Professional Documents
Culture Documents
Thomas W. Laqueur
Çeviren:
Sermet Yalç ı n
LITERATOR YAYINLARI: 444
Thomas W. taqucur
ISBN: 975-04-0313-4
Teşekkür Vll
1. Başlangıç 1
4. Mastürbasyondaki Sorun 21 1
Notlar 493
Dizin 583
TEŞEKK(TR
K
itaplar, en azından benim kitaplarım, hayatın büyük
parçalarıyla, yıllar boyunca arkadaşlarla, öğretmen
lerle, meslektaş ve öğrencilerle yapılan sohbet, işbirliği ve
düşünmeyle yakından ilişkilidir. Bir tarihin içine yerleştiril
mişlerdir. Bitirmek bir zevktir; görev tamamlanmıştır. isti
rahat canlandırıcıdır; nereden gelindiğine bakmak heyecan
verici, teşekkür sunmak ise büyük a rmağanlara karşı k üçük
bir jesttir. Ama son, aynı zamanda bir melankolidir de: Ki
tap daha iyi olamaz, arkadaşlar bu süreçte ölmüştür ve ki
şinin etrafındaki kaçınılmaz değişi klikler -ne kadar bekle
nen ve gerekli şeyler olurlarsa olsunlar- sınırlılığın ve kay
bın ifadesidir.
Akıl hocam ve entelektüel ciddiyetle a kademi k çalışma
lara kendini adama h ususlarında örnek a ldığım Lawrence
Stone, yetmişlerin sonunda, birisinin, kendisinin mastür
basyon histerisi dediği şeyin, neden tüm göstergelerin cinsel
hazzın kabulüne işaret ettiği bir dönem olan on sekizinci
yüzyılda o denli dramatik bi r şekilde ortaya çıktığını araş
tırması, bulması"gerektiğini söylemişti. O sırada, tez konu
su bulma sürecim geride kalmıştı ve zaten kendisi, bunun
genç bir insanııı ele a lacağı türden bir mesele olmadığını be
lirtmişti. Bu kitap çalışmasını onun sorduğu sorunun baş
lattığını ya da ödipal bir anda, onun konu hakkındaki kış-
viii Trh l\i$ililı Selıs
Berkeley, California
Mayıs 2002
1
IBAŞLA�NGIÇ
M
odern mastürbasyonun başlangıç noktası, kültür ta
rihinde ender görülen bir kesinlikle saptanabilir. O,
" bizim" tür insanın kaba saba ve adamakıllı bilinçli bir ör
neği olan Jean-Jacques Rousseau'yla aynı yıl -ya da ona
çok yakın bir zamanda- doğmuştur. Daniel Defoe'nun i lk
romanları ve ilk borsa krizleriyle aynı onyılda ortaya çık
mıştır. ( O kur, Swift'in 1 7 1 9'da yazmaya başladığı Güli
vcr'in Gezilcri'nin ilk bölümünde defalarca tekrarlanan l ati
feleri hatırlayacaktır: "Mr. Bates, efendim"; " Benim iyi
efendim Bates" .)"" O, Aydınlanma 'nın bir ürünüdür.
Modern mastürbasyon, kutsal değerlere karşıdır. O sa
dece, ona tevessül edenleri yorgun bırakacağı, kötürüm, de
li ya da kör edeceği varsayılan bir edim değil, aynı zaman
_da ciddi eti k içerimleri de olan bir· davranıştır. insanın cin
sel yaşamının bu biçiminde, sınırsız potansiyele sahip zevk,
• l.oııdrJ\b e,kjd,·ıı fakir 1·;17,arbrııı. piy:Ha yaıarl:ırıııııı nturdu�ıı hir semt. (ç.ıı.J
devlet otoritesi ve daha genci anlamda kişinin kendisinin
ötesin de, meta fizik bir real iteyle il işkisi çerçevesinde a ranır.
Arisroreles mutlu adamın dostl ar a rasın da hoşça yaşaması
gerektiğini söyleyip "eğer tek başına kal ırsa, hayat onun
için zor olacaktır" diye yaza rken, sosyalleşme hak kında ve
insanlarla onların belli sosyal düzenlemelerinin ötesindeki
bir realitenin garantisi altındaki iyi yaşam hakkında bir
gerçeği dile geti rir. Doğa bunu bize insanın asal hali olarak
verir. Yani, şu veya bu biçimde, bireyin kozmosla ilişkisi,
on yedinci yüzyıl sonlarından önce çoğu insanın kendisini
içinde tahayyül ettiği hiyera rşik , organik bir evren çerçeve
sinde veriliyordu. Böyle bir bağlantıyı kurgulamak, on ye
dinci yüzyıl sonlarından itibaren Batı'da giderek daha güç
bir hale gelmişti. Bu anlamda, toplu m karşısında birey
problemi kesinlikle moderndir.5
Bununla birlikte, bu "modern ben l i k " hakkında tekil bir
görüş yoktur. Fikrin bütünü şiddetle ta rtışılmaktadır. Be-
. nim üzerinde durduğum nokta basitçe bu kitapta bahsedi
len insanların, ünlü veya değil , temelde hep aynı soruyla
meşgul olduğudur. Sabit kutuplarıı1 olmadığı bir dünyada
özerk birey kendisiyle ötekiler arasındaki ilişkiyi nasıl dü
zenler ? Ya da, başka türlü söylemek gerekirse, onlar, birey
sellikle özgürlüğü mümkün kı laca k bir iç disiplin tarzını ya
ratmakla uğraşma ktadırlar.
Mastürbasyon nedeı't son iki yüzyı lın genel k ü ltür tari
hiyle, cinc;iyetin lgcndcr J tari hiyle, bireysel suç, bunal t ı ve
özerkliğin tarih iyle ( 5 . ve 6. bölümleri huna ayırdım) bağ
lantılı olarak benli k tarihinde bu kadar merkezi bir konu
ma gelmiştir? Buna bir açıklama getirmeden önce anlatacak
başka hikayelerim var. Gelecek bölümde, ki.iltürel açıdan
sürekli ve etkili bir cinsel davra nış olarak mastürbasyonun,
on sekizinci yüzyıl başlarından bugüne kadar gelen bir ya
yılma haritasını çıkararak işe başlayacağım. Bu, Ona
n i a n ı n , m üthiş bir uyum kabiliyetiyle, önce bir ülke, ardın
'
dan bir kıta, sonuçta da dünya çapında ulaşı labi lir ekolojik
nişleri nasıl doldurduğunun, açı kça ilan edilen ayıbın hiçbir
zaman, hiçbir yerde görü lmemiş, olağanüstü başarı düzeyi-
1O 1 dı l\ı)ililı Sı·ks
ne gelmiştir.
Mastürbasyon yirminci yüzyılın son kırk elli yılında de
ğerliğini tekrar değiştirdi. 1950'lerden başlayarak, 1960'lar
la 1 970'lerin başlarında feminizmle, bunu izleyen seks sa
vaşlarıyla ve yüzyılın son çeyreğindeki dünya çapında eşcin
sel hareketiyle güç toplayarak toplumun geniş bir yelpazesi
boyunca, cinsel politikalar ve sanata dair bir arena görünü
müne büründü. Mastürbasyonun, başına buyruk, hayal gü
cüne dayalı, bireyci, kesinlikle tarih dışı olma (cinselliğin
hiçbir biçimi bu kadar çok zaman kaybı ya da aile ve kalı
tımla bu kadar az �ağlantılı değildir) gibi, on sekizinci yüz
yıl eleştirmenlerini son derece rahatsız eden özellikleri, bir
süre, Freud'cu a nlatım çerçevesinde, normal insanların uy
garlaşma süreciyle aştığı bir tür çocuksu cinsellik biçiminde
varlığını sürdürmüştü. Artık o, bir bireysel özerklik ve cin
sel enerji edimi, bir özgürlük aracı ya da bazılarının fikrin
ce, bir sefillik ve çaresizlik göstergesi haline gel miştir. Kendi
kendine haz, ütopya ile distopya arasında· sendeler. Walt
Whitman'ın en romantik hayalleri, en karanlık nefsine düş
künlük, benmerkezcilik ve amaçsızlık vizyonlarıyla iç içedir.
Mastürbasyonun tarihi işte böyle üç aşamadan geçmişse
de, daha önceki ler asla arkada bırakılmamıştır: Rousseau
ve Freud içimizde yaşamaya devam etmektedir. Fakat deği
şim söz konusudur. On sekizinci yüzyıldan başlayarak tek
başına seks, birey ile sosyal yapı ara sındaki ilişkiyi temsil
eder hale, erkeklerle kadınların, oğlanlarla kızların, eğer
dikkatle gözlenmez ve eğitilmezlerse yanlış kendi kendine
lik tarzını, yanlış haz biçimini, yanlış hayal gücü tarzını ,
benlikleriyle yanlış i lişki biçimini seçebilecekleri bir kavşak
noktası haline gelir. Buna göre yanlış bir adım günahtan zi
yade, hastalık ve mahvolmaya yol açardı; o, sektiler bir yol
dan çıkma durumuydu. Derken ardından Freud 'cu devrim
geldi. Mastürbasyon artık kişinin yanlış yöne sapabileceği
bir kavşaktan çok, uygun bir biçimde geçilmek zorunda
olunan bir aşamaydı . Hepimiz, egonun ,.e onun cinsel ener
j isinin sosyal açıdan yara rlı bir yola s•:ıkulınası için otoero-
tizmin sığ sularında m ücadele etmek zorundayızdır. Son
olarak mastü rba syon, özgi.iven in ya da kendini sevmenin
bir u y g u laması , her birimizin, kendimizi kaybetmeden di
ğerleriyle i l işki kurmamıza izin veren ki şisel bir kendi ken
dine yeterlilik biçimi hal ine gel miştir. Filozofların mahvol
mak için en uygun yol olarak mütalaa ettikleri şey, kimile
ri için bir kendini gerçekleştirme yolu, Helenisti k benlik
yaklaşımına günümüzde sahip olduğumuz en yakın olgu
(anca k artık sadece, antik dönemdeki gibi boş vakti olan
beyefendi ler değil, demokratik bir biçimde herkes için ge-
. çerl i ) biçimine bürünmüştür. Bu gelişmelerin h içbiri çok
açık ya da belirgin değildir; ama karmaşı klık bekleyebil ir.
Önce, tarihsel alandaki boşl uğu doldurmalı, karanlıkta kal
mış bir ayıbın nasıl üç yüzyıl içinde bir cinsel süperstar ha
line geldiğin i göstermeliyim .
2
()}V.,41\TlA\'DAN 'VEB'E
1\'IASTÜRBASY ONUN
-yAl"IlLl\l"'ı\S�
O
nania, mastürbasyon hakkındaki ilk metin,_ on seki
zinci yüzyıl lngiltere'sinin fi lizlenmekte olan popüler
matbu kültüründe büyük bir başarı kazandı. 1 tık anda, sı
nı rsız görünen bir sözcük seliyle gelip beraberinde birçok
başka şeyle birlikte, yeni dehşetli ve sakatlayıcı bir musibe
tin haberlerini taşıyordu bu metin. Kitap ve i laç sektöründe
ticari bir patlama ve kar güdüsü o l masaydı , bildiğimiz bi
çimde bir onanizm var olmayacaktı.
Kurucu metin, öyküyü biraz farklı anlatır. Yazarın ni
yetleri temizdir. Bize anlattığına göre planı , "kendi kendini
kirletme ''ye yol açan " iğrenç ediın " i n ah laki ve fiziksel teh
l ikeleri kon usunda kendi uyarı ları nı yayı mlamak ve çeşitli
"seçkin hckim ler"i n onun neden olduğu hasta l ı kların teda
visine yönelik reçeteleri ni aktarmaktı ..! Fa kat bu planın
16 /dı Kişi/ilı -�dıs
sınırlı bir alan için kesin bir liste söz konusudur: On altıncı
yüzyı l başlarından beri Londra'nın, ölüm istatistik lerini gös
teren Bi lls of Morrality'nin sınırları içerisinde kalan bölgele
rinde 5 5 1 kafenin kaydı bulunuyor. Bu mekanlar, sadece,
diğer birçok kitapla birlikte Onania'nın da tanıtımını yapan
gazetelere ulaşma imkanı sağlamakla kalmıyordu ; aynı za
manda Onania'nın, okurlarında ihtiyaçları olduğu duygusu
yarattığı sahte ilaçların satıldığı yerlerdi. Posta kutularının
yokluğunda, posta siparişleri için bu ticaret ve bilgi merkez
leri adres olarak veri lebil iyor ve gönderilen paketler buralar
dan alınabiliyordu. 1 700 civarında irili ufaklı taşra merkez
lerinin çoğunda da kafeler vardı. 6 Yeni ayıbın yayılmasını
sağlayacak geniş ticari a ltyapı oldukça iyi yerleşmişti .
Onania ve Ell'i, kendi konumunu güçlendirme peşindeki
yaygınlaşmış bir yayın ailesi yoluyla da başa rısını artırd ı . il
giyi artı rmak için biri d iğerinin meziyetlerini övüyordu . Ö r
neği n Elı'in tarihsiz bir baskısında, " hangi yaş, mevki, mes
lek ya da d urumda ol ursa olsun, karşı çıkılan günah konu
sunda suçlu veya suçsuz, her iki cinsi yetten her tür insan ta
rafından okunabilecek" olduğu ilan edilen, Onaııia'nın yen i
hir baskısın ın reklamı yapılmaktadır. Kısacası herkesin bu
< Jııcmiıı'<lcm w,.,,.,. Mcısıiiılıırs)'ı•nıın l'cıyılmıısı 19
• Loııdr.ı\h hdl'd i n· lıi n .1'ı. a n ı ı ıaıııaıuLı ,.,ıı,ı f loııc" a l .ı r ı ı ı ı rı ro p l.11111 \'eri. (ç.ıı . )
• • B i r lııı.:i l i ı \ ii k ,d,. ınalıh·ın•·'I. lo;.ıt. I
Oı1<1nit1'<lc111 Wı·b·.- /11t1sllirlıı:ıswııun ra.vılnıası 21
nia'ya karşı genel bir " Phi lo-Castitatis " • taarruza girişen ve
Onania i le Elı 'inin yayı ncıları gibi, yüce amaçlı dini ve peda
gojik çalışmalarla kaba yarı pornografiyi bir arada götüren,
aynı yayıncılarca çıkarı lmıştı. 1 4
Rothos'un broşürü yazma gerekçesi, M . . n'nin daha ön .
• Erken ıııoJt'rıı tcrminolojiJt' sanat hu günkü anlamıyla sanat kadar, helki on
dan da fazla hir usıalıli, nercdcy'it' zanaatk,irlık fikrıni de iı;eriyorJu. (ç.n . )
Onımia',/1111 Wı·b'r Mıısliirl1<1s_vı1111111 )"ayılması 29
• Burada bir kcliml' oyunu söz konusudur. Cl'\':tbın orijinali, )'.azarın a d ı n ı anım
satır hiçiınd•· "Ti• ""'dur. (\·.ıı.)
• • Hindistan'ın ızii nl'y(lo�ımında koıııı şıılur n· Andhr:ı Pradc•lı l'yaletiııiıı rl'smi
dilidir. (ç.n.)
34 lrl: l\işilik Sı'lıs
• c ı n,l·I i l i � k i ı ı i ı ı k•·,ilııı<',i . ( \ . n . ı
• • ( ln.ııı '1İ1 'll\ll. ( ç . n . I
44 frlı Kişilik Srlıs
• K�rşıt hir fikrin pnlı�l ıı\ıııı gii,tl'rnıck için fik rin n , .ıntıki sonuçlarını saçmalık
<lcrl'Ccsinc gıitiirııı e k. (ç.ıı.)
Ommia 'ılcııı Wl'lı'f ,\fastıırlııısvorı un l'avılnıcm 45
• <Yicıı i k : lıı�aıı ı r k ıııııı soyaçt·k i ııı rn l u \'la "l.ılııııa ça lıpıı hil iııı <la l ı . (<;.n . )
4R Tdı l\işili k Sdıs
' Tco,ııfi: Y u n ;ın..:3 ı/ıo·ııs j ı.ı ıırı l ,.,. '''l 'lı ııı l hilı,:d i k l "iıı:lık lniııdı·ıı ı.:ı·l i r . l\.iıkı·ııı
i l kç;ıf:.ı ,l.11 .ıııııı;ı k h hirli l.. ll'. iiıd l i k k 1111 J o k ıı rn 111:u n· ı i rıııin..:i yii1 y ı l b rJ;1 lfa
ı ı '<l;ı d i n i <lii�iiııcı:n l'tk ill'ıtıi� olan ıııi,ıik l'f:İliınli dini fl·lsdı· . ( ç . ıı . I
ı Jıı.ınııı'ılcın Wı·lı'ı· Mcısıü rbcısvorıurı l"cıvılnıcısı 63
denin "bir bak ıma bir ceset" gibi kaldığı bu gizemi ateşle
mek için var görünüyordu.79 Buna, Lawrence' ı böylesine
kızdıranın, mastürbasyonun sadece beyinsel vasfı olmadığı
nı ekleyebilirim; onu, on sekizinci yüzyıl eleştirmenleri gibi,
onun utanç verici, "dışkılamaktan daha mahrem " gizli l iği
de rahatsız ediyordu.
Öte yandan, diğer tarafta yer alan iki örnek olan Gore
Vidal ve Andre Gide, Ellis'in formülasyonuna daha sıcak
bakıyordu: Tek başına seks, hayal kurma, yaratma ve Vi
dal'ın hınzırca i fade ettiği üzere, başka biriyle seks yapma
yeteneğine sıkı sıkıya bağlıydı . Onania ' mn m irası her şeye
rağmen genişlemeyi sürdürüyordu. " Çok az aşık, cinsel fa
aliyette, heyecanı yaratmak ve sürdürmek için, bedene ero
tik destek sağlayacak bir miktar zihinsel kurmacaya ihtiyaç
duyabileceğini kabul etmeye hazırdır" diye tahminde bulu
nuyordu Vidal. Rousseau'daki " tehlikeli deste k " , ehlileşti
rilmiş ve sosyal açıdan yararlı bir hate getirilmişti . Elbette
Vidal'ı düz bir biçimde yorumlayamayız. Böyle olmakla
birlikte, tek başına eylemi yetişme çağındaki genç açısından
-ve neden herkes için de olmasın ?- a nlamlı hale getirmek
için "zihninin sahnesinin bir D ionysios festivaline dönüştü
ğü" fikri nde bir doğruluk payı vardır. Bunun sonuçların
dan biri, bir kişinin mastürbasyonu iyi yapması durumun
da, bir başkasıyla seksin bir düş kırı klığına dönüşebilme
olasılığıydı; ki bu, on sek izinci yüzyılın yaygın endişelerin
den biriydi. Fakat bu tipik fantezi vesilesinin öteki yüzü,
onu daha büyük faydalar sağlayan bir imgelem fidanlığına
dönüştürmesiydi.SO
Gide, otobiyografisinin daha birinci sayfasında, kendisi
hakkında neredeyse ilk olarak, genç bir oğlanken bir hiz
metçinin oğluyla, a kşam yemeği sırasında, masanın altında
karşılıklı mastürbasyon yaptıklarına dair, yoğun suçluluk,
hoşnutl uk ve narsis otonomi kokan bir sahneyi a ktarır. Bu
anı, ben liğin oluşumu ve kırıl masına yönelik bir prizma
olarak önem taşımaktadır ve mastürbasyon bir kez daha
yaratıcılık için bir benzetme haline gelince dillendirilmişti r.
Gide, Rogcr Martin du Gard 'a, " özel doğal eğilim " inin (ki
70 / ı·lı /\işi lilı �ı · hs
Kendime ayırdım
Bu köşeyi ve ben Tanrı'yım ...
Canımın istediği gi bi yapacağım .
• Bud.ıcı l ı k . Hi nd uizm . Cayıucılı�ııı hazı ınl'llwpkriııJl' h.ı ı ıııi ı ıı·gıı l a ıııal:ırı ko·
nu a lan çok sa nda metnin ortak a Jı. ( .,: . n . I
86 frll Kişi /ilı Srlıs
01\TANİ.A\'DAN ÖNCJE
lo/lASTÜRBASYON
• An·l•cıllo-= Kih;iık. dar honınlu. \'U\'arlak "" da da ıııl:ı hi.;iıııiml.,ki Eski Y unan
vazo,u . ( ç .n . )
los'tur. Onun sağında , adı yaptığı işten, dqılıcstlıai'den
( " kendini yoğurmak '' tan, elle hamur yoğuruyormuş gi bi )
gelen Dophios yer almaktadır. Bu, icra edileni son derece
açık bir biçimde anlattığından, bir sanat terimine oldukça
yakındır. ( Depesrhai adı aynı zamanda, kişinin elleriyle
kendini yoğurması a n l a m ın a gelmek üzere, Aristophanes'in
komedilerinde de kullanılmıştır.) Terpekelos'un solunda,
adı pen isinin durumuna işaret eden (psolos, "kalkmış " ) Pso
las vardır; penis derisi geriye çekilmiştir. Her üçü de iki eli
ni birden kullanmaktadır; fakat diğer satirler ( böylesi sah
neler vazo üzerine işlenen resimlerde olağandı) sadece bir
ellerini kullanırlar. Söz ve eylem belirsiz değildir ve kav
ramsal olarak basittir. Daha sonra, lskender sonrası dö
nemde, yine mastürbasyoncu figürlerine rastlanır; · bunlar
grotesk, deforme, görünüşü çirkin figürlerdir. Evet, Yunan
lılarda mastürbasyon mefhumu vardı ( şekil 3 . 1 ve 3 . 2 ) . 2 1
Martialis'in Epigrnmlar'ını yazdığı yıllarda (İS 84 ya da
85 ile 103 arasındaki bir dönemde ) Romalıların bizim kul
landığı mız terimlerin öncül leri olan masturbor ve masturba
tor sözcük lerini kullandıklarını görüyoruz. 22 Bu sözcükle
rin göndergcleri -eylemlerle aktörlerin kendisi- daha az
önem taşısalar da modern kullammlarla aynıdır. Söz konu
su sözcük lerin nereden köklendiği belli değildir; mastu r
bor'un ya da onun türevlerinin nereden kaynaklandığını ve
tek bir kişinin yapıtlarında, o da sadece .ve sadece iki cüm
lede, kullanılana değin nasıl bir evrim geçirdiğini kimse bil
memektedir
Bugün en yaygın olan hipotez, sözcüğün ınanus' tan (el )
11ıa11 ve stuprarc'den ( k irletmek ) stupro parçalarının bir ara
ya geti ril mesiyle oluşturu lduğu yolundadır ve bu spekülas
yon on sekizinci yüzyıla dek uzanmakt a dır; fakat bu hipo
tez, hu kombinasyonun nasıl yapı ldığı üzerinde anlaşama
yan uzmanlar ara sında ram kahul görmem işti r. Alternatif
görüşler a ra sında 111a.sııı dıaı i V l' dol;1yısıyla " mastürba s
yon "un ıııaıısıruıııw i 'den ge ldiği. yani, nıaıııı ( "el '' isminin
bi r form u ) , sı ı ı ı p nmı ( " se fa h a t , sıııııı o fiiliyle ilişkili olarak
k i r letme" a n l a m ın d a k i i si m ) ve ı ıc ı pct rn rc (körü bir iş y a p -
Oııaııla'dıın ônit Mcıdrtdsyon J Oj'
teki penisi, yapmakta oldu�u işin pek Je münasip bir iş olma dı ğı n ı n bir
i şarcı i . Yunan sanatında küı;ük penis bir arınma işaretidir. (Tarqu
inia'dan siyah fi g ü rl ü amfora, lkrliıı 1671, ABV 22 [2J. © bpk, Berlin,
2002. Aııtikennsaınml ung . )
ı >ıı.ıııııı'dıııı Öııfl' MıısıiiıJımyıın 1 07
• T:ııııı:ı: Aranı.:.ı " iiğrctıncıı " ; Y:ıhuJi liktc y:ıkl:ışık 200 rıl hoyuııc:ı siiılü şcri:ıtı
dcrlcvcn din a l i ııılcri ııc \'erilen :ıd. (ç.11.)
1 36 Tek Kişilik Sdn
ce, bu işi "baca kla rının aras ın da " yapa n kişilerden ( belki
de bacak arası seksle iştigal eden kişiler anlamında) söz et
mektedir. "Çocuklarla oynayan" kişi lere dair diğer iki ör
nek, oğlancılara (bu kişiler taşlanacaktır) ve daha ç oc uk
doğuracak yaşa girmemiş kızlarla evlenenlere dairdir. Ü re
me amaçlı olmayan seks, burada bir kez daha karşımıza
çıkmaktadır. Bir kez daha sperme ve onun nasıl harcandı
ğına dö n ülme ktedir. Konumuzdan gene epey uzaktayız.
Daha sonraki mistik ortaçağ geleneğinde, tüm bunlar,
bildiğimiz ayıp hakkında hahamlann yorumlarından daha
uzak ve pek çok bakımdan daha tuhaflaşmış olarak, yeni
den fa r k lı anlamlara bürünmüştür. Ö rneğin, Kabala gele
neğinde ve genel olarak mistik gelenekte, kocası ölen kadı
nın kayınbiraderiyle evlenmesini buyuran yasanın çiğnen
mesi, çok korkunç bir cürüm olarak-değerlendirilmeye baş
l anmıştır; çünkü böyle bir evlilik, ölen kocanın ruhunun
huzur bulmasını sağlayacaktır. Bir başka deyişle, erkek kar
deşin, ölen kardeşi namına çocuk döllememesi, ölenin ru
h unu korkunç bir belirsizliğe, Araf'a mahkum etmektedir.
Fakat bu, mast ü rba syonun önemli bir rol oynadığı,
A dem 'in gevşek tohumunun "cinler, iblisler ve Li
lith ' l er"in • kaynağı olarak görüldüğü ve herhangi bir erke
ğin sperminin iblisleri orta yere salıvereceği korkusunun
hüküm sürdüğü bir dünyadan bütünüyle ayrı bir d ünyadı r .
Şimdi artı k ruhların göç ettiği bir aleme giriyoruz. Ramban
olarak da bil inen ortaçağ hahamlarından, Kitabı Mukad
des yorumcusu ve gizemci Nachmanides, "Onan'ın, tohu
mun kendisinin olmayacağını -söylemese de- bildiği" yo
lunda bir şerh düşer; yani Onan, kardeşinin ruhunun to
humda cisi mleneceğini biliyordu r ve bunun gerçekleşmesini
kasıtlı olarak engellemiştir . Nachmanides'e göre bu işin na
sıl olduğu bili n memektedir; zürriyetin nasıl türediği Tev-
• Eski Ahit p ı ruml a n na göre Adem'in Havva'dan iinceki karısı. A dem'e tabi ol·
ıııayı kabul etmediği için Cenneı'tcn kovulur. Adem ile Havva'ııın çocukları olun
ca, kıskançlığından dolayı iidcmoj\ullarından doj\acak her bebeği öldüreceğine ye
min edl'r. (ç.n.)
Onaniıı'ılıın tlııCI' Mıısıü ılıas_yoıı 1 37
bir şey deği ldir; Gcnıeiııschaft'ı n "" her bireyin üzerine çörek
lend iği bir dünyada, tekbenci liğe ! solipsizm ] savrulma teh
likesi düşünülemeyecek denli uzaktır.7 1
Çi leciler meselesini ve az ya da çok cinsel perhizi seçmiş
olan ları -yani yalnız yaşayan yetişkinleri- bir an için bir ya
na koyarsak, şehvete karşı verilen mücadelenin en büyük
a renası evli likti . Bu mücadele, mastürbasyonun, nasıl sınıf
lanırsa sınıflansın, Katolik ahlak teoloj i sinde ve din adam
l ığı kurumuna yönelik i lgilerde, modern döneme kadar na
sıl ihmal edildiğinin bağlamını sunmaktadır. Evlenmemiş
gençler, yani bizim buluğ çağı kategOFisine soktuğumuz ki
şiler, on sekizinci yüzyıldan önce cinsellik dendiğinde nere
deyse hiç hesaba katı l mıyordu.
Ortaçağ Kilisesi, karı koca birliğinin, günah için bir ge
rekçe olmaktan öte fazla bir anlam taşımadığını düşünen Ki
l ise Babaları'nın güçlü geleneğini miras aldı. Augustinus'un
dosdoğru i fade ettiği gibi, evliliğin üç faydası vardı: proles , fi·
des, sacraınentum -çocuk yapma ve onları eğitme; hem cinsel
hem de diğer görevler anlamında sadakat ve evlilik bağının
kutsal doğasını ve çözülmezliğini anlatan kutsallık. Böylesi
ne katı bir model içerisinde, cinsel birleşme sırasında kaçınıl
maz olarak yaşanan ve üremenin zorunlu bir parçası olarak
değerlendirilen cinsel hazzı mazur gösteren tek şey çocuk
yapma ödeviydi. Çocuk yapma amacı dışında karı kocalık
görevini yerine getirmek -ya da böyle bir talepte bulu11mak
güna htı . Bu günah ancak nefse hakim olunamadığında ve zi
naya sapmamak için işlenmişse "affedilebilirdi. Sırf zevk için
cinsel birleşme gerçekleşirse, bu ölümcül bir günahtı. Evli
çiftlerin yatak odasında karmaşık hesaplar hüküm sürmek
teydi . Ö rneğin, büyük bir günah işlemekten kurtulmak için
küçük bir günaha yeltenmek evladır: Bir erkek, bir fahişeyle
seks yapma ktan kendisini alıkoymak için, karısının döl tut
mayacağını ya da aybaşı kanaması geçirdiğini bilmesine rağ·
men meşru ola rak onunla yakınlaşmayı talep edebilirdi.72
• Scf.ıhar. lç.n . I
Orıtıni11'dtm Onfl' .ı.fosıürb<ısyon 1 59
lit eden çocuklara da aynı ceza verilir: yirmi gün. Kötü ha-
164 J"rlı /\işi lilı Srlıs
yal lerle kendini kirleten bir keşişe yedi günlük bir ceza ve
rilir; menisiyle ke ndini kirleten bir erkek ( " Vir scmctipsunı
coinquinan s " ) biraz daha uzun süreli · bir cezaya çarptırılır:
Bu kirlenmenin gerçekleşme biçi mi açıklığa kavuşturulma
makla birlikte, bu suç ilk kez işlenmişse cezası yüz gündür,
tekrarı halinde ceza daha da ağı rlaştırılır; on beş yaşında ya
da bu yaşın altında olan oğlanlara verilen ceza kırk gündür.
Mastürbasyon eğer bir günahsa, bu günah sadece erkekler
le delikanlıları etkiler görünmektedir; şehvetin insanı dü
şürdüğü diğer korkunç sapkınlıklar karşısında mastürbas
yon masumane kalmaktadır.85
Asıl önemli olan, Tanrı'nın, şehveti dizginlemek için va
zettiği kurumları -çoğunluk için evlilik, az sayıda kişi içinse
bekarlık- tehdit eden günahlardı. Komşusunun karısını kir
leten bir adamın ödeyeceği kefaret bir yıldı; karısı kısır olan
bir adamın, karısıyl a cinsel ilişkiye girmesi yasaktı; bir erke
ğin yılda en azından üç defa, kırkar günlük sürelerle ( kutsal
günler boyunca) cinsel i lişkiden kaçınması gerekiyordu . Ra
hipleri n ya da tarikatlardaki din adamlarının cinsel perhiz
yeminlerini bozmaları korkunç bir günah olarak kabul edil
mekteydi : Oral sekse yeltenen bir keşişe dört yıl, enseste üç
yıl ve oğlancılığa yedi yıl ceza verilmesi öngörülmekteydi.
Zina yapan bir piskopos on iki yıllık bir cezaya çarptırıl
makta ve unvanı el inden alınmaktaydı. Keşiş ya da rahip ne
denli üst mertebedeyse, hunların işlediği suç ne denl i büyük
bir skandala yol açtıysa ve eylemleri toplumu ne denli sars
tıysa, ceza da o denli şiddetli olmaktaydı. Mastürbasyon, bu
bağlamda, ana mesele olarak görülmüyordu. Aynı şekilde,
şehvete karşı bir savunma aracı olarak evliliği doğrulama
mücadelesinde ya da keşişlerle rahiplerin ettikleri perhiz ye
minine sadık kalmalarını sağlama çabasında da mastürbas
yonun pek bir önemi yoktu . Eğer kirlenme (coinquination)
genel bir kategori ise, mastürbasyon bu kategori içinde yer
alan, nispeten önemsiz bir alt türdü.86 Görece kısa süreli ke
faretlere tabi, iffete ve cemaatin dirlik ve düzenine yönelik
kurumları çökertme tehdidi içeren cinsel kabahatlerin ya
nında çok hafif kalan hir kirlenme biçim iydi .
011.ıııia'd,111 Oıırr Mıısliirlıcısyon 165
" A klını kötü şeylere yorarak sık sık menisini boşa ltanlar
[ burada söz konusu olan k işiler din adamt·a rıdır) yirmi
günlük bir. cezaya çarptırılır."
" Uykuda yken menisini kil isede boşaltanların cezası ye
di gündür. "
" Eğer rahip ya da rahi be, kendi kendisini tahrik eder
se" -burada kastedi len mastü rbasyondur- " bu günaha ke
faret olarak yirmi gün, tekrarı halinde kırk gün ceza veri
li r . ''
seksten çok daha fazl a tehdit eden ba şka bir suçtan dolayı
ortaya çıktı. M astürbasyon, doğaya karşı işlenen bir günah
oldu; çünkü artık bir diğer "cezai yaptırım gerektiren sap
kın l ı k "la hir arada sın ı flandırılmaya haşlan m ıştı: Sodom i .
O n birinci yüzyıl başlarında bu yeni sın ı flandırmaya yö
nelik bazı eği l i m ler mevcuttu. Sodomizm, öteden beri, anal
yoldan k urulan c i nsel i lişki olarak bi li niyordu. Worms 'lu
Burchard, 1 007 civarında, bu konu hakkın da bir d izi soru
yu yazıya döktü. Birisinin pen i s i n i " hi r e rkeğin en gerisine"
f in masculi tcrga et in post {c) riora) yerleşti rmesi ve böylece
� sodoml uların yaptığı türden bir cinsel münasebete " kal
kışmasına, karşı l ı k l ı yapı l a n mastürbasyona , " ka lça ve uy
luklar arasındaki cinsel münasebete l i ntrn coxas ] " ve n i ha
yet tek b a şı na sekse dair sorul ardı bunlar: " Erkekl i k orga
nını e l i ne a l ıp, toh u m u n u dışarı fışk ı rtma k amacıyla, deri
sini bir a şağı bir yukarı hare ket etti rdin m i ? " Bununla bir
likte Burc ha rd, kendi genel gün a h sı n ı flandırması n ı n , bir
ahlaki den k l i k iddi asına destek ol masına izin vermez. Sodo
mi içi n , koşull a ra bağlı olarak, on ila on bir yıl arasında de
�işen cezal a r uygun görülmektedir; intcr cru ral seksin ceza
sı, sadece su ve e k me kle geçirilen doksan gündür; mastür
hasyona i se (faz laca önemsen mediğinden olaca k ) on gün
lük bir ceza biçi l m iştir.88
Burchard'dan b i r k u şak son ra, Peter Damian'la birli kte,
mastürbasyona bakış açısı değişmeye başla d ı . H ı ristiya n l ı k
tari h i n i n önde gelen reformcu l arı n dan v e önemli kişi l i k le
rinden hirisi olan, keşişl i k , ra h i p l i k ve piskoposl u k yapan
v e kardinal l iğe d e k y ü k selen D am ian , mastürbasyonu, b ir
t ü r sapkın l ı k , "d oğaya a y k ı rı " bir ed im olarak sı n ı flandırı
yord u . " S izlere tüm meseleyi düzgü n ve bütü n l ü k l ü bir bi
çimde gösterme çabası çerçevesinde, bu doğaya ka rşı işle
nen güna h 1 11 dörr türünü b i rbiri nden a y ı rr ermek mümk ü n "
diye yazmıştır:
dan bi r sald ırıyd ı . Evl ilik çarısı a l rında karı ve koca her
gün. ciddi bi r ahla ki re hli keyle yüz yüze gel mekteydi . Oto·
ritelerin lanetlediği durumlar, evli çiftlerin doğaya aykırı
heterose ksüel edim lere -11 011 in dcbito vasc (yanlış yere duhul
etme) ya da 11 0 11 in dcbitus rnodus ( uygun olmayan bir tarzdıı
birleşme )- kalkıştığı d urumlardı r. Büyük A l bertus, cinsel
ilişkiyi biri doğaya uygun, diğer dördü doğaya aykırı, beş
ka regori içinde sınıflandırır. Doğaya uygun kategoride ka·
dm a l rta, erkek üsttedi r. Doğaya aykırı kategorilerde ise,
evliliğin amacına, ba şka bir deyişle, ölç ü l ü l ük ve üremeye
ters düşen yöne limler söz kon usudur. Sodomizm, çokça
k u l l a nılan, etki li bir doğum kontrol yöntemiydi (evlili kre
cinse l h azzı n kabul edilebilir tek geçerl i nedenini alenen
reddeden bir cinsel edimdi ) ve "doğa l " olanın dışındaki
herha ngi bir pozisyonun, gebe kalma şansını ortadan kal
dırdığı d üşünülüyord u . On beşinci yüzyı lda Paris Üniversi
tesi rektörü, yazar ve ünlü teolog jean de Gerson'un da be
l irttiği gibi, cinsel uzuvların her erotik uyarımı ( " omnis lu
xu rious attıactus" ) doğal döl leme d üzeneği ni bozduğundan,
bir tür zina, hatta zinadan d a kötü bir şeydir.95
Yedinci emrin, kadın ve erkeği, evlilik kurumu dışındaki
her türl ü yakın laşmadan men etmek le kalmayıp aynı za
manda onların, karı koca olarak, yatakta istemli bir biçim
de ve gereksiz yere haz duymalarını da yasakl adığı i leri sü
rül m üştür . Bu anlam ıyla zina, yani sırf zevk için partnerine
dokunmakla işlenen günah, evl i li k kurumu içinde gerçek le
şiyorsa çok daha vahimdi ; çünkü bu kurumun en temel
amacı göz göre göre çiğnenmiş oluyordu. Papazların, yöne
tim leri altındaki cemaatlere mensup kişilerin yatakta yaptık
ları hemen her şeyi kınayan bu emi rleri nasıl yorum ladıkla
rı ta m ola rak bel li deği ldir. Fakat Aquino'lu Tomasso'nun
doğaya aykırı edi m lere ilişkin dördüncü kategorisi, bunun
sınırlarının nerede çizilebi leceğine dair soru gibi, el bette bü
yük i lgi çekmişti. Bununla karşılaşrırıl dığında, ki rlenmeye
ilişkin günahları içeren birinci ka tegori sönük kalmıştı.%
O n dördüncü yüzy ı ldan on yedinci yüzyıla kadar Fran
sa 'da yayımlanan gü nah çıkarmayla i l gili bütün el kitapları-
Onıırı iıı'clcın Oıın- Mcısıii r/ıcısvıın 1 75
deki orga n ı n ı " h iç tutmad ığın ı ya da ova lamad ığını " i leri
sürecek olursa, rahip d a ha i leri gi tmez ve del i k a n lıya, an lat
tıklarına inanmadığını göster ir bir tonda, övücü bir-iki söz
söyler ve bunu inkar etmesinin pek inandırıcı olmadığı n ı ,
belleğin i n bu geçici unutkanlığının manevi a ç ı d a n ciddi so
n uç l a r yaratacağı n ı bildiri r . Günah çıkarma h ücresinde ya
lan söylemek ciddi bir meseledir. Böy lece ele a ldığı m ız me
tin, tarihte, birisi n i n mastürbasyon un yaygı n lığına dair bir
iddiada bulunduğu i l k kayıt olmaktadır. Konu üzerine son
raki yı llarda görüş bel i rten herkes gibi, Gerson d a , bu uy
gulamanın şöyl e ya da böyle evrensel bir uygu lama olduğu
nu düşünüyordu. Fakat en azından gözleme dayanan on se
kizinci yüzy ı l ve sonrasına ait iddiaların tersine, Gerson'un
ulaştığı sonuç bedenin düşkün doğasına yaslanmaktayd ı .
