Professional Documents
Culture Documents
Kadın Dostu Kentler Eğitici Kiti-Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
Kadın Dostu Kentler Eğitici Kiti-Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
TOPLUMSAL
CİNSİYET
EŞİTLİĞİ
Zehra Tosun
Yerel Yönetimler, Kamu Kurumları
ve Sivil Toplum Örgütleri İçin
KADIN DOSTU KENTLER EĞİTİCİ KİTİ
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği / Zehra Tosun
Yayıma Hazırlayan
Gamze Göker, Ege Tekinbaş
Grafik Tasarım
Gülru Höyük, Cem Kocataş
Basım Tarihi
Mayıs 2015
Basım Yeri
Berk Matbaacılık
Kazım Karabekir Cad.
Özer Han No: 31/25-26
İskitler ANKARA
Tel: (0312) 342 19 13
Faks: (0312) 342 19 14
ÖNSÖZ
Birleşmiş Milletler Kadın Dostu Kentler Ortak Programı 2006 yılında toplumsal cinsiyet eşit-
liği prensiplerinin yerel yönetimlerin planlama ve programlama süreçlerine dahil edilmesi ve
bu sürece paralel olarak yerel yönetimler ile kadın örgütlerinin güçlendirilmesi ve aralarındaki
işbirliği fırsatlarının arttırılması amacıyla başlatılmıştır. İçişleri Bakanlığı’nın ana paydaşı ol-
duğu Ortak Programın ilk aşamasına Birleşmiş Milletler kuruluşlarının yanı sıra, Sabancı Vak-
fı, 10 ülke ve çok sayıda kadın sivil toplum kuruluşu destek vermiştir. Programın ilk aşaması
2006-2010 yılları arasında Türkiye’de 6 kentte; İzmir, Kars, Nevşehir, Şanlıurfa, Trabzon ve
Van’da uygulanmıştır. Kadın Dostu Kentler Programı, sürdürülebilir ve insan hakları temelli
yaklaşımıyla BM Nüfus Fonu-UNFPA tarafından İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin (1948)
kabul edilişinin 60. yılı vesilesiyle yapılan değerlendirmede tüm dünyada ‘insan hakları ala-
nında yürütülen’ en iyi altı program arasına girmeyi başarmış ve Türkiye’de toplumsal cinsi-
yet eşitliği çalışmalarını yerel yönetimlere taşıyan ilk program olmuştur.
Programın uygulandığı 6 kentte kaydedilen ilerlemenin ardından, birçok yerel yönetim ken-
di illerinde de “Kadın Dostu Kent” modelini uygulama isteği ile UNFPA’e başvurmuştur. Bu
olumlu gelişmelerden hareketle, Kadın Dostu Kentler-2 Ortak Programı, birinci aşamanın
bıraktığı noktadan, toplumsal cinsiyeti yerel yönetişime dahil etmek amacıyla 2011 yılında
başlatılmıştır. Programa dahil olma isteği ile başvuran aday iller ‘kapasite’ ve ‘ihtiyaç’ esasına
göre sıralanmış ve yeni program illerinin seçimi için bu kriterler üzerinden ağırlıklı bir değer-
lendirme yapılmıştır. Yapılan haritalama çalışmasının sonunda 7 yeni il (Adıyaman, Antalya,
Bursa, Gaziantep, Malatya, Mardin, Samsun) Ortak Program’a dahil olmuştur.
İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü, Kadın Dostu Kentler Birleşmiş Milletler
Ortak Programının ulusal ortağı ve temel paydaşıdır. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu- UNF-
PA ve (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı-UNDP’nin ortaklaşa yürüttükleri Kadın Dostu
Kentler Programı’nın 2. aşaması, İsveç Uluslararası İşbirliği ve Kalkınma Ajansı-SIDA tarafın-
dan finanse edilmektedir.
Birleşmiş Milletler Kadın Dostu Kentler Ortak Programı’nın 2006 yılından bu yana devam
eden uygulama sürecinde de ortaya konduğu şekliyle, “Kadın Dostu Kentler”, en temel tanı-
mıyla “kadınların kentsel yaşamın tüm alanlarında eşit bir biçimde yer almasını destekleyen”
kentlerdir. Bu tanımdan hareketle düşünüldüğünde, gerçek anlamda kadın dostu bir kent,
kadınların, kent hayatına rahat katılabildiği, istihdam olanaklarından erkeklerle eşit yararla-
nabildiği, kız çocuklarının örgün eğitime devam sıkıntısı yaşamadığı, sağlık hizmetlerinin ve
özellikle kadını doğrudan ilgilendiren üreme sağlığı hizmetlerinin kolay ve ulaşılabilir oldu-
ğu, kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik mekanizmaların ve şiddete maruz kalmış ya da
kalma riski bulunan kadınların destek alabileceği yapıların etkili ve erişilebilir olduğu, fiziksel
mekânların kadınlar ve kız çocukları açısından rahat, güvenli ve eşitlikçi olduğu, sosyal ya-
şantı, ulaşım, toplu konut ve altyapı hizmetlerinin planlama süreçlerinin toplumsal cinsiyet
eşitliği prensibinin dikkate alınarak yapıldığı bir kenttir. Böyle bir kentin var olabilmesinin en
önemli koşulu ise kadınların karar alma mekanizmalarında ve planlama süreçlerinde yer al-
maları ve kendilerini doğrudan etkileyen yerel politikalar üzerinde söz sahibi olmalarıdır. Yine
bir o kadar önemli olan diğer bir ihtiyaç ise, yerelde hizmet sağlamakla yükümlü kurum ve
kuruluşların toplumsal cinsiyet eşitliği ve bu eşitlik politikalarının ana plan ve programlara
yansımasını kapsayan “toplumsal cinsiyetin anaakımlaştırılması” konularında bilgi, kapasite
ve istek sahibi olmasıdır.
Bu ihtiyaçtan hareketle, Kadın Dostu Kentler program illerinde yerleşik, yetkin ve yüksek
kapasiteli eğiticilerin yetişmesi önemli bir hedef olarak tanımlanmıştır. Bu hedef doğrultu-
sunda, Kadın Dostu Kentler Birleşmiş Milletler Ortak Programı kapsamında 2013 yılının Ni-
san ayında, İzmir’de kapsamlı bir “Eğitici Eğitimi” düzenlenmiştir. Eğitimin ardından taslak bir
eğitim kiti hazırlanmış ve bu taslak kit program illerinde deneme eğitimleri ile test edilmiş
ve raporlanmıştır. Elde edilen geri dönüşler ve deneme eğitimlerinin çıktıları ile deneme kiti
Türkiye’nin alanında önde gelen isimleri tarafından tekrar düzenlenmiş ve elinizdeki kapsamlı
çalışma ortaya çıkmıştır.
Bu eğitici kiti ile amaçlanan, yerelde birikecek bilgi, deneyim ve kapasitenin kurum içi ve ku-
rumlar arası aktarımını ve sürekliliğini sağlamak, eşitlik bakışını kurumsal bir prensibe dö-
nüştürmek ve Kadın Dostu Kentler modelini uygulamak isteyen diğer iller için kolaylaştırıcı
bir araç sunmaktır. Kadın Dostu Kentler Programı kapsamında program ortağı tüm illerde
katılımcı süreçler yardımıyla hazırlanan Yerel Eşitlik Eylem Planlarının ana başlıklarında dü-
zenlenen ve bu planların hayata geçmesinde ihtiyaç duyulan kurumsal teknik kapasiteye
katkı sunması amaçlanan bu eğitim kiti, hem yerel hem de merkezi düzeyde çalışma yapan
kişi ve kurumlar tarafından rahatlıkla kullanılabilecek pratik bilgileri, eğitim egzersizlerini ve
sunumları içermektedir. Yerel Eşitlik Eylem Planı alanlarından eğitim, istihdam, kadına yöne-
lik şiddet, kentsel hizmetler ve sağlık dışında toplumsal cinsiyet anaakımlaştırma ve yetişkin
eğitimi konuları da eğitici kitinin kapsamına alınmıştır. Kadın Dostu Kentler Programı süresin-
ce tanımaktan gurur duyduğumuz kendini işine ve yaşadığı topluma fayda sağlamaya ada-
mış çok sayıda kamu, yerel yönetim ve sivil toplum örgütü temsilcisi için bu yayının önemli
bir fayda sağlayacağına yürekten inanıyor ve onlara çalışmalarında destek olabildiğimiz için
kendimizi şanslı sayıyoruz.
Zahidul Huque
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Türkiye Temsilcisi
İÇİNDEKİLER
Giriş 7
Cinsiyet Eşitliği 8
Toplumsal Cinsiyet 14
Dipnotlar 59
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
7
lik” ile “aynılığın” bir ve aynı şey olmadığının lemler eşitliğin sağlanması ile sona erdirilir.
altını çizer. Eşitliğin, farklılıkları göz ardı et- Geçici olarak adlandırılmasının nedeni de
mek yerine, onları gözetmekle sağlanabile- budur. Aksi takdirde, eşitliğin diğer bir kişi/
ceği konusunda bir farkındalık üzerine inşa grup aleyhine bozulması söz konusu olacak-
edilir. Bunun sadece doğrudan ayrımcılığın tır. Bu tür yükümlülükler geçici özel önlemler
önlenmesiyle mümkün olmayacağı açıktır. ile sınırlı değildir. Bazı yükümlülükler sürekli
Eşitliği sağlamakla yükümlü devletlerin aynı niteliktedir. Zira bunlar ayrımcılığı önlemekle
zamanda ayrımcılığın dolaylı biçimlerini ön- veya ortadan kaldırmakla birlikte, başka bir
lemeleri ve eşitliği sağlamak üzere başka grup bakımından olumsuz sonuçlar yarat-
önlemler de almaları gerekir. maya, başka bir ifade ile eşitlik dengesini
bozmaya elverişli edimler değildir. Örneğin
Doğrudan ayrımcılık yasağıyla sınırlı bir şekli engelliler için geçerli olan bazı özel önlemler
eşitlik anlayışından insan hak ve özgürlük- engelli olmayan kişiler bakımından herhangi
lerinden eşit yararlanmayı güvence altına bir eşitsiz durum ortaya çıkarmamaktadır.
alma yükümlülüğünü içeren bir eşitlik anla- Örneğin, işitme engellilerin kamu hizmetle-
yışına geçiş, bugün için sadece iki temel alan rine erişiminde eşitliği sağlamak üzere işaret
ile sınırlı olarak gerçekleşmiş görünmektedir. dili uygulamasının yaygınlaştırılması bu nite-
Bunlar, cinsiyet eşitliği ve ırklar arası eşit- liktedir1.
liktir. Türkiye’nin de taraf olduğu Medeni ve
Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme Toplumsal cinsiyet eşitliği, kaynaklara, hak-
(MSHS), Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılı- lara ve hizmetlere erişime ilişkindir. İdeal
ğın Önlenmesi Sözleşmesi ve Türkiye Cum- durumu, yani kadınların ve erkeklerin cinsi-
huriyeti Anayasası’nın 10. maddesi, cinsiyete yetlerinden bağımsız olarak eşit kaynaklara,
dayalı olarak ayrımcılık yapılmasını yasaklar- hizmetler ve haklara sahip olması durumunu
ken, aynı zamanda devletlere kadın ve erkek ifade eder. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) top-
arasındaki eşitliğin yaşama geçmesini sağ- lumsal cinsiyet eşitliğini karar verme, seçme,
lama yükümlülüğü getirir. Yine Türkiye’nin fırsatları kullanma, kaynak bölüşümü ve hiz-
taraf olduğu Her Türlü Irk Ayrımcılığının Or- metlere erişimde cinsiyete bağlı ayrımcılık
tadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Söz- yapılmaması olarak tanımlamaktadır.
leşme (IAOKS) şekli eşitliğin yeterli olmadığı-
na, “her türlü tedbir” ile eşitsizliklerin ortadan Kamu hizmetlerinin, ayrım gözetilmeksizin
kaldırılması gerektiğine vurgu yapmıştır. Ay- bütün vatandaşlara eşit olarak sağlanması,
rımcılığın söz konusu olduğu diğer alanlarda sosyal bir hukuk devleti olmanın temel il-
da bu yönde bir gelişimin başladığını, ancak kelerinden biridir. Ayrım gözetmemek, Ana-
sürecin henüz tamamlanmadığını söylemek yasamızda da belirtildiği gibi, herkese aynı
mümkündür. Eşitsizliklerin ortadan kaldırıl- davranmak değil, herkesin vatandaşlık hak-
ması konusunda devletlerin yükümlülükle- larından yararlanabilmesini sağlamaktır. Bu
rinden bahsederken, ikili bir ayrım yapmak ilke, 10’uncu maddede düzenlenmiş, 2004
zorunludur. İlk olarak devletin ayrımcılıktan ve 2011 yılında yapılan değişikliklerle cinsi-
kaçınma yükümlülüğü söz konusudur. Bu yetler arasındaki eşitsizliğin giderilmesi ko-
yükümlülük sözleşmelerde ve yasal metin- nusu vurgulanmıştır. Bu düzenlemede amaç,
lerde “her türlü tedbir” ile ifade edilir. İkinci doğrudan ya da dolaylı biçimde uygulanan
olarak ise kaçınmanın ötesinde, özel önlem- ayrımcılığın ortadan kaldırılması, böylelikle
ler gibi bir dizi önlem alma yükümlülüğüdür. sosyal adaletin sağlanmasıdır. Yani, kamusal
Bu şekilde ayrımcılıktan kaçınma şeklinde hizmetlerin ihtiyaçlara göre çeşitlendirilme-
negatif bir yükümlülüğün yanında pozitif yü- si, Anayasamızda da belirtildiği gibi, vatan-
kümlülükler de söz konusudur. Bunların bir daşların haklardan yararlanmada eşit hale
kısmı ayrımcılığın önlenmesine ve ortadan getirilmesini hedefler. Tıpkı, La Fontaine’in
kaldırılmasına yönelik iken, geçici özel ön- “Tilki ve Leylek” öyküsünde olduğu gibi: her
lemler olarak anılan bir kısmı ise ayrımcılığın ikisinin de karnının doyabilmesi için, içinden
geçmişten gelen etkilerini ortadan kaldırarak yiyebilecekleri biçim ve ölçüde kaplar gerek-
eşitliği sağlamaya yöneliktir. Geçici özel ön- mektedir. Her ikisine aynı kap verilmesi, bi-
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
10
Hareket alanları evle ve mahalleyle, görüş- • Refaha erişimde tüm dünyada cinsiyetler
tükleri kişiler ise akraba ve komşularla sı- arası eşitsizlik mevcuttur. Açlık sınırında ya-
nırlandırılmış kadınların var olan haklarını şayan 1.4 milyar insanın üçte ikisini kadınlar
bilmeleri, kullanmaları da mümkün olmaz. oluşturmaktadır.
