You are on page 1of 13

3.

BAZİKİ AŞİRETİNDE GELENEK VE GÖRENEKLER

3.1. Düğün Gelenekleri

Bazika Aşiretinde yuva kurmak aşiret halkının en hassas yaklaştığı bir olaydır. Töre ve adetlerin
en fazla dikkat ile uygulandığı olaydır.Kademe kademe ilerleyen yuva kurma sistmi Bazika Aşireti
yuva kurarken Türk örf adetleri ile kendilerine has gelenekleri meç etmiştir.

3.1.1. Kız Bulma

Evlilik çağına gelmiş ve meslek sahibi erkek evlatları olan aileler oğullarına kız bulmak için
yaşadıkları köy-kent-mahalle içerisinde kendilerine maddi ve kültürel açıdan denk bir aile kızı
aramaya başlar. Bu gelenekler genellikle kadınlar arasında olur. Erkek annesi varsa kız kardeşi halası
ve teyzesi çevreye oğulları için kız baktığını haber ederler. Kendilerine uygun bir aile onlara haber
edildiğinde gündüz vakti aile kadınları kız evine gider ve kıza ve aileye bakarlar. Buna aşirette “
görücü” adı verilir. Görücüler eğer aileyi ve kızı beğenirlerse 1’den fazla kez kız ailesine ziyarete
gider. Eğer bütün kriterler olumlu olursa niyetlerinin ciddi olduğunu dile getirirler. Ardından kızın
annesi bu durumu ailenin babasına anlatır ve kızlarına istedikleri erkeği ve ailesini kız babası
araştırmaya başlar. Olumlu sonuç neticesinde erkek ailesine kızımızı istemeye gelebilirsiniz diyerek
haber salınır.

3.1.2. Erkek ile Kızın Birbirini Görmesi

Aileler onay verdikten sonra kız babası evladının gönlünün olup olmayacağını anlaması için
erkek ile kızın birbirini görmesini ister. Kız istemeden önce gündüz vakti Damat adayı annesi ve
varsa diğer kadın akrabaları ile birlikte kız evine gider. Burada aile büyüklerinin yanında kız ile erkek
birbirilerini görmüş olur. Ancak asla aralarında özel bir diyalog geçmez. Aynı zamanda bu ziyaret
kısa sürer. Gün sonunda kız babası evladına isteyip istemediğini sorar. Eğer kız “sen ne dersen o
kabulüm baba” derse bu olumlu bir cevap olmuş olur. Ancak kız eğer istemiyorsa bunu annesine
söyler ve annesi uygun bir dille kızlarının istemediğini babasına anlatır. Ama aşiret kültüründe kızın
istememesi ve babanın onay vermesi durumunda yine babasının isteği olur.

3.1.3. Başlık Parası ( Kalın ya da Kalen / Yol )

Bazika Aşiretinde evlilik yaşında olan her genç kıza başlık parası muhakkak istenirdi. Kızın çeyiz
hazırlıklarını tamamlamak eksikleri gidermek ve aile mensuplarını memnun etmek amacıyla
yapılırdı. Başlık parası belli bir miktarda erkek tarafının bütçesine göre kararlaştırılırdı. Bu para
sadece kız ailesine verilmezdi kız tarafının diğer aile mensuplarına yani; abiye, amcaya, dayıya da
verilirdi.Aşirette bu olaya “ YOL” denir. Dayı yolu, Amca yolu vb…
3.1.5. Kız İsteme-Söz Merasim

Aileler anlaştıktan sonra gün belirlenir ve kız isteme töreni gerçekleşir. Baziki Aşiretinde söz
merasimi için ayrı bir tören yapılmaz ve kız isteme ile söz beraber yapılır. Aile büyükleri bir araya
gelir ve erkek babası “Allah’ın emri Peygamberin

kavli ile” diyerek kızı ister. Aşiret geleneklerinde kız isteme töreninde mutlaka kadınlar ve erkekler
ayrı odalarda oturur. Kız isteme töreninde alışık olduğumuz kahve bu aşirette yoktur daha çok çay
içilirdi.İsteme esnasında kıza takılacak altınlar ve eşyalar da belirlenir erkek tarafına liste halinde
verilirdi. Kız verildikten sonra söz yüzükleri takılır ve kız isteme/söz merasimi gerçekleşmiş olur.

3.1.6. Pazarlık / Nişan Töreni

Kız isteme ve söz merasiminden sonra nişan tarihi belirlenir. Nişan alıverişine çıkılır. Geline damat
ailesi nişan kıyafeti alır ve gün öncesinden gönderir. Bunun yanında kız tarafının yakın kadın
mesuplarına anne, teyze, abla vb… gibi kişilre aşiret arasında “ top” adı verilen elbiselik kumaş
alınırdı. Bu olaya gelinin pazarlığı yapıldı denirdi. Nişan genelde kız evinde yapılır Nişan günü
öncesinden kız evinde hazırlıklar başlar .Ev düzenlenir, ikramlar hazırlanır. Aileler nişana istedikleri
kadar akrabalarını ve dostlarını davet ederler Damat ailesi cephesinde de bir hazırlık başlar .Erkek
tarafı kız evine giderken tatlı götürür .Nişan saati geldiğinde erkek tarafı kızın evine davulla zurnayla
ellerinde hediye ve tatlılarla ve nişan bohçasıyla alay halinde giderler. Kız ve erkek bir arada
bulunmaz. Kadınlar ve erkekler ayrı odalarda toplanır ayrı bir biçimde eğlence olur. Kız nişan
boyunca kimseyle iletişim haline girmez. Kendisini görmeye gelenlere başıyla selam verir.Kız
tarafının kadınları nişana gelirken elleri boş gelmez kıza muhakkak bütçesine göre bir hediye
getiririr.Bu bazen bir ev eşyası ya da takı ( çeyrek altın) olarak değişir. Takı kızın nişan kıyafetine
takılır. Daha sonra nişan merasimi başlar kız ve erkek nişan olacağı esnada bir araya gelirler. Erkek
tarafından hatırı sayılan bir aile ferdine nişan yüzüklerini takması için makas verilir.Kesecek olan kişi
kurdelayı ilk başta direkt kesmez “ Makas kesmiyor” diyerek bahşiş ister erkek tarafı makasçıya
bahşiş verir. Böylece nişanlanma gerçekleşmiş olur tatlılar dağıtılır, aileler uygun görürse kız ve
erkeğin karşılıklı oynanması sağlanır. Nişan dağılırken aşirette bazı kadınlar inanış gereği nişanlı kızın
parmağına asılı olan kurdeleden bir parça alırlaar. .Bunu alıp bekar, evlilik yaşı gelmiş çocuklarına
taktim ederler, üzerlerinde taşımalarını sağlarlar böylece o kişilerinde yakın zamanda evleneceğine
kısmetlerinin hemen açılacağına uğur getireceğine inanırlar.