·
" Mastürbasyon .l mollities] d iye b i linen o iğrenç ve tiksin
dirici günah " ne denli yaygın olsa da, ra hibin sorgulamala
rı karşısında istisnai bir d irengenliğe sahipti. Bu, k ısmen,
bu işin gizli yapılmasından ve m u h temelen uta n ı lası bir
edi m olmasıı:ıdan fakat aynı zamanda, günah çıkaranların
bunun yanlış bir ·İş olduğu kanısında olmamasından kay
naklanıyord u . Gizl i l i k , hem bu suçun aşağıl ı k bir suç oldu
ğunun işareti hem de pek çok insanın bunun bir suç oldu
ğunu bilmemes i n i n nedeniyd i . M a stürba syon gerçekten
özel bir d i le en çok ya k l a ştığım ı z noktadır; çözülmesi, her
kes için açı klanması gereken bir dildir bu a nca k açı k l ama
işin i n kolay olmayacağı bellidir.
Günah çıkartan rahip, yeterince beceri k l i ve d i k katli ol
madığı takd i rde, " hastalığın bulaştığı 1 i nfcctorum] kişi !erin
ağzından " bir ikrar a lmasının güç old uğu yolunda uyarı l
ma ktad ır. ( Gerson 'un bu tıbbi imgeyle hiç i ş i yoktur; o , gü
na htan emin olmak için bedenin otoritesine gerek duyma
maktadır. Oysa Aydınlanma dönemi filozofları, hekimleri
ve şarlatanları bu imgeyi aynen a l mışlard ı r . ) Ra hip, sadece
bel irttiği miz gibi. genç erkeklerin deği l , aynı zam a n da biraz
fark l ı da olsa sorgul a m a k durum unda olduğu yeti şk i n er
kek ve kadınların da d i renciyle karşıl aşacaktır. Yazar, "el
deki pek çok deneyi m " den yola çıkarak, hastal ığı kapan
1 86 7 rlı /\işililı St"k5
rüld üğü üzere, " rohumu l orralık yere l saçma" biçi minde
vuku bulan kendi kendini kirletme ol ayını, yani coitus itıtcr
ruptus ' u rarrışmaya döner. Bu çok körü bir şeydir, bir tür ci
nayettir ( " yapan kişinin maksadı bu olmasa" bile); insanlar
" böylesi gayri meşru, karanlık ve iğrenç uygulamalara yö
nelmektense", iyi körü demeyip evlenmeye bakmalıdır. Fa
kat tüm bu söylenenlerin mastürbasyonla çok az i lgisi var
dır. Capel, erkek ve kadının birlikte işledikleri günahlara
karşı uya rıda bulunmaktadır.
· " Kendi kendini kirletme" günahlarının oluşturduğu ka
tegori, ne denli kötü olursa olsun, genel "doğaya aykırı kir
lenmeler" üst kategorisi içinde de oldukça geri planda kal
maktadır. Capel i k i sayfadan daha az bir kısmı " kendi ken
dini k i rletme"ye, birkaç satır fazlasını " hayva nlarla girilen
cinsel ilişki"ye ve a rdından yirmi sayfayı da " sodomizm"e
ayırır. Tüm günahları n bir sesi vardır ama sodomizmin se
si " yüksek ve tizdir." Yoz a ilelerdeki hizmetçileri bek leyen
tehlikeler, rahiplerle rahibeleri bek leyen tehl ikeler ( birbirle
rini"-a yartan keşişler ve rahibeler), doğaya aykırı kirlenme
lerin en başta geleni " sodomizm " bağlamında inceden ince
ye a nıştı rılır. " Doğaya aykırı kirlenmeler" kategorisi, zina
ya kıyasla, daha az dikkar çekmektedir. Ve nihayet, " kendi
kendimizden kaynaklı günah eğilimleri " bölümüne baktığı
mızda da, mastürbasyon konusunda bir şey bulamayız. Do
l ayısıyla, " kendi kendini kirletme" konusuna on yedinci
. yüzyılda -çok kısa bir biçimde- çeşitli yerlerde rastlasak
da, bu günah, diğer günahlar a rasında kaybolmuş bir du
rumdadır ve güçbela görülebilmektedir. On sekizinci yüzyı
la kadar da, tamamen bir başka ahlaki evrende yaşamaya
devam edecekti r. 1 3 0
Sıklıkla kullandığım " 1 7 1 2 yılında ya da o civarlarda "
ibaresinin elbette sihirli bir yanı bulunmamaktadır. İçinden
mastürbasyonun çıkıp geleceği malzeme orada durmaktay
dı; masrürbasyonu n yansımasını bulduğu toplumsal d ünya
1 680'ler ya da 1 6 90'lardan itibaren mevcuttu. 1 705'te Da
niel Defoe, Rcview'unda bir soruya cevap verirken, kendi
kendini kirletmen in ölümcül bir günah olduğunu fakat bu
204 frlı Kişilik Sdıs
sorunun aleni bi r şeki lde ta rtışılmasını n, onun " gizl ice icra
edil işinden" daha fazla olmaması gerektiğini beli rti r. Dc
foe, John Marten'in daha sonra yöneldiği yazınsal pazar
dan pay ka pma peşinde değildi . Bu yönde girişim lerin par
çası olduk l a rı düşün ülebilecek başka Onania taslakları da
vardı. Örneğin, 1 69 8 'de lngi ltere'de Hadriaan Beverland
adında bir adam, zina üzerine Latince bir kitapçık yayımla
dı; bunun otuz sayfası mastü rbasyona ayrı lmıştı . Hiçbir et
k i ya ratmayan bu broşür, fark edilmeden bir köşede kaldı;
çevirisi yapılmadı ve on sekizinci ila on dokuzuncu yüzyıl
literatürüne ait hiçbir eserde adı geçmedi. Kendi öncelleri
konusunda çok duyarlı olan Tissot bile, bu eserden haber
dar değildi r. Fakat Beverland'ın broşürü i lgi uyandırsaydı
da, mastürbasyonun Grub Street mezbeleliğinden başlayan
modern tarihi pek farklı olmayacaktı. Bu kitapç ı k ve Ona
nia, ortak bir dünyayı paylaşıyorlard ı .
Beverland, h e r şeyi başlatan J o h n Manen gibi, şüpheli
bir şahsiyetti. 1 65 2 yıl ında günümüz Hollanda'sının sınır
ları içindeki Zeeland'da doğmuştu; 1 670'de Leiden Üniver
sitesi 'ne yazıldı ve kısa bir süre sonra erkek eşcinsel liğini
öven bir kitap yayımladığı için başı derde girdi . Yirmi altı
yaşındayken üniversiteden atı ldı ve i l k günah ı konu a lan
hir k itap çıkardığı için para cezasına çarptı rıldı. Bu kita pta
A dem ile Havva 'nın tek kusurunun, " şehevi konuşmaları "
olduğu iddia ediliyordu. Beverland daha sonra Utrccht Üni
versitesi'ne gitti; fakat oradan da kovuldu. Söylendiğine gö
re bu kez, eski o k u l unun öğretmenleri üzerine yazdığı bir
yergiden dolayı şimşekleri üzerine çekmişti . Ardından Ox
ford'a gitti , orada hukuk ve fi loloji öğren i m ine devam etti .
Oxford'da pek fazla para cezası ödemedi; çünkü lngi liz pis
koposlarını iğneleyen yazıları üniversite yönetimini pek ra
hatsız etmiyordu.
Bizim bela Hollandalı Oxford'dayken en sonunda hu
kuk doktorasını k azandı; fakat 1 68 9'da yazmaya başladığı
De fornicationc ! Zina Üzerine], gidişatı birden a ltüst etti. Be
verland'ın bu eseri ka leme a l ı rken niyeti, ciddi biçimde,
Hollanda'ya geri dönmekti belki de . .A. ; ıcak eser yayımlan-
ı J111111,,ı"ılım drıcı· Mıısr iirlım voıı 205
· Mr\STÜRB��§Y()NilAJ\l SORUN
l ıga yol açı p açm a d ığından emin olmayan ları tedirgin etme
ye devam etti; yakla şık 1 8 80'den sonra onun böyle bir so
run y a ratmadığına kani olanlar da, onun yine de iğrenç bir
şey old uğuna inanmayı sürdürdü ler. Mastürbasyon sorunu
ayrıca h asta lık mese lesinden şu veya bu biçi mde endişe
duym ayan ancak kendi kendine seksi, bir şahıs, bir kurum
ya da bütün bir kültür için korkunç derecede bir kusur ala
meti olara k gören k işileri de sardı . Sonunda, yirminci yüz
yılda, daha bel i rgin biçimde 1 960'lı yıllar ve sonrasında,
bazıları tek başına seksin sağlıklı olduğu n u ve çok daha
fazlasını düşünmeye başladılar: O, bireysel özerkliğe, ruh
sal kendi ni gerçek leştirmeye ve baskıcı heteroseksüel dü
zenden k urtu l uşa giden yoldu. Onlar da enerjilerini, a rtık
soru "Sorun ne? " değil, "Çözüm ne? " biçimini almışsa da,
temel bir " ne" sorusundan alıyorlardı.
Biraz zemini hazırladıktan sonra, önce teknik olmayan,
a rdından da teknik terimlerle, mastürbasyonda böylesine
tehli keli bulduklarına ilişk i n ilk ne sorusunu sormak üzere
doktorlar ve sahte doktorlarla başlayacağım. Tıpla başlama
mın nedeni, onun bütün cevapları içermesi değildir. Mastür
basyona yeni anlamlar yükleyen yeni kaygıların, korkuların,
fırsatların , ölümcül ya da o kadar da ölümcül olmayan cazi
ben i n ve özgürlükleri n doğuşu, çok daha geniş bir öykünün
sadece bir kısmıdır. Ancak tıp, i k i nedenden dolayı, cevabın
önemli bir kısmını içinde barındırmaktadır. Birincisi, çeşitli
sınıf ve düzeyden, bedeni ele alan hekimler, on sekizinci yüz
yıldan başlayıp yirm i nci yüzyılda da devam eden ve giderek
artan bi r biçimde, daha önce ruhu ele alan hekimlerin cüppe
si n i giymeye başladılar; ahlak ve doğru düzeni n hakemleri
olma yolundaki her fırsatı memnuniyetle karşıladılar. i lahi
otoriten in inandırıcılığı azalıp doğanın otoritesi arttıkça,
doktorla r bu otoritenin sözcüsü durumuna geldiler. Mastür
basyon, i lahi açıdan suçlanan i ffetsizliklerin ya da üreme dı
şı ci n sel faaliyetlerin oluşturduğu büyük bir bileşi min sadece
bir örneği olmaktan, bir Aydınlanma kon usu olmaya, doğa
n ın ihlalinin deneysel olarak gözlemlenebildiği bir ahlak so
rununa döndü. Bu bakışla bağlantılı da olan ikinci neden,
Mıısı iiıl>asvorıdcıki .'iı •nuı 213
Zemi n Hazırlığı
Cinsel Haz
yordu. ıo
Doktorlar ve diğerlerinin bir cinsel edimin, bir orgazma
u laşma yolunun bir diğerinden neden bu kadar kötü oldu
ğunu düşündüklerini anlamak için, bunun ne anlama geldi
ğini tam olarak i rdelemek zorundayız. Fakat şimdilik söy
lememiz gereken şudur: Ayrım, soyu sürdürme a maçlı seks
le başka herhangi bir niyetle se k s arasında deği ldir. Aqu
ino'lu Tommaso'nun izin verilebi lir olan (üreme amaçlı, ev
lilik çerçevesi nde), aklısel ime aykırı cü r üm olan (ensest, zi
na, gayri meşru cinsel i li şki ) ve doğaya aykırı suç içeren (so
domi, hayvanlarla cinsel i lişki, mastürbasyon gibi üreme dı
şı cinsel eylemler i le evlilikte hamileliği ve üremeyi engelle
meye dönük pozisyon ve uygulamal ar) cinsel eylemler biçi
mindeki sınıflandı rması, burada etkil i değildir. Kendi ken
d ilerini istismarı ba kıcıl arda n öğrenen, üç, dört, beş yaşla
rında, yaptıklarının farkına varacak yaşın epeyi altında,
çok küçük çocuklar ha kkındaki modern endişeler, kadın
lardaki tek başına seks gibi, Tornmasocu ahlaki teoloji ve
pişmanlıklar dünyasının dışındadır. Hazzın yararları konu
sunda ki y e n i sorunlar, cinsel hazzın ken d i si nin zanlı olmak
tan çıkıp ulvi bir şey olmaya başla masıyla gündeme gel miş
tir. ı 1
Tııı \'C Mastürbasyon Altla k ı
Diğer bir deyişle, kadın cinsel liği üzerinde, onu normal ka
nalında akmasını sağlayacak biçimde yönlendi rmek üzere
daha fazla k ültürel etkiye, nesli sürdürmek üzere daha faz
la suçluluk d uygusuna i htiyaç vardır ve bu y üzden onların
ruhu ( aynı zamanda bedeni de etkilenmediyse) uygarlığın
işleyişiyle ka rşı karşıya gelişin yarattığı daha ağır ta hribat
lara, erkek bedeni ve ruhununkinden daha fazla göğüs ger
mek d urumundadır. Bu noktada, Freud ya da Tissot'nu n
·veya meslektaşlarının görüşlerinin doğru olup olmadığı nın
bir önemi yoktur. Kadının, itiraf edil diği üzere, meni üret
med iği ya da zayıf, az ve kaybının çok önemli olmadığı, da
ha alt d üzeyde bir versi yon unu ü rettiği kabul ed ilse bile,
mastürbasyonun tehli kelerinin gerçek ve güncel olduğu dü
şünül üyord u .29
Başka bir şey in söz konusu olduğu açıktı; herkes kadın
ları n da menisi olduğuna inandıktan sonra bile, öld ürmeye,
sakar bıı-a k maya ya da psikoloj ik ta h ri bata devam eden bir
şey. Frenoloj inin (materyal ist psikolojinin on dokuzuncu
yüzyıl versiyonu) oldukça popüler ve çok okunan gurusu O.
S. Fowler, kızların bcllli mastürbasyondan dolayı oğlanlar
dan daha az hastalanmalanna karşın, hala binlercesinin
onun neden olduğu veremden öldükleri yolundaki iddiasını
desteklemek üzere, tıbbın tartışılmaz otoritesine başvuru
yordu. On dokuzuncu yüzyılın bir başka Amerikalı yazarı,
mastürbasyonun, "tek başına aşk düşkünlüğü " nün, "kızlar
da da oğlanlardaki kadar -belki de daha fazla- yaygın" ol
duğunu göstermek için "en yüksek tıp otoriteleri" ne (sözü
nü ettiği, Copland'ın Dictionaıy of Practical Mcdicinc'ıdır 1 Uy
gulamalı Tıp Ansiklopedisi ) ) dayanıyordu. Onlara dönük
hastalık teşhisinin daha sık konulup konulmadığını söyle
mek güçtür. Ancak tahribata yol açan rahatsızlıkların, ka
dınlarda, erkeklerdeki kadar, hatta daha da fazla olduğunun
düşünüldüğü anlaşılmaktadır; bununla birlikte, mastürbas
yon kaynaklı delilik teşhisi, erkeklere, kadınlara olduğun
dan daha çok konulmuştur. Yakın zamanlarda özenli bir ça
lışmaya konu edilen, on dokuzuncu yüzyıl başları Alman
ya 'sındaki bir akıl hastanesinde, Selbstbc-Jlcckung (kendi
kendini kirletme), erkeklere yönelik tanı çizelgelerinin sü
rekli olarak zirvesine yakın duruyordu; bu sorun kadınlara
ait çizelgelerde yer almıyordu. Yüzyılın sonunda Krafft
Ebing, erkeklerde mastürbasyon kaynaklı deliliğe dair on iki
vaka teşhis etti; kadınlarda ise bu sayı üçtü. Ö te yandan,
sağlık meseleleri üzerine geniş bilgiye sahip 1 840'1arın bir
Amerikalı yazarı, mastürbasyonun, deliliğe yol açma konu
sunda ikinci sırada yer aldığını (onu sadece alkolizm geçi
yordu) düşünüyor ve "güvenilir bir kaynaktan öğrendiğime
göre, bu nedenle akıl hastanelerine gidenler arasında, kadın
ların sayısı erkeklerinki kadar büyüktür" diyordu.JO Oran
ne olursa olsun, mastürbasyondan bir tıbbi sorun olarak
kaygı duyulması sürecinin başlangıcından sonuna kadar,
kadının , meniden tamamen bağımsız fakat tek başına ayıbın
toplumsal bağlamına bağlı olarak, mastürbasyonun hasta
lıklı etkilerinden mustarip olduğu düşünülmüştür.
Kadınlar arasında gizli ayıp en �izli biçimiyle sürüyordu.
Ziınınerman, sadece hakkında daha a z bilgiye sahip olduk-
M11'iliiı l1<1wı111<lıılıi .'imwı 2 .l .1
• MiJ� w ha�ı rs;ıkla rııı sindirim ı�l.:ıııi sı r;rn nJa y � ,ıc ık l.ırı sı jl.t nı sa l Ol'l'İni ııı .
(ç.n . )
Mcısıii rl>ııs_v<�ı.lcıhi .'>orun 2 .1 7
• Suçüstü . C.; . n . )
Mcıstür"'1s vondcılıi Sorun 245
siz bıra kılma ması ydı: Bi rinin onlara kendi kendini kirlet
meyi ö�retip hepsini mah vetmemesi için, .. gözetiminiz al
tındaki çocukların, mümkünse asla gözetim dışı çalışmala
rına ya da oynamala rına izin vermeyin" diye tavsiyede bu
lunuyordu pedagog C. G . Salzma nn. Tissot, çocuklarını ko
ruma ya çalışan " bir babanın ihtiyacı, evinin en karanlık
köşelerinde ne yapıldığı nı bil mektir; hedef, geyiğin, tüm
gözlerden kaçtığında sığınd ığı koruluğu keşfetmektir" öğü
dünde bulunuyordu. Ayıbın sebeplerine dönük bu öyküde,
problem, genç insanların onu, gi zli , münferit ve yanlış ol
duğunu anlamadan benimsemeleriydi. Mesele, onları bu
konuda ayd ınlatmaktı . O, kötü bir gizlilikti; mahremiyetin
yanlış biçimde kullanımıydı. Bu yüzden o, utanç ve suçlu
luk d uygusu yaratmalıyd ı ; ama ne yazık ki, bunlar doğuş
tan gelmiyordu. Öyle olsaydı, özel ayıbı kam �ya açıklamak
için bu kadar büyük bir çabaya gerek yoktu.71
Dolay ısıyla, çocuklar mastürbasyonun yanlış olduğunu
lıcşfctmcliydi; onlar sadece bu edimin kendisi hakkında de
ğil , masum zevkler olarak görebilecekleri şeylerin aslında
kendi kendini kirletme denen son derece utanç verici bir
davranış olduğu hakkında da bilgilendirilmeliydi . Kitaplar,
burada devreye giriyordu. Zimmermann, üst üste gelen
mektupların, mastürbasyonunun yanlış bir şey olduğu ko
nusunda hastalarını ilk bilgilendiren unsurun, başka bir
kaynaktan ziyade Tissot'nun kitabı olduğunu kanıtladığını
söylüyordu. Yarım yüzyıl sonra oyun yazarı August Strind
berg, mastürbasyonu onlu yaşlarının başlarında bir oyun
aracı lığıyla öğrendiğini beli rtiyordu ... yüzerken, yaşça daha
büyük bi r çocuk daha genç olanlara bunu öğretmişti . Söy
lediğine göre, kimse onu bir sır olarak görmemiş; bir vapur
rıhtım ında, dışarıda açı kta oynadıklarından hiçbir utanç
duymamışlardı. Fakat .. kısa siire sonra, eline, seksin yol aç
tığı korkunç sonuçlarla ilgili bir kitap geçtiğinde, bu alış
kanlığı terk etmişti . " ( Bu, muhtemelen. Alman Rahip Sixt
Kari Kapff'ın yazdığı, yaygın biçimde çevirisi yapılan ve
uzun süre ellerde dolaşan Warnımg ciııcs ]ııgcndfrcundcs \'Ol
dem gcfalıı liclısıcıı ju�cııdfcind: odcr, Bclclırung ülıcr gcheiınc
,\ fmliirl1<1swnılıılıi \or un 265
"doğanın içim ize kazıdığı şey " in aşırı hazzına yenik düşü
yorlardı . Lakin mas tü rba syon c u , arzusunun doğaya ayk ırı
kaynakları yüzünden, .. giz li likte n , keşfedildiği zaman top:'
l uma ne kadar k o rk unç görüneceği düşüncesinden dolayı
azap çe k ece ktir Tissor, kendisinin bir mastürbasyoncu ol
. "
lanın ca, " ona yol açan tahrikler her zaman içimizde bulun
duğundan, kurtulma k zor "du. "Onu yapmaya tahrik eden
ve ha ince ayartan unsurlar hep bizi mle hirlikte " ydi ve o,
d ur d ur u lahilecek ya da en azından d iğerleri gibi azaltı labi
lecek bir suç deği ldi ; zira kişiye ozeldi. " Bir kez başlandı
ğında, onu durdurma k ne redeyse imkansız"dı; mastürbas
yoncu bir kere arzuy.la tutuşunca , " içsel yangı n " ı sönd üre
cek h içbir şey yok gi biydi. 82
Otuz yıl sonra, Tissot, bunun neden böyle olduğuna da
ir çok daha teferruatlı şey ler anlatıyordu; ancak bunlar <la
sonuçta aynı kapıya çıkıyordu: Mastürbasyon, aşırı lıktı .
Onan ist hiç doyuma u l a şmı yo r fakat onu giderek daha da
fazla yapmak istiyord u . Mastürbasyona yol aça·n dürtü da
ima herhangi bir doğal d i.irtüden daha baskındı. O her za
man yedekte ve her zaman kontrol dışındaydı. Sosyoloj ik
olarak öykü, Onania'da ve yüzyı l l a r boyunca, konu hakkın
daki aşağı yukarı her broşürde işlendiği gibiydi: "Tek başı
na baştan ç ı kmayı engelleyecek hiçbir şey yoktur; o sınırla
namaz." Fizyoloji k açıdan, Tissot, aşırılığı diğer bedensel
fonksiyonlarla karşı laştı rma yoluyla açıklamaktadır. Bey
nin mastürbasyonu düşünmekle meşgul olan kısmı, uzun
bir zaman zarfında gelişen veya h ı rpalanan bir kas gibidir.
Ya bu günahka rlığı o kadar derin biçimde öğreniyordu ki
bu vücutta kalıcı h a le geliyordu ( " uzuvda huna eşlik eden
hare ket durdurulamaz " ) ya da kas, yeniden güç toplaması
n a izin vermeyen " sürekli yorucu işten dolayı" harap olana
kadar devam ediyordu. Ti ssot alternatif olarak, mastürbas
yoncunun, bağırsakla rımızın ya da sidik torbalarımızın iş
leyişine yönelik mi.ishil veya doğal olmayan diğer müdaha
leleri kötüye kullanan birisi gibi, atık maddelerden kurtul
ma sistemin i " körü al ışk a n l ı k " l a rl a bozmuş bir k i şiye ben
zediğini üne sürüyordu. Normal olarak, dışkı ya da idra r
boşa l tma ihtiyacının " bazı işa retlerle bildiri ldiği "ne dikkat
çekiyordu. i n sa n gerçekten bir şeyden kurtulma ihtiyacı du
ya r ve bunu yapardı . Fakat hu doğa _I ekonomi " o kada r
Mıısı iirl•mrıırıılıılli Soııırı 275
sapkın/sa ptı rılırn ş " tı ki, boşa lrım artı k " boşaltılan madde
nin niceliği "ne bağlı olmazdı. O zaman beden, i htiyaç duy
duğu hir dünyanı n ötesine, gerçe klik ilkesinin askıya alın
dığı düşünülen bir alana geçerd i. Onu artık hiçbir şey de
netleyemezd i . Bu karşılaştırmadan yola çıkarak ulaştığı so
nucu özetleyen Tissot, böy lece ke ndimizi, " ilıtiyacı rnı z ol
malrnz111 isteme" durumuna soktuğumuzu sö} l üyor ve
" mastü rbasyoııcuların durunıu da işte böyledi r" d iyordu. Do
ğa deği l hayal gücü tarafından yönlendirilen mastürbasyon
cu, sosyal, hatta fizyolojik ihtiyaçla bağını kopa rıyor, so
rumluluk larından sıyrılıyor ve otarşi k bir hale geliyordu:
Mastürbasyon, doğası gereği aşı rı ve bozuktu . On doku
zuncu yüzyılın standart Fransız tıp sözlüğü şöyle der: "O
öncelikle teh likelidir; zira kişi kendini ona teslim etme po
tansiyeline devam lı sahiptir.113
On sekizinci yüzy ılda, mastürbasyon, giderek daha da
fazla, tiryakilik d iyebileceğimiz bir görünüme bürünmüştü;
o, aynı alkol, uyuşturucu ya da engellenemez bir biçimde
düşkünlük gösterilen diğer bazı maddeler gibi, insanı ken
dine esir ediyordu. Entelektüel geleneğinin kökleri eski mo
da şehvette değil, dolup dolup boşalan kavanozları anlatan
platoni k ınecazlardaydı ( "aptalların ruhlarına -ki iştah ları
da oradadır- aittir" ) . Mastürbasyoncunun arzusu gibi, bu
ruhlar da doyurula mazdı; onlara ne kadar fazla teslim olu
nursa, o kadar tesli miyet talep ederlerdi. Onania, " zihni, gü
nahkarltktan ya da en azından boş ve apta lca hayallerden
uzak tutma " ya çalışan fakat bunu imkansız bulan kişiler
den gelen mektuplarla dol uydu; bazıları ise saatte sekiz kez
mastürbasyon ya pmaktan ve bunun ateşi söndürmek bir
yana "yangını körüklem e " ye yol açtığından söz ediyorlar
d ı . Bir otopsi raporu, bir kızın " başa çıkılmaz" arzudan ve
eliyle oynamaktan öldüğünü göstermeye çalışıyor, klitori
sin durumu yüzünden kızın ölü bedenini kanıt olarak gös
teriyordu. Bize de, " h içbir şey daha tuzağa düşü rücü değil
dir" deniyordu.84
Ti ssot'ııun ma stiirbas�'on anlatımı, sadece ufa k değişik
liklerle, on iki aşamalı modern bir programdan gel iyor ola-
bilirdi: " imgeleme her a n kendini hatırlata n bir alışkanlık
la başa çıkabil mek için çok fazla çaba gerekir j .. . j Herhan
gi bir diş ini n görüntüsü bende arzu yaratır ı ... ı Benim kir
li ruhum, haya li şehvet objelerim i sürekli üretmeye çok
fazla yatkmdır ( ... ) (Onunl a ! mücadele ediyorum fakat ça
tışma beni bitap düşü rüyor 1 -- · 1 Eğer düşüncelerimi dağıt
manın bi r yolunu bula bilseydim ı .. . ı inancım odur ki teda
vi olmaya yak laşacaktım . " Tissot, " bu çirkin davranışları
uygulamada, artık on lardan kaçınmakta aciz kaldığı bir
aşamaya " varan Cenova'daki bir okul arkadaşını yad edi
yordu. Bir saatçi, her tekra rladığında hissettiği halsizliğe
rağmen, ruhunun mastürbasyonun kölesi haline geldiğini
bildi riyor, " başka hiçbir şey düşünemez" durumda oldu
ğunu ve "suçu tek rarının, her gün daha da sıklaştığı"nı
söyl üyordu. Altı veya yedi yaşında, acınacak haldeki bir
erkek çocuk, bu ayıbı bir hizmetçiden öğrenm işti : Onun
" mastürbasyona yönelik tutku"su o kadar büyüktü ki "ya
şamının son günlerinde bile ondan geri duramıyordu"; an
cak o zaman, ölüm döşeğindeyken, mastürbasyonun ölü
münü hızlandırmakta olduğunu a n latı yor, kısa süre sonra
cennette, ölmüş babasına kavuşacağı düşüncesiyle teselli
buluyordu. On sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıl gözlemci
leri, mastürbasyondan, uyuşturucu bağı mlılığına bakışı
mızda da söz konusu olan, aynı ahlaki tiksinme ve gön ül
süz sevgi karışımı bir dille söz ediyorlardı. Onların bakışı,
bu ayıbın doğa l sı n ırları olmadığı yönündeydi; (yemek, iç
mek, hatta heteroseksüel ilişki için ola n ) diğer arzulardan
farklı olara k bu arzu, doyum değil, sadece daha fazla arzu
üretiyordu. 85
Bağı ml ıl ık ve mastürbasyon terminoloji leri hızla ortak
laştı. Tissot, on be ş yaşındayken " mastürbasyona kapıl
mış" ve yirmi üç yaşma geldiğinde " bir tür zehirlenmeye
uğramış" bir genç adamdan söz ediyordu. Alkolizm hak
kındaki klasik yaklaşımıyla tanınan Thoınas Trotter, ona
ün getiren bağı ml ılık meselesine çokça Tissot'n un terimle
riyle yakla şıyordu. O, "ani öllim, felç, inme, vücutta su
toplanma sı , delilik v e bir dizi korkunç zihinsel rahatsızlık
Mmı iıdıcıs\•ı�ıılcılıi �ımuı 2 77
ve s i n i rsel zaa f"a yol açıyord u . O, a y n ı kül rürel orta mın ço
cuğuydu: " İnsan ti.irü n ü ıı d o!!anı n el lerinden neredeyse çık
tığı ı ... J moda nın a rtık h e r şeyi yönlendirdiği ı . . . J topl umun
mevcut durum u . " K ı sac a sı , suni l i k , bağı m l ı l ığa giden kay
gan bir yokuş oluştu ruyor ve a l k olik, tıpkı mastü rbasyon
cu gibi, "eski a rkadaşlarım terk ediyor, şerefli dostlarından
utan ıyordu sanki . '' 8 6
Fakat mastürbasyon bağı m l ı l ığı a lkol bağı m l ı l ığından
daha da sinsi görünüyordu; ç ü n k ü on u n uyarıcılığı, z i h n i n
duyusal serasında her zam a n hazır haldeydi . Afy on v e içki
nin teda rik edilmesini düzenleyen ruhsat, zamanın ko n tro
lü, ekonomik m a liyet gibi meseleler burada söz konusu de
ğildi. Her girişim bi r sonra k i n i teşvik ediyor, bir uyarım
kendinden sonrakini daha yapı labilir k ı l ıyor ve c i nsel or
ganlarla bağlantılı bir karşı lıklı etkileşi m, bağım l ı lığı nere
deyse kaçınılmaz hale getiriyord u: " D u rmaksızın şehevi dü
şüncelere dalan bi r ruh, cinsel orga n l a ra taşı nan şevki yara
tır; k i bu, tekrarlanan dokunuşlarla dah a değişken l lıarnr
srz l ve i mgelemdeki çözülmelere daha itaatkar d u ruma ge
l i r . " Bu, Encyclopcdic'nin ma stürbasyon ü zerine m addesin
de söylendiği üzere, daha fazla ereksiyon, orgazm, spazm
ve karılma biçiminde bir aşı r ı l ı k zinciriyle sonuçlanırdı .
Altmış y ı l sonra , epeyce daha düşük d üzeydeki bi r kaynak,
meseleyi aynı teri mlerle değerlen diriyordu : Ci nsel organlar
" hayal gücünün direktiflerine o kadar aşina bir h a le gel i r
ler ki, bu hastal ı k l ı ve hoz uk etk i n i n eyleme geçi rici tahri
k i ne giderek daha da hevesli o l u r l a r . " On dok uzuncu yüz
yıl başlarına ait ve sorunla tek başına haşa ç ı k maya dönük
bir broşürde, rek başına a yı bın, " kendi kendini besleyen bir
şehvet ve arzu türü " ü rettiği uyarısı nda b u l u n u l uyordu.
" Sen, tek başına a y ıp al ışkanl ı�ın a kapılmış k i ş i '' diye ses
lenilen insana, mastürbasyonun bedeni cinsel i l işkiden da
ha fazla ta hrik ettiği ve heyeca n la ndırdığın ı n fizyolog lar
a rasın da iyi hilinen bir gerçek olduğunu kavra m a sı gerekti
ği söyleniyord u : O, " s uçun ve ona yol açan h a y a l i n tekra
rın ın kolay oluşu sebebiyle, vücuda hızlı haskı nlarda hulu
ırnr ·· d u . 1 P
278 Trlı l\işi/ılı Srh
• A.hı � ,\l b ı/ ı l: l rı: All.;olik l..riıı kıırthı�ıı. ki�inin kcııdi ı;a lıa-ı ı·l· İ ) İ l r� nı iı iıtt·k i .11-
k c ılik lnin y.ı nl ı ııııı·b ;t llrnl h;ı�ın ı l ı l ı�ııHLın k ı ı rııı lm.1 '1 111 l"l' ;ılkıı k k:ır'iı dın-ı ı.-i ııi
siirdürchilıııc,ini �a�lamH'I a nı ;ı.,:L11·aıı. f.!• lniı l hı ll"rt:r cıl ıı°l'ıurulnııı� Jt."rnck lı .ıı. ı
/.fıısıii rbasvll nclahi .�1111111 2H 1
• Tnıın•rr•· 'il'nJroımı: \' iııdcn<'ll ı ı k h·r ve İ\tcnçJışı seslerle onaya ı;ıkaıı \'e ender
giirulcn ııiirnloıik lım.ııklıı k . '> ık ra,tl.111;111 hd i m l.·ri arasında, içıı:ıı �den •·nı.:cll•··
nenıcz hir dürrü pızündl'l1 ııılim·hccn sö1.cüklcr si•ylcını: \'a d.ı k ü fü r t·ınıt• i�ıe�i
\'<' J ıı yu l a ıı ,iızciıkk·ri )'İnd�·n1c isreı!i "1\· ıl.ıhilir. (ç.ıı . I
kıntı lı biçimde, a leni ol a rak m astür basy o n y a pa n çı lgın ki·
şi li ktc, gizli ayıha kend ini kaptırmış herkesi görüyorlard ı .
S
o n u n d a , m a stü rhasyonun on s ek i zi n c i yüzyıl b a şların
d a nede n h ö y le s i n e h a y ret veric i h içi m d e sahneye fı rla
dı � ı n ın hesahı nı so rmay a hazırız. Fakat yine de, bir kez da
ha, okurdan sa h ı r l ı olmasını i stiyor u m . Her a ç ı klama n ı n
hir a d ı m ge ri si nde, daha temel, daha ta tmin edi c i bir açık
lama yatar. Kültürümüzde, bir eylem ya da düşü n ce n in suç
luluğunun, o suçu y a ra ta n la r tarafından herkese ilan eJildi
ğini izah ermiş olsak bile, psikoloj ik düze yde, insanların n e
den fi ilen suçluluk duygusu lı isscdcı · hale gel d ik ler i n in ya da
hu duyguy u terk ettiklerini n izahı sorunu hala karşımızda
d u r ma kta d ır : Bu, hcl ki de heu d ' u n öne s ü rdüğü Üzer'e, has
tırılın ı ş çocukluk dönemi c i nselli ği n in sonucud ur. Ama h u
ve d iğer p s i k o loji k teori ler gen i ş kültü rel açıklam a l a ra sa
h i ptir. Daima söz. k o nu s u olan hir soru daha vardır: " Cin
se l l iğe ya da bedene o l a n lrn i lgi ıı ede n ? " I Bu yüzden, neyi
aı,:ı k l a m a k istediğimi, açıklrnna m ı n p;1 rametrelcriııi ve Jün-
286 / ı "lı 1\ işi /il: Sdls
yan ııı hali üzerine anlatı lan eski öyküdeki gibi, kaplumba
ğa ların üzerinde kaç tane fi l olduğun u ortaya koym;\ına, bir
anlatım pla n ı yapmama izi n veri n .
Önce, özel likle mastürbasyonu 1 7 l 2'den sonra neyi n
böylesine rahatsız edici bir olgu haline getirdiğinden söz et
mek istiyorum. Bu bölümde ele aldığım mesele, şu şekilde
yeni den çerçevelendiri lebi lir: Mastürbasyon, daha önceden
şeki lsiz, muhtel if ve çok baskı yar.atmayan biçi mlerde -do
ğal olmayan bir tür seks, çok sayıdaki şehvet belirtisinden
birisi, vücutta k i fazla sıvıları atma yolla rından biri, nispe
ten küçük bir i ffet ihlali, cinsel adabı düzenleyen kurallar
dan bir sapma, üreme dışı bi r ci nsel faal iyet, rahatsız edici
bir şaka konusu gibi- mütalaa edili rken, neden fantezi, ha
yal gücü, gizlilik ve ya lnızlı k karışımı paradigmatik bir kay
gı, bedene egemen olan bağımlılık ve aşırılık olarak görülür
olmuştur ? Eski çağrış ı ml a r ortadan kalkmamı ştı; fa kat on
ların yeniden ortaya çıktığı çok sayıdaki örnek üzerinde
d urmayacağım. Çünkü, 3. Böl üm'de ele aldığım üzere,
" modern mastürbasyon " diye bir olgu söz kon usudur; çün
kü, mastürbasyonun daha önceki diğer ci nsel rej imler çer
çevesinde neden daha önemli problem leri n bi r unsur u oldu
ğu meselesini açı klamış b u l u n uyorum ve çünkü, eski açık
lama ların bazıl a rı bugün hala geçerlidir. Çağdaş fil mlerde,
talihsiz karakterlerin a leyhine d i l lendiri len mastürbasyon
esprileri, Aristopha nes'in, luvenal is'in ya da Martia lis'inki
lerden öyle çok d a farklı değildir.
Bu yüzden benim açıklamam, mastürbasyonun, on sek i
zinci yüzyılda tehdit edici olarak görü lmeye başlayan ve da
ha sonr a ları da acil dikkat gerektiren bir d urum olarak sü
regelen üç yönü -hayal gücü ve haya llerle bağlantısı, gizli
liği ve tek başına lığı, aşırılık ve bağı m l ı l ı k yaratma eğil i mi
temelinde çerçevelendi ri lecektir. Bun lar, yirm inci yüzyıl
sonlarında, sadece ufak değişikliklerle, yen i, k urtarıcı bir
mastü rbasyonun temelleri hal ine gelmiştir. Bu yüzden, iki
yüzy ı l ı aşkın bir süre içinde belli bir yazar ya da grubun za
man zaman meseleye neden eğildiğine dair çok sayıdaki kıs
m i açıklamayı ( meni kaybı veya m astürba syon un üreme dı-
Mcısıiir/1<1 svo11 :-it'drn /Jir Sorıın Haline Ccldi 287
• Nedeıı h i l i ın . (ç.ıı . )
Vfıısıii rlıııı vıın Nedrn Uir .\ıımn Hıılinr Gl'ldi 29 1
• lıı"ı ıııLı Lh:ı ı ıı ı �lc·ı lrnıı i 11 ;ı ,ı ı·ı iil.;iiJe 1.ayıfbJıJ'\ı. çok clı-riıı. 'ıi rek l i \'l' p3tolo
pk ti\ k u d u r u m u . ( ' .ıı . 1
2Y2 f.'k l\hilıl� '>rlls
• ı .�r.: < lııd.ı ıı '"ıır.ı ı;:d i n ır , d<· ııt,·k ki 01111 '1\· ı k l ı l'lır. ( ı;.11 . I
,\fıBI iırlt.rfü•n ·"-"'' � " Uıı- s,11-1111 t lcıliırf (jf'lcli 2'l.l
gizlilik ned ir; bu anlatılamaz hikaye ? " diye soruyor bir ke
şiş diğerine. Erotik erkek arkadaşlığı ile mahrem ayıp, mo
dern bilincin son derece önemli bir parçası haline gelen cin
sel gizliliği paylaşıyorlardı. Mastürbasyon ve homoseksüel
l i k , yirminci yüzyıl sonlarında, gizlilik d urumundan çıkma
yı da paylaşacaklardı. 1 1
Dahası var . Sodomiyi al aya alan on sekizinci yüzyıl esp
ri leri, kolayca onanizm konusunda iğnelemelere dönüştürü
lebilir. " Of Cri mes and the Man l sing" !Şarkısını Söyledi
ğim Adam ve Suçları j, hizmetçisiyle cinsel ilişki kurduğu
için yargıla n a n talihsiz Mr. Foote hakkındaki bir taşlama
dır:
ya da
' Nl'n.l\ll' l l İ : l\c·ılc·ıı -ı· I \'< rırlı , ı l ,·.ı p ıd.ı \lır:_:ıı r ı lıı k , · .� rı ,.,. hiı k r ı ıl ı k b i , ııı:i rıdı
h·llll iııı �·"ı<"rı:n lı i r ııe ı n•t;k r:ıh.1 h 1 1 l ı k . ı �·.11. ı
\fo q iı ı l>tı\ \ o lll ,,... ,,.,,
. 1111 ·'"'"'"' l lıı/1110· c ;,·fılı .1 0 1
mekti ve huna ka r�ın " erken yaşla rda kadı nla r tara fından
baştan çı karılan bireyler nevrasteni den kendi lerini kurtara
biliyor"lardı. Freud, Fliess'i, bu m üsveddeyi genç karısın
dan uzak tutm a sı konusunda da uyarma ktadır; bu oğlanlar
arasında bir sırdır. 20
Yu karıda anlatılan durum , kızlar için fazla geçerli deği l
dir. Grup halinde haz al maya uygun koşullar daha azdı; ya
tı lı kuruın loırda çok daha az, ken di başlarına kalma fırsat
ları bundan da azdı. Yine de, aynı tema burada da söz ko
nusudur. Ma ry Wol lstonecraft, oku llardaki çirkin alışkan
lı ktan ya kınmaktaydı ve bunu yapan ilk kişi de değildi. Kız
lara yönel i k tavsiyeler yazan Amerikalı doktor Mary Wo
od-Al len , yüzyıl sonra aynı kartı oynuyordu; mastürbasyo
na karşı uyarıları i le d iğer kızla rla fazla d uygusal arkadaş
lı klara karşı uyarıları neredeyse üst ü ste biniyordu .