Eğitim ve sağlık hizmetlerinden yararlan- • Cinsiyetimiz eğitim olanaklarına erişimi-
malarının önündeki engellerden biri budur. mizde belirleyicidir. Dünya üzerindeki toplam
Böyle bir kısıtlanma, sadece kadınları değil, 774 milyon okumaz yazmazın yüzde 64’ünü
erkekleri ve bütün bir toplumu da güçsüz kadınlar oluşturmaktadır. Küresel düzeyde
düşürür. Çünkü nüfusun yarısı, üretim gücü- kadınların yüzde 77’si erkeklerin ise yüzde
nü, yaratıcı kapasitesini yeterince kullana- 87’si okur yazardır.
mamaktadır. Bütün bunlar, cinsiyete dayalı •Yoksulluk arttıkça kadınlar ve erkeklerin
işbölümünün basit bir “alanların ayrılması” okullaşma oranları arasında kadınların aley-
meselesi olmadığını, hem cinsiyet eşitsizliği- hine eşitsizlik artmaktadır. Cinsiyetler arası
ne hem de toplumsal güçsüzlüğe kaynaklık okullaşma oranlarında eşitsizliğin en yüksek
ettiğini gösterir. olduğu yerler Batı Asya, Okyanusya ve Sah-
ra Altı Afrikası (Somali, Cibuti, Moritanya vb)
Eşitlik ilkesi hiçbir zaman insanların birbirle- ülkeleridir.
rinin “aynı” olması anlamına gelmemektedir. • Gelişmekte olan ülkelerde kadınların istih-
Elbette ki insanlar sadece cinsiyetleri değil, dama erişim olanakları sınırlıdır. Sahra Altı
başka pek çok niteliği nedeniyle de birbirle- Afrikasında kadınların yüzde 80’i kayıt dışı
rinden farklıdır ve toplumu toplum yapan da alanlarda istihdam edilmektedir.
bütün bu farklılıkların getirdiği zenginliktir. • Cinsiyet eşitsizliğinin en çarpıcı görüntüle-
Ancak, bütün bu niteliklerin birilerinin diğer- rinden birisi siyaset ve karar alma mekaniz-
lerinden daha fazla (ya da daha az) fırsata malarına katılımda kendini gösterir. Kadınlar
sahip olmasına, seçeneklerinin bu niteliklere karar alma mekanizmalarında neredeyse
bağlı olarak genişlemesi ya da daralmasına görünmezdir. 2014 yılında tüm ulusal parla-
neden olmaması, eşitlikçi bir toplumun vaz- mentolarda bulunan temsilcilerin ancak yüz-
geçilmez koşuludur. de 21,3’ü kadındır.
• Dünya genelinde yapılan çalışmalar,her
Erkeklere yüklenen roller çoğunlukla top- dört kadından birinin gebelikte fiziksel veya
lumsal kaynaklara ulaşma bakımından avan- cinsel şiddete uğradığını göstermektedir.
taj sağlarken, kadınlara yüklenen roller, onla- • Küresel olarak bakıldığında, ergenlik çağın-
rı bu kaynaklardan olabildiğince uzaklaştırır. daki kız çocuklarının HIV pozitif olma olasılık-
Toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlikler ka- larının yaşıtları erkek çocuklarına gore yüzde
dınların eğitim, sağlık, istihdam hizmetleri- 50 daha fazla olduğu görülür.
ne ve karar alma mekanizmalarına erişimini
kısıtlamakta ve onları dezavantajlı duruma
düşürmektedir. Rakamlar eğitim, sağlık, is-
tihdam, siyaset gibi alanlarda kadınlarla er-
kekler arasında ciddi uçurumlar olduğunu
Cinsiyete Dayalı
göstermektedir. Kadınların bu dezavantajlı
konumları hem şiddete uğramak bakımın-
Ayrımcılık
dan bir risk oluşturmakta hem de şiddetle Canlılar, bitkiler, binalar, arabalar vb. şekilde
mücadelede onları güçsüz kılmaktadır. sınıflandırma yapmak, insan beyninin etraf-
tan gelen sayısız bilgiyi işlemek ve depola-
mak için kullandığı bir yöntemdir. Her şey ve
herkes bu sınıflandırmaya tabidir. İnsanlar da
sahip oldukları ya da onlara atfedilen çeşitli
özellikler bakımından sınıflandırılır, bir grup
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
11
nun’da evin seçimini kocanın yapacağı hük- yapmaması, bu açıdan son derece önemlidir.
mü bulunmaktaydı, bu hüküm 2001 yılında Ancak, bu ilkeler eşitliği sağlamaya yetme-
yürürlüğe giren Medeni Kanun’da değiştirile- mektedir. Eşitliğin fiilen, yani hayatın içinde
rek, eşlerin oturacakları evi birlikte seçecek- sağlanması için bazı ek önlemler de gerek-
leri hükmü getirilmiştir. Bir başka örnek ise, mektedir. Çünkü fiilen eşit olmayanlara eşit
hemşirelik mesleğini 2007 yılında Hemşire- muamele etmek, varolan eşitsizliklerin sür-
lik Kanunu değişinceye kadar sadece kadın- mesine yol açmaktadır. Bunun yerine eşit-
ların yapabiliyor olmasıdır. Erkekler bu mes- sizlikleri gören, dikkate alan ve düzeltmeye
leği edinmek isteseler hatta eğitimini alsalar çalışan bir bakış açısına ihtiyaç vardır. Pozitif
dahi, Hemşirelik Kanunun 3. maddesinin ilk ayrımcılık, eşit olmayan gruplar arasında
fıkrasında “Türkiye’de hemşirelik sanatını bu eşitlik sağlanıncaya kadar alınan geçici özel
kanun hükümleri dahilinde hemşire unvanını önlemlerdir. Fiili eşitliğin sağlanması ile son
kazanmış Türk kadınlarından başka hiç kimse bulur.
yapamaz” yazdığı için hemşire olamıyorlardı.
Son yıllarda Türkiye’de yasalardaki (Türk Bir ideal olarak eşitlik yaygınlıkla benimsen-
Ceza Kanunu, Medeni Kanun, İş Kanunu vs.) se de, gerçekleştirilmesinde aksaklıklar ol-
cinsiyet temelli ayrımcılık içeren maddeler, duğu ortadadır. Örneğin, temel eğitim bütün
özellikle kadın hareketinin etkisi ile büyük öl- Türk vatandaşları için parasız ve zorunludur.
çüde değiştirilmiştir. Bu kural, kız ve oğlan çocukları arasında bir
ayrım yapmaz. Böyle olduğu halde, kız ve oğ-
Ancak toplumda ayrımcılık her zaman bu lan çocukların temel eğitim fırsatı yönünden
kadar görünür olmayabilir, bu nedenle fark eşit olduğunu söylemek mümkün değildir.
etmek ve değiştirmek daha zor hale gele- Okullaşma oranlarına baktığımızda, eğitim
bilir. Dolaylı ayrımcılık, görünürde tarafsız düzeyi yükseldikçe kız çocukların oranının
gibi duran, ancak sistemli olarak ayrımcı- azaldığını, eğitimin hiçbir aşamasında eşit
lık uygulanan durumları ifade etmektedir. olmadığını görüyoruz. Ayrıca, toplam nüfus
Örneğin sağlık kuruluşları ya da eğitim ku- açısından, okumaz yazmazlığın kadınlarda
rumlarında asansör, rampa yerine sadece yüzde 20 dolayında, erkeklerde ise yüzde 8
merdiven olması bu hizmetlerden tekerlekli civarında olduğunu ekleyebiliriz. Yani, eğitim
sandalye kullanan kişilerin yararlanmalarını fırsatlarından yararlanma açısından, yasa-
kısıtlaması gibi. Tekerlekli sandalye kullanan lar önündeki eşitlik yetmemekte, fiili eşit-
kişilerin sağlık hizmetlerinden ya da eğitim sizlik sürmektedir. Ülkemizde bu alanda fiili
hakkından yararlanması mevzuatta açık bi- eşitliği sağlamak üzere çeşitli kamu ve sivil
çimde kısıtlanmamış olsa bile, yani doğrudan toplum kuruluşları ve özel sektör desteği
ayrımcılık yapılmamış olsa dahi, bu kişilere ile geçici özel önlemler alınmaktadır. “Haydi
yönelik dolaylı bir ayrımcılık yapılmaktadır Kızlar Okula”, “Baba Beni Okula Gönder” gibi
denebilir. kampanyalar bu geçici özel önlemlere örnek
olarak verilebilir.
Cinsiyete dayalı dolaylı ayrımcılığa istihdam
alanından örnek verilebilir. Örneğin iş ka-
nunumuz işe alımlarda doğrudan cinsiye-
te dayalı bir ayrımcılık yapmayı yasamakla
beraber, açık iş ilanlarının sadece belli kamu
kuruluşlarının binalarında ve İnternet sayfa-
larında yer alması, bu işlere erişimde, kamu
binalarını ziyareti ve İnternet kullanım oran-
ları kısıtlı olan kadınların aleyhine dolaylı bir
ayrımcılık durumu yaratmaktadır3.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyal uyumlu olarak, 2004 ve 2010 yıllarında Ana-
Yardımlar Genel Müdürlüğü tarafından Şartlı yasanın 10. maddesinde yapılan değişiklik
Nakit Transferi hizmetleri kapsamında su- ile pozitif ayrımcılığın eşitlik ilkesine aykırı
nulan Şartlı Sağlık ve Eğitim Yardımlarında olmadığını ve Devletin eşitliği yaşama geçir-
kadınlara ve kız çocuklarına öncelik verilmesi mek ile yükümlü olduğunu ilan etmiştir.
geçici özel önlemler kapsamında sayılabilir.
Şartlı Sağlık Yardımları nüfusun en muhtaç
kesimine dahil olan ailelerin çocuklarının ve
anne adaylarının temel sağlık hizmetlerine Anayasamızın 10. maddesi der ki....
tam olarak erişimini hedef alan bir sosyal
güvenlik ağı oluşturmak amacıyla uygulan- MADDE 10 – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet,
maktadır ve kadının aile ve toplum içindeki siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve
konumunun güçlendirilmesi amacıyla, öde- benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin
meler doğrudan annelere yapılmaktadır. kanun önünde eşittir.
Şartlı Eğitim Yardımı çerçevesinde ise ihti-
yaç sahibi ailelere, çocuklarını düzenli olarak (Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve
okula göndermeleri şartıyla her ay eğitim erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşit-
yardımı verilmektedir. Kız çocuklarının okul- liğin yaşama geçmesini sağlamakla yüküm-
laşma oranları ile ilköğretimden ortaöğre- lüdür. (Ek cümle: 7/5/2010-5982/1 md.) Bu
time geçiş oranlarını artırmak amacıyla, kız maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine
çocuklarına ve ortaöğretimde devam eden aykırı olarak yorumlanamaz.
öğrencilere verilen yardım miktarları daha
yüksek tutulmaktadır4. (Ek fıkra: 7/5/2010-5982/1 md.) Çocuklar,
yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlen- dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alına-
mesi Sözleşmesinde de pozitif ayrımcılıkla cak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
ilgili maddeler bulunmaktadır. Sözleşmede Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa im-
konuya ilişkin olarak Madde 3 ve 4 aşağıda tiyaz tanınamaz.
sunulmaktadır:
Devlet organları ve idare makamları bütün
Madde 3: Taraf Devletler kadının tam geliş- işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine
mesini ve ilerlemesini sağlamak için,özellikle uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
politik, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlar
başta olmak üzere bütün alanlarda, erkek-
lerle eşit olarak insan hakları ve temel özgür-
lüklerinden yararlanmalarını ve bu haklan
kullanmalarını garanti etmek amacıyla yasal Toplumsal Cinsiyet
düzenleme dahil bütün uygun önlemleri ala-
caklardır. Cinsiyet denince ilk akla gelen kadın ve er-
keklerin biyolojik farklılıklarıdır. Kadın ve
Madde 4: Kadın ve erkek eşitliğini fiilen sağ- erkeğin cinsel organlarındaki ve üreme sis-
lamak için taraf devletlerce alınan geçici özel temlerindeki farklılık evrenseldir. Kız ve oğ-
önlemler, işbu sözleşmede belirtilen cinsten lan bebekler olarak dünyaya gelen kadın ve
bir ayrım olarak değerlendirilmeyecek ve hiç- erkekler aynı zamanda birer sosyal varlıktır.
bir şekilde eşitsizlik veya farklı standartların Doğdukları andan itibaren bulundukları coğ-
muhafazası sonucunu doğurmayacaktır. Fır- rafya, zaman, sınıf, kentsel veya kırsal ya-
sat ve uygulama eşitliği hedeflerine ulaşıldığı şama biçimleri onların kadın ve erkek olarak
zaman bu uygulamalara son verilecektir. şekillenmesinde rol oynar. Toplumların kadın
ve erkeklerden beklentileri de sosyal ilişki-
Türkiye, taraf olduğu Kadınlara Karşı Her lerle şekillenir.
Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi ile
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
15
Hepimiz dünyaya kız ya da oğlan bebekler Kadın ve erkekler için uygun görülen bazı
olarak geliriz. Bu bizim seçtiğimiz bir şey nitelikler vardır: Cesaret, özgüven, güç gibi
değildir. Hangi kültürde, çağda yaşarsak ya- nitelikler erkeklere; yumuşaklık, fedakârlık,
şayalım, kız ya da oğlan olarak doğmak, tıpkı çekingenlik gibi nitelikler ise kadınlara at-
ölümlü olmak gibi, biyolojik varlığımızın bir fedilir. Cinsiyete göre dağıtılan bu nitelikler,
niteliğidir. Böyle olduğu için, üzerinde dü- bizim biyolojik varlığımızla ilişkilendirilir. Yani,
şünmeye gerek duymayız: Mavi gözlü, uzun cinsiyetin, sadece anatomik ve hormonsal
boylu yahut siyah saçlı olmayı nasıl “do- bir yapı tarafından belirlendiği düşünülür.