1.1.1. Çeyiz Hazırlıkları

Nişan töreni gerçekleştikten sonra gelin ve damadın ev düzeni kurulmaya başlar. Ev eşyaları alınır
ve ev düzenlenir. Kızın annesini elleriyle diktiği nakışlar daha çok kanaviçeler sandıktan çıkarılıp
yıkanıp temizlenip yataklara yastıklara yorganlara yüz olmak içi hazır hale getirilirdi. Baziki
Aşiretinde çeyizde yatak, yastık vb. çok önemlidir. Yataklar, yorganlar, yastıklar koyun yünlerinden
yapılırdı. Bu yün alma olayını erkek tarafı gerçekleştirirdi çoğunluklu yatağı, yorganı, yastığı kız tarafı
yapardı erkek tarafına da birkaç parça yapacakları şekilde yün bırakılırdı...Yünün sırılacağı beyaz
kumaşıda erkek tarafı alırdı.İş birliği şeklinde gerçekleşirdi.
Yünler dere kenarında güzelce yıkanıp kurutulup daha sonra kalın bir sopayla çırpılıp yani
birbirinden ayrılıp tel tel yumuşak olacak hale getirilirdi. Kadınlar toplanıp bu yünleri kumaşlara
dizip yorgan sırma, yatak sırma dedikleri olayı gerçekleştirilerdi. Bu sırma oalyında yünün içine
yatağa, yastığa cam şekerler atılırdı. Sürekli zılgıtlar çalınırdı. Yatak, yastık ve yorgan şeffaf naylon
torbalara geçirilip kırmız kurdelayla bağlanırdı.Burda amaç çeyiz çıkarken kızın annesinin el
becerisini meraklılığını hamaratlığını kızına verdiği değeri gözler önüne sermekti. Büyük parça
çeyizler erkek tarafına ait olurdu. Kız tarafı daha çok yatakları, yorganları, yastıkları ve mutfak
eşyalarını, dantelleri, havluları, lifleri, baş örtüsünü (yazmalar) hazırlardı .Bu baş örtüsü lif vb
çeyizliklerden bolca yapılırdı bunların aşiret ağzında “ Ağır Model” denilen yapılması göz nuru, baya
emek, uğraş isteyen işlemeler gelinin küçük cam sandığına dizilir geline kaldırılır geri kalanlarda
sonradan gelini görmeye geleceklere ya da gelin ve damadı yemeğe davet edeceklere hediye amaçlı
hazırlanırdı.. Ayrıca damat bohçası da hazırlanırdı damadın anne baba ve kardeşlerine de hediye
amaçlı ufak bohçalar yapılırdı.Tüm eşyalar hazırlanıp evin bir odasında görünecek şekilde
sergilenmek amacıyla kurdalenip çeyiz alayının geleceği gün beklenirdi.

3.1.7. Çeyiz Alma

Çeyiz alma merasimi düğünün olacağı hafta içinde gerçekleşirdi. Kız tarafı tüm hazırlığını yapmıştır
çeyizler hazırdır.Kızı giydirip süslerler nişanda kıza alınana hediyelik kıyafetler giydirilir kıza kesilen
alınan takılar takılırdı.Çeyiz çıkarken gelinin gösterişli olması önemliydi. Damat ve akrabaları
toplanıp çeyizi almaya giderlerdi davullar zurnalar çalınırdı .Damadın kızın evinin önünde
arkadaşlarıyla oynanması sağlanırdı erkekler oynayan damadın üzerine eğilip “ Lee damada da
Maşallah” diyerek uzunca nara atarlardı. Bu durum birkaç kez tekrarlanırdı. Kız çeyiz odasının
önünde eşyaların alınmasını beklerdi.Misafirler gelince kadınların tarafına geçip hoş geldiniz deyip el
öperek selam verirdi. Erkek tarafının genç erkekleri ve çocukları oynamdan sonra eşyaları taşıma
işine girişirdi. Çeyizin tamamı alıana kadar davul ve zurna durkmaksızın çalardı. Eşyalar dönemin
şartlarına göre at arabasına ya da kamyonetlere özenle yüklenirdi.

