You are on page 1of 172

DR.

MEHMET ÖZDEMİR

PRATiK
ı: ı��ı··�ı��ı··-
·-·� ı:,-\
A ,.,
-
,.. ,�ıııA-,M
y
Enneagram ile Bireysel Tanımlama (BİTA}

Enneagram testini karekod ile indireceğiniz uygulama üzerinden çözebilirsiniz.

11
App Store / Google Play Store
: · •

.

N / Enneagram Türkiye
[!] .. 1!)
PRATİK ENNEAGRAM
Enneagram ile Bireysel Tanımlama {BİTA)
MEHMET ÖZDEMİR

ISBN: 978-605-9218-78-8
L Baskı: Kasım 2020

Yayın Hakları:
© Mehmet Özdemir
© Nefes Yayıncılık A.Ş.
Sertifika No: 15747
Tuti Kitap, Nefes Yayıncılık markasıdır.

Tüm hakları saklıdır. Bu kitabın tümünün veya içeriğinin


herhangi hir bölümünün yayıncının yazılı izni olmadan, fotokopi dahil,
elektronik ya da mekanik herhangi bir yolla çoğaltılması yasaktır.

EDİTÖR: Elif Hilal Doğan


KAPAK TASARIM: Özle Çetinkaya
SAYFA DÜZENİ: Melik Uyar

İÇ BASKI/CİLT: inkılap Kitabevi Yayın Sanayi ve Ticaret A.Ş.


Çobançeşme Malı. Sanayi Cad. Altay Sk. No:8
Yenibosna/ İstanbul Tel: (212) 496 1111
Matbaa Sertifika No: 44066

TUTİ KİTAP
Bağdat Cad. No:167/2 Çatırlı Apt. B Blok D:4
Göztepe ı Kadıköy/ İstanbul
Tel: (216) 359 10 20 Faks: (216) 359 40 92
www.tuti.com.tr
'.s·' tutikitap@tuti.com.tr
/tutikitap
·.· · /tutikitap
· ,·:,/tutikitap
DR. MEHMET ÖZDEMİR

PRATiK
ENNl:A(jRAM
Enneagram ile Bireysel Tanımlama (BİTA)

�tutikitap
İş hayatında üst düzey yöneticilik yaptığı sırada, Delf Tapınağı'nda
yazılı olan "Kendini bil." sözü ile karşılaşmasıyla başladı, kendine ve
insanın özünü anlamaya dair yolculuğu... Bu yolculuk sırasında gerek
yurt içinde gerekse yurt dışında pek çok eğitime katıldı. İnsanı tanıma
ve insan davranışlarını analiz etme konusunda 2008 yılında kendine iki
farklı alan belirledi: Beden dili ve Enneagram.

ilerleyen süreçte, kendini tanıma yolculuğu ile alakalı çalışmaları de­


vam ederken akademik hayata yeniden döndü. Yaptığı bilimsel çalış­
malar Nature Materials, Advanced Functiona/ Materials gibi dünyanın
en prestijli akademik dergilerinde yayınlandı. Advanced Materials and
Nanotechnology Engineering alanında yaptığı doktora tezi Türkiye'de
en iyi çalışma seçilip ödüle layık görüldü.

Bilimsel çalışmalarının yanında ilk kitabı Sessiz Güç Beden Dili kitabını
2014 yılında çıkardı. Doktora sırasında Profesyonel Koçluk eğitimleri­
ni ICF (Uluslararası Koçluk Federasyonu) akredite koçluk okullarından
aldı. Birçok holdingde ve şirkette eğitimler verdi; üst düzey yöneticilere
koçluk yaptı. Yaptığı koçluk seansları sonrasında 2019 yılında ICF akre­
dite PCC unvanlı koç oldu.

2008 yılında tanıştığı Enneagram kişilik kuramı ile alakalı sürekli araş­
tırmalar yaptı, makaleler okudu, yeni şeyler öğrendi. Makalelerde ve
kitaplarda öğrendiği bilgilerin insan üzerine yansımasını sorguladı.
Kendi gördüğü eksikliklerden yola çıkarak, Enneagram Türkiye'de uy­
gulanan kuramını oluşturdu. Bu sistemi akademik derinlikte inceleyip
yeniden kurguladı; yaptığı analiz görüşmelerinin desteğiyle besleyerek
sistematik ve kolayca anlaşılabilir bir hale getirdi. Yine doktora öncesi
ve doktora sırasında dört binden fazla insanla bire bir seanslar yaptı.
Halen yıllık ortalama 500 yeni danışanla çalışmalarına devam ediyor.
Gerek beden dili gerek Enneagram konusunda İtalya, Kore gibi farklı ül­
kelerde çalışmalar gerçekleştiren Mehmet Özdemir, şu an Tria Psikoloji
ve Enneagram Türkiye'nin kurucusu olarak koçluk ve Enneagram üze­
rine eğitim, danışmanlık, test ve raporlama çalışmalarını sürdürüyor.

www.enneagramturkiye.com.tr
/drmehmetozdemir
/enneagramturkiye
/drozdemir
/enneagramturkiye
İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER

ÖN SÖZ.............................................................................................. 11

1. BÖLÜM: ENNEAGRAM PENCERESİNE ULAŞMAK ............. 15


Enneagram'ın Tarihsel Gelişimi..............................................................15
Enneagram Şekli Neler Anlatıyor? ......................................................... 17
Kanat Yapıları ........................................................................................ 19
Psikolojik Sarkaçlarımız ......................................................................... 21
Enneagram Okları ................................................................................. 22
Merkezler ve Üçlü Gruplar..................................................................... 23

2. BÖLÜM: KİŞİLİKT İPLERİNİ KEŞİF ........................................ 35


Tip 1-İdealistler Kendilerini Anlatıyor ................................................... 36
Tip 2-Fedakarlar Kendilerini Anlatıyor ................................................. 43
Tip 3-Vizyonerler Kendilerini Anlatıyor ................................................ 50
Tip 4-Özgünler Kendilerini Anlatıyor ................................................... 56
Tip 5-Araştırmacdar Kendilerini Anlatıyor ........................................... 63
Tip 6-Sorgulayıcılar Kendilerini Anlatıyor ............................................ 69
Tip ?-Yenilikçiler Kendilerini Anlatıyor................................................. 75
Tip 8-Önderler Kendilerini Anlatıyor.................................................... 81
Tip 9-Uyumlular Kendilerini Anlatıyor ................................................ 87

3. BÖLÜM: ÇOCUKLAR İÇİN ENNEAGRAM'LA


BİREYSELTANIMLAMA ................................................................ 93
Tip !-İdealistlerin Çocukluğu ............................................................... 94
Tip 2-Fedakarların Çocukluğu .............................................................. 96
Tip 3-Vizyonerlerin Çocukluğu............................................................. 98
Tip 4-Ôzgünlerin Çocukluğu ............................................................. 100
Tip 5-Araştırmacıların Çocukluğu ...................................................... 102
Tip 6-Sorgulayıcıların Çocukluğu....................................................... 104
Tip ?-Yenilikçilerin Çocukluğu ........................................................... 106
Tip 8-Ônderlerin Çocukluğu .............................................................. 108
Tip 9-Uyumluların Çocukluğu ............................................................ 110

4. BÖLÜM: İŞ HAYATINDA ENNEAGRAM'LA


BİREYSEL TANIMLAMA .............................................................. 113
Tip 1-İdealistlerin İş Hayatını Keşif .....................................................113
Tip 2-Fedakarların İş Hayatını Keşif.................................................... 116
Tip 3-Vizyonerlerin İş Hayatını Keşif................................................... 119
Tip 4-Özgünlerin İş Hayatını Keşif... .................................................. 121
Tip 5-Araştırmacıların İş Hayatını Keşif ............................................. 124
Tip 6-Sorgulayıcıların İş Hayatını Keşif... ........................................... 126
Tip ?-Yenilikçilerin İş Hayatını Keşif .................................................. 129
Tip 8-Ônderlerin İş Hayatını Keşif ......................................................131
Tip 9-Uyumluların İş Hayatını Keşif .................................................. 134

5. BÖLÜM: İLİŞKİLERDE ENNEAGRAM'LA


BİREYSEL TANIMLAMA .............................................................. 137
Tip !-İdealistler Açısından İlişkiler...................................................... 137
Tip 2-Fedakarlar Açısından İlişkiler .................................................... 139
Tip 3-Vizyonerler Açısından İlişkiler ................................................... 142
Tip 4-Özgünler Açısından İlişkiler ...................................................... 144
Tip 5-Araştırmacılar Açısından İlişkiler .............................................. 146
Tip 6-Sorgulayıcılar Açısından İlişkiler ............................................... 148
Tip ?-Yenilikçiler Açısından İlişkiler .....................................................150
Tip 8-Önderler Açısından İlişkiler ........................................................ 152
Tip 9-Uyumlular Açısından İlişkiler ................................................... 154

6. BÖLÜM: BİREYSEL TANIMLAMAYLA


DAHA HUZURLU BİR HAYAT .................................................... 157
Tip !-İdealistler İçin Öneriler ...............................................................158
Tip 2-Fedakarlar İçin Öneriler .............................................................159
Tip 3-Vizyonerler İçin Öneriler ............................................................ 161
Tip 4-Özgünler İçin Öneriler .............................................................. 162
Tip 5-Araşcırmacılar İçin Öneriler. ...................................................... 164
Tip 6-Sorgulayıcılar İçin Öneriler ........................................................ 165
Tip 7-Yenilikçiler İçin Öneriler .............................................................167
Tip 8-Önderler İçin Öneriler ............................................................... 168
Tip 9-Uyumlular İçin Öneriler ............................................................. 170

YARARLANILAN KAYNAKLAR.................................................. 173


ÖN Söz

Çok eski zamanlardan beri insanlar "Nasıl biriyim, ben kimim,


beni diğerlerinden ayıran özelliklerim nedir?" gibi soruların cevabı­
nı bulmaya azmetmişlerdir. Bu gayretlerin sonucunda farklı farklı
düşünceler üretip tutarlı bir sistem oluşturma çabasına girmişlerdir.
Bireyleri tanımlamak ve özelliklerine göre nitelendirmek adına
bilinen en eski bilimsel yöntem Hipokrat'a dayanmaktadır. Hi­
pokrat, bireylerde bedene özgü bir salgı salgılandığını ve bu salgı
neticesinde kişinin mizacının belirlendiğini söylemiştir.
Milattan sonra il. yy.' da Galen, insandaki mizaç özelliklerini 4
salgıyla açıklama yoluna gitmiştir. Bu salgıları ise kan, balgam,
kara safra ve sarı safra olarak belirterek etkilerini sırasıyla neşe­
li-hareketli, sakin-ilgisiz, melankolik-üzgün ve sinirli-telaşlı ola­
rak ayırmıştır.
Sonraki sürece baktığımızda 19. yy.'ın ortalarına doğru W. Shel­
don (1898-1977) bireyleri üç tip beden yapısı üzerinden sınıflan­
dırmaya çalışmıştır. Bunlar da mezomorfik (kaslı, keskin hatlı
ve güçlü) yapıdaki, cesur olup bedeni üzerine yoğunlaşan, enerji
dolu birey; endomorfik (şişman, yumuşak ve yuvarlak) yapıdaki,
yemek yemeğe düşkün sosyal birey; ektomorfik (zayıf, uzun ve
hassas) yapıdaki, sanata yatkın, düşünceli içe dönük birey şeklin­
de sıralanmıştır.
Kişilik kavramını ilk kez bilimsel olarak inceleyen kuramcı G.
Allport'tur (1987-967). Kendisi, kişiliği "bireye özgü düşünce ve
davranışı belirleyen psikofizik bir sistem organizasyonu" olarak
tanımlar. Allport "ateş yağı eritirken, yumurtayı katılaştırır" sö-

11
züyle insanların çevresel koşullardan farklı şekillerde etkileneceği­
ni bize anlatır. Allport'un birçok çalışması, sonraki kuramcıların
çalışmalarına ışık tutmuştur. Bunların en meşhurlarından biri,
Odbert'in sıfat listesinin de yardımıyla bugün 16 PF (Personality
Factor) olarak bilinen ve Cattell'in ortaya koyduğu sistemdir.
Bunlarla birlikte Sigmund Freud, Fizik'te termodinamik konu­
sundaki ısı enerjisinin mekanik enerjiye dönüşümünden yola çı­
karak, bilinçli olmayan bazı iç güçlerin kişiliğimizi şekillendirdi­
ğini söylediği ilk psikodinamik kuramı bilim dünyasına sunmuş­
tur. Psikodinamik yönelimli diğer kuramcılar için ise Alfred Ad­
ler, Cari Gustave Jung ve Karen Horney'in isimleri sıralanabilir.
Sonraki yıllarda psikodinamik eğitim görmüş biri olmasına rağ­
men Rogers, Freud'un insanın bilinçli olmadığı biyolojik yapısına
fazla ağırlık verdiğini ve insanın kötücül bir varlık olmadığını
belirtmiştir. İnsanın psikolojik potansiyelini ve iyiye yönelimini,
Hümanistik kuramla açıklama yoluna gitmiştir.
Tüm bu kuramların ortasında "Enneagram nerededir?" veya
"Neden Enneagram?" sorusunun cevabına bakalım isterseniz.
Enneagram sistemi, bireylerin doğuştan gelen mizaç özelliklerini
ve bu özellikler çerçevesinde ortaya çıkan kişilik tiplerini orta­
ya koymaya çalışmaktadır. Enneagram şu an American journal
of Psychiatry gibi bilimsel anlamda en üst seviyedeki akademik
dergilerde, hakkında makale yayınlanan bir kişilik kuramı ola­
rak dikkat çekmektedir. Dünyanın farklı ülkelerinde, farklı bilim
dallarında, üzerine yüzlerce doktora ve yüksek lisans tezi yapılan,
insanın olduğu her yerde kullanılan bir sistem halinde göze çarp­
maktadır.
Genellikle bana "Enneagram'ı nerede kullanabiliriz?" gibi bir
soru geldiğinde, "İnsanın olduğu her yerde ..." cevabını veririm.
Mizaç, insanın doğumundan itibaren sahip olduğu özelliklerini
anlatan ve "Kişi ?'sinde neyse 70'inde de odur." sözünün temelini
oluşturan bir kavramdır. Bu noktada zihninizde "Mizaç değiş­
meyen bir olguysa neden üzerinde çalışıyoruz?" gibi bir düşünce
uyanabilir. Mizaç aslında bizim arayışlarımızı, potansiyel özellik-

12
!erimizi, strese girdiğimizde bize neler olduğu gibi birçok etkeni
de göstermektedir. Biz bunların ne kadar farkında olursak o de­
recede Üzerlerinde çalışıp düzeltebiliriz. Mesela Tip 8-Önderler
yapısındaysak aniden öfkelenme potansiyelimizin yüksek oldu­
ğunu öğreniriz ve bu ani çıkışı en aza indirecek şekilde çalışmalar
yapabiliriz.
2008' den beri içinde olduğum Enneagram dünyasına ait bu ki­
tabı yazarken elimden geldiğince pratik ve sade bir dil kullan­
maya gayret ettim. Farklı ülkelerde yaşadığım zaman dilimlerin­
de elimden geldiğince Enneagram sistemini kullanarak kültürel
farklılıkları görmeye, benzerlikleri incelemeye çalıştım. Bilim
insanı kimliğim nedeniyle de bu kitapta okuyacağınız tüm bilgi­
leri hem teorik yönden hem de uygulamalarda elde ettiğim veriler
yönünden ince eleyip sık dokuyarak yazmaya yöneldim.
Devam eden Enneagram yolculuğumda Russ Hudson'a ve bu
alanda manevi öğretmenim olarak gördüğüm Claudio Naran­
jo'ya özel olarak teşekkür etmem gerekiyor. Ayrıca şimdiye kadar
yaptığımız görüşmelerde verdikleri bilgilerle kendi Enneagram
sistemimi kurmama katkı sağlayan yaklaşık 4 bin danışanıma da
gönülden teşekkür ediyorum. Sizler olmasaydınız sistem bu kadar
güvenilir ve bilim temelli olmazdı ...
Kurguladığım sistemde, psikoloji biliminde tıkandığım nokta­
larda açıklama yapmaktan çekinmeyen ve sistemin temellerini
sağlamlaştıran, doktora teziyle meşgulken dahi bana vaktini ayı­
ran eşim Klinik Psikolog Özlem Bugur Özdemir'e; beni doğurup
büyüten annem Emine Özdemir ve rahmetli babam Yunus Öz­
demir'e müteşekkirim...

13
Temel şablonumuzda, 9 noktalı bir dış daire vardır. Her bir ki­
şilik yapısı, dairede eşit aralıklara bölünmüş dokuz nokta ile be­
lirtilmiştir. Bu eşit dokuz nokta, diğer noktalarla birbirine bağlı
halde ve eşit pozisyonda, dış dairede yerini almıştır.

5 4
Şablonda gördüğümüz üçgen şekli, her bir merkezin ortasında
bulunan ve kendi merkezine ters işleyen pasif üç noktadan doğ­
muştur. Enneagram bünyesinde; Tip 3-Vizyonerler, Tip 6-Sorgu­
layıcılar ve Tip 9-Uyumluların oluşturduğu bu üç nokta, üçgenin
köşelerini oluşturur ve birbirine bağlıdır.
9

Şablonda gördüğümüz altıgen şekli, eşkenar olmayan bir altıgen­


dir. Dairede 3-6-9 dışında kalan diğer numaraları temsil eder.
Her bir merkezde kalan iki kişilik yapısı, bu altıgen şeklinin üze­
rindedir ve bulundukları merkezin özelliklerini gösterir.

14
1. BÖLÜM

ENNEAGRAM PENCERESİNE
ULAŞMAK

ENNEAGRAM'IN TARİHSEL GELİŞİMİ


Köklü ve zengin bir kişilik kuramı olan Enneagram'ın nasıl orta­
ya çıktığını ve bugünlere nasıl geldiğini ele alırken tek bir tarihsel
süreçten bahsedemeyiz. Günümüze kadar uzanan bu süreci ak­
tarırken, duruma üç aşamada bakmamız daha doğru olacaktır.
Buna göre ilk kısımda geleneksel sürecin kim veya kimler tarafın­
dan nasıl geliştirildiği, ikinci kısımda psikoloji literatüründe ne
şekilde yorumlandığı, son kısımda ise bu kadim bilgi birikiminin
kimler tarafından yaygınlaştırıldığı konularına değineceğiz.
Geleneksel süreçte G. 1. Gurdjieff, Enneagram'ı dünyaya duyu­
ran kişi olarak tanındı. Yunanistan asıllı olan Gurdjieff 1866 yı­
lında Kars'ta doğdu ve bir süre Kars'ta yaşadı. Küçüklüğünden
itibaren görünen ve bilinenin ardındakini görme ve bilme iste­
ğiyle hareket eden biri oldu. 1900'lü yılların başında bir hara­
bede bulduğu kitabın izlerini sürerek zahirin ardındakini bilme
yolculuğuna devam etti. İddiasına göre kendisine Afganistan' da
gizli bir oluşum tarafından bazı bilgiler öğretildi. Hayat hika­
yesinde ifade edildiği üzere 1904-1912 yılları arasındaki kayıp
zaman diliminde Tibet'ten Anadolu'ya, oradan Mısır'a kadar
farklı coğrafyalarda çalışmalar yaptı. 1912' de Rusya' da ortaya

15
çıktığında, edindiği bilgiyi "Dördüncü Yol" öğretisi olarak in­
sanlara sunmaya başladı. 1918'lerde bir süre İstanbul'da kala­
rak buradan Avrupa'ya geçti. 1922' de Batı Avrupa' da eğitimlere
başlayan Gurdjieff, pek çok insanın ilgisini çekmeyi başardı,
önemli bir kide edindi. Bununla birlikte G. I. Gurdjieff, insa­
nın hareket ve davranışlarını anlatmaya çalışsa da tam olarak
dokuz temel kişilik yapısını ayrı ayrı ele almamıştı. Onun için
Enneagram kuramı bugün bilinen haline gelene kadar aslında
başka yollardan geçecekti.
İkinci tarihsel süreçte, Enneagram'a yön veren iki kişiden bah­
sedebiliriz. Bunlardan ilki olan Ôscar Ichazo, Güney Amerika
ülkesi Bolivya' da doğdu. Ichazo, hukuk eğitiminin ardından
bu alanda çalışmak yerine gazeteciliği seçti. Bolivya' da Kong­
re Kütüphanesi'nin müdürü iken 23 yaşında maneviyat üzerine
çalışmalar yapan bir grupla yolu kesişti. Onlarla önce Uzak Do­
ğu'ya, sonrasında Orta Doğu'ya giderek araştırmalarını sürdür­
dü. 1956' dan sonra Enneagram veya kendi söylemi ile Enneagon
ile alakalı çalışmalarını yürütmeye Şili' de devam etti. Elimiz­
deki bilgilere göre Gurdjieff'e benzer şekilde Ichazo da Enne­
agram' daki 9 temel kişilik yapısının anlatıldığı belli bir sistem
kurgulamadı.
İkinci tarihsel sürecin ve Enneagram'ın bugünkü bilindik hali­
nin ortaya çıkışı, aynı zamanda psikoloji dünyasına girişi Clau­
dio Naranjo ile gerçekleşti. Psikiyatr olan Naranjo, Şili' de insan
ve insan psikolojisi üzerine kendi grubu ile uzun süre çalışmalar
yaptı. Amerika'ya gittiği sırada öğrencilerinden gelen mektuplarla
Ichazo' dan haberdar oldu ve kendisiyle tanıştı. Kısa sürede edin­
diği bilgileri psikoloji bilimi ile birleştiren Naranjo, bugün bil­
diğimiz haliyle Enneagram'ın ortaya çıkmasını sağladı. Naranjo,
Enneagram sisteminde yapılar üzerine ayrı ayrı çalışıp onları sı­
nıflandıran, belki de daha önce sınıflandırılmış olan ama dışarıya
kapalı bulunan sistemi insanlara aktaran kişi olarak önemli bir
yere sahip oldu. Onun Enneagram'a dair 9 temel yapı, alt tip gibi
bilindik kavramları detaylı bir şekilde çalışıp öğrencilerine aktar­
masıyla, üçüncü süreç şekillendi.

16
"Modern Enneagram" olarak da nitelendirebileceğimiz bu üçün­
cü süreç Halen Palmer, Don Richard Riso, Russ Hudson gibi
önemli isimlerin katkılarıyla gelişti. Enneagram'ın bilinirliğinin
artması, bu bilim insanlarının ellerindeki bilgileri kitaplaştırıp
herkese anlatmasıyla gerçekleşti ve yeni bilgilerin eklenmesiyle
elde edilen birikim günümüze kadar ulaştı. Üçüncü sürece kadar,
insan ve davranışlarını daha genel bir bakış açısıyla inceleyen En­
neagram, bu süreçte daha da derinleşmeye başladı.
Bugüne geldiğimizdeyse bu bilgiler çocuk yetiştirme stillerinde,
çocukluk çağı problemlerinde, yetişkinlerin bireysel hayatlarında,
çeşitli patolojilerde, iş hayatında, çiftlerin birbirleriyle olan ilişki­
lerinde, kısacası insana dair pek çok konuda farklı alt bölümlere
ayrılıp inceleniyor. Enneagram sayesinde pek çok insan kendine
ve diğerlerine dair sorulara cevaplar bulabiliyor, daha nitelikli bir
hayat sürebiliyor. Kendini tanıyan insanlar, böylece hayat serü­
venlerinde bir adım önde olabiliyor.

ENNEAGRAM ŞEKLİ NELER ANLATIYOR?


Enneagram denince, bu ismi daha önce duyan çoğu insanın
zihninde, en dışta bir dairenin olduğu, onun üzerinde I' den 9'a
kadar olan rakamların sıralandığı ve iç kısımlarda farklı yönlere
doğru çizgilerin bulunduğu bir şekil canlanır. Aslında zihinlerde
canlanan bu şekil, üç farklı şeklin birleşimidir. Bu şekillere kısaca
bir göz atalım isterseniz:

7 2

5 4

17
®

Bu üç şekil birleşince Enneagram sembolü açığa çıkar. Sembolün


üzerindeki numaralar her bir kişilik tipini temsil eder; bu kişilik
tiplerinin çözülme veya bütünleşme noktaları ile kanatları hak­
kında bilgi verir.

KANAT YAPILARI
Enneagram kişilik kuramı, kişilik tiplerini temelde dokuz ana ya­
pıya ayırsa da her kişilik yapısı, baskın olan bir kanat etkisinin al­
tındadır. Enneagram şeklindeki dairede her kişilik tipi, kendinden
önce veya sonraki kişilik tiplerinden birini kanat yapısı olarak alır.
Örneğin eğer Tip 1-İdealistler iseniz, Tip 2-Fedakarlar veya Tip
9-Uyumlular kanat yapılarından biri sizde baskın halde vardır.

5 4

19
Kanat yapısı, ana kişilik tipine her bireyde farklı oranlarda etki
eder. Bu etki, insanın genel hayatında ana kişilik yapısından daha
etkili olamaz. Örneğin kişilik yapınız Tip 3-Vizyonerler ve kanat
yapınız da Tip 4-Özgünler ise, bu kanat etkisi %49' dan fazla ola­
maz. Kanat etkisi, ana kişilik yapısının stres ve rahatlama noktasını
değiştirmez. Bununla birlikte aynı kişilik yapısına sahip iki birey
farklı kanatlara sahiplerse, aynı kişilik yapısına sahip olmalarına
rağmen farklı yapılara sahip gibi görünürler. Mesela Tip 5-Araş­
nrmacılar ana kişilik yapısına sahip biri analitik bir zekaya sahip
olup estetik algısına çok önem vermez. Kanat yapısı olarak Tip
4-Özgünler grubundakiler ise analitik bir yapıya estetik bir algı
eklemiş olurlar. Ortaya koydukları işlerin estetiğe uygun olmasını
gözetirler. Bireyin kanat yapısı Tip 6-Sorgulayıcılar grubuna ait
ise, bu birey de ortaya koyduğu işlerin tam ve istenilen özelliklerde
olup olmaması üzerine dikkat kesilen bir yapıya sahip olacaktır.
Bazı durumlarda kanat yapısı, ana yapıya göre çok daha belirgin
olabilir. Birkaç örnek verirsek, Tip 9-Uyumlular ana kişilik yapı­
sına sahip biri, kanat tipi olarak Tip 8-Önderler veya Tip }-İde­
alistler gruplarından birinde bulunacaktır. Özellikle iş hayatında
Tip 9-Uyumlular kişilik yapısındaki biri, çok baskın bir kişilik
yapısına sahip olmadığı için kanat yapısını daha aktif kullana­
caktır. Birey Tip 8-Önderler kanat yapısına sahip olduğunda,
kararlarında daha ısrarcı ve harekete geçmekte zorlanmayan biri
olarak karşımıza çıkar. Bunun nedeni, yetişme ve kişilik oluşumu
aşamasında kanat yapısını fazlaca kullanıp onun işlevini arttır­
ması olarak açıklanabilir. Eğer kanat yapısını yeteri kadar aktif
kullanmasaydı, her yerde zayıf kanatlı bir Tip 9-Uyumlular özel­
liklerini göstermesi gerekirdi.
Gelelim şablonumuzla ilgili bir diğer aşamaya. Kişinin kanat ya­
pısı belirlendikten sonra, ana yapı yazılıp araya "kanat"ın kısaltıl­
mışı olan "K" harfi eklenir. Yani Tip 3-Vizyonerler ana kişilik ya­
pısına sahip ve kanat yapısı Tip 2-Fedakarlar olan biri için "3K2"
şeklinde bir kodlama yapılır. Bu şekilde yapılan isimlendirmeyle,
yukarıda bahsedilen kanat yapısından gelen özellikler de ana yapı
özelliklerine eklenir. Böylece Enneagram'ı bilen biri için daha
nokta atışı bilgiler verilebilir.

20
PSİKOLOJİK SARKAÇLARIMIZ
Psikolojik olarak, kişilik yapılarımız gündelik hayatta 3 farklı böl­
gede bulunabilir. Bu bölgeler hayatın içinde karşılaşılan olaylar ve
o an içine girilen duygular yönüyle, kişilik yapımızın kendimizi
savunduğumuz veya rahatladığımız durumlarda gösterdiği fark­
lılıkları içerir. Bizi etkileyen olayların boyutuna göre bu etki gün
boyu sürebildiği gibi, aşırı stres altındaki bazı istisnai durumlarda
bir aydan fazla süreyle de devam edebilir.
Temelde psikolojik olarak üç farklı bölgede bulunuruz.
PSiKOLOJiK SARKAÇ

Sağlıklı Bölge: Kişilik yapımıza göre kendimizi rahat ve güvende


hissettiğimiz kısımdır. Gündelik hayatta nadir olarak gittiğimiz
bir bölgedir.
PSiKOLOJiK SARKAÇ

Ortalama Bölge: Genellikle sarkacın içinde bulunduğu bölgedir.


Sağlıklı ve sağlıksız bölgelere giderken, sıklıkla salınım yaptığı­
mız yerdir. Burası için bir nevi sağlıklı ve sağlıksız bölgelere git­
meden önce bizi tutan tampon bölgedir de diyebiliriz.

PSiKOLOJiK SARKAÇ

21
Sağlıksız Bölge: Stres ve sıkıntılarımızın arttığı durumlarda ulaş­
tığımız bölgedir. Bu bölgedeki hareket ve tavırlarımız çok değiş­
ken olabilir.

ENNEAGRAM OKLARI
Enneagram kişilik tiplerinin her biri, iki farklı kişilik yapısı ile
bağlıdır. Bunlar çözülme ve bütünleşme hatlarıdır; yönleri ise ok­
larla gösterilir. Bu okların yönleri, hassas olduğumuz ve hemen
tetiklenebildiğimiz çözülme yönü ile olaylara daha rahat gözle ba­
kabildiğimiz bütünleşme yönünü gösterir. Gün içinde birden çok
kez bu ok yönleri arasında gidilip gelinebilir.

(j) 2

Aşırı stres faktörünün ortaya çıktığı durumlarda, kişilik yapıla­


rı olumsuz birtakım duygular tadarlar. Hissedilen bu olumsuz
duygular sonucunda bireyin mevcut kişilik yapısı, kendine özgü
başka bir kişilik yapısının özelliklerine benzer bir davranış sergi­
ler. Buna çözülme noktası denir. Burada bir nevi gerilen yapının
kendine mola vermesi gibi bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Bu
noktada kalma süresi bazı durumlarda kısa olmakla birlikte, ba­
zen aylarca veya yıllarca devam edebilir.
Bütünleşme noktası ise az önceki çözülme noktasının zıttı ko­
numdadır. Olumlu bir olayla veya motivasyonumuzu arttıran
bir durumla karşılaştığımızda kendi kişilik yapımızın dışında
bir rahatlama noktasına geçerek, o kişilik yapısının özelliklerini

22
gösterebiliriz. Bütünleşme noktasındaki bu durum genellikle kısa
sürede biter, bu durumun yıllara uzanışı çok nadir durumlarda
gerçekleşir. Burayı da bir nevi yoğun bir çalışma dönemi sonra­
sında, kişilik yapısının kendini rahatlatıp özgüvenini arttırdığı
hal olarak düşünebiliriz.

MERKEZLER VE ÜÇLÜ GRUPLAR


Enneagram kişilik tipleri 3 ana merkeze ayrılır. Aynı zamanda ki­
şilerin çatışma çözme şekli, baskın zeka tipi, sosyal tarzı gibi farklı
üçlemelerle bireyin durumunu daha iyi anlamamıza; insanların
da kendilerine dair farkındalıklarını arttırmalarına yardımcı olur.

Üç Merkez
Ego veya nefs dediğimiz mekanizma, 3 ana merkezden birinin
baskın olması ile çalışmaya başlar. Yaratılış itibariyle 3 merkezi de
kullanabilme becerimizin olmasına rağmen, doğumumuzla bir­
likte bunlardan birini daha baskın olarak kullanmaya başlarız.
Bu 3 merkez; fiziksel merkez, duygusal merkez ve zihinsel merkez­
dir. Her insanda, kişilik yapısına bağlı olarak 3 merkezden biri
daha aktif olur. İnsanlar hayata karşı ilk duruşlarını bu merkez­
lerle belirler, hayata buna göre katılım sağlarlar.
a. Fiziksel Merkez: Fiziksel bedene odaklanan bir merkez­
dir. Önceliği beden bütünlüğünü, beden sağlığını ve yaşam
alanını korumak üzerinedir. Bunları yaparken, çevresinde­
kilere davranışları ile örnek olma şeklinde bir tavırları var-

23
dır. Bu örnek olma şekli, merkezin içinde bulunan kişilik
yapılarından Tip 8, Tip 9 ve Tip 1' de farklı şekillerde mey­
dana gelir. Tip 8-Önderlerde uyarma davranışı, dikte etmek
şeklinde görülürken; Tip 1-İdealistlerde söyleyerek uyarma
şeklinde görülür. Tip 9-Uyumlularda ise bu tepki, pasif hal­
de durumun değişmesini beklemek şeklinde ortaya çıkabilir.
Bu merkezdeki kişilik yapılarına sahip bireylerde öfke duy­
gusu keskin bedensel belirtiler şeklinde hissedilebilir. Beden
sağlıklarına dikkat ettikleri oranda daha sağlıklı düşünüp,
daha etkin başa çıkabilme becerileri geliştirebilirler.
b. Duygusal Merkez: Duygulara odaklanan merkezdir.
Önceliği; duyguların bütünlüğünü sağlamak, sağlıklı bir
duygusal durum elde etmek ve duygusal olarak kendini
negatif yönlere çekebilecek şeylerden kaçınmak üzerinedir.
Örnek olma şekli, duygularını gösterme/gizleme şeklinde
ortaya çıkar.
Bu merkezde bulunan Tip 2-Fedakarlar, Tip 3-Vizyonerler
ve Tip 4-Özgünlerde duygunun dışa vurum şekilleri fark­
lılık gösterir. Tip 2-Fedakarlarda sevgiyi gösterme ve bula­
madığında küsme, Tip 3-Vizyonerlerde gizleme, Tip 4-Öz­
günlerde ise sevgisini dillendirmeden hissettirme, karşılık
bulamadığında kendine kızma şeklinde ortaya çıkar. Bu
merkezdeki kişilik yapılarında duygusal hisler daha net ola­
rak kendini gösterir. Duygusal durumlarındaki iniş-çıkışları
düzene koyup dengeleyebildikleri oranda daha sağlıklı dü­
şünüp hareket edebilirler.
c. Zihinsel Merkez: Zihin ve akla odaklanan merkezdir.
Önceliği; zihni ve aklı sağlıklı bir şekilde kullanmak, rahat­
sız edici duygu ve hareketlerden kaçınarak odaklanmayı art­
tırmak üzerinedir. Örnek olma şekli, düşüncelerini söyleme/
gizleme şeklinde ortaya çıkar. Bu merkezde Tip 5-Araştır­
macılar, Tip 6-Sorgulayıcılar ve Tip ?-Yenilikçiler bulunur,
yapıların düşünce aktarımları ise farklılıklar gösterir. Bir
şeyin ifade edilişi; Tip 5-Araştırmacılarda gerekli ve anlaşı­
lacaksa söyleme, Tip 6-Sorgulayıcılarda hak ediyorsa söyle-

24
me, Tip ?-Yenilikçilerde uygun ortam-durum aramaksızın,
aklında olanı direkt söyleme gibi farklı tarzlarda gerçekleşir.
Bu merkezdekiler, duygularını bastırıp fiziksel bedenlerin­
de sağlıklı oldukları oranda daha sağlıklı düşünebildiklerini
söyleseler de duygularını bastırmak yerine dengeleyebildik­
leri oranda daha sağlıklı düşünebilirler.

Üçlü Gruplar
Bilmeliyiz ki her biri kendi içinde yine üçlü olacak şekilde belir­
lenmiş üç grubumuz var. Bu gruplardan ilki, kişileri sosyal stiller
açısından değerlendirmeyi amaçlar. Neo-Freudian psikoanalist
olan Karen Horney, karşılaştığımız sorunlarla başa çıkmak için
çocukluktan beri geliştirdiğimiz 3 yol olduğundan bahseder.
1 . İddialı (Agresif)
2. Uyumlu (Saygılı)
3. Geri Çekilen (Uzaklaşan)
Enneagram da bu üçlü grupları kullanarak insanları anlamamıza
ve psikolojik açıdan değerlendirebilmemize yardımcı olur. Bahsi
geçen üç grubun her birinde eylem, duygu ve zihin merkezinden
birer kişilik yapısı bulunur.

25
Dilerseniz ilk üçlü grubumuzu ele alarak konuyu açıklamaya baş­
layalım.
9

5 4

1. İddialı: Tip 3-Vizyonerler, Tip 7-Yenilikçiler ve Tip 8-Önderlerin


olduğu üçlü gruptur. Cesur ve yüksek enerjili olarak gözlemlenen bu
grup, fiziksel olarak diğer yapılara göre daha dinamik ve hareketlidir.
Tehlike ve engellere kendi yönetim sınırlarını genişleterek ve güçlen­
direrek yanıt verirler. İnsanları kendi ideallerinin peşinde sürükleme­
yi seven bir gruptur; bu nedenle onların gözünde dünya, ideallerinin
büyümesi için güzel bir ortamdır. Bu ortamdan beklediklerini ala­
madıklarında agresif bir tutum sergilemelerinin sebebi budur.

5 4

2. Uyumlu: Bu üçlü grupta Tip 1-İdealistler, Tip 2-Fedakarlar ve


Tip 6-Sorgulayıcılar bulunur. Çalışkan, ilkeli ve vicdanlı olma

26
özellikleriyle öne çıkan bir gruptur. Grubun adının "uyumlu" ol­
ması, onların her ortama uyacağı anlamına gelmez. Karşılaştıkla­
rı sorunlara, var olan kurallara atıf yaparak cevap verirler. İddialı
gruba göre daha kontrollü yapılardır. İdeallerine uymayan veya
yanlış gördükleri durumlara, kurallara ya da içlerinden gelen sese
göre cevap verirler. Ortak kuralların olmasını, bunun önemli oldu­
ğunu, ancak bu şekilde ihtiyaçların giderilebileceğini vurgularlar.

7 2

3. Geri Çekilen: Tip 4-Özgünler, Tip 5-Araştırmacılar ve Tip


9-Uyumluların olduğu gruptur. Genellikle iç odaklı tiplerdir
ve diğer gruplara göre harekete geçmekte daha fazla zorlanırlar.
Sorun ve tehdit gördüklerinde ilk tepkileri kaçınmadır. İçlerinde
dünyadaki sorunlara ve tehditlere karşı bunalmış bir his vardır.
İhtiyaç ve isteklerinin karşılanması için dış dünyadan ve sıkıntı­
larından uzaklaşıp, odaklanmaları gerektiğini düşünürler.

27
İkinci olarak inceleyeceğimiz bu üçlü grupta ise kişiler, anlaşmaz­
lıkların giderilmesi açısından izledikleri yola göre değerlendiriliyor.
Kişiler, genellikle karşılaştıkları farklı olaylarda ya da yeterli de­
recede "başa çıkabilme becerisi"ni gösteremedikleri durumlarda
çatışma yaşarlar. Bu çatışmalar karşısında verilen tepkiler, aslında
çoğunlukla bilinçsiz bir şekilde doğar ve kendi kişilik yapımızın
özelliklerine göre farklılaşır. Örneğin yolda yürürken biri size
çarptığında özür dileyebilir veya umursamadan yoluna devam
edebilir. Bu olaya hiçbir sorun yokmuş gibi bakılabilir veya aynı
olay uyarılması gereken bir durum ya da bir kavga sebebi olarak
da değerlendirilebilir. Enneagram tipleri için şimdi göreceğimiz
üç kısımda bu farklılıklar şu açılardan incelenir:

1. Yetkinlik
2. Duygusal gerçeklik
3. Olumlu bakış

Her bir tip bu olgulardan birini tercih eder ve tepkisini buna göre
verir. Burada da yine her bir grup içerisinde eylem, duygu ve zihin
merkezinden birer kişilik yapısı bulunur.

28
1. Yetkinlik: Tip 1-İdealistler, Tip 3-Vizyonerler ve Tip 5-Araş­
tırmacılar; bir sorun veya çatışma ile karşılaştıklarında çok hız­
lı şekilde çözüm bulmak için stratejiler geliştiren ve bunu doğal
halde yapan problem çözücülerdir. Gerek kendilerinin gerekse
içinde bulundukları grubun ulaşmak istedikleri hedefe ulaşma
konusundaki planlamaları çok başarılıdır. Bu planları yaparken
önem verdikleri tek şey sorunun bir an önce nesnel olarak çözül­
mesidir. Bu çözüm çabasını ortaya koyarlarken ne kendilerinin ne
de çevrelerindeki insanların duygusal değişimlerini hesaba kat­
mazlar. İşte bu grubun dezavantajı, duygularını yok saymaları ve
odaklandıklarında dış dünyadan kopabilmeleridir.

2. Duygusal Gerçeklik: Tip 4-Özgünler, Tip 6-Sorgulayıcılar ve


Tip 8-Önderler; duygu kavramına ve duygularını tanımlama be­
cerisine sahip tiplerdir. Karşılaştıkları sorun ve çatışmalarda acil
olan şeyleri belirlemek için önce diğerlerinin duygusal tepkilerini
görmek isterler. Bu sayede duyguları anlayıp yönetebilirlerse hızlı
bir şekilde sorunun ortadan kalkacağını düşünürler. İlk hareket
için bu düşünce doğru gibi görünse de duygusal değişimler sürek­
li olduğu için her çatışma ve sorunda bunları düşünmek yorucu
olabilir ve onlara zaman kaybettirebilir. Bu durumda da herkes
hakkında olumlu düşünebilmeleri ve çözümleri uygulamaları
zorlaşmaya başlar.

29
5 4
3. Olumlu Bakış: Tip 2-Fedakarlar, Tip ?-Yenilikçiler ve Tip
9-Uyumlular; bir sorun ortaya çıktığında, sorunun aslında çok da
önemli olmadığı şeklinde bir bakış açısına sahiplerdir. Var olan
sorunun büyütülmemesi yönünde bir tutumları vardır. En kötü
senaryoda bile olaydaki olumlu nüansları görebilmeyi veya pozitif
bakış açısını kaybetmemeyi isterler. Mümkün olduğunca umutlu
bir halde hareket ederler. Bu olumlu bakış açısı nedeniyle bazen
ortadaki sorunu veya çıkması muhtemel sorunu görmekte sorun
yaşayabilirler. Bu nedenle olayı derinlemesine ele aldıklarında
daha büyük bir sorunla karşılaşmaları muhtemeldir...

30
Son olarak ele alacağımız üçüncü grup inceleme biçimi, kişileri nes­
ne ilişkileri açısından değerlendirmeyi amaçlar.

Bildiğiniz gibi her insanın çevresiyle ve diğerleriyle kurduğu ilişki


şekli farklılık gösterir. Psikodinamik teoriye göre ise nesnelerle üç
farklı ilişki yönümüz vardır.
1 . Bağlanma
2. Reddetme
3. Hayal kırıklığı
Bu üç farklı "nesne ilişki yönü", Enneagram kişilik tipimizde
de diğerleriyle kurduğumuz ilişkiler yönünden farklılıkları gös­
terir.

5 4

1. Bağlanma: Bu alanda, Tip 3-Vizyonerler, Tip 6 -Sorgulayı­


cılar ve Tip 9-Uyumlular bulunur. Bağlanma kategorisi, kişi­
nin dünya ile bağını ve akışta kalırken ne şekilde davrandığını
anlatır. Burada aslında tutkuyla bağlanma gibi bir durumdan
bahsedilmesi mümkündür. Belirli bir iç duruma, motivasyona
bağlanma ve sonrasında o bağı koruma eğilimi vardır. Bu eğilim
iç huzurun korunma bağından dış destek arayışına, oradan içsel
arzudaki bağlılığa kadar geniş bir yelpazededir. Buradaki kişilik
tipleri, bu bağı kaybetmemek adına her şeyi olduğu gibi tutmaya
çalışırlar.

31
9

2. Reddetme: Tip 2-Fedakarlar, Tip 5-Araştırmacılar ve Tip


8-Önderleri içine alan gruptur. Bu alan, hayatta kalmak adına
geliştirilen stratejileri yansıtır. Bu gruptakiler dünya tarafından
reddedildiğini ve reddedilmeyi engellemek adına diğerlerine bir
şey getirmeleri gerektiğini hissederler. Getirecekleri ise sevgi ve
hizmet, bilgi ve uzmanlık, yönetmek ve korumadır. Bu gruptaki­
lerin savunma mekanizması, karşılarındaki kişinin kendini anla­
mayacağı varsayımı üzerinedir.

3. Hayal Kırıklığı: Tip }-İdealistler, Tip 4-Özgünler ve Tip 7-Ye­


nilikçiler isteklerini elde etmek için çok çabalarlar çünkü ihtiyaç­
ları asla karşılanamayacakmış gibi bir düşünce ile hareket ederler.
Bu düşünce onları kronik olarak sinirli bir insan tavrına sürükle-

32
yebilir. Karşılanamayan isteklerinin; dünyanın yozlaşmaya doğru
gitmesinden, ideal görüşlerden sapılmasından veya heyecansız,
tekdüze bir hayattan kaynaklanabildiğini düşünürler. Buna kar­
şı savunma davranışları, yaşadıkları deneyimden ders çıkarmak
veya onun tadını çıkarmaktan ziyade, bir ideal arayışından kay­
naklanır.

