Professional Documents
Culture Documents
Zayiflama Diyetine Ek Olarak Fiziksel Aktivite Uygulanan Bireylerde Antropometrik Ölçümlerin Ve Kan Lipitlerinin Değerlendirilmesi
Zayiflama Diyetine Ek Olarak Fiziksel Aktivite Uygulanan Bireylerde Antropometrik Ölçümlerin Ve Kan Lipitlerinin Değerlendirilmesi
and there was a significant reduction on the TC diyet uzmanı, fizyoterapist ve psikolog gibi mes
(p-0.033) o f the diet alone group. As a result o f lek gruplarından oluşan bir ekip tarafından uygu
this study, it can be concluded that the diet and lanması gerekmektedir (7,8).
physical activity together have positive effects on
weight loss, biochemical parameters and energy Bu araştırma, zayıflama diyetine ek olarak uygu
expenditure. lanan fiziksel aktivitenin antropometrik ölçüm
ler ve kan lipitlerine etkisini incelemek amacıyla
Key Words: Obesity, diet, body weight loss, physi planlanıp yürütülmüştür.
cal activity, blood lipids.
ARAŞTIRMA YÖNTEMİ VE ARAÇLARI
GİRİŞ
Bu çalışma, yaşları 20-45 yıl arası, Beden kütle in
Şişmanlık günümüzde, gelişmiş ve gelişmek deksi (BKİ): 27-40 kg/m2 olan, şişmanlık dışında
te olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları ara herhangi bir kronik hastalık öyküsü olmayan, 37
sında yer almaktadır (1,2). Dünya Sağlık Örgütü birey üzerinde yürütülmüştür. Ömeklemin büyük
(WHO) tarafından şişmanlığın tanımı “Sağlığı lüğü, “Statsdirect” programında tekrarlı ölçümler
bozacak ölçüde vücutta anormal veya aşırı mik de varyans analizi yöntemi ile hesaplanmıştır. Bu
tarda yağ birikmesi” şeklinde yapılmıştır. Diğer araştırma için 17.06.2006 tarih ve 1491-228-06
bir deyimle, şişmanlık vücut yağ oranının artması no’lu Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Lo
ile davranış, endokrin ve metabolik değişikliklerle kal Etik Kurulu’ndan onay alınmıştır.
karakterize kompleks, multi-faktöriyel bir hasta
Antropometrik Ölçümlerin Alınması: Araştırma
lıktır (3). Endüstrileşmiş ülkelerde daha yaygın
ya katılan bireylerin vücut ağırlıkları, vücut yağ
olmakla birlikte, gelişmekte olan ülkelerde orta
ve su miktarları “TANİTA TBF300” marka Biyo-
ve yüksek gelir düzeyli kesimlerde şişmanlık pre-
elektriksel împedans Analizörü (BİA) kullanıla
valansı daha sıktır. WHO’ya göre, dünyada 400
milyonun üzerinde obez ve 1.6 milyar civarında rak ölçülmüştür.
da hafif şişman birey bulunmaktadır. 2015 yılında Biyokimyasal Bulgularının Ölçülmesi: Birey
bu oranın sırasıyla 700 milyon ve 2.3 milyara ula lerden 12 saatlik açlık sonrası alınan kanda bazı
şacağı düşünülmektedir (4). “Türkiye Şişmanlık biyokimyasal parametrelerin (glikoz, koleste
ve Hipertansiyon Taraması” (n:23888) verilerine rol, trigliserit, HDL-K, LDL-K, VLDL-K, total
göre ülkemizde hafif şişman oranı %41, şişmanlık protein, albumin, hemoglobin, hemotokrit, troid
oranı ise %25.2 olarak saptanmıştır (5). Son yapı hormonları) analizleri Etimesgut Asker Hastane
lan İleriye Dönük Kentsel Kırsal Epidemiyolojik si Biyokimya Laboratuvarı’nda yapılmıştır. Yine
Çalışması (PURE) sonuçlarına göre ise, bu oranla hastanenin İç Hastalıkları Anabilim Dalı’nda bi
rın sırasıyla %52 ve %34 olduğu bildirilmektedir reylerin sistolik ve diastolik kan basınç ölçümleri
(6). yapılmıştır.
