinim duymaz. Bizzat olguyu bugün bizim ver
diğimiz anlamıyla icad eden bizzat Devrim değil midir? Burada Mona
Ozou
Oz ouff Bast
Bastille’i
ille’in
n alını
alınışını
şını anma isteğ
isteğinin
inin olayı
olayın
n hemen ertesinde ortaya
çıktığını
çıktığ ını hatırlatıyor. Péguy’e gelince: “ 14 Tem m uz bizza
bizzatt kendi içinde
bi
birr anma töre
töreni
ni olmu
olmuştur”
ştur”.. Ayrıca ulusal anma törenl
törenleri
eri arasında tekrar
landıkça
landı kça --an
an m a töre
törenin
ninii kutlamadan ayıran
ayıran şşey
ey - değer kazanan
kazanan bir tek
anma o değil midir- erişilecek yüzüncü yıl kutlama modeli, kaçınılacak
yüzellinci yıl kutlama modeli2? Yine mesafe bilinci ile bu mesafeyi orta
dan kaldırma isteği arasında, şölensi içtenlik ile onu düzenleyen kurum
arasında, durağ
durağan
an bir koruma ile geleceğe açılım
açılım arasında, il
ilet
etiye
iye sadaka
sadakatt
ile onun şimdiki zamana uyumlulaştırılması arasındaki geıilimlere,
çelişkilere tam bir zemin hazırlayan da o değil midir? Nihayet, Capet
hanedanlığının bininci yılı tam bir karşıcı ikiyüzüncü yıl kutlaması, De
Gaulle yılı bir düşüş ve Nantes Fermam’nın iptalinin üçyüzüncü yılı da
bir tür önceleme olduğu için, hem geriye hem de ileriye doğru, bütün
ulusal kutlama tekrarlannın işleyişi ona bağlı değil midir?
Bununla birlikte bunlar arasında ister istemez anmacı hafıza impara
torluğunu temsil eden elbette Mayıs 1968’dir. Bu olaydan sonra, herkes
devrimci eylem bakımından, Hegel’in anladığı anlamda, kanla yazılan
2) Bkz.
Bkz. özellikle,
özellikle, bu eserde, Pascal Ory, “ Le centenaire centenai re de la Révolution française", Les Les
de mémoire
lient de mémoire,, 1. Q ua rt rto,
o, La Répufelique; aynı şekilde, "Le cent cinquantenaire ou comment
s'en débarrasser", Jean-C laudelaud e Bonnet ve Philippe Roger yönetiminde, La Légende de la Révolution
la Révolution
«u XXe siècle,
siècle, Paris, Flamma
Flam marion
rion,, 1988; bunu
bu nunn yanı sıra Une notionnotion pour mémo
mémoire,
ire, 1889, 1939,
1939 ,
1989, trois jubilés
trois jubilés révolution
révolutionnaire s, Paris, Presses de F.N.S.P., 1992. Devrim’in İkiyüzüncü yılı ve
naires,
anma törenleri üzerine kaynakça: liıdletin trim
liıdletin tr imes
estr
trie
iel.l. Institut d’histoire du temps présent (I.H.T.P
(I.H .T.P.),
.),
sayı: 49, Eyliil 1992.
2 2 8 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂNL
MEKÂNLARI
ARI
Zıtlık
Zıtl ık bununla
bununla kalmaz.
kalmaz. Mayıs 1968 her tür gerçek anmanın
anm anın sahip
sah ip oldu
oldu
ğu özgöndergesellik eğiliminin karikatürünü temsil ermeye kadar gider,
İkiyüzüncü yıl ise tarihsel yığılma eğilimini temsil eder. 11 haziran 1968
günü “Jéricho”
“Jéricho ” operasyonunun
operasyonunu n son göstericileri
göstericileri O .R.T
.R .T.F
.F.. kalesinin etrafın
da dönerken kendilerine sıcağı sıcağına Seuil tarafından basılan Le Petit
livre noir des journé es de mai (Mayıs günlerinin küçük kara kitabı) satıl
journées
maktaydı. “Gösteri toplumunun” yükselişiydi bu, oysa “Mayıs olayları”
açıkça bu toplumdan kopmayı düşünüyordu. Burada kendini kutsama
boyutu ile kendi kendini tarihselleştirme boyutu birbirinden ayırt edile
memekteydi. Olay kendi içinde bir olaydı; onu ifade edecek tek sözcük
tü bu. Tastamam tarihçi çözümlemesinin şaşırtıcı eksikliği ve bu gizemi
çözmenin zorluğu buradan ileri gelir; etmenlerin periyodik olarak, özyaşa-
möykiilerini yazdıkça, kendi kendilerini dinlemeleri de buradan ileri ge
lir. Mayıs 68 “kendi yetersizliği” içine ne kadar kapandıysa, sırf hafıza
olarak çoğalmaya ne kadar mahkûm olduysa, kamusal ve ulusal sahneye
açılması ne kadar engellendiyse on yılda bir yapılan kutlamaları siyasi
açıdan o kadar kötü zamanlara rastlamıştır3: İlki, 1978 yılındaki, solun
düşüşünün hemen sonrasına ve ortak programlı seçimlerin büyük coşku
sunaa rastladı; İkincis
sun İkincisii 1988 yılında, henüz iktidardaki sağ parparti,
ti, 1968’den
3) Bk
Bk:.:. Jean-Pierre Rioux, "A propos des célébrations nationales du mai français", Vin
Vingtièm
tièmee
Siècle, revue d'histoire, sayı: 23, Temmuz-Eylül 1989, s. 49-59.
AN M A TÖRE
TÖRENL
NLER
ERİİ ÇAĞI
ÇAĞI 2 2 9
rinin gerçek kutlamasına dönüştüğü Devrim’in ikiyüzüncü yıl kutlama
ları hazırlıkları arasında parçalanmış bir zamana denk geldi.
İkiyüzüncü yıl kutlamalarıysa, aksine, taşımakta güçlük çektiği bir
tarihin yüküyle soluk soluğa kalmıştır. 1985’ten itibaren “Fransız Devri-
mi’ni
mi’nin n kutlanıp ku
kutlanam
tlanam
lerle sorulagelmiştir'*. Anmaayac
ayacağı”
ağı” sorusu,
töreninin büyükcevabı
bir bölümüaçık hale getir
getiren
bizzat en terim
amtıa töreni
üzerine tartışmayla geçti. Bunun doğuştan getirdiği zayıflık bizzat kendi
anlamını aramaya girişmesi olmuştur; birbiri ardına gelen üç başkan, bu
arada bizzat Cumhurbaşkanı bu anmalara farklı anlamlar vermişlerdir’,
çünkü
çün kü bunlardan
bun lardan hiçbir
hiçbirii baskın değildi; zay
zayıfl
ıflığ
ığı,ı, tarihten
tarih ten bbaşk
aşkaa bir yolla vvee
hafif arkaik cumhuriyetçi şebekelerin seferber edilmesi haricinde, elli ve
yüz yıl ön
önce
ce hâlâ ca
canlı
nlı olan, devrimci hafızanın m militan
ilitan sıcaklığını ve siirü
siirük-
k-
lcyiciliğini bulamamış olmasıdır. İşte bibioculuğun kaynağı budur: Nazlı
nazl
na zlıı yükse
yükselen
len balon (O cak ayında), semp
sempatik
atik özgür
özgürlük lük ağaçlarının diki
dikimi
mi
(Mart ayında),
ayında), an animasyo
imasyonlar-parodiler,
nlar-parodiler, Versail
Versailles’
les’da
da Etats générau
généraux’nu
x’nunn
açılışı (Mayıs ayında), Tuileries’de turistik, Valmy’de sanatsal gösteriler
(Eyl
(Eylül
ül ayı
ayınd
nda)-
a)-,, bu
bunlar
nlar aslınd
aslındaa öneml
önemlii ân
ânaa sah
sahip
ip olmayan
olmaya n bir yılı
ılın
n kararna
kararna
meylee kabul ed
meyl edilen
ilen önem
önemli li ânland
ânlandır.
