You are on page 1of 299

www.tekellum.

net

‫الرِحْي ِم‬ َّ ‫بِ ْس ِم اللّ ِه‬


َّ ‫الر ْْحـ ِن‬

Durûs Kitabı 1. Cilt Gramer Kuralları

ُ‫ات الثَّالثَة‬
ُ ‫اْلََرَك‬
Üç Hareke
ْ

Kesra(Esre) - ‫َك ْسَرة‬ Damme (Ötre) ُُ - ‫ض َّمة‬


َ Fetha (Üstün) - ‫فَـْت َحة‬

(i) (u) (a)

Sükûn(Cezm) ْ- ‫ُس ُك ْون‬

Şedde ْ- ‫َشدَّة‬

Tenvîn:‫التَّـْن ِويْن‬
ُ

(an) - Fethatân ُ- ‫فَـْت َحتاَ ِن‬

(un) - Dammetân - ِ َ‫ض َّمت‬


‫ان‬ َ

- Kesratân - ِ َ‫َكسرت‬
‫ان‬
(in)
َْ
Kelimelerin sonlarındaki harekeler çift yazılırsa bu çift yazılan harekelere
‫( تَـْن ِويْن‬tenvîn) denir. Bu tenvinin gelmesi, kelime sonunda yazılmayan

ancak okunan bir sakin ‫( ْن‬nûn) harfi varmış hükmü verir.

Örnek:

1
www.tekellum.net
1 / 299
www.tekellum.net

Okunuşu Yazılışı
‫( َم ْس ِج ُد ْن‬Mescidun) ‫َم ْس ِجد‬
Arap dili, diğer dillerde olduğu gibi kelimelerden ( ‫كلِمات‬
َ ) oluşur. َ
Kelimelerin Arapça’da üç türü vardır:

Harf - ‫َح ْرف‬ Fiil - ‫فِ ْعل‬ İsim - ‫اِ ْسم‬


-e doğru -‫إِىل‬ -‫ب‬
gitmek/gitti
َ ‫َذ َه‬ ev -‫بـَْيت‬
Bu üç kelimeden bir cümle yaparsak:

(Eve doğru gitti.) ‫بـَْيت‬ ‫ب إِ َىل‬


َ ‫ ذَ َه‬:ُ‫اْلُ ْملَة‬
ْ

Aşağıdaki tabloda bir ismin (‫سم‬ ِ‫ )ا‬özellikleri verilmiştir:


ْ

Örnek Türkçesi Özellikler


‫ طَالِبَة‬،‫طَالِب‬ Erkek / Dişi
‫ ُم َؤنَّث‬،‫ُم َذ َّكر‬
ِ ‫ طَالِب‬،‫طَالِب‬
‫ طَُّالب‬،‫ان‬ Tekil/İkil/Çoğul ‫ ََجْع‬،‫ ُمثَـ َّّن‬،‫ُم ْفَرد‬
َ
‫ بـَْيت‬،‫طَالِب‬ Şuurlu/Şuursuz ‫ َغْيـُر َعاقِل‬،‫َعاقِل‬
‫ب‬ ِ‫ الطَّال‬،‫طَالِب‬ Tanımsız/Tanımlı ‫ َم ْع ِرفَة‬،‫نَ ِكَرة‬
ُ

‫( نَ ِكَرة‬nekre) durumu bir ismin tanımsız ya da genel halidir. Örneğin


‫ كِتَاب‬ismi sonundaki tenvinden de anlaşılacağı üzere nekredir. Anlamı
“bir kitap”tır. Herhangi bir vasıf ve kayıtla belirtilmediği için bu nekre
(belirsiz) durumunda bir isimdir.

‫َم ْع ِرفَة‬ (ma’rife) ise bir ismin belirli tanınan bir isim olduğunu gösterir.

‫اب‬ ِ
Örneğin ُ َ‫الْكت‬ ismi tanımlı bir kitabı belirtir. Başındaki ”‫”ال‬ takısı
bize bu ismin belirli, bilinen bir isim olduğunu gösterir. Yine aynı

2
www.tekellum.net
2 / 299
www.tekellum.net

‫اب ُُمَ َّمد‬ ِ


şekilde ُ َ‫كت‬ “Muhammed’in Kitabı” dediğimizde yine belirli bir
kitaptan bahsetmiş oluruz. Dolayısıyla yine bu kitap ma’rifedir.

‫ُمثَـ َّّن‬ ِ ‫( طَالِب‬tâlibân) kelimesi


‫ان‬
Arapça’da bir isim (ikil) anlam içerebilir. َ
“iki erkek öğrenci” anlamındadır. Bu anlamı vermemizi sağlayan şey
ِ (ân) ifadesidir.
ismin sonuna getirilen ‫ان‬

Bir isim aynı zamanda insan, melek, cin, şeytan ...vs. gibi şuurlu (‫)عاقِل‬ َ
ya da hayvanlar, bitkiler, cisimler ve kavramlar gibi şuursuz (‫) َغْيـُر َعاقِل‬
olabilir.

Asıl olarak bir isim her zaman son harfine ِ َ‫ض َّمت‬
‫ان‬ َ ْ- (Dammetân-Çift
ötre-Tenvin) alır. Aynı zamanda bu tenvin yukarıda da belirtildiği gibi
ismin ‫( نَ ِكَرة‬nekre-tanımsız) olduğunu gösterir. Ancak bunun istisnaları
vardır. Mesela Arapça’daki erkek isimlerinden ‫عبَّاس‬، َ ‫ ُُمَ َّمد‬gibi isimler
özel isimdir ve özel isimler tanımlıdır. Sonlarına aldıkları tenvin onları
tanımsız yapmaz. Bunlar ‫( َم ْع ِرفَة‬tanımlı-ma’rife)dir.

Tenvin İngilizce’deki ‘a’/ ‘an’ (indefinite article)’e karşılık gelir.

(١)‫ال َّدرسُ األَ َّو ُل‬


Birinci Ders

Bu bir evdir. ْ‫َه َذا‬


“Hâ” harfi Tembih yani dikkat çekme harfidir.
ِ ‫( أَس َما ُء‬işaret isimleri)ne
َ ‫اإل َش‬
Çoğunlukla ‫ار ِة‬ ‫ َح ْرف لِلتَّـْنبِْي ِه‬- ْ‫َها‬
eklenirler.

“Zâ” işaret ismidir. ِ‫ اِ ْسم ا ِل َشارة‬-ْ‫َذا‬


َ ُ

3
www.tekellum.net
3 / 299
www.tekellum.net

ْ‫َه َذا‬ (haza) diye yazılan bu ifade ‫َها َذا‬ (hâzâ) diye okunur. Ama ilk elif
olmadan yazılır.
‫( اِ ْس ُم ا ِل َش َارِة‬işaret ismi) insan, hayvan, eşya, fikir ya da bilgiye işaret için
kullanılabilir.
Bu faydalı bir ilimdir. ‫َه َذاْ ِع ْلم نَافِع‬
Aşağıdaki tablo )ِ‫شارة‬
َ ‫ا ِل‬ َ ‫‘ ( اِ ْس ُم‬nın özelliklerini gösterir:
‫ب‬ ِ
ُ ْ‫الْ َقري‬
Yakın

Erkek

Tekil
‫الْ ُم َذ َّكُر‬
‫الْ ُم ُفَرُد‬
‫هَ َذا‬
‫اِ ْس ُم ا ِل َش َارِة‬ işaret ismi ‫َم ْع ِرفَة‬ (ma’rife) tanımlı olarak sayılır. Çünkü bir

şeye işaret ediliyorsa o tanınıyor demektir. Şuurlu ‫عاقِل‬


َ ya da şuursuzlara
‫ َغْيـُر َعاقِل‬işaret etmek için kullanılabilir.

Soru ismi (Mâ) ‫ اِ ْس ُم ا ِل ْستِ ْف َه ِام‬-‫َما‬


Soru ismi ‘‫’ما‬
َ şuursuz şeyler için sorulacak sorularda kullanılır, her
zaman cümlenin başında gelir ve “ne?” anlamındadır. Arapça’da
cümlenin başında gelen kelime çok önem taşır ve ‫ص ْد ُرا ْْلُ ْملَ ِة‬
َ (cümlenin

gövdesi) adını alır.

Bu nedir? ‫َما َه َذا ؟‬

(Soru Harfi-Soru Hemzesi) ‫ ََهَْزُة ا ِل ْستِ ْف َه ِام‬، ‫ف ا ِل ْستِ ْف َه ِام‬


ُ ‫ َح ْر‬-َ‫أ‬

4
www.tekellum.net
4 / 299
www.tekellum.net

Soru hemzesi tüm soru harf ve isimleri gibi cümlenin başına gelen ve
soruya “-mıdır?” anlamı veren, bir başka deyişle “evet-hayır” diye cevap
verilebilecek sorular için kullanılan bir harftir.

Bu harf ile hem şuurlu hem de şuursuzlar hakkında sorular sorulabilir:

Bu bir ev midir? ‫أَ َه َذا بـَْيت؟‬


Bu bir çocuk mudur? ‫أَ َه َذا َولَد؟‬

Cevap harfi (Ne’am: Evet) ‫ف َج َواب‬


ُ ‫ َح ْر‬-‫نـَ َع ْم‬

Olumsuz cevap harfi (Lâ: Hayır) ‫ف َج َواب ِو نَِفي‬


ُ ‫ َح ْر‬- ‫ال‬

‫ نـَ َع ْم‬harfi kabul amacıyla kullanılan cevap, ‫ ال‬ise red amacıyla kullanılan
cevap harfidir.
Bu bir kalem midir? ‫أَ َه َذا قَـلَم؟‬
Evet, bu bir kalemdir. .‫ه َذا قَـلَم‬،
َ ‫نـَ َع ْم‬
Bu bir gömlek midir? ‫أَ َه َذا قَ ِمْيص؟‬
Hayır, bu bir kalemdir. ‫ه َذا قَـلَم؟‬،‫ال‬
َ

Soru ismi: “Men” (Kim) ‫َم ْن – اِ ْس ُم ا ِل ْستِ ْف َه ِام‬

“Men”(kim) sorusu sadece şuurlu (‫)عاقِل‬


َ varlıkları sormak için kullanılır.

Bu adam kim? ‫َم ْن‬

Soru işareti ‫ َع َال َمةُ ا ِل ْستِ ْف َه ِام‬-‫؟‬

5
www.tekellum.net
5 / 299
‫س الثَ ِان‬
ُ ‫) الد َّْر‬٢(
İkinci Ders

-‫ك‬ ِ
İsm-i İşaret (Zâlike) َ ‫َذل‬

Bu bir evdir ve şu bir mescittir. ‫ك َم ْس ِج ٌد‬ ِ


َ ‫ت َو َذل‬
ٌ ‫َهذا بَْي‬

‫ك‬ ِ
َ ‫ َذل‬bir işaret ismidir. Uzakta bulunan insan veya cisimlere işaret etmek
için kullanılır. ‫ك‬ ِ
َ ‫ َذل‬ismini üç parçaya bölüp inceleyebiliriz:

‫شارِة‬ ِ
‫إل‬‫ا‬ ‫م‬ ‫س‬ ِ‫ ا‬-‫َذا‬
İşaret ismi (zâ)
َ ُ ْ

Uzaklık ifadesi olan (li) ‫لالم لِْلبُ ْع ِد‬ ِ


ُ َ‫ل – ا‬
‫اب‬ ِ ٌ ‫ حر‬-‫َك‬
Hitap harfi (ke) ٌ َ‫ف خط‬ َْ
Bir görüşe göre ‘ ’ hitap harfi de uzaklık bildirir, ayrıca ‘ ’ de bu
uzaklığı artırıcı anlam verir.

Aşağıdaki tablo ‘ ‫ك‬ ِ


َ ‫’ َذل‬nin özelliklerini göstermektedir:

‫الْبَعِْي ُد‬
ِ
Uzak

Erkek

Tekil
‫الْ ُم َذ َّكُر‬
‫اَلْ ُم ْفَرُد‬
‫ك‬
َ ‫َذل‬
Bütün işaret isimleri (‫شارِة‬
َ ‫ا ِإل‬ ْ ‫ )أ‬belirlidir ( ٌ‫)م ْع ِرفَة‬
َ ُ‫َْسَاء‬ َ .
Bu işaret ismi ‫ك‬ ِ ِ
َ ‫ َذل‬şeklinde yazılır, ‫ك‬
َ ‫ َذال‬şeklinde okunur.

1
www.tekellum.net
6 / 299
Bazı gramercilere göre işaret isimlerinin ( ‫شارِة‬
َ ‫ا ِإل‬ َ ُ‫ )أ َْْسَاء‬üç seviyesi ( ‫ثالث‬
ُ
‫ب‬ ِ
َ ‫ ) َمَرات‬vardır:

Yakın ِ ْ‫َه َذا – لِل َق ِري‬


‫ب‬

Uzak ‫ لِْلبَعِْي ِد‬-‫ك‬ ِ


َ ‫ذَل‬

Yakın ve uzak arası orta mesafe ‫ لِْل َو ْس ِط‬-‫َذ َاك‬

Kural: ‫الم الْبُ ْع ِد‬ ِ ِ ِ


ُ ‫ال َْيتَم ُع َها للتَ ْنبِْيه َو‬
Yani: Tenbih harfi olan (‫ ) َها‬ile uzaklık belirten (‫ )ل‬birlikte

‫ك‬ ِ
kullanılmaz. Yani َ ‫َهاذَل‬ ifadesi yanlış bir ifadedir.

‫ْج ِدي َد ُة‬ ُ َ‫اَلْ َكلِما‬


َ ‫ت ال‬

İmam ٌ‫َإمام‬ Şeker ‫ُس َّكٌر‬


Taş ‫َح َجٌر‬ Süt ‫ب‬ٌ ََ‫ل‬

2
www.tekellum.net
7 / 299
‫ث‬ ِ
ُ ‫س الثَال‬
ُ ‫) الد َّْر‬٣(
Üçüncü Ders

(el:) Belirlilik Takısı ِ ْ‫َّع ِري‬


‫ف‬ ْ ‫ف الت‬
ُ ‫ َح ْر‬-‫اَ ْل‬

‫ اَ ْل‬, belirsiz ( ‫ )نَ ِكَرة‬olan bir ismin başına gelince ismin


Belirlilik takısı

sonundaki tenvini düşürür ve ismi belirli ( ‫)م ْع ِرفَة‬ َ yapar. “El” belirlilik
takısı, İngilizce’deki “the” ile aynı anlamdadır.

Bu bir doktordur (belirsiz). ‫َه َذا‬

‫ب‬ َِّ
Doktor oturuyor (belirli).
ُ ‫الطبْي‬
Arap alfabesinde 28 harf vardır. Bu 28 harfin 14’ü Şemsî ( ‫ف‬
ُ ‫اْلُُرْو‬
ْ
‫َّم ِسيَّة‬
ْ ‫)الش‬, 14’ü de Kamerî ( ‫ف الْ َق َم ِريَّة‬
ُ ‫اْلُُرْو‬
ْ) harftir. Şemsî harfler, genel
olarak dilimizin uç kısmıyla telaffuz ettiğimiz harflerdir. Kamerî
harflerde ise dilin ucu kullanılmaz.

(Bkz. Ders 3, shf.19 Medine k.1).

‫ْال‬ takısı Şemsî harfle başlayan bir ismin önüne geldiğinde ‫ْال‬
ifadesindeki ‫ل‬ harfi yazıldığı halde okunmaz. Ayrıca ismin ilk harfi

şeddeli “ّ” ‫س‬


okunur. Örneğin:
ُ ‫َّم‬
ْ ‫اَلش‬ (eşşemsü) diye okunur.
“elşemsü” diye okunmaz.

‫اَ ْل‬ takısı Kamerî harfle başlayan bir ismin önüne geldiğinde ise ‫ْال‬
ifadesindeki ‫ل‬ harfi hem yazılır, hem okunur. Örneğin: ‫اَلْ َق َمُر‬ (el-
kameru).

1
www.tekellum.net
8 / 299
‫( اَ ْل‬el) belirlilik takısındaki َ‫( ا‬e) sesi ‫ص ِل‬
ْ ‫ََهَْزُة الْ َو‬ (kavuşturma hemzesi)

olarak bilinir. Eğer başında başka bir ifade yoksa “ ّ-


َ “ (fetha) ile

okunur. Eğer başında başka bir kelime varsa َ‫ا‬ harfi yine yazılır ama
telaffuzda okunmaz. .

‫س َواقِف‬‫ر‬ِّ ‫د‬
َ ‫م‬ْ
ُ ُ َ َ ُ‫ل‬ ‫ا‬
‫و‬ ‫س‬ِ‫ الَّطَالِب جال‬:‫ِمثال‬
َ
(Öğrenci oturuyor ve öğretmen ayakta duruyor) cümlesinde, Altı çizili
ifade, (“ve elmuderrisu” diye değil, “velmuderrisu” diye okunur.)

İsim Cümlesi

ُ‫اْلُ ْملَةُ ا ِإل ِْْسيَّة‬


ْ

‫اْلَبَ ُر‬
ْ ُ‫الْ ُمْبَت َدأ‬
Haber Mubteda

ُ‫اَ ْْلُ ْملَةُ ا ِإل ِْْسَّية‬ (İsim Cümlesi ) anlamlı bir cümledir )‫( ُُجْلَة ُم ِفْي َدة‬ ve iki

parçadan oluşur: Mubteda ve Haber ( ‫اْلَبَ ر‬


ْ‫و‬ ُ َ ُ‫) اَلْ ُمْبتَ َدأ‬
‫( اَلْ ُمْبَت َدأ‬Mubteda)
(1) ‫اَلْ ُمْبتَ َدأ‬ (Mubteda), “başlangıç” anlamındadır. Temelde cümlenin
başında gelir.
(2) ‫ اَلْمْبتَ َدأ‬cümlede bahsi geçen konuyu içeren ögedir.
ُ
(3) ‫ اَلْمْبتَ َدأ‬, ‫( َمرفُوع‬merfu’)dur. Yani ismin sonuna “Damme” alır.
ُ ْْ

2
www.tekellum.net
9 / 299
(4) ‫ اَلْمْبَت َدأ‬ya ma’rife (
ُ ‫ ) َم ْع ِرفَة‬bir isim ya da bu ma’rife ismin yerini tutan;
zamir, işaret ismi, ilgi zamiri ve benzeri bir sözcük olur.
(5) Genelde ‫ْلَبَ ر‬
ْ َ‫( ا‬haber)‘den önce gelir.
ُ
‫( اَ ْْلَبَ ُر‬Haber)
(1) ‫ْلَبَ ر‬
ْ َ‫ ا‬genelde ‫’اَلْمْبَت َدأ‬dan sonra gelir.
ُ ُ
(2) ‫ْلَبَ ر‬
ُ ْ َ‫( ا‬haber), ‫( اَلْ ُمْبَت َدأ‬mübteda) hakkında bilgi ve hüküm verir (yüklem
işlevi görür).
(3) ‫ْلَبَ ر‬
ُ ْ َ‫ ا‬genelde ‫( نَ ِكَرة‬nekre-belirsiz)’dir.
(4) ‫ْلَبَ ر‬
ُ ْ َ‫ا‬ aynı zamanda ‫( َمرفُوع‬merfu’ ) ‘dur yani sonunda damme ya da
ْْ
dammetân alır.

ُ‫اَ ْْلُ ْملَةُ ا ِإل ِْْسيَّة‬ (isim cümlesi)

Mescid yakındır. ‫اَلْ َم ْس ِج ُد‬

‫اَ ْْلَبَ ُر‬ ‫اَلْ ُمْبتَ َدأ‬


(haber) (mubteda)

Not: Daha önce tenvin’in belirsizlik anlamı verdiğini görmüştük. Kelime


sonuna tenvin geldiğinde kelimeye “bir” anlamını verdiğini de
görmüştük. Ancak sıfatlarda tenvin’in böyle bir anlamı yoktur:

‫بَْيت‬ Bir ev

‫َم ْفتُوح‬ Bir açık

3
www.tekellum.net
10 / 299
‫( اَل َّدرْ سُ الرَّابِ ُع‬٤)
Dördüncü Ders

Harf-i Cerr -‫اْلَر‬


ْ ‫ف‬ ُ ‫َح ْر‬

-den-‫ن‬ ‫ي‬ -‫ي ِْف‬


ْ‫م‬ üstünde-‫علَى‬
َ içinde

‫اْلَر‬
ْ ‫ف‬ ُ ‫َح ْر‬

)1( ‫اْلَر‬
ْ ‫ف‬
ُ ‫( َح ْر‬Harf-i Cerr) sadece isimlere gelir.
(2) ‫اْلَر‬
ْ ‫ف‬ ُ ‫( َح ْر‬Harf-i Cerr) ismi ‫( ََْمُرْور‬mecrûr) duruma, yani sonu kesra
ya da kesratân’lı hale getirir.
(3) ‫اْلَر‬
ْ ‫ف‬ ُ ‫َح ْر‬ ‘lerin kendi başına anlamından bahsedilmez. Ancak
cümleye girdikleri zaman anlam kazanırlar.

‫اْلَر‬
ْ ‫ف‬ ُ ‫َح ْر‬ ‫َم ْرفُ ْوع‬

‫يِف الْب ي ي‬
‫ت‬ ‫ت‬
َْ ْ ُ ‫اَلْبَ ْي‬
‫ََْم ُرْور‬

‫ُُم َّمد يِف الْب ي ي‬


‫ت‬
Muhammed evdedir. َْ ْ َ
Görüldüğü gibi (fî) harf-i cerr’i, “el-beytu” ifadesinin başına gelmiş ve
sonundaki dammeyi (ötreyi) kesra (esre) yapmıştır.

Böylece “el-beytü”, “fi’l beyti”ye dönüşmüştür.

‫أين – ايسم ايستي ْفهام ليْلم َك ي‬


‫ان‬
Mekan soru ismi (Nerede?)
َ َ ْ ْ َْ
‫ايسم ايستي ْفهام ليْلم َك ي‬
‫ان‬ َ َ ْ ْ (Mekan soru ismi- “Eyne”) bir şeyin nerede
olduğunu sormak için kullanılır.

1
www.tekellum.net
11 / 299
‫اب؟‬ ‫ي‬
Kitap nerede? ُ َ‫أيْ َن الْكت‬
O sıranın üstünde. ‫ُهو َعلَى الْم ْكَت ي‬
‫ب؟‬ َ َ
‫ي‬ ‫ي‬
ُ‫اَلضَّمْي ُرالْ ُمْن َفصل‬
Munfasıl Zamirler

-‫أنَا‬ -‫ت‬‫أنْ ي‬ -‫ت‬


َ ْ‫أن‬ -‫يهي‬ -‫ُه َو‬
Ben Sen(dişi) Sen(erkek) O (dişi)
َ O(erkek)

‫َّمي رالْمْن َف ي‬
‫ص ُل‬ ‫ي‬
ُ ُ ْ ‫ اَلض‬- Munfasıl zamirler
‫ص ُل‬ ‫َّمي رالْمْن َف ي‬
‫ي‬ ‫ي‬
(1)
ُ ُ ْ ‫( اَلض‬munfasıl zamirler), ‫َغاءب‬ (ğaib: o, o ikisi, onlar) ,

‫( ُُمَاطَب‬muhatab: sen, siz ikiniz, sizler) ve (mütekellim: ben, biz)


için kullanılan ve ismin yerine geçen zamirlerdir.

‫َّمي رالْمْن َف ي‬
‫ص ُل‬ ‫ي‬
(2)
ُ ُ ْ ‫( اَلض‬munfasıl zamirler) ile cümleye başlanabilir. (Muttasıl
zamirlerle başlanmaz).

‫َّمي رالْمْن َف ي‬
(3) ‫صل‬ ‫ي‬
ُ ُ ُ ْ ‫( اَلض‬munfasıl zamirler) bir ‫ ُمْبتَ َدأ‬mübteda türüdür.
(4) ‫صل‬‫َّمي رالْمْن َف ي‬
‫( اَلض ي‬munfasıl zamirler) ‫( مع يرفَة‬belirli)’dir.
ُ ُ ُ ْ َْ
(5) ‫ ُهو‬ve ‫ يهي‬zamirleri hem şuurlular hem de şuursuzlar için
َ َ
kullanılabilir. Şuursuzlar için kullanıldığında, İngilizce’deki “it”
zamirinin anlamını verir.
Ayşe nerede? ‫أيْ َن َع ياء َشةُ ؟‬
O odada ‫يه َي ي ِْف الْغُْرفَية‬
Saat nerede? ‫اعةُ ؟‬
َ ‫الس‬
َّ ‫أيْ َن‬
O yatağın üstünde َّ ‫يه َي َعلَى‬
‫الس يريْ ير‬

Aşağıdaki tabloda ‫( الضَّم ياءر الْمْن َف ي‬Munfasıl Zamirler)’in özellikleri


ُ‫صلَة‬ ُ ُ َ
verilmiştir:

2
www.tekellum.net
12 / 299
‫َع َدد‬ ‫يجْنس‬ ‫يَ ُد ُّل‬ ‫َّمي رالْمْن َف ي‬
‫ص ُل‬ ‫ي‬
ُ ُ ْ ‫اَلض‬
Sayı Cinsiyet Neye işaret ettiği Munfasıl zamir
‫الْ ُم ْفَرُد‬ ‫الْ ُم َذ َّكُر‬ ‫ب‬ ‫ي‬
Ğaib - ُ ‫الْغَاء‬ O(erkek) -‫ُه َو‬
(1) Erkek
‫الْ ُم ْفَرَد ُة‬ ‫َّث‬
ُ ‫الْ ُم َؤن‬ Ğaibe- ُ‫الْغَ ياءبَة‬ O(dişi) -‫يه َي‬
(1) Dişi
‫الْ ُم ْفَرُد‬ ‫الْ ُم َذ َّكر‬ Muhatab- ‫ب‬
ُ َ‫الْ ُم َخاط‬ Sen(erkek) -‫ت‬
َ ْ‫أن‬
(1) Erkek
‫الْ ُم ْفَرَد ُة‬ ‫َّث‬
ُ ‫الْ ُم َؤن‬ Muhatabe- ُ‫الْ ُم َخاطَبَة‬ Sen(dişi) ‫أنْ ي‬
-‫ت‬
(1) Dişi
‫الْ ُم ْفَرُد‬ ‫الْ ُم َذ َّكُر‬ Mütekellim- ‫الْ ُمتَ َكل ُم‬ Ben - ‫أنَا‬
(1)
‫َّث‬
ُ ‫َوالْ ُم َؤن‬

Gayr-i Munsarif
‫الصر ي‬
‫ف‬ َّْ ‫َمَْنُ ْوع يم َن‬

ُ‫ََحَْزة‬ ‫فَ ي‬
ُ‫َم ْرَي‬ ُ‫اط َمة‬
‫الصر ي‬
‫ف‬ ‫ي‬
ْ َّ ‫َمَْنُ ْوع م َن‬ (Gayr-i Munsarif), tenvin kabul etmeyen ve ‫ََْمُرْور‬
(mecrûr:kesra) durumundayken Fetha (üstün) alan kelimelerdir.

‫َمرْ ب ُْوطَة‬ ‫ة‬


(Tâ-yı Merbûta – yuvarlak te) ismin sonuna eklenen ve
dişilik anlamı veren bir harftir. Aşağıdaki tabloda dişi isimlerin üç
kategoride olduğu gösterilmiştir:

1. Lafız ve mana olarak – Bu isimler hem lafzen (sonundaki


yuvarlak te ile) hem de mana olarak dişilik taşırlar.
2. Manen – Dişiler için kullanılan isimlerdir ama lafızlarında dişilik
alameti yoktur. Yani sonlarında yuvarlak te bulunmaz.

3
www.tekellum.net
13 / 299
3. Lafzen – Lafız olarak görünüşte sonlarındaki yuvarlak te
nedeniyle dişidirler fakat erkek ismidirler.

Dişilik ُ ‫التَّأنيْي‬
-‫ث‬

Lafzî- ‫لَ ْف يظي‬ Ma’nevî- ‫َم ْعنَ يوي‬ -‫َم ْعنَ يوي َو لَ ْف يظي‬
Lafzî ve Ma’nevî

ow ni9
‫طَْل َحة‬،ُ‫ََحَْزة‬ ‫ب‬ ‫فَ ي‬، ُ‫يآمنَة‬
َ ُ‫َم ْرَي‬
ُ ‫زيَْن‬، ُ‫اط َمة‬

‫( ة َم ْربُ ْوطَة‬yuvarlak te) ile biten kelimeler, erkek ve dişiyi ayırt etmek için
kullanılır. Özellikle sıfatlarda (‫)ص َفات‬ ‫ ي‬bu durum daha net görünür:
‫ َك يرْْيَة‬/‫( َك يرْي‬Kerîm, cömert, asil).

Fiil-‫اَلْ يف ْعل‬
ُ

‫األمُر‬ ‫ل‬ ‫ع‬ ‫الْ ي‬


‫ف‬ ‫ع‬‫ي‬
‫ر‬ ‫ا‬‫ض‬‫م‬ْ‫ل‬ ‫ا‬ ‫ل‬ ‫ع‬ ‫اَلْ ي‬
‫ف‬ ‫الْ يفعل الْم ي‬
‫اض ْي‬
ْ ُْ ُ َ ُ ُْ َ ُْ
Emir Fiil-i Muzâri’ Fiil-i Mâzî

Yaz!-‫ب‬ O -‫كتُب‬
ْ َ‫ي‬ O yazdı-‫كتَب‬
ْ ُ‫اُ ْكت‬ ُ َ َ
yazar

4
www.tekellum.net
14 / 299
Fiil-i Mâzî: Konuşma zamanında önceki bir zamanda meydana gelen bir
eylemi anlatır:
Abbas Nerede? ‫أي َْن َعبَّاسٌ ؟‬
Müdüre gitti. ِ ‫ب إِلَى ْال ُم ِد‬
‫ير‬ َ َ‫َذه‬

Her bir fiilin bir faili vardır. Fail (‫اعل‬


َ ‫)اَلْ َف‬fiili yapana denir. Fail merfu’dur
ُ
(‫ع‬
ُ ‫ )الْمرفُو‬yani sonuna ötre (damme) alır. Cümlede fiilden sonra gelir.
ْ َْ
ٌ ‫َمرْ فُ ْو‬
‫ع‬

Hâmid mescide gitti. ‫ب َحا ِم ٌد إِلَى ْال َم ْس ِج ِد‬


َ َ‫َذه‬

‫َمجْ ر ُْو ٌر‬ ‫فِ ْع ُل ْالفَا ِع ُل‬


‫َماض‬

‫ )اَلْ َف ي‬görünmeyebilir. Böyle durumlarda


Her zaman fiilden sonra fail (‫اعل‬
ُ
fail fiilin içinde gizlidir. Böyle durumlarda fiilin içinde gizli bir zamir
olduğu düşünülür (‫ت‬‫ي‬ ‫ي‬
ُ َ‫الْمست‬
ْ ُ ‫– اَلضَّمْي ُر‬Zamîr-i Müstetir). Bu zamir ne yazılır
ne de telaffuz edilir.

Muhammed nerede? ‫أيْ َن‬

Mescidden çıktı. ‫َخَر َج يم َن الْ َم ْس يج يد‬


Burada ‫خرج‬
َ fiilinin içinde bir “‫ ” ُهو‬gizlidir.
ََ َ

5
www.tekellum.net
15 / 299
İsmin 4 alameti

)٤(‫ات ا يإل ْس يم‬


ُ ‫الم‬
َ ‫َع‬

ِ- ِ‫ ي‬- ‫اْلَر‬
ْ ‫ف‬ُ ‫ُحُرْو‬ ‫ْال‬ ِ- ِ– ِ– ‫تَنْ يويْن‬
İsmin 4 alameti vardır ki, bunlar ‫ر‬sayesinde
َ‫اْل‬
ْ bir şeyin isim olduğu anlaşılır.
Bu özellikler fiiller ve harflerde bulunmaz. İsimlere hastırlar:
(1) İsimler tenvin ( ‫ ) تَْن يويْن‬alır.

(2) Harf-i Ta’rif olan ‫( اَ ْل‬elif lam) yalnızca isimlerin başına gelir.

(3) Harf-i Cerr’ler (‫اْلَر‬


ْ‫ف‬
ُ ‫) ُحُرْو‬yalnızca isimlerin başına gelir.
(4) Yalnızca isimlerin sonu mecrur olur ( ‫اْلَر‬ْ ), yani kesra ya da kesratân
ile biter.

ْ‫ال‬ ‫تَ ْن ِوي ٌْن‬

Muhammed mescitte namaz kıldı ‫صلَّى فِ ْي ْال َم ْس ِج ِد‬


َ ‫ُم َح َّم ٌد‬

َ ‫اَ ْل‬
(kesra)‫جر‬ ‫ف ْال َجر‬
ُ ْ‫َحر‬

6
www.tekellum.net
16 / 299
ِ ‫الدرس الْ َخ‬
‫س‬
ُ ‫ام‬ ُ ْ َّ )٥(
BEŞİNCİ DERS

َ ‫اَ ِإل‬
ُ‫ضافَة‬

‫ضاف‬
َ ‫ُم‬ ‫ضاف‬
َ ‫ُم‬

‫ُم َح َّمد‬ ‫اب‬ ِ


ُ َ‫كت‬

İsim tamlaması (ُ‫ضافَة‬ َ ‫ ) ُم‬ve tamlayandan (‫إِلَْي ِه‬


َ ‫)ا ِإل‬, tamlanan (‫ضاف‬ ‫ضاف‬
َ ‫) ُم‬
oluşur. İsim tamlamasının amacı, tamlananın kime veya neye ait
olduğunu, hangi şeyden yapıldığını, neye benzediğini belirterek
tamlananın anlamındaki kapalılığı gidermektir. Muzâf (‫ضاف‬
َ ‫ ) ُم‬ve
muzâfun ileyh (‫إِلَْي ِه‬ ‫ضاف‬
َ ‫ ) ُم‬hakkında şunlar söylenebilir:
 İsim tamlaması yapılırken, muzâfın başındaki harf-i ta’rif (‫ )ال‬ve
sonundaki tenvin kaldırılır. Zira muzaf, sonuna bir muzafun ileyh almakla
zaten ma’rife (belirli) hale gelir. Bir daha harf-i ta’rif almaz. Belirsiz
olmadığı için tenvin de almaz.

‫كِتَاب‬
‫ب ُم َح َّمد‬ ِ
ُ ‫كتَا‬
‫اب‬ ِ
ُ َ‫اَلْكت‬
 İsim tamlamasındaki muzâf, içinde bulunduğu cümlede, birçok
görev üstlenir. Bu nedenle de muzaf, cümle içinde aldığı rollere göre harf
ve hareke değişikliklerine maruz kalır. Ancak muzafun ileyh’in sonu her
zaman mecrûrdur (kesralıdır).

.‫ب ُم َح َّمد‬ ِ
ُ ‫َه َذا كتَا‬
Bu Muhammed’in kitabıdır.

ِ ‫َماذَا فِي كِتَا‬


‫ب ُم َح َّمد؟‬ Muhammed’in kitabında ne var?

1
www.tekellum.net
17 / 299
.‫ب ُم َح َّمد‬ ِ
َ ‫ُخ ْذ كتَا‬
Muhammed’in kitabını al.

 Muzâfun ileyh’in cümlede muzâfın anlamındaki kapalılığı


gidermek dışında bir görevi yoktur. Muzaf ise cümlede değişik
görevlerde bulunabilir.
 Muzâfun ileyh mecrûrdur. Ancak tenvin de alabilir, harf-i ta’rif
de…

.‫ت بِ َلل‬
ُ ‫بَـ ْي‬ ِ ‫ت الْ ُم َد ِّر‬
‫س‬ ُ ‫بَـ ْي‬

sorusunda ‫َم ْن‬ mebnîdir. Yani onda hareke


‫اب َم ْن َه َذا؟‬ ِ
ُ َ‫كت‬ değişikliği olmaz. Bu yüzden sonu kesra olmaz. Bu
sorunun cevabı, ‫ َم ْن‬ifadesinin yerini dolduracaktır.
Bu yüzden ‫ن‬
ْ ‫ َم‬muzafun ileyh yerinde kullanılmıştır.
.‫اب َعبَّاس‬ ِ ِ
ُ َ‫اب َم ْن َه َذا؟ َه َذا كت‬
ُ َ‫كت‬
(Bu kimin kitabıdır? Bu Abbas’ın kitabıdır.)

‫ت‬
َ ‫تَ ْح‬ ِ ‫ف الْم َك‬
‫ان‬
: altında ( َ ُ ‫ ظَ ْر‬- mekân zarfıdır). Kendinden sonra gelen
ismi mecrûr eder: ‫كتَب‬ْ ‫ت َم‬
َ ‫ تَ ْح‬،‫اب‬ ِ ‫ت ال‬
ِ َ‫ْكت‬ َ ‫ تَ ْح‬gibi.

‫( يَا‬Yâ!): Harf-i nidâdır (‫ف النِّ َدا ِء‬


ُ ‫) َح ْر‬. Hitap etmek için kullanılır. Hitaptan
sonra gelene, yani çağrılana münâdâ (‫ادى‬ َ َ‫ )ال ُْمن‬denir. Münâda’nın
sonunda tenvin olmaz. Onun yerine tek damme olur:

ُ ‫ يَا َش ْي‬، ‫ يَا بَِل ُل – َش ْيخ‬، ‫ بِ َلل‬،ُ‫ُستَاذ‬


‫خ‬ ْ ‫ يـَا أ‬- ‫ُستَاذ‬
ْ‫أ‬

‫س ٌم‬
ْ ِ‫ ا‬ve ٌ‫ اِ ْبن‬kelimeleri hemzetü’l vasl ile başlar. Bu kelimelerden önce
harekeli bir kelime gelirse bu hemze okunmaz:

2
www.tekellum.net
18 / 299
ِ ‫ت‬
.ُ‫آمنَة‬ ِ ‫اسم الْبِْن‬ ِِ ِ
ُ ْ ‫ َو‬،‫ا ْس ُم ال َْولَد ب َلل‬
(İsmu’l veledi Bilâlun vesmu’l binti âminetu. – Oğlanın ismi Bilal’dir,
kızın ismi de Âmine’dir.)
ِ َ‫اإلم ِام ت‬
.‫اجر‬ ِ ‫اِبْ ُن ال ُْم َد ِّر‬
َ ِْ ‫ َوابْ ُن‬،‫س طَبِيب‬
(İbnu’l muderrisi tabîbun ve’bnu’l imâmi tâcirun. – Hocanın oğlu
doktordur, imamın oğlu da tüccardır.)
‫أَيْ َن ابْ ُن َح ِامد؟‬
(Eyne’bnu Hâmidin? - Hâmid’in oğlu nerede?)

‫اك‬
َ َ‫ُهن‬ ِ ‫اِسم ا ِإل َشارةِ لِلْم َك‬
(‫ان الْبَ ِع ْي ِد‬
(orada-over there) َ َ ُْ – Uzak mekân için
işaret ismi)
ِ ‫ – اِسم ٌا ِإل َشارةِ ٌلِلْم َك‬Yakın mekân için işaret
ِ ‫ان ٌالْ َق ِر‬
‫( ُهنَا‬burada-here) (‫يب‬ َ َ ُْ
ismi)

3
www.tekellum.net
19 / 299
ِ ‫الس‬
ُ‫ادس‬ َّ )٦(
َّ ُ‫الد ْرس‬
ALTINCI DERS

Bu bir ütüdür. ُ‫َه ِذهِ ُِم ْك َواة‬

Tenbih harfi. ُ‫ُ َح ْرفُُلِلتَّ ْنبِْي ِه‬-ْ‫َهُا‬

ُ‫َح ْرف ُلِلتَّ ْنبِْي ِه‬ – tenbih harfi, karşıdaki kişinin dikkatini çekmek için

kullanılır ve genelde ism-i işaretlere (ِ‫ارُة‬


َ ‫َس َماءُا ُِل َاَش‬
ْ ‫ )أ‬gelir.
ِ‫اِسمُا ِل َاَشارُة‬ ِ‫ِذ ُه‬
İsm-i işaret َ ْ

‫’ َه ِذه‬nin okunuşu ِ‫اذ ُه‬


ِ ‫ َه‬şeklindedir, ancak ilk elif yazılmaz.

İsm-i işaret (ِ‫ارُة‬ ِ ‫َه ِذه‬


َ ‫ )ا ْسم ُا ِل َاَش‬olarak insanlar, hayvanlar, nesneler için
kullanılabildiği gibi, kavramlar için de kullanılabilir. Kavram müennes
ِ ‫ ه‬kullanımına yönelik bir örnek:
ise orada ‫ذه‬ َ
Bu faydalı bir nasihattir. ِ َ‫َه ِذهُِن‬
-ُُ‫ص ْي َحةُُنَافِ َعة‬

ِ‫’ه ِذ ُه‬nin özellikleri verilmiştir:


Aşağıdaki tabloda َ

ِ‫ه ِذ ُه‬ ‫ارةُ إِلَى‬


َ ‫ا ِل َاَش‬
Neye işaret ettiği;

َ
yakın
ُ‫الْ َق ِريْب‬
Müennes (dişi)
ُ‫اَلْم َؤنَّث‬
Müfred (tekil) ve akılsız çoğullar
ُ‫الْمف َرد‬

1
www.tekellum.net
20 / 299
 İsm-i işaretler (ِ‫ارُة‬ ِ
َ ‫ )ا ْسمُا ِل َاَش‬ma’rifedir (ُُ‫) َم ْع ِرفَة‬.
 Genellikle yuvarlak te -‫( ة‬ta-yı marbûta, tâ-yı müdevvere) ile biten
kelimeler dişidir. Onlara işaret ettiğimiz zaman ِ‫ذ ُه‬
ِ ‫ ه‬kullanırız:
َ
Bu bir arabadır ve bu bir bisiklettir. .ُ‫اجة‬ َ ِ‫ُو َه ِذه‬
َ ‫ُد َّر‬ َ ‫ارة‬
َ َّ‫ُسي‬
ِِ
َ ‫َهذه‬
 İnsan vücudunda çift olan organlar, bölümler, dişi kabul edilir:

Bu bir kulaktır ve bu bir gözdür. َ ِ‫ُو َه ِذه‬


.ُ‫ُع ْين‬ ِِ
َ ‫َهذهُأذن‬
 Dişilere özgü ve onları tanımlayan isimler de dişi kabul edilir:

ِِ ‫س‬ ِ ِِ
ُ‫ام‬ َ ‫ُو َهذهُبِْنت‬
ُِ ‫ُالم‬ َ ِ ‫َهذهُأ ْختُالْم َه ْند‬
Bu mühendisin kız kardeşidir ve bu imamın kızıdır.

Li – Harf-i Cerr’i (için, aidiyet anlamı taşır) َ ‫ُ َح ْرفُال‬-ُُ‫ِل‬


ُ‫ْجر‬
 ُ‫ ِل‬harf-i cerri de diğer harf-i cerr’ler gibi, başına geldikleri ismi
mecrur kılarlar (kesralandırırlar).

ِ ‫ُُُلِمنُه ِذهِ؟ُُه ِذ ُهُُِلِي‬


‫اس ُر‬
Bu kimindir? Bu Yasir’indir. َ َ َ َْ

ُ‫َم ْجرْور‬
Hamd Allah’a aittir. ُ‫ْح ْمدُ لِلّ ِه‬
َ ‫اَل‬

 Not: ُ‫ اَلل‬kelimesinin başına ‫ ُِل‬harf-i cerri getirildiğinde yeni bir ‫ل‬


eklenmesi yerine baştaki elif düşürülür. Böylece ‫( لِلّ ُِه‬lillâhi – Allah için,
Allah’a ait) haline gelir.

2
www.tekellum.net
21 / 299
‫السابِ ُع‬
َّ ‫س‬ َّ )٧(
ُ ‫الد ْر‬
YEDİNCİ DERS

ِ‫ اِسم ا ِإلشارة‬-‫تِلْك‬
Tilke (Şu - dişi) - İsm-i İşaret ُْ
ٌ‫ه ِذهِ طبِْيبةٌ وتِلْك ُمم ِّرضة‬
Bu bir bayan doktordur ve şu da bir hemşiredir.

‫( تِلْك‬tilke) uzak dişilere işaret etmek için kullanılan bir işaret ismidir.

‫ تِلْك‬üç parçaya ayrılabilir:

ِ‫ اِسم ا ِإلشارة‬-‫تِي‬
İsm-i işaret ُْ ْ
Uzaklık lam’ı ‫لالم لِلْبُ ْع ِد‬
ُ ‫ِل – ا‬

‫اب‬ ِ ٌ ‫ حر‬- ‫ك‬


Hitap harfi ٌ ‫ف خط‬ ْ

Bazı gramerciler ‘ ’ nin de aynı ‘ ’ gibi mesafenin uzaklığını


vurguladığını söylemişlerdir.

Aşağıdaki tabloda ‫ تِلْك‬nin özellikleri verilmiştir:

ِ
‫ا ِإلشارةُ إِلى‬

‫ت ْلك‬
İşaret ettiği

Uzak ‫الْب ِع ْي ُد‬


Dişi ‫ث‬ُ َّ‫ال ُْمؤن‬
Tekil ‫ال ُْم ُفر ُد‬

1
www.tekellum.net
22 / 299
ِ‫( أسماء ا ِإلشارة‬ism-i işaretler) ٌ‫( مع ِرفة‬ma’rife-belirli)’dir.
Bütün ُ ْ ْ

‫‘ تِ ْي‬deki ‫ ْي‬harfi, lam ve kâf ile birleşince düşmüş ve lâm sükûn almıştır.
Böylece (‫ )تِلْك‬meydana gelmiştir. Bugüne kadar öğrenilen ism-i
işaretlerin özeti:

‫أسماءُ ا ِإلشارةِ لِلْب ِع ْي ِد‬


ْ ِ ْ‫أسماءُ ا ِإلشارةِ لِلْق ِري‬
‫ب‬ ْ
Uzak Yakın
Erkek ‫ذلِك ح ِام ٌد‬ ‫هذ ا‬
Dişi ‫تِلْك‬ ِ ِ‫ه ِذه‬
ُ‫آمنة‬

‫اف إِل ْي ِه‬


ٌ ‫اف ُمض‬
ٌ ‫ُمض‬

‫اب م ْن هذا؟‬ ِ
Bu kimin kitabıdır? ُ ‫كت‬

‫م ْبنِ ٌّي على ُس ُك ْون‬

Yukarıdaki örnekte ‫َمن‬ kelimesi ‫اف إل ْي ِه‬


ٌ ‫’ ُمض‬tir. Mudâfun ileyhin her

zaman mecrûr (kesralı) olduğunu biliyoruz. Ancak (‫ن‬


ْ ‫ )م‬kelimesi sükûn
üzere mebnîdir (‫ك ْون‬
ُ ‫ُس‬ ‫)م ْبنِ ٌّي على‬. Yani sonundaki sükûnu hiçbir âmil
(burada harf-i cerr) bozamaz.

2
www.tekellum.net
23 / 299
ِ ‫الدرس‬
‫الثام ُن‬ ُ ْ َّ )٨(
SEKİZİNCİ DERS
(Bedel( - ‫الْبَ َد ُل‬

‫الْ َخبَ ُر‬ ‫ال ُْم ْبتَ َدأ‬

ِ َ‫الرجل ت‬
.‫اجر‬
Bu adam bir tacirdir.
ُ ُ َّ ‫ه َذا‬

(bedel) ‫ل‬
ُ ‫الْبَ َد‬

Yukarıdaki örnekte ‫الر ُج ُل‬


َّ isminin gramerdeki adı “bedel”dir (‫)الْبَ َد ُل‬.
Cümlede kullanım amacı, kendisinden önce gelen kelimenin manasını
vurgulamak (‫ )تَ ْوكِ ْيد‬ve daha açık hale getirmektir (‫)بَيَان‬. Örnekte
ُ‫الر ُجل‬
َّ
ismi, ‫َه َذا‬ kelimesine anlam bakımından vurgu ve açıklık katmaktadır.

Böylece ‫َه َذا‬ ile gösterilen şeyin “adam” olduğunu söyleyerek manaya
açıklık getirir. Bedel kendisinden önce gelen kelimenin aynısıdır da
denilebilir. Yani işaret edilen adamdır, adam işaret edilendir. Adam
(‫جل‬
ُ ‫الر‬
َّ ) kelimesi ‫ َه َذا‬işaret ismine bedel olmuştur.
ُ
Bir başka örnekle, eğer elimde bir kitap varsa ve o kitabı göstererek
ِ‫ج‬
karşımdakine '‫ديْد‬ ‫ ' َه َذا‬dersem, karşımdaki kitabın yeni olduğunu anlar.
َ
Ancak ifademe fazladan bir “kitap” kelimesi eklersem, ifade daha açık ve
anlaşılır olur:
‫تاب‬ ِِ‫ج‬
.‫ديِد‬
ُ ‫َه َذا الْك‬
َ
Burada '‫تاب‬ ِ َ َ‫ ) ِزي‬bir kelime ekledim. İşte bu
ُ ‫ 'الْك‬diyerek fazladan (‫ادة‬
eklediğim kelime ‫’ َه َذا‬nın bedeli (‫ل‬ُ ‫ )الْبَ َد‬olur. Eğer sadece ‫تاب‬ ِ
ُ ‫َه َذا الْك‬

1
www.tekellum.net
24 / 299
dersek, bu anlamlı, tam bir cümle değildir. Bunu anlamlı bir cümle haline
getirmek için haber (‫) َخبَ ر‬ eklememiz gerekir. Bedelin daha ayrıntılı
özellikleri ve bedel çeşitleri ileride işlenecektir.

ُ ‫ا ِإل ْس ُم ال َْم‬
‫قص ْوُر‬ ُ ‫ا ِإل ْس ُم ال َْم‬
‫قص ْوُر‬

.‫ب ِم ْن إِنْ َكلْتَ َّرا‬ ِ ِ ‫اَلْم َد ِّر‬


ُ ‫س م ْن أ َْم ِريْ َكا َو الطَّال‬
ُ ُ
(Hoca Amerikalıdır ve öğrenci İngilterelidir.)

(Hâmid hastaneye gitti.).‫ش َفى‬


ْ َ‫ال ُْم ْست‬ ‫ب إِلَى‬ ِ
َ ‫َحامد ذَ َه‬

ُ ‫ا ِإل ْس ُم ال َْم‬
‫قص ْوُر‬

İsm-i maksûrun sonunda bir ‫ ى‬ya da ‫ ا‬harfi bulunur ve bu harf kelimenin


ayrılmaz bir parçasıdır. Bir önceki harf de fethalıdır. Hareke değişimleri
bu kelimenin sonunda görülmez, takdîrîdir.

‫ ُم ْستَ ْش َفى‬،‫إِنْ َكلْتَ َّرا‬،‫ ُم ْو َسى‬،‫ أ َْم ِريْ َكا‬kelimelerinin sonunda bir ‫ ا‬ya da ‫ ى‬harfi
vardır. ‫ ي‬harfine benzer ama onun gibi noktaları yoktur ve ‫ ا‬gibi okunur.

2
www.tekellum.net
25 / 299
ِ ّ‫الدرس الت‬
‫اسع‬ ُ ْ َّ )٩(
DOKUZUNCU DERS

Sıfat (‫ت‬
ُ ‫َّع‬
ْ ‫)الن‬
Arapça’da sıfatlar, niteledikleri isimden sonra gelirler. Bu özelliğiyle
Arapça, Türkçe ya da İngilizce’den ayrılır:

Küçük kitap=A small book = ‫ير‬ ِ ِ


ٌ ‫صغ‬ َ ‫اب‬
ٌ َ‫كت‬
Arapça’da sıfata ‫ت‬
ٌ ‫نَ ْع‬ , nitelediği isme de ‫وت‬
ٌ ُ‫ َم ْن ع‬denir. Sıfat şu üç
özelliğiyle nitelediği isme uyum gösterir:

1. Cinsiyet: Eril olan ismin sıfatı eril, dişil olan ismin sıfatı dişil
gelir;

‫يل‬
ٌ ‫َولَ ٌد َج َم‬ ٌ‫ت َج ِميلَة‬
ٌ ‫بِْن‬
Yakışıklı bir oğlan Güzel bir kız
‫رس َس ْه ٌل‬
ٌ ‫َد‬ ٌ‫لُغَةٌ َس ْهلَة‬
Kolay bir ders Kolay bir dil (lisan)

2. Nekre ve Ma’rifelik: Ma’rife ismin sıfatı ma’rife, nekre ismin


sıfatı nekre gelir;

.‫س َج ِدي ٌد‬ ِ


ٌ ‫ب ََل ٌل ُم َد ِّر‬ Bilal yeni bir hocadır.

.‫ص ِل‬ ِ ِ ‫الْم َد ِّرس ال‬


ْ ‫ْجدي ُد في الْ َف‬ َ ُ ُ Yeni hoca sınıftadır.

3. İ’râb (son harekenin durumu): Cümlede isim hangi i’râba


uğradıysa, sıfatı da aynı i’râba uğrar:

.‫يم‬ ِ ٌ ‫ك بي‬ ِ
ٌ ‫ت قَد‬ ْ َ َ ‫ذَل‬ Şu eski bir evdir.

.‫ت قَ ِد ٍيم‬ٍ ‫أنَا فِي ب ْي‬


َ Ben eski bir evdeyim.

.‫يما‬ ِ
ً ‫ت بَ ْيتًا قَد‬ُ ْ‫َرأَي‬ Eski bir ev gördüm.

1
www.tekellum.net
26 / 299
 ‫فَ ْع ََل ُن‬ veznindeki kelimelerin gayr-ı munsarıf olduğunu
söylemiştik. Bu vezindeki sıfatlar da bu nedenle gayr-ı munsarıftır.
Tenvin almazlar:

‫َك ْس ََل ُن‬


Tembel

‫ضبَا ُن‬
ْ َ‫غ‬ ‫َج ْو َعا ُن‬
Öfkeli (karnı) Aç

‫فَ ْع ََل ُن‬

‫َم ْْل ُن‬ ‫شا ُن‬


َ ْ‫َعط‬
Dolu Susuz

İsm-i Mevsûl (‫ول‬


ُ ‫وص‬
ُ ‫ال َْم‬ ِْ )
‫اْل ْس ُم‬
İsm-i mevsuller Arapça cümle yazımında tasarruf sağlar. İki yerine bir
cümle kurma imkanı verir. “Öyle ki”, “o şey ki” şeklinde
anlamlandırılabilen ism-i mevsullerden ‫اَلَّ ِذي‬ ile başlayacağız. İlerleyen
derslerde şahıs ve sayıya göre yeni ism-i mevsuller göreceğiz. İsm-i
mevsuller iki ayrı cümleyi birleştirerek tek cümle yaparlar, mesela; aynı
adamdan bahseden iki cümle var. Şimdi bu iki cümleyi ‫اَلَّ ِذي‬ ile
birleştirelim:

ِ َ‫اَ َّلرجل ت‬
.‫اج ٌر َش ِه ٌير‬ Adam, ünlü bir tüccardır.
ُُ The man is a famous merchant.
Adam mescidden şimdi çıktı.
.‫ج ِمن ال َْم ْس ِج ِد ْاْل َن‬
َ ‫الر ُج ُل َخ َر‬
َّ The man went out of the mosque just
now.
‫ج ِمن ال َْم ْس ِج ِد‬ ِ
َ ‫اَ َّلر ُج ُل الَّذي َخ َر‬
Mescitten şimdi çıkan adam ünlü bir
tüccardır.
ِ َ‫ْاْل َن ت‬
.‫اج ٌر َش ِه ٌير‬ The man who went out of the mosque
is a famous merchant.

2
www.tekellum.net
27 / 299
Ayetlerden ism-i mevsul örnekleri:
‫ين ِمن قَ ْبلِ ُك ْم لَ َعلَّ ُك ْم تَتَّ ُقو َن‬ ِ َّ ِ َّ
َ ‫َّاس ا ْعبُ ُدواْ َربَّ ُك ُم الذي َخلَ َق ُك ْم َوالذ‬
ُ ‫يَا أَيُّ َها الن‬
Ey insanlar, sizi ve sizden once olanları yaratan Rabb’inize kulluk edin, tâ ki korunmuş olasınız.
(Bakara 21.)
O mankind, worship your Lord, who created you and those before you, that you may become righteous.

‫مت َعلَي ِه ْم‬


َ ‫َنع‬ ِ َّ َ ‫صرا‬ِ
َ ‫ين أ‬
َ ‫ط ا لذ‬ َ
...kendilerine nimet verdiklerinin yoluna... (Fatiha 7.)
The path of those upon whom You have bestowed favor...

َ‫الصَلة‬
َّ ‫يمو َن‬ ِ ِ ‫الَّ ِذين ي ْؤِمنُو َن بِالْغَي‬
ُ ‫ب َويُق‬ ْ َُ
Onlar ki, gayba inanırlar, namazı hakkıyla edâ ederler... (Bakara 3.)
Who believe in the unseen, establish prayer...

ُ‫ي لَ ْوْل أَ ْن َه َدانَا اللّه‬ ِ ِ ِ ِ َّ ِ ِ


َ ‫ْح ْم ُد للّه الذي َه َدانَا ل َه َذا َوَما ُكنَّا لنَ ْهتَد‬
َ ‫ال‬
Hamdolsun bizi buna eriştiren Allah'a. O, bize doğru yolu göstermeseydi, bizim
kendiliğimizden bunun yolunu bulmamız mümkün değildi (A’raf 43.).
Praise to Allah , who has guided us to this; and we would never have been guided if Allah had
not guided us.

Harf-i cerr olan ‫ ِل‬, başında ‫ اَ ْل‬olan bir ismin başına gelirse, ‫’اَ ْل‬in
elifi atılır. Yalnızla lâm kalır:

‫ام‬ ِْ
ُ ‫اْل َم‬ ‫لِ ِْْل َم ِام‬
‫س‬ ِ ‫ْم َد ِّر‬ ِ
ُ ‫ال ُْم َد ِّر‬ ‫س‬ ُ ‫لل‬

Zarf-ı mekân olan ‫ ِع ْن َد‬, yanında, katında, birlikte anlamındadır.


Mekân zarfları kendinden sonra gelen ismin sonunu mecrur kılarlar
(cerrederler = kesralarlar):

‫س ِع ْن َد ال ُْم ِدي ِر‬


ُ ‫ال ُْم َد ِّر‬

3
www.tekellum.net
28 / 299
ِ ‫الدرس الْع‬
‫اش ُر‬ َ ُ ْ َّ )٠١(
ONUNCU DERS

Zamirler

Zamirler, Arapça’da da, Türkçe’de olduğu gibi ismin yerini tutarlar.


Daha önceki derslerimizde ‫هو‬ ve ‫هي‬ zamirlerini öğrenmiş ve
kullanmıştık. Şimdi genel bir tabloyla tüm zamirlere göz atacağız:

Munfasıl Muttasıl Muttasıl Munfasıl


Zamirler Zamirler Zamirler Zamirler
Tekil ‫ت‬َ ْ‫أَن‬ ‫…ك‬
َ ‫…ه‬
ُ ‫ُه َو‬ Tekil
Muhatab
‫مخاطب‬

‫غاءب‬
‫أَنْ تُ َما‬ ‫…ه َما … ُك َما‬ ‫ُه َما‬

Ğaib
İkil ُ İkil

Çoğul ‫أَنْ تُ ْم‬ ‫…ه ْم … ُك ْم‬ُ ‫ُه ْم‬ Çoğul

Tekil ‫ت‬ ِ ْ‫أَن‬ ‫…ها … ِك‬ َ ‫ِه َي‬ Tekil


Muhatabe
‫مخاطبة‬

Ğaibe
‫أَنْ تُ َما‬ ‫…ه َما … ُك َما‬ ‫ُه َما‬
‫غاءبة‬
İkil ُ İkil

Çoğul ‫أَنْ تُ َّن‬ ‫…ه َّن … ُك َّن‬


ُ ‫ُه َّن‬ Çoğul

‫أَنَا‬ ‫… ِي‬
Mütekellim

Tekil
‫متكلم‬

İkil
‫نَ ْح ُن‬ ‫…نَا‬
Çoğul

Zamirlerin merfû’ halleri munfasıl, mensûb ve mecrûr halleri muttasıl


gelir. Bir diğer deyişle cümlede zamirin kullanıldığı yer, merfû bir yerse,
orada munfasıl zamir kullanılır, mensûb ya da mecrûr bir yerse de
muttasıl zamir kullanılır. Bu durumu iki misalle gösterelim:

1. İsim cümlelerinde mübteda merfû’ olur. Demek ki mübteda olarak bir


zamir kullanılacaksa o zamir munfasıl olacaktır:
‫ُه َو طبِيب‬ ِ‫ي‬
‫اسر طبِيب‬َ
O bir hekimdir. Yasir bir hekimdir.

