E.M.forster - Roman Sanatı

You might also like

You are on page 1of 114
‘YaZigMA ADRES! Tad “The aspects of novel” ADAM YAYINLARI © Adam Yaymeilik ve Matbaaeibke A.S, Birinci Basim: Haziran 1982 Ikinei Basim: Aralik 1985 ‘Ugainca Basim: Ocak 2001 01.34.¥.0016.65 ISBN'975-418-649-x ADAM YAYINLARL KOGUKPARMARKAPI SOK NO. 17. Sa BEYOUL - ISTANBUL 122904105-2920047 (HAT) mall samBaata EARS (0-212) 2934108, E.M.Forster e Roman Sanati inceleme ingilizce’den geviren: Unal Aytir CEVIRENIN ONSOZU Edward Morgen Forster (1879-1970) yirminci yz- yu Ingiliz yazarlarmin en énde gelenierinden biridir. Cambridge Universitesi'ni bitirdikten sonra geng yas- ta yazarhga baslayan Forster'in u¢ dykii kitabi ve al- t1 romami vardir. Oyki kitaplarimm adlan: The Ce- lestial Omnibus (1911), The Eternal Moment (1928), The Life to Come and Other Stories'dir (1972). Ro- manlari ise sunlardir: Meleklerin Ugramadigi Yer (1905), The Longest Journey (1907), A Room With a View (s08), Howards End (1910), Hindisten’da Bir Gegit (1924), Maurice (1971). Forster, romanlarinda, yirminci yizyil baslarin- daki Ingiliz toplumunda orta simf insanlarmin yaga- ma bigimini ve bunun dayandiin temel degerleri eles- tirir. Bu degerleri incelerken guttigi yol, bunlarla baska ulkelerin, baska toplum kesimierinin yasama bigimleri arasmda karsilastirmalar yapmaktir, Ro- manlarindaki en genis kapsamh karsastirma doga ile toplum yasami arasmdadir. Forster’a gore insan yasamina yén vermesi gereken doga; ézgiirlik, igten- 7 lik, sevgi ve dogruluk anlamina gelir. Ahsilagelmis davrams kurallarmm ve ényargilarm kahplasturdiga toplum yasam1 ise, kisiyi sinh bir cevrede tutsakh- Za ve lasirhga gétiiren bir gictir. Forster insancil degerlere bazh bir yazardir; doganin ézgdrligina, in- san ruhunun ézgurligiyle bir tutar. Diisiinceye, kisi- sel ézgtirlige simr cekerek, insamn ig dinyasinm tim olanaklanyla gelismesini engelleyebilecek her tirli dar gérdse, bicimsellik ve bagnazhga karjdsr. Romanlaninin basarisi, toplumsal degerler ile kigisel degerler arasindaki iliskileri incelemekte gosterdizi biyuik ustahga dayamr. Uzun yazarhk yasam boyunca Forster, dyki ve romanlarmin yant sira gezi ve ani kitaplan, elestiri yazan ve denemeler de yayimlamistrr: Alexandria: A History and a Guide, Pharos and Pharillon, Golds- worthy Lowes Dickinson, Abinger Harvest, Two Cheers for Democracy, The Hill of Devi, Marianne Thornton. Roman Sanat: adiyla cevirisini sundugumuz As- pects of the Novel’ Ingiltere ve Amerika'da bugi- ne kadar roman istiine yazilmig cagdas elestiri ki- taplan arasinda énemli bir yeri vardir. Yayimlandi- gmdan bu yana elli yh askin bir stire gectigi halde, degerinden bir sey yitirmemis, béhim béliim birgok elestiri antolojisinde de yer alarak, yirminci yazy:l roman elestirisinin gelismesine énemli katkilarda bu- Iunmustur. Roman Sanat, Forster’n 1927 yihnda Cam- bridge Universitesi dgrenci ve dgretim iyelerine yap- tigi konusmalardan olusur. Bu konugmalari hazirla~ agi sirada Forster’ yirmi yih asan bir romancihk deneyimi; ingiliz, Fransiz ve Rus romanlam istine genig bilgisi vardi. Ayrica, cagdag