Şişmanlıkta diyet tedavisinin günümüzde geçerli Diyet Tedavisi ve Fiziksel Aktivite Programının
şekli olan yüksek posa ve düşük yağ içeren (tam Düzenlenmesi: Araştırma kapsamındaki bireyler
tahıl, az yağlı et ve süt ürünleri, çeşitli türde mey den programa başlamadan önce alman besin tüke
ve ve sebzeler ile düşük enerjili içecekler) diyet tim kayıtlarına göre, günlük enerji ve besin öğeleri
önerilerine karşın gelişmiş ülkelerde, şişmanlık alımları hesaplanmıştır. Bireylere verilen zayıf
prevalansında belirgin artış gözlenmektedir. Araş lama diyetlerinin enerji değerleri (günlük enerji
tırmalar obez kişilerin ağırlık kaybetme başarıları gereksinmesinin %10-30’u azaltılarak) ağırlık
nın çok düşük olduğunu ve hızlı verilen kiloların kaybı haftada 0.5-1 kg olacak şekilde düzenlen
hızla geri alındığı göstermektedir. Obezite tedavi miştir. Zayıflama diyetleri, enerjinin %55-60’ı
sinin başarılı yürütülmesi için; “diyet, egzersiz ve karbonhidrat, %12-15’i protein, %25-30’u yağ
davranış değişikliği” tedavisi olmak üzere üçlü bir lardan gelecek şekilde bireye özgü planlanmıştır.
programın doktor, diyetisyen ve/veya beslenme ve Bireyler beslenme alışkanlıkları, sosyo-kültürel
Zayıflam a D iyetine Ek Olarak Fiziksel Aktivite Uygulanan Bireylerde Antropometrik Ölçümlerin ve Kan Lipitlerinin 23
Değerlendirilm esi
durumları, çalışma koşulları ve yaşam tarzları göz İndeksleri ortalaması diyet grubunda 30.4±0.50
önüne alınarak, gönüllü olarak katılmak istedikleri kg/m2 (27.0-34.8 kg/m2), diyet+aktivite grubun
programa göre iki gruba ayrılmıştır. Birinci grup da 31.8±0.75 kg/m2 (27.0-40.6 kg/m2)’dir. Her iki
sadece diyet, 2.grup diyete ek olarak düzenli ak gruptaki bireylerin vücut ağırlıkları, vücut yağ küt
tivite yapmayı kabul etmiştir. İkinci gruptaki bi lesi, BKİ ve BMH değerleri arasındaki farklılıklar
reylerin “haftanın 3-5 günü, 30-45 dakika” süre istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (p<0.001).
ile egzersiz yapması sağlanmıştır. Bireylere yap Yağsız vücut kütlesi ölçümleri diyet grubu içeri
mak istedikleri aktivite türü sorulmuş ve tamamı sinde başlangıç ve son ay arasında (p=0.001) ve
“tempolu yürüyüş” yapmak istediğini bildirmiştir. gruplar arası değerlendirmelerde istatistiksel ola
Araştırmanın doğruluğu ve devamının sağlanması rak önemli bulunmuştur (p=0.018).
için, bireyler düzenli aktivitenin önemi konusunda
Tablo 2’de bireylerin biyokimyasal bulguları yer
bilgilendirilmiş ve takip edilmiştir.
almaktadır. Diyet grubundaki bireylerin, araştırma
İstatistiksel Analiz sonrasında sadece toplam kolesterol (TK) düzey
leri istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşmüş
Verilerin değerlendirilmesi, Windows ortamında tür (p=0.033). Diyet+aktivite grubunda ise, TK
SPSS 13.0 istatistik paket programı ile yapılmış (p=<0.001), LDL-kolesterol (LDL-K) (p=0.001),
tır. Bireylere uygulanan soru formundaki nitelik VLDL-kolesterol (VLDL-K) (p=0.040), trigliserit
sel (kantitatif) verilerin ve besin tüketim sıklıkla düzeyleri (p=0.036) ile sistolik (p=0.040) ve dias-
rının değerlendirilmesinde sayı (S) ve yüzde (%) tolik kan basınçları (p=0.043) istatistiksel olarak
dağılımları kullanılmıştır. Bu tablolarda istatis önemli düzeyde azalmıştır.