ğal” karşılıyorsak, kadın ya da erkek olmayı Örneğin, “kadınlar anne oldukları için er-
da öyle “doğal” karşılarız. Oysa, biraz daha keklere göre daha yumuşaktır” denir. Çünkü
yakından baktığımızda, cinsiyetin yalnızca “cinsiyet” ile “biyoloji”nin birbirine en kolay
biyolojik varlığımızın bir niteliği olmakla kal- bağlayabileceği nokta “annelik”tir. Kadınla-
madığını, toplumsal konumumuzu da derin- rın annelik potansiyelleri nedeniyle “kadınsı”
den etkilediğini görebiliriz. Yani, cinsiyetimiz, davrandıkları söylenir. Oysa bu potansiyelin
yalnızca biyolojik bir nitelik olmakla kalmaz, tamamen başka türlü toplumsal nitelikle-
toplumsal varlığımızın da en önemli bileşen- re kaynaklık etmesi pekala mümkündür: Bir
lerinden biri haline gelir. Toplumsal bir pro- kadın, anne olduğu için daha yırtıcı, daha
jeye dönüşür, kadim bir toplumsal projeye korumacı ve sert de olabilir. Bazı kültürler-
yani “kadın ve erkek” olmaya. Cinsiyet eşitliği de bunun örneklerine de rastlarız; örneğin
konusunda çığır açan “İkinci Cins” kitabının çocukların ataların ruhlarının yeniden cisim-
yazarı Simone de Beauvoir “Kadın doğulmaz, leşmesi olduğuna inanan topluluklar, çocuk
kadın olunur” derken şüphesiz bu toplumsal bakımını da topluluğun ortak işi olarak ta-
projeden bahsediyordu. nımlar; bu durumda annelik ve babalık rolleri
“doğal” olarak kabul ettiğimizden çok farklı
biçimlenir.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
16
Kadın: 1. Dişi cinsten erişkin insan, erkek ya da “adam” karşıtı: Kadın erkek eşitliği.
“Kadın öğretmenlerle erkek öğretmenler ayrı ayrı masalarda oturuyorlardı.” -A. Nesin.
3. esk. “Hanım” anlamında kullanılan bir san: Fatma Kadın. Kâhya kadın.
5. mec. Sevgili, eş: “Karadutum, çatal karam, çingenem / … / Kadınım, kısrağım, karımsın.”
- B. R. Eyuboğlu.
7. kaba Karı.
6. Girintili ve çıkıntılı olmak üzere bir çift oluşturan nesnelerin çıkıntılısı: Erkek kopça. Erkek vida.
2. Hayvan ve bitkilerin, erkeği tarafından döllenecek biçimde oluşmuş cinsi: Dişi kedi.
3. a. Kadın: “Peki ya ekmek kadar eski, vatan kadar gerçek / Ya erkekle dişi, dişiyle erkek.”
- B. R. Eyuboğlu.
5. Girintili ve çıkıntılı olmak üzere bir çift oluşturan nesnelerin girintilisi: Dişi klişe. Dişi kalıp. Dişi fiş.
Kadın Erkek
Beden Akıl
Doğa Kültür
Duygu Mantık
Nesne Özne
Özel Kamusal
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
18
Kadın ve erkeklerin nasıl oldukları (ve aynı lumsal beklentiler sebebiyle hiç istemeye-
zamanda nasıl olmaları gerektiği) hakkında, rek, namus saiki ile onun katili dahi olabilir.
kadim bir projede kökleşmiş kanaatler edi- Sakin bir karaktere sahip olan bir erkek, eşini
niriz. Bu kanaatler, ölümcül sonuçlara yol yola getirmenin güç kullanmaktan geçtiğine
açabilir: Kadınların ince, zarif ve narin olma- dair söylemlerin etkisi ile “olmadığı biri gibi
ları gerektiğini dinleyen küçük kızların yeme davranmanın” yarattığı travmayı yaşayabilir.
bozukluğu hastalıklarına yakalanması ya da Güç, sorumluluk getirir; güçlü cins olmanın
erkeklerin sert, çok sert, olmaları gerektiğini ağır bir bedeli daha vardır: Güçlü olmaya de-
dinleyen delikanlıların, sırf yan baktı diye bir vam etme gerilimi. Erkeklerin, erken teşhis
sınıf arkadaşını/öğretmenini bıçaklayıver- edilmesi gereken hastalıklardan dolayı ölüm
mesi gibi. oranlarının daha yüksek olması, bu bede-
lin parçalarıdır. “Erkek adam ağlamaz” diye
Kadınlar, her koşulda sevecen, uzlaşmacı, başlayan hikâye, hastalıkların geçiştirilmesi,
yumuşak başlı, fedakâr, başkalarına hizmet gerektiğinde yardım istenememesi, stresle
etmekten hoşlanan bireyler olarak tanım- başa çıkmanın becerilememesi ile devam
landığından, pek çok kadın bu tanımlamaya eder. Hekimler arasında yaygın bir deyiş var-
uyma baskısı altında bedensel hastalıklar, dır: “Kadınlar hastalanır, erkekler ölür!” Bu
depresif duygular, güvensizlik, aşırı duyarlı- deyiş, erkeklik rolünün getirdiği yaşam yükü-
lık, alınganlık ve asabiyete bağlı yakınmalarla nü çok iyi özetler.
karşı karşıya kalır.
Bu yüzdendir ki toplumsal cinsiyet rolleri
Benzer şekilde pek çok erkek de, erkeklerin ve dolayısı ile cinsiyete dayalı işbölümünün
güçlü, yenilmez, duygularını belli etmez bi- gerektirdiği düşünülen yerlerde durmayan
reyler olarak kabul edilmesinden kaynakla- “kadınlar” ve “erkekler” aşağıdaki haberde
nan ciddi psikolojik sorunlar yaşar. Çocukluk yaratılmak istendiği gibi “müstehzi bir gü-
ve gençlik döneminde kız kardeşiyle gayet iyi lümseme” ile karşılanır:
ilişkiler içinde büyüyen bir genç erkek, top-
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
20
Çalışma saatlerinin az
21,6 11,2 31,4 34,5 47,0 54,4
olması
Kadınların ve erkeklerin
yaptıkları işlerin
farklılaşması, bu farklı
işlere farklı değerler
yüklenmesi, yani cinsiyete
dayalı işbölümü, cinsiyet
eşitsizliğinin temelidir.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
22
KADIN ERKEK
Çalışır
Çalışır
Erkeklerin çalışma alanları, evin dışıdır. Genellikle
Kadınların birincil çalışma alanları evdir. Ev işi, maddi
ücret karşılığı çalışırlar. Ekonomik krizlere bağlı
karşılığı, mesai saati, sigortası ve emekliliği olmayan
olarak çalışma koşulları ağırlaşsa bile, sigorta ve
bir çalışmadır. Yapıldığında değil de yapılmadığında
emeklilik hakları vardır. Ayrıca, “çalışan bir insan”
fark edilir. Bu bakımdan, görünmeyen bir emektir.
olarak toplumsal statü de kazanırlar.
Kadınların evde yaptıkları iş, günde 18 saatlik bir
çalışma anlamına bile gelse, “sevgi emeği” olarak
Bu statü, erkeklerin aile içindeki konumlarını
görülür ve kadınlığın doğal bir parçası gibi algılanır.
pekiştirir. Ancak aynı zamanda büyük bir risk de
taşır: Erkeklik evin geçindirilme sorumluluğu ile
Ev işi, pek çok farklı yeteneğin ve çalışma türünün
tanımlandığı sürece, işsizlik yalnızca yoksullaşma
bir arada devreye sokulduğu bir alandır. Kocaların
değil, erkekler açısından kimlik kaybı ve buna bağlı
ve çocukların bakımı sadece üstlerini temiz tutup
güçsüzleşme anlamına da gelir. Nitekim, 1980’ler-
yemeklerini hazırlamakla bitmez; moral bozuklukla-
den sonra yapısal işsizliğin ortaya çıkmasıyla
rına, ergenlik krizlerine, başarısızlık korkularına çare
birlikte sıkça gündeme gelen “erkekliğin krizi”nin
aramaya kadar uzanır.
kaynaklarının başında, bu vardır.
Çalışır
İlişkiler Kurar
Kadınlar işgücü piyasasında da çalışırlar. Tarımsal
Erkekler, toplumsal hayata katılmak için çeşitli
işgücüne büyük bir katkıları vardır: Dünya gıda üreti-
kanallara sahiptir. Bu kanalların başında, çalışmak
minin yüzde yetmişini gerçekleştirirler mesela. So-
gelir. Erkekler, işçi, memur ya da esnaf olarak, top-
runsuz ve ucuz bir işgücü kaynağıdırlar. Genç kızlar
lumun üretici emeğinin bir parçasıdır ve bu, onlara
“çeyiz parası”, kadınlar “pazar parası” için çalışırlar.
toplumsal bir kimlik sağlar. Bu kimliğin bir parçası
Ne de olsa, evi geçindirmek onların sorumluluğunda
olarak sendika, meslek örgütü ya da meslek odası
değildir! Bu nedenle, kadınlara erkeklerden daha
türünden örgütlere katılırlar. Kahvehaneler ya da
düşük ücret verilmesi meşru görülür. Kadınlar, kayıt
stadyumlar, erkeklerin kendi aralarındaki toplum-
dışı ekonominin de belkemiğidir. Günde on-on iki
sallaşmalarının mekânlarıdır. Buralarda memleket
saat halı dokur, örgü örer, oyuncak parçalarını birbiri-
meselelerinden iş olanaklarına, futbolcu transfer-
ne diker, deri parçalarını diker, bilgisayar çipleri üretir,
lerinden geçim sıkıntılarına kadar, çeşitli konularda
televizyon tüpleri takarlar… Ama işgücü anketlerinde
konuşur, rahatlar, arkadaşlıklar kurarlar.
“ev hanımı” olarak görülürler.
Siyasetle Uğraşır
Çalışır
Türkiye’de siyasal örgütlerin tamamında erkekler
Kadınlar, sosyal hizmet uzmanları ve hemşireler- yer alır. Merkezi ve yerel siyasetin aktörleri onlardır.
dir. Ailedeki engelli ve yaşlılara, hastalara onlar Belediye meclislerinden parlamentoya, parti dele-
bakar. Bunu yaparken genellikle destek görmezler. geliğine kadar, her aşamada erkekleri görebilirsiniz.
Ama yapmadıklarında, “kadınlıktan uzak” olmakla Böyle bir faaliyet alanı, erkeklerin hem maddi
suçlanırlar. kazançlar elde etmelerini hem de güçlenmelerini
sağlar.
Karar Verir
KADIN ERKEK
Çalışır
Sanatla ve Bilimle Uğraşır
Kadınlar, diplomattırlar. Kendi aileleri ve kocala-
rının ailesi arasındaki ilişkileri ustalıkla yürütmek
Sanat ve bilim, insan türünün gelişiminde temel
zorundadırlar. Kim ne sıklıkla ziyaret edilecek? Kime
önemde faaliyet alanlarıdır ve bu iki alan, pek az
ne kadar hizmet edilecek? Hangi konuları öteki taraf
sayıdaki istisnalar dışında, erkeklerin tekelindedir.
bilmese daha iyi olur? Hangi selamlar iletilecek,
hangi haberler iletilmeyecek?
Çalışır
İlişkiler Kurar
Bora, Aksu (2008). Sivil Toplum Kuruluşları İçin Toplumsal Cinsiyet Rehberi, sayfa 14-17 (STGM Yayınları)
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
24
Kadın emeği pek çok alanda görünmeyen yüksek yıllık ortalama brüt kazanç erkekler-
ve ücretlendirilmeyen bir emek biçimidir. Bu de 37.878, kadınlarda ise 31.437’dir. İşgücü̈
anlamda, piyasadaki ücretli ve ücretsiz eko- piyasası istatistiklerine göre ev eksenli ça-
nomik faaliyetlerin tümü̈ “görünen emek” lışan kadınlar “ev kadını” veya “işsiz” olarak
kapsamına girerken, yemek pişirmek, çama- tanımlanmaktadırlar. Erkeklerin geçindirmek
şır yıkamak, alışveriş ve ütü yapmak, evdeki zorunda olduğu bir ailesinin bulunduğu fikri
hasta, yaşlı ve çocuklara bakmak, akrabalar ve kadınların evde yaptığı işlerin boş zamanı
ve komşular ile sosyal ilişkileri organize et- değerlendirme ya da “aile bütçesine katkı”
mek gibi işler “görünmeyen emek” grubunu kabilinden algılanması bu sonuç üzerinde
oluşturmaktadır. Geçmişte olduğu gibi bu- etkilidir.
gün de duygusal hizmetleri de kapsayacak
biçimde ev içinde yürütülen faaliyetlerin Gündelik hayatta teknik beceri gerektiren ta-
tamamı maddi karşılığı düşünülmeyen bir mir ve tadilat gibi işlerin erkeklerce yapılma-
alana tekabül etmektedir. Cinsiyete dayalı sına karşın, erkeklerin birçoğu evde çamaşır
işbölümünün kadının iş gücüne katılımını da ve bulaşık makinesi gibi aletleri çalıştırmayı
olumsuz olarak etkilemektedir. Örneğin Eylül dahi bilmeyebilir. Diğer yandan evde yeme-
2013 TÜİK Hanehalkı İşgücü Araştırmasına ği yapanların çoğunlukla kadınlar olmasına
göre 15 yaş üstü iş gücüne dahil olmayan karşın, gündelik yaşamda aşçılık yapan ve
toplam 27 milyon kişinin yaklaşık 19.5 mil- yemek pişirme karşılığı ücret alanların çoğu
yonu kadındır ve bunların 11.5 milyonu “ev erkektir. 2006 yılında yapılan TÜİK aile ya-
işleri ile meşgul” oldukları için iş gücüne katı- pısı araştırmasının sonuçlarına göre, evde
lamayan kadınlardır. Aynı sebepten iş gücü- yemek yapma işi yüzde 87 oranında kadın-
ne katılamayan tek bir erkek yoktur. lar, yüzde 2 oranında erkekler ve yüzde 9,5
oranında ortaklaşa aile bireyleri tarafından
Günümüz ekonomik koşullarında, kişilerin yapılmaktadır.
ve ailelerin geçimi giderek zorlaşmaktadır.