sanat ve yazin so- Funlariyla yakindan ilgilenen, bu sorunlan tim ay- rintiariyla tartisan, iginde Virginia Woolf'un da yer 8 aldi bir aydin ve sanate: cevresiyle yakin iliski igin- deydi, Bu nedenlerle, roman konusunu geregi gibi is- Jeyebilmesini saglayacak bilgi donanrmma sahip bu- lunuyordu. Forster'in roman anlayigim Ingiliz elestiri gele ne&i igindeki yerine koyabilmek igin, dnce Ingiltere’ de roman ve roman elestirisinin gecirdigi bashca asa- malara kosaca bir géz atmak yararli olacaktir. Ro- man, siir ve tiyatrodan gok daha sonra gelismis bir yaa tirtidir. Batda siirle tiyatro cyunlan dstine Platon ile Aristoteles'ten bu yana yivlerce yilhk bir inceleme ve arastirma birikimi vardir, bunlara daya- narak saglam kuramlar, ayrmtih gérdsler ortaya ko- nulmustur. Bugiin benimsedigimiz anlamda roman ise, on sekizinci yiizyl ortalarma dogru Danie! Defoe ve. ézellikle Henry Fielding ile Samuel Richardson’ an Kitaplartyla ortaya cikti; ancak lasa bir stirede bi- yak bir gelisme gostererek, genel 5zelliklerine ve yapisal niteliklerine kavustu. Bu ézellik ve nitelikle- rin, ta yirminci yizy:hn baslarma kadar fazla bir degisiklige ugramadan gecerliklerini korudugu sdy- lenebilir. On sekizinci yiizyilda boylesine saglam bir temele oturtulan Ingiliz romany on dokuzuncu yiz- yilda Jane Austen, Dickens, Thackeray, George Eliot. Meredith ve Hardy gibi yazarlarmn ellerinde istiin bir olgunluk dizeyine ulasti. Yazyilin sonlarina dogru artk tiyatroyu gerilerde birakarak, siirle boy digi- sebilecek bir yazin dah oldu. Ne var ki roman yazarhgi alaminda saglanan bu baytik flerlemeye benzer bir geligme. roman elestiri ve kurami alaninda gériilmez. Roman sanatimn bas- hica ézellikleri, kural ve yéntemleri agikhk kazanmis bulundugu halde, uzun sire bunlann diizenli bir in- celemesi yapilamadi. Oysa Fielding, daha Joseph An- 9 drews'u yazarken yeni bir yazi tird yaratmakta ol- dugunu ileri sirmus, kitabinin yapisi, kisileri, olay orgisti hakkinda oldukca ayrintih agiklamalar yapa- rak, saglam bir gildurd kurami ortaya atmig; Tom Jones’a yazchéi girig bélimlerinde gordslerini genis- leterek, Ingiltere’de ilk roman kuramim olusturmus- tu, Ancak, Fielding’in bu alandaki gabalan baskala- rinca da. benimsenip gelistirilmedi, Bunun degisik ne- denleri vardir. Akla gelebilecek nedenlerden biri, ro- manin tarihsel gelisme siireci icinde kendinden énce var olen destan, romans, pikaresk, tarih, dzyasam- éykiisi, sahne komedisi gibi yazi tirlerinden yarar- lanarak gelismis, son derece genis smurh, esnek bir yazin dah olusudur. Roman elestiri ve kuramcisimin kargulastié sorun, bitin bu tirlerin defisik ve cozu zaman ¢eligen ézelliklerini uzlastrracak bir sistem ya- ratmanin gicliigidir. Cuinki roman yazarlari, ken- di kisisel eilim, anlayis ve duyarliklanna gére bu tarleri degisik oranlarda kullanarak, birbirinden gok ayri niteliklerde kitaplar yazmislardir. Aym cevre ko- sullaninda yetismis iki kiz kardesin alti yil arayla ya- yunladiklar Riizgarl: Tepe ile Villette arasindaki ugu- rum, bu defisildigin agik bir Srnegidir. Charlotte Bron- te’nin kendi yasammdan