Bazı nedenlerden dolayı ( sodomi i le mastürbasyon ara
sında kurulan eski tarz dini temelli bağlantılar, heterosek
süelliğe yöneli k yeni standa rtlar, gizlilik veya ya nlış biçim-
'
de sosyalleşmeden duyulan endişe ) iki mesele -heteroseksü
elliğin korunnıası ve onanizm tehlikesi- a rasında bağlanrı
kurmayı ben imsemeye yöneliriz. Tam bu noktada hayal gü
cü sorunu sa hneye çıkar. Baudelaire, lezbiyen leri, tama men
. doğaya karşı -" gerçekliği küçük görmede usta "- olmala
rından dolayı kutl uyord u ; olaya , o nu ü remeyi amaçlama
yan bir ci nsel aşk olarak gören Tom masocu yaklaşım çer
çevesinden · ba kınıyor, çok büyük o randa hayal gücüne da
ya lı bir eylem olarak görüyordu. Coıııra ııa t u ıu nı ' u n • ne an
lama geldiğine d a i r 011 sek izinci yüzyıl değerlendi rmesini ele
alıyor ancak onun ahlaki i şa retlerini tersine çeviriyord u.
M a stü rbasyon, hu şekilde. d a h a genci, homoseksi.iel liğin
nasıl yeni bir tehdit olarak görül meye haşlandı�ına dair bir
ta ri h in üzerine oturtul a bi l i rdi .2 1
Ancak hu t ü r bir rnüştcrc k tarihe ilişkin soru n lar bul un·
m a ktad ır . i l k in, soJomi ve mastürbasyon, gi'ırdüği.inı i.iz
• il'> pkl:ı�ı k 6 1 0 - 5 80 pll:ırı :ır::wnJa, ço�u nlııkla MiJılli I L,·sho�; ll·zhiyl'll kl'lı·
llll''İ d,· l•ur:ıJaıı �di r i A J:ısı 'ııJ;ı Lış;tını�. l.· 1lıin·11 old ıı�ıı <iı1· (,·ıll'ıı. ü n lü Y ıın:ııı
k .ı J ın �.\ ır Sappho"mııı aJı ndaıı tııntilııw. ı � . n . I
.� Ofı frk l\ışilılı ..,rlrs
rihl i bir çal ışına , cinse l açı dan sapkın ve sosral açıda n mar
jinal kadın lara, özel li k le d e büyücü ve fa hişelere yönelik
Röııesa ns dönemi tasvirlerinde klitoral uya rı mın merkezi
rolünü güzel bi r biçi mde belgelendi rmektedir. Bu kad111 l ar
" tek başına " ayı ba yönelmernekte, ha zzı kendi aralarında
yaşamaktadırlar. Bununla birl ikte orıların temsil eniği teh
dit, lez biyenlik değil , fahişel ik veya diğer tür sapkın lıklar
a racı lığıyla, toplumsal kuralların çirkin ve bariz bir biçim ·
d e reddidi r.27
T issot'nun gözlem lerirıi, kadınların cinsel yaşam ları n ı
d a h a geniş b i r çerçevede değe rlendi rmek üzere genişletme
ye yönelik, neredeyse dalkavukça bir çaba olan Bien ville'in
Nyrnphomania'sı, ciddi biçi mde heteroseks isttir. Öfke, nem
fomaninin, onun " kaşi f " i rıe göre mastü rbasyonun -"bo
zuk karakter yapısı " temelinde bir rahats ızlığın- yakın a k
rabası ol masına dönüktür. U laşamayaca kları i stekler k arşı
sında savunmasız olan veya kendilerini bu hale sokan k i şi
lere yüklenilir: Bir aşığa karşı "umarsız tutku" ları engelle
karşı laşan "gençler" ; şehvet dolu h ayatlara yönel miş ama
a rtı k her şeyini yitirmiş olan " ba ştan çıkmış k ızlar"; alış
tıkları ci nsel ilişkiden mahrum kalmanın üzüntüs ü içindek i
d ul lar; "zevk verici yen i şeyler" öğrenen kadınlar. Kısaca s ı
doğa l arzuları engellenen kadınlar y a da tutk ularını yarış
tı rıla maz bir taşkınlık düzeyine kadar körükleyenler, mas
türbasyona yöneleceklerdir. i şte o zaman onun neden bi r
sem ptom ve sinirsel tahribat nedeni -on lara gerçekten i h ti
yaç duyduklarını sunmayarak sinir tel lerin i tah ri ş etmenin
ciddi bir biçimi- old uğu a n l aşılır hale gel mektedir. Kuşku
suz on dokuzuncu y ü zyıl d oktorları bazı nemfomanya kla
rın tribadizm (yani, d iğer bir kadınla cinsel organ l a rı n bir
biri ne sürtülmesi ) yolunda olduklarıııı düşünmekteydi. Fa
kat büyük çoğunl uğu, erkek lere karşı doymak bilmez şeh
vet a rzusuyla dolu müzmin mastürbasyon bagı mlıları ola
rak görüli.iyord u; bir doktor, bir genel vizite sıra sı n da, ya
rı şaka biçimde, hir gene levde geçi ri lecek iki h;Jfomın tali h
siz b i r h a sta için tedavi e dici olabi leceği �ö rüş ü ııü orta ya
a tıyord u . l H
Mmıiu lıırworı ."lnlı·n Bir S<ıruıı H<ılirU" G.-lcli 307
" S.ırırya,iz: fı-kq�in 'ürd lı ol.ır:ık aş ırı cinsel ll)'iı rtlll içiııdı· hul unduıtu h:ıst:ı l ı k
l ı du rıı �ı . (ç.ıı.)
• • 1-kıııiı :ııl ı koııııı:ı nıış. (ç.ıı. l
moseksüelliği n l ana nedeni '' hl'm de yeti ş k i n l e rdeki he r tür
cinsel ay kırılığın t eme l i old uj!,tı n u düşüı ı i.i y o rJ u Öncü ka
.
dın hekim ve '· Hı risti yan fizyolog " Elizaberh Blackwel l, do
ğa l olma y a n tüm kaba harlerin iki " radikal ayıp"rn n ( m a s
t ürba sy o n ve zi n a ) k a y n a klandığı ve bunla rın birbirlerini
tetik led iği fik rindeydi.29
On sekizinci yüzyıl ortalarında henüz değil se bile, on
dokuzuncu yüzyıla doğru, mastürbasyon, akla gelen her tür
cinsel sapmayla veya öyle nirelenen her eğilimle bağlantı
landırılmaya başlandı: Mary Cove, onun hem ••cinsel arzu
l arın miskinleşmesi ya da gereksiz şiddeclenmesi"ne neden
olduğunu lıcm de yüz binlerce insanı vakti nden önce meza
ra gönderdiğini düşünüyordu. Kra fft-Ebing, mastürbasyo
nun bazı homoseksüellik biçimlerine neden old uğu fi krini
taşıyor ancak aynı zamanda. mastürbasyonu cinsel ilişki
den ayıran can alıcı noktanın ( imgelemin oynadığı temel
rol ) rüm d iğer sapıklıklara ve hastalıklara yol açrığına ina
nıyord u. Ona göre, "fiziksel onanizm " mastürbasyon im�
paratorluğunun hakimi yeti ni daha da güçlendi ren her
adımda görülen cinsel fa nteziyle eşanlamlıydı. Aşırı mas
türbasyon, fakat aynı zamanda erken heteroseksüel gel iş
mişl ik ve herhangi bir yaşta ki cinsel uçar ı l ı k , sonradan or
taya çıkan delilikle old uğu kadar irsilikle, dejenerasyonl a,
erotik paranoyayla ( bu daha çok kadın larda görülüyordu ),
bünyesel ahlaksızlıkla ve birçok benzer başka olguyla ilin
tiliydi . Lezbiyenlik, nem foma ni ve mastürbasyon, tı pkı on
sekizinci yüzyılda fu huş üzerine yapılmış tartışmal a rda ol
d uğu gibi, kola yca birbirinin içine geçiveriyordu. Bi r kadın,
klitoristeki büyümenin gösterdiği üzere, cinsel a ç ı d an d o
y u m suzl uğundan dolayı fa hişe olabilir miydi? B u d u ru m
doğuştan m ı y d ı ; yoksa mastü rbasyon ya d a lez biyenl i k ren
mi k a ynak l a n ı y ordu ? Lez biye n l i k ve mastürbasyon, hetcro
sek süel i lişki arrık d o y ur u c u o l nı a d ı ğı ııda veya u l a şıl m a z
o ld uğu n cl a mı o r t a y a ç ıkı y o r d u ? Ya da fa h işel i k hunl a rın
hi ç b i r iy l e ilişkisi ol maksızın, yoksu l l u k t a n dolayı mı a nı
y o r d u ? Bu koıı u l a rd.1 h içh i r a ç ı k lı k yoktu; ancak mastür
ba s y on ınl'sclcn i n um k a l b i n de yer a l ma k t a y d ı . Cinsellik
,
.\1ıısıii ı lı"rn'" Necim Bir Scınııı Hır liıır c ;r1,ı; .�09
ve toplum hakkı nda duyulan herh angi bir tür endişe, öte ki
endişelerle iç içe geçmişti: Devri m öncesi Rusya'sındaki bir
grup n üfuzl u doktorun düşünces i ne göre, a h l a k bozuklu
ğundan kaynak l ı b ütü n korkunç hastalıkları ortaya çıkaran
unsur, .. uygar insanın" cinsel edimi değersizleştirmesiydi
( Mastürbasyonda, fu h u şta ve d o ğum kontrol ü yöntemleri
nin kullan ıldığı ev l i l ikte ki cinsel i li ş kide , yani hazza yönelik
t ü m seks b içimleri n de gö rü l mekteydi ) . Meselenin sonu gele
cekmiş gibi görünm üyordu.
Neden-sonuç il işkisi her yönde işliyordu. O nanizm ho
moseksüellikle sonuçla nabilird i ; fakat aynı cinsiyetten part
ner bula mama d u rumu da, homoseksüe l leri , Krafft
Ebing'in fikrince z a ten kendisi de sağlıksız ve hastalarının
yüz yüze olduğu sorunl a ra dönük kötü bir çözüm olan ona
ni zme itebilirdi . Hasta larının bir k ı smı, homoseksüellikleri
nin kendilerini çok daha tehlikel i bir eylem olan mastürbas
yondan koruduğu n a inanıyordu ; bazısı ise, ma stürbasyo n
ve aşırı hom oseksüel arzunun bi rlikte nevrasteniye yol açtı
ğı düşüncesi ndeydi ( Bir ta nesi buna ve tek çözümün hadım
.
iıı saııııı krndine reva gördüğü toy l u k tan ku rtul ması dır"
y a k L1 ş ıırn doğruys a , (ki onun p a ro l a s ı b i l m eye cesa ret et "
"
toplumsal sını rla madan ve asl ında, herhangi bir dış ahlaki
sınırlamadan m u a f adam. Bu karakterin dünyasının ahlaki
tehl ikeleri , rnastürbasyoncunun karşı karşıya olduğu ahlaki
tehlikelerdi r. Campe, yaratı lmasına katkıda bulunduğu bu
tehlikeli dünyaya, başkala nyla bi rli kte yazdığı, çocuk bü
yütmeye yöneli k çok h aci mli bir rehber ve daha di k k at çeki
cisi, yeni toplumsal düzenin önünü açtığı kendi kendini is
tismar patlamasının kontrol a ltına alınması konusunda ya
rım düzine çalışma sundu. Ahlaki kendini yönetme ( kuvvet
li bir biçimde ifadesini, kişinin kendine yalnız başına verece
ği hazlardan uzak d u rma k a pasitesinde buluyord u ), modern
mastürbasyonu üreten yeni kültürel düzene, çalışma larıyla
çok fazla katkıda bul unmuş bir adama, olduğundan çok da
ha önemli görünüyordu . Onun yaklaşımı n ispeten muhafa
zakar bi r mastürbasyon karşıtlığı ; mastürbasyonun ahlaki
otonominin etkileriyle bağlantısının ne olacağına dair ilerici
bir kaygıdan ziyade, ahlaki özgürl ük sunulan insanlar karşı
sında mastürbasyonun ortaya koyduklarına yönelik bir kor
k u olarak yorumlanabilir.·H
Modern mastürbasyon un siyasal dön üşümden ortaya
çı ktığı görüşü h a k kında söylenecek çok şey vardır. Gözden
geçi rdiği miz on sekizinci yüzyıl yazınının neredeyse tümü,
mutlakiyetin ve l<ralların tanrısal haklarının hükmünün
kalmadığı veya tehd it altı na girdiği, özellikle de cinsellik
üzeri ndeki kamu deneti minin yıkıldığı yerlerdeki Protestan
ya da ruhban karşıtı çevrelerde kaleme alın mış veya yayım
lanmıştır. Onania, on yedinci yüzyıl sonlarına kadar, daha
sonradan özel a hlak h aline gelen meselelerde yargılama fa
aliyeti yürüten Kilise mahkemelerinin yerini doldu rmaya
yönelik umutsuzca çaba gösteren ve başarısız olan Society
for the Reformation of Manners ! A dabın Reformasyonu
Cemiyeti ! ile h emen hemen aynı döneme den k gelmektedir.
Bu yüzden, ci nselliği içeriden kontrol etme çaba ları ( mas
türbasyon da içten gelen cinsel arzunun paradigmati k bir
biçimi olarak kabul edi liyo rdu ) eski topl umsal, dini, yargı
sal ve siyasa l kontrol biçimleri nin modern altern atifi olarak
görülüyor olabilirdi.
Mcısıürlıı ııyım Nı•ılı·n /lir .Sorım lfıılln.. C .dıli .l H
yokru; eski dini yasak ların zay ıflamasıyla birli kte, makul
bi r a hlaki d üzen , arzu , özel kazanç, ınurluluk , kurgu ve ha
yalden ol uşan bu geniş külturel ortamla barış içinde yaşa
mak durumundayd ı .
Mastürbasyona i lişkin k aygı, bedeni iradesi altına alan
yeni bir siyasal ve e konomik düzene i lişk i n kaygının bir ifa
desiydi. Bu .. bir Adam Smith problem i " ydi; bir başka ka
yıtta, filozoflar özel k azanç i le kamu yararını bağdaştırma
ikilemine bu adı vermişlerdi . (Smith Thc Wcalth of Na tions ta '
ketim m a ddeleri -masum ol anl arı- bizi daha " insa n " ve da
ha " sosyalleşmiş" kı lıyordu. Bunların aynı zamanda hoş bir
yan etkisi de vard ı : Lüks tüketi m maddelerinin yaygın şekil
de k u llan ıldığı rafine toplumlarda " kadın ve erkekler kolay
ve ra h a t bi r biçimde bir araya gelirler " di . Öte yandan
" uta n ç verici " ve •• kötüc ü l " lüksleri n toplum hayatına bi r
katkısı yoktu. Ama " masu m " olanla ••utanç verici" lüks
arasındaki çizgi beli rgin değildi; Hume'a göre, diğer ahlaki
konularda olduğu gibi, bu ikisi arasındak i ayrım •• tam ola
rak saptanamaz"dı. Fakat incelik, bir sınır çizmek için her
zaman geçerli olan bir ölçüttü . Ancak bu temelde mastür
basyon " kötücü l " bir lüks o larak nitelenebili rdi . Ancak
Hume'un lü ksü yeniden değerlendirişi, insan hayatında tut
kuların oynadığı rolü çok daha genel biçimde yeniden ele
a l ışının bir parçasını oluşturma ktaydı . Tutkuların rolü
uzun süredir tartışıl maktaydı fakat on sekizinci yüzyıl dü
şüncesinde, özellikle de ekonomi k düşüncesinde tutkular
merkezi bir önem kazandı : "Dünyada her şey emekle satın
alınır" d iyordu Hume, "ve tutkularımız da harcadığımız
emeğin tek sebebidir. "49
Toplumun giderek büyüyen bir kesimi üzerinde tutkula
rııı rolü, özellikle de maddi şeylere duyu lan arzu nun rolü,
onayl anıyord u . iktisat tarihçileri Batı'nın dönüşüm geçir
mesi ni sağl ayan Sanayi Devrimi'nde talebin önemi üzerinde
önem le durmuştur. Görünüşe göre, "sınai bir devrim" gide
rek d a h a fazla sayıda insanı, daha önce evde kendilerinin
li retti � i ya da hiç ku llanma mı ş oldu kları ürünleri paza rda
satın a lmak için çalışmaya ve bir şeyler satmaya itti .SU Do
ğa l olarak sınırlandı rı lmış iht iyaç düşünı:esi ve gerçekl iği
her yerde tartışmalı bi r k o n u m d a y d ı ; ve işte t a m da bu a n
da nr nstii rbasyon ol d u k ç a acil ve evrensel bir problem ola
r a k !!.Örtil ıncye ba şladı. Gizli kabahate i lişkin herhangi b i r
kuranı, -k redi ve tü ketime ilişkin k uramlar gibi- fantezi v e
a rzuya ı li şk i n bir k ur a m o l m a k d u ru ımın dayd ı . Ve o, paza
ra ilişkin daha genel a h laki k u ra m ın bi r parçası olacaktı .
Oııcı n icı ' n ın yayı m l a nmasından on y ı ldan az bir süre ün
ce. hüylcsi ııe �enci bir kuram sunma sü reci içerisinde, Bcr-
Mıt\Iİiı lı.ıw.111 Sı dm /lir ·'• 111111 ' lııliııl' ( ,,.,,,, .\.\ 1
na r<l Mandev ille adı nda releınenk �öçıneni bir hekim, ln
gi lrert"<le yazdıp;ı yazı larda , lü kse dair esk i görüşlerin mi
adın ı doldurduğunu ilan etti . Mandevil le bugün sadece ko
nunun uzmanl a rı tarafından bi linen bir figürdür; fakat
onun savu ndugu görüşler on sekizinci yüzyılda büyük gü
rültü koparm ıştır. Kant onu ciddiyetle okumuş ve görüşle
rine doğrudan cevap vermi ştir; Voltai re onu n görüşlerini
benimsemiş ve yaymıştır.-5 1 Bir ticaret toplumunda bi r yan
dan bir zamanlar T anrı'nın takdir ettiği toplumsal bir dü
zen olarak gözüken şeyle, öte yandan her erkek, kadın ve
çocuğun arzuları arasındaki derin a hlaki yarılmayı h iç kim
se Mandevi lle kadar açık seçik dillendirmem iştir. Fakat bi
zim tarihimiz açısından önemli olan nokta şudur: Ekono
m i k konularda en etkili ve görüşleri en çok tartışılan düşü
n ürlerden biri, cinsel ihtirası lüks tüketim maddelerini elde
etme ihtirasıyla a lenen ilişkilendirmiştir.
M andevi l le'in en iyi bilinen yapıtında - l 7 1 4'de yayımla
nan The Fable oj tlıc Bees [ Arı ların Masa l ı !- sergilediği gö
rüşlerin edebi çerçevesini 1 705'te yayımladığı bir şiir oluş
turma ktaydı ( aynı yıl john Marten'in Onan ia'nın doğrudan
atası olarak kabul edilen Gonosolog ium no\'unı'u da yayım
lanmıştı ) : " Uğuldayan Kova n; ya da Hilekarlar dürüst ke
sildi." Oldukça popüler olan bu şiir, " lüks ve rahatlık"
içi n de ki insanlar gi bi yaşayan sosya lleşmiş arıların hi kaye
sini anlatma ktadır. Bu talihli arılarla i lgi li olarak olağani.is
tü bir durum söz konusudur: Kovanlarmın her tarafı "ayıp
doludur/lakin bütü nü bir cennetti r." Her yerde sahteka rlık
ve düzenbazlık vardır; fa kat bunun bireysel sefalet ve ka
m usal çöküş doğurması gerekirken ram tersi vuku bulmak
tadır. Tü m kol oni,
t ı nda. andığı m ı z şi iri satır satı r güç lü, i ronik tarzda bir düz
yazıya dökerek k <l p sa m l ı bir yorum geti rmi şti . Böyll·ce,
M a n deville'in k i ş i n in benci lce kendi ç ıkarı peşinde koşma
sı olarak görd üğü "özel ayı plar"ın b u en namlı özgürlük
h a m lesi, aşağı y u k a rı bizim malum "özel a y ı ba'' yöne l i k en
ü n l ü ve i l k t icari h ücumla aynı zamanda yayı mlanm ıştır. Bu
ç a k ışmad a , hoş bir ileri -geri oyunu söz konusudur.52
M andeville'c göre haz, filozofların k u l la nd ığı soyut b i r
n osyon deği l , ç o k d a h a basit b i r şeydi : " Bi r İngi liz, kendi
sini hoşnut k ıl a n her şey i h az olarak a d l a n d ı rabil i r . " Ger
çek h a zl a r insanların en iyi olduğunu söyledikleri h a z l a r
değil , " i n s a n l a r ı n en çok hoşnut kaldığı" şeylerdi r. Hemen
hemen bütün hazlar, günah olara k addedilen hazl a r hile,
u yga r l ı k ve zekada n doğan hayali ihtiyaçları tatmin etmiş
lerdir. Mande v i l le, doğa l i h tiyaçların çok i l kel i h tiyaçlar
olduğunu ve bu yüzden tartışmayla b i r ilgisinin bulunma
dığı n ı d ü şü n üyordu; bugünün yoksulları geçmişin zengi nle
ri nden d a h a iyi koş u l l a rd a yaşama ktaydı. Dolayısıyla, ko
vanı müreffeh k ıl a n ve yeni ekonomiyi uyaran şey temel ih
�
tiyaçlar değ i l , insanın s ı n ı rsız h ş n u t l u k yaratma kapasi te
s i y d i . Be l k i de, M a n de v i l le, l ü k sü " i ns<lnoğl u n u n , c a n l ı b i r
v a r l ı k ola ra k hayatın ı idame ettirmesi ni sağl aması için el
zem olmayan ( . . . ı her şey " olarak çok katı h i r biçi mde ta
n ım lad ığı n ı kabul ediyordu. Fa kat bu tanı m genişlet i l i p de,
bu mutl a k m i n i m u m u n dışı nda kalan her şey b i r zorun l u
l u k -bir gerçek i htiyaç- olarak kabul görür görmez, oyun
sona ermi şti .·' ·1
M a ndev i l lc'in savunduğu h usus şuyd u : En geri k ü l tü rler
bile, l ü k s i le zaruret a y rı m ı n ı sürd ü rmenin imkans ızl ığına
bire r kan ıtrır; "çı p l a k , vahşi kabilelerde hile" lüksün olma
dığı söylenemez. Görkem l i göm me t<irenleri b i r yana, bira,
et ve k u ştüyü y.1 stı k lar g i bi , bi r zaman l a r yoksu l la r için bir
l lı k s olarak görülen pek çok şey artık b i r i htiyaç h a l i ne gel
m i ş t i . Ta rih, eşi k noktasın ı s ii rt'kli olarak deği şti riyor gibi
gör ü n ü yord u : Uza k geç m i şin en zenginleri " ş i md i n i n en
yoksul ve bal d ı r ı çı pla k kesi m leri n i n t a d ı n ı ç ı k a rd ığı bi rçok
kon fordan y o k s u n d u r u mdayd ı . " � L ıll l.l'\' i l k·. k ii l t ü ri ı ı ı a r -
.\J, 1 11 1iı l\h)•'" ."> , -.1,·ıı Hır .'lflnuı l lııliııı· c ;ı·lılı .11 ]
Bu " tehlikeli ek"in kıtlığının çekilmesi diye bir şey söz konu
su deği ldi. Zira mastürbasyoncu açısından talep sınırsızdı
ama arz da sınırsızdı; bunları ancak -<>lsa olsa- hayal gücü
nün bastırılamaz gücü ve belk i , ni hayetinde, hekimlerin has
talarını ikna etmeye çalıştı kları gibi, bedeni n isyanı sınırlaya
bilirdi. Konuya dair ahlakçı ve pedagoj i k yaklaşımların bü
yük bölümü, ölüm devreye girmeden önce, günah karlık duy
gusu ve korkunun bu kötücül uygulamayı durduracağını sa
vunuyordu. llahi gücün yokl uğunda , tek başına seks h usu
sunda yeni bir günahkarlık duygusu ihtiyacının ortaya çı ktı
ğı ileri sürülebilirdi; çünkü tekbenci zevki sınırlayacak ba şka
hiçbir şey, hiçbi r d ış etken yoktu. işte Mandevil le'in bile çö
züm getirecek hiçbir şey bul amadığı tek alan buydu. Mastür
basyonun savurgan ekonomisinde cesaret kı rıcı gerçek, kişi
sel ayıbı kamusal erdeme dönıiştürecek lı içbi ı .şeyin olm ama
sıydı . Mastürba syon tünı bir ekonomik hayatın temel aksi
yomunun karşısındaydı : Bedava yemek de yenebi li yord u.
Yirminci yüzyıl da Freud'un mesle kta şı Wil hel nı Stekel,
nihayet, Mandevil le 'ci s ihrin nas ıl i şleyeb ileceği ne dair bir
MasıüıfJ11 J.V()ll Nı·dm Bir .'Kının HaUııı· Grlılı 34 1
" lııp l ı ı c · · , : . l'ıı hl i.: Cre<liı. A nı c r i k a' ıı ı n ilk hazine hakanı nim ;\lex:ındl·r Hanııl
t nıı 111 ıı ı ;..: u l .ı ı ıı.ı)".l kol'dıı�ıı. şdı i r l i zı·ngiıı saıı.ı )frı n· tıe oırct uh.ıl-ıııı ;ı O.n.1 0 an ,
k ı ı : ı ı ı lı.ı ı , .1 111.ıl.ı rıııı k.t r-ııla 111.n :ı \'ÜnC"lik önll'm ll'rdı·n lıirı. l\u ııy�ulnnı.ı. �ıinıı
ıııt1t dl' .J,., : , t ı.tll\· i l i ı·a J.ı h:ı1İ11l' bonosu hic;irnini a lınışıı r. ıç.n . ı
.\fasıüıl><ıs_ııın Nrclı-n Uiı Sıırıın l lalinr c;rldi .l4.l
•G . ,, ,
i "
i �· ,... !:.
iı
)
(� ,; 'r-
'·
�
Gerçekte bir saat kadar beni ele geçirse de, çoğunl ukla da
ha sinirli bir halde k al akalırım. B u yüzden geçen hafta hiç
bir gün onunla oyna madım. Sonra, çaresizlikten ötürü,
ona bel bağlayıp, sanki çokta n ihtiyarlamışım gi bi, sadece
vakit geçirmek iç in yaptım o işi.
tımı ) böyle bir sonuç vermed i. Fakat bazı okuma edi m le ri
nin ve ki tapları n yarattığı külcürel enerj i -y a l nı zlığa, fante
ziye, hayal güc ünün serbestçe at koşturmasına ve kendi içi
ne kapanma k a p asitesine dayanan, arzu n u n yara ulmasında
ve onun etik açı dan çekip çevrilmesinde öneml i role sahi p,
pazarın ürün leri olan kitaplar- tek ba ş ın a seksin k ü ltürel
enerjisini oluşturmaktaydı. Ro manl a r ticaret dünya sından
çok daha tehlikeliydi; romanlar mastürbasyonu daha çok
bütünl üyorlardı. Ne denli acımasız ve spekülati f olurs a ol
sun, gizli d e olsa pazarın bir dip noktası va rd ı : Ya pay ş iş
k i nlikler p atlıyor, krediler güme gidiyordu. Ö te yandan, ro
manların dünyasını yönlend iren, güvenilecek hiçbir gerçek
lik i l kesi yoktu.
Sivil to p lumun başl ıca i letişim ağı ve onun , olmaya ve
h isset meye dai r en temel biçim lerini n öğretmeni olan mat
buat k ültürü, mastürbasyonun ço k tehlikeli bir edim olarak
gözükmes i ni sağlayan niteliklere dayanmaktaydı ve tam da
bu nitelikleri teşvik ediyordu. Kitap larla imgelerin bi rbiri ne
kenetlendiği bir d ünyad a , tek başına seks, yeni düşünme ve
olma biç im lerin in teh likeli ve karanlık y a n ını temsi l ediyor
du. Daha d oğrusu , mastü rb as yon, u yg arlaşmam ı ş ol d u ğu
ta kdi rde, edebiyatın hem prat i k ( yazına ve daha sı k ça ol
mak üzere yalnız ba ş ı na ok u ma eylemi) hem de içerik ola
rak götüreceği yerde duruyord u . Pornografi kontrolsüz içe
riğin işaretiydi; mastürbasyon ise aşırı bir şekilde kendi n e
yoğunlaşmanın, hayal gücünün ve yaln ı zl ı ğı n işareti. Bi r
başka deyi şle, mastürbasyon bir sorun haline ge lmi ştir;
çünkü matbuat kiiltüriiıı ün veçheleri bir sorun h a l ine gel
m i şti r. Bunun böy le olması n ın sebebi de, o çok yüceltilen
hayal gücü ve fantezinin tehlikeli-karanlık y üzü nü n , hep
daha fazlasını isteme kapasitesi ile yeni yaratılmış özel dün
yanın tehlikel i-kar a n l ı k yüzünün, tekbenci lik, benc illik v e
t a m b i r a h l a k i çöküş olmasıdır. Kısacası uygarl ık, kork tu
ğu şey e aynı zam anda da bağı m l ıdır.
Mastürba syon u n medyadaki daha 1?,eniş kült ü rel geliş
mele ri temsi l edebi leceği gerçeği, biz yirmi birinci y i.iz y ı l
m odern krine şaşırt ıcı gel mez. Bu cü mleleri ilk yazdığım
Masıii ıiı<1s_ı·"ıı ,'frılnı lliı .Sorıırı 1 lcılinı· ( ;.-fcli 355
la örrüşmek redir.IK
On se k iz. inci y üzyıl yor u mcu l a r ı , bel k i de, modern araş
t ı rnı a cı l a r ka dar, hangi !ede bi 1 tıi ri.in pornografiyle ilinti
len d i r il t:hi le<:eği k o n u s un d a c:m i n <i cğ il di le r ; fa k a t mastür
has\' o n ilr nıodc rıı edchi ,· a ra t ı l ar ;ırasııı d a k i b a ğ l a n tı ta en
356 1 <'fl Kişililı �elıı
başından iti baren söz kon usuydu. Ö nde gelen bir otorite,
porn ografinin bugün "erkeklerin m astürbasyonuna eşlik
eden ya da onu başlata n " cinsel fantezileri üretmek için var
olduğunu ve eğer benzer bir i h tiyaç kadı nlar arasmda da
mevcut o lsaydı kadı nlar için daha fazla pornografi k eser
yazılacağın ı iddia etmektedir .79 Fakat i mgelemi meşgul
eden, haz verici şeylere davet çıkaran, gizli, kendine aşı rı
yoğun laşma yönü nde potansiyel bir bağımlılık yaratan ( o
dönemdekiler bunu kişisel ayıbın özü olarak tanımlamışlar
dır) okuma eylemi, elbette ki kadınların da yaptığı bir şey
di. Daha önce söylediğim gibi, sessiz okuma ve romanın
yükselişi, tek başına seksi dramatik biçimde bir acil mesele
ye dönüştürmedi. Ancak, tek başına seks, bu iki olgunun
temsil ettiği ahlaki meydan okumaların örnek vakasıydı .
Bu kon j o nktürü n e ben n e de Jane Gallop icat ettik ( Ga l
lop, Sade okurken mastürbasyon yapan, julie'yi okurken de
ağlayan seçkin bir profesördür ; Milwa ukee Üniversite
si'nde ders vermektedir). On sekizinci yüzyılda Dr. Johnson
da aynı iz üzerindeydi. Ona göre, en münzevi k işilerin, oku
maya en düşkün ya da kendi özel hayatlarını güzel a h lakın
ilkelerine göre düzenlemeye en muktedir kişilerden oluşma
sı gibisinden bir zorunluluk yoktur. Pek çok insan " kendi
sini hayal gücünün uç zevk lerine kaptırmaktadı r . " Geçmişi
ve geleceği zihinlerinde manipüle etmekte, Rousseau'nun
lti raflar'da ya p tığı gi bi, " kendi lerini mutl uluk verici durum
larda tahayyül etmektedirler." Jo h nson bu düşleri "zihnin
görünmez başkaldırısı" olara k adlandırır; bunlar " teşhir
edilme ya da lekelenme korkusundan uzak" olan "gizl i
müsriflikler"dir. Disiplin altına alınmamış, dil ediğince at
koşturan zihin neyi istiyorsa on u ta hayyül eder, kendine
özgü dünyalar ya ratmada serbest kal ır; bu da c insel , arzu
layan bedenin gizli yaşamına oldukça yakın görünür. John
son'ın " varlığı n gizl i müsrifl ikleri", tek başına seksin taşı
dığı tehdittir.HU
Bu gözlemi ilk kez hen di le getiriyorum diye bir idd ianı
yok. Tissot iki yüz�'ıl önce hu noktaya işa ret etm iştir. S a
muel Johnson 'dan yi rm i yıl kadar sonra şöyle yaznıışt ır :
Masıüı/Ja�_von Nnkn Bır Sorun Hcılinr Grldi 357
" Kendi kendini kirleten kişi kendini sürekli olarak açık sa
çık d üşüncelere kaptırır v e bu bakımdan, bütün d ikkatin i
b i r nokta üzerinde toplayan bi r edebiyat adamına benzer."
" Bu tür bir aşırılığm zararlı olmaması ender" bir durum
dur. Gerçekte, "edebi ve münzevi kişilere özgü hastalıklar"
belki de, mastürbasyon hastalığının en saf biçimi, onun
prototipidir; bir edebiyat adamının yoğun ve kendi içine
kapalı çalışması ise tek başı na işlenen kaba hatin prototipik
biçimidir. Tissot'ya göre "okumaya düşkün erkekler"de el
üreme organının üzerinde olmadan " si nirlerin ara vermek
sizin faaliyette bul unmasmdan kaynaklanan sinir sıvıları
nın sürekl i israf edilmesi " söz konusudur. Sperm, yani "en
önemli sıvı, hayati önem taşıyan yağ" (Tissot ve çağdaşları
b u tanımla bir tür sinirsel enerj iyi , yaşam gücünü kastedi
yorlard ı ) , fışkırma yoluyla değil , hayal gücünü zorlama su
retiyle yitirilmektedir. Hem edebiyat adamında hem de
mastürbasyoncuda "eylemi d urduramayan veya buna muk
tedi r olamayan " organ el değil, beyindir. Tek başına ayıp,
hem psikolojik hem de ahlaki açıdan, tek başına harcanan
zihinsel çabanın, spesifik olarak da edebi meşguliyetin özel
bir halidir. Tissot, sorun u beni m burada yaptığım kadar ge
n i ş bir çerçevede ele alıp yorum lamamış ola bilir; fakat, mo
dern mastürbasyonu yaratan adamlar, kendi kendine or
gazma ulaşmayı aşan çok kapsamlı bir konuyla karşı karşı
ya olduklarını anlamışlardır. Bu konu, modern bir insan ol
manın ne anlama geldiği meselesinin tam kalbine uzanmak
tadır.8 1
Edebi çal ışmalar ile mastürbasyon arasındaki bağlantı
lar derin v e kapsamlıdır. Mastürbasyona özgü kötülük ler
-şüpheli yalnızlıklar, ateşli ve sınırsız bir hayal gücüne ba
ğı m l ı lık, mü ptelalık yaratan bir aşırıl ığa kaçınılmazcasına
dalmak- tek başına okuma ed iminin hem yansıttığı , hem de
ortaya çıkm asına yardı mcı olduğu o sessiz, ama geniş bo
yutlu bilinç devrimiyle kimi benzerl iklere sahiptir. Ne var
ki, tek başına okuma ile mastürbasyon arasında bir farklı
lık da bulun maktadır. Bi ld i�i miz kadarıyla insanlar en eski
çağlardan hu yana hep ma stürbasyon ya pmışlardır. Buna
.HK t.-lı l\işılik .'iı ·� s
yanı sıra zengin sekti ler kesimler arasında da yaygın bir ha
le geldi; tek başına oku ma edimi artık gerçek bi r imkana ve
zevke dönüşmüştü .
Bu devrim in ahlaki içermeleri ta en başından itibaren be
l irgi ndi. Bir kere, Tanrı 'yla daha doğrudan ve kişisel bi r
ilişki kurmayı m üm kün kı lıyordu. Bu yak ınlık dini metinler
üzerinde derin lemesine düşünme sayesinde sağlanıyordu;
kişi kendi maneviyatını zengi nleştirmek üzere kendi odasın
da okumaya çeki lmekteydi . Okuma edimi hep Reform'la
ilintilendirilmişse de, kutsal din kitaplarına bir ki msenin
şahsen erişebilmesi sadece Protestanlığın gelişmesine yol aç
mamıştır_ (Aslında, okuryazarlığın coğrafyası Protestanlı
ğın coğrafyasını yakından takip etmiştir; fakat bu geniş bi r
konu old uğundan burada ele almamıza gerek yoktur.) Öte
yandan, tek başına sessiz okuma edim i besbell i ki teh like
liydi . Herhangi bir gözetim ya da sınırlamadan uzak olarak
cinsel açıdan iç gıcıklayıcı materyallerle karşılaşmayı çok
kolay laştırıyor, kişisel fantezileri destekleyi p mahrem arzu
ları kışkırtıyordu. K itabı Mukaddes'teki kimi potansiyel
müstehcen sa hneler ( Davud ile Bat-şeba, Susanna ile İhti
yarlar) resimlerle süslenmiş elyazmalarında boy göstermeye
başlamıştı; ama taşınabilir türdek i kitaplar, kişinin dini
dünyasının yanı sıra, erotik iç dünyasını oldukça farkl ı bi r
ölçekte zenginleştirmekteydi . A rtık en h assas noktaya ka
dar n ü fuz eden bir teknik yen ilik söz konusuyd u .K4
Elyazmalarından y üzlerce kez daha ucuz olan bas ılı ki
taplar, her türden m uzırl ıkta dolup taşmaktayd ı: d ini orto
doksiye aykırı, siyasa l ve dini bakımdan tehlikeli düşü nce
ler, roma nslar, erotik hi kayeler vs. Bunların hepsi, ha lkm
daha önceleri tasavvur edilemeyen bizimse mod ern çağda
sıradan olara k a lgıladığımız bir lükse yönelik talebine kar
şıl ık vermekteyd i: yalnız ba şına okuma . O, bütün heyecan
ları, tehli keleri ve çel işkileriyle birlikte d üşünce özgürlüğü
nün önünü açtı. M atbaada i l k çok bası l a n ( dört bin ya da
daha fazla) eserler a rasında Luther'in Kitabı M ukaddes çe
virisi ile A ldus Maııutius'un, Catullus'un Latince erotik şi
ir çalışmasına yazdığı giriş yazısı vard ı . 8 � Giul io Ro ma -
Mıısıüıiıcuyon Nl'clı·ıı lliı· Soııın Hııline C.elıli .16 1
Şekil S.2a ve S.2b Yüksek sanatı n büyük geleneğine a iı, model kadınla
rın sol ellerini koydukları yer le a kıllara birçok şey getiren bu tarz örnek
ler. asilzadelerin özel odaları için yapılmıştı. Ba sı m tek noloji si , da ha ero
tik içerikti resimleri çok daha geniş bi r kul la nı m alanına k avu�ıurdu.