tiksel önemliliği belirlemek üzere “ki-kare testi”
Toplam kolesterol (p=0.015), LDL-K (p=0.005)
uygulanmıştır. Diğer verilerin aritmetik ortalama
ve VLDL-K (p=0.050) düzeylerinde gruplar ara
( ) , standart hata (S ), medyan ve alt-üst değerleri
sında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar sap
hesaplanmıştır. Her iki gruptaki bireylerin anket
tanmıştır. Farklı zayıflama programının uygulan
formundan elde edilen, ölçümle belirtilen (kanti-
dığı her iki gruptaki bireylerin açlık kan şekeri,
tatif-nicel) verilerden, normal dağılım gösterenler
toplam protein, albumin, hemoglobin ve hemokrit
parametrik bir test olan “Tekrarlı Ölçümlerde Var-
düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılığın
yans Analizi Testi (Repeated Measure Analysis)”
olmadığı saptanmıştır (p>0.05).
kullanılmıştır. Test sonucunda farklılık olduğu
saptanan veriler için farkın hangi dönemden kay TARTIŞMA
naklandığı, Bonferroni düzeltmesi yapılarak, ikili
karşılaştırmalar (iki eş arasındaki farkın önemlilik Beden kütle indeksinin 27 kg/m2’nin üzerinde ol
testi) ile belirlenmiştir. Normal dağılım gösterme ması şişmanlığa etki eden komplikasyonlar açısın
yen veriler için nonparametrik bir test olan “(K dan önemli risk faktörü olarak değerlendirilmek
related) Friedman Testi” kullanılarak değerlendir tedir. Özellikle diyabet, kalp-damar ve safra kesesi
me yapılmış ve farklılık saptananlara “Wilcoxon hastalıkları insidansı BKİ’nin artışı ile paralel artış
Testi” uygulanarak farkın hangi dönemden kay göstermektedir (7). Bu nedenle, araştırma kapsa
naklandığı belirlenmiştir (9,10). mına alman şişman bireylerin herhangi bir sağlık
sorununun olmamasına dikkat edilmiştir.
BULGULAR
Şişmanlığın nedenlerinden biri de, sık aralıklarla
Bireylerin vücut ağırlığı (kg), BKİ değerleri (kg/ çok düşük kalorili diyetlerin (ÇDKD) uygulanma
m2), vücut yağ ve yağsız vücut kütlesi (kg) ölçüm sıdır. Hızlı ağırlık kayıpları çoğunlukla vücuttaki
leri ve bazal metabolik hız (BMH) (kkal) değerleri su kaybı ile ilişkilidir ve normal beslenme düzeni
Tablo 1’de verilmiştir. Tek başına diyet uygulayan ne geçildiğinde hızla geri alınmaktadır (7,11). Bu
kadınların yaş ortalaması 30.3±1.67 yıl iken, diyet araştırmada bireylerin %75.7’sinin hayatlarının
ile birlikte fiziksel aktivitede bulunan kadınlarda herhangi bir döneminde en az bir kez zayıflama
32.4±1.58 yıl olarak saptanmıştır. Beden Kütle diyeti uyguladığı görülmüştür. Özellikle diyet gru-
A K B U L U T G., RAK ICIO GLU N.
24
« « « «
VVVV VVVV
N N t*-
m "o©V V
tf)
vo t "
oOVı
n
V)
^X v-© £00 3—
-î OÖ
Ifl Ol N O;
NO «»i 'T M ı~: SO NO Wİ
ır. u-. v , m
U-< — O vO
T NO TT "T VO — 00 ır; oö
oo «*>
»^
O S ir, in ı/^ı 5^
Ov
»N 00
o O O—
* N—
O O —I VO 00 00 00 00
IX r- t'- r-~
IX
n ri ri ri
A ¿İ A #
ö ö ö ö
— o ov 00
-H O
-H
v -H d41»
ö oo o
s âj r'cö £
»
liil
*
o e oo o ÎT !C S -
—o O O f*l o
?i O ? OOOo
O Wi
Tablo 1: Bireylerin bazı antropometrik ölçümlerinin değerlendirilmesi.