Çalışma sektöründe kadınlara duyulan ihti- Kamusal/özel mesleklere yönelik ayrım bu
yaç artmakta, aynı zamanda bir ailenin tek noktada bir kez daha karşımıza çıkmakta-
kişinin çalışmasıyla geçinebilme kapasitesi dır. Köyde tarlada, kentte işyerinde erkekle
daralmaktadır. Hatta pek çok ailede çocuklar eşit düzeyde iş yapan kadın, eve geldiğinde
bile çalışma yaşamına dâhil olmak zorunda buna ilaveten çocuklarına bakmak ve evin
kalmaktadır. Kadınların çoğunlukla kadrosuz, diğer işlerini yürütmek zorundadır. Kadınlar-
güvencesiz, esnek, geçici işlerde yarım za- la erkeklerin yaptıkları işlerin farklılığı, onların
manlı veya ev eksenli olarak istihdam edil- eşitsizliğinin de temel kaynağıdır. Cinsiyete
diğini yinelemekte fayda vardır. Zira çalışma dayalı işbölümü, basitçe kadınlarla erkekleri
koşullarında kadınlar belli bir kazanç sağlasa farklılaştırmaz, aynı zamanda, onları eşitsiz
da bu kazanç tatmin edici olmaktan uzaktır. de kılar. Kadınların yaptıkları işlerle erkekle-
Üstelik çalışma hayatındaki bu bölümlendir- rinkiler arasındaki farklara baktığımızda, bu
me ve kadının bu konumu mevcut toplum- eşitsizliği görmemiz kolaylaşır. Farklılıkların
sal cinsiyet rollerini pekiştirmektedir. Örne- başında, emeğin karşılığının olup olmama-
ğin esnek üretimde kadınların fıstık kırmak, sı gelir. Erkekler, çalışmalarının karşılığında
dantel işlemek, düğme dikmek gibi yollarla genellikle maddi bir kazanç sağlarken, “ka-
iş süreçlerine katılması, “kadınlık rollerinin” dın işleri”nin karşılığı, ancak manevi olabilir.
yeniden ama bu sefer kayıt dışı bir işçi olarak Bunun sonucunu mülkiyet ve gelire ilişkin
tanımlanması anlamına gelmekte, kadınların rakamlarda görmek çok kolaydır: Bütün
statü ve gelir getirmeyen işlerle hayatlarına dünyada özel mülkiyetin yüzde 1’i, gelirin ise
devam etmesini sürekli kılmaktadır. Üstelik yüzde 10’u kadınlarındır. Rakamlar, onların
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2010 yılı Ka- daha az çalıştığını değil, emeklerinin karşı-
zanç Yapısı Araştırması’na göre, yöneticiler lığını almadıklarını gösterir. Örneğin 90’ların
hariç tüm meslek gruplarında cinsiyete da- başında İskoçya’da yapılan bir araştırmaya
yalı ücret farkının erkek lehine olduğu görül- göre kadınların evde harcadıkları emeğin
müştür. Söz gelimi eğitim durumuna göre en değeri, işlerin piyasadaki rayiç ücretleri üze-
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
25
rinden hesaplandığında haftada 349 ster- erkeklere göre daha fazla yoksullaştığını,
lin tutmaktadır. Bu miktar evde 1 yaşından daha az eğitim gördüklerini, sağlık hizmet-
küçük bir çocuk olduğunda 457 sterline çık- lerinden yeterince faydalanamadıklarını,
maktadır ki, bu rakam orta düzeyde bir yö- siyasette daha az temsil edildiklerini ve er-
neticinin ücretine eşit ve ortalama ücretten keklere göre daha fazla aile içi şiddete maruz
yüzde 70 fazladır8. kaldıklarını göstermektedir. Kadınlar dünya
nüfusunun yüzde 50’sinden fazlasını temsil
Bilimin erkek işi olarak kabul edilmesi birçok ettikleri, tüm işlerin yüzde 66’sını yaptıkları
kadın bilim insanı ve sanatçıyı tarih içerisin- halde dünya gelirinin yüzde 10’una, mülki-
de görünmez kılmış, tarih boyunca kadınla- yetlerin yüzde 1’ine sahiptir10. Bunun so-
rın gerek bilimsel çalışmaları, gerekse ev için nucunda dünyada yoksulluk giderek “kadın-
geliştirdikleri alet-edevat ve araç-gereçler laşmakta ve yeryüzündeki mutlak yoksulluk
görünmez olmuştur. Örneğin, Einstein’ın sınırındaki bir milyarın üzerindeki kişinin yak-
yolunu açan bilim kadınlarından Emilie du laşık yüzde 70’ini kadınlar oluşturmaktadır11.
Chatelet, kendisine “tek eksiği kadın olmak” Uluslararası örgütlerin toplumsal cinsiyet
diyen Voltaire’in “sevgilisi” olarak anılır. Fizik eşitsizliğini sadece bireysel bir problem de-
alanındaki çalışmalarıyla tanınan Lise Meit- ğil, toplumsal bir problem olarak kabulü, bu
ner ise görünmez kılınan kadın fizikçilerden eşitsizliğin ülkeler için bir kalkınmışlık/kal-
yalnızca biridir. kınmamışlık göstergesi olarak kullanılması
sonucunu doğurmuştur. Ülkeler yukarıda
Türkiye’de yüksek öğrenimde kadın ve er- tanımlanan eşitlik idealine yaklaştığı ölçüde
keklerin eğitim alanı tercihlerine bakıldığında gelişmişlik sıralamasında ön sıralara geç-
daha uzun yıllar Türkiye’de “teknik bilimler” mektedir.
erkek işi olarak algılanmaya devam edecek-
tir. Yüksek öğrenim istatistiklerine bakıldı- Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı
ğında 2011-2012 akademik yılında yüksek (BMKP) 1990’lı yılların sonundan itibaren
öğrenim alan seçiminde teknik bilimler erkek “İnsani Gelişmişlik” seviyesini ölçerken cin-
öğrenciler tarafından daha çok tercih edilir- siyet eşitsizliğini de gösterge olarak kullan-
ken, kız öğrenciler daha çok dil ve edebiyat mıştır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği endek-
alanını tercih etmiştir. Teknik bilimlerde öğ- si (TCEE)12, cinsiyete dayalı eşitsizlikleri üç
renim gören erkek öğrenciler, kız öğrencilerin kategoride yansıtmaktadır. Bu kategoriler,
yaklaşık 2,4 katı çoğunluktadır9. üreme sağlığı, kadının güçlendirilmesi ve
ekonomik faaliyetlere katılımdır. Üreme sağ-
lığı, anne ölüm ve yetişkinlerde üreme oran-
Türkiye’de larıyla ölçülmekte, kadının güçlendirilmesi
ise, parlamentodaki sandalye sayısı ve her
Toplumsal Cinsiyet iki cinsiyetin orta ve yüksek öğrenim görme
oranıyla ölçülmektedir. Ekonomik faaliyet-
Eşitliği: Kadının ler de, her iki cinsiyetin istihdam piyasası-
na katılımıyla değerlendirilir. TCEE, üç farklı
Kaynak, Hizmet ve gösterge ile erkek ve kadınlar arasındaki
eşitsizliğin insani gelişmede yarattığı kaybı
Haklara Erişimi sergilemektedir. 0.366’lık TCEE puanı, Tür-
kiye’yi 2012 endeksinde 148 ülke arasında
68’inci sıraya oturtmuştur.
İdeal eşitlik durumunda kadınların ve erkek-
lerin, istihdam, mülkiyet, siyasi temsil gibi
(http://www.tr.undp.org/content/dam/tur-
kaynaklara; eğitim, sağlık, güvenlik, beledi-
key/docs/Publications/hdr/T%C3%BCrki-
yecilik gibi hizmetlere ve başta birey olma,
ye%20De%C4%9Ferlendirmesi.pdf)
şiddetten arındırılmış bir hayat sürme olmak
Her yıl ayrıca Dünya Ekonomik Forumu (DEF)
üzere tüm insan haklarına erişimlerinin eşit
tarafından “Küresel Cinsiyet Eşitsizliği/Uçu-
olacağını varsayarız. Bu idealden uzaklaştık-
rumu Raporu” yayımlanmaktadır. Türkiye
ça, istatistikler bize, tüm dünyada kadınların
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
26
2014 yılında 142 ülkede ekonomik katılım ve için ilave sürdürülebilir çalışmalara ihtiyaç bu-
fırsat eşitliği, eğitim, sağlık ve siyasi güçlen- lunmaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitliği; eğitim
me konularında toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve iş piyasasına erişim, siyasi temsil, kadına
incelendiği rapora 125. sıradan girdi. yönelik şiddetle mücadele (namus cinayetleri
dahil) ve erken yaşta ve zorla yaptırılan evlilikler
Türkiye, ekonomik katılım ve fırsat eşitliğin- konuları dahil olmak üzere Türkiye için büyük bir
de 132, eğitimde 105, siyasi güçlenmede zorluk olmaya devam etmiştir” (2013 İlerleme
ise 113. sırada yer aldı. Türkiye eşit işe eşit Raporu, s. 65).
ücret kategorisinde 87; gelir eşitliğinde 120;
kanun yapıcılar ve yöneticilerde eşit temsi- Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) yayım-
liyette 111; Eğitim: Okuryazarlıkta 102; il- ladığı veriler, Türkiye’de eğitim, işgücüne ve
köğretimde okullaşma oranında 103; ikinci karar mekanizmalarına katılım, elde edilen
öğretimde 96. sırada. Siyasi güçlenme: Par- kazanç, tercih edilen meslekler gibi pek çok
lamentoda kadın temsilinde 98; bakanlar konuda kadınların erkeklere göre belirgin bi-
arasında kadın temsilinde 133. sırada. çimde dezavantajlı bir konumda bulunduğu-
nu ortaya koymaktadır. Aşağıda söz konusu
hizmet alanlarına ve kay-
naklara erişimde Türki-
ye’de kadınların durumu-
nu ortaya koyan verilere
yer verilmektedir. Veriler
ağırlıklı olarak TÜİK’in
“İstatistiklerde Kadın
2012” adlı yayımı esas
alınarak derlenmiştir.
Müsteşar Sayısı 26 0 0
BDDK üyesi 6 0 0
RTÜK 9 1 11,1
Yargıtay 5 0 0
Sayıştay 11 0 0
Danıştay 175 42 24
TÜSİAD 11 3 27,2
Kaynaklar: İçişleri Bakanlığı, Şubat 2012; KADER (Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği), 2012 Verileri
Kadınların ve erkeklerin farklı ihtiyaçları ve Bürokrasi içerisinde üst düzey karar verici
öncelikleri olduğunu göz önünde bulundur- konumlardaki oranının düşük olduğu gö-
duğumuzda, kadınların yönetim ve karar rülmektedir; üst düzey yöneticilerin yüzde
alma mekanizmalarında neredeyse görün- 89,7’si erkek, yüzde 10,3’ü kadındır. Bü-
mez olmaları, kadınlara özgü ihtiyaç ve ön- rokrasinin önemli alanlarından biri olan ve
celiklerin de politikalar üretme, uygulama ve bütün dünyada erkeklerin egemen olduğu
izleme aşamalarına yeterince yansıtılama- diplomatik görevlerde, Türk dışişlerinde gö-
yacağını düşünmek yanlış olmaz. Kadınlara rev yapan 189 büyükelçiden 22’si kadındır
ilişkin toplumsal cinsiyet algıları onlar için (TÜİK, 2011)14.
kısıtlı “seçilme” olanakları sunarken, kamu
yönetiminde de durumun farklı olmadığını Türkiye’de 2014 yılı itibariyle 1 kadın vali
yani “atanma” olanaklarının da sınırlı oldu- (Kırklareli) bulunmaktadır15. 470 vali yardım-
ğunu görürüz. cısından 6’sı kadındır. 860 kaymakamın ise
21’i kadındır (İçişleri Bakanlığı Personel Ge-
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
28
nel Md. Kasım 2010). 241 kaymakam adayı- Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurumu 2011
nın ise sadece 3’ü kadındır (İçişleri Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de savcıların yüzde
Personel Genel Md. Mart 2013). 7,4’ü, hâkimlerin ise yüzde 34,4’ü kadındır16.
tirilir. Bu “koruma” ve kontrol görevi, kadının olma, sınıf ve ırk gibi sosyal kategorilerle ilin-
ne giyeceği, kimle konuşacağı, nereye gide- tili gruplar içerisinde ve söz konusu gruplar
ceği, çalışıp çalışamayacağı, kaç çocuk do- arasında da farklılıklar göstermektedir20. Ka-
ğuracağı, hangi işi yapacağı, eğitimini hangi dınlara yönelik ayrımcılık ve şiddetin bu ka-
noktaya kadar sürdürebileceği gibi konular- tegoriler çerçevesinde daha da şiddetlendiği
da karar verme süreçlerini kapsar. “Kadınla- unutulmamalıdır. Kadının toplumsal yaşam-
rın iyiliği için”, onlara rağmen ve onlar adına daki yaygın ve yerleşik hale getirilmiş ikincil
verilen bu kararlara uyulmasını sağlamanın konumu nedeniyle bireysel olarak eğitimli,
temel aracı şiddettir. zengin ya da kariyer sahibi olması toplum-
sal yaşamda erkeklerle eşit olduğu ve şiddet
Bu karar alan konumunun birbirine eşit olan görmeyeceği anlamına gelmemektedir.
cinsler arasında başlı başına bir eşitsizlik ya-
ratığını bir tarafa bıraksak bile, bu karar alma Toplumsal cinsiyetin şiddetle bağlantılı işlev-
sürecinin genellikle kadını toplumsal hayat- lerinden biri de şiddetin meşrulaştırılmasına
tan soyutlamak ve toplumsal kaynaklardan kaynak oluşturmasıdır. Cinsiyet farklılıkla-
uzaklaştırmak yönünde işlediğini görmekten rının insanların doğasında olduğu ve değiş-
kaçamayız. Karar alan konumu ve kadınların tirilemeyeceği fikri üzerinde temellenen ar-
kamusal alandan uzaklaştırılması yönünde gümanlar şiddeti meşrulaştırır. Bu anlayış,
işleyen bu karar alma süreci cinslerden biri- “şiddet erkeğin doğasında vardır, istese de
ne, erkeklere güç ve iktidar sağlar. Bu neden- kontrol edemez”, “yuvayı dişi kuş yapar”, “er-
le kadınların özel ve kamusal alanda varlık kek sever de döver de” gibi ifadelerle somut-
göstermesi, gücün ve iktidarın kaybedilme laşır. Yasalar, eğitim kurumları, aile, medya
kaygısını yaratır. vb. faktörler mevcut rollerin ve buna bağlı
olarak eşitsizliğin varlığını sürdürmesine
Kendisinden beklenen çocuk büyütme, has- aracılık eder.
ta yaşlı bakımı, yemek, temizlik, bulaşık-ça-
maşır yıkama gibi işleri olması gerektiği gibi
yerine getirmeyen, kocasının sözünü dinle- Toplumsal Cinsiyet
meyen, kendine çizilen sınırların dışına çı-
kan kadınlar şiddet aracılığıyla “yola getirilir”. Eşitliğine Yönelik
Bradley19 kadına uygulanan şiddetin erkek-
ler tarafından algılanan biçimiyle doğru yolu
gösterici, ders verici, eğitici ve bilgilendirici
Uluslararası
işlevleri olduğunu belirtmektedir. Bir anlam-
da şiddet, kadını istenen biçime sokmanın bir
Mevzuat ve
aracıdır. Mekanizmalar
Hem kamusal hem de özel alan hiyerarşiktir Kadına yönelik ayrımcılığın önlenmesi ve
ve erkek kamusal alanda herhangi bir biçim- toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için
de hiyerarşinin alt basamağında yer alabilir Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan ve
ve birilerine itaat etmek durumunda kalabilir. üye ülkelerin onayına sunulan uluslararası
Ancak özel alanda “aileni reisi” olarak hiye- sözleşmeler, başta Kadınlara Karşı Her Tür-
rarşinin üst basamağında konumlanmış- lü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi ve Ek
tır. Bu bakımdan erkeklik özellikle ev içinde İhtiyari Protokol olmak üzere ve daha sonra
avantajlı konumu sürdürmek ister ve kadın özellikle “kadına yönelik şiddet” konusun-
üstündeki kontrol ve denetimini kaybettiğini da kabul edilen BM Bildirgesi, devletlerin
hissettiği zaman uyguladığı şiddetin sıklığı iç hukuklarında da bu yolda düzenlemeler
ve yoğunluğu da artar. yapılması açısından yol gösterici olmuştur.