ır. İkiyüzünc
İkiyüzüncüü yyııl ku
kutlama
tlamaları
ları yapılı
yapılırken
rken
her tür şanssızlığı yaşamıştır. Başbakan olan Paris belediye başkanının
düşmanlığı; evrensel sergi düşüncesinden vazgeçmeye zorlayan ve kutla
maları daraltan bir başbakanla siyasi şanssızlık; kutlama komisyonun iki
başkanın arta rt arda öl
ölümü
ümü ve üçüncü başkanın ço çokk az zamanı kalması nede
niyle durumdan kaynaklanan şanssızlık; herkesçe kabul edilmesine karşın
durağan
durağ an venedeniyle
gulanması sonuçsuz bi bir
r odaklam
odaklamayla
ideolojik birayla sadec
sadecee insan
şanssızlık; h
hakları
nihayet akları mesajının
ve özellikle vur
Berlin
Duvan’nın yıkılması ve Tiananmen meydanındaki olayların Bastille’in
almışını tamamen dışlayıcı bir tersyüz oluşa maruz bırakmaları nedeniyle
ortaya çıkan şanssızlık. 14 Temmuz’da, televizyon sayesinde ikiyüzüncü
yıl kutlama törenler
törenlerinin6
inin6 en önemli görüntü
görüntüsü sü olarak kala
kalacak
cak olan Gou
Goudede
resmi
res mi geçidi sayesinde açığın son aand ndaa kapatılma
kapatılmasısı pek iş
işee yaramamışt
yaramamıştır;
ır;
kuda
ku dam
m an
anın
ın tarihi
tarihi,, solun iktidara ggeli
elişiyl
şiylee oluşan en başta
baştaki
ki büyük hevesi
hevesinn
2 3 0 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNLAR
MEKÂNLARII
ustac a makyajlanm
ustaca makyajlanmış ış sürekli bir dü
düşş kırıkl
kırıklığı
ığı ola
olacak
caktır7
tır7.. A n ca
cakk iki
ikiyüzün
yüzüncücü
yıl kendi tali
talihsizli
hsizlikleri
kleri içinde yine de beklenmed
beklenmedik ik bir şan
şansasa sa
sahip
hip o laca
la cak
k
tır; anmayı gerçekleştiren etmenler arasında bir tarihçinin bulunmasıdır
hu şans; bu tarihçiye göre “ayna etkisini aşırıya vardırmadan ikiyüzüncü
yılın hazırlanıp gerçekleştirilme biçiminin olayın ötesinde gelecekte top
lumun, siyaset
siyasetin
in ve X X . yü
yüzy
zyıl
ıl sonund
son undaa Fran
Fransız
sız kültürün
kültürünün ün durum
durumuu hak
kında değerli bilgi
bilgiler
ler verebileceğ
verebileceğineine kuşku yoktur8
yoktur8”. ”. Jea
Jean-n-N
N oe
oell Jeaıın
Jeaıınen
eney
ey
eksiksiz, iyi sınıflandırılmış ve derhal işlenebilecek arşivler kurma çaba
sını ikiye katladı. “Seksenli yılların Fransa’sını anma aynasında9” irde
leyecek bir anketçi ekibi işe başladı bile; bu ekibin çok eksikliği çekilen
geçmişle ilgili tarihsel derinlik ve yoğunluğu elde edeceğine hiç kuşku
yok. Tarihi tarih için hiç olmadığı bir olay haline gelecek İkiyüzüncü
yıl’ın tuhaf yazgısı.
Böylece çağdaş
destekleyip anlama
düzenleyen ikialanını
kavramakutuplaştıran
bağlayan ikivemodel,
üstelikiki herarketip
birini var:
onu
Yüzüncüü yyıl
Yüzünc ıl -İkiyü
-İkiyüzünc
züncüü yyıl
ıl bu
buna
na gönderme
gönderm e ya
yapp a r -v e kkuu şak
şa k —Mayıs 1968
de bütün pozitifliğini10 ona vermiştir. Bir insan yaşamının törensi ama kısa
süresi içindeki mekanik ve yansız bir birlik; yaşanmış zamana biçim ve
anlam veren varoluşsal keşideme. Aslında yüzüncü yıl yüzyıllık ihtişamı
içinde, çarpımları ya da alt çarpımları yoluyla takvimin bütün aritmetik
buluşma noktalarını hükmü altına alır. Yalnız kuşak, aynı tarihin çevresin
de zorunlu kıldığı çoğulluk yoluyla buluşmayı canlandırır. Bu iki zamansal
gereç olmadan
olmadan,, bunları
bunların n çakışması olmad
olmadan,
an, güncel anm anmaa prog
programlar
ramlarının
ının
yoğunluğunu ve sürekli yükünü dikte ettirecek anma töreni yoktur. Ger
çekten de yüzüncü yyıl ıl sözlüklerin
sözlüklerin tam olar
olarak
ak III.
III. Cum hu huriye
riyetin1
tin111 ilk
ilk yı
yılla
lla
AN M A TÖRENL
TÖRENLERİ
ERİ ÇAĞ
ÇAĞII 23 1
(1868) Le Dictionnaire
Dictionnaire polititjue'i "yıl dönümü” başlığı altında “yüz yıl kutlaması” açıklaması
yapar ki bu son başlık bu sözlükte yoktur. Aynı şekilde Bertheloı’nıın Grande
Grande Eneyeliıpıidie’si
“büyük olayların yüz yıl dönümü kutlamasının âdet haline geldiğine" dikkati çekerek "Yüzüncü
yıl dönümü” başlığını taşıyan iki sütunu demografik sorunlara ayırır.
12) Bkz. Daniel Milo, “A la recherche du siècle", Trahir le le temps (histoire)'ın 1. bölümü,
Paris. Les Belles Lettres, 1991.
13) Ernest Renan, "Réponse au discours de réception de Jules Claretie à l’Académie fran
çaise", 21 Şubat 1889.
14) Kültürel anma törenleri için özellikle bkz. William M. Johnsran, Posı-ınodemisme el el
Bimillenuıre, le culte des anniversaire dans la
la culture contemporaine, Paris, P.U.F., 1992.
2 3 2 HAF
HAFIZ
IZA
A MEK
MEKÂNL
ÂNLARI
ARI
altındakive kilisenin
devrim sözcüleri
insan hakları geliyor.
ilkeleri
ilkeleri adına Bunlar
adın a talep edikendi
yorlar.anma
ediyorlar. Klasikhaklarını yine
model bbaştan
aştan
ayağa bir düzene ve bir sıraya dayalıydı. İşte bu düzen ve bu sıra bozuldu,
15) Bkz. Mo
Monana Ozoııf, La Fête révolutionnaire, 1789-1799,
1789-1799, Paris, Gallimard, 1976: aynca
bkz. Olivier İlil, La citoyenneté
citoyenneté en
en fête
fête;; célébrations nationales et intégration
intégration politique
politique dans
dans la France
France
républicaine de 1870 à 1914,
1914, E
E.H
.H.E
.E.S.
.S.SS iezi.,
iezi., 199
1991,
1, çok
ço k sayıda
sayıda gr
grafik
afik içermektedir.
içermektedir.
AN M A TÖ
TÖRE
RENL
NLER
ERİİ ÇAĞ
ÇAĞII 2 3 3
bunun yerini
yerini çok sayıd
s ayıdaa merkezi olmayan girişi
girişim
m aldı; bu girişimlerde
girişimlerde ise
medyatik, turistik, eğlencelik ve ödüllendirici veçheler
veçhe ler bi
birr araya toplanmış
durumda. Artık anıtsal yapılar yok, heykel saplantısının çağı geçti, artık
ulusal alanın
alan ın tam
tamamamınd
ında,
a, gruplanıl
grupla nıl ve bireyl
bireyleri
erinn özgül girişimlerine
girişimlerine kaykayıts
ıtsız
ız
kalan, aynı anda, aynı ritiıeller, aynı kortejler kalmadı; artık kuşaklara
özgü tören alaylanna saygı duyuluyor. Artık ortak kimliğin onaylandığı
ve kutlama zihniyetinin ifadesini bulduğu yerler okul, yani geleneksel
aygıtın
aygıtı n merkezi
merkezi gereci, kamusa
k amusall alanlar,
alan lar, canlılığı gittikç
gittikçee düşe
düşen n 11 Kasım,
14 Tem
Te m m uz ve diğer 1 M ayıs1 ay ıs166 ritüelleri değil,
deği l, televizyondur,
televizyond ur, müzelerd
m üzelerdir,ir,
C ae
aenn anıt müzesi ve Peronne
Peronn e tarih
tarih müzesidi
müzesidir, r, ayrıca
ayrıca bu am açla oluşturul
muş dernekler, bir yığın tiyatro temsili, müzikal ve folklorik gösterilerdir;
çağımızdaki anmaların
anm aların ik ikii temel direği
direği hep vardır; m mutlak
utlakaa bir ser
sergi
gi düzen
lenirr ve mutlaka
leni mu tlaka bibirr kolokyum yapılıyapılır.