VO t " Ov rn
r- m tt \n tr, ov -h
ri o o f*î
■*» "*» NO Ov Ov
« O Ov Ov
Ov Ov 00 00
'T f'l f*î
rn t*ı
f*)
r*> h r*>
wi >o «Ov
r^ı r*ı
fi
rn
l/i l/ (*i 't
u-< m «r> «Ti
O ri »
l/î l/î Tf
<
oo vo) uri tr’
/. >2 ır,ı ti 00 On rA
*© m ırı ır<
© ■»r »—
« '■O •—< 'O TT 00 00 00 NO
ir< C
N—o r-^ iri rS NO NO NO NO
r- r~~ »s »s r* »s
IX r- o
r~o r- o
on
»s On ı/>
o o o o
iC9 iC9 İ SN î— r--H 41 oi
on
3 5ri 3-« o2
vi 3 ¡ü rü d)
Ov 00 oo vo rır,-~ oiri®o)£
o oS
o
IX r~ r- t-*
O
m N N N
no no
t
eo o .«
o. v«a> w00 ,»or- -ct■ Tİ
en et o j cj
"3J
a
.
E m es PQ EQ >h (s
a
<
>d3 co
>
00 ¡2
co
w oa »oo
£
O « n n ffl
£
Zayıflam a D iyetine Ek Olarak Fiziksel Aktivite Uygulanan Bireylerde Antropometrik Ölçümlerin ve Kan Lipitlerinin 25
Değerlendirilm esi
o 00 ©
rf>
VO Ov
< VO VO
IX — 'O —; SO
ın ri —
-h soo ie4 ¿i « 3 ^
IX 00 N© n ri
Tablo 2: Bireylerin biyokimyasal kan bulgularının değerlendirilmesi.
o VO W,
<
«i cr> oi
IX
IX
¿i i &i S S S 3 £ A
— O
X
E
E
'ob
E *E5b
* ri u
■5 ° Q
Q E
4i
O c/i ^ O uî 1 o
S S a
A K B U L U T G ., R A K IC IO Ğ LU N .
26
bunda, kendi başına sık diyet uygulamalarının faz sağlanırken, ÇDKD’lerde bu oran %50.3, düşük
la (%43-7) ve diyetisyen kontrolünde zayıflayan kalorili diyetlerde ise yaklaşık %72.0 düzeyinde
ların oranının düşük olması (%11.1); bunun yanı gerçekleşmektedir. Buna göre düşük kalorili di
sıra her iki grupta da sıklıkla ÇDKD’lerin uygula yetlerde yağ kaybı daha fazla olmaktadır. Total
nıyor olması dikkat çekicidir. Bu durum bireylerin açlık ve ÇDKD’lerde ağırlık kaybı sağlanırken,
bazal metabolizma hızının (BMH) yavaşlamasına başlangıçtaki hızlı su kaybı ve sonra protein kaybı
ve tekrar diyete başladıklarında ağırlık kayıpları ile yağsız kütlede kayıplar ön plana çıkmaktadır.
nın daha zor ve yavaş seyretmesine neden olmak Yağ kütlesindeki azalmalara bağlı olarak su ora
tadır. Nitekim bu araştırmada da, özellikle sık ara nındaki artışlar da ağırlık kaybının beklenen bir
lıklarla diyet yapılması ve düşük kalorili diyetler sonucudur (7,14).
gibi yanlış diyetleri uygulayan bireylerde çalışma
nın başlangıcında ölçülen dinlenme metabolizma Bireylerin grup içi ve gruplar arası ölçüm lerde
hızlarında (DMH) önemli azalmanın olduğu göz vücut yağ kütlesi
lenmiştir.