Bölgesel sözleşmeler de bu açıdan önem
Toplumsal cinsiyet hakkındaki inançlar ve taşımaktadır. Türkiye’nin yalnızca ülkemizde
toplumsal cinsiyetle ilişkili beklentiler aynı değil, uluslararası ortamda da insan onur ve
zamanda etnik köken, cinsel yönelim, engelli değerine yaraşır bir yaşam standardı, eşit-
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
31
likçi, ayrımcılıktan uzak, adaleti oluşturmak rürlüğe sokmuştur. Bu şekilde iç hukuk nor-
için imzaladığı uluslararası sözleşmelerin iç muna dönüşen CEDAW doğrudan uygulanır
hukukta uygulanabilmesi için Anayasanın hale gelmiştir.
90. maddesine göre “...Türkiye Büyük Millet
Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun Sözleşme’ye göre “kadınlara karşı ayırımcı-
bulması gerekir...”. Usulüne uygun bir şekilde lık” deyimi kadınların medeni durumlarına
yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaş- (bekâr ya da evli olmalarına) bakılmaksızın
malar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında ve kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak po-
Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mah- litik, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve
kemesine başvurulamaz. Temel hak ve öz- diğer alanlardaki insan hakları ve temel öz-
gürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmalarla gürlüklerinin tanınmasını, kullanılmasını ve
kanunlar arasında çelişki olduğunda millet- bunlardan yararlanılmasını engelleyen veya
lerarası antlaşma hükümleri esas alınır. ortadan kaldıran veya bunu amaçlayan ve
cinsiyete bağlı olarak yapılan herhangi bir
Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası söz- ayrım, mahrumiyet veya kısıtlama anlamına
leşmeler, mekanizmalar ve mevzuat aşağıda gelecektir (Madde 1).
özetlenmiştir.
Sözleşmenin başlangıç bölümünde belirtildi-
Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlen- ği gibi eşitlik ve adalete dayalı yeni uluslara-
mesi Sözleşmesi (CEDAW) rası ekonomik düzenin kurulmasının, kadın-
larla erkekler arasındaki eşitliğin sağlanması
Uluslararası sözleşmeler insan onur ve de- için önemli bir aşama oluşturacağına inanan
ğerine, erkeklerle kadınların eşit haklara taraf devletler, bu sözleşmeye imza atmakla
sahip olmaları gerektiğine, her ne nedenle şu yükümlülükleri üstlenmektedir:
olursa olsun insanlara karşı ayrımcılığın ka-
bul edilmezliğine ilişkin hükümler içermek- a. Kadın ile erkek eşitliği ilkesini kendi anayasa-
tedir. Buna rağmen kadınlara karşı ayırım- larına ve diğer ilgili yasalara henüz girmemişse
cılığın hak eşitliği ve insan şeref ve onuruna dâhil etmeyi ve yasalar ile ve diğer uygun yol-
saygı ilkelerini ihlal ettiğini tespit eden 1946 larla bu ilkenin uygulanmasını sağlamayı;
yılında Birleşmiş Milletler bünyesinde ku-
rulan Kadının Statüsü Komisyonu kadının b. Kadınlara karşı her türlü ayrımı yasaklayan ve
insan haklarının korunması ve geliştirilmesi gerekli yerlerde yaptırımları da içeren yasal ve
alanında çalışmalar yapmıştır. Komisyonun diğer uygun önlemleri kabul etmeyi;
yoğun çalışmaları neticesinde 1976 yılında
tamamladığı Kadınlara Karşı Her Türlü Ay- c. Kadın haklarının erkeklerle eşit temelde hima-
rımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) yesini, yetkili ulusal mahkemeler ve diğer kuru-
1979 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kuru- luşlarla kadının her tür ayrımcılığa karşı etkin bir
luna sunulmuştur. şekilde korunmasını sağlamayı;
CEDAW metninde ilk bakışta doğrudan ka- d. Kadınlara karşı herhangi bir ayrımcı hareket
dına yönelik aile içi şiddete ilişkin bir dü- yapılmasından veya uygulanmasından kaçın-
zenlemeye yer verilmediği görülmektedir. mayı ve kamu yetkilileri ile kuruluşlarının bu
Ancak şiddetin temeli olan geleneksel ön- yükümlülüğe uyumlu olarak hareket etmeleri-
yargıları ortadan kaldırmayı, kadının gelişimi ni sağlamayı; Herhangi bir kişi veya kuruluşun
önündeki tüm engellere son vermeyi, kadını kadınlara karşı ayrım yapma girişimini önlemek
güçlendirmeyi, ayrımcılık yapan yapıyı gerek için bütün uygun önlemleri almayı;
kamusal gerekse özel alanda yasal, idari, adli
yollarla tasfiye etmeyi amaçlaması nedeni f. Kadınlara karşı ayrımcılık oluşturulan mevcut
ile bu anlaşma sayesinde kadına yönelik tüm yasa, yönetmelik, adet ve uygulamaları değiş-
şiddet türleri de ortadan kaldırılmış olacak- tirmek veya feshetmek için yasal düzenlemeler
tır. Türkiye CEDAW’ı usulüne uygun şekilde de dâhil gerekli bütün uygun önlemleri almayı;
onaylayarak 19 Ocak 1986 tarihinde yü-
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
32
g. Kadınlara karşı ayrımcılık oluşturan bütün f. Ülkenin kamu ve politik hayatı ile ilgili hükümet
ulusal cezai hükümleri yürürlükten kaldırmayı dışı kuruluşlara ve derneklere katılmak, (Madde
taahhüt ederler. 7)
c. Kadın ticareti ve fahişeliğin istismarının önlen- 1. Sözleşme’nin, ilgili devlet bakımından yürürlü-
mesi için yasal ve fiili tedbirler almak, (Madde 6) ğe girmesini takiben bir yıl içinde;
d. Bütün seçimlerde ve halk oylamalarında oy 2. Bilahare, her dört yılda bir ve ileride de Komi-
kullanmak ve halk tarafından seçilen organlara tenin talep ettiği zamanlarda, Komite tarafından
seçilebilmek, (Madde 7) incelenmek üzere BM Genel Sekreterine sunulur.
Raporlarda işbu Sözleşme yükümlülüklerinin
e. Hükümet politikasının hazırlanmasına ve uy- gerçekleştirilmesini etkileyen unsurlar ve güçlük-
gulanmasına katılmak, kamu görevinde bulu- ler belirtilebilir.
nabilmek ve hükümetin her kademesinde kamu
görevleri ifa etmek, (Madde 7)
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
33
Komite bu raporları incelemek üzere yılda dışında, mevcut tüm iç hukuk yollarının tü-
bir kez olağan olarak toplanır. Komite yıllık ketildiği hususunu açıklığa kavuşturmadıkça
raporlarını değerlendirmeleri ile birlikte Bir- başvuruyu değerlendirmeyecektir. Başvuru-
leşmiş Milletler Genel Kuruluna sunar. Ayrıca nun alınmasından sonra ve karar verilmeden
Genel Sekreter tarafından da komitenin ra- önce Komite başvuru sahiplerinin karşılaş-
poru 23 uzmandan oluşan BM Kadın Statü- ması muhtemel telafisi imkânsız zararları
sü Komisyonuna ulaştırılır. Kadına Karşı Her önlemek için gerekli tedbirleri almayı taraf
Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi her yıl devletten talep edebilir. Taraf devlet kendisi-
toplanarak üye ülkelerin raporlarını inceler ne tebliğ edilen başvuru hakkında açıklama-
ve gerekirse Birleşmiş Milletlere önerilerde larını ve almış olduğu önlemleri 6 ay içinde
bulunur. Komite ayrıca incelenen ülkelerdeki yazılı olarak komiteye bildirecektir.
sivil toplum örgütlerinden de kadınların du-
rumu, koşullar ve kritik sorunlarla ilgili ba- Komite yapılan başvuru üzerine sözleşmede
ğımsız bilgi alır. yer alan hakların ciddi ve sistematik şekilde
ihlal edildiği kanaatine ulaşırsa, taraf devleti
CEDAW İhtiyari Protokol bu duruma ilişkin incelemede işbirliğine da-
vet eder. Taraf devletin rızası varsa araştır-
CEDAW İhtiyari Protokol’ü hazırlanması ilk ma için taraf devletin ülkesine bir ziyaret de
defa 1991 yılında “Kadınlara Karşı Şiddet” yapılabilir. Komite Protokol uyarınca gerçek-
başlıklı toplantıda uzmanlar tarafından öne- leştirdiği faaliyetlerini yıllık raporuna ekler.
rilmiş BM CEDAW komitesi tarafından 1992 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden farklı
yılında ele alınmış ve konunun 1993 yılında olarak Komiteye yapılan bireysel başvurula-
yapılacak BM İnsan Hakları Konferansında rın hiç bir hukuksal yaptırımı yoktur yalnızca
görüşülmesi ve diğer insan hakları sözleş- ülkelerin uluslararası prestijlerinin sarsılma-
meleri gibi bir protokolle güçlendirilmesi ması açısından caydırıcı bir niteliğe sahiptir.
tavsiye edilmiştir. 1994 yılında CEDAW ko-
mitesi, Genel Sekreterden İhtiyari Protokol Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair
hazırlamak üzere talepte bulunmuştur. Birleşmiş Milletler Bildirgesi
Dünya Kadın Konferansları ve Pekin Dek- Eylem Platformu belgesinin kadına kar-
larasyonu şı şiddetle ilgili bölümünde ise kadına karşı
şiddetin eşitlik kalkınma ve barış hedefle-
Kadına yönelik şiddet 1980 yılına kadar ri önündeki en önemli engellerden biri ol-
herhangi bir uluslararası belgede açıkça yer duğu belirtilmiş, kadına karşı şiddet yani
almamıştır. Bütün dünyada gelişen kadın toplumsal cinsiyet temelli şiddet, fiziksel,
hareketleri sorunun gündeme gelmesini cinsel veya psikolojik zarar ve sıkıntı çekme
sağladı. 1975 yılında Meksika’da toplanan ile sonuçlanacak herhangi bir eylem olarak
Uluslararası Kadın Yılı Dünya Konferansı’nda tanımlanmıştır. Şiddetin neleri kapsadığına
sorun ilk kez tartışıldı. Aynı yıl Suçun Önlen- ayrıntılı bir şekilde yer verilen bölümde, dev-
mesi ve Suçlulara Karşı 5. Birleşmiş Milletler let tarafından yöneltilen fiziksel ve psikolojik
Kongresinde ilk kez kadınlara yönelik cinsel şiddet de şiddetin türleri arasında sayılmıştır.
şiddet türü olan tecavüzün arttığı belirtildi. Savaş ve silahlı çatışmalarda, kadının insan
1980’de Kopenhag’da toplanan 2. Dünya haklarının ihlalinden kaçınılması gerekliliği
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
35
ve hükümetlerin gelenek, görenek ve dinden Kasım 2006 tarihli 13 sayılı metin ile şu ta-
kaynaklanan nedenlerle uygulanan şidde- ahhütlerde bulunmuştur: “Biz insan haklarını
ti reddetmesi ve sözleşmenin uygulanması savunmayı kendisine görev edinmiş parla-
için gerekli önlemleri alması gerektiği vurgu- menterler olarak, aile içi şiddeti açıkça koşul-
lanmıştır. suz olarak kınamaktayız. Aile içi şiddet ka-
dın-erkek eşitsizliğinden doğup beslenir. Aile
AB ve Avrupa Konseyi Kararları içi şiddet coğrafi sınır, yaş, ırk ya da herhangi
bir etnik kökene mal edilemez. Her ailede ve
AB Parlamentosu, 1986 yılında üye ülkelerin her türlü sosyal çevrede kendini gösterir. Biz
hükümetlerine her 10.000 kadın ve kız ço- kadına yönelik aile içi şiddetle mücadelenin
cuğu için bir sığınma yeri sağlama çağrısında kadın-erkek ayrımı gözetmeksizin, herkesin
bulunmuştur. Avrupa Konseyi 2002 yılına temel haklarının gözetildiği daha adil bir top-
kadar konuyu insan hakları boyutuyla kabul luma ulaşmamızı sağlayacağına inanıyoruz.