3.1.8. Çeyiz Dizme / Yerleştirme

Çeyiz dizme olayını kız tarafına aitti. Gelin ve ailesinde birkaç yakın akraba kadın çeyiz alındıktan bir
gün sonra eşyaları dizmeye giderlerdi. Eşyaların tamamı kız tarafınca dizilirdi kız kendi zevkine göre
evini yerleştirmiş olurdu. Sadece düğün gecesi gelinle damadın yatacağı yatak / döşek damadın
annesi ya da teyzesi tarafından özenle serilip hazır hale getirilirdi. Bunun yanında damat tarafı çeyiz
dizmeye gelenlere yemek hazırlarlardı. Çeyiz serme olayı bitince yemekler yenilirdi ve daha sonra
herkes evden ayrılırdı.

3.1.8 Kına Gecesi

Baziki Aşiretinde kına gecesi düğünden 1 gün önce gündüz başlar. Kına gecesi kız evinde olur. Geline
yöresel kına kıyafeti olan kaftan giydirilir. İkram olarak ise misafirlere çerez dağıtılır. İkramlık olan
çerezin maliyeti erkek evine aittir. Kına gecesinin çok fazla erkek misafiri olmaz. Genellikle erkek
misafirlerin çoğu yakın

Akrabalardır.Damadın annesi kınayı hazırlayıp bakır bir tepsi içerisinde kız evine getirir. Aşiret
geleneklerine göre kına yakılırken damat gelinin yanında bulunmaz. Damada ayrı yerde kına yakılır
kıza ayrı yerde. Fakat günüzde yan yana olabilmektedir. Gelin kırmızı kaftanı ve kırmızı başörtüsü ile
kadın misafirlerin yanına gelir ve bir sandalyeye oturur. Kadın misafirler gelini ağlatmak adına
duygusal kına türkülerin, maniler söylerler. Damadın annesi gelinin ellerine kınayı yakmak için gelir
ancak gelin gelin avucunu açmaz. Kayınvalide gelinin avucuna bir altın koyarak ellerini açmasını
sağlar ve kınayı yakar. Kına merasimi bittikten sonra gelin kadın misafirler ile türküler eşliğinde
oynayıp eğlenir.

3.1.9. Düğün Yemeği

Baziki Aşiretinde düğünler büyük oranda yemekli olmaktadır. Erkek tarafının kadınları
düğünden önce haftalardan itibaren saç ekmeği yaparlar.Bu ekmekler düğün günü hafif ıslatılıp
yumuşatılır güzelce katlanır ve yemeklerin yanında sofrada bulunur. Yemekleri erkek tarafı
hazırlamaktadır. Genel itibari ile bu yemekler etli sulular ve pilavlar olmaktadır.Yemekler
muhakkak etli olır kurbanlar kesilir. Yemekler düğün sabahı büyük tencerelerde hazırlanır ve
misafirlere ikram edilir. Pilavlar geniş demir karışımı olan sinilere yayılır üzerlerine bolca et
eklenir. Semavelerde çay kaynatılır misafirlere sürekli ikram edilir. Erkeklere siğara içenlere
ikram edilmelik siğaralar genişçe tepsilere yerleştirilir gelenlere kolanya eşliğinde takdim
edilir.

3.1.10. Düğün

Baziki Aşiretinde düğünler 3 gün 2 gece sürerdi. Düğün için sağlam hazırlıklar yapılırdı yemek için
gıdalar temin edilir içecekler ikramlar hazırlanırdı. Düğün günü boyunca misafirlere her öğün yemek
ikram edilirdi kazamlar sürekli kaynardı.Çalgıcılar uzaktan gelmişşse onlarda damat evinde misafir
edilirdi. Diğer uzaktan gelen akrabalar damat tarafının diğer aile fertlerinde misafir edilirdi.Gece
uyuma zamanı misafirler akrabalarda kalırdı.Düğün sabahı herkes tekrar düğün evine giderdi.
Düğün genelde damadın evinin önünde gerçekleşirdi.Halaylar çekilir çiftte telli denilen oyun
havaları oynanırdı. Düğünün son gecesi çeşitli oyunlar oynanırdı. Bu oyunlardan biri “Köse” adı
verilen oyundu. Tüm misafirler bu geceyi iple çekerdi bu oyun esnasında halaylar çekilmez herkes
sadece “Köse” adlı oyuna odaklanırdı. Düğün meydanı boşaltılır misafirler büyük çember
oluşturacak şekilde dizilirdi.Bu kısa gösteri düğünün en eğlenceli anı kabul edilirdi. Gelin düğünün 3.
Günü sabah erken saatlerden itibaren hazırlanır düğün alayının gelmesi beklerdi. Gelin öğle yemeği
ikramından önce damat evine gelmiş olurdu. Gelin düğün meydanına girmeden önce eline nar
verilirdi damat evinin kapısına atması sağlanırdı. Berket getireceğine inananılırdı. Damatın annesi
mangalda ateş yakar gelinle damadın üzerinde üzerlik tohumunu ve bir tutam tuzu karıştırarak
çeşitl dualaar okuyup başlarında sırtlarında gezdirip üstlerine üfeyip daha sonra ateşe atardı.Çiftin
bu yanık kokuyun koklaması sağlanırdı. Burda da bu tütsüleme sayesinde nazardan korunacaklarına
inanaılırdı. Eve girmeden gelinle damadın etrafı iyice sarılırdı damat ve gelinin karşılıklı oynması
sağlanırdı.Başlarında silahlar sıkılır, zılgıtlar çalınırdı. Daha sonra gelin içeriye alınır kadınların
arasında bir odada sandelyade oturtulurdu.Günümüzde gelinle fotoğraf çekmek isteyenler bu şekil
fotoğraf çekerdi.Gelinin kucağına bir çocuk bırakılırdı tez zamanda kucağı çocuk görsün inanışından
yapılırdı.Gelin oturtulduktan sonra erkeklerin tarafında savaş adı verilen altın veya para takma
yardım amaçlı takı takma olayı başlardı.Bu olaydan sonra son gün yemeği daha ağır masraflı olacak
bir ikram hazırlanır misafirler memnun edilmesi çalışılırdı.Yemekten sonra ikindiye doğru misafirler
düğün evini terk ederdi. Gelinle damada önce imam nikahı kıyılırdı.Resmi nikahı çiftler evliliğin 1.
Ayından sonra yapmaya başlardı.