ölçümleri arasındaki farklar istatistiksel olarak
Bireylerin Antropometrik Ölçümlerinin ve Vü önemli bulunmuştur (p<0.001). Yağsız vücut küt
cut Bileşimlerinin Değerlendirilmesi lesi ölçümlerinde de ağırlık kaybına paralel dü
zeyde azalma saptanmıştır. Diyet grubunda baş
Zayıflama hızı haftada 0.5-1 kg arasında tutuldu langıç ve son ay arasında (2. ve 3. ay ölçümleri
ğunda, DMH ve vücut protein kaybındaki azalma hariç) (p=0.001) olmak üzere, diyet ve aktivite
en az düzeylerde olmaktadır. Bu hızdaki zayıfla grubunda grup içi ve gruplar arası ölçümlerde is
ma ile bir yıl sonunda ağırlıkta sağlıklı ve kalıcı tatistiksel olarak anlamlı farklılıklar bulunmuştur
%10-15 oranında kayıp sağlanabilir (12,13). Bu (p=0.018). Fiziksel aktivite yapan bireylerde top
araştırmada 3 aylık izlem sonunda, vücut ağırlığı lam vücut ağırlık kaybının daha fazla olması yağ
kayıp oranlarına bakıldığında, diyet grubundaki sız kütle kaybında da azalma ile sonuçlanmıştır.
bireylerde %5.7 (%2.2 -8.2), diyet+aktivite gru Hindistan’da diyet ve aktivitenin birlikte uygulan
bunda ise %7.8 düzeyinde (%3.2- 11.7) ağırlık dığı bir çalışmada, araştırma sonunda bireylerin
kaybı oluşmuştur. Görüldüğü gibi, diyet+aktivite total ve abdominal yağ düzeylerinde istatistiksel
grubundaki bireylerin 0-3 ay içerisinde (başlan olarak anlamlı azalma saptanırken, insülin duyar
gıca göre) ağırlık kayıp oranları diyet grubundaki lılığı ve direncinde anlamlı değişikliğin oluşma
bireylerden daha fazladır ve bu farkın çoğunlukla dığı bildirilmiştir (15). Yeni Zelanda’da, yaşları
bireylerin uyguladıkları fiziksel aktiviteye bağlı 44-91 yıl arasında değişen 50 erkek, 60 kadın
olarak enerji harcamasındaki artış nedeniyle oluş birey üzerinde yapılan bir çalışmada, bireylerin
tuğu düşünülmektedir. %69’unun şişman, %13.7’sinin hafif şişman oldu
ğu, fiziksel aktivite düzeylerinin düşük olmasına
Zayıflama programı kapsamında bireylere veri da bağlı olarak vücut yağ oranlarının yüksek bu
len diyet enerjisi ortalama değerleri; diyet grubu lunduğu bildirilmiştir (16).
için 1375±42.8 kkal/gün, diyet+aktivite grubu için
1382+44.7 kkal/gün olarak planlanmıştır. Ancak, Bireylerin Biyokimyasal Kan Bulgularının De
bireylerin çok hızlı zayıflamak istemelerine bağlı ğerlendirilmesi
olarak, özellikle ilk haftalarda daha az besin tü
ketme eğiliminde oldukları görülmüştür. Vücut Şişmanlık hipertansiyon, diyabet ve hiperkoles-
ağırlığındaki azalmalar, hem kas kütlesi, hem de terolemi gelişimine neden olarak koroner kalp
yağ kütlesi kaybını içermektedir. Uzun dönemde hastalığı (KKH) morbiditesi ve mortalitesini yük
ki ağırlık kayıpları yağ kütlesindeki azalmayı des seltmektedir (17). BKİ 30kg/m2’den yüksek olan,
tekleyerek kas kütlesi kaybını sınırlamaktadır. Şiş özellikle android tip şişman bireylerde KKH ne
manlık tedavisinde ağırlık kaybının çoğunluğunun deniyle ölüm riski önemli şekilde yükselmektedir.
yağ kütlesinden sağlanması istenir. Total açlıkta Ülkemizde de yetişkin nüfustaki ölüm nedenleri
ağırlık kaybının yaklaşık %35.4’ü adipoz dokudan nin ilk sırasını KKH almaktadır. Hastalık riski 35
Z ayıflam a D iyetine Ek Olarak Fiziksel Aktivite Uygulanan Bireylerde Antropometrik Ölçümlerin ve Kan Lipitlerinin 27
D eğerlendirilm esi
yaşından itibaren artış göstermekte olup erkekler daha yüksek seviyede olduğu bulunmuştur (21).