etmiş, 30 Nisan 2002’de Bakanlar Komitesi Aile içi şiddetin hem kişi için hem toplum için
kadının şiddete karşı korunması hakkındaki bedeli ağırdır.“
Rec(2002)5 sayılı tavsiye kararını kabul et-
miştir. Tavsiye kararında aile içi şiddet konu- Yine parlamenterler aile içi şiddet konu-
sunda Avrupa ülkelerinde yapılan araştırma- sunda kamuoyunun dikkatini sürekli canlı
lar, araştırma yapılan ülkelerdeki kadınların tutmayı, medya çalışanlarının bilinç ve an-
1/5’inin erişkinlik dönemlerinde en az bir kez layışlarını artırarak şiddetin tanımlanması
fiziksel şiddete maruz kaldığına, 1/10’dan ve şiddetle mücadelede medya desteğini
fazlasının ise güç kullanımı ile birlikte ger- almayı, şiddet mağdurlarının korunması ve
çekleşen cinsel şiddete maruz kaldığına, tedavisi için mücadele etmeyi de taahhüt
şiddeti uygulayanların genelde kadınların etmiştir. Gerek ulusal gerekse uluslararası
yakın çevresindeki erkekler olduğuna dikkat platformda aile içi şiddet konusunun sözleş-
çekmektedir. Kadına yönelik şiddetle müca- meler ve yasalarla bu denli geniş bir biçimde
delenin devletler için pozitif bir yükümlülük düzenlenmesi olumlu bir gelişme olsa da asıl
olduğu ve topluma maliyetinin ağır olduğu sorun zihniyet dönüşümüdür. Şiddeti uygu-
belirtilerek, şiddetin özel bir sorun olmak- layanın buna hakkı olmadığı, şiddete maruz
tan çıkıp acilen çözülmesi gereken sosyal kalanın bunu kabullenmesinin gerekmediği,
ve kamusal bir sorun olduğu vurgulanmıştır. kolluk güçleri ve adalet teşkilatının tüm yet-
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi de 14 kileri ile mağduru koruma yükümlülüğünün
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
36
bulunduğu bilincinin toplumda yerleşmesi ile dınlara yönelik ayrımcılığın bir biçimi olduğu
sivil toplum kuruluşları ve medya aracılığıy- düzenlenmiştir Sözleşme’nin 3. maddesin-
la bu konunun sürekli gündemde tutulması de “toplumsal cinsiyet” tanımı yapılmıştır.
neticesinde sorunun çözümünde mesafe alı- “Toplumsal cinsiyet; kadınlar ve erkekler için
nacağı açıktır toplum tarafından uygun görülen ve sosyal
olarak inşa edilen roller, davranışlar, eylem-
İstanbul Sözleşmesi ler ve nitelikler anlamına gelir” denildikten
sonra “kadına yönelik toplumsal cinsiyete
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafın- dayalı şiddetin, kadına kadın olmasından
dan 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da im- dolayı uygulanan ve kadınları orantısız bi-
zaya açılan “Kadına Yönelik Şiddetin ve Ev İçi çimde etkileyen şiddet anlamına geldiğine”
Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye açık ifadelerle yer verilmiştir. Sözleşme’de,
Dair Sözleşme” uluslararası hukukta kadı- şiddetle mücadele için ilgili tüm kurum ve
na karşı şiddet ve aile içi şiddet konusunda kuruluşların etkili işbirliği yapması, tedbir-
yaptırım gücü olan ilk sözleşme niteliği taşı- lerin uygulaması sürecine sivil toplumun da
maktadır. Sözleşme, İstanbul’da imzaya açıl- dahil edilmesi ve mali kaynakların ve insan
mış olması nedeniyle İstanbul Sözleşmesi kaynaklarının yeterli düzeyde tahsis edilme-
olarak anılmaktadır Sözleşme’de, şiddetin si hükme bağlanmıştır. Sözleşmede, şiddet
kadın erkek eşitsizliğinin bir sonucu olduğu olaylarına, başvurulara ve alınan önlemlere
da vurgulanmıştır. Sözleşme hem CEDAW’ın ilişkin ayrıştırılmış istatistiksel verilerin top-
(Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlen- lanması ve bunların kurulacak uzmanlar gru-
mesi BM Sözleşmesi) güçlenmesine hem buna iletilmesine yer verilmiştir.
de CEDAW’da düzenlenen ayrımcılığın kal-
dırılmasına ve eşitliğin sağlanmasına yönelik Sözleşme, şiddetin önlenmesi konusunda
düzenlemelere destek oluşturacak nitelik- adeta bir yol haritası çizmiş; farkındalığı ar-
tedir. Türkiye, imzaya açılma töreninde 13 tırma, uzmanların eğitimi, önleyici müdaha-
ülkenin imzaladığı Sözleşme’ye imza koyan le, tedavi programları, özel sektör ve medya
ve onaylayan ilk ülke olmuştur. Sözleşme, desteğinin alınması, psikolojik ve hukuksal
Avrupa Konseyi üyeleri dışındaki ülkelerin de destek hizmetleri, sığınakların kurulması, acil
imzasına ve onayına açılmıştır. Sözleşme 1 yardım hatlarının açılması, çocuk tanıklar için
Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. koruma, bedensel zarar görenlere tazminat,
Sözleşme’nin, kadına yönelik şiddete ve aile adli yardım hizmetleri gibi konular ayrıntılı
içi şiddete son verilmiş bir Avrupa yaratmak olarak düzenlenmiştir. Bağımsız bir izleme
amacıyla düzenlendiği önemle vurgulan- mekanizması kurularak (GREVIO adı veri-
mıştır. Sözleşme’de kadına karşı şiddetle len) uzmanlar grubunun Sözleşme’nin taraf
mücadele için kapsamlı bir hukuki çerçeve devletlerce uygulanmasını izleyecek olması,
oluşturmak üzere önleme (prevention), ko- Sözleşme’nin bağlayıcılığını ve yaptırım gü-
ruma (protection), kovuşturma (prosecution) cünü artıracak niteliktedir.
ve mağdur destek mekanizmaları oluşturma
politikaları (policy) konularına yer verilmiştir. Türkiye’de de kadına yönelik şiddetle mü-
Sözleşme, medeni haline bakılmaksızın tüm cadele kapsamında yasal düzenlemeler
kadınların şiddetten korunmasını kapsa- gözden geçirilmiş 4320 sayılı Ailenin Korun-
makta, mağdurların haklarını korumaya yö- masına Dair Kanun değiştirilerek 6284 sayılı
nelik önlemlerin alınmasında hiçbir ayrımcılık Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin
yapılmamasını öngörmektedir. Sözleşme’nin Önlenmesine Dair Kanun yürürlüğe girmiştir.
tanımlar maddesinde “kadına yönelik şidde- Söz konusu kanunda İstanbul Sözleşmesine
tin” ister kamusal ister özel alanda meydana atıfta bulunulması, kanunun pek çok mad-
gelsin kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik ve desinde bu sözleşmede belirtilen temel ilke
ekonomik acı ve ıstırap veren veya verebi- ve mücadele yollarına yer verilmesi önemli
lecek olan cinsiyete dayalı her türlü eylem bir gelişmedir.
veya bu eylemlerle tehdit etme anlamına
geldiği; bir insan hakları ihlali olduğu ve ka-
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
37
Mevzuat ve
ve Sorunları Genel Müdürlüğü 1993 yılında
Başbakanlık Kadın ve Sosyal Hizmetler Müs-
Mekanizmalar
teşarlığı’na bağlanmıştır. 2004 yılında Kadı-
nın Statüsü Genel Müdürlüğü olarak teşkilat
yasası onaylanmıştır. Genel Müdürlük, Ka-
Türkiye’de kadın erkek eşitliğini tesis etmek dının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) adı
için çabaların tarihini Cumhuriyetin ilk yılla- altında, Haziran 2011’de Aile ve Sosyal Poli-
rına kadar götürmek mümkündür. Ancak, tikalar Bakanlığı altında teşkilatlanmıştır.
özellikle son on yılda, “kadınların güçlenme-
si” yaklaşımı ile uluslararası mekanizmaları Töre ve Namus Cinayetleri ile Kadınlara ve
da esas alarak mevzuatta ve kurumsal yapı- Çocuklara Yönelik Şiddetin Sebeplerinin
da meydana gelen değişiklikler çığır açıcı ni- Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin
teliktedir. 1980’li yıllardan bu yana gelişerek Belirlenmesi amacıyla 2005 yılında oluştu-
devam eden kadın hareketinin ve yürüttüğü rulan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)
başarılı kampanyaların bu değişimde büyük Araştırma Komisyonu’nun, TBMM Genel Ku-
katkısı vardır. rulu’nda görüşülen Raporunu takiben, kadın
erkek eşitliği, kadının insan haklarının korun-
Kadınların kamu hizmetlerine ve haklara eri- ması ve geliştirilmesi, toplumsal yaşamın
şimi konusunda 1924 yılında kabul edilen, her alanında kadının konumunun güçlendiril-
eğitimi tek sistem altında toplayarak kadın- mesi ile kadına yönelik şiddetin önlenmesi-
lara erkeklerle eşit eğitim imkânları sağlayan nin devlet politikası haline getirilmesinin açık
Tevhid-i Tedrisat Kanunu, 1926 yılında kabul göstergesi olan 2006/17 sayılı Başbakanlık
edilen Medeni Kanun, kadınlara seçme ve Genelgesi 4 Temmuz 2006 tarihinde yayım-
seçilme (1930’da yerel, 1934’te de genel se- lanmıştır.
çimlerde) hakkının tanınması dönüm nokta-
larındandır. 5840 sayılı Kanun ile Türkiye Büyük Millet
Meclisinde Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Ko-
2. Dünya Kadın Konferansının ardından 1 misyonu kurulmuştur. Kanun 24.03.2009
Mart 1980 tarihinde CEDAW Sözleşmesi üye tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yü-
ülkelerin imzasına açılmış, Türkiye’nin 1985 rürlüğe girmiştir. Kadın Erkek Fırsat Eşitli-
yılında onayladığı Sözleşme, 19 Ocak 1986 ği Komisyonu, kadın haklarının korunması
tarihinde yürürlüğe girmiştir. CEDAW Söz- ve geliştirilmesi ile kadın erkek eşitliğinin
leşmesi’ne ilişkin olarak hazırlanan İhtiyari sağlanmasına yönelik olarak ülkemizde ve
Protokol ise Türkiye tarafından 30 Temmuz uluslararası alandaki gelişmeleri izlemek, bu
2002 tarihinde onaylanmış, 29 Ocak 2003 gelişmeler konusunda Türkiye Büyük Millet
tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Meclisini bilgilendirmek, kendisine esas veya
tali olarak havale edilen işleri görüşmek, is-
Türkiye, 4. Dünya Kadın Konferansı sonunda tenildiğinde Türkiye Büyük Millet Meclisine
yayımlanan Pekin Deklarasyonu ve Eylem sunulan kanun tasarı ve teklifleriyle kanun
Planını hiç çekince koymadan kabul etmiştir. hükmünde kararnameler hakkında ihtisas
Kadın-erkek eşitliğinin kamusal alanda komisyonlarına görüş sunmak amacıyla ku-
kurumsallaşma süreci 1987 yılında Dev- rulmuştur.
let Planlama Teşkilatı bünyesinde kurulan
Kadına Yönelik Politikalar Danışma Kurulu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 7 Ni-
ile başlamıştır. 20 Nisan 1990 tarihli Res- san 2011 tarihinde kabul ettiği “Kadına Yö-
mi Gazete’de yayımlanan 422 sayılı Kanun nelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve
Hükmünde Kararname ile Başbakana bağlı Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
38
Sözleşmesi” (İstanbul Sözleşmesi), yukarıda nı, ülkemizde yasalar önünde sağlanmış olan
da bahsedildiği gibi, kadına yönelik şiddetle kadın erkek eşitliği anlayışına rağmen uygu-
mücadelenin yasal çerçevesini çizmesi ve lamada varlığını sürdüren ve pek çok gös-
uluslararası bağlayıcılığa sahip ilk düzenleme tergede belirgin bir şekilde kendini gösteren
olması açısından önemlidir. toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin gideril-
mesinde önemli bir araçtır. Söz konusu Ulu-
Türkiye, başta Birleşmiş Milletler Kadınlara sal Eylem Planı, Pekin Eylem Platformunda
Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldı- tanımlanan yedi kritik alanı “Kadının Eğitimi
rılması Sözleşmesi (CEDAW) öncelikli olmak ve Öğretimi”, “Kadın ve Ekonomi”, “Kadın ve
üzere, Avrupa Sosyal Şartı, Çocuk Hakları Yoksulluk”, “Kadın ve Sağlık”, “Yetki ve Karar
Sözleşmesi; ILO, OECD, AGİT gibi kuruluşla- Alma Süreçlerine Katılım”, “Kadın ve Çevre”,
rın sözleşme, karar ve tavsiyelerinin, Kahire “Kadın ve Medya”, “Kadının İnsan Hakları”,
Dünya Nüfus ve Kalkınma Konferansı Eylem “Kız Çocukları” ve “Kadının İlerlemesinde
Planının, 4. Dünya Kadın Konferansı Eylem Kurumsal Mekanizmalar” kapsamaktadır.
Planı ve Pekin Deklarasyonunun iç hukukta Belirtilen alanlarda toplumsal cinsiyet eşit-
uygulanması yönünde çalışmaları sürdürül- liğinin geliştirilmesi amacıyla tüm tarafların
mektedir. katılımıyla kamu politikalarının oluşturul-
masında ve uygulanmasında esas alınmak
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması üzere amaç hedef ve uygulama stratejileri
çok taraflı, disiplinlerarası ve sektörler arası tanımlanmaktadır.
bir yaklaşım gerektirmektedir. Bütüncül ol-
mayan bir yaklaşım ile geliştirilen politikalar Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem
ve uygulamalar ancak palyatif çözümler ge- Planı, bağımsız bir politika olarak değil,
tirecektir. Oysa yukarıda da anlatıldığı üze- 2007-2013 dönemini kapsayan Dokuzuncu
re toplumsal cinsiyet rollerinin kökleri çok Kalkınma Planı, Kadınlara Karşı Her Türlü Ay-
derinlerdedir ve eşitsizliğin kaidesi kültürel, rımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi, AB Mükte-
ekonomik, sosyal değerlemeler ile sürekli sebatı ve Milenyum Kalkınma Hedefleri gibi
güçlendirilmektedir. Bu çerçevede, kadın- üst politika belgelerindeki toplumsal cinsiyet
ların sosyal ve ekonomik konumlarını iyi- eşitliğinin geliştirilmesine dair düzenlemeler
leştirmek, hizmetlere, haklara, kaynaklara bağlamında hazırlanmıştır.Toplumsal Cinsi-
erişimini arttırmak, statüsünü yükseltmek yet Eşitliği Ulusal Eylem Planının tam met-
için sorumluluğu bulunan tüm tarafların ta- nine Bakanlık web sayfasından22 ulaşmak
ahhütte bulunması, yasal yükümlülüklerini mümkündür. Yeni Eylem Planı hazırlık aşa-
yerine getirmesi ve bu çerçevede koordineli masındadır.
çalışmalar yürütmesi gerektiği açıktır. Yapı-
lacak çalışmalara yön göstermesi ve temel 2.4.2. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mü-
oluşturması açısından Toplumsal Cinsiyet cadele Ulusal Eylem Planı (2012-2015)
Eşitliği Ulusal Eylem Planı ve Kadına Yönelik
Aile İçi Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Aralık
önemli araçlardır. 2006-Aralık 2008 tarihleri arasında Birleş-
miş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) tek-
2.4.1. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal nik, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyo-
Eylem Planı (2008-2013)21 nu’nun mali desteği “Kadına Yönelik Aile İçi
Şiddetle Mücadele Projesi”ni yürütmüştür.