r. “V ata
atan
n minne
m innettard
ttardır”
ır” sürekliliğ
sürekliliğini,
ini,
aşkın soyutluğunu
soyutluğun u yitird
yitirdi.i. Bu ifade yeri
yeri geldiğinde tannla
tan nlaştın
ştınlan
lan kişilerden
kişilerden
çok (René
(Ren é Cassin
Cas sin 1987’de,
1987’de, Jean
Jea n Monnet
Mon net 1988'de, Rahip
Rah ip Grégoire, Monge
ve Condorcet 1989’de) belli alanlardaki ve anlık kahramanlara, Coluche
ya da Paris-Dakar kurbanı Daniel Balavoine’a yönelir. Bu minnettarlık
kutlama töreni, resmi onur atfı, kamusal kutsama etkinliklerinden ziyade
bunlann
bun lann sahne
sah nesel
sel ve dram
dramatik
atik bileşkelerini ku kullana
llanann büyük seyirl
seyirlik
ik yayın
yayın
larda ifade edilir. Dönemin anlayışmı en güçlü biçimde gösteren anma
töreni için Puy-du-Fou’ya bakmak gerekir17. Her şey vardır orada: bir Ge
nel Konsey
Kon sey başk
b aşkanm
anmın,ın, Philippe
Philippe de Villiers’nin resmi akım karşıtı girişi girişimi,
mi,
güçlü bir inançla bağlı olduğu kırsal-Hıristiyan amentüsü; artık yitirdiği
miz bir dünyanın tanığı örnek bir Vendée’li dramatik kesitlemeli karşı-
tarihini
tari hini sergiler;
sergiler; bu, tarihöncesine
tarihönc esine ““ses
ses ve ışık” gönderen
gönder en barutlu, desibe
desibelli
lli
ve laze
lazerl
rlii başdön
başdöndürü
dürücü
cü bi
birr sahneleme; bunlann
bunlan n hepsi geniş bir
bir dernek ve
dostluk şebeke
ş ebekesine
sine eklemlenmiş
eklemlenm iş ayinsel
ayinsel bir katılımcılık
katılımcılık içinde
içinde olup bitmiş
ti
tirr. So
Sonu
nuç: ç: 1978’de
1978 ’de Gisgard
Gisga rd d’Estaing’in
d ’Estaing’in resmi
resmi ziyareti
ziyaretinden
nden bu yana yıld
yıldaa
iki yüz ilâ üçyüz bin arasında ziyaretçi. Genç Augustin Thierry’nin “Plıara-
mond, Pharamon
P haramond, d, kılıçla
kılıçla mücadele verdik!”
ver dik!” diyer
diyerek
ek coştuğu
coştuğ u kolej
kolejin
in tek
düzeliğini
düzel iğini hâlâ koruyor saysayıl
ılmay
mayız.
ız. Gerçek
Gerç ekte,
te, gelenek
gele neksel
sel model kınlmıştır.
kınlmıştır.
2 3 4 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNL
MEKÂNLARI
ARI
ya eklemlenebilecek
savaşlarını tekil herhangi
başlattı; bunlann birulusal
her biri olay olmamıştır18.
temsiliyetten Kurtuluş
paylarını hafıza
yasal
olarak talep ettikleri için daha da çetinleşti. 1945’teki De Gaulle’cü ve
komünist vaat buna çarpıcı bir örnektir. I. Dünya Savaşı hafızası büyük
ölçüdee birle
ölçüd birleştiri
ştirici
ci olmuştur: Vichy
V ichy’den
’den sonra Pétain hatı
hatırası
rası bile Verdu
Ve rdun
n un
bütün bir ulusun simgesi olarak kalmasına engel olamamıştır. 11. Dünya
Savaşı yer yer bölünmelere neden olur, hatta tek ve tartışmasız bir zafer
tarihi
tarihi bile
bile verilememiştir,
verilememiştir, çünkü
çünk ü Kurtulu
K urtuluşş her yerde
yerde aynı anda
an da olmamıştır
olm amıştır
ve 11 Kasım tarihli ateşkes ile de Gaıılle un buna tercih ettiği Jeanne
d’Arc bayramı arasında belirsiz bir yerde duran 8 Mayıs asla yerini bula
madı. Ancak 1975’te Valéry Gisgard d’Estaing tarafından kaldırılması
eski muhariplerin doğrudan ve etkili tepkilerine neden oldu. Bu artıştan
kısmen sorumlu
sorumlu olan bu anma
anm a politikası bütün sistemi değiştirmiş
değiştirmiştir
tir:: A n
maları laikleştirmiştir, demokratikleştirmiştir, gösteriye yaklaştırmıştır19.
Ters yönlere sahip iki sonuç: Bir yanda anmanın düzgüsii ve anlamı özel
grupların, partilerin, sendikaların ve demeklerin eline geçmiştir ve bu,
bi
bizza
zzatt törenin
törenin düzenlenişinde yaratnkları bütün
bü tün iç muh
m uhalefetle
alefetlerve
rve kaçınıl
maz itirazlarla birlikte -çünkü her ayrıntı bütünün anlamını etkiler- ol
muştur; diğer yandan, bunun aksine ulusal gösteri, bir grubun birliğinin
militancadönüşmüştür.
birliğine ifadesinden ziyade
ziyDevrim’in
ade demokrasi
dem okrasi içindeki
yüzüncü bütün gruplann
yılı cumhuriyet çatışmalı
ç atışmalı
ailesinin bağ
larını sıkılaştırmak için bir fırsat olmuştu; ikiyüzüncü yıl ise bütün siyasal
ailelerin ifade yeri haline gelmiştir. V. Cumhuriyet’in düzenekleri olguyu
iyice vurgulamıştır: En resmi olumlamalarında bizzat ulusal hafıza sahip
lerinin ve üst memurlarının elinde sadece siyasal bir anlama bürünebilir.
19588 yılında
195 yılındann sonra bile
bile De
D e Gau
G aulle’cü
lle’cü anm a ne denli ulusa
ulusall ve vatan
va tanpe
per
r
ver olmaya meylet
meyletse
se De Gaul
Ga ulle’cü
le’cü sahiplenişten kurtulamamıştır:
kurtulamamıştır: Örneğin
Ö rneğin
Valérien tepesine ele koyma bunu gösterir. François Mitterand’ın yedi
yıllık görevine Schoelcher, Jaurès ve Jean Moulin’in mezarlarına ziyaret
ederek,
ederek, bu arada Jouy-e
Jou y-enJo
nJo sas’daki Léon
Lé on Blum’un
Blum ’un mezannıözel bi
birr ziy
ziyar
aret
et
için
için ayırarak başlam ası, görevi üstlendiği 1987 den bu yana Pétai
P étain
n in me-
me-
18) Bkı. La Mémoire des Français. Quarante ans de commémoration de la Seconde Guerre
moiuliale, l.H.T.P kolokyumu. Pans, C.N.R.S yayım, 1988; Gérard Namer. Batailles pour la
mémoire, la commémoration en France 1944-1 982, Paris, S.P.A.G., Papyrus, 1983.
19) Bkz. La Manifestation, Pierre kabre yönetiminde, Paris. Presses de la P.N.S.P., 1990.
AN M A TÖR
TÖREN
ENLE
LERİ
Rİ ÇAĞI
ÇAĞI 2 3 5
236 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNLAR
MEKÂNLARII
bir örnek:
lerine konu Buolan
yyıl
ıl ölümünü
ölüm ünün
Montaignen dörtyüzünc
dörtyüzüncü
için hile ü1892’de
yyıl
ılıı do
dolayısıy
layısıyla
la şaşaalı
üçyüzüncü yıl,an
anm m a ttören
1933’teören
de
doğumunun dörtyüzüncü yılı vesilesiyle herhangi bir şey yapılmamıştır.