aknma olaylara, deneyim- lere dayanan Villette, dzyagaméykisii biciminde tasar- Janmas, gerceklik yani agir basan bir romandhr, Emily Bronte’nin romanvise, ganlik yasamdan uzaktir; agik- a romans tiiriiniin dissel niteliklerini tasir. Villette’i Laurence Sterne’iin Tristram Shandy’si ile kargilasti- racak olursak, romanlar arasindaki ayrihk cok daha carpici bir bicimde ortaya qikar. EM. Forster, bu du- rumun yarattig gigligi bildiginden, Roman Sanat’ nin basinda Jasa bir tamm verdikten sonra dokuz ki- tap adi sayarak, bunlarin timéimi icine alacak kap- 10 | samda higbir tanimin yapilamayacagim belirtir, Say- digi kitaplar iki. kargit kime olugturacak Digimde se- cilmistir; bir. ugta Defoe’nun The Journal of the Plague Year’ gibi belgesel denebilecekler vardir; éteki ugta The Magic Flute ve Zuleika Dobson gidi hayal irinv, masalimsi olanlar. Bu iki kargit ug, roman yazarlan- nim iki temel egilimini yansitir: Roman yazarlan bir yandan yasanan olaylam érnek alir, bunlardan sap- mamaya galisarak gercekci bir tutum izler; 6te yan- dan ise kendi yarattiklar: olay ve kisilerden olugan bir diinyada hayal giiciinti isleterek, ginliik yasam- dan uzaklasabileceklerinin bilinci igindedirler. Oziin- deki bu iki karst egilim nedeniyle roman, gergeklik ve diissellik arasinda uzanan genis bir yazi alanidir. iste bu alam timiiyle icine alan bir elestiri kuram: bulmamn giigliga acikea ortadadw. ingiltere'de roman clestiri ve kurammm yavas gelismesinde gok daha etkili olan bir baska neden, uzun siire bu yeni anlati tirtinin istinde durmaya deger, ciddi bir yazin dah sayilmamasidir. Gercekten de eskiden beri siregelen bir tutumun etkisi altinda da kalarak, roman daha gok geng lazlarin, ev kadin- larmm. ve bilgisiz kimselerin okudugu dnemsiz bir yaza tiri sayilarak kiicimsenmistir. On yedinci yiz- yil ile on sekizinci yiizyibn baslarmda roman diye okunan kitaplar kusaca gézden gecirecek olursak, bu kigimsemenin gerisinde yatan etkepleri anlayabili- riz, Richardson’la-Fielding’den énceki yizyih agan si- re boyunca tim Avrupa'da en yaygin bigimde oku- nan iki anlati tira gérdlir. Bunlar pikaresk romania romanstir. On altme: yizyiln ortalarinda Ispanya’da orta- ya qikuktan kisa bir siire sonra tim Avrupa’ya ya- yuan pikaresk, belli ézellikleri olan bir roman tiri- ny dir, Adi ispanyolca picaro sézciigiinden gelir. Picaro haylaz, serseri demektir ve romanimm kahramanimt tanmmlar. Pikaresk roman, picaro'nun degigik toplum kesimlerinde gegen serivenlerinin, aralannda fazla bir baglant: kurulmaksizm art arda stralanmasimdan olugur; bashca amag, toplumsal bozukluklari, koti- lakleri gézler niine sermektir. Genig bir okuyucu kit- lesince, cok tutuldugu halde, pikaresk roman halk ke- siminin diginda ciddi okurlarm ve elestiricilerin énem: sedigi bir yazi tira degildi. Cinku yazinda Ustiin ni- telikli, érnek kisiler gérmek isteyen; sir, destan, tra- jedi gibi sanat yénleri gelismig saygin tirlerin kogul- Jandrdigi bu kimselere gore, pikaresk roman issiz giicsiz bir serserinin gelisigiizel anlatimss seriivenle- rinden baka bir sey deéildi. Aymi cevreler bu