Türkiye’de 2008-2013 döneminde kadın ve Proje kapsamında; ilgili tüm kamu kurum ve
erkeklerin yaşamlarının çeşitli alanlarında kuruluşları, yerel yönetimler, üniversiteler ve
toplumsal cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesi bu alanda çalışma yürüten sivil toplum ku-
amacıyla hedef ve uygulama stratejilerinin ruluşlarının temsilcilerinin katılımı ve işbirliği
yanı sıra temel politika yapıcıları da tanım- ile “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele
layan entegre politika dokümanıdır ve nihai Ulusal Eylem Planı 2007-2010” hazırlanmış
hedefi kadına karşı ayrımcılığı önlemek ve ve yürürlüğe girmiştir.
kadınların sosyal ve ekonomik konumlarını
iyileştirmektir. Bu nedenle Ulusal Eylem Pla-
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
39
Ulusal Eylem Planı, kısa, orta ve uzun vade Mücadele Ulusal Eylem Planı (2012-2015)”,
olmak üzere 3 uygulama dönemini kapsa- 10/7/2012 tarihinde onaylanarak yürürlüğe
maktadır. Planın amacı, ülkemizde aile içinde girmiştir. Güncellenen Plan ile yasal düzen-
kadına yönelik her tür şiddetin ortadan kal- lemeler, farkındalık yaratma ve zihinsel dö-
dırılması için gerekli önlemlerin uygulamaya nüşüm, kadının güçlendirilmesi ve koruyucu
konulmasıdır. Söz konusu Ulusal Eylem Planı hizmet sunumu, sağlık hizmetlerinin sunu-
ile yasal düzenlemeler, toplumsal farkındalık mu ve kurum/kuruluşlar arası işbirliği olmak
ve zihniyet dönüşümü, kadının sosyo-eko- üzere 5 temel alanda iyileştirmeler hedef-
nomik durumunun güçlendirilmesi, koruyucu lenmektedir. Eylem Planı, bu temel alanlar
hizmetler, tedavi ve rehabilitasyon hizmet- kapsamında geliştirilen hedefler doğrultu-
leri ve sektörler arası işbirliği olmak üzere 6 sunda gerçekleşmesi gereken kapsamlı ve
temel alanda iyileştirmeler hedeflenmiştir. uygulanabilir faaliyetleri, sorumlu kurumlar
ile işbirliği yapılacak kurum ve kuruluşları be-
Ulusal Eylem Planı’nda yer alan tedbirlere lirlemektedir.
ilişkin uygulamaların izlenmesi, Kadının Sta-
tüsü Genel Müdürlüğü tarafından dönemsel Ulusal Eylem Planı, Kısa (2012–2013), Orta
toplantılar aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. (2012–2014) ve Uzun vade (2012–2015 ve
2007-2010 dönemini kapsayan ilk uygula- sonrası) olmak üzere üç uygulama dönemini
ma süresinin bitiminde ilgili kamu kurum ve kapsamaktadır. Planın tam metinine Bakan-
kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve üniver- lık web sayfasından23 ulaşmak mümkündür.
sitelerin kadın araştırmaları merkezlerinin
katkı ve katılımları ile Kadının Statüsü Genel 2.4.3 Yasal Düzenlemeler İle Eşitlik24
Müdürlüğü koordinasyonunda, 6284 sayılı
“Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Bu bölümde Türkiye’de toplumsal cinsiyet
Önlenmesine Dair Kanun” ve “Kadına Yönelik eşitliğinin sağlanmasına yönelik olarak özel-
Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bun- likle son on yıl içerisinde, Anayasa, Medeni
larla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Söz- Kanun, Ceza Kanunu, İş Kanunu, Memurlar
leşmesi”nde (İstanbul Sözleşmesi) yer alan Kanunu’nda yapılan temel değişiklikler ele
tedbirler göz önünde bulundurularak Plan alınmıştır.
güncellenmiştir. “Kadına Yönelik Şiddetle
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
41
nüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple • Cinsiyet nedeniyle eşit değerde iş için daha
16 yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının düşük ücret verilemeyeceği,
evlenmesine izin verebilir. • Cinsiyet, medeni hal ve aile yükümlülükle-
• Daha önce evlenme için müracaat yeri er- ri, hamilelik ve doğumun iş akdinin feshi için
keğin oturduğu yerin evlendirme memurluğu geçerli sebep oluşturamayacağı,
iken yeni kanunda kadın veya erkeğin otur- • İşyerinde işçinin, işveren, diğer bir işçi veya
duğu yerdeki evlendirme memurluğu olarak üçüncü kişiler tarafından cinsel tacize uğ-
düzenlenmiştir. raması ve bu durumu işverene bildirmesi-
• Genel hükümlere göre boşanmadan son- ne rağmen gerekli önlemlerin alınmaması
ra nafaka davalarının açılma yeri davalının halinde işçinin haklı nedenle işi derhal fesih
ikametgah yeri mahkemesidir. Yeni kanun- hakkına sahip olduğuna ilişkin hüküm,
da, boşanmadan sonra açılacak nafaka da- • Genel ekonomik kriz veya zorlayıcı neden-
valarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri lerle kısa çalışma ve kısa çalışma ödeneği
mahkemesi yetkili kılınmıştır. hükmü,
• Kanunda getirilen önemli bir düzenleme de • Kadın çalışanlara verilen ücretli doğum izin
tarafların talepleri ile boşanma davalarının sürelerinin artırılmasına ilişkin hüküm
gizli celse ile yapılabilecek olmasıdır.
• Bir başka değişiklik sağ kalan eşin ölen Kanunda yer almıştır.
eşine ait olan, birlikte yaşadıkları konut üze-
rinde, kendisine katılma alacağına mahsup 6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Ya-
edilmek, yetmez ise bedel eklenmek sure- pılandırılması ile Sosyal Sigorta Kanunu ve
tiyle intifa ya da oturma hakkının tanınması- Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Ka-
nı isteyebilmesidir. rarnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında
• Yine mirasın paylaşımında haklı sebeple- Kanun” 25.02.2011 tarihinde 27857 mü-
rin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya miras kerrer sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak
bırakanın diğer yasal mirasçılarının birinin yürürlüğe girmiştir. 6111 sayılı yasa ile 4857
istemi üzerine mülkiyet yerine intifa veya sayılı “İş Kanunu”nun üçüncü maddesinin
oturma hakkı tanınması imkanı da getiril- birinci fıkrasında mevcut “Kadın işçilerin
mektedir. doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra
• Aile konutu ile ilgili yapılan bir düzenleme sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı haf-
de, eşlerden birinin diğerinin açık rızası ol- talık süre için çalıştırılmamaları esastır. Ço-
madan aile konutu üzerindeki tasarruflarına ğul gebelik halinde doğumdan önce çalıştırıl-
sınırlandırma getirilmesidir. Kiralık bir konut mayacak sekiz haftalık süreye iki hafta süre
bile olsa diğer eşin rızası olmadan kira akdi eklenir. Ancak, sağlık durumu uygun olduğu
feshedilemez. takdirde, doktorun onayı ile kadın işçi isterse
• Evlilik dışında doğmuş ve soy bağı tanıma doğumdan önceki üç haftaya kadar işyerinde
veya hakim hükmüyle kurulmuş olanlara, çalışabilir. Bu durumda, kadın işçinin çalıştığı
baba yönünden, tıpkı evlilik içindeki çocuklar süreler doğum sonrası sürelere eklenir” hük-
gibi eşit mirasçı olabilme hakkı getirilmiştir. müne “Kadın işçinin erken doğum yapması
halinde ise doğumdan önce kullanamadığı
İş Kanunu çalıştırılmayacak süreler, doğum sonrası sü-
relere eklenmek suretiyle kullandırılır” cüm-
10 Haziran 2003 tarihinde yürürlüğe giren lesi eklenmiştir.
yeni İş Kanununun getirdiği en önemli ilerle-
me işveren-işçi ilişkisinde cinsiyet dahil hiç- Türk Ceza Kanunu
bir nedenle temel insan hakları bakımından
ayrım yapılamayacağıdır. Bu kapsamda; Yeni Türk Ceza Kanunu Tasarısı 26 Eylül 2004
tarihinde TBMM tarafından kabul edilmiştir.
• İş sözleşmesinin yapılmasında, uygulan- Kanun 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe
masında ve sona erdirilmesinde cinsiyet girmiştir. Cinsiyet eşitliği ve kadına karşı şid-
veya gebelik nedeniyle doğrudan veya do- det konusunda çağdaş düzenlemelere yer
laylı farklı işlem yapılamayacağı, veren Kanundaki başlıca yeni düzenlemeler
şunlardır:
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
43
• “Kadın, kız ayrımı” biçimindeki tanım mad- kadını namus gerekçesiyle öldüren aile bi-
de metninden çıkarılmıştır. reyleri ve akrabalar ve diğer akrabaların hak-
• Cinsel suçlar, kişilere karşı suçlar başlığı al- sız tahrik indiriminden yararlanamayacağı,
tında cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ola- her haksız fiilin de haksız tahrik oluşturma-
rak değerlendirilmiştir. yacağı madde gerekçesinde açıklanmıştır.
• Zorla ırza geçme ve zorla ırza tasaddi kav- • “Kadının mağdur olduğu bir suç sonucu
ramları kaldırılarak yerine cinsel saldırı ve gebe kalması halinde, süresi yirmi haftadan
çocukların cinsel istismarı kavramları kulla- fazla olmamak ve kadının rızası olmak koşu-
nılmıştır. luyla gebeliği sona erdirene ceza verilmez.
• Cinsel saldırı suçunun eşe karşı işlenmesi Ancak bunun için, gebeliğin uzman hekimler
durumunda soruşturma ve kovuşturma ya- tarafından hastane ortamında sona erdiril-
pılması mağdurun şikayetine bağlanmıştır. mesi gerekir” hükmü getirilmiştir.
Bu düzenleme ile eş üzerinde gerçekleşti- • Cinsel saldırı suçunun ağırlaşmış halleri
rilen ve cinsel saldırı suçunun nitelikli halini düzenlenerek, cinsel saldırı suçunun işlen-
oluşturan davranışlara ceza yaptırımı getiril- mesi suretiyle mağdurun beden veya ruh
miş, ancak bu durumda soruşturma ve ko- sağlığının bozulmasına neden olunması,
vuşturma yapılması mağdur eşin şikayetine daha ağır ceza ile cezalandırılmıştır. Yürür-
bağlı tutulmuştur. lükteki “mağyubiyet” kavramı kaldırılmıştır.
• Cinsel saldırının tanımı yapılmış ve cinsel Ruh sağlığı kavramı getirilmiştir. Suç sonucu
saldırı suçunun temel şekli tanımlanmıştır. mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölü-
• Cinsel saldırının vücuda organ veya sair bir mü halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi cezası getirilmiştir.
bu suçun nitelikli hali olarak tanımlanmıştır. • Cinsel saldırı suçunun düzenlendiği mad-
• İşyerinde cinsel taciz kavramı getirilmiş, dede kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin
cinsel taciz suçunun nitelikli halleri belirlen- sağladığı nüfuzu kötüye kullanılmak suretiy-
miş; buna göre hiyerarşi ve hizmet ilişkisin- le suçun işlenmesi halinde daha ağır cezayı
den kaynaklanan nüfuzu kötüye kullanılmak gerektiren nitelikli unsurlar tanımlanmıştır.
suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın • Kasten yaralama suçu düzenlenmiş ve bu
sağladığı kolaylıktan yararlanılarak kişiye suçun üstsoy veya altsoydan birine ya da eş
karşı cinsel tacizde bulunulması suçun temel veya kardeşe karşı işlenmesi suçun nitelikli
şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırıl- hali olarak kabul edilmiştir.
mıştır. Bu düzenleme ile sadece üst değil • İşkence ve Eziyet başlığı altında işkence,
çalışanlar arasında da cinsel taciz suçu dü- eziyet suçları düzenlenmiştir. Bu madde-
zenlenmiştir. ler ile Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası
• Dava veya cezanın ertelenmesini gerek- sözleşmelerden doğan yükümlülükler göz
tiren etkin pişmanlık halleri düzenlenmiş, önünde bulundurulmuştur. Bu yükümlülük-
bu düzenleme ile kaçırılan veya alıkonulan ler karşısında ve özellikle insan haysiyetinin
ile sanık veya hükümlülerden biri evlendiği tecavüzlerden korunması için işkence teşkil
takdirde cezalarında indirim veya erteleme eden fiillerin cezasız kalmaması düşünce-
yapılması ya da bu cezaların silinmesinin siyle işkence fiilleri bağımsız bir suç olarak
mümkün olamayacağı hükme bağlanmıştır. tanımlanmıştır. Suçun çocuğa, beden veya
• Kasten öldürme suçunun, ağırlaştırılmış ruh bakımından kendisini savunamayacak
müebbet hapis cezasını gerektiren nitelikli durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına
hallerinin düzenlendiği maddeye “töre sai- karşı işlenmesi halinde sekiz yıldan on beş
kiyle” ifadesi eklenerek töre cinayetleri fa- yıla kadar hapis cezasına hükmolunmuştur.
illerinin en yüksek ceza ile cezalandırılması Neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence suçu
kabul edilmiştir. düzenlenmiştir ve cezalarda artırım ve iş-
• Haksız tahrik maddesi düzenlenerek bu kence sonucunda ölüm meydana gelmesi
maddeye göre haksız tahrikin ancak haksız halinde ağırlaştırılmış müebbet hapis ceza-
bir fiil sonucunda meydana gelmesi duru- sının verileceği belirtilmiştir.
munda uygulanmasına imkan veren bir dü- • Aile hukukundan doğan bakım, eğitim
zenleme yapılmış; cinsel saldırıya uğrayan veya destek olma yükümlülüğünün yerine
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
44
sağlanması amacıyla “Kadın İstihdamının • Zaten her şeyi kadınlar yönetiyor, son sözü
Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin Sağlanması” onlar söylüyor.
konulu 2010/14 sayılı Başbakanlık Genel- • Bütün bunlardan kadınlar sorumlu, daha
gesi 25.05.2010 tarihli Resmi Gazetede ya- fazla çaba göstersinler.
yımlanarak yürürlüğe girmiştir. • Çocuğu en iyi anne yetiştirir, babalar bece-
• 6111 sayılı yasa ile 5510 sayılı yasanın 12 remez.
inci maddesine “Kız çocuklarının durum de- • “Eğitim şart”, her şey eğitimle çözülür.