Gelin Alma

Düğünün son gününün sabahı gelin erkenden hazırlanırdı öğleye kadar erkek evine
gitmesi gerekmeteydi.Erkek tarafından birkaç kadın sabah erken saatlerde gelir gelin kızın
hazırlanmasına süslenmesine yardımcı olurlardı.Erkek tarafı öğle vakti olmadan kızın evine
gelmiş olurdu.Kızın evinin önünde halaylar çekilir zılgıt çalınır silahlar sıkılırdı damat ve
akrabaları bir müddet oynardı.Kız evden çıkmadan önce kızın özel eşyalarının olduğu sandık
çıkartılmaya çalışılırdı.Sandığın üzerine varsa kızın küçük kardeşlerinden biri oturur yoksa
akrabalardan bir çocuk otururdu bahşiş istenirdi.Bahşiş veriince sandık evden çıkardı.Gelin
çıkmadan önce gelinin babası ya da erkek kardeşi bunlarda yoksa aileden bir erkek gelinin
beline gelin kuşağı adı verilen kırmızı kurdelayı üç sefer olax-cak şekide dolayıp açıp sonununcu
dolamada bağlardı. Kuşak gelinin bekaretini ve temizliğini simgeler. Gelin kuşak merasimi
sonrası aile büyüklerinin ellerini öperek zılgıt ve alkışlar eşliğinde ve babasının başında silah
sıkmasıyla baba evinden çıkarak damat ve ailesine teslim edilirdi.Yaşanılan çağa ve maddi
duruma göre gelin ata ya da gelin arabası bindirilirdi. Gelini alan erkek tarafı düğün yerine
doğru yola çıkarken gelinin yanına binmesi veya gitmesi için kız tarafından iki kadın da gelinle
beraber giderdi. Bu günümüzde de halen vardır fakat gelin ailesi düğün yerine daha sonra
gelmektedir.Daha eski dönemlerde sadece yanında iki kadın giderdi. Kız tarafı düğüne
katılmazdı. Böylece gelin alma-çıkarma merasimi gerçekleşmiş olur.15

3.1.9. Şaba (Düğün Hediyesi)

Düğünün son günü gelen misafirler gelin ve damada verecekleri düğün hediyesi
getirilerdi. Bu durum gelin geldikten sonra ve öğle yemeğinde önce yapılırdı.Yani
düğünün bitmesine yakın yapılırdı. Hediyeler için bir sandık ya da tepsi hazırlanırdı
hediyeler burada toplanırdı.Kimin ne verdiği ne taktığı belli olsun diye bir isim listesi
hazırlanırdı.Bu liste damadın babasında kalırdı kimin ne taktığı getirdiği bilinmesi için.
Damadın babası bu listeye göre gelenlerin düğünü olunca gider kendilerinin getirdiği
hediyenin aynısını ya da daha fazlasını takdim ederdi. Hediyeler genelde altın ya da
para olur. Bu geleneğe “şaba” ismi verilirdi

3.1.10. Düğün Ertesi

Düğünün ertesi sabahı gelin ve damat, damadın annesi ve babasının elini öpmeye giderler.
Kızın annesi ve babasının elini öpmeye ise düğünden 1 hafta sonra giderler. Bunun sebebi
kız tarafına hemen gidilmesinin ayıp karşılandığındandır. Düğünden 1 ay gün sonra gelin
ve damadın akrabaları küçük hediyeler ile onları ziyaret ederek gelin görme denilen adeti
gerçekleştirirlerdi.Ya da bazı akrabalar gelinle damadı yemeğe çağırılardı.Bu davetlere eli
boş gidilmezdi gelin önceden çeyizinde hazırlandığı el işlemelerden ev sahibine ya da
hediyelik bir paket yapardı. (Bu hediyeler kendi evine gelenlere de yapılırdı ) Ev sahibi de
içinden gelirse geline hediyelik ufak bir ev eşyası verirdi.( fincan, tabak vb…)

3.1.9. Kız Kaçırma

Bazika Aşiretinde kız kaçırma meselesi oldukça büyük bir suçtur ve ayıp
karşılanmıştır.. Bu durum kız ve erkeğin birbirini sevdiği ve istediği ancak ailelerin
rızası olmadığı durumlarda gerçekleşir. Kız kaçırıldıktan sonra erkeğin babası kızın
babasına barışma teklifine gider. Barışma görüşmeleri esnasında para, karşılığında kız
verme gibi durumlar teklif edilir. Baziki aşiretinin tarihinde bu durum kan davasına
sebep olmuş ve kötü sonuçlar doğurmuştur. Bazı aileler kızı red edip uzunca zaman
konuşmamışladır. Kızın çocuğu olunca çocuk biraz büyüyünce barışmalar görülmüştür.
1.1. Cenaze Gelenekleri

Anadolu topraklarında cenaze kültürü toplumun birbirine bağlılığı ve saygısını


göstermektedir.
Yapılan ziyaretler, cenaze sahiplerine olunan maddi ve manevi destekler, yapılan
yemekler, gösterilen saygı toplumun birbirine bağlılığıdır. Baziki Aşireti de bu bağlılığı
oldukça sıkı bir biçimde yaşamaktadır. Aşiret içerisinde cenazeye saygı çok mühimdir.
Aşiret içerisinde cenaze olduğu zaman 40 gün boyunca nişan-düğün-kına yapılmaz,
düğünü olanlar varsa iptal edilir ya da gelin sessizce çıkarılırdı çalgı çalınmaz, köy içerisinde
yüksek sesli kahkaha atılmaz evinde televizyon olanlar varsa televizyonlar acımaz
üsütüne örtü çekilirdi ve kimse eğlendiğini göstermezdi. 40 gün boyunca cenaze
sahiplerine maddi ve manevi desteklerde bulunulur.