(Üsıte: Giorgione, llyuyarı Vl."nüs, 1 5 1 0 [Alinmi/Art Rc:!>ource, New
Yorkl; altta: Tiziano, llrbinolu Vcıııi s, 1 538 [ A lina ri/A.rt Resource, New
YorkJ.)
,\lclll iiıl�ıwoıı ,'\; ,.,/,·ıı lli ı .�cınııı l l<ıliııc• (;c·lıli 36.l
cinsel rema ları açıkran açığa işlemeyen bir kirap olsun, ha
yal dünyam ızın ha rekete geçtiğini söylemektedir. Okur,
mastürbasyoncuyla aynı tür rahatsızları )'a şamaktadır; im
gelem her ikisi ni de hasta edecek ve sonrasında birbirini
besleyen patolojik durumlar orta ya ç ıkacaktır. Ray'in yaz
dığına göre gençlerin dimağı " genç kuşağı hedef a lan ürün
lerin sürekli istilasına maruz ka ldığı için perişan durumda
dır"; bu da onları "erkekl iğin ne old uğu konusunda bi linç
siz" bırakma ktadı r. Del ikanlı ••kendi olmaktan, hem be
dence hem ruhça ç ıkmakta ", bu heyecan verici k itaplar yü
zünden "zihninde uyanan şeyler a k l ı n ı başından almak
ta " dır. Beden ve zihin birlikte çal ışmakta, kısa süre sonra
da mastürbasyona başvurulabil mekted ir. Mastürbasyon,
kendi sinden daha da beter edebiyat ayıbının elinin altında
ki bir hizmetçi gibidir; bu edebiyarın ••yozlaştırıcı etki lerine
sürek l i olarak •kendine yönel me alışkanlığı' yard ımcı ol
makta "dır.93
Ray, bu dü şüncelerinde yalnız değildi . Bazı önemli Ame
rikalı eğitimci ler, bel li bir türle sınırlı okuma ediminin er
kekleri kadın sı laştırrna eği limi taşıdığını ve dahası bu po
tansiyel olarak yararl ı etkinliğin, d ikkatli bir şeki lde düzen
len mediği takdi rde, kişiyi kolaylıkla onanizme götüreceğini
düşünüyorlard ı . Yirmi nci yüzyılın başlarındaki öjenik ha
reket bu temaları henimsemişti . insan ırkının nasıl güçlen
dirilebileceği lıususunda uyarı larda bu lunan bir yazar, k ız
la rda ve oğlanlarda " normal yeti şki n lerin hoşlanabi leceği
bir haya t tarzına ka rşı olumsuz bir tutum alma eğiliminin "
bul unduğunu, bu gençlerin eve kapamp bir kanepenin üze·
rinde okumayı ya da haya l lere da l mayı tercih etti klerini,
bun u n da " kendi ken d i n i istismann ya da psişi k ınastürbas·
yon u n bir gösterges i " o l d uğunu bel irtir. 94 Freud'un Ameri
ka'da ta n ın masına katkı sağlayan hel libaşlı yaza rlard a n bi·
risi, ki mi kızlarla oğlan ların, ok u rken mastürbasyon yap
m a r a başladı ki arıııı ve bunun i\i ıı i llaki erotik türde kitap
l a r okum a l a rı n ın da gt>reknıediği n i bel irtir. Uııclc Tom 's Ca
/Jiıı'dcki ( Tom Aııırn'ı ı ı n Ku lübesi) kaba sahneler, oğlan ları
masti.iroa syon yapınaya �'ö n lendirebi l nıektcd ir; k ızlarsa sa-
372 rrld(işili lı Sclıs
yal gücü, old ukça yalın bir biçimde, modern insanlığın esa
sını oluşturma kta; yenilik, değişim ve özgürlükle ilintili ke
sinkes temel ve karşı konulması imkansız bir yeti olarak
karşımıza çıkmaktayd ı :
• lngiliz yazar Samuel Richardson'ın aynı adlı eserinin ka dın kahramanı. (ç.n.)
Mcıstü rbcısyon ,\Jrdrn Bi r Sornn Ha/ine (;r/di 3 77
Anca k tek başına sekste old uğu gibi anlatı türü üzerinde
de hep bir kara bulut dolaşma ktaydı. Gerçeklikten uzakla
şıp boş hayallere ve yanı lsamal ara kapılma tehlikesi ( ki Tis
sot bunu onanizmin merkezine yerleştirir) " novelizm"e yö
nelik eleştirilerde de di kkat çekmiştir. iyi kitapları kötüsün
den ayırmayı kendisine amaç edinmiş bir dergi olan Cıitical
Revie w, "bir çiftçinin kızı roman okumaya oturduğunda za
manını boş yere harcamış olur" d iye yazmıştır; harcadığı
zaman, bu kızcağızın "gerçek hizmet" te bulunması gereken
zamandır. (Bu noktada tarihçi Alain Corbin'in, mastürbas
yonu, " bireyin kendisine ayırdığı zamanın en mükemmel
simgesi" olarak nitelendirmesini anımsayabiliriz bir kez da
ha.) Roman, mastürbasyon gi bi, kadınlar açısından alter
natif bir " yastık arkadaşı" konumundaydı; roman, yine
mastürbasyon gibi, gençlik tutkularını alevlendiriyor ve
muhtemelen de fahişe sayısındaki a rtışa katkıda bulunu
yordu. Ü retken bir edebiyatçı ve gece hayatını seven bir ki
şi olan George Colman'ın da (on sekizinci yüzy ı l ) belirttiği
gibi, " Kadınların aklını en çok romanlar çelmektedir. Ka
dın okur, iç çeker, eriyip gider. " Ö zetle roman, baştan çı
karıcı fısıldayışlar ve açık saçık sözler gibi, kadınların başı
nı döndürmekte, onurlarını bir kenara atmalarına ve her
türden cinsel sapkınlığı denemelerine yol açmaktaydı. Ve
özellikle de kadınların roman yazması, bir tür fahişeliği ak
l a getiriyordu: Ha lka mal olmuş bi r kadın edebiyatçı, orta
malı bir kadına çok yakın durmaktaydı. 1 0 3
Roman okuma ile mastürbasyonun ahlaki patofizyoloji
si de bi rbirine benzemekteydi; imgelemin uygunsuz işleyi
şinden kaynaklı hastalıkların oluşturduğu geniş ve genel bir
kategoriye örnekti i kisi de. imgelemin canlılığı, dolaysızl ığı
ve amansız cazibesi, sinirleri ve dokunduğu her şeyi tahrip
edebil iyordu . On sekizinci yüzyılda hayal gücü, çok sayıda
epistem o lojik, etik ve estetik eserin mima rı oldu. Büyük bir
etki yaratan hayal gücü, Condi l lac'ın belirttiği gibi, "algıla
rı yeniden canlandırıyor"du; oysa hel leğin "sadece işaretle
ri anımsamak" gibisinden hi r işlevi vardı. i mgelem kötüye
çalışan bir yaratıcıydı; " zevk üzerinde yeni kombinasyon-
.378 frlı Ki şililı Sı·hs
nasıl " ı stırap duyduklarını " , " kalplerinin nasıl her zaman
kinden hızlı çarptığını", yatağa kendilerini nasıl dar attık
l a rını ve neredeyse çıldırma noktasına gelip nasıl ağladıkla
rıı1ı ve duydukları şiddetli acıyla nasıl kaskatı kesilip roma
nı elleri nden atmak zorunda kaldıklarını anlatır. Bu demek
ti ki m astürbasyon ve roman aynı biçimde çalışmaktadır.
Coleridge, roman okumanın "zihinsel gücün bütün bütün
yok edi lmesine vesile olduğu" kanısındadır. Bir on sekizin
ci yüzyıl yorumcusu, roman okumanın zihinde "marazi
duygulanım l a r " uyandırdığı düşüncesindedir. Yani, roman
yüzünden kişi daha huysuz ve dış uyarıcıların etkisine daha
açık ha le gelmektedir; " içkinin bedene yaptıklarını, bunlar
dimağa yapmaktadır. " Romanlar " vücudun organlarını et
kilemekte" , "sinirleri yıpratmakta " ve müzikle el ele verip
" bizim iyi eğitim görmüş kadınlarımızı hasta yüzlü ve asa
bi kişi lere" dönüştürmektedir. A rtık mastürbasyon hastalı
ğına iyice ya ka lanmış durumdayız. Ve eğer "novelizm "ın
(Meıhodisı Maga z i n e in kullandığı bir terimdir bu) insanın
'
• Roma lıl a r ın areş ranrısı, ranrıça Venüs"ün çi�kin v e ropal kocası. (ç.n . )
'• Coşk unluk, vecde kapılma. (ç.n . )
386 fı'lı Ki�ililı 5ı•lıs
Şekil S.3. Katsukawa Shunshe, Bir Başucu Kitabı Kullandıktan 5onralıi Düş
A::nıası, tekrenkli tahta kalıp resim, Jinatku Sajin, lllıiya no itog uchi
( 1 780). Bu resim, cinsel uya rım sağlam:ı yönünden o kuma nı n nasıl bü
yük bi r güce sa hip olduğunu bilen ve b u nd a n kazanç sağlayan Japon ero
tik geleneğinden gelmektedir.
Mıısıü rbııs_von Nı·ılrn Bir Sorun Haline < ;r/di 39 1
• Bir k a ra k rcr i n r�itinıiııı, rcri�mesiııi ı·c olguııl ıııt.ı crİ�llll'Sİnı konu a l a n hiyogra
fik roman. (ç.n. )
394 frk Kişi lil1 Seks
Şekil S.4. Gerard Ter Borch, Me•tup o•uyan Kadın, 1660. Sanat tarihçisi
Svetlana Alpers'in belirttiğine göre, resimde "havada aşk kokusu" var·
dır ve bu özellik mektup konulu diğer on yedinci yüzyıl ve on sekizinci
yüzyıl resimleri için de geçerlidi r . (Londra, Wallace Koleksiyonu Müte
vellileri'nin izniyl e çoğa ltıl mıştı r).
4<M Tl"lr Kişilllr Srlrs
ekil 5.1. lsaac Cruikshank, lUJıs, 1801 . Roman okuma, daha fazla eşya
iiketimi ve mastürbasyon temaları bu baskıda lngiltere'nin en meşhıır
olitik sa natçıla rından biri ta ra fında n bir araya getiril111 i1tir. (Edward
:uchs, Gesclıidııe der c.-oıischen Kuııst'tan [Münih: A. Langen , 1922].
JC/Berkeley, Bancroft Kiitüphancsi'nin müsaadesiyle.)
Mıısıürl1<1syo11 .'lledı·n Bir Sorun Hcıliıır C.ı"ldi 407
duğu gibi göz leri de ka p a l ı y azıs ı, kad ının ha li tavrı ve yanı haşı ııa düş
"
müş kitaplar, onun tek başı na doyurna ulaştığım söyler gibi gi>ri.i nmck
tcdir.
Mastüıiıasyoıı Nrdrn Bi r Soıım Halint· Gı·l,fi 413
D ' N c i t n s T t , Nlupr� p re ,
YfiRl\ifiNCfi YÜZYILDA
TEK BAŞINA SEKS
�
insel m �s � leler üzerine popüler kitap � r yazan, çok
C sayıda urun _ veren ve aynı zamanda ı ınekolog olan
bir Japon yazar, A lmanya 'da yaptığı iki yıllık a raştırmanın
ardından ülkesine dönmüştü . Bu Batılı güç merkezinin
m astürbasyona yaklaşım biçimine övgüler diziyordu: On
lar sorunu kendi ülkesindeki gi bi " sadece ahlaki bakış açı
sıyla değil, aynı zamanda bilimsel bir tarzda " ele alıyorlar
d ı . Söylediğine göre, bu yaklaşım sayesinde parlak bir ba
şarı kaydedilmişti. Konuya dair "kitapların olağanüstü
çokluğu"ndan dolayı, Alm a nya da hala mastürbasyon
" '
Şekil 6.1. Ulusal Mastü rbasyon ı\yı afişi, 2002. Mastürbasyona, kendi·
lerine bir ay aynlan çolc say ıdaki etkinli k ve konudan sadece biri biçi·
minde ya kla şma hem eskiden gizli bir ayıp sayılan bir eylemin açıkça
olumla nması heom d e pornografi ve seks malzemeleri satan bir şirketin
çok zeki bir ticari h aml es i olarak görülebilir.
426 Trk Kişilik .Sclıs
gibi değildi. Freud bile, tek başına seks kadar kötü bir şe
yin sağlık için kötü olması gerektiği fi krini terk etmekte
zorlanmıştı. Ö nde gelen Amerikalı bir Freud yorumcusu
olan A. A. Brill, Birinci Dünya Savaşı sonrasında, onun
"cinsel meselelerin en iğrenci (bete noi re) " olduğunu yazı
yordu; o, o gün bile henüz "yerli yerine oturmamış"tı. Bu
kadar dikkat gösterilen başka hiçbir mesele olmamıştı; böy
lesine " kafa karıştırıcı biçimde sunulmuş ya da yanlış tarif
edilmiş" hiçbir şey yoktu . Sorun, "neredeyse her uygar in
sanın kafasının üzerinde Demokles'i n kılıcı" gibi sallanı
yordu . Seçkin seksologların çalışmalarına karşın, mastur
basyon hakkındaki "eski ortaçağa ait görüşler", halk ve he
kimlerin çoğu arasında hala yaygındı. Brill bunları düzelt
meyi u m uyordu.5
Onun kınadığı yaklaşı mlar, bildiğimiz üzere, "ortaçağa
ait" değildi; fakat bu yaklaşımların, Brill'in görüşlerini
onayladığı ve aktarımda bulunduğu seçkin uzmanlara rağ
men -ya da belki on lardan dolayı- direnç göstermelerinin
geçerli nedenleri vardı. Elbette bu uzmanlar kendilerini ka
ranlıkla savaşan unsurlar olarak görüyorlardı; onlar çok
sayıdaki sözde sapkınlığı günah alanından tıbbın ve doğa
nın huzur verici yörüngesine taşımışlardı.6 Ve onlar, mas
türbasyonla ilintilendiri lebilecek hastalıklar zincirine sınır•
lama getirmişlerdi. Fakat onların hepsi, Freud da dahil,
onanistler hakkında, on ların yaşamlarının kendi kendini is
tismardan dolayı risk alnnda olduğu a nlatılırken yetişme
çağındaydılar. On dokuzuncu yüzyılın son onyıllarında us
'
talık dönemlerine geldiler. Bu yıllar, örneğin artık adı kötü
ye çıkmış ve Freud'un meşhur hastasının babası olan Dr.
Daniel Gottlieb Moritz Schreber'in, çocukların "tehlikeli,
gizli sapık l ı k"ları n ı terk etmelerini sağJ ayacak araçlar ve
perhizler icat etmiş saygın bir eğitimci olduğu yıllardı; bu
yıllar, seçkin psikoloji ders kitaplarında hala rahatlıkla,
mastürbasyon yapan nevroti k oğlanların yüzde 26'sının
durumunun deli likle sonuçlandığının yazılabildiği yıllardı .7
(Schreber, orta sınıf pedagojisinde önemli bir figürdü; bu
nunla birlikte oğluna karşı çılgınlık düzeyinde zalimdi.)
430 Trlı Kişilik Seks
ona n izmi n kadınlar için, erke k ler için old u �undan çok da
ha kötü olduğu iddiasını savunuyordu: Şehveti duygusallı
ğına üstün gelen ve kocala n tarafında n tatm in edi lemeyen
evli kadınlar mastürbasyon yapıyorlardı. Ç ocuk sahibi ol
maktan korkan kadınlar, doğum kon trolü kaygısıyla onu
cinsel birleşmeye terci h ederek ve y anlış biçimde, suçluluk
duygusu hissetmeyecek lerine ve böylece n evrozdan kaçına
b ileceklerine inanara k mastürbasyona başvuruyorlardı .
"Sadece erkeğe ö zg ü bir niteli k gibi hissetti kleri seksin kur
banları " olduklarını d üş ün en kad ı n lar da, "cinsel birleşme
den kurtuluş " olara k bu al ışkan l ıga yöne liyorlardı. Kısaca
sı m astürbasyon , kadınların onun aracılığıyla normal cinsel
düzeni reddettikleri edi mdi. 1 5
Suçluluk d uyg usu v e sonuçlan ( nevroz, yorgunluk, bu
naltı, histeri, her tür fi ziksel rahatsızl ık, heklentilere ulaş
mada başa rısı zlı k, moral çöküntü, sefi l lik ) , tek başına sek
sin başlıca bedelleri olarak ve y ine mastürbasyonun erken
modern tarihinin etik yüklemelerini taşıyarak, ölüm ve em
besilliğin yerini a ldı. Yeni , h a yran lı k verici biç iml e rd e orta
ya çıka rken, eski de varlığını devam etti riyordu.
Bu yavaş yen iden değerlendirme ve değişim sürecine dela
let eden bir görüntü umulmadık bir yerde, yirminci yüzyıl
başlarının en i lerici, oy ha k k ı yanlısı gazetelerinden birinin
sayfalarında karşımıza çı kar. Femi nist tartışma lar burada,
tuhaf bir biçimde, çifte standart ve fuhşun denetlenmesi me
selelerinden doğa ve mastürbasyonun son uç ları sorunlarına
kayıyordu. Bir dizi makale ve karşı lıklı mektuplaşma çerçe
vesinde, E. W. ( a ltmıştan fazl a şubeye ve dört hin üyeye sa
h ip, milita n, şiddet k a r ş ı tı , oy hakkı y a n lısı bir örgüt olan the
Women's Freedom League ' den ! Kadın Ö zgü r l üğü Ligi ] Edith
Watson) , cinsel meselelerde ram özgü rlüğün ne olanaklı ne
de arzu edilen bir şey ol du�unu ve cinsel perhizin erkekler ve
kadınlar için hem za rarlı hem de im kansız old u ğu düşüncesi
nin daha da büyük tehlike taşıdığım savunuyordu. O, bu ko
n uda, çalı şmasım ahlaki temizl i k konusundak i_ görüşleri do
nevi olarak onun cazi besini alt ettiklerini bel i rtmek içi n yaz
mışlardı. Onların •• daha düşük düzeydeki güdü ve arzu
lar " ın ı " a k ı l ve mant ı k " yönetiyordu ve onları •• daha aşağı
seviyede ki hayvan l a rı n üzeri ne" ( buna erkekler de dahi ldi )
yükselten de buydu. Bunun la birlikte Wa tson, Browne'a ce
vap vermekten ziyade, erke k lerin cinsel rahatlamaya i h tiyaç
duydukları yolunda k i daha genel tartışmaya tepk i veriyor
du. Eğer gerçekten böyle bir i h ti yaç ları varsa ( ki o bundan
şüpheliydi), bu yine de, birçok kişinin savunduğu üzere,
devlet lisanslı fuhşu h a k l ı çıkarmazd ı . (Bu konuda ki devlet
düzenlemeleri savunulurken gösteri len öneml i bir gerekçe,
erkeklerin doğa l olarak cinsel rahatla ma i htiyacı duyduk l a
rı ve bi rçoğu bekar olan y a d a i htiyaç larını karşılama k o n u
sunda gönül süz kadınlarl a e v l i olan erkek leri n, bu şe k il de
güvenl i bir rahatlama yoluna sah ip olabilecek leri y d i . Böyle
ce dev let, fa hişeleri n hasta l ı k bulaştırmama l a rı için tedbi r
alacaktı . ) Wa tson onların mastürbasyon yapmasını öneri
yordu. Onun "kendi kendini i stisma ra yönelik tutumu'', her
şeyden önce, onun fuh uşta n fa rklı ola r a k , zara r vermemesi
temel indeydi; o, en fazla, sadece onu uygu layana zara r ve
rirdi, başkalarına deği l . Fakat d a h a e t k i leyici si, erkek cinsel
l iği hakkındaki asıl gerçek, en açık biçi mde erkek mastür
basyon yaptığında ortaya çıkıyordLt: " O, erkeklere bile al
ça ltıcı gel ir" ve "c insel ' i htiyacı ' ol a nca çi rki n çıplakl ığıy l a "
orta ya sererdi . A m a d a h a s o n ra b i r okur, " kendi ken d i n i is
tismarın d e l i l i ğe götürd üğü sayısız vaka" olduğu ve Wat
son'ın görüş lerini kabul edeb i lmek için önce " r u hsal ve be
densel anorm a l liğe k a rşı bağı şı klık konusunda tı bbi kanı t "
gerektiği yanı tını verdi ğinde, Watson , sa vunusunu ta mamen
modern b i r çerçevede açı m l ı yord u . �1a stürba syon son dere
ce güvenl iydi ve onun kötü etki leri ne dai r söy l enti, " d i k i l m i ş
bir bostan kor k u luğu " ydu; esk i , modası geçm i ş yaklaşımlar
da hiçbir gerçe k l i k pa y ı yokt u . Fa k at bu, Watson'ın temel
eti k y a k laşımını değiştirmiyord u . O ve on u n da yandığı oto
riteler ken d i n i istismarı -Browııe ' ı n ya ptığı gibi- ta vsiye et
miyordu; ç ü n k ü a h la k lı i n sa n ların cinsel a r zu l a ra tesl i m ol
ması gerek me zdi . " insanoğl unun e n bi.iyıi k i>zgilrlüğü, onun
440 Tı·lı /\:ışililı '.'\f'lıs
• l'a�o�iı ,h- ne ıı m.d k�ıııi� h ucrl'il•riıı haşkı hiin<'ll'rİ l".1 d a p.ırçaı.:ıldarı yutarak
sıııdirnıı·� ı. lı; . n.I
444 1 clı /\i�i!ilı Sdıs
ero tiz m in çocuk bir erişkin haline geldi ğinde ehlileştir i lme
sinin, hiç b i r büyük man evi sıkıntı ta ş ı m a d ığını ve ma s t ür
ba s y on a devam etmen i n h em to p l u m he m de birey açısın
dan oluml u etki ler taşıyabileceğini düşünüyord u . Gürültü
lü " Onanie tartışması" sırasında Freud'la karşı karşıya geli
şi. açıktır ki Stckel'in meslektaşlarıyla yaşadığı ve h e r sefe
ri n d e yal n ız k aldığı çok sayıdaki a n l a şm a z lı k t a n sadece bir
tanesiydi .23
Hipnoz, ncvroti k rahatsızlıklar ve c i ns e l l i k kon ularında
bir Alına n uzman olan, konu üzerine kaleme aldığı önemli
çal ışması 1 906 'da yay ım la na n v e yaygı ı ı biçimde başka d i l
l ere çevi ri len, n üfuzlu A u g u s te fore l , i ıı san m �elişim süre-
44& 1 dı Kışi/ilı .Sı·ks
kın bul u n uyoruz. Erik sorun, yok olmak hir yana, yeni giy
siler içinde, yeni hir hayata ba şla mıştı. Bu n oktada anahtar
kişi Freud'dur. O, ta rtışmış olduı?;umuz birbi rinden fa rkl ı
gözlemlere anlam veren bir teori yaratmıştır. Bunun iki so
nucu olmuştur. Birincisi. k rizle geçen yıllann a rdından, so
nunda psikanaliz denen devri min eski görüşleri "ortaçağa
ait" yaklaşımlar gibi göstermesiydi. Yeni teori, mastürbas
y o nun neden dikkatle korunan, kötü bakıcı ların eline bıra
kılmayan ve kötü a rkadaşlarla bir arada bulunmalarına
izin v.erilmeyen çocuklarda bile yaygın olduğunu açıklaya
biliyor, mastürbasyoncuların doktorlara belirttiği suçluluk
d uygusunun yanı sıra, genel h uzursuzluk hissinin, hatta ra
hatsızl ığın nedenlerini izah edebiliyordu. Freud, mastürbas
yonu , kendimiz hal ine gelişimize, uygarlığın b izi işe yarar
üyeler haline getirme yönündeki işleyişine ait daha genel bir
sürecin bir parçası yapıyordu. Freud ve takipçileri, bizi, so
run hakkında radikal biçimde yeni tarzlarda konuşmaya
yöneltiyorlard ı . Ve onlar, mastürbasyonu, öncekinden da
ha merkezi bir mesele hal ine getirmişlerdi. Bununla birlikte
Freud, modern mastürbasyonun ortaya çıkışının ardında
yatan temel etik sorunda (tekil, bi reysel benliğin sosyal dü
zenle ili şkisi ) köklü bir değişiklik öngörmüyordu. Başka bir
deyişle, yirminci yüzyıl başları , 1 7 1 2'nin temsil ettiği tür
den bir havza değildi; yeni bir sosyal d üzeni yan sıtan cinsel
beden çerçevesinde yeni bir sorun yoktu.
Freud'cu devrimin o dönemin toplumsal ve kültürel ya
pısındaki köklerini açıklama çabasına girmeyeceğim. Fakat
onun ortaya ç ıktığı ortama şöyle bir bakış atabiliriz.
1 9 1 l 'de Viyanalı sanatçı Egon Schiele, kendisini mastü r
basyon yaparken gösteren bir portresin i çizdi ( Şekil 6 . 2 ) .
Ta ri h. Viya n � psikanalistlerinin, sonrasında Frcud'un ko
nuyu bir çerçeveye oturtmaktan ümidi kesip sadece " mas
türbasyon konusu bütün üyle tüketilemez" sonucuna vara
bildiği ikinci sonuçsuz Onan ic tartışmas ı " için bir araya
..
gel melerinin bir yıl öncesi ydi. Schiele, tablosunu bir ayna
n ın önünde durarak çizm işti; resim son derece rahatsızl ık
veri c i y d i ve akıldan çı kmayacak bir kendin i gözlemi içeri-
450 fr k J\ ışi /ı/ı :-ıdıs
ekil 6.2. Egon dıi c l c , . clf- 1'1111 1 a iı iıı /llac/ı loaclı, Mlıs ı ıı ı /Jcı ı i ı ıg
( O r o porıre, Siya h Pelerin i ç i n d e , M a sai r ba syoıı Y a pa r k en ) , 1 9 1 1 . 'l a s
r ii rh;:ı yon. Sdı ic l c 'nı n hi r e rkek ı•c hi r sa narçı o l a r:ı k k e n d i n i göz l em i n i n
ıııcr k c z i n<lt:d i r . ( A lhcrt i ı ı a , Vi rana . )
rıııııinn Hi �yı ldıı I clı fü1ş111a Sel: 4.'i 1
Şeki l 6.3. Egon Sch i clc, ııd� df-Purt raiı, ıdtlı / /a ııd 011 cııiıals ( ı plak
Oroport rc, E l , i ıı el Organ l a r ı n Üzeri n d e ) , 1 9 1 1 . iç d ii n y a ı1 l a oror ro
r i z ın a ra s ı ıı d :ı k i i l i şk i nin daha l i r i k b i r gö r ü n t ü s ü . ( l .eopold � l u s c u ın ,
\/ıyaııa. )
yordu : F i g ü rün gözleri , sanki bir ç ılgınl ık ya da taşkınlık
nöbeti ndeym iş gibi kocam a n açı lmı ştır ve yine de sinsi si n
si bize bakarlar; aklı . kendisiyle, aynadak i kendi görünt ü
süyle, bizim aramızda kalmış gi bidi r ; kolları bodu rdur ; bu
na karşın p a rm akları , şekilleri bozulm uşsa da, yoğun bi
çimde cinsel organ larla meşguld ürler . Bu por t reden ne ka
dar suçluluk duygusu çı karılabili r ? Schiele'nin bir erkek
olarak k imliğini o luşturma ve kendi kendi ne hazdan kay
naklı suçluluk duygusunu ve utancını çalışmas ına dalıil et
me çabalarının ne derece bir parçasıd ı r ? Bunlar sanatçıyı ir
deleme çerçevesinde daha kapsamlı sorulardır. Ancak psi
koloj ik açıda n bu kadar zengin ve bu kadar karmaşı k bir
mas türba syon tablosu hiç olmamıştı; resmin çizildiği çevre
d ışında bunu yapmak düşünülemezdi bile . Sch iele'nin aynı
yıl yaptığı, tatlı, hafif altın rengi bir ışığın aydınlattığı , ken
dini keşfeden, masum bir delikanlı halinde görüld üğü bir
başka otoportresinden de anlaşılacağı üzere, kendi mastür
basyon yapışı konusunda, daha m utlu bi vizyona salıipti
( Şekil 6 .3 ).28
Cinsel suçluluk duygusu meselesi Freud'un dünyası nda
nasıl büyük bir öneme sah ip görünüyorsa, cinsel güç, öze l
l ik le de sosyalleşmemiş cinselliğin gücü d e ay n ı görüntüye
sahi pti . Schiele'nin bir diğer çizimine bakalım: Crouching
Woınan widı thig1ıs Spread [Saçılan Uyluklarıyla Çömelmiş
Kadın] ( Şekil 6.4 ). Kadının etekleri yukarı sıyrılmıştır ; dize
kadar olan çorapları üzerindedir ve eli, işaretparmağını çıp
lak cinsel organının içine daha fazla sokabileceği bir du
rumdadır. Belki suçluluk d uygusu hissetmelidir; ama biz re
simde, böyle bir duygu yaşadığına dair hiçbir işaret göreme
yiz. O, izleyeni öldürmeye ve y o k etmeye hazır, çılgı n bi r
Bacchae deği ldi r; söz konusu olan, cinsel organların, erkek
leri iğd i ş etme tehdidiyle teşhir edild iği Medusavari bir i ma j
d a değil d i r. B u bize öyle b i r kararl ılıkla bakan bir kad ı ndı r
k i gözleri neredeyse bizi onun cinsel otonomisi ve hazzıyla
boy ölçüşmeye davet eder. Resim ne kadar karm a ş ık olursa
olsun, bu kad ın k endi otoero ti k güçlerinin farkındadı r ve
bu yüzden kendini kötü hissedecek gibi de görü nmemek te-
Şekil 6.4. Egon Sc h i cle, Crnuclıiııg W11ıııa11 wiılı Tlıig/ııs Spıcad, 1 9 1 8. Bu,
18. yüzyıl resiml erindeki gibi izlc�· icilere basit röntgenci hazlar sunma k
sızın. kadın mastü rbasyonunu cinsel özerk lik olarak gösteren i l k görsel
Şekil 6.S. Egon Schicle, Nude Boy Lyiııg 011 a Paıtmı Coveı"leı, 1 909. izle
yici bu ho� oğ l a n ı n sağ elinin ne yaptığını ya da ne yapmak üzere oldu
ğunu tam olarak bilmez. Bu erotik kendine dönüklük i mgesinde sakin
lıi r zama n dışılık havası vardır. (leopold Museunı, Viyana.)
4 �6 frh l\işi lıll .\ drs
dai r açıl ımının yoğun karamsa rlığı nın bir başka örneği söz
konusudur: Evl ilik öncesi sekse hayır dedikten sonra , onlar
bel k i d aha da a h la ksız bir unsurun kollarına atılıyor, sonra
da suçl u luk duygusuyla ya da ul aşa bi lecekleri bi r cinsel ra
hatlama biçimini bırakmanın yol açtığı sorunları yaşayarak
veya onu bırakma konusunda sürekli başarısızlığın moral
bozucu etkisiyle altüst oluyorlardı. Mastü r basyon, bedeli
olmadan bir şey sunar gibi görünüyor, insanın zahmetsizce
bir şey elde edebileceğini akla getiriyordu. Ve fantezi aracı
lığıyla, kültürel açıdan tehlike ta şıyan, imkansız beklentiler
yaratı yordu. Freud bu noktada, Kari Kraus' un hicivci der
gisi Die Fackel'den a ktarımda bulunuyordu : " Cinsel hirlı!ş
me, mastürbasyonun tatmin sağla mayan bir ikamesi dir."
Elbette çok daha fazlası vardı: Mastürbasyon, fantezi obje
lerinin ge rçekl iğin yerine ikame edilmesine aracılık ediyor
ve bu objeleri insan ruhuna nakşediyordu. Hepsi bir a raya
geti rildiğinde, bu, hiç de hoş bir tablo değildi. 3 8
Bu terminoloj inin büyük kısmı, doğrudan, ele almış ol
duğumuz Aydınlanma dönemi yazarlarından geliyordu . Fa
kat çok önemli bir nokta, bu dilin Freud'da, sadece nasıl
yoldan çıkabildiğimize değil, nasıl kendimiz olduğumuza
dair yeni ve temel bir anlatımın bir parçası haline gelmesiy
di. Th rec Essays on Sexuality'nin Freud'u, Emi le'in Rousse
au'su değildi. Freud'un yeni yaklaşımının önemi, onu kabul
edenlerin üzerindeki nüfuzunun ötesine taşm ı ştı . Ona katıl
mayanlar için, bu yaklaşım, Freud'un beklediğinden nasıl
farklı bir şey olabileceğimize dair bi r teoriye dönüşmüştü.
Freud'un uygarlığın yaratılması için cinselliğin ve " uygar"
cinsel rollerin yeniden nasıl tarif edileceği hakkındaki ya kla
şımında ki lit unsur olan mastürbasyonun yüceltilmesi , aynı
zamanda mastürbasyonun, kendin i yaratma sürecinin a lter
natif izahına uyd u rulmasında da kriti k noktaydı. Ma stür
basyonun bastırılması gerekli olmayınca, onu histerinin izle
mesi de gerekmiyordu: Mastürbasyon manevi açıdan re ha
bilite edilirse, dış standartlarla herhan gi bir çatışma ortaya
çık mazdı. Bu yüzden Freud iki senaryo sunuyordu. Bir isin
de, mastürbasyona yönelik iki yüzyıl l ı k saldı rı , otoerotizmin
\·iı·nı inci Hi :11ılcla lt'lı llcı�ıntı Srhs 461
Aşığı l ve Gone witlı the Wi nd'den IRüzgar Gibi Geçti ) (özel lik
le Rhett Butler'in Scarlett'ı merdivenlerden yukarı taşıdığı
sah ne ), The Story of O (O'nım Hilıaycsi ), Fanny Hill ve The
Shei1ı'e kada r pek çok kitap önermektedir. Mastürbasyo
nun -elbette klitora l mastürbasyonun- bedene tepki verme
yi öğretmenin bir yolu olarak kullanımı konusundaki söy
lediklerinden dolayı kitabının çok rağbet gördüğünü itiraf
eden "J. ", okurlarına -v urgulamak için italikle- bu iş için
haftada birkaç saat ayırmalarını önermektedir. The Sensu
ous Woman yalnızca Amerika'da değil, dünyanın büyük bir
kısmında da, en azından 80'1erin ortasına kadar, büyük sa
tış rakamlarına ulaştı . Yazar, daha sonra, iç burkucu bir
düşüş yaşadı (ruhsal bunalım, iflas ve dağılmış bir evlilik ) ;
ama kitabı, b i r dönem oldukça yoğun bir ilgi gördü .49
The Scnsuous Woman ve aynı dönemde çıkan çok sayıda
ki benzer yapıtta, mastürbasyonun özgürleştiri lmesinin, in
sanın cinsel mutluluk hakkı mücadelesinin bir parçası ola
rak ele alındığından şüphe yoktur; mastürbasyon, bedenin
yaptığı bir yemeğe karşı protesto eylemi gibidir. 50 Anne
Koedt bile, o önemli çalışması .. Vaj inal Orgazm Miti " nde,
son tahli lde, eğer orgazm tümüyle klitoral ise kadınların
cinsel doyum için erkeklere i htiyaç duymaya bilecekleri yo
l unda daha radi kal bir görüş ortaya koysa da, şöyle ya da
böyle, bu okula dahildir. Bununla birli kte yazmış olduğu
önsöz bir özgürlük çağrısıdır: Şimdi "standart" sayılan cin
sel teknikler, tatmin edici değillerse, bi r kenara atılmalıdır
lar . .. Standartlar" yanlışa yönlendirici ve uygunsuzdur.
"Cinsel i stisrnarımızın bu özel yanını dönüştürecek yeni
teknik ler kullanılmalı ya da yaratı lmalıdır" .51
Aşağı yukarı Koedt'in bunla rı yazdığı sırada feminizm
ve mastü rbasyon daha açık biçimde i l i şki li bir hale gelmiş
ti . 1 97 1 'de, daha önceki bi r broş ürün -Boston Kadın Sağlı
ğı Kitap Kolekri fi tarafından çı k arılan "Worn en and Their
Bodies" in- biraz genişleti l m iş baskısı ol an Ou ı Bodics, Oıır-
se/vcs: A Coursc by and for Wo111c11 yayı mlandı. Kitap mast\ir
basyomın özgiir leşmesini ve onun hem bireysel benli k yara-
l"irrııinci \'ü;:_vı lda frk Başına Srhs 471
Şekil 6.6. Vito Acconci, SttdJxd, performans, New York, 1 972. ( Sanat-
·
çının izniyle.)
4 78 frk J<işilik Seks
Şekil 6. 7. Anne Walsh, rlıis .Sunıııırr I Lcurıı ed a Nı:w Wcıy ıo Ması u rlıaıc,
1 992- 1 99.3, kareli kağıt ve sı kı ştırı lmış
k öpük üzerine mürekkeple, 20x
24x 1 /2 i nç. Konu çağd a ş fem inist san ata girm i ş duru mdadır. ( UCl.A
Ha m mcr M uscum'un izn i y l e çe k il m i ş foto�raf. Fotoğra f: Robcrt Wcde
meyer. Sanatçı n ı n i zni yle. )
l'irnıinci lü =_yılda ft'k Boşrncı Srhı 481
başına yaşa mak " onu başkasıyl a pay laşmay ı da olana klı
hale getirir." Kısacası on sekizinc i yüzyıl baş aşağı durmak
ta d ır . Mastürbasyon, sosyal dünyada etik biçimde yaşaya
bilecek benlik türünü yaratır. Ve son olarak, bu daha yu
muşak, daha nazik erkeksilik için mastürbasyon , Ta nrı'ya
yaklaşmanın bir yoludur: " Kendini sevme" Tanrı'yı sevme
nin bir biçimidir; " fal l us , bir mysterium tremendum'dur"/
" orgazm, akıl sır ermez bir deneyimdir . " Çeşitli mastürbas
yon tarzları çeşitli ruhani pratiklerle b irlikte an ılmaya baş
lanmıştır: Tantracı, kaba panteist, Yogacı, vb. Doksan beş
k a d ın ve erkeğin tek başına haz deneyimlerini anlattıkları,
Joanie Blank'ın 1 996 tarihli derlemesi, belgesel bir dönüm
noktasıdır. 6 5
Elbette, erkek sanatçılar -hem eşc inseller hem de eşcin
sel olm ayanlar- mastürbasyonu aynı zam anda ken dini keş
fetme, kendini yaratma ve bir kamusal pol itika sorunu ola
rak benimserler. Diğer bazıları -burada akl ımda, sanatçı
Susan Rothenberg'le yaşayan ve kendini bir heteroseksüel
olarak tanıtan, her ikisi de 1 98 5 tarihli Masturbating Man
[Mastürbasyon Yapan Adam] ve Sex and Death / Doub le
69'daki [Seks ve Ö lüm I Çifte 69] sade, sıska neon ı şığı fi
gürleriyle tanınan Bruce Naum a n var- mastürbasyonu, di
ğer seksüellik türleri karşı sı nda, mekani k, keyifsiz ve biri
nin kendisi ya da bir başkasıyla yakınlaşma um u d und an
düşünülemeyecek kadar uzak bir etkinl i k ol arak gösteri r
ler. Ancak Whitman'ın l irik homo-erotizm geleneği de,
Wojnarowicz'in, 1 978-1 979 tarihli, dostu Brian Butte
rick'in, sanatçının kültür kahramanlarından birisi olan
R'i mbaud'nun kiml iğine bürünerek -asl ında bir maske kul
lanarak- işbi rliği yaptığ ı Arthur Ri ınbaud in New Yorll'u !Art
hur Rim b au d New York'ta J ( Şekil 6 . 8 ) ya da Robert Ma pp
lethorpe ' un Bill'i gibi ça l ışma la rda yaşamayı sürd ürür.