tutum- larm: uzun sire, Fielding ve zellikle Defoe ile Smolett’ in pikaresk gelenekten cok etkilenerek yazdiklan ro- manlarina kars: da sirdiirmislerdir. Bati yazininda romansin pikareskten daha uzun bir gegmisi vardi. Ingiltere’de on yedinci yuzyil ile on sekizinci ytizyiin baslarmda okunen romanslar, daha cok Honore d’Urfé ve Scudéri gibi Fransiz ya- zarlarin ¢evirileriydi. Ciltlerce uzunluktaki bu kitap- Jann ele aldiklan inanilmaz olaylar, olaganiista gig ve niteliklere sahip kisiler, ciddi okurlarm, yazarlarm énemseyecegi gibi degildi. Ashnda buginki anlamda romanin, romans tiriine bir tepki olarak ortaya gik- ‘nm bile séylenebilir. Defoe, Moll Flanders'a yazciin énséze-okurlarm romenslara gésterdikleri agin diis- kkanlukten yakmerak basler; kendi kitabimin gergek- ten yasamis bir kadinin dykisti oldugunu séyler. Ama- , yazdiklannm dogruluguna okuyucuyu inandirma- ya gahsmaktir. Joseph Andrews'da, Fielding yeni bir roman tir yarattéim ileri siirerken, kendi kitab- 2 min romanslardan hangi balamlardan ayrildigim be- lirtir; romanslan, doganin gergeklerinden uzak, yagan- mamig ve yaganmasina olanak bulunmayan olaylari anlatan kitaplar olarak niteler. Gergekten de romans yazarlarinin hayal urinii olay ve kisilerinden, Fielding’ in ginlik yagamdan alinma olay ve insanlaria ge- cis, Ingiltere’de romani dogugunu belirten bir gecis- tir. Ne var ki, Defoe ve Fielding’in kendi romanlarim. yomanslardan ayirmak yolundaki cabalan, yaygon bir kaniyi gidermekte basanli olamamis ve roman, daha uzun bir sire, soydasi romansin kogullandirdiga bir tutumun etkisi altinda, yalmz geng lazlanm, bilgisiz kimselerin vakit dldirme arac sayimigtir. Jane Austen, éliiminden sonra 1818 yihnda ya- ymlanan Northanger Abbey’de okurlarin, elestiri jerin ve hatta yazarlari romana kargi takindiklar: bu olumsuz tavri alayo: bir dille anlatir. En lazdigi nokta, roman yazarlarmn da romani kii¢imsemesi- dir: , cinki onlari -yaratan da, anlatan da.aym kimsedir>, Roman kisileri ne zaman gergek- tirler sorusuna, Forster ézet olarak birbirine bagl iki kargihk verir: «Roman, giinlik yasamda gegerligi bu- lunmayan kendine ézgé kurallari olan bir sanat ya- pitidir; romandaki kisiler iste bu kurallara uygun bi cimde yasaciklari zaman gegerlik kazamrlar.» Bir de, «roman yazan bir kisi haklanda her seyi biliyorsa, o kisi gercektir. Yazar bildiklerinin hepsini bize an- latmak istemeyebilir... Ancak séz konusu kisi hak- jandaki her seyi agiklamamis olsa da, romanct bizde her seyin agiklanabilecegi yolunda bir duygu uyan- diracaktir. Bu duygu ise, giinlik yasamda hi¢bir za- man edinemeyecegimiz bir gerceklik izlenimi yara- tre Romancinin kisiler konusunda karsilastigi bas- lca sorun, bir yandan onlari kitabmm gereklerine uy- durmaya cahsmak, bir yandan da ézgirliklerini faz- Ja smrlamamaktr. Bu ikisi arasmda iyi bir denge kur- mak zorunlugu vardir, ink kisilere «tam bir 6z- gurliik verilecek olursa, tekmeyi basip roman: parca parca ederler; cok sii bir denetim altmda tutulacak 24 i i / } : \ i / olurlarsa, dlip giderek é¢ ahr, kitabi icten ige curiite- rek yok ederler.» Sorunu ¢dzmek