1.1.1. Taziye Ziyaretleri

1.1.2. Baziki Aşiretinde bir cenaze olduğu zaman 3 gün boyunca cenaze sahibi evine
ziyarete gidilirdi. Taziye ziyareti boyunca dualar edilir ve Kur'an-ı Kerim
okunurdu. Taziye evinde ziyarete gelenlere 2 öğün yemek verilir ve bu yemekleri
komşular ve akrabalar yapardı. Aynı zamanda yemek hizmetini de onlar sağlardı.
Bu süreçte taziye sahiplerine herhangi bir iş yaptırılmaz. Ayrıca yapılması gereken
bir alışveriş söz konusu ise bunun masrafını da yakın akrabalar sağlardı.

1.1.3. Ağıtçılık

Aşiret geleneklerinden biri de cenaze ağıtçılığıdır. Aşiret içerisinde bir cenaze


olduğu zaman “ağıtçı” adı verilen kadın ve erkekler bu cenazelere giderler. Kadınlar
kadın bölümünde, erkekler ise erkek bölümünde oturarak ağıt yakmaya ve ilahi
söylemeye başlarlar. Bu gelenek eski Türklerden bugüne kadar gelen bir gelenektir.

1.1.4. Üçüncü Gün Mevlidi

Taziye ziyaretinin 3. ve son gününde taziye sahibi ölen kişinin arkasından mevlitd okutur.
Mevlidin okunduğu gün taziyenin en kalabalık olduğu gündür. Taziye sahibi mevlide
gelen insanlara vefat edenin ruhu için helva yaptırır.Bu helvayı aileden bir
yapardı.Gelenlere mevlid sonunda gül şerbetiyle ikram edilirdi.

1.1.5. Kırkıncı Gün Mevlidi

Cenaze kaldırıldıktan 40 gün sonra cenaze sahibi kadınlar arasında kırk gün
mevlidi okutur. Yakın akrabalar ve komşuların geldiği bu mevlitte ev sahibi çeşitli
ikramlar hazırlar ve gelen misafirlere ikram eder. Aynı zamanda bu mevlit içerisinde
hatimler iner, dualar edilir ve ilahiler söylenir. Cenaze yakınları ve çevresi bu kırk gün
boyunca her türlü eğlenceden ve gösterişten uzak dururlar. Kırkıncı gün mevlidi aşiret
içerisinde ölen kişinin arkasından yapılan son görev olarak görülmektedir. Mevlit
sonrası herkes evine dağılır ve cenaze gelenekleri son bulmuş olur.
3.4. Çocukluk ve Gençlik Dönemi Adetleri

3.4.1. Doğum

Baziki Aşiretinde doğum önemli adetlere sahip olan bir olaydır. Bir kadın
doğum yaptığında eğer çocuğu erkek ise kadın daha bir değerli olmuştur. Misafirler
maddi imkanları çerçevesinde hediyeler getirirlerdi. Erkek çocuğa genelde kayınababa
altın takardı. Doğumda üç gün sonra bir aile büyüğü dini değerleri yüksek olan biri
çocuğun kulağına ezan okur çocuğa isim verilirdi.İlk çocuklara kaynana ve
kayınbabanın ismi verilir.Gelin kendi ailesinden bir ismi daha sonraki çocuklarına
verebilirdi.

Lohusalık
Doğumdan sonra kadın için lohusalık ciddi bir dönemdir ve
önemsenmiştir.Aşiret genelinde lohusa kadına “Al Karısının” görülme inancı vardır. Ki
anlatılara göre aile büyüklerinden bazı kadınlara görünmüştür. Al Karısının gelip bebeği
alıp başka bebekle değiştireciği düşünülür ve inanılır. Bu yüzden lohusa kadın
olabildiğince yalnız bırakılmamya yatağının yakınlarında Kuran-ı Kerim
bulundurulurdu kadının kırkı çıkana kadar üstünde giysilerinde toplu iğne asılı kalırdı.
Ya da kadının yastığının altına şiş veya çuvaldız tarzı materyaller bırakılırdı. Al Karısı
gelince ona bu şiş ve iğneleri gösterince korkup kaçacağı ve bir daha gelmeyeceğine
inanılırdı.Bebek içinde bazı tedbirler alınırdı bebek asla beşiğinde tek bırakılmazdı
annenin bir işi varsa muhakkak bebeğin başında biri olurdu hiç kimse yoksa bebeğin
beşiğinin yanına süpürğe bırakılırdı yüzü örtülürdü.Yine amaç Al Karısının
gelmesinden ve bebeği başka bebekle değiştirme inancındandır.Bebeği kendi
bebekleriyle değiştireceğine inanırlardı bunlar kötü ruhlardı ve değişen bebek uzun süre
yaşamaz ölürse Al Karısı değişmiş derlerdi, ciddi mana da korkulurdu bu yüzden
tedbirler sıkı tutulurdu.