Peki ya Stendhal’a ne demeli, o çok etkin Stendhal Dostlan Demeği bu
yıl ölüm
ölümünü
ünün n yiizel
yiizellin
linci
ci yyıl
ılıı nedeniyle
n edeniyle gösterişli tö törenler
renler yaptı; ööte
te ya
yanda
ndann
dahaa on yyıl
dah ıl öncesin
ön cesinde
de bile değil, J 98 9833 yılında da aynaynıı şekilde doğum unu ununn
ikiyüzüncü yılını kutlamıştı. Ancak bu olgunun en çarpıcı olduğu alan
özellikle sanat alanıdır. Retrospektifler, özellikle sanatçının ölümünden
hemen sonra, özel galerilerde anma sergileri hiç de azımsanacak kadar
değildir. Altmışlı yıllardan bu yana yeni olgu, müze kuruntunun gelişme
siyle ve yeni konservatör kuşağıyla birlikte hir ritüel haline gelen bu olgu
yüzüncü ya da ikiyü
ikiyüzüncü
züncü vvıl
ıl vesilesiyle büyük ulusal müzelerdeki kkut utlam
lamaa
lardır. En son tarihlisi: Géricault, Vouet, Seurat. Kural hemen hemen
geneldir: Hayali müzenin sürekli açık yelpazesinde, anma töreni bir terci
hin belirtici
belirticisi,
si, neredeyse olası tek işareti, entelektü
entelektüelel ve bilimsel bi
birr çalış
ma programının aracı haline gelmiştir21.
A nm a töreninin bizbizzat
zat dinamiği yön değiştirmişti
değiştirmiştir,
r, hafıza
hafızaya
ya dayalı mmoo
del tarihsel modele ve onunla birlikte, önceden kestirilemez ve değişken
geçmişin her tür değişik
değişik kullanımına üstün ge geli
lir.
r. Geçm
Geçmiş,
iş, organik, tartış
20) Michelct'nin
Michelct'nin (1898
(1898),
), Victor Hugo
Hugo’’mın (1902), Edgar Quinet'nin (1903
(1903),
), Lamarrine'
Lamarrine'in
in
(1920, Mcdi
Mcditati
tatiom’lann
om’lann yüzüncü yıl yılı),
ı), Flaubert ve Louis Bou
Bouilhet'nin
ilhet'nin (1921) yüzüncü yıllannın,
yıllannın,
La Fontaine’in
Fontain e’in üçyüzüncü yıl yılını
ının
n kutlam
kutlaması,
ası, Hugo’nun
Hu go’nun ölü
ölümünü
münün n ellinci yı
yılını
lının
n anılması ( 1935)
ve Racine’in üçyüzüncü yılının kutlanmasını (1939) ilgilendirir. Bakanlık sirkülerlerinin hepsinde
bu kararların yurttaşlığa özgü ve pedagojik nedenlen üzerinde durulur. Bunlan bana l.N.R.P.’de
eğitim tarihi bölümü başkanı olan André Chcrvcl iletmiştir.
21) Orsay müzesi müdürü Anne Roqucbcrt tarafından önerim üzerine bir araya getirilen
sergi listelerinden ortaya açıkça bu çıkar. Bu listeler, ilk iki “yüzyıllık" sergilerden beri, düzen
leyicisi Antoine Proust’un düşüncesine göre “yüz yılımız boyunca fransız sanatının parlaklığını
ve gücünün kanıtı olacak"
olaca k" (1891 tar
tarihli
ihli rap
rapor,
or, belge no: 3, s. 124) 1889 sergisi
sergisi ve,
ve, R
Roger
oger Marx'in
dediği gibi (Maîtres d’hier et d’aujourd'hui, Paris, 1914, s. 73) “her şeyin ötesinde Fransız eko
lünü yüceltmeyi amaçlayan”
amaçlaya n” 1900 sergisinden heri heri kat edilen yolu gör
görmemizi
memizi sağlamaktadırlar.
AN M A TÖ
TÖRE
RENL
NLER
ERİİ ÇAĞI 2 3 7
onun anlamını değiştirir. Tarih önerir, fakat şimdiki zaman tanzim eder,
ve olup biten şey genelde istenenden farklıdır. Son yıllarda birbirini iz
leyen bu büyük ulusal anma törenlerinin tuhaflığının nedeni şudur: En
başarılı ola
olan
n an
anma
malar
lar konusuz anmanmaa törenleridir,
törenleridir, siyasal ve tarihsel açıdan
en boş olanlar hafıza açısından en dolu olanlardır.
C ap
apet
et hane
hanedanlığ
danlığının
ının bini
bininci
nci yyıl
ılıı ve De Ga
Gaulle
ulle yıl
ılıı bunun çarpıcı örne
ğini sergiler. Capet hanedanlığının bininci yılı, ya da daha doğrusu baş
langıçta sadace Hugues Capet’nin tahta çıkışının kutlanması, hiçbir şey
ifade etmiyor; sağcı önderin solcu öndere, üstelik koalisyon sırasında,
verdiği şak
şaklaba
labanca
nca ceva
cevapp dışı
dışında
nda hiçbi
hiçbirr şşey
ey.. A
Amm a işt
işte,
e, De G aulle hayaleti
ile ilan edilen ikinci “binyıl” hülyası arasında, monarşi düşüncesinin biti
şinde buna pek inanmayan bi birr avuç tartarihç
ihçii tarafından m asumasumca
ca alevle
alevlenen
nen
fitil zincirleme bir anlam patlamasına yol açtı: Hugues Capet'nin tahta
çıkışı kısa sürede Capet hanedanlığının "bininci” yılı haline geldi; bu ise
kraliyetin ve genç bir Ortaçağ uzmanı olan Colette Beaune’ün Naissarıce
de fa nation France (Fransız ulusunun doğuşu) diye adlandırdığı olgunun
kökenine göndermede bulunuyordu. Bu iş kendiliğinden oldu22.
De Gaulle yönetiminde henüz mevcut monarşik canlanma tehditin
ortadan kalkmasının kanıtı: Bizzat cumhurbaşkanı, 3 Nisanda Amiens
katedralinde evsahibi Paris Kontunun yanında yer alıp olay olmayan bu
olayı ulusallaştırarak olay haline gelmesine katkıda bulunmuştur. Tam
anlamıyla tarihsel bir ters anlam, çünkü ağırlığı olmayan bir olay ulusal
başlangıç olarak belirleniyor ve izi bulunamayan biri, ama bir yıl içinde
dört yaşamöyküsii yazılan biri kurucu olarak tayin ediliyordu; çünkü “Ca
pet”
pe t” dah
dahaa son
sonra,
ra, XV
XVI.
I. yüz
yüzyıl
yılda
da kull
kullanılan
anılan bibirr adlandırmad
adlandırmadır ır ve bir
bir Ca
Cape
pett
hanedanlığı
haneda nlığı “devam lılığından” ssöz
öz edenler de SainSaint-M
t-M au
aurr Benedikt
Benediktenler-
enler-
dir.
dir. Tarihse
Tarihsell hassasiyeti
hassasiyetin
n ne önemi vvar!
ar! T
Tama
amamıy
mıylala özümsenmiş ve hazme
dilmiş bir dönem söz konusudur; bu öylesine içi boş bir olaydır ki içi her
türlü aktarmalarla rahatlıkla doldurulabilir. Aynı yıl, Murray Kendall’ın
aynı ölçü
ölçüde
de şaşırtıcı Louis XI ad
adlı
lı yaşamöyk
yaşamöyküsün
üsünden
den on yyıl
ıl sonra, François
2 3 8 HAF
HAFIZ
IZA
A MEKÂ
MEKÂNLA
NLARI
RI
A N M A TÖ
TÖRE
RENL
NLER
ERİİ ÇAĞ
ÇAĞII 2 3 9
sığınılacak
özgürlüğüydü. yurtProtestan
Fransa lehine
dünyayapılan dev gösterilerin
olayı sıradan, talep
tarihsel ve ettiği vicdan
canlılıktan uzak
bir
bir tar
tarzda
zda ele alırken, Pro
Protesta
testann tarihin çıkardığı bbuu her telden
teld en sesle titre
yenler Prot
Protesta
estan n olmayanlardı: Sürg
Sürgün,ün, zulü
zulüm,
m, kır
kırım,
ım, dir
direniş
eniş gel
geleneği,
eneği, ttop
op
luluk sadakati, hikmeti hükümet adına işlenen adaletsizlikle, zorla azaltı
lan azınlık haklan, insan ve yurttaş haklan. 1685’in dışlananları içinde,
S.O.S. Irkçılık “ahbaplar” buluyordu ve o zaman ulusal anmalar Derneği
başkanı olan Madeleine
Mad eleine R
Reberioux
eberioux “bugünün göçmengöçmenlerinde
lerinde dünün Pro Pro--
testa
te stan
n lan n r3
r3”” görecek
görecek kadar il
iler
erii gi
gidi
diyord
yordu.
u. Na
Nantntes
es Fe
Fenn
nnan
anı’nm
ı’nm iiptal
ptalini
inin
n
üçyüzüncü yılı İkiyüzüncü yıl’ın bir erken kutlaması ya da onun rakibi
olmasa da, en azıdan François
François Mitterand’m Un Unesco
esco töreni
törenindeki
ndeki mevcudi
yetii yol
yet yoluyla
uyla ulusa
ulusall an
anma
ma kılığına bbürüneb
ürünebilmiştir;
ilmiştir; ikiyüzüncü yyılı
ılın
n orkestra
eseri haline getirmeye çalıştığı için müziğe aktaramadığı temalar kendili
ğinden ortaya çıkmıştır.
