Professional Documents
Culture Documents
Öğrenme çıktıları
Bölüm içinde hangi bilgi,beceri ve yeterlikleri
kazanacağınızı ifade eder.
Tanım
Bölüm içinde geçen
önemlikavramların
Bölüm Özeti tanımları verilir.
Bölümün kısa özetini gösterir.
Dikkat
Konuya ilişkin önemli
Sözlük uyarıları gösterir.
Bölüm içinde geçen önemli
kavramlardan oluşan sözlük
ünite sonunda paylaşılır.
Karekod
Bölüm içinde verilen
Neler Öğrendik ve Yanıt Anahtarı
karekodlar, mobil
Bölüm içeriğine ilişkin 10 adet
cihazlarınız aracılığıyla
çoktan seçmeli soru ve cevapları
sizi ek kaynaklara,
paylaşılır.
videolara veya web
adreslerine ulaştırır.
Editör
Yazarlar
Öğretim Tasarımcısı
Dr.Öğr.Üyesi Yücel Şimşek
Grafiker
Hilal Özcan
İDARİ YARGI
E-ISBN
978-975-06-3271-6
2955-0-0-0-2202-V01
İçindekiler
İdarenin
BÖLÜM 1 BÖLÜM 3 İdari Yargı Teşkilatı
Denetlenmesi
iii
Davaların
BÖLÜM 5 İdari Davalar BÖLÜM 6
İncelenmesi
iv
Kararlara Karşı Kararların
BÖLÜM 7 BÖLÜM 8
Başvurma Yolları Uygulanması
v
Önsöz
vi
Bölüm 1
İdarenin Denetlenmesi
1 2
Baskı Grupları ve Kamu Denetimi
öğrenme çıktıları
3 4
Yasama Organı Denetimi İdari Denetim
3 Yasama organının idareyi nasıl 4 İdari denetimin amacı ve türlerini
denetlediğini açıklayabilme anlatabilme
5
Yargısal Denetim
5 Yargısal denetimin ortaya çıkış nedenini
saptayabilme
Anahtar Sözcükler: • Hukuka Uygunluk Denetimi • Kamuoyu Denetimi • Bilgi Edinme Hakkı
• Dilekçe Hakkı • Kamu Denetçisi • Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkı • Hiyerarşi • İdari Vesayet
2
İdari Yargı
3
İdarenin Denetlenmesi
Dış denetim, kamu kurum ve kuruluşlarının hesap verme sorumluluğu çerçevesinde bütün faaliyet,
karar ve işlemlerinin, kurumsal amaç, hedef ve planlara ve kanunlara uygunluk yönünden incelenmesi ve
sonuçlarının değerlendirilmesidir.
Kamu kurum ve kuruluşlarının iç ve dış denetimi; hukuka uygunluk, malî denetim ve performans
denetimini kapsar:
İç ve Dış Denetim
Denetim türlerine, denetleyenler açısından bakıldığında ise şöyle bir ayırım yapmak mümkündür:
Kamu denetimi, idari denetim, parlamento denetimi ve yargısal denetim.
Öğrenme Çıktısı
4
İdari Yargı
5
İdarenin Denetlenmesi
Seçimlerin kamu yönetimini etkileme ve yön- 4982 sayılı Kanun’un 7.maddesine göre: Bilgi
lendirme aracı olduğunu belirtirken, halkın bu edinme başvurusu, başvurulan kurum ve kuruluş-
aracı gereği gibi kullanıp kullanamadığı da önem ların ellerinde bulunan veya görevleri gereği bulun-
taşımaktadır. Halkın seçtiği insanları yüceltmesi, ması gereken bilgi veya belgelere ilişkin olmalıdır.
üstün bir varlık gibi görmesi de ihtimal dahilinde- Kurum ve kuruluşlar, ayrı veya özel bir çalışma,
dir. Ancak bu durum, teoride seçimlerin önemli bir araştırma, inceleme ya da analiz neticesinde oluştu-
denetim yolu olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. rulabilecek türden bir bilgi veya belge için yapıla-
cak başvurulara olumsuz cevap verebilirler.
Bilgi Edinme Hakkı Kanun, açıklanması hâlinde Devletin emniye-
Kamu yönetimine saydamlık ve açıklığın ger- tine, dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî gü-
çekleşmesi için, bireylerin idarenin işleyişine ilişkin venliğine açıkça zarar verecek ve niteliği itibarıyla
bilgi ve belgelere her zaman ulaşmaları mümkün Devlet sırrı olan gizlilik dereceli bilgi veya belgeleri
olmalıdır. Bilgi ve belgelere ulaşma imkânı, kamu bilgi edinme hakkı kapsamı dışında tutmuştur.
yönetiminin faaliyetlerinden haberdar olmayı ve Ayrıca, açıklanması ya da zamanından önce
varsa usulsüz, hukuka aykırı iş ve işlemleri öğren- açıklanması hâlinde, ülkenin ekonomik çıkarlarına
meyi sağlayacaktır. Halkın hatalı işlemleri öğren- zarar verecek veya haksız rekabet ve kazanca sebep
me ihtimali, yönetimi dikkatli davranmaya sevk olacak bilgi veya belgeler de Kanun’un kapsamı dı-
edeceği için dolaylı bir denetim yapılmaktadır. şındadır.
Ayrıca yönetimin yanlışlarının halk tarafından öğ-
Sivil ve askerî istihbarat birimlerinin görev ve
renilmesi, halkın tepkisini çekecek; çeşitli yollarla
faaliyetlerine ilişkin bilgi veya belgeler, Kanun’un
yönetime karşı yanlışlığın düzeltilmesi için baskı
kapsamı dışında tutulmuş; ancak, bu bilgi ve bel-
yapılacaktır. Bu sebeple bilgi edinme hakkı, kamu
geler kişilerin çalışma hayatını ve meslek onurunu
denetiminin temel araçlarından birisidir.
etkileyecek nitelikte ise, istihbarata ilişkin bilgi ve
Bu durum Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun belgeler de bilgi edinme hakkı kapsamı içine alın-
Genel Gerekçesinde şöyle ifade edilmektedir: “De- mıştır.
mokrasinin ve hukukun üstünlüğünün gereklerin-
den olan bilgi edinme hakkı, bireylere daha yakın İdari ve adli soruşturmaya ilişkin bilgi ve belge-
bir yönetimi, halkın denetimine açıklığı, şeffaflığı lere ulaşma hakkı da bazı sınırlamalara tabi tutul-
sağlama işlevlerinin yanı sıra halkın Devlete karşı muştur. Kurum ve kuruluşların yetkili birimlerince
duyduğu kamu güvenini daha yüksek düzeylere çı- yürütülen idarî soruşturmalarla ilgili olup, açıklan-
karmada önemli bir rol oynamaktadır. Kullanılan ması veya zamanından önce açıklanması hâlinde;
bu hak sayesinde hem halkın Devleti denetimi ko- a) Kişilerin özel hayatına açıkça haksız müdahale
laylaşmakta hem de Devletin demokratik karakteri sonucunu doğuracak, b) Kişilerin veya soruşturma-
güçlenmektedir” yı yürüten görevlilerin hayatını ya da güvenliğini
Ayrıca gerekçeye göre: “Kamu kurum ve ku- tehlikeye sokacak, c) Soruşturmanın güvenliğini
ruluşlarında açıklık ve şeffaflık kavramı, olumsuz tehlikeye düşürecek, d) Gizli kalması gereken bil-
olarak görülen gizlilik kavramının giderilmesi ile gi kaynağının açığa çıkmasına neden olacak veya
yönetilenlerin yönetenlerin işlem ve faaliyetlerini soruşturma ile ilgili benzeri bilgi ve bilgi kaynak-
denetlemesinin sağlanması düşünceleri üzerine or- larının temin edilmesini güçleştirecek, bilgi veya
taya çıkmıştır. Demokratik ülkelerde, bilgi edinme belgeler, Kanun kapsamı dışındadır.
özgürlüğü, temel hak ve özgürlüklerin kullanılması Adli soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi
bağlamında vazgeçilmez temel haklardan biri ola- veya belgeler ise: Açıklanması veya zamanından
rak kabul edilmektedir” önce açıklanması hâlinde; a) Suç işlenmesine yol
Hemen belirtmek gerekir ki bilgi edinme hak- açacak, b) Suçların önlenmesi ve soruşturulması ya
kının ülkemizdeki geçmişi yenidir. 4982 sayılı Bil- da suçluların kanunî yollarla yakalanıp kovuşturul-
gi Edinme Hakkı Kanunu 2003 yılı Ekim Ayında masını tehlikeye düşürecek, c) Yargılama görevi-
kabul edilmiştir. İdarenin açıklık ve saydamlık il- nin gereğince yerine getirilmesini engelleyecek, d)
keleri doğrultusunda çalışmasını sağlayacak bir di- Hakkında dava açılmış bir kişinin adil yargılanma
ğer önemli düzenleme olan idari usul yasası ise ne hakkını ihlâl edecek nitelikteyseler, Kanun kapsa-
yazık ki hala çıkarılmamıştır. mı dışındadırlar.
6
İdari Yargı
Yaşamla İlişkilendir
Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’nun ki olumsuz cevabının 4982 sayılı Bilgi Edinme
25.02.2005 tarih ve 2005/129 sayılı kararı Hakkı Kanunu’na uygun düşmediği, zira,
“Adı geçenin, “tüm sicil raporlarının tas- 1. Kurulumuzun 05/07/2004 tarihli ve 2004/12
dikli bir suretinin” kendisine verilmesi talebi- sayılı Kararı doğrultusunda ve çağdaş kamu
ni hâvi başvurusu ile ilgili olarak K. Üniver- yönetimi anlayışının hakim olduğu ülkelerde-
sitesi Rektörlüğü’nün “Bilgi Edinme Hakkı ki uygulamalara bakıldığında, kamu görevlileri
Kanunu’nun 7. maddesinde gizlilik dereceli için düzenlenen sicil raporu benzeri dosyaların
bilgilerin başvuranın bilgisine sunulamayacağı, üçüncü kişilere karşı gizli tutulduğu, dosyanın
Yükseköğretim Üst Kuruluşları ve Yükseköğretim ilgilisine karşı ise açık olduğunun görüldüğü;
Kurumları Sicil Yönetmeliği’nin 7. maddesinde 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun
ise sicil raporlarındaki bilgilerin gizli tutulacağı da bu yönde atılmış bir adım olduğu, nitekim
düzenlenmiştir. Anılan hükümler nedeniyle sicil 4982 sayılı Kanunun konuyla ilgili olarak, 15
raporlarınızın gönderilme istemine ilişkin ilgi inci maddesindeki “Yargı denetimi dışında ka-
başvurunuz yerinde görülmemiştir.” şeklinde- lan idari işlemlerden kişinin çalışma hayatını
7
İdarenin Denetlenmesi
ve mesleki onurunu etkileyecek nitelikte olan- nelin kendisiyle ilgili bilgi ve belgelere erişim
lar, bu Kanun kapsamına dahildir....”, 18 inci hakkının bulunduğu şeklinde anlaşılması;
maddesindeki “Sivil ve askeri istihbarat birim- diğer taraftan 4982 sayılı Bilgi Edinme Hak-
lerinin görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi veya kı Kanunu’nun 5 inci maddesinin ikinci fık-
belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır. Ancak, rasında yer alan “Bu Kanun yürürlüğe girdiği
bu bilgi ve belgeler kişilerin çalışma hayatını tarihten itibaren diğer kanunların bu Kanuna
ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte ise, aykırı hükümleri uygulanmaz.” amir hükmü
istihbarata ilişkin bilgi ve belgeler bilgi edin- karşısında, 4982 sayılı Kanun ile çelişen Yük-
me hakkı kapsamı içindedir.”, 25 inci madde- seköğretim Üst Kuruluşları ve Yükseköğretim
sindeki “Kurum ve kuruluşların, kamuoyunu Kurumları Sicil Yönetmeliği’nin hükümlerinin
ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile uygulanmasında özlük dosyaları ve sicil rapor-
kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenleme- larının üçüncü kişilere karşı yine gizlilik prensi-
ler hakkındaki bilgi veya belgeler, bilgi edinme bi içinde muhafazası ve fakat ilgili kamu görev-
hakkının kapsamı dışındadır. Ancak, söz konu- lisine karşı 4982 sayılı Kanun çerçevesinde açık
su düzenlemeden etkilenen kurum çalışanları- olması, talep edilen sicil raporlarının tasdikli
nın bilgi edinme hakları saklıdır.” şeklindeki birer suretinin adı geçene verilmesi gerektiği,
hükümlerinin de, kurum ve kuruluşların ken- 2. 4982 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin gizlilik
di personeli hakkında sahip oldukları bilgi ve dereceli bilgilerin başvuru sahibinin erişimine
belgelerin üçüncü kişilere karşı gizli tutulması, açılmayacağına ilişkin bir hüküm ihtiva etmediği,
ancak bu bilgi ve belgeler ilgili kişinin çalışma hususlarının K. Üniversitesi Rektörlüğü’ne
hayatını ve meslek onurunu etkileyecek nite- bildirilmesinin” Bilgi Edinme Değerlendirme
likte ise o kişiye açık olması, bir başka deyişle Kurulu’nun 25.02.2005 tarih ve 2005/129 sayılı
bilgi edinme hakkı kapsamında ilgili perso- kararı ile kabulüne karar verilmiştir.”
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkı miştir. Ayrıca mülki amirler tarafından belirlenen
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, kamu yö- yer ve güzergâh dışında toplantı ve gösteri yürüyü-
netiminin halk tarafından denetlenmesini sağlayan şü yapmak mümkün değildir.
bir başka araçtır. Bu yolla yönetime talepler iletile- Düzenleme kurulu oluşturulması, bildirimde
bilir; istenmeyen kararların değişmesi veya kaldırıl- bulunulması ve toplantı yerinin mülki amir tara-
ması için ikazda bulunulabilir. Ülkemizde sık sık fından belirlenmesi, hakkın kullanımını güçleş-
polisle çatışan insan görüntüleri, yasa dışı toplantı tirmektedir. Düzenleme kurulunun, toplantının
veya gösteri yürüyüşünden kaynaklandığından, il- sükun ve düzenini, amaç dışına çıkmamasını sağla-
gili yasayı kısaca incelemekte yarar bulunmaktadır. makla yükümlü ve sorumlu tutulması, önemli bir
İlk belirtilmesi gereken husus, 2911 sayılı Top- engeldir.
lantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun,12 Eylül Kanun’un 17.maddesine göre bölge valisi, vali
rejiminin ürünü olduğudur. 1983 tarihinde, Milli veya kaymakam, millî güvenlik, kamu düzeni, suç
Güvenlik Konseyi ve Danışma Meclisi tarafından işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel
kabul edilen bu düzenleme, demokratik anlayıştan ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin
uzaktır. Ancak ne yazık ki askeri yönetim sonrasın- korunması amacıyla belirli bir toplantıyı bir ayı
da aradan 30 yıl geçmesine rağmen, sivil yönetim- aşmamak üzere erteleyebilir veya suç işleneceğine
ler de demokratik bir düzenlemeye yanaşmadığı dair açık ve yakın tehlike mevcut olması hâlinde
için birçok gösteri yasa dışı sayılmaktadır. yasaklayabilir.
Kanun’a göre, herkes izin almadan toplantı ve Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri
gösteri yürüyüşü yapma hakkında sahiptirler; ama Kanun’un 23.maddesinde düzenlenmiştir. Buna
toplantıdan en az 48 saat önce Kanun’a göre oluş- göre bildirimde bulunulmaksızın yapılan gösteri
ması gereken düzenleme kurulu tarafından mülki ve yürüyüşler yasa dışıdır. Dolayısıyla, bir durumu
amirlere bildirimde bulunma zorunluluğu getiril- protesto etmek için toplanılması ve tepkinin dile
8
İdari Yargı
getirilmesi, yasa dışı olmaktadır. Bu düzenleme resinin bulunması zorunludur. Bu şartı taşımayan
sebebiyle, güvenlik güçleriyle kişiler karşı karşıya dilekçeler incelenmezler. Kanun, dilekçe sahipleri-
gelmektedirler. ne en geç otuz gün içinde gerekçeli cevap verilece-
Bu konuda kısaca belirtilmesi gereken bir diğer ğini hüküm altına almıştır.
önemli nokta ise Kanun’daki ceza hükümleridir. Kişilerin gerek kendilerini gerekse kamuyu il-
Örneğin 28.maddeye göre, kanuna aykırı toplan- gilendiren konularda ilgili birime başvurması, gör-
tı veya gösteri yürüyüşleri düzenleyen veya yöne- düğü hukuka aykırılıkları bildirmesi, ilgili birimin
tenlerle bunların hareketlerine katılanlar, fiili daha konuyu tekrar ele almasını sağladığı için önemlidir.
ağır bir cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği Kamu yönetimi, yapılan başvurular neticesinde
takdirde bir yıl altı aydan üç yıla kadar hapisle ce- isabetli olmadığını gördüğü kararlarını düzeltebi-
zalandırılmaktadırlar. lecektir. Örneğin sınav kâğıtlarının yeniden ince-
Kanun’un toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını lenmesi talebi, hatalı takdir edilen notların düzel-
sınırlı şekilde düzenlemesi sebebiyle özellikle üni- tilmesi için yararlı bir araçtır. Böylelikle hem ilgili
versite öğrencilerinin tepkilerini ortaya koydukları mağdur olmamakta hem de öğretim üyesi hukuka
gösteri ve toplantılar, yasa dışı olmakta ve gerek uygun işlem yapmaktadır. Kamu görevlileri, kişi-
kolluk güçlerinin dağıtma sırasındaki tutumları ve lerin başvurusunu, haksızlık yapmaktan kurtulma,
gerekse daha sonraki ceza yaptırımları, genç insan- hukuka uygun davranma aracı olarak görmeli;
lar için ağır ve adil olmayan sonuçlar doğurmak- tekrar incelediği kararda hata bulunduğu takdir-
tadır. de düzeltmekten memnuniyet duymalıdır. Çünkü
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının, yöneti- kamusal yetkiler, insanları mağdur etmek amacıyla
min denetiminde başvurulan demokratik bir hak verilmemiştir. Anayasa’nın 5.maddesine göre ka-
olduğunun göz önünde bulundurulması ve daha musal yetkilerin amacı esas olarak, kişilerin ve top-
kolay kullanılır hale getirilmesi gerekmektedir. Ay- lumun huzur, refah ve mutluluğunu sağlamaktır.
rıca toplantı ve gösteri yürüyüşleri, yönetime işle-
yişinin olumsuz yönlerini görme imkânını tanıdığı Anayasa Madde 5: Devletin temel amaç ve
görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve
için yararlı da olacaktır.
bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cum-
huriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin
Dilekçe Hakkı ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu
Anayasanın 74. maddesine göre: Vatandaşlar ve sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetleri-
ni, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle
karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de
bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, eko-
ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile nomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın
ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makam- maddi ve manevi varlığının gelişmesi için ge-
lara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile baş- rekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
vurma hakkına sahiptir. Kendileriyle ilgili başvur-
maların sonucu, gecikmeksizin dilekçe sahiplerine Kamu yönetiminin işleyişinde kişilerin ilgili bi-
yazılı olarak bildirilir. rime başvurmalarını düzenleyen bir diğer kanun,
İdari Yargılama Usulü Kanunu’dur. Kanun’un
10.maddesinde idareye başvurarak işlem veya ey-
Karşılıklılık Esası lem yapmasının istenmesi; 11.maddesinde ise bir
Yabancı kişilerin Türkiye’de bir haktan idari işlemin iptali, kaldırılması, değiştirilmesi veya
yararlanabilmesini, yabancı kişinin uyru- geri alınmasının talep edilmesine ilişkin kurallar
ğu olduğu ülkede aynı haklardan Türkiye bulunmaktadır. Kanun, bu maddelere göre yapılan
Cumhuriyeti vatandaşlarının yararlanabi- başvurunun otuz gün içinde cevaplanmaması ha-
liyor olması şartına bağlayan ilkedir. linde reddedilmiş sayılacağını hükme bağlamıştır.
9
İdarenin Denetlenmesi
2. Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer otuz günün bittiği tarihten itibaren
dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Otuz günlük
süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin
cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren
dört ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, otuz günlük sürenin bitmesinden
sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler.”
İdari Yargılama Usulü Kanunu Madde 11 : “1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin
kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi
yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari
dava açma süresini durdurur.
2. Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.
3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma
tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.”
Halbuki Anayasa’nın 74. maddesine göre kamusal makamlara yapılan başvuruların gecikmeksizin
yazılı olarak cevaplanması gerekmektedir. Anayasa’nın açık hükmüne rağmen İdari Yargılama Usulü
Kanunu’nun bu kurallarının değiştirilmemesi, vahim bir
hukuka aykırılıktır. Uygulamada idarenin (Devletin) cevap
vereceğini düşünen kişiler, cevap vermemeye Anayasa’ya Zımni Ret
aykırı ağır bir sonuç bağlandığını bilmedikleri için, dava İdareye yapılan başvurunun otuz gün için-
haklarını kullanamamaktadırlar. Çünkü otuz günlük cevap de cevaplanmaması halinde reddedilmiş
vermeme (zımni ret) süresi geçtikten sonra dava süresi işle- sayılmasıdır.
mektedir. İdarenin cevabı beklenirken dava süresi de kaçı-
rılmaktadır.
Öğrenme Çıktısı
10
İdari Yargı
11
İdarenin Denetlenmesi
12
İdari Yargı
korunması; kamu idarelerinin performansının de- na bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu,
ğerlendirilmesi; hesap verme sorumluluğu ve mali idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler. Anayasa
saydamlığın yerleştirilmesi ve yaygınlaştırılması.” Kamu Başdenetçisinin Türkiye Büyük Millet Mec-
Sayıştay, Kanunla verilen denetim yetkisinin yanı lisi tarafından gizli oyla dört yıl için seçileceğini hük-
sıra, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden gelen dene- me bağlamış; maddede sayılan hakların kullanılma
tim taleplerini de talep edilen konuyla sınırlı olarak ve biçimini, Kamu Denetçiliği Kurumunun kuruluşu-
öncelikle yerine getirmekle görevlidir. Sayıştay rapor- nu, görevini, çalışmasını, inceleme sonucunda yapa-
larının, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulduğu cağı işlemler ile Kamu Başdenetçisi ve kamu denet-
ve ilgili kamu idarelerine verildiği tarihten itibaren çilerinin niteliklerini kanuna bırakmıştır.
onbeş gün içerisinde Sayıştay Başkanı veya görevlen- Anayasanın 74.maddesi gereğince çıkarılan 6328
direceği başkan yardımcısı tarafından, kamuoyuna sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nda, Tür-
duyurulması, Sayıştay denetiminin önemini daha da kiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı, kamu
arttırmaktadır. Sayıştay Kanun’un 44.maddesi, ka- tüzel kişiliğini haiz, özel bütçeli ve merkezi Ankara’da
nunların açıklanmasını yasakladığı durumlar hariç bulunan Kamu Denetçiliği Kurumunda bir Başde-
tüm raporların duyurulmasını düzenlemektedir. netçi, 5 denetçi, Genel Sekreter ile diğer personelin
Hemen belirtmek gerekir ki Sayıştay sadece ra- görev yapacağı düzenlenmiştir. Kurumun görevi ;
por sunarak ve bunları duyurarak denetim yapma- idarenin işleyişi ile ilgili şikâyet üzerine, idarenin her
maktadır. Kanun’a göre kamu görevlileri hakkında türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını;
hesap yargısı olarak görev yapmakta ve sorumlu- insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka
luklarına hükmetmektedir. Kamu yönetiminin de- ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek,
netiminde asıl etkisi, hesap yargısı olarak çalışma- araştırmak ve idareye önerilerde bulunmaktır.
sından kaynaklanmaktadır.
Ancak;
a. Yasama yetkisinin kullanılmasına ilişkin işlemler,
Kamu Denetçiliği Kurumu
b. Yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin kararlar,
İdarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri incelemek
üzere, daha önce oluşturulan kamu denetçisi, Ana- c. Türk Silahlı Kuvvetlerinin sırf askerî nitelik-
yasa Mahkemesi tarafından anayasal dayanağı ol- teki faaliyetleri,
madığı gerekçesiyle Anayasa’ya aykırı bulunmuş
ve uygulamaya geçilememişti. 2010 senesinde ya- Kamu Denetçiliği Kurumunun görev alanı dı-
pılan Anayasa değişikliğinde 74. maddeye kamu şındadır.
denetçisine başvurma hakkı eklenerek, Anayasa Yönetimin işleyişindeki aksaklıkları inceleye-
Mahkemesi’nin belirttiği aykırılık giderilmiştir. rek, ilgili birimlere ileten ve gerektiğinde raporları-
74. maddeye eklenen fıkralara göre: Herkes, bil- nı yayınlayarak kamuoyuna duyuran, kamu denet-
gi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına çiliği (Ombudsman), birçok ülkede uygulanmakta
sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı- ve yararlı olmaktadır.
Yaşamla İlişkilendir
“Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Ku- olmak üzere birtakım yetersizlikleri bulunmakta-
rumuna Bağlı Kuruluşlar Hakkında” dır. Bu noktada, Sağlık Bakanlığı ile ortak bir ça-
... lışma yapılması, haklarında tedbir kararı verilen
Mevcut durumda SHÇEK kuruluşlarından çocuklara verilecek hizmeti amacına ulaştırma
ciddi olarak psikolojik destek ve rehabilitasyon açısından faydalı olacaktır.
hizmeti vermesi beklenmektedir. Genel olarak Ayrıca, sivil toplum kuruluşlarının bu alana
SHÇEK teşkilatının bütçe kaynaklı sıkıntılarının olan farkındalığı artırılmalı, doğrudan yönetim
fazla olmadığı gözlemlenmektedir. Ancak mev- sorumluluğu dışında kalan alanlarda kendileriyle
cut yapılanma içinde SHÇEK’in koruma, bakım işbirliği yoluna gidilmelidir. Ayrıca, her alanda
ve sosyal rehabilitasyon açısından başta personel olduğu gibi bu alanda da sivil toplumun kurumla
13
İdarenin Denetlenmesi
ilişkisinin hukuki bir düzleme oturtulması gerek- gelen sertifika eğitiminden geçirilmesi ve sertifi-
mekte, bu amaçla düzenlenecek mevzuatın, ya- kası olmayan personelin çalıştırılmaması da söz
şanabilecek olumsuzlukların önüne geçilmesine konusu kuruluşlarda verilen hizmetin kalitesini
yardımcı olacağı düşünülmektedir. artırmada yardımcı olacaktır.
Kurumlarda kalan çocukların kolaylıkla ulaşa- Sosyal hizmet envanterinin çıkarılması ve
bilecekleri, özel ilgi konusu oluşturan geniş bir din- buna yönelik olarak her yıl ikiden az olmamak
lendirici ve eğlendirici donanım ve hizmet yelpazesi üzere mülki idare amirlerinin başkanlığında, be-
yaratılarak çocuklarımızın kurumda bulundukları lediye başkanları, SHÇEK il müdürü, il emniyet
zaman aralığı faydalı olarak değerlendirilmeli ve on- müdürü, il milli eğitim müdürü ile mahalle ve
ların topluma kazandırılması sağlanmalıdır. köy muhtarlarının katılımıyla koordinasyon top-
SHÇEK kuruluşlarında çalışan sosyal hiz- lantılarının yapılması ve bu toplantı sonucunda,
met uzmanı, psikolog ve sosyal çalışmacı sayısı sosyal hizmete ihtiyaç duyan ya da duyması olası
ile üniversitelerdeki sosyal hizmet yüksek okulla- ailelerin ve aile fertlerinin tespitinin yapılarak ön-
rının sayılarının veya mevcut bölüm kontenjan- leyici hizmetlere ağırlık verilmesi sağlanmalıdır.
larının ihtiyaç doğrultusunda artırılması sağlan- Son olarak, korunmaya muhtaç çocukları
malıdır. Aynı zamanda söz konusu kadrolar için bünyesinde barındırarak ihtiyaçlarını karşılama-
personel alımı esnasında, bu kişilerin genel sağlık ya çalışan ve dolayısıyla oldukça dikkat gerekti-
raporlarında psikolojik tetkik ve test sonuçlarının ren bir görevi olan SHÇEK’e bağlı kuruluşların
bulunması da talep edilmelidir. mülki idare amirleri başta olmak üzere diğer
Bu kuruluşlarda çalışan personel için çalış- hiyerarşik amirlerince de denetimlerinin sıklaş-
ma şartları gözden geçirilerek çalışılan bölüm tırılması gerekmektedir. İl bazında yapılan bu
veya birimin zorluğuna göre kendilerine özel denetimlerin raporlarının Komisyonumuza yıllık
hizmet tazminatı ödenmesi, personelin hizmet olarak gönderilmesi de denetimlerin verimliliğini
içi eğitimlerinin yıl içinde farklı periyotlarla sağ- artıracaktır….”
lanması, hizmet alımı yoluyla istihdam edilen TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komis-
personelin verdiği hizmetin uygunluğuna denk yonu Raporu 2010.
Öğrenme Çıktısı
İDARİ DENETİM
Kamu yönetiminin işleyişinin hukuk kurallarına uygun olması, Anayasa emri olduğu için, işleyişteki
hukuka aykırılıkların tespiti ve önlenmesi, idarenin görevidir. Kamu yönetimi Anayasal zorunluluğa uy-
ması halinde, yukarıda sayılan denetim yollarına ve yargı makamlarına gerek kalmaksızın kişilere hizmet
sunulabilecektir. Yönetimin işleyişinin hizmet gereklerine ve hukuka uygun olması halinde, diğer denetim
yolarına başvurulsa dahi sonuç alınamayacak, bir süre sonra idareye duyulan güven oranında uyuşmazlık-
lar azalacaktır. Bu sebeple idarenin kendisini denetlemesi önem taşımaktadır.
14
İdari Yargı
Araştırmalarla
İlişkilendir
Danıştay 8. Dairesinin 29.04.2003 tarih ve lantıları olarak tanımlamaktadır. Bu sıralı bağ-
Esas No:2002/1831, Karar No:2003/1942 sayılı lantı, “üst”ün daha alttaki kamu görevlisine karşı
kararı. sahip olduğu hiyerarşik yetkiyi esas alır. Üstün
asta karşı sahip olduğu etkisel güç, ast’a işlemleri-
“TÜRK MİLLETİ ADINA ni yapmadan emir verme, yol gösterme ve ast’ın
Hüküm veren Danıştay Sekizin- işlemlerini onama, değiştirme ve düzeltme biçi-
ci Dairesince işin gereği görüşüldü: minde ortaya çıkar. Kamu görevlileri arasındaki
Uyuşmazlık, Üniversitesi Rektörlüğünce kadro bu bağlantı ve yukarıya doğru artan yetki kullanı-
tahsisine ilişkin başvurunun Yükseköğretim Ku- mı idari birimler arasında da bir sıralamaya etken
rulu Başkanlığınca zımnen reddedilmesine ilişkin olur. Bu durumun kaçınılmaz sonucu olarak sı-
işlemden doğmuştur. ralı idari birimler arasında dava açma olanağının
söz konusu edilemeyeceği açıktır.
İdare Mahkemesince; Yükseköğretim Kurulu
Başkanlığı ile Üniversite Rektörlüğü arasındaki Anayasamızda kaynağını bulan yükseköğre-
ilişki “ hiyerarşik ilişki” olarak nitelendirilerek; nimin yapısı ise, hiyerarşik ilişkinin egemen oldu-
bu ilişkinin “alt” makamı olan üniversite rektör- ğu idare örgütünden farklı özellikler içermekte-
lüğünün, kadro tahsis edilmemesine ilişkin işlem dir. Anayasanın 130. maddesinde üniversitelerin
yönünden dava açma ehliyetinin bulunmadığı kamu tüzel kişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip
gerekçesiyle dava reddedilmiştir. olduğu vurgulanmakta, rektörlerin Cumhurbaş-
kanınca, dekanların ise Yükseköğretim Kurulun-
Uyuşmazlığa konu işlem yönünden davacı ca seçilip atanacağı açıklanmaktadır. Anayasanın
üniversitenin dava ehliyetinin olup olmadığını 131. maddesinde de; yükseköğretim kurumları-
belirleyebilmek için Yükseköğretim Kurumu ile nın öğretimini planlamak, düzenlemek, yönet-
üniversiteler arasındaki ilişkinin hukuki niteliği- mek ve denetlemek temel göreviyle donatılmış
nin belirlenmesi gerekmektedir. Anayasanın 123. Yükseköğretim Kuruluna yer verilmektedir. Yük-
maddesiyle getirilen “idarenin bütünlüğü” ilkesi- seköğretim Kurulu, Üniversite, Bakanlar Kurulu
nin uygulanmasına yönelik olarak iki temel ilişki ve Genel Kurmay başkanlığınca seçilip Cumhur-
biçimi ve denetim yöntemi kendini göstermekte- başkanınca atanan ve Cumhurbaşkanınca doğ-
dir. Bunlar, “hiyerarşi” ve “İdari vesayet”tir. rudan doğruya seçilen üyelerden oluşmaktadır.
Hiyerarşi, gerek öğreti ve gerekse uygulama- Yükseköğretim Kurulunun kamu tüzel kişiliğine
da, idare örgütünde yer alan kamu görevlilerinin sahip olduğu Anayasa ve ilgili Yasada vurgulanan
sıralı bir dizilme içindeki, derecelendirilmiş bağ- diğer bir konudur.
15
İdarenin Denetlenmesi
Öğrenme Çıktısı
16
İdari Yargı
YARGISAL DENETİM
Yargısal denetim kamu yönetiminin hukuka uygun işlemesinin sağlanmasında diğer denetim yollarının
yetersiz ya da etkisiz kalması halinde gerçekleşen denetimdir. Kamu yönetimi eylem ve işlemlerinde hu-
kuka uygun hareket etme yükümlülüğü altında olsa da bazen bu yükümlülüğüne aykırı eylem ve işlemler
yapabilmektedir. Bu durumda hukuka aykırılıkların tespiti ve sonuçlarının ortadan kaldırılması ile bireyle-
rin temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması için bağımsız ve tarafsız yargı organları tarafından
kamu yönetiminin denetlenmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Yargısal denetim ya hukuka aykırı idari
işlemlerin iptali ya da idari işlem ve eylemlerden zarar görenlerin zararlarının tazmini yoluyla gerçekleş-
mektedir. Yargısal denetimin nasıl gerçekleştiği ise ilerleyen ünitelerde ayrıntılı şekilde ele alınacaktır.
Öğrenme Çıktısı
17
İdarenin Denetlenmesi
18
İdari Yargı
19
İdarenin Denetlenmesi
1
Aşağıdakilerden hangisi kamu denetimini 5 Aşağıdakilerden hangisi kamu denetimini
sağlayan yollardan biri değildir? sağlayan anayasal düzenlemelerden biri değildir?
A. Devlet Denetleme Kuruluna başvuru A. Çalışanların örgütlenme hakları
neler öğrendik?
2 İdarenin bir başka idari birim tarafından de- 6 Kamu Başdenetçisi aşağıdakilerden hangisi
netlenmesini sağlayan denetime ne ad verilir? tarafından seçilir?
A. Yargısal denetim A. Kamu denetçileri
B. Hiyerarşik denetim B. Sayıştay
C. İdari vesayet denetimi C. TBMM
D. Kamuoyu denetimi D. Cumhurbaşkanı
E. Yasama denetimi E. Devlet Denetleme Kurulu
3
Aşağıdakilerden hangisi hesap yargısı olarak 7 Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar
görev yapar? hakkında soruşturma yapılmasını sağlayan TBMM
A. Devlet Denetleme Kurulu denetim yolu aşağıdakilerden hangisidir?
B. Sayıştay A. Soru
C. Kamu Başdenetçisi B. Gensoru
D. Danıştay C. Meclis araştırması
E. Yargıtay D. Genel görüşme
E. Meclis soruşturması
4 Dilekçe hakkının kullanılmasını düzenleyen
Kanun’a göre dilekçe sahibine en geç kaç gün için- 8 Aşağıdakilerden hangisi bilgi edinme hakkı-
de cevap verilmelidir? nın kapsamındadır?
A. 7 A. Kişilerin meslek onurunu etkileyecek istihbarat
B. 10 bilgi ve belgeleri
C. 15 B. Ticari sırlar
D. 30 C. Kamuoyunu ilgilendirmeyen kurum içi yazış-
E. 60 malar
D. Haberleşmenin gizliliğini ihlal edecek bilgi ve
belgeler
E. Devlet sırları
20
İdari Yargı
9 Aşağıdakilerden hangisi TBMM İnsan Hak- 10 İdari Yargılama Usulü Kanunu çerçevesinde
larını İnceleme Komisyonu ile ilgili aşağıdaki ifa- bireylerin bir idari işlemin iptali, kaldırılması, de-
delerden hangisi yanlıştır? ğiştirilmesi veya geri alınması talebiyle yaptıkları
neler öğrendik?
A. Komisyon Ankara dışında da çalışabilir. başvuruların kaç gün içinde cevaplandırılması ge-
rekmektedir?
B. Komisyon, gerekli gördüğünde uzmanların bil-
gisine başvurabilir. A. 7
C. İnsan hakları ihlallerine ilişkin başvuru sahip- B. 10
lerine altmış gün içinde başvurunun sonucu ya C. 15
da yapılmakta olan işlem hakkında bilgi verilir. D. 30
D. Komisyon başvuru üzerine inceleme yapabilir, E. 60
re’sen inceleme yapamaz.
E. Komisyon gerektiğinde dış ülkelerdeki insan
hakları ihlallerini inceleyebilir.
21
İdarenin Denetlenmesi
1. A Yanıtınız yanlış ise “Dolaylı Denetim” konu- 6. C Yanıtınız yanlış ise “Dolaylı Denetim” konu-
sunu yeniden gözden geçiriniz. sunu yeniden gözden geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı
3. B Yanıtınız yanlış ise “Sayıştay” konusunu ye- 8. A Yanıtınız yanlış ise “Bilgi Edinme Hakkı”
niden gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.
4. D Yanıtınız yanlış ise “Dilekçe Hakkı” konusu- 9. D Yanıtınız yanlış ise “Komisyonlar” konusunu
nu yeniden gözden geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.
Araştır Yanıt
1 Anahtarı
İdare, hukuk kuralları ile kendisine verilen yetkileri kullanırken hukuk devleti
ilkesi gereğince hukuka ve toplumun ortak yararını temsil ettiği için de kamu
yararına uygun hareket etmelidir. Ancak idare, kamu görevlilerinin bazen ha-
Araştır 1 tası, tecrübe veya bilgi eksikliği bazen de kamu yararı amacı dışında kişisel
duygularla hareket etmeleri sonucu hukuka aykırı hareket edebilmektedir. Bu
hukuka aykırılığın önüne geçmek ve hukuk sınırları içine çekmek için idare-
nin denetlenmesi gerekir.
22
İdari Yargı
Araştır Yanıt
1 Anahtarı
İdari denetim iki şekilde gerçekleşir: İdari vesayet ve hiyerarşi. Esas itibariyle
merkezden yönetimin yerinden yönetim idareleri üzerindeki denetimi şeklin-
de gerçekleşen idari vesayet bazen iki ayrı yerinden yönetim idaresi yani iki
ayrı tüzel kişilik arasında da söz konusu olabilmektedir. Dolayısıyla idari ve-
Araştır 4 sayette her zaman iki ayrı tüzel kişilik söz konusudur. Hiyerarşi ise aynı tüzel
kişilik içinde gerçekleşen denetimdir. Hiyerarşide kamu görevlileri hiyerarşik
olarak kademelenir ve üst astın işlemlerini denetler, memuriyet durumuna
ilişkin işlemler yapar.
Kaynakça
Altun.M ve Kuluçlu, E. (2005). Doktrin ve Mevzuat Eryılmaz, B. (2010). Kamu Yönetimi (3. Baskı).
Işığında Kamuoyu Denetimine Genel Bir Bakış. Ankara: Okutman Yayıncılık.
Sayıştay Dergisi, (Sayı:56, Ocak-Mart 2005).
Yasin,M. (2011). İdarenin Yasama Tarafından
s.23-51.
Denetlenmesi. İstanbul: On İki Levha Yayıncılık.
Ergun,T. (2004). Kamu Yönetimi. Ankara: TODAİE
Yayınları.
23
Bölüm 2
Yargı Yetkisi ve Yargı Düzenleri
1 2
Yargı Yetkisi Anayasa Yargısı: Anayasa Mahkemesi
öğrenme çıktıları
3 4
3 Adli yargıda çözümlenecek uyuşmazlıklar 4 İdari yargı düzeninde çözümlenecek
ile adli yargı düzenine dâhil mahkemeleri uyuşmazlıklar ile idari yargı düzenine dâhil
saptayabilme mahkemeleri belirleyebilme
5 6
Uyuşmazlık Mahkemesi
Sayıştay 6 Uyuşmazlık Mahkemesi’nin kuruluşunu ve
5 Sayıştay’ın görevlerini açıklayabilme görevlerini anlatabilme
Anahtar Sözcükler: • Anayasa Mahkemesi • Yargıtay • Danıştay • Sayıştay • Hâkimler ve Savcılar Kurulu
• Uyuşmazlık Mahkemesi
24
İdari Yargı
GİRİŞ
Bireyler arasında ya da bireylerle devlet arasın-
da çıkan uyuşmazlıkların çözümlenmesini sağla- dikkat
yan yargılama faaliyeti Anayasa’da bir yeki olarak Anayasa’nın 9.maddesi, yargıyı bir devlet
düzenlenmiş ve bu yetkinin de bağımsız mahke- işlevi olarak düzenlemiş ve yargı yetkisi-
melerce kullanılacağı öngörülmüştür. Gerçekten nin, Türk Milleti adına bağımsız mah-
de temel hak ve hürriyetlerin korunmasını sağ- kemelerce kullanılacağını belirtmiştir.
layan yargılama faaliyetinin bu amacına ulaşma-
sı için Anayasa’da mahkemelerin bağımsızlığını
sağlamak üzere belli mekanizmalar öngörülmüş- Yargı Bağımsızlığı
tür. Buna göre; mahkemelerin bağımsızlığını sağ- Yargı yetkisi, hukuk devletinin temel kurum-
lamak üzere hâkimlik ve savcılık teminatı öngö- larından olduğu için, her türlü baskı ve etkiden
rüldükten başka yasama ve yürütme organlarına uzak bir biçimde yürütülmelidir. Anayasa, yargı
karşı bağımsızlığını sağlamak amacıyla hâkim bağımsızlığını, iki ayrı maddede vurgulamıştır.
ve savcıların özlük işlerini düzenlemek üzere 138.madde mahkemelerin bağımsızlığını düzen-
Hâkimler ve Savcılar Kurulu kurulmuştur. Yine lerken; 139.maddede hâkimlik ve savcılık teminatı
mahkemelerin kuruluşunun, görev ve yetkileri- kurallaştırılmıştır.
nin yasa ile olacağının düzenlenmesi hatta yüksek Aslında mahkemelerin bağımsızlığı ile yargıç-
mahkemelerin doğrudan Anayasa’da öngörülmesi ların bağımsızlığı eş anlamlıdır. Mahkemelerin
de yargılama yetkisinin önemini ortaya koymak- bağımsızlığının, yargı erkinin en önemli ögesi olan
tadır. 1982 Anayasası’nın ilk şeklinde anayasa yargıçlardan ayrı düşünülmesi mümkün değildir.
yargısı, adli yargı, idari yargı, askeri adli ve askeri Mahkemelerin bağımsızlığı, yargının yasama ve
idari yargı olmak üzere başlıca beş yargı düzeni yürütme organlarına karşı bağımsız yapısını, bu
öngörülmüş; adli, idari ve askeri yargı mercileri doğrultuda yetkilerini kullanmayı, görevlerini ye-
arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıkları- rine getirmeyi ifade etmektedir. Yargıçların bağım-
nı çözümlemek için de Uyuşmazlık Mahkemesi sızlığı ise yasama ve yürütme organlarına bağlı ol-
kurulmuştur. 21.1.2017 tarih ve 6771 sayılı Ka- madan Anayasa’ya ve hukuka uygun olarak vicdani
nun ile gerçekleştirilen anayasa değişikliği ile As- kanılarına göre hüküm vermelerini amaçlar.
keri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Anayasa’nın 138.maddesine göre, hâkimler,
kaldırılmış, 142. maddeye eklenen 2. fıkra ile de görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasa’ya, kanuna
disiplin mahkemeleri dışında askerî mahkemeler ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre
kurulamayacağı, ancak savaş halinde, asker kişile- hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya
rin görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere
davalara bakmakla görevli askerî mahkemeler ku- ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gön-
rulabileceği hususu hüküm altına alınmıştır. deremez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Bu bölümde öncelikle yargı yetkisi ele alınacak, Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama
daha sonra da Anayasa’da öngörülen yargı düzenle- Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili
ri ayrı ayrı incelenecektir. soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi
bir beyanda bulunulamaz.
Yasama ve yürütme organları ile idare, mahke-
YARGI YETKİSİ me kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve
Yargılama, toplum yaşamında bireyler arasın- idare, mahkeme kararlarını hiç bir surette değiştire-
da ya da bireylerle Devlet arasında ortaya çıkan mez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.
uyuşmazlıkların, yargılama yöntemleri kullanılarak Anayasa, hâkimlik ve savcılık teminatını 139.
çözümlenmesidir. Günümüzde devletlerarası uyuş- maddede şu şekilde düzenlemektedir: Hâkimler ve
mazlıkların da yargı yoluyla çözümlenmeye başlan- savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe altmış
dığını görmekteyiz. Kişi hak ve hürriyetlerinin ko- beş yaşını bitirinceye kadar emekliye ayrılamaz; bir
runmasının başta gelen koşulu, hukuk kurallarına mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle
uyulmasının bağımsız mahkemelerce denetlenme- de olsa aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından
sinin sağlanmasıdır. yoksun kılınamaz.
25
Yargı Yetkisi ve Yargı Düzenleri
26
İdari Yargı
Öğrenme Çıktısı
27
Yargı Yetkisi ve Yargı Düzenleri
28
İdari Yargı
29
Yargı Yetkisi ve Yargı Düzenleri
Öğrenme Çıktısı
30
İdari Yargı
Hakkında Kanun’un 4.maddesine göre hukuk mahkemeleri, sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleri
ile özel kanunlarla kurulan diğer hukuk mahkemeleridir. Asliye ticaret mahkemeleri, iş mahkemeleri, ka-
dastro mahkemeleri, aile mahkemeleri bu tür mahkemelere örnektir. Kanun’un 8.maddesine göre ise ceza
mahkemeleri, asliye ceza ve ağır ceza mahkemeleri ile özel kanunlarla kurulan diğer ceza mahkemeleridir.
5235 sayılı Kanunla adli yargı düzeninde bölge adliye mahkemeleri kurulmuştur. Bölge adliye mah-
kemeleri, Yargıtay’ın ağır iş yükünü hafifletecek, davaların daha çabuk sonuçlanmasını sağlayacak mahke-
melerdir. Bölge adliye mahkemelerinin esas görevi, adli yargı ilk derece mahkemelerince verilen ve kesin
olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip karara bağlamaktır.
Bölge adliye mahkemeleri, hukuk ve ceza dairelerinden oluşur. Her bölge adliye mahkemesinde en az
üç hukuk ve en az iki ceza dairesi bulunur. Gerekli hâllerde dairelerin sayısı, Adalet Bakanlığının önerisi
üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca artırılıp azaltılabilir. Dairelerde bir başkan ile yeteri kadar
üye bulunur.
Öğrenme Çıktısı
3 Adli yargıda çözümlenecek uyuşmazlıklar ile adli yargı düzenine dâhil mahkemeleri
saptayabilme
Öğrenme Çıktısı
4 İdari yargıda çözümlenecek uyuşmazlıklar ile adli yargı düzenine dâhil mahkemeleri
saptayabilme
31
Yargı Yetkisi ve Yargı Düzenleri
Öğrenme Çıktısı
32
İdari Yargı
Araştırmalarla
İlişkilendir
Sayıştay 6. Dairesinin, 25.05.2017 tutanak tarihli, Karar No: 462, İlam No: 509, sayılı kararı.
“Avukatlık vekalet ücreti
...tarih ve … sayılı İlamın 1’inci maddesi ile tazminine hükmolunan konunun 6085 sayılı Sayıştay
Kanunu’nun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasının (ç) bendi hükmü gereğince yargılamanın iadesi yoluy-
la görüşülmesine karar verildi.
Anılan İlamın .. maddesi ile …. Belediyesi Hukuk İşleri Müdürlüğünde sözleşmeli olarak görev
yapan avukatlara, Belediye lehine sonuçlanan dava ve icra takipleri nedeniyle hükme bağlanarak karşı
taraftan tahsil olunan vekâlet ücretlerinin dağıtımında 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu
İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde
Kararname’nin 14’üncü maddesine aykırı hareket edilmesi sonucunda kamu zararına neden olunduğu
gerekçesiyle … -TL’nin tazminine karar verilmişti.
Bu tazmin hükmüne karşı sorumlulardan Harcama Yetkilisi (Mali Hizmetler Daire Başkanı) …
tarafından Sayıştay Temyiz Kuruluna yapılan temyiz başvurusu üzerine anılan Kurulca 19.04.2016 ta-
rih ve 41815 tutanak sayılı Kararda “ Söz konusu tazmin hükmü ile ilgili olarak ibraz edilen belgelerin
incelenmesi temyiz konusu olmadığından bu hususta kurulumuzca yapılacak işlem olmadığına ve sözü
edilen belgeler yargılanmanın iadesini gerektirir nitelikte görüldüğü takdirde bu yolda işlem yapılması-
nı teminen dosyanın DAİRESİNE TEVDİİNE” karar verilmişti.
Temyiz kurulunun anılan kararı üzerine Dairemize havale edilen söz konusu dosyanın incelenmesi
sonucunda; 2012 yılında yapılan Avukatlık Vekâlet Ücreti ödemelerinden …-TL tutarındaki ödemenin
2011 yılına ilişkin olduğu, ancak 2011 yılında ödenmeyerek emanet hesabına aktarıldığı, yargılama
sırasında ise 2011 yılında hak edilen vekâlet ücretlerinin ilgililere 2012 yılında ödendiği gerekçesiyle
yasal limitin üzerinde bir ödeme gibi değerlendirildiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, 2011 yılında avukatların alabilecekleri vekâlet ücretlerinin ödenmesinin 2012 yılında
gerçekleştiği, dolayısıyla avukatlara yapılan vekâlet ücreti ödemelerinin yasal limitler dahilinde olduğu
ve bu nedenle kamu zararının oluşmadığı sonucuna varıldığından, … tarih ve .. sayılı İlamın …’inci
maddesi ile verilen … -TL’ye ilişkin tazmin hükmünün Harcama yetkilisi …. ile Gerçekleştirme Gö-
revlisi …’ın uhdelerinden kaldırılmasına işbu Ek İlamın tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içerisinde
Sayıştay Temyiz Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.”
33
Yargı Yetkisi ve Yargı Düzenleri
Öğrenme Çıktısı
34
İdari Yargı
Anayasa’da bir yeki olarak düzenlenen yargı yetkisi bireyler arasında ya da bireylerle devlet arasında çıkan
uyuşmazlıkları çözümler. Yargı yetkisi temel hak ve hürriyetlerin korunmasını sağlayan bir yetkidir. Bu ne-
denle yargının yasama ve yürütme karşısında bağımsız olması gerekir. Nitekim Anayasa’da yargının bağım-
sız mahkemeler eliyle kullanılacağı düzenlenmiştir. Bu çerçevede Anayasa’da mahkemelerin bağımsızlığını
sağlamak üzere hâkim ve savcılar için hâkimlik ve savcılık teminatı öngörülmüştür. Yasama ve yürütme
organlarına karşı yargının bağımsızlığını sağlamak amacıyla hâkim ve savcıların özlük işlerini düzenlemek
üzere Hâkimler ve Savcılar Kurulu kurulmuştur. Bunlardan başka Anayasa’da mahkemelerin kuruluşunun,
görev ve yetkilerinin yasa ile düzenleneceği öngörülmüş ve yüksek mahkemeler doğrudan Anayasa’da yer
almıştır. Gerçekten de Anayasa’da; anayasa yargısı, adli yargı, idari yargı, olmak üzere başlıca üç yargı düzeni
öngörülmüş, adli ve idari yargı mercileri arasında çıkacak görev ve hüküm uyuşmazlıklarını çözümlemek
üzere Uyuşmazlık Mahkemesi kurulmuştur.
Kanunların anayasaya uygunluğunu denetlemekle görevli anayasa yargısında bu görevi yerine getirmek üzere
Anayasa Mahkemesi kurulmuştur. On beş üyeden oluşan Anayasa Mahkemesi’nin üç üyesini TBMM, on
iki üyesini ise Cumhurbaşkanı, on iki yıl için seçer. Belirtmek gerekir ki Anayasa Mahkemesi’nin görevleri
kanunların anayasaya uygunluğunun denetlenmesi ile sınırlı değildir. Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşka-
nına, Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubu ile TBMM üye tamsayısı-
nın en az beşte biri tutarındaki üyelerce açılacak iptal davası yoluyla kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararn-
melerinin ve Türkiye büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün Anayasa’ya şekil ve esas bakımından uygunluğunu
denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler. Görülmekte olan bir davada, mahke-
me uygulanacak bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnmelerinin hükmünü Anayasa’ya aykırı bulursa
ya da taraflardan birinin anayasaya aykırılık itirazının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesi
itiraz üzerine inceleme yapar. Bunlardan başka Anayasa Mahkemesi, Yüce Divan sıfatıyla Cumhurbaşkanı,
TBMM Başkanı, yüksek yargı organları üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcılarını, bakanları ve Genelkurmay
Başkanı ile kuvvet komutanlarını da görev suçları nedeniyle yargılama yetkisine sahiptir. Anayasa Mahke-
mesi ayrıca milletvekilliğinin düşmesine ve yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin Türkiye Büyük
Millet Meclisi kararlarına karşı yapılan itirazları inceler, siyasal partilerin kapatılmalarına ilişkin davaları
görür ve siyasal partilerin mali denetimlerini yapar. Son olarak Anayasa Mahkemesi 1982 Anayasası’nda
2010 yılında yapılan değişiklikle, bireylere Anayasa’da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddi-
asıyla yaptıkları bireysel başvuruları inceleme yetkisine sahiptir.
35
Yargı Yetkisi ve Yargı Düzenleri
Adli yargıda ceza davaları ile kişiler arasında çıkan hukuki uyuşmazlıklar çözümlenir. Adli yargı düzeninin
yüksek mahkemesi Anayasa’nın 154. maddesi gereğince Yargıtay’dır. Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen
ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla
gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar. Adli yargı düzeni içindeki mahkemeler
hukuk ve ceza mahkemeleri olarak ikiye ayrılır. Hukuk mahkemeleri, sulh hukuk ve asliye hukuk mahkeme-
leri ile özel kanunlarla kurulan asliye ticaret mahkemeleri, iş mahkemeleri, kadastro mahkemeleri gibi diğer
mahkemelerden oluşur. Ceza mahkemeleri ise asliye ceza ve ağır ceza mahkemeleri ile özel kanunlarla kuru-
lan diğer ceza mahkemeleridir. 5235 sayılı Kanunla adli yargı düzeninde Yargıtay’ın iş yükünü hafifletmek
üzere bölge adliye mahkemeleri kurulmuştur. Bölge adliye mahkemelerinin esas görevi, adli yargı ilk derece
mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip karara
bağlamaktır. Bölge adliye mahkemeleri de hukuk ve ceza dairelerinden oluşur. Her bölge adliye mahkeme-
sinde en az üç hukuk ve en az iki ceza dairesi bulunur.
İdari yargı; yürütme ve idarenin hukuka aykırı işlemlerini iptal etmek; idari işlem ve eylemlerden zarar gö-
renlerin zararlarının tazminini sağlamakla görevli yargı düzenidir. İdari yargı düzeninin yüksek mahkemesi
Danıştay’dır. Danıştay, idari mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idari yargı merciine bırakmadığı
karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahke-
mesi olarak bakar. Danıştay dışındaki idari yargı düzenine dâhil mahkemeler ise idare mahkemeleri, vergi
mahkemeleri ve bölge idare mahkemeleridir. Bir sonraki ünitenin konusunu oluşturan idari yargı düzenin-
deki mahkemeler ayrıntılı olarak sonraki ünitede ele alınacaktır.
36
İdari Yargı
5 Sayıştay’ın görevlerini
açıklayabilme
Anayasa’da gördüğü hizmetin niteliği ve çalışma usulünün yargısal usule yakınlığı nedeniyle yargı bölümü
içerisinde düzenlenen Sayıştay, merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik
kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek, sorum-
luların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme
bağlama işlerini yapmakla görevlidir. Sayıştay’ın kesin hükümleri hakkında ilgililer yazılı bildirim tarihin-
den itibaren on beş gün içinde bir kereye mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler.
Ancak bu kararlar dolayısıyla idari yargı yoluna başvurulamaz. Sayıştay’ın sorumluların hesap ve işlemlerini
kesin hükme bağlaması; yargılamaya esas rapor hazırlanması, yargılama ve temyiz olmak üzere üç aşamada
gerçekleşir. Son olarak belirtmek gerekir ki vergi, benzeri mali yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay
ile Sayıştay kararları arasında çıkan uyuşmazlıklarda Danıştay kararları esas alınır.
Uyuşmazlık Mahkemesi
Birden çok yargı düzeninin olduğu ülkemizde yargı düzenlerinin görevlerini düzenleyen yasalar, mahkeme-
ler arasında görev uyuşmazlığı çıkmasını önleyememektedir. Bu nedenle birbirinden farklı yargı düzenine
tabi mahkemeler arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının çözümlenmesi için Anayasa’nın 158.
maddesi ile Uyuşmazlık Mahkemesi kurulmuştur. Uyuşmazlık Mahkemesi adli ve idari yargı mercileri ara-
sındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir. Hukuk ve ceza bölümlerine
ayrılan Uyuşmazlık Mahkemesi, bir Başkan ile on iki asıl, on iki yedek üyeden oluşur. Uyuşmazlık Mahke-
mesi Başkanı, Anayasa Mahkemesi’nce kendi asıl ve yedek üyeleri arasından seçilir.
37
Yargı Yetkisi ve Yargı Düzenleri
B. Yargıtay A. Bakanlar
C. Askeri Yargıtay B. Cumhurbaşkanı
D. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi C. Milletvekilleri
E. Yüksek Seçim Kurulu D. Genelkurmay Başkanı
E. Yargıtay Başkanı
2 Anayasa’da güvence altına alınmış temel hak
ve özgürlüklerden, Avrupa İnsan Hakları Söz- 6 Uyuşmazlık Mahkemesi ile ilgili aşağıdaki
leşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu ifadelerden hangisi yanlıştır?
gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa A. Birden fazla yargı düzeninin varlığının kaçınıl-
Mahkemesi’ne yapılan başvuruya ne ad verilir? maz sonucu olarak ortaya çıkacak uyuşmazlık-
A. İptal davası larının çözümlenmesi için kurulmuştur
B. İtiraz yolu B. Hukuk ve ceza bölümlerine ayrılır
C. Kanun yolu C. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı, Anayasa
Mahkemesi’nce kendi asıl ve yedek üyeleri ara-
D. Bireysel başvuru
sından seçilir
E. Şikâyet
D. Diğer mahkemelerle Anayasa Mahkemesi
arasındaki görev uyuşmazlıklarında Anayasa
3 Aşağıdakilerden hangisi idari yargı düzenine Mahkemesi’nin kararını esas alınır
dâhil mahkemelerden biri değildir? E. Adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev,
A. Danıştay yetki ve hüküm uyuşmazlıklarını karara bağlar
B. Kadastro mahkemesi
C. İdare mahkemesi 7 Aşağıdakilerden hangisi Sayıştay’ın görevle-
D. Bölge idare mahkemesi rinden biri değildir?
E. Vergi mahkemesi A. Mahalli idarelerin hesap ve işlemlerinin kesin
hükme bağlamak
4 Aşağıdakilerden hangisi Anayasa B. Siyasi partilerin gelir, gider ve mallarını TBMM
Mahkemesi’nin görevlerinden biri değildir? adına denetlemek
C. Sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme
A. Anayasa Mahkemesi üyelerini görev suçların- bağlamak
dan yargılamak
D. Sosyal güvenlik kurumlarının gelir, gider ve
B. Siyasi partilerin mali denetimini yapmak mallarını TBMM adına denetlemek
C. Milletlerarsı anlaşmaları anayasaya uygunluk E. Merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu
yönünden incelemek idarelerinin gelir, gider ve mallarını TBMM
D. Milletvekilliğinin düşürülmesi kararına yapılan adına denetlemek
itirazları incelemek
E. Milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılması
kararına yapılan itirazları incelemek
38
İdari Yargı
8 Aşağıdakilerden hangisi adli yargı düzenine 10 Hâkimler ve Savcılar Kurulu ile ilgili aşağıda-
dâhil mahkemelerden biri değildir? ki ifadelerden hangisi yanlıştır?
neler öğrendik?
A. Aile mahkemeleri A. Kurulu Adalet Bakanı temsil eder.
B. İş mahkemeleri B. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî
C. Ticaret mahkemeleri üyesidir.
D. İdare mahkemeleri C. Tüm kararlarına karşı yargı mercilerine başvu-
E. Kadastro mahkemeleri rulabilir.
D. Adli ve idari yargı hâkim ve savcılarını mesleğe
9 Aşağıdakilerden hangisi Anayasa Mahkemesi- kabul eder.
ne üye seçer? E. Adli ve idari yargı hâkim ve savcıları hakkında
disiplin cezası verme yetkisine sahiptir.
A. Hâkimler ve Savcılar Kurulu
B. Adalet Bakanı
C. Uyuşmazlık Mahkemesi
D. Danıştay
E. Türkiye Büyük Millet Meclisi
39
Yargı Yetkisi ve Yargı Düzenleri
1. B Yanıtınız yanlış ise “Adli Yargı-Yargıtay” ko- 6. E Yanıtınız yanlış ise “Uyuşmazlık Mahkeme-
nusunu yeniden gözden geçiriniz. si” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı
2. D Yanıtınız yanış ise “Bireysel Başvuru” konu- 7. B Yanıtınız yanlış ise “Sayıştay” konusunu ye-
sunu yeniden gözden geçiriniz. niden gözden geçiriniz.
3. B Yanıtınız yanlış ise “İdari Yargı – Danıştay” 8. D Yanıtınız yanlış ise “Adli Yargı – Yargıtay”
konusunu yeniden gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.
4. C Yanıtınız yanlış ise “Anayasa Mahkemesi’nin 9. E Yanıtınız yanlış ise “Anayasa Mahkemesi-Ku-
Görevleri” konusunu yeniden gözden geçiriniz. ruluşu” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
5. C Yanıtınız yanlış ise “Yüce Divan” konusunu 10. C Yanıtınız yanlış ise “Hâkimler ve Savcılar
yeniden gözden geçiriniz. Kurulu” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
Araştır Yanıt
2 Anahtarı
Hukuk devletinin temel kurumlarından olan yargının her türlü baskı ve etki-
den uzak bir biçimde görevlerini yerine getirebilmesi gerekir. Kişi hak ve hür-
riyetlerinin korunmasının başta gelen koşulu, hukuk kurallarına uyulmasının
bağımsız mahkemelerce denetlenmesinden geçer. Yargının bu görevini yerine
getirebilmesi için yasama ve yürütme organları karşısında bağımsız olması ge-
rekir. Nitekim bu çerçevede yasama ve yürütme organlarının etkisinden uzakta
görevlerini yapabilmeleri amacıyla hâkim ve savcıların özlük işlerini yürütmek
üzere Hâkimler ve Savcılar Kurulu kurulmuştur. Ancak belirtmek gerekir ki bu
kurulda yer alan Adalet Bakanı ve Müsteşarı kurulun yürütme organı karşısın-
da bağımsızlığını tartışmalı hale getirmektedir. Anayasa’da yargı bağımsızlığı,
mahkemelerin bağımsızlığı ile hâkimlik ve savcılık teminatı düzenlenerek so-
mutlaştırılmıştır. Mahkemelerin bağımsızlığı, yargının yasama ve yürütme or-
Araştır 1 ganlarına karşı bağımsız yapısını, bu doğrultuda yetkilerini kullanmayı, görev-
lerini yerine getirmeyi ifade etmektedir. Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar;
Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm
verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasın-
da mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez;
tavsiye ve telkinde bulunamaz, görülmekte olan bir dava hakkında Yasama
Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme ya-
pılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Ayrıca yasama ve yürütme
organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır. Hâkimlik ve sav-
cılık teminatı ise Anayasa’da şu şekilde düzenlenmiştir: Hâkimler ve savcılar
azlolunamaz, kendileri istemedikçe altmış beş yaşını bitirinceye kadar emekliye
ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa aylık,
ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.
40
İdari Yargı
Araştır Yanıt
2 Anahtarı
Adli yargı düzeni içindeki mahkemeler hukuk ve ceza mahkemeleri olarak iki-
ye ayrılmaktadır. 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Ad-
liye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 4.mad-
desine göre hukuk mahkemeleri, sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleri
ile özel kanunlarla kurulan diğer hukuk mahkemeleridir. Ceza mahkemeleri
ise asliye ceza ve ağır ceza mahkemeleri ile özel kanunlarla kurulan diğer ceza
Araştır 3 mahkemeleridir. Bu yargı düzeninin yüksek mahkemesi ise Yargıtay’dır. Son
olarak 5235 sayılı Kanunla kurulan bölge adliye mahkemelerinden bahsetmek
gerekir. Bölge adliye mahkemeleri, Yargıtay’ın ağır iş yükünü hafifletmek ve
davaların daha çabuk sonuçlanmasını sağlamak üzere kurulmuştur. Bölge ad-
liye mahkemelerinin esas görevi, adli yargı ilk derece mahkemelerince verilen
ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip
karara bağlamaktır.
İdari yargının görevi; yürütme ve idarenin hukuka aykırı işlemlerini iptal et-
Araştır 4 mek yanında idari işlem ve eylemlerden zarar görenlerin zararlarının tazmini-
ni sağlamaktır.
Aslında bir yargı mercii olmayan Sayıştay, gördüğü hizmetin niteliği ve çalış-
ma usulünün yargısal usule yakınlığı nedeniyle yargı bölümü içerisinde dü-
zenlenmiştir. Sayıştay’ı düzenleyen Kanun’da da Sayıştay, hesap mahkemesi
olarak nitelendirilmiştir. Sayıştay’ın görevleri arasında sorumluların hesap ve
işlemlerini kesin hükme bağlamak da vardır. Sayıştay’ın kesin hükümleri hak-
kında ilgililer yazılı bildirim tarihinden itibaren on beş gün içinde bir kereye
mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler ve bu kararlar
Araştır 5 dolayısıyla idari yargı yoluna başvurulamaz. Görüldüğü üzere Sayıştay karar-
larına karşı karar düzeltilmesi isteminde bulunulabileceği ve bu talep üzeri-
ne verilen kararlara karşı idari yargı yolu kapatılarak Sayıştay kararları adeta
mahkeme kararları gibi düzenlenmiştir. Yine Sayıştay’ın sorumluların hesap
ve işlemlerini kesin hükme bağlaması kararının; yargılamaya esas rapor hazır-
lanması, yargılama ve temyiz olmak üzere üç aşamadan geçerek gerçekleşmesi
de Sayıştay’ın çalışma usulünün yargısal usule yakınlığını ortaya koymaktadır.
41
Yargı Yetkisi ve Yargı Düzenleri
Araştır Yanıt
2 Anahtarı
Kaynakça
Gözler, K. (2010). Türk Anayasa Hukuku Dersleri (9. Baskı). Bursa: Ekin.
Günday, M. (2008). İdare Hukuku (7. Baskı). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi.
Kuru,B., Arslan,R. Ve Yılmaz,E. (2009). Medeni Usul Hukuku (20.Baskı). Ankara: Yetkin Yayınları.
Yıldırım, T. ( 2010). İdari Yargı (2. Baskı). İstanbul: Beta.
42
Bölüm 3
İdari Yargı Teşkilatı
öğrenme çıktıları
1 2
Danıştay
İdari Yargının Gelişimi 2 Danıştay’ın kuruluş ve görevleri ile iç
1 İdari yargının tarihi gelişimini açıklayabilme işleyişini belirleyebilme
3 4
Bölge İdare Mahkemeleri İdare ve Vergi Mahkemeleri
3 Bölge idare mahkemelerinin kuruluş ve 4 İdare ve vergi mahkemelerinin görevlerini
görevlerini açıklayabilme açıklayabilme
Anahtar Sözcükler: • İdari Rejim • Adli İdare • Danıştay • Bölge İdare Mahkemesi • İdare Mahkemesi
• Vergi Mahkemesi
44
İdari Yargı
45
İdari Yargı Teşkilatı
yı Devlet, idareden bağımsız bir yargı organı ola- la, idari kurulların yargısal görevleri kaldırılarak,
rak düşünülmemiştir. Şura-yı Devlet tarafından idari yargının Anayasa’daki yargı bağımsızlığı ve
verilen karar, yargısal bir işlem olarak kabul edil- yargıç teminatı hükümleri çerçevesinde işlemesi
miyordu. Bu kararlar diğer kararlar gibi istişari sağlanmış oldu.
(görüş bildirici) nitelik taşıyordu. Bu sistemde Bu noktada şu hususun hatırlatılmasında yarar
Şura-yı Devlet kararı, hukuka aykırılığı veya bir vardır. İdari yargının kamu hizmetinin gereklerini
zararın varlığını belirtmekle birlikte, iptal veya ve işleyişini bilmesi zorunluluğu, idareye yardımcı
tazmin hükmünü içermiyordu. Karar üzerine ya- olma, idarenin yargısı olma anlamına gelmemek-
pılması gerekenler idarenin takdirine bırakıldığı tedir. Aksine, idare mahkemeleri insan hakları
için verilen karar, sadece görüş bildirme niteliği- mahkemesi niteliği taşımaktadırlar. İdarenin, iş-
ni taşımaktaydı. lem ve eylemlerinin hukuka uygunluğunu denet-
1876 Anayasası döneminde idari yargı siste- lemektedirler. Yönetim görevinde bulunanların sık
minden vazgeçilmişse de 1924 Anayasası ile idare sık idari yargıdan şikâyetçi oldukları göz önünde
davalarına bakmak ve idari uyuşmazlıkları çözmek bulundurulursa, idare mahkemelerinin idarenin
üzere Danıştay (Şura-yı Devlet) kurulması öngö- yanında, tarafında olmadığı daha iyi anlaşılacak-
rülmüş; aynı sistem 1961 ve 1982 Anayasaları’yla tır. Anayasa’nın 138., 139. ve 140. maddeleriyle
da sürdürülmüştür. 1982 yılında idare, vergi ve teminat altına alınan idari yargı hâkimlerinin ida-
bölge idare mahkemelerinin kurulmasıyla iki de- reyi korumaları, taraf tutmaları için hiç bir sebep
receli idari yargı sistemi tamamlanmıştır. Buna bulunmamaktadır.
göre; idari işlem ve eylemlerden kaynaklanan
uyuşmazlıkları çözümlemekle görevli idari yargı
mercileri Danıştay’ın yüksek mahkeme olarak ku-
rulduğu bir sistem içinde yer alırlar. İdare ve vergi İl idare kurulu: Merkezi idarenin taşra
mahkemeleri ilk derece mahkemesi, bölge idare teşkilatında yer alan il idaresinin, istişari
mahkemeleri ise itiraz mercii olarak kurulmuş- ve idari nitelikte görevleri yerine getiren,
lardır. İdare ve vergi mahkemelerinin kurulduğu valinin ya da görevlendireceği vali yardım-
1982 senesinden önce, bazı idari uyuşmazlıklar cısının başkanlığı altında hukuk işleri mü-
Danıştay’da çözümlenirken, bazı uyuşmazlık- dürü, defterdar, milli eğitim, bayındırlık,
lar için ise il idare kurulu, vergi itiraz ve temyiz sağlık, tarım ve veteriner il müdürlerinden
komisyonu gibi idari kurullara başvuruluyordu. oluşan bölümüdür.
İdare ve vergi mahkemelerinin oluşturulmasıy-
Öğrenme Çıktısı
1 İdari yargının tarihi gelişimini açıklayabilme
46
İdari Yargı
47
İdari Yargı Teşkilatı
48
İdari Yargı
Danıştay Birinci Dairesi idari daire; üçüncü, Danıştay’da görülecek davalara bakmak ve
dördüncü, yedinci ve dokuzuncu daireler vergi olağanüstü kanun yolları incelemelerini de
dava dairesi; diğer daireler ise idari dava dairesi ola- yapmakla görevlidir.
rak belirlenmiştir. İdari dava daireleri ile vergi dava 5. İdare mahkemeleri arasında görev ve yetki-
daireleri kendi aralarında işbölümü esasına göre ye ilişkin uyuşmazlıklarda ve bağlantılı da-
çalışır. Özel kanunlarda başkaca hüküm bulunma- valarda merci tayini, uyuşmazlığın esasını
dığı takdirde, dava daireleri arasındaki işbölümü, çözümlemekle görevli idari dava dairesince
Başkanlık Kurulu tarafından belirlenir. yapılır.
Danıştay Kanunu’nda yapılan değişiklikle, dava
dairelerinin görevlerinin Kanunla düzenlenmesi
yerine, aşağıda yer verilecek esaslar doğrultusunda,
Merci tayini: İdari yargı düzenine dâhil
Başkanlık Kurulu kararıyla belirlenmesi yoluna gi-
mahkemeler arasında çıkan görev ve yetki
dilmiştir. Dairelerin görevlerinin belirlenmesinde
uyuşmazlıklarında, davanın hangi mah-
uyulacak esaslar şunlardır:
keme tarafından görüleceğine bölge idare
Dava dairelerinin görevleri: mahkemesi ya da Danıştay tarafından ka-
1. İptal davaları ve idari sözleşmelerden doğan rar verilmesidir.
davalar yönünden, daireler arasındaki iş-
bölümünün belirlenmesinde uyuşmazlığın
kaynaklandığı mevzuat esas alınır. 6. Vergi mahkemeleri arasında görev ve yetkiye
2. Tam yargı davaları yönünden işbölümü; ilişkin uyuşmazlıklarda ve bağlantılı davalar-
da merci tayini, uyuşmazlığın esasını çözüm-
a. Zarara neden olan idari işlemden doğan
lemekle görevli vergi dava dairesince yapılır.
uyuşmazlığı çözmekle görevli daireye
göre, 7. İşbölümünde idari ve vergi dava dairele-
rinden herhangi birinin görevinde olduğu
b. Zarar idari eylemden kaynaklanmışsa
belirlenmemiş davalara bakmak üzere birer
hizmetin niteliğine göre belirlenir.
idari ve vergi dava dairesi görevlendirilir.
8. İşbölümünde aynı mevzuattan kaynakla-
nan uyuşmazlıkların birden fazla dairede
İptal davası: İdari işlemlere karşı menfa- çözümlenmesi konusunda farklı esaslar
ati ihlal edilenler tarafından, yetki, şekil, belirlenebilir.
konu, sebep ve maksat unsurlarından biri-
Dairelerden birinin yıl içinde gelen işleri nor-
nin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla idari
mal çalışma ile karşılanamayacak oranda artmış
yargıda açılan davadır.
ve daireler arasında iş bakımından bir dengesizlik
meydana gelmiş ise takvim yılı başında ikinci fık-
Tam yargı davası: İdari işlem ve eylemler-
rada belirlenen usule göre bir kısım işler başka da-
den dolayı hakları ihlal edilenler tarafın-
ireye verilebilir.
dan bir hakın yerine getirilmesi, uğranılan
zararın yerine getirilmesi ya da eski duru-
mun iadesi amacıyla idari yargıda açılan
davadır.
dikkat
Bu madde uyarınca alınan kararlar Resmî
3. Vergi, resim, harç ve benzeri malî yüküm- Gazete’de yayımlanır ve yayımı izleyen aybaşın-
lere ilişkin davalarda vergi dava daireleri dan itibaren uygulanır.”
arasındaki işbölümünün belirlenmesinde
uyuşmazlığın kaynaklandığı mevzuat esas
alınır. Danıştay Genel Kurulu
4. Temyiz incelemesi yapmakla görevli daire, Danıştay Genel Kurulu, Danıştay Başkanı, Baş-
aynı konuda ilk derece mahkemesi olarak savcı, başkanvekilleri, daire başkanları ve üyeler ile
Genel Sekreterden oluşur. Genel Kurulun toplan-
49
İdari Yargı Teşkilatı
ma ve görüşme yeter sayısı, başka bir yasal düzen- releri Kurulu ise vergi dava dairelerinin başkanları
leme bulunmadığı takdirde, Başkan ve üyeler tam ile her vergi dava dairesinden iki yıl için Başkanlık
sayısının yarısından fazlasıdır. Kararlar çoğunlukla Kurulu tarafından görevlendirilen üç asıl ve üç ye-
verilir. Oylarda eşitlik halinde, Başkanın bulundu- dek üyeden oluşur. İki yıllık süre sonunda Başkan-
ğu taraf çoğunluğu sağlamış sayılır. Danıştay Ge- lık Kurulunca, her iki kuruldaki üyelerin yarısı iki
nel Kurulu, Danıştay Kanunu ve diğer kanunlarla yıl süreyle yeniden görevlendirilirken, diğer yarısı
verilen seçim görevleri ile diğer görevleri yapar ve kurullarda daha önce görevlendirilmeyen üyeler
Danıştay Kanunu’nda öngörülen içtüzük ve yönet- arasından yenilenir. Kurullarda görevlendirilen
melikleri kabul eder. asıl üyeler, üst üste en fazla iki dönem görevlendi-
rilebilir. Asıl üyenin görevini geçici olarak yerine
getirememesi durumunda ilgili daireden, zorunlu
İdari İşler Kurulu hallerde diğer dairelerden görevlendirilen yedek
Danıştay’da idari işlerle görevli bir diğer organ, üye kurul toplantılarına katılır. Kurulların asıl veya
İdari İşler Kurulu’dur. İdari İşler Kurulu, idari daire yedek üyeliklerinde boşalma olması hâlinde Baş-
başkanı ile her takvim yılı başında Başkanlık Ku- kanlık Kurulu tarafından yedi gün içinde, kalan
rulunca idari daireden seçilecek iki üye ve her dava süreyi tamamlamak üzere yeni üye görevlendirilir.
dairesi başkan veya üyeleri arasından seçilecek bir
İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları;
üyeden oluşur. Kurulun seçimle belirlenen üyelik-
Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı
lerinde boşalma olması hâlinde Başkanlık Kuru-
davalarda yürütmenin durdurulması istemleri hak-
lunca otuz gün içinde seçim yapılır.
kında verilen kararlara karşı yapılan itirazları ve
Kurula Danıştay Başkanı veya başkanvekille- bu davalarda esas hakkında verilen kararlara karşı
rinden biri başkanlık eder. Toplanma ve görüşme yapılan temyiz başvurularını inceler ve karar bağ-
yeter sayısı dokuzdur. Memurların yargılanması lar. Bunlardan başka bölge idare mahkemelerinin
ile ilgili işlerin görüşülmesinde, incelenmekte olan temyiz incelemesinde verilen bozma kararlarına
kararı veren daire başkan ve üyeleri toplantıya ka- uymayarak verdikleri ısrar kararlarının temyizi baş-
tılamazlar. Bu toplantılarda toplanma ve görüşme vurularını inceler ve karara bağlar. Danıştay İdari
yeter sayısı yedidir. Kararlar oyçokluğu ile verilir. ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyul-
Oylarda eşitlik halinde Başkanın bulunduğu taraf ması zorunludur.
çoğunluğu sağlamış sayılır.
Dava daireleri kurullarına Danıştay Başkanı
İdari İşler Kurulu: Kamu hizmetleriyle ilgili veya vekillerinden biri; bunların yokluğunda daire
imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerini; Kanunlarda başkanlarından en kıdemlisi başkanlık eder. Top-
Danıştay İdari İşler Kurulu’nda görüşüleceği yazılı lantı ve görüşme yeter sayısı İdari Dava Daireleri
olan işleri; İdari Daireden çıkan işlerden Danış- Kurulu için on beş, Vergi Dava Daireleri Kurulu
tay Başkanının havale edeceği işleri inceler, karara için ise on birdir. İdari dava daireleri ile vergi dava
bağlar ve görüşünü bildirir. İdari Daireden çıkıp, dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdikleri
Danıştay Başkanı tarafından Danıştay İdari İşler kararların temyiz veya itiraz yoluyla incelenmesin-
Kurulu’na havale edilmemiş olan işler ve verilen de ve iki dava dairesinin birlikte yapacağı toplantı-
kararlar, ilgili bakanlığın görüşüne uygun olmadı- da verilen kararların incelenmesinde, bu dairelerde
ğı takdirde, bakanın isteği üzerine, Danıştay İdari karara katılmış olanlar idari ve vergi dava daireleri
İşler Kurulu’nda görüşülür. Ayrıca İdari Daire ta- kurullarında bulunamazlar. Bu toplantılarda hazır
rafından memurların yargılanmasıyla ilgili olarak bulunanlar çift sayıda olursa en kıdemsiz üye kuru-
verilen kararlara karşı yapılan itirazlar da İdari İşler la katılamaz. Kararlar oyçokluğu ile verilir.
Kurulu tarafından incelenmektedir.
50
İdari Yargı
çift sayıda olursa en kıdemsiz üye Kurula katılmaz. İçtihadı Birleştirme Kurulu kararları, gönde-
Esas hakkındaki kararlar, birinci toplantıda Kurul rildikleri tarihten itibaren bir ay içerisinde Resmi
üye tamsayısının salt çoğunluğu ile bu toplantıda Gazete’de yayımlanır. Bu kararlara, Danıştay daire
karar yetersayısı sağlanamaz ise ikinci toplantıda ve kurulları ile idari yargı yerleri ve idare uymak
mevcudun salt çoğunluğu ile verilir. Kurulun diğer zorundadır.
kararları oyçokluğu ile verilir.
İçtihatları Birleştirme Kurulu, adından da anla- Başkanlık Kurulu
şılacağı üzere, Danıştay kararları arasındaki farklı-
Başkanlık Kurulu; Danıştay Başkanının baş-
lıkları gidermekle görevlidir. İçtihat kelimesi, sözlük
kanlığında, üçü daire başkanı üçü Danıştay üye-
anlamıyla görüş, anlayış demektir. Yargılama huku-
si olmak üzere altı asıl ve ikisi daire başkanı ikisi
kunda ise içtihat, mahkeme kararı anlamındadır.
Danıştay üyesi olmak üzere dört yedek üyeden
Ancak her mahkeme kararı içtihat olarak nitelen-
oluşur. Başkanlık Kuruluna seçilecek asıl ve yedek
dirilmez. Yüksek mahkemelerin süreklilik arzeden,
üyeler Danıştay Genel Kurulunca seçilir. Başkanlık
örnek oluşturacak nitelikteki kararlar için içtihat
Kurulu üyeliğine aynı daireden birden fazla kimse
kavramı kullanılır. Bu yönüyle içtihat, yüksek mah-
seçilemez. Başkanlık Kurulu, üye tamsayısı ile top-
kemelerin, maddi bir olayı veya hukuk kuralını ne
lanır. Asıl üyelerden birinin Kurula katılamaması
şekilde yorumladıklarını, anladıklarını ortaya ko-
hâlinde, noksanlık yedeği ile tamamlanır. Üyeler
yan kararlarını ifade etmektedir. Aynı hukuk kura-
kendileri ile ilgili konularda Kurul toplantılarına
lının uygulanmasında veya benzer maddi olayların
katılamazlar.
değerlendirilmesinde farklılık olduğunda, içtihat
farklılığı ortaya çıkmış olur. Danıştay dairelerinin Başkanlık Kuruluna seçilenlerin görev süresi iki
kararları, dava dairelerinin veya idari ve vergi dava yıl olup bir seçim dönemi geçmeden yeniden seçi-
daireleri kurullarının kendi kararları veya ayrı ayrı lemezler. Daire başkan ve üyelerinin seçim süresi
verdikleri kararlar arasında aykırılık veya uyuşmaz- dolmadan bu sıfatları değiştiğinde Kurul üyeliğin-
lık bulunması halinde, Danıştay Başkanının hava- den ayrılmış sayılırlar. Başkanlık Kurulu üyeliğinin
lesi üzerine, Başsavcının düşüncesi alındıktan sonra herhangi bir nedenle boşalması hâlinde on beş gün
uyuşmazlık konusu kararlar incelenir ve içtihadın içinde boşalan üyelik için seçim yapılır ve seçilen
birleştirilmesine karar verilmektedir. Birleştirilmiş üye, yerine seçildiği üyenin süresini tamamlar.
içtihatların değiştirilmesi gerekli görüldüğünde de Başkanlık Kurulunun görevleri şunlardır:
aynı usul izlenerek İçtihatları Birleştirme Kurulu, a. Üyelerin görev yerlerini, dairelerin iş duru-
birleşmiş olan içtihadın değişmesine karar verebilir. munu ve ihtiyaçlarını göz önünde tutarak
Kanun, içtihatların birleştirilmesini isteme yet- belirlemek.
kisini, Danıştay Başkanı, konu ile ilgili daireler, b. Zorunlu hâllerde daire başkanı ve üyelerin
idari ve vergi dava daireleri kurulları veya Başsav- dairelerini değiştirmek.
cıya tanımıştır. Ayrıca, aykırı kararlarla ilgili kişiler,
c. Danıştay tetkik hâkimlerinin çalışacakları
içtihatların birleştirilmesi için Danıştay Başkanlı-
daireleri, kurulları ve görecekleri işleri belli
ğına başvurabilirler. Ancak bu başvuru, içtihadın
etmek ve gerektiğinde yerlerini değiştirmek.
birleştirilmesini isteme yetkisi anlamında değildir.
Yetki Danıştay Başkanına tanınmıştır. d. Daireler arasında iş bölümünü belirlemek.
Şu hususun da belirtilmesi gerekmektedir. İlgi- e. Yetkili merciin neresi olduğu belirtilmemiş
li kişilerin, içtihadın birleştirilmesinden ne şekilde olan yönetim işlerini belli etmek veya bu iş-
yararlanacağı da Yasa’da düzenlenmemektedir. Bir leri yapmak.
başka ifadeyle, içtihadı birleştirme kararı lehine f. Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine
olanlar, bu değişiklikten yararlanamamaktadır- getirmek.
lar. Çünkü ileride görüleceği üzere, ilgililer bakı- Başkanlık Kurulunun kararlarına karşı ilgililerce
mından yargılama süreci bitmiş, karar kesinleşmiş Başkanlar Kuruluna yedi gün içinde itiraz edilebilir.
olmaktadır. Bu sebeple içtihadı birleştirme karar- Başkanlar Kurulu, Başkanlık Kurulu kararlarını ay-
larından ilgililerin yararlanmasını sağlayan bir dü- nen onaylayabileceği gibi değiştirerek de onaylayabi-
zenleme yapılması yararlı olacaktır. lir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesin olup, bu karar-
lar aleyhine başka bir yargı merciine başvurulamaz.
51
İdari Yargı Teşkilatı
Araştırmalarla
İlişkilendir
“Şûrâ-yı Devlet adıyla 1868 yılında 1961 Anayasası, mahkemelerin ve
Danıştay’ın kurulması, ülkede 19. yüzyılın ilk hâkimlerin bağımsızlığını hem yasama ve hem de
yıllarında başlayan ıslahat ve yenileşme hareket- yürütme organlarına karşı koruyabilmek için ge-
lerinin en önemlilerinden biridir. rekli hükümleri öngörmekte idi. Bu Anayasanın
Padişah Abdülaziz’in 10 Mayıs 1868 gün- 114’üncü maddesinde, “İdarenin hiçbir eylem ve
lü nutkuyla fiilen çalışmaya başlayan Şûrâ-yı işlemi yargı mercilerinin denetimi dışında bırakı-
Devlet’in “Kavanin ve nizamat layihalarını tetkik lamaz” denilmiş ve 1982 Anayasası ile bazı kısıt-
ve tanzim, mesalihi mülkiyeyi tetkik, hükümet lamalar getirilmişse de, temel ilke korunmuştur.
ile eşhas beyninde mütehaddis deaviyi rü’yet ve 1982 yılında ayrıca, ilk derece idari yargı
memurini devletin tahkik ahvaliyle, muhakeme- mercileri olan idare ve vergi mahkemelerinin
lerini icra” görevlerini yerine getirmek üzere ku- kurulmasıyla, idari yargı örgütünün kuruluşu
rulmuştur. “Hükümet ile eşhas beyninde müte- tamamlanmıştır. Bugün Danıştay, bu mahkeme-
haddis davaları” görmek ve çözümlemek görevi, lerin üzerinde bir temyiz mercii olarak yargı gö-
1876 Kanuni Esasisi ile genel mahkemelere bıra- revine devam etmektedir.
kıldığından, İmparatorluk Danıştay’ının yargısal Anayasa’da öngörülen Yüksek Mahkeme-
görevi çok sınırlı kalmıştır. lerden biri olan Danıştay, Anayasanın 155’inci
İmparatorluk döneminde 54 yıl görev yapan maddesine göre, yürütme organına yardımcı bir
Danıştay’ın faaliyeti, 4 Kasım 1922 tarihinde İs- inceleme, danışma ve karar organı olmanın yanı-
tanbul’daki bütün merkez kuruluşlarının TBMM sıra, yönetimin yargı yoluyla denetlenmesinde et-
Hükümetinin idaresine geçtiği sırada sona ermiş, kin ve önemli görev yapan bir yargı kuruluşudur.
Cumhuriyet devrinde 669 Sayılı Kanunla Danış- Bugün Danıştay’ın idari görevleri ile yargı
tay yeniden kurulup, 6 Temmuz 1927 tarihinde görevi birbirlerinden kesin olarak ayrılmış ve her
çalışmaya başlamıştır. 669 Sayılı Kanuna göre iki görevi yürütecek daireler birbirinden tama-
Danıştay, üç idari bir dava dairesi olmak üzere, men ayrı olarak kurulmuşlardır. Yönetimin yar-
dört daireden oluşmaktaydı. gı yoluyla denetlenmesi görevini, idare ve vergi
52
İdari Yargı
mahkemeleriyle birlikte, Danıştay’ın dava daire- kanları ve Üyeler olarak, 116 yüksek mahkeme
leri yürütmektedir. hâkimi görev yapmaktadır. Danıştay’da ayrıca,
Danıştay, 1982 yılında yürürlüğe giren dava dosyalarını inceleyerek daire veya görevli
2575 sayılı Danıştay Kanunu’na göre örgütlen- kurullara gerekli açıklamaları yapmak, tutanak-
miştir. 01.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren ları hazırlamak ve karar taslaklarını yazmakla
6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanun- görevli, tetkik hâkimleri ve davalar hakkında
larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile hukuki düşüncelerini bildirmek üzere savcılar
yapılan değişiklik hükmü uyarınca Danıştay, on bulunmaktadır.”
dört dava, bir idari olmak üzere on beş Daire-
den oluşmaktadır. Bugün Danıştay’da, Danıştay Kaynak: http://www.danistay.gov.tr/kurumsal-
Başkanı, Başsavcı, Başkanvekilleri, Daire Baş- 12-danistay-tarihcesi.html, (Erişim tarihi:
15.11.2017).
Öğrenme Çıktısı
2 Danıştay’ın kuruluş ve görevleri ile iç işleyişini belirleyebilme
53
İdari Yargı Teşkilatı
belirlenir (madde 2). Hâlihazırda Ankara, İstanbul, maması hâlinde dairenin en kıdemli üyesi daireye
İzmir, Konya, Gaziantep, Erzurum ve Samsun’da başkanlık yapar.
olmak üzere yedi tane bölge idare mahkemesi görev Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu, bölge
yapmaktadır. idare mahkemesi başkanı ile daire başkanlarından
Bölge idare mahkemelerinde; başkanlık, baş- oluşur. Bölge idare mahkemesi başkanının bulun-
kanlar kurulu, daireler, bölge idare mahkemesi ada- madığı hâllerde kurula daire başkanlarından en
let komisyonu ve başkanlıkta, dairelerde ve adalet kıdemli olan başkanlık eder. Daire başkanının ma-
komisyonunda yeterli sayıda yazı işleri müdürlüğü zereti hâlinde, o dairenin en kıdemli üyesi kurula
ve idari işler müdürlüğü ile ihtiyaç duyulan diğer katılır. Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu-
müdürlükler bulunur. nun görevleri şunlardır:
Bölge idare mahkemesi başkanı; a. Daireler arasında çıkan iş bölümü uyuş-
a. Mahkemeyi temsil eder. mazlıklarını karara bağlamak.
b. Bölge idare mahkemesi başkanlar kuruluna b. Benzer olaylarda, bölge idare mahkemesi
ve adalet komisyonuna başkanlık etmek, dairelerince verilen kesin nitelikteki karar-
alınan kararları yürütür. lar arasında veya farklı bölge idare mahke-
meleri dairelerince verilen kesin nitelikteki
c. Bölge idare mahkemesi dairelerinden birine
kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık
başkanlık eder.
bulunması hâlinde; resen veya ilgili bölge
d. Mahkemenin uyumlu, verimli ve düzenli idare mahkemesi dairelerinin ya da istinaf
çalışmasını sağlamak ve bu yolda uygun gö- yoluna başvurma hakkı bulunanların bu
receği önlemleri alır. aykırılığın veya uyuşmazlığın giderilmesini
e. Bölge idare mahkemesinin genel yönetim gerekçeli olarak istemeleri üzerine, istemin
işlerini yürütür. uygun görülmesi hâlinde kendi görüşlerini
f. Bölge idare mahkemesi memurlarını denet- de ekleyerek Danıştay Başkanlığına iletmek.
ler veya denetletir, personelden kendisine c. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
doğrudan bağlı olanlar hakkında ilgili ka- Başkanlar Kurulu eksiksiz toplanır ve çoğun-
nunda belirtilen disiplin cezalarını uygular. lukla karar verir. Oyların eşitliği hâlinde başkanın
g. Dairelerin benzer olaylarda kesin olarak ver- bulunduğu taraf çoğunluğu sağlamış sayılır.
dikleri kararlar arasındaki uyuşmazlığın gi- Her bölge idare mahkemesinde bir bölge idare
derilmesi için başkanlar kuruluna başvurur. mahkemesi adalet komisyonu bulunur. Komisyon,
h. Hukuki veya fiili nedenlerle bir dairenin bölge idare mahkemesi başkanının başkanlığında,
kendi üyeleri ile toplanamadığı hâllerde il- Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca daire baş-
gisine göre diğer dairelerden kıdem ve sıra- kanları arasından belirlenen iki asıl üyeden oluşur.
ya göre üye görevlendirir. Hâkimler ve Savcılar Kurulu ayrıca daire başkan
ı. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapar. veya üyeleri arasından iki yedek üye belirler. Başka-
Bölge idare mahkemelerinde biri idari diğeri nın yokluğunda asıl üye olan kıdemli daire başkanı,
vergi olmak üzere en az iki daire, bulunur. Gerekli asıl üyelerin yokluğunda ise kıdemine göre yedek
hâllerde dairelerin sayısı, Adalet Bakanlığının tekli- üyeler komisyona katılır. Komisyon eksiksiz top-
fi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca artırılıp lanır ve çoğunlukla karar verir. Bölge idare mah-
azaltılabilir. Dairelerde bir başkan ile yeteri kadar kemesi adalet komisyonu, 2802 sayılı Hâkimler
üye bulunur. Her daire, bir başkan ve iki üyenin ka- ve Savcılar Kanununun 114 ve 115. maddelerinde
tılımıyla toplanır. Görüşmeler gizli yapılır, kararlar belirtilen görevler ile diğer kanunlarla verilen gö-
çoğunlukla verilir. Hukuki veya fiili nedenlerle bir revleri yerine getirir.
daire toplanamazsa, bölge idare mahkemesi başka- Bölge idare mahkemesi başkan ve üyelikleri-
nının kararıyla diğer dairelerden; bu da mümkün ne Hâkimler ve Savcılar Kurulunca atama yapılır.
olmazsa, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca Bölge idare mahkemesi başkanı ve daire başkanları
diğer bölge idare mahkemelerinden yetkili olarak birinci sınıf olup birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren
görevlendirilen üyelerle eksiklik tamamlanır. Dai- nitelikleri yitirmemiş; daire üyeleri ise en az birin-
re başkanının hukuki veya fiili nedenlerle buluna- ci sınıfa ayrılmış olup birinci sınıfa ayrılmayı ge-
54
İdari Yargı
rektiren nitelikleri yitirmemiş idari yargı hâkim ve mali ve sosyal haklarının Danıştay bütçesinden
savcıları arasından Hâkimler ve Savcılar Kurulunca ödenmesine devam olunur; disiplin ve ceza soruş-
atanır. turma ve kovuşturmaları Danıştay üyeleri hakkın-
Danıştay daire başkanı ve üyeleri, istekleri üze- daki hükümlere tabidir; bu görevde geçirdikleri
rine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca bölge idare süre Danıştay üyeliğinde geçmiş sayılır. Bu kişiler;
mahkemesi başkanlığına veya daire başkanlıkları- Danıştay üyeleri tarafından Danıştayda yapılan iş
na dört yıllığına atanabilirler. Başka bir bölge idare ve işlemlere katılamazlar; Hâkimler ve Savcılar Ku-
mahkemesine yapılacak atamalarda da aynı usul rulu üyeliği seçimleri hariç Danıştaydaki seçimler-
uygulanır. Bu şekilde atananların; Danıştay üyeliği de aday olamaz ve oy kullanamazlar; istekleri üzeri-
sıfatı, kadrosu, aylık ve ödeneği ile her türlü özlük ne Danıştaydaki görevlerine geri dönerler.
hakları korunur; aylık ve ödenekleri ile her türlü
Öğrenme Çıktısı
3 Bölge idare mahkemelerinin kuruluş ve görevlerini açıklayabilme
55
İdari Yargı Teşkilatı
kemesinin görev alanına giren uyuşmazlıklardan yıllık yüksek öğrenim yapmış veya bunlara denk-
kaynaklanan toplam değeri yirmibeş bin lirayı liği kabul edilmiş yabancı öğretim kurumların-
aşmayan davalar, vergi mahkemesi hâkimlerinden dan mezun olmak şartları aranmakta idi. Yani
biri tarafından çözümlenir. Kanun’daki parasal hukuk bilgisine programında yer veren sayılan
sınırlar, her takvim yılı başından geçerli olmak alanlardan mezun olma ve alınacak aday sayısının
üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, yüzde yirmisini geçmeme şartı aranmakta idi. 703
o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mü- sayılı KHK ile Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun
kerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye 8. maddesinde yapılan değişiklikle bu şartlar kal-
Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden dırılmış bakanlığın ihtiyaç durumuna göre belir-
değerleme oranında artırılmaktadır. Bu tür dava- leyeceği diğer alanlarda en az dört yıllık yüksek
ların hâkimler arasında dağılımına ilişkin esaslar, öğrenim yapmış veya bunlara denkliği kabul edil-
işlerde denge sağlanacak biçimde mahkeme baş- miş yabancı öğretim kurumlarından mezun ol-
kanı tarafından önceden tespit edilir. mak şartı yeterli sayılmıştır. Ancak belirtmek ge-
İdari yargı hâkimliği, adli yargıda olduğu gibi, rekir ki hukuk eğitimi almamış kişilerin hakimlik
sadece hukuk fakülteleri mezunlarının atanabi- yapmamaları hukuk eğitimi almayan ancak prog-
leceği bir görev değildir. 2018 yılında 703 sayı- ramlarında hukuk bilgisine yer verilen alanlardan
lı KHK ile yapılan değişiklik öncesinde hukuk mezuan olanlar bakımından da önceden olduğu
fakültesinden mezun olanlar dışından alınacak gibi sayısal sınırlama getirilmesi ya da adaylık
adaylar bakımından, her dönemde alınacak aday sırasında hukuk eğitimi verlmesi yerinde olacak-
sayısının yüzde yirmisini geçmemek üzere ihtiyaç tır. Çünkü hukuk fakültelerinde verilen eğitimin
oranında, hukuk veya hukuk bilgisine program- kapsam ve niteliği farklıdır.
larında yeterince yer veren siyasal bilgiler, idarî
bilimler, iktisat ve maliye alanlarında en az dört
Araştırmalarla
İlişkilendir
“6.1.1982 günlü, 2576 sayılı Kanunun 15. 2. Özel kanunlarda Danıştayın görevli olduğu
maddesinin birinci fıkrasında: “İdare ve vergi belirtilen ve idari Yargılama Usulü Kanunu
mahkemelerinin görev alanına giren ve kanunlar- ile idare mahkemelerinin görevli kılınmış
la çeşitli kurul ve komisyonlara verilmiş bulunan bulunduğu davaları çözümler” hükümlerini
görev ve yetkiler, bu mahkemelerin göreve başla- taşımaktadır.
dığı tarihte sona erer” denilmekte; aynı Kanunun 1961 ve 1982 Anayasalarınca getirilen, ma-
“İdare Mahkemelerinin Görevleri” başlıklı 5. halli idarelerin seçilmiş organlarının organlık
maddesi de; sıfatlarını kazanma ve kaybetmeleri, bu arada
“1. İdare Mahkemeleri vergi uyuşmazlıklarıyla muhtar ve ihtiyar meclisi üyeliğinden çıkarılma
ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olan- konusundaki yargı karaları, idare hukukunda
lar dışındaki: öteden beri bilinen iptal ve tam yargı davalarına
a) İptal davalarını, ilişkin karalardan değildir.
b) Tam yargı davalarını, İdari davalardan iptal davaları, icrası gerekli
idari bir işleme karşı, bu işlemin hukuka aykırılı-
c) Genel hizmetlerden birinin yürütülmesi
ğından dolay, menfaati ihlal edilenler tarafından
için yapılan idari sözleşmelerden dolayı
açılır. Tam yargı davaları da, yine idari eylem ve
taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara
işlemlerden dolayı hakları muhtel olanlar tarafın-
ilişkin davaları çözümler.
dan idareye karşı açılan davalardır.
56
İdari Yargı
Halbuki, mahalli idarelerin seçilmiş organ- ikinci derecede verdikleri bu yargısal kararlarına
larının organlık sıfatını kaybetmeleri konusunda karşı temyiz istemlerini; 6.1.1982 günlü, 2575
önceden alınmış, yürütülmesi zorunlu idari bir sayılı Danıştay Kanununun, 23.maddesindeki “
işlem yoktur. Burada idare, davalı olmayıp sadece Danıştay... Bu kanunla ve diğer kanunlarla ve-
seçilmiş organın organlık sıfatını kaybetmesini rilen görevleri yapar” kuralı ile 32. maddesin-
gerektiren belgeleri sağlayıp sunmakla görevli ve deki “Sekizinci Daire: a) Köy, belediye ve özel
yetkilidir. idareleri ilgilendiren mevzuatın uygulanmasına,
Anayasa gereğince, İl İdaresi Kanunu’na ve b) Mahalli İdarelerin seçimle gelen organlarının
köy Kanunu’nun değişik 41.maddesine dayanı- organlık sıfatlarını kaybetmeleri konusuna...
larak il ve ilçe idare kurullarınca yapılan, yargısal ilişkin davaları çözümler” hükümlerine da da-
usul ve kararlarla, muhtarlıktan çıkarma görevi; yanarak, doğrudan Danıştay’ın inceleyip karara
2576 sayılı Kanunla veya diğer bir kanun hük- bağlaması gerekmektedir.
müyle idare mahkemelerine verilmemiş, bu işler Bu nedenlerle Köy Kanununun 18.7.1963
idare mahkemelerinin görev alanına alınmamış günlü, 286 sayılı Kanunla değişik 41. maddesin-
ve il ve ilçe idare kurullarının bu husustaki görev de Anayasaya aykırılık görülmemiştir.”
ve yetkileri sona ermemiştir.
İl ve ilçe idare kurullarının bu konuda şimdiye Kaynak: Anayasa Mahkemesi, 24.09.1987, Esas
kadar aldıkları yargısal nitelikli kararların, bundan No: 1987/8, Karar No: 1987/23, http://karar-
sonra yargısal olmasına engel ve idari sayılmasını laryeni.anayasa.gov.tr/Karar/Content/34f02840-
gerektiren yeni bir hüküm de getirilmemiştir. 6368-4403-8d25-7155a34acc4b?excludeGer
ekce=False&wordsOnly=False, (Erişim tarihi:
Onun için evvelce olduğu gibi bundan son-
15.011.2017).
ra da il idare kurullarının gerek birinci gerek
Öğrenme Çıktısı
4 İdare ve vergi mahkemelerinin görevlerini açıklayabilme
57
İdari Yargı Teşkilatı
Ülkemizde idari işlem ve eylemlerden kaynaklanan uyuşmazlıklar ayrı bir yargı düzeni içinde, idari yargı
düzenindeki mahkemeler tarafından çözümlenmektedir. İdari rejim olarak adlandırılan, idari işlem ve ey-
lemlerden doğan uyuşmazlıkların ayrı bir yargı düzeni içinde yer alan mahkemeler tarafından çözümlenmesi
sistemi, Fransa’dan alınmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde adli-idari yargı ayırımı olmadığı için,
idari uyuşmazlıklar doğrudan adli yargı mercilerince çözümlenmekteydi. Ancak Tanzimat sonrasında Fransa
sisteminin benimsenmesiyle idari uyuşmazlıklara mülkiye memurları bakmaya başlamıştır. 1868 yılında
Şura-yı Devlet (Danıştay) kurularak adli ve idari yargı ayırımı tesis edilmiştir. Ancak belirtmek gerekir ki
Şura-yı Devletin kararları görüş bildirici nitelikte olduğundan, idareden bağımsız bir yargı organı olarak dü-
şünülmemiştir. 1876 Anayasası döneminde ise idari yargı sisteminden vazgeçilmiştir. Ancak 1924 Anayasası
ile idari davalara bakmak üzere Danıştay kurulması öngörülmüştür. 1961 ve 1982 Anayasaları’yla da idari
davaların idari yargıda çözümlenmesi benimsenmiştir. 1982 yılında idare, vergi ve bölge idare mahkeme-
lerinin kurulmasıyla iki dereceli idari yargı sistemi getirilmiştir. Bölge idare mahkemelerinin istinaf mercii
olarak düzenlenmesiyle de idari yargıda üç dereceli yargılama sistemine geçilmiştir.
Danıştay
Yüksek idare mahkemesi olan Danıştay Anayasa’nın 155. maddesine göre, idari mahkemelerce verilen
ve kanunun başka bir idari yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Ka-
nunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar. Bunlardan başka danışma ve
inceleme mercii niteliğindeki Danıştay’ın idari görevleri de bulunmaktadır. Buna göre Danıştay; kamu
hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri hakkında düşüncesini bildirmek, kanunla gösterilen
diğer işleri yapmakla görevlidir. Danıştay’ın meslek mensupları, Danıştay Başkanı, Danıştay Başsavcısı,
Danıştay başkanvekilleri, daire başkanları ile üyelerdir. Danıştay üyeleri, idari yargı hâkim ve savcıları ile
Danıştay Kanunu’nda sayılan idari görevlerde bulunanlar arasından seçilir. İdari yargı hâkim ve savcıları
arasından yapılacak atama, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nca; diğerleri ise Cumhurbaşkanınca yapılır.
Cumhurbaşkanı, Danıştay üyelerinin dörtte birini seçme yetkisine sahiptir. Cumhurbaşkanı’na tanınan
bu yetki, siyasi atama yapılması halinde yargının tarafsızlığı tartışmalı hale geleceğinden eleştirilecek hu-
suslardan biridir. Danıştay Başkanı, Başsavcı, başkanvekilleri ve daire başkanları, kendi üyeleri arasından
Danıştay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla dört yıl için seçilirler. Süresi
bitenler yeniden seçilebilirler.
Danıştay, görevlerini daireler ve kurullar vasıtasıyla yerine getirmektedir. Danıştay dokuzu dava ve biri idari daire
olmak üzere, on daireden oluşur. Dava daireleri; bölge idare mahkemelerinin kararlarını temyiz mercii olarak
inceler ayrıca bazı davaları ilk derece mahkemesi olarak çözümlerler. Her dairede bir başkan ile yeteri kadar
üye bulunmaktadır. Danıştay’ın kurulları ise Danıştay Genel Kurulu, İdari İşler Kurulu, İdari Dava Daireleri
Kurulu, Vergi Dava Daireleri Kurulu, İçtihatları Birleştirme Kurulu, Başkanlar Kurulu ve Başkanlık Kuruludur.
58
İdari Yargı
Bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurularını, yine
bu mahkemelerce yürütmenin durdurulması talepleri hakkında verilen kararlara karşı yapılan itirazlarıinceleyip
karar bağlarlar. Yargı çevresindeki idare ve vergi mahkemeleri arasında çıkan görev ve yetki uyuşmazlıklarını
kesin karara bağlarlar. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 9.
maddesiyle, Bölge idare mahkemelerine soruşturma izni verilmesine ilişkin bazı kararlara karşı yapılan itirazları
inceleme örneğinde olduğu gibi diğer kanunlarla verilen görevleri yerine getirirler. Bölge idare mahkemelerinde;
başkanlık, başkanlar kurulu, daireler, bölge idare mahkemesi adalet komisyonu ve başkanlıkta, dairelerde ve
adalet komisyonunda yeterli sayıda yazı işleri müdürlüğü ve idari işler müdürlüğü ile ihtiyaç duyulan diğer mü-
dürlükler bulunur. ölge idare mahkemelerinde biri idari diğeri vergi olmak üzere en az iki daire, bulunur. Bölge
idare mahkemesi başkan ve üyeliklerine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca atama yapılır. Bölge idare mahkemesi
başkanı ve daire başkanları birinci sınıf olup birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş; daire üyeleri
ise en az birinci sınıfa ayrılmış olup birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idari yargı hâkim ve
savcıları arasından Hâkimler ve Savcılar Kurulunca atanır.
İdari yargı düzeninde doğrudan dava açılabilen ilk derece mahkemeleri idare ve vergi mahkemeleridir.
İdari uyuşmazlıklarda genel görevli mahkemeler idare mahkemeleridir. İdare mahkemeleri Danıştay ve
vergi mahkemelerinin görevine giren davalar dışındaki idari davaları karara bağlamakla görevlidir. Tahkim
yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden
birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin
davalar da idare mahkemelerinde görülür. İdare mahkemeleri, diğer kanunlarla verilen işleri de çözüm-
lemekle görevlidir. Vergi mahkemeleri de Kanun’da belirtilen uyuşmazlıkları çözümlemekle görevlidirler.
İdare ve vergi mahkemelerinde birer başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Mahkeme kurulları başkan ile
iki üyeden oluşur. Ancak, uyuşmazlık miktarı yirmibeş bin lirayı aşmayan, konusu belli parayı içeren idari
işlemlere karşı açılan iptal davaları ile tam yargı davaları, idare mahkemesi hâkimlerinden biri tarafından
çözümlenir. Aynı şekilde vergi mahkemesinin görev alanına giren uyuşmazlıklardan kaynaklanan toplam
değeri bir milyar lirayı aşmayan davalar, vergi mahkemesi hâkimlerinden biri tarafından çözümlenir.
Hukuk fakültelerinin yanı sıra hukuk fakültesinden mezun olmayanların da idari yargı hakimi olması
mümkündür.
59
İdari Yargı Teşkilatı
1 İdarenin idari faaliyet ve işlemlerini özel hu- 7 Aşağıdakilerden hangisi doğrudan dava açıla-
kukun uygulama alanı dışında tutarak, ayrı hukuk bilen idari yargı mercilerinden biri değildir?
kurallarına tabi kılan, bu kuralları uygulayacak
neler öğrendik?
A. İdare mahkemeleri
olan idari makamları adli makamlardan tamamen
ayıran yönetim sistemine ne ad verilir? B. Bölge idare mahkemeleri
C. Vergi mahkemeleri
A. Kamu kudreti B. İdari rejim D. Danıştay idari dava daireleri
C. Adli idare D. Adli yargı E. Danıştay vergi dava daireleri
E. İdari yargı
2
İdari yargıda istinaf mercii aşağıdakilerden
8 Aşağıdakilerden hangisi Danıştay idari daire-
sinin görevlerinden biri değildir?
hangisidir?
A. Tüzük tasarılarını incelemek
A. Danıştay
B. Kanun tasarı ve teklifleri hakkında görüş
B. İdare temyiz komisyonu
bildirmek
C. Yargıtay
C. Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve
D. İdare mahkemesi sözleşmeleri hakkında düşüncesini bildirmek
E. Bölge idare mahkemesi D. İdari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çı-
kan uyuşmazlıkları çözümlemek
3
Aşağıdakilerden hangisi Danıştay’ın idari yar- E. Cumhurbaşkanlığı veya Başbakanlıktan gön-
gı hâkim ve savcıları arasından seçilecek üyelerini derilecek işler hakkında düşüncesini bildirmek
atama yetkisine sahiptir?
A. Hâkimler ve Savcılar Kurulu 9 İçtihadı birleştirme kararları ile ilgili aşağıda-
B. Adalet Bakanı C. Cumhurbaşkanı ki ifadelerden hangisi yanlıştır?
D. Başbakan E. Danıştay
A. Resmi Gazete’de yayımlanmak zorundadırlar
B. Bu kararlar, Danıştay daire ve kurulları ile idari
4 Danıştay’da kaç tane idari daire bulunmaktadır? yargı yerleri ve idare için bağlayıcıdır
A. 1 B. 2 C. İçtihatların birleştirilmesini isteme yetkisi, Da-
C. 3 D. 5 nıştay Başkanı, konu ile ilgili daireler, idari ve
E. 15 vergi dava daireleri kurulları, Başsavcı ve aykırı
kararlarla ilgili kişilere tanınmıştır
5 Aşağıdakilerden hangisi Danıştay idari dava D. Bu kararı verme yetkisi İçtihatları Birleştirme
dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdikleri Kurulu’na aittir
kararları temyizen inceler? E. Danıştay dairelerinin kararları, dava daireleri-
nin veya idari ve vergi dava daireleri kurulla-
A. İçtihatları Birleştirme Kurulu rının kendi kararları veya ayrı ayrı verdikleri
B. Başkanlık Kurulu kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık bu-
C. Vergi Dava Daireleri Kurulu lunması halinde verilir
D. İdari Dava Daireleri Kurulu
E. İdari İşler Kurulu 10 Aşağıdakilerden hangisi Danıştay daireleri
arasında çıkan görev uyuşmazlıklarını karar bağlar?
6 İdari yargıda genel görevli yargı yeri aşağıda-
kilerden hangisidir? A. Başkanlar Kurulu
B. Danıştay Genel Kurulu
A. Danıştay B. Vergi mahkemeleri C. İdari İşler Kurulu
C. İdare mahkemeleri D. Bölge idare mahkemeleri D. İçtihatları Birleştirme Kurulu
E. Danıştay idari dava daireleri E. İdari Dava Daireleri Kurulu
60
İdari Yargı
1. B Yanıtınız yanlış ise “İdari Yargının Gelişimi” 6. C Yanıtınız yanlış ise “İdare ve Vergi Mahke-
konusunu yeniden gözden geçiriniz. meleri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
3. A Yanıtınız yanlış ise “Kuruluş ve Üyeler” ko- 8. D Yanıtınız yanlış ise “Daireler” konusunu ye-
nusunu yeniden gözden geçiriniz. niden gözden geçiriniz.
4. A Yanıtınız yanlış ise “Daireler” konusunu ye- 9. C Yanıtınız yanlış ise “İçtihatları Birleştirme
niden gözden geçiriniz. Kurulu” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
Araştır Yanıt
3 Anahtarı
Meclis-i Vala 1868 yılında Şura-yı Devlet (Danıştay) ve Divan-ı Ahkâm-ı Ad-
liye olarak ikiye ayrılmak suretiyle Danıştay kurulmuştur. Ancak bu dönem-
de Danıştay idareden bağımsız bir yargı organı olarak öngörülmemiştir. Zira
Danıştay tarafından verilen kararlar görüş bildirici nitelikteydi ve yargısal bir
işlem olarak kabul edilmiyordu. Karar üzerine yapılması gerekenler idarenin
takdirine bırakılmıştı. 1924 Anayasası ise idari uyuşmazlıkları çözmek üzere
Danıştay kurulmasını öngörmüştür. Bu dönemden sonra 1961 ve 1982 Ana-
Araştır 1 yasaları döneminde de idari uyuşmazlıkları çözmek üzere Danıştay’ın varlığı
korunmuştur. 1982 yılında ise idare, vergi ve bölge idare mahkemelerinin
kurulmasıyla iki dereceli idari yargı sistemine geçilmiş, idari işlem ve eylem-
lerden kaynaklanan uyuşmazlıkları çözümlemekle görevli idari yargı mercileri
Danıştay’ın yüksek mahkeme olarak kurulduğu bir sistem içinde yer almış-
lardır. İdare ve vergi mahkemelerinin kurulmasıyla idari kurulların yargısal
görevleri kaldırılmış, idari yargının Anayasa’daki yargı bağımsızlığı ve yargıç
teminatı hükümleri çerçevesinde işlevini yerine getirmesi sağlanmıştır.
2011 yılında 6110 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce Danıştay daire-
lerinde bir başkan ve en az dört üye bulunması gerekmekteydi. Söz konusu
değişiklikle bir dairenin iki ayrı heyet halinde çalışması mümkün kılınmıştır.
Araştır 2 Bu değişiklikle Danıştay’ın iş yükünün kısmen azalması olumlu karşılanabi-
lir. Ancak bu durum uygulamada heyetlerin farklı kararlar vermesi olasılığı
nedeniyle sakıncalıdır. Zira aynı daire benzer uyuşmazlıklarda farklı kararlar
verebilir.
61
İdari Yargı Teşkilatı
Araştır Yanıt
3 Anahtarı
Hukuk bilgisine programlarında yer veren siyasal bilimler, idari bilimler, iktisat ve
maliye alanında yükseköğrenim görenlerin de idari yargı hâkimi olmaları müm-
kündür. İdarenin faaliyetleri çok çeşitli alanları kapsadığından ve hukuk dışında
ekonomi, sosyoloji gibi alanları da ilgilendirdiğinden hukuk fakültesi dışındaki
bu fakültelerden mezun olanların da idari yargı hâkimi olabilmeleri olumlu kar-
şılanabilir. Ancak belirtmek gerekir ki hukuk fakültelerinde verilen hukuk eğitimi
Araştır 4 ile karşılaştırıldığında diğer fakültelerde verilen hukuk eğitiminin yetersiz oldu-
ğu söylenebilir. Ayrıca diğer fakültelerde hukuk bilgisi verilmekle birlikte hukuki
bir problemi çözme eğitimi verilmemektedir. Bu nedenle Hâkimler ve Savcılar
Kanunu’nda yapılacak değişiklikle hukuk fakültesi dışındaki fakültelerden mezun
olanların idari yargı hâkimi olmalarının önceden olduğu gibi sayıca sınırlandırıl-
ması ve programlarında hukuk derslerine yer vermeyen alanlardan mezun olanla-
rın idari yargı hakimi olmalarının engellenmesi yerinde olacaktır.
Kaynakça
Gözler, K. (2006). İdare Hukuku Dersleri (4. Baskı). Ekinci,E.B. (2004). Tanzimat ve Sonrası Osmanlı
Bursa: Ekin Kitabevi Yayınları. Mahkemeleri. İstanbul:Arı Sanat Yayınları.
Onar, S.S. (1946). İdare Hukukunun Umumi Şentop, M. (2005). Osmanlı Yargı Sistemi ve
Esasları. Cilt I. İstanbul. Kazaskerlik. İstanbul: Klasik Yayınları.
Yaşar, N. (2002). İdari Yargı Kararlarının
Etkinleştirilmesi Arayışında İdari Yargı, İdari
Yargıç ve Yargısal Emir. İstanbul: Filiz Kitabevi.
62
Bölüm 4
İdari Yargının Görev Alanı ve İdari Yargı
Denetiminin Sınırı
Yargı Denetimi Dışında ve İdari Yargının
İdari Yargının Görev Alanı Görev Alanı Dışında Bırakılan İşlemler
öğrenme çıktıları
1 2
1 İdari yargının görev alanının 2 Yargı denetimi dışında bırakılan işlemler ile
belirlenmesinde kullanılan ölçütleri ve idare idari yargının görev alanı dışında bırakılan
işlevi kavramını açıklayabilme işlemleri belirleyebilme
3 4
3 İdari yargının idarenin takdir yetkisini 4 İdarenin yargı kararlarıyla işlem yapmaya
nasıl denetlediğini ve yerindelik denetimi zorlanamamasından ne anlaşılması
yasağının kapsamını açıklayabilme gerektiğini açıklayabilme
5
5 İdari işlem veya eylem niteliğinde yargı
kararı verilememesinin neyi ifade ettiğini
açıklayabilme
Anahtar Sözcükler: • İdare İşlevi • Fiili Yol • Yerindelik Denetimi • Hukuka Uygunluk Denetimi • Tahkim
• Takdir Yetkisi • Hükümet Tasarrufu • Görev Alanı
64
İdari Yargı
65
İdari Yargının Görev Alanı ve İdari Yargı Denetiminin Sınırı
66
İdari Yargı
67
İdari Yargının Görev Alanı ve İdari Yargı Denetiminin Sınırı
68
İdari Yargı
açılan davalar olarak tanımlandığı; bir işlemin münde kararname çıkarma yetkisi vermek; büt-
idari işlem olarak tanımlanabilmesi için, o işle- çe ve kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek
min idari bir makam tarafından tesis edilmesi ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ila-
gerektiği; kuvvetler ayrılığını benimsemiş olan nına karar vermek; milletlerarası antlaşmaların
Anayasamızda TBMM’nin görev ve yetkileri- onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük
nin Yasama bölümünde düzenlendiği, bu ha- Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğun-
liyle TBMM Genel Kurulu’nun idari makam luğunun kararı ile genel ve özel af ilanına karar
olarak düşünülmesinin mümkün olmadığı; bu vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde ön-
nedenle, “idari bir makam” olarak kabul edil- görülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine
meyeceği tartışmasız olan yasama organının getirmek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gö-
RTÜK’e üye seçmesiyle ilgili aldığı kararın rev ve yetkilerinden olduğu belirtilmiş, idare ise
idari yargı denetimine tabi tutulmasına olanak Yürütme ile ilgili hükümlerin yer aldığı İkinci
bulunmadığı gerekçesiyle dava incelenmeksizin Bölümde düzenlenmiş ve bu bölümde yer alan
reddedilmiştir. 133. maddede 21.6.2005 tarihli, 5370 sayılı
Davacı, dava konusu işlemin idari davaya konu Yasa ile yapılan değişiklikle, Radyo ve Televiz-
olabilecek nitelikte bir işlem olduğunu ileri yon Üst Kurulu’nun dokuz üyeden oluşacağı;
sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının tem- Kurul üyelerinin, siyasi parti gruplarının üye
yizen incelenerek bozulmasını istemektedir. sayısı oranında belirlenecek üye sayısının iki-
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun şer katı olarak gösterecekleri adaylar arasından,
2. maddesinde; iptal davalarının, idari işlemler her siyasi parti grubuna düşen üye sayısı esas
hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat alınmak suretiyle Türkiye Büyük Millet Mec-
yönlerinden biri ile hukuka aykırı oldukların- lisi Genel Kurulu’nca seçileceği hükmüne yer
dan dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edi- verilmiş; 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların
lenler tarafından açılacağı hükme bağlanmıştır. Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’un 6.
İptal davasına konu edilebilecek işlemler, ida- maddesinde 24.6.2005 tarihli, 5373 sayılı Ka-
renin idare hukuku alanında yaptığı, tek yan- nunla yapılan değişiklikle de, anılan hükme
lı, kesin ve doğrudan uygulanabilir nitelikteki paralel düzenleme getirilmiştir.
hukuki işlemlerdir. Bunların hukuki sonuç do- Dava dosyasının incelenmesinden, davacı-
ğurabilmesi için idarenin iradesini açıklaması nın 3984 sayılı Kanunun 6. madde hükmü
yeterlidir. Karşı tarafın herhangi bir irade beya- uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
nında bulunmasına gerek yoktur. Kurulu’nun 23.5.2000 günlü, 696 sayılı kararı
ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeliğine
İptal davasına konu olabilecek nitelikteki bu tür atandığı, adı geçenin henüz görev süresi dol-
işlemler, yalnızca Anayasa’nın yürütme organı madan 24.6.2005 tarihli, 5373 sayılı Kanunla,
içinde öngördüğü yapısal “idare”ye özgü olmayıp, 3984 sayılı Kanun’un 6. maddesinde yapılan
yasama ve yargı organlarınca tesis edilmekle bir- değişiklik sonucu Radyo ve Televizyon Üst
likte “yasama” ya da “yargı” fonksiyonuyla ilgisi Kurulu’nun 9 üyesinin Türkiye Büyük Millet
olmayan ve tümüyle “idare” işlevine ilişkin olarak Meclisi Genel Kurulu’nca seçimi ve atanma-
yukarıda belirtilen tanıma uygun biçimde alınan sıyla görevinin sona erdirildiği, bu işleme karşı
kararların da idari işlem olarak kabulü gerekir. açılan davanın İdare Mahkemesi’nce, davaya
konu edilen işlemin idari bir makam tarafından
3984 sayılı Yasa ile izin sisteminin gereği olarak, tesis edilmediği; yasama organının RTÜK’e
radyo ve televizyon yayıncılığı ve bu yayınların üye seçmesiyle ilgili aldığı kararın idari yargı
iletiminde düzenleyici ve denetleyici olmak denetimine tabi tutulmasına olanak bulunma-
üzere bağımsız ve yansız bir Radyo Televizyon dığı gerekçesiyle incelenmeksizin reddedildiği
Üst Kurulu oluşturulmuştur. Bu Üst Kurul’un anlaşılmaktadır.
yürütme erki içinde yer aldığı kuşkusuzdur. Bilindiği gibi “Hukuk Devleti”, bütün işlem ve
Öte yandan, T.C. Anayasası’nın Cumhuriyetin eylemleri hukuka uygun, her alanda adaletli bir
Temel Organları başlıklı üçüncü kısmının Bi- hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdür-
rinci Bölümü’nde Yasama ile ilgili hükümlere mekle kendini yükümlü sayan, hukuku tüm
yer verilmiş, bu bölümde yer alan 87. maddede devlet organlarına egemen kılan, Anayasa’ya
de kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, insan
Bakanlar Kurulu’nu ve bakanları denetlemek; haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri
Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hük- koruyup güçlendiren, yargı denetimine açık,
69
İdari Yargının Görev Alanı ve İdari Yargı Denetiminin Sınırı
yasaların üstünde yasa koyucunun da uymak olması gerekmemektedir. Çekişmesiz yargı olarak
zorunda olduğu Anayasa’nın ve temel hukuk adlandırılan, tek taraflı olarak davacının istemleri-
ilkelerinin bulunduğu bilincinde olan devlet- ne ilişkin karar verilmesini gerektiren davalarda da
tir. Kişilere hukuk güvenliğinin sağlanması da yargıç, yargılama usulü kuralları çerçevesinde karar
hukuk devletinin ön koşullarındandır. Nitekim verdiği için yargılama faaliyeti yapmaktadır. Yargı
Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında,
faaliyeti ve yargı işleminin iki temel unsuru vardır:
“Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalan-
mak suretiyle yargı mercileri önünde davacı
İlki bağımsız mahkemelerde görevli hâkimler; ikin-
veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yar- cisi ise yargısal usullerle yerine getirilme (Erkut,
gılanma hakkına sahiptir.” hükmü getirilmiş; 1990, s.78).
“Yargı yolu” başlıklı 125. maddesinin birinci Anayasa’nın 9.maddesinde yargı yetkisinin ba-
fıkrasında da; “İdarenin her türlü eylem ve iş- ğımsız mahkemelerce kullanılacağı hüküm altına
lemlerine karşı yargı yolu açıktır” kuralına yer alınmıştır. Anayasa’nın 138.maddesinde de yar-
verilmiştir. İdare işlevine ait işlemlerin yasama gı yetkisinin mahkemeler ve hâkimler tarafından
organınca yapılmış olması, işlemin idari nite- kullanılacağı belirtilmektedir. Yargı işlevini sadece
liğini değiştirmeyeceği gibi, bunların yargısal
yargı yetkisiyle, yani yargısal usulle uyuşmazlığı
denetim dışında bırakılması hukuki sonucu-
nu da doğurmaz. Zira bu tür işlemlerden çok
çözmekle sınırladığımız takdirde, cumhuriyet sav-
daha üstün hukuk normları olan kanunların, cılarının işlemlerinin hukuki niteliği sorunu ortaya
kanun hükmünde kararnamelerin, Türkiye Bü- çıkacaktır. Cumhuriyet savcıları da Ceza Yargıla-
yük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün veya bunların ması Usulü kurallarını uygulayarak, ceza yargıla-
belirli madde ve hükümlerinin şekil ve esas ba- masında kamusal yetki kullanmaktadırlar. Bu se-
kımından Anayasa Mahkemesi önünde iptal beple, cumhuriyet savcılarının ceza yargılamasına
davalarına konu edilmeleri mümkün iken, ya- ilişkin işlemleri de yargı işlevine dâhildir. Hatta
sama organının idari işlemleri üzerinde yargısal ceza yargılamasında idari makamlar da yargı işlevi-
denetimin yapılmaması hukuk devleti ilkesine ne giren işlemler tesis etmektedirler.
uygun düşmez.
Yasama organının bazı işlemlerinde olduğu gibi
Bu nedenle, yürütme erki içinde bulunan bir yargı organlarının tüm işlemleri de yargısal değil-
üst kurula kamu görevlisi atanmasına ilişkin
dir. Yargıda görevli kurul veya hâkimlerin, idare
uyuşmazlık konusu TBMM kararı, idare fonk-
siyonuyla ilgili olduğundan, iptal davasına
işlevine giren ve bu sebeple idari işlem olarak kabul
konu edilebilecek nitelikte bir idari işlem oldu- edilen işlemleri vardır. Örneğin yargıçlardan oluşan
ğu açık olup, Mahkemece uyuşmazlığın esasına adli yargı adalet komisyonlarının, yargıda çalışan
girilerek bir karar verilmesi gerekirken, davanın görevlilerin özlük haklarına ilişkin işlemleri, yargı
incelenmeksizin reddi yolunda verilen İdare işlemi sayılmazlar. Yargıçların özlük haklarıyla ilgili
Mahkemesi kararında hukuki isabet görülme- işlemler de yargı fonksiyonu dışındadır.
miştir…” (Esas No: 2005/5627). Nitekim Danıştay 5. Dairesi, Yargıtay Birin-
Görüldüğü gibi RTÜK’e üye seçme faaliyeti, ci Başkanlık Kurulu’nun, bir Yargıtay üyesinin
yasama işi veya işlevi kapsamında olmadığı için Dairesi’nin değiştirilmesi işleminin idare işlevi-
idari yargının denetimine tabi tutulmuştur. Bu ka- ne ilişkin olduğuna şu gerekçeyle karar vermiştir:
rardaki gerekçeler, benzer işlemlerde de kullanılma- “İdareyi ve idare alanını belirleyen en önemli öğe
sı gereken gerekçelerdir. Bu hususta (Sayıştay üyeli- olan idare işlevi kavramı, oldukça önemli bir yere
ği seçimi gibi) aksi yönde kararlar da vardır. Ancak sahip olup, idare içinde yer alan birimlerin tüm
yukarıdaki karar hukuk devleti ilkesinin yaşama işlemleri idare işlevine ilişkin olmayabileceği gibi
geçirilmesi bakımından örnek nitelikte olduğu için idare dışında yer alan yasama ve yargı organlarının
sadece bu görüşe yer verilmiştir. idare işlevine ilişkin işlemleri de bulunabilmekte-
dir. Bu bağlamda olmak üzere, yargı fonksiyonu ile
ilgili olmayan işlemlerin yargıçlardan kurulu or-
Yargı İşlevi
ganlar ya da mahkemeler ve hatta sadece yargıçlar
Yargı işlevi, esas olarak, bağımsız mahkemelerde tarafından yapılması, bunların yargısal işlem sayıl-
görevli hâkimlerin, önlerine gelen uyuşmazlıkları, masına dayanak oluşturmaz. İdare işlevine ilişkin
yargılama usulü kuralları çerçevesinde çözmeleri- olarak yapılan işlemler, hangi makam tarafından
dir. Uyuşmazlığın iki veya daha fazla taraf arasında yapılırsa yapılsın, idari işlem sayılarak, idari yargı-
70
İdari Yargı
nın denetimine tabi olması gerekir. Nitekim yargı idare mahkemelerine itiraz yolu düzenlenmiştir.
mercilerinin, sırf mahkeme olmalarından dolayı Bu usul, idari yargı denetimi olarak nitelenemeye-
ve bu sıfatla yaptıklarından ayrılabilen faaliyet ve ceği gibi, idari yargı mercilerinin ceza yargılama-
işlemleri, idari faaliyet ve idari işlem teşkil eder.” sında uzman olmamaları sebebiyle isabetli karar
(Esas No:1995/4416). vermeleri de tartışmalıdır. Ancak sonuçta, bir yargı
Cumhuriyet savcılarının yargı fonksiyonuna süzgecinin varlığı söz konusudur.
dâhil olmayan işlemlerine örnek olarak şu olay Ancak, bazı durumlarda idarenin yargılama-
verilebilir: Hakkındaki gıyabi tutuklama kararı ya ilişkin bir işlemine karşı itiraz yolu düzenlen-
kaldırıldığı halde, bu kararın emniyet yetkili- memiştir. Bu tür işlemlerde ilgili idari merci, suç
lerine bildirilmemesi. Danıştay 10.Dairesi, bu duyurusunda bulunmamakta veya yargılamaya izin
konuyu incelerken öncelikle şu tespiti yapmıştır: vermemekte; işlendiği ileri sürülen suçun kovuştu-
“Fonksiyonel bakımdan yasama ve yürütmeden rulmasını önleyebilmektedir. Avukat hakkında so-
ayrı olup bağımsız bir organ yargının, yargıla- ruşturma açılmasına izin vermeme işlemi bu konu-
ma süreci ile ilgili işlemleri Anayasa’nın 125. daki ilginç örneklerdendir.
maddesinde öngörülen idari işlemler kapsamına Ceza soruşturmasına ilişkin bir işlemin, idare
girmemektedir.” Daireye göre: Yargı kararı ile işlevi kapsamında olmadığı açıktır; fakat bu işleme
kaldırılan gıyabi tutuklama kararının kayıtlar- karşı herhangi bir yargı yolu bulunmadığı takdirde,
dan silinmesinin sağlanması, emniyet birimleri organik ölçüt kullanılarak, yani işlemi yapan biri-
yönünden idari bir görev olduğu gibi, Cumhu- min idare teşkilatına dâhil olduğu gözetilerek, yargı
riyet savcıları yönünden de yargılama fonksi- denetimine imkân tanımak gerekmektedir.
yonu dışındaki idari bir göreve ilişkindir (Esas
No:2006/6131).
Yukarıdaki açıklamalardan ve örnek kararlar-
Yürütme İşlevi
dan da anlaşılacağı üzere; bağımsız mahkemele- Yasama ve yargı işlevini yerine getiren organ ve
rin yargılama süreciyle ilgili işlemleri ile yargıla- makamların, idare teşkilatına dâhil olmamaları se-
ma sürecine katkıda bulunan işlemler, idari işlem bebiyle, bazı işlemlerinin idari olarak nitelenmesi,
sayılmazlar. Yargıçların yargısal görevleriyle ilgili yürütülen faaliyetin idare işlevi kapsamında oldu-
değerlendirilmeleri yargı işlevine dâhildir; ama ğunu belirlemek suretiyle mümkün olmuştur.
yargı mensupları hakkında tesis edilen, ilerleme Ancak, yürütme organı içinde düzenlenen
yükselme, göreve son verme, yer değiştirme gibi Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı yardımcıları
yargılama faaliyeti dışında kalan işlemler idare iş- ve bakanlar aynı zamanda idare teşkilatı içinde
levi kapsamındadır. yer almaktadırlar. Bu durumda şu soru ortaya
Bu noktada üzerinde durulması gereken çıkmaktadır: İdari makam oldukları tartışılmaz
önemli bir husus, idari makamların, ceza yar- olan Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı yardım-
gılamasına ilişkin yetkileri sorunudur. Suçluyu cıları ve bakanların tüm işlemleri idari işlem
ve suç kanıtlarını arayıp toplamak, adli merci- olarak kabul edilebilecek midir? Bu soruyu
lere ulaştırmak görevi, Cumhuriyet Savcıları’nın şöyle sormak da mümkündür: İdare işlevinden
emir ve gözetimi doğrultusunda yapılmaktadır. ayrı bir yürütme işlevinden söz etmek mümkün
Adli kolluk denilen, bu faaliyet idare fonksiyo- müdür?
nunun dışındadır. İdari makamların bu faaliyet Anayasa’nın 8. maddesine göre, yürütme
sırasındaki eylem ve işlemlerini yargıç, yargılama yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı tarafından,
aşamasında değerlendirmekte ve hukuka aykırı- Anayasa’ya ve kanunlara uygun olarak kulla-
lıklar, yargılamayı yapan mahkeme tarafından nılır ve yerine getirilir. Anayasa’nın Cumhu-
önlenebilmektedir. riyetin temel organlarını düzenleyen Üçüncü
Kamu görevlilerinin yargılanmalarına izin ver- Kısmının İkinci Bölümünde, Yürütme ve idare
me ya da vermeme konusunda verilen kararlar da yer almaktadır. İdarenin Yürütme içinde, Yü-
idarenin ceza yargılamasına katıldığı, yargı işlevine rütmenin uzantısı olarak düzenlenmesi, yürüt-
ilişkin işlemlerdir. Bu tür işlemlerde, idarenin ka- me ile idare arasında organik bağ kurmaktadır.
rarına karşı, Danıştay İdari Dava Dairesi ile bölge Bu sebeple Cumhurbaşkanı ve yürütme içinde
71
İdari Yargının Görev Alanı ve İdari Yargı Denetiminin Sınırı
72
İdari Yargı
Eylemin idarilik niteliğini kaybetmesinin önemli sonucu ise kamu görevlilerinin ve idarenin bu tür
eylemlerinden doğan zararın, haksız fiil hükümlerine göre adli yargı mercilerinde dava edilmesidir. Birey-
lerin hak ve hürriyetlerine yapılan tecavüzün, haksız müdahalenin kamu hizmetinin ifası sırasında ve kamu
görevlilerince yapılmış olması, işlemi ve eylemi idari kabul etmeyi gerektirmemektedir.
Uygulamada mülkiyet hakkına hukuki gerekçe olmaksızın el konması, gözaltına alınanlara işkence ya-
pılması, sık rastlanan fiili yol örneklerindendir. Yargıtay’ın işkenceye ilişkin bir kararında şöyle denmekte-
dir: “Kural olarak idari eylem ve işlem nedeniyle kişilerin uğradıkları zararlardan dolayı açılacak tazminat
davaları idari yargının görev alanı içindedir. Ne var ki, idari işlem ve eylemin söz konusu olmadığı veya
yasa koyucunun açık olarak görev verdiği durumlarda Adli Yargı’da da idare aleyhine dava açılması olanağı
vardır...Türk Hukuk Sisteminde, idareye atıf ve isnat edilebilecek bir nitelikte olmakla birlikte işlem ve eyle-
min bozularak idari karakterini kaybettiği hallerde (haksız fiil-fiili yol); sorumluluğun özel hukuk (Medeni
Kanun-Borçlar Hukuku) kurallarına göre ve adli yargı yerinde belirleneceği de kabul edilmektedir...Uygula-
mada idari eylem ve işlem niteliğini kaybeden haksız fiiller (fiili yol) bireyin mülkiyet hakkına, kamu hürri-
yetlerine ve kişilik hakkına saldırılar şeklinde görülmektedir. İdarenin veya onun adına hareket eden kamu
görevlisinin işkence yapma hak ve yetkisi söz konusu olamayacağına ve bunun suç teşkil etmesine göre; bu
değerlendirmeyle de ortada bir haksız eylem (fiili yol)in varlığı kabul edilmelidir.” (Özay, 2002, s.514).
Öğrenme Çıktısı
1 İdari yargının görev alanının belirlenmesinde kullanılan ölçütleri ve idare işlevi kavramını
açıklayabilme
73
İdari Yargının Görev Alanı ve İdari Yargı Denetiminin Sınırı
74
İdari Yargı
sı, kararlarına yargısal nitelik kazandırmaz. Nitekim uygulamada, yargıçlardan oluşan kurulların idari
kararlarının yargısal denetimi yapılmaktadır. Sonuç olarak, Kurul kararlarının, idari nitelikli olduğu
göz önünde bulundurulduğunda, bu kararlara karşı yargı yolunun kapatılmasını savunmak mümkün
gözükmemektedir. Sadece meslekten çıkarma cezalarına karşı yargı yolunu açmak yeterli değildir.
Öğrenme Çıktısı
2 Yargı denetimi dışında bırakılan işlemler ile idari yargının görev alanı dışında bırakılan
işlemleri belirleyebilme
Hâkimler ve Savcılar
Kurulu’nun bazı kararları- Yargı denetimi ile hukuk
Yargı denetimi dışında bıra-
nın yargı denetimi dışında devleti ilkesini ilişkilendi-
kılan işlemleri anlatınız.
bırakılmasını hukuk devleti riniz.
açısından değerlendiriniz.
75
İdari Yargının Görev Alanı ve İdari Yargı Denetiminin Sınırı
76
İdari Yargı
77
İdari Yargının Görev Alanı ve İdari Yargı Denetiminin Sınırı
kırılık olup olmadığı araştırılır. Yerindelik deneti- tasıdır (Alan, 1982, s.54). Özellikle teknik uzman-
mi ise, hukuk kurallarına uygun bir işlemin veya lık gerektiren konularda idarenin açık değerlen-
eylemin yapılıp yapılmamasına veya ne şekilde dirme hatası yapıp yapmadığını incelemek, Fransa
yapılması gerektiğine karar vermektir. Örneğin bir uygulamasında da görülmektedir. “Teknik konu-
göreve atanabilmek için gerekli şartları taşıyan bir- larda maddi olgularla ilgili değerlendirme araçları
den fazla aday bulunduğunda idarenin yaptığı se- bulunmayan Fransız idare hâkimi, bu güçlük kar-
çimin denetlenmesi yerindelik denetimidir. Böyle şısında bilirkişi incelemesini tercih etmediğinden,
bir denetim, yürütme (idare) görevinin kanunlarda dava konusu hususun idarenin takdirine bırakıldı-
gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine geti- ğını kabul etmektedir.” Örneğin bir taşocağı işlet-
rilmesini engelleyeceği için, yasaklanmıştır. mesinin çevre için oluşturduğu riskin değerlendi-
Uygulamada verilen örnek kararlardan, yerin- rilmesinde Fransız idare hâkimi yargısal denetimde
delik denetiminin hangi hallerde söz konusu ola- açık değerlendirme hatası ile yetinmektedir (Okay,
cağına ilişkin bazı ölçütler çıkarmak mümkündür: 2011, ss.231, 243).
Yukardaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere:
İlk belirtilmesi gereken nokta, nesnellik (objek- İdari yargı yetkisine Anayasa ve kanunlarla geti-
tiflik) tir. Bir işlemde takdir yetkisi kullanılır- rilen sınırlamayı somutlaştıracak olan idari yargı
ken eşitlik ilkesine, hizmet gereklerine ve kamu uygulamasıdır. İdare ve vergi mahkemeleri karar-
yararına uygun davranılmadığı somut ve objek- ları, Danıştay’ın denetim süzgecinden geçtiği için,
tif olarak belirlenemiyorsa, yapılacak denetim yerindelik denetimi yasağının anlam ve kapsamı,
yerindelik denetimi olacaktır. Örnek kararlarda
nihayetinde Danıştay kararlarıyla belirlenmektedir.
bu durum, idarenin “işleyiş zorunluluklarıyla
Dolayısıyla, Danıştay ve idari yargı mercilerinin
ilgili” ya da “idarenin hukuk sınırları içindeki
seçeneklerinden birine karışılması” şeklinde uygulaması önem taşımaktadır.
ifade edilmiştir. “Eğer yargıç, yetkisinin derinliğine inme sınır-
İkinci ölçüt ise şudur: İdarenin tercihte bulun- larını olayların özelliklerine göre bizzat tayin etmez
mak hak ve yetkisine sahip olduğu hallerde yar- veya edemezse bunun tepkileri uzun vadede görü-
gı, bu yetkinin belirli bir kişi lehine kullanmaya lecek ve yargı müessesesinin saygınlığı söz konusu
zorlayamayacaktır. edilebilecek; kararların tarafsızlığı kolayca tartışılır
Üçüncü olarak: İdarenin yürütmesi gereken bir hale gelecektir. Bunun dışında bir müeyyide ola-
faaliyet hakkında, talimat niteliğinde hüküm mayacağı, fakat böyle bir müeyyide de pek ağır ol-
kurulması da yerindelik denetimi olarak ka- duğu için, kamu hukuk yargıcı, kendi dikey yetki
bul edilmektedir. Yargıç, idareye ne tür işlem alanını kendi belirleyecektir.” İdari yargı hâkimi,
tesis etmesini, ne yönde davranması gerektiğini “idarecinin keyfiliği, hâkimin keyfiliğiyle ikame
söylediğinde hiyerarşik üst konumuna geçece- edilmiş olur” (Gözler, 2003, s.829) eleştirisine mu-
ği için, artık yapılan denetim hukuka uygun- hatap olmayacak şekilde karar vermelidir.
luk sınırı dışına taşarak idari denetim haline
dönüşmektedir. Danıştay uygulamasına göre, İdari yargı hâkimi, meslek saygınlığını gözete-
yargı yerlerinin, idarenin yerine geçerek idareyi rek, tarafsız, objektif, istikrarlı, toplumda adalet
işlem yapmaya zorlamaları halinde de yerinde- ve yargıya güven duygusunu sarsmayacak şekilde
lik denetimi yapılmış olmaktadır. denetim yetkisini kullandığı takdirde, yerindelik
denetimi yaptığı eleştirisine maruz kalmayacaktır.
Uygulamadan çıkarılan bir başka ölçüt, açık Bu konuda asıl görev ve sorumluluk hâkime düş-
hata denetimi veya açık değerlendirme hatası kont- mektedir.
rolüdür. Buna göre, idarenin takdir yetkisini kul- Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ifadesiy-
lanırken açık hataya düştüğünün belirlenemediği le:“…Yargıç, kişisel düşüncelerine, kendine özgü
hallerde yapılacak denetim, yerindelik denetimi değer hükümlerine dayanarak hüküm kuramaz.
olacaktır. Yargıç hükmü kurarken, eylemle ve bu eyleme
Açık hata, takdir yetkisi kullanılarak tesis edilen uygulanacak normlarla bağlıdır. Yargıç iddiayı,
işlemlerde idarenin yaptığı açık, belirgin, hemen savunmayı ve yanların dayandığı kanıtları birlikte
fark edilebilen, getirdiği çözüm adalet duygularına değerlendirip, tartıştıktan sonra konuyu gerekçe-
açıkça ters düşen, bir değerlendirme veya tercih ha- lendirip uygun bir sonuca varmalıdır…Hakim ön-
78
İdari Yargı
yargılı (öznel-subjektif yansızlık) olamayacağı gibi yargıladığı kişilere ve topluma yansız olduğu görünü-
münü vermekle de (nesnel-objektif yansızlık) yükümlüdür. Bu nedenle “adaletin yerine getirilmesi yeterli
olmayıp aynı zamanda yansız biçimde yerine getirildiğinin yargılanan yanlarca görülmesi ve inanılması
gerekir.” Hakim, yargılamanın her evresinde, yansız görünümünü koruma konusunda yüksek özen gös-
termek zorundadır. Bir başka söyleyişle; hakim önüne gelen olayda, herkese ve bu arada kendisine karşı
da uzak durmalı ve kişiler üstü, yansız olmalıdır. Kısacası kişisellikten arınmalıdır. Herkesin yasa önün-
deki eşitliğini sağlayan yansızlık; yasanın herkes için eşit olmasını sağlayan kişisellikten arınmışlık ilkeleri
gereğince yargıcın yazılı hukuku iyi/kötü ayrımı yapmadan nesnel bir mantıkla uygulaması zorunludur.
Yargılama ve yargı kararları kişisel görüş, inanç ve duyguların aracı olamaz… Hakimler yasallık ilkesi ge-
reğince Anayasaya, yasaya, hukuka uygun düşen kanılarına göre hüküm kurarlar ( Anayasa madde. 138 ).
Hakim Yasanın üstünde değil içindedir (Dr. Sami Selçuk -22.3.1996 gün ve 1993/5-1996/1 sayılı YİBK
karşı oy yazısından)… Hakim yargı kararını inanç ve duygularının aracı olarak kullanamaz ve uygulamak-
la yükümlü olduğu yasal normlar dışına da çıkamaz. Yargılama sonucunda ulaştıkları kanıların da kişisel
değil hukuksal olması hakimin kişisellikten arınmış olma ve hukuka uygun davranma yükümlülüğünün
doğal bir sonucudur. Bu bağlamda, kararların gerekçeli olması ilkesinin; yargı bağımsızlığının amacı ve
bedeli olan yansızlığı kanıtlama olanağı veren ve hakim onurunu koruyan bir araç olduğu bilinmelidir…”
(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Esas No:2001/4-1016).
Öğrenme Çıktısı
3 İdari yargının idarenin takdir yetkisini nasıl denetlediğini ve yerindelik denetimi yasağının
kapsamını açıklayabilme
79
İdari Yargının Görev Alanı ve İdari Yargı Denetiminin Sınırı
Danıştay 8. Dairesi’nin bir kararında ise, iki jüri üyesinin olumlu raporuna rağmen idarenin öğretim
görevlisi kadrosuna atama yapmama işlemini iptal eden idare mahkemesi kararı, şu gerekçeyle bozul-
muştur: “Olayda davalı idarenin Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalına öğretim
görevlisi alınacağının yapılan ilanla duyurulduğu, başvuran adayların değerlendirilmeleri için oluşturulan
jürinin iki üyesinin davacı hakkında olumlu görüş bildirmelerine karşın, idarece bu kadroya, başvuranlar-
dan hiçbirinin atanmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda nedenlerini belirterek ilan ettiği kadroya atama
yapmayan davalı idare, yargı yerlerince atama yapması için zorlanamayacağından, davanın reddi gerekir-
ken, dava konusu işlemi iptal eden idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.”(Aslan ve
Berk, 2003, s.169).
İdarenin takdir yetkisini kullanarak, işlem yapıp yapmayacağına veya ne zaman harekete geçeceğine
karar vermesi olağandır. Yukarıda açıklandığı üzere, idarenin tercihinin isabetli olup olmadığı idari yargı
hâkimi tarafından tartışılmamalıdır.
Ancak kararlarda bu hususun belirtilmesi gerekirken, idareyi işlem yapmaya zorlamama ifadesine yer
verilmesi, uygun değildir. İleride görüleceği üzere idare, mahkeme kararlarının yerine getirilmesi için işlem
yapmakla yükümlüdür. Dolayısıyla mahkeme kararları idareyi işlem yapmaya zorlamaktadır.
Ayrıca özellikle taşınmaz mülkiyetine sınırlamalar getiren imar planlarının uygulanması ve kamulaştır-
ma işlemlerinde idarenin uzun seneler hareketsiz kalması halinde, yargı kararı zorunlu hale gelmektedir.
Taşınmazı kamulaştırılmayan veya imar planında değişiklik yapılmadığı için mülkiyet hakkını kullanama-
yanların, başvurabilecekleri tek hukuki yol, kamulaştırma veya plan değişikliği talebiyle idareye başvur-
mak; bu talebin reddi halinde ise iptal davası açmaktır. Ancak, bu tür davalarda idarenin yargı kararıyla
işlem yapmaya zorlanamayacağı yorumuyla karşılaşılmakta; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne müraca-
at zorunluluğu doğmaktadır.
Öğrenme Çıktısı
4 İdarenin yargı kararlarıyla işlem yapmaya zorlanamamasından ne anlaşılması gerektiğini
açıklayabilme
80
İdari Yargı
Araştırmalarla
İlişkilendir
“…Yönetsel yargımız, gelenekselleşmiş bir yeceği, ve ülkesine girme hakkından yoksun 52
tutumla , sınırdışı etme kararlarına karşı yargı İnsan hakları ve Ana Hürriyetlerin Korunmasına
yolunu açık tutmaktadır. Bu, kuşkusuz övünü- Dair Sözleşmeye Ek (...) 4 Numaralı Protokolün
lecek bir durumdur. Bununla birlikte, sınırdışı Onaylanmasının uygun bulunduğuna Dair Ka-
etme konusunu düzenleyen hükümlerin çeşitli nun; kanun nu.3975, kabul t. 23 Şubat 1994,
kanunlarda dağınık biçimde bulunması ve bu RG 26 Şubat 1994, 21861 .14 Temmuz 1994
hükümlerin bazısının 1930ların anlayışını yan- tarihli Resmi Gazete’de “Milletlerarsı Andlaşma-
sıtır nitelikleri karşısında, Türk uygulamasının lar” başlığı altında yer alan bir Bakanlar Kurulu
Avrupa Konseyi üyesi devletlerin bir çoğuna kararnamesine göre , Avrupa İnsan Hakları Söz-
göre geride kaldığını belirtmemiz gerekmektedir. leşmesine ek 4. Protokolun “onaylanması” Dı-
AİHSne Ek 7.Protokolun 1. maddesiyle, ülke- şişleri Bakanlığı’nın yazısı üzerine 9 Mayıs 1994
de bulunmaları “yasalara uygun olan” (lawfully tarihinde kararlaştırılmıştır. Ancak, usule göre,
resident) yabancıların sınırdışı edilmelerini dü- Avrupa Konseyi Genel Sekreterine verilmesi ge-
zenleyen hükümler getirilmiştir. Bu hükümler, reken onay belgesi verilip, işlem tamamlanmış
sınırdışı etme işlemini bazı önemli usul kural- değildir. 184 bırakılamayacağı, yabancıların da
larına bağlamışsa da; ülke devletinin takdirine “topluca” değil, ancak “bireysel” düzeyde ger-
göre, yabancıların ülke dışına çıkarılmalarının çekleştirilecek işlemlerle sınırdışı edilebilecekle-
ilke olarak kabul edildiğini göstermektedir. Tür- ri. 7. Protokol ise, sınırdışı etme işlemine karşı
kiye, AİHSne Ek 4. Protokolu 19 Ekim 1992 yabancıyı koruyan çok önemli usuli güvenceler
tarihinde imzalamış,onaylanmasının uygun bu- getirmiştir. Bu hükümlere göre, sınırdışı edilecek
lunduğuna ilişkin kabul edilip Resmi Gazetede yabancıya, işlemin gerekçelerinin bildirilmesi,
yayımlanmış ama onaylama işlemlerini sonuçlan- itiraz etme ve durumunun yeniden incelenmesi-
dırmamış durumdadır.52 7.Protokol da Türkiye ni isteme olanaklarının tanınması gerekmektedir.
tarafından 14 Mart 1985 tarihinde imzalanmış Bu güvenceler sağlanmadan sınırdışı etme işlemi
ama onaylanması için bir işlem yapılmamış- ancak kamu düzeni ve ulusal güvenlik nedeniyle
tır. 4.Protokol, maddi hukuka ilişkin hükümler “acil” bir durumunda sözkonusu olabilmektedir.
içermektedir. Özetle, uyruğun sınıdışı edileme- Yönetsel yargımız, takdir edilmesi gereken bir tu-
81
İdari Yargının Görev Alanı ve İdari Yargı Denetiminin Sınırı
tumla “sınırdışı” işlemlerini “hükümet tasarrufu” işlemini hızlı bir biçimde uygulamasına olanak
saymamakta ve önüne getirilen davalar yoluyla veren hükümler de 7. Protokolda vardır. Kaldı
denetimden geçirmektedir. Ancak, sınıdşı işlem- ki, özellikle 7.Protokolda sağlanmış güvenceler,
lerinin uygulanma biçimi, bu konudaki yargı Türkiye’nin taraf olduğu mültecilerle ilgili ulus-
demetimin etkili olmasına pek elverişli değildir. lararası sözleşmeler ve Avrupa İkamet Sözleşmesi
Çükü, işlemin oluşturulması aşamasında, ilgili yoluyla, zaten hukukumuzun bir parçası duru-
kişiye sınırdışı edileceği konusunda bilgi verilme- mundadır. 4. Ve 7. Protokolun, sınırdışı konusu
mekte, savunma ve açıklama yapma olanağı veril- dışındaki hükümleri de (borç yüzünden hapsin
memektedir. İşlemin uygulanmasına geçildiğinde yasaklanması, seyahat – hareket özgürlüğü haksız
ise, yargı yoluna başvurup, yürütmeyi durdurma mahkumiyet halinde tazminat ödenmesi, eşler
kararı alabilmek, çoğu zaman fiilen olansız ol- arasında eşitlik gibi) Türk Hukukunda, kimisi
maktadır. Türk Hukukunun , sınırdışı işlemleri Anayasa düzeyinde güvenceye alınmış düzenle-
açısında çağdaş Avrupa ölçütlerine uygun hale
meler getirmiştir. Dolayısıyla, bu Protokolların
getirilmesi için, zaten yıllar önce imzalanmış
onaylanmasının sakıncalı olacağı düşüncesine yer
olan ve onaylanmasının uygun bulunduğuna iliş-
olmamak gerekir.”
kin kanun da çıkmış bulunan 4.Protokolun ve
7. Protokolun onaylanması en kısa zamanda sağ-
lanmalıdır. Kamu düzeni ve ulusal güvenlik gibi Kaynak: Rona Aybay, Yönetim Hukuku ve
düşüncelerle, bu Protokolların onaylanmasında Yönetsel Yargi Açısından “Yabancı”nın Konumu
bir sakınca görülmemelidir. Unutulmamalıdır (İnsan Hakları Hukuku Açısından Bir Yaklaşım),
ki, bu belgelerin sağladığı güvencelerden, sadece Danıştay ve İdari Yargı Günü 135. Yıl, 9 Mayıs
ülkede “yasal olarak” bulunan yabancılar yararla- 2003, http://www.danistay.gov.tr/upload/yayin-
nabilir. Ayrıca, kamu düzeni ve ulusal güvenlik lar/12_03_2014_105107.pdf, (Erişim Tarihi:
açısından “acil” durumlarda İdarenin sınırdışı 16.11.2017)
Yaşamla İlişkilendir
“… 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun doğan dava ve işleri göreceği ve Kanunlarla verilen
“Koruma Önlemleri” başlıklı 346. maddesinde, diğer görevleri yerine getireceği, 6. maddesinin
çocuğun menfaati ve gelişmesi tehlikeye düştüğü 2. fıkrasının (b) bendinde, aile mahkemesinin,
takdirde, ana ve baba duruma çare bulamaz veya bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunan
buna güçleri yetmezse hakimin, çocuğun korun- veya manen terk edilmiş halde kalan küçüğü, ana
ması için uygun önlemleri alacağı, 347. mad- ve babadan alarak bir aile yanına veya resmî ya da
desinde, çocuğun bedensel ve zihinsel gelişmesi özel sağlık kurumuna veya eğitimi güç çocuklara
tehlikede bulunur veya çocuk manen terk edilmiş mahsus kuruma yerleştirmeye karar verebileceği
halde kalırsa hakimin, çocuğu ana ve babadan düzenlenmiştir.
alarak bir aile yanına veya bir kuruma yerleştire- 15/7/2005 günlü, 25876 sayılı Resmi Gaze-
bileceği kurala bağlanmıştır. tede yayınlanan 5395 sayılı Çocuk Koruma Ka-
4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, nununun “Koruyucu ve Destekleyici Tedbirler”
Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında, koruyucu ve
4. maddesinde, aile mahkemelerinin, 4721 sayılı destekleyici tedbirlerin, çocuğun öncelikle kendi
Türk Medenî Kanunu’nun Üçüncü Kısım hariç aile ortamında korunmasını sağlamaya yönelik
olmak üzere İkinci Kitabı ile 4722 sayılı Türk danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma
Medenî Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama konularında alınacak tedbirler olduğu, anılan
Şekli Hakkında Kanun’a göre aile hukukundan fıkranın (c) bendinde ise, “bakım tedbirinin”, ço-
82
İdari Yargı
cuğun bakımından sorumlu olan kimsenin her- Aile Yönetmeliği’nin “Tanımlar” başlıklı 4. mad-
hangi bir nedenle görevini yerine getirememesi desinin 1. fıkrasının (d) bendinde, “çocuğun”:
halinde, çocuğun resmi veya özel bakım yurdu Sosyal Hizmetler Kanununun 3’üncü maddesi-
ya da koruyucu aile hizmetlerinden yararlandırıl- nin birinci fıkrasının (b) bendi, 22’nci maddesi
ması veya bu kurumlara yerleştirilmesine yönelik ve 24’üncü maddesi ile 3/7/2005 tarihli ve 5395
tedbir olduğu ifade edilmiştir. sayılı Çocuk Koruma Kanununun 3’üncü mad-
27/5/1983 tarih ve 18059 sayılı Resmi Ga- desinin birinci fıkrasının (a) bendi, 5’inci mad-
zetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2828 sa- desinin birinci fıkrasının (c) bendi ve 9’uncu
yılı Sosyal Hizmetler Kanunu’nun “Tanımlar” maddesi çerçevesinde, hakkında yetkili ve görevli
başlıklı 3. maddesi (b) bendinde, “korunmaya mahkemece verilen korunma kararı, acil korun-
muhtaç çocuk” kavramının; beden, ruh ve ahlak ma kararı ya da bakım tedbiri alınan çocuklar ile
gelişimleri veya şahsi güvenlikleri tehlikede olup; hakkında mahallin mülki amiri tarafından acil
korunma kararı alınan veya bakım onayı verilen
1. Ana veya babasız, ana ve babasız
çocuğu; (h) bendinde “koruyucu ailenin”; yönet-
2. Ana veya babası veya her ikisi de belli melikte belirlenen esas ve usuller çerçevesinde
olmayan, korunmayı gerektiren duruma göre belirlenen
3. Ana ve babası veya her ikisi tarafından sürede, il veya ilçe müdürlükleri denetiminde,
terkedilen çocuğu ifade ettiği, “Korun- ödeme karşılığı ya da karşılıksız olarak çocuğun
ma Kararı” başlıklı 22. maddesinde, bakımını ve yetiştirilmesini üstlenen, aile orta-
korunmaya muhtaç çocukların reşit mında yaşamını sağlayan, tercihen (j), (k), (s)
oluncaya kadar bu Kanun hükümlerine bentlerinde tanımlanan eğitimlerden en az birini
göre Kurumca kurulan sosyal hizmet almış ve (a), (e), (r), (ş) bentlerinde tanımlanan
kuruluşlarında bakılıp yetiştirilmeleri modeller kapsamındaki aileyi veya kişiyi ifade
ve bir meslek sahibi edilmeleri husu- edeceği; 5. maddesinde, koruyucu aile hizmeti-
sundaki gerekli tedbir kararının yetki- nin, Bakanlıkça belirlenen esaslar çerçevesinde
li ve görevli mahkemece alınacağı, bu Genel Müdürlüğün koordinasyonunda il veya
karar için gerekli belgelerin Kurumca ilçe müdürlüklerinde oluşturulan komisyonlar ile
düzenlenerek ilgili mahkemeye gönde- bu hizmet kapsamında görevlendirilen sosyal ça-
rileceği, “Koruyucu Aile” başlıklı 23. lışma görevlisi tarafından yürütüleceği; 22. mad-
maddesinde; mahkemece korunma ka- desinde, a) Çocuğu ihmal ve istismar ettiğinin,
rarı alınan korunmaya muhtaç çocuğun kötü muameleye maruz bıraktığının belirlenme-
bakımı ve yetiştirilmesinin, bu Kanuna si, b) Sosyal ilişkileri açısından toplumun norm
göre kurulmuş kuruluşlarda olduğu ka- ve değerlerine aykırı düşen davranışlarının göz-
dar Kurumun denetim ve gözetiminde lenmesi, c) Fizik ve ruh sağlığının, çocuğun bakı-
bir “Koruyucu Aile” tarafından da ye- mını etkileyecek derecede bozulmuş olduğunun
rine getirilebileceği, koruyucu ailenin, Devlet ya da üniversite hastanelerince doktor ra-
korunmaya muhtaç çocuğun bakımını poru ile belirlenmesi, ç) 8 inci maddenin doku-
ve yetiştirilmesini gönüllü olarak üstle- zuncu fıkrasının (d) bendine göre sahip olduğu
nebileceği gibi Kurumca tespit edilecek şartı yitirmesi, d) Mesleki danışmanlık hizmeti ve
ve ödenecek bir ücret karşılığında da ya- yönlendirmelere uygun davranmaması, e) Geçici
pabileceği, koruyucu ailelerin seçimine, koruyucu ailenin çocuk yerleştirme önerilerini
çocukla ilgili sorumluluklarına, Kurum- mazeretsiz olarak üç kereden fazla kabul etme-
la olan ilişkilerine, hizmetin işleyişine mesi hallerinde Koruyucu aile statüsünün iptal
ve aileye bu hizmeti karşılığı ödenecek edileceği hükme bağlanmıştır.
ücrete ilişkin esasların bir yönetmelikle Davacıların, koruyucu aile sözleşmeleri ile
düzenleneceği kurala bağlanmıştır. S.A. ve A.K. isimli iki çocuğun koruyucu ailesi
14/12/2012 günlü, 28497 sayılı Resmi Ga- oldukları, davacılardan hakkında, “Şiddet kulla-
zetede yayımlanarak yürürlüğe giren Koruyucu narak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni ile ilgili
83
İdari Yargının Görev Alanı ve İdari Yargı Denetiminin Sınırı
müstehcen yayın üretmek ve satmak” suçundan ler hakkında tedbir kararlarının aile mahkemesi
dolayı dava açılmış olması nedeniyle, Koruyucu tarafından alınacağı hususları birlikte değer-
Aile Komisyonunun 14/02/2013 günlü kararı ile lendirildiğinde, koruyucu aile hizmetlerinden
Koruyucu Aile Yönetmeliğinin 22. maddesinin kaynaklanan uyuşmazlıkların, süreç bir bütün
1. fıkrasının (b) bendi uyarınca koruyucu aile sta- olarak değerlendirilmek suretiyle, aile mahkeme-
tülerinin iptal edilmesi üzerine bakılan davanın leri tarafından karara bağlanması gerekmektedir.
açıldığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz
Koruyucu aile sözleşmeleri, her ne kadar ida- isteminin kabulüne, Balıkesir İdare Mahkeme-
ri nitelikteki sözleşmeler ise de, hüküm ve sonuç- since verilen 29/01/2015 günlü, E:2015/98,
larını özel hukuk alanında doğurmaları nedeniy- K:2015/130 sayılı ısrar kararının BOZULMASI-
le, salt idari nitelikte olmaları, bu sözleşmelerden NA, dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönde-
doğacak uyuşmazlıkların idare mahkemelerince rilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on-
çözümlenmesi sonucunu doğurmayacaktır. beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak
üzere, 05/11/2015 tarihinde oyçokluğu ile karar
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri-
verildi…”
nin incelenmesinden, koruyucu aileye ilişkin
hizmetlerin, koruyucu ve destekleyici tedbirler
arasında sayılan “bakım tedbiri” kapsamında ol- Kaynak: DİDDK, 05.11.2015, Esas No:
ması, hüküm ve sonuçlarını özel hukuk alanında 2015/981, Karar No: 2015/3942, (Erişim Tarihi:
doğurması ve 4787 sayılı Yasa uyarınca küçük- 16.11.2017)
Öğrenme Çıktısı
5 İdari işlem veya eylem niteliğinde yargı kararı verilememesinin neyi ifade ettiğini
açıklayabilme
84
İdari Yargı
1 belirlenmesinde kullanılan
ölçütleri ve idare işlevi kavramını
Kural olarak idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıklar idari yargıda çözümlenir. Ancak bazı haller-
de idari işlem ve eylemlerden kaynaklanan uyuşmazlıklar adli yargıda çözümlenmektedir. İdarenin işlem
ve eylemlerinden doğan hangi davaların adli yargıda çözümleneceği her zaman açık bir şekilde yasalarda
düzenlenmiş değildir. Yasal düzenleme eksikliği ya da yasada yer alan düzenlemenin yoruma açık olması
sebebiyle, idari-adli yargı ayırımının sınırları kesin olarak belirlenememekte dava süreci uzamaktadır. İdari
yargının ortaya çıkmasıyla idari yargının görev alanına ilişkin birtakım ölçütler geliştirilmiştir. Bu ölçütler:
Kamu gücü ölçütü, kamu hizmeti ölçütü ve karma ölçüttür. İdari işlem ve eylemlerden kaynaklanan bazı
uyuşmazlıklar adli yargıda çözümlenmektedir. İdari yargının görevli olup olmadığının tespitinde, yasa ko-
yucunun iradesi esas alınmaktadır. Yasa koyucunun iradesiyle adli yargıda çözümlenecek bazı idari işlemle-
re Kabahatler Kanunu, Kamulaştırma Kanunu, İş kanunu ve Karayolları Trafik Kanunu’nda yer verilmiştir.
Bunun dışında nüfus ve tapu sicili ile ilgili davalar da yasa koyucunun iradesiyle adli yargıda görülmektedir.
Ancak belirtmek gerekir ki yasa koyucunun idari uyuşmazlıkların adli yargıda çözümlenmesi konusundaki
yetkisi sınırlıdır. Anayasa Mahkemesi verdiği kararlarda yasa koyucunun iradesiyle idari uyuşmazlığın adli
yargıda çözümlenebilmesi için birtakım ölçütler geliştirmiştir. Yargı içtihatlarında bir uyuşmazlığın idari
yargının görev alanına girip girmediği incelenirken, öncelikle ortada idari bir işlem olup olmadığına ba-
kılmaktadır. İdari yargının görev alanının tespiti açısından idare işlevi kavramının belirlenmesi gerekmek-
tedir. İdare işlevi geniş kapsamlı bir kavram olduğu için kavramın olumsuz tanımlanması yapılmaktadır.
Buna göre; yasama, yargı ve yürütme işlevleri dışında kalan tüm kamusal faaliyetler idari işlevini oluşturur.
İdarenin kimi eylemleri fiili yol olarak nitelenmekte ve bu eylemlerden kaynaklı zararların tazmininde
adli yargı görevli kabul edilmektedir. Çünkü idarenin, kişi hak ve hürriyetlerine açık ve haksız müdahale
niteliği taşıyan eylemleri olarak tanımlanan fiili yolda, hukuka aykırılık, yapılan eylemin idarilik niteliğini
kaybettirecek boyuttadır.
85
İdari Yargının Görev Alanı ve İdari Yargı Denetiminin Sınırı
belirleyebilme
Yargı Denetimi Dışında ve İdari İdari yargı yetkisinin ilk sınırını doğrudan Anayasa ile yar-
Yargının Görev Alanı Dışında
Bırakılan İşlemler gı denetimi dışında bırakılan işlemler oluşturmaktadır.
Anayasa’nın 125. maddesinde idarenin her türlü eylem ve iş-
lemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu düzenlenmekle bir-
likte yine aynı maddede Yüksek Askeri Şura kararlarının yargı
denetimine tabi olmadığı belirtilmiştir. Ancak 12.09.2010
tarihinde kabul edilen Anayasa değişikliğiyle Yüksek Askeri
Şura’nın bazı kararlarına karşı yargı yoluna gitmek mümkün
hale gelmiştir. Buna göre; Yüksek Askeri Şura’nın terfi işlem-
leri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü
ilişik kesme kararlarına karşı yargı yoluna başvurmak müm-
kündür. Yine Anayasa’nın 159. maddesinde Hâkimler ve Sav-
cılar Kurulu’nun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar
dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamayaca-
ğı düzenlenmiştir. Belirtmek gerekir ki Anayasa’nın 2.madde-
sinde devletin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti ilkesi,
tüm idari işlemlerin yargı denetimine tabi olmasını zorunlu
kılmaktadır. Dolayısıyla Anayasa değişikliği çalışmalarında,
Yüksek Askeri Şura ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun bazı
işlemlerinin yargı denetimi dışında bırakılması, hukuk devleti
ilkesiyle bağdaşmamaktadır.
İdari yargı yetkisinin bir diğer sınırı tahkim yoluyla çözümle-
nen uyuşmazlıklardır. 1999 yılında Anayasa’nın 125.maddesin-
de yapılan değişiklikle kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaş-
ma ve sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların tahkim
yoluyla çözümlenmesine imkân sağlanmıştır. Bu değişiklik
sonrasında İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda idari sözleşme-
lerden doğan davaların istisnası olarak, tahkim yolu öngörülen
imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar ön-
görülmüştür.
86
İdari Yargı
Anayasa’nın 125. maddesinin 4.fıkrası gereğince yargı yerleri idarenin takdir yetkisini kaldıracak şekilde karar
veremezler. İdarenin işlem ve eylemlerinin açıkça düzenlenmesi, günlük yaşamdaki her ihtimalin öngörülmesi
mümkün olmadığından idareye takdir yetkisi tanınması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Takdir
yetkisi idareye, işlemin sebebini, konusunu, zaman ve yerini belirlemek; çeşitli çözümlerden birini seçmek;
işlem yapmak ya da yapmamak konusunda tanınan serbestidir. Takdir yetkisi idareye tanınmış sınırsız bir
yetki değildir. Nitekim Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin tavsiye kararında takdir yetkisinin kullanımın-
da uyulması gereken temel ilkeler belirlenmiştir. Ayrıca belirtmek gerekir ki mahkemelerin idarenin takdir
yetkisini kaldıracak şekilde karar verememeleri, takdir yetkisine dayanılarak yapılan işlemlerin yargı denetimi
dışında kalacağı anlamına gelmemektedir. İdarenin takdir yetkisinin hukuka uygun kullanılıp kullanılmadığı,
idari yargı yerlerince denetlenmektedir. İdari yargının yerleşik içtihadına göre takdir yetkisi sınırsız ve mutlak
bir yetki olmayıp, kamu yararı ve kamu hizmetinin gerekleriyle sınırlıdır.
Yerindelik denetimi, takdir yetkisi kullanılarak tesis edilen işlemlerin yargısal denetiminde, idari yargı
hâkiminin yetkisinin sınırıdır. Yerindelik, takdir yetkisinin denetiminde işlemin hizmet gerekleri ve kamu
yararı ölçütlerine uygun kullanılıp kullanılmadığının ötesine geçilerek işlemin isabetli veya yararlı olup ol-
madığına hâkim tarafından karar verilmesidir. Bu durumda hukuka uygunluk denetimi yapması gereken
hâkim idarenin yerine geçerek bir işlemin, isabetli veya yararlı olup olmadığına karar verdiğinden Anayasayla
kendisine verilen yetkiyi aşmış olur.
Yerindelik denetimi hukuka uygunluk denetiminden farklıdır. Hukuka uygunluk denetiminde bir işlem veya
eylemin yürürlükteki mevzuata, yargı içtihatlarına ve süreklilik kazanmış olan idari uygulamalara aykırı olup
olmadığı denetlenirken, yerindelik denetiminde hukuka uygun bir işlem veya eylemin yapılıp yapılmamasına
veya ne şekilde yapılması gerektiği denetlenmektedir. Uygulamada verilen kararlardan, yerindelik denetiminin
hangi hallerde söz konusu olacağına ilişkin şu ölçütleri çıkarmak mümkündür. Bir işlemde takdir yetkisi kul-
lanılırken eşitlik ilkesine, hizmet gereklerine ve kamu yararına uygun davranılmadığı somut ve objektif olarak
belirlenemiyorsa, yapılacak denetim yerindelik denetimi olacaktır. İdarenin tercihte bulunmak yetkisine sahip
olduğu hallerde bu yetkinin belirli bir kişi lehine kullanmaya zorlanması halinde yine yapılacak denetim ye-
rindelik denetimi olacaktır. Mahkemenin talimat niteliğinde hüküm kurması da yerindelik denetimi olarak
kabul edilmektedir. Son olarak uygulamadan çıkarılan bir başka ölçüt, açık hata denetimi veya açık değer-
lendirme hatası olarak adlandırılan denetimdir. Buna göre, idarenin takdir yetkisini kullanırken açık hataya
düştüğünün belirlenemediği hallerde yapılacak denetim, yerindelik denetimidir.
87
İdari Yargının Görev Alanı ve İdari Yargı Denetiminin Sınırı
4 yapmaya zorlanamamasından
ne anlaşılması gerektiğini
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti
açıklayabilme
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda yer alan yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun
olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde karar veremeyecekleri
yönündeki düzenleme uygulamada, idarenin yargı kararıyla işlem yapmaya zorlanamayacağı şeklinde yorum-
lanmaktadır. Ancak belirtmek gerekir ki idare, mahkeme kararlarının yerine getirilmesi için işlem yapmakla
yükümlüdür. Dolayısıyla mahkeme kararları idareyi işlem yapmaya zorlamaktadır. İdarenin yargı kararıyla
işlem yapmaya zorlanamamasını, idarenin takdir yetkisini kullanarak işlem yapıp yapmayacağına veya ne
zaman harekete geçeceğine kendisinin karar vermesi olarak anlamak gerekir. Uygulamada özellikle taşınmaz
mülkiyetine sınırlamalar getiren imar planlarının uygulanması ve kamulaştırma işlemlerinde idare uzun sene-
ler hareketsiz kalarak hak sahiplerinin mağduriyetine neden olmaktadır. Bu durumda mülkiyet hakkını kulla-
namayanlar için başvurulacak tek hukuki yol dava açmaktır. Ancak bu tür davalarda idarenin yargı kararıyla
işlem yapmaya zorlanamayacağı yorumuyla karşılaşıldığından hak kayıpları önlenemediğinden Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi’ne başvurulmaktadır.
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2.maddesinde idari yargı yetkisinin bir diğer sınırı öngörülmüştür. Buna
göre, idari yargı yerleri, idari işlem veya eylem niteliğinde yargı kararı veremezler. Nitekim idari yargı yerleri
açılan davalarda işlemin iptaline ya da tazminata hükmetmekte veyahut davayı reddetmektedirler. Belirtmek
gerekir ki idari yargı için getirilen bu sınırlama adli yargı yerleri için söz konusu değildir. Nitekim adli yargı
yerleri, açılan davalarda idarenin ne şekilde hareket edeceğine karar verebildikleri gibi bazen idare yerine ge-
çerek karar alabilmektedirler. İdari yargı yerlerine getirilen bu sınırlama, idari yargının etkinliğini azaltmakta,
bu durum ise idari yargının yetersizliği ya da eksikliği gibi algılanmaktadır.
88
İdari Yargı
1 Aşağıdakilerden hangisi TBMM’nin idare iş- 6 Aşağıdaki işlemlerden hangisine karşı idari
levi kapsamında yaptığı işlemlerden biridir? yargıda dava açılabilir?
A. Kanun koymak
neler öğrendik?
A. Hakimler ve Savcılar Kurulunun verdiği mes-
B. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyelerini atamak lekten çıkarma cezaları
C. Bütçe kanun tasarılarını kabul etmek B. Hakimler ve Savcılar Kurulunun verdiği kına-
D. Milletlerarası antlaşmaların onaylanmasını uy- ma cezaları
gun bulmak C. Yüksek Askeri Şuranın verdiği kadrosuzluk ne-
E. Bakanlar Kurulu’nu denetlemek deniyle emekliye ayırma işlemleri
D. Yüksek Askeri Şuranın yaptığı terfi işlemleri
2 Aşağıdakilerden hangisinin tahkim yoluyla E. Hakimler ve Savcılar Kurulunun yaptığı atama
çözümü mümkündür? işlemleri
A. Cumhurbaşkanlığı kararnameleri
B. Yönetmelikler 7 İdari yargının sınırları ile ilgili aşağıdaki ifa-
C. İdari hizmet sözleşmeleri delerden hangisi yanlıştır?
D. Kamu hizmeti imtiyaz sözleşmeleri A. İdarenin takdir yetkisini kaldırıracak şekilde
E. Kamu istikraz sözleşmeleri yargı kararı verilemez
B. İdari yargı yerleri hukuka uygunluk denetimi
yapamazlar
3 İdarenin kişi hak ve hürriyetlerine açık ve C. İdari işlem ve eylem niteliğinde yargı kararı ve-
haksız müdahale niteliği taşıyan eylemlerine ne ad
rilemez
verilir?
D. Yargı kararı ile idare işlem yapmaya zorlanamaz
A. Hizmet kusuru B. Kamu gücü E. İdari yargı yerleri yerindelik denetimi yapa-
C. Fiili yol D. Kişisel kusur mazlar
E. İdari işlem
8 Takdir yetkisinin kullanımında uyulması ge-
4 Yürütme organının yargı denetimi dışında bı- reken temel ilkeler ile ilgili aşağıdaki ifadelerden
rakılan işlemlerine ne ad verilir? hangisi yanlıştır?
A. Haksız fiil A. İdarenin kamu yararı dışında bir amaç belirle-
B. Hükümet tasarrufu me konusunda takdir yetkisi vardır
C. Yargı bağışıklığı B. Yetkinin veriliş amacından başka amaç gü-
D. Yargı kısıntısı dülemez
E. Yasama kısıntısı C. Yasa önünde eşitlik ilkesi gözetilmelidir
D. Nesnellik ve tarafsızlık gözetilmelidir
E. Hakkaniyete uymayan ayrımcılıktan kaçınıl-
5 Aşağıdakilerden hangisi idarenin, yasal dü- malıdır
zenlemelerle idari yargı denetimi dışında bırakılmış
işlemlerinden biri değildir?
A. Hükümet tasarrufları
B. Nüfus işlemleri
C. Tapu sicili işlemleri
D. Karayolları Trafik Kanunu kapsamındaki iş-
lemleri
E. İş kanunu kapsamındaki işlemleri
89
İdari Yargının Görev Alanı ve İdari Yargı Denetiminin Sınırı
9
Aşağıdakilerden hangisi yerindelik denetimi- 10 Tahkim yoluyla çözümlenen uyuşmazlık-
ne ilişkin ölçütlerden biri değildir? lar ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A. İdarenin tercihte bulunma yetkisine sahip oldu- A. Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve
ğu durumda yargının idareyi bu yetkiyi belirli sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar
bir kişi lehine kullanmaya zorlayamaması tahkim yoluyla çözümlenebilir
B. İdarenin yürütmesi gereken bir faaliyet hakkın- B. Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve
da, yargının talimat niteliğinde hüküm kura- sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkların milli
neler öğrendik?
90
İdari Yargı
4. B Yanıtınız yanlış ise “Yürütme İşlevi” konusu- 9. D Yanıtınız yanlış ise “Yerindelik Denetimi Ya-
nu yeniden gözden geçiriniz. sağı” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
Araştır Yanıt
4 Anahtarı
Yasama organı geleneksel olarak yasa yapar, devlet bütçesini kesinleştirir ve yü-
rütmeyi denetler. Nitekim Anayasa’nın 87. maddesinde bu geleneksel işlevler
düzenlenmiştir. Bunun dışında Anayasa’nın çeşitli maddelerinde milletvekil-
liğinin düşmesine, yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına karar vermek,
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı
silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin vermek gibi TBMM’nin si-
Araştır 1
yasi nitelikteki görevleri düzenlenmiştir. Ancak bunların dışında TBMM’nin
birtakım yetkileri idare işlevi kapsamındadır. Bu görev ve yetkiler Radyo ve
Televizyon Üst Kurulu’na üye seçme, yüksek dereceli kamu görevlilerinin
ve yüksek yargı organlarında yer alanların atanması, Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nin personel ve mallarına ilişkin işlemleridir.
91
İdari Yargının Görev Alanı ve İdari Yargı Denetiminin Sınırı
Araştır Yanıt
4 Anahtarı
Takdir yetkisi idareye tanınmış sınırsız ve mutlak bir yetki değildir. Her şey-
den önce idarenin takdir yetkisini kamu yararına kullanması gerekir. Nite-
kim takdir yetkisinin hukuka uygun kullanılıp kullanılmadığını denetleyen
idari yargının yerleşik içtihadına göre bu yetki, kamu yararı ve hizmet ge-
rekleri ile sınırlıdır. Yani idari yargı yerleri takdir yetkisinin kamu yararı ve
hizmet gereklerine uygunluğunu denetlemektedirler. Ayrıca Avrupa Konseyi
Araştır 3 Bakanlar Komitesi’nin tavsiye kararında takdir yetkisinin kullanımında uyul-
ması gereken temel ilkeler belirlenmek suretiyle bu yetkinin sınırları ortaya
konmuştur. Buna göre takdir yetkisi; yetkinin veriliş amacından başka amaç
güdemez, nesnelliğe ve tarafsızlığa uygun kullanılmalıdır, ayrımcılıktan ka-
çınarak yasa önünde eşitlik ilkesini gözetmelidir, işlemin amacıyla, kişilerin
hakları, özgürlükleri veya menfaatleri üzerindeki olumsuz etkileri arasında
bir denge sağlamalıdır.
İdari yargı yerleri, idari işlem veya eylem niteliğinde yargı kararı vereme-
diklerinden açılan davalarda işlemin iptaline ya da tazminata hükmetmekte
veyahut davayı reddetmektedirler. Ancak idari yargı yerleri için getirilen bu
sınırlama adli yargı yerlerine getirilmediğinden adli yargı yerleri, açılan da-
Araştır 5 valarda idarenin ne şekilde hareket edeceğine karar verebilmekte hatta bazen
idare yerine geçerek karar alabilmektedirler. İdari yargı yerlerine getirilen bu
sınırlama, idari yargının etkinliğinin azalması ve yine idari yargının yetersizliği
ya da eksikliği algısının oluşması sakıncalarını taşımaktadır.
92
İdari Yargı
Kaynakça
Alan, N. (1982). Türk İdari Yargısında Yerindelik Giritli, İ., Bilgen, P. ve T. Akgüner, (2002). İdare
ve Takdir Yetkisinin Değerlendirilmesi. İdari Hukuku. İstanbul: Der Yayınevi.
Yargıda Son Gelişmeler Sempozyumu. Ankara: Gözler, K. (2003). İdare Hukuku. Cilt I. Bursa: Ekin
Danıştay Yayınları. Kitabevi Yayınları.
Aslan, Z. ve Berk, K. (2003). İdare Hukuku ve İdari Karahanoğulları, O. (1996). İdarenin Takdir Yetkisinin
Yargıya İlişkin Temel Kanunlar (2. Basım). Kullanımına İlişkin R(80)2 Sayılı Avrupa Konseyi
İstanbul:Alfa. Bakanlar Komitesi Tavsiye Kararı. A.Ü.H.F.D.,
(Cilt:45, Sayı:1-4). s.323-337.
Darendeli, A.V. (2004). Yargıtay, Danıştay ve
Uyuşmazlık Mahkemesi Kararları Işığında Adli Kaya, C. (2001). İdarenin Takdir Yetkisi ve Yargısal
Yargı Yerlerinde Görülen İdari Uyuşmazlıklar Denetimi. Prof.Dr.Nuri Çelik’e Armağan Cilt
ve Davalar. Ankara: Yetkin Yayınları. I. İstanbul: Beta Basım Yayım Dağıtım. s.253.vd.
Okay, Ö. (2011). İdare Hukukunda Kamu Düzeni
Erkut,C. (1990). İptal Davasının Konusunu
Kavramı. İstanbul: On İki Levha Yayıncılık.
Oluşturma Bakımından İdari İşlemin Kimliği.
Ankara: Danıştay Yayınları. Özay, İ. (2002). Günışığında Yönetim. İstanbul:Alfa.
93
Bölüm 5
İdari Davalar
3 4
3 İptal davasının konusuna, davacıya, 4 İptal davasında verilen yürütmenin
davalıya, süresine ve davanın açılacağı durdurulması kararının amacı ve şartlarını
mahkemeye ilişkin şartları açıklayabilme açıklayabilme
5 6
Tam Yargı Davalarının Tanımı ve Kapsamı 6 Tam yargı davasının davacıya, davalıya,
5 Tam yargı davasını tanımlayarak süresine ve davanın açılacağı mahkemeye
kapsamını belirleyebilme ilişkin şartları açıkalayabilme
Anahtar Sözcükler: • İptal Davası • Tam Yargı Davası • Yürütmenin Durdurulması • İdari İşlem • İdari
Eylem • İdari Başvuru • Zımni Ret • Görev ve Yetki Uyuşmazlığı
94
İdari Yargı
95
İdari Davalar
Ayrıca, çeşitli yasalarda, idari cezalara karşı idari yargıya itiraz edilmesi öngörülmektedir. Örneğin Kıyı
Kanunu’nun 15.maddesine göre para cezalarına karşı, 7 gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edile-
cektir. Kıyı Kanunu itiraz usulü hakkında başka hüküm içermemektedir.
Görüldüğü üzere, yasalarda idari para cezalarına karşı itiraz edileceğine ilişkin hükümler bulunmakta-
dır. Ancak itiraz usulüne ilişkin ayrıntılı düzenleme yoktur.1990 tarihli 3622 sayılı Kanunla İdari Yargı-
lama Usulü Kanunu’na eklenen Ek 3.madde, itirazı iptal davasından ayrı bir yargısal başvuru yolu olarak
düzenlemişti. Ancak bu düzenleme Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi,
Ek 3. maddeyi itiraz süresinin kısalığının hak arama hürriyetini engellediği; bir aylık çözümleme süresi-
nin yargının gerekli incelemeyi yaparak, isabetli karar vermesini önleyeceği; kararların temyiz edileme-
mesini adalet duygusunu sarsacak nitelikte olduğu ve hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı gerekçeleriyle
Anayasa’ya aykırı bularak iptal etmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararında, iptal davalarının idarenin hukuk devletine uygun işlemesini
sağlayacak temel araç olduğu da vurgulanmaktadır. Anayasa Mahkemesi’ne göre: “ Hukukumuzda, idari
işlemlerin yargısal denetiminde en etkili bir yol olan iptal davası türü varken, bu kez öngörülen biçimiyle
itiraz kurumunun, denetlenebilecek idari işlemin özelliklerini, parasal değerini belirlemeksizin ya da bu
yolu haklı gösterecek hiç bir gerekçe gösterilmeksizin, genelleştirilerek getirilmesi Anayasa’nın öngördüğü
yargı denetimini kısıtlayıcı niteliktedir.”
Ancak Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararına rağmen, itiraz yolu diğer kanunlardaki varlığını sürdür-
mektedir. Ayrıca bazı kanunlarda itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğuna dair kural bulunması,
uygulamada üst yargı yolunu da kapatmaktadır. Örneğin İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, 4077 sayılı
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun gereğince verilen para cezalarına karşı yapılan itirazın kesin
olduğuna ve itiraz üzerine idare mahkemesince verilen kararların temyiz yoluyla incelenemeyeceğine karar
vermiştir.
İtiraz yolunun yasada düzenlenmiş bir dava türü olmaması sebebiyle, dava süresi kısıtlı bir iptal davası
olarak nitelendirilmesi gerekmektedir. İdare mahkemeleri, itirazları iptal davaları için öngörülen usul doğ-
rultusunda çözümlemeli; karar süresini ve başvuru süresini kısaltan; üst yargı yolunu kapatan hükümlerin
ise Anayasa’ya aykırılığı sebebiyle iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmalıdırlar.
Öğrenme Çıktısı
96
İdari Yargı
97
İdari Davalar
Öğrenme Çıktısı
İptal davalarını hukuk devle- İptal davası ile kamu yararı İptal davasının objektiflik
ti açısından değerlendiriniz. kavramını ilişkilendiriniz. özelliğini anlatınız.
98
İdari Yargı
durumların ahlaka, toplumsal kurallara aykırılı- ise on gündür. İdari işlemlere karşı dava açılma-
ğı sebebiyle dava ehliyeti bakımından meşru ol- sı, işlemin uygulanmasını engellemediğine göre,
madığı söylenemez. Uygulamada, menfaat ihlali dava süresinin kısaltılması, hak arama hürriyetini
koşulunun üçüncü boyutunu, makul, ciddi ala- sınırlamaktadır. Dava süresini, özel hukuk işlem-
ka oluşturmaktadır. İşlemle ilgili arasında kabul leriyle mukayese edilemeyecek ölçüde sınırlamak,
edilebilir bir bağ olması halinde dava açabileceği uygulamada dava sürelerinin kaçırılmasına, hak
kabul edilmektedir. kaybına yol açmaktadır. Bu sebeple, daha uzun
Somut olaylarda değişebilmekle birlikte, hem- bir süre getirilmelidir.
şeri olmak; kurum mensubu olmak; mezuniyet;
kiracılık; hizmetten yararlanan olmak; bazen ver-
gi yükümlüsü veya vatandaş olmak sıfatıyla açı- Kamulaştırma
lan davalarda menfaatin varlığı kabul edilmiştir. Devlet ve kamu tüzelkişilerinin, kamu ya-
Ayrıca belirtmek gerekir ki çevre, imar, kültür ve rarının gerektirdiği hallerde karşılığını pe-
tabiat varlıklarının korunmasına ilişkin işlemlere şin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bu-
karşı herkesin davacı olmak hakkı vardır. İdari lunan taşınmaz bir malın tamamına veya
Yargılama Usulü Kanunu’nda dava ehliyeti sınır- bir kısmına, Kamulaştırma Kanunu’nda
lanırken dahi bu konularda açılacak davalar ayrık gösterilen esas ve usullere göre zorla el
tutulmuştur. atmasıdır.
99
İdari Davalar
100
İdari Yargı
101
İdari Davalar
lirler. Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek Görevli ve Yetkili Mahkeme
reddedilmiş sayılır. İlgililer otuz günün bittiği ta- İptal davalarında konu ve yer bakımından uyuş-
rihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna mazlığı çözmeye yetkili mahkemenin belirlenmesi
göre Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine dava gerekmektedir. Burada görev ve yetkiye ilişkin ge-
açabilirler. Otuz günlük süre içinde idarece verilen nel kural ile özel düzenlemeler ele alınacaktır.
cevap kesin değilse ilgili bu cevabı istemin reddi sa-
yarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleye-
bilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, Görev ve Yetkiye İlişkin Hükümler
bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren dört ayı Yargılama usulünde, yargı düzeni içinde hangi
geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden mahkemenin davaya bakacağını gösteren kurallara
reddi hallerinde, otuz günlük sürenin bitmesinden görev ve yetki kuralları denmektedir. Görev kuralla-
sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, ce- rı, davaların konularına göre dağılımını; yetki kural-
vabın tebliğinden itibaren dava açma süresi içinde ları ise görevli mahkemelerden, coğrafi olarak hangi
dava açabilirler. yerdeki mahkemenin davaya bakacağını belirler.
İdareye yapılan başvuruların otuz gün içinde İdari yargıda, iptal davalarında genel görev-
yanıtlanmamasının, ret anlamına gelmesi, birey- li mahkemeler, idare mahkemeleridir. Danıştay
lerin idareye güvenerek beklemeleri durumunda Kanunu’nun 24. maddesinde sayılan davalarda
olumsuz sonuçlara, hak kaybına yol açmaktadır. ise Danıştay görevlidir. Vergi uyuşmazlıkları, vergi
Çünkü aynı işlemin yapılması için idareye tekrar mahkemelerinde çözümlenmektedir.
başvurulması, dava süresini canlandırmamaktadır.
Ancak, birbirinden ayrı ve bağımsız nitelik ta-
Danıştay’da Görülen Davalar
şıyan başvurularda dava süresi yeniden başlamakta-
dır. İdarenin değişen koşullara göre karar vermesi- Danıştay Kanunu’nun 24. maddesine göre, şu
ni, maddi ve hukuki durumun gözden geçirmesini davalarda, Danıştay ilk derece mahkemesi olarak
gerektiren başvurular, birbirinden bağımsız oldu- görev yapar:
ğu için bu başvurular üzerine tekrar dava açmak a. Cumhurbaşkanı kararlarına; Cumhurbaş-
mümkündür. kanınca çıkarılan Cumhurbaşkanlığı karar-
Bireylerin idareye başvurarak herhangi bir işlem nameleri dışındaki düzenleyici işlemlere;
veya eylem yapmaları talebinin, otuz gün içinde ya- Bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu
nıtlanmamasının zımni ret sayılması, Anayasa’nın kurumu niteliğindeki meslek kuruluşların-
74. maddesine aykırıdır. Ayrıca, otuz günden daha ca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak
kısa sürede cevaplanması gereken isteklere karşı düzenleyici işlemlere; Danıştay İdari Daire-
dava açma imkânını ortadan kaldırabilecek yorum- since veya İdari İşler Kurulunca verilen ka-
lara da açıktır. Örneğin, on gün içinde burs için rarlar üzerine uygulanan eylem ve işlemlere;
başvurması gereken bir öğrenci, idareden öğrenci Danıştay Yüksek Disiplin Kurulu kararları
belgesi verilmesini talep ettiğinde, isteğin reddedil- ile bu Kurulun görev alanı ile ilgili Danıştay
miş sayılması için otuz gün beklemek anlamsız ola- Başkanlığı işlemlerine işlemlerine karşı açı-
caktır. İlgili, dava açmak istese ortada dava konu- lacak iptal ve tam yargı davaları.
su işlem olmadığı söylenebilecektir. Aynı şekilde, b. Birden çok idare veya vergi mahkemesinin
pasaport taleplerinde de kısa sürede cevap vermek yetki alanına giren işlere,
gerekebilecektir. Bu sebeple, idareye başvuruları c. Tahkim yolu öngörülmeyen kamu hizmet-
kısa sürede (15 gün içinde) cevaplandırma zorun- leri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmele-
luluğu getiren bir düzenleme yapılmalı; belirli süre rinden doğan idari davaları karara bağlar.
içinde yanıtlamama, olumlu işlem olarak (zımni d. Ayrıca çeşitli yasalarla da Danıştay’ın ilk
kabul) kabul edilmelidir. Nitekim İmar Kanunu- derece mahkemesi olarak çözümleyeceği
nun 30. maddesine göre, yapı kullanma izni için uyuşmazlıklar düzenlenebilir.
yapılan müracaatların en geç otuz gün içinde ne-
ticelendirilmemesi halinde, kullanma izni verilmiş
sayılmaktadır. Bu kural, idarenin sessizliğinin so-
nuçlarına idarenin katlanmasını öngördüğü için
daha adildir.
102
İdari Yargı
103
İdari Davalar
104
İdari Yargı
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI
İdari işlemlerin hukuka uygunluk karinesinden yarar-
lanmalarının önemli bir sonucu, işlemlere karşı dava açıl-
masının, işlemin uygulanmasını durdurmamasıdır. Dava Hukuka Uygunluk Karinesi
konusu işlemin uygulanmaması için, idari yargı mercii ta- İdari işlemlerin, hukuka uygun oldukları-
rafından, yürütmenin durdurulması kararı verilmesi gerek- na dair bir yargı kararına gereksinim duy-
lidir. İdari yargıda yürütmenin durdurulması, İYUK’un 27. madan hukuka uygun kabul edilerek ilgi-
maddesinde düzenlenmiştir. liler üzerinde hukuki sonuç doğurmasıdır.
105
İdari Davalar
106
İdari Yargı
rar olacağına göre, davayı uzatmanın hukuki ve mantıki açıklaması bulunmamaktadır. Bu anlamsız ve
hâkimin görüşünü önceden açıklamasına yol açan koşul kaldırılmalıdır. Aynı düzenleme Anayasa’nın 125.
maddesinden de çıkarılmalıdır.
Demokratik hukuk devleti ilkesinin hayata geçirilebilmesi için, vergi uyuşmazlıklarındaki sistem, idari
işlemler için düzenlenerek, iptal davası açılmasının dava konusu işlemin uygulanmasını durdurması sağ-
lanmalıdır. İşlemin uygulanması, kamu yararı bakımından zorunluluk taşıyorsa, idare, mahkemeye başvu-
rarak işlemin uygulanması kararı almalıdır.
Çünkü uygulama, idari işlemlerin hukuka uygunluğu karinesinin yanlışlığını göstermektedir. Dava sa-
yısının çokluğu da, idarenin hukuka uygunluk konusunda gerekli özeni göstermediğini ortaya koymakta-
dır. Yürütmenin durdurulması konusunda hâkime takdir yetkisi tanıyarak, İYUK’daki koşulları kaldırmak,
önerilebilecek bir başka çözümdür.
Öğrenme Çıktısı
107
İdari Davalar
Yargı kararlarının uygulanmasına ilişkin kuralların yer aldığı İYUK’un 28. maddesinin 2. fıkrasında:
“Tam yargı davaları hakkındaki kararlardan belli bir miktarı içerenler”den söz edilerek bu davalarda belli
bir miktarın ödenmesi dışında karar verilebileceği yorumuna imkân tanınmaktadır. Ancak, 6. fıkrada
açıkça tazminat davaları ifadesine yer verilmek suretiyle, uygulamaya pozitif dayanak sağlanmaktadır. Bu
sebeple, uygulamaya bakarak tam yargı davalarının idari işlem ve eylemlerden kaynaklanan zararların taz-
min edildiği tazminat davaları olarak tanımlanması mümkündür.
Kişisel hakkın tazminine yönelik olması, tam yargı davalarını iptal davalarından ayıran önemli bir
özelliktir. İptal davalarında işlemlerin hukuka uygun olup olmadığı incelendiği için, bu davaların sonuç-
larından iptal edilen işlemle ilgili herkes yararlanmaktadır. Tam yargı davaları ise sadece davanın tarafları
bakımından sonuç doğuran davalardır.
Öğrenme Çıktısı
Dava Ehliyeti
İYUK’un 2/b. maddesine göre, tam yargı davası, idari eylem veya işlemlerden dolayı kişisel hakları doğ-
rudan muhtel olanlar tarafından açılabilecektir. Yukarıda açıklandığı üzere, muhtel kelimesi, bozulmuş,
eksilmiş, zarara uğramış anlamına gelmektedir. İptal davasında işlemle davacı arasında makul, güncel ve
meşru bir ilgi aranırken, tam yargı davasında kişisel bir hakkın zarara uğraması gerekmektedir.
Hak, geniş anlamda, fertlere, hukuk kuralları tarafından, diğer kişilerin davranışları veya mallar üzerinde
tanınan yetkilerdir. Hak kavramı, hukuk kurallarının tanıdığı menfaatler olarak da tanımlanmaktadır. Gerek
kamu hukukundan gerekse özel hukuktan kaynaklanan bir hakkı, idari işlem veya eylem nedeniyle ihlal edi-
lenler, tam yargı davası açabileceklerdir. Dava açabilmek için fiil ehliyetine sahip olmak gerektiği de açıktır.
Uygulamada, tam yargı davalarında, iptal davalarında olduğu gibi menfaat ilişkisinin varlığına ba-
kılmamakta, idarenin işlem ve eylemi sebebiyle davacının maddi veya manevi zarara uğrayıp uğramadığı
araştırılmaktadır. Kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında bireylerin uğradığı “özel ve olağandışı zararla-
rın” tazmini gereğinden hareketle, somut uyuşmazlıkta maddi veya manevi zarara uğranılmışsa, tazminata
hükmedilmektedir (Atay, Odabaşı ve Gökcan, 2003, s.254).
Davalı İdare
Tam yargı davalarında uğranılan zararın karşılanması talep edildiği için, davalı idare, talep edilen tazmi-
natı ödeyebilecek bütçeye sahip olmalıdır. Bu sebeple, tam yargı davaları bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri
hasım gösterilerek açılabilir.
108
İdari Yargı
109
İdari Davalar
110
İdari Yargı
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. madde- tır. Bu sürecin hak arama süresini uzattığı açıktır.
sinde, idari eylemlerden kaynaklanan tam yargı da- Nitekim görevli olmayan adli yargı mercilerinde
valarında süre, düzenlenmektedir. Doğrudan doğ- açılan davaların görev yönünden reddi halinde,
ruya tam yargı davası açılması, başlıklı 13.madde idari yargıda dava açılması için tekrar başvuru şartı
şu şekildedir: aranmamaktadır. Çünkü idare artık iddia ve talep-
“1. İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olan- ten haberdardır.
ların idari dava açmadan önce, bu eylemle-
ri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle
öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her İdari Merci Tecavüzü
halde eylem tarihinden itibaren beş yıl için- Dava açılmadan önce idareye başvuru zo-
de ilgili idareye başvurarak haklarının ye- runluluğu getirildiği hallerde, bu başvuru
rine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu yapılmaksızın doğrudan dava açılmasıdır.
isteklerin kısmen veya tamamen reddi ha-
linde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen İdareye başvuru, dava konusu edilebilecek bir
günden itibaren veya istek hakkında otuz uyuşmazlık çıkarılması için gerekli görülebilir. Bu
gün içinde cevap verilmediği takdirde bu nedenle, zorunlu başvuru uygulamada, ön karar
sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi almak için yapılan başvuru olarak da adlandırıl-
içinde dava açılabilir. maktadır. Ön karar, aynı zamanda dava konusu
2. Görevli olmayan adli ve askeri yargı merci- edilecek olan işlemdir. Ancak, uyuşmazlık bir idari
lerine açılan tam yargı davasının görev yö- eylemden kaynaklanmıştır, idari eylemden kaynak-
nünden reddi halinde sonradan idari yargı landığı ileri sürülen bir zarar mevcuttur. Dava di-
mercilerine açılacak davalarda, birinci fıkra- lekçesinin tebliğ edilmesiyle idare iddia ve talepten
da öngörülen idareye başvurma şartı aran- haberdar olacağına göre, ayrıca bir idari başvuru
maz.” gerekli değildir.
Görüldüğü gibi, idari eylemlerden hakları ihlal Şu noktanın da belirtilmesi gerekir ki, idare iste-
edilmiş olanların, dava açmadan önce idareye baş- nen tazminatı yargı kararı olmaksızın ödemekle yet-
vurmaları zorunludur. Kanun’a göre, idari eylemin kili kılınmamıştır. Sulhen çözümlenebilecek uyuş-
öğrenilmesinden itibaren bir yıl içinde ve her halde mazlıklar küçük miktarlarla sınırlandırıldığı için,
eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye baş- zorunlu başvuru koşulu anlamsızdır. Bu miktarların
vurarak zararın tazminini istemek gerekmektedir. ödenmesi halinde dahi, yetkili kamu görevlisinin,
İdarenin talebi kısmen veya tamamen reddetmesi yargı kararı olmaksızın ödeme yaptığı gerekçesiyle
üzerine, ret işleminin tebliğini izleyen günden iti- sorumlu tutulması kuvvetle muhtemeldir.
baren dava açma süresi içinde dava açılmalıdır. İnsana güvensizlik esasına dayalı kamu yöneti-
İdarenin ret işlemi yazılı olabileceği gibi, başvu- mi sistemimiz, idare adına yetki kullanan insanlara
ruyu altmış gün cevaplandırmamak suretiyle zımni da güvenmediği için, talebi haklı bulan yetkililer,
de olabilir. Bu sebeple idareye başvurudan itibaren ödeme yetkisine sahip değillerdir. Bu sebeple, tam
zımni ret süresini dikkatle takip etmek gerekmek- yargı davalarında zorunlu başvuru uygulaması-
tedir. Yasadaki bu düzenleme daha önce belirtildiği na son verilerek, ihtiyari hale getirilmelidir. Daha
üzere Anayasa’ya aykırıdır ve uygulamada hak kay- önce de belirtildiği üzere idare, başvuruyu cevapla-
bına yol açmaktadır. Çünkü idarenin cevap ver- makla yükümlü tutulmalıdır.
memesinin hukuki sonuçlarını bilmeyen bireyler, İdari eylemlerden kaynaklanan davalarda süreyi
cevap beklerken dava süresini kaçırmaktadırlar. düzenleyen 13. maddenin uygulamada sorun çı-
13. maddede düzenlenen zorunlu başvuru ya- karan bir başka hükmü, idareye başvuru süresini,
pılmaksızın dava açılması halinde, idare mahkeme- eylemin öğrenilmesinden itibaren başlatmasıdır.
si, idari merci tecavüzü gerekçesiyle, dilekçeyi ilgili Halbuki bir çok durumda, zarar eylem tarihinden
idareye gönderme kararı vermektedir. Böylelikle çok sonra ortaya çıkmaktadır. Eylem ile zararın öğ-
zorunlu başvuru koşulu gerçekleştirilmektedir. Bu renilmesi arasında bir yıldan fazla süre bulunması
durumda, idare önce ilgiliye cevap verecek, eğer ce- halinde, Kanun metnine göre, ilgililerin dava aç-
vap olumsuzsa, ilgili daha sonra tekrar dava açacak- maları imkânsız hale gelmektedir.
111
İdari Davalar
İdari yargı uygulamasında Kanun’un bu hük- alanına girmeyen tüm tam yargı davalarında idare
mü, isabetli bir şekilde, hak arama hürriyetini kul- mahkemeleri görevlidir.
lanmaya imkân sağlayacak şekilde yorumlanmak- İdari yargının görevli olduğu tam yargı davala-
tadır. Danıştay’ın yerleşik içtihadına göre, eylem rında uygulanacak olan yetki kuralı ise İdari Yargı-
ile zarar arasında bir yıldan fazla süre bulunması lama Usulü Kanunu’nun 36. maddesidir. Madde
halinde, idareye başvurma süresi zararın öğrenil- düzenlemesi şöyledir:
mesinden itibaren başlamaktadır.
İdari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan
Bazı durumlarda eylem ile zararın kesinleşmesi tam yargı davalarında yetkili mahkeme:
veya ortaya çıkması arasında bir yıldan daha uzun
a. Zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümle-
süre geçebilmektedir. İdari yargı uygulamasında,
meye yetkili,
zararın bir yıllık süreden sonra öğrenilmesi halinde
zararın ortaya çıktığı tarihten itibaren idareye baş- b. Zarar bayındırlık ve ulaştırma gibi bir hiz-
vurulması gerektiği kabul edilmektedir. Hatta beş metten veya idarenin herhangi bir eylemin-
yıllık sürenin de zararın ortaya çıkmasından itiba- den doğmuş ise hizmetin görüldüğü veya
ren hesaplanması gerektiği yolunda kararlar vardır. eylemin yapıldığı yer,
Örneğin, İdari Dava Daireleri Kurulu bir ka- c. Diğer hallerde davacının ikametgâhının
rarında, davacının kardeşinin, ceza yargılaması bulunduğu yer, idare mahkemesidir.
sonrasında, işkence sonucu öldürüldüğünü öğren- 36.maddeden anlaşıldığına göre, idari sözleş-
mesinden itibaren dava açabileceğini kabul etmek- melerden doğan tam yargı davaları, idari sözleş-
tedir. Kararda Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin melerden kaynaklanan davalarla ilgili genel yetki
içtihadının da bu yönde olduğuna işaret edilmek- kuralına tabidir. Kanun’un 32.maddesi, herhangi
tedir (Esas No: 1996/468). bir kanunla özel yetki kuralı getirilmemişse, dava
Danıştay 10.Dairesi’nin bir kararında,1996 se- konusu sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu
nesinde, davacının gözündeki rahatsızlığın teşhis yerdeki idare mahkemesini yetkili kılmaktadır.
edilememesinden kaynaklanan tam yargı davası- İdari işlemlerden doğan tam yargı davalarında
nın, yanlış teşhisin 2002 senesinde öğrenilmesin- da iptal davalarındaki yetki kurallarına bakılacak-
den sonra açılabileceği sonucuna ulaşılmıştır (Esas tır. Çünkü 36. madde zararı doğuran idari uyuş-
No: 2004/2931). mazlığa atıf yapmaktadır. İptal davalarında yetki
kurallarına daha önce değinildiği için burada tek-
rarlanmayacaktır.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Zararın bayındırlık ve ulaştırma gibi bir hizmet-
Önceki bölümde, Danıştay ile vergi mahke- ten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğması
melerinin görevli olmadığı davaların idare mahke- halinde ise hizmetin görüldüğü yer veya eylemin ya-
meleri tarafından çözümlendiği anlatılmıştı. Aynı pıldığı yerdeki idare mahkemesinde dava açılacaktır.
durum, tam yargı davalarında da söz konusudur.
Yukarıda sayılan durumların dışında kalan da-
Bir başka ifadeyle: Tahkim yolu öngörülen imti-
valarda, davacının ikametgâhının bulunduğu yer-
yaz sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar dışında
deki idare mahkemesi yetkilidir.
kalan ve Danıştay ile vergi mahkemelerinin görev
112
İdari Yargı
Yaşamla İlişkilendir
“Dava; Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Has- Manevi zarar, kişinin fizik yapısını zedeleyen, ya-
tanesinde tedavi gören davacının, teşhis ve teda- şama gücünü azaltan olaylar nedeniyle duyulan
vide hatalı davranılması sonucu sol ayağının diz acıyı, ıstırabı veya kişilik haklarının zedelenmesi
kapağının üzerinden kesilmesine sebep olun- nedeniyle şeref ve haysiyetin rencide edilmesini
duğundan bahisle, maddi ve manevi tazminat ifade ettiği gibi; günlük yaşamı zorlaştıran belli
ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ağırlıktaki her türlü üzüntü ve sıkıntıyı da kap-
ilişkin 18.1.2002 tarih ve 549 sayılı işlemin iptali samaktadır. Ancak kişinin kendi tutum ve dav-
ile 75.000 YTL maddi, 50.000 YTL manevi taz- ranışları nedeniyle duyduğu üzüntü ve acı ne-
minatın yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar deniyle idarece tazmini gereken manevi zararın
verilmesi istemiyle açılmıştır. doğduğundan söz edilemeyeceği de açıktır.
Ankara 1. İdare Mahkemesince; idarenin hiz- Anayasanın 12. maddesinde; herkesin, ki-
met kusuru sonucu oluştuğu ileri sürülen zararla- şiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazge-
rın tazmini istemiyle açılan tazminat davalarında, çilmez temel hak ve hürriyetlere sahip olduğu,
meydana gelen zarar ile idarenin kusuru arasında 17.maddesinde; herkesin, yaşama, maddi ve
illiyet bağının olması gerektiğinin idare hukuku- manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına
nun bilinen ilkelerinden olduğu; meydana gelen sahip olduğu, tıbbi zorunluluklar ve yasada yazı-
zarar ile kusur arasında illiyet bağı kurulamadığı lı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne do-
takdirde idarenin hizmet kusurundan sözedile- kunulamayacağı; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi
meyeceği; dosyada bulunan bilgi ve belgelerin deneylere tabi tutulamayacağı, 56. maddesinde;
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na iki kez gönde- Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı
rildiği; Kurum tarafından gönderilen 22.3.2006 içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde
tarih ve 1221 sayılı yazıda, uyuşmazlığın çözümü gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini
için gerekli olan belgelerin (özellikle grafilerin) gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek
taraflarca temin edilemediği; mevcut tıbbi belge- elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyeceği
lerden, davalı idareye ait hastanede yapılan ope- hükme bağlanmıştır.
rasyonların gerekliliği konusunda görüş bildirile- Yine Anayasanın 125. maddesinin son fık-
meyeceğinin belirtildiği; diğer taraftan, teşhis ve rasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden
tedavide ihmal ve tıbbi eksiklik bulunduğu ileri doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme
sürülmekte ise de; dava dosyasına bu durumu bağlanmıştır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
kanıtlayacak bilgi ve belge sunulamadığından, Kanunu’nun 2/1-b maddesinde ise, idari ey-
meydana gelen zarardan dolayı idarenin tazmin lem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğru-
yükümlülüğü bulunmadığı gerekçesiyle davanın dan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı
reddine karar verilmiştir. davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Davacı tarafından, anılan mahkeme kararı- İdarenin hukuki sorumluluğu, kamusal faaliyet-
nın yerinde olmadığı ileri sürülerek temyizen in- ler sonucunda, idare ile yönetilenler arasında yö-
celenip bozulması istenilmektedir. netilenler zararına bozulan ekonomik dengenin
Davacı tarafından ileri sürülen temyiz ne- yeniden kurulmasını, idari etkinliklerden dolayı
denleri, mahkeme kararının maddi tazminat is- bireylerin uğradığı zararın idarece tazmin edil-
teminin reddine ilişkin bölümünün bozulmasını mesini sağlayan bir hukuksal kurumdur. Bu ku-
gerektirecek nitelikte bulunmadığından, kararın rum, kamusal faaliyetler nedeniyle yönetilenlerin
bu kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. malvarlığında ortaya çıkan eksilmelerin ya da ço-
ğalma olanağından yoksunluğun giderilebilmesi,
İdare Mahkemesi kararının, davacının ma-
karşılanabilmesi için aranılan koşulları, uygulan-
nevi tazminat istemine ilişkin kısmına gelince;
ması gereken kural ve ilkeleri içine almaktadır.
113
İdari Davalar
İdarenin hukuki sorumluluğu, kişilere lütuf gesindeki ağrılar nedeniyle 18.1.2000 tarihinde
ve atıfet duygularıyla belli miktarda para öden- davalı idareye ait hastaneye başvuran davacının,
mesini öngören bir prensip olmayıp; demokratik 7.2.2000 tarihinde yapılan menisküs ameliyatı
toplum düzeninde biçimlenen idare-birey ilişki- sonrasında, 2.3.2000 tarihinde taburcu edildiği;
sinin doğurduğu hukuki bir sonuçtur. İdari yargı ağrılarının geçmemesi üzerine 3.5.2000 tarihinde
da, bu anlayış doğrultusunda, idare hukukunun tekrar hastaneye başvurduğu; 23.5.2000 tarihin-
ilke ve kurallarını uygulamak suretiyle, idarenin de kıkırdak transferi ameliyatı gerçekleştirildiği
hukuki sorumluluk alanını ve sebeplerini içtiha- ve 5.7.2000 tarihinde ikinci kez taburcu edildiği;
dıyla saptamak zorundadır. buna rağmen davacının sağlık durumunda olum-
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin lu yönde gelişme olmaması üzerine, 3. kez has-
faaliyetlerinden ötürü, hakları zarara uğrayanlar taneye başvurusu üzerine, 20.10.2000 tarihinde
tarafından idare aleyhine açılan tazminat dava- MR tahlili yapıldığı; diğer taraftan, 9.11.2000
larıdır. Bu tür davalarda mahkeme, hem olayın tarihinde biyopsi alınması sonucunda davacıya
maddi yönünü, yani zararı doğuran işlem ve ey- kanser teşhisi konulup, 2.12.2000 tarihinde ke-
lemleri, hem de bundan çıkabilecek hukuki so- moterapi tedavisine başlanıldığı; 20.3.2001 tari-
nuçları tespit edecektir. hinde de sol ayağının diz kapağı üzerinden ke-
sildiği; teşhis ve tedavide tıbbi eksiklik ve ihmal
İdari faaliyetten zarar gören kişi, faaliyetin
sonucu davalı idarenin hizmet kusurunun bulun-
ilişkili olduğu kamu hizmetinden yararlanan
duğu ileri sürülerek bakılmakta olan davanın açıl-
durumunda veya faaliyetin içinde, kamu hiz-
dığı; Mahkemenin 21.11.2003 tarihli ara kararı
metinin görülmesine katılan bir kişi olabileceği
ile bilirkişi incelemesi yaptırılması için dosyanın
gibi; idari faaliyetle, kamu hizmeti ile hiçbir yön-
Adli Tıp Kurumuna gönderildiği; Adli Tıp Kuru-
den ilişkisi olmayan üçüncü bir kişi de olabilir.
mu Başkanlığı’nın 20.2.2004 tarih ve 516 sayılı
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle
yazısıyla hastaya ait grafilerin, yapılan biyopsi ve
nedensellik bağı kurulabilen zararları tazmin-
geçirdiği tüm operasyonlara ait patoloji blok ve
le yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlem-
preparatların temin edilerek gönderilmesinin is-
lerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları
tendiği; 11.10.2005 tarihli ara kararıyla, Mahke-
çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz so-
menin önceki ara kararları üzerine davalı idarece,
rumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
hasta dosyasının hastaya verilmiş olması nedeniy-
Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtı-
le mevcut olmadığının bildirildiği; davacının da
ğı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka
hasta dosyasını temin edemediği, ancak kayıtlar-
uygunluğunun denetlenmesi esas alındığından,
dan yenilenen belgelerin eksikliği belirtilen ilgili
olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, ida-
evrak ve dökümanların temini için yapılan ara
renin hizmet kusuru olup olmadığının araştırıl-
karar üzerine ibraz edilen belge ve preparatlarla
ması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk
birlikte dosyadaki iddia ve savunmalar dikkate
ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının ince-
alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere 2.
lenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde
kez Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderildiği;
sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerek-
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 22.3.2006 ta-
mektedir.
rih ve 1221 sayılı yazısında özetle, uyuşmazlığın
İdarenin hizmet kusuru nedeniyle sorum- çözümü için gerekli olan belgelerin istenilmesine
luluğu, idarece yürütülen hizmetin kurulu- rağmen taraflarca temin edilemediği, mevcut tıb-
şunda, düzenlenmesinde ve işleyişinde ortaya bi belgelere göre davacının geçirdiği operasyonla-
çıkan her türlü bozukluk, aksaklık ve eksiklik- rın sedimantasyon ve X-raylerin normal olduğu-
tir. Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuk- nun, ancak grafiler temin edilip gönderilmediği
taki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, ano- için yapılan bu operasyonların endikasyonları
nim bir niteliğe sahip, bağımsız karekteri olan (gerekliliği) ve tanı açısından görüş bildirileme-
bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı so- yeceğinin ifade edildiği; öte yandan, dava dosya-
rumluluk, idarenin sorumluluğunun doğru- sında bulunan 4.6.2003 tarihli Hastane Müdü-
dan doğruya ve asli nedenini oluşturmaktadır. rü tarafından düzenlenen belgeden, davacıya ait
Dava dosyasının incelenmesinden; diz kapağı böl- hasta dosyasının 13.12.2002 tarihinde hastane
114
İdari Yargı
arşivinden ilgili bölümce istenildiği ve daha sonra idarece tazmini yolunda karar verilmesi gerekir-
iade edilmediği anlaşılmaktadır. ken; davanın, manevi tazminat istemine ilişkin
Tam yargı davalarında yargı yeri, hem olayın kısmının da reddine karar verilmesinde hukuki
maddi yönünü, yani zararı doğuran fiilleri, hem isabet bulunmamaktadır.
de bundan çıkması muhtemel hukuki sonuçla- Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasanın 49.
rı tespit etmelidir. Tam yargı davalarında yargı maddesi uyarınca, davacının temyiz isteminin
yerlerinin, araştırma, inceleme ve hüküm verme kısmen reddi ile, Ankara 1. İdare Mahkemesinin
yetkisi, bu yönüyle iptal davasına göre çok daha 24.5.2006 tarih ve E:2002/245, K:2006/1237
geniştir. sayılı kararının maddi tazminat isteminin red-
Bu durumda, davacıya 3 kez tıbbi müdaha- dine ilişkin kısmının onanmasina, temyiz iste-
le uygulanmasına karşın, hastaya ait grafilerin minin kısmen kabulü ile, anılan kararın manevi
gerekli şekilde muhafaza edilmemesi ve hastaya tazminat isteminin yasal faiziyle birlikte tazmini
ait dosyanın kaybedilmesinin, sağlık hizmetinin isteminin reddine ilişkin kısmının bozulmasina,
işletilmesine ilişkin ağır hizmet kusuruteşkil etti- dosyanın bozulan kısım hakkında yeniden bir
ği; diğer taraftan, idarece tıbbi kayıt ve belgelerin karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönde-
ibraz edilememesinin, meydana gelen zarar nede- rilmesine, 29.4.2008 tarihinde oybirliğiyle karar
niyle idarenin sorumluluğunun bulunup bulun- verildi.”
madığının yargısal denetimini de engellediği açık
olduğundan maddi tazminatın reddedilmesinde Kaynak: Danıştay 10.Daire, 29.04.2008,
hukuka aykırılık bulunmamakta ise de, oluşan Esas No: 2007/3301, Karar No: 2008/2939,
bu durum sonucu meydana gelen manevi zararın www.danistay.gov.tr (Erişim Tarihi 17.11.2017).
Araştırmalarla
İlişkilendir
“… durumda sonuçta, iptal kararı ile giderilemeyen
II. TAM YARGI DAVALARININ İDARİ hak ihlalleri tam yargı davasında tazminat talep-
EYLEMLER ALANINDA YARGISAL KORU- lerine konu olmaktadır. Dolayısıyla bir idari iş-
MA İŞLEVİ lemin icrası ve uygulanması dolayısıyla ihlal edi-
len hakkın tamiri veya tazminat istemi tam yargı
Yukarıda da belirtildiği üzere, idari yargıla-
davası açılır [Sarıca, Ragıp, “İdarî Kararlardan
ma hukuku uygulamasında, tam yargı davaları,
Dolayı İdare Aleyhine Açılan Tam Kaza Davala-
tazminat davası kimliğinde bir yargısal korunma
rı” İHFM, C.10, S.3-4, s.495].
işlevi sağlamaktadır. Bu işlevin idari işlemlerden
ziyade özellikle idari eylemler alanında etkin bir Diğer taraftan salt idari eylemlerden dolayı
yargısal korunmadığını bir kez daha belirtelim. açılan davaların tazminat davası biçiminde orta-
ya çıkması, idari eylemin zarar dışı fiili etki ve
Şöyle ki, idari işlemler alanında iptal dava-
sonuçlarının ortadan kaldırılmaması sonucunu
ları çerçevesinde iptal kararlarıyla, idari işlemin
doğurmaktadır. Bu çerçevede, tazminat talepli
hukuk düzeninde meydana getirdiği tüm hukuki
tam yargı davalarında, geçici bir yargısal korun-
sonuçlar ortadan kalktığı gibi, yürütmenin dur-
ma yolu, ihtiyati tedbir kararı vb. taleplerin gün-
durulması kararları yoluyla, işlemin hukuki etki
deme gelmesi ise mümkün bulunmamaktadır.
ve sonuçları ile fiilen icra edilmesini önlemek
Yürütmenin durdurulması kararları, idari işlemin
mümkün bulunmaktadır. Ancak, iptal davasında
icrası eylemlerini önleyen bir fonksiyon yürüt-
yürütmenin durdurulması kararı elde edileme-
mekle birlikte, fiili bir durum ve etki yaratan
mesi halinde idari işlemin öngördüğü eylem-
idari eylemlerde, buna yönelik bir koruma meka-
lerin icra edilmesi olasılığı bulunmaktadır. Bu
115
İdari Davalar
nizması bulunmamaktadır. Doğaldır ki, idarenin kabul edilmesi, bu alanda yargısal korunma ihti-
eyleminin etki ve sonuçlarından tazminat dışın- yacının idari yargıda yeterli ölçüde karşılanma-
da başka taleple kurtulma olanağı bulunmuyorsa, masına bağlı olarak, adli yargı düzenindeki yargı
bu durumda tazminat istemli bir tam yargı davası yerlerinin bu alandaki boşluğu doldurmalarına
açılacaktır. Ancak idarenin bir idari işleme gerek davetiye çıkarmaktadır. Bireyler ihtiyati tedbir,
olmaksızın eylemlerle yürüttüğü kamu hizmet- müdahalenin men’i, muarazanın önlenmesi ta-
lerinde, belli bir eylemi veya eylemsizliği kişinin lepleriyle adli yargıya başvurmakta, bu yargı
haklarında ihlal sonucu doğuruyorsa kişinin da- düzenindeki mahkemeler de zaman zaman ken-
vanın sonucuna ilişkin talebinin dava sürerken dilerini bu taleplerle ilgili olarak görevli kabul et-
tedbiren geçici olarak hükme bağlanması gereke- mektedir. Ayrıca, idari eylemler karşısında tazmi-
bilir. Kısaca belirtmek gerekirse, idari eylemlerin nat dışı taleplerin idari yargıda dinlenmemesinin
etki ve sonuçlarına yönelik tedbir talepleri ancak bir diğer sonucu olarak, idarenin idari nitelikli
tazminat dışı talepli tam yargı davalarının kabulü eylemleri alanında bir daralma ortaya çıkmış ve
ile mümkündür. Tam yargı davasına uygulamada idarenin kamu hizmeti dolayısıyla yaptığı çeşitli
verilen işlev, bunu sağlamaktan uzaktır. Bu çer- eylemlerin özellikle kamulaştırmasız elatma nite-
çevede, tam yargı davalarında tazminat dışında, liğinde haksız fiil sayılmasına yol açmıştır….”
bir menkul geri verme, idarenin fiili durumunu
önleme ve kaldırma veya başka içerikte bir karar
Kaynak: Ayanoğlu, T. Yargısal Korunma
verilmesi gereği etkin bir idari yargı denetiminin
İşlevi Bakımından Tam Yargı Davasının Nite-
gereği olarak ortaya çıkmaktadır.
liği. Danıştay ve İdari Yargı Günü 135. Yıl, 9
Diğer taraftan, idari eylemlere karşı açılan Mayıs 2003, www.danistay.gov.tr, (Erişim tarihi
tam yargı davalarının tazminat talepleri ile sınırlı 17.11.2017).
Öğrenme Çıktısı
6 Tam yargı davasının davacıya, davalıya, süresine ve davanın açılacağı mahkemeye ilişkin
şartları açıkalayabilme
116
İdari Yargı
İYUK’da iptal davası, tam yargı davası ve sözleşme davaları olmak üzere üç tür dava öngörülmüştür. Ancak
idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar iptal veya tam yargı davası olarak şekillendiğinden idari yargıda
iki tür davanın var olduğu söylenebilir. İYUK’da öngörülen bu davalar dışında, mahalli idarelerin seçilmiş
organlarının organlık sıfatlarını kaybetmelerine ilişkin verilen kararların, tabi oldukları usul nedeniyle yar-
gısal niteliğinin pekiştiği söylenebilir. Yine çeşitli yasalarda, idari yargıda idari cezalara karşı itiraz usulü ön-
görülmektedir. İYUK’da iptal davalarından ayrı başvuru olarak öngörülen itiraz usulünü iptal eden Anayasa
Mahkemesi kararına rağmen bu usul çeşitli yasalarda varlığını sürdürmektedir. Bu durumda itiraz yolunu
yasada dava süresi kısıtlı bir iptal davası olarak nitelendirmek ve itirazları iptal davaları için öngörülen usul
doğrultusunda çözümlemek yerinde olacaktır.
İptal davası, idari işlemlerin hukuka aykırılıkları sebebiyle, yapıldıkları andan itibaren kaldırılmalarını sağ-
layan idari bir dava türüdür. Bu tanımdan hareketle iptal davasının ilk özelliği, mahkemelerce verilen iptal
kararının, dava konusu işlemi ilk yapıldığı andan itibaren ortadan kaldıracak şekilde sonuç doğurmasıdır.
Ancak belirtmek gerekir ki iptal edilen işlem kendiliğinden ortadan kalkmamakta, işlemin ortadan kalkması
için idarenin yargı kararı doğrultusunda işlem yapması gerekmektedir. Bu durum ise idari yargının etkinli-
ğini azaltmaktadır. İptal davasının bir diğer özelliği ise bu davanın kişisel menfaatleri koruma amaçlı değil,
idarenin hukuka uygun hareket etmesini sağlayan, dolayısıyla kamu yararını gerçekleştiren bir hukuki koru-
ma aracı olmasıdır. İptal davasının hukuk devleti ilkesini yaşama geçirme işlevine bağlı olarak bu davaların
objektif olduğu kabul edilir. Yani iptal davası neticesinde verilen karar sadece somut uyuşmazlık için değil,
benzer tüm uyuşmazlıklar için geçerlidir. Ancak iptal davasının bu özelliğinin uygulamada geçerli olmadı-
ğı görülmektedir. İdarenin genel eğilimi iptal davası sonucu verilen kararı emsal karar kabul etmemek ve
benzer durumda olanları ayrı ayrı dava açmaya zorlamak şeklindedir. Mahkeme kararları arasındaki uyum-
suzluk, idarenin bu kararlara göre uygulama yapmamasının başlıca sebebini oluşturmaktadır. Bu durum ise
iptal davasının objektifliği özelliğini anlamsız kılmaktadır.
117
İdari Davalar
İptal davası açılabilmesi için öncelikle ortada dava konusu edilebilir bir işlem bulunması gerekir. İptal davası,
kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işleme karşı açılabilir. Bir idari işlemin kesin ve yürütülmesi zorunlu sayı-
labilmesi için idari sürecin tamamlanması ve başka bir idari makamın onayına ihtiyaç duymaması gerekir.
Bu çerçevede idari makamlar tarafından bir kamu hizmetini yürütmek üzere, kamu gücü kullanılarak, tek
yanlı iradeyle tesis edilen işlemler, ilgililerin hukukunu etkileyen sonuçlar doğuruyor ve menfaatlerini ihlal
ediyor ise, bu işlemlere karşı dava açılabilecektir. İdarenin birtakım işlemleri ise ilgililerin hukuki durum-
larında değişiklik yaratmadıklarından dava edilemezler. Etkisiz işlemler olarak da adlandırılan bu işlemler,
niyet açıklama, görüş bildirme, tavsiyede bulunma, danışma işlemleridir. İdarenin iç işleyişine yönelik olan
hazırlık işlemleri de genellikle etkisiz işlem olduklarından dava edilemezler.
İptal davası açabilmek için öncelikle davacının fiil ehliyetine sahip olması gerekir. Fiil ehliyetine sahip olma-
yanlar ise kanuni temsilcileri aracılığıyla iptal davası açabilirler. İptal davası açabilmek için ayrıca davacının
idari işlem dolayısıyla menfaatinin ihlal edilmiş olması gerekir. İdari yargıda menfaat, dava konusu işlem
ile davacı arasında kurulan güncel, meşru, ciddi ve makul ilişki olarak kabul edilmektedir. Güncellik, iptali
istenen işlemle davacı arasında hâlihazırda veya yakın gelecekte bir ilgi kurulabilmesini ifade etmektedir.
Menfaatin meşru olması ise hukuk düzenine aykırı olmaması anlamına gelmektedir. Makul ve ciddi ilişki ise
işlemle ilgili arasında kabul edilebilir bir bağı ifade etmektedir. Uygulamada hemşerilik, kurum mensubu,
mezun, kiracı, hizmetten yararlanan, vergi yükümlüsü veya vatandaş gibi kimi sıfatlar iptal davası açmak
için yeterli görülmüştür. Hatta çevre, imar, kültür ve tabiat varlıklarının korunmasına ilişkin işlemlere karşı
herkes iptal davası açabilir.
İptal davası, dava konusu işlemi yapan idareye karşı açılır. Cumhurbaşkanlığı işlemlerinde, davalı idare Cum-
hurbaşkanlığı, bakanlıkların merkez teşkilatının işlemlerinde bakanlık, taşra teşkilatının işlemlerinde illerde
valilik, ilçelerde kaymakamlık, kamu tüzelkişilerinin işlemlerinde tüzelkişiliği temsile yetkili yürütme organıdır.
Müsteşarlık, başkanlık ve genel müdürlük olarak yapılandırılan ve tüzel kişiliği olmayan kuruluşlar, mevzuatla
kendi görev alanlarına giren konularda nihai, kesin işlem yapabildikleri gerekçesiyle iptal davalarında davalı
olarak kabul edilmektedirler.
İdari yargıda, dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay ve idare mah-
kemelerinde altmış, vergi mahkemelerinde ise otuz gündür. Yasalarda farklı bir süre öngörülmüşse, dava
bu süre içinde açılmalıdır. Dava açma süresi, idari işlemin yazılı bildirimini izleyen günden itibaren başlar.
Düzenleyici işlemlerde ise dava açma süresi ilan veya yayım tarihini izleyen günden itibaren başlar. Düzen-
leyici işlemlerin uygulanması üzerine, uygulama işlemiyle birlikte, düzenleyici işlemin de iptali dava edile-
bilir. Düzenleyici işlemlerde dava süresi, uygulama işlemleriyle birlikte yeniden başlamaktadır. Tatil günleri
sürelere dâhildir. Dava açma süresinin son günü tatil gününe rastlarsa, süre, tatil gününü izleyen çalışma
gününün bitimine kadar uzar. Dava açma süresinin bitimi adli tatile rastlarsa, süre ara vermenin sona erdiği
günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır. Bazı durumlarda, tebliğ edilmeyen işlemlerin öğre-
nildiği tarihten itibaren de dava açılabileceği kabul edilmektedir. Dava açma süresi konusunda değinilmesi
gereken son husus idari yargıda açılması gerektiği halde adli yargıda açılan davalara ilişkindir. Bu davaların
görevsizlik nedeniyle reddi üzerine, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün
içinde idari yargıda dava açılabilir. Adli yargı merciine başvurma tarihi, idari yargıya başvurma tarihi olarak
kabul edileceği için, görevli olmayan mahkemede açılan davanın süresi içinde açılmış olması gerekir. Belirt-
mek gerekir ki görevsizlik sebebiyle reddedilen davalarda kararın kesinleşmesinden itibaren otuz günlük süre
geçirilmiş olsa dahi, idari dava açılması için öngörülen süre henüz dolmamışsa, dava açmak mümkündür.
İYUK’un 11. maddesinde ilgililere iptal davası açmadan önce, dava açma süresi içinde işlemi yapan maka-
mın üstüne, üst makam yoksa işlemi yapan makama başvurarak işlemin kaldırılması, geri alınması, değişti-
rilmesi veya yeni bir işlem yapılmasını isteme imkânı tanınmıştır. Bu başvuru, işlemeye başlamış olan idari
118
İdari Yargı
dava açma süresini durdurur. Belirtmek gerekir ki işlemi yapan makamın üstü olduğu halde işlemi yapan
makama başvurulması halinde dava süresi durmaz işlemeye devam eder. Altmış gün içinde bir cevap ve-
rilmezse istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi
yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır. Bu başvuru ile yargı yoluna
başvurmadan hukuka aykırılığın idare tarafından giderilmesi amaçlanmaktadır. İYUK dışında diğer yasalarla
ve düzenleyici işlemlerle de idari itiraz düzenlenmiştir. İdari itirazın bu şekilde özel olarak düzenlenmesi
halinde belirtilen sürelerde ve gösterilen makamlara itiraz edilmesi gerekmektedir. Son olarak belirtmek
gerekir ki idari başvurunun zorunlu tutulması halinde, bu sürede itiraz edilmeyen işlemlere karşı dava açma
süresinin de geçirildiği kabul edilmektedir. Ancak zorunlu idari başvuru süresinin geçirilmesi ile dava açma
süresi arasında bu şekilde ilişki kurmak, hak arama hürriyetini engellediği için yerinde değildir. İYUK’da
düzenlenen bir diğer idari başvuru, işlem yapılması için başvurudur. Buna göre, ilgililer, haklarında idari
davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. Altmış gün
içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma
süresi içinde idari yargıda dava açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili
bu cevabı istemin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma
süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez. Dava açılmaması veya
davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap
verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler. Belirtmek gerekir ki bireylerin ida-
reye başvurarak herhangi bir işlem veya eylem yapmaları talebinin, altmış gün içinde yanıtlanmamasının
zımni ret sayılması, bireylerin idareye güvenerek beklemeleri durumunda hak kaybına yol açabileceği gibi
bu durum Anayasa’nın 74. maddesine de aykırıdır.
İptal davalarında genel görevli mahkemeler, idare mahkemeleridir. Danıştay ise Danıştay Kanunu’nun 24.
maddesinde sayılan davalarda görevlidir. Vergi mahkemeleri ise vergi uyuşmazlıklarını çözümler. İptal dava-
larında aksine yasal düzenleme yoksa yetkili mahkeme dava konusu idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan
idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir. Bu genel yetki kuralının istisnaları ise İYUK’da dü-
zenlenmiştir. İdare ve vergi mahkemeleri, idari yargının görev alanına giren bir davada görevsizlik veya yet-
kisizlik sebebiyle davanın reddine karar verirlerse dosyayı Danıştay’a veya görevli ve yetkili idare veya vergi
mahkemesine gönderirler. Görevsizlik veya yetkisizlik sebebiyle dosyanın gönderildiği mahkeme kendisini
görevsiz veya yetkisiz gördüğü takdirde, söz konusu mahkeme ile ilk görevsizlik veya yetkisizlik kararını
veren mahkeme aynı bölge idare mahkemesinin yargı çevresinde ise, uyuşmazlık bölge idare mahkemesince,
aksi halde Danıştay’ca çözümlenir. Danıştay ve bölge idare mahkemesince görev ve yetki uyuşmazlıkları ile
ilgili olarak verilen kararlar kesindir. Görevli ve yetkili mahkeme konusunda değinilmesi gereken son husus
ise bağlantılı davalara ilişkindir. İdare mahkemesi, vergi mahkemesi veya Danıştay’a veya birden fazla idare
veya vergi mahkemelerine açılmış bulunan davalarda bağlantının varlığına taraflardan birinin isteği üzerine
veya doğrudan doğruya mahkeme tarafından karar verilir. Bağlantılı davalardan birinin Danıştay’da bulun-
ması halinde dava dosyası Danıştay’a gönderilir. Bağlantılı davalar, değişik bölge idare mahkemesinin yargı
çevrelerindeki mahkemelerde bulunduğu takdirde dosyalar Danıştay’a gönderilir. Bağlantılı davalar aynı
bölge idare mahkemesinin yargı çevresindeki mahkemelerde bulunduğu takdirde dosyalar o yer bölge idare
mahkemesine gönderilir. Mahkemeler bağlantı iddialarını kabul etmezlerse taraflar, Danıştay’a veya bölge
idare mahkemesine itiraz edebilirler. Kanun’un 41.maddesine göre, bağlantılı olduğu iddia edilen davalar-
dan biri Danıştay’da görülmekteyse veya farklı bölge idare mahkemelerinin yargı çevresindeki mahkemelerde
görülmekteyse itiraz Danıştay’a yapılacaktır. Aynı bölge idare mahkemesinin yargı çevresindeki mahkeme-
lerde görülen davalarda bağlantı iddiasının reddedilmesi halinde ise itiraz mercii bölge idare mahkemesidir.
Bağlantının bulunup bulunmadığı yolundaki bölge idare mahkemesi ve Danıştay kararları kesindir.
119
İdari Davalar
Yürütmenin Durdurulması
Bir idari işleme karşı iptal davası açılması o işlemin uygulanmasını durdurmaz. Zira idari işlemler hukuka
uygunluk karinesinden yararlanırlar. Ancak belirtmek gerekir ki vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların
açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlülüklerin ve bunların zam ve cezalarının
dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur. Bunun dışında iptal davası açılan idari işlemin
uygulanmasının durması için idari yargı yerlerinin yürütmenin durdurulması kararı vermeleri gerekir. Dava
konusu işlemin hukuka aykırılığının saptanması halinde verebileceği zararların önlenmesi için idari yargı
yerlerine işlemin uygulanmasını durdurma yetkisi tanınmıştır. İYUK’un 27. maddesine göre yürütmenin
durdurulması kararı verilebilmesi için iki koşulun gerçekleşmesi gerekir. Buna göre; idari işlemin uygulan-
ması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şart-
larının birlikte gerçekleşmesi gerekir. Belirtmek gerekir ki yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için
işlemin açıkça hukuka aykırı olması koşulunun aranması anlamsızdır. Çünkü mahkemenin, açıkça hukuka
aykırı olduğunu saptadığı bir işlemin, uygulanmasını durdurmak yerine iptal etmesi gerekir. Yürütmenin
durdurulması talebi, dava dilekçesinde belirtilebileceği gibi, dava açıldıktan sonra da bu istemde bulunula-
bilir. Yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlara karşı itiraz yoluna başvurulabilir. İtiraz
edilen merciler dosyanın kendisine gelişinden itibaren yedi gün içinde karar vermek zorundadır. İtiraz üze-
rine verilen kararlar kesindir.
İYUK’un 2/b. maddesinde kimlerin hangi nedenle tam yargı davası açabilecekleri düzenlenmiş ancak her-
hangi bir tanımlama getirilmemiştir. Doktrinde ise özel hukuktaki edim davasına benzetilen ve hakkın
tazmin ve telafisine karar verileceği belirtilen tam yargı davaları, kişilerin ihlal edilen haklarının yerine ge-
tirilmesine veya uğradıkları zararlarının giderilmesine yönelik davalar olarak tanımlanmaktadır. Ancak uy-
gulamada, bu davalar idari işlem ve eylemlerden kaynaklanan maddi ve manevi zararların tazmin edildiği
tazminat davaları olarak karşımıza çıkmaktadır. Tam yargı davaları, iptal davalarından farklı olarak kişisel
hakkın tazminine yönelik davalardır. İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun denetlendiği iptal davalarında
verilen iptal kararlarından herkes yararlandığı halde tam yargı davaları sadece davanın tarafları bakımından
sonuç doğuran davalardır.
120
İdari Yargı
Tam yargı davası açabilmek için öncelikle iptal davasında olduğu gibi fiil ehliyetine sahip olmak gerekmektedir.
Bundan başka İYUK’un 2/b maddesinde kimlerin hangi nedenle iptal davası açabilecekleri düzenlenmiştir.
Söz konusu düzenlemeye göre, tam yargı davası, idari eylem veya işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan
muhtel olanlar yani zarara uğrayanlar tarafından açılabilecektir. İptal davası açabilmek için bir kimsenin men-
faatinin ihlal edilmiş olması şartı aranırken tam yargı davası açabilmek için kişisel hakkın ihlali, zarara uğraması
şartı aranmaktadır. Hak, hukuk kurallarının tanıdığı menfaatler ya da geniş anlamda, fertlere, hukuk kuralları
tarafından, diğer kişilerin davranışları veya mallar üzerinde tanınan yetkiler olarak tanımlanmaktadır. Bireyler
gerek kamu hukukundan gerekse özel hukuktan kaynaklanan haklarının idari işlem veya eylem nedeniyle ihlal
edilmesi halinde tam yargı davası açabileceklerdir. Uygulamada, tam yargı davalarında bireylerin idarenin işlem
ve/veya eylemi sebebiyle maddi veya manevi zarara uğrayıp uğramadıkları araştırılmakta, kamu hizmetlerinin
yürütülmesi sırasında bireylerin uğradığı özel ve olağandışı zararların tazmini yoluna gidilmektedir.
Tam yargı davaları idari bir işlem ya da eylem sebebiyle uğranılan maddi veya manevi zararların tazmini
amacıyla açılan davalardır. Dolayısıyla bu davalarda uğranılan zararın karşılanması talep edildiği için, davalı
idare, talep edilen tazminatı ödeyebilecek bütçeye sahip olmalıdır. Buradan hareketle bu davaların, kendile-
rine ait bütçeleri olan bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri hasım gösterilmek suretiyle açılabileceği söylenebilir.
İdari yargıda tam yargı davalarında süre işlemden ve eylemden kaynaklanan zararlar bakımından ikiye ayrılmak
suretiyle ele alınmaktadır. İYUK’un 12. maddesinde, idarenin bir işleminden kaynaklanan tam yargı davasında
ayrı bir dava süresi düzenlememiştir. İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla genel dava süresinde
yani işlemin tebliğini izleyen günden itibaren altmış günlük dava açma süresinde dava açabilirler. Dava aç-
madan önce 11. madde gereğince idareye başvurarak, hak ihlaline yol açan işlemin kaldırılması, geri alınması
veya değiştirilmesi, işlemi yapan makamın üstünden, üst makam yoksa işlemi yapan makamdan istenebilir. Bu
başvuru, işlemeye başlayan dava süresini durdurur ve idarenin açık veya zımni ret cevabından itibaren işlemeye
başlar. Bunun yanında ilgili önce iptal davası açarak, iptal davasının karara bağlanmasından sonra tam yargı
davası da açabilir. Bu durumda açılan iptal davasının karara bağlanması üzerine, kararın veya kanun yollarına
başvurulması halinde verilecek kararın tebliğini izleyen günden itibaren, altmış günlük sürede tam yargı davası
açılabilmektedir. Belirtmek gerekir ki tam yargı davası açabilmek için iptal davasının davacı lehine sonuçlanması
şart değildir. Somut olayda, idarenin kusurlu veya kusursuz sorumluluğuna gidilebiliyorsa tam yargı davası açı-
labilir. İptal davası kararından sonra da ilgililerin iptal kararının tebliğinden itibaren, 60 günlük sürede idareye
başvurma hakları saklıdır. İYUK’da idari işlemlerden dolayı hak ihlali halinde, iptal ve tam yargı davalarının bir-
likte açılması imkânı da düzenlenmiştir. İdari işlemler nedeniyle açılan tam yargı davalarına ilişkin vurgulamak
gereken son bir husus ise İYUK’da düzenlenen bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlarda dava açma süresidir.
Buna göre, bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararların tazmini için, uygulama tarihinden itibaren altmış günlük
süre içinde dava açmak mümkündür. Kanun, bu durumda da ilgililerin idareye başvurma hakkını saklı tutmuş-
tur. İdari eylemlerden kaynaklanan tam yargı davalarında dava açma süresi İYUK’un 13. maddesinde düzenlen-
miştir. Buna göre, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanlar, dava açmadan önce idareye başvurarak zararın
tazminini istemek zorundadırlar. Bu başvuru idari eylemin öğrenilmesinden itibaren bir yıl içinde ve her halde
eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde yapılmalıdır. İdarenin talebi kısmen veya tamamen reddetmesi üzerine,
ret işleminin tebliğini izleyen günden itibaren dava süresi olan altmış gün içinde dava açılmalıdır. İdarenin ret
işlemi yazılı olabileceği gibi, başvuruyu altmış gün cevaplandırmamak suretiyle zımni de olabilir. İdareye başvuru
yapılmadan açılan davlarda idari yargı yerleri, idari merci tecavüzü gerekçesiyle dava dilekçesini ilgili idareye
göndermektedirler. Ancak belirtmek gerekir ki görevli olmayan adli yargı mercilerinde açılan davaların görev yö-
nünden reddi halinde, idari yargıda dava açılması için öncelikle idari başvuruda bulunma şartı aranmamaktadır.
İptal davalarında olduğu gibi tahkim yolu öngörülen imtiyaz sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar dışında ka-
lan ve Danıştay ile vergi mahkemelerinin görev alanına girmeyen tüm tam yargı davaları idare mahkemelerinde
görülür. Tam yargı davalarında yetkili mahkeme ise İYUK’un 36. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, 36.
maddede idari sözleşmelerden doğan tam yargı davaları kapsam dışında bırakıldığından genel yetki kuralına ta-
bidir. Yani bu davalarda, herhangi bir kanunla özel yetki kuralı getirilmemişse, dava konusu sözleşmeyi yapan
idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesi yetkilidir. Bunun dışında idari işlemlerden doğan tam yargı
davalarında ise 36. madde zararı doğuran idari uyuşmazlığa atıf yaptığından iptal davalarındaki yetki kurallarına
bakılacaktır. Zarar bayındırlık ve ulaştırma gibi bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuş ise
hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yerdeki idare mahkemesinde dava açılacaktır. Tüm bu hallerin dışında
kalan tam yargı davalarında ise yetkili mahkeme, davacının ikametgâhının bulunduğu yer idare mahkemesidir.
121
İdari Davalar
1 Bağlantılı davalar ile ilgili aşağıdaki ifadeler- 5 Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan
den hangisi yanlıştır? merkezi sınavda sorulan bir sorunun iptali için kaç
gün içnde dava açılmalıdır?
neler öğrendik?
122
İdari Yargı
3. C Yanıtınız yanlış ise “İptal Davasının Özellik- 8. B Yanıtınız yanlış ise “Görevli ve Yetkili Mah-
leri” konusunu yeniden gözden geçiriniz. keme” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
4. D Yanıtınız yanlış ise “Dava Açma Süresi” ko- 9. B Yanıtınız yanlış ise “Görevli ve Yetkili Mah-
nusunu yeniden gözden geçiriniz. keme” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
Araştır Yanıt
5 Anahtarı
123
İdari Davalar
Araştır Yanıt
5 Anahtarı
Yasa koyucu tarafından İYUK’da yapılan başvuruların altmış gün içinde ce-
vaplanmaması halinde isteğin reddedilmiş sayılacağının hükme bağlanması
öncelikle idareye güvenerek yanıt bekleyenlerin, dava süresini geçirmelerine
neden olduğu için hak arama hürriyetini dolaylı bir şekilde engellemektedir.
Yine bu düzenleme dilekçe hakkını düzenleyen Anayasa’nın 74. maddesi-
Araştır 3 ne aykırıdır. Zira Anayasa’nın 74.maddesine göre kamusal makamlara ya-
pılan başvuruların gecikmeksizin yazılı olarak cevaplanması gerekmektedir.
Anayasa’nın bu hükmü karşısında İdari Yargılama Usulü Kanunu’nunda yer
alan zımni ret kurumu açıkça Anayasa’ya aykırı düzenleme niteliğindedir. Ay-
rıca, altmış günden daha kısa sürede cevaplanması gereken isteklerde dava
açmayı anlamsız kılacak boyutları da vardır.
124
İdari Yargı
Kaynakça
Aslan, Z.ve Berk, K. (2000). İçtihatlı İdari Yargılama Günday, M. (2008). İdare Hukuku (7. Baskı).
Usulü Kanunu ve İlgili Mevzuat. İstanbul: Alfa. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Açıköğretim
Fakültesi.
Atay, E.E.-Odabaşı, H.ve Gökcan, H.T. (2003).
İdarenin Sorumluluğu ve Tazminat Davaları. Onar, S.S. (1966). İdare Hukukunun Umumi
Ankara: Seçkin. Esasları. Cilt III. İstanbul.
Candan, T. (2005). Açıklamalı İdari Yargılama Yasin, M. (2007). İdari Yargıda Bağlantı-
Usulü Kanunu. Ankara: Maliye ve Hukuk lı Davalar. E-akademi, (Sayı:60, Şubat
Yayınları. 2007). http://www.eakademi.org/incele.
asp?konu=%DDDAR%DD%20YARGIDA%20
Erkut, C. (1990). İptal Davasının Konusunu
BA%D0LANTILI%20 DAVALAR&kimlik=-
Oluşturma Bakımından İdari İşlemin Kimliği.
1715152877&url=makaleler/myasin-2.htm
Ankara: Danıştay Yayınları.
Yıldırım, T. ( 2010). İdari Yargı (2. Baskı). İstanbul:
Gözübüyük, A.Ş.ve Tan, T. (1999). İdare Hukuku-
Beta.
İdari Yargılama Hukuku. Cilt:2. Ankara: Turhan
Kitabevi.
125
Bölüm 6
Davaların İncelenmesi
Dilekçeler Üzerinde İlk İnceleme ve
Dilekçelerin Karşı Tarafa Tebliği
öğrenme çıktıları
1 2
1 Dava dilekçelerinin içeriğini, verileceği sonucunda verilecek kararları ve yargılama
yerleri ve mahkeme tarafından alınma aşamasında verilen dilekçelerin verilme
usulünü açıklayabilme esaslarını açıklayabilme
Dosyaların İncelenmesi
3 İdari yargılama usulünde dosyaların
incelenmesi aşamasında idari yargı Davaların Sonuçlandırılması
3 4
mercilerinin sahip oldukları yetkileri 4 Davaların nasıl sonuçlandırılıp karara
açıklayarak uygulanacak kuralları bağlanacağını ve kararda yer alması
belirleyebilme gereken hususları belirleyebilme
Anahtar Sözcükler: • İlk İnceleme • Duruşma • Resen Araştırma İlkesi • Dava Dilekçesi • Süre Aşımı
• İdari Merci Tecavüzü • Husumet • Ortak Dilekçe
126
İdari Yargı
127
Davaların İncelenmesi
lendirmesi yeterli değildir. İşlemler arasında maddi varlıklarının korunmasında birden fazla kişi ortak
olay ve unsurlar bakımından birlik ya da sebep-so- dilekçeyle dava açabilmektedirler. Bir belediyenin
nuç ilişkisi olmalıdır. tüzelkişiliğinin kaldırılması işlemi o beldede ya-
Maddi yönden bağlılık, dava konusu edilecek şayanların ortak menfaatini ihlal etmektedir. Bu
işlemlerin aynı maddi sebeplere dayanılarak tesis sebeple beldede yaşayanların ayrı ayrı dilekçelerle
edilmesi halinde söz konusudur. Örneğin aynı ey- bu işlemin iptali için dava açmaları gerekmemek-
lem sebebiyle kamu görevlisine hem disiplin cezası tedir.
verilmesi hem de görev yerinin değiştirilmesi işlem- Tam yargı davalarında, aynı eylem sebebiyle uğ-
leri arasında maddi yönden bağlılık vardır. Davacı ranılan zararın tazmini için aile bireylerinin ortak
tarafından yapılan tek inşaatın cezasını içeren iki dilekçeyle dava açmaları da bir diğer örnektir.
ödeme emri tek dilekçeyle dava edilen işlemlere bir Birden fazla işleme karşı tek dilekçeyle dava
başka örnektir (Candan, 2005, s.260). açılması ve birden fazla kişinin ortak dilekçeyle
Hukuki yönden bağlılık ise işlemlerin hukuki dava açması, aynı maddi olayın veya hukuk kuralı-
dayanaklarının aynı olmasıdır. Ayrıca “idari işlem- nın farklı mahkemeler tarafından farklı yorumlan-
lerden biri ile ilgili hukuki sorunun çözümünün masını önleyeceği gibi, yargılama sürecini çabuk-
diğeri veya diğerleri ile ilgili hukuki sorunların çö- laştırması bakımından da önemlidir. Bilindiği gibi,
zümünü de etkileyecek olması” halinde de hukuki Anayasa’nın 141. maddesi, davaların en az giderle
yönden bağlılıktan söz edilmektedir. Hukuki bağ- ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasını yargı-
lılık işlemlerin yargısal denetiminin aynı yargı ye- ya görev olarak vermiştir Ayrıca belirtmek gerekir ki
rinin görev alanına girmesini de gerektirmektedir aynı mahkemenin farklı zaman dilimlerinde farklı
(Candan, 2005, s.262). çözümlere ulaşması da mümkündür. 5. madde bu
Bir idari işlemin ortaya çıkardığı sonuç, yani sorunları önlemesi bakımından da önemlidir.
işlemin konusu bir başka işlemin sebebini oluştu- Şu hususu da belirtmek gerekir ki İYUK’un
ruyorsa, bu işlemler arasında sebep sonuç ilişkisi 14/4. maddesi, idare mahkemelerinin 5. madde
vardır. Örneğin bir taşınmazın yola tahsisi hakkın- uygulamasına ilişkin kararlarına karşı temyiz yolu-
da imar planı ile bu planın uygulanması için tesis nu kapatmıştır. Mahkemeler, önlerine gelen uyuş-
edilen kamulaştırma işlemi arasında sebep sonuç mazlıklarda takdir yetkilerini kullanarak karar ver-
ilişkisi vardır. Bu iki işlemin tek dilekçeyle dava mektedirler.
edilmesi mümkündür.
128
İdari Yargı
Herhangi bir sebeple harcı veya posta ücreti verilmeden veya eksik harç veya posta ücreti ile dava açıl-
mış olması halinde, otuz gün içinde harcın ve posta ücretinin verilmesi ve tamamlanması hususu daire
başkanı veya görevlendireceği tetkik hâkimi, mahkeme başkanı veya hâkim tarafından ilgiliye tebliğ olu-
nur. Tebligata rağmen gereği yerine getirilmediği takdirde bildirim aynı şekilde bir daha tekrarlanır. Harç
veya posta ücreti süresi içinde verilmez veya tamamlanmazsa davanın açılmamış sayılmasına karar verilir
ve davacıya tebliğ olunur.
Dava açıldıktan sonra posta ücretinde tebliğ işlemlerinin yapılmasını engelleyecek şekilde azalma ol-
ması halinde, otuz gün içinde posta ücretinin tamamlanması daire başkanı veya görevlendireceği tetkik
hâkimi, mahkeme başkanı veya hâkim tarafından ilgiliye tebliğ olunur. Tebligata rağmen gereği yerine
getirilmediği takdirde bildirim aynı şekilde bir daha tekrarlanır. Posta ücreti süresi içinde tamamlanmazsa
dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. Bu kararın tebliği tarihinden başlayarak üç ay içinde, noksa-
nı tamamlanmak suretiyle yeniden işleme konulması istenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına
karar verilir ve davacıya tebliğ olunur.
Öğrenme Çıktısı
1 Dava dilekçelerinin içeriğini, verileceği yerleri ve mahkeme tarafından alınma usulünü
açıklayabilme
129
Davaların İncelenmesi
İdari yargının görevli olduğu konularda ise gö- konusu edilebilir bir işlem olup olmadığına bakıl-
revli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan dava- makta; eğer dava konusu edilebilir bir işlem yoksa
nın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dava reddedilmektedir.
dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönde-
rilmesine karar verilmektedir. Kanun’un 15.mad-
desine göre bu kararlar kesindir. Dava dosyasının
Süre Aşımı
idari yargı düzeni içindeki bir mahkemeye gönde- İlk inceleme sırasında davanın süresinde açıl-
rilmesi kararlarına karşı kanun yollarına başvurula- madığı, dava açmak için gereken sürenin geçi-
mamaktadır. rilmiş olduğu tespit edilmişse, dava bu aşamada
reddedilir.
130
İdari Yargı
Dilekçelerin Karşı Tarafa Tebliği hüküm altına alınmıştır. Aynı şekilde savunmanın
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 16.mad- verilmesi veya savunma verme süresinin geçmesiyle
desine göre; dava dilekçelerinin ve eklerinin birer dosyanın tekemmül etmiş sayılacağı düzenlenerek
örneği davalıya tebliğ edilir. Davalı idarenin dava ikinci dilekçeler aşamasına yer verilmemiştir.
dilekçesine karşı vereceği savunma da davacıya Taraflar, sürenin geçmesinden sonra verecekleri
tebliğ olunur. Dava konusu işleme ilişkin işlem savunmalara veya ikinci dilekçelere dayanarak hak
dosyalarının aslı veya onaylı örneği de idarenin sa- iddia edemezler. Ancak, tam yargı davalarında dava
vunması ile birlikte, Danıştay veya ilgili mahkeme dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul
başkanlığına gönderilir. kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye
Davacının, idarenin cevabına karşı ikinci bir kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus
dilekçe sunma hakkı daha mevcuttur. Davacının olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına
ikinci dilekçesi davalıya, davalının vereceği ikinci ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere
savunma da davacıya tebliğ edilir. Buna karşı da- karşı tarafa tebliğ edilir. Yine Kanun’un 21. mad-
vacı cevap veremez. Ancak, davalının ikinci savun- desine göre: Dilekçeler ve savunmalarla birlikte
masında, davacının cevaplandırmasını gerektiren verilmeyen belgelerin, vaktinde ibraz edilmelerine
hususlar bulunduğu, davanın görülmesi sırasında imkân bulunmadığına mahkemece kanaat getirilir-
anlaşılırsa, davacıya cevap vermesi için bir süre ve- se, kabul ve diğer tarafa tebliğ edilir. Bu belgeler
rilir. Uygulamada, davalı idarenin ikinci cevabında duruşmada ibraz edilir ve diğer taraf cevabını he-
cevaplandırılması gereken hususların varlığını dü- men verebileceğini beyan eder veya cevap vermeye
şünen davacı tarafından mahkemeye üçüncü bir lüzum görmezse, ayrıca tebliğ edilmez.
dilekçe sunulmaktadır. Mahkemeden karar alın- 16. madde, davacının dilekçesinin ve eklerinin
maksızın verilen, bu dilekçenin dikkate alınıp alın- davalı idareye tebliğ edileceğini açıkça belirtmekte,
mayacağını hâkim takdir edecektir. ancak davalının sadece savunmasının tebliğ edil-
Kanun, tarafların yapılacak tebliğlere karşı ce- mesinden söz etmektedir. Savunmanın eklerinin
vap süresini, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün örneğinin davacıya tebliğinin açıkça hüküm altına
olarak düzenlemiştir. Bu süre, ancak haklı sebep- alınmamış olması, uygulamada davacıya bu ekleri
lerin bulunması halinde, taraflardan birinin isteği ilgili mahkemede incelemek külfetini yüklemek-
üzerine görevli mahkeme kararı ile otuz günü geç- tedir. Ayrıca işlem dosyası da davacıya tebliğ edil-
memek ve bir defaya mahsus olmak üzere uzatıla- memekte, sadece mahkemede incelemesine imkân
bilir. Sürenin geçmesinden sonra yapılan uzatma tanınmaktadır. Hatta bazen işlem dosyasının ince-
talepleri kabul edilmemektedir. lenmesine dahi izin verilmemektedir. İşlem dosya-
İvedi yargılama usulüne tabi uyuşmazlıklarda sının örneğinin davacıya verilmesi, idarenin ceva-
savunma süresi ise dava dilekçesinin tebliğinden bına karşı daha donanımlı bir cevap yazılmasına,
itibaren on beş günle sınırlandırılmış, bu sürenin dolayısıyla işlemin hukuka uygunluğunun belirlen-
bir defaya mahsus olmak üzere en fazla on beş gün mesine imkân sağlayacaktır. Ayrıca adil yargılanma
uzatılabileceği düzenlenmiştir. Savunma verildik- hakkı, işlem dosyasının davacı tarafından incelen-
ten sonra ya da savunma verme süresinin geçmesiy- mesini zorunlu kılmaktadır.
le dosyanın tekemmül etmiş sayılacağı düzenlene- Şunu da belirtmek gerekir ki Danıştay içtihat-
rek ikinci dilekçeler aşamasına bu uyuşmazlıklarda ları, Kanun’un bu eksik yönlerini giderecek nite-
yer verilmemiştir. Merkezi ve ortak sınavlara iliş- liktedir. Örneğin Danıştay İdari Dava Daireleri
kin uyuşmazlıklarda ise savunma süresi daha da Kurulu’nun 2008 tarihli (Karar No:2008/1633)
kısaltılarak dava dilekçesinin tebliğinden itibaren bir kararında işlemin dayanağı olan belgelerin da-
üç günle sınırlandırılmış, bu sürenin bir defaya vacılar tarafından incelenmesinin önem ve gereği
mahsus olmak üzere en fazla üç gün uzatılabileceği vurgulanmaktadır.
131
Davaların İncelenmesi
Öğrenme Çıktısı
2 Dilekçeler üzerinde yapılacak ilk incelemenin içeriği ile inceleme sonucunda verilecek
kararları ve yargılama aşamasında verilen dilekçelerin verilme esaslarını açıklayabilme
132
İdari Yargı
Resen araştırma ilkesinin yargıca, ilgili kişi ve gililerin beyanlarına başvurmayı da içermektedir.
kuruluşlardan her türlü bilgi ve belgeyi isteme; ke- Mahkeme en azından yazılı olarak ilgililerin bilgi-
şif yapma ve özel bilgi isteyen konuların açıklığa sine başvurabilir.
kavuşturulması için bilirkişiye başvurma yetkisini
tanıdığı kabul edilmektedir. Ancak, uyuşmazlığın
Taraflardan Bilgi ve Belge İstenmesi
çözümü için her türlü incelemeyi yapma yetkisi
sadece bilgi ve belge isteme, keşif yapma ve bilir- Yukarıda belirtildiği üzere, resen araştırma ilke-
kişi incelemesi yaptırmayla sınırlı olmamalıdır. Ka- si, mahkemeye, uyuşmazlığın çözümü için gereken
nun’daki ifadeyle, “bakılan davalara ait her çeşit in- bilgi ve belgeleri taraflardan isteme yetkisini tanı-
celemeyi yapma” yetkisi, gerektiğinde uyuşmazlıkla maktadır. Uygulamada taraflardan bilgi ve belge
ilgili olarak, ifade (veya beyan) alma, tanık dinle- istenmesi ara karar verilmesi yoluyla yapılmaktadır.
me yetkisini de içerecek şekilde yorumlanmalıdır 20. maddenin 2.fıkrasına göre: Taraflardan biri ara
kararının icaplarını yerine getirmediği takdirde, bu
(Candan, 2005, s.559).
durumun verilecek karar üzerindeki etkisi mahke-
Özellikle sınav sonuçlarına karşı açılan davalar- mece önceden takdir edilir ve ara kararında bu hu-
da mahkeme, görevlendireceği bir üye aracılığıyla, sus ayrıca belirtilir.
dava konusu sınava ilişkin belgeleri, idareden ala-
Kanun, Devletin güvenliğine veya yüksek men-
bilir. Bu yolla, idarenin bazı kağıtların kaybolduğu
faatlerine veya Devletin güvenliği ve yüksek men-
şeklindeki tuhaf savunmalarının önüne geçilir ve
faatleriyle birlikte yabancı devletlere de ilişkin bel-
işlemin hukuka uygunluğu daha sağlıklı denetlene- gelerin verilmeyeceğini hükme bağlamıştır. Ancak
bilir. İdarenin kendi aleyhindeki bilgi ve belgeleri bu bilgi ve belgelere dayanılarak ileri sürülen savun-
vermeme veya sadece kendi işlemini destekleyecek maya göre karar verilememektedir. 20.maddenin 3.
bilgi ve belgeleri gönderme yolunu tercih etmesi fıkrasına göre: İstenen bilgi ve belgeler Devletin gü-
mümkündür. Bu sebeple, gerekli görüldüğünde, venliğine veya yüksek menfaatlerine veya Devletin
ilgili birimde inceleme yapmak ve belgeleri bizzat güvenliği ve yüksek menfaatleriyle birlikte yabancı
almak daha isabetli olacaktır. devletlere de ilişkin ise, Cumhurbaşkanı ya da ilgili
Ayrıca vurgulamak gerekir ki idari yargılama Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan gerekçesini
usulünde taraflara tanık dinletme yetkisinin tanın- bildirmek suretiyle, söz konusu bilgi ve belgeleri ver-
mamış olması, yargıcın ilgilileri dinlemesine engel meyebilir. Verilmeyen bilgi ve belgelere dayanılarak
olmamalıdır. Her çeşit inceleme yapma yetkisi, il- ileri sürülen savunmaya göre karar verilemez.
Araştırmalarla
İlişkilendir
“…İdari yargı hâkiminin re’sen araştırma ve görevi ilk derece mahkemelerinden daha sı-
yetkisi ve görevi, her türlü delilin toplanması nırlıdır. Çünkü istinaf incelenmesinde her tülü
bakımından geçerli olduğu için vakıa incelemesi vakıa ve delilin yeniden incelemesi gerekmez; çe-
bakımından önem arz etmekte olup; bu noktada kişmeli, çelişkili veya eksik konularda araştırma
hangi idari yargı yerlerinin re’sen inceleme yet- yapılması yeterlidir. Bu çerçevede genel olarak
kisine sahip olduğu ortaya konulmalıdır. Re’sen dava mahkemelerinin re’sen araştırma yetkisine
araştırma ilkesi gereği, idari davalarda dava sahip olduğu söylenebilir. Danıştay‘ın da dava
malzemesinin toplanmasından birinci derecede mahkemesi olarak ilk derece mahkemesi sıfatıyla
sorumlu olan yargılama yerleri ilk derece mah- baktığı davalarda re’sen araştırma yetkisi vardır
kemeleridir. Ancak istinaf aşamasında işin esası (2577 sayılı Kanun’a eklenen 20/A ve 20/B mad-
hakkında karar verme yetkisine sahip olan bölge deleri kapsamında ivedi yargılama usulü ile mer-
idare mahkemeleri de gerektiğinde re’sen araş- kezi ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulünün
tırma yetkisi kullanır. Ancak hemen belirtmek uygulandığı davalarda Danıştay’a istinafa benzer
gerekir ki istinaf merciin re’sen araştırma yetki bir görev yapmakta olup; bu davaların temyizin-
133
Davaların İncelenmesi
de de re’sen araştırma yetkisinin bulunduğu ka- tiği için kural olarak öncelikle ilk derece idare ve
bul edilmelidir.). Nitekim 2577 sayılı Kanun’un vergi mahkemeleri ve ilk derece mahkemelerinde
20’nci maddesinde Danıştay’ın da “bakmakta eksik kalan hususlarla ilgili olarak istinaf mercii
oldukları davalara ait her türlü incelemeyi ken- olan bölge idare mahkemeleri için öneme sahip
diliğinden yapa(cağının)” belirtilmiş olması bu bir ilkedir. Danıştay da ilk derece mahkemesi
nedenledir. Ancak hemen belirtmek gerekir ki olarak baktığı davalarla, temyiz incelemesi so-
re’sen araştırma ilkesi ile vakıa incelemesi aynı nucu esastan karar verme yetkisine sahip olduğu
şeyler değildir. Temyiz mercii olarak Danıştay’ın ivedi yargılama usulü ile merkezi ve ortak sınav-
kural olarak dava mahkemesi hâkiminin vakıa lara ilişkin davalarda bu ilke kapsamında eksik
incelemesi ve tespitine dokunamayacak olma- kalan vakıaların tespiti ve delillerin toplanması
sı demek temyiz mercii olarak Danıştay’ın hiç- görevini ifa etmektedir. Buna karşılık Danıştay
bir şekilde re’sen araştırma yapmayacağı anla- temyiz mercii sıfatıyla, kural olarak vakıa incele-
mına da gelmez. Nitekim 2575 sayılı Danıştay me yetki ve görevine sahip olmadığından temyiz
Kanunu’nda, “Evrak getirtilmesi ve yetkililerin aşamasında re’sen araştırma yetkisini 2575 sayı-
dinlenmesi” başlıklı 49’uncu maddede ilk derece lı Kanun’un 49’uncu maddesi hükmü ile sınırlı
- temyiz ayrımı yapılmadan “İncelenmekte olan olarak kullanabilir. Yukarıda da belirtildiği üzere
işler hakkında lüzum görülen her türlü evrak ge- re’sen araştırma ilkesi ile vakıa incelemesi ve delil
tirtilebileceği ve bilgi istenebileceği gibi, tamam- tespiti arasında ilişki bulunmakla beraber bu kav-
layıcı veya aydınlatıcı bilgiler alınmak üzere ilgili ramlar aynı şeyi ifade etmemektedir. Zira idari
dairelerden veya uygun görülecek diğer yerler- yargıda özellikle iptal davalarında işlemin yetki,
den yetkili memur ve uzmanlar da çağırılabilir” şekil ve konu unsurları bakımından yapılan hu-
hükmü getirilmiştir. Bu nedenle Danıştay’a göre kuka uygunluk denetiminde vakıa tespiti aşaması
re’sen araştırma ilkesi “dava konusu işlemin te- ile hukukun yorumlanarak uygulanması aşama-
sisine esas gösterilen hukuki nedeninin var olup ları çoğu zaman içiçe girmiştir. Bu nedenle Da-
olmadığının araştırılması, dayanağı olan bilgi ve nıştay temyiz incelemesinde de vakıa incelemesi
belgelerin derlenmesi şeklinde uygulandığı gibi, yapmak zorunda kalmış; zaman içinde bu durum
taraflarca öne sürülmemiş olsa dahi idare hu- “hukuka aykırı karar verilmesi” şeklindeki bozma
kukunda kamu düzenine ilişkin olduğu tartış- sebebinin gereği olarak kabul edilmiştir…”
masız kabul edilmiş olan, görev, yetki, süre gibi
konuların incelenmesi şeklinde” anlaşılmalıdır Kaynak: Bahtiyar Akyılmaz, “İdari Yargıda
(D5D,08.12.1987, E.1985/815, K.1987/172). Hâkimin Hüküm Vermesi”, Danıştay ve İdarî
O halde, idari yargılama usulünün temel ilkesi Yargı Günü 149. Yıl Sempozyumu, 11 Mayıs
olan re’sen araştırma ilkesi, tarafların mahkemeye 2017, Ankara, Danıştay Yayınları, no:93, Anka-
sundukları ile bağlı olmaksızın idari yargı hâkimi ra, 2017, ss.154-167, http://www.danistay.gov.
tarafından kendiliğinden dava konusu vakıaların tr/upload/yayinlar/17_10_2017_094419.pdf
tespiti ve delillerin toplanması görevini ifade et- (Erişim Tarihi: 23.11.2017).
Duruşma
Yukarıda görüldüğü üzere, idari yargıda, esas olarak yazılı yargılama usulü geçerli olmakla birlikte, Ka-
nun duruşma yapılmasına da imkân tanımıştır. İYUK’un 17. maddesine göre: Danıştay ile idare ve vergi
mahkemelerinde açılan iptal ve yirmibeşbin lirayı aşan tam yargı davaları ile tarh edilen vergi, resim ve
harçlarla benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları toplamı yirmibeşbin lirayı aşan vergi davala-
rında, taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılır. Duruşma talebinin dava dilekçesinde veya cevap
ve savunma dilekçelerinde yapılması gerekmektedir. Ayrıca, davayı gören mahkeme de kendiliğinden du-
ruşma yapılmasına karar verebilmektedir.
Duruşmalara ilişkin esaslar, Kanun’un 18. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre: duruşmaları Daire
veya mahkeme başkanı yönetmektedir. Duruşmalar açık olarak yapılır. Ancak genel ahlakın veya kamu
güvenliğinin gerekli kıldığı hallerde, görevli daire veya mahkemenin kararı ile duruşmanın bir kısmı veya
tamamının gizli olarak yapılması mümkündür.
134
İdari Yargı
Duruşmalarda tutanak tutulmamakta; yargıç- başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın
lar, duruşmada tarafları dinlemektedirler. Duruş- ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi
malarda taraflara ikişer defa söz verilir. Taraflardan yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılma-
yalnız biri gelirse onun açıklamaları dinlenir; hiç sına ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde
biri gelmezse duruşma açılmaz, inceleme evrak yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütme-
üzerinde yapılır. Danıştay’da görülen davaların du- nin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz
ruşmalarında savcının bulunması şarttır. Taraflar kalır. Yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçe-
dinlendikten sonra savcı yazılı düşüncesini açıklar. ler iptal edilmektedir.
Bundan sonra taraflara son olarak ne diyecekleri Davacının gösterdiği adrese tebligat yapılama-
sorulur ve duruşmaya son verilir. Duruşmalı işlerde ması halinde, yeni adresin bildirilmesine kadar
savcılar, keşif, bilirkişi incelemesi veya delil tespiti dava dosyası işlemden kaldırılır ve varsa yürütme-
yapılmasını yahut işlem dosyasının getirtilmesini nin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz
istedikleri takdirde, bu istekleri görevli daire veya kalır. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten baş-
kurul tarafından kabul edilmezse, işin esası hakkın- layarak bir yıl içinde yeni adres bildirilmek suretiy-
da ayrıca yazılı olarak düşünce bildirirler. le yeniden işleme konulması istenmediği takdirde,
İdari yargılama usulünde duruşma, dosyanın davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
tekemmülünden sonra, yani tarafların tüm iddia Dosyaların işlemden kaldırılmasına ve davanın
ve savunmalarının sunulmasından sonra yapılmak- açılmamış sayılmasına dair kararlar diğer tarafa
tadır. Bu sebeple Kanun’un 19. maddesine göre tebliğ edilmektedir.
duruşma yapılmasından sonra en geç on beş gün
içinde karar verilmesi gerekmektedir. Eğer duruş-
mada, bir ara karar verilmişse, bu kararın gerekle- Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile
rinin yerine getirilmesinden sonra dosya öncelikle Vergi Usul Kanunu’nun Uygulanacağı
incelenmektedir. Haller
Duruşmalarda tutanak tutulmaması, tarafların İYUK, idari yargılama hukukunu tüm boyut-
belirttikleri hususların sonradan tekrar gözden ge- larıyla düzenleyen geniş kapsamlı bir hukuk metni
çirilmesini engellediği için yargıçların görevini güç- değildir. Bu sebeple usule ilişkin bazı hususlarda,
leştirmektedir. Gerçi, genellikle dilekçelerde yazı- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)
lanlar, duruşmalarda tekrar edildiği için bu yönden ile Vergi Usul Kanunu (VUK) hükümlerine atıfta
fazla sakınca olduğu söylenemez. Kaldı ki duruşma bulunulmuştur. Hukuk Usulü Muhakemeleri Ka-
esnasında alınan notlarla duruşmaların tutanak nunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu
altına alınmamasının yaratttığı olumsuzluklar gi- (HMK) ile yürürlükten kaldırıldığı için yapılan
derilebilir. Fakat, yargıcın daha sağlıklı karar ve- atıflar bu Kanun’a yapılmış sayılacaktır.
rebilmesi için duruşmalarda yapılan açıklamaların İYUK’un 31.maddesine göre: Bu Kanunda
tutanak altına alınması gereklidir. hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya
Kanun, ilk yargılama aşamasında duruşma ya- bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü
pılmasını tarafların istemine bağlı tutmuş, mahke- şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, taraf-
meye takdir yetkisi tanımamıştır. Ancak temyiz ve ların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil
istinaflarda duruşma yapılması tarafların istemine dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama gi-
ve Danıştay veya ilgili bölge idare mahkemesi kara- derleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasın-
rına bağlıdır. Temyiz ve itiraz aşamasında duruşma da tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını
isteminin kabul edilmemesi mümkündür. bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler ile
elektronik işlemlerde Hukuk Usulü Muhakemele-
ri Kanunu hükümleri uygunlanır. Ancak, davanın
Tarafların Kişilik veya Niteliğinde ihbarı Danıştay, mahkeme veya hakim tarafından
Değişiklik Olması re’sen yapılır. Bilirkişiler, bilirkişilik bölge kurulları
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 26.mad- tarafından hazırlanan listelerden seçilir ve bilirki-
desine göre, dava görülürken ölüm veya herhangi şiler hakkında Bilirkişilik Kanunu ve 12.1.2011
bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde deği- tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanu-
şiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin nunun ilgili hükümleri uygulanır.
135
Davaların İncelenmesi
Vergi uyuşmazlıklarında; İYUK ve Hukuk Mu- bağdaştığı ölçüde” uygulanmaktadır. İdari yargı
hakemeleri Kanununa atıfta bulunulan haller saklı mercilerinin yorumunun isabetli olup olmadığını
kalmak üzere, Vergi Usul Kanununun ilgili hü- tartışmaksızın şu noktayı belirtmek gerekiyor: Yasa
kümleri uygulanır. hükmünün, idari davaların niteliğiyle bağdaşmadı-
HMK ve VUK ile ilgili bilgiler, ilgili eserlerde ğı gerekçesiyle uygulanmaması veya değişik şekilde
ayrıntılı olarak incelendiği için değinilmeyecektir. uygulanması, belirsizlik yaratmaktadır. Dilekçele-
Ancak bu konuda belirtilmesi gereken önemli bir rin şekline kadar tüm ayrıntıların yasayla düzenlen-
nokta mevcuttur. HMK hükümleri, idari yargı uy- diği yargılama usulünde, HMK’ya yapılan atıflar
gulamasında farklı yorumlanmaktadır. Örneğin, konusundaki bu belirsizlik kabul edilemez.
davadan feragatin idari yargılama usulünün özel- Öte yandan, idari yargılama usulünün ve idari
liklerine göre yorumlanması gerektiği gerekçesiyle, davaların, özel hukuk uyuşmazlıklarından ve yar-
feragat konusunda farklı kararlar verilmekte; bazı gılama usulünden farklı olduğu da bir gerçektir.
davalarda, feragat kabul edilmemektedir. HMK ku- Bu durumda, HMK’ya atıf yapmak yerine, özelli-
ralları, idari yargı uygulamasında, “idari davaların ği olan konuların, idari yargı uygulaması ışığında,
nitelikleri dikkate alınarak ve idari dava türleriyle İYUK’ta düzenlenmesi daha isabetli olacaktır.
Öğrenme Çıktısı
3 İdari yargılama usulünde dosyaların incelenmesi aşamasında idari yargı mercilerinin sahip
oldukları yetkileri açıklayarak uygulanacak kuralları belirleyebilme
DAVALARIN SONUÇLANDIRILMASI
İYUK’un 20. maddesinin 5. fıkrasına göre: Danıştay, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde dos-
yalar, bu Kanun ve diğer kanunlarda belirtilen öncelik veya ivedilik durumları ile Danıştay için Başkanlar
Kurulunca, diğer mahkemeler için Hâkimler ve Savcılar Kurulunca konu itibariyle tespit edilip Resmi
Gazete’de ilan edilecek öncelikli işler gözönünde bulundurulmak suretiyle geliş tarihlerine göre incelenir ve
tekemmül ettikleri sıra dâhilinde bir karara bağlanır. Bunların dışında kalan dosyalar ise tekemmül ettikleri
sıraya göre ve tekemmül tarihinden itibaren en geç altı ay içinde sonuçlandırılır.
Yukarıdaki maddeden de anlaşılacağı üzere Kanun, davaların dosyanın tekemmülünden yani dilekçe-
lerin verilmesi, gerekli bilgi ve belgelerin toplanması aşamasından sonra en geç altı ay içinde sonuçlandı-
rılmasını emretmektedir. Bazı davalar için ise belirlenen öncelik sırası gözetilmektedir. Dolayısıyla bu tür
davaların, dosyanın tekemmülünden itibaren altı aydan daha kısa sürede sonuçlandırılması öngörülmüş-
tür. İvedi yargılama usulüne tabi davaların dosyanın tekemmülünden itibaren en geç bir ay içinde, merkezi
ve ortak sınavlara ilişkin davaların ise dosyanın tekemmülünden itibaren on beş gün içinde karara bağ-
136
İdari Yargı
Öğrenme Çıktısı
137
Davaların İncelenmesi
Yaşamla İlişkilendir
138
İdari Yargı
İdari yargıda yazılı yargılama usulü uygulanır ve inceleme evrak üzerinden yapılır. İdari yargıda davalar mah-
keme başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılır. Dilekçelerde: tarafların ve varsa vekillerinin
veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya ünvanları ile adresleri; davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı
deliller; davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi ve uyuşmazlık konusu miktar belirtilmelidir.
Belirtmek gerekir ki Danıştay İçtihadı Birleştirme kararıyla, kamu görevlilerine miktar belirtmeksizin tam
yargı davası açma imkânı sağlanmıştır. Dava konusu işlemin ve belgelerin asılları veya örnekleri dava dilek-
çesine karşı taraf sayısından bir fazla olmak üzere eklenir. Dava dilekçeleri ve davaya ilişkin her türlü evrak,
ilgili mahkemeye ya da bu mahkemelere gönderilmek üzere idare ve vergi mahkemesi başkanlıklarına verilir.
İdare ve vergi mahkemesi bulunmayan yerlerde ise asliye hukuk hâkimliklerine veya yabancı ülkelerdeki
Türk konsolosluklarına verilebilir. Kural olarak her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılması gerekir. Ancak
aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı
bir dilekçe ile dava açmak mümkündür. Maddi yönden bağlılık, dava konusu edilecek işlemlerin aynı maddi
sebeplere dayanılarak tesis edilmesi halinde söz konusudur. Hukuki yönden bağlılık ise işlemlerin hukuki
dayanaklarının aynı olmasıdır. Bir idari işlemin ortaya çıkardığı sonuç, yani işlemin konusu bir başka işle-
min sebebini oluşturuyorsa, bu işlemler arasında sebep sonuç ilişkisi vardır. Yine İYUK’da hak ve menfaat-
lerinde iştirak olması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olması koşuluyla birden
fazla kişinin ortak dilekçeyle dava açabilmesine de imkân sağlanmıştır. Uygulamada düzenleyici işlemlere,
çevreyle ilgili işlemlere ve kültür ve tabiat varlıklarının korunmasına ilişkin işlemlere birden fazla kişi ortak
dilekçeyle dava açabilmektedirler. Yine tam yargı davalarında, aynı eylem sebebiyle uğranılan zararın taz-
mini için aile bireylerinin ortak dilekçeyle dava açmaları mümkündür. Belirtmek gerekir ki gerek birden
fazla işleme karşı tek dilekçeyle dava açılması, gerekse birden fazla kişinin ortak dilekçeyle dava açması, aynı
maddi olayın veya hukuk kuralının farklı mahkemeler tarafından farklı yorumlanmasını önleyeceği gibi,
Anayasa’nın 141. maddesinde yer alan davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasını
sağladığı için önemlidir.
İdari yargı yerlerine verilen dilekçelerin alınma usulü davanın açılma tarihini belirleme açısından önemlidir.
Şöyle ki idari yargı yargı yerlerine verilen dilekçeler harç ve posta ücretleri alındıktan sonra deftere derhal
kayıtları yapılır ve kayıt tarih ve sayısı dilekçenin üzerine yazılır. İdari davalar bu kaydın yapıldığı tarihte
açılmış sayılır. Davacılara, kayıt tarih ve sayısını gösteren imzalı ve mühürlü, pulsuz bir alındı kâğıdı verilir.
Mahkemelere gönderilmek üzere diğer yerlere verilen dilekçeler ise en geç üç gün içinde Danıştay veya ait
olduğu mahkeme başkanlığına taahhütlü olarak gönderilir. Bu yerlerde harç pulları bulunmadığı takdirde
bunlara karşılık alınan paraların miktarı ve alındı kâğıdının tarih ve sayısı dilekçelere yazılır. Herhangi bir
sebeple harcı veya posta ücreti verilmeden veya eksik harç veya posta ücreti ile dava açılmış olması halinde,
otuz gün içinde harcın ve posta ücretinin verilmesi ve tamamlanması hususu ilgiliye tebliğ olunur. Tebligata
rağmen gereği yerine getirilmediği takdirde bildirim bir daha tekrarlanır. İkinci tebligata rağmen gereği
yerine getirilmezse davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. Dava açıldıktan sonra posta ücretinde tebliğ
işlemlerinin yapılmasını engelleyecek şekilde azalma olması halinde, yine otuz gün içinde posta ücretinin
tamamlanması ilgiliye tebliğ olunur. Tebligata rağmen gereği yerine getirilmediği takdirde bildirim bir daha
tekrarlanır. Posta ücreti süresi içinde tamamlanmazsa dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. Bu ka-
rarın tebliği tarihinden başlayarak üç ay içinde, noksanı tamamlanmak suretiyle yeniden işleme konulması
istenmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
139
Davaların İncelenmesi
Dava dilekçeleri ilk incelemeye tabi tutulur. İlk inceleme işlemlerinin dilekçenin alındığı tarihten itibaren
en geç on beş gün içinde sonuçlandırılması gerekir. Dilekçelerde kanuna aykırılık görülürse bu aykırılık gö-
revli daire veya mahkemeye bir rapor ile bildirilir. Tek hâkimle çözümlenecek dava dilekçeleri için ise rapor
düzenlenmesine gerek yoktur. Belirtmek gerekir ki davanın görülmesi aşamasında da kanuna aykırılık halle-
rinden biri tespit edildiğinde, ilk inceleme sonrasında verilmesi gereken kararlar verilmektedir. İlk inceleme
aşamasında dava dilekçeleri şu sırayla incelenir. İdari yargı mercilerine sunulan dilekçeler öncelikle görev ve
yetki açısından incelenir ve bu inceleme sonucunda açılan davanın bir başka yargı düzeni içinde bulunan
mahkemelerde açılması gerektiği anlaşılırsa mahkeme tarafından görevsizlik sebebiyle davanın reddine karar
verilir. İdari yargının görevli olduğu konularda ise görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın
görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine ka-
rar verilir. İlk incelemede incelenecek ikinci husus ise idari merci tecavüzü olup olmadığıdır. Dava açılmadan
önce idareye başvurulması zorunlu olduğu halde bu başvuru yapılmamışsa mahkeme, dilekçenin başvurul-
ması gereken idari birime iletilmesine karar verir. Daha sonra dava dilekçesi ehliyet açısından incelenir. İptal
davalarında davacının ihlal edilen bir menfaatinin, tam yargı davalarında ise ihlal edilen bir hakkının olup
olmadığı bu aşamada incelenir. Ayrıca, davacının fiil ehliyetine sahip olup olmadığına da bakılır. Eğer dava-
cının dava açma ehliyeti olmadığı tespit edilirse dava reddedilir. İlk incelemede idari davaya konu olabilecek
kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olup olmadığına da bakılır. İdari davaya konu olabilecek kesin ve yü-
rütülmesi zorunlu bir işlem yoksa dava reddedilmektedir. İlk incelemede davanın süresinde açılıp açılmadığı
da incelenmektedir. Dava açmak için gereken sürenin geçirilmiş olduğu tespit edilmişse davanın reddine
karar verilir. Dava dilekçesinde hangi idari makamın hasım olarak gösterildiği incelenen bir başka husustur.
Mahkeme, davanın yanlış hasma açıldığı kanaatine varırsa ya da hasım gösterilmemişse dava dilekçesini be-
lirlediği mercie tebliğine karar verir. Dava dilekçesinde eksiklik varsa 30 gün içinde eksikliklerin giderilmesi
için dilekçenin reddine karar verilir. Verilen süre sonrasında aynı eksikliklerle dava açılması halinde dava
reddedilir. İlk incelemede son olarak aynı dilekçeyle birden fazla işleme dava açılmış olması halinde, bunun
mümkün olup olmayacağı, birden fazla kişinin ortak dilekçeyle dava açması durumunda da ortak dilekçeyle
dava açılabilecek bir işlemin söz konusu olup olmadığına bakılır. Dilekçenin bu yönlerden kanuna aykırı
olduğu sonucuna varılırsa, 30 gün içinde kanuna uygun şekilde dava açılması için dilekçe reddedilir. Verilen
süre sonunda yanlışlıklar düzeltilmezse davanın reddine karar verilir.
Dava dilekçeleri ve eklerinin birer örneği davalıya tebliğ edilir. Dava dilekçesine karşı davalı idare, dava konusu
işleme ilişkin işlem dosyalarının aslı veya onaylı örneğini de eklemek suretiyle hazırlayacağı savunmayı Danış-
tay veya ilgili mahkeme başkanlığına gönderir. Davalı idarenin savunması da davacıya tebliğ olunur. Kanun’da
davalının sadece savunmasının tebliğ edileceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme nedeniyle uygulamada davacı bu
ekleri ilgili mahkemede incelemek zorunda kalmakta hatta bazen işlem dosyasının incelenmesine izin verilme-
mektedir. Ancak Danıştay içtihatlarında işlemin dayanağı olan belgelerin davacılar tarafından incelenmesinin
önem ve gereği vurgulanmaktadır. Davacının, idarenin savunmasına karşı ikinci bir dilekçe hakkı daha vardır.
Davacının ikinci dilekçesi davalıya, davalının vereceği ikinci savunma da davacıya tebliğ edilir. Buna karşı da-
vacının cevap vermesi ancak davalının ikinci savunmasında, davacının cevaplandırmasını gerektiren hususlar
bulunduğu davanın görülmesi sırasında anlaşılırsa mümkündür. Kanun’da tarafların yapılacak tebliğlere karşı
cevap süresi, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün olarak düzenlemiştir. Bu süre, ancak haklı sebeplerin bulun-
ması halinde, taraflardan birinin isteği üzerine görevli mahkeme kararı ile otuz günü geçmemek ve bir defaya
mahsus olmak üzere uzatılabilir. Sürenin geçmesinden sonra verilecek savunmalara veya ikinci dilekçelere da-
yanarak taraflar hak iddia edemezler. Ancak dilekçeler ve savunmalarla birlikte verilmeyen belgelerin, vaktinde
ibraz edilmelerine imkân bulunmadığına mahkemece kanaat getirilirse, bu belgeler kabul edilerek karşı tarafa
tebliğ edilir. İvedi yargılama usulüne tabi uyuşmazlıklarda savunma süresi on beş günle sınırlandırılmış, bu
sürenin bir defaya mahsus olmak üzere en fazla on beş gün uzatılabileceği düzenlenmiştir. Merkezi ve ortak sı-
navlara ilişkin uyuşmazlıklarda ise savunma süresi daha da kısaltılarak dava dilekçesinin tebliğinden itibaren üç
günle sınırlandırılmış, bu sürenin bir defaya mahsus olmak üzere en fazla üç gün uzatılabileceği hüküm altına
alınmıştır. Bu uyuşmazlıklarda savunma verildikten sonra ya da savunma verme süresinin geçmesiyle dosyanın
tekemmül etmiş sayılacağı düzenlenerek ikinci dilekçeler aşamasına yer verilmemiştir.
140
İdari Yargı
İdari yargılama usulünde, görülmekte olan davanın çözümlenmesi için tarafların sunmasına veya talebine
bağlı olmaksızın mahkeme tarafından her tür bilgi ve belge araştırılabilir, inceleme yapılabilir. Mahkemenin
kendiliğinden harekete geçmesi, resen araştırma ilkesi olarak adlandırılmaktadır. Böylece yargılamada hem
kamu düzenine ilişkin hususlarda mahkeme sağlıklı bir sonuca ulaşabilmekte hem de hukuka uygunluk
denetimi gereği gibi kapsamlı bir şekilde yürütülmektedir. Ayrıca resen araştırma ilkesi ile üstün yetkiler kul-
lanan ve çoğu kez uyuşmazlığın çözümü için gereken bilgi ve belgelere sahip olan idare ile kişiler arasındaki
eşitsizlik de giderilmiş olmaktadır. Resen araştırma ilkesi yargıca, ilgili kişi ve kuruluşlardan her türlü bilgi
ve belgeyi isteme yetkisi, taraflara da bu bilgi ve belgeleri sunma yükümlülüğü getirir. Ancak yasa koyucu
Devletin güvenliğine veya yüksek menfaatlerine veya Devletin güvenliği ve yüksek menfaatleriyle birlikte
yabancı devletlere de ilişkin belgelerin verilmeyeceğini hükme bağlamıştır. Bu şekilde verilmeyen bilgi ve
belgelere dayanılarak ileri sürülen savunmaya göre karar verilemez.
İdari yargıda yazılı yargılama usulü geçerli olmakla birlikte yasa koyucu duruşma yapılmasına da imkân
tanımıştır. İptal davalarında ve yirmibeşbin lirayı aşan tam yargı davaları ile yirmibeşbin lirayı aşan vergi da-
valarında, taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılır. Mahkeme de kendiliğinden duruşma yapılma-
sına karar verebilmektedir. İlk yargılama aşamasında duruşma yapılması için tarafların istemi yeterlidir. Yasa
koyucu mahkemeye takdir yetkisi tanımamıştır. Ancak temyiz ve istinaflarda duruşma yapılması tarafların
istemine ve Danıştay veya ilgili bölge idare mahkemesi kararına bağlıdır.
İdari yargılama usulünde dava görülürken ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde
değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın
ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına
ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, verilen yürütmenin durdu-
rulması kararları kendiliğinden hükümsüz kalır. Belirtmek gerekir ki sadece öleni ilgilendiren yani mirasçı-
larına takip hakkı vermeyen davalara ait dilekçeler iptal edilmektedir. Burada değinilmesi gereken bir diğer
husus davacının gösterdiği adrese tebligat yapılamamasıdır. Bu durumda yeni adresin bildirilmesine kadar
dava dosyası işlemden kaldırılır ve verilen yürütmenin durdurulması kararı da kendiliğinden hükümsüz ka-
lır. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir yıl içinde yeni adres bildirilmek suretiyle yeniden
işleme konulması için başvuru yapılmamışsa davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
İYUK, idari yargılama hukukunda uygulanacak tüm konuları düzenlememiş usule ilişkin bazı hususlar-
da, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine atıfta bulunmakla yetinmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulanacağı haller İYUK’un 31.maddesinde düzenlenmiştir. Vergi
uyuşmazlıklarının çözümünde ise İYUK ve HMK’ya atıfta bulunulan haller saklı kalmak üzere, Vergi Usul
Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanır
141
Davaların İncelenmesi
Davaların Sonuçlandırılması
İdari yargıda dosyanın tekemmülünden yani dilekçe aşamasının tamamlanıp, bilgi ve belgelerin toplanma-
sında sonra en geç altı ay içinde davaların sonuçlandırılması gerekmektedir. Bazı davalar için ise belirlenen
öncelik sırası gözetilmekte olduğundan bu tür davaların, dosyanın tekemmülünden itibaren altı aydan daha
kısa sürede sonuçlandırılması öngörülmüştür. İvedi yargılama usulüne tabi davaların dosyanın tekemmülün-
den itibaren en geç bir ay içinde, merkezi ve ortak sınavlara ilişkin davaların ise dosyanın tekemmülünden
itibaren on beş gün içinde karara bağlanması gerekmektedir. Bu tür davalarda ara kararı verilmesi, keşif,
bilirkişi incelemesi ya da duruşma yapılması gibi işlemler ivedilikle sonuçlandırılacağı düzenlenmiştir.
Belirtmek gerekir ki idari yargıdaki ağır iş yükü, davaların bu sürelerde sonuçlandırılmasına engel olmak-
tadır. Buna rağmen idari yargı yerlerinin işleyişi, iş yüküne göre hızlı olsa da idarenin hukuka aykırı işlem
ve eylemleri nedeniyle dava sayısı artmaktadır. Bu noktada idare tarafından hukuk devleti ilkesine uyma-
ya özen gösterildiği takdirde dava sayısı azalacaktır. Davaların karara bağlanması için öncelikle konuların
aydınlanması ve meselelerin sırasıyla oylamaya sunulması gerekmektedir. Karar metninde azınlıkta kalan
üyelerin görüşleri de yer alır. Her dava dosyası için bir tutanak düzenlenmektedir. Tutanakta: görüşmelere
katılan başkan ve üyelerin, Danıştayda düşünce veren savcının, tetkik hâkiminin ve tarafların ad ve soyadları,
incelenen dosya numarası, kısaca dava konusu ve verilen kararın neticesi, çoğunlukta ve azınlıkta yer alanlar
bulunur. İYUK’da idari yargı yerleri tarafından verilen kararlarda bulunması gereken unsurlar da tek tek
düzenlenmiştir. Kararın asıllarından biri, karar dosyasına, diğeri de dava dosyasına konur ve tasdikli birer
örneği de taraflara tebliğ edilir.
142
İdari Yargı
neler öğrendik?
A. Görev ve yetki
B. İdari merci tecavüzü A. Dava açma süresi
C. Süre aşımı B. Ehliyet
D. Dilekçede eksiklik olup olmadığı C. Bilirkişi
E. Yetki tecavüzü D. Keşif
E. Yargılama giderleri
2 Aşağıdakilerden hangisinin dava dilekçesinde
yer alma zorunluluğu yoktur? 7 Davacının eksik harç yatırarak dava açması ha-
linde hangi süre içinde harcı tamamlaması gerekir?
A. Davacının ad ve soyadı
B. Davacının adresi A. 15 gün B. 30 gün
C. Davacının banka hesap numarası C. 40 gün D. 60 gün
D. Davanın konusu E. 90 gün
E. Davanın dayandığı deliller
8 Aşağıdakilerden hangisi resen araştırma yet-
3 İdari yargı yerlerinin davaları dosyaların te- kisi kapsamında idari yargı hâkimine tanınmış yet-
kemmülünden itibaren hangi süre içinde sonuç- kilerden biri değildir?
landırmaları gerekir? A. Keşif yapma
A. 1 ay B. Bilirkişiye başvurma
B. 3 ay C. İlgili kişilerden bilgi isteme
C. 6 ay D. Yakalama kararı verme
D. 1 yıl E. İlgili kişilerden belge isteme
E. 2 yıl
9 Aşağıdakilerden hangisinin mahkeme karar-
4 Aşağıdakilerden hangisi devletin güvenliğine larında yer alması zorunlu değildir?
ilişkin bilgi ve belgelerin mahkemeye sunulmama- A. Tarafların adresleri
sına karar vermeye yetkilidir? B. Davalının savunmasının özeti
A. Hakimler ve Savcılar Kurulu C. Tazminat davalarında hükmedilen tazminatın
B. Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı miktarı
C. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri D. Hâkim ve savcı ile zabıt katibinin ad, soyad ve
D. Genelkurmay Başkanı imzaları
E. Cumhurbaşkanı E. Kararın oybirliği ile mi oyçokluğu ile mi ve-
rildiği
5 İdari yargı davalarında tarafların yapılacak
tebliğlere, tebliğ tarihinden itibaren hangi süre 10 Dava görülürken tarafların kişilik veya niteli-
içinde cevap vermeleri gerekir? ğinde değişiklik olması halinde işlemden kaldırılan
dosya için yenileme dilekçesi hangi sürede verilme-
A. 7 gün lidir?
B. 10 gün
A. 1 ay
C. 15 gün
B. 4 ay
D. 30 gün
C. 6 ay
E. 60 gün
D. 1 yıl
E. 2 yıl
143
Davaların İncelenmesi
Yanıtınız yanış ise “Dilekçeler Üzerinde İlk Yanıtınız yanlış ise “Dilekçelerin Mahkeme
2. C 7. B
İnceleme” konusunu yeniden gözden geçi- Tarafından Alınması Usulü” konusunu yeni-
riniz. den gözden geçiriniz.
3. C Yanıtınız yanlış ise “Davaların Sonuçlandı- 8. D Yanıtınız yanlış ise “Resen Araştırma Yetkisi”
rılması” konusunu yeniden gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.
Araştır Yanıt
6 Anahtarı
Yasakoyucu tarafından birden fazla işleme karşı tek dilekçeyle dava açılması
ve birden fazla kişinin ortak dilekçeyle dava açması imkânının sağlanmış ol-
ması öncelikle anayasa koyucunun iradesinin gereğidir. Şöyle ki Anayasa’nın
141. maddesinde davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlan-
Araştır 1 dırılması gerektiği düzenlenmiştir. Böylece adil yargılanma hakkının gereği
de yerine getirilmiş olacaktır. Ayrıca taraflar bakımından dava masrafları da
azalmış olacaktır. Diğer yandan aynı maddi olayın veya hukuk kuralının farklı
mahkemeler tarafından farklı yorumlanması hatta aynı mahkemece farklı za-
manlarda farklı yorumlanması da bu şekilde önlenecektir.
144
İdari Yargı
Araştır Yanıt
6 Anahtarı
Kaynakça
Candan,T. (2005). Açıklamalı İdari Yargılama Usulü Kuru,B., Arslan,R. ve Yılmaz,E. (2009). Medeni Usul
Kanunu. Ankara: Maliye ve Hukuk Yayınları. Hukuku (20.Baskı). Ankara: Yetkin Yayınları.
Gözübüyük, A.Ş.ve Tan, T. (1999). İdare Hukuku- Yıldırım, T. (2010). İdari Yargı (2. Baskı). İstanbul:
İdari Yargılama Hukuku. Cilt:2. Ankara: Turhan Beta.
Kitabevi.
145
Bölüm 7
Kararlara Karşı Başvurma Yolları
1
öğrenme çıktıları
2
1 Tarafların mahkemeye yapacakları açıklama Denetimi
ve yanlışlıkların düzeltilmesi başvurularının 2 Mahkeme kararlarının üst mahkemede
usul ve kapsamını belirleyebilme denetiminin nedenlerini açıklayabilme
3 4
İstinaf Temyiz
3 İstinaf kanun yolunun usul ve esaslarını 4 Temyiz kanun yolununun kapsam ve
açıklayabilme şartlarını açıklayabilme
5
Yargılamanın Yenilenmesi
5 Yargılamanın yenilenmesi kanun yolunun
usul ve esaslarını açıklayabilme
146
İdari Yargı
147
Kararlara Karşı Başvurma Yolları
Öğrenme Çıktısı
1 Tarafların mahkemeye yapacakları açıklama ve yanlışlıkların düzeltilmesi başvurularının
usul ve kapsamını belirleyebilme
148
İdari Yargı
Öğrenme Çıktısı
149
Kararlara Karşı Başvurma Yolları
Bölge idare mahkemelerinin temyize açık olmayan kararları kesindir. Bu kararlar, dosyayla birlikte ka-
rarı veren ilk derece mahkemesine gönderilir ve bu mahkemelerce yedi gün içinde tebliğe çıkarılır.
Belirtmek gerekir ki istinaf yoluna başvurulmuş olması, hâkim, mahkeme kararlarının yürütülmesini
durdurmaz. Ancak, bu kararların teminat karşılığında yürütülmesinin durdurulmasına istinaf başvurusu-
nu incelemeye yetkili bölge idare mahkemesince karar verilebilir. İptal davalarında teminat istenmeyebilir.
İdareden ve adli yardımdan yararlaranlardan teminat alınmaz Davanın reddine ilişkin kararlara karşı isti-
naf yoluna başvurulması halinde, dava konusu işlem hakkında, 27. maddede öngörülen koşulların varlığı
halinde yürütmenin durdurulması kararı verileblir. İstinaf incelemesi sırasında yürütmenin durdurulması
istemleri hakkında verilen kararlar kesindir.
Öğrenme Çıktısı
Araştırmalarla
İlişkilendir
“…İstinafı bir mahkeme olarak değil de; lemesi arzu edilen kanun yolu aslında TEMYİZ
reformatif, geliştirici, tamamlayıcı, düzeltici yö- KANUN YOLU’dur. Dolayısıyla ağırlık noktası
nüyle ve ilk derece mahkemesi kararına karşı istinafın nasıl gerçekleşeceğinden ziyade esasında
başvurulması halinde bu eksikler tamamlanarak istinaf olan bir sistemdeki temyizin artık nasıl
dosyanın tüm maddi ve hukuki verileri kapsa- gerçekleştirileceği noktasına kayabilir. Ülkemiz-
mında ele alınarak kararın geliştirilmesi anlamın- deki uygulamaya baktığımızda istinaf sistemiyle
da kanun yolu olarak ele alırsak, - ki kanımca getirilen işleve intibakta zorluk çekilmeyecek bel-
bu şekilde ele almak gerekir-, bu noktada istinaf ki; ama kanun yolu aşamasının uzamaması için
bakımından Türkiye’deki uygulamayı bu kanun temyiz sistemi bakımından üzerinde düşünmek
yoluna yabancı saymamak lazım. Ülkemizde gerekebilecektir. Çünkü istinafın sakıncaları ara-
Danıştay’ın, istinaf özelliklerini de gösteren yak- sında sayılan; yargılamayı kısaltma amacına, ça-
laşımıyla zenginleşmiş ve hakim rengi “istinaf ”a buklaştırma amacına yönelik olmasına rağmen
dönmüş, bir temyiz kanun yolu uygulaması var- kimi zaman uzatabilmesinin etkisi, özellikle tem-
dır. Şartlar bunu gerektirmiş, bu yüzden temyiz yiz yolunun açık olduğu kararlar açısından uygu-
incelemeleri ilk derece mahkemesinin yargılama lamada temyizin de bir istinaf gibi maddi olayları
süresini aşmış, işyükü kaldırılamayacak hale gel- inceleyen kapsama dönüşmesinin söz konusu ol-
miştir. Dolayısıyla ülkemiz idari yargı uygulama- ması halinde ortaya çıkabilme ihtimalidir. Fran-
sında farklı kanun yolları olarak isimlendirilmiş sız sisteminde düşünülen ve kurulan yapıda, işlev
başlıklar altında da olsa fiilen bir istinaf kanun olarak ilk derece mahkemesi istinafla gelişmesine;
yolu işlevi yerine getirmek tecrübesi vardır. Bu ama temyizde de maddi vakalara hiç bakılmaksı-
“işleve” intibakta bir zorluk olmayacaktır. Bu- zın sadece dosyadaki hukuki veriler üzerinde bir
radan yola çıkarak önemle işaret etmek isterim değerlendirme yapılarak temyiz incelemesinin
ki; şimdi kurulmak istenen gerçek anlamıyla iş- yapılmasına yöneliktir.
150
İdari Yargı
Dolayısıyla burada esasında biraz önce arz et- yönelik kararlara imkân verebilecek hukuki değer-
tiğim gibi temyiz üzerinde durmak lazım. İYUK’ta lendirme alanına çekilmiş, tekemmül etmiş dos-
düzenlenmiş olan ivedi yargılama usulü kapsa- yalara duyduğu ihtiyaçtır. İstinaf, bu açıdan fay-
mında; ilk derece mahkemesi verilerinin, ilk de- dalı olabilecek ve bu tekemmül etmiş, reformatif
rece mahkemesi kararlarının temyizine ilişkin bu özelliği dolayısıyla geliştirilmiş ve temyize müsait
yeni düzenlemede yine bir çeşit istinaf işlevi ön- hale getirilmiş, maddi verileri bakımından değer-
görüldüğü söylenebilir. İvedi yargılama usulü kap- lendirmeler tamamlanmış, eksiklikler giderilmiş,
samında bu davaların istinafa değil, temyiz kanun dolayısıyla sadece üzerindeki hukuki uyuşmazlık
yoluna tabi olduğunu düzenleyen kanun madde- hakkında değerlendirme yapılacak karar üretip,
si esasında temyize yine bir istinaf işlevi verecek bu sayede de iki dereceden üç dereceye çıkmış
şekilde geri göndermeden nihai hükmü vermek, bir yargı sisteminde esasında geciktirici etkisi ol-
hem maddi hem hukuki unsurları değerlendirmek madan hukuki tartışmayla kararların gelişmesini
sonucunu doğuran bir düzenleme getiriyor. Bi- ve içtihadın gelişmesini sağlayabilecek bir yapıya
raz önce arz ve izah ettiğim hususa geri dönersek kavuşmayı sağlayabilecektir…”
esasında yeni kanun, ivedi yargılama usulünde de
bir çeşit istinaf işlevini getiriyor; ama mahkeme
olarak Danıştay’ı öngörüyor. İsmin açıkça temyiz Kaynak: Aydın Gülan, “Ülkemizdeki Kanu-
denmiş olmasına rağmen istinaf işleviyle donatı- ni Düzenlemeleri Sonrasında İstinaf Kanunyo-
yor. O yüzden esasında bu yazılanlar dışında farklı lu Hakkında Yeniden ve Farklı Düşünmek” 10
bir katkıda bulunabilmek için önemle işaret etmek Mayıs 2016, Ankara, Danıştay ve İdarî Yargı
istediğim husus; Türkiye’de temyiz kanun yolu- Günü 148. Yıl Sempozyumu, Danıştay Yayınları,
nun teorik esaslarına göre kurulmasına ve temyiz no:91, Danıştay Matbaası, Ankara, (Erişim Tari-
kanun yolunun daha çabuk ve ilkesel unsurlara hi: 28.11.2017).
TEMYİZ
İYUK’un 46. maddesine göre, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemele-
rinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi
Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir. Bölge idare mahkemelerinin
temyize konu kararlarının konusunu oluşturan davalar şunlardır:
a. Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları.
b. Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan
davalar.
c. Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran
işlemlere karşı açılan iptal davaları.
d. Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere
karşı açılan iptal davaları.
e. Müşterek kararnameyle yapılan atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri ile daire başkanı
ve daha üst düzey kamu görevlilerinin atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri hakkında
açılan iptal davaları.
f. İmar planları, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalar.
g. Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunca
itiraz üzerine verilen kararlar ile 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun uygulan-
masından doğan davalar.
h. Maden, taşocakları, orman, jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular ile ilgili mevzuatın uygu-
lanmasına ilişkin işlemlere karşı açılan davalar.
ı. Ülke çapında uygulanan öğrenim ya da bir meslek veya sanatın icrası veyahut kamu hizmetine giriş
amacıyla yapılan sınavlar hakkında açılan davalar.
151
Kararlara Karşı Başvurma Yolları
i. Liman, kruvaziyer limanı, yat limanı, mari- dairesi veya bölge idare mahkemesince ilgiliye teb-
na, iskele, rıhtım, akaryakıt ve sıvılaştırılmış liğ olunur. Bu sürede eksiklikler tamamlanmazsa
petrol gazı boru hattı gibi kıyı tesislerine temyiz isteminde bulunulmamış sayılmasına karar
işletme izni verilmesine ilişkin mevzuatın verilmektedir. Ayrıca, temyiz dilekçesi verilirken
uygulanmasından doğan davalar. gerekli harç ve giderlerin tamamının ödenmemiş
j. 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım olması halinde kararı veren; bölge dare mahke-
ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli mesi veya Danıştay daire başkanı tarafından veri-
Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanu- lecek yedi günlük süre içerisinde tamamlanması,
nun uygulanmasından ve 16/7/1997 tarihli aksi halde temyizden vazgeçilmiş sayılacağı hususu
ve 4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre
Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde,
İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenme- bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi ola-
si Hakkında Kanunun uygulanmasından rak davaya bakan Danıştay dairesi, kararın temyiz
doğan davalar. edilmemiş sayılmasına karar verir. Temyizin kanu-
k. 6/6/1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Böl- ni süre geçtikten sonra yapılması halinde de bölge
geler Kanununun uygulanmasından doğan idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi olarak da-
davalar. vaya bakan Danıştay dairesi, temyiz isteminin red-
dine karar vermektedir. Bölge idare mahkemesinin
l. 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Ko-
veya Danıştay dairesinin bu kararlarına karşı, teb-
ruma ve Arazi Kullanımı Kanununun uy-
liğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde
gulanmasından doğan davalar.
temyiz yoluna başvurulabilir.
m. Düzenleyici ve denetleyici kurullar tara-
İYUK’un 48.maddesine göre, temyiz dilekçe-
fından görevli oldukları piyasa veya sektör-
leri, bölge idare mahkemesine veya Danıştay dava
le ilgili olarak alınan kararlara karşı açılan
dairesine (ya da iletilmek üzere, Kanun’un 4. mad-
davalar.
desinde belirtilen mercilere) verilir. Temyiz dilekçe-
İvedi yargılama usulüne tabi davalarda verilen leri bölge idare mahkemesi veya Danıştay dairesince
kararlar ile merkezî ve ortak sınavlara ilişkin davalar- karşı tarafa tebliğ edilir. Karşı taraf tebliğ tarihini iz-
da verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurmak- leyen otuz gün içinde cevap verebilir. Cevap veren,
sızın doğrudan temyiz kanun yolu öngörülmüştür. kararı süresinde temyiz etmemiş olsa bile düzenle-
Özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hal- yeceği dilekçesinde, temyiz isteminde bulunabilir.
lerde, Danıştay dava daireleri ile bölge idare mah- Bu takdirde bu dilekçeler temyiz dilekçesi yerine
kemelerinin kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen geçmektedir. Temyiz dilekçesine karşı cevap veril-
otuz gün içinde Danıştay’da temyiz yoluna başvuru- dikten veya cevap süresi geçtikten sonra dava dos-
labilir. İvedi yargılama usulüne tabi davalarda veri- yası, ilgili Danıştay dairesine veya Kurula gönderir.
len kararlara karşı onbeş gün merkezî ve ortak sınav- Ancak, yürütmenin durdurulması isteği bulu-
lara ilişkin davalarda verilen kararlara karşı ise beş nan temyiz dilekçeleri, karşı tarafa tebliğ edilme-
gün içinde temyiz başvurusunda bulunmak gerekir. den dosya ile birlikte, yürütmenin durdurulması
Böge idare mahkemelerinin kararları Danıştay istemi hakkında karar verilmek üzere kararı veren
dava daireleri; Danıştay dava dairelerinin ilk derece bölge idare mahkemesince Danıştay Başkanlığına,
mahkemesi olarak verdikleri kararlar ise konusu- Danıştay dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak
na göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri baktığı davalarda, görevli dairece konusuna göre
Kurulu’nca incelenmektedir. İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna gönde-
Temyiz istemleri Danıştay Başkanlığına hita- rilmektedir. Danıştay’da görevli daire veya kurul
ben yazılmış dilekçelerle yapılmaktadır. Temyiz tarafından yürütmenin durdurulması istemi hak-
dilekçeleri, dava dilekçeleri için öngörülen esaslara kında karar verildikten sonra tebligat bu daire veya
göre düzenlenmelidir. Temyiz dilekçesinde eksik- kurulca yapılarak dosya tekemmül ettirilir.
lik olduğu takdirde, eksikliklerin onbeş gün için- İYUK’un 49. maddesine göre temyiz incelemesi
de tamamlatılması hususu, kararı veren Danıştay sonunda Danıştay;
152
İdari Yargı
a. Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın başvurularındaki inceleme için özel düzenleme ge-
sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gös- tirmiştir. Buna göre; Danıştay evrak üzerinde yap-
terilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik tığı inceleme sonunda, maddi vakıalar hakkında
bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar. edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece
b. Kararda yeniden yargılama yapılmasına ih- hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan
tiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzel- karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi müm-
tilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar kün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi hâlde
varsa kararı düzelterek onar. gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas
Şu durumlarda ise temyize konu kararı bozar; hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme
üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı
a. Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosya-
b. Hukuka aykırı karar verilmesi, yı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararların
c. Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı kesin olduğu düzenlenmiş dolayısıyla bu davalarda
etkileyebilecek nitelikte hata veya eksiklik- mahkemelerin ısrar kararı vermesinin yolu kapatıl-
lerin bulunması, mıştır. Bu davalarda ayrıca temyiz incelemesi için
Kararların kısmen onanması ve kısmen bozul- de süre sınırlarması getirilmiştir. Buna göre; ivedi
ması hâllerinde kesinleşen kısım Danıştay kararın- yargılama usulüne tabi uyuşmazlıklarda temyiz is-
da belirtilir. teminin en geç bir ay; merkezî ve ortak sınavlara
Temyiz incelemesi sonucunda verilen karar, ilişkin uyuşmazlıklarda temyiz isteminin en geç on
dosyayla birlikte kararı veren mercie gönderilir. beş gün içinde karara bağlanması gerekmektedir.
Ancak Danıştay ilgili dairesinin onamaya ilişkin Mahkeme kararlarının taraflarca temyizinin
kararları, dosyayla birlikte kararı veren ilk derece yanı sıra İYUK, kanun yararına temyiz denilen bir
mahkemesine, kararın bir örneği de bölge idare başka başvuru yolu daha düzenlemiştir. Kanun’un
mahkemesine gönderilir. Bu kararlar, dosyanın 51. maddesine göre: İdare ve vergi mahkemeleri
geldiği tarihten itibaren yedi gün içinde taraflara ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdi-
tebliğe çıkarılır. ği kararlar ile istinaf veya temyiz incelemesinden
Temyiz incelemesi sonucunda verilen bozma geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği
kararı üzerine ilgili merci, dosyayı öncelikle ince- bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu
ler ve varsa gerekli tahkik işlemlerini tamamlayarak ifade edenler, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum
yeniden karar verir. Bölge idare mahkemesi, Da- üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından
nıştayca verilen bozma kararına uyabileceği gibi kanun yararına temyiz olunabilir. Temyiz isteği
kararında ısrar da edebilir. Danıştayın bozma kara- yerinde görüldüğü takdirde karar, kanun yararına
rına uyulduğu takdirde, bu uyma kararının temyiz bozulur. Bu bozma kararı, daha önce kesinleşmiş
edilmesi halinde temyiz incelemesi, bozma kara- olan merci kararının hukuki sonuçlarını kaldır-
rına uygunlukla sınırlı olarak yapılır. Bölge idare maz. Ancak verilmiş olan kararın hukuka aykırılığı
mahkemesi, bozmaya uymayarak kararında ısrar ortaya konulmuş olur (Yılmaz, 2003, s. 400 vd.).
ederse, ısrar kararının temyizi hâlinde, talep, konu- Bozma kararlarının bir örneği ilgili bakanlığa gön-
suna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri derilmekte ve Resmi Gazete’de yayımlanmaktadır.
Kurulunca incelenir ve karara bağlanır. Danıştay Temyiz yoluna başvurulması, ilk derece mahke-
İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararları- mesi kararının yürütülmesini durdurmamaktadır.
na uyulması zorunludur. Danıştay dairelerinin ilk Ancak bu kararların teminat karşılığında yürütül-
derece mahkeme sıfatıyla verdikleri kararlarının mesinin durdurulmasına karar verilebilmektedir.
temyiz incelemesi konusuna göre İdari veya Vergi İptal isteminin reddine ilişkin kararlarda, temyiz
Dava Daireleri Kurulları tarafından yapıldığı için merciinden dava konusu işlemin yürütülmesinin
Dairelerin temyiz neticesinde verilen bozma kararı durdurulması talep edilebilmektedir. Temyiz ince-
karşısında ısrar etme yetkileri bulunmamaktadır. lemesi yapan merci, Kanun’un 27. maddesindeki
Belirmek gerekir ki yasa koyucu ivedi yargılama koşulların gerçekleştiği kanaatine ulaşırsa, temyiz
usulüne tabi davalarla merkezî ve ortak sınava iliş- aşamasında yürütmenin durdurulması kararı ver-
kin davalarda verilen kararlara karşı yapılan temyiz mek yetkisine sahiptir.
153
Kararlara Karşı Başvurma Yolları
Öğrenme Çıktısı
Yaşamla İlişkilendir
“…Karar veren Danıştay Onüçüncü nin son gününün tatil gününe rastlaması hâlinde,
Dairesi’nce, 2577 sayılı İdari Yargılama Usu- sürenin tatil gününü izleyen çalışma gününün bi-
lü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Tetkik timine kadar uzayacağı kurala bağlanmıştır.
Hâkiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlen- 2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un
dikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 18. maddesiyle eklenen ve 28.06.2014 tarihinde
işin gereği görüşüldü: yürürlüğe giren ‘’İvedi yargılama usulü’’ başlıklı
Dava, İskenderun Belediyesi İmar ve Şehir- 20/A maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; iha-
cilik Müdürlüğü tarafından 28.08.2015 tarihin- leden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerin-
de açık ihale usulüyle gerçekleştirilen “Hatay İli den doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usu-
İskenderun İlçesi Belediyesi Sınırlarında 6306 lünün uygulanacağı, 2. fıkrasının (g) bendinde;
sayılı Kanun Kapsamında Rezerv Alan İlan Edi- ivedi yargılama usulünde verilen nihai kararlara
len Alan İçerisinde Yapım İşine Ait Projelerin karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün için-
ve İhale Dokümanlarının Hazırlanması Hizmet de temyiz yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir.
Alımı” ihalesinin iptali istemiyle açılmış; İdare Aynı Kanun’un 48. maddesinin 6. fıkrasında,
Mahkemesi’nce; İskenderun Belediyesi tarafın- temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması
dan tesis edilen 28.08.2015 tarihli ihale kararı- hâlinde kararı veren mahkeme, ilk derece mah-
nın, davacının doğrudan tüzel kişiliğinin hak ve kemesi olarak davaya bakan Danıştay dairesinin
menfaatlerini etkilemediği gibi, 1136 sayılı Avu- temyiz isteminin reddine karar vereceği; 7. fık-
katlık Kanunu’nun 76. maddesinin de davacıya rasında ise, temyizin kanuni süre içinde yapıl-
hukuken böyle bir hak tanımayacağı açık oldu- madığının dosyanın gönderildiği Danıştay’ın
ğundan, dava konusu işlemle ...’nın menfaat ilgi- ilgili dairesi ve kurulunca saptanması hâlinde
sinin bulunmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı İdari de 6. fıkrada sözü edilen kararın daire ve kurul-
Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin ca kesin olarak verileceği kurala bağlanmıştır.
1/a bendi uyarınca davanın ehliyet yönünden Öte yandan, sürelerin kamu düzenine ilişkin ve
reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından usul hukukunu ilgilendiren bir nitelik taşıdığı
temyiz edilmiştir. dikkate alındığında sürelerin geçirilip geçirilme-
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü diği hususunun idari yargı mercilerince re’sen
Kanunu’nun “Sürelerle ilgili genel esaslar” başlık- araştırılması zorunluluğu bulunduğu, ayrıca idari
lı 8. maddesinde, sürelerin, tebliğ, yayın veya ilan yargı mercileri tarafından kanun yoluna başvuru
tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlaya- süresinin doğru, kanun yolunun ise yanlış gös-
cağı; tatil günlerinin sürelere dâhil olduğu, süre- terilmiş olmasının, kanun yoluna başvuru süre-
154
İdari Yargı
sinin işlemeye başlaması bakımından bir engel yılı Kanun’un 20/A maddesi uyarınca ihaleden
teşkil etmeyeceği de açıktır. yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinin ive-
Dosyanın incelenmesinden; İskenderun Be- di yargılama usulüne tabi olduğu, verilen nihai
lediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün
28.08.2015 tarihinde açık ihale usulüyle gerçek- içinde temyiz yoluna başvurulması gerektiği açık
leştirilen “Hatay İli İskenderun İlçesi Belediyesi Sı- olup, her ne kadar Mahkeme tarafından tem-
nırlarında 6306 sayılı Kanun Kapsamında Rezerv yize konu kararda 15 gün içinde istinaf yoluna
Alan İlan Edilen Alan İçerisinde Yapım İşine Ait başvurulması gerektiği belirtilmiş ise de, kanun
Projelerin ve İhale Dokümanlarının Hazırlanması yoluna başvuru süresinin kamu düzenine ilişkin
Hizmet Alımı” ihalesinin iptali istemiyle açılan olduğu ve Mahkeme kararında kanun yoluna
davada, Hatay İdare Mahkemesi’nin 31.08.2016 başvuru süresinin açık bir şekilde 15 gün olarak
tarih ve E:2016/928, K:2016/667 sayılı kararıyla gösterildiği dikkate alındığında, kararda belirti-
“ ...davanın ehliyet yönünden REDDİNE... kara- len 15 günlük süre içinde davacının kanun yo-
rın tebliğini izleyen günden itibaren 15 gün içinde luna başvurmayarak, bu süre geçirildikten sonra
Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 2. İdare Dava 24.10.2016 tarihinde kanun yoluna başvurduğu
Dairesine istinaf yolu açık olmak üzere...” karar anlaşıldığından davacının temyiz isteminin süre
verildiği, kararın davacıya 23.09.2016 tarihinde aşımı nedeniyle incelenmesi mümkün değildir.
tebliğ edildiği, bu karara karşı en geç 10.10.2016 Açıklanan nedenle; TEMYİZ İSTEMİNİN
(08.10.2016 Cumartesi günü olduğu için) tari- SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE, tem-
hinde başvuruda bulunulması gerekirken, karar- yiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bıra-
da belirtilen 15 günlük süre geçirildikten sonra, kılmasına, dosyanın Hatay İdare Mahkemesi’ne
24.10.2016 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 20/A
dilekçe ile istinaf isteminde bulunulduğu, Gazi- maddesinin ikinci fıkrasının (h) bendi ve 48.
antep Bölge İdare Mahkemesi Başkanlığı Gazi- maddesinin 7. fıkrası uyarınca kesin olarak (karar
antep 2. İdare Dava Dairesi’nin 27.02.2017 tarih düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 09.05.2017
ve E:2016/983, K:2017/658 sayılı kararıyla uyuş- tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.”
mazlığın konusunun ihale kararına ilişkin olduğu,
2577 sayılı Kanun’un 20/A. maddesinde belirti- Kaynak: Danıştay 13. Daire, 09.05.2017, Esas
len ivedi işlerden olduğu gerekçesiyle uyuşmaz- No: 2017/985, Karar No: 2017/1443, http://
lığın Bölge İdare Mahkemesi’nde incelenmesine emsal.danistay.uyap.gov.tr/BilgiBankasiIstemci-
olanak bulunmadığından davacı tarafından yapı- Web/DokumanGosterServlet?dokumanId=6dQ
lan istinaf başvurusunun görev yönünden reddi- p1E3JJN2TqHn5HwZgd7pMO1SCD0Le%2B
ne ve dosyanın Danıştay Başkanlığı’na iletilmek RwsNJGzcYM%2Fa%2B6gU8dOQaq%2FfBd
üzere Hatay İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine KB2erisZBMsMlE3rDklqQu2QSW%2FOIZJ
karar verildiği anlaşılmaktadır. %2FbgS5vPJ1eOjzdbrUpAOFa1H2qYw4Ljkps
Davaya konu uyuşmazlığın, İskenderun 8azFJIWRdO080UUnqScl5WNlxw%3D%3D
Belediyesi tarafından tesis edilen 28.08.2015 &aranan=istinaf&dokumanTuru= (Erişim Tari-
tarihli ihale kararından kaynaklandığı, 2577 sa- hi: 28.11.2017).
YARGILAMANIN YENİLENMESİ
Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşmiş mahkeme kararlarına karşı, yargılamanın yeniden yapılmasını
sağlamak amacıyla düzenlenmiş bir hukuki yoldur. Yargılamanın yenilenmesi, yargının hatalı karar verdiği
bazı hallerde yapılan yanlışlığın düzeltilmesine imkân tanımaktadır. Yargılanmanın yenilenmesi talebi ka-
bul edildiği takdirde ilk karar kaldırılarak uyuşmazlık yeniden ele alınmakta ve yeni bir karar verilmektedir.
Ortada bir hata, yanılgı olduğunun kabul edilmesi için İYUK’un 53. maddesi hangi koşulların gerek-
tiğini tek tek saymıştır. Kanun’a göre, Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden verilen
kararlar hakkında, aşağıda yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi istenebilir:
155
Kararlara Karşı Başvurma Yolları
• Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde
edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması,
• Karara esas olarak alınan belgenin sahteliğine hükmedilmiş veya sahte olduğu mahkeme veya resmi bir
makam huzurunda ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da,
yargılamanın yenilenmesini isteyen kimsenin karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması,
• Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün, kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan
kalkması,
• Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun mahkeme kararıyla belirlenmesi,
• Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olması,
• Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara bağlanmış bulunması,
• Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hâkimin katılmasıyla karar verilmiş olması,
• Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın ve-
rilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme
tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması.
• Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin
ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edil-
miş olması.
Yargılamanın yenilenmesi istekleri esas kararı vermiş olan mahkemece karara bağlanır. Yargılamanın
yenilenmesi isteğinde bulunma süresi, yukarıdaki 8 numaralı sebepler için on yıl; Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi kararı gerekçe gösterilecekse, kararın kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl; diğer sebepler için
altmış gündür. Bu süreler, dayanılan sebebin istemde bulunan yönünden gerçekleştiği tarihi izleyen günden
başlatılarak hesaplanmaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla Sözleşme veya eki protokollerin ihlal edildiği-
nin tespit edilmiş olması, İYUK’a 2003 tarihinde eklenmiştir. Uygulamada Danıştay 8.Dairesi, Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi kararı üzerine yapılan bir başvuruyu incelemiş, ilk kararını kaldırarak, dava konusu işlemi
iptal etmiştir (Esas No:2006/4857).
Danıştay 13.Dairesi ise, 29.06.2009 tarihli bir kararda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince tartışılan
olgular ve maddi olayın yargılamanın yenilenmesine esas olan dava ile aynı olduğu; davacının yargılama
aşamasında elinde olmayan bir nedenle hakkını kanıtlayamaması gibi bir durumun bulunmadığı; hükmü de-
ğiştirecek yeni bir delilin ortaya çıkmadığı; ayrıca yargılamanın herhangi bir aşamasına ilişkin olarak da adil
yargılanma hakkının ihlalinin tespit edilmediği; karara esas alınan olgular yeniden değerlendirilerek hüküm
kurulduğu gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi isteminin kabul edilmemesi gerektiği sonucuna ulaşmıştır.
Öğrenme Çıktısı
156
İdari Yargı
Açıklama ve Yanlışlıkların
Düzeltilmesi
İdari yargı mercilerinin verdikleri kararlar yeterince açık değilse ya da kararda birbiriyle çelişen kısımlar
varsa taraflar bu kararın açıklanmasını aynı mahkemeden isteme hakkına sahiptirler. Açıklama veya aykırılı-
ğın kaldırılması başvurusu, kararın yerine getirilmesine kadar yapılabilir. Açıklama dilekçeleri, kararı veren
mahkemeye, karşı taraf sayısından bir nüsha fazla verilir. Kararı vermiş olan daire veya mahkeme, başvuru
dilekçesindeki iddiayı inceler ve gerek görürse dilekçenin bir örneğini, belirleyeceği süre içinde cevap vermek
üzere, karşı tarafa tebliğ eder. Karşı tarafın verdiği cevap, açıklama veya aykırılığın kaldırılmasını isteyen ta-
rafa gönderilmektedir, ancak iddia sahibinin bu cevaba karşı bir cevap vermesi söz konusu değildir. Yapılan
inceleme sonunda mahekmece verilen karar taraflara tebliğ edilir. Kararı veren mahkemeye yapılabilecek bir
diğer başvuru ise karardaki yanlışlıkların düzeltilmesi başvurusudur. Yanlışlıkların düzeltilmesi talebi iki ta-
rafın adı ve soyadı ile sıfatı ve iddiaları sonucuna ilişkin yanlışlıklar ile hüküm fıkrasındaki hesap yanlışlıkla-
rının düzeltilmesi için istenebilir. Yanlışlıkların düzeltilmesi talebi de açıklamaya ilişkin usule tabidir. Ancak
belirtmek gerekir ki açıklama talebi, kararın uygulanmasına kadar yapılabilirken, yanlışlıkların düzeltilmesi
başvurusunda böyle bir sınırlama getirilmemiştir. Mahkeme yanlışlıkların düzeltilmesine karar verirse, dü-
zeltme mahkeme kararının altına yazılır.
Mahkemenin verdiği kararın hukuka aykırı olduğunu düşünen tarafa, kararın bir üst derece mahkemesinde
incelenmesi imkânını veren hukuki yola kanun yolu denir. Mahkeme kararlarının daha tecrübeli ve bilgili
hâkimlerden oluşan üst mahkemede denetimi ile hukuk kurallarının daha isabetli uygulanmaları sağlana-
cak ve böylece aleyhine karar verilen tarafın adalete, hukuk düzenine olan güveni sarsılmayacaktır. Bunun
dışında hâkimlerin önlerine gelen uyuşmazlığı çözerken hata yapmaları halinde üst mahkeme denetimi ile
hatalar düzeltilerek yargılama faaliyetinde hata yapılması ihtimali azalacaktır. Üst mahkeme denetiminin en
önemli işlevlerinden biri ise hukukun uygulamasında birlik sağlanmasıdır. Zira hâkimler uyguladıkları hu-
kuk kurallarını farklı yorumlayabilirler. Mahkemeler, benzer olaylarda farklı kararlar verebilirler. Bu durum
ise kanun önünde eşitlik ilkesine aykırılık teşkil edecektir. Anayasa Mahkemesi’nin de belirttiği üzere adale-
tin en önemli gereklerinden birisi, belli olaylara belli hükümlerin tek anlamda olmak üzere uygulanmasıdır.
Aksi durum adalet duygusunu incitir ve bireylerin devlete karşı güvenini azaltır. Bu sakıncanın önlenmesi
için Anayasa’da üst mahkemelere hukuk alanında birliği sağlama görevi verilmiş, İdari Yargılama Usulü
Kanunu’nda da üst mahkeme denetimi, istinaf, temyiz ve yargılamanın yenilenmesi şeklinde düzenlenmiştir.
157
Kararlara Karşı Başvurma Yolları
İstinaf
20 Temmuz 2016 tarihinde idari yargıda üç dereceli yargı sistemi uygulamaya geçmiş ve bölge idare mah-
kemeleri istinaf mercii olarak incelem yapmaya başlamışlardır. İYUK’un 45. maddesinde istinaf kanun yolu
düzenlenmiştir. İdare ve vergi mahkemelerinin konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam
yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları dışındaki kararlarına karşı, mahkemenin bulundu-
ğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna
başvurulabilir. İvedi yargılama usulüne tabi olan davalarda ve mekezî ve ortak sınavlara ilişkin davalarda
verilen kararlara karşı da istinaf yoluna başvurulamaz. İstinaf, temyizin şekil ve usulüne tabidir. Bölge idare
mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvu-
rusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi
yaparak aynı kararı verir. Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı
takdirde ise istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu
durumda bölge idare mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir. İlk inceleme üzerine verilen
kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu kabul ederse, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut
reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulü
ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge
idare mahkemesinin bu şekilde verdiği kararları kesindir. Bölge idare mahkemelerinin temyize açık olmayan
kararları kesindir. İstinaf yoluna başvurulmuş olması, hâkim, mahkeme kararlarının yürütülmesini durdur-
maz. Ancak, bu kararların teminat karşılığında yürütülmesinin durdurulmasına istinaf başvurusunu ince-
lemeye yetkili bölge idare mahkemesince karar verilebilir. Davanın reddine ilişkin kararlara karşı istinaf yo-
luna başvurulması halinde, dava konusu işlem hakkında, 27. maddede öngörülen koşulların varlığı halinde
yürütmenin durdurulması kararı verileblir. İstinaf incelemesi sırasında yürütmenin durdurulması istemleri
hakkında verilen kararlar kesindir.
158
İdari Yargı
İYUK’un 46. maddesine göre, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin
sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, ka-
rarın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir. İvedi yargılama usulüne tabi davalarda verilen
kararlara karşı onbeş gün merkezî ve ortak sınavlara ilişkin davalarda verilen kararlara karşı ise istinaf yoluna
başvurmaksızın, beş gün içinde temyiz başvurusunda bulunmak gerekir. Böge idare mahkemelerinin ka-
rarları Danıştay dava daireleri; Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdikleri kararlar
ise konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulu’nca incelenmektedir. Temyiz istemleri
Danıştay Başkanlığına hitaben yazılmış dilekçelerle yapılmaktadır. Temyiz dilekçeleri, dava dilekçeleri için
öngörülen esaslara göre düzenlenmelidir. Temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması halinde bölge ida-
re mahkemesi, ilk derece mahkemesi olarak davaya bakan Danıştay dairesi, temyiz isteminin reddine karar
vermektedir. Bölge idare mahkemesinin veya Danıştay dairesinin bu kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen
günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz incelemesi sonunda Danıştay; Kararı
hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru
bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar. Kararda yeniden yargılama yapılmasına
ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek
onar. Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi ya da usul hükümlerinin
uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması halinde ise kararı bozar.
Kararların kısmen onanması ve kısmen bozulması hâllerinde kesinleşen kısım Danıştay kararında belirtilir.
Onama halinde karar kesinleşir. Kararın bozulması halinde ise bölge idare mahkemesi, Danıştayca verilen
bozma kararına uyabileceği gibi kararında ısrar da edebilir. Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde,
bu uyma kararının temyiz edilmesi halinde temyiz incelemesi, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak
yapılır. Bölge idare mahkemesi, bozmaya uymayarak kararında ısrar ederse, ısrar kararının temyizi hâlinde,
talep, konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulunca incelenir ve karara bağlanır. Da-
nıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulması zorunludur. Danıştay dairelerinin ilk
derece mahkeme sıfatıyla verdikleri kararlarının temyiz incelemesi konusuna göre İdari veya Vergi Dava
Daireleri Kurulları tarafından yapıldığı için Dairelerin temyiz neticesinde verilen bozma kararı karşısında
ısrar etme yetkileri bulunmamaktadır. İvedi yargılama usulüne tabi davalar ile merkezî ve ortak sınavlara
ilişkin davalarda temyiz üzerine verilen kararların kesin olduğu düzenlenmiş dolayısıyla bu davalarda mah-
kemelerin ısrar kararı vermesinin yolu kapatılmıştır. Mahkeme kararlarının taraflarca temyizinin yanı sıra
İYUK, kanun yararına temyiz denilen bir başka başvuru yolu daha düzenlemiştir. Kanun’un 51. maddesine
göre: İdare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar ile istinaf veya
temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki huku-
ka aykırı bir sonucu ifade edenler, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı
tarafından kanun yararına temyiz olunabilir. Temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde karar, kanun yararına
bozulur. Bu bozma kararı, daha önce kesinleşmiş olan merci kararının hukuki sonuçlarını kaldırmaz. Bozma
kararlarının bir örneği ilgili bakanlığa gönderilmekte ve Resmi Gazete’de yayımlanmaktadır. Temyiz yolu-
na başvurulması, ilk derece mahkemesi kararının yürütülmesini durdurmamaktadır. Ancak bu kararların
teminat karşılığında yürütülmesinin durdurulmasına karar verilebilmektedir. İptal isteminin reddine ilişkin
kararlarda, temyiz merciinden dava konusu işlemin yürütülmesinin durdurulması talep edilebilmektedir.
Temyiz incelemesi yapan merci, Kanun’un 27. maddesindeki koşulların gerçekleştiği kanaatine ulaşırsa,
temyiz aşamasında yürütmenin durdurulması kararı vermek yetkisine sahiptir.
159
Kararlara Karşı Başvurma Yolları
Yargılamanın yenilenmesi
5 kanun yolunun usul ve esaslarını
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti
açıklayabilme
Yargılamanın Yenilenmesi
Yargılamanın yenilenmesi kesinleşmiş mahkeme kararlarına karşı öngörülmüş bir kanun yoludur. Bu ka-
nun yolunda adından da anlaşılacağı üzere yargılama yeniden yapılmakta, böylece verilen hatalı kararlar
düzeltilmektedir. Yargılanmanın yenilenmesi talebi kabul edildiği takdirde ilk karar kaldırılarak uyuşmazlık
yeniden ele alınmakta ve yeni bir karar verilmektedir. Hangi hallerde yargılamanın yenileneceği İYUK’un
53. maddesinde tek tek sayılmıştır. 2003 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla
Sözleşme veya eki protokollerin ihlal edildiğinin tespit edilmiş olması hali de yargılamanın yenilenmesi
sebebi olarak kabul edilmiştir. Yargılamanın yenilenmesi isteğinde bulunma süresi de sebeplere bağlı olarak
on yıl, bir yıl ve altmış gün olarak düzenlenmiştir. Bu süreler, dayanılan sebebin istemde bulunan yönünden
gerçekleştiği tarihi izleyen günden başlatılarak hesaplanmaktadır. Yargılamanın yenilenmesi istemleri esas
kararı vermiş olan mahkemece karara bağlanır.
160
İdari Yargı
neler öğrendik?
A. Temyiz B. Tarafların ad ve soyadı
B. Yargılamanın yenilenmesi C. Tarafların sıfatı
C. Kanun yararına temyiz D. Tarafların iddiaları sonucu
D. Kararın düzeltilmesi E. Hüküm fıkrasındaki hesap yanlışlıkları
E. İstinaf
7 Temyiz dilekçesindeki eksikliklerin kaç gün
2 İvedi yargılama usulüne tabi davalarda verilen içinde tamamlanması gerekir?
kararlar kaç gün içinde temyiz edilebilir?
A. 7 B. 10
A. 60 B. 30 C. 15 D. 30
C. 15 D. 10 E. 60
E. 5
8 Bir mahkeme kararının çekinmeye mecbur
3 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kara- olan üyenin katılmasıyla alınarak kesinleşmiş ol-
rıyla Sözleşme veya eki protokollerin ihlal edildi- ması halinde bu karara karşı başvurulabilecek ka-
ğinin tespit edilmiş olması halinde bu kararın ke- nun yolu aşağıdakilerden hangisidir?
sinleşmesinden itibaren hangi sürede yargılamanın
A. Temyiz B. İtiraz
yenilenmesi talebinde bulunulması gerekir?
C. İstinaf D. Kararın düzeltilmesi
A. 6 ay B. 1 yıl E. Yargılamanın yenilenmesi
C. 3 yıl D. 5 yıl
E. 10 yıl 9 Açıklama ile ilgili aşağıdaki ifadelerden han-
gisi yanlıştır?
4 Aşağıdaki kararlardan hangisinde istinafa gi- A. Açıklama talebi üst mahkemeye yapılır.
dilebilir?
B. Her iki taraf da açıklama talebinde bulunabilir.
A. Merkezî ve ortak sınavlara ilişkin davalarda ve- C. Açıklama talebi kararın yerine getirilmesine ka-
rilen kararlar dar yapılabilir.
B. İvedi yargılama usulüne tabi uyuşmazlıklarda D. Kararların yeterince açık olmaması halinde ya
verilen kararlar da kararda birbiriyle çelişen kısımlar varsa ya-
C. Üç bin lira tarh edilen verginin iptali için açılan pılır.
davada verilen karar E. Açıklama dilekçeleri karşı taraf sayısından bir
D. Altı bin liralık tazminat istemiyle açılan tam nüsha fazla verilir.
yargı davasında verilen karar
E. İki bin lira olarak kesilen özel usulsüzlük cezası- 10 Kesin olarak verilen kararlar ile istinaf veya
nın iptali için açılan davada verilen karar temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş
kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki
5 İstinaf başvurusu, mahkeme kararının hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlere karşı
tebliğini izleyen günden itibaren kaç gün içinde aşağıdaki yollardan hangisine başvurulabilir?
yapılır?
A. Kararın düzeltilmesi
A. 7 B. 10 B. Yanlışlıkların düzeltilmesi
C. 15 D. 30 C. İtiraz
E. 60 D. Kanun yararına temyiz
E. Yargılamanın yenilenmesi
161
Kararlara Karşı Başvurma Yolları
1. E Yanıtınız yanış ise “İstinaf ” konusunu ye- 6. A Yanıtınız yanlış ise “Yanlışlıkların Düzeltil-
niden gözden geçiriniz. mesi” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı
2. C Yanıtınız yanış ise “Temyiz” konusunu ye- 7. C Yanıtınız yanlış ise “Temyiz” konusunu yeni-
niden gözden geçiriniz. den gözden geçiriniz.
3. B Yanıtınız yanlış ise “Yargılamanın Yenilen- 8. E Yanıtınız yanlış ise “Yargılamanın Yenilen-
mesi” konusunu yeniden gözden geçiriniz. mesi” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
4. D Yanıtınız yanlış ise “İstinaf ” konusunu yeni- 9. A Yanıtınız yanlış ise “Açıklama” konusunu ye-
den gözden geçiriniz. niden gözden geçiriniz.
5. D Yanıtınız yanlış ise “İstinaf ” konusunu yeni- 10. D Yanıtınız yanlış ise “Temyiz” konusunu yeni-
den gözden geçiriniz. den gözden geçiriniz.
Araştır Yanıt
7 Anahtarı
162
İdari Yargı
Araştır Yanıt
7 Anahtarı
İdare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak ver-
diği kararlar ile istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bu-
lunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu
ifade edenler ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğin-
den Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz edilir. Kanun yararına temyiz
isteği yerinde görülürse karar kanun yararına bozulur ancak önce kesinleşmiş
Araştır 4 olan mahkeme veya Danıştay kararının hukuki sonuçları ortadan kalkmaz.
Burada kanun yararına temyiz ile verilmiş olan kararın hukuka aykırılığı tes-
pit edilmiş olur. Böylece önceden verilmiş kararın hukuki sonuçlarını orta-
dan kaldırmasa da kanun yararına temyiz ile hukuka uygunluk denetimi ya-
pan idari yargının bu amaca ulaşması sağlanır. Hukuka ve adalete olan güven
bir ölçüde sağlanmış olur. Bunun dışında verilen kararın sonraki kararlara
örnek teşkil etmesi engellenmiş olur.
2003 yılında İYUK’a yapılan ekleme ile idari yargı yerlerinin verdiği kararın,
İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye veya eki pro-
tokollerine aykırı olduğu yolundaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı da
yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak düzenlenmiştir. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’nin kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde yargılama-
Araştır 5 nın yenilenmesi isteminde bulunulabilir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin
kararı gerekçe gösterilerek yapılan yargılamanın yenilenmesi istemi sonucunda
verilen iki Danıştay kararı bulunmaktadır. Bu kararlardan birinde Danıştay
yargılamanın yenilenmesi talebini kabul ederek ilk verdiği kararı kaldırmış,
verdiği diğer kararda ise yargılamanın yenilenmesi istemini reddetmiştir.
Kaynakça
Akkaya, T. (2009). Medenî Usûl Hukukunda İstinaf. Centel, N. ve Zafer, H. (2003). Ceza Muhakemesi
Ankara: Yetkin Yayınları. Hukuku. İstanbul.
Alangoya, Y., Yıldırım, K. ve Deren Yıldırım, N. Dinçkol, A. (2008). Hukuka Giriş, Hukukun Temel
(2004). Medeni Usul Hukuku Esasları (4. Bası). Kavramları (5.Basım). İstanbul.
İstanbul.
Yılmaz, E. (2003). Olağanüstü Temyiz. Ankara:
Yetkin Yayınları.
163
Bölüm 8
Kararların Uygulanması
Yasal Düzenleme
1 2
1 İdari yargı mercileri tarafından verilen İptal Kararlarının Uygulanması
öğrenme çıktıları
3 4
3 Tam yargı davalarında verilen tazminat Mahkeme Kararlarını Uygulama Süresi
kararlarının nasıl uygulanacağını 4 İdari yargı kararlarının hangi sürede
açıklayabilme uygulanması gerektiğini belirleyebilme
5 6
5 Yargı kararlarının uygulanmaması Çözümler ve Öneriler
halinin içeriğini belirleyerek bu durumun 6 İdari yargı kararlarının uygulanmasına
doğurduğu hukuki sonuçları açıklayabilme yönelik çözüm ve önerileri tartışabilme
Anahtar Sözcükler: • İptal Kararı • Tazminat Kararı • Rücu • Kişisel Sorumluluk • Maddi İmkânsızlık
• Hukuki İmkânsızlık • Kazanılmış Hak • Tam Yargı Davası
164
İdari Yargı
165
Kararların Uygulanması
166
İdari Yargı
Yaşamla İlişkilendir
“…Dava konusu kural, 2451 sayılı Kanun’a verilmiştir. Bu nedenle, davaya taraf olan kişinin
ekli (1) ve (2) sayılı cetvellerdeki unvanlı görev- anayasal güvencelerinin etkin olarak korunması
ler ile atama usulleri farklı olsa da daire başka- ve hukuka uygunluğun sağlanması için, idarenin
nı ve üstü görevlere, kolluk teşkilatlarının kad- kendisi hakkında verilen nihai yargı kararlarına
rolarına (sivil memurlar hariç), açıktan, naklen uyması gerekmektedir.
veya vekâleten yapılan atama ve bu görevlerden Adalete olan inancın ve güven duygusunun
alınma, bu görevlerle ilgili yer değiştirme, görev sarsılması, Devletin temeli sayılan adaleti koru-
ve unvan değişikliği işlemleri hakkında verilen yan ve sağlamakla görevli yargı organını işlevsiz
mahkeme kararlarının gereğinin iki yıl içinde ve hâle getirecek, yargı kararının bağlayıcılık ifade
kazanılmış hak aylık derecesine uygun başka bir etmemesi algısı yaratıldığında ise idareye keyfi
kadroya atanma suretiyle yerine getirileceğini dü- davranış sergileme imkânı verilmiş olacaktır.
zenlemektedir. Bir uyuşmazlığı mahkeme önüne götürme,
Anayasa’nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhu- mahkemece verilen kararın uygulanmasını iste-
riyeti’nin bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir. me, yargılamanın sonuç doğurmasını sağlayan
Hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun hak arama hürriyetinin olmazsa olmaz koşulu-
olan, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgür- dur. Hak arama özgürlüğünün bir gereği olan
lükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil bir mahkemeye erişim hakkı, yargılama sonunda
hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, verilen kararın etkili bir şekilde aynen ve gecik-
Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, meksizin uygulanmasını da gerektirmektedir.
hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan ve Mahkeme kararlarını uygulanamaz hâle getiren
yargı denetimine açık olan devlettir. düzenlemeler, mahkemeye erişim hakkını da an-
Hukuk devletinde kişilerin temel hak ve öz- lamsız kılacaktır.
gürlüklerinin sağlanması ve korunması esas oldu- Kişilerin, Devlete güven duymaları, maddi
ğundan, kişilere etkili hak arama imkânı sağlayan ve manevi varlıklarını geliştirebilmeleri, temel
güvencelerin de tanınması gerekmektedir. Bu çer- hak ve özgürlüklerden yararlanabilmeleri ancak
çevede Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı hukuk güvenliği ve üstünlüğünün sağlandığı bir
36. maddesinin birinci fıkrasında, “Herkes, meş- hukuk düzeninde gerçekleşebilir. Hukuk güven-
ru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı liğinin ve hukukun üstünlüğünün sağlanması
mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve için Devletin işlem ve eylemlerine karşı yargı
savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” de- yolunun açık tutulması yeterli olmayıp yargı
nilerek, herkese, adaleti bulma, hakkı olanı elde mercileri tarafından verilen kararların gecik-
etme ve haksızlığı giderme imkânı sağlanmıştır. meksizin uygulanması da gerekir. Bir işlemin
Böylece kişilerin hukuki güvenlikleri etkin bir hukuka aykırı olduğu yapılan yargısal denetim
koruma mekanizmasına kavuşturulmuştur. Mah- neticesinde tespit edilmesine rağmen işlemin
keme kararlarının değiştirilememesi, yasamanın iptali yönündeki yargısal kararın uygulanma-
ve yürütmenin kesinleşmiş yargı kararlarıyla ması, Devletin işlem ve eylemlerine karşı yargı
oluşmuş hukuksal durumlara dokunamaması ya yolunun açık tutulmasını anlamsız hâle getirir.
da bunları ortadan kaldıramaması hukuk devleti- Zira hukuk güvenliği ve hukukun üstünlüğü
nin temel ilkelerindendir. Nitekim, Anayasa’nın sadece hukuka aykırılıkların tespit edilmesiyle
138. maddesinin son fıkrasında da “Yasama ve değil, bunların tüm sonuçlarıyla ortadan kal-
yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına dırılmasıyla sağlanabilir. Mahkeme kararlarının
uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahke- bağlayıcılığını ve gecikmeksizin uygulanması-
me kararını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların nı sağlayacak etkili tedbirlerin alınması hukuk
yerine getirilmesini geciktiremez.” hükmüne yer devletinin asgari gereklerindendir.
167
Kararların Uygulanması
168
İdari Yargı
şekilde uygulanamaz hâle getiren düzenlemeler desinin son fıkrasında düzenlenen yargı kararla-
bulunması veya mahkeme kararlarının icrasının rının geciktirilmeksizin uygulanması yükümlü-
herhangi bir şekilde engellenmesi hâllerinde, lüğü, hukukun genel ilkelerinden biri olarak da
“mahkemeye erişim hakkı” da anlamını yitirir. kabul edilen kesin hükme saygı ilkesinin de bir
Yargı kararının geciktirilmeksizin uygulan- gereğidir. Çünkü bir hukuk sisteminde yargının
ması, Anayasa’nın 138. maddesinin dördüncü verdiği ve bağlayıcı olan kesin hüküm zarar gören
fıkrasında mahkemelerin bağımsızlığının bir par- taraflardan biri açısından işlevsiz duruma getiril-
çası olarak görülmekte ve Devlete yargı kararla- mişse, adil yargılanma hakkının sağladığı güven-
rını değiştirmeden ve geciktirmeden uygulama celerin bir anlamı kalmayacaktır.
yükümlülüğü getirilmektedir. Dava konusu kuralda, fıkranın üçüncü cüm-
Anayasa’nın 138. maddesinde mahkeme lesinde belirtilen işlemlere ilişkin olarak verilen
kararlarına uyma, bu kararları değiştirmeksizin yargı kararlarının gereğinin yerine getirilmeme-
yerine getirme hususunda yasama ve yürütme sinin ceza soruşturması ve kovuşturmasına konu
organları ile idare makamları lehine herhangi edilemeyeceği düzenlenerek mahkeme kararları-
bir istisna kuralına yer verilmemiştir. Yargı ka- nın uygulanması zorunluluğu bertaraf edilmekte;
rarlarının ilgili kamu otoritelerince zamanında konusu suç oluşturan bir fiilin cezasız bırakılma-
yerine getirilmediği bir devlette, bireylerin yargı sına olanak sağlanmaktadır. Bu bağlamda kural,
kararıyla kendilerine sağlanan hak ve özgürlükleri 2577 sayılı Kanun’un 28. maddesinin (1) numa-
tam anlamıyla kullanabilmeleri mümkün olmaz. ralı fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan mah-
Dolayısıyla devlet, yargı kararlarının zamanında keme kararlarının uygulanması ile yakından ilgili
icra edilmesini sağlayarak bireyler aleyhine oluşa- olup 2577 sayılı Kanun’un 28. maddenin (1) nu-
bilecek hak kayıplarını engellemekle ve bu yolla maralı fıkrasının üçüncü cümlesinin Anayasa’ya
bireylerin kamu otoritelerine ve hukuk sistemine uygunluğu bakımından yapılan değerlendirmeler
olan güven ve saygılarını korumakla yükümlü- ve varılan sonuç, dava konusu kural yönünden
dür. Bu sebeple hukukun üstünlüğünün geçerli de geçerlidir.
olduğu bir devlette, bireylerin kamu otoritesi ve Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural
hukuk sistemine olan güven ve saygılarını koru- Anayasa’nın 2., 125. ve 138. maddelerine aykırı-
ma adına vazgeçilemez bir görev ifa eden yargı dır. İptali gerekir.…”
kararlarının zamanında icra edilmeyerek, sonuç-
suz bırakılması kabul edilemez. Kaynak: Anayasa Mahkemesi, 02.10.2014,
Kesin hükme saygı ilkesi, uluslararası hukuk Esas No: 201/149, Karar No: 2014/151,
düzenine özgü hukukun genel ilkelerinden biri file:///C:/Users/user1/Desktop/AYM1.html
olarak kabul görmektedir. Anayasa’nın 138. mad- (Erişim Tarihi: 30.11.2017)
Öğrenme Çıktısı
1 İdari yargı mercileri tarafından verilen kararların uygulanmasına ilişkin yasal
düzenlemeleri belirleyebilme
169
Kararların Uygulanması
170
İdari Yargı
zorunluluğu getirdiğine göre idare yeni bir düzen- İptal kararlarının geçmişe etkili olması konu-
leyici işlem yapmalıdır. b) İkinci gerekçe ise, önceki sunda da düzenleyici işlemler bakımından farklılık
düzenlemenin yürürlüğe girmesinin yargının idari bulunmaktadır. Birel işlemin iptali durumunda
işlem yapması anlamına geleceğidir. idare, iptal kararının gereklerini yerine getirmek
Öğretide de “Düzenleyici işlemler maddi an- için geçmişe etkili işlem yapabilir. Fakat düzenle-
lamda kanun sayılırlar. Bu düzenlemenin yapılma- yici işlemlerin iptali halinde, bu işlemin tüm so-
sında işlemi tesis eden iradenin yerine geçerek iptal nuçlarıyla hukuk âleminden kaldırılması için, uy-
edilen eski düzenlemenin tesisindeki iradenin ko- gulama işlemlerinin de geçmişe yönelik olarak geri
nulması yerinde değildir.” gerekçesiyle, önceki dü- alması gerekmektedir. Örneğin bir imar planının
zenleyici işlemin kendiliğinden yürürlüğe girme- iptali üzerine bu plana göre verilen tüm ruhsatların
mesi gerektiği savunulmaktadır (Atay, 2007, s. 83). da geri alınması gerekecektir.
İdari düzenleyici işlemin yargı tarafından ip- Bu örnekten de anlaşılacağı üzere, düzenle-
tal edilmesi üzerine, eski düzenlemenin yürürlüğe yici işlemlerin yargı kararıyla iptali durumunda,
girmesinin, idarenin yerine geçerek işlem tesisi an- uygulama işlemlerinin de geçmişe yönelik olarak
lamına geleceği görüşüne katılmak güçtür. Çünkü geri alınması, kazanılmış hakların ihlali anlamına
önceki düzenleme de idarenin iradesidir. Yargı, sa- geleceği için hukuka uygun olmayacaktır. Düzen-
dece aynı iradenin ürünü olan düzenleyici işlemin leyici işlemler, yürürlükte olduğu sürece uygula-
hukuka aykırı olduğunu belirlemektedir. Ayrıca nırlar ve uygulama işlemleri, ilgililer bakımından
belirtmek gerekir ki önceki düzenleme de hukuka kazanılmış hak doğururlar. Kazanılmış hakların
aykırı olabilir. Dolayısıyla önceki düzenlemenin korunması da hukuk devleti ilkesinin gereği ol-
yürürlüğe gireceğini kabul etmek her zaman huku- duğuna göre, bir düzenleyici işlemin iptali gerek-
ka uygunluğu sağlayamayabilir. çesiyle, bu işlemin uygulama işlemleri geçmişe
yönelik olarak kaldırılamazlar.
Düzenleyici işlemlerin iptali üzerine eski dü-
zenleyici işlemin kendiliğinden yürürlüğe gire-
meyeceği, 1.Daire kararında da belirtildiği gibi,
İYUK’un 28.maddesine dayanılarak daha kolay sa- Kazanılmış Hak
vunulabilir. Madde, iptal kararlarının gereklerinin Hukuki düzenlemelerin ilgili
yerine getirilmesi yetkisini idareye tanımaktadır. hakkında uygulanarak tüm
Bu sebeple düzenleyici işlemin iptali halinde, idare sonuçlarını doğurmasıdır.
yeni bir düzenleme yapmakla yükümlüdür. Önceki
düzenlemenin kendiliğinden yürürlüğe girmesi gö-
rüşü, 28.maddeye uygun düşmemektedir.
Öğrenme Çıktısı
171
Kararların Uygulanması
172
İdari Yargı
Öğrenme Çıktısı
Öğrenme Çıktısı
173
Kararların Uygulanması
Öğrenme Çıktısı
5 Yargı kararlarının uygulanmaması halinin içeriğini belirleyerek bu durumun doğurduğu
hukuki sonuçları açıklayabilme
174
İdari Yargı
175
Kararların Uygulanması
176
İdari Yargı
olduğu gibi fazlaca etkili olamayacaktır. Anayasa’nın 138. maddesi, yargı kararlarının uygulanmasının
geciktirilmesini dahi yasakladığına göre; yargı kararlarını uygulamamak açık bir Anayasa’yı ihlal suçu
oluşturmaktadır. Bu ağır eylemin cezasız bırakılması, kamu görevlilerinin korunması düşünülemez.
Tam yargı davalarının uygulanabilmesi için ise, İcra İflas Kanunu’nun 82. maddesine, mahkeme ilam-
larının infazı istisnası getirilmesi gerekmektedir. Daha önce de belirtildiği gibi, kamu yararı, hukuk devleti
ilkesinin gereklerinin yerine getirilmesindedir.
İdari yargı kararlarına doğrudan uygulanabilirlik niteliği tanıyarak, davalı idareyi devreden çıkarmak,
önerilebilecek bir diğer çözümdür. İdari eylem veya işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceğini söyle-
yen, Anayasa ve İYUK hükümlerinin kaldırılmasıyla bu sonuç elde edilebilir.
Araştırmalarla
İlişkilendir
“… kimi gerekçeler üretme veya muvazaalı uygulama
3 - İdari Yargı Kararlarının Yaşama Geçi- yapma gibi yollara sapma çabası içerisinde oldu-
rilmesini Sağlayacak Etkili Müesseselerin Var- ğunu göstermektedir. İdarenin bu uygulamaları,
lığı Yönünden. 2577 sayılı Kanunun “ Kararların sonuçları” baş-
lıklı 28’inci maddesinin düzenlemesinin, çeşitli
İdari yargı kararlarının sonuçlarının yaşama
nedenlerle, bu konuda yetersiz kaldığını göster-
geçirilemediği; başka anlatımla, sonuçlarından
mektedir. Kuşkusuz, bu yetersizliğin giderilmesi
lehine karar verilen idare edilenlerin yararlandı-
için, anılan maddede ve diğer kanunlarda kimi
rılmadığı sistemlerde, insan hak ve özgürlükle-
düzenleme ve düzeltmelerin yapılması gereklidir
rinin gerçek anlamda güvence altında oldukları
(Bu önlem, düzeltme ve düzenlemeleri şu şekilde
söylenemez. Eğer, idari yargı kararlarının gerek-
sıralayabiliriz:
lerinin yerine getirilip getirilmemesi, davanın ta-
rafı olan idarenin takdirinde ise; ya da takdirinde 1. Her şeyden önce, iktidarı ellerinde tutan
olmamakla birlikte, idareyi buna zorlayacak etkin siyasilerin, yargı kararlarını uluorta eleş-
önlemler mevcut değilse, o sistemde, adalet tutuk tirmekten vazgeçmeleri zorunludur. Hu-
demektir. Sistemimizde, idari yargı kararlarının kuka bağlı devletlerde, siyasilerin yargı
hukuksal sonuçlarının gerçekleşmesi idarenin kararını eleştirdiklerine rastlanmaz. Yar-
takdirinde değildir. Anayasanın 138’inci mad- gı kararları, bilimsel ortamlarda, bilim-
desi, çok açık biçimde, Devletin organlarının ve sel yöntemlerle eleştirilir: esasen, buna
idarenin bu kararlara uymak zorunda olduğunu hukukun gelişmesi yönünden ihtiyaç
söylemektedir. Bir Danıştay kararında (Dan. da vardır. Siyasilerin, yargı kararlarını,
5.D., 6.11.1996, E.: 1996/1997, K: 1996/3334: gerekli birikime ve yeterli veriye sahip
İdari yargı kararlarının uygulanması konusunda olmaksızın, salt siyasi hedeflerine ters
idarenin bağlı yetki içerisinde bulunduğu hk.) düşmesi sebebiyle, yapmış oldukları eleş-
da söylenildiği gibi, bu konuda, idarenin takdir tiriler, bu yargı kararlarını uygulamak
yetkisi değil; bağlı yetkisi söz konusudur. Bize durumunda bulunan, ancak isteğinde
göre de; idarenin, idari yargı kararlarının geçmi- olmayan idarecileri cesaretlendirmek-
şe dönük etkisi karşısında hareketsiz kalma veya tedir. Siyasiler, yalnızca söylemleriyle
gereklerini derhal yerine getirme konusundaki değil, eylemleriyle de yargı kararlarına
zorunluluğu, bir idari görev değil, anayasal bir saygı duyulması gerektiğini göstermeli
yükümlülüktür. Ancak, uygulama, bize, idarenin ve bu konuda idareye örnek olmalıdırlar.
bu anayasal yükümlülüğüne, kimi kararlarla ilgili 2. İptal kararlarının geriye yürüyerek, işle-
olarak, uymaktan kaçındığını ya da yargı kararını min tesisinden önceki hukuki durumu
etkisiz kılmak amacıyla, hukuken geçerli olmayan aynen geri getirici etkisi ile yürütmenin
177
Kararların Uygulanması
durdurulmasına dair kararların idari iş- kamu personeliyle ilgili iptal kararları
lemin icrailiğini askıya alıcı etkisi yasal bakımından benzeri davranışlarda bulu-
düzenleme haline getirilerek; idare ve nanların bu davranışlarının, Türk Ceza
ajanlarının bu durumun, idarenin her- Kanununun 265’inci maddesinin birinci
hangi bir davranışta bulunmasına gerek fıkrasında cezalandırılan, kamu görevlile-
olmaksızın, kendiliğinden oluşmasını en- rine karşı görevini yapmasını engellemek
gelleyici tutum ve davranışlardan kaçın- amacıyla cebir ve tehdit kullanma eylemi
mak zorunda oldukları vurgulanmalıdır. olarak nitelendirilmesi düşünülmelidir.
3. İdarenin iptal ve yürütmenin durdurul- 7. İptal kararının hukuki sonuçlarını et-
ması kararlarının gereklerine uygun işlem w kisiz kılmak amacıyla kanuna karşı hile
tesis etme ve eylemde bulunma yükümlü- niteliğindeki yollara sapan kamu görev-
lüğünün olması gereken zamanda yerine lilerinin bu eylemleri de, 4483 sayılı Ka-
getirilmesinin sağlanmasını amaçlayan nun kapsamından çıkarılarak, Cumhu-
“gecikmeksizin” sözcüğü, daha emredici riyet savcılarının doğrudan kamu davası
ve daha belirleyici anlam taşıyan “derhal” açabilmeleri olanaklı hale getirilmelidir.)
sözcüğü ile değiştirilmelidir. Ama daha da önemlisi, idari yargı karar-
4. Uygulamada yanlış anlamalara neden larının hukuksal sonuçlarının yaşama
olan “otuz günü geçemez” ibaresi metin- geçirilebilmesi için başka müesseseler
den çıkarılarak; kararın gereği olan işlem getirilmesine ve bu müesseselerle ilgili
veya eylemin yapılması için gerekli za- düzenlemeler yapılmasına ihtiyaç vardır.
manın (ve gerçekten gerekli olup olma- Bir çok ülkede, idari yargı kararlarının
dığının) takdiri ve belirlenmesi, kararı gereklerinin idarece yerine getirilip ge-
veren idari yargı yerine bırakılmalıdır. tirilmediğinin denetlenmesinin sağlan-
5. Yüksek yargı yerlerince, kanuna karşı ması; kararın gereklerini yerine getirme
hile oluşturan uygulamaların fiili yol sa- niyetinde olup da bu konuda yeterli
yılmasını ve bu yolu seçen kamu görev- donanıma sahip bulunmayan iyi niyetli
lileri hakkında haksız fiil esaslarına göre idarelere de, yardımcı olunması amacıy-
caydırıcılığı bulunan miktarda tazminata la, bizde olmayan, çeşitli mekanizmalar
hükmedilmesini gerektiren içtihat gelişti- geliştirilmiştir. Örneğin; Danıştay için-
rilmelidir. Buna, özellikle, ihtiyaç vardır. de, İtalya’da bir komisyon; Fransa’da da
6. İptal ve yürütmenin durdurulması karar- bir daire, bu denetim görevini yapmak-
larının gereklerini yerine getirmek duru- tadır. Bu komisyon ve daire, idareye, ka-
munda olup da, getirmek istemeyen ya rarın gereklerinin yerine getirilmesinde
da bu kararların kendiliğinden olan so- yardımcı olabildiği gibi, tüm çabalarının
nuçlarının doğmasına engel olan kamu sonuçsuz kalması halinde, yaptırım da
görevlilerinin, kamu göreviyle bağdaşırlı- uygulayabilmektedirler. Bizde, idarenin
ğı olmayan bu tutum ve davranışlarının idari yargı kararının gereklerini zama-
soruşturulmasının 4483 sayılı Kanun nında ve gereken biçimde yerine getirip
kapsamından çıkarılması ve, özellikle, getirmediğinin denetlenmesi görevinin,
178
İdari Yargı
bu kararların gereklerinin neler olduğu- rın da üstesinden gelerek, eksiksiz ve etkin bir
nu ve nasıl yerine getirileceğini iyi bilen, biçimde yerine getirmeye çalışmaktadır. Ülke-
idareyi tanıyan deneyimli yargıçlardan mizde, üstün idari otorite karşısında, insan hak
oluşan Danıştay Başsavcılığına verilme- ve özgürlüklerinin gerçek anlamda koruma al-
si, benim, yıllardan bu yana dillendirdi- tında olabilmesi, onun bu çabasını sürdürebil-
ğim bir çözümdür ve, gerçekleştiği tak- mesine bağlıdır…”
dirde, çok başarılı sonuçlar alınacağına
inanıyorum. Kaynak: Turgut Candan, “İnsan Hak ve Öz-
Sonuç: Sonuç olarak söylemeye çalıştığım gürlüklerinin Etkin Korunmasında İdari Yargı-
şu: İnsan hak ve özgürlüklerinin korunmasın- nın Rolü”, Danıştay ve İdari Yargı Günü 143. Yıl
da, ilk ve asıl görev ulusal yargıca düşmektedir. Sempozyum, 11 Mayıs 2011, Danıştay Matba-
Kamu gücünün ihlalleri söz konusu olduğunda ası, Ankara, 2012, http://danistay.gov.tr/upload/
ise, bu ulusal yargıç, idari yargıçtır. İdari yargıç, yayinlar/12_03_2014_105404.pdf (Erişim Tari-
bu görevini, 143 yıldır, her türlü olumsuzlukla- hi: 30.11.2017).
Öğrenme Çıktısı
179
Kararların Uygulanması
Yasal Düzenleme
Yasa koyucu İYUK’un 28. maddesinde “Kararların sonuçları” başlığı altında idari yargı mercileri tarafın-
dan verilen kararların hangi sürede, nasıl uygulanacağını ve kararların uygulanmaması halini düzenlemiştir.
Buna göre idari yargı mercileri tarafından verilen kararlar kendiliğinden sonuç doğurmadıklarından idarenin
bu kararların uygulanması için derhal işlem yapması veya eylemde bulunması gerekir. İdarenin mahkeme
kararının kendisine tebliğinden itibaren en geç otuz gün içinde harekete geçmesi gerekir. Belirtmek gerekir
ki idari yargı mercilerince verilen kararlara karşı kanun yollarına başvurulmuş olması, mahkeme kararlarının
uygulanmalarına engel değildir. Tam yargı davalarında hükmedilen tazminat en geç otuz gün içinde öden-
melidir. Bu süre içinde ödenmemesi halinde miktar, genel hükümlere göre tahsil edilmektedir. Mahkeme
kararlarının idarece uygulanmaması halinde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idare mahkemesinde maddi ve
manevi tazminat davası açılabilir.
İptal davalarında verilen iptal kararları dava konusu işlemi, ilk yapıldığı andan itibaren, geçmişe etkili şekil-
de hükümsüz kılar. Danıştay’ın yerleşik içtihadı da iptal kararlarının, iptali istenen işlemi yapıldığı andan
itibaren ortadan kaldırarak, işlemin tesisinden önceki hukuki durumun devamını sağlayacağı yönündedir.
İptal kararlarının geçmişe etkili sonuç doğurması için idarenin dava edilen işlemi, hiç yapılmamışçasına,
tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırmaya yönelik işlem yapması gerekmektedir. Bazı hallerde iptal edilen işleme
dayanılarak başka işlemler de yapılmış olabilir. Bu işlemlerle elde edilen hakların geçmişe yönelik olarak geri
alınması hakkaniyete uygun düşmezse iptal kararlarının geçmişe etkili olduğu kuralı, somut olayın özelliği-
ne göre değerlendirilerek farklı uygulanabilir. Düzenleyici işlemlerin iptali halinde iptal kararından önceki
düzenleyici işlemin yürürlüğe girip girmeyeceği konusu tartışmalıdır. Danıştay karalarında önceki düzenle-
menin kendiliğinden yürürlüğe girmeyeceği kabul edilmektedir. Öğretide de idari düzenleyici işlemin yargı
tarafından iptal edilmesi üzerine, eski düzenlemenin yürürlüğe girmesinin, idarenin yerine geçerek işlem te-
sisi anlamına geleceği gerekçesiyle önceki düzenlemenin kendiliğinden yürürlüğe girmeyeceği belirtilmekte-
dir. Düzenleyici işlemler konusunda değinilmesi gereken bir diğer husus uygulama işlemleridir. Düzenleyici
işlemlerin yargı kararıyla iptali durumunda, uygulama işlemlerinin geri alınması, kazanılmış hakların ihlali
anlamına gelecektir. Oysa ki kazanılmış hakların korunması hukuk devleti ilkesinin gereğidir. Dolayısıyla bir
düzenleyici işlemin iptali gerekçesiyle uygulama işlemleri geçmişe yönelik olarak kaldırılamazlar.
180
İdari Yargı
Yasa koyucu, konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her
türlü davalarda hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin, davacının veya vekilinin davalı idareye
yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen
usul ve esaslar çerçevesinde yatırılacağını ve en geç otuz gün içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hü-
kümler dairesinde infaz ve icra olunacağını düzenlemiştir. Genel hükümlere göre takip ve tahsil; icra ve iflas
hukuku kurallarına göre ve icra daireleri aracılığıyla yapılacağı anlamına gelmektedir. Belirtmek gerekir ki
tazminat miktarlarının tahsili pek de kolay değildir. Zira İcra ve İflas Kanunu’nun iflas hükümleri Devlete ve
kamu tüzelkişilerine uygulanamamaktadır. Yine İcra ve İflas Kanunu’nun 82/1. maddesine göre Devlet mal-
ları ile özel kanunlarında haczi caiz olmadığı gösterilen mallar haczedilemezler. Bu kural, genel hükümlere
göre tazminat alacağının tahsiline engel teşkil etmektedir. İdarenin mallarının haczinin mümkün olmaması
nedeniyle, mahkeme kararının uygulanamaması üzerine, Anayasa Mahkemesi’ne gidilmiştir. Anayasa Mah-
kemesi, mahkeme kararlarına uyulmayı zorunlu kılan 138. madde yönünden yaptığı incelemede, devletin
borcunu ödemeyeceğinin düşünülemeyeceği, yasa koyucunun 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu
ile devletin ilama dayalı borcunu ödemesini sağlayıcı hükümler koyarak bu konuda gerekli önlemleri aldığı
gerekçeleriyle iptal isteminin reddine karar vermiştir. İdarenin özel malları haczedilebildiğinden, bu mallar
kamu hizmetine tahsis edilmektedirler. Böylece haczedilmelerinin önüne geçilmektedir. Ancak idari yargı
yerleri bu şekilde yapılan tahsis işlemlerini etkisiz kılmaktadırlar.
Mahkeme Kararlarını
Uygulama Süresi
İYUK’un 28.maddesinde, iptal ve yürütmeyi durdurma kararlarının hangi sürede uygulanacağı düzenlen-
miştir. Buna göre söz konusu kararların gerekleri en geç otuz gün içinde yerine getirilmelidir. Yasa koyucu
otuz günlük süreyi yargı kararına uygun işlem yapılması için azami süre olarak belirlemiştir. Dolayısıyla
uyuşmazlığın özelliği, kararın uygulanması için daha kısa sürede işlem yapılmasını gerektiriyorsa, idare otuz
günlük uygulama süresi olduğu gerekçesiyle, işlem yapmaktan kaçınamaz. Aksi halde idare yargı kararını
uygulamamış kabul edilmelidir. Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda da hük-
medilen miktarın da en geç otuz gün içinde ödenmesi gerekmektedir.
181
Kararların Uygulanması
Yargı Kararlarının
Uygulanmaması İhtimali
Yasa koyucu, idari yargı kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare
aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabileceğini düzenlemiştir.
Bu düzenleme Danıştay içtihatlarında, idareye ilam icaplarına göre işlem yapmama olanağını tanımadığı,
aksine maddi veya hukuki herhangi bir imkânsızlıkla mahkeme kararlarına uygun işlem veya eylem yapıla-
maması halinde dahi ilgilinin hukukunun korunmasını sağlamak için konulduğu şeklinde yorumlanmakta-
dır. Gerçekten de maddi veya hukuki imkânsızlık durumunda, iptal edilen işlemi tüm sonuçlarıyla ortadan
kaldırmak mümkün olmayabilir. Bu durumda dahi idarenin tazmin sorumluluğu devam etmektedir.
Çözümler ve Öneriler
Yasa koyucu İYUK’da mahkeme kararlarının uygulanmasını, idarenin hukuk devleti anlayışına bıraktığı için
uygulamada kararların uygulanması konusunda sorun yaşanmaktadır. Bu sorunun çözümüne yönelik olarak
öncelikle İYUK’un 28.maddesinde öngörülen düzenlemenin hem idareye karşı açılan davalar hem de kamu
görevlileri bakımından caydırıcı özellik taşımadığı tespitinde bulunulabilir. Ayrıca Danıştay’ın “manevi tazmi-
natın zenginleşme aracı olmadığı” şeklindeki içtihadı sebebiyle, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının
düşük olması da bu düzenlemeyi yetersiz kılmaktadır. Yargı kararlarının uygulanmaması sorununun çözümün-
de düşünülebilecek bir diğer çözüm kamu görevlilerinin kişisel sorumluluğuna gitmektir. Ancak kamu görev-
lileri üst düzey yöneticiye karşı dava açmayının tercih etmeyebilirler. Ayrıca, uygulamada, yargı kararını uy-
gulamayan görevlinin belirlenemediği; kamu görevlilerinin kişisel sorumluluğunun bulunmadığı ya da kamu
görevlisinin sorumlu olması için uygulamama kastının da gerektiği yolunda mahkeme kararlarının varlığı bu
çözümü etkisizleştirmektedir. Zaten 2014’te yapılan değişiklik sonrası artık yargı kararını uygulamayan kamu
görevlileri aleyhine tazminat davası açmak da mümkün değildir. Aynı şekilde cezai sorumlulukta da Memurlar
ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri ve bakanların Yüce Divan’a gönderil-
mesi süreci nedeniyle istenen yarar sağlanamamaktadır. Mevcut düzenleme çerçevesinde idari yargı kararlarının
uygulanmaması sorunu, manevi tazminat davalarında, ilgililerin uğradığı haksızlığı giderecek, idareye ceza an-
lamına gelecek miktarlara hükmedilmesiyle çözümlenebilir. Manevi tazminat miktarlarının yüksek tutulması
idare için caydırıcı olacaktır. Danıştay 5. Dairesi’nce geliştirilen bir diğer çözüm ise yargı kararını uygulamayan
kamu görevlisinin tespit edilerek, rücu sürecinin başlatılmasıdır. Ayrıca kararı uygulamayan kamu görevlisi
hakkında gerek idari yargı gerekse adli yargı mercileri, suç duyurusunda bulunmalıdırlar. İdari yargı kararlarını
uygulamayan kamu görevlilerinin ceza sorumluluğunda, 4483 sayılı Yasayla getirilen idari korumanın kaldı-
rılması da düşünülebilir. Zira yargı kararını uygulamamak gibi bir kamusal yetki kullanılamayacağından bu
davranış, görev sebebiyle işlenmiş bir suç değildir. Dolayısıyla bu suçu işleyen kamu görevlisi aleyhine savcılar
doğrudan dava açabilmelidirler. İdari yargı kararlarının uygulanmaması sorununun çözümü için yeni düzen-
leme önerileri ise şöyle sıralanabilir: Yargı kararının gereklerinin yerine getirilmemesi, kamu görevine atanma
ve seçilme yeterliliğini kaybettirecek nitelikte bir suç olarak düzenlenmelidir. Ayrıca bu suçun kovuşturul-
ması, doğrudan cumhuriyet savcılarına bırakılmalı, bakanlar bakımından da Yüce Divan’a gönderme yetkisi,
Cumhuriyet Başsavcısı’na tanınmalıdır. Tam yargı davalarında verilen kararların uygulanabilmesi için ise devlet
mallarının haczedilemezliği kuralına, mahkeme ilamlarının infazı istisnası getirilmelidir. Son olarak idari eylem
veya işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceğini öngören Anayasa ve İYUK hükümleri kaldırılarak idari
yargı kararlarına doğrudan uygulanabilirlik niteliği tanınmalıdır.
182
İdari Yargı
1 İdari yargı yerleri tarafından verilen mahke- 5 İdari yargı yerlerinin verdikleri tazminat ka-
me kararlarının en geç kaç gün içinde uygulanması rarları ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yan-
gerekir? lıştır?
neler öğrendik?
A. 10 A. Tazminat kararları gereğince idare ödeme yap-
B. 15 mazsa, genel hükümlere göre infaz ve icra olunur.
C. 30 B. Tazminat kararlarının tahsili için devlet malları
D. 60 haczedilemez.
E. 90 C. Tazminat kararlarının icrasında İcra ve İflas
Kanunu hükümleri uygulanır.
D. Kamu tüzelkişilerinin özel malları haczedilebilir.
2 Aşağıdakilerden hangisinin kararlarına göre E. Tazminat kararlarının icrası için İcra ve İflas
işlem tesis edilmemesi halinde idare aleyhine mad- Kanunu’nun bütün hükümleri ayrım yapılmak-
di veya manevi tazminat davası açılabileceği İdari sızın devlete ve kamu tüzelkişilerine uygulanır.
Yargılama Usulü Kanunu’nda düzenlenmemiştir?
A. Vergi mahkemesi 6 İdari yargı yerlerince verilen kararların uygu-
B. İdare mahkemesi lanmaması halinde İYUK’da ilgililer için nasıl bir
C. Bölge idare mahkemesi hukuki yol öngörülmüştür?
D. Yargıtay A. İtiraz
E. Danıştay B. Şikayet
C. Maddi ve manevi tazminat davası
3 Düzenleyici işlemlerin yargı kararıyla iptali D. Tespit davası
durumunda, uygulama işlemlerinin de geçmişe yö- E. Resen icra
nelik olarak geri alınması hangi hukuka aykırılılık
halidir?
7 İptal kararları ile ilgili aşağıdaki ifadelerden
A. Haklı beklentinin ihlali hangisi yanlıştır?
B. Kazanılmış hakkın ihlali
A. İptal kararları kendiliğinden sonuç doğurduk-
C. Hukuki imkansızlık larından idarenin herhangi bir işlem yapması
D. Maddi imkansızlık gerekmez.
E. Fiili imkansızlık B. Geçmişe etkilidirler.
C. Dava konusu işlemi yapıldığı andan itibaren
4 Belli bir para miktarına ilişkin davalarda hük- hükümsüz kılar.
medilen tazminat kararı gereğince ödemenin en D. İptal edilen işleme dayanılarak yapılan işlemle-
geç kaç gün içinde yapılması gerekir? rin geri alınmasında somut olayın özelliği dik-
kate alınır.
A. 15
E. Danıştay kararlarında düzenleyici işlemlerin ip-
B. 30
tali üzerine eski düzenleyici işlemin kendiliğin-
C. 60 den yürürlüğe girmeyeceği kabul edilmektedir.
D. 90
E. 100
183
Kararların Uygulanması
8 Yargı kararını uygulamayan bakan hakkında 10 Yaş haddini doldurmuş bir kamu görevlisinin
ceza davasının aşağıdakilerden hangisinde açılması yargı kararına rağmen göreve atanamaması halinde
gerekir? yargı kararının uygulanmama nedeni aşağıdakiler-
neler öğrendik?
den hangisidir?
A. Yargıtay
B. Ağır ceza mahkemesi A. Maddi imkansızlık
C. Özel yetkili ağır ceza mahkemesi B. Hukuki imkansızlık
D. Yüce Divan C. Menfaat yokluğu
E. Danıştay D. İşlemin konusunun meşru olmaması
E. Kazanılmış hak olmaması
9 İdari yargı yerlerince verilen tazminat kararları-
nın uygulanması aşağıdakilerden hangisine tabidir?
A. İcra ve İflas Kanunu
B. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun
C. Muhasebei Umumiye Kanunu
D. Ceza Muhakemesi Kanunu
E. İdari Yargılama Usulü Kanunu
184
İdari Yargı
Yanıtınız yanlış ise “Mahkeme Kararlarını Yanıtınız yanlış ise “Yargı Kararlarının Uy-
1. C 6. C
Uygulama Süresi” konusunu yeniden göz- gulanmaması İhtimali” konusunu yeniden
den geçiriniz. gözden geçiriniz.
Yanıtınız yanlış ise “Tazminat Kararlarının Yanıtınız yanlış ise “Tazminat Kararlarının
4. B 9. A
Uygulanması” konusunu yeniden gözden Uygulanması” konusunu yeniden gözden
geçiriniz. geçiriniz.
Yanıtınız yanlış ise “Tazminat Kararlarının Yanıtınız yanlış ise “Yargı Kararlarının Uy-
5. E 10. B
Uygulanması” konusunu yeniden gözden gulanmaması İhtimali” konusunu yeniden
geçiriniz. gözden geçiriniz.
Araştır Yanıt
8 Anahtarı
Kararların sonuçları başlıklı İYUK’un 28. maddesinde idari yargı yerleri tara-
fından verilen karaların uygulanmaması halinde doğacak sonuçları da düzen-
lemiştir. Söz konusu düzenlemeye göre Danıştay, bölge idare mahkemeleri,
Araştır 1 idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylem-
de bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay veya ilgili idare mahkeme-
sinde maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.
İdari işlemlerin iptali halinde dava konusu işlem, ilk yapıldığı andan itibaren,
geçmişe etkili şekilde hükümsüz hale gelir. İptal kararlarının geçmişe etkili so-
nuç doğurması için idarenin iptal edilen işlemi, tüm sonuçlarıyla ortadan kal-
dırmaya yönelik işlem yapması gerekir. Ancak, iptal edilen işleme dayanılarak
başka işlemler yapılmışsa bu işlemlerle elde edilen hakların geçmişe yönelik
olarak geri alınması hakkaniyete uygun düşmeyebilir. Dolayısıyla kural iptal
Araştır 2 kararlarının geçmişe yürümesi olmakla birlikte bu kural, somut olayın özelliği
göz önüne alınarak farklı uygulanabilir. İptal kararlarının geçmişe etkili şekil-
de idari işlemi hükümsüz kılmasının bir diğer istisnası uygulama işlemlerine
ilişkindir. Düzenleyici işlemlerin yargı kararıyla iptali durumunda, uygulama
işlemlerinin de geçmişe yönelik olarak geri alınması, kazanılmış hakların ihlali
anlamına geleceği için hukuka uygun olmayacaktır. Zira kazanılmış hakların
korunması hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir.
185
Kararların Uygulanması
Araştır Yanıt
8 Anahtarı
Tam yargı davalarında verilen tazminat kararları idarece ödenmezse genel hü-
kümlere göre yani icra ve iflas hukuku kurallarına göre ve icra daireleri aracı-
lığıyla tahsil edilmektedir. İcra ve İflas Kanunu’nda yer alan devlet mallarının
haczedilmezliği kuralı hükmedilen tazminat miktarlarının tahsilini güçleştir-
Araştır 3 mektedir. Yine İcra ve İflas Kanunu’nun iflas hükümlerinin devlete ve kamu
tüzelkişilerine uygulanmaması da tazminat alacaklarının tahsilindeki bir diğer
engeldir. Kamu tüzelkişilerinin sahip oldukları malları borçlarını ödememek
amacıyla kamu hizmetine tahsis etmek suretiyle haczedilmelerini engellemeye
çalışmaları da tazminat alacaklarının tahsilini güçleştiren bir diğer durumdur.
186
İdari Yargı
Kaynakça
Altay, E. (2007). Yargı Kararlarının Uygulanması, Danıştay 2007 Yılı İdari Yargı Sempozyumu. www.danistay.
gov.tr (Erşim Tarihi, 14.06.2011).
Atay,E.E. (2007). İptal Davasının Nitelikleri ve İptal Kararlarının Uygulanması. Danıştay 2007 Yılı İdari
Yargı Sempozyumu. Ankara: Danıştay Yayınları.
Ozansoy, C. (2001). İdari Yargı Kararlarının Uygulanmaması ve İdare Gerçeği. Danıştay 2001 Yılı İdari Yargı
Sempozyumu. www.danistay.gov.tr (Erşim Tarihi, 14.06.2011).
Yıldırım, T. (2001). Yargı Kararlarının Uygulanmaması Sorunu. Danıştay 2001 Yılı İdari Yargı Sempozyumu.
www.danistay.gov.tr (Erşim Tarihi, 14.06.2011).
Yıldırım,T. (2010). İdari Yargı. İstanbul: Beta.
187
Kamu Mali Yönetimi
sözlük
A F
Adli Kovuşturma: Suç isnadıyla Cumhuriyet Sav- Feragat: Davacının talep sonucu bölümünde istemiş
cılarınca hazırlanan iddianamenin kabulünden olduğu haktan tamamen veya kısmen vazgeçme-
hükmün kesinleşmesine kadar adli makamlarca sidir.
yürütülen kovuşturmadır. Fiil Ehliyeti: Bir kimsenin kendi fiilleriyle hak edine-
Adli Soruşturma: İşlenmiş ya da işlenmesi muhtemel bilme ve borç altına girebilme gücüdür.
bir suç hakkında Cumhuriyet Savcılarınca yapılan
incelemedir.
Ara Karar: Yargılamayı sonlandırmayan, yargılamayı
G
yürütmeyi, ilerletmeyi sağlayan kararlardır. Genel Uygunluk Bildirimi: Sayıştay denetimine
tabi idarelerin bütçe uygulamalarının bütçe ka-
nunlarına ve mevzuata uygunluğunu belirten ve
B TBMM’ye sunulan belgedir.
Bağlantılı Dava: Aynı maddi veya hukuki sebepten Görev Uyuşmazlığı: Adli ve idari yargı mercilerinden
doğan ya da biri hakkında verilecek hükmün, di- en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan
ğerini etkileyecek nitelikte olduğu davalardır. davada kendilerini görevsiz ya da görevli görmeleri
Bilirkişi: Bir davada çözümü hâkim tarafından bi- halinde ortaya çıkan ve Uyuşmazlık Mahkemesince
linmeyen özel ve teknik bilgi gerektiren hallerde giderilecek uyuşmazlıktır. Aynı yargı düzeni içinde
görüşüne başvurulan kişidir. örneğin Danıştay, idare ve vergi mahkemeleri ara-
sında davanın hangi mahkemede görüleceği ko-
Ç nusunda çıkan uyuşmazlık da görev uyuşmazlığı
olarak adlandırılmaktadır.
Çekinme: Hâkimin davaya bakamayacağı hallerde
davaya bakmamasıdır.
H
D Hâkimin Davaya Bakmaktan Memnuiyeti:
Hâkimin tarafsız kalamayacağı varsayılan, yasa ko-
Davanın İhbarı: Görülmekte olan davanın tarafla- yucu tarafından belirlenen bazı hallerde hâkimin
rından birinin, üçüncü bir kişiye bu davayı haber
davaya bakmasının yasak olmasıdır.
vermesine ve üçüncü kişiden bu davada kendisine
yardım etmesini istemesine denir. Hâkimin Reddi: Hâkimin tarafsız şekilde davaya
bakamayacağı hallerde hâkimin kendisini ya da
Davaya Katılma: Üçüncü kişinin davaya taraf ola-
rak katılmayıp taraflardan birinin yanında onun taraflardan birinin hâkimi reddederek davaya bak-
yardımcısı olarak katılması ya da iki kişi arasında masının önlenmesidir.
belli bir şey veya hak üzerinde dava devam eder- Haksız Fiil: Kusurlu bir davranışla başkasının zarara
ken üçüncü kişinin bu dava konusu şey veya hak uğramasına neden olan hukuka aykırı fiildir.
üzerinde hak sahibi olduğunu iddia ederek aynı Hesap Yargısı: Sorumluların hesap ve işlemlerini
mahkemede dava açmasıdır. yargılamak ve kesin hükme bağlamak yetkisine
Düzenleyici İşlem: İdarenin üstlendiği görevleri ye- sahip Sayıştay tarafından yerine getirilen yargısal
rine getirebilmek için Anayasa ve kanunlara aykırı görevdir.
olmamak şartıyla genel ve soyut normlar koymak Hiyerarşik Denetim: Aynı tüzelkişilik içinde üstün
üzere yaptığı işlemlerdir. ast üzerinde sahip olduğu hiyerarşik güçten kay-
naklanan, emir verme, işlemlerini denetleme ve
E memuriyet durumuna ilişkin işlemler yapma yet-
Eşitlik İlkesi: Hiç kimsenin dil, ırk, renk, cinsiyet, kilerini içeren denetim yetkisidir.
siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep, cinsel Hukuk Devleti: Her türlü faaliyetinde hukuka bağlı
kimlik gibi sebeplerle negatif ayrımcılığa tabi tu- olan ve vatandaşlarına hukuki güvenlik sağlayan
tulmamasını ifade eden ilkedir. devlettir.
189
Sözlük
Hukuka Uygunluk Denetimi: İdari işlem ve eylem- İptal Davası: İdari işlemlere karşı menfaati ihlal edi-
lerin yürürlükteki mevzuata, yargı içtihatlarına ve lenler tarafından, yetki, şekil, konu, sebep ve mak-
süreklilik kazanmış olan idari uygulamalara aykırı sat unsurlarından birinin hukuka aykırı olduğu
olup olmadıklarını tespit etmek için idari yargı iddiasıyla idari yargıda açılan davadır.
yerlerince yapılan denetimdir. İstinaf: Bir davanın üst mahkemede maddi ve hukuki
Hukuka Uygunluk Karinesi: İdari işlemlerin, huku- yönden yeniden muhakeme edilerek denetlenme-
ka uygun olduklarına dair bir yargı kararına ge- sidir.
reksinim duymadan hukuka uygun kabul edilerek İştirak Halinde Mülkiyet: Yasa koyucunun belirle-
ilgililer üzerinde hukuki sonuç doğurmasıdır. diği özel bir ortaklık ilişkisine dayanarak birden
Hüküm Uyuşmazlığı: Adli, idari veya askeri yargı fazla kişinin, hisseleri belirlenmeksizin yani paysız
mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olarak bir mal veya malvarlığına sahip olmalarıdır.
olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş,
aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az
biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzün- K
den hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan Kabul: Davalının, davacının talep sonucu bölümün-
hallerde ortaya çıkan ve Uyuşmazlık Mahkeme- de istemiş olduğu hakkı tamamen veya kısmen
since giderilecek uyuşmazlıktır. kabul etmesidir.
Hükümet Tasarrufu: Siyasal nitelikte oldukları ge- Kamu Düzeni: Toplumun her türlü kargaşa, tehdit
rekçesiyle yargı yerlerince yargı denetimi dışında ve saldırıdan uzak şekilde huzurlu şekilde yaşamı-
bırakılan yürütme organının işlemleridir. nı sürdürmesini ifade eden dış ve maddi düzendir.
Kamu Hizmeti: Siyasi organlarca kamuya yararlı ola-
rak kabul edilen, doğrudan devlet ya da kamu tü-
I-İ zelkişilerince ya da bunların denetim ve gözetimi
Israr Kararı: Temyiz mercii tarafından verilen bozma altında özel hukuk kişilerince yürütülen faaliyet-
kararına uyulmayarak direnme şeklinde verilen lerdir.
karardır.
Kamu Kudreti: İdarenin kamu yararını gerçekleştire-
İdari Merci Tecavüzü: Dava açılmadan önce idareye bilmek için özel hukuk kişileri karşısında bu kişi-
başvuru zorunluluğu getirildiği hallerde, bu baş- lerin rızaları aranmaksızın işlemler yapabilme şek-
vuru yapılmaksızın doğrudan dava açılmasıdır. linde sahip olduğu üstün yetki ve ayrıcalıklardır.
İdarî Soruşturma: İdare tarafından idari düzene ay- Kamu Kurumu Niteliğinde Meslek Kuruluşları:
kırı eylem ve işlemlerin tespiti amacıyla yapılan Belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ih-
incelemedir. tiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolay-
İdari Vesayet: Merkezi idarenin, idarenin bütünlüğü laştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun ola-
ilkesi gereğince yerinden yönetim idareleri üzerin- rak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının
de sahip olduğu denetim yetkisi. birbirleri ile halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü
İl İdare Kurulu: Merkezi idarenin taşra teşkilatında ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve
yer alan il idaresinin, istişari ve idari nitelikte gö- ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve
revleri yerine getiren, valinin ya da görevlendire- organları kendi üyeleri tarafından seçilen kamu
ceği vali yardımcısının başkanlığı altında hukuk tüzel kişileridir.
işleri müdürü, defterdar, milli eğitim, bayındırlık, Kamu Külfetlerinde Eşitlik: İdarenin kamu yararını
sağlık, tarım ve veteriner il müdürlerinden oluşan gerçekleştirmek amacıyla yerine getirdiği hizmet
bölümüdür. nedeniyle zarara uğrayan kişinin zararlarının taz-
İmar Planı: İmar uygulaması yapılan yerin yapılaşma min edilmesidir.
yoğunluğu ve düzenini, yolları ve uygulamaya esas Kamu Yararı: Toplumun ihtiyaçlarıyla ilgili olan ve
diğer bilgileri ayrıntılarıyla gösteren plandır. tatmin edildiğinde topluma sağlanan yarar.
İmtiyaz Şartlaşma ve Sözleşmeleri: Bir kamu hiz- Kamulaştırma: Devlet ve kamu tüzelkişilerinin,
metinin özel hukuk tüzel kişisi tarafından kurul- kamu yararının gerektirdiği hallerde karşılığını
masını veya kurulmuş bir kamu hizmetinin belli peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan
bir süre işletilmesini öngören şartlaşma ve sözleş- taşınmaz bir malın tamamına veya bir kısmına,
melerdir. Kamulaştırma Kanunu’nda gösterilen esas ve usul-
lere göre zorla el atmasıdır.
190
Kamu Mali Yönetimi
Kanun Hükmünde Kararname: Bakanlar Kurulu- Mukabil Dava: Açılmış olan bir davada, davalının
nun Anayasa’dan ya da TBMM’den aldığı yetki- aynı mahkemede asıl davacıya karşı açtığı davadır.
ye dayanarak çıkardığı ve daha sonra TBMM’nin Mülkiyet Hakkı: Bir eşya üzerinde sahibine kullan-
onayına sunduğu, kanunları değiştirme ya da ma, yararlanma ve tasarrufta bulunma haklarını
yürürlükten kaldırma gücüne sahip düzenleyici sağlayan mutlak haktır.
işlemdir.
Kanuni Temsilci: Bir hukuki işlemi başkasının ad ve
hesabına yapan kimsedir. O-Ö
Karşılıklılık Esası: Yabancı kişilerin Türkiye’de bir Olağan Kanun Yolu: Mahkemeler tarafından verilen
haktan yararlanabilmesini, yabancı kişinin uyru- nihai kararların kesinleşmesine engel olan istinaf
ğu olduğu ülkede aynı haklardan Türkiye Cum- ve temyiz kanun yollarıdır.
huriyeti vatandaşlarının yararlanabiliyor olması Özel Mal: Kamu tüzelkişilerinin hüküm ve tasarru-
şartına bağlayan ilkedir. fu altında olup, kamu yararına tahsis edilmemiş
Kazanılmış Hak: Hukuki düzenlemelerin ilgili hak- mallar.
kında uygulanarak sonuçlarını doğurmasıdır.
Keşif: Hâkimin dava konusu şeyi inceleyerek onun R
hakkında bütün duyularıyla bilgi edinmesidir. Ruhsat: İdarenin bireylere, belli bir faaliyette bulun-
Kişisel Sorumluluk: Kamu görevlilerinin hizmetle maları için tek taraflı olarak verdiği izin.
ilgisi olmayan tutum ve davranışlarından dolayı Rücu: İdarenin ödediği tazminat miktarını, kişisel
haksız fiil esaslarına göre sorumlu olmasıdır. kusuru bulunan kamu görevlisinden kusuru ora-
Kusurlu Sorumluluk: İdarenin yürüttüğü bir hizme- nında istemesidir.
tin kurulması veya işleyişindeki aksaklık nedeniy-
le sorumlu tutulmasıdır.
Kusursuz Sorumluluk: İdarenin, kusurlu olmasa S
dahi, işlem veya eylemi ile bireylerin uğradıkları Siyasal Parti: Milletvekili ve mahalli idareler seçim-
zarar arasında nedensellik bağı kurulduğu sürece leri yoluyla, tüzük ve programlarında belirlenen
sorumlu olmasıdır. görüşleri doğrultusunda çalışmaları ve açık propa-
gandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayarak
demokratik bir Devlet ve toplum düzeni içinde
M ülkenin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması
Merci Tayini: Bir davanın görüleceği mahkeme ko- amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek
nusunda çıkan uyuşmazlıkta görevli ve yetkili üzere teşkilatlanan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar.
mahkemeyi belirleme işlemidir.
Merci Tayini: İdari yargı düzenine dâhil mahkemeler
arasında çıkan görev ve yetki uyuşmazlıklarında,
T
davanın hangi mahkeme tarafından görüleceğine Tahsis: Kamu tüzelkişilerinin mülkiyetindeki bir
bölge idare mahkemesi ya da Danıştay tarafından malı kamu yararına özgüleme işlemidir.
karar verilmesidir. Tam Yargı Davası: İdari işlem ve eylemlerden dolayı
Milletvekilliğinin Düşmesi: Anayasa’nın 84. mad- hakları ihlal edilenler tarafından bir hakkın yeri-
desinde sayılan istifa, kesin hüküm giyme, kısıt- ne getirilmesi, uğranılan zararın yerine getirilmesi
lanma, milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir görev ya da eski durumun iadesi amacıyla idari yargıda
veya hizmeti sürdürmekte ısrar etme, devamsız- açılan davadır.
lık nedenlerinden biriyle ya da Anayasa’nın 101. TBMM İçtüzüğü: TBMM’nin kendi iç çalışma-
maddesine göre Cumhurbaşkanı seçilme nedeniy- larını düzenlemek üzere koyduğu ve Anayasa
le milletvekilliğinin kendiliğinden ya da TBMM Mahkemesi’nin denetimine tabi olan kurallardır.
kararıyla sona ermesi halidir. Teminat: Belli hallerde karşı tarafın hak kaybını en-
Millî Güvenlik: Hem iç hem de dış güvenliği ve dev- gellemek için mahkemeye sunulması gereken gü-
let düzenini korumak amacıyla alınan hertürlü vencedir.
önlemi içeren hükümet işlevidir. Temyiz: İstinaf mercii tarafından verilen kararın bo-
zulması için yüksek dereceli mahkemeye yapılan
başvuru.
191
Sözlük
192