de ve yüksek sosyo-ekonomik düzeydeki bireyler Yüksek hepatik lipaz aktivitesinin düşük HDL-K
de daha yüksek oranda görülmektedir (18). ile ilişkili olduğu birçok çalışmada kanıtlanmıştır
(22.23). Türklerde HDL-K’mn geniş genom tara
Onat ve arkadaşlarının (19), Türkiye’de Erişkinler masında, hepatik lipaz geni bulunduran “kromo
de Kalp Hastalığı ve Risk Faktörleri (TEKHARF) zom 15q22” ile bağlantı olduğunu ve HDL-K’mn
2007 yılı taraması sonucunda son üç yılda 45-74 %80 kalıtsal olduğu gösterilmiştir (21).
yaş grubunda yıllık ölüm oranının binde 10.2, ko
roner mortalitenin binde 5.1 düzeyinde olduğu ve Kanda düşük dansiteli lipoprotein kolesterol
kırsal kesimde oturanlarda ölümlerin kentlilere (LDL-K)’ün yükselmesi aterosklerozu arttırır
kıyasla yüksekliğini koruduğu bildirilmiştir. De ken, HDL-K serumdaki kolesterolün karaciğere
neysel araştırma sonuçlan, diyetteki doymuş yağ taşınarak uzaklaştırılmasında rol aldığından ko
asitleri ile trans yağ asitleri ve kolesterolün serum ruyucu etki göstermektedir (18). Epidemiyolojik
kolesterol düzeyini etkileyen en önemli faktörler çalışmalar LDL-K’nın %1 oranında azalmasının
olduğu gösterilmiştir. Vücut ağırlık kaybının sağ KKH gelişme riskini %2 azalttığını göstermiştir
lanması serum lipoproteinlerinde ve kan basıncın (23.24). Yapılan çalışmalar, fiziksel aktivitenin
da istenen değişiklikleri oluşturarak KKH riskini LDL-K’nın düşmesinde önemli bir faktör olduğu
dolaylı olarak azaltmaktadır. Vücut ağırlık kaybı nu göstermektedir (25).
nın obezlerde lipit ve lipoproteinlerin düzeyinde
ki azalmaya bağlı olarak, kronik risk faktörlerini Bu araştırmada, diyet grubundaki bireylerde uygu
olumlu yönde etkilediği bildirilmiştir (17). Bu ça lanan zayıflama programı sonrasında, LDL-K ve
lışmanın sonunda, toplam kolesterol (TK) değişim HDL-K düzeylerinde istatistiksel olarak önemsiz
yüzdesinin diyet grubunda %5.6, diyet+aktivite bir azalmanın olduğu saptanmıştır. Diyet+aktivite
grubunda %13.8 olduğu bulunmuştur (p=0.015). grubundaki bireylerde ise, başlangıçta 114.9+7.59
Diyete ek olarak uygulanan egzersiz programının mg/dL olan LDL-K düzeyi, araştırma sonun
bireylerin TK düzeyinde olumlu etkisinin olduğu da 89.3+7.50 mg/dL’ye düşmüştür (p=0.001).
görülmüştür. Bu sonuç, literatür bilgilerini destekler nitelikte
olup oldukça önemlidir. Bunun tersi ve belki de
Türk Kalp Çalışmasında, Türk erişkinlerinde trig- çelişkili bir sonuç olarak, HDL-K düzeylerinde
liserit (TG) düzeylerine ilişkin genel ortalamaların azalma olduğu saptanmıştır. Diyet+aktivite gru
erkeklerde 131 mg/dL, kadınlarda 105 mg/dL dü bundaki bireylerin her ne kadar istatistiksel ola
zeyinde olduğu belirtilmiştir (20). Bu araştırmada rak anlamlı bulunmasa da, HDL-K düzeylerinde
da, diyet grubundaki kadınların TG düzeylerinde azalma oranının diyet grubundaki bireylerden
değişim gözlenmezken, diyet+aktivite grubun daha düşük seviyelerde olduğu (Farkdiyet: 3.055,
daki bireylerde (başlangıç medyan değeri 100.0 Farkdiyet+aktivite: 2.653) görülmektedir. Diyet
mg/dL’den çalışma sonunda 82 mg/dL’ye düşe grubundaki bireylerin fiziksel aktivite yapmama
rek) anlamlı düzeyde azalma olduğu bulunmuştur ları, bu farkın nedeni olarak düşünülebilir. Bek
(p=0.036). lenen artış oluşmasa da, Türk toplumunun genel
HDL-K fraksiyonlarına kıyasla, her iki gruptaki
Yüksek dansiteli lipoprotein kolesterol (HDL-K), bireylerin zaten var olan başlangıç HDL-K değer
koroner kalp hastalığının bağımsız risk faktörüdür. lerinin yüksek olması; buna ek olarak araştırma
Yine Türk Kalp Çalışmasında, Türk popülasyo- sonunda HDL-K düzeylerinde, TK ve LDL-K dü
nunda çok düşük HDL-K seviyeleri saptanmıştır. zeylerinin değişimine paralel bir azalma görülme
Bu sonuçlar, TEKHARF çalışmasında da benzer miş olması memnuniyet vericidir.
dir (24). Türk toplumundaki düşük HDL-K düzey
lerinin bir genetik temele dayalı olduğu düşünül Bir diğer dikkat çekici nokta, Onat’ın (19) da
mektedir. Cinsiyet hormonlarının modülasyonu TEKHARF örneklem grubunda değindiği gibi;
altında olan hepatik lipaz aktivitesinin, Türk po- bizim ülkemiz gibi trigliserit düzeyleri yüksek
pülasyonunda başka popülasyonlara göre %25-30 olan ve metabolik sendroma çok sık rastlanan
A K B U L U T G., R A K IC IO Ğ LU N.
28
toplumlarda koroner riski daha iyi öngördüğü 11. Anderson JW, Konz EC, Frederich RC, Wood CL.
Longterm weight loss maintenance: a meta-analysis of
düşünülen “TK/HDL-K” oranının değerlendiril
US studies. Am J Clin Nutr 2001;74:579-584.
mesi, tek başına HDL-K, LDL-K ve/veya TK’nm 12. Rapoport L, Clark M, Wardle J. Evaluation o f a modifi-
değerlendirilmesinden çok daha önemlidir. Nite ed-cognitive behavioural programme for weight mana
kim bu araştırmada, diyet grubunda TK/HDL-K gement. Int J Obes R Met Dis 2000;(24) 12:1726-1737.
oranı 3.29’dan 3.28’e; diyet+aktivite grubunda 13. Lapidus L, Bentson C, Larsson B. Distrubution of adi
ise 3.86’dan 3.45’e düşmüş ve gruplar arası fark pose tissue and body fat and risk of cardiovascular dise
istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (p<0.05). ase. A 12-year follow-up participants in the population
study of women in Gotherburg, Sweeden. Br Med J
Sonuç olarak, zayıflama diyetine ek olarak uygu
1984; 289:1257-1261.
lanan fiziksel aktivitenin TK, LDL-K, TK/HDL-K
14. Stem L, Iqbal N, Seshadri P, Chicano KL, Daily DA,
ve kan trigliserit düzeyleri üzerinde olumlu etkisi McGrory J, et al. The effects of low-carbohydrate ver
nin saptandığı söylenebilir. sus conventional weight loss diets in severely obese
adults. One year follow up of a randomized trial. Ann
SONUÇ VE ÖNERİLER Intern Med 2004;140:778-785.
15. Rush EC, Chandu V, Plank. LD. Reduction of abdomi
Kısa süreli ve hızlı ağırlık kaybının dinlenme me nal fat and chronic disease factors by lifestyle change in
tabolizma hızını düşürmesi nedeniyle, şişmanlığın migrant Asian Indians older than 50 years. Asia Pas J
kalıcı tedavisi için yeterli ve dengeli beslenme il Clin Nutr 2007;16(4):671-676.
16. Kolt GS, Schofield GM, Rush EC, Oliver M, Chadha
keleri doğrultusunda, kişiye özgü hazırlanan diyet
NK. Body fatness, physical activity, and nutritional be
ve davranış değişikliği tedavisine ek olarak fizik haviours in Asian Indian immigrants to New Zealand.
sel aktivitenin arttırılması önemlidir. Asia Pas J Clin Nutr 2007;16(4):663-670.
17. Poirier P, Giles TD, Bray AG, Hong Y, Stem JS, Pi-
Şişmanlık tedavisinin bir ekip işi (hekim, diye Sunyer X, et al. Obesity an cardiovascular disease:
tisyen, hemşire, fizyoterapist, psikolog ve sosyal pathophysiology, evaluation, and effect of weight loss.
hizmet uzmanı) olduğu unutulmamalıdır. Circulation 2006; 113:898-918.
18. Baysal A. Kardiyovasküler Hastalıklarda Beslenme.
KAYNAKLAR (A.Baysal, Ed.). Diyet El Kitabı Ankara: Hatipoğlu Ya
yınevi. 2008;.289-314.
1. Dunitz M, Kopelman PG. Obezite ve İlişkili Hastalık 19. Onat A, Dursunoğlu D, Bulur S, Küçükdurmaz Z, Kaya
ların Tedavisi (AN Dursun, Çev.). 1. Baskı. İstanbul: Z, Ordu S, Uğur M. TEKHARF çalışması 2007 tara
Format Yayınevi; 2003. ması: Mortalité ve koroner mortalitede azalma eğilimi
2. Ömürlü KY. Obezite. Türkiye Klinikleri J Int Med Sci sürüyor. Türk Kardiol Dem Arş 2008;36:77-81.
2007;3(33):21-25. 20. Mahley RW, Mahley LL, Bersot TP, Pepin GM, Paloğ-
3. Racette SB, Deusinger SS, Desusinger RH. Obesity: lu, K.E. The Turkish lipid problem: low levels of high
overview of prevelance, etiology, and treatment. Physi density lipoproteins. Turk J Endoc Met 2002; 1:1-12.
cal Therapy 2003;83(3):276-88.
21. Hodoğlugil U, Mahley RW. Smoking and obesity make
4. Akbulut G, Özmen M, Besler HT, Obezite. Bilim Tek a bad problem worse: genetics and lifestyle affect high
nik Dergisi 2007;472,l-20.
density lipoprotein levels in Turks. Ajiadol Kardiyol
5. Hatemi H. Obezite ve Metabolik Sendrom. İstanbul: Derg 2006;6:60-67.
Bayer Yayınevi; 2003.
22. Lewis GF, Rader DJ. New insights into the regulation
6. Teo K, Chow CK, Vaz M, Rangarajan S, DPhila SY. of HDL metabolism and reverse cholesterol transport.
Examining the impact of societal influences on chronic
Circul Res 2005;96:1221-1232.
noncommunicable diseases in low-, middle-, and high-
income countries. Am Heart J 2009; 158(1): 1-7. 23. Miller M, Rhyne J, Hamlette S, Bimbaum J, Rodriguez
A. Genetics of HDL regulation in humans. Curr Opin
7. Akbulut GC, Rakıcıoğlu N. Şişmanlığın Diyet Te
davisinde Güncel Yaklaşımlar. Genel Tıp Dergisi Lipid 2003;3(14):273-279.
2010;20( 1):35-42. 24. Bayturan O, Kapadia S, Nicholls SJ, Tuzcu EM, Shao
8. Hasanoğlu A. Obezite ve tedavisi. Türkiye Klinikleri J M, Uno K. Clinical predictors of plaque progression
Pediatr Sci 2005;l(7):62-5. despite very low levels of low-density lipoprotein cho
9. Özdemir, O. Tıbbi İstatistik. İstanbul: İstanbul Medikal lesterol. J Am Coll Cardiol 2010;55(24):2736-2742.
Yayıncılık; 2005. 25. Nieman DC, Brock DW, Butterworth D, Utter AC, Ni-
10. Sümbüloğlu V, Sümbüloğlu K. Sağlık Bilimlerinde eman CC. Reducing diet and/or exercise training decre
Araştırma Yöntemleri. Ankara: Hatipoğlu Yayıne ases the lipid and lipoprotein risk factors of moderately
vi; 1998. obese women. J Am Coll Nutr 2002;21:344-350.