İkiyüzüncü yıl yılın
ın etkisiz kalmasın
kalmasının ın n
nedeni
edeni zorunlu olması değild
değildi.i. A
Aks
ksi
i
ne. Siyasal başarısızlık ancak hafıza açısından başarı demektir. Bu nere
den ileri
ileri gelir,
gelir, içeğiri nedir?
nedir? Ö
Öncelikle,
ncelikle, tarihi
tarihin
n ağı
ağırlığı
rlığı hesa
hesaba
ba katıldığında,
mesafe alma, devamlılığı bitirme ve uzaklaşarak yakınlaşma olgularından
ileri gelir. Bunun nedeni Fransa’nın küresel olarak sessizce ve neredeyse
hepbirr ağızdan Dev
hepbi Devrim’i
rim’in
n kazananlarını kutsallaşt
kutsallaştırabil
ırabildiği
diği devrim denkdenk
leminden çıkmış
çıkm ış oolmasıdır.
lmasıdır. Fraıısızl
Fraıısızlar
ar kendi
kendilerini
lerini devrim yokluğunda bu
labil
lab ildil
diler,
er, am
amaa devrimin meydana gelmi gelmişş olmasında
olmasından n da mutluydular.
mutluydular. K Kut
ut
lamakta, onaylama
ona ylamaktakta ya da yargı
yargılamakt
lamakta,a, ha
hatta
tta öğrenmek
öğrenmekte te özgür
özgür olduk
la
larrı şe
şeyy geçmiş olarak Dev Devrim’di
rim’di.. Doğud
Doğudaa Fran
Fransız
sız Devrimi’ne ait olduğu
nu bildiren komünizme karşı ve kutlamaları teklif edilen idealler adına
yeniden güncelleştirilerek doğrulanan tarihin tahliyesi. Fransızlara dev
rimci olma, öyle olmaktan dolayı haklı olma, artık öyle olmadığı halde
hâlâ öyle olma fırsatı sunan çifte kâr. ikiyüzüncü yıl hafıza olgusu olarak
yaşanmıştır ve bu anlamda büyük bir birleştirici şemadır, bir anmadır.
Aynca Devrim FFransa
ransa’da
’da her yer
yerde
de olmuş
olmuştur,
tur, her kentte, her köyd
köydee olmuş
tur,, bu yüzden yakınlık pe
tur pekk akla gelm
gelmeyecek
eyecek biçimde bir bir bir
bireyi
eyinn soyağacı
araştırması gibidir. Vizille’de Cholet’de olduğu gibi olmamıştır, Lyon’da
da Nantes’ta olduğu gibi olmamıştır. Kendisine gösterilen saygı bir yana,
ikiyüzünc
ikiyüzüncüü yıl,
yıl, şehirlerarası yarışma ya da spo
sportif
rtif hi
hirr müsa
müsabak
bakanın
anın yer
yerini
ini
tutmuştur; aynı özdeşleşme gücüne sahiptir. Bu bugün izlerini ve derin-
2 4 0 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂ
MEKÂNLAR
NLARII
A N M A TÖR
TÖRENL
ENLERİ
ERİ ÇAĞI 24 1
Alm an işga
işgali
la, sinemaylali sırasındaki Vichy
kara hatırasını Fran
Fransa’sın
sa’sının
ssergilediğin
ergilediğini ın bütün
i hatırla
hatırlatmaytarih
tmaya ger
gereçleri
a gerekeçleriyle,
vvar yle,4?roman
ar mı2
mı24 roman
A nc ak
ncak
post-Gaulle’cülük de özellikle derin geçmişin yeniden ele almışıdır. De
G aulle’cü kurumla
kurumların rın kurucularından sonra devam etmeleri bakımından
ve ortak program seçimlerin
seçimlerinin in arefesindeki olası anayasan
anayasanın ın olası “ ikin
ikinci
ci
24) Özellikl
Özelliklee bkz.
bkz. Pascal Ory, “comme de l'al'an
n quarante: dix années
année s de ‘rétro
‘rétro satanas'",
satana s'", Le
Le
Début, sayı: 16, Kasım 1981, s. 109-117 ve L’Entre-deux-nuu, histoire culturelle de la France, mai
mai
1968-mai /98 1, Paris,
1968-mai Paris, Seuil. 1983,
1983, s. 118-127.
118-127. D aha genel anlamda,
anlam da, Henry Rousso, Le SySynd
ndro
rome
me
1944-198..., Paris, Seuil, 1987.
de Vichy, 1944-198...,
242 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNLA
MEKÂNLARI
RI
AN M A TÖ
TÖRE
RENL
NLER
ERİİ ÇA
ÇAĞI
ĞI 2 4 3
içgüdüsü bir anda, herhangi bir görünür yalanlama olmaksızın kendi iç
sel varlık nedenini yitirir.”
Büyümenin toprağa dayalı hareketsizliğin güvenliğinden çıkarılması,
De Gatılle’cü büyüklük rüyasından uyanma, devrimler yurdunun onca
senedir inanmak
inanm ak ististediği
ediği sserabı
erabınn dağılması, bu üç ayn şok dalgası, Chirac'm
atılım başarısızlığından sonra Matignon’a Brüksel Avrupa’sından “Fran
sa’nın en iyi ekonomistinin” gelişi ve onun büyük planı yeni bir gerçeği,
dışa bağımlılık yasasına boyuneğişi
boyu neğişi somsomutlaşt
utlaştırdığın
ırdığında
da bi
birr araya gelmi
gelmiştir
ştir..
1977: Sıraya gimıe zamanı. Uluslararası boyuta sarsılmaz bağlılık, büyük
güçten
güç ten ort
ortaa güce geçişin içselle
içselleştiri
ştirilmesi,
lmesi, cumhuriyetin sıradan de demok
mokrasi
rasi
le
lerr toplulu
topluluğuğu aras
arasında
ında yer alması, Fran Fransız
sız ayrı
ayrıcalığ
calığını
ının
n sonun
sonunun un başl
başlangıcı
angıcı..
Otuzlu
Otu zlu yıl
yıllar
ların
ın kri
krizi
zi,, gelenekse
geleneksell kimlik sistemi üzerinde, aşırı
aşırılıklarla
lıklarla ifade
ifadesi
si
ni bulm
bulmuştur;
uştur; ye
yetmişli
tmişli yıl
yıllar
ların
ın kkri
rizi
zi bunun aksin
aksinee neden olmu
olmuştur:
ştur: De
Derin
rin
liklere doğru bir dalış, kendi içine geri dönüş, yakın nirengilerin yeniden
kavranması.