igin roman yazar- Jan iki yola basvururlar. Bunlardan b:ri degigik tiir- den kisiler yaratmak; dteki, balas.agisi yardumiyla yaz- diklarim okurlara benimsetmeye calismaktir. Degisik tiirden kisiler konusuna Forster unlti ay- rmim yaparak baslar. Buna gore roman kigileri «ya- hinkat» ve «cok yénlii- diye ikiye ayrilr. Yahnkat kisiler, birkag¢ nitelikten olugan, tek bir tiimceyle ézet- Jenebilen kimselerdir. Roman boyunca ne zaman orta- ya ciksalar, hep bagtaki o birkag niteiikleriyle géra- nuirler ve hig degismeden kalriar, Cok yénlu kisiler, tim yénleriyle yaratimis karmagik kimselerdir. Cok yénlii roman kisileri, bizi inandirici bir bicimde sagrr- tabilen kisilerdir, ginku gergek yasarmn « gi bi ahgulmamns terimlere birakmistir. Segltigi Srnekier daha cok James, Joyce, Proust, D.H. Lawrence ve André Gide gibi cagdag yazarlarin romanlaridir. Ro- man sanatinn bu baglikiar altinda inceledigi yénle- ri, Forster'in yukarida dile getirdigi dzgirlik dzlemi- ni, smirh bir dlodde de olsa, gerceklestirebilen yén- leridir, Bagka bir deyisle, Forster kitabinin bundan son- raki béliimlerinde, romanda grinek istedigi ézgiir- Jak ve simrsizhk havasinin yaratilmasina yardymer olan égeleri ele alr. Bunlardan ilki, roman yazarimn gimlik yagamdan bir parca uzaklasmasina olanak saflayan «diigsellik-tir. Dagsellik; ginlik yagama hort- lak, canavar, cadi, ciice gibi garip yarauklar sokmak; insanlan bilinmeyen dlkelere, yeralt: dinyalarina, ge- Jecege géndermek; insan ruhunun derinliklerine in- mek ya da kisiligi parcalara ayirmak gibi islemler ksullanarak, sagjduyu ile hayal giiciinii tirlestirir, bun- lardan canh, gizel bir karigim elde eder. Géraldiigi gibi, dugsellik, Forster’in daha énceki béliimlerde inceledigi roman Sgelerinden ayri bir sey dogildir. Bu noktayi kendisi de agikga belirtir: «Za- man, kigiler, olasihk gibi seylerden ve bunlarim uzan- tilarindan, hatta almyazisindan ote bir sey vardir ro- manda. ‘Ote’ séztinden amag, saydiklarim: bir iin 29 demeti gibi kesip gecen, kimi yerde onlara sila sila yapisarak biitiin sorunlanna isik tutan, kimi yerde ise sanki varhklarndan bile habersizmiscesine ustlerin- den ya da iclerinden gecip giden bir sey-dir. Bu agin demetine Forster iki ad verir; bunlardan biri dugsellil, Steki ermisliktir. Ermislik, romanda Forster'in gérmek istedigi 6z- girluk ve genisleme duygusunu saglamakta dugsel- uikten cok daha etkili ve énemli bir niteliktir. Burada- ki ermislik, gelecegi énceden gérme anlaminda degil- dir; yazarmn tagicigi birtalam kokla inanglarin roman- da kullandi dile sinmesiyle ortaya gikar. Bu bakium- dan ermislik, inanglari dogrudan dogruya dile getir- mek deéil, «ezgiyes ve «sarlaya» déniistirmek iglemi- dir. Romanm ermislik yoninii degerlendirebilmek igin okuyucunun algakgénilla bir tutuma girerek, oku- duklanyla alay etmemesi gerekir; yoksa ermig yaza~ mn sesini isitemez ve yiceligini gérecek yerde, karsi- smda ancak budala bir soytar: gérar. Ermislik nite- Hgi tagryan romancilar, giinlitk yasamin gerceklerin- den uzaklasan yazarlar degildir. Onlarm énemli dzel- igi, giinhik yasamm siradan