You are on page 1of 107

TEORİK ÇERÇEVESİ VE

GÜNCEL UYGULAMALARI İLE


TOPLUM ARKEOLOJİSİ

This volume explores the relationship between archaeology and

Public Archaeology
contemporary society, especially as it concerns local communities
living day-to-day alongside archaeological heritage. The
contributors come from a range of disciplines and offer inspiring
views emerging from the marriage of archaeology with a number
of other fields, such as economics, social anthropology,
ethnography, public policy, oral history and tourism studies, to
form the discipline of ‘public archaeology’. There is growing
interest in investigating the meanings of archaeological assets and
archaeological landscapes, and this volume targets these issues
with case studies from Greece, Italy, Turkey and elsewhere. The
book addresses both general readers and scholars with an interest
in how archaeological assets affect and are affected by people’s
understanding of landscape and identity. It also touches upon the
roles played in these interactions by public policy, international
conventions, market economies and the theoretical frameworks
of public archaeology.

Front cover: şemebo


D ğazı — ancient road, Kovanlık, Antalya (photo Ekin Kazan) Derleyen

Işılay Gürsu
Back cover: Ariassos arch — gateway to the city, Akko , Antalya (photo Ekin Kazan)

Işılay Gürsu

British Institute at Ankara

Monograf 52
BIAA (Türkçe çeviri)
ISBN 978 1 912090 80 52 2021
TEORİK ÇERÇEVESİ VE
GÜNCEL UYGULAMALARI İLE
TOPLUM ARKEOLOJİSİ

Derleyen
Işılay Gürsu

BRITISH INSTITUTE AT ANKARA


Monograf 52
(Türkçe çeviri)
2021
Yayınlayan
British Institute at Ankara
10 Carlton House Terrace, Londra SW1Y 5AH
www.biaa.ac.uk

ISBN 978 1 912090 17 4

Kapak fotoğrafı: Döşemeboğazı - Antik Yol - Kovanlık, Antalya. Fotoğraf: Ekin Kazan

© British Institute at Ankara 2021

Tüm metnin yayım hakları saklıdır.


Bu yayın British Institute at Ankara’nın izni olmadan çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz.

Çeviri: Işılay Gürsu


Düzeltmeler: Can Semercioğlu
Dizgi: Abby Robinson
İçindekiler
Önsöz v
Figürler vi

Giriş Işılay Gürsu 1

1. Geçmiş, mekan ve insan: arkeoloji ve toplumdaki yeri Reuben Grima 5

2. Toplum arkeolojisi teorileri üzerine bir değerlendirme Akira Matsuda 13

3. Toplum arkeolojisinin ‘ekonomisi’ Paul Burtenshaw 19

4. Arkeolojik alan yönetiminde toplumun katılımını incelemek: İtalya örneği


Sarah Court ve Jane Thompson 27

5. Toplum ve arkeoloji: Türkiye’deki güncel uygulamalardan bazı örnekler Gül Pulhan 39

6. Yakın ama uzak: arkeolojik ‘alanlar’ ve yöre halkları Sevil Baltalı Tırpan 49

7. Toplum arkeolojisinde ‘güçlendirme’ yaklaşımı: Üç Zirve Kutsal Alanı Toplum


Arkeolojisi Projesi Evangelos Kyriakidis 55

8. Kültürel katılımda yaratıcı yöntemleri desteklemek Erminia Sciacchitano 65

9. Arkeoloji ve kültürel mirası toplumsallaştırmak: eğitim ve yerel müzelerin rolü


Veysel Apaydin 71

10. Türkiye’de alan yönetiminden toplum arkeolojisine Işılay Gürsu 79

11. Somut mirasın kıyısında kayıt dışı turizm: Aspendos/Belkıs’ın turistik tezgahları ve
kadınsılaşmış emek Güldem Baykal Büyüksaraç 91

iii
Önsöz
Işılay Gürsu

Ankara İngiliz Arkeoloji Enstitüsü (AİAE), İngiliz Akade- isimli uluslararası konferanstan doğmuştur. AİAE’nün
misi’nin desteğiyle araştırmalarını sürdüren uluslararası güneybatı Türkiye’de yürüttüğü kapsamlı kültürel miras
araştırma enstitülerinden biridir. İlk kurulduğu zamanlarda yönetimi projesi kapsamında hayata geçen konferans
sadece arkeolojik araştırmalara destek veren bir kurum arkeoloji ve günümüz toplumu arasındaki ilişkiyi
olan enstitü, son yıllarda çalışma alanını sosyal bilimlerin özellikle iki açıdan sorgular: arkeolojik varlıkların
tüm dallarını kapsayacak ve Türkiye ve Karadeniz üzerine yorumlanmasında insan odaklı yenilikçi yaklaşımlar ve
yapılan araştırmaları destekleyecek şekilde genişletmiştir. turizm endüstrisinin hızlı gelişimi ile karşımıza çıkan
Bu genişlemenin bir sonucu olarak, Türkiye’de kültürel yeni bağlamlar.
miras ve toplum arkeolojisi konularına daha fazla kaynak Bu konferans ve kitap The Headley Vakfı’nın finansal
ayrılmaya başlanmıştır. Bu konu arkeoloji ile sosyal bilim- destekleri sayesinde hazırlanmıştır. Vakıf, AİAE’nin
lerin kesişiminde filizlenmiş ve öne çıkan araştırma Türkiye’nin güneybatısındaki arkeolojik varlıkların
alanlarından biri haline gelmiştir. yönetimi ve yorumlanması üzerine yürüttüğü projelerin
Bu kitap, 2014 yılının Ekim ayında Koç Üniversitesi uzun süreli destekçisidir. Yalnızca projenin finansal
Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi’nin ev sahip- yükünü üstlendikleri için değil, proje hakkındaki heyeca-
liğinde, AİAE tarafından gerçekleştirilen ‘Toplum nımızı da paylaştıkları için kendilerine en derin
Arkeolojisi: Teorik Yaklaşımlar ve Güncel Uygulamalar’ teşekkürü borç biliriz.

v
Figür ve tablolar

Bölüm 2
2.1. Merriman, Holtrof ve toplum arkeolojisine dört yaklaşım modellerinin birbirleriyle ilişkisi.
2.2. Ekonomik neoliberalizmin etkisi altında toplum arkeolojisinde giderek belirginleşen yeni bir ayrım (kalın dikey
çizgiyle belirtilen).

Bölüm 5
5.1. Dicle kıyısındaki Hasankeyf antik kenti, Mayıs 2015. Yakın gelecekte Ilısu Barajı gölü altında kalacağı için orta
çağ köprüsünün kalıntıları güçlendiriliyor.
5.2. Tarihi Mardin yapıları, 2015 baharında düzenlenen Üçüncü Mardin Bienali, ‘Mitolojiler’de çağdaş sanat sergi
mekanları olarak kullanıldı.
5.3. Ekim 2014’de ziyaretimiz esnasında Mustafa Atmaca arkeolog torunu Mehmet Sadık Işık ile köyünde.
5.4. Arkeolog Abdullah Bilen Gre Amer’de çalışan işçilere sahada arkeoloji semineri verirken.
5.5. Batman Müzesi müze-parkının açılışında Erken Demir Çağı Gre Amer evi replikasının önünde dönem
kıyafetleri içinde poz veren öğrenciler, 18 Mayıs 2015.

Bölüm 6
6.1. Kerkenes arkeolojik alanın havadan görünümü.
6.2. Kerkenes’te kent surları içindeki mekanlar (harita, Yasemin Özarslan).

Bölüm 7
7.1. Gonies köyünün dışında terkedilmiş harman yeri (fotoğraf: Aris Anagnostopoulos).
7.2. Manolis Nathenas ve köpeği Zoukov bize köyü gezdirirken (fotoğraf: Aris Anagnostopoulos. Manolis Nathenas
ve Aris Anagnos’a bu fotoğrafı yayınlamama izin verdikleri için teşekkür ederim).
7.3. Su sırasında bekleyen kadınları temsilen boyanmış ayak izleri, ‘To Nosbeti’ (fotoğraf: Lena Stefanou).

Bölüm 10
10.1. Belli kavramların kullanım oranları.

Tablo 10.1: Alan yönetim planına sahip yerler listesi (2004–2016).

vi
Giriş
Işılay Gürsu

Vahşi bir cinayet sahnesinin oldukça gerçekçi bir kalıntıların ne oldukları ya da kime ait olduklarına dair
biçimde üzerine işlendiği lahit, Çanakkale Arkeoloji içselleştirilmiş bir sorgulamaya da yol açmaz. Fakat
Müzesi’ndeki en göz alıcı eserlerden biridir. Ana salonun Kızöldün Tümülüsü hikayesi, bu tür bir sorgulamanın
tam ortasına yerleştirilmiş olan parça, Aşil’in mezarında olmamasının her zaman kalıntılara karşı toptan bir kayıt-
kurban edilen Poliksena’nın trajik hikayesi ile ziyaret- sızlığa yol açmadığını bize gösterir. Başka bir deyişle,
çileri kendine doğru çeker (Morford et al. 2011). Hiçbiri günümüzde kalıntıların yanı başında yaşayan kimi
talihsiz Poliksena’nın hayrına sonuçlanmayan bu toplumların, bu kalıntıların tarihsel veya arkeolojik
mitolojik hikayenin farklı versiyonları, aralarında olarak ne ifade ettiğini bilmeyişleri, bu kalıntılarla bir
Çanakkale Müzesi’ndeki eseri yapanlar da olmak üzere bağları olmadıklarını göstermez.
antik dönemde pek çok sanatçıya ilham kaynağı Matsuda’nın da belirttiği gibi, arkeoloji güncel yaşam
olmuştur. Fakat bu eserin özgünlüğü sanatsal özellikle- alanlarına son derece elle tutulur ve aktif bir şekilde
rinden kaynaklanmaz; burada sıra dışı olan lahitin müdahale eder (Matsuda 2014). Kızöldün hikayesi
özgünlüğü, gün ışığına çıkarıldığı tepenin günümüzdeki bağlamında bakacak olursak, müze kurtarma kazısı
sakinlerinin kolektif bilinçaltında aranabilir. 1994 yılında yürütülene kadar, bu alan etrafında yaşayan insanlar için
Çanakkale Müzesi tarafından yapılan kurtarma kazısında bir anlam ve öneme sahiptir. Müzenin müdahalesi
ortaya çıkan tümülüs yer aldığı mahallenin adıyla anıla- sonrası burası arkeolojik alan olarak belirlenir ve belli
gelmiştir: Kızöldün Tümülüsü. Yüzyıllar boyunca yer koruma kurallarına tabi hale gelir. Bazı durumlarda kazı
altında ve gözden uzak olan mezarın özellikleri mahal- ve çıkan nesnelerin müzeleştirilmesi toplumla bu
lenin bugünkü isminde kendini gösterir. Tombul’a göre nesneler arasında halihazırda var olan bağın kaybolması
bu yüzlerce yıllık bilgi aktarımı düşündürücüdür ile sonuçlanabilir. Daha yaygın olarak ise, bir mekanın
(Tombul 2013). koruma amacıyla insanların günlük yaşam alanlarından
Hayret verici bir topografik tanımlama ile mahallenin koparılması, o mekana yabancılaşmaya neden olabilir.
Kızöldün olarak isimlendirilmesi kurtarma kazılarına Kültürel mirasın anıtsal ve somut özelliklerini aşırı
katılmış olan Rose için de merak kaynağıdır. Rose kazıda vurgulamak ya da insanlardansa nesnelere önem vermek
biri üzerinde Poliksena’nın hikayesinin olduğu, diğeri ise antropolojik okumanın dışarıda tutulduğu bazı politika-
süslemesiz olan iki lahitin gün yüzüne çıkarılmasını ların ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Antropolojik
anlatır. Süslemesiz olan lahit gömüldüğü yaklaşık M.Ö. okuma için toplumun arkeoloji anlayışına ışık tutacak
450’den 1994’teki kazıya kadar yer altında kalmıştır ve yaratıcı araçlar geliştirmeye ihtiyaç vardır. Bu kitap,
içinde genç bir kadının kalıntıları bulunur. Yani Kızöldün toplum arkeolojisi kavramsal çerçevesinin sunduğu
ismi ‘neredeyse 2500 yıldır bölgede süregelen bir sözlü yaratıcı platformda bu amaçlar doğrultusunda çıkılan bir
geleneğin’ vücut bulmuş halidir (Rose 2014: 105). arayış sonucunda ortaya çıkmıştır.
Kızöldün ismindeki atıf Poliksena hikayesine de genç Bu kitaptaki bölümlerin hemen hepsi sundukları
kadının mezarına da olabilir, her şekilde yereldeki bu vakaları bir teorik çerçeveye oturtur, fakat özellikle ilk üç
özdeşleştirme olağanüstüdür. Tepenin isimlendirilmesinde bölüm toplum arkeolojisinin teorik ve kavramsal
başka bir olayın rol oynama olasılığı sorulduğunda (yakın çerçevesi, tanımı ve gelişimini konu alır.
bir zamanda bu bölgede cinayete kurban gitmiş bir kadın Grima, arkeolojinin tarihsel gelişimine kısaca
olup olmadığı gibi), yöre halkı ‘[B]iz burayı hep bu isimle bakarak başlar ve gelişiminin farklı aşamalarında arkeo-
bildik, yakın zamanda olmuş bir olayla bağı yok’ demek- lojinin toplumla kurduğu bağı ele alır. Çevresel sürdürü-
tedir (Brian Rose, özel görüşme, Mayıs 2018). lebilirlik, kamu sağlığı ve devlet-vatandaş ilişkilerine
Bu hikaye aynı topraklarda biri uzun zaman önce değinerek geniş bir bağlam yaratır ve bu bağın nasıl
yaşamış, diğeri ise günümüzde yaşayan iki toplumun değiştiğini inceler. Ayrıca toplum arkeolojisinin
birbirleri ile olan derin ve soyut ilişkilerine ayna tutar. gelecekte evrilebileceği alanlar hakkında öngörülerde
Her ne kadar ilginç olsa da, bu ilişkilenme illa ki eski bulunur. Toplum ve arkeolojiye ilham verici bir açıdan
toplumlardan kalan maddi kültürün, arkeolojik varlık- yoğunlaşan Grima, devlet-vatandaş arasındaki önemli
ların şimdiki toplumlar tarafından sorgusuz sualsiz ilişkilenmeye de değinir ki, bu ilişkilenme kitapta başka
korunmasını garanti altına almaz. Benzer şekilde, bu yazarlar tarafından da ele alınacaktır (bkz. Gürsu, Baykal

1
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Büyüksaraç ve Apaydın’ın bölümleri). Uluslararası ele alınır. Her ne kadar henüz az sayıda araştırmacı bu
konvansiyonların zaman içinde nasıl değiştiklerine konuya odaklansa da, arkeoloji ve ekonominin birlik-
değinerek incelediği devlet-vatandaş ilişkisi ile bu teliği bazı akademisyenlerin ilgisini çeker. Özellikle bu
kitabın açılışı için zengin bir zihinsel zemin hazırlar. kitap bağlamında söz konusu birliktelik son derece
Matsuda’nın makalesi toplum arkeolojisinde tartı- önemlidir. Arkeolojiyi günümüzde ‘işe yarar’ hale
şılan teorik çerçevelerin sunumunu bu kitap özelinde getirme baskısı arttıkça toplum ile arkeoloji ilişkisini ele
üstlenir. Toplum arkeolojisinin gelişimi ve günümüzdeki alan pek çok saptamanın ana ekseninde ekonominin yer
durumunu anlatan Matsuda, toplum ve arkeoloji konula- aldığını görürüz. Bazı durumlarda arkeolojinin ekonomik
rında yayınlar yapmış önemli akademisyenlerin yazdık- getirisi yöre halkının arkeolojik varlıklarla ilişki kurma-
larını çok katmanlı okuyarak sentezler. sının en önemli ya da tek nedeni olabilmektedir. Bir
Matsuda, toplum arkeolojisine dört farklı yaklaşımı – arkeolojik kazı, kazılara işçi alarak ya da kazı ekibi
eğitimsel, halkla ilişkilerci, çoğulcu ve eleştirel – yörede kaldığı sürece yerelde yaptıkları harcamalar
incelerken yalnızca bugüne kadar öne sürülmüş yakla- sayesinde yerel ekonomiye katkıda bulunabilir, ama
şımları tutarlı bir kavramsal çerçeveye yerleştirmekle arkeolojinin ekonomik katkısı deyince başrol kuşkusuz
kalmaz, aynı zamanda okuyucuya bu yaklaşımların turizm sektörüne aittir.
gelecekte neye evrileceğine dair zihin açıcı senaryolar Bir gezgin ve seyahat yazarı olan Freya Stark,
sunar. Eğitimsel, halkla ilişkiler ve çoğulcu yaklaşımla- 1952’de Anadolu’nun batı kıyılarını detaylıca gezmiştir.
rının nasıl gitgide birbirlerine karıştıklarını ve eleştirel Ionia: A Quest isimli 1954 yılında yayınladığı kitabında
yaklaşımın tek başına bir başka köşeye itildiğini gösterir. aralarında Efes’in de olduğu 55 antik kenti gezdiğini ve
Bir yaklaşım seçilecekse bunun hangisi olacağı sadece bir tanesinde (Bergama) kendisi gibi bir ziyaretçi
okuyucuya kalmıştır. ile karşılaştığını, diğer yerlerde yalnız gezdiğini yazar
Bu kitabın her bölümünde farklı yoğunlukta olacak (Stark 1954). Bugün sadece Efes yılda 1 milyondan fazla
şekilde insan odaklı yaklaşım göze çarpar. Mesela Baltalı ziyaretçiyi kendine çeker. Her yıl milyonlarca insanın
Tırpan, Orta Anadolu’da, Yozgat’ta yer alan bir demir kendi evinden kalkıp başka ülkelerdeki arkeolojik kalın-
çağı dağlık yerleşimi olan Kerkenes’te arkeolojik kazılar tıları görmek gibi nedenlerle kilometrelerce seyahat
sırasında yapılmış etnografik vaka çalışmasını anlatır. etmeleri ile tetiklenen turizm sektöründeki bu hızlı artış
‘Arkeolojik’ olarak sınıflandırılmış bir alanın yöre halkı hiç şüphesiz toplumun farklı kesimleri ve arkeoloji
tarafından nasıl algılandığı üzerine ilham verici yorumlar arasındaki ilişkinin şekillenmesinde rol oynar. Doğrudan
sunan çalışma, arkeoloji ile antropolojinin nadiren bir ve dolaylı gelir yaratabilme kapasitesine sahip olan
arada yürüdüğü örneklerden biridir. Yerel geleneksel turizm bunda önemli bir etmendir. Kimi yerlerde yöre
bilgiyi bilimsel olmadığı için dikkate almayan arkeolog- halkının kültürel mirasla kurdukları ilişki kaçınılmaz
ların özgüveni üzerine bir özeleştiri yapan ve saha biçimde turizm odaklı olarak gelişir. Bu kitapta, Baykal
arkeoloğu olarak kendi tecrübesini aktaran Baltalı Tırpan, Büyüksaraç sık ziyaret edilen bir arkeolojik alan olan
arkeolojik projeler ile yöre halkları arasındaki uçurumları Aspendos’un yakınında yer alan Belkıs’ta bu gelişimin
son derece samimi bir bakış açısı ile değerlendirir. antropolojik bir okumasını sunar. Canlı bir saha izleni-
Pulhan, Garzan Vadisi’nde yer alan Gre Amer’i minin aktarımı ile başlayan makalede Baykal Büyük-
merkeze alan sözlü tarih verileri ve arşiv malzemelerine saraç okuyucuyu Belkıslıların satış tezgahlarını açtıkları
yoğunlaşır. Arkeolog olarak sahada olan Pulhan, 19’uncu Aspendos arkeolojik alanının kıyısındaki su kemerlerinin
yüzyılda bölgede seyahat etmiş bir İngiliz diplomat olan gölgesinde bir gün geçirmeye davet eder. Zengin ve
J.G. Taylor’ın ayak izlerini takip ederek bölgenin yakın derinlikli bir şekilde okuduğu gündelik hayat politikala-
tarihini çok katmanlı bir şekilde ele alır. Türkiye’nin rının yanı sıra, yanı başında yaşadıkları arkeolojik
güneydoğusunda, Batman’da, Dicle nehrinin küçük bir varlıklar ile insanların, özellikle de kadınların kurdukları
köşesinde yürütülen arkeoloji çalışmaları ile yöre halkının ilişkilerin yorumlanması toplum arkeolojisinde tartışılan
etkileşiminin zengin ve uzun dönemli bir okumasını, pek çok farklı konuyla ilintilidir: özgünlük, kayıt-dışı
maddi kültür, yazılı belgeler ve yerel hafızayı birleştirerek turizm ekonomisi ve bunun hane ekonomisine katkısı ve
sunar. Bu makale ayrıca Türkiye’de toplum ve arkeoloji kültürel mirasın ticarileşmesi.
deyince sıklıkla akla gelen defineciliği ve kaçak kazıları da Turizm gibi, kültürel miras alanlarından giriş
mercek altına alır. Bölgede altın bularak zengin olma fikri ücretleri ve sunulan hizmetler aracılığıyla ekonomik
sırf bugün değil, geçmişte de hayalleri süslüyordu. gelir elde etmek de güncel ve evrensel bir konudur. Bir
Hem Baltalı Tırpan hem de Pulhan ekonomik güçlük- bakıma, bir arkeolojik alana girebilmek için para ödemek
lerin toplumların arkeoloji ile ilişkilenme biçiminde arkeolojik alan ziyaretini standart hale getirir. Bu durum,
önemli rol oynadıklarını gösterir. Bu kitapta toplum Lübnan’da bulunan ünlü Baalbek kentinin tarihinde
arkeolojisinde ekonominin rolü Burtenshaw tarafından Makdisi tarafından mükemmel bir şekilde izah edilir:

2
Gürsu. Giriş

Bu maddi alışveriş her bir ziyaretçinin tek bir gümüş Yöre halkları ve arkeoloji arasındaki ilişkiye benzer
sikke karşılığında harabelerin tadını çıkarmasına şekilde yaklaşan Court ve Thompson da İtalya’da
olanak tanıdı. Bu alışveriş, 18. ve 19. yüzyıllar yürütülen üç proje üzerinden ilerler. Arkeolojik varlık-
boyunca alana erişime hakim olan Harfuş emirlerinin ların korunması ve yönetiminde kamu erişiminden kamu
izlerini silmiş oldu. Bir gezgine harabeler arasında katılımına geçişi destekleyen yazarlar için kamu erişi-
yürüme ayrıcalığı verilmeden önce Osmanlı mindeki müdahil olma biçimi uzmanların denetiminde
paşasının veya Harfuş emirinin, kimi zaman ısrarla ve teşviklerle gerçekleşirken kamu katılımı daha
sunduğu konukseverlik ritüeli de ortadan kalkmış kapsayıcı ve eşitliklikçi bir şekilde olur. Kendi saha
oldu (Makdisi 2011: 273–74). deneyimlerinden hareketle ve Kültürel Varlıkların
Korunması ve Onarımı Araştırma Merkezi’nin
Bir yandan turizmin, diğer yandan neoliberalizmin (ICCROM) programları gibi uluslararası düzenleme-
etkileri arkeolojik mirası konu alan yasal ve yönetimsel lerin ışığında yerel, ulusal ve uluslararası arasındaki
çerçevelerin de değişmesine neden olmuştur. Gürsu bu bağlantıyı da okuyucuyla paylaşırlar. Buradaki örnekler,
durumu Türkiye bağlamında son birkaç on yıla bakarak kendilerini bu şekilde isimlendirmeseler de aktivist
değerlendirir ve özellikle arkeolojik alan yönetimi kavra- arkeoloji kapsamında da incelenebilir. Yöre halkı ile
mının gelişim ve uygulanmasını inceler. Toplum arkeo- aynı mekanı paylaşmak, gündelik hayatın akışında
lojisi çerçevesinde devlet-vatandaş ilişkisine odaklanarak ‘orada olmak’ bu insanların yaşadıkları zorluklara ve
neoliberalizmin zararlı etkisi dolayısıyla toplum ve gündelik ihtiyaçlara dair empati kurmayı beraberinde
arkeoloji arasında daha yakın bir ilişkinin kurulmasında getirir. Özellikle bir konservasyon projesi olarak
kaçırılan olanakları tartışır. Apaydın Türkiye’de toplum ve başlayıp sonrasında yakın çevrede yaşayanların günlük
arkeoloji ilişkilenmesinin sorunlu yönlerine bir çözüm ihtiyaçları etrafında şekillenen Herculaneum projesi tam
önerisi getirir. Farklı özellikleri olan üç örnekten (Çatal- da buna örnektir. Ayrıca Tivoli’deki Hadrian Villası
höyük, Ani ve Hattuşa) hareketle, kültürel mirasın korun- örneğinde doğal ve kültürel mirasın özellikle de kamuo-
masının örgün ve yaygın eğitimler sayesinde sürdürüle- yunun nezdinde nasıl bütünleşik hale gelmiş olduğunu
bilir hale gelebileceğini savunur. Detaylı analizler aracılı- görürüz. Son olarak kültürel mirasın ekonomik fayda
ğıyla, kültürel miras ile ilgili verilen eğitim programla- yaratması açısından başarılı bir kooperatif kültürünün
rının kalitesini de tartışmaya açarak okuyucuyu bu konuda önemi Rione Sanità örneğinde incelenebilir. Pek çoğu iç
eleştirel düşünmeye teşvik eder. çatışmalar yüzünden uzun ömürlü olamayan koopera-
Sciacchitano’nun makalesi İtalya’nın kültürel miras tifler, kültürel mirasa sürdürülebilir bir şekilde sahip
politikalarına yoğunlaşır. İstatistiklerden hareketle, çıkılmasında önemli araçlardır. Genelde kağıt üzerinde
toplumlarla arkeoloji ilişkisini güçlendirebilmek için kalan ve uygulamasını az gördüğümüz, tabandan
İtalya’nın dışında da uygulanabilir, yaratıcı stratejiler beslenen insan odaklı yaklaşımlar İtalya’nın Napoli ve
sunar. Her ne kadar makale nicel yöntemlere atıfta bulunsa Tivoli kentlerinde yürütülen bu projelerde hayat
da, yazar kültürel mirasın toplumla kurduğu ilişkiyi iyileş- bulmuştur.
tirebilmek için uzun dönemli ve çok dinamikli bir Bu kitap, Yunanistan, İtalya ve Türkiye gibi
stratejiye ihtiyaç olduğunun altını çizer. Bu dinamiklere ülkelerden örneklere değinir. Bağlamlar değişse de,
yakından bakabilmek için akla pazar araştırması teknikleri meseleler benzerdir. Lowenthal bunu harika bir şekilde
gelse de nicel yöntemlerin kullanımı da gereklidir. özetler. Ona göre farklı ülkeler,
Makale, bu yöntemlerin titizlikle uygulanmasının kullanı-
cıları akılsız tüketicilerden eleştirel düşünen ve talep eden kendi sorunlarının sadece oraya mahsus olduğunu
kitlelere dönüştürdüğünü ortaya koyar. iddia eder. İtalyanlar kültürel mirasla iç içe
Yunanistan’dan bir örnek üzerinden toplum arkeo- yaşamanın sadece kendileri için çok külfetli
lojisine halkın söz sahibi olması açısından bakan olduğunu düşünür. Yunanlar klasik mirasın dünyanın
Kyriakidis bize oldukça düşündürücü noktalar sunar. pek çok yerine dağılmış olmasından tek dertli olanlar
Girit’te yer alan Gonies köyünün sakinleri ile olan kendileriymiş gibi hisseder; sadece İsrailliler intihara
deneyimlere odaklanan makale, halk ile etkileşim meyilli Masada kompleksinden mustariptir; Mısır-
konusunda birçok farklı detayı tartışır. Psikoloji, lılar, kökleriyle empati kuramama konusunda tek
bilişsel bilimler ve pazarlama gibi alanlara ait yöntem- sıkıntı yaşayan toplumdur. Sadece Amerikalılar
lerin bir arkeoloji projesine etnografik açıdan nasıl geçmişlerini vatansever bir abartı ile sunar, Disney ile
dahil edildiğinden bahseder. Projenin en önemli amacı alt üst eder ve her iki durumda da suçluluk duyarlar.
insanların arkeolojik alan ile kurdukları bağı yörede Ya da hepsi öyle düşünür. Ama yanılmaktadırlar: bu
herhangi bir ekonomik bağımlılık ve finansal beklenti miras hastalıklarının çoğu bulaşıcıdır (Lowenthal
yaratmadan kuvvetlendirmektir. 2010: 249).

3
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Bu kadar karamsar olmamakla beraber, farklı Makdisi, U. 2011: ‘The “rediscovery” of Baalbek: a
ülkelerin kültürel mirasın korunması konusunda ortak metaphor for empire in the 19th century’ Z. Bahrani,
sıkıntıları bu kitapta da göze çarpacaktır. Z. Çelik, E. Eldem (eds), Scramble for the Past: A
Giriş bölümünü kapatmak için en uygunu, bu kitaba Story of Archaeology in the Ottoman Empir, 1753-
katkıda bulunanların birçoğunun kendilerini içinde 1914 içinde. Istanbul, SALT: 257–81
buldukları bir başka ikileme değinmek olacaktır. Günlük Matsuda, A. 2014: ‘Archaeology and newspaper reports:
problemleri bitmeyen saha projelerini devlet izinleriyle a case study of Japan’ P. Stone, Z. Hui (eds), Sharing
yürütürken kendimize ‘Bizim varlığımız ve projelerimiz Archaeology: Academe, Practice, and the Public
yerel halkları nasıl etkiliyor?’ diye sormak ve özeleştirel içinde. New York and London, Routledge: 238–47
duruşu sürdürmek her zaman kolay olmayabilir. Sonunda Morford, M.P.O, Lenardon, R.J., Sham, M. 2011:
farklı dinamikler karşısında uzlaşmalar gerekebilir. Classical Mythology. Oxford and New York, Oxford
Genelde projelerimizin istemeden yaratabileceği University Press
olumsuz sonuçları düşünürken buluruz kendimizi. Fakat Rose, C.B. 2014: The Archaeology of Greek and Roman
neyin olumlu, neyin olumsuz sonuç olduğunu, kime göre Troy. Cambridge, Cambridge University Press
ve neye göre olumsuz olduğunu durduğumuz noktadan Stark, F. 1954: Ionia: A Quest. New York, Harcourt,
kestirebilmek her zaman mümkün olmaz. Yine de isten- Brace and Company.
meyen sonuçları önceden hesap edebilmenin bir yolu https://archive.org/stream/ioniaaquest001948mbp#pa
olup olmadığı, mevcut sorgulamalarımızın merkezinde ge/n7/mode/2up
yer alır. Tombul, M. 2013: ‘Çanakkale Bölgesindeki Anıtsal
Tümülüsler (Monumental tumuli in Çanakkale region)’
Kaynakça F. Özdem (ed.), Aşklar, Savaşlar, Kahramanlar ve
Lowenthal, D. 2010: The Heritage Crusade and the Spoils Çanakkale (Love, War, Heroes and Çanakkale) içinde.
of History. Cambridge, Cambridge University Press Istanbul, Yapı Kredi Yayınları: 177–93

4
1. Geçmiş, mekan ve insan: arkeoloji ve
toplumdaki yeri
Reuben Grima

Giriş araştırma alanı haline geldi. Bu tarihi burada ayrıntılı


Bu makale geçmiş ve arkeolojinin toplumdaki yerine dair olarak tekrarlamaya gerek yok. Arkeolojiyi şekillendiren
değişen düşünceleri değerlendirmektedir. 16’ncı ve ve arkeoloji ile toplum arasındaki ilişkiye dair birkaç
17’nci yüzyıllarda tarihi eser biriktirme ilgisi ile başlayıp koşulu hatırlamak yeterli olacaktır.
20’nci yüzyılda tam teşekküllü bir bilim dalı olarak kabul Rönesans dünyasında tarihi eser biriktirmeye ilgi
görmesine kadarki süreçte arkeoloji disiplininin ortaya arkeolojinin kendilerine sağlayacağı politik ve sosyal
çıkışındaki koşullara kısaca değinilecektir. Bu süreç avantajı hesaba katan güçlü kişilerin himayesinde gelişti.
boyunca, geniş tarihsel bağlamdaki değişimler, arkeolo- Diğer bir önemli dönem ise, nadire kabineleri ve eski
jinin uygulanma biçimlerinin ve toplumun arkeolojiyle eser koleksiyonlarının oluştuğu, 16’ncı ve 17’nci yüzyıl-
nasıl etkileşime girmesi gerektiğine dair yaklaşımların larda Avrupa’yı yöneten ailelere mensup ya da tamamen
değişmesine neden olmuştur. Bugün toplum arkeolojisi himayelerine bağımlı bir grup akademisyen ve antika
olarak adlandırdığımız teori ve uygulama alanları büyük meraklılarının ortaya çıktığı zamandır (Findlen 1994).
oranda bu gelişimin ürünüdür. Bu dönemin bilim insanları tarafından üretilen
Güncel tartışmalar toplum arkeolojisini, arkeolojinin geçmişe ilişkin ansiklopedik anlatılarının çoğu, arkeolo-
ana amacını destekleyen bir alt disiplin ya da uzman- jinin günün siyasi gündemine hizmet için nasıl kullanıl-
laşma olarak sunmaya meyillidir. Toplum arkeolojisinin dığına dair anlamlı belgelerdir. Anlatıcılar hamilerini
amacını ya da geleceğini salt konunun uzmanlarıyla dalkavukça övmek için kitapların önsözlerini kullanır.
tartışmak, bu alanı arkeoloji biliminin marjinal bir Aynı zamanda tarihi eser toplamanın ana amacı ve
uzantısı haline getirip toplumla olan ilişkisini daha da söylemi aynı hamilerin hırslarını beslemek ve büyüt-
zayıflatma riskini beraberinde getirir. Bu risklerden mektir. Bu bilim insanlarının dolaplarında biriken,
kurtulmanın bir yolu, günümüzde arkeoloji bilimine dair sipariş edilen ve sergilenen koleksiyonlar da aynı düşün-
değişen yaklaşımların, aynı geçmişte olduğu gibi, daha celeri yansıtıyordu. Yetersiz eğitim olanakları ve daha
geniş politik, sosyal ve ekonomik dönüşümler ile nasıl iç acil yaşamsal öncelikler yüzünden halkın bu koleksi-
içe geçmiş olduklarını incelemekten geçer. yonlara erişimi oldukça sınırlıydı, bu nedenle bu eserler
Geçen yüzyılın son çeyreğine odaklanmak, akademisyen ve soylulardan oluşan oldukça dar bir
arkeoloji hakkında değişen düşüncelerin, çevresel çevrenin himayesinde kaldı.
sürdürülebilirlikten halk sağlığına ve devlet-vatandaş Her ne kadar 17 ve 18’nci yüzyıllarda yükselişe
ilişkisine uzanan daha geniş çaplı değişimlerden ayrı geçen Grand Tur, eski eserlere ilgi gösteren insanları
tutulamayacağını ortaya koyacaktır. Arkeoloji ve çeşitlendirse de, bu yükseliş göreceliydi ve muhtemelen
toplum arasındaki ilişkinin değişimi ve gelecekte nasıl nüfusun yalnızca %1’inin ulaşabildiği elit bir faaliyet
şekilleneceği bu geniş çaplı değişimler ışığında daha olarak kaldı (De Seta 1996). Halkın geniş kesimlerinin
net anlaşılabilir. Arkeoloji disiplininin geçmişinde daha ilgisindeki sıçrama 19’uncu yüzyılda gerçekleşecekti. Bu
önce görülmemiş bir şekilde, bu geniş çaplı gelişme- dönem tarihe, daha önce görülmemiş bir arkeolojik
lerin arkeoloji ve toplum ilişkisine taze bir bakış açısı sömürünün ortaya çıkışı ile geçti. Napolyon’un Mısır
sunmaları ve bu ilişkiye değer biçilmesinde oynadıkları seferine eşlik eden bilimsel keşif heyeti halkın ilgisini
rol tartışılacaktır. Bu açıdan bakılınca, toplum arkeo- yakaladı ve buluntuların bolca sergilenmesi askeri
lojisi olarak adlandırdığımız bu söylem ve uygulamanın seferden muhtemelen daha kalıcı bir miras bıraktı
çok daha önemli bir rol üstlendiği ve her zamankinden (Burleigh 2007). Napolyon’un Mısır serüveni,
daha büyük sorumluklara haiz olduğu görülür. günümüzde kötü şöhreti malum Lord Elgin’in Britan-
ya’nın Konstantinapol büyükelçiliği pozisyonunu
Arkeoloji ve toplumdaki yeri: tarihsel köken istismar ederek Parthenon’u yağmalamasına olanak
Politik, sosyal ve tarihsel koşullar, tesadüfler ve ittifaklar veren politik atmosferi de yarattı. Britanya hükümetinin
gibi birbirini izleyen katkıların bugünkü haline getirdiği 1816 yılında Parthenon mermerlerini satın alması ve
arkeolojinin bir bilim dalı olarak tarihi, köklü bir hemen ardından bunları halka sergilemesi arkeolojiye

5
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

olan toplumsal ilgiyi ateşledi ve 20’nci yüzyıla kadar batı arasındaki ilişkinin kökleri de sarsılıyordu (Thomas
dünyasındaki tüm müzeleri etkileyecek talihsiz bir devlet 2004). Toplum arkeolojisinin birçok biçimi ve farklı
destekli müze şablonunun oluşmasına yol açtı (Jenkins gündemleri ile ortaya çıkışı ve yükselişi bu evrilmiş
2016). entelektüel bakış açısından ayrılamaz.
19’uncu yüzyıl müzesini şekillendiren anlayış, halkın
arkeolojiye yönelik tutum ve beklentilerini de şekillendi- Toplum arkeolojisini tanımlama ve konumlamada
recekti. Halka açık müzelerin yaygınlaşması ve devletin güncel tartışmalar
arkeolojik 'anıtları' kamu yararına koruma sorumlulu- Toplum arkeolojisini kapsam ve amaçları ile tanımlama
ğunun kademeli olarak tanınmasıyla birlikte, arkeolo- çabası fazlasıyla tartışmaya neden oldu, olmaya da
jinin halk için her zamankinden daha erişilebilir hale devam ediyor (eleştirel yorumlar için Merriman 2004;
geldiği bir entelektüel zemin doğuyordu. Moshenska 2010; Matsuda, Okamura 2011; Skeates vd.
Diaz-Andreu'nun (2007) ustaca anlattığı gibi, modern 2012; Richardson, Almansa-Sanchez 2015; Matsuda bu
anlamda arkeolojinin ortaya çıkışında, 19’uncu yüzyılda ciltte). Bu düşünümsel tartışmanın tarafları genellikle
büyük önem taşıyan iki faktör etkili oldu. Sömürgecilik kendileri de bir biçimde toplum arkeolojisini uygulayan
ve milliyetçilik, kendi iddialarını meşrulaştırmak ve kişilerdir. Tartışmanın ana kaygısı toplum arkeolojisini
ileriye taşımak için geçmişi kullanmaktan çekinmedi. başlı başına bir disiplin ya da alt-disiplin olarak tanımla-
Arkeoloji ve müzelerin, 19’uncu yüzyıl sömürgeciliğinin makla ilintilidir. Bu kaygı, bahsi geçen uygulama
doğasında var olan eşitsizliklerin meşrulaştırılmasına alanının genel arkeoloji pratiği içerisinde farklı ve ayırt
yardımcı olan yanlış bir bilinç yaratma projesine dahil edici bir uzmanlaşma sahası olarak daha fazla mesleki
olduğu etraflıca tartışılmıştır (Anderson 1991). Arkeolo- tanınırlık elde etme güdüsüyle iç içe geçmiştir. Bu tür
jinin uygulama ve kapsamı da milliyetçilikle iç içe tanımlamalar ‘alanı sansürleme’ veya ‘hayal gücümüzü
geçmişti. Arkeoloji ve geçmiş kimi etnik grupların öne sınırlandırma’ gibi riskleri doğasında barındırır
çıkarılmaları, yüreklendirilmeleri ve hatta icat edilmele- (Sorensen, Carman 2009: 13; alıntı: Guttormsen,
rinde de kullanıldı. Hedeager 2015: 189).
Bir yandan toplumun arkeolojiye erişimi gelişirken, Kısmen bu tür değerlendirmelerin bir sonucunda,
diğer yandan arkeoloji pratiğinin ideolojik ve politik toplum arkeolojisinin ne olduğu ve neyi kapsadığını
sonuçları daha fazla kontrol altına alınır hale gelmeye tanımlamaya yönelik çabalar, kendilerini mevcut uygula-
başladı. Anderson’un da belirttiği gibi, 19’uncu yüzyılda malara dayandırarak ve onları daha anlamlı bir şekilde
yaygınlaşan devlet arkeoloji müzelerinin yükselişi, sıralamayı amaçlayarak deneysel ve tümevarımsal bir
mevcut güç odaklarını daha da güçlendiren ve sömürgeci ilerleme eğiliminde olmuştur. Konuyu aşırı basitleştirme
devletlerin şöhretini artıran söylemlerle son derece riski pahasına, soruların çoğunlukla ‘Toplum arkeolojisi
bağlantılıydı. Aynı şekilde, Avrupalı güçlerin 19’uncu nedir?’, ‘Toplum arkeoloğu ne yapar?’ veya ‘Toplum
yüzyılın son diliminde önce kendi ülkelerinde, daha arkeolojisi neleri kapsamalı, neler “topluluk arkeolojisi”
sonra ise kontrol ettikleri topraklardaki arkeolojik gibi başka bir kavramla açıklanmalıdır?’ şeklinde ortaya
alanların devlet eliyle ‘anıt’lara dönüştürülmesi oldukça konulduğunu belirtebiliriz. Bu tür soruların, bir aşamada
yaygın bir uygulama haline gelmişti. toplum arkeolojisi ile bağdaştırılan mevcut uygulama-
20’nci yüzyılın büyük kısmında arkeoloji pratiği ların farklı biçimlerini belirlemede son derece faydalı
yukarıda değinilen tarihsel bağlam içinde şekillendi. olduğu söylenebilir. Diğer yandan, yakın zamana kadar
Egemen olan güç odakları ile arkeoloji biliminin ve ‘Arkeoloji toplum için neden önemli olmalı?’ veya
araştırmaların ihtiyaç duyduğu kaynakların seferber ‘Arkeologların hizmet ettikleri halka karşı yükümlü-
edilmesi kol kola ilerlemeye etmeye devam etti. Muhte- lükleri nelerdir?’ ya da, ‘Arkeoloji, insanların gelecekte
melen Napolyon’un Mısır’a düzenlediği bilim seferi değişen ihtiyaçlarına hizmet etmede potansiyel olarak
kadar gösterişli olmasa da, bir buçuk yüzyıl boyunca hangi rolü oynayabilir?’ gibi daha geniş kapsamlı
sömürgeci güçlerin arkeoloji çabaları da en az bu sefer sorulara daha az ilgi gösteriliyordu.
kadar politik ve stratejik hedefler gölgesinde şekilleni- Bu geniş kapsamlı sorular yerli ve yerlileri gözeten
yordu. arkeologlar ile Marksist arkeoloji için uzun zamandır
Ancak 20’nci yüzyılın ikinci yarısına gelindiğinde önemliydi. Bu sorular arkeolojinin neden önemli olması
geçmiş yıllardan miras kalan bu entelektüel bakış açısı gerektiğine dair ana akım tartışmalarda giderek daha
kapsamlı bir yapısal dönüşüme uğramaya başladı. 20’nci fazla ilgi çekmeye başlamıştır. (örneğin, Atalay vd
yüzyılın son çeyreğinde sömürgecilik eleştirileri ve 2014; Little , Shackel 2014). Arkeoloji pratiği ve arkeo-
imparatorlukların aşamalı olarak dağılması, postkolonyal lojinin topluma karşı sorumlulukları açısından bu
ve yerli arkeolojilerin ortaya çıkmasına imkan sağladı soruların toplum arkeolojisi tanımının ana eksenini
(Lydon, Rizvi 2010). Aynı zamanda, bilgi ve demokrasi oluşturmayı hak eden oldukça geniş kapsamlı uygula-

6
Bölüm 1: Grima. Geçmiş, mekan ve insan: arkeoloji ve toplumdaki yeri

maları vardır. Toplum arkeolojisi etiği giderek daha çok Bildirgenin 22’nci ilkesi (1992) de bu doğrultudadır
ilgi görmeye başlamıştır (örneğin, Richardson, ve çevrenin etkili bir biçimde korunması için yerli
Almansa-Sanchez 2015; Jopela, Fredriksen 2015), ve insanlar ve geleneksel kültürlerin katkısının altını çizer:
2014 yılında düzenlenen 20. Avrupa Arkeologlar Birliği
toplantısının oturumlarından biri tamamen bu konuya Bilgileri ve geleneksel pratikleri nedeniyle yerli
ayrılmıştır. insanlar ve onların toplumları ve diğer yerel topluluk-
Bu makalede yukarıda değinilen büyük soruların ların çevresel yönetim ve kalkınmada hayati rolleri
son derece önemli olduğu ve arkeolojiyle ilgilenen vardır. Devletler onların kimliklerini, kültürlerini ve
herkesin acil ilgisini hak ettikleri savunulmaktadır. Bu çıkarlarını kabul ederek gerektiği gibi desteklemeli
büyük meselelere yoğunlaşabilmek için ‘toplum arkeo- ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamada onların etkili
lojisi’ni arkeolojinin bir alt kategorisi olarak düşünmek katılımlarını mümkün kılmalıdır.
yerine, arkeolojinin toplumdaki rolü ve amacı ile olası-
lıkları ve gerçekliklerini düşünmeye odaklanmak Bildirge sadece çevreye karşı sorumluluk ile yaşam
gerekir. Toplum arkeolojisinin olabildiğince kapsamlı kalitesi arasındaki yakın ilişkinin altını çizmekle kalmaz,
tanımlanması gerektiği ilkesini savunanlar, bu tanımın aynı zamanda çevrenin etkili biçimde korunmasında
fayda sağlayamayacak denli geniş olduğu eleştirisini de toplumun hem bireysel hem de sosyal düzeydeki
getirmişlerdir (Schadla-Hall 1999: 154). Bu makalede katkısını ve oynadığı ana rolü de en kapsayıcı şekilde
ise daha geniş ve cüretkar toplum arkeolojisi fikrinin vurgular.
sadece yararlı değil aynı zamanda zaruri olduğu da Birbirleriyle yakından ilişkili olan halk sağlığı ve
savunulmaktadır. Arkeolojinin değişen dünyada canlı refah temalarında da aynı düşünce değişimi belirgindir.
ve güncel kalmasının tek yolu, yarının toplumlarına Halk sağlığı ve refahının belirleyicileri olarak 1991
nasıl faydalı olabileceğini sorgulamaktan geçer. yılında ilk kez ortaya konulan Dahlgren ve Whitehead
Sonraki bölüm çevre, halk sağlığı ve geçmişe dair modeli o zamandan beri etkisini korumuştur (Dahlgren,
kapsamlı tartışmaların değişimine odaklanarak Whitehead 1991; Barton, Grant 2006).
arkeoloji ve toplum arasındaki ilişkiyi bu geniş Toplumun bireylerini merkeze yerleştiren model,
çerçeveye oturtmayı amaçlar. herhangi bir bireyin veya topluluğun sağlığını ve refahını
belirlemede rol oynayan çok çeşitli sosyal ve çevresel
1990 sonrası evrensel tartışmalar: yeni bir paradigma faktörleri birleştirir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından
Son çeyrek yüzyıl, çevre, sürdürülebilirlik, halk sağlığı, yayınlanan ardışık raporlar, sağlık ve refahı belirlemede
kültürel miras ve peyzaj üzerine yürütülen küresel tartış- sosyal faktörlerin (Wilkinson, Marmot 2003) ve son
malarda bir dizi önemli gelişmeye tanık oldu. Bu zamanlarda, özellikle yoksul kent periferisinde yaşam
bölümde, toplum ve arkeolojinin değişen ilişkisinin tüm kalitesi ve refahı arttırmak için toplumun aktif katılı-
bu sektörlerde ortaya çıkan iyi yönetişim ilkeleriyle bir mının ve toplumu güçlendirmenin önemini vurgulamaya
miktar ilgisi olabileceği tartışmaya açılacaktır. devam etmiştir. (WHO 2012: 12). Bu katkıların kapsamı
1992 yılında Rio'da düzenlenen BM Dünya Zirvesi, elbette fiziksel sağlıkla sınırlı değildir, aynı derecede
çevresel sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir kalkınma bireylerin ve toplulukların ruhsal ve psikolojik sağlığı ile
ilkesinin tanınmasında önemli bir dönüm noktasıydı. ilgilidir. Refah ve kültürel miras arasındaki bağlantı, son
Ortaya çıkan Rio Çevre ve Kalkınma Bildirgesi (UNEP yıllarda daha fazla dikkat çeken bu tartışmanın bir parça-
1992), her bireyin paylaştığı bir sorumluluk olarak sıdır. Giderek artan sayıda araştırma, tarihsel çevre ile
çevreyi korumanın ve gezegenin sınırlı kaynaklarına temasın bireylerin ve toplulukların sağlığı ve refahı
özen göstermenin önemini her zamankinden daha net bir üzerinde doğrudan ve olumlu bir etkiye sahip olabile-
şekilde ifade etti. Kullanılan bazı ifadeler burada hatır- ceğini savunur (örneğin, Ander ve diğerleri 2013; Noor
lamaya değer. 10’uncu ilke, sürdürülebilir çevre yöneti- ve diğerleri 2018).
minde halkın rolünün altını çizer: Burada göze çarpan bazı eğilimler kültürel miras
alanına giren ana prensiplerle benzerlik gösterir.
Çevresel konular en iyi şekilde ilgili bütün vatandaş- Örneğin, Nara Özgünlük Belgesi (ICOMOS 1994) farklı
ların alakalı seviyede katılımıyla idare edilebilir. kültürel geleneklere Avrupa merkezli bir ‘özgünlük’
Ulusal düzeyde, her birey…çevreyle ilgili bilgiye tanımı dayatılması yerine, değerin belirlenmesinde
uygun erişime ve karar verme süreçlerine katılma kültürlere özgü geleneklerin önemini kabullenme
fırsatına sahip olmalıdır. Devletler bilgiyi yaygın bir yönünde atılmış bir adımdır. Avustralya ICOMOS Burra
şekilde kullanılabilir hale getirerek kamu farkındalığı Tüzüğü’nün gelişimi de 1990’larda oluşan ve 1994
ve katılımını cesaretlendirmeli ve kolaylaştırmalı- yılında Nara belgesinde öne çıkan ve düşünce değişim-
dırlar. lerini barındırır. Tüzük dört kez güncellendiği için 1979,

7
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

1981, 1988, 1999 ve 2013 yıllarındaki versiyonları karşı- başına bir amaç değildir, orada yaşayanların refahı için
laştırmaya olanak verir. 1988 ve 1999 versiyonları asli bir noktadır. Önsözünde belirtildiği gibi, Sözleşme
arasındaki en büyük farklardan biri ‘kültürel önem’ aşağıdakileri içeren düşüncelere dayanır:
tanımıdır (her iki belgede de 1.2. Madde). 1988’deki
metin şöyledir: Peyzajın her yerdeki insan için, kırsal ve kentsel
alanlar, yüksek kaliteli alanlar kadar bozulmuş olan
Kültürel önem, geçmiş, günümüz ve gelecek kuşaklar alanlar, günlük alanlar kadar sıra dışı güzellik olarak
için estetik, tarihsel, bilimsel ve sosyal değer tanımlanmış alanların da yaşam kalitesini oluşturan
demektir. önemli bir bölüm olduğunu kabul ederek;
Yüksek kalitedeki peyzajları sevdirmek ve peyzaj-
1999 versiyonunda, aynı cümleye ‘manevi değer’ ve ların gelişmesinde aktif olarak yer almaya hevesli
aşağıdaki iki satır eklenir: toplumun isteğini karşılama arzusunda olarak;
Peyzajın kişisel ve sosyal refahın en önemli öğele-
Kültürel önem mekanın kendisinde, dokusunda, rinden birisi olduğuna ve bunun korunmasının,
ortamında, kullanımında, çağrışımlarında, anlamla- yönetilmesinin ve planlanmasının toplumdaki her
rında, kayıtlarında, ilgili yerler ve ilgili nesnelerinde bireyin hak ve sorumluluğu olduğuna inanarak…
somutlaşmıştır.
Mekanlar farklı bireyler ve gruplar için çeşitli Sözleşmenin içeriğinde halkın erişimi ve idaresi bir
değerlere sahip olabilir. kez daha sağlam bir yer bulur. Bu tartışmalarla oldukça
bağlantılı olan ve beş yıl sonra hazırlanan başka bir
1999’da göze çarpan başka bir gelişme Koruma Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nde toplumun kaynaklara
Prensipleri bölümünün altına eklenen iki yeni maddedir. ulaşım ve kaynakların korunmasına aktif katılım hakları
daha da net olarak merkeze alınır. Bu sözleşme, bugüne
12. Madde: Katılım değin 18 ülke tarafından imzalanmış ve 2011 yılında
Bir mekanın korunması, yorumlanması ve yöneti- yürürlüğe giren Toplum için Kültürel Mirasın Değeri
minde, mekana dair sosyal, manevi veya diğer Çerçeve Sözleşmesi’dir (ayrıca Faro Sözleşmesi olarak
kültürel sorumlulukları ya da mekan ile özel bir bağı da bilinir, 2005). Sözleşme çevredeki kültürel değerlere
bulunan kişilerin katılımı sağlanmalıdır. dair farkındalık, kültürel mirasın çevresel boyutu ve
mekan duygusunun önemi konularını içerir (Council of
13. Madde: Kültürel değerlerin bir arada var olması Europe 2005a; 2005b).
özellikle bu değerler arasında bir çatışma olması Metnin genel hatlarını belirleyen önsözün içeriği
durumunda, kültürel değerlerin bir arada var olması aşağıdaki noktalara vurgu yapar:
tanınmalı, saygıyla karşılanmalı ve teşvik edilmelidir.
Genişletilmiş ve disiplinler arası bir kültürel miras
Özellikle 12. Madde bu makalede sunulan güncel kavramının odağına insanların ve insani değerlerin
tartışmayla ilgilidir. Bu madde, 1992 yılında Rio’da konulması ihtiyacını kabul ederek;
karara bağlandığı üzere, çevrenin korunmasında Devamlı gelişen toplumda kültürel mirasın sürdürüle-
bireysel, yerel ve yöre halklarının katılımının katkısını bilir kalkınma ve yaşam kalitesi için bir kaynak
tanıyan ve yukarıda da bahsi geçen geniş ilkeleri olarak değer ve potansiyelini vurgulayarak;
tekrarlar ve bu ilkeyi kültürel miras alanına uygular. Herkesin, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel
Aynı ilke, ilerleyen yıllarda UNESCO Dünya Kültür Beyannamesi’nde yer alan (1948) ve Ekonomik,
Mirası süreci gibi çerçevelerde de uygulama alanı bulur Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi
(Merode ve diğerleri. 2004; Brown, Hay-Edie 2013; (1966) tarafından garanti altına alınan kültürel
2014). UNESCO Kültür Mirası çerçevesinde bir diğer yaşama özgürce katılma hakkının bir unsuru olarak,
önemli gelişme 1992 yılında kültürel açıdan önem başkalarının hak ve özgürlüklerine saygı duyma
taşıyan peyzajların ancak insan ve doğanın birlikte koşuluyla kendi seçtiği kültürel mirasla ilişki kurma
şekillendirmesiyle oluşabildiğine dayanan Kültürel hakkına sahip olduğunu kabul ederek;
Peyzaj kavramının resmi olarak tanınmasıdır (Fowler Toplumdaki herkesin devam eden bir süreç olarak
2003). kültürel mirasın tanımlanması ve idaresine katılma-
Benzer gelişmeler Avrupa Peyzaj Sözleşmesi’nde de sının ihtiyaç olduğuna inanır…
gözlemlenebilir (Council of Europe 2000). Burada da
yine, 1992 yılında Rio’da uzlaşılan ilkeler doğrultu- Bu şart, Madde I ‘Amaçlar’da korunur ve imzacı
sunda, odakta insan vardır. Peyzajın korunması tek devletler diğerlerinin yanı sıra aşağıdakileri kabul eder:

8
Bölüm 1: Grima. Geçmiş, mekan ve insan: arkeoloji ve toplumdaki yeri

Kültürel mirasa karşı bireysel ve toplumsal sorumlu- arkeolojinin yürütüldüğü entelektüel iklimi ve siyasi
lukları kabul eder; bağlamı, özellikle de arkeolojik pratiğin genellikle toplum
Kültürel mirasın korunması ve sürdürülebilir kullanı- arkeolojisi başlığı altında toplanan yönlerini geri dönülmez
mının insani gelişim ve yaşam kalitesini amaçladığını bir şekilde dönüştürdü. Faro Sözleşmesi (Fairclough 2014)
vurgular; metninde ‘arkeoloji’ teriminden neredeyse hiç bahsedil-
Bu sözleşmenin … ilgili tüm kamu, kurumsal ve özel mediği belirtilse de, arkeoloji alanı için bu değişen ortamın
aktörlerinin arasında daha fazla sinerji… dahil olmak sonuçları açıkça görülür. Yüzyılın son çeyreğinde toplum
üzere tüm önerilerinin uygulanabilmesi için gerekli arkeolojisi tartışmalarının temelini oluşturan ana kavramlar
adımları atar. ve değerler, burada sunulan kapsamlı paradigma kayma-
sıyla yakından ilişkilidir. Mantıksal sonuçlarını takiben, bu
Sözleşmenin pek çok maddesi toplum ve arkeoloji değişen gerçekliğin, arkeolojik pratiğin yürütülme şekli ve
arasındaki ilişkiyle yakından ilgilidir. Kültürel Miras ve özellikle de arkeoloji ve halk arasındaki ilişki için önemli
Diyalog hakkındaki 7. Madde, imzacı devletleri aşağıda çıkarımları vardır.
örnekleri verilen kimi aksiyonlardan sorumlu tutar: Pek çok arkeolog, Faro Sözleşmesi’ni ve pratikteki
uygulamalarını toplumun arkeolojiye katılımının çeşitli
Kültürel mirasın sunumunda etik ve yöntemler biçimlerini ortaya koyma konusundaki vekaletlerini
üzerine düşünmeyi, ayrıca yorumların çeşitliliğine genişletmek için bilfiil benimser. Yakın zamanda
saygı göstermeyi teşvik eder; Faro'dan esinlenerek yapılan yayınlar, bir yerde yaşayan
Farklı toplulukların aynı kültür mirasına çelişkili kişilerin o yerin yaşam tarzı ve ritmi ile ilgili en tabii
değerler biçmesi halinde bu durumu adilce yönete- bilgiye sahip uzmanlar olduğunu savunarak, arkeolog-
bilmek için uzlaşma süreçleri hazırlar… ların 'uzman' veya otorite figürü rolünü tartışmaya açar
(Schofield 2014). Bu yaklaşım, mekan duygusunu nasıl
8. Madde ‘insanların yaşadığı yerlere’ yönelik kurduklarını ve yaşamlarını nasıl düzenlediklerini daha
kolektif bir sorumluluk duygusunu teşvik ederken, iyi anlamak amacıyla iki İngiliz şehrinin evsizleriyle
kültürel ve doğal kaynaklarla ilgili politikalara bütünleşik yapılan projelerde uygulamaya konmuştur (Kiddey
bir yaklaşım ihtiyacının altını çizer. Madde 11 açıkça 2014). Faro Sözleşmesi'nin her bireyin kendi kültürel
‘kamunun kültürel mirasa karşı sorumluluklarının düzen- mirasıyla ilişki kurma hakkını savunan 1a Maddesini
lenmesi’ ile ilgilidir ve kültürel mirasın korunmasına sivil çıkış noktası olarak alan bu projeler, bu maddeyi son
toplumun aktif katılımını önerir. Bu da tarafları kamu derece pratik bir şekilde, geçmişin somut kayıtlarının bir
yetkililerinin görevlerini tamamlayıcı gönüllü girişimlere dizi alternatif düşünce ve anlayış biçimini araştırmak
saygı duymaya ve desteklemeye zorunlu kılar. Ayrıca 12. kaydıyla en marjinalleştirilmiş ve dezavantajlı gruplarla
Madde, tarafları kültürel mirasın korunmasına ‘herkesin ilişki kurarak uygulamıştır.
katılımını teşvik etmeye’ de zorunlu kılar. Bu tür çabaların ana akım arkeolojik pratiğe henüz
girmediğini ve bazı açılardan bu yeni ortamda arkeolo-
21’inci yüzyılda toplum arkeolojisinin gündemi jinin hala el yordamıyla yolunu bulduğunu söylemek
Yüzyılın son çeyreğinde öne çıkan ve yukarıda kısaca isabetli olur. Bununla birlikte arkeolojinin, eşitlik, yerli
sunulan çevre ve sürdürülebilirlik, halk sağlığı, peyzaj ve toplulukların güçlendirilmesi veya değerler ve yorumların
kültürel miras alanlarına ilişkin bazı temel ifadelerle çok yönlülüğü gibi artık ana akıma girmiş ama zamanında
ilgili birtakım ortak endişeler, ilkeler ve yaklaşımlar ezber bozan fikirlere öncülük eden disiplinlerden biri
kendini gösterir. İnsanları hem yararlanıcılar hem de olduğu unutulmamalıdır. 1986'da Southampton'da düzen-
sorumlular olarak merkeze yerleştirmeye yönelik ortak lenen ilk Dünya Arkeoloji Kongresi ve bunu takip eden
tutum öyle tutarlı bir şekilde ortaya konulmuştur ki, bu yayınlar (örneğin, Layton 1989; Stone, MacKenzie 1989;
fikir birliği artık sorumlu yönetişim için yeni bir Gathercole, Lowenthal 1990), bu konudaki karışıklıkların
paradigma olarak tanımlanabilir. Halkın yalnızca ilişki tespitinde önemli bir rol oynadı ve bu sayede yukarıda
kurduğu değil, aynı zamanda gündemin ortağı olduğu, sunulan tüzük ve sözleşmelerde resmileşen kavramlar
aşağıdan yukarıya bir yaklaşıma duyulan ihtiyacın kabul üzerinde fikir birliğine varılmasını sağladı. Bu söylem
edilmesi üzerinde yoğunlaşılan bir konudur. Halkla artık ana akıma girdiğine ve farklı ortamlarda onay ve
devlet arasındaki ilişkinin doğası burada bir başkalaşım kabul gördüğüne göre, arkeolojik pratik bu tartışmalar
geçiriyor gibi görünür (Thomas 2004). için kapsam dışına kaymış gibi görünebilir. Genellikle
Faro Sözleşmesi, bu ilkeleri özellikle kültürel miras 'toplum arkeolojisi' terimi altında toplanan söylem ve
alanında, toplumun arkeoloji ile ilişki kurma biçimleriyle uygulama alanı ise enerjisinin çoğunu kendisini bir
doğrudan ilgili olduklarını belirterek yinelemiş ve uygula- disiplin olarak tanımlamaya harcadığından küresel
mıştır. Düşünce yapısında izlenen çarpıcı değişimler, sahnede daha da marjinal görünebilir.