Ortak malvarlığı yılının başarısı işte bu şaşırtıcı çabukluktaki yeniden
oluşturma çalışmasıyla sağlanmıştır; bunu hatırlatmaya değer, çünkü bu
sözcük o yıl anlambilimsel evrimini tamamlamıştır26. Basit bir idari teklif
ten doğmuş,
doğm uş, hiç beklenm
beklenmedik
edik bir başar
başarıdır
ıdır bu2
bu277. 1978
1978’de
’de kü
kültür
ltür ve çevre
olarak iki ayn bakanlığın oluşturulmasından sonra, yeni kültür bakanı
Jean-Philippe Lec Lecat,
at, kendi yet
yetkisindeki
kisindeki bir
bir alanı gözden kaçırmamak iç için
in
bir ortak malvarlığı idaresi kurmayı düşündü; bu idare tarihsel anıtları,
Malraux tarafından başlatı
başlatılan
lan genel envan
envanteri
teri ve arkeolo
arkeolojiyi
jiyi yeniden
yeniden dü
dü
zenleyecekti28. Cumhurbaşkanı bu tür şeylerin Fransızları duyarlı kılmak
için
için bi
birr fır
fırsat
sat olduğunu telk
telkin
in edince 9 A
Ağu
ğustos
stos’taki
’taki Bak
Bakanlar
anlar Kurulunda
öneri kabul edilir. Kadın yılından, çocuk yılından sonra neden bir Ortak
malvarlığı yılı olmasın? Olsun, der bakan fakat kendisine zaman ve katkı
sadec26)
sadece e %19 O ca
cakk 1981
12'sinin, "ort aktarihli Le Figam’
Figam’da
malvarlığı” da yayımlanan
ttenmini
enmini Medeni K bbir
ir yoklama,
Kamım
amımın Aral
Aralık
ın dayanağı ık 1979'da
değil ulusalFransızla
ulusalFran sızların
rın
ve sanatsal
zenginliklerin biltünü olarak anladıklarım göstermektedir; Aralık 1980’da bu oran % 36’yı geç
miştir.
27) Basın
B asın dosyası muazzamdı
muazzamdır. r. Öz
Özellikle
ellikle Josette
Jos ette Alia'nm (Frédér
(Frédéric
ic Femey
Femey'in'in anketi) röporta
jını izliyorum, “L a co
cours
ursee au bon vie vieuxux tem psps”” , Le Nouvel Observateur,
Observateur, 6 Eylül 1980, Jean-
Philippe Lecat'inn 13 Mart 1992’dc bana ayırmayı uygun gördüğü ayramlı bir mülakatla her
noktasında doğrulanmıştır.
28) Ulusal kutlama
kutlamalarlar daires
dairesii de bu tarihte ve bu düşünceyle güçlendiril
güçlendirilmiş,
miş, yapdandmlmış-
tır; bu idarenin desteklediği bir genel delegesi bulunmaktadır; bu delege de 1973 yılında kültür
bakanı Maurice Druon tarahndan ““törenle törenlerin
rin ça
çarpıcı
rpıcılığı
lığını
nı artırmak” ve “Fran
“Fransa'nın
sa'nın itiba
itibarın
rınıı yükselt
mek" için tonlar oluşturmayı amaçlayan bir “ulusal kutlamalar derneği” dern eği” yoluyla
yoluyla desteklenmiştir.
2 4 4 HAFI
HAFIZA
ZA MEKÂNLA
MEKÂNLARI
RI
sağlamak için 1980 daha iyi olacaktır. 1979’da sektöre beklenmedik bir
kredi yardımı doğar, bu ise siyasi olarak ölü bir alan söz konusu olduğu
için
için fazl
fazlası
asıyl
ylaa sevindi
sevindiricidir.
ricidir. Nasıl yapılacağı konusu
konusunda
nda bölge kom
komitelerin
itelerin
den projeler istenir. İşte sürprizler o zaman başlar. Bölgeler fazlasıyla ta-
iepkârdır.
iepkâ rdır. Orta
Ortakk malvarlığ
malvarlığıı ter
terimi
imi beklenmedik çağn
çağnşım
şımlar
lar yarat
yaratır.
ır. Sözc
Sözcük
ük
noteri ve kirli çıkını çağrıştırıyordu. Bu anlam yok oldu. Babadan kalma
mal sizin bütün topluma kök salmanızı, onunla bağ kurmanızı sağlayan
ağırlık haline geldi; kutsal bir emanet, aktanlması gereken, paha biçilmez
akşamlığına
her yerde bir Chouan'lann
şeylerin oldu
olduğunsaldırısını
ğunu yeniden
u kkeşfetmem
eşfetmemiz canlandırdıklarını,
iz için yazzı ve yaz tatilini kısaca
ya bek
bekle
le
mek gerekmiştir. Kalabalık içinde uçsuz bucaksız bir gönüllüler şebekesi
nin varlığını biraz şaşırıp afallayarak öğreniyoruz; bu şebeke iki ya da üç
yıldan beri kendiliğinden oluşmuş ve kimseden bir şey istememiş, her tür
bürokratik ve merkez
merkezii müd
müdahaleye
ahaleye sırt çevirerek çok geniş bir alan çalış
ması gerçekleşti
gerçekleştirmişti:
rmişti: A
Altı
ltı bin orta
ortakk m
malvar
alvarlığı
lığı koruma derneği ve ve en
29) Örn
Örneğin
eğin,, o yıl Yvo
Yvonne
nne Verdi
Verdier’nin
er’nin kitabının başarısıyla yayılan harek
hareket,
et, Faço
Façons dire,,
ns de dire
façons de faire. Laveuse, la couturière, la cuisinière, Paris, Gallimard, 1979.
A N M A TÖR
TÖREN
ENLE
LERİ
Rİ ÇAĞ
ÇAĞII 2 4 5
az dört bin yerel kültür derneği! Bölgeselleşme tek başma olaylara katı
lır
lır. Politikacılara ise bu sanki kamukamusalsal iktidara yönelmiş harek
hareketi
eti çerçeve
içine almak, yönlendirmek, tam bir etnoloji silah silahıyla
ıyla si
silahlandırm
lahlandırmakak kalı
yordu300. Or
yordu3 Orta
takk m
malvarlığı
alvarlığı yıl
yılı,
ı, bi
birr anlam da taşralıların ve köylülerin Mayıs
6 8 ’idi
’idir.
r. Gelec
Geleceğ
eğee yöneli
yönelikk çok az kaykaygı
gı,, çok az gerçek koruma ve aktarma
politikası, ama buna karşılık geçmişe doğru bir akın. Fransızlar, o yıl, kre
dilerin kırlığıyla sınırlı, batma yolunda bir kıta arayışına çıkar. Bu, andı
ğı
ğımız
mız geçmiştir, iktidardaki sağ partinipartinin n bir
biraz
az raslannyla kekeşfettiği
şfettiği ve so
lun bir yıl sonra miras alacağı geçmiş.
olar
olarak
ak hissedenleri
biçimde dikkate almdah
daha
a lma a doğrudan
a ihtdoğrud
ihtiyacı an ilgilendir
ilgilendirmektedir.
iyacı hisset
hissetmediği mektedir.
mediği bir gelen
gelenek,Resm
ek, çü i ta
çünkü
nkütarihin
rihin
ulusalhiçb
hiçbir
ir
top
luluk
luluk ço
çoğun
ğunlukla
lukla bu geleneğin bastırı
bastırılması
lması üzerine, onun sess
sessizl
izliği
iği üze
üzeri
ri
ne kurulmuştur,
kurulmu ştur, ya da bunu
bunun n gi
gibi
bi tar
tarihe
ihe eş dü
düzeye
zeye yyükselmemiştir.
ükselmemiştir. An Ancakcak
artık ulusal tarihe eklemlenme yolundaki bu grupların en vahşisinden en
30) Başka bir deyişle çeşitliliğin korunması; bu girişimin tarihi için bkz. Isac Chiva, "La
patrimoinee ethnologi
patrimoin ethnologique:
que: l’exemple
l’exemple de la France", Encyclopédie universalis. Symposium 1990. s.
229-241.
31) Bkz. Bu önemli argüman "Entre Mémoire et Histoire. La Problématique des iieux"te
açımlanmışım
246 HAF
HAFIZ
IZA
A MEK
MEKÂNL
ÂNLARI
ARI
A N M A TÖRE
TÖRENL
NLER
ERİİ ÇAĞI
ÇAĞI 2 4 7
ma yaşam
ya şama
bulur a sü
muydu?süresi
resi yetmiş
Bu yuvarlak
yu yaşa
varlak yakın yaoda
rakamlar, za on
onu
zaman u lar
aşıyor.
manlar tıpkı166
1661
1 ’delıkların
mezar
mezarlıklyi
yirmi
rmi
arınbeş yaş
yaşıı
köyün
merkezinde olması gibi, ölümün de hayatın merkezinde olduğu anlamına
gelir”. Versailles dekoru hir anda zıvanadan çıkmıştır. Başka bir saldın mı?