Mapplethorpe'un çalışmasında, her iki çerçevede, b i r ada
mın, koyu re n k l i , sertleşmiş bi r penisin yer a ldığı sol uk be-
1. BÖLÜM
3. Sir James Paget,Cliııical Lectures and Essays, 2. baskı, yay . haz. Howard
Marsh ( londra: Longman, Green, 1 879), s. 29 1 -92 ve 275-99'un çeşitli
yerleri. Konferans 1 8 70'te verilmişti ve mastürbasyon patolojisinde so
nun başla ngıcının habercisiydi. (Paget, kendi ismini taşıyan ve bir kemik
rahatsızlığı olan Pagct hastalığını bulan kişi olarak ününü bugüne dek
sürdürmüştür.)
5 . Charlcs Taylor, .'iııuıas of ı lıe Sdj: nıc Makiııx· ııj llıc Modı:rıı ldeııııt_v
( Ca ınbridge, MA: Ha rva rd Uniwrsity Prcss, 1 9 8 9 ), s . .10.5-306. Son derc
<-"C öğretici ve başa rıl ı olan bu kitap benim için çok ya rarlı old u ; sadece iki
2. BÖLÜM
2. Aslında daha önce hiçbir li terat ü rde böylesi reçeteler yoktur ve yaza
rın, ka m uoyu n un ilgisiııi mastürbasyon kaynakli hastalıklara çekme ko
nusunda ilk olmaya bu kadar büyük önem atfettiğinden, bunun aksine
mesajlar taşıyan yaklaşımı da tuhaftır. Mastürbasyona karşı i la çların uy
gulamayı durdurucu değil, etkil erini iyileştirici olduğu iddiasından dola
yı, yazarımız, daha önceki kaynaklardan her derde deva güçlendirici, can
landırıcı ilaç reçetelerini sunduğunu kastetmiş olabilir.
I.ibrary'dc bulunan bir kopyası, kita bın başındaki boş sa y fa da yer a lan im
zaya bakılırsa, Sarah Turk adlı genç bir kıza ait görünmektedir. Kitabın
içine eklenmiş, doku zu nc u �askıya ait, on be ş bin ade t satıldığının iddia
ed i l d i ği bi r tanıtım va rd ı r . British Library'de bulunan son haskı, G la s
gow'da A. Madntosh tara fı nda ı1 yapmlanmış olan, tarih ya da başl ı k say
fası ve ilaç taıııtıınlarinın bulu nmadığı yi rm i nc i baskıdır. Daha önceki bas
k ıl a rd a Mr. C:rou�h'a h i ta ben yazılmış ola n _mektupların hitap adr esi Mr.
-- ol m u ş tur Tarihler 1 720"lcrdcn l 740 l ar a dönüştürülmü ştür; ancak,
. '
ha şka açıhrd;ı ıı k ita p açık bir hiçiınde bir soft pornografi kitabına d<inüş
ın üştür. Bu bJ s k ıı ıı n British Libra ry dL"ki kopyası, on dokuzuncu y ü .zyı l ı n
'
f.. Londr.ı içın hkz. Bryant Lil lrwlıitL", /.ıırıdı•ıı CoJJe<' llııu �r�· .� Rı"fnnın·
/lııolı of ( .ı•J/ı·r / /ıııı�r� 1 1/ ılıı· \ı·ı·eııiı"Cı r l h . l:i�lı ıaı lı. <111J Niııı·ıı cııılı ( ·,·ııııııfrs
496 fı'lı Kisilih Srlıs
1 0. John M a nen , A Treaı i se of Ali tlıt Degıus and Syıııptoms of ılu Venerea l
Di sta se in Botlı Sexes, gözden geçirilmiş ve gen işl et ilmi ş � . baskı ( Lon dra :
S. Cro uch , N. Crouch, P. Va renn c, C. Ki ng , J. lsted, tarih yok) . B r itish
Notlar 497
Library tarih olarak l 708'i v ermekted ir; metnin bir böl ümünü 1 708'de
yazıldığı düşünülen bir mektu p oluşturmaktadır. " Mastürbasyon " sözcü
ğü Edward Baynard'ın flıe Hisıory of Cold Batlı i ng. Boılı Ancienı and .Modern
(londra, 1706) adlı çalışmasında görül mektedir ve bu, belki de kelimenin
ilk kullanı lışıdı r. Bu metin konusunda bkz. s. 88-8 9. Burada, çevrilmiş bir
epig ramın ( "Kendini ovalama şehvetli elinle " ) Latince başlığını ("Paedi
conem masturbatem") say mıyorum : epigram 23 (Ex 11ıi0 Negoıium), 1656.
John Marten, Gonosologiı.ı nı novı.ını; o r, A new sys ıem 11} ali sem:t infi mıities
and distases naıı.ıral, accidental , and venerral irı nıen and womcn (londra: S.
Crouch, N. Crouch, P. Varenne, C. King, J. lsted, 1 709). Marten hakkın·
· daki kovuşturma konusunda bkz. David Foxon, Libertin c Lilrraıure in
England, 1 660- 1 745 ( N ew Hayde Park, NY: Universi ty Boo ks, 1965), s.
1 3 . iddianamede, Gonosologium novu m 'un, Marten'in zührevi hastalıklar
üzerine kitabının altıncı baskısına bir ek olarak yayı mlandığı öne sürül
mektedir. Ayrı bir başlık sayfasına ve sayfa numaralandırmasına sahip ol
makla birlikte, bu kitabın British Library'deki nüshasıyla bir a rada cilt
lenmiştir. Eğer Onania'nın kayıp olan ilk baskısı 1 71 O'da değil de 1 708'de
basıld ıysa, o zaman " mastürbasyon " sözcüğü, kendisine yönelik ilk, en
meşhur ve kalıcı saldırıyla birlikte doğmuş demektir. Ve eğer Onania'nın
ad ı bilinmeyen yazarının kimliğine yönelik tespitimde haklıysam, bunlar
aynı adamın icatlandır.
1 2. Söz konusu broşür, Orıaııia Exanıined, aııd detcc ıed; or, The ignorarıce, er
ror, irnpertiımıce, and conıradicıion of a book cal lcd Onaııia discoı•ered and cx
poscd. . . By Plı ilo-Casıiıaıis'tir ( 2. baskı, Londra, 1 724). Onaııia'nın üzerine
ilk saldırıları ne zaman çektiğini bilmiyoruz. Benim aktarımda bulundu
ğum on beşinci baskı 1 730'da çıkmıştı.
1 3 . I Math. Rothosj, A Wlıip for tlıe Quack; or, Sonıe renıa l'ks 011 M-ıı 's 5upp
lenıeııt ıo his Oııania. Wi t h a jı.ı ll aııswer aııd conjı.ı ıaıion oj his boasted-oj, and
lo11g-prn111ised curious piece Jronı Sc lı m ei de r, and oj ali ılıeir a rg u rne n ıs for ıhe
sı:eds /sici reıurn into ılır blood ajıer its sı:cretioıı ( londr a , 1 727). Rothos'un
bir takma isim olduğu hemen hemen kesindir . lngilizce Kısa isim Katalo
ğu, M-n'yi .John Marten olarak vermektedir.
1 4 . Yay ıncı lar Joseph Marshall ve J. Roberts 'tır. Onların diğer ortak gi
rişim le r i arasında, eşkıya Jack Shcppard 'ın bir ya şa m öyküsü ve Calvin ile
Luthcr'in teslis ko n u s u ndaki gö rüşl eri üzerine bir risale de yer almakta·
dır. Ma rshall çoğunlukla düşmanlık derecesinde Katoliklik karşıtı kita p
lar ve dini polemik broşürleri yayımlı yord u . Onania'ya yönelik saldırının
tonu, yeni Pelagiusçu muhali f bir yaklaşım olan Armini usçuluğa yönelik
olandan pek farklı değildi. M arsh al l ayrıca, Onania'nın yayı ncıla rı nda n
birisi olan N . Crouch'la bi rlik te , bir el kita bı da ba sm ışt ı. lngil iıce Kısa
isim K ata lo� u ' nda Joscph Marsh a l l adına 1 06 ka yıt, Ma rs hall ve Roberts
adına ise 9 kayıt bulu nmaktad ır.
498 frk Kişililı Srlıs
1 9. Oııaııia; ıır, rlıe 1 lciııous Sin of Sl'lf-Polluticm (l.o ndra baskısı; Boston 'da,
.John Phillips adına yeniden basılmış ve belediye binasının güney tarafın
daki dükkan ında satılmıştır, l 724). "S. Kııeeland v e T. Green tara fı nda n,
Queen Street'te basılmış ve satılmaktad ır" diye belirtilen bir 1 742 baskı
sı bulunmaktadır. Cotton Maıher, "The Purc Naza rite: Advice to a yo
ung man, co ncc r n in g an impieıy and impuriıy ( not eas i l y ıo be spok.,e n of)
which many young man ::ıre to their perpetual sorrow, too easily drawn
into. A lc•tte r forced inıo thc press, by d i scoveries which are made, th at
sad occasions mulıi pl y, for the conımunication o f iı" ( Bo ston : T. fleet t a
rafından Joh n Phi lli p s i ç i n kendisinin Be le d i ye Binası ' n ı n güney tara fmda
ki dii k b ııı nda hası l nııştır, 1 72 3 ) . Dol ayısıy la, Mathcr i lc Ona ıı i a, e�cr hıı
NO(lar 499
broşürde söylenen gerçek ise. aynı yayıncıyı paylaşmış lardır. Thomas Ja
mes Holmes Cııtton Matlın. a Hibliııgraplıy of f lis Worlıs (Cambridge. MA:
Harvard Univcrsity Press, 1 940) adlı eserinde böyle olduğunu iddia et
mektedir. Mathcr üzerine etraflı yazılar yazan meslektaşım Robert M idd
lekauf, Mather'ın mastürbasyon meselesi üzerine çok kafa yorduğunu
söylemiş ve bu durum, söz konusu makalenin doğruluğuna inanmama
katkıda bulunmuştur.
2 1 . Chambers, kendi kendini kirletmeyi, çok fazla veya çok yoğun meni·
den ya da gevşek damarlardan -yani kurgusalın karşıtı olarak. doğal ne·
denlerden- kaynaklanan gece kirlenmesinden ayrı tutmaktadır. Bu, yine,
"akşam duasının biriminde gece kirlenmesinden korunmak üzere dualar
eden" Roma Kilisesi'nin özel bir endişesi olarak görülmektedir.
rarlı etkilerine dair kısa ve ge rekli bilgiler... ) başlıklı bir çalışması bul un·
makıadır; dah.1 iinı:eki bir versiyonun yeni , genişlcıilnıiş ve dii;ı:dıilmiş hir
500 Tt-lı Ki$i lilı Srks
li che Warnııng vor ailen Sünden der Unrtiniglıeiı ıınd htimlichen Un tucı tur '
(Züllichau, 1 740).
baskısının bir çevirisine atıfta bul u nuyorum : Jnsırucıions cour-ıe [ . .. ) sur les
suiıes facheuses auxqıulles on expose la sanıt par la pollı.dion volonıairt de soi
mtme: erı Jorme de supplement ( . . . ) au livre anglais inlitıılt Ona nia (Leipzig,
1 775).
25. Robert James, A Medi ci nal Dictionaıy (Londra , 1 743- 1 745), 2. cilt. Dr.
Jo hnso n, James'in ça lışmasına önemli katkı da bulu nanla r arasında d ır .
Ça lı ş manın editörü ve yayıncısı olan roma ncı Samucl Ric hardson, bu ese
rin ortaya çı kmasına yardı mcı olm uşt ur. Richa rdson ın ça lışmanı n paza
'
ra s u nul ması ndak i rolü için bkz. T. C. Duncan ve Ben D. Kimpel. Sanıu
d Riclıardson: A Biograplıy ( Oxford: Clatedon Press, 197 J ) , s. 84. ( Bu,
mastürbasy on un körlüğe yol açtığına dair çok sa yıdaki a n latım ı n ilkidir.
" Emi syon " burada eksik olan kilit terimdir: Chambers'a göre o, "bir şe·
yi, öze ll ik le de bir sıvıyı içeriden d ışar ıy a fı şk ı rtma ya da fırlatma edi
mi"dir. Meni fışkırtılması anlamında kullanı lma kradır. Emisyon tanımı,
Chambers'ın ansiklopedisinden a l ın m ı ş tı r. Eğer a nı i ki teden beri pekçolc
kişi tarafından düşünül düğü gihi, görmek, gözlerden ışı n fışlcırmasıııı ge·
rektiriyorsa, gövdenin bir alanında fazla emisyon, başka bir alanın lgör·
mel çalışması üzerinde etkili olatıilirdi. James'teki mad de , onani zmde
ters, on dokuzuncu yüzyılın sapkınlık olarak adlandıracağı bir şeyl er ol·
d uğunu savunuyordu; ki bunlar giderek daha zayıf -j enital ya da görmey
le i l gi l i emisyonlarla somıçlanıyord u . l Bu çeşit va kalar bir buçuk yüzyıl
-
boyu nca görülmeye devam etmiştir. Örneğin bkz. A ııalisı (Ncw )'ork,
1 84 71, s. 1 9.3 vr Jou ma l d'Oplııa lrııcılogie ( Pari s, 1 872 ) s. 1 88-90.
,
Notlcır 501
26. Bu i snat, John Lough, Essays 011 th t f.rıcyclopedie of Didtrot and D'Altııı
bat (Londra: Oxford University Press, 196 8), s. 4 82'de ikna edici bir bi
çimde yapılmıştır. Menuret de Chambaud mariagr [ ev lil i k) üzerine de bir
makale yazmıştır.
27. Yeniden basılmış hali yaygın biçimde bulu nan şu İngi l izce çeviriden
alıntı yapıyorum: Orıanisrn; or, A Treaıise upoıı the Di sorders Pmduced by
Mastu rbatioıı; or, Tlıe Dangerous Effecıs of 5ecret and bccessive Vcnery, çev.
A. Hume ( Londra, 1 76 1 ) . Bu, en başta Tissot'nun kendi Fransızca çeviri
sinde Latince bıraktığı malzemenin de çevirilmiş olmasıyla farklılık arz
eden, son derece düzgün bir çeviridir.
Cilt) temel aldım ; 1789 yılını ise, Carla Hessc'nin 1 6 Haziran 2000'dc
Ecole des Hautcs Etudes'de sunulan yayımlanmamış makalesinden aldım.
Öyle gör ünüyor ki Rousseau hakkında, Tissot hakkında olandan daha
bütünlüklü bibliyografik kayda sahibiz. Tissot'nun çalışmalarına yönelik
düzgün bir bibl iyografya yoktur ve sa h ip ol duğum bilgiyi, Emch-Dfriaz,
Tissot, s. 324-26'daki listeden elde ettim. Çeşitli kütüphanelerde buldu
ğum en a zından on haskının bu listede yer almadığından oldukça eminim;
ancak kopyaları gözden geçirmeksizin net bir şey söylemek güçtür. Ver
diğim sayılar, mini ma l bir tahmin çerçevesindedir. Ti ssot'da n çalıntılar
için örneğin bkz. Duncan Gordon, A l..eıttr to ]ohn Hunıer respı:cıing His
Treaıi se on ılıc Vcnercal Diseasef. . . ] poinling ouı the absurdity ancl i mmoralf ıy
of His Doctrine in Favour of Oııanism or Masıurbation ( Londra, 1 786 ) . Tis
sot'nun adı belirtilmekte ve ondan doırudan alıntılar yapılmaktadır; an
cak broşürün çoğu, isim ver i lmek s i zin çalıntı bi çi mi nde dir . içerik, Hun
ter'ın mastürbasyonun cinsel birleşmeden daha kötü olmadığı -aslında
daha az kötü ol duğu- iddiası doğrultusundadır. Hunter hak kında bkz.
y ukarıda, s. 250-53. Rusya'da Tissot konusunda bkz. l..a ura Engelst ein ,
Tlıe Keys ıo Happiness: Sex and ılır Searclı for Modenıiıy in Fin-de-sitcle Rus
sia (lthaca, NY; Cornell University Press) s. 226. Burada Rusların Tis
sot'dan yaptığı çalıntılar kon usu da mevcuttur.
32. M ary H yde , yay.haz., Tht Thrales oj Sııeaıhanı Park ( Cambr id ge, MA:
Harvard University Press, 1 977), s. 1 60; llıe Family Plıysician; or, Advice
willı Respect to Healıhf . . . ] extracıed Jrom D.-. Tiss oı nu n hakkıyla yapılmı�
'
bir kadının yardımı ol madan ha;: alma ." Frederick A. Pottle , yay . haz.,
Bııswdl 0 1 1 ıhr Grand Touı·: Grrnıany aııd Swit;:erland, 1 764 (New York:
McGraw-Hill, 1 9 5 3 1 , s. 278; Boswell, mastürbasyondan duyulan suçlu
luğun, a ş ağı yukarı, kendisinin dr bir miktar suç l ulu k duyduğu cimel
hazzın ke şfiyle bitişik olduğunu iddia etmektedir: "O za man gördüm ki
düzensiz cinsel i li ş k i, alkışlanacak bir şey değildi; fakat korkunç bir sııç
da değild i ve toplumun şimdiki kabulüne göre, bir kızla bırlil<te olmak
tan, üzeli iklc de sağl ığım bunu gerektirdiği içi n, çok az suçl u lu k duyuyor
ya da hiç duymuyordum. Tanrı beni korusun!" Frcd eric k A.. Potıle,
yay.haz, Roswrll iıı llolland. 1 76.J- 1 76-1 (New York: McGraw-Hill, 1 9S2 ),
s. 2 5 8 .
Norlcır 503
34. S. A. D. Tis sot , Tlıc l.ife of Zinınıcrnıaıı ( lond ra , 1 797), s . 16. Kitapta,
Zi mmer ma n n ' ın -sa nıld ığı gibi- roma nlan r edd et m ediği, daha zi ya de
"bu tür"deki insa n ı n kal bi ndek i leri aç ığ a çı karan "iyi ça lı şm a l ar " ı be
n i msed iği iddi a sı ye r a l makta dı r. M a s tü r ba syon ve roman ara s ı nda k i
bağ lant ı için bkz. s. 302. J. G. Zimmermann, •• war nu ng an Ehem , Erzi
eher under Kinderfre unde wegen der Selbst-befleckung, zu mal bein ganz
jungen madchen" Dcutsches Muscum ( leipzig) 1 ( 1 778 ), s. 460.
37. Piy asaya çıkan k i tapla rın miktarını, Fransızca baskı sayısını o dönem
de bir baskıda çıkarılan orta la ma nüsha miktarı olan iki binle ça rpara k
hesap ediyorum; Christa Kersti ng, Die Gtnesc der Pödagogilı inı 1 8. )ah rhun·
dert: Campts "Allgemeint Revision" im Kontexı der neuzciılichen Wissenscha/ı
(Weinheim: De ut scher Stud ie n Verla g , 1992), s. 86.
unla bağlantılandırdığı, kendine ait Sdıool Boy's Moııiıor aııd Partrıls Guar
�ian 'ı gözden geçirmekten söz eder. Bütün bu çalışmalar bağlantılıdır; öy
le ki 1 789'da başlayan bir derlemenin 1 794'te on üçüncü baskısı çıkmış
tır. 1 799'da bu metinler, uzmanlaşmış onanizm pazarı için kendi kendi le
rinin korsan yayıncılığını yapar hale geldiler. J ames Hudson, Naturt's as
sistanı ıo the rtstoration of lıea ltlı { . . . J To wlıich is added, an address to parı:ıııs.
tutors, and schoolmasttrs, 13. baskı (Londra, 1 794).
42. Alex Comfort, Tlıt Aııxieıy Mak trs : Somc Curious Preoccupations of ı lıe
Mtdical Profession (Londra: Nelson, 1 967); Vem L. Bu l lou gh, "Techno
logy for the Prevention of 'Les Maladies produites par la masturbation'",
Ttchnology an.d Culture 28:4 ( Ekim 1 987), s . 832.
43. O. S. Fowler, Amativrness; or, Evils and rtmedies of excessive and prever
ıed sexuality: including wam ing aııd advict ıo the ma rried an.d si ngle: bting a
supplrnıenı to "Lovt and plı renıage",
13. baskı ( New York: Fowlers and
Wells, 1 848); Fowler üzerine miktar tahmini için bkz. W. J. Hunter, Man
hood Wreched and Rescued ( N ew York: 1 8 94), s . 109; ]. H. Kellogg, Natıı
ral History and Hygient of Organic lift, yeni ve gö7.den geçirilmiş baskı
(Burlington, lowa: 1. F. Segner, 1 89 5 ), s. 23 1 ve 23 1-60'ın çeşitli yerleri;
Sylvester Graham, Graham's lecu.ıres on dıasıity; specia/ly inundtd for tlıe se
rious coıısideration of young mtrı and parenıs (Glasgow: Royalty Buildings,
1 837).
45. lrving David Steinhardt, Tcıı Srx Talhs ıo Boys ( Phi ladelphia: J . B. Lip
pincott, 1 9 1 4), s . 59; lrving David Steinhardt, Ten Sex 1·alhs tıı Girls (Phi
ladelphia: J. P. Lippincott, 1 9 1 4 ) , s. 5 9; Clı ild Can: ( 1 9 1 8), Peter l .ewi s Ai
len, Tlıe Wagcs of Sin ( Chicago: Univcrsity of Chicago Press, 2000), s .
1 1 l 'den alıntılanmıştır.
46. Cari Capell ınann, " lfsus Matrirrı oı ıii, 1 . Onanisnı: Prccaıunı Onan � ,
William DasSt•I (Nl·w York: Pustet, 1 R79 ). Bu, en
Pasıoral Mrdiciırt', çev.
5 06 1 e� K iıi lilı Srlıs
azından elli yıl boyunca hem orijinali hem de Fransızca, Lati nce ve l span
yoka çeviriler i yaygın ve sürekli bir biçimde yeniden basılan Almanca bir
çalışmanın çevirisidir. Beşinci Almanca baskısı l 881 'de yapılmıştır.
1 923'tc çıkan on dokuzuncu Almanca baskı, onanizm konusunda, aktar
dığım edisyonun aynısıdır. Capellmann da tanımı, Jean Pierre Guy'ın
( 1 80 1 - 1 866 ), Conı peııdiu111 ılıeologiae ıı ıoralis'inden almıştır. Ren Latin
ce'den çevirdim; çünkü Almanca ve lngilizce metin lerde, orijinalindeki
özellikle hassas materyal dışarıda bırakılmıştır. Bize söylendiğine göre ki
taplar sadece, bunun sorun oluşturmayacağı profesyonellere yöneliktir.
Capcllmann, ayrı bir bölüm çerçevesinde ele aldığı mastü rbasyon konu
sunda çok sıkıdır.
53. Washiyama Yayoi'dcn aktaran Sabine Frühstück, Collln izing Sex: Se·
xology arı Socal Control in Modcm ]apan (8crkeley: University of California
Press, 2003), s. 1 04 - 1 05. Çalışmasını yayımlanmadan önce okumama
iziıı verdiği için kendisine müteşekkirim.
54. G. Stanley Hali, Adolesaııct': fıs Ps_yclıolcıg_v a ııd lıs R r laı i o ıı s ıo Plı_vsi·
ology. Anılı ropology, Sociology, Sc.x, Cri lllt', Rdigioıı, a ıı d Educaıion ( 1 904;
New York: D. Appleıon, 1 924), 1 . cilt, s. 452 ve 432. Hall 'un bu konu
daki birikimi büyüktür ve onu yeni bir sosyal bi limciliğin, post·Darwinist
muvafakatın bir örneği olarak görüyoru m . W. Grant Hague, Tiıc E ugenic
Marriage: A Ptrsoııal Guide lı> tlıc New S<i eıı<e ııj Beller Uv i ng and Bcııer Ba
bies (New York: Review of Reviews Company. 1 9 1 6) 2. cilt, s. 155-5 7.
Hague, Columbia Üniversitesi, Hekim ve Cerrah Fakültesi'ndc ders ver
mekteydi.
58. C h rist ia n Gonhilf Sa l zm ann iibcr dir lıeinı/ idırn Sünden dtr )ugtrıd
,
59. A.g.c., s. 1 3 - 1 4 .
60. A.y.
64. Immanuel Kant, Tht Doctrine of Virıue: Parı il of the Mttaphysics of Mo
rals, çev., giriş yazısı ve notlar Mary J. Gregor (Ph il ad el p h i a : University
of Penn syl va ni a Press, 1 971 ) , 2. ma ka l e; Gregor'un çevirisinde ufak bir
d eğişik l i k yaptım. Bkz. " Yon de r Wohlustigen Selbstchandung", Me·
ıaphysisclıc Aııfaııgsgründt der Tugeııdlelıre, Kanfs gesamnıelıe Schrifttıı'in 6.
cildi ( Berlin: G. Reimer, 1 907), s. 424-2 7 .
67. Alıntı Margery Levinson, Keaı's Life ofAllegory: Tiıe Origiııs of a Sıyle
(Oxford, Basil Blackwell, 1 9 88), s . 1 6- 1 8 ve 22'de yapılmıştır. Belki de
bu imaj kuşaklar boyu varlığını sürdürmüştür. Yeats diyalog şiirlerinden
birinde, Keats'in kendisini "şekerci dükkanının camına yüzünü dayamış
bir öğrenci " olarak görme biçimindeki gözlem ind en mutluluk duyduğu
iddiasına karşı çıkar; bu aşırı ö7.lemden, belki de erkek öğrencilerin ayı
bından dolayı neredeyse hasta düşmüş hir şairdir. Whitman üzerine bkz.
Robcrt S. Fredrikson, "Public Onanism: Whitman's Song of Himself",
Modenı Laııguasıc Quanerly 46:2 (Haziran 1 9 8 5 ) ve Harold Bloom, "The
Real Me", Ncw roılı r�eview oj Boolıs (26 Nisa n 1 984 ), s. 4.
Bar/ıov ıo ılır Prrserıı IEroıi/ıa v rıı s slıoi liıeraıure oı Barlwva da rıashilıh dnei],
Uıerary Revil."w [Uıeraıu moe obozrerıie] özel sayısı (Moskova, 1 992) s. 3 9 .
Bu çalışmaya dikkatimi çektiği ve metni çevirdiği için Hilda Hoogenblo
om'a teşekkürlerimi sunarım. Belinski ve Bakunin konusunda daha genel
bir değerlendirmenin yapıldığı olağanüstü bir kitap için bkz. Lydia G inz
burg, On Psyclıological Prose, çev. ve yay.haz. Judson Rosengrant ( Prinı:e
ton, NJ: Princeton University Press, 1 991 ), s. 5 9-60 ve 84-8 5.
69. Wagııcr\lcn yapıl an alıntı için bkz. Marc A. Weiner, Ridıaı·d Wagnrr
aııd ılıe Arıık�erı ıilic /ıııaginaıioıı ( Lincoln: University of Nehraska Press,
1 99 5 ), s. 34 1 . Y:ıhudilerle fahişeler arasında öteden heri kurulan bir bağ
lantı da söz konusudur: Her iki kesim de bir şey üretmemektedir; her iki
kesim de seksi üremeye değil, paraya yöneltmektedir. Dolayısı yla, bu "işe
yaramazlık ", Yahudilerle öteki yararsız pratik, yani mastü rbasyon ara
sında bağlantı kurulabi lecek bi r zemindi. 1 9SO'lcre a it, insan biçimi ndeki
erkeklik organlarının baş aktörler arasında yer aldı�ı bir lngiliz komedi
kitabında, Yahudi erkeklik organı, diğerleri en azı ndan d işi partnerler
5 10 Tek Kişilih Sdıs
70. Gi:rard Wa lter, yay.haz., Actcs du Tıibırnal n!\'Olu ıioııııairf (Paris: Mcr
cure de France, 1 968), s. 96; Chantal T hoınas, rlıf Wickfd Quiıııı, çev . J u
lie Rose (New York: Zone Boks, 1 999), s. l46'da alıntılanmıştır.
74. Ludger Lutkehau s, "O Wollust, O Holle: Onanie, Phantasie und Li
teraturen, Die Zeiı 4 7- 1 5 (Kasım 1991 ), s. 76-77'dc diğer ikincil kaynak
hır sunulur: Heinrich von Kleist, Silnıtliclıe Wer�e u ııd Bncfe, 2. cilt, s. 559-
62, çev. ve aktaran Sander Gilma n , D i sease aııd Rcprcsenıatioıı ( lthaca,
NY: Cornell University Press, 1 988), s. 68. Braun, Kıarılılıeit Oııaııia, Al
manya' da mastürbasyon kon u s u n da ki endişelerin yaygınl ığın a dai r bol
miktarda kanıt sağlar.
75. Elizabeth Blackwell, Tlıe Hunıan Elenıeııt in Sex: Bri ng a Medi cal Eııqu
iry i nto tlıe Rdaıion of Sc.xual Plıysiology to Clıri stian Morality (Londra,
1 885), s. 29 ve devamı . Politik bağlama en başarılı yaklaşı m için bkz. Ju
dith R. Walkowitz, Prosıiıution aııd Victorian Socieıy: Woınrn, Class, anıl ılıc
Staıe ( New York: Cambridg e University Press, 1980). Blackwell'c dair da
ha genel bağlam için bkz. Margaret Jackson, Thi Real Facts of Life. fenıi
ııisnı aııd tlıc Politics of Sexuali t_v . c. 1850- 1 940, Bristol, PA: Taylor and
Francis, 1 994 ), s. 7 1 -77.
meroy ve Clyde E. Martin, SfXllal Belıa\•ior irı the Hunıaıı Male ( Plıiladelp
hia: W. B. Saunders Co., 1 948 ), s. 497-5 1 6; Elie Metchnikoff, rlıe Naıu
rt of Maıı: Sıudies iıı Optimisıic Plıilosophy, yay.haz. P. Chalmers Mitchell
(New York: G. P. Putnam's Sons, 1 903), s. 95-99; dejenerasyon ve mas
türbasyon üzerine, kadınların durumu konus unda bkz. Sram Dijkstra,
ldols of Perversiıy: farııasits of Fenıinine Evi/ irı Firı -de-sitc/e Culıure (New
York: Oxford University Prcss, 1 986 ), s. 64-82, özellikle de s. 74-75 ve
daha da spesifik bir yaklaşım için bkz. Clıarles Fere, "Le Surmenage sco
laire" (tam anlamıyla "Erkek öğrencilerde zihin yorgunluğu ", a ncak ge
nişletilince, tüm okul çağı çocuklarındaki zihin yorgunluğu], Le Progrts
medical (5- 1 2 Şubat 1 8 87), s. 1 1 1 ve 1 32 (Fere burada mastürbasyonun
yalnızca, onu yapmaktan kaynaklı zihin yorgunluğunun tahribata yol aç
masına doğuştan yatkın kişiler için tehlikeli olduğunu savunur). O özel
olarak öğrencilerle ilgilenmektedir; fakat sorunun çok daha genel olduğu
nu da söyler. Freud'dan biraz daha yaşlı olan Fere, Jean-Martin Char
cot'nun bir öğrencisiydi. lwan Bloch, The 5exual Life of Dur Timcs in lts Re
/ations to Modern Civi/i;::ation, çev. M. Eden Paul (New York: Allied Book
Co., 1 926) , s. 409- 1 1 . Bu kitap, i lk kez 1 908'de Almanca olarak basıldı
ve anlaşıldığına göre çok satan kitaplar arasındaydı. 1 9 1 0'da yapılan ve
ilk İngilizce çeviriye temel oluşturan altıncı yeniden baskıda, bu baskının
eserin kırk bininci kopyasıyla başladığı iddia edil mektedir . Seçkin lngiliz
jinekolog J. Matthews Duncan'ın, kendisinin 1 8 83 Gustonian Konferans
ları 'nda dile getirdiği, "kadınla rdaki mastürbasyon, doğa llık dışı ve ge
nellikle suni cinsel hazza aşırı bir düşkünlüktür" görüşü artık, basit bir
deyişle, kabul edilebilir değildi. " Sterility in Womcn" , 2. Konferans, 4.
Kısım, Lancct (3 1 Mart 1 8 83), s. 529.
77. Freud " otoerotizm terimini ilk kez, Wilhclm Fliess'e yazdığı ve El
"
80. Gore Vida(, " Pornography", Honıage to Daniel Slıays: Collectrd Essays .
8 1 . Richard von Kra fft-Ebing, Psdıo paıl ı ia Scxu alis, 7. baskı, çcv. Charles
Gilbcrı Chad<lock ( Philadelphia: f. A. Da v is, 1 908), s. 1 8 8 -8 9.
82. Bu konu ha kkında bkz. Gcorge ]. Makari, " Between Seduction and
Libido: Si g m u nd Freud's Masturbation Hypothescs and the Realignrnent
of His Etiolog ic Th inking, 1 897- 1 905", Bul/etin of tlıe / Jisıory of Medicirıe
72:4 ( 1998) ve aynı ıamanda bkı. yukarıda s. 456-60.
83. Tlıe Coıııpleır: L.etıas of Sigıııund frt'ud ıo Wi llıelnı fliess, 1887-1 904, çev.
ve yay.haı. Jeffrey Mason ( Carnbridge, MA: Belknap Press of Harvard
University Press 1 985); Dosıoevslıy aııd Parıicide ( 1928 ), Tlıe Sıandard Edi
Lion of ıhe Con ıplete Psyclıological Worlıs of Sigmuııd Freıu:l içinde (Londra:
Hogart Press, 1975; 1 9 6 1 edisyonunun ye n ide n baskısı ), 23. cilt, s. 193.
84. Sigmund Freud, Three Essays on Sexuali ıy ( 1 905 ), Compleıe Worhs için
de 7. cilt, s. 1 87 ve dipn ot 1 i le s. 1 8 8 ve dipnotlar 1 ile 2.
85. Marie Bona parte , Femcılt' 5e.xua lity (New York: lntemational Univer
sities Press, 1953), s. 74.
86. W il hel rn Stekel, Auıo-erotisnı: A Psych iaLric Study of Onanisnı and Neuro-
r
sis, çev. Jarnes S. Van Teslaar (New York: Grove Press, 1 950), s. 63.
87. Joyce McDougall, Tiıeaırcs of ıhe Mind: lllusion aııd Truth on the Psyc lıo
Stage ( Londra: Free Association Boks, 1 986 ) , s. 250. Luce lriga
ana lyt i c
ray, Speculunı of ılıe Other Worııaıı , çev. Gillian Gil l ( lch aca, NY: Cornell
Univcrsity Prcss, 1 98 5 ), s. 28-31 ve 60; Luce lrigaray, 71ıt' Sex Wlıiclı Is
Not One, çev. Catherinc Porter ve Carol y n Burkc { lthaca, NY : Cornell
University Press, 1 986 ), s. 24.
88. Max Hodann, Ona ııi c: weder Lasıer ııoch Kraıılılıeiı (Beri in, 1929 ) .
89. A. A . Brill, Psychoanalysis: ILs rlıeories and Pracıical Applicatioıı (Ph i la
delphia: W. 8. Saunders, 1922), s. 1 5 3 ve 158-59; John F. W. M eagher ,
A St udy of Masturbation and Psyclı ose:xu a l Ufe, rev iıc edilmiş .1. yen id e n bas
kı (Ba ltimore: Wi l l i arn Wood, 1 936), s. 1 05.
ton: New England Free Press, 1 971 ), s. 1 3 - 1 4; bu, kitap Simon and Shus
ter'a geçmeden önce, NEFP tarafından yapılan son baskıydı .
93. Laura Hutton, Tlıe Singlc Wornan arıd Her Enıoıioııal P ı-vblenıs (Londra:
Bailliere, Tindall and Cox, 1 93 7), s. 83.
9 5 . Anne Koedt, The Myth of ıhe Vaginal D rgasnı ( Roston: New England
Free Press, 1 970); Crow, Radical Feminisrn'de yeniden yayımlanmıştır.
97. Bu rakamları, Toronto'da Ccme as You Are [Olduğun Gibi Gel] ad
lı bir seks mağazasının sahibi ve Canadian SexTV için çekilen cinsel so
runlar üzerine bir dizi filmin yapımcısı olan Ccry Silverberg'den elde et
tim. Bkz. hnp://www .divine-interventions.com.
98. Lonnie Garfield Barbach, for YoıcrsdJ Tlıe Fuljillmenı of Fmıale Sexu
ality(Garden City, NY: Doubleday, 1 9 75).
3. BÖLÜM
3. Lucinda McCray Beier, Sufferers aııd Hea leı s: Tlıe Experience of l llness in
-
5. O ııa ıı ia , 4. baskı, s. 1 7.
6. Edward Baynard, Tlıe 1 lisıory oj Cold Haılıiııg, Both Ancient aıul Modern
( l .ondra, 1 706), s. 6g. Baynard Collcge of Physicians'ı ıı bir üyesiydi .
Onun diğer çalışmaları, sadece, kırmızı Bordo şarabı içicilerine yönelik
tavsiyeler içeren ve kamuoyunun pe k tasvip etme d iği anla şılan bir broşür
ile lraıısactioııs of ılıe Royal Soci eıy'dc yer alan iki k ısa' makaleden ibaretti .
O, ayrıca, tanınmış bir alim -ve dindar bir kadın- olan Ann Saynard'ın
habasıyd ı. lransacıioııs of ılıe Royal Socieıy'ye yazdığı yazıl ardan birisi, i k i
madeni çeyrek peni yutan bir oğlan h ak k ın d a y dı . K ısacası ak lında pek
ma stii rhasyon yoktu . M eseleyle ilgili paragraf, Ba yna rd'111 yazıyı birlikte
Noı laı 515
yazdıkları Sir John Floyer'a gönderdiği bir not halinde, sonradan akla ge
len bir konuyu anlatır biçimde sunuluyordu: .. Neredeyse unutuyor
dum . . . " Onania'da adı geçen "Ettmüller"in, çalışmaları lngiltere'de, hem
çeviri hem de Latince olarak, on yedinci yüzyılın tam sonunda görülme
ye başlanan, üretken bir doktor olan Michael Ettmüller ( 1 644- 168 3 ) ol
duğunu tahmin ediyorum. Marten, Etmıdlerus abridg'd (Londra, 1 699), s.
567'yi pekala okumuş olabilir.
7. Francis Schiller, "Venery, the Spinal Cord, and Tabes Dorsalis Before
Romberg: The Contribution of Ernest Horn", journal of Nenous and Men
ıal Diseasc 163: 1 (Temmuz 1976). Tissot'nun alıntısı Orıanism, 1. Kısım,
1. Bölüm, s. 4'tedir. Onun referansında biraz yanlışlık vardır: Doğrusu
Hippokrates, De morbis 2.49 değil, 2.5 1 'dir. Bkz. Hippocraıes, çev. Paul
Pottcr, Loeb Classical library (Cambridge, MA: Harvard University
Press, 1 995), s. 285. Nouveau Dictionnaire de medtcirıt . (Paris, 1 826), 2.
. .
cilt, s. 1 79.
8. "Erkek" diyorum; çünkü kadın, çoğunlukla etik açıdan ciddi önem ta
şıyan bir unsur değildi. Hassas bir gelişme sergileyen benliğe yönelik kla
sik etik, aristokrat erkeğin davranışına vakfedilmişti.
1 1 . Çünkü ciddi etik kaygı, genellikle erkeğe özgü bir unsur olarak mü
talaa ediliyordu; bu tıbbi literatürün büyük kısmı onlara yönelikti. Her
durumda, insan bedeninin asıl örneği olduğundan, erkek bedeninin ihti
yaçları biraz daha fazlaydı. Eski zama n doktorlarının hem erkek hem de
kadın hastalarına, vücut sıvılarının tüketimini, orgazmın ve boşalmanın
sıhhatli etkilerini düzenlemek ve aslında arzuyu yönlendirmek amacıyla
önerdikleri karmaşık perhiz hakkında mükemmel bir tartışma için bkz.
Rousselle, Ponıeia, s. 1 4 77. Roussclle, mastürbasyonun tartışmalarında
-
ıory of Se.xua lit_v: nıe Core of ı1ıe Stlf (New York, Pantheon, 1 986)) olacak
bir metne yazdığı kısa girişte, hem kendisinin hem de Philippe Aries'in
"büyük öneme sahip mastürbasyon sorunu, on sekizinci ve on dokuzun
cu yüzyıl doktorlarının ilgisinden çok daha eski bir tarihe sahiptir" (yani
klasik antik döneme kadar gider) düşüncesinde olduklarını söyler. Bkz.
Philippe Aries ve Andre Bejin yay.haz., Wcsımı Sr.ııuality: Practice aııd Pre
cepı in Pa s t and Presmı Times, çev. A.nthony Forster (Oxford: Basil Black
well, 1 985), s. 14. Bununla birlikte 3. ciltte, "Geçerken mastürbasyonun
ve tek başına hazların tıbbi reji mlerde işgal ettikleri mütevazı yere -genel
likle Yunanlı ve Romalıların cinsel faaliyetle ilgili tüm ahlaki yaklaşımla
rında olduğu gibi- işaret ediyoruz" demektedir (s. 1 40) . Peter Brown'ın
The Body and Socieıy: Mrn, Womcn, and Rcnunciaıion in Early Chrislianily'si
nin (New York, Columbia University Press, 1988) başlangıç bölümü,
"Body and City" , geç antik dünyanın beden ekonomisi konusundaki te
�
mel etik meselesine en iyi giriştir. Değeıllendirmelerimi açık bir biçimde
ona borçluyum.
1 4 . Thomas Cogan ( 1 545?-1607), Jllf haum of lıealılı. clıi efly nıade for ılıe
conıforı of sıudcnıs, and coıısequeıııly fo ı all ılıose ılıaı haur a ca re oj their lu
alılı, amplified vpon fi ue wordrs of Hippocraıes, wriıtcn Epid. 6. Labour, ıtıraı ,
drinhe, sleepc:, Venus: Hereunto is added a preseruaıion from the pesıi lmce: wiılı
a short f . . . / wısure of ı lı e lau sicknesse aı Oxford ( Londra, 1 6 1 2 ). L 'Onanis
nıe'in ltalyanca çevirmeni, Tissot'nun Diogenes'i tamamen yanlış algıladı
ğını ve tüm bölümün bir latife gibi göründüğünü düşünmektedir. Sonra
da bu görüş doğrultusunda otoritelere başvurmaktadır; bkz. L'ona11isn10;
ovvero, Dissertazione sopra le malallie cagionatt dallc pollu zioni volonıaıir de
Sigıı or Tissot, 3 . baskı (Venedik, 1 785). Bernard Mandeville, A Modest Dr
fe ıı sc of Public Suws, Clark Memorial Library Publication 1 62 ( 1 724; Los
Angeles: Augustan Reprint Society, 1 973), s. vi-vii.
16. Bu konuda bkz. Ruth Mazo Karras, "Sex and Singlewoman", Jud ith
M. Bennett ve Amy Froide, yay.haz. , Singlrwomcn in the European Pası,
1 250- 1 800 ( Philadel phia : Un iversi ty of Pen n sylvania Press, 1 999), s. 1 28-
35.
17. Galenos, De locis affectis, 6.2.39. Burada Rudolph Siegel'in yaptığı çe
viriye (New York: S. Krager, 1976) dayanıyorum. Galenos'taki c insel i liş
kinin taklidi konusu için bkz. Ann Ellis Hanson, " Thc Medical Writers '
Woman", yay. haz., Before Sexua liıy: Tlıe Constructioıı of froıic E.xperiencı:
in ılıe Ancienı Grrek World içinde, ( Princeton, NJ: Princeton Uni versity
Press, 1 990), s. 3 1 8 -20. Amidalı [Diyarbakırlı; ç� n.) Aeti us da, beş yüz
yıl önce, aynı öyk üyü anlatıyordu. Aetius of Amida, Tiır Gynaecology and
Obslflrics of ıhc Vllh Cerıtury A.D (Philadelphia : Blakiston, 19 50).
20. Car i Capellmann, Pasıoral Mtdicine, çev. William Dassel (New York:
Pustet, 1 879 ), s. 76-77. Yazar, kadının bu rahatlama kaynağını nasıl keş
fettiğini açık bir biçimde söylemez..
ve Zeidin, Bcforc Scxualiıy. Ayrıca bkz. Andrew Stewart, Arı, Dtsire, arıd
ılıc Body in Ancienı Greece içinde (Cambridge: Cambridge University Press,
1 997), s. 225, şekil 155, "Masturbati ng hunchback , c. 200 B.C.E.
..
22. Bkz. M artial, Epigrams, yay. haz.. ve çev. Waltcr C. A. Ker (Cambrid
ge, MA: Harvard University Press, 1979), 1. cilt, giriş yazısı, s. viii-x.
Masıurbatio/n/, hiçbir Latince metinde b ulunmayan bir kullanımdır.
�)
23. Ma sturbaı or sözcüğünü ve eşanla mlılannın başlangıcı için bkz. J. N.
Adams, The Latin Scxual Vocabu lary (8altimore: Johns Hopkins University
Press, 1 9 82), s. 208-1 1 . Alternatif görüş için bkz. Oscar Bloch, Walther
von Wartburg'un ka tkılarıyla , " Mastubari, Onanie treiben", Dictionnaire
ttinıofogique de la langue françai se (Paris: Presses Universitaires de France,
1 932) , 2. cilt.
25. Gary P. Leupp, Male Colors: Tlıt Con sı rucıioıı of Hoınosexualiıy in Tolıu
gawa )apan ( Berkeley: University of California Press, 1 9 94), s. 45 . Mas
türbasyon aynı zamanda, diğer tartışmalı yöntemler arasında yer alan
anal girişe yönelik erotizmle bağlantılandırılmaktadır. O, bir erkek için,
duygusal değil de tamamen fiziksel bir haz alındığında, yani herhangi bir
statü kaybı söz konusu olmadığında kabul edilebilir gibi görünmektedir.
Metinde, mastürbasyon yaparken sol el de anüse sokulursa, mastürbas
yondan alınan hazzın artırılabileceği yolunda öneride bulunulmaktadır.
Fakat yine, buradaki etik ilgi, 1 7 1 2 civarında ortaya çıkacak olandan çok
uzaktır. Bkz. Leupp, Male Colors, s. 1 79.
26. Herodotos, The Persian Wa rs, çev. George Rawlinson (New York:
Modern Library, 1 942), ll, par. 64, s. 148; Robert Parker, Miasma: Pollu
tion and Puıification in Early Gretlı Religion (Oxford: Oxford University
Press, 1 983), s. 76-77 ve 74- 106'nın çeşitli yerleri. Parker aynı zamanda,
en azından bir akademisyenin düşündüğü gibi, "kirlenme" için koyulacak
bir vergide, istemeden kirlenme ile mastürbasyonun birbirinden ayrı mı
tutulması gerektiği, yoksa asıl meselenin meni mi olduğu konusunda kuş
kuluydu. Bkz. kendisinin 2. eki, s. 342.
3 1 . Ö zelli kle kadınlar kıt olduğu zama n , bir statü belirtisi ol.-ırak kadın
ları elde etme konusunda bkz. Ca rol Clover, "The Politics of Scarçity:
Notes on the Sex Ratio in Early s,andinavia ", New Rcadirıgs on Wıırııcn in
520 rtlı l\işilill Srhs
32. Cicero, lusculan Disputaıions, çev. ve yay . haz. J. E. King, Loeb Clas·
sical Library (Cambridge, MA: Harvard University Press, 1 945, 4. Kitap,
32. cilt, par. 68, s. 406-407; Muson1us üzerine bkz. Cora E. Lutı, "Mu·
sonius Rufus: The Roman Socrates ", Yale Classical 5tudies 10 ( 1 947), s. 4-
14. Hem Cicero hem de Musonius üzerine bkz. Williams, Roman Homose
xuality, s. 239-4 t .
33. Martialis, Epigrams 14.203; EpigTams 2.43: "At mihi succurrit pro
Ganymede manus." Martialis 'in Epigranıs'taki oğlaıılarla ilgili genel başa
rısı hakkında bkz. Williams, Roman Homosexııality.
34. luvenalis, Satire 10.1 96-208. juvenal and Persius, s. 208-209'daki [yay.
haz. ve çev. G. G. Ramsay, Loeb Classical Library (Cambridge, MA: Har·
vard University Press, 1 979)) çeviriyi tamamladım.
36. Heinrich Wittenwiler, Der Ring, modern Almanca'ya çev. Horst Brun
ner [orijinal ortaçağ Almanca 'sıyla birlikte basımj, (Stuttgart: Reclam ,
t 9 9 1 ), k ıs. t , il. t 56.4- t 606. Mevcut tek el yazması 1 39 5'ten kalmadır. Al
manca 'sının serbest bir çevirisini veriyorum. Bu tür parodilerin hepsinde
olduğu gibi, komiklik, açık saçık sözcüklerin abartılı biçimde üst üste bin
mesinden gelmektedir; kızın, jenital anatomisinin çeşitli yönlerine atfen
kullandığı sözcüklerin tam karşılığım bulmak güçtür_ işte bölümün tümü:
"Matzli sas al laine, I Sci schawt lr weiseen paine. / Do sach sei lr vil pra
unen mutzen: Solich zuchen, rupfen, smutzen I Huob sich auf den rauchcn
flekcn, I Reissen, chlenken und ainzweken, I Dar zuo fluochen, trewen,
scheltcn, I Das des jamers ghort man selten. Matzel zuo der futzen sparch
I Got geb dir laid und ungemach I Und dar zuo ailen smertz.en, I Den ich
an meinem bertzen I So pitterleichen duldc I Nur voıı deiner schulde!"
( 1 564-1 575). Muızcn kelimesi, on dokuzuncu yüzyı lın nıieıze kelimesine
dönüşmüş görünmektedir; nıicı:::r kelimesi aşağı yukarı l ngilizce argodaki
"pussy" ııin aynısıdır ve kedi anlamına gelmektedir. Bu değerlendirmeye
temel ol uşturan materyali göndere n St. l.ouis' deki Was hi ngıon Üniversite
si'ndcıı eski öğrencim Stcphen Casey'yr teşekkürlerimi sunarım.
and Epilogue to the Wild Gallant", Tlıe Poeıical Woıks of Vryden içinde, re
vize edilmiş ve genişletilmiş yeni baskı, yay. haz. George Noyes (Boston:
Houghton Mifflin, 1950), s. 5 2-53. Dryden ayrıca acemi oyunlar yazma
yı gerçek cinsel deneyim yoksunluğuyla eşit sayar. Bu referanslar için Ja
mes Winn'e teşekkür ederim.
38. Rochester, Kont John Wilmot, The Complrte Potms oj]olm Wilmoı, Earl
of Rochesıer, yay. haz. David M. Vieth (New Haven: Yale University Press,
1968), "A Ramble in St. James Park ", s. 40, il. 1 5-20; "Song", s. 28, il.
36-40; "On Cary Frazier", s. 1 37; " Signor Dildo" , s. 59, 1.74. Roches
ter'ın konuya uygunluğunu hatırlattığı ve yorumlarını benimle paylaştığı
için, Harvard Üniversitesi, lngilizce Bölümü'nde l isanüstü eğitimi alan
Holger Schott'a teşekkürlerimi sunarım .
ded witlı ılır nunıbrriııg syst eı ıı Jronı 5ırnng's Exlıaustive coııcordance of titr Bib
lc ( Peabody , MA: Hendrickson Publishers, [ 1 9 96)).
46. Bu meseleler üzerine bkz. Jeremy Cohen, Be Ferti le anıl lncrease, Fiil the
Earth andMaster it: Tlır Ancient and Medieval Career oj a Biblical Text ( ltha
ca, NY: Corne ll University Pres s, 1 989).
)
47. Bu versiyon ve ka yna kları için bkz. Louis Ginzberg, The Legmds of the
}ews, çev. Henrietta Szold (Philadelp hia: j ewish Publications Society of
America, 1 909- 1 932), cilt 5, s. 334.
48. Esther Marie Menn , ]udah and Tamar (Genesis 38) i n Ancient jewislı
Exegesis: 5tudies in Littrary Fomı and Hermeneuıics (New York ve Leiden:
Brill, 1 997), s. 1 -3, 19-23, 143-5 1 . Menn, bu anlamsı z aile krizlerinin na
sıl bu kadar farklı yoru ml a rını n y apıldığı na da ir m u hteşem bir analiz sun
maktadır; onu ne kadar takdir et sem azdır. Mesele basitçe, öyküyü iş le
yen a nl atı mların hiçbirinin, hiçbir anl amda ma st ürbasyon hakkında ol
mamasıdır. Jubileler 4 1 : 1 -6 için bkz. James Cha r leswo rth, yay . ha z. , Old
Testament Pseudepigrapha (G arcl en City, N Y : Do ubled a y, 1 98 3 ), cilt 1 , s.
1 30. Kitabı Mukaddes'teki standart versiyonun, on birinci yüzyıl F ran sız
hahamı Rashi tarafından yapılan çok daha sonraki b i r yorumun da, Er ile
O nan' ı n aynı günahı işl ediği ( " Er'in ölümü gibi[ydi] Onan'ı n ölümü ") ve
Er'in, menisini, Tamar'ın " hamile kalıp güze lliğini n bozulmaması" için
heba ettiği söylenmektedir. Bkz. Abraham Ben-lsaiah ve Benjamin Sharf
man, Tlıe Pentateuch and Raslıi's Conımentary: A Linear Translat ion into Eng
lish ( Brooklyn: SSR Publishing, 1 949), s. 383 . Haham Samuel Ben Meir
( 1 249-1 3 1 6 ) Er ve Onan'ın aynı suçtan (coitus i ııttmuptus) ö ldükleri ni ,
fakat suçu farklı saiklerle işlediklerini belirtir. Onun yorumu ve editörün
bu konuda ki notları için bkz. Martin 1. Lockshin, Rabbi Sarnuel Ben Mr i r's
Conımeııtar-y on Genesis: An Aımotated Translation, J ewish Studies, 5. Cilt
( Lawiston, NY: Edwin Mellen Press, 1 989), s. 262-63. M idrash Rabbah,
çev. H. Freed ( 1 939; Londra: Soncino Press, 1 9 87), cilt 2, s. 797.
49. Yahudi gelen eği nde kirlenme s on derece geniş bir konudur; bu konu
da özet bir çalışma ve modern bi r yorum için bkz. Hyam Maccoby, Riıu
al aııd Moralily: Tlıe Ritual Puriıy :Sysıem and lıs Place irı judaisnı ( Ca m brid
ge: Cambridge University Press, 1 999), s. 3 1 -66. Kendi m i onun, kirlen
menin nasıl ahlak sorunu halin e ge ldiğine dair görüşleriyle bağlamamak-
Noılcır 523
50. BT, Yabamoth 34b; Haham Eliezer'in penisin elle tutulması konusun
daki görüşleri BT, Niddah 1 3a'da yer alır. lspanyol şair, dilbilgisi uzma
nı ve Haham lbn Ezra ( 1 089- 1 1 64), Iraklı hikmet sahibi Haham Ben Ta
min Ha-Mizrachi'nin bunu schicheı artzah, " zeminini kirletti", yani otur
duğu yerini, anüsünü kirletti biçiminde yorumlaması karşısında hayrete
düştüğünü söyler. Alternatif yorumlarda " pis bir biçimde zeminle temas
etti" ibaresi de yer alır. Bkz. lbn Ezra, Commenıary on ıht PentattUch, açık
layıcı notlarla birlikte çev. H. Norman Strickman ve Arthur M. Silver
(New York: Menorah Publishing, 1 988), böl. 38, s. 357; Midrash Rabbah ,
cilt 2, s. 79 1 -92; Cohen, B e fertile a ntl lncrease, s. 1 37-38 .
52. Tüm atıflar BT, Niddah 1 3a'yadır. The Bcıbylonian Talmud'daki [çev.
ve yay. haz. 1. Epstein (Londra: Soncino Press, 1935-1 952)] çevirileri ve
Satlow, " 'Wasted Seed'"de ek 2, s. 172-75 önerilen çeviriyi göz önüne al
dım. Orijinal lbranice konusundaki yardımlarından dolayı Daniel Boya
rin, Jack Levinson ve Naomi Janowitz'e teşekkürlerimi sunarım.
54. Midrash R.abbah, cilt 2, s. 791 -92; Zohar 2.221 b ve l 88a. Cohen, Be
1 94-95 ve 205-1 O.
Fertile and lncrease, s.
liam Caxton (ilk lngilizce Kitabı Mukaddes'in yayı mcısı) 1 4 8 3'te çevir
miş ve yay ımlamı şu r.
58. Suriyeli Aziz Efraim, Comnmııı:.ıry oıı Getıesis böl. 34. 1, SelecwJ Prose
Worlls içinde, çev. Edward G. Matlıews jr.; David Winston ve jolın Di l lo n,
Two Treaıiscs of Philo of Altxaııdria. A Comınentary on "Dt gigantibus" and
"Quod Deus siı imnıutabilis", Srown judaic Studies, no. 25 (Chico, CA: Scho
lars Press), s. 2 74-75. Bede, Augustinus ve ge nel olarak erken Hıristiyan ge
leneği için bkz. Noonan, Conırıueption, s. 1 20 ve devamı. Bede'ni n savunu
su için bkz. Aziz Bede, Expositio in Primum Librum Mosis, In Pmtaıeuchum
Comnıentarii içinde, J. P. Migne yay. haz., Paırologia l.Jıtina [ bunda n sonra
PL], ( Paris: Migne, 1 844-9 1 ), cilt 9 1 , sütun 266C-D. N oonan'da göze çar
pan husus, Augustinus'un, -coitus interruptusun Manici kullanımı bağla
mında- uygulamayı kınarken (Katolik gelenekte bu tür ilk saldırı)
Onan'dan söz etmemesidi r. Birkaç sayfa sonra Onan'dan bahsederken,
onun "yapabi leceği doğru şeyi yapmayan " bir kişi olduğunu söyler. Er
(Augustinus'un etimolojik kökenini "etkin bela" anlamına gelen bir sözcü
ğe dayandırdığı isim) ise pasajın kötü adamıdır. Ona n , evlilikle ilgili bir pa
sajda öylesine görünüp geçer. Noonan meseleyi tartışmaz; ancak onu, evli
l iği n amacına (dölleme) aykırı hareket ettiği için yok edilmiş bir kişi olarak
tanımlar. Genel bağlam, 5i non se conlinent, nubanı: "eğer kendilerine hakim
olamıyorlarsa, onlan evl endir d ü st u ru nu n açıkla nma sıdı r; fakat burada
"
Onan'ın üreme konusunda nasıl başarısız olduğ u na dair herhangi bir açık
atıf yoktur. Bkz. A ugu sti nus, De Conjug i Adulterinis (Migne, PL 40), süt u n
479 ya da Aziz Augustinus, Hippo Piskoposu, Treatiscs on mcır riage and ot
lıer subjccts, yay. haz. Roy J. Defarrai, çev. Charles T. Wilcox ( New York:
Fathers of the Church, 1 955), s. 1 1 7'de yer alan bir çeviri.
59. Mart i n Luther, Lecıures on Genesis Chapte rs 38-44, çev. Paul D. Pa h[,
Luıher's Worhs içinde, ( Saint Louis: Conco rdia, 1 955-86), cilt 7, s. 17-2 1 ;
onun, meslektaşlarının Katolik bekarlık doktrinlerine karşı yaptı k la rı ve
çok iyi ka r şılan a n saldınları sı r as ında , bu pasaj ları, nasıl uygunsuz bir bi
çi mde kullandıkları konusundaki gör üşl eri için bkz. Georg Spa latin'e
Me k t up, 1 5 Ağustos 1 5 2 1 , Letıers içinde, yay. haz. v e çev. Gottfried G.
Krodel, Lu t her s Works içinde, cilt 48, s. 293-94.
'
60. John Calvin, Comnıentaries upon tlıe firsı Booh of Moses, çev. Thomas
Tymme ( londra, 1 578), s. 53 ve 1 0.
63. John Cassian, Thc Confcrcnccs, açı k layıcı notlarla birlikte çev. Bonifa
ce Ramsey (New York: Paulist Press, 1 997), 5. Konferans ( "On the Eight
Principal Vices " [Sekiz Temel Kabahat Hakkında] ) , böl. 1 1, par. 4, s.
190-9 1 . Editör, dipnot 23'te, Efesliler 5.S'i, haris kişiye dair otorite me
tin olarak tanımlar ve bununla bağlantılı olarak, zina yapan ve iffetsiz ki
şileri putperest ilan eder. Kitabı Mukaddes'in otoritesinden yola çıkarak,
zinanın bu ikinci türünü "Kutsal Kitabı Mukaddes'te yer alan iffetsizl i k "
biçiminde niteler. Korinthoslular, bu insan gruplarına, eğer evlilik müm
kün değilse iffetli kalmalarinı tavsiye eder; "çünkü evlilik yanmaktan da
ha iyidir. " Conferences'ın E. Pichery tarafından gerçekleştirilen iki dilli,
La tince-Fransızca edisyonundaki (Paris: Les Editions du Cerf, 1 955-
1 959) Latince'yi kontrol ettim. 5. Konferans 1. ci ltte, 12. Konferans 2.
ciltte, 22. Konferans 3. cilttedir.
64. William Langland, Thc Ancrtne Riwle, " yarı Saksonca "dan modern ln
gilizce'ye çev. M. B. Salu, Gerard Sitwell'in kaleme aldığı bir giriş ya zısıy
la birlikte (Londra: Burns and Oates, 1 955), s. 91.
67. Yedinci, daha yüce bir iffetlilik hali söz konusııdur. Bu Tanrı ' nın bir
armağanıdır; fakat "bir t ü r genel kural sayılması" mümkün değildir. Ya
ni, bir kişinin, "bedenin doğal hareketinin bile yok olacağı , kişinin asla
herhangi bir iğrendirici sıvı üretemeyeceği" mübarek Sirenus haline var
ması mü mkündü r. ( Cassianus, Konferans
. 1 2, böl. 7, par. 6, s. 444).
'
68. Foucault'nun Tlıe History of Scxı.ıaliıy'nin 3. cildi nde ya da Aline Ro
usselle'in Ponıcia'da , böylesine rafine bir tartışmanın geç antikitede mas
tü rbasyonun önemine delalet ettiği fikrine neden kapıldıklarını tam anla
yabilmiş değilim. O, sadece Hıristiyan ahlak yazınında değil, genel olara k
dü ş ü k bir önem arz ediyordu.
71. Bu ve bir önceki paragraf, Srown'ın Body ana Society 'sine çok şey
borçludur; Kilise'nin kurumsal özelliklerinin oluşma sürecinde mastür
basyonun ciddi bir önem taşımadığına dair bir diğer kanıt, cinsellik ve be
den tartışmalarına yakın tarihli temel yaklaşımların, fazla sıvılardan nasıl
kurtulunacağına dair klasik tıbbi-etik görüşlere hiç atıfta bul unmaması
veya öylesine değinmesidir. Bu sessizlik ve meselenin ne olduj!u hakkında
bir fikir için bkz. Susannah Elm, Virgins of God: The Malıi ng of Asceticism
in Laıe Antiquity (New York: Oxford University Press, 1994) ve Teresa M.
Shaw, The Burden of the Flesh: Fasting and Se.xuality in Early Chri sıi anity
(Minneapolis: Fortress Press, 1 998); Aziz Jerome, Ad Eustachium, mektup
22 (Migne, PL 22), par. 2, sütun 395.
72. Günah ve suçla bağlantılı olarak haz ve evlilikte cinsel i lişki tartışma
sında dayandığım kaynaklar şunlardır: Jean Delumeau, Sin and Fear: The
Emergence of a Wesıern Guilt Culıure, 13ıh- 1 8th Cenıuries, çev. Eric Nichol
son (New York: St. Martin's, 1990), özellikle s. 2 1 4-2 1 ve Thomas Tent
ler, Sin and Confession on ıhe Eve of the Refonnaıion ( Princeton, NJ: Prince
ton University Press, 1 977).
73. Huggucio, Tentler, Sin and Confess ion , s. 1 74-75'te alıntılanmıştır; Si
enalı Bernardino'nun Gratianus'u abartılı bir biçimde okuduğunun alın
tısı için bkz. Henry Ansgar Kelly, Bishop, Prioress, and Bawd in the
"
77. Fahişelik hakkındaki tartışmanın bir özeti için bkz. Kelly, " Bishop,
Prioress, and Bawd", s. 340-49; fahişeliğin, evliliğin düzeninin artması ve
evli olmayan gençliğin cinsel faaliyeti bağlamında yaygın kabul gören bir
uygulama olmaktan çıkması konusunda bkz. Lealı Lydia Otis, Proslituti
on in Medieval Socitty: The Hisıory of an Urban /nstiıuıion in LJınguedoc (Chi
cago: University of Chicago Press, 1 985), s. 1 08-109 ve çeşitli yerler.
_
78. Günah-kefaret kılavuzları üzerine, amacımıza en uygun yakın tarihli
çalışma için bkz. Pierre J. Payer, Sex and ıhe Ptnittrıtials: Tht Development
of a Sexual Code, 550-1 1 50 (Toronto: University of Toronto Press, 1 984).
Payer, ahlaki açıdan geçmişe dönük bu tür değerlendirmeler için ikna edi
ci olduğunu düşündüğüm argümanlar öne sürmektedir. Yararlandığım
başka kaynaklar da oldu: John T. McNeill ve Helena M. Garner, Medi
eval Harıdbooks of Penance (New York: Columbia University Press, 1 938),
s. 1 -75 ve Ludwing Bieler, The /rish Peniıtnıials, D. A. Binchy'nin hazırla
dığı ekle birlikte (Dublin: Dublin lnstitute for Advanced Studies, 1 963).
Hermann Joseph Schmitz, Die Bussbücher urıd dit Bussdisciplin des Kirc
he deki (Graz: Akademische Druck - U. Verlagsanstalt, 1 95 8 ) giriş yazısı
'
82. Payer, Sex arıd the Penittntials, s. 1 77, n. 1 2'de yeniden basılmış metni
kullandım.
83. /mmundiıia, imm undus tan [kirli veya iffetsiz) gelir. Theodulf evli insan
'
85. Cezanın miktarı ile günahın yoğunluğu arasında genel bir ilişki kuru
lup kurulamayacağı biraz sorunlu bir meseledir. Payer, Sex a rıd ı lıe Prrıiır
ntials ta kurulabileceğini düşünüyordu; fakat daha sonraki bir -ralışmasın
'
87. "Das Bussbuch Theodore's von Canterbury", a.g.e., içinde, cilt 1, böl .
2.8. 1 4 ve böl. 1 . zina üzerinedir. Schmitz'in edisyonunun ne kadar iyi ol
duğu gibi çetrefilli bir soruyla uğraşmayacağım. Onun editör olarak se
çimleri , tartışmaya açık olmakla birlikte, temel meseleyi değiştirmez. Zi
naya yönelik kınamalar a.g.e., böl. 2, s. 526'da tartı,ılır: "9. Si se ipsum
coinquinate, XL. dies poeniteat." Konu açık bir biçimde erkeğe özgüdür .
" 1 2. Si mulier cum mulier fornicaverit, 111 annos poeniteat. 13. Si sola
cum se ipsa coitum habet, sic poeniteat. " Tartıştığım, Tanrı'nın hizmet
karları nı n çeşitli günahlarının, "De: diverso lapso servorum Dei ", hepsi
böl. 8, s. 531-32'de yer almaktadır: " 1 . Sacerdos si tangendo mıılierem
aut osculando coinquinabirur, Xl. dies poeniteat. 2. Presbyter si oscula
tus est feminam per desiderium XX dies poeniteat. 3. Presbyter quoque si
per cogitationem semen fuderit ebdomada, jejunet. 4. Si tangit manu ili
ebdomadas jejunet ( ... ). 6. Monachus vel sacr virgo fornicationem faciens
VII annos poeniteat. 7. Qııi saepe per violentiam cogitationis semen fude
rit, poeniteat XX dies. 8. Qui semen dormiens in ecclesia fuderit, VII di
es poeniteat. 9. Si eıccitat ipse, primo XX dies, iterans XL dies poenit
eat( . . . ). 1 1. Qui se ipsıım coinquinat, XL dies poeniteat." Bunlar bir ön
ce sözü edilenden ayrı tutulan, tahmi nen bacak arası ilişkiden kaynaklı
çok daha ciddi kirlenmeye atfedi len günahlardır: " 1 0 . Si in femoribus, 1
annum." Bunların, çevirileri bulunmaktadır, ancak, kirlenmenin v u ku
bulduğu çeşitli yolları ayırt etme yönünde hiçbir çaba gösterilmemiş, ce
zalar da hatalı biçimde tarif edilmiştir; bkz. McNeill ve Ga mer, Medievııl
Handboolıs of Ptnanı:t, s. 184-85 ve 1 9 1 -92.
89. Peter Damian, Book of Gomor-rah : An Eleventh Ctntury Treatis� Agai nsı
Cleıical Homosvcual Pracıias, çev., giriş yazısı ve notlar Pierre J. Payer
(Waterloo, Canada: Wilfrid Laurier Universicy Press, 1 982) . Bu kitap, Pe
ter Damian'ın Liber Gomorlıianus'unun (Migne, PL. 1 45 ) çevirisidir; Burc
hard, Damian'ın sınıflandırması için bir kaynakmış gibi görünmektedir:
s. 29 ve n. 3 . Damian'ın bu g üna hın işlenmesinin dört yoluna dair tasni ·
finin Latince'si şöyledir: "Alii siquidem secıım, aiti aliorum minibus, allts
inter femora, alii denique consummaıo actu contra natura delinqııunt. "
90. B u , "bir başkasıyla birlikte şeytana uyma "yan kişinin daha a z suçlu
o lmayacağı yönünde bir uyarı gibi görünmektedir. Çö•de ölmek üzere
Noılcır 529
olan münzevi, "ki şe hevi çekiciliklerin ki rliliği ne bulaşmıştı ", hiç kimseyi
kirletmemiş fakat kendisini iffetsizlikle mahvetmi şt i. Bu, ma stürba syona
değil, iblislere teslim olmak suretiyle meydana gelen -gece boşalması gibi
veya başka bir biçimde- istemsiz boşalmaya örnek olarak görülebilir. Bu
iblisl erin insanlarla seks yaptığının öne sürüldüğü hi çbir vaka bilmiyo
rum. Damian, Booh of Gomorrah, s. 78.
9 1 . A.g.e., s. 78.
92. Bkz. a.g.e., yirmi altı bölüm başlığı; s. 4 1 . On i kinci yüzyıl öncesi ve
sonrasında, ortaçağ Kilise'sinin sodomi konusundaki çok tartışmalı duru
şu üzerine makul bir anlatım için bkz. Warren Johansson ve Wi lliam A.
Percy, "Homosexuality", Bullogh ve Brundage, Handbooh of Medi"1al Se
xualiıy içinde.
94. Bu ve takip eden paragraf için bkz. Aquino'lu Tommaso, Summa ıhe
ologiae 2a2ae ve 12, Latince metin ve lngilizce çevirisi (New York:
McGraw-Hill, 1 964-1 976), s. 1 54 ve 244-47. Çev irmen peccaturn immun
diıiae ibaresini "self-abuse" [kendi kendini i stismar) olarak yorumlar; fa
kat bu açıkça anakronik bir çeviridir. Molliıienı keli mesinin karşı lığın ı da
"unchaste softness"[iffetsiz yu mu şa klı k] olarak verir; fakat bu sözcüğün
ne kadar problemli olduğunu görmüş bulun uyoruz.
95. Tender, Sin and Confessioııs, s. 1 86-89; Jean Genoıı, Early Worhs, çev.
ve yay. haz. Brian Patrick McGuire (New York: Paulist Press, 1 998), s.
1 88.
97. Jean-Louis Flandrin, Sex in tlıe Wesum World: Tht Developmenı of Aı
ıitudes and Bdıaviour, çev. Sue Collins (Chur, lsviçre: Harwood Acade
mic Publishers, 1 991, s. 103-106, 24 7-50, özellikle 248; ayrıca bkz. s.
323-3 3'teki dipnotlar. Flandrin, Kilise'nin on dördüncü yüzyıldan son
ra mastürbasyonu onadan kaldırmaya ya da azaltmaya çalı ştı ğı nı dü
şünmektedir ( bu konudaki temel kanıtı, bizim pek de sağlam olmadığı
nı düşünmemeze karşın, Gerson'dur); fakat uygulamada, o bir günah
olarak sodomiden o kadar fazla kötü üne sahipti ki ceza tayini piskopo
sa kalıyordu. Payer, "Confession and the Study of Sex in the M iddle
Ages" , s. 12- 1 4; ayrıca bkz. James Brundage, "Sex and the Canon
Law " , Bullough ve Brundage, Handboolı oj Medieval 5exualiıy, s . 4 1 . Bu
rada, yazarların çoğunun mastürbasyona bir "hafif suç" olarak yaklaş
tığı söylenmektedir.
sıl büyük bir yangına yol açtığı ve kısa sürede her şeyin nasıl alevler için
de kaldığına dair uzun bir öyküyle devam eder (s. 131 -32).
1 04. James A. Brundage, l.Aw, Scc, and Christicın Socieıy in Medieval Euro
pe ( 1 987; Chicago: University of Chicago Press, 1 990). Ayrıca bkz. Brun
dage, "Playing by the Rules: Sexual Behaviour and Legal Norms in Me
dieval Europe", Desirt and Dlsciplint: Sa and Sexucıliıy in ıhe Prtmodtnı
West içinde, yay. haz. Jacqueline Murray ve Konrad Eisenbichler (Toron
to: University of Toronto Press, 1 996). Dine aykırı düşüncenin yaygınlığı
hakkında bkz. Gratianus, Decrcıum 11 1 24 Qiii, sütun 27- 3 1 , Corpusjuris
ccınonici içinde, yay. haz. E. Friedberg (l..eipzig, 1 88 1 ), cilt 1 , s. 997-98,
aktaran R. 1. Moore, Tht Formaıion of a Ptrsecutin8 Society (Oxford: Basil
Blackwell, 1 987), s. 68. Burada ayrıca, sapkınlığın ve onun bedendeki
yansımasının (cüzam) doğal olarak yaygın olduğu vurgula nır. Bu nokta
da belki de cinsel meseleler üzerine geleneksel lslam hukukuyla bir para
lellik söz konusudur. Kendi başına sapkınlık, homoseksüellik olarak dü
şünebileceğimiz olgu, hoş görülmüyordu; fakat çok fazla da tartışılmıyor
du. Sorun olarak görülen, kamusal etkileri (ırza tecavüz ve evli olmayan
kişiler arasında gayri meşru seks) görülebilen heteroseksüellikti. Bu konu
daki suç ne kadar rezilceyse ( kamu düzeni açısından ne kadar daha yıkı
cıysa ) cezalandırılması o kadar muhtemeldi; zira bu tür ciddi suçlar tanık
gerektiriyordu. Bkz. Judith E. Tucker, in ı lıe Housc of ıht Law: Gender and
/slamic Law in Otıonıan Syria and Palcısinr, ( Berkeley: Uni versity of Califor
nia Press), 1 998, s. 1 59 ve 148-78'in çeşitli yerleri.
1 08. Gerson'un genel olarak gü nah çıka rma üzerine görüşleri için bkz.
"On Hearing Con fession ", )can Gerson: Eaıly Wurlıs . s. 365-77; özell iklr
532 ff'lı Kişi lilı Srlıs
gençliğin i tirafları için bkz. Brian J>atrick McGuire, " Education, Confes
sion, and Pious Fraud: Jean Gerson and Late Medicval Change", Amrri
carı Benrdicıirıc lkvirw 47:3 (Eylül 1 996 ) , özellikle s. 3 1 6-38.
1 09. A. y.
1 1 7. Burad a Mary Douglas' ın dile getirdiği ünlü "pislik, yeri nde ol mayan
maddedir" formülü nü kullandım; bkz. Douglas, Purity and Danger: An
Anlysis of Concepts of Polluılorı and Taboo (Harmondsworth: Penguin,
1 970); J.F. Ostervald, The Natııre oj Vncleanness Consider'd: ıo which is ad
ded a discourse conctming the rıature oj Chastily (Londra, 1 708 ). Oster
vald'ın bu çalışmasının oriji nalin in b ulabildiıim en esk i baskısı, 1 706 ta
rihli, Amsterdam'da ba sılmı ş Traiıt comre f'impurcıt'dir. Neuchatel'de,
1 708'de, Je an Pistorius tara fı nda n ba sılan genişletil miş bir ikinci baskı da
mevcunur. Ostcrvald ( 1 663- 1 747) Kitabı Mukaddes ve ahlak bozukluğu
üzerine yaz ı ları y aygı n b iç imde çevi rilen meşhur bir yazardı. Kraliyet Der
neği'ni n üyesiydi . The Nat un of Undeannrss'in l ngilizce baskısının yayım
cılarından biri ola n Parker, ma st ür ba syon meselesi nin farkına va rma da n
önce de zaten cinsel sorunlarla il gi le nmeye baş lam ışt ı. Ostervald'ın kirli
lik üze rine çal ı ş ma sının Parker'a ait edisyonu, okurlara kendi "im7.asını"
taşıyan Phanııaco�ia vcrıcı'ia'sını satın alabi leceğini haber veriyord u.
1 1 9. Titr life of ılıt Revercnd Mr. Gm Trossc latt nı inisttr oj tlıe gospel iıı ılıc
city of faon, wlıo died)anuaıy l lth, 1 7 1 2/ I J ( . . . }. Wı'itıen by lıimself, and pub
lish'd accordirıg ıo lıis order / . . . /. ( 1 7 1 4). Otobiyografi, 1689'a kadarki ge
l işmeleri aktarır; ,l 692-1 693'te kaleme al ınmış, yazarın ölümünden sonra
karısı tarafından ya yı m la nmı şt ı r. Daha önceki günah dolu yaşamının ar
dın da n, Trosse , An glik a n Kilis esi 'nden a yrıl ı p ünlü bir nonkonformist din
adamı olmuştur.
1 20. Samucl Clarke ( 1 5 99- 1 682), A Mirwur or l.ookiııg-Glasst boılı Jor .')c;ı.
inıs aııd Sinııers. lıcld Jortlı i ıı ılıousaııds oj Exanıples,geni şle til m iş 3. baskı
( Londra, 1 657), s. 7-1 1 ; " Examples of God's Judgements upon Whore
monge rs, and ad u lterers '' (Tanrı'nın zamparalar ve zinacılar h a k ınd aki
ta kdiri n e d a i r ö r nekleri , s. 67-70; " Exam p l es of Chast i ty and Mod esty "
534 Telı Kişililı St"h
121 . William Byrd, The l..ondon Diaıy ( 1 7 1 7- 1 721) arıd Other Wridngs, yay.
haz. Louis B. Wright ve Marion Tinling (New York Oxford University
Press, 1958), s. 263, 69, 72; Bemard Mandeville, Tut Fable of thc Becs or
Privaıc Vices, Publiclı Berıefiıs, yay. haz. lrwin Primer (New York: Capri
corn Books, 1 962), s. 710.
1 24. God·s Judgnıeıus agc.ıimt Wlıoı lng. belrıg an Essay towards a Gentral ffis
{ . . . }. Beiııg a Collecıion oj ılıe Mosı Rtnıarlıabl€ lnsııınces oj Vndean
ıory of it
ness (londra, 1 697); Onan için bkz. s. 27-28. ikinci cildi bulamad1m.
Noılar 535
1 26. Örneğin John Calvin'in yazdığı fou r Codlye .Stmıons againsı tht pol
luıion ofidolaırits'te (Londra, 1 56 1 ), sözcük, OED'nin (Oxford English Dic
tionary) başka bir kaynaktan aktararak verdiği anlamda kullanılmakta
dır: "Onun hazinesi, gerçekte, kendi kendini aksiliklerin yol açacağı her
hangi bir kirlenmeden koruyan bir Püriten olmasıydı." Bkz. Edward Rey
nolds, Tltt Si nfulnı:ss of Sinne 4. baskı (Londra, 1693), s. 321 ve devamı.
,
not 1 30).
1 28. Ö rneğin, W. T., A godly and profiıablt ıreatisc, intiıuled Absalom his
The ruin of Roysters . Wherein euery Christian may as in a mirrour be
fa il; or,
hold, ıhe vilı: and cıbominablt abuse of curled long haire, so rnu ch now vsed i n
ıhis our Landon (Londra, 1590); Cupids tryumph. Though his dti ty is impeac
hed by his power he is justified. Againsı ıhı: nproaches {sic i of a coy scornful
,
lady. Being an answer ıo Cupids courtesie. Whoby experience found ıhaı ali we
re sıupid, which dursı cıbuse ıhı: boundless power of Cupid (Londra, 1 666 ve
1 679); John Brinley, A discourse proving by Scripıure & rccıson and ıhe besı
auıhors, ancienı and modern, ıhaı ıhe re are witches: arıd how fa r their power ex
ıends ıo ıhe dosing of nıischief both ıo rnan and beası: and likewise ıhe use and
cıbuse of asırology { . / ( Londra, 1 686 ). Çok açık haliyle, "kendilerini er
. .
bir broşür gerçekten vardı; ama fazla bir etki yapmamış görünmektedir:
Ona yönelik, döneme ait hiç bi r ifade, on sekizinci yüzyıla ait herhangi bir
atıf ve bugü ne ka lmı ş hiçbir nüshası yok tur. İngilizce Kısa isim Katalo
ğu ' nd a a dı geçmemektedir. Bugüne kalan versiyonu (tabii eğer bir oriji
nali vardıysa ), Eronania'nın l 720' le rde yapılan bazı baskıların ın bir e ki
biçimindedir. Bu eserin bir hileden ibaret olduğundan ku şk ul uyum. Elbet
te başka refera nsl ar da bulunabilir. Ancak ben, fikirlerimi, şü pheli de ol
sa, araştırma sonucu ulaştığım üç sayfa üzerinden ol uşturdum.
1 30. Richard Capel ( 1 586- 1 656), Tentations: Thtir Nature, Danger, and Cu
re, 5. baskı (Londra, 1 65 5 ). (1 633, 1635, 1 636 ve 1 637'de olmak üzere
"
daha önce dört baskısı yapılmıştır.) "Epistle to the Reader, n. p. , s. 2-3,
22-24, 30-40, 205-207, 210-2 1 1 , 2 1 3 ve devamı. Kitap dört kısım halin
dedir: 1., 2. ve 3. kısımlar toplam 387 sayfadır; yeniden sayfa numarası
verilen, fakat diğer üçüyle bitişik olan 4. Kısım 298 sayfadan oluşmakta
dır.
1 3 1 . Defoe, The Llltle Review, cilt 5, s. 71. Baverland önce, Joumal of the
History of Se:xuality 9: 1 -2'de (Ocak-Nisan 2000 ) yer alan Michael Stol
berg'in "Self-Pollution, Moral Reform, and the Venereal Trade: Notes on
the Sources and Historical Context of the Onania ( 1 716 )" başlıklı çal ış
masında kısaca bahsinin geçmesiyle dikkatimi çekti. Bana bu paragra flar
da kullandığı m bi lgiyi ileten, Amsterdam Üniversitesi'nden Theo van der
Meer'e çok müteşekkirim. De fonıicaıione'nin bir ta şlama olduğu iddiası,
R. de Smet tarafından öne sürülmektedir. Bkz. Hadrianus Bcverlandus
(1 650- 1 7 1 6): Non unus e nıultis peccator. Sıudic ovcr lı cı lcvc ıı rn wc rk vaıı
lfadriaan Bcvcrlaııd, Verhandelingen van de Koninklijke Academie voor
Wetcnschappcn, Lettercn en Schone Kunsten van Belgie, Klasse der Let
teren, cilt 50, 1 988, no 126, Brü ksel . Aynı idd i a daha önce G. Pe ignot ,
Dicıionıuıire critique, litttraire eı bibliographique de s priııcipaux livres condanı
nt's au feu . suppriıııt's ou cerıcures'de (Pa ris, 1 806 ), s. 3 3 -35'te yer almıştı.
Biyografik bilginin diğer kı sm ı, P. C. Molhu ysen vd. Nieu� Ncderlaııdsch
biogrcıfrsclı woordrııboclı, 10 cilt (Lci den, 1 9 1 1 - 1 937) cil t 7, s. 12 6-27'den
ve Laheyli kitapçı Pa ul Sn ij d ers'te n gel mekted ir . Bu ç ılgın hukukçu ve fi
loloğa dair lngilizce bir anlatım için bkz. E. J. Di11gwall, "Hadrian Bever
land, Lord of Zealand''. , Vrry /'cc u l iar Pcople: Portraiı Sıudirs in ı lır Qucrı,
ılır Abııonııal, aııd ılıc llııcaııııy içi nde (l.ondra: Ridcr, 1 95 0 ) .
133. Tlıe Diaıy of Samuel Pepys, yay. haz. Robcrt latham ve Will iam Matt·
hews (8erkeley: Uni ver si ty of California Press, 1 976), cilt 2, s. 204; cilt 2,
s. 230; cilt 2, s. 232. Onun hem tiyatroya hem de mey han eye mü ptelal ı
ğına dai r refera nslar, günlükte ilk yıllara ait kısmın her yerinde görülmek
tedir. Amerika Shake spea re Derneği'ni n 2001 topl a nt ı sı için yazdı ğı ,
"The Pracrice of Perfomıance: Pepys, Sh akespeare, and the Performance
of Everyda y life" başlı klı tebliğinin metnini bana gönderme nezaketi gös
te ren Joseph Roach'a minnettarım. Bu y azıda o, tiyatro ve mastürbasyo·
nun hem gerçeğin veki li uns urla r olduğunu hem de fantezi yle haşı r neşir
olduklarını vurgular. latha m ve Matthews derlemesinin dizininde ( 10.
cilt), Pepys 'in mastürbasyon yaptığını beli rttiği bütün örnekler verilmek
tedir.
134. Diary of Sanıuel Pepys, cilt 7, s. 365; cilt 8, s. 588; cilt 9, s. 184; cilt
6, s. 33 1; cilt 2, s. 230 ve 232; cilt 6, s. 1 9 1 .
1 35. John Cannon, "Memoirs of the Birth, Education, li fe, and Death of
Mr. John Cannon. Some time Officer of the Excisc and Writi ng Master
at Mere Glastcnbury and Weşı Lyford in the County of Somersct, 1684-
1742", Somerset Record Office, DD/SAS C/1 193/4, s. 28-29. Bu yayım·
(anmamış anıların büyük bölümüne ait kendi transkripsiyonunu bana
gönderen Kuzey Londra Oniversitesi'nden Tim Hitchcock'a mi nnettarım.
1 36. Jean Delumeau, Sin and fear: Tht Enıergencc ofa Westem Guilt Cıılıu
re, JJth- IBth Centuıies, çev. Eric Nicholson (New York: St. Martins Press,
1 900), s. 4.
4. BÖLÜM
3. Mastürbasyon yapmı ş veya yapma kta olan insan oranını söylemek ha
la imkansızdır.
i l işk iye uygu n duru mlar aza lmı ştı . Lai k otoriteler, on sek izi nci yüzyıl baş
l arı nda, halk içi ndek i yeni, erkek sodomi kü ltür ü üzerinde yoğun baskı
uygu ladıl ar. Fakat ortada, eskidm sık sı k iddia edildiği gibi, tek başına
seksin gerç ekten sodomik sekse yol açtığına dair hiçbir kanıt bulunma
maktadu ve onun, aslına ulaşılamadığında ku llan ılan bir ikame ol d uğ u
na inanmamız için de herha ngi bir neden yoktur. Hiçbir on sekizinci yüz
yıl yorumcusu, sodomi dek i farazi arn şla farazi ma st ürbasyon salgını ara
sı nda bağlann ku rma mı ştır.
7.Roy Porter ve Lesley Hali, Tiıe Facts of Life: Tht Crcation ofStxual Know
(New Haven, CT: Yale University Press, 1995),
ledge in Britain, 1 650- 1950
böl. 3'te haz üzerine Aydınlanmacı gör üş le ri n mükemmel bir özeti yer al
maktadır.
8. Bkz. Th Codore Tarczylo, Sexe et li,,erıt au sitde dts lıımitres (Paris: Pres
ses de la Renai ssa nce, 1 9 8 3), böl. 2. Bkz. David Stevenson, The Btggar"s
Benison: Se.x cıuı,s of Eııliglıtenmtııt Scotland and Tlıeir R.ituals (East Lothian,
lskoçya: Tuckwell Press, 2001 ), s. 69-93 ve 98-99. Bu k i ta pla, anca k ça
lışmam ba sk ı ya hazır hale geldi kt en sonra karşılaştım.
9. Goss and Co., Tlıe Atgis of Life, 23. baskı ( Lond ra , 1840), s. 5 9. Roy
Porter, on seki zi nci yüzyıldan itibaren şarlatan hekimlerin, uygun koşul
larda, ci n s el i li ş k i nin verdiği key fi öne çıkarmak suretiyle, mastürbasyo
na yönelik korkuyu yaratnklarını ve bundan yara r la ndı kl ar ı nı savunmak
tadır. Bkz. Healılı /or Salt: Quackery in l:rıgland, 1 660- 1850 ( Manchester:
Manchester University Press, 1 989), s. 1 6 9-79. Goss and Co., tlygeiana:
Nodar 539
1 O. John Quincy, Mcdici ııa Sıaıica: Bcing ıhe Aphorisms of Sanctorius ( Lond
ra, 1 7 1 2), aforizma 34 ve 37.
1 3. A .g.e., s. 32.
1 7. Roy Poner, "Sex and the Singular Man: The Seminal ldeas of James
Graham", Sıudits on Voltaire and ıhe Eightenııh Ctntury 228 ( 1 984). lsido
re ve Harvey üzerine bkz. Thomas Laqueur, Ma/ıing Sa: Body aıul Gnuler
from ıht Greeks to Freud (Cambridge), MA: Harvard University Press,
1 990), s. 56, 144.
20. Tissoı'nun 6. Bölüm'ü dokuz sayfadır (48 -57) ve sadece ••meni smsı
nın önemi" üzerinedir. Thomas Cogan, 11ıe ltaııen of /ıealılı. chicfly nıadc fol'
Noılar 54 1
dıe com/orı of students. and coııseqııenıly for ali those thaı haue a cart of dıeir
healılı , aınplified \•poıı fiut wordes of Hippocrates, wriıtnı Epid. 6. Labour, me·
at, driııke, slcepe, Veııus: Hrreunto is addtd a preseruation fronı the ptstileııce:
1 6 12), s. 242; lb
with a short censure of the late siclınesse at Oxford ( londra ,
ni Sina'nın Canoıı'u (ki Cogan'm alınnladığı De animalibus ondan gelmek·
tedir) çok sayıda erken modern dönem Latince baskısıyla ve bazı dillere
çevirilmiş haliyle piyasada mevcuttu.
23. Oııaııia F.xanıi ned aııd deıectrd; or, Tlıe igııoı·ance, error, inıptllineııcr. aııd
coıııradictioıı of a booh calltd Onaııia discoı·ered a ııd exposed / . . . / By Plıi lo
Casıiıaıis, 2. baskı ( l..o ndra, 1 724), s. 8 1 -82.
24. G. Stanley Hail, Adııksceııa: lts Psyclıology aıııl lts Rtlatioııship to Plıysi ·
olog_v. Aııılıropo/og_v. Sociolııx_v. St..x, Criınc. Religion, aııd tducaıion ( 1 904;
Ncw York ve Londra: D. Appleıon, 1 924), cilt 1 , s. 440.
542 Tth Kişilik Seks
27. Onania, s. 43; Dictionnaire portatif de smııt, 4. baskı ( Paris, 1 771), cilt
2, s. 339; Tissot, Onanisnı, s. 41 ve 41-48' in çeşitli yerleri. J. G. Zimmer·
mann, "Warnung an Eltern, Erzieher und Kinderfreunde wegen der
Selbst-befleckung, zumal bein ganz jungen madchen ", Deutsches Museum
1 ( 1 778 ), s. 453-54; P. J. C. Debreyne, Essai sur la t ht logi e morale (Paris,
1 844), s. 1 1 1 -35'te bu tamamen iç karartıcı literatür çerçevesinde, en
kanlı öyküler yer alır. J. L. Doussin-Dubreuil'ün çalışmaları da, kadın ve
mastürbasyon meselesi konusunda zengindir. Bkz. Doussin-Dubreuil, Des
tgaremens sccreıs, ou, De l'onanisme chez /es person nes du sexe (Paris, 1 8 30).
Bu eser, örneklemelere dayalı bir kaynaktır ve kızlarını bu tür bir akıbet
ten korumaları için annelere yazılan mektuplar biçimindedir. Yine onun
Nouveau Manuel suı- les darıgers de l'onanisme (yeniden baskı; Paris 1839)
adlı çalışmasında, 8. Mektup'ta, özellikle ,de s. 1 25'te mide, rahim ve si
nir rahatsızlıkları, tek başına haz biçimindeki kötü davranışın bilhassa
önemli sonuçları olarak verilmektedir.
29. J . H. Kellogg, Naıııral Hisıory aııd Hygicne of Orga ni c LiJe, gözden geçi
rilmiş yeniden baskı (Burlington, IA: 1. F. Segner, 1 89 5 ), s. 231 'de söz ko
nusu ayıbın kızlardaki durumuna dikkat çekiliyordu. Bu konuda çizgiler
her zaman bulanıklaşıırılabiliyordu. Peıer Villaume, on sekizi nci yüzyılın
büyük Alman pedagoji mecmuasında yazdıklarında, kadınlar ve çocukla
rın meni üretmediklerini, bununla birlikte ona benzeyen, gerçek meni gi
bi bedenin tüm organlarının özü olan, özellikle beyin ve omurilik sıvısın
dan süzülen bir madde üretti klerini söylemektedir; bkz. iiber die Uıızuclıı
süııdcn in der Jugrrıd !Gençlik a rasındaki şehevi günC1hlara dairi, Al/genıei rıe
Rrvision içinde, cilt 7 s. 44.
Notlar 543
30. O. S. Fowler, A riıaıi veness ; or, Evils and Remtdies of Excessive arıd Ptr·
veıud Sexuality ( Wortley, yaklaşık 1 8491, s. 4; çok uzun (bin sayfadan
fazla) ve yaygın biçimde satılan, frenolojinin insan etkinliğinin bu çok
önemli alanında (evlilik ve üreme) ne önermesi gerektiği üzerine genel el
kitabında, Fowler, mastürbasyonun kadınlara ait şikayetlerin elli altısına
yol açtığı ya da bunları şiddetlendirdiğini göstermek üzere, otorite olarak
Philadelphia'lı seçkin bir doktordan alıntılar yapar. Bu iddiaya, genç bir
diş hekiminin, daha önceleri kendini istismar etmesinin sonucu olarak
"anlamsızca bön bön bakan bir budala" haline gelmiş karısına dair iç ka
rartıcı bir öykü eşlik eder. O. S. Fowler, Creative and Sexual Scienct; or,
manhood & womanhood, arıd ıhtir muıual inıerrelaıions; love, ils laws, power,
ele f . . . / as taught by phrtnology arıd physiology (Pittsburg: F. F. Spyer and
Co., 1 875; "başka herhangi bir günahtan yirmi kat daha kötü" olan
"şahsi zina"nın fiziksel rahatsızlığa yol açtığına dair kaydedilmiş vakala
rın en korkunç anlatımlarından biri için bkz. s. 873- 9 1 0 ve özellikle s.
877-78, 8 8 1 ve alıntılanan görüşler için s. 886. Thomas Low Nichols,
Esoıeric Anthropology (The Mysı eries of Man): A comprelıens ive arıd confıden
tial trtatise on tht sırucıure, functions, pass ional attractions,· and perversions
f . . . / and tht most intlmaıe relations of mm and women ( 1 8 5 3 ), s. 280-8 1 .
Nichols, bazılarının meni kaybını mastürbasyon kaynaklı hastalıkların te
mel nedeni olarak ele almasına karşın, bunun bariz bir yanlış olduğunu
söyleyerek devam eder. Nichols'ın karısı Mary S. Gove N ichols (ki Fow
ler, onun mastürbasyon konusunda bir otorite olduğu belirtir), kadın sağ
lığı ve anatomisi üzerine çok sayıda yeniden baskısı yapılan birçok bilim
sel yazının yanı sıra romanlar ve edebi çalışmalar da yayımlamıştı. Cop
land bunu, "(mastürbasyonun] mahvedici etkisi, her iki cinsiyet için de,
yaygın olarak düşünüldüğünden çok daha büyüktür" ve o bir "büyüyen
bela "dır iddiası bağlamında söylemektedir; bkz. James Copland, "insa
nity", A Dictionary of Pracıical Medicine ( Londra, 1 85 8 ), cilt 2, kıs. 303. b.
Akıl hastanesi teşhisleri için bkz. Ann Goldberg, Stx, Rdigion, and tlıe Ma
k i ng of Modem Madness: The Eberbaclı Asyfu m arıd Gennan Sodeıy, 181 5-
.
1849 (New York: Oxford University Press, 1 999 ), s. 8 8-89. Bunun neden
doğru olduğu açık değildir. Goldberg, dönemin Alman doktorlarının, ti
pik erkek mastürbasyoncuyu büyümesi kesintiye uğramış, kayıtsız ve so
nuçta deliliğe giden bir kişi, kadın mastürbasyoncuyu ise saldırgan ve
nemfomanyak eğilimlere yönelen kişi olarak gördükleri konusunda tama
men haklı olabilir; fakat bu, on dokuzuncu yüzyıl tıbbının genel yaklaşı
mını yansıtmaz. Harry Oosterhuis, Sttpclıildren of Nature: l<rafft-Ebiııg,
Psydı ia try , and ılıt Making of Sexua l ldtntity (Chicago: University of Chica
go Press, 2001 ), s. 1 S 3. Mary S. Gove [Nicholsj, Lecıu res to L.adits on Ana
ıonıy and Physiology (Boston, 1 842), s. 222-23 ve genel olarak s. 2 1 7-231 .
Gove, erkek ve kadını aynı oranda etkiler görünen rahatsızlıkların ( kör
lükten kore hastalığına ve kalp çarpıntısına kadar her türlü rahatsızlık;
adet bozukluğu ve iktidarsızlık gibi diğer rahatsızlıklar elbette cinsiyete
özgüdür) etkileyici bir listesini çıka rmak için tıp literatürünü araştırır.
S44 Ttlı Kişili• Srlıs
36. Albrechı von Haller, A disscrıaıioıı oıı ılıe scııs iblr arıd irıitable parts.oj
aııinıals. Uy M. A. Haller, [ . . . / Traııslaudf.-0111 ılre Laıi n. Witlı a prefaa by M.
Tissot, M. D. (Dt· parıibus coıporis lıuıııarıi serısibilibus et irntabilibus) (Lond
ra, 1 7751, s. iv ve i-xx. lngili7.ce'ye kimin çevirdiği belirtilmemektedir; ln
gilizce önsöz, Tissot'nun Fransızca Lozan baskısına yazdığının yeniden
basımıdır.
Notlar 545
37. Haller üzerine bkz. a.g.e. ve Vila, Enlighttnnıtnt aııd Pat hology, s. 2 1-
28. Meni elbette, erkeklerin ve kadınların, kızların ve oğlanların bedenin
temel yapıtaşı olarak pa ylaştı kları bir t ür ruhsal madde olarak tasarlan
dığı ölçüde tekrar meseleye da hi l edilebilirdi. Bu anlamda, meni, bir tür
öz parçacığını, yaşamın kuvarkını oluşturuyordu. Antik Yunan dönemin
den beri sinirler ve meninin sıkı a krabalar old u ğu düşünülegeliyordu. Fa
kat can alıcı nokta, sinirlerin, meni olarak kabul edeceğimiz maddede
herhangi bir kayıp olmadan da zarar görebileceğidir.
38. Physician of Bristol [Bristollü Hekim), Tabes dorsalis; tJr, tht causr of
consumptitJn in young men aııd women, with an explicalion of fıs symıoms, pre-
caulions, arıd the mtthod of cu re f . . . I To wltich is added, a plıysical accounı of
ıhe naıure and elfects of vnıery, f . . . J By a plıysidan of Br1stol. Tut sixth editi-
on ( lond ra, ( 1 770?], s. 8. 1 753-1 758 aras ında ki ilk üç baskı sadece er
keklerle ilgiliydi. Yazar, dayandığı otori te olar�k, Sanctori us'un (Santorio
Santorio, on altın cı yüzyıl sonları ile on yedinci yüzyıl başlarında Pado-
va'da tıp profesörü ve mekanik bir nbbın geli şmesi nd e simge bir kişilik)
aforizmalarının çok sayıdaki lngilizce versiyonundan birini aktarmakta
dır. Ona en çok ün kazandıran, bir teraziye bağlı bir masa ve sandalyede
yemek yemesi ve böylece, yenen yemek miktarı ile sonuç ağı rl ı k arasında
ki farkı, metabolizmanın ağırlık ka ybın da n sorumlu olan "farkına va r ıl
ması zor terleme"· miktarını ölçmesiydi. Her ne kada r birçoğu , on sekizin
ci yüzyılda, cinselliğin en teh l ikeli türü olarak m astürba sy on tartışması
çerçevesinde aktarılmışsa da, aforizmalar bu k on u yu ele almamaktadır.
Mastürbasyon, daha önce de bel i rtild iği üzere, 1 71 4 veya d ol a yla rı na ka
da r ciddi bir tartışma k on usu oluşturmuyordu. William Clark, A medica l
disseıtaıion ı;o ııcenıi ng ıhe elfects of ılır passions on lı u n ıa n bodirs;.fırsı publis
lıed in l..aıin, a ı Leyden , on ıhc 31 sı of)uly, 1 727, fıır cıcquiriııg ılı e honour cıııd
pıiı·i lrgr oj doctor in plıysi c lı / . . . I and now republislıed iıı Eııglidı (Dissertaıio
mrdica iııaugııralis de viribus aııiıııi patlıt'nıaıunı in corpus lıumaııunı], Lond
ra, 1 752), s. 38; A practical cssa_y upon tlıc tcıbes dorsalis, in the way of aplıo
ıism aııd comnıcnıary: in which dır lıistory of tlıaı di sıcnıper is lcıid down, the
ratioııalc of iıs synııonıs giı•cn, and the nıetlıod of cure ( Londra, 1748), s. 6.
39. Tissot, Oııaııism, s. 8 1 -83 ve 1 27-28; Sa ncror ius üzerine bkz. John Qıı
incy, Medicincı Sı a tica : &iııg ılu: Aplıorisnıs of .'ianctoıius ( lond ra , 1 7 12), ge
nel olarak 6. Böl üm ve özellikle s. 258 ve 242-43.
42. Mary Scharlieb ve F. Arthur Sibly, Youth and Sex: lts Darıgers and Safe
gua rds for Boys and Gi rls ( Londra, yaklaşık 1910), s. 44. Scharlieb'i n seç
kin The People's Books [Ha lk Kitapları] dizisine kızlar üzerine yazı l mış
bir ciltle yaptığı katkıda, doğrudan mastürba syonla i lgili bir endişe yer al
maz; 1 908 'de yapılan Uluslararası Ahlaki Eğitim Kongresi'ne sunduğu
yazısın d an geniş biçimde aktarı m da bulu nan Sibly ise, açık bir biçimde,
mastürbasyonu düşünü lebilecek en acil sorun olarak görmektedir. Sib l y
birçok açıdan, mastürbasyon ve manevi temizlik üzerine yazanların tipik
bir örneği olmakla birlikte, lıer bir öğrencinin tek başına seks hayatını
araştırmaya ve ihtiyacı olanları, o zamanlar yeni bir terapi olan h ipnoz la
tedavi etmeye yöneli k ayrıntılı, mütecaviz ve kişisel bir sistem geliştirmiş
ti. Sibly, kendi kaygılarının homoerotik özelliklerini hiçbir zaman anlaya
madı. Sibly 'ye karşı yapılan suçlamalar, işten atılması ve freud'un çevir
meni ve tek başına s eksin yeniden kavramsallaştırılmasında önemli bir
şahsiyet olan Ernest Jones'un bu kon uy u ele al ışı üzerine bkz. Chris Wa
ters, "'Onanism, Homosexuality, and the Adolescent Boy: The Case of
Dr. Arthur Sibly and Dr. Ernest Jones." Yazı için Clıris Waters' a müte
şekkirim.
44. Tiıe Crinıe of Onaıı ( Londra , yaklaşık 1 724), s. iii (BL 1 173b.9/1 1 ) . Bu,
Anodyne-Necklace !ağrı kesici gerda n l ık) yayın ailesinin bir pa rçasıdır;
sayfa numaralandırması baskıdan ba skıya farklılık göstermekted ir.
46. Onarıia, s. 90. Elbette çocukların bu tür arzulara ve hazlara sahi p ol
duk ları kastedilmiyordu; bu da ha sonraya ait başka bir hikayedir.
48. Cristoplı Wilhelm Hufeland, Dit Kurısı das nıeıısclı liche Lebeıı, 3 . ba skı
(jena, 1 798), kısım 2, s. 1 4- 1 6. Daha önceki oir oaskamn, aforizmacı, bi
lim ve edebi yat adamı Georg Clıristoph Lichtenberg'e ithaf edilen 1797
versiyonu nun yeniden gözden geçirilmi ş hali olan l n gi l izce çeviri, 1 854'te
Londra'da yayı m landı. Editör Erasmus Wilson bu pasajı çevirmemiş, ye
rine gerekirse bu melankoli k aşırılıkların acı lı ve korkutucu bir tablosu
nun çizilebil eceğini , ama bundan geri durdu�unu söyl emi şti r. Fakat, Wil
son şöyle bir uyarıda bulunmaktadır: "En çok kork ulacak aşırılıklar , ha-
Notlar 547
şüncelerin, on beş yıl önce, kendisinin John Hunter'la ( bkz. aşağıda dip
not 53) girdiği münakaşa bağlamında ortaya çıktığını söylemektedir.
Hastalık hastalığının etkisinin çok arttığı yolundaki tartışmayı çok önem
semektedir. Buna dair bir vaka, Tissot'yu okuyana kadar mastürbasyon
dan dolayı hiçbir rahatsızlığı olmayan bir oğlanın, daha sonra ölümcül bi
çimde hasta olduğunu düşünmeye başlamasıyla i lgilidir (s. 68 ). Buchan
bundan, Hunter'ın ve Freud'un bazı meslektaşlarının yaptığı gibi mastür
basyon kaynaklı suçluluk duygusu ve kendi başına hastalığa neden olma
yan bir olgu sonucu çıkarmak yerine, aktardığım yaklaşıma yönelir.
·
52. Thoma s Beddoes, Hygi'ia; or, Essays Moral and Medical (Bristol, 1 802),
s. 48.
54. Hunter , Treaıist on ıhe Venerea l Di seast, 1 . baskı, s. 200. Bu yak laş ı m
ikinci baskıda ortadan kaybolmuş, üçüncü baskıda ise tüm bölüm yerini
mastürbasyona yönelik gele neksel bir sald ı r ı ya terk etmiştir. Bkz. a şa ğı da
dipnot 57.
56. Duncan G ordo n , A Letter to )ohn Hunıer respecıing His Trcatise on ıht
Vencrcal Disease { . . . 1 in Favour of Onanism or Masturbaıion (Londra, 1786),
s. 1 7- 1 8 ve çeşi tli yerler . Gordon, yazısını, Hunter'ın büyüklüğüne v e
zührevi ha s tal ı k lar konu sund aki keşi fl eri ne dalkavukça bir hayranlık ifa·
desiyle bitirir.
57. John Hunter, A Treaıise oıı ılır Vencreal Distast enlarged with occasional
comments by tlıe ediıor { ... }, 3. bas kı, yay. haz. Everard Homc ( londra,
1 8 10), s. 214- 15. Home sadece cerrahi meseleler -örneğin silahla y a ra
lanmaların, ülserin, idrar yollarındaki dara lma la rın tedavisi- üzerine de
ğil, ka rşı l a şt ırmal ı anatomi çerçevesindeki sorunlar üzerine de yazmışıı.
Yine o da, mastürbasyona karşı ya zı yazanlar ın çoğu gibi, alanında l ider
di. Kazandığı itibardan dolayı şöval yelik payesiyle ödüllendirilmişti.
58. "Pollution noct u me " , Eııcycloptdie, cilt 1 0, s. 924, sütun 1; Pl iny , Na
ıural Hisıory36.21 -22; l.eonard Barka n, "The Beholdcr's Tale: An ci enı
Sculpture, Renaissance Narratives", Reprrsentaıiınıs 44 (Güz 1 993), s.
1 33-66; " Masturbation " , DlctiorıııaiH des scirııccs nıedicalcs iç i n de,
( 1 8 1 9 ). Sanatın cinsel heyecan ürettiği iddiası, tüm mastürbasyonla ve d a·
ha genci olarak sapkın cinsellikle i l gil i edebiyat ı b a şta n ba şa sarmıştır. On
dokuzuncu yüzy ı l son la rı nda A mer ikalı b ir d oktor , nemfoma ni üzerine
yazdığı bir makalede, değerlendirmelerine, " ( müzele rde ve parkl arda ser
gilenen çıplak heykellerin] görünt ül e riy le cinsel arzuda yükselişe yol aç·
ma yanlarını aradığında, bu n l arın oranının yüzde birden daha fazla olma·
d ı ğı " gözlemiyle başlar. L. M. Phi lips , "Nymphomania-Reply to Questi·
ons " , Ciııci ıııwıi Mı:dical Joım1al 1 0 : 7 ( 1 895 ), s. 467-68.
59. Wil l iam Farrer, A sho11 ırcaıisr on manisnı; or, llıe drtrsıablr vicı: of srlj
pollutioıı. l>csrıibiııg ılıe vaıicty of nenı:ıus or oıhcr disordcrs, ılıaı a rc occtıSi·
oııed by ılıat slıamrjul pracıicc, or ı0tı caıly and cxcı:ssivr '·cııcry, arıd diu:ctiııg
ılıc bt'.sı nıctlıocl for ılıt•i f cıırı:. l!_v a plıysiciaıı iıı ıhı: rnuntry ( Londra, 1767),
s. v. Broşür ay nı yıl en a ıı mla n bir baskı daha y apmışt ı .
Notlar 549
65. Richard Cariile, Everywoman's Booh, Wlıaı Is Lo\lt ? Richard Carlile's Plıi
losophy of Sa içinde, yay.haz. M.L. Bush (Londra, Verso, 1 998), s. 98-99
ve s. 142-143'deki yorumlar.
67. Bkz. Richard Rambuss, Closeı Devotioııs (Durham, NC: D uke Univer
sity Press, 1 998 ), s. 1 06 ve 1 2 1 , daha genci olarak "The Prayer Closet."
Tlıe Puritaıı Diviııe ve Oliver Heywood'un Closeı-Prayer'ı [Oda Duası) gibi
kitaplar son derece popülerdi ve şahsi ibadet yazını. on yedinci yüzyıl ln
giltcre'sinde hem P üritenler hem de daha yaygın görüşü benimseyen· Ang
likanlar arasında çok tutul uyordu .
68. G. Giorgi ve M. Sicca rdi , "'Ultrasonic Observation of the Female Fe
tus' Sexual Behavior in Utero", Artıerican )ounıal of Obsıeırics ana Gyneco
logy 1 75 ( Eylül 1 996), s. 753'te yer alan mektup.
70. Jean-Marc-Gaspard lta rd, The Wild Boy of Aveyron (Rapporıs el mtmo
ires sur le sauvage de l 'Aveyron, ikinci rapor 1 807), çev. George Humprey
ve Muriel Humprey (New York, Century Co., 1932), s. 96-99. Bibliyog
85. Tissot, Onanisnı, s. 79, 77, 24. Söz konusu oğlanı n ders sırasında bile
m ast ürba syon yaptığı ve mastürbasyon m üptela l ığın dan dolayı sefil bir
biçimde öld üğü iddiasına itibar edip etmediğimiz ayrı bir meseledir.
90. Tiıe Compleıe Leıteı-s ofSignıuıulfıı:wl ıo Willıelm Fliess, 1887- 1 904, çev.
ve yay. haz. Jeffrey Mason ( Cambridge, MA: Belknap Press of Harvard
U ni �·ersity Press, 1 985), s. 287 ve n. 78; Andre Lorulot, La Vtritable Edu·
cation sexudle (Paris: Les Editions Geo_rges-Anquetil, 1 926), s. 241 . Bu ki
tap, bekarlığa -özellikle de din ada m la rı na özgü bekarlığa- k arşı çıkan ve
mutl uluk için rom ant i k heteroseksüel ilişkileri öneren bir içeriğe sahiptir.
9 1 . Stopes Belgeleri, Wellconıe Library, A 228, 229, 220, 1 28, 1 17. Bir·
çok başka mektupta da benz.er ifadeler bulunabilir .
94. Korku verici vaka için bkz. Jeffrey Mason ve arkadaşları, A Darh Sci
ence: Women, Sauallıy, and Psychiatry in the Niru:teenth Cenıury, Çev. jeffrey
Masson ve Marianne Loring (New York: Farrar, Straus and Giroux,
1 986).
.� . BÖLÜM
3. Jean Stcngers ve Anne van Nc,k, Hisıoirl� d'urıe g rcmdr peuı. la mastu rba
tioıı(lnstitut Synthclabo, 1 998 ) , s. 1 8 9-90. Fransız Devrimi'nin arifesinde
patlak veren köylü isya nları, Georges l.e fe hvre i n konuya dair etkileyici
'
554 Ttlı Kişilik Stlıs
5. Tıbbi cehalet argümanı ya da ona akraba olan, henüz yeni öne çıkmış
bir mesleğin hastalık konusunda -öyle ya da böyle- bir açıklama getir
mek zorıında olması iddiası birçok makalede görülebilir. Aıthur Gilbert,
"Doctor, Patient, and Onanist Diseases in the Nineteenth Century",jour
nal of tht Hisıory of Medicine 30 ( 1 9 75); kadınların aksine erkeklere yöne
lik şiddetli tedaviyle ilişkili tıbbi cehalet tezi için bkz. Gail Parsons, " Equ
al Treatment for Ali: American Medical Remedies for Male Sexuel Prob
lems, 1 850-1 900" , journal of the Hisıory of Medicint 32 ( 1977).
History of Medicine 48:2 (Yaz 1 974). Stengers ve van Neck, llisıoire d'uııe
graııde peur, mastürbasyona dayalı hastalığın, yükselişi ve düşüşünün ne
denleri saptanamasa bile, kendini sürdüren bir olgu olduğunu savunur.
9. Hollanda'daki duruma dair kanıt için bkz. Theo van der Meer, Sodoms
�aad in Nederland. Het ontsıaan van homoselrsualiıeiı in de vroegmodenıe ıijd
(Nijmegen: SUN, 1 99 5), ek 1 . yazısını bana gönderen van der Meer'e mü
teşekkirim. lngilizlerin durumu için bkz. Tim Hitchcock , English Sexuali
ties, 1 700- 1800 (New York: St. Martin's Press, 1 9 97), s. 60-62. Burada re
feranslar da aktarılmaktadır. Referanslar için yine bkz. Arthur N. Gil
bert, "Sodomy and the Law in Eighteenth- and Early Nineteenth Century
Britain" , Socieıas 8:3 ( 1 978); araştırmasını üzerinde temellendirdiği bu
bilgi için Lund Üniversitesi'nden Eva Ô sterberg'e müteşekkirim.
ler.
1 1 . George E. Haggerty, '"What Is This Secret Sin ?' Sexuality and Sec
recy in the Writings of Horace Walpole", Passionaıe Encounıers in a Time
of Seıısibilily içinde, yay. haz. Maximillian E. Novak ve Anne Mellor (Ne
wark: Uni ve rsity of Delaware Press, 2000), s. 140 ve 1 27-50'nin çeşitli
yerleri. Gizliliğin rolü konusunda daha fazla bilgi için bkz. s. 222-35.
1 2. Sodanı and Oııaıı: A Satire (Londra, 1776) adlı eserle birlikte ciltlenmiş
Tıial of Mr. Foote; Onania, s. 1 87.
oııary içinde (Londra, 1 743- 1 745), 2. cilt, vurgu benim. " Manuel Stupra
tion, a Vice not decent to name, but productive of the most deplerable
and generally i ncurable Disorders" [Elle kirlenme, ismi verilmesi uygu n .
olmayan, fakat en esef verici ve genellikle deva bulmaz hastalıkları orta
ya çıkaran bir ayıp].
556 Ttlı Klşililı Stlıs
14. " Onanismc", Graııd Dicıioruıaıre un iversel du XIXt sitc le (Paris, 1 875);
bu paragraf mastürbasyon üzerine beş buçuk sütun uzuııluğunda önem li
bir maddeye referans vermekıedir.
1 9. Bu konuda bkz. Ed Cohen, Tallı on the Wildc 5ide (New York: Rout
ledge, 1 99 3 ). Daha genel bakıldığında, mastürbasyon, lngiliz kamu okul
larının tek cinsiyetli dünyası çerçevesinde, cinselliğe dair endişenin temel
kaynağıydı. Bkz. J. R. Honey, Tom Brown's Urıivme: The Dcvtloprnmı of ıht
English Public Sclıool irı ılıe Nineıeerulı Ccııtury (New York: Quadrangle Bo
oks, 1 977), s. 169. Symonds'ın aktarılan aruları için bkz. Olivcr Buckton,
Secret Selves: Coııfesslon arıd Sanıe-Sex Desirc in Victorian Autoblograplıy
(Chapel Hill: University of North Ca roli na Prcss, 1 998 ), s. 73.
20. Tlıe Con ıplcıe /..cum o/ Signıu ııd freud ıo Willıdnı Fl iess , 1 887- 1 904, çev.
ve yay. haz. Jeffrey Mason (Cam bridgc, MA: Belknap Press of Harvard
University Press, 1985), s. 4 1 ; A. P. Buchan, Vt'ııus sine concubiıu [Cinsel
ilişkide bulunmayan Venüs! (Londra, 1 8 18), s. 96-98 .
21. Charlcs Baudclaire. "Femmes Damnees" (Şiir ili), Lrs Fleurs du Mal
. [Köıülülı Çiçclılcri) içind e
(Paris, Gallinıard , 1 972), s. 1 50. Amerika n ya
zınına yöndik mükcmnıcl bir araştırma için bkz.. Vem L. Bullough ve
Marrha Voghı, "Homo5exuality and lts Confusion with thc Secret Sin in
Pre-Frcudian Amcriı:a", )ou mal of ı lıe lti swry ıf Mcdiciııe 28:2 (Nisan
1 97 3 ) . DeAişik kaynakl ardan aşa�ı yukarı rastgele aktarı mda bulundum;
Noılar 557
zira on sekizinci yüzyıldan sonra h ikaye belki yerelliklere özgü bazı ton
değişikleri taşımakla birl ikte, her yerde son derece ben�rdir.
23. John M arten, Gonosologium Novu;,.; or, A ntw systenı of all stcret infir
milies and diseases natura!, accitlental, antJ vnereal in men anıl women( Lond
ra, 1 709), s. 86 ve 89.
27. Bu konuda mükemmel bir makale için bkz. Laura W eigert, "Auto
nomy as Deviance: Sixteenth-Century lmages of W itches and Prostitu
tes ", Solitary Pleasurts, s. 1 9-47. Protesta n ü lk elerde, Katolik liğe saldırı
bağlamında, dini sapkınlık olarak algıl ana n unsurlarla cinsel sapkınlık
arasında sık sık bağlantı kurulmuştur.
28. Bienville, selefine bol bol övg ü l er düzer: O, devl er in omuzlarında dur·
maktadır; kendisinin, L'Onanisnıe'in usta a nlatıcı sına yakla şması bile im
k a nsızdır vb. On dokuzuncu yüzyı ld aki süreç için bkz. Carol Groneman,
Nynıplıomania: A lfütory (New )'ork: W. W. Norton, 2000), s. 1 6 - 1 7, 29-
30, 1 2 ve çe şi t l i yerler .
33. Burada irdelediğim yaklaşımın parlak bir anlatımı için bkz. lsabel
Hull, Sexualiıy, ıhe Sıaıe, and Civil Socieıy i ıı Gernıany, 1 700- 1 8 1 5 (lthaca,
NY: Cornell University Press, 1 996), 7. Böl üm. Elbette burada aklımda
olan Denıocracy in Anıerica' dır.
34. Joachim Heinrich Campe, yay. haz., Allgemeiııe Rrvision des ge�nınıtcn
Stlıulund Erzielıurıgswesens I von einer Gesrllsclıa/t prakıisclırr Er::.idıer, 1 6
cilt (Hamburg, 1 78 5 - 1 79 2 ) adlı eser onanizmin tehl ikeleri üzerine b i r de
neme yarışmasındaki soruyu onaya atmaktadır. Campe'i n Robinsoıı Cnı
sot uya rl ama s ını içeren herhangi bir yetkin kayna kça bilmi yorum; ancak
OCLC'de 25 0 den fazla farklı kayıt bulu nmaktadır. lsveççe bir versiyonu
'
35. Foucault, beden üzerinde uygu la nan iktidardan ruhun (iç benlik) di
s ipline edilmesi y ol u yla daha geniş bir iktidar uygula masına doğru deği·
şimi, Discipli ne and Punish: The Birdı of the Prison'da (2. bask ı , çev. Alan
Sheridan (New York: Vintage Books, 1 995)) tarnşmaktadır; ci nselliğin,
arzunun baskı altına alınması veya özgürleştirilmesine yönelik olmaktan
ziyade, arzunun yaratılmasın a ve disipline edilmesine yöneli k tutarsız bir
alan olarak ortaya çıkışı, The Hisıo ry ofSocualiıy, Volu me l'in [çev. Robert
Hurley (New York: Pantheon Books, 1978)] temas ıdır; on dokuzuncu
yüzyıl ortaları Londra Başdiyakozu William Hale Hale, Foucault'nun de
ğerlendirmelerini, kendisine ait Remarlıs on ıhe ıwo bills now btfort Parli·
ammı, mıiıled a Bi l i for Registtring Births, DecıLhs, and Marriages in England;
and a Billfor Marriages in Eng1and'da (Londra, 1836 ) kesin biçi mini alma
dan önce öngörmüştü. Hale burada, dev letin, bu tür bilgilere hakim ol
ması durumunda , varlığımızın en mahrem alanlarına ve kısa sürede yatak
odalarımıza ve tüm yaşam alanlarımıza ulaşacağı nı savunuyordu.
36. Jeremy Taylor, "On Chas ti ty" , The Ru le and Exercises of Holy Uving
(Lond ra , 1651), s. 80; Fo uca ul t, History of Scxua li ty, Volume 1, s. 34-35 ve
genel olarak s. 1 7-73; Onania, s. 23.
37. Tissot, Onanism, s. viii; Ja me s Hodson, Medical Facıs and Adv erı ist·
menıs Submiııed ıo the Co nsidcrat ion of tht Afflicıed (Londra, 1 799), s. 8;
Brodie (R. J.) and Company, cerrahlara danışa ra k , The Secrı�t Companion
(Londra, yazar trafından yayınlanmış , 1 840), s. 35.
38. Frederick Arthur Sibly'nin tebl iği ilk kez Papers on moral tducation,
communicattd ıo the first lnternatlonal Moral Educalion Congress htld at ıhe
University of London Stptembtr 25-29, 1 908'de [yay. haz. Gustav Spi l ler,
Kongre Tertip Komitesi için l ayımlanmıştır {londra: D. Nutt, 1 908)] ya·
yımlandı . Bu, modern yurttaşla rı n iç yaşamları üzerinde egemenlik kurma
arayışı nda ki bir uzman k es imi ni n kendini ifade etmesine yönelik prototip
bir zemindi. Lord Baden-Powell tarafından Erkek lzciler'in Htaılquaners
Gazeue'inde yay ımlandı ve Si bl y'nin kendisine ait Youth and Scx: ııs Dan
gers and Safeguards for Boys and Girls'ünde ( Lond ra , ya klaşık 1 9 1 0) geniş
·
40. Bu yeni söy le m alanlarının irdelenmesi için bkz . Fou ca ult, ttistory of
Sexua l iıy, Volunıe 1 , s. 1 04-105 ve 1 03-J l 'in çeşitli yerleri.
5 60 Tı-lı Kişilih Sths
42. Bu, John Brewer'ın zengin ara ştırması Tht Pleasures of ıhe lmagi rıation:
Englis h Culture in ıhe Eiglıtecnth Crnıury'nin (New York: Farrar, Straus and
Giroux, 1 997), farklı bağlamlardan üretilse de, savunduğu tezdir (özellik
le bkz. s. 56-125).
44. Sir Richard Steele , The eri sis of property.· Arı argunıent proving thaı tlıe
annuitants for niııtty-rıirıe years, as suclı, are ııoı in ıht condition of odur sub
jects of Great Bıit ai ıı, iM by compacı with ılıc leg i s lat u .-e are vcenıpt from any
ııew dlrecıion relating ıo tlıe said esıa ı es, 2. baskı, Londra, 1 720. Üçüncü ak
tarım " Sta nder - by " dan, Tlıt baı ı le of ı lıe bubbles slıewiııg ılıeir several cons
tilutioııs, al liarıces , palicies, and wars, fronı th fi r Jirst sııddain rise to tlı fir latc
speedy dccay'dandı r ( Londra, 1 720, s. 1 0). Tanım ve örnek OED'nin
"bubble" maddesinde ndi r.
45. Şahsi arzuyla kamu yararını uzlaştırma meselesi için bkz. J. B. Schne
ewind, Tlıe lııveıııioıı oJ Au ıononıy: A llisıoı-y of Modcııı Mo.-al Philosoplıy,
Ca mb ridge, Birleşik K r all ı k , Cambridge Uni versity Press, 1 998, öze ll ik l e
1 5. Bölüm.
50. jan de Vries, "The lndustrial Revolution and the Industrious Revolu
tion", Jounıal of Economlc Hisıory 54:2 ( 1 994).
52. Bernard Mandeville, Tiıe Fable of the Btes, yay. haz. ve giriş yazısı lr
win Primer (New York: Capricorn Books, 1 962). 1705 tarihli şiir, ana
metnin öncesinde basılmıştır: dize 2, s. 27; dize 1 56-57 ve 1 66-68, s. 3 1 .
53. Lüksün anlamı üzerine bu tartışma, daha önceki giriş şiirinin 1 .200
civarındaki mısrasının kapsamlı bir yorumunun parçasıdır: "Böylece kö
tülük zekayı besledi I Zaman ve çalışkanlıkla birleşti I Hayatın gerçelı zevk
lerini, rahatlılılannı ve kolaylıklannı I Öyle bir yüksekliğe çıkardı ki I Çok
yoksullar zenginlerden bile daha iyi yaşadı." A.g.e., s. 32, 104, 77.
60. Bi reyin pazar toplumuyla ilişk isine dair eski bir araşnrma ola n Kari
Polanyi'nin The Great Transjo mıat i on 'ı [önsöz Robert M. Madver (1944;
Boston: Beacon Press, 1 957)), faşizmin yükselişini açıkla mak üzere üretil
diği zamanki kadar parlak ve düşünceyi uyaran bir çalışma olarak günü
müze ulaşmıştır.
65. On yedinci yüzyıl sonları ile on sekizinci yüzyılda kredinin yol açtığı
epistemolojik sıçrama, J. G. A. Pocock tarafından yürütülen yakın tarih
li akademik çalışmada derinlemesine araştırılmıştır: Virıue, Comme rce, anıl
Hisıory: Essays on Political Thouglıı and History, Chiefly in ıht Eiglııeenıh Cen ·
ıury ( Cambridge: Cambridge University Press, 1 985) ve daha genel biçim
de Madıiavellian Monıent: Florenıine Poliıical Tlıouglıı aııd ılıe Aı lantic Repub
lican Tradition, ( Princeto n, NJ, Princeton University Press, 1 975). Po
cock'ın yaklaşımlarının daha inceltilmiş h a l i ve kurgu ile kredi arasında
ki bağlantı üzerinde daha da yoğunlaşmış bir ça l ı şma için bkz. Sandra
Sherman, Finaııce and Fictionality in ılıe Early Eiglııeentlı Century: Accountiııg
for Defoe, (Carnbridge: Cambridge Unive rsity Press , 1 996), s. 14-54.
66. Tire Spectaıor hakkında bkz. Brevver, Pleasures ojılıc lnıagiııaıioıı, s. 39.
Lcslie Kurke, Coiıı s, Bodies, Gaıııcs, a ııd Gold: Tire Po/itics oj Meaııiııg i ıı Arc
lıaic Greece ( Princeton, NJ: Pri nceton University Press, 1 999).
69. Adam Smith, An lnquiry irıto tlı t Causes of tlıe Wealth of Nall oıu 2.2, par.
58-59, yay. haz. R. H. Campbell ve A. S. Skinner ( lndianapolis: Liberty
Fund, 1 98 1 ; Glasgow edisyonunun yeniden baskısı), cilt 1, s. 304; vurgu
bana aittir. Smith, doktorların aşina olacağı bir hidrolik karşılaştırma
yöntemi kullanmaktadır: Doğru kredi tarzı, içinden bir akıntının geçtiği
bir havuz gibi işlemektedir; içeri giren d ışarı çıkanla eşit olduğu sürece,
hareket eden toplam hacim ne olursa olsun, her şey yolundadır. Maria
Edgeworth, "The Dun", Works of Maria Edgeworılı içinde, 1 3 cilt (Boston,
1 822-1 826), cilt 5, s. 276 ( 1 820). Bu referans ile cinsellik, kredi ve kurgu
üzerine çok sayıda irdeleme için Catherine Ga llagher'a müteşekkirim.
70. J. G. Zimmermann, Solitude: To which art added The Life of the Auıhor,
notes ( . . . / Londra, 1 808), cilt 1, s. 1 , 221 ve çeşitli yerler. Belki de bu bağ
lamda, David Hume'un, otobiyografisinde Fransa'da tek başına üç yıl
harcadığını ve bu dönemde ürettiği kitabın ( Treatise on Hunıan Understan
ding) baştan ölü doğduğunu üzgün bir şekilde kabul etmesini, tek başına
aktivitenin tehlikeleri hakkında bir ifade olarak mütalaa edebiliriz. Hume
uzun vadede yanılıyordu. Ama bunun üzerinde durmaya gerek yoktur.
75. Vinit Sharma ve Anuragini Sharma, "The Guilt and Pleasure of Mas
tu rbati on : A St ud y of College Girls in Gujarat, l ndia , Scxual & Marital
"
76. Ding Ling, "Miss Sop hia s Diary'', 1 Mys elf Am a Woman: Selecıed Wri
'
tingsof Ding Ling, içinde, yay. haz. ve giri ş yazısı Tani E. Barl ow (8oston:
Beacon Press, 1989), s. 50-5 1 .
78. j ane Gallop, Tlıinlıing rlırouglı ıhe Body (New York: Colurnbia Univer
s i t y Press, ·1 988), s. 1 8.
79. Paul R. Abra mson ve Steven D. Pink erton , Wiılı Pleasure: l"houghıs 011
ılıe Nature of liunıan Scxualiıy (New York: Oıcford Uııiversity Press, 1 995),
s. 74.
80. Ranıblı:ı 89 (22 Ocak 1 7 5 1 ), Yale Edi t io ıı of tlu \Vorks of Sanıuel Jolın
soıı içinde, (New Haven, CT: Yale Universit y Press, 1 9 581, 3. cilt.
82.Anthony Comstock, Traps for ılıe Young, yay. haz. Robert Bremner
(Cambridge, MA: Harvard University Press, 1 9 67), s. 20-43 ve 1 6 8-84.
83. Paul Saegner, Space Between Words: The Origins of Sileni Reading (Stan
ford, CA: Stanford University Press, 1997), s. 1 - 1 8 ve 256-57. Ayrıca bkz.
Saenger, "Silent Reading: Its lmpact on Late Medieval Script and Soci
ety", Vialor 1 3 ( 1 982).
85. Okuma ile özgürlük arasındaki ilişkinin açık biçimde vurgulandığı bir
çalışma için bkz. Jean Starobinski, llıe hıvrnıiorı oj U lxı-ıy, 1 700- 1 789, çev.
8crnard C. Swift (New York: Rizzoli, 1 987). Lisa Jardine, Worldly Goods:
A New Histoıy of ılır RmaissaııCt' ( lo ndra : Mcmillan, 1 996 ), s. 1 35-80 ve
özellikle bu kitaplar konusunda s. 1 60-6 1 .
bkz. Bene Talvacchia, lalıiııg Positions: Oıı tlıe Eroıic iıı Retıaissance Culıu
re(Princeton, NJ: t>rinceton Univcrsity t>ress, 1999), özellikle s. xiii ve 1 9.
87. Bu resimler hakkında bkz. Kelly Dennis, "t>laying with Herself: Femi
nine Sexuality and Aesthetic Indifference" , Solitaıy Pltasuı·es içi nde .
88. Max Hodan, Hisıory ofModenı Morals, çev. Stella Browne (Londra: He·
inemann, 1 937), ana metnin öncesi; Stopes Belgeleri, A 244, 9 Mart 1 92 3.
Yazarın adı bilinmekte, fakat ailesinden gelenlerin mahremiyetine saygı
dan dolayı aktarılmamaktadır; A 65, FC, 1 9/ 1 3/19. Alexander Andrew
Philip ve H. R. Murray'ye ait KnowlecJge a Young Wonıan ShoulcJ Havt baş
lıklı (Londra: Athletic Publications, ( 1 9 1 0 ila 1 920 arası)) bir kitap bula
madım; belki sekse dair bilgiler veren bir dizi içinde yer alan bir elkitabı
dır ya da belki yazar, ayru yazarların, aynı yayıncı tarafından yayımlanan
Saual Science adlı çalışmasından söz etmektedir. Tissot, Onanism, s. 29.
90. The lnferno of Danu, çev. Roben Pinsky (New York, Farrar, Straus
and Giroux, 1 994), 5. kıta, lngi lizce metinde dize 1 07-22, ltalyanca'sın
da dize 1 2 1 -38.
92. Herbert Maxwell, "The Craving for Fiction" , llıe Nineteentlı Ctnıury
1 96 (Temmuz 1 893); Alfred Austin, "The Vice of Reading", Tenıple Bar
Maga:c::i ıı e 42 ( Eylül 1 8 74 ) . Birlikte çalıştığımız bir dizi ders çerçevesinde
bu dökümanları bulduğu için öğrencim Susan Zieger'a teşekkür ederim.
Zieger, "Addictive Fictions: Medical Knowledge, Novelistic Form, and
Habits of Mind in Britain, 1 860- 1 9 14" ba şlıkl ı doktora tezinin (Univer
sity of Califomia, Berkeley, 2002) 3. Bölüm'ünde okuma ve alışkanlık
meselesini irdelemektedir. Daha gene l bi r değerle ndi rme için bkz. Kelly J.
Mays, "The Disease of Reading and Victorian Periodical s " , Uteratu re in
ılıe Marlıeıplace: Niııeıeeııılı -Ceıı ıu ry Briı islı Publi slıiııg aııd Rcadiııg Pracıirn;
içinde, yay. haz. John O. Jord an (Cambridge Carnbridge Un iversity t>rcss,
1995).
93. Isaac Ray, Menıal Hygiene ( 1 863; Ncw York: H afncr, 1 96 8 ), s. 272-
73 ve 264-7 5'in çe ş i tl i yerleri. Ayrıca bkz. Isabclle Lchuu, Carııival 011 tlıc
Pagc: Popu lar Pı·iııı Mcdia irı Aııırbrllunı Ameıica (Chapcl H i ll : Univcrsity of
Carolina t>ress, 2000), s. 1 3 1 ve çeşitli yerler.
95. A . A. Brill, Psyclıoaııalysis: lıs Tlıeınies ııııd Pı·acıical Applicat ion (Phila
d el ph ia : W. B. Saunders, 1 922), s. 1 49.
97. Spectator, cilt 3, s. 277 ve devamı, Everyman Library ba skısı içi nde.
102. Bkz. Alhl• rt Ward, flııolı l' rocltırliıırr. Fictiorr, a rıd tlıı" ( .crrrıarı Rrndi11g
(Oxforı.I: Clarcndon Prl'ss, 1 974) . A l ın .ıııva 'ı.la k i roma ı ı
Pıı/ı/i<. l l"Hl- 1 800
568 Trk Ki$ililı Srlıı
104. Jan Goldstcin, Consolc and Classify: thc F rendı Psych iaıri c Professioıı in
the Nineırenth Cent u ry (Cambridgc: Cambridge University Press, 1987).
Etienne P.onnot de Condillac, An Essay on the Origin of Human Know/edgr,
çev. Thomas Nugent ( 1756; Gainesville, FL: Scholars' Facsimiles and
Reprints, 1 97 1 ), kısım 1 , bölüm 2.
pılan alıntılar J.ıınes Tinnon Taylor'ın tarly Opposition to ılıc Eng/ish No
vrl md aki (New York: Columbia University Press, 1 943), geniş roman
'
1 06. Bu örnek (çok daha fazlası a kta rı la bilirdi), Ladin Mercu ry (28 Şub.ar,
1 693 ) , s. 2·3 'te yer al maktad ır .
1 07. Onaııia [ . . . / also ılıe Sixılı Suppltnıenı, 1 5. baskı ( 1 730), E•'in 1 25.
sayfası. Bunu 1 28. sayfada Dr. Carr'dan a lınan öykü izlemektedir. Bunun
için kaynak, yukarıda 2. Bölüm' deki 7. dipnotta yer alan eserdir. Elı, kli·
torısin boyutu ile şehvet arasında bağ lantı kwan diğer tıbbi yazını, özel
likle de "Dr. Drakc" (james Drake olmalı ) tarafından kaleme alınmış, sık
sık yeniden baskısı yapı lan ve çal ıntı durumlarıyla karşı karşıya kalan,
Anıhropologia nova; or, A ntw sysıem of anaıomy: dtscribing the animal oeco·
nomy, and a shorı raıionalt of many disıem pers incidtnı ıo human bodies: in
which are inserltd di vers anaıomical discovtries, and mtdicinal observalions,
wi tlı ılıe history of ı he pıı ıh: illu sırattd with above fourscore figures, drawn af
ıer ıhe life: and ıo tvtry chapter a syllabus of ıhe pcırts describ'd.for ıhe instruc
ıion of young analomists (londra, 1 707) adlı ç alış masını aktararak devam
eder. Bu çalışma gerçekten de hu konuyu ele almaktadır. Rahibenin öy·
küsü, elbette, Protestan ve Aydınlanmacı, ruhban karşıtı standart bir me·
cazdı. "Aristoteles" üzerine bkz. Roy Parter, " 'The Secrets of Generation
Display'd' : Arisıoıle's Masıer-Pitct in Eighteenth-Century England ", Una-
11ıhorized Se.wal Bchavior Duıing ıht Enlighıerrunı içinde, yay. haz. Robert
Maccubbin (Williamsburg, VA: College of William and Mary, 1985).
Pornografi ile kabul edilebilir yazın arasındaki çizgi oldukça inceydi. Tıb
bi ya da yarı tıbbi kitapların çifte amaca hizmet ettiklerini biliyoruz. Bu
birbiriyle bağlantılı alanlar konusunda bkz. Peter Wagner, "The Discour
se on Sex -or Sex as Discourse: Eighıeenth-Cenıury Medical and Parame
dical Erotica " , Sexual Vndcı·worlds of ılıe Eıılightennunı içind e, yay. haz.
Roy Porter ve George Rousseau (Manchesıer: University of Manchester
Press, 1 987) ve Peter Wagner, "The Vcil of Science and Moraliıy: Sonıe
Pornographic Aspecıs of the O ııa nia ", Britishjournal Jo r Eightceııth-Crnıury
Sıudi r:s 6 ( 1 9 83).
l l 1 . Anthony .J. La Vopa, "The Phil osopher and the Schwarmer", Ent lıu
siasııı and fııliglııcnmenı in Eurnpc içinde.
pasif cinsel nesneler değil, kadın ok urlara hitap edebilecek aktif unsurlar
olarak resmedildiğine dair yazılı kanıtlar söz konusudur. Bkz. Dorelies
Kraakman, " Reading Pornography Anew: A Critical History of Sexual
Knowledge for Girls in French Erotic Fiction, 1 750-1 840 ", )oumal of ıhe
Hisıory of Sexu a l ı ıy 4:4 ( 1 994 ). Roussea u ve Diderot'daki tasvirlere bakıl
masında hayal gücünün önemi için bkz. Goodden, Comple ıe Lover, s. 1 5 5.
1 23. Alıntı Brewer, Pleasu res of ıhe lnıaginaıion, s. 1 03'tendir. Kadın okur
ların erkek okurlara ve evli erkek okurların bekar ve özellikle olumsuz et
kiye açık erkek okurlara oranını tespit etmek mümkün değildir. Yakın ta
rihli bir araştırma, ihtiyatlı bir biçimde, oldukça yüksek sayıda kadın ro
man ve öykü okuru olmakla birlikte, ••on sekizinci yüzyıl kadınları, dö
nemin ahlakçılarının iddia enikleri kadar erken yaşta ve yaygınlıkta ro
man okuma tiryakiliği edinmiyorla rdı" sonucuna varmaktadır. Bkz. Jan
Fergus, "Women Readers: A Case Study", Women and Literature in Brita
in, 1 700-1800 içinde, yay. haz. Vivien Jones (Cambridge, Birleşik Krallık,
Cambridge University ı>ress, 2000), s. 1 7 1 -72.
1 24. Bernard Mandeville, The Virg i n Unmask'd; or, Femalt Dialogues Beı
wixt an Elderly Maiden Lady and Her Niece ( 1 709; Londra; 1 724 ), aktaran
Barker-Benfield, Culture of Sensibility, s. 3 2 7 . Barker-Benfield, Marshall'la
bağlantı kurmakta ve Mandeville'in, kadınların bu tür mastürbasyon tek
niklerini ayrıntılı biçimde neşrettiği için kovuşturmaya uğrayan bir yaza
rı destekleme arzusunda olduğunu söylemektedir. Bu iddiayı etraflıca
araştırmış değilim.
1 26. Bkz. Peter Wagner, Eros Revivtd: Erntica of ılıe Eııliglııenmenı in Eııg
laııd and Anıerica (Londra: Martin and Secker, 1 988 ), s. 247 ve 2 1 9.
1 27. Dorat ve erotik metin ile resim arasındaki ilişkiye dair mükemmel
bir irdeleme için bkz. Philip Stewart, fngraVl"ll Desi re. Eros, lrnage, aııd rexı
iıı ılır frcııdı l:iglıt eenılı Cenıuıy (Durham, NC: D uke University Press,
1 992), Şekil 3. 1 8, s. 1 00; Şekil 6.4, s. 180; Şekil 8. 12, s. 286 ; Şekil 3. 1 7,
s.98-99. Dorat'dan çevirilmiş haliyle a ktaran Stewart. Nerciat'nın erotik
yazın külliyatındaki yeri hakkında bkz. Patrick Kearney, A History of E ro
tic Uıerature (yer yok: Dorset Press, 1 993), s. 83-86.
6. BÖLÜM
1 . Hobuto Eiji, Tı>lıyö Nidıi niclıi Slıiııbuıı'da ( 12 Kasım 1 9 13 ) yer ıalnllttırı
bkz. Frühstück, Coloni::ing Sex: Sa:ology aııd Social Coııı rol in ModmıJapını,
(Berkeley: University of California Press, 2003), s. 95.
3. Bkz. Ed Cohen, "(R)evolutionary Scenes: The 8ody Politic and the Po
litical Body in Henry M audsley's Nosology of 'Masturbatory lnsanity"',
Nineıeenıh Cenıury Contcxts 1 1 :2 ( 1 987), s. 1 84; Arthur N. Gilbert, "Mas•
turbation and lnsanity: Henry Maudsley and the ldeology of Sexual Rep
ression" , Albion 1 2:3 ( 1 980).
8. Cyril 8ibby, Scx Educatioıı: A Guide Jor Parents, Traclıcrs , arıd Youılı Lc
aders (New York: Emerson 8ooks, 1 946 1. Söz ettiği ve benim de göı a m
ğım kitabın en son baskısı şudur: John Thompson, Maıı aııd l lis Sexııa l Rc
laıioııs, iııcludiııg clıi ldlıood, you ılı , rııaıılıood & nıa nit'd l ife . willı Llıc plıysi
ology aııd ııaılıology of lıis reprodıı cıive orgaııs, 2 cilt, genişletilmiş yeniden
baskı ( South Cliff, Scarbourgh, l 1 892? ] ) . Bu, gcrçrktcn de gerici bir çalış
madır; ancak sanıyorum Bibhy , bir müddet sonraki popüler taklitlere
atıfta hulunın a ktadır.
574 Tı·lı l\i$ilill Sı·lls
1 1 . Dr. Pouillet, Essai mcdico-plıilosvphique su r /es Jormes, /es causes, les sig
nes, l es constquenccs et le traitemenl de l 'onanisme ehe;: la fmıme (Paris: Adri
en Delahaye, 1 876). Pouillet'nin kimliği konusunda tam bir bilgiye sahip
değilim; ama sonraki otuz yıl boyunca ondan sık sık alıntı yapılmıştır.
14. G. Stanley Hail, Adolrscence: /ıs Psychology aııd tıs Rdations to Plıysi
ology, Antlıropology, Soc iology Sex, Cıinıe, Re ligion and Education ( 1 904;
, ,
16. Tanışma için bkz. aşağıda dipnot 1 7. Bkz. Eli:zabeth Blıac:kwell, Tht
Hunıaıı Elenıe11t i11 Sex: Bei11g a Mı:dical Eııquiıy iııto theRtlatlotı of xxua/
Physiolog_v w Clı ıi st ia n Moraliıy (Londra: J. A. Churchill, 1885), s. 26-27.
20. Elie Metchnikoff, The Nature of Man: Sıudi es in Opt inı i stic Philosophy,
yay. haz. P. Chalmers Mitchell ( Londra: William Heinemann; New York:
G. P. Putnam's Sons, 1 903), s. 95-99.
22. Ellis, Sıudics hı dır Psychology of Sex, cilt 1, s. 26 1 , 265-66, 274, 1 60-
286'nın çeşitli yerleri. Ellis'in altı ciltlik çalışması, 1897'de basılmaya baş
lamıştır.
26. Bkz. Oosterh uis, Strpclıi ldren ofNatu re, s. 70-7 1 , 1 3 1 -33 ve çeşi di yer
ler. Krafft Eb i ng'in vaka ra porlarının birçoğunda, mastürbasyon, tiksin
-
dirici ve tehlikeli bır edim olarak ifade edilir; bkz. Psychopathia Sexuali s ,
7. baskı, çev. Charles Gi lbert Chaddock (Philadclphia: F. A. Davis,
1 908), s. 1 8 8-89.
27. Alıntı yaptığım çalışma: Johannes R utgers How to Aııain and Pracıice
,
ılıe ideal 5e.x Life, çev. Norman Ha ire (New York: Cadillac Publishing Co.,
1 940). Margaret Sanger, bir hekim, Hollanda Tıp Yıllı ğı nın editörü ve '
29. A.g.e. Şeki l 1 4 8, s. 3.14. Resim otoerotik tfüç hakkında gibi gözük
,
on Book, 1 98 6 ), s. 250.
32. Bu ya kl a ş ı m iı;:in bkz. Richard Woll heim, .S igmurı d Frcud (New York:
V ik i ng, 1 9 7 1 ) s. 20.
,
33. Sigmund Freud, Studiı·s orı lfysırıia, Conıplcıe Worlıs iı;:inde, cilt 2, 111, s . .1.
34. rlıe Corı ıplı·ıc /.cıw s ııj Sigrrıuı ıd hrud ıo Wi llıdnr l'lit·ss, 1 887 - 1 904 , çcv.
ve yay. haz. . Je ffrey Md Son ( C anıbridge, M A : Bdkna p Prcss of H a rvard
.
Noılar 577
35. Makari, " Between Seduction and Libido", s. 66 1 ; bunların tümü Do·
ra vakası kaynaklıdır; bkz. Fragnıeııts of aıı Aııalysis of a Case of Hysteıia,
Complete Worhs içi nde , 7. cilt.
36. Sigmund Freud, Gen e ra l Tlıcoıy of Neurosis, Conıpleıe Wo rhs içinde, cil t
16, s. 309.
37. Sigmund Freud, "Civilized' Sexual Morality and Modern Nervous Ill·
ness" ( 1 908), Co mplet e Works için de, cilt 9, s. 1 87. Burada Freud hala,
baskıların büyük oranda dışarıdan geldiğini düş ü nmektedir. Sonraları sü
peregoya daha fazla vurgu yapacaktır. Her i ki durumda da mastürbas
yon, yüceltme konusunda kritik bir alandır.
38. A.g.e., s. 1 87-89 ve 1 98-99; Si gm und Freud, "On the Universal Ten
dency to Debasement in Love" , Complet t Works içinde, cilt 1 1 , s. 1 82 ve
"The Psychology of Love 1: A Spccial Typc of Object Choice Made hy
Men", Compleıe Works içinde, cilt 9, s. 1 72.
39. Sigmund Freud, Tlıree Essays on Sexualiıy ( 1905 ), Completc Works için
de, cilt 7, s. 1 80-82, 1 89-90, 2 1 9-21 ve 234.
40. A. g e. ; New lnıroductory Lect u rts ( 1 932), Conıpleıe Wor hs cilt 22, s.
. ,
4 1 . La ura Hutton, Tlıe Sing/r Woıııan aııd / -kı Emoıiona/ Problcm.ı ( Lond ra :
Baillicrc, Tlndall and Cox, 1 937), s. 84-85.
42. Andrc Gren, 011 Pıiı·aır Madıı t'ss ( lo nd ra : Karnac Books, 1997), s.
1 32.
nimsenmesi olgusunu tam olarak ortaya koyabil mek için daha geniş bi r
ara şt ı r m a gere kme ktedi r Su mu htemelen i nişli çı k ışlı bir geli şme süreci-
.
578 fr k K işi /ıfl .<;du
45. Bkz. Jose Pierre, yay. haz., /ııvtsligaıing 5ex: Su nea lisı Research, 1 928-
1 932, çev. Malcolm lmrie ( Londra: Verso, 1 994 ), s. 6-7, 22-23, 29, 33,
1 0] ve çeşi tl i yerler. Duchamp üzeri ne bkz. Amelia J ones, Posımodernisııı
and ılıc l:ıı-geııdtıiııg oj Marcel Dudıanıp (Canıhridge: Ca m br idgc Univcr
siry Prcs s, 1994 ) , s . 1 96-98.
46. Bu ünlü umut sözci.ikleri , fouca ulr'nun •İnselli k tarihine yazdığı giri
şin son paragrafındandır.
47. Joycc McDouga ll, Tlıcaırcs of ılıc Miııd: lllusioıı aııd Truılı on ılıt Psyclıo
wıalyıic Stagr ( Londra: Frec Association Books, 1 986 ) , s. 2 50, a yr ıc a bkz.
s. 10 I; R . D. Hinselwood, A f)icıimıa ry (JJ kli ıu·aıı Tlıoug/ıı ( Londra: Frcc
As s oc a t ion Prcss, 1 99 1 , "masturbarion ph a n t a s i cs " 1 mastiirhasyon fante
z i le ri ] maddesi; Helen Deutsc:h, Thr Ps_v clııılcıgv t)j Wonırıı (New York:
Grucn an<l Stratton, 1 944), cilt 1, s . 87. Deuısch avııı zamanda, masrür
hasyonla b ağlantı l ı suçluluk du·ygusunun ü rcınew engel olabileceğini ve
Notlar 579
48. Martha Shelley, " Lesbianism and the Women's Liberation Move
ment", Barbara A. Crow, yay. h az. , Radical Feminisnı: A Documenıary Re
ader (New York: New York University Press, 2000), 5. 307, ilkin 1 970'te
yayımlandı. Morton Hunt, 5exual Behavior iıı the 1 970s (New York: Play
boy Press, 1 974), s. 100 ve 72.
1 969).
50. Bunu açık hale getiren bir çalışma için, örneğin, bkz. Naomi McCor
mick, Sexual Salvation: Affimıing Womcn's Scxııal Righ ts anıl Pleas u res (West
port, CT: Praeger, 1 994).
5 1 . Anne Koedt, Tiıe Myt h of ılır Vagina! Orgasru, Radical feminism içinde,
s. 372 ve 377; ilkin 1 970'te yayımlanmıştır.
52. Lonnie Barbach, For tadı üıher: Shaıing Sexual lntimacy (Garden City,
NY: Anchor Books, 1 983), s. 1 84-85. 8etty Dodsorı, Liberaıing Masıurba
lion: A Meditaıion on Self Love (New York: Bodysex Designs, 1974). Dod
son, modellerini, en nihayetinde mastürbasyon yaparken poz vermeye
(bu, cinsel ilişki sırasında poz vermekten bile daha zordur) ve galeri sahi
bini de bu resimleri sergilemeye ikna ettikten sonra şunları yazar: "Sosye
tik bir Medison Avenuc galerisinde mastürbasyonun arınmasının vizyon
larını görüyordu m . " Bu macera için bkz. s. 1 1 .
Tiıe Care of tlıe Self (New York: Pantheon, 1 986 ), s. 66-67'de alıntılanmış
tır. Bu bağlantıya işaret ettiği için Michel Feher'e teşekkürlerimi sunarım.
5 5 . Rebecca Chalker, Tire Cliımul · ı ı uclı: Tire Secrrı Wcırld aı l'ou r Fingrrıips
(New York: Seven Stories Pr es s, 2000).
şı, küçük ve bir psikoıerapisı tarafından yazılmış oldugıı iddia edilen bir
kitapta, yazarın hastalarında n yola çıkarak, kadınların pornografiden
tahrik olmadıkları düşüncesinin "komik" olduğu söylenmektedir: �'Şim
diye kadar, tahrik olmayan bir kadınla karşılaşmadım." Görüştüğü ka
dınların çoğunlukla lezbiyen olduğunu söylemesine karşın, sözünü ettiği
pornogra fi heteroseksüel karakterdedir. Bkz. Yvonne Johanet, l, Lesbian
(Norıh Hollywood, CA: Brandon House, 1 964), s. 34. Bu kitap, Duke
Üniversitesi Kütüpha nesi Cinsellik Koleksiyonıı'nun geniş çaplı lezbiyen
kurgu kitaplar koleksiyonu içinde yer almakta, birinci elden, gerçeğe uy
gun bir a nlatım olarak o rtaya çıkmaktadır.
57. Bunun sadece meseleye yönelik atılan ilk adımlar olduğu açıktır. Her
hangi bir kitapçıda, kadınları hedefleyen pek çok porno koleksiyonu bulu
nabilir. Duke Cinsellik Kolleksiyonu'nda bulunan bütün On Dur Backs (Sır
tımızda) sayılarını inceledim; ancak verdiğim örnekler Yaz 1984 sayısı, s.
23'ten ve Yaz 1987 sayısı, s. 1 2'dendir. Sado-mazohist kurgu çerçevesinde
ki mastürbasyon sahnesi, Bahar 1988 sayısı, s. 35'ıe yer almaktadır.
59. Acconci konusunda beni ilk uyaran kızım Hannah Laqueur'a teşek
kür etmek istiyorum. Bkz. Lucy Soutter, "Community vs. Context in the
Reception of Elcanor Antin's Retrospective" , Chicago'da 28 Şubat·3
Mart 200 1 tarihleri arasında toplanan Seksen Dokuzuncu Kolej Sanat
Biri iği Konfora nsı' nda sunulmuştur, http://web. ukonl ine.co. ıı kin. para do
xa/200 1 panel4.htm. 2 1 Şubat 2001 tarihli mülakat, http://kunst.no/
kit200 1/Kate_Fow le/kate_fowle. html.
62. B kz. Jean-Jacques Lebel, " Picasso's (Erotic) Gau", Picasso Eroııque
içinde, yay. haz. Jean Claid ( New York: Preste!, 200 1 ) , s. 67 ve çeşitli yer
ler. Video filmini görmedim. Devasa Tate sergisi, Surrealisnı: Desi re Urıbo
und'da yer alan birtakım resimler iddiayı desteklemektedir. Bkz. Surre
ali:::nı: Desi rc Urıbound, yay. haz. Jenni fer M undy (Londra: Tate Publus
hing Company, 2001 ). Ne yazık ki katalogda, Dali'nin, Georges Hug
net'nin Onan'ının kapağı için çizdiği, suçluluk yüklü resmi yer almamak
tadır.
64. John R. Burger, One-Handı:d Histories: The Eroto-Politics of Gay Malı: Vi
deo Ponıography (New York: Haworth Press, 1995), s. x, 30 ve çeşitl i yer
ler.
65. joanie Blank, yay. haz., Firsı Person Sexual (San Francisco: Down The
re Press , 1 996).
66. Amy Scholder yay. haz. , fever: The Art of David Wojnarowicz (New
York: Rizzoli, 1 999), s. 7, 1 1 6- 1 7 ve çeşidi yerler. Richard Marshall, Ro
bt'rı Mapplrthorpe (New York: W hi tney Museum, 1990), s. 66.
68. Bir özet için bkz . .. Masturbation i n Film" adlı site ve ba ğl an tı lı "The
lnternet Movie Database" adlı site. Barba rella, çılgın bilim adamının kul
landığı orgazm makinesinden ha z alır (ve onu yakar); Anmikaıı Pasta
sı'ndaki mübadil Çek öğrenci Nadia, filmdeki ana karakterlerin porno
dergi leri ne bakarak mastürbasyon yapar ve bundan herhangi bir utanç
d u yma z . Fakat genel olarak mastürbasyon, modern cinsellik ha kkı ndaki
konuşmalarda nadiren yer alan bir unsurdur: Sadece bir espri ni n alnna
saklanabilecek, en iyisi hiç konuşmadan, böylece rahatsız edici bir du-
582 frlr Kişilik Sdıs
rumla kar�ı karşıya ka l madan bir kenara bırakılması gereken bir konu.
Şayet kültürümüzde tabu olan bir konudan bahsedilecekse, bu, mastür
basyon olabilir.
69.http://www. jackinworld.com.
DİZİN
Baden-Powell, Lord, 42
Bakunin, Mihail, 60, 278 c
Barbach, Lonnie, 8 1 , 82, 472
Ba si leios Kaisareialı, 147
, Calvin, John, 142, 143, 1 62,
Baudelaire, Charles. 3 0 1 200
Baudouin, Pierre Antoine, 407 Campr, Joachi m Heinrich, 59,
Baynard, Edward, 89, 90 293, 3 1 3 , 314. 49 1
Beddoes, Thomas, 249, 379 Cannon, John, 209, 394, 395
Bekker, Balthasar, 8 9 Caprl, Richard, 201 , 202 203
,
H Knox, Vicesimus, 50
Koedt, Anne, 79, 470
Hail, G. Stanley, 48, 70, 227, Krafft-Ebing, Richard von, 70,
432 232, 299, 308, 309, 349,
Haller, Albrecht von, 33, 225, 433, 447
. Krassner, Paul, 84
236
Hammond, Anthony, 343
Harvey, William, 223
L
Helman, Isidore Stanislas, 4 1 1
Hesiodos, 109
laborde, jean Be nj ami n de, 412
Hippokrates, 88, 91, 220, 290
Iallemand, C . F., 214, 225
Hodson, james, 40
Lambcrt, Joseph, 190
Hoffman, Friedrich, 31, 224
Lawrcnce, D. H., 68, 69
Horatius, 34
Leadbeater, C. W., 62
Hufeland, Christoph Wilhelm,
Leo, IX., Papa, 1 71
246
Luther, Martin, 141
Hughes, George, 143, 144
Hume, David, 329, 330
Hunter, John, 250, 251 , 252, M
253
Hutcheson, Archibald, 342 MacKinnon, Catharine, 83,
Hunon, Laura, 78 307, 34 1
Hygtiana, 40 Mailer, Norman, 84
Malthus, Thomas, 45, 338, 339
Mandeville, Bemard, 98, 1 96,
1
288, 331
Manutius, Aldus, 360
lohannes Cassianus, 1 45, 153
Marcus Aurelius, 153
lrigaray, Luce, 73
Maric·Antoinette, 62
lsidore, Sevillalı, 223
Manen, john, 20, 2 1, 24, 39,
ltard, jean-Marc-Gaspard, 262
90, 93, 193, 1 98, 204,
luvenalis, 305, 381
238, 242, 293, 303, 307,
lbn Si na, 224
3 1 7, 321, 331, 373, 3 8 1 ,
395, 435, 483
J Martialis, 104, 107, 1 1 5, 1 1 7,
1 1 9, 1 92, 3 8 1
james, Robert, 30, 297 Masters William ve Johnson
Jerome, Aziz, 1 25, 1 39, 153, V irginia, 76
1 6 1, 1 62 Mathcr, Cotton, 27
Johnson, Jill, 77 McDougall, Joyce, 73
Melendy, Mary Ries, 266
K Menmct de Chambaud, Jcan
Jacques, 30, 243, 244
Kant, lmmanuel, 5.� Mctchnikoff, Elic, 66
Kapff, Sixt Kari, 264, 367 Millet, Katr, 84
Kel logg, J. H 42.• Montaignc, Michcl de, l Y2
Kleist, Heinrich von, 63 Montesqu iru, .l25
5 86 Trlı KiJililı S,/ts
Wagner, Richa rd , 61
Walpole, Horace, 296
Wesley, John, H
Whitman, Walt, 1 2, 60, 485
Wollstonecraft, Mary, 5 1 , 301,
478
Wood-Allm, Mary, 301