9
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Bu makalede böyle olması gerekmediği, hatta arkeolojisi alanındaki tartışmalar, disiplinin tanımı ve
olmaması gerektiği tartışılmakta. Bu yeni arazide yolunu sınırları ile haddinden fazla ilgilenir hale geldi. Belki de
bulmak için yeterince donanımlı olan arkeoloji disiplini arkeolojiyi insanlar için daha anlamlı hale getirmede
için bu durum pek çok açıdan ‘yeni’ değildir. Şu anda aktif bir rol almak ve daha fazla insanın hayatlarını
tüzük ve sözleşmeler dizisinde yer alan ana temalar, aynı iyileştirmek ve onları güçlendirmek için arkeolojinin
tüzük ve sözleşmelerin yazılmasından çok önce, uzun aracı olmasına destek vermek için sınırları tanımlama
süredir arkeolojik araştırmaların odak noktası olan konusunda daha az endişelenmenin ve disiplinler arası
konulardır. Kültürel peyzajı yaratan insan ve doğa ağlar oluşturmaya daha fazla odaklanmanın zamanı
arasındaki etkileşim hiç değilse John Ward-Perkins gelmiştir. Bu, her ne kadar anlamlı veya gerçekçi
(Potter 1979) tarafından Güney Etruria Araştırması'nın olamayacak kadar geniş veya iddialı bir gündem gibi
başlatıldığı 1950’lerden beri peyzaj arkeolojisinin görünse de, toplum arkeolojisinin kimi mevcut tanımla-
temelini oluşturur. rının kapsamını aşma tehdidini barındırsa da, çok
Tek bir arkeolojik alanı merkeze alan yaklaşımlardan endişelenmemeliyiz. Geleceğin toplum arkeolojisi
daha kapsamlı olarak gündelik yaşamın iş(leyiş)ler geçmişteki gündemlerini aşarsa, disiplinin sınırlarını
peyzajlarını incelemeye geçiş (Ingold 2000), arkeolojinin bulanıklaştırır, ortalığı karıştırır ve diğer disiplinlerle iç
peyzaja bakışının bir başka özelliğidir ve yukarıda belir- içe geçerse, bu olsa olsa alanın başarısına güzel bir
tilen eğilimlerden çok daha önceden beri vardır. Burra övgü ve hizmet ettiği halkla olan bağının güçlenmesine
Tüzüğü’ndeki (1999 ve sonrası versiyonlar) ifadeyle işaret olur.
‘mekanların farklı bireyler veya gruplar için bir dizi
değere sahip olabileceğinin’ kabulü, 1980’lerin sonla- Teşekkürler
rından itibaren biçimsel bir bakış açısından, geçmişte 30–31 Ekim 2014’de gerçekleşen Toplum Arkeolojisi
insanların çevrelerini nasıl algıladıkları ve anladıklarını Çalıştayı’na katılmamı sağladıkları için çalıştayı düzen-
tekrar canlandırmaya çalışan işlevsel bir bakış açısına leyenlere ve sponsorlara teşekkür ederim.
geçmeye gayret eden arkeolojiye yönelik fenomenolojik
yaklaşımların temel bir öncülüydü (Tilley 1994). Yerli Kaynakça
halkların daha fazla eşitlik kazanabilmeleri için güçlen- Ander, E., Thomson, L., Noble, G., Lanceley, A., Menon,
dirilme vasıtaları olarak kültürel miras kaynaklarından U., Chatterjee, H. 2013: ‘Heritage, health and well-
yararlanmalarının kabulü, Peter Ucko ve yerli arkeoloji being: assessing the impact of a heritage focused
alanında çalışan meslektaşlarının öncü çabalarına çok intervention on health and well-being’ International
şey borçludur (Layton 1989; Ucko 2001). Journal of Heritage Studies 19.3: 229–42
Arkeoloji, uluslararası toplumun son zamanlarda Anderson, B. 1991: Imagined Communities. Reflections
benimsediği iddialı gündemi hayata geçirmeye yardımcı on the Origin and Spread of Nationalism. London,
olabilecek güncel araştırmalar arasında en güçlü Verso
araçlardan biridir. Bu bizi, arkeoloji tarihinin her zaman Atalay, S., Clauss, L.R., McGuire, R.H., Welch, J.R. (eds)
günün politik, ekonomik ve sosyal koşullarıyla şekil- 2014: Transforming Archaeology: Activist Practices
lendiği tartışmasının başına geri döndürür. Rönesans ve & Prospects. Walnut Creek, Left Coast Press
erken modern dünyada, bilim insanları ve antikacılar Barton, H., Grant, M. 2006: ‘A health map for the local
önce prensleri ve oligarkları tarihi eserlerin güzelliği ile human habitat’ The Journal of the Royal Society for
büyülediler, sonra bu kişilerin ekonomik gücünden the Promotion of Health 2006 126.6: 252–53
faydalanıp bilimlerini tamamen onların hizmetlerine Beard, M. 2002: The Parthenon. London, Profile Books
sundular. Onlarca yıllık çabanın ardından günümüzde, Brown, J., Hay-Edie, T. (eds) 2013: COMPACT: Engaging
arkeolojinin kültürel mirasın ayrılmaz bir parçası, arkeo- Local Communities in the Stewardship of World
lojiden yararlanmanın ise evrensel bir hak olduğuna Heritage. New York, United Nations Development
hükümetleri ve uluslararası organlarını ikna etme Programme
çabasının nihayete erdiğine tanık oluyoruz. Şimdiki Brown, J., Hay-Edie, T. 2014: Engaging Local Commu-
zorluk, arkeolojinin kendisini ispatlayarak günümüzde nities in the Stewardship of World Heritage. A
meydana gelen bu olağanüstü dönüşümde lider olmaya Methodology Based on the COMPACT Experience.
devam etmesidir. (World Heritage Paper Series no. 40). Paris, United
Bugün arkeoloji ile insanlar arasındaki etkileşim Nations Educational and Scientific Organisation
konusunda arkeolojik uygulamaların temelinde önceki Burleigh, N. 2007: Mirage: Napoleon’s Scientists and the
paragrafta tanımlanan zorluk yatar. Burada bugünün ve Unveiling of Egypt. New York, Harper Collins
geleceğin toplum arkeolojisi için cesur ve iddialı bir Council of Europe 2000: European Landscape
görev zuhur eder. Daha önce belirtildiği gibi, toplum Convention (Florence, 2000)

10
Bölüm 1: Grima. Geçmiş, mekan ve insan: arkeoloji ve toplumdaki yeri

— 2005a: Council of Europe Framework Convention on Little, B.J., Shackel, P.A. 2014: Archaeology, Heritage,
the Value of Cultural Heritage for Society (Faro, 2005) and Civic Engagement: Working Toward the Public
— 2005b: Explanatory Report to the Council of Europe Good. California, Left Coast Press
Framework Convention on the Value of Cultural Lydon, J., Rizvi, U.Z. (eds) 2010: Handbook of
Heritage for Society. Council of Europe Treaty Series Postcolonial Archaeology. California, Left Coast
No. 199 Press
De Seta, C. 1996: ‘Grand Tour: the lure of Italy in the Matsuda, A., Okamura, K. 2011: ‘Introduction: new
eighteenth century’ A. Wilton, I. Bignamini (eds), perspectives in global public archaeology’ A.
Grand Tour: The Lure of Italy in the Eighteenth Century Matsuda, K. Okamura (eds), New Perspectives in
içinde. London, Tate Gallery Publishing: 13–20 Global Public Archaeology içinde. London,
Dahlgren, G., Whitehead, M. 1991: Policies and Springer: 1–18
Strategies to Promote Social Equity in Health. Merode, E.D., Smeets, R., Westrik, C. (eds) 2004:
Stockholm, Institute for Future Studies Linking Universal and Local Values: Managing a
Diaz-Andreu, M. 2007: A World History of Nineteenth- Sustainable Future for World Heritage (World
Century Archaeology. Nationalism, Colonialism, and Heritage Paper Series no. 13). Paris, United Nations
the Past. Oxford, Oxford University Press Educational and Scientific Organisation
Fairclough, G. 2014: ‘“I wanted to be an archaeologist” - Merriman, N. 2004: ‘Diversity and dissonance in public
a very 21st century crisis of confidence’. Conference archaeology’ N. Merriman (ed.), Public Archaeology
paper abstract. Setting the Agenda: Giving New içinde. London, Routledge: 1–17
Meaning to the European Archaeological Heritage. Moshenska, G. 2010: ‘What is public archaeology?’
15th EAC Heritage Management Symposium, 20–21 Present Pasts 1.1: 46–48. doi: 10.5334/pp.7
March 2014 Noor, S.M., Jaafar, M., Balan, Y. 2018: ‘Communicating
Findlen, P. 1994: Possessing Nature. Museums, archaeological heritage: strategically connecting the
Collecting, and Scientific Culture in Early Modern past to the present from community perspectives’
Italy. Berkeley, University of California Press Journal of Asian Pacific Communication 28.1: 151–
Fowler, P.J. 2003: World Heritage Cultural Landscapes 71. doi: http://dx.doi.org/10.1075/japc.00008.noo
1992-2002 (World Heritage Paper Series no. 6). Paris, Potter, T.W. 1979: The Changing Landscape of South
United Nations Educational and Scientific Organisation Etruria. London, Elek
Gathercole, P., Lowenthal, D. (eds) 1990: The Politics of Richardson, L.J., Almansa-Sanchez, J. 2015: ‘Do you
the Past. London, Unwin Hyman even know what public archaeology is? Trends, theory,
Guttormsen, T.S., Hedeager, L. 2015: ‘Introduction: practice, ethics’ World Archaeology 47.2: 194–211
interactions of archaeology and the public’ World Schadla-Hall, R.T. 1999: ‘Editorial: public archaeology’
Archaeology 47.2: 189–93 European Journal of Archaeology 2.2: 147–58
ICOMOS 1994: The Nara Document on Authenticity. Schofield, J. (ed.) 2014: Who Needs Experts? Counter-
International Council of Monuments and Sites. mapping Cultural Heritage. Surrey, Ashgate
Ingold, T. 2000: ‘The temporality of the landscape’ T. Skeates, R., McDavid, C., Carman, J. (eds) 2012: The
Ingold (ed.), The Perception of the Environment: Oxford Handbook of Public Archaeology. Oxford,
Essays in Livelihood, Dwelling and Skill içinde. Oxford University Press
London, Routledge: 189–208 Sorensen, M.L., Carman, J. 2009: ‘Heritage studies: an
Jenkins, T. 2016: Keeping their Marbles: How the outline’ M.L. Stig Sorensen, J. Carman (eds),
Treasures of the Past Ended Up in Museums… and Heritage Studies: Methods and Approaches içinde.
Why They Should Stay There. Oxford, Oxford London, Routledge: 11–28
University Press Stone, P.G., MacKenzie, R. (eds) 1989: The Excluded
Jopela, A., Fredriksen, P.D. 2015: ‘Public archaeology, Past: Archaeology in Education. London, Unwin
knowledge meetings and heritage ethics in southern Hyman
Africa: an approach from Mozambique’ World Thomas, R.M. 2004: ‘Archaeology and authority in the
Archaeology 47.2: 261–84 twenty-first century’ N. Merriman (ed.), Public
Kiddey, R. 2014: ‘Punks and drunks: counter-mapping Archaeology içinde. London, Routledge: 191–201
homelessness in Bristol and York’ J. Schofield (ed.), Tilley, C. 1994: A Phenomenology of Landscape: Places,
Who Needs Experts? Counter-mapping Cultural Paths and Monuments. Oxford, Berg
Heritage içinde. Surrey, Ashgate: 165–79 Ucko, P. 2001: ‘Indigenous archaeology at the Institute
Layton, R. (ed.) 1989: Who Needs the Past? Indigenous of Archaeology’ Papers from the Institute of Archae-
Values and Archaeology. London, Unwin Hyman ology 12: 1–11

11
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

UNEP 1992: ‘Annex I: Rio Declaration on Environment Wilkinson, R., Marmot, M. (eds) 2003: Social Determi-
and Development’ Report of the United Nations nants of Health: The Solid Facts (2nd edition).
Conference of Environment and Development (Rio de Copenhagen, World Health Organisation Regional
Janeiro, 3-14 June 1992). Document Office for Europe
A/CONF.151/26. United Nations Environment
Programme
WHO 2012: Addressing the Social Determinants of
Health: The Urban Dimension and the Role of Local
Government. Copenhagen, World Health Organi-
sation Regional Office for Europe

12
2. Toplum arkeolojisi teorileri üzerine bir değerlendirme
Akira Matsuda

Giriş arkeolojisini bu şekilde görüyorum. Dolayısıyla arkeolo-


Bu makalenin amacı toplum arkeolojisinin güncel jinin toplumla nasıl etkileşimde olması gerektiğini
durumu üzerine bir teorik değerlendirme sunmaktır. savunabilmek için toplum arkeolojisinin son ve güncel
Fakat başlamadan önce, toplum arkeolojisi üzerine eğilimlerini teorik açıdan inceleyeceğim.
teorilere ihtiyaç olup olmadığı sorgulanmalıdır. Toplum
arkeolojisini ‘uygulamalı arkeoloji’ olarak değerlendi- Toplum arkeolojisini tartışmak ve tanımlamak
renler için toplum arkeolojisi doğası gereği pratik bir Bir terim ve kavram olarak toplum arkeolojisi,
alan olup teorileştirilmesi gereksizdir ya da bu girişim arkeoloji disiplini içerisinde son birkaç on yıl boyunca
kısıtlı kalmaya mahkumdur. Eğer arkeolojinin ana yavaş fakat sağlam bir şekilde kabul gördü. İlk olarak
meşgalesi üzerine teoriye ihtiyaç olduğu baştan düşünü- özellikle Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve
lüyorsa, o halde bu teori mümkün olduğunca eğitim, Avustralya gibi Anglofon ülkeler tarafından tanınan
toplum gelişimi ve alan koruması gibi sosyal meseleleri toplum arkeolojisi, 21’nci yüzyılın başından bu yana
ele almak için uygulanmalıdır. O halde toplum arkeo- Anglofon olmayan ülkelerde de kabul görmeye, tartı-
lojisi, yöntemleri dışında teoriye fazla ihtiyaç duymaz. şılmaya ve uygulanmaya başlamıştır. (örneğin, İspanya
Bu durumda, toplum arkeolojisi arkeolojinin bir alt dalı üzerine Almansa 2008; 2011; İtalya üzerine Bonacchi
ya da yan başlığı olarak görülür; başka bir deyişle, 2009; İsveç üzerine Fredrik, Wahlgren 2008; Brezilya
arkeoloji toplum arkeolojisi tartışmalarının getirilerinden üzerine Funari 2001; 2004, Green 2001 vd.; Çin
bağımsız olarak kendi başına icra edilebilir. üzerine Cao 2004; Çek Cumhuriyeti üzerine Křenková
Bununla birlikte toplum arkeolojisi arkeolojinin her 2005; Japonya üzerine Matsuda, Okamura 2012).
türlüsünü besleyen bir yapıtaşı olarak da düşünülebilir. Arkeoloji teorisi ve uygulamalarının çeşitliliğini ve
Bu fikir arkeolojinin bazı toplumsal yönlere sahip farklı ülkelerin arkeolojik faaliyetlere yönelik mevzu-
olduğunu düşünenler için akla yatar. Bu toplumsal yönler atları ile geçmişle ilişki kurma geleneklerinin zengin-
proje fonlarının nereden karşılanıp nasıl harcandığı, saha liğini yansıtan toplum arkeolojisi dünyada farklı şekil-
çalışmalarının nerede ve nasıl yürütüldüğü, arkeolojik lerde ortaya çıktı ve çıkmaya devam ediyor
alanların nasıl idare edildiği, buluntuların nasıl elden (Richardson, Almansa 2015: 196–97). Tüm bu çeşitleri
geçtiği ve arkeolojik araştırma çıktılarının ne türlü etkileri burada ayrıntılı olarak incelemek çok zahmetli
olduğuna dair olabilir. O zaman arkeolojinin toplumla olacaktır, fakat Okamura ile beraber başka bir yayında
nasıl etkileşime girdiği ya da girmesi gerektiğine dair bunları amaçlarına göre dört farklı kategoride ayrı ayrı
düşüncelerin hali hazırda toplum arkeolojisini meydana veya birlikte incelemeyi önerdik. Böylelikle toplum
getirdiğini öne sürmek mümkündür.1 Bu bakış açısına arkeolojisinin genel eğilimlerini her coğrafyada
göre toplum arkeolojisi arkeolojinin tamamına nüfuz anlamak daha kolay olacaktı (Matsuda, Okamura 2011:
etmiştir ve teorileştirilmesi yöntemlerle sınırlı kalmama- 5–7). Bu makalede ise bu kategorileri toplum arkeolo-
lıdır; modern toplumun arkeolojiyle nasıl etkileşimde jisine dörtlü bir yaklaşım – eğitimsel, halkla ilişkilerci,
olmasını arzu ettiğimizi ele almalıdır.2 Ben de toplum çoğulcu ve eleştirel – olarak değerlendiriyorum ve
günümüzde toplum arkeolojisi bağlamında nasıl öne
çıkarıldığını tartışıyorum.3
1 Kimileri toplum arkeolojisinin çok kesin bir tanımı olmamasından
dolayı, amorf bir bakış açısının konunun sağlıklı gelişiminden kaynak- Öncelikle her bir yaklaşımı kısaca tanımlamak
landığını düşünebilir. Ben yine de bir dizi sosyal ve eğitimsel ihtiyaç- faydalı olacaktır. Eğitimsel yaklaşım arkeolojik düşünce
lara cevap verebilmesi ve esnek olabilmesi açısından toplum ve yöntemler temelinde insanların geçmişi öğrenmesini
arkeolojisini olabildiğince açık uçlu ve kapsayıcı olarak düşünüyorum.
Ayrıca, normalde eğitim ve sosyal programlar gibi sık kullanılan
araçlar vasıtasıyla halkla ilişki kurmayan arkeologların da arkeolojinin
toplumla nasıl etkileşime girmesi gerektiği konusunda fikir beyan
etmelerini engellemektense bunu desteklemeyi tercih ederim.
2 Bu vurgu müzecilik alanında 30 sene önce ortaya çıkan teorik 3 Her ne kadar bu makalede toplum arkeolojisine yaklaşımlardan
değişimle benzeşir (Vergo 1989: 3). Kimi zaman ‘Yeni Müzecilik’ sadece dört tanesine değinsem de, farklı araştırmacıların toplum ya
olarak da tanımlanan, müze çalışmaları alanındaki teorileşme da topluluk arkeolojisini farklı kategorilerde incelediğini de
gelişimi, müze uygulamalarındaki değişimlere önemli katkılar sağla- belirtmek gerekir (örneğin, Moshenska, Dhanjal 2012; Atalay vd.
mıştır (bkz Macdonald, Fyfe 1996). 2014; Little, Shackel 2014).

13
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

kolaylaştırmayı ve teşvik etmeyi amaçlar; araştırma bilinçlendirilmeli ve toplumun ilgi göstermesi sağlanma-
konuları arasında arkeolojik kalıntıların korunması ve lıdır.4 Buna karşın, çoğulcu ve eleştirel yaklaşımlar,
muhafaza edilmesinin önemi yer alır. toplumu kendini temsil eden ve kendi inanç, ilgi ve
Halkla ilişkiler yaklaşımı, arkeoloji ile çeşitli gündemlerine göre geçmişle bağ kuran bir özne olarak
bireyler ve sosyal gruplar arasında yakın ilişkiler görür.
kurarak arkeolojinin çağdaş toplumda bilinirliğini, Son yıllarda toplum arkeolojisinin gelişiminin itici
popülaritesini ve aldığı desteği artırmayı hedefler. gücü, bu ayrım etrafında şekillenen ateşli tartışmalar
Çoğulcu yaklaşım maddi kalıntılar ile toplumun farklı oldu. Bunlardan özellikle ikisi çok önemliydi. Holtrof
üyeleri arasındaki etkileşimin çeşitliliğini anlamayı ve McManamon arasında yaşanan tartışmalardan ilki
amaçlar. Arkeolojiyi geçmişi anlamanın bir yolu olarak 2000 yılında Public Archaeology dergisinin ilk
ele alır ve bunu yapmanın diğer yollarıyla nasıl anlamlı sayısında yer buldu (Holtorf 2000; McManamon 2000a;
bir ilişki kurabileceğini düşünür. Son olarak, eleştirel 2000b). McManamon arkeologlara arkeolojik korumayı
yaklaşım geçmişin siyasetiyle ilgilidir (Gathercole, destekleyecek ve ayrıca arkeolojiye ‘gönüllü olarak
Lowenthal 1990). Bunu da genelde etnosentrik ve politik ve ekonomik yönden arka çıkabilecek’ bir
elitist gruplar gibi sosyal açıdan baskın zümreler toplum yaratabilmek için halkla iyi ilişkiler kurmalarını
tarafından ortaya konan tarih savlarını sarsarak veya salık veriyordu (McManamon 2000a: 7). Holtorf,
sosyo-politik tanınma sağlamak için sosyal olarak McManamon’un önermesini kuralcı ve sert olduğu için
baskılanmış grupların geçmişe dair görüşlerini destek- eleştirdi. Ona göre uzman olmayan kişilerin ‘arkeolo-
leyerek gerçekleştirmeye çalışır. jiyle temaslarının uzman tutumlarına benzemese dahi,
Arkeologların toplumla iletişim kurma yollarına dair desteklenmeleri ve teşvik edilmeleri’ gerekiyordu
Merriman (2004: 5–8) ve Holtrof tarafından (2007: 105– (Holtorf 2000: 215). Holtrof ‘alternatif arkeolojiler ve
29) önerilen modellere dayanan dört yaklaşım Figür farklı geçmişlerle temas edebilmek’ için kritik
2.1.’de görülebilir. Eğitimsel ve halkla ilişkiler yakla- ‘[a]nlayış ve diyalog’a duyulan ihtiyacın altını çizdi
şımları Holtrof’un sırasıyla ‘eğitim modeli’ ve ‘halkla (Holtorf 2000: 215). Bunu takiben McManamon bir
ilişkiler modeli’ne denk gelir ve bu iki yaklaşımın karışımı cevap yazarak önceki öngörülerini ‘profesyonel arkeo-
Merriman’ın toplumu arkeolojik bilgiden yoksun olarak logların ve bilimsel arkeolojik yöntemlerin geçmişe
gören ‘yoksunluk modeli’ni temsil eder (Merriman 2004: dair bilgilendirici ve değerli bir bakış açısı sunduğunu
5–6). Diğer yandan, çoğulcu ve eleştirel yaklaşımların düşünen herkesin bu duruşu daha gayretli bir şekilde
karışımı Merriman’ın ‘çoklu bakış açısı modeli’ ve desteklemeleri gerekir’ diyerek savundu (McManamon
Holtrof’un ‘demokratik modeli’ne denk düşer. Bu 2000b: 216).
makalede öne sürdüğüm temel savlardan biri, bugün Bu tartışmada McManamon’un arkeoloji ve geçmişe
toplum arkeolojisinde ne olduğunu anlamak için çoğulcu yönelik daha fazla eğitim ve halkla ilişkiler yaklaşımı
yaklaşım ile eleştirel yaklaşımı birbirinden ayırmanın çağrısında bulunduğunu, Holtorf’un ise çoğulcu ve
gerekliliğine dayanır. Bu konuya yoğunlaşmadan evvel, eleştirel yaklaşımları savunduğunu belirtmek önemlidir.
son birkaç on yılda toplum arkeolojisi söyleminde ortaya Holtorf’un keskin eleştirisi ve McManamon’un kibar ve
çıkan ve Figür 2.1.’de koyu dikey çizgiyle gösterilen en ölçülü karşı savıyla şekillenen tartışma şüphesiz ilgi
önemli ayrımın, eğitimsel ve halkla ilişkiler yaklaşımlarını çekiciydi. Ayrıca uzun zamandır sorgusuz sualsiz önemli
bir tarafta, çoğulcu ve eleştirel yaklaşımları ise diğer kabul edilen eğitim ve halkla ilişkiler uygulamalarının ilk
tarafta yerleştiren ayrım olduğunu hatırlamak gerekir. kez eleştirilmesi düşündürücüydü. Okuyucular, arkeo-
Bu ayrım pek çok boyutta karşımıza çıkar. Tartış- logların halka nasıl yaklaşıp etkileşim kurması gerektiği
manın bir boyutunda bu ayrım, uygulamaya dönük konusunda etraflıca düşünmeye davet edildi. Tartışma,
eğitimsel ve halkla ilişkiler yaklaşımları ile daha çok Public Archaeology dergisinin başarılı bir lansman
teoriye dönük çoğulcu ve eleştirel yaklaşımların farklı- yapmasına yardımcı olmakla kalmadı, aynı zamanda
lıklarını yansıtır. Toplum arkeolojisinin tarihinde, toplum arkeolojisinin teorik açıdan gelişmesine de
eğitimsel ve halkla ilişkiler yaklaşımları, çoğulcu ve katkıda bulundu.
eleştirel yaklaşımlardan çok daha erken bir zamanda ve Toplum arkeolojisindeki ikinci önemli tartışma 2007
daha yaygın kabul görmüştür. Öyle ki, ikinci grup ancak yılında World Archaeology dergisinde gerçekleşti
1990’larda post-süreçsel (yorumlamalı) arkeolojinin (Fagan, Feder 2006; Holtorf 2005). Holtorf alternatif
etkisi altında görünür hale gelmiştir (Merriman 2002: arkeolojileri reddeden ve kınayan arkeologları eleştirerek
542–43). Bu ayrım, toplumun farklı şekillerde kavram-
sallaştırılmasında da karşımıza çıkar. Eğitimsel ve halkla
4 Bu, eğitim ve halkla ilişkiler yaklaşımlarının toplumun temsilini
ilişkiler yaklaşımları toplumu müdahale edilecek bir reddettiği anlamına gelmez. Burada tartışılan, iki yaklaşımın
nesne olarak görür; başka bir deyişle toplum eğitilmeli, amaçları ile ilişkili olarak toplumu nasıl kavramsallaştırdığıdır.

14
Bölüm 2: Matsuda. Toplum arkeolojisi teorileri üzerine bir değerlendirme

Daha fazla uygulamaya yönelik Daha fazla teoriye yönelik

Merriman’ın modelleri (2004) yoksunluk modeli çoklu bakış açısı modeli

Holtorf’un modelleri (2007) eğitim modeli halkla ilişkiler demokratik model


modeli

Toplum arkeolojisine dört yaklaşım Eğitimsel yaklaşım Halkla ilişkiler Çoğulcu yaklaşım Eleştirel yaklaşım
yaklaşımı

Fig. 2.1. Merriman, Holtrof ve toplum arkeolojisine dört yaklaşım modellerinin birbirleriyle ilişkisi.

bir kez daha tartışma yarattı. Geçmişi anlamaya dair Neo-liberalizm ve yaklaşımların ayrışması
bilimsel ve alternatif yaklaşımların benzerliklerine Günümüzde, toplum arkeolojisine dört yaklaşımı birbi-
dikkat çeken Holtorf, ‘[a]rkeologlar kendi atadıkları rinden ayıran çizginin yeri giderek değişiyor. Daha
jüriler tarafından yanlış ya da uygunsuz bulunan teorik ve postsüreçsel kategori altında birlikte konum-
yorumları ortadan kaldırmaya adanmış özel polis timleri lanan çoğulcu ve eleştirel yaklaşımlar gitgide birbi-
gibi hareket etmezler’ dedi (Holtorf 2005: 549). rinden ayrılıyor – ve bu da daha önce değindiğim gibi
Holtorf’un eleştirdiği arkeologlar arasında yer alan bu iki yaklaşımı ayrıştırmanın önemli olduğu
Fagan ve Feder, buna şiddetle karşılık verdi. Holtorf’un önermesini doğuruyor. Sonuç olarak ortaya çıkan yeni
bu iddiaları yanlış bilgilendirilmiş olduğu için ortaya ayrımda bu kez eğitimsel, halkla ilişkiler ve çoğulcu
attığını savunarak, ‘Korkuluklara karşı mücadele: alter- yaklaşımlar bir yanda, eleştirel yaklaşım ise diğer
natif arkeolojilere alternatif bir bakış: Holtorf’a yanıt yanda yer alıyor (fig. 2.2).
(2005)’ başlıklı makalelerinde bu iddiaları reddettiler. Bu değişimin kaynağı yayılan ekonomik neolibera-
Fagan ve Feder, bilimsel yöntemlere ve kanıtlara lizmmiş gibi görünüyor. Günümüzde ekonomik iklim,
dayanan ‘arkeolojik söylemin geçerliliği ve meşruiye- dünyadaki neoliberal toplumların pek çok sektöründen
ti’nde ısrarcıydılar (Fagan, Feder 2006: 724). Ayrıca ‘paranın karşılığını’ talep eder. Kimi zaman keyfine
rasyonel arkeoloji ile sözde arkeoloji arasında ayrım düşkün orta-sınıf hevesi olarak görülen ve bazen de
yapmanın ve özellikle ikincisi kılık değiştirdiğinde onu arkeolojik kalıntıların korunmasının ekonomik
reddetmenin önemli olduğunu savundular. kalkınmaya ayak bağı olduğu düşüncesi ile bağdaştırılan
2007’deki tartışma, Holtorf’un devam eden keskin arkeolojinin de finansal açıdan hesap verebilir olması
eleştirisi ve Fagan ve Feder’ün sert tepkisi bakımından beklenir. Bu iki sonuç doğurur. İlk olarak, arkeolojiden
dikkate değerdi ve toplum arkeolojisinde eleştirel tartış- modern dünyaya ne türden ‘kamu yararı’ sunabileceğini
manın yeniden canlanmasını sağladı. Holtorf yine göstermesi beklenir (Little 2002). Toplum arkeolojisi ise
arkeolojiye ve geçmişe dair çoğulcu ve eleştirel yakla- eğitimsel yaklaşımının benimsenmesini teşvik eder,
şımları savunuyordu. Onun bu duruşu, Fagan ve çünkü arkeoloji eğitim vermesi halinde geçmişin
Feder’ün büyük ölçüde pozitivist ve eğitici pozisyo- öğretilmesine yaramış olur. İkinci olarak, arkeolojinin
nuyla tezattı. Tartışma arkeologların alternatif arkeolo- sosyal ve finansal destek alabilmek için paydaşlarıyla,
jilerle nasıl ilişki kurmaları gerektiği sorusuna özellikle de fon sağlayıcılarıyla ve çeşitli sosyal
odaklansa da, arkeoloğun bir uzman olarak sosyal rolü gruplarla iyi ilişkileri sürdürmesi ve geliştirmesi
ve çağdaş toplumda arkeolojinin faydası gibi meseleler yönünde bir talep vardır- bu, toplum arkeolojisine halkla
de geniş yankı buldu. ilişkiler yaklaşımını benimseme yönünde bir ivme
Yukarıda bahsedilen iki tartışmanın eğitim ve halkla yaratır. Arkeologların yürüttüğü eğitim ve halkla
ilişkiler yaklaşımları tarafı ile çoğulcu ve eleştirel yakla- ilişkiler faaliyetlerinin neoliberal ekonomik iklimde
şımlar tarafı arasındaki ayrım etrafında döndüğünü artması tesadüf değildir.
vurgulamak mümkün. Bu ayrım her iki tartışmada da, İlginç bir şekilde, çoğulcu yaklaşım eğitimsel ve
okuyucular için göze çarpan ve kolayca sindirilebilen bir halkla ilişkiler yaklaşımlarında faydalı olabilir. Başarılı
teorik tezatı şekillendirdi. Toplum arkeolojisi tartışmaları bir eğitim, bu eğitimi alacak kişilerin, yani toplumun
açısından bu bölünme önemli bir temel teşkil etti. bireylerinin daha iyi anlaşılmasını gerektirir. Çoğulcu
Holtorf’un katkısı bu açıdan dikkate değerdir. yaklaşım ise arkeologların pek çok birey ve sosyal grup

15
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Ekonomik Liberalizm

Toplum arkeolojisine Eğitimsel yaklaşım Halkla ilişkiler Çoğulcu yaklaşım Eleştirel yaklaşım
dört yaklaşım yaklaşımı

Fig. 2.2. Ekonomik neoliberalizmin etkisi altında toplum arkeolojisinde giderek belirginleşen yeni bir ayrım (kalın
dikey çizgiyle belirtilen).

hakkında çok boyutlu bir anlayışa sahip olmalarını Eleştirel ve çoğulcu yaklaşımlar arasındaki fark
sağlar. Benzer şekilde, arkeolojinin geniş bir yelpa- böylece vurgulanmış olur (Matsuda, Okamura 2011: 7–
zedeki farklı anlayışlarına bir içgörü sağlayan çoğulcu 8). Sosyal bilimlerdeki ‘eleştirel teori’yi takiben,
yaklaşım, arkeologların alıcıları, paydaşları ve hatta (Calhoun 1995), eleştirel yaklaşım arkeolojinin söylem
‘potansiyel’ müşterileri ile ilişkilerini geliştirmelerine ve pratiğinin temelini oluşturan güç yapılarını ortaya
yardımcı olur. çıkarmayı ve eleştirmeyi hedefler. Nihai amacı ise,
Bu nedenle eğitimsel, halkla ilişkiler ve çoğulcu modern dünyayı arkeoloji sayesinde daha adil ve eşit bir
yaklaşımlar, arkeolojinin çağdaş toplumdaki varlığını yer haline getirmektir. Diğer bir deyişle, eleştirel
haklı çıkarmak ve finansal uygulanabilirliğini güçlen- yaklaşım geleneksel Sol düşüncesine uygun olarak
dirmek amacıyla bazı iç ayarlamalar yapıldığında iyi bir çağdaş toplumu yeniden şekillendirmeyi hedefler. Bu,
şekilde bir araya gelebilir. Bu, modern dünyada arkeo- postmodern ve liberal Sol’un düşüncesine çok daha
lojinin işe yararlığını ve sürdürülebilirliğini artırmak yakın olan çoğulcu yaklaşıma ters düşebilir. Çoğulcu
amacıyla, toplum arkeolojisi üzerine yakın zamanda yaklaşım, Marksizm ve İlerleme de dahil olmak üzere
yayımlanan birçok yayının neden arkeologlar ve çeşitli herhangi bir büyük anlatıdan koparak ‘tahakküm ve
dış gruplar arasında ‘işbirliği’, ‘paylaşım’ ve ‘diyalog’ direniş’ üzerinde fazla durulmadığı (post) modern
kavramlarını vurguladığını açıklayacaktır (örneğin, toplumun parçalanmış doğası hakkında konuşmakla daha
Jameson 2014; Stone, Hui 2014). çok ilgilenir. Bu, çoğulcu yaklaşımın neden ekonomik
Tüm bunlar iyi haberler olarak nitelendirilebilir neoliberalizme uyum sağlayabildiğini ve hatta ona gayet
fakat bu yeni gelişmede eleştirel yaklaşımın hiç yer iyi bir şekilde uyabileceğini açıklar.
almadığının da altını çizmek gerekir. Günümüzde Çoğulcu ve eleştirel yaklaşımlar arasındaki ayrışma
eleştirel yaklaşımın toplum arkeolojisi tartışmalarının ilk kez 2008’de Antiquity dergisinde yayınlanan kısa bir
ön saflarındaki yerini giderek yitirdiği görülmektedir.5 tartışmada gün yüzüne çıktı (Kristiansen 2008; Holtorf
Bunun nedeni, neoliberal piyasa ekonomisine uyum 2008). Yine Holtorf’un yer aldığı tartışmada, bu kez
sağlayabilen diğer üç yaklaşımın aksine, eleştirel Kristiansen (2008) onun insan odaklı arkeoloji
yaklaşımın neoliberal mantığa uymamasında yatar. vizyonunu eleştiriyordu. Kristiansen, Holtorf’un arkeo-
Hatta bu yaklaşım arkeolojinin piyasa ekonomisine lojiyi son derece liberal bir şekilde parçalara ayırma
eklemlenmesine meydan okuyacaktır. Bir örnek savını ‘popüler kültürün hizmetinde’ ve ‘serbest piyasa
vermek gerekirse, belli bir arkeoloji pratiği ya da ve güçlerinin insafına’ bırakılmış diye nitelendirerek ve
geçmişin belli bir yorumunun kimin çıkarlarına hizmet popüler kültürün eleştirel incelemesinin eksik olduğuna
ettiği eleştirel yaklaşımda araştırılan temel sorulardan dikkat çekti (Kristiansen 2008: 489). Arkeolojinin
bir tanesidir (Faulkner 2000; Hamilakis 1999a; 1999b; popüler tüketimine ve siyasi ve ideolojik uygulamala-
Leone vd. 1987; McDavid 2004; Shackel 2004: 3–6; rındaki potansiyel sorunlara ilişkin daha önceki eleştirel
Shackel, Chambers 2004; Shanks, Tilley 1987). Arkeo- tartışmalara atıfta bulunan Holtorf, Kristiansen’in eleşti-
lojiye destek veren pek çok sponsorun veya proje- risinin temelsiz olduğunu vurguladı (Holtorf 2008: 491).
lerdeki işbirlikçilerin kendilerini böylesine eleştirel bir Holtorf ise daha önceki çalışmalarının ekonomik
ışık altında inceletmeye isteksiz olacağını hayal etmek ‘piyasalar’ı çok fazla tartışmadığını ekleyerek kendini
zor değil. savundu.
Gerçekten de Holtorf ekonomik piyasaları arkeoloji
veya popüler kültür bağlamında nadiren tartışmış
olmasına rağmen, Kristiansen’in ekonomik neolibera-
5 Yine de arkeolojinin topluma hizmet etmek üzere tekrar düzenlen-
mesini savunan birkaç yeni kitap bulunur (Atalay et al. 2014; Little, lizmin toplum arkeolojisi üzerindeki etkisine ilişkin
Shackel 2014). endişelerini dile getirmesi dikkate değerdir. Arkeolo-

16
Bölüm 2: Matsuda. Toplum arkeolojisi teorileri üzerine bir değerlendirme

jinin modern toplumdaki rolünün irdelenmesi ‘arkeolo- şekilde, arkeoloji varlığını sürdürmeye çabaladıkça,
jinin ideolojik ve politik rolünün eleştirel okumasına’ kendisini eleştirel duruştan o kadar uzaklaştırır. Bu
dayanmalıdır savı (Kristiansen 2008: 490) eleştirel nedenle eleştirel yaklaşım, arkeolojinin sürdürülebilir-
yaklaşımın toplum arkeolojisinin gündeminden liğine olumsuz etki ediyormuş gibi görülme tehlikesiyle
kalkmasına karşı bir uyarı olarak yorumlanabilir. karşı karşıyadır.
Toplum arkeolojisinde eleştirel yaklaşımın kademeli Hangi yaklaşıma dayanırsa dayansın, toplum arkeo-
olarak gerilemesine dikkat çeken ilk eleştirmenin lojisi ilkesel olarak memnuniyetle karşılanmalıdır.
Kristiansen olduğu söylenebilir. Bununla birlikte, disiplinin şu ana kadar büyük ölçüde
Dünya Arkeoloji Kongresi’nin (WAC) çokuluslu ‘arkeolojinin ekonomik çatışma ve siyasi mücadelenin
maden şirketi Rio Tinto Limited ile ortaklık kurma gerçek dünyasına girdiğinde ortaya çıkan sorunları’
olasılığı rahatsızlık yaratınca, eleştirel yaklaşıma olan (Ascherson 2000: 2) eleştirerek büyüdüğünü hatırla-
ilginin azalmasına dair endişeler daha yüksek sesle ifade yacak olursak, disiplinin varlığını devam ettirme ve
edildi. Tartışma, Rio Tinto’nun ekonomik açıdan sürdürülebilirlik uğruna kritik üstünlüğü bırakmanın
dezavantajlı ülkelerde yerli grupları hedefleyen kültürel muhtemelen uzun vadede toplum arkeolojisine çok
miras yönetimi uygulamaları geliştirmek amacıyla pahalıya mal olacağı iddia edilebilir. Öyleyse, bugün
WAC’a yaklaşması ile başladı (Smith 2011: 228–29). ihtiyaç duyulan en önemli şey, toplum arkeolojisini
WAC yönetimi ve Rio Tinto arasında tartışılan fikirlere egemen ekonomik paradigma ile baş edebilecek şekilde
göre, WAC, organizasyonel kapasitelerini güçlendirmek yeniden yapılandırmak ve aynı zamanda onu eleştirmeye
amacıyla Rio Tinto’dan finansman alacak ve karşılığında devam etmektir.
Rio Tinto’ya kültürel miras yönetimi konusunda,
özellikle yerli halkla ilgili olarak profesyonel tavsiyeler Kaynakça
sunacaktı (Shepherd, Haber 2011: 102–04; Smith 2011: Almansa, J. 2008: ‘Arqueología pública o de cómo todo
228–29). Dünyanın farklı yerlerindeki maden şirketle- nos afecta’ Actas de las I Jornadas de Jóvenes en
rinin yerli halklara uyguladığı baskıdan büyük endişe Investigación Arqueológica Madrid, OrJIA: 529–34
duyan Shepherd ve Haber, o zamanki WAC yönetiminin — 2011: ‘Arqueología para todos los públicos. Hacia una
Rio Tinto ile ilişki kurma hevesini sert bir şekilde definición de la Arqueología Pública “a la Española”’
eleştirdi. Shepherd ve Haber için, her zaman yerli ArqueoWeb 13: 87–107
halkların haklarını savunan WAC’ın çok uluslu bir Ascherson, N. 2000: ‘Editorial’ Public Archaeology 1.1:
maden şirketiyle ortaklık kurmak üzere olduğu fikri, 1–4
WAC’ın ideallerini satmakla eşdeğerdi (Smith 2015: 30). Atalay, S., Clauss, L.R., McGuire, R.H., Welch, J.R.
Tartışma daha sonra 2011 ve 2012’de Public Archa- (eds) 2014: Transforming Archaeology: Activist
eology dergisine taşındı (Shepherd, Haber 2011, 2012; Practices and Prospects. Walnut Creek, Left Coast
Smith 2011). Tartışmanın ayrıntıları yayınlarda buluna- Press
bilir (ayrıca bkz. Foloruso 2012; Smith 2015: 29–33) Bonacchi, C. 2009: ‘Archeologia pubblica in Italia.
ancak burada mesele ticari şirketler de dahil olmak üzere Origini e prospettive di un “nuovo” settore disci-
dış kuruluşlarla ilişkilerde arkeologların eleştirel tavrı ne plinare’ Ricerche Storiche 2–3: 329–50
derecede korumaları gerektiğidir. Shepherd ve Haber için Calhoun, C. 1995: Critical Social Theory: Culture,
eleştirel yaklaşım her zaman birincil öneme sahipken, o History and Challenge of Difference. Cambridge,
zamanki WAC yönetimi için dış kuruluşlarla ilişki, MA, Blackwell
WAC’ın büyümesi ve sürdürülebilirliği için eşit derecede Cao Bingwu. 2004: ‘Discussions on the annual selection
hayati önem taşıyordu. of national top ten new archaeological discoveries’
Journal of National Museum of China (Zhong guo li
Sonuç shi wen wu) 5: 82–88
Yukarıda değinildiği gibi, toplum arkeolojisi bugün Fagan, G.G., Feder, K.L. 2006: ‘Crusading against straw
yeni bir aşamaya giriyor. Eğitimsel ve halkla ilişkiler men: an alternative view of alternative archaeologies:
yaklaşımları ile çoğulcu ve eleştirel yaklaşımlar response to Holtorf (2005)’ World Archaeology 38.4:
arasındaki eski ayrım yerini, eleştirel yaklaşım ile diğer 718–29
üç yaklaşım arasında kademeli olarak oluşturulan yeni Faulkner, N. 2000: ‘Archaeology from below’ Public
bir ayrıma bırakıyor. Neoliberal ekonomik ortamda, Archaeology 1.1: 21–33
eğitimsel, halkla ilişkiler ve çoğulcu yaklaşımları Foloruso, C.A. 2012: ‘Putting the records straight: what
birleştirme dürtüsü güçlenmektedir, çünkü bunu is up with WAC? Archaeologies 8.2: 188–95
yapmanın arkeolojinin varlığını sürdürme şansını arttı- Fredrik, S., Wahlgren, K.H. 2008: Publik Arkeologi.
racağı düşünülmektedir. Bununla birlikte, ironik bir Lund, Nordic Academic Press

17
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Funari, P.P.A. 2001: ‘Public archaeology from a Latin — 2000b: ‘Promoting an archaeological perspective: a
American perspective’ Public Archaeology 1.4: 239–43 response to Cornelius Holtorf’ Public Archaeology
— 2004: ‘Public archaeology in Brazil’ in N. Merriman 1.3: 216–19
(ed.), Public Archaeology. London, Routledge: 202–10 Macdonald, S., Fyfe, G. (eds) 1996: Theorizing
Gathercole, P., Lowenthal, D. (eds) 1990: The Politics of Museums: Representing Identity and Diversity in a
the Past. London, Unwin Hyman Changing World. Cambridge, MA, Wiley-Blackwell
Green, L.F., Green, D.R., Neves, E.G. 2001: ‘Indigenous Matsuda, A., Okamura, K. 2011: ‘Introduction: new
knowledge and archaeological science’ Journal of perspectives in global public archaeology’ K.
Social Archaeology 3.3: 366–98 Okamura, A. Matsuda (eds), New Perspectives in
Hamilakis, Y. 1999a: ‘From Gramsci’s cell to Global Public Archaeology içinde. New York,
“guerrillas” in Çatalhöyuk: a response’ Journal of Springer: 1–18
Mediterranean Archaeology 12.1: 99–103 — 2012: Introduction to Public Archaeology (Nyûmon
— 1999b: ‘La trahison des archéologues? Archaeological Paburikku Kôkogaku) (in Japanese). Tokyo, Doseisha
practice as intellectual activity in postmodernity’ Merriman, N. 2002: ‘Archaeology, heritage and interpre-
Journal of Mediterranean Archaeology 12.1: 60–79 tation’ B. Cunliffe, W. Davies, C. Renfrew (eds),
Holtorf, C.J. 2000: ‘Engaging with multiple pasts: reply to Archaeology: The Widening Debate içinde. Oxford,
Francis McManamon’ Public Archaeology 1.3: 214–15 The British Academy: 541–66
— 2005: ‘Beyond crusades: how (not) to engage with alter- — 2004: ‘Introduction: diversity and dissonance in public
native archaeologies’ World Archaeology 37.4: 544–51 archaeology’ N. Merriman (ed.), Public Archaeology
— 2007: Archaeology is a Brand: The Meaning of içinde. London, Routledge: 1–17
Archaeology in Contemporary Popular Culture. Moshenska, G., Dhanjal, S. (eds) 2012: Community
Walnut Creek, Left Coast Press Archaeology: Themes, Methods and Practices.
— 2008: ‘Academic critique and the need for an open Oxford and Oakville, Oxbow Books
mind (a response to Kristiansen)’ Antiquity 82/316: Richardson, L., Almansa, J. 2015: ‘Do you even know
490–92 what public archaeology is? Trends, theory, practice,
Jameson, J.H. 2014: ‘Toward multivocality in public ethics’ World Archaeology 47.2: 194–211
archaeology: public empowerment through collabo- Shackel, P.A. 2004: ‘Working with communities:
ration’ D.A. Scott-Ireton (ed.), Between the Devil and heritage development and applied archaeology’ P.A.
the Deep: Meeting Challenges in the Public Interpre- Shackel, E.J. Chambers (eds), Places in Mind: Public
tation of Maritime Cultural Heritage içinde. New Archaeology as Applied Archaeology içinde. New
York, Springer: 3–10 York, Routledge: 1–16
Křenková, Z. (ed.) 2005: Veřejná archeologie 1: Shackel, P.A., Chambers, E.J. (eds) 2004: Places in
příspěvky ke konferenci Archeologie a veřejnost Mind: Public Archaeology as Applied Archaeology.
2004. Ústí nad Labem, Vydavatelství Vlasty Králové New York, Routledge
Kristiansen, K. 2008: ‘Should archaeology be in the Shanks, M., Tilley, C. 1987: Re-Constructing Archae-
service of “popular culture”? A theoretical and ology. London, Routledge
political critique of Cornelius Holtorf’s vision of Shepherd, N., Haber, A. 2011: ‘What’s up with WAC?
archaeology’ Antiquity 82/316: 488–90 Archaeology and “engagement” in a globalized
Leone, M.P., Potter, P.B. Jr., Shackel, P.A. 1987: ‘Toward world’ Public Archaeology 10.2: 96–115
a critical archaeology’ Current Anthropology 28: — 2012: ‘Counter-practices of global life: a response to
283–92 Claire Smith’ Public Archaeology 10.2: 144–50
Little, B.L. (ed.) 2002: Public Benefits of Archaeology. Smith, C. 2011: ‘Errors of fact and errors of represen-
Gainsville: University Press of Florida tation: response to Shepherd and Haber’s critique of
Little, B.J., Shackel, P.A. 2014: Archaeology, Heritage, the World Archaeological Congress’ Public Archae-
and Civic Engagement: Working Toward the Public ology 10.4: 223–34
Good. Walnut Creek, Left Coast Press — 2015: ‘Global divides and cultural diversity: chal-
McDavid, C. 2004: ‘From “traditional” archaeology to lenges for the World Archaeological Congress’
public archaeology to community action: the Levi Archaeologies 11.1: 4–41
Jordan Plantation Project’ P.A. Shackel, E.J. Chambers Stone, P., Hui, Z. (eds) 2014: Sharing Archaeology:
(eds), Places in Mind: Public Archaeology as Applied Academe, Practice and the Public. New York,
Archaeology içinde. New York, Routledge: 35–56 Routledge
McManamon, F.P. 2000a: ‘Archaeological messages and Vergo, P. (ed.) 1989: The New Museology. London,
messengers’ Public Archaeology 1.1: 5–20 Reaktion Books

18
3. Toplum arkeolojisinin ‘ekonomisi’
Paul Burtenshaw

Giriş eserlerin yasal veya yasadışı satışı, pazarlama ve marka-


Bu kitap, Toplum Arkeolojisinin hem arkeolojinin bir alt laşmadaki veya kamusal alandaki kullanımları
disiplini hem de başlı başına bir çalışma ve uygulama (performans ve reklamı da kapsayacak şekilde), bizzat
alanı olarak daha görünür hale geldiğinin kanıtıdır. arkeolojik ve kültürel miras sektörleri aracılığıyla
Nispeten genç bir alan olan Toplum Arkeolojisi değişen (arkeolojik kalıntıların araştırılması, korunması ve
koşullar, kitleler ve zorluklar karşısında gelişim göste- sunumu üzerine devlet, üniversite, özel sektör ve yerel
rerek yaygınlaşmaktadır. Bu makale, bu alandaki en yönetimlerde yaratılan iş olanakları) da gelir yaratabi-
önemli temalardan biri olan ‘ekonomi’yi konu alır. lirler. Arkeolojinin ekonomik boyutu çarpıcı olabilir.
Ekonomi, Toplum Arkeolojisi tartışmalarında özellikle Birleşik Krallık’ ta yarattığı 386.000 iş olanağı ile 2015
son on yılda önemli bir yer edinmiştir. Eğer Matsuda ve yılında kültür turizminin GSYİH’ye katkısı 20.2 milyar
Okamura’nın Toplum Arkeolojisi tanımı olan ‘toplum ve sterlin olarak hesaplanmıştır (Oxford Economics 2016).
arkeoloji arasındaki ilişkiyi inceleyen ve sonrasında Global Heritage Fund (Küresel Miras Fonu), gelişmekte
bunu geliştirmeyi hedefleyen bir alan’ (2011: 4) ifadesini olan ülkelerin en çok ziyaret edilen 500 arkeolojik
başlangıç noktası olarak alırsak, ‘ekonomi’nin bu ilişkide alanına yönelik turizmin 2010 yılında 24.6 milyar
hayati bir rol oynadığını ve bu ilişkiyi geliştirmek Amerikan doları değerinde olduğunu ve bunun 2025
istiyorsak o zaman ekonomiyi daha iyi anlamamız gerek- itibariyle 100 milyar doların üzerine çıkacağını tahmin
tiğini söyleyebiliriz. Kalkınma, turizm, istihdam, eder (Global Heritage Fund 2010). Amerika Birleşik
kamusal ve diğer finansal desteklerde olduğu gibi Devletleri’nin batısında yer alan Crow Canyon Arkeoloji
Toplum Arkeolojisiyle ilgili alanların merkezinde de Merkezi’nin yıllık değerinin 5.9 milyon Amerikan doları
ekonomi yer alır. Buna rağmen, Toplum Arkeologlarının olduğu, 50 tam zamanlı iş yarattığı ve bölgede 23 tane iş
ekonomi üzerine araştırmaları ve bilgileri genelde kolunu desteklediği tespit edilmiştir (Gangloff 2014).
yetersiz kalmış, Toplum Arkeolojisi geleneksel olarak Dolayısıyla arkeoloji ve arkeolojik malzeme, birer
ekonomiden uzak durmuştur (Burtenshaw 2014). Sonuç ekonomik varlık (başka bir terim tercih edilmesi halinde
itibariyle, pek çok yanlış anlama ve kaçırılmış fırsatlar kapital veya kaynak) olarak da düşünülebilir
yüzünden ekonomi ile temas sınırlı kalmış, faydalı yönde (Burtenshaw 2014; Linn 2014).
kullanımı sağlanamamıştır. Ekonomi’nin güncel ‘ekono- Toplum Arkeolojisinde ‘ekonomi’nin ikinci tanımı,
mi’nin güncel Toplum Arkeolojisindeki yerinin daha ekonomiyi mal ve hizmetlerin üretim, dağıtım ve
kapsamlı anlaşılabilmesi yönünde bir adım olan bu tüketimi ile ilgilenen disiplin olarak ele alır. Ekonominin
makale, disiplinin geleceğinde ekonominin daha merkezi sorduğu ana soru, mevcut kaynakları kullanarak
bir yere sahip olması gerektiğini de savunacaktır. maksimum gelir veya faydanın nasıl elde edilebilece-
ğidir. Bu soru, normalde mal olarak tanımlanmayan
Ekonomik etki ve Kültür Ekonomisi kültürel kaynaklar veya kültürel miras kapsamında da
‘Ekonomi’ terimi farklı kesimlerde farklı karşılıklar sorulmuştur (Peacock, Rizzo 1994; Towse 2011; Throsby
bulur. Toplum Arkeolojisi açısından bu terim iki ana 2012). Kültür Ekonomisi olarak bilinen alan ‘ekonomi’yi
tanımda toplanabilir – arkeolojinin ekonomik varlık buradaki ilk tanımından farklı tahayyül eder: ‘Kültürel
oluşu ve ‘arkeoloji ekonomisi’ (veya bir disiplin olarak mirasın ekonomik değeri, toplum için yarattığı refahın
ekonomi) olarak (Burtenshaw 2017). miktarı olarak tanımlanabilir’ (Ruijgrok 2006: 206).
Arkeologlar büyük ihtimalle bu tanımlardan en çok Her ne kadar ‘kültürel miras’, ‘refah’ ve ‘toplum’
ilkine aşinadır. Arkeolojinin farklı yollarla iş ve gelir terimlerinin anlamları sonsuza dek tartışılabilir olsa da,
yarattığı gayet iyi bilinir (Bowitz, Ibenholt 2009). Bunlar bu tanıma göre ‘ekonomi’ kültürel mirasın veya arkeo-
arasında en öne çıkanı turizmdir. Turizm, doğrudan bilet lojik varlıkların sırf belli bir topluluğa sunabileceği mali
satışları ya da arkeolojik alanlardaki diğer satışlar ve parasal faydaları değil, sunulabilecek tüm faydaları
sayesinde veya konaklama, yeme-içme, ulaşım ve diğer kapsar. Ekonomistler, refahı en üst düzeye çıkarma
hizmetler gibi dolaylı harcamalar sayesinde gelir yarata- sorusuna yanıtı, insanların neyi değerli veya faydalı
bilir. Arkeolojik kaynaklar ayrıca kentsel dönüşüm, tarihi bulduğunu anlamak üzere veri toplayarak ararlar.

19
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Geleneksel olarak çoğu malın değeri piyasa aracılı- tutmakta fayda vardır. Yöntemlere getirilen eleştirilerden
ğıyla belirlenir. Ekonomi gibi, ‘değer’ de pek çok anlamı bağımsız olarak, ‘ekonomi’ye bu yaklaşımdan iki ana
olan bir terimdir, fiyat veya önem (örneğin, ‘değerler’) ders alınmalıdır. İlk olarak, kültür ekonomistleri değerin
gibi anlamlara gelebilen bu terim tartışmalarda karıştırı- kaynağını topluma dayandırırlar – onların teknikleri bu
labilir (Harrison 2013). değeri anlamaya yöneliktir ve verdikleri kararlar bu
İnsanlar belirli bir mal veya hizmeti kendilerine anlayışı temel alır. İkinci olarak, değerin belirlenmesi ve
sağladığı refah veya fayda miktarıyla orantılı şekilde refah uzman görüşlerine değil toplanan veriye dayanır.
alabilmek için, (genellikle parayla temsil edilen) belli bir Ekonomik değerin bu iki tanımı – ekonomik varlık
miktar kaynaktan vazgeçmeye isteklidirler. Arz-talebin olarak ve kaynak ayrımı ile fayda yaratma sistemi olarak
etkisiyle bu mal veya hizmetin 'değeri’ olan bir fiyat – genellikle karıştırılır ve iç içe geçer. ‘Ekonomi’ kelime-
belirlenir. Buradaki fikir, bu tür malları tedarik etmenin sinin kullanımı çoğunlukla ilk tanımla, kar ve istihdam
maliyetini, insanların onlar için ödemeye istekli oldukları ile özdeşleştirilir. Arkeolojinin bir ekonomik varlık
fiyatla karşılaştırıp eşleştirme yapılmasıdır. Bu da olarak kullanımı aynı anda hem arkeolojinin ihtiyacı olan
minimum maliyet ile insanların biçtikleri değerin maksi- ilgiyi ve alakayı yaratması açısından kabul görmüş, hem
mumunu sağlar. Bu değer biçme yöntemi bazı mallar için de zararlı ve yağmacı bir etki yaratarak kültürel mirasın
geçerli olduğu, diğerleri için işe yaramadığı uzun gerçek değerini zedelediği gerekçesiyle dışlanmıştır
zamandır kabul edilmiştir. Oldukça yerinde nedenlerle (Burtenshaw 2014). Arkeolojinin ekonomik kullanımı
kültürel (aynı zamanda çevresel) kaynaklar piyasada olumlu veya olumsuz sonuçlar doğurabilir, aynı şekilde
alınıp satılmaz, bu nedenle bu kaynakların halk için ne kültürel ve sosyal anlamda kullanımları da insanlara esin
kadar değerli olduğunu ekonomistlerin hızlı bir şekilde kaynağı olabilir veya onları dehşete düşürebilir, birleşti-
anlamalarını sağlayacak hazır bir fiyat genellikle yoktur rebilir veya bölebilir. Kültürel miras yönetiminin bu
(Klamer, Zuidhof 1999). Toplum arkeolojiye herhangi yönü arkeolojinin diğer toplumsal kullanımlarından daha
bir parasal miktarla kolayca ölçülemeyen bir değer hoş veya daha sorunlu değildir (Burtenshaw 2017).
biçebilir. Bu, ortada bir 'piyasa başarısızlığı' olduğu ve İktisatçılar kültürel mirasla ilgili fikir beyan ettikle-
malın tedariki ve refahın maksimizasyonu için başka rinde ya da onunla etkileşim yolları önerdiklerinde, bu
mekanizmalar ve yönetim yaklaşımlarının gerekli olduğu önerilerin sadece finansal gelir elde etmeye – ‘geçmişin
anlamına gelir. Bu mekanizmalar arasında kamusal satılmasına’ – yönelik olduklarına ve neticede önemli
düzenlemeler, cezalar, sponsorluk veya kamu finansmanı olan tek şeyin sanki sermaye birikimi veya arkeolojinin
gibi arkeologların aşina olduğu tüm araçlar bulunmak- kolayca alınıp satılan ürünlere dönüştürülüp ticarileşti-
tadır. rilmesi olduğuna dair bir kanı oluşur (Carman 2005;
Bazı arkeolojik varlıklar ve deneyimler (mesela, Mason 2008). Yukarıda da belirtildiği gibi iktisatçıların
arkeolojik alana giriş bileti) piyasadan temin edilebilir, hedefi bu değildir. İktisatçıların amacı refahın en yüksek
bu onların değerinin tümünü değil, ancak belli bir seviyeye çıkarılmasıdır ve parasal karşılık ise değeri
kısmını temsil edebilir. Değerin çoğu açıkça ifade temsil eder. Bu her zaman çok net olmasa da, Toplum
edilmeden kalır – bir deneyim ücretsiz olabilir, veya Arkeolojisinin ekonomisiyle uğraşanlar olarak arkeolo-
insanlar bir şeyin önemli olduğunu düşünülebilir ve bu jinin değerinin çok katmanlı oluşunu göz ardı etmeye
düşüncelerini illa o şeyi satın alarak göstermezler. çalışmıyoruz, aksine bazı araç ve yöntemleri kullanarak
Buradaki değerin, ölçülmesi daha kolay olan diğer değer- (bunların limitlerinin farkında olarak) toplum ve arkeolo-
lerle karşılaştırılabilmesini sağlayacak çeşitli yöntemler jinin şu anda ve uzun dönemde birbirlerinden nasıl fayda
önerilmiştir (Nijkamp 2012; O’Brien 2010). ‘Ortaya sağladıklarını anlamaya çalışıyoruz.
çıkan tercih’ yöntemleri belli kaynaklara atfedilen değeri
soyutlamak için mevcut davranış biçimlerini inceler, Toplum Arkeolojisi ve ekonomi
‘belirtilen tercih’ yöntemleri ise katılımcıların belli Toplum Arkeolojisi uygulamalarına ‘ekonomi’ nasıl
kaynaklara biçeceği değeri senaryolar aracılığıyla soran dahil olur? Zaman içinde Toplum Arkeolojisinin odağı
araştırma teknikleri kullanır. Bu tekniklere çok sayıda ‘arkeoloji’den ‘toplum’a kaydı. Toplum Arkeolojisinin
eleştiri gelmiştir (McLoughlin et al. 2006). Yine de kökleri elbette McGimsey’in 1972’de yayınladığı Public
kültürel miras alanında neredeyse hiç uygulanmamış Archaeology’ye ve yerli topluluklar da dahil olmak üzere
olduklarından, bu yöntemlerin kullanışlılığı Toplum arkeolojinin diğer paydaşlarına karşı özellikle 1980’lerde
Arkeolojisinin hedefleri açısından (her ne kadar deneysel değişen tutumlara uzanır (Ascherson 2000; Schadla-Hall
bir yaklaşımın uyarlanması gerekse de) keşfedilmeye 1999). Toplum Arkeolojisinin erken tanımları arkeolog-
açıktır. Bu tekniklerin değeri kolayca sindirilebilecek bir ların bakış açısını yansıtır. Ascherson Toplum Arkeolo-
sayıya indirmeye çalışmadıklarını, aksine insanlar için jisini ‘kamu yararı için kamu otoriteleri tarafından
şeylerin göreceli önemini anlamaya çalıştıklarını akılda yürütülen veya korunan arkeolojiden biraz daha fazlası’

20
Bölüm 3: Burtenshaw. Toplum arkeolojisinin ‘ekonomisi’

olarak tanımlar (2000: 2). 2000’li yıllara gelindiğinde, cazip bir kaynak olarak kullanılması veya kazılar ve
tanımlar ‘toplumla etkileşime giren veya girme potan- koruma projelerinde istihdam yaratarak da olabilir.
siyeli olan her türlü arkeolojik faaliyet’ (Schadla-Hall Arkeologlar da yerelden gelen bu isteği, projelerinde
1999: 147) diye daha kapsayıcı hale gelir ve iki yönlü bir çalışacak kişileri yöre halkından seçerek veya turizm
ilişkiye biraz daha dikkat çekerek genişler. Daha yakın olanakları sağlayarak karşılamaya çalışabilirler. Arkeo-
zamanda, Matsuda ve Okamura’nın yukarıda verilmiş loglar bu yöntemlerle yöre halkına ‘bir şeyleri geri
olan tanımı altında, Toplum Arkeolojisi sadece gözlem- verme’ ihtiyacı duyabilir veya bu türden getirileri kendi
leyen değil aynı zamanda arkeolojiyle toplum arasındaki kariyerlerini ilerletebilmek için ve alana erişim sağlaya-
ilişkiyi geliştirmek ve dönüştürmek için ilerlemeyi bilmek için önerebilirler (Parks 2010). Arkeologlar
hedefleyen daha dinamik ve kapsayıcı bir disiplin haline ayrıca, arkeolojik alanların korunmasına yönelik tehdit-
gelir. lerle mücadele etmek amacıyla yerel işler ve gelir
Toplum Arkeolojisinin, arkeolojinin ne yaptığına ve oluşturmak için arkeolojik alanları proaktif olarak
insanlara nasıl fayda yaratabileceğine odaklanan bir seferber edebilir (örneğin, Sustainable Preservation
disiplinden, toplumun arkeolojiden ne istediğine ve Initiative [Sürdürülebilir Koruma İnisiyatifi, çn.]).
arkeolojinin bu istekleri faydalı bir şekilde, çift taraflı Arkeoloji ayrıca giderek artan bir şekilde sürdürüle-
olarak nasıl geliştireceğine kafa yoran bir disipline doğru bilir kalkınma ve yoksulluğun azaltılması için bir kaynak
evrilmesini görüyoruz. Arzu edilen, arkeolojinin insan- olma söylemiyle tanımlanmaktadır. Kültürel miras
ların hayatına gerçek bir değer katması, ve buna karşılık yönetimi, bir zamanlar 'kalkınmayı' koruma için uzak bir
toplumun arkeolojiye gerçek bir değer biçmesidir. Ayrıca müttefik olarak görürken, kalkınma, arkeolojinin uluslar-
arkeolojinin ve arkeolojik varlıkların uzun dönemde arası arenada ilgi görüp fon almasının bir yolu haline
sürdürülebilir olmalarını sağlamak için hem toplumun geldi (Girard, Nijkamp 2009; Silberman 2013, Lafrenz
hem de arkeolojinin ihtiyaçlarına duyarlı bir tutuma Samuels 2016). Sürdürülebilir kalkınma ve insan hakları
ihtiyaç vardır. retoriği, arkeologlara arkeolojinin küresel gündemle
Toplum Arkeolojisi, konunun toplumla nasıl bir ‘ilgisi’ ilişkisini ifade etmeleri için bir dil kazandırdı (Hodder
olduğunu sıkça sorgulamıştır. Hatta ilgisinin buluna- 2010). Bu anlatıyı ve gündemi kullanmak, halkın refahına
maması halinde bu konuyu ele almamanın dünyaya bir şey katkısındaki rolünü netleştirmeye çalışan toplum arkeo-
kaybettirmeyeceği fikri de bu sorgulamaya dahildir (Fritz, lojisi yönteminin bir parçasıdır.
Plog 1970; Minnis 2006; Dawdy 2009; Little 2012). Son Arkeolojinin değerinin ispatı için bu türden savların
yıllardaki ekonomik krizler sebebiyle bütçelerde gerçek- kullanılması eleştirilere maruz kaldı. Bu savlar, diğer
leşen ya da her an gerçekleşmesi muhtemel kesintiler değerlere (bunların ölçümleri daha kolay olduğundan)
tehdidi yüzünden buna benzer sorular daha da artmıştır gölge düşürmek ve zarar vermekle, arkeolojinin ‘gerçek’
(Rockman, Flatman 2012). Matsuda ve Okamura da doğasını temsil etmemekle veya arkeolojinin kullanım ya
Toplum Arkeolojisi tanımlarını ilgi meselesine bağlamış- da koruma politikalarını mevcut halleriyle ileriye taşımak
lardır: ‘Neticede toplum arkeolojisini arkeolojiyi çağdaş üzerine pek bir şey yapmamakla suçlandılar (Bewley,
toplumla daha ilgili hale getirme adına arkeologlar Maeer 2014). Ekonomiyi konu alan savlar genelde
tarafından verilen bir söz olarak nitelendiriyoruz’ (2011: karmaşık değildir ve sınırlı veriye dayanırlar (Burtenshaw
4). Toplum Arkeolojisi kapsamında ilgi yaratma arayışı, 2014). Kültürel mirasın sürdürülebilir kalkınmada
çok-seslilik, iletişim, topluluk arkeolojisi, dijital arkeoloji kullanımı üzerindeki söylemlerin iddia ettiklerini gerçek-
ve benzeri pek çok diğer alanın tanımlarının gelişimine leştirmekten uzak oldukları öne sürülmüştür (Silberman
katkıda bulunmuştur. 2013). Sürdürülebilir kalkınmayı amaçlayan projeler,
Arkeolojinin bir ekonomik kaynak olduğu argümanı, belirlenen hedef kitle için ekonomik faydalar yaratmakta
insanları arkeolojinin yararlı olduğuna ve arkeolojiye ilgi genellikle başarısız olurlar (Adams 2010). Arkeologların,
duymaya ikna etmek için sıklıkla kullanılır. Birleşik STK’ların veya uluslararası örgütlerin faaliyetlerinin
Krallık’ta arkeologlar, hükümetin devlet desteği karşılı- politik olduğu ve yerel kaynakların dışarıdan kontrolüne
ğında arkeolojinin yarattığı toplumsal etkiye ısrarla kanıt yol açtığı ileri sürülmüştür (LaFrenz Samuels 2010;
istemesine ekonomik gerekçelerle tepki göstermişlerdir Pyburn 2014). Bu söylem yöre halkları tarafından da
(Heritage Lottery Fund 2010). Ayrıca beklenen bütçe benimsenmiş ve arkeologlar karşısına artan talepler
kesintilerini göğüslemek ve yeni destekçiler bulabilmek olarak çıkmıştır (Abu Khafajah 2010). Bu eleştiriye
için ekonomik verileri kullanarak önleyici tedbirler rağmen, kültürel mirasın insanlara somut fayda sağlayan
almışlardır (Belfiore 2012). Yöre halklarının arkeolojik iş ve gelir yarattığı hatırlanmalı ve bunun korumayı
alanlarla ilişkisinde de ekonominin genelde önemli bir sağlamada önemli bir araç olacağı hesaba katılmalıdır.
yeri vardır. Bu turizm ile olabildiği gibi, arkeolojik Topluma en iyi ve sürdürülebilir bir şekilde nasıl fayda
alanların tarım, yapı malzemesi veya kaçak kazılar için sağlayabileceğimizi öğrenmeyi sürdürmek zorundayız.

21
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Toplum Arkeolojisi ve arkeoloji ekonomisi ninden gelen fikirlerin şüpheyle karşılanması, bazı
Toplum ve arkeoloji arasında, her iki tarafa da faydalı bir modellerde iktisadi kavramların nispeten basit kullanımı
ilişki tesis edebilmek için, Toplum Arkeolojisi değerleri ve Toplum Arkeolojisinin önerilen felsefelere
irdeleyen ve idare eden modellere ihtiyaç duyar. günümüzde uzak kalmış olması gibi sebepleri bulunur.
Günümüzde kültürel miras yönetimi ve Toplum Arkeo- Toplum Arkeolojisi geliştikçe, ekonomiye dair fikirlerle
lojisi büyük ölçüde değerler yapısı olarak tanımlanabi- daha uyumlu hale geldiği iddia edilebilir.
lecek bir sistem içinde hareket eder – arkeolojinin farklı Üzerinde durulması gereken en önemli noktalardan
dallarının bir dizi paydaş için ne türden değerleri biri verinin öne çıkarılmasıdır. Veri yalnızca karmaşık
olduğunu anlamaya çalışır (Mason 2008). Bu da uzman- etkileşimleri sayılara indirgeyip sırf sayısal olarak
ların bir araya getirmeye çalıştığı ‘değerler’ listeleri şekillendirilmemeli, aksine bilinen gerçeklerden yola
üzerinden işler; kültürel varlığın korumaya değer çıkarak tutarlı politikaların inşa edilmesine bir taahhüt
olduğunu (ya da olmadığını) belirleyen ‘önem’ bu şekilde olarak görülmelidir. Bu yönde eğilim artsa da Toplum
tanımlanır. Teorik açıdan toplumun ve ilgili grupların Arkeolojisi faaliyetlerinde veri kullanımını tam
değerleri hesaba katılsa da, tüm süreç toplum adına değeri anlamıyla benimsememiştir (Gould 2016). Araştırma-
belirleyen bir uzmanın takdiri üzerinden yürür ve genelde cılar, Toplum Arkeolojisi programlarının verimli
insanlardan çok nesnelere ya da alanlara yoğunlaşır olduğuna dair kanıtları sorgulamıştır (Simpson,
(Hodder 2010). Bizim değere güncel yaklaşımlarımız, Williams 2008; Gould, Burtenshaw 2014). Arkeolog-
Toplum Arkeolojisinin amaçları ile örtüşen talepleri karşı- ların etkileşimde oldukları toplumlara (yerel, bölgesel,
lamaz. Holtrof’un belirttiği gibi: ‘Bu nedenle, Miras ulusal, politik ve diğer) dair anlayışları sınırlıdır.
Çalışmalarında, toplumda sürekli dönüşüm halinde olan Kamuoyu araştırması ve hedef kitleyi anlamaya
kültürel miras nesnelerinin yararını ve değerini nasıl yönelik sistematik araştırmalar çok az sayıdadır.
belirleyeceğimize, değerlendireceğimize ve karşılaştıra- Toplum Arkeolojisi girişimleri üzerine çok az miktarda
cağımıza dair yoğun bir tartışmaya ihtiyacımız var’ nitel ve nicel veri toplanıp paylaşılmaktadır ve bu da
(Holtorf 2015: 418). pozitif ve negatif örneklerden öğrenme kabiliyetini
Bu türden bir sistemin inşası, Toplum Arkeolojisine azalmaktadır.
yakışır bir hedef olabilir. Bu sistem doğmak üzere olsa da Arkeolojinin ekonomik bir varlık olarak perfor-
bu görev yüksek ihtimalle Toplum Arkeolojisinde çok mansına ilişkin sahip olduğumuz veri miktarı, yukarıda
daha merkezi bir yere ulaşacaktır. Yukarıda verilen ikinci özetlenen anlatılardaki kullanım sıklığı ile orantısızdır.
tanıma göre ekonomi, bu görev için hayati bir araç Arkeoloji ve kültürel mirasın ekonomik etkisine dair
olabilir. Toplum Arkeolojisinin güncel hedeflerinin geniş kapsamlı incelemeler, durum her ne kadar iyiye
Kültür Ekonomisinin ya da genel olarak ekonominin gitse de şu anda elimizdeki verilerin düzensiz, kıyasla-
hedefleri ile örtüştüğü görülür. Aynı iktisatçıların yaptığı namaz ve sağlam metodolojilerden yoksun olduğunu
gibi, Toplum Arkeolojisi de öncelikli olarak toplumu gösterir (CHCfE 2015; Dümcke, Gnedovsky 2013;
anlamaya, neleri değerli bulup istediklerini tespit Rypkema ve diğerleri 2011). Arkeolojinin ekonomik
etmeye, paydaşlarla bu değerler hakkında iletişime katkısına ilişkin bölgesel, ulusal ve uluslararası çalış-
geçmeye ve sonuçta toplumun arkeolojinin faaliyetle- maları destekleyecek temel verilerin eksikliği rahatsız
rinden ve kaynaklarından sürdürülebilir ve verimli bir edicidir (Burtenshaw 2014). Veriler yüksek kaliteli
şekilde azami değeri almasını sağlayacak politika ve olduğu ve yaygın bir şekilde dolaşımda olduklarında
yaklaşımlar üretmeye çalışır. bile, arkeolojiyle ve toplum ilişkisine yardımcı olmak,
Geçmişte arkeolojiye dair değer teorileri, ekonomik ve politikaları olumlu yönde etkilemek için kullanılma
kavramlardan beslenmiştir. Svoboda (2011), Riegl'in kabiliyetleri konusuna şüpheyle yaklaşılmıştır
19’uncu yüzyılın sonlarında ortaya koyduğu kültürel (Bewley, Maeer 2014). Arkeolojinin bu yönü genel-
mirasın değeri teorilerinin, mevcut Kültür Ekonomisi ile likle 'değer' argümanlarının ön saflarında yer alsa da,
çok fazla kesiştiğini gösterirken, Carver (1996) piyasa onu kavrayışımız ve toplumla olan ilişkilerimizi eşit
güçleri ve farklı kitlelere hitap etmek için farklı değerler derecede geliştirmek için kullanma becerimiz hala
kullanma ihtiyacı duyan çeşitli fikirler ortaya koyar. kısıtlıdır.
Darvill (1995, 2005) arkeoloji için bir 'değer sistemi' inşa Veriler sadece bir durumu anlamakla ilgili değildir,
etmek için Kültür Ekonomisinden ilham alırken, Carman aynı zamanda değeri ve bilgiyi bir dizi farklı paydaşa
(2002, 2005) konuya yaklaşımında çeşitli ekonomik iletme araçlarıdır. Farklı paydaşlar ve izleyiciler, genel-
modelleri birleştirir. Gelgelelim bu yaklaşımların hiçbiri likle arkeologların kullandıklarından farklı olan, farklı
Toplum Arkeolojisi ve kültürel miras yönetiminde gerçek veri 'dillerine' yanıt verirler. Hükümetler, bu seviyedeki
anlamda ilgi görmez. Bunun arkasındaki nedenleri olağan karar verme sürecine uyan net ve ekonomik
anlamak zordur, ancak muhtemelen 'ekonomi' disipli- ölçütlerde veriler isterken, yerel toplumlar günlük

22
Bölüm 3: Burtenshaw. Toplum arkeolojisinin ‘ekonomisi’

deneyimleriyle özdeşleşen nitel hikayeler isteyebilir. lığını’ verebilmesi ve ‘finansal açıdan daha hesap
Arkeologlar, yalnızca farklı türden verileri toplamakta verebilir’ hale gelmesi baskısıdır (bu cilt: 15). Matsuda
değil, aynı zamanda ekonomik verileri ve ekonominin eğitimsel, halkla ilişkiler ve çoğulcu yaklaşımların,
dilini kullanmak da dahil olmak üzere çeşitli grupların ‘arkeolojinin çağdaş toplumdaki varlığını haklı
veri 'dilini' nasıl kullanacaklarını anlamak konusunda da çıkarmak ve finansal uygulanabilirliğini güçlendirmek
becerikli olmalıdır. amacıyla bazı iç ayarlamalar yapıldığında iyi bir şekilde
Birleşik Krallık'ta bir yandan hükümetin kararlarını bir araya gelebilir’ savunur (bu cilt: 16).
dayandırdığı verilerin diline uyumlu, diğer yandan Matsuda’nın kategorileri, Kültürel Ekonomi gelene-
arkeolojinin topluma sunduğu tüm farklı değerleri ğinden ortaya çıkan ve bu makalede sunulan bazı fikirler
tatmin edici bir şekilde temsil eden bir ölçüm sistemi ile yakından örtüşür. Önce eğitimsel ve halkla ilişkiler
geliştirmek için çok sayıda girişimde bulunulmuştur yaklaşımlarından ayrı tutulan çoğulcu yaklaşım, arkeo-
(O’Brien 2010). Bununla birlikte, bu sistemlerin hiçbiri logların toplumu ve neyin geçmiş ve arkeolojiyle ilgili
yaygın olarak uygulanmamıştır. Bu tür sistemler, ideal ilgilerini çektiğini anlamasını ihtiyacını vurgular.
bir çözüm bularak kültürel mirasın değerini ölçmenin Eğitimsel yaklaşım arkeolojinin topluma sunduğu kilit
evrensel bir yolunu tespit etmeye çalışır. Böyle bir faydalardan birine odaklanarak, arkeolojinin yararına
hedefin imkansız olduğu su götürmez – farklı ölçüm ve kullanılabilir. Bu kategori sadece eğitim değil, bir dizi
temsil yöntemlerinin farklı avantajları ve dezavantajları başka yararı da kapsayacak şekilde genişletilebilir.
vardır – ve tek bir evrensel sistem arayışı, mevcut Halkla ilişkiler yaklaşımı arkeolojinin farklı paydaşla-
metodolojilerin kolaylıkla uygulanmasını zora sokar. rıyla iletişim kurabilme ihtiyacımıza değinir; bu genelde
Daha hızlı ilerlemek, hatalarımızdan ders çıkararak ve sponsorları akla getirse de, bu yetenek pek çok farklı
yöntemleri daha uygun hale getirerek mümkün grup için kullanılabilir.
olacaktır. Matsuda, neoliberalizmin ihtiyaçlarına daha iyi
Nihai amaç veri toplamak değildir, fakat veriler cevap veren diğer yaklaşımlar karşısında zemin kaybet-
arkeolojinin kamu yararına sürdürülebilir bir şekilde tiğini varsaydığı eleştirel yaklaşımın önemini koruması
nasıl kullanılacağı üzerine alınacak kararların temelini gerektiğini savunur (bu cilt). Matsuda, ‘eleştirel
teşkil eder. Bu bağlamda kültürel mirasın uzun bir yaklaşım, arkeolojinin sürdürülebilirliğine olumsuz etki
yönetim zamanlaması vardır ki bu ekonominin pek güçlü ediyormuş gibi görülme tehlikesiyle karşı karşıyadır’
olmadığı bir konudur. Toplumun şu anda istediği şey, diye yazar (bu cilt: 17). Ben bu yaklaşımın arkeolojinin
arkeolojinin uzun dönemdeki yönetimi için her zaman sürdürülebilirliği için hayati önem taşıdığını düşünü-
faydalı olmayabilir ve sürdürülebilirliği dengede tutmak yorum. Eleştirel yaklaşım bize yararı körü körüne
gerekebilir. Toplum Arkeoloğunun önemli rolü bu artırmaya çalışmadığımızı, aynı zamanda kısa ve uzun
dengeyi tutturabilmektir – gelecekte bunu yapma yetene- vadeli gereksinimleri dengelemeye çalıştığımızı hatır-
ğimizi tehlikeye atmadan bugün ilgi düzeyini ve faydayı latır.
nasıl artırabiliriz? Diğer yaklaşımları kullanarak kamu yararını her
Matsuda’nın önerdiği Toplum Arkeolojisi modeli zaman en üst düzeye çıkarabiliriz. Ancak eleştirel bir
(bu cilt, bölüm 2) bize bu konuda ışık tutar. Matsuda bakış açısı olmadığı takdirde, gelecek nesiller için
Toplum Arkeolojisi uygulamalarına dair dört geleneksel faydayı en üst düzeye çıkarma yeteneğimizi zedeleriz.
modelin altını çizer. Bunlardan ikisi, yani (geçmişi Eleştirel yaklaşım çerçevesinde, kendi modellerimizi
öğrenmeye teşvik ve yardım eden) eğitimsel yaklaşım analiz ediyor, kamuoyunun kanaat ve gündeminin nasıl
ve (çağdaş toplumda arkeolojiye olan destek, tanınırlık oluştuğunu ve bunun arkeolojik kaynak üzerindeki
ve popülarite artırmaya çalışan) halkla ilişkiler taleplerini şimdi ve gelecekte nasıl şekillendirdiğini,
yaklaşımı şimdiye kadar ‘uygulama-odaklı’ olarak iletişim kurduğumuz karar vericilerin kimler olduğunu
tanımlanmıştır. Diğer ikisi ise ‘çoklu bakış açısı ve arkeolojinin onlara nasıl hizmet ettiğini, arkeolog-
modeli’ altında incelenen (maddi kalıntılar ile toplumun ların kendi eylemlerinin gündemi nasıl şekillendir-
farklı üyeleri arasındaki etkileşimin çeşitliliğini diğini ve kendi öncelik ve taleplerimizin nereden
anlamayı amaçlayan) çoğulcu yaklaşım ve (baskın ortaya çıktığını sorguluyoruz. Bu sorular, öz farkında-
grupların anlaşılmasını da kapsayan geçmişin siyase- lığımız için hayati öneme sahiptir, öyle ki arkeoloji
tiyle ilgili) eleştirel yaklaşımdır. Matsuda’ya göre gelecekteki olasılıkları dışlayan gündemler veya strate-
Toplum Arkeolojisi eğitimsel, halkla ilişkiler ve jiler için (mümkün olduğu kadar) kullanılmasın. Bu tür
çoğulcu yaklaşımların, ekonomik neoliberalizm bir farkındalık, ekonomik yaklaşımlara aykırı değildir,
şemsiyesi altında bir arada gruplanmasıyla yeni bir daha çok fayda sağladığımızdan emin olmamız
evreye girmektedir, değişimin kaynağı ise arkeolojinin gereken bir piyasa / kamu olarak gelecek nesilleri
daha fazla kamu yararı yaratabilmesi, ‘paranın karşı- vurgular.