33
2. BÖLÜM

KİŞİLİK TİPLERİNİ KEŞİF

Bu bölümde Enneagram kişilik tiplerinin genel bir çerçevesini çi­


zeceğiz. Kişilik kartı olarak düşünebileceğiniz, tiplerin kendileri­
ni anlattıkları bu bölümde, bir nevi o kişilik tipinin gözlükleri ile
dünyaya nasıl baktıkları, kendilerini nasıl gördükleri ve hayattaki
motivasyonları gibi birçok noktayı öğreneceğiz. Sonrasında, her
insanın gündelik hayatında hissettiği veya yaşadıklarıyla alakalı
olarak gösterdiği psikolojik değişimi, psikolojik sarkaçlar kısmın­
da inceleyeceğiz. Yine kişilik tiplerinin strese maruz kaldıkların­
da, yaşadıkları kendilerine ağır geldiğinde veya motivasyonları
artıp özgüvenleri sağlamlaştığında (çözülme-bütünleşme) ortaya
koydukları davranışları masaya yatıracağız. Ardından, kitabın gi­
riş kısmında bahsedilen kanat etkisinin nelerle bağlantılı olduğu­
nu görerek, kişilik tipleri ile daha sağlıklı bir iletişim kurmak için
neler yapılabileceği sorularını cevaplayacağız.

35
(j) TIP 1
Kanat Yapıları: Tip 2 / Tip 9
Bütünleşme Yönü: Tip 7
Çözülme Yönü: Tip 4

TİP !-İDEALİSTLER KENDİLERİNİ ANLATIYOR


Ben kimim: Sorumluluklarımın bilincinde, doğruluktan şaşma­
dan adil olan, mantıklı biriyim.
Temel arzum: Doğru olanı eksiksiz şekilde bilmek; bu bilgiyi "en
mükemmele" ulaşabilmek adına uygulamak.
Çevremde bıraktığım etki: Ciddi, eleştirel, aşırı kuralcı ve mantıklı.
Düşünce şeklim: Sistematik, aşırı detaycı ve mükemmeli bulma
üzerine.
Hayata kattığım değerler: Sistemli bir şekilde çalışmak, mükem­
mele yakın iş yapma isteği, alınan işleri gerektiği gibi eksiksiz ve
zamanında teslim etme becerisi.
Sorunları çözme yaklaşımım: Öncelikli olarak hatayı tespit etmek,
sonrasında hatanın tekrar etmesini engelleyecek tedbirler almak.
Olumsuz tavırlarım: Yargılamak, aşırı eleştirmek, cezalandırmak
ve hatayı kabullenmekte zorlanmak.
Diğerlerini kızdıran yönlerim: Sürekli eksik ve hatalı olana
odaklanmak, her şeyin mükemmel olması için baskıya varan dav­
ranışlar sergilemek, aşırı eleştirmek ve sabit fikirli olmak.

36
Temel korkum: Hatalı karar vermek, yanlış bildiğim şeyi doğru
gibi anlatmak, tutarsız ve haksız olmak.
Motivasyonumu arttıran durumlar: Yapacağım ış ıçın yeterli
yetkinliğe ve bilgiye sahip olmam, her aşamasıyla eksiksiz plan­
lama yapmam ve uygulayacağım yöntemlerin belirlenmiş olması.
Motivasyonumu azaltan durumlar: Hedefin belirsiz olması, ya­
pılacak işin sürekli değişmesi, anlamak için kullandığım yönte­
min ve bilginin net olmaması.
İlişkide olduklarımdan beklentim: Konuştukları konuyu bilerek
konuşmaları, taşıdıkları sorumluluğun bilincinde olmaları, ob­
jektif bakabilmeleri, adil kalmaları.
Karşımdakilerde takdir ettiğim özellikler: Kurallara uygun ha­
reket etmeleri, yüksek kalite arayışında olmaları, kendilerini sü­
rekli geliştirmeleri ve yaptıkları işte uzmanlaşmaları.
Rahatsız olduğum özellikler: Keyfi tutum ve kararlar, yanlışları
gördüğü halde düzeltmeme, ciddiyetsiz tavırlar, aşırı samimi dav­
ranışlar.

Tip 1-İdealistler, daima kendilerini geliştirmek isterler. Zihinle­


rinde oluşturdukları "olması gereken" insan profiline ulaşma gay­
reti ile sürekli çalışırlar. Zihin yapıları sistematik bir düzen içinde
çalışmaya elverişli olduğu için, kendilerine gidilmesi gereken yolu
ve kuralları belirleyerek "daima gelişim" mottosu içinde hareket
ederler. Elde edilen her yeni bilgi daha önce öğrenilmiş olanla kı­
yaslanır ve dosyalanıp zihin kütüphanesine yerleştirilir. Zihinleri
kütüphane arşivi gibidir; hangi bilgi nerede, kimden ve ne zaman
öğrenildi gibi verileri kodlarlar.
Yapacakları her işte mükemmele olabildiğince yaklaşma arzu­
sundadırlar. Bunun için de öğrenmek istedikleri konularda aşırı
detaycı, aşırı düzenli ve kuralcıdırlar. Ulaşmak istedikleri yere git­
mek için sürekli geliştirip güncel tuttukları bilgileri kullanırlar.
Bu şekilde yanlış yapmaktan uzaklaşabileceklerini düşünürler.

37
Hayatlarının her aşamasında öğrendikleri bilgiyi kullanırlar; daha
iyi fert, aile, toplum olmayı düşünerek hem kendi gelişimleri hem
de çevrelerinin gelişimi için çabalarlar. Bu gelişimi sağlarken ob­
jektiflikten, detaylı analizler yapmaktan, mantıklı sonuçlar çıkart­
maktan asla vazgeçmezler. Bilinçli bir toplum için bilinçli bireylerin
olması gerektiğini düşünürler. Bilinçli bireylerin oluşması amacıy­
la, kendi gelişimleriyle birlikte yakın çevrelerinin de gelişimi için
tavsiyelerde bulunurlar. Onlara okudukları kitap ve gazetelerden
edindikleri bilgileri anlatarak bilinçli bir çevre oluşturmak isterler.
Kendilerinde ve çevrelerinde bir hata fark ettiklerinde ilk önce
hatanın ne olduğunu anlamaya çalışırlar ki nokta atışı ile soru­
nu diğer yerlere zarar vermeden çözebilsinler. Sorunu anladıktan
sonra birden fazla çözüm yolu bulabilme amacıyla araştırma ya­
parlar. Sonunda bulunan en iyi yol ile çözüme giderler. Sonraki
süreçte, bulunan yolun sisteme uyum sağlayıp sağlamadığının
denetlenmesi ve başka yerlerde aynı sorunun yeniden çıkmaması
için alınacak önlemler vardır.
Temiz ve düzenli olma konusunda hassasiyetleri yüksektir. Zihin­
leri gibi, çalıştıkları ve yaşadıkları yer konusunda da bu temizlik ve
düzen hassasiyetleri devam eder. Düzenli bir hayatları vardır; ne za­
man ne yapacakları bellidir. Hangi randevu kaçta ise o saatte orada
olurlar ve saat konusunda hassastırlar. Çok önemli bir mazeret yok­
sa gecikmeyi karşı tarafa yapılan bir saygısızlık olarak düşünürler.
Hayatlarında "olması gerekenler" ve "olmaması gerekenler" lis­
teleri vardır, yaptıkları tüm davranışlar ve işler bu liste referans
alınarak yapılır.

PSİKOLOJİK SARKAÇLAR!
Sağlıklı Bölge: Ahlaki değerleri yüksektir. Çevrelerindeki sorun­
lara karşı ılımlıdırlar ve olup bitenleri anlamaya çalışırlar. Empati
yetenekleri gelişmiştir. İnsanlara yerine getirmedikleri sorumlu­
luklar veya hatalı davranışları nedeniyle hemen tepki vermek ye­
rine öncelikle uyarır; buna rağmen değişmedilerse anlama yolunu
seçerler. Hatalara karşı hoşgörülü ve affedicidirler. Alacakları ve

38
yapacakları ile alakalı ideale yaklaşma fikirleri vardır. Çevreyi ve
şartları da göz önüne aldıkları için ellerinden gelenin en iyisini
yapmaya, gerisi içinse çok dert edinmemeye çalışırlar.
Ortalama Bölge: Olması ve yapılması gerekenler konusunda
düşünceleri bellidir. Toplum içinde uyulması gereken kurallar
konusunda zihinleri nettir. Kişisel alanlarda ise kendi analizleri
sonrasında ortaya çıkan kurallara uymak isterler. Düşüncelerini
oluştururken araştırmış, incelemiş ve çıkan sonuçları en iyiden
başlayarak düzenlemişlerdir. Bu nedenle yakın çevrelerinin bu çı­
karımlara göre hareket etmesini ister ve beklerler.
Haca yapmamak için aşırı dikkatli davranırlar. Benzer bir dikkati
de çevrelerinden görmek isterler. Kurallara uymayan kişileri önce
uyarır, eğer uyarıları dinlenmiyorsa tepkisel davranırlar.
Her şeyde ideal olanı ve mükemmeli bulma arayışları devam eder
ve sürekli bu idealleri yakalamak için çabalarlar. Bu çabalar o kadar
yoğundur ki kendi ihtiyaçlarını ve duygularını göremeyebilirler.
Sağlıksız Bölge: Düşünce ve davranışları konusunda çizgileri çok
nettir. Tüm davranışlarının kendilerine göre mantıklı ve makul
bir açıklaması vardır; dolayısıyla kendilerini hatalı görmezler.
Mükemmel olma dışındaki düşünceleri kabul etmezler. Yapacak­
ları işle alakalı olarak mükemmele ulaşamayacaklarını düşünür­
lerse o işi hiç yapmayabilirler.
Kendi düşünce tarzlarının doğru olduğu görüşü hakimdir; bu
nedenle diğer görüşleri yanlış ve hatalı görürler. Tavırları agresif
olabilir ve insanlara kolayca öfkelenebilirler.

BÜTÜNLEŞME VE ÇÖZÜLME YÖNLERİ


Bütünleşme yönünde kişilik yapımız, olumlu bir olayla veya mo­
tivasyonumuzu arttıran bir durumla karşılaştığımızda kendi kişi­
lik yapımızın dışında bir rahatlama noktasına geçer.
Çözülme yönünde ise, ortaya çıkan stres faktöründen sonra hisse­
dilen olumsuz duygu sonucunda kişilik yapımızın kendine özgü
başka bir stres noktasına geçişini görürüz.

39
Bütünleşme Yönü: Dışarıda yapılacaklar yerine kendileri için
yapılacaklar listeleri vardır ve bu listeye kendilerini rahatlatacak
maddeler de eklenmiştir.
Duygu, arzu ve hareketlerini baskılamak yerine kontrollü şekilde
serbest bırakmışlardır. Bu serbest bırakma ile yapılarında oluşan
gerginlik yerini rahatlığa bırakır ve daha mutlu bir görünüm ser­
gilerler.
Her zaman gittikleri yolun dışında bir yol denemek isterler. Bu
tarz farklılıkların kendilerini kötü bir sonuca çıkartmayacağını,
sorun çıkarsa da baş edebileceklerini fark etmişlerdir.
Çözülme Yönü: Bu alana girişleri, çevrelerindeki insanların doğ­
ruluğa önem vermediklerine kanaat getirdikleri, insanlar konu­
sunda ümitsizliğe düştükleri anlarda gerçekleşir. İnsanların on­
ları ve ideallerini anlamadıklarını düşünüp, kendi dünyalarına
çekilmek ve zihinlerindeki düşüncelerle baş başa kalmak isterler.
Dışarı yansıtamadıkları öfkeyi kendilerine yansıtır, kendilerine
kızarlar. Sonra dürüstlüğü ve doğruluğu kimsenin hak etmediği­
ni düşündükleri depresif bir duygulanıma girerler.
Amaçlarını ve yapmak istediklerini gözden geçirip düzenlemek
isterler. Bu düzenleme onları ya insanlarla olup onlar gibi dürüst
olmamak ya da kendi kabuklarında doğru ve dürüst yaşamak
ikilemine sürükler. Böyle düşünmeye başlayınca doğru ve yan­
lışın ne olduğu, nelerin yapılması gerektiği konusunda zihinleri
oldukça karışır. Hatta motivasyonlarını büyük ölçüde kaybeder­
lerse düşünmenin önemsiz olduğunu, ahlaklı birey olmanın da
kıymetli olmadığını söylemeye dahi başlayabilirler.

TİP 1-İDEALİSTLERİN KANAT YAPISI


Tip 1-İdealistlerin kanat yapısı, Tip 9-Uyumlular veya Tip 2-Fe­
dakarlardan biridir.
Kanat Yapısı Tip 9-Uyumlular Olduğunda: Hareket ve tavırları
Tip 1-İdealistlere göre daha durağandır. Yapının insanlara mü­
dahalesi ve gerginliği azalmış olur. Tip 9-Uyumlu kanat etkisi,
Tip 1-İdealistleri bir nevi sakin bir zemine oturtup orada hareket

40
ettirir. Müdahaleleri konusunda temkinli davrandım. Bununla
birlikte ortamda istedikleri kadar rahat değillerse çekingen bir
tavır sergilerler.
Müdahale edilecek bir durum olduğunda hemen tepki vermek­
tense bir süre kendi başlarına düzelecek mi diye beklerler. Düzel­
miyorsa o zaman olaya dahil olurlar.
Tip 1-İdealistler, kanat yapısı Tip 9-Uyumlular olduğunda öf­
kelerini daha fazla bastırabilir. Bu durum ise ileride yaşanacak
patlamalarda daha şiddetli bir öfkeye yol açabilir.
Tip 9-Uyumlular kanadı, var olan sistemi koruma üzerine hare­
ket eder. Yeni olanla ilgilenmektense var olanı daha iyi hale getir­
me çabasındadır.
Kanat Yapısı Tip 2-Fedakarlar Olduğunda: Ana yapı olan Tip
1-İdealistlere göre tavırları daha duygusal ve hareketlidir. Tip
1-İdealistlerin mantık tarafı ve Tip 2-Fedakarların duygu tarafı
birbiri ile zıt çalışan sistemlerdir. Tip 2-Fedakarlar kanat yapısı,
onlara duygusal bir katkı sağlar. Bu da Tip 1-İdealistleri insanlar­
la konuşurken daha sıcak ve içten yapar.
Bu kanat yapısında, sosyal ortamda daha fazla iletişim kurmaya
yatkın hale gelirler. İletişim kurmaları arttıkça insanlara anlattık­
ları bilginin miktarı da artar ve zaman zaman tartışma yaşayabi­
lirler. Yapının duygusallığı arttığı için daha alıngan bir tavır içine
girerler; haliyle tepkileri daha duygusal olur.
Öfkelenince öz kontrollerini yitirip seslerini kendilerinin dahi
şaşıracağı oranda yükseltebilirler. Çevrelerindekileri değiştirmeye
çalışma çabaları daha fazladır; değiştiremedikleri şeyler için söy­
lem ve tavırları ise daha samimidir.

TİP 1-İDEALİSTLER İLE DAHA SAGLIKLI


BİR İLİŞKİ KURMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
- Olması gerekenler için gösterdikleri çabanın farkına varmalı­
sınız ve emeklerinin karşılıksız kalmaması için destek olmalı­
sınız.

41
- Akılcı, ciddi ve ölçülü biri olmalısınız. Objektif ve mantıklı
olmayan görüş ve davranışlardan hoşlanmadıklarını bilmeli­
siniz.
- Hata yaptığınızda samimi bir şekilde hatanızı kabul edip özür
dilemelisiniz. O hatanın tekrarlanmaması için de neler yapaca­
ğınızdan bahsetmelisiniz.
- Ahlakı değerlere ve uyulması gereken kurallara bağlılıkların­
dan ötürü onları takdir etmelisiniz.
- Size dair geri bildirimlerini dikkatli bir şekilde dinlemelisiniz
ve size doğru gelenleri onaylamalısınız. Önerilerine değer ver­
diğinizi ve dikkate alacağınızı söylemelisiniz.
- Anlaşmazlık durumunda amacınızın çözüm üretmek olduğu­
nu ve bunun için bir arayışta olduğunuzu belirtmelisiniz. Ola­
yın adil bir şekilde çözülmesi adına bir hakem atamak isteyip
istemediklerini sormalısınız.
- Ortak kullanım alanlarınızı düzenli ve temiz tutmalısınız. Alı­
nan ortak kararlara uyma konusunda yeterli hassasiyeti göster­
melisiniz.
- Randevularınızda dakik olmalısınız ve yapacağınız görüşme
ile alakalı detaylı notlarınız hazır olmalı.

42
7 TIP 2
Kanat Yapıları: Tip 1 / Tip 3
Bütünleşme Yönü: Tip 4
Çözülme Yönü: Tip 8

TİP 2-FEDAKA.RLAR KENDİLERİNİ ANLATIYOR


Ben kimim: Sevgiye ve duygulara değer veren, arkadaş canlısı,
yardımsever ve merhametli biriyim.
Temel arzum: Seviyor, seviliyor ve ihtiyaç duyuluyor olmak; de­
ğer görmek.
Çevremde bıraktığım etki: Sevgi ve ilgi dolu, sıcakkanlı, samimi
ve fedakar.
Düşünce şeklim: Olayları kişiselleştiren, kişilere ve duygulara
odaklı biçimde.
Hayata kattığım değerler: Çevremdekilerin ihtiyaçlarını gözlem­
leyip gidermek, duyarlı olmak ve hızlı ilişki kurabilmek.
Sorunları çözme yaklaşımım: Sorunu paylaşmak, çözüm için
birlikte harekete geçmek.
Olumsuz tavırlarım: Küsmek, alınmak ve gereksiz müdahale.
Diğerlerini kızdıran yönlerim: Geçmişte olanlara ve insanların
yaptıklarına takılmak, çok konuşmak, ısrarcı olmak ve sitem etmek.
Temel korkum: Reddedilmek, yalnız kalmak, ilgisiz ve sevgisiz
kalmak.

43
Motivasyonumu arttıran durumlar: Benimle ilgilenilmesi, so­
run yaşadığımda yardımıma gelinmesi, ihtiyaçlarımın birileri ta­
rafından fark edilip giderilmeye çalışılması.

Motivasyonumu azaltan durumlar: Dışlanmak, yanlış anlaşıl­


mamdan dolayı tavır alınması, ihtiyaç duyduğumda çevremde
bana yardımcı olacak kimsenin olmaması.

İlişkide olduklarımdan beklentim: Bana olan ilgi ve sevgilerini


eksik etmemeleri, duygusal paylaşımlar yapabilmeleri, istediğim­
de dertleşebileceğim şekilde yanımda olmaları.

Karşımdakilerde takdir ettiğim özellikler: Sıcakkanlı ve samimi


olmaları, dostluğa önem vermeleri.

Rahatsız olduğum özellikler: Soğuk ve ciddi biri olunması, ileti­


şim kurarken aşırı resmi olunması.

Sevilmeye, korunmaya, çevresindekilere yardım etmeye önem ve­


ren Tip 2'ler, fedakarlığa yönelik davranışlarıyla tanınırlar. Kişi­
likleri duygu temelli ve sıcakkanlı bir yapıdadır.

Sevgiyi insanın içindeki enerjinin kaynağı olarak görürler. Sevgi­


nin verdikçe ve aldıkça büyüdüğünü düşünürler. Etraflarındaki­
lere onları sevdiklerini rahat bir şekilde söyler, onlardan da bunu
rahatça söylemelerini veya hissettirmelerini beklerler. Umdukları
sevgiyi bulamadıklarında ise kırılırlar.

İstedikleri kişilerle iletişim kurmakta zorlanmazlar. Otobüs du­


rağında veya ödeme kuyruğunda sizinle çabucak iletişime geçebi­
lirler. İletişimde oldukları kişilerin ihtiyaçlarını, onlar daha söy­
lemeden karşılamayı isterler. Yalnız kalmaktan hoşlanmadıkları
için diğerlerinin kendileri hakkındaki düşüncelerini ve ne söyle­
diklerini ciddiye alırlar. Etraflarındaki kişilerle iyi ilişkiler kur­
maktan ve birlikte güzel vakit geçirmekten hoşlanırlar.

Kendilerine ihtiyaç duyulduğu anda, yardımcı olmanın bir nevi


zorunluluk ve insani görev olduğunu düşünürler. Bu nedenle de
"hayır" demekte zorlanan bir kişilik yapıları vardır.

44
Fark edilmeyi ve ilgi duyulmayı önemserler. Sevmenin ve sevil­
menin bir göstergesi olduğunu düşündükleri için, ilgi göstermeye
ve kendilerine ilgi duyulmasına dikkat ederler. Ne istedikleri ve
ne istemedikleri adına düşünceleri nettir. İlişkili oldukları kişiler
konusunda yerlerinin belirli olmasını isterler. Birini seviyor veya
sevmiyorlardır; kendileri de seviliyor veya sevilmiyorlardır. Ara
bölgede kalmaktan hoşlanmazlar. Sevdiklerini de sevmediklerini
de söyleyebilirler.
Duygularını açık yaşarlar ve çekinmezler. O anki duygularını
gizleyemezler, tüm hisleri mimiklerinden belli olur. Görüştükleri
kişilerden de aynı açıklığı görmek isterler. Sessiz, sakin davranan,
konuşmayan veya duygularını belli etmeyen kişilerin bu tutum­
larından hoşlanmazlar.
Konuşmaktan, karşılarındaki kişiyle fikir ve duygu alışverişinde
bulunmaktan hoşlanırlar. Anlaştıklarını düşünüyorlarsa söz ve
davranışlarıyla o kişiye iyi arkadaş olacaklarını hissettirirler. Kar­
şılarındaki insanların duygusal olarak neye ihtiyaçları olduğunu
iyi bilirler. Arkadaşlarının dertleşilebilecek kişiler listesinin başın­
da yer alırlar. Onların duygularını empati yetenekleri sayesinde
hızlıca anlayıp ona göre hareket ederler.
Bir grupta dışlanmaktan ve duygularının anlaşılmamasından
hoşlanmazlar. Önemsedikleri kişilerin hüzünlerinde ve mutlu­
luklarında yanlarında olur, arkadaşlarından da bunu beklerler.
Onları yanlarında bulamadıkları takdirde ise üzülür ve kırılırlar.

PSİKOLOJİK SARKAÇLAR!
Sağlıklı Bölge: Sevgi ve ilgi beklentisinin en az olduğu bölgedir.
İyilik yaparken karşılık beklemezler. Sadece karşı tarafın ihtiyacı­
nın ne olduğunu bilir ve yardımcı olurlar. Beklentileri çok azdır
çünkü kendilerine yetebildiklerinin farkındadırlar. Hoşgörülü
bir şekilde kendilerine ihtiyaç duyana yardımcı olurlar, aksi halde
müdahale etmezler. Diğerlerine yardımcı olup onların ihtiyaçla­
rını giderirken kendi ihtiyaçlarını görmemezlik etmezler. Ken­
dilerine ayırmaları gereken zaman dilimini bilirler ve o zaman
diliminde kendi hoşlanacakları şeyleri yaparlar.

45
Bu bölgede alınganlık ve öfke kendini daha kontrollü şekilde gös­
terir.
Ortalama Bölge: Çevrelerindekilerin, genellikle onlara yardım
ettikleri için yanlarında olduklarına dair bir inanç geliştirirler.
Onlara yardım ettikçe daha yakın olduklarını ve onların da ken­
dilerine yaklaştıklarını hissederler. Benzer bir yakınlığı ve ilgiyi
görmediklerinde ise kırılırlar. Bu kırılganlık ilk başlarda dışarı
yansıtılmadan yaşanır. Karşılarındakiler kırıldıklarını fark et­
mezlerse bu kez laf vurmalarla anlamalarını sağlarlar.
Sevgi ve ilgilerine ihtiyaç duyan kişileri, kimi davranış ve sözle­
rinden ötürü uyarmak isteyebilirler. Bu konuda kendilerinde bir
yetki olduğunu düşünebilirler. Bir nevi "Benim rehberliğim, sevgi
ve ilgimle birliktedir. Bana ihtiyaç duyarsan bunların hepsini bir­
den almalısın." der gibi bir hal içinde olabilirler.
Sağlıksız Bölge: Alınganlıkları ve kırılmışlıkları fazladır. Çev­
relerinde kendilerine ihtiyaç duyan kim varsa koşarlar, onların
isteklerini kendi isteklerinin önüne koyarlar. Karşılığında aynı
yakınlığı bulamadıklarında ise üzülürler; bu bölgede karşılık
olarak kendilerine de ilgi ve sevgi duyulmasını beklerler. Bu tarz
rahatsız edici deneyimler yaşadıktan sonra daha net ve daha sert
tepkiler verirler. İhtiyaç durumlarında "O hak etmiyor..." şeklin­
de sitemde bulunsalar da sonrasında kendilerine engel olamayıp
yine yardımcı olurlar. Ailelerinde ve yakın çevrelerinde kim varsa
hayatlarına karışma hakkını kendilerinde görürler. Onlara ne ya­
pıp ne yapmamaları gerektiği konusunda bilgiler verir ve bunlara
uymadıklarında söylenebilirler.

BÜTÜNLEŞME VE ÇÖZÜLME YÖNLERİ


Bütünleşme yönünde kişilik yapımız, olumlu bir olayla veya mo­
tivasyonumuzu arttıran bir durumla karşılaştığımızda kendi kişi­
lik yapımızın dışında bir rahatlama noktasına geçer.
Çözülme yönünde ise, ortaya çıkan stres faktöründen sonra hisse­
dilen olumsuz duygu sonucunda kişilik yapımızın kendine özgü
başka bir stres noktasına geçişini görürüz.

46
Bütünleşme Yönü: Yaşadıkları mutluluk ve üzüntü hissini daha
derinden tadarlar. Artık yüzeysel sevinç veya üzüntü onlara daha
basit gelir. İnsanlarla canlı iletişim kurma şekli biraz daha sa­
kinleşir. Bu tarzdaki iletişimi sadece yakınlarıyla kurmayı tercih
ederler. Sevdiklerine gösterdikleri sahiplenme, yerini kendileriyle
ilgilenmeye ve kendilerine sahip çıkmaya bırakır.
Bu bölgede kendi kendilerine yettiklerini fark etmişlerdir ve kendi
başlarına güzel vakit geçirmeye başlamışlardır. Birilerinin hayatla­
rında olmasını veya olmamasını eskisi kadar önemsemezler. Bek­
ledikleri ilginin ve değerin farkındadırlar. Bununla birlikte, bek­
lentilerinin karşılanmak zorunda olmadığının da bilincindedirler.
İlginin artık bir ihtiyaç değil, bir güzellik olduğunu düşünürler.
Çözülme Yönü: Bu yön öfke ve çatışmanın arttığı yöndür. Çev­
relerindekilerle sürekli ilgilenmekten, onların sorunlarını çöz­
mekten, birilerine yardımcı olmaktan, sevgilerini ve ilgilerini
cömertçe sunmaktan kendilerine yetemez hale gelmişlerdir. Bu
sıkışmışlık içinde ihtiyacı olan olmayan ayrılmaksızın, herkese
karşı gösterilen bir tepkisellik ortaya çıkmıştır. İçlerinde biriken
kırgınlıkları dışarıya öfke olarak yansmrlar. Kendini savunmak
zorunda olan yaralı bir kedi gibidirler. Sevimli patilerinin için­
deki yırtıcı tırnaklar artık ortaya çıkmıştır ve elini uzatanlara ya­
ralayıcı darbeler vururlar. Bu yönde o yumuşak huylu, kimseyi
kırmamak için kendi kırılan insan gitmiş, yerine sesini yükselten
ve agresif tepkiler veren biri gelmiştir.

TİP 2-FEDAK.ARLARIN KANAT YAPISI


Tip 2-Fedakarlar kişilik tipinin kanat yapısı, Tip 1-İdealistler
veya Tip 3-Vizyonerlerden biridir.
Kanat Yapısı Tip 1-İdealistler Olduğunda: Ana kişilik yapıların­
dan gelen duygusal yönelimleri ve canlı hareketleri bir nebze geri­
ye çekilir. Hayatları daha düzenlidir ve kurallara karşı daha has­
sas olurlar. Sorumluluklarının bilincinde olup duygularını daha
kontrollü yaşamaya çalışırlar. Dışarıya ne kadar bilgili olduklarını
göstermek için değil, kendileri için gelişmek isterler. Öğrendikleri

47
bilgileri kendilerinde uygulayıp, yakın çevrelerine de bu konuda
tavsiyelerde bulunurlar.
Çevrelerindekilere yardımcı olma konusunda daha mantıklı ve
iradelidirler. Tavırlarında, davranışlarında, yaptıkları işlerde daha
idealist olmaları onları objektif ve akılcı bir tarafa çeker. İstedik­
leri yardım gelmediğinde kırılmaları daha az olur.
Kanat Yapısı Tip 3-Vizyonerler Olduğunda: Tip 3-Vizyonerler
etkisi, ana kişilik yapısına hırs ve başarma isteğini getirir. Yapıda­
ki sevecen ve iyi niyetli taraf daha çok kendini gösterme, varlığı­
nın fark edilmesini arttırma şekline bürünebilir. Yapılan iyilik ve
fedakarlıkların dışa vurumunu belirginleştirebilirler. İyilik yapar­
ken kanat etkisine ve karşılaştıkları zorluklara bağlı olarak "sevgi
alamayacağın kişiye sevgi verme, sana yardımcı olmayacak kişiye
yardımcı olma" tarafına geçebilirler. Tip 3-Vizyonerler kanat et­
kisi ile yapı daha bencil bir hale geçebilir ve bu durumda kendile­
rinden rahatsız olsalar da "olması gereken bu" diyerek kendilerini
rahatlatabilirler.
Kanat etkisinden dolayı imaj algıları değişir; eleştiriye karşı tole­
ransları düşer. Yaptıkları işleri nasıl sunmaları gerektiğini iyi bilirler
ve bunu yaparken ana yapılarındaki sevecen taraflarını kullanırlar.
Konuşmaları ve arkadaşlarına tavırları çok daha kontrollüdür. Bu
kontrol nedeniyle Tip !-İdealistler kanat yapısındakilere göre daha
az kırılırlar. Fedakarlık ve iyilik konusunda ana yapılarından kay­
naklı olarak yine her zaman istediklerine karşı fedakardırlar ancak
iyilik yaparken kime, ne konuda, ne kadar yardımcı olacaklarının
farkındadırlar. Bu farkındalıkla çevrelerine içleri hiç yanmayacak
veya en az yanacak şekilde yardımcı olurlar.

TİP 2-FEDAK.ARLAR İLE DAHA SAGLIKLI


BİR İLİŞKİ KURMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
- Varlıklarının sizin için ne kadar önemli olduğunu onlara söyle­
meli ve hissettirmelisiniz.
- Samimi, içten ve açık iletişim kurmalısınız. Aksi takdirde ara­
nıza mesafe ve ciddiyet girdikçe sizden uzaklaşacaklardır.

48
- Onlara ihtiyaç duyduğunuzda bunu açıkça belirtmelisiniz.
- Sizin için yaptıklarını fark etmeli, bunlardan ötürü teşekkür
ederek duyduğunuz memnuniyeti göstermelisiniz.
- İhtiyaçlarını sizden istemelerini beklemeden karşılamaya çalış­
malısınız. İstemiyorum dediklerinde sizi zahmete sokmamak
adına böyle söylerler; aslında ihtiyaçlarının olduğunun farkın­
dadırlar, bunu göz önünde bulundurmalısınız.
- Birlikte olmaktan keyif aldığınızı ve hoşça vakit geçirdiğinizi
söylemelisiniz. Birlikteyken onları dikkatlice dinlemelisiniz.
- Anlaşmazlık durumunda haklı olabileceklerini, olayın farklı
boyutlarının veya göremedikleri noktaların olabileceğini söy­
lemelisiniz.
- Kırılgan ve küsen bir yapıda olmalarından ötürü eleştirilerinizi
dikkatli yapmalısınız. Eleştirdiğiniz konularda aslında kendile­
ri için nasıl daha iyi olacağını düşündüğünüzü anlatmalısınız.

49
TIP 3
Kanat Yapıları: Tip 2 / Tip 4
Bütünleşme Yönü: Tip 6
Çözülme Yönü: Tip 9

TİP 3-VİZYONERLER KENDİLERİNİ ANLATIYOR


Ben kimim: Çok çalışarak istediğini elde eden, başarılı ve etki­
leyici biriyim.
Temel arzum: Belirlediğim hedefi.ere ulaşan, hayran olunan biri
olmak.
Çevremde bıraktığım etki: Hırslı, rekabetçi, politik ve etkileyici.
Düşünce şeklim: Sonuç odaklı, hızlı harekete geçen, faydacı dü­
şünme üzerine.
Hayata kattığım değerler: Azimle çalışmak, sonuca ulaşana ka­
dar yılmamak.
Sorunları çözme yaklaşımım: Sadece soruna odaklanıp olabile­
cek en kısa ve en pratik yoldan çözmek.
Olumsuz tavırlarım: Kendimi öne çıkarıp tüm planlarımı kendi
geleceğime göre şekillendirebilirim.
Diğerlerini kızdıran yönlerim: Kendimden ve başarılarımdan
çok bahsedebilir, kendimi aşırı derecede önemseyebilirim.
Temel korkum: Başarısız olmak, ekibimin beni yüz üstü bırak­
ması, sıradan biri olmak.

50
Motivasyonumu arttıran durumlar: Aldığım işi en iyi şekilde
bitirmek, takdir edilmek, ödüllendirilmek.
Motivasyonumu azaltan durumlar: Başarısızlık, aşırı çalışmak­
tan dolayı bitkin düşmek, hedeflerime gecikmek.
İlişkide olduklarımdan beklentim: Hedef ve projeler hakkında
açık görüşlü, geleceği görebilen, statü sahibi olunması.
Karşımdakilerde takdir ettiğim özellikler: İyi bir kariyer sahibi,
saygın ve başarılı olmaları.
Rahatsız olduğum özellikler: Tembellik, amaçsızlık, hedefsizlik.

Kendilerini geliştirip sürekli çalışarak zihinlerindeki "olması gere­


ken" başarılı ve imajiner kişiye ulaşmak amacındadırlar. İnsanları
başarıları ile etkilemek veya onlara başarılarını göstermek isterler.
Hedefe odaklanabilme yetenekleri çok güçlüdür ve odaklandık­
larında tüm güçleri ile gece gündüz başarmak için, en iyisi olmak
için çalışabilirler. Hedefe ulaşabilmek için çok iyi bir adaptasyon
ve başarı getirecek bir çalışma şekli sergilerler. Başarılı olmak için
bu kadar yoğun emek verdiklerinden başarısızlığı kabullenmek­
te çok zorlanabilirler. Başarmak ve hayran olunmak en önemli
motivasyon kaynaklarındandır. İnsanları etkilemeyi ve onların
gözünde etkili olmayı iyi bilirler.
Duygularını yok sayarlar ve duygularının işlerinin önüne geçme­
sine müsaade etmezler. Hedefe giden yolda duygulara yer olmadı­
ğını düşünürler. Yolda karşılaştıkları engellere fazla takılmazlar,
hızlıca geçerler. Duygularını bu kadar yok saymaları gündelik
hayatlarında duygusal bağ kurmalarını zorlaştırabilir. Zihinlerin­
de, duygusal olmanın ve bunu yansıtmanın profesyonel olmadığı
düşüncesi hakimdir.
Rekabetçi bir iş modelleri vardır. İçinde bulundukları veya üstlen­
dikleri işle alakalı olarak piyasada en iyi kim var ve onun önüne
geçmek için nelere ihtiyaçları var; bunu düşünürler. İdeal şartları
oluşturduktan sonra bu şartlar için en iyi hedefi belirleyip hareket

51
ederler. Hırslı olmaları nedeniyle rakiplerini geride bırakmak için
durmadan çalışırlar. O kadar hırslılardır ki etik kuralları zaman
zaman hedefe ulaşmak adına yok saydıkları görülebilir.
Özel hayatları genellikle yok denecek kadar azdır, bulundukları
her ortamı bir "iş ağı" potansiyeli olarak görebilirler. Arkadaşlık
ve dostluk bağları genellikle karşılıklı fayda sağlama ilişkisi üze­
rine kurulu olabilir.
Kendi imajlarını ve nasıl görülmek istediklerini önemserler, bu
konuda çalışırlar. İyi bir imaj, iyi bir reklam aracıdır. Çevrelerin­
de iyi bir izlenim bırakmak da onlar için elzemdir. Bu nedenle
girdikleri ortamda fark edilmeye ve farklı olmaya gayret ederler.

PSİKOLOJİK SARKAÇLAR!

Sağlıklı Bölge: İçinde bulundukları durum ve halden mutlu­


durlar, dışarıya karşı sergiledikleri imaj da gerçekte oldukları
gibidir. Herhangi bir sahte imaj veya kişilik oluşturmazlar. De­
ğerli görünme, toplum gözünde değerli olma gibi bir amaçları
yoktur. Yetenekleri oranında özgüvene sahiptirler, bu özgüven
ile hırslarından mümkün olduğunca uzaklaşmış bir şekilde ya­
şamak isterler.
Başarı konusunda ellerinden geleni yaparlar. Kendilerine ve özel
hayatlarına zarar verecek kadar yoğun bir koşturmaca içine gir­
mek istemezler. Göz önünde olmak yerine bulundukları ekibi
daha çok öne çıkartan bir çalışma anlayışı geliştirmişlerdir.
Ortalama Bölge: Başarıya tutunma istekleri en çok bu bölgede
hissedilir. Yaptıkları işi en iyi şekilde yapıp, sonucunda başarılı
olmak isterler. Başarı ile var olduklarını ve bulundukları toplum­
da ancak başarılı olurlarsa kıymet göreceklerini düşünürler. Elde
ettikleri başarıların kabul edilmesini ve kendilerine değer veril­
mesini beklerler.
Başarı arzusu bu kadar yüksek olunca rekabet hissi de net olarak
kendini gösterir. Bu kadar çetin rekabetin olduğu yerde duyguları
görmezden gelmek, yok saymak kaçınılmaz bir hal alabilir.

52
Çok çalışırlar, başarılarının üstü örtülsün istemezler.
Sağlıksız Bölge: Başarma arzusunun ve önde olma hırsının yo­
ğun yaşandığı bölgedir. Başarmak için insanları kandırmak gere­
kiyorsa kandırabilirler. Kafalarında genellikle hayali bir profilleri
vardır ve insanları farklı çarpıtmalarla bu hayali imajlarına inan­
dırmaya çalışabilirler. Bu hayali imaj herkesin hayran olacağı ve
tebrik edeceği, "keşke ben olsam" diyeceği bir görünümde olabi­
lir. Bir süre sonra o hayali imajı içselleştirip o şekilde davranmaya,
çevrelerindekilere üstten bakmaya başlayabilirler. Bu bölgedeyken
diğerlerine üstten baktıklarında doğal olarak onları beğenmeye­
cek ve eleştireceklerdir.

BÜTÜNLEŞME VE ÇÖZÜLME YÖNLERİ


Bütünleşme yönünde kişilik yapımız, olumlu bir olayla veya mo­
tivasyonumuzu arttıran bir durumla karşılaştığımızda kendi kişi­
lik yapımızın dışında bir rahatlama noktasına geçer.
Çözülme yönünde ise, ortaya çıkan stres faktöründen sonra hisse- ·
dilen olumsuz duygu sonucunda kişilik yapımızın kendine özgü
başka bir stres noktasına geçişini görürüz.
Bütünleşme Yönü: Bütünleşme yönüne gittiklerinde sadece ken­
dilerinin değil çevrelerindekilerin de duygularını önemserler. On­
ların ne hissettiğine ve sorunlarla nasıl başa çıkmaları gerektiğine
dair öğrendikleri bilgileri açıkça sunarlar. Bunları yaparken ki­
şisel imajlarını bir kenara bırakır, oldukları gibi hareket ederler.
Rekabetçi tavırdan uzaklaşırlar; yaptıkları işi iyi yapıp gerisini
düşünmeme tarafındadırlar.
Çözülme Yönü: Bu yönde başarma istekleri ortadan kalkmıştır.
Bir süre hiçbir şey yapmadan ve düşünmeden yaşamak isterler.
Kendilerini değersiz, beceriksiz hissedebilir, bu düşünce ile kişisel
imajlarını umursamaz hale gelebilirler. Bu noktada artık kişisel
imajın bir şey ifade etmediğini düşünmeye başlarlar. Kendilerini
yorgun hissederler, içlerine kapanırlar. Kendi başlarına kalıp yeni
fırsatları değerlendirmek, alacakları kararlarla ilgili düşüncelerini
olgunlaştırmak isterler.

53
TİP 3-VİZYONERLERİN KANAT YAPISI
Tip 3-Vizyonerler kişilik tipinin kanat yapısı Tip 2-Fedakarlar
veya Tip 4-Özgünlerden biridir.

Kanat Yapısı Tip 2-Fedakarlar Olduğunda: Ana yapılarından


gelen ciddi ve ağır taraf daha samimi ve sıcakkanlı bir hale bürü­
nür. Ayrıca bu hal kendilerinde zaten var olan canlılıkla birleşince
etraflarına karşı daha dinamik ve etkileyici bir görünüm sergiler­
ler. Daha merhametli bir tarafları vardır ve vicdan mekanizmaları
daha aktif şekilde çalışır. Yapıya katılan duygusal yönü anlamak­
ta zaman zaman zorlanabilirler çünkü ana yapıları duyguyu bas­
tırma ve yok sayma üzerinden hareket eder. Bu zorlanma, onları
hareket ve davranışlarını sürekli kontrol eden biri iken zaman za­
man kontrolsüz tepkiler veren birine çevirebilir.

Kafalarındaki imaj algısı nedeniyle insanlarla yakın ilişkide ol­


maktan çok hoşlanmayabilirler. Ancak bu kanat etkisi onları in­
sanlara yakın olmaları konusunda daha istekli yapar.

Kanat Yapısı Tip 4-Özgünler Olduğunda: Estetik algıları ve


özgünlükleri kendi yapılarındaki imajla birleşince daha ağır ve
karizmatik bir duruş sergilerler. Hareketleri, tavırları ve kıyafet
seçimleri daha özenli ve özgündür. Yaptıkları işe uygun olan ve
kendilerini farklı kılacak bir imaj oluşturma konusunda bu ka­
nat yapısı onlara çok yardımcı olur. Ancak burada duygusal açı­
dan diğer kanat yapısına göre daha içe kapanık bir durum olu­
şur. Tip 4-Özgünler kanat yapısının etkisi ile daha fazla yalnız
kalma ihtiyacı duyabilirler. Sürekli iş peşinde koşmak isteseler
de yalnız kalmaya ve hobileriyle, zevkleriyle ilgilenmeye ihtiyaç
duyabilirler.

Ana kişilik yapısı olan Tip 3-Vizyonerler yönüyle kendilerini ve


yaptıklarını öne çıkarıp göstermekten hoşlanırken Tip 4-Özgün­
ler kanat yapısı yönüyle kendilerini göstermekten ve öne çıkmak­
tan rahatsız olabilirler. Bu ikilem onları zaman zaman her şeyi
bırakıp gitme tarafına dahi çekebilir. Öyle olursa da temel ihti­
yaçlarını karşıladıktan sonra huzur için çabalayıp, kırsal yerlere
giderek kendi küçük aileleri ile yaşama isteği taşıyabilirler.

54
TİP 3-VİZYONERLER İLE DAHA SAGLIKLI
BİR İLİŞKİ KURMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
- Ortaya koydukları ve başardıkları işlerle alakalı duyduğunuz
gururdan bahsetmelisiniz.
- Yapacakları işe odaklandıklarında müdahale edip dikkatlerini
dağıtmamalısınız.
- Geçmişte yaptıkları hataları hatırlatmamalısınız. Kendileri ile
alakalı yanlış bulduğunuz tavırlardan bahsetmemeye özen gös­
termelisiniz.
- Eleştirmeniz gerektiğinde gerekli ve dozunda eleştiri yapmaya
gayret etmeli, fikrinizi dürüstçe söylemelisiniz.
- Karamsar ve umutsuz tablolardan bahsetmek yerine umut dolu
olan, gerçekleşmesini istediğiniz güzel hedeflere nasıl ulaşaca­
ğınızı konuşmalısınız.
- İşe odaklandıklarında gereksiz olabilecek şahsi işlerinizden do­
layı onları rahatsız etmemeye gayret etmelisiniz.
- Birlikte hareket ederken kendinizi onların rakibi gibi görüp
hareket etmemelisiniz. Onların önde olma isteklerini anlayıp
durumu yarış havasına sokmadan, bir adım önde hissetmeleri­
ne izin vermelisiniz.
- Hedefsiz olduklarında veya hedeflerini tutturamadıklarında
yaşadıkları duygusal çöküşü yok etmek adına, "yeniden çabala­
yarak çok daha iyi olabileceğini, daha önce başarmışsa yeniden
başarabileceğini" söylerseniz onlara daha iyi yardımcı olabilir­
siniz.

55
9

7 TIP 4
Kanat Yapıları: Tip 3 / Tip 5
Bütünleşme Yönü: Tip 1
Çözülme Yönü: Tip 2

®---

TİP 4-ÖZGÜNLER KENDİLERİNİ ANLATIYOR


Ben kimim: Duyguları derin, hassas ve güçlü sezgileri olan özgün
biriyim.
Temel arzum: Kendimi bulmak, özgürce kendimle yaşamak, in­
sanları anlamak ve anlaşılmak.
Çevremde bıraktığım etki: Farklı olan ve farklılıklara duyarlı ol­
makla birlikte saygı duyan, hassas, nazik.
Düşünce şeklim: İnsana ve insanların hislerine odaklıyım.
Hayata kattığım değerler: Estetik bakış açısı, empati becerisi, de­
rin duyguları anlamlandırma çabası.
Sorunları çözme yaklaşımım: Sorunlara farklı bir açıdan ba­
karım. Gerçekten o bir sorun mu veya farklı bir yolla çözü­
lebilir mi diye düşünür, farklı şekilde çözebilme imkanlarını
araştırırım.
Olumsuz tavırlarım: Yapılan işi beğenmemek, sürekli eksiklikler
bulup yeniden denenmesini istemek.
Diğerlerini kızdıran yönlerim: Her olumsuzluğu üzerime alın­
mam ve sürekli kendimle kalma isreğim.

56
Temel korkum: Sıradan, niteliksiz biri olmak ve hiçbir zaman
anlaşılamayacağımı düşünmek.

Motivasyonumu arttıran durumlar: Kafamdaki nitelikli işleri


ortaya koymak ve ortaya koyduğum işlerin birileri tarafından an­
laşılmış olması.

Motivasyonumu azaltan durumlar: Ortaya konacak işlerde kısıt­


lanmak, nezaketsiz bir ortamda çalışmak.

İlişkide olduklarımdan beklentim: Duygusal değişimlerimin


anlaşılması, gereksiz konularla meşgul edilmemem. Karşımdaki
insanların kendilerini geliştirmesi ve hayattaki amaçlarını anla­
maya çalışmaları.

Karşımdakilerde takdir ettiğim özellikler: Hassasiyet, kibarlık,


zarafet ve estetik bakış açısı.

Rahatsız olduğum özellikler: Empati yoksunluğu, kabalık ve


yapmacık tavırlar.

Yaşadıkları duygularda derinlik arayışı ve özgünlük, ayırıcı özel­


likleridir. Yaşadıkları her duyguyu anlamak ve anlamlandırmak
isterler. Hüzün ve mutluluk duygularını derinden yaşarlar. Yü­
zeysel ve sıradan olanlarla ilgilenmezler; toplumun genelinde var
olan her şeyden uzak durmaya gayret ederler. Herkes gibi olmak­
tan kaçtıkları için popüler olan bir kitabı okurlarının unutmaya
yüz tuttuğu zamanda, mesela iki sene geçtikten sonra alıp oku­
yabilirler.

Estetik algıları yüksektir, bu algı ile kendilerine bir stil yaratır­


lar. Yaptıkları her işte estetik algılarından gelen, kendilerine has
dokunuşu yapmak isterler. Oluşturdukları stilin arkadaşları tara­
fından nasıl algılandığına dikkat etmezler ve içlerinden gelen ne
ise onu yaparlar.

Anlamayı sevdikleri gibi anlaşılmayı da severler. Yaptıkları işlerde,


ortaya koydukları çalışmalarda kendi tarzlarını yansıttıkları için
bununla bir bağ kurup kendilerini yaptıklarıyla anlatmak isterler.

57
Konuştuğunuzda bahsettikleri konular ve kullandıkları kelimeler
seçilmiştir. Alelade kelime seçiminden kaçınırlar. Genellikle nos­
taljiye karşı ilgili olurlar ve yaşanmışlıklara kıymet verirler.
Empati yetenekleri çok güçlü olduğu için karşılarındaki insanları
sadece duygusal olarak anlamakla kalmayıp bahsettikleri hüznü
de, yaşadıkları acıyı da derinden hissederler. Hassas ve kırılgan
olmaları nedeniyle çevrenin etkilerinden uzak bir hayat sahası
oluşturmayı isteyebilirler. Konuştukları ve yaptıkları ile anlaşıl­
madıklarını düşündüklerinde genellikle açıklama yaparlar. Bu
açıklamaların fayda etmediğine kanaat getirirlerse açıklama yap­
mak yerine anlaşılmadıklarından dem vurup kendilerini soyutla­
ma tarafına geçebilirler.
Çevrelerindekilerle boş muhabbet etmektense kendi başlarına ka­
lıp düşünmeyi tercih ederler. Düşüncelerinde kendilerine bir hayat
kurgusu oluşturabilirler. Sürekli duygusal acı çeken bir tarafları
vardır ve bu zaman zaman güçlü bir girdap gibi onları kendine
çeker. Bu tarz durumlarda denizin dibine iner gibi dibe çökerler ve
orada bir süre kalıp acıyı yaşadıktan sonra yukarı çıkarlar.

PSİKOLOJİK SARKAÇLARI
Sağlıklı Bölge: Yaşadıkları hayatın güzelliklerle dolu olduğunun
farkındadırlar. Bu güzellikleri bütünüyle hissetmek gerektiğini
düşünürler ve içlerine kapanmaktansa dışarı açılma eğiliminde
olurlar. Hayal kurmak yerine, kendi dünyalarında gerçekten ya­
şamaya çalışırlar.
Kendi varoluşları itibarı ile herkesin özel olduğunu ve bunun için
ayrıca bir çaba sarf etmenin gereksiz olduğunu düşünürler. Ken­
dilerini diğerleri ile kıyaslamazlar, gördükleri güzel ve özel şeyleri
içten tebrik ederler.
Ortalama Bölge: Kendi dünyalarına ve duygularına yoğunlaşır­
lar. Kendilerine özgü işlerle bir nevi kendilerini ortaya koyarlar.
Duygularını anlamayı, onları anlamlandırmayı severler. Başları­
na gelen olayların bir anlamı olduğunu düşünürler. Yaşadıkları

58
olaylara kendilerine göre bir anlam verirler. Duyguları konusunda
hassas ve alıngandırlar. Duygusal olarak daha çabuk incinebilirler.
Sağlıksız Bölge: Ortaya koyduklarının kıymetinin bilinmediğini
ve kendilerindeki yeteneğin veya derin düşüncenin insanlar tara­
fından fark edilmediğini düşünürler. Kırılmış ve küsmüş olma­
nın verdiği acı ile kendilerini toplumdan soyutlamaya başlarlar.
İnsanlara karşı daha agresif ve aşağılayıcı konuşmalar yaparlar.
Onların estetikten ve özgün düşünceden anlamadıklarını; kendi­
lerinin ise herkes gibi sıradan olmadıkları için anlaşılmadıklarını
düşünürler.
Diğerlerinde olup kendilerinde olmayan şeylerle ilgili rahatsızlık
hissederler. Kendilerini sürekli kıyaslar, yanlış veya eksik oldu­
ğunu düşündükleri özelliklerinin onları sürüklediği duygudan ve
zihinsel çukurdan çıkmakta zorlanırlar.

BÜTÜNLEŞME VE ÇÖZÜLME YÖNLERİ


Bütünleşme yönünde kişilik yapımız, olumlu bir olayla veya mo­
tivasyonumuzu arttıran bir durumla karşılaştığımızda kendi kişi­
lik yapımızın dışında bir rahatlama noktasına geçer.
Çözülme yönünde ise, ortaya çıkan stres faktöründen sonra hisse­
dilen olumsuz duygu sonucunda kişilik yapımızın kendine özgü
başka bir stres noktasına geçişini görürüz.
Bütünleşme Yönü: Kendilerine güvenirler ve işe koyulma nok­
tasında aktiftirler. Yaptıkları işlerde daha rahat olurlar ve onları
sunarken de daha özgüvenlidirler. Gelen eleştirileri tepkiyle karşı­
lamak yerine dinler, eleştiren kişilerin ne istediklerini analiz eder­
ler. Analiz sonunda görmedikleri şeyleri görmüşlerse ve kendileri­
ni revize etmeleri gerekiyorsa ona uygun davranırlar.
Duygularını daha kontrollü yaşarlar ve iş saatlerinde duygularını
geri plana atmayı tercih ederler.
Çözülme Yönü: İlgi görme ve anlaşılma istekleri neticesinde
bunu daha net ve açık bir dille ifade ederler. Kendilerine olan
bakış açılarını kaybetmiş ve çevredekilerin kendilerine bakış açısı

59
ile ilgilenmeye başlamışlardır. Yaşadıkları çıkmazlar ve alıngan­
lıklar sebebiyle dışa dönük olmaya ve duygularını daha belirgin
yaşamaya yönelirler. Manipülatif ve yapmacık tavırlardan rahat­
sız olsalar da zaman zaman bunları kullanma gereği duyabilirler.
Kendi başlarına olmaktansa arkadaş çevrelerini genişletmeyi ister,
yüzeysel arkadaşlıklar ve dostluklar da kurabilirler.

TİP 4-ÖZGÜNLERİN KANAT YAPISI


Tip 4-Özgünler kişilik tipinin kanat yapısı Tip 3-Vizyonerler
veya Tip 5-Araştırmacılardan biridir.
Kanat Yapısı Tip 3-Vizyonerler Olduğunda: Yapılarındaki süku­
net ve dinginlik daha hareketli bir hale bürünür. Bu hareket
üretkenliklerini arttırır ve beğeni toplamaları tabii ki bu kişilik
yapısının motivasyonunu yükseltici işlev görür. Ortaya konulan
işin kendi isteklerine göre yapılıyor olması, kanat etkisiyle de bir­
leşince, insanlara hitap etmeleri farklı bir önem havasına girer. Bu
kanat yapısında, etkileyici ve dikkat çekici olan şeyleri ortaya çı­
karmak isterler. Ayrıca burada kıskançlıkları da bir nebze kendini
gösterir hale gelebilir. Yaptıklarının anlaşılmasını beklemekten
ziyade, kendilerini ve yaptıklarını anlatma tarafına geçebilirler.
Bulundukları çevrenin seçilmiş olmasına önem verirler. Bu ka­
nat yapısının hayatlarına kattığı sosyallikle birçok farklı ortama
girebilirler. Ancak yine de alelade ortamlarda, herkesle olmaktan
hoşlanmayabilirler. İletişim kurdukları kişilerde belli bir kültür
seviyesi ve sanat algısı ararlar.
Kanat Yapısı Tip 5-Araştırmacılar Olduğunda: Ana yapılarında
var olan asosyalliğe yatkınlığı ve kendi başlarına kalma isteğini
bu kanat yapısı destekler. Buradaki kanat etkisi, onlara daha faz­
la analitik düşünme ve analiz yeteneği getirir. Kanat yapısından
kaynaklanan araştırma yeteneğini, ana yapılarının özgünlüğü ile
birleştirirler. Böylelikle ortaya çıkardıkları işler daha nitelikli ve
derinlikli olur.
Tip 5-Araştırmacıların kanat etkisiyle zihinlerinde ve yaptıkları
işlerde, düzenli ve sistematik bir hale gelirler. Minimalist düşünce

60
şeklini hayatlarında ve ortaya koydukları işlerde daha fazla göre­
bilirsiniz.
Daha içsel bir hayat sürerler. Uzun süre kendi başlarına kalabi­
lir ve kendileri hakkında düşünebilirler. Bu düşünce şekli derin,
depresif bir konuşmayı ve hayat şeklini beraberinde getirebilir.
Herkesin gördüğü ve yaşadığı şekilde yaşamak yerine, geçmiş
zamanlardaki insanların naif ve sade hayatlarını yaşama arzuları
yüksektir. Konuşma şekilleri ve yazı dilleri sembollerle ve mistik
öğelerle süslüdür. Bir nevi kendilerini anlayanlarla aralarında kul­
landıkları özel bir dil var gibi düşünürler. Tüm bunlara rağmen
kendilerini ve yaptıklarını sunma konusunda yetenekli olmayabi­
lirler. Bu durumda motivasyonları azalabilir ve çevrelerindekilere
kırılma potansiyelleri artabilir.

TİP 4-ÖZGÜNLER İLE DAHA SAGLIKLI


BİR İLİŞKİ KURMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
- Onların sürekli neşeli olmak gibi bir istekleri yok, bunu kabul
etmelisiniz. Neşelenmeye istekli iseler, ancak o zaman neşelen­
dirmeye çalışabilirsiniz.
- Ortaya koydukları her işte belirli bir yaratıcılık olmasına özen
gösterirler. Yaptıkları işlerle aralarında kurdukları duygusal
bağı anlamaya çalışmalısınız.
- Sürekli sosyalleşmeleri için baskı yapmamalısınız. Sosyalleş­
mek istedikleri zaman bunu yapabilir veya sizden isteyebilirler.
- Hassas olmaları sebebiyle, bahsettikleri konuları hafife alıp
basit çözümler sunmamalısınız. Yaşadıkları hassasiyeti anladı­
ğınızı göstermeli ve çözüm olarak ne yapılabileceğini birlikte
konuşmalısınız.
- Eleştiriye karşı hassasiyetleri genellikle yüksektir. Eleştirirken
nezaket sınırları içinde kalmalı ve yetersizlik duygusu doğur­
mayacak şekilde davranmalısınız.
- Size karşı tavırları değişmişse ve bunun nedeni hakkında bilgi­
niz yoksa nedenini sormalısınız. Bazen farkında olmadan yapı-

61
lan bir davranıştan veya söylenen bir sözden ötürü alınganlık
gösterebilirler.
- Yaşadıkları duygu değişimlerini ve duygusal derinliklerini pay­
laştıklarında bunu anlamsız bulan tepkiler vermekten kaçın­
malı, onun yerine yaşadıklarını anlamaya çalışmalısınız.
- Duygusal değişimleri nedeniyle ilerlemekte zorlandıklarını
fark ettiğinizde bunu açık yüreklilikle dile getirmelisiniz.

62
2 TIP 5
Kanat Yapıları: Tip 4 / Tip 6
Bütünleşme Yönü: Tip 8
Çözülme Yönü: Tip 7

TİP 5-ARAŞTIRMACILAR KENDİLERİNİ ANLATIYOR


Ben kimim: Öğrenmeyi ve bilgiyi seven, derinlemesine öğrenebi­
len, düşünen biriyim.

Temel arzum: Her şeyi anlamak ve anlamlandırmak, kendi ken­


dime yeterli olabilmek.

Çevremde bıraktığım etki: Bilgiye ilgi duyan, akılcı, düşünceli,


sosyal hayattan uzaklaşan.

Düşünce şeklim: Olayı bir bütün olarak ele alıp, parçalara bölüp,
derinlemesine inceleyen, objektif.

Hayata kattığım değerler: Bulunduğum alanda uzmanlaşma ve


objektif gözlem becerisi.

Sorunları çözme yaklaşımım: Tüm verileri topladıktan sonra


objektif şekilde değerlendirip ayrıntılı plan yapmak, sorunların
tekrar etmesini engellenmek.

Olumsuz tavırlarım: Bilgimi ve tecrübemi herkese açmamam,


soğuk ve eleştirel biri olabilmem.

Diğerlerini kızdıran yönlerim: Harekete geçmekte zorlanmak,


entelektüel kibre kapılmak, insanları kendimden uzak tutmak.

63
Temel korkum: Uzmanlaştığım konuda, önemli bir eksiğimin
olduğunu anlamam.
Motivasyonumu arttıran durumlar: Tutarlı ve hayata dair yeni
bilgiler öğrenmek. Fikirlerimin doğruluğunu ispat etmek.
Motivasyonumu azaltan durumlar: Yaptığım işe müdahale edil­
mesi, fikirlerimin anlamsız bulunması.
İlişkide olduklarımdan beklentim: Mantıklı ve objektif düşüne­
bilmeleri, açık fikirli olmaları.
Karşımdakilerde takdir ettiğim özellikler: Öğrenmek istedikleri
konuya objektif bakmaları, analitik düşünmeleri, azimli ve me­
raklı olmaları.
Rahatsız olduğum özellikler: Gereksiz duygusallık, laubali tavır­
lar, fiziksel temas.

Düşünce odaklı ve içe dönük bir yapıları vardır. Duydukları, gör­


dükleri her şeyi akıl ve mantık süzgecinden geçirmeyi tercih eder­
ler. Bu hayatta her şeyi öğrenip kendilerine göre bir sınıflandırma
yapmak isterler.
Göz önünde ve bilinir olmaktan uzak, kendi dünyalarında ve
kendilerine yeten bir ortamda olmak onları mutlu edecektir. Dik­
kat çekmenin ve insanlarla içli dışlı olmanın, onların sıkıntıları
ve sorunları ile uğraşmalarını gerektirebileceğini düşünürler. Bu
nedenle zamanlarını kendilerine ayırmak istedikleri için bundan
uzak durmayı isteyebilirler.
Hayatı anlamak için öğrenmeye ve bilmeye ihtiyaç duyarlar. Ne
kadar çok bilgi öğrenir ve ne kadar iyi gözlem yaparlarsa karşıla­
rına çıkan sorunlarla o kadar kolay başa çıkabileceklerini düşü­
nürler. Ellerindeki en önemli araçlar, düşünebilme becerileri ve
öğrenmeye olan tutkularıdır. Uzmanlaşmaya, öğrendikleri konu­
larda derinleşmeye çok değer verirler. Akıllarına takılan herhangi
bir konuda, olayı en ince detayına kadar öğrenip bilmek isterler.
Bu öğrenme tutkuları nedeniyle günlerce odalarından çıkmadan
araştırma yapabilirler.

64
Ortaya koyacakları işlerde uzun süre plan yapar ve onu en ince de­
tayına kadar düşünebilirler. Bu detaylar bazen o kadar yoğunlaşır
ki verilerin içinden çıkmakta zorlanabilirler. Aceleci davranmak
istemezler, her bir düşünce detaylı bir şekilde değerlendirilmelidir.
Odaklanma konusunda zihinleri rahat olduğunda başarılıdırlar.
Dışarıdan gelen baskılar ve yaşananlar neticesinde zihinleri karı­
şırsa uzun süre odaklanma sorunu yaşayabilirler.

Analitik bir zekaya ve objektif bir bakış açısına sahiptirler. Zi­


hinlerinde sürekli farklı konularda hesaplamalar ve çıkarımlar
yaparlar. Siz onları sadece yürürken gördüğünüzde bile onlar
aynı zamanda zihinlerindeki yeni hesaplamalarla ve çıkarımlarla
uğraşıyorlardır. Dağınık düşüncelerden ve bilgi sistemlerinden
hoşlanmazlar. Dolayısıyla gelen her bilgiyi veya kitabı, zihinle­
rinde veya · kütüphanelerinde kendilerine göre bir sınıflandırma
yaparak saklarlar.

PSİKOLOJİK SARKAÇLAR!
Sağlıklı Bölge: Bu bölgede ön yargısız ve açık bir zihne sahip­
tirler. Zihinlerindeki bilgilerin yoğunluğu ve karmaşası, kendini
düzen ve dinginliğe bırakmıştır. Bu dünyada olan her şeyin akıl
ve mantıkla açıklanabileceği görüşünü savunmayı bırakmışlardır.
İletişim kurduklarında sükunetle ve anlamak için dinlerler. Aynı
zamanda karşılarındaki insanların neler hissettiklerini anlarlar.
Onların ağızlarından çıkan kelimelerin ötesine geçip, aslında ne
anlatmak istedikleri ile alakalı bir gözlem yaparlar.

Ortalama Bölge: Merak ettikleri konu veya konularda uzman­


laşmak isterler. Yaşadıkları hayatı, bildikleri ve öğrendikleri ile
anlamlandırma çabaları vardır. Zihinleri, karşılarına çıkan her
yeni bilgiyi daha önce öğrenilen bilgilerle test eden bir görevli
gibi hareket eder.

Yapacakları işle alakalı tüm bilgileri öğrenmeden harekete geç­


mekte zorlanırlar. Harekete geçtiklerinde bir sorunla karşılaşırlar­
sa bilgileriyle her sorunu çözebilecek durumda olmak isterler; aksi
takdirde hareket etmek riskli diye düşünürler.

65
Çevreleriyle irtibatlarını en az seviyede tutarlar; onlarla iş yapmak
ve ortak bir alanda yaşamak zorunda olduklarını bilirler. Bu ne­
denle irtibatlarını koparmazlar.
Sağlıksız Bölge: Düşünmelerine mani olacak her şeyden ve her­
kesten uzaklaşmak istedikleri bir zaman dilimindedirler. İnsanlar
düşüncelerini anlamadığı ve yargıladığı zaman kendi dünyalarına
çekilip orada yaşamak isterler. Bu hayatta düşünebilmenin ve bil­
ginin kıymetli olmadığını, kendilerininse sadece bunlara kıymet
verdikleri için önemsiz olduklarını düşünebilirler.
Yalnız kaldıklarında derin düşüncelere dalıp kendi çıkarımlarını
yaparlar. Bu dönemlerinde kendi dünyalarında olmaktan ve ra­
hatsız edilmemekten çok zevk alırlar.

BÜTÜNLEŞME VE ÇÖZÜLME YÖNLERİ


Bütünleşme yönünde kişilik yapımız, olumlu bir olayla veya mo­
tivasyonumuzu arttıran bir durumla karşılaştığımızda kendi kişi­
lik yapımızın dışında bir rahatlama noktasına geçer.
Çözülme yönünde ise, ortaya çıkan stres faktöründen sonra hisse­
dilen olumsuz duygu sonucunda kişilik yapımızın kendine özgü
başka bir stres noktasına geçişini görürüz.
Bütünleşme Yönü: Bildiklerinin ve bildikleri sayesinde güçlü
hissettiklerinin farkındadırlar. Bu farkındalık özgüven olarak
kendini gösterir. Sessiz, sakin bir tutum sergilemek yerine bildik­
leri konuda rahatça konuşur, etraftakilerin tavrını veya tepkisini
umursamadan düşüncelerini söylerler. Gereksiz detaylarla ve işler­
le uğraşmaktansa kendilerine daha faydalı olacağını düşündükleri
bilgilerle ilgilenirler. Kullanılmayan bilginin faydasız olduğunu
düşünür, kullanabilecekleri bilgilere odaklanırlar.
Çözülme Yönü: Sosyallikleri artar ve zihinlerini rahatlatmak adı­
na anlık eğlencelere katılırlar. Tepkileri ve zihinleri daha reaktiftir.
Bu nedenle pratik zekalarını daha hızlı kullanırlar. Sorulan soru­
ları detaylı düşünüp cevaplamak yerine kısaca geçiştirme tarafında
olabilirler. Üzerine yoğunlaşacakları ağır düşüncelerle uğraşmak-

66
tansa o an zihinlerini meşgul edecek basit düşüncelerle zaman ge­
çirmeyi tercih ederler.
Odaklanma sorunları en belirgin özellikleridir. Bu süreçte analiz
etmek ve soyut düşünmekten kaçmak için zihinlerini sürekli meş­
gul edecek oyunlar ve uğraşlar bulurlar.

TİP 5 -ARAŞTIRMACILARIN KANAT YAPISI


Tip 5-Araştırmacılar kişilik tipinin kanat yapısı Tip 4-Özgünler
veya Tip 6-Sorgulayıcılardan biridir.
Kanat Yapısı Tip 4-Özgünler Olduğunda: Daha sempatik ve bir
nebze daha sıcak bir tarzları vardır. Soyut düşünce şekliyle bir­
likte duygusal derinlik arayışları, empati yeteneklerini geliştirir.
Kanat yapısı ile uyum sağlayabildiklerinde hem bilgi hem duygu
konusundaki analizlerinde yetenekli olurlar. Kendilerini ve varo­
luşlarını daha derinden sorgularlar.
Ana yapılarından kaynaklanan, insanlara karşı mesafeli duruş­
ları, sıcak ve iletişim kurmaya istekli bir hal alacaktır. Analizleri
sonucunda ortaya çıkan işleri ve düşünceleri kendilerine sakla­
maktansa insanlara sunma tarafına geçerler. Bu kanat yapısı, yap­
tıkları işte beğenilme motivasyonu ile kendini gösterir. Bu sayede
insanların beğenilerine bakıp yeni analizler oluşturabilirler.
Yakın çevreleri ile olan ilişkileri daha sıcak hale gelecektir. On­
larla duygusal paylaşım yapmaktan, varlıklarını hissetmekten ve
birlikte olmaktan mutlu olacaklardır.
Kanat Yapısı Tip 6 -Sorgulayıcılar Olduğunda: Gözlemci yete­
nekleri aktif hale gelirken, harekete geçme becerileri pasif hale gi­
rer. İnsanlar ve düşünceleri konusunda daha dikkatli davranırlar,
tavırların altında yatan sebeplere dair arayışları artar. Yaşadıkları
sorunlarla alakalı tepki vermede daha çekingen olurlar.
Yakın gördükleri kişilerin hataları karşısında dengeleri daha ça­
buk bozulur. Zihinleri karışıktır ve ancak uzun sürede toparlarlar.
Ana yapıları sebebiyle, dışarıda kendileri hakkında konuşulanları
umursamazken, Tip 6-Sorgulayıcılar kanat yapısıyla birlikte on­
lar için neler söylendiğine önem vermeye başlarlar.

67
Şüphe duyan ve nitelik sorgulayan yönleri aktif hale geldiği için
karşılaştıkları davranış ve tutumlarda gizli bir mana arayıp ken­
dilerine göre bir anlam çıkarırlar.

TİP 5-ARAŞTIRMACILAR İLE DAHA SAGLIKLI


BİR İLİŞKİ KURMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
- Konuşurken iyi niyetli ve samimi olun. Ayrıca samimiyeti sev­
seler de belirli bir mesafede olma isteklerini unutmayın.
- Konuşmalarınızın duygu temelli değil bilgi ve akıl temelli ol­
masına özen gösterin.
- Kendini beğenmiş tavırları olanlardan ve tahmin edilemeyen
davranışlarda bulunanlardan uzak durmak isterler, dolayısıyla
hareketlerinize ve konuşmalarınıza dikkat edin.
- Baskı kurma çabasında olduğunuzu anladıkları anda kaçarlar.
Mantık temelli bir kişilik yapıları olduğu için baskıyla değil
mantıkla ikna edilebilirler.
- İhtiyaç duyduğunuzda fikirlerini sorabilirsiniz ama bu fikir
sorma ve ihtiyaç duyma hali artarsa sizden uzaklaşırlar.
- Zaman konusunda hassas oldukları için onlara zaman kaybet­
tirecek şeyler yapmamalısınız.
- Bir konuda fikirlerini veya yapmanız gerekenleri sorarsanız al­
dığınız cevabı uygulamanızı beklerler. Uygulamayıp, farklı bir
çıkış yolu sorduğunuzda cevap alamayabilirsiniz.
- Kalabalık ortamlardan ve yüksek sesli müzikten hoşlanmazlar.
Birlikte olacağınız eğlencelerde ve sohbetlerinizde sakin ortam­
ları ve az insanın olduğu yerleri tercih etmelisiniz.

68
TIP 6
Kanat Yapıları: Tip 5 / Tip 7
Bütünleşme Yönü: Tip 9
Çözülme Yönü: Tip 3

TİP 6-SORGULAYICILAR KENDİLERİNİ ANLATIYOR


Ben kimim: Güvenilir, kontrollü, nerede ne yapacağını ve ne ko­
nuşacağını bilen, sadık biriyim.
Temel arzum: Güven içinde olmak, istediğim konularda becerik­
li olmak, ne yapacağımı bilen kararlı biri olmak.
Çevremde bıraktığım etki: Sakin, mesafeli, sorumluluk sahibi ve
aşırı tedbirli.
Düşünce şeklim: Yaşanabilecek tüm senaryoları düşünüp, sorgu­
layıp kıyas yapmak.
Hayata kattığım değerler: Tedbirli ve kendini adamış olmanın
önemini göstermek.
Sorunları çözme yaklaşımım: Bütün yönleriyle sorunu ve çıkış yer­
lerini tespit edip, sorunun tekrar etmeyeceği net çözümler üretmek.
Olumsuz tavırlarım: Kendimden emin olamamak, özgüven ko­
nusunda bocalamak.
Diğerlerini kızdıran yönlerim: Bir hata veya bir sorun olunca
suçu öncelikle dışarıda aramak, sürekli kendimi savunmak ve ge­
nellikle şikayet etmek.

69
Temel korkum: Yetersiz olmak, güvendiğim kişilerden darbe ye­
mek ve bana yalan söylenmesi.
Motivasyonumu arttıran durumlar: Yapabileceğime olan inan­
cım, desteklenmem ve akıl hocalarımın olması.
Motivasyonumu azaltan durumlar: Yetersiz hissetmem, işimi za­
manında teslim edemeyecek olmam.
İlişkide olduklarımdan beklentim: Tutarlı ve sadık olmaları, her
şeyi anlatmaları, ihtiyaç duyduğumda yanımda olmaları.
Karşımdakilerde takdir ettiğim özellikler: Kendilerine güven­
meleri, akılcı ve kararlı olmaları, güven vermeleri.
Rahatsız olduğum özellikler: Bir şeyler gizlenmesi, güvenilir
olunmaması ve baskıcı tutum sergilenmesi.

Bu kişilik yapısındaki bireyler, güven ve netlik arayışları ile diğer


yapılardan ayrışırlar. Karşılaştıkları bilgiden insana kadar birçok
olguda zihinleri "Güvenilir mi? Kesin mi?" sorularına cevap arar.
Özellikle insanlara güven konusunda hassasiyetleri yüksekrir. Ta­
nıştıkları kişinin beden dilinden konuşmasına, kıyafetine kadar
birçok detayı inceleyip zihinlerinde "güvenilir" veya "güvenilmez"
şeklinde kodlama yaparlar. Güven duymaları için bu analizler de
yeterli gelmez, sonrasında karşılarındakileri bir dizi testten geçi­
rirler ve bu testlerin bitmesi uzun zaman alabilir.
Genellikle gergin bir tavırları vardır ve zorunlu olmadıkça insan­
larla yakın ilişki kurmak istemezler. Konuşmalarınızdan veya ha­
reketlerinizden bir ima sezdiklerinde bunun nedenini sorgulama
ihtiyacı hissederler. Zihinleri netleşene kadar bu sorguları sürer.
Eğer net bir cevap alamazlarsa da sizinle olan yakınlıklarına me­
safe koyabilirler.
Yanlış yapmaktan ve suçlanmaktan korkarlar. Bu nedenle kendile­
rini yeterli hissetmedikleri bir konuda hareket etmekte zorlanırlar.
Yapılacak iş her ne olursa olsun onunla alakalı ihtiyaç duyacakları
tüm verilerin ellerinde olmasına dikkat ederler. Zihinleri, ancak
yapılacak işin tam içeriğini ve yapılması gerekenleri net bir şekil-

70
de öğrenince rahatlar, işe o zaman başlayabilirler. Aksi takdirde
zihinleri rahat etmeyeceği için işe odaklanmakta sorun yaşarlar.
Herhangi bir karar vermeleri gerekince, yanlış karar vermemek
adına, kararın muhtemel sonuçlarını düşünürler. "Evet" veya "ha­
yır" demeleri için zihinlerinde onlarca, belki de yüzlerce veri var­
dır. Bunların arasından en iyiyi bulmakta zaman zaman zorluk
yaşayabilirler. Böyle bir kararsızlıkta zaman ile sınırlandırılmış­
larsa gerginlikleri bir nebze daha artar. Gerginlikleri arttığınday­
sa düşünceleri daha karmaşık hale gelebilir.
Zihinleri kütüphane gibi, bilgileri belirli bir sitemle tutar. İçeri
yeni bir bilgi gireceğinde, öncelikle var olanın yanlışlanması ge­
rekir. Daha önceki bilgiyi büyük bir dikkatle aldığı için de onun
yanlışlanmamasını ister ve bu sebeple, gelen yeni bilgiye vereceği
ilk tepki genellikle reddetmek üzerinedir.

PSİKOLOJİK SARKAÇLAR!
Sağlıklı Bölge: Yaşam dengelerini buldukları ve korudukları böl­
gedir. Sorumluluklarının bilincindedirler ve dışarıdan kaynakla­
nan gecikmelere, hatalara karşı aşırı takıntılı değildirler.
Tedirginlikleri yerini artık dinginliğe bırakmıştır. Dinginlikle
birlikte de cesaretleri ve kendilerine güvenleri artmıştır. Ortaya
çıkan hatalara objektif olarak bakarlar, kendilerinden kaynakla­
nan bir şey varsa bunu kabullenmekte zorlanmazlar.
Olaylara bakışları ve sonuçlarını değerlendirme şekilleri iyimser­
dir. Yola çıktıklarında gelecek konusunda endişe etmekten çok, o
anı iyi değerlendirmek isterler.
Ortalama Bölge: Tedirginlikleri ve olumsuz düşünceleri yoğun­
dur. Kaynaklarını bu tedirginliği yok etmek için olabilecek tüm
kötü senaryoları kurgulamaya ve bu senaryoların çözümlerini
bulmaya çalışarak harcarlar.
Gereksiz risk almayı mantıksız buldukları için bunlarla uğraşma­
dan, bilindik, uygulanmış yöntemleri kullanırlar. Bu sayede ken­
dilerini güvende hissederler.

71
Sağlıksız Bölge: Güven konusunda ciddi tereddütleri vardır. Ko­
lay kolay kimseye güvenmezler. Birine yapması gereken bir iş ver­
diklerinde illa onu ele alıp detaylı bir şekilde incelemek isterler.
Zihinleri aşırı karmaşık olduğu için yapacakları işi tam anlamıyla
odaklanarak yapamazlar.
Dışarıda güvenli bir dayanak arayışları vardır. Her sıkıntıda ken­
dilerini anlayacak ve yardımcı olacak birine ihtiyaç duyarlar. Bu­
nunla birlikte aradıkları ve ihtiyaç duydukları kişi gelse bile ona
tam anlamıyla güvenmekte zorluk yaşarlar.

BÜTÜNLEŞME VE ÇÖZÜLME YÖNLERİ


Bütünleşme yönünde kişilik yapımız, olumlu bir olayla veya mo­
tivasyonumuzu arttıran bir durumla karşılaştığımızda kendi kişi­
lik yapımızın dışında bir rahatlama noktasına geçer.
Çözülme yönünde ise, ortaya çıkan stres faktöründen sonra hisse­
dilen olumsuz duygu sonucunda kişilik yapımızın kendine özgü
başka bir stres noktasına geçişini görürüz.
Bütünleşme Yönü: Yaşadıkları olumsuzluklar ve kötü tecrübeler
karşısında daha rahat ve sakin kalırlar. Geçmişte yaşadıklarının
bugünü ve yarını etkilememesi için bugün zihinlerinin berrak ol­
ması gerektiğini düşünürler. Gelecek konusundaki tedirginlikleri
ve zamanın ne getireceğini bilememe endişeleri, geleceği kontrol
edemeyecekleri ve olacak olanın zaten bir şekilde olacağı düşün­
cesiyle yer değiştirir. Bu da daha sakin ve kabullenici bir tara­
fa geçmelerine yardımcı olur. Düşünceleri kötümser değildir ve
daha nötr haldedir. Hayata karşı bu nötr bakış açısını oturtmaya
çalışarak sakin bir zihne sahip olmak isterler.
Çözülme Yönü: Çözülme yönünde ilerlediklerinde, yaşadıkları
olumsuzluklar neticesinde çevrelerine ve kendilerine kızgınlıkları
artar. Gerginlikleri yükselir, etrafa karşı söylemleri sert ve bencilce
olmaya başlayabilir. Gelecek tepkilerden korkmak, ortamın den­
gesini bozmamaya çalışmak ve susmak yerine, tepki veren bir kişi
haline gelirler. Bu yöndeyken, bireysellikleri daha çok öne çıkar.
Çevrelerindeki kişilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamak zorunda ol­
duklarını, eğer karşılayamıyorlarsa bunu bir şekilde onlardan talep

72
ederek karşılamaları gerektiğini düşünürler. Daha enerjik ve daha
sosyal oldukları gözlenebilir. Zihinlerindeki karmaşanın önemli
bir kısmını yok sayıp, hedeflerine doğru ilerlemek isterler.

TİP 6-SORGULAYICILARIN KANAT YAPISI


Tip 6-Sorgulayıcılar kişilik tipinin kanat yapısı Tip 5-Araştırma­
cılar veya Tip ?-Yenilikçilerden biridir.
Kanat Yapısı Tip 5-Araştırmacılar Olduğunda: İçe dönük ve
insanlardan uzak durmaya çalışan Tip 6-Sorgulayıcılar, bu ka­
nat yapısındayken daha da içlerine çekilmeye ve kendi düşünce­
lerinde yaşamaya başlarlar. Ayrıca bu kanat yapısı, içlerine iyice
kapanmalarının ortaya çıkarabileceği rahatsızlık duyguları için
geçerli mazeretler bulabilen bir zemin oluşturur.
Karşılaştıkları şeylerle ilgili verileri işleme arzuları, Tip 5-Araştır­
macılar kanat yapısıyla birlikte daha detaylı analizler yapmalarını
sağlar. Analizden sonra sıraladıkları olası sorunlar ve sıkıntılar,
bu kanadın aktifliği sebebiyle daha da artacaktır. Onun için in­
sanlara karşı daha ketum ve daha şüpheci olabilirler. Bu şüpheci
tavırları nedeniyle gelen bilgi ve yardımlara güvenme konusunda
da sorunlar yaşayabilirler. Güvensizlikleri arttıkça sadece kendi
düşünce ve analizlerine güvenen biri haline gelebilirler.
Kanat Yapısı Tip 7-Yenilikçiler Olduğunda: Hareketlenirler ve
çevreleriyle iletişimlerinde artış gözlenir. Ciddiyetleri ve kendilerini
kontrol etme çabaları azalmaya başlar. Bu, yapıyı rahatlatan, aynı za­
manda iç gerginliklerini anlık da olsa ortadan kaldıran bir durum­
dur. Tedbirli ve temkinli bir ana yapı ile spontane olan bir kanat,
taban tabana zıttır. Onun için kendi içlerinde sıklıkla çatışma yaşar­
lar. Buna rağmen, girdikleri duygusal ve zihinsel çukurlardan kur­
tulmaları adına bu kanat onlar açısından çok kullanışlı bir kanattır.
Sosyalliğe açıktırlar ve hayatta eğlenilip haz alınacak şeylerin oldu­
ğunu bilirler. Ellerinden geldiği kadar bunları yaşamak isterler. Ba­
zen kanat etkisinden kaynaklanarak kendilerini kontrol etmeyi bı­
rakmaları nedeniyle düşünmeden söyledikleri sözlerden ve yaptıkları
davranışlardan rahatsız olurlar. Sosyalleştikçe özgüvenleri artar. İn­
sanlara duydukları güvensizlik de yerini adım adım güvene bırakır.

73
Tip 6-Sorgulayıcılar kişilik tipindekiler, zihinlerini ve yaşadıkları
bölgeyi temiz, düzenli tutmaya meyillidirler. Kanat yapısının Tip
7-Yenilikçiler olması ise onların dağınık bir zihne ve dağınık bir
ortama sahip olmalarına yol açabilir. Zaman zaman bununla ala­
kalı olarak kendilerine kızsalar da dağınıklığa engel olmakta yine
zorlanabilirler. Ancak bu kanat yapısında, yaşadıkları sorunları
daha kabullenici bir yöne sahip olurlar. Altta yatan sebeplerle ve
"Bu neden benim başıma geldi?" söylemleriyle uğraşmaktan ziya­
de, harekete geçme tarafını seçerler.

TİP 6-SORGULAYICILAR İLE DAHA SAGLIKLI


BİR İLİŞKİ KURMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
- Endişelerinden bahsettiklerinde "Bunda bir şey yok ..." deyip
konuyu yok saymak yerine, onları anlamaya ve endişelerini or­
tadan kaldırmaya çalışmalısınız.
- Açık ve dürüst olmaya çok önem verir, yalan söylenmesinden
hiç hoşlanmazlar. Asla yalan söylememelisiniz.
- Aşırı tepki görmekten ve bağırılmasından çok rahatsız olurlar.
Tepkilerinizde ve eleştirilerinizde sakin olup onları tedirgin et­
memeye çalışmalısınız.
- Sinirli olduklarında içlerindeki sıkıntıyı atmaları için bir müd­
det ses çıkarmamaya özen göstermelisiniz. İçinden çıkamadık­
ları bir karmaşa, bir yoğunluk olduğu zaman, farkında olma­
dan konunun dışındaki birine anlamsız tepkiler gösterebilirler.
- Harekete geçmeleri gereken konularda geç kalırlarsa kaygıla­
nırlar. Böyle bir durumda, hala harekete geçebilecekleri konu­
sunda tavsiyelerde bulunabilirsiniz.
- Yeniliklerle ilgili küçük adımlar atarak hareket etmelerini, bu sa­
yede bilinmezlere karşı toleranslarının artacağını söyleyebilirsiniz.
- Aranızdaki ilişkide güvenle alakalı bir şüphelerinin veya akıl­
larına takılan herhangi bir şeyin olup olmadığını sorabilirsiniz.
- Çatışma durumunda sinirleri yatışana kadar alttan alıp, olabil­
diğince sessiz kalmayı tercih etmelisiniz. Soru sorduklarında
kısa ve net cevaplar vermelisiniz.

74
2 TIP 7
Kanat Yapıları: Tip 6 / Tip 8
Bütünleşme Yönü: Tip 5
Çözülme Yönü: Tip 1

® 4

TİP 7-YENİLİKÇİLER KENDİLERİNİ ANLATIYOR


Ben kimim: Hayata olumlu bakmayı bilen, eğlenceli, espritüel ve
pratik zekalı biriyim.
Temel arzum: Keyif alacağım ve beni heyecanlandıran şeylere
ulaşmak, ilgimi çeken konular hakkında bilgi edinmek.
Çevremde bıraktığım etki: Hareketli, espritüel, bilgili, şakacı ve
dağınık.
Düşünce şeklim: Spontane, yenilikçi, etkileyici ve pratik.
Hayata kattığım değerler: Eğlenerek iş yapabilmek, olumsuzluk­
lara takılmadan yola çıkabilmek.
Sorunları çözme yaklaşımım: Hemen çozum üretmek ve anı
kurtarmak için ne yapılması gerektiğini araştırmak.
Olumsuz tavırlarım: İlgimin çabuk dağılması, bir şeyi yapmak
istemediğimde bahaneler bulmam.
Diğerlerini kızdıran yönlerim: Aşırı hareketli olmak, sürekli bir
şeyleri unutmak, sorumsuz davranmak, odaklanamamak.
Temel korkum: Sınırlandırılmak, mahrum kalmak, yetişememek.

75
Motivasyonumu arttıran durumlar: Merakımı uyandıran yeni
bir şeyin olması ve yaptıklarımı eğlenerek yapabilmek.
Motivasyonumu azaltan durumlar: Zorlanmak, sıkıcı bir or­
tamda çalışmak, baskı yapılması ve zaman sınırı olan bir işte
bulunmak.
İlişkide olduklarımdan beklentim: Hızıma ve heyecanıma ayak
uydurmaları, beraber keyif alacağımız şeyleri yapmaları.
Karşımdakilerde takdir ettiğim özellikler: Olaylara önce olumlu
yönden bakmaları, açık zihinli olmaları, hızlı harekete geçebilme­
leri, olumsuzlukları büyütmemeleri.
Rahatsız olduğum özellikler: Aşırı kuralcı olunması, esnek olun­
maması, yargılayıcılık.

Mutlu olmak ve hayattan zevk almak için çabalarlar. Sürekli yeni


şeyler keşfetmeyi, yeni maceralar yaşamayı severler. Alışılagelmiş,
durağan ve sıradan şeylerden rahatsız olurlar; sürekli yenilik arar­
lar. Bu yenilik arayışları ve hemen sıkılmaları, onları maymun
iştahlı biri gibi gösterir. İlgilerini ve dikkatlerini uzun süre belirli
bir noktada tutmakta zorlanırlar.
Eğlenceli, sıcakkanlı ve arkadaş canlısıdırlar. Can sıkıcı bir ortam
varsa orayı neşelendirmek ve ortamın sıkıcılığını ortadan kaldır­
mak konusunda başarılıdırlar. Olumsuz ve can sıkıcı şeylerle uğ­
raşmaktan hoşlanmazlar. Sürekli gelecekle alakalı planlar yapar
ve hayaller kurarlar. Her zaman tercihin birden fazla olması ge­
rektiğini düşünürler ve canları o an ne isterse onu yapmak isterler.
Zaman kavramları yoktur, akıllarına bir şey geldiği zaman hemen
olsun isterler.
Pratik zekaları güçlüdür, aynı anda birden fazla şey düşünüp bir­
den fazla işle ilgilenirler. Pratik zekaları, esprilerinde kıvrak bir
zeka tadı olmasına imkan verir. Karşılarındaki kişinin açığını he­
men fark edip ona göre espri yapabilirler. Bazen dozun aştığını
fark edemeyince kırıcı da olabilirler.

76
Birçok konuda bilgi sahibi olmak ve birçok şeyi deneyimlemek is­
terler. Çok alakasız konular öğrenip aralarında mantıksal bir bağ
kurabilirler. Zihinleri hızlıdır, pratik bir sistemle çalışır. Sınırla­
rının olduğunu düşünmek onları rahatsız ettiği için, bedenleriy­
le yapabileceklerinin ve zihinlerinin bir sınırı olsun istemezler.
Özellikle hayal etme ve uçuk fikirler bulma konusunda herhangi
bir kısıtlanmaya müsaade etmezler. Bu onlara olaylara bakarken
çok yönlü düşünebilme becerisi kazandırır.

Yeni fikirleri düşünme ve ortaya çıkarma konusunda son derece


başarılıdırlar. Birçok durumda gereksiz detaylara takılmadan ha­
reket ederler. Alakasız değişkenler arasında bağ kurma becerileri
sayesinde aranılan biri olurlar.

Düşünceleri ve yaşadıkları alanlar genellikle dağınıktır. Bu da­


ğınıklıkta birçok fikir not alınmaması ve "nasılsa yine bulurum"
düşüncesi sebebiyle kaybolur. Aynı şekilde, değer verdikleri eş­
yaları kaybedip yıllar sonra çok alakasız bir yerde bulmaları da
onların yadırgamadığı bir durumdur.

PSİKOLOJİK SARKAÇLAR!
Sağlıklı Bölge: Hayatın kendilerine sunduğu güzelliklerin farkın­
da olurlar. Hareketleri daha dengelidir ve zihinleri dağılmadan
konuşurlar. Hayata bakışları sakin ve düzenlidir. Merak ettikleri
konularda daha nitelikli bir bakış açısına sahiptirler. Bu bölgede
karşılarına çıkan sorunları ve yenilikleri anlamak için çabalarlar.
Anladıktan sonra oradan ne gibi bir ders çıkaracaklarını düşü­
nürler.

Yaşadıkları alanlardaki ve zihinlerindeki dağınıklıktan kurtul­


muş olmaları, odaklanmalarını arttırır. Edindikleri tecrübelere
daha duyarlı olurlar.

Ortalama Bölge: Neşeleri ve enerjik halleri yerindedir. Yeni fır­


satlar, yeni lezzetler ve öğrenebilecekleri yeni bilgilerle ilgilenmek
isterler. Ellerinde olanı cam görüp anlamadan bir diğerine geçer­
ler. Bu arayış güçlü olduğu için işlerini sürekli yarım bırakırlar.
Sürekli yeni şeyler aradıkları için ellerinde olanı kaçırırlar.

77
Şakacı yönleri nedeniyle ortam biraz ciddileşse hemen bir espri ile
karşılık verir, ortamı yumuşatırlar. İnsanları pratik zekaları ile alt
ermeyi ve istedikleri şekilde zihinlerini manipüle etmeyi severler.
Acıdan ve hoşlarına gitmeyen duygulardan kaçmak için ise eğlen­
meyi tercih ederler.
Sağlıksız Bölge: Aldıkları işleri yarım bırakıp yenisine geçerler
ve bunu sürekli yaparlar. İstediklerinin ne olduğunun farkında
olmadıkları için sürekli yeni şeyler denemek isteyebilirler.
Yapılarındaki stres arttığında daha da sık öfke patlaması yaşayabi­
lirler. Bu patlamalar zaman zaman arkadaş ortamına şaka ile karışık
bir şekilde yansır. İnsanlara karşı umursamaz bir tavır geliştirirler. Bu
alandayken öncelikleri her zaman kendi zevkleri ve heyecanları olur.

BÜTÜNLEŞME VE ÇÖZÜLME YÖNLERİ


Bütünleşme yönünde kişilik yapımız, olumlu bir olayla veya mo­
tivasyonumuzu arttıran bir durumla karşılaştığımızda kendi kişi­
lik yapımızın dışında bir rahatlama noktasına geçer.
Çözülme yönünde ise, ortaya çıkan stres faktöründen sonra hisse­
dilen olumsuz duygu sonucunda kişilik yapımızın kendine özgü
başka bir stres noktasına geçişini görürüz.
Bütünleşme Yönü: Çağrışımlar yapan, sürekli hareket eden be­
den ve zihinleri sakinleşir, daha odaklanabilir hale gelirler. Sıra
dışı, ilginç aktivireler bulup, zamanlarını onlarla daha eğlenceli
hale getirme çabaları, yerini, ellerinde olanlardan daha fazla fay­
dalanma düşüncesine bırakır. Zaman yönetimine dikkat ederler
ve maddi harcamaları için "Şu an ihtiyacım var mı?" sorusunu
sorar, kaynaklarını ona göre kullanırlar. Hayatlarında, hareket et­
tikçe odaklarının değişmesinden doğan yorgunluğu hissederler ve
kendilerini sabit bir odakta tutarak dinlendirirler.
Çözülme Yönü: Görmezden gelip sürekli kaçtıkları -öfke gibi­
olumsuz duygular açığa çıkar. Fark ettiklerinde bunlar için hızlı­
ca önlem almayı ve hayatlarını yoluna sokmayı isterler. Bu süreçte
içinde bulundukları durumla ilgili hızlı ve detaylı bir analiz ya-

78
parlar. Analiz sonucunda olması gerekenler ve olanlar arasındaki
farkı netleştirirler. Olması gerekene ve hatta daha da ötesine gi­
dilmesi için gerekenleri sıralarlar. Kendilerine oluşturdukları bu
plana göre hareket etmek isterler.
İçinde bulundukları olumsuz durumdan genellikle dış çevreyi so­
rumlu tutarlar. Dışarıdan bakıldığında o eğlenceli insan gitmiş,
yerine sert ve net tepkiler veren biri gelmiş gibi görünürler.

TİP 7-YENİLİKÇİLERİN KANAT YAPISI


Tip ?-Yenilikçiler kişilik tipinin kanat yapısı Tip 6-Sorgulayıcılar
veya Tip 8-Önderlerden biridir.
Kanat Yapısı Tip 6-Sorgulayıcılar Olduğunda: Burası, ana ya­
pıdan gelen spontane ve dürtüsel harekete geçme eğilimini tutan
bir kanat yapısıdır. Aldıkları sorumluluklar konusunda hassasi­
yetleri vardır. Çevrelerine her ne kadar güvenseler de temkinli bir
tutumla ilerlerler, riske girme konusunda da bu temkinleri öne çı­
kar. Alacakları kararlar için daha düşünceli olurlar ve hesaplama­
ları daha detaylıdır. Her işe atılıp her işi yapmak yerine, verdikleri
emeğe değecek işi yapma gayretindedirler. Başladıkları iş istedik­
leri gibi sonlanmadığında yaşayacakları hayal kırıklığı fazla olur,
yeni adım atmak için biraz zamana ihtiyaç duyarlar.
Kanat Yapısı Tip 8-Önderler Olduğunda: Yapının hareket gücü,
içten gelen enerji ile daha da güçlenecek ve bu alandaki bireyler
yerinde duramayan bir hale gelecektir. Zihinlerindeki düşüncele­
rin ve planların hangileri işe yarar, hangileri tutabilir diye düşü­
nüp, kendilerine göre hesaplama yaparak hemen harekete geçerler.
Fiziksel çatışmaya yatkındırlar ve istedikleri şeyi yapma konusun­
da rahat hareket ederler. Ancak acıya katlanma yönleri çok güçlü
olmadığı için zorunlu olmadıkça kavga etmezler. Fiziksel bir kav­
gaya karışmaktansa, pratik zekalarını kullanarak farklı bir şekilde
çatışmaya girebilirler.
Sosyal çevreleri çok geniştir. Yapılması gereken bir iş varsa kime,
neyi, nasıl yaptıracaklarını çok iyi bilirler. Kendileri de arkadaşla­
rının işlerine ellerinden geldiğince yardım ederler.

79
İsteklerinin hemen yerine getirilmesi için baskıcı bir tarafları var­
dır. Elde edemedikleri şeyler olduğunda, bir şekilde yolunu bu­
larak onları elde etmeye çalışırlar. Kendilerine olan güvenleri ve
hızlı düşünebilme becerileri sayesinde insanları toplama ve onlara
istediklerini yaptırma konusunda becerikli ve baskıcıdırlar.

TİP 7-YENİLİKÇİLER İLE DAHA SAGLIKLI


BİR İLİŞKİ KURMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
- Ne yapmaları gerektiğini söylemeyin, sınırlamaya ve değiştir­
meye çalışmayın, onları oldukları gibi kabul edin.

- Güzel vakit geçirmek için yeni planlar yapın. Öğrendiğiniz,


ilgilerini çekecek yeni şeylerden bahsedin.

- Eleştiri yapacaksanız yumuşak bir dil kullanın ve fazla madde


sıralamayın.

- Çok yoğun ve sıkıcı ortamlardan uzak tutun. "Öğrenmek ka­


dar eğlenmek de önemli." mottosunu kullanırlar, unutmayın.
- Esprilerini eğlenceli bulduğunuzu ve zekice espriler yaptıkla­
rını söyleyin.

- Sorun gördüklerinde genellikle yok sayma tarafında olurlar.


Bu nedenle sorunu göstermeye çalışırken, güzel olan şeylerle
birlikte söyleyin.

- Sinirlendiklerinde sıklıkla kabalaştıkları görülebilir. Sakinleş­


tikleri zamana kadar sessiz kalmayı tercih edin, cevabınızı sa­
kinleştiklerinde verin.

- Onlar istemediği müddetçe kendilerini ve duygularını analiz


etmeye çalışmayın.

80
TIP 8
Kanat Yapıları: Tip 7 / Tip 9
Bütünleşme Yönü: Tip 2
Çözülme Yönü: Tip 5

TİP 8-ÖNDERLER KENDİLERİNİ ANLATIYOR


Ben kimim: Kendine güvenen, ne yaptığını bilen biriyim.
Temel arzum: Kimseye muhtaç olmayan, bağımsız ve etkin biri
olmak.
Çevremde bıraktığım etki: Otoriter, kararlı, cesur ve baskın bir
karakter.
Düşünce şeklim: Uygulanmayan fikirler gereksiz zaman kaybı­
dır, uygulanıp sonuç alınacak fikirler düşünülmeli.
Hayata kattığım değerler: Güçlü duruş ve kararlı bir harekede
sonuç almanın mümkün olacağı.
Sorunları çözme yaklaşımım: Sorunun hemen değerlendirilmesi,
kökten çözülmesi ve yenilenmesine bir daha asla müsaade edilme­
mesi.
Olumsuz tavırlarım: Her zaman kontrol etme isteğim, etkin ve
hakim olma tutumum.
Diğerlerini kızdıran yönlerim: Dik kafalı ve baskıcı olmak.
Temel korkum: Zayıf, etkisiz ve muhtaç biri olmak.
81
Motivasyonumu arttıran durumlar: Liderlik edebileceğim ve
kendimi gösterebileceğim ortamlarda çalışmak.
Motivasyonumu azaltan durumlar: Sınırlandırılmak ve yetersiz
olduğumu hissetmek.
İlişkide olduklarımdan beklentim: Düşüncelerinde ve tavırların­
da net olmaları; açık, adil ve itaatkar davranmaları.
Karşımdakilerde takdir ettiğim özellikler: Çekinmeden konuş­
maları, kendilerine güvenmeleri, kararlı ve karakterli bir duruş
sergilemeleri.
Rahatsız olduğum özellikler: Zayıf, çekingen olunması ve aşırı
duygusal kararlar alınması.

Güçlü olmak ve bağımsız olmak en önemli amaçlarındandır.


Kendilerini ve yakınlarını korumak, karşılarına çıkabilecek muh­
temel sorunlarla baş edebilmek için güçlü ve bağımsız olmaları
gerektiğini düşünürler.
Bulundukları ortamda oturup kalkmalarıyla ve konuşmalarıyla
ağırlıklarını hissettirirler. İnsanları yönetme konusunda yetenek­
lidirler ve yeteneksiz kişiler tarafından yönetilmekten hiç hoşlan­
mazlar. Düşünceleri konusunda nettirler, düşüncelerini açıkça söy­
lerler. Arada kalmışlıktan ve kararsızlıktan hoşlanmazlar. Fikrinizi
sorduklarında bunu saklıyorsanız sizinle aralarına mesafe koyarlar
veya baskı yapıp cevap almak isterler. Korkusuz oldukları için geri
adım atmazlar ve çatışma yaşamaktan çekinmezler. Çocuklukla­
rından beri kendilerini fiziksel olarak zorladıkları için son derece
dayanıklıdırlar. Kolay kolay pes etmez, sonuna kadar çatışırlar.
Eyleme geçecekleri konuyu öğrenirler ve yapılacakları söylerler.
Olayı tüm detayları ile öğrendikten sonra yola çıkma taraftarı
değillerdir. İnce hesaplarla hareketsiz kalmaktan ve gecikmekten
hoşlanmazlar. "Yola çıkılabilmesi için yeterli malzeme varsa çıkı­
lır, eksikler yolda karşılanır, aksi durumda geç kalınması söz ko­
nusudur." düşüncesine sahiptirler. Harekete geçilmemişse, bunun
sorumlularını öğrenip cezalandırmak isteyebilirler.

82
Adalet konusunda hassasiyetleri yüksektir. Sadece kendileri için
değil, yakınları için de adaletin uygulanması konusunda gayret
ederler. Adaletsizlikle karşılaştıklarında tüm güçleriyle savunma­
ya geçerler.
Her ne kadar sert ve ciddi bir imajları olsa da içlerinde göster­
mek istemedikleri merhametli bir tarafları vardır. Bu yönleri ile
fakir ve muhtaç olanlara ellerinden geldiğince yardımcı olurlar.
Bu kişilerin ihtiyaçlarının giderilmesi için ön ayak olurlar. Biri­
nin gerçekten yardıma muhtaç olduğuna inanırlarsa ceplerindeki
son parayı bile verebilirler. Diğer taraftan, eğer o kişinin sıkıntısı
tembelliğinden kaynaklı bir muhtaçlıksa yardım etmezler, hatta
onu cezalandırmak bile isteyebilirler.

PSİKOLOJİK SARKAÇLAR!
Sağlıklı Bölge: Burayı diğer iki bölgeden ayıran en önemli fark,
onların buradayken baskıcı olmamalarıdır. Çevreyle ilgilenip in­
sanlara yardımcı olurlarken, ailelerini ve kendilerini ihmal etmez­
ler.
İnsan olarak eksiklerinin bulunmasının ve diğerlerine ihtiyaç
duymalarının normal bir durum olduğunun farkındadırlar. Bu
farkındalık sayesinde, bireysel olarak güçlü olmaktan ziyade,
içinde bulundukları toplulukla birlikte büyümek ve güçlenmek
isterler. Yaptıkları işlerden dolayı övgüye ve tebriğe ihtiyaç duy­
mazlar. Mütevazi bir hayatın kendilerine yeteceği düşüncesinde­
dirler. Cesur ve korkusuz olurlar. Ayrıca nerede, nasıl bir cesaret
göstereceklerini; yapacaklarının sonuçlarını detaylı bir şekilde
düşünürler.
Ortalama Bölge: Güçlü olma ve yönetme isteklerinin ön planda
olduğu bölgedir. Güçlendikçe kendilerine ve çevrelerine yardımcı
olabileceklerini, insanların da bu şartla kendilerinin yanında ola­
caklarını düşünürler.
Çevreleriyle rekabet etmeyi severler; bu şekilde kendi potansi­
yellerini ve muhtemel rakiplerinin potansiyellerini görebilirler.
İsteklerinin olması için baskı yaparlar ve isteklerinin sorgulanma-

83
sından rahatsız olurlar. Yapmak istemedikleri şeylere zorlandıkla­
rında tavırları bir anda sertleşebilir.

Sağlıksız Bölge: Çevrelerini yok sayan bir tavırları vardır. Can­


larının istediklerini almak isterler, alamadıklarında yine bir yo­
lunu bulup onu elde etmek isterler. Eğer o şeyi normal yollardan
elde edemezlerse bu sefer zorla almaya yönelirler. Şahsi istekleri
ön planda olduğundan kavga etmekten, zarar görmekten ve zarar
vermekten çekinmezler.

Herhangi bir kural ve otorite olmasından hoşlanmazlar. Kont­


rol edilmeyi sevmedikleri için çevrelerindeki herkesi kontrol eder,
kimsenin kendilerinden üste çıkmasına müsaade etmezler. Zayıf
görünmeyi de sevmezler, zayıf görünmenin kendi otoritelerini
sarsacağını düşünürler. Bu yüzden yaşadıkları sıkıntılarda canları
yanmıyormuş, acı çekmiyormuş gibi davranırlar.

BÜTÜNLEŞME VE ÇÖZÜLME YÖNLERİ


Bütünleşme yönünde kişilik yapımız, olumlu bir olayla veya mo­
tivasyonumuzu arttıran bir durumla karşılaştığımızda kendi kişi­
lik yapımızın dışında bir rahatlama noktasına geçer.
Çözülme yönünde ise, ortaya çıkan stres faktöründen sonra hisse­
dilen olumsuz duygu sonucunda kişilik yapımızın kendine özgü
başka bir stres noktasına geçişini görürüz.

Bütünleşme Yönü: Sert ve kırıcı tavırlar, yerini merhamete ve


yardımseverliğe bırakmıştır. İnsanları kırmaktan hoşlanmayan,
anlamaya çalışan ve herhangi bir sorunda ellerini uzatıp onlara
yardımcı olmaya gayret eden bir profil çizerler. Çevrelerindekileri
güçle ve korkuyla yönetmek yerine, sevgi ve iyi niyetle yönetme­
ye çalışırlar. Ana yapılarına oranla daha sabırlı ve sorunlara karşı
daha kabullenicidirler. Güçlü olup insanları yöneten biri olmak­
tansa daha fazla sevilen ve saygı duyulan biri olmaya gayret ederler.

Çözülme Yönü: Büyük bir özgüven sorununda genellikle bu yöne


ilerlerler. Hiç beklemedikleri kişilerden aldıkları yıkıcı darbeler
sonucunda, kendilerini burada bulurlar. Burada, aslanın yaralan­
ması ve kendini iyileştirirken gözlerden uzak bir yerde dinlenmesi

84
gibi bir durum söz konusudur. İç muhasebelerini yapar ve ken­
di hatalarını analiz ederler. Yeniden ayağa kalktıklarında benzer
bir hata yapmamak, yara almamak için neler yapmaları gerektiği
konusunda düşünürler. Kendi başlarına kalmak isterler, herhangi
bir dikkat dağıtıcı dış etkenden etkilenmek istemezler. İnsanlarla
aralarına mesafe koyar, zihinlerindeki analizin ve yılların verdiği
bedensel yorgunluğun geçmesini beklerler.

TİP 8-ÖNDERLERİN KANAT YAPISI


Tip 8-Önderler kişilik tipinin kanat yapısı Tip 7-Yenilikçiler veya
Tip 9-Uyumlulardan biridir.
Kanat Yapısı Tip ?-Yenilikçiler Olduğunda: Kendilerine keyif
veren şeylere karşı daha istekli hale gelirler. Hareketlerindeki cid­
diyetin yerini kendini serbest bırakma ve anın tadını çıkarma alır.
Olur veya olmaz diye hesap etmeden istedikleri şeyi elde etmeye
odaklanan bu kanat yapısı, ana yapılarından gelen "bir şeyi iste­
diğimde hemen olsun" tutumunu oldukça güçlendirir. Akıllarına
düşeni yapacak güçleri vardır. Genellikle güçlerinin yetebileceği
çeşitli şeyleri düşünmeye yöneldikleri için de düzenli bir özel ha­
yat kurmakta zorlanabilirler.
Tip ?-Yenilikçiler kanat yapısından kaynaklanan yeni fikir bulma
ve araştırma motivasyonu nedeniyle girişimci bir tarafları vardır.
Olaylara kimsenin bakmadığı taraftan bakabilme becerisine sa­
hiptirler. Kanat yapısından gelen potansiyel iş alanlarını tespit
edebilme yeteneği ile kendi ana yapılarından gelen analiz becerisi
birleşir, böylece başarılı bir iş süreci yakalarlar.
Bu alanda, rekabetçi tarafları daha da güçlenir. İnsanlarla zorlu
yarışlara girmekten, kendilerini ve rakiplerini zorlamaktan zevk
alırlar. Bedensel ve zihinsel üstünlük kurabildikçe motivasyon­
ları artar.
Kanat Yapısı Tip 9-Uyumlular Olduğunda: Bu kanat, bireyin
ana yapısını daha sakin ve dingin bir hale çeker. Ana yapıdan
gelen uyumsuz ve baskıcı tavır, daha kabullenici ve öfkeden uzak
bir şekle kavuşur. Burası ana yapıya zıt bir yön gibi görünüyor olsa

85
da bireyi daha dengeli ve istikrarlı hale getirir. Sürekli hareket
halinde olma ve herkesin derdine yetişme çabaları, onları ken­
di kendilerinden uzaklaştırırken, Tip 9-Uyumlular kanat yapısı
kendilerine ve sevdiklerine daha fazla vakit ayırmalarını sağlar.
İnsan ilişkilerinde iyi vakit geçirmek isterler, içten davranırlar.
Küs olanların arasındaki sorunların giderilmesi konusunda ön
ayak olurlar, sözü dinlenen bireyler oldukları için genellikle de
insanların arasını düzeltmeyi başarırlar.
Çevrelerindekilerin hataları karşısında zaman zaman kızgınlık
yaşayıp bunu dışa vururlar ve sonra vicdanen rahatsız olurlar. İn­
sanları yönetirken kabalık göstermektense, orta yolu bulma moti­
vasyonuyla hareket ederler.

TİP 8-ÖNDERLER İLE DAHA SAGLIKLI


BİR İLİŞKİ KURMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
- Bir şeye gerçekten ihtiyacınız olduğunda yardım isteyin. Yapa­
bileceğiniz bir şey ise o zaman kendiniz yapın. İyi niyetlerini
suistimal etmeyin.
- Bir konuda fikrinizi sorduklarında net olun ve kendinizden
emin bir şekilde cevaplayın.
- Birlikte hareket ederken işi liderlik kavgasına, çekişmesine çe­
virmeyin. İdareyi onlara bırakın.
- Fiziksel ve duygusal açıdan güçlü, nerede ne yapacağını iyi bi­
len ve kendine güvenen biri olun.
- Tartışma sonrasında hala haklı olduğunuzu düşünüyorsanız
ortalık yatıştıktan sonra özel olarak görüşüp durumu anlatın.
- Onlardan habersiz iş yapmayın ve onlar size inisiyatif yetkisi
vermeden inisiyatif almayın.
- Düşüncelerini anlattıklarında dinleyin; ne konuda ve ne şekil­
de destek olabileceğinizi söyleyin.
- Liderlik becerilerini, güçlü duruşlarını ve merhametli yönlerini
beğendiğinizi samimiyetle dile getirin.

86
TIP 9
Kanat Yapıları: Tip 8 / Tip 1
Bütünleşme Yönü: Tip 3
Çözülme Yönü: Tip 6

5 4

TİP 9-UYUMLULAR KENDİLERİNİ ANLATIYOR


Ben kimim: Uyumlu, sakin ve geçinilmesi kolay biriyim.
Temel arzum: Çevremle uyum içinde olmak, huzur bozan şeyler­
den uzak bir hayat sürmek.
Çevremde bıraktığım etki: Sakin ve uyumlu olan herkesi kabul­
lenen.
Düşünce şeklim: Uzlaşma zeminini aramak ve dengeyi bulmak
üzerine.
Hayata kattığım değerler: Ölçülü ve dengeli bir hayat sürülebileceği.
Sorunları çözme yaklaşımım: Sorunun ne olduğunu birlikte an­
lamak, çözümünü bulmak ve tekrar etmesini engellemek için bir­
likte hareket etmek.
Olumsuz tavırlarım: Eyleme geçmekte zorlanmak ve ağırkanlı
olmak.
Diğerlerini kızdıran yönlerim: Sorunu görmemek, tembellik et­
mek ve kendi kabuğuma çekilmek.
Temel korkum: Dışlanmak, yetersizlik hissine kapılmak ve baskı
yapılması.
87
Motivasyonumu arttıran durumlar: Zihinsel ve bedensel olarak
rahat edebileceğim bir yerde olmak.

Motivasyonumu azaltan durumlar: Uykusuzluk, açlık, fiziksel


ihtiyaçlarımın karşılanmaması ve aşırı gürültülü ortamlar.

İlişkide olduklarımdan beklentim: Aşırı tepkilerden uzak, sakin


ve güvenilir olmaları.

Karşımdakilerde takdir ettiğim özellikler: İyimser bakmaları,


tevazu sahibi ve tutarlı bir tavır sergilemeleri.

Rahatsız olduğum özellikler: Kibirli ve baskıcı olunması.

İçsel huzurlarının bozulmaması ve onu sakin bir şekilde tutabil­


mek için çabalarlar. Bu huzurun korunması adına kimseyle çatış­
maya girmek istemezler, çatışma ortamından uzaklaşmak isterler.
Büyük beklentileri ve istekleri yoktur. Temel ihtiyaçlarının karşı­
lanması genellikle yeterli olur.

Son derece sakin ve saygılı bir iletişimi tercih ederler. Konuşulan


konu hakkında bilgileri varsa ve dinlenildiklerini hissediyorlarsa
konuşurlar, aksi takdirde dinleyici olarak kalırlar. Kimseye karşı
bir baskıda ve müdahalede bulunmazlar. Benzer şekilde kendile­
rine müdahale edilmesini de istemezler.

Hızlı ve hareketli değillerdir, onun yerine sakin ve emin adımlarla


ilerlemek isterler. Yetişmeleri gereken herhangi bir yer yok gibi ha­
reket etmeleri çevrelerindeki insanları rahatsız eder. Ancak onlar
yine harekete geçmekte zorlanırlar. Zihinlerinde olayı kavramayı,
sonra ne kadar gerekli olduğunu düşünmeyi, eğer kendilerinde o
istek ve enerjiyi görürlerse o zaman hareket etmeyi tercih ederler.

Sıkıntı yaşadıklarında, bir olumsuzlukla karşılaştıklarında genel­


likle sessiz kalırlar. Görmezden gelirlerse sanki sorunun kendili­
ğinden çözülebileceğini düşünen bir halleri vardır. Oysa o an ne
yapacaklarına emin olamadıkları ve akıllarına bir şey gelmediği
için sessiz kalırlar. Baskı yapılmasından ve eleştirilmekten rahat­
sızlık duyarlar. Baskının artması ve ortamın huzursuz olması on-

88
lan gerginleştirecek ve kendilerinin de anlam veremediği bir öfke
patlamasına neden olacaktır.

Herhangi birine karşı olumsuz bir tepki vermekten hoşlanmazlar.


Verilen tepki sonrasında aradaki bağın kopacağını ve bir daha o
kişilerle görüşmeyeceklerini düşünürler. Bu nedenle mecbur ol­
madıkları müddetçe tepki vermek istemezler.

Değişimin en yavaş olduğu kişilik tipidir. Değişmesi için, soru­


nun ne olduğu çok açık bir şekilde aktarılmalıdır. Aksi takdirde
akıllarına yatmayan her şeyde olduğu gibi söylediğiniz şeyde de
tepkisiz kalabilirler ve sonrasında yine kendi bildiklerini yaparlar.

PSİKOLOJİK SARKAÇLAR!
Sağlıklı Bölge: Yapması gerekenleri gerektiği zamanda yapan,
huzurlu bir halleri vardır. Yanlarında biraz oturduğunuzda ses­
siz, sakin duruşlarıyla daima huzur ve dinginlik dağıtırlar. Adalet
duyguları yüksektir, düşüncelerini çekinmeden söyleyebilirler.
Aynı zamanda aktif bir dinleyicidirler, bahsettiğiniz konu hak­
kında fikirlerini sorduğunuzda bilgileri varsa cevaplar, yoksa da
sizi öğrenebileceğiniz kaynaklara yönlendirirler. Karşılaştıkları
sorunlardan kaçmak yerine onları kabullenir, onlarla nasıl başa
çıkacaklarına bakarlar. Eyleme geçmekte zorlanmazlar, gerekeni
gerektiği şekilde yaparlar.

Ortalama Bölge: Çatışmayı ve sorunu görmezden gelen bir hale


bürünürler. Çünkü çatışmalarla ve sorunlarla uğraşırlarsa kendi
huzurlarının kaçacağını düşünür, bu nedenle sanki hiç sorun ol­
mamış gibi davranırlar. Yapacakları işleri ağırdan alırlar, daha
sonraki zamanlara erteleyebilirler.

Siz konuşurken sizi dinleyebilseler de müdahale etmez veya ken­


di fikirlerini açıkça söylemek istemezler. Karar verilmesi gereken
durumlarda kararsızlık yaşayıp, iç dünyalarında gerginleşebilirler.

Sağlıksız Bölge: İçlerinde kendilerinin fark ettiği bir huzursuzluk


hali vardır. Bu huzursuzluğu araştırıp nedenini öğrenmek yerine,
onu görmezden gelmeye çalışırlar. Bu görmezden gelmeler sonu-

89
cunda kendilerinden hiç beklenmeyen, hatta kendilerinin de an­
lam veremediği bir öfke patlaması yaşarlar.
Tembel ve ihmalkar bir duruma geçtiklerinden, yapılacak her­
hangi bir işi hemen yapmak yerine sürekli ertelerler. Kendilerine
uğraşacak farklı uğraşlar bulur, yapmaları gerekeni yapmazlar.
Kararsızlıkları artar, genellikle onlara bıraktığınız kararları sizin
vermenizi beklerler. İç dünyalarında bir huzur ve denge kurmak
istedikleri için dışarıdaki kararlarla ve yapılacaklarla uğraşmak
istemezler.

BÜTÜNLEŞME VE ÇÖZÜLME YÖNLERİ


Bütünleşme yönünde kişilik yapımız, olumlu bir olayla veya mo­
tivasyonumuzu arttıran bir durumla karşılaştığımızda kendi kişi­
lik yapımızın dışında bir rahatlama noktasına geçer.
Çözülme yönünde ise, ortaya çıkan stres faktöründen sonra hisse­
dilen olumsuz duygu sonucunda kişilik yapımızın kendine özgü
başka bir stres noktasına geçişini görürüz.
Bütünleşme Yönü: Özgüvenleri yüksektir ve harekete geçmede so­
run yaşamazlar. Belirli bir amaçları vardır; bu amaç uğruna atılma­
sı gereken adımların farkındadırlar. İstikrarlı şekilde hareket eder­
ler, başarılı oldukça özgüvenleri daha da artar. Bu durum bütün­
leşme yönünde kalma sürelerini arttıran etkenlerdendir. Bir imaj
oluşturma çabaları vardır ve imajlarına daha fazla önem verirler.
Çözülme Yönü: Kendi içlerine daha fazla dönerler. Düşüncele­
rindeki sakinlik ortadan kalkar. Karar verme ve harekete geçme
konusunda çok daha fazla zorlanırlar. Bu nedenle kimseye do­
kunmadan, kendi dünyalarında var olmayı ve oradan çıkmamayı
isterler. Kaçtıkları olumsuz duygular ve düşünceler artık önle­
rindedir, kaçış yoktur. Zihinleri yaşadıklarını ortaya çıkarmaya
başlar. Bu durumda hayata karşı daha temkinli ve tedirgin bir
bakışları vardır. Gelecek konusunda endişeleri artar. Süreci atla­
tana kadar, olabildiğince kendi düşüncelerini ve duygularını ko­
rumayı, o şekilde beklemeyi isterler.

90
TİP 9 -UYUMLULARIN KANAT YAPISI
Tip 9-Uyumlular kişilik tipinin kanat yapısı Tip 8-Önderler veya
Tip 1-İdealistlerden biridir.

Kanat Yapısı Tip 8-Önderler Olduğunda: Burası, ana yapılarına


zıt bir kanat yapısıdır. Söz konusu zıtlık neticesinde hareketleri
daha sert ve tepkisel olur. İçlerinde hissettikleri, kaçtıkları acılar
daha net açığa çıkar. Bu da içsel bir huzursuzluğu ve çatışmayı
beraberinde getirir.

"Hayır" demekte daha rahattırlar. Tip 8-Önderler kanat yapısı ile


özgüvenlerini daha net biçimde ortaya çıkarırlar. Daha girişken
olur ve iletişime daha açık hale gelirler. İletişimde kendi sınırları­
nı aşmışlarsa bu defa zorlayıcı ve hükmedici yönleri kendini gös­
terebilir. Ana yapılarından beklenmeyecek kadar hesapçı olurlar.
Normalde ana yapıları olan Tip 9-Uyumlular kişilik tipi, aklına
gelenleri uygulamaya geçirmekten çekinirken, Tip 8-Önderler
kanat yapısıyla birlikte uygulama aşamasına geçerler. Düşünce,
eylem ve vicdan üçgeninde gelgit yaşarlar ve bu durum onları ra­
hatsız eder.

Uyumlu yapılarının aksine, kendilerini daha fazla ortaya çıkaran ve


yönettikleri kişilere karşı baskı uygulayan bir tutuma geçebilirler.

Kanat Yapısı Tip 1-İdealistler Olduğunda: Burada, ana yapıları


ile birbirini destekleyen bir kanat yapısına sahip olurlar. Huzuru
korumak ve muhtemel sorunları en aza indirmek için kullandık­
ları yol, meseleleri konuşarak ortadan kaldırmaktır. Tip 1-İdea­
listler kanadı tam da bunun için onlara yardım eder; yapıya ha­
reket getirir. Fakat bu hareket Tip 8-Önderler kanadındaki gibi
kontrolsüz ve dürtüsel değildir, onları düşünülmüş ve kontrollü
bir davranışa yöneltir. Böylece olaylara karşı objektif bir bakış açı­
sı sunarlar ve anlaşmazlık durumlarında fikri sorulan biri olmaya
daha yakındırlar.

Eğer iç huzuru yakalayabilmişlerse ölçülü bir hayat sürmeye gay­


ret ederler. Harcamaları konusunda gereksiz olan bir şeyi almama
tarafına gidip, ihtiyaç duydukları ile yetinmek isterler.

91
Hayatları daha düzenli ve sistemlidir. Verilen sözlerin yerine ge­
tirilmesi ve yapılacak işlerin vaktinde bitirilmesi konusunda has­
saslaşırlar. Bastırdıkları duygular artar, rahatça ortaya çıkmaz.
Birçok şeyi uzun süre içlerinde tutmaları nedeniyle duygularını
sonradan dışa vurumları daha güçlü, daha şiddetli olur.

TİP 9°UYUMLULAR İLE DAHA SAGLIKLI


BİR İLİŞKİ KURMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
- Baskı kurmaya ve onları kendinize göre şekillendirmeye çalış­
mayın.

- Bir konuda fikirlerini sorduğunuzda hemen cevap vermelerini


beklemekten vazgeçin. Eğer fikirleri net ise size söyleyecekler­
dir.

- Konuştuklarında iyi bir dinleyici olun ve sözlerini kesmeyin.

- Onları tembellikle suçlamayın, birlikte hareket etmeyi teklif


edin.

- Bir konuda tepkisiz veya sessiz olmalarının, onu kabul ettikleri


anlamına gelmediğini bilin.

- Hayır dedikleri zaman kimseyi karşılarına almayacakları ko­


nusunda onlara yardımcı olun.

- İyi niyetle yardım etme ve verilen işleri halletme yönlerini su­


istimal etmeyin.

- Hoşlarına giden konuları açıp konuşmalarını sağlayın ve ver­


dikleri bilgilerin değerli olduğunu onlara ifade edin.

92
3. BÖLÜM

ÇOCUKLAR İÇİN ENNEAGRAM'LA


BİREYSEL TANIMLAMA

Einstein'ın ''Aslında herkes dahidir. Ama siz kalkıp bir balığı ağa­
ca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal
olduğuna inanarak geçirecektir." sözü, bu bölümdeki temel taş­
larımızdan biri.
Kardeşi olanlar, kendi kişilik yapılarının kardeşlerine benzemedi­
ğini fark etmişlerdir. Aynı aile, aynı ortam, aynı terbiye şekli ve
aynı diyebileceğimiz birçok etkene rağmen aradaki bu farklılık,
mizacımıza ve sonrasında şekillenen kişilik yapımıza göre oluşur.
Einstein'ın bahsettiği kişiye özgü yetenek ve yatkınlıkları ne ka­
dar erken yaşta tespit ederek ona uygun bir çalışma yapabilirsek o
kadar sağlıklı ve düzenli bir hayatın ortaya çıkmasını sağlayabili­
riz. Onun için bu bölümde kişilik tiplerinin çocukluklarıyla ilgili
bir bakış geliştirmek üzere, oyun ve arkadaşlık biçimleri, okul ha­
yatları, öğrenme süreçleri konularında bilgiler sunacağız. Örne­
ğin Tip 2-Fedakarlar kişilik tipindeki bir çocuk, grup çalışması
ile daha rahat ders çalışıp, daha başarılı olur. Ancak Tip 5-Araş­
tırmacılar kişilik tipindeki bir çocuk grup çalışmasından daha az
verim alır, bireysel olarak çalıştığında daha başarılıdır. Görüyo­
ruz ki her çocuğun aynı şekilde bireysel çalışmaya veya grup ça­
lışmasına yönlendirilmesi doğru olmaz. Onların kişilik yapılarını
tanımadan yapacağımız yönlendirmeler bazıları için iyilik değil

93
kötülük bile olabilir. Bir nevi balığı ağaca tırmandırma çabasına
girmemek için önce çocukların yapılarını anlamamız gerekir.

TİP 1-İDEALİSTLERİN ÇOCUKLUGU


Öğrenmeye başladıkları andan itibaren "doğru ve yanlış", "olma­
sı gerekenler ve olmaması gerekenler" kavramlarını öğrenip buna
göre hareket etmek isterler. Sergiledikleri davranışlarda dışarıdan
gelen tepkilere göre hatalı olup olmadıklarını veya olması gereke­
ni yapıp yapmadıklarını anlamaya çalışırlar. Bu anlamlandırma
arayışlarının temelinde, zihinlerindeki doğru-yanlış kavramlarını
oturtma gayretleri vardır.
Tip 1-İdealistler, aile içinde kendilerine tepki vermeden uyaran
veya onları tebrik eden bir otorite bulmak isterler, o kişiyi referans
olarak kabul ederler. İlerleyen süreçlerde referanslarında hata ol­
duğunu fark ederlerse bu idealize ettikleri kişilerin kurallarından
uzaklaşmaya başlayıp, toplum kurallarına doğru geçiş yapabilirler.
Hareketlerinde tutarlı ve kontrollüdürler. Çocukluğun getirdiği
eğlenme dürtüsü onlarda ağır basmaz, daha sakin bir yapıya sa­
hiptirler. Mantıklı bir açıklama yapılmışsa, yanlış olduğunu an­
ladıkları şeylerden kolaylıkla vazgeçebilirler. Aksi takdirde zihin­
lerinde kabul ettikleri, doğru buldukları ve yapılması gerektiğine
inandıkları davranışları sürdürme eğilimindedirler. Yaptıkları
çalışmaları sahneye sunar gibi insanların beğenisine sunup neyi,
nasıl, ne derecede iyi yaptıklarını görmek isterler. Böylece bir son­
raki basamağa geçip geçemeyeceklerinin kararını verirler.
Verilen sorumluluklar konusunda yapabileceklerinin en ıyısını
yapma gayretindedirler. İçinden çıkamadıkları bir durumla kar­
şılaştıklarında itibar ettikleri birinden destek almak onlar için
rahatlatıcı olur.

Oyun ve Arkadaşlık Yaklaşımları


Okulla ilgili sorumluluklarını yerine getirdikten sonra kalan za­
manlarında oyun oynamaktan zevk alırlar. Oyun oynarken ru­
tin bir döngüyle oynamak yerine, sürekli kendilerini geliştirecek

94
oyunları tercih ederler. Bu oyunlar sayesinde ilk grup kurma de­
neyimlerini yaşayan Tip 1-İdealistler, grup içinde hareket etme
ya da grubu yönetme becerilerini bu zamanlarda keşfedip gelişti­
rirler. Oynadıkları oyunlar, ilerleyen yaşlarında farklı konularda
yetkinlik kazanmalarının önündeki ilk adımları oluşturur.

Oyunlar ya da oyuncaklarla ilgili ilk baştaki amaçları, bunların


mantığını kavramaktır. Oyuncakları konusunda hassastırlar,
dikkatli bir şekilde oynadıkları oyuncaklarını uzun süre kullanır­
lar. Oyunlarında oyuncular arasında denge kurma konusunda da
hassastırlar. Herkesin eşit şekilde oynamasını, kimsenin haksızlı­
ğa uğramamasını isterler.

Okul Hayatları
Okul hayatlarında disiplinli ve düzenli çalışan bir öğrenci olurlar.
Sorumluluklarını yerine getirip arkadaşlarına örnek olma yönleri
güçlüdür. Dersi derste dinleyip teneffüslerde zihinlerini rahatla­
tırlar. Arkadaş seçimlerinde dikkatlidirler. Kavga eden veya ah­
lakını beğenmedikleri kişilerden uzak dururlar. Kendi arkadaş
çevrelerinde bu kişilerden uzak durulması gerektiği konusunda
uyarıcı bir rol üstlenirler.

Okula başladıklarında, "okul" kavramını anlayana kadar biraz


mesafeli durabilirler. Sistemi anladıktan, okuldan öğrenebilecek­
lerini fark ettikten sonra ise okula gitmekten zevk alırlar.

Ödevlerinde ya da ilgili konularda tüm sorumluluklarının bilin­


cinde olurlar. Görevlerini aksatmadan yapmayı, hatta zamanın­
dan önce sonlandırmayı isterler.

Öğrenme Süreçleri
Gerek okul ortamında gerekse dış ortamda konuşulanları dikkat­
li bir şekilde dinler, önemli gördükleri şeyleri not almayı severler.
Aktarılan bilginin doğru ve eksiksiz bir şekilde öğrenilmesi için
dikkatli dinlemeleri gerektiğini düşünürler. Konuşulan konuya
dikkatle odaklanırlar ve adım adım öğrenmek isterler. Bilgi edin­
dikçe, önceden öğrendikleri benzer konularla kıyaslama yapıp

95
yeni bilgilerin doğruluğunu sorgularlar. Eğer mantıksal bir hata
görürlerse sorular sorarak hatanın kendi bilgilerinden mi yoksa
aktarımdan mı kaynaklandığını açığa çıkarmak isterler.

İhtiyaç duydukları şeylerin önlerinde bulunması ve aksaklık ya­


şamadan, tam olarak öğrenebilmeleri onlar için önemlidir. Orta­
mın sessiz olmasını, dikkat dağıtıcı uyaranlardan uzak kalmayı
isterler. Sınıf içinde herkesin görev ve sorumluluklarını yerine
getirdiği, birbirlerinin öğrenme süreçlerine saygılı oldukları bir
düzen ararlar.

TİP 2-FEDAKA.RLARIN ÇOCUKLUGU


Bu yapıdaki en önemli özellik duygusal iletişimdir. Olumlu veya
olumsuz her duygunun paylaşılması ve hissedilmesi gerektiğini
düşünürler. İlk olarak aileleriyle tecrübe ettikleri sevgi kavramı­
nın onların hayatlarındaki önemi büyüktür. Aile içindeki davra­
nış ve hareketlere karşı hassastırlar. Çevrelerindekilerin davranış­
larına göre duygusal tepkilerini ses tonlarından ve mimiklerinden
anlamaya çalışırlar. Duyguları, "üzdüm-üzmedim" veya "mutlu
oldu-olmadı" şeklinde kodlanmıştır. Kendileri de tepkilerini mi­
mikleriyle gösterirler. Kendilerini ve çevrelerini mutlu eden şey­
leri referans kabul ederler. Ailelerinden ayrışıp topluma karışma­
ya başladıkça bu defa toplumdaki hakim duyguya göre hareket
etmek isterler. Hepsini kontrol edemeyeceklerini fark edince de
kendi küçük topluluklarında kendileri ile benzer duyguları yaşa­
yanları ortaya çıkarmaya çalışırlar.

Çocuksu bir tavırları vardır. Hiçbir zaman bu tavrı kaybetmek


istemezler. Yapılarından kaynaklı halleri çok canlıdır. Yaptıkları
işlerde kendi içlerinden geleni yapmak isterler ve bunların hatalı
sonuçlanması halinde kızılmasmdan rahatsız olurlar. Hatalı da
olsa, yaptıklarının o hali ile kabul edilebilmesi için gayret edebi­
lirler çünkü onu içlerinden geldiği gibi yapmışlardır. Bir işi bitirip
ortaya koyduklarında alkış beklerler. Çocukluklarında alkışla en
iyi motive edilebilen yapı oldukları söylenebilir.

Çocukluklarından itibaren Üzerlerine aşırı sorumluluk alırlar ve

96
onları yerine getirmekte zorlanabilirler. Bu tutumlarının nedeni,
ne kadar çok sorumluluk alırlarsa o kadar çok sevileceklerini dü­
şünmeleridir. Dışa dönük tavırları nedeniyle çok çabuk arkadaş­
lık kurabilirler. Samimi olmayı severler. Arkadaşları ile paylaşım
halinde olmak onları çok mutlu eder.

Oyun ve Arkadaşlık Yaklaşımları


Oyun konusunda diğer kişilik tiplerine göre biraz daha rahat bir
yapıya sahiptirler. Okuldaki derslerini ve sorumluluklarını her ne
kadar önemseseler de sıralama açısından öne çıkan, birileriyle gü­
zel vakit geçirme istekleridir. Oyun oynarken eğlenceli, mutlu ve
huzurlu bir ortamı paylaşmaya çalışırlar. Tek başlarına oynamak­
tansa arkadaşları ile olmak isterler. Kimseyi bulamamışlarsa yeni
biri ile tanışıp onunla oynamaktan çekinmezler. Oyun sırasında
kimin neye ihtiyacı varsa onu giderip sorunsuz bir oyun atmosfe­
ri kurmaya yönelirler. Oyunda veya arkadaşlıklarında istedikleri
gibi ilerleyemezlerse küsüp oyunu yarım bırakabilirler. Oyunla­
rında gerçek hayatta karşılaştıkları rollerin ya da aile ortamı gibi
bildikleri temaların olmasını tercih ederler.