olay, durum ve kisileri- ne ahsik oldugumuz boyutlarim kat kat asarak, tim insanhgt kucaklayan evrensel anlamlar yaratabilmek- tedir. Bu dzelligi agiklamak icin Forster, Dostoyevski’ nin Karamazov Kardesler'inden érnek verir: Dosto- yevski'nin yarattig1 «kisiler ve durumlar her zaman kendi boyutlanm asan anlamlara. gelir, sonsuzluga yo- nelirler, Bireysel niteliklerini yitirmeden genisleyerek sonsuzlugu kucaklar, onun da kendilerine kucak ag- masi icin cagrida. bulunurlar... Dostoyevski’nin yaz- digi her tiimce béyle bir genisleme duygusu yaratir. Grnegin Mitya Karamazov, bir yandan Dostoyevski’ nin yaratté: siradan, belki de kusurlu ve yetersiz bir 30 roman kisisidir; ama bir yandan da ‘genisleme, erime, sevgi ve acima yolvyla’ kendi smirlarmi asarak, tim insanlarla kaynasabilme giiciine sahiptir. Mitya’nm gizledigi herhangi bir sey, tasidhia gizli bir anlam yok- tur; 0 yainizca Dmitri Karamazov'dur. Ancak, Dos- toyevski'nin romanlarmda yalmzca su ya da bu kisi olmak, gelmis gecmig butiin insanlarla birlesmek de- mektir.» Ne Dostoyevski'nin, ne de Melville, D.H. Law- rence gibi ermislik yond agir basan éteki yazarlarn roman dunyalary, i¢lerinde gizli kapash anlamlar ta- sayan simgesel ya da alegorile dinyalar degildir. Bil- digimiz gimlik yasamin gergek dinyalaridir bunlar. Ne var ki, ermig romanct elindeki sihirli 9m demeti istiinde dolastirinca, her sey icin icin degisip genis- jeyerek, canhhk, renk ve anlam kazamr. Bu bakim- dan ermis yazar, gériinen diinyanin gercekligini boz- madan, bu diinyay) ic ige bulundugu birtalam tinsel deger ve giiglerle birlikte gésteren yazardir. Forster’ im roman sanatinda ermislige biyak dnem vermesinin bashca nedeni, ermislizin zaman icinde gegen yasa- min gerektirdigi cerceveyi de kullanarak, bir digide de olsa degerlere dayah yasami dile getirmeye ola- nak saglamasidir. Estetik agidan da ermislik Forster’ in ézledigi roman anlayigina uygundur, glinkit ditssel- lik, dagimkhga egilim duydugu halde, ermislik bir sanat yapitinda olmast gereken genislik iginde bittin- lige yéneliktir. Ermislikten sonra gelen «Bigim ve Ritim» adli b6- lamde yapbé agiklamalar ve ileri sirdugu gériisler, Forster roman anlayisin. iyice ortaya cikarir. Bigim, romandaki olaylarin gelisme gizgilerinin hep birden yarathin gériintidir, Ornegin Anatole France’m Thais adh romani le Henry James'in The Ambassadors'n- da gecen olaylar kum saati biciminde bir gérintu ve- 31 rirler; Percy Lubbock'un Roman Pictures adi roma- ninda ise olaylar birbirine eklenerek bir zincir bigi- mi olusturur. Demek oluyor ki bicim, olay érgisiinin toptan algilanmasindan dogan bir bitundir. Bu ba- Jamdan bigim «romanin estetik ydniidir; gergi ro- mandaki kisiler, sahneler, sézciikler, kasaca her sey, bigimin olugmasina katkida bulunabilir, ama onu asil yaratip besleyen olay érgistidir... bulutlari aydinla- tan bir isik gibi onunla ig igedir ve olay érgiisii ta- mamlandiktan sonra da ortada gériintir». Bigim, romani estetik yéniidiir ve ona giizellik saglar, ama bu giizelligin agir bir bedeli vardir. Bu gorigini kanitlamak igin Forster, bigimin en baga- nih érneklerinden biri saydigi The Ambassadors’ in- celer. Forster’a gre bu romam «bir igik gibi bagtan sona kaplayan guzellik, usta bir sanatcinin gésterdi- gi buyuk cabanin trdnidir-. Ancak, ‘béyle bir giizel- igi saglayabiimek igin James, insan yagamimin bir- gok yoniini atmak zorunda kaimstir. Bu yizden ki- sileri hep birkag belli nitelik tasiyan kimselerdir. Eg- Jenemez, higbir iste cabuk davranamaz, bedensel is- tekler duyamazlar. Yagadiklan cevrelerde budala ve yoksul insanlar gériilmez. James'in kitaplarinda «an- cak bir yanlari noksan, sakat, ama, belli bir amacla ya- ratilmig kimseler yasayabilir-. Elestiriciler genel olarak Forster’in James'i yan- hg degerlendirdigi goragindedirler. Ancak, Forster gerek The Ambassadors'in bigimini agiklarken, gerek- se James’in dteki romanlarinda gérdigii dzellikleri be- lirtirken énemli noktalara parmak basmustir. James’ in romanlanna kars1 ileri siirdigi elestiri ashnda kendisinin degisik bir roman anlayigina sahip olmasin- dan kaynaklemir, Yoksa James'i kendi saptadi si- mirlar iginde son derece iyi romanlar yazan bir sa- 32 natg saymaktadhr. Kars: giktigt nokta, insanhgin bir- cok kaba yéninda atarak yasam simrlarken James’ in sanat ve giizellik pesinde olmasi, ama bu -temiz- Jeme» islemini yaparken . Forster'in burada séyledikleri genel olarak dogrudur: yanilgisi, Henry James'in roman sanatinda bigim ve yontem sorunlarina gisterdigi biiydk ileiyi yasamdan kagis olarak gérmesidir, Oysa James’in bu sorunlarla ugrasmaktaki amaci, kendisinin de belirttigi gibi, ya~ sami tim agirhgiyla romana aktarmakhr. Forster’a gore romanda bigim disinda bir yoldan da. gizellik elde etme olanagi vardir. «Ritim» adimi verdigi bu yol, kendi dzlem duydugu dagimk ve 6z- gar yapidaki roman bicimine son derece uygun di- gen bir yoldur. Ornegin Marcel Proust’un romani A la Recherche du Temps Perdu dagimik, bicimden yoksun bir romandir, Ancak gene de romani daginskhiga yol acan degisik parcalari . Forster romanda bir baska ritim tira daha go mek ister. Duyulmasi cok daha gii¢ olan bu ritim ti- rii, bir senfoninin galymp bitmesinden sonra dinle: inin kulaginda ve zihninde beliren ve senfoninin de- sik béliimleri arasmdaki iliskiden dogan bir etkidir. Bu etki senfoninin biitiintinden qkarak genisleyen, yayilan bir titresim gibidir. Roman yazarmm sorunu, «bir yandan kisilerini davramslarmda ézgir biralar- ken bir yandan da... gizellik yaratmak- olduguna go- re, onun da miizikteki bu . Forster buna ben- zer bir durumu Tolstoy'un Savas ve Baris'mda g6- rir: «Savas ve Baris cok daginik bir romandr; ancak gene de, okudukca arkamuzdan giichi miizik ‘sesleri yiikselmeye baslamyor inu? Romam bitirdigimiz ze- 34 man, igindeki her sey... dncesine gére daha biytk boyutlara biriinmiyor mu?> Géraldigi gibi Forster, kitabmm daslarinda ele aldiga éyki ve olay érgisa gibi geleneksel roman éxelerinin smurlayic etkilerinden uzak, ézgirce agp yayilan bir roman bigiminden yanadir. Ashnda onun Szledigi roman tiri, Joyce, Ford Madox Ford ve Vir- ginia Woolf gibi cagdag romancilarca biyuk éloude gerceklestirilmistir. ~

You might also like