23
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Matsuda’nın modeli Kültür Ekonomisi ve Toplum Bowitz, E., Ibenholt, K. 2009: ‘Economic impacts of
Arkeolojisi hedefleri arasındaki bağdaşmayı gösterir. cultural heritage – research and perspectives’ Journal
Bununla birlikte, değerin idaresi için kurulacak sistem, of Cultural Heritage 10: 1–8
bir ‘arkeoloji ekonomisi’, arkeolojik varlıkların Burtenshaw, P. 2014: ‘Mind the gap: cultural and
ihtiyaçlarına ve toplumla olan ilişkilerine göre şekil- economic values in archaeology’ Public Archaeology
lenmelidir. Bu, kısıtlılıkların farkında olmayı ve 13.1–3: 48–58
eleştirel bakış açısını koruyarak bir dizi veri yöntemini — 2017: ‘Economics in public archaeology’ G.
kullanmak konusunda kendimizden emin olmayı Moshensha (ed.), Key Concepts in Public Archaeology
gerektirir. içinde. London, UCL Press: 31–42
Carman, J. 2002: Archaeology and Heritage: An Intro-
Toplum Arkeolojisinde ekonomiye yaklaşmak duction. London, Continuum
Bunların ışığında, ‘ekonomi’nin Toplum Arkeoloji- — 2005: ‘Good citizens and sound economics: the trajec-
sindeki yeri nedir? Arkeolojinin bir ekonomik varlık tory of archaeology in Britain from “heritage” to
olması, toplumla olan ilişkisinde belirleyici bir faktör “resource”’ C. Mathers, T. Darvill, B. Little (eds),
olmaya devam edecek ve arkeolojinin ilgi çekme kapasi- Heritage of Value, Archaeology of Renown: Reshaping
tesini artıracaktır. Genel eğilim olduğu üzere, Toplum Archaeological Assessment and Significance içinde.
Arkeologları arkeolojinin bu yönüne uzak durmamalı Gainsville, University Press of Florida: 43–57
ancak bunun daha iyi anlaşılmasına ve ekonomiyle Carver, M. 1996: ‘On archaeological value’ Antiquity 70:
uzlaşma stratejilerini iyileştirmeye hem toplum hem de 45–56
arkeoloji için olumlu ve sürdürülebilir bir şekilde çaba CHCfE. 2015: Cultural Heritage Counts for Europe.
göstermelidir. İkinci tanım Toplum Arkeolojisi için Krakow: CHCfE Consortium
muhtemelen önem kazanacaktır. Disiplin toplumu daha Darvill, T. 1995: ‘Value systems in archaeology’ M.A.
iyi anlamaya çalıştıkça ve arkeolojiden toplumsal değer Cooper, A. Firth, J. Carman, D. Wheatley (eds),
yarattıkça, ekonomide kullanılan kavram ve yöntemler Managing Archaeology içinde. New York,
yol gösterici olabilir. Bu, veri toplamaya ve kararları bu Routledge: 40–50
toplanan veri üzerinden verme kararlığını da beraberinde — 2005: ‘“Sorted for ease and whiz”? Approaching value
getirir. Değerleri idare etmek üzere ortaya konacak and importance in archaeological resource manage-
‘arkeoloji ekonomisi’, arkeolojik varlıkların ihtiyaçlarına ment’ C. Mathers, T. Darvill, B. Little (eds), Heritage
uygun olmalı ve kısa dönemde ilgi ve kaynak yaratmak of Value, Archaeology of Renown: Reshaping Archae-
için yapılacaklarla uzun dönemde sürdürülebilirliği ological Assessment and Significance içinde.
dengede tutacak eleştirel bir bileşene de sahip olmalıdır. Gainsville, University Press of Florida: 21–42
Ekonomi topluma fayda sağlamak, toplum ile arkeoloji Dawdy, S.L. 2009: ‘Millennial archaeology. Locating the
arasındaki ilişkiyi incelemek ve gelecek için bu ilişkiyi discipline in the age of insecurity’ Archaeological
geliştirmek için hayati önem taşır. Dialogues 16: 131–42
Dümcke, C., Gnedovsky, M. 2013: ‘The social and
Kaynakça economic value of cultural heritage: literature
Abu Khafajah, S. 2010: ‘Meaning-making and cultural review’.
heritage in Jordan: the local community, the https://www.interarts.net/descargas/interarts2557.pdf
contexts and the archaeological sites in Khreibt al- Fritz, J., Plog, F. 1970: ‘The nature of archaeological
Suq’ International Journal of Heritage Studies explanation’ American Antiquity 35: 405–12
16.2: 123–39 Gangloff, D. 2014: ‘Towards a cultural economy: lessons
Adams, J.L. 2010: ‘Interrogating the equity principle: the from the American south-west’ Public Archaeology
rhetoric and reality of management planning for 13.1–3: 250–61
sustainable archaeological tourism’ Journal of Girard, L.G., Nijkamp, P. (eds) 2009: Cultural Tourism
Heritage Tourism 5.2: 103–23 and Sustainable Local Development. Aldershot,
Ascherson, N. 2000: ‘Editorial’ Public Archaeology 1.1: Ashgate
1–4 Global Heritage Fund 2010: Saving Our Vanishing
Belfiore E. 2012: ‘“Defensive instrumentalism’’ and the Heritage: Safeguarding Endangered Cultural
legacy of New Labour’s cultural policies’ Cultural Heritage Sites in the Developing World. Palo Alto,
Trends 21.2: 103–11 Global Heritage Fund
Bewley, B., Maeer, G. 2014: ‘Tourism, regeneration and Gould, P. 2016: ‘On the case: method in public and
the “Heritage Economy”’ Public Archaeology 13.1– community archaeology’ Public Archaeology 15.1:
3: 240–49 5–22

24
Bölüm 3: Burtenshaw. Toplum arkeolojisinin ‘ekonomisi’

Gould, P., Burtenshaw, P. 2014: ‘Guest editorial: archae- Minnis, P.E. 2006: ‘Answering the skeptic’s question’
ology and economic development’ Public Archae- The SAA Archaeological Record, November 2006:
ology 13.1–3: 3–9 17–20
Harrison, R. 2013: Heritage: Critical Approaches. Nijkamp, P. 2012: ‘Economic valuation of cultural
Abingdon, New York, Routledge heritage’ G. Licciardi, R. Amirtahmasebi (eds), The
Heritage Lottery Fund 2010: ‘Investing in Success: Economics of Uniqueness: Investing in Historic City
heritage and the UK tourism economy.’ London, Cores and Cultural Heritage Assets for Sustainable
Heritage Lottery Fund. Development içinde. Washington, D.C, The World
https://www.heritagefund.org.uk/sites/default/files/m Bank: 75–106
edia/about_us/hlf_tourism_impact_single.pdf O’Brien, D. 2010: Measuring the Value of Culture: A
Hodder, I. 2010: ‘Cultural heritage rights: from Report to the Department for Culture, Media and
ownership and descent to justice and well-being’ Sport. London, DCMS
Anthropological Quarterly 83.4: 861–82 https://www.gov.uk/government/uploads/system/upl
Holtorf, C. 2015: ‘Averting loss aversion in cultural oads/attachment_data/file/77933/measuring-the-
heritage’ International Journal of Heritage Studies value-culture-report.pdf
21.4: 405–21 Oxford Economics 2016: The Impact of Heritage
Klamer, A., Zuidhof, P. 1999: ‘The values of cultural Tourism for the UK Economy. London, Heritage
heritage: merging economic and cultural appraisals’ Lottery Fund
R. Mason (ed.), Economics and Heritage Conser- Parks, S. 2010: ‘The collision of heritage and economy at
vation: A Meeting Organised by the Getty Conser- Uxbenká, Belize’ International Journal of Heritage
vation Institute. December 1998. Getty Center, Los Studies 16.6: 434–48
Angeles içinde. Los Angeles, The Getty Conservation Peacock, A., Rizzo, I. (eds) 1994: Cultural Economics
Institute: 23–61 and Cultural Policies. London, Kluwer Academic
Lafrenz Samuels, K. 2010: ‘Material heritage and Publishers
poverty reduction’ S. Labadi, C. Long (eds), Heritage Pyburn, A. 2014: ‘Preservation as “disaster capitalism”:
and Globalisation içinde. Abingdon, Routledge: 202– the downside of site rescue and the complexity of
17 community engagement’ Public Archaeology 13.1–3:
— 2016: ‘Transnational turns for archaeological heritage: 226–39
from conservation to development, governments to Rockman, M.J., Flatman, J. (eds) 2012: Archaeology in
governance’ Journal of Field Archaeology 41.3: 355–67 Society: Its Relevance in the Modern World. London,
Linn, J.F. 2014: ‘Comment: concepts in archaeology and Springer
economic development’ Public Archaeology 13.1–3: Ruijgrok, E.C.M. 2006: ‘The three economic values of
85–90 cultural heritage: a case study in the Netherlands’
Little, B.J. 2012: ‘Public benefits of public archaeology’ Journal of Cultural Heritage 7: 206–13
R. Skeates, C. McDavid, J. Carman (eds), The Oxford Rypkema, D., Cheong C., Mason, R. 2011: Measuring
Handbook of Public Archaeology içinde. Oxford, Economic Impacts of Historic Preservation: A Report
Oxford University Press: 395–413 to the Advisory Council on Historic Preservation.
McGimsey, C.R. 1972: Public Archaeology. London, http://xoxyohh9fh753j91bj7hl15l.wpengine.netdna-
Seminar Press cdn.com/economic-impacts-of-historic-preservation-
McLoughlin, J., Sodagar, B., Kaminski, J. 2006: study.pdf
‘Economic valuation methodologies and their appli- Schadla-Hall, T. 1999: ‘Editorial: public archaeology’
cation to cultural heritage’ J. McLoughlin, J. European Journal of Archaeology 2.2: 147–58
Kaminski, B. Sodagar (eds), Heritage Impact 2005: Silberman, N. 2013: ‘Discourses in development:
Proceedings of the First International Symposium on narratives of cultural heritage as an economic
the Socio-Economic Impact of Cultural Heritage resource’ R. Staiff, R. Bushell, S. Watson (eds),
içinde. Budapest, EPOCH Publication: 8–27 Heritage and Tourism içinde. Oxon, Routledge:
Mason, R. 2008: ‘Be interested and beware: joining 213–25
economic valuation and heritage conservation’ Inter- Simpson, F., Williams, H. 2008: ‘Evaluating community
national Journal of Heritage Studies 14.4: 303–18 archaeology in the UK’ Public Archaeology 7.2: 69–
Matsuda, A., Okamura, K. 2011: ‘Introduction: new 90
perspectives in global public archaeology’ K. Okamura, Svoboda, F. 2011: ‘In search of value: Vienna School of
A. Matsuda (eds), New Perspectives in Global Public Art History, Austrian value theory and the others’ The
Archaeology içinde. London, Springer: 1–18 Journal of Socio-Economics 40: 428–35

25
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Throsby, D. 2012: ‘Heritage economics: a conceptual Towse, R. (ed.) 2011: A Handbook of Cultural
framework’ G. Licciardi, R. Amirtahmasebi (eds), Economics, Second Edition. Cheltenham, Edward
The Economics of Uniqueness: Investing in Historic Elgar
City Cores and Cultural Heritage Assets for
Sustainable Development içinde. Washington, D.C,
The World Bank: 45–74

26
4. Toplumun arkeolojik alan yönetimine
katılımını incelemek: İtalya örneği
Sarah Court ve Jane Thompson

Giriş rinde toplumun kültürel mirasla olan ilişkisinin nasıl


Bu makale, kültürel mirasın korunmasına dair oluşan geliştirileceği olmuştur (Skeates vd. 2012). Özellikle
uluslararası yaklaşımlar açısından İtalya’dan üç örneği arkeoloji örneğinde bu ilişki, arkeolojik kazılar, geziler,
inceler. Özellikle tüm çıkar gruplarının taleplerini daha eğitimler ve proje-bazlı girişimler gibi çoğunlukla kısa
iyi ele alacak yönetimsel çözümlere duyulan ihtiyaca dönemli veya proje bazlı faaliyetler kapsamında kurulur.
odaklanır. Bilhassa Batı dünyasında devlet müdahalele- Bu tür çabalar her ne kadar önemli olsa da, dünyanın
rinin, uluslararası ve ulusal ölçekte kültürel değerleri, çeşitli yerlerindeki kültürel miras sektörünün, kazılar ve
yerel ve diğer değerler pahasına korumasına yoğun- tek seferlik projeler tamamlandıktan çok sonra toplumun
laşan bu makale, bu durumun yol açtığı dengesizliğin arkeoloji yönetimi ve korunmasına uzun vadeli katılı-
düzeltilmesi yolunda bir çabadır. Bölgesel bir cevap mının etkili yollarını pekiştirmesi gerekir (Okamura,
olarak Faro Sözleşmesi’nde de (Council of Europe Matsuda 2011).
2005) görüldüğü gibi, uzun dönem yönetim verimliliği Buradaki zorluk, bir dizi paydaşın, özellikle de yerel
ve dirençliliği açısından yöre halklarının benimsediği toplulukların (sadece kullanım ve erişim hakkına sahip
kültürel değerleri korumanın ve bu değerlerin yöneti- olmanın ötesinde) samimi ve gerçek bir şekilde
minde yöre halklarının katkılarının önemi giderek daha katılımını teşvik etmektir ki, bunun kısa dönemli faali-
çok kabul görmektedir. Bu makale de bu türden bir yetlere katılımdan daha meşakkatli olduğu ispatlan-
kabulün göstergesidir. mıştır. Bu özellikle – pek çok arkeolojik alanda olduğu
İtalya’daki saha deneyimlerinden yola çıkarak gibi – orijinal haliyle kullanılmayan ve bu sebepten de
kültürel miras uygulamalarının, uzmanların profesyonel yerel paydaşların özdeşleşmekte zorlanabildiği kültürel
eğitimleri sırasında edindikleri savunmacı bakış açıla- miras türleri için geçerlidir (Mapunda, Lane 2004).
rından ne derecede sıyrılmak zorunda oldukları tartışıla- Çelişkilidir ki, dünyanın farklı yerlerinde ya eskiden var
caktır. Örnekler – Herculaneum, Hadrian Villası ve olmasına rağmen azalmasına göz yumulduğu ya da
Rione Sanità (Napoli) – güncel uluslararası düzenlemeler hiçbir zaman aktif bir şekilde teşvik edilmediği için
bağlamında toplumun farklı katılım biçimlerini ve hem katılımın zayıf olduğu arkeolojik alanlar için toplum
toplum hem de kültürel miras için potansiyel faydaları katılımının önemi özellikle gösterilmiştir. Gerçekten de
içermektedir.1 geçen yıllarda kültürel miras olarak tescillenmenin
dolaylı bir sonucu olarak geleneksel kullanım ve sahip
Toplumun miras yönetimine katılımı üzerine yakla- çıkma yolları bastırılmış (Larsen 2018) veya arkeoloji
şımlar sektörünün artan profesyonelleşmesi sonucunda yeni
Toplum arkeolojisi kapsamında en çok ele alınan kazı projelerinde, toplumun katılımı önceden var olsa
konulardan biri, özellikle Kuzey Avrupa ve Batı ülkele- bile genelde kazı tamamlandıktan sonra ortadan
kalkmıştır (Ndoro 2011).
Bu makalede sunulan örneklerin yönetiminde karşı-
1 Yazarlar, Packard Beşeri Bilimler Enstitüsü’nün İtalyan kültürel laşılan zorluklar, yöre halkının hayatına katkı
miras yetkilileri ile işbirliğinde yürüttükleri Herculaneum Koruma yapabilme fırsatını kaçırdığı ve kültürel mirasın
Projesi kapsamında on yılı aşkın Herculaneum’da çalıştılar;
Thompson, 2001’den itibaren proje ekibine liderlik etti ve Court,
korunması üzerinde olumsuz etki yarattığı için modern
kısa bir süre sonra çeşitli araştırma projeleri için ekibe katıldı. Ayrıca toplumda aktif bir yere sahip olamayan pek çok arkeo-
Hadrian Villası için yapılan ve başarılı bulunan 2014 tarihli miras lojik alanın kaderine birkaç örnekten ibarettir. Bunun
etki değerlendirmesinin baş yazarlarıdır. Rione Sanità örneğinde
doğrudan bir rolleri olmamasına rağmen, Herculaneum ve Sanità yerine sahadan gelen deneyimler, toplumun kültürel
ekipleri arasında değişim ziyaretleri düzenlenmiş ve Court buradaki mirasa dahil edilmesinin tam tersi bir senaryoyu, yani
katılımcı yaklaşımlara yönelik bir araştırma projesi gerçekleştir- hem arkeoloji hem de yerel halklar için karşılıklı fayda
miştir. Son olarak, yazarlar ICCROM’a düzenli olarak yaptıkları
danışmanlık sayesinde alıntı yapılan politika çalışmasına ve onun yaratılmasını, destekler (Court vd. 2011; Biggi vd.
türetildiği araştırma çalışmasına doğrudan dahil olmuşlardır. 2014). Bunu başarmak daha da zor görünebilir. Kültürel

27
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

miras paydaşlarının karmaşık olduğu ve kültürel değildir. Bu sistemler genelde başkalarıyla birlikte
mirasın bir dizi anıtı her şeyden soyutlayarak sırf çalışma yetkisinden yoksundur ve anlamlı paydaş
korumaktan ibaret olmadığı anlaşıldıkça, kültürel miras katılımını teşvik edecek mekanizmalar bulunsa bile,
üzerindeki artan baskı ve ondan beklenen talepler de gelişecekleri ortamlar kısıtlıdır.
daha anlaşılır hale gelmiştir (Phillips 2003). Uluslararası kültürel miras örgütleri tarafından
Toplumun zaman içinde azalan katılımını (pek çok teşvik edilen Batı modellerinin yetersizliğine dair pek
arkeolojik miras örneğinde) canlandırmak ve sürdürüle- çok yerde, özellikle de Asya ülkelerinde dile getirilen
bilir bir gündeme katkıda bulunarak karşılıklı fayda elde endişelere yanıt olarak ICCROM ve diğer kurumlar
edebilmek için, miras alanlarında uygulanan yönetim çalışmalar gerçekleştirdi. ICCROM’un programla-
pratiklerinin daha iyi anlaşılması gerekir. Bir yönetim rından özellikle biri, yöre halkının katılımının belirgin
sisteminin analizi, güçlü yanları ve toplum katılımı için olduğu miras alanlarına yoğunlaşan ‘Yaşayan Miras
fırsatları, ayrıca toplumun potansiyel katılımına aracılık Yaklaşımını’ geliştirdi (Wijesuriya 2015). Bu yakla-
etmek için düşünülmesi gereken noktaları ortaya döker şımda yöre halklarının kültürel miras alanlarının
(Wijesuriya vd. 2013: 53–120). Çoğunlukla Batı dünya- yaratıcısı ve halihazırda kullanıcısı olduğu ve bu toplu-
sında ya da sömürgeci kurumsal düzenlemeleri devralmış lukların aslen tasarlandığı üzere kültürel miras alanının
ülkelerde yönetim sistemleri sadece geçmişin maddi süregelen bakımından halihazırda sorumlu olduğu
kalıntılarını korumak üzere ‘alışılagelmiş’ yaklaşımları örneklere yoğunlaşıldı. Bu ‘süreklilik ve değişimi
teşvik edecek şekilde gelişmiş (Wijesuriya et al. 2013) ve yönetmek üzere yeni karar verme süreçlerinin geliştiril-
karar verme süreçlerinden toplumu uzaklaştırmış, mesine dair’ yönetim ve koruma yaklaşımlarının kabul
‘uzmanları’ miras alanlarını yönetmek üzere tek yetkili görmesine neden oldu (Wijesuriya 2015: 1). Bu kabul,
kılmıştır. 20’nci yüzyılın sonlarına doğru bir kültürel çeşitli paydaşların kültürel mirasın yönetiminde daha
miras alanıyla ilgili kültürel değerlerin yönetimi ve belir- önemli roller alması ve pek çok farklı ses arasında
lenmesi sürecine dahil olan insan sayısını artıran değer kültürel miras uzmanlarının da sadece tek bir oya sahip
temelli kültürel miras yönetimi ve koruma yaklaşımına olması yönünde önemli ve gerekli bir değişim yarattı.
geçiş, değerlerin daha geniş yelpazede tanınmasına ICCROM’un bu alandaki yakın dönem çalışmaları
olanak tanır (örn., de la Torre vd. 2005). Bu da kültürel ‘Yaşayan Miras’ kavramının ‘İnsan-Odaklı Yakla-
mirasın yönetimi ve korunmasını çeşitli şekillerde şımlar’ fikrine doğru genişlemesine yol açtı
etkileme potansiyeline sahiptir: değerleri geliştirmek ve (Wijesuriya, Court 2015). Bu, kültürel mirasın daha iyi
sahip oldukları nitelikleri korumak için gerekli adımların yönetilmesini ve korunmasını genellikle halkın katılımı
daha iyi anlaşılması, diğer paydaş ve ziyaretçilerin yoluyla teşvik eden çabanın bir parçasıydı. Halkın
ihtiyaçlarına cevap verilmesi ve kamunun erişiminin katılımı sadece kültürel mirasın varoluş amacını
garantilenmesi anlamına gelir. Hepsinden önemlisi, bu sürdürdüğü ‘yaşayan’ miraslarda değil, aynı zamanda
hedeflere kültürel miras alanı ve çevresinin sosyal, kültürel mirasın toplumda değişen bir rolü olduğu ve
ekonomik ve çevresel ihtiyaçları ile uyumlu bir şekilde etrafında yaşayanları değiştirdiği örneklerde de sağla-
ulaşılmasına yardımcı olur. nabilirdi. Mesela eskiden yerleşim, iş, inanç merkezleri
Gelgelelim değer temelli miras yönetimi çoğunlukla olan fakat artık ziyaret mekanları olarak yönetilen
hala, peşin hüküm verme ve süreci tecrit etme gücüne arkeolojik alanlar bu örnekler arasındadır.
sahip ve hedeflere ulaşılmasından ödün veren bir tavırla, ‘İnsan-Odaklı Yaklaşımlar’a açılım, ICCROM’un,
‘uzmanları’ değerlerin belirlenme sürecinin merkezine kültürel miras kapasitelerini geliştirme araştırmalarında
yerleştirir. Bu durum ziyaret edilmek dışında herhangi IUCN, ICOMOS ve UNESCO Dünya Miras Merkezi ile
bir kullanımı olmayan, asıl varoluş amacını kaybetmiş ortak çalışmasından doğan doğal bir uzantıydı. Bu ortak-
tek sahipli kültürel miraslarda – genelde devletin sahip lığın en temel çıktılarından biri 2011 Dünya Mirası
olup yönettiği arkeolojik alanlarda – daha yaygın bir Kapasite Geliştirme Stratejisi idi (UNESCO 2011) ve
sorundur. Hal böyle olunca kültürel mirasın pek çok öncelikli olarak 1972 UNESCO Sözleşmesi altında liste-
sahibi ve farklı kullanımları olması durumunda bir dizi lenen kültürel ve doğal miras alanlarına yönelik gelişti-
asıl paydaşın kültürel mirastan yararlanabilme olanağı da rilmiş olsa da, mirasların tamamına uygulanabilir olduğu
ortadan kalkar. Nitekim kültürel ve tarihi kentsel açıkça belirtilmişti.
peyzajlar gibi miras tipolojilerinde kaydedilen ilerleme, Strateji, kültürel miras sektörünü ve uzmanları
bu durumun ne denli bir sorun teşkil ettiğinin altını çizer eğitmek gibi sınırlı bir gündemden, yeni hedef kitleler ile
(Bandarin, van Oers 2012; WHITRAP 2016). Ayrıca, yeni öğrenme ortamlarında çalışmak gibi daha geniş bir
yönetim sistemleri katı hiyerarşik kurumsal çerçevelere gündeme doğru adım atması yönünde teşvik ederek
dayanan İtalya ve Akdeniz bölgesindeki pek çok diğer kültürel miras yönetimini iyileştirmeyi amaçlar. Kültürel
ülkede değer temelli yaklaşımların benimsenmesi kolay miras kapasitelerinin bulunduğu özellikle üç temel

28
Bölüm 4: Court and Thompson. Toplumun arkeolojik alan yönetimine katılımını incelemek: İtalya örneği

alandaki insan-odaklı değişimlere odaklanır: kurumsal mermer zeminler, heykeller ve diğer buluntular, sarayın
çerçeveler içerisinde, kültürel miras uzmanları arasında kraliyet koleksiyonunu meydana getirmiştir. Sarayı
ve toplumlar/ağlar arasında. İnsanlığın ve gezegenin arkeolojik alana bağlayan tarihi yol, Napoli’deki
kolektif refahı ile ilgilenen tüm diğer sektörlerin yakla- Bourbon başkentleri ile Calabria üzerinden Palermo’yu
şımlarıyla (örn., UNDP 2008) uyumlu bir şekilde ortaya birleştiren uzun güzergahın bir parçasıydı. Altın Mil
çıkan kanıya göre, kültürel mirası en etkili şekilde olarak bilinen bu yol, büyük bir inşaat kampanyasına
yönetmek ve korumak için bu üç alanın hepsinde sahne olmuştu çünkü Bourbon soyluları, Ercolano
topluma yaratılacak faydaları garanti altına alacak bölgesine doğru kraliyet sarayını takip ederek kendi
şekilde kapasite geliştirmeye ihtiyaç vardır. saraylarını krala yakın inşa etmişlerdir: 22 tanesi Ercola-
Bu kavramsal çerçevelerin uygulanabilirliğinin, no’nun içinde olmak üzere toplamda 122 tane 18’inci
tesadüfen hepsi Dünya Mirası olan, İtalyan arkeoloji- yüzyıl sarayı vardır. Bu villaların hem mimarileri hem de
sinden üç farklı gerçek örneğin kültürel miras yönetim dekorasyonları Roma kentinde yapılan keşiflerden büyük
pratiklerindeki güncel başarı ve başarısızlıkları ile teyit ölçüde etkilenmişlerdi; hatta Herculaneum’daki bu erken
edilmesi ilginçtir: Herculaneum ve Rione Sanità’nın keşifler kenti Grand Tur’un önemli duraklarından biri
(Napoli) on yıllık bir dönemdeki dönüşümü ve yerel haline getirdi ve kentin Avrupa kültürüne büyük etkisi
paydaşların kötü kararlar karşısında Hadrian Villası’nın oldu (Pace 2000).
kültürel değerlerini savunmadaki önemli rolü. Günümüzde hareketli Ercolano kentinin kalbi
Başka alanlarda benzer deneyimler yaşansa da, neredeyse Roma dönemi arkeolojik alanının üzerinde
çoğunlukla paylaşılmadıkları için gelecek uygulamalara bulunur. Tarihi merkez daha geç dönem ortaçağ yerle-
etki etme potansiyelleri sınırlıdır. Bu duruma yanıt şimine dayanır ve Santa Maria di Pugliano Bazilikası
olarak, bu makale kapsamında devam eden çalışmalar ve burada yer alır. Bu kilise, ortaçağ kentini boydan boya
bu örneklerden alınan dersler ve karşılaşılan zorluklar geçen ana yolun başında gururla yükselir. Bu yol
aktıralacaktır. Örneklerin her biri, toplum katılımını boyunca bazı ilginç yerel mimari örnekleri de varlıklarını
ihmal etmenin olumsuz sonuçları ile çeşitli kitleleri ve hala sürdürür. Günümüzde eski kıyafet pazarı haline
öğrenme odaklarını hedefleyen kapasite geliştirmenin gelen bu yolun tarihsel değeri, kent halkının İkinci
hem kültürel miras yönetimi hem de toplum üzerindeki Dünya Savaşı esnasında yaşadıklarına dayanır. Bir
olumlu yansımalarını ele alır. zamanlar burası Avrupa’nın en büyük ikinci el kıyafet
pazarıydı (Biggi vd. 2018). 19 ve 20’nci yüzyıllarda
Örnek 1: Herculaneum, Ercolano İtalya’nın ilk demir ve otoyolunun inşaatıyla Ercola-
Ercolano kasabası Napoli Körfezi’nde yer alır ve hem no’da büyük değişimler yaşandı; bunları takiben İkinci
kültürel hem de doğal miras açısından inanılmaz Dünya Savaşı sonrası tarım alanları büyük ölçüde ve
derecede zengindir. Ercolano, Roma dönemine tarih- kontrolsüz bir şekilde kentleşmeye başladı, ardından
lenen arkeolojik sit alanı Herculaneum ile meşhurdur. toprak altındaki Roma dönemi kenti büyük bir açık hava
Herculaneum, Pompeii ve Oplontis ile beraber MS 79 arkeolojik kazı projesinin odağı haline geldi. Modern
yılında Vezüv Yanardağı’nın patlaması sonucunda tahrip kent ve tarım alanlarının içinde 4 hektar büyüklüğünde
olmuştur ve günümüzde bu üç kent birlikle Dünya Miras bir çukur oluşturan ve bugün görülen arkeolojik park,
Listesinde yer alır. Dünya Mirası konumu çoğu zaman 1920’lerden başlayarak yaklaşık 40 sene içinde oluştu-
‘geçmişin belirli bir anında toplum ve gündelik hayatın ruldu (Camardo, Notomista 2017).
resmi’ (UNESCO 2015) ile bağlantılı arkeolojik değer- Yöre halkının arkeolojik mirasla ilişkisi karmaşıktı.
lerin ön plana çıkmasına yol açar. Fakat bu, Hercu- Arazinin kamulaştırılması ve gecekondulardan arındı-
laneum/Ercolano’nun kültürel önemini hakkıyla rılması etraf sakinleri üzerinde çarpıcı etkiler yaratmış,
yansıtmaz. Nitekim, burada Roma dönemi kentinden çok aynı zamanda kazı, restorasyon, koruma çalışmaları
daha fazlası söz konusudur: Ercolano bölgesi bir tarafta Herculaneum’un yöre halkına 20’nci yüzyıl boyunca
Akdeniz ile çevrilidir ve Vezüv Dağı eteklerinden, yanar- önemli bir iş sahası ve gurur kaynağı olmuştur. Arkeo-
dağın kraterine dek uzanır. Vezüv Milli Parkı’nın önemli lojik varlıklar, İkinci Dünya Savaşı sırasında güvenli
bir bölümünü kapsar ve UNESCO İnsan ve Biyosfer sığınaklar haline dahi gelmiş, Roma tiyatrosu bomba-
Rezervleri (MAB) içinde yer alır (UNESCO 2001). lardan korunmak için bir sığınak olarak, arkeolojik
Roma kenti 18’inci yüzyılda Napoli’de Bourbon alanın içindeki tüneller ise orduya yazılmaya zorlanan
hanedanı hüküm sürerken keşfedilmiş ve sonrasında bu erkeklerin kaçış yolu olarak kullanılmıştır.
iki kültür birbiriyle iç içe geçmiştir. Roma tiyatrosuna ve Bu kısa özet, Herculaneum arkeolojik alanıyla farklı
arkeolojik kalıntıların ilk keşiflerinin yapıldığı Papyri derecelerde bağlantılı olarak Ercolano’nun zengin
Villası’na bir kilometre uzaklıkta bir kraliyet sarayı inşa mirasını ve bu mirasa atfedilen değerleri gösterir.
edilmiş, alandan alınan duvar resimleri, mozaik ve Kültürel miras değerleri, uluslararası (Dünya Miras

29
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

alanı, MAB rezervi), ulusal (milli park, 18’nci yüzyıl paydaşların yanı sıra yöre halkının kültürel mirasla-
villaları) ve yerel (pazar, dinsel yapılar, yerel gelenekler) rıyla ilişki kurmalarına odaklanan bir dizi girişim
düzeylerde tanınır. Yöre halkının bölgeye atfettiği değer oluşmuştur. Araştırmalar Herculaneum’u gezen
Dünya Mirası arkeolojik alanının anlamına derinlik bağımsız ziyaretçilerin yüzde ikisinden daha azının
kazandırır ve onu birbirlerini besleyen ve şekillendiren Ercolano sakinleri olduğunu gösterir, bu da alanı
bölgesel kültürel mirasla ilişkilendirir. Yöre halkı bu ziyaret etmeyen kişilerin nasıl ilgili hale getirileceği
kültürel değerler ‘ekosistemi’ni güçlendirme konusunda sorusuna vurgu yapar (Court vd. 2019). Kent sakinle-
zaman içinde etkili olmuştur, bu da toplumun Hercula- rinin alanı ziyaret etmesini beklemek yerine uzman-
neum’a ve bölgedeki diğer miras alanlarına yaptığı ların tekellerini azaltmaları gerektiğini kabul etmek
önemli katkıdan ayrı tutulamaz. toplumun katılımı için olumlu şartlar yaratmak
Herculaneum’u ilginç bir vaka çalışması haline konusunda önemli bir adımdır.
getiren ise 20’nci yüzyılda yöre halkının alana katkısının Herculaneum Koruma Projesi ile birlikte çalışan
birçok sebepten ötürü giderek azalmasıdır. Kent sakinle- Herculaneum Merkezi’nin yöntem ve üretimleri başka
rinin arkeolojik alanla ilişkilerinin 1980’lerin sonuna yayınlarda derlenmiştir (örn., Biggi vd 2014; Court
doğru neredeyse tamamen kesilmesi ile kritik bir noktaya 2014; Biggi vd 2018). Yine de, bu makalenin sınırlarını
gelinir. Bu dönemde Ercolano’lu son mozaik restora- aşmayacak şekilde arkeolojik alanın kuzeybatı
törleri emekli olmuş, o dönemki eğilim bu işleri köşesindeki cadde etrafındaki Via Mare mahallesine
şirketlere temin ettirmek olduğu için de yerlerine yenileri yönelik bir projede mahalle sakinlerinin katılımının nasıl
gelmemiştir. Halkı dışarıda tutmak amacıyla arkeolojik sağlandığını özetlemek faydalı olacaktır. Buranın
alan etrafına dikilen yüksek bariyerler, sözde ‘kamusal’ sakinleri, Herculaneum ile özdeşleşmiş tarihi bir
kültürel miras yönetiminin kapasitesinin en çarpıcı ifade- mahallede yaşarlar. Yerleşimin yarısı bu arkeolojik alanı
sidir: bilet almadıkları takdirde halkın seyredebileceği meydana çıkartmak üzere kamulaştırılarak kazılmıştır.
bir Herculaneum manzarası bile yoktur artık. Tecrit Bir Dünya Miras alanının yanı başında yaşamalarına
edilmiş arkeolojik alan hızla bozulmaya başlar ve uzun rağmen, elle tutulur hiçbir fayda edinememişlerdir.
süre kontrol edilmeden kalır çünkü bu duruma dikkat Nitekim, yoksulluk, işsizlik, yüksek okuldan ayrılma
çekebilecek insanlar yoktur. Buna paralel olarak yöre oranları, organize suç ve kentsel bozulma gibi çözüm
halkı kötüleşen sosyo-ekonomik koşullardan payını bekleyen zorluklar ile boğuşan Via Mare mahallesi,
alırken, alanın etrafındaki kentsel doku da çökmeye Ercolano içindeki en problemli yerlerden biridir. Bu
başlamıştır. zorluklar, Avrupa’nın en yoğun yerleşim bölgelerinden
Arkeolojik alanda ciddileşen konservasyon sorununu biri olan Vezüv bölgesindeki genel durumu yansıtır.
ele almak üzere hazırlanan Herculaneum Koruma Projesi Mahalle sakinleri ile yapılan ilk temaslar, insanların
bu koşullar altında başladı. Kültürel mirasın yetkili Herculaneum ile birlikle anılmaktan fazlasıyla gurur
kurumları ve kar amacı gütmeyen bir vakıf (Packard duyduğu, fakat gündemde üst sıralara kültürel mirastan
Humanities Institute) arasında tüm arkeolojik alan önce kendileri sosyal önceliklerinin alınmasına ihtiyaç
içindeki bozulmayı ele alacak kapasite takviyesi duyduklarını ortaya çıkarmıştır.
sağlamak üzere bir kamu-özel sektör işbirliği yaratıldı. Bu bölgede çalışmak için atılan ilk adımlar mütevazı
Zaman içinde başka ortakların da katılımıyla güçlenen bu de olsa bir temel oluşturdular: Herculaneum Koruma
iş birliği, geleneksel yönetim sistemlerini farklı disiplin- Projesi’nin uzmanları arkeolojik alanın sınırlarından
lerden kültürel miras uzmanlarının (arkeologlar, dışarı çıkarak modern kenti anlamak için Via Mare
mimarlar, konservatörler, proje yöneticisi, bilgi işlemci, boyunca yürüdüler. Bu esnada mahalle sakinleri ile
su ve nem uzmanları, konservasyon bilim insanları gibi) sohbetler kendiliğinden gelişti. Bunlar sonrasında cadde
katkılarına etkili bir şekilde ‘açtı’. Bir ‘uygulama üzerindeki kamusal ve özel mekanlarda resmi olmayan
topluluğu’ olarak adlandırılabilecek bu uzmanlar grubu danışma toplantılarına dönüşünce, bir tür kartopu etkisi
kültürel mirasın sağlığı için belirgin faydalar yarattı yarattı. Bu tür toplantılar diyalogun başlamasına ve
(Stanley-Price 2007). anlaşılması gereken ihtiyaçların belirlenmesine yol açtı.
Öte yandan, süreli bir konservasyon projesi olarak Bu ihtiyaçlar hem kültürel mirası hem de halkın daha acil
tasarlanan Herculaneum Koruma Projesi’nin olarak gördüğü yaşam koşullarının iyileştirilmesi, çocuk-
kapsamını arkeolojik alandan modern kente doğru ların güvenliği, iş imkanları gibi öncelikleri konu
genişletmek zorunlu olmasa da kısa sürede bu iki yerin alıyordu.
refahının birbirlerine bağlı oldukları belli oldu. Uzun Böyle bir arka planda, Herculaneum Koruma Projesi
dönemli varlık gösterecek bir kültür derneği olarak ve Merkezi’nin uzmanları ve katılım danışmanlarından
tasarlanan Herculaneum Merkezi bu projeye kardeş bir oluşan bir ekip ve diğer ortak kurumlardan temsilciler hem
girişim olarak ortaya çıktı. Bu vakıf sayesinde, diğer arkeolojik alana hem de yöre halkına fayda sağlayabilecek

30
Bölüm 4: Court and Thompson. Toplumun arkeolojik alan yönetimine katılımını incelemek: İtalya örneği

daha iddialı ve uzun dönemli planlar yapmaya başladılar. Bu proje –arkeolojik alanın aksine– erişimin kolay
Gerçekten de halktan gelen geri dönüşler ışığında Via olduğu ortak bir mekanda gerçekleşti, böylelikle
Mare mahallesi ve arkeolojik alan arasındaki boş araziye kültürel miras uzmanları ve bölge sakinleri arasında
dair planlar, projenin amaçlarını tanımlaya yardımcı oldu. güven üç aşamada inşa edilebildi: 1) mahalleliler hazır-
Öyle ki bir grup ortak bu planları Avrupa fonu başvu- lıkları izledi ve gönüllülere katılıp katılmayacaklarına
rusuna dönüştürdü. Ortaklar arasında iki İtalyan bakanlığı, kendi iradeleriyle karar verdiler; 2) bölge sakinleri
iki kültürel miras yetkili makamı, kent konseyi ve finansal yapılan faaliyetin kendi taleplerine dayandığını ve kendi
desteği ile tüm süreci kolaylaştıran bir vakıf (yine Packard yararlarına olduğunu anlayınca işin bir parçası olmak
Humanities Institute) vardı. Bu makale yazılırken hayata istediler; 3) bölge sakinleri projeye sahip çıkarak
geçmekte olan proje, Via Mare’nin her iki tarafındaki ve liderliği ele aldılar, böylelikle proje tamamlanınca
arkeolojik sit sınırlarının dışındaki kentsel mekanları sahanın açılışını kendi kaynaklarını kullanarak organize
yenileyecek olan bir kentsel dönüşüm projesidir (Mollo vd ettiler (Biggi vd 2018). Bu süreç, ilişkilerin gelişmesi
2012; Biggi vd 2014). Via Mare mahallesinin sit alanına için çok önemli rol oynadı ve tüm mahallenin
yakınlığını avantaja çevirerek, alanın yeni panoramik dönüşümüne yönelik çok daha iddialı projenin ilk
mekanlarından hem kent sakinlerinin hem de ziyaretçi- aşamaları bu temel üzerinde inşa edildi. Kendi bağlamı
lerin yararlanabileceği ve ziyaretçilerin Ercolano’daki içinde hem kültürel mirasa hem de yöre halkına fayda
modern yerleşimi de görmeye teşvik edilecekleri bir sağlanmasının mümkün olduğunu tüm paydaşlara göste-
düzenleme ile mahalleye itibar kazandırılması amaçlan- rebilmek çok önemliydi. Etrafında yaşayanların olduğu
mıştır. Zaten Via Mare projesinin ana arzusu kent sakinleri kültürel miras alanlarında önemli değişimleri idare
ile ziyaretçiler arasında etkileşim sağlamaktır. Bu da edebilmek ve yerel kültürel değerlere özen göstererek
iyileştirilmiş bir ‘mekan yaratma’ (Ermacora, Bullivant küçük ölçekte de olsa burada yaşayanların geçimlerine
2016), sürdürülebilir turizm girişimleri ve sosyo- destek olmak da ayrıca önemliydi.
ekonomik faydaların dağıtımında artış için gerekli
koşulları oluşturur (Court vd. 2019). Örnek 2: Hadrian Villası, Tivoli
Bununla birlikte, böylesine komplike ve geniş çaplı Bir Dünya Miras alanı olan Villa Adriana arkeolojik
bir projeyi planlamak ve uygulamak uzun zaman gerek- alanı – İngilizce olarak Hadrian Villası olarak da bilinir
tirir. Projenin gelecekte fayda yaratacağı garanti – MS 2’nci yüzyılda imparator Hadrian’ın kendisi için
edilmeden, kent sakinlerinden ortaklık ve sabır talep inşa ettirdiği büyük bir Roma sarayının kalıntılarını
edilmesinden ötürü, bu hassas geçiş döneminde barındırır. Villanın boyutları tam olarak henüz
toplumla olan ilişkilerin güçlendirilmesi ihtiyacı bilinmese de en az 120 hektarlık bir yapı kompleksini
doğmuştur. Bu amaçla Via Mare kapsamında küçük bir ve bahçeleri kapsadığı düşünülmektedir (Adembri
alt proje hayata geçirildi. Herculaneum ekipleri (lider 2000).
olarak değil, kolaylaştırıcı olarak) mahallenin çocukla- Bu dönemde Tivoli’de (antik Tibur) bir Roma öncesi
rının futbol oynadıkları küçük çorak bir araziye yoğun- kenti vardı ve kentin refahı Roma egemenliği altında
laştı: bu arazi danışma toplantılarında mahalleli epey artmıştı. Aynı zamanda etraftaki araziler, İmparator
tarafından öncelikli alan olarak belirlenmişti (Biggi vd Augustus ve Maecenas ile şair Horace ve Catullus gibi
2018). Bu mekanı fonksiyonel bir futbol sahasına veya nüfuzlu Romalılara ait villalarla doluydu (De
çok amaçlı kullanım alanına dönüştürmek için gerekli Franceschini 2005). Hadrian, kendisinin de iddialı
olan düzenlemelerin mütevazi oluşu, toplumun tasarımına yardım ettiği ‘villa’ kompleksini işte böyle
katılımına ve diğer yerel derneklerle ortaklığa daha bir ortamda, Tivoli’den sadece beş kilometre uzakta inşa
fazla olanak tanıdı. etti. Kapladığı alanın boyutları ve Roma İmparatorluğu
Bu küçük futbol sahasının bir kültür varlığı olmaması içinde yer alan yerleşimlere yaptığı mimari atıflardan
ve ‘uzmanlar’ın önceliklerindense halkınkileri dolayı o dönemde yaşayan kişileri etkilemişti. Bu yapı
yansıtması ilişkileri güçlendirdi. Bu sayede bölge Hadrian’ın imparatorluk ve onun farklı klasik kültür-
sakinleri kendi görüşlerinin ve değer verdikleri mesele- lerine dair vizyonu olarak düşünülebilir (Pinto,
lerin bir şekilde duyulduğunu hissetmiş oldular. Futbol MacDonald 1995). Araştırmacılar, Villa Adriana içinde
sahası projesinde Napoli’nin tanınmış sokak sanatçıları, genelde farklı seviyelerde, birkaç yapıdan oluşan üç
mahallenin gençleri, Herculaneum ekiplerinden gönüller veya dört temel mimari kompleks saptamışlardır.
yerel derneklerle beraber çalışarak sahanın zeminini İmparatorun yaşam ve çalışma mekanlarını içeren villa
iyileştirdiler ve etrafındaki duvarları dekore ettiler. oldukça büyüktü. Ayrıca imparatorluk hanedanını,
Mahallelilerin bir kısmı da futbol sahası ve etrafındaki muhafızları ve burada hem yaşayıp hem de çalışan çok
alanı temizleme girişimine katılıp gönüllüleri ağırladı ve sayıda hizmetkar ve köleleri de barındıracak ayrı alanlar
yemek dağıttı. içeriyordu.

31
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Villa, Hadrian’ın ölümünden sonra gelen impara- Bu kısa anlatım, Tivoli’nin dikkate değer ve katmanlı
torlar tarafından kullanılsa da, bir daha hiçbir zaman tarihsel ortamına ve manzarasının bir beğeni kaynağı
aynı şekilde güç merkezi haline gelmedi. Yapılar zaman olmasının süregelen geleneğine ışık tutar (Cogotti 2008).
içinde kullanımdan kalkınca buranın Romalı peyzajı Fakat bugün Tivoli, iki tane Dünya Miras alanına ev
dönüşüme uğradı ve ortaçağa gelindiğinde, yağmalanan sahipliği yapmasına rağmen alışılagelmiş yönetim
mermer ve diğer inşa malzemeleri ile büyük oranda bir sistemlerinin çözemediği birtakım problemlerle karşı
tarım arazisine dönüştü. 16’ncı yüzyılda ise ‘modern karşıyadır. Bu durum disiplinlere ait ‘sığınaklar’
zamanların ilk büyük çaplı arkeolojik kazısı’ (Venetucci yaratmaya meyilli kurumsal işleyişle alakalı olabilir.
2003: 65) haline gelmişti. Villa Adriana’nın mermer ve Aslında kültürel değerler farklı kültürel miras çeşitleri
heykelleri Kardinal Ippolito d’Este tarafından (doğal, arkeolojik, mimari, peyzaj, vb) ile iç içe geçmiş
Tivoli’nin ikinci Dünya Miras alanı olan Villa d’Este’yi durumdadır fakat uzmanlar disiplinler arası geçişler
dekore etmek üzere alınmıştı. Villa d’Este pek çok konusunda genellikle yetersizlerdir. Özellikle Hadrian
açıdan Villa Adriana’ya bir yanıt niteliğindeydi ve yapı Villası bağlamından koparılmıştır ve kentin arkeolojik
malzemelerinin çoğu Roma dönemi yapısından alana doğru yayılım riski ile karşı karşıyadır. Bu yayılım,
yukarıya taşınmıştı. Gerçekten de 1549’da Villa Adria- su baskınlarına maruz kalan alanlarda terk edilmiş endüs-
na’nın kazısını sürdüren Pirro Ligorio, Kardinal d’Este triyel miras uyarlanabilir biçimde tekrar kullanılabile-
tarafından Villa d’Este’yi tasarlaması için görevlendi- cekken, yeni kalkınma ve altyapı projelerinin yapılması
rilmişti (Venetucci 2003: 65). Benzer bir süreç 19’uncu ile doğal ortamı dönüştürmektedir. Bunlara ek olarak,
yüzyılda yine yakınlardaki Villa Gregoriana’nın Dünya Miras alanlarında az rastlanan bir şekilde2
inşasında yaşandı; birtakım yapay peyzajı takiben Papa ziyaretçi sayıları düşerken, alanın korunmasına dair pek
XVI. Gregory’in yönetimi altında bu yeni yapı Roma çok problem de kamuoyunun ilgisine sunulmuştur (2006
dönemi Manlius Vopiscus villası yakınlarına inşa edildi. yılında Dünya Anıtlar Fonu’nun (World Monument
Tasarlanan şelaleler ve diğer öğeler her ne kadar Fund) Tehlike Altındaki Alanlar İzleme Listesi’ne dahil
Romantizm akımının estetiğinden doğsa da, Villa edilmesini de içerecek şekilde).
Gregoriana’nın su yönetimi aslında son derece Yine de, Hadrian Villası’nda yakın zamanda yaşanan
pragmatik ihtiyaçlara dayanıyordu. Yani Tivoli’nin belli bir hadise çok sayıda paydaşın katılımının Tivoli’nin
bölgelerini tahrip eden su baskını riskini önlemeyi kültürel mirasını korumaya uzun vadede nasıl katkı
amaçlıyordu (Cogotti 2008). sağlayabileceğini göstermiştir. Hadrian Villası’nın
Rönesans döneminde, Avrupa sanatının önemli bir tampon bölgesinde konut ve ticari alan projesine, birçok
dalı olarak peyzaj resmi ortaya çıktı ve Tivoli çeşitli yerel çıkar grubu itiraz etmiştir. Bu konuda farkındalık
manzaraları nedeniyle ilgi odağı haline geldi. Bu manza- yaratmaya başlayan gruplar arasında WWF’in Tivoli
ralar arasında, kent, şelaleler, derin vadiler ve diğer şubesi, Federazione dei Verdi isimli bir çevre örgütü ve
coğrafi özelliklerin yanı sıra süreklilik ve tarımsal faali- Italia Nostra isimli bir kültürel miras lobisi vardı. Tivoli
yetler ile taş ocaklarının yarattığı değişimlerle şekillenen bölgesinde daha fazla kalkınma projesi yapılmasına
doğal bir ortamdaki Roma harabeleri de vardı. Gerçekten rağmen, yöre halkının bunlardan hiçbir fayda görmediği,
de sanatçılar, mimarlar ve yazarlar Rönesans’tan modern ayrıca tarihsel dokunun zedelendiği gerçeğini medyada
zamanlara dek Tivoli’ye ilgi göstermişler ve buranın duyurmak üzere organize oldular. Üstelik Dünya Miras
geniş panoramik manzarası içindeki Roma harabeleri ve Merkezi’nin ilgisini bu konuya çekme konusunda da
peyzaj öğelerinden etkilenmişlerdir. Ünlü isimler başarılı oldular. Bu sayede bahsi geçen projenin Hadrian
arasında Pirro Ligorio, Claude Lorrain, Gian Battista Villası’nın Olağanüstü Evrensel Değeri üzerindeki
Piranesi, J.M.W. Turner, Le Corbusier ve Marguerite etkisini anlamak üzere bir Miras Etki Değerlendirmesi
Yourcenar sayılabilir. Alan, Grand Tur sırasında yakın- yapılmasına karar verildi (Thompson ve diğerleri 2014).
lardaki Roma’ya gelen ziyaretçiler için olağan bir durak Değerlendirmenin yöntemleri kapsamında halkla
haline gelince toplumun ilgisini daha çok çekti, hatta istişare de bulunuyordu. Büyük oranda online anket
bunların bir kısmı alanın çeşitli yerlerine grafiti olarak olarak uygulanan bu kısım, arkeolojik alanda, alanın
imzalarını bıraktılar (Cogotti 2014). Rönesans ve Grand hemen yanındaki küçük yerleşimde ve Tivoli kent
Tur dönemlerinde dekoratif öğeler ve sanat eserlerinin merkezinde birebir yapılan anketler ile de desteklendi.
yerlerinden alınması pratiği, Tivoli’nin heykellerinin tüm
İtalya, Avrupa ve daha uzak yerlerdeki koleksiyonlara
dağılmasına yol açtı. Vatikan ve Capitoline Müzeleri ve 2 Bu makale 2014 yılında sunulduğu vakitlerde ziyaretçi sayılarının
Londra, Paris, Berlin ve diğer koleksiyonlarındaki en az birkaç yıldır düşmekte olduğunu söylemekte fayda var. İtalya Kültür
Bakanlığı yakın zamanda Villa Adriana ile Villa d’Este’yi özerk bir
500 heykelin aslında Villa Adriana’dan geldikleri bilin- yönetim sistemi altında bir araya getirdi ve sayılar tekrar artmaya
mektedir (Adembri 2000). başladı (Ufficio Statistica MIBACT 2017b).

32
Bölüm 4: Court and Thompson. Toplumun arkeolojik alan yönetimine katılımını incelemek: İtalya örneği

Hem uluslararası (46 ülkeden katılımcı) hem de yerel ve katılımcı bir karar alma süreci için bir yaptırım aracı
toplulukların ilgisini çeken anket, İtalya’da bir arkeolojik olarak kullanmışlardır. Bu durumda, Miras Etki Değerlen-
alan üzerine yapılmış en kapsamlı halkla istişare oldu. dirmesi’nde öngörülen istişare süreci değerlendirme
Çalışmadan çıkan bazı ilginç sonuçlar şöyle sıralanabilir: yöntemlerinin ilk aşamalarında kasten uygulanmış
(ICOMOS 2011) ve hem yöre halkının hem de uluslararası
• Katılımcıların %90’ı Hadrian Villası’nın yeşil bir toplumun seslerini duyurmak ve kültürel mirasın
ortamda yer almasının ‘önemli’ olduğunu belirtti (5 demokratik süreçlerle korunmasına katkıda bulunmak
üzerinden 5 sıralaması ile); üzere gerekli mekanizma oluşturulmuştur.
• Katılımcıların %88’i yakında yapılacak bir kalkınma
projesinin arkeolojik alana olumsuz etkileri olacağını Örnek 3: Rione Sanità, Napoli
belirtti; Rione Sanità, Napoli’nin Dünya Miras alanı olan tarihi
• Yöre sakinlerinin %87’si sözü geçen projenin yerele kent merkezinin tam ortasında yer alan, nüfusun
hiçbir katkısını görmediklerini bildirdi; oldukça yoğun olduğu bir mahalledir. Yunan-Roma
• Tüm katılımcıların üçte biri – ve yöre sakini katılım- döneminde antik kentin surlarının hemen dışında yer
cıların yarısı – önerilen kalkınma sahası için alter- alan bu bölge eskiden mezarlık alanı olarak kullanılı-
natif, sürdürülebilir bir kullanımı para ya da zaman yordu. Erken Hristiyanlık döneminde yerin altındaki
ayırarak desteklemeye hazır olduklarını bildirdi. kayalara oyularak yeraltı mezarlarına dönüştü ve kentin
koruyucu azizi San Gennaro’nun da aralarında olduğu
Miras Etki Değerlendirmesinin nihai hali şu noktalara önemli ve saygı duyulan din insanları buraya
dayanarak sonuçlandırıldı: 1) Hadrian Villası’nın gömülmeye başlandı. Bu yeraltı mezarlarının içinde
kültürel önemi ile özdeşleşen bir dizi değerin, özellikle yine kayaya oyulan kilise mekanları, Hristiyan ibadetler
de Dünya Miras listesine alınmasına neden olan için mekan sağlıyordu. Kiliselerin içleri özenle dekore
Olağanüstü Evrensel Değerlerin analizi, 2) Hadrian ediliyor, nüfuzlu ailelere mensup kişilerin mezarlarının
Villası’nın bu değerleri barındıran özellikleri temelinde içleri de dini sahneler ve portre freskleriyle süsleni-
önerilen kalkınma projesinin etki değerlendirmesi ve 3) yordu. Bu yeraltı komplekslerinden özellikle mahalle
halkla istişare. kilisesinin altında yer alan San Gaudioso, 17’nci
Nihai rapor, projenin bu arkeolojik alanın kültürel yüzyılda aristokratlar ve din insanlarının mezarlık alanı
değerlerini barındıran özellikleri ve bilhassa Olağanüstü olarak kullanılmıştır. Ölülerin kafataslarını içinde
Evrensel Değeri üzerinde olumsuz etkilere yol açacağı barındıran duvarların üzerindeki portre freskleri ve
sonucuna vardı. Rapor, araştırmanın da net olarak ortaya farklı gömü gelenekleri hakkında fikir verir. En yenisi
koyduğu gibi yerel halkın çıkarına olmayan projenin bu Fontanelle Mezarlığı olmak üzere mahallenin altında
şekilde uygun olmadığını ve bu kararın alanın Tehlike toplam 11 tane yeraltı mezarlığı ve hipoje bulunur ve
Altında Dünya Mirası listesine alınmasına yol açabile- bunlar daha ünlü olan Roma yeraltı mezarlarından çok
ceğini vurguladı. daha etkileyicidir. Kemiklerin saklandığı bu alan,
İtalya Kültür Bakanlığı bu riskin kabul edilemeyeceği 17’nci yüzyılda Napoli’de binlerce kişinin ölümüne
yönünde karar aldı (MIBACT 2014). Özellikle Tehlike sebep olan salgınların ardından eski bir taş ocağında
Altında Dünya Mirası olarak tanımlanan bir Dünya kurulmuştur. Fontanelle’de halen ölülerin onurlandı-
Miras alanının problem çözülmediği takdirde listeden rıldığı somut olmayan gelenekler vardır, yöre halkı
tamamen çıkarılması söz konusuydu. Böylelikle o birtakım dileklerinin gerçekleşmesi için kafataslarına
bölgede yapılması önerilen kalkınma projesi rafa kaldı- özenle bakmaya devam etmektedirler.
rıldı ve tampon bölgenin kullanımıyla ilgili alternatif Fakat Sanità’nın tüm kültürel mirası bu mezarlık-
fikirler araştırılmaya başlandı. lardan ibaret değildir. Yüzyıllar boyunca, bu yoğun ve
Tivoli örneğinde arkeolojik alana karşı tehdidi en çok hareketli mahallenin kentsel gelişimi zengin bir mimari
hissedenin yöre halkını temsil eden dernekler olduğu, miras yaratmıştır. Bunlar arasında en göze çarpanı mimar
klasik kültürel miras yönetimi sisteminin böyle bir refleksi Ferdinando Sanflice tarafından tasarlanan 18’inci yüzyıl
olmadığı görülebilir. Bu sistem, alanın sınırları dışındaki konut yapılarıdır. Bölgede aralarında 17’nci yüzyılda
geniş bağlamı değerlendirme ve bu alanı klasik arkeolo- yapılmış Santa Maria della Sanità kilisesi de olmak
jinin belirgin izlerine bağımlı olmayan gelenek ve özellik- üzere, hem mimari açıdan hem de içlerindeki sanat
lerden oluşan geniş kültürel ‘ekosistemin’ bir parçası eserlerinden dolayı son derece önem arz eden sayısız
olarak yönetme yetisinden yoksundur. Buradaki yerel kilise ve manastır bulunur. Yakın dönemde, 1898’de,
çıkar grupları, Dünya Mirası süreçleri üzerinden uluslar- Sanità’nın en meşhur sakini doğar: sonradan İtalya’nın
arası camiada bir farkındalık yaratmayı başararak, kültürel en bilinen film ikonlarından birine dönüşecek olan
miras uzmanlarının katkısını daha şeffaf, bilgilendirilmiş 20’inci yüzyılın önemli komedi aktörü Toto.

33
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Zengin kültürel mirasına rağmen, Sanità uzun süredir sistematik olarak denetlemek amacıyla daha fazlasını
kentsel bozulma ve büyük sosyal sorunlar ile özdeşleşen yapmak mümkün olsa da, sayıları her sene artan bu
bir mahalle haline gelmişti. Bunun sebeplerinden biri geziler, artan ziyaretçi sayıları, iş imkanları, yerel
erken 19’ncu yüzyılda inşa edilen ve bölgeyi kelimenin ekonomik kalkınma, devam eden koruma çalışmaları ve
tam anlamıyla boydan boya kesen bir köprüdür. Bu gelişen yerel kültürel değerler bu çabanın sonuçlarıdır.
köprüden dolayı mahalle Napoli’nin bir bölgesinden Aslında San Gaudioso ve San Gennaro yeraltı mezarla-
diğerine giden güzergahtan ayrılmıştır. Ercolano’daki rında ilk senelerde elde edilen başarı, yöre sakinlerinin
Via Mare mahallesinde olduğu gibi, burada da mahalle özgüveninin artmasına sebep olmuş, böylelikle kilise ve
sakinleri klasik yönetim sistemleri yüzünden koparıl- diğer paydaşlarla beraber çalışarak, daha fazla yerel
dıkları kültürel mirastan pek faydalanamıyorlardı. Bu mirasın topluma açılmasını ister hale gelmişlerdir.
örnekte, arkeolojik, mimari ve karışık miraslardan Fontanelle Mezarlığı o günlerde ziyarete kapalıydı
sorumlu bir dizi yetkili merci olmasından dolayı, fakat mahalle sakinlerinden bir grup mezarlığa giderek
yönetim durumu oldukça komplekstir ve ayrıca bu farklı belediye yetkililerinin gelip kendilerini bilgilendir-
mercilerin yöre halkının karar verme sürecine katılımını mesini talep etmişlerdi. Halk temsilcileri yeraltı mezar-
sağlamak gibi bir zorunlulukları yoktur. 20’nci yüzyılın larındaki deneyimleri sayesinde yöre sakinlerinin
başında, Rione Sanità’daki kentsel doku ve kamu kültürel mirasa verdikleri kıymeti ve buraların
binaları, tüm semtin yaşadığı sosyo-ekonomik kötüleşme yönetimleri için sahip oldukları donanımı göstere-
yüzünden bir çöküş sarmalına kapılmıştır. bilmiş, böylelikle mezarlığın tekrar halka açılmasını
Bununla birlikte, Napoli’nin bu semti on yıldan daha müzakere edebilmişlerdir. Bu durum, yerel sakinlerin
kısa bir süre içinde kültürel miras temelli kentsel mezarlığı ziyaret edebilmelerine, dini ibadetlerini
dönüşümde yeni ve içsel yaklaşımlar konusunda öncü hale devam ettirebilmelerine, mezarlığın bakımını temin
gelerek bu gidişatı değiştirmeye başlamıştır. Bu büyük ederken, ziyaretçiler için yeni bölümleri açabilmelerine
değişikliklerin en önde gelen kaynağı, Sanitàlıların de olanak sağlamıştır.
kurduğu ve her biri semt sakinlerinin yaşamlarını iyileş- Rione Sanità’da yapılan çalışmaların bu kısa özeti,
tirmeyi amaçlayan bir dizi kooperatiftir. Bunlardan pek işlerin yerelin önderliğinde yürütülmesinin mahalleyi
çoğu da kültürel mirasla ilgilidir. Özellikle 2006’da hem sakinleri hem de kültürel mirası için faydalı
mahalle kilisesinin rahibinin desteği ile kurulan La olacak şekilde dönüştürdüğünü gösterir (Wijesuriya
Paranza Kooperatifi o günden beri yeraltı mezarlarının vd. 2017). Kültürel mirasa geniş katılım ve ardından
günlük işleyişini ele almış, mahallede yürüyüş turları ve gelen turizmdeki artış hem bireyler için iş imkanı hem
ziyaretler temin etmeye başlamışlardır. Bu genç topluluk, de küçük işletmeler için gelir yaratmıştır. Ayrıca
San Gennaro ve San Gaudioso yeraltı mezarlarına toplum kültürel mirasın toplum tarafından tekrar sahiplenil-
erişimini sağlarken, koruma koşullarını da iyileştirmeyi mesini, bakıma alınmasını ve halkın erişimine
başardı. Turizm ve kültürel girişimler sayesinde, yeni iş açılmasını da sağlamıştır. Bu oldukça olumlu ortamda,
olanakları yaratmayı, Sanità’nın zengin mirası hakkında kültürel mirasla ilgilenen kurumların yer almaması
farkındalık yaratmayı ve ziyaretçilerden elde edilen gelirin dikkate değerdir ve bu örnekte kültürel miras
mahallede kalmasını başardılar. Ayrıca pek çok yerel yönetimine katkıda bulunan paydaşlar arasındaki
grupla iş birliği de yaptılar. Bunlardan biri bir grup gencin denge konusunda endişelere yol açabilir. Bu durum,
metal işleme sanatında eğitilerek hem yeraltı mezarlarında daha köklü ve etkili koruma hamleleri için gerekli
kullanılan dekoratif malzemeleri yarattıkları hem de entelektüel, finansal ve insan kaynağının yaratılması
bunları ziyaretçilere satarak ek gelir elde ettikleri bir hususunda uzun dönemli beklentileri tehlikeye atıyor
kooperatif olan Iron Angels idi. Bir başka kooperatif olan olabilir mi?
Officina dei Talenti ise gençleri elektrik, su tesisatı ve
inşaat konularında eğiterek hem dezavantajlı yöre sakin- Sonuç
lerine istihdam olanağı sağlamakta hem de kültürel Bu makalede bahsi geçen üç örnekten hiçbiri toplum
mirasın bakım ve onarımı için teknik becerilere sahip bir katılımı modeli olarak sunulmadı. Bununla birlikte
grubu bir araya getirmektedir. Bunlara ek olarak, tarihi farklılıklar ve ortak zemin, bu üç deneyimi birlikte ele
yapılarda müsait olan mekanlara iki pansiyon kurulmuş, alarak ortaya çıkmış ve kültürel miras yönetiminin
ziyaretçi hizmetleri yerelden karşılanarak daha fazla iş etkinliğini artırmak için gerekli olan donanımları sağla-
imkanı yaratılmıştır (Loffredo 2013). yacak kilit alanlara ışık tutmak üzere bir araya gelmiş-
Bu çabaların sonuçlarını ve bu sürece dahil olan lerdir. Herculaneum’da toplumun katılımı arkeolojik
herkesin bağlılığını son derece profesyonel şekilde alanın sınırları dışında oluşmak zorunda kalmış, alan ve
yönetilen yerel kültürel miras gezilerinden görmek bağlam, kültürel miras uzmanları ve halk arasındaki
mümkündür. Kültürel miras yönetiminin etkinliğini kopuk ilişki böylelikle tekrar inşa edilebilmiştir. Arkeo-

34
Bölüm 4: Court and Thompson. Toplumun arkeolojik alan yönetimine katılımını incelemek: İtalya örneği

lojik alanın sınırında boştaki alan, mahallenin güncel kültürel miras alanları ve onların yanı başında yaşayan
koşullarını iyileştirmeye yarayacak fonlara erişe- topluluklar için elde edilmiş sonuçları pekiştirip, iyi
bilmeyi tetiklemiştir. Böylelikle alanın çeperlerindeki koşulların kalıcı hale gelmesine yardımcı olabilir.
koruma koşulları daha iyi hale gelecek ve bu da turizm ‘Toplumları işe dahil etmek, onların kendileri ve kendi
modellerini çeşitlendirerek yerel sürdürülebilir mirasları hakkındaki koruma ve yönetim kararlarının
kalkınma hedeflerine destek olacaktı. Tivoli’de yöre alınma süreçlerine katılım yetilerini güçlendirmekle
halkı kültürel miraslarına karşı bir tehlikeye dikkati ilgilidir’ (Wijesuriya, Court 2015). Topluluk kavramını
çekmeyi başarmış ancak yetkili merciler bir çözüm mekan grupları, çıkar grupları, uzmanlık grupları olarak
getirememiştir. Yine de bu örnekte, bir grup kültürel kapsamlı bir şekilde alıp tümünün kapasitelerinin kulla-
miras uzmanı, uluslararası ve yerel toplulukların nılmasını sağlarsak zaman içinde kurumsal çerçeveler ve
seslerini duyurmak ve yöre halkının ve ziyaretçilerin kültürel miras ile daha kapsamlı ilişkiler güçlenecektir.
yararına kültürel mirasın korunması için bir Hem kültürel miras hem de toplum için karşılıklı fayda
mekanizma sağlamayı başarmışlardır. Napoli’nin sağlamak ve kültürel mirasın yalnızca gelecekte değil,
Rione Sanita mahallesinde, yerel gruplar kültürel miras günümüz toplumunda daha merkezi bir rol oynaması
yetkililerinin bıraktıkları boşluğu kendi miraslarının ancak bu şekilde mümkün olacaktır.
günlük yönetimini devralarak doldurmakla kalmamış,
ayrıca bunu bölge sakinleri için sosyo-ekonomik ve Basım sonrası (2018)
kültürel fayda yaratmak için aracı olarak kullanmış- Bu makale 2014’te ilk kez sunulduktan sonra burada
lardır. Böylece önceleri girilemeyen bir bölgede uygun tartışılan iki arkeolojik alanın İtalyan Kültür Bakanlığı
turizm modelleri yaratılırken, kültürel mirasın tarafından gerçekleştirilen reforma dahil edildiklerini
korunması ve bakımı da sağlanmıştır. Onların ‘sıfır belirtmek okuyucuların ilgisini çekecektir. Hercu-
kilometre’ yönetim kapasiteleri ve mekanların değer ve laneum Pompeii ve diğer Vezüv alanlarının dışında bir
kimliklerini pekiştirme yetileri ve ayrıca bunu ziyaret- idareye sahip hale gelirken, Villa Adriana’nın idaresi
çilere de aktarabilmeleri sayesinde, Rione Sanità Tivoli’de yer alan bir diğer Dünya Miras alanı Villa
Napoli’nin en popüler ziyaret merkezi olma yolunda d’Este ile birlikte özerk hale getirildi. Bu miras alanla-
ilerlemektedir. rının ve etraflarında yaşayanların sahip olduğu
Bu örneklerin her birinde yürürlükte olan yönetim değerler, ihtiyaçlar ve fırsatlara daha yakın karar alma
sistemlerinde aksaklıklar yok değildi. Genelde süreçleri ve diğerleri ile ‘birlikte çalışma’yı destek-
geleneksel koruma kuralları (materyal dokunun leyen kurumsal bakış açıları sayesinde, yeni yetkililer
korunması) ve bir kültürel miras tipolojisine (mesela, ile birlikte çalışan veya onlara liderlik edenler için
sadece arkeolojik önemi öne çıkarmak) sıkıştırılmış olağanüstü fırsatlar doğdu. Bunların bu makale kapsa-
olmaktan kaynaklanıyordu. Bu da kültürel mirası tehdit mında tartışılan karşılıklı yararları besleyen olumlu
altında bırakıyordu. Üstelik daha çok kendi aralarında idare denemeleri olup olmadığını gelecekteki analizler
konuşan ‘uzmanlar’ın yürüttüğü bir miras yönetiminde gösterecektir.
(Thompson, Wijesuriya 2018), yerel toplulukların ve Yine bu makalenin ilk sunumundan sonra, üçüncü ve
onların sağlayabileceği kaynakların rolüne ilişkin bir en ‘tabandan’ gelme örnek olan Rione Sanità, 2017
umursamazlık mevcuttu. Bu kaynaklar, her bir miras yılında Kültür Bakanlığı’nın tahsis ettiği dört milyon
alanının anlamını değerlendirmek, yönetimine katkıda avroluk fonla olağanüstü bir kurumsal ‘katılımı’ gerçek-
bulunmak ya da miras alanın yarattığı faydaları leştirdi (MIBACT 2017a). Yereli güçlendirmeye yönelik
paylaşmak konusunda olabilirdi (Lusiani vd. 2018). Bu bu tür modellerin genel anlamda kültürel miras için idari
örneklerin her birinde, yöre halkları halihazırda hem açıdan bir model olup olamayacağını yalnızca zaman
kültürel miras hem de kendileri için fayda yaratmak gösterecek. Bu modeller kültürel miras uzmanlarını
üzere kullanılabilecek donanımlara sahipti. Her bir kendi disiplinlerinin sığınaklarından dışarıya çıkmaya
örnekte, yönetim sistemi, toplum katılımını ve dolayı- teşvik etmeyi başaracak mı, tüm bu sektörü sırf kendi
sıyla karşılıklı faydaları su yüzüne çıkararak, bu kendine referans veren konfor alanlarından çıkarıp daha
donanım kaynaklarından daha fazla fayda elde farklı çalışma şekillerinin faydalarını onlara gösterebi-
edebilmek için uyarlandı. İhtiyaç duyulan kapasite lecek mi?
geliştirme her durumda farklıydı (ve hala farklı olmaya
devam ediyor). Yine de bu üç örnek Dünya Mirası Kaynakça
Kapasite Geliştirme Stratejisi’nde belirlenen üç grubun Adembri, B. 2000: Villa Adriana. Rome, Electa
–kurumlar, uzmanlar ve topluluklar/ağlar – tümünün Bandarin, F., van Oers, R. 2012: The Historic Urban
kapasitesini geliştirmeye yönelik dengeli bir yakla- Landscape: Managing Heritage in an Urban
şımın uygulanabilirliğini gösteriyor. Bu yaklaşım, Century. Chichester, Wiley-Blackwell

35
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Biggi, C., Capasso, B., Del Duca, F. 2018: ‘The Hercu- Larsen, P.B. (ed.) 2018: World Heritage and Human
laneum Centre: the reciprocal benefits gained from Rights. London, Routledge
building capacities for cultural heritage among Loffredo, A. 2013: Noi del Rione Sanità. La scommessa
institutions and communities’ V. Apaydin (ed.), di un parroco e dei suoi ragazzi. Rome, Mondadori
Increasing Heritage Awareness through Partici- Lusiani, M., Ferri, P., Zan, L. 2018: ‘Making sense of site
patory Public Archaeology içinde. London, management’ Makuvaza, S. (ed.), Aspects of
Springer Management Planning for Cultural World Heritage
Biggi, C., D’Andrea, A., Pesaresi, P. 2014: ‘Hercu- Sites – Principles, Approaches and Practices içinde.
laneum: joining forces to secure heritage benefits for London, Springer: 234
the ancient and the modern towns’ M. Bachmann, C. Mapunda, B., Lane, P. 2004: ‘Archaeology for whose
Maner, S. Tezer, D. Göçmen (eds), Heritage in interest – archaeologists or the locals?’ N. Merriman
Context: Conservation and Site Management within (ed.), Public Archaeology içinde. London, Routledge:
Natural, Urban and Social Frameworks içinde. 211–23
Istanbul, Ege Yayınları: 39–53 MIBACT 2014: Villa Adriana, MIBACT: vi sono presup-
Camardo, D., Notomista, M. (eds) 2017: Ercolano: posti per rivedere lottizzazione Nathan.
1927-1961. Rome, L’Erma di Bretschneider https://www.beniculturali.it/comunicato/villa-adriana-
Cogotti, M. 2008: Il paesaggio del Lazi: Tutela, conser- mibact-vi-sono-presupposti-per-rivedere-lottiz-
vazione, trasformazione. Rome, De Luca Editori zazione-nathan
Cogotti, M. (ed.) 2014: Tivoli, paesaggio del Grand — 2017a: Cantieri della cultura: dal fumetto all’arche-
Tour. Rome, De Luca Editori d’Arte. ologia, oltre 133 milioni di euro per Grandi Progetti
Council of Europe 2005: Council of Europe Framework Culturali.
Convention on the Value of Cultural Heritage for https://www.beniculturali.it/comunicato/cantieri-della-
Society (Faro Convention). cultura-dal-fumetto-all-archeologia-oltre-133-milioni-
http://www.coe.int/en/web/conventions/full-list/- di-euro-per-grandi-progetti-culturalisi-della-
/conventions/rms/0900001680083746 conferenza-stato-regioni-agli-investimenti-del-mibact
Court, S. 2014: ‘Let’s hear it for Herculaneum! Interpre- — 2017b: Ufficio Statistica: Visitatori e introiti di musei,
tation as a tool for increasing community partici- monumenti e aree archeologiche statali.
pation’ Interpretation Journal 19.2: 10–12 http://www.statistica.beniculturali.it/Visitatori_e_intro
Court, S., D’Andrea, A., Del Duca, F., Pesaresi, P., iti_musei.htm
Thompson, J. 2019: ‘Managing Herculaneum in Mollo, L., Pesaresi, P., Biggi, C. 2012: ‘Interactions
context: measuring benefits for people and places’ D. between ancient Herculaneum and modern Ercolano’
Comer, A. Willems (eds), Feasible Management of P. De Joanna, D. Francese, A. Passaro (eds),
Archaeological Heritage Sites Open to Tourism Sustainable Environment in the Mediterranean
içinde. London, Springer Press: 21–34 Region: From Housing to Urban and Land Scale
Court, S., Thompson, J., Biggi, C. 2011: ‘Recognizing Construction içinde. Naples, Edizioni Franco Angeli:
the interdependent relationship between heritage 1–7
and its wider context’ J. Bridgland (ed.), Preprints Ndoro, W. 2011: ‘Managing and conserving archaeo-
of the 16th ICOM-CC Triennial Conference. logical heritage in Sub-Saharan Africa’ S. Sullivan,
Lisbon, 19-23 September 2011 içinde. Almada, R. Mackay (eds), Archaeological Sites: Conservation
ICOM: 1–9 and Management içinde. Los Angeles, Getty Conser-
De Franceschini, M. 2005: Ville dell’Agro romano. Rome, vation Institute: 561–71
L’Erma di Bretschneider Okamura, K., Matsuda, A. 2011: New Perspectives in
de la Torre, M., MacLean, M.G.H., Mason, R., Myers, D. Global Public Archaeology. New York, Springer
2005: Heritage Values in Site Management: Four Pace, S. 2000: Herculaneum and European Culture
Case Studies. Los Angeles, Getty Conservation between the Eighteenth and Nineteenth Centuries.
Institute Naples, Electa
Ermacora, T., Bullivant, L. 2016: Recorded City: Co- Phillips, A. 2003: ‘A new paradigm for protected areas’
creating Urban Futures. London, Routledge World Conservation 2: 6–7
ICOMOS 2011: Guidance on Heritage Impact Assess- Pinto, J.A., MacDonald, W.L. 1995: Hadrian’s Villa and
ments for Cultural World Heritage Properties. its Legacy. New Haven, Yale University Press
https://www.iccrom.org/sites/default/files/2018- Skeates, R., McDavid, C., Carman, J. (eds) 2012: The
07/icomos_guidance_on_heritage_impact_assess- Oxford Handbook of Public Archaeology. Oxford,
ments_for_cultural_world_heritage_properties.pdf Oxford University Press

36
Bölüm 4: Court and Thompson. Toplumun arkeolojik alan yönetimine katılımını incelemek: İtalya örneği

Stanley-Price, N. 2007: ‘Special edition on the Hercu- — 2015: Archaeological areas of Pompei, Herculaneum
laneum Conservation Project’ Conservation and and Oplontis. http://whc.unesco.org/en/list/829
Management of Archaeological Sites 8.4 Venetucci, B. P. 2003: ‘Pirro Ligorio and the rediscovery
Thompson, J., Court, S., D’Andrea, A., Iacomelli, F., of antiquity’ J. Fejfer, T. Fischer-Hansen, A. Rathje
Young, C. 2014: Heritage Impact Assessment: (eds), The Rediscovery of Antiquity: The Role of the
Proposed Development in the Buffer Zone of the Artist içinde. Copenhagen, Museum Tusculanum
World Heritage Property of Villa Adriana. Unpub- Press: 63–88
lished report, Rome Wijesuriya, G. 2015: Living Heritage: A Summary.
Thompson, J., Wijesuriya, G. 2018: ‘From “sustaining http://www.iccrom.org/wp-
heritage” to “heritage sustaining broader societal content/uploads/PCA_Annexe-1.pdf
wellbeing and benefits”. An ICCROM perspective’ P. Wijesuriya, G., Court, S. 2015: People-Centred
Larsen, W. Logan (eds), World Heritage and Approaches to the Conservation of Heritage.
Sustainable Development: New Directions in World http://www.iccrom.org/wp-
Heritage Management içinde. London, Routledge: content/uploads/PCA_Annexe-2.pdf
180–95 Wijesuriya, G., Thompson, J., Court, S. 2017: ‘People-
UNDP 2008: Capacity Development Practice Note. centred approaches: engaging communities and
http://www.undp.org/content/dam/aplaws/publi- developing capacities for heritage’ Chitty, G. (ed.),
cation/en/publications/capacity- Heritage, Conservation and Communities:
development/capacity-development-practice- Engagement, Participation and Capacity Building
note/PN_Capacity_Development.pdf içinde. London, Routledge: 34–49
UNESCO 2001: ‘Somma-Vesuvio and Miglio d’Oro’ Wijesuriya, G., Thompson, J., Young, C. 2013:
Man and the Biosphere Programme. Managing Cultural World Heritage Sites. Paris,
https://en.unesco.org/biosphere/eu-na/somma- UNESCO
vesuvio-miglio-doro WHITRAP. 2016: The HUL Guidebook: Managing
— 2011: Presentation and Adoption of the World Change in Dynamic and Constantly Changing Urban
Heritage Strategy for Capacity Building. Environments.
http://whc.unesco.org/archive/2011/whc11-35com- http://www.hulballarat.org.au/resources/HUL%20Gu
9Be.pdf idebook_2016_FINALWEB.pdf

37
5. Toplum ve arkeoloji: Türkiye’deki güncel
uygulamalardan bazı örnekler
Gül Pulhan

Giriş Yakındaki Mardin şehri, Mezopotamya ovasına bakan


Türkiye’nin güneydoğusunda, Batman ilinde yer alan tepe üzerinde teraslara yapılmış evleri ile bölgedeki
Gre Amer höyükte yürütmekte olduğumuz arkeolojik geleneksel taş mimarinin en iyi korunmuş örneklerini
araştırma sayesinde (Pulhan, Blaylock 2013; 2016), barındırır (fig. 5.2). Bu özgün kültürel peyzaj, kentin
günümüz Türkiyesinin nispeten uzak bir bölgesinde, bir UNESCO Dünya Mirası listesine aday olmasını sağla-
dizi yerel kültürel miras pratiklerine şahit olma ve mıştır. Arap, Kürt, Süryani ve Türklerden oluşan
bazılarına katılma şansına eriştik. Bu pratiklerin Mardin’in kozmopolit nüfusu, ‘GAP’ turu (Güneydoğu
olumsuz tarafında arkeolojik alanların süregelen Anadolu Projesi; güneydoğu Anadolu bölgesinde yapılan
yağması yer alır. Türkiye’de arkeolojinin toplumdaki kültür turları Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin, Midyat,
ilk ve en önemli anlamının yer altında gömülü ve keşfe- Hasankeyf ve Diyarbakır’ı kapsar) yapan Türk turistler
dilmeyi bekleyen altın hazineler olduğunu söylemek kadar kentin etrafındaki tarihi yerleri ziyaret eder. Kentin
abartı olmayacaktır. Yaşadıkları yer, eğitim durumları tarihi camileri ve medreseleri, bölgenin Deyr-ül Zafaran
ve yaşları ne olursa olsun, Anadolu halkı şansları yaver gibi Hristiyan Süryani kiliseleri veya Dara gibi arkeolojik
giderse, hırpani bir harita, pahalı bir metal dedektör alanlar her daim büyük kalabalıkları ağırlar. Batman ve
veya bir arkeoloğun esrarengiz bilgisi yardımıyla Mardin’deki yerel müzeler, sergiler düzenler, kendi
altınları bulup köşeyi dönebileceklerine inanır. müze-park ve arkeo-park projeleri ile çocuk ve yetiş-
Türkiye’nin güneydoğusunda defineciliğe duyulan bu kinlere yönelik eğitim programları aracılığıyla toplumun
muazzam iştah ve onun uzantısı olarak kaçak kazı faali- kültürel miras ile etkileşmesine ve farkındalık yaratarak
yetlerinin arkeolojik ve tarihi alanlarda ne kadar büyük yaşamlarının zenginleşmesine aracılık ederler (Erdoğan
tahribata yol açtığına dair derin cehalet, bölgenin kültür 2017). Turizm üzerine yaptığım gözlem ve değerlendir-
varlıklarına karşı duyulan yoğun bir ilgi ile eş zamanlı meler Ağustos 2015 öncesine, yani Haziran 2015’te
olarak görülür. yapılan Türkiye genel seçimini takiben bölgedeki
Bu ilgi Batman’da adı neredeyse arkeoloji ile güvenlik durumunun kötüleşmesinden önceye aittir (bu
özdeşleşmiş Hasankeyf antik kentinde adeta vücut makaleye son düzeltmeler Nisan 2018 yılında yapılırken,
bulur (fig. 5.1). Batman’da bir arkeoloji projesine Türkiye tekrar bir genel seçime hazırlanmaktaydı).
başladığımız 2008’den beri, o bölgeden olup da İlerleyen sayfalarda Garzan Vadisi’ndeki Gre Amer
arkeoloji ve Batman kelimelerini duyar duymaz höyükte ve çevresinde yöre halkı ile arkeoloji arasındaki
heyecanla ‘Hasankeyf’te mi kazıyorsunuz?’ diye karşılıklı etkileşimi farklı olayları birbirine bağlayarak
sormayan tek bir kişiyle bile karşılaşmadım. Bu soruya ve geçmiş ile bugün arasında bir hikaye örerek sunmayı
‘Hayır’ cevabı verdiğim anda, alanımızın konum ve umuyorum.
önemini anlatma çabalarım hiçbir zaman aynı ilgiyi
yaratamadı. Yöre halkı Hasankeyf’i misafirlerine Garzan Vadisi ve doğu Anadolu’da bir İngiliz diplomat
göstermek, aileleri ile açık havada bir hafta sonu Gre Amer, Dicle Nehri’nin Garzan kolunun doğu
geçirmek veya Dicle Nehri kıyısındaki derme çatma kıyısında, Batman ve Siirt illerinin sınırında, bölgenin
açık hava lokantalarında ızgara et veya balık yemek zengin petrol yataklarının ortasında yer alan, küçük ve
için her fırsatta ziyaret eder. Ne yazık ki ‘namus çok dönemli bir höyüktür. Alan, Hasankeyf’in kuş uçuşu
cinayetleri’ ve bununla ilişkili intiharların bölgede 18 km kuzeydoğusunda ve Garzan ile Dicle’nin birleşi-
halen görülmesinden dolayı bu hikayenin oldukça hazin minin 26 km kuzeyinde yer alır. Şu anda Mardin ili
bir başka yönü daha vardır. ‘Namuslarını kurtarmak’ Dargeçit ilçesi yakınlarında Dicle Nehri üzerine inşa
için kaleden aşağıya atlayan genç kadınların gördükleri edilen Ilısu Hidroelektrik Barajı’nın tamamlanmasının
son manzara da Dicle’nin karanlık sularıdır. Bunda ardından su altında kalacak olan arkeolojik yerleşme-
Hammurabi yasalarında tanımlanan suçun tespiti için lerden biridir. Höyükte kurtarma kazıları, Kültür ve
şüpheliyi suya atma zulmünün binlerce yıllık tortularını Turizm Bakanlığı koordinasyonuyla ve Devlet Su İşleri
barındıran bir zamansızlık vardır (Kuhrt 1995: 106–07, finansmanıyla gerçekleşen Ilısu Barajı Kurtarma Kazıları
113; Van de Mieroop 2005: 103–04). Projesi kapsamında 2009 yılında başlamıştır.

39
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Fig. 5.1. Dicle kıyısındaki Hasankeyf antik kenti, Mayıs 2015. Yakın gelecekte Ilısu Barajı gölü altında kalacağı için
orta çağ köprüsünün kalıntıları güçlendiriliyor.

Sekiz sezon boyunca yürütülen kazılar, M.Ö. erken üzerinde yer aldığı ovanın nüfusu her ne kadar halen
üçüncü binyılda başlayarak olasılıkla bir proto-Mitanni çoğunlukla Yezidilerse de, yirmi sene öncesine kadar
Orta Tunç Çağı yerleşmesine ve daha sonrasında da tamamen her daim hükümete karşı yarı-ayaklanma
Erken Demir Çağı ve Demir Çağı dönemlerine uzanan durumunda olan bu cemaatin mensuplarından
bir yerleşim tarihine işaret eder. Alandaki en geç iskan meydana geliyordu. Fakat, liderleri Meer Zig’in
ise Pers-Helenistik yerleşimidir. Arkeolojik açıdan bilin- [MeerEshag’dan bozma] Türkler tarafından öldürül-
meyen bir bölgedeki konumu, kendine özgü yerel kültürü mesinden sonra bölge doğrudan Türklerin denetimine
ve kuzey Mezopotamya ve İran’nın bilinen kültürleri ile girmiş ve sonunda Yezidilerin bir kısmı buradan
belirgin bağları Gre Amer’i özel kılar (Pulhan 2013; ayrılarak Sincar ve Musul’un mahallelerine yerleş-
Pulhan, Blaylock 2013; 2016). mişlerdir. Buradan nehri geçerek ilerideki yüksek
Bölgenin tarihini araştırırken karşımıza ilk çıkan tepelere tırmandım ve sonrasında sadece eşeklerin
kaynaklar, İngiliz diplomat J.G. Taylor’ın 19’uncu geçebileceği perişan ve dik bir keçi patikasından bir
yüzyılda Kürdistan’da yaptığı yolculukları konu alan buçuk saat süren bir inişin ardından Dicle ovasına
yazıları oldu (Taylor 1865). Diyarbakır’ın İngiltere ulaştım; Redhwan’dan çıktıktan üç buçuk saat sonra
konsolosu, 1862–63’de Garzan Vadisinin doğu kıyısına nehrin sığ noktasından geçerek mağaralardan oluşan
yaptığı gezinin notlarında Gre Amer’den bahsetmiş Hesn el Kahef, veya Hesn Kefy köyüne geldim
olmasa da, buradan geçmiş olmalıdır çünkü Gre Amer’in (Taylor 1865: 32).
sınırları içinde bulunduğu Işıkveren (Du Sadek) köyünün
eski ismi haritasında işaretlidir: Az sayıda olsa bile Yezidilerin varlığı ve günümüzde
güçlü Hamidi aşiretinin kontrolünde olan Redhwan
Dicle’nin doğu kıyısını yukarı doğru takip ederek (Rıdvan Höyük) aşağı Garzan Vadisi’nin halen belir-
Arzan Su’yun nehre döküldüğü yeri geçtiğim dört leyici özellikleridir. Her ne kadar bizzat deneyimlememiş
saatlik bir yolculuk sonunda, Arzan Su’nun sol de olsak, Garzan ve Dicle vadilerini birleştiren dağları
kıyısındaki Redhwan’a ulaştım. Redhwan’ın aşan dik ve dar patikaların varlığını biliyoruz.

40
Bölüm 5: Pulhan. Toplum ve arkeoloji: Türkiye’deki güncel uygulamalardan bazı örnekler

J.G. Taylor, diplomatik görevi boyunca Diyarbakır’ın


doğusunu sıkça gezerek bölgenin coğrafi, tarihi ve sosyal
özelliklerini kaydetmiştir. ‘Kürdistan’da Seyahatler,
Doğu ve Batı Dicle Kaynakları ve Bölgedeki Antik
Kalıntılar üzerine Notlar’ (Taylor 1865) 1861 ile 1863
arasında yaptığı üç gezinin izlenimlerinden oluşur. Daha
doğuya uzanan başka bir seyahat, nadiren ziyaret edilen,
çetin bir bölge olan Tunceli’yi (Dersim) kapsar ve
‘Ermenistan, Kürdistan ve Yukarı Mezopotamya Turu
Günlüğü, 1866’da Dersim Dağı Araştırmaları üzerine
Notlar’ başlığı altında yayınlanmıştır (Taylor 1868).
Taylor bu seyahatlerin amacını şu şekilde açıklar:

Fig. 5.2. Tarihi Mardin yapıları, 2015 baharında düzen- Bu makalede yer alan bilgiler, Kraliçe hazretlerinin
lenen Üçüncü Mardin Bienali, ‘Mitolojiler’de çağdaş hükümet onayı ile, modern Paşalık Kürdistanı’nın
sanat sergi mekanları olarak kullanıldı. başkenti ve Genel Vali veya Müşhir’in makamı olan
konsolosluk bölgesi Diyarbakır’da 1861–63 arasında
Çağdaşları Austen Henry Layard ve Hürmüz yaptığım üç gezi sonucunda oluşmuştur. Bu geziler
Rassam’a nazaran John George Taylor’un hayatı fazla aslen güvenilir ticari ve istatistiki bilgi toplamak
bilinmemesine rağmen, kendisi Yakın Doğu arkeoloji- amacını taşır, ama her halükarda antik yazarlar veya
sinin erken dönemdeki öncülerindendi. Babasının, yöre halkı tarafından dikkatime sunulan coğrafi veya
Arabistan’daki Doğu Hindistan Şirketi’nin siyasi tarihi öneme sahip şeyleri not etmeyi ihmal etmedim
memuruyken bulunduğu Basra’da dünyaya gelmişti. (Taylor 1865: 21).
Daha sonra Taylor kendisi de Doğu Hindistan Şirketi’nde
çalıştı ve 1851–1858 yılları arasında İngiltere’nin Basra Yüzyıllardır süren definecilik faaliyetleri
Başkonsolos yardımcısı olarak görev yaptı. Önemli Taylor’un oldukça dikkatini çeken tarihi alanlardan biri,
Sümer kentleri Ur ve Eridu’daki ilk kazıları bu yıllarda yüzeydeki arkeolojik kalıntıların planını da yayınladığı,
gerçekleştirdi. yukarı Garzan vadisindeki büyük bir Helenistik dönem
1859 yılında İngiliz Başkonsolosu olarak Diyar- yerleşmesi olan Arzan/Erzen’dir:
bakır’a atanmasının ardından, Taylor’un en önemli
arkeolojik faaliyeti Asur kralları II. Ashurnasirpal ve III. Kalıntılar çok geniş bir alana yayılmış; tabanda
Shalmaneser’e ait çivi yazılı iki stelin keşfidir kalınlığı 20 fit ve yükseldikçe 8 fite kadar incelen,
(Sollberger 1972: 130). Bu steller, bulundukları yerin düzensiz, yontulmamış taş parçalarından yapılma,
isminden dolayı Kurkh Monolitleri olarak bilinirler harçla kaplanmış yerleşmeyi çevreleyen eski sur
(günümüzde Diyarbakır’ın doğusundaki Bismil ilçesinin kalıntıları kolaylıkla takip edilebiliyor; nehre doğru,
yakınındaki Üçtepe köyü). British Museum bu stelleri daha kalın duvarlardan ve bir dizi küçük kubbeli
memnuniyetle kabul etse de – Kurkh Monolitleri yapıdan oluşan savunma sistemleri iyi korunmuş
müzenin Asur galerisinde göze çarpacak şekilde sergilen- durumda. Bunların içinde kalan alanın boyutu
mektedir – Taylor burada kazı yapma isteğini gerçekleş- yaklaşık 2700 yarda kare. Kuzeydoğu ve güney
tirememiştir. kısımlarda duvarlar düz ve muntazam fakat batıya
Birkaç yıl sonra, 1867 yılının Aralık ayında, Taylor doğru nehrin akışını takip ederek düzensiz bir şekle
Fırat nehri kıyısındaki bir köyde Samsat höyüğünün bürünüyor. Üç tanesi düzenli duvarlarda, biri nehre
yakınlarında bir bazalt stel daha bulmuştur (Sollberger açılan toplam dört girişi var. Güney kısmında,
1972: 130). Fakat o dönemde gereken para buluna- duvarla bağlantılı, kalıntılardan bir tepe mevcut ki bu
madığı için ‘Graeco-Armenian Tablet’ olarak tanım- büyük bir savunma kulesi gibi görünüyor. Tüm bu
lanan bu stelin İngiltere’ye nakliyesi 1927’ye kadar örenin çevresi derin bir hendekle çevrili, halen
beklemişti. Taylor’un son derece önemli bir alan olan temelleri toprak üstünde görünen köprüler sayesinde
Samsat’ta kazı yapma vizyonu British Museum yetkili- üç girişten de hendek geçiliyordu (Taylor 1865: 27).
lerince kabul görmemiş ve Uruk, Neo-Hitit, Asur,
Helenistik ve Roma dönemlerinin bu mühim yönetim Arzan/Erzen 14’üncü yüzyıl ortalarına kadar bölgede
merkezi, 1990 yılında Atatürk Barajı’nın suları altında yalnızca Hasankeyf ile karşılaştırabilecek ölçüde önemli
kalmadan önce Prof. Nimet Özgüç tarafından kısa bir kent olarak yaşamını sürdürdü (Sinclair 1989: 297–
süreliğine kazılmıştı. 302). Arzan/Erzen’ın Ermenistan krallığının başkenti

41
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Tigranocerta olabileceği konusunda tartışmalar devam mütevazı bir evde yaşıyorlardı. Çocuklarından bazıları
etmektedir (Sinclair 1989: 361–64). Baraj gölünden karşı evde oturuyorlardı. Hepsi çiftçilik yapıyordu.
etkilenecek alanların envanterini çıkarmak amacıyla Mülakat boyunca Mustafa Atmaca Kürtçe konuştu ve
yaptığı Ilısu yüzey araştırmaları sırasında, Guillermo torunu Mehmet Sadık Türkçeye çevirdi. Ekibimizin
Algaze Arzan/Erzen’i 170 hektarlık büyüklüğünde uzun yıllardır şöförlüğünü yapan ve Bohtan Nehri
önemli bir yerleşme olarak kaydeder (Algaze vd. 1991: bölgesinden bir Kürt olan Mazhar Onat da bazı
188). Günümüzde Arzan/Erzen’ın Ilısu barajının suları bölümleri anlamımıza yardımcı oldu.
altında kalmayacağı bilinmektedir, alandaki arkeolojik Mustafa Atmaca, 1933 yılında Garzan Nehrinin batı
araştırmaların eksikliği bu sebebe bağlanabilir. Yerleş- kıyısında Zercel Kale (Yıldızlı Kale veya Şeyh Baç
medeki az sayıdaki yüzey araştırmaları 2000’lerin olarak da bilinir [Boran 2005: 28]) yakınlarında,
başında Ali Boran tarafından yürütülmüştür, bu araştır- şimdiki adı Yıldızlı, eski adı ‘eski bahçeler’ anlamına
maların ilgi odağı arkeolojiden çok tarihtir (Boran 2006). gelen Kewnereza köyünde doğdu. O zamanda köye en
Taylor’un 19’uncu yüzyıl ortalarında tuttuğu yakın yerler Siirt iline bağlı olan Kozluk ve Kurtalan
Arzan/Erzen notları, yerleşmedeki defineciliğin ilçeleriydi, günümüzde de öyle. Öksüz olan Mustafa’ya
inanılmaz bir yönünü de kayıt altına alır: köyden genç bir kız bakar. Birkaç sene sonra evlenirler.
Mustafa’nın çocukluk hatıraları cinler, yabancılar,
Ben ziyaret ettiğimde, sur duvarları içinde kalan kutsal kitaplar ve yılanlar eşliğinde define arama
arazide buğday ekiliydi, fakat sokakların düzgün hikayeleri ile doludur. Köylüler, masum ve günahsız
hatları ile bazı büyükçe binaların izleri seçilebili- küçük çocukların saklı hazinelerin yerini sezebile-
yordu. Burada o kadar çok altın ve gümüş sikke vardı ceğine, altınlarla dolu küpleri koruyan cinleri görebile-
ki arazi sahibi tarlayı süren köylülere hiç para ceklerine inanırlardı. Mustafa, kanın altına dönüşe-
vermiyor, ama onlar üstüne buldukları her şeyin ceğine inandıkları için seramik küplere kan sürdüklerini
yarısını da ona veriyorlardı (Taylor 1865: 27). hatırladı. Ayrıca, küpleri ve cinleri gördüklerini sanan
diğer çocukların korku dolu yüzlerini ve küplerin
Sonrasında peşine düştüğümüz bu ipucu, kulpları olup olmadığını soran köylülerin seslerini de
Arzan/Erzen’ın, asırlardır devam eden ve günümüzde de anımsadı.
19’uncu yüzyıldaki kadar faal bir eski eser talanının Rençberlik yaptığı araziler Garzan Nehri’nin doğu
merkezi olduğunu ortaya çıkaracaktı. kıyısında, Erzen antik kentinin alanındaydı. Toprakların
Hacı Nazar Ağa isimli bir ağaya ait olduğunu hatırlı-
Erzen’den yaşayan bir tanık yordu. Tarlalarda çalışanlar karınlarını zor doyuruyor-
Mehmet Sadık Işık, Batman Kozluklu 30 yaşında bir lardı. Hayatta kalmak bir mücadeleydi. Günler boyunca
arkeolog. Arkeoloji öğrenimini Antakya’da Mustafa toprağı kazıp, sürüp ektiler. Bir ücret veya maaş
Kemal Üniversitesinde gördü ve 2013 yılında Gre Amer almadılar. Anlaşma eski eserleri bulup onları satmak
kazı ekibine katıldı. Bir akşam kazı evinde J.G. üzerineydi. Erzen’in toprağı eski eserler açısından çok
Taylor’un Erzen üzerine yazdıklarından bahsederken zengindi ve karşılarına çıkan her şeyi saklayıp sonra
Sadık atılıp bu hikayeyi kendi dedesinden de duyduğunu, satmalarına müsaade ediliyordu. ‘Çok fakirdik,’ dedi, ‘bu
onun da toprak ekilip biçilirken açığa çıkan eski eserler usulü kabul etmekten başka bir seçeneğimiz yoktu.’
karşılığı tarlada çalışan yoksul köylülerden biri olduğunu Mustafa, yüzükler, sikkeler ve küçük altın takılar
söyledi. Taylor’un 150 sene önce anlattığı bu inanılmaz bulmuştu. Eski eser çıkarmak için çoğu zaman kazmaları
hikayenin halen yaşayan bir tanığını bulmuştuk. Hemen gerekiyordu ama kimi zaman yüzeyde de bir şeyler
Sadık’ın dedesini ziyaret edip hatıralarını birinci elden buluyorlardı. Bu inanılmaz işin elle tutulur bir hatırası
dinlemeye karar verdik. Bu müthiş rastlantı, insanın olarak onda kalmış küçük bir obje, belki bir yüzük,
Yakın Doğu’da yaşama ayrıcalığına ulaştığı o ender bulabilmeyi umut ettim, fakat hiçbir şeyi kendisi için
anlardan biriydi. Kadim topraklar sadece maddi kalıntılar saklayamadığını söyledi. Hayatta kalabilmek için
ve yazılı kaynaklar aracılığıyla değil, ayrıca yaşayan bir bulduğu her şeyi satmak zorundaydı.
insanın hafızasının aktarımıyla da tarihin bir bölümüne Mustafa onlardan eski eserleri satın alan kişilerden
ışık tutuyordu. Geçmiş ile günümüz arasındaki bağlantı birinin, sonradan bir kuyumcu dükkanı açan Kozluklu
canlıydı. Hacı Nuri olduğunu hatırladı. Mallarını bazen Diyarba-
Mehmet Sadık Işık’ın anne tarafından dedesi kır’a götürüyorlardı veya Midyat-Mardin bölgesinden
Mustafa Atmaca’yı, Batman’ın batısındaki Yeniköy Süryani Hristiyanlar Erzen’e geliyordu. Kendileri de eski
(Segirkan) köyündeki evinde 17 Ekim 2014 sabahı eser arayan Süryaniler, köylülerdekileri de satın alıyor-
ziyarete gittik. Buraya neredeyse 30 sene önce taşın- lardı. Erzen’in taş yapıları, büyük küpleri, değirmen
mıştı. Kendisinin baktığı yatalak eşi ile birlikte taşları, sur duvarlarından devşirilen taşlar, hepsi Mustafa

42
Bölüm 5: Pulhan. Toplum ve arkeoloji: Türkiye’deki güncel uygulamalardan bazı örnekler

Birtakım geleneksel bilgilere sahipmiş gibi davranan


birkaç aksakallı, kalenin cahiliye devrinde – yani
İslamiyet öncesinde – Beni Sassan’a ait olduğunu
söyledi. Ayrıca 4 mil ötedeki Zok’ta yaşayan Garzan
Beylerinin bu hanedandan geldiklerini anlattılar, ki
bu daha sonra kendilerini ziyaret ettiğimde Beyler
tarafından da onaylandı (Taylor 1865: 28).

Bozhöyüklüler eski bir höyüğün üzerinde yaşadık-


larını biliyorlardı ve evlerin temellerini kazarken eski
kemikler ve mezar küpleri (ki günümüzde böyle bir
uygulama olmadığı için bu bir miktar arkeolojik
bilginin varlığına da işaret ediyor) bulduklarından
bahsettiler. 1940’larda (surlarla çevrili alanı kesen) tren
Fig. 5.3. Ekim 2014’de ziyaretimiz esnasında Mustafa
yolu inşaatında çalışmış olan dedelerinden Alman
Atmaca arkeolog torunu Mehmet Sadık Işık ile köyünde.
mühendislerin bölgedeki eski eserleri satın aldıklarını
duymuşlardı. Bu konuşmada ortaya çıkan başka bir
hikaye, Erzen’in taş sur duvarlarının tren yolu proje-
Atmaca’nın hafızasında tazeydi. Yerlerinden edilen sinde kullanılmak üzere sökülmesi ile ilgiliydi.
Ermeniler ve onların yağmalanan evlerinin, hayvanla- İlerleyen zamanlarda, Erzen’in şehir surlarından büyük
rının ve gümüşlerinin hatıraları ise daha uzaklardan boyutlu taşların çalınmasının bir başka tanığı, bölgeyi
yankılanıyordu. 1980’lerde ziyaret eden İngiliz arkeolog Thomas
81 yaşındaki Mustafa Atmaca, her şeyi gördüğünü Sinclair’di. Sinclair’e göre tarım faaliyetleri ve tarihi
söyledi, ‘açlık, hazineler, Ermeniler…’ Ömrünün geri taş blokların köy evlerinin yapımında kullanılmak üzere
kalanında gerçekleştirmek istediği son bir dileği vardı: alınması antik kentin ayakta kalan yapılarını yok
biraz para bulabilirse Hacca gitmek. ‘Siz arkeologların etmişti (Sinclair 1989: 430).
hazine bulma şansı yüksek,’ dedi şaka olarak. ‘Bulur- Köy sakinleri kuzeydeki başka bir höyükte
sanız, bana da bir kısmını verir misiniz, böylelikle buldukları, pişmiş topraktan savaş arabası modelle-
Mekke’ye gidebilirim?’ rinden bahsettiler fakat Gözpınar’daki (Hısıs)
jandarma karakolunun bölgeyi çok sıkı kontrol
Metal dedektörler iş başında etmesinden dolayı Gre Zere’de (Altıntepe) kaçak kazı
Geçmişten günümüze olan yolculuğumuzu Erzen antik yapmanın zorluğundan şikayet ettiler. Tüm bu gönder-
kentini ve yakınındaki Bozhöyük (Teliba) köyünü aynı melere rağmen, Erzen’de halen devam eden kazı faali-
akşamüstü ziyaret ederek tamamlamaya karar verdik. yetlerinden söz etmediler ve Bozhöyük veya Erzen’den
Alan, Siirt ilinin batı sınırında yer alır. Bölge genel olarak hiçbir arkeolojik eser bulmadıkları konusunda kendi-
Yunuslar olarak bilinir, şimdilerde yol kenarında olan köy lerini canhıraş savunarak tepki gösterdiler. Bu
Taylor’un haritasında Şeyh Yunus olarak kaydedilmiştir. suskunluk, bizim, bir şekilde ‘resmi kurumların’
Yunuslar köyü, Türkiye Petrolleri’ne ait olan Garzan temsilcisi olmamızdan şüphe duyduklarından veya
petrol sahası ve Garzan Nehri’ne doğru sağa dönmeden buluntularının kaynağını koruma arzusundan kaynak-
önce bizim her gün kazıya giderken geçtiğimiz rota lanıyordu.
üzerindedir. Köylülerin bize kaçak kazılar hakkında Gün bitmeden sosyal ziyaretimizi sonlandırmaya ve
hikayeler anlatmalarını ve eğer şansımız yaver giderse Erzen harabelerine uğramaya karar verdiğimizde köylü-
birkaç eser göstermelerini umuyorduk. lerden biri bize eşlik etmeyi teklif etti. Yasadışı antika
Adından da anlaşıldığı üzere Bozhöyük (Teliba) köyü ticaretine karışmış gibi bir havası vardı ve bazı bilgilerin
eski bir höyüğün üzerindeki en yeni yerleşmedir. Köye peşinde olduğumuzu hissetmişti. Minübüste ana
vardığımızda oralı bir grup erkeğin ağaçların gölgesinde konuşma konusu metal dedektörleri oldu. Eski eserleri
oturup konuştuklarını gördük. Köyün imamı İshak Nazlı, yağmalamak için metal dedektör kullanımının yaygın bir
bize buranın 7000 yıllık olduğunu ve dumanla haber- uygulama olduğunu ve kaliteli bir dedektör fiyatının
leşme sisteminin bir parçası olduğunu anlattı. Eskilerin 15.000 Türk Lirası’na (2014 sonbaharındaki sterlin
höyüğün üzerinde yaktıkları ateşle Manisa’ya kadar değerine göre yaklaşık 4300 £) kadar çıkabileceğini
dumanla işaretler yolladığını iddia etti. Bizim de yöre söyledi. Kazıcılar bu kadar yüksek fiyatları karşılaya-
halkıyla ilgili ilk izlenimimiz 1860’larda burayı ziyaret bilmek için ortaklıklar kuruyorlardı ve hatta ‘dedektör
eden Taylor’un hislerinden pek farklı değildi: ortağı’ diye bir terim kullanıyorlardı.

43
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Türkiye’de metal dedektör satışı ve kullanımı yasal 2017 yılında sekiz kazı sezonunun sonunda, Garzan
olsa da eski eserlerin yağmalanması yasal değil. İnter- Nehri’nin her iki kıyısından, Işıkveren, Yeşiloba,
nette hızlı bir aramada, ‘altına duyarlı’dan ‘hazineye Asmadere, Kütüklü, Tepecik ve Yakacık köylerinden
duyarlı’ya kadar çeşit çeşit metal dedektörü satan onlarca köylüler Gre Amer’de çalışmıştı. Farklı eğitim seviye-
ticari internet sitesi bulunabilir. Metal dedektörleri lerine sahip çalışanların hepsi çift dilli Kürt erkeklerdi.
yapmak için diyagramlar ve açıklamaları da bulmak Yaz aylarında köy sakinlerinin üniversiteye giden erkek
mümkündür. Metal dedektörleri pazarlayan televizyon çocukları kazıya katıldı, bu süreçte ekibimizde eğitim,
reklamları da yok değildir. Üyelik ve şifre gerektiren bazı mühendislik ve tıp öğrencilerinin olmasından gurur
internet siteleri definecilikte uzmanlaşmıştır ve muhte- duyduk. Yine de işçilerin pek çoğunun eğitimi en fazla
melen buralarda cihazlar ve yöntemler hakkında daha ortaokul seviyesindeydi. Ayrıca pek çoğunun farklı
spesifik bilgiler bulunur. masumiyet derecelerinde de olsa, kaçak kazılarla içli
Cumhuriyet gazetesinden, kariyeri boyunca yasadışı dışlı olduğu bir iki hikayesi vardı.
eski eser ticareti ile savaşmış duayen gazeteci Özgen Kazılar devam ettikçe Gre Amer’de altın bulma
Acar, bir defasında, hayatı boyunca metal dedektörlerini merakı yerini yavaş yavaş höyüğün oluşumu ve eski
yasaklama sözü veren ancak popülist politikalar zamanlarda orada yaşayan insanlara dair sorulara
nedeniyle ve Anadolu genelinde seçmen kaybetme korku- bıraktı. Eğer arkeolojik dolgunun oluşum süreci ve
suyla sözlerini tutmayan onlarca hükümet ve Kültür stratigrafi kavramı hakkında biraz fikirleri olsa,
Bakanı gördüğünü söylemişti (Özgen Acar, şahsi iletişim, yaptıkları işi daha anlamlı bulabilirlerdi. Belki bazıları,
2012). Bu uygulama hayret verici derecede yaygındır. bizim dayanması zor sıcaklıklarda, aylar boyunca kazı
Refakatçimiz, ‘Sürülmüş tarlada metal dedektörle yapmamızın nedeninin (zengin arazi sahibimizin bir
arama yapmak için en iyi zaman yağmur yağdıktan defasında önerdiği gibi) höyüğün gizli giriş kapısını
hemen sonradır’ dedi. Yumuşayan toprak yer altındaki bulmak değil, alanın yerleşim tarihini keşfetmek
küçük eserleri ortaya çıkarıyordu. Bu bana sonbaharda, olduğunu anlayabilirdi.
ara sıra yağan yağmurların ardından, arazimizin yakınla- Ekip üyelerimizden Abdullah Bilen, birlikte kazdığı
rında oturan ev sahiplerinin beklenmedik ziyaretlerini ve işçilere belli bazı kavramları zaten anlatıyordu. Bu denk
dedektörsüz de olsa sahadaki uzun yürüyüşlerini hatır- geldikçe yapılan bilgilendirmeleri biraz daha sistematik
lattı. Refakatçimiz, aynen Mustafa Atmaca’nın hatır- şekilde alan içi seminerlere çevirmeye karar verdik.
ladığı gibi, buluntular arasında sikke, küçük takılar, cam Arkeoloji lisansını Ege Üniversitesi’nde, yüksek
ve yüzük taşlarından bahsetti. Yerel jargonda ampul lisansını ise Paris’teki Kürt Enstitüsü bursuyla Sorbonne
Roma dönemi küçük cam şişe, ‘Dikran’ ise Ermeni Kralı Üniversitesi’nde yapan ve aslen Diyarbakırlı olan
Tigranes döneminden bir madeni para anlamına Abdullah bu konuda iyi bir eğitmen oldu. İşçiler onu
geliyordu. Madeni paraları tanıyabilmek için kitaplara ve sevip sayıyorlardı ve aynı ana dili konuşuyor olmaları
kataloglara başvuruyorlardı. Cebinden çıkardığı bir avuç iletişimi çok daha kolay ve verimli kılıyordu.
eski bronz ve demir ıvır zıvırın fotoğrafını çektim. Arkeolojinin başlangıcı, arkeolojinin amacı, kültürel
Sonra onları gördük: ellerinde metal dedektörleri ile mirasın anlamı, Ilısu Projesi, kurtarma kazılarının gerek-
yarım düzine adam. Düzenli sıralar oluşturmuşlardı ve liliği, Fırat ve Dicle nehirleri, höyük oluşumu ve Gre
alacakaranlıkta antik Erzen kentini arşınlıyorlardı. Amer’in yerleşim tarihi gibi konular hakkında yaklaşık
Uzaktan fotoğraflar çektik ve minibüsten inip onlara doğru yarım saatlik seminerleri soru cevap bölümü takip
yürümeye başladık. Mesafe ilk bakışta göründüğünden ediyordu. Kurtarma kazıları veya Gre Amer’in
çok daha uzundu ve sürülmüş tarlada yürümek zordu. konumunun avantajları gibi konular, höyük oluşumu
Bizden kaçmaya başladılar. Bize eşlik eden köylü onlara hakkındaki seminerden haliyle daha fazla ilgi çekerek
bağırdı ama durmadılar. Yüzyıllardır süren talanı kendi daha canlı tartışmalar yarattı. Bir barajın yapımından
gözlerimizle görmüş ve Erzen antik kentinin hala bağrında önce kurtarma kazılarının gerekli olup olmadığı soruldu-
eski eserleri sakladığına tanık olmuştuk. ğunda işçiler antik kalıntıların önemli olduğunu ve
korunması gerektiğini, bu yüzden de devletin bu kazıları
Gre Amer Höyük’te işçiler için arkeoloji seminerleri yapmakla yükümlü olduğunu söylediler.
Yakın Doğu’da höyük kazıları geleneksel olarak yerel Gre Amer’deki farklı yerleşim tabakaları ve bunların
işçi istihdamına dayanır. İşçiler, her tür ameleliğin yanı tarihleri ilgi çeken bir konuydu. İşçiler, bölgeye egemen
sıra kazar, kürekle toprağı alır ve biriken toprağı atar. olan eski krallıklar ve Garzan Vadisinde yaşamış eski
Ilısu kurtarma projeleri de bu konuda bir istisna değildir. insanlar hakkında sorular sordular. Büyük İskender’in
Aksine, iyi bütçelerle birlikte kazılar için kısıtlı zaman yerelde ‘Zul Karmeyn’ olarak bilinen ismi sohbetlerde
olması baraj gölünden etkilenecek civar köylerden pek geçti. Sonuç olarak eskiden bu alanda yaşamış her bir
çok kişinin istihdamını sağlamıştır. insan topluluğunun yapılar, mezarlar, çanak çömlekler ve

44
Bölüm 5: Pulhan. Toplum ve arkeoloji: Türkiye’deki güncel uygulamalardan bazı örnekler

Fig. 5.4. Arkeolog Abdullah Bilen Gre Amer’de çalışan işçilere sahada arkeoloji semineri verirken.

sikkeler gibi maddi kalıntılar bıraktıklarını ve arkeolojinin konularda zorluklara neden oluyordu. Bu acil bürokratik
bunları bir araya getirerek eski yaşamları anlamaya ve arkeolojik ihtiyaçlar 2010 yılında Batman’da bir
çalıştığı neticesine ulaştılar. Kolektif olarak varılan bu müzenin kurulmasıyla çözüldü. Devlet Kültür
cevap herkesi memnun etti ve seminerler faydalı Merkezi’ndeki yeni yerine taşınması, müze galerilerinin
bulundu. planlanması ve hayata geçirilmesi ve müze-park
Çeşitli zaman ve iş baskılarından dolayı bu konseptli bir bahçenin yapılması hazırlık zamanı gerek-
seminerleri çok düzenli olarak yapamadık, fakat değerini tirmiş ve müze nihayetinde 8 Mayıs 2015’te Müzeler
anladık. İşçiler arkeolojinin temel kavramlarını daha Günü’nde kapılarını ziyaretçilere açmıştır.
anlar hale geliyorlardı, ama bundan da önemlisi arkeo- Müze kurulduğundan beri, özellikle yakındaki ikonik
loglar ile yerel iş gücü arasındaki ilişki güçleniyordu. tarihsel kent Hasankeyf’i şehir dışından görmeye
gelenler ve Batmanlı gençler için çekim merkezi olmayı
Batman Müzesi ve müze-park amaçladı. Kayalara oyulmuş mağara evleri ve yüksek
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler kayalık üzerindeki kalesiyle Dicle kıyısındaki bu göz
Genel Müdürlüğü, Ilısu kurtarma kazılarının mali ve alıcı kent Ilısu Baraj protestolarının ve kültürel koruma
bürokratik yönetimi ile bu kapsamdaki işleri, kazı çabalarının sembolü haline gelmişti. Yukarıda tartışıldığı
alanına en yakın devlet müzesi ile projelerin bilimsel gibi pek çok yöre sakini için Hasankeyf’in adı arkeolo-
danışmanlarının iş birliği içerisinde yürütebileceği jiyle eş anlamlıdır. Hasankeyf’in Ortaçağı’na ait
şekilde düzenlemişti. 2009’dan itibaren Batman ve Siirt kazılarda bulunmuş eserler ilk kez Batman Müzesi’nde
illerinde sekiz kurtarma kazısı ve bölgesel kültürel miras sergilenir. Hasankeyf’in Ortaçağı teması müzenin bahçe-
envanteri projesi yürütülüyordu. O tarihlerde bu illerde sinde de görülür, nehir salı (kelek), dokuma tezgahı ve
bir devlet müzesi olmadığından, en yakındaki müze olan tarım aletleri gibi orijinal eserler ile bazı mimari öğeler
Mardin Müzesi bu projeleri yönetmiştir. Mardin ve İslami mezarların replikaları etnografik bölümde
Müzesi’nin hem kendi kazıları vardı hem de bölgele- sergilenir.
rindeki Ilısu baraj alanı kurtarma projelerinin yoğun iş Müzenin farklı kısımlarında kullanılan başka bir
yükünü üstlenmişti. Mardin ile kazı sahalarının kapsayıcı tema da Neolitik dönemdir. Bölgenin erken
arasındaki uzak mesafe, projelerin günlük evrak yerleşim tarihi Halan Çemi, Gusir, Hasankeyf Höyük ve
işlerinden müzenin depo kapasitesine kadar farklı Sumaki’de yapılan kazılarda ortaya konduğu üzere MÖ

45
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

9000’lere dayanmaktadır (Baş vd. 2017: 39–95). Bu


höyüklerden gelen çeşitli nesneler müzede sergilenirken,
bahçeye iki Neolitik ev replikası inşa edilmiştir. Bu evler,
eğitimler sırasında interaktif olarak kullanılmaktadır.
Çocuklara tarımı anlatabilmek için müze bahçesinde büyük
sepetlerde tahıl yetiştirme deneyleri yaptırılmaktadır.
Müze teşhirleri ile müze-park öğelerinin birbirini
tamamlayan yapısı, devam eden kazıların sunumuna da
yansımıştır. Ilısu Salonu, kurtarma kazılarının en çarpıcı
nesnelerini sergiler. Yukarı Dicle’nin doğusunda şimdiye
kadar fazla bilinmeyen tarih öncesi ve tarihi kültürler ile
bunların Mezopotamya ve İran ile olan kültürel bağları,
sergilenen nesneler üzerinden takip edilebilir. Sergiyi Fig. 5.5. Batman Müzesi müze-parkının açılışında Erken
yorumsal metinler, görsel malzemeler ve kazılar Demir Çağı Gre Amer evi replikasının önünde dönem
hakkında kısa bir belgesel film destekler. kıyafetleri içinde poz veren öğrenciler, 18 Mayıs 2015.
Gre Amer, höyüğün doğu yamacında kazılmış olan
3000 yaşındaki (Erken Demir Çağı) iyi korunmuş taş bir
evin replikası ile müze-parkta temsil edilir. İki odalı ev, Sonuç
sağlam kapıları ve duvar nişleri ile görenlerde heyecan Bu yazıda, Türkiye’nin güneydoğusundaki Batman
yaratır. İster ara sıra araziyi gezmeye gelip orijinalini ilinde, doğu Dicle’nin küçük bir köşesinde yöre halkı
görenler, ister replikasıyla karşılaşan müze ziyaretçileri, ile çevrelerindeki eski eserler arasındaki bazı ilişki
herkes evin içine girer, kapı eşiğinden geçerek küçük örneklerini paylaşmayı amaçladım. Garzan’daki Gre
odaya geçer ve neredeyse her zaman evin önünde Amer’de devam eden kurtarma kazımız, bizi geçici
fotoğraf çektirirler. İnsanlar bu yapıyla kolayca bağ olarak bölgedeki günlük yaşamın bir parçası haline
kurabilirler tabii ama yine de yapının yaşı ve korunma getirdi ve arkeoloji konusunda (diğer birçok konu
durumu onları hayrete düşürür. arasında!) yerel halkın zihniyet ve pratiklerini gözlem-
Bahçede ilgi çeken bir diğer nokta Siirt Başur lememizi sağladı.
Höyük’te bir mezarda bulunan 5000 yıllık bir oyunun Kazı projemiz yöreden çok sayıda işçinin, yerelden
devasa replikasıdır (Baş vd. 2017: 132–33). Renkli arkeologların, Türkiye’nin farklı kentlerinden gelen
taşlardan yapılmış oyun taşları küçük domuzlar, arkeolog ve arkeoloji öğrencilerinin, bir İngiliz arazi
köpekler, toplar ve piramitler şeklindedir. Her ne kadar direktörü ve bir Türk kadın proje direktörünün katılı-
oyunun kuralları henüz keşfedilmemiş olsa da bu durum mıyla, arkeolojinin temelleri, kurtarma kazıları ve genel
çocukları oyunu denemekten alıkoymaz. anlamda kültürel miras hakkında konuşmak için renkli
Açılışından bu yana, Batman Müzesi çocuklar için bir ortam yarattı. Gre Amer’in kuzeyinde Garzan Nehri
eğitim programları, komşular için rehberli geziler ve üzerindeki Arzan/Erzen antik kentine olan yakınlığımız
keyifli müze-park bahçesi aracılığıyla toplumla bütün- ilk kez J.G. Taylor’un 1865 yılındaki gezi notlarında
leşmeye çalışmaktadır. Eğitim programları Milli Eğitim kaydedilen, yüzlerce yıllık bir yağmayı bizzat
Müdürlüğü ile birlikte koordine edilmektedir. Çocuk görmemize ve duymamıza olanak verdi.
programında müze ve müze-parka bir ziyaret, bahçedeki Yukarıda belirtmeye çalıştığım gibi Batman’daki yeni
kum havuzlarında oyun arkeolojik kazılar, kil nesneler müze, merkezden yönetilen bir devlet kurumu olmasının
yapma, sikke basma, resim yapma ve izlenimlerini yazma limitleri dahilinde toplum arkeolojisini hayata geçirmek
yer alır. Günün sonunda çocuklara, onları ‘genç arkeo- için elle tutulur çabalar sarf etmekte ve farklı seviyelerde
loglar’ olarak nitelendiren sertifikalar verilir. Komşular ulaşılabilir bilgiler sağlamaktadır. Bununla birlikte,
projesi özellikle mahalledeki kadınları müzeye çekmek halkın tarihi eserleri birer kültürel kaynaktan ziyade
için yeni bir girişimdir. Rehberli bir turun ardından kişisel zenginleşme olasılığı olarak görmekte ısrar eden
komşular oturup çay içer ve deneyimlerini paylaşırlar. tutumu, üstesinden gelinmesi gereken temel sorun olarak
Müze ve faaliyetleri, kulaktan kulağa, kısmen sosyal duruyor.
medya kullanımıyla ve yerel basın tarafından Batman’da Makaleyi sonlandırırken Orta Doğu’daki anlamsız
duyurulur. Diğer yandan, Batman kentinin turizmden eski eser arayışındaki en korkunç kaybı, arkeoloji dünya-
gelir beklentisi müzeyi daha kapsamlı bir marka ve sındaki en kötü zulmü, hatırlatmak istiyorum: 82
promosyon çabasının bir parçası haline de getirmiştir ve yaşındaki Suriyeli arkeolog, Palmiralı Halid el-Esad’ın
şimdilerde Batman Müzesi Hasankeyf ile birlikte uluslar- Ağustos 2015’te IŞİD militanları tarafından acımasızca
arası turizm fuarlarında temsil edilmektedir. öldürülmesi.