ğişikliklerinin ortadan kalkması halinde, bu • Bizim ailede/meslekte/ilde/bölgede vb.
kişiler tekrar ilgili kanunlarına göre bakmakla böyle bir sorun yok.
yükümlü olunan kişi sayılır” cümlesi eklene- • Bunlara müdahale edersek aile/toplum
rek kız çocuklarının sosyal ve ekonomik du- yapımız bozulur.
rumları korunmuştur.
Bunlarla baş etmek için aşağıdaki stratejileri
kullanmanız yararlı olacaktır:
Toplumsal
• Eşitliğin aynılıktan farkını detaylı bir şekil-
Cinsiyet Eşitliği de açıklayın. Şekli eşitlik ile fiili eşitlik anlayışı
hakkında bilgi verin.
Eğitimlerinde • Pozitif ayrımcılıktan bahsederken başka
alanlardan da örnekler verin, örn. engellilik.
Direnç Argümanları • Eşitliğin sadece kadınları ilgilendiren bir
mesele olmadığını belirtin, toplumsal sonuç-
ve Dirençle Başa larından bahsedin.
• Genel gerçeklerle örtüşmeyen istisna ör-
Çıkma nekler verildiğinde güncel istatistiklerden
bahsedin.
• Eşitsizliğin sadece eğitimle çözülemeyecek
Toplumsal cinsiyet eşitliği meselesinin dün-
bir mesele olduğunu açıklayın, eşitlik eylem
ya gündeminde yer bulmasının ne büyük
planlarından ve uluslararası örneklerden
çabalar sonucu gerçekleştiği, ne kadar uzun
bahsedin.
zaman aldığı ve günümüzde halen bu ko-
• Kadınların çalışma hayatı ve siyasete katı-
nuda kayda değer gelişme kaydedilememiş
lımı önündeki engelleri kadın katılımcılardan
olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu
örnekler isteyerek açıklayın.
meselenin kolaylıkla anlaşılıp kabul görmesi-
• Ayrımcılığın sadece kadınlar değil, toplum
nin, hele ki bunun bir eğitimle mümkün kılın-
açısından sonuçları olduğundan bahsedin.
masının zorluğu ortadadır. Cinsiyet eşitsizliği
• Eşitlik için herkesin yapabileceği bir şey
hayatımızın her alanı ile ilişkili olan, içselleş-
olduğunu sık sık vurgulayın, çalışmayı katı-
tirdiğimiz ve çeşitli argümanlarla meşrulaş-
lımcıların bireysel ve kurumsal olarak yapa-
tırdığımız bir sorundur ve tüm bunların eği-
bilecekleri üzerine düşünmelerini sağlayarak
timlere yansıması kaçınılmazdır. Toplumsal
tamamlayın.
cinsiyet eğitimlerinde sıkça karşılaştığımız
• Çocuğu sadece annenin yetiştirmediğini,
direnç ifadelerinden bazıları şöyledir:
çocuğun toplumsal çerçevenin etkisi ile bir
kimlik kazandığını vurgulayın.
• İnsanlar birbirinden farklıdır, bu nedenle
• Eğitim sırasında katılımcıları suçlayan ifa-
eşit olmamız mümkün değildir.
deler kullanmaktan kaçının.
• Kadınlar halinden çok memnun.
• Küçük grup çalışmaları ve egzersizlerden
• Böyle gelmiş böyle gider, ne yaparsak ya-
yararlanın.
palım eşitliği sağlayamayız.
• Günlük hayattan güncel örnekler verin.
• Pozitif ayrımcılık kadınlara hakarettir.
• Katılımcıları ikna çabasına girmeyin, sade-
• Kadınlara özgürlük verirseniz dengesizlik
ce meseleyi açık bir şekilde anlattığınızdan
olur.
emin olun.
• Kadınlar çalışmak istemiyorlar/kadınlar si-
• Sık sık geriye dönerek hatırlatmalar yapın,
yasete girmeyi kendileri istemiyor.
konular arasındaki geçişlerin kopuk olma-
• Hak verilmez alınır?
masına dikkat edin.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
47
TOPLUMSAL
CİNSİYET
EŞİTLİĞİ /
EGZERSİZLER
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
51
Uygulama Yönergesi:
• Katılımcıları dörder kişilik alt gruplara ayırın.
• Her gruba Materyal 1a’yı verin.
• Grupların tartışarak boşlukları doldurmasını isteyin.
• Daha sonra Materyal 1b’yi verin ve yanıtları ile karşılaştırmalarını isteyin.
• Materyal 1b’deki soruları tartışmalarını isteyin.
• Küçük grupta yapılan tartışmaların paylaşılmasını isteyin.
DİKKAT: Bu çalışmayı yürütürken doğru ya da yanlış yanıt vermenin bir önemi olmadığını
vurgulayın. Önemli olanın, Türkiye’de kadının durumunun nasıl algılandığını görmek
olduğunu belirtin.
Bazı katılımcılar durumun tahminlerinden çok iyi olduğunu, Türkiye’de kadının durumuna
ilişkin endişe edilecek bir durum olmadığını söylemektedir. Kadının durumunun bazı
alanlarda iyiye gitse de bu istatistiklerin, kadınların toplumsal kaynaklara ulaşım ve
temel haklar konusunda hala ciddi problemleri olduğunu gösterdiğini belirtin.
Katılımcılar sıklıkla Avrupa ülkelerinde durumun nasıl olduğunu merak etmekte, orada
daha iyi olsa bile kadınlar açısından pek çok sorunun devam ettiğini söylemektedir.
Bu nedenle eğitim öncesinde Avrupa ülkelerinde kadının durumuna ilişkin güncel bilgi
edinmek işinizi kolaylaştırabilir. Ayrıca, Avrupa ülkelerinde kadınının temsil vb. alanlarda
durumu daha iyi olsa bile, eşitlik anlayışının yerleşmesinin uzun zaman gerektiren bir
süreç olduğunu vurgulamakta da fayda vardır.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
52
Eğiticiye Not:
Kadınların cinsiyet rollerinden nasıl etkilendiğini görmek amacıyla bir egzersiz
yapacağınızı belirtin.
Bu egzersiz, kadın ve erkeklerin gündelik yaşamı nasıl deneyimlediklerini katılımcıların
görmesine yardımcı olmaktadır.
Uygulama Yönergesi:
• Katılımcıları dörder kişilik gruplara ayırın. 24 saat egzersizi materyalini (Materyal 2) her
gruba bir tane gelecek şekilde dağıtın.
• Her grup için farklı toplumsal statülerden çiftler tasarlayın (doktor/mimar, esnaf/”ev
hanımı” işsiz/temizlikçi gibi)
• Her grubun, materyalinde belirtilen çiftin sabah kalktıktan gece yatana kadar ne
yaptıklarını yazmasını isteyin.
• Çalışma tamamlanınca kadınların ve erkeklerin günlük rutinlerini çalışma süresi,
karşılığında ne aldıkları, uyku, boş zaman, kendini geliştirme, arkadaşlarla görüşme vb.
açılardan değerlendirmelerini isteyin.
Uygulama 3
Uygulama Yönergesi:
• Katılımcıları 4 gruba ayırın.
• Her grubun cinsiyet eşitliğinin sağlanması için bireysel olarak ne yapabileceklerini ve
çalıştıkları kurumun neler yapabileceğini listelemelerini isteyin.
• Sonuçları katılımcılarla tartışın.
Süre: 45 dk.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
53
Materyal 1 A
3. 2014 yerel seçim sonuçlarına göre büyükşehir belediye başkanı sayısı ….,
eşbaşkanlıklarla birlikte toplam …… (KA.DER istatistikleri, 2014).
4. 2014 yerel seçim sonuçlarına göre 919 ilçede belediye başkanı kadın sayısı …… (KA.
DER istatistikleri, 2014).
5. Türkiye’de 2012 yılında okuma yazma bilmeyen erkek nüfus oranı % ….. iken,
kadınlarda bu oran %....... (TÜİK, 2013)
9. 2013 yılında Türkiye genelinde … erkeklerde işgücüne katılma oranı %........ kadınlarda
ise %........... (TÜİK, 2013)
12. Akademik personel içerisinde kadın profesörlerin oranı 2012-2013 öğretim yılı için
%...... (KA.DER istatistikleri, 2014)
13. Dünya Ekonomik Forumu Cinsiyet Uçurumu raporunda Türkiye 142 ülke arasında
……… sırada yer almıştır (en iyi ülke 1. sırada olacak şekilde) (DEF, 2014)
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
54
Materyal 1 B
4. 2014 yerel seçim sonuçlarına 919 ilçede belediye başkanı kadın sayısı 33’tür. (KA.DER
istatistikleri, 2014).
5. Türkiye’de 2012 yılında okuma yazma bilmeyen erkek nüfus oranı %1,4 iken,
kadınlarda bu oran %7’dir. (TÜİK, 2013)
7. Yüksek yargıda başkanlık yapan 7 kişiden 1’i kadındır. (KA.DER istatistikleri, 2014)
9. 2013 yılında Türkiye genelinde erkeklerde işgücüne katılma oranı %70,9, kadınlarda ise
%29,7’dir.
12. Akademik personel içerisinde kadın profesörlerin oranı 2012-2013 öğretim yılı için
%28,1 (KA.DER istatistikleri, 2014)
13. Dünya Ekonomik Forumu Cinsiyet Uçurumu raporunda Türkiye 142 ülke arasında
125. sırada yer almıştır (en iyi ülke 1. sırada olacak şekilde) (DEF, 2014)
SORULAR
Materyal 2 - 1. GRUP
Gaziantep’te yaşayan matematik öğretmeni Tahir Bey ve fen bilgisi öğretmeni Tahire
Hanım 10 yıldır evlidirler ve 8 yaşında Türkan ile 4 yaşında Timur isimlerinde iki çocukları
vardır. Türkan annesinin çalıştığı okulda ikinci sınıfta okumaktadır. Timur, ailenin oturduğu
semtte bir kreşe gitmektedir.
01:00 01:00
02:00 02:00
03:00 03:00
04:00 04:00
05:00 05:00
06:00 06:00
07:00 07:00
08:00 08:00
09:00 09:00
10:00 10:00
11:00 11:00
12:00 12:00
13:00 13:00
14:00 14:00
15:00 15:00
16:00 16:00
17:00 17:00
19:00 19:00
20:00 20:00
21:00 21:00
22:00 22:00
23:00 23:00
24:00 24:00
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
56
Materyal 2 - 2. GRUP
Melek Hanım ve Mehmet Bey Antalya’da dar gelirli kişilerin yoğun olarak tercih ettikleri
bir semtte küçük bir evde üç çocukları ile birlikte yaşamaktadırlar. Mehmet Bey, sanayide
çalışmaktadır. Melek Hanım ve Mehmet Bey’in 6 yaşındaki kızları Medine bu sene
oturdukları semtteki okula başlamıştır. İkinci çocukları Mert üç yaşındadır. Çocukların
sonuncusu iki buçuk aylık Mesude’dir.
01:00 01:00
02:00 02:00
03:00 03:00
04:00 04:00
05:00 05:00
06:00 06:00
07:00 07:00
08:00 08:00
09:00 09:00
10:00 10:00
11:00 11:00
12:00 12:00
13:00 13:00
14:00 14:00
15:00 15:00
16:00 16:00
17:00 17:00
19:00 19:00
20:00 20:00
21:00 21:00
22:00 22:00
23:00 23:00
24:00 24:00
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
57
Materyal 2 - 3. GRUP
Sema Hanım ve Selami Bey Bursa’da yaşamaktadırlar. Dört yıllık evli olan çiftin 2 yaşında
Seda ve 3 aylık Semih isimlerinde çocukları vardır. Selami Bey’in tekstil atölyesi vardır.
01:00 01:00
02:00 02:00
03:00 03:00
04:00 04:00
05:00 05:00
06:00 06:00
07:00 07:00
08:00 08:00
09:00 09:00
10:00 10:00
11:00 11:00
12:00 12:00
13:00 13:00
14:00 14:00
15:00 15:00
16:00 16:00
17:00 17:00
19:00 19:00
20:00 20:00
21:00 21:00
22:00 22:00
23:00 23:00
24:00 24:00
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
58
Materyal 2 - 4. GRUP
Asya Hanım ve Ali Bey Malatya’da yaşamaktadırlar. 16 yaşında Arda isminde bir
oğulları ve 10 yaşında Akasya isminde bir kızları vardır. Her iki çocukları da oturdukları
mahalledeki okullara gitmektedir. Ali Bey muhasebeci olarak çalıştığı özel şirketten üç ay
önce çıkartılmıştır. Asya Hanım, bir hukuk bürosunda sekreter olarak çalışmaktadır.
01:00 01:00
02:00 02:00
03:00 03:00
04:00 04:00
05:00 05:00
06:00 06:00
07:00 07:00
08:00 08:00
09:00 09:00
10:00 10:00
11:00 11:00
12:00 12:00
13:00 13:00
14:00 14:00
15:00 15:00
16:00 16:00
17:00 17:00
19:00 19:00
20:00 20:00
21:00 21:00
22:00 22:00
23:00 23:00
24:00 24:00
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
59
DİPNOTLAR
1
Ayrımcılık Yasağı: Kavram, Hukuk, İzleme ve Belgeleme. İdil Işıl Gül, Ulaş Karan. İstanbul, 2011.
2
“Veriler “Women Deliver” İnternet sitesinden alınmıştır: http://www.womendeliver.org/
knowledge-center/facts-figures/gender-equity/
3
2014 yılı TÜİK Hane Halkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Anketi verilerine göre Türkiye’de
kadınların yüzde 44’1’i İnternet kullanıcısıdır: http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.
do?metod=temelist
4
http://www.sosyalyardimlar.gov.tr/tr/11569/Sartli-Nakit-Transferi
5
http://www.sosyalyardimlar.gov.tr/tr/11569/Sartli-Nakit-Transferi
aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EFEC9E8A7FA3AA308F&Sozcuk=
kad%C4%B1n%20%20&Detay=1&ANAH=30110, http://www.dildernegi.org.tr/TR/Sozluk.
aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EFEC9E8A7FA3AA308F&Sozcuk=
Erkek&Secim=1, http://www.dildernegi.org.tr/TR/Sozluk.
aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EFEC9E8A7FA3AA308F&Sozcuk=
di%C5%9Fi&Secim=1
6
Türkiye’de Aile Yapısı Araştırması, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Ankara 2011.
7
Özel alanda kadına tanınan hareket alanı ve güç, kadının kamusal alanda görünürlüğü ve
söz sahibi olmasını sınırlayan ataerkil sosyal yapının bir parçasıdır. Dolayