Professional Documents
Culture Documents
\))��
.
lstanbul TKP davasında 1981-1984 arasında tutuklu olarak yargılandı. 1998' den beri
Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı'nda (TÜSTAV ) yönetici olarak çalışıyor. Yayınlanmış
kitapları: Komintern Belgelerinde Nazım Hikmet (TÜSTAV Yayınları, 2002), TKP MK Dış
Bürosu 1965 Tartışmaları (TÜSTAV Yayınları, 2004), 1929 TKP Davası (TÜSTAV Yayınları,
2005), Zeki Baştımar (2. Baskı, Sosyal Tarih Yayınları, 2018), Dr. Şefik Hüsnü Deymer
(Sosyal Tarih Yayınları, 2010), Türkiye Halk lştirakiyun Fırkası (1920-1923) (Mete Tunçay
ile, iletişim Yayınları, 2016), Beynelmilel işçiler ittihadı (Mete Tunçay ile, iletişim Yayınları,
2016), Türkiye Komünist Partisi'nin Kuruluşu, 1919-1925 (Mete Tunçay ile, Yordam Kitap,
2020), TKP MK Genel Sekreteri lsmail Bilen Belgelerle Yaşam Öyküsü (Sosyal Tarih Yayınları,
2020).
2016), Bilinmeyen Devrim (Ayrıntı Yayınları, 2017), Komintern'in Seyyar Militanları (Yordam
Erol Ülker
Işık Üniversitesi Uluslararası ilişkiler Bölümü öğretim üyesi. 1999 yılında lstanbul
Üniversitesi iktisat Fakültesi Uluslararası ilişkiler Bölümü'nden mezun oldu. 2003 yılında
Merkezi Avrupa Üniversitesi Milliyetçilik Çalışmaları Bölümü 'nden yüksek lisans dereceleri
aldı. 2013 yılında Şikago Üniversitesi Tarih Bölümü'nde doktora eğitimini tamamladı.
2015-2016'da Berlin merkezli Transregionale Studien - Europe in the Middle East - The
Middle East in Europe (EUME) isimli program çerçevesinde bursiyer olarak doktora sonrası
/ournal of Balkan and Near Eastern Studies, Nationalities Papers, Toplumsal Tarih, Kebikeç,
Alternatif Politika gibi dergilerde makaleleri yayınlandı. Yayınlanmış kitapları: Mütareke'nin
ilk Yıllarında lstanbul' da Direniş ve Sol, 1918-1920 (Sosyal Tarih Yayınları, 2020), Türkiye'nin
Yakın Tarihinde Emek, Toplum ve Siyaset: 1980-2002 (Tayfun Mertan ile derleme, Sosyal
Tarih Yayınları, 2021). Türkiye Sosyal Tarih Araştırmaları Vakfı (TÜSTAV) Yönetim Kurulu
üyesi olan Erol Ülker aynı zamanda "1914-1918-online: International Encyclopedia of the
First World· War• isimli çevrimiçi ansiklopediye editör olarak katkıda bulunmaktadır.
Erden Akbulut ile Erol Ülker'in ortak çalışmaları: 100 Yılın Ötesinde Ekim Devrimi ve
Türkiye (Sosyal Tarih Yayınları, 2020), Hafi TKP ve THIF Genel Sekreteri Salih Hacıojlu
Belgelerle Yaşamöyküsü (Sosyal Tarih Yayınları, 2020), Komintern Dönemi TKP Tarihi-2
TKP'nin Bolşevikleşmesi 1925-1928 (Yordam Kitap, 2022)..
i
Yordam Kitap Basın ve Yayın Tic. Ltd. Şti. (Sertifika No: 44790)
www.facebook.com/YordamKitap • www.twitter.com/YordamKitap
www.instagram.com/yordamkitap
SUNUŞ 11
ÖN OKUMA PARÇALARI
MENSUBU BuLUNDUGUM MA'MURETü'L-Azlz
ViLAYETi HAKKINDA LAYİHA 21
MASKELER AŞAGI 51
YUNAN İşçi HAREKETİNİN TARİHİ 55
MAGYAR/MADYAll YOLDAŞIN GİRİŞ KONUŞMASI 57
1. Bölüm
KÜRT İSYANLAR! ÖNCESİNDE PROGRAMLARDA ULUSAL SORUN 81
2. Bölüm
ŞEYH SAİT İSYANI DEGERLENDİRMELERİ 108
İsyana İlişkin İlk Değerlendirmeler 108
Orak-Çekiç Gazetesinde İlk Değerlendirme 110
Komintern'in Kapsamlı İsyan Analizi 111
Pravda' daki İsyan Haberi 1 17
Orak-Çekiç'te İsyan ve Hükümet Değişikliği Değerlendirmeleri 1 19
Pravda'da Hükümet Değişikliği Üzerine 125
"Türkiye' de Karşı-Devrimci İsyan" 1 29
Yoldaş Gazetesinde Köylünün İsyana Bakışı 1 37
Dr. Şefik Hüsnü'nün Raporu 140
TKGB'nin 1925 Yılı Raporunda Kürt İsyanı 143
Dr. Hikmet Kıvılcımlı'nın Şeyh Sait İsyanı Değerlendirmesi 144
3. Bölüm
VİYANA KONFERANSI VE YENİ PROGRAMATİK YAKLAŞIM 146
4. Bölüm
AGRI İSYANI DEGERLENDİRMELERİ 159
TKP MK'nin Raporu 159
KEYK Doğu Sekreterliği: "Türkiye Hakkında Karar" 1 62
MK Sekreteri Hasan Ali'nin Kürdistan Raporu 169
inkılap Yolu Dergisinde Kürt İsyanı 1 76
1 Ağustos Bildirisi ve Kürt İsyanı 191
Komintern'in TKP Üyelerine Mektubu 197
Internationale Presse-Korrespondenz Dergisinde Kürt İsyanı 200
Kızıl ls tanb ul ' da Menemen Hadisesi-Kürt İsyanı Bağı 202
Şarfman'ın Raporunda Ağrı İsyanı 204
Köylü Hareketi ve Kürt İsyanları 207
Dr. Hikmet Kıvılcımlı'nın Ağrı İsyanı Değerlendirmesi 207
Mihri Belli'nin TKP ve Kürt İsyanları Değerlendirmesi 209
5. Bölüm
DERSİM OLAYLARI DEGERLENDİRMELERİ 212
Ağrı İsyanı Ardından Kürt Sorununa Yaklaşım 212
TKP M K Genişletilmiş Dış Büro Toplantısı v e Ulusal Sorun 214
Orak-Çekiç Gazetesinde Ulusal Sorun 219
Sıtkı'nın [Reşat Fuat] "Türkiye' de Milli Azınlıklar" Raporu 225
1 Mayıs 1935 Broşüründe Kürt İsyanları 228
TKP'nin 1937 Desantralizasyonu ve Ulusal Azınlıklar 230
Dersim Olayları ve TKP 232
EK-1:
TANZİMATIN MİLLI EKALLİYETLER ÜZERİNDE TESİRLERİ 258
EK-2:
KÜRT MAKSUT BİR KIZIL ASKERİN HATIRASI 261
EK-3:
ŞEYH SAİT AYAKLANMASI VE BASTIRILMASI
(13 ŞuBAT-31 MAYIS 1925) 265
EK-4:
TEDKİK SEYAHATİ 270
EK-5:
KEMALİST ZiNDANLARINDAN FİR [BİR] FERYAT
KÜRT DEREBEYLERİ HAPİSTE BİLE AGALIK DAVASINDA 275
EK-6:
İSMET İNÖNü'NüN DERSİM PLANI
VE TENKİL HAREKATINA DAİR BAKANLAR KURULU KARARI 282
EK-7:
TuNCELİ (DERSİM) TEDİP HAREKATI 285
SUNUŞ
K itapta yer alan Türkçe tüm belgelerdeki yazım hataları aynen korunmuştur.
12 1 Komin tern, TKP ve Kü rt isya nları
***
lında yayınlanan "F aaliyet Prog ramı" i le "Mü slü man ek alliyet
ler içi n ku llanılan Tü rkleş ti rme ş eklindeki tazyik atı şiddetle ve
tamamen red eder". Bu yak laş ım so nraki yıll arda da önemini
artırarak koruyac ak tır.
T KP'ni n hü kü met tarafından uygu lanan mi lliyetçi nüfu s
politi kaları karş ısındaki tutu mu , gü nü müz dü nyasında kabu l
edilen evrensel standartlar çerçevesi nde değerlendi rildiği tak
dirde yetersiz bulunabi li r. Anc ak TKP'ni n 1920'ler ve 1930'lar
dünyasında faaliyet gösteren, Komintern'i n seksiyonu/şube
si niteliğinde bir parti olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidi r.
Ulus-devlet kategorisi iki- savaş- arası dönemde, Sovyetler Birliği
dışında temel siyasal örgütlenme modeli olarak kabul görmüş,
Birinci Dünya Savaşı'nı sona erdiren Paris Konferansı netice
sinde imzalanan barış antlaşmaları tüm Avrupa' da milyonlar
ca insanı azınlık konumuna indirgemek pahasına, bu modeli
uluslararası hukuk tarafından da desteklenen bir norm haline
getirmiştir. Milletler Cemiyeti'nin ulusal ve dini azınlıkları ko
rumak amacıyla kurumsallaştırmaya çalıştığı uluslararası reji
min, ulus-inşası süreçlerine paralel olarak gelişen demograf ik
mühendislik ve asimilasyon politikalarını engelleyebilmekten
uzak bir düzenleme olduğu çok geçmeden anlaşılmıştır. Üstelik
Milletler Cemiyeti'nin azınlıkları koruma rejimine Lozan
Antlaşması çerçevesinde dahil olan Türkiye' de, Müslümanlar
etnik, dilsel ve kültürel özelliklerinden bağımsız olarak tama
mıyla azınlık statüsü dışında bırakılmış, Lozan Konferansı'nda
yalnızca gayrimüslimlerin Milletler Cemiyeti şemsiyesi altında
tanınan azınlık haklarından faydalanabileceği kabul edilmiştir.
TKP'nin, ulus-devletin norm haline geldiği ve nüfusu homo
jenleştirmeye yönelik politikaların normalleştiği böyle bir si
yasal konjonktürde Türkleştirme ve asimilasyon politikalarına
karşı yükselttiği itiraz kendi tarihsel bağlamında önemlidir ve
Türkiye' de söz konusu dönemin siyasal tarihi açısından örne
ği olmayan bir çıkıştır. Bu konuda Yunan Komünist Partisi'nin
'>unu� l ıs
** *
E r d e n A kbu l u t - E r o l Ül k e r
Kasım 2021
ÖN OKUMA PARÇALARI
MENSUBU BULUNDUGUM
MA'MURETü'L-Aziz VİLAYETİ
HAKKINDA LAYİHA1
1 TÜSTAV Kominterrı Arşivi Döküm 1, CD No: 2, Klasör No: 3_36, Belge No: 58-60
[Eski Türkçe] .
22 1 Komintern, TKP ve Kürt isyanları
1 2 Eylül 9 2 0
(imza)
KoMiNTERN 'nEN
YUNAN HüKÜMETi 'NE
YAPILAN TEKLİF
Meydan Neşriyat, İ stanbul. Kitabın çevirmeni ve yayın tarihi belli değildir; s. 67-
70. Kitabın orijinal adı: Propagande et pressions en politique internationale: La
Grece et ses revendications ı:l la Conference de la paix 1919-1920. Burada dile getiri
len Komintern temsilcisinin teklifi konusunda inceleyebildiğimiz arşiv belgeleri
arasında herhangi bir doğrulayıcı bilgi görmedik.
28 1 Komin tern, TKP ve Kür t isyanları
Rusya Devlet Siyasi Sosyal Tarih Arşivi'nde fon 5, op. 3 d. 630, sayfa 75-86' da
[Rusça] yer alan bu raporun Kürtlerle ilgili bölümü özetlenerek Mehmet
Perinçek'in Sovyet Devlet Kaynaklarında Kürt isyanları kitabında (s. 49-50) yer
almaktadır; Perinçek kaynak olarak RGASPİ f. 495, op. 1 54, d. 465a, yaprak 77-
80 olarak göstermektedir. Biz, Rüstem Aziz'in çevirisiyle belgenin tamamını
yayınlıyoruz.
32 1 Ko min tern, TKP ve Kü rt isya nları
il
2 Bu konuyla ilgili yayına Veysel Usta ile Mustafa Çulfaz'ın hazırladıkları Osman
Fikret Topallı'nın Müdafaa-i Hukuk ve istiklal Harbi Tarihlerinde Giresun kita
bında (Trabzon: Serander Yayınevi, 2017) "Kürdistan'a Hareket ve Kürdistan'da"
ve "Kürtlerle Müsademe ve Muharebe" başlıkları altında şu bilgiler yer alıyor:
" [Giresun Gönüllü] Tabur avdeti nde Giresun Alayının 4. milis taburu olmuştu.
Ve Osman Ağa kumandanlığına tayin edilmişt i . [ . . ] Kürdistan'da başlam ış olan
.
isyan hareketleri de bu sı ralarda artmıştı. Gittikçe daha tehlikeli bir şekil alıyor
ve o havaliye civar mahalden sevkiyat başlamış bulunuyordu. Nureddin Paşa
merkez orduları kumandanı olarak bu isyanı tenkile memur idi.
İşte bu günlerde alay kumandanı ailesinin tedavisi için Trabzon'a gitmişti. Alaya
Osman Ağa bakıyordu. Bir gece Müdafaa-i Milliye Vekaleti'nden gayet müstacel
bir şifre geldi. Bunda Gönüllü Taburunun derhal Kürdistan'a hareketi emr olu
nuyordu. 24 saat içinde ve her tarafta kar, fırtına olmasına rağmen seferberlik
bitti ve 11 Mart 192I'de Osman Ağa 652 mevcutlu taburuyla [ . ] hareket ettiler.
. .
111
iV
Şevket'in bu çalışmasında yer alan açıklama şöyle (s. 101): "Zikr olunan 'Kemer'in
önünde delik bir taş bulunub kayıklar bunun içinden mürur u ubılr eylemekde
olduğundan ya'n i taş kemer şeklinde bulunduğundan oraya 'Kemer' ismi verilmiş
ve bu kazanın civarında Eski Trabzon namıyla bir mahall dahi bulunmuşdur."
40 1 Ko min rern, TKP ve Kü r r isya nları
Bilal Şen'in (27 Kasım 1920-19 Aralık 2017) RGASPİ arşivinde bula
rak Türkçeye çevirdiği aşağıdaki tezler ve taktik ilkeler, içeriği iti
barıyla 1 92 2 yılını ele alırken ilk hareket noktasını oluşturmaktadır.
Kü rt isyanı'nın da değerlendirildiği bu tezlerde tarihsel sürecin ve
m evcut koşullardaki güç dengelerinin analizi yapıldıktan sonra şu
sonuca varılıyor: " Komintern, Türkiye'deki itilaf devletl eri karşıtı ve
Sovyet Rusya ile ardıcı! olarak ittifaka yönelen tüm parti ve grup
ları d estekl e meyi kendi önüne ödev koyar. Bu doğrultuda başa
rılı çalı şmanın gerekli koşulları; Komintern'in Tü rkiye bölüm ünü,
TKP'yi konsolid e etmek [tahkim etm ek], onun Tü rkiye'nin geniş
eme kçi kitleleriyle bağlarını sağlam laştırmaktır. TKP, ancak bunu
başararak, t ü m devrimci m ü cadelenin yönetimini kendi eline ala
bilir." Daha sonra başta Ankara hüku m etini desteklemek olmak
üzere bir dizi taktik ilke ve örgütsel görev tespit ediliyor.
O c ak 1 9 2 2
MASKELER AŞAGl1
(. . . ) İşçi arkadaşlar!
Sermayedarlar sizi esaret ve sefalet içinde bırakmak için en
adi hile ve tuzakları kullanmaktan çekinmemişlerdir. Bu tu
zaklardan biri din ve milliyettir. Burjuvalar, bütün memleket-
1922' de, büyük olasılıkla Kızıl Sendikalar Enternasyonali toplantısı vesile
siyle Simferepol' de (Kırım) yayınlanmış ve Moskova' daki Lenin adına Dev
let Kütüphanesi'nin Doğu Salonu'nda bulunan bu broşürün bir kopyasını bize
gönderen Mehmet Perinçek'e ve transliterasyonunu yapan Cemile Moralıoğlu
Kesim'e teşekkür ederiz.
2 Erden Akbulut ve Mete Tunçay, Türkiye Halk lştirakiyun Fırkası (1920-1923), Göz
den Geçirilmiş ve Genişletilmiş Baskı, İstanbul: İletişim Yayınları, 2016, s. 539.
52 [ Komin tern, TKP ve Kü r t isya nları
TÜSTAV Komintern Arşivi Döküm 1, CD No: 33, Klasör No: 1 _6, Belge No: 659-
682 [Rusça) . Türkçede ilk kez yayınlanmaktadır.
58 1 Komin rern, TKP ve Kü r r isyan ları
3 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Erden Akbulut ve Mete Tunçay, Türkiye Halk
lştirakiyun Fırkası, Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş Baskı, İstanbul: İletişim
Yayınları, 2016.
88 1 Ko min tern, TKP ve Kür t isyanları
4 Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Erden Akbulut ve Mete Tunçay, Türkiye Komü
n ist Partisi'nin Kuruluşu (191 9-1 925), İstanbul: Yordam Kitap, 2020.
K ü r t i s ya n l a r ı Ö n c e s i n d e P r o g r a m l a rd a U l u s a l S o r u n 1 89
En büyük azınlık Kürtlerdir; Kürt meselesi, geçtiğimiz elli yıl
da üç veya dört kez feodal ve kısmi biçimlerde kendini gösterdi.
Hiçbir zaman bir Kürt milli meselesi ne ortaya çıktı, ne de gelişti.
Mevcut kanunlar Müslüman halka aynı anayasal hakları veriyor.
Kürt aydınları ve burjuva unsurları, milliyetçi ve ayrılıkçı hiç
bir talep ortaya koymuyorlar. Türk burjuvazisi, ayrılıkçılıkları
nedeniyle uzlaşılamaz rakip ve düşman gördükleri Rumlara ve
Ermenilere tamamen farklı davranıyor. Milliyetçiler Hıristiyan
azınlıklar için ikamet bölgeleri tespit etmeyi ve İstanbul dışında
kentlerdeki oranlarını %10 ile sınırlandırmayı düşünüyor. Türk
Komünist Partisi, H ıristiyan ve Türk-olmayan azınlıklara karşı
her türlü milli baskıya karşı mücadele ediyor ve edecektir, ancak
Şeyhülislamlık gibi [Patrikhane gibi] ataerkil kurumların tasfi
yesi proleter bir görevdir.
(. . . )
Yaşasın Komünist Enternasyonal!
Yaşasın Dünya Devrimi!
Faruk [Vanlı Kazım]5
5 Redakte edilmemiş metin: TÜSTAV Komintern Arşivi Döküm l, CD No: 26, Kla
sör No: 33_36, Belge No: 7 1 -78 ve 79-87 ve 94 olmak üzere 2 nüsha, biri Farouk
[Vanlı Kazım) imzalı. [Fransızca] . Bu metnin redakte edilmiş hali Protokoll-Fünf
ter Kongress der Kommunistischen lnternationale, cilt I I . s. 708 - 1 2'de yayınlandı;
çevirisi için bkz. A kbulut ve Tunçay, age.
90 1 Komin tern, TKP ve Kü rt isya nları
6 TÜSTAV Komintern A rşivi Döküm I, CD No: 34, Klasör No: 4_6, Belge No: 272-
274 [Rusça] .
92 1 Ko min tern, TKP ve Kür t isyan ları
7 RGASPİ, f. 492, op. l , d.220, Belge No: 77-93 [Rusça] . Metnin bütünü için bkz.
Akbulut ve Tunçay, Türkiye Kom ü n ist Partisi'nin Kuruluşu, 665 vd.
K ü r t i s y a n l a r ı ö n c e s i n d e P r o g r a m l a rd a U l u s a l '.> o r l ı ıı 1 97
Türkiye Komünist Partisi Akaretler Kongresi
( 1 9 25)
Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP) kuruluş süreci Birinci
Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle başlar ve 1 925 yılının Şubat
ayında Akaretler' de toplanan kongrede tamamlanır. İstanbul
Komünist Grubu/Aydınlık çevresinin yanı sıra yukarıda
andığımız Bakü merkezli olarak faaliyet gösteren Türkiye
Komünist Fırkası, onun Milli Mücadele döneminde İstanbul
ve Anadolu' da faaliyet gösteren üyeleri TKP'nin kuruluş süre
cinde yer alan önemli unsurlardır. 1925 Akaretler toplantısına
katılanlar arasında, İstanbul merkezli ve Rum ağırlıklı bir ör
gütlenme olan Beynelmilel İşçiler İttihadı'nın (Bİİ) yanı sıra
yine Milli Mücadele sırasında özellikle Ankara-Eskişehir hat
tında etkili olan ve Mustafa Suphi'nin partisiyle de bağlantılı
olan yukarıda andığımız Hafi. Komünist Fırka/Türkiye Halk
İştirakiyun Fırkası (THİF) çevresinden de unsurlar yer almış
tır. 1 922 sonlarında Komintern 4. Kongresi kararına uygun
olarak kurulan Teşkilat Bürosu'nun görevi, tüm bu unsurları
TKP olarak isimlendirilecek birleşik bir komünist parti çatısı
altında bir araya getirmektir ki, Akaretler toplantısı bunun so
nucudur. İşte bu toplantıya sunulan program taslağında Kürt
İsyanı değerlendirmesi ve "milli ekalliyetler" konusu şöyle ele
alınıyor.8
Hazırlamayı öne koyduğumuz program, Türkiye'nin içtimai ya
pısını ve burada karşı karşıya bulunan güçleri ortaya koymalıdır.
Bu ön çalışma olmaksızın, Türk işçilerinin ve köylülerinin tarihi
rolünü ve devrimci mücadelelerinin perspektiflerini nesnel ola
rak tasvir etmenin yolu yoktur. Dolayısıyla her şeyden önce ülke
nin içtimai kompozisyonu meselesini aydınlığa kavuşturmamız
gerekiyor. Devrimci hareketlerin Marksist bir tahlili bu görevi
mizi kolaylaştıracaktır.
Kemalistler ve hasım la rı
LJ
Milli ekalliyetler. Milliyetçi zaferden beri milli ekalliyetler mese
lesi harpten öncekinden ve harp sırasındakinden tamamen farklı
bir görünüm arz ediyor. O zamanlar söz konusu olan özellikle
Müslümanlar ile Gayrı-Müslimler arasındaki antagonizmaydı.
İzlenen amaç, Rum-Ermeni unsurların iktisadi bakımdan imti
yazlı konumlarına son vermek ve onların yerine Türkleri geçir
mekti. Bu ekalliyetlere yönelik mücadele, yabancı sermayeye kar
şı mücadelenin bir biçimiydi ve dolaylı olarak ona yöneliyordu.
Rumların zorunlu mübadelesi ve muazzam sayıda Ermeni'nin
kaçışı, bu meseleyi milliyetçileri tatmin edecek şekilde radikal
olarak çözüme kavuşturdu. Bugün hala İstanbul Rumlarına kar
şı zaman zaman düşmanlık tezahürlerine tanık olunuyorsa da,
burada sadece, iktisadi temelini yitirmiş olduğundan aslında
hiçbir varlık nedeni kalmamış bir zihniyetin kalıntılarından öte
bir şey görülmemelidir.
Bugün tamamıyla farklı türden ve alabildiğine ilginç bir müca
deleyle yüz yüze bulunmaktayız. Türk toplumuna daha fazla tür
deşlik ve bütünsellik kazandırmak isteyen Kemalistler, farklı bir
kökenden gelen ve kendilerine has geleneklere sahip olan bütün
unsurları Türkleştirmeyi kafalarına koydular. Bu son derece zor
ve karmaşık bir ödevdi. Diğer bölgelerde Müslüman cemaatin
bölünmez bir bütün olduğuna inanılıyormuş gibi yapılıyordu.
Nitekim bu durum Arnavutların ve Arapların imparatorluktan
kopmak için ona ihanet etmelerine engel olmuyordu. Geçmişten
ders çıkartan Kemalistler, durumu nesnel olarak incelemek ve
özel tedbirlerle onu iyileştirmek istiyorlar. Ancak Türkleştirme
ilacı bize pek de doğru bir seçim gibi görünmüyor. Daha şim
diden ilgili çevrelerde büyük bir heyecan ve canlı bir memnu
niyetsizlik var. Bunlar çok kalabalık ve buradan ciddi tehlikeler
doğabilir. Hemen hemen her yerde küçük küçük ekalliyet unsur
larından oluşmuş topluluklar var: Rusya ve Romanya Tatarları,
1 02 1 Ko m in rern, TKP ve Kürt isya nları
(. . . )
İktisadi yapı bakımından Türkiye, deyim yerindeyse şema
tik bir şekilde tarımsal üretimin tarihi evriminin üç aşaması
nı temsil eden 3 farklı bölgeye ayrılabilir. Anadolu'nun doğu
vilayetlerinde, toprak onu işleyen ve üzerinde yaşayan köylüler
tarafından henüz mülk edinilmemiştir. Hiçbir farklılaşma süreci
yoktur. Küçük mülkiyet yoktur. Mülkiyet ilkel, feodal biçimini
korumaktadır ve sınırsız toprak parçalarını kapsar. 2 milyondan
fazla insan üzerinden, sadece birkaç bin gasıp ve eşkıya tapulara
ve her şey üzerinde, topraklar, hayvanlar, insanlar üzerinde ka
rar verme hakkına sahip. Bu mutlak iktidarların çoğu hoca veya
şeyh sıfatlarıyla ve sözde Allah'ın temsilcileri olarak süsleniyor,
böylece maddi ve manevi olarak terörize edilmiş serflerini daha
da kolay bir biçimde sömürüp sağıyorlar. Türkiye'nin bu bölgele
ri ülkenin diğer bölümünden tamamıyla tecrit edilmiş bir halde.
Ne yol, ne de demiryolu var. Ulaşım sadece deve sırtında yapılı
yor. Tahıl üretimi fazlası ihraç edilemediğinden veya çevre bölge
lere bile sürülemediğinden, tam olarak yerel ihtiyaçlar ölçüsünde
tarım yapmakla yetiniliyor. İçtimai rejimin geriliği her şeyden
önce bu şartlardan kaynaklanmaktadır. Kemalizm, halihazırda,
yarım tedbirlerle bu feodal sömürüye bir son vermeye çalışıyor.
Ancak bu çaba daha başlangıçta başarısızlığa mahkum; zira bu
bölgelerin büyük merkezlerle demiryolu bağlarının kurulmasını
hızla sağlamadıkça ve toprak paylaşılmadıkça, aynı nedenler ka
çınılmaz olarak aynı sonuçları doğuracaktır.
K ü r t i s y a n l a r ı ö n c e s i n d e P r o g r a m l a rd a U l u s a l S o r u n 1 ı os
( )
. . .
TKP'nin taktiği
(. . .)
B. [Ferdi-yırtık]9
9 TÜSTAV Komintern Arşivi Döküm I, CD No: 2 1 , Klasör no: 27_36, Belge no: 259-
297 [Fransızca].
1 06 1 Ko m in rern, TKP ve Kü rt lsya nlar1
Görüldüğü gibi Türkiye komünist hareketinin kuruluş dö
neminde, yani 1920- 1925 sürecinde Komintern'in yönlendirme
si ve denetimi altında hazırlanmış programlarının hiçbirinde
"ayrılma-ayrı devlet kurma hakkı da dahil olmak üzere ulus
ların kendi kaderlerini kendilerinin özgürce belirlemesi hakkı"
açık ve net bir biçimde dile getirilmemiştir.
1 920'de Bakü Kongresi'nde kabul edilen programda "TKF
hükümet teşkilatında muhtelif milletlere mensup amele, renç
ber şuralar cumhuriyeti teşkilini kabul ve 'hür milletlerin hür
ittihadı' esasında olmak üzere federasyon usulünü tercih eder."
dendikten sonra "Fırka amele ve rençber sınıfları da tamamen
ayrı ve müstakil yaşamak ceryanlarına kapılmış olan millet
lerin arasında kanlı nizalar çıkmasına yer vermemek için bu
gibi meselelerin 'plebisit' usulüyle: Umumi reye müracaatla
halline delalet eder." ifadesiyle "ayrı ve bağımsız yaşamayı" bir
"cereyana kapılma" olarak nitelemektedir.
1 922'de Komintern delegasyonunun da katıldığı ve
Komintern destekçisi olarak M K üyeliğini de yürüten Golman'ın
teşkilat faaliyetleri raporunu sunduğu Türkiye Halk İştirakiyun
Kongresi'nde kabul edilen programda, "Parti ulusal azınlıkla
rın siyasal haklarından ve özerk yönetimler örgütlemelerinden
yanadır" denmek suretiyle, "ulusal azınlıklar"ın kendi ulusal
birliğini sağlayarak ayrı ve bağımsız bir devlet kurmalarını tü
müyle gündemi dışına taşımaktadır.
Nihayet 1 925'te birleşik olarak Türkiye Komünist Partisi'nin
kuruluş kongresi olarak adlandırabileceğimiz Akaretler
Kongresi'nde ele alınan program taslağı çerçevesinde TKP'nin
taktiği irdelenirken "TKP, hükumetin küçük milliyetleri
Türkleştirme siyasetine karşı mücadele edecek ve bunları sa
dece TKP'nin zaferinin onlara kendi örf ve adetleri içerisinde
gelişme özgürlüğünü sağlayabileceğine ikna etmeye çalışacak
tır. Onlara Türkiye'den ayrılmak istemenin çılgınlık olaca-
K ü r t i s y a n l a r ı Ö n c e s i n d e P r o g r a m l a r d a U l u s a l S o r ırn 1 1 07
-Kahrolsun İrtica! . .
Uzun bacalı fabrikalarda, derin maden ocaklarında, elektrik
merkezleriyle vapurlar ve şimendüferlerde işleyen ameleler ba
ğırdı:
-Kahrolsun ! . .
Çiftliklerde, tarlalarda çalışan rençberler, ırgatlar, yanaşmalar,
fakir köylüler bütün yoksul işçi kadınlar tekrarladı:
-Kahrolsun! ..
Gelin, ben size, Ziya Hoca'nın kafasını, bir aynanın içi gibi ay
dınlatayım: Orada, kapkara halifenin, istihsal edici kitlelerin da
marlarını somuran, tufeyli sarayını, müstemlekelerin kurumuş
etlerini, tatlı bir yemek yerine iştiha ile çiğneyen garp bandıralı
bankalarla kucak kucağa bulacaksınız! Halbuki, daha dün emek
çi Türkiye boğazını sıkan bu iki katil kanlı zinciri, koparmış
tı: Sırtındaki İngiliz sermayesiyle, denize beraber yuvarladılar;
halifeyi, maiyetinin önünde, bir köpek gibi tekmeyle, beraber
kovdular.
Şimdi yine düşman pusudan başını kaldırıyor. Öyle ise, gelin,
toplanın: Yağlı, paslı çelik yumruğumuzu, bir daha, kurun-ı
vustadan miras kalan sarıklı sarıksız bütün bütün mürteci' kafa
lara indirelim; ve bir tek ağızdan, göğsümüzün bütün kuvvetini
boşaltarak, bağıralım:
-Kahrolsun İrtica! ..
Efendi! Biz içimizde eli nasırlı, kalbi temiz arkadaşlara yer vere
biliriz dediğimiz zaman niçin pür-hiddet bu zümreden ayrıldık
ve bugün nasıl açık bir tahrifle hem kendini hem de hitap ettiğin
efkarı teşvişe uğraşıyorsun emelin ameleni n sırtına basarak yük
selmek ise bile şuna emin ol ki mevhum bir amele varlığını öne
sürerek yükselemezsin.
Belki de yükselen amele, kendisini yükseltmek için çalışanları
takdis ve ancak onları aralarında tutar yoksa . . .
4 RGASPİ fon: 544, op. 3, dosya: 1 29, Belge 1 2 - 1 7 [Almanca] . Aktaran Mehmet
Perinçek, Türk-Rus Diplomasisinden Gizli Sayfalar, İstanbul: Kaynak Yayınları,
2016.
1 1 2 1 Komin tern, TKP ve Kür t isyanları
6 Hadisede ilk defa kıyam edenler Zazalardır. Bunlar Şafii mezhebinden, Nakşi ta
rikından ve Halidi kolundandır. Hemen hepsi de şeriat istiyoruz diyerek medre
selerin tekrar açılmasını, padişahın ve halifenin iadesini, mekteplerde Kur'an ve
din dersleri okutulmasını pek musırrane talep ediyorlardı. Tuğba Yıldırım, age.
1 14 1 Komin tern, TKP ve Kü r t isyanları
Orak Çekiç
7 Yukarıda verdiğimiz Orak- Çekiç'in 6. sayısında yer alan "Kahrolsun İ rtica" baş
lıklı yazıda geçen Erzurum Mebusu Ziya Hoca kastediliyor.
Ş e y h S a i t i s y a n ı D e <::J e r l ı> n d i r rıı P l ı• ı ı 1 1 25
9 Fedor Fedoroviç İlin Raskolnikov, Petrov adıyla bilinir ( 1892 - 1 939), Petersburg
Teknik Üniversitesi'nde okudu; 1 9 1 0'da Parti'ye girdi. Gazeteci, bahriye as
kerliğine seferber edildi, subay olarak Kronştad parti komitesi sekreteri oldu.
1 9 1 7'de donanma genel komiserliğini üstlendi, Hazar Denizi Seferi'n i yönetti
ve İran'da Enzeli çıkartmasını gerçekleştirdi. Kısa bir dönem Muhalefet içi nde
yer aldıktan sonra Doğu Seksiyonu'nun başında, özellikle Çin' den sorumlu gö
rev yaptı. Komintern 5. Kongresi'nde KEYK yedek üyesi seçildi, 1 926'da Komin
tern'deki görevlerinden alındı, 1 930'dan diplomatlık yaptı, Estonya, Danimarka,
Bulgaristan' da büyükelçilik yaptı. 1 938'de Stalin'in ülkeye geri dönme çağrısına
uymayarak Fransa'ya sığındı ve Nice'te öldü.
10 F.A. Raskolnikov, Türkiye: istiklal Mübarezesi Uğrunda ( İstanbul: Sosyal Ta
rih Yayınları, 202 1 ) içinde yer alan bu makalenin Rusçasının RGASPI fon 495,
op. 1 54, dosya 775, sayfa no: 1 9-26 olduğu Mehmet Perinçek tarafı ndan Türk
Rus Diplomasisinden Gizli Sayfalar isimli çalışmada belirtilmekte, ayrıca Doğu
Perinçek 'in Komintern Belgelerinde Türkiye kitabında çevirisi aktarılmaktadı r.
Şeyh Sait isyanı Değerlendi rmeleri 1 131
13 Raporun tamamı için bkz. Erden Akbulut ve Erol Ülker, Türkiye Komünist
Partisi'nin Bolşevik/eşmesi 1925-1928, İstanbul: Yordam Kitap, 202 1 .
Ş e y h Sa i t i s y a n ı D e ğ e r l e n d l r ııı <' l t' ı ı 1 141
D r. H ikmet K ıvılcımlı,n ı n
Şeyh Sait İ syan ı Değerlendirmesi
Bu konuda bir dönem TKP Merkez Komitesi üyeliği de
yapmış Dr. Hikmet Kıvılcımlı'nın 1 930'lu yıllarda kaleme al
dığı "Yol" dizisinde İhtiyat Kuvvet: Milliyet (Şark) [Yedek Güç:
15 TÜSTAV Komintern Arşivi, Döküm 1 , CD No: 36, Klasör No: 2_2, Belge No: 323-
328 [Rusça] .
Şeyh Sait isya n ı De�erlendirmelerı l t 45
16 Hikmet Kıvılcımlı, ihtiyat Kuvvet: Milliyet (Şark), İstanbul: Sosyal İnsan Ya
yınları, 2009. Bu kitap hakkında ayrıntılı bir makale için bkz. Metin Kayaoğ
lu, Kıvılcımlı: Teorik-Politik Bir Marksizm için, Teori ve Politika dergisi, https://
www.teorivepol itika.net/i ndex.php/arsiv/item/68 -kivilci mli-teorik-politik-bir
marksizm-icin.
3. Bölüm
V İ YA NA KO N F E R A N S I V E
YE N İ P RO G R A M AT İ K YA K L A Ş I M
D r. Ş efik Hüsnü'nün
" T ü rkiye Köylüsü ve Kemalist Devrim" Makalesi
Dr. Şefik Hüsnü, Internationale Press-Korrespondenz dergi
sinin 26 Nisan 1 927 tarihli 17. sayısında yer alan, "Der türkische
Bauer und die kemalistische Revolution" [Türkiye Köylüsü ve
Kemalist Devrim] başlıklı uzun makalesinde2 yine "dinci, geri
ci" olarak nitelenen Şeyh Sait İsyanı çerçevesinde Türkiye' de feo
dal kalıntıların tasfiyesini ele alıyor.
(. . .)
Feodal Kalıntıların Tasfiyesi
1 925 yılı başında Kürtlerin büyük dinci, gerici ayaklanması, mil
liyetçi burj uvaziye Anadolu'nun Doğu illerindeki feodal düzenin
kalıntılarını tasfiye etmek için iyi bir fırsat oldu. Hükümet, kök
lü tedbirler alacağına söz verdi. Ama ayaklanmayı kanla boğduk
tan sonra, soruna yalnızca siyasi ve idari bir çözüm getirmekle
yetindi. 1926 sonunda Millet Meclisi'nin çıkardığı bir yasayla
hükümete, silahlı ayaklanmaya karışmış bölgelerden 1 . 500 aileyi
Batıya sürmesi konusunda tam yetki verildi. Bu aileler zorla yer
leştirildikleri bölgelerde, terk ettikleri toprağa eş değerde toprak
ve ayrıca hazine arazileri nden uygun bir tazmi nat alacaklardı.
TÜSTAV Komintern Arşivi Döküm l , CD No: 22, Klasör No: 28 _ 36, Belge No: 1 35-
136 [Eski Türkçe].
2 Doğu Perinçek, age, s. 454- 497.
1 48 1 Ko min tern, TKP ve Kü rt isya nları
3 Tezleri n bütünü için bkz. Akbulut ve Ülker, age. TÜSTAV Komintern Arşivi Dö
küm 1, CD No: 31 Klasör No: 1_6, Belge No: 575 -581 [Eski Türkçe] .
4 TÜSTAV Komintern Arşivi Döküm 1, CD No: 3 1 , Klasör No: 6_8 , Belge No: 9 1 - 108
[Fransızca] .
1 50 1 Komin tern. TKP ve Kürt isyanları
5 TÜSTAV Komintern Arşivi Döküm 1, CD No: 3 1 , Klasör No: 6 _ 8, Belge No: 1 28-
144 [Fransızca] .
6 TÜSTAV Komintern Arşivi Döküm l, CD No: 3 1 , Klasör No: 6�8, Belge No: 145 - 1 58
[Fransızca] . Aynı klasörde 1 94 numaralı belgeye kadar Fransızca taslağın değişik
düzeltmeler içeren örnekleri yer alıyor. "İşçi Köylü Hükümeti'nin Görevleri"
bölümü yalnızca Belge l 9 l - l 94'te bulunuyor.
152 1 Komin rern, TKP ve Kür t isyan ları
8 TÜSTAV Komintern A rşivi Döküm 1, CD No: 3 1 , Klasör No: 6_8, Belge No: 263-
269 [Fransızca] .
9 TÜSTAV Komintern Arşivi Döküm 1, CD No: 3 1 , Klasör No: 6_8, Belge No: 270-
272 [Fransızca] .
1 54 1 Kom in tern, TKP ve Kü rt isya nları
11 TKP MK Dış Bürosu 1 962 Konferansı, İstanbul: TÜSTAV Yayınları, 2002, s . 168-
184.
156 1 Ko min tern, TKP ve Kü r t isyan ları
(. . )
,
AG R I İ S YA N I
DEGERLENDİRMELERİ
T K P M K'n in Raporu
1930 yılı başlarında TKP Merkez Komitesi'nde Rapor başlığı
Rusça olarak elle eklenmiş bir belgede, ekonomik buhran ile ül
kedeki gelişmeler değerlendiriliyor ve bu arada Kürt sorunu ve
isyanı da nedenleriyle irdeleniyor.
Sermayedarlık nizamında buhranlar gittikçe şiddetlenmektedir.
Buhrandan müteessir olmayan hiçbir sermayedar memleketi,
hiçbir sanayi şubesi yoktur. Bu buhran bütün bütün siyasi sis
temleri sarsmıştır. Karşı karşıya duran iki sistem: Çürüyen, can
çekişen sermayedarlık ile mütemadiyen ilerleyen ve yükselen
sosyalizm, bize bu iki sistem arasındaki farkı açıkça gösteriyor.
Kapitalist memleketlerde çalışan kitleler arasında açlık ve sefalet,
buhranın bütün ağır yükü, tazyik, polisin dehşetli tedhişi, bur
juvazinin dağlar gibi tepesine kadar dolu depoları yanında mil
yonlarca aç işsizler ordusu. Diğer taraftan Sovyetler Birliği'nde
1 60 1 Ko min tern, TKP ve Kü r t isya nları
TOSTAV Komintern A rşivi Döküm 1, CD No: 27, Klasör No: 35_36, Belge No: 443-
445 [Eski Türkçe] . Bu değerlendirmeler Merkez Komitesi imzalı l Mayıs 1 930
bildirisine neredeyse ayn ı kelimelerle geçirilmiştir: "( ) 3- Türkiyede vaziyet:
. . .
küm 1 , CD No: 23, Klasör No: 29_36, Belge No: 423-425 (Türkçe) ).
Ağ r ı i s y a n ı D e ğ e rl e n d i r m e l e r i 1 1 63
Rapor6
1. Hükumetçe Şark addedilen mıntıkalar
2. Şarkta iktisadi, içtimai ve siyasi vaziyet
3. Şarkın monarşistlerle, Suriye, Irak ve Ararat "Ağrı" dağı ile
olan münasebatı7
4. Şarkta ordu ve idarenin vaziyeti ve vazulceyşi
5. Komünistler ve Rusya'nın vaziyeti.
1.
Şark addedilen mıntıkalar Garpten itibaren Urfa, Maraş, Elbis
tan, Sivastan başlar ve Erzurum, Kars, Van, Nusaybinde biter. En
mühim ve merkezi kısmı Diyarı Bekir, Elaziz, Muş, Dersim, Van,
Erzurum, Hakkari ve havalisidir, bir kelime ile Kürtlerin en kesif
olarak bulunduğu yerlere Türkçede Şark ismi verilmiştir.
2.
Şarkta daha ziyade derebeylik usulü caridir. Halkın içinde daha
göçebe halinde olanlar bulunduğu gibi, yalnız bir bey (Bek) veya
ağaya tabi geniş köyler ve sayısız insanlar da vardır.
[el yazısı değişiyor] (Yani öyle beyler vardır ki bugün bile ken
disinin birkaç köy üzerinde eski adetler neticesi tanınan bir bü
yüklük hakkı bir nüfuzu vardır ve her emrini kendine tabi köy ve
kabilelere dinletebilir.)
kadar devam edecektir. Şunu not etmek gerekir ki bu defa İngiliz emperyalizmi,
Kürt ve Ermeni ırklarının kardeşliği efsanesini işleyen Ermeni burjuvazisinin aji
tatörlerinin deneyiminden ve yerel koşullarla ilgili bilgilerinden yararlandılar."
TÜSTAV Komintern Arşivi, Döküm l, CD No: 34, Klasör No: 4_6, Belge No: 582
[Fransızca] .
6 CD No: 27, Klasör No: 35_36, Belge No: 473-480 [Türkçe ve Eski Türkçe] ; belge
nin Eski Türkçe bölümü italik harflerle belirtilmiştir.
7 Monarşistlerin arkasında İngilizler bulunduğu ve Şarkta İngilizlerin hemen her
hususta hakim bir nüfuza malik oldukları görülür.
172 1 Komin tern, TKP ve Kür t isya nları
4
Ordunun Vaziyeti
Şarkta ordu oldukça kesif bir vaziyette bulunmaktadır. Mesela
Diyarbekir 7. kolordunun merkezidir. Elaziz'de iki piyade ( 1 2 ve
20) alayı ile bir jandarma ve bir topçu alayı, ki ceman dört alay
vardır. Bundan maada diğer Şark şehirlerinde mesela Van' da
iki ester süvar jandarma alayı ve diğer piyade alayları vardır.
Diyarbekir'de aynı zamanda tayyare kıtaatı da vardır ki bun
lar hemen her sene Nisanda seferberlik yaparak Teşrinisaniye
kadar muntazaman Ararat Dağı'na hücum ederler. Bu hücuma
Eskişehir' de bulunan diğer tayyare kıtaatı da iştirak ettirilmek
tedir.
Kolordunun efradı kamilen Garp vilayetlerinden getirilmekte
dir. Her şeyden evvel İstanbul ve civarına ait ve Üçüncü Kolordu
tarafından silah altına alınan efradın hemen hepsi kamilen Şar
ka gönderilmektedir ve Şarkta hiçbir nefer, hatta zabit ve memur
oğlu dahi olsa, istihdam edilmemektedir. Bu da gösteriyor ki,
Türkler de mütekabilen Kürtlere güvenmediklerini bilfiil göster
mekle onların kendi haklarındaki itimatsızlıklarını artırmala
rına hizmet etmektedirler. Ordunun Şarkta bulunan kıtalarının
ekserisi seyyar ve hemen her zaman seferber gibi. [rapor burada
kesiliyor]
ra razi olalım. Fakat ne gezer! ... Eski tas eski hamam! Yine beyler
ve ağalar hakim. Yine emekçi halk ve bendegan sürüleri zebun!
Yine bütün merhametler ve nimetler zalimlere, bütün siddetler
ve külfetler çaresizlere ve kimsesizlere ! . .. Böyle bir tesviyeye Tür
kiye amele çınıfı ve onun inkilapçı siyasi teşkilatı olan kommu
nist hırkası tabiatıla razi olamaz.
Turkiye kommunist fırkasının bu mes'elenin halli hakkında
ki gorüşleri nedir? TKP daha ilk tesekkül anlarındanberi milli
ekalliyetler mes'elesini ve bunun üzerine eşılanmış olan irtica
mes'elesini iltibassız bir tarzda vaz'etmişti. Muhtelif makalelerde
ve tezlerde türk kommunistlerin etrafıyla izah etmiş olduklari
bu noktai nazar, fırka programının 1 1 inci maddesinde atideki
cumlelerle hulasa edilmiştir:
9 TÜSTAV Komintern Arşivi, Döküm 1, CD No: 27, Klasör No: 35 _ 36, Belge No:
630-631 [Fransızca] .
Ağrı isya n ı Değerlendi rmeleri j 1 93
Değerli Yoldaşlar,
10 TOSTAV Komintern Arşivi Döküm 1, CD No: 27, Klasör No: 35_36, Belge No: 639 -
642 [Fransızca] .
196 1 Komin tern, TKP ve Kü rt isyanları
11 TÜSTAV Komintern Arşivi, Döküm I , C D No: 3 1 , Klasör No: 6_8, Belge No: 626 -
630 [Fran sızca - 1 . Sayfası yok-]
1 2 Yaprak no: 120 ve devamı [Fransızca] .
198 1 Kom in rern, TKP ve Kü rt isya nları
16 Age, s. 559-563.
202 1 Ko min tern, TKP ve Kü rt isya nları
Kızıl İs ta n b u l'da
M e n e m e n H a d i s e s i - Kü r t İ s y a n ı B a ğ ı
18 Age.
19 Aktaran Mete Tunçay, age, s. 402-403.
20 Erden Akbulut, 1929 TKP Davası, İstanbul: TÜSTAV Yayınları, 2005, s. 203-227.
Ağ r ı i s y a n ı Değ e r l e n d i r m e l e r i l ıos
rı açıp gelenlere yardımcı olmaya, en başta bitmek bilmeyen ar
zuhal ve dilekçelerini yazmaya, bunu her zaman bedava yapmaya
ve hatta bazen kağıt ve pul parasını bile ödemeye başladık. Bu
" liderlerin", bize, filantrop diyerek hakaret etmeleri için yeterliy
di. Bu bizi yanıltamazdı ve biz tam tersine, haklarını savunmala
rı için tutuklulara elimizdeki bütün imkanlarla yardımcı olmayı
borç biliyor, yapılan şu ya da bu haksızlığın düzeltilmesi için, her
ne pahasına olursa olsun, sesini duyurmayı öğretiyorduk. Bu da
onların kendilerine olan güvenini artırıyordu. Bu defa liderleri
miz bizim faaliyetimizi sabote etmek için kolları yeniden sıvadı.
Bize karşı sempatinin artması, onların saygınlığı için tehlikeliy
di. Şimdi de, bizim sözde Kürt milliyetçiliği konumlarına geç
tiğimiz söylentisini, çeşitli kurnazlıklara başvurarak, yaymaya
başladılar. O günkü ortamda bunun kellelerimizin uçurulması
na bile yol açabilecek, son derece ağır bir suçlama olduğunu anla
mak hiç de zor değil. Çünkü, tam da o sıralarda Ağrı isyanı alev
lenmiş durumdaydı. Onlar durumu şöyle gösteriyordu. Örneğin,
Kürtler bana gelmiş ve şöyle demişler: "Sen hükümete karşısın,
demek ki bizimlesin. Eğer biz şimdi galip gelirsek, bizimle kal
ve bize çalış." Özellikle benim için bu çok tehlikeliydi. Çünkü,
gayrı Müslim olduğum için iktidar bana zaten şüpheli gözüyle
bakıyordu ve ben bu provokatif suçlamaya kurban gidebilirdim.
Ama ben bu tuzağa da düşmeyip Kürtlere, düşmanlarının Türk
halkı değil, satılmış ve haydut bürokratlar, koca göbekli subay ve
jandarmalar olduğunu, onların ise sömürücüler sınıfının elinde
bir araç ve maşa olduklarını söylemeye devam ettim. Ben Kürtle
re ayrıca, fakir köylü çocukları olan genç jandarma ve askerlerin
başlarındaki subaylar tarafından Kürt köylülerini ezmeye zor
landıklarının kanıtlarını veriyordum. Onların kendi tecrübele
rinden, yaşam biçimi ve düşünce tarzlarından örnekler vererek
onlara, Kürtler için, İngiliz emperyalizminin ülkeye yerleşmesi
ne yardımcı olmak yerine, kendi ağa ve beylerinin zulmü altında
bulunan Kürtlerin her iki halkın kurtuluşu uğrunda savaş için,
sömürülen topraksız Türk köylüleriyle bağlantı kurmasının daha
yararlı olacağını anlatıyordum. İngilizlerin altın liraları, Kürtle-
206 1 Komin tern, TKP ve Kü rt isyan ları
( .)
. .
2 - Ağrı Dağı İsyanı: a) Bir memleket içinde, bir millet olarak ezi
23 Bilindiği gibi Şeyh Sait İsyanı 16 Şubat 1 925'te başlar, Şapka Kanunu ise 25 Kasım
l 925'te çıkartılm ıştır.
Ağrı i sya n ı Değerlendi rmeleri i 21 1
nin aşırı istiklalciliği yatar." Şimdi bu son derece önemli bir tes
pit.( . . . )
Mustafa Kemal'in Amasya' dan ilk telgrafı Kürtleredir. "Doğuda
Büyük Ermenistan kurulacak. (Sevr' de Büyük Ermenistan sınır
ları Adana'ya kadar uzanıyor. Buradaki ahalinin büyük çoğun
luğu Müslüman' dır.) Buradaki Müslüman ahaliyi mahvedecek
ler. Gelin Ya İstiklal Ya Ölüm! Savaşalım! " diyor. Aşiret reisleri
"-Varız" diyorlar. Şimdi efendim "Bir Osmanlı Paşasıyla feodal
aşiret reisleri ittifak kurmuş, bunun anlamı neymiş" falan gibi
bazı böyle sözüm ona keskin laf söyleyen Kürt arkadaşlar var.
Orada, o tarihsel dönemde Mustafa Kemal Türk ulusunu temsil
ediyordu. Mustafa Suphiler, Şefik Hüsnüler, hepsi dahil arka
sındaydı. Yani Türk ulusunun gerçek temsilcisi o aşamada o idi.
Kürdistan' da sosyal gelişme o dönemde öyleydi ki, aşiret reisle
ri fiilen liderleriydi Kürtlerin. Eğer bugün Maraş "Kahraman"
ise, Antep "Gazi" ise, Urfa "Şanlı" ise orada Türk kanı ile birlikte
Kürt kanı da aktı da onun için öyledir. Şimdi bizim geçmişimiz
de bu var ve biz Türkiye komünistleri olarak bu mirasın temsilci
leriyiz ve bu mirası başka kimseye bırakmayız. Bunu çok iyi an
lamak lazım. Marksist-Leninist ve enternasyonalist tavır budur.
5. Bölüm
D E R S İ M O L AY L A R I
DEGERLEN D İ RMELERİ
TÜSTAV Komintern A rşivi, Döküm l, CD No: 28, Klasör No: 36_36, Belge No: 37
vd. [Fransızca] .
214 1 Ko min rern, TKP ve Kürr isyan ları
3 TOSTAV Komintern Arşivi, Döküm 1, CD No: 28, Klasör No: 36_36, Belge No:
434-455 [Eski Türkçe] .
4 TÜSTAV Komintern Arşivi, Döküm I, CD No: 28, Klasör No: 36 _ 36, Belge No:
436-446 [Türkçe].
Ders i m Olayları Değerlendirmeleri 1 217
juvazinin dikkate değer bir tabakası, ulusal kurtuluş savaşının
zafere ulaşmasının ertesinde, çiftlikçi ve tefeci olarak köylülüğü
doğrudan doğruya bizzat sömüren büyük toprak sahipleri ha
linde gelişti. Öte yandan, milliyetçi burjuvazi, bir sınıf olarak,
kapitalist dönüşüm yoluna girmiş veya bunu yapmaya hazır
eski yan-feodal büyük toprak sahipleriyle bir siyasi ittifak kur
muştu. Nitekim onların desteğiyledir ki Halk Partisi hükümeti,
Anadolu'nun feodalizm kalıntılarının ağır bastığı Doğu bölge
lerinde onları tasfiye etmeye yönelik yasaların uygulanmasına
karşı ardı ardına patlak veren değişik isyanları kanla bastırmayı
başarabilmişti. ( . . . )
9 Mete Tunçay, bu broşürün alt başlığı olan Türk Mecmuası ifadesini derginin baş
lığı olarak değerlendirmiş ve Türkiye' de Sol Akımlar - 11 (1925-1936) başlıklı ça
l ışmada böyle yer almıştır (İstanbul: İletişim Yayınları, 2009, s. 505). Bu broşürün
kopyasını Lenin adına Devlet Kütüphanesi'nden alarak bize ulaştıran Mehmet
Perinçek'e teşekkür ediyoruz.
10 O dönemde KUTV öğrencileri arasında bulunan Mustafa Özçelik'in anıları için
bkz. 1930-1950 Arasında Tütüncülerin Tarihi, İstanbul: TÜSTAV Yayınları, 2003
ve Zehra Kosova'nın anıları için bkz. Ben işçiyim, İstanbul: TÜSTAV Sarı Defter,
201 1 .
Dersi m Olayları Değerlendi rmeleri 1 229
nekadar büyüktür, ve biz nasıl yetiştik! Biz türk komünistleri,
Stalin şoldaşın talimatını, müşkül şartlar dahilinde ifa etmeğe
mecbur olduk. Fakat biz vazifelerimizi yapa bildik.(. . . )
12 TOSTAV Komintern Arşivi, Döküm l, CD No: 24, Klasör No: 34_36, Belge No:
434-455 [Eski Türkçe].
13 TÜSTAV Komintern A rşivi, Döküm l , CD No: 24, Klasör No: 34_36, Belge No: 708
vd. [Türkçe] .
232 1 Komin tern, TKP ve Kür r isyan ları
Dersim Olayları ve T K P
Marat [Laz İsmail] , Moskova'ya gelişinin hemen ertesinde
Türkiye' deki Dersim Olayları'yla ilgili bir rapor kaleme aldı.
Dr. Mehmet Perinçek'in Sovyet Devlet Kaynaklarında Kürt
İsyanları kitabında, raporun Rusça ve Almanca metinleri karşı
laştırılarak yapılmış çevirisi yer alıyor. 8 Temmuz 1937 tarihin
de imzasız olarak hazırlanmış olan bu rapor, kısaltılarak ve be
lirgin bir redaksiyondan geçirilerek Komintern'in yayın organı
Rundschau'nun 32 . sayısında 29 Temmuz 1937'de Rasim Davaz
14 TÜSTAV Komintern Arşivi, Döküm 1, CD No: 24, Klasör No: 34 _ 36, Belge No:
889-897 [Eski Türkçe] .
15 RGASPİ, f. 495, op. 18, d. 1 178, yaprak: 5 - 6 [Rusça] .
Dersim Olayları Değerlendi rmeleri 1 233
imzasıyla yayınlanmıştır. Raporun girişinde isyan hakkında
genel bir giriş yapıldıktan sonra Dersim bölgesi ve Kürdistan
hakkında genel bilgiler aktarılıyor.
Dersim' de yeni bir irtica hareketi oldu, yeni bir Kürt isyanı kop
tu. Gerek gazetelerin ve gerekse Büyük Millet Meclisi'nde Başba
kan İsmet İnönü'nün izahatlarından anlaşılıyor ki, irticai isyan
hareketi 1937 yılının Nisan ayı içinde parlamıştır. İsyan hare
ketine 25 -30 bin kişi katılmıştır. İsyan hareketine katılanların
birçoğu hükümet kuvvetlerine teslim olmuşlarsa da, hala daha
Dersim'in yüksek dağlarında, yalçın yamaçlarında ve derelerin
de çarpışan asi kuvvetler mevcuttur.
Dersim mıntıkası Anadolu'nun doğu tarafına düşer. Bu mıntıka
nın doğusunda Muş-Bingöl, batısında Malatya, şimalinde Erzin
can, cenubunda Elaziz vilayetleri vardır.
Mesaha-i sathiyesi 6300 kilometre murabbadır. Nüfusu 75.000
deniliyorsa da, 100.000'i bulur. Dilleri Kürtçedir. Halkın çoğu
Zaza'dır.
Dersim dağlık bir arazidedir. Dağların yüksekliği 4.000-5.000
metreyi bulur. Sarp vadilerden, derin yamaçlardan müteşekkil
bir topografisi vardır. Orman ve dereleri bolcadır. Bu arazinin
7'de 5'i dağlık, kayalıktır. Arazinin 7'de l 'i ekilmeye yarar. Zi
raat mahsullerinden arpa, darı yetişir. İptidai şekillerde arıcılık
yapılır. Pek cüzi miktarda tütün yetiştirilir. Asıl başlıca ekonomi
çobanlıktır. Keçi, davar, koyun yetiştirilir.
Dersim' de muntazam yollar yoktur. Bütün yollar patikalardan
ibarettir. Pazar münasebetleri - mübadele münasebetleri pek az
inkişaf etmiştir. Dersim' de geçer akça eski gümüş paralardır.
Kağıt para ancak kaza merkezlerinde tedavül eder ve vergi ver
mek için halkın elinde bulunur.
Dersim' de yetişen mahsuller: keçi kılı, deri, ceviz, yağ vs. Ela
ziz veya civar pazarlara pek cüzi miktarda indirilir. Bu ticaret de
daha ziyade yerli ağaların alışverişle uğraşan tefecilerinin elin
dedir. Taşralı tüccar veya celep oraya mal gönderemez yahut ora
dan mahsul ve davar toplayamaz. Çünkü, daima soyulur. Yaban-
234 1 Kom in rern, TKP ve Kü rr isya nları
cı tüccar, soyulmadan burada alışveriş edebilmesi için, muayyen
mıntıkalara hakim aşiret reislerine, beylere adeta bir "yer bastı"
parası vermesi gerek.
Dersim halkı, pek çok küçük küçük aşiretlere ayrılmıştır. Me
sela: "Koçuşağı, Resikuşağı, Haydaranlar, Arıllılar, Demnanlar,
Bahtiyarlar ve ilh. gibi." Bu aşiretlerin başlarında ya bir mürteci
şeyh, ya bir ağa, ya bir bey vardır. Bütün aşiretler silahlıdır. Si
lahlı kuvvetler, aşiret reisinin emri altındadır.
Dersim' de devlet otoritesi ve hükümet cihazları görünüşte mev
cuttur. "Derebeyliğin en iptidai şekilleri burada devlet nüfuzu
nun ve idare aparatlarının kurulmasına engel olmuştur."
"Dersim kendi içinde feodalite sistemi ile yaşayan derebeyi kı
lıklı ağalara bağlı bir yerdir . . . Bu mıntıkada bütün topraklar ve
mahsuller ağaların, şeyhlerin elindedir. Emek sahiplerinin elin
de ancak ölmeyecek kadar bir mahsul kalır . . . Geriye kalanı, ars
lan payını şeyh ve ağa alır . . . Dersimlinin tarlası, hayvanı, malı,
mülkü, karısı, çocuğu ağanın tasarrufuna bağlı metalardır . . .
Çiftçilik ile uğraşan halk (müstakbel köylüler) her an soyulmak
tehlikesinde oldukları için bunlara (ağalara, şeyhlere, beylere)
vergi verirler." (Bu satırlar gazetelerden alınmıştır.)
Hükümetle halk arasındaki münasebetlerde bağ vazifesini dai
ma ağa görür. Bu suretle halk, hükümet cihazlarıyla doğrudan
doğruya değil, dolayısıyle münasebette bulunur. O, bu sahada da
daima ağaya bağlıdır.
Dersim' de, talan ve plaçka pek taammum etmiştir. Plaçkacılık
yapanlar muayyen bir bey veya ağanın namına iş görürler. Soy
gunculuk aşiretler arasında olduğu gibi Dersim'e civar kazala
ra da baskınlar yapılır. Mesela: 1 932 Dersim eşkıyalarının civar
kazalarda yaptıkları soygunların tutarı resmi bir istatistiğe göre
160.000 lirayı bulur.
Aşiretler, kendi aralarında şiddetli kan davaları güderler. Bir
birlerini talan etme yüzünden pek çok çarpışırlar. Fakat, bütün
bunlara rağmen harice karşı, hükümet kuvvetlerine karşı aşiret
reisleri daima birleşirler.
D e r s i m O l a y l a r ı Değ e r l e n d i r meleri 1 235
Dersim, şimdiye kadar hiçbir zaman doğru dürüst hükümete
ne asker ve ne de vergi vermiştir. Vergi ve asker, daima ağalar,
şeyhler vasıtasıyla ve muayyen pazarlıkla kesim şeklinde alın
mıştır. Vergiyi "kesim" şeklinde vermek, asker vermemek, silah
vermemek, eşkıyayı himaye etmek ağanın menfaatine göre ol
muştur. Ağa, bey köylüden, halktan istediği gibi, istediği kadar
vergi topluyor. Bunun ancak küçük bir kısmını hükümete ve
riyor. Asker veriyor. O, asker kaçağını kendisine silah kuvveti
yapıyor. Eşkıyayı tutuyor. Çünkü, bu kuvvet onun için bir gelir
menbaıdır.
Halk ağaların, beylerin, şeyhlerin, seyitlerin tahakkümü altında
dır. Halk kapkara cahildir. Seyitler binbir türlü hurafelerle, kör
inançlarla, batıl itikatlarla cahil halkın kafalarını doldurmuşlar
dır. İptidai bir aşiret hayatı süren, derebeylik münasebetlerine
bağlı bulunan cahil ve geri halkın taassup ve kör inançlarını bu
seyitler, beylerin lehine ve kendi çıkarlarına pek kolayca kulla
nıyorlar.
Dersim' de pek çok isyanlar olmuştur. Sultanlık zamanında, İtti
hatçılar devrinde, şimdiki Cumhuriyet kuruluşunda bu isyanla
rın ardı arası kesilmemiştir. Dersim beyleri -hele Hozat, Pertek,
Ovacık beyleri- daima sultanlık idaresiyle, İttihatçılar hüküme
tiyle uzlaşmışlardır. İttihatçılar, Dersim eşkıyasını Ermenilerin
katliamında bir alet olarak kullanmışlardır. Cumhuriyetin ilk
zamanlarında Dersim beylerinden Diyap Ağa'yı Büyük Millet
Meclisi'nde mebus görürüz.
Raporda daha sonra Kürt isyanları ile Dersim ilişkisine işa
ret edilerek, Dersim halkının ayaklanma nedenleri ele alınıp
Kürt isyanlarına karşı Kemalist hükümetin tutumu açıklanıyor.
Dersim, ne 1925'teki mürteci Şeyh Sait isyanına, ne de 1930'daki
irticai Ağrı hareketine iştirak etmemişti.
Dersim' de patlak veren isyanların pek çoğu: ya bir vergi tahsil
darını vurmak, ya asker kaçağı toplamak isteyen jandarmaya ateş
etmek, yahut soygunculuk yapan eşkıyayı tedip etmek için gön
derilen hükümet kuvvetleriyle çarpışmak yüzünden çıkmıştır.
236 1 Komin tern. TKP ve Kür e isyan ları
Bu hallerin hepsinde ağa ile halk, beyle köylü daima bir olabili
yor; aşiretler hükümete karşı tek cephe kesilebiliyor.
Fakat, her seferde bu biçim birleşmeler fakir ve ezilen halkın kö
tülüğüne olmuştur.
Şimdiye kadar bu gibi isyanlara karşı ne yapılırdı?
Bir "sel seferi" açılırdı. Yani, Dersim'in kaza ve nahiye merkez
lerine kadar girebilen tedip kuvvetleri gönderilirdi. Tenkil kuv
vetleri girebildikleri yerlerde köyleri yakar, biraz silah toplar, ele
geçen halktan kimseleri asar ve "asayiş berkemaldir" raporuyla
kumandan geriye döner. Fakat, böyle tenkil seferlerine çıkan
kumandanlar, daima işin sonunu Dersim beyi ile tatlıya bağ
lar: Hükümet beyle, aşiret ağası hükümetle anlaşır! Bunlardan
gayri "hükümetin sel seferi"ne karşı sarp dağlara çekilen isyan
kuvvetleri daima sapasağlam kalırdı. Bütün kopan isyanlarda
hükümet beylere, aşiret reislerine karşı cezri bir harekette bu
lunmamıştır.
4 Mesut Yeğen, "Türkiye Solu ve Kürt Sorunu," Tanı! Bora ve Murat Gültekingil
(der.) Modern Türkiye 'de Siyasi Düşünce: Sol, Cilt 8 içinde, İstanbul: İletişim
Yayınları, 2007, s. 1 2 1 2 .
248 1 Komin tern, TKP ve Kü rt isya nları
lnkılılp Yolu, çift sayı 7-8, Şubat 1932, s. 49-50. Derginin 1 -2-3-4 ve 5 numaralı
sayılarında yayınlanmış "Türkiye inkılap hareketlerinde sınıfların çarpışmaları
(Marxist Tahlil)" tefrikasının Mabat bölümünde yer alıyor. TOSTAV Kom in tern
A rşivi Döküm J 'den aktaran Mete Tunçay, Türkiye' de Sol Akımlar ll, s. 325-326.
TÜSTAV Kom intern Arşivi'nde bulunan matbu meti ndeki yazım esas alınmıştır.
E k - 1 : Ta n z i m a t ı n M i l l i E k a l l i y e t l e r ü z e r i n d e T e s i r l e r i 1 259
Her türlü sui-istimale müsait, bu müstesna şartlerden men
faat çekenlerin, Devlet siyasetinin aldığı yeni istikametten endi
şeye düşmelerinde, ve islahatın tahakkukuna mani olmak için,
ellerinde olan herir şeyi yapmağa savaşmalarında şaşılacak bir
cihet yokdur. Ekalliyet milletleri arasında nasıl iktisaden kud
retli bir büyük burjuvazi husul bulduğu diğer bir bahiste izah
edilmişti. Bu sınıfın bil'hassa mali işlerde meleke peyda etmiş
kısımları, harikul'ade kazançlar temin ediyor; ve büyük ser
mayeler biriktirebiliyordu. Devlet maliyesinin tarife sığmaz
intizamsızlığı, bunlar için, tükenmez bir ihtikar ve murabaha
mevzuu olmuştu. Hükümetin hazinesine kendi hususi kasası
nazarıla bakan, padişah ailesinin israfları ve yüksek memurla
rın ihtilasları neticesi, maliye idaresi sık sık -hatta en mübren
ve müstacel ihtiyaçları tatmin edemiyecek derecede- parasız
kalıyordu. Bu tarzda sıkışınca, mes'ul makamlar, Galata saraf
larının (bugünkü bankerlerin) muavenetine müracaat etmeyi
adet edinmişlerdi. Bunlar maal'memnuniye kısa vadeli avanslar
verirler; ve tabiatile buna karşılık murabaha şeraiti kabul etti
rirlerdi. Devlet daimi surette, mühim mikdarlara baliğ olan, bu
dalgalı borçların taksitle hem resül'malini, hem de fahiş faizle
rini ödemek mükellefiyeti altında bulunurdu.
Bu muamelelerden istifade edenler, münhasiren gayri-türk
ekalliyetlerin büyük burjuvaları idi. O tarihlerde henüz ecnebi
memleketlerden istikrazlar akdetmek adeti yerleşmemişti. ilk
defa 1854 senesinde, kırım muharebesi esnasında Türkiye ecne
bi sermayesinin kredisine baş vurmuştu.
Maliyenin karma karışık vaz'iyeti, ekalliyetlerin zenginleş
miş hakim sınıflarına, bir diğer muhassenat da arzediyordu.
Bil'vasıta bu vaz'iyet, büyük küçük birçok memurları onların
nufusu altına atıyordu. Maaşların büyük teahhurlerle ödenme
si, memurların büyük bir kısmını, bu borç para dağıtan serma
yedarlara avuç açmağa, ve aylık senetlerini onlara kırdırmağa
mecbur ediyordu. Saraflar için bu, hem büyük ve kolay bir ka-
260 1 Komin tern, TKP ve Kürt isyan ları
(. . .)
KAHRAMAN MAKSUT YOLDAŞ
Aslen Muş taraflarından harbi umumi zamanlarında jandar
ma karakol kumandanlığında bulunmuş ve bilahere esir düş
müştür. Maksut yoldaş esaret zamanında Subhi ile beraber ça
lışmış Parti tarafından kızıl alaya teşkilatçı olarak gönderilmiş
ve orada parti teşkilatının başında çalışmış bir arkadaştır.
Parti Maksut yoldaşın yetişkenliğini, faallik ve kaabiliyetini,
inkilaba ve partiye tam merbutiyetini göz önüne alarak teşkilat
yapmak üzere kendisini şark vilayetlerine gönderdi. Bekir çavuş
Kürt Maksut'a ilişkin bu belge ve ayrıntı için bkz. Mete Tunçay, IS'ler Hatırası,
İstanbul: Sosyal Tarih Yayınları, 2020. Ayrıca Emel Seyhan Atasoy ve Meral Bayül
gen, Türkiye lştirakiyun Teşkilatlarının Birinci Kongresi (TKP Kuruluş Kongresi),
İstanbul: Sosyal Tarih Yayınları, 2008, "16 Eylül 1 920 - Hafi içtima" başlıklı bölüm.
262 1 Ko min tern, TKP ve Kü rt isya n ları
* * *
***
A. AYA K L A N M A N I N SEBEPLERİ
1. Dış Sebepler:
Lozan Barış Antlaşması, Türkiye'nin dış politikasında sade
ce denge sağlamış ve bir temel olabilmişti. Antlaşmanın çözüm
lemeyip sonraya bıraktığı Musul, mübadele ve Osmanlı borç
larının taksimi gibi siyasi ve iktisadi çok önemli meselelerin
müzakere yoluy ile hallinde Türkiye Cumhuriyeti Hükumeti,
özellikle Misak-ı Milli hükümlerini gerçekleştirmek bakımın
dan Musul'un Türkiye'ye iadesi konusunda kararlı; İngiltere ise,
böyle bir çözüm yoluna fırsat ve olanak vermemek çabası için
deydi. ( . . . )
Türkiye, Musul halkının Kürt olması ve Kürt çoğunluğunun
da Türk idaresinde bulunması sebebiyle, keza, ırk, din ve milli
yet bakımlarından Musul'un mülhakatı ile birlikte Türkiye'ye
verilmesi ve bu görüşün gerekirse bir soruşturma komisyonu
nun yerinde yapacağı kontrol suretiyle ispatlanabileceği tezini
savunuyordu. Çeşitli fikirlerin karşılaşması sonunda, Milletler
2. İç Sebepler:
Cumhuriyetin ilanı ve halifeliğin kaldırılmasından hemen
bir yıl sonra başlayan ve akisleri 6 -7 ay kadar süren Şeyh Sait
ayaklanması genişçe bir irtica hareketi niteliğinde gösterilmek
istenmişse de, gerçekte bu ayaklanmanın sebepleri, hazırlanma
sı ve patlak verdiği devir ve ortam itibarıyla tamamen bir karşı
ihtilaldi. ( . . . )
a) Kürt Bağımsızlık Propagandası:
Tanzimat-ı Hayriyenin ilanı ile beraber bir Kürtlük propa
gandası başlamış, fakat bu propaganda hiçbir zaman halk arası
na girememişti. ( . . . )
İhtilal ve isyan çıkarmak isteyenler ( . . . ) Şeyh Sait gibi nüfuz
lu zannettikleri şeyhleri ve asileri de örgütleri arasına sokmaya
mecbur olmuşlardı.( . . . )
b) Kürt Bağımsızlık Hareketi:
Osmanlı İmparatorluğunun yönetimi altında bulunan
Kürtler, özellikle 1 9uncu yüzyılda İmparatorluğun karşılaştığı
her müşkül dönemde kendilerini devletin kontrolundan kurtar
maya yeltenmişlerdir. Sırasıyle 1828- 1829 Türk-Rus Harbinden
sonra, 1834'te Bulgar Bağımsızlık Harbi sonunda, 1880' de ve
E k - 3 : Ş e y h S a i t A y a k l a n m a s ı ve B a s t ı r ı l m a s ı 1 267
daha sonraları bağımsızlık maksadıyle ayaklandılar. Kürt ba
ğımsızlık hareketi özellikle Birinci Dünya Harbinden sonra
Osmanlı İmparatorluğunun dağılması üzerine daha ciddi ken
dini göstermeye başladı. ( . . . )
Denebilir ki, Abdülhamid devri ve bu padişahın (ayır ve
hükmet) siyaseti kürt bağımsızlık hareketinin başlangıcını teş
kil eder.( . . . )
Birinci Dünya Harbi, Osmanlı İmparatorluğunun dağılması
ile sonuçlanıp Anadolu' da geniş bir Ermeni devleti kurulması
ihtimali ortaya çıktığı zaman, Kürt aydınları fiilen bağımsızlık
peşine düştüler ve bu gayelerinin gerçekleştirilmesi için vaktiyle
kurulmuş Kürt Teali Cemiyeti adındaki siyasi birliğe dört elle
sarıldılar. ( . . . ) Cemiyetin gayesi, İngiliz mandası altında bağım
sız bir Kürt devleti kurmaktı. ( . . . )
c) Kürt Bağımsızlık Komitesi:
( . . . ) Kürt Teali Cemiyeti, Damat Ferit Kabinesinin "Büyük
Ermenistan" projesine şiddetle muhalefet ederken İtilaf ve
Hürriyet Partisiyle özerk bir Kürdistan kurulması konusunda
sözleşme yapmaktan geri durmuyordu. Bu cemiyet cumhuriye
tin ilanından az önce kapatılmıştı. Fakat buna karşılık 1923'te
(cumhuriyetin ilanı senesinde) Seyit Abdülkadir, Hesnanlı
Halit, Hacı Musa, eski milletvekillerinden Yusuf Ziya ve ailele
rinden müteşekkil olmak üzere gizli bir komite teşkil edildi. Bu
komitenin de gayesi, Kürdistan'ın bağımsızlığını sağlamak idi.
Komiteye Yusuf Ziya'nın aracılığı ile Hınıs'ta oturan Şeyh Sait
ve ailesi de alınmıştı. ( . . . )
d. Kürt-İngiliz Görüşmeleri:
Cemiyetin en faal üyelerinden "Kör " adıyla tanınan Palu'lu
Sadi, İstanbul' da 1924 sonlarında ve 1925 martında, yani, ayak
lanmadan önce ve başladıktan hemen sonra Büyük Britanya
Dışişleri Bakanlığı Şark Şubesi memurlarından Mr. Templeto
diye Türk gizli polisinden Nizamettin Beyle temas ederek Kürt
268 1 Komin tern, TKP ve Kürt isyanları
f Şeyh Sait:
e. Osmanlılığın ihyası Çabası: ( . . . )
(. . )
.
E k - 3 : Ş e y h S a i t Ay a k l a n m a s ı ve B a s t ı r ı l m a s ı j 269
B . AYA K L A N M A V E T E N K İ L H A R E K AT I :
***
3 TÜSTAV Komintern Arşivi Döküm l, CD No: 27, Klasör No: 35_36, Belge No: 466
[Eski Türkçe] .
E k - 5 : K e m a l i s t Z ı n d a n l a r ı n d a n F i r [ B i r] F e r y a t 1 277
Aziz yoldaşlar.
Zından idaresinin bizi canımızdan bezdiren, keyfi ve bar
barca muameleleri yetmiyormuş gibi, [geçen gün] de kemalist
burjuvazının mümessillerile el ele hareket eden kürt ağalarının
vahşiyane bir tecavuzlerine maruz kaldık. Hiç yoktan bir vesile
ıcat ederek iradeden mahrum bendelerini üzerimize saldırdılar.
Çocuk denecek arkadaşlarımızdan herbirinin üzerine 7-8 kişi
birden atılıyordu. Neticede birimizin kolu, birimizin bacagı kı
rıldi; bir yoldaşımızın da gözü patladı. Bu alçakça tecavuz resmi
memurların gozlerı önünde cereyan etti. Bizi maddeten imha
için aralarında anlaşmış oldukları belliydi.
Esasen burada gardiyanlar yalınız hapishaneye esrar, is
kambil [kağıdı] ve kacak cıgara kağıdı sokmak vazifesile ile
mükelleftirler. Iceriye müdür giremez. A ncak agalarla her
hususta mutabık olan bir sergardiyan girebilir. Gardiyanlar
idareden ziyade agalerın emrinde çalışırlar. H atta -belki hay
ret edersiniz- kürt paryasına bir köpeğe bakar gibi bakmağa
alıstırrılmış olan j andarma neferleri bile, başta bankada parası
bulunduğu söylenen ve buralarını yirmi senedir soyup suğana
çevirdiği hikaye edilen başcavuşlari olmak üzere, zabitlerin
den zıyade, iktisadi tabiiyetlerinde bulundukları ağalara mu
tidirler. Bir misal:
Iki gün evvel bir "tahariyat" yapıldı; zira yakında müfettiş
gelecekmiş. Bütün odalar ve ustlerbaşlar arandı. Sözüm yabana
doğru ve vazifeşinas görünmek istiyen cavuşun sesini ışitiyoruz:
Tuh Allah belanızı versin! Gördün mü müdür bey?
Pencereden iceriye biçağı attığını görüyor da, şu gardiyan olacak
herif görmemezlikten geliyor...
Nihayet bizim odamıza da geldiler. Kitaptan başka birşey
bulamıyacaklarını bildiklerinden bir iki köşeyi karıştırdılar ve
defolup gittiler. Şayanı dikkat nokta: bütün odalar alt üst edil
diği halde, karşidaki ağaların odasının eşiginden iceriye bile
girilemedi. Halbu ki oradan, aransa, kasatura bile çıkarılabilir.
278 1 Komin tern, TKP ve Kü rt isyan ları
Saygı Ôztürk, lsmet Paşa 'n ı n Kü rt Raporu, İstanbul: Doğan Kitap, 2007, s. 57.
2 Türkiye Cu m h u riyeti'nde Ayakla n m a la r (1 924-1 938), s. 491 .
Ek-6: ismet lnönü'nün Dersim Planı 1 283
İlbaylığın emrinde asgari yedi seyyar jandarma taburu
bulunacaktır. Sabit jandarması ayrıdır. İlbaylığa yardım etmek
Genel Enspektörlerin [müfettişlerin] vazifesidir. İlbaylık bu teş
kilat ile idareyi alacaktır.
- 1 935 ve 1936'da yolları, karakolları yapılacaktır. 1937 ilkba
harına kadar hazır olursa mürettep ve seferber 2. Fırka kuvvet
ilbaylığın emrine 1937 ilkbaharında verilecektir. Süratle bütün
Dersim silahtan tecrit olunacak. İlbaylığın o zamana kadar tet
kiki neticesinde kuvvetle yapılmasını tasavvur ettiği, hükümete
bildirdiği icraat da yapılacaktır.
- Bundan sonra Dersim'e verilecek şeklin safhası başlayacak
tır. Bütün bu tasavvurlar gizlidir.
İlbaylık, yol, orman işletme, çabuk ve kesin adalet gibi bir
idare ile işe başlayacaktır.
- İlbaylığın lüzum göstereceği diğer ihtiyaçları temin etmek
ve eğer Dersimliler bizim düşündüğümüz zamandan evvel hare
kete kalkarlarsa programı hemen tatbik etmek zaruridir.
Bu tasavvurları İcra vekilleri ve Genelkurmay başkanı ile
Kamutay başkanından başka yalnız ilbay ve iki Genel Enspektör
ve üç ordu müfettişi şahsen bileceklerdir. Maiyet memurları bil
meyeceklerdir.