Ortaçağ toplum, ekonomi ve düşünce yapılarının büyük ustası Georges
Du by’nin
Duby’ni n saldı
saldırısı,
rısı, 1973’iin ço
çoksa
ksatan
tan olan Boı Boıtv
tvın
ınes
es:: “ 1214 yı
yılın
lının
ın 27 Tem
Te m
muzu
mu zu pazara denk geliyor
geliyordu.
du. Paza
Pazarr T a n n ’nın günüdür. Bu günü tamamıyla
onaa ven
on venneli
neliyiz.
yiz. Kötü hava nedeni
nedeniyle
yle hasadı pazar günü kaldınııak zorunda
kaldığı için bugün bile biraz ürperen köylüler bilirim! Üzerlerinde gökyüzü
nün öfkesini hissediyorlardı!”. Uzun sözün kısası halkın geçmişe ilişkin yeni
bir algılayış ve tarihin özgün bir anlatımını keşfetmesi için çok kapsamlı
işlerdeki
işlerdeki anma
anm a gücün
gücününün ortay
ortayaa çıkması gerekmiştir
gerekmiştir.. Ö te yan
yandan
dan kamuo
kamuoyu yu
ilk ve orta öğretimde yöntemlerin ve zihniyetlerin kabaca uygulanması
nedeniyle ortaya
ort aya çıkan
çık an zar
zararla
arları
rı fark ediyor, bu
buna
na karşılık biz
bizzat
zat tar
tarihçilers
ihçilersee
hafıza sorunlarının tarihsel özgünlüğünün bilincine varıyordu34.
Bunu anlamış sayılacağız. Aynı şekilde, “yeni” tarihçiyi “eski" tarihçi
den ayı
ayıran
ran şe
şey,
y, malzeme değil
değil,, ama geçmiş karşısındak
karşısındakii varoluşsa!
varolu şsa! tavır
tavırdır,
dır,
kimileri için hir devamlılığın sakin teminatı, kimileri içinse kökten kop
manın ve aşılıp yok edilecek engellerin kesinliğidir; aynca hafızasal olanı
tarihsel olandan-bizzat güçlü biçimde tarih üreticisi olan hafızasal-ayıran
sınır, hu ele gelmez ama buna karşın belirli sınır ancak benlik bilincinin
kaçınılmaz bir parçası olan benliğin bir parçasının kesilip alındığı hissine
dayanır. İşte Fransa kısa bir sürede, 1975 ile 1980 arasında bu sınıra
doğru kaymıştır; ardından da gelenekselci kimliğinin gittikçe etkinleşen
dallanıp budaklanm ası yoluy
yoluyla,
la, kim olunduğuna, nerede olunduğu
olunduğuna na göre
2 4 8 HAF
HAFIZ
IZA
A MEKÂ
MEKÂNLAR
NLARII
35) Daha da ileri gidebilir ve 1966 tarihli tezde ve aym başlığı taşıyan 1979 tarihli kitapta
Romans karnavalının farklı ele alınışını karşılaştırabiliriz: Toplumsal tarihe ait herhangi bir
olay, başlangıçtan anma hafızasına konu olacak bir olay haline gelinceye kadar değişim geçir
miştir.
36) Hervé Guibert. “Un patrimoine fantôme”, Le Monde, 20 Ağustos 1980.
37) Christıane
l’historien Jouhaud, “La
se fait biographe”, galene
Esprit,
Esprit, des hommes
Ağustos-Eylül illustres” ortak kitaptaki yazı. “Quand
1992.
A N M A TÖ
TÖRE
RENL
NLER
ERİİ ÇA
ÇAĞI
ĞI 2 4 9
yerinde kaldığı
kaldığı İngiltere’de siv
sivil
il bayramlar az sayıdadır; 19 88’de88 ’de ““Görkemli
Görkemli
Devrim
De vrim”in”in üçyüzüncü yı lı ve Bili ofth
yılı of thee rig
rights
hts çok
çok az kutlandı; aynca tasta
mam ulusal bayramı
bayramın n olmayışı
olmayışı da son derece anlamlı anlamlıdır.
dır. A
A.B
.B.D
.D .’de, po
poli
litik
tik
ve demokrati
dem okratikk mod
modememiteye
iteye gi
giriş
riş,, monarşik ve dinsel bbir ir düzene karş
karşıı yapıl
mamıştır; büyük kuruluş bayramlan, çağd ça ğdaşaş sosyolog ve tari
tarihçileri
hçilerinn gerçek
bir “sivil din38” olarak gördükleri bir çerçevede gelişmişlerdir. Fransa’da,
monarşik ritüeller -k -kra
rallar
llar için kutsam
kutsamaa ayini, taç giyme,
giyme, kralların zziyaiyaret
ret
leri
leri,, cenaze töre
törenler
nleri,
i, Paris Parlamentosunda kralın kralın oturduğu t a h t- tam
aksine tannsal
tan nsal h
hukuk
ukukaa bağlı monarşiyl
monarşiylee kopmayı göster gösterenen an
anmm a törenl
törenleri
eri
değildir39. François Mitterand’m, onyılı her tür retrospektifin zorunlu ge
çidi haline
halin e getiren yi
yine
ne aaynı
ynı 2211 M ayısta PPan
anth
théon
éon’a’a ilk ziyaretine simgesel
anlamını
anlam ını ver
veren
en şeydir bu4
bu400. Tö
Tören
renin
in öte
ötesind
sinde,
e, an
anlam
lam la yüklü yer
yer seçiminin
ötesinde,, ulusa
ötesinde ulusall tarihin bbir
ir versiyonuna kök salmanın onaylanm
onaylanmasının
asının öte
sinde, burada sanki anmanın bir anması vardır ve bu hiçbir ikiyüzüncü
38) Bkz. özellikle, Robert Bellah. “La religion civile aux Etats-Unis". Le Débat, sayı: 30,
Mayıs 1984 ve Philippe E. HammonJ, Vorieties of Civil Religion, San Francisco, Haipcr and
Row, 1980.
39)
39) Bkz.
Bkz. Alain Boureau. “Les
“L es cérémonies royales
royales françaises entre performance
performance juridique et
compétence liturgique”. Annales E.S.C., Kasım-Aralık 1991, s. 1253-1264-
40) Bkz.
Bkz. Gilles Bousquet. “François Mitterand au Panthéon: la mort, la nation et la gauche",
Frendi Politics and S
Soc
ociet
iety,
y, X. cilt, no: 1, Kış 1992, s. 59-68
59 -68 ve
v e Les lieux de mémoire, 1. Quarto,
Lt République, Mon a O zou f un kaleminde
kaleminden n “ Le Panthéon".
Panthéon".
2 5 0 HAF
HAFIZ
IZA
A MEKÂNLA
MEKÂNLARI
RI
lar ortakini
mimarisini
mimaris malvarlığı
çekin genkapsamına
çekingen alındı.ettirerek
yönetime kabul Bizzat Malraux XX. yüzyıl
bunun yolunu ilk dönem
açmıştır. Jean-
Philip
Phi lippe
pe Lecat
Leca t tematik kamp
kampanya
anyalar
lar başl
başlatmış,
atmış, bunlardan ilk
ilk yararlan
yararlanan
an
lar da kültürel yapılar için artan ilgi nedeniyle büyük orglar ve XVIII. ve
XIX. yüzyıl sinagoglan olmuştur. Daha sonra, etnolojik ve kırsal ortak mal-
41) Kanıt: Kiıltıir ve iletişim Bakanlığı taralından "ulusal kutlamalar anlayışı ve organizas
yonu” üzerine
üzerine Ith
Ithaque
aque müh
mühendislik
endislik ve kült
kültürel
ürel ileti
iletişim
şim ajans
ajansına
ına 1988'de sipariş edilmiş inceleme.
42) Ortak malvarlığı konusundaki zengin kaynaklar arasında en yeni ve kanımca en etkili
eser: Jean-M
Jean-Miclıe! Lcnıaud,, L'Utopie française, essai su
iclıe! Lcnıaud surr le pat
patrim
rimoine
oine.. Pari
Paris,
s, Mengès, 1992, kaynak
kaynak
ça ile birlikte; ayrıca, Dominique Poulot'nun, “Le Patrimoine universel: un modèle français"
AN M A TÖR
TÖREN
ENLE
LERİ
Rİ ÇAĞ
ÇAĞII 25 1
44) İçerik bakımından olduğu kadar verdiği okuma zevkiyle, André Fermigier, La La Bataille
Bataille
de Paris, Paris, Gallimard, 1991.
de
45) Le Quotidien ile Paris, 12
Paris, 12 Temmuz 1984. Ayrıca bkz. Les Actes Salpetrière
Ac tes du colloque de la Salpetrière
de Novembre 1984, Les Monuments historiques demain. Ministère
de Novembre demain. Ministère de la Culture et de la Commu
nication, 1987.
46) Bkz. Alois Riegel, La Culture moderne des monuments. Son essence
Culture moderne Son essence et sa genèse
genèse (1903),
Fransızca çevirisi, Paris, Seuil, 1984.
2 5 2 HAFIZ
HAFIZA
A MEKÂNLA
MEKÂNLARI
RI
A N M A TÖRE
TÖRENL
NLER
ERİİ ÇAĞI
ÇAĞI 2 5 3
belli sayıda ikincil binayı, ancak 1913 yasasının çarpıtılmasıyla kayda ge
çirilebilecek her tür binayı içerecek ek “tarihsel anıtlar” söz konusudur;
bu yasanın uygulanması da bir değerini düşürme, bir yanlış anlama ve
hatta kavramın tam aksi anlamı pahasına gerçekleşebilirdi; kavramın
bulgulancı ilginçliği “yeri" maddilikten çıkarması ve simgesel bir araç
haline getirmesindedir. Ya da maddi ya da maddi olmayan, ulusal bede
nin yüzyıl sonunda Fransa kimliğinin cisimleştiği düşünülen “yüz yer"in
bir uzman kurul tarafından belirlenmesi söz konusudur; böylece ulusal
bedenin kendini ttamam olarak içinde tanıyamayacağı otoriter, key
keyfi
fi ve ister
istemez partizan bir seçimin imkânsızlığı içine düşülüyordu. Böylece çık
maza girildi; ama bu aynı zamanda ulusal türden anma ile ortak malvar
lığına
lığına dayalı an
anmm a arasın
arasındak
dakii te
temel
mel karşıtlığı aydınlatm
aydın latmaa gibi bir iilgi
lginçliğ
nçliğii
olan bir sınır deneyimdir; ama daha genel anlamda ulusal tarihi artık
adına ulusal hafıza denecek olan olgudan ayıran mesafe söz konusudur.
3. Hafıza âru
Zira bir ulusal hafıza fikri bile yeni bir olgudur.
Eskiden ulusal bir tarih ve özel grupların hatıraları vardı. İşlevinde
olduğu gibi yapısında da büyük ölçüde mitolojik, kendi iç öğelerinin her
biri üzerinde bölücü olsa da birleştirici, esas olarak okulun verdiği bir
tarih; çerçeveleri, zamandizini, zorunlu geçiş noktaları, önemli kişileriyle
uzun ve epeyce türdeş bir anlatı; ilkokuldan yüksekokula kadar, iyice
yerleşmiş silsileler boyunca, uzman versiyon ile basit versiyonun gidiş
50) Bak
Bakan
an 4 Nisa
Nisann 1990 tari
tarihli
hli bir ya
yazıy
zıyla
la benden grup oluşturmamı
oluşturm amı isti
istiyor,
yor, yapılacak
işleri belirtiyordu; belirtilen konular ulusal tarih açısından anlamlıdır: “Bildiğiniz gibi, politik,
bilimsel, teknik, filozofik vb. açıdan XIX. yüzyıl ve XX, yüzyıldaki ilerlemelere tanık olmuş çok
sayıda hafiza mekânını koruma altına alma kumpanyasını başlatmayı uygun gördüm. Bu kam
panya. bana ulusal malvarlığımız içinde, somut ya da somut olmayan bıı kanıtlann tanınmasını
sağlamak için gerekli görünmektedir. Bu amaçla mevcut yürürlükteki yasayı değiştirmek gere
kecek midir ya da tarihi anıtlar üzerine 1913 yasasının düzenlemelerini kullanabilir miyiz/ Bu
konuda en başında ortaya çıkan sorulardan biri budur.”
2 5 4 HAFIZA
HAFIZA MEKÂNL
MEKÂNLARI
ARI
5 1) Bk
Bkz,
z, öze
özellikle
llikle Cla ud e Billard ve Pierre Guibbert,
Guibb ert, Histoire mythologique des Français,
Français,
Paris. Galilée,1976 ve, “Peut-on encore enseigner l’histoire aux enfants.'”, Le Débat,
Débat, sayı: 16.
Kasım 1981, s. 84-95.
52) Yetmişli yıll
yıllarda
arda o zaman bile hayli eskim
eskimişiş olan Les Cadres sociaux de la mémoire
mémoire
(Paris, P.U.F, 1925 ya da yeni bakısı Lu Mémoire collective,
collective, Paris, P.U.F. 1950, tekrar baskı
1968) adlı yapıtı keşfedilen Maurice Halbwachs’in sosyolog sıfatıyla tanımladığı gibi, bunlar
tarihçilerin hafızaya ilgi göstermelerinin nedeni değil sonucudur.
AN M A TÖR
TÖREN
ENLE
LERİ
Rİ ÇAĞ
ÇAĞII 2 5 5
edilen içe dönüşü karşılığında dünyaya açılma kapasitesi de içermektedir.
Fransa tarihi sadec
sadecee FFran
ransa’ya
sa’ya ait değildir. Bu yüzde
yüzden n Fransız ulusal mi mitini
tininn
sarsılması sadece iç bölünmelerden, 1. Dünya Savaşı’ndan doğmuş, II.
Dünya Savaşı’yla ağırlaşmış ve soğuk savaş ve sömürge savaşları yoluyla
sürdürülmüş bölümlemelerden ileri gelmez. Aynı zamanda Avrupa'nın
dünya üzerindeki egemenliğinin ve bizzat uygarlık fikrinde bile bulunan
tekelciliğinin
tekelci liğinin bitm
bitmesinden
esinden iler
ilerii gelmektedir. Fransa'n
Fransa'nın
ın gücün
gücündenden vazvazgeç
geç
mesi,i, görevinden ve doğal eğiliminden vazgeçmesinden daha
mes d aha kola
kolayy olm
olmuş
uş
tur. De Gaulle ve komünistler, her biri kendi tarzlarında, savaştan sonra
bunun en son yorumunu temsil etmişlerdir; 70’li yılların ortasında, onla
rın ortadan kaybolması, ilk, etkili ve çifte hayal kırıklığına yol açmıştır.
Sosyalist
Sosy alist proje - üstelik önceki iki formformülün
ülün temel öğelerini düzenl
düzenleyerek
eyerek
ütopyayı, Marksizmi ve ulusal büyüklüğü yeniden canlandırmak istemiştir;
fakat sol, ideoloji
ideolojikk yeni
yenilgis
lgisii pratikte çokta
çoktann son
sonaa erdiğinde poli
politik
tik ol
olarak
arak
iktidara gelmiştir.
gelmiştir. 198
1983’te
3’te tiirdeş bir
bir tesis olara
olarakk sosyali
sosyalizmin
zmin içine k apan ap an
ması kuşkusuz önemli bir ânı, bedene katılmayan ulusal tasarının nihai
bitişini belirler. O zamandan bu yana benimsenen üç ideolojik-politik
çıkış yolu ancak onun tükenişini vurgular: Ulusal Cephenin çıkışı ve
onun ulusalcı ve arkaik içine dönüklüğü, çevreci çıkış ve onun kültürün
doğaya aktarması,
aktarm ası, “insan hhakla
aklan" n" yandaşlığımn yükyükseli
selişi,
şi, S.
S.OO .S
.S.. İrkçıl
İrkçılık’ı
ık’ın
n
somutlaşnrdığı
somutlaşn rdığı hir ân ve ulusal pemb
pembee rorom
m and
andanan polis
polisiye
iye rom
romanaana taş
taşıyı
ıyıcısı
cısı
olduğu suçlayıcı dönüş55. Geleneksel tarihsel kimliğin bozuluşunu nite
leyen
leyen üç özel biç
biçim:
im: Büzülme, çö çözülme,
zülme, kendi kendini yıkma yol yoluyl
uylaa bozul
ma. Şimdi bu aşamadayız. Gerçekleşt
Gerçekleştirilme
irilme biçi
biçimi
mi ne olursa olsun Avru Avrupapa
devlete varıyordu.
varıyordu. Ulusu
Ulusunn kend
kendii hakkm
hakkmdaki
daki fi
fikr
kriy
iyle
le bir
birli
likte
kte devam etm e
53) Bkz. Paul Yonnet, Voyage au centre du
centre du malaise français,
français, Paris, Gallimard, 1993.
256 HAF
HAFIZ
IZA
A MEKÂNLARI
MEKÂNLARI