Okul Hayatları
Öğretmenleri tarafından ilgilenilen, değer verilen bir çocuk ol­
duklarında motivasyonları yüksek olur ve okuldaki derslerini iyi
tutmaya çalışırlar. Teneffüsleri kaynaşma ve oyun için önemli bir
zaman dilimi olarak görürler. Derslerinde başarılı olduklarında
ve takdir edildiklerinde daha fazla çalışma eğiliminde olurlar. Ye­
tersizlik hissi yaşarlarsa ve bu tabloya sevmedikleri bir öğretmen
de eklenirse başarıları çok fazla düşer.

Okula başladıklarında bir duygu karmaşası yaşayabilirler. Bu baş­


langıç yeni bir ortama girdikleri için mutlu olmalarını sağlarken,
ailelerinden uzak kalacakları için de mutsuz olmalarına yol açar.
Okulda arkadaşları ile ilişki kurmakta zorlanmazlar. Arkadaşları­
nı "sevdiklerim" ve "sevmediklerim" diye gruplandırırlar.

97
Öğrenme Süreçleri

Öğrenme süreçlerinde genellikle dikkatle dinlerler ve önemli gör­


dükleri konularda daha hassas olabilirler. Duygularına hitap eden
veya kullanabilecekleri bilgiler olduğunda bunları daha hızlı öğ­
renirler.
Tek başlarına çalışmaktan keyif almayabilirler; grup halinde ça­
lıştıklarında öğrenme süreçleri hızlanır. Teorik eğitimden ziyade
uygulamalı eğitimleri severler. Öğrendikleri bilgileri canlandı­
rarak somut hale getirmeyi isterler. Bu da öğrendiklerinin daha
kalıcı olmasını sağlar.

TİP 3-VİZYONERLERİN ÇOCUKLUGU


Çocukluğunun ilk zamanlarından itibaren yürümekten resim
yapmaya kadar yaptıkları her işte takdir görme ve başarma mo­
tivasyonları ile kendi yönlerini bulurlar. Başarılı olmak için içle­
rinden gelen hırsı çok erken yaşlarda açığa vurabilirler. Çabaları
ve başardıkları ile göz önünde olma istekleri, küçüklüklerinden
beri ön plana çıkan özellikleridir. Aile içerisinde kendilerine rol
modeli arayışları vardır ve bunu gözde olan kimse, onu seçerek
sürdürürler. O kişinin tepkilerini ve hareketlerini kopyalamak
isterler. Bu nedenle genellikle yaşlarından daha olgun bir tavır
içinde olurlar.
Eğlenmeyi severler. Yaşıtlarına kıyasla, sıradan ya da basit eğlen­
celerden ziyade az da olsa öz eğlencelerden, oyunlardan hoşlanır­
lar. Hatalarını kabullenmeleri küçüklük yıllarında daha kolaydır.
Bunun nedeni, kendi yapılarını şekillendiriyor olmalarıdır. Yap­
tıkları işleri süslemeyi ve göze çarpar şekilde sunmayı iyi bilirler.
Kim, neyi, nasıl ister diye gözlem yapıp öğrendikleri için işin so­
nunda tüm alkışı Üzerlerinde toplamak isterler. Yenilgi ve başarı­
sızlığı kabullenmekte zorlanırlar; başarısız olduklarında kendile­
rine ceza verebilirler.
Üzerlerine aldıkları sorumluluklar konusunda yapabileceklerinin
en iyisini ve en göze çarpanını yapmak isterler. Altından kalka­
madıkları veya bilmedikleri bir şeyle karşılaşınca onu en iyi şekil-

98
de yaparak başarılı olan kim varsa ondan öğrenip, yeniden kendi
başlarına yapmak isterler.

Oyun ve Arkadaşlık Yaklaşımları


Önceleri herkesle arkadaşlık kurarlarken, ilerleyen yıllarda belirli
kriterlere göre seçtikleri kişilerle arkadaşlık kurmaya yönelirler.
Oyun oynamadan önce yapacakları işleri tamamlamayı, sorum­
luluklarını yerine getirmiş olmayı isterler; aksi takdirde rahatlık­
la oyundan vazgeçerler. Başarılı oldukları oyunları oynamaktan
zevk alırlar ve kazanamayacakları oyunlardan uzak dururlar.
Çevrelerini ikna etme ve istedikleri yöne çekebilme becerilerini,
küçüklüklerinde oynadıkları oyunlarla şekillendirirler.
Tip 3-Vizyonerler yapısındaki çocuklar ilk kez oynadıkları bir
oyunu son derece dikkatli şekilde öğrenir ve stratejik şekilde iler­
lerler. Oyunun mantığını anladıktan sonra, nasıl öne geçebile­
ceklerini düşünür ve adım adım planlama yaparlar. Duygusallık
içeren oyunlardan ziyade kendilerini zorlayan, strateji gerektiren
oyunları oynamaktan zevk alırlar.

Okul Hayatları
Okulu sevdiklerinde çok disiplinli pir öğrenci olurlar. Çalışma ve
başarma motivasyonlarıyla çevrelerinin başarıya verdiği değer ör­
tüştüğünde, sınıfta ve okulda birinci olmak için çabalarlar. Okulda
göze çarpan biri olmak ister ve arkadaş çevrelerini ona göre seçerler.
Ders konusunda da oyundaki gibi bir yol izlerler. Başta dersin
mantığını çözmek için dikkatli bir şekilde dinler, sonrasında o
derste başarılı olmak için stratejilerini kurgularlar. Çalışma konu­
sunda içlerinde yoğun bir istek taşırlar. Hedeflerine ulaşana kadar
yollarından ayrılmaz, sorunların üzerine giderek çabalarlar.

Öğrenme Süreçleri
Dikkatli bir dinleyicidirler ve neyi not almaları gerektiği konu­
sunda başarılıdırlar. Çevrelerinde bulunanların fark edemediği
detayları fark edip onları özellikle işaretlemek, kavrayışlarını ve

99
dinleme kabiliyetlerini arttırır. Başarılarının takdir edilmesi ve
ödüllendirilmesi, öğrenme motivasyonlarını daha da yükseltir.
Öğrendikleri bilgiler için "Bu nerede işime yarar, bunu nerede
kullanırım?" gibi kategoriler oluşturur, bilgileri zihinlerine böy­
lece yerleştirirler. Dolayısıyla öğrendiklerinin hayatta bir karşılı­
ğının olması onlar için önemlidir. Öğrenme süreçlerinde bulun­
dukları ortamın dikkat dağıtıcı şeylerden uzak olması, daha rahat
odaklanmalarına yardımcı olur.

TİP 4-ÖZGÜNLERİN ÇOCUKLUGU


Duygusal olarak yüksek hassasiyete sahip bir çocuk olarak başlar­
lar hayata. Arkadaşlarına karşı aşırı hassawrlar, onları kırmaktan
veya rahatsız etmekten son derece endişe duyarlar. "Ben hassasım
ve kimseyi kırmıyorum, çevremdekiler de aynı hassasiyetle beni
kırmasın." düşüncesindedirler. Dolayısıyla birtakım kırılmalar
yaşadıklarında, kendi dünyalarında daha çok mutlu olabilecekle­
rini keşfederler. Jest ve mimiklerinden duygu durumlarını anla­
mak ilk yıllarda daha mümkünken zamanla bunu anlamak zorla­
şır ve yüzlerinde daha fazla hüzün ifadesi oluşabilir.
Arkadaşları ile güzel vakit geçirmeyi seven Tip 4-Özgünler kişilik
yapısındakiler, bazen kendi dünyalarına kapanıp kimse ile irtibat
kurmak istemezler. Herhangi birinin kendilerine müdahale etme­
mesinden ve iç dünyalarında olmaktan zevk alırlar. Bu davranışla­
rından dolayı çevrelerinde anlaşılamayan biri olarak algılanabilirler.
Etraflarında davranışlarını ve düşünce şekillerini anlayacak biri­
nin olmasına ihtiyaç duyarlar. Bu kişinin her şeyi konuşabilecek­
leri, görüşlerine saygı duyacakları biri olmasını, sorularına nazik
ve mantıklı cevaplar verebilecek bir bilge gibi yaklaşmasını ister­
ler. Beklediklerini bulamadıklarında ise iç dünyalarında kendile­
rine hayali bir alan oluşturabilirler.
Naif tavırları nedeniyle kolay incinebilen bir yanları vardır. İncinme­
leriyle paralel olarak kendi dünyalarına kapanma ihtimalleri artar.
Küçüklüklerinden beri farklı ve özel olan şeylere ilgi duyarlar. Gi­
yim tarzlarını kendileri belirlemek ister ve genellikle kendilerine

100
özgü bir tarz oluştururlar. Dil becerileri de yüksektir, arkadaşları­
na göre daha özenle seçilmiş kelimeler kullanırlar.

Oyun ve Arkadaşlık Yaklaşımları


Samimi bir arkadaşlık bağı kurmak isterler. Oynadıkları oyunların
şiddet ve kabalıktan uzak olmasını tercih ederler. Seçtikleri oyun­
caklarda farklı bir bakış açıları vardır; oyuncakların teknolojik ol­
maları değil, bir anlam ifade etmeleri onlar için daha caziptir. Eski
ve kullanılmış bir oyuncağı, bir tablete tercih edebilirler. Oyuncak­
larına anlam yükleyip o anlamlar ile oyun oynama eğilimindedirler.
Oyunlarında herkesi olduğu haliyle kabul ederek oynarlar. Baskı
yapmaktan ve baskılanmaktan hoşlanmazlar. Baskı gördüklerin­
de ise oyundan çıkıp o ortamı terk ederler. Sonrasında bir daha o
grupla oynamak istemeyebilirler.

Okul Hayatları
Okul hayatları, okulda yaşadıklarına göre inişli çıkışlı bir halde
ilerleyebilir. Öğretmenleri ve arkadaşları tarafından anlaşıldıkları
ve sevildikleri ölçüde derslere ilgileri yükselir. Ulaşmak istedikleri
bir hedefleri varsa ve ona ulaşmak için ne yapılması gerektiği konu­
sunda da yeterli bilgileri varsa daha yüksek motivasyonla çalışırlar.
Farklı ilgi alanları, kıyafet veya tavırları sebebiyle arkadaşlarına
benzemedikleri için dışlanmazlarsa okula gitme ve derslerde ba­
şarılı olma konusunda çok daha istekli olurlar. Kendilerini gerek
duygusal gerek zihinsel yönleriyle anlamayan bir öğretmenden
bilgi edinmeleri ise zor olur.
Yapmaları gereken görevler konusunda biraz yavaş hareket edip
gecikebilirler. O an içlerinden ödevlerini yapmak gelmiyorsa ken­
di istedikleri işlerle uğraşırlar, ödevlerini ihmal edebilirler.

Öğrenme Süreçleri
İlgilerini çeken bir konu olduğunda dikkatli bir şekilde dinler ve
onu öğrenirler. Hayata ve insanlara dokunan bilgileri öğrenme
konusunda daha isteklidirler. Bu bilgileri öğrendiklerinde unut-

101
mamak adına not alırlar. Öğrendikleri konu ilgilerini çekmiyorsa
kendi hayal alemlerine sessizce geçiş yapıp orada gelecekle ilgili
hayaller kurabilirler.

Öğrendikleriyle insanlara nasıl faydalı olacaklarını düşünen bir


yapıları vardır. Öğrendikleri bir konuyu aktarırken kendi bakış
açılarını ortaya koyup, o şekilde aktarım yaparlar. Kendi görüşleri
eleştirilmiş veya beğenilmemiş ise kısa ve net bir şekilde konuyu
anlatıp bitirebilirler.

TİP 5-ARAŞTIRMACILARIN ÇOCUKLUGU


Öğrenmeye başladıkları andan itibaren "Ne?", "Neden?" sorula­
rını kullanır, hayatı anlamaya ve anlamlandırmaya çalışırlar. Öğ­
rendiklerini birkaç kez tekrar edip ''.Aynı şeyleri yapıp aynı etki­
yi görüyor muyum?" şeklinde sosyal deneylerle olan biten şeyleri
anlama gayretindedirler. Öğrenme süreçlerinde hata yapmaktan
korkmazlar ve o an akıllarında olan şeyi yaparlar. Eğer bu hatalar
ve yaptıkları şeyler tepkiyle karşılanırsa hata yapmanın kötü bir şey
olduğunu düşünüp kendilerini geri çekebilirler. Aile içinde, sık sık
sordukları "Ne, nasıl, neden?" tarzındaki sorularına cevap verebi­
lecek birini bulmak isterler. Bıkmadan sorular sorarak çevrelerinde
olan biten her şeyi öğrenme çabası içindedirler.

Davranışlarında kontrollü olurlar. Gereksiz tavır ve tutumlardan


uzak durmak isterler. Yaptıkları bir hata varsa mantıklı bir açık­
lama yaptığınız takdirde ondan vazgeçeceklerdir. Aksi durumda
size davranışlarını değiştirmeyeceklerini söyleyebilirler. Yaptık­
ları işi sunma konusunda becerikli değillerdir. İşin kıymetini,
bakanın anlamasını isterler. Bu nedenle yaptıkları şeyi bitirince
sessizce bekleyebilirler. Eğer olumlu dönüş alırlarsa bir sonraki
adıma geçmek için planlama yaparlar.

Sorumlulukları konusunda bilinçlidirler. Yapabilecekleri bir şeyi


yapar; ayrıca daha işlevsel nasıl yapılabilir veya daha farklı yol­
lardan nasıl yapılabilir diye düşünürler. Bilmedikleri bir konu
hakkında görev almışlarsa bu durumda bekleme ve birinden o
görevin nasıl yapıldığını gözlemleme ihtiyacı hissederler.

102
Oyun ve Arkadaşlık Yaklaşımları
Oyuna karşı diğer çocuklar gibi ilgili oldukları söylenemez. Genel­
likle boş vakitlerinde çevreyi gözlemlemeye veya kişisel merakla­
rını gidermeye çalışırlar. Az sayıdaki arkadaşları ile bir süre eğlen­
celi vakir geçirdikten sonra kendi dünyalarında olmak onları daha
rahat hissettirir. Oynadıkları oyunların da mümkün olduğunca
düşünebilme becerisi gerektiren oyunlar olmasını tercih ederler.
Grup içindeki sessiz ama bilen veya mantık yürüten kişi olma ko­
numlarını küçük yaşta oynadıkları oyunlar sayesinde edinirler.
Oynadıkları oyuncaklar konusunda titiz davranırlar. İşlevsel olan
az oyuncakla oynamayı daha çok oyuncağa tercih ederler. Oyun­
caklarla farklı şekillerde nasıl oynayabileceklerini düşünüp kendi
oyuncak kurgularını yaparlar. Hareketli oyunlar yerine daha çok
mantık kullanmayı gerektiren oyunlar oynamak isterler.

Okul Hayatları
Mantığını çözebildikleri derslerde başarılı olurlar. Mantığını çö­
zemedikleri derslerde ise öğretmenlerine sorular sorup konuları
zihinlerinde oturtmaya gayret ederler. Eğer bunu yapamazlarsa o
ders için "sevmiyorum" veya "yapamıyorum" diyerek kendilerini
kapatabilirler. Teneffüslerde ortada koşturan değil, kenarda göz­
lem yapan veya ders dışı kitaplarla ilgilenen bireyler olarak fark
edilirler. Kavgadan ve sorundan mümkün olduğunca uzak dur­
mak isterler.
Ödev ve çalışmaları konusunda hassastırlar ancak zihinlerinde
yaptıkları planları bazen olmuş gibi hissedebilirler. Bu nedenle
kusursuz . ders planı yapmakla o planı uygulamanın farklı şeyler
olduğunu hatırlamakta ara ara zorlanabilirler.

Öğrenme Süreçleri
İlgilerini çeken ve bilmedikleri ne varsa, en detaylı şekilde öğren­
mek isterler. Çok küçük yaşlardan itibaren her şeyi soran ve sor­
gulayan çocuklardır. Yeni bir bilgiyi dinlerken, onu zihinlerinde
var olan diğer bilgilerle kıyaslama, kontrol etme ihtiyacı duyarlar.

103
Zihinlerine giren her bilgi, belirli bir süzgeçten geçer. Süzgeçten
geçen bilgileri ise detaylı şekilde sınıflandırarak zihinlerine alırlar.
Öğrendikleri şeylerin hayatın neresinde işe yarayacağını bilmek
isterler. Edindikleri bilgileri neyi anlamak için kullanacaklarını
öğrenirlerse, o konudaki öğrenme istekleri artar.

TİP 6 -SORGULAYICILARIN ÇOCUKLUGU


Çocukluk yıllarının ilk anlarından itibaren çevreye karşı bir gü­
vensizlik duygusu taşıyabilirler. Bulundukları ortamda güven için­
de olmak ve kendilerini emniyette hissetmek isterler. Davranışlara
gösterilen tepkilere çok önem verirler. Hata yaptıklarında zihinleri
"bir daha asla" kısmını o kadar baskın vurgular ki aynı hatayı tek­
rarlarlarsa kendilerini yetersiz hissederler. Hata yapmamak için de
çekingen bir tavır sergiler veya güvendikleri biri ile harekete geç­
me ihtiyacı duyarlar. Aile içinde yaşanabilecek her türlü sorunda
kendilerini koruyup kollayacak, kızmayacak bir gölge kişi ararlar.
Hareket ve tavırları çekingendir. Kurallara uymayı severler, ku­
rallar yeterince iyi açıklanmışsa sonuna kadar bağlılık gösterirler.
İnisiyatif almaktansa kendilerine söylenen şeyleri yapmak küçük­
lüklerinden itibaren sergiledikleri bir duruştur. Belirsizlik kavra­
mından ve bilmedikleri alanda bir sorumluluk almaktan tedirgin
olurlar; bocalama yaşayabilirler. Bu durumda eğer bir yol gösteren
olursa veya ilk deneyimi bir bilenle beraber yaşarlarsa o sorumlu­
luğa dair motivasyonları artar ve rahatlarlar.
Sorumluluk bilinçleri yüksek bireylerdir, görevlerini yerine getir­
meye dikkat ederler. Bununla birlikte işlerini yaparken dikkat çek­
mekten hoşlanmazlar. Yaptıkları işin bitiminde takdir edilme dü­
şüncesinden ziyade, zihinlerinde, eksiklerini duymakla ve gelecek
eleştirilerle ilgili düşünceler yer alır. Ortaya çıkardıkları çalışmala­
rın başarılı noktaları paylaşıldıkça motivasyonları artar; bu durum
bir sonra alacakları sorumluluk için onlara pozitif bir katkı sağlar.

Oyun ve Arkadaşlık Yaklaşımları


Oyun oynamaya, yetiştirmeleri gereken ödevleri, çalışacakları
dersleri bittikten sonra geçebilirler. Oyunun ve oynandığı yerin

104
güvenli olması ilk dikkat edecekleri konudur. Sonrasında oyun
oynadıkları arkadaşlarının arasında, kendilerini hareketleri ve
konuşmaları ile rahatsız edecek birileri var mı diye bakarlar.
Oyun arkadaşlarının az ve öz olmasını tercih ederler. Eğer arka­
daşlarının kendilerini rahatsız edeceklerini veya tehlikeye sürük­
leyeceklerini düşünürlerse o arkadaşlıkları keserler; yeni arkadaş­
lar bulma gayretine girerler.
Oynadıkları oyunlarda başı çekmek isteyebilirler. Liderliğin ya
da grup sorumluluğu almanın ne demek olduğunu bu yaşlarda
tecrübe ederler. Kontrol edemedikleri şeylerin fazlalığını gördük­
çe de liderlikten ziyade bir alt kısımda olmanın daha güvenli ol­
duğu inancına sahip olabilirler.

Okul Hayatları
Daha önce kendilerine güvenli bir ortam kurmuş ve oradaki
değişkenlere kısmen adapte olmuşlarken, okul hayatıyla birlik­
te mekanın ve kavramların farklılaşması zihinlerinde büyük bir
belirsizlik oluşturur. Bu belirsizlik ve kaygıdan dolayı isteksizlik
duyabilirler. Sınıflarında tanıdıkları arkadaşlarının veya önceden
gördükleri birilerinin olması, rahaclatıcı etkenlerdir.
Derslerinde geri kalıp arkadaşları tarafından dışlanmak isteme­
diklerinden dolayı dersleri dinleme ve ödev yapma konusunda
hassastırlar. Derste öğretmenleri yazdırmıyor olsa da unuttukları
önemli bir şey olmaması için not almak isterler.
Başarılı oldukları derslerde tebrik edilmeli, başarısızlıklarında
motive edilmelidirler. Zorlandıkları derslerde mümkün oldukça
dışarıdan desteklenmelidirler. Arkadaşları ile aralarındaki bilgi
farkının açılması, derslerden ve okuldan uzaklaşmaları sonucunu
doğurabilir.

Öğrenme Süreçleri
Dikkatli bir şekilde ve odaklanarak dinlemediklerinde bir şeyle­
ri kaçırabileceklerini veya yanlış öğrenebileceklerini düşünürler.
Bu nedenle bilgi edinirken konuları kelime kelime takip edip not

105
almayı tercih ederler. Akıllarına takılan veya anlayamadıkları ne
varsa çekinmeden sorarlar.
Öğrendikleri veya duydukları bilgileri alıp sonraki süreçte kendi
analizlerini yaparlar. Analizleri sonucunda görüşleri net ise bilgiyi
ya alırlar ya da yanlış diyerek atarlar. Eğer net bir görüşe ulaşama­
dıkları önemli bir konu olursa bu sefer araştırma sürecine girerler.
Grup çalışmasından ziyade tek başlarına çalışmaktan zevk alırlar.
Bu şekilde konu için gereken zamanı daha iyi ayırabileceklerini ve
gereken derinliğe ulaşabileceklerini düşünürler.
Bazen öğrenecekleri konuları o anki ruh halleri sebebiyle gözle­
rinde büyütebilir, altından kalkılamayacak gibi görebilirler. Bu
tür durumlarda farklı uğraşlara yönelebilirler.

TİP 7-YENİLİKÇİLERİN ÇOCUKLUGU


Hayata gözlerini açtıkları andan itibaren onlara ilginç gelen ve
merak ettikleri ne varsa hepsine dokunmak ve bakmak isterler.
Zihinlerini doğru-yanlış kavramları ile doldurmaktan ziyade tec­
rübelerle doldurmayı tercih ederler. Doğru veya yanlış bir hare­
kette bulunmalarından bağımsız olarak, edindikleri tecrübenin
sonucunu çok fazla umursamadan, ilgilerini çeken bir başka şeyi
denemeye geçebilirler. Sürekli hareket eder ve yeni gördükleri şey­
ler hakkında bir fikir sahibi olmak, tecrübe edinmek isterler. Aile
içinde kimi yeniliklere açılan kapı olarak görürlerse ona daha ya­
kın olurlar. Dokunmak, gülmek ve yeni oyunlar oynamak onlar
için caziptir.
Davranışlarında o an ne isterlerse onu yapan, daha dürtüsel bir
tavır vardır. İçlerinden gelen ne ise o an çekinmeden yapabilirler.
Bir işi hatalı yapmışlarsa mantıklı ve akıllarına yatacak şekilde
birkaç kez söylemek gerekebilir. Çünkü ilk söylediğinizde zihin­
lerinde yeni deneyimler için plan yapıyor ve sizi dinlemiyor ola­
bilirler.
Yaptıkları işleri ilginç bir şekilde ortaya koymayı severler; bunun
takdir edilmesini önemserler. Kendi hayal dünyalarının bir sonu­
cunu ortaya koydukları için, ürettikleri şeylere kendilerine verilen

106
değer gibi bir değer verilmesini isterler. Yaptıkları işi ya da var
olan şeyleri bir sonraki aşamaya geçirmektense, sil baştan, yepye­
ni bir şeyler oluşturmak isterler.
Sorumluluk alma konusunda kendileriyle en çok sorun yaşana­
bilecek yapılar arasındadırlar. İçlerinden gelmiyorsa bir işi yap­
mayı son ana kadar bekletirler ve verilen görevi yapmamak adına
bahaneler üretebilirler. Kaçışlarının olmadığını fark ettiklerinde
işlerini son dakika golü misali tamamlarlar.

Oyun ve Arkadaşlık Yaklaşımları


Oyun oynamaktan çok zevk alırlar, sürekli oyun oynamak ister­
ler. Yapmaları gerekenleri genellikle unutup oyuna daldıkları gö­
rülür. Girdikleri bir ortamda yeni arkadaş edinmekte zorlanma­
dıkları için hemen birileri ile oyun kurgulayıp oynamaya başla­
yabilirler. Bulundukları grup içinde dikkat ettikleri şey yönetmek
değil, ne kadar eğlendikleridir.
Oyuncakları konusunda genellikle dikkatlerini çeken ne varsa
onu elde etmek ister, sonrasında ise umursamaz tavra bürünürler.
Alındığı ilk günlerde kıymet verdikleri oyuncakları, birkaç kez
oynadıktan sonra kullanılmayanlar arasına bırakabilirler.
Kendileri gibi eğlenmeyi seven, çokça eğlenebilecekleri bir arka­
daş grubu kurarlar. Onlar için önemli olan birlikte güzel ve eğlen­
celi vakit geçirilmesidir.

Okul Hayatları
Hiç bilmedikleri bir ortama girdiklerinde sessiz, sakin görünen
bir halleri vardır. Bundan dolayı okuldaki ilk günlerde genellik­
le derslerine çalışırlar. Okulun onlar için yeni bir ortam olması,
ders kavramıyla tanışmaları, hayatlarına giren her yeni oluş gibi
dikkatlerini çeker. Bu da onların okula istikrarlı şekilde devam
edebilmelerine yardımcı olur. Ortamın sıradanlaşmasıyla birlikte,
ortamı kendilerine göre neşelendirmek adına muzip tavırlar içine
girerler. Derslerde arkadaşlarına espri yaparak ders ortamını "eğ­
lenceli ders ortamına" çevirmede mahirdirler.

107
Okulla alakalı dikkatlerini çeken şeylerin sayısı arttıkça okula
gitme istekleri ve beraberinde öğrenme istekleri artar. Dikkat çe­
kici konular, dersler yerine arkadaşları için ve ortam olduğunda
da eğlenebilmek adına okula devamlılığı sürdürebilirler.
Ödevler ve sınavlar konusunda genellikle çalışmayı son ana bıra­
kır, durumu pratik bir şekilde kurtarma gayretine girerler.

Öğrenme süreçleri
Merak ve ilgi duydukları ne varsa o an ona odaklanarak öğrenir­
ler. Duydukları yeni bilgilerle eskileri bağdaştırıp, aradaki ortak
noktaları bulmaktan mutlu olurlar. Merakları geçtiğinde ya da
dikkatleri dağıldığında konudan uzaklaşır, farklı hayallere kapı­
lıp ortamdan kopabilirler.
Derslerin pratik bir şekilde anlatılması ve uygulama ile desteklen­
mesi, öğrenme süreçlerini hızlandıran önemli etkenlerdir.

TİP 8- ÖNDERLERİN ÇOCUKLUGU


Küçüklüklerinden itibaren bilgiyi öğrenip kendi tarzlarıyla anlat­
mak isterler. Zihinlerindeki "olması ve olmaması gerekenler" lis­
tesi, hayatlarının ilk yıllarından itibaren oluşmaya başlar. Kendi
davranışlarını sergilerken, görüşlerini sunarken kabul görebilmek
için çabalarlar. Aile içinde kendi liderlik alanlarını kurmaya yar­
dımcı olabilecek lideri ararlar. Bulduktan sonra ise onun hataları­
nı, eksiklerini ve güzelliklerini referans alarak kendi sistemlerini
oluşturmak isterler. Kurdukları sistemden ve yönetebilme beceri­
lerinden dolayı takdir edilmeyi beklerler.
Yaşlarına göre çok daha olgun ve bilmişçe konuşan bir tavırları var­
dır. Eğlenmekten ziyade sakinliği tercih eder ve ağırbaşlı olmaları
ile dikkat çekerler. İstediklerini elde edemediklerinde sinirlenirler
ve bunu net bir şekilde gösterirler. Hatalı davranışlarını sanki bü­
yük birine anlatır gibi anlatırsanız o davranışı sonlandırabilirler.
Aksi halde "Ben bunu böyle istiyorum." diyerek otoriteyle zıtlaşa­
bilirler. Yaptıkları işi sunmakta ve bir işi yaparken neye dikkat et­
meleri gerektiği konusunda diğerlerini uyarmakta yeteneklidirler.

108
Aldıkları sorumluluklar için aşırı hassastırlar; ne zaman, nasıl ya­
pılması gerekiyorsa o zaman, o şekilde hareket etmeye çalışırlar.
Bilmedikleri bir durum ortaya çıktığında sorarak, araştırarak, öğ­
renmeye çalışarak o durumun altından kalkarlar.

Oyun ve Arkadaşlık Yaklaşımları


Sorumluluklarını yerine getirdikten sonra kalan zamanlarında
kendilerini rahatlatacak oyunlar oynamayı severler. Bu oyunların
kendi kuracakları takımlarla ve kendi kurallarıyla oynanmasını
tercih ederler. Oyun oynarken becerilerini geliştirmeyi, kendileri­
ni zorlamayı severler.
Tavırlarındaki olgunluk, oyun sırasında da kendini gösterir.
Oyunlarda arkadaşlarından daha farklı bir ağırlıkları vardır. Ge­
nellikle arkadaşlarını destekleyen, grup içerisinde adalet ve denge­
yi sağlayan, sözü dinlenen kişi olurlar. Grupta kimin neye ihtiyacı
var, kim ne kadar oynuyor veya kimin yeteneği hangi yönde diye
dikkat ederler. Oyunlarını, bunları gözlemleyerek kurgulamak­
tan hoşlanı rlar. Liderlik becerilerini küçük yaşlarında oynadıkları
oyunlarla test ederek geliştirirler.

Okul Hayatları
Okulun anlamı ve önemi onlara yeterince anlatılmalıdır. Yoksa
okulu gereksiz bir zaman kaybı olarak görebilirler. Bu şekilde gör­
düklerinde de okulun haylaz çocuğu olurlar. Eğer okula karşı mo­
tive edilmezlerse okumayı uzun süre düşünmezler ve iş hayatına
atılıp orada güçlenmeyi hedef edinirler.
Okul hayatının önemini anladıklarında disiplinli bir şekilde ders­
lere katılırlar. Dersi anlamayan arkadaşları olursa konuyu anlatır,
onları da sisteme katma gayretinde olurlar. Teneffüslerde çıkıp
sosyalleşme ihtiyaçlarını giderirler. Arkadaş seçimlerinde hassas­
tırlar; kendilerini derslerden geri bırakacak özellikteki arkadaş­
larından uzak dururlar. Tabii çevrelerindeki kişilere de onlardan
uzak durmaları konusunda uyarıda bulunurlar.
Ödevlerini tam yapar, sorumluluklarını harfiyen yerine getirirler.
Bunu yapamamışlarsa açıkça söyler, cezasına katlanmayı seçerler.

109
Öğrenme Süreçleri
Öğrenmenin önemine her zaman inanırlar. Öğrenmek istedikleri
ne ise onunla alakalı araştırma yaparlar, nasıl öğrenilmesi gerekiyor­
sa o şekilde hareket ederler. Gelen tüm bilgileri detaylı bir şekilde
sorular sorarak değerlendirirler. Öğrenmek istedikleri konu ile ala­
kalı motivasyonları onlar için önemli bir etkendir. Eğer bir konuyla
ilgili öğrenme motivasyonları varsa ne yapar eder, onu öğrenirler.
Eğitimleri için gereken her şeyin hazır bulunmasını, yoksa da
mümkün olan en uygun ortamın hazırlanmasını isterler. Genel­
likle hızlı bir şekilde, eksiksiz öğrenmek üzere hareket ederler.

TİP 9-UYUMLULARIN ÇOCUKLUGU


Sessizlikleri ve sakinlikleriyle dikkat çeken çocuklardır. Sakinlik
ve huzur dolu bir ortam isterler. Genellikle diğerlerinden bir tepki
görmezler çünkü fazla hareket eden bir yapıları yoktur. "Olma­
sı gereken-gerekmeyen" den ziyade "yaptım-yapmadım" şeklinde
düşünürler. Zihinlerindeki doğru ve yanlış kavramının kişiye
göre değiştiğini çok erken yaşta fark ederler. Onun için "Herkesin
kendi doğru ve yanlışı vardır, herkes kendine göre haklıdır..." diye
düşünürler. Aile içinde kendi huzur ve sakinliklerini bozmayacak
ama gerektiğinde de kendilerini savunacak aile bireyini ararlar,
onun himayesine girmeyi tercih ederler.
Hareketleri genellikle kontrollüdür. Arkadaşlarını da sakin ya­
pıda olup olmadıklarına göre seçmeye gayret ederler. Yaptıkları
yanlış bir davranış varsa bunun neden yanlış olduğunu ve neden
yapılmaması gerektiğini bilmek isterler. Açıklama yapılmadan
bir şeyin yanlış veya hatalı olduğunun söylenmesi, onlara anlamlı
gelmez. Bazı durumlarda Üzerlerine düşen veya onlardan isteni­
len işi yapıp yapmayacakları konusunda ağızlarından net ifadeler
çıkmayabilir. Bu zamanlarda, o anki duruma göre yine kendi ka­
rarlarından ziyade, onlardan bekleneni yapabilirler.
Sorumluluklarını eğer zihinlerinde benimsememişlerse yerine ge­
rirmezler. Neden yapmadıkları sorulduğunda hiçbir şey söyleme­
den öylece bakabilirler.

110
Oyun ve Arkadaşlık Yaklaşımları
Ders çalışma konusunda özel bir çaba sarf etmezlerse motive ol­
makta zorlanabilirler. Bu durumlarda ders çalışmak yerine oyun
oynamayı veya oturup oynayanları izlemeyi tercih ederler. Oyun­
larında belirli bir rutin olması önemlidir. Sürekli değişkenliğin
olduğu oyunları sevmezler. Oynarken kendi sessiz ve sakin duruş­
larının dışına çıkmaktan hoşlanabilirler.
Oyuncaklarını kırmadan, temiz bir şekilde kullanırlar; arkadaş­
ları ile paylaşmakta bir sakınca görmezler. Oyunlarla arkadaşlık
bağlarını geliştirirler ve grup içerisinde farklı rolleri deneyimler­
ler. Oynarken ortamı gerenlerden veya hareketleri ile rahatsızlık
verenlerden uzak durmaya gayret ederler.

Okul Hayatları
İlk başta okul sorumluluklarıyla ilgili motivasyona ihtiyaç duy­
salar da odaklandıklarında azimle çalışırlar. Teneffüs aralarında
gönüllerince eğlenmek isteyen bir tarafları vardır ancak ortamın
kalabalık olması nedeniyle daha kontrollü hareket ederler.
Okulda huzuru bozduğunu veya yanlış davranışları olduğunu
düşündükleri kişilerden uzak durma eğilimindedirler.

Öğrenme Süreçleri
Soyut kavramlara nispeten, zihinlerinde canlandırabildikleri şey­
leri daha çabuk öğrenirler. Bilgi akışı hızlı olduğunda yetişmekte
zorlansalar da azimle çabalayarak bu sorunun üstesinden gelebi­
lirler. Öğrendikleri bilgilerin kendilerine nitelik kazandıracak ve
konforlarını arttıracak özelliklerde olmasını tercih ederler.
Gittikleri eğitim kurumunun destekleyici olması ve öğrenme is­
teklerini arttırıcı çalışmalar yapması onlar için önemlidir. Öğre­
necekleri bilgileri hoşlarına giden arkadaş grubu içerisinde, hep
birlikte öğrenmeyi tercih ederler.
Öğrenme süreçlerinde çevrelerindeki kişilerin sabırlı olmaları
ve destekleyici sözler söylemeleri çok önemlidir. Gerekli şartlar
oluşturulup derse olan ilgileri arttıkça, kendilerine olan güvenleri
artacak ve daha başarılı olacaklardır.

111
4. BÖLÜM

İŞ HAYATINDA ENNEAGRAM'LA
BİREYSEL TANIMLAMA

Bu bölümde farklı kişilik tiplerinin iş hayatındaki davranışlarını


ve bakış açılarını ele alacağız. İş arkadaşlarınız nelere dikkat ede­
bilir, birlikte geçirdiğiniz süreçler nasıl daha iyi yönetilebilir gibi
soruları masaya yatıracağız.
Buradaki bilgiler ışığında iş hayatınızdaki kişilik çatışmalarının,
astınız veya yöneticinizle yaşayabileceğiniz sorunların çözümleri­
ne dair cevapları genel olarak bulabileceksiniz.

TİP !-İDEALİSTLERİN İŞ HAYATINI KEŞİF


Etik değerlere sahip olma isteğini ve yüksek kalite standardına
ulaşma çabasını en fazla gösteren kişilik tipidir. Çevresindekiler
tarafından mükemmeliyetçi ve reformist olarak bilinirler. Yap­
tıkları veya yapacakları işler konusunda iç sesleri, teşebbüsle­
rinin iyi ya da doğru olup olmadığına dair sürekli geri bildi­
rim verir. Bu aynı zamanda mevcut işin kafalarındaki ideale ne
şekilde katkı sağlayacağı konusunda da onları yönlendiren bir
sestir. İç sesleri, hayatlarının her aşamasında olması gereken ve
olan arasındaki farkı hesaplar, varsa açığın nasıl kapatılabilece­
ğini söyler ve daha iyiye nasıl gidilebileceği konusundaki düşün­
celerini yansıtır.

113
İş sistemleri mantıklı olanı yapmak, dürüst ve hedef odaklı olmak
üzerinedir. Bulundukları ortamda mantıklı olan ve işleyen bir sis­
tem kurmak için çabalarlar. Kim hangi yeteneğe sahip, kim ken­
dini nasıl geliştirmiş gibi verileri toplarlar. İnsanları, potansiyel­
lerini en iyi gösterebilecekleri noktalara yerleştirmek için sürekli
planlamalar yaparlar. Bunun altında yatan birincil sebep, yetkin
gördükleri insanları uygun konumlara yerleştirerek yapacakları
işi en doğru şekilde ortaya çıkarmalarını sağlamaktır. Tip 1-İde­
alistler bilir ki bu eşleştirme ne kadar doğru yapılırsa, elde edilen
ürün ve çalışan memnuniyeti o derece yüksek kalitede olacaktır.

Sorumluluklarını ihmal etmez ve birlikte çalıştıkları kişilerden de


aynı hassasiyeti göstermelerini beklerler. Dürüst, güvenilir, etik
bilinci ve ahlakı olan, gayretli çalışanlardır. Çalıştıkları alanda
olabilecek en iyi sonucu elde etmek için sistemin her şeyini bilerek
hareket etmek isterler. Ne kadar fazla şey öğrenirlerse ayaklarının
yere o kadar sağlam basacağını düşünürler. Motivasyonları her
şeyi mükemmel hale getirip, olabilecek en iyi çıktıyı elde etmek
üzerinedir. Sistemde var olan sorunlara çözüm üretebilme konu­
sunda yeteneklidirler. İş yapış modeli açısından çevrelerine ilham
verecek ve rol modeli alınacak şekilde çalışırlar.

Genellikle bir şeyi öğrenmek veya sorgulamak istediklerinde ko­


nuya keskin bir girişle girerler. Karşılarındaki kişinin hislerini ve
o an için konuya girmenin uygun olup olmadığını fark etmeyebi­
lirler. Kullandıkları dil bir başka referansa atıf yapar gibi "-meli,
-malı" şeklindedir. Yardım etme motivasyonları sebebiyle de olsa
en kısa yoldan süreci başlatmak istemeleri, aceleci olarak .:ı.lgılana­
bilir ve bu tutumları eleştirilmelerine neden olabilir.

Tip 1-İdealistler ile Birlikte Çalışıyorsanız


İş ortamında Tip 1-İdealisder, kılı kırk yararcasına detaylara yo­
ğunlaşan kişiler olarak karşınıza çıkarlar. Bu tutum karşısında
"Bu kadar detaya gerek var mı?" sorusuna zihninizde birden fazla
kez cevap bulmaya çalışmışsınızdır. Ne kadar detaylı bilgi alır
veya verirlerse o kadar tam ve mükemmel sonuç elde edileceğini
düşünürler.

114
Yaptıkları çalışmalar ve yüksek standartlara ulaşma çabaları çev­
relerindeki kişilere ilham verebilir. Çalıştıkları kurumu ve üret­
tiklerini samimiyetle ve tabii ki en iyisi olabilmesi adına her yerde
sunabilirler. Hileli ürünlerin üretilmesini veya benzer sahtekarca
davranışları yanlış bulur, aleyhte konuşabilirler. Benzer bir duru­
ma düşmekten endişe duyarlar, etik kurallara uygun davranarak
işlerini olabilecek en açık şekilde ortaya koyarlar.

Çalışma ortamında dakik olmayanlara ve kurallara uymayanlara


karşı kızgınlık gösterebilirler. Çalışma arkadaşlarına uymalarını
istedikleri kurallar ve yapılması gerekenler konusunda sıklıkla
uyarıda bulunabilirler. Bazen beklemediğiniz şekilde gergin ve
sinirli görünebilir, nedenini sorduğunuzda net bir şey söyleme­
yebilirler.

İş sırasında ciddiyetlerini koruyan ve işlerini, o iş için belirlenen


zamanda yapan bir yapıdadırlar.

Tip 1-İdealistler Kişilik Tipinde Bir Yöneticiyseniz


Beklentiniz, kontrolcü olmadan ya da neyi nasıl yapmaları gerek­
tiğini söylemeden, çalışanlarınızın olması gereken standartlarda
işler çıkarması yönündedir.

Lider olarak kendinizi ara ara rahatsız hissedebilirsiniz. Bu rahat­


sızlık, sizin motivasyonlarınız arasında öncelikli olarak tanınma
veya güçlü olma gibi arzuların olmamasından kaynaklanır. Ama­
cınız, olabilecek en iyi ürünü ya da sonucu elde etmek ve tabii ki
bunu belirli bir sistemle devam ettirebilmektir. Bu amaca uygun
olan sistemi oluşturabilmek için her şeyi öğrenme gayretine gire­
bilir ve kendinizi aşırı yorabilirsiniz.

İnsanlar bir işi yetersiz veya eksik yaptığında, onlara vereceğiniz


geri bildirime dikkat etmeniz gerekir. Geri bildirim şekliniz, kar­
şınızdaki kişilerin çalışma şevklerini olumsuz etkileyebilir. Ça­
lışanların isteklerini baskı altına alıp onları yeterli performansı
sergileyemeyecekleri hale getiriyor olabilirsiniz. Bunlara dikkat
ettiğinizde belki de fark etmediğiniz birçok sorun kendiliğinden
çözülecektir.

115
Yöneticiniz Tip 1-İdealistler Kişilik Tipindeyse
Bu yöneticilerle çalışmanın en güzel yanı, istedikleri şeylerin şirket
yararına ve yapılan işin amacına uygun olmasıdır. Kendi iç dina­
miklerine göre doğru gördükleri ne ise onu yapmaya gayret ederler.
Çok çalışkan, davranışları ve iş yapma şekilleri ile örnek olan yö­
neticilerdir. Genellikle bilinçli bir yönetici olarak adil olup olma­
dıklarını veya herhangi bir çalışanın hakkının yenip yenmediğini
sorgularlar. Yapılan hataları çok fazla büyütmez, çözüm arayışına
girer ve bir daha tekrar etmesini engellemek için önlemler alırlar.

Astınız Tip 1-İdealistler ise


Yapıları gereği ellerinden gelen en iyi sonucu elde etmek için ça­
balamış ve size onu sunmuşlardır. Eğer beğenmediğiniz bir taraf
olursa bunu açıklıkla söylemenize hazırlardır. Ellerinden geleni
yaptıkları için de onları tebrik etmeyi ihmal etmemeniz gerekir.
Verilen geri bildirimlerin olumlu olanlarını hiç duymamış gibi
davranırlar. Öncelikleri olumsuz olanlara odaklanarak konu hak­
kında çözüm geliştirmektir. Ancak olumlu geri bildirimlerinize de
ihtiyaçları vardır, onları duymadıklarında motivasyonları düşer.
Aşırı detaycı olmaları nedeniyle işler biraz uzayabilir. Bu tarz ge­
cikmeleri engellemek için ne kadar detaya ihtiyaç olduğu ve bu iş
için verilen sürenin ne kadar olduğu bilgilerini verirseniz sorun
yaşanmayacaktır.

TİP 2-FEDAKARLARIN İŞ HAYATINI KEŞİF


Hayatlarının genelinde olduğu gibi iş hayatında da çevrelerinde­
kilere kendilerini sevdirecek şekilde iletişim kurmaya çalışırlar.
Sıcak, içten, samimi tarzda konuşurlar. Bir karar alınacaksa veya
bir ihtiyaç oluşursa kendilerini düşünmeden, diğerlerine göre ha­
reket ederler. Oturup konuştuklarında ilgilerinin o kişide oldu­
ğunu göstermek adına soru sorarak iletişim kurarlar. İş hayatında
karşılarındaki kişi ile nasıl iletişim kurabileceklerine, ortak pay­
dalarına, nasıl yardımlarda bulunabileceklerine veya kendilerine
nerelerde ihtiyaç duyulabileceğine dair sorulara cevap ararlar. Ki­
şisel ilişkilerini pekiştirmek için buldukları yol bu şekildedir ve
zihinlerinde oluşan cevaplara uygun halde hareket ederler.

116
Çalışma arkadaşlarına iltifat etmeyi severler, onları gayretlendir­
me konusunda başarılıdırlar. İnsanların hoşlarına giden şeylerin
farkında olduklarından, birilerinin motivasyonu düştüğünde on­
ları canlandıracak ve motive edecek şeyleri yaparak harekete ge­
çirici güçleri vardır. Bu şekilde kendi özgüvenlerini de arttırırlar.
Yaptıkları işlerin diğerleri tarafından beğenilip takdir edilmesi çok
önemlidir. Ne kadar çok kişi tarafından tebrik edilir ve beğenilirler­
se yaptıkları işe o derece bağlanır ve motivasyonları düşmeden ha­
reket ederler. Başarılı olmaları için bu takdir ve tebriklerin önemli
olduğunun bilincindedirler. Sürekli ihtiyaç duyulan, vazgeçilmez
biri haline gelebilmek adına hizmet odaklı çalışırlar. Bunu içlerin­
den gelerek yaptıklarını ve bir karşılık beklemediklerini söyleseler
de aslında ilgi ve sevginizi göstermenizi İster, bu şekilde beslenirler.
Liderlik yönünden bakılınca, rahatlıkla empati kuran liderlerdir.
Çalışmalarında "insan olmak ve insan kalmak"la ilgili düşünce­
leri ön plandadır. Çalışanların hislerine karşı hassastırlar. Nazik,
heyecan verici ve etkileyici bir liderlikleri vardır. Cömertlikleri ve
konuşma tarzlarıyla insanları etkilerler. Takım içinde başarılı ol­
mak için birlikte hareket etmek gerektiğini, ancak bu şekilde ba­
şarılı olabileceklerini düşünürler. Takım içi dostlukları ve birlik­
telikleri geliştirip aile ortamı oluşturarak hareket etmek isterler.

Tip 2-Fedakarlar ile Birlikte Çalışıyorsanız


İş hayatında nadir rastlanabilecek bir samimiyet ve içtenlikle
iletişim kurmak isterler. Niyetlerinde bir beklentiden ziyade sa­
mimiyet vardır. Olabildiğince nazik ve duyarlıdırlar. Size dair
sorularında yalnız işiniz hakkında değil hayatınız hakkında da
bilgi edinme arzusu taşırlar. İş hayatınızın dışında bir hayatınız
olduğunun farkındadırlar. Orada mutsuz iseniz iş hayatınızda da
mutsuz olacağınızı düşünürler ve tüm bunların bilincinde olarak
sizinle iletişim kurmak isterler.
Hayır demekte en fazla zorlanan kişiler bu yapıya mensup kişiler­
dir. Bir şey istediğinizde içlerinden " hayır" demek gelse de "evet"
cevabını verirler. Yardım istemekte zorlanırlar, bunu fark ettiğiniz-

117
de yardımcı olmayı teklif etmek yerine doğrudan yardım ederseniz
daha mutlu olacaklardır.

Tip 2-Fedakarlar Kişilik Tipinde Bir Yöneticiyseniz


İşleri ve insanları aşırı önemsedikleri için her zaman canlı, coş­
kulu ve enerjik görünme eğiliminde olurlar. Kendilerini bu role
alıştırmışlarsa rahatlıkla öne geçip liderlik yapabilirler ancak ki­
mileri liderlik yapmaktan rahatsızlık duyabilir. Önde giden lider
olmak yerine liderin en büyük destekçisi olmak bu kişileri daha
mutlu hissettirir.
Bu yapının liderleri genellikle Üzerlerine aşırı yük alırlar ve bu
da özel hayatlarından, kendilerinden ödün vermelerine yol açar.
Özel hayatlarında mutsuz olduklarında, iş hayatlarında mutlu ol­
maları zorlaşır. Üstlenecekleri yük konusunda dengeyi kurmaları,
sağlıklı çalışmaları için çok önemlidir.

Yöneticiniz Tip 2-Fedakarlar Kişilik Tipindeyse


Belki de işinizin en güzel tarafı, sizinle samimi bir ilişki kuran, sı­
kıntınızı anlayan, anlamadığı zamanlarda anlamak için çabalayan
bir yöneticinizin olmasıdır. Sizin gelişmeniz için gerekli olanları
öğrenip, daha başarılı olmanız hususunda ellerinden geleni ya­
parlar. Çalışanlarına samimi, sıcak bir iş ortamı sunmaya gayret
ederler. Kendileri de doğru ve uyumlu insanlarla çalışmak isterler.
Stresli olduklarında veya iş yükleri çok arttığında ise onlara dik­
katle yaklaşmanız gerekebilir. Yeterli performansı göstereme­
diklerinde ya da iş yükü altında ezilmekten bunaldıklarında bir
patlama yaşarlar. Bu durumu çalışma arkadaşlarına yansıtabilir,
seslerini yükseltip kırıcı olabilirler.

Astınız Tip 2-Fedakarlar Kişilik Tipindeyse


Eğer duygularını incitmediyseniz en. büyük destekçiniz onlardır.
Yapmak istediğiniz işin neden olmaması gerektiğini ya da ola­
mayacağını değil, sizin nasıl başarılı bir şekilde bunun altından
kalkabileceğinizi düşünüp söylerler. İş konusunda itaatkar davra-

118
nırlar ve Üzerlerine düşen sorumlulukları güzelce yerine getirirler.
Ancak duruma göre arkadaşlarının iş yükünü de Üzerlerine aldık­
larından dolayı kendi işlerini geciktirdikleri olur.
İhtiyaçları konusunda sizin onları anlayıp eksikleri gidermenizi
bekleyebilirler. Sizi kırmak ve üzmek istemedikleri için tartışma­
larda sessiz kalmayı tercih edebilirler. Böyle durumlarda onlara
baskı yapmaktansa konuşmanızı uygun bir vakte ertelemek daha
iyi olacaktır.

TİP 3-VİZYONERLERİN İŞ HAYATINI KEŞİF


Kendilerine hedefler belirlemeyi severler, işlerine odaklanarak sü­
rekli çalışıp çabalarlar. Hedeflerine ulaşmak için ellerinden geleni
yapar, bunu yaparken de iyi bir imaj oluşturmaya gayret ederler.
En iyiyi elde etmek adına çok fazla çalışma arzuları vardır. Önle­
rine çıkan engellere takılmadan ve gözlerini hedeften ayırmadan
ilerlerler. Başarı ve imaj, öncelikli meseleleridir. İnsanları en çok
etkileyen unsurun başarı olduğunu düşündükleri için başarılı ol­
mak ve başarılarını olabildiğince süslemek isterler. İnsanları etki­
lemek açısından maddi yönlü girişimlerde de bulunabilir, göste­
rişli eşyalar alarak kendilerini tatmin edebilirler.
İş hayatlarında da özel hayatlarındaki gibi cümleleri dolandırma­
dan, tane tane anlatmayı seçen bir üslup kullanırlar. İş saatlerinde
onları hedeflerinden alıkoyacak şeylerle uğraşmak istemezler. İş
konusundaki odaklanmaları, avcının avına odaklanmasına ben­
zetilebilir. Dışarıdan bakılınca tam bir işkolik olarak görülürler.
İş dışında kalan, dikkatlerini dağıtan ne varsa görmezden gelebi­
lirler. İstediklerini yapabilmek için çok güçlü bir motivasyonları
vardır, her şeyi göze alabilirler. Etkilemek istedikleri kişileri ra­
hatça etkilerler. Eğer çalışma arkadaşlarının desteklerini almaları
gerekirse yaptıkları konuşmalarla onları kendilerine çekebilirler.
Bu karakter tipindeki liderler, işlerin nasıl yapılacağı ile alakalı
karar veren, danışılan kişi olmaktan zevk alırlar. İç seslerine kulak
verirlerse başarıları artabilir. Çalışma hayatlarındaki her bir ba­
samağı yılmadan, usanmadan teker teker çıkarlar. Mütevazi gö-

119
rüntülerinin altında, saatlerce çalışılarak elde edilmiş bir tecrübe
birikimi vardır.

Tip 3-Vizyonerler ile Birlikte Çalışıyorsanız


Çalışma düzenini bozmadan uzun süre, adeta makine gibi çalışa­
bilirler. Zaman zaman sağlıklarıyla ilgili sorun yaşarlarsa bu dahi
onların işten geri kalmasını engellemez. İşe gidemediklerinde ev­
den çalışırlar. Bu mümkün değilse işe döndüklerinde fazla mesai
yaparak aradaki farkı kapatmak isterler.
İş saatinde farklı şeylerden bahsedilmesini zaman kaybı olarak gö­
rüp rahatsız olabilirler. Öyleyse, bir süre sessiz kalmayı tercih eder­
ler. Kendilerine bir üzüntünüzü anlattığınızda duygularınızı pay­
laşmaya çalışırlar ancak akıllarının başka yerde olduğunu ve başka
şeyler düşündüklerini anlayabilirsiniz. Ofise genellikle erken gelip
önemli işleri toparlayan, güne hızlı başlayan kişilerdir. Kısa süreli
hedeflerine ne kadar çabuk ulaşırlarsa gizli ajandalarındaki hedef­
lerine de o oranda hızlı ulaşabileceklerini bildikleri için neredeyse
durmak istemezler. Fakat iş hedefleri konusunda net bir planları
yoksa, ne yapacakları hususunda zihinleri karışabilir.
İçinde bulundukları ekip, grup veya takımları başarısız olduğunda
onları motive edip düştükleri yerden kaldırma konusunda ustadırlar.

Tip 3-Vizyonerler Kişilik Tipinde Bir Yöneticiyseniz


Mizacınızdan gelen özellikleriniz sayesinde işletme mantığına
çok uygun bir yapınız vardır. Çalıştığınız kurumda sabırlı davra­
narak istediğiniz pozisyona gelebilirsiniz. Sizi hedeflerinize ulaş­
tıracak stratejileri geliştirir, uygulama için gereken motivasyon ve
enerjiyi de kendinize yüklersiniz. Ancak duygusallıklarınız nede­
niyle işleri istediğiniz gibi yapamadığınızda, sorunu yok sayma
tarafına geçme tehlikeniz vardır. Bu yok sayma düşüncesi sizi bir
süre idare edebilir ama sonrasında kaçırdığınız fırsatlardan ötürü
kendinizi suçlamaya yönelebilirsiniz.
Altınızda çalışanların da sizin gibi çok çalışıp ellerinden gelenin
en iyisini yapmalarını beklersiniz. Bu beklenti ise genellikle sizi

120
zorlar. Diğerlerinin sizin gibi olmadığını, bu motivasyonun size
ait olduğunu kabul etmek, bu aşamada sizi rahatlatabilir.

Yöneticiniz Tip 3 -Vizyonerler Kişilik Tipindeyse


Bu kişilik tipindeki bir yöneticiyle çalışmanın en güzel tarafı;
yapacağınız işin, içinde bulunduğunuz firmanın hedefi.eriyle pa­
ralel olmasıdır. Hedeflerinize ulaşmış, bulunduğunuz organizas­
yona katkı sağlamışsanız yöneticiniz sizden memnun olacaktır.
Bununla birlikte, altında çalışanların duygusal değişimlerini an­
lamakta zorlanabilirler. Bu tarz durumların farkında olmak size
avantaj sağlayabilir. Görev kapsamınızın dışındaki bir konuda
eğer sizden beklentileri varsa, neden o işi yapmadığınıza dair so­
rular yöneltebilirler. Burada sizin işinizi ve kurumunuzu sahip­
lenmeniz gerektiğini, yöneticinizin sizi kendisi gibi gördüğünü ve
bunun için bu sorguyu yaptığını fark etmeniz gerekir.

Astınız Tip 3-Vizyonerler Kişilik Tipindeyse


Belirlediğiniz kurumsal hedefleri ve iş hedeflerinizi sahiplenirler,
onları daha iyi bir yere götürmeye çalışırlar. Bir işi yaparken ama­
cınız ve nereye ulaşmaya çalıştığınız konusunda açık olursanız,
karşılaşılan engelleri aşmak için inisiyatif alıp sorunun çözümünü
kendi başlarına bulabilirler.

Çalışma tarzlarınızın ve hedeflerinizin uyuşmaması durumunda


ise kendi yöntemlerini takip ederler. Ara ara önerilerini almanız
motivasyonlarını arttıracaktır.

TİP 4-ÖZGÜNLERİN İŞ HAYATINI KEŞİF


İş hayatında kurdukları ilişkilerin derin olmasını, işlerinin özgün
ve özel olmasını, bu şekilde algılanmasını isterler. Dünyada bir
değer taşımaları gerektiğine, varlıklarını sürdürebilmek için eşsiz
ve özel olmaları gerektiğine inanırlar.

Ortaya konan işin özgünlüğüne, estetik olmasına ve eksik olan


yönlerine odaklanırlar. Zihinlerinde "olması gereken" bir özgün­
lük arayışı vardır. Hayal ettikleri ile ortaya konan arasındaki fark

121
ne kadar açıksa rahatsızlıkları o derece fazla olacaktır. Yaptıkları
her işe imzalarını attıklarını düşünürler. Eğer çalışma istedikleri
şekilde tamamlanmadıysa bu durum onları huzursuz eder.
İş dünyasının en hassas ve en duygusal karakteridirler. Dış dün­
yaya karşı gösterdikleri hassasiyeti iç dünyalarında da gösterirler.
Ortaya koydukları işteki estetiği ve özgünlüğü anlayanlar ile irti­
bat kurmak isterler. Kendi duygusal derinliklerini ve özgün bakış
açılarını yansıttıkları işleri bir nevi sanat eseri gibi görürler. Onun
için ancak bunu anlayıp kıymetini bilenlerin kendi içsel derinlik­
lerini görebileceğini düşünürler.
Her ne kadar empati yetenekleri güçlüyse ve iç motivasyonlarıyla
hareket etseler de dışarıdan onay alamadıklarında ve anlaşılma­
dıklarını fark ettiklerinde acı çekerler. Kurdukları iletişim tarzı
anlama ve anlaşılma üzerinedir. Diğerlerinin kıymet verdiği şey­
lere kendileri kıymet vermediğinde ya da aksini fark ettiklerinde
duygusal kopukluk yaşayabilirler.
Konuşurken "ben-beni" gibi kendilerini ifade ettikleri kelimeleri
sıklıkla kullanabilirler. Kendilerini vurgulayan bu kelimeleri, an­
laşılma arzularından veya hissettiklerini dile getirme isteklerin­
den dolayı kullanırlar. Yüzeysel konular hakkında konuşmaktan
hoşlanmadıkları için daha derin ve duygusal konularda konuşa­
rak insanlarla bağ kurmak isterler.
Liderlik açısından insanların duygularına dokunan ve yaptıkları
işi tutkuyla yapmalarını sağlayacak şekilde onları motive eden bir
tarza sahiptirler. İnsanlar arasında hoşgörü ve nezaketin ön plan­
da olması gerektiğini düşünürler.

Tip 4-Özgünler ile Birlikte Çalışıyorsanız


Yapılan her işe yaratıcı düşüncelerini, estetik bakış açılarını katar
ve özgün fikirler üretirler. Bu fikirlerin işe yaradığını görmek için
çok çalışırlar. İşe yaramadıklarıyla alakalı kuşkuları olursa daha
fazla yoğunlaşarak çalışmayı tercih ederler, kolayca pes etmezler.
Kimi zaman çalışma ortamına uygun olmayabilecek bir duygusal­
lık ve kırılganlıkları vardır. Fikirleri onay görmezse savunmaya ge-

122
çer ya da kendi kabuklarına çekilirler. Olayların olumsuz tarafını
görme eğilimlerinden dolayı, sürdürülen projenin eksik yönlerini
bulup onlarla ilgilenebilirler. Böyle bir durumda çalışma arkadaş­
ları tepki gösterip uzak durduklarında, diğerlerinin kendilerini
anlamadığını düşünür, içlerine çekilmek isterler.

Tip 4- Özgünler Kişilik Tipinde Bir Yöneticiyseniz


Çalışmalarınızı mümkün olduğunca derinleştirmek, estetik un­
surlarla beslemek istersiniz. Sizin için bir işin yapılıp yapılmaması
kadar estetik algıdan uzak olup olmadığının değerlendirilmesi de
önemlidir.
Çalıştığınız ekibin ihtiyaçlarına duyarlı bir yönetici olursunuz.
Çalışanlarınızın ve müşterilerinizin neler hissettiklerini, nelere
dikkat ettiklerini hassasiyetle takip edersiniz. Ancak sistemdeki
hata ve eksikleri görme isteğiniz sebebiyle liderliğiniz altındaki
kişileri zaman zaman endişelendirebilirsiniz. Bu durumda sorun­
ları çözerken onların motivasyonlarını yükseltmeniz ortamı to­
parlamanızı sağlayacaktır.
Çalışma ortamında yaptığınız işin yeterli görülmemesi, kendinizi
işle alakalı yetersiz hissetmeniz veya iş konusunda güvende olma­
dığınızı düşündüğünüzde beliren yetersizlik hissi, aldığınız tüm
kararları sorgulamanıza neden olabilir.

Yöneticiniz Tip 4-Özgünler Kişilik Tipindeyse


Bu yapıdaki bir yöneticiyle çalışmanın en güzel tarafı, sizinle bağ
kurmayı ve sizi anlamayı isteyen bir yöneticinizin olmasıdır. Si­
zinle bağ kurduklarında o bağı kaybetmek istemezler. Onun için,
bir sorun görürlerse bunu açık bir şekilde söyleyeceklerdir.
Bazen açığa çıkan duygusal hallerini abartılı bulabilirsiniz. Unut­
mayın ki onlar bu yönlerini göstermekten kaçınırlar. Fakat duy­
gularının ortaya çıkmasına engel olamadıkları zamanlarda belli
yansımalar olabilir.
Takım halinde çalışmaktan keyif alırlar. Takıma yapacağınız kat­
kıları memnuniyetle karşılarlar ve hep birlikte daha iyiye gitmek
için motivasyonları oldukça yükselir.

123
Astınız Tip 4- Özgünler Kişilik Tipindeyse
Anlaşıldıklarını hissettiklerinde ve desteklendiklerinde motivas­
yonları artar; böylece performansları en iyi seviyeye taşınır. An­
cak içinde bulundukları ortama uygun olmadıklarını düşünürler­
se veya çalışma arkadaşları ile uyumsuzluk yaşarlarsa iş motivas­
yonlarını kaybederler.

Ekipteki bireylerin duygusal ihtiyaçlarını fark edip insanları ona


uygun şekilde koordine etmeye çalışırlar. Kendi tarzlarını ve ba­
kış açılarını göstermek için çok çalışır, çevrelerindeki çalışanları
da desteklerler. Ekip içinde bağ kurabilmişlerse yaratıcı çalışmalar
oluştururlar.

TİP 5-ARAŞTIRMACILARIN İŞ HAYATiNi KEŞİF


Bilgiye ve veriye odaklanan bir yapıları vardır. İş ortamında en­
telektüel konuşmalar yapmaktan, farklı düşünceleri ve bilgileri
incelemekten hoşlanırlar. Zihinlerinde işle alakalı bilgilerin ana­
lizi ve çalışmaların nasıl daha farklı yapılabileceği sorusu vardır.
Analizler bittikten sonra nasıl uygulamaya geçileceğine dair plan­
lamalar yaparlar.

İletişim tarzları kısıtlama ve engelleme üzerinedir. İzin vermedik­


leri kişileri kendi sınırlarına sokmazlar. Konuşma tarzları kısa, öz
ve soğuk gelebilir. Gereksiz konuşmalardan, kendilerini ilgilen­
dirmeyen durumlardan bahsetmekten hoşlanmazlar. Bildikleri ve
uzman oldukları konularla alakalı konuşmaya başladıklarında ise
oldukça uzun süre konuşabilirler. Genellikle grup içindeki sessiz­
liklerinin aksine, bir sorun çıktığında çözüm olarak sundukları
ilginç teklifleri dolayısıyla gizemli görünen bir tavırları vardır.
Bilgi aktarırken veya bir sorunun çözümüyle ilgili karşıt görüşleri
reddederken kibirli bir görünüm sergileyebilirler.

İlişki tarzları duygular haricinde tamamen bilgi ve veriler üzerine


kurulmuş olabilir. Bu da onları en içe dönük veya duygusal olarak
en yüzeysel derecede ilişki kuran yapı haline getirir. İnsanlarla
içli dışlı olmaz, onlardan gelecek muhtemel tehlikeleri ve yaşana­
bilecek zaman kayıplarını engellemeye çalışırlar. Duygularından

124
uzak kalarak, salt verilerle hareket ettiklerinden dolayı iletişim
konusunda sıklıkla sorun yaşayabilirler. Hislerini, duygularını sı­
nırlayarak kendilerine kişisel bir alan kurarlar.
Liderlik yaptıklarında veri toplama, analiz etme ve bulgular ara­
sında bağ kurma gibi süreçlerden zevk alırlar. Bir işin mantığını
öğrenene kadar harekete geçmekte zorlanan ama harekete geçince
de durmayan bir yapıları vardır. İnsanların duygusal değişimle­
rini, hislerini anlamak ve yorumlamak konusunda biraz ilgisiz
olduklarından liderlik yapmaya istekli değillerdir. Sahne ışıkla­
rından ve toplum önünde olmaktan zevk duymazlar.

Tip 5-Araştırmacılar ile Birlikte Çalışıyorsanız


Objektif bakış açıları ve derin görüşleri sayesinde olaylara yakla­
şımınızı değiştirebilirler. Motivasyonlarını kaybetmedikleri müd­
detçe iyi çalışırlar ve kilit konumlardaki işlere hakimdirler. Kişi­
sel bilgilerini paylaşmaktan kaçınırlarken, ilgilerini çeken diğer
konularda saatlerce konuşup tartışabilirler.
Ofise girdiklerinde kapıyı kapatıp uzun süre masadan kalkma­
dan çalışabilirler. İşe odaklanma seviyeleri yüksektir. Bu nedenle
iş konularının dışında sohbet etmekten zevk duymazlar.

Tip 5-Araştırmacılar Kişilik Tipinde Bir Yöneticiyseniz


Lider olmak sizin için çok zorlayıcı bir süreç olabilir. İnsanlarla
sürekli iletişim halinde bulunmak, onların sorunlarıyla ilgilen­
mek zorunda kalmak ve kendinize özel zaman yaratamamak sizi
tedirgin edecektir. Sistemi her açıdan çözüp, olayları olabilecek
en iyi şekilde kurgulayıp çalışır hale getirmekse size zevk verir.
Yaptığınız değişikliklerin işe yaraması ve sonuçların aklınızdaki
gibi oluşması sizi önemli ölçüde motive eder. Altınızda çalışanlara
sürekli yeni bakış açıları kazandırmanız ve analizlerinizi onlarla
paylaşmanız, çalışma ortamınızı önemli oranda geliştirecektir.

Yöneticiniz Tip 5-Araştırmacılar Kişilik Tipindeyse


Zamanınızı boşa harcayacağınız işlerden kurtulduğunuz ıçın
mutlu olmalısınız. Hangi işin yapılması gerekliyse sadece onu

125
isteyen ve istediği şeyleri size zaten net bir şekilde aktaran bir yö­
neticiniz vardır. Stresli olduklarında çözmek istedikleri sorunlarla
alakalı analiz yaparlar; bu dönemde sessiz olmaları, konuşmama­
ları normaldir. Onların sessizliği kimi zaman ukalalık gibi gö­
rünse de aslında amaçları kendi zihinsel süreçlerinden çıkıp olay­
ları daha iyi yönetmektir.
Ekip üyelerindeki duygusal değişimlere karşı duyarsız olabilirler.
Böyle bir durumda hassasiyederinizle ilgili bilgileri onlara akta­
rırsanız ekip motivasyonunu arttırabilirsiniz.

Astınız Tip 5-Araştırmacılar Kişilik Tipindeyse


İşe duygusallıklarını karıştırmayacakları konusunda içiniz rahat
olabilir. Yerine getirmeleri gereken görevlerini ve sorumlulukla­
rını bildirdiğinizde kendi başlarına, bağımsız şekilde çalışmak
isterler. Kendilerinden istenilenleri kurgulayarak planlarını oluş­
turur, ona göre titizlikle çalışmaya koyulurlar.
İş yerinde objektif şekilde alınması gereken bir karar varsa bunun
için en ideal kişiler onlardır. Kriz anlarında soğukkanlılıklarını
koruyabilen, güvenilir çalışanlar olarak öne çıkarlar.

TİP 6-SORGULAYICILARIN İŞ HAYATINI KEŞİF


Güven ve kesinlik arayan bir tarzları vardır. İş hayatında bu gü­
ven ve kesinlik halinin bulunması ya da stabil hale getirilmesi ise
nadir bir durumdur. Onun için zihinlerinde her zaman bir risk
veya tehdit olabileceği fikrini taşırlar. "Sistemi en güvenli şekilde
konumlandırmalı ve buna uygun hareket etmeliyim." şeklinde
düşünürler. Ana motivasyonları, muhtemel sorunları belirlemek,
sorunları henüz oluşmadan engellemek üzerinedir.
Özel hayatlarında insanlara güvenmekte aceleci davranmadıkları
gibi iş hayatında da güven duygularının oluşması için uzun bir
zamana ihtiyaç duyarlar. Farkında olmadan, sürekli kişileri ve
niyetlerini sorgular halde olabilirler. Birbirinden ilginç çapraz so­
rular sorarak karşılarındakilerin gerçek düşüncelerini öğrenmek
isterler. Yaşanabilecek sorunları ve doğabilecek zararları önceden
kestirmeye, hesaplamaya çalışırlar.

126
Kendilerinden bir iş istendiğinde çok fazla soru sorup her ayrın­
tıyı öğrenmeye dikkat ederler. Eksik veya hatalı iş yapmak iste­
mezler. Onlardan ne beklendiğini detaylı bir şekilde öğrendikleri
zaman daha rahat çalışırlar.
İçlerinde insanları yönetme istekleri olsa da bunu yapan kişile­
ri gözlemleyerek, insanların incindiğini ve istemedikleri şekilde
zorlandıklarını fark edip vazgeçerler. Onun için incinen insanla­
rın yanında olup onları anlamak ve onların haklarını savunmak
adına çaba gösterebilirler.
Lider olduklarında sisteme ve yönetime karşı sorun teşkil eden ne
varsa, hepsinin bir an önce ortadan kaldırılması gerektiğini dü­
şünürler. Yapılacak işle alakalı geniş çaplı bir sistem taraması ya­
par, durumu analiz ettikten sonra çıkacak tüm sorunlara stratejik
olarak bakarlar. Her zaman bolca risk değerlendirmesi yapmaları,
işlerini iyice sağlama alır.

Tip 6-Sorgulayıcılar ile Birlikte Çalışıyorsanız


Verilen görevleri tam anlamıyla anlamak ve istendiği şekilde tes­
lim etmek için çok fazla soru sorabilirler. Görevi aldıktan son­
ra, verecekleri kararlarda aynı verileri birden fazla kez gözden
geçirerek hiçbir noktayı atlamadan ilerlemek isterler. Karar an­
larında aşırı gergin olabilecekleri için bunun farkında olmanız
gerekir.
Anlık değişimlere ayak uydurma konusunda zihinsel olarak çok
rahat değillerdir. Her bir değişim, onlar için hesaplanması gere­
ken onlarca gözlem ve analiz demektir. Değişim durumlarında
sessiz kalsalar da içleri aynı sessizlikte kalamaz. İşlerinde göster­
dikleri tedbirci yaklaşımla kendilerini ve çevrelerini her zaman en
kötü senaryoya göre hazır tutarlar.

Tip 6-Sorgulayıcılar Kişilik Tipinde Bir Yöneticiyseniz


Üzerinizde, sorumlu olduğunuz işin istenilen şekilde yapılma­
sı gerektiğine ve çalışanlara dair çok büyük bir yük olduğunu
hissedersiniz. Yapılacak işle alakalı tüm verilere istediğiniz za-

127
man, istediğiniz gibi ulaşabilmek ve acil durumlarda bu ve­
rileri kullanabilmek sizin için önemlidir. Çıkması muhtemel
sorunlara karşı aşırı tedbirli davranarak adeta koruma kalkanı
oluşturursunuz.

Yöneticiniz Tip 6- Sorgulayıcılar Kişilik Tipindeyse


Bu yöneticilerle çalışmanın en güzel tarafı, sizin düşüncelerinize
değer verdiklerini bilmenizdir. Güvenlerini kazandığınızda, sun­
duğunuz verilere daha farklı yaklaşırlar ve iş bağlamında size olan
güvenleri arttıkça, sizin yetkilerinizi de desteklerler. Bu açıdan
çalışmalarınızda ortaya koyacağınız veriler, yöneticinizle aranız­
daki güven bağı için en önemli unsur olacaktır.

Çalışmalarınızın sorgulanması kimi zaman sizi tedirgin ediyor­


sa, onların bu davranışları genel olarak herkese benzer bir tavırda
sergilediklerini bilmelisiniz. Zihinlerindeki endişeyi, sordukla­
rı sorulara verdiğiniz net cevaplarla kolayca ortadan kaldıra­
bilirsiniz.

Astınız Tip 6-Sorgulayıcılar Kişilik Tipindeyse


Size güvenip güvenemeyecekleri konusunda emin olmak, onla­
rın öncelikli arzusudur. Çünkü kendilerinin çalışma pozisyonu­
nu değiştirip değiştirmeyeceğiniz gibi birçok konuda kaygı duy­
maları muhtemeldir. Bu tarz kaygıları ortadan kaldırmak adına
onlarla güven bağı kurduğunuzda önemli bir çalışanı kazanmış
olursunuz. Çıkması muhtemel birçok sorunun çözümüne dair ce­
vaplar istiyorsanız, bu çalışanınızın zihninin rahat olduğundan
ve size güvendiğinden emin olmanız gerekir.

Onlarla şeffaf bir iletişim kurmanız ve güven bağını güçlendi­


rerek ilerlemeniz verimlerini yükseltecektir. Sorunlarla alakalı
konuşup, çözümler konusunda fikirlerini sorarsanız iş motivas­
yonlarının ne kadar arttığını görebilirsiniz. Endişe duydukları
konularda duygularının sebepleri hakkında konuşursanız ve yar­
dımcı olmak istediğinizi hissettirirseniz, aranızdaki güven bağı
kalıcılaşacak, endişelerinin yerini aidiyet duygusu alacaktır.

128
TİP 7-YENİLİKÇİLERİN İŞ HAYATINI KEŞİF
"İyi hissetme" konusunda en istekli kişilik tipi onlardır. Yaptık­
ları her ne ise orada mutlu olmak, zevk almak ve yeni deneyimler
yaşamak isterler. Negatif duygulardan, can sıkıcı ortamlardan
olabildiğince uzaklaşmaya çalışırlar. Kalıplardan sıyrılan, esnek
bir düşünce yapısına sahiptirler. Böylece çok alakasız görünen ko­
nuları bile birbirleriyle mantıksal olarak bağlayabilir, ortaya fark­
lı bakış açıları çıkarabilirler. Sınır kabul etmeyen bir mizaçları
vardır, çalışmalarında sürekli yeni şeyler bulma çabasına girerler.
Yeni tecrübeler geliştirmek adına her zaman ellerindeki seçenek­
leri çoğaltmaya gayret ederler. İş hayatında zaman zaman kendile­
rini hangi bölümde neyin, ne kadar mutlu edeceğini bilmedikleri
için her şeyin peşinden gidip deneyimlemek isteyebilirler.
Çevreleriyle çok hızlı iletişim kurabilirler. İletişim kurma şekille­
rine bakıldığında hızlı konuşan, hızlı düşünen, hazırcevap kişiler
olarak görülürler. Anlattıkları konunun başı ile sonu farklı yerlere
uzanabilir. Bu gibi durumlarda çevreleri tarafından doğru algı­
lanmakta sorun yaşayabilirler.
Ortaya yeni fikirler atmayı severler, pratik çözümler üretme ko­
nusunda çok başarılıdırlar. Kendilerinde herhangi bir sınır kabul
etmedikleri gibi zihinlerinde de sınır kabul etmezler. Bu da onlara
düşüncelerinde özgürce gezinme imkanı sunar.
Bulundukları ekibin neşe kaynağı olurlar. Morali bozuk, üzgün
birini gördüklerinde onun moralini düzeltip hızla işine dönmesi­
ni sağlayabilirler. Ancak konuşmalarının dozuna dikkat etmez­
lerse bu ters etki de yapabilir ve çalışma arkadaşlarının işlerini
istemeden engelleyebilirler.

Tip 7-Yenilikçiler ile Birlikte Çalışıyorsanız


Hızlı ve gür sesle konuşmaları, hızlı hareket etmeleri gibi özel­
likleriyle varlıklarını devamlı hissettirirler. Zihinlerinde sürekli
gelecekl� alakalı planları vardır. Bir proje hakkında fikirlerini
sorduğunuzda, o projenin tamamlanmasıyla dünyaya nasıl fay­
dalı olacağına dair görüşlerini paylaşabilirler. Akıllarındaki yeni

129
projelerden bahsederken heyecan duyar ve o projeyi sanki insan­
lık tarihinin en önemli projesi gibi anlatırlar. Üretkenlikleri ve
enerjileriyle çalışma ortamına taze kan sunarlar.
Herkesle çok hızlı arkadaşlık kurabilirler. İnsanları espri yete­
nekleri ve heyecanlı tavırları ile etraflarında wplamayı severler.
Ekibin enerji ve motivasyon kaynağı onlardır. Sabah işe geldik­
lerinde, uykusu olan veya enerjisi düşük olan kim varsa hepsini
canlandırırlar.

Tip 7-Yenilikçiler Kişilik Tipinde Bir Yöneticiyseniz


Otoriter yönetimin çalışanları kısıtladığını düşündüğünüz için
buna temelden karşı olan bir yönetici profilinde olmak istersi­
niz. Fakat bu yaklaşımınızı devam ettirme konusunda zamanla
biraz isteksizlik duyabilirsiniz. Ast-üst kavramları gibi hiyerarşik
etkenlerden hoşlanmazsınız. Zihninizde, kapalı kapılar ardında
yöneticilik yapılmaz mantığı ve inancı hakimdir.
Size müdahale edilmesinden hoşlanmadığınız için siz de kimse­
ye müdahale etmek istemezsiniz. Kimseye müdahale edilmesin,
herkes üzerine düşen sorumluluğun farkında olarak işini yapsın
görüşünü dile getirirsiniz. Takım ruhu oluşturmak için ortaklaşa
yapılan faaliyetler düzenler, güçlü bağlar kurmak istersiniz. Aynı
zamanda çalışma ortamını, işi aksatmayacak oranda eğlenceli
hale getirmeye çalışırsınız. Bu sayede çalışanlarınızın motivasyo­
nunu arttıran, işleri zevkli hale getiren ve stresi azaltan önemli bir
etki yaratırsınız.

Yöneticiniz Tip 7-Yenilikçiler Kişilik Tipindeyse


Görebileceğiniz en eğlenceli yöneticiler onlardır diyebiliriz. İş
yerinde eğlenilerek nasıl çalışıldığını ve çalışanların eğlenerek
yaptıkları işte ne kadar başarılı olduklarını çevrelerine göstermek
isterler. Çalışmalarla ve yöntemlerle ilgili yeni fikirleriniz oldu­
ğunda rahatlıkla iletişim kurabileceğiniz, açık görüşlü yönetici­
lerdir. Eğer kendilerini olumsuzluklarla bunaltmadıysanız sizinle
sıcak, samimi bir ilişki kuracaklardır. Yapacağınız işlerle alakalı

130
sizi destekleyip motive ederler. Ancak stres oranları arttığında bir
anda ses tonları yükselip suçlayıcı tavra bürünebilirler. Bu tarz
durumlarda streslerinin arttığının farkına varıp ortamı sakin tu­
tabilirsiniz. Aksi takdirde stres seviyeleri arttığında ve işlerin iste­
dikleri gibi gitmediğini fark ettiklerinde, iş yerinde fazla rahatlık
sağladıklarını düşünüp kısıtlamalar getirebilirler.

Astınız Tip 7-Yenilikçiler Kişilik Tipindeyse


Kısıtlanmaktan rahatsız oldukları için eğer imkanları varsa en
rahat edecekleri kişiyle çalışmak isterler. Fikirlerini sunma fırsatı
buldukça ve kendilerine değer verildiğini hissettikçe iş motivas­
yonları artar. Herhangi bir işi onlara verdiğinizde, sürekli işin gi­
dişannı sormak yerine kendilerine güvenmenizi isterler. Çoğun­
lukla işi son anda yapabilirler. Fakat yine de verilen işi zamanında
teslim etmiş olmanın bir başarı olduğunu görmenizi beklerler.

Otoriter bir eda ile hareket ederseniz onları kontrol etmekte zor­
lanabilirsiniz. Bu nedenle onlara arkadaş gibi yaklaşırsanız daha
verimli iletişim kurmanız mümkün olacaktır.

TİP 8-ÖNDERLERİN İŞ HAYATINI KEŞİF


Yapılacak işi sonuna kadar götürebilen, karşılaştıkları sorunlarla
yılmadan mücadele eden bir yapıları vardır. Mizaçlarından gelen
özellikleri sayesinde zaten çevrelerinde fikri alınan, söylediklerine
kıymet verilen biri olurlar. İçinde bulundukları grup ne kadar ka­
labalık olursa olsun bir şekilde onları yönetip, onlara baş olacak
şekilde kendilerini geliştirmek isterler.

Akıllarına bir işi yapmayı koyduklarında korkmadan "Bunun


böyle yapılması gerekiyor." diye düşünüp inisiyatif alırlar. Kendi­
lerine karşı çıkan olduğunda öfkelerini göstermekten çekinmez­
ler. Kendileri gibi, bir sorun görünce inisiyatif alabilen, yapmak
istediğini yapan ve kendini savunan kişilere kimi zaman kızıyor
görünseler de aslında onların bu yönlerini görmekten mutlu olur­
lar. Kızdıkları şeyleri ise insanların yüzlerine açıkça söylerler, on­
ların kırılmalarından endişe ederek lafları eğip bükmezler.

131
Zihinlerinde sürekli büyük resim ve kendilerinin o resimdeki ko­
numları vardır. Bu konumu elde etmek için hayatlarında zayıflığa
yer vermezler. Uzun süreli, çetin mücadelelerle sürekli kendilerini
zorlarlar. Verdikleri emeklerinin sonucunda kendilerini daha güç­
lü bir hale getirirler. Harekete geçmek için ne zaman bir motivas­
yona ihtiyaç duysalar içlerinde o motivasyonu bulurlar.
Düşüncelerinde kendilerini konumlandırdıkları yere doğru adım
adım sabırla yürürler: Hedeflerine ulaşmaları için nasıl bir güç elde
etmeleri, neler yapmaları gerekiyorsa hepsi akıllarındadır. Tavırları
diğer yapılara oranla daha sert ve nettir. Çevrelerinde bulunanlara
sözel bir tehditte veya uyarıda bulunmasalar da insanlar onların bu
tavırlarından dolayı biraz mesafeli duruyor olabilir.

Tip 8- Önderler ile Birlikte Çalışıyorsanız


Söyleyecekleri bir söz varsa bunu korkmadan, açık yüreklilikle
söylerler. Kendilerine bir şey anlatılırken gereksiz detaylardan
bahsedilirse ve konuyla alakası olmayan bilgiler verilirse rahatsız
olurlar, toparlamak için kısa ve net konuşurlar.
Gitmek istedikleri yolu söyledikten sonra "Gelmek istersen ben
gidiyorum, gelmek istemezsen sen bilirsin." tavrıyla davranırlar.
Normal şartlarda aşırı baskı yapan bireyler değildirler ancak bazı
durumlarda ceza vermek isteyebilirler veya karşılarındaki kişinin
yanlış yaptığını düşündükleri durumlarda baskıcı olabilirler.
İnsanları yönetmek konusundaki yetenekleri sayesinde kimi, nasıl
sürükleyeceklerini iyi bilirler. Emir vermekte hiçbir zorluk yaşa­
mazlar. Bu özgüvenli ve cesaretli tutumları neticesinde çevrele­
rinde güvenilen, sağlam duruşlu insanlar olarak algılanırlar.

Tip 8-Önderler Kişilik Tipinde Bir Yöneticiyseniz


Otorite kurma ve insanları yönetme konusunda en rahat kişi­
lik yapısı sizinkidir. Yönettiğiniz ekipte ve yapılan iş konusun­
da başlarda sizden habersiz sinek uçmasına müsaade etmezsiniz.
Sistemin size bağlı olduğunu ve sizden habersiz hiçbir şeyin ola­
mayacağını etrafa göstermek zorunda olduğunuzu hissedersiniz.

132
Zamanla yaptığınız iş analizleriyle, uygun pozisyona uygun in­
sanları getirme gibi yenilikçi ve cesur hamlelerde bulunabilirsiniz.
Böylece iş yönetiminde bir adım geriye çekilip sadece kontrolleri
yaparak sistemi yürüten bir pozisyona gelirsiniz.
İşlerde sorumluluk verdiğiniz kişiler arasında işi bilmemesinden
veya özgüven eksikliği yaşamasından dolayı yetersiz kalan birileri
varsa onları motive edip gelişmeleri için yardımcı olursunuz.

Yöneticiniz Tip 8- Önderler Kişilik Tipindeyse


Onların kurdukları otoriteye ve yönetim şekillerine güvenme­
lisiniz. Muhtemelen o zamana kadar birçok yöneticilik pozis­
yonunda görev alarak veya gruplarda liderlik yaparak tecrübe
geliştirmişlerdir. Sizden ne istiyorlarsa onu söylerler. Verecekleri
işi yapabileceğinize inanmıyorlarsa o işi size vermezler. Size gü­
venerek verecekleri işler, sizde gördükleri potansiyele göre değiş­
kenlik gösterir.
Fikirlerinize değer verir ve dinlemek isterler. Yaptığınız işle ilgi­
li sunduğunuz önerileri değerlendirerek zihinlerinde size dair bir
imaj oluştururlar. Oluşan bu düşüncelerini, yeni görev dağılımla­
rını yaparken kullanırlar.
Hata ve kusurlarınızda gözettikleri ölçü, o hatadan bir ders çıka­
rılıp çıkarılmadığı üzerinedir. Hata yapılabileceğini ama önemli
olanın ondan ders çıkarmak olduğunu düşünürler. Onun için bir
hata durumunda size aldığınız dersler olup olmadığını sorabilir­
ler. Eğer bir ders alınmadıysa bunun için öfkelenebilirler.

Astınız Tip 8-Önderler Kişilik Tipindeyse


Kendilerini yaptıkları işe adarlar, çalışmaktan asla yorulmazlar.
Motivasyonları kırılmadığı müddetçe çalıştıkları kurumda takım
ruhu veya duruma göre aile bağı oluştururlar. Çalışanların bir
dertleri varsa onlarla ilgilenir, çözüm bulmak adına ellerinden ge­
leni yaparlar.
Yaptığınız işe hakimiyetiniz ve insanlara saygınız ne kadar fazlay­
sa size o oranda saygı duyacaklardır. Yapılacak işlerle ilgili fikirle-

133
rinin sorulması, motivasyonlarını ciddi oranda arttırır. Fikirlerini
aldığınız durumlarda sorunun çözümü için daha bir canla başla
gayret ederler.

TİP 9-UYUMLULARIN İŞ HAYATINI KEŞİF


Onlar iş dünyasının huzur dolu sakinleridir. Bulundukları or­
tamda kolay kolay hiçbir konuda tartışma yaşamayan, ortamın
huzur ve dengesini bozmayan kişilerdir. Zihinlerinde "Bu dün­
yada var olmak için kimseden ayrılmadan ve bizi ayırmalarına
müsaade etmeden, birlikte huzur içinde olmalıyız." şeklinde bir
inançları vardır. Bu algıları o kadar güçlüdür ki kendileri gibi
kimsenin de gruptan ayrılmaması gerektiğine inanırlar. Eğer bir
sorun yaşanmışsa huzursuzluğun giderilmesi için küsler arasında
arabuluculuk yaparlar.
Çalıştıkları kurumda, kendi istek ve arzularına odaklanmak ye­
rine çevrelerindeki insanların ihtiyaçlarına odaklanırlar. Aynı
şekilde, kendileriyle ilgili sorunları düşünmek yerine çalışma ar­
kadaşlarının sıkıntılarıyla meşgul olmayı tercih ederler. Bunun
altında yatan sebepse, diğer insanlarla ilgili konularla ilgilenme­
nin onlara daha kolay gelmesi, kendilerinden uzaklaşmalarına
yardımcı olmasıdır.
Rahatsızlıktan ve gerginlikten hoşlanmazlar, mümkün oldukça
böyle ortamlardan uzaklaşmak isterler. Karmaşa ve gerilim onlara
göre var olan düzenin bozulması veya bağların kopması anlamına
gelir. Onlarla iletişim kurmak zaman zaman zorlaşabilir. Görüş­
lerinde netlik olmadığında sizin isteğinize göre bir cevap vermele­
ri mümkündür. Net olarak ne istediklerini sorduğunuzda ise hem
evet hem hayıra dair birçok şeyi anlattıktan sonra sorunuzu yine
cevapsız bırakabilirler.
Liderlik yöntemlerinde, destekleyici ve uyum sağlayan bir tarz
oluştururlar. Lider olmaktan, göz önünde olmaktan ve sürekli bir
şeylerin talep edildiği biri olmaktan hoşlanmazlar. Eğer yönetici­
lik yapacaklarsa bunu tek başlarına değil, ekip halinde yapabil­
mek onları rahatlatacaktır. Ayrıca sadece para kazanma merkezli

134
bir çalışma zihniyetinden memnun olmazlar. İnsanların mutlu
ve huzurlu bir iş hayatlarının olması için çabalamak onları daha
mutlu edecektir.

Tip 9-Uyumlular ile Birlikte Çalışıyorsanız


Herkes fikrini söylerken onlar karışık fikirler içinde kendi fikirle­
rini söylemektense sessiz kalmayı tercih ederler. Eğer bir konuda
fikirleri soruluyorsa, cevap vermek için o konu hakkında net bir
fikre sahip olmayı isterler. Karar verme konusunda sorun yaşar­
larsa kendilerine zaman verip kararlarını sonra duyurabilirler. Ko­
nuşmaya başladıklarında sözlerinin kesilmemesine dikkat etmek
gerekir. Aksi takdirde sonraki zamanlarda görüşlerinin olmadığı­
nı söyleyip sessiz kalmayı tercih edebilirler.

Tip 9-Uyumlular Kişilik Tipinde Bir Yöneticiyseniz


Takım halinde, bir bütün olarak huzur içinde çalışmaktan ger­
çekten zevk alırsınız. İnsanların yapacakları işlerde onların be­
cerilerine güvenirsiniz. Yürütülecek çalışmalarla ilgili herkesin
görevini ve ne yapması gerektiğini bilirsiniz. İşleri yoluna koyma
noktasında sabırlı ve dikkatli ilerlersiniz. Yaptığınız değişiklikle­
ri, iyileştirmeleri gösterme konusunda sessiz kalmayı tercih eder
bir haliniz vardır. Mütevazi yaklaşımınızla, yaptıklarınızı gözler
önüne sermediğiniz için onaya çıkardığınız değişimler çok net
görülmeyebilir.
Ekibinize güvendiğinizde onlara inisiyatif verip değişiklik yapma
hakkı tanırsınız. Yapılan değişiklikler sonunda başarıları tebrik
edip, ekip motivasyonunu arttıran bir liderliğiniz vardır. Farklı
kişilerle çalışabilme ve insanlarla sorun yaşamadan da iş yapıla­
bileceğini gösterme açısından birçok kişiye ilham verebilirsiniz.
Ekip üyelerinin yeteneklerini, geliştirilebilir taraflarını görebilir
ve onları yeteneklerine göre uygun görevlere yerleştirebilirsiniz.

Yöneticiniz Tip 9 -Uyumlular Kişilik Tipindeyse


Eğer inisiyatif almayı seven biriyseniz çalışabileceğiniz en iyi yöne­
ticilerden biri onlardır. Size bağımsız hareket etmeniz için fırsatlar

135
verir ve sonucunda başarılı olursanız sizi destekleyip tebrik ederler.
Yaptığınız işi kolayca beğenirler ve çok önemli bir hata yoksa işle­
rinize müdahale etmezler. Başarılı bir işe imza attığınızda sizi öne
çıkarıp kendilerini geri plana atabilen bir yöneticidirler.
Geri bildirim verirken kimseyi kırmak istemezler ve onun için ob­
jektif olamama ihtimalleri vardır. Karşılıklı iletişiminizde buna
dikkat ederseniz yaşanabilecek sorunlardan kaçınabilirsiniz.

Astınız Tip 9-Uyumlular Kişilik Tipindeyse


Ne kadar sıcak davranır ve yakınlık kurarsanız o denli cana ya­
kın ve çalışkan olurlar. İnisiyatif verme konusunda gösterdikleri
rahatlığı, alma konusunda gösteremeyebilirler. Bir bütünün par­
çası olmaktan ve öyle kalmaktan hoşlanırlar. Fikirlerini, dinleyip
değer verdiğiniz müddetçe sunarlar. Aksi takdirde fikirlerini söy­
lemekten vazgeçerler.

136
5. BÖLÜM

İLİŞKİLERDE ENNEAGRAM'LA
BİREYSEL TANIMLAMA

İnsanlar, topluluk halinde yaşayan sosyal nitelikli canlılardır. Ki­


şilik yapısı her ne olursa olsun herkes mutlaka çevresindeki canlı­
larla iletişim kurmaya yönelir. Bu bölümde, hayatta daha sağlıklı
ilişkiler kurup, oluşabilecek sorunları en aza indirmek adına fikir
edineceğiz. Yapıların nasıl bir iletişim tarzı var, aile kavramına
bakışları nedir gibi soruları cevaplandıracağız. Kişilik tiplerinin
kurmayı istedikleri ilişki şekilleri ve hayat arkadaşlarında neler
aradıkları gibi konulara değineceğiz.

TİP 1-İDEALİSTLER AÇISINDAN İLİŞKİLER


İletişim Tarzları
Karşılarındaki kişilerle iletişim kurarken en dikkat çeken özellik­
leri, olması gereken standart ne ise ona atıf yaparak iletişim kur­
malarıdır. Düşünce ve çıkarımlarını diğer insanlara aktarmakta
zorlanmazlar. Eğer düşüncelerinde bir netlik yoksa, bunu kul­
landıkları kelimelerden anlayabilirsiniz. Doğruluğundan emin
oldukları konularda konuştuklarında zihinleri berraktır, düşün­
celerini tutarlı ve referanslı bir şekilde aktarırlar. Zihinlerinde­
ki akış net olmadığında yanlış bir söylemde bulunmaktan, hata
yapmaktan ya da eleştirilmekten kaçınmak adına genellikle sessiz
kalmayı tercih ederler.

137
Belli bir hedefi olmayan konularda konuşmayı tercih etmezler. Bu
yaklaşımları, aile ve sosyal çevreleri tarafından öğretmen edasıyla
konuşan biri olarak algılanmalarına neden olur. Çevrelerindeki­
lere karşı, olması gerekenin dışında bir iş yapılması halinde hesap
soran ve olması gerekenin olması gerektiği şekilde yapılması adı­
na buyurgan tarzda iletişim kuran bir üsluba girebilirler.

Aile Kavramına Bakışları


Onlar için aile kavramı bireysellik değil bütünsellik düşüncesi ta­
şır. Kişilik yapılarından gelen, en iyisi ne ise onun için çabalama,
en mükemmel olan ne ise onun gibi olma ve en doğru ne ise onu
yapma dürtüsü aile içi iletişimlerine yansır. Bu yaklaşımın tüm aile
bireylerinde olması gerektiğini düşünmeleri, tüm aile bireylerinden
bu tarzda davranmalarını beklemelerine neden olur. Bu nedenle
aile içinde ara ara çatışmaların oluşması kaçınılmaz hale gelir.
Zaman zaman aile bireylerinin duygusal değişimlerini anlamakta
zorlanabilirler. Aile üyelerinin ihtiyaç veya beklentilerinden zi­
yade "olması gerekenler"e odaklanırlarsa, bu davranışlarını fark
ederek değiştirmeleri önemlidir. Yoksa aile içinde huzursuz kişi
olarak algılanma riskleri vardır.

Sağlıklı İlişki Kurmak İçin


İlişki kurdukları kişilerden öncelikle sorumluluklarının farkın­
da olmalarını beklerler. Daha sonra yaptıkları şeylerde doğru ve
tutarlı tavır sergilemelerini beklerler ve ilişkilerinde denge arar­
lar. İletişim kurarken tarafların kendilerini dürüst olarak ifade
etmeleri gerektiğini, sadakatli ve toplumsal normların bilincinde
olunması gerektiğini düşünürler.
Bunlarla birlikte ilişkide oldukları kişilerin kendi fikirlerini dikkat­
le dinlemesini ve önemsemesini beklerler. Aksi durumda birbirleri­
ne bir katkıları olmadığını düşünüp uzaklaşmaları kaçınılmazdır.

istedikleri İlişki Şekli


İdeal olana ulaşma süreçlerinde eşleriyle birlikte olacakları için eş
seçiminde de büyük bir dikkat ve titizlikle hareket ederler. Eşle-

138
rinin gelişimi konusunda ellerinden geleni yaparlar. Bu konuda
aşırıya kaçarlarsa baskı dahi yapabilirler. Eşlerine daima saygılı
olmayı isterler. Çok yakın olup çatışma yaşamaktansa, araların­
da ufak bir mesafe belirleyip saygıyı korumayı tercih ederler. Eş
olarak görev paylaşımında Üzerlerine düşen ne ise onu yapar, karşı
taraftan da bunu beklerler.
Kendilerini sürekli geliştirme arzularından dolayı neyin, nasıl yapı­
lacağına ve neyin doğru, neyin yanlış olduğuna dair net düşüncelere
sahiptirler. Eğer eşlerinin bilgisine ve düşünme becerisine güvenirler­
se onlarla her konuda ortak karar alabilirler. Eşlerinin duygusallıkla
ya da detaylı düşünmeden karar verdiklerini veya kararsız kaldıkla­
rını düşünürlerse "şu, şöyle yapılmalı" gibi cümleler kurarlar. Nasıl
yapılacağını söyledikleri bir işin bekledikleri şekilde yapılmadığını
gördüklerinde ise ses tonları yükselebilir, kırıcı olabilirler.

Nasıl Bir Eş Ararlar?


Öncelikle kendi sorumluluklarını bilen ve yerine getiren birini
ararlar. Kendileri gibi karşısındaki kişiye saygı duyacak, onun
sınırlarına ve işlerine müdahale etmeyecek, ölçülü biri olmasını
tercih ederler. Nerede, nasıl davranması gerektiğini bilen, konu­
şurken ne konuştuğunun farkında olan, aile bütünlüğünü bozma­
yacak bir eşe sahip olmak onlar için önemlidir.
Eşlerinden beklentileri, bir anlaşmazlık durumunda hemen tepki
göstermek yerine olayı dinlemesi, şahsı olarak üzerine alınmadan
olaya odaklanıp çözüm sunabilmesidir. Karşılarında kendileri gibi
eksiklerini gören ve bunları gidermek için hemen harekete geçen
birini görmek isterler. Söylenenleri pasif bir şekilde kabul ederek uy­
gulayan birinden ziyade, neyi, neden yaptığının bilincinde olan ve
duruma uygun şekilde davranan biri onların zihnindeki ideal eştir.

TİP 2-FEDAKA.RLAR AÇISINDAN İLİŞKİLER


İletişim Tarzları
Yüz yüze, aracısız iletişim kurmak onlar için çok önemlidir. İliş­
kilerinde yazılı iletişimi kullanmayı daha az tercih ederler. Bunun

139
sebebi karşılarındaki kişinin beden dilini okumayı, ondaki duygu
değişimlerini görmeyi ve mimiklerini kullanarak daha samimi,
sıcak bir iletişim kurmayı istemeleridir. Karşılarındaki insanın da
aynı samimi, sıcak tutumu sergilemesi iletişimlerini güçlendirir.
İstedikleri şeyleri doğrudan aktarmaktansa, bunların anlaşılması­
nı ve karşılanmasını beklerler. Kendileri de karşılarındaki kişinin
söylediklerine ve beden diline bakarak, onun ihtiyacı olan şeyleri
anlama ve sormadan karşılama eğiliminde olurlar.
İletişim esnasında göz teması kurarak konuşurlar ve iletişimleri
çok enerjiktir. Zihinlerinde konuştukları konu ile alakalı net bir
fikir yoksa, konuyu farklı boyutlardan ele alıp, farklı özelliklerin­
deri bahsedebilirler. Bundan dolayı onları dinlerken hangi konu
hakkında ne düşündüklerini bilseniz de zaman zaman tam olarak
neyi dile getirdiklerini anlayamayabilirsiniz.
Unutmamanız gereken şey, konuşmalarındaki öncelikli hedefleri­
nin duygu paylaşımı olduğudur. Onun için yakınlık kurdukları,
sıcak ve sevecen bir iletişimi seçerler. Bulundukları ortamda an­
latmak istedikleri konuyla ilgilenilmediğinde bunu uzaklık ola­
rak algılayıp kızgınlık gösterebilirler.

Aile Kavramına Bakışları


Onlar için aile demek, bir bütün olmak demektir. İçlerinden gelen
sevme ve sevilme isteğinin tüm aile bireylerinde olmasını isterler.
Akıllarında sıcak, mutlu, huzurlu bir aile resmi vardır. Aile içeri­
sinde herkesin kendi becerisine göre aktif bir rol alması gerektiğini
düşünürler. Aile bireylerinin birbirlerinin ihtiyaçlarına duyarlı ol­
masını hayal eder ve birbirlerine her konuda yardımcı olmaları ge­
rektiğine inanırlar. Kendi fedakar ve sevgi dolu tavırlarını karşıla­
rındaki insanlarda göremediklerinde, kırılmaları kaçınılmaz olur.
Aile bireylerinin maddi ve manevi ihtiyaçlarına odaklanırlar, ki­
min neye ihtiyacı varsa ona göre kolayca şekillenebilirler. Onların
duygusal durumlarını iyi bir şekilde analiz edip anlayabilirler.
Duygudan uzak, salt mantıksal bir bakış açısıyla karşılaştıkların­
da rahatsız olurlar.

140
Sağlıklı İlişki Kurmak İçin
Önemsendiklerini, sevildiklerini bilmek isterler. Kendilerine de­
ğer verilmesini, verilen değeri ve sevgiyi açıkça görmeyi beklerler.
İlişkilerinin olmazsa olmazı sıcaklık ve samimiyettir. Güçlü bir
ilişki kurmak için içten olup onlara samimiyetinizi göstermeniz
gerekir. İyi ve güzel şeyler yaptıklarında kendilerini takdir etme­
nizi önemserler. Beraber geçirilen zamanın güzel geçmesine dik­
kat ederler. Karşılıklı zevk alındığını bilmek ve bunu duymak
hoşlarına gider.
Hassas yapıları sebebiyle onları eleştireceğiniz zaman bunu nazik­
çe yapmalısınız. Düşüncelerinizi kimsenin olmadığı bir ortamda
yüz yüzeyken söylemeniz daha iyi bir etki sağlayacaktır.

İstedikleri İlişki Şekli


Sevgiyi ve duygularını yoğun şekilde yaşarlar. Sıkıntılarını söyle­
meden anlaşıldıkları ve değerli olduklarını hissettikleri bir birlik­
telik kurmayı arzu ederler. Atışmalar olsa da kırgınlığın giderildi­
ği, küslüğün hemen toparlandığı dinamik bir ilişki isterler.
Birlikte vakit geçirildiğinde oturup durmak veya başka şeylerle
uğraşmak onları rahatsız eder. Bunun yerine, gün içinde geçen
olayların veya görüşülmeyen zaman diliminde yaşanan şeylerin
konuşulup paylaşılmasını tercih ederler.
"Sen, ben" düşüncesinden ziyade "biz" düşüncesinin hakim ol­
duğu, önemli günlerin atlanmadığı, bol sürprizlerin olduğu bir
birlikteliğin hayalini kurarlar.

Nasıl Bir Eş Ararlar?


Zaman zaman hata yaptığında bunu yüzüne nazik bir dille söyleyen;
kendi fikirlerini paylaştığında kırılma, küsme gibi tepkiler verme­
yen biriyle birlikte olmak isterler. Duygusal yapılarını, yaşadıkları
duygusal değişimleri anlayan, onunla dertlenip onunla sevinebilen,
yanında mutluluğu tattıkları bir eşlerinin olmasını arzu ederler.
Yaptıkları işleri genellikle ellerinden gelen en iyi şekilde yaptıkları
için, birlikte oldukları kişinin bunu görüp takdir etmesini bekler-

141
!er. Belli etmek istemeseler de önemli ölçüde korunup kollanma
arzuları vardır. Bunu yapabilecek kadar güçlü duruşu olan biri,
onlar için ideal eştir.

TİP 3-VİZYONERLER AÇISINDAN İLİŞKİLER


İletişim Tarzları
İletişim kurma konusunda etkin bir kabiliyete sahiptirler. Anlat­
mak istedikleri her ne ise onu zihinlerinde sunmayı planladıkları
şekilde aktarabilen bir yapıları vardır. Yüz yüze iletişimi tercih
ederler ve bu sayede karşılarındaki kişi nezdinde kendilerini iste­
dikleri şekilde konumlandırırlar.
İnsanları, konuşarak ikna etmede çok başarılıdırlar. Kurdukları
iletişimde etkileyici olmayı severler ve karşılarındaki kişinin ne­
lerden etkileneceğini fark edip buna göre hareket edebilirler.
Konuştukları konularda ulaşmak istedikleri hedef bellidir ve o
hedefe yönelik konuşurlar. Bir konuda belirli bir hedefleri yoksa
genellikle konuşmaktansa kendi işleriyle ilgilenmeyi tercih ederler.

Aile Kavramına Bakışları


Aile kavramı onlar için genellikle bir bütünlük görüntüsü altın­
daki bireyselliktir. Aile içinde ideal anne ya da ideal baba figürü
olmak için çaba gösterirler. Kişilik yapılarından gelen, aldıkları işi
başarma ve en iyi olma düş�ncelerini, aile içindeki rollerinde de
sergilemek isterler. Aileleri kendi imajlarının bir parçası olduğun­
dan onların gelişmeleri ve başarılı olmaları için çalışırlar.
Aileyi bir proje sahası gibi görebilirler. Adım adım oluşturdukları
bu projeyi, kendi imaj ve statüleri için bir imza olarak sunabilirler.
Ailede mantıklı bir şeyler yapmak isteyen bireyleri desıeklerler,
onlara yol haritası çizebilme konusunda başarılıdırlar.

Sağlıklı İlişki Kurmak İçin


İş saatlerinde ve çalışırken rahatsız edildiklerinde tepkisel davra­
nışları olabilir. İşlerinde başarıyı elde edebilmek için ellerinden

142
geleni yapar ve özel hayatlarını yok sayarcasına canla başla çalı­
şırlar.
Haklı ve yerinde bir eleştiri yapılırsa dinler, eksik olan ne ise onu
gidermeye gayret ederler. Herhangi bir hatalı söz, tavır ve davra­
nışları olduğunda da eleştirinizi çözümünüzle birlikte sunmanız
halinde, o hatayı daha kabullenici olurlar.

İstedikleri İlişki Şekli


Ailelerini imajları ve başarıları ıçın önemli gördüklerinden,
eş seçimlerini hassasiyetle yaparlar. Eşlerinin de kendileri gibi
parlaması için çaba sarf ederler. Girdikleri ortamda insanların
parmakla göstereceği, uyumlu bir çift olma düşüncesinden hoş­
lanırlar.
İlişkide sorumlulukların belirlenmesine ve herkesin kendi üzerine
düşeni bilmesine önem verirler. Estetik bakışına güvenebildikleri
bir eşleri varsa dışarı çıkmadan önce kıyafet konusunda fikirlerini
alırlar. Kendilerini takdir eden hatta hayranlık besleyen biriyle
birlikte olmayı hayal ederler.

Nasıl Bir Eş Ararlar?


Fikirleri ve hedefleri için kendisiyle engellere aldırmadan koşa­
bilecekleri birini ararlar. İş yüklerini hafifletecek bir birliktelik
isterler. Kendi sorumluluklarının bilincinde olan, onları gereksiz
yere yormayan ve sorunları sürekli ortaya getirmek yerine çözüm
üreten, iş bitirici birini tercih ederler.
Zaman zaman hedeflerinden geri kaldıklarında karşılıklı olarak
motivasyonlarını yükseltecekleri, yeniden ilk anki coşkuyla hare­
ket edecekleri biriyle olmayı hayal ederler.
Eşlerinin nerede ne konuşulacağını, toplum içinde nasıl hareket
edileceğini bilmesine çok önem verirler. Eğer bir konuda yapıl­
ması gereken bir şeyden bahsetmişlerse aksi yönde bir şey söy­
lenmesinden hoşlanmazlar, sözlerinin sorgulanmasından ziyade
yapılmasını isterler.

143
TİP 4- ÖZGÜNLER AÇISINDAN İLİŞKİLER
İletişim Tarzları
Hem yazılı hem de sözlü iletişimde yetenekli olurlar. En belir­
gin özellikleri, iletişim kurarken sıradanlıktan sıyrılıp kendilerine
özgü metafor kullanımları ve olayları anlatım şekilleridir. Bu sa­
yede iç dünyalarına ait izleri iletişimlerine taşırlar. Keskin ve açık
sözlerden ziyade daha dolaylı bir anlarım şeklini tercih ederler.
Düşüncelerini taşıdıkları anlamlar itibariyle basit, alelade biçim­
de anlatmazlar, ifade tarzlarına özen gösterirler.
Hayatlarında yalın olmayı sevdikleri için az sözle çok şey anlatır­
lar. Konuşurken ne konuştuğunu bilen insanlardır. Kırıp dökme­
den anlaşmak isterler ve bir şey yalnızca gerekli ise ondan bahse­
derler.

Aile Kavramına Bakışları


Aile, bu kişilik tipi için bireysellikteki birlikteliktir. İlişkilerinde,
ihtiyaç duyduklarında yanlarında olunmasını beklerler ve kendi­
leri de aynı şekilde davranırlar. Yalnız kalmak istediklerinde buna
saygı duyulmalıdır. Aynı zamanda bu tutumlarının aile ahengini
bozmamasına dikkat ederler. Romantizm onlar için önemlidir ve
nitelikli hayal dünyalarını eksik etmeden bazen konuşarak bazen
bakışarak anlamak ve anlaşılmak isterler.
Ailelerinden anlaşılmayı ve içinde bulundukları duygusallığı fark
etmelerini beklerler. Genellikle kendilerine ait bir hobileri vardır
ve bunu içlerinden geldiği gibi yapmayı isterler. Aile bireylerinin
de kendilerini ifade edecekleri bir uğraşlarının olmasını gerekli
görürler.

Sağlıklı İlişki Kurmak İçin


Yaptıkları işleri zor beğendikleri için destekleyici davranışlarda
bulunmak önemlidir. Zihinlerinde mevcut işlerine, ilişkileri­
ne dair bir vizyonları vardır ve hissettiklerini ona dahil ederler.
Bunlarla alakalı olarak sürekli bir şeyler düşündükleri için tak­
dir edilmek, en azından emeklerinin kıymetli olduğunu duymak

144
hoşlarına gider. Takdir edilirken abartıdan uzak, ayarında takdir
edilmeyi önemserler. Eğer yapaylığı fark ederlerse rahatsızlık du­
yarak uzaklaşırlar.
Yapıları gereği duyarlıdırlar ve empati yetenekleri güçlüdür. Bu
etkenlerin sonucunda melankolik tavırları fazla olabilir. Hassas
ve kırılgan olmaları konusunda onları eleştirmeden, uygun dilde
iletişim kurmak gerekir.
Zaman zaman herkesten uzaklaşıp yalnız kalmayı isteyebilirler.
Buna saygı duyulursa sağlıklı bir ilişki yürütülmesi mümkün ola­
caktır.

İstedikleri İlişki Şekli


Birbirlerinin farklılıklarına saygı duydukları ve duygusal olarak
bir bütün olduklarını hissettikleri bir ilişki isterler. Eşlerinin duy­
gularında derinlik ve anlam arayan biri olmasını, ilişkilerini an­
lamlandırmasını beklerler. Yaşadıkları duygusal derinliklerin ve
gün içinde başlarından geçen önemli olayların paylaşılması ge­
rektiğini düşünürler.
Eşlerine saygı duyma konusunda aşırı hassastırlar. İletişimlerinde
sarf edilen kelimeleri ve yapılan imaları önemserler. Kendilerine
yapılmasından rahatsız olacakları davranışlardan, duymaktan hoş­
lanmayacakları kaba söylemlerden uzak dururlar. Bu tarz tutumla­
rı karşılarındaki insana sergilememe konusunda iradelidirler.
Hayatlarındaki kişinin estetik algısına güveniyorlarsa, tüm ha­
yatlarını nasıl şekillendirecekleri konusunda onunla konuşurlar.
Yapacakları gezilerde nerelere, neden gitmeleri gerektiğini birlikte
düşünmek ve planlamak isterler. Gidecekleri yerlerin manevı at­
mosferinin onlara neler hissettirebileceği konusunda uzun uzun
konuşmaktan zevk alacakları biriyle olmayı arzu ederler.

Nasıl Bir Eş Ararlar?


Klasik bir eş olmaktan ziyade kendileriyle bütünlük içinde olabi­
lecekleri, hem eş hem dost hissini yaşayabilecekleri birini ararlar.
Kendileri gibi estetik algısı güçlü olan, kibar, duygusal derinliği

145
yüksek, gizemli ve nitelikli birini beklerler. Hayatlarındaki kişi­
nin gizemli bir derinliğinin olması onlar için önemlidir çünkü
onun gizemlerini tek tek keşfetmekten hoşlanırlar.

İnsani değerlere önem verirler ve bu konuda hassas kişilere ilgileri


yüksek olur. Yüzeysel yaşayan, bencil insanlardan uzak durma­
yı tercih ederler. Kendileri gibi, görünenden ziyade görünmeyeni
arayıp bulma gayretinde olan kişileri severler.

Anlaşmazlık yaşandığında karşılarındaki insanı dinlerler ve ken­


dileri konuşuyorken de dinlenilmeyi beklerler. Bu nedenle sürekli
savunma yapan biri yerine, anlama gayretinde olan biri onlara
daha çok hitap eder.

TİP 5-ARAŞTIRMACILAR AÇISINDAN İLİŞKİLER


İletişim Tarzları
İletişim şekilleri genellikle net ve düzdür. Karşılarındaki kişinin
ne hissettiğini veya ne hissedebileceğini düşünmeden, nesnel ola­
rak iletişim kurarlar. Yüz yüze iletişimdense yazılı iletişim kurma
konusunda daha başarılıdırlar. Düşüncelerini aktarırken genel­
likle karşılarındaki insanın bilişsel kapasitesine göre konuşurlar.
Baskı kurarak iletişim kurmayı tercih etmez ve fikirleri sorulma­
dığında genellikle tepkisiz kalırlar.

Gündelik, sıradan konuşmalar dikkatlerini çekmez. Bununla bir­


likte nadir de olsa kendileriyle alakalı konulardan bahsedebilirler.

Konuşmaları duygudan uzak olduğu ve soyut kavramlar hakkın­


da düşünüp konuşmayı sevdikleri için çevredekilere sıkıcı biri
gibi görünebilirler. Bildikleri bir konu üzerinde konuşurken ta­
kılmadan, uzun süre konuşabilirler.

Aile Kavramına Bakışları


Aile konusunda, sınırlarını en net görebileceğiniz kişilik yapısı­
na sahiptirler. Kendilerine aile içinde bile her zaman bireysel bir
hayat kurgularlar. Sınırlarının aşılmasına ve alanlarının daraltıl­
masına tepki gösterirler. Herkesin sınırlarının belli olması gerek-

146
tiğini düşünür; kimsenin sınırının ihlal edilmemesini ve özeline
girilmemesini isterler. Düşüncelerindeki aile resmi genellikle az
kişiden oluşur. İç içe geçen ilişkilerden ve lakayt tavırlardan hoş­
lanmazlar.

Üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirirler ama yapılma­


sının gerekliliği konusunda akıllarına yatmayan işleri yapmakta
tepkisiz kalabilirler.

Sağlıklı İlişki Kurmak İçin


Bağımsız bir tutum sergilemelerine tepki göstermemeli, bunu
saygıyla karşılamalısınız. Biraz zaman alsa da çizdikleri sınırların
bir kısmını kaldırabilirler. Konuşurken emin olmadıkları şeyleri
söylememeye dikkat ederler. Çünkü bir başkası o konu hakkında
soru sorarsa ve cevap veremezlerse rahatsızlık hissederler.

Aşırı duygu içeren ve yapmacık duran tavırları sevmezler. Bu


nedenle konuşmaları duygu ve mimikten yoksun bir şekilde
devam edebilir. Söyledikleri şeyleri genellikle bir kez söyler,
tekrar etmekten ve tekrar ettirilmekten hoşlanmazlar. Herhan­
gi bir anlaşmazlıkta, elinizde net veriler varsa tartışmaktan çe­
kinmeyin; başlangıçta zorlansalar da doğru verileri sunarsanız
söylediklerinizi kabul ederler. Sadece bu kararı verirken zamana
ihtiyaçları olabilir, bu durumu gözeterek konuyu daha ağırdan
alabilirsiniz.

İstedikleri İlişki Şekli


Eşlerin kişisel sınırlara saygı duyduğu, konuşurken ve tartışırken
saygı duvarlarının aşılmadığı bir ilişki istekleri vardır. Hayatı bir
yolculuk olarak görürler ve bu yolculukta birlikte ilerleyecekleri
kişiyle sakince, huzurla yol almaya çalışırlar. Eşleri ile çok sıkı
fıkı olmak istemezler, isteseler de genellikle nasıl yapacaklarını
bilemeyebilirler. Mesafeli ve entelektüel bir ilişkiyi tercih ederler.

Duygulardan ve kendileriyle alakalı düşüncelerden uzak dursa­


lar da anlaşıldıkları bir ilişki bulurlarsa içlerini açarlar. Ancak bu
içlerini açma halleri çok uzun sürmez ve hemen yine kapanırlar.

147
İlişkilerinin hayat akışlarında bir yük teşkil etmesinden rahatsız­
lık duyarlar. Bu nedenle o akışı bozmadan ilerleyen bir birlikteliği
hayal ederler.

Nasıl Bir Eş Ararlar?


Hayatlarında, sözleri ve davranışlarıyla onları yormayan birinin
olmasını isterler. Üzerlerinde baskı kurulmasından hoşlanmadık­
ları için bu tutumdaki biriyle olmaktan da hoşlanmazlar.
Beraber vakit geçirdiklerinde, bilmedikleri ve ilgilerini çeken
konulardan bahsedebilmeyi arzu ederler. Anlattıklarını anlayan,
sorular sorup açıklama yaptırmayan biriyle sohbet etmekten zevk
alırlar.
Lüksten, gösterişten uzak ve bulunduğu ortamda hemen fark edil­
meye çalışmayan bir insanla daha rahat olarak birliktelik kurar­
lar. Bağımsızlıklarına önem verdikleri için bunu kısıtlamayacak
biri ile anlaşabileceklerini, o kişinin kendilerini yormayacağını
düşünürler.

TİP 6-SORGULAYICILAR AÇISINDAN İLİŞKİLER


İletişim Tarzları
İletişim düşünceleri, yine yapılarının en önemli arayışlarından
biri olan güven esasına dayalıdır. Kuracakları iletişim, o anki ruh
hallerine ve muhataplarına göre değişkenlik gösterebilir. Güven­
medikleri kişilerle iletişim kurmamayı tercih ederler. İletişimde
bulundukları kişilerin, anlatılması gerekenleri olabildiğince kısa
sürede ve her yönüyle anlatmasını beklerler. Düşüncelerini ak­
tarırken detaylara yer verirler, bir konuyu her yönüyle aktarma­
yı istedikleri için konuşmalarını uzatabilirler. Eğer konuyla ilgili
fikirleri net değilse sessiz kalmayı tercih ederler. Konuşacakları
zaman da bir başka referans noktasına atıf yaparak devam eder­
ler. Konuşulan konuyla alakalı olarak ortamda bir belirsizlik varsa
bundan rahatsız olur, durumun netleşmesini isterler. Net olarak
göremedikleri tablolarda kendilerini tedirgin hissederler. Amacı
olmayan konuşmalardan da rahatsız olurlar çünkü zihinleri on-

148
lara göre gereksiz verilerle uğraşmak zorunda kalacaktır. Bu tarz
konuşmaları bir süre dinleyebilirler lakin bir müddet sonra sabır­
ları tükenip tepki verirler.

Aile Kavramına Bakışları


Ailede güven ve sadakat onlar için esastır. Hep arayışında olduk­
ları güven alanını kendi aileleri içinde oturtup, kendilerine her
anlamda şeffaf bir güven alanı oluşturmak isterler. Onlar için aile,
sorun yaşansa da her şeye rağmen birbirlerini kabullendikleri ve
güvenli hissettikleri tek yerdir.
Aile içinde hiçbir şeyin gizli kalmaması gerektiğini düşünürler.
Olan biten ne varsa birbirlerine anlatmaları ve dışarıya karşı ola­
bildiğince güçlü bir duruş sergilemeleri onlar için önemlidir. Zi­
hinlerindeki aile kavramı tam bir güven ortamı kurmayı gerektir­
diği için en ufak bir sıkıntı olmamasına dikkat ederler. Bu bakış
açıları sebebiyle de aile kurmakta ince eleyip sık dokur, kimi za­
man da isteksiz görünebilirler.

Sağlıklı İlişki Kurmak İçin


Onlarla her durumda açık ve net konuşulması gerekir. Bir şey
anlattığınızda sizi dinlerler ve kendileri de sözleri bitene kadar
dinlenilmek isterler. Eğer bir şeyler gizlediğinizi veya yalan söy­
lediğinizi fark ederlerse ilişkiyi o noktada kesebilir veya sizden
uzaklaşabilirler. Abartılı tepkilerden rahatsız oldukları için verdi­
ğiniz tepkiler ölçülü olmalıdır.
Gerilmekten ve belirsiz durumlardan kaçınmak isterler. Bu gibi
durumlar yaşanırsa zihinlerinde sürekli bir kaygı hali baş gösterir.
Böyle zamanlarda, kaygıları sebebiyle yargılanmaktan ve eleştiril­
mekten aşırı derecede rahatsızlık duyarlar.
Yapılacak işlerde onlara destek olmanıza değer verirler. Bir şeyle­
ri birlikte hallettiğinizde daha nitelikli zaman geçirdiğiniz için
mutlu olurlar ve bu da ilişkinizi güçlendirir. Yeni şeyler yaparken
başlarda zorlanabilirler. Bu gibi durumlara dikkat ederek onları
motive eder, güven verirseniz sağlıklı bir ilişki içinde olabilirsiniz.

149
istedikleri İlişki Şekli
Sorunların ertelenmeden konuşulduğu; güven, sadakat ve sevgi
temelli bir ilişki kurmak isterler. İlişki kuracakları kişilerin "gü­
venilirliği" olmazsa olmazlarıdır. Güvenmedikleri insanlarla ileti­
şim kurmaktan kaçınırlar.

İlişkileriyle ilgili tüm sorumluluklarını bir anda yerine getireme­


yecekleri için, yetersiz kaldıkları yerlerde destek görecekleri biriyle
birlikte olmayı isterler. Belirsiz veya kararsız bir hale geçmeyecek­
leri, zihinlerindeki boşlukları giderecek bir ilişki kurma arzusun­
dadırlar.

Nasıl Bir Eş Ararlar?


Zihinlerindeki karmaşık düşünceleri anlayan, sıcak ve samimi
biriyle birlikte olmayı hayal ederler. Her daim güvenebilecekleri,
kendilerini bırakıp gitmeyeceğinden emin olacakları bir eş ara­
yışları vardır. Hayatlarındaki kişiye değer verirler ve ondan da
değer görmek isterler. Birlikte olacakları kişinin gerek aile için­
deki gerek sosyal çevredeki sorumluluklarını bilmesi onlar için
çok önemlidir. Toplum ve aile içindeki davranışlarından rahatsız
olmadıkları biri, güvenlerini kazanacaktır. Güçlü, istikrarlı, al­
dığı kararlarda net ve mantıklı olan birinin onlar için ideal eş
olduğunu düşünürler.

TİP 7-YENİLİKÇİLER AÇISINDAN İLİŞKİLER


İletişim Tarzları
İletişim kurmada en rahat kişilik tipi onlardır diyebiliriz. Yaş, sta­
tü, maddi durum gibi değişkenlere bakmadan, herkesle rahatlıkla
iletişim kurabilen bir yapıları vardır. Yazılı iletişimden ziyade yüz
yüze iletişim kurmayı severler. Samimi bir üslupla ve akıcı bir
şekilde konuşabilirler.

Hareket ve tavırları çok dinamiktir. Neredeyse hiperaktif bir port­


re çizdikleri için durağan ilerleyen iletişim ortamlarına girmekten
kaçınırlar. Esnek düşünce tarzını benimsemeleri sebebiyle görüş­
leri değişken olabilir. Onlar için önemli olan, o anda istedikleri

150
düşünceyi istedikleri şekilde aktarabilmektir. Anlık düşünüp ha­
reket etme eğilimleri vardır. Bu nedenle zaman zaman ağızların­
dan çıkan kelimeler kırıcı olabilir. Özellikle espri yaptıklarında
bu durum daha da belirginleşir.

Aile Kavramına Bakışları


Aile sisteminin bağımsızlık temelli bir yapıda olmasını isterler.
Hayatı keyifli hale getirdikleri gibi aile içinde de her şeyin keyifli
olmasına özen gösterirler. Aile bireylerine destek olurlar, özellikle
vakit sıkıntıları yoksa ellerinden gelen yardımı yapmaya gayret
ederler. Aile içinde bir arkadaşlık ortamı kurmayı isterler. Birlikte
güzel vakit geçirilen, neşeli bir ortam kurmayı hayal ederler. Tek
başına olmaktan ve tek başına bir şeyler yapmaktan sıkılacakları
için aileleriyle birlikte olmaktan, onlarla ortak bir şeyler yapmak­
tan keyif alırlar.

Duygusal paylaşımlardan ziyade zihinsel paylaşımların olduğu,


yeni deneyimlerin yaşandığı bir aile ortamı onlara daha sıcak ge­
lir. Bağımlılığın ve kısıtlayıcı tutumların olmadığı, sorumluluk­
ların esnek olabildiği bir aile kurmayı isterler.

Sağlıklı İlişki Kurmak İçin


Birlikte geçirdikleri zamanlarda kendileriyle konuşan, keyif alan,
yaptıkları esprilere gülen ve fikirlerine katılan biriyle olmayı ha­
yal ederler. Fikirlerinin önemini anlayacak, kendileriyle birlikte
heyecanlanacak bir yol arkadaşı ararlar.

Kendilerine bağımlı olan, bağımsız hareket edemeyen birinden


uzaklaşma çabasına girerler, onu yük olarak görmeye başlayabilir­
ler. Ayrıca sevgisini belli eden kişilerden hoşlansalar da bu sevgi
abartılı bir hal alırsa bunalabilirler. Bu tarz durumlarda farkında
olmadan karşılarındaki kişiden uzaklaşabilirler.

İstedikleri İlişki Şekli


Heyecan arayışında oldukları ve farklılıklara karşı dikkat kesil­
dikleri için eş seçimlerinde kendilerine yakın olanı değil, uzak

151
olanı seçme ihtimalleri yüksektir. Genellikle birlikte oldukları ki­
şiye karışmazlar ve kendilerine karışılmasından da hoşlanmazlar.
Çatışmayı ve tartışmayı sevmedikleri için bir sorun olduğunda
onu yok sayma tarafında olabilirler.

Eş olarak Üzerlerine düşen görevlerin ara ara kendilerine hatırla­


tılmasını isteseler de zihinlerinde çok fazla şey bulunduğundan
bunları sıklıkla unutabilirler. Akıllarından geçen düşüncelerin ve
planların trafiği çok yoğundur. Farklı konular hakkında birçok
şey öğrenmişlerdir ve onun için bu karmaşaya rağmen bir konu
hakkında söyledikleri fikrin hemen uygulanmasını beklerler.

Nasıl Bir Eş Ararlar?


Kendi hayatlarında sürekli yenilik aradıkları için, birlikte olacak­
ları kişinin de kendilerine yeni perspektif ve deneyimler kazan­
dırmasını isterler. Hayattan keyif almayı bilen, enerjisi yüksek
ve pratik zekaya sahip biriyle birlikte yol almayı tercih ederler.
Akıllarına gelen bir fikir olduğunda "Haydi yapalım!" karşılığını
almak, her zaman hoşlarına gider.

Problemleri büyütmeden yoluna koymayı seven bir eşlerinin ol­


ması, en büyük arzularındandır. Zihinlerinde "Hayatta sorunlara
takılırsanız geleceğe ait güzel düşüncelerden uzaklaşırsınız." gö­
rüşü hakimdir.

TİP 8 - ÖNDERLER AÇISINDAN İLİŞKİLER


İletişim Tarzları
En belirgin özellikleri direkt ve net konuşmalarıdır. Söyledik­
leri kelimeleri eğip bükmeyi sevmezler, ne söylemek istiyorlarsa
doğrudan söylerler. Vermek istedikleri mesajı tartışmaya açık ol­
mayacak şekilde verirler. Kelimeler bir kere sarf edilmişse şüphe
veya geri dönüş yaşamazlar. Yapıları gereği insanları yönetmede
usta oldukları için emir verir gibi konuşmaya yatkındırlar. Hata
yaptıklarında bire bir görüşerek geri bildirim vermezseniz bulun­
duğunuz ortamda gelen eleştirileri ve ortaya konan eksikleri red­
dedip iletişimi sonlandırma tarafına geçebilirler.

152
İletişim kuracakları kişilerden beklentileri, kendileri gibi açık ve
net olmaları yönündedir. Kurdukları iletişim şekli hedefe yöne­
lik ve sonuç odaklıdır. İşlevsel olmayan bir iletişime girmekten
hoşlanmazlar. Kullandıkları kelimelerin süslü olmasından ziyade
etkisine önem verirler.

Aile Kavramına Bakışları


Onlar için aile bir bütündür ve bu bütün kendilerine bağlı olmalı­
dır. Bütünlük düşüncesini sonuna kadar, tüm güçleriyle savunur­
lar. Ailede birliği, beraberliği korumaya önem verirler. Dışarıdan
gelen etkilere karşı güçlü durabilmek için bu bütünlüğün olması
gerektiğine inanırlar. Yardımlaşma ve fedakarlık konusunda atak­
tırlar. Aile fertlerinin kendilerini geliştirmeleri, kendi ayakları
üzerinde durmaları için ellerinden gelen gayreti gösterirler.
Yapılması gerekenler konusundaki görüşleri nettir ve esnetilme­
sinden hoşlanmazlar. Aile içinde bile olsa kendilerine karşı gelin­
mesinden rahatsız olur, sert bir tepki verirler.

Sağlıklı İlişki Kurmak İçin


Yanlarındaki kişilerde saygılı, kendinden emin ve net bir tavır
görmeyi beklerler. Korkak veya çekingen tavırlar onlara itici gele­
cektir. Gereksiz muhabbetlerle zaman öldürmek yerine insanları
veya ülkeyi ilgilendiren konularda konuşmaktan zevk alırlar. Ko­
nuşulan bir olay hakkında mantıklı şeyler söylemenizi beklerler.
Konuşmalarıyla konuya yaptıkları katkının bilinmesini ve takdir
edilmesini önemserler. Takdir edilirken abam veya samimiyetsiz­
lik olduğunu sezerlerse tepki gösterebilirler.
Merhametli ve iyi niyetli bir yaklaşımları vardır, bu hislerini kay­
bedecekleri şeyler olduğunda eski hallerine dönmeleri zor olacaktır.

İstedikleri İlişki Şekli


İlişkilerinde varlıklarını güçlendirmeyi ve bunu hissetmeyi önem­
serler. Kendi işlerini her durumda yoluna koyabilen, kendilerine
yeten ve çevrelerine de yardımcı olan bireylerdir. Karşılarındaki

153
kişinin bunları bilmesini, ilişkide oldukları için ne kadar şanslı
olduğunu fark etmesini bekleyebilirler.
İlişki kurdukları kişileri bir nevi kendi himayelerinde gördük­
lerinden dolayı onlarla ilgili her şeyi bilme ve kontrol etme ar­
zusu taşırlar. Hayatlarına biri girdiğinde onun kendi çizdikleri
bölgede, kendi düşündükleri şekilde hareket etmesini isterler.
Bu alanın dışına çıkmaması konusunda o kişiyi uyarırlar. Aksi
yöndeki tutumlarda, otoritelerine karşı gelindiğini düşünüp öf­
kelenebilirler.

Nasıl Bir Eş Ararlar?


Sorumluluklarını bilen ve yerine getiren, ne isteyip ne istemedi­
ği konusunda düşünceleri net olan biriyle birlikte olmayı tercih
ederler. Bu netlik, dominantlıkla karıştırılmamalıdır. Dominant
karakterler dikkatlerini çekse de bu yapıdaki bireylerle birliktelik
kurmaktan kaçınırlar. Ancak hayatlarındaki kişinin kendi ayak­
ları üzerinde durabilen, bir sorun olduğunda inisiyatif alıp o soru­
nu çözebilen bir yapıda olmasına da dikkat ederler. Bir süreliğine
evde veya yanlarında olamadıkları durumlarda, kendini ve ço­
cuklarını koruyabilecek yeterlilikte bir eşlerinin olmasını isterler.

TİP 9-UYUMLULAR AÇISINDAN İLİŞKİLER


İletişim Tarzları
İletişimi başlatan, kuran taraf değildirler; çoğunlukla iletişim ku­
rulan taraf olurlar. Kimseyi incitmeden konuşmaya olabildiğince
gayret ederler. İyi bir dinleyicidirler ve kendilerini bire bir ilgilen­
dirmeyen konularda konuşmak yerine susmayı seçerler. Fikirleri
sorulmuşsa paylaşabilirler ancak ilgilenmedikleri bir konu üzeri­
ne konuşmaktan yana olmazlar.
Heyecanlı, iddialı söylemlerden uzak, sade ve sakin bir tarzları
vardır. Aracısız iletişim ortamından hoşlanırlar. Eleştirilmeye­
ceklerse kendilerini rahat hissedip, konuşmaya daha fazla katıl­
mak isteyeceklerdir. Konuştukları dinlenmiyor veya dikkate alın­
mıyorsa sakinliklerini koruyup susmayı tercih ederler.

154
Aile Kavramına Bakışları
Uyum, barış ve sükunetin olduğu, herkesin birbirine saygı çerçe­
vesinde davrandığı bir aile ortamı kurmak isterler. Görüş ayrılık­
ları olsa da aile fertlerinin birbirlerini oldukları gibi kabul etmesi
gerektiğini düşünürler.
Ailede herkesin birbirine destek olduğu ve sorunların büyümeden
çözüldüğü bir düzen ararlar. Aile içinde çatışma yaşanmasından
özellikle kaçınırlar. Eğer yine de bir çatışma gelişmişse arabulucu
ve yatıştırıcı pozisyonda yer alırlar. Ortaya çıkan sorun kendile­
riyle alakalıysa bu kez sessizce kendi kabuklarına çekilir ve söyle­
nenleri dinlerler.

Sağlıklı Bir İlişki Kurmak İçin


Herhangi bir konuda rahatsızlık yaşarlarsa bunu nadiren dile ge­
tireceklerini bilmeniz gerekir. İnsanları dinlemeyi severler. Konu­
şurken karşılarındaki kişilerin de dikkatlice kendilerini dinleme­
sini beklerler. Sözleri kesildiğinde veya eleştirildiklerinde rahatsız
olup suskun bir tavır alırlar.
Üzerlerinde baskı kurulmasından hiç hoşlanmazlar; kendileriyle
hayatın neşesini paylaştığınız, huzurlu bir ortamda bulunmayı
tercih ederler. Yaptıkları güzel ve başarılı işleri takip edip kutlar­
sanız, onlarla çok daha sağlıklı bir ilişki kurarsınız. Herhangi bir
şey yapacakları zaman, zihinlerinde onun kapsamını netleştirme­
den harekete geçmekte zorlanırlar. Bu açıdan kendilerine önceden
belli bir süre tanımaya özen göstermeniz önemlidir.

İstedikleri İlişki Şekli


Bir şeyler için zorlanmadıkları ve oldukları gibi kabul gördük­
leri bir ilişki isterler. Kendilerini rahat hissettiklerinde bütünün
parçası olma ve paylaşımda bulunma duyguları daha yoğun olur.
Görüştükleri kişilerin sorumluluk bilincine sahip olmalarını
beklerler. Neyin, nasıl yapılacağına dair bir karmaşa çıktığında
duruma "Herkes kendi gördüğü sorunu düzeltirse ortada sorun
kalmaz." düşüncesi ile yaklaşırlar.

155
Verdikleri kararlarda duygusal veya mantıklı olmaktan ziyade,
karşılarındaki kişinin durumuna göre bir yol izlerler. Birlikte ol­
dukları kişiyle iletişimleri genellikle "O ne derse odur." düşüncesi
üzerine kuruludur. "Şunu, şöyle yapmalıyız." gibi farklı yollara
gitmeyi çok tercih etmezler.

Nasıl Bir Eş Ararlar?


Genellikle karar alma ve harekete geçme konusunda güçlü özel­
liklere sahip bireyler dikkatlerini çeker. Kendileri bu konularda
çekimser kalabildikleri için, verdikleri kararlarda net olan, alın­
ması gereken bir kararı rahatlıkla alabilen ve kendi sorumlulukla­
rını azaltan kişilere ilgi duyarlar. Birlikte oldukları kişinin kendi­
lerine saygılı olmasını ve kişisel sınırlarına müdahale etmemesini
isterler. Aynı zamanda ailenin bir bütün olması gerektiğini düşü­
nürler ve bunu sağlayacak bir hayat arkadaşı hayal ederler.
Anlaşmazlık durumlarında baskı kuran, sert tepkiler vererek fi­
kirlerini değiştirmeye çalışan bir eş düşüncesi onları korkutur.
Kendilerine zaman tanınmasını, fikirlerinin netleşmesine mü­
saade edilmesini beklerler. Çatışmalarla ve sorunlarla yüzleşme
konusunda isteksiz oldukları için sorunu görüp olay büyümeden
kendi kendine o sorunu çözebilen birisi, onlar için ideal eştir.

156
6. BÖLÜM

BİREYSEL TANIMLAMAYLA
DAHA HUZURLU BİR HAYAT

Bu bölümde kişilik tiplerimize özgü öneriler bulunuyor. Hayatı­


mızda yaptığımız birçok davranışın ve konuşmanın seyrini, ki­
şilik yapımızın etkilediğini biliyoruz. Kitapta bu bölüme kadar
kendi kişilik yapınızla alakalı birçok önemli noktayı fark etmiş
olmalısınız. Bu kısımda ise "Peki ya şimdi ne yapmalıyız?" mev­
zusuyla alakalı sorularımıza cevap bulacağız.

Bölümleri okurken zaman zaman "Bu bende yok." gibi cümleleri


zihninizden geçirmişseniz, bu çok doğal bir durum. Hayatımız
boyunca birçok noktada kişilik yapımızı şekillendirirken bir tör­
pülenme yaşıyoruz. Bu törpülenmeler neticesinde aynen akarsu­
lardaki veya denizlerdeki taşların yuvarlak kenarlı olması gibi,
bizim kimi hallerimiz de yuvarlanıyor. Yapımızda var olan kes­
kinlikler ve diğerlerini rahatsız eden özelliklerimiz bazen tümüyle
bazense kısmen de olsa ortadan kalkabiliyor.

Bu bölümde yapınızla alakalı önerileri okurken, fark ettiklerinizi


kendi iç gözlemlerinizle kontrol edip ilerlemelisiniz. Çevrenizle,
sevdiklerinizle daha uyumlu ve huzurlu bir hayat sürmeniz için
bu öneriler size yardımcı olacaktır.

157
TİP 1-İDEALİSTLER İÇİN ÖNERİLER
"İyi insan" olmak için kusursuz olmak gerektiğine inanıyorsunuz.
Lakin istediğiniz kusursuzluğun insanın elde edebileceği bir ku­
sursuzluk olmadığının da bilincindesiniz. Madem o kusursuzluğa
hiçbir zaman ulaşamayacaksınız, o halde insan olmanın hazzını
ve mutluluğunu yaşayın.
Kendinize zaman ayırmanız ve kendinizle vakit geçirmeniz ge­
rekiyor. Bu da ancak "her şeyi" yapmaya çalışmaktan vazgeçme­
nizle mümkün olabilir. Sizin kendinizi iş yaparak geliştirdiğiniz
gibi, çevrenizdekilerin de kendi başlarına iş yaparak öğrenmeye
ve kendilerini geliştirmeye ihtiyaçları var. Karşınızdaki kişi sizin
gibi analitik düşünen, işi hemen kavrayan biri olsun istiyorsunuz,
biliyorum. Ama siz de artık herkesin sizinle aynı yapıda yaratıl­
madığını biliyorsunuz ...
Diğerlerinin doğrusu sizin doğrunuzla aynı olmayabilir; onların
da kendilerine göre bir yolu ve yordamı olduğunu unutmayın.
İnsanları kendi hallerine bırakın. Yanlış da olsa kendi kararla­
rını vermelerini bekleyin. Verilen yanlış kararların da öğretici
bir yönü olduğunu düşünün. Diğerlerinin hatalarından rahatsız
oluyorsunuz ama her hata sizi ilgilendirmek zorunda değil... Gör­
düğünüz hataların ve sonrasında yaşadığınız stresin sizi ne kadar
yıprattığını, hatta sizi sinirli ve mutsuz biri yaptığını fark edin.
Kullandığınız sözler ve önerileriniz sandığınızdan daha etkili. De­
ğişimin istediğiniz hızda ilerlemiyor olması, değişimin olmadığı
anlamına gelmez. Nerede, kime, neyi, ne kadar ve ne zaman söy­
leyeceğinizi iyi belirlemelisiniz. Unutmayın ki söylediğiniz sözün
yerine ulaşıp ulaşmadığını ve dinleyenin o an için değişime hazır
olup olmadığını bilmek bilgeliktir. Dinleyen olmadıktan sonra
söylenen söz, akan suya söylenen sözden farksızdır. Sözü söyleyenin
dürtüsel benliğiniz değil, bilge tarafınız olduğundan emin olun.
İnsanları dinleme konusunda zaman zaman sıkıntı yaşayabiliyor­
sunuz. Kabul edin ki onlar da haklı olabilirler, belki tamamen
olmasa bile kendi açılarından haklılık payları vardır. Olayı bir de
o açıdan değerlendirip, öğrenebileceğiniz bir şey var mı diye ha-

158
kın. Diğerlerini dinlediğinizde onların bakış açısını öğrenmenin,
olaylara farklı bakabilme becerinizi geliştirmenin size çok şey ka­
tacağını biliyorsunuz. Ayrıca bu sayede insanlarla empati kurma
beceriniz gelişecek, soğuk insan profilinden çıkmış olacaksınız.
Kusursuzluk arayışınızdan dolayı rahatsız olduğunuz şeylerin
farkındasınız. Etrafınızdaki kişiler de benzer şekilde sizin bu
mükemmeli bulma arzunuzdan rahatsız olabiliyor. Basit bir çay
sohbetinde bile ağzınızdan çıkan veya aklınızdan geçen eleştiri­
leri bir düşünün. Aynı evde yaşadığınız kişilerin neler hissettiğini
şimdi daha iyi anlayabilirsiniz.
Gereksiz mükemmeliyetçilik hem sizin hem çevrenizdekilerin
hayat kalitesini düşürür, mutluluğu savuşturur. Zayıf yönleriniz­
den biri de kendinizi sürekli haklı görmeniz ve etrafınızdakilere
hatalarından dolayı duyduğunuz öfke. Bir iş siz istiyorsunuz diye
öyle olmak zorunda değil. Bu şekilde hareket edip insanlara sinir­
lendiğinizde karşınızdakilerin iletişimi tek taraflı kapattığının,
sözlerinizin geçersiz olduğunun, sizinse gereksiz yere kendinizi
gerdiğinizin farkına varın.

TİP 2-FEDAKARLAR İÇİN ÖNERİLER


Bir başkasını severken karşılıksız sevmek olağanüstü bir başarıdır.
İnsanları oldukları gibi sevebilmek önemli bir erdemdir. Bu ko­
nuya dikkat etmeniz size çok şey katacak.
Sizi seveni sevmek gerektiğine dair inancınız nedeniyle kalp kı­
rıklıklarınızın sayısı artabiliyor. Fedakarlık yapmayı çok seviyor­
sunuz ve insanların ihtiyaçlarını karşıladıkça mutlu oluyorsunuz.
Dikkat etmeniz gereken nokta, kendi ihtiyaçlarınızın farkında
olup olmadığınız ve bunların karşılanıp karşılanmadığı. Çünkü
etrafınızda kimin, neye ihtiyacı varsa gözlemliyor, hepsinin de ih­
tiyacını gideriyorsunuz. Bunun ardı sıra, sizin de ihtiyaçlarınızın
birileri tarafından gözlemlenip karşılanmasını bekliyorsunuz. Bu
beklentiler sizi çoğunlukla hüsrana uğratıyor. Eğer kırılmak iste­
miyorsanız yapmak istediklerinizi karşılık beklemeden yapmalı
veya hiç yapmamalısınız.

159
Bir başkasına yardım edeceğiniz zaman bunu neden yaptığını­
zın, niyetinizin farkında olun. Eğer niyetiniz karşılık beklemeden
yapmaksa bu tebrik edilecek bir davranıştır. Ancak karşılık bek­
lerseniz insanlara borç vermiş olacaksınız ve verdiklerinizi istedi­
ğinizde hüsrana uğrayacaksınız.
Yeni birileriyle tanışmak, yeni dostlar edinmek iyileştiricidir,
heyecan ve mutluluk vericidir. Ancak bunu sevginizi ve ilginizi
sunmanız gereken kişileri atlamadan yapmanız gerektiğini aklı­
nızdan çıkarmayın. Her yeni kişiye verdiğiniz sevginin, öncesin­
de bir başkasına verilmesi planlanan sevgi olduğunu unutmayın.
Arkadaşlarınızın tek arkadaşı siz değilsiniz, onlar diğerleriyle de
arkadaşken sizi tanıdılar. Siz genellikle arkadaşlarınızın sadece
size bağlı kalmasını, en çok sizi sevmesini, en çok sizinle payla­
şımda bulunmasını istiyorsunuz. Eğer aranızdaki sevgi bağı sami­
miyse, sevgi ve ilgileri herkese yetecektir, korkmayın.
Çevrenizdekiler için birçok şey yapmak istiyorsunuz; insanların
ihtiyaçlarını görebiliyor ve karşılamak için çabalıyorsunuz. Ba­
zen farkında olmadan ihtiyaç duydukları ve duymadıkları bir­
çok şeyi de yapıyorsunuz. Unutmayın ki onların farklı istekleri
ve bu istekleri karşılamak için farklı yöntemleri olabilir. Bu tarz
durumlarda ihtiyaçlarını başkalarıyla karşılamaları veya farklı bir
yönteme başvurmaları sizi kırabiliyor. Halbuki bu davranışlarla
karşılaşmanız, onların sizi sevmediği veya size değer vermediği
anlamına gelmiyor, bunu bilin.
Etrafınızdaki kişilerin sizi sevdiğini ve size değer verdiğini gör­
mek için hareket ve mimiklerini gözlemlemekten vazgeçin. Siz
sevginizi rahatça gösteriyor olabilirsiniz ama karşınızdakiler bun­
dan hoşlanmıyor veya duygularını sizin kadar rahat gösteremiyor
olabilirler. Bu sizi sevmedikleri veya sizi umursamadıkları anla­
mına gelmiyor. Onlar sevgilerini sizden farklı bir şekilde göster­
meyi tercih edebiliyor.
Çok hassas bir kalbiniz var ve empati yeteneğiniz sayesinde kırık
kalpli birini gördüğünüzde dayanamıyor, hemen yardımcı olma-

160
ya çalışıyorsunuz. Bunu yaparken her ne kadar insanları sıkıntıla­
rından kurtarsanız da dikkat etmeniz gereken bir şey var: Onları
kendinize daha yakın tutmak veya onları borçlandırmak adına
farkında olmadan böyle bir davranışta bulunuyor olabilirsiniz.
Ayrıca sevginizi verdiğiniz kişiyi kendinize hayran bırakıp onu
kendinize aşık edebileceğinizi ve bundan yaşayacağınız hazzı düş­
lemeyi bir kenara bırakın. İçinizde yoğun halde bulunan sevgiyi
beklentilerle bezemeden, sadece kendiniz için yaşayın.

TİP 3-VİZYONERLER İÇİN ÖNERİLER


Büyük hedefleriniz ve yapmanız gereken onlarca iş var, bunun
farkındasınız. Zaman sizin istediğiniz kadar uzun değil ve gün
sadece 24 saat. Hedefe kilitlenip ilerlemek sizi daha güçlü ve dina­
mik yapıyor ancak hedefe bu kadar odaklanmışken zaman zaman
kendinizi ve çevrenizdekileri duymakta zorlanabiliyorsunuz. Ba­
zen ara vermek, biraz durmak ve derin derin nefes almak, zihnini­
zi kendinize yönlendirmek size daha iyi gelecektir. Odağınızı kısa
süreliğine farklı bir noktaya yöneltip geri döndüğünüzde daha iyi
bir hedef belirleyebileceğinizi ve yeni bakış açıları kazanabilece­
ğinizi unutmayın.
Kendinizi sürekli geliştirip güncellemeniz takdir edilecek bir
davranış. Bu yaklaşımınızı grup içinde sürdürmek ve onların da
gelişmesi için çabalamak sizi manevi olarak rahatlatacak, mut­
luluğunuzu arttıracaktır. Grup içinde konuşmaya başladığınızda
insanların sizi nasıl heyecanla dinlediğinin farkındasınız. Bu he­
yecan ve coşkuyu hep birlikte ilerlemek ve gelişmek için kullana­
bilirsiniz.
İnsanları içinde bulunduğunuz konum itibariyle etkilediğinizi bi­
liyorsunuz. Olanı her zaman en iyi şekilde göstermeye çalışıyor,
bazen de abartarak gösterebiliyorsunuz. Bu abartılı durumlar za­
man zaman gelişmenize engel olabiliyor. Unutmayın ki gerçek bir
gelişme ancak kendinize karşı dürüst olduğunuzda ortaya çıkar.
Yaptığınız işlerle, elde ettiğiniz başarılarla övünmek yerine doğal
olursanız samimi bir şekilde insanların gönlünü kazanırsınız ve

161
bu sayede onları derinden etkilemek için elinize harika bir fırsat
geçmiş olur.
Kendinizi keşfetmek ve geliştirmek istiyorsanız sosyal farkında­
lığınızı geliştirin. Hedefinizde sizi geliştirecek bir odak noktası
olmadığında kendinizle yüzleşip neler yapabileceğinizin farkına
varıyorsunuz. Kişisel çıkar elde etme düşüncesini kenara bıraka­
bildiğiniz anlarda gerçek değerinizi fark ediyorsunuz.
Samimi bir şekilde yardımsever olun. İş yoğunluğunuzun ne ka­
dar olduğunun önemi yok çünkü hiçbir zaman işlerinizin sakin­
leşmediğini biliyorsunuz. Çok büyük zaman dilimlerine ihtiyacı­
nız yok; ofiste ilerlerken arkadaşlarınızla birkaç dakika oturun, iş
dışında sohbet edin. Bu sizi daha samimi biri yapacaktır.
İlgi çekme konusunda içinizdeki güçlü isteğin farkındasınız.
Aynı isteğin benzer şekilde ekip arkadaşlarınızın içinde de olabi­
leceğini unutmayın. Yapılan işlerde zaman zaman kendinizi geri
çekip arkadaşlarınızı tebrik edin ve onları destekleyin. Onlardan
beklediklerinizi kendiniz de yaparsanız, ekip halinde çok daha
başarılı olursunuz.
Kişilik yapınız duygusal olarak sıkıntı yaşandığında bunu gör­
mek yerine yok saymak tarafına geçiyor. Bu sorun ve sıkıntılardan
kaçtıkça alakasız yerlerde gerginlik ve öfke patlaması yaşayabili­
yorsunuz. Kendinizin ve duygularınızın farkına varın.

TİP 4-ÖZGÜNLER İÇİN ÖNERİLER


Duyduğunuz cümlelerin ve eleştirilerin sizi hedef aldığını düşü­
nerek kendinizi yıpratmaktan vazgeçmelisiniz. Arada size söyle­
nen şeyler olsa bile her söyleneni üzerinize almanız gerekmiyor.
Eğer sizi ilgilendiren bir eleştiri olursa veya eleştirinin muhatabı
olduğunuz konusunda kuşku duyarsanız bunu doğrudan sorun.
Yapılan eleştiriler size acımasızca gelebilir ancak gelen eleştirilerin
hepsinin doğru olamayacağını da bilmeniz gerekir.
Dışarıdan gelen eleştirilerin daha fazlasını siz kendinize yapıyor­
sunuz. Diğer yandan, başkalarına rahatlıkla önerdiğiniz şeyleri
kendi içinizde uygulamanız gerektiğini de fark ediyorsunuz. Bu

162
doğrultuda bakacak olursak kendinize, "kendinizi sevmeyi" tav­
siye etmeniz gerektiğini unutmamalısınız.
Yapılacak işlerde kendinizi o duruma uygun bir hissiyata sokarak
çalışmak istiyorsunuz. Bu tutumunuz sizin harekete geçmenizi
geciktiriyor ve zamanla yerinizde saymanıza sebep oluyor. Girdi­
ğiniz atalet halinden kurtulmak için ufak da olsa ilk adımı atarak
işe koyulun ve yapmanız gerekenleri bir bir yapın.
Yaptığınız işleri başarılı bir şekilde sonlandırdığınızda kendinize
güveniniz artıyor. Oysa karşınıza zorlu bir iş geldiğinde, henüz
hazır hissetmediğiniz için kolları sıvamaktan kaçınıyorsunuz.
Ancak harekete geçtiğinizde o işin düşündüğünüz kadar zor ol­
madığını fark edeceksiniz. Küçük hareketlerle de olsa kendinizi o
atmosferden kurtarmanız gerekiyor.
Genellikle bulunduğunuz ortamlarda anlaşılmadığınızı düşünü­
yorsunuz lakin anlaşılmak için bir çaba sarf etmiyorsunuz. İnsan­
larla iletişime geçmek yerine anlaşılmadığınızı söylemek, sonra da
geri çekilmek bir çözüm değildir. Çabalarsanız ve yeteri kadar
iletişim kurarsanız birileri sizi kesinlikle anlayacaktır.
Düzenli egzersiz, düzenli çalışma ve düzenli uyku saati üçlüsüyle
hayatınızı yoluna koyabilirsiniz. Bunlar sizin özgürlüğünüze ve
yapınıza aykırı şeyler değil...
Hayal kurmak güzeldir ancak akıp giden "gerçek hayat"ı ihmal
etmeyin. Hayalinizde kendi hayatınızı kurgulamanız, duygusal
ve romantik bir tasavvur geliştirmeniz, onların gerçek olduğunu
göstermiyor. Hayallerinizi büyüttüğünüz o çerçevede kalmaktan­
sa hayatın kendisini yaşayın ve hayallerinizi gerçekliğe taşıyın.
Hislerinizle kurmuş olduğunuz bağ o kadar güçlü ki karşınıza
çıkan şeylerin öncelikle size ne hissettirdiklerini anlamaya gayret
ediyorsunuz. Oysa harekete geçmek için hislerinizi anlama süre­
cini beklememelisiniz. Hislerinizin sadece o anki durumla ilgili
ve geçici olabileceğini hesaba katmalısınız.
Kendinizi bulmak ve anlamak adına çok yoğun bir uğraş veriyor­
sunuz. Bu sırada kendinizi başkaları ile bulabileceğiniz ihtimalini

163
göz ardı ediyorsunuz. Kimseye benzemeyen biri olduğunuzu dü­
şünmeniz gayet doğal fakat diğer insanlarla muhakkak ki yakın
özelliklerinizin bulunabileceğini görmeli, kopukluk yaşamaktan
korunmalısınız.

TİP 5-ARAŞTIRMACILAR İÇİN ÖNERİLER


Teorik ve kuramsal düşünce şeklini çok seviyorsunuz. Dikkat
etmeniz gereken husus, bunun sizi gündelik hayattan koparma­
ması... Derin düşünebilmek, sizin önemli bir yeteneğiniz. Bu ye­
teneğinizle insanları kendinizden uzaklaştırmaya çalışmak yerine
birlikteliği sağlamaya özen göstermelisiniz.
Yapmanız gereken işlerin farkındasınız. Neyi, ne zaman, nasıl
yapmanız gerektiği konusunda her şeyi biliyorsunuz. Buna rağ­
men ilginizi çeken diğer konular arasında mekik dokuduğunuz­
da, esas yapmanız gerekenler gecikebiliyor. Böyle durumlarla
karşılaştığınızda o an yaptığınız işe bakın ve kendinize "Şu an
gerçekten yapmam gereken iş bu mu?" diye sorun.
Diğer insanların sizden uzak durması, sizin de onlardan uzak
durmanızla ilgili. Düşünün; onlar sizden uzak durmadan önce,
siz onların uzaklaşması için herhangi bir şey yaptınız mı? Araya
mesafe koyacak neler yapmış olabilirsiniz, kendi cevaplarınızı ver­
meye çalışın.
Anlama yeteneğiniz güçlü, bunun farkındasınız. Bu yetenegı,
diğer bireyleri anlamak için nasıl kullanabileceğinizin yollarını
araştırın. Onlara insancıl ve şefkatli davrandığınızda içinizden
ılımlı ve kabullenici biri çıkacaktır. İnsanları gözlemleyip onlar
hakkında çıkarım yapmaktansa, yakınlaşarak onları tanımak
daha güvenli olacaktır. Böylece sadece beyninizi değil kalbinizi
de kullanabileceksiniz. Kalbinizi kullanmaktan rahatsızlık duy­
mayın, bu tutumun insan olmanın gereği olduğunu unutmayın.
İnsanlara güvenmek ve onlara kendi duygularınız hakkında bilgi
vermek (veya duygu durumunuzun bilinmesi) sizi rahatsız edi­
yor. Yaşadığınız duygunun bilinmesiyle, zihninizden geçen her
tür bilginin de bilinebileceğini düşünüyorsunuz ve bu sizde tedir-

164
ginlik oluşturabiliyor. Oysa anlık duygularınızın belli bir duru­
ma dair içerdiği bilgi değişkendir ve sizin bütün zihninizi açığa
vuracak değildir. Duygularınızı zihin dünyanızın derinliklerine
gömmek yerine dışarıya yansıtmaktan korkmayın.
İnsanlarla çatışmamak için sürekli kaçıyorsunuz ve bu kaçışlar
çoğunlukla inzivaya çekilmek şeklinde oluyor. Kaçmak yerine
yüzleşmeniz, sorun yaşadığınız insanlarla aynı ortamda sağlıklı
bir şekilde çalışabilmeniz gerekir.
Son derece gerginsiniz ve asabi olmaya yatkınsınız. Çünkü insan­
ların yaptıkları ve çevrenizdeki eleştiriler sizi anlamsız bir girdaba
sürüklüyor. Biraz gevşemeyi öğrenmelisiniz. Egzersiz yapmak ve
bunu belirli bir rutinde tekrarlamak, zihninizi ve sizi rahatlata­
caktır.
Başkalarıyla daha çok iş birliği yapmaya çalışın ve daha az kendi
başınıza kalın. Bunlar şu anki kişilik yapınıza aykırı gelebilir ama
böyle bir tutum geliştirirseniz düşünce şeklinizin farklılaştığını,
farklı bakış açıları kazandığınızı göreceksiniz.
Zekasını ve düşünce şeklini beğenmediğiniz kişilere tepeden ba­
kıyorsunuz. Sizin kadar geniş açılı ve detaycı düşünemiyor olma­
ları onların aptal veya kıymetsiz olduklarını göstermez. Herkesi
olduğu gibi kabul ederek iletişim kurabilmelisiniz, bu size çok şey
kazandıracaktır.

TİP 6-SORGULAYICILAR İÇİN ÖNERİLER


Zihninizdeki endişe ve korkuların çoğunun, güvenebileceğiniz bir
kılavuz ve destekçi bulamamaktan kaynaklandığını düşünüyorsu­
nuz. Aradığınız kılavuz ve destekçinin aslında içinizde olduğunu
fark etmelisiniz. Bu zamana kadar karşılaştığınız sorunlarla başa
çıkabilmek için önce yardım aradınız ve onu bulamadığınız za­
manlarda aslında bunların üstesinden kendi başınıza gelebildiniz.
Ayrıca birileri size yardımcı olduğunda onlara tabii ki minnettar
olun ama bu minnetin bağımlılığa dönüşmesine müsaade etmeyin.
Kontrolünüz dışında gerçekleşen olaylara müdahale edemeyeceği­
nizi biliyorsunuz. Siz sadece kendi düşüncelerinize hakim olabi-

165
lirsiniz. Bu zamana kadar karşılaştığınız yüzlerce olayda zihniniz
sizi olabilecek en kötü senaryoya hazırladı. Oysa sizi tedirgin eden
şeylerin hemen hemen hiçbir zaman düşündüğünüz gibi olmadı­
ğını ve bu düşünce şeklinin sizi ne kadar yıprattığını biliyorsu­
nuz. Bu düşünceleri kontrol altına almaya çalışarak hayat kalite­
nizi nasıl yükselteceğinizin farkına varın.
Reddedilme korkunuz nedeniyle kimseye bağlanmak istemiyorsu­
nuz. Bu tutumunuz, size ilgi duyan, güvenebileceğiniz ve sizinle
gerçekten yakın olmak isteyen kişileri kendinizden uzaklaştırma­
nıza neden oluyor. İletişiminizi güçlendirerek güvenebileceğiniz
insanların sayısını çoğaltırsanız kendinize daha huzurlu bir çevre
oluşturabilirsiniz. Eğer çevrenizde size yakınlık göstermeye çalı­
şan kişiler bulunmuyorsa, aklınızdaki "muhtemel güvenilecekler"
listesini kontrol edip onlara doğru ilk adımı siz de atabilirsiniz.
Belki bu adımınız karşılık görmeyecektir ama giriştiğiniz hareket,
reddedilme korkunuzu aşabilmeniz için güzel bir tecrübe olacaktır.
Karar vermeniz gereken durumlarda zihninizden geçenleri açıkça
söyleyin. Karar verememişseniz de neden karar veremediğinizi,
bununla ilgili nedenleri belirtin.
Hata yapmamak için sorumluluk almaktan kaçıyorsunuz. Hata
yaptığınızda çevrenizdekilerin sizden hesap sormasından ve bir
daha insan içine çıkamamaktan korkuyorsunuz. Unutmayın ki
insan hata yapabilen bir varlıknr. Hata yaptıktan sonra ondan
ders alarak bir daha aynı hatayı yapmadığınız zaman, bunun dü­
şündüğünüz kadar büyük bir sorun olmadığını göreceksiniz.
Endişelenmek ve korkmak çok olağan bir durumdur. Endişeye
kapıldığınızda, sanki dünyada bir tek siz bu denli endişeleniyor­
muşsunuz gibi gelebiliyor. Oysa insanlar sizin düşündüğünüzden
daha fazla endişe duyuyorlar. Onlar yalnızca, endişe duydukları
zaman onu kontrol etmeyi, belki de gizleyebilmeyi sizden daha
iyi biliyorlar, o kadar. Bunun bilincinde olarak endişe ettiğinizde
kendinizi germekten vazgeçin ve durumla yüzleşin. Düşündüğü­
nüz kadar büyük sorunlar olmadığını ve bu endişelerin üretken­
liğinizi ne kadar düşürdüğünü fark edin.

166
Endişeliyken, stres altında verdiğiniz tepkiler aşırı olabiliyor. Gös­
terdiğiniz tepkilerin kaynağını ve ne kadarının gerekli olduğunu
değerlendirin. Bu gibi durumlarda diğerlerini suçlama nedeninizin
ne olduğunu ve sizi asıl rahatsız eden şeyi bulmaya gayret edin.

TİP 7-YENİLİKÇİLER İÇİN ÖNERİLER


Mutlu olmak için sürekli yeni açılımlar, yeni arkadaşlıklar, yeni
lezzetler ve yeni mekanlar buluyorsunuz. Kişilik yapınızda "mut­
lu olmak" en temel arayış olarak kendini gösterdiği için kalıcı
mutluluğu bulmakta zorlanıyorsunuz. Amacınız, mutlu olmak
veya mutluluğu aramaktan çıkıp, elinizdekilerle mutlu olmaya
döndüğünde daha rahat edeceksiniz.
Hem kendinizin hem çevrenizin mutlu ve keyifli olması için sü­
rekli çalışıyorsunuz. İnsanları keyiflendirmek gibi bir göreviniz
olmadığının farkına varın. Eğlenceli biri olarak, hazır cevap biri
olarak ilgi uyandırıyorsunuz. Bu ilgiyi saygı ile birlikte elde etmek
için konuşma tarzınızı gözden geçirin ve ayaklarınızın yere bas­
masına gayret edin.
İstediğiniz her şey aklınıza geldiği anda olsun istiyorsunuz. Ak­
lınıza gelen şeye o an sahip olmanızın mümkün olmadığını bili­
yorsunuz ama yine de istemekten vazgeçmiyorsunuz. Arzu ettiği­
niz, sizi heyecanlandıran şeyler sonraki bir zaman diliminde daha
iyi fırsatlarla karşınıza çıkabilir. Bunu kabul edin.
Sahip olmayı düşündüğünüz şey her ne ise ona uzun vadede ih­
tiyacınızın olup olmayacağından veya onu elde ettiğinizde size
fayda sağlayıp sağlamayacağından emin olun. İstediğiniz o şey
ileride kurtulmak istediğiniz şeye dönerse mutsuz olursunuz.
Etrafınızdaki her yeniliğe ve canınızın istediği her şeye ulaşma
çabanız neticesinde kontrolden çıkabiliyorsunuz. En büyük kor­
kularınızdan biri, mahrum kalmak. Mahrum kalmamak için
önünüze gelen her şeyi elde etmeniz uzun vadede tatminsizlik ve
mutsuzlukla sonuçlanacaktır, unutmayın. Sürekli yeni deneyim­
ler peşinde koşmak sizi anlık olarak tatmin ediyor olsa da nitelikli
mutluluk için az ve öz deneyimi tercih edebilirsiniz.

167
Zihniniz hep gelecekte yaşama ihtimaliniz olan hayatı ve tadacağı­
nız tatmin duygusunu düşlemekle meşgul. Bu yüzden o an elinizde
bulunanları fark etmiyor, kaçırıyorsunuz. Oysa elinizde olanlarla o
an nasıl daha mutlu olabilirsiniz diye bir düşünebilirsiniz.
Dürtüsel ilerleyen bir zihniniz ve zihninizden geçenleri hemen
yapmak isteyen bir bedeniniz var. Düşüncelerinizin nereden gel­
diğini ve neyi, neden yapmak istediğinizi bilmek işinizi kolay­
laştıracaktır. Ayrıca dürtülerinizi ne kadar iyi tanırsanız başarılı
olmak için o kadar yol kat edersiniz.
Çevrenizde kimse yoksa bu sessizliği doldurmak adına müzik,
televizyon, bilgisayar ya da telefon gibi araçlara sarılıyor olabilir­
siniz. Kendinizle kalmaktan korkmayın. Dışarıda uğraşacak yeni
sesler, yeni programlar bulmak yerine biraz içinize yönelirseniz
hayat sizin için daha tatmin edici olacaktır. Kimi zamansa zihni­
nizde sadece sizin düşünceleriniz ve sözleriniz geziyor. Bu durum­
larda başkalarını dinlemek, onların fikirlerini duymak size yeni
ufuklar açacaktır.

TİP 8-ÖNDERLER İÇİN ÖNERİLER


Kimseye bağlanmadığınız bir hayat sürmek istersiniz, özgürlük
sizin için çok önemli bir değerdir. Kendinize oluşturduğunuz
tüm sistemlerse insan üzerine kuruludur. Bu kadar insan odaklı
olunca bağımsız olma ihtimaliniz doğal olarak ortadan kalkar.
Size sadık olan, sizinle birlikte sistem kuran insanları bağımsızlık
adına etrafınızdan uzaklaştırmayın. Yoksa onların yerini güvenil­
mez, yağcı insanlar dolduracaktır.
Gerçek gücünüzü her yerde göstermenizin ve korkusuz olduğunu­
zu ilan etmenizin sizi yenilmez veya en güçlü kişi yapmayacağını
bilin. Kendinize hakim olmayı başarırsanız potansiyelinizi giz­
lemeyi ve bunu acil durumlarda güç unsuru olarak kullanmayı
öğrenirsiniz.
Psikolojik sarkaç kısmında sağlıksız bölgeleri daha yoğun yaşayan
biri olduğunuzu düşündüyseniz, acılarınızdan dolayı acımasız,
insanlara kaba davranan ve onlara zarar veren biri olabilirsiniz.

168
Bu tarz davranışları sürdürmenin sizi yalnız başınıza bırakacağını
aklınızdan çıkarmamalısınız.
Kimsenin himayesi altına girmekten hoşlanmıyorsunuz ve olabil­
diğince hızlı şekilde kendinize ait bir düzen kurmak istiyorsunuz.
Arada da olsa teslim olmayı öğrenin, göreceksiniz ki korktuğunuz
kadar kötü bir durum değil. Bulunduğunuz her ortamda idare­
yi ele almak ve kendi sözünüzün dinlenmesini beklemek benlik
duygunuzun şiştiğinin göstergesidir.
Güç kopamadığınız, kopmak istemediğiniz bir parçanız gibi.
Makam gücü, bilgi gücü, para gücü veya insanları yönetme gücü;
fark etmez... Kişilik yapınız istediğiniz şeyleri yapabilmek için
güç arayışında ve bu arayışı dengeleyemediğiniz müddetçe istedi­
ğiniz huzurlu ortama kavuşamazsınız.
Bu kadar yoğun bir güç arayışınızın olması size şu sonucu hazır­
lar: Çevrenizdeki insanların önemli bir kısmı bulduğunuz güçten
dolayı yanınızda yer alır. Bu durumda niyetleri sizinle olmak de­
ğil, gücünüzle birlikte olmaktır.
Çevrenizdekiler ve yaşadığınız sıkıntılar sizi herkese karşı vicdan­
sız olmanız ve onlara acı çektirmeniz gerektiği düşüncesine sü­
rüklüyor olabilir. Oysa merhamet etmek veya şefkatli olmak bir
zayıflık değil, erdem göstergesidir.
Başkalarına yapacakları işler için fırsat vermek, en önemli özellik­
lerinizden biri. Peşinden koştuğunuz veya elde ettiğiniz gücü çev­
renizdekilerin daha mutlu yaşamaları için harcarsanız daha saygı
gören biri olursunuz. Gücünüzden aldığınız destekle insanlarla
tartışabilir ve rahatlıkla düşman edinebilirsiniz. Ancak bu gücü
düşmanca kullanmak yerine dost kazanmak için kullanırsanız
kendinizi daha rahatlamış hissedeceksiniz.
Tüm enerjinizi kendi hayatınızda kuracağınız sistemler ve hitap
edeceğiniz topluluklar için harcıyorsunuz. Oysa insanlara örnek
olan bir tavrınız var; kendiniz için gösterdiğiniz bu çabaları daha
büyük idealler için göstermelisiniz. Yönetim kabiliyetinizle in­
sanlara ulaşıp onların sıkıntılarını çözmek, çaresiz kalanlara yar-

169
dımcı olmak sizi manen tatmin edecektir. Gücünüzün bir yere
kadar yettiğini, daha ileriye uzanmak için birlik ve beraberliğe
ihtiyacınızın olduğunu unutmayın. Bu bakış açısı sizi tekillikten
kurtaracak, grup halinde hareket etmenize yardımcı olacaktır.

TİP 9-UYUMLULAR İÇİN ÖNERİLER


Her ne kadar yok saysanız da içinizde tuttuğunuz endişenin
ve saldırgan hislerinizin farkındasınız. Yaşadığınız olumsuz
duygular da en az olumlular kadar sizin duygularınız. Onları
görmezden gelerek ilerlemeniz, daha büyük duygusal ve fiziksel
sorunlara kapı aralar. Zaman zaman yaşadığınız patlamalar bu­
nun en net göstergesidir. Bu yıkıcı patlamaların önüne geçmek
için ilk olarak duygularınızı fark etmeniz ve onlarla yüzleşmeniz
gerekir.
Yakın gördüğünüz kişilerle korkularınız hakkında konuşmanız,
öfkelendiğinizde bunu söylemeniz gayet doğal bir durum. Olum­
suz duygularınızı karşınızdaki kişiyle paylaştığınızda, aranızdaki
bağın zedelenmediğini, kopmadığını, hatta daha güçlenebildiğini
görmelisiniz.
Aile bireylerinizle sorun yaşıyorsanız kendinize şunu sorun: Bu
sorun için ne yaptınız veya ne yapmadınız? Eğer onlara değer ve­
riyorsanız aranızdaki bağın zedelenmeye başlamasından sonraki
süreçte neler yapıp yapmadığınıza bir bakın. Genellikle kısa vade­
de elde edeceğiniz huzuru koruma çabanız, uzun vadede huzur­
suzlukla sonuçlanabilir, bu konuda dikkatli olmalısınız.
Zihninizde hayaller kurup orada kendinize ait bir dünya oluş­
turabiliyorsunuz. Bu hayal dünyasında nasıl isterseniz o şekilde
konuşup, nasıl isterseniz o şekilde hareket ediyorsunuz. Böylece
gerçek hayattan kopabiliyorsunuz. Ancak unutmayın ki hayal
dünyanızda kullanılan cümlelerin ve sergilenen davranışların hiç­
biri gerçek hayatta karşılık bulmuyor.
Bazen hareket etmek istemediğiniz için uzun süre hiçbir şey yap­
mayabiliyorsunuz. Beden algınızı yitirebiliyor ve hantal bir hale
geçebiliyorsunuz. Oysa bedeniniz harekete geçtikçe hayata karşı

170
motivasyonunuz artacaktır. Düzenli egzersiz yapmanın sizi zih­
nen de daha dinamik tutacağını unutmayın.
Duygularınızı bastırmadan yaşamanız çok önemli. Yoksa nedeni
belli olmayan sırt ve baş ağrısı, mide bulantısı gibi fiziksel ra­
hatsızlıklara kapı açarsınız. Ayrıca bu gibi bir somacizasyon bo­
zukluğu ile karşılaşmışsanız bir terapiste giderek kolayca yardım
almalısınız.
İnsanlar sizinleyken kendilerini rahat ve güvende hissederler. Üs­
tüne bir de onları dikkatlice dinleyip anlattıkları konularla ilgili
fikirler verebilirseniz sizi daha fazla severler. Böylece arkadaşlıkla­
rınız pekişir ve sevgi bağınız güçlenir.
Ortamın uyumunu bozmamak veya arkadaşlıklarınızı sürdür­
mek için insanlar ne isterse onu yapma eğiliminiz var. Onların
istediklerini yapmak sizi gerçekten mutlu ediyor mu? Doğal olun
ve sizi siz olduğunuz için seven kişilerle ilişki kurun.
En büyük farkındalıklarınızda_n biri, hayatınızın neresinde ol­
duğunuz ve bu hayatı ne derece yaşadığınızdır. Dikkat ederseniz
çoğu karar ve davranış siz istediğiniz için değil, ortamı bozmamak
veya arkadaşlıklarınızı korumak içindi. Bu farkındalık bilinçsiz
yaşanılan bir hayatın göstergesi olabilir. Hayatı olduğu gibi, anda
kalarak yaşayın ve kararlarınızı rahatça verin. İnsanlar size değer
veriyorlarsa ve sizi seviyorlarsa "siz" olduğunuz için sevsinler; "on­
ların istediği şekilde şekillenen siz" olduğunuz için değil.

171
YA RARLANILAN KAYNA KLAR

Beesing, Maria, Robert J. Nogosek, and Patrick H. O'Leary. The Enneagram:


Ajourney ofSelfDiscovery. Denville, NJ: Dimension Books, 1984.
Bell, Melanie, and Kacie Berghoef. Decoding Personality in the Workplace.
San Francisco: Berghoef & Bell lnnovations, 2015.
Chernick Fauvre, Katherine, and David Fauvre. "The Enneagram 'Tri­
type': Exploring the Hierarchy of Your Three Centers of lntelligence."
Presentation, lnternational Enneagram Association Global Conference
2008, Atlanta, GA, August 2, 2008.
Chesrnut, Beacrice. The Complete Enneagram: 27 Paths to Greater Self
Knowledge. Berkeley, CA: She Writes Press, 2013.
Coaces, Mona, and Judich Searle. Sex, Love, and Your Personality: The 9
Faces oflntimacy. Sanca Monica, CA: Therapy Options Press, 201 1.
Condon, Tom. The Changeworks. Accessed September 8th, 2016.
www.chechangeworks .com.
Daniels, David N., and Virginia Arın Price. 1he Essential Enneagram: The
Definitive Personality Test and SelfDiscovery Guide. New York: Harper­
One, 2000.
Dash, Barbara, and Richard Dash. "Use of ehe Enneagram in Deepening
Your Relacional Communicacions." Presencation, Incernacional Enne­
agram Associacion Global Conference 2016, Minneapolis, MN, July
23, 2016.
Levine, Janet. The Enneagram lntelligences: Understanding Personality far
Effective Teaching and Learning. Westport, CT: Bergin & Garvey, 1999.
Naranjo, Claudio. Character and Neurosis: An Integrative View. Nevada
Cicy, CA: Gaceways/lDHHB, 1994.
Ouspensky, P. D. in Search ofthe Miraculous. New York: Harcourt, Brace,
1949.

173
Palmer, Helen. The Enneagram in Love and Work: Understanding Your In­
timate and Business Relationships. San Francisco: HarperSanFrancisco,
1995.
Palmer, Helen. The Enneagram: Understanding Yourself and the Others in
Your Life. San Francisco: HarperSanFrancisco, 1991 .
Richardson, Cheryl. "Self-Care and the Enneagram." Lecture, Enneagrarn
Global Summit 2015, Online, June 3-5, 2015.
Riso, Don Richard, and Russ Hudson. The Enneagram Institure Training
Program. 2008-20 13.
Riso, Don Richard, and Russ Hudson. Personality Types: Using the Enneag­
ram far SelfDiscovery. New York: Houghton Miffiin, 1996.
Riso, Don Richard, and Russ Hudson, with Paula Warner. The Riso-Hudson
Enneagram Workshop ResourceBook. Stone Ridge, NY: The Enneagrarn
Instirute, 2010.
Riso, Don Richard, and Russ Hudson. Understanding the Enneagram:
The Practical Guide to Personality Types. New York: Houghton Miffiin,
2000.
Riso, Don Richard, and Russ Hudson. The Wisdom ofthe Enneagram: The
Complete Guide to Psychological and Spiritual Growth far the Nine Per­
sonality Types. New York: Bantarn Books, 1999.
Sikora, Mario, and Maria Jose Munita. Awareness to Action International
Certification Program Level 1. Burlingarne, CA, 2015.
Siudzinski, Robert M., and Robert A. Siudzinski. "The Use of the Enneag­
rarn in Higher Education: Powerful Insights for Young Adult Learning,
Career Crafting, and Comrnunity Engagernent." Presentation, Interna­
rional Enneagrarn Association Global Conference 2014, Burlingarne,
CA, July 25, 2014.
Tallon, Robert, and Mario Sikora. Awareness to Action: The Enneagram,
Emotional Intelligence, and Change. Scranton, PA: University of Seran­
ton Press, 2004.
Wagele, Elizabeth, and Ingrid Stabb. The Career Within You: How to Find
the Perfectfobfar Your Personality. New York: HarperOne, 2009.
Wagele, Elizabeth. The Enneagram ofParenting: The 9 Types ofChildren and
How to Raise Them Successfully. New York: HarperOne, 1997.

174

You might also like