1
www.tekellum.net
29 / 299
ِ ‫ ي‬kelimesi mübtedadır. Mübteda olduğu için de merfû’dur. Zaten bu durum son
‫اسر‬
Cümlede َ
harekesinden de anlaşılmaktadır. Öyleyse ‫اسر‬ ِ ‫ ي‬ismi yerine kullanılacak zamir, merfû
َ
olacaktır. Bu da o zamirin munfasıl zamir olacağını gösterir. Yani burada ‫…ه‬
ُ değil, ‫ ُه َو‬zamiri
kullanılacaktır.

2. İzafet tamlamalarında (isim tamlaması) muzâf ve muzâfun ileyh


vardır. Muzâfun ileyh daima mecrurdur. Dolayısıyla muzafun ileyh
yerine bir bir zamir konacaksa bu zamir, muttasıl bir zamir olacaktır:

.ُ‫َه َذا كِتَابُه‬ .‫اب َح ِامد‬ ِ


ُ َ‫َه َذا كت‬
Bu onun kitabıdır. Bu Hâmid’in kitabıdır.
Cümlede ‫ َح ِامد‬kelimesi muzafun ileyhtir. Muzafun ileyh daima mecrurdur. Zaten bu durum
son harekesinden de anlaşılmaktadır. Öyleyse ‫امد‬ ِ ‫ ح‬ismi yerine kullanılacak zamir, mecrûr
َ
olacaktır. Bu da o zamirin muttasıl zamir olacağını gösterir. Yani burada ‫ ُه َو‬değil, ‫…ه‬
ُ
zamiri kullanılacaktır.

Gerisini de buna kıyas edebilirsiniz.

Esma-i Hamse (Beş İsim)

Arapça’da beş isim vardır ki, bu isimler hareke ile değil, harf ile i’râb
edilirler. Bu isimler sonlarına merfû’luk alameti olarak ‫و‬ harfini,

mensubluk alameti olarak ‫ ا‬harfini, mecrurluk alameti olarak da ‫ ي‬harfini


alırlar. Bu isimler şunlardır:

Esma-i Hamse (‫الخمسة‬ ‫)األسماء‬


Manası İsim
Baba
‫أَب‬ 1
Kardeş
‫أَخ‬ 2
Kayınpeder
‫َحم‬ 3
Ağız
‫فَم‬ 4
…. sahibi
‫ذُو‬ 5

2
www.tekellum.net
30 / 299
Buna göre örneğin ‫( أَب‬baba) kelimesini, sıradan bir kelimeyle birlikte
muzâf yapalım ve merfu, mensub ve mecrur hallerine bakalım:

Mecrûr hali Mensûb hali Merfû’ hali kelime


‫أَبِي بَ ْكر‬ ‫أَبَا بَ ْكر‬ ‫أَبُو بَ ْكر‬ ‫أَب‬
ِ َ‫كِت‬
‫اب بَ ْكر‬ ‫اب بَ ْكر‬ ِ
َ َ‫كت‬ ‫اب بَ ْكر‬
ُ َ‫كت‬
ِ ‫كِتَاب‬

‫ِع ْن َد‬ kelimesinin “yanında” (with) anlamına geldiğini söylemiştik. Aynı


zamanda bu kelime sahiplik anlamı da taşır:

‫ارة؟‬ ِ
َ َّ‫أَع ْن َد َك َسي‬ (Yanında bir araba var mı?) cümlesini “Senin bir araban
var mı?” diye anlamalıyız. Ancak bu şekilde belirtilen sahipliklerin
bizden ayrı varlıklar olması gerekir. Yani ‫ ِع ْن َد‬alınıp satılabilen şeyler için

kullanılır. Meselâ “Kardeşin var mı?” diye sormak için ِ‫أ‬


‫َع ْن َد َك أَخ؟‬
diyemeyiz. Bunun yerine daha önce sahiplik ifade ettiğini belirttiğimiz ِ‫ل‬

َ َ‫ أَل‬demeliyiz.
harf-i cerri ile, ‫ك أَخ؟‬

Not: ِ‫ ل‬harf-i cerri, zamirlere geldiği zaman fethalı gelir. Yani:

‫ ُه ْم=لَ ُه ْم‬+‫ ِل‬،‫ك‬ َ ْ‫أن‬+‫ِل‬


َ َ‫ت=ل‬

3
www.tekellum.net
31 / 299
‫اﻟﺪرس اﳊﺎدي ﻋﺸﺮ‬
ON BİRİNCİ DERS

. ‫ﺑﻴ ِـﱵ‬

.‫ﺮ ﹲﺓ‬ ‫ﻴ‬‫ﺻ ِﻐ‬


 ‫ﻳ ﹶﻘ ﹲﺔ‬‫ﺣ ِﺪ‬ ‫ﻴ ِﻪ‬‫ ِﻓ‬.‫ﻴ ﹲﻞ‬‫ﺟ ِﻤ‬ ‫ﻲ‬ ‫ﻴِﺘ‬‫ﺑ‬ .‫ﺠ ِﺪ‬ ِ‫ﺴ‬  ‫ﻤ‬ ‫ﻡ ﺍﹾﻟ‬ ‫ﺎ‬‫ﻲ ﹶﺃﻣ‬ ‫ﻴِﺘ‬‫ﺑ‬ .‫ﻲ‬ ‫ﻴِﺘ‬‫ﺑ‬ ‫ﻫﺬﹶﺍ‬
‫ﻲ‬ ‫ﺘِﺒ‬‫ﻣ ﹾﻜ‬ ‫ﻫﺬﹶﺍ‬ ‫ﻭ‬ ‫ﻲ‬ ‫ﻴ‬‫ﺮ ِﺳ‬ ‫ﻫﺬﹶﺍ ﹸﻛ‬ ‫ﻭ‬ ‫ﻱ‬  ‫ﻳ ِﺮ‬‫ﺳ ِﺮ‬ ‫ﻫﺬﹶﺍ‬ .‫ﻴﹶﻠ ﹲﺔ‬‫ﺟ ِﻤ‬ ‫ﺣ ﹲﺔ‬ ‫ﻭ‬ ‫ﺮ‬ ‫ﻭ ِﻣ‬ ‫ﺮ ﹲﺓ‬ ‫ﻴ‬‫ﺎِﻓ ﹶﺬ ﹲﺓ ﹶﻛِﺒ‬‫ﺎ ﻧ‬‫ﻴﻬ‬‫ ِﻓ‬.‫ﻲ‬ ‫ﺮﹶﻓِﺘ‬ ‫ﻫ ِﺬ ِﻩ ﻏﹸ‬
.‫ﺣ ﹲﺔ‬ ‫ﻮ‬ ‫ﺘ‬‫ﻣ ﹾﻔ‬ ‫ﻲ‬ ‫ﺮﹶﻓِﺘ‬ ‫ﺎِﻓ ﹶﺬﺓﹸ ﻏﹸ‬‫ ﻧ‬.‫ﺐ‬
ِ ‫ﺘ‬‫ﻤ ﹾﻜ‬ ‫ﺖ ﺍﹾﻟ‬  ‫ﺤ‬  ‫ﺗ‬ ‫ﻲ‬ ‫ﺒِﺘ‬‫ﻴ‬‫ﺣ ِﻘ‬ ‫ﻭ‬ .‫ﺐ‬ِ ‫ﺘ‬‫ﻤ ﹾﻜ‬ ‫ﻋﻠﹶﻰ ﺍﹾﻟ‬ ‫ﺎﺑِﻲ‬‫ﻛِﺘ‬‫ﻲ ﻭ‬ ‫ﻭﹶﻗﹶﻠ ِﻤ‬ ‫ﻲ‬ ‫ﻋِﺘ‬ ‫ﺎ‬‫ﺳ‬
‫ﻡ‬ ‫ﺎ‬‫ﻲ ﹶﺃﻣ‬ ‫ﺮﹶﻓﺔﹸ ﹶﺃ ِﺧ‬ ‫ ﻏﹸ‬.‫ﺮ ﹲﺓ‬ ‫ﻴ‬‫ﺻ ِﻐ‬
 ‫ﻲ‬ ‫ﺧِﺘ‬ ‫ﹶﻓﺔﹸ ﹸﺃ‬‫ﻭﻏﹸﺮ‬ ‫ﺮ ﹲﺓ‬ ‫ﻴ‬‫ﺮﹶﻓﺔﹸ ﹶﺃﺧِﻲ ﹶﻛِﺒ‬ ‫ ﻏﹸ‬.‫ﻲ‬ ‫ﺧِﺘ‬ ‫ﺮﹶﻓﺔﹸ ﹸﺃ‬ ‫ﻚ ﻏﹸ‬  ‫ﻭِﺗ ﹾﻠ‬ ،‫ﺮﹶﻓﺔﹸ ﹶﺃ ِﺧﻲ‬ ‫ﻫ ِﺬ ِﻩ ﻏﹸ‬
.‫ﺒ ِﺦ‬‫ﻤ ﹾﻄ‬ ‫ﻡ ﺍﹾﻟ‬ ‫ﺎ‬‫ﻲ ﹶﺃﻣ‬ ‫ﺧِﺘ‬ ‫ﹶﻓﺔﹸ ﹸﺃ‬‫ﻭﻏﹸﺮ‬ ‫ﻲ‬ ‫ﺮﹶﻓِﺘ‬ ‫ﻏﹸ‬
.‫ﺩ‬ ‫ﺎ‬‫ﺳﻌ‬ ‫ﺎ‬‫ﻤﻬ‬ ‫ﺳ‬ ‫ﺪ ﹲﺓ ﺍ‬ ‫ﺍ ِﺣ‬‫ﺖ ﻭ‬  ‫ﺧ‬ ‫ﻲ ﹸﺃ‬ ‫ﻭِﻟ‬ ،‫ﻣﺔﹸ‬ ‫ﺎ‬‫ﻪ ﹸﺃﺳ‬ ‫ﻤ‬ ‫ﺳ‬ ‫ﺪ ﺍ‬ ‫ﺍ ِﺣ‬‫ﺥ ﻭ‬  ‫ﻲ ﹶﺃ‬ ‫ِﻟ‬
.‫ﺮ ِﺓ‬ ‫ﻴ‬‫ﺮﹶﻓ ِﺔ ﺍﹾﻟ ﹶﻜِﺒ‬ ‫ﻚ ﺍﹾﻟﻐ‬
 ‫ﻲ ِﺗ ﹾﻠ‬ ‫ﻲ ِﻓ‬ ‫ﻣ‬ ‫ﻭﹸﺃ‬ ‫ﻲ‬ ‫ﹶﺃِﺑ‬
.‫ﻲ‬ ‫ﺧِﺘ‬ ‫ﻭﹸﺃ‬ ‫ﻲ‬ ‫ﺐ ﹶﺃ ِﺧ‬  ‫ﻭﺃﹸ ِﺣ‬ .‫ﻲ‬ ‫ﻣ‬ ‫ﻭﹸﺃ‬ ‫ ﹶﺃِﺑﻲ‬‫ﺎ ﹸﺃ ِﺣﺐ‬‫ﹶﺃﻧ‬
EVİM
Bu benim evimdir. Evim mescidin önündedir. Evim güzeldir. İçinde küçük bir bahçe vardır. Bu benim
odamdır. İçinde büyük bir pencere ve güzel bir pervane vardır. Bu benim yatağım, bu sandalyem ve bu
da masamdır. Saatim, kalemim ve kitabım masanın üstündedir. Çantam da masanın altındadır.
Odamın penceresi açıktır. Bu erkek kardeşimin odasıdır, şu da kızkardeşimin odasıdır. Erkek
kardeşimin odası büyük, kızkardeşimin odası küçüktür. Erkek kardeşimin odası benim odamın
önündedir. Ve kızkardeşimin odası mutfağın önündedir.

Benim Üsame adında bir erkek kardeşim vardır, ve Suad adında da bir kızkardeşim vardır.
Babam ve Annem şu büyük odadadır. Ben babamı ve annemi seviyorum. Erkek ve kız kardeşlerimi de
seviyorum.

www.tekellum.net
32 / 299
َّ‫)الدََّّرسََّّالثَّانَّيََّّعَّشَّر‬١٢(
ON İKİNCİ DERS

 َّ‫ أنت‬tekil dişi için kullanılan muhâtab zamiridir.


‫منَّأينَّأنَّتََّّيَّاَّآمَّنَّةَّ؟‬ Sen nerelisin ey Âmine?

 َّ‫ أنت‬zamirinin muttasıl hâli َّ‫’ك‬dir:


‫أهذهَّقدَّركََّّياَّمريم؟‬ Bu senin tenceren mi ey Meryem?

 Gaibe tekil dişi mazi fiili: َّ‫ذهبت‬.

 َّ‫’ذهبت‬in ardından ‫ ال‬ile başlayan bir kelime gelirse, iki sakin harf
bir arada olamayacağından arada kaynaştırma kesra ile yapılır:
.َّ‫ذهبَّتََّّالبنتَّإلىَّأبيه‬ Kız babasına gitti.

 Tekil erkek için ism-i mevsûl olan ‫’الذي‬nin dişilerdeki karşılığı

‫’التي‬dir:
.‫الطالبةَّالتيَّجلستَّأمامَّالكلِّيةَّمنَّت ركيا‬
Fakültenin önünde oturan kız öğrenci Türkiye’dendir.
 Aşağıdaki cümlelerde zamir tekrar edilerek anlam pekiştirilmiş ve
vurgulanmıştır:
.َّ‫هذاَّكتابكَّأنت‬ Bu senin kitabın, senin.
Aynı şekilde bu cümlelerde de benzeri bir vurgulama vardır:

.َّ‫َّذلكَّكتاب هاَّهي‬.‫َّهذاَّق لميَّأنا‬.‫هذاَّبيتهَّهو‬

1
www.tekellum.net
33 / 299
َّ‫)الدََّّرسََّّالثالِثََّّعَّشَّر‬٣١(
ON ÜÇÜNCÜ DERS

İsim ve Sıfatların Çoğulları

Türkçe’mizde isimlerin çoğulları vardır, sıfatların ise yoktur.


Örneğin “güzel kitap” deriz. Kitap çoğul olduğunda ise “güzeller
kitaplar” demeyiz. Onun yerine “güzel kitaplar” deriz. Yani sıfatları
çoğullaştırmayız. İngilizce’de de durum böyledir. Ancak Arapça’da
isimler çoğul olduğunda onların sıfatları da çoğul olur. Bunun istisnası
şuursuz varlıklar ile ilgilidir. Yeri geldiğinde anlatılacaktır.

Türkçe’de bir şeyi çoğul yapmak için “-ler, -lar” ekleri kullanırız.
Ancak İngilizce’de çoğu kelimeyi çoğul yapmak için “-s” eki kullanılsa
da, bazı kelimelerin çoğulları düzensizdir (child – children gibi…).
Arapça’da da düzenli ve düzensiz çoğullar vardır. Düzensiz çoğullar
Arapça’da, İngilizce’de olduğundan çok daha fazla yaygındır.

1. Düzenli çoğul (َّ‫)الجمعَّالسالِم‬

Düzenli çoğullar, erkek ve dişiler için toplam iki kalıpta vücuda


getirilir:

a. Erkek için (Cem’i Müzekker Salim)

Böylesi çoğullarda, kelimenin tekil halinin sonuna yalın halinde َّ‫ون‬

getirilir. Cümledeki görevine göre kelime eğer cümlede merfû’ ise َّ‫ون‬
getirilir, mensûb ve mecrûr ise َّ‫ يِن‬getirilir:

Tekil hali Çoğul hali Merfû’ hali Mensûb ve mecrûr hali


‫مؤِم َّن‬ َّ‫مؤِمنون‬ َّ‫مؤِمنون‬ َّ‫مؤِمنِين‬
b. Kadın için (Cem’i Müennes Salim)

1
www.tekellum.net
34 / 299
Böylesi çoğullarda, kelimenin tekil halinin sonuna yalın halinde
َّ‫ ات‬getirilir. Cümledeki görevine göre kelime eğer cümlede merfû’ ise
َّ‫ات‬ getirilir, mensûb ve mecrûr ise َّ‫ ات‬getirilir:

Tekil hali Çoğul hali Merfû’ hali Mensûb ve mecrûr hali


َّ‫مؤِمنة‬ َّ‫مؤِمنات‬ َّ‫مؤِمنات‬ َّ‫مؤِمنات‬

2. Düzensiz Çoğul (َّ‫)الجمعَّالمكسر‬:


Arapça’da kırık (mükesser) cem’ de denilen düzensiz çoğulların
üretildiği yirmiyi aşkın vezin vardır. Bunların bir kısmı aşağıda
listelenmiştir:

Vezni Örnek Tekil Çoğulu


َّ‫ف عول‬ َّ‫نجم‬ َّ‫نجوم‬
َّ‫ف عل‬ َّ‫كِتاب‬ َّ‫كتب‬
َّ‫فِعال‬ َّ‫جبل‬ َّ‫ِجبال‬
َّ‫ف عال‬ ِ‫ت‬
َّ‫اجر‬ َّ‫تجار‬
َّ‫أف عال‬ َّ‫ق لم‬ َّ‫أقَلم‬
َّ‫ف عَلء‬ َّ‫زِميل‬ َّ‫زمَلء‬
َّ‫أف ِعَلء‬ َّ‫ص ِديق‬ َّ‫أص ِدقاء‬
َّ‫فِعلة‬ َّ‫أخ‬ َّ‫إِخوة‬
Kırmızı renkte yazılmış iki vezin, ğayr-i munsarıf vezinleridir. Bu
vezinle çoğullanan kelimeler tenvin ve kesra almazlar.

Öğrenci, öğrendiği tüm kelimelerin çoğullarını da öğrenmelidir.


Bir kere duymakla bile bu çoğullara aşina olmak mümkündür.

2
www.tekellum.net
35 / 299
İşaret İsimleri

Yakın ve uzakta olan tekil erkek ve dişilere nasıl işaret edileceğini


öğrenmiştik. Şimdi bunların çoğullarını öğreneceğiz:

Uzak Yakın
Çoğul Tekil Çoğul Tekil
َّ‫ذلِك‬ ‫هذا‬
َّ‫أوَل ِءك‬ ‫هؤَل َِّء‬
Erkek

َّ‫تِلك‬ ِ‫ه ِذ َّه‬ Dişi

َّ‫ هؤَل ِء‬ve َّ‫ أوَل ِءك‬çok büyük bir çoğunlukla insanlar için kullanılır.
İnsan dışı varlıkların çoğulları için kullanılan işaret isimleri ileride
görülecektir (16. Ders).

Aşağıda bu derste görülecek zamir, fiil ve ism-i işaretlere ilişkin


özet bir tablo görülmektedir:

.َّ‫س ج ِديد‬
َّ ‫ ه َّو مد ِّر‬.َّ‫مد ِّر ِس ِهم‬ ‫ ه َّم ذهبوا‬.َّ‫هؤَل َِّء طَلب‬
‫إِلى‬
ِ
.َّ‫درسةَّ جديدة‬ ِ ِ ِ
ِّ ‫ هيَّ م‬.َّ‫مد ِّرستهن‬ َّ‫ هنَّ ذهبن‬.َّ‫أوَل ِء َّك طالِبات‬
yeni erkek/bayan hocalarına erkek/kız Bunlar/
o gittiler onlar
erkek/bayan hocadır doğru öğrencilerdir Şunlar

16. derste anlatılacağı üzere:

َّ‫هو‬ zamirleri bütün َّ‫هم‬ zamirleri çoğunlukla


varlıklar için ortak yalnızca insanlar için
َّ‫ِهي‬ kullanılırken, َّ‫هن‬ kullanılır.

3
www.tekellum.net
36 / 299
‫الرابِ َع َع َش َر‬
َّ ‫س‬ َّ )١٤(
ُ ‫الد ْر‬
ON DÖRDÜNCÜ DERS
 َ ْ‫’أَن‬nin çoğulu ‫’أَنْ تُ ْم‬dir:
‫ت‬
‫ت؟‬
َ ْ‫َم ْن أن‬ Sen (erkek) kimsin?

‫ َم ْن أنْ تُم؟‬Siz (erkekler) kimsiniz?


 َ ْ‫ أَن‬zamirinin muttasıl hali olan ‫ ’ َك‬nin de çoğulu ‫’ ُك ْم‬dür:
‫ت‬
‫َخي؟‬ ِ ‫ك يا أ‬
َ َ ُ‫أَيْ َن بَ ْيت‬ Evin nerede ey kardeşim?

‫أَيْ َن بَ ْيتُ ُك ْم يَا إِ ْخ َوا ُن؟‬ Eviniz nerede ey kardeşler?

 ‫’أَنَا‬nin çoğulu ‫’نَ ْح ُن‬dür.Her ikisi de erkek ve dişiler için ortaktır:


.‫ نَ ْح ُن ُم ْسلِ ُمو َن‬Biz Müslüman (erkekler)iz.
.‫ نَ ْح ُن ُم ْسلِ َمات‬Biz Müslüman (kadınlar)ız.

.‫ت‬
َ ‫َذ َه ْب‬ Sen gittin.

.‫َذ َه ْبتُ ْم‬ Siz gittiniz.

‫أيْ َن ذَ َه ْبتُ ْم يَا أَبْ نَاءي؟‬ Nereye gittiniz ey oğullarım.


 Dişi özel isimler ğayr-i munsarıftır (tenvin ve kesra almaz):
ُ‫يجة‬ ِ ِ
َ ‫ َخد‬، ‫ َم ْريَ ُم‬، ُ‫آمنَة‬
 Arapça olmayan özel isimler de ğayr-i munsarıftır:
‫ بَاكِ ْستَا ُن‬، ‫ لَْن َد ُن‬، ‫ ِولْيَ ُم‬،‫ِه ْت لَ ُر‬
 Çoğu peygamber ismi Arapça olmadığı için ğayr-i munsarıftır:
‫وب‬
ُ ‫ يع ُق‬، ‫يل‬
ُ ‫ إسماع‬، ‫ إسحا ُق‬، ‫اهيم‬
ُ ‫ إبر‬، ‫آد ُم‬
َ
 Ancak Arapça olmayan özel isimler yalnızca üç harfliyse ve erilse
munsarif olur:
‫ نُوح‬، ‫لُوط‬, (George) ‫ُج ْرج‬

1
www.tekellum.net
37 / 299
 İzafet tamlamalarında mudaf (‫ضاف‬
َ ‫ ) ُم‬olan kelime bir başka
kelimeye izafe edildiğinden, konumu gereği ma’rifedir (‫) َم ْع ِرفَة‬. Bu
nedenle mudaf’ı niteleyen bir sıfat geldiğinde bu sıfat ma’rife
olacaktır:

‫ْج ِدي ُد‬


َ ‫ت ْاْل َم ِام ال‬
ُ ‫بَ ْي‬ İmamın yeni evi
Bu tamlamada harekeden de anlaşılacağı üzere “yeni” sıfatı
“ev”e aittir. Ev kelimesi imama izafe olunduğu için ma’rifedir. Bu
nedenle onun sıfatı da ma’rife gelecektir.

Şu farka dikkat ediniz:

‫ْج ِدي ُد‬


َ ‫ت ْاْل َم ِام ال‬
ُ ‫ بَ ْي‬İmamın yeni evi
‫ْج ِدي ِد‬
َ ‫ت ْاْل َماِم ال‬ُ ‫ بَ ْي‬Yeni imamın evi
 “Hangi” anlamına gelen ‫ أي‬soru kelimesi yanına gelen kelimeye
mudaf olur. Yanındaki kelime de cerredilir:

‫ت لِل َْوِزي ِر؟‬ ٍ ‫أَي ب ْي‬


َ Hangi ev bakana aittir?

‫ص ِل؟‬ ِ ٍ ‫أَي م َد ِّر‬


ْ ‫س في الْ َف‬ ُ Hangi hoca sınıftadır?

‫ض زينَةً لَ َها‬ ِ ‫اِنَّا َج َعلْنَا َما َعلَى ْاْلَ ْر‬ İnsanların hangisinin daha
güzel amel yaptığını
ً‫س ُن َع َمل‬ ‫ح‬ ‫ا‬
َ ‫م‬ ‫ه‬ ‫ي‬َ‫ا‬ ‫م‬ ‫ه‬ ‫و‬ ‫ل‬
ُ ‫ب‬ ‫ن‬
َِ‫ل‬ deneyelim diye şüphesiz biz
َ ْ ْ ُ ْ ُ َ ْ yeryüzündeki şeyleri ona bir
zinet yaptık (Kehf,7).
 ‫’أي‬nun başına bir harf-i cerr gelse, ‫ أي‬mecrûr olur:
‫ت؟‬ ِّ ‫ ِم ْن أ‬Sen hangi ülkedensin?
َ ْ‫َي بَلَ ٍد أَن‬
‫ت؟‬َ ‫ص ٍل َجلَ ْس‬ ْ َ‫َي ف‬ِّ ‫ فِي أ‬Hangi sınıfta oturdun?
Peki bundan sonra artık hangi
söze inanacaklar? (A’raf,185)
 Aynı zamanda ‫ أي‬cümlede mensub olacağı yerde de fetha alır:

‫َي لُغَ ٍة تُ ِحب؟‬


َّ ‫أ‬ Hangi dili seviyorsun?

2
www.tekellum.net
38 / 299
ِ ‫الدرس الْ َخ‬
‫س َع َش َر‬
َ ‫ام‬ ُ ْ َّ )١٥(
ON BEŞİNCİ DERS

 ِ ْ‫( أَن‬sen-kadın)’nin çoğulu ‫( أَنْ تُ َّن‬siz-kadınlar)’dir:


‫ت‬
‫ت؟‬ِ ْ‫ من أَن‬Sen (kadın) kimsin?
َْ
‫ َم ْن أَنْ تُ َّن؟‬Siz (kadınlar) kimsiniz?
 ِ ْ‫ أَن‬zamirinin muttasıl hali olan ‫ ’ ِك‬nin de çoğulu ‫’ ُك َّن‬dir:
‫ت‬
‫أَيْ َن بَ ْيتُ ُك َّن يَا أَ َخ َواتِي؟‬ Eviniz nerede ey bacılarım?

ِ ‫ذَ َه ْب‬
.‫ت‬ Sen (kadın) gittin.

.‫ذَ َه ْبتُ َّن‬ Siz (kadınlar)gittiniz.

‫أيْ َن َذ َه ْبتُ َّن يَا بَنَاتِي؟‬ Nereye gittiniz ey kızlarım.


 “önce” anlamına gelen ve “sonra” anlamına gelen zaman
zarflarıdır ve önüne geldikleri kelimelere mudaf (‫ضاف‬
َ ‫ ) ُم‬olurlar.
O kelimeleri de cerrederler:
ِ ‫بَ ْع َد ال ّدر‬
‫س‬ dersten sonra
ِ‫الص َلة‬
َّ ‫قَ ْب َل‬ namazdan önce

 ‫ َر َج َع‬kelimesi “döndü, rücû’ etti” anlamındadır:


‫الم ْس ِج ِد؟‬ ِ ‫أَرجع ْاْلم‬
َ ‫ام م ْن‬
ُ َ َ ََ
İmam mescitten döndü mü?
.ِ‫الص َلة‬
َّ ‫ت بَ ْع َد‬ ِ َ‫ت إلى الْمس ِج ِد قَ ْبل ْاْلذ‬
ُ ‫ان َو َر َج ْع‬ َ َْ ُ ‫ذَ َه ْب‬
Ezandan önce mescide gittim, namazdan sonra döndüm.

1
www.tekellum.net
39 / 299
‫س َع َش َر‬ ِ ‫الس‬ َّ )١٦(
َ َّ ‫س‬
‫اد‬ ُ ‫الد ْر‬
‫السابِ َع َع َش َر‬
َّ ‫س‬ َّ )١١(
ُ ‫الد ْر‬
ON ALTINCI ve
ON YEDİNCİ DERS1

Arapça’da isimler Şuurlu ve Şuursuz olmak üzere ikiye ayrılır.


Şuurlu isimler insan, melek, cin ve şeytanlar için kullanılır. Bu

varlıkların isimleri şuurlu (‫عاقِل‬


َ ) kabul edilir. Şuurlu isimlere ،‫ َولَد‬،‫َر ُجل‬

‫ طَبِيب‬örnek verilebilir. Şuursuz ‫)غَْي ُر َعاقِل‬


( isimler de yukarıda

sayılan gruplara dâhil olmayan isimlerdir. Cansız nesneler, hayvanlar,


kavramlar, bitkiler şuursuz kabul edilir. Şuursuz isimlere örnek olarak

‫ َش َج َرة‬،‫ َدفْ تَ ر‬،‫ كِتَاب‬verilebilir.


Tekil olmaları halinde bu iki grup arasında bir fark yoktur. Ancak
çoğul durumda, bu iki gruptaki isimler farklılık gösterir. Şuurlu isimlerin
çoğulları çoğul olarak muamele görürken, şuursuz isimlerin çoğulları
tekil dişi olarak muamele görür. Aşağıda şuurlu varlıkların tekil ve
çoğullarına ilişkin örnekler verilmiştir:
Tekil Çoğul
‫َه َذا َولَد‬ ‫الء أ َْوالد‬ ِ ‫ه ُؤ‬
. Bu bir oğlandır. .
َ Bunlar oğlanlardır.

.‫ُه َو َر ُجل‬ O bir adamdır. .‫رجال‬


َ ِ ‫ُه ْم‬ Onlar adamlardır.

.‫رس‬ َ ِ‫َذل‬
ِّ ‫ك ُم َد‬ Şu bir hocadır. .‫ن‬
َ ‫ك ُم َد ِّر ُسو‬ َ ِ‫أُولَئ‬ Şunlar hocalardır.

ِ ِ
.‫هي طَالبة‬ .‫ن طَالبات‬
ِ
َ َّ ‫ُه‬
Onlar (kadınlar)
َ َ O (kadın) bir öğrencidir.
öğrencilerdir.

1
On Yedinci Ders bir önceki dersin devamı mahiyetinde olduğu için ayrı bir ders notu hazırlanmasına
gerek duyulmamıştır. Bu derste yeni bir konu yoktur.
1
www.tekellum.net
40 / 299
Şimdi de şuursuz varlıkların tekil ve çoğullarına bakalım:

Tekil Çoğul
.‫َه َذا َكلْب‬ Bu bir köpektir. .‫َه ِذ ِه كِالب‬ Bunlar
köpeklerdir.

ِ ِ
.‫هو حمار صغير‬
ِ ِ ‫ِهي ح‬
.‫مير صغيرة‬
Onlar küçük
َ َ َُ O küçük bir eşektir.
َ َ َ َ eşeklerdir.

Görüldüğü gibi şuursuz isimler çoğul hâle gelirken, onların


zamirleri ve işaret isimleri çoğul olmak yerine tekil dişi olarak
gelmektedir. Ancak anlam yine görüldüğü gibi çoğuldur. Konunun daha
iyi anlaşılması için şu örnekleri inceleyelim:

Bu yeni bir öğrencidir, o ِ ‫ ُهو ِمن ب ل‬،‫َه َذا طَالِب ج ِديد‬


.‫ْجي َكا‬ ‫ال ُْم ْف َر ُد‬
Belçikalıdır. َْ َ َ
.‫ْجي َكا‬ ِ ‫ه ُؤ‬
ِ ‫ ُهم ِمن ب ل‬،‫الء طُالب ج ُدد‬ ‫ْج ْم ُع‬
َ ‫ال‬
Bunlar yeni öğrencilerdir, onlar
Belçikalıdır. َْ ْ ُ َ
Bu yeni bir kitaptır, o Belçika ِ ‫ ُهو ِمن ب ل‬،‫َه َذا كِتَاب ج ِديد‬
.‫ْجي َكا‬ ‫ال ُْم ْف َر ُد‬
malıdır. َْ َ َ
ِ ‫ ِهي ِمن ب ل‬،‫َه ِذهِ ُكتُب ج ِدي َدة‬
.‫ْجي َكا‬ ‫ْج ْم ُع‬
َ ‫ال‬
Bunlar yeni kitaplardır, onlar
Belçika malıdır. َْ َ َ
Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi, birinci ve ikinci satırlar
şuurluları, üçüncü ve dördüncü satırlar şuursuzları göstermektedir.
Birinci ve üçüncü satırlar tekilleri, ikinci ve dördüncü satırlar çoğulları
göstermektedir. Birinci ve üçüncü satırlardaki tekil durumlarda, ismin
şuurlu veya şuursuz olduğuna bakılmaksızın, isme gelen işaret isimleri

‫) َه َذا‬ ِ ‫ )ج‬arasında bir fark yoktur. İsimler cinsiyetlerine


ve sıfatlar (‫ديد‬
( َ
göre bu isim ve sıfatları almıştır.

2
www.tekellum.net
41 / 299
Birinci satırdaki şuurlu isim (‫)طَالِب‬, ikinci satırda çoğul olunca (‫)طُالب‬,
ِ ‫ )ه ُؤ‬ve sıfata (‫ )ج ُدد‬bürünmüştür.
‫الء‬
kendi çoğuluna mahsus işaret ismi ( َ ُ
Ancak üçüncü satırdaki şuursuz isim (‫)كِتَاب‬, işaret ismi olarak tekil
ِ‫)ه ِذه‬
dişiye mahsus ( َ almış, sıfat olarak da yine tekil dişiye mahsus

‫ ) َج ِدي َدة‬almıştır.
(

Kırık çoğullara dair vezin örnekleri önceki derslerde verilmişti.


Bunlara yeni bir vezin daha ekliyoruz. Bu da ğayr-i munsarif bir vezin:

Çoğul Vezin Tekil

ِ ‫مس‬
‫اج ُد‬ ‫َم ْس ِجد‬
ََ ِ ‫م َف‬
‫اع ُل‬ َ
(Mescitler) (Mescit)

Bu vezinden kelime örnekleri ile şuursuz çoğul örneklerini birleştirelim:

Bu Hâmid’in defteridir. .‫َه َذا َدفْ تَ ُر َح ِامد‬ ‫ال ُْم ْف َر ُد‬


Bunlar Hâmid’in defterleridir. .‫َه ِذ ِه َدفَاتُِر َح ِامد‬ ‫ْج ْم ُع‬ َ ‫ال‬
Bu hocanın masasıdır. .‫س‬ِ ‫ب ال ُْم َد ِّر‬ُ َ‫َه َذا َم ْكت‬ ‫ال ُْم ْف َر ُد‬
.‫س‬ِ ‫ب ال ُْم َد ِّر‬ ِ‫َه ِذ ِه م َكات‬ ‫ْج ْم ُع‬
Bunlar hocanın masalarıdır.
ُ َ َ ‫ال‬
Bu pahalı bir oteldir. .‫َه َذا فُ ْن ُدق غال‬ ‫ال ُْم ْف َر ُد‬
Bunlar pahalı otellerdir. .‫اد ُق غَالِيَة‬ ِ َ‫َه ِذ ِه فَ ن‬ ‫ْج ْم ُع‬
َ ‫ال‬

3
www.tekellum.net
42 / 299
ِ ‫الدرس الث‬
‫َّامن عشر‬ ُ ْ َّ )١٨(
ON SEKİZİNCİ DERS

Tesniye (ikil) - ‫ال ُْمث نَّى‬


Arapça’da isimler sayı bakımından üç grupta yer alır:

o Tekil
o İkil
o Çoğul

Tekil olan bir ismi ikil hale getirmek için ismin tekil halinin
sonuna merfû’ durumdaki isimler için ِ eklenir. Örnek: ‫ طالِب‬kelimesi
‫ان‬
ِ ‫ طالِب‬olacaktır. Ma’rife durumda da kural değişmez. Örnek: ‫الطَّالِب‬
‫ان‬ ُ
ِ ‫ الطَّالِب‬halini alır.
kelimesi, ‫ان‬

Sonunda yuvarlak -te (‫ )ة‬bulunan bir kelime de aynı eki alır. Bu

sırada yuvarlak -te açık -te’ye dönüşür. Örnek: ‫ طالِبة‬kelimesi ‫ان‬


ِ ‫‘ طالِبت‬ye
dönüşür.

ِ yerine ‫ي ِن‬
‫ان‬
Mensûb ve mecrûr olan ismin ikil hale getirilmesi de ْ ile

yapılır. Örnek: ‫ُمد ِّرس‬ ‫ مع‬ifadesi, hoca ikiye çıkınca ‫ مع ُمد ِّرس ْي ِن‬şekline
dönüşür. Sonunda yuvarlak -te (‫ )ة‬bulunan bir kelime de aynı eki alır. Bu

sırada yuvarlak -te açık -te’ye dönüşür. Örnek: ‫ طالِبة‬kelimesi ‫ان‬


ِ ‫‘ طالِبت‬ye
dönüşür. Örnek: ‫ فِي ح ِقيبة‬ifadesi, iki çanta söz konusu olduğunda ‫فِي‬
‫ ح ِقيبت ْي ِن‬haline dönüşür. Ma’rife durumunda da kural değişmez. Örnek:
‫الشجرِة‬ َّ ‫ ف ْوق‬ifadesi ‫الشجرت ْي ِن‬
َّ ‫ ف ْوق‬haline dönüşür.

1
www.tekellum.net
43 / 299
Arapça’da diğer dillerde var olan tekillik ve coğulluğun yanı sıra
bir de ikillik olduğunu belirtmiştik. Hem isimler hem de fiillerde ikil
( ‫)ال ُْمث نَّى‬ durumun kendine özgü bir kullanımı vardır ve oldukça
yaygındır. İsimlerin tekil, ikil ve çoğul durumlarına ilişkin aşağıdaki
tabloyu inceleyiniz:

Anlamı İsim Tekil/İkil/Çoğul Cinsiyet


‫س‬
ُ ‫ال ُْمد ِّر‬ ‫ال ُْم ْفر ُد‬ ‫ال ُْمذ َّك ُر‬
Hoca (tekil)

İki hoca (İkil)


ِ ‫الْمد ِّرس‬
‫ان‬ ‫ال ُْمث نَّى‬
ُ (Erkek)

‫ال ُْمد ِّر ُسون‬ ‫الْج ْم ُع‬


Hocalar (Çoğul)

ُ‫ال ُْمد ِّرسة‬ ‫الْ ُم ْفر ُد‬ ُ َّ‫ال ُْمؤن‬


‫ث‬
Kadın Hoca (Tekil)

İki kadın hoca (İkil)


ِ ‫الْمد ِّرست‬
‫ان‬ ‫ال ُْمث نَّى‬
ُ (Dişi)

‫ات‬
ُ ‫ال ُْمد ِّرس‬ ‫الْج ْم ُع‬
Kadın Hocalar(Çoğul)

İşaret isimlerinin tekil ve çoğul hallerini öğrenmiştik. Şimdi o


bilgilerimize ikili yakın işaret isimlerini de ekleyeceğiz:

Anlamı İs. İşaret Tekil/ İkil/ Çoğul Erkek/Dişi

Bu (erkek) ‫هذا‬ ‫ال ُْم ْفر ُد‬


Bu ikisi (erkek) ِ ‫هذ‬
‫ان‬ ‫ال ُْمث نَّى‬ ‫ال ُْمذ َّك ُر‬
Bunlar (erkek) ِ ‫ه ُؤ‬
‫الء‬ ‫الْج ْم ُع‬
Bu (dişi) ِ‫ه ِذه‬ ‫ال ُْم ْفر ُد‬
Bu ikisi (dişi) ِ ‫هات‬
‫ان‬ ‫ال ُْمث نَّى‬ ُ َّ‫ال ُْمؤن‬
‫ث‬
Bunlar (dişi) ِ ‫ه ُؤ‬
‫الء‬ ‫الْج ْم ُع‬

Görüldüğü gibi iki yakın şeye işaret edilecekse erkek için ِ ‫ هذ‬,
‫ان‬
ِ ‫ هات‬kullanılır. Örnekler:
dişi için de ‫ان‬

2
www.tekellum.net
44 / 299
Bu bir kalemdir. .‫هذا ق لم‬
Bu ikisi iki kalemdir. ِ ‫ان ق لم‬
.‫ان‬ ِ ‫هذ‬

Bu bir kızdır. .‫ه ِذهِ بِْنت‬


Bu ikisi iki kızdır. ِ ‫ان بِْنت‬
.‫ان‬ ِ ‫هات‬
Bu oğlan babanın
yanındadır.
.‫هذا الْول ُد ِع ْند أبِيك‬
Bu iki oğlan babanın
yanındadır.
.‫ان ِع ْند أبِيك‬
ِ ‫ان الْولد‬
ِ ‫هذ‬

Bu kapı kapalıdır. .‫اب ُمغْلق‬


ُ ‫هذا الْب‬
ِ ‫ان مغْلق‬
.‫ان‬ ِ ِ
ُ ‫هذان الْباب‬
Bu iki kapı kapalıdır.

Üçüncü şahıslar için, ikili zamirler de bundan sonra kullanım alanımıza


girmiş olacak:

Anlamı Zamir Tekil/ İkil/ Çoğul Erkek/Dişi

O (erkek) ‫ُهو‬ ‫ال ُْم ْفر ُد‬


O ikisi ‫ُهما‬ ‫ال ُْمث نَّى‬ ‫ال ُْمذ َّك ُر‬
Onlar (erkek) ‫ُه ْم‬ ‫الْج ْم ُع‬
O (dişi) ‫ِهي‬ ‫ال ُْم ْفر ُد‬
O ikisi ‫ُهما‬ ‫ال ُْمث نَّى‬ ُ َّ‫ال ُْمؤن‬
‫ث‬
Onlar (dişi) ‫ُه َّن‬ ‫الْج ْم ُع‬
Görüldüğü gibi ikili durumlarda üçüncü şahıslarda hem erkek hem
de dişiler için ‫ ُهما‬kullanılmaktadır. Örnekler:
3
www.tekellum.net
45 / 299
O bir öğrencidir. .‫ُهو طالِب‬
O ikisi iki öğrencidir. ِ ‫ُهما طالِب‬
.‫ان‬
O bir bayan hocadır. .‫ِهي ُمد ِّرسة‬
O ikisi iki bayan hocadır.
.‫ان‬ِ ‫ُهما مد ِّرست‬
ُ
Bu oğlan fakirdir, aynı zamanda ً ْ‫ ُهو يتِيم أي‬،‫هذا الْول ُد ف ِقير‬
.‫ضا‬
da yetimdir.
‫ان‬ ِ ‫ان ف ِقير‬
ِ ‫ ُهما يتِيم‬،‫ان‬ ِ ‫ان الْولد‬
ِ ‫هذ‬
Bu iki oğlan fakirdir, aynı
zamanda da yetimdir. .‫ضا‬
ً ْ‫أي‬
‫ ِهي ُم ْجت ِهدة‬،‫ت طالِبة‬ُ ‫ه ِذهِ الْبِْن‬
Bu kız bir öğrencidir, o çok
çalışkandır. .‫ِج ًّدا‬
Bu iki kız, öğrencidir. O ikisi çok ِ ‫ان طالِبت‬
‫ ُهما‬،‫ان‬ ِ ‫ان الْبِْنت‬
ِ ‫هات‬
çalışkandır.
ِ ‫م ْجت ِهدت‬
.‫ان ِج ًّدا‬ ُ

Bu derste eşyanın niceliğini öğrenmek için kullanılan yeni bir soru


kelimesi öğrenilecektir:

Kaç? ‫ك ْم؟‬
Eşyanın niceliğini, sayısını öğrenmek için kullanılan ‫م؟‬
ْ ‫ ك‬soru isminden
sonra tekil, nekre (belirsiz) ve mensûb (fethalı) bir isim gelir:
‫ ِع ْندك؟‬1‫ ك ْم كِتابًا‬Senin kaç kitabın var?
‫ معك؟‬2‫ ك ْم ُك َّراس ًة‬Senin yanında kaç defter var?

1
NOT: Dikkat edilirse sonuna çift fetha alan kelimeler, fazladan bir elif alırlar.
2
Ancak sonunda yuvarlak te bulunan kelimelerde bu elif gelmez.
4
www.tekellum.net
46 / 299
Kaç erkek kardeşin var ey ‫ك ْم أ ًخا لك يا ُمح َّم ُد؟‬
Muhammed?

Bir erkek kardeşim var. ِ ‫لِي أخ و‬


.‫احد‬

Ya kaç kız kardeşin var?


‫وك ْم أُ ْختًا لك؟‬
İki kız kardeşim var.
.‫ان‬ِ ‫لِي أُ ْخت‬

Bisikletin kaç tekerleği var ey ‫لد َّراج ِة يا ح ِام ُد؟‬


َّ ِ‫ك ْم عجلةً ل‬
Hâmid?

Onun iki tekerleği var. ِ ‫لها عجلت‬


.‫ان‬

Senede kaç bayram var ey


َّ ‫ك ْم ِعي ًدا فِي‬
‫السن ِة يا باقِ ُر؟‬
Bâkır?

Senede iki bayram var: O


ikisi Ramazan Bayramı ve
‫ ُهما ِعي ُد‬:‫ان‬
ِ ‫السن ِة ِعيد‬
َّ ‫فِي‬
.‫ضحى‬ ْ ‫ و ِعي ُد األ‬،‫ال ِْفطْ ِر‬
Kurban Bayramıdır.

5
www.tekellum.net
47 / 299
ِ ‫الدرس الت‬
‫َّاس َع َع َش َر‬ ُ ْ َّ )١٩(
ON DOKUZUNCU DERS

1’den 10 a kadar Sayılar (Eril)

Aşağıda 1’den 10’a kadar sayılar kullanım kurallarını gösterir şekilde


listelenmiştir. Sayıların ezberlenmesi gerekir:

Anlamı Sayı Tamlaması Sayı

ِ ‫اح ٌد كِتاب و‬
‫اح ٌد‬ ِ‫و‬
Bir kitap
َ ٌ َ َ ١
ِ َ‫ان اثْ ن‬
‫ان‬ ِ ‫ان قَ لَم‬ ِ َ‫اثْ ن‬ ٢
İki kalem
َ
Üç kitap ‫ثَالثَةٌ ثَالثَةُ ُكتُب‬ ٣
Dört adam ‫أ َْربَ َعةٌ أ َْربَ َعةُ ِر َجال‬ ٤
Beş oğlan ‫َخ ْم َسةٌ َخ ْم َسةُ أ َْوالد‬ ٥
Altı riyal ‫ِستَّةٌ ِستَّةُ ِريَاالت‬ ٦
Yedi kapı ‫َس ْب َعةُ أَبْ َواب‬ ٌ‫َس ْب َعة‬ ٧
‫صص‬ ِ ِ ٌ‫ثَ َمانِيَة‬
Sekiz hikaye
َ ‫ثَ َمانيَةُ ق‬ ٨
Dokuz erkek kardeş ‫تِ ْس َعةُ إِ ْخ َوة‬ ٌ‫تِ ْس َعة‬ ٩
On kuruş ‫َع َش َرةٌ َع َش َرةُ قُ ُرْوش‬ ١١

ِ ُّ ‫ب ال َْع َد ِد‬
ِ ‫واثْ نَ ْي‬
Sayı Tamlaması (1 ve 2 için ) )‫ن‬
َ ‫ي ( َم َع َواحد‬ ُ ‫ال ُْم َرَّك‬
Arapça’da bir sayı ve sayısı belirtilen nesnenin birlikte yer aldığı

ُّ ‫ال َْع َد ِد‬


tamlamaya sayı tamlaması (‫ي‬
ُ ‫)ال ُْم َرَّك‬
‫ب‬ denir. Bu tamlamada

sayıya aded (‫د‬


ُ ‫)ال َْع َد‬, sayısı söylenen da ma’dûd (‫ )الْم ْع ُدو ُد‬denir. Bir ve
َ
iki sayıları için yapılan tamlama sıfat tamlaması gibidir. Burada sayılan

1
www.tekellum.net
48 / 299
varlık, sayıdan önce zikredilir, sayı ise bu varlığın sıfatı gibi yanına gelir.
Yani sayı, sayılanla tam bir uyum içine girer:

ِ ‫كِتاب و‬
‫اح ٌد‬
o Bir kitap:
َ ٌ َ
ِ َّ‫ُكر ِسي‬
ِ َ‫ان اثْ ن‬
‫ان‬
o İki sandalye:
ْ
Arapça’da bir (‫د‬ ِ ‫ )و‬ve iki (‫ان‬
ٌ ‫اح‬ ِ َ‫ )اثْ ن‬sayıları çoğunlukla söylenmez.
َ
Çünkü sayılan varlığın sonundaki eklerle o varlığın sayısı belli olur.
‫اب‬ ِ
Mesela ٌ َ‫ كت‬denildiğinde, sonundaki tenvin sayesinde onun bir kitap
ِ َّ‫ ُكر ِسي‬dediğimizde de sonundaki “âni” ekiyle bunun
olduğunu anlarız. ‫ان‬ ْ
“iki sandalye” olduğunu anlarız. Yine de isimlerin yanına sayıları da
eklediğimizde bu anlatımımıza pekiştirme kazandırır. Örnekler:

ِ ‫علَى م ْكتبِي قَ لَم و‬


.‫اح ٌد‬
Sıramın üstünde bir kalem var.
ٌَ َ َ َ
.‫اح ًدا‬ ِ ‫ت ج ْن ِديًّا و‬
Bir asker gördüm.
َ ُ ُ ْ‫َرأَي‬
ِ ‫جلَس علِي علَى ُكر ِسي و‬
.‫احد‬
Ali bir sandalyeye oturdu.
َ ٍّ ْ َ ٌّ َ َ َ
.1‫ان‬ ِ َ‫ان اثْ ن‬ ِ ‫َخو‬ َ ‫أ‬ ِ ‫َه َذ‬
‫ان‬
Bu ikisi iki kardeştir.
َ
İki arkadaşı ziyaret ettim. .‫ص ِديْ َق ْي ِن اثْ نَ ْي ِن‬َ ‫ت‬ ُ ‫ُزْر‬

Sayı Tamlaması (3’ten 10’a kadar)

)‫ي ( ِم ْن ثَالثَة إِلَى َع َش َرة‬


ُّ ‫ب ال َْع َد ِد‬
ُ ‫ال ُْم َرَّك‬
3’ten 10’a kadar sayıların ifadesinde şu kurallar geçerlidir:

ِ ‫َخو‬
ٌ َ‫ أ‬kelimesinin ikil hali ‫ان‬
‫خ‬ ِ َ ‫ أ‬olarak gelmez.
َ َ ‫ أ‬olarak gelir, ‫َخان‬
1

2
www.tekellum.net
49 / 299
 Sayı, isimden önce söylenir: ‫ ثَالثَةُ أَقْالم‬ifadesinin anlamı: “Üç
kalem”.

َ ‫ِر‬
Sayısı belirtilen isim (ma’dûd), çoğul söylenir: ‫جال‬ ُ‫أ َْربَ َعة‬
 Aded muzaf, ma’dûd muzafun ileyh şeklinde harekelenir: ُ‫َس ْب َعة‬
‫أيَّام‬.
 Ma’dûd çoğunlukla nekredir, dolayısıyla bir engel yoksa sonunda

َ ‫أَ ْش‬
çift kesra olur: ‫خاص‬ ُ‫( َع َش َرة‬on kişi)
 Müzekker ismin sayısı müennes, müennes ismin sayısı müzekker
gelir: ‫َخ ْم َسةُ ِر َجال‬ (beş adam). Burada ‫( ِر َجال‬adamlar) kelimesi
müzekker olduğundan ُ‫( َخ ْم َسة‬beş) sayısı sonundaki yuvarlak te
ile gösterildiği gibi müennes gelmiştir. Örnek cümleler:

.‫ت ثَالثَةُ أ َْوالد‬ ِ ‫فِي الْب ْي‬


Evde üç oğlan vardır.
َ
.‫ين‬ ِ ‫جلَس أَحم ُد مع ِست َِّة م َد ِّر‬
‫س‬
Ahmet altı hoca ile birlikte oturdu.
َ ُ ََ َْ َ َ
Vacid, dokuz tane üzüm yedi. .‫اج ٌد تِ ْس َعةَ أَ ْعنَاب‬ ِ ‫أَ َكل و‬
ََ
Halide, sekiz ülkeyi ziyaret etti. .‫ت َخالِ َدةُ ثَ َمانِيَةَ بِالَد‬ ْ ‫َز َار‬
ِ َ‫فَ تَح ن‬
.‫اص ٌر أ َْربَ َعةَ أَبْ َواب‬
Nasır dört kapı açtı.
َ
Çantamda beş kalem vardır. .‫فِي َح ِقيبَتِي َخ ْم َسةُ أَقْالم‬

3
www.tekellum.net
50 / 299
‫س ال ِْع ْش ُرو َن‬ َّ َ‫) ا‬٠٢(
ُ ‫لد ْر‬
YİRMİNCİ DERS

Bir önceki derste müzekker varlıkların 1’den 10’a kadar sayılmasını


öğrenmiştik. Bu derste de müennes varlıkların sayılmasını öğreneceğiz.
Şimdi özet bir tablo ile bu sayıları görelim:

Sayı Tamlaması Sayı

ٌ‫اح َدة‬ِ ‫ح ِقيبةٌ و‬ ِ‫و‬


ٌ‫اح َدة‬
Bir çanta
َ َ َ َ ١
ِ َ‫ان اثْ نَت‬
‫ان‬ ِ َ‫ُك َّراست‬ ِ َ‫اِثْ نَت‬
‫ان‬
İki defter
َ ٢
Üç bahçe ‫الث َح ِدي َقات‬ ُ َ‫ث‬ ٌ‫ثَالثَة‬ ٣
Dört dergi ‫أ َْربَ ُع َم َجالت‬ ٌ‫أ َْربَ َعة‬ ٤
Beş hemşire ‫ضات‬
َ ‫س ُم َم ِّر‬ُ ‫َخ ْم‬ ٌ‫َخ ْم َسة‬ ٥
Altı kadın hoca ‫ت ُم َد ِّر َسات‬ُّ ‫ِس‬ ٌ‫ِستَّة‬ ٦
Yedi okul ‫َس ْب ُع َم ْد َر َسات‬ ٌ‫َس ْب َعة‬ ٧
Sekiz otobüs ‫ثَ َمانِي َحافِالت‬ ٌ‫ثَ َمانِيَة‬ ٨
Dokuz kız ‫تِ ْس ُع بَنَات‬ ٌ‫تِ ْس َعة‬ ٩
On oda ‫َع ْش ُر غَُرف‬ ٌ‫َع َش َرة‬ ١١

Sayı Tamlaması - ُّ ‫ب ال َْع َد ِد‬


‫ي‬ ُ ‫اَل ُْم َرَّك‬
Sayılan varlığın müennes olduğu durumda da bir önceki derste anlatılan
kurallar gereği:

 1 ve 2 sayılarında, sayı, sayılan isimden sonra ve o ismin sıfatı


ِ َ‫اِثْ نَت‬
ِ ‫ و‬ve ‫ان‬
ٌ‫اح َدة‬
olarak gelir. Sayılan varlık müennes olduğundan,
َ
sayıları kullanılır. Sıfat tamlamalarında sıfat ve sıfatlanan arasında
1
www.tekellum.net
51 / 299
ِ‫و‬
ٌ‫اح َدة‬ ِ َ‫اِثْ نَت‬
‫ان‬
cinsiyet uyumu olduğunu hatırlayınız. Yine
َ ve
sayılarının kullanılması şart değildir, çoğunlukla da kullanılmaz.
ِ ‫ح ِقيبةٌ و‬
ٌ‫اح َدة‬ ٌ‫َح ِقيبَة‬
Kullanıldığında anlam pekişir.
َ َ َ ifadesinde
ifadesinin sonundaki tenvin zaten sayının bir olduğunu
ِ ‫ و‬ile bu mana pekişir. Yine ‫ان‬
ٌ‫اح َدة‬ ِ َ‫ان اثْ نَت‬
ِ َ‫ُك َّراست‬
göstermektedir.
َ َ
ِ َ‫ ُك َّراست‬ifadesinin sonundaki “âni” eki sayının iki
ifadesinde ‫ان‬ َ
olduğunu gösterir. Buna rağmen getirilen ‫ان‬ ِ َ‫ اثْ نَت‬ifadesiyle bu
anlam pekişmiş olur. Örnek cümleler:

.ٌ‫اح َدة‬ ِ ‫فِي الْح ْق ِل ب َقرةٌ و‬


Tarlada bir tane inek vardır.
َ ََ َ
Benim iki kızım vardır. ِ َ‫ان اثْ نَت‬
.‫ان‬ ِ َ‫لِي بِْنت‬
ِ ‫قَ رأَ كِتابا و‬
.‫اح ًدا‬
O bir kitap okudu.
َ ًَ َ
O (bayan) iki hikaye üstüne çalıştı. .‫صتَ ْي ِن اثْ نَتَ ْي ِن‬ َّ ِ‫ت ق‬ ْ ‫َد َر َس‬
.‫اح َدة‬ ِ ‫اَلْ ُكتب فِي ح ِقيبة و‬
Kitaplar bir çantanın içindedir.
َ َ َ ُُ
Çocuklar iki bahçededirler. .‫الد فِي َح ِدي َقتَ ْي ِن اثْ نَتَ ْي ِن‬ ُ ‫اَأل َْو‬

 3 ile 10 arası sayılarda sayılan varlık çoğul kullanılır: ‫أ َْربَ ُع‬


‫( َكلِ َمات‬dört kelime).
 Sayı sayılan isimden önce gelir; ‫َخوات‬
َ‫أ‬ َ ‫الث‬
ُ َ‫ث‬.
ِ ‫س بع ج‬
ileyh olur; ‫ام َعات‬
 Sayı muzaf, sayılan muzafun َ ُ َْ (yedi
üniversite)
 Sayı ile sayılanın cinsiyeti ters olur. Sayılan müennes olduğundan
sayı müzekker olur; ‫نِساء‬
َ ‫س‬
ُ ‫َخ ْم‬ Örnekler:

2
www.tekellum.net
52 / 299
Benim üç tane defterim var. .‫اسات‬ َ ‫كر‬ َّ ‫الث‬ُ َ‫ِع ْن ِدي ث‬
‫س طَبِيبَات‬ ِ ‫ت إِلَى َخ ْم‬ ْ َ‫َذ َهب‬
.‫ُم ْختَلِ َفات‬
O (bayan) beş farklı (bayan) doktora gitti.

Sen (bayan) altı (bayan) arkadaşla oturdun. .‫ص ِدي َقات‬


َ ‫ت‬ ِّ ‫ت َم َع ِس‬ ِ ‫جلَس‬
ْ َ
Hamîde, sekiz şehir ziyaret etti. .‫ت َح ِمي َدةُ ثَ َمانِ َي ُم ُدن‬ْ ‫َز َار‬

3
www.tekellum.net
53 / 299
ِ ‫لدرس الْح‬
‫ادي َوال ِْع ْش ُرون‬ َ ُ ْ َّ َ‫( ا‬۱۲)
YİRMİ BİRİNCİ DERS

Okulum

Bu benim okulumdur. O mescide yakındır. O üç kapısı olan büyük bir


okuldur. Şu an kapıları açıktır.

Okulda çok sınıf vardır. Bu bizim sınıfımız. Ve o geniş bir sınıftır. İçinde
iki büyük pencere vardır. Ve içinde sıralar ve sandalyeler vardır. Ve
içinde büyük bir yazı tahtası vardır. Bu hocanın sırası ve şu da
sandalyesidir. Ve şunlar öğrencilerin sıraları ve sandalyeleridir.
Öğretmenin sırası büyüktür ve öğrencilerin sıraları küçüktür.

Sınıfımızda 10 öğrenci vardır. Ve onlar değişik ülkelerdendir. Bu


Muhammed’dir ve o Japonya’dandır. Ve bu Halid’dir ve o Çin’dendir.
Ve bu Ahmed’dir ve o Hindistan’dandır. Ve bu İbrahim’dir ve o
Gana’dandır. Ve bu İsmail’dir ve o Nijerya’dandır. Ve bu Yusuf’tur ve o
İngiltere’dendir. Ve bu Bayram’dır ve o Türkiye’dendir. Ve bu
Ammar’dır ve o Malezya’dandır. Ve bu Ali’dir ve o Amerika’dandır. Ve
bu Ebubekir’dir ve o Yunanistan’dandır.

Onlar değişik beldelerdendir ve dilleri değişiktir, renkleri değişiktir.


Lakin dinleri birdir. Rableri birdir. Nebileri birdir. Kıbleleri birdir. Onlar
müslümanlardır. Ve müslümanlar kardeştir.

Bu bizim hocamızdır. Adı Şeyh Bilal’dir. O Medine’dendir. Ve o salih


bir adamdır. Onu çok seviyoruz.

1
www.tekellum.net
54 / 299
(۲۲)

22. DERS

Bu derste tenvin almayan kelimeler üzerinde duracağız. Bir çok isim ve


sıfatta tenvin bulunur. Bunun istisnaları şunlardır:

a) İsim ya da sıfatın başında ‫ ال‬varsa tenvin düşer. Örneğin:

b) (mudaf) olduğunda:

c) Hitap için başına gelirse:

Bazı isim ve sıfatlar vardır ki sonlarına hiçbir zaman tenvin almazlar.


Bunlara (Ğayr-i Munsarif) denir. Kitapta şimdiye kadar bu
özelliğe sahip aşağıdaki isim ve sıfat gruplarını öğrendik:

1. Kadın özel isimleri:

2. Yuvarlak “te” ile biten erkek özel isimleri:

3. “-ân” ile biten erkek özel isimleri: ,


4. ُ‫ فَ ْعالَن‬veznindeki sıfatlar:
5. veznindeki erkek isimleri:
6. veznindeki sıfatlar:
7. Arapça olmayan özel isimler:
8. Şu vezinlerdeki kırık çoğullar:
a) vezni:
b) vezni:
c) vezni:
d) vezni:

www.tekellum.net
55 / 299
Renkler:

Kırmızı Siyah
Mavi Sarı
Yeşil Beyaz

www.tekellum.net
56 / 299
(۲۳)

23. DERS

Daha önce şu iki durumda bir ismin mecrur ( ) olduğunu görmüştük:

a) Harf-i Cerr Aldığında:


:

b) Mudafun ileyh olduğu zaman:

Bu iki durumda gayr-i munsarif isimler kesra yerine fetha alır:

www.tekellum.net
57 / 299
‫بسم اهلل الرحمان الرحيم‬
‫ال ّد ْرس االَ َّول‬
İKİNCİ CİLT
BİRİNCİ DERS

Bu derste şu hususlar öğrenilecektir:

1. َّ : Arapça’da iki çeşit cümle vardır:


‫إن‬
a) ‫اإلس ِميَّة‬
ْ ‫( الْج ْملَة‬isim cümlesi): İlk kelimesi isim olan cümledir. Örnek:
ِ ‫( ال‬Kitap kolaydır.) cümlesinde ilk kelime mübteda, ikinci
‫ْكتَااا َسا ْال‬ kelime
haberdir.
b) ‫ْف ْعلِيَّة‬
ِ ‫ال‬
‫( الْجملَة‬fiil cümlesi): İlk kelimesi fiil olan cümledir. Örnek:
‫ج بِالَل‬
َ ‫( َخ َر‬Bilal çıktı.)
َّ edatı isim cümlelerinin başına gelir. Örnek:
‫إن‬
ِ ‫ال‬
‫ْكتَا َس ْل‬ ِ ‫إن ال‬
‫ْكتَا َ َسل‬ َّ
َّ ‘den sonra gelen ismin mansub olduğuna dikkat ediniz. Ayrıca artık cümlede
‫إن‬
mubteda’dan bahsedilemez. Mubteda “‫إن‬ َّ ‫إسم‬ َّ ‫ ” َخبَار‬olur.
ْ ”ye dönüşür, haber de “‫إن‬
َّ
‫إن‬ ifadesi vurgu belirtir. Yani söylenen söze vurgu katar ve sözün anlamına
"şüphesiz, gerçekten" vurgusu verir.
* Eğer mubteda'da ( ‫ )الْم ْبتَا َد‬bir tane damme ( ‫ض َّامة‬
َ - _ُ_) varsa ‫ 'إ ّن‬den sonra
geldiğinde fetha'ya (‫حة‬
َ ‫فَا ْت‬ _ُ_)
َ dönüşür. Örnek:
‫الْم َد ِّرس َج ِديد‬ ‫س َج ِديد‬ َّ
َ ‫إن الْم َد ِّر‬

1
‫ الجزء الثاني‬- ‫دروس اللغة العربية‬
www.tekellum.net
58 / 299
ِ
‫آمنَة طَالِبَة‬ ِ ‫إن‬
‫آمنَةَ طَالِبَة‬ َّ
* Eğer mubteda'da ( ‫ )الْم ْبتَا َد‬çift damme (‫ان‬ ِ َ‫ضا َّامت‬
َ -_ُ_) varsa ‫إن‬ َّ 'den sonra

geldiğinde çift fetha'ya (‫ان‬ ِ َ‫فَا ْتحت‬-_ُ_) dönüşür. Örnek:


َ
‫َح ِامد َم ِريض‬ ‫إن َح ِامدا َم ِرض‬ َّ

* Eğer mubteda ( ‫ )الْم ْبتَ َد‬bir zamir ise (‫ض ِمير‬ َّ 'den sonra geldiğinde zamir
َ ) varsa ‫إن‬
kendi mansub formuna dönüşür. Örnek:
‫ت غَنِي‬
َ ْ‫ن‬ ‫ك غَنِي‬
َ َّ‫إن‬
Bilindiği gibi zamirlerin bir merfu formu, bir de mansub ve mecrur formu bulunur.
Hatırlatalım:
Mansub Merfu' Mansub Merfu'

َ َّ‫إن‬
‫ك‬ ‫ت‬َ ْ‫ن‬ ‫إنَّه‬ ‫ه َو‬
Mansub Merfu'
‫إنَّك َما‬ ‫نْات َما‬ ‫إنَّال َما‬ ‫ه َما‬
‫إنّنِي‬/‫إنِّي‬ ‫نَا‬ ‫إنّك ْم‬ ‫نْات ْم‬ ‫إنَّال ْم‬ ‫ه ْم‬
‫إنَّانَا‬/‫إنَّا‬ ‫نَ ْحن‬ ‫ك‬ِ َّ‫إن‬ ‫ت‬ ِ ْ‫ن‬ ‫إنَّا َلا‬ ‫ِه َي‬
‫إنَّك َما‬ ‫نْات َما‬ ‫إنَّال َما‬ ‫ه َما‬
‫إنَّك َّن‬ ‫نْات َّن‬ ‫إنَّال َّن‬ ‫ه َّن‬

َّ gibi bir edattır."‫إن‬


‫لَ َعا‬: Le'alle de yine ‫إن‬
2. َّ َّ 'nin kardeşleri" arasında anılır. Gramer
açısından ‫إن‬ َّ gibi sonunda gelen isimleri nasb eder. َّ ‫لَ َعا‬, "ümit ve korku" anlamı
taşır. Örnek:
‫ْجو َج ِمي‬
َ ‫( ال‬Hava güzeldir.) ‫ْج َّو َج ِمي‬
َ ‫( لَ َع َّ ال‬Umarım hava güzeldir.)

2
‫ الجزء الثاني‬- ‫دروس اللغة العربية‬
www.tekellum.net
59 / 299
‫الْما ا َد ِّرس َما ا ِريض‬ (Hoca hastadır.) ‫س َما ا ِريض‬
َ ‫لَ َعا ا َّ الْما ا َد ِّر‬ (Korkarım hoca
hastadır.)
Bu derste yalnızca "ümit" anlamı taşıyan örnekler tartışılacaktır.

3. ‫ ذو‬kelimesi "sahiplik" anlamı taşır. Örnek: ‫َماال‬ ‫ذو‬ (mal sahibi), ‫( ذو خلا‬ahlak
sahibi), ‫( ذو ِع ْلام‬ilim sahibi). ‫ذو‬ ( ‫ضاا‬
َ ‫ )م‬ve onu
kelimesi her zaman mudaftır

mudafun ileyh (‫ضاا إلَْياه‬


َ ‫ )م‬takip eder. Dolayısı ile mecrur olur. ‫ ذو‬kelimesinin
müennes hali ‫ ذَات‬şeklindedir. Örnek:

‫( بِالَل ذو ِعلْم َو ْخته ذاَت خل‬Bilal ilim sahibidir, kızkardeşi de


ahlak sahibidir.)
‫ ذو‬kelimesinin tekil, çoğul, müzekker ve müennes durumlarını bir tabloda görelim:
‫ُموءنَّث‬ ‫ُم َذ َّكر‬
‫َذات‬ ‫ذو‬ ‫ُم ْفَرد‬
‫ذَواَت‬ ‫ذَوو‬ ‫ََجْع‬

Bunu örneklendirirsek:

‫ُموءنَّث‬ ‫ُم َذ َّكر‬


‫َه ِذهِ الطَّالِبَة َذات خل‬ ‫َهذاَ الطَالِب ذو خل‬ ‫ُم ْفَرد‬
‫َهؤالَء الطّالِبَات َذ َوات خل‬ ‫ََجْع َهؤالَِء الطالَ َذوو خل‬

4. ‫ ْم‬: "Veya" anlamına gelir ancak sadece sorularda kullanılır.

3
‫ الجزء الثاني‬- ‫دروس اللغة العربية‬
www.tekellum.net
60 / 299
‫ت ْم م َل ْن ِدس؟‬ َ ْ‫ طَبِيب ن‬-Sen bir hekim misin yoksa mühendis misin?
‫ند ه َو ْم ِم ْن تا ْركِيَا؟‬ِ ‫ ِمن الْ ِل‬-O Hindistanlı mı yoksa Türkiyeli mi?
ْ
‫ت م َح َّمدا؟‬ َ ْ‫ بِالَال َرَ ي‬- Bilal'i mi gördün yoksa Muhammed'i mi?
Önemli kural: ‫ ْم‬ile sorulan sorularda iki durum sorulur. Bu iki durumdan ilki

mutlaka hemen 'den sonra, ikincisi de hemen ‫' ْم‬den sonra gelmelidir. Yanlış ve
doğru uygulamalara iki örnek verelim:

YANLIŞ DOĞRU
‫ت م َد ِّرس ْم طَالِب؟‬ َ ْ‫ن‬ ‫ت ْم طَالِب؟‬َ ْ‫م َد ِّرس ن‬ 1
‫ت إلَي َم َّكةَ ْم ج َّدةَ؟‬
َ ‫هب‬
ْ َ‫ذ‬ َ ‫إلَي َم َّكةَ ذَ َه ْب‬
‫ت ْم إلَي ج َّدةَ؟‬ 2

"Veya" anlamını soru cümlelerinin haricinde "‫ " ْو‬kelimesi verir. Örnekler:

‫اك‬
َ َ‫ خ ْذ َه َذا ْو ذ‬- Bunu veya şunu al.
‫ َر يْت ثَالَثَة ْو ْربَا َعة‬- Üç veya dört tane gördüm.
‫ج بِالَل ْو َح ِامد‬ َ ‫ َخ َر‬- Bilal ya da Hamid çıktı.
5. ‫ ِمااءة‬: (mietün) 100 (yüz), ‫ لْاف‬: (elfün) 1000 (bin) anlamına gelir. Bu iki sayıdan

sonra gelen ma'dud (‫َم ْعدود‬ - sayılan), tekil (‫ )م ْف َرد‬ve mecrur gelir.
‫ ِماءة كِتَا‬- 100 kitap.
‫ لْف ِريَال‬- 1000 riyal.
ِ ‫ َه َذا التِّا ْل َفاز بِأ‬-
‫َلف ِريَال‬ Bu televizyon 1000 riyaldir. Burada ‫لْاف‬
kelimesinin kesralı olma nedeni ِ harf-i cerridir.

4
‫ الجزء الثاني‬- ‫دروس اللغة العربية‬
www.tekellum.net
61 / 299
ِ ‫ها َذا ال‬: "Bu kitap pahalıdır" ifadesinde ‫ غَاال‬kelimesi
‫ غَاال‬: Pahalı. ‫ْكتَاا غَاال‬
6. َ
mecrur değil, merfu'dur. Bu kelimenin aslı ‫'غَاالِي‬dur. Ancak söylenişte zamanla

düşmüş ve ‫ غَال‬halini almıştır. Buna benzer değişim göstermiş kelimelere örnekler:

Bir örnek Anlamı Günümüzde Orijinali

Ben bir avukatım. ‫نَا م َحام‬ Avukat ‫م َحام‬ ‫م َح ِامي‬


Babam bir hakimdir. ‫بِي قَاض‬ Hakim ‫قَاض‬ ‫اضي‬ِ َ‫ق‬
Bu bir vadidir. ‫َه َذا َواد‬ Vadi ‫َواد‬ ‫َو ِادي‬

َّ ile ilgili Kur'an'dan örnekler:


‫إن‬
2:173 - Şüphe yok ki Allah çokça bağışlayan
çokça esirgeyendir.
‫إن اهللَ غَفور َرحيم‬ َّ
ِ ‫ْحسا‬ِ
3:199 - Şüphesiz Allah, hesabı çabuk olandır.
َ ‫إ ّن اهللَ َس ِريع ال‬
2:20 - Allah şüphesiz her şeye kadirdir. ‫لى ك ِّ َشئ قَ ِدير‬ َ ‫إن اهللَ َع‬
َّ
7:56 - Muhakkak ki Allah'ın rahmeti (iyilik ِ ‫ت‬
‫اهلل قَ ِريب‬ َّ
َ ‫إن َر ْح َم‬
edenlere) yakındır.
73:19 - İşte bu (anlatılanlar), şüphesiz bir
öğüttür.
‫إن َه ِذهِ تَذْكِ َرة‬
َّ
23:100 - (Hayır! Onun söylediği) bu söz (boş)
laftan ibarettir.
‫إنَّا َلا َكلِ َمة‬
37:64 - Zira o, (cehennemin dibinde bitip
yetişen) bir ağaçtır.
‫إنَّا َلا َش َج َرة‬
2:69 - Şüphesiz o sarı bir inektir. َ ‫إنَّا َلا بَا َق َرة‬
‫ص ْف َراء‬
4:145 - Şüphe yok ki münafıklar cehennemin
en alt katındadırlar.
ِ ‫الد ْر ِك االَ ْس َف‬
َّ ‫ين فِي‬ ِِ
َ ‫إن الْمنَافق‬ َّ
41:33 - ((İnsanları) Allah'a çağıran, iyi iş yapan
ِِ ِ ِ
ve) "Ben müslümanlardanım" (diyenden kimin
sözü daha güzeldir?)
َ ‫إنَّني م َن الم ْسلم‬
‫ين‬

5
‫ الجزء الثاني‬- ‫دروس اللغة العربية‬
www.tekellum.net
62 / 299
19:30 - (Çocuk şöyle dedi:) "Ben, Allah'ın
kuluyum.( O, bana Kitab'ı verdi ve beni ِ ‫إنِّي َع ْبد‬
‫اهلل‬
peygamber yaptı." )
2:14 - Biz sizinle beraberiz…. ‫إنَّا َم َعك ْم‬
ِ َّ ‫إن اهللَ َم َع ال‬
َّ
َ ‫ْصاب ِر‬
‫ين‬
2:153 - Allah muhakkak sabredenlerle
beraberdir.
ِ ِ ‫إن الد‬
3:19 - Allah nezdinde hak din İslam'dır. ‫اإلسالَم‬
ْ ‫ِّين ع ْن َد اهلل‬َ َّ
94:6 - Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık
daha vardır.
‫إن َم َع الْع ْس ِر يسرا‬َّ
42:12 - (Göklerin ve yerin anahtarları
O'nundur. Dilediğine rızkı bol verir, ‫إنَّه بِك ِّ َش ْيء َعلِيم‬
dilediğinden de kısar.) O, her şeyi bilendir.
ِ ‫هلل و إنَّا إِلَْي ِه ر‬
ِ
َ ‫إِنَّا‬
2:156 - Biz Allah'a ait (kullar)ız ve şüphesiz
O'na dönücüleriz.'
‫اجعو َن‬َ
15:45 - (Allah'ın azabından korkup rahmetine
sığınan) takva sahipleri, mutlaka cennetlerde ‫ين فِي َجنَّات َو عيون‬ ِ
َ ‫إِ َّن الْمتَّق‬
ve pınar başlarında olacaklar.
59:18 - (Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve
herkes, yarına ne hazırladığına baksın.
Allah'tan korkun, çünkü) Allah,
‫إِ َّن اهللَ َخبِير بَ َما تَا ْع َملو َن‬
yaptıklarınızdan haberdardır.
ِِ ِ
َ ‫إِ َّن اهللَ يحب الم ْحسن‬
2:195 - Şüphe yok ki Allah, iyilik edenleri
sever.
‫ين‬

AHZAB SURESİ (35. Ayet)

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla, ِ ‫ان َّارِح‬


‫يم‬ ِ ‫بِس ِم الَّله ارحم‬
َ ّْ ْ
Şüphesiz, Müslüman erkekler ve Müslüman ِ ‫إن الْمسلِ ِمين والْمسلِم‬
‫ات‬ َّ
kadınlar, َ ْ َ
mü'min erkekler ve mü'min kadınlar, ِ َ‫ؤمنا‬
‫ت‬ ِ ‫والْم ْؤِمنِين والم‬
َ
gönülden (Allah'a) itaat eden erkekler ve ِ َ‫والْ َقانِتِين والْ َقانِت‬
‫ات‬
gönülden (Allah'a) itaat eden kadınlar, َ
ِ َ‫ادق‬
‫ات‬ ِ ‫والص‬
َّ ‫قين‬ ِ َّ
َ ‫والصاد‬
sadık olan erkekler ve sadık olan kadınlar,

6
‫ الجزء الثاني‬- ‫دروس اللغة العربية‬
www.tekellum.net
63 / 299
ِ ‫والصابِر‬ ِ َّ
‫ات‬ َ َّ ‫ين‬ َ ‫والصاب ِر‬
sabreden erkekler ve sabreden kadınlar,

ِ ‫اش‬
‫عات‬ ِ ‫اش ِعين والْ َخ‬ ِ
َ ‫والْ َخ‬
saygıyla (Allah'tan) korkan erkekler ve
saygıyla (Allah'tan) korkan kadınlar,
sadaka veren erkekler ve sadaka veren ِ َ‫والْمتَصدِّقِين والْمتَص ِّدق‬
‫ات‬
kadınlar, َ َ َ
ِ ‫لص ِاءم‬
‫ات‬ ِ ِ َّ ‫و‬
َ َّ ‫ين وا‬ َ ‫الصاءم‬
oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar,

ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) ِ َ‫والْحافِ ِظين فاروجلم والْحافِظ‬


‫ات‬
koruyan kadınlar, َ ْ َ َ َ
ِ ‫والذاكِر‬
َّ ِ‫والذاكِ ِرين اهلل َكث‬
‫ات‬ ‫ا‬‫ر‬ ‫ي‬ َ َ َّ
Allah'ı çokça zikreden erkekler ve (Allah'ı
çokça) zikreden kadınlar: َ
(işte) bunlar için Allah bir bağışlanma ve
büyük bir ecir hazırlamıştır.
.‫َع َّد اهلل للم َمغْ ِف َرة َو ْجرا َع ِظيما‬

7
‫ الجزء الثاني‬- ‫دروس اللغة العربية‬
www.tekellum.net
64 / 299
‫ الجزء الثاني‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫( الدرس الثاني‬۲)
İKİNCİ DERS
Bu derste şu hususlar öğrenilecektir:

1. ‫س‬
َ ‫ لَْي‬: "değil" anlamına kullanılan olumsuz bir kelimedir:
‫ت َج ِديد‬ ُ ‫الْبَ ْي‬ -Ev yenidir.

‫ت َج ِدي ًدا‬ُ ‫س الْبَ ْي‬َ ‫ لَْي‬-Ev yeni değildir.


‫ت بِ َج ِديد‬ ُ ‫س الْبَ ْي‬ ِ
َ ‫ لَْي‬-Ev yeni değildir. (Bir üstteki cümleye ek olarak bu cümlede habere ‫ب‬
eklemesi yapılmıştır. Bu harf-i cerr'in etkisiyle cümle kesra ile bitmiştir. Kur'an-ı Kerim'de de kullanım
büyük oranda bu şekildedir.)

‫س‬ ‫ي‬ ‫ل‬


َ ِ
'nin cümleye girişiyle beraber mubteda ‫'اسم لَيس‬ye, haber de ‫خب ر لَيس‬
َ ْ ْ
َ ُ ْ َ ْ ُ َ َ 'ye dönüşür.
‫س‬
َ ‫' لَْي‬nin dişil formu ‫ت‬
ْ ‫س‬
َ ‫ لَْي‬şeklindedir. Örnek:
َ ‫ب َم ِري‬
‫ضة‬ َ ‫ب بِ َم ِري‬
ُ َ‫( َزيْ ن‬Zeyneb hastadır.)======> ‫ضة‬ ُ َ‫ت َزيْ ن‬
ْ ‫يس‬
َ َ‫ل‬ - Zeyneb hasta değildir.

‫يمة‬ ِ َّ‫( السي‬Araba eskidir.) ======> ‫السيَّارةُ بَِق ِديمة‬


َ ‫ارةُ قَد‬
َ َ َ َ َّ ‫ت‬ ْ ‫س‬
َ ‫ لَْي‬- Araba eski değildir.
DİKKAT: Takip eden harf-i tarif ( ‫ )ال‬nedeniyle ‫ست‬
ْ ‫' لَْي‬in sonu kesra ile okunur.
‫ت‬َ ‫لَ ْس‬ ‫س‬َ ‫لَْي‬
‫لَ ْستُ َما‬ ‫سا‬َ ‫لَْي‬
‫ت‬
ُ ‫لَ ْس‬ ‫لَ ْستُ ْم‬ ‫سوا‬ُ ‫لَْي‬
‫لَ ْسنَا‬ ‫ت‬ ِ ‫لَس‬ ‫ت‬
ْ ‫س‬
ْ َ ‫لَْي‬
‫لَ ْستُ َما‬ ‫ستَا‬
َ ‫لَْي‬
‫لَ ْستُ َّن‬ ‫لَ ْس َن‬

‫ت بِ ُم َه ْن ِدس‬ ُ , "ismu leyse" dir. ‫ بِ ُم َه ْن ِدس‬de "haberu leyse"dir. ‫ت‬


ُ ‫ لَ ْس‬cümlesinde, ‫ت‬ ُ ‫أنَا لَ ْس‬
1

www.tekellum.net
65 / 299
‫ الجزء الثاني‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫ بِ ُم َه ْن ِدس‬şeklinde söylediğimizde ise ‫ أنَا‬mubteda, ‫ت بِ ُم َه ْن ِدس‬


ُ ‫ لَ ْس‬de haberdir.
Şu iki cümleye bakalım:

‫مدرس‬ ِّ ‫ت بِ ُم َد ِّرس >===== أنا‬ ُ ‫لَ ْس‬


‫ت ِم َن ال ِه ْن ِد >===== أنا ِم َن ال ِه ْن ِد‬
ُ ‫لَ ْس‬
Eğer haberu leyse, ‫ ِم َن ال ِه ْن ِد‬gibi car-mecrur şeklinde ise, ‫ب‬
ِ almaz. Dolayısıyla ‫ت بِ ِم َن ال ِه ْن ِد‬
ُ ‫لَ ْس‬
denmez.

Daha önce de gördüğümüz gibi mübteda nekre ise ve haber de car mecrur şeklinde geldiyse ( ‫لِي‬
‫ )إ ْخ َوة‬örneğinde olduğu gibi) bu durumda haber mübtedanın başına geliyordu.

Böyle bir cümlenin başına leyse gelirse: ‫س لِي إ ْخ َوة‬ ِ


َ ‫ لَْي‬şeklinde olur. Burada ‫ إ ْخ َوة‬ism-u leyse, ‫لي‬
ise haber-u leyse olur.

2. ‫ لِي إ ْخ َوة‬şeklinde bir cümlenin başına ‫إن‬


َّ gelirse, ً‫إن لِي إ ْخ َوة‬
َّ şeklini alır. Burada ً‫ إ ْخ َوة‬ism-u
ِ
inne olduğu için mansubdur. ‫ لي‬de haber-u inne olmuş olur.

3.‫( بِالَ ُل بْ ُن َح ِامد‬Hamid'in oğlu Bilal). Bunun gibi bir tamlamada ‫' اِبْ ُن‬nın başındaki elif düşer ve
yazarken de yazılmaz. ‫ل‬ ُ َ‫ بِال‬ifadesinde de tenvin düşmesi olur.

4. ُ َ‫( َم ِن اال‬Kardeş kimdir?) sorusu karşımızdaki kişiye kim olduğunu sormanın kibar yoludur.
‫خ؟‬

www.tekellum.net
66 / 299
‫ الجزء الثاني‬- ‫دروس اللغة العربية‬

ُ ِ‫س الثَّال‬
‫ث‬ َّ (۳)
ُ ‫الد ْر‬
ÜÇÜNCÜ DERS
ِ ‫)اسم التَّ ْف‬
‫ض ْي ِل‬
KARŞILAŞTIRMALAR: (
ُ
Türkçe'de var olan karşılaştırmalara örnek: Güzel, Daha Güzel, En Güzel
Bu tarz karşılaştırmalarda "daha..." ve "en...." anlamını veren yapılara ism-i tafdil ( ‫اسم‬
ُ
ِ ‫ )التَّ ْف‬denir. ‫ أفْ عل‬vezninde oluşturulur. Mesela:
‫ض ْي ِل‬ َُ
‫( َج ِميل‬güzel) ============> ‫أج َم ُل‬ ْ (daha güzel, en güzel)
‫( َكبِير‬büyük) ============> ‫( أ ْكبَ ُر‬daha büyük, en büyük)
Daha önce ef'alu veznindeki isimlerin gayr-i munsarıf (diptote) olduğuna değinmiştik.
Dolayısıyla bu formdaki isimler (ism-u tafdil) tenvin ve esre almaz.

‫ أفْ َع ُل‬veznindeki isimden sonra bir ‫ ِم ْن‬gelir ki bundan sonra karşılaştırmanın ne ile yapıldığı
söylenir:

‫حاَِمد أط َْو ُل ِم ْن بِالَل‬ (Hamid Bilal'den daha uzundur.)

* İsm-i Tafdil hem erkek, hem dişi, hem tekil hem de çoğul için aynı kullanılır:

ِ ‫بِالَل أطْو ُل ِمن‬


َ‫آمنَة‬ ْ َ (Bilal Amine'den daha uzundur.)

‫آمنَةُ أط َْو ُل ِم ْن بِالَل‬


ِ (Amine Bilal'den daha uzundur.)

‫ت‬ ِ َ‫ْاْلبناَء أطْو ُل ِمن الْبنا‬


َ ْ َ ُ ْ (Oğullar kızlardan daha uzundur.)

‫ت أط َْو ُل ِم ْن ْاْلبْناَِء‬
ُ َ‫الْبَنا‬ (Kızlar oğullardan daha uzundur.)

Bir de ‫' ِم ْن‬den sonra zamirin geldiği örneklere bakalım:

‫س ُن ِمنِّي‬َ ‫أح‬ْ ‫ت‬ َ ْ‫( أن‬Sen benden iyisin.)


‫ك‬َ ‫ص ُر ِم ْن‬
َ ْ‫( أناَ أق‬Ben senden daha kısayım.)
‫( ُه ْم أ ْكبَ ُر ِمنَّا ِسنَّا‬Onlar bizden yaşça büyüktür.).

www.tekellum.net
67 / 299
‫ الجزء الثاني‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Burada ‫( ِسنا‬yaşça) kelimesinin temyiz olduğunu hatırlayınız.


ِ
* ‫ أفْ عل‬vezinli ism-i tafdil'den sonra ‫ من‬değil de, mecrur bir isim gelirse "en...." anlamı
َُ ْ
kazanır:
ُ‫س ُن طَالِب ِِفُالْ َم ْد َر َس ِة‬َ ‫أح‬
ِ
ْ ُ‫( إبْ َراهيم‬İbrahim okuldaki en iyi öğrencidir.)
ُ‫( ْاْل ْزَهرُأقْ َد ُم َج ِام َعة ِِفُالْ َعا َِل‬El-Ezher dünyanın en eski üniversitesidir.)
‫صلِنَا‬ ِ ِ
ْ َ‫( فَاط َمةُأ ْكبَ ُر طَالبَة ِِفُف‬Fatıma sınıfımızdaki en büyük kız öğrencidir.)

* ‫( َوََلكِ َّن‬lâkin): İnne'ye benzeyen harflerdendir. Aynı ‫إن‬


َّ gibi cümlenin ismini nasbeder,
haberine dokunmaz.

‫بِ َالل ُم ْجتَ ِهد َوََلكِ َّن َح ِامدا َك ْسالَ ُن‬ (Bilal çalışkandır lâkin Hâmid tembeldir.)

‫أخي ُمتَ َزِّوج َوَلَكِنِّي َع َزب‬ِ (Kardeşim evli lâkin ben bekarım.)

‫َّها قَ ِويَّة‬ ِ ِ َ‫سيَّارتِي ق‬


َ ‫يمة َوََلكن‬
َ ‫د‬ َ َ (Arabam eskidir lâkin güçlüdür.)

* َّ ‫ ( َك‬gibi görünüyor): Bu da İnne'ye benzeyen harflerdendir. Aynı ‫إن‬


‫أن‬ َّ gibi cümlenin ismini
nasbeder, haberine dokunmaz.

‫ام َم ِريض‬ َّ ‫َك‬


َ ‫أن ْاْل َم‬ (İmam hasta gibi görünüyor.)

َ ُ‫َم ْن َه ِذهِ الْ َفتَاةُ؟ َكأنَّ َها أ ْخت‬


‫ك‬ (Bu kız kim? Kız kardeşin gibi görünüyor.)

ُ‫ارَة لَه‬ َّ ِ‫أن َه ِذه‬


َ َّ‫السي‬ َّ ‫َك‬ (Görünüşe göre bu araba onun.)

‫ك ِم ْن ال ِه ْن ِد‬ َ َّ‫َكأن‬ (Hindistanlıya benziyorsun.)

SAYILAR (11-20 arası):


11 ve 20 arasında sayılar iki kısımdan oluşan tamlama şeklinde olurken, sayılan da daima tekil ve
mansûb olur. Bu sayıları 4 ana başlıkta inceleyeceğiz:

a) 11 ve 12 sayıları: Burada sayı tamlaması, sayılan ile aynı cinsiyet özelliği taşır:

‫ش َر طَالِبا‬َ ‫أح َد َع‬


َ (on bir öğrenci)
‫ش َرَة طَالِبَة‬
َ ‫إح َدى َع‬
ْ (on bir kız öğrenci)
2

www.tekellum.net
68 / 299
‫ الجزء الثاني‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫ش َر طَالِبا‬َ ‫( اِثْ نَا َع‬on iki öğrenci)


َ ‫( اِثْ نَتَا َع‬on iki kız öğrenci)
‫ش َرةَ طَالِبَة‬
b) 13'ten 19'a kadar sayılar: Burada sayı tamlamasının sayılana yakın olan ikinci kısmı
sayılana uyar, ilk kısmı sayılana uymaz.

‫ش َر طَالِبا‬َ ‫( ثََالثَةَ َع‬on üç öğrenci)


‫ش َرةَ طَالِبَة‬
َ ‫ث َع‬ َ ‫( ثََال‬on üç kız öğrenci)
Görüldüğü gibi ‫شر طَالِبا‬ ِ
َ َ ‫ ثََالثَةَ َع‬ifadesinde sayılan (‫ )معدود‬erkek (‫)طَالبا‬, sayı tamlamasının
ikinci kısmı sayılana uyum sağlamış (‫شر‬
َ َ ‫ ) َع‬ve ilk kısmı da tersi olmuş.
İkinci ifadede ise bu sefer sayılan dişi (‫)طَالِبَة‬, buna sayı tamlamasının ikinci kısmı sayılana

uyum sağlamış ( َ‫ش َرة‬


َ ‫) َع‬, ilk kısım ise tersi durum almış.
Bu derste sadece sayılanın erkek olduğu durumları inceleyeceğiz.

c) 13'ten itibaren bu sayılar mebnidir. Yani harekeleri cümledeki yerlerine göre değişmez,
sabit kalır. 3'ten 10'a kadar olan sayılarla karşılaştırıldığında bu durum daha iyi anlaşılır:

‫ ِعنديُثَالَثَةُُ ِريَاَلت‬Benim üç riyalim var.


‫ أُ ِري ُدُثَالَثَةَُ ِريَاَلت‬Üç riyal istiyorum.
‫ َه َذاُال َقلَ ُمُبِثَالَثَِةُ ِريَاَلت‬Bu kalem üç riyaledir.
Bu üç cümlede sayıların cümledeki gördükleri vazifeye göre i'rablarının değiştiğini yani
mu'rab olduklarını görebiliyoruz. Şimdi de 13'den sonraki sayılara bakalım:

َ ‫( ِع ْن ِديُثَالَثَةَُ َع‬merfu')
‫ش َرُ ِريَاَل‬
‫ش َرُ ِريَال‬َ ‫( أُ ِري ُدُثَالَثَةَُ َع‬mansub)
‫ش َرُ ِريَاَل‬َ ‫( َه َذاُال َقلَ ُمُبِثَالَثَةَُ َع‬mecrur)
d) ‫شر‬
ِ َ ‫' اِثْ نَتَا ُ َع‬deki ‫ اِثْ نَا‬ve ‫ اِثْ نَتَا‬mu'rabdir. Bunların mansub ve mecrur halleri
َ َ ‫ اثْ نَا ُ َع‬ve َ‫ش َرة‬
‫ اِثْ نَ ْي‬ve ‫ اِثْ نَتَ ْي‬:

www.tekellum.net
69 / 299
‫ الجزء الثاني‬- ‫دروس اللغة العربية‬

َ ‫( ِع ْن ِديُاثْ نَاُ َع‬merfu')


‫ش َرُ ِريَاَل‬
‫ش َرُ ِريَاَل‬
َ ‫( أُ ِري ُدُاثْ نَ ْيُ َع‬mansub)
َ ‫ابُبِاثْ نَ ْيُ َع‬
‫ش َرُ ِريَاَل‬ ِ
ُ َ‫( َه َذاُالكت‬mecrur)
ِ ِ
Okunuşta dikkat edilecek husus ‫ اثْ نَا‬ve ‫' اثْ نَتَا‬nın başlarındaki elifin vasıl hemzesi olduğudur.
Yani cümlenin ortasında okunmazlar.

e) 20 sayısı ‫ ِع ْش ُرو َن‬diye söylenir. Ma'dudun (sayılanın) erkek ve dişi oluşuna göre değişmez.
Ma'dud tekil ve mansub olur:

‫ُُُ ِع ْش ُرو َنُطَالِبَة‬-ُُ‫ِع ْش ُرو َنُطَالِبا‬


* Sıra sayıları:
Bir şeyin kaç tane değil de kaçıncı sırada olduğunu belirten sayılardır. Biz Türkçe'de sayının
sonuna "...inci" ekleyerek bunu yaparken, Arapça'da:

1. (birinci): ‫َّأو ُل‬ ِ َ‫ ف‬vezninde olur. Ancak 2'nin


‫اعل‬
şeklinde olurken, 2'den 10'a kadar olanlar

bir hususiyeti vardır. Daha önce gördüğümüz gibi "pahalı" anlamına gelen ‫ غَالِي‬kelimesi

‫غَال‬ ِ َ‫ف‬
‫اعل‬ ُ ِ َ‫ث‬
nasıl haline gelmişse
‫اني‬
veznine uyarak üretirsek "ikinci" anlamına gelen

kelimesi de ‫ ثَان‬haline gelmiştir. Böyle yazılıp okunacaktır. Ancak ‫ ال‬takısı aldığında ‫اَلثَّانِي‬
halini alacaktır.

* َ ِ‫سُ َك َذل‬
‫ك؟‬ َ ‫" = ألَْي‬Öyle değil mi?"="Isn't it so?" anlamına gelen cümledir. Olumlu soruların
cevabı olumlu ise; " ‫نَ َع ْم‬ " diye cevap verilir. Olumsuz soruların cevabı olumlu ise cevap:

" َ ِ‫س ُ َك َذل‬


‫ "بَلَى‬şeklinde olur. Mesela, bir öğrenciye: "‫ك؟‬ ِ َ ْ‫أن‬
َ ‫ُُألَْي‬،ُ ‫ت ُطَالب‬ " diye sorulsa,

cevabı: "‫ "بَ لَى‬şeklinde olur.

*‫" = أيُّ ُه َما‬İkisinden hangisi?" = "which of the two?" . Örnek:


ِِ ِ ِ
‫وك؟‬ َ ْ‫ص ِلُطَالبَانُم ْنُفَ َرن‬
َ ‫ُأيُّ ُه َماُأ ُخ‬.‫سا‬ ْ ‫" = فيُال َف‬Sınıfta Fransa'dan iki öğrenci var. Hangisi
kardeşin?"

www.tekellum.net
70 / 299
‫الجزء الثاني‬ - ‫دروس اللغة العربية‬

‫( الدرس الرابع‬٤)
DÖRDÜNCÜ DERS
ِ ‫الْم‬
MAZİ FİİLİ (‫اضي‬ ِ ):
‫الف ْع ُل‬
َ
Arapça'daki fiillerin büyük bir çoğunluğu üç harften oluşur ve fiilin temel şekli
mazi şeklidir. َ‫ب‬
َ ‫( َذ َه‬gitti) fiili kök fiiildir. Bu kök fiile ekler getirerek değişik
şahıslara uyarlamaya isnad (‫ )اإلسناد‬denir.

ََ ‫ َذ َه‬ve َ‫ َذ َهبَت‬fiillerinde özne gizli öznedir. َ‫' َذ َهبَت‬in sonundaki ‫ ت‬, Araplar
‫ب‬
tarafından dişilik alameti olarak algılanır. Özneyi içinde taşımaz.

‫' ذَ َهبُوا‬da özne ‫' و‬dır. ‫ ا‬ise zaten okunmaz.


ََ ‫' َذ َه‬de özne ‫' ن‬dır.
‫ب‬
OLUMSUZ ‫ما‬

Bir işin mazide olduğunu değil de olmadığını belirtmek için ‫ ما‬kullanılır. Örnek:
ِ ‫الس‬
‫وق‬ ُّ ‫بت إلى‬ َُ ‫ َما َذ َه‬- Çarşıya gitmedim.
‫َاإلمام َِمنَاملسجد‬
ُ ‫ َما َخَر َج‬- İmam mescidden çıkmadı.
َ َ‫دخلَباللَولكّنهَماَ َجل‬
َ‫س‬ َ - Bilal girdi ama oturmadı.
‫ نَ َع ْم‬VE ‫ بَلَى‬:
‫ستَمبسل ٍم؟‬َ َ‫ أل‬-Sen Müslüman değil misin? sorusuna;
Bir müslüman: ‫َأناَمسلم‬٬َ‫ بلى‬der;

Bir gayrımüslim de: ‫لستَمبسلم‬


ُ َ٬َ‫ نعم‬der.

‫( ألن‬Li'enne - ÇÜNKÜ):
َ‫َمنَالبيتَألنَاْلََّوَبَا ِرد‬
َّ ‫ماَخرجت‬
ُ - Evden çıkmadım çünkü hava soğuktu.

َ‫اهيمَإىلَاملستشفىَألنهَمريض‬
ُ ‫ذهبَإبر‬
َ - İbrahim hasta olduğu için hastaneye gitti.
1

www.tekellum.net
71 / 299
‫الجزء الثاني‬ - ‫دروس اللغة العربية‬

‫( الدرس الخامس‬٥)
BEŞİNCİ DERS

Arapçada cümleler yapılarına göre ikiye ayrılır:

1. ‫ الجملة االسمية‬- İsim Cümlesi


2. ‫ الجملة الفعلية‬- Fiil Cümlesi
İsim Cümleleri, isimle başlayan cümleler olarak tanımlanmıştı. Fiil cümleleri ise
fiille başlayan cümlelerdir. Emirle başlayan cümleler de fiil cümlesi olarak
nitelendirilir.

İsim Cümlelerinde iki ana öğe bulunuyordu: ‫الخبر‬ ‫( المبتدأ و‬mubteda ve haber).
Fiil cümlelerinde ise üç ana öge bulunur:

‫( الفعل والفاعل ومفعول به‬fiil - fail ve mef'ulun bih)


Fâ'il:

Fiil cümlelerinin öznesine fail (‫ )الفاعل‬denir: ‫بالل‬ ‫( ذهب‬Bilal gitti.) cümlesinde


‫ بالل‬faildir ve fail her zaman merfu'dur. Fail aynı zamanda bir zamir de olabilir:
‫( ذهبوا‬Onlar gittiler.) cümlesinde fail ‫ و‬harfidir. ‫( ذهبت‬Sen gittin.) cümlesinde
ise fail ‫ ت‬harfidir. ‫( ذهبنا‬Biz gittik.) cümlesinde fail ‫'نا‬dır.

Failin isim olarak belirtildiği cümlelerde ayrıca fail zamir bulunmaz. Zira
bulunursa fail iki kere zikredilmiş olur ki bu yanlıştır. Örneğin:

‫الب‬
ُ ُ‫( ذهب الط‬Öğrenciler gittiler.) cümlesinde ‫' ذهب‬nin sonunda ‫ و‬bulunmaz.
ُ ُّ‫ ذهبُوا الط‬denilmiş olsa
Çünkü ‫ ذهبُوا‬ifadesi (Onlar gittiler.) anlamına gelir. ‫الب‬
bunun anlamı: "Onlar öğrenciler gittiler." olacaktır. Bir fiilin birden fazla yerde
failinin zikredilmesi doğru olmaz. Ancak isim başa geldiğinde: ُ ّ‫الطُّال‬
‫ب ذهبوا‬
şeklinde yazılış doğrudur. Çünkü bu artık isim cümlesi olmuştur ve mubteda ve
haber'den oluşur. Fail yoktur burada.

www.tekellum.net
72 / 299
‫الجزء الثاني‬ - ‫دروس اللغة العربية‬

Aynı şey üçüncü şahıs dişiler için de geçerlidir:

‫ات‬
ُ ‫ت الب ن‬
ْ ‫ذهب‬ ‫ت‬
ُ ‫البنا‬
Bu kuralı öğreniniz: ‫ذه ْبن‬

İsim Cümlesi:
‫ذهبُوا‬ ُ ّ‫الطُّال‬
‫ب‬ ‫ذه ْبن‬ ُ ‫الطَّالِب‬
‫ات‬

ُ ّ‫الطُّال‬ ُ ‫الطَّالِب‬
Fiil Cümlesi:
‫ب‬ ‫ذ هب‬ ‫ت‬ ‫ت‬
ْ ‫ذهب‬

Mef’ulun Bih (‫بِ ِه‬ ‫)م ْف ُعول‬


Fiil cümlesinde fiilden etkilenen ve Türkçedeki “nesne”ye benzeyen cümle
öğesidir. Her zaman “mansub”dur:

‫( فََت َح الْ َولَ ُد الْباب‬Çocuk kapıyı açtı.) cümlesinde “açma” fiilinden etkilenen kapı
olduğu için kapı (‫ )الْباب‬mansub olmuştur. Birkaç örnek daha:

‫ت ح ِامدا‬ ُ ْ‫ – َرأي‬Hamid’i gördüm.


‫ت اِلْ ُم ِد َيرةُ زيْ نب‬ ْ َ‫ سأل‬- Müdire, Zeynep’i sordu.
‫الر ُج ُل الْماء‬ َّ ‫ب‬ َ ‫ – َش ِر‬Adam suyu içti.
‫أل الْ َولَ ُد َّأمه‬
َ ‫ – َس‬Çocuk annesini sordu.
‫ت ب ْيتك‬ ُ ْ‫ – َرأي‬Senin evini gördüm.
ُ‫ب كِتابه‬
ِ َّ
ُ ‫ فََت َح الطال‬- Öğrenci kitabını açtı.
Mef’ûlun Bih, zamir de olabilir. Mesela:

ُ‫ت بِالال َو سألْتُه‬


ُ ْ‫“ – َرأي‬Bilal’i gördüm ve ona sordum.”

www.tekellum.net
73 / 299
‫الجزء الثاني‬ - ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس السادس‬
ALTINCI DERS

1. ‫ َذ َه ْبت‬Muhatap olan tekil dişiye (Sen gittin) demek için kullanılıyor.


2. Sayılanın dişi olması durumunda 11'den 20'ye kadar sayılar:

Daha önce sayılanın erkek olması durumuna 3. Derste bakmıştık. Şimdi de karşılaştırmalı olarak
ikisini inceleyelim:

a) 11 ve 12'de: sayının iki parçası da sayılanla cinsiyet uyumu sağlar.

Dişil Eril Sayı

ً‫ارة‬
َ َّ‫إح َدى َع ْش َرَة طَي‬ ‫أح َد َع َش َر َك ْوَكبًا‬ ۱۱ 11
ْ َ
ً‫ت َسنَة‬ َ ‫اثْ نَتَا َع ْش َر‬ ‫اثْناَ َع َش َر َش ْه ًرا‬ ۱۱ 12

Not: ‫ َع ْشَرَة‬ve ‫' َع َشَر‬deki fetha ve sükûn farklılığına dikkat ediniz.


b) 13'ten 19'a kadar: sayının ikinci kısmı sayılanla uyum sağlar, ilk kısmı sağlamaz.

ً‫ث َع ْش َرةَ َكل َمة‬


َ َ‫ثَال‬ ‫ثَالَثَةَ َع َش َر َح ْرفًا‬ ۱۱ 13

‫اج ًة‬
َ ‫ْأربَ َع َع ْش َرَة َد َج‬ ‫ش َر دي ًكا‬ َ ‫ْأربَ َعةَ َع‬ ۱٤ 14

‫س َع ْش َرَة َش َج َرًة‬ َ ‫َخ ْم‬ ‫صنًا‬


ْ ُ‫سةَ َع َش َر غ‬ َ ‫َخ ْم‬ ۱٥ 15

َّ ‫س‬
ً‫ت َع ْش َرَة لَْيلة‬ ‫ش َر يَ ْوًما‬
َ ‫ستَّةَ َع‬ ۱٦ 16

‫َس ْب َع َع ْش َرةَ َد َوا ًة‬ ‫ش َر قَ َل ََ ًما‬َ ‫َس ْب َعةَ َع‬ ۱٧ 17

ً‫ثَ َمان ْي َع ْش َرةَ ر َسالَة‬ ‫ش َر َم ْكتُوبًا‬


َ ‫ثَ َمانيَةَ َع‬ ۱٨ 18

‫ت ْام َرأَ ًة‬


َ ‫ت ْس َع َع ْش َر‬ ً‫ش َر َر ُجال‬
َ ‫ت َع‬ َ ‫ت ْس َع‬ ۱٩ 19

Not: ‫'ثَ َمان ْي َع ْش َرَة‬deki ‫ ثَ َمان ْي‬ifadesinde sükûn bulunduğuna dikkat ediniz.

www.tekellum.net
74 / 299
‫الجزء الثاني‬ - ‫دروس اللغة العربية‬

3. ‫( أي‬hangi?) ifadesini 1. Kitapta da görmüştük. ‫ أي‬her zaman mudaftır (‫ضاف‬


َ ‫)م‬. Onu takip
eden isim de mudafun ileyh ( ‫ضاف إليه‬
َ ‫ )م‬olur.
‫ج؟‬
َ ‫ب َخ َر‬ ٍ ‫أي طَال‬ (Merfu') - Hangi öğrenci çıktı?

‫أت؟‬
َ ‫اب قَ َر‬ ٍ َ‫أي كت‬ َّ (Mansûb) - Hangi kitabı okudun?

َ ‫أي قَ لَ ٍم َكتَْب‬
‫ت؟‬ ِّ ‫ب‬ (Mecrûr) - Hangi kalemle yazdın?

4. ُ‫( أظُن‬galiba, zannederim ki): َ‫ت إلَى َم َّكة‬


ْ ‫( أظُن أنَّ َها ذَ َهَب‬Zannederim o (bayan) Mekke'ye
gitti.)

َّ de ‫إن‬
‫أن‬ َّ 'nin kardeşlerindedir. Dolayısıyla ismini mansûb, haberini merfu' eder:

‫ أظ ُّن أن َحام ًدا َم ِريض‬- Zannederim Hamid hasta.


‫ام َج ِديد‬ َ ‫اإلم‬
َ ‫ أظ ُّن أن‬- Sanırım imam yeni.
‫ أظ ُّن أن فَاط َمةَ َغ ِاءبَة‬- Galiba Fatıma yok.
‫ك مْت َعب‬ َ ‫ أظ ُّن أن‬- Sanırım yorgunsun.
5. ٍ ‫أحس ُن طَال‬
‫ب في الْ َفصل‬ َ ‫ك‬ َ َّ‫ إن‬:‫ال‬
َ َ‫( ق‬Dedi ki: Sen sınıfın en iyi öğrencisisin.) . ‫ال‬
َ َ‫' ق‬den
َّ gelmez, ‫إن‬
sonra ‫أن‬ َّ gelir.

‫( ل َم‬niçin?): Eğer tek başına kullanılırsa yanına bir "‫"ه‬


6. harfi getirilir: ‫ ل َم ْه؟‬. Buna ُ‫َهاء‬
‫الس ْكت‬
َّ (durak "ha" sı) denir.

7. Birinci Kitap'ta "-ân" ile biten birtakım sıfatlara değinmiştik: ‫ضبَا ُن‬
ْ ‫ َغ‬٬ ‫شا ُن‬
َ ْ‫ َعط‬٬ ‫َج ْو َعا ُن‬ Bu

sıfatların dişiler için olanı ‫ فَ ْعلَى‬veznindedir.

www.tekellum.net
75 / 299
‫الجزء الثاني‬ - ‫دروس اللغة العربية‬

Bu sıfatların hem erkek hem de dişi halinin çoğulları ‫ ف َعال‬veznindedir:

‫بالَل َج ْو َعا ُن‬ ‫ال جيَاع‬


ُ ‫الر َج‬
ِّ
‫آمنَةُ َج ْو َعى‬ ‫ساءُ جَياع‬
َ ‫الن‬
Not: ‫( َك ْسال ُن‬erkek tembel) ve ‫( َك ْسلَى‬dişi tembel) 'in ortak çoğulu: ‫سالَى‬
َ ‫ُك‬
8. ‫ َهات‬: "Getir!", "Ver!" . Diğer şahıslara çekimi şöyle olur:

‫أْحَد َهات‬
ْ ‫ يَا‬- Ey Ahmed, getir!/ver!
‫إخ َوان َهاتُوا‬
ْ ‫ يَا‬- Ey kardeşler, getirin!/verin!
‫ يَا َزيْنَب َهاتي‬- Ey Zeyneb, getir!/ver!
‫ين‬ َ ‫ يَا‬- Ey kızkardeşler, getirin!/verin!
َ ‫أخ َوات َهات‬
9. ‫ ُخ ْذ‬: "Al!". Fiillerin emir hali 14. ünitede ayrıntılı olarak görülecektir.

10. ‫س َكث ًيرا‬


ُ ‫ح بي ال ُْم َد ِّر‬
َ ‫" فَ َفر‬Sonra/Artık/Dolayısıyla hoca benden çokça memnun oldu."
‫ك‬َ ‫تب‬ ُ ‫ فَر ْح‬- Senden memnun oldum.
‫ فَر ُحوا بنَا‬- Onlar bizden memnun oldular.
‫ت به‬ َ ‫ أفَر ْح‬- Ondan memnun oldun mu?
11. ‫ 'ذهبت‬nin 4 farklı anlamda 4 çeşit okunuşu vardır:
a) ‫ت‬
ْ َ‫ َذ َهب‬: O (tekil dişi) gitti.
b) ‫ت‬
َ ‫ َذ َه ْب‬: Sen (tekil erkek) gittin.
c) ‫ه ْبت‬ َ َ‫ ذ‬: Sen (tekil dişi) gittin.

www.tekellum.net
76 / 299
‫الجزء الثاني‬ ‫دروس اللغة العربية ‪-‬‬

‫)‪d‬‬ ‫ت‬
‫‪َ : Ben gittim.‬ذ َه ْب ُ‬

‫‪www.tekellum.net‬‬
‫‪77 / 299‬‬
‫الجزء الثاني‬ - ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس السابع‬
YEDİNCİ DERS
 ‫ ذَ َه ْبتُ ْم‬siz gittiniz (erkek çoğul). ‫( أَ َكلْتُ ْم‬siz yediniz):
‫( َما َذا أَ َكلْتُ ْم يَا إِ ْخ َوا ُن؟‬Ne yediniz ey kardeşler?)
 ‫ ذَ َه ْبتُن‬siz gittiniz (dişi çoğul). ‫( قَ َرأْتُن‬siz okudunuz):
‫ات؟‬ َ ‫( أَقَ َرأْتُن َه ِذهِ ال َْم َجلةَ يَا أ‬Bu dergiyi okudunuz mu ey kız kardeşler?)
ُ ‫َخ َو‬
 ‫ َذ َه ْب نَا‬biz gittik. ‫( َس ِم ْعنَا‬işittik):
.‫ن‬ َ ‫( َما َس ِم ْعنَا ْاْلَذَا‬Ezanı işitmedik.)
 ُ‫( َرأَيْ تُ ُموه‬siz erkekler) onu gördünüz:
Diğer örneklerde nasb edilmiş zamir, doğrudan şahsa göre çekilmiş fiilin
sonuna gelirken, burada çoğul erkek muhataba göre çekilen fiil ile nasb
edilmiş zamir (mef’ul bih) arasına ilave bir ‫و‬ harfi geldiği görülmektedir.
Yani:

ُ‫َرأَيْ تُ ُموه‬ ُ‫َرأَيْ تُ ْمه‬ = ‫ُه‬ + ‫َرأَيْ تُ ْم‬


onu gördünüz onu gördünüz

ُ‫َرأَيْ تُه‬ = ‫ُه‬ + ‫ت‬


ُ ْ‫َرأَي‬
onu gördüm onu gördüm

ُ‫َرأَيْ تَه‬ = ‫ُه‬ + ‫ت‬


َ ْ‫َرأَي‬
onu gördün ♂ onu gördün
1ِ ِ ِ ْ‫رأَي‬
‫َرأَيْته‬ = ‫ُه‬ + ‫ت‬ َ
onu gördün ♀ onu gördün

1
Burada ‫ ُه‬muttasıl zamiri ‫‘ ِه‬ye dönüşmüştür. Bu değişiklik ses uyumu amacına yöneliktir. “ti-hi” şeklinde
okunuş, “ti-hu” ya göre daha uygundur. Değişimin nedeni budur. Aynı sebeple ifadesi ُ‫ ب ْيتُه‬harf-i cerr alınca ‫في‬
ِ
َ
‫ بَ ْيتِ ِه‬şeklini alır. ‫ ُه َو‬zamiri harf-i cerr alınca, aynı değişime uğrar (‫)فِ ِيه‬. Bunun istisnası ‫ ِم ْن‬harf-i cerridir (ُ‫) ِم ْنه‬.

www.tekellum.net
78 / 299
‫الجزء الثاني‬ - ‫دروس اللغة العربية‬

 ‫ ُه‬zamiri bazen kısa, bazen uzun okunur. Kendinden önceki harf harekeliyse,
‫ ُه‬uzun okunur, kendinden önceki harf harekesizse (sakinse) kısa okunur.
Uzun okunuşa örnek: ُ‫َرأَيْ تُه‬ (ra’eytuhû), ُ‫لَه‬ (lehû). Kısa okunuşa örnek:

ُ‫( َرأَيْ تُ ُموه‬ra’eytumûhu- burada ‫ و‬harfi sakin, yani harekesiz. Çünkü uzatma
amacıyla kullanılıyor). ُ‫( ِم ْنه‬burada da ‫ ن‬harfi sakin).

 ‫( َكا َن‬idi-he was): isim cümlelerinde kullanılır. ‫ إِن‬ile ‫ َكا َن‬arasında tam bir
zıtlık vardır. Her ikisi de isim cümlelerinin başına gelir. İsim cümlesinin
mübtedâsı her ikisine de isim, haberi ise her ikisine de haber olur. Ancak ‫إِن‬
ismini nasb, haberini ref’ederken, ‫َكا َن‬ ismini ref’, haberini nasbeder.

Aşağıdaki cümlelerde de ‫َكا َن‬ haberini nasb etmiştir ama bu cümlelerin

haberi şibh-i cümle cinsinden (‫ص ِل‬


ْ ‫الْ َف‬ ‫ فِي‬, ‫ ) فِي ال َْمطْبَ ِخ‬olduğu için bu nasb
görünmemektedir:
ِ
‫ص ِل‬ْ ‫( بََِل ٌل في الْ َف‬Bilal sınıftadır.)
ِ
ْ ‫( َكا َن بََِل ٌل في الْ َف‬Bilal sınıfta idi.)
‫ص ِل‬
‫ب فِي ال َْمطْبَ ِخ‬
ُ َ‫( َزيْ ن‬Zeynep mutfaktadır.)
‫ب فِي ال َْمطْبَ ِخ‬
ُ َ‫ت َزيْ ن‬ْ َ‫( َكان‬Zeynep mutfakta idi.)
Haberin doğrudan bir isim olduğu bir cümlede bu nasb görünür olacaktır:

ٌ ‫( بََِل ٌل َم ِر‬Bilal hastadır.)


‫يض‬
ً ‫( َكا َن بََِل ٌل َم ِري‬Bilal hasta idi.)
‫ضا‬
 ‫( َر ُج ٌل ذُو لِحيَة‬sakallı bir adam.)
‫( الر ُج ُل ذُو اللِّحيَ ِة‬sakallı adam.)

www.tekellum.net
79 / 299
‫الجزء الثاني‬ - ‫دروس اللغة العربية‬

İlk cümlede ‫ ذُو‬nekre bir ismi (‫) َر ُج ٌل‬ nitelerken, ikinci cümlede ma’rife bir

ismi (‫جل‬
ُ ‫ )الر‬nitelemektedir. Ma’rife isimlerinin sıfatlarının da ma’rife, nekre
ُ
isimlerin sıfatlarının da nekre olması gerektiğini biliyoruz. Ancak ‫ ذُو‬mudâf
konumundadır ve mudâflar harf-i ta’rif (‫ )ال‬alamazlar. Bu nedenle mudaf-i
ileyh bu değişikliklere uğratılarak bu meseleye çözüm bulunmuştur. Demek
ki nitelenen isim ma’rife ise ‫‘ ذُو‬nun mudaf-ı ileyh’i ma’rife olacaktır. Eğer
isim nekre ise bu durumda da ‫‘ ذُو‬nun mudaf-ı ileyh’i nekre olacaktır.
Yukarıdaki örnekleri bu mantığa göre inceleyiniz. Sonra da aşağıdaki
örneklerle konuyu pekiştiriniz:

‫اب ذُو ِغ ََلف َج ِميل‬ ِ ِ ِ


ٌ َ‫( ع ْندي كت‬Benim güzel kaplı bir kitabım var.)
‫يص‬ ِ ِ ‫ف الْج ِم‬ِ ‫ْكتاب ُذو ال ِْغ ََل‬
ِ
ٌ ‫يل َرخ‬ َ ُ َ ‫( ال‬Güzel kaplı kitap ucuzdur.)
ِ ‫( فِي قَ ريتِنا مس ِج ٌد ذُو منارة و‬Köyümüzde tek minareli bir mescid vardır.)
‫اح َدة‬ َ َ ََ ْ َ َ َْ
‫يم‬ ِ ِ ِ
ٌ ‫المنارة الواحدة قَد‬ َ ‫( المسج ُد ذُو‬Tek minareli mescid eskidir.)
 ‫أنتم‬
ْ ٬ ‫كتابكم‬ْ ٬ ‫هم‬
ْ ٬ ‫كتابهم‬ ْ ٬ ‫ َذ َه ْبتُ ْم‬ifadelerinin sonundaki ‫ م‬harfi sakindir.
Bundan sonra hemze-i vasl ile başlayan bir kelime geldiğinde, bu sakin ‫م‬
dammeli okunur:
‫ْج ِدي ُد‬
َ ‫بَ ْيتُ ُك ُم ال‬ ‫بَ ْيتُ ُك ْم‬
yeni eviniz eviniz
‫ام؟‬
َ ‫اإلم‬
َ ‫أرأيتُ ُم‬ ‫رأيتُ ْم‬
İmamı gördünüz mü? gördünüz
‫يم‬ ِ
ُ ‫كتابه ُم ال َقد‬
ُ ‫كتابه ْم‬
ُ
onların eski kitabı onların kitabı
‫أسألْتُ ُم ابْ نَهُ؟‬
َ ‫َسألْتُ ْم‬
Onun oğluna sordunuz mu? sordunuz

www.tekellum.net
80 / 299
‫الجزء الثاني‬ - ‫دروس اللغة العربية‬

‫أَبْ ِش ْر‬: “Müjde!” anlamına gelir. Bir talebe karşılık , o talebin gerçekleşeceğini
müjdelemek amacıyla kullanılır.
‫ث‬
ٌ ُ‫ثُل‬: üçte bir… üçte bir, dörtte bir, beşte bir… gibi ona kadar kesirlerin ifadesinde
‫ فُ ُع ٌل‬vezni kullanılır. Ancak ayn’ul kelime yani ortanca harf çoğunlukla cezmli
okunur. ‫ث‬
ٌ ُ‫( ثُل‬üçte bir) ve ‫س‬
ٌ ‫( ُس ُد‬altıda bir)’de ortanca harf cezmli okunmaz.

www.tekellum.net
81 / 299
‫الجزء الثاني‬ - ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس الثامن‬
SEKİZİNCİ DERS

Bu bir tekrar dersidir ve mazi fiilinin tüm tekil ve çoğul şahıslara çekimine
ilişkindir. İkil şahıslara çekim, 30. Ünitede işlenecektir.

www.tekellum.net
82 / 299
‫الجزء الثاني‬ - ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس التاسع‬
DOKUZUNCU DERS
 ‫السالِ ِم‬
َّ ‫ث‬ِ َّ‫جمع الم َؤن‬: Cem’i müennes sâlim’in ref’ alameti damme, nasb ve
ُ ُ َْ
cerr alameti kesradır. Daha önce nasb alametinin genelde fetha olduğunu
görmüştük. Yani bir kelimenin nasbedildiğini sonundaki fetha ile anlıyor olmamız
genel bir kaidedir. Ancak bunun istisnaları vardır. Cem’i müennes salim ve cem’i
müzekker salim bu istisnalardandır. Bu durumu bir tabloyla açıklayalım:

mecrûr mansûb merfû’


‫ُم ْسلِم‬ ‫ُم ْسلِ ًما‬ ‫ُم ْسلِم‬ tekil ♂

‫ين‬ ِِ ِِ ‫ُم ْسلِ ُمو َن‬


َ ‫ُم ْسلم‬ ‫ين‬
َ ‫ُم ْسلم‬ çoğul

‫ُم ْسلِ َمة‬ ً‫ُم ْسلِ َمة‬ ‫ُم ْسلِ َمة‬ tekil

‫ُم ْسلِ َمات ُم ْسلِ َمات ُم ْسلِ َمات‬ çoğul
ِ َ‫ت األَبْ نَاء والْب ن‬
‫ات‬ ُ ْ‫( َرأَي‬oğulları ve kızları gördüm)
َ َ َ cümlesinin nesnesi oğullar ve

kızlardır. Nesneler Arapça’da nasbedilir. Nasb alameti de fethadır. Nitekim ‫اء‬


َ َ‫األَبْ ن‬
ِ َ‫والْب ن‬
‫ات‬
kelimesi fetha ile nasbedilmiştir. Ancak َ َ kelimesi cem’i müennes salim
olduğundan fetha ile değil kesra ile nasbedilmiştir. Aynı mantıkla:
‫رض‬
َ ‫ات َو ْاأل‬ ِ ‫ َخلَ َق اهلل السمو‬Allah gökleri ve yeri yarattı.
ََ َ ُ
‫ت‬ِ ‫ف والْمج ََّّل‬ ُ ْ‫ قَ َرأ‬Kitapları, gazeteleri ve dergileri okudum.
َ َ َ ‫والص ُح‬ ُّ ‫ب‬ َ ُ‫ت الْ ُكت‬
ِ ‫ات فِي‬
‫البيت‬ ِ ‫األخو‬
َ َ ‫( إ ّن اإل ْخوةَ و‬kuşkusuz) Erkek ve kız kardeşler evdedir. (Burada
da ‫ن‬ ّ ‫‘ إ‬nin ismi olduğu için nasbedilen iki isim vardır. Ancak bunlardan salim
çoğullanan dişi olan ‫ات‬ ِ ‫األخو‬
َ َ kesra ile nasbedilmiştir.)
ِ ِ‫ات فِي الْحاف‬
‫َّلت‬ ِ ‫( إ ّن الطالب‬Kuşkusuz) kız öğrenciler otobüslerdedir. (Bu cümlede
َ َ
ise iki tane salim cem’i müennes vardır. Bunlardan ilki ‫ن‬ ّ ‫ إ‬ile nasbedilmiş, diğeri

www.tekellum.net
83 / 299
‫الجزء الثاني‬ - ‫دروس اللغة العربية‬

harf-i cerr olan ‫ فِي‬ile cerredilmiştir. Ancak ikisinin de son harekesi kesradır. Zira
salim cem’i müenneslerin nasb ve cerri aynı harekeyle, yani kesra ile yapılır.)

Daha önce “ben seni gördüm” anlamına gelen ‫ك‬


َ ُ‫َرأَيْ ت‬ ya da “ben onu gördüm”

anlamına gelen ُ‫ َرأَيْ تُه‬gibi ifadeleri görmüştük. Bu ünitede, mef’ulün bih’in birinci
tekil şahıs olduğu durum görülmektedir. Bu durumda ‫ أنَا‬nin mansub hali olan

‫’ ِي‬nin fiilin sonundaki faili yutmasının önüne geçmek için bir ‫ ن‬ilavesi olur ki buna
‫ نُو ُن الْ ِوقَايَِة‬yani “koruma nun’u” denir. Mesela “sen beni gördün” anlamı için, ‫َرأَيْ تَنِي‬
ifadesi kullanılır.
ِ
ُ‫( َخلَ َقني اهلل‬Beni Allah yarattı.)
‫س‬ ِ
ُ ‫( َسأَلَني ال ُْم َد ِّر‬Hoca bana sordu.) cümlelerinde de aynı durum görülmektedir.
 “Bu ne güzel bir araba!” = “!‫ارَة‬
َ َّ‫السي‬
َّ ‫ ” َما أْ ْج َم َل َه ِذ ِه‬şeklinde ifade edilir. Buna
fiil-i taaccüb denir ve ! ُ‫أَفْ َعلَه‬ ‫ َما‬formundadır.
 ‫( َك ْم؟‬kaç?) soru kelimesinden sonra gelen ve sayısı sorulan varlığı ifade eden
ismin tekil ve mansub (fethalı) geldiğini biliyorduk. Ancak ‫ك ْم؟‬
َ ’in önüne bir harf-i
cerr gelirse bu isim mansub ya da mecrur olabilir. Her ikisi de caizdir:

‫( َك ْم ِريَاالً ِع ْن َد َك؟‬Kaç riyalin var?)


‫رِ يَال َه َذا؟‬/ً‫( بِ َك ْم ِريَاال‬Bu kaç riyaledir?)
 Soru ‫’ َما‬sının başına bir harf-i cerr gelirse, ‫’ َما‬nın sonundaki elif düşer:

‫ َما=بِ َم‬+‫ب‬ ِ (neyle?)


‫ َما=لِ َم‬+‫( ِل‬niçin?)
‫ َما= ِم َّم‬+‫( ِمن‬neyden?) (Burada ‫’ ِمن‬in sonundaki nun, ‫’ َما‬nın mim’ine idğam

www.tekellum.net
84 / 299
‫الجزء الثاني‬ - ‫دروس اللغة العربية‬

olmuştur, yani ona katışmıştır.)

 İki cümleyi birleştirip tek cümle yapmak için kullanılan ve İngilizce’deki


“relative pronoun”a karşılık gelen ism-i mevsullerin çoğullar için kullanılanlarını
bu ünitede göreceğiz. Bir tablo ile özetlersek:

Çoğul Tekil
‫الذين‬ ‫الذي‬ Eril

‫ال ََّْلتِي‬ ‫التي‬ Dişil

Örnekler:
ِ‫ج‬
Tekil eril: ‫ديد‬ َ ‫الم ِدي ِر ُم َد ِّرس‬
ُ ‫ب‬ ِ َ‫ّذي َخ َر َج ِمن َم ْكت‬
ِ ‫الرجل ال‬
ُ ُّ
(Müdürün ofisinden çıkan adam yeni bir hocadır.)
Çoğul eril: ‫ج ُدد‬
ُ ‫الم ِدي ِر ُم َد ِّر ُسو َن‬
ُ ‫ب‬ ِ َ‫ين َخ َر ُجوا ِمن َم ْكت‬ ِ ُ ‫الر‬
َ ‫جال الّذ‬ِّ
(Müdürün ofisinden çıkan adamlar yeni hocalardır.)
ِ ‫الْم‬
Tekil dişi: ‫دي ِر‬ ُ ‫الم َد ِّر َس ِة بِْن‬
‫ت‬ َِّ ِ َّ
ُ ُ ‫ام‬َ ‫ت َأم‬
ْ ‫س‬
َ َ‫الطالبَةُ التي َجل‬
(Kadın hocanın önünde oturan kız talebe müdürün kızıdır.)
Çoğul dişi: ‫ْم ِدي ِر‬
ُ ‫ال‬ ُ َ‫الم َد ِّر َس ِة بَن‬
‫ات‬ ُ ‫ام‬
ِ َّ ‫ات‬
َ ‫الَّلتي َجلَ ْس َن َأم‬ ُ َ‫الطَّالِب‬
(Kadın hocanın önünde oturan kız talebeler müdürün kızlarıdır.)

 ‫ أ‬harfinin bir hüküm cümlesinin başına geldiği zaman onu soruya çevirdiğini
ْ ile başlayan bir cümlenin başına gelirse, ‫‘ آ‬ye dönüşür.
biliyoruz. Eğer bu harf, ‫ال‬

Mesela ُ‫( الْيَ ْوَم َرأَيْ تَه‬bugün onu gördün.) cümlesini soru yaparken ُ‫ أالْيَ ْوَم َرأَيْ تَه‬değil,
‫( آلْيَ ْوَم َرأَيْ تَهُ؟‬Bugün onu gördün mü?) deriz. Yani baştaki elifi uzun okuruz. Bu da
soru sorduğumuzu gösterir.

 Sonda yazılıp da elif gibi okunan ‫ ى‬harfinin olduğu bir kelimeye muttasıl bir

zamir eklendiğinde ‫ ى‬harfi ‫‘ا‬e dönüşür:

www.tekellum.net
85 / 299
‫الجزء الثاني‬ - ‫دروس اللغة العربية‬

‫َم ْعناه‬ ‫َم ْعنًى‬


onun anlamı anlam

ُ‫َك َواه‬ ‫َك َوى‬


onu ütüledi ütüledi

 ُ‫سة‬
َ ‫الج ُد ُد الْ َخ ْم‬
ُ ‫ب‬ ُ ‫( الطََُّّّل‬beş yeni öğrenci) ifadesinde sayı sıfat olarak gelmiş,
dolayısıyla da isimden sonra gelmiştir. Yalnız burada da 3’ten 10’a kadar olan
sayılardaki kural gereği, sayıyla sayılan arasında yine cinsiyet zıtlığı vardır. Geri
kalan bütün unsurlarda sıfat tamlaması kuralları geçerli olmuştur. Örnekler:

ُ‫ب ْاأل َْربَ َعة‬


ُ ُ‫ – الْ ُكت‬dört kitap
‫ش َرُة‬
َ ‫ال ال َْع‬
ُ ‫الر َج‬
ِّ – on adam
‫س‬
ُ ‫ات الْ َخ ْم‬
ُ ‫َخ َو‬
َ ‫ – ْاأل‬beş kız kardeş
 Türkçe’de yükleme en yakın ifade vurgulanırken, hatırlayacağınız gibi,
Arapça’da ilk söylenen ifade vurgulanmış olur. Örnek cümleleri inceleyiniz:

‫( أَذَ َه ْبتُ ْم إِلَى ال ُْم ِدي ِر‬Müdüre gittiniz mi?)


‫( أَ ِإلَى ال ُْم ِدي ِر َذ َه ْبتُ ْم‬Müdüre mi gittiniz?)

ً‫ت بََِّلال‬ ُ ْ‫( َرأَي‬Bilal’i gördüm.)


‫ت‬ُ ْ‫( بََِّلالً َرأَي‬Gördüğüm Bilal’di.)

www.tekellum.net
86 / 299
‫الجزء الثاني‬ - ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس العاشر‬
ONUNCU DERS
 Arapça fiillerin zamana gore üç hali vardır:
1. Mazi (‫)الماضي‬
2. Muzâri’(‫)المضارع‬

3. Emir (‫)األمر‬
Daha önce mazi fiilini öğrendik. Bu derste de muzâri’ fiilini öğreneceğiz. Emirler
de 14. Ünitede işlenecektir.

 Muzâri’ fiili gelecek, geniş ve şimdiki zaman anlamlarını verir. Muzâri’


fiilinde fiilin başında ‫ن‬٬‫ا‬٬‫ت‬٬‫ ي‬harflerinden biri bulunur. “Yazdı” anlamına gelen

‫ب‬
َ َ‫’ َكت‬nin muzâri’ hali ‫ب‬
ُ ُ‫ يَ ْكت‬şeklinde olur ve bu da “yazar, yazacak ve yazıyor”
anlamlarını taşır. Cümle içindeki karinelerden yola çıkarak bu fiillere anlamlar
verilir. Şimdi bu iki form arasındaki farkları görelim:
 ‫ب‬
َ َ‫ َكت‬/ ‫ب‬
ُ ُ‫يَ ْكت‬
Arapça’da fiillerin büyük bir çoğunluğu üç harften ya da üç kök harften
oluşur. Fiilin mazi fiilindeki harfleri esas alındığında, mazi fiilinin ilk harfi
fethalıdır. Bu harf muzâri’ fiilinde sakin olur. Mazi fiilinin üçüncü harfi ise
fethalıyken, aynı fiilin muzâri’i dammelidir. Mazi fiilinin ikinci harfi ve buna
karşılık fiilin muzari halinin aynı harfinin harekeleri değişkendir ve fiilden fiile
değişir.
Mazi fiilinin bu ikinci harfinin harekesine gore fiiller altı gruba ayrılır. Bu
gruplandırma hemen Bina dersinin başlangıcında da gösterilmişti ve her bir gruba
grup numarasıyla beraber “BÂB” ismi verilmişti. Bu derste bu altı gruptan dördüne
ilişkin örnekler yer almaktadır:

1. Bâb: (A-U1) ‫ص ُر‬


ُ ‫يَ ْن‬/‫ص َر‬
َ َ‫ ن‬, ‫يَ ْقتُ ُل‬/‫ قَ تَ َل‬, ‫يَ ْس ُج ُد‬/‫ َس َج َد‬gibi fiiller buna örnek
verilebilir.
ِ ِ
ُ ‫ض ِر‬
2. Bâb: (A-İ2) ‫ب‬ ْ َ‫ي‬/‫ب‬
َ ‫ض َر‬
َ ,‫س‬
ُ ‫يَ ْجل‬/‫س‬
َ َ‫ َجل‬, ‫يَ ْغس ُل‬/‫س َل‬
َ َ‫ غ‬gibi fiillerdir.
1
Burada kastedilen mazi halinin ikinci harfi fethalı, muzâri’ halinin ikinci harfi de dammeli olan fiillerdir.
2
Burada kastedilen mazi halinin ikinci harfi fethalı, muzâri’ halinin ikinci harfi de kesralı olan fiillerdir.

www.tekellum.net
87 / 299
‫الجزء الثاني‬ - ‫دروس اللغة العربية‬

3. Bâb (A-A3) ‫ب‬


ُ ‫يَ ْذ َه‬/‫ب‬
َ ‫َذ َه‬ ,‫ح‬ ُ َ‫يَ ْفت‬/‫ فَ تَ َح‬, ُ‫يَ ْق َرأ‬/َ‫ قَ َرأ‬gibi fiillerdir.
4. Bâb (İ-A4) ‫يَ ْف َهم‬/‫ فَ ِهم‬, ‫ب‬
ُ َ ُ ‫يَ ْش َر‬/‫ب‬ َ ‫ َش ِر‬, ‫ظ‬ ُ ‫يَ ْح َف‬/‫ظ‬ َ ‫ َح ِف‬gibi fiillerdir.
Hangi fiilin bu altı bâbdan hangisine dahil olacağına ilişkin genel geçer bir
kural olmadığından, öğrenci her öğrendiği fiili, mâzî ve muzâri’ halleriyle birlikte
öğrenecektir5.

 21 ile 30 arası sayılar bu ünitede işlenecektir. Örneği inceleyelim:


‫اح ٌد َو ِع ْش ُرو َن طَالِبا‬
ِ‫و‬
َ
 Bu sayılarda birler basamağı tenvinle gelir. Tabii ki ِ َ‫’اِثْ ن‬de
‫ان‬ tenvin
yoktur.
 Burada iki sayı basamağı arasında ‫ و‬kullanılır.
 21 ve 22’nin birler basamakları sayılan varlıkla yani ma’dûd ile aynı
cinsiyette, 23-29 arasında ise zıt cinsiyettedir.
 Ma’dûd yani sayılan varlık, tekil ve mansûb (fethalı) olur.

 Saatlerin ifadesinde ِ ‫اعةُ الت‬


‫َّاس َعةُ إََِّّل ُربْعا‬ َ ‫الس‬
َّ (saat dokuza çeyrek var) şekli
kullanılır. Saat kısmı sıra sayılarında olduğu gibi ifade edilir. ُ‫َّاس َعة‬ ِ ‫ الت‬ifadesi ُ‫اعة‬
َ ‫الس‬
َّ
kelimesine sıfat olmuştur. Gösterdiği tüm uyumların nedeni budur. ‫ إََِّّل‬ifadesi

sözlük anlamıyla “hariç” demektir. ‫ ُربْعا‬ifadesi de “dörtte bir” anlamındadır. Mota


mot bir çeviriyle “dörtte bir hariç dokuzuncu saat” şeklinde yorumlanabilir.
Aşağıdaki ifadeleri inceleyiniz:
ِ ‫( الساَعةُ الو‬saat bire on var)
‫اح َدةُ َّإَّل َع ْش َر َدقَاﺌِ َق‬ َ ّ
‫س َدقَاﺌِ َق‬َّ ‫اعةُ الثَّانِيَةُ إََِّّل َخ ْم‬
َ ‫الس‬
َّ (saat ikiye beş var)
3
Burada kastedilen hem mazi halinin ikinci harfi hem de muzâri’ halinin ikinci harfi fethalı olan fiillerdir.
4
Burada kastedilen mazi halinin ikinci harfi kesralı, muzâri’ halinin ikinci harfi de fethalı olan fiillerdir.
5
Sözlüklerin büyük çoğunluğunda fiillerin bu iki hali de gösterilmiştir. Bir fiilden bahsedilirken de bu iki haliyle
birden anmak genel bir yaklaşımdır. Mesela, “Arapça’da ‘yazmak’ ne demek?” diye sorulduğunda, sorunun
muhatabı, “‫ب‬
ُ ُ‫يَكْت‬/‫ب‬
َ َ‫ ” َكت‬diye cevap vermelidir.

www.tekellum.net
88 / 299
‫الجزء الثاني‬ - ‫دروس اللغة العربية‬

ِ ‫الساعةُ الْ َخ ِامسةُ إََِّّل دقِي َقة و‬


‫اح َدة‬ َ َ َ َ َّ (saat beşe bir var)
 Daha önce ‫ل‬ َّ ‫’لَ َع‬nin ‫’إِ َّن‬nin kardeşlerinden olduğunu ve “umulur ki”

(‫جي‬
ِّ ‫)التَّر‬-“korkulur
َ ki” (‫ش َفاق‬ ِْ ) şeklinde iki manaya da gelebildiğini, hangi
ْ ‫اْل‬
manaya geldiğinin cümleden çıkarılabileceğini belirtmiştik. ‫لَ َعلَّهُ يَ ْرِج ُع الْيَ ْوَم ُمتَأَخِّرا‬
cümlesinde “Korkarım bugün geç gelecek” manası vardır.
 ‫ بَ ْي َن‬zarf-ı mekândır ve “arasında” anlamındadır. Dolayısıyla kendisinden
sonra gelen kelimeyi cerreder:
ٍِ
َ ‫س بََِل ٌل بَ ْي َن َحامد َو فَ ْي‬
‫ص ٍل‬ َ َ‫( َجل‬Bilal, Hamid ve Faysal’ın arasına oturdu.)
Eğer isim yerine zamirler kullanılacaksa beyne’nin tekrar edilmesi gerekir:
َ َ‫( َه َذا بَ ْينِي َو بَ ْي ن‬Bu senin ve benim aramdadır.)
‫ك‬

www.tekellum.net
89 / 299
‫الدرس احلادي عشر‬
Durus 2. Cilt
ON BİRİNCİ DERS

Önceki dersimizde, muzâri’ fiili tanıtmıştık. Mazi hali ‫ب‬


َ ‫ذَ َه‬ olan fiilin

muzâri’ halinin ‫ يَ ْذ َهب‬olduğunu söylemiştik. Bu derste fiilin başka şahıslara


da çekimini yapacağız.

Muhâtab (2. Şahıs) Ğaib (3. Şahıs)

Muzâri’ Mâzi Muzâri’ Mâzi

‫ْهب‬
َ ‫تَذ‬ ‫ت‬
َ ‫ذَ َه ْب‬ ‫ْهب‬
َ ‫يَذ‬ ‫ب‬
َ ‫ذَ َه‬ I

Müzekker
‫ْهبَان‬
َ ‫تَذ‬ ‫ذَ َه ْب ت َما‬ ‫ْهبَان‬
َ ‫يَذ‬ ‫ذَ َهبَا‬ II

‫ْهبو َن‬
َ ‫تَذ‬ ‫ذَ َه ْب ت ْم‬ ‫ْهبو َن‬
َ ‫يَذ‬ ‫ذَ َهبوا‬ ∞

‫ي‬
َ ‫ْهب‬
َ ‫تَذ‬ ‫ذَ َه ْبت‬ ‫ْهب‬
َ ‫تَذ‬ ‫ت‬
ْ َ‫ذَ َهب‬ I
Müennes

‫ْهبَان‬
َ ‫تَذ‬ ‫ذَ َه ْب ت َما‬ ‫ْهبَان‬
َ ‫تَذ‬ ‫ذَ َهبَ تَا‬ II

‫ب‬
َ ْ ‫ْه‬
َ ‫تَذ‬ ‫ت‬
‫ذَ َهبْ ن‬ ‫ب‬
َ ْ ‫ْه‬
َ ‫يَذ‬ ‫ب‬
َ ْ ‫ذَ َه‬ ∞

Mütekellim (1. Şahıs)

Muzâri’ Mâzi

ُ‫أَ ْذ َهب‬ ُ‫ذَ َهْبت‬ I

ُ‫نَ ْذ َهب‬ ُ‫ذَ َهْب نَا‬ ∞

www.tekellum.net

90 / 299
*Her muzarî fiilde muzâra’at harfleri( ‫ُ ي‬- ُ‫ُ ت‬- ُ‫ُ ا‬- ‫ )ن‬bulunur. Bunlar ğaib

3. şahsın müzekkerinde “‫ ”ي‬harfidir. Müennesinde “‫ ”ت‬harfidir. İstisna

olarak çoğulunda “‫ ”ي‬harfidir.

*Mütekellim muzâri’ fiillerin başında “‫ ”اان‬ve “‫ ”حنن‬nün baş harfleri olan


”‫ “ ا‬ve “‫ ”ن‬harfi yer alıyor diye düşünebiliriz.

*Muhatap muzarilerde hep “ ‫ ”ت‬harfi mevcuttur.

*”‫ ”ان‬ifadesi ise ikil durumları ifade eder.

”‫ “ ون‬ifadesi ise çoğul erkek ifadesinde kullanılırlar. “‫ ”ي‬ile başlarsa ğaib

(onlar erkekler) olur. “ ‫ ” ت‬ile başlarsa muhatab (siz erkekler) olur.

*Peki bu üçünden hangi zamanı işaret ettiğini nasıl anlayacağız?


Gider

Gidiyor
ُ‫ َسيَ ْذ َهب‬+‫س‬
Gidecek

*Gelecek Zaman anlamı veren Harf-i istikbal «‫ »س‬sorularda kullanılmaz!

Örnek: Ne zaman Hindistan’a gideceksin?

*Mazi fiilin ‫ َما‬ile olumsuzlandığını biliyoruz:

«Bir şey yemedim.»

*Muzâri’ fiilde ise olumsuzlama ‫َل‬ ile yapılır:

«Fransızca anlamam.»

«Kahve içmem.»

www.tekellum.net

91 / 299
*Bir fiilde 3 ana unsur vardır:

«O (erkek) çıktı.» ‫َخ َرج‬

1.Özne 2.Eylem 3.Zaman

«Çıkmak» ‫َخ َروج‬


*Mastarda ise yalnızca kavramsal bir eylem vardır.
*Arapça’da masdarlar birçok vezinde yapılır. Biz bu ünitede ilkin ٌ‫فُعُول‬
veznindeki masdarları göreceğiz.

*Masdarlar isim cinsinden olduğundan, Harf-i ta’rif ve tenvin alabilirler.


*Örnekler:

«Giriş yasaktır.»

«Rükû’ secdeden öncedir.»

«Hocanın çıkışından önce sınıftan çıktık.»


www.tekellum.net

92 / 299
‫َأنما‬
Arapça’da sıkça kullanılır. İki veya daha fazla mefhumdan
bahsederken, her birine sıra geldikçe değinmeyi sağlar. Türkçe’ye
«……e gelince…» diye çevrilebilir.
Örnek:
«Nerelisiniz?» diye bir grup insana sorduk. Grubun sözcüsü
grubun üyelerinin farklı durumlarını belirtecek.
Cevap:

«Ben Almanya’danım. Bilal’e gelince o Pakistan’dandır, ve İbrahim’e


gelince o Japonya’dandır.»

* ‘dan sonra gelen cümlenin haberi ‫ف‬ ile başlamalıdır!

«Erkek ve kız kardeşin nerede oturuyor?»

«Kız kardeşim benimle oturuyor. Erkek


kardeşime gelince o da babam ve
annemle oturuyor.»

«Bu iki kalem kaça?»

«Bu 1 riyale, şuna gelince o da 10’a.»

www.tekellum.net

93 / 299
‫الدرس الثاين عشر‬
‫‪Durus 2. Cilt‬‬
‫‪ON İKİNCİ DERS‬‬

‫)‪Muhâtab (2. Şahıs‬‬ ‫)‪Ğaib (3. Şahıs‬‬

‫’‪Muzâri‬‬ ‫‪Mâzi‬‬ ‫’‪Muzâri‬‬ ‫‪Mâzi‬‬

‫‪Müzekker‬‬
‫تَ ْذ َهب‬ ‫ت‬
‫ذَ َه ْب َ‬ ‫يَ ْذ َهب‬ ‫ب‬
‫ذَ َه َ‬ ‫‪I‬‬

‫تَ ْذ َهبَان‬ ‫ذَ َه ْب ت َما‬ ‫يَ ْذ َهبَان‬ ‫ذَ َهبَا‬ ‫‪II‬‬

‫تَ ْذ َهبو َن‬ ‫ذَ َه ْب ت ْم‬ ‫يَ ْذ َهبو َن‬ ‫ذَ َهبوا‬ ‫∞‬

‫‪Müennes‬‬
‫ي‬
‫تَ ْذ َهب َ‬ ‫ذَ َه ْبت‬ ‫تَ ْذ َهب‬ ‫ت‬
‫ذَ َهبَ ْ‬ ‫‪I‬‬

‫تَ ْذ َهبَان‬ ‫ذَ َه ْب ت َما‬ ‫تَ ْذ َهبَان‬ ‫ذَ َهبَ تَا‬ ‫‪II‬‬

‫ب‬
‫تَ ْذ َه َْ‬ ‫ت‬
‫ذَ َه ْب ن‬ ‫ب‬
‫يَ ْذ َه َْ‬ ‫ب‬
‫ذَ َه َْ‬ ‫∞‬

‫)‪Mütekellim (1. Şahıs‬‬

‫’‪Muzâri‬‬ ‫‪Mâzi‬‬

‫أَ ْذ َهب‬ ‫ذَ َه ْبت‬ ‫‪I‬‬

‫نَ ْذ َهب‬ ‫ذَ َه ْب نَا‬ ‫∞‬

‫‪www.tekellum.net‬‬
‫‪94 / 299‬‬
• Bu dersimizde muzâri’ fiillerin, müennes (dişi) varlıklara isnadını
örneklendireceğiz.

‫َتْذَهب َي‬ ‫َتْذَهب‬

«Nereye gidiyorsun Ey Âmine?» «Nereye gidiyorsun Ey Bilal?»

‫ذهْ َب‬
َ ‫َت‬ ‫ون‬
َ ‫ذهب‬
َ ‫َت‬

«Fransızca anlıyor musunuz «İngilizce anlıyor musunuz


ey bacılar?» ey kardeşler?»

• Mütekellim- 1. Şahsın çekimlerini göreceğiz.

‫ْأذَهب‬ ‫َنْذَهب‬

«Biz dersi iyi anlıyoruz.» «Ben dersi iyi anlıyorum.»

www.tekellum.net
95 / 299
‫نأن – نإن‬
َ َ‫ ’ ق‬den sonra mutlaka ‫( إ نن‬inne) gelir. Cümle
• Cümle başlarında ve ‫ال‬

başında ve َ َ‫ ’ ق‬den sonra ‫( أ نن‬enne) gelmez. Diğer fiillerden sonra ise ‫أ نن‬
‫ال‬
(enne) gelgelebilir.

“Onun hastanedeki en iyi kadın


doktor olduğunu işittim.”

“Diyorlar ki, o hastanedeki


en iyi kadın doktordur.”

“Muhakkak Kur-an Allah’ın kitabıdır.”

• Haftanın günlerinde 1. gün Pazar günüdür. Cuma ve Cumartesi


günlerinin ise özel isimleri vardır.

Cumartesi
Çarşamba
Pazar
Perşembe
Pazartesi
Cuma
Salı

www.tekellum.net
96 / 299
‫الدرس الثالث عشر‬
Durus 2. Cilt
ON ÜÇÜNCÜ DERS

• Bu dersimiz son derslerde işlediklerimizi toparlama mahiyetinde olacaktır.


Burada derste bahsi geçen kısa notlar mevcuttur.

‫هو‬

Gizli zamir + Fiil + Muzâra’at Harfi

‫هم‬

Ref’ Alâmeti + Fâ’il + Fiil + Muzâra’at Harfi

• Muzari’ fiiller Mâzi fiilden farklı olarak reff, nasb, ve cezm edilirler. Sonlarında
‫ون‬ – ‫ين‬ olan fiillerin sonlarında ‫ ن‬varsa ; bu, fiillerin merfu olduğunu

gösterir. ‫ن‬ yoksa mensub ya da meczum olduğunu gösterir. Bunları ileriki


derslerimizde göreceğiz.

‫هي‬

Gizli zamir + Fiil + Muzâra’at Harfi

‫هن‬

Fâ’il + Fiil + Muzâra’at Harfi

www.tekellum.net

97 / 299
‫انت‬

Gizli zamir + Fiil + Muzâra’at Harfi

‫انتم‬

Ref’ Alâmeti + Fâil + Fiil + Muzâra’at Harfi

‫انت‬

Ref’ Alâmeti + Fâ’il + Fiil + Muzâra’at Harfi

‫انت‬

Fâ’il + Fiil + Muzâra’at Harfi

‫ان‬
Gizli zamir + Fiil + Muzâra’at Harfi

‫حنن‬

Gizli zamir + Fiil + Muzârat Harfi

www.tekellum.net

98 / 299
‫الرابِ َع عشر‬
َ ‫الدرس‬
Durus 2. Cilt
ON DÖRDÜNCÜ DERS

EMİRLER

EMİR MUZARİ MUZARİ MAZİ

(‫انت‬
َ ) (‫) هو‬ (‫) هو‬

‫ب‬
ْ ُ‫اُ ْكت‬ ‫ب‬
ُ ُ‫ْكت‬ ‫ب‬
ُ ُ‫تَ ْكت‬ ‫ب‬
ُ ُ‫ي ْكت‬ ‫ب‬
َ َ‫َكت‬
Sen yaz! Yazdı

‫اِفْ تَ ْح‬ ‫ح‬


ُ َ‫فْ ت‬ ‫ح‬
ُ َ‫تَ ْفت‬ ‫ح‬
ُ َ‫يَ ْفت‬ ‫فَتَ َح‬
Sen aç! Açtı

ِ ِ ‫س‬ ِ ِ ِ
‫س‬
ُ ‫ا ْجل‬ ُ ‫ْجل‬ ‫س‬
ُ ‫ََتْل‬ ‫س‬
ُ ‫ََْيل‬ ‫س‬
َ َ‫َجل‬
Sen Oturdu
otur!
‫ص ِل‬
ْ ‫َه َزةُ ال َْو‬
َْ ‫ا‬ ‫أ‬ ‫إ‬

*Mazi fiilin muzari’ye dönüşmesinde asıl değişikliğe uğrayan tek harf bu


fiillerdeki orta harftir. Bu orta harfin yaptığı değişikliğe göre elde edeceğimiz
emir ifadesi de değişiklik taşıyacaktır.

*Fiili emir yaparken muzâri’ fiil çekimlerinde bulunan ‫ت‬ muzara’at harfine
ve fiilin sonundaki ötreye ihtiyacımız yok. Sakin harfle başlayan fiillerin başına
vasıl hemzesi (‫ص ِل‬
ْ ‫ال َْو‬ ُ‫َه َزة‬
ْ َ ) getirilir.
*Vasıl hemzesi fiilin muzâri’ halinin orta harfi ötre ise ُ‫ ا‬şeklinde, üstün veya esre

ise ِ‫ ا‬şeklinde okunur.

www.tekellum.net

99 / 299
*Vasıl hemzesi gerekmedikçe okunmayan hemzedir. Kat’ hemzesi üzerinde ya da
altında hemze işareti olur ve bu hemze her zaman okunur, yani telaffuz edilir.

Yaz!

Ey Bilal! Yaz!

Oku ve yaz!

Yaz ve oku!

İSTİSNALAR: Fiilin önüne gelen vasıl hemzesi bazı istisnalarda konulmaz.

‫ُك ْل‬ ‫ أْ ُك ْل‬+ُ‫ا‬ ‫َتْ ُك ُل‬ ‫أيْ ُك ُل‬ ‫اَ َك َل‬


Sen ye!

‫ُخ ْذ‬ ‫ أْ ُخ ْذ‬+ُ‫ا‬ ‫َتْ ُخ ُذ‬ ‫أيْ ُخ ُذ‬ ‫أَ َخ َذ‬


Sen al!

‫قُ ْل‬ ‫قُ ْو ْل‬ ‫ول‬


ُ ‫تَ ُق‬ ‫ول‬
ُ ‫يَ ُق‬ ‫ال‬
َ َ‫ق‬
Sen söyle!

*Arapça’da iki sakin harf yan yana gelmeyecektir. O sebeple ‫ ’قُ ْو ْل‬deki zayıf

olan ‫ و‬harfi düşecektir.

*Sonu cezmedilmiş emir fiilinden sonra, vasıl hemzesiyle başlayan bir kelime
gelirse, bu iki sakin harfin arası kesre(esre) ile doldurulur.

Suyu iç.

Kapıyı aç.

Kitabı al.

www.tekellum.net

100 / 299
EMRİN DİĞER MUHATABLAR İÇİN ÇEKİMİ:

‫ب‬
ْ ُ‫اُ ْكت‬ ‫ب‬
ُ ُ‫تَكْت‬

‫اُ ْكتُ بَا‬ ِ ‫تَكْتُ ب‬


‫ان‬َ

‫اُ ْكتُ بُوا‬ ‫تَكْتُ بُو َن‬

‫اُ ْكتُِب‬ َ ِ‫تَكْتُب‬


‫ي‬

ِ ‫تَكْتُ ب‬
‫ان‬
‫اُ ْكتُ بَا‬ َ

‫ب‬ ‫ب‬
َْ ُ‫تَكْت‬
َْ ُ‫اُ ْكت‬
*Cezmedilmek fiile has bir şeydir. Sadece muzari fiiller cezmedilebilir.
*Genelde müpteda ma’rifedir, haber nekredir. Ancak bazı durumlarda
müptedanın nekre olmasına izin verilir. Müptedanın başında soru harfi olması bu
durumlardandır.
«Sınıfta bir akrep mi?!»

«Allah’tan başka bir ilah mı?»

SEBEP BİLDİREN

«Bunu ye, çünkü sen açsın.»

«Gir, çünkü ders başladı.»

«Gömleği yıka, çünkü o kirlidir..»

www.tekellum.net

101 / 299
‫س عشر‬ ِ َ‫الدرس اخل‬
‫ام‬
Durus 2. Cilt َ
ON BEŞİNCİ DERS

Emir Muzari
‫ا‬+ ‫تكْتب‬
‫ب‬
ْ ُ‫اُ ْكت‬ ُُ َ ‫ب‬
ُ ُ‫التَكْت‬ (-) ‫َل النَّافِيَة‬ Nefyeden lâ
Yazmazsın

Muzari Nehiy
‫ل‬ ِ ‫َل الن‬
‫ب‬
ُ ُ‫تَكْت‬ ْْ ‫(التَكْتُب‬X) ‫َّاهيَة‬ Nehyeden lâ
+ Yazma!

Örnekler:

Buraya oturma!

Kırmızı kalemle yazma!

Sınıftan çıkma!

Şeytana kulluk etme!

Şahıslara çekim:

Gitme ey Bilal! Gitmeyin ey kardeşler!

Gitme ey Amine! Gitme ey kız kardeşler!

www.tekellum.net

102 / 299
* َ ََ‫) تَذْ َهبْن‬siz kadınlar( ve ََ‫) َيَذْ َهبْن‬onlar-kadınlar( filleri mebnî olduğu için
sonlarındaki cezmetme olayı gerçekleşmiyor. Fiil değişiklik kabul etmiyor.
Dolayısıyla kelimenin başına la gelince iki olumsuz anlamı da (hem nehiy hem
nefiy) karşılıyor.

NEREDEYSE

‫اد‬
ُ ‫يَ َك‬ ‫اد‬
َ ‫َك‬
Örnek:
Çocuk neredeyse düşecekti.
‫اد‬
َ ‫َك‬
Mazi
Hoca çıkmak üzereydi.

Zil çalmak üzere.


‫اد‬
ُ ‫يَ َك‬
Muzâr’i
İmam rükû etmek üzere.

*Cümlelerdeki fiillere dikkat ettiğimizde ister mazi ister muzari anlamı


verceğimizde olsun fiilin muzari çekimini kullanırız ancak mazi anlamı verecek
isek ‫اد‬
َ ‫ َك‬kullanıyoruz, muzari anlamı verecek isek ‫ يَ َكاد‬kullanıyoruz.
Muzâri’de
‫َما‬
Mazide
Olumsuzluk Olumsuzluk
‫َال‬
‫ت‬
ُ ‫َكتَ ْب‬ Yazdım ‫ب‬ُ ُ‫أَ ْكت‬ Yazarım

‫ب‬
ُ ُ‫َال أَ ْكت‬ Yazmam
‫ت‬
ُ ‫َما َكتَ ْب‬ Yazmadım
‫ب‬
ُ ُ‫َما أَ ْكت‬ Yazmıyorum

www.tekellum.net

103 / 299
*Mazi için olan ‫ َما‬, muzari fiilin başına gelirse muzarideki üç zaman içerisinden
(şimdiki geniş ve gelecek zaman) anlamı netleştiriyor ve şimdiki zaman anlamı
veriyor.

Ben kahve içmem/içmeyeceğim.

Şu an kahve içmiyorum.

Mehmûzü’l-Fâ Fiillerin muzâri’de mütekellime (‫ )اان‬göre çekimi

*Mehmûz fiiller başında, ortasında veya sonunda hemze olan fiil demektir. Şöyle
açıklayabiliriz: Üç harfli fiilin mazi halinin ‫فعل‬ ile sembolize edildiğini
düşündüğümüzde şöyle söylüyoruz. İlk harf-faul fiil, ikinci harf-aynul fiil ve
üçüncü harf- lamul fiil ‘dir. Dolayısıyla Mehmûzü’l-Fâ fiiler başında hemze olan
fiillerdir.

SADECE ‫إِ ََّّنَا‬


Sadece resimlere bakıyorum.

Sen dersi yazmıyorsun. Sadece


mektup yazıyorsun.

Ameller ancak niyetlere göredir.

Sadakalar yalnızca fakirler içindir.

www.tekellum.net

104 / 299
‫الدرس السادس عشر‬
Durus 2. Cilt
ON ALTINCI DERS

*Mazisi dört harfli olan fiilerin muzâri’si damme(ötre) ile başlar.

‫املضارع‬ ‫املاضي‬
‫يُ ِري ُد‬ ‫اد‬
َ ‫َأر‬
ister istedi

ُ ‫ يُ ِري‬fiilinin şahıslara çekimlerini yapacağız.


*Bu derste ‫د‬

Ne istiyorsun ey Bilal?

Su istiyorum.

Ne istiyorsunuz ey kardeşler?

Kalemler istiyoruz.

Ne istiyorsun ey Leylâ?

ُ‫صلَة‬
ُ ‫َماال َْم ْو‬
*Daha önce ; soru mâ’sı ve olumsuz mâ’yı görmüştük… Bu derste de Mâ-yı
Mevsûle’yi göreceğiz:

soru mâ : Adın ne?


olumsuz mâ : Dersi anlamadım.

www.tekellum.net

105 / 299
Mâ-yı Mevsûle :

Bana dediğin şeyi unuttum.

Senin içtiğinden içerim.

Sizin taptıklarınıza tapmam.

*Daha önce «….sahibi» anlamına gelen ‫‘ ذُو‬yu öğrenmiştik. ‫ذُو‬, «esmâ-i hamse»

(5 isim) den olduğu için i’râbı sonundaki harfin değişmesiyle olur. Dolayısıyla ‫ذُو‬

’nun mensûb hali ‫’ ذَا‬dır.

Sınıfımızda uzun saçlı bir erkek öğrenci var.

Uzun saçlı bir erkek öğrenci gördüm.

Büyük harfli bir mushaf istiyorum.


‫ “ فُ َع ُل‬veznindeki
almazlar.
(Ma’dûl) özel isimler gayr-i munsarıftır. Yani tenvin ve kesre

‫ُز َح ُل‬ Satürn


Bu özel isim
‫ُزفَ ُر‬ Erkek ismi
veznine
‫َم ْع ُدول‬ denir.

‫ُهبَ ُل‬ Cahiliye putu

www.tekellum.net

106 / 299
Bu gayr-i munsarıf veznin i’râbı (harekelenmesi) da diğer gayr-i munsarıflar
gibi olur:

Ömer çıktı. Ömer’e yazdım.

Ömer’e sordum.

*Birinci kitapta renkleri ifade eden bazı kelimeler öğrenmiştik:

‫َص َف ُر‬
ْ‫أ‬ ُ‫ص ْف َراء‬
َ
‫َس َو ُد‬
ْ‫أ‬ ‫َس ْو َداء‬ «Saçım siyah, sakalım beyazdır.»

‫َْحَُر‬
ْ‫أ‬ ‫َْحْ َراء‬
«Bu ağaç yeşildir.»
‫ض‬
ُ َ‫أَبْي‬ ‫ضاء‬
َ ‫بَ ْي‬

«Gökyüzü mavidir.»

‫أَفْ َع ُل‬ ُ‫فَ ْع ََلء‬

Müzekker Müennes

*Bir kolaylık! Her iki veznin de çoğulları ortaktır. Müzekker müennes farkı
yoktur.

Her iki
veznin
ortak
‫فُ ْعل‬ «Bu siyah adamlar ve şu esmer kadınlar kim?»
çoğulu
«Kızılderililer»

www.tekellum.net

107 / 299
*Bir diğer husus ‫( َع ْمرو‬Amr) ve ‫( عُ َم ُر‬Ömer) isimlerinde karşımıza çıkmaktadır.
İkisi de Arapça’da yaygın olarak kullanılan isimler. Bu iki ismi ayırt etmek zor.

Dolayısıyla ‫( َع ْمرو‬Amr) için fazladan bir ‫ ا‬koyulmuş ki bu ismin ‫عُ َم ُر‬ (Ömer)
olmadığı anlaşılsın.

O Amr’dır. ‫هو عمرو‬


Merfû’
O Ömer’dir. ‫هو عمر‬

Amr’a selam verdim. ‫سلمت على عمرو‬


Mecrûr
Ömer’e selam verdim. ‫سلمت على عمر‬

* Mecrûr durumda ‫ع ْمرو‬


َ (Amr) kelimesi kesralanacak, ‫( عُ َم ُر‬Ömer) kelimesi ise
fethalı okunacak.

Amr’a sordum. ‫سألت عمرا‬


Mensûb
Ömer’e sordum. ‫سألت عمر‬

* Mensûb durumda ‫ع ْمرو‬


َ (Amr)’ın ‫ و‬harfi yoktur. ‫ا‬ harfi vardır. ‫ ا‬harfi üstünlü

tenvinin remzidir. ‫( عُ َم ُر‬Ömer) üstünlü tenvin alamayacağı için ‫ا‬ alamayacaktır.

www.tekellum.net

108 / 299
Bedel-‫البدل‬

«Kardeşin Hüseyin nerede?» cümlesinde ‫الحسين‬


bedeldir. ‫ أخ‬kelimesinin bedelidir. Bedel, mübdelün
minh ile yani üzerine bedel getirilen isimle aynı
i’rabdadır.

Başka örnekler:

«Onun kızı Zeynep hekimdir.»

«Arkadaşın Abbas’ı gördüm.»

«Hocamız Dr. Bilal’e yazdık.»

başka,
‫آخُر‬
َ ‫أُ ْخ َرى‬
diğer

«Bugün İbrahim ve başka bir erkek öğrenci


daha yok.»

«Bir kalemim daha var.»

«Hocamıza ve başka bir hocaya daha sordum.»

«Zeynep Amerikalıdır. Ve sınıfta Amerika’dan bir kız öğrenci daha var.»

www.tekellum.net

109 / 299
«Rahman Suresi’ni ve bir başka sureyi daha ezberledim.»

*Hem ‫خ ُر‬
َ ‫ آ‬hem de ‫ أُ ْخ َرى‬gayr-i munsarıftır.

*‫ن‬
ُ ‫ الْ ُق ْرآ‬ve ‫ف‬
ُ ‫ص َح‬
ْ ‫ ال ُْم‬kelimeleri arasındaki fark:

‫آن‬
ُ ‫ْالُقْر‬ ‫ْالُم ْص َح ُف‬
«Kur’an» «Cilt arasına alınmış
Kur’an nüshası»

«Benim iki mushafım var.»


Bu ifadelerde
Mushaf yerine
Kur’an
kullanılmaz.
«Bu bir Hint mushafı, şu da bir Mısır mushafıdır.»

‫َغُْي‬

«Çizgili kağıt»

«Çizgisiz kağıt»

«Doğru»

«Doğru değil»

«Müslüman»

«Gayrımüslim»

www.tekellum.net

110 / 299
‫الدرس السابع عشر‬
Durus 2. Cilt
ON YEDİNCİ DERS

ُ ‫ يُ ِري‬fiilini kullanıyorduk:
*Bir şey istemek için ‫د‬

‫يُ ِري ُد‬ ‫اد‬


َ ‫َأر‬
ister istedi

Ne istiyorsun ey Bilal?

Su istiyorum.

Peki istenen bir cisim değil, bir eylemse?

«Gitmek (gitmemi) istiyorum»

«Yemek (yemeni) istiyor


musun?»

«Ne içmek (içmeni) istersin?»

«Senin önüne oturmak


(oturmamızı) istiyoruz.»

«Zeynep et pişirmeyi
(pişirmesini) istiyor»

«Doktor ülkesine dönmek


(dönmesini) istiyor. »

* ‫ أَن‬nevâsıb harflerindendir. Başına geldiği fiili nasb eder.

*Parantez içindeki anlamlar şahıs kaydı içerdiği için bilinmelidir.

www.tekellum.net

111 / 299
‫ََل ُم التَّعلِيل‬

*Bir şeyin «ne diye» olduğunu belirtir.


* ‫ل‬ Muzâri’ fiilin başına gelir ve onu nasbeder.
* ‫ اَن‬ile benzerliği vardır. ‫ اَن‬de başına geldiği fiili nasb ediyor.

- Kur’ânı anlayayım diye Arapça öğreniyorum.

- Yüzümü yıkayayım diye banyoya gittim.

- Sinekler dışarı çıksın diye pencereyi açtım.

- Allah bizi ona kulluk edelim diye yarattı.

‫ُُيكِ ُن‬ Mümkündür (imkân verir)

- Buraya oturmam mümkün mü?

- Evet, oturman mümkündür.

- Onun şimdi çıkması mümkün değil.

www.tekellum.net

112 / 299
‫ُمن ُذ‬ ‘den beri

- Cumartesi gününden beri onu görmedim.

- Bilal bir haftadan beri yok.

*Fiil cümlesinde fâil müennes ise fiil de müennes olmalıdır.


Ancak:
Eğer fâ’il müennes insan ya da hayvansa fiil de müennes olmalıdır.
Eğer fâ’il başka varlıkların müennesi ise fiil müennes olmak zorunda değildir.

- Muhammed girdi.

- Âmine girdi.

- İbrahim Alman dili tahsil ediyor.

- Meryem Fransız dili tahsil ediyor.

Örnek:

-İnek çıktı. Bu nedenle derste geçen:

-Araba çıktı. -Üç dakika kaldı.

İfadesi doğrudur…

www.tekellum.net

113 / 299
‫الدرس الثامن عشر‬
Durus 2. Cilt
ON SEKİZİNCİ DERS

ِ ِ‫التَّعل‬
* ‫ أَن‬ve ‫يل‬ ‫ ََل ُم‬muzâri’ fiilin sonunu nasbediyordu:

‫ب‬
َ ‫يَذ َه‬ ‫ب‬
ُ ‫يَذ َه‬
‫ب‬
َ ‫تَذ َه‬ ‫َأن‬ ‫ب‬
ُ ‫تَذ َه‬
‫ب‬
َ ‫أَذ َه‬
‫ِل‬ ‫ب‬
ُ ‫أَذ َه‬
‫ب‬
َ ‫نَذ َه‬ ‫ب‬
ُ ‫نَذ َه‬

*Şu fiillerde de nasb, sondaki nun harfinin düşmesi ile gerçekleşir:

‫يَذ َهبُوا‬ ‫يَذ َهبُو َن‬


‫َأن‬
‫تَذ َهبُوا‬ ‫تَذ َهبُو َن‬
‫ِل‬
‫تَذ َهِب‬ َ ِ‫تَذ َهب‬
‫ي‬

*Bu fiillerde nun’un varlığı ref’, yokluğu nasb ya da cezm alametidir.


*Fiillerde cerr edilme durumu yoktur. Cerr isme has bir özelliktir.
*Örnek cümleler:

Ne içmek istiyorsun ey Âmine?

Nereye gitmek istiyorsunuz ey kardeşler?

Sınıftan çıkmak istiyorlar.

www.tekellum.net

114 / 299
Bu iki çekim ise ‫ أَن‬ve ‫’ ِل‬den etkilenmez, çünkü mebnîdir.

Haberleri dinlemek ister misiniz ey kız kardeşler?

Kız öğrenciler bahçede oturmak istiyorlar.

HARF-İ CERR’ ‫َك‬ - GİBİ

Saatim saatin gibidir.

Bu ev mescid gibidir.

Bu kahve su gibidir.
* Ancak ‫ك‬
َ harf-i cerri zamirlerin önüne gelmez. Mesela «Ben onun gibiyim.»
demek için ُ‫كه‬
َ ‫ أ َََن‬diyemeyiz. Bunun yerine ‫ َك‬harf-i cerri ile zamir arasına
‫ ِمث ِل‬ifadesi girer: ‫َأََن َكِمثِلِه‬ Ben onun gibiyim.

‫ُهَو َكِمثِلي‬ O benim gibidir.

‫ُكل‬
* Te’kîd (pekiştirme) için kullanılır.

*‫كل‬
ُ ifadesinin müekked ile bağlantısı bir zamir ile kurulur:

www.tekellum.net

115 / 299
Bu şeylerin tamamını almamanızı
rica ediyorum.

Bütün öğrenciler geldi.

Bütün kız öğrenciler çıktı.

Kitabın tamamını okudum.

Onu tüm okulda aradım.

* ‫ ُكل‬ile müekkedi aynı i’rabdadır.


* Harf-i Nidâ’ harf-i ta’rîf ile başlayan bir kelimenin başına gelirse:

* İsim cinsinden olmakla birlikte içinde fiil anlamı taşır.

* Bu tür isimlere ‫ال ِفع ِل‬ ‫ اِس ُم‬denir. Başka ismü’l-fi’l Örnekleri:

ِ‫آه‬ Âh! (Acı çekiyorum.)

‫أُف‬ Öf! (Sıkıldım.)

ِ
‫آمي‬ Âmin! (Duamı kabul et.)

www.tekellum.net

116 / 299
* «Bu tatlı kutusu…»
ِ‫ه ِذه‬
ifadesinde َ sona gelmiştir. Bunun nedeni, ism-i işaretten sonra gelen

bedelin, ‫ال‬ takısı alması gerekmesidir. Aynı zamanda muzâf olan bu kelime bu
takıyı alamaz.

ُ‫َه ِذهِ العُلبَة‬ «bu kutu» diyebilirdik,

‫عُلبَةُ اْلَل َوى‬ «tatlı kutusu» da diyebilirdik. Ancak:

‫َه ِذهِ العُلبَةُ اْلَل َوى‬ diyemeyiz. Çünkü:

1. ‫الُعلَبُة‬, ‫ َ’هِذِه‬ye bedel olduğu için ‫ ال‬almalı.


2. ‫الُعلَبُة‬, ‫اْللَوى‬
َ kelimesine muzâf olduğu için ‫ ال‬almamalı.
İkisi birden olamayacağı için ‫ َهِذِه‬sona gider.
*Buna ilişkin örnekler:

«Bu kurşun kalem…»

«Bu yatak odası…»

«Bu senin saatin güzeldir.»

«Bu benim kitabımı al.»

*NOT: ‫أَن‬ ve َ‫ َل‬yan yana gelince َّ‫ أَل‬diye okunur.

‫أَر ُجو َأ ََّل َتد ُخ َل‬ ‫أَر ُجو أن َتد ُخ َل‬


«Girmemeni rica ediyorum.» «Girmeni rica ediyorum.»

www.tekellum.net

117 / 299
‫الدرس التاسع عشر‬
Durus 2. Cilt
ON DOKUZUNCU DERS

Fiil-i muzâri’i nasb eden edatlardan ‫لَن‬


• Bir eylemin gelecekte yapılmayacağını ifade etmek için kullanılır.
• Başına geldiği fiilin sonunu nasb eder. Yani nevasıb harflerindendir.

Mâzî fiilini olumsuz yapan ‫َما‬


Geçmiş
İspanyolca dilini tahsil etmedim. zaman

Muzâri’ fiilini olumsuz yapan ‫َما‬


َ‫س اللُّغَةَ ا ِإلسبَانِيَّة‬
Şimdiki
ُ ‫َما أَد ُر‬ İspanyolca dilini tahsil etmiyorum.
zaman

Muzâri’ fiilini olumsuz yapan َ‫ل‬

َ‫س اللُّغَةَ ا ِإلسبَانِيَّة‬


Geniş
ُ ‫َل أَد ُر‬ İspanyolca dilini tahsil etmem.
zaman

Muzâri’ fiilini olumsuz yapan ‫لَن‬

Gelecek
َ‫س اللُّغَةَ ا ِإلسبَانِيَّة‬
َ ‫لَن أَد ُر‬ İspanyolca dilini tahsil etmeyeceğim. zaman

www.tekellum.net

118 / 299
‫س‬
َ
gider gider

gidiyor ‫َس‬ gidiyor

gidecek gidecek

‫لَن‬
gitmez gitmez
gitmiyor +‫َلن‬ gitmiyor
gitmeyecek gitmeyecek

‫س‬
َ «Yarın Riyad’a gideceğim.»

‫لَن‬ «Yarın Riyad’a gitmeyeceğim.»

‫يَذ َهبُو َن = َلن َيذَهُبوا‬ ‫لَن‬


‫تَذ َهبُو َن = لَن تَذ َهبُوا‬ ‫لَن‬

‫= لَن تَذ َهِب‬ َ ِ‫تَذ َهب‬


‫ي‬ ‫لَن‬

Bu iki çekim ‫أَن‬ ve ‫’ ِل‬den etkilenmediği gibi ‫لَن‬


‫’لَن‬den de etkilenmez, çünkü mebnîdir. ‫لَن‬

www.tekellum.net

119 / 299
«Ey Âmine! Yaz tatilinde Taif’e gitmeyecek misin?»

«Ey kız kardeşler! Gelecek yıl Türkçe tahsil etmeyecek misiniz?»

Geçmiş ُّ َ‫ق‬
‫ط‬ ‫أَبَ ًدا‬ Gelecek

(geçmişte olmayan şeyler için) (gelecekte olmayacak şeyler için)

«Asla şarap içmeyeceğim.»

«Asla ona yazmayacağım.»

«Senin dilin çok zor. Onu asla


öğrenmeyeceğim.»

«Onu hiç görmedim.»

www.tekellum.net

120 / 299
‫الدرس العشرون‬
Durus 2. Cilt
YİRMİNCİ DERS

*İsmin Merfû’, Mensûb ve Mecrûr Halleri

Merfû’ Hoca nerede?

Mensûb Hoca’ya sordum.

Mecrûr Hoca’ya dedim.

*Tesniye ismin Merfû’, Mensûb ve Mecrûr Halleri

Merfû’ Bu ikisi iki riyaldir.

Mensûb İki riyal istiyorum.


ve
Mecrûr Onu iki riyale satın aldım.

*Başka örnekler:

İki kitap okudum.

İki gün sonra döndüm.

İki yeni hoca geldi.

Bu haberi iki radyo kanalından


dinledim.

www.tekellum.net

121 / 299
Birisi… diğeri de…

One of them is… and the other is…

«İki erkek kardeşim var: Birisi doktor, diğeri de mühendistir.»

«İki kız kardeşim var: Birisi hoca, diğeri de hemşiredir.»

www.tekellum.net

122 / 299
‫الدرس احلادي‬
‫والعشرون‬
Durus 2. Cilt
YİRMİ BİRİNCİ DERS

‫َلم‬ (LEM)

• Muzâri’ fiilin başına gelerek iki şey yapar:


1. Muzâri’ fiili cezmeder. 2. Fiile olumsuz mâzî anlam getirir.
• Cerr edilmek fiillerde yoktur, cezm edilmek de isimlerde yoktur.

• Gider
‫يَ مذ َهب‬ • Gidiyor
• Gidecek

‫ب‬
‫َلم يَ مذ َه م‬
• Gitmedi

• Cezmetme nasıl gerçekleşir?


-Bu grupta son harekenin atılmasıyla:

-Bu grupta sondaki nun harfinin atılmasıyla:

www.tekellum.net

123 / 299
-Bu grup mebnî olduğu için cezm gözükmez:

• ‫ َلم‬için bazı örneklere göz atalım:


Bu dersi anlamadım.

Yeni öğrenciler geldi mi?

Hayır, gelmediler.

Kız öğrenciler kütüphaneye


gitmediler.

• ‘den sonra vasıl hemzesi gelirse, cezmli


olan son harf okunuşta kesra’ya dönüşür. Çünkü böyle yapmazsak iki
sakin harfin yan yana gelmesi ( ) anlamına gelir ki
bu Arapça’da yasaktır:

Mektubu yazmadın mı?

Kız öğrenci Kur’an’ı ezberlemedi.

‫لَ َّما‬ (LEMMÂ)

• Yine cevâzım harflerindendir. Aynı ‫َلم‬ gibi başına geldiği Muzâri’ fiili
cezmeder. «Henüz olmadı…» anlamını getirir:

Kahveyi henüz içmedim.

www.tekellum.net

124 / 299
Henüz iman sizin kalplerinize
girmedi.(Ayet)

Babam Mekke’ye gitti ve henüz


dönmedi.

* ‫ل ََّما‬ ‘dan sonra fiil söylenmeyebilir:

+ Öğrenciler çıktı mı?

- Henüz değil.

- Henüz çıkmadılar.

Ne şu ne de bu…

Ne kalemim ne de kitabım var.

Dolapta ne su ne de meyve suyu var.

Cebimde ne bir riyal ne de bir kuruş var.

www.tekellum.net

125 / 299
‫الدرس الثاين والعشرون‬
‫‪Durus 2. Cilt‬‬
‫‪YİRMİ İKİNCİ DERS‬‬

‫ضا ِر ِع الثَّالَ ُ‬
‫ث‬ ‫ت ال ُْم َ‬
‫)‪َ (Muzarî’nin 3 hâleti‬حاالَ ُ‬

‫ضارِعُ املَ ْج ُزْو ُم‬


‫اَل ُْم َ‬ ‫ب‬
‫ص ْو ُ‬
‫ضارِعُ ال َْم ْن ُ‬
‫اَل ُْم َ‬ ‫ضارِعُ ال َْم ْرفُ ْوع‬
‫اَل ُْم َ‬

‫ب‬ ‫ِ‬
‫ََلْ يَ ْذ َه ْ‬ ‫ب‬
‫َن يَ ْذ َه َ‬
‫لْ‬ ‫ب‬
‫َحام ٌد يَ ْذ َه ُ‬
‫ََلْ يَ ْذ َهبُ ْوا‬ ‫َن يَ ْذ َهبُ ْوا‬
‫لْ‬ ‫اَلطُّالَّ ُ‬
‫ب يَ ْذ َهبُ ْو َن‬

‫ب‬ ‫ِ‬
‫ََلْ تَ ْذ َه ْ‬ ‫ب‬
‫َن تَ ْذ َه َ‬
‫لْ‬ ‫ب‬ ‫آمنَةُ تَ ْذ َه ُ‬
‫ب‬
‫ََلْ يَ ْذ َه َْ‬ ‫ب‬
‫َن يَ ْذ َه َْ‬
‫لْ‬ ‫ب‬ ‫اَلطَّالِبَ ُ‬
‫ات يَ ْذ َه َْ‬
‫ب‬
‫ََلْ تَ ْذ َه ْ‬ ‫ب‬
‫َن تَ ْذ َه َ‬
‫لْ‬ ‫ب‬
‫ت تَ ْذ َه ُ‬
‫أَنْ َ‬
‫ََلْ تَ ْذ َهبُ ْوا‬ ‫َن تَ ْذ َهبُ ْوا‬
‫لْ‬ ‫أَنْ تُ ْم تَ ْذ َهبُ ْو َن‬
‫أَنْ ِ‬
‫ت تَ ْذ َهبِ َْ‬
‫ََلْ تَ ْذ َهِ ْ‬
‫ب‬ ‫َن تَ ْذ َهِ ْ‬
‫ب‬ ‫لْ‬ ‫ي‬

‫ب‬
‫ََلْ تَ ْذ َه َْ‬ ‫ب‬
‫َن تَ ْذ َه َْ‬
‫لْ‬ ‫ب‬
‫ُت تَ ْذ َه َْ‬
‫أَنْ َُّ‬

‫ب‬
‫ََلْ أَ ْذ َه ْ‬ ‫ب‬
‫َن أَ ْذ َه َ‬
‫لْ‬ ‫ب‬
‫أ َََن أَ ْذ َه ُ‬
‫ب‬
‫ََلْ نَ ْذ َه ْ‬ ‫ب‬
‫َن نَ ْذ َه َ‬
‫لْ‬ ‫ب‬
‫ََْن ُن نَ ْذ َه ُ‬

‫‪• İsim = Merfu, Mensûb, Mecrur‬‬ ‫‪Fiil = Merfu, Mensûb, Meczum,‬‬


‫‪durumlarda olabilir. Bu fiiller mâzi değil, muzarî dir. Mâzi fiilin i’rabdan‬‬
‫‪etkilenme durumu yoktur.‬‬

‫‪www.tekellum.net‬‬

‫‪126 / 299‬‬
‫الدرس الثالث‬
Durus 2. Cilt ‫والعشرون‬
YİRMİ ÜÇÜNCÜ DERS
* Cem’i müzekker salim’in i’râbı: cem=çoğul, müzekker=eril, salim=düzenli

* Cemi müzekker salimler nâkıs irablı kelimelerdendir. Yani üç irab durumuna


karşılık 3 tane değil 2 tane hal alırlar. Merfû’ durum için –ûne, mansûb ve
mecrûr durum için –îne eki alırlar.

«Hocalar çıktı.»

«Hocaları gördüm.»

«Hocalara gittim.»

«Mühendisler ofislerine gittiler.»

«Çiftçileri tarlalarda gördüm.»

«Bunlar hocaların evleridir.»

Onlu sayılar -

Cem’-i müzekker salim formunda oldukları için


onluk sayılar da onlar gibi i’rablanır.

Merfû’ «Sınıfta 20 erkek öğrenci vardır.»

Mensûb «20 kitap okudum.»

www.tekellum.net

127 / 299
Mecrûr «Onu 20 riyale aldım.»

20’den sonraki sayılar:

21

22

23-29 Sayının birler basamağı sayılan varlıkla (ma’dûd) zıt


cinsiyette olur. Onlar basamağı ise cinsiyetten bağımsızdır:

..........‫و ال‬.........‫ال‬

«Ne yedim ne de içtim.»

«Ne okudu ne de yazdı.»

www.tekellum.net

128 / 299
‫الدرس الرابع والعشرون‬
Durus 2. Cilt
YİRMİ DÖRDÜNCÜ
DERS

ARAPÇA’DA SAYILAR ( ‫)الْ َع َدد‬


• Bu ünitede, daha önce sayılarla ilgili gördüğümüz tüm kurallar topluca
işlenecektir.

Arapça’ da sayı ve sayısı belirtilen nesne bir sayı tamlaması ( ‫الْ َع َد ِدي‬ ‫)الْ ُمَرَّكب‬
meydana getirir. Sayıya ( ‫)الْ َع َدد‬, sayısı belirtilene ise ( ‫ )الْم ْع ُدود‬denir.
َ
1. Sayılara ( ‫ )الْ َع َدد‬ait kurallar:

a. 1 ve 2 ( ‫ اِثْنَان‬/ ‫)واح ٌد‬


- Sayı ve sayılan bir sıfat tamlaması oluşturur.
- Sayı, isme sıfat olarak geldiğinden isimden sonra söylenir.
- Ma’dûd ile Aded arasında diğer sıfat tamlamalarında olduğu gibi cinsiyet ve i’râb
uyumu vardır.
ٌ‫ كتاابنٌ اثنان‬، ٌ‫كتابٌ واحد‬
ٌ‫اراتنٌ اثْ نَتان‬
َ َّ‫ٌ َسي‬، ٌ‫َسيَّ َارةٌ واحدة‬

b. 3’ten 10’a kadar (‫شرة‬


َ ‫َع‬ َ ‫) ِم ْن ثَالثٍَة إِ ََل‬
- Sayı ile ma’dûd arasında cinsiyet zıtlığı vardır. Cinsiyet zıtlığı belirlenirken sayılan
varlığın tekil halinin cinsiyeti esas alınır. Sayı muzaf, sayılan muzafun ileyh olur.
Ayrıca sayılan isim çoğul olarak zikredilir. Müzekker ismin sayısı müennes,
müennes ismin sayısı müzekker gelir:

www.tekellum.net

129 / 299
ٌ‫ثالثٌ نساء‬ ٌ‫ثالثةٌ رجال‬

(‫َح َد َع َشر‬ ِ
c. 11 ve 12 َ ‫ أ‬/ ‫)اثْ نَا َع َشَر‬
- Bu sayı tamlamasında, sayı ile sayılan, aynı cinsiyet özelliği taşır. (11’den
başlamak üzere 99’a kadar ayrıca sayı bir iki istisna dışında fetha üzere mebni ve
sayılan temyiz olduğundan mansûb ve tekil gelir.):

ٌ‫إ ْح َدى َع ْش َرةٌَ طالبة‬ ٌ‫ش ٌَر طالبا‬


َ ‫َح ٌَد َع‬
َ‫أ‬
ٌ‫اثْ نَ تَاٌ َع ْش َرٌةَ طالبة‬ ٌ‫ش َرٌ طالبا‬
َ ‫اثْ نَا َع‬

d. 13’ten 19’a kadar (‫)من ثَالثَةَ َع َشَر إِ ََل تِ ْس َعةَ َع َشر‬


- Sayı tamlamasının sayılana yakın olan ikinci kısmı sayılana cinsiyet açısından
uyar, uzak olan ilk kısmı uymaz:

ٌ‫ث َع ْش َرٌةَ طَالبَة‬


ٌَ َ‫ثَال‬ ٌ‫ش ٌَر طَالبا‬
َ ‫ثَالَث ٌةَ َع‬

e. 20, 30, … , 90, 100, 1000 ٌ ْ‫ أَل‬، ٌ‫ ِمائة‬، ‫ تِ ْسعُو َن‬، ... ، ‫ثﻻثُو َن‬،
(‫ف‬ َ ‫)عِ ْش ُرو َن‬
-Bu sayılar ma’dûd’un cinsiyetine göre değişmez.

ٌ‫مسلمة‬
َ / ‫ون مسلما‬
ٌَ ‫ع ْشر‬

ٌ‫مسلمة‬/
َ ‫مخسون مسلما‬
ٌَ
ٌ‫ٌطالبة‬/ٌ‫مائةٌطالب‬
ٌ‫طالبة‬/ ٌ‫َأْلفٌ طالب‬

f. 200 ve 2000 (‫ألْ َفا ِن‬ ِ ‫) ِم‬


، ‫ائتان‬

www.tekellum.net

130 / 299
-200 ve 2000 sayıları Ma’dûd’un yanına geldiğinde sonlarındaki ‫ ن‬harfi düşer:
“İki yüz Riyal” ٌ‫مائتاٌرََيل‬

“İki bin Dolar” ٌ‫ْألَفا دوالر‬

2. Sayılana ( ‫ )الْ َم ْع ُدود‬ait kurallar:


a. 3’ten 10’a kadar (‫ة‬ ‫)م ْن ثَالثٍَة إِ ََل َع َشَر‬
ِ
-3 ile 10 arası sayılarda sayılan varlık (ma’dûd) çoğul ve (muzaf’un ileyh
konumunda olduğu için) mecrûr olarak kullanılır. (muzaf + muzafun ileyh)

ٌ‫أ َْربَعٌ َكل َما ت‬ ٌ‫ثَالثَةٌ كتب‬

ِ
b. 11’den 99’a kadar ( ٌ ‫َح َد َع َشَر إِ ََل‬
‫تسع و تسعون‬ َ ‫)م ْن أ‬
- 11 ile 99 arası sayılarda sayılan varlık (ma’dûd) tekil ve mensûb olarak
kullanılır.
ٌ‫ش ٌَر َك ْوَكبا‬
َ ‫َح ٌَد َع‬
َ‫أ‬

c. 100 ve 1000 ( ٌ ْ‫ أَل‬/ ٌ‫) ِمائة‬


‫ف‬
- 100 ve 1000 için sayılan varlık (ma’dûd) tekil ve mecrûr olarak kullanılır.

ٌ‫طالبة‬/ ٌ‫أَلْفٌ طالب‬ ٌ‫ٌطالبة‬/ٌ‫مائةٌطالب‬

3. Sayılarda i’râb kuralları:

a. 1 ve 2 ( ‫ اِثْنَان‬/ ‫) واح ٌد‬

www.tekellum.net

131 / 299
‫‪- 1 ve 2 sayıları sayılan varlığa sıfat olarak gelir ve sıfatlara ait i’râb kurallarına‬‬
‫‪uyar.‬‬

‫ِعْنِدي ريالنٌ‬ ‫ِعْنِدي رايل واحد‬


‫رَيليٌ‬
‫نان‬
‫ُريد اْث ْ ٌ‬
‫أُ‬ ‫ُريد رايﻻ واحدا‬
‫أُ‬
‫ٌْ‬
‫اثني‬ ‫هذا القلم ِبِرايل واحد‬
‫برَيلي‬
‫هذا القلم ْ ٌ‬
‫ٌْ‬
‫اثني‬
‫شر ة( ‪b. 3’ten 10’a kadar‬‬ ‫ٍِ‬ ‫ِ‬
‫)م ْن ثَالثَة إ ََل َع َ َ‬
‫‪- 3’ten 10’a kadar olan sayıların i’râb çekimleri düzenlidir.‬‬
‫ندي َمخْسةٌ ر ٍ‬
‫ايﻻت‬ ‫عِ ِ‬
‫َ‬
‫يد َمخْس ٌةَ ر ٍ‬
‫ايﻻت‬ ‫أُ ِر ُ َ‬
‫هذا القلم ِبَمسةٌ ر ٍ‬
‫ايﻻت‬ ‫ُ َْ‬

‫( ‪c. 11'den 19'a kadar‬‬ ‫َح َد َع َشَر إَِل تِ ْس َعةَ َعش‬


‫)من أ َ‬
‫‪- Bu sayılar mebnî'dir.‬‬ ‫اِثْنَا‬ ‫‪ve‬‬ ‫‪ hariç i'rab çekimine göre değişmezler.‬اِثْنَتَا‬
‫ش ٌَر رايﻻ‬ ‫س ٌةَ َع َ‬ ‫ِ‬
‫عْندي َمخْ َ‬
‫ش ٌَر رايﻻ‬ ‫س ٌةَ َع َ‬ ‫أُ ِر ُ‬
‫يد َمخْ َ‬
‫ش ٌَر رايﻻ‬
‫س ٌةَ َع َ‬
‫هذا ال َقلَ ُم ِبَ ْم َ‬
‫;‪On iki‬‬ ‫َع َشَرة ‪َ ve‬ع َشر اِثْنَا‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫‪ kelimeleri çekime‬اثْ نَ تَا ‪ ve‬اثْ نَا ‪ sayılarında yalnızca‬اثْنَتَا َ‬
‫شر ‪uğrar.‬‬
‫‪َ kelimeleri değişmez.‬ع َشَرة ‪َ ve‬ع َ‬
‫ش ٌَر رَيالٌ‬
‫ع ْندي اثْ نَاٌ َع َ‬ ‫ش َرةٌَروبيَّةٌ‬
‫اٌع َ‬
‫ع ْنديٌاثْ نَ تَ َ‬
‫ش ٌَر رَيالٌ‬
‫ن َع َ‬
‫أريدٌ اتْ ٌَْ‬ ‫ش َرةٌَروبيَّةٌ‬
‫ٌع َ‬
‫َت َ‬
‫أريدٌاثْ نَ َ ْ‬
‫ش ٌَر رَيالٌ‬
‫ن َع َ‬
‫هذا ال َقلَمٌ ابتْ ٌَْ‬ ‫ش َرةٌَروبيَّةٌ‬
‫ٌع َ‬
‫َت َ‬
‫هذاٌال َقلَمٌابٌثْ نَ َ ْ‬
‫‪www.tekellum.net‬‬

‫‪132 / 299‬‬
ْ ِ‫َع‬،‫ ثَالثُو َن‬، ... ، ‫)تِسعُون‬
d. 20,30,….,90 Sayıları (‫شرون‬
ُ ْ
‫أعِْن َد َك ستُّو ٌَن رايﻻ؟‬
.‫يٌرايﻻ‬ َ ‫يدٌست‬ُ ‫أُ ِر‬
.‫َّيٌ رايﻻ‬
َْ ‫الكتاب بست‬
ُ ‫هذا‬
e. 100 ve 1000 (‫أَلْف‬/‫) ِمائة‬

- 100 ve 1000 sayılarının i’râb çekimleri düzenlidir.

ٍ ٌ‫ُمرَّتُبُه ألف‬
‫دوﻻر‬
Onun maaşı 1000 dolardır.
َ
Ondan 1000 dolar aldım. ‫دوﻻر ِمْنِه‬
ٍ ‫ف‬ ٌ َ ‫َأ َخْذ ُت َأْل‬
Onu 1000 dolara satın aldım. ٍ ٌ‫ِا ْشَََتْيُتُه َِبْلف‬
‫دوﻻر‬

f. 200 ve 2000 (‫ ِمائتَا‬/ ‫)أَلْفا‬

- Bu sayıların çekimi şu şekilde yapılır.

Onun gündeliği 2000 riyaldir. ٍ ‫أَجرتُه أَلْ َفا ر‬


‫ايل‬ ُ َْ
ٍ ‫يد أَلْ َف ٌي ر‬
‫ايل‬ ِ
O 2000 riyal istemiyor.
ْ ُ ‫ما يُر‬
O 2000 riyale çalışıyor. ٍ ‫ي ْعمل ِبَلْ َف ٌي ر‬
‫ايل‬ ْ َُ َ
g. 300, 400,....900 Sayıları (‫ ثالمثائة‬.... ‫) تِسعُمائَة‬
ْ
-Bu sayılardaki ‫ مائة‬kelimesi muzafun ileyh olduğu için mecrur'dur. Bu

sayılarda muzaf ve muzafun ileyh bitişik yazılır. Muzâf cümledeki görevine göre
i'râb çekimine uğrar.
ٌ‫عندي ثََالُثائَةٌ رَيل‬
ٌ‫أريدٌثََال َُثائَةٌرَيل‬
ٌ‫ا ْش ََتَيْ تهٌ بثَ َالُثائَةٌ رَيل‬
www.tekellum.net

133 / 299
4. ‫أَلْف‬ kelimesi aynı anda hem sayı hem de sayılan (ma'dûd) durumunda

bulunabilir. Üç bin riyal. ٍ ‫ف‬


‫رايل‬ ٌ ‫َثَالَثُة َآال‬
On altı bin riyal. ٍ ‫ف‬
‫رايل‬ ٌ َ ‫ِسَّتَة َع َشَر َأْل‬
Otuz bin riyal. ٍ ‫ألف‬
‫رايل‬ ٌ َ ‫ون‬
َ ‫الث‬
ُ ‫َث‬

5.Sayı mudâf olduğunda; ma’dud söyleniyorsa tenvin almaz, söylenmiyorsa


tenvin alır. ‫رَيال عْنَدَك؟‬
ٌ ‫كم‬
‫ْعنِدي َع َشَرة ِرايﻻت‬ veya ‫ْعنِدي َع َشَرة‬
‫الساعَة؟‬ ٌ َ ‫بكم ا ْشَََتْي‬
َ ‫ت هذه‬

‫ِِبلْف رايل‬ veya ‫ِِبْلف اي ِأخي‬.

‫كم رَيالٌ تريد؟‬

‫عشرين ألف رايل‬ ِ


َ ‫أر ُيد‬ veya ‫ِع ْشِر َين ألفا اي ِأخي؟‬

6. Sayı okunurken: birler basamağından başlanır. Sırasıyla birler-onlar-yüzler-


binler basamağı olacak şekilde okunur:

6543

ِ ُ‫مائة و ِستَّة‬
ٌ‫آﻻف رَيل‬ ٍ ‫ثالثةٌ و أربعو َن و َخَْس‬ Müzekker
ُ ْ
ِ ُ‫مائة و ِستَّة‬
ٌ‫آﻻف روبيَّة‬ ٍ ‫ثالثٌ و أربعو َن و َخَْس‬ Müennes
ُ ْ

www.tekellum.net

134 / 299
‫الدرس اخلامس والعشرون‬
Durus 2. Cilt
YİRMİ BEŞİNCİ DERS

*Önceki derslerimizde ‫‘ كان‬yi görmüştük. ‫ كان‬isim cümlelerinde haberi nasb


ediyordu. Örnek Cümleler:

‫( كان املاءُ اب ِر ًدا‬Su soğuk idi)

ً‫ب م ِريضة‬
ُ ‫ت زيْ ن‬
ْ ‫( كان‬Zeynep hasta idi)
Haber şibh-i cümle ( deyince iki şey aklımıza gelmelidir: 1. Harf-i cerr+ismi
mecrur’dan oluşan ikili, 2. Zarf+muzafun ileyh’ten oluşan ikili) ise değişmeden
kalır:

ْ ‫س ِِف الْف‬
‫ص ِل‬ ُُ ‫الْ ُم َد ِّر‬ ْ ‫س ِِف الْف‬
‫ص ِل‬ ُُ ‫َكا َنُالْ ُم َد ِّر‬

‫ال‬
ُ ‫( ﻻ ي ز‬hâlâ, hâlen)

* ‫’كان‬nin kardeşlerindendir. Cümlenin haberini nasbeder. Örnek Cümleler:

ً ‫ُم ِّر‬ ِّ ُ ‫ﻻ ي ز‬
‫يضا‬ َ ‫ال َحام ٌد‬ (Hamid hâlâ hastadır)

ًُ‫ال َم ْرََيُُطالِّبَة‬
ُ ‫ﻻ تز‬ (Meryem hâlâ öğrencidir)

ِّ ‫ال اِّب ر ِّاهيمُيفُالب ي‬


ُ‫ت‬ َْ ُ َْ ُ ‫ﻻ ي ز‬ (İbrahim hâlâ evdedir)

‫ال‬
ُ ‫ ﻻ ي ز‬hangi kelimeyle ilgiliyse o kelimenin şahsına göre çekilecektir.

www.tekellum.net

135 / 299
‫( أب‬baba) ve ‫( أخ‬erkek kardeş) kelimelerinin i’râbı:

*Bir zamirle birleştiklerinde fazladan bir harf alırlar:

Merfû’ ‫أَيْ َنُأَُبُُو َك؟‬ (Baban nerede?)

Mensûb ُ ‫أ َْع ِّر‬


ُ‫فُأَاب َك‬ (Babanı tanıyorum)

ِّ ‫ماذَُقُ ْل‬
Mecrûr َ ‫تُِلبُِّي‬
‫ك؟‬ َ (Babana ne söyledin?)

Merfû’ ‫َخُوها؟‬
ُُ ‫بُأ‬
َ ‫أَيْ َنُذَ َه‬ (Onun erkek kardeşi nereye gitti?)

Mensûb ‫َخاها؟‬
َُ ‫تُأ‬
َ ْ‫أ ََرأَي‬ (Onun erkek kardeşini gördün mü?)

ِّ ‫أَذَهبتُإىلُأ‬
‫َخُيها؟‬
Mecrûr َ َْ (Onun erkek kardeşine gittin mi?)

‫ِم ْن ب ْع ِد ذلِك‬

‫ب ْع ُد‬

‫ِم ْن ق ْب ُل‬ (daha önce, bundan önce)

*Örnek Cümle:

‫سُا‬ ِّ ِ ِّ ‫أَِِّبُاآل َن‬


ً ‫ُوَكا َنُم ْن ق ْب ُلُ ُم َدر‬٬‫ُمد ٌُير‬
ُ
(Babam şimdi müdürdür, daha önce öğretmen idi.)

www.tekellum.net

136 / 299
‫ِم ْن ب ْع ُد‬ (daha sonra, bundan sonra)

*Örnek Cümle :

.‫د‬ ِّ ‫أ ْذهبُاآل َنُإِّىلُاملكْتَب ِّةُوسأَ ْذهبُإِّىلُاملس ِّج‬


ُُ ‫دُم ْنُبَ ْع‬ َْ َُ َ َ َ َ ُ
(Şimdi kütüphaneye gidiyorum, daha sonra mescide gideceğim)

« ‫ُاِلم ُر ُِّم ْنُقَ ْب ُل َُوِّم ْنُبَ ْع ُُد‬ِّ ِّ


ْ ‫ُ» هّلِل‬
(Bundan önce de, sonra da emir Allah’ındır) (Rûm-4)

*‫ ف ْعلى‬vezninde olan çoğullar gayr-ı munsarıftır:

Bunların gayr-ı munsarıflıkları,


ُ‫ضى‬
َ ‫ُ(ج)ُُم ْر‬
َ ٌ ‫َم ِّر‬
‫يض‬
ُ‫َسَرى‬ ِّ
tenvin almamalarından anlaşılır.
ْ ‫أَسريٌُ(ج)ُُأ‬
ُ‫يلُ(ج)ُُقَ ْت لَى‬ِّ
Halbuki bunlarla kolaylıkla ٌ ‫قَت‬
karıştırılabilecek ism-i maksûrlar ‫ُ(ج)ُُج ْر َحى‬
َ ٌ ‫َج ِّر‬
‫يح‬
tenvin alır:
ُ‫ُ(ج)ُُْحْ َقى‬
َ ‫َْحَ ُق‬
ْ‫أ‬
‫ف ًت‬ ‫الْفت‬

www.tekellum.net

137 / 299
‫السادس اخلامس والعشرون‬
Durus 2. Cilt
YİRMİ ALTINCI DERS

*Arapça’da fiillerin büyük bir çoğunluğu üç temel harften oluşur. Bunların


hepsini temsilen, ‫فعل‬ fiili kullanılır.

‫فعل‬
‫الم الفعل‬ ‫عني الفعل‬ ‫فاء الفعل‬

*Eğer bu üç harften biri ‫ و‬ya da ‫ ي‬ise bu fiile İLLETLİ (MU’TEL) fiil denir.

İLLETLİ (MU’TEL) fiiller

*Eğer fiilin baş harfi ‫ و‬veya ‫ ي‬olursa mu’tellü’l-fâ olur. Misâl fiil

*Fiilin ortadaki harfi ‫ و‬veya ‫ ي‬olursa mu’tellü’l-ayn olur. Ecvef fiil


*Fiilin sonu ‫ و‬veya ‫ ي‬olursa mu’tellü’l-lâm olur. Nâkıs fiil
*Kelimenin içinde hem ‫ و‬hem de ‫ ي‬varsa lefîf olur. Lefîf fiil

Nâkıs fiil Sarf’ta ayrı, Nahiv’de ayrı anlamlara gelir. Burada kast edilen
Sarf’taki Nâkıs fiildir.

Bu derste bu illetli fiil türlerinden “Misal Fiil” işlenecektir:

www.tekellum.net

138 / 299
Misâl Fiil ‫املپال‬
!‫قِف‬ ُ‫يَِقف‬ ‫يوقف‬ ‫وقف‬

!‫ِز ْن‬ ‫يَِز ُن‬ ‫يوزن‬ ُ‫وزن‬

!‫ض ْع‬
َ ُ‫ضع‬
َ َ‫ي‬ ‫يوضع‬ ‫وضع‬

• Misal fiillerin mazilerindeki Fâ’u’l-fiil muzâri’de kaybolur.


• Fiillerin kökeninde elif (‫ )ا‬bulunmaz. Varsa o elif, ‫و‬ yahut ‫ي‬ den
dönüşmüştür.

İSM-İ TASĞÎR (küçültme ismi) ‫اسم التصغي‬


‫ُفَعْيل‬ güzelcik ‫سني‬
َُ ُ‫ح‬ güzel ُ‫َح َسن‬

‫َزْهر‬ çiçekcik ‫زهري‬ çiçek ‫زهر‬

‫ُزَهْي‬ kulcuk ‫عبيد‬ kul ُ‫عبد‬

İşte Burada!

ُ!‫ُذي‬ ِ
ِ ‫هاُهي‬ ُ!‫هاُه َوُُذا‬
َ
ُ!‫َهأنَ ُِذي‬ ُ!‫َهأنَ َذا‬

İşte Buradayım!

www.tekellum.net

139 / 299
........‫أ ْن‬........‫ب على‬ ِ ِ‫) و‬
ُ ‫ََي‬ (ُ‫ب‬‫ج‬
َ َ

«Kur’ânı anlamamız gerekir.»


«Kur’ânı anlamamız üzerimize vaciptir.»
‫فاعل‬ ‫فعل‬

«Yarın dönmen gerekir.»

«Bugün Riyad’a gitmeliyim.»

«O sınıftan çıkmamalı.»

«Bu derse girmemiz gerekmez.»

• ‫ ال‬olumsuzluk eki ‫ أن‬den sonra gelirse kesin yapılmaması gereken bir şeyi
söylemiş oluyoruz. Eğer fail olan ُُُ‫َيب‬َِ den önce gelirse, vacip değil,
mecbur değiliz anlamlarına gelir.

*Masdar vezinlerinden ُ‫ف عول‬ veznini öğrenmiştik.

Secde rükû iniş çıkış

*Bu ünitede de ُ‫ فِ َعال‬masdarını göreceğiz:

ُ ‫نِ َك‬
‫اح‬ ُ‫نَ َك َح‬ ُ‫ذَ َهاب‬ ُ‫ب‬
َ ‫ذَ َه‬
evlenmek evlendi gidiş gitti

ُ‫َإَيب‬ ُ‫آب‬
َ ُ‫ََنَاح‬ ُ‫ََنَ َح‬
dönüş döndü başarılılık dersi geçti/
www.tekellum.net başarılı oldu

140 / 299
‫الدرس السابع والعشرون‬
Durus 2. Cilt
YİRMİ YEDİNCİ DERS

ECVEF FİİLLER ( ‫) ُم َعتل َالعني‬:


*Orta harfinde ‫ و‬veya ‫ ي‬harfi bulunan fiillere ecvef fiiller denir.
*İllet harfleri üçtür ‫ي ا و‬. Burada eliften bahsetmememizin sebebi aslında fiillerin

özünde köken itibâriyle elif olmamasıdır. Elifler hep sonradan ‫و‬ ve ‫’ي‬dan
dönüşmüştür.

‫ يسير‬, ‫ سار‬: ‫َس ََي‬ (yürüdü)

‫ يقول‬, ‫ قال‬: ‫قَ َو َل‬ (dedi, söyledi)

‫ يَ ر‬, ‫ انم‬: ‫نَ ِوَم‬


‫نام‬ (uyudu)

*Bu fiiller şahıslara çekimlenirken meydana gelen değişiklikleri mâzî, muzâri’


ve emir hallerinde ayrı ayrı inceleyeceğiz.

‫قَالُوا‬ َ‫قَال‬ ‫ال‬


َ َ‫ق‬
1) Ecvef Fiil 1. Bâb’dansa:
‫ْن‬
َ ‫قُل‬ ‫قَالَتَا‬ ‫َت‬
ْ ‫قَال‬
*Fiilin cem’-i müennes ğâibe
çekimine kadar çekimlerinde ilk
harf fethalıdır. ‫قُلْتُ ْم‬ ‫قُلْتُ َما‬ ‫ْت‬
َ ‫قُل‬
*Ancak cem’-i müennes
ğâibe’den sonraki çekimlerde ‫ْت‬
‫قُل ُن‬ ‫قُلْتُ َما‬ ‫قُلْت‬
ilk harf dammeli okunur.
İkinci harf ise okunmaz. ‫قُلنَا‬ ‫لت‬
ُ ُ‫ق‬

www.tekellum.net

141 / 299
2) Eğer Fiil 2. Bâb ya da 4.
Bâb’dansa:

*Fiilin cem’-i müennes


ğaibe çekimine kadar
çekimlerinde ilk harf yine
fethalıdır.
*Cem’-i müennes ğaibeden
sonraki çekimlerde ilk harf
kesralı okunur. İkinci harf
ise okunmaz.

1) Merfû’ Halinde:

İkinci harf sadece cem’-i


müennes çekimlerinde
okunmaz.

2) Meczûm Halinde:

Cem’i müenneslere ( ‫ُه نن‬ ve

‫ت‬
‫ ) أَنْ ُن‬ilaveten mütekellim (‫أ ََن‬
ve ‫ن‬
ُ ‫ ) ََْن‬ve müfred ğaib - ğaibe
(‫ ُه َو‬ve ‫)ه َي‬ vezinlerinde de
ikinci harf okunmaz.

www.tekellum.net

142 / 299
*İkinci harflerin okunmamasının
‫ََلْ يَسريُوا‬ ‫ََلْ يَسريَا‬ ‫ََلْ يَس ْر‬
sebebi ‘‫ساكنَ ْني‬
‫’التقاءُ ال ن‬ kuralıdır. Bu
kurala göre Arapçada iki sakin harf
yan yana gelemez.
‫ََلْ يَس ْر َن‬ ‫ََلْ تَ سريَا‬ ‫ََلْ تَ س ْر‬
* ‫ار‬
َ ‫ َس‬/ ُ‫يَسري‬ fiilinin cahd-ı mutlak
‫ََلْ تَ سريُوا‬ ‫ََلْ تَ سريَا‬ ‫ََلْ تَ س ْر‬
çekimindeki ‫ََلْ يَس ْر‬ ifadesinin aslı

‫ََلْ يَس ْ ْري‬ dir. Ancak iki sakin harf (‫ر‬ ‫ََلْ تَ س ْر َن‬ ‫ََلْ تَ سريَا‬ ‫ََلْ تَ سريي‬

ve ‫ي‬ ) yan yana gelemeyeceğinden, ‫ََلْ نَس ْر‬ ‫ََلْ أَس ْر‬
zayıf (illetli) olan ‫ي‬ harfi düşer.

‫قُولُوا‬ ‫ول‬
َ ُ‫ق‬ ‫قُ ْل‬
*Ecvef fiillerin emir
çekimlerinde ise «muhatap ‫ْن‬
َ ‫قُل‬ ‫ول‬
َ ُ‫ق‬ ‫قُول‬
َ ْ‫)أَن‬
(‫ت‬ ve «cemi muhataba

‫)أَنْ ُن‬
(‫ت‬ de ikinci harf okunmaz.

*Muzari fiili emir yapmak için


genel kural olan «muzâra’at ‫َيرق رول‬ ‫َق َال‬
harfinin atılıp sonunun
cezimlenmesi işlemi yapıldığında
‫الساكنني‬
‫قاء ن‬
ُ ‫الت‬
kelime
başlamadığından
sakin bir
başına
harfle
vasl
‫رقل‬ ‫رقول‬
hemzesi getirmeye gerek yoktur.

www.tekellum.net

143 / 299
*Olumlu anlamda kullanılan bir mâzî fiil hakkındaki yemin pekiştirilmek
istenirse, yeminle fiil arasına ‫لََقد‬ getirilebilir.

*Olumsuz anlamda kullanılan mâzî fiiller için ‫ لَ َقد‬kullanılmasına gerek yoktur.

*Yemin ifadesinin başındaki vav harfidir. Harf-i Cerr`dir.

.‫وق‬ ُّ ‫وللاِ لََقد َراَي ترهر ِِف‬


ِ ‫الس‬ Vallâhi onu çarşıda gördüm.

.‫ت َهذا اخلََََب ِمن َكثِ ٍي ِمن النَّاس‬ ِ ِ


‫وللا لََقد ََسع ر‬

Vallâhi bu haberi birçok insandan duydum.

.‫ت َشيئا‬ ِ
‫وللا َما أ َكل ر‬ Vallahi bir şey yemedim.

.‫ت هذا‬ ِ
‫وللا َما َكتَب ر‬ Vallahi bunu yazmadım.

*‫ اَظُن‬Fiilinin ‫ أ نن‬ile beraber kullanıldığını daha önce görmüştük. Burada ‫أ نن‬


kendisinden sonra gelen mübtedâyı (ism-i enne) nasbediyordu.

. ‫يل‬ ِ َّ ‫اَظر ُّن‬


ٌ ‫أن اَْلََّو ََج‬ Havanın güzel olduğunu sanıyorum.

*Aslında ‘zannediyorum’ ifadesi iki nesne gerektirir. 1.Zannedilen şey, 2.Ne

‫ أ ن‬bu ikisini de barındıran bir ifadedir.


zannedildiği’ dir. Burada ‫ن‬

www.tekellum.net

144 / 299
* ‫ اَظر ُّن‬tek başına da kullanılabilir. İsim cümlesinin başına gelerek mübtedâyı da
haberi de nasbeder.

.‫اْلُّو ََِجيٌل‬
َ Hava güzeldir Havayı güzel sanıyorum. . ‫ََِجيال‬ ‫اْلَّو‬
َ ‫رأظُّن‬
.‫َالبا رب رمغَلٌق‬ Kapı kapalıdır Kapıyı kapalı sanıyorum. .‫رأظُّن َالبا َب رمغَلقا‬
.‫ َاِْلمِت َحارن بعيٌد‬İmtihan uzaktır Sınavı uzak sanıyorum. . ‫رأظُّن ِاْل ِمت َحاَن بعيدا‬
.‫ب‬ٌ ‫ أن َت َطِبي‬Sen doktorsun Seni doktor sanıyorum. .‫أظن َك َطِبيبا‬
ُّ‫ر‬

* ‫أَي َن‬, ‘’nerede?” anlamında kullanılan bir soru ismiydi (ism-i istifhâm).
* ‫ث‬
‫َحي ر‬ ise soru ismi değildir, hareketin gerçekleştiği yeri ifade etmek için
kullanılan bir isimdir, mekân zarfıdır.

‫س؟‬ ِ‫أين أَجل‬


‫ر‬ َ Nereye oturayım?

.‫ث تَ َشاءر‬ ُ ‫اجلِس َح ْي‬ Dilediğiniz yere oturun.

ُ ‫قِف‬
.‫حيث تََراهر‬ Onu görebileceğin yere otur.

.‫حيث رزَمالَرؤ َك َجالِ رسو َن‬


ُ ‫اجلِس‬ Arkadaşlarının oturduğu yere otur.

َِ
*‫َييء‬ (gelir, geliyor) kelimesinde ya (‫ )ي‬harfi de, hemze (‫ )ء‬harfi de telaffuz
‫ر‬
edildiği için hemze harfi (‫)ء‬, ya harfinden (‫ )ي‬sonra yazılmıştır.

َِ
*‫َيئ‬ ‫ََل‬ (gelmedi) kelimesinde ise yâ harfi okunmadığından hemze, yâ harfinin
üzerine yazılır. Ya’ harfinin buradaki görevi sadece hemzeye koltukluk
yapmaktır.

www.tekellum.net

145 / 299
.‫يب‬ِ ِِ ِ ِ
َ ‫َْل يَن بَغي للطّاَلب أَن يَغ‬ Devamsızlık yapmak (yapması) öğrenciye yakışmaz.

.‫ول هذا‬ َ َ‫ْل يَن بَغِي ل‬


َ ‫ك أَن تَ رق‬ Bunu söylemek sana yakışmaz.

.‫َْل يَن بَغِي لِل رمؤم ِن أَن ََيرو َن‬ Mü’mine ihanet etmek yakışmaz.

*‫ات‬
َ ‫( َم‬Öldü) fiili hem 1. bâb’da hem 3. bâbda çekilir:
1.Bab: ‫وت‬
‫ََير ر‬ ‫ات‬
َ ‫َم‬

3.ab ‫ات‬
‫ََيَ ر‬ ‫ات‬
َ ‫َم‬

www.tekellum.net

146 / 299
‫الدرس الثّامن والعشرون‬
Durus 2. Cilt
YİRMİ SEKİZİNCİ DERS

NÂKIS FİİLLER (‫)اُملْعَت ُّل َالَلم‬


*Üçüncü harfinde (lâmü’l-fiilinde) ‫ و‬veya ‫ ي‬harfi bulunan fiillere nakıs fiil
denir: (َ‫)د َع َو‬
َ ‫َيَ ْدعُو‬/َ‫َد َعا‬ (dua etti)

(َ‫)م َش َي‬ ِ
َ َ‫ََيَْشي‬/‫َم َشى‬ (yürüdü)

(َ‫َيَْن َسى )نَ ِس َي‬/‫نَ ِس َي‬ (unuttu)

*Nakıs fiillerin çekimlerini bâblar halinde inceleyeceğiz.

*Mâzîde fiilin aslında var olan ‫ و‬da ‫ ي‬da elif gibi okunur. Yazılışta fiilin aslında

var olan ‫و‬, ‫ ا‬şeklinde, ‫ ي‬ise ‫ ى‬şeklinde yazılır.

(َ‫)د َع َو‬
َ َ‫َيَ ْدعُو‬/َ‫َد َعا‬ (dua etti)

(َ‫)م َش َي‬ ِ
َ َ‫ََيَْشي‬/‫َم َشى‬ (yürüdü)

*Ancak orta harf meksûr ise hem okunuşta hem de yazılışta son harf ‫ي‬ olarak
kalır.

(َ‫َيَْن َسى )نَ ِس َي‬/‫نَ ِس َي‬ (unuttu)

www.tekellum.net

147 / 299
A) Nâkıs Fiil 1. Bâb’dansa:

*Cem’-i Müzekker Ğâib (َ‫)هم‬


ُ çekiminde illetli harf olan üçüncü harf okunmaz.
ْ
ِ çekiminde ise üçüncü harf ‘‫َالساكنِني‬ ِ
*Müfred Müennes Ğaib (َ‫)هي‬
َ َّ ُ‫ََ’التِقاء‬
kuralından dolayı okunmaz.

‘‫الساكنني‬
َّ ُ‫’التقاء‬
‫ت‬
ْ ‫َد َع‬ ‫ات‬
ْ ‫َد َع‬
)‫َدَعُوْوا‬:
َ ‫اََ(َأ ْصُلُه‬
َ ‫َدَعْو‬
)‫دَعْا ْت‬:َ ‫َدَع ْتَ َ(أ ْصُلُه‬

*Cem’i müennes ğaibeden (َ‫ن‬


َّ ‫)ه‬
ُ sonraki çekimlerde fiilin orijinal halinde var
olan illetli harf açığa çıkar ve normal fiili gibi düzenli çekim yapılır.

*Son harfin harekesinin dammeli okunması gereken çekimlerde damme


okunmaz.

‫أَ ْدعُو‬ ‫اَ ْدعُ ُو‬ ‫تَ ْدعُو‬ ‫تَ ْدعُ ُو‬ ‫يَ ْدعُو‬ ‫يَ ْدعُ ُو‬

www.tekellum.net

148 / 299
*Cem’i müzekker sâlim çekiminde ( ‫ ) ُه َم‬üçüncü harf okunmaz. Böylece cem’i
ْ
müzekker sâlim ile cem’i müennes salim (‫ن‬
ََّ ‫ ) ُه‬ve (‫ ) ُه َم‬çekimleri aynı olur.
ْ
ِ ْ‫ )أَن‬çekiminde illet harfi düşürüldükten sonra
*Müfred Müennes Muhataba (َ‫ت‬

ikinci harfin dammesi kesraya çevrilir. Çünkü Arapça’da dammeden sonra ‫ي‬
harfi gelemez.

‫ني‬
َْ ‫تَ ْدع‬ ‫ني‬
َْ ُ‫تَ ْدع‬ ‫تَ ْدعُويْ َن‬

َ)‫َيَ ْدعُ ُوْون‬:ُ‫َصلُه‬


ْ ‫يَ ْدعُ ْو َنَ(أ‬
َ‫يَ ْدعُ ْون‬

َ)‫َتَ ْدعُ ِويْ َن‬:ُ‫َصلُه‬ ِ


ْ ‫نيَ(أ‬
َ ْ ‫تَ ْدع‬

B) Nâkıs Fiil 2. Bâb’dansa:

*Örnek: ‫ش َى‬
َ ‫( َم‬yürüdü) ‫ َيَْشي‬/‫شى‬
َ ‫َم‬

*Cemi müzekker ğaib ‫ هُ ْم‬çekiminde illet harfi okunmaz. ‫ش ْوا‬


َ ‫َم‬ ‫شيُ ْوا‬
َ ‫َم‬

*1. Babda da aynı kural olduğunu hatırlayalım: ‫َد َع ْوا‬ ‫َد َع ُوْوا‬

www.tekellum.net

149 / 299
)‫م َشيُ ْوا‬:
َ ُ‫َصلُه‬
ْ ‫َم َش ْواَ (أ‬

*Müfred müennes ğaibe çekiminde ‘‫َالساكنِني‬ ِ


َّ ‫ ’التِقاء‬kuralından dolayı illet harfi
ُ
okunmaz.

‫ت‬
ْ ‫ش‬
َ ‫َم‬ ‫ت‬
ْ ْ‫شا‬
َ ‫َم‬

*Cem’i müennes ğaibeden (َ‫ن‬


َّ ‫)ه‬
ُ sonraki çekimlerde fiilin orijinal halinde var
olan illetli harf açığa çıkar ve normal fiili gibi düzenli çekim yapılır.

*Son harfin harekesinin dammeli okunması gereken çekimlerde damme


okunmaz.

‫ْأمشي‬ ‫ْأمش ُي‬ ‫َتَْشي‬ ‫َتَْش ُي‬ ‫َيَْشي‬ ‫َيَْش ُي‬

*Cem’i müzekker sâlim çekiminde ( َ‫)ه ْم‬


ُ illetli harf okunmaz. İkinci harfin
kesrası da dammeye çevirilir çünkü Arapça’da ‫ و‬harfi kesradan sonra gelemez.

www.tekellum.net

150 / 299
َ)‫ََيَْ ِشيُ ْو َن‬:ُ‫َصلُه‬
ْ ‫َيْ ُش ْو َنَ(أ‬

ِ ْ‫ )أَن‬illetli harf okunmaz. Böylece


*Müfred müennes muhataba çekiminde (َ‫ت‬

ِ ْ‫ )أَن‬ile cem’i müennes muhataba (َ‫ُت‬


müfred müennes muhataba (َ‫ت‬ َّ ُ ْ‫ )أَن‬çekimleri
aynı olur.

‫ني‬
َ ‫َتَْش‬ ‫ني‬
َ ‫َتَْشي‬

B) Nâkıs Fiil 4. Bâb’dansa:

Örnek: ‫نَس َي‬ (unuttu) ‫سى‬


َ ‫ يَ ْن‬/ ‫نَس َي‬

*İllet harfi müfred müzekker ğaibde fiilin aslı gibi kalır (iki bâbdan farklı
olarak) .

َ‫نَ ِس َي‬

www.tekellum.net

151 / 299
*Cem’i müzekker sâlim çekiminde ( ‫ ) ُه َم‬illetli harf okunmaz. İkinci harfin
ْ
kesrası da dammeye çevirilir. Çünkü Arapça’da ‫ و‬harfi kesradan sonra gelemez.

‫س ْوا‬
ُ َ‫ن‬ ‫نَس ْوا‬ ‫نَسيُ ْوا‬

*Son harfin harekesinin dammeli okunması gereken çekimlerde damme


okunmaz.

‫سى‬
َ ْ‫أن‬ ‫س ُي‬
َ ْ‫أن‬ ‫سى‬
َ ‫تَ ْن‬ ‫س ُي‬
َ ‫تَ ْن‬ ‫سى‬
َ ‫يَ ْن‬ ‫س ُي‬
َ ‫يَ ْن‬

*Cem’i müzekker sâlim çekiminde ( ‫ ) ُه َم‬illetli harf okunmaz.


ْ
َِ ْ‫ )أَن‬illetli harf okunmaz. Böylece
*Müfred müennes muhataba çekiminde (‫ت‬

ِ ْ‫ )أَن‬ve ( ‫ُت‬
*Müfred müennes muhataba ile cem’i müennes muhataba (َ‫ت‬ ََّ ُ ْ‫)أَن‬
çekimleri aynı olur.

َ‫ني‬
َ ْ ‫تَْن َس‬ ََ ْ ِ‫َتَْن َسي‬:ُ‫َصلُه‬
َ)‫ني‬ ْ ‫ني(َأ‬
َ ْ ‫تَْن َس‬

www.tekellum.net

152 / 299
*Fiilin son harfi ‫ و‬veya ‫ ي‬ile bitiyorsa son harf fethalı okunur.

‫َن َيَْش َي‬


ْ‫ل‬ ‫َيَْشي‬

‫َن يَ ْدعُ َو‬


ْ‫ل‬ ‫يَ ْدعُو‬

*‫ى‬ ile bitiyorsa okunmaz.

‫سى‬
َ ‫َن يَ ْن‬
ْ‫ل‬ ‫سى‬
َ ‫يَ ْن‬

*Fiilin son harfi düşer.


‫س‬
َ ‫َلْ يَ ْن‬ ‫سى‬
َ ‫يَ ْن‬

ُ‫َلْ يَ ْدع‬ ‫يَ ْدعُو‬

‫َلْ َيَْش‬ ‫َيَْشي‬

*Genel emir yapma kuralı olan muzara’at harfinin atılıp sonunun


cezimlenmesinden sonra, sağlıklı fiillerdeki gibi sondan bir önceki harfin
harekesine göre başına ya dammeli, ya kesralı hemze getirilir.

www.tekellum.net

153 / 299
ُ‫اُ ْدع‬ ُ‫ْدع‬ ‫يَ ْدعُو‬

‫س‬
َ ْ‫ان‬ ‫س‬
َ ْ‫ن‬ ‫سى‬
َ ‫يَ ْن‬

‫ا ْمش‬ ‫ْمش‬ ‫َيَْشي‬

‫( َرأَى‬Gördü)

*Üçüncü babdan bir fiildir. Normalde muzari hali ‫ ’يَ ْرأَى‬dir. Ancak bu okunuş

zordur. Çok sık kullanılan bir fiil olduğundan ortadaki harf olan hemze
okunmaz.

‫يَ َرى‬ ‫يَ ْرأَى‬

‫يَ َرْو َن‬ ‫يَ َرََين‬ ‫يَ َرى‬ * Emir hali kullanılmaz. Onun yerine ‫أُنْظُْر‬
kullanılır.
‫يَ َريْ َن‬ ‫تَ َرََين‬ ‫تَ َرى‬ *Muzari meczum halinde son harf düşer.

‫تَ َرْو َن‬ ‫تَ َرََين‬ ‫تَ َرى‬


‫َلْ يَ َر‬ ‫يَ َرى‬

‫تَ َريْ َن‬ ‫تَ َرََين‬ ‫تَ َريْ َن‬


‫َلْ تَ َر‬ ‫تَ َرى‬

‫نَ َرى‬ ‫أ ََرى‬

www.tekellum.net

154 / 299
‫( أَر‬Göster)

‫أ َُروا ََي إ ْخ َوا ْن‬ ‫أَر ََي ُُمَ ّمد‬

‫ات‬
ْ ‫أَريْ َن ََي أَ َخ َو‬ ‫أَري ََي آمنَ ْة‬

‫أَرن‬ (Bana göster)

‫أَره‬ (Ona göster)

‫أَرَن‬ (Bize göster)

‫َبْعُد‬

*Olumsuz anlam içeren cümlelerde ‫بَ ْع ُد‬, «henüz» anlamı katar

َ‫ََلَْيَْرِجعَأَِِبَبَ ْع ُد‬ (Babam henüz dönmedi.)

َََََََََََََََََََََََََ‫ََلَْأَ ْك ِوهَِبَ ْع ُد‬ (Onu henüz ütülemedim.)

َََََََََََََ‫بَلَهَُ ِر َسالَةَ بَ ْع َُد‬


ْ ُ‫ََلَْأَ ْكت‬ (Ona henüz mektup yazmadım.)

www.tekellum.net

155 / 299
‫الدرس التاسع والعشرون‬
Durus 2. Cilt
YİRMİ DOKUZUNCU DERS

Muza’af Fiiller (‫)اُمل َضَّعف‬


*Bu derste Muza’af fiili(‫ضعَّف‬
َ ‫ )امل‬öğreneceğiz.
ُ
*2. ve 3. harfi aynı olan fiile «Muza’af fiil» denir.

‫َح َّج‬ ‫َح َج َج‬


*Mâzîde bu fiillerin 2. ve 3. harfleri; hünne’ye kadar bitişik olur, hünne’den sonra
ayrılırlar:

*Muzâri’de bu fiillerin 2. ve 3. harfleri; hünne ve entünne dışında bitişiktirler,


hünne ve entünne’de ayrılırlar:

‫ج ْج َن‬
ُ ْ‫ََت‬ ‫ج ْج َن‬
ُ ‫ََْي‬ ‫ََتُج‬ ‫ََيُج‬

* Muzâri’ Meczûm durumda:

formlarında iki sakin harf yan yana gelir. Ancak her ikisi de kuvvetli olduğundan
ikisi de düşmez. Bunun yerine son harf fetha alır:

www.tekellum.net

156 / 299
* Diğer formlarda ise nun düşmesi şeklinde cezm yapılır:

* Emir durumunda, Muzâra’at harfi ve sondaki hareke düşer, iki sakin yan yana
gelmesin diye son harf fetha alır. Baş harf harekeli olduğundan ayrıca bir elif
ilavesi gerekmez.

4. Bâb

‫ََِش ْم َن‬ ‫ََِش َم‬ ‫َش َّم‬ kokladı


Olduğundan, Hunne’den itibaren Fiillerinin aslı
şöyle açılırlar.

‫َم ِس ْس َن‬ ‫س‬ ِ


َ ‫َمس‬ ‫س‬
َّ ‫َم‬ dokundu

‫َلَّما‬
‫ َْل‬ve ‫’َلَّما‬yı 21. derste görmüştük. «Henüz dönmedi.»

*Bu anlamının dışında ‘yapıldığında, olduğunda’ anlamında da kullanılır.


(when)

«Zili duyduğumda sınıfa girdim.»

«Mekke’ye gittiğimde arkadaşımı


ziyaret ettim.»

www.tekellum.net

157 / 299
* ‫ل ََّما‬ yalnızca mazi fiilde (geçmiş zamanda) kullanılır. Benzer anlamı geniş

zamanda muzâri fiilde vermek için ‫ِع ْن َد َما‬ kullanılır.

‫ِعْنَدَما‬
«Camiye girdiğimde ilk safa otururum.»

‫ َأَبًدا‬/ ‫َقط‬
*Bu kelimeler olumsuz bir fiilin anlamını güçlendirmek için kullanılır. Örneğin:

Geçmişte olumsuzluk Gelecekte olumsuzluk

Ona hiç mektup yazmadım. Ona hiç mektup yazmayacağım.

www.tekellum.net

158 / 299
ْ ‫ َو‬, ‫َال‬
‫شكًرا‬
‫ْرا‬
ً ‫ َوشك‬, َ‫ال‬ İfadesi hayır(istemem) teşekkür ederim anlamında

kullanılmaktadır. Bu ifadenin yanlış bir kullanımı ‫ْرا‬


ً ‫الَ ُشك‬ şeklidir. Fakat

buradaki ‫و‬ olmayan kullanım teşekkürün reddi şeklinde bir anlama gelir.

Fiillerin Sınıflandırılması

1. Sâlim : İçerisinde hemze, vav ya da ya olmayan ikinci ve üçüncü

harfi aynı olmayan fiile denir.

Örn;

2. Mehmûz : İçerisinde hemze olan fiile denir.

Örn; , , ,

3.Muda’af : İkinci ve üçüncü harfi aynı olan fiile denir.

Örn;

www.tekellum.net

159 / 299
4. Misâl : Birinci harfi vav ya da yâ olan fiile denir. Bu fiiller ayrıca

olarak da isimlendirilir.

Örn;

5. Ecvef : İkinci harfinde vav ya da ya olan fiile denir. Bu fiiller

ayrıca olarak da isimlendirilir.

Örn;

6. Nâkıs : Üçüncü harfi vav ya da ya olan fiillere denir. Bu fiiller

ayrıca olarak isimlendirilir.

Örn;

7. Lefîf : İçerisinde birden çok vav ya da ya olan fiile denir.

* Lefîf-i Makrûn : vav ya da ya fiilin ikinci ve

üçüncü harfindeyse Örn;

*Lefîf-i Mefrûk : vav ya da ya fiilin birinci ve üçüncü

harfindeyse Örn;

www.tekellum.net

160 / 299
‫الدرس الثالثون‬
Durus 2. Cilt
OTUZUNCU DERS

Müsenna (İkili)
1. Mazi fiilde

Gāib-3.Eril Şahıs

Gāibe-3.Dişil Şahıs

Muhatab-2.Eril Şahıs

Muhatab-2.Dişil Şahıs

Not: * 2. Şahıslarda, dişil ve eril zamirler özdeştir.


* 1. Şahısta ise ikili bir yapı yoktur. İkili hal için çoğul yapı kullanılır.

2. Muzâri’ fiilde
Gāib-3.Eril Şahıs

Gāibe-3.Dişil Şahıs

Muhatab-2. Şahıslar,
dişil ve eril aynı yapıya
sahiptirler.

www.tekellum.net

161 / 299
*Muzari fiiller mensûb ve meczûm hallerinde aynı yapıya sahiptirler: İkisinde
de ‫ ن‬harfi düşer.

Mensûb halinde : Meczum halinde :

*Daha önce ‫ تَ ْذ َهبُو َن‬, ‫يَ ْذ َهبُو َن‬ ve َْ ِ‫تَ ْذ َهب‬


‫ي‬ muzâri’ fiillerinde mensûb ve

ِ ‫ ي ْذ َهب‬ve
meczûm durumda ‫ ن‬harfinin düştüğünü öğrenmiştik. Şimdi ‫ان‬ ِ ‫ت ْذ َهب‬
‫ان‬
َ َ َ
kelimelerini de bu gruba ekliyoruz.

*Muzarinin bu beş haline


‫يَ ْذ َهبُو َن‬
ُ ْ‫َاﻻف‬
ُ‫عال اخلَ ْمسة‬ ِ ‫ي ْذ َهب‬
‫ان‬
denir. Bunlar merfu َ َ
‫تَ ْذ َهبُو َن‬
olduğu zaman ‫ ن‬harfi düşmez, lakin
ِ ‫ت ْذ َهب‬
‫ان‬
mansub ve meczum hallerinde düşer. َ
َْ ِ‫تَ ْذ َهب‬
‫ي‬

2. Emir durumunda

*Müzekker ve Müennes muhataplar için emir aynıdır:

www.tekellum.net

162 / 299
İKİLİ ZAMİRLER:

a)Merfu: b)Mensûb: c)Mecrûr:

* «Sizin isimleriniz nedir?»

Yukarıda, ‫ أمساء‬çoğulu, ِ ِ‫ا‬


‫مسان‬ ikilisinin yerine kullanılmıştır. Bu tür çoğullar

insanda yalnızca bir tane olduğu bilinen şeylerle ilgili olunca ikililer için de
kullanılır. Örneğin;

«Yüzünüzü yıkayın.»

«İki oğlan başlarını tıraşladılar.»

www.tekellum.net

163 / 299
‫الدرس احلادي والثالثون‬
Durus 2. Cilt
OTUZ BİRİNCİ DERS

Sıfat (‫)النعت‬

*Arapça’ da sıfatlar, niteledikleri isimden sonra gelirler. Arapça, Türkçe ya da


İngilizce’ den bu özelliğiyle ayrılır:

ِ ‫ب‬ ِ
Küçük kitap=a small book= ٌ‫صغي‬
َ ٌ َ‫كتا‬
*Arapça’da sıfata ‫عت‬
ٌ َ‫ الن‬,nitelediği isme de ‫عوت‬
ٌ ‫ املَْن‬denir.
Sıfat şu dört özelliğiyle nitelediği isme uyum gösterir:

1. Nekre ve Ma’rifelik: Ma’rife ismin sıfatı ma’rife, nekre ismin sıfatı nekre
gelir;

.‫س َج ِدي ٌد‬


ٌ ‫بِالَ ٌل ُم َد ّر‬ Bilal yeni bir hocadır.

ْ ‫س ا ْْلَ ِدي ُد ِِف ال َف‬


.‫ص ِل‬ ُ ‫املَُد ِّر‬ Yeni hoca sınıftadır.

2. İ’râb (son harekenin durumu): Cümlede isim hangi i’râba uğradıysa, sıfatı
da aynı i’râba uğrar:

.ٌ‫ت قَ ِدي‬ َ ِ‫ذل‬


ٌ ‫ك بَ ْي‬ Şu eski bir evdir.

.‫ت قَ ِد ٍي‬
ٍ ‫اان ِِف ب ْي‬
َ Ben eski bir evdeyim.

.‫يت بَ ْيتاً قَ ِدي‬


ُ َ‫َرا‬ Eski bir ev gördüm.

www.tekellum.net

164 / 299
3. Sayı: İsim müfred ise sıfat da müfred, isim tesniye ise sıfat da tesniye, isim
cem’ ise sıfat da cem’ (çoğul) olur:

ٌ‫خ َكبِي‬
ٌ ‫يل أ‬ «Benim büyük bir kardeşim var.»

‫الل لَهُ أ َخواَ ِن َكبياَ ِن‬


ُ ِ‫ب‬ «Bilal’in iki büyük kardeşi var.»

‫حاَِم ٌد لَهُ إ ْخ َوةٌ كِباٌَر‬ «Hamid’in büyük kardeşleri var.»

4. Cinsiyet: Eril olan ismin sıfatı eril, dişil olan ismin sıfatı dişil gelir;

‫س َس ْه ٌل‬
ٌ ‫َد ْر‬

ٌ‫لُغَةٌ َس ْهلَة‬

www.tekellum.net

165 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس األول‬
Durus 3. Cilt
BİRİNCİ DERS

*3. Cildin ilk ünitesi i’rab ve bina üzerinedir. İrab ve bina Arapça’nın en temel
konularından biridir. Şu ana kadar işlediklerimizi toparlayıcı mahiyette kapsamlı
bir ders olduğundan, notlarını da anlaşılır ve kapsamlı tutmaya çalıştık:

İ’RAB: Arapça’ da bir kelimenin sonunun harekeyle, harfle yahut hazf ile
değiştirilmesine denir. İ’rab sayesindedir ki biz kelimenin cümledeki
fonksiyonunu, getirdiği manayı anlama imkânı buluruz.

BİNA: Bazı kelimeler de mebnîdir. Kelimelerin mebnî oluşuna binâ diyoruz,


mu’reb oluşuna (sonunun değişebiliyor olmasına) irab diyoruz.

Binâ (mebni) = Son Harekesi Değişmez

İrab (mu’reb) = Son Harekesi Değişir

İrab ve Binâ : İsimler

*İsimler ya mebnidir ya mu’rebdir.

*İsm-i işaretler mebnidir.

* “Mahal” ifadesini bir cümlenin analizinde bir kelimede görüyorsak o kelime


mebnidir. Çünkü kelimenin kendisinde merfû’luk mensupluk mecrûrluk durumu
yoktur. Kelimenin konumunda merfû’luk mensupluk mecrûrluk durumu vardır.

www.tekellum.net

166 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

İsimlerde Mu’reb ve Mebni

İsimlerin tamamı mu’rebdir. Şu gruplar hariç:

1. Zamirler (Fiilin Sonundaki Muttasıl Zamirler ve Munfasıl Zamirler):

Ref’ Zamirleri .‫ قَالوا‬،‫ت‬


ُ ‫ ذَ َهْب‬،َ‫ أَان‬،‫ أَنتُ ْم‬،‫ت‬
َ ْ‫ أَن‬،‫ ُه ْم‬،‫ُه َو‬ )‫الرفـع‬
َّ ‫مائر‬
ُ ‫ض‬ َ ِ‫(ه ِذه‬
َ

ُ‫ رأَيْتُه‬- ‫ت‬
ُ (ref zamiri) - ‫ُه‬ (nasb zamiri) - onu gördüm

Nasb Zamirleri ‫ضربَن‬ َ ُ‫َسأَل‬


َ ،‫ك‬ ْ ‫ أ‬،ُ‫رأَيْتُه‬ )‫َّصب‬
ْ ‫مائر الن‬
ُ ‫ض‬ َ ِ‫(ه ِذه‬
َ

‫ضربَن‬
َ – ‫( ن – ي‬nun’u vikaye, koruma nunu) (Fiilin sonunu ‫ ي‬yutmasın diye
getirilir ‫ن‬, ‫‘ ي‬yı korumaz, fiili korur.) - Bana vurdu.

Cerr Zamirleri ‫ لَنا‬،‫ َعلَْيها‬،‫ك‬


َ ُ‫اْس‬ َ ِ‫(ه ِذه‬
ْ ،‫ َدفْ ََتُها‬،ُ‫ضمائُِر اجل ِـر) كِتَابُه‬ َ

ِ
ُ‫كتَابُه‬ – (muzaf, muzafun ileyh) - ‫( ُه‬mecrûr, cerr zamiri)

2. İsm-i İşaretler :

ِ ِِ
َ ِ‫ أُولئ‬،‫ك‬
‫ك‬ َ ‫ ذَل‬،‫ َهذه‬،‫َهذا‬
ِ ‫ه‬,
*İkilik zamirleri Mu’rebdir. (‫ذان‬ ‫وهاَت ِن‬
َ ) Diğerleri mebnidir.
َ

www.tekellum.net

167 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

3. İsm-i Mevsûller:

‫ الَّذين‬،‫ الَِِّت‬،‫الَّذي‬

ِ َ‫واللَّت‬ ِ
* Ancak ikilik belirtenleri Mu’rebdir. (‫ان‬
َ ،‫ )اللَّ َذان‬Bunlar nasb ve cerr
ِ َ‫واللَّت‬
durumlarında ‫ي‬
َ ،‫ ’اللَّ َذي ِن‬ye dönüştükleri için Mu’rebdirler.
4. İstifham İsimleri (Soru İsimleri) :

.‫ف‬
َ ‫ َكْي‬،‫َم ََت‬ ،‫ ما‬،‫ أَيْ َن‬،‫َم ْن‬

5. Bazı Zarflar : (genelde yer, zaman belirtenler.)

ِ ‫أ َْم‬
.‫س‬ ُ ‫ َح‬،‫ اآلن‬،‫إِذا‬
،‫يث‬

6. Esma’ul Ef’al ( isim ama bir fiil anlamı içeren kelimeler) :

.ِ‫آه‬ ٍّ ‫ أ‬،‫آمي‬
، ‫ُف‬ ْ
7. Mürekkeb Sayılar (Sayı Tamlamaları) : 13-19 ‘a kadar sayılar mebni’dir.

.‫ الثَّالِث َع َشَر‬،‫ تِ ْس َعةَ َع َشَر‬،‫َح َد َع َشَر‬


َ‫أ‬
*12 sayısının ‘iki’ kısmı Mu’rebdir.

.ً‫ص ِل اثْنا َع َشَر طالِبا‬


ْ ‫س يف ال َف‬
ُ ‫يَ ْد ُر‬ Bu sınıfta on iki erkek öğrenci ders görüyor.

.ً‫ت اثْ َن َع َشَر طالِبا‬


ُ ْ‫َرأَي‬

ً‫ام الثْ َن َع َشَر طَالِبا‬


ُ ‫َهذا الطَّ َع‬

www.tekellum.net

168 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

İsimde İrab’ın Asli Ve Fer’i (Yan) Alametleri

İsimde Asli Alametler;

.‫الرفْ ِع‬
َّ ُ‫المة‬
َ ‫ وهي َع‬: ُ‫َّم ة‬
َّ ‫الض‬ Merfû’

ِ ‫َّص‬
.‫ب‬ ْ ‫المةُ الن‬
َ ‫ وهي َع‬: ُ‫ال َفْت َح ة‬ Nasb

.‫المةُ اجلَِر‬ ِ
َ ‫ وهي َع‬: ُ‫ال َك ْسَرة‬ Cerr

İsimde Fer’i Alametler;

1.Cem’i müennes salimler: (aat ile biten çoğullar) Nasb alameti fetha değil
kesradır.

.‫َرض‬ ِ َّ ‫خلق هللا‬


َ ‫السمو ات واأل‬ َ َ ( Allah gökleri ve yeri yarattı.)

2.Gayri munsarıflar: Cerr alameti kesra değil fethadır.

.‫ب إِىل فِْر َع ْو َن‬


ْ ‫ا ْذ َه‬ ( Firavun’a git.)

3.Esma-i hamse: Bütün alametleri fer’i dir. ‫ ذُو‬،‫وك‬


َ ُ‫ ف‬،‫وك‬
َ ُ‫ ََح‬،‫وك‬
َ ‫َخ‬
ُ ‫ أ‬،‫وك‬
َ ُ‫أَب‬

Ref’ alameti ‫و‬: ‫وك؟‬


َ ُ‫أَب‬ َ‫أَجاء‬ Baban geldi mi?

Nasb alameti ‫ا‬: ُ ‫أ َْع ِر‬


.‫ف أ َََب َك‬ Babanı tanıyorum.

www.tekellum.net

169 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Cerr alameti ‫ي‬: َ ِ‫أَيْ َن َسيَّ َارةُ أَب‬


‫يك؟‬ Babanın arabası nerede?

Bu kelimelerin irabı(harekelenmesi), ya mütekellim (‫ )اان‬haricinde diğer

zamirlere izafe edilmeleri halinde ve asli irabla irablanmadıkları zaman, ‫ا وي‬

ile olur.

.‫يل أَخ‬ Benim bir erkek kardeşim var.

.ً‫ألت أَخا‬
ُ ‫َس‬ Bir kardeşe sordum.

.‫َخ‬
ٍّ ‫ت َكأ‬
ُ ْ‫أَن‬ Sen kardeş gibisin.

4.Cem-i müzekker salimler: (uune ile biten çoğullar) Bütün alametleri fer’i dir.

Ref’ alameti – vav - .‫املد ِرسو َن‬


َ ‫َد َخ َل‬ Hocalar girdi.

Nasb alameti – ya - َ ‫املد ِر‬


.‫سي‬ َ ُ ْ‫َسأَل‬
‫ت‬ Hocalara sordum.

Cerr alameti - ya - َ ‫املد ِر‬


.‫سي‬ َ ُ‫هذه غُْرفَة‬ Bu hocaların odasıdır.

5.El müsenna (ikililer): Bütün alametler fer’i dir.

ِ ‫َغاب طَالِب‬
.‫ان‬
Ref’ alameti – elif - َ َ İki öğrenci gelmedi.

ِ ْ َ‫طَالِب‬
.‫ي‬ ‫ب الْ ُم ِد ُير‬
Nasb alameti – ya -
َ َ‫طَل‬ Hoca iki öğrenciyi talep etti(istedi).

www.tekellum.net

170 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Cerr alameti – ya - ِ ْ َ‫َه ِذهِ الغُرفَةُ لِطَالِب‬


.‫ي‬ Bu oda iki erkek öğrenci içindir.

Takdîri Îrab

*Bu kelimelerde irabın alameti bir sebeple görünür olmaz. Alametler var gibi
söylenir. 3 çeşittir ve bu çeşitler şunlardır:

ismi maksur, ismi menkus ve ya mütekellime izafet.

1)İsm-i Maksur : Son harfi elif ve eliften önceki harfin harekesi fetha olursa bu
isme ism-i maksur diyoruz.

.‫صا‬
َ ‫الع‬
َ .‫ ال َف ََت‬.‫املستَ ْشفى‬
ْ

Bunlarda 3 alamet takdir edilir. Mesela :

َ ‫قَتَ َل ال َف ََت األَفْعى َِب َلع‬


.‫صا‬ Delikanlı engerek yılanını sopayla öldürdü.

‫ ال َف ََت‬: Takdir edilmiş damme ile fail konumunda, merfû’.

‫ األَفْ َعى‬: Takdir edilmiş fetha ile Mef’ûlün bih(nesne) konumunda, mensub.

‫صا‬
َ ‫الع‬
َ : Takdir edilmiş kesra ile bi harfi cerri ile, mecrûr.

*Bu kelimelerin harekeleri bu konumlarda değişmiyor. Peki biz neden bunlara


mebni demiyoruz da takdiri Mu’reb diyoruz? Çünkü bu kelimeler değişmez
değil. Bu kelimelerin başındaki elif+lam’ı kaldırınca tenvin alma durumları
oluyor o yüzden bunlara mebni değil, ‘ismi maksur Mu’reb’(takdir edilmiş
Mu’reb) diyoruz.

www.tekellum.net

171 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

2)İsm-i Mengus : Son harfi zayıf ya ve ya dan önceki harfin harekesi kesra
olursa, bu isme ism-i mengus diyoruz.

ِ ،‫ الو ِادي‬،‫املاضي‬
.‫املعاِن‬ ِ ،‫َّاِن‬ ِ ،‫القاضي‬
ِ ‫ الث‬،‫احملامي‬ ِ

*Bu kelimelerde zayıf ya vardır. Başlarındaki elif+lam’ ı kaldırınca zayıf ya da


düşer.

*Bunlarda damme ve kesra görünmüyor yani takdiridir, ancak fetha görünüyor.

ِ ‫اضي احملَ ِامي َع ِن‬


.‫اجلاِن‬ ِ ‫سأ ََل ال َق‬
َ Hakim avukata suçlu hakkında soru sordu.

ِ ‫ ال َق‬: Takdir edilmiş damme ile fail konumunda, merfû’.


‫اضي‬

‫ احملَ ِامي‬: Takdir edilmiş fetha ile Mef’ûlün bih(nesne) konumunda, mensub.

ِ : Takdir edilmiş kesra ile bi harfi cerri ile, mecrûr.


‫اجلاِن‬

*Mengusun ya sı atılır durumda da olabilir. muzâri fiilin başına ‫ َوقَد‬gelmesi


‘bazen böyle de olur’ anlamı getirir. Mazi fiilin başına gelirse mutlaklık anlamı
getirir. Mesela:

ٍّ َ‫ُُم‬
.‫ام‬ ‫اض إِ َىل‬
ٍّ َ‫ب ق‬
َ ‫ذَ َه‬ Hakim bir avukata gitti.

ٍّ َ‫ق‬
‫اض‬ : Takdir edilmiş damme var o da atılmış ya nın üzerinde, fail, merfû’

www.tekellum.net

172 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫ُُمَ ٍّام‬ : Takdir edilmiş kesra var o da atılmış ya nın üzerinde, harfi cerr ile

mecrûr.

3)Ya-i Mütekellime İzafe Edilen Kelimeler: Bu kelimelerdeki irablanmaları


sondaki ya yutar. (benliğin her şeyi yutması gibi…)

.‫ َزِميلِي‬Takdir-i irab

ِ ‫دعا ج ِدي أُس‬


.‫تاذي َم َع ُزَمالَئِي‬ ْ َ ََ Dedem arkadaşlarımla beraber hocamı davet etti.

‫ َج ِد‬: fail, merfû’, ref’ alameti takdir edilmiş damme, + ‫ ي‬muzafun ileyh

ِ ‫ أُست‬: Mef’ûlün bih , mensub, nasb alameti takdir edilmiş fetha,


‫اذ‬َْ + ‫ ي‬muzafun

ileyh

‫ ُز َمالَء‬: Muzafun ileyh, mecrûr, cerr alameti takdir edilmiş kesra, + ‫ ي‬muzafun
ileyh

Not: Eril olan ismin sıfatı eril, dişil olan ismin sıfatı dişil gelir;

‫س َس ْه ٌل‬
ٌ ‫َد ْر‬

ٌ‫لُغَةٌ َس ْهلَة‬

Kitaptaki tablolara geçiyoruz…

www.tekellum.net

173 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

ِ
‫األمساء‬ ‫املرفوعات ِمن‬
ُ ( İsimlerde Merfû’ )

‫)و‬۱( ُ‫ْم ْبـتَ َدأُ واخلََب‬


ُ ‫) ال‬۲( : mübteda ve haber → .ُ‫هللاُ أَ ْك ََب‬

‫اس ُم كا َن‬
ْ )۳( : ‫كا َن‬ ‘nin ismi, mübtedası → .ً‫َم ْفتوحا‬ ‫الباب‬
ُ ‫كا َن‬
‫) َخ َبُ إِ َّن‬٤( َّ ‫ ِإ‬haberi merfû’ yapıyor. →
: ‫ن‬ .‫إِ َّن هللاَ َغفور‬

‫ـل‬ ِ
ُ ‫) الفاع‬٥( : Fail merfû’dur. → .ُ‫َخلَ َقنا هللا‬
ِ ‫) ائِب‬٦(َ :
‫الفاع ِل‬ ُ Sözde özne merfû’dur. (Sözde özne: Edilgen fiilin öznesi,

nesnenin öznelliğe bürünmesi) → ٍّ


.‫طي‬ ‫ُخلِ َق اإلنْسا ُن ِم ْن‬

ِ ‫صوابت ِمن األمس‬


‫ـاء‬ ُ ‫املَْن‬ ( İsimlerde mensub )

‫اس ُـم إِ َّن‬


ْ )۱( : ‫ ‘ إِ َّن‬nin ismi mübtedası mensub. → .‫إِ َّن هللاَ َغفور‬
‫) َخ َبُ كا َن‬۲( : ‫كا َن‬ ‘nin haberi → ُ َّ‫كا َن الط‬
.ً‫عام لَذيذا‬

‫فعول بِ ِه‬
ُ ‫) ال َْم‬۳( : Cümlenin nesnesi, mef’ûlün bih → .‫س‬ ُ ‫فَ ِه ْم‬
َ ‫ت الد َّْر‬
ِ ‫) الْمفعول‬٤( : Mef’ûlün fih, cümlenin içinde geçtiği zaman ve mekanlar.
‫فيه‬ َ →

.‫س عِْن َد املدي ِر‬ ِ َ ‫ َجلَس‬/.ً‫سافَر أَِِب لَْيال‬


ُ ‫املدر‬ َ َ

www.tekellum.net

174 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫َجلِ ِه‬
ْ ‫ول أل‬
ُ ُ‫) ال َْمفع‬٥( : Mef’ûlün li-eclih, mef’ûlün leh, sebep belirten mef’ul →

.‫ت َخ ْوفاً ِم َن احلَِر‬


ِ ‫ما خرجت ِمن الب ي‬
َْ َ ُ ْ َ َ

ُ‫فعول َم َعه‬
ُ ‫) ال َْم‬٦( : Beraberlik bildiren isimler mensuptur. → .‫اجلبل‬
َ ‫تو‬ ُ ‫سافَ ْر‬
‫عول املُطْلَ ُق‬
ُ ‫) املَْف‬۷( : Mef’ûlün mutlak, fiilin nasıl gerçekleştiğini belirten başka
mastar geldiğinde mensuptur. → .ً‫جيِ َدة‬ ِ ِ
َ ً‫يَ ْقَرأُ حامد قراءَة‬
ُ َ‫) احل‬۸( : Hal ifadeleri mensuptur. .‫صلِي قاعِ ًدا‬
‫ـال‬ ِ
َ ُ‫َجدي ي‬
‫ـيز‬
ُ ‫) الت َّْمي‬۹( : Cümlede gerçekleşen durumun hangi birimden olduğunu
belirtmek için kullanılan kelimeler mensuptur. → .‫ك ِسنًّا‬
َ ‫أ ََان أَ ْك ََبُ ِمْن‬
‫) ال ُْمستَـثْ َن‬۱۰( : El müsenna, istisna edatından sonra gelen isimler mensuptur.
ِ َّ‫ضر الطُّالَّب ُكلُّهم إِال‬
.ً‫حامدا‬
→ ُ َ َ ‫َح‬
‫) املُنـادى‬۱۱( : Münada, nida edilen isim mensuptur. → .ِ‫اي َعْب َد هللا‬

‫ات‬
ُ ‫ ( اجملـرور‬İsimlerde mecrûr )
‫اف إِلي ِـه‬
ُ ‫ض‬َ ‫) امل‬۱( : Muzafun ileyh mecrûrdur. → .ِ‫تاب هللا‬ِ
ُ ‫ال ُقرآ ُن ك‬
ِ ‫) املسبو ُق‬۲( : Harfi cerr’den sonra gelen kelimeler mecrûrdur. →
‫حبرف َجر‬ ْ

www.tekellum.net

175 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

ُ َّ‫الطُّال‬
ِ ‫ب يف ال َف‬
.‫صل‬

‫( التَّوابِ ُـع‬Tâbi olanlar)


Önceki kelimeyle irab konusunda müşterek olan, ona uyan isimdir. Dört çeşittir:

‫ت‬
ُ ‫َّع‬
ْ ‫) النـ‬۱( : Sıfat
ِ
ُ‫ املَْرفـوع‬: ‫اجلديد؟‬
ُ ُ ‫ضَر الطَّال‬
‫ب‬ َ ‫َح‬
َ‫أ‬ Yeni öğrenci geldi mi?

ِ
‫صوب‬
ُ ‫ املَْن‬: .‫اجلديد‬
َ َ ‫املدير الطَّال‬
‫ب‬ ُ ‫ب‬ ُ ُ‫يَطْل‬
Müdür yeni öğrenciyi talep ediyor(istiyor).

‫جرور‬ ِ ِ ِ‫َهذا َدفْ ََتُ الطَّال‬


ُ َ‫ امل‬: .‫ب اجلَديد‬ Bu yeni erkek öğrencinin defteri mi?

َّ‫د‬
ُ ‫التَّوكيـ‬ )۲( : Tevkid, pekiştirme.

ُ‫ املَْرفـوع‬: .ُ‫املدير نَ ْف ُسه‬ َ / .‫ب ُكلُّهم‬


ُ ‫قال يل َهذا‬ ُ َّ‫ضَر الطُّال‬
َ ‫َح‬
Bu müdürün kendisi bana dedi. / Talebelerin hepsi hazır oldu.

‫صوب‬
ُ ‫املَْن‬ : َّ.ُ‫نَ ْفسه‬
َ ‫املدير‬
َ ‫ت‬ ُ ْ‫ َسأَل‬/ .‫ب ُكلَّهم‬
َ َّ‫ت الطُّال‬
ُ ْ‫َسأَل‬
Müdürün kendisine sordum. / Talebelerin hepsine sordum.

: َّ.‫س ِه‬
ِ ‫نَ ْف‬ ِ ِ َّ‫سلَّمت على الطُّال‬
‫جرور‬
ُ َ‫امل‬ ُ ‫ َسلَّ ْم‬/.‫ب ُكلهم‬
‫ت على املدي ِر‬ َ ُ َْ
Müdüre, kendisine selam verdim. / Talebelerin hepsine selam verdim.

‫ْف‬
ُ ‫العط‬
َ )۳( : Atıf harfinden gelen önceki kelimeye tâbi oluyor.

www.tekellum.net

176 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

ُ‫ املَْرفـوع‬: .ُ‫وصدي ُقه‬ ِ


َ ‫َخَر َج حامد‬ Hamid ve arkadaşı çıktı.

‫صوب‬ ِ ً‫حامدا‬ ِ َ‫طَل‬


ِ ‫املدير‬
ُ ‫ املَْن‬: .ُ‫وصدي َقه‬
َ ُ ‫ب‬ َ Müdür Hamid’i ve arkadaşını talep etti.

‫جرور‬ ِِ ٍّ
ُ َ‫ امل‬: ‫وصديقه؟‬
َ ‫ب حامد‬
ُ ُ‫أيْ َن ُكت‬ Hamid’in ve arkadaşının kitabı nerede?

‫) البَـ َد ُل‬٤( : Bedel


ِ ‫َخوك‬
ُ‫ املَْرفـوع‬: ‫هاشم؟‬ َ ‫أ َََنَ َح أ‬ Erkek kardeşin Haşim sınavdan geçti mi?

ِ
ُ ‫أ َََنَ َح َهذا الطَّال‬
‫ب؟‬ Bu öğrenci geçti mi?

ِ ‫َخاك‬
‫صوب‬
ُ ‫ن‬
َْ‫امل‬ : .‫ا‬
ً ‫هاِش‬ ُ ‫ أ َْع ِر‬Erkek kardeşin Haşim’i biliyorum.
َ ‫فأ‬
ِ‫ف هذا الطَّال‬
.‫ب‬
َ َ ُ ‫أ َْع ِر‬ Bu erkek öğrenciyi biliyorum.

ِ َ ‫ أَين غُرفَةُ أ‬Erkek kardeşin Haşim’in odası nerde?


ُ َ‫ امل‬: ‫َخيك هاش ٍّم؟‬
‫جرور‬ ْ َْ
‫ب؟‬ِ ِ‫ أَيْن غُْرفَةُ َهذا الطَّال‬Bu erkek öğrencinin odası nerede?
َ

Fiillerde Mu’reb Ve Mebni


Mazi fiilleri ve emir fiilleri mebnidir. Muzâri fiil ise Mu’rebdir.

ٌ‫ َمرفوع‬: ‫س‬
َ ‫أَفْ َه ُم َهذا الد َّْر‬ Bu dersi anlıyorum.

Nasb veya cezm edici bir şey yoksa fiil merfû’dur.

‫صوب‬
ٌ ‫ َم ْن‬: ‫س‬
َ ‫يد أَ ْن أَفْ َه َم َهذا الد َّْر‬
ُ ‫أُر‬ Bu dersi anlamamı istiyorum.

www.tekellum.net

177 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫ جمزوم‬: ‫س‬
َ ‫ََلْ أَفْ َه ْم َهذا الد َّْر‬ Bu dersi anlamadım.

Fiillerde Aslî Ve Fer’i Alametler

*Fiili muzâride asli irab alametleri üçtür.

ُ‫َّمة‬
َّ ‫ الض‬: ref’ alameti

ُ‫ ال َف ْت َحـة‬: nasb alameti

‫السـكون‬
ُّ : cezm alametidir.

*Fiillerde fer’i irab çeşitleri şunlardır:

َ ‫ األَفْعال اخلَ ْم‬: Beş fiil


‫سة‬
(ikililer, çoğul erkekler, tekil muhatab dişiler ‘ e göre çekilen fiiler)
Bu beş fiilde nun’un varlığı ref’ alameti, nun’un yokluğu nasb ya da cezm
alametidir.

‫أَتُريدو َن أ ْن تَ ْذ َهبوا؟‬ Siz erkekler gitmek istiyor musunuz ?

‫أ ََلْ تَ ْذ َهِِب إِىل امل ْد َر َس ِة اي َم ْرميُ ؟‬ Okula gitmedin mi Ya Meryem ?

ِ ‫النَّاقِص‬
‫الف َعل‬ : Nakıs fiiller

.‫ََلْ يَْنس‬ ِ َْ‫ََلْ َي‬


،ُ‫ ََلْ يَ ْدع‬،‫ش‬ Bu fiillerin sonlarındaki elif vav ya lem gelince düşüyor.
َ

www.tekellum.net

178 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫ـديري‬
ُّ ‫اب التَّـ ْق‬
ُ ‫اإلعر‬
َ
Takdirî İrab

1.Nakıs fiildeki ref’ alameti: .‫يَْنسى‬ ِ


َ ،‫ يَ ْدعو‬،‫َيَْشي‬
2.Orta harfinde fetha olan nakıs fiilin nasb alameti: .‫أَنْسى‬
َ ‫لَ ْن‬
*Fiilin sonunda var olan fetha, fiile ‫ لَ ْن‬gelince de aynen kalıyor, dolayısıyla orada
takdiri nasb vardır diyoruz.)

3.Muza’af fiildeki cezm alameti: .‫ُم َقدَّر‬ ‫المةُ َج ْزِم ِه ُسكون‬


َ ‫ فَ َع‬.‫َح َّج‬
ُ ‫ََلْ أ‬
*Takdiri bir sükûn ile fetha ile cezm edildiğini söylüyoruz.

www.tekellum.net

179 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫س الثَّان‬ َّ
ُ ‫الد ْر‬
Durus 3. Cilt
İKİNCİ DERS

Vâv ( ٌ‫) واو‬


َ
* Vâv, karşımıza ٌ‫ٌ َولَد‬٬ٌ‫‘ لَو‬kelimelerindeki gibi “alfabetik” harf olarak çıkabilir.
* ‫ٌح ِامدٌٌ؟‬ ِ
َ ‫أينٌبالل ٌَو‬
َ cümlesindeki gibi kelime olarak da çıkabilir.

* Kelime olan Vâv birçok mânâya gelir. Bu derste bunlardan üçünü göreceğiz:
1. Vâv-ı Atf
2. Vâv-ı Kasem
3. Vâv-ı Hâl

1) Vâv-ı Atıf ( ِ ‫)ٌواوٌالعط‬:


ٌ‫ف‬ َ َُ
* “ ve” anlamındadır.
* Cümlede bağlaç görevi görür.

«Ben bir kalem ve bir kitap istiyorum.»


«Zübeyr ve Hâmid çıktılar.»

2) Vâv-ı Kasem ( ‫) واوٌال َقس ٌِم‬:


َ َُ
* Yemin için kullanılır.
* Harf-i Cerr’dir. Sadece ism-i zâhire gelir, zamire gelmez.
* “Yemin olsun, and olsun, … için , …. hakkı için” anlamları verir.
* Kendinden sonra gelen kelimeyi cerreder.

www.tekellum.net

180 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫يها‬
َ ‫ض َح‬ ِ ‫الش ْم‬
ُ ‫س َو‬ َّ ‫َو‬ «Güneş’e ve onun kuşluk vaktine yemin olsun ki..»
(91/1)

«Allah için, onu görmedim.»

3) Vâv-ı Hâl ( ‫) واوٌاْلَال‬:


َُ
*Vâv-ı Hal isim cümlesinden önce gelir.
*Asıl cümlenin ne zaman, nasıl gerçekleştiğini açıklar.
* ‘…rek, …rak; …dığı halde, iken, olduğu halde’ gibi ifade edilebilir.

«İmam rukû’ ederken mescide girdim.»

«Babam ben küçükken öldü.»

«Hoca, bir sürü kitap taşır halde


sınıfa girdi.»

«Oğlan bana ağlayarak geldi.»

«Tokken yemek yeme.»

*Vâv’dan sonra gelen isim cümlesinin haberi fiil ise, fiil muzâri’ olmak
zorundadır.

www.tekellum.net

181 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

*Daha önce ‫ل ََع َّل‬ ’yi görmüştük.

Hatırlayalım:

*Lealle, ٌ‫ إن‬gibi bir edattır. “ٌ‫ ’إن‬nin kardeşleri” arasında anılır. Gramer

cihetinden ٌ‫إن‬ gibi sonrasında gelen ismi nasb eder.

* ‫لَ َع ٌل‬, “ümit ve korku” anlamı taşır. Örnek:

«Korkarım o hastadır.» «Umarım o iyidir.»

Korkmak anlamına denir. Ummak anlamına denir.

‫إلَْي ُك ْم‬
İşte size…, alın size…. (take)

«İşte size daha fazla örnek.»

harfi ile zamirinden oluşur. Birleşmeleriyle ‘alın..’ mânası doğar. Bu

sebeple kelimesi mef’ûlun bîh’tir. ( ) Dolasıyla mansûbtur.

( )

www.tekellum.net

182 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

«Haber bültenini sunuyoruz.»

«Bu kitap senin için ey İbrahim.»

«Bu kaşıklar senin için ey kız kardeşim.»

«Bu defterler sizin için ey kardeşler.»

*‫ياء‬
ٌ ‫أش‬ kelimesi gayr-ı munsarıftır. Çünkü kelimenin aslı olup
ُ
kelimeleriyle aynı vezindendir.

* Mâzî fiil aynı zamanda duâ olarak da kullanılır.

«Allah ona merhamet etsin!»

«Allah onu bağışlasın!»

«Allah ona şifâ versin!»

* Mâzî fiil ‫ﻻ‬ ile kullanılırsa:

«Allah sana tatsız bir şey göstermesin!»

«Allah ağzını korusun./ Ağzına sağlık!.»

‫َه ْل ِم ْن‬

www.tekellum.net

183 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

«Soru var mı?»

‫ َه ْل‬: mı ‫ِم ْن‬ : -den, -dan

*Bu cümlenin tam hâli «Senin sorun var mıdır?»


şeklindedir. Burada mubtedâ, haberdir.
* ‘e de ziyâde min ( ) denir.

‫ِم ْن الزائدة‬
Ziyâde min’in kullanımı için 2 şart vardır:
1) Cümle nefiy, nehiy ya da soru anlamı içermelidir. Soru içeren
cümle yalnızca ile kurulur.
2) Ziyâde min’den sonra gelen isim nekre olmalıdır.

«Kimse gâib değildir.»

«Ben kimseyi görmedim!»

«Kimse dışarı çıkmasın.»

«Hiçbir şey yazma.»

«Soru var mı?»

«Yeni bir şey var mı?»

«O gün cehenneme “Doldun mu?” deriz,


o da “Daha var mı?” der.» (Kâf:30)

www.tekellum.net

184 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

NOT:
Ziyâde min’den sonra gelen isim, cümlede mensûb ya da merfû’ da olsa
cerredilir.
cümlesinde mensûb’tur. Çünkü
mef’ûlun bih ( )’dir. Açıklamadaki örnekte ( ) olduğu
gibi, ziyâde min geldiğinde nesnelik görevi devam etmesine rağmen
mecrûr olur.

cümlesinde merfû’dur. Çünkü ‘dir. Ziyâde min


geldiğinde fâillik görevi devam etmesine rağmen mecrûr olur.

* ‫ لَ َدى‬kelimesi bir zarftır. ‫ عِن ٌَد‬ile aynı mânâya gelir.

NOT:
Muzâfun ileyh zamir olduğunda ‘daki elif, yâ’ ya dönüşür.

* kelimesinin çoğulu ‘ dır. El takısı almış hali ise

‘ dır. Bu kalıpta (ism-i menkûs) çoğullanan başka kelimeler de vardır:

www.tekellum.net

185 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Tekil Çoğul Lâm’ut-Ta’rîf ile

(Kızlar)

(Geceler)

(Klüpler)

* Bu kelimeler menkûs gibi i’rab lanır.

Marfû’

Mansûb

Mecrûr

www.tekellum.net

186 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫س الرابع‬ َّ
ُ ‫الد ْر‬
Durus 3. Cilt
DÖRDÜNCÜ DERS

*Bu derste genel olarak ismi fail ve ismi mef’ul göreceğiz. Bir fiili yapan kişiye
fail, fiilden etkilenene mef’ul denir.

*ُ‫السا ِرق‬
َّ kelimesi hırsızlığı yapan kişiyi gösteren isimdir. Çalan demektir.

ُ ‫َسَر َقُ يَ ْس ِر‬


‫ق‬ kelimelerinin üzerinden türemiş ism-i fâildir. Kendisinden o fiilin

sadır olduğu kişi/varlık için türetilen bir isimdir. ُ‫ فَاعِل‬vezninden türetiliyor.

Örnek: ُِ ‫َع‬
‫الم‬ bilen, ِ ‫ ج‬bilmek istemeyen, ‫ذَ ِاهب‬
‫اهل‬ َ giden

* ُ‫َم ْسرو مق‬ çalınan demektir. ُ‫( س ِر َق‬çalındı) ‘dan türetilmiştir. İsm-i mef’ul dür.
Üzerine fiil vâki olan kişiyi/varlığı göstermek için söylenen isimdir. Çalınmış
olan varlığa işaret eden isim. ‫َم ْفعول‬ veznindendir.

www.tekellum.net

187 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫س الثَّالِث‬ َّ
ُ ‫الد ْر‬
Durus 3. Cilt
ÜÇÜNCÜ DERS

‫مجُهول‬‫لل‬
ْ ‫ِن‬
ُّ ِ
‫املب‬ ‫ل‬ ‫ع‬ْ ِ
‫الف‬
Edilgen Fiil ْ ْ ُ

‫وس‬
َ ‫اجلاس‬
ُ ‫ندي‬ُّ ُ‫قَتَ َل اجل‬ “Asker casusu öldürdü.”

‫معلوم‬

‫وس‬ ِ
ُ ‫اجلاس‬
ُ ‫قُت َل‬ “Casus öldürüldü.”

‫جمهول‬

*Edilgen fiillerde özne ihmal edilir ve nesne özne yerini alır.

‫وس‬
َ ‫اجلاس‬
ُ ‫ندي‬ُّ ُ‫قَتَ َل اجل‬ “Asker casusu öldürdü.”

‫فعل فاعل مفعول به‬

‫وس‬ ِ
ُ ‫اجلاس‬
ُ ‫قُت َل‬ “Casus öldürüldü.”

‫فاعل ؟‬ ‫فعل انئب الفاعل‬

“Casus asker tarafından öldürüldü.”

www.tekellum.net

188 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫قُتِل‬ O öldürüldü ‫ق تل‬ O öldürdü.

*Eğer ikinci harf etken halde de kesreliyse bu durumda hiçbir değişikliğe


uğramaz:

‫ُش ِرب‬ O içildi ‫ش ِرب‬ O içti

‫ُُِسع‬ O duyuldu ‫ُِسع‬ O duydu

*Muzâri’ fiilde: muzara’at harfi dammeli ve ikinci harf fethalı hale dönüşür:

‫ي ْقتُ ُل‬ O öldürür ‫يُ ْقت ُل‬ O öldürülür

*Eğer ikinci harf etken halde de fethalıysa bu durumda hiçbir değişikliğe


uğramaz:

‫ح‬
ُ ‫ي ْفت‬ O açar ‫ح‬
ُ ‫يُ ْفت‬ O açılır

ُ‫ي ْقرأ‬ O okur ُ‫يُ ْقرأ‬ O okunur

*Misâl fiillerin muzâri’ halinde vav atılıyordu. Fiil edilgen olunca vav geri
gelir:

‫َيِ ُد‬ O bulur ‫يُوج ُد‬ O bulunur

‫يلِ ُد‬ O doğurur ‫يُول ُد‬ O doğurulur

*Edilgen cümle örnekleri;

‫ُخلِ َق اإلنسا ُن من ِط ن‬
.‫ي‬ «İnsan topraktan yaratıldı.»

‫ت؟‬ ِ ‫أي ن‬ ِ ‫يف‬


َ ‫عام ُول ْد‬ «Sen hangi yıl doğuruldun?»

www.tekellum.net

189 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

ُ ِ ‫آالف ِم َن الن‬
ِ ‫َّاس يف ا ُُلر‬
.‫وب‬ ٌ ‫يُ ْقتَ ُل‬ «Binlerce insan savaşlarda öldürülüyor.»

‫« ال ي ْل َدغُ الُمؤمن ِمن جح نر و ن‬İnananlar aynı delikten iki defa ısırılmaz.»


ِ َ‫احد َمَّرت‬
.‫ي‬ ُْ ْ ُ ُ
ِ َ‫ال يوج ُد هذا الكتاب يف الَمكْت‬
.‫بات‬ ُ َ ُ «Bu kitap kitapçıda bulunmuyor.»

{‫« } ََل يَلِ ْد َوََلْ يُولَ ْد‬O doğurmamış ve doğurulmamıştır.»

*Eğer nâib-i fail )‫الفاعل‬ ‫ ) انئب‬dişi ise, gelen fiil de dişi şekilde
çekimlenmelidir:

‫ت ِآمنةُ؟‬
ْ َ‫َع َّم ُسئِل‬ «Âmine’ye ne hakkında soruldu?»

‫كل ر ن‬
. ‫كعة‬ ِ
ِ ‫الفاحتة يف‬ ُ‫تُ ْقَرأُ سورة‬ «Fâtiha suresi her rekatta okunur.»

*Eğer mef’ûlün bih (‫به‬ ‫مفعول‬


ٌ ) zamirse, zamire karşılık gelen ref’ formu
kullanılır:

.‫قُتِلُوا‬ «Onlar öldürüldü.» .‫هم الُمج ِرُمو َن‬


ُ َ‫قَتَل‬ «Suçlular onları öldürdü.»

ِ
.‫ت‬
ُ ‫ُسئ ْل‬ «Bana soruldu.»
ُ ‫َسأَلَِِن‬
.‫املدير‬ «Müdür bana sordu.»

www.tekellum.net

190 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫مفعول ِف ِيه‬
ٌ
*Mefulun fih, eylemin zamanını ya da mekânını bildiren isimdir. Her mef’ûl
gibi mensûbdur.
ِ ‫ف لِْل ِم‬
‫يالد‬ ِ ‫« ولِ ْدت عام سب ع نة‬Ben milâdî 1967 yılında doğdum.»
‫وستِي وتِسعِ ِم ن‬
‫ائة وألْ ن‬
ْ َ َ َْ َ ُ ُ
‫مفعول ِف ِيه‬
ٌ

‫للا‬‫شاء‬ ‫ن‬ ِ‫القادم أ‬


ِ ِ
ُ َ ْ َ ‫العام‬َ َ‫س اللغةَ الفَرنسيَّة‬
ُ ‫أدر‬
ُ ‫« َس‬Seneye inşallah Fransızca
‫مفعول ِف ِيه‬
ٌ okuyacağım.»

.‫يوم اجلمعة‬
َ ‫كنت يف مكة‬ «Cuma günü Mekke’deydim.»

‫مفعول ِف ِيه‬
ٌ

‫أين تذهبون هذا املساءَ؟‬ «Bu akşam nereye gidiyorsun?»

‫مفعول ِف ِيه‬
ٌ

*Bir kısım özel isimler ‫ ال‬takısıyla kullanılır:

‫احلسن‬

‫احلسي‬

‫الزبي‬

Eğer bu isimlerin başına «yâ» gelirse isimlerin başında bulunan ‫ ال‬takısı


düşer. ‫حسن‬ ‫اي‬ haline dönüşür, ‫اي احلسن‬ şeklinde kullanılmaz.

www.tekellum.net

191 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Neseb
* ‫ هندي‬kelimesi «Hindistanlı» anlamındadır. Bu kelime ‫( اهلند‬Hindistan)
kelimesinin sonuna ‫ ي‬eklenmesiyle türetilir. Bu işleme neseb )‫ ) النسب‬denir
ve kelimenin ‫ ي‬eklendikten sonraki haline mensûb )‫ ) املنسوب‬denir.
*Bazı isimlerin mensûb halleri düzensizdir:

‫أخوي‬ (Kardeşlikle ilgili) ‫خ‬


ٌ ‫ أ‬dan türemiştir.

‫أبوي‬ (Babalıkla ilgili) ‫'أب‬den türemiştir.

‫نبوي‬ (Peygamberlikle ilgili) ‫'نيب‬den türemiştir.

* ‫ أُخ ُر‬kelimesi, ‫أ ْخرى‬ kelimesinin çoğul halidir. Bu kelime gayr-ı

munsarıftır. Eril halde bulunan ‫آخر‬ kelimesinin çoğul hali de ‫آخرون‬ 'dur.

‫آخ ُر‬ ِ ٌ ِ‫غاب اليَ ْوَم ب‬


َ ‫ب‬ٌ ‫الل و طال‬ َ Bilal ve başka bir erkek öğrenci bugün yoktu.

‫آخ ُرون‬
َ ‫ب‬ ٌ ِ‫غاب اليَ ْوَم ب‬
ٌ ‫الل و طُال‬ َ Bilal ve diğer erkek öğrenciler bugün yoktu.

‫ُخرى‬
َ ‫ب و طالبةٌ أ‬
ُ َ‫غابت َزين‬
ْ Zeynep ve başka bir kız öğrenci bugün yoktu.

‫ُخ ُر‬
َ ‫طالبات أ‬
ٌ ‫بو‬
ُ َ‫غابت َزين‬
ْ Zeynep ve diğer kız öğrenciler bugün yoktu.

www.tekellum.net

192 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Bakara Suresi 184. Ayet’ten:

ِ ِ ً ‫فَ َم ْن كا َن ِمْن ُك ْم َمر‬


َ ‫يضا أ َْو َعلَى َس َف نر فَع َّدةٌ م ْن َّأَّينم أ‬
‫ُخَر‬
Fakat sizden hasta olan ve yolculukta olanlar diğer günlerde (aynı sayıda oruç
tutar).

* ‫ َّأَّيم‬şuursuz bir çoğul olduğundan tekil olan ‫ُخَرى‬


ْ ‫ أ‬da onunla birlikte
kullanılabilir.

.‫ق‬
ُ ‫ال َفناد‬ ٌ‫األَّي َم هذه غالِية‬
َّ ‫ و‬، ‫اُ ْخَرى َّأَّينم يف َرخيصةٌ لكنَّها‬
Oteller bugünlerde pahalı fakat diğer günlerde ucuzdur.

‫صلَّى‬
َ ‫صلِي‬
َ ُ‫ي‬ ‫ص ِل‬
َ
O namaz kıldı. O namaz kılar. Namaz kıl.

‫صلَّى بِنا‬
َ ‫ص ِل بِنا‬
َ
Bize namaz kıldırdı. Bize namaz kıldır.

‫وإما‬
َّ ... ‫َّإما‬

‫َّث‬
ٌ ‫وإما ُمؤن‬
َّ ‫ذكٌر‬ ِ
َّ ‫اال ْس ُم إِ َّما ُم‬ İsim ya eril ya da dişildir.

‫ورَك‬ َّ ‫ورِِن‬ ِ
ُ ‫وإما ُأز‬ ُ ‫إ َّما تَ ُز‬ Ya sen beni ziyaret et ya da ben seni ziyaret edeyim.

www.tekellum.net

193 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

* ‫ اليَ ُهود‬genel çoğul isimdir ( ‫س ا َجلمعِ ُّي‬


ِ ‫اس ُم اجلِْن‬
ْ ) . Genel çoğul isimler iki
çeşittir:

a) Bu gruptaki isimlerin tekil halleri ‫ ي‬eki ile yapılır:

‫ب‬
ٌ ‫َعَر‬ Araplar ‫َعَرِب‬ Tek bir Arap

‫تُْرٌك‬ Türkler ‫تُْركِي‬ Tek bir Türk

‫أِنْكِلِ ٌيز‬ İngilizler ‫أِنكِلِي ِزي‬ Tek bir İngiliz

Buraya ‫ي‬ 'un daha önce öğrendiğimiz neseb yâ’sı olmadığına dikkat ediniz.

b) Bu gruptaki isimlerin tekil halleri marbutah ta’sı (‫ )ة‬ile yapılır:

‫َّاح‬
ٌ ‫تُف‬ Elmalar ٌ‫تُفَّاحة‬ Tek bir elma

‫َش َجٌر‬ Ağaçlar ٌ‫َش َجَرة‬ Tek bir ağaç

‫ك‬
ٌ َ‫ََس‬ Balıklar ٌ‫ََسَ َكة‬ Tek bir balık

‫موز‬ ُّ ‫أ ُِح‬
َ َ‫ب ال‬ Muzu (muz meyvesini) severim.

ً‫آ ُك ُل َموزة‬ Bir tane muz yerim.

‫النيب صلى للا عليه وسلم َعَرِب‬


َّ ‫ألن‬َّ ‫ب‬
َ ‫العَر‬
َ ‫ب‬ ُّ ‫أ ُِح‬
Arapları severim çünkü Nebî (s.a.v.) bir Araptır.
*Son olarak, ikil hal (tesniye), tekil halden türetilir:

ِ َّ‫عربِي‬
‫ان‬ (‫عرََب ِن‬
ََ İki Arap
َ َ ) Yanlış
ِ ‫موَز‬
‫اتن‬ ِ ‫ ) موز‬Yanlış
(‫ان‬
َْ İki muz َْ
www.tekellum.net

194 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس اخلامس‬
Durus 3. Cilt
BEŞİNCİ DERS

İlletli Fiillerin Mechûl hâli:

‫ُي ْكَت ُب‬ ‫ُكِت َب‬ ‫َي ْكُت ُب‬ ‫َكَت َب‬
‫سامل‬
yazılır yazıldı yazar yazdı

‫ُيَق ُال‬ ‫ِق َيل‬ ‫ول‬


ُ ‫َيُق‬ ‫َق َال‬
‫أجوف‬
denir dendi der dedi

ُ‫يُبَاع‬ َ ِ‫ب‬
‫يع‬ ُ ِ‫يَب‬
‫يع‬ ‫ع‬
َ ‫ََب‬
satılır satıldı satar sattı

‫اد‬
ُ ‫يُ َز‬ ‫ِزي َد‬ ‫يَ ِزي ُد‬ ‫اد‬
َ ‫َز‬
artırılır artırıldı artırır artırdı

Bu arsanın bir milyon riyale satıldığı söyleniyor.

Burada gazeteler ve dergiler satılır.

www.tekellum.net

195 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

İlletli Fiillerden İsm-i fâ’il / İsm-i mef’ûl türetme:

‫ََْمُدود‬ ‫ُمد‬ ‫َماد‬ ‫َمد‬ ‫مضعف‬


uzatılan uzatıldı uzatan uzattı

‫َم ْس ُرور‬ ‫ُسر‬ ‫َحاج‬ ‫َحج‬


‫َم ْع ُدود‬ ‫عُد‬ Hacı Haccetti

‫صبُوب‬
ْ ‫َم‬ ‫صب‬
ُ

‫َمُقول‬ ‫ِق َيل‬ ‫َقائل‬ ‫َق َال‬ )‫أجوف (و‬


denilen dendi diyen dedi

‫َمِزيد‬ ‫ِز َيد‬ ‫َزائد‬ ‫َز َاد‬ )‫أجوف (ي‬


artırılan artırıldı artıran artırdı

‫َم ُتلو‬ ‫ُتِلَي‬ ‫ََتل‬ ‫َتَل‬ ‫(و) انقص‬


okunan okundu okuyan okudu

‫َمْبِن‬ ‫ُبِ َن‬ ‫ََبن‬ ‫َبَن‬ )‫انقص (ي‬


b. edilen b. edildi b. eden bina etti

www.tekellum.net

196 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس السادس‬
Durus 3. Cilt
ALTINCI DERS

‫ موعد‬kelimesi ‫وعد يعد‬ (vadeder-vadetti) fiilinden alınmıştır. Vâdedilen


zaman ya da vâdedilen mekân için kullanılır.
* Arapça’da ism-i zaman ve ism-i mekân kelimeleri aynı şekilde oluşturulur.
Biz bu kelimelerin ism-i zaman mı, ism-i mekân mı olduğunu cümledeki
bağlamından anlarız.
*Eğer zamana delalet ediyorsa ism-i zaman, mekâna delalet ediyorsa ism-i
mekân deriz.

* ‫امسا‬ kelimesinde, ‘aani’ ile biten tesniyeler muzaf olduklarında sonundaki


nun düşer. Muzafın sonundaki tenvinin düşmesi gibi.
*İsm-i zaman ve ism-i mekân, fiilin zaman ve mekânını belirtmek için

çekilmiş iki isimdir. Sülâsi mücerred fiillerde ‫َم ْف َعل َم ْفعِل‬ vezinlerinde
söylenirler.

www.tekellum.net

197 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

* Fiilden türetilen ism-i zaman ve ism-i mekân aşağıdaki durumlarda ‫َم ْف َعل‬
vezninde gelir:
1) Fiil nâkıs (son harfi illetli) olduğunda,
2) Orta harfi fetha ya da dammeli olursa.
* Orta harfi dammeli olsa bile ism-i zaman ve ism-i mekân kullanımında
esreli gelen kelimeler de vardır.

*Fiilden türetilen ism-i zaman ve ism-i mekân aşağıdaki durumlarda ‫َم ْفعِل‬
vezninde gelir:
1) Fiilin sonu sahih (illetsiz) ve muzârideki orta harfi kesreliyse,
2) Fiilin sonu sahih (illetsiz) ve ilk harfinde illet varsa (misal fiil ise).
*Bazen de sonuna dişilik te’si eklenir ve he sesiyle okunur. Belli bir kuralı
yoktur. Gündelik konuşmayla oluşmuştur.
www.tekellum.net

198 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس السابع‬
Durus 3. Cilt
YEDİNCİ DERS

* ‫ ِم ْفتَاح‬kelimesi َ‫ح يَ ْفتَح‬


ََ َ‫‘ فَت‬dan alınmıştır. Açma aletine delalet etsin diye
‫ ِم ْفتَاح‬kelimesini kullanıyoruz. ‫ ِم ْفتَاح‬ismi alet olarak isimlendirilir.
* İsm-i alet sülasi ile çekilmiş bir isimdir. Onun vasıtasıyla fiilin vuku
bulduğuna delalet eder.

* İsm-i alet için 3 tane vezin vardır: َ‫ ِم ْف َعلَة‬,َ‫ ِم ْف َعل‬, َ‫ِم ْف َعال‬

www.tekellum.net

199 / 299
‫دروس اللغة العربية ‪ -‬الجزء الثالث‬

‫الدرس الثامن‬
‫‪Durus 3. Cilt‬‬
‫‪SEKİZİNCİ DERS‬‬

‫‪www.tekellum.net‬‬

‫‪200 / 299‬‬
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

* İsim ya ma’rife(bilinen, tanınan) olur ya da nekire(bilinmeyen, tanınmayan)


olur.

* Ma’rife: özel isimler, zamirler, ism-i işaretler, ma’rife isme muzaf olmuş

isimler, ‫ ال‬alan isimler…

* Nekire: tenvin alan isimlerdir.

* Ma’rifeler 7 kısımdır. Ve şunlardır:

1- Zamirler

2- Özel isimler

3- İsm-i işaretler

4- İsm-i mevsuller: ‫الذي‬, ‫الت‬

5- ‫ ال‬takısı alan isimler

6- Herhangi bir ma’rifeye muzaf olmuş isimler.

Nekire isme muzaf olan isimler nekiredir.

7- Nidâ ( ‫ ) اي‬ile çağrılmış nekire isim: bu isim de marife olur. Nidâ olunan isim

tenvinini düşürür.

Ancak nekire nidâ ile kastedilmiş bir varlık değilse nekiredir. Yani belli bir kişi
kast edilmeden, “Bir adam gelsin…” diyerek sözü ortaya söylüyorsam o “adam”
nekiredir.

Ma’rifenin nidâ ile hâli değişmez. Yani marife isme nida edilse de edilmese de
marifedir.

www.tekellum.net

201 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس التاسع‬
Durus 3. Cilt
DOKUZUNCU DERS

‫ِّكَتاب‬
‫اب َح ِّامد‬ ِّ
ُ ‫كَت‬
‫اب‬ ِّ
ُ ‫حالكَت‬

َ ‫ُمَدِّر ُس‬
‫ون‬ ‫ِّكَت َاَبِّن‬
‫ُمَدِّر ُسو‬ ‫ِّكَت َاَب َح ِّامد‬
ِّ ‫اْلِّد‬
‫يث‬ َ ‫حالُمَدِّر ُس‬
‫ون‬ ‫حال ِّكَت َاَبِّن‬
َ‫ح‬
*Tesniye kelimeler bir şeye izafe edildiği takdirde sonlarındaki tenvin yahut varsa
başlarındaki elif+lam’lar düşer. cem’i müzekker sâlim kelimeler bir şeye izafe
edilince muzaaf olmalarından dolayı sonlarındaki nunlar ve varsa başındaki
elif+lam’ lar düşer. Çünkü muzafın ma’rifelik veya nekrelik durumunu muzâfun
ileyh belirler.
‫مرفوع‬ ‫منصوب‬

‫جمرور‬

www.tekellum.net

202 / 299
‫دروس اللغة العربية ‪ -‬الجزء الثالث‬

‫مرفوع‬

‫منصوب‬

‫جمرور‬

‫‪www.tekellum.net‬‬

‫‪203 / 299‬‬
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫منصوب و جمرور‬
‫َه َاذحيِّن‬
‫َهَاتحِّي‬

‫َذحيِّن َك‬
‫َتحيِّن َك‬

* «her ikisi de» anlamına gelir.


* Her zaman muzâftır. Muzâfun ileyh de tesniye olarak gelir:

www.tekellum.net

204 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

* ‫ كِّ َل‬ve ‫‘كِّلحتَا‬nın kendileri tekil kabul edilir. Yani haber/yüklem tekil olarak
çekilir.

* ‫ ك اَِل‬ve ‫ ِك ْلتاا‬doğrudan isme muzaf olurlarsa, ref’, nasb ve cerr


durumlarında değişiklik göstermezler.

* ‫ كِّ َل‬ve ‫ كِّلحتَا‬zamire muzaf olurlarsa, nasb ve cerr durumlarında aynı


tesniyeler gibi i’râb değiştirirler:

‫كِّتَ ِّاب‬

www.tekellum.net

205 / 299
‫دروس اللغة العربية ‪ -‬الجزء الثالث‬

‫ي‪.‬‬ ‫اَب‬‫َ‬‫ت‬‫هاذان كِّ‬


‫َ َ‬

‫قَ َرأح ُ‬
‫ت‬
‫كِّتَ َي‬
‫اب‪.‬‬
‫ِّا ِّ‬
‫يت‬ ‫اِّئح ِّ‬
‫ت‬ ‫َحَِّيت‬ ‫َأَتى‬

‫وأح ِّ‬
‫ت‬ ‫َ‬

‫‪www.tekellum.net‬‬

‫‪206 / 299‬‬
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس العاشر‬
Durus 3. Cilt
ONUNCU DERS
ARAPÇA’DA İSİM CÜMLELERİ VE FİİL CÜMLELERİ

Kelimelerinin sıralanışına
göre ikiye ayrılır.

www.tekellum.net

207 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

• Arapça’da cümle ya isim cümlesi olur ya da fiil cümlesi olur;


Arapça’da bir cümlenin isim cümlesi mi yoksa fiil cümlesi mi olduğu, hangi
kelimeyle başladığına göre belirlenir. Öyleyse isim cümleleri ve fiil cümleleri,
başlangıçlarına bakılarak nasıl ayırt edilir:

o İsim cümlesinin başlangıcında şunlar olabilir:


1) Sarih isim (Özel isim, işaret ismi ya da zamir).

2) Masdar-ı müevvel: Yani te’vilen masdar demektir. Eğer masdar ‫اَن‬ ile
yapılmışsa te’vîlen mastar olur. “Oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.”
(Bakara, 184) örneğinde olduğu gibi. Burada “oruç tutmanız” manası masdar-ı
müevvel ile verilmiştir (en tesûmû).
3) Bir cümle fiile benzeyen harf (huruf-i müşebbehe – inne ve kardeşleri) ile
başlıyorsa isim cümlesidir.

* Fiile benzeyen harfler ‫ اِن‬ve kardeşleridir.( ‫اِن‬, ‫ لَ َعل‬,‫ َكأن‬gibi…)


o Fiil cümlelerinin başlangıcında şunlar olabilir:

1) Fiille başlayan cümleler: Güneş doğdu. (‫الشمس‬ ‫)طلعت‬

2)Nakıs fiille (nahivdeki nakıs fiil, sarftaki değil) yani ‫كان‬ ‫ ليس‬ve kardeşleri ile
başlayan cümleler;
Not: Tam fiil, tek başına anlam ifade eden fiildir. Fail ve meful alır. Nakıs fiil ise
tek başına anlam ifade etmeyen, kendine bir isim bir de haber alarak anlamlı hale
gelen fiildir.
EF’ÂL-İ ŞURÛ’ (Başlama Fiilleri)

www.tekellum.net

208 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Yukarıdaki cümlelerin başındaki kelimelerden (‫جعل‬،‫ )طفق‬sonra muzâri fiil

gelince, cümlede ‘o fiile başladı’ anlamı oluşur. Bu üç fiil ‫كان‬ nin yaptığını
yaparlar. Yani kendilerine birer isim ve haber alırlar. Ancak bir farkla ki onların
haberi fiil cümlesi olması gerekir. Fiil cümlesinin fiilinin de muzâri olması
gerekir. Bu nedenle haberin mansub oluşu takdiren olur. Yani fiilin üzerinde nasb
alameti görülmez.

‫خبر طفق‬ ‫اسم طفق‬ ‫خبر أخذ‬ ‫اسم أخذ‬


Bilal yazmaya başladı. Hoca dersi şerh etmeye başladı.

‫خبر جعل‬ ‫اسم جعل‬

Yemeye başladım.

Güneş doğdu. Allah Ğafûr’dur.

Hava soğuktu. Oruç tutmanız sizin


için daha hayırlıdır.

Muhakkak Allah Ğafûr’dur.

www.tekellum.net

209 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس احلادى عشر‬


Durus 3. Cilt
ON BİRİNCİ DERS

MÜBTEDÂ VE HABER

Mübtedâ kendisinden bahsettiğimiz isimdir. Cümledeki anlamı da haber ile


tamamlarız. “Ay güzeldir.” cümlesinde biz aydan bahsetmek istiyoruz. ‫القمر‬

lafzı mübtedâdır. Ayın güzel olduğunu söylemek istiyoruz. ‫ مخيل‬lafzı da haber


oluyor. Cümlenin konusu mübtedâ onunla ilgili verilen hüküm haberdir.
Hem mübtedâ hem de haber merfudur.

www.tekellum.net

210 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Mübtedâ ile ilgili hükümler nelerdir:


1) Müptedânın çeşitleri:
- Mübtedâ ya sarih bir isimdir ya da mastar-ı müevvel olabilir.

)‫ (ا‬Allah rabbimizdir. Kıraat faydalıdır. Buraya oturmak yasaktır. Biz


öğrencileriz.

)‫“ (ب‬Oruç tutmanız sizin için hayırlıdır.” “Affetmeniz takvâya daha yakındır.”
2) Mübtedânın ta’rif ve tenkîri üzerine kurallar:
(ma’rife ya da nekre oluşunu vurgulayan özellikler)
-Mübtedâ için asıl olan ma’rife olmasıdır. (altında çizgi olan kelimeler
müptedâdır.)

www.tekellum.net

211 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

*Ancak bazen de mübtedâ nekre olur. Şu şartlarla:

)‫ (ا‬Haber şibh-i cümle olursa (şibh-i cümle: Cümlede harf-i cerr + ism-i
mecrûrdan oluşan tamlama ya da zarf + muzâfun ileyh’ten oluşan tamlama
olursa şibhi cümle olur.) ve mübtedâya takdim edilmesi şartıyla.
(Zarftan sonra gelen kelimeye muzâfun ileyh diyoruz zarf tamlamalarında)
-Bizim bir arabamız var. ( Haber şibhi cümle olursa ve mübtedâ nekre olursa,
haber ve müptedâ yer değiştirir. Mübtedâ sona gider.)
-Benim bir erkek kardeşim var. (Mukaddem=önce , Muahhar=sonra demektir.)

)‫ (ب‬Müptedâ ism-i istifhâm ise (ism-i istifhâmlar nekredir.)


-Kim hasta?
-Sınıfta kaç öğrenci var?

3) Mübtedâ ve haberin tertibi, sıralanması:


-Asıl olan müptedânın haberin önüne geçmesidir. Örneğin: Sen bir hocasın.
Akside “Hoca mısın sen?” olur.
-Müptedânın ism-i istifhâm(soru ismi) olması durumunda başa gelmesi vaciptir.
-Haberin de ism-i istifhâm olması durumunda başa gelmesi vaciptir.

www.tekellum.net

212 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Örneğin: İsmin nedir? Hâlin nasıldır?

4) Müptedânın atılması:
(Arapça’da bir kelimenin söylenmesi kadar atılması da büyük önem taşır ve
kurallara bağlıdır.)
-Müptedânın atılması eğer müptedâ biliniyorsa caizdir.

www.tekellum.net

213 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Haber ile ilgili hükümler:


1)Haberin cinsleri: Müfred (cümle değil, kelime), cümle, şibhi cümle olabilir.
Müfred olan haber
-Mümin müminin aynasıdır.
Not: Bir cümlenin ögelerini belirlerken bir izâfet(isim) tamlamasını komple
haber ya da müptedâ şeklinde göstermeyiz. Onun muzâfını gösteririz. Muzâf’ın
görevi vardır. Muzâfun ileyh ise sadece muzâfa karşı görevlidir. Cümlede görevi
yoktur.
Cümle olan haber
*Müdür, onun adı ne?
*Ve Allah sizi yarattı.
-Cümlenin tamamı merfû olamaz. İçerisinde mecrûr kelime olabilir. Bu sebeple
reff mahalinde deriz.
-Mazi fiillerde i’rab olmaz. Bunlar âmildir. Bir şeyi ref’ ederler, nasb ederler…
Şibhi cümle olan haber
*Cennet annelerin ayakları altındadır.
*Hamd Allah içindir.

www.tekellum.net

214 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

2) Haberin mübtedâyla uyum içerisinde olması gerekir.


Şu alanlarda haber müptedâya uymalıdır:

)‫ (ا‬birlik, ikilik, çokluk durumlarında

)‫ (ب‬erkek, dişi konusunda

www.tekellum.net

215 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس الثاين عشر‬


Durus 3. Cilt
ON İKİNCİ DERS

MEF’ÛLÜN FİH

*Mef’ûlün fih cümlede fiilin gerçekleştiği zaman ya da mekânı belirten


ifadelerdir. Yani zarflardır.
*Salı günü vâsıl oldum. (ulaştım)

‫ الثُالاثء‬: Muzâfun ileyh

‫ يوم‬: Muzaf ( Mef’ûlün fih), nasb edilmiş bir isimdir. Zarftır.

‫ت‬
ُ ‫ وصل‬: Fiil
)‫ (ا‬Zaman zarflarının geçtiği örnekler: Geceleyin çıktım. Yarın inşallah sefer
edeceğim. Senin uykundan sonra uyudum.

)‫ )ب‬Mekân zarflarının geçtiği örnekler: Bir mil yürüdüm. Müdürün odasında


oturdum. Bir ağacın altında uyudum.

www.tekellum.net

216 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

*Bazı zarflar mebnîdirler.


Yani cümle içinde geldikleri yerlere göre değişikliğe uğramazlar.

‫ مىت‬: Ne zaman? (Sükûn üzere mebnidir, nasb mahalindedir.)

+Ne zaman çıktın?

‫ أيْن‬: Nerede? (Fethâ üzere mebnî, nasb mahalindedir.)

+Nerede ders görüyorsun?

‫ أمس‬: Dün (Kesre üzere mebnî, nasb mahalindedir.)

+Dün ğâib olmadım.

www.tekellum.net

217 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫ قط‬: +Bu meyveyi şimdiye kadar hiç tatmadım.


(Damme üzere mebnî, nasb mahalindedir.)

‫ ُهنا‬: +Buraya otur! (Sükûn üzere mebnidir, nasb mahalindedir.)

‫ اآلن‬: +Şimdi mi geldin?


‫حيث‬
ُ : Her nerede +Her nereye istersen otur!

(Damme üzere mebnî, nasb mahalindedir.)

Zarfların yerine geçen bazı isimler vardır. Şunlardır:


1)Zaman ya da mekânı gösteren kelimeye muzaf olan kelime de zarf özelliği
taşıyabilir.
Bütün gün boyu sefer ettik. Seni 15 dakika bekledim. Bir kilometrenin yarısı
kadar yürüdüm.
2)Sıfatta mef’ûlün fih yerine geçebilir.
Uzun süre oturdum.
3)İsm-i işaretler zarf manalarını üzerinde taşıyabilirler. Bu durum bedel olduğu
noktalarda daha çok görünür.
Bu hafta geldim. (ism-i işaretten sonra ‫ ال‬ile gelen isim bedeldir.)
4) Sayı da zarf özelliği taşıyabilir.
Bağdat’ta dört gün kaldım. Yüz kilometre yürüdük.

www.tekellum.net

218 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس الثالث عشر‬


Durus 3. Cilt
ON ÜÇÜNCÜ DERS

‫الم األَمر‬
ُ EMİR LÂMI

*(O girsin.) buradaki lâm emir lâmıdır. Muzâri fiiilin başına gelir ve onu cezm
eder. Ve emir ifade eder.
Hem ğaib hem de mütekellim çekimli fiillerin başına gelir. Örneğin: Her talebe
kendi yerinde otursun. Beraber oturalım.
Not: (me’a ifadesinin yanına bir kelime gelmeyip tenvinle biterse (me’an) kısaca
“beraber” anlamını verir.)

Lâm’ul emir kesrelidir. ‫و‬, ‫ف‬ ve ‫ثُم‬ den sonra sakin olur.

---- Ders kitabındaki alıştırmalara geçiyoruz… Konu anlatılan maddeleri bu


notlardan, alıştırmaları da kitaptan takip ederek, not ve kitap arasında geçiş
yaparak devam edeceğiz---

www.tekellum.net

219 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Daha önceki derslerimizde lâ-yı nâhiye’yi gördük. Muhâtab fiilin başına dâhil
olup bir şeyi yapmamayı emretmek, bir şeyden nehyetmek manasındadır.
Ğâib fiilin başına da aynı şekilde gelir. Nehyetmek amacı güttüğü için onun da
sonunu cezm eder.

Şimdiye kadar nevâsıp harflerini görmüştük. Şimdi Cevâzım harflerini de


görmeye başlayacağız.
Bir fiili cezm eden dört cevâzım harfini göreceğiz. Onlar şunlardır:

‫ مل‬: Ona iki göz ve bir dil ve iki dudak kılmadık mı

‫ لَ مما‬: Kalplerinize henüz iman girmedi.

‫ ال‬: Hüzünlenme muhakkak ki Allah bizimle beraberdir.

‫الم األمر‬
ٌ : İnsan bir baksın artık kendi nimetlerine.

*Bir kere daha oku onu anlarsın.

www.tekellum.net

220 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Emir talep cinsindendir. Ve cümlede talebe cevap vardır. “Şöyle olursa böyle
olur” manasındadır.
Eğer muzâri bir fiil, talebe cevap olarak gelirse cezm edilir. Talebin çeşitleri
şunlardır; ‫ االمر‬, ‫والنهي‬
Salih amel yap, cennete gir.
Tembellik etme, sınıfı geç.

Hadîs-i Şerif : .‫ إح حف ْظ هللا جتده جتاهك‬.‫إحفظ هللا حَي حفظك‬


Allah’ın davasını muhafaza et, Allah da seni muhafaza etsin.
Allah’ın davasını muhafaza et, O’nu yanında bulursun.

*Nüdbe : Âh vah etmek..


Âh başım! Âh sırtım!
Âh elim Âh dişim!
Âh karnım Âh dişim!
Âh kalbim Âh ayağım!

*‫آه‬ ِ
,‫آه‬ Ahh.. Ben acı çekiyorum anlamındadır. Fâili müstetir zamirdir.

İsmü’l fiiller: Fiil anlamı ifade eden isimdirler.

www.tekellum.net

221 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس الرابع عشر‬


Durus 3. Cilt
ON DÖRDÜNCÜ DERS

‫إذَا‬
* ‫إذَا‬ şart manası içeren bir zarftır. “Olduğunda” manasında kullanırız.

Çoğunlukla fiil-i mâzinin başına gelir ve fiili mânâ açısından gelecek zamana
(muzâri) aktarır. Örneğin;

‫أبواب اجلنّ ِة‬


ُ ‫ت‬‫ح‬َ
ِ‫فُت‬ ‫إذا جاء رمضا ُن‬
‫اب الشَّْرط‬
ُ ‫َج َو‬ ‫الشرط‬

Ramazan geldiğinde cennetin kapıları açılır.

Şart Cevab-ı şart

Bazen ‫إذَا‬, muzâri fiilin başına da gelir. Cevâb-ı şartın da fiil-i muzâri olması
mümkündür. Aşağıdaki beyitte olduğu gibi:

‫وإذا تُ َرد إىل قلي ٍل تَقنَ ُع‬ ِ ‫والنَّفس ر‬


‫اغبَ ة إذا َرغَّب تَه ا‬ ُ
Cevab-ı şart Muzâri’ Muzâri’ fiil Mazi fiil

Nefis rağbet eder, sen onu rağbet ettirirsen,


Az olana çekilirse kanaat eder.

www.tekellum.net

222 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

* Cevab-ı şart, şu yerlerde ‫ ف‬ile birlikte gelmelidir:


1- Cevab-ı şartın isim cümlesi olması halinde. Örneğin;

ِ ‫ك ِعب‬
‫ادي َع ِّّن فَِإِّّن قَ ِريب‬َ َ َ‫َوإِ َذا َسأَل‬
“Kullarım sana benden sorduğunda ben muhakkak yakınım.” (Bakara,186)
2- Cevap talebî bir fiil ise. (Talebin çeşitleri: emir, nehiy, istifhâm) Örneğin;

َّ ‫ت حامداً فَاسأَلهُ عن َمو ِع ِد‬


.‫الس َف ِر‬ َ ‫إذا َرأَي‬
“Hamid’i gördüğün zaman ona seferin zamanını(mekânını) sor.” (emir)

ُ‫املريض انئماً فال تُوقِظه‬


َ ‫وجدت‬
َ ‫إذا‬
“Hastayı uyur vaziyette bulduğun zaman onu uyandırma.” (nehiy)

ُ ‫أيت بِالالً فماذا‬


‫أقول له؟‬ ُ ‫إذا َر‬
Bilal’i gördüğüm zaman ona ne diyeceğim? (istifhâm)

Şart konusundaki kurallara ileride yeni eklemeler de yapılacaktır.

www.tekellum.net

223 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس اخلا مس عشر‬


Durus 3. Cilt
ON BEŞİNCİ DERS

Arapça’ da Şart
Edatları

Cezmeden
Cezmetmeyen

‫ إذَما‬/ ‫َإذ َاما‬


‫ُكَّلَما‬ ‫َلو‬ ‫َمَت‬
‫أي َأُّيا‬

‫َلوَل‬ ‫َكيَفَما‬
‫َأَّما‬ ‫َمهما‬
‫حيثَما‬
ُ ‫َما‬
‫َلَّما‬ ‫ِعنَدَما‬
‫َمن‬
‫َلوَما‬ ‫ أيَن‬/ ‫أينما‬

* Bunlara neden edat diyoruz? Çünkü bunların içerisinde harf olan var, isim
olan var.

www.tekellum.net

224 / 299
‫دروس اللغة العربية ‪ -‬الجزء الثالث‬

‫إن‬

‫ِإن تسأل َتفهم‬

‫نصرُكم َويُثَبِت أَق َد َام ُكم‬ ‫إِن تَ ُ‬


‫نص ُروا َّ‬
‫اَّللَ يَ ُ‬

‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬


‫َوإَِّل تَ غفر ِِل َوتَ ر ََح ِِن أَ ُكن م َن اخلَاس ِر َ‬
‫ين‬

‫فَ َمن يَع َمل ِمث َق َ‬


‫ال ذَ َّرٍة َخْياً يَ َرهُ‬ ‫َمن‬
‫َوَما تَ ف َعلُوا ِمن َخ ٍْي يَعلَمهُ َّ‬
‫اَّللُ‬
‫َما‬

‫‪www.tekellum.net‬‬

‫‪225 / 299‬‬
‫دروس اللغة العربية ‪ -‬الجزء الثالث‬

‫َمَت َتكُتب َأقَرء‬ ‫َمَت‬

‫َايَن َتس ُكن َاس ُكن‬ ‫َأيَن‬

‫َأيَنَما َت ُك ُونوا ُيدرِك ُكُم الَمو ُت‬ ‫َأيَنَما‬

‫ي ُمع َج ٍم ََِندهُ ِِف املَكتَ بَ ِة‬


‫نَش ََِتِه‬
‫اَ َّ‬
‫َأي‬

‫َمهَما َتُقل ُن َصِدق َك‬ ‫َمهَما‬

‫‪www.tekellum.net‬‬

‫‪226 / 299‬‬
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

*Şimdiye kadar şart ve cevâb-ı şart fiilerinin muzâri’ fiil olduğunu görmüştük.
Muzâri’ fiil cezmedilebilir ancak mâzî fiil cezmedilemez. Mâzi fiile cezm
mahallinde denir. Meczum denmez.

ُ ‫َوِإن َتُع‬
‫ودوا َنُعد‬ ‫َوِإن ُعدُُت ُعدَن‬
«Eğer (harbe) dönerseniz, «Eğer (günaha) dönerseniz,
(biz de) döneriz.» (Enfal, 19) (biz de cezaya) döneriz.» (İsra, 8).

‫َمن َك َان ُيِر ُيد َحر َث اْلِخَرِة َنِزد َلُهِِف َحرِثِه‬ ‫َمن َيُقم َليَلَة َالقدِر إَُّي ًان واحلِت َس ًاب‬
«Kim ahiret mahsulü istiyorsa onun ‫ُغِفَر َلُه ما َتَقَّدَم ِمن َذنِبِه‬
mahsulünü artırırız.» (Şura,20) «Kim Kadir Gecesi’nde îman ve
ümitle kalkarsa, önceki günahları
bağışlanır.» (H.Ş. Buhârî, Nesâ’î)

Eğer cevab-ı şart;


• İsim cümlesiyse,
• Talebî ise (Emir, Nehiy ya da Soru),
• Câmid (Sadece mâzî formu bulunan) fiil ile başlıyorsa (‫س‬
َ ‫َلي‬, ‫ َع َسى‬gibi),
• ‫َقد‬, Olumsuz ‫ َما‬veya ‫َلن‬ile başlıyorsa,
• Tenfîs ifadesi (‫س‬
َ ve ‫ )َسو َف‬ile başlıyorsa, (fiile gelecek zaman anlamı veren)
• ‫ َكَأَََّّنا‬ile başlıyorsa,
Başına ‫ ف‬gelir. Cevab-ı şartta muzâri’ fiil varsa bu durumda
cezmedilmez.

www.tekellum.net

227 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Cevab-ı Şart

İsim cümlesi
Kullarım sana benden sorduğu zaman ben muhakkak yakınım.

Emir
Hamid’i gördüğün zaman ona sefer zamanını/mekanını sor. Taleb

Nehiy
Hastayı uyur vaziyette bulduğun zaman onu uyandırma.

İstifham
Bilal’i gördüğüm zaman ona ne diyeyim?

Câmid
Bizi aldatan bizden değildir.

Kad

Kim ki Allah ve rasûlüne itaat ederse, o büyük bir muvaffakiyet içindedir.

‫َما‬
Şartlar ne olursa olsun yalan söylemiyorum.

‫َلن‬
Kim ki dünyada ipek giyer, ahirette onu giymeyecek.

‫َس‬
‫َسو َف‬ Tenfîs

Fakirlikten korkarsanız Allah dilerse sizi fazlından zengin kılacaktır.

‫َكَأَََّّنا‬
Bir nefsin karşılığı veyahut bir fesat olmaksızın kim ki bir nefsi öldürür, o
insanların hepsini öldürmüş gibidir.

www.tekellum.net

228 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

• Temyizi
tekil veya
• Temyizi hep
çoğul
tekil ve
olabilir ve
mansubdur.
mecrurdur.
• Bazen
temyizin
başına
«min» dahil
olur.

Ne çok kitabın var! Kaç kitabın var?

«Gökte kaç yıldız var böyle!»

«Allah’ın izniyle nice az bir topluluk çok bir topluluğa galip gelmiştir.»

• Kaç
• Nice
• Ne çok

‫َح َّت‬ iki manaya gelir:


1. –e kadar:
2. Olacak şekilde:

«Geç gelen izin alıncaya kadar girmesin.»

«Seni meşgul etmeyecek şekilde girdim.»


Hattâ’dan sonra gelen gizli bir ‫ أن‬nedeniyle muzari fiiller nasbedilir.

www.tekellum.net

229 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Al! = !‫َه َاء‬


“Alın, kitabımı okuyun.”

‫اسم التصغْي‬

‫فُ َعي نل‬ ‫فُ َعي ِع نل‬ ‫يل‬‫ع‬


‫َ ن‬
ِ ‫فُعي‬
‫ُفَن يِج ني‬

‫ون‬
ُ ‫‘ َي ُك‬nun meczûm formları olan

çekimlerinde

«‫ »ن‬harfi düşürülebilir:

‫َوََل َأُك َبِغًّيا‬ «Ve ben, azgın (iffetsiz)


olmadım.» (Meryem,20).

‫َوَقد َخَلقُت َك ِمن َق ب ُل َوََل َت ُك َشيًئا‬ «Daha önce sen bir şey değilken seni,
Ben yarattım.» (Meryem, 9).

www.tekellum.net

230 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس السادس عشر‬


Durus 3. Cilt
ON ALTINCI DERS

Fiiller temelde ya üç harfli veya dört harfli bir köke sahiptir.

Sülâsi fiiller: Üç asıl harften oluşan fiillerdir. ‫ل‬


َ ‫َد َخ‬, ََ ‫َش ِر‬
َ ‫َ َكتَب‬,‫ب‬
َ َ
Rubâi fiiller: Dört asıl harften oluşan fiillerdir. ‫ل‬
ََ‫َهرو‬,
َ ‫َتَر َجم‬,‫َبَسمل‬
َْ َ ْ َ َ ْ
Hem sülasi hem de rubai fiillerin mücerred ve mezid babları vardır.

Sülâsi mücerred fiil: Mazisi üç harflidir.


Sülâsi mezid fiil: Üç harf kökenlidir. Yanına ilave harf almıştır.
Rubâi mücerred fiil: Mazisi dört harflidir.
Rubâi mezid fiil: Dört harf kökenlidir. Yanına ilave harf almıştır.

MÜCERRED: Bütün harflerinin tamamı aslî olandır.


MEZÎD: Aslî(mâzi) halinin üzerine bir harf ya da daha fazla harf almıştır.

Sülâsi mücerred fiiller altı bâbdan oluşur:


1. BÂB: Mâzisinin orta harfi fethalı, muzârisinin orta harfi dammelidir.
Vezin: ‫ يَ ْف ُع ُل‬- ‫فَ َع َل‬ Örnek: ‫ب‬
ُ ُ‫يَ ْكت‬ -‫ب‬
َ َ‫َكت‬
2. BÂB: Mâzisinin orta harfi fethalı, muzârisinin orta harfi kesralıdır.
Vezin: ‫ يَ ْفع ُل‬- ‫فَ َع َل‬ Örnek: ‫َيلس‬
َْ ُ –‫س‬
َ َ‫َجل‬
3. BÂB: Mâzisinin orta harfi fethalı, muzârisinin orta harfi fethalıdır.
Vezin: ‫ يَ ْف َع ُل‬- ‫فَ َع َل‬ Örnek: ‫ب‬
ُ ‫ب – يَ ْذ َه‬
َ ‫ذَ َه‬

www.tekellum.net

231 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

4. BÂB: Mâzisinin orta harfi kesralı, muzârisinin orta harfi fethalıdır.


Vezin: ‫ يَ ْف َع ُل‬- ‫فَع َل‬ Örnek: ‫ب‬
ُ ‫ب – يَ ْش َر‬
َ ‫َشر‬
5. BÂB: Mâzisinin orta harfi dammeli, muzârisinin orta harfi dammelidir.
Vezin: ‫ يَ ْف ُع ُل‬- ‫فَ ُع َل‬ Örnek: ‫كثُ ُر‬
ْ َ‫ي‬ – ‫َكثُ َر‬
6. BÂB: Mâzisinin orta harfi kesralı, muzârisinin orta harfi kesralıdır.
Vezin: ‫ يَ ْفع ُل‬- ‫فَع َل‬ Örnek: ‫ث‬
ُ ‫يَر‬ –‫ث‬
َ ‫َور‬
. ‫فتح ضم‬
Şimdiye kadar gördüğümüz
fiiller hep bu 6 bâba aittir,
Kolaylık ‫فتح كسر‬
olması
yani sülâsi mücerred
fiillerdendir. Sülâsi mücerred
açısından ‫فتحتان‬
bâbların
fiillerde fiilin mâzi- muzâri'
formülleşti ‫كسر فتح‬
halini birlikte ezbere bilmek
rilmesi.
zorundayız. Bunları ‫ضم ضم‬
ezberleyeceğiz.
‫كسراتن‬
Not: İllet harfleri vav ve ya’ dır. Eğer bir fiilde elif görüyorsak bu elif, vav veya
ya’ dan dönüşmüştür.
BÜTÜN ARAPÇA FİİLLERİN DAĞILIM TABLOSU

Mücerred
%35,2
Sülâsî

Mezîd
%59,6
Arapça’da % 94,8
Fiiller
Mücerred
%4,16
Rubâ’î
Kaynak: The Arabic Verbs,
Warwick Danks Mezîd
% 5,2 %1,04
John Benjamins Publishing
Co. www.tekellum.net

232 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Tef’il Bâbı : Sülâsi mezid fiil bâblarındandır. Mazi fiilde orta harfin
şeddelenmesiyle oluşturulur.

Vezin: ‫ع َل‬
َ ‫ع‬
ْ ‫ف‬
َ = ‫ع َل فَ َّعل‬
َ ‫ف‬
َ = ‫فَ َع َل‬
Masdar Emir Muzâri Mâzi

‫تَ ْفع ْيل‬ ‫فَ َّع َل‬ Vezin

Teslim
etti
Öptü
Tesbih
etti

Büyülttü

Bildirdi

Açıkladı

Dağıttı

Kaydetti

Tebrik etti
Müjdeledi

İsimlendirdi

Selamladı

Terbiye etti

www.tekellum.net

233 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

(1) Mâzi hali dört harften oluşturulmuş fiillerin muzâri harfi ye, te, e ve ne diye
başlamaz. Yu, tu, u ve nu diye başlar. Dört harfli olan bütün fiiller için böyledir
denilebilir.
(2) Sülâsi mücerred fiillerin mastarları Araplardan işiterek öğrendiğimiz
şekildedir. Sülâsi mücerred fiillerin dışındaki fiillerin mastarları ise kurala
bağlıdır. Biz bu kuralı bildiğimizde bütün fiilleri bu kurala göre
masdarlaştırabiliyoruz.

*Fiil, nâkıs olursa yahut son harfi hemze olursa mastar hali ‫ تَ ْفعلَة‬vezninde gelir.

*Sülâsi mücerred fiilin ism-i fâili ‫فَاعل‬ şeklinde yapılır. Sülâsi mücerred
dışındaki fiillerde ism-i fâil, fiilin muzâri halindeki muzârat harfinin mim ile
değiştirilip sondan bir önceki harfin kesra almasıyla yapılır.

‫ُم َؤذن‬ ‫يُ َؤذ ُن‬ ‫اَذَّ َن‬


İsm-i Fâil Muzâri’ Mazi

*Sülâsi mücerrede ait ism-i mefullerde vezin ‫‘ َم ْف ُعول‬dür. Sülâsi mücerred dışı
fiillerde (mezit fiillerde) ism-i mefûl kendi fâilinin vezninde olur ve sondan bir
önceki harfin fethalı olmasıyla olur.

‫س َّجل‬
َ ‫ُم‬ ‫س َّجل‬
َ ‫ُم‬ ‫سج ُل‬
َ ُ‫ي‬
İsm-i Mefûl İsm-i Fâil Muzâri’

Kaydedilen şey Kaydeden kişi Kaydeder

www.tekellum.net

234 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

İsm-i Mefûl İsm-i Fâil Muzâri Mâzi

Kaydetti

Kaleme
aldı

Tertip etti

Silahlandırdı

Astı

Ciltledi

Renklendirdi

Hamd etti, övdü

*Sülâsi mücerred fiillerin ism-i zaman ve ism-i mekânları ‫ َم ْفعل‬, ‫َم ْف َعل‬
vezinlerinden türemiştir. Sülâsi mücerred dışında olan ism-i zaman ve ism-i
mekânlar bu fiillerin ism-i mefûlünden türetilir. Yani sülâsi mücerred fiillerin
dışındaki fiillerde ism-i zaman, ism-i mekân ve ism-i mefûl aynı şekilde türetilir.

www.tekellum.net

235 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس السابع عشر‬


Durus 3. Cilt
ON YEDİNCİ DERS

‫الفعل‬

‫الفعل الالزم‬ ‫املتعدي الفعل‬


(Lâzım Fiil) (Müteaddî Fiil)

‫ذهب‬ ‫أكل‬
‫وقف‬ ‫نصر‬
‫جلس‬ ‫كتب‬
*Bazı fiiller bir nesne arzu eder. Bazı fiillerde nesne olmaksızın mevcudiyetini
korur. Örneğin ‘gitti’ fiiline ‘Neyi gitti?’ gibi bir soru sormayız. Ancak ‘yedi’
fiiline ‘Neyi yedi?’ sorusunu sorabiliriz.

‫الفعل الثالثي‬

‫اجملرد‬ ‫املزيد‬

‫ب‬
ُ ُ‫يَ ْكت‬/‫ب‬
َ َ‫َكت‬ FORM II FORM IV
FORM I

‫َ ْف ِّعلل‬ ‫ يُ َف ِّع ُل‬/ ‫فَ عَّ َل‬ ‫إفْ َعال‬ ‫ يُ ْف ِّع ُل‬/ ‫أَفْ َع َل‬

www.tekellum.net

236 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

• İf’al ve Tef’il Babları Lâzım fiilleri müteaddî yapar. Yani geçişsiz fiilleri
geçişli yapar. Aynı zamanda geçişli tek nesne alan fiilleri çift nesne alır
hâle getirir.

İf’âl ve Tef’îl arasındaki anlam farklılıkları;

Kur’ân’ın peyderpey indirilmesi. ‫َنَّزَل‬


‫َنَزَل‬
indirdi

Kur’ân’ın topluca indirilmesi. ‫َأْنَزَل‬ indi


indirdi

Öğretti. ‫َعَّلَم‬
bildirdi
‫َعِّلَم‬
Haberdar etti. ‫َأ ْعَلَم‬ bildi

bildirdi

*Örneğin ‫علِّ َم‬


َ fiili müteâdi bir fiildir. Bildi anlamına gelir. ‫ َعلَّ َم‬ifadesine gelince
‘bildirdi’ manasında oluyor. Burada ‘Kime bildiriyoruz?’ ve ‘Ne bildiriyoruz?’
sorularıyla iki tane nesne ortaya çıkar.

*Sülâsi mezîd fillerin ‫ أَفْ َعل‬bâbı ‫‘ فَ َع َل‬nin başına hemze gelmesiyle türetilmiştir.
َ
*Emir siğâsındaki ‫ أَفْ َعل‬bâbı muzâri’ fiilin aslî siğâsından türetilir. Başındaki
َ
muzâra’at harfini atarak sonunun cezmedilmesiyle emir olur. Örneğin;

‫أ َْر ِّس ْل‬ ‫ُُي َْر ِّس ُل‬ ‫يُ ْر ِّس ُل‬
Emir Aslî sîğa Muzâri’
www.tekellum.net

237 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Vezin: ‫أَفْ ِّع ْل‬ ‫إِّفْ َعال‬ ‫يُ ْف ِّع ُل‬ ‫أَفْ َع َل‬
Emir Muzâri’ Mazi

*Arapçada geçişli olan bir fiil, Türkçede geçişli olmayabilir. Arapçada dönüşlü
olan bir fiil, Türkçede dönüşlü olmayabilir. Bu küçük farklılıkları müsamaha ile
karşılamamız gerekiyor.

* ‫أَ ْعطَى‬ fiili iki tane nesne alır.

‫ت حام ًدا كِّ ا‬


.‫تاٍب‬ ُ ‫أ ْعطَْل‬ Ben Hamid’e bir kitap verdim.
2.Mefûl 1.Mefûl (Kime verdin? Ne verdin?)

* ‫َولَ ْو‬ ‘olsa da, olmasına rağmen, olsa bile’ anlamlarına gelir. Türkçede ki
‘velev ki’ tabiri gibi…

* ‫ََلَ َذا ُم ْستَحلل‬ = ‫ ُم ْستَ ْحلِّل‬+ ‫ َه َذا‬+ ‫َل‬

İmkânsız Lâm’ul iptidâ (Başlangıç lâmı):


Cümlenin içeriğini kuvvetlendirir.

www.tekellum.net

238 / 299
‫ الجزء الثالث‬- ‫دروس اللغة العربية‬

* ‫أصبَ َح‬
ْ ifadesi ‘sabahladı’ demektir. ‫كان‬
َ ‘nin kardeşlerindendir. ‫ َكان‬gibi
nâkıs fiillerdendir. Aynı zamanda ‘bir şeye dönüştü’ anlamına da gelir.

ً ‫أصبَ َح َح ِّامد َم ِّري‬


.‫ضا‬ ْ
Hâmid hasta olarak sabahladı.

* ‫ك‬
َ ‫ ْأو َش‬ifadesi ‘neredeyse oldu, olmak üzere’ anlamlarına gelir. ‫‘ َكان‬nin
ْ َ‫ أ‬ile ve muzâri’ fiil ile birlikte gelir.
kardeşlerindendir. Bir ‫ن‬ ‫ك‬
َ ‫ْأو َش‬ ifadesinin

muzâri’ hâli de kullanılır. (‫ك‬ ِّ ‫)ي‬


ُ ‫وش‬ ُ

‫يُ ِّري ُد َها أل َْم ار َما‬ Onu bir iş için istiyor.

*Buradaki ‫َما‬ ‘ya “mâ’yı nekreyi teme ve müpheme” denir. Herhangi bir şeyden
bahsettiğimiz ve bunun karşımızdaki tarafından bilinmesini istemediğimiz şey
manasında kullanılır.

* .‫ُُمَ َّم ُد بْ ُن ِّولْلَ َم‬ ‫ ابْن‬kelimesi bir isme sıfat olduğu zaman başındaki hemze
kaldırılır. Babasının ismine izâfeten, Muhammed’in sıfatı, Vilyem’in oğlu
olmak.

*Üç kelimenin tek satırda olması şartıyla ‫ ابْن‬ifadesinin hemzesi hazfedilir. Eğer
bazısı başka satırda, bazısı başka satırda olursa ‫ ابْن‬ifadesi hemzeli yazılır.

* ‫ابْن‬ kelimesi iki isim arasında değilse hemzeli şekilde yazılır. Örneğin:

.‫لم‬ ِّ ِّ
َّ ‫حام ُد ابْ ُن‬
َ ‫الش ْلخ إبْراه‬

www.tekellum.net

239 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس األول‬
Durus 4. Cilt
BİRİNCİ DERS

*Fiiller anlam itibariyle iki kısma ayrılır. Bunlar müteaddî (geçişli) ve lâzım
(geçişsiz) fiillerdir.
Yapılan işten fâil dışında etkilenenler(mefulün bih) varsa bu fiil müteaddî
fiildir.

.‫اهيم عليه السالم الكعبة‬


ُ ‫إبر‬
َ ‫بَ ََن‬
*‫( بَ ََن‬bina etti) fiili müteaddî bir fiildir. Fiilin etkisi faille sınırlı kalmaz. Kâbe’ye
de etkisi vardır. Türkçe düşünürsek bu fiil geçişli bir fiildir.
*Bir fiil onu yapan bir faile ve o fiilin, üzerinde vâki olduğu bir mef’ûlün bih’e
de ihtiyaç duyar. Bir fiilin sonuna nesne olarak zamir ilave edebiliyorsak bu fiil
nesneyi kabul ediyor, geçişlidir demektir.

.‫وفَ ِهمه‬ ,‫قرأ الدرس‬


َ Dersi okudu ve onu anladı.

*Fâilin yaptığı eser, fâilin dışına çıkmıyorsa bu fiil lâzım fiildir. Fiil-i lâzım bir
mef’ûlün bih’e ihtiyaç duymaz.

. ‫َخَرج الطالب‬ Talebeler çıktı. (Neyi çıktı? sorusunu soramıyoruz.)

.‫املدرس‬ ‫فَرِح‬
ُ Hoca mutlu oldu.

*Lâzım fiil bir harf-i cerr ile nesne alarak müteaddî fiile dönüşebilir.

ِ
.‫الكسالن‬ ‫ب املدرس علَى الطالب‬ ِ
َ ‫َغض‬ Hoca tembel öğrencilere kızdı.

*Lâzım fiillerin mef’ûlleri ğayri sarih olarak isimlendirilir. Burada mef’ûlün bih
lafzen cerr edilmiştir ancak mahallen mansub olmuş oluyor.
*Lâzım fiil iki tane bâba nakledilerek müteaddî fiile dönüşür.

Bu bâblar ‫ فَ َّع َل‬,‫أفْ َع َل‬ (if’âl ve tef’îl) bâblarıdır.

www.tekellum.net

240 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

.‫حامدا من الفصل‬
ً ‫املدرس‬
ُ ‫أخرج‬ .‫َخَر َج َحامد ِمن الفصل‬
Hoca Hâmid’i sınıftan çıkardı. Hâmid sınıftan çıktı.

.‫الطفل من الطاءرة‬
َ ‫لت‬
ُ ‫نََّز‬ .‫الطفل من الطاءرة‬
ُ ‫نََزَل‬
Çocuğu uçaktan indirdim. Çocuk uçaktan indi.

* ‫َرأَى‬ fiili ‫أَرى‬ fiilinin ‫أفْ َع َل‬ veznindeki halidir. Bu fiilin aslı ‫ أ َْرأَى‬dır.
Bunun aynı (‫ )أ‬atılmıştır. Muzârîsi ‫ يُِرى‬dir. Emir hâli ‫ أَ ِر‬dir.(göster)

* ‫َج َّوَل‬ fiili ‫ال‬


َ ‫( َج‬gezdi) fiilinin tef’il bâbına çevrilmesiyle ortaya çıkar. Şedde
ile fiile ‘çok kere olma’ anlamı gelir.

*Tef’il bâbı geçişsiz fiilleri geçişli hale, geçişli fiilleri çift geçişli hale
getirmesinin yanı sıra fiili mübalağa ve çokluk anlamlarına da getirir.
Teksir: çoğaltma

) ‫ ( التكثري‬.‫األقالم‬
َ ‫ت‬ُ ‫َك َّسَر‬ Kalemleri çokça kırdım.

) ‫ ( املبالغة‬.‫رت ال َقلَ َم‬


ُ ‫َك َّس‬ Kalemi parça parça ettim.

* ".‫َّإَّيك والظَ َّن‬ Zandan kaçının." bu ifade de ‫إَّيك‬


َّ ifadesi kaçınma anlamı
veriyor.

www.tekellum.net

241 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

َّ (sadece) nın aslı ‫إن‬


* ‫إَّنا‬ َّ dir. Yanına ziyâde bir ‫ ما‬ilave edilmiştir ve mâ-yı kâffe
olarak isimlendirilir. Mây-ı kâffe ‘durduran, engelleyen’ anlamındaki ism-i
fâildir. َّ
‫إن‬ ‘yi amel yapmaktan engeller. َّ
‫إن‬ isim cümlelerinin başına gelerek

cümlenin müptedâsını nasb, haberini reff ediyordu. ‫ما‬, َّ


‫’إن‬ yi bu ameli

yapamayacak hale getirir. ‫َّإَّنا‬ ifadesi isim ve fiil cümlelerinde de kullanılır.


Halbuki ‫ إن‬yalnız isim cümlelerinin başına geliyordu.

‫الصدقات لِْل ُف َقر ِاء‬


ُ ‫َّإَّنا‬ Sadakalar yalnızca fakirler içindir. (Tevbe-18)

َّ ‘den sonra gelen hüküm geçerlidir. Bunun dışındakiler geçerli değildir.


* ‫إَّنا‬

* .‫ت َكثِ ًريا‬


ُ ‫وهللا لََق ْد فَ ِر ْح‬ (Vallahi çok mutlu oldum.) Bu cümlede ‫ت َكثِ ًريا‬
ُ ‫فَ ِر ْح‬
cevâb-ı kasemdir. Cevâb-ı kasem, kasemle karşımızdakini inandırmaya
çalıştığımız hükümdür. Cevâb-ı kasem, fiil cümlesi ise olumlu ise ve mâzi fiil ile
başlıyorsa o zaman ‫ لَ َق ْد‬ile te’kid edilir.

* ‫أمسى‬
ْ (akşamlamak), ‫‘ َكا َن‬nin kardeşlerindendir. Cümlenin ismini ref’,
َ
haberini nasb eder.

ً ‫ت َم ِر‬
.‫ أي أ َْد َرَك َِن املساءُ وأان مريض‬,‫يضا‬ ُ ‫ْأم َسْي‬
Hasta olarak akşamladım, akşam bana ben hasta iken ulaştı.

www.tekellum.net

242 / 299
‫دروس اللغة العربية ‪ -‬الجزء الرابع‬

‫طَ ِريق *‬ ‫‪kelimesinin çoğulu‬‬ ‫‪ ‘dur.‬طُُرقات ‪ kelimesinin çoğulu‬طُُرق ‪‘tur.‬طُُرق‬


‫‪Buna‬‬ ‫‪ (cem’ul cem)denir. Örnekler:‬مجع اجلمع‬

‫أماكِن‬ ‫ِ‬
‫أمكنَة‬ ‫مكان‬

‫أسا ِور‬ ‫أس ِورة‬ ‫ِسوار‬

‫أوان‬ ‫آنية‬ ‫إانء‬

‫أايَد‬ ‫أيْد‬ ‫يَد‬

‫‪www.tekellum.net‬‬

‫‪243 / 299‬‬
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرسيالثاني‬
Durus 4. Cilt
İKİNCİ DERS
MÜFÂ’ALE BÂBI

*Sülâsi mezîd bablarının içinde ‫ل‬


َ ‫اع‬
َ َ‫ ف‬vezninde bir bâb vardır. Örnek fiiller:
َ
.‫آخ َذي‬
َ ‫يييييييييييييييييييييييييييييييييي‬.‫ييييييييييييييييييييييييييييي َس َام ََح ي‬.‫َسافَ ََر ي‬
Azarladı(suçladı). Müsâmaha gösterdi. Sefer etti.

* ‫اع َلي‬
َ َ‫ ف‬bâbının bir hususiyeti de iki tane mastara sahip olmasıdır. Bu mastarlar
şunlardır; َ‫اعلةَوفِ َعال‬
َ ‫م َف‬.
ُ
َ‫َد ُروس‬
ُ‫ك‬ َ ‫قَ ْدَفَاتَْت‬ Çok ders kaçırdın.

* ‫ قَدي‬ifadesi mâzi fiiline dâhil olduğunda vurgulama ifade eder. Örneğin:

.‫لتَالطائرة‬
ْ ‫ص‬َ ‫دَو‬
َ َ‫ق‬ Uçak yerine ulaştı.

.‫َاببَاملكتب َةي‬
ُ ‫تح‬ َ ُ‫قدَف‬ Kütüphanenin kapısı açıldı.

* ‫ قَدي‬ifadesi muzâri’ fiiline dâhil olduğunda;

(‫)أ‬ ‘şüphe’ ya da ‘ihtimal’ ifade eder.

Örneğin; َ‫ودَاملديرَغدا‬
ُ ُ‫قدَيَع‬ Müdür yarın gelebilir.

‫قدَيَْن ِزُلَاملطَُرَاليوم‬ Bugün yağmur yağabilir.


َ

www.tekellum.net

244 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

(‫‘ )ب‬Seyreltme’ anlamı ifade eder.

. ‫َالطالبَالكسالن‬
ُ ‫ َقدَيَْن َج ُح‬Tembel öğrenci nadiren(seyrekçe) başarılı olur.

* ‫ب‬
َ ‫َذ ُووَالقر‬ ifadesinde ‫َذوو‬
ُ , ‫ ’ذُو‬nun çoğuludur. Cem’i müzekker sâlim gibi
yani zevû ve zevî ile i’rablanır.
ََ ِ‫اع َدت‬
.‫ك‬ َ ‫َمبس‬
َ ‫َح ُّق‬
َ ‫)مرفوعَابلواو( ذَ ُووَال ُقْرَبَأ‬
Akrabalar senin yardımına daha çok hak sahibidirler.

َ‫سَ َذ ِوىَالعِْل ِم‬ ِ


ْ ‫ َجال‬. (‫ )منصوبَابلياء‬.
İlim sahipleri ile otur.

ِ ِ‫بَ َذ ِوىَالعائ‬
َ‫الت‬ ِ َّ‫هذهَمساكنَالطُّال‬. (‫ )جمرورَابلياء‬.
َ ُ
Bunlar aile sahibi öğrencilerin meskenleridir.

* ‫ أُولُو‬ifadesi de mânâ ve i’rab olarak ‫ َذ ُوَو‬gibidir.

* َ‫’لَ ِك َّن‬nin ‫ ’إِ ََّن‬nin kardeşlerinden olduğunu biliyoruz.

* َ‫ لَ ِك َّن‬ifadesi hafifletilirse yani sonundaki nun’lardan biri atılırsa bu durumda


nasb edici özelliğini kaybediyor ve hem isim hem de fiil cümlelerinin başına
gelebiliyor.

ِ ِ ‫َجاءَامل‬
. ‫اَجاءوَا‬
َ ‫َم‬ ُ َّ‫َلَك ِنَالط‬،‫درس‬
َ ‫الب‬ ُ َ
Hoca geldi ancak öğrenciler gelmedi.

. َ‫َأمحد‬
ُ ‫ضَر‬ ِ
َ ‫َح‬
َ ‫عليَلك ْن‬
ٌّ َ‫غاب‬
َ Ali gelmedi ancak Ahmet geldi.

www.tekellum.net

245 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

* َ‫ ذل ُك ْم‬ifadesini, işaret ettiğimiz şeye dikkatleri çekmek ve vurgulamak


istediğimizde kullanırız. Yani ‫ك‬ َ ‫‘ذلكَوتل‬nin sonundaki kâf-ı hitapları (‫)ك‬
değişikliğe uğratabiliyoruz.

‫ لِ َم ْنَذلكمَالدفرتَُايَإخوان؟‬Ey kardeşler şu defterler kimin?


‫ةَايَآمنة؟‬ ِ ِ ِ
َ ‫ أقرأتَت ْلكَاجملل‬Şu dergiyi okudun mu Ey Amine?

* ‫يَ ْغ ِف ْرَل ُكم‬... ifadesinde ‫ يغف ر‬talep ile meczûmdur.

* َ‫ عيَ َادة‬mastarı ‫يعود‬


َُ ‫اد‬
ََ ‫ َع‬fiilinden türemiştir ve hastayı ziyaret etmek manasına
gelir. ‫ فِ َعال َة‬veznindendir. Bu vezindeki masdarlara başka örnekler de verilebilir:

َ‫س‬ ‫ر‬ ‫د‬ َََََََََ ‫اسة‬


َ ‫ر‬ ِ
‫د‬
َ َ َ َ
‫كِتَابََة َََََََََََ َكتَب‬

‫ى‬ َ ‫ِرَو‬
َ ‫اية ََََََََََََ َرَو‬

َ ‫قَِر‬
َ‫اءة َََََََََََََ قَ َرأ‬

َ‫ِوالَ َدةَ ََََََََََََ َولَ َد‬


ِ ‫ م‬ifadesi ‫ضى‬
َ‫ضى‬ ِ َْ‫ َي‬،‫ضى‬
َ ‫ َم‬kelimelerinin mastarıdır. ‫ فُعُول‬veznindedir.
* ُ
َ ‫َيَ ْه ِو‬،‫‘ َه َوى‬nin mastarıَ َ‫ي‬
‫ى‬ ٌّ ‫‘ ُه ِو‬dur.

www.tekellum.net

246 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

* َ‫( بَ ْرََن َمج‬program) kelimesinin çoğulu ‫ بََر ِام َُج‬olur. Beş veya daha fazla harfi
olan ‫وع‬ ِ ‫ )م َف‬veznindeki isimler çoğullanırken dörtten fazla olan
َِ ‫اع ُلَ( ُمْن تَ َهىَاجلُ ُم‬ َ
harfler atılır. Örneğin;

(ayva-lar) َ‫ِج‬
ُ ‫َس َف ْر َجلَ ــ َس َفار‬ َ‫( َعْن َدلِيبََ َ َعنَ ِاد ُل‬bülbül-ler)

َُ ِ‫َعْن َكبُوتََ َ َعنَاك‬


(örümcek-ler) ‫ب‬ َ‫ ُم ْستَ ْش َفىَ َ َم َشاف‬. (hastane-ler)

* ‫ َخ ِطيئََة‬kelimesi ‫ااي‬
ََ َ‫ َخط‬şeklinde çoğullanır.

‫َهديََّة‬ ‫( َه َدااي‬hediye-ler)
ِ
‫مطيََّة‬ ‫( َمطَااي‬binek-ler)

‫َمزيََّة‬ ‫َمَزااي‬ (kabiliyet-ler)

* َ‫أ َْوَهن‬ fiili ‘en zayıf’ anlamındadır.

َ‫َوَه َن‬ Mâzi hâli

َ‫يَ ِه ُن‬ Muzâri’ hâli

‫َوْهنا‬ Mastar hâli

www.tekellum.net

247 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس الثالث‬
Durus 4. Cilt
ÜÇÜNCÜ DERS
TEFE’ÜL BÂBI

*Sülâsi mezîd fiillerin bâblarından birisi de ‫( تَ َف َّعل‬Tefe’ül) bâbıdır. Tefe’ül


bâbının özellikleri ‘içsellik, dönüşlülük’ ifade etmeleridir. Yani fiil herhangi bir
varlıkta içsel olarak tezâhür ediyor.

*Mâzi hâli ( ‫ فَ َّع َل‬+ ‫ت‬


َ =‫)تَ َف َّع َل‬, muzâri’ hâli ‫يَتَ َف َّع َل‬, mastar hâli ‫ تَ َف ُّعل‬olur.
Mâzi hâlinde fiilin başına te harfi eklenmiş ve orta harfi şeddelenmiştir. Yani
burada iki tane ziyâde harf vardır. Dolayısıyla beş harfli bir fiil olmuş oluyor.

‫ تَ َف َّع َل‬bâbıyla yapılmış fiil örnekleri:

‫ََتَ َخ َر‬ (gecikmek), َّ ‫( تَ َو‬abdest almak), ‫( تَلَ َّقى‬almak),


َ‫ضأ‬

‫( تَ َعلَّ َم‬öğrenmek), ‫ج‬ َ َّ‫( ََتَل‬geride


َِ‫( تُ ُوي‬vefat etmek), ‫ف‬
َ ‫( تَ َزَّو‬evlenmek), ‫ّف‬
kalmak), ‫( تَ َقبَّل‬kabullenmek)
َ
* َِ‫ تُ ُوي‬meçhul şekilde yapılmıştır. “Öldü” demektir. Bundan türetilen ism-i
‫ّف‬
mefûl de ‫وف‬ ‫‘ ُمتَ ِى‬dir. ‘Vefat etmiş kişi’ anlamındadır.
* ‫ تَ َف َّعل‬bâbının muzârisi ‫ يَتَ َف َّعل‬, ‫ انت‬için söylersek ‫ تَتَ َف َّع ُل‬oluyor. Burada iki
te’den birinin atılması caizdir ancak şart değildir. Örnek olarak;

{‫وح‬
ُ ‫والر‬
ُّ ُ‫تَنَ َّز ُل املالئكة‬...}[4 /‫]القدر‬
Burada ‘tetenezzelü’ ifadesi olsaydı okunması daha güç olacağından bir te
düşmüştür. Ancak ‫ل‬
ُ ‫ تَنَ َّز‬ifadesinin aslı ‫ تَتَ نَ َّز ُل‬olur.

www.tekellum.net

248 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

*Tef’îl bâbındaki çift nesnelilik veyahut tek nesnelilik, Tefe’ül bâbına


geldiğimizde bir eksiğine düşüyor.

* .‫ُختَها أ َُّم ُك ْلثُوم‬


ْ ‫ملا رجع رسول هللا صلى هللا عليه وسلم من بدر َّزو َجه أ‬
Bu cümlede ‫ لَ َّما‬zaman ifadesidir. Şu zamanda anlamına gelir, zaman zarfıdır ve
mâziye mahsustur. Cevâbı da mâzi fiil olur. (Şöyleyken şöyle oldu.)Örneğin;

.‫هت إىل املسجد‬ َّ ‫توضْأت َوَت‬


ُ ‫وج‬ َّ ‫األذان‬
َ ‫َّملا ََسْع ُت‬ Ezanı işittiğimde abdest
aldım ve mescide yöneldim.
Mâzi Fiil Mâzi Fiil

MAHSÛS

* .‫ي‬
َ ‫غداً نَذهب ََن ُن املُتَ َفوق‬
Biz başarılılar(öğrenciler) yarın gideceğiz.

‫ُمتَ َفوقي‬ ihtisas ile mensuptur. Burada ‫َخص‬


ُ‫أ‬ (kastetmek) gibi bir fiil var gibi

düşünerek ‫ُمتَ َفوقي‬ kelimesini nasb şeklinde okuruz. Cümle anlamına genel

baktığımızda ‫تَ َف َّو َق‬ ‘gayret göstererek üste çıkmak’ anlamındadır. Tefe’ül
bâbından yapılmıştır.

*Mahsûs, zamirle kastedilen şeyi beyan için gelir.

.‫خناف إال هللا‬


ُ ‫َنن املسلمي ال‬
Biz Müslümanlar Allah’tan başkasından korkmayız.

www.tekellum.net

249 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس الرابع‬
Durus 4. Cilt
DÖRDÜNCÜ DERS

‫شبَّهة ابلفعـل‬
َ ‫األحرف امل‬ Fiile Benzeyen Harfler

Bunlar altı tanedir.

‫ َو لَع َّـل‬،‫ت‬ َّ ِ‫ َو ل‬،‫َن‬


َ ‫ َو لَْي‬،‫كن‬ َّ ‫ وأ‬،‫إِ َّن‬
َّ ‫ َوَكأ‬،‫َن‬
Bunların özellikleri isim cümlesinin başına gelerek isim cümlesinin müptedâsını
kendilerine isim, haberini de kendilerine haber yaparlardı. Müptedâyı
kendilerine isim yaptıktan sonra nasb ederlerdi.

َّ ‫ وأ‬،‫إِ َّن‬
* ‫َن‬ (inne ve enne) anlamı kuvvetlendirme, pekiştirme ifade ederler.

.‫شديد العِ َقاب‬ َّ


ُ ‫إن هللا‬ Allah’ın azabı şiddetlidir.

.‫شديد العِ َقاب‬ َّ ‫و ْاعلَ ُموا‬


ُ ‫أن هللا‬ Allah’ın azabının şiddetli olduğunu bilin.

َّ ‫َكأ‬
* ‫َن‬ (Ke’enne) benzetme ifade eder.

.‫َن العِْل َم نُور‬


َّ ‫َكأ‬ İlim nur gibidir.

-Bazen de zan ifade eder.

. َ ُ‫ كأنَّين أ َْع ِرف‬Seni bildiğimi zannediyorum.


‫ـك‬

َّ ِ‫ل‬
* ‫كن‬ bir önceki söylenilen şeyin zıddına bir şey söylemek maksadıyla
kullanılır.

.‫حامد ذَكِي ولَ ِكنَّهُ َك ْسالن‬ Hâmid zekidir, ancak o tembeldir.

www.tekellum.net

250 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

* ‫ت‬
َ ‫ لَْي‬temenni ifade eder.
.‫ود‬
ُ ُ‫ت الشَّباب يَـع‬
َ ‫لَْي‬ Gençlik keşke geri gelse.

* ‫لَع َّـل‬ terecci(umut) ve işfak(korku) ifade eder.

.‫اّلل يغفر يل‬


‫لعل ه‬
َّ Allah umulur ki beni mağfiret eder.

َ ‫لعل اجلَِر‬
.‫يح ميوت‬ َّ Yaralı, korkarım ki ölecek.

*Bu harfler isim cümlesinin müptedâsını (müptedâ ister sonda ister başta olsun
َّ
fark etmez) nasb eder. Haber ise merfû konumundadır. Müptedâ ve haber ‫إن‬ ‫اسم‬
ُ
ve َّ ُ‫‘خرب‬ye dönüşür.
‫إن‬
İsminin ve haberinin ahkâmından:
* Başına geldiği müptedânın nekra olması caizdir.

.‫ث‬ َّ Sanki bir şey olmamış gibi.


ْ ‫كأن شيئاً مل ََْي ُد‬
* Huruf-u müşebbehenin haberleri, müfred, cümle yahut şibhi cümle olabilir.

. ‫احلِساب‬ ُ ‫إن هللا َس ِر‬


‫يع‬ َّ Muhakkak Allah hesabı çok hızlı görendir. (Haber
َ
müfred)

. ‫الساعة‬
َّ ‫لم‬ ِ ‫إن هللا ِعْنده‬
‫ع‬ َّ
ُ ُ Allah, kıyametin ilmi katında olandır. (Haber cümle)

.‫كأنك من الصني‬ Sen Çinli gibisin. (Haber şibh-i cümle)

ِ ‫امل‬
. ‫دي ِر‬ ‫س ِعْن َد‬ ِ‫لعل ه‬
ُ َ ‫املدر‬ َّ Hoca müdürün yanında olmalı. (Haber şibh-i cümle)

www.tekellum.net

251 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

* Haber, hurûfu müşebbehelerin ve onların isimlerinin önüne geçemez.

.‫اّلل‬
‫إن ه‬َّ ‫ َغ ُفور‬: ‫ َغ ُفور‬kelimesi haber inne’nin başına gelmiş. Bu durum caiz olmaz.

.‫اّلل‬ َّ : ‫ َغ ُفور‬kelimesi isminin önüne gelmiştir. Bu durum caiz olmaz.


‫إن َغ ُفور ه‬
* Müptedâ ma’rife ve haber şibhi cümle ise bu durumda haberle ismin yer
değiştirmesi caizdir.

.‫إن علَْينا ِح َس َاَبُم‬


َّ َّ‫إِلينَا َإَي ََبُم مث‬

‫إِلينَا‬ Haber=şibhi cümle

‫َإَي ََبُم‬ Marife

‫ علَْينا‬Haber=şibhi cümle

‫ ِح َس َاَبُم‬Marife
* Ancak eğer isim nekra ise yukarıdaki durum vâcip hâle gelir.

َّ
.ً‫إن لَديْـنَا أنْ َكال‬ Bizim katımızda zincirler vardır.

.ً‫إن َم َع العُ ْس ِر يُ ْسرا‬


َّ Zorlukla beraber bir kolaylık vardır.

َّ ‫ولَ ِك‬
*‫ن‬ َّ ‫ وَك‬،‫أن‬
،‫أن‬ َّ ‫ و‬،‫إن‬
َّ bunlara nun-u vikâye gelmesi câizdir. Şöyle deriz:

ِ ِ‫أّن؛ وَكأنَّين وَك ه‬


‫لكين‬
‫أّن؛ ولَكنَّين و ه‬ ‫وإّن؛ وأنَّين و ه‬
‫إنَّين ه‬
*‫ت‬
َ ‫لَْي‬ ‘nin sonuna bir yâ’yı mütekellim geldiği zaman burada nun-u vikayenin
atılması nadir durumlar dışında mevzu bahis olmaz.

* ‫لَ َع َّل‬ ’ye de genelde nun-u vikâye gelmez.

www.tekellum.net

252 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس اخلامس‬
Durus 4. Cilt
BEŞİNCİ DERS

*Sülâsi mezîd bâblarından bir de ‫( انفعل‬İnfe’ale-İnfi’âl) bâbıdır(form 7). Bu bâb


çoğunlukla geçişsizdir. Geçişsiz olmak nesne alamamayı getirir. Nesne
alamayan fiillerin de ism-i mef’ûlünden bahsedilemez. İsm-i mef’ûl vezinleri
ism-i zaman ve ism-i mekân vezinleri aynı vezindir. İsm-i mef’ûl için, ism-i
zaman ve ism-i mekan anlamına gelen kelimeler kullanılır. Bu kalıp fiilin ilk
harfinden önce bir hemze ve nun’un gelmesiyle oluşturulur.

‫ فَ َع َل‬+‫اِنْ َف َع َل= اِ ْن‬

‫ اِنْ َفتَ َح‬Açıldı

‫ اِن َك َسَر‬Kırıldı

‫ اِنْ َقطَ َع‬Kesildi

‫املصدر‬ ‫اسم الفاعل‬ ‫املضارع‬ ‫املاضي‬


‫اِنْ ِك َسار‬ ‫ُمْن َك ِس ر‬ ‫يَْن َك ِس ُر‬ ‫اِنْ َك َسَر‬
kırıldı
kırılmak kırılan şey kırılır

*‫ انفعل‬bâbı mutavaat ifade eder.

.‫فانْ َفتَح‬ ،‫الباب‬


َ ‫فتحت‬ُ
َ
Ben kapıyı açtım, o da açıldı.

www.tekellum.net

253 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

* ‫‘ فَ َع َل‬nin mutavaat hali ‫ ’اِنْ َف َع َل‬dir. ‫‘ فَ َّع َل‬nin mutavaat hali de ‫‘ تَ َف َّع َل‬dir.

.‫جاج‬
َ ‫الز‬
ّ ‫ت‬ُ ‫َك َّس ْر‬ .‫اج‬
ُ ‫الز َج‬
ُّ ‫تَ َك َّسَر‬
Camı parça parça ettim. Cam parça parça oldu.

* ‫أَاِنْ َك َسَر؟ أَنْ َك َسَر؟‬


Soru hemzesi ‫اِنْ َك َسَر‬ ‘nın başındaki vasıl hemzesini ortadan kaldırır. Eğer
kelimenin başında başka çeşit hemze var ise bu hemze atılmaz.

ِ ‫أَنْ َقلَب‬ .ُ‫اِنْ َقلَبَت السيارة‬


Vasıl
‫ت السيارةُ؟‬ َ hemzesi
atıldı.
Araba takla attı mı? Araba takla attı.
Kat’

ْ ‫أَ أ‬
‫َسلَ َم أب وك؟‬ hemzesi .‫َسلَ َم أب وك‬
ْ‫أ‬
atılmadı.

Baban Müslüman oldu mu? Baban Müslüman oldu.

*‫يوم‬
َ ifadesi zaman zarfıdır.

.‫اهيم‬
ُ ‫مات إبر‬
َ ‫يوم‬
َ ‫الشمس‬
ُ ‫انكسفت‬
İbrahim’in öldüğü o gün güneş tutuldu.

‫يوم‬
َ : muzaf
‫مات إبراهيم‬: muzafun ileyh (cerr mahalinde)

Muzafun ileyhin bir cümle olmasındansa kelime olmasını sağlamak için

www.tekellum.net

254 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

“‫إبراهيم‬ ِ ‫ ”يوم مو‬diyebiliriz. Burada ‫ إبراهيم‬kelimesi ‫ت‬


‫ت‬ ِ ‫ مو‬kelimesine muzafun
َ َْ َ َ َ َْ
ileyh olur.

* .‫اّلل عليهم لَماتُوا‬


ّ ‫فضل‬
ُ ‫لَ ْوال‬
“Allah’ın onlara fazlı olmasaydı ölürlerdi.”

‫‘ لَ ْوال‬olmasaydı’ ifadesi bir şeyin varlık olarak olmasaydı ne olacağını ifade


eden harftir. Cevap yani ikinci kısım, şartın var olmasıyla imkânsız hale gelir.

.‫َّاس‬
ُ ‫ك الن‬
َ َ‫لوال اهلواءُ َهلَل‬
“Hava olmasaydı insanlar helak olurdu.”
(Yani burada hava var olduğu için insanlar helak olmadı demektir.)

-‫‘ لوما‬da bu şekilde, aynı manada gelir.

-‫‘ لوال‬dan sonra vâki olan isim, haberi atılmış olan müptedâdır. Bunun takdiri
şudur:

İsim + ‫لوال‬

Burada ‘olmak, vücut bulmak’ ifadesi atılıyor. Aslında ‫وجود‬


ُ ‫َم‬ ُ‫لَ ْوال اهلواء‬
denilecekken ’ ‫وجود‬
ُ ‫( َم‬mevcut)’ kelimesi atılarak cümle kısaltılıyor.
- َّ de ismi ve haberi ile gelir.
‫ ‘لوال‬den sonra ‫أن‬

.‫حضرت‬
ُ ‫االختبار ما‬
ُ ‫أان مريض فلوال‬ Ben hastayım.
‫وم‬
َ َ‫الي‬.
.‫لسافرت معك‬
ُ ‫لوال أَنين مريض‬ Benim hasta olmaklığım

www.tekellum.net

255 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Benim hastalığım olmasaydı seninle sefere çıkardım.

-Eğer verilen cevap ‘Şu şu olmasaydı böyle olurdu.’ şeklinde olursa yani ikinci
kısım olumlu ise bu kısım lâm ile gelir.

.‫لوال أنْتُم لَ ُكنَّا ُم ْؤِمنِني‬


Siz olmasaydınız biz müminler olurduk. (Sebe | 31)

‫َم ْن إبراهيم هذا؟‬


“Kim bu İbrahim?”

*‫ هذا‬, ‫’ إبراهيم‬e sıfattır. Bir özel isimden sonra gelen ism-i işaret, sıfat olur.
İzâfet ile muarref edilmiş bir kelimeden sonra gelen isim-i işaret de sıfat olur.

.‫أَِرين ساعتَك هذه‬


Şu saatini göster bana.

-Burada saat ifadesi ‫ ’ك‬ye izafe edilmesinden dolayı muarref olmuş ve sonuna

da ‫ هذه‬gelerek ona sıfat olmuş.

*‫ لِم ْه‬, burada sonda söylenen ha, duruş ha’sıdır. Ayet-i kerîmede olduğu gibi;
َ
ِ ‫وما أَدر َاك م‬
‫اهيَ ْه‬ َ ْ
Onun ne olduğunu sana ne bildirdi? Nereden biliyorsun?

www.tekellum.net

256 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

ِ ‫ ال ي ْن َك ِس َف‬...‫آيتان‬
‫ان‬ ِ ‫الشمس والقمر‬
ّ ‫إن‬
*
َ
Burada şems, müennes; kamer, müzekkerdir. Burada cinsiyet farklılığından
ِ ‫ تَْن َك ِس َف‬yerine
oluşan çekim zorluğundan dolayı müzekker çekim tercih edilir. ‫ان‬

ِ ‫ ي ْن َك ِس َف‬tercih edilerek şems ve kamer için ayrı ayrı değil tek bir kelime olarak
‫ان‬ َ
söylenir. Müzekker müennese galip olur.

.‫أبنائي وبنايت يدرسون ابجلامعة‬


Oğullarım ve kızlarım üniversitede okuyorlar.

*"‫هللا‬ ‫فإذا رأَيْتُمومها فادعوا‬... " (güneşi ve ayı (tutulmuş olarak) gördüğünüzde
Allah’a dua edin) burada hâl hazfedilmiş, atılmış. O halde takdîr-i kelâm,

"‫ني‬ ِ ِ
ْ ‫فإذا رأيتمومها ُمْن َكس َف‬... " dir. ‫ني‬
ْ ‫( ُمْن َكس َف‬tutulmuş olarak) ifadesi hadiste yer
almamış, atılmıştır.

*‫جلي‬
َ ‫يَْن‬ َّ ‫صلُّوا‬
‫حَّت‬ َ ‫َو‬ ifadesinde ‫جلي‬
َ ‫ يَْن‬ifadesinin fâili gizli zamirdir. ‫‘ ال ُكسوف‬u
ُ
kast eden, siyaktan anlaşılan gizli bir zamir vardır.

www.tekellum.net

257 / 299
‫دروس اللغة العربية ‪ -‬الجزء الرابع‬

‫الدرس السادس‬
‫‪Durus 4. Cilt‬‬
‫‪ALTINCI DERS‬‬

‫)‪İfti’âl Bâbı (Form 8‬‬

‫افتَعال‬ ‫افَتَع َل‬ ‫َفَع َل‬

‫‪1‬‬

‫اجتَ َم َع‬ ‫ََجَ َع‬

‫‪2‬‬

‫اب تَ َع َد‬ ‫بَ َع َد‬

‫‪www.tekellum.net‬‬

‫‪258 / 299‬‬
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

İfti’âl Bâbı’nda fâ’ul-fi’l’e göre bazı değişimler olur:

‫افَتَع َل‬ fâ’ul-fi’l

‫و‬ ‫ضَطَظ ص‬ ‫ز دَذ‬

َ‫َو َص َل‬ َ‫َطَلَع‬ َ‫َذَكَر‬

َ‫ِاْوَت َص َل‬ َ‫ِا ْطَتَلَع‬ َ‫ِاْذَتَكَر‬

‫ِاَّت َص ََل‬ َ‫ِا َّطَلَع‬ ‫ِاَْذَدَكَ َر‬

Bunlar vâcip durumlardır.

‫َََجَع‬
Kök fiil (mazi)

‫ُمَتَمع‬ ‫ُمَتمع‬ ‫اجَتمع‬ ‫ََيَتمع‬ ‫اجَتَمَع‬

İsm-i Mef’ûl İsm-i Fâ’il Emr Muzâri’ Mazî


İsm-i Zamân
İsm-i Mekân
‫اجتَماع‬

Masdar

www.tekellum.net

259 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫إذا الفجا ٔٮية‬ İzâ-i Fücâiyye

‫ َفاَذا‬: BİRDEN
*Beklenmeyen bir işin vuku bulmasını ifade eder.İsim cümlesinin başına
gelir. ‫َفاَذا‬ ‘den sonra nekra ile başlamak câizdir. Bu ifade bir cümlenin
başında gelmez.
َ ‫اْلجَداث اىٰل َرِّبم َي نسل‬
‫ون‬ َ ‫الصور َفاَذا هم مَن‬
ُّ ‫َونف َخ ِف‬
«Sur'a üfürülmüştür; bir bakarsın onlar kabirlerden
Rablerine doğru hızla giderler.» (Yasin-51)

َ ‫ان َك َانت اَْل َصي َحة َواحَدة َفاَذا هم َ َ۪جيع َلَديَنا ُم َضر‬
‫ون‬
«O, yalnız tek çığlıktan başkası değildir; bir bakmışsın
onlar toptan katımızda hazırdır.» (Yasin-53)

‫َاَوََل َيَر اْلن َسان َاَّن َخَلقَناه من نطَفة َفاَذا هَو َخ ۪صيم م ۪بي‬
«İnsan, kendisini bir damla sudan yarattığımızı
görmedi mi de şimdi apaçık bir düşman...» (Yasin-77)

*Sülâsi mezîd bâblarından olan ‫ اف تَ َعل‬bâbında ‫’ف‬den önce bir hemze ziyâde
َ
edilir. Fâül fiilden sonra da bir ‫ ت‬ilavesi olur.

‫َاِ ْرتَ َفع‬: Kaldırdı(‫ ) َرفَ ََع‬olan fiil yükseldi anlamına geliyor.

‫ اِ ْش ََتى‬: Satın aldı

‫ اِنْ تَظَر‬: Bekledi

www.tekellum.net

260 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

* (َ‫اَّتَ َذ ) اِفْ تَ َع َل‬,


َّ ‫‘ أَ َخ َذ‬den geliyor.

*‫ل‬
َ ‫‘ َافْ تَ َع‬nin başındaki elif okunmayan vasıl hemzesidir. Soru hemzesi gelince
َ
vasıl hemzesi düşerek َ‫ ‘ أَفْ تَ َع َل‬ye dönüşür.
‫َافْ تَ َع َل=َأَفْ تَ َع َل َ؟‬+ََ‫أ‬

www.tekellum.net

261 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس السابع‬
Durus 4. Cilt
YEDİNCİ DERS

Renkler
ve ‫اِفْ ِعالَل‬ İf’ilâl (Form 9)
kusurlar
Ve

Renkler
‫اِفْ ِعيالَل‬ İf’îlâl (Form 11)
Babları

İf’ilâl bâbı: Öyle değilken öyle oldu.


İf’îlâl bâbı: Öyleyken o halinde artış oldu.

‫ِاْفِع َالل‬ ‫ِاْفَعل‬


Renkler ve kusurlar

‫ِا ِْْحَرار‬ ‫ح ُْمَمر‬ ‫َ َْيَمر‬ ‫ِا َْْحر‬ İf’ilâl


kızarmak kızaran kızarır kızardı

‫ِا ْعِوَجاج‬ ‫حمْعَوج‬ ‫َيْعَوج‬ ‫ِا ْعَوج‬


yamulmak yamulan yamulur yamuldu

Mastar İsm-i Fâil Muzâri’ Mâzi

َ ‫ِاْفِع‬
‫يالل‬ ‫ِاْفَعال‬ İf’îlâl
Renkler

َ ‫اِبي‬
‫يضاض‬ ِ ‫حمْبَياض‬ ‫َيْبَياض‬ ‫ِاْبَياض‬
ağarmak ağaran ağarır ağardı

www.tekellum.net

262 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Ef’âl-i mukârabe Olmak üzereydi,

‫َع َسى‬ Kâde’nin


kardeşleri
Ef’âl-i recâ Umut, olasılık,

Başlangıç ifade eder.


Ef’âl-i Şurû’

Olumlu ve olumsuz ihtimal anlamı veren bir fiildir. Bu özelliğiyle,


Hurûf-ı Müşebbehe’den ‫َلَعل‬gibidir.

Kâde ve kardeşleri, kâne’ye benzer. Onun da ismi ve haberi vardır. Kâde de


kâne’den farklı olarak muzâri’ fiil kullanılır ve çoğunlukla da en ile kullanılması
mevzu bahistir.
(Tevbe, 102) «‫وب َعَلْيِهْم‬
َ ‫اّلل َأن َيحت‬
‫»ع َسى هح‬
َ
«Umulur ki; Allah, onların tevbelerini kabul eder.»

«‫»َع َسى َأن َت ْكَرحه ْوا َشْيًئا َوحهَو َخْْي ل حكْم َوَع َسى َأن حُِتب ْوا َشْيًئا َوحهَو َشر ل حكْم‬
(Bakara, 216)
«Hoşlanmayacağınız bir şey olur ki, o sizin için bir hayırdır. Ve seveceğiniz
bir şey olur ki, o sizin için bir şerdir.»

‫’ َع َسى‬nın tâm ve nâkıs durumu:


‫َع َسى ْأن َيْن َج َح الط ِال حب‬ ‫َع َسى الط ِال حب ْأن َيْن َج َح‬

‫فاعل ينجح‬ ‫فاعل‬ ‫فعل اتم‬ ‫فعل انقص اسم عسى خرب عسى‬
‫يف حمل رفع مرفوع‬ ‫يف حمل نصب‬ ‫مرفوع‬
«Umarım öğrenci başarılı olur.»

www.tekellum.net

263 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫ما املصدرية‬
Ma Arapça’da birçok anlama gelebildiği gibi bir fiili mastar hale de getirebiliyor.

= «Hocanın girmesinden sonra.»

«Hocanın çıkmasından sonra


sana dergiyi göstereceğim.»

‫’ما‬dan sonra hem mâzî hem de muzâri’ fiil


gelebilir.

www.tekellum.net

264 / 299
‫دروس اللغة العربية ‪ -‬الجزء الرابع‬

‫الدرس الثامن‬
‫‪Durus 4. Cilt‬‬
‫‪SEKİZİNCİ DERS‬‬

‫)‪(Form 10‬‬ ‫ِ‬


‫)ا ْسِتْفَعال( ‪İstif’âl Bâbı‬‬
‫واسَتْهَدى ‪،‬‬ ‫‪َّ -١‬‬
‫الطَل ُب ‪ ،‬حنو ‪ْ :‬اسَت ْغَفَر ‪ْ ،‬‬
‫داية ‪.‬‬ ‫املغفرة ‪ِ ،‬‬
‫واهل َ‬ ‫أي ‪َ :‬طَل َب َ‬
‫الصْْيورُة ‪ ،‬حنو ‪ :‬استحجر ِ‬
‫الط ُني ‪،‬‬ ‫َْ ْ َ َ‬ ‫‪َ ُ َّ -٢‬‬
‫أي ‪َ :‬ص َار َح َج ًرا ‪.‬‬
‫‪َّ -٣‬الت َشُّبُه ‪ ،‬حنو ‪ْ :‬اسَ َْتَجَل ِت ْالَمْرَأُة ‪،‬‬
‫ابلر ُجِل ‪.‬‬
‫أي ‪َ :‬ت َشَّبَه ْت َّ‬

‫املاضي ِب ( ال ) َّالن ِ‬
‫افية‬ ‫َنْفي ِ‬
‫ُ‬

‫شربت‬
‫أكلت وال ُ‬
‫ال ُ‬

‫‪www.tekellum.net‬‬

‫‪265 / 299‬‬
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫َقْد‬
Hal Vav’ı ( ‫)واو احلال‬, fiili mâzî ve müsbet olan bir fiil cümlesinin başına
geldiğinde , ‫ قد‬ile gelir:

‫اإلمام‬
ُ ‫ركع‬ َ ‫املسجد وقد‬
َ ‫دخلت‬
ُ «Mescide girdiğimde imam rükua
varmıştı.»
.
‫رس‬
َ ‫الد‬ ِ ‫« دخلت الفصل وقد شرح‬Sınıfa girdiğimde hoca dersi anlatmıştı.»
َّ ‫املدر ُس‬

‫ِإَذ ْن‬-٤ ‫َك ْي‬-٣ ‫ َل ْن‬-٢ ‫ َأ ْن‬-١


O zaman İçin anlamında Mastarlaştırır.
anlamında
Gelecek zamanda bir
şeyin olmayacağını ifade eder.

Bu harfler Fiil-i Muzâri’nin başına geldiğinde o fiili nasbederler.

*‫ َكي‬: Geleceğe ilişkin masdar yapıcı nasb edatıdır. Sebebiyet bildirmek için
ْ
kullanılan bir harftir. Bazen ‫ ِل‬ile kullanılır. ‫ ِل‬yoksa bile varlığı takdir edilerek
kullanılır. Harf-i cerr olan lam ile kullanılması galiptir. Lâ-yı nâfiye fiile dâhil
olduğunda lâ bitişik yazılır.
َ‫لِ َك ْيل‬

*‫ ِإَذ ْن‬: Ceza, cevap, nasb, istikbal harfi.

www.tekellum.net

266 / 299
‫دروس اللغة العربية ‪ -‬الجزء الرابع‬

‫الدرس التاسع‬
‫‪Durus 4. Cilt‬‬
‫‪DOKUZUNCU DERS‬‬

‫الفعل الرابعي‬

‫َفْعَلَلة‬ ‫ُيَفْعِل ُل‬ ‫َفْعَلَل‬

‫َتَفْعُلل‬ ‫َتَفْعَلل َيَتَفْعَل ُل‬


‫َ‬

‫ِاْفَعْنَلَل َيْفَعْنِل ُل ِاْفِعْن َالل‬

‫ِاْفِعالل‬ ‫َيْفَعِلل‬ ‫ِاْفَعَلل‬

‫جمرد‬
‫ِفْع َالن‬ ‫َفْعَلَلة‬ ‫ُيَفْعِل ُل‬ ‫َفْعَلَل‬
‫ِزْلَزال‬ ‫َزْلَزَلة‬ ‫ُيَزْلِزُل‬ ‫َزْلَزَل‬

‫ِد ْحرَاج‬ ‫َد ْحَر َجة‬ ‫ِج‬


‫ُيَد ْحر ُ‬ ‫َد ْحَر َج‬

‫‪Manaları:‬‬ ‫َ)قْن َطَر( اختاذ ‪),‬برقع( ْإلباس ‪),‬بسمل ‪,‬صلول ‪,‬محدل(قصر‬

‫‪www.tekellum.net‬‬

‫‪267 / 299‬‬
‫دروس اللغة العربية ‪ -‬الجزء الرابع‬

‫َتَفْعُلل‬ ‫َيَتَفْعَل ُل‬ ‫َتَفْعَلَل‬ ‫مزيد فيه‬


‫َتَد ْحُرج‬ ‫َيَتَد ْحَر ُج‬ ‫َتَد ْحَر َج‬

‫‪Manaları:‬‬ ‫رج(م َطاوعة َفْعَلَل ‪),‬تزندق(حتول‬


‫)تربقع( تلبس ‪),‬تدح ُ‬

‫ِاْفِعْن َالل‬ ‫َيْفَعْنِل ُل‬ ‫ِاْفَعْنَلَل‬


‫مزيد فيه‬
‫ِا ْحِرْْنَام‬ ‫َ َْيَرِْْنُم‬ ‫ِا ْحَرَْْنَم‬

‫‪Manaları:‬‬ ‫)اعرنفط(ابتداء ِ‬
‫‪),‬ا ْحَرَْْنَم(مبالغة‬

‫ِاْفِعالل‬ ‫َيْفَعِلل‬ ‫ِاْفَعَلل‬ ‫مزيد فيه‬


‫ِاْقِشْعَرار‬ ‫َيْق َشِعر‬ ‫ِاْق َشَعر‬

‫‪Manaları:‬‬ ‫ِ)اْقشعر(ابتداء ِ‬
‫‪),‬ا ْشَرَأب(مبالغة‬ ‫ََ‬

‫‪www.tekellum.net‬‬

‫‪268 / 299‬‬
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫ضمري الفصل‬ (Fasl Zamiri)

Bu bir adamdır. ‫هذا رجل‬


İşte adam budur.
‫الرجل‬
ُ ‫هذا‬
Bu adam....
‫هو‬
İşte bu soru işaretini gidermek için araya bir zamir-i fasl (Huve) koyuyoruz.
İşte adam budur. ‫هذا هو الرجل‬ ُ
‫ضمري الفصل‬

İşte mücrimler bunlardır.

İşte araba budur.

İşte Müslüman kadınlar bunlardır.


‫ضمري الفصل‬
َ ‫َوأُْوَلِئ َك ُهُم ْالُمْفِل ُح‬
‫ون‬
«Ve kurtuluşa erenler de işte onlardır.» (Bakara, 5)

‫َذِل َك ُهَو ْالَفْوُز ْالَعِظ ُيم‬


«İşte büyük başarı budur.» (Tevbe, 72)

‫َذِل َك ْالَفْوُز ْالَعِظ ُيم‬


«İşte büyük başarı budur.» (Tevbe, 89)

‫اب‬ ِ ِ
ُ ‫َذل َك ْالكَت‬
«İşte kitap budur.» (Bakara, 2)
www.tekellum.net

269 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس العاشر‬
Durus 4. Cilt
ONUNCU DERS

ZAMİRLER

Zamir ya muttasıl (bitişik) olur ya munfasıl (ayrık) olur.

1) Munfasıl zamirler
-Söze bu zamirle başlanır.

-‫ إلا‬dan sonra da bu zamir gelir.

Ben bir Müslümanım. .‫أان مسـلم‬

.‫أنت‬
َ ‫س إلا‬ ِ
َ ‫ما فَه َم الد َّْر‬
Kimse dersi anlamadı, sen hariç. (Merfû’ zamir)

-‫ ك‬munfasıl olarak da yazılır. (Mansub zamir)

Seni gördüm. (Vurgu ilk söylenen kelimededir.) .‫أيت‬


ُ ‫اإيك ر‬
*Zamir nasb edildiği halde ayrık yazılması gerekiyorsa zamirin başına ‫إي‬
‫ ا‬gelir.
Seni gördüm başkasını görmedim. .‫أيت إل اإي َك‬
ُ ‫ما ر‬
(‫ ك‬nesne konumunda.)

* َ ْ‫أَن‬
‫ إلا‬dan sonra gelen zamir ayrık yazılmak zorunda. Nasb olduğu için de ‫ت‬

denilmesi mümkün değil. O zaman bir ‫اإيك‬ ifadesi geliyor ve zamiri kurtarıyor.

www.tekellum.net

270 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

İster nasb durumunda olsun ister ref’ durumunda olsun zamirin ayrık yazılması
gereken iki yer vardır:
1) Cümlenin başı

2) ‫ إلا‬dan sonra gelen zamirler


Eğer munfasıl zamirler merfû durumda ise normal şekilde yazılır, nasb

durumunda ise ‫ اإيك‬şeklinde yazılır.

2)Muttasıl zamirler
Konuşurken onunla başlanmayan zamirdir.

Onu gördüm. (Zamir: ‫ت‬


ُ ve ‫) ُه‬ .ُ‫رأيتُه‬

-Munfasıl ref’ zamirleri

*Ayrık yazılan ref’ zamirleri:

/‫ أَنْـتُ ْم‬.‫ أَنْـتُما‬.‫ت‬ ِ


َ ْ‫ أَن‬/‫ ُه َّن‬.‫ ُُهَا‬.‫ ه َي‬/‫ ُه ْم‬.‫ ُُها‬.‫ُه َو‬
ِ ْ‫أَن‬
َّ ُ ْ‫ أَن‬.‫ أَنْـتُما‬.‫ت‬
.‫ ََْنن‬.‫ أ ََان‬/‫ُت‬

-Muttasıl ref’ zamirleri

*Bir fiilin arkasına bitişmiş ve fâili ifade eden zamirlerdir.

Harekeli ‫ت‬: ‫ذهبت‬


ُ
İkilik elifi: ‫َذ َهبَا‬

Çoğulluk vavı: ‫َذ َهبُوا‬

َ ِ‫تَ ْذ َهب‬
Dişiye hitapta kullanılan ‫ي‬: ‫ي‬

www.tekellum.net

271 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Kadınlardan bahsedildiğini belli eden ‫ن‬


َ:‫ب‬ ِ
َ ْ ‫ َذ َه‬, ‫ب‬
َ ْ ‫ا ْذ َه‬
‫نَـا‬: ‫ذَ َهبنَـا‬
-Munfasıl nasb zamirleri
Nasb durumunda oldukları için ayrık olarak yazılmaları tek başlarına uygun

olmadığı için ‫إي‬


‫ ا‬ile yazılırlar.
-Muttasıl nasb zamirleri
Failin zikrinden sonra bitişik olarak gelen ve nasb durumunda olan ( mefûlün bih)
zamirlerdir.

‫ َسأَلم‬.‫ َسأَ َلَُما‬.ُ‫ \ َسأَلَه‬.‫ َسأَلنا‬.‫َسأَلين‬


Cerr zamirleri
Sadece muttasıl olarak kullanılır. Munfasıl kullanılışı yoktur.

‫( كتابك‬muzafun ileyh olduğu için ‫ ك‬cerr konumundadır.)

ُ‫له‬
‫الضمائر‬

‫ااملتصلة‬ ‫املْنـَف ِصَلُة‬


ُ
‫ذهبت‬ ‫َأْنت‬ ‫الرفع‬

‫َسَأَلكم‬ ‫اإيك‬ ‫النصب‬

‫ له‬،‫كتابك‬ ‫اجلاِـر‬
َ
Nasb zamiri ne zaman ayrık getirilir?

www.tekellum.net

272 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

1)Mefûlün bih olduğunda ve fiilinden önce geldiğinde: ‫َّإي َك نَـ ْعبُ ُد‬
2) Fâiline muzaf olan mastara mefûl olması durumunda:

َ ‫ننتظر ِزيرةَ املدي ِر َّإيان‬


.‫اليوم‬ ُ Müdürün ziyareti

َ ِ‫ي كانت قبل ُمساعديت إ‬


.‫يك‬ ِ َ ُ‫مساعدت‬
َ ‫ك إ اي‬ ُ
Senin bize yardımın, benim yardımımdan önce olmuştu.

3)Atıf harfinde sonra geldiğinde:

.ُ‫وإيه‬
َّ ‫ك‬َ ُ‫رأيت‬ Seni ve onu gördüm.

4)‫’ إلا‬dan sonra geldiğinde:

.‫إيك‬
َ ‫سألت إل‬
ُ ‫ما‬ Ben senden başkasına sormadım.

5)Muttasıl nasb zamirinden sonra geldiğinde:

.‫أين ََمَلَّةُ املدي ِر؟ أعطَيتُهُ َإيها‬ Müdürün dergisi nerede?

-Tek rütbeden iki zamir olursa ayırmak vacip olur. Ancak aynı rütbeden olursa
birleştirmekte ayırmakta caiz olur.

.ُ‫ك َّإيه‬
َ ُ‫أعطَْيـت‬
ْ /ُ‫أعطَْيـتُ َكه‬
ْ ‫أين كتايب؟‬ Benim kitabım nerede?

Ğaib rütbesinde olan zamirler: .‫ن‬


َّ ‫ُه‬ ،‫ ُُهَا‬،‫ ِه َي‬،‫ ُهم‬،‫ ُُها‬،‫ُه َو‬

Muhâtab rütbesinde olan zamirler: .‫أنُت‬


َّ ُ ِ ،‫ أنتُم‬،‫ أنتُما‬،‫أنت‬
،‫ أنتُما‬،‫أنت‬ ْ َ
Mütekellim rütbesinde olan zamirler: .‫َنن‬
َْ ُ ،‫أان‬

www.tekellum.net

273 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس احلادي عشر‬


Durus 4. Cilt
ON BİRİNCİ DERS

MEF’ÛL-İ MUTLAK= ZARF TÜMLECİ

*Fiile ilişkin bilgiler veren cümle ögesidir.


*Mef’ûlü mutlak fiile ait mastar ile yapılır. (temel hali)
*Fiille aynı anlam ve köke sahip bir mastarın nasb şeklinde söylenmesiyle olur.
*Mef’ûlü mutlak fiilin manasını pekiştirebilir, adedini belirtebilir, cinsini beyan
edebilir.
*Bazen de fiilinin yerine geçer.

1. Kullanım: Fiilin manası te’kit eder cinsten


}‫{وكلَّ َم هللا موسى تكليما‬ « Allah bir tür konuşma ile Musa a.s. ile
konuştu.»
2. Kullanım: Fiilin adedini belli etmek

ٍ ‫الولد ضر‬
‫ابت‬ َ َ ُ ‫ضربين‬
« Çocuk bana çokça vurdu. »
َ
.‫الكتاب َطْبَعَتني‬
ُ ‫ُطِبَع‬ « Kitap iki baskı halinde basıldı. »

3. Kullanım: Fiilin cinsini belli etmek

.‫جي َدا‬ ‫حفظت القرآن ِحْف ا‬


ِ ‫ظا‬ « Kur’an’ı güzelce ezberledim.»

ِ ‫قراءة‬
.‫فاهٍم‬ َ ‫قرأ أمحد الدرس‬ « Ahmet dersi anlayan birinin okuyuşuyla
okudu.»
4. Kullanım: Mef’ûlü mutlak fiilin yerine geçer
Fiilin yerine geçmiş mastar → ‫َم ْهلا‬ (Bir dakika bekle)

www.tekellum.net

274 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

*Mastara delil olan, mastarla ilişkili olan herhangi bir şey bazen mastarın yerine
geçebilir. Yerine geçtiği zaman da nasb edilmek suretiyle mef’ûlü mutlak
olduğu anlaşılabilir. Örneğin:

1)Mastara muzaf olan ifadeler mastarın yerine mef’ûlü mutlak olabilir.

.‫بعض َاملؤ َاخَذِة‬


َ ‫املدير‬
ُ ‫َآخَذين‬ « Müdür bazı suçlarda beni suçladı.»

‫َّأي َنٍْوم َتَنام؟‬ « Hangi uykuyu uyuyorsun?»

.}‫أي ُمْن َقلَب يَْن َقلِبُو َن‬


َّ ‫ين ظَلَ ُموا‬ ِ َّ‫{وسي علَم ال‬
‫ذ‬
َ ُ ْ ََ
« Günü geldiğinde zalimler de nereye doğru inkılap edeceklerini bilecekler. »

2)Miktarlar mastarın yerine geçebilir.

ٍ ‫ثلث‬
‫زايرات‬ َ ‫زرته‬ « Onu üç kere ziyaret ettim.»

ٌ ‫ُضِر َب‬
.‫فلن عشرين َضْرَباة‬ « Falanca yirmi darbe aldı. »

3) Mef’ûlü mutlak konumunda olan mastarın sıfatı pozisyonunda olup onun


özelliğini alabilir.

ِ
َ ‫َفهْم ُت َّالد‬
.‫رس جي ادا‬ « Dersi iyi anladım. »

4)İsm-i mastar: Mastarın görevini alan isimdir. Ancak ism-i mastarın harfleri
mastardan daha azdır.

‫َكَّلْم ُت َك ا‬
.‫لما‬

www.tekellum.net

275 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫ضوء‬
ُ ‫الو‬
ُ ifadesi ‫ُّؤ‬
ُ ‫ الت ََّوض‬ifadesinin ism-i mastarıdır. (abdest almak)
5)Birbirine benzeyen mastarlar birbirinin yerine kullanılabilir.

.]٨/‫{وَتَبَّت ْل ِإَلْيِه َتْبِتيل}[املزمل‬


َ « O’na tam bir yönelişle... »

6)İsm-i işâret mastarın görevini üstlenebilir.

ِ ‫َأَتسَتْقِبُلين هذا‬
‫االستْق َبال؟‬ « Beni bu karşılayışla mı karşılayacaksın? »
ْ

7)Kendine dönen zamir

‫دت ْاجِت ا‬
.‫هادا مل َ َْيَتِهْده َغِْْيي‬ ُ ‫اجته‬
َ
« Benden başka kimsenin yapamadığı bir çalışma ortaya koydum. »

8)Eş anlamlı: Mastarla eş anlamlı başka bir kelime de kullanılabilir.

Not: Mef’ûlü mutlak fiil sayesinde vardır. Yukarıda sayılan şekillerde mef’ûlü
mutlak gelebilir. Fiilsiz olarak mef’ûlü mutlak yapılması caizdir. Eğer mef’ûlü
mutlak fiilin cinsine, nasıl yapıldığına veya sayısına işaret ediyorsa fiil atılabilir.

‫باركا‬
َ ‫قُدوما ُم‬
« Ayağınız bereketli geldi. »

.‫كا‬ ‫َقِدْم َت ُق ا‬
‫دوما ُمبارَ ا‬
« Mübarek bir adım attın. (yapılan fiilin cinsi belli ettiği için fiil atılmış) »

www.tekellum.net

276 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫ض ْربَاة‬
َ ‫ضربته‬ « Ona bir tane vurdum. »

* Mastar-ı Merre : Mastar-ı merre fiilin kaç kere yapıldığını belli eder. Sülâsi
mücerred fiilden türetilir.

‫ فَ ْعلَة‬vezninde türetilir. Ğayri sülâsi mücerred fiillerin bir de ‫ ت‬ilavesi olur.

.‫الصلة على امليت‬


َ ‫أربع تكبْيات يف‬
َ ‫نكّب‬
« Biz cenaze namazında dört tane tekbir getiririz.»

*Asli mastarın orijinalinde ‫ ت‬varsa o zaman adede delil olan şey ondan sonra
« Biz cenaze namazında dört tane tekbir getiririz.»
zikredilir.

.‫واحد اة‬ ‫حلت ِرحل اة‬


ُ ‫َر‬ « Bir yola çıktım. »

.‫واحدة‬ ‫َأَقْم ُت ا‬
‫إقامة ا‬ « Bir kere kamet getirdim.»

.‫ترمجت الكتاب تَ ْر َمجَ اة واحد اة‬ « Kitabı bir kez tercüme ettim. »

‫علم‬ ِ ‫اجلس ِجْلسَة‬


ٍ ‫طالب‬ « İlim talebesinin oturuşu gibi otur. »
َ

‫ِجْل َسة‬ « (oturuş) nev-heyet mastarıdır. »

*Heyet(nev) mastarı: Fiilin nasıl yapıldığına ilişkin veri veren mastar.

‫ فِ ْعلَ ٍة‬vezni ile belirtiliyor mastar.

www.tekellum.net

277 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

}‫{فَأَّما َم ْن َثُقَل ْت َمَو ِازُينُه َفُهَو ِيف ِع َيشٍة َر ِاضَيٍة‬


َ ]٧-٦ /‫[القارعة‬
« Onlara gelince, onların tartıları ağır basmıştır, onlar razı olunacak bir yaşayış
içindedir.»

."‫"فإذا َقَتْلتم َفأ ْحِسنوا ِالقْتَلَة‬


Onları öldürdüğünüzde de öldürme tarzını güzel yapın. (Hadis-i Şerif)

‫َأ َح َش افا َو ُس َوء ِكَيلٍة ؟‬


Hem kötü bir hurma hem de kötü bir ölçekle mi satıyorsun?

(iki tane mekruh hasleti bir araya getirmek)

ِ ‫م َشين ا ِم ْشيَة َّالل‬


‫يث‬ َ ْ َ Aslan tarzında bir yürüyüşle yürüdük,

‫يث َغ ْضَب ُان‬ َّ ،‫َغَدا‬


ُ ‫والل‬ Sabah, aslan da sinirlidir.

Not: Mastar-ı heyet, sülâsi mücerred dışı türemiş fiillerden yapılmaz.

*‫ب‬
ٌ َ‫ ُمْن َقل‬ifadesi mastar-ı mim’e örnektir. Yani başında ziyâde bir mim vardır.

‫ضَرب‬
ْ ‫َم‬ (vurmak)

‫َمََات‬ (ölüm, ölmek)

‫َم ْق ِد َرة‬ (yetenek)

*Sülâsi mücerred fiillerin mastarları ism-i mef’ûlleri vezninden gelir.

www.tekellum.net

278 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس الثان عشر‬


Durus 4. Cilt
ON İKİNCİ DERS

‫املفعول ألجله‬ ‫املفعول له‬


Mef’ûl Leh / Mef’ûl Li’eclih

‫مل أخرج خوفا من املطر‬ «Yağmurdan korktuğum için dışarı çıkmadım.»

‫ت حبا للنحو‬
ُ ‫حضر‬
ْ «Nahvi sevdiğim için derse katıldım.»

*Mef’ûl Leh tenvinli gelebildiği gibi muzaf olarak da gelebilir:

ٍ ‫و َال َتْقُتُل ْوا أَوالَدُكم خ ْشيَة ِإم‬


‫الق ح َّْنُن َنْرُزُقُهْم َ ِوإحَّيُكم‬ ْ َ َ ْ ْ َ
«Çocuklarınızı yoksulluk korkusuyla öldürmeyin. Onları da sizi de biz
rızıklandırıyoruz.» (İsra,31)

www.tekellum.net

279 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫َهحال‬
*Bu edat fiil cümlelerinde kullanılır. Muzâri’ fiille kullanıldığında bir
eyleme teşvik, mâzi olarak kullanıldığında da azarlama ve sitem anlamı
vardır.

! ‫َه حال ِإ ْجَتَهْد َت‬ Çalışsaydın ya! ! ‫َه حال َت ْسَمُع‬ Dinlesen ya!

! ‫َه حال َأ ْكَرْم َت َأَبَوْي َك‬ Anne babana hürmet ! ‫َه حال َ َْيُر ُج‬ Çıksa ya!
etseydin ya!

‫حرف التندمي‬ ‫حرف التحضيض‬


Kınama, pişman etme Teşvik, kışkırtma

‫ لوال‬٬ ‫ لوما‬٬ ‫ حأال‬٬ ‫َأال‬ kelimeleri de

‫ حتضيض‬ve ‫تندمي‬ anlamlarında kullanılırlar:

‫ات َِِب ُنفِسِهْم َخْْيا َوَقُالوا َهَذا ِإْف ٌك ُّمِب ٌي‬ ِ َ ‫َلْوَال ِإْذ ََِسْعُتُم ُوه َظحن ْالُمْؤِمُن‬
ُ ‫ون َوْالُمْؤمَن‬
«Bu (iftirayı) işittiğinizde, mü'min erkekler ve kadınlar birbirleri hakkında iyi
zanda bulunup da, "Bu düpedüz bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?» (Nur,
12)

َ ‫اَّلل َلَعحل ُكْم ُتْرََُح‬


‫ون‬ َ‫ون ح‬ َ ‫َق َال ََّي َقِْومَِمل َت ْسَتْعِجُل‬
َ ‫ون ِِب حلسِيَئِة َقْبَل َْاْل َسَنِة َلْوَال َت ْسَتْغِفُر‬
«(Salih) "Ey kavmim!" dedi, "Niçin iyi olan dururken kötü olanın çabucak
gelmesini istiyorsunuz? Niçin Allah'tan af dilenmiyorsunuz? Belki ilahi rahmete
nail olursunuz. "» (Neml, 46)

www.tekellum.net

280 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫ي‬ ِ ِ ‫لو ما ََتْتِينا ِِبلْمالئِ َك ِة إِن ُكنت ِمن ال ح‬


َ ‫صادق‬ َ َ َ َ َ ْ
"Eğer doğru söylüyor idiysen, bize meleklerle gelseydin ya!"

‫وب من ذنبِك‬
ُ ُ‫أَالح تَت‬
«Neden günahından tevbe etmezsin?»

‫أََال ُِحتبُّو َن أَن يَ ْغ ِفَر ح‬


‫اَّللُ لَ ُك ْم‬
«Allah’ın sizi bağışlamasını arzu etmez misiniz? »
(Nur, 22)

‫"ال" َالع ِاطَفُة‬

.‫ ال رهبة من املتحان‬,‫َرغبة يف العام‬ « İlme rağbetten dolayı, imtihandan


korkudan dolayı değil.»

ِ ‫ال الع‬
‫ال‬, ُ‫اط َفة‬
*Bu َ ‘sıdır. İlk ifade dahil edilir, ikinci kısım ihraç edilir. Atıftan
sonra gelen kısım cümle olmayan müfred bir ifade olmalı. La ve kendinden
sonraki gelen mâtuf’u olumlu cümleden veya emirden sonra gelir.

.‫ ال حيحة‬,‫اشرتيت الدجاجت مذبوحة‬ « Tavuğu kesilmiş olarak aldım, canlı


olarak almadım. »

.‫املدرس‬ ِ
‫ ال‬,‫اسأل املدير‬ «Müdüre sor hocaya değil. »
َ

www.tekellum.net

281 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس الثالث عشر‬


Durus 4. Cilt
ON ÜÇÜNCÜ DERS

/ Temyîz

«Bir litre süt içtim.»

Burada kelimesi bir miktara işaret etmekle birlikte su, süt, yağ ...vs.
kelimeler gelmediğinde anlam tamamlanmaz.

«İbrahim el yazısında benden daha iyidir.»

Bir insan diğerinden birçok açıdan daha iyi olabilir.

Bu örnekte kelimesi İbrahim’in hangi açıdan daha iyi olduğunu


gösterir.
Temyîzler mansûbdur.

İki çeşit temyîz vardır:

a) ‫مَتِيُيز ًالذ ِات‬ (Temyîz-i zât): Nicelik belirten kelimelerden sonra gelirler.

Dört çeşit nicelikten söz edilebilir:

1) ‫( مالعمدُد‬sayı) : .‫اي مأب ِت ِِإِّن مرمأْي ُت مأحمد مع مشمر مكْومكًبا‬

«Babacığım, 11 gezegen gördüm.» (Yusuf, 4)

www.tekellum.net

282 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

11’den 99’a kadar sayıların temyizi mensub olarak gelir.

3’ten 10’a kadar çoğul ve mecrûr, 100 ve 1000’den sonra ise tekil ve mecrur
gelir. (Cilt 2, Ders 24)

2) ‫الساحة‬
ُ (uzunluk): .‫ْإشممَتْي ُت ِمًَْتا محِرًيرا‬ «1 metre ipek aldım.»

3) ‫الكْي ُل‬
‫م‬ (hacim): .‫أعطِِن ِلْمَتْيِن محِلًيبا‬
ِ «Bana 2 litre süt ver.»

4) ‫( مالوْزُن‬ağırlık): .‫قاال‬
ً ‫غرام ُبرت‬
ٌ ‫كيلو‬
ُ ‫عندي‬ «Bir kilo portakalım var.»

*Nicelik manası taşıyan başka kelimeler de temyîz alır. Örneğin:

1) ‫مكْم‬ Kelimesi nicelik manası taşır. ‫مكْم ِبْنًتا مل مك؟‬ «Kaç kızın var?»

2) .‫سحاًب‬
ً ‫السماء مق ُدر راحة‬
َّ ‫ما يف‬ «Gökyüzünde avuç içi kadar bulut yok.»

Burada ‫مقْدُر راحة‬ nicel bir büyüklük manası taşıyor.

3) .‫يس مدِق ًيقا‬ ِ


ٌ ‫مه ْل عندك ك‬ «Bir çuval buğdayın var mı?»

Burada ‫يس‬
ٌ ‫مك‬ nicel bir büyüklük (hacim) manası taşıyor.

4) .‫مفمم ْن ميْغمم ْل ِمْثمقمل مذَّرٍة مخًْْيا ميمرُه‬

«Kim zerre ağırlığında bir hayır işlerse onu görür?»

Burada ‫ِمْث م‬
‫قال مذَّرٍة‬ nicel bir büyüklük (ağırlık) manası taşıyor.

www.tekellum.net

283 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

*İki çeşit temyîz vardır:

Temyîz-i zât gerek ‫ِم ْن‬ harf-i cerri alması, gerekse muzaf-ı ileyh olması

nedeniyle mecrûr olabilir:

Ancak bu kural, sayının temyizinde uygulanmaz, zira onun kendi kuralları


vardır.

a) ‫مَتِيُيز ًالذ ِات‬ (Temyîz-i zât): Nicelik belirten kelimelerden sonra gelirler.

b) ‫مَْتِييز ِِالن ْس ِبة‬ (Temyîz-i nisbe): Cümlede belirtilen bir fikrin hangi açıdan

geçerli olduğunu belirtmek için kullanılır.

.‫الب ُخُلًقا‬ َّ ‫محسمن مهمذا‬


ُ ‫الط‬ «Bu öğrenci ahlâken iyidir.»
ُ

Bu temyîz cümlede fail ya da mef’ûl bih yerine getirilebilir:

www.tekellum.net

284 / 299
‫دروس اللغة العربية ‪ -‬الجزء الرابع‬

‫الدرس الرابع عشر‬


‫‪Durus 4. Cilt‬‬
‫‪ON DÖRDÜNCÜ DERS‬‬

‫احلال‬
‫‪«Sâhibü’l-Hâl»in cümledeki eylem sırasındaki durumunu belirten isimdir.‬‬

‫منصوب‬
‫جاء بالل راكبا‬

‫‪Hâl‬‬ ‫‪Sâhibü’l-Hâl‬‬ ‫‪Eylem‬‬

‫جاء راكبا‪.‬‬ ‫كيف جاء بالل؟‬


‫كلمين الرجل جالسا‬

‫سمع األذان واضحا‬


‫ُي ُ‬
‫اشرتيت الدجاجة مذبوحة‬

‫الطفل يف الغرفة انئما‬

‫هذا اهلالل طالعا‬

‫‪www.tekellum.net‬‬

‫‪285 / 299‬‬
‫دروس اللغة العربية ‪ -‬الجزء الرابع‬

‫جمتهد ِ‬
‫مستأذان‬ ‫طالب ٌ‬
‫جاءين ٌ‬ ‫سألين ابن مدرس غاضبا‬

‫طالب‬
‫جاءين سائال ٌ‬
‫ولد و هو يبكي‬
‫جاءين ٌ‬

‫احلال‬

‫املفرد‬ ‫اجلملة‬

‫دخل املدرس الفصل حامال كتبا كثرية‬

‫االمسية‬
‫الفعلية‬
‫حفظت القرآن و أان صغري‬

‫املاضي‬ ‫املضارع‬

‫التحقت ابجلامعة و قد خترج أخي‬ ‫جلست أستمع إل القرآن الكري‬

‫‪www.tekellum.net‬‬

‫‪286 / 299‬‬
‫دروس اللغة العربية ‪ -‬الجزء الرابع‬

‫حكن‬
‫يض ْ‬
‫جاءت األخوات ْ‬
‫دخلت مكة و الشمس تغرب‬
‫رجع الطالب و هم متعبون‬

‫جاء الطالب ضاحكا‬

‫ضاحكْ ِي‬
‫َ‬ ‫جاء الطالبان‬
‫ِ‬
‫ضاحكَْي‬ ‫جاء الطالب‬
‫ضاحكات‬
‫َ‬ ‫جاءت الطالبات‬
‫ضاحكتي‬
‫َ‬ ‫جاءت الطالبتان‬
‫ضاحكة‬
‫َ‬ ‫جاءت الطالبة‬

‫‪www.tekellum.net‬‬

‫‪287 / 299‬‬
‫دروس اللغة العربية ‪ -‬الجزء الرابع‬

‫الدرس اخلامس عشر‬


‫‪Durus 4. Cilt‬‬
‫‪ON BEŞİNCİ DERS‬‬

‫َإال‬
‫جنح الطالب كلهم إال خالدا‪.‬‬ ‫سَوى‬

‫َغْري‬
‫أداة االستثناء املستثىن‬ ‫املستثىن منه‬
‫َما َعَدا‬

‫َما َخَال‬

‫تام‬ ‫متصل‬

‫مفرغ‬ ‫منقطع‬

‫االستثناء‬

‫مجلة االستثناء‬
‫‪www.tekellum.net‬‬

‫‪288 / 299‬‬
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Munkatı’ : Müstesnâ her zaman mansûbdur.

ٍ ‫لكل‬
‫داء دواء إال‬ «Ölüm hariç her hastalığın ilacı vardır.»

‫املوت‬
َ
Muferrağ :
«İllâ» yokken müstesnâ ne i’rabda olurdu ise yine o i’rabda olur:

‫رسب ما‬ .‫ما رأيت إال بالال‬ ٍ ‫ما حبثت إال عن‬
َ ‫بالل إال‬ .‫خالد‬

Muttasıl
Cümle mûceb ise müstesnâ mansûbdur:

.‫الشرك‬
َ ‫الذنوب ركَلها إال‬
َ ‫يغفر هللا‬ «Allah şirk hariç tüm günahları bağışlar.»

Cümle gayr-i mûceb ise müstesnâ ya mansûb olur ya da müstesnâ


minh ile aynı i’râbda olur:

.‫ حامدا‬/ ‫الطالب إال حامد‬


‫ر‬ ‫ما حضر‬ «Hamid hariç kimse gelmedi.»

‫َغ ْير‬ ve ‫س َوى‬ ’dan Sonraki Müstesnâ’nın İ’râbı

Müstesnâ mecrûr olur. ‫غ ْي‬


َ ve ‫ سوى‬kelimeleri ise ‫ إال‬ile müstesnâ ne olurdu ise
‫ر‬ َ
öyle i’rablanırlar:

www.tekellum.net

289 / 299
‫دروس اللغة العربية ‪ -‬الجزء الرابع‬

‫جنح الطالب َغي ٍ‬


‫حامد‬ ‫ٍ‬
‫‪.‬حامد غير جنح ما‬
‫ر َ‬

‫الطالب إال حامدا‬


‫ر‬ ‫جنح‬ ‫‪.‬ما جنح إال حامد‬

‫ما جنح الطالب َغي‪َ /‬غي ٍ‬


‫حامد‪.‬‬ ‫ر َ ر‬

‫الطالب إال حامدا ‪ /‬حامد‬


‫ر‬ ‫‪.‬ما جنح‬

‫‪َ ile aynıdır, fakat ism-i‬غْري ‪ da‬سَوى‬


‫‪maksûr olduğu için onda i’rabın etkisi‬‬
‫‪görülmez.‬‬

‫الطالب ما عدا ثالثة‪.‬‬


‫َ‬ ‫اختربت‬
‫ر‬ ‫»‪«Üçü hariç öğrencileri sınav ettim.‬‬

‫ركُّل شي ٍء ما خال َهللا ابطل‬ ‫»‪«Allah’tan başka her şey batıldır.‬‬

‫‪www.tekellum.net‬‬

‫‪290 / 299‬‬
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس السادس عشر‬


Durus 4. Cilt
ON ALTINCI DERS

‫الخفيفة‬ ‫الثقيلة‬

!‫اُ ْخ ُر َج ْن‬ Çık! !‫اُ ْخ ُر َجن‬

Maksad: Konuşanın vurgulu konuşma ihtiyacı duyması halinde kullanılır.


Ağır Nûn-ı Tevkid’de şeddeli nun, Hafif Nûn-ı Tevkid’de sakin nun
kullanılır.
Nûn-ı Tevkîd, muzâri’ fiil ve emr ile kullanılır. Mâzi fiil ile kullanılmaz.

1)Nûn ile tevkîd edilen fiillerin sonundaki hareke değişimleri:

(‫ )ا‬Müzekker Muhâtap

‫اِ ْذ َه َ ن‬
ْ‫ب‬ ْ‫ب‬ ِ
ْ ‫ا ْذ َه‬ Git (emir)

ْ‫ب‬
‫التَ ْذ َه َ ن‬ ْْ ‫التَ ْذ َه‬
‫ب‬ Gitme

ْ‫ب‬
‫تَ ْذ َه َ ن‬ ْ‫تَ ْذ َهب‬ Gidersin

Kelimenin sonu fethâ ile binâ edilir.

www.tekellum.net

291 / 299
‫دروس اللغة العربية ‪ -‬الجزء الرابع‬

‫‪) Cem’i Müzekker: Çokluk vavı düşüyor.‬ب(‬

‫اِ ْذ َه ن‬
‫بْ‬ ‫اِ ْذ َهبو‬ ‫)‪Gidin (emir‬‬

‫بْ‬
‫التَ ْذ َه ن‬ ‫التَ ْذ َهبو‬ ‫‪Gitmeyin‬‬

‫بْ‬
‫تَ ْذ َه ن‬ ‫تَ ْذ َهبو َنْ‬ ‫‪Gidersiniz‬‬

‫‪) Müennes Muhâtap‬ج(‬

‫اِ ْذ َهِ ن‬
‫بْ‬ ‫اِ ْذ َهِبْ‬ ‫)‪Git (emir‬‬

‫التَ ْذ َهِ ن‬
‫بْ‬ ‫التَ ْذ َهِبْ‬

‫تَ ْذ َهِ ن‬
‫بْ‬ ‫تَ ْذ َهبِ ْ َ‬
‫يْ‬

‫‪) Tesniye‬د(‬

‫اِ ْذ َهبَانْ‬ ‫اِ ْذ َهبَا‬ ‫)‪Gidin (emir‬‬

‫التَ ْذ َهبَانْ‬ ‫التَ ْذ َهبَا‬ ‫‪Gitmeyin‬‬

‫تَ ْذ َهبَانْ‬ ‫تَ ْذهب ِ‬


‫انْ‬ ‫‪Gidersiniz‬‬
‫ََ‬

‫‪) Cem’i Müennes‬ه(‬

‫اِ ْذ َهبَانْ‬ ‫بْ‬ ‫ِ‬


‫ا ْذ َه ْ َ‬
‫)‪Gidin (emir‬‬

‫التَ ْذ َهْبنانْ‬ ‫بْ‬


‫التَ ْذ َه ْ َ‬
‫‪Gitmeyin‬‬

‫‪Gidersiniz‬‬
‫تَ ْذ َه ْ َْ‬
‫ب‬
‫‪ْwww.tekellum.net‬ذ َهْبنانْ‬
‫تَ‬
‫‪292 / 299‬‬
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

(‫)و‬Nâkıs Fiiller

‫اِْم ِش َ ن‬
ْ‫ي‬ ِ ‫اِْم‬
ْ‫ش‬ Yürü (emir)

ْ‫ي‬
‫التَْن َس ن‬ ْ‫س‬
َ ‫التَْن‬
Unutma

ْ‫ْادع َو نن‬ ْ‫ْادع‬ Davet et

2)Fiilin nûn ile tevkîdinin mevzileri:


Emir fiilinde: Emirlerin mutlak olarak ile tevkîd edilmesi caizdir.

Örneğin: ْ‫ا ْخر َج نن‬

Fiil-i Muzâri’de:
*Talebî olduğu zaman tevkîd edilmesi caizdir.

Nehiy:

ؕ‫ْاللهَْ َغافِالًْ َع نماْيَ ْع َملْالظنالِمو َْن‬


ّٰ ‫ب‬ ‫َْت َس َ ن‬
َْ ‫َوَال‬
{ Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma!} {İbrahim | 42}

Lâmul emr:

.‫ْيفْمكانِه‬ ٍ ُّ ‫لِيجلِس نن‬


َ ‫ْكلْواحد‬ َ َْ
Her biri kendi yerinde otursun.

İstifham:
ِ
ٌ ‫أت َسافَر ننْوأنتْمر‬
‫يض؟‬
Sen hastayken seyahat mı edeceksin?

www.tekellum.net

293 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Talep Cümlesi:

َ ‫َْتتَ ِه َد ننْفَقدْاقتَ َر‬


.‫بْاالمتحان‬ َْ ‫َهال‬
İmtihan yaklaştı artık çalışman gerekir.

*Şart )‫‘ (إ نما‬sından sonra geldiği zaman tevkîdi vâcibe yakındır.

ْ‫اِنماْيَْب لغَ ننْعِْن َد َكْالْ ِكبَ َرْاَ َحده َْمٓاْاَْوْكِ َالُهَاْفَ َالْتَق ْلْ ََل َْمٓاْاف‬
{Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! }
{İsrâ | 23}

*Cevâb-ı kasem olarak geldiği zaman tevkîdi vâcib olur ve bu 3 şart ile
gerçekleşir.
1-Müspet olması
2-Müstakbel olması (geleceğe yönelik)
3-Lâm-ı cevâbiye ile arasında bir fâsıla olmaması
ّٰ َ‫وت‬
َ َ‫الل ِه َْال‬
ْ َ‫كيد ننْا‬
ْ‫صنَ َامك ْم‬ َ
{Allah’a yemin ederim ki putlarınıza bir oyun oynayacağım!} {Enbiyâ | 57}

! Bu şartlardan birisi gerçekleşmezse tevkîdi câiz olmaz. Bunlar:


.‫واهللْالْأخرج‬
Allah’a yemin olsun ki çıkmayacağım.
(İfade olumsuz olduğundan tevkîd edilmedi.)

َ ُّ‫واهللِْأل ِحب‬
.‫ك‬

www.tekellum.net

294 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Allah’a yemin olsun ki seni seviyorum. (Gelecek manası yok. Hâl bildiriyor.)

.‫اهللْإلَلْاملدي ِرْأَ ْشكوك‬


َ ‫و‬
Allah’a yemin olsun ki seni müdüre şikâyet edeceğim.
(Fiil cevap lâm ından ayrıldığı için tevkîd edilmedi.)

“ ْ‫“ أف‬ ifadesi bir ism-i fiildir. Muzâri’dir. Sıkıntı içerisindeyim, ızdırap
hâlindeyim anlamındadır.

“ ْ‫بَ ْل‬ “ önceki fikirden zıt yahut farklı bir fikre geçmek için kullanılır.
Başlangıç harfidir. Cümleden önce gelir.

www.tekellum.net

295 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫الدرس السابع عشر‬


Durus 4. Cilt
ON YEDİNCİ DERS

Gayr-ı Munsarıf Kelimeler

Kesra ve tenvin almazlar. İki çeşidi vardır.


Tek illetten dolayı gayr-ı munsarıf olan kelimeler:
1)Sonunda elif-i maksûra veya elif-i memdûde bulunan kelimeler:

.ُ‫أص ِدقَاء‬
ْ ‫ و‬،ُ‫ وفُ َقراء‬،ُ‫وَحْراء‬
َ ،ُ‫وص ْحراء‬
َ ،‫وه َدايَا‬
َ ،‫وفَتَ َاوى‬،‫وحْب لَى‬
ُ ،‫ودنْيَا‬
ُ ،‫ضى‬
َ ‫َمْر‬
2)‫اجلُم وع‬ ‫ُمْنتَ َهى‬ veznine sahip olan kelimelerdir. İki tane ‫اجلُم وع‬ ‫ ُمْنتَ َهى‬vezni
ُ ُ
ِ ‫اعيل " "م َف‬
" ‫اعل‬ ِ ‫"م َف‬
vardır bunlar; َ َ
Örneğin:

ُ ِ‫ وثَ َعاب‬،‫أسابيع‬
.‫ني‬ ِ َ ،‫ وفَنَ ِاد ُق‬،‫يح‬
ُ َ‫ وف‬،‫ و َر َسائ ُل‬،ُ‫وشوا ِرع‬
ُ ‫ و‬،‫ناجني‬
ِ ،‫اجد‬
ُ ‫وم َفات‬
َ ُ ‫َم َس‬
! Aynı zamanda kendisi tekil olup ‫( ُمْنتَ َهى اجلُ ُم وع‬çoğul) vezniyle söylenen
kelimelerde böyledir. Örneğin:

‫س‬ ِ ‫ وب‬،‫ماطم‬
‫طاط‬ ِ َ‫ط‬,‫ وسرا ِويل‬،‫اشري‬
ِ ‫وطَب‬
ُ َ ُ ُ َ ُ ََ
İki illetten dolayı gayr-ı munsarıf olan kelimeler:
Bunlar özel isim veya sıfat olurlar.
1)Özel isimler;
-Müennes oldukları zaman gayr-ı munsarıf olurlar. Örneğin;

.ُ‫ وَحزة‬،‫نب‬
ُ ْ‫وزي‬
َ ،ُ‫آمنة‬
ُ‫آمنة‬: lâfzı ve manâsı dişidir.

www.tekellum.net

296 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

‫نب‬
ُ ْ‫زي‬:
َ manâsı dişidir.
ُ‫َحزة‬: lâfzı dişidir.
! Eğer orta harfi sakin olan ve üç harften oluşan bir özel isimse, ( ‫ َد ْعد‬،‫ ِهْند‬,‫) ِرمي‬
bunların esre ve tenvin alması da almaması da câizdir. Her iki durumda bunlar
için geçerlidir. Ancak esre ve tenvin almaları evlâdır.
2)Yabancı isimler, gayr-ı munsarıftırlar. Örneğin;

.* ‫ ولَْند ُن‬،‫ و باكستا ُن‬،‫اهيم‬


ُ ‫إبر‬
-Orta harfi sakin olan üç harfli bir eril isimse munsarıf olur. Örneğin;

. ٌ‫وشاه‬
َ ، ‫ وخا ٌن‬، ‫وجْر ٌج‬ ٌ ‫ ِش‬,‫نوح‬
ُ ، ‫ ولُو ٌط‬،‫يث‬ ٌ
-Eğer üç harfli ortası sakin olup dişi bir isimse gayr-ı munsarıf olur. Örneğin;

.)َ‫وش (مدينة يف تُْركِية‬ ‫وم‬ ،)‫ة‬ ‫س‬‫ن‬


ْ‫ر‬ ‫ف‬
َ ‫يف‬ ‫ة‬
ٌ ‫(مدين‬ ،‫يس‬ ِ‫ ون‬،‫وَحص‬ِ ،‫ب ْلخ‬
ُ ُ َ َ َ ُ ُ ْ ُ َ
3) ‫ فُ َعل‬vezninde olursa;

.‫وهبَ ُل‬
ُ ،‫وز َح ُل‬
ُ ،‫وزفَ ُر‬
ُ ،‫عُ َمُر‬
4)Ziyâde bir elif ve nun ile biten özel isimlerde gayr-ı munsarıftırlar.

.‫ وعُثْ َما ُن‬،‫وش ْعبَا ُن‬


َ ،‫ضا ُن‬
َ ‫ورَم‬
َ ،‫َمْروا ُن‬
5) Fiil vezninden olurlarsa;

ُ ‫ ويَِز‬،‫أَحد‬,
‫يد‬ ُ ‫ب‬ ُ ‫يَ ْعُر‬
6) Birleşik isimlerde gayr-ı munsarıftırlar.
ِ
.‫وت‬
ُ ‫ضَرَم‬
ْ ‫وح‬ ُ ‫َم ْعدي َك ِر‬
َ ،‫ب‬
! Bir kelimede tenvin varsa bu o kelimenin isim olduğunun göstergesidir.

www.tekellum.net

297 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Gayr-ı Munsarıf Sıfatlar


Sıfat şu durumlarda gayr-ı munsarıf olur:

1)‫ أفْ َعل‬vezninde olursa;

.‫أَحَُر‬
ْ ‫ و‬،‫أحسن‬
ُ ‫ و‬،ُ‫أكرب‬
Ta ile dişileştirilemeyen isimler bu kurala dahildir. Örneğin bu kelime gayr-ı
munsarıf değildir. Eril: ‫أرَمل‬
ْ Dişil: ٌ‫ْأرَملَة‬
2) ‫ فَ ْع الن‬vezninde olurlarsa;

‫ ومآل ُن‬،‫وعطْ َشا ُن‬


َ ،‫وشْب َعا ُن‬
َ ،‫َجوع ا ُن‬
3) Mağdûl olurlarsa;
Bunlar iki şeydir.

-‫ فُ َعال‬ve ‫ َم ْف َعل‬vezninde olan adetler:

‫ث‬
ُ َ‫ومثْ ل‬
َ ،‫ومثْ ََن‬
َ ،ُ‫وربَاع‬
ُ ،‫الث‬
ُ ُ‫ث‬
‫ثالثة ثالثة‬ üçer üçer

‫أَربعة أَربعة‬ dörder dörder

-‫ُخ ر‬
َ ‫ أ‬kelimesi de gayr-ı munsarıf oluyor.
َ
*Bu kelime ‫ أخرى‬kelimesinin çoğuludur. ‫ أخرى‬kelimesi de ‫آخر‬
َ kelimesinin
َ َ
dişisidir. Eril ve tekil olan ‫آخر‬
َ kelimesi ‫ أفعل‬veznindedir. ‫ أفعل‬ifadesi nekre
olması durumunda çoğul ve dişi olmaz. Ancak bu vezindeki ‫آخر‬
َ kelimesi ise
böyle değildir. Hem çoğullaşır hem dişilleşir. Kendinde sonra da ‫من‬

zikredilmez. ‫أخر‬
َ ismi bu sebeple İsm-i Tafdil’den değişmiştir ve sarftan da
ُ
yasaklanmıştır.

www.tekellum.net

298 / 299
‫ الجزء الرابع‬- ‫دروس اللغة العربية‬

Gayr-ı Munsarıf’ın ahkâmı şunlardır:

1)Sonuna tenvin gelmez.

2)Muzâf olmadığı ve başına ‫ ال‬gelmediği sürece fethâ ile cerr edilir. Kesra ile
cerr edilmez.

‫ ال‬alırsa kesra ile cerr edilir. Örneğin;


3)
ِ ‫ت يف كثري من امل َد‬
.‫ارس‬ ُ ‫در ْس‬ ِ ‫ت يف َم َد‬
َّ ،‫ارس اململكة‬ ُ ‫در ْس‬
َّ ‫س كثرية ؟‬
َ ‫ست يف َم َدا ِر‬
ُ ‫در‬
َّ
َ
Müntehâl cüm’u vezninden mengûs kelime yani sonunda ya olan kelimeler
munsarıf muamelesi görüyor. Reff ve cerr durumunda ya atılıyor, nasb
durumunda ya ortaya çıkıyor. Tenvin de alıyorlar. Örneğin;

. ٌ‫هذه الكلمة هلا َم َعان كثرية‬ Merfû


ِ
.‫الكلمة‬ ‫أعرف َم َعاينَ كثريةً هلذه‬ُ Mensûb

.‫تُ ْستَ ْع َم ُل هذه ال َكلِ َم ِة ِِبََعان كثرية‬ Mecrûr

www.tekellum.net

299 / 299

You might also like