46
Bölüm 5: Pulhan. Toplum ve arkeoloji: Türkiye’deki güncel uygulamalardan bazı örnekler

Bu olay arkeolojik mirasın tahribatını onu inceleyen ve Kuhrt, A. 1995: The Ancient Near East c. 3000–330 BC.
koruyan insanların yok olmasına kadar uzanan başka bir London and New York, Routledge
seviyeye taşıdı. Haberin detayları ortaya çıktıkça, Halid El Pulhan, G. 2013: ‘Gre Amer Höyük/Batman: Pers İzi’
Esad’ın Palmira hazinelerinin gizli yerini söylemeyi Bereketli Hilal: Dicle’ni Kurtarma Kazıları Arkeo
reddettiği için bir ay süren sorgunun ardından başının Atlas 8: 112–19
kesildiği anlaşıldı (Hubbard 2015; Shaheen, Black 2015; Pulhan, G., Blaylock, S.R. 2013: ‘New excavations at the
The Telegraph 2015; Waraich 2015). Elbette Palmira’da Late Bronze Age and Iron Age site of Gre Amer on
gizli, saklı hazineler yoktu. Bir vahanın ortasındaki the Garzan River, Batman’ K.A. Yener (ed.), Across
görkemli Roma kervan kenti onlarca yıl boyunca kazılmış the Border: Late Bronze–Iron Age Relations between
ve üzerinde çalışılmış, günümüze kalan anıtlarından dolayı Syria and Anatolia, Proceedings of a Symposium held
burası UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmış ve at the Research Center of Anatolian Studies [sic], Koç
buradan gelen eserler Palmira ve Şam’daki müzelerde University, Istanbul, May 31–June 1, 2010 içinde.
sergilenmiştir. Ne yazık ki IŞİD’in gizli arkeolojik hazine- Leuven, Peeters: 393–419
lerin varlığına olan inancı, Yakın Doğu’da gömülü altınları — 2016: ‘Gre Amer, Batman, on the Upper Tigris: a
bularak bir gecede zengin olma konusunda yüzyıllardır rescue project in the Ilısu Dam reservoir in Turkey’ J.
süren bir saplantıyı yansıtmaya devam etmektedir. MacGinnis, K. Kopanias (eds), Archaeological
Research in the Kurdistan Region of Iraq and the
Teşekkürler Adjacent Areas içinde. Oxford, Archaeopress: 333–
Bu konferansa daveti için eski öğrencim ve arkadaşım 51
Işılay Gürsu’ya ve Ankara İngiliz Arkeoloji Enstitüsü’ne Shaheen, K., Black I. 2015: ‘Beheaded Syrian scholar
teşekkür ederim. Bu makalenin ortaya çıkışındaki itici güç refused to lead Isis to hidden Palmyra antiquities’
için Mehmet Sadık Işık’a ve makalenin temelini oluşturan Guardian 19 August 2015.
görüşmeyi benimle yaptığı için Mustafa Atmaca’ya https://www.theguardian.com/world/2015/aug/18/isis
müteşekkirim. Ayrıca Mazhar Onat’a desteği ve önerileri -beheads-archaeologist-syria
için çok teşekkür ederim. Bu bölgede çalışmak büyük bir Sinclair, T.A. 1989: Eastern Turkey: An Architectural
ayrıcalık, bunun gerçekleşebilmesi için bizi destekleyen and Archaeological Survey, 3. London, Pindar Press
tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Son olarak, bu Sollberger, E. 1972: ‘Mr. Taylor in Chaldaea’ Anatolian
maceraları benimle paylaştığı, fotoğrafları çektiği ve Studies 22: 129–39
makalenin taslağı hakkındaki yorumları için en büyük Taylor, J.G. 1865: ‘Travels in Kurdistan, with notices of
teşekkürü Dr Stuart Blaylock’a borçluyum. the sources of the Eastern and Western Tigris, and
ancient ruins in their neighbourhood’ Journal of the
Kaynakça Royal Geographical Society of London 35: 21–58
Algaze, G., Breuninger, R., Lightfoot C., Rosenberg, M. — 1868: ‘Journal of a tour in Armenia, Kurdistan and
1991: ‘The Tigris-Euphrates archaeological recon- Upper Mesopotamia, with notes of researches in the
naissance project: a preliminary report of the 1989– Deyrsim Dagh in 1866’ Journal of the Royal
1990 seasons’ Anatolica 17: 175–240 Geographical Society of London 38: 281–361
Baş, F. (and 17 others) (eds) 2017: Batman Müzesi Eser The Telegraph 2015: ‘Khaled al-Asaad, curator –
Katalogu. Batman, Batman Müze Müdürlüğü obituary’ 2 September 2015.
Boran, A. 2005: ‘Kozluk’taki Kaleler’ Atatürk Üniver- https://www.telegraph.co.uk/news/obituaries/11839626
sitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi 14: 23–37 /Khaled-al-Asaad-curator-obituary.html
— 2006: ‘Tarihi Erzen Şehri ve Kalesi’ Ortaçağ ve Türk Van de Mieroop, M. 2005: King Hammurabi of Babylon.
Dönemi Kazı ve Sanat Tarihi Araştırmaları Oxford, Blackwell
Sempozyumu Bildirileri 7, 7-8-9 Nisan, 2003, Istanbul. Waraich, O. 2015: ‘Khaled al-Asaad: authority on the
Istanbul, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi antiquities of the Syrian city of Palmyra who was
Matbaası: 53–56; 201–02 devoted to studying and protecting its treasures’
Erdoğan, N. 2017: Mardin Müzesi, Müze Eğitimi ve Independent 20 August 2015.
Etkinlikleri. Mardin, Mardin Müze Müdürlüğü http://www.independent.co.uk/news/people/khaled-
Hubbard, B. 2015: ‘Syrian expert who shielded Palmyra al-asad-authority-on-the-antiquities-of-the-syrian-
antiquities meets grisly death at ISIS’s hands’ The city-of-palmyra-who-was-devoted-to-10464467.html
New York Times 19 August 2015.
http://www.nytimes.com/2015/08/20/world/middleea
st/isis-palmyra-syria-antiquities-scholar-
beheaded.html

47
6. Yakın ama uzak: arkeolojik ‘alanlar’ ve yöre halkları
Sevil Baltalı Tırpan

Giriş siyasi okumasını antropolojik olarak araştırmaya da


Geçmişteki insan faaliyetlerini incelemesinin yanı sıra başladım. Yerel halkların mekanlar hakkında dile getir-
kullandığı yöntem ve analizlerden ötürü arkeoloji güncel dikleri fikirlerden yola çıkarak geçmiş algılarını, ayrıca
bir sosyo-kültürel bir uygulamadır. Arkeolojik alanlar arkeolojik çalışmaların ve yarattıkları bilgi birikiminin
arkeologlar için başlıca araştırma sahası olmasının bu geçmiş ve mekan algısı üzerindeki etkilerini halen
yanında yakınlarda yaşayan insanların günlük yaşam, araştırıyorum. ‘Yerel’ kelimesini belli bir yerden gelen ve
icraat, imge, zaman, hafıza ve kimliklerinin de bir parça- arkeolojik alanların yakınında yaşayan kişiler için kulla-
sıdır. Bizim arkeolojik ‘alanlar’ olarak tanımladığımız nıyorum.
yerler, bu topluluklar tarafından ‘bilimsel’ çalışmalara Yıllar içinde Türkiye’de çalıştığım her yerde, arkeo-
konu olan farklı zamanlara ve toplumlara ait ayrı birimler logların yok olan geçmişe ve kalıntılarına neden bu kadar
olarak algılanmaz. önem atfettiklerinin arkeolojik alanların yakınında
Yıllar önce Urfa’da bir arkeolojik alanda saha yaşayanlar tarafından anlaşılmadığını fark ettim. Doğal
sorumlusu olarak çalışırken, bir adam arkasında birçok olarak, arkeologların bu takıntısını açıklayabilmek için
kişiyle birlikte gelip bana silah doğrulttu. Alanın ekip kendi akıllarına yatan bazı düşünceler geliştiriyorlardı.
biçtikleri önemli bir tarla olduğunu ve orayı hemen terk Yerel halklar ve arkeoloji projeleri arasında anlamsal bir
etmemi söyledi. Sesimde bir profesyonel otorite ile ona ayrışmadan kaynaklanan ana bir iletişim problemi ve
Bakanlık’tan iznimiz olduğunu, bu alanın bir arkeolojik kopukluk olduğu görülüyordu.
SİT alanı olduğunu söylemeye çalıştım. Ayrıca bunun Bu alanda çalışan pek çok bilim insanı, arkeologlar
çok önemli bilimsel bir arkeolojik proje olduğunu, ve yerel halklar arasındaki kopukluğu, aralarındaki
fonlarla sürdürüldüğünü ve doktora öğrenci olarak bu orantısız güç ilişkisini ve araştırmacıların etik yükümlü-
alandan sorumlu olmak için akademik yeterliliğe sahip lüklerini tartışmaktadır (Atalay 2012; Atalay vd. 2014;
olduğumu söyledim. Açıklamalarım fayda etmedi, Derry, Malloy 2003; Hamilakis, Anagnostopoulos 2009;
aramızdaki mesele sonunda jandarmanın müdahalesi ile Hodder 2000; Meskell 2005; Meskell, Pels 2005; Smith,
çözüldü. Sonrasındaki birkaç gün boyunca jandarma Waterson 2009; Stroulia, Sutton 2009; Stottman 2014).
alandaki çalışmalar esnasında bize göz kulak olmak ‘Düşünümsel’, ‘kozmopolit’, toplum/topluluk, dönüş-
zorunda kaldı. Geçim kaygısı seviyesindeki ekonomik türücü ve etnografik arkeoloji başlıkları altında pek çok
endişeler nedeniyle arkeoloji, kültürel miras veya benim öneri getirilmiştir (bkz Atalay vd. 2014; Bartu 2000;
aldığım eğitim yöre halkının umurunda değildi. Castaneda, Matthews 2008; Hamilakis, Anagnostopoulos
Sahaya gelişimizden birkaç gün sonra alanın farklı 2009; Hodder 2000; Meskell 2009; Merriman 2004).
etnik kökenlerden olan ikametçileri arasında yaşanan ve Yukarıda bahsi geçenler de dahil olmak üzere,
fiziksel şiddete varan büyük kargaşayı da hatırlıyorum. toplum/topluluk arkeolojisinin amaç, kapsam ve
Grupların liderleri bizden sadece kendi gruplarından yöntemleri oldukça geniş olsa da, toplum arkeologlarının
işçilerle çalışmamızı talep etmişti. Bizim varlığımızın asıl hedefi arkeolojik veriyi ve yorumunu topluma
yerelde halihazırda mevcut olan hizipleri ve güç çatışma- sunarak arkeolojinin ve kültürel mirasın önemini açıkla-
larını tetiklediği ya da tekrar canlandırdığı aşikardı. Ayrıca maktır. Arkeolojik alan ve müzelere gezi düzenleyerek,
kendi etraflarındaki kadınların böyle bir role sahip broşür ve kitap dağıtarak ve konuşmalar yaparak
olduğunu tahayyül edemedikleri için Müslüman bir kadın insanları arkeoloji sürecinin içerisine dahil etmeyi de
olarak benim sahada onların başında olmam da bir arzularlar. Toplum arkeologları ayrıca, dayanışmacı ve
karışıklığa yol açmıştı. Türk ve Müslüman bir kadınla olan katılımcı araştırma yöntemleri ile yöre halklarını kendi
rahatsız ve huzursuz durumu çözmek için cinsiyetimi erkek projelerine katmaya çalışırlar.
olarak düşünüp bana ‘abi’ diye hitap etmeye karar verdiler. Çoğu zaman, en azından benim kendi deneyimime
Aramızda elbette büyük sosyo-kültürel farklar vardı. göre, arkeologlar ve yerel gruplar farklı sosyo-kültürel
Bu deneyimler sonucunda ileride yöre halklarının temellere ve anlayış sistemlerine sahiptir. Sonuç olarak,
arkeolojik ‘sitler’ olarak adlandırılan yerleri nasıl benim- işbirliği konusunda ısrarcı olmak ve yerel halkları arkeo-
sediği ve kavramsallaştırdığına ilgi duymaya başladım. lojinin önemini arkeologların anladığı gibi anlamaları
Ayrıca arkeologların yerel halk arasındaki varlığının için zorlamak, üstünlük taslayan bir yaklaşıma yol

49
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

açabilir ve mevcut orantısız güç dinamiklerini daha da devam etmiştir. Araştırma direnç yöntemi, jeo-manyetik
yerleşik hale getirme riski taşır. Yakın zamanda Stott- ve elektro-manyetik gibi jeofizik yüzey araştırma
man’ın (2014: 192) belirttiği gibi, ‘İş birliği, tüm toplu- yöntemleri ile uzaktan algılama, yeraltı radarı, CBS 3-
lukların tartışılan meseleler ya da konular hakkında temel D modelleme gibi en güncel yüzey araştırma teknik ve
birtakım bilgilere sahip olmalarını gerektirir.’ Arkeo- teknolojilerini kullanması ile anılmaktadır. Jeo-fizik
loglar yöre halklarının arkeolojinin ve miraslaştırma araştırmaları ve geniş ölçekli yatay pozlamalar,
süreçlerinin neden önemli olduğunu anlayacaklarını saraylar, tapınaklar ve şehir kapıları gibi anıtsal
öngöremezler. Burada ‘bizler’ ve ‘onlar’ arasında net mimarinin varlığını ortaya çıkarmıştır.
sınırlar ve farklılıklar olduğunu varsaymıyorum, Kerkenes’teki arkeolojik çalışmalar uzun yıllardır
özellikle de Appadurai’nin (2000) terimleriyle ifade sürse de, köy halkının pek çoğu halen projeye karşı
edecek olursak hepimiz farklı derecelerde ‘medya kimi zaman çelişkili, kimi zaman öfkeli ya da kayıtsız
peyzajı’, ‘etnik peyzaj’ ve ‘mali peyzaj’ gibi küresel duygular beslemektedir. Bu duyguların ana sebeple-
akımların çeşitli boyutlarına katılıyoruz. Yine de bu rinden biri proje ile aralarındaki orantısız ekonomik
durum, değer sistemleri ve evrenlerinde bir aynılaşmaya durum algısıdır. Köydeki insanların çoğunun küçük
yol açmaz. Bu durumda, yerel grupların değer sistemleri, tarlaları ve süt için kullandıkları az sayıda büyükbaş ve
arkeolojik alanlar hakkındaki algıları, kendi geçmiş ve küçükbaş hayvanları vardır. Gençlerden bazıları
‘miras’ anlamları ve bunlara atfettikleri değerlerin antro- Sorgun’da (Yozgat’a bağlı yakınlardaki bir ilçe) ve
polojik bir araştırmayla çalışılması ve arkeoloji projele- başka yerlerde geçici işler bulur, bazıları Avrupa’da
rinin ana hedefleri arasında yer almaları gerektiğini öne çalışır ve yazları köye dönerler. Köydeki pek çok erkek
sürüyorum. yaz aylarında arkeoloji projesini bekler, böylelikle kış
için para biriktirme imkanı elde ederler. İş olanakla-
Vaka çalışması: Kerkenes’te yöre halkları ve arkeo- rından yararlanmak isteseler dahi proje ile ilgili hisleri
lojik çalışmalar çelişkilidir. Arkeoloji projesi köylüler için kendileri ve
Öncelikli olarak arkeologlar ve yöre halkları arasındaki ‘zengin diğerleri’ arasında halihazırda var olan
kopukluğu, ikincil olarak da yöre halklarının geçmişe, ekonomik ve sosyal ayrımı simgeler. Algılanan
mekana ve eski kalıntılara hangi farklılıklarla yaklaştık- ekonomik ayrım, arkeologlardan ve projeden şüphe
larını anlatabilmek için iyi tanınan Kerkenes ören yerinin duymalarına neden olur. Dünyanın binbir yerinden
yanında yer alan Şahmuratlı köyüne dair bir vaka arkeologların neden buraya kazı yapmaya geldiklerine
çalışması sunacağım. Kerkenes, orta Anadolu’da, Yozgat şaşırır, bunun arkasında ekonomik bir çıkar, parasal bir
ilinde yer alan Demir Çağı’na tarihlenen ve dağ kütlesi kazanç olması gerektiğini düşünürler. Bir kişinin ifade
üzerinde bulunan bir yerleşmedir. Köy, dağın eteğinde ettiği gibi ‘Arkeologlar bu kadar uzak yerlerden bunca
kurulmuştur. Şahmuratlı köyünde 2010 yılından beri pahalı aletlerle, kendi ailelerini, sevdiklerini geride
geleneksel etnografik yöntemlerle katılımcı gözlemler bırakıp sırf taştan evler bulmaya mı buralara
gerçekleştirmekteyim. Derinlikli görüşmelerin yanı sıra geliyorlar? Hayır, ya altın gibi başka şeylerin peşin-
köyde gerçekleşen pek çok merasime de katıldım. Proje, deler ya da kendi devletleri bizim topraklarımızı
arkeolojik çalışmalar ve yerel toplulukların arasındaki araştırsınlar diye bunlara para veriyor.’ Bazıları arkeo-
iletişimsizlik ve kopukluğun ana nedenlerinden logların yalnızca altın peşinde olduklarına inanır ve
bazılarına ışık tutmaktadır. sorarlar, ‘Başka hangi sebeple binlerce dolarla ve
Bir arkeolojik alan olarak Kerkenes, 7 km uzunlu- kaliteli araştırma aletleriyle buraya gelsinler? Tabi ki
ğunda devasa taş savunma duvarları ile çevrelenmiş, altın bulmak için.’ Arkeologların jeofizik araştırma
Türkiye’de bilinen en büyük (270 ha) Helenistik dönem ekipmanlarını altın aramak için kullandıklarını ve
öncesi yerleşmesidir (fig. 6.1) Bilim insanları alanın sondaj kazılarının da bunun kanıtı olduğunu
kısa bir süreliğine Frig yerleşimi gördüğünü ve düşünürler. Köylüler için arkeolojik ekipmanlar arkeo-
Herodot’un (1.74, 76, 77) belirttiği Pteria ismindeki logların zengin olduğunun kanıtıdır: başka türlü nasıl
başkent olduğunu düşünmektedirler. Alandaki yüzey bu pahalı aletleri satın alabilirler?
araştırması ve kazılar, AİAE (Ankara İngiliz Arkeoloji Köylüler geçim derdinde olduklarını ve kendileri
Enstitüsü), Ortadoğu Teknik Üniversitesi ve Şikago için öncelikli sorunun ekonomik sıkıntılar olduğunu
Üniversitesi iş birliğinde Geoffrey Summers tarafından söyleyip dururlar. Bu yüzden projeden duydukları
1993–2012 yılları arasında yürütülmüştür. Proje 2012– ekonomik beklenti, arkeolojik çalışmalardan veya
2015 yılları arasında Yozgat Müzesi başkanlığında bunun ürettiği bilgiden çok daha önemlidir. Köy halkı
sürdürülmüştür. Çalışmalar 2015’ten sonra Central arasında arkeologlar için alandaki ‘taşların’ bugün
Florida Üniversitesi’nden Scott Branting ile Türki- buralarda yaşayan insanlardan daha önemli olduğu
ye’den ve yurtdışından pek çok kurumun katılımıyla izlenimi hakimdir.

50
Bölüm 6: Baltalı Tirpan. Yakın ama uzak: arkeolojik ‘alanlar’ ve yöre halkları

Fig. 6.1. Kerkenes arkeolojik alanın havadan görünümü.

Arkeolojik alan yöre halkı tarafından arkeologların lojik sit alanı ilan edilmeden önce, köyün önde gelen
genelde gördüğü gibi kesin sınırları olan, ayrı bir mekan aileleri hayvanlar için çeşme yaptırma yarışına girmiş-
olarak algılanmaz. Alan onların yaşam alanlarının bir lerdi, bu çeşmelere ailelerin isimleri veriliyordu. Bu
parçasıdır ve alanın geçmişine ve bugününe dair bilgileri çeşmeler halen ailelerin sosyal statülerini belirtir ve
kendi pratik deneyimlerinden, hatıralarından, rüyala- onların ölmüş atalarına işaret eder.
rından ve tarihsel anlatılardan ibarettir. Bu mekan aynı Ören yeri içinde yöre halkının şifalı ve iyileştirici
zamanda ekonomik, eğlendirici, dini, atalardan kalma ve özellikleri olduğunu söylediği yerler arasında, iki tane
tarihsel olmasının yanı sıra şifalı ve iyileştirici özellikler sülük havuzu bulunur. Sülük tedavisi pek çok fiziksel
taşır. Şahmuratlı’daki arkeolojik girişimin varlığı, Kerke- hastalığı iyileştirmede sıkça kullanılır (bkn Harmanşah
nes’in bir arkeolojik alan olarak değerine bir yeni katman 2015). Ayrıca alanda içinde iyileştirici ve şifalı su
daha eklemiştir. bulunan Uyuz Kuyusu diye bilinen bir kuyu da vardır,
Arkeologlar için Kerkenes surların içindeki alandan köylüler bu suyun deri ve sinir sistemi hastalıkları ile
oluşur. Yerel halkla yaptığım derinlemesine görüşme- kısırlığı tedavi ettiğine inanır. Yöre halkının tasavvu-
lerde, onlara çoğu kez Kerkenes ile ilişkilerini sordum runda bu kuyunun insansı özellikleri vardır, kuyu
fakat onlar alanın içinde yer alan farklı mekanlara işaret insanlara kızıp şifalı suyu kesebilir. Mesela bir kadın adet
ettiler. Ören yerinin yekpare şekilde ve bütünsel olarak görürken suya girerse veya birisi kuyuya tükürürse kuyu
bir şey ifade etmediğini fark ettim, onlar aslında öreni kızabilir. Ayrıca yöre halkı kumaş parçalarını kuyunun
yerini, her birinin ayrı ismi ve sınırı olan 16 farklı mekan etrafındaki çalılara bağlayarak dilek tutar.
olarak biliyorlardı (fig. 6.2). Köydeki neredeyse herkes Ören yerini ruhani, gizemli ve manevi özelliklere
bu mekanların isimlerini, mevsimsel otlarını, yabani sahip bir yer olarak da deneyimlerler. Yıllar önce
bitkilerini ve meyve ağaçlarını biliyordu. Ayrıca her bir cinlerin musallat olduğu 12 yaşında bir kızın kuyuya
mekan duyusal deneyimlerle de biliniyordu, her yerin düşmesinden sonra kuyunun artık lanetlendiğine
kokusunu ve seslerini anlatmaya çalışıyorlardı. Bu inanmışlardır. Köylüler buraları olayları veya şahsi
yerler, hayvanları otlatmak veya avlanmak için kullanıl- anılarını anlatmak, yolu tarif etmek için referans
dıklarından önemini her zaman korumuştu. Alan arkeo- noktaları olarak da kullanırlar.

51
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

yönden duvarı örmeye başlarlar. 70 yıl sonra inşaat


bitince kavuşup barışırlar. Kimileri kalenin Keykavus
adında başka bir kral tarafından yapıldığını söyler.
Sekizinci yüzyılda yaşayan ve Anadolu’ya İslam’ı
yaymış tarihi Türk ‘Savaş Kahramanı/Savaşçısı’ ‘Battal
Gazi’ – bazı kaynaklar Arap olduğunu söyler – ile ilgili
de bir hikaye vardır (ayrıca bkz Ergenekon 1996; 1999).
Battal Gazi bölgeye tüccar kılığında, sandık taşıyan
develerle gelir ve şehir surlarından içeri girmeyi başarır.
Daha sonra, sandıklardan askerler çıkar ve şehri tarumar
edip alana kadar savaşırlar. Köyde neredeyse herkes bu
tarihi anlatıları dinleyerek büyümüştür. Frig geçmişinden
de haberdardırlar, fakat kendi hikayelerini ön plana
çıkarmayı tercih ederler.
Tarih üretimlerindeki kaynaklardan bir tanesi sözlü
tarih anlatıcıları oldukları düşünülen dini liderlerin
(şeyhler) ve köy hocalarının rüyalarıdır. Geçmiş ve
günümüz hakkında bilgiyi rüyalar aracılığıyla alırlar.
Toprak altındaki eski kalıntıları rüyalarında görür ve
insanlara bunların özellikleri ve yeri hakkında haber
verirler. Bu süregelen rüyalar buralarda eskiden
yaşamış insanların gömdükleri altınların varlığına dair
söylentilerdir.
Fig. 6.2. Kerkenes’de kent surları içindeki mekanlar Köylülere göre yerelde arkeoloji projesine dair
(harita, Yasemin Özarslan). şüphe ve kararsızlığın nedenlerinden biri, arkeologların
geçmişle ilgili yerel bilgiye karşı ilgisiz olmalarıdır.
Arkeologlar onların hikayelerini ya hiç dinlememiş-
lerdir ya da onların bilgisinin bilimsel olmadığını,
Alanın dini değeri de vardır çünkü mekanlardan dolayısıyla geçerli olmayacağını söylemişlerdir. Onlara
birinde uzun zaman önce ölmüş Türk şehitlerinin göre arkeologların yalnızca İslam öncesi dönemden
mezarları olduğuna inanılan büyük taşlar bulunur. kalma Frig kalıntıları ile ilgili olmaları bir gizem
Şehitlerden birinin Müslüman bir dini lider olduğu kaynağıdır ve hayal kırıklığına yol açar. Yöre halkı
düşünülür. Köylüler köyün inançlı Müslümanlarının her arkeologların bölgenin Türk ve İslam geçmişini de
mübarek cuma günü bu mezarlardan çıkan ışık huzme- araştırmasını tercih ederlerdi.
lerini veya ilahi nurları görebildiklerine inanır. Böyle-
likle bu manevi yer hem ilahi hem de atalardan kalma Tartışma
olarak algılanır. Kerkenes örneğinde, yöre halkı ve arkeologlar arasındaki
Burası arkeolojik sit alanı ilan edilmeden önce, yöre kopukluğun sebepleri günümüz, geçmiş ve maddi dünya
halkı eski yapılardan büyük taş ve blok gibi malzemeleri üzerine farklı öncelikler, algılar ve değerlerde yatar.
alıp kendi evlerini inşa edebiliyorlardı. Şimdi o günleri Benim deneyimimde arkeologlar için arkeolojik mirasın
nostaljiyle anıyorlar ve neden her şeyin alanda bir bütün önemi yöre halkı için kendiliğinden aşikar olmalıdır.
olarak kalması gerektiğini, neden geri dönüştürülme- Kimi arkeologlar halkla diyalog başlatabilir ve araştır-
diğini her zaman anlamlandıramıyorlar. Onlara göre, dağ malarına onları dahil edebilir. O zaman dahi eğer temel
başının tüm diğer ilginç ve kıymetli özelliklerine rağmen bilgiden yoksunlarsa işbirliği gerçekleşemez veya sadece
arkeologlar sadece ‘Frig taşlarını’ araştırmakla ilgileni- tepeden inme bir şekilde gerçekleşir. Ayrıca yerel halkın
yorlar. arkeolojik bilgi üretimine katılmaya istekli olacağını
Arkeologlar Frig geçmişini öne çıkarmalarına varsaymak kibirli ve kendini bilmez bir tavırdır (Handler
rağmen, köylülere buranın geçmişini sorduğumda bana 2008: 109).
genelde kronolojik sırayı takip etmeyen pek çok farklı Arkeologların yıllar içerisinde kendi akademik otori-
tarihi anlatı sundular. Bu devasa taş surları kimin telerinin yarattığı algıya dayanarak yerel bilgiye üstünlük
yaptırdığı ile ilgili en yaygın hikaye Pers zamanından iki taslayan bir tavra sahip olduklarını fark ettim. Bilimsel
erkek kardeşin, Şah ve Murat’ın hikayesidir. Hikayeye gerçeklik ve değer epistemolojisine dayanan bir disiplin
göre, kardeşler arasında bir anlaşmazlık çıkar ve iki zıt olan arkeoloji, geçmişi inşa etmenin alternatif yollarına

52
Bölüm 6: Baltalı Tirpan. Yakın ama uzak: arkeolojik ‘alanlar’ ve yöre halkları

yer açmaz. Hamilakis’in (2010: 440) de tartıştığı gibi, varlıklar aynı zamanda yerel mekan-zamansal süreklilik-
modernist resmi arkeoloji (19’uncu yüzyılda gelişen lerin bir parçası ve hissesidir. Başka bir deyişle, sitler,
akademik disiplini kasteder) perspektifinden, alternatif yerel uygulamalar ve anlam sistemleri tarafından üretilen
bakış açıları genellikle saçma olarak görülür ve bu yerel peyzajların bir parçasıdır. Daha önce de belirttiğim
nedenle ampirik olarak yeterli bulunmazlar (ayrıca bkz. gibi Şahmuratlı’daki insanlar, adlandırma sayesinde
Hamilakis, Anagnostopoulos 2009: 71–72). Bu nedenle mekanı belirli özelliklerine göre belirli yerlere bölüp yerel
çoğu profesyonel arkeolog yerel alternatif tarih okuma- olarak anlamlı bir yer haline getirerek siti peyzajlarının
larını ve bilgiyi batıl inanç veya folklor, mantıksız, tarih bir parçası olarak içselleştirirler. Peyzaj yerel halk için
dışı ve alakasız diye niteler. Yerel bilgi yerine arkeolojik günlük yaşamın, tarihsel hayallerin, arzuların, anıların ve
bilginin teşviki, genellikle yerel halk tarafından son benlik duygusunun önemli bir bileşenidir. Yerel peyzajlar
derece tepeden inme bir tavır olarak algılanır. Bilimsellik arkeolojik sit alanına dönüştürüldüğünde, yerel halk bir
takıntısı ve bilimsel bilginin diğer tüm bilgi biçimle- nebze de olsa kendi yerleşme yerlerine arkeologların
rinden üstün olduğu inancı, geçmişe sahip olmaya gözünden bakmaya zorlanmaktadır ki bu aynı turistik bir
yönelik sömürgeci tutumlarla da ilintilidir (Meskell bakış gibi dışarıdan bir müdahaledir. Bu da kızgınlığa ve
2003: 154). Bu şekilde arkeoloji de bir karşı-bellek projeye karşı çelişkili duygular beslenmesine neden
süreci yaratır çünkü yerel halka geçmiş hakkında bildik- olabilmektedir. Şahmuratlı’daki insanların bakış açısına
lerini unutmalarını söyler zira bu bilgi saçma, kanıtla- göre, arkeolojik sit alanı Kerkenes’deki birden fazla
namaz olduğundan değerli değildir veya sadece halk anlam katmanından yalnızca birini oluşturmaktadır.
masalları olarak değerlidir. Yerel halka anlatılarının Bölgede arkeolog olarak çalışan Harmanşah (2015: 146)
geçerli olmadığını söylemek, geçmişin anlatılarını tarafından da ifade edildiği üzere pek çok yöre insanı
susturmanın bir yoludur (Trouillot 1995). Geçmişin yörenin atalarının, dini, tedavi edici ve büyülü özellikle-
‘bilimsel’ temsilleri ‘tarih’ olarak kabul edilirken, sözlü rinin arkeoloji projesi tarafından ilgi konusu olarak görül-
gelenekler gibi çoğu yerel yaklaşım genellikle ‘mit’ mediğinden şikayetçidir.
olarak anılır (Handler 2008: 107). Aslında geçmişi temsil
eden bu biçimler eşit derecede geçerlidir, çünkü her ikisi Sonuç
de anlatı türleridir (bkz. De Certeau 1988) ama elbette bu Bu makalede, etnografik bir vaka çalışması kullanarak,
bir ‘ontoloji ve iktidar meselesidir; yani, neyin ne arkeolojik projeler ve yerel topluluklar arasındaki kopuk-
olduğunu kimin tanımlama yetkisi olduğu’ ile ilgilidir luğun bazı nedenlerini açıklamaya çalıştım. Yerel halkın
(Herzfeld ile Byrne tarafından yapılan bir röportaj: 156). bakış açısından, Kerkenes’deki arkeoloji projesine karşı
Yakın zaman önce Yunanistan’ın Naxos adasında çelişkili duygulara neden olan üç ana konuya odaklandım.
yapılan bir tarih etnografyası çalışmasında, Stewart İlk sorun, yerel halkın proje ile köy arasındaki ekonomi
(2012; 2013) tarih inşasının bir kaynağı olarak artza- ve iktidar ilişkisinin orantısızlığına dair duyduğu kızgın-
manlı rüya görme geleneğini incelemiş ve yerel halkın lıktır. Ekonomik orantısızlık daha belirgin olsa da, arkeo-
tarihsel bilincinin bir kısmının nasıl rüyalardan logların araştırmanın tüm yönlerini yerel halka danış-
geldiğini tartışmıştır. Adalılar geçmişte işlerin nasıl madan kontrol etme ve karar verme eğilimi genellikle
yürüdüğüne dair cevaplar bulmakla bayağı bir şekilde büyük bir güç asimetrisinin tezahürü olarak algılanır.
meşguldürler ve rüyalar ve görüler onları bu konuda İkincisi, Şahmuratlı’daki yerel topluluklar arkeolojik sit
bilgilendirir (Stewart 2013: 28–30). Stewart’ın ‘tarih- alanını yerel peyzajın bir parçası olarak algılarlar, buraya
selleştirmeler’ olarak adlandırdığı, geçmişle farklı birden çok anlam verirler ve sit günümüzde eş zamanlı
ilişkiler üzerine yapılan bu zorlu çalışma, Batının bilme olarak farklı zamansallıkları çağrıştırır. Son olarak, alter-
biçimleriyle tanımlanan geleneksel ‘tarih’ i sorgula- natif geçmişler konusuna değindim çünkü sit hakkında
mamıza neden olmaktadır. Şahmuratlı’daki insanların yeterince arkeolojik bilgi olmasına rağmen yerel halk
çoğu, antik kalıntıların geçmişi ve bugünü hakkındaki benimle geçmişe dair yerel anlatıları paylaşmakta ısrar
bilgilerinin arkeologların bilgisi kadar geçerli kabul etti. Sadece arkeolojik olanı içeren tekil bir ‘miras’
edilmesi ve arkeolojik yöntemlerle araştırılması gerek- tanımıyla ilişki kuramadılar. Birçoğu için eski çeşmeler,
tiğini ifade etmektedirler. büyülü kuyu, sülük havuzu, Şehitler mezarlığı ve yerin
Arkeolojik projeler ile yerel topluluklar arasındaki geçmişiyle ilgili sözlü anlatılara da değer verilmeli ve tüm
kopukluk, aynı zamanda mekana ve yerleşmeye farklı bunlar uygun şekilde ele alınmalıdır.
bakış açıları ve yaklaşımların ürünüdür. Geleneksel Arkeolojik projeler, etnografik araştırmalar yoluyla,
arkeolojik alan, arkeolojik kalıntıları yalnızca belirli yerel toplulukların arkeolojik alanları nasıl kavramsal-
sınırlar içinde barındıran, genellikle sit adı verilen laştırıp algıladıklarını anlamalı ve ilgi alanlarını ve
alandan oluşur. Bu sitler arkeologlar için açıkça mekansal miras değerlerini anlamak için diyalog yaratmaya
ve zamansal varlıklardır; ancak bu mekan-zamansal çabalamalıdırlar.

53
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Kaynakça Handler, R. 2008: ‘A dangerously elusive method:


Appadurai, A. 2000: Modernity at Large: Cultural disciplines, histories and the limits of reflexivity’
Dimensions of Globalization. Minneapolis, Q.E. Castaneda, C.N. Matthews (eds), Ethno-
University of Minnesota Press graphic Archaeologies: Reflections on Stake-
Atalay, S. 2012: Community-Based Archaeology: holders and Archaeological Practices içinde. New
Research with, by, and for Indigenous and Local York, Altamira Press: 95–118
Communities. Berkeley, University of California Harmanşah, Ȍ. 2015: Place, Memory, and Healing: An
Press Archaeology of Anatolian Rock Monuments. New
Atalay, S., Clauss, L.R., McGuire, R.H., Welch, J.R. York, Routledge
2014: Transforming Archaeology: Activist Hodder, I. 2000: Towards Reflexive Method in Archae-
Practices and Prospects. Walnut Creek, Left Coast ology: The Example of Çatalhöyük. Cambridge,
Press McDonald Institute for Archaeological Research,
Bartu, A. 2000: ‘Where is Çatalhöyük? Multiple sites in University of Cambridge
the construction of an archaeological site’ I. Hodder Merriman, N. (ed.) 2004: Public Archaeology. New
(ed.), Towards Reflexive Method in Archaeology: The York, Routledge
Example of Çatalhöyük içinde. Cambridge, McDonald Meskell, L. 2003: ‘Pharaonic legacies: postcolonialism,
Institute for Archaeological Research, University of heritage, and hyperreality’ S. Kane (ed.), The Politics
Cambridge: 101–09 of Archaeology and Identity in a Global Context içinde.
Byrne, D. 2011: ‘Archaeological heritage and cultural Boston, Archaeological Institute of America: 149–71
intimacy: an interview with Michael Herzfeld’ — 2005: ‘Sites of violence: terrorism, tourism, and
Journal of Social Archaeology 11.2: 144–57 heritage in the archaeological present’ L. Meskell, P.
Castaneda, Q.E., Matthews, C.N. 2008: Ethnographic Pels (eds), Embedding Ethics içinde. New York, Berg
Archaeologies: Reflections on Stakeholders and Publishers: 123–46
Archaeological Practices. New York, Altamira Meskell, L. (ed.) 2009: Cosmopolitan Archaeologies.
Press Durham, Duke University Press
De Certeau, M. 1988: The Writing of History. New York, Meskell, L., Pels, P. (eds) 2005: Embedding Ethics. New
Columbia University Press York, Berg Publishers
Derry, L., Malloy, M. 2003: Archaeologists and Local Smith L., Waterson, E. 2009: Heritage, Communities and
Communities: Partners in Exploring the Past. Archaeology. London, Duckworth
Washington DC, Society for American Anthro- Stewart, C. 2012: Dreaming and Historical
pology Consciousness in Island Greece. Boston, Harvard
Ergenekon, B., 1996: ‘Kerkenes Dağı: Bir Dağ University Press
Efsanesinin Peşinde’ Atlas 11: 136–44. — 2013: ‘Dreaming and historical consciousness,’
— 1999: ‘Ethnoarchaeology in Şahmuratlı village by Historically Speaking 14.1: 28–30
Kerkenes excavations in Turkey’ Caesaraugusta 73: Stottman, M.J. 2014: ‘From the bottom-up: transforming
169–75 communities with public archaeology’ S. Atalay, L.R.
Hamilakis, Y., Anagnostopulos, A. 2009: ‘What is Clauss, R.H. McGuire, J.R. Welch (eds), Trans-
archaeological ethnography?’ Y. Hamilakis, A. forming Archaeology içinde. Walnut Creek, Left
Anagnostopulos (eds), Archaeological Ethnogra- Coast Press: 179–96
phies, Public Archaeology 8.2–3 içinde: 65–87 Stroulia, A., Sutton, S.B. 2009: ‘Archaeological sites and
Hamilakis, Y., 2010: ‘Archaeologies in situ, situated local places: connecting the dots’ in Y. Hamilakis, A.
archaeologies’ A. Stroulia, S.B. Sutton (eds), Anagnostopulos (eds), Archaeological Ethnogra-
Archaeology in Situ: Sites, Archaeology and phies. Public Archaeology 8.2–3: 124–40
Communities in Greece içinde. New York, Trouillot, M.R. 1995: Silencing the Past: Power and the
Lexington Books: 439–46 Production of History. Boston, Beacon Press

54
7. Toplum arkeolojisinde ‘güçlendirme’ yaklaşımı:
Üç Zirve Kutsal Alanı Toplum Arkeolojisi Projesi
Evangelos Kyriakidis

Giriş yöntemi, etkinliği ve etkileşimi aracılığıyla bu değer-


Bu makalede Kültürel Mirası Koruma Girişimi’nin lerin önemini vurgular. Toplumun zihninde halihazırda
(Initiative for Heritage Conservation) Girit, Gonies’de mevcut olmalarına rağmen bu değerlerle doğru şekil-
gerçekleştirdiği Üç Zirve Kutsal Alanı Toplum Arkeo- lerde ilişki kurulamıyor veya hakkettikleri önem veril-
lojisi Projesi örneği sunulacaktır. Bu proje adını Kent miyor olabilir. Üçüncüsü, ‘çoklu bakış açısı’ yaklaşımı,
Üniversitesi’nin kapsamlı arkeoloji projesinden aynı kültürel mirasa farklı değerler biçen ve farklı
almakla beraber (www.inherity.org), toplum arkeoloji- önceliklere sahip bir dizi paydaş ve çıkar grubunun
sinin yerel halkların güçlendirilmesi için nasıl kullanı- varlığını kabul eder. Bu yaklaşım sayesinde farklı
labileceğine örnek teşkil etmektedir. Makalenin amacı grupların sesleri duyulur, görüşleri dikkate alınır ve
bir etnografik çalışmanın nasıl tasarlanacağına dair bir belli bir kültürel mirasa atfedilen çeşitli değerlerin dile
yol haritası sağlamaktan ziyade benzersiz bir toplulukla getirilmesi için yollar bulunur. Çoklu bakış açısı
etkileşime girebilmek için kullanılan yaratıcı teknikleri yaklaşımı paydaş ve gruplarda diğer kişilerin değerleri
açıklamaktır. Bu örnekte oldukça fayda sağlayan bu konusunda farkındalık yarattığı için kısmen eğiticidir,
araçların farklı yerlerde toplumla ilişki kurmaya çalışan kısmen de halkla ilişkiler yaklaşımıyla örtüşür çünkü
başka programlar tarafından kullanılması umulmak- farklı grupların diğer kişilerin kültürel mirasa biçtiği
tadır. değerin göreceli önemini anlamalarını sağlar.
Sonuncusu, ‘Burada kimin vizyonunu gerçekleştirmeye
Toplum arkeolojisi ve güçlendirme çalışıyoruz?’, ‘Toplum arkeolojisini (ya da herhangi
Toplum arkeolojisi, arkeolojik araştırmanın geniş bir başka bir faaliyeti) kim için gerçekleştiriyoruz?’, ‘İşleri
alanıdır. Merriman (2004: 5–8), Holtorf (2007: 105–29) neden bu şekilde yapıyoruz?’ gibi soruları soran
ve Okamura ile Matsuda (2011: 5–7) bu alandaki farklı dördüncü bir eleştirel yaklaşım bulunur. Bu yaklaşım
yaklaşımları ayırt etmeye çalışmışlardır. Diğer yakla- çok önemlidir çünkü kendi yöntem ve amaçlarımızı
şımları sentezleyen Matsuda (bu ciltte) toplum arkeolo- sorgulamak ve bunlar hakkında düşünmemiz için bize
jisine karşı dört eğilim tanımlar: eğitimsel, halkla alan sağlar.
ilişkiler, çoklu bakış açısı ve ‘eleştirel’ yaklaşımlar. Her Yukarıda bahsedildiği gibi dört farklı yaklaşım da
ne kadar bu yaklaşımlar fazlasıyla örtüşse ve bu sınıflan- birbiriyle örtüşmektedir. Kültürel mirası değerlendirme
dırma analitik amaçlar için oluşturulsa da, beşinci bir ve anlatma yollarına dair aynı temeli paylaştıkları için
yaklaşımı sunmadan önce bu sınıflara daha yakından her yaklaşımı belirleyen ana vurgu benzerdir. Ben ise
bakmak gerekir. toplum arkeolojisine yeni bir yaklaşım sunmak
Çıkış noktamızı, değerleri kültürel miras yöneti- istiyorum: topluluklara veya gruplara kültürel mirasın
minin merkezine yerleştirerek değer-temelli yaklaşım yönetiminde meşru paydaşlar olarak kendi miraslarını
olarak alıyoruz (ör., de la Torre 2003: 1–2). Başka bir korumak, tanıtmak ve yönetmek için bilgi ve donanım
deyişle, kültürel mirasın taşıdığı anlam veya değerlerini verildiği, ‘toplulukları güçlendirme’ yaklaşımı. Buradaki
korumak, desteklemek ve yönetmek istiyoruz. Bu ‘güçlendirme’ aşağıda göreceğimiz gibi gücün ister
bağlamda kültürel mirasın dokusu, en nihayetinde bu devlet yetkilileri ister yerel topluluklar olsun, kilit
değerlerin dayandığı kilit unsur olarak korunur. Bu paydaşlar arasında nihai olarak daha adil bir şekilde
bakış açısıyla bağlantılı olarak, bu dört yaklaşımın her dağıtılması anlamında kullanılmaktadır (Smith vd, 2014:
birini değerler ile ilişkileri açısından kısaca değerlendi- 5–7). Kültürel mirasın korunması söz konusu olduğunda
receğiz. ‘Eğitim’ yaklaşımı yeni kültürel miras değerleri yerel topluluklar çoğunlukla en marjinal bırakılan
tanımlar veya yerel topluluklara yeni anlamlar sunar. gruplardır; bu nedenle mirastaki ‘toplulukları güçlen-
Bunlar toplumun daha önce haberdar olmadığı, dirme’ yaklaşımı, marjinal bir gruba güç verme ve onu
dolasıyla ‘eğitilerek’ farkında vardığı değerler olabilir. öne çıkarma duygusuna sahiptir (bkz. Batliwala 2007:
İkincisi, ‘halkla ilişkiler’ yaklaşımı var olan değerleri 561–62, son elli yıldır Hindistan’da güçlendirme kavra-
yeniden şekillendirir veya bir dizi toplum arkeolojisi mının gelişimini inceler).

55
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

‘Toplulukları güçlendirme’ yaklaşımı genelde Bu ekonomik faaliyetin farklı işlevlere sahip olması
‘ortaklaşa/katılımcı arkeoloji’ (La Salle 2010: 406; olasıdır; alanda bulunan boynuzlu ve hayvan görünümlü
Colwell-Chanthaphonh, Ferguson 2008: 9) diye tanım- kil figürinlere dayanarak diyebiliriz ki hayvancılık ve
lanan yaklaşımdan daha fazlasını içerir çünkü bu yakla- tarım Minos zamanında kesinlikle bu işlevlerdendi. Bu
şımda her zaman araştırmacıların/arkeologların yüzden araştırmamızın zirvedeki kutsal alanların
üstünlüğü vardır. Elbette bu türden bir toplum arkeo- çevresine yoğunlaşmasına ve bölgenin modern sakinle-
lojisi, ‘eleştirel’ yaklaşım da dahil olmak üzere yukarıda rinden bölgenin şimdiki ve yakın geçmişteki kullanımları
belirtilen tüm yaklaşımları sıklıkla kullanacaktır. Burada hakkında etnografik çalışmalar sayesinde veri topla-
anlatılan proje, pek çok diğer toplum arkeolojisi projesi mamız gerektiğine karar verildi. Hedeflerimiz peyzajın
gibi net olarak tek bir kategoriye girmez; daha ziyade, dinamikleri hakkında daha derinlikli ve zengin bir görüş
farklı fikir ve yaklaşımların birleşiminden faydalanır. elde etmekti – insan müdahalelerinden ne kadar
Proje, bu yönü göz önünde bulundurularak ele alınmalı, etkilendiği, ne tür insan faaliyetlerinin mümkün olduğu
eleştirilmeli ve geliştirilmelidir. Bununla birlikte gibi – böylelikle Minos uygarlığı üzerine araştırmamıza
projenin belirgin bir özelliği toplum katılımını hem yerel ışık tutulabilirdi. Böylelikle çalışmamızdaki etnografi
toplulukların güçlendirilmesi hem de bilimsel araştırma unsuru elzem hale geldi. Bu araştırma, proje kapsa-
için bir araç ve bir hedef olarak almasıdır (bkz Dudley mındaki üç kutsal zirve alanından biri olan Philiore-
1993: 8). mos’un yakınındaki Gonies halkıyla başladı ve daha
Girit’teki projemiz sınırlı bütçe ve kaynaklarıyla sonra yakınlardaki diğer köylere yayıldı.
küçük bir proje. Zira üzerinde çalıştığımız arkeolojik sit Pek çok ülkedeki yetkili kurumlar, kültürel miras
alanlarının üçü de mütevazı alanlar. Burada ilgilendiğimiz yönetiminde bireyleri ve toplulukları kilit birer paydaş
yer Philioremos adı verilen, çoğunlukla Minos dönemle- olarak görmez ve onlarla pek iletişim kurmaz. Tepeden
rinde kullanılan bir zirvenin tepesindeki dini bir ritüel inme ‘akademik’ bir yaklaşım sergileyen ve uzman
alanı olan Minos Zirve Kutsal Alanı’dır. Hiçbiri tam olmayan paydaşların katılımına olanak tanımayan
olarak yayınlanmamışsa da bu türden 40’tan fazla alan Yunanistan’da da aslında durum budur (Fouseki 2009:
kazılmış ve 60’tan fazlası da yüzey araştırması ile tespit 49–65). Bu yalnızca yöre halklarının kendi kültür
edilmiştir. Bu ve benzeri yerlerdeki buluntular ağırlıklı mirasları aleyhine tutumlar takınacağı şüphesinden
olarak kilden yapılmıştır; çanak çömleğin çoğu iyi pişiril- değil, ki bu da sıklıkla yaşanır, onlarla uygun yöntem-
memiş ve muhtemelen sadece burada depolanmak lerle iletişime geçmek için yeterli kaynaklara sahip
amacıyla üretilmiştir. Tüm bu alanlar dağ tepelerinde yer olunmamasından kaynaklanır (bkz Bintliff 2004: 137–
aldığından özellikle rüzgar, yağmur, don ve çözülme gibi 52). Yerel topluluklar mülkiyet hakkında farklı
etmenlere maruz kalırlar. Bu şartlar altında buluntular görüşlere sahiptir (McGill 2010: 476) ve sit alanla-
yalnızca orijinal kalitelerinin düşük olmasından dolayı rındaki eserleri çalar, alanları ihlal eder, üzerine inşaat
değil, aynı zamanda şiddetli erozyon nedeniyle de epey yapar ve yetkililerin gözünde genellikle buraları tahrip
gösterişsiz, parçalanmış, cazibesiz, üzerinde çalışılması etme maksadı taşırlar. Bu yüzden yerel toplulukların,
zor ve sönüktür. Arkeologlar bu tür yerlerde araştırma resmen böyle tanımlanmasalar ve kimi zaman olumsuz
yapmak için nadiren motive olurlar. Zaten neticede bu bir yolla olsa da, paydaş oldukları anlamına gelir.
çalışmalar yayınlanmamıştır, ortaokul ders kitaplarında Elbette, yerel toplulukların kendi miraslarını çok
yer almazlar ve turistik yerler de değildirler. Ziyaretçileri sorumlu ve hünerli bir şekilde yönetebileceklerini
azdır ve bütçeleri genellikle mütevazıdır. kanıtladıkları pek çok durum da mevcuttur mevcut
Yine de kutsal alanların bilimsel önemi, elde ettikleri olmasına, ancak bu örnekler genel tabloyu bozan
sınırlı bilimsel ilgi ile orantısızdır. Minos Giriti’nin birkaç olumsuz durumun gölgesinde kalmıştır.
tartışmasız tek ritüel alanı olarak, Minos ritüelleri ve Örneğin, son zamanlarda büyük Atina bölgesinde,
dinini anlayabilmemiz için büyük bir fırsat sunarlar. Bu Atina’nın merkezindeki Philopappou hareketi yerel
alanlar kırsal ekonomiyle bütünleşik oluşları sayesinde mirasa karşı çeşitli saldırılar için yasal işlem
Minos’un ne olduğuna dair bilgi sağlayabilir. Projemiz, başlatmayı başardı (www.filopappou.wordpress.com),
Üç Zirve Kutsal Alanı, Orta Kuzey Girit’teki bir bölgede Keratea sakinleri, yerel kültür mirasını koruyan ve
bu tür üç alanın karşılaştırmalı çalışmasıdır. tanıtan bir açık müze işletiyor, aynı zamanda yerel halk
Zirvedeki kutsal alanların ortak ve karakteristik bir Platon akademisinde, yerel miras alanlarını (akadimia-
özelliği, hakim oldukları peyzajda görsel olarak öne platonos.blogspot.gr) korumak için hükümet üzerinde
çıkmalarıdır. Çevrelerindeki peyzajın ayrılmaz bir baskı oluşturdu. Bu tablo bölünmüş olsalar da
parçası olan zirve alanları her durumda, görsel ve belki Atina’nın mahallelerine özgüdür ve hatta mahalle
de işlevsel olarak ilgili zirveyle bütünleşmiş bir hareketlerinin kolektif kaynakları devletinkilerden çok
ekonomik faaliyet alanıdır. daha üstündür.

56
Bölüm 7: Kyriakidis. Toplum arkeolojisinde ‘güçlendirme’ yaklaşımı

Daha önce belirtildiği üzere etnografik çalışmamızın


önemli bir bölümü 1930’larda 1000 kişiden fazla sakini,
okulu, polis karakolu ve zanaat kollarıyla küçük bir köy
olan Gonies’te yapıldı. Köydeki erkeklerin çoğu kırsal
yaşam süren, tarım veya inşaatla uğraşan kişilerdi ve
bazıları halen bu meslekleri sürdürmektedir. Köydeki
tahıl üretimi oldukça fazla olmalıydı, büyük ve küçükbaş
hayvan sayısı da ve inşaat işleri de boldu. Un değir-
menleri, zeytinyağı presleri ve harman yerleri bir
zamanlar gelişen yerel ekonominin kanıtıydı (fig. 7.1).
Bugünlerde köyün nüfusu genellikle buraya bir emeklilik
inzivası olarak sığınan 200 kişiden ibaret. Endüstriyel
birimlerin hiçbiri kullanılmıyor, ve aile yaşamını destek-
leyecek okul veya benzeri bir altyapı yok.
Fig. 7.1. Gonies köyünün dışında terkedilmiş harman yeri
Etnografi projemiz başlangıçta yöre halkıyla iletişime
(fotoğraf: Aris Anagnostopoulos).
geçmeye, hem yakın zamanda hem de geçmişte doğal
peyzajı nasıl kullandıklarını anlamaya dairdi. Bölgenin
kaynakları ve yer isimleri hakkında daha fazla bilgi
sahibi olmak istiyorduk. Yerelin peyzaja bakışı karşısında Köyün birçok yönden devletin erişiminden uzak
bizim alana dair sabit tutumumuz, kendi bakış açımızı olması ve her ne kadar resmi açıdan arkeolojik miras
değiştirerek yerel deneyimler ve gelenekler ışığında bunu üzerinde tam yetkiye sahip olsa da (sınırlı kaynaklar
daha incelikli ve zengin kıldı. Hatta etnografik araştır- yüzünden) arkeolojik hizmetlerin bu yetkiyi tam
manın fiziki arkeolojik çalışma ile eş zamanlı değil, olarak kullanamaması, miras alanın ve ifade ettikle-
ondan daha önce yapılmasının gerekliliğini gözler önüne rinin korunabilmesini sağlamak için pek az olanağa
seren bu değişim, arkeolojik kazı çalışmalarının belirli sahip olduğumuz anlamına gelir. Bu elbette, sadece
sorulara cevap vermesi gerektiği düşünüldüğünde bizim projemize özgü olmayan, dünyadaki pek çok
araştırma sorularımızı yeniden tanımlamamıza neden arkeolojik alanın da tecrübe ettiği çok büyük bir
oldu. Örneğin, başlangıçta zirve tapınaklarının arkeolojik sorundur.
kayıtlarındaki birçok boğa figürünün bir tür dilek adağı Üstelik amacımız bu alanı sadece korumak değil,
olduğunu düşünmüştük; yani boğayı gerçekten kurban burayı sürdürülebilir bir ilham, eğitim, kültür ve yerel
etmek yerine kil figürinler kullanılıyordu zira bu denli gurur kaynağı haline getirmekti. Elbette ikincisini
kurak ve dağlık bir arazide çok sayıda sığıra sahip başararak ilkini de sağlamış olurduk. Böylelikle yöre
olmanın imkansız olacağını düşünüyorduk. Bununla halkını arkeolojik alana ve onun değerine duyarlı hale
birlikte etnografik araştırmalar yoluyla, 30 yıl öncesine getirecek, alanın uzun dönemde korunmasını ve iyi
kadar her ailenin bir veya iki sığıra sahip olduğunu ve şekilde kullanılmasını sağlayacak bir toplum arkeolojisi
köyde yüzden fazla boğa ve ineğin bulunduğunu projesinin tasarlanmasına karar verildi. Hedeflerimiz sırf
keşfettik. Bu, figürinlere ilişkin yorumumuzu tamamen akademik değildi, aynı zamanda sosyal değişim
değiştirdi. Başka bir örnekte, uzmanlar yerleşim yerleri yaratmayı da amaçlıyorduk. Bu, bizim alanımızda
ile zirvedeki kutsal alanlar arasındaki görsel bağlantıya yapılan, sadece akademik, öz-yansıtıcı hedeflere sahip
dikkat çekmişlerdi (Peatfield 1983: 274–76; Kyriakidis pek çok proje ile taban tabana zıttır (mesela., bkz
2005: 19). Peyzajla ancak orada yaşayarak, yöre sakinle- Matthews vd. 2011: 484).
rinin bu yerle ilgili hikayelerini duyarak kurulan aşinalık, Güçlendirmenin zihinlerimizde önemli bir yeri vardı
bu görsel bağlantının eskiden sanıldığından çok daha çünkü yerel toplulukların kendi kültürel mirasına sahip
zengin olduğunu gösterdi. Zirve kutsal alanında duran çıkmalarını ve ondan yararlanmalarını istiyorduk. Bunu
birisi, etraftaki çok büyük bir alanda kimin tam olarak ne sağlamak amacıyla söz konusu kültürel mirası onlar
yaptığından haberdar olabilir. Ayrıca açık havada pek çok için önemli ve ilişki kurulabilir hale getirmeliydik.
hatıra, efsane ve burada yaşanmış olaylar akla gelir Amacımız bir bakıma dışlayıcı değil kapsayıcı
hemen, böylelikle toplumun geçmişine ve hayatına özellikler ile tanımlanmış, devamlı gelişen bir topluluk
ayrılmaz bir şekilde bağlı olan bir bilişsel harita belirir. yaratmaktı (Carman 2011: 499). Bu topluluk, bu
Bunlar, araştırmamızı çok daha incelikli kılan ve yöre mirasın sadece kendi kontrollerine tabi olduğunu
sakinlerinin hikayelerinin ve buradaki yaşam biçimle- düşünenlerden değil (şu anda bunlar yerel arkeoloji
rinin zirve kutsal alanlarına bakış açımızı değiştirdiği pek yetkilileridir), bu kültürel mirası benimseyen ve onu
çok örnekten sadece ikisidir. korumak isteyenlerden oluşuyordu.

57
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

İlk adımımız Philioremos Zirvesi Kutsal Alanı için Yöre sakinleri bizim korumaya ve toplumla bağdaş-
bir araştırma ve iletişim stratejisi tasarlamaktı. Bizim tırmaya çalıştığımız arkeolojik mirası gerçekten takdir
programımızdan önce kutsal alan yöre halkı için pek ediyorlardı; daha önce de belirtildiği gibi peyzajı çok
önem arz etmiyordu, buna rağmen amacımız bu alanı iyi tanıyorlardı ve arazi kullanımı, kaynaklar, yerel
toplumun ilgi alanları arasında merkezi bir yere yerleş- flora ve fauna gibi peyzajın farklı değerleri hakkında
tirmekti. Bu stratejinin uzun süreli bir etki yaratarak tek uzman onlardı. Onlar için tüm bu değerler dağın
alanda yapacağımız işin ötesine geçmesi şarttı. Son zirvesi ile ilişkiliydi, yine de zirvedeki arkeoloji ile bu
olarak, aynen eğitim yaklaşımının (yukarıya bakınız) değerler arasında bir bağ görmüyorlardı. Çocukken
öngöreceği gibi yöre sakinlerinin alanın değerlerini içinde oynadıkları arkeolojiyi büyüleyici ve ilginç
öğrenmelerini, korumalarını ve geliştirmelerini de bulmakla beraber arkeoloji onlar için kendilerine ait
sağlamalıydık. olarak görmedikleri uzak bir geçmişin manasız kalıntı-
Bu durumda 1) onları bilgilendirmeli, 2) bu kültür larını, yeni otlak alanları açma ya da kilise inşa etmeleri
mirasını öne çıkarmalı, 3) kültür mirasının önemi artsın önündeki engeli (ki aslında yakın zamanda kiliselerinin
diye toplumun öncelikli önem verdikleriyle bu mirası bahçelerini arkeolojik alana doğru genişletmişlerdi),
bağdaştırmalı, 4) alanı toplumun gündelik hayatı ile çöpleri ya da istenmeyen kilise araç gerecini yığmak
ilişkilendirmeli ve 5) alanın değerlerini koruyup geliş- için ideal bir mekanı da temsil ediyordu. Bu nedenle
tirmek için topluma gerekli araçları sağlamalıydık. arkeolojik sitin varlığını ve genel olarak arkeolojinin
Projenin kısıtlı kaynakları göz önünde bulunduruldu- önemini kabul etseler ve köylerinde uzak geçmişe ait
ğunda, özellikle de amacımız toplumu güçlendirmek kalıntıların varlığından hoşnut olsalar da, alana atfet-
olduğundan, bunun uzun dönemde proje üzerinde kaynak tikleri önem ve öncelikleri ile çok az bağları vardı.
baskısı yaratmadan ve herhangi bir bağımlılık yarat- Alanın onlar için önemini ve alakasını arttırmak için,
madan yapılması gerekiyordu. Bu son koşul oldukça onların ilgi alanları ile burayı bağdaştırmamız ve belki
önemliydi ve diğer tüm koşulları da şekillendirmeliydi biraz ek bilgilerle onların halihazırda bildikleri şeylerle
çünkü uzmanlık, insan ya da para kaynağına bağımlılık buranın bağını kurmamız gerekiyordu.
yaratılması projenin gelecekteki başarısına gölge
düşürürdü. Bu stratejide başarılı olmak için gereken araçlar
Kendi açımızdan kısıtlı kaynaklarla tek seferde Stratejimize ulaşmak için yeni etnografik araçlar geliştir-
yapılacak bir yatırım ile uzun dönemli sürdürülebilirlik memiz, bunun için de psikoloji, bilişsel bilim ve
yaratmak özellikle zorlayıcıydı. Sürdürülebilirlik ve pazarlama başta olmak üzere farklı disiplinlerden fayda-
yerel toplulukların güçlendirilmesinden söz ederken lanmamız gerekiyordu.
‘kaynak’ (finansal, uzmanlık ve insan kaynakları)
terimi ile ne ifade edildiğini açıklamak yerinde olur. Bir farkındalık yaratma aracı olarak etnografik çalışma
Birlikte çalıştığımız topluluğun, pek çok diğer topluluk Bir konu hakkında insanlara sorular sormak, bu konunun
gibi sınırlı finansal kaynağı ve yeterli insan kaynağı varlığı ve önemi hakkında farkındalık yaratarak onları bu
vardı. Hiç bilgi sahibi olmadığımız alanlarda engin durumla ilgili kararlar vermeye yönlendirir. Bu durumu,
bilgiye sahip olmaları araştırma projemiz için son ‘bulunabilirlik kısayolu’, vurgulama ve hazırlama olarak
derece gerekli bir bileşendi. Örneğin, çobanlar iyi otlak adlandırılan süreçler meydana getirir.
alanlar hakkında her şeyi biliyorlardı ve peyzaja bizden Psikolojide bulunabilirlik kısayolu (Tversky,
çok daha hakimlerdi; yapı ustaları alandaki antik Kahneman 1973: 207–32) insanların nesnelere
yapılarda hangi taşların kullanıldığını, her taşın akıllarına ilk gelen göreli önemi atfettiklerine dayanır.
özelliğini, neden onların tercih edildiğini ve nerede İnsanlara ‘yörenizde taş ustalığının en iyi örnekleri
bulunduklarını bizden çok daha iyi biliyorlardı; hangileridir?’ türünden bir soru sormak, cevap ne olursa
köydeki kadınlar diğer şeylerin yanı sıra, yakın olsun dikkati ‘taş ustalığına’ çeker. Ayrıca cevabın
geçmişteki ev ekonomisi veya dağdaki yenebilir ve içeriği de önemli hale gelir, bölgedeki ‘önemli taş
şifalı otlar hakkında bizim bilebileceğimizden çok daha ustalığı’nın değeri vurgulanır. Örneğin, geçenlerde
fazlasını biliyorlardı. havaalanında biri bana belli bir hizmet alanında faaliyet
Yöre sakinleri bu projeyi tam bir başarıya dönüş- gösteren bir mağazayı bilip bilmediğimi sordu. Bu
türmek için gereken altyapıya ve eğitime sahipti fakat hizmet alanından haberdar değildim, o yüzden hayır
bilgi ile ilişkileri bizim istediğimiz gibi değildi, kendi diye cevap verdim. Fakat bu soruyu 10 dakika sonra
kültürel miraslarına yönelik biçimsel (bkz Lett 1990: ikinci kez tekrar duysaydım, evet derdim çünkü ilk
127–42) bir bakış açıları yoktu ve doğal olarak soruyla bu hizmeti öğrenmiş oldum. Bulunabilirlik
öncelikleri bizim amaçlarımızla uyumlu değildi ve kısayolu aracılığıyla yeni bilgiler ediniriz veya zaten
arkeolojik mirasın göreceli değerini pek anlamıyorlardı. bildiklerimiz vurgulanmış olur.

58
Bölüm 7: Kyriakidis. Toplum arkeolojisinde ‘güçlendirme’ yaklaşımı

Bilişsel bilim, bazı şeylerin bir kişi ya da mekanizma ğıyla verilen mesaj, ‘Uzman, bilgili yabancılar (etik) biz
tarafından öne çıkarılarak belirgin hale getirildiği içerden kişilerle (emik) ve genel olarak bildiklerimizle ve
‘vurgulama’dan sıkça bahseder (Goodwin 1994: 606, kendilerinin uzman oldukları kültürel miras alanı
609–11). Vurgulama sözel olarak da yapılabilir ve hakkında bildiklerimizle ilgileniyorlar. Bu kültürel miras
genelde işaret etmeye denk düşer; örneğin, ‘Şu otobüse alanı gibi bizim de onlar için önemli olduğumuz
bak’, ‘Lütfen boşluğa dikkat edin’ gibi. Aynısı genelde anlamına gelir.’
Gestalt yasalarını kullanan (bkz Koffka 1922: 531–85) Bir etnograf, yerel halka bir ilgi alanı hakkında
eylemde de görülebilir. Örneğin, bir resmin belirli bir sorular sorduğunda ve onları belirli bir miras alanı veya
kısmına dikkat çekmek için farklı bir arka plan rengi somut olmayan mirasla ilişkilerini tartışmaya davet
veya yüksek kontrast kullanılması, işaret etmek veya bir ettiğinde tüm bu mekanizmalar iş başındadır (Şekil 7.2).
gönderiye dikkat çekmek için yanıp sönen ışıkların Bu, etnografik çalışmanın kendisinin bir araştırma aracı
kullanılması gibi. Bir konu hakkında sorular soran veya olarak öneminin ötesinde, aynı zamanda farkındalık
konuşan bir yabancı, o konuyu vurgular ve ön plana yaratma ve motivasyon için çok güçlü ve gizli bir
çıkarır. Vurgulama, büyük bir farkındalık yaratma mekanizma olduğu anlamına gelir. Bu güçlü yönlerin
mekanizmasıdır. bizim etnografik çalışmamızda da yer alması istendi
Belli sorular sorduğumuzda sadece bulunabilirlik ancak bunlar her etnografi projesinde olduğu üzere
kısayolu aktif hale gelmez. Başka bir psikolojik etki olan araştırmanın öngörülemeyen şekillerde parçası oldu.
hazırlama da genelde aktiftir. Hazırlama yoluyla bir
uyarıcıya maruz kalmak sizi sonraki deneyime ‘hazırlar’. Farkındalık yaratma / güçlendirme aracı olarak bilimsel
İlk gelen ile ardından gelecek olan arasındaki bağlantının bir söylem ve çerçeve kullanmak
etkisi fiziksel, zihinsel ve psikolojik olarak kendini Yerel halk tarafından anlaşılması koşuluyla, bilimsel dilin
gösterir. Örneğin, çoğu zaman yaşlılarla ilişkilendirilen olumlu ve olumsuz etkileri bulunur. Bilimsel dil ile
kelimelere (genellikle Florida etkisi olarak bilinir) maruz bağdaştırılan en yaygın etki, bilim insanları için içeriden
bırakılarak ‘hazırlanmış’ bir grup insan, ‘hazırlanmamış’
gruba göre bir sonraki göreve daha yavaş, gençlerle
ilişkilendirilen kelimelerle ‘hazırlanmış’ gruptan ise çok
daha yavaş yürümüştür (Bargh vd. 1996: 236–38).
Hazırlama belli duygusal durumları canlandırabilir ve
bir şeyler yapma olasılığınızı artırabilir. Örneğin, bir
kilisede ya da okulda bulunarak veya böyle bir yeri zihin-
lerinde canlandırarak (yaygın olarak PPP etkisi olarak
bilinir) ‘hazırlanan’ bireyler, sırasıyla muhafazakar
Hristiyan değerleri ya da bir okul girişimini destek-
lemeye daha yatkındırlar (Blumenthal, Turnipseed 2011:
561–99). Bu da demektir ki, kendilerine köylerindeki
anıtsal taşlarla inşa edilmiş yapılar hakkında sorular
sorulan kişiler, bu yapılar hakkında bir girişimde
bulunmaya veya bunlara sahip olmaktan gurur duymaya,
hiç soru yönetilmemiş kişilere kıyasla çok daha yatkın
olurlar. Hazırlama, pazarlama ve diğer disiplinlerde
sıkça kullanılan güçlü bir yöntemdir.
Bu nedenle etnografik araştırma, yerel arkeolojik
miras ve başka mirasların önemini vurgulayarak, için
yöre halkını mirası korumak için bir şeyler yapmaya
hazırlayan güçlü bir farkındalık yaratma aracı haline
gelmiştir.

Statü akreditasyonu
Bunlara ek olarak, eğer bu soruları dışarıdan, bizim
durumumuzda akademisyen olan ve genelde bilgili Fig. 7.2. Manolis Nathenas ve köpeği Zoukov bize köyü
olarak nitelendirilen biri soracak olursa bu sorularda gezdirirken (fotoğraf: Aris Anagnostopoulos. Manolis
bahsedilen meselelere daha büyük bir statü akredi- Nathenas ve Aris Anagnos’a bu fotoğrafı yayınlamama
tasyonu verilir. Etnografik çalışmanın kendisi aracılı- izin verdikleri için teşekkür ederim).

59
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

bir dil olarak algılanmasıdır. Belirli bir kavramsal iletişimin temeli olarak ortak bilginin kullanılması
çerçevede (yani dünyayı yorumlamak için kullanılan demektir ve bu nedenle bu türden bilgiler özel değildir
müşterek bilgi, jargon ve kavramsal araçlar bütünü) veya hakkında konuşmaya değmez olarak kabul edilir.
kullanan bilim insanları, dışarıyla değil, kendi aralarında Psikanalist gibi etnograf da grup üyelerine bu tür
iletişim sağlamayı amaçlar. Bu nedenle, bilimsel dil konuşulmayan konular üzerine sorular sorar. Soruları
toplumla iletişim kurmak için kullanıldığında, toplum çoğu cevaplamak sadece soran kişi için değil, aynı zamanda
zaman neyin kastedildiğini anlamaz ve bu dili uygunsuz ve cevap verenler ve orada bulunanlar için de bilgilendiri-
alakasız görür. Müze ve arkeolojik alanlarda genel ziyaret- cidir. Yerel halk, başka türlü dile getirilmeyen şeyleri bu
çiler için çok teknik terimler kullanarak yapılan açıkla- yanıtlar aracılığıyla duyurur ve başkaları için değerli,
malar buna örnektir. Bu da anlatının ziyaretçi tarafından alakalı ve önemli olan bu bilgiyi vurgulayarak, kendi-
alakasız ve sıkıcı bulunmasına yol açar. lerini bu konuda bir şeyler yapmaya hazırlar.
Ancak bizim durumumuzda bu mekanizma farklı, Tüm bu faktörleri göz önünde bulundurarak, tüm yöre
daha incelikli bir şekilde kullanıldı. Yöre sakinlerini zirve sakinleri ile (başlangıçta katılım oranı %60’tı) halka açık
kutsal alanı hakkındaki bir konuşmayı dinlemeye davet konuşmalar düzenledik. Konuşmaların ana teması yerel
ettik. Burada sunduğumuz arkeolojik bilgi onların çok iyi halkın kültürel mirası ve bu mirasın diğer köylerden veya
bildiği ve bizim de onlardan edindiğimiz bilginin yeniden Girit’in diğer bölgelerinden ne şekilde ayrıştığı üzeri-
düzenlenmiş versiyonuydu ve yöre halkının da gayet iyi neydi. Yöre halkının söyleyecek çok sözü olduğu bir konu
anlayabileceği bir dille aktarılmıştı. Tahmin ettiğimiz olduğu için köylerinin benzersiz yönlerine odaklandık.
üzere bunun sonucunda yöre sakinleri bizim söyledikle- Bu konular hakkında, özellikle de kamusal bir alanda,
rimiz içinde kendi bilgilerini fark ettiler ve özellikle bu hayatlarında büyük ihtimalle ilk kez konuştular. Bu hem
arkeolojik alan söz konusu olduğunda kendilerinin en az halk için hem de araştırma projemiz için özgürleştirici ve
arkeologlar kadar, hatta belki de daha çok bilgili olduk- bilgilendirici bir faaliyetti. Duydukları her şeyi gayet iyi
larını ve bilimsel bilginin koruyucusu olduklarını biliyor olmalarına rağmen katılanların çoğu olumlu geri
gördüler. Gerçekten de, zirve kutsal alanı için oluşturulan bildirimde bulunarak bu tür toplantıların gelecekte de
önem beyanında, alanın en önemli değerlerinin arkeolojik yapılmasını talep etti. Bu konular üzerine ikinci ve
malzemeyle değil peyzajla, yöre sakinleri ve onların üçüncü toplantılarda, farklı gelenek ve kültür miraslarını
arkeologlardan çok daha bilgili olduğu uzmanlık alanla- kategorilere ayırmaya çalıştık, ve yöre halkına kendi
rıyla ilişkili olduğu ortaya çıkarılmıştır. Bunun yöre halkı kültür mirasları için ne yapmaya hazır olduklarını sorduk.
tarafından fark edilmesi özgüvenlerini arttırarak, bir Köyün mirasını korumak için herhangi bir şey yapma
güçlendirme aracı haline gelmiştir. Çünkü bölge sakinleri sorumluluğunu toplantıların hiçbir noktasında üstlen-
bu alan üzerindeki bilginin gerçek koruyucuları olmala- medik veya bu amaca yönelik herhangi bir kaynak
rından doğan diplomatik güçlerini keşfettiler, ki bu alan sağlamayı taahhüt etmedik. Bu da köy için güçlendirici
onlar için daha önceleri hakkında pek bir şey bilme- bir deneyim oldu, kendi kendilerine hangi önerilerin daha
dikleri, sırf dışarıdan gelen uzman ve ziyaretçilerin az fayda sağlayacağını tartışıp elemeler yaparak daha
önemli buldukları bir yerdi. Bilimsel çerçeve (halka açık faydalı olanlara yoğunlaştılar. Bunu bizden yardım,
bir konferans) ve burada kullanılan bilimsel dil rolleri yönlendirme veya gelecek için dayanışma sözü almadan
aydınlatıcı biçimde tersine çevirme işlevi gördü; toplumu gerçekleştirdiler. Mesela, köy sakinlerinden biri çevre
uzman konumuna getirdi ve bu alanda ve belki de kendi köylerden de katılımın olacağı bir müzik yarışması önerdi
bölgelerindeki diğer miras alanlarında gerçekten uzman fakat bu öneri destek bulmadı. Ancak bir diğerinin
olduklarını anlamalarına yardımcı oldu. Bunun dışarıdan bölgedeki yel değirmenlerinden birkaçını yenileme
gelen uzmanlara bakışlarını pek değiştirmediğini önerisi epey destek buldu.
söylemeye gerek yok; sadece kültürel miras alanıyla Gerçekten de birkaç ay sonra bölge sakinleri zirve
kendi ilişkilerini değiştirdi. Bizim projemiz için bu, yerel kutsal alanının altında, köyün tepesinde yer alan yel
halkı güçlendirmek ve onları bu miras alanının korunması değirmeninin yenilenmesini organize ettiler. Yenileme
açısından ‘sorumlu’ bir konuma getirmek için en önemli çalışmalarını bizzat yapmakla kalmadılar, değirmencilik
atılımlardan biriydi. ve un öğütme geleneklerini, köyün bazı özel yemek tarif-
lerini, müziklerini ve köyde yapılan bazı müzik enstrü-
Psikanalist araçları: farkındalık yaratma ve güçlendirme manlarını da içeren bir etkinlik düzenlediler. Yöresel
Yerel topluluklar kendi mirasları hakkında konuşma veya yemekler, içkiler ve müziğin sunulduğu etkinlik zirve
bunu duyma fırsatına çok nadiren sahiptir. Bunun nedeni, kutsal alanına doğru bir yürüyüşle sonuçlandı. Bir başka
herhangi bir toplulukta herkesin ortak mirasını zaten deyişle, yöre halkı geleneklerini yaşatan, kendi miras-
bildiği veya bilmesi gerektiğinin varsayılmasıdır. Tüm larını benzersiz bir şekilde koruyan ve tüm bunlara
hayatınızı bir grup içinde yaşamak, günlük yaşamın ve arkeolojik alanı da entegre eden bir etkinlik organize

60
Bölüm 7: Kyriakidis. Toplum arkeolojisinde ‘güçlendirme’ yaklaşımı

etmiş oldu. Organizasyonun kalitesi yüksekti ve Herhangi bir kültürel miras alanı hakkındaki anlatı genel-
tamamen yerel halkın kendi kaynak ve uzmanlıklarıyla likle yerel topluluklarla ilişkisizdir. Çünkü yukarıda
hazırlandı ve gerçekleştirildi. Bu bizim için büyük bir belirtildiği gibi, akademisyenler / arkeologlar bu anlatıyı
başarı anıydı, çünkü etkinlikle doğrudan bağımız olmasa yerel topluluklar veya genel halk için değil, birbirleri için
da, yerel halkın kendi kendine organize olup biz arkeo- oluştururlar. Bu da yöre halkının yerel-üstü veya devlet
loglar için önemli olan alanı da içine katarak kendi kültür organları ve kuruluşları tarafından yönetilen ‘kendi’
miraslarının değerini koruma ve geliştirme konusundaki miraslarına ilgi göstermesi ve buraları ziyaret etmeme-
başarılarını gördük. sinin ana nedenlerinden biridir. Bu sorunu çözmek için
işbirliğine dayalı tasarım kullandık.
Toplulukların ve grupların güçlendirilmesinde önemli bir İşbirliğine dayalı tasarımın, kültürel miras anlatısında
bileşen olarak sorumluluk almamak. Katılımcı olmayan yerel topluluğun dışlanma ihtimalini düşürse de, onları
sürdürülebilirlik bu mirasla etkileşime sokma konusunda başarılı olup
Psikoloji ve diğer alanlarda yaygınca gözlemlendiği üzere, olmayacağı belirsizdi. Bu yüzden daha önce toplanan
insanların meselelere dahil olma olasılığı etrafta o işi bilginin bir kısmının yerel toplumla ortaklaşa yaratılan
halledebilecek başka kişilerin bulunduğunu düşündükleri anlatıya dahil edilmesi önerildi. Böylelikle arkeolojik
durumlarda azalır. Nisbett ve Borgida (1975: 932–43) 15 alanı onların günlük hayatına ve değer verilen diğer
katılımcı ile herkesin ayrı kabinlerde oturup kendi sorun- kültürel miraslara bağlamak mümkün olacaktı. Böylece
larından ve hayatlarından konuştukları bir toplantıda yaratılan anlatı tüm bu bilgiyi bir araya getirecekti.
katılımcılardan birinin felç geçirip öldü taklidi yaptığı bir Böylelikle zirve kutsal alanını tarif eden ve alanın
deney tasarlamışlardır. Felç anında, kimse hemen yardım yanındaki kilisenin duvarına asılacak olan bilgilendirme
etmemiş, kişi felç geçirdiğini kekeleyince bir kişi, konuş- panosunu bir toplantıda yerel halkla beraber tasarladık.
masını sürdürüp bitirince üç kişi yardım etmiş, altı kişi ise Yerel halkın kültür mirasını kendi sözcükleriyle kayıt
yerinden hiç kalkmamıştır. Buradan çıkarılabilecek bir altına aldığımız önceki toplantılardan ve elimizdeki
sonuç, bireylerin başka birinin sorumluluk alacağını arkeolojik malzemenin değerinden esinlenerek, kültürel
düşündüklerinde bir şeye katılma olasılıklarının daha miras ile modern köy arasında pek çok bağlantı noktaları
düşük olduğu ya da popüler bir ifadeyle, insanların her tespit ettik. Alan ve bağlantıları – taş ustalığı, hayvan-
durumda ‘topu başkalarına atmaktan’ mutlu olduklarıdır. cılık, dağın şifalı özellikleri, zirvenin stratejik konumu ve
Bu yüzden arkeolog ya da etnografın uzman veya köy sakinlerinin dağlar ile her zaman bağdaştırdığı
dışarıdan biri olarak sorumluluk üstlenmesi iyi bir fikir özgürlük duygusu – hakkında ortaya çıkan ve bilimsel
değildir, bu durumda başka kimse sorumluluk almaya açıdan doğru olan önermeler, zirve kutsal alanı ile ilgili
yanaşmayabilir ve mesuliyet istemeden de olsa araştırma- anlatıda yer buldu. Bilgilendirme tabelasını yapma
cının üstüne kalır. Bir güçlendirme projesinde bu ciddi bir süreci, anlatıda son söze sahip olan yerel halk için bir
hata olur. Bu yüzden stratejimizi yerel halkın tüm sorum- gurur kaynağı oldu. Biz de nihai ürünün akademik ve
luluğu almaya ve kültür miraslarını koruyup ve gelişti- bilimsel bütünlüğe sahip olmasının ve yerel halkı da
rilmek için gereken kaynakları ayırmaya hazır oldukla- sürece söz sahibi olarak dahil edebilmenin gururunu
rından emin olarak dikkatlice tasarlamalıydık. Bu özel yaşadık. Hem bilimsel bütünlüğü sağlayıp hem de yerel
örnekte, güçlendirmeye yönelik bu tür ‘bağlayıcı halk için önemli olan alternatif anlatıları güçlendirerek,
olmayan’ bir yaklaşımın başarılı olabileceği gösterildi. mirasın geçerliliğini akademik paydaşları yabancılaştır-
Çalışmamızda bu pek çok kez kılık değiştirdi. Örneğin, madan sağlamış olduk (örneğin, bkz. McGhee 2008:
kendi uzmanlığımızın gerektiği anlarda bile yerel 580–93; 2010: 240).
kurumları faaliyetleri yürütmek için hızlandırıcı araçlar
olarak kullanmaya çalıştık. Dahası, toplulukla yaptığımız Marjinal gruplarla çalışmak
tartışmalarda üyelerden faaliyet önermelerini istemeye Toplum arkeolojisine çoklu bakış açısı yaklaşımında,
özen gösterdik ve hiçbir yerde sorumluluk üstlenecek veya herhangi bir kültürel miras ile ilişkili çok sayıda paydaş
bir şeyin olması gerekip gerekmediğine dair fikir beyan ve grubun görüşlerinin tanınması amaçlanır (Merriman
edecek şekilde davranmadık. Sadece tartışmayı kolaylaş- 2004: 7). Bizim de bu projedeki amacımız yerel halk
tırdık, sorumluluğu katılanlara yönlendirdik. içindeki tüm büyük gruplara ulaşmak ve paydaşların
çoğuyla ilişki kurmaktı. Devletle olan ilişkilerde ise
İşbirliğine dayalı tasarım ve anlatının bağlanması arkeoloji birimlerinin temsilcileri düzenlenen toplan-
İnsanlar anlatılar ve hikayelerle kolayca ilişki kurarlar. tılara sessiz, gizli gözlemciler olarak davet edildiler.
Hikayeleri hatırlamak iyi yaptığımız bir şeydir ve Süreçlere müdahale etmediler fakat Yunan hukukunu
beynimiz onları isimlerden veya sayılardan daha iyi herhangi bir şekilde ihlal etmediğimizden de emin olduk.
öğrenme kapasitesine sahiptir (Bower, Clark 1969: 181). Çalışmalarımız sırasında katılım sağlamayan bir grup

61
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

olduğunu fark ettik: kadınlar. Pek çok farklı sebepten


ötürü kadınlar toplantılara katılmadılar ve bilgi aldığımız
grupta da azınlıktaydılar. Bu nedenle onlara özel ilgi
gösterdik, kadın etnograflar davet ettik. Köye yaptığımız
mütevazı ‘sanat’ müdahaleleri arasında, kadınların
hikayelerini köy evlerinin dış duvarlarına, ağaçlara ve bu
hikayelerin anlatıldığı diğer yerlere resmetmek, çerçeve-
lemek ve bunları bir müze havasında sergilemek ya da
çeşmede su için kuyruğa giren kadınların ayak izlerini
turuncuya boyamak bulunuyordu (şek. 7.3). Bu
girişimler kadınların rolünü ön plana çıkardı. Amaç yerel
halkın sadece köy yaşamındaki önemli rollerini tanımak
değil, aynı zamanda onları kamusal etkinliklere daha
fazla katılmaları için cesaretlendirmek, onları güçlen-
dirmek ve köyün kamusal yaşamında onlara alan
açmaktı. Kadınların kamusal alanın dışına itilmiş
olmaları erkek akrabalarının baskısından çok tarih ve
eğitimin birer sonucuydu. Hatta diyebiliriz ki erkekler
ailelerinin kadın üyelerinin kamusal alana katılmasını
görmeye hazır ve istekliydi. Sonuçlar hemen kendini
gösterdi: daha sonraki toplantılarımıza kadınlar da katıldı
ve böylelikle köyün daimi nüfusunun yüzde 90’ına varan
bir katılım oranına ulaşmayı başardık.

Sürdürülebilir gelişim Fig. 7.3. Su sırasında bekleyen kadınları temsilen


Projemizin boyutu ve kendi kapasitemiz göz önüne boyanmış ayak izleri, ‘To Nosbeti’ (fotoğraf: Lena
alındığında, yukarıda da belirtildiği üzere, bizden büyük Stefanou).
bir katılım gerektiren hiçbir yerel topluluk etkinliğini
kaynaklarımızın sınırlı olmasından dolayı önermedik.
Bununla birlikte kendi uzmanlığımızı kullanarak ve marjinal grup güçlendirilmesi de dahil olmak üzere
projemizi neyin daha güçlü yapacağını dikkatlice düşün- çeşitli yeni teknikler kullandı. Düzenli aralıklarla dört
memiz gerekiyordu. Köy nasıl daha dışa dönük bir yer yıllık bir çalışmanın ardından ortaya çıkan sonuç,
haline gelip, dışarıya göçmüş ailelerin çocuklarını veya yalnızca yerel arkeolojik sit alanını sahiplenmekle
başka yerlerden diğer gençleri kendine çekebilirdi? Bu kalmayıp aynı zamanda burayı bölgenin kültürel
amaçla etnografik arkeoloji üzerine bu makalede peyzajına entegre etmek için etkinlikler tasarlayan ve
tartışılan tüm meseleleri ele alan, uluslararası ve Yunan onu bilinçli olarak koruyan yerel bir topluluğun
öğrencilere yönelik bir yaz okulu kurmaya karar verdik, güçlendirilmesidir. Yerel halk sürekli bölgelerindeki
böylelikle her yıl bir ay da olsa köy eğlenceli bir yer diğer antik miras alanlarına işaret ediyor ve şimdi daha
haline gelecekti. Bu fikir yöre sakinleri tarafından çok iyi önce büyük ölçüde görmezden geldikleri arkeolojiyi
karşılandı, sonuçlar konusunda son derece açık ve siyasi, yerel ve diğer hedeflerine ulaşmak için bir araç
olumlu bir tutum aldılar. Bu da yatırımımızı olarak kullanıyorlar. Deneyimlerimizin toplum
sürdürülebilir bir seviyede tutarken, dahil olabileceğimiz arkeolojisi ile uğraşan diğer kişiler için faydalı olabile-
bir niş yaratabildiğimiz anlamına geliyordu. O zaman ceğini umuyoruz.
dahi, okulu hızlandırabilmek için yerel kurumları Burada ele aldığımız konu, toplum arkeolojisinin
kullanmaya çalıştık. Ayrıca yerel halkın gelecekle ilgili ‘güçlendirici’ arkeoloji olarak adlandırılabilecek bir türü
beklentilerini yönetebilmek adına köyün yararına daha olduğudur. Bu tür bir arkeoloji, yerel halkların kültürel
fazlasını yapamayacağımızı açıkça belirttik. mirasın değerlerini kendi refahları için etkin bir şekilde
kullanmalarını sağlar. Böylece bu değerler hayatlarının
Sonuç yararlı bir parçası haline gelirken, korumak, muhafaza
Programımız etnografik araştırma için, yukarıda etmek ve geliştirmek istedikleri şeylere dönüşür.
açıklandığı gibi vurgulama, hazırlama, bulunabilirlik ‘Güçlendirmenin’ ‘güç’ kısmını oluşturan da bu noktadır,
kısayolu, statü akreditasyonu, ‘psikanalist’ araçları, işbir- yerel halkların kültürel miras değerlerinin güçlü yöneti-
liğine dayalı tasarım, katılımcı olmayan sürdürülebilirlik cileri haline gelebilmeleridir.

62
Bölüm 7: Kyriakidis. Toplum arkeolojisinde ‘güçlendirme’ yaklaşımı

Teşekkürler de la Torre, M. (ed.) 2003: Chaco Culture National


Bu makale Gonies’in eski belediye başkanı Giorgos Historical Park: A Case Study. Los Angeles, The
Kotsyfos, veya Patakogiorgis’in anısına ithaf edildi. Çok Getty Conservation Institute
değerli bir bilgi kaynağı olan Giorgos Kotsyfos, Dudley, E. 1993: The Critical Villager: Beyond
Gonies’in ve kültürel mirasının korunmasına çok Community Participation. London, Routledge
düşkündü. Çalışma arkadaşlarım Aris Anagnostopoulos, Fouseki, K. 2009: ‘“I own, therefore I am”: conflating
Nota Pantzou, Lena Stefanou, Celine Murphy, Yiannis archaeology with heritage in Greece: a possessive indi-
Panteris, Nikos Markatatos, Babis Kotsyfos, Yannis ve vidualist approach’ E. Waterton, L. Smith (eds), Taking
Nikos Fthenos, Irini, Yannis, Kalliope, George ve George Archaeology Out of Heritage içinde. Cambridge,
Markogiannakis, Manolis ve Andreas Nathenas, Andreas Cambridge Scholars Publishing: 49–65
Smaragdis, Kostas Tsimbragos’a ve bu projenin Goodwin, C. 1994: ‘Professional vision’ American
başarısına katkıda bulunan diğer pek çok kişiye teşekkür Anthropologist 96.3: 606–33
ederim. Fotoğraflar için Aris Anagnostopoulos ve Lena Holtorf, C. 2007: Archaeology is a Brand: The Meaning
Stefanou’ya ve kullanma izni için Manolis Nathenas’e of Archaeology in Contemporary Popular Culture.
müteşekkirim. Son olarak, bu projenin ortaya çıkmasında Walnut Creek, Left Coast Press
Leventis Vakfı, INSTAP, Antiquaries of London derneği, Koffka K. 1922: ‘Perception: an introduction to the
Kent Üniversitesi, The Mediterranean Archaeology Gestalt-Theorie’ Psychological Bulletin 19: 531–85
Vakfı’na ve ayrıca Charlie Steinmetz’e verdikleri son Kyriakidis, E. 2005: Ritual in the Aegean, the Minoan
derece önemli destekler için teşekkür ederim. Gonies yaz Peak Sanctuaries. London, Duckworth
programı her sene devam etmektedir. La Salle, M. 2010: ‘Community collaboration and other
good intentions’ Archaeologies: Journal of the World
Kaynakça Archaeological Congress 6.3: 401–22
Bargh, J., Chen, M., Burrows, L. 1996: ‘Automaticity of Lett, J. 1990: ‘Emics and etics: notes on the epistemology
social behavior: direct effects of trait construct and of anthropology’N. Headland, K.L. Pike, M. Harris
stereotype activation on action’ Journal of Person- (eds), Emics and Etics: The Insider/Outsider Debate
ality and Social Psychology 71.2: 230–44 içinde. Newbury Park, Sage Publications: 127–42
Batliwala, S. 2007: ‘Taking the power out of empow- McGhee, R. 2008: ‘Aboriginalism and the problems of
erment: an experiential account’ Development in Indigenous archaeology’ American Antiquity 73.4:
Practice 17.4/5: 557–65 579–97
Bintliff, J. 2004: ‘Local history and heritage management — 2010: ‘Of strawmen, herrings, and frustrated expecta-
in Greece. The potential at the village level’ P. tions’ American Antiquity 75: 239–44.
Doukelis , L. Mendoni (eds), Perception and Evalua- McGill, D. 2010: ‘The public’s archaeology: utilizing
tion of Cultural Landscapes: Proceedings of an Inter- ethnographic methods to link public education with
national Symposium, Zakynthos, December 1997 accountability in archaeological practice’ Archae-
içinde. Athens, National Hellenic Research Founda- ologies: Journal of the World Archaeological
tion, Research Centre for Greek and Roman Antiquity: Congress 6.3: 468–84
137–52 Matthews C., McDavid, C., Jeppson, P. 2011: ‘Dynamics
Bower, G., Clark, M. 1969: ‘Narrative stories as of inclusion in public archaeology: an introduction’
mediators for serial learning’ Psychonomic Science Archaeologies: Journal of the World Archaeological
14.4: 181–82 Congress 7.3: 482–89
Blumenthal J., Turnipseed, T. 2011: ‘The Polling Place Merriman, N. 2004: ‘Introduction: diversity and disso-
Priming (PPP) effect: is voting in churches (or nance in public archaeology’ N. Merriman (ed.),
anywhere else) unconstitutional?’ The Boston Public Archaeology içinde. London, Routledge: 1–17
University Law Review 2011: 561–99 Nisbett, R., Borgida, E. 1975: ‘Attribution and the
Carman J. 2011: ‘Stories we tell: myths at the heart of psychology of prediction’ Journal of Personality and
“community archaeology”’ Archaeologies: Journal Social Psychology 32(5): 932–43
of the World Archaeological Congress 7.3: 490–501 Okamura K., Matsuda, A. 2011: ‘Introduction: new
Colwell-Chanthaphonh, C., Ferguson, T. 2008: ‘Intro- perspectives in global public archaeology’ K. Okamura,
duction: the collaborative continuum’ C. Colwell- A. Matsuda (eds), New Perspectives in Global Public
Chanthaphonh, T. Ferguson (eds), Collaboration in Archaeology içinde. London, Springer: 1–18
Archaeological Practice: Engaging Descendant Peatfield A. 1983: ‘The topography of Minoan Peak
Communities içinde. Walnut Creek, AltaMira Press: Sanctuaries’ Annual of the British School at Athens
1–34 78: 273–79

63
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Smith, D., Tiwari, R., Lommerse, M. 2014: ‘Navigating Voudouri, D. 2010: ‘Law and the politics of the past:
community engagement’ R. Tiwari, M. Lommerse, D. legal protection of cultural heritage in Greece’ Inter-
Smith (eds), M2 Models and Methodologies for national Journal of Cultural Property 17.3: 547–68
Community Engagement içinde. Singapore, Springer:
1–23
Tversky A., Kahneman, D. 1973: ‘Availability: a
heuristic for judging frequency and probability’
Cognitive Psychology 5: 207–32

64
8. Kültürel katılımda yaratıcı yöntemleri desteklemek
Erminia Sciacchitano

Giriş Müzelerin ziyaret edilmemesinin iki ana nedeninden


İtalya farklı medeniyetlere ait kültürel ifadelerin birle- biri yüzde 41.8 oranında ‘ilgi eksikliği’, diğeri ise yüzde
şerek ve örtüşerek oluşturduğu zengin kültürel mirası ile 23.7 oranında ‘Vaktimi farklı şekilde değerlendirmeyi
tanınır. Bu kültürel miras, Capodimonte Porselen üretimi tercih ediyorum’ önermesidir. ‘Yaşadığım yerde müze yok’
gibi günümüzde halen faaliyette olan sayısız sanatsal ise yüzde 14.5’lik bir kesim tarafından dile getirilmiştir.
üretim merkezinde kendini gösterir. İtalyan uzmanlar
arkeolojik alanlar, sanat ürünleri ve peyzaj arasındaki bu İtalya’daki duruma yakından bakış: kültürel
yakın ilişkiye museo diffuso adını verir. mirastan insanlara
İtalya’da kültürel miras politikaları 2004 yılına kadar The Art Newspaper tarafından yayınlanan Dünya
bu büyük zenginliğe erişim ve katılımı değil, koruma ve Çapında Müze Ziyaret Sayıları listesinin ilk on sıralama-
konservasyonu vurguluyorlardı. Yaygın kamu mekaniz- sında hiçbir İtalyan müzesi yer almamaktadır (Pes,
maları, araştırma ve uygulama merkezleri ve oldukça Sharpe 2015). Uffizi Galerisi ancak 21’inci sıradadır.
kalifiye uzmanların uyguladığı güçlü koruma önlemleri İtalyan müzelerinin çoğu aslında kendi bölgelerinde
zaman içinde iyi sonuçlara ulaşarak İtalya’nın tarihsel yaygın ve köklü olmakla beraber çok fazla sayıda
çevre ve peyzajının kalitesini genel olarak arttırdı. Yakın ziyaretçi kapasitesine sahip olmayan küçük ve orta
zamanda yapılan bir araştırma (Istat 2015) kamuya ve ölçekli kurumlardır. Yine de coğrafi orantısızlık çarpı-
özel kişilere ait ve ziyarete açık olan 5000 adet kültürel cıdır: 2015 yılında 4676 İtalyan müze ve ören yerine
miras alanını listelemektedir: 4158 müze ve galeri, 282 yapılan toplam 110.6 milyon (ki bunların 59.2 milyonu
arkeolojik alan ve 536 anıt veya kompleks. Bu da her müzeleri, 11.9 milyonu ören yerlerini ve 39.3 milyonu
12,000 vatandaşa bir müze düşüyor demektir. ise anıtları ziyaret etmiştir) ziyaretin yüzde 31.9’u sadece
Yine de bu muazzam ve geniş alana dağılmış 20 yere olmuş, her dört müze ve ören yerinden üçü yılda
kültürel miras ile ziyaretçilerin katılım oranları 10,000 kişiden daha az kişi tarafından ziyaret edilmiştir.
arasında bir uyuşmazlık kendini gösterir. En yakın Doğrudan İtalyan Kültür Bakanlığı’nın (Ministero dei
tarihli Kültürel Miras Eurobarometre (European Union beni e delle attività culturali e del turismo – MiBACT)
Directorate General for Communication 2017) araştır- yönettiği 438 müze, toplam sayının yüzde 8.8’ini
masına göre, kültürel katılım sıralamasında İtalya, oluşturur ve yılda 47 milyon ziyaretçi çeker ki bu
Avrupa ülkeleri arasında en altlarda yer almaktadır. İtalya’daki toplam ziyaretin yüzde 42.6’sına denk
Son 12 ay içerisinde tarihi bir alan veya anıtı ziyaret gelmektedir. Üç bölgede yer alan müze ve ören yerleri
etmiş olanlar arasında İsveç (%88), Hollanda (%83) ve tüm ülkedeki yıllık ziyaretçilerin yarısını çekmektedir:
Danimarka (%80) üst sıralarda yer alırken, bu oran Lazio (22.3%), Toscana (20.6%), ve Campania (9.2%).
İtalya’da yüzde 51’dir. Devlet İstatistik Enstitüsü 2015 2009 yılında MiBACT tarafından özel olarak
yılı verilerine göre, geçen yıl içerisinde en az bir defa yürütülen bir araştırma İtalyanların yurtdışındayken
bir arkeolojik alan veya anıtı ziyaret eden katılımcı- müze ve ören yerini daha sık ziyaret ettiklerini göster-
ların oranı yüzde 23.6, bir müze veya sergiyi ziyaret miştir. Aynı zamanda sayıları her gün artan alışveriş
edenlerin oranı ise yüzde 29.9’dur. Ortalama ziyaret merkezleri ve tasarım outletleri her hafta sonu pek çok
oranının yüzde 30 olması yeterli gibi görünse de aile, çift ve bekar için çekim merkezi haline gelmiştir.
aslında bu 10 İtalyan katılımcıdan 7’sinin, yani Peki böylesine zengin bir kültür mirası varken ve
nüfusun üçte ikisinden fazlasının bir yılda herhangi bir buraları ziyaret edebilecekken, İtalyanların pazar günleri
kültürel miras alanını ziyaret etmediğini göstermek- ‘köy’ görünümlü, tarihi kentlere benzetilen alışveriş
tedir. Müzelere bakıldığında büyük şehirlerdeki merkezlerinde sıraya girmeyi tercih etmesinin sebebi ne
kültürel faaliyetlere katılmama oranının daha düşük olabilir? Ayrıca neden yurt dışına gittiklerinde bu
olduğu (yüzde 59.6), fakat (10,000’den az nüfuslu) alışkanlıklarından vazgeçiyorlar?
küçük şehirlerde bu oranın yüzde 73.3’e çıktığı Bunun nedenleri İtalya’daki müze ve ören yerlerinin
gözlemlenmektedir. Bu durum nüfusun büyük bir sınırlı otonomiye sahip olmasından dolayı müze ve
bölümünün kültürel mirasa erişimden yoksun olduğunu toplum arasında ilişki kurmaya niyetli yöneticilerin
göstermektedir. önünü tıkayan altyapısal problemlere bağlanmıştır.

65
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Ayrıca, Kültür Bakanlığı ciddi bütçe kesintileri ile baş göstermektedir. Araştırma ayrıca İtalya’da kapsamlı
etmek durumunda kalmıştır. 2001 yılında MiBACT’ın ziyaretçi çalışmalarındansa, ziyaretçi anketlerinin tercih
en yüksek gerçek harcama bütçesi olan 2,240 milyon edildiğini (muhtemelen yurtdışında ziyaretçi anketleri
Euro, 2014 yılına gelindiğinde 1,595 milyona düşmüş, standart araçlar olarak kabul edilip artık yayınlanmamak-
genel bütçe içindeki oranı yüzde 0.39’dan yüzde 0.19’a tadırlar) tespit etmiştir. Bakanlık yeni stratejilerini,
gerilemiştir. Dahası, personel sayıları 2005 yılında aşağıdaki gibi tanımlanmış farklı hedef kitlelerin
25,000 kişiyken, 2013 yılında çarpıcı biçimde 18,875 ayrımına dayanarak düşünmeye başladı:
kişiye düşmüş, yeni ortaya çıkan sorunları çözebilecek
yönetici, iletişim uzmanı, ekonomist gibi uzmanların • ‘Çekirdek kullanıcılar’ kültürel faaliyetlere alışılmış
istihdamı, Bakanlığın yeni işe alımlarına getirilen bir şekilde katılım gösteren, erişimi kültürel ya da sosyal
engellere takılmıştır. engellere takılmayan, onları çekmek için gerekli çaba ve
Başarılı bir hedef kitle gelişim stratejisi oluştura- kaynak açısından düşük ‘etkinleştirme maliyeti’ne sahip
bilmek için gerekli ilk adım olan insanların beklenti ve kişilerdir.
ihtiyaçlarını anlama konusuna yeterince önem verilme- • ‘Nadir kullanıcılar’ kültürel faaliyetlere ara sıra
miştir. Hatta ziyaretçi sayılarındaki artış, kültürel mirasa katılan (gişe rekorları kıran etkinlikler, tatildeyken müze
zarar verebilecek bir faktör olarak görülmekteydi. ziyaretleri gibi), bazı kültürel engelleri olan (örneğin
Kültürel miras hakkında uzman bilgisinden yoksun olan çağdaş sanat) ve orta dereceli ‘etkinleştirme maliyeti’ne
kişilerin kültüre erişiminin oynadığı kilit rol pek ilgi sahip kişilerdir.
görmüyordu. Örneğin, Venedik’e gelen yolcu gemile- • ‘Potansiyel kullanıcılar’ şu anda kültür kurumlarını
rinin etkisi etrafında süregelen tartışma çoğunlukla ziyaret etmeyen, ancak bunu yapmakla ilgilenebilecek,
çevresel ve ekonomik konulara yoğunlaşmaktaydı. belirli politikalar ve düzenlemelerle cezbedilebilecek,
Ziyaretçilerin Venedik’in tarihi, değerleri ve buradaki ancak ‘etkinleştirme maliyeti’ yüksek kişilerdir.
yaşamla ilgili bir şeyler öğrenmeden ayrılmalarının • ‘Kullanıcı olmayanlar’ kültürel kurumlardan uzak,
kaçırılmış bir fırsat olduğuna pek dikkat çekilmiyordu. ihtiyaçları ve beklentileri analiz edilmesi en zor olan ve
Kültürel hayata geniş çaplı erişim ve katılımın destek- kültüre yönelik olumsuz önyargıları veya tutumları olan,
lenmesi için daha stratejik girişimlere yer verilmesi kültürel sunuma genellikle kayıtsız, hatta düşmanca
gerektiği aşikardı. davranan kişilerden oluşur. Kültür kurumlarının faaliyet-
2004 yılı bu konularda bir dönüm noktası oldu. leriyle bu kitleye ulaşmak ancak okul ve aileleri de
Ulusal yasal çerçeve kapsamında ‘kültürün gelişmesini kapsayan orta ve uzun vadeli kültürel ve eğitimsel düzen-
desteklemek için dezavantajlı kesimler de dahil olmak lemelerle mümkün olabilir.
üzere, kültürel miras bilgisini artırmak ve toplumun bu
mirastan yararlanması için ideal koşulları sağlamak’ yeni İtalyan müze ve ören yerlerinin kapılarını daimi ziyaret-
bir amaç olarak tanımlandı (MIBACT 2004). MiBACT, çiler dışındakilere de açmaları ve ziyaretçileri ile birey-
İtalya’daki müze ve ören yerlerindeki ziyaretçi deneyi- lerin ihtiyaç, beklenti, hayat deneyimi ve bilgi sistem-
minin kalite ve konforunu arttırmak ve erişimi sağlamak lerini göz önünde bulundurarak yeni ilişkiler kurmaları
üzere 2009’da yeni bir strateji hazırlamaya başladı. Bir gerektiği ortadadır. Kültürel mirasın tamamen yerel
dizi faaliyet ve etkinlikte bölgesel idare, yönetim halklara ait olduğu, farklı gruplara hitap eden kültürel
modelleri ve kamu-özel sektör işbirlikleri yoluyla miras temelli anlatıların ortaya konmasını sağlayacak
katılımcı yaklaşımların benimsenmesi vurgulanıyordu. yeni yaklaşımları benimsemek gerekiyordu. Kısacası,
Bu yeni yaklaşımı tasarlarken Bakanlık her bir toplu- tüm sistemin odağını kültürel mirastan insanlara
luğun kendisini özdeşleştirdiği kültürel mirasın taşıdığı kaydırmak gerekliydi.
çeşitli değerleri ve günümüzün küresel dünyasında farklı Bu karmaşık sistemi harekete geçirmek ve İtalya
grup ve kültürlerin temsil edilmesinin önemini dikkate vatandaşlarının kültür ve sanata daha geniş katılımını
almaya gayret etmiştir. desteklemek için başka bir adım ise 20’nci yüzyılın
‘Onların her birini özgün yapan şeyleri bilmeden Kültürel Sözleşmelerine göz atmaktır. Bu sözleşmelerde –
ziyaretçilere birey olarak yaklaşmayı başaramazsınız’ UNESCO’nun Kültürel Çeşitlilik ve Somut Olmayan
(Simon 2010: 39). Bakanlık ziyaretçi çalışmaları Kültürel Miras Sözleşmelerinden (UNESCO 2005;
alanında yapılmış ulusal ve uluslararası incelemeleri 2003), Avrupa Konseyi’nin Avrupa Peyzajlar
derlemek üzere bir araştırma başlatmıştır (Bollo 2016 Sözleşmesi’ne (Florence 2000) ve Toplum için Kültürel
tarafından yapılan araştırma). Sonuçlar, İtalya’da ziyaret- Mirasın Değeri Çerçeve Sözleşmesi’ne (Faro 2005) –
çilerin erişim ve katılımına dair nitel verilerin kültürel varlıkların ‘nasıl’ korunacağı vurgusu yerini
olmadığını, toplanmış az bilgiye ulaşımın zor olduğunu ‘neden ve kim için’ sorularına bırakmıştır. Faro
ve bu bilginin karşılaştırılabilir biçimlerde tutulmadığını Sözleşmesi bilhassa insanların kültürel mirasa erişim

66
Bölüm 8: Sciacchitano. Kültürel katılımda yaratıcı yöntemleri desteklemek

haklarına odaklanır ve kültürel mirasın sosyal ve rıyla karşılaştırıldığında müzelerin çok daha olgun-
ekonomik değerini ve diyalog ve demokrasi için bir laştığı, eskiye nazaran yeni bilgilerden haberdar
kaynak olarak rolünü vurgular. İtalya’nın 2013’te Faro oldukları ve yenilikleri öğrenmeyi talep ettikleri
Sözleşmesi’ni imzalaması kültürel miras politikalarının görüldü. 10 yıl içerisinde ziyaretçilerin eğitim
insan odaklı hale getirilmesi konusunda uzmanlar seviyeleri değişmezken (çoğunlukla iyi eğitimli, yüzde
arasında bir farkındalık yaratması açısından önemli bir 60 oranında üniversite mezunu ve yüzde 56 gibi az bir
adım olmuştu. Bu yaklaşım, Avrupa Konseyi’nin Mayıs farkla daha çok kadınlardan oluşan), günümüzde daha
2014’teki ‘Sürdürülebilir bir Avrupa için kültürel mirasın fazla bilgi talep ettikleri, ve katılıma daha fazla ilgi
stratejik bir kaynak olması kararları’, Avrupa İletişim duydukları tespit edildi. Müze ziyaretçilerinin yüzde
Komisyonu’nun Temmuz 2014’teki ‘Avrupa için entegre 60’ı ziyaretten önce müze ve koleksiyonları hakkında
bir kültürel miras yaklaşımına doğru’ ve son olarak Kasım araştırma yapıyorlardı. Nesneler hakkında detaylı
2014’te ‘Kültürel mirasın katılımcı yönetimine ilişkin bilgiden ziyade tarihi ve coğrafi bağlam, nesnelerin
Konsey kararları’ ile AB seviyesinde de onaylanmıştır birbirleri ve bölge ile bağlantıları ve müzenin binası
(Council of the European Union 2014a; 2014b; European hakkında bilgi sahibi olmak istiyorlardı.
Commission 2014). Ayrıca insan odaklı yaklaşım 2018 Araştırma 14–24 yaş arası genç ziyaretçilerin sayıla-
Avrupa Kültürel Miras Yılı’nın da temelini oluşturur. rının son on yılda yarı yarıya azaldığını, 65 yaş üstü
Diğer bir önemli fırsat, Kültür için Çalışma Planı ziyaretçilerin ise yüzde 4.5’den 13’e çıkarak üç kat
2011–2014 kapsamında kültüre daha iyi erişim ve geniş arttığını gösterdi.
çaplı katılım sağlanması için Koordinasyonda Açık İtalya’da müzecilik alanında pek çok yayın olmasına
Yöntem çalışma grubunun kurulmasıdır (European rağmen, yorumsal metin ve etiket yazımı hakkında bir
Agenda for Culture 2012). Bu grubun kurulmasındaki kaynakça olmadığını fark ettik. Uzun bir araştırma
amaç üye ülkelerin Avrupa düzeyinde kültüre katılımda sonucunda, devlet müzelerinin iletişim araçlarının
eşit olanaklar yaratacak düzenlemeler arasından iyi kalitesini ve erişimi iyileştirmek üzerine ilk kılavuzu
uygulamaların paylaşılmasıdır. yazdık (da Milano, Sciacchitano 2015).
İtalya Kültür Bakanlığı’ndaki uzmanlar yeni, insan Bu kılavuz bir dizi pilot proje ile test edilerek gelişti-
odaklı yaklaşımlara ilgi duymakla beraber bunu nasıl rildi. Bunlardan biri, geçmişte pek çok kültürler arası
uygulayacaklarını sorgulamışlardır. Bakanlık çalışanları projenin yürütüldüğü Milano’daki Brera Resim Galeri-
genelde koruma konusunda eğitimlidirler. Hedef kitle sindeki ‘Brera: Bir Başka Hikaye’ projesiydi.2 Brera
geliştirme, pazarlama stratejileri, kültürler arası diyalog Resim Galerisi Milano’nun merkezinde yer almasına
veya iletişim alanlarında deneyimleri yoktur. Bu yüzden rağmen çoğunlukla yabancı turistler ve dünyanın farklı
başlangıçta iletişim araçlarına odaklanmaya karar verdik, yerlerinden gelen uzmanlarca ziyaret ediliyordu. Milano
müzelerin uzman olmayan kişiler için çok uzun ve zor İtalya’nın en fazla yabancı sakini olan kenti olmasına
olan açıklama metinleri en çok eleştirilen durumların rağmen Milanolular müzenin kapısından içeri nadiren
başında geliyordu. Üstelik bu bilgi kimi yerlerde sadece giriyorlardı.
İtalyanca olarak mevcuttu. Müzede yorumlayıcı metin bulunmadığına dikkat
edilmelidir; sanat eserlerinin manası ve değerini
Toplumla konuşmak ve toplumun da sizinle konuş- anlamak, uzman olmayan ziyaretçiler için bu nedenle
masını sağlamak: Örnekler ve izlenimler genellikle zordur. ‘Brera: Başka Bir Hikaye’nin altında
MiBACT iletişim süreçlerinin yarattığı bütünsel değeri yatan fikir, bugün antik sanat müzelerinin artık insanlarla
bireysel ve kolektif faydalar açısından anlamaya konuşmadığı, ancak aslında her müzenin sanat eserle-
yönelik 2010 yılında ‘Dinleyen müze: Devlet müzeleri rinde vücut bulan birçok farklı hikayeyle dolu bir
için yeni iletişim stratejileri’1 adlı ziyaretçi anketini ‘mücevher kutusu’ olduğudur. Bu hikayeler sanat
sundu. 10 yıl önce yapılmış benzer bir anketin sonuçla- eserinin kendisine ve onları yaratan sanatçılara dair
olduğu kadar bu eserleri sorgulayan ve onlarda
duyguları, anıları ve yaşam deneyimleriyle beklenmedik
1 Museo di Palazzo Ducale, Mantova; Pinacoteca di Brera, Milano;
yankılar bulan ziyaretçilere de aittir.
Museo Archeologico Nazionale, Cividale del Friuli; Pinacoteca
Nazionale di Bologna; Galleria Palatina, Firenze; Museo Nazionale
di Villa Guinigi, Lucca; Galleria Nazionale dell’Umbria, Perugia;
Galleria d’Arte Antica a Palazzo Barberini, Roma; Palazzo Massimo, 2 Proje, kültürler arası kültürel miras eğitimi ile ilgilenen sanat
Roma; Museo Archeologico Nazionale, Napoli; Museo di Capodi- tarihçi/araştırmacı Simona Bodo ve Silvia Mascheroni, tiyatro ve
monte, Napoli; Museo Nazionale d’Arte Medievale e Moderna della müzelerde hikaye anlatıcılığı uzmanı Maria Grazia Panigada ile
Basilicata, Matera. Araştırma Prof. Ludovico Solima, (Second Brera Eğitim Hizmetlerinden Emanuela Daffra ve Paola Strada tara-
University of Naples) tarafından yürütülmüş, bu makalenin yazarı fından tasarlanmış, bu makalenin yazarı projeyi MiBACT adına
projeyi MiBACT adına koordine etmiştir koordine etmiştir.

67
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

İtalyanlar muhtemelen içinde bulundukları güzel- bilgilendirme materyalleri ile birlikte geçici bir ortamda
liklere o kadar alışıktır ki bu güzellik bir süre sonra yeni kanadı ziyaret etmesi ile gerçekleştirildi. Bilginin
unutulmaya yüz tutar. Fakat genellikle dışarıdan birinin kalitesinden yazılı metinlerin anlaşılabilirliğine kadar
bakışı kendi değerlerinizi tekrar keşfetmenizi sağlaya- çeşitli konularda geri bildirim sağlamak için beş odak
bilir. Bu fikirden yola çıkarak, müze göçmenlik grubu düzenlendi ve böylece küratörlere yeni serginin
geçmişine (Bosna, Brezilya, Mısır, Peru, Filipinler, son revizyonu için yararlı öneriler sağlanmış oldu.
Senegal, Tayvan ve Macaristan’dan gelen) sahip bir Son olarak Genel Müdürlük, 2012 yılında istişare
gruba kültürlerarası bağlar kurmak ve müze ziyareti için veya katılımcı planlama yoluyla iletişim araçları ve
bir takım kalıcı işitsel ve görsel araçlar geliştirmek üzere süreçlerini hedef kitlelerin aktif katılımlarını sağlayacak
bir nevi aracı olmaları amacıyla eğitimler verdi. Ana bir yaklaşımla yeniden ele almaları çağrısıyla İtalya’daki
amaç sadece müzeyi şu anda fazla ziyaret etmeyen bir devlet müzesi, arkeolojik alan ve tarihi yerden oluşan
gruba (göçmen geçmişe sahip yetişkinler) açmak değil, 420 kuruma ulaşarak onlardan önerilerini istedi. Bu
aynı zamanda düzenli, potansiyel, ‘yerli’ veya ‘göçmen’ çağrının amacı ulusal kültür kurumlarını yenilikçi
tüm ziyaretçilerin müzedeki eserlere başka açılardan katılım biçimlerini geliştirmek üzere teşvik etmek,
bakabilmelerini sağlamaktı. izleyiciler ve ihtiyaçları hakkında daha sistematik bir
Müze çalışanları ve aracıları farklı bakış açılarını, bilgi birikiminin yanı sıra süreçleri ve sonuçları daha
deneyim ve bilgi havuzlarını bir araya getirerek tüm kapsamlı değerlendirmek, bu alanlarda deneyimi olan
ziyaretçiler için kültürlerarası bağlar kurmuştur. Böyle- kurumların devamlılığını birikim, ilerleme ve kurumsal
likle ziyaretçiler müze koleksiyonlarında saklı olan çok değişimi desteklemek amacıyla sağlamak ve deneyimin
katmanlı anlamları keşfederek, pek çok farklı kültürü paylaşılabilmesini kolaylaştıracak bir uzman topluluğu
barındıran temaslara ait geçmiş ve şimdiki izleri yorum- oluşturmaktı. Fonlara erişebilmek için müzelerden kent
layabilmişlerdir. Bu bağlamda aracıların kişisel geçmişi müzeleri, ulusal arşiv ve kütüphaneler, kar amacı
ile müzedeki nesnelerin geçmişi arasındaki bağlantı son gütmeyen kurumlar, üniversiteler ve araştırma
derece önemlidir. merkezleri gibi bölgesel kurumlarla ortaklıklar
İtalya’daki ilk katılım temelli proje ‘Capodimonte per yapmaları talep edilmişti.
te’ (Solima, Sciacchitano 2014), Napoli’deki Capodi- Sonuç olarak, projelerin müzelerin kendi personelleri
monte Müzesi’nde yerel halkla ilişkileri güçlendirmek ve tarafından geliştirilerek uygulanmasına karar verildi ki,
ziyaretçi deneyimini iyileştirmek amacıyla 2012 yılında zaten ana amaç da devlet müzelerinin değişimi yönete-
geliştirildi. Müzede Bourbon ve Savoy ailelerinin evleri bilmek için kapasitelerinin geliştirilmesiydi. Başvurmak
olan ‘Ottocento a Capodimonte’ isimli yeni bir kanadın isteyen kurumlara kılavuz ve destek sağlandı. Başvuru
açılması Napoli sakinlerini bu yeni bölümdeki bilgilen- çağrısı ilgi ve katılım açısından başarıyla sonuçlandı.
dirme metinlerini tasarlamak üzere işin içine katma Genel Müdürlüğe iletilen 50 başvurudan 17’si bu amaçla
fırsatını yarattı. Sergiye dahil edilecek bilgilerin seçim kurulan komisyon tarafından seçildi.
sürecinde yöre halkının ihtiyaçları belirlenerek beklen- 2013 başında başlanan ve ziyaret rotaları oluştur-
tileri daha iyi karşılanabilirdi. Bu süreçteki en önemli maktan, yerel kurumlarla (yaşlı bakım evleri ve yazar
nokta küratörlerin uzmanlıkları ve rollerine saygıyı bir akademileri gibi) ortaklaşa hizmet ve iletişim araçları
kenara bırakmadan ve bilginin bilimsel kalitesinden geliştirmeye, genç nesilleri çekebilmek için yerel
ödün vermeden bilgi panellerinin yazımına ziyaretçilerin okullarla ortaklaşa yeni dijital araçları kullanmaya
katılımını sağlayabilmekti. uzanan farklı konulardaki projelerin pek çoğu tamamlan-
Araştırma ekibi ve müze çalışanları arasında fikir mıştır. Projelerin çoğu okullar, yerel yönetimler, STK’lar,
birliğine varılması ve tüm katılımcıların üzerinde kütüphane ve arşivleri kapsayan büyük bir ortaklık ağı
anlaştığı ortak bir araştırma yönteminin saptanması içerisinde gerçekleştirildi.
yaklaşık altı ay sürdü. İlk aşamada projede yer almak için ‘Al Museo con... Patrimoni narrati per musei accog-
yüzden fazla kişi gönüllü oldu ve ön gösterim için halka lienti’, National Museum of Prehistory and Ethnog-
hala kapalı olan yeni kanada girmelerine izin verildi. raphy ve National Museum of Oriental Art in Rome
Spontane soruları kışkırtmak için tüm koleksiyon sanat (almuseocon.beniculturali.it) müzelerinin ortak
eserleri hakkında herhangi bir bilgi veya etiket olmadan girişimi bu projelere bir örnektir. Her iki müze de
‘sessiz’ bırakıldı. Ziyaretçilerden tekil sergiler ve bir İtalya’daki en eski ve zengin kurumlardandır ve
bütün olarak sergileme ile ilgili akıllarına gelen ana kültürel çeşitliliğe saygı, kültürlerarası anlayış ve
soruları yazmaları istendi. Küratörler, toplanan 1000’den tarihsel bilginin yaygınlaşmasını teşvik ederek
fazla soru / yorumdan, sergi alanlarında sağlanan toplumun kültürel perspektifini genişletmektedirler.
bilgilere dahil edilecek konuların öncelikli bir listesini Özellikle Orta Doğu’dan Japonya’ya Doğu eserlerine
çıkardılar. İkinci aşama iki ay sonra 50 vatandaşın taslak adanmış ve Gandhara bölgesinden önemli bir eser

68
Bölüm 8: Sciacchitano. Kültürel katılımda yaratıcı yöntemleri desteklemek

koleksiyonuna ev sahipliği yapan National Museum of Council of Europe 2000: European Landscape
Oriental Art (Ulusal Doğu Sanatları Müzesi), Roma’nın Convention (Florence)
Asya kökenli topluluklarının en fazla yaşadığı — 2005: Framework Convention on the Value of Cultural
Esquilino semtinde yer almaktadır. Heritage for Society (Faro Convention)
Projeye katılanların çoğu müzedeki eserlerin geldiği Council of the European Union 2014a: Conclusions on
ülkelerden gelen göçmenlerden oluşuyordu. Engelliler ve Cultural Heritage as a Strategic Resource for a
ulusal görsel-işitsel eğitim enstitüsünden gençler de Sustainable Europe. Brussels
katılımcılar arasındaydı. Projenin amacı müzenin — 2014b: Conclusions on Participatory Governance of
‘çekirdek kullanıcılarını’ – üniversiteler, aileler, alana Cultural Heritage (2014/C 463/01)
meraklı kişiler ve uzmanlar ile turistler – yeni ‘potansiyel’ Da Milano, C., Sciacchitano, E. 2015: Linee guida per la
ve ‘nadir’ kullanıcılar ile göçmenleri, engellileri ve alan ile comunicazione nei musei: segnaletica interna, didas-
ilgilenen kurumları da içerecek şekilde genişletmektir. calie e pannelli. Rome
Proje, hikaye anlatımı ve yazı laboratuvarları ve http://musei.beniculturali.it/wp-
‘Hikaye Çemberleri’ yöntemi ile anlatı yaklaşımı üzerine content/uploads/2017/01/Linee-guida-per-la-comuni-
kuruldu. ‘Anlatı yolları’ tasarlayarak, müze nesnelerinin cazione-nei-musei-segnaletica-interna-didascalie-e-pa
‘tekrar dile gelmelerini’ sağlanmış, bu yolla katılan nnelli.-Quaderni-della-valorizzazione-NS1.pdf
kişilerin entelektüel ve duygusal katkılarına olanak European Agenda for Culture 2012: A Report on Policies
tanınmıştır. Katılımcı yaklaşım, müze ve topluluklar and Good Practices in the Public Arts and in Cultural
arasında bir köprü kurarak diyaloga dayalı ve ilişkisel bir Institutions to Promote Better Access and Wider
yaklaşım yoluyla ortak anlamların inşasını mümkün Participation in Culture.
kılmıştır. Ziyaret yolları, farklı kitlelere hitap etmek için http://ec.europa.eu/assets/eac/culture/policy/strategic
artırılmış gerçeklik ve çoklu medya kullanımı dahil -framework/documents/omc-report-access-to-
olmak üzere yenilikçi iletişim biçimleri aracılığıyla culture_en.pdf
geliştirilmiştir. European Commission 2014: Communication from the
Commission to the European Parliament, the Council,
Sonuç the European Economic and Social Committee and
Önerilen bazı eylemler daha ileriye taşınmamasına the Committee of the Regions: Towards an Integrated
rağmen, İtalya Kültür Bakanlığı’nın 2009–2012 yılları Approach to Cultural Heritage for Europe
arasında gerçekleştirdiği faaliyetler, İtalya’daki kültürel (COM[2014] 0477 final). Brussels
miras politikalarında bir dönüm noktası olmuştur. Bu European Union Directorate-General for Communication
politikalar, kültürel miras ile insanları ve onların 2017: Special Eurobarometer 466: Cultural Heritage.
hikayelerini aynı çerçeve içerisinde ele almaya yönelik https://data.europa.eu/euodp/data/dataset/S2150_88_
artan ilginin ürünüdür. Bu makalede bahsi geçmeyen 1_466_ENG
diğer projeler ise ziyaretçileri ve onların ihtiyaçlarını Istituto Nazionale di Statisca (Istat) 2015: Indagine sui
daha iyi anlayarak resmi ve uzman güdümlü sergi ve musei e gli istituti similari.
sunumlara bu ihtiyaçların entegre edilmesini https://www.istat.it/it/files/2016/12/Report-Musei.pdf
amaçlamıştır. Tüm bu çabalar İtalya’daki kültürel miras MIBACT 2004: Decreto Legislativo 22 gennaio 2004, n.
kurumlarına yeni ‘toplulukların’ çekilebilmesi için 42: Codice dei beni culturali e del paesaggio, ai sensi
kullanılan yaratıcı yöntemlere yoğunlaşmaktadır. Bunu dell’articolo 10 Legge 6 luglio 2002, n. 137.
yapabilmek için de en uygun yönteme karar vermeden http://www.beniculturali.it/mibac/multimedia/MiBA
önce çoğu zaman destekleyici veriler toplanmıştır. Bu C/documents/1240240310779_codice2008.pdf
çabaların çok yakın gelecekte görülecek ani bir etki Pes, J., Sharpe, E. 2015: ‘Visitor figures 2014: the
yaratması muhtemel olmasa da, tohumların ekildiğine ve world goes dotty over Yayoi Kusama’ The Art
büyümeye başladığına inanıyoruz. Newspaper (2 April 2015) içinde.
http://web.archive.org/web/20170312101243/http://t
Kaynakça heartnewspaper.com/news/museums/visitor-figures-
Bollo, A. 2016: Il monitoraggio e la valutazione dei 2014-the-world-goes-dotty-over-yayoi-kusama
pubblici dei musei. Gli osservatori dei musei nell’es- Sciacchitano, E. 2015: ‘Dall’Europa, uno sguardo nuovo
perienza internazionale. Rome al patrimonio culturale’ Il Giornale delle Fondazioni
http://musei.beniculturali.it/wp- (15 January 2015).
content/uploads/2017/01/Il-monitoraggio-e-la- http://www.ilgiornaledellefondazioni.com/content/%
valutazione-dei-pubblici-dei-musei.-Quaderni-della- E2%80%8Bdalleuropa-uno-sguardo-nuovo-al-patri-
valorizzazione-NS-2.pdf monio-culturale

69
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Simon, N. 2010: The Participatory Museum. Santa Cruz, UNESCO 2003: Convention for the Safeguarding of the
Museum 2.0 Intangible Cultural Heritage. Paris
Solima, L., Sciacchitano, E. 2014: ‘La progettazione — 2005: Convention on the Protection and Promotion of
partecipata nei musei: l’esperienza di Capodimonte the Diversity of Cultural Expressions. Paris
per te’ Economia della Cultura Anno 24.1: 99–108

70
9. Arkeoloji ve kültürel mirası toplumsallaştırmak:
eğitim ve yerel müzelerin rolü
Veysel Apaydin

Giriş Bu makalede Çatalhöyük, Ani ve Hattuşa örnekleri


Toplum arkeolojisi… arkeolojinin toplum ile temas ışığında kültürel miras alanlarının korunması için en etkili
etmiş veya temas etme olasılığı bulunan tüm uygula- araçların öncelikle örgün sonra yaygın eğitim olduğunu
malarını kapsar (Schadla-Hall 1999: 147) savunarak toplum arkeolojisinin iki önemli yönünü hem
evrensel boyutta hem de Türkiye bağlamında açıklaya-
Toplum arkeolojisi herhangi bir tanımla sınırlandırılma- cağım. Sonrasında kanımca toplum arkeolojisi projele-
malıdır. Aksine toplumda aralarında kültürel miras ve rinin en önemli kısımlarından biri olan toplumda kültürel
müzecilik alanlarının da olduğu, geçmişten kalan nesne miras algısı inşası konusuna değineceğim.
ve mekanların daha iyi korunmasını sağlayacak bir
kültürel miras farkındalığı yaratan tüm alanları kapsar. Arkeoloji ve kültürel miras alanlarının korunması ve
Toplum arkeolojisinin öncelikli ve en önemli amacı örgün eğitim
toplumdaki farkındalığı mümkün olduğu kadar yaratabil- Şüphesiz, okullar bilginin yayılması için sahip olduğumuz
mektir. Bunun için de var olan en yararlı ve mühim araç, en etkili araçlardır. Okullar toplumu şekillendirir çünkü
çok sayıda insana ulaşabilecek hem örgün hem de yaygın okula bilgilerin, kişiliklerin ve karakterlerin şekillendiği
tarih eğitimidir. çok küçük yaştan erken erişkinlik dönemi arasındaki
Arkeoloji eğitiminin geliştirilmesi ve farklı yakla- zamanda gidilir. Okullar bu yüzden çok güçlü kurumlardır
şımların ortaya çıkarılması süreci hem mevcut ve ileride toplumlarına yön veren rollere sahip olacak
problemler ve meseleleri öne çıkarmış hem de yeni yetişkinleri üzerinde muazzam etkileri vardır.
problemleri beraberinde getirmiştir. Burada ‘arkeoloji Kültürel mirasın korunması ve toplumsal bilincin
eğitimi’ teriminin ve bu terimin okullar, müzeler ve yaratılması bağlamında bakıldığında, dönemden bağımsız
arkeoloji projelerinde uygulanma tarzını yeniden değer- olarak çocukların geçmişi öğrendikleri yerler olan okullar
lendirmek gerektiği görüşündeyim. Eski yaklaşımlar son derece önemli bir yere sahiptir. Okul yılları çocuğun
mevcut ihtiyaçlara cevap vermiyor ve geçmiş ve eski kültürel mirasın rolü ve neden korunması gerektiği
eserlere dair karmaşık ve çok katmanlı anlayışlara sahip konusunda ufkunun genişlemesi için geniş olanaklar tanır.
toplulukların farkındalığını etkili şekilde geliştirme Gelgelelim Türkiye ve pek çok başka ülkedeki merkezi
konusunda yetersiz kalıyor. Ayrıca bu yaklaşımlar eğitim sistemleri arkeoloji ve kültürel miras ile ilgili
arkeolojinin müze ve okullardaki öğretimi ve öğreni- konuların daha kapsamlı bir şekilde öğretilmesine olanak
minde etkili değil. Yine de pek çok yerde çok iyi sağlamaz (Corbishley 2011). Eski eserler ve kültürlere dair
sonuçlar elde edilmiştir: örneğin Londra Müzesi’nin eriştikleri bilgi sınırlı olduğundan, çocuklar bilinçlenme-
toplum arkeolojisi projeleri Londra’daki pek çok okulla lerine olanak verecek geniş bir geçmiş anlayışından
işbirliği yapmış, yine aynı müzenin ‘mimari miras’ yoksun büyürler. Stone’un (1985) da belirttiği gibi,
projesi (www.mola.org.uk/blog/hackney-community- kültürel miras tahribatını azaltabilmenin tek yolu eğitim
college-students-help-record-local-built-heritage), yerel ile toplumu ve özellikle de çocukları bilinçlendirmektir.
kültürel miras algısına yönelik farkındalığın artırıl- Bu tür çabalar ilkokuldan liseye uzanan dönemde
masını amaçlamıştır. hedefe yönelik eğitim ve öğretim stratejileri sayesinde
Toplum arkeolojisi kavramı Türkiye için oldukça çok daha etkili hale gelebilir. Fakat pek çok ülkenin okul
yenidir. Bu kavramın özellikle Avrupa’da uygulanmış kitapları ve müfredatları ile ilgili türlü sorunlar
projeler gibi daha önce başka yerlerde yapılmış işlere mevcuttur (Kasvikis vd. 2007: 129). Örneğin, en öne
eleştirel yaklaşarak ve sonrasında Türkiye toplumuna çıkan sıkıntılardan biri arkeoloji, kültürel miras veya
özgün ve kayda değer eğitim programları oluşturarak tarih çalışmalarına diğer konulara göre daha az önem
düzgün ve etkili bir şekilde geliştirilmesi gereklidir. verilmesidir (bkz. Doughty 2007). Pek çok başka ülkede
Başarı sağlanabilmesi için analitik olmaya ve Türki- olduğu gibi (Copeland 2004; Henson 2004: 16–19;
ye’nin sunduğu fırsat ve engelleri hesaba katmaya ihtiyaç Corbishley 2004: 69) Türkiye’de de tarih öğretimi ile
vardır. ilgili bir dizi sorun bulunmaktadır (Apaydın 2015).

71
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Türkiye’de öne çıkan meseleler arasında haddinden Kültürel miras bilincinin eksik kalmasında arkeolog-
yoğun müfredat, yapılandırılmamış öğretim, yetersiz ların ve arkeoloji eğitmenlerinin de önemli bir rolü
pratik eğitim (mesela müze veya diğer miras alanla- vardır. Akademideki arkeologlar, öğretmenlerin
rında), kültürel miras ve geçmişle ilgili konuların modern okullarda arkeoloji ve kültürel miras konularını işlemesi
toplumla alakası olmadığını düşündükleri için öğretmen- gerektiğini savunurken, Birleşik Krallık’ta 1970’lerden
lerin geçmişi öğretmekten kaçınması sayılabilir bu yana örneklerini gördüğümüz gibi bu konuda öğret-
(Apaydın 2016b). Benim savıma göre bu meseleler menlerin ihtiyaç duydukları kaynakları sağlamakla
arasında en önemlisi kültürel miras ve geçmiş anlayışının yükümlüdürler (Corbishley 2011; Halkon vd. 1992;
yanlış olmasıdır çünkü Türkiye’de bunların günümüz Henson 1996). Fakat dünyanın bazı yerlerinde arkeo-
toplumu ile alakası henüz kurulamamış, sürdürülebilir loglar bu yükümlülüğü yerine getirmemişlerdir
bir gelecek yaratacak önemler ise halen alınamamıştır. (Zimmerman vd. 1994). Türkiye de akademideki arkeo-
Bundan ötürü örgün eğitimde kültürel miras ve tarihle logların pek çoğunun arkeoloji veya tarih derslerini
ilgili konulara verilen yer oldukça sınırlıdır. Örneğin, anlatırken öğretmenlere yol gösterici kaynakları
beşinci sınıf sosyal bilimler müfredatında tarih öncesi üretmeye veya eğitmenlere eğitim sağlamaya isteksiz
dönemler ile geçmişin maddi kültürüne önem atfedil- olduğu yerlerden biridir. Bunun ana nedeni Türkiye’de
mezken (Apaydin 2016b), tarihin diğer dönemlerine çok akademide çalışan arkeologların halihazırda oldukça
daha fazla yer ayrılmıştır. yoğun bir ders yüküne sahip olması, kimi zaman bir
Bu durumda da Türkiye’de eski eserlere yönelik dönemde 7–8 ders verdikleri için okullarda eğitime
talan, tahribat ya da ilgisizliğin her geçen gün daha da ayıracak vakitlerinin kalmamasıdır.
artması şaşırtıcı değildir. Arkeolojik kalıntılar ve başka Yine de üniversitelerin arkeoloji bölümleri okul ve
kültürlere ait geçmiş bilgisinden yoksunluk, kültürel öğretmenler için kaynak hazırlama girişiminde bulunabi-
miras alanlarının korunmasını zorlaştırmaktadır. Kültürel lirler. Akademide çalışan arkeologların Türkiye’deki
miras alanlarımızı daha iyi korumak için Türk, Osmanlı eğitim sistemi, müfredat ve eğitim yöntemleri konularında
ve İslami dönem tarih ve kültürel mirasının yanı sıra, yeterli bilgiye sahip olmadıklarını da eklemek gerekir.
örgün eğitimde tarih öncesi dönem ve kalıntılara da 1980’lerde Southampton Üniversitesi arkeoloji bölümü,
önem verilmesi elzemdir. öğretmenlerin ihtiyaç duydukları arkeoloji kaynaklarını
Örgün eğitimdeki önemli konulardan bir diğeri ise araştırmıştır (Corbishley, Stone 1994: 385), ayrıca
müfredatın tasarımının ve yapısının öğretmenlerin tarihi 1990’larda Almanya’nın Bayern kentinde okullar için bir
günümüzle daha alakalı görünmesini sağlayacak şekilde, arkeoloji öğrenme paketi hazırlanmıştır (Gaedtke-Eckardt
aktif olarak öğretmelerine olanak tanımamasıdır. Hal vd. 1999). Aralarında Reading Üniversitesi’nin de
böyle olunca, öğretmenler çocuklar için tarihi eğlenceli, bulunduğu bazı üniversiteler öğretmenler için kapsamlı
anlaşılır ve değerli kılmakta zorlanmaktadırlar. Müfre- kaynaklar üretmişlerdir. İngiltere’deki Arkeoloji Veri
datın mevcut yapısı, konuların nasıl öğretilmesi gerek- Servisi (Archaeology Data Service, ADS; bkz.
tiğini belirlemekte ve müfredat hiçbir zaman çocukların https://archaeologydataservice.ac.uk/learning.xhtml)
daha geniş bir perspektife sahip olmasına yardımcı araştırmacılar, öğretmenler ve toplumun geneli için
olacak şekilde değiştirilmemektedir (Apaydın 2016b). öğrenimi destekleyen, dijital bir veri tabanı sunmaktadır
Türkiye’de tarih eğitimiyle ve müfredatla ilgili (Corbishley 2011: 17).
konularla bağlantılı, etkisi olan başka sorunlar da Kültürel miras ve arkeolojik alanların talan, yağma ve
bulunmaktadır. Öğretmenlerin ve arkeologların tahribatını durdurmak için kültürel miras bilincini
rollerini dikkatlice düşünmek gereklidir. Öğretmenler artırma konusunda öğretmenler ve arkeologlar son
müfredat dahili veya haricinde öğrencilere bilgi derece önemli rol oynasalar da, onlar da çoğu zaman
sağlama konusunda çok önemli bir rol oynamaktadırlar. merkezi eğitim sisteminin kısıtlamalarına tabidirler. Yine
Her ne kadar Türkiye’de öğretmenlerin çoğu boş de Türkiye’de yaygın eğitim kurumlarını güçlendirerek
zamanlarında arkeoloji eğitimine yeterli önemi etkilerini artırmak mümkündür, bunun yolları aşağıdaki
vermese de – örneğin görsel ve uygulamalı eğitimler kısımlarda tartışılacaktır.
sırasında – öğretmenlerin arkeoloji öğretmek için
yeterli kaynak veya kapasitesinin olmadığını da Yaygın eğitimin rolü: müzeler ve arkeoloji projeleri
unutmamak gerekir. Mesela Türkiye’deki ortaöğretim Toplumda kültürel miras bilinci geliştirmenin en etkili
öğretmenlerine okullarda tarih öğretmeleri için yeterli aracı örgün eğitim olsa da, müze ve arkeoloji projelerinin
eğitim verilmemektedir. Türkiye’deki tarih öğretmen- oynadıkları role de değinmek gerekir. Bu projeler
lerine yönelik herhangi bir arkeoloji ya da kültürel önemlidir çünkü özellikle kırsal bölgelerde yaşayanlara
miras dersi veya bu konuları öğretmek için yol örgün eğitimleri sırasında mahrum kaldıkları tarih
gösterici kaynaklar bulunmamaktadır. eğitimi fırsatı yaratırlar.

72
Bölüm 9: Apaydin. Arkeoloji ve kültürel mirası toplumsallaştırmak

Geç 19’uncu ve erken 20’nci yüzyıl boyunca, önemlidir çünkü köy ve kasabalarda okuma yazma
müzeler ulus devlet inşasında birer araç (Macdonald bilmeyen pek çok kişi yaşar (bkz. Apaydın 2017).
1998; ayrıca bkz. Aronsson, Elgenius 2011) ve ulus Müzeler, toplum arkeolojisi projeleri kapsamında verilen
kimliğinin pekiştiricisi olarak kullanıldı. Ulusal müzeler yaygın eğitimlerle toplumda eğitime erişme şansı
genellikle ortak hafızanın muhafaza edildiği ve ulus olmamış kişilerin okulda verilen eğitim boşluğunu
kimliğini desteklemek amacıyla sergilenen yerler olarak kapatmada önemli role sahip araçlardır. Eski eserler ve
görülüyordu (Cuno 2008). Yunanistan’daki Ulusal günümüzün maddi kültürü bilgi ve iktidarı içinde barın-
Arkeoloji Müzesi, Bizans ve Hristiyanlık Müzesi, Yunan dıran sosyal ve kültürel üretimlerdir (Smith 2006: 14–
Halk Kültürü Müzesi ve Ulusal Tarih Müzesi buna örnek 15). Foucault’ya (1991) göre içinde bilgi barındıran her
olarak verilebilir (Gazi 2011). Diğer bir örnek Slovak şey iktidarla ilgilidir; bu durumda kültürel mirasın da
Müzesi, ulus devlet inşa sürecini desteklemek amacıyla güçlü nesneler ve söylemlerden oluştuğunu ve bunun
1895’te kurulmuştur. Bölgede komünizmin sona kültürel miras bilinci yaratmak için kullanılabileceğini
ermesinin ardından, 1990’lar ve ertesinde Slovakya söylemek mümkündür. Başka bir deyişle, toplumun bu
müzeleri çoğunlukla politik amaçlar doğrultusunda nesneleri müzelerde görmelerini sağlama olanağı
kullanılmışlardır (Hudek 2011). yaratılmalı, toplumun bu nesnelere erişebilmesi sağlan-
Müze kavramı ve anlayışı yakın dönemde değişikliğe malıdır.
uğramış ve bu kurumların kamusal rolleri dikkatlice Bununla beraber Türkiye’de arkeolojik alanlardan
incelenmiştir. Müzeler insanlığın kültürel mirası gelen eserlerin gittiği yer olan müzelerin çoğu kent
hakkında bilgiye erişim sağlayan kamu kurumların- merkezlerinde yer alır ve pek çok kişinin buraları
dandır; fakat, dünyanın birçok yerindeki ve Türkiye’deki ziyaret etme olanağı bulunmaz. Benim görüşüme göre
çoğu müze, bu temel görevi yerine getirme konusunda eserlerin korunması ile ilgili en büyük hata bu eserleri
başarısız olmuştur. Nesneleri sergilemek tek başına saklamanın veya toplumdan uzak tutmanın bu eserleri
yeterli değildir. Müzeler toplumun ihtiyaçlarını ve çeşit- koruyacağı algısıdır. Aksine eserlere dokunmak (bkz.
liliği yansıtabilmelidir (Merriman 2000: 1). Kanımca Pye 2007), onları görmek ve hissetmek insanlarda bu
müzeler eleştirel bilgi sağlamalı, sosyal ve tarihsel nesnelerin önemine dair bir bilinç oluşturur. Örneğin,
süreçler arasındaki bağlantıları açıklamanın yanı sıra başka bir makalemde (Apaydın 2017) Konya’daki
tarihin insanların bugünkü toplumu anlayabilmelerine Çatalhöyük Neolitik yerleşmesi ve Kars’taki orta çağ
yardımcı olabilecek dönemleri ile ilgili bilgiler sunmalı- kenti Ani’nin etrafında yaşayanlardan bahsetmiştim.
dırlar. Arenas ve Obediente (1994: 53) ‘müzelerin insan- Bu kişiler bölgelerinde kendi yerel kültür miraslarını
ların doğruları, nesneleri ve gerçek hayat portreleri kolayca gidip görebilecekleri bir müzenin bulunmama-
arasında bağlantı kurabildikleri öğretici araçlar sından yakınırlar. Bir Çumra-Konya sakini bu konuya
olmasının, özel tarih çalışmaları ve derin düşünsel açıkça değinir:
açılımlara olanak sağlamasının’ gerekliliğini vurgular.
Ayrıca müzeler grup içindeki, farklı cinsiyet ve yaş Konya Müzesi buradan bir saat, Ankara Müzesi
grupları gibi tüm kimlik çeşitliliğini yansıtabilmelidir (Çatalhöyük eserlerinin sergilendiği) ise dört saat
(Crooke 2007: 88). Crook (1972: 39) müzenin temel uzakta. Bizim gidip buraları görmemiz mümkün
işlevini toplum tarafından genel kullanıma açık olması, değil. Eğer biz bu eserleri görmezsek bizde nasıl
topluma fayda sağlaması olarak belirtir. Bu modele kültürel miras bilinci olsun…
verilebilecek en başarılı örnek ‘Kültürel Çeşitlilik
İlkeleri’ üretmiş olan Avustralya Ulusal Müzesi’dir. Her Çatalhöyük ve Ani’de hemen herkes ‘Eğer yakınlarda
ne kadar uygulamada bazı sorunlarla karşılaşılmış olsa bir müze olsaydı Çatalhöyük’ten/Ani’den gelen eserleri
da, ilkeler insanların haklarına vurgu yapar (Museums görmek ve müze faaliyetlerine katılmak ister miydiniz?’
Australia 2000) ve tarihle ilgili bilgiye ulaşabilmek için sorusuna ‘Evet’ cevabını vermiştir (Apaydın 2017).
Avustralyalıların tümünün kendi kültürlerine ait Çorum’daki Hattuşa/ Boğazköy sakinleri ise bölgele-
nesneleri müzelerdeki sergilerde görme hakkına sahip rindeki yerel müzenin önemine, yerel kültür mirasının
olduğunu belirtir. korunma bilinci geliştirmede ne kadar etkili olduğuna
Müzeler yerel toplulukların tarih ve kültürel miras dikkat çekmişlerdir. Bu nedenle mülakata katılan 11
kavramlarını ve bu anlayışın toplumları için sürdürüle- kişiden 11’inin de ‘Daha önce müzeyi ziyaret ettiniz mi?
bilir bir gelecek yaratmadaki önemini anlamalarına sorusuna ‘Birden çok kez’ diye cevap vermesi şaşırtıcı
yardımcı olur, ayrıca herhangi bir örgün eğitim alma değildir (Apaydın 2017).
şansı olmamış kişiler için önemli birer kaynaktır Türkiye’deki müzelerin yaygın eğitim potansiyeli
(Merriman 2000: 1; Chadwick 1980; Millas 1973). Bu, küçümsenmemelidir. Türkiye’de 200’ün üzerinde devlet
Türkiye’de kırsal kesimde yaşayanlar için özellikle müzesi ve 200’ün üzerinde özel müze bulunur (bkz.

73
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

https://kvmgm.ktb.gov.tr/TR-43253/genel-mudurlu- Her ikisi de UNESCO Dünya Miras Listesi’nde olan


gumuze-bagli-muzeler-ve-orenyerleri.html [devlet]; neolitik yerleşim Çatalhöyük ve tarihi kent Ani etrafında
https://kvmgm.ktb.gov.tr/TR-135633/ozel-muzeler.html yaşayanların en temel şikayeti arkeologlarla yerel halk
[özel]). Yaygınlıkları göz önüne alındığında, bu müzeler arasında bir bağ olmamasıdır. Örneğin, Çatalhöyük
geçmiş hakkında bilgi sunmak için yerelde çok sayıda projesi her yıl toplum için projeler yürütse de, yakındaki
insana ulaşabilir ve böylece toplumda kültürel miras köy Küçükköy sakinlerinden biri şöyle demektedir:
bilincini artırabilir. Fakat son yıllarda geçmişe kıyasla
her ne kadar müzelere ayrılan bütçede de atfedilen Her sene bir günlüğüne bizim (yöre halkı) de davetli
değerde de bir artış gözlemlense de, müzelerin pek olduğumuz Çatalhöyük festivalini yapmalarının
çoğunun yerelde toplum arkeolojisi projeleri yürütecek dışında, arkeologlar ve köylüler arasında bir iletişim
kapasiteleri, eğitim kadroları ya da bütçeleri bulunma- olmuyor… onlar kamplarında yaşıyorlar, yerelle pek
maktadır. alakaları olmuyor, biz de alanda ne olup bittiğini pek
Eğitim programları geliştirme konusunda diğer bilmiyoruz.
müzelere örnek olabilecek bir müze Mardin Müzesi’dir.
Bu müze amaçları, kimliklere, farklı grupların çeşitli Arkeoloji projesi ve yerel halk arasındaki iletişim-
geçmişlerine ve farklı tarihsel süreçlerin öğrenimine sizlik, topluma yönelik hiçbir proje yapılmayan orta çağ
21’inci yüzyıl müze kavramına uyacak şekilde önem yerleşmesi Ani’nin bulunduğu bölgede daha da çarpıcıdır
vermektedir. Böyle bir yaklaşım çocuklar, gençler ve (Apaydın 2017). Ocaklı/Ani köyünün en yaşlılarından
yerel halkta doğrudan bir kültürel miras bilincinin geliş- olan ve 1950’lerden bu yana kazı ve restorasyon proje-
mesini sağlayacaktır. Ayrıca müze arkeologlarının lerine tanık olan bir yöre sakini şöyle der:
üniversitelerden eğitim uzmanlarıyla birlikte çalışmış
olmaları Mardin Müzesi örneğini daha da umut verici Alanda kazılar bir başlayıp bir duruyor olsa da, biz
hale getirmektedir. hiçbir zaman ne burada ne olduğuna ne de kazı
Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada eğitim sürecine dair bilgilendirilmedik...
programları yürütme konusundaki sıkıntılardan biri, bu
programlardan hiçbirinin kendi etkinliğini ölçmeme- Arkeologların çalışmalarıyla ilgili toplumla iletişim
sidir ki bu da kimsenin başarılı olup olmadığından kurmaları konusunda uygulamalar Hattuşa’da farklılık
emin olamaması demektir. Eğitim programlarının gösterir. Her ne kadar burada herhangi bir sistematik
başarısını değerlendirmek veya başka bir deyişle test eğitim ya da iletişim projesi yürütülmemiş olsa da, yerel
etmek, programları daha iyi hale getirmeyi, yeni halkın bilgi ve yaklaşımları Çatalhöyük ve Ani’den
teknikler ve bakış açıları geliştirmeyi, farklı ve uygula- ayrışır. Bunun temel sebebi alanda kazıların neredeyse
nabilir fikirler ortaya çıkarmayı mümkün kılabilir 100 seneyi bulacak denli uzun soluklu olması ve Alman
(etkin eğitim programları geliştirmek ve değerlen- arkeologların sömürgeci yaklaşımı en az seviyeye
dirmek üzerine detaylar için bkz. Apaydın 2016a). indirerek yerel halkla iletişim kurma çabalarıdır. Daha
Yaygın eğitimde müzelerin oynadığı önemli rolün önce de belirtildiği gibi, yerleşimde yerel bir müzenin
yanında, arkeoloji projeleri de yerelde girişimlerde bulunmasının insanların bilgi ve algıları üzerinde çok
bulunarak geçmişle ilgili bilgilendirme yapabilir. 2014 önemli bir etkisi olmuştur (Apaydın 2017). Yerel halk ile
senesinde, Türkiye’deki kazı ve yüzey araştırma sayısı arkeologlar arasında kurulan etkili ve iyi iletişimin, etkin
300 civarındaydı (https://kvmgm.ktb.gov.tr/TR- toplum arkeolojisi uygulamalarında ve toplumda kültürel
126076/2014-yili-kazi-ve-yuzey-arastirma-faali- miras farkındalığının arkeolojik alanların daha iyi korun-
yetleri.html). Bu rakam büyük ihtimalle pek çok masını sağlayacak şekilde artırılmasında son derece
ülkeden daha fazla olsa da, arkeologların arkeoloji önemli olduğu görülmektedir.
eğitim ve erişim programlarına ilgisizlikleri saha çalış-
maları sezonlarında da devam eder. Pek çoğu yerelden Geçmişin anlam ve yorumu
işçi bulmak dışında herhangi bir işbirliği kurmaya ya Bir deneyim ve yorum alanı olarak geçmişin sunduğu
da eğitim programları yürütmeye hevesli değildir. Bu izlenim tamamen başka çeşitlilikler barındırır. Mekan
durum iki sonuç doğurur: (1) Arkeologların kültürel ve zaman arasındaki fark son derece baskın olabilir.
mirasın ve arkeolojik alanların doğal koruyucuları olan Tarihin esas doğasının ne olduğuna dair devamlı
yerel halklardan soyutlanması (Pearson, Sullivan değişen görüşlerle karşı karşıyayız. Buna göre insan
1995) ve (2) sürdürülebilir bir toplum yaratabilmek yaşamının kültürel yöneliminde geçmişin temsili, bu
için kendi geçmişlerinin önemini görüp kavrayacak farklılık ve çeşitliliği o kadar yansıtır ki, belirli bir
yerel toplumlar ve eski eserlerin arasına engeller formu özünde tarihsel olarak tanımlamak güçtür
konulması. (Rüsen 2007: 2).

74
Bölüm 9: Apaydin. Arkeoloji ve kültürel mirası toplumsallaştırmak

Bireyler ve topluluklar, sosyal ve politik geçmişler ve rıyla – ilişkisini incelemek de önemlidir (Apaydın
kültürel özellikler açısından bazı benzerliklere de sahip 2018b). Günlük yaşamın gereklilikleri bu mekanların
olsalar da, yaşam biçimleri, kültürel gelenekleri ve en farklı kullanımlarını beraberinde getirdiği için, topluluk-
önemlisi düşünce biçimleri nedeniyle birbirinden ların farklı uygulamalar ve mekânlarla ilgili hatıraları da
ayrışırlar. Farklılıkların temel nedeni, toplulukların farklıdır. En önemlisi, mekan ve insanlar arasındaki
oluşma süreçleri ve bireylerin birçok farklı fail tarafından ilişkinin toplumun geçmişi yorumlamasında büyük
şekillendirilmesi ve onlardan etkilenmesi ile içinde etkiye sahip olmasıdır. Bourdieu (1990), bireyler ve
yaşadıkları kültürel ortamdır. Bununla birlikte aynı mekan arasındaki günlük kullanıma dair anlamı vurgular
toplumun içindeki her bireyin yaşam deneyimi o kişinin ve bu her birey ve topluluk için öznel yaşam anlayışını
dünya görüşü, politik duruşu ve elbette geçmişin ve etkilediği için incelenmelidir.
geçmişin maddi kalıntılarının bir yansıması sebebiyle Çatalhöyük, Hattuşa ve Ani halkları nesiller boyu
diğer kişilerden farklılık gösterebilir. aynı bölgelerde yaşamış ve yereldeki kültürel miras
Bireylerin farklı düşünme biçimleri farklı geçmişlerin alanlarıyla kişisel ve günlük ilişkiler geliştirmişlerdir.
üretmesine yol açar. İnsanlar olarak, günlük yaşamımızda Nesiller boyunca devam eden bu yaşam, pek çok
tarihe ve geleceğe dair maddi kalıntılar ortaya çıkarırız, hatıranın oluşmasına sebep olmuştur. Bu üç yerdeki
bu çıkardıklarımız bireylerin ve toplumların kimliklerini topluluklar, kültürel miras alanlarını tarım ve mera
de şekillendirir. Dünyanın pek çok yerinde geçmişin ve arazisi olarak ya da Ani örneğinde alandaki mağaraların
geleceğin somut ve somut olmayan kültürel mirasını içinde bilfiil yaşadıkları için yaşam alanı olarak kullan-
üretme biçimleri, tarihi maddi kültürü anlama, mışlardır. Arkeolojik alanlarla kurdukları farklı gündelik
yorumlama ve ele alma ile bilinç yaratma yolları her ilişkilerin sonucu olarak bu topluluklar için geçmişin
yerde – örneğin kentsel ve kırsal bölgeler arasında – yorumlanması ve anlaşılması işte bu yüzden farklılık
farklılık gösterir (Freire 2005; Apaydın 2018a). gösterir. Eğitimin yanı sıra bu durumun da kültürel
Bu nedenle, yerelde kültürel miras bilincini miras algısı üzerinde büyük bir etkisi bulunur. Bu
arttırmaya yönelik toplum eğitimi programlarının en yüzden kültürel miras alanlarının daha iyi korunması
önemli yönü herhangi bir toplum arkeolojisi projesine için bu konuda bilinçlendirme amaçlanıyorsa, toplum
başlamadan evvel söz konusu toplumun geçmişe dair arkeolojisi projeleri bu iç etmenler dikkate alınarak
bilgi ve algılarını ölçmektir. Bu tür ölçümler program- hazırlanmalıdır.
ların daha doğru tasarlanmalarına ve etkilerini artırmaya
olanak tanır. Sonuç
Yukarıda da değindiğim üzere Türkiye’de örgün Bu makalede arkeolojik ve kültürel miras alanlarını
eğitim tarih öncesi dönemler ve eski eserlerle ilgili çok koruma amacıyla toplumda kültürel miras bilinci
az bilgi içerdiğinden kapsamlı bir kültürel miras bilinci yaratırken karşılaşılan zorluklara ve bu alandaki
yaratmaktan uzaktır. Bu yüzden de yerel halkların tarih olanaklara değinmeye çalıştım. Tartışıldığı üzere,
öncesi veya antik dönem ile ilgili bilgileri ya yok kültürel miras bilincini artırmanın en etkili yolu bu
denecek kadar azdır ya da hiç yoktur (Apaydın 2016b). konudaki okul kitaplarının niteliğini artırmak, içerik-
Bunun sonucunda, kültürel miras algısı Türk, Osmanlı ve lerini zenginleştirmek ve örgün eğitimde yeni öğretme
İslami dönemler ile sınırlıdır. Okullarda verilen resmi yöntemleri geliştirmekle mümkündür. Fakat Türkiye’de
eğitimde ders konularının kapsamı kısıtlı olduğundan, arkeoloji ve kültürel mirasla ilgili konuların öğretiminde
çoğu kişinin kültürel miras bilgisi oldukça azdır ve sorunlar hala yaşanmaktadır ve bu konuların önemi
örneğin Bizans, tarih öncesi ve antik dönem gibi genel kabul görmekten henüz uzaktır. Bunun da sebebi
dönemleri kapsamaz. Bu durumda insanlar tarih veya merkezi eğitim sistemi ile bağlantılı sorunlardır. Bu
eski eserlere kayıtsız kalırlar. sistem içerisinde öğretmenler sadece Türk, Osmanlı ve
Değinilmesi gereken bir diğer nokta ise özellikle İslami dönemi değil, aynı zamanda tarih öncesi ve antik
kırsalda yaşayan pek çok kişinin sosyo-ekonomik dönem gibi tarihi dönemleri de kapsayacak yenilikçi ve
düzeyleri ile ilişkili olarak eğitim seviyelerinin genelde etkin bir eğitim yöntemi geliştirme şansı bulamamak-
düşük olmasıdır. Örneğin, Ani sakinlerinin ekonomik tadır. Bundan ötürü, öğrenciler geçmişe dair kapsamlı
durumları oldukça kötüdür ve pek çoğu orta okuldan bir fikir edinememekte, ayrıca geçmişin günümüz ve
sonra eğitimlerine devam etme şansına sahip olamamıştır gelecek toplumlar için önem ve alakasını kavrayama-
(Apaydın 2017). maktadır. Elbette farklı geçmişlere dair bilginin sınırlı
Bununla birlikte örgün eğitimin içeriği, toplulukların olması, farklı dönemlere tarihlenen medeniyetlerin
geçmişi algılamasını, anlamasını ve yorumlamasını maddi kültürlerinin korunmasında da etkilidir. Bu da
etkileyen tek unsur değildir. Bireylerin ve toplulukların kendini Türkiye’nin pek çok yerinde tarih eser talanı ve
söz konusu yerlerle –bu durumda, kültürel miras alanla- tahribatının artışı olarak gösterir.

75
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Okulların arkeoloji ve kültürel miras hakkındaki bilgi Aronsson, P., Elgenius, G. (eds) 2011: Building
açığını, müze ve arkeoloji projelerinin sunacağı yaygın National Museums in Europe 1750–2010:
eğitimler kapatabilir. Bu özellikle yüzlerce müze ve Conference Proceedings from EuNaMus, European
arkeoloji projesinin yürütüldüğü Türkiye gibi bir ülkede National Museums: Identity Politics, the Uses of
pekala mümkündür. Toplum arkeolojisi kavramı Türki- the Past and the European Citizen, Bologna 28–30
ye’de henüz yeni olduğundan, bu projeler toplumda April, 2011 (Linköping Electronic Conference
kültürel miras bilincini etkin biçimde arttırma yollarına Proceedings 64). Linköping, Linköping University
yoğunlaşmalıdır. Öncelikli amaçlardan biri toplumların Electronic Press
sosyal, politik ve ekonomik altyapılarını anlamak ve Bourdieu, P. 1990: The Logic of Practice. Stanford,
onların kültürel miras algılarını ölçmektir; başka bir Stanford University Press
deyişle geçmişi yorumlama biçimleri ile geçmişe dair Chadwick, A. 1980: The Role of the Art Gallery in
bilgilerini değerlendirmektir. Ancak bu değerlendir- Community Education. Nottingham, Department of
meden sonra kültürel miras eğitim programlarının başarı Adult Education, University of Nottingham
seviyelerini ve toplumlarda bir değişim yaratıp yaratma- Copeland, T. 2004: ‘Interpretations of history:
dığını anlamak mümkün olacaktır. constructing pasts’ D. Henson, P.G. Stone, M.
Corbishley (eds), Education and the Historic
Kaynakça Environment içinde. London, Routledge: 33–41
Apaydin, V. 2018a: ‘Who knows what? Inclusivity Corbishley, M. 2004: ‘English heritage education:
versus exclusivity in the interactions of heritage and learning to learn from the past’ D. Henson, P.G.
local communities’ V. Apaydin (ed.), Shared Stone, M. Corbishley (eds), Education and the
Knowledge, Shared Power. Engaging Local and Historic Environment içinde. London, Routledge:
Indigenous Heritage içinde. New York and London, 67–73
Springer: 29–44 — 2011: Pinning Down the Past: Archaeology,
— 2018b: ‘Introduction: approaches to heritage and Heritage, and Education Today. Woodbridge, The
communities’ V. Apaydin (ed.), Shared Knowledge, Boydell Press
Shared Power. Engaging Local and Indigenous Corbishley, M., Stone, P.G. 1994: ‘The teaching of the
Heritage içinde. New York and London, Springer: 1– past in formal curricula in England’ P.G. Stone, B.L.
8 Molyneaux (eds), The Presented Past: Heritage,
— 2017: ‘Heritage values and communities: examining Museums and Education içinde. London, Routledge:
heritage perceptions and public engagements’ Journal 383–97
of Eastern Mediterranean Archaeology and Heritage Crook, J.M. 1972: The British Museum. Harmondsworth,
Studies 5.3: 349–63 Penguin Press
— 2016a: ‘Effective or not? Success or failure? Assessing Crooke, E. 2007: Museums and Community: Ideas,
heritage and archaeological education programs – the Issues and Challenges. London, Routledge
case of Çatalhöyük’ International Journal of Heritage Cuno, J. 2008: Who Owns Antiquity? Museums and the
Studies 22.10: 828–43 Battle Over Our Ancient Heritage. Princeton,
doi: 10.1080/13527258.2016.1218912 Princeton University Press
— 2016b: ‘Development and re-configuration of heritage Doughty, L. 2007: ‘The Turkish case’ I. Hodder, L.
perception: history textbooks and curriculum’ AP Doughty (eds), Mediterranean Prehistoric
Online Public Archaeology Journal 6: 37–50 Heritage: Training, Education and Management
— 2015: ‘Toplum Arkeolojisi: Dünya ve Türkiye’deki içinde. Cambridge, University of Cambridge: 138–
Yeri, Önemi ve Problemleri (Public archaeology: 41
meaning, importance and issues in the world and Foucault, M. 1991: ‘Governmentality’ G. Burchell, C.
Turkey)’ Ç. Çilingiroğlu, P.N. Özgüner (eds), Değisen Gordon, P. Miller (eds), The Foucault Effect: Studies
Arkeoloji: 1. Teorik Arkeoloji Grubu-Turkiye Toplan- In Govermentality. With Two Lectures by and an
tisi Bildirileri (Changing Archaeology: Proceedings Interview with Michel Foucault içinde. London,
of The 1st TAG – Turkiye Meeting), Izmir (May 9–10, Wheatsheaf Harvester: 87–104
2013) içinde. Istanbul, Ege Yayınları: 175–91 Freire, P. 2005: Education for Critical Consciousness.
Arenas, V.I., Obediente, M.S. 1994: ‘Education and the London, Continuum
political manipulation of history in Venezuala’ P.G. Gaedtke-Eckardt, D., Kempcke-Richter, C., Nübling,
Stone, R. MacKenzie (eds), The Excluded Past. V., Damm, S. 1999: ‘Ur- und Frühgeschichte im
Archaeology in Education içinde. London, Schulbuch’ Archäologische Informationen 22.2:
Routledge: 50–59 293–97

76
Bölüm 9: Apaydin. Arkeoloji ve kültürel mirası toplumsallaştırmak

Gazi, A. 2011: ‘National museums in Greece: history, Merriman, N. 2000: Beyond the Glass Case: The Past,
ideology, narratives’ P. Aronsson, G. Elgenius (eds), the Heritage and the Public. London, Institute of
Building National Museums in Europe 1750-2010: Archaeology, University College London
Conference Proceedings from EuNaMus, European Millas, J.G. 1973: ‘Museums and lifelong education’
National Museums: Identity Politics, the Uses of the Museum 25.3: 157–64
Past and the European Citizen, Bologna 28-30 April Museums Australia 2000: Cultural Diversity Policy.
2011 içinde. Linköping, Linköping University Civic Square, ACT, Museums Australia Incorporated
Electronic Press: 363–400 Pearson, M., Sullivan, S. 1995: Looking After Heritage
Halkon, P., Corbishley, M., Binns, G. (eds) 1992: The Places. Carlton, Melbourne University Press
Archaeology Resources Book. London, Council for Pye, E. (ed.) 2007: The Power of Touch: Handling
British Archaeology and English Heritage Objects in Museum and Heritage Context. Walnut
Henson, D. (ed.) 1996: Teaching Archaeology: A United Creek, Left Coast Press
Kingdom Directory of Resources. York, Council for Rüsen, J.T. 2007: ‘Introduction’ J. Rüsen (ed.), Time and
British Archaeology History: The Variety of Cultures içinde. New York,
Henson, D. 2004: ‘Archaeology in schools’ D. Henson, Berghahn Books: 1–7
P.G. Stone, M. Corbishley (eds), Education and Schadla-Hall, R.T. 1999: ‘Editorial: public archaeology’
Historic Environment içinde. London, Routledge: European Journal of Archaeology 2.2: 147–58
23–32 Smith, L. 2006: Uses of Heritage. Abingdon, Routledge
Hudek, A. 2011: ‘National museums in Slovakia: nation Stone, P.G. 1985: ‘Education: an opportunity and an
building strategies in a frequently changing obligation?’ Rescue News 37:2
environment’ P. Aronsson, G. Elgenius (eds), Stone, P.G., MacKenzie, R. 1994: ‘Introduction: the
Building National Museums in Europe 1750-2010. concept of the past’ P.G. Stone, R. MacKenzie (eds),
Conference proceedings from EuNaMus, European The Excluded Past: Archaeology in Education içinde.
National Museums: Identity Politics, the Uses of the London, Routledge: 1–11
Past and the European Citizen, Bologna 28-30 April Stone, P.G., Planel, P. (eds) 1999: The Constructed Past:
2011 içinde. Linköping, Linköping University Experimental Archaeology, Education and the
Electronic Press: 817–46 Public. London, Routledge
Kasvikis, K., Vella, N., Doughty, L. 2007: ‘National Zimmerman, L.J., Dasovich, S., Engstrom, M., Bradley,
curricula and the politics of archaeology’ I. Hodder, L. 1994: ‘Listening to the teachers: warnings about
L. Doughty (eds), Mediterranean Prehistoric the use of archaeological agendas in classrooms’ P.
Heritage: Training, Education and Management Stone, B. Molyneaux (eds), The Presented Past:
içinde. Cambridge, University of Cambridge: 129–45 Archaeology, Museums and Public Education içinde.
MacDonald, S. 1998: ‘Exhibitions of power and powers of London, Routledge: 359–74
exhibition: an introduction to the politics of display’ S.
Macdonald (ed.), The Politics of Display: Museums,
Sciences, Culture içinde. London, Routledge: 1–21

77
10. Türkiye’de alan yönetiminden toplum arkeolojisine
Işılay Gürsu

Giriş Her ne kadar çoğu zaman günümüz toplumuyla bağ


Günümüzde Türkiye’yi meydana getiren topraklar, farklı kuramasa da, arkeoloji Türkiye’de akademi içerisindeki
medeniyetlerin binlerce yıllık kalıntılarında vücut bulan köklü bölümlerden biridir (Türkiye’de arkeolojinin farklı
derin bir geçmişin izlerini taşır. Arkeolojik kalıntıların bu yönleri için bkz. Özdoğan, 1998 ve Redford, Ergin
denli yaygın oluşu onları günlük yaşama sahne olan 2010). Bu makalenin yazıldığı anda, %95’ini arkeolojik
peyzajın ayrılmaz parçası haline getirir. Kimi zaman bu alanların oluşturduğu 14 bin 840 tane tescilli alan bulun-
kalıntılar çoktandır gömülü ve kendisini bulacak şanslı maktadır (Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları
defineciyi sabırla bekleyen (bkz. Pulhan, bu cilt) veya ve Müzeler Genel Müdürlüğü 2015). 2015 yılında 156
mübarek kişilerin rüyalarına girip yerlerini bildiren (bkz. kazı ve 99 arkeolojik yüzey araştırması yürütülmüştür.
Tırpan, bu cilt) altın hazineleri akla getirir. Kimi zaman, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izinlerine bağlı ve yine
tılsımlı hikayelerle bağdaştırılır, veya bu dünyadan aynı merkezi kurumun yakın denetimine tabi olan arkeo-
göçüp giden ruhların nihai dinlenme yerleri olduklarına lojik saha çalışmaları Türkiye’de bir dizi düzenleme ve
inanılır (Shankland 2000). kurallar çerçevesi içinde hayata geçirilir. Arkeolojik
Günümüzde arkeolojik alanların yakınlarında yaşayan alanların tek sahibi olarak bakanlığın, son yıllarda
bazı kişiler bu kalıntıları kendi ‘kültürel mirasları’ olarak giderek daha fazla ilgi gören arkeolojik mirasın yönetimi
içselleştirip benimsemiş olabilirler fakat genelde bu ve sunumu konusundaki kararlardaki rolü de merkezidir.
arkeolojik kalıntıların pek çoğu bilinmeyen, istenmeyen Aralarında alan yönetiminin de bulunduğu bir dizi yeni
ve hatta tehlikeli geçmişlere aittir. Kalıntılara ev sahipliği kavram ve yöntemin tanımlandığı bazı yönetmeliklerin
yapan topluluklar ile böylesi bir yabancılaşma Türkiye’de yazılması bu artan ilginin göstergeleri arasındadır. İlk
arkeolojik miras için bir tehdit oluştursa da, bu var olan zamanlarda oldukça az sayıda proje kapsamında (örneğin
tehditler arasında en ciddi olanı kesinlikle değildir. Pamukkale ve Çatalhöyük) uygulanan bu planların sayısı
Durmaksızın büyüyen inşaat endüstrisi, pıtrak gibi 2004 yılında resmi olarak tanınmalarının ardından istik-
yayılan kaçak kazılar ve talan ile komşu ülkelerdeki ve rarlı bir artış göstermiştir.
güneydoğu illerinde süregelen silahlı çatışmaların tümü Devletin arkeolojinin sunumuna dair yaklaşımının
potansiyel risk teşkil eder. Bunlar gibi insan kaynaklı güncel dinamiklerini anlayabilmek için, alan yönetim
riskler, doğrudan veya dolaylı bir şekilde bu kalıntılarla planlarını yazan ve desteklemek üzere tasarlanmış
ne yapılacağına dair söz sahibi olan grupların – politika- girişimlere ve bu yöntemin Türkiye’de neden bu kadar
cılar, arazi sahipleri, yöre halkları ve tüm kamuoyu dahil yaygın hale geldiğinin nedenlerine daha yakından
olmak üzere – verdikleri kararların birer sonucudur. Bu bakmak önemlidir. Bu bakış, toplum ve arkeoloji
çok katmanlı ve dinamik bağlam, kültürel mirası yaratan, arasındaki ilişkiyi alan yönetimi vasıtasıyla anlayıp
mirasın yakınında yaşayan ve hatta onu tahrip eden geliştirebilme olasılığına ışık tutabilir, böylelikle
grupların bu mirasa atfettikleri değerleri anlamak üzere yönetim planları ve bu kapsamdaki faaliyetlerin toplum
kullanılabilecek yöntem ve güdülerin yenilikçi ve sorgu- arkeolojisiyle ne şekilde bağdaştığını söylemek mümkün
layıcı bir yeniden değerlendirmesini gerektirmektedir olur.
(Viejo-Rose, Stig Sørensen 2015). Toplum ile arkeoloji
arasındaki ilişkiyi irdeleyerek geliştirmeyi amaçlayan Türkiye’de alan yönetimi
toplum arkeolojisi (Okamura, Matsuda 2011), kökleri 2000’lerin başlarından beri Türkiye’de arkeolojik
derinlere uzanan problemlere dikkat çekerek, bu konulara mirasın yönetimine dair uygulama ve teorilerin çerçe-
hak ettikleri kadar özenli cevaplar sunabilecek kapsamlı vesini çizen düzenlemelerde bir dizi değişiklik yapıl-
bir yaklaşıma sahiptir. Bu makale, Türkiye’de halkın ve mıştır. Bu alandaki temel yasa Kültür ve Tabiat Varlık-
özellikle de arkeolojik alanların yanı başında yaşayan larını Koruma Kanunu’dur (no 2863). 1983’te yürürlüğe
yöre halklarının arkeolojiyle kurduğu çoğu zaman giren bu yasa, kültürel miras düzenlemeleri için yeni bir
kırılgan ilişkiye yenilikçi bir bakış açısının Türkiye’de dönem olan 2004 yılına nerdeyse değişmeden gelmiştir.
hala çok genç bir alan olan toplum arkeolojisi ile getirebi- Alan yönetiminin resmi olarak tanınması da bu yeni
leceğini tartışmaktadır. düzenlemeler kapsamında olmuştur. Yukarıda değinilen

79
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

2863 nolu yasada yapılan değişiklik ve bu kavrama Son on yılda birçok kurum farklı kültürel miras
adanan bir yönetmelikle (no 26006) ayrıntıları belirlen- alanlarını konu alan yönetim planları hazırlamaya giriş-
miştir. Kısmi olarak neoliberal düzenlemelerin ağır mişlerdir. Yasal düzenleme bu planların hazırlanması ile
bastığı dönemin politik ikliminden esinlenen bu değişik- ilgili yetkiyi yalnızca iki kuruma (belediyelere ve
liklerin arkeolojik mirasın değerlendirilmesi ve sunumu bakanlığa) verir. Yine de kültür varlığının cinsine göre
üzerinde etkileri büyük olmuştur. (arkeolojik alan, kentsel alan, tarihsel alan) yönetim
Kısaca ele alacak olursak, alan yönetimi yönetmeliği planları kazı, restorasyon/konservasyon ekipleri, akade-
planın kapsamını, kimin tarafından hazırlanması gerek- misyenler ve kültürel miras yöneticileri gibi uzmanlar
tiğini, onaylama mekanizmasını belirler ve alan tarafından da benimsenmiştir. Bu da bu planların
yönetimine ilişkin esasları tanımlar. Alan başkanın bakanlık tarafından onaylanmış ve UNESCO’ya
görevlerine değinir ve danışma, eşgüdüm ve denetleme sunulmuş planlar, gerekli komisyonlarca inceleme
kurullarına seçilecek kişilerde aranan özellikler ile hangi altında olan taslak planlar veya herhangi bir resmi onay
tür yerlerin alan yönetimine tabi olacağını listeler. Bir aramayan, alanların sunum, yorumu veya diğer
alan yönetim planının onaylanması için, belirlenen akademik amaçlar için hazırlanan planlar olarak sınıflan-
özelliklere sahip uzmanlardan oluşan çeşitli komisyon- dırılmasını beraberinde getirmiştir.
ların birlikte, yerel yönetimler, STKlar, yöre sakinleri ve Tablo 10.1 Türkiye’de yapılmış bazı alan yönetim
özel arazi sahipleri ile işbirliği içinde çalışmaları gerekir. planları örneklerini, planları hazırlayan girişimler ve
Gülersoy-Zeren ve Ayrancı’ya göre alan yönetim planı, amaçları ile birlikte listelemektedir. Resmi olarak
alanla ilişkisi bulunan yetkilileri ve STK’ları, paydaşları onaylanmış planların hepsi listelenmiştir, bunlara ek
vurgulayarak bir araya getiren stratejik bir plandır olarak Yıllık Kazı Sonuçları Toplantısı Raporları’nda
(Gülersoy-Zeren ve Ayrancı 2011). bahsi geçenler1 kazılar veya bağımsız akademik projeler
Alan yönetimi konusunda kapsamlı ön çalışmalar (örneğin Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri
yapılmış olsa da (Madran 2009; Madran, Özgünel 2005; Araştırma Merkezi’nin Kaplan Bursları vasıtasıyla)
Orbaşlı 2013), bu kavramın tanınırlığını Türkiye’nin son kapsamında hazırlanıp farklı kanallardan duyurulan
yıllarda UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giderek daha planlar da bu listede görülebilir. Makale yazıldığı zaman-
fazla yerin başarıyla sokulması girişimlerine borçluyuz larda bağımsız projelerin sayısı arttığından listenin
(Türkiye-Dünya Mirası Listesi ilişkilerinin ayrıntılı bir yazılmış tüm planları kapsamak gibi bir iddiası yoktur.
okuması için, bkz. Atakuman 2010). Dünya Mirası Listesi Elde edilen bulgulara göre, bu projeler birbirlerini
adaylarından yaptıkları başvurulara 1994 yılından beri dışlaması gerekmeyen kabaca dört kategoriye ayrılır. İlk
alan yönetim planlarını da eklemiş olmaları koşulu getiril- ve en çok projenin yer aldığı kategori belediyelerin
miştir (Cleere 2006). Bu koşulun getirilmesinden 2011 (büyükşehir, büyükşehir ilçe, il, ilçe, belde belediyeleri)
yılına kadar geçen sürede Türkiye’den yalnızca tek bir planlarından oluşur. Bunlar genelde belediyelerin
alan (Truva Arkeolojik Alanı) 1998 yılında listeye girebil- bünyesinde kurulan bir birim tarafından veya bağımsız
miştir (Eres, Yalman 2013). 2011 yılında Edirne Selimiye bir uzmanın yönettiği bir proje ekibi tarafından uygula-
Camii ve Külliyesi Truva’dan sonra bir yönetim planı nırlar. İkinci kategori kazı ekipleri veya üniversitelerin
oluşturarak Dünya Mirası Listesi’ne giren ilk alandır. Bu bölümleri tarafından hazırlanan veya bağımsız
başarılı dosya Türkiye’nin ara verdiği Dünya Mirası akademik araştırma projelerinin ürünleri olan planları
Listesi adaylık başvurularında yeni bir dalganın başlangıcı kapsar. Üçüncü kategoride bakanlık bu projelerin hazır-
olmuştur. Alan yönetimi planlarının sayısı arttıkça, listeye lanması ve uygulanmasında doğrudan rol alır. Söz
başvuruların sayısı da artmaya başlamıştır. konusu alanlar için kurulmuş vakıfların veya kalkınma
Türkiye’de alan yönetim planlarının ortaya çıkışı, ajanslarının geliştirdiği projelerde olduğu gibi özel
gelişimi ve işleyişleri farklı yazarlar tarafından ele girişimler tarafından hazırlanan planlar da son
alınmıştır (örneğin bkz. Saraç 2014; Özgönül, Öz 2007; kategoriyi oluşturur.
Kortanoğlu 2014). Alan yönetim planlarını bu makalenin Her ne kadar sayılarla konuşmak için erken olsa da,
amaçları açısından ilginç kılan özellik, yöre halklarının öncelikli izlenim alan yönetim planını hazırlayanların
düşüncelerini ifade etmelerine yer veren ilk düzenleme- projeleri şekillendirdiği ve hayata geçirilmesinde büyük
lerden biri olmasıdır. Nispeten kısa sayılabilecek bir metin bir etkisi olduğu yönündedir. İlk dikkat çeken nokta, bu
olan (2458 kelime) 26006 nolu alan yönetimi yönetmeliği makalede de üzerinde durulan UNESCO Dünya Mirası
kapsamında, sivil toplum örgütleri dokuz kez, yerel Listesi ile alan yönetim planları ve onaylanma durumları
toplum, yerel halk ve toplum ise dört kez geçmektedir. Bu
yönetmelikten beş kat daha uzun olan 2863 nolu temel
yasada ise alan yönetimi kavramının tanımlandığı kısım 1 Bknz https://kvmgm.ktb.gov.tr/TR-44760/kazi-sonuclari-toplanti-
dışında halk/toplumla ilgili bir ibare bulunmaz. lari.html

80
Bölüm 10: Gürsu. Türkiye’de alan yönetiminden toplum arkeolojisine

arasındaki bağlantıdır. Listedeki 24 örnekten 18’i ya karşıya kaldığı tehlikelere cevap olarak, bu tema
Dünya Mirası Listesi’ndedir ya da aday listesinde yer aslında kültürel varlıkları güvende tutma ve yeni bir
alır. Dünya Miras Listesi alanları yönetim planlarının inşaat veya kalkınma projesine kurban gitmemelerini
yarıdan fazlası belediyeler tarafından hazırlanmıştır. sağlama ihtiyacına işaret eder. Koruma ya da konser-
Belediyelerin bu konuda artan katılımlarının sebepleri vasyon Türkiye’deki kültürel miras politikaları içinde
kentlerini ya da kentleri içinde bulunan arkeolojik yerleri en sağlam söylemi oluşturur. Bu yaklaşımın köklerini
pazarlama isteği ile kültürel turizm destinasyonu haline eski eserler kara borsasını önlemek üzere tasarlanmış
gelme hevesleridir. Belediyeler tarafından düzenlenen Osmanlı yasalarında bulmak mümkündür. Bu yaklaşım
faaliyetlere yakından baktığımızda yerel yönetimlerin bu Türkiye’den yasadışı yollarla kaçırılan eski eser trafi-
konuya daha fazla kaynak ayırdıklarını söyleyebiliriz: ğinin önüne geçmeyi amaçlar. Bu durum aslında eski
Örneğin, tam zamanlı çalışanları olan özel bir birim eserleri toplumun geniş kesimleriyle buluşturmak için
kurarak ya da planı yazmaları için uzman gruplarının gerekli yaratıcı fikirleri geliştirmeye enerji harcanma-
masraflarını karşılayarak. Planı bir danışmanlık şirketine sının önündeki en büyük engellerden biri haline
yaptırmak gibi sıradan bir uygulama, artan profesyonel- gelmiştir. Amaçlar bölümünde göze çarpan ikinci tema
likle sonuçlanabilir. Ancak, bu şirketler sonuç odaklı çok hızlı olmasa da giderek daha görünür hale gelen bir
olduklarından, paydaşlarla daha uzun müzakereler veya söylem değişikliğine işaret etmektedir. UNESCO
yerel toplulukların taleplerini dinlemeye harcanması Dünya Mirası Listesi, turizm, yetkili kurumların
gerekli zaman genellikle ihmal edilir. Planların hazır- koordinasyonu ve ‘gelecek nesiller için miras’ gibi
lanması ve teslimi için ayrılan zamanın kısa oluşu, bu kavramlar değişen vurgunun örnekleridir. Bu yeni
dışlamaları yansıtır. Yerel makamların yerel toplulukların duruş, arkeolojik turizmi kullanılacak bir kaynak olarak
ihtiyaçlarına daha duyarlı olacağı düşünülebilir, ancak gören bir dizi yasal düzenlemenin sonucu olarak ortaya
projeler verimlilik adına uzman görüşüne büyük önem çıkmıştır.
vererek genelde bu fırsatı kaçırır ki bu konu aşağıda ele Buna göre Türkiye’deki karar vericilerin, arkeolojik
alınacaktır. Kazı ekipleri veya üniversiteler tarafından mirasın geleceği ile ilgili giderek daha fazla geçerli bir
yürütülen projeler ise bu sorunu aşma potansiyeline seçenek olarak alan yönetimini görmeleri değişen bir zihni-
sahiptir. Bir kültürel miras alanının yerel toplulukların yetin göstergesidir. Küresel trendler ve neoliberal düzenle-
gelenekleri, algıları ve tutumları gibi farklı yönlerinin melerin artışına paralel olarak, bu yeni zihniyet kamu
belgelenmesini gerektiren uzun vadeli ihtiyaçlara ve hizmetlerine ekonomik verimlilik prensiplerini uyarlama
bilimsel bilgiye odaklanma eğilimindedirler. Bununla isteği ile ifade edilebilir. Bu hareket için kullanılan ‘yeni
birlikte bu tür projeler yeterli finansal kaynağa kamu yönetimi’ (YKY) terimi verimlilik ve etkililik ve
ulaşmaktan genellikle uzaktır ve ayrıca artan turizm finansal istikrara odaklanır (Ciarniene vd. 2005). YKY
faaliyetlerini bilimsel araştırma pahasına tercih eden 2002 sonrası dönemde Türkiye’nin kamu sektörü refor-
yetkililerle müzakere ederken dezavantajlı konuma munun altında yatan felsefe olarak görülmüştür (Demir
düşerler. Bazı nadir durumlarda, akademik temelli 2004). Devlet malı olan ve devlet tarafından korunan
başlayan projeler daha sonra belediye tarafından finanse arkeolojik eserler de, geleneksel olarak oldukça merkezi bir
edilmeye başlanmıştır (örneğin, Mudurnu Site Yönetimi şekilde yönetilmişlerdir. Bunların yönetimi de bir kamu
projesi). Bu hem kaliteyi garanti eder hem de uygulama hizmeti olarak düşünülür ve yeni akımdan etkilenir. Türki-
olasılığını artırır. ye’nin artan UNESCO Dünya Mirası Listesi vurgusu
Tablo 10.1’de gösterilen dört durumda olduğu gibi, YKY’nin arkeolojiyi etkileme biçimine harika bir örnektir.
bakanlık planın hazırlanmasına doğrudan dahil Salazar’ın dünya miras alanları için yaptığı ‘mükemmel
olduğunda, merkezi otorite aynı zamanda sahadaki birer küresel miras ürünü’ (Salazar 2010: 135) tanımlaması
projenin sahibi de olur. Bağımsız bir akademik veya özel başta turizm olmak üzere yeterince kullanılmayan bu
girişime kıyasla, bu katılım uygulamayı kolaylaştırır kaynaktan faydalanma yoluyla arkeolojik varlıkların
veya en azından daha basit bir onay sürecini garanti eder. ekonomik potansiyellerinin farkına varılmasıyla
Bununla birlikte alan yönetimi halihazırda fazla iş yükü uyumludur. YKY’nin bir diğer ilginç sonucu Türkiye’de
fazla olan bakanlık personelinin omuzlarında başka bir 2006 yılındaki özel bir düzenlemeyle birer kamu birimi
bürokratik göreve dönüşebilir ve kronik kaynak eksikli- olan kalkınma ajanslarının kurulmasıdır (Turan 2016).
ğinden etkilenebilir. Bu koşullar, toplumu anlamaya Tablo 10.1’in gösterdiği üzere, bu ajanslar ya planların
ayrılan zamanı yine tehlikeye atacaktır. doğrudan hazırlanmasında yer alarak (örneğin,
Yönetim planlarının amaç kısımlarında değinilen Kommagene Nemrud Alan Yönetim Planı) ya da finansal
kavramlara kısa bir bakış en önde gelen temanın destek sağlayarak (örneğin Mudurnu Alan Yönetim Planı
konservasyon/koruma olduğunu (24 tane planın 19’u) veya Küçükyalı Arkeopark Yönetim Planı) yönetim planla-
gösteriyor (bkz. Tablo 10.1). Arkeolojik mirasın karşı masında aktif rol üstlenmektedirler.

81
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Yönetim Planı Yer Konum Tür Kurum Amaçlar bölümündeki Bakanlık UNESCO
(YP) anahtar kavramlar onay DML
Çatalhöyük YP Çumra- Kırsal Arkeolojik alan Bakanlık & Kazı Koordinasyon; konser- Evet Evet
Konya ekibi (AB projesi vasyon & değer-
kapsamında taslak lendirme; evrensel değer
plan) (UNESCO); gelecek
nesiller

Selimiye Camii Edirne Kent Kentsel koruma Belediye (AB ve Konservasyon; gelecek Evet Evet
ve Külliyesi YP alanı & tescilli Uluslar arası ilişkiler nesiller
anıt ofisi)

İstanbul Tarihi İstanbul Kent Kentsel, arkeolo- Büyükşehir Kullanıcı &yerel halkın Evet Evet
Yarımada YP jik ve doğal sit & Belediyesi (Alan katılımı; koordinasyon;
pek çok tescilli yönetim başkanlığı evrensel değer
anıt ofisi) (UNESCO); alanın
değerlerinin geleceğe
aktarımı

Bursa ve Bursa Kent Kentsel koruma Büyükşehir Konservasyon; somut & Evet Evet
Cumalıkızık YP alanı, arkeolojik Belediyesi (Alan somut olmayan; evrensel
alanlar & pek çok yönetim başkanlığı miras
tescilli anıt ofisi)

Bergama Çok Bergama / Kent Kentsel & İlçe Belediyesi Konservasyon; koordi- Evet Evet
Katmanlı İzmir arkeolojik sit nasyon; gelecek nesiller;
Kültürel Peyzaj bir mekanizma yaratmak
Alanı

Alanya Kalesi Alanya/ Kent Kentsel, Belediye Koruma; Hayır Aday


YP Antalya arkeolojik, sürdürülebilirlik;
tarihsel ve doğal yönetim; yerel halk;
sit ziyaretçiler

Mudurnu Alan Mudurnu/ Kent Kentsel koruma, Belediye ile Konservasyon; gelecek Evet Aday
YP Bolu arkeolojik alan, Kaymakamlık, nesiller; koruma &
pek çok tescilli Turizm Derneği, kalkınma dengesi;
anıt Kalkınma Ajansı sürdürülebilir gelişim;
kültür turizmi

Harran Alan YP Harran/ Kırsal Kentsel ve Bölgesel Kalkınma Konservasyon; turizm Evet Aday
Şanlıurfa arkeolojik sit Ajansı (GAP)

Göbeklitepe Alan Şanlıurfa Kırsal Arkeolojik alan Bakanlık / AB UNESCO; turizm Evet Aday
YP Projesi
Efes YP Selçuk / Kent Arkeolojik alan Bakanlık & İlçe Konservasyon; Evet Evet
İzmir Belediyesi, sürdürülebilirlik;
Kalkınma katılımcı; yenilikçi
Ajansından destekle yaklaşımlar

Kommagene Adıyaman Kırsal Arkeolojik ve Üniversite ve Kültürel turizm yoluyla Hayır Evet
Nemrud YP doğal sit alanı Kalkınma Ajansı konservasyon;
iyileştirme; kalkınma;
sürdürülebilirlik

Afrodisyas YP Aydın Kırsal Arkeolojik ve Geyre Vakfı ve Konservasyon; değer- Evet Aday
doğal sit alanı Bakanlık, üniversite lendirme; kalkınma;
tarafından hazır- toplumun kültürel ve
lanmış eğitim ihtiyaçlarını
karşılamak

Tablo. 10.1. Alan yönetim planına sahip yerler listesi (2004–2016).

82
Bölüm 10: Gürsu. Türkiye’de alan yönetiminden toplum arkeolojisine

Yönetim Planı Yer Konum Tür Kurum Amaçlar bölümündeki Bakanlık UNESCO
(YP) anahtar kavramlar onay DML
Ani YP Kars Kırsal Arkeolojik alan Bakanlık Kültürel önemi vurgula- Evet Evet
mak; koruma;
sürdürülebilirlik; kul-
lanıcılar & ziyaretçiler

Aspendos Serik / Kırsal Arkeolojik alan Kazı ekibi & yabancı Sunum; ziyaretçi; koru- Hayır Aday
Sürdürülebilir Antalya araştırma enstitüsü ma; yerel halk
Gelişim ve Alan
YP

Diyarbakır Diyarbakır Kent Kentsel, arkeolo- Belediye Katılımcı; paylaşımcı Evet Evet
Surları ve Hevsel jik & doğal alan yönetim; gelecek nesiller
Bahçeleri için koruma
Kültürel Peyzaj
Alanı YP

Arslantepe YP Orduzü / Kırsal Arkeolojik alan Kazı ekibi & UNESCO; tanıtım; kul- Hayır Aday
Malatya Belediye & vakıf ve lanma-koruma dengesi;
‘Gelecek Turizmde’ turizm
programı desteğiyle

Çaltılar Alan YP Çaltılar / Kırsal Arkeolojik alan Kazı ekibi / bağımsız Kalkınma; koruma; yerel Hayır Hayır
Antalya akademik araştırma halk
ekibi

Küçükyalı İstanbul Kent Kentsel & Üniversite ve kazı Koruma; kalkınma; Hayır Hayır
Arkeopark YP arkeolojik alan ekibi, Kalkınma ulusal ve uluslararası
Ajansı desteğiyle arenada tanıtım; gelecek
nesiller

Güvercinkayası Aksaray Kırsal Arkeolojik alan Kazı ekibi / yüksek Sürdürülebilir koruma; Hayır Hayır
Prehistorik lisans tezi yerel hayatın kayıt altına
Kültürel Miras alınması
Alanı YP

İznik Alan YP İznik - Kent Arkeolojik & İlçe Belediyesi, UNESCO Hayır Aday
Bursa tarihsel alan Bursa Büyükşehir
Belediyesinden
destekle

Sinop Tarihi Sinop Kent Tarihsel anıt Türkiye ve AB İşlevlendirme; kentsel Hayır Hayır
Cezaevi ve arasında Ortak tasarım; koordinasyon;
Çevresi Alan YP Kültürel Miras UNESCO
Koruma ve Diyalogu

Savur Alan YP Mardin Kent Arkeolojik ve Bölgesel Kalkınma Turizm yoluyla değer- Hayır Hayır
tarihsel alan Ajansı (GAP) & İller lendirme
Bankası

Divriği Alan YP Sivas Kent Tarihsel anıt Divriği Vakfı Konservasyon Hayır Evet

İstanbul Kara İstanbul Kent Arkeolojik ve Bağımsız Akademik Koruma; toplum erişimi; Hayır Evet
Surları Alan YP tarihsel alan tahribatların takibi;
yeniden kalkınma

Tablo. 10.1 (devamı). Alan yönetim planına sahip yerler listesi (2004–2016).

83
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Her ne kadar alan yönetimi ile bağlantılı olmasa da, uzmanlar tarafından yönetilmesi ve yönetimi yapılan
MüzeKart projesi de yeni kamu yönetimi zihniyetinin alanın yanı başında yaşayan insanlarla en düşük
arkeolojik mirası nasıl etkilediğini gösteren bir örnektir. seviyede etkileşim içermesi bazı çekinceler doğurur.
2008 yılında ilk kez halka makul bir ücret karşılığında Her ne kadar yukarıda değinilen alan yönetimi yönet-
(20 TL, 2015 kuruyla yaklaşık 6 Euro) sunulan kart Türk meliği yöre sakinlerini de işin içine katacak bazı toplan-
ziyaretçilere yıl boyunca bakanlığa bağlı müze ve ören tılar yapılmasını öngörse de, bu insanların fikirlerini
yerlerini diledikleri kadar ziyaret etmelerini sağlıyordu. beyan etmelerinin beklendiği düzenek oldukça resmidir
Özellikle müzeleri sıklıkla ziyaret edenler tarafından ve bu nedenle kimileri tarafından kolaylıkla ürkütücü
memnuniyetle karşılanan proje kapsamında, Haziran bir ortam olarak algılanabilir.
2008-Aralık 2012 tarihleri arasında toplam 3,636,847 Buna ek olarak, aynı yönetmelik sivil toplum
adet kart satılmıştır (2013 yılında Kültür ve Turizm kuruluşlarının (STK) alan yönetimi planlamasına
Bakanlığı Döner Sermaye Müdürlüğü tarafından yayın- katılımına resmi olarak olanak tanır ki bu da potansiyel
lanan veri). Fakat 2013 yılında kartın sağladığı avantajlar olarak süreç içerisinde yerel grupların kendi çıkarlarını
sıkı bir değişikliğe uğradı. Çarpıcı bir fiyat artışının yanı dile getirmeleri için bir platform sunabilir. Fakat bu
sıra (2015 yılında 40 TL, yaklaşık 12 Euro), her bir katılım şimdilik oldukça kısıtlı düzeydedir. Türkiye’de
müzeye giriş iki defa olacak şekilde sınırlandırıldı. Kart kültürel miras ile ilgili olan STK’lar çoğunlukla dernek-
ilk kez tanıtıldığında, dönemin kültür bakanı projenin lerdir, yani en az yedi tüzel ya da gerçek kişiden oluşan
amacının toplumda kültür varlıkları ve müzelerle ilgili kar amacı gütmeyen kurumlardır (İçişleri Bakanlığı,
farkındalık yaratmak olduğunu açıkça belirtmiş, bunu Dernekler Daire Başkanlığı 2004 yasa no 5253). Dernek-
‘Türk vatandaşların kendi tarih ve kültürel zenginlik- lerin kurulması kolaydır ve Türkiye’de farklı sahalarda
lerini keşfetmelerini teşvik etmek için bir sosyal sorum- faaliyet gösteren yaklaşık 110,000 dernek bulunur ki bu
luluk projesi’ olarak tanımlamıştı (Haberler 2012). sayı toplamda nüfusun %14’ünü temsil eder. Dernekler
Aradan geçen süre zarfında, kartın sosyal amacının ticari sivil katılımın önemli bir yönü olsa da, Türkiye’de
amaca dönüşmesi kullanıcılarında hayal kırıklığı yarattı kültürel mirasla bağları hala oldukça sınırlıdır. Örneğin,
(bkz. Sabah 2013). Yine de proje büyük önem taşımak- İstanbul’da (Türkiye’nin en büyük UNESCO Dünya
tadır çünkü bu kapsamda ilk kez yetkililer toplumla Miras Alanı) faaliyet gösteren 22,000 dernekten sadece
arkeolojik alanlar ve müzeler arasındaki bağın zayıf 60’ı (%0.27) tarihi yapıların korunması ile ilgilidir
olduğuna açıkça atıfta bulunmuştur. Bundan da önemlisi, (İçişleri Bakanlığı Dernekler Masası 2015).
ilk kez bu zayıf bağı güçlendirme potansiyeli olan bir Alan yönetiminin toplum arkeolojisi kapsamında önemli
ürün sunuyorlardı. soruları sorma ve cevaplamada başarısız olmasının bir
MüzeKart da yöre halklarının önemli olduğunun başka nedeni de alan yönetiminin pek çok yetkili kurum
kabulü ile neo-liberal politikalar arasında sıkışıp tarafından çevre düzenleme projelerine indirgenmesidir.
kalmıştı. Tıpkı yönetim planları gibi. Çevre düzenleme projeleri genellikle bir ziyaretçi
merkezi, otopark ve benzer hizmet alanlarının yapımını
Alan yönetiminin ötesinde: Türkiye’de toplum arkeo- kapsayan, ziyaretçi deneyimini geliştirmek amacıyla
lojisine alternatif yaklaşımlar alana yapılan müdahaleleri kapsar. Türkiye’de çalışan
Bu kitaptaki kavramsallaştırılmadan yola çıkacak arkeologlar da projelerini alan yönetimi ve çevre düzen-
olursak, toplum arkeolojisinin iki bileşeni bulunmak- lemelerine yönelik ilgiyi göz önünde bulundurarak şekil-
tadır. İlki, arkeoloji ve günümüz toplumu arasındaki lendirmeye başlamışlardır. Bunu kendileri de böyle
ilişkinin doğasının ve içinde bulunduğu genel bağlamın uygun gördükleri için mi yoksa izne ve kaynaklara tabi
irdelenmesi, diğeri ise bu ilişkiyi geliştirilme çabası oldukları kurumların doğrudan veya dolaylı yönlendir-
(Okamura, Matsuda 2011). İkinci bileşenin hayata geçiri- mesiyle mi yaptıklarını kestirmek kolay olmasa da, bu
lebilmesi için, uygulamalar ve akademik araştırmalar türden projelerin sayısının her geçen gün daha da
arasında sıkı bir ilişki olması elzemdir. Her bir saha arttığını söylemek mümkündür. Bu iddiayı destekleyebi-
projesi bir yandan geniş kapsamlı teorik ve metodolojik lecek kaynaklardan biri de Kültür ve Turizm Bakanlı-
yaklaşımla planlanmalı ve bunlardan beslenmeliyken, ğı’nın yayınladığı kazı raporlarıdır. Bakanlık 1979’dan
diğer yandan bu yaklaşımlar insanlarla doğrudan beri Türkiye’de çalışan tüm arkeologları çalışmalarının
girişilen deneyimlere dayandırılmalıdır. sonuçlarını paylaşmak üzere bir araya getirmek için
Bu açıdan bakarak, alan yönetiminin Türkiye yıllık bir konferans düzenlemektedir. Bu konferansın
arkeoloji dünyasına girişini arkeolojik mirasın çıktılarından biri, bir önceki yılın çalışmalarına ilişkin
geleceğine dair fikir alışverişlerinin önünü açması ve raporların bir derlemesi olan yıllık bir yayındır. Çoğu
farkındalık yaratması açısından memnuniyetle karşılı- zaman Türkiye arkeolojisinde değişen eğilimleri bu
yorum. Bununla birlikte bu projelerin çoğunun raporlardan takip etmek mümkündür. Örneğin Özgüner,

84
Bölüm 10: Gürsu. Türkiye’de alan yönetiminden toplum arkeolojisine

1980’den bu yana Türkiye’de arkeolojinin değişen


sorunlarına ve devlet ile arkeologlar arasındaki ileti-
şimlere bakmak için bunları tarihsel metinler olarak
kullanmıştır (Özgüner 2014).
1990 ve 2014 raporları arasındaki basit bir karşılaş-
tırma, kazı başkanlarından kaçının peyzaj projeleri,
ziyaretçiler ve halk / yerel topluluklar kavramlarına
değindiğine ışık tutmaktadır (Şekil 10.1).
1990 yılındaki yayına sunulan 50 rapordan yüzde 10’u
çevre düzenleme projelerine değinirken, üç tanesinde
‘ziyaretçi’ kelimesi geçmektedir. Yalnızca bir raporda
‘ziyaretçi’ ve ‘çevre düzenleme projesi’ birlikte kullanıl-
mıştır. 2014 yılı raporlarının bu açıdan incelenmesi doğal
olarak çok daha zengindir, çünkü yayınlanan kazı raporu
sayısı 50’den 112’ye yükselmiştir. 112 raporun yaklaşık
yüzde 32’sinde ‘ziyaretçi’ ve ‘çevre düzenleme projesi’
geçer, ve bunların çoğunda her iki kelime de geçmektedir.
İki kelimenin beraber kullanılmadığı durumlarda da Şekil. 10.1. Belli kavramların kullanım oranları (kazı
dikkatli bir okuma çevre düzenleme projelerinin kimin sonuçları raporlarından derlenen veri, 1990 & 2014:
için (ziyaretçiler) yapıldığını net biçimde ortaya koyar. https://kvmgm.ktb.gov.tr/TR-44760/kazi-sonuclari-
Eğer çevre düzenlemesinden bahsetmeden sadece toplantilari.html).
ziyaretçi kavramına yer veriliyorsa bu genellikle proje
önceki yıllarda tamamlandığı için tekrar uzun uzun anlatıl-
mamasından kaynaklanır. Yalnızca bir rapor alan yönetim araştırmaya adanmışlığından’ ötürü Hollanda Prince Claus
planına atıfta bulunur; bunun yanı sıra çevre düzenleme ödülüne layık görüldü (Prince Claus Fund 2004). Eğer
projelerinin kazı projeleri tarafından daha çok benim- Türkiye’de ilerleyen yıllarda hayata geçirilen projelerde bu
sendiği görülmektedir. model örnek alınsaydı, bugün yıllık kazı raporlarını
1990 raporlarında halktan ve yerel topluluklardan hiç okurken muhtemelen bambaşka çıkarımlar yapacaktık.
bahsedilmemesi ilginçtir. Bununla birlikte 2014’teki 112 Bu hiç iyi uygulama örnekleri yok demek değildir.
rapordan yedisi halk ve yerel topluluklara atıfta bulunur. Günümüzde Türkiye’de Çocukların Limyra’sı gibi,
Buradaki içeriğe bakınca, araştırmalardan gelen bilgileri Sagalassos kültürel miras yönetimi projesi ya da Çatalhö-
kamuoyu ile paylaşma veya alan hakkında farkındalık yük’te yöre sakinleri ile yürütülen projeler gibi toplum
yaratma isteği görülür. Ayrıca yerel halka yönelik etkin- arkeolojisinin amaçları ile bağdaşan oldukça heyecan
liklerin düzenlendiğinden de bahsedilmektedir. Bu verici örnekler bulunmaktadır. Çatalhöyük arkeolojik
gelişim alan yönetimi veya çevre düzenleme projele- alanın bekçisi Sadrettin Dural’ın yazdığı hikayenin büyük
rinden bağımsız olarak toplum arkeolojisine alternatif bir bir Amerikalı yayınevi (Left Coast Press) tarafından
yaklaşımın göstergesidir. basılmış olması buradaki çalışmaların bir sonucudur.
Toplum arkeolojisi terim olarak Türkiye’de yakın Stroulia ve Sutton’a göre bu ‘her-zamanki-türden-arkeolo-
zamanda kullanılmaya başlamış olsa da, ilgilendiği jiden radikal bir kopuşu temsil eder ve yöre halkları ile
konulara her dönemde önem verilmiştir. İlk örneklerden arkeologlar arası diyalog için bir alternatif vadeder. Bu
biri efsanevi arkeolog Halet Çambel’in Toros dağlarındaki yayını benzersiz kılan şey, sadece arkeolojik alana ya da
Karatepe-Aslantaş gibi çalışması çok zor bir yerde burada çalışanlara değil, daha çok yazarın hayatı ve sıkın-
1930’larda hayata geçirdikleridir. Erişimi zor bu alanda bir tılarına odaklanmasıdır’ (Stroulia, Sutton 2009: 136).
açık hava müzesinin kurulması, etrafındaki bölgenin milli Bu örnekleri kapsayan kazı projelerinin kendilerini
park ilan edilerek korunması ve bunları yöre halkının resmi miras söyleminden (bu kavram için bkz. Smith
günlük yaşamlarına dahil olarak, onların talep ve ihtiyaç- 2006) soyutlayabilmeleri halinde toplumla temas etme
larını belirleyerek ve böylelikle halkın da alanın sürdürüle- olasılıklarının oldukça yüksek olduğunu düşünüyorum.
bilir yönetimine katılması konusunda teşvik edildiği bu Bizi ileriye götürecek yol, alan yönetimini bir araç olarak
örnek, Çambel’in arkeolojiye çok sesli, disiplinler arası ve kabul etmekten ve toplumla karşılıklı fikir alışverişinin
insan odaklı yaklaşımının bir ürünüdür (Özdoğan, sağlanabildiği anlamlı bir ilişki kurmak için yeterince
Başgelen 2010). 2004 yılında Halet Çambel ‘insanların çaba sarf etmekten geçer. Bu bakış açısı Ankara İngiliz
kültürel miraslarıyla etkileşime girmeleri için olanakları Arkeoloji Enstitüsü’nün kültürel miras yönetimi proje-
arttırma konusundaki benzersiz rolü, ve bilimsel sinin teorik altyapısını oluşturur.

85
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Aspendos ve Pisidya projeleri örnekleri bulgular ortaya çıkararak ekibin ziyaretçi ve yöre
Ankara İngiliz Arkeoloji Enstitüsü (AİAE)’nün 2013 halkının alanı nasıl algıladığı ve bir arkeolojik alan
yılında başlayan kültürel miras yönetimi projesinin ziyaretinin ‘gündelikliği’ hakkında yeni fikirler
gerekli finansal kaynağının önemli bir kısmı Headley oluşmasını sağladı.
Vakfı, AİAE ve bireysel sponsorlar tarafından sağlan- Yöre halkıyla yapılan görüşmeleri antropolojik bir
mıştır. Proje başlangıçta antik Pamfilya bölgesinden yer bakış açısıyla ele almak mümkündür (bkz. Baykal
alan Aspendos antik kenti ile antik Pisidya bölgesine Büyüksaraç, Gürsu 2017) fakat bu verilerin beklenmedik
yoğunlaşmıştır. Her iki proje de bir arkeolojik miras sonuçları alan yönetim planına dahil edildi. Alan
yönetimi planı yaratmak üzere bir yol haritası hazır- yönetimine insan odaklı bakış açımızın temelini yüz yüze
lamayı amaçlamıştır. Bu yol haritası yöre halkları ile yapılan görüşmeler sonucu derlenen nicel veriye ek
birlikte sürdürülebilir sosyal ve ekonomik fayda yarata- olarak, ziyaretçilerle yapılan derinlemesine görüşmeler
bilmek amacıyla arkeolojik alanların korunmasına ve yüzey araştırması ve kazılar esnasında katılımcı
yoğunlaşır. gözlem yoluyla toplanan bilgiler oluşturdu.
Zengin arkeolojik ve doğal mirası hakkında yerel İkinci husus, görüşülen kişilerin ihtiyaçlarına cevap
farkındalığı desteklemeye dair işbirliklerine girişmek verebilmek için arkeolojik alanı yeni bilimsel araştırmalar
projenin hayata geçirmeye çalıştığı toplum arkeolojisi ışığında daha iyi sunmaktı. Bu kapsamda mimar Emrah
ilkelerinden biridir. Bu ancak karşılıklı bir öğrenme Köşkeroğlu’nun katılımıyla Aspendos için yeni ziyaretçi
süreci sonucunda oluşur. Yerel halkların arkeoloji ve merkezi planları, bilgilendirme panoları ve ziyaret rotaları
çevre ile ilgili mevcut bilgi ve ilgi düzeyi, geçmiş için tasarımlar proje kapsamında hazırlandı. Tasarımlarda
anlayışları ile kültürel mirasa dair ‘mülkiyet’ ve ‘sahip yerel halkın faaliyetler için kullanabileceği alanlar
çıkma’ gibi meselelerin uzmanlar tarafından kapsamlı olmasını sağlamak özellikle önemliydi. Daha önce de
bir şekilde değerlendirilmeleri gereklidir. Buna karşılık belirtildiği üzere, projenin en önemli toplum arkeolojisi
yerel halkın arkeologların çalışmalarını ve arkeolojik bileşeni farklı grupların alanla kurma istedikleri ilişkinin
argümanlar ve bilgi üretimini nasıl yaptıklarını daha iyi biçimini belirmeye dair çabalarıdır, aksi takdirde proje
anlamalarına ihtiyaç vardır. Ancak bu türden bir herhangi bir alan yönetimi projesinden farklı olamaya-
katılım ile ‘kalıntıların yanı başında yaşayan’ insanlar caktır. Bu tespiti yapabilmek için kullanılan yollarından
kendi kültürel miraslarını ziyaretçiye en anlamlı biri olarak alanda ‘soru-cevap’ günü düzenlenmiştir. Bu
şekilde sunmayı sağlayacak becerilerle donatılmış günün amacı yöre halkının sesini alan içindeki bilgilen-
olurlar. dirme panolarının içeriklerine taşımak, bu bakış açısının
Bu anlayıştan hareketle, projenin ilk ayağı Antal- ziyaretçiyle buluşmasını sağlamaktı. Yöre halkından bir
ya’dan 30 km uzaklıkta Serik ilçesinin kırsal alanında yer grup ile (aralarında kazıda ve kazı evinde çalışan erkek ve
alan Aspendos antik kentine yoğunlaştı. Projenin bu kadın işçiler ve yakındaki köye yerleşen bir turizm emekli-
bölümü Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümünden sinin de bulunduğu) arkeolojik alan gezilmiş ve kendile-
Doç. Dr. Veli Köse tarafından yürütülen kazılarla birlikte rinden alanla ve buradaki yapılarla ilgili bilmek istedikleri,
sürdürüldü. Aspendos Sürdürülebilir Gelişim ve Alan merak ettikleri soruları kazı ekibine sormaları istenerek bu
Yönetimi projesi iki ana temel üzerine kuruldu. İlki sorular bilgi panosu içeriklerinde yol gösterici olmaları
Aspendos’un çevresinde yaşayanlar ve ziyaretçileri için amacıyla derlenmiştir.
taşıdığı anlam ve önemi anlamaktı. İkincisi ise bu Aspendos’un yerini yerel halkın ekonomik, sosyal ve
anlayışın işaret ettiği doğrultuda alanda yürütülen kültürel dinamikleri içerisinde pekiştirmek amacıyla
bilimsel çalışmaları yerel halk ve ziyaretçilerin beklenti- yapılan işlerden bir diğeri her yıl düzenlenen ‘çocuklarla
leriyle uyumlu olacak şekilde daha iyi sunmaktı. Bunun buluşma’ günüdür. Arkeoloji ekibi 2015 yılından beri kazı
için atılması gereken ilk adım, insanların tutum ve sezonu içerisinde bir gün çevredeki çocuklarla bir araya
beklentilerini sormaktı. Bu da İstanbul Üniversitesi’nden gelerek bir gün geçirirler. Önceden seramik parçalarının
sosyal antropolog Güldem Baykal Büyüksaraç’ın Aspen- gömüldüğü bir kazı havuzunda yapılan kazılar gibi
dos’un yakınında yaşayan kişilerle arkeolojik alana dair oyunlar günün öne çıkan aktiviteleri olsa da asıl amaç
algılarını ve alanla kurdukları gündelik bağı anlamaya çocukları bu oyunlar yoluyla ‘eğitmek’ veya onlara arkeo-
dair yaptığı görüşmelerle anlaşılmaya çalışıldı. Buna ek lojinin ne olduğunu ve nasıl yapıldığını anlatmak değildir.
olarak, Boğaziçi Üniversitesi’nden Hakan Tarhan, 300 Ana amaç, çocukların büyük bir merakla izledikleri kazı
Türk ve yabancı ziyaretçi ve 50 profesyonel turist çalışmalarının bir benzerini yaratarak, oradaki deneyimi
rehberine ziyaretçileri anlamaya dair hazırlanan anketleri paylaşmak ve herkesin yıllar içinde hatırlayacağı anıların
alanda uyguladı. Ben de daha az sayıda ziyaretçi ile ortaya çıkmasına vesile olmaktır. Bu çaba özellikle Merri-
alanda derinlemesine görüşmeler gerçekleştirdim. Bu üç man’ın İngiltere’de halkın geçmiş ve kültürel mirasa olan
farklı görüşme yöntemiyle elde edilen veriler ilginç ilgi ve alakalarını ölçmek için yaptığı araştırmanın sonuç-

86
Bölüm 10: Gürsu. Türkiye’de alan yönetiminden toplum arkeolojisine

larına dayanmaktadır (Merriman 1991). Araştırma şahsi yılında bu sayı 80’e ulaşmıştır. (Kültür Rotaları Derneği
geçmiş ile gayrişahsi kültürel miras arasındaki farkı açıkça Kate Clow ile kişisel iletişim). Pisidya’da böyle bir rota
ortaya koyar. Türkiye’de özellikle arkeolojik alanların oluşturmak, yöre halkının memnuniyetle karşıladığı ilgili
yakınında yaşayan yöre halkları, bu yerleri kültürel miras ve duyarlı bir ziyaretçi grubunu hedefleyerek ve
olarak görseler dahi buralar genellikle gayrişahsi birer Likya’nın halihazırda var olan şöhretini kullanarak tüm
kültürel mirastır. Bu yüzden, farkındalık ve korumayı bir bölgeyi tek bir destinasyon olarak tanıtırken olası tüm
sağlayabilmek için, çocuklar ve arkeolojik alanlar arasında sorunları ele almayı mümkün kılmış ve amacımızı
bir bağ kurabilmek çok önemlidir ki, ileride bu yerler yöre iletmenin iyi bir yolu olarak benimsenmiştir.
insanı için şahsi geçmişlerinin daha ayrılmaz bir parçası Pisidya Kültürel Miras Rotası, bu antik bölgede
haline gelebilsin. bulunan farklı arkeolojik alanları, 2000 yıllık antik
AİAE’nün kültürel miras yönetimi projesinin ikinci yolların kalıntılarını kullanarak birbirine bağlar. Bu eski
ayağını ise Pisidya ile ilgili çalışmalar oluşturur. Pisidya, yolların izlenemediği yerlerde, yöre halkının hala
günümüzde Antalya, Isparta ve Burdur illeri içerisinde kullandığı patikalar seçilmiştir. Birçok hafta süren saha
kalan ve Antalya ovasından Burdur, Eğridir ve Beyşehir çalışmasının ardından rota son halini 12 ana arkeolojik
göllerine kadar uzanan bölgenin antik dönemdeki alanı birbirine bağlayan toplam 370 km olarak almıştır.
ismidir. Aralarında Kremna, Ariassos, Sia, Pednelissos, Rota, yalnızca trekkinge yoğunlaşmakla kalmaz, aynı
Selge, Melli, Adada, Kapıkaya, Sagalassos ve Termes- zamanda coğrafyası, arkeolojisi, bitkileri ve en önemlisi
sos’un olduğu pek çok iyi korunmuş antik kente ev günümüz yaşam kültürü dahil olmak üzere bölgenin
sahipliği yapar. Bu yerler, Pisidya’nın muhteşem çeşitli özelliklerinin anlaşılmasını teşvik etmeyi
ormanları içerisinde saklı bir şekilde, ara sıra kendilerine amaçlayan bütünsel bir yaklaşımı yansıtır. Bu bilgi,
uğrayan ziyaretçiler için masalsı bir deneyim sunarlar. mevcut kültürel miras yönetimi projesi ve projeye danış-
AİAE ile bağlantılı olan arkeologlar 30 yıldan fazladır manlık yapan çeşitli uzmanların çalışmalarının yanı sıra
Pisidya’da araştırmalar yürütmüşler, aradan geçen yıllar bölgede 30 yıl sürdürülen arkeolojik saha çalışmasının
içerisinde bölgedeki arkeolojik alanların kaçak kazılar ve bir sonucu olarak birikmiştir.
ihmal yüzünden kötüleşen durumlarına şahit olmuşlardır. Pisidya Kültürel Miras Rotası kültürel miras
Bu sorunlara bir çözüm olabilmesi için, AİAE konusunda farkındalık yaratma çalışmalarının önemini
kültürel miras yönetimi projesinin ikinci kısmı olan ve anlamını halka anlatmaya istekli arkeologların
‘Pisidya antik bölgesi için arkeolojik ve eko-turizm’ girişimleri sonucunda hayata geçirilmiş olup, arkeolojik
projesi bu bölgeye odaklanır. Sıradışı rotalar keşfetmeye mirasın korunması ve yorumlanması için insan merkezli
meraklı gezginlere yörenin kültürel ve doğal mirasını yaklaşımı teşvik eden bir örnektir.
tanıtan proje bölge sakinlerinin eko-turizm prensipleri
çerçevesinde çeşitli hizmetler sunmasını öngören, sürdü- Sonuç
rülebilir bir yönetim planının hazırlanmasını kapsar. Klamer, kültürel mirasın değerine ilişkin yaptığı çarpıcı
Bunu yaparken özellikle mercek altına aldığı iki grup analizde dışarıdan gelen kişilerin bir sanat eseri ya da
vardır: kalıntıların yanı başında yaşayanlar ve buraları tarihsel önemi olan bir alana önem vermesinin bu eserleri
ziyaret etme olasılığı bulunan gezginler. Böylesine onları yaratan veya onların yakınında yaşayan kişiler için
büyük bir bölgeyi tek bir destinasyon olarak alan bu değerini artıracağını belirtir. Pek çok durumda, kişilerin
iddialı yaklaşım, farklı grupların ihtiyaç ve beklentilerini kendi kültürel miraslarına değer vermeye başlamaları
ortaya çıkarmaya yönelik yenilikçi yöntemlere gerek diğerlerinin beğenmesi sonucunda olur. Bu bağlamda
duymuştur. Bu yöntemin fazla akademik veya karışık Klamer şunları söyler: ‘UNESCO Dünya Mirası Listesi
olmaması, gerekli izinlerin alınması için başvurulması veya kültürel mirasın içinde olduğu herhangi başka bir
gereken yetkililere açıklama yapmayı kolaylaştırması liste tam da bu amaca hizmet eder: insanlarda kültürel
açısından önemliydi. mirasın değerler hakkında farkındalık yaratmak’ (Klamer
Bu bağlamdaki bir girişim sonucunda, uzun mesafeli 2014: 63).
bir yürüyüş rotası olan Pisidya Kültürel Miras Rotası Bu açıdan bakıldığında Dünya Mirası Listesi ve alan
ortaya çıkmıştır. Uzun mesafeli yürüyüş rotaları kavramı, yönetiminin profesyonelleşmesi ile paralel olarak Türki-
Likya Yolu ve Aziz Paul Yolu gibi daha önceki örnekler ye’nin bu listede daha fazla temsil edilme çabasının
sayesinde Türkiye’de oldukça iyi bilinir hale gelmiştir. Bu toplum ve arkeoloji arasındaki ilişkiye etkisi olabilir.
parkurlarda yürüyenlerin sayısı giderek artmaktadır. 540 Fakat bu makalenin de sunmaya çalıştığı gibi,
km uzunluğundaki Likya Yolu ziyaretçileri 2015 yılında günümüzde Türkiye’de alan yönetimi planları uygula-
30.000’e ulaşarak yerel ekonomi üzerinde görünür bir maları arkeolojiyi modern toplumda daha iyi konumlan-
etki yaratmıştır. Örneğin Likya Yolu 1999 yılında ilk dırmaktan çok yeni kamu yönetimi gibi hareketlerle
kurulduğunda, konaklama birimi sayısı yediyken 2014 sonuçlanan neo-liberal politikalardan etkilenir.