3.4.2. Kırkını Çıkarmak

Doğan çocuk kırk gün boyunca banyo yaptırılmazdı. Kırk gün dolduktan sonra
çocuk “kırkını çıkarma” ritüeline tabii tutularak banyo yaptırılır ve bu banyoda
esnasında çocuğa gusül abdesti aldırılırdı. Aynı zamanda kırk çıkarmanın önemli
adetlerinden biride çocuğun banyo suyunun içerisine gül suyu ile sirke damlatılır ve
suyun içine altın, gümüş, bakır gibi değerli eşyalar bırakılırdı. Damlatılan gül suyu ve
sirkenin amacı vücudunun temiz ve güzel kokmasıyken, içine bırakılan değerli eşyaların
sebebi ise büyüdüğünde değerli ve kıymetli olmasıdır.
3.4.3. Köstek Kırma Adeti

Bu adet genellikle aşiret mensubu olan tüm bebeklere yürümeye tam geçmeden
önce yapılırdı. Yürümeyi yeni öğrenen kız ve erkek bebeklere özenle yapılırdı ve
eğlence şekline dönüşürdü. Köstek kırma eylemi çocuğun hayatı boyunca
kösteklenmeden yürümesini engellere takılmadan yol almasını sağlama inancından
doğmaktadır. Çocuk sokak ortasına oturtulur bacakları ayrık olacak sekilde açılır. İki
ayağın baş parmağına hfif sert çürük ip bağlanır (amaç koparırken çocuğun parmağının
acımaması.) Bacakların arasına önceden hazırlanmış rengarenk şekerlerle, kuruyemiş ve
kuru meyvlerle dolu köstek şekeri torbası bırakılır. Aileden 9-10 yaşlarında iki çocuk
hazır bekletilir.Başla komutuyla bu çocuklardan hızlı olanı ipi koparıp torbayı alıp kaçar
diğeri onu yakalamaya çalışır.Kaçan çocuğun düşmemesi sıkı sıkı tembih edilir, kaçan
düşerse çocuğun düzgün yürümeyeceğine yollarında aksaklılkar olacağına inanılır
Çocuk mahalle etrafında bir tur atar bebeğin yanına gelir alkışlar çalınır hep beraber
köstek ikramları yenir. Komşulara dağıtılır.Aşiret arasında yeni yürüyen çocuk sık sık
düşüyorsa bunun kösteği kırılmamış ya da kösteğini kıramamışlar derler.Bu açıdan bu
ritüel oldukça önemli ve eğlenceli bir inanıştır

3.4.4. Sünnet Töreni


Baziki Aşiretinde erkek çocukları yaklaşık 7-8 yaşlarına geldiğinde İslam dininin
emri olan sünnetleri gerçekleşir. Sünnet olmak erkekliğe ilk adım olarak görülmektedir.
Sünnet yapılan çocuğun ailesinin maddi durumu var ise sünnet düğünü yapılır. Ancak
maddi durumu yeterli değilse düğün yerine evde akrabalarla küçük bir tören düzenlenir.
Günümüzde ise tören ya da düğün pek yaygın değildir.
Sünnet düğünleri de 3 gün 2 gece sürer.Evlilik düğününde olan çoğu şey burda da
vardır.Düğün Cuma akşamından başlar Pazar öğleye doğru sona erer. Düğün yapılacak yer
çocuğun evi ya da dedenin evidir burda yemekler hazırlanır. Yemek olarak çoğunlukla etli
yemekler. sulular, lahmacunlar hazırlanır. Cumartesi gecesi çocuğun eli kınalanır. Büyükçe
bir kına tepsisi hazırlanır .Bu tepsi de genelde meyveler ve kuruyemişler olur önce çocuğa
sonra misafirlere ikram edilir. Sünnet çocuğuna kaftan tarzı geleneksel bir kostüm
giydirilir.Buna padişah elbisesi de denir.Bu kıyafet sünnet günü giydirilir Sünnet çocuğu
düğün alanına bir at ile getirilir. Günümüzde araba ile ya da mesafe çok uzak değilse çocuk
yürütülerek zılgıt ve alkışlarla getirilir. Yemekler yenir, eğlenceler yapılır. Ardından davet
edilen misafirler maddi durumlarına göre hediyeler takarlar. Sünnet olacak çocuk için
düğün alanında değil de evinde konforlu ve rahat bir yatak hazırlanır. Bu oda balonlarla
süslenir, lokumlar hediyeler bırakılır. Çocuğun yatacağı yatağı annesi özenle hazırlar çeyiz
gibi baştan bir yorgan, yastık sırılır.Sünnet düğünlerinin olmazsa olmazı “kirve”
geleneğidir. Kirveler sünnet anında çocuğu sakinleştirmek ile görevlidir. Bazı yörelerde
sünnet kirvesi düğünün bütün masrafını üstlenir ancak Baziki geleneğinde böyle bir durum
söz konusu değildir. Kirve manevi anlamda destek olur ve eğer maddi durumu yeterli ise
sünnet çocuğuna hediye alır ya da altın takar. Sünnet evine sünnetçi gelir ve sünnet işlemi
gerçekleşene kadar dualar okunurdu.İçerde genelde yakın akrabalardan büyükler bulunurdu
.Kadınlar kapıda bekler dua okur zılgıt çalardı. Kadınlardan bir büyük genelde babaanne
elinde bir oklavayı sürekli dönderirdi.Burdaki inanış sünnet esnasında zorluk olmaması el
ayağın dolanmadan işlemin tamamlanmasıydı. Sünnetçiye bir hediye verilirdi Sünnet
bitiminde geçmiş olsun dileklerinde bulunurdu. Sünnet düğününde davetlilerinin, sünnet
ailelerine söylediği en yaygın cümle ise “damat da olur inşallah” tır.
Eğer ailenin düğün yapabilecek maddi durumu yoksa sünnet çocuğu evlerinde
sünnet ettirilir. Yakın akrabalar geçmiş olsun ziyaretlerine gelir ve çeşitli ikramlar
yapılır.
Günümüzde ise genelde erkek çocukları hastanelerde sünnet ettirilir. Eğer varsa
yakın çevresi geçmiş olsun ziyaretine gelir.

