Professional Documents
Culture Documents
Vahşetin Çağrısı Ve Özeti Jack London - YORUMLAR - ESA
Vahşetin Çağrısı Ve Özeti Jack London - YORUMLAR - ESA
Esa
Adm n / Erkek / 24.08.2016
Vahşet n Çağrısı-Jack London
Paylaştıklarım
ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI (414)
ETKİNLİKLER (15)
Yabanın Çağrısı-Jack London
Vahşet n Çağrısı - Jack London- eser n kapak resm GELENEKSEL SANATLAR (15)
Yazıda “Vahşet n Çağrısı, Jack London’un “ romanı hakkında b lg ler, romanının özet , romanın konusu, ana f kr , romanın kahramanları, romanın
olay örgüsü, romanın yazarı, “ Vahşet n Çağrısı, Jack London romanın şahıs kadrosu yazarın d ğer romanları, Jack London’un hayatı, GÜZEL SANATLAR (10)
“ Vahşet n Çağrısı, adlı eserden alıntılar yer alır. Eser hakkında yorumlar, romanın anlatım tekn ğ , yazarın bakış açısı, romanın tekn ğ , romanın
türü, çevr ld ğ d ller, eser n basım yılı, basım h kâyes , yazar ve eser arasındak , eserle yazarın b yograf s arasındak alakalar ncelenm şt r. HABER – DUYURU – ETKİNLİK (8)
ŞİİRİSTAN (20062)
VAHŞETİN ÇAĞRISI
ŞİİRLER (4)
TARTIŞMA (8)
KİTABIN KÜNYESİ
İsm : Vahşet n Çağrısı
TURİZM (34)
ROMANIN ÖZETİ
SERİM
Yukon ve Alaska’da altın bulunması, kızak çekecek büyük ve güçlü köpeklere olan ht yacı arttırmıştı. Buck, tam olarak altın arayıcılarının sted ğ g b
b r köpekt .
Buck ‘un babası St Bernard ve annes İskoçyalı b r çoban köpeğ d . Buck 63 k lo ağırlığında ev koşullarında yaşayan kend hal nde b r hayvandı. Buck
Kal forn ya'nın Santa Clara Vad s 'nde gen ş b r araz sah b ve zeng n b r emekl yargıç olan Yargıç M ller’ın ev nde oldukça rahat b r hayat yaşayan çok
sadık b r köpekt . Santa Clara Vâd s 'ndek ç ftl ğ nde ar stokrat b r hayat yaşayan bu köpek kend s n b r ev köpeğ yapmak steyen bütün gayretlere
karşı çıkıyordu. .
O yılın büyük Klond ke grev ve Altın arayıcıların Alaska’ya akın etmes Buck g b kızak çekeb lecek köpekler n değer n çok arttırmıştı. Hâk m M ller’ n
bahçıvanı olan Manuel, kumara düşkün b r adamdı. Kumar borçları yüzünden alacaklılar onu çok sıkıştırmaktaydı. Manuel kumar borçlarından
kurtulmak ç n Buck’u çalarak Alaska şartlarında kullanılmak üzere kızak köpeğ eğ ten b r köpekç ye sattı.
Buck’un boynuna p geç rerek h sler n kaybett r rces ne boğazını sıkarak b r kafese koymuşlardı. Boğazının sıkılması, kafese tıkılması Buck’un
onurunu çok kırmıştı. Buck’u b r trene atarak Seatle şehr ne götürmüşler ve orada kend s n yet şt recek olan adama tesl m etm şlerd .
Buck, kend s n kafese kapatan ve aşağılayan nsanlara karşı duyduğu öfke le Kafesten çıkar çıkmaz kend s n eğ tecek adamın üzer ne saldırdı.. Fakat
Buck, adama kadar yet şem yordu. Buck defalarca eğ t mc ye saldırmış ama her defasında kafasına yed ğ b r sopa le yere düşmüştü. Buck, eğ tmene
b r kaç defa daha saldırdıktan sonra lk büyük ders n aldı. El nde sopa taşıyan b r adam kend s n n hâk m yd .
Eğ tmen onu Klond ke’ye köpek götürüp satan g den tüccarlara satmıştı. Buck bu tüccarlarla b rl kte gem ye b nerek Kanada’ya g tt . Orada Franco s ve
Perrault, adlarındak Kanada hükümet ç n çalışan k posta taşıyıcılarının malı oldu.
DÜĞÜM
Buck artık, Kanada hükümet ç n çalışan b r kızak köpeğ olacaktı. Buck le dostu Curley Gem ye b nd ld ler. Buck, Alaska'da göreceğ vahşetler n lk
ders n Esk mo köpekler nden almıştı. Bu köpekler lk kez arkadaşı Curley’ vahş ce parçalayarak öldürdükler sırada tanımıştı. Esk mo köpekler nden
b r olan Sp tz, Buck’un sev ml arkadaşı Curley’e saldırdı. Sp tz , Buck’un sev ml arkadaşını öldürdükten sonra etrafını çevreleyen d ğer köpekler
Curley’ parça parça etm şlerd . Buck bu vahşet yaratan ve yaptığı bu vahşetten der n b r haz duyan Sp tz’den nefret ett . Bembeyaz b r Sp tzberger
köpeğ olan Sp tz, vahşete alışkın, üstel k bundan haz duyan acımasız b r hayvandı. Buck bu köpekten ğrenm şt .
B r sabah Buck'a koşumlar takılıp ve kızağa konuldu. Buck ve Dave zorba b r esk mo köpeğ olan Sp tz’ n l derl ğ n yaptığı köpek grubuna katılırlar.
Buck, syan etmemek gerekt ğ n öğrenm şt . Buck gruptak d ğer köpeklerden daha hızlı b r öğrenme yeteneğ ne sah pt . Sürücü Franço s ve d ğer
köpekler, Buck'a kızağı nasıl çekeceğ n , kend s ne sığınak yapmak ç n karı nasıl kazacağını, yakalanmadan nasıl y yecek çalacağını ona öğretm şlerd .
Perrault ve Franço s, bölgen n uzaklarında altın aramaya çıkan nsanların mektuplarını taşıyan postacılardı. Bu kızak takımındak köpeklere günde,
yed yüz ell gram kurutulmuş alabalık ver l yor, kızak takımı günde altmış k lometre mesafe kat ed yordu. Kızak takımının baş köpeğ Sp zt’ Buck se
Sp tz’ n l derl ğ n stem yor, arkadaşına yaptığı o vahşetten dolayı ondan çok ğren yordu.
Köpek koşum takımın l der olan s ns ve gaddar Sp tz, Buck’un bu duygularından haberdardır. Sp tz le Buck arasında b r rekabet başlamıştır. Buck ,
yargıç M ller’ n ev nden kalan evc ll ğ n de kaybetmeye ve gün geçt kçe vahş hayata alışmaya başlamıştı. Kend avını bulmak ç n tavşan avlamaya da
başlamıştı.
Sp tz' n kurnaz küstahlığı b r esk mo köyünde, aç b r köpek sürüsünün hücumuna uğradıkları zaman ortaya çıkmıştı. , Sp tz, bu fırsattan st fade ederek
Buck'a saldırdı. Ancak Buck bu hücuma karşı koyduktan sonra kaçarak kurtulmuş, ama Sp tz’e olan öfkes ve hıncı b r kat daha çoğalmıştı.
Buck . Sp tz' n l derl ğ n baltalamak ç n el nden gelen yapmaya başlamıştı. k köpek, en nde sonunda, b r b rler le ölünceye kadar kavga etmeye
mecbur kaldıklarını b l yorlardı. Bu rekabet ve öfkeler sonunda patlayacaktı.
Sp tz, Buck'ın peş nde g tt ğ b r tavşanı öldürdüğü zaman, kavganın da vakt gelm şt . Sp tz, kurnaz ve usta b r kavgacıydı. Arka ayakları le çömel yor
rak b n n hamles ne göre saldırı fırsatı kolluyordu. Buck Sp tz’’ n bu tarzını b l yordu. Buck var gücüyle Sp tz n ön ayaklarını çelmelerse onu
yeneb leceğ n anlamıştı. Buck, tüm gücüyle Sp tz n en güçlü olan ön ayağına saldırdı. Onun ön bacaklarını d şler yle yakalayarak düşmanını
dev rm şt . Çenes n n tüm gücüyle boğazına sarılmıştı. Harekets z kalana dek Sp tz’ bırakmamıştı. Savaştan sonra, d ğer köpekler Sp tz' parçaladılar.
Takımın L derl ğ n artık Buck yürütecekt .
Buck, ses çıkarmadan kızağın l derl ğ n n kend s ne ver lmes n bekled . L derl k ver lmeden de koşumlara g rmem şt .. Sürücüler boyun eğerek onu baş
köpek yaptılar. Buck, artık, kızağın l der yd . Ötek köpeklerle çok y anlaşıyor, yep yen b r dayanışma kuruyor, gündel k mesafeler daha kısa
vak tlerde almayı b l yorlardı.
Buck le takımı Skaguay'a, on dört gün süren dokuz yüz k lometrel k b r yolculuk yapmak zorunda kalmışlardı. Bu yolculuktan sonra ancak üç gün
st rahat edecekler ve kızağın köpekler değ şt r lecekt . Buradan, ağır b r posta yükü le Dawson'a g deceklerd . Buck, kızak l derl ğ nden gurur duyuyor
bu ş onun duygularını tatm n ed yordu.
Fakat Buck’un çgüdüler nde lkel doğa şartlarında özgürce dolaşmak h ss vardır. Atalarının yaşadıkları ortamları gördükçe bu çgüdü ruhunda özlem
uyandırıyordu. İlkel doğa şartlarında vahş ler le b rl kte avlanmayı düşlüyordu.
Davvson'da k gün st rahat ett kten sonra, köpekler tekrar kızağa koşuldu. Skaguay'a doğru yola çıktılar. Otuz gün sonra Skaguay'a vardıkları zaman,
Franco s ve Perrault’s Bu yolculuğun sonunda, posta taşıyıcıları köpekler Amer kan altın avcıları Hal, Charles ve Mercedes adındak b r gruba sattılar.
Kızağa yen ve d nlenm ş köpekler aldılar. Buck ve k arkadaşını satın alan Hal, Charles ve Mercedes, bu tundra bölges ve köpekler hakkında h ç b r
şey b lm yorlardı. Buck le k dostunun hal nden anlamıyorlar, onlara normal b r köpek g b davranıyorlardı.
Hal, kız kardeş Mercedes ve kardeş n n kocası Caharles le altın aramaya çıkmıştı. Kızağa çok yük koydular, lk n köpeklere y yeceğ çok verd ler.
Y yecek azalınca da köpekler kamçılayıp çok yormaya başladılar. Buck’ın yen ustaları çok tecrübes zd . Yolculuklarının yarısında y yecekler
tükenmeye başlamıştı. Köpekler n bazıları ölmeye de d ğerler kızağı çekemeyecek kadar zayıf artık zayıf düşmüşlerd .
Takımdak on dört köpekten, sadece beş hayatta kalmış, ancak John Thornton’un kampına kadar gelm şlerd . Thornton, buzların artık çok nceld ğ n ,
yola çıkmamalarını, hayatlarını tehl keye atmamalarını söyled . Hal bu uyarıyı d kkate almayarak yola çıkmaya çalıştı. D ğer köpekler hareket etmeye
başladılar ama zayıflamış ve artık çok güçten düşmüş olan Buck hareket etm yordu. Hal onu kırbaçlamaya başlamıştı. Thornton müdahale ederek
adamın üzer ne atladı. Hal’ın çekt ğ bıçağın el nden alıp Buck’ın pler n kest . Hal küfürler savurdu ama kavgayı kaybetm şt .
B rkaç dak ka sonra kıyıdan ayrılarak ırmağın üzer nde g tmeye başladılar. Çok geçmeden buz kırıldı, nsanlar da köpekler de buzların kırılmasıyla
ırmakta kaybolmuşlardı.
Thornton, Buck’a çok y davranıyordu. Üstel k Buck’un hayatını da kurtarmış ona çok y bakmıştı. Buck le Thornton artık hep b rl kteyd ler. Buck,
ş md ye kadar h ç k mseye bağlanmadığı şek lde Thorton'a bağlanmıştı. Efend s ne besled ğ bu sevg den ötürü çgüdüler nden gelen lkel hayat
çağırışına, «vahşet n çağrısı»na dah artık cevap verm yordu.
ÇÖZÜM
Thornton le mutluydu. B rgün b r barda Thornton’a saldırmak steyen b r adamı parçaladı. Thorton'un ortakları geld kten sonra, kampı dağıtmışlardı.
Buck da onlarla b rl kte g tt . Küçük b r şelâle üzer nden geçerlerken, Thorton suya düşmüştü. Buck sah le yüzdü. Buck’un omuzlarına ve boynuna p
geç rd ler. Kuvvetl akıntıya rağmen, Buck, Thorton'un yanına ulaştı ve k s b rl kte ağır ağır sah le doğru yüzmeye başladılar. Buck , sah b Thoronton’un
hayatını kurtarmıştı. Thorton, Buck le gurur duyuyordu. Kasabada, Buck' le lg l olarak b r bah se de g rm şt . Buck’un beş yüz k lo yüklü b r kızağı,
buz üzer nde yüz metre götüreceğ n dd a ett . Kasabadak adamlardan b r s le 1,200 dolar bahse g rd ler. Buck, ancak b r kızak takımının yapacağı
ş , nanılmaz b r gayretle tek başına başarmış sah b Thornton’a bahs kazandırmıştı.
Ormanın der nl kler nde Buck’u çağıran sesler h çb r an b tm yordu.. John Thornton’a olan bağılılığı g tmes n engell yordu. John Thornton ve
arkadaşları dd ada kazandıkları bu para le esk b r efsane olarak b l nen kayıp maden ve orada bulunan esk kulübey bulmak ç n yola çıktılar. Maden
bulamazlar fakat altının yağ g b yattığı alçak b r vad le karşılaştılar. Burada kamp kurarak altın bulmaya ve günde b n dolarlık altın şlemeye
başladılar.
İnsanlar altın bulmaya dalmış Buck’u unutmuşlardı. Buck arada sıra ormanda dolaşmaya çıkıyor, bu özgür gez nt ler ona sev nç ver yor ve lk kez
yaşadığı hayatı tadıyordu. Bu özgürlük ruhunda b r huzur yaratıyor vahş heyecanları l kere tadıyordu. Onu çağıran ses n etk s güçlenm şt . Böyle
özgür b r yaşamak sted ğ tek şeyd .
Buck, vahş kardeşler g b avlanmaya başlamıştı. Artık y yecekler n kend s yakalıyordu. Kend avını y yerek yaşamak çok güzel şeyd . B rkaç gün
kamptan ayrılmış artı ger dönüyordu. Kampa doğru geld ğ nde b r tuhaflık sez yordu. Sess zce kampa yaklaşmış köpeklerden b r s n n Ölüsüyle
karşılaştı. Thornton ve d ğerler artık ölmüş nsanlardı. . Yeetah kab les n n adamları kampa saldırmışlar ve kamptak ler öldürmüşlerd . Buck sah b n
öldüren Yeetah kab les n n adamlarına çok öfkelenm ş ve onlara saldırmaya başlamıştı. Önüne gelen vahş ce avlıyor, boğazlarını parçalıyordu.
Kaçanların peş n bıraktı ve kamp yer ne ger döndü. Thornton’un d ğer arkadaşının da cesed n buldu. Sonra Thornton’un kokusunu tak p ett . İzler
gölün kıyısına doğru g d yordu ve onun cesed n gölün ortasında gördü. Bütün gün gölün başında öylece bekley p durdu. Efend s n n başında saatlerce
ulumuştu. Gece olunca vahşet n çağrısını tekrar duydu. Dayanılmaz sese doğru çek p g tmeye başladı.. Çağrıya cevap vererek ormanlara doğru daldı.
Kurtlara l der olarak yaşmaya başlamıştı.
Tasarım ve Altyapı H zmet Team Ver Teknoloj ler V.1.914(14-02-2022) Copyr ght ©2022 by