87
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Türkiye’de alan yönetimine dair literatür şimdilik Kortanoğlu, M.S. 2014: ‘Arkeolojik alanlarda alan
şehir plancıları, mimarlar veya konservatörler tarafından yönetimi planlamasının hukuksal ve kuramsal
oluşturulmaktadır. Fakat toplum, arkeoloji ve kültürel boyutu’ A. Özfırat (ed.), Veli Sevin’e Armağan.
varlıklar arasındaki ilişkiyi anlayabilmek için bu alana Arkeolojiyle Geçen Bir Yaşam İçin Yazılar (Essays in
antropologlar, sosyologlar ve hatta psikologların da dahil Honour of Veli Sevin A Life Immersed in Archae-
olmasının zamanı gelmiştir. Zira arkeolojik mirasın ology) içinde. Istanbul, Ege Yayınları: 387–93
yönetimine dair atılacak her adımın bu mirasın yanında Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültürel Varlıklar ve Müzeler
yaşayan, onu ziyaret eden, bu mirası farklı yollarla Genel Müdürlüğü 2015. Kayıtlı SİT alanlarına ilişkin
koruyan, tüketen ve hatta tahrip eden herkesi kapsaması rakamlar. https://kvmgm.ktb.gov.tr/TR-44973/turkiye-
gerekmektedir. geneli-sit-alanlari-istatistikleri.html
Madran, E. 2009: Alan Yönetimi. Istanbul, TMMOB
Kaynakça Madran, E., Özgünel, N. 2005: Kültürel ve Doğal Değer-
Atakuman, Ç. 2010: ‘Value of heritage in Turkey: lerin Korunması. Istanbul, TMMOB
history and politics of Turkey’s world heritage Merriman, N. 1991: Beyond the Glass Case: The Past,
nominations’ Journal of Mediterranean Archae- the Heritage, and the Public in Britain. Leicester,
ology 23.1: 107–31 Leicester University Press
Baykal Büyüksaraç, G., Gürsu, I. 2017: ‘Local economy Okamura, K., Matsuda, A. 2011: ‘Introduction: new
and women’s labour in the context of cultural perspectives in global public archaeology’ K. Okamura,
heritage: the Aspendos (Belkıs) case’ G. Şimşek (ed.), A. Matsuda (eds), New Perspectives in Global Public
Women and Cultural Heritage içinde. Aydın, Adnan Archaeology içinde. New York, Springer: 1–19
Menderes University: 339–57 Orbaşlı, A. 2013: ‘Archaeological site management and
Ciarniene, R., Sakalas, A., Vienazindiene, M. 2005: local development’ Conservation and Management of
‘Strategic thinking in New Public Management’ Archaeological Sites 15.3–4: 237–53
Frontiers Of E-Business Research 4: 760–74 Özdoğan, M. 1998: ‘Ideology and archaeology in
Cleere, H. 2006: ‘The World Heritage Convention. Turkey’ L. Meskell (ed.), Archaeology Under Fire:
Management for and by whom?’ R. Layton, S. Nationalism, Politics and Heritage in the Eastern
Shennan, P. Stone (eds), A Future for Archaeology Mediterranean and Middle East içinde. London,
içinde. London, Routledge: 65–74 Routledge: 111–23
Demir, Ö. 2004: Kamu Yonetiminin Yeniden Özdoğan, M., Başgelen, N. 2010: ‘İş’i Görev, Arkeoloji’yi
Yapilandirilmasi ve Kamu Yonetimi Temel Kanunu Bilgi, Bilim’i Değer Olarak Gören Bir İnsan: Prof. Dr.
Tasarisi. Halet Çambel’ M. Özdoğan, N. Başgelen, A. Öztan
Eres, Z., Yalman, N. 2013: ‘National concerns in the (eds), Halet Çambel - Nimet Özgüç T.C.Kültür
preservation of the archaeological heritage within the Bakanlığı 2010 Yılı Kültür - Sanat Büyük Ödülü
process of globalization: a view from Turkey’ P.F. içinde. İstanbul, Arkeoloji ve Sanat Yayınları: 5–36
Biehl, C. Prescott (eds), Heritage in the Context of Özgönül, N., Öz, B.N. 2007: ‘Arkeolojik alanların
Globalization: Europe and the Americas içinde. New yönetiminin anahatları’ E. Madran, E. Bozkurt (eds),
York, Springer: 33–35 Korumada Yeni Tanımlar Yeni Kavramlar Alan
Gülersoy-Zeren, N., Ayrancı, İ. 2011: Koruma Yönetimi içinde. Ankara, TMMOB: 267–70
Alanlarında Yönetim Planı. Istanbul, İTÜ Çevre ve Özgüner, P. 2014: ‘Türkiye arkeolojisinde problemler ve
Şehircilik Uygulama ve Araştırma Merkezi farklı kimliklerin oluşumu: kazı sonuçları toplantısı
Haberler 2012: ‘Günay’dan Önemli Açıklamalar’. yayınlarının incelenmesi’ P. Özgüner, Ç Çilingiroğlu
http://www.haberler.com/bakan-gunay-erken-rezer- (eds), Changing Archaeology, Proceedings of the 1st
vasyonda-2013-hedefi-2-5-4184171-haberi TAG-Turkey Meeting içinde. İstanbul, Ege Yayınları:
İçişleri Bakanlığı Dernekler Masası 2004: Dernekler 105–21
Yasası, No, 5253, Resmi Gazete’nin basım ve yayım Prince Claus Fund 2004: Award justification.
tarihi: 23/11/2004 No: 25649. https://orientationtrip2010.files.wordpress.com/2010
https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=8 /02/prince-claus-fund-in-turkey-nigeria-and-mali.pdf
038&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5 Redford, S., Ergin, E. (eds) 2010: Perceptions of the Past
— 2015: Türkiye’de derneklerin sayısı. in the Turkish Republic: Classical and Byzantine
https://www.siviltoplum.gov.tr/dernek-sayilari Periods. Leuven, Peeters
Klamer, A. 2014: ‘The values of archaeological and Sabah 2013: ‘Müze kartta geri adım’.
heritage sites’ Public Archaeology Journal 13.1–3: http://www.sabah.com.tr/turizm/2013/01/21/muzekar
59–70 tta-geri-adim

88
Bölüm 10: Gürsu. Türkiye’de alan yönetiminden toplum arkeolojisine

Salazar, N.B. 2010: ‘The globalization of heritage Turan, H.T. 2016: ‘Reconstruction of regional devel-
through tourism: balancing standardization and differ- opment policies in Turkey through development
entiation’ S. Labadi, C. Long (eds), Heritage and agencies’ Y. Demirkaya (ed.), New Public
Globalization içinde. London, Routledge: 130–47 Management in Turkey: Local Government Reform
Saraç, D. 2014: ‘Site management in Turkey’ S. içinde. New York, Routledge: 128–52
Thomas, J. Lea (eds), Public Participation in UNESCO 2005: ‘Regulation on the Substance and
Archaeology içinde. Woodbridge, The Boydell Procedures of the Establishment and Duties of the
Press: 161–75 Site Management and the Monument Council and
Shankland, D. 2000: ‘Villagers and the distant past: three Identification of Management Sites’, number 26006.
seasons’ work at Küçükköy, Çatalhöyük’ I. Hodder http://www.unesco.org/culture/natlaws/media/pdf/tur
(ed.), Towards Reflexive Method in Archaeology: The key/turkey_regulationsubstanceproceduresestablish
Example at Çatalhöyük içinde. London, British mentsitemanagementmonumentcouncil_15_entof
Institute of Archaeology at Ankara: 167–77 Viejo-Rose, D., Stig Sørensen, M.L. 2015: ‘Cultural
Smith, L. 2006: Uses of Heritage. Oxon, Routledge heritage and armed conflict: new questions for an old
Stroulia, A., Sutton, S.B. 2009: ‘Archaeological sites and relationship’ E. Waterton, S. Watson (eds), The
local places: connecting the dots’ Public Archaeology Palgrave Handbook of Contemporary Heritage
8.2–3:124–40 Research içinde. Basingstoke, Palgrave Macmillan:
281–96

89
11. Somut mirasın kıyısında kayıt dışı turizm:
Aspendos/Belkıs’ın turistik tezgahları ve
kadınsılaşmış emek
Güldem Baykal Büyüksaraç

Giriş: sahadan izlenimler dayken – kısa ve birbiriyle alakasız diyaloglar şeklinde


Camili Küme Evleri, Belkıs, 3 Şubat 2016 ilerler. ‘Ali amca portakalı satmış.’ Gerisi gelmiyor...
Sabah. Belkıs’ta güneşli ve serin bir gün. Antik su Hatice Hanım, ‘Gezmeye gitmeli bari, bu işin tadı yok’
kemerlerinin etrafında turistleri bekleyen kadınlarla biraz der, Hasan laf atar, ‘Ne için geldin ki sen?’ ‘Dinlenmeye
vakit geçirmeyi umuyorum. Lokum ikram etmek geçiyor geldim.’ Elif lafa karışır, ‘Muhabbete, dertleşmeye geldik.’
aklımdan. Sahada hediye vermek ciddi bir mesele Yöre sakinleri günün büyük kısmını tezgahlarda
olduğundan biraz huzursuzum – ne verip, nasıl sunmalı geçirmekle ilgili samimi niyetlerini açıkça söylemekten
hususunda özenli olmak gerek. Lokumları dağıtmak için genelde kaçınırlar. Her gün su kemerlerine gelme sebep-
her tezgaha tek tek uğruyorum. İlk hoşbeş sonrası biraz lerinin para kazanmak değil de vakit geçirmek olarak
rahatladıktan sonra, en kalabalık görünen tezgaha yöneli- görülmesini tercih etseler de aralarındaki rekabet kendini
yorum. hissettirir.
Elif, Füsun ile konuşuyor: ‘Yok turist, yok. Zerrin
Öğle üzeri. Hafize Teyze1 (70’lerinde, hayli sevimli bir topladı. Biz de toplayalım. Kalkalım biz de gidelim, bu
kadın): ayazda beklenmez.’ Füsun (60’larının başında) bir
yandan sohbet ederken bir yandan da şal örüyor. Öte
‘Hay ne edelim kızııım! Sabahtan beri fıstık topladım yandan, toplanmaya da niyetleri yok gibi. Aksine,
[Bir şey satmadan, boş boş oturdum]... Eve gideyim kocalarından, günlük işlerden, pişirdikleri yemeklerden,
bari.’ Komşu tezgahçı Hasan (40’larında), fırsattan hastalıklarından konuşmaya devam ediyorlar. Yan
istifade takılıyor Hafize Teyze’ye, ‘Sen tabii sabah erken tezgahta Hatice patik örüyor. İşler iyiyken patiklerin
geldin. Ben geldiğimde senin tezgahın açıktı bile.’ çiftini 10 avroya satıyormuş, şimdi ise tezgahın günlük
‘Nereden erken geldim! Ben geldiğimde senin tezgah geliri 20 avroyu bulmuyor.
seriliydi.’ O sırada meydana bir tur otobüsü geliyor. Otobüsü
‘Dündü o, dün!’ Elif (50’lerinde) araya giriyor: ‘İlk gören Elif hemen atılıyor, ‘Geliyor, gözünüz aydın!’
gelen ilk gider.’ ‘Kapatan kapattığıyla kaldı’ diye mırıldandım gülümse-
yerek. Elif, ‘Hayırlı müşteriler versin Allah herkese!
Belkıs’ta, kimin tezgahını sabahın erken saatinde Japon mu bunlar?’ ‘Nereden anladın?’ diye soruyorum.
açtığı, kimin ne sattığı ve gün içinde ne kadar kazandığı ‘Arabadan...’ Ben anlamıyorum.
tüm satıcılar için mühim meseleler. Belkıs’taki günlük Otobüsten inenlerden genç bir adam Elif’in tezgahın
sohbetlerin çoğu bu konular etrafında dönüyor. Meyve önünde duruyor: ‘Merhabalar, kolay gelsin.’
hasat ve satışı, devletle arazi kullanımı konusundaki ‘Hoşgeldiniz.’
çekişmeler bile bu mevzuların gölgesinde kalıyor. ‘Hoşbulduk.’
Elif yanındaki boş sandalyeyi işaret ederek beni davet ‘Buyrun gelin, nar suyu portakal suyu için.’ Adam
edene kadar tezgahların arasında dolaşıyorum. ‘Esiyor, belli ki tur rehberi, yolcuları da Türkiyeli. Otobüsten
soğuk bugün,’ diyor Elif. Muhabbet açmaya fırsat kollu- inenlere sesleniyor, ‘Bu değerli insanlar çok güzel
yorum, ‘Evet ya, esiyor bugün değil mi?’ diyorum. Aynı hediyelik eşyalar yapmışlar. Arzu edenler satın alabilir.’
anda Hasan, Elif ve Hatice (50 yaşlarında) muhabbet Turistler bakınıyorlar, çok da alıcı görünmüyorlar ama.
etmeye devam ediyorlar. Hasan ortaya laf atıyor, gerisini Genç bir kadın arkada sesleniyor, ‘Alışverişe çok dalma-
getirmiyor. Tezgah başında bu çok yapılır. Tur otobüsü yalım arkadaşlar, zamanımız yok.’
beklerken edilen sohbetler – en azından ben yanların- Kadın turist nar suyunun fiyatını soruyor. Elif, yaban-
cıları kastederek,
‘Turistlere 1 € veriyoruz, 3 TL yapıyor. Size ne ister-
1 Bu makalede isimlerin tümü değiştirilmiştir. seniz yaparız canım! 1 TL’ye vereyim.’

91
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Bir başka kadın yaklaşıyor tezgaha. Sanki sormuş gelinlerinden Fatoş’la (35–36 yaşlarında) oturuyoruz. Birer
olmak için soruyor bazı malların fiyatlarını, sandalyeye tüneyerek, sırtımızı güneşe veriyoruz. Ancak
‘Şu ne kadar?’ ısınıyorum. Elif sonunda tezgahı toplamış, eve giderken bir
‘15.’ Turist pahalı buluyor. iki dakikalığına laflamak içi ayak üstü yanımıza uğruyor, n.
Örgü şalları gösteriyor Elif, ‘10 TL’ye vereyim sana. Sabah getirdiğim lokumlardan kutuda kalanları dağıtıyor.
İşte bak kendim yapıyorum.’ Genç bir kız araya giriyor, Bana da tutuyor, tereddüt ediyorum ama alıyorum sonra,
‘Su kemerleri burası mıymış teyze?’ ‘Bakayım, güzel miymiş?’ Bir de soruyorum,
‘Evet burası.’ Kadın başka bir hatıralığa yöneliyor, ‘Nasıl, satış oldu mu?’
hangisi olduğunu görmüyorum. Rahatsız etmemek için ‘Bir iki otobüs daha geldi ama fazla iş olmadı.’ Elif
yaklaşmıyorum çünkü. ‘Üçe verirseniz alayım’ diyor fazla durmuyor yanımızda, evin kalan işlerini yapmaya,
kadın. belki de karnını doyurmaya evin yolunu tutuyor. Bense
O sırada diğer tezgahtaki diyaloğu da duyuyoruz. Biri Melek Teyze’yle sohbeti koyultma niyetindeyim. ‘Melek
nar suyunun fiyatını soruyor. Elif, Teyze sen buranın en eski tezgahçılarındansın değil mi?’
‘3 liraya sattı, yazık!’ Tezgahın başındaki kadın Melek Teyze başını sallayarak onaylıyor ve başlıyor
ısrarcı: ‘Şuna 10 TL versem olmaz mı?’ konuşmaya. Benim için gün sanki yeni başladı…
‘Olmaz. Bak bir çocuk patiğine bir iki gün uğraşı- Bu yazı boyunca, köylü kadınların kayıt dışı turistik
yoruz.’ ‘Şöyle 15 TL vereyim hepsine.’ faaliyetlerine şahit olduğum bir kültürel miras alanının
‘Çık çık çık. Olmaz vallahi olmaz.’ ‘Haydi 30 TL kıyısında dolaşacağım. Kıyı kavramı, odaklandığım
veriyorum hepsine artık daha fazla vermeyeceğim.’ etnografik bağlamın kenarda kalma/bırakılma halini
Pazarlığa devam ediyorlar. Kadın bir şeyi bırakıp bir betimlemek açısından önemli bir ifade. Kenarda
başkasını alıyor eline. Her defasında da teklif ettiği fiyatı kalma/bırakılma hali, Belkıslı kadınların yaşamlarında
değiştiriyor. Elif kararlı, ‘Bunlardan bir tanesini biz 10 yerinden edilme, mülksüzleşme ve güçsüzleşmenin
Euro’ya veriyoruz. 30 TL yapar.’ ‘Tamam o zaman bunu farklı eksenlerinde tecrübe edilir. Bir yanıyla mekân-
3 TL’ye ver.’ saldır: Yöre sakinlerinin yapılı çevre ile etkileşimleri
‘Kız 3 TL’ye olur mu, hadi 5 TL olsun bari senin oldukça kısıtlıdır ve bürokrasiye tâbidir. Örneğin,
hatırın için.’ Elif ve turist kadının aynı şeyi konuştukla- sokak satıcılarının akropolün içerisinde satış
rından bile emin değilim! ‘Ne yapıyorsun hadi bunları? yapmasına izin verilmez. Kenarda kalma/bırakılma
10’ar liradan hesap et...’ Anlaşamıyorlar. ‘Ya, ben sana hali, politik ve ekonomik süreçlere de işaret eder:
hatıra bir şey al dedim beş liraya. Onu da vermezdim de. Köyde yaşayanlar planlama ve karar alma süreçlerine
Sen çok istedin ondan.’ ‘Şunlar ne kadar?’ dahil edilmez; neoliberal miras yönetimi politikaları ise
‘10 TL... Biz de hep satın alıyoruz.’ Kadın sinirlenip turizmden pay alma beklentisindeki yerel halkın çoğu
alışveriş yapmaktan vazgeçiyor, zaman aleyhine işler. Bu çalışma ile, bu türden kenarda
‘Allah satış versin canım!’ kalma/bırakılma süreçlerinin yerel halkın yanı başında
‘Hadi güle güle!’ yaşadığı arkeolojik kalıntılarla kurduğu ilişkiyi nasıl
Kadın gittikten sonra Elif söyleniyor, ‘Bedava verir çetrefilli hale getirdiğini ortaya koymaya çalışıyor ve
miyim ben onu! Bir tanesini 10 avro’ya veriyorum.’ Bana bu ilişkinin daha çok ekonomik yönüne odaklanı-
dönüyor, ‘Türklerle iş olmaz zaten!’ yorum. Belkıslı kadınların, kültürel miras turizminde
Otobüs henüz ayrılmamışken, biri Ankara, diğeri kendilerine niş yaratıp ayakta kalmaya çalışırken,
Kayseri plaka iki özel otomobil geliyor meydana. iktidar yapıları ve ekonomik güçlerle türlü strateji ve
İnenler, yabancı. Elif’in tezgahına bir adam yaklaşıyor, taktiğe baş vurarak nasıl mücadele ettiklerini tartışa-
orta yaşlarda. Elif hoşbeşe gecikmiyor: cağım. Bu tartışma, bir Pamfilya kenti olan Aspendos
‘Hello!’ Adam gülümseyerek selamlıyor. Elif, günü (günümüzde Antalya’nın Belkıs mahallesi) civarında
satışsız bitirmek istemiyor, 2014–2016 yılları arasında belli aralıklarla ve ‘insan-
‘Deutsch?... Guten tag!... Hello. Name?.. Name?’ odaklı’ bir kültürel miras yönetimi (KMY) projesi
‘Reinhardt.’ (Gürsu, Vandeput 2015)2 kapsamında yürüttüğüm saha
‘Kinder?.. Ein?.. Zwei?’
‘Zwei.’
2 Bu çalışma Ankara İngiliz Arkeoloji Enstitüsü, Headley Vakfı ve
İstanbul Üniversitesi Bilimsel Araştırma Proje (BAP) ofisi (Proje
Öğleden sonra. Melek Teyze’nin bahçesindeyiz. Yoksa kodu: BYP-2017-26831) tarafından desteklenmiştir. Işılay Gürsu ve
tezgahının arkasındaki boşluk mu demeliyim? Her Lutgarde Vandeput’a Aspendos projesinde kendileri ile çalışma
halükarda, su kemerlerinin arkasındayız. Öteki taraf – olanağı verdikleri için teşekkürlerimi sunarım; ayrıca Belkıs halkına
bana sağladıkları destek ve ayırdıkları zaman için müteşekkirim. Bu
öğleden önce oturduğum tezgahın bulunduğu yer – hala makalenin ilk versiyonu üzerinde yaptıkları yapıcı yorumlar için de
gölge ve rüzgarlı. Melek Teyze, Füsun Hanım ve köyün hakemlere ve Gürsu’ya teşekkür ederim.

92
Bölüm 11: Baykal Büyüksaraç. Somut mirasın kıyısında kayıt dışı turizm

araştırmalarına dayanıyor. Bu geniş kapsamlı projenin Bir arkeolojik alan ve turizm destinasyonu olarak
temel sorusu ise şudur: Nisan 2015’te UNESCO’nun Aspendos
Dünya Mirası aday listesine girmiş olan kültürel miras Dünyanın hemen her yerinde miras koruma ve yönetim
alanı Aspendos’un yanı başında yaşamak yerelde ne süreçleri birbirine benzer, çünkü miras alanı koruma
anlama geliyor? fikri, kalkınma odaklı modernleşme şiarını benimsemiş,
Aspendos’un akropolü, antik Eurymedon toprak egemenliğine dayanan modern devlet içinde
(günümüzde Köprüçay) nehri yakınında üzeri düzlük anlam bulmuş bir projedir (Neumann 2004: 184).
olan bir tepede, etrafındaki ovalık arazilerden yaklaşık Batı/Kuzey’deki doğa korumanın erken örneklerine –
30 metre yüksekte konumlanmıştır (Aspendos’un daha revizyonist tarihçilik nazarından– bakacak olursak,
detaylı tanımı için bkz. Kessener 2000: 104–05; yabanın korunması sürecinin, yerli topraklarının gaspı,
Lanckoronski 1890: 115–23, alıntı Kessener 2000). mülksüzleştirme, yerinden etme ve çitleme (yerli toplu-
Saha çalışmamı yürüttüğüm Belkıs dahil olmak üzere, lukların ortak mülkü sayılan toprakların ve doğal
ören yerinin etrafındaki kırsal nüfus gün geçtikçe kaynakların kamu veya özel mülkiyete aktarılması)
azalmaktadır. Yerel belediyelerin sınırlarını yeniden tarihiyle örtüştüğünü görürüz. Dolayısıyla, bir sosyo-
tanımlayan bir reform neticesinde, Serik 2014 itiba- mekansal düzenleme projesi olarak koruma süreci, nüfus
riyle belde belediyesiyken ilçeye dönüştürüldü, Belkıs yerleştirme ve yerli topluluklara özel bölge (rezervation)
da Serik’in 66 mahallesinden biri oldu.3 Belkıs’ın yaratma gibi süreçlere denk düşer. Bu da, söz konusu
yerleşik halkı, babasoylu (patrilineal) ve babayerli topluluğun marjinalleştirilmesi ve dışlanması anlamına
(patrilocal) ailelerden oluşur ve 20’nci yüzyılın başla- gelir. Göçebeler, yerli (indigenous) halklar, orman
rında Aspendos etrafına yerleştiği bilinen atalardan köylüleri ve benzeri topluluklar bu tür süreçler netice-
miras ortak bir yörük geçmişine sahiptir. Bugün 1800 sinde toprak ve doğal kaynakların kullanım ve yöneti-
civarı olduğu tahmin edilen Belkıs nüfusu, işsizlik ve minden uzaklaştırılmış olur (Zerner 1996).
SİT alanı sınırlamalarına (yeni ev yapımı ve tadilatı Yukarıda özetlemeye çalıştığım doğal miras koruma
konusundaki sınırlamalar) bağlı göç sebebiyle devamlı perspektifi, arkeolojik SİT yönetimine dair egemen
azalmaktadır. anlayış hakkında da bize fikir verir. Türkiye’de 2863
Roma devrinden kalma su kemerlerinin yanındaki, no’lu yasa, tüm taşınmaz kültür varlıklarının ve koruma
Camili Küme Evleri denilen mevkî (eski köy alanlarının ‘kamu yararına ve kamunun kullanımı için’
mahallesi), her gün yaklaşık beş ya da altı tur otobü- devlet mülkiyetinde olmasını ve güvene dayalı olarak
sünün uğradığı işlek bir turist destinasyonu olması korunmasını emreder (Pulhan 2009; ayrıca bkz. Özel
sebebiyle, Belkıs çalışmasının odağı sayılmıştır. Su 1997). Bu, devletin yalnızca miras alanlarını kontrol
kemerleri çevresindeki alan, bölge sakinlerinin satış etme ve denetleme yetkisini elinde bulundurduğu
yapmasına izin verilen tek noktadır. Tezgahlarda anlamına gelmez.4 Devlet, aynı zamanda, yerel halkın
yapılan satış Belkıs’ta, özellikle kadınlar arasında, kamu arazilerine (fiilen ortak arazilere) erişim hakkına
önemli bir ticari faaliyettir. Yıllık takvim Ekim ayının kısıtlamalar getirmiş olur; dahası, yakın çevredeki özel
başlarından hava sıcaklığının 30 dereceyi bulduğu mülklerin kullanımına (inşa-tadilat faaliyetleri)
Haziran’a kadar devam eder. Turistik tezgah ticareti, müdahale etme yetkisini elinde tutar. Meselenin özü
son yıllarda uluslararası turizm hacminde çeşitli sebep- ‘kamu yararı’ fikrinde yatar. ‘Kamu için neyin yararlı
lerle yaşanan keskin düşüşe bağlı olarak canlılığını olduğu’ oldukça tartışmalı bir mesele olmakla beraber,
yitirmiş olsa da, birçok hane için yakın zamana kadar çoğu zaman uzmanların ve yerel halkın ‘fayda’ tanımları
kayda değer bir gelir yaratmıştır. Üstelik, ve bu da örtüşmez. Bunlara ek olarak, gerçek hayatta
makalede de tartışılacağı üzere, kadın failliğinin ‘kamu’nun neye tekabül ettiğine dair de bir belirsizlik
işlediği bir alan olarak karşımıza çıkar. mevcuttur. Bu belirsizlik kültürel miras alanlarını kimin,
hangi amaçla kullanacağı sorusunu da doğurur. Türkçede
kamu oldukça ikircikli bir terimdir. Bir yandan kamu
hizmetinden sorumlu devlet kurumlarının tümünü temsil
3 2012 yılında 6360 nolu yasa, bazı bölgelerin belediye statülerini
ederken, diğer yandan devletin hizmet verdiği toplumun
geçersiz kılan daha önceki bir yasanın devamı olarak (5747 nolu bütününe işaret eder. Her iki durumda da, kamu
yasa, 2008) hazırlanmış ve 2000’den az sakini olan yerleşmelerin kategorisi devletle yakından ilişkilidir. Bununla birlikte,
tüzel kişiliklerini ortadan kaldırmıştır. Aynı yasaya dayanarak,
Anadolu’daki pek çok şehir (Antalya da dahil) büyükşehir belediyesi Türkiye’deki koruma yasası, özellikle son şekliyle, özel
haline gelmiş ve Nisan 2014’den itibaren bu şehirlerin tüm köyleri çıkar-kamu yararı karşıtlığını geçersiz kılar niteliktedir.
ve belde belediyeleri nüfus kriterlerini sağlayamadıkları hallerde
isimleri aynı kalmak üzere mahallelere dönüştürülmüşlerdir. Yakın
geçmişte hayata geçen bu reformun tarihsel arka planı için bkz. 4 Türkiye’de kültürel miras alanlarının korunmasından sorumlu temel
Bayraktar, Massicard 2012. kurum Kültür ve Turizm Bakanlığı’dır.

93
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

2000’li yılların başından itibaren, yükselişte olan Aspendos’un Roma Tiyatrosu, kentin turizm
neoliberal kültür politikalarının tipik bir sonucu olarak, ekonomisi için merkezi öneme sahiptir. Aslen, MS 2’nci
Türkiye devletinin koruma alanlarına bakış açısında yüzyılda, gösteriler için bir mekan olarak inşa edilen
önemli bir değişim gözlemlenmektedir (Pulhan 2009). tiyatro, günümüze kadar çeşitli amaçlarla kullanılmıştır:
Son yasal düzenlemeler, devletin arkeolojik alanlar Selçuklu döneminde saray, 1970’lere kadar Atatürk’ün
üzerindeki otoritesini geçersiz kılmasa da hızlı özelleş- tavsiyesi üzerine güreş arenası, 1990’ların ortalarından
tirme ve merkeziyetçiliğin yolunu açarak oldukça itibaren Devlet Opera ve Balesi tarafından işletilen
pragmatik bir KMY5 anlayışını kurumsallaştırmaya uluslararası festival mekanı ve zaman zaman popüler
hizmet eder. Daha doğrusu, neoliberalleşen devlet, özel Türk dans grubu Anadolu Ateşi gibi dans topluluklarına
sektörün kültürel miras alanlarının yönetim ve korun- kiralanan bir sahne. Tiyatro, en azından yoğun sezon-
masına katılımını teşvik etmekte, ayrıca bu alanlar larda, istihdam olanağı sağlaması bakımından yerel
üzerindeki yetkiyi yerel yönetimlere devretmektedir. halkın ekonomik gelişimi ve refahı için bir fırsat olarak
Sonuç olarak, müzelerde ve ören yerlerinde kâr odaklı değerlendirilebilir. Ören yerinde devam eden kazı çalış-
yönetim modellerini uygulamak için kamu-özel ortak- maları ise, yaz aylarında sigortalı iş arayışındaki Belkıslı
lıkları kurulmuştur.6 Örneğin, Aspendos Antik Kentinde, genç erkekler için gelir kaynağı olmuştur.
2016 itibariyle, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Antalya ve özellikle Aspendos çevresindeki resmi
(TÜRSAB) tarafından işletilen bilet gişesinin yanısıra, turizm sektörü,8 Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi,
Bilintur A.Ş.’ye ait beş farklı satış ve hizmet noktası kayıt dışı perakende ve hizmet sektörü ile birlikte faaliyet
(otopark, fotoğraf servisi, tuvaletler, kafe ve hediyelik göstermektedir. Kayıt dışı turizm, çoğu zaman cinsiyete
eşya dükkanı) yer almaktadır. Kültür ve Turizm Bakan- dayalı iş bölümü ile ayakta durmuştur. Kültürel turizm
lığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren Döner Sermaye kısıtlamalarının daha esnek olduğu zamanlarda, Belkıslı
İşletmeleri Merkez Müdürlüğü (DÖSİMM), Aspendos erkeklerin harabelere ve antik tiyatroya ‘misafir’
dahil, Türkiye’deki birçok arkeolojik alan ve müzenin getirirken, kadınların ev yapımı gözleme ve taze meyve
işletmesi için her iki işletmeci ile de benzer protokoller suyu ikram edip, yemeni ve incik boncuk sattıklarını
imzalamıştır. görüyoruz. Türkiye’de yöre halkının turizm gelirle-
Tüm bu gelişmeler, kültürel mirasın ekonomik rindeki payı son zamanlarda, özellikle yukarıda bahse-
yönüne sabitlenmiş bir KMY politikasın işaret ederken,7 dilen özelleştirme süreci nedeniyle büyük ölçüde
yakın zamana kadar yılda 10 ila 11 milyon turist çeken azalmıştır, ve Aspendos’un bu eğilime bir örnek
Antalya gibi bir şehirde, arkeolojik alanların veya gösterdiği söylenebilir.
kültürel varlıkların neredeyse sadece ekonomi potansi- Makalenin bir sonraki kısmında, Belkıs’ın turizm
yelleri ile ele alınması şaşırtıcı değildir. 2015 yılında emekçilerine döneceğim. Son bölümde ise, Türkiye’de
335.636 ziyaretçiyi ağırlayan ve sadece giriş ücretle- neoliberal KMY politikalarının yerel turizm geliri
rinden yıllık 5.226.085 TL gelir elde eden Aspendos, beklentileri pahasına nasıl uygulandığına dair daha geniş
Türkiye’nin en çok ziyaret edilen ve en kârlı ilk on müze bir tartışıyor olacağım.
ve ören yeri arasında yer almasıyla, turizm gelir beklen-
tisinde olan herkesin takdirini toplamıştır. Aspendos’un kadın sokak satıcıları
Antalya ili genelinde 90’lı yıllara kadar büyük oranda
küçük ölçekli aile çiftçiliği, ortakçılık ve icara dayalı
tarım, pamuk ve tahıl üretimi söz konusuydu. Günümüz
5 ‘Alan yönetimi’ Kültürel ve Doğal Varlıkların Korunması (No. 5225) çiftçileri ise, ‘üçüncü gıda rejimi’ olarak adlandırılan ve
yasasına yapılan değişikle 2004 yılında resmi olarak tanımlanmıştır.
Bu yeni yönetmeliğin Türkiye’nin UNESCO Dünya Miras Listesi az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere dikte edilen,
adaylık dosyaları için gerekli alan yönetim planlarının yasal olarak küresel ölçekli neoliberal politikalara mahkum vaziyette
tanıması gerektiği için yürürlüğe girmiş olduğu belirtilmektedir.
(bkz. örneğin, Aydın 2016; Günaydın 2009). Uluslararası
6 2000'li yıllarda miras alanlarının yönetimi ve korunmasında özel
sektörün katılımını teşvik etmek ve bunlar üzerindeki yetkiyi yerel tarımsal yaptırımlar, kırsal üreticileri geleneksel gıda
yönetimlere devretmek için aşağıdaki kanunlar çıkarılmıştır: 2863 ürünlerinden meyve, sebze ve çiçek gibi piyasa değeri
sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Kanun 5225
sayılı Kültür Yatırımlarını ve Girişimlerini Teşvik Kanunu, 5336
yüksek alternatif ürünlere geçmeye zorluyor. Tarım üreti-
sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek cilerinin küresel sermaye birikimine ‘başarılı enteg-
Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun (5366 rasyonu’ yönünde uygulanan bu yaptırımların, Türki-
sayılı), Vakıflar Kanunu (5737 sayılı). Kültürel miras yönetimine
ilişkin son mevzuat hakkında daha fazla ayrıntı için bkz. Pulhan
ye’nin diğer bölgelerinde olduğu gibi Antalya kırsa-
2009.
7 Aslında hükümetin koruma alanında turizm odaklı yaklaşımı
göründüğü kadar neoliberal değil, yerleşik bir devlet tutumudur; bu
tutum 70’lerin başından itibaren Türkiye’deki milli parkların 8 ‘Resmi turizm’ ile, antik kent ve tiyatro etrafındaki otel, restoran gibi
korunması ve yönetimi anlayışında kendini hissettirir. kurumsal ve özel ve yarı-özel satış ve eğlence yerlerini kastediyorum.

94
Bölüm 11: Baykal Büyüksaraç. Somut mirasın kıyısında kayıt dışı turizm

lındaki karşılığı pek de iç açıcı değil. Tarımsızlaşma, kültürel öğenin veya deneyimin özgünlüğü konusunda
işsizlik ve yoksullaşma, kasaba ve şehirlere göç, proleter- oldukça şüpheci olmak için en az iki nedenimiz olduğunu
leşme gibi süreçler burası için de geçerli. söyleyebilirim. Birincisi, özgünlük. Özgünlük yerel
Aile çiftçiliği ekonomik değerini yitirdikçe, bazı kültür deneyimini arzuladığı varsayılan turistin mevcu-
Belkıslı görüşmecilerin yaptığı gibi, düzenli bir iş diyeti tarafından tüketim anında bozulur veya kirletilir.
bulmak üzere Serik ya da daha uzak bir kasaba veya İkincisi, kültürün kendisi. Kültür neyin özgün olup neyin
şehre göç edenlerin sayısı artıyor. Bu araştırma kapsa- olmadığının tartışmalı olduğu, simgesel bir çekişme
mında, özellikle kadınların geçim sorunuyla nasıl baş alanıdır. Evet, özgünlüğün, bir öğenin veya performansın
ettiği ve Belkıs örneğinde sokak satışlarının öncelikle bir verili, ölçülebilir bir niteliği olmadığını ve her zaman
kadın etkinliği olarak nasıl devreye girdiğine baktım. tartışmaya açık olduğunu düşünüyorum (Cohen 1988).
‘Sokakta’ satış yapmak, genç kadınların Aspendos ören Ancak, özgünlüğe dair müzakere, yalnızca turist ile yerel
yeri etrafında sürülerini otlatırken rastladıkları ziyaretçilere satış elemanı veya hizmet sağlayıcı arasındaki etkileşim
el işlerini sattıkları 60 ve 70’li yıllara uzanan bir faaliyet. açısından görülemeyecek kadar karmaşık bir süreç
Daha sonraki zamanlarda, ‘köy evi turizmi’nin ortaya olabilir (bkz. Cohen 1988; Wang 1999).
çıkışıyla, kayıt dışı turizm özel alanlarda da deneyimlenmiş Girişte kısaca bahsettiğim ve köy evi turizmini
fakat yasal kısıtlamalardan dolayı uzun soluklu ol. Yine de Belkıs’ta ilk kez denediğini söyleyen Melek’e biraz daha
kayıt dışı turizm bağlamında tezgah ve hizmet sektörünün detaylı değineceğim. Yıllar önce evini tamir ettirmesi
nasıl el ele gittiğini, bunun nasıl erkeklerden çok kadınlara gereken Melek, düzenli olarak evine ziyaretçi getiren turist
ait bir alan olduğunu ve bu sektörde ne türden bir emeğin rehberine danışır. Rehber güzel görünmediği ve ‘köy
arz ve talep edildiğini vurgulamak önemlidir. evinin havasını bozacağı’ için zeminde beton kullan-
Hizmet ekonomisi, müşterinin deneyimine odaklanır, maması gerektiği konusunda Melek’i uyarır. Melek onun
ve kadınsılaşmış duygusal emeğin vazgeçilmez olduğu tavsiyesini dinler, ayrıca evin içine duvarları halı kaplı
turizm bunun tipik bir örneğidir (turizm emeğinin cinsi- olan bir şark odası ayarlar. ‘Bunu turistler için yaptım’ der
yetlendirilmiş doğası hakkında, bkz. Adkins 1995; ve ekler: ‘Yerel yemekler pişirdim, yere yemek servis
Adkins, Jokinen 2008; Kinnaird vd 1994; Ladkin 2011; ettim. Tam yörük usulü!’ Rehberden aldığı tavsiyeyle evini
Pritchard 2007; Sinclair 1997; Veijola 2009; Veijola, turistik ve ticari bir mekana dönüştüren Melek, ‘Türkmen
Jokinen 2008). İster kadın ister erkek olsun, turizm yaşamını’ ‘oryantal’9 bir dokunuşla tanıtır. Bir bakıma
çalışanından müşteriye duygusal ve bedensel esenlik hem Anadolu göçebeliğine hem de yerleşik köylülüğe
sağlaması, tüketim deneyimini neşeli, zevkli, unutulmaz gönderme yaparak kendi mirasını sunar.
hale getirmesi beklenir. Genel olarak turizm için durum Sokak satıcılığına verilen önem, kadının yaşına ve
böyleyse, (kayıt dışı) kültürel miras turizminde kırsal hane içindeki konumuna göre değişir. Melek, hastalık
kadın emeğini nasıl tanımlayabiliriz? nedeniyle işini bırakmak zorunda kalan otobüs şoförü
Bugün, Aspendos’un kadın tezgahçılarının ziyaret- kocasına kendisinin bakması gerektiğini anlatıyor.
çilere sunduğu hizmet, Çin yapımı incik boncuk, makine Melek’in evden çıkmadan para kazanmak için tek
işi fularlar, plastik bardaklarda servis edilen taze portakal seçeneği turist ağırlamak ve hediyelik eşya satmaktır.
suyundan ibaret değildir. Bir köy evinde, bir portakal Oğluna bir ev yaptırabildiği ve hediyelik eşyalardan
bahçesinde ya da bir hediyelik eşya tezgahında, gülen aldığı parayla kızını evlendirdiği için Allah’a şükreder.
yüzleri ve kırık dökük Almancalarıyla, Belkıslı kadınlar Artık dul kalan, kocasının emekli maaşı ile geçinen
sözde bir özgünlük (authenticity, MacCannell 1999) Melek, hâlâ evinin önünde hediyelik eşya satıyor.
sahnelerken, aslında her gün durmaksızın ‘Türk misafir- Belkıslı genç kadınlar için sokak satışı, sosyal
perverliği’ni sergiliyorlar. Turizm literatürü turistin güvencesi olan bir iş buldukları anda bırakacakları geçici
özgünlük deneyimine odaklanma eğilimindeyken bir meslektir. Yine de su kemerlerinde açılan tezgah bir
(örneğin, Heitmann 2011), ben daha çok kültürel miras süre de olsa, kendi kendilerine yetmek veya aile geçin-
alanındaki kayıt dışı turizmin emek yönüyle, insanların dirmek için mücadele etmeye değer bir alan olmuştur.
neyi özgün olarak gördükleriyle ve günlük işlerinde Örneğin, Hatice (35, evli) ‘sadece bir fırın tepsisinde
kültürü metalaştırma biçimleriyle ilgileniyorum. sattıklarıyla iki çocuk büyütmüştür:’
Burada ayrıca, küresel bir olgu olarak kültürel miras
turizmi bağlamında ‘özgünlüğün’ belirsizliğine veya Elektrik parasını, su, telefon parasını, bu çocukların
imkansızlığına dikkat çekmek istiyorum. Bu tam olarak bezini, kıyafetlerini – haftada hastalanırlar bilmem ne
kadınların sıradan kopyalardan (yani toplu üretim
ürünlerden) başka sunacak hiçbir şeyleri olmadığı
anlamına gelmez. Bruner’den (1994) yola çıkarak, 9 Melek’in kullandığı şekliyle ‘oryantal’ kelimesi Anadolu kültürüne
turistik bir alışveriş veya hizmette sunulan herhangi bir özgü imgeleri ifade etmektedir.

95
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

olur – hepsini fırın tepsisiyle aldım. Stant olsaydı, (Vedat bey Parkinson hastasıdır, 2015 yılında vefat
mesela bizim evin yanına, caminin yanına, 20 tane etmiştir). ‘Ya bu adamı alıp kendiniz bakacaksınız, ya
turist gelir mesela, su kemerlerinin oraya 200 tane da ben tezgahımı açacağım’, dedim.
turist gelirdi. Bir de, o zaman 10 yıl öncesiydi, bu Komutan çağırdı. ‘Sen kimsin?’ dedi. Ben, dedim,
turist her şeyi çok bilmiyordu. Her şeyi alıp satası Büyük Camili mahallenin meşhuuuur hırsız Melek
geliyordu turistin. Şimdi soruyorsun turiste kaç yıldır ablasıyım! ‘35 avroya bir yazma satılmış. Ne oldu ne
geliyorsun buraya, diye, 7 yıldır 10 yıldır geliyorum, oldu ben satmışım. Beni oraya bildirmişler. Ben bir
diyor, evde bir sürü bir şey var, diyor... Şimdi o de hırsız oldum komutanım,’ dedim. Ya adama
zamanki turist olsaydı çocukları üniversite kadar bakacaksınız, neyse ne edecekseniz edin de.
okutacak param olurdu. Komutan ‘tamam bacım’ dedi, ‘sen değilsin, biz
bulduk onu’ dedi. 35 €’ya yazma satan adamı da
Bir diğer örnek ise iki yıl önce Serik’te bir daire satın bulmuşlar. Cumartesi gelip tezgahını açacaksın, dedi.
aldıklarında anne babasına destek olacak kadar kazanan Eve döndüm, ama belediye stantı açtırmadı. Her yere
Leyla (18, bekar). Babası Erhan (40’ların ortasında) gittim. Müzesine mi gitmedim, karakoluna mı
şimdi yeni dairesinden gelen kira ile ipotek dahil gitmedim. Belediye yine de açtırmadı. Eve turist de
borçlarını ödüyor. 2016 kışında Leyla ile tanıştığımda, kattırmadılar. Kocam iyice kötüleşti. Sonra bir
annesi Gülcan (43 yaşında) yılın altı ayı otellerde oda tanıdık girdi araya, tezgahı açtırdılar. Adam düzeldi,
görevlisi olarak çalışıyordu, ama aynı zamanda kayınva- her şey moral! Sonra Belediye Başkanı’nın yakasına
lidesinin işlettiği hediyelik eşya tezgahına örgü sarıldım. Sen kimsin, dedim. Sen benim çobanımsın,
örüyordu. Leyla son bir yılda üç kez iş değiştirdi. Otelde çobanım dedim. Vallaha böyle dedim.
ve bir devlet okulunda kantinci olarak çalıştıktan sonra
şimdi Serik’te bir eczanede kalfalık yapıyor. Bu konuşmayı, geçim için bir seçenek olarak
Günümüzde turizm Belkıslı kadınlar için güvenilir turistlere satış yapmak isteyenlerin kaçınamayacakları
bir gelir kaynağı değil. Çalışma çağındakiler, halihazırda bürokrasi ile günlük sürtüşmeleri hakkında bir fikir
istihdam edilmemişlerse tercihen sigortalı bir iş arıyor. vermek için paylaştım. Ayrıca, Melek’in devletle karşı
Hediyelik eşya stantlarına gelince, çoğu uzun zaman karşıya gelebilme cesareti, kendi başına para kazanma ve
önce anca uluslararası turizm canlandığında yeniden ailesine bakma, sosyal ilişkiler kurma becerisi de dikkate
kurulmak üzere su kemerlerinin yakınında bir yerlerde değer. Melek, turistleri ‘bahçesinde’ (devlet açısından bir
atıl vaziyette duruyor. kamu alanı) ağırladığı günlerde birçok arkadaş
edinmiştir. Aşağıda anlatıldığı gibi bir telefon numarası
Çekişmeler, taktikler ve rekabet cankurtaran olabilir. Evi için yıkım ihtarı aldıktan sonra
Kültürel miras turizmine içkin olmamasına rağmen, bir ‘VIP’ ziyaretçinin kendisine ‘kanunu alt etmek için’
dünya üzerinde birçok destinasyon çatışmalı alanlar nasıl yardım ettiğini şöyle anlatıyor:
olarak karşımıza çıkıyor. Porter ve Salazar’ın (2005:
363) belirttiği gibi, önümüzde duran zorluk, kültürel Ankara’dan bir aile gelmişti burada yedik içtik. Allah
miras turizmini ihtilaflı hale getiren tikel koşulları tanım- demişler, bakalım bizden kaç para alacak. Melek
layabilmektir. Yerel bir topluluğun bir kültürel miras hanım, dedi, kaç para vereceğiz, dedi. Verin bana bir
alanı üzerinde güçlü tarihi ve kültürel iddialarda sopa dedim. Sizin eviniz yakında olsa ben size
bulunduğu fakat yönetim haklarına sahip olmadığı gelsem para alır mısınız, dedim. Sizin paranız bana
durumlarda çatışmanın ortaya çıkması an meselesidir. geçmez, dedim. Allah razı olsun, dedi. Adam, Hasan
Yine de, paydaşlar kültürel mirasın önemi ve yönetimi Bey, Z partisinden adaylığını koymuş, kazanamamış.
konusunda her zaman çatışmayabilir ve krizler bazen salt Bana tehdit mektubu [yıkım ihtarı], geldi ya, ben de
ekonomik sebeplerle ortaya çıkar. Sıkı koruma önlemleri bunu söyledim telefon edip ona. Hasan Bey müdüre
nedeniyle durumun daha da karmaşıklaştığı Aspendos, bir telefon ediyor, sonra bana bir mektup geldi, ‘beş
bize ikincisinin örneğini sunuyor. katlı bina yapsan senin kılına dokunamazlar’ diye...
Melek’in evini yenileyerek kısıtlı sermaye ile iş [Zamanın İl Kültür Turizm Müdürü de Z partili].
kurduğu günlere, hukuka ve topluma yasadışı ya da gayri- Mektup daha da duruyor. Kimsesiz, gariban olsan,
meşru bir şey yapmadığını kanıtlamak zorunda kaldığı zor ezip geçerler!
günlere geri dönelim.
Melek, sosyal sermayesi sayesinde bazı bürokratik
Bir gün Vedat’a (kocası) arabaya bin, dedim. engelleri aşarken, Belkıslı diğer kadınlar da Aspen-
Gideceğim ben yüzbaşı (jandarma komutanı) ile dos’daki devlet gözetimiyle başa çıkmak için çeşitli
konuşacağım, dedim. Gittik yüzbaşına. Adam titrer taktikler uygulamaktadır (Scott 1990). Örneğin Hatice,

96
Bölüm 11: Baykal Büyüksaraç. Somut mirasın kıyısında kayıt dışı turizm

yüksek ticaret potansiyeli olan halka açık yerlerde veya lığının gündelik siyaseti, devlet politikaları ve uygula-
bir karaborsanın ortaya çıktığı durumlarda sık görülen bir maları kadar yerel güç ve ayrıcalık merkezleri
turistik satış taktiği olan ‘kaçak avcılığa’ (poaching, de tarafından nasıl şartlandırıldığını ortaya koyan başka
Certeau 1984) başvurur (Castañeda 1997): bir boyutu daha var. Hediyelik eşya stantlarının
etrafındaki günlük sosyal etkileşimlere yakından baktı-
Eski belediye bizi kemerlerin oraya geçirtmezdi. ğımızda, gözetimin sanıldığı kadar karşılıklı
Muammer’in evinin yanına zabıtalarını dikerdi, olmadığını, çoğunlukla geçimlerini turistik satışlardan
oradan öteye geçemezdik… Ben iki çocuğu tepsi sağlamaya çalışan ve aynı zamanda ataerkillik, baskı
içinde incik boncuk satarak büyüttüm. ve sansür ile baş etmek zorunda kalan kadınlara
yönelik olduğunu fark ediyoruz. Bunlar bu makalenin
Castañeda’nın (1997: 108) işaret ettiği gibi, siyasal sınırları içinde yalnızca kısaca değinebildiğim,
denetimlere karşı geliştirilen taktikler tepkiselliğe indir- Aspendos çevresindeki kültürel miras turizminin yerel
genmemelidir. ‘Hem kontrol hem de direniş taktiklerinin dinamiklerinin en dikkat çekici yönleridir. Bitirirken,
yakından incelenmesi, devletin asilere sokak satıcılarına] bu çalışmayı kültürel miras ekonomisi ve miras yöneti-
dayatmak [istediği] kontrol ve otoritenin zor gücünü minin turizm yönü üzerine biriken literatür bağlamında
[ortaya çıkarır].’ Kendi kendini denetleme taktikleri, değerlendireceğim.
devlet kontrolünün sosyal gözetim ve kendi kendine
devriyeye nasıl dönüştürülebileceğini göstermek için Sonuç yerine
özellikle iyi bir örnek olacaktır. (Castañeda 1997). Bu Küresel Güneyde arkeolojik turizmin sosyo-ekonomik
durumu detaylandırmak için Hatice ile aramda geçen etkileri hakkında öğreneceğimiz daha çok şey var.
başka bir konuşmadan alıntı yapıyorum. Bunun için de ihtiyacımız olan, yüzeysel genelleme-
lerden ibaret bölgesel okumalar yerine, çalışılan
- Ben iş bulursam tezgah açmaya bayılmıyorum. kültürel miras destinasyonunun çevresindeki toplumsal
Çünkü 10 TL’ye satıyorsun ‘20 TL’ye sattı’ diyorlar. hayata dair detaylı analizler. Bu yazıda, bu alanda
Küçük yer. Çok mu aldın az mı aldın ensende nefes- nispeten az çalışılmış iki ayrıntı öne çıkmaktadır:
lerini hissediyorsun. Müşteriyle ilgilenirken Turizm gelirlerinin giderek daha eşitsiz hale gelen
geliyorlar yanına dikiliyorlar. [...] Rahatsız oluyorsun dağılımı ve neoliberalizmin kültürel miras turizmi fikri
istediğin fiyata çekemiyorsun etsen de. ve pratikleri üzerindeki etkisi. Her iki konu da üzerinde
- Kimin nefesini hissediyorsun ensende? acilen düşünmemiz gereken bir soruyu akla getiriyor:
- Kendi akrabalarımız… 15 yıldır aynı insanlardan Neoliberal KMY politikaları Küresel Güneydeki yerel
gına geldi. [Hatice 15 yıl önce Belkıs’a gelin gelmiş]. turizm ekonomilerini ne şekilde etkiler? Türkiye bağla-
Aynı şirkette çalışmak gibi. Mesela geliyor diyor ki mında, arkeolojik alanları yöneten özel şirketler
senin babalığa ‘Bugün senin gelin rekor kırdı. Senin ‘prestij projeleri’ aracılığıyla Anadolu’nun kültürel ve
gelin şöyle yaptı böyle yaptı.’ Bizim babalığın tarihi mirasının tanıtılmasına büyük katkı sağladık-
yanında da böyle bir şey dedinmiydi, ağzı hiç larını iddia etmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı için
durmaz.... Geliyor mesela babam yaşındaki adam ülkeye gelir sağladığı sürece bu iddia yeterince inandı-
portakal suyu veriyorsun bir de öpecek oluyor rıcıdır. Bununla birlikte, neoliberal düzenlemelerin
mesela, o zaman bittin! Herkes görüyor bir şekilde arkeolojik yerlerin yakınında yaşayan topluluklar için
anlatıyor. yadsınamaz bir maliyeti vardır. Bu makalede ele alınan
örnekte, Aspendos çevresindeki kültürel miras turiz-
Topluluk içinde gözetim ve özellikle komşuların minde kendilerine bir niş yaratmakta zorlanan sokak
usulsüzlüklerinin denetlenmesi, diğer iki açıdan da satıcılarının konumunun giderek daha da marjinal-
ilginçtir. Birincisi, köylülerin kendi kendilerine leştiği görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında,
devriye gezmelerinin arkasında ekonomik motivas- Türkiye’deki kültürel miras turizminin pek çok diğer
yonlar (ya da daha doğrusu endişeler) olduğuna inanı- gelişmekte olan ülkedeki gibi, turistik gelirin bölgeye
yorum. Melek’in durumunda olduğu gibi bir aşırı fiyat- ve orada yaşayan topluluğa aktarılmadığı, aksine yerel
landırma olayı yetkililere bildirildiğinde veya insanlar halkın tıpkı arkeolojik mirasın kendisi gibi kendilerini
vergisini ödemeyenleri ‘gizlediğinde’ (Hatice’nin kitle turizminin yükünü taşırken buldukları bir trend
Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na kayıtlı olmaması gibi), izlediği fark edilir (Timothy, Nyaupane 2009). Bununla
bu tür eylemler ekonomik kaynakların giderek eşitsiz birlikte altında neoliberalizmin uygulandığı, müzakare
dağılımına verilen rekabetçi tepkiler olarak kabul edildiği ve zaman zaman da kaçınıldığı bu kültürel
edilebilir, ki Aspendos’taki turizm de buna dahildir. miras şemsiyesinin özel koşullarına da dikkat etmek
Yine de, kendi kendine devriye gezmenin, sokak satıcı- gerekir.

97
Teorik Çerçevesi ve Güncel Uygulamaları ile Toplum Arkeolojisi

Turizme dair kısmen John Urry’nin ‘bakış’ (1990) Adkins, L. 1995: Gendered Work. Sexuality, Family and
kavramından esinlenen sosyal kuramlar, mekanlar ve the Labour Market. Buckingham, Open University
turistler arasındaki ilişkinin diyalektik ve diyalojik Press
boyutlarını analiz ederek turist deneyimiyle ilgilenmeyi10 Aydın, Z. 2016: ‘Çağdaş Tarım Sorunu ve Yeni
tercih etmişlerdir ve bu tercihin kültürel miras destinas- Köylülük’ ODTÜ Gelişme Dergisi 43 (Nisan): 43–63
yonları üzerine olan araştırmalarda da geçerli olduğu Bærenholdt, J.O., Haldrup, M., Urry, J. (eds) 2004:
görülmektedir (örneğin, Staiff vd. 2013). Araştırmalar Performing Tourist Places. Aldershot, Ashgate
giderek temsili (örneğin, Jenkins 2003; Morgan, Bayraktar, U., Massicard, É. 2012: Decentralisation in
Pritchard 1998; Staiff, 2010; Waterton, Watson 2010) ve Turkey. Paris, Agence française développement
temsili olmayan, duygusal ve somutlaştırılmış (örneğin, Bruner, E.M. 1994: ‘Abraham Lincoln as authentic
Byrne 2013; Cameron, Mengler 2013) süreçler aracılı- reproduction: a critique of postmodernism’ American
ğıyla gezginlerin mekanlar ve nesnelerle karşılaşmaları, Anthropologist 96.2: 397–415
ilişki ve etkileşimlerini tanımlayan kültürel miras Byrne, D. 2013: ‘Gateway and garden: a kind of tourism
seyahatlerinin performatif karakterine (örneğin, Bæren- in Bali’ R. Staiff, R. Bushell, S. Watson (eds),
holdt vd. 2004) odaklanmaktadır. Diğer yandan, turizmin Heritage and Tourism: Place, Encounter, Engagement
üretim ve arz yönü (eğlence ve turizmin tüketim yönüne içinde. London, New York, Routledge: 26–44
karşın) daha çok üretimin mekansal örüntüleriyle Cameron, F., Mengler, S. 2013: ‘Authorizing the
ilgilenen ekonomik coğrafyacıların ilgisini sınırlı unauthorized: liquidity, complexity and the heritage-
biçimde çekerken (örneğin, Shaw 1994), kültür turiz- tourist in the era of social media’ R. Staiff, R.
minin işgücü ve emek yönü iktisatçıların ya da ekono- Bushell, S. Watson (eds), Heritage and Tourism:
miden türeyen kültürel miras ekonomisi, turizm işletme- Place, Encounter, Engagement içinde. London, New
ciliği ve ekonomi (veya turizm) antropolojisi gibi York, Routledge: 45–64
alanlarda çalışanların ilgisini beklemek durumundadır. Castañeda, Q.E. 1997: ‘On the correct training of Indio S
Özellikle, kültürel miras ekonomisi Küresel Güneydeki in the handicraft market at Chichén Itzá: tactics and
turizm ekonomileri ve küçük ölçekli yerel girişimler tactility of gender, class, race and state’ Journal of
pahasına Küresel Kuzeydeki kültürel miras endüstrisine Latin American Anthropology 2.2: 106–43
yoğunlaşmıştır (örneğin, Hermann 2011; Hewison 1987; Cohen, E. 1988: ‘Authenticity and commoditization in
Merriman 1991). Yakın zamanda, bu temaları yoksul- tourism’ Annals of Tourism Research 15.3: 371–86
luğun ortadan kaldırılması ve sürdürülebilir gelişim gibi Connell, R. 2007: Southern Theory: The Global
kapsamlı tartışmaların çerçevelediği toplum-bazlı Dynamics of Knowledge in Social Science.
kültürel miras turizmi bağlamında değerlendirmeye olan Cambridge, Polity
ilgi artmıştır (örneğin, Hampton 2005; Landorf 2009; — 2009: ‘Peripheral visions: beyond the metropole’ J.
Pearce 1992; Timothy, Nyaupane 2009; Salazar 2012). Kenway, J. Fahey (eds), Globalizing the Research Imag-
Bu çalışma, Türkiye kırsalındaki kültürel miras turizmi ination içinde. London, New York, Routledge: 54–72
uygulamalarına ilk elden gözlemlere dayanan antropo- De Certeau, M. 1984: Practice of Everyday Life tr. S.
lojik bir bakış açısı sunarak, bu yeni araştırma alanına Rendall. Berkeley, University of California Press
katkıda bulunmayı amaçlamıştır. Bu tartışmaya şu anda Günaydın, G. 2009: ‘Türkiye Tarım Politikalarında
Güneybatı Anadolu’daki bir dizi başka arkeolojik alan “Yapısal Uyum”: 2000’li Yıllar’ Mülkiye 33.262:
çevresinde yürüttüğüm araştırmalara dayanan, daha 175–235
kapsamlı analizlerle başka mecralarda da devam etmeyi Gürsu, I., Vandeput, L. 2015: ‘Aspendos: cultural
umuyorum. heritage management and the theatre’ Heritage
Turkey 5: 35–36
Kaynakça Hampton, M. 2005: ‘Heritage, local communities and
Adkins, L., Jokinen E. 2008. ‘Introduction: gender, economic development’ Annals of Tourism Research
living and labour in the fourth shift’ NORA – Nordic 32.3: 735–59
Journal of Feminist and Gender Research 16.3: 138– Heitmann, S. 2011: ‘Authenticity in tourism’ R. Peter, E.
49 Gellner, P. Dieke (eds), Research Themes for Tourism
içinde. Cambridge, CAB International: 45–58
Hermann, I. 2011: ‘Battleless battlefields: a discussion of
Cold War tourism in Britain’ M. Kozak, N. Kozak,
10 Bu literatürde ‘modern bir özne’ olarak öne çıkan turistin ‘post- Sustainability of Tourism: Cultural and Environ-
endüstriyel dönemde, küresel kuzeyde ikamet ettiğini’ altını çizmek
isterim (Winter 2010: 117). Batı merkezli turizm anlayışlarının bir mental Perspectives içinde. Cambridge, Cambridge
eleştirisi için bkz. Connell 2007, 2009; Kış et al. 2009. Scholars: 314–29

98
Bölüm 11: Baykal Büyüksaraç. Somut mirasın kıyısında kayıt dışı turizm

Hewison, R. 1987: The Heritage Industry: Britain in a Salazar, N.B. 2012: ‘Community-based cultural tourism:
Climate of Decline. London, Methuen issues, threats and opportunities’ Journal of
Jenkins, O. 2003: ‘Photography and brochures: the circle Sustainable Tourism 20.1: 9–22
of representation’ Tourism Geographies 5.3: 305–28 Scott, J. 1990: Domination and the Arts of Resistance:
Kessener, P. 2000: ‘The aqueduct at Aspendos and its Hidden Transcripts. New Haven, Yale University
inverted siphon’ Journal of Roman Archaeology 13: Press
104–32 Shaw, G. 1994: Critical Issues in Tourism: A
Kinnaird, V., Kothari, U., Hall, D.R., Hall, D. 1994: Geographical Perspective. Oxford, Blackwell
Tourism: A Gender Analysis. London, Belhaven Press Sinclair, M.T. (ed.) 1997: Gender, Work and Tourism.
Ladkin, A. 2011: ‘Exploring tourism labor’ Annals of London, New York, Routledge
Tourism Research 38.3: 1135–55 Staiff, R., Bushell, R., Watson, S. (eds) 2013: Heritage
Lanckoronski, K.G. 1890: Städte Pamphyliens Und and Tourism: Place, Encounter, Engagement.
Pisidiens. Рипол Классик. London, New York, Routledge
Landorf, C. 2009: ‘Managing for sustainable tourism: a Staiff, R. 2010: ‘History and tourism: intertextual repre-
review of six cultural world heritage sites’ Journal of sentations of Florence’ Tourism Analysis 15.5: 601–
Sustainable Tourism 17.1: 53–70 11
MacCannell, D. 1999: The Tourist: A New Theory of the Timothy, D.J., Nyaupane, G.P. 2009: ‘Introduction:
Leisure Class. Los Angeles, University of California heritage tourism and the less-developed world’ D.J.
Press Timothy, G.P. Nyaupane (eds), Cultural Heritage and
Merriman, N. 1991: Beyond the Glass Case: The Past, Tourism in the Developing World: A Regional
the Heritage and the Public in Britain. Leicester, Perspective içinde. London, New York, Routledge:
Leicester University Press 3–19
Morgan, N., Pritchard, A. 1998: Tourism Promotion and Urry, J. 1990: The Tourist Gaze. London, Sage
Power: Creating Images, Creating Identities. Veijola, S. 2009: ‘Introduction: tourism as work’ Tourist
Hoboken, NJ, John Wiley & Sons Ltd Studies 9.2: 83–87
Neumann, R.P. 2004: ‘Toward a critical theorization of Veijola, S., Jokinen, E. 2008: ‘Towards a hostessing
conservation enclosures’ R. Peet, M. Watts (eds), society? Mobile arrangements of gender and labour’
Liberation Ecologies: Environment, Development NORA – Nordic Journal of Feminist and Gender
and Social Movements içinde. London, New York, Research 16.3: 166–81
Routledge: 179–99 Wang, N. 1999: ‘Rethinking authenticity in tourism
Özel, S. 1997: ‘Kültür Varlıkları Üzerinde Geniş experience’ Annals of Tourism Research 26.2: 349–
Kapsamlı Kanunlarla Tesis Edilen Devlet Mülkiyeti 70
ve Türk Hukukundaki Durum’ İstanbul Üniversitesi Waterton, E., Watson, S. (eds) 2010: Culture, Heritage
Hukuk Fakültesi Dergisi 55.4: 65–84 and Representation: Perspectives on Visuality and
Pearce, D.G. 1992: ‘Alternative tourism: concepts, the Past. Aldershot, Hampshire, Ashgate
classifications, and questions’ L. Smith, W.R. Winter, T., Teo, P. Chang, T.C. 2009: Asia on Tour:
Eadington (eds), Tourism Alternatives: Potentials Exploring the Rise of Asian Tourism. London, New
and Problems in the Development of Tourism içinde. York, Routledge
Philadelphia, PA, University of Pennsylvania Press: Winter, T. 2010: ‘Heritage tourism: the dawn of a new
15–30 era’ S. Labadi, C. Long (eds), Heritage and Global-
Porter, B.W., Salazar, N.B. 2005: ‘Heritage tourism, ization içinde. Abingdon, England, Taylor & Francis:
conflict, and the public interest: an introduction’ Inter- 117–29
national Journal of Heritage Studies 11.5: 361–70 Zerner, C. 1996: ‘Telling stories about biological
Pritchard, A. 2007: Tourism and Gender: Embodiment, diversity’ D. Stabinsky, S.B. Brush (eds), Valuing
Sensuality and Experience. Cambridge, CAB Interna- Local Knowledge: Indigenous People and Intel-
tional lectual Property Rights içinde. Washington, DC,
Pulhan, G. 2009: ‘Cultural heritage reconsidered in the Island Press: 68–101
light of recent cultural policies’ S. Ada, H.A. İnce
(eds), Introduction to Cultural Policy in Turkey içinde.
Istanbul, Istanbul Bilgi University Press: 137–58

99

You might also like