3.4.5. Asker Uğurlaması

Ülkemizde erkekler belli bir yaşa gelince vatani görev olan askere giderler.
Baziki Aşiretinde erkekler askere şenlikler ile gönderilir. Yolculuğa çıkmadan 1 gece
önce başlayan şenlikler erkek yola çıkana kadar devam eder. Sünnetten sonra erkekliğe
atılan 2. adım olarak görülen askere gitmek erkek ve ailesi için büyük bir gurur olarak
görülür. Yolculuktan 10 gün önce akrabalar asker ailesini yemeğe davet eder. Gitme
gecesi veya günü askere gidecek olan erkek ve arkadaşları davul zurna eşliğinde
oynarlar askere kına yakarlar.Akrabalar genelde asker adayına harçlık verir. Ertesi günü
otogara giderken de tüm akrabalar ve dostlar uğurlamak için asker adayına eşlik eder ve
orda da eğlenmeye devam ederler. Askere gidecek olan erkeği arkadaşları kucaklarına
alarak havaya atarlar ve otobüse bindirirken sırtına vurarak yolcu ederler.

3.5. Dini Gelenekler

Baziki Aşireti hepsi İslam dinine mensuplardır. Aşiretin hepsi Hanefi mezhebine
mensuptur. Hayatlarını ve kurallarını dinlerine göre düzenleyen aşiret mensupları genel
itibari ile dinlerine düşkün insanlardır.

3.5.1. Ramazan Ayı

Ramazan ayı Müslümanlar için kutsal bir aydır. 30 gün boyunca oruç tutulur ve
ardından Ramazan Bayramı kutlanır. Baziki Aşiretinde de Ramazan ayı belli gelenekler
ile yaşanır. Ramazan ayı gelmeden birkaç gün önce maddi durumu elverişli olanlar
mutfaklarına alışveriş yaparlar. Bunun da bereket getireceğine inanırlar.İlk sahur
yemeği pilavla yapılır bolluk bereket ve tok tutma inancındandır. Çoğu zaman iftarlar
kalabalık sofralar halinde hazırlanır. Evlere iftara misafirliğe gitmek çok yaygındır.
Belirli günler ise aşiret mensupları köy meydanında uzun yer sofrası kurarlar ve her
evde pişen yemekler ile toplu bir iftar yaparlar. İftar sonrası köy imamı ile birlikte
cemaat oluşturarak Teravih namazı kılınır.

3.5.2. Ramazan Bayramı

Ramazan ayından hemen sonra Ramazan Bayramı kutlanır. Baziki aşiretinde


bayramlar dini ve örfi geleneklere uygun yaşanır. Bayramdan 1 gün önce kadınlar evde
çörek hamuru yoğurur külünçe adı verdikleri çöreği yaparlar.Sütler kazanlarda kaynar
onunla bayram sütlaçı hazırlanır. Bayramlarda aile büyüklerin evine ziyarete gidilir.
Gelen misafirlere el yapımı külünçe ve sütlaç ikram edilir .Çocuklara bayram harçlığı
verilir.Mezarlık ziyaretleri de ayrı bir öneme sahipti. Bayramın 2.3. günlerinde
ziyaretler yapılır mezarlıklar sulanır üstlerindeki otlar temizlenir dualar okunurdu. Bu
ziyaretlerde mezarların üzerine şeker bırakma olayı çoktur.Sonradan ziyarete gelen
diğer akrabaların tanıdıkların yemesi içindir.

3.5.3. Kurban Bayramı

Baziki Aşiretinde en yaygın meslek olan hayvancılıktan dolayı Kurban


Bayramından uzun süre önce hazırlıklar başlar. Erkekler yakın ve uzak çevrelerde ki
mal pazarı denilen kurbanlık hayvan pazarlarına giderler. Burada sene boyunca
besledikleri hayvanları satarlar. Yaklaşık 2 hafta süren bu pazar serüveninden sonra
bayram eğer yayla mevsimine denk geldiyse yöre halkı aileleri ve kendi kurbanlık
hayvanları ile yaylaklarına çıkarlar. Yaylak bölgelerinde toplu bir kurban kesim alanı
oluştururlar. Burada kurbanlarını keserler ve bayramlarını geçirirler.

3.5.4. Mübarek Geceler

Dini Mübarek geceler Baziki Aşiretinde genellikle kalabalıkla geçirilir. Erkekler


gecelerini camide ibadet ederek geçirirken, kadınlar ise geniş bir evde kendi aralarında
cemaat oluşturarak ibadet ederler. Tatlılar dağıtılır ve bu mübarek gecelerin gündüzleri
oruçla geçerdi.

3.6. Sosyal Gelenekler ve Töre

3.6.1. Yemek Kültürü

Baziki Aşiretinde Yeme-İçme kültürü oldukça geleneksel ve kökenlidir. Bu


durumda Aşiretin tarihi kültürlülerine bağlılığını temsil eder. Evlere gelen misafirlere ev
sahibinin maddiyatına göre sofralar hazırlanır ve mutlaka belirli ikramlar yapılır. Aynı
zamanda yaylak-kışlak hayatı yaşayan bu aşiret hayat tarzlarından ötürü beslenmelerine
çok önem vermiştir ve uzun süre dayanan zahirelik yemek dedikleri uzun süre dayanan
besinler hazırlamaya önem vermişlerdir. Yemeklerini genel itibari ile odun ateşinde
pişirirler ve çoğu zaman et ağırlıklı beslenirler. Aşiret içerisinde geleneksel yemekler
özel günlerle bağdaşmıştır.

3.6.1.1. Kültürel Yemekler

 Saç ekmeği / Ev ekmeği: Genelde günlük pişirilirdi sıcak yenmesi ve taze


kalması için çok yapılmazdı kadınlar her gün hamur yoğurur bu ekmeği
yaparlardı.Düğünlerde daha çok yapılırdı üst üste dizilirdi yumuşatılıp katlanıp
yemeklerin yanında misafirlere bu ekmek ikram edilirdi.
 Sulu Yemekler ve Etli Pilav: Bu yemekler çoğunlukla düğünler, sünnet
düğünleri ve belli başlı törenlerde yapılır.Günümzde kebaplar ve lahmacunlar ön
sıradadır.
 Beyaz Etli Pilavlar: Bu et yani tavuk eti uzaktan önemli bir misafir gelmişse
evde beslenen hayvanlardan keilip yapılırdı.
 Külünçe: Ramazan Bayramlarının en önemli ikramlarından biridir.Bu çörekler
evlerde kadınlar tarafından yoğurulur ve fırınlarda pişirilir.
 Çiğ Köfte: Evde misafir varsa veya ev halkı kendine yapmak istiyorsa yapılan
bir yemektir.Akşa yemeklerinde ya da daha çok akşam yemeklerinden sonra
gece yarısına yakın yapılırdı. Kadınlar koyun etinden alınan bu kırmızı parça eti
önceden şekillenmiş bir taş üstünde tokmakla ezerek yumuşacık halk agzıya
“merhem” olana kadar karabiber ve tuzla döverlerdi. Kadınlar günümüzde bu
işlemi mutfak robotlarıyla yapmaktadır.Köfteyi genelde evin erkeği yoğururdu
sonuna doğru bu et atılır daha iyi bir şekillende harmanlanıp ikram edilmeye
yemeye hazır hale gelirdi.Bu tüm aşiretin sevdiği bir yemektir.

3.6.2. Misafir Kültürü

Baziki Aşiretinde misafirperverlik çok önemlidir. Ev sahibi evine gelen misafiri


maddi ve manevi durumuna göre en iyi koşullarda ağırlar. Ev sahibi en iyi yemekleri
hazırlar ve ikram eder. Her evin mutlaka yatılı misafir için evlerinde bulunan misafir
yatakları vardır. Bunlar genelde döşek adı verilen kalın minderlerden ve yorganlardan
oluşmaktadır. Yatılı misafirler geldiğinde bu yataklar çıkarılır ve düzenlenir. Aşiret
kültüründe misafir gitmeden veya yatılıya kalıyorsa uyumadan ev sahibi yatmaz. Aynı
zamanda yatılı misafir sabah uyanmadan ev sahibi uyanır ve kahvaltıyı hazırlar.
Aşiret kültüründe eğer bir eve misafirliğe gidilecekse kesinlikle habersiz gidilmez
dönemin şartlarına göre telefonla ya da bir küçük çocuk gönderilerek misafir geleceği
haber edilir.

3.6.3. Zahire Kültürü

Zahire kışın ya da gerektiğinde kullanılmak üzere saklanılan tahıl besinleridir.


Baziki Aşireti kültüründe zahire dönemi adı verilen bir dönem vardır. Bu dönem yazın
bitimine doğru ağustos aylarında başlar ve kasım ayına kadar devam eder. Bu hazırlık
dönemi oldukça yoğun geçmektedir. Aşiret kadınlarının yaptığı bazı hazırlıklar; tarhana,
kışlık buğday kaynatma, salça, dolmalık kurular, meyve ve sebze kuruları, erişte, çemen
olarak bilinmektedir.

3.6.4. Töre ve Kan Davası

Aşiretlerde töre ve kan davası konusu oldukça fazla araştırmalara ev sahipliği


yapmış olan bir konudur. Baziki Aşiretinde töre çiğnenmemesi gereken kurallar olarak
hala günümüzde yer almaktadır. Belli başlı aşiretin kuralları vardır bunlar;
 Başka aşirete kız alınıp verilmez. (Kan davası durumu dışında.)
 Aşirette soy erkekten gelir.
 Başka bir aşiretten bir kız gelin olarak alındıysa o kız artık Çakkalı Aşireti
mensubudur.
 Eğer bir kız dul kaldıysa asla evlendirilmez ve kayınbabasının evinde yaşar.
 Dul kalan erkek, eşinin ölümünden 40 gün sonra evlendirilir.
 Miras paylaşımı yapılırken, kadına asla mal verilmez.
 Kadın erkeklerden sonra yemek yer.
 Kız kaçırma büyük suçtur.
Bu kurallar aşiretin tarihi süreci boyunca törenin temelini oluşturan kurallardır.
Genel itibari ile geçmişte daha sıkı bir bakış açısıyla uygulanan bu kurallarda günümüzde
esneklik gösterilebiliyor. Aşiret tarihi boyunca çok fazla kan davasına ev sahipliği
yapmamıştır. Kan davasına en büyük sebep veren durumlar taciz mala mülke el koyma
veya kız kaçırma olarak bilinmektedir. Bir aile gibi yaşayan bu aşirette bu durumlar nadir
yaşanmıştır.
Aşiret halkı içerisinde kadının değeri zaman geçtikçe daha da önemini arttırmıştır.
Töre gereği okutulmayan, özgürlük sınırı tanınmayan kadınlar günümüzde okula gidip
meslek sahibi olmaya başlamıştır. Kadınlar artık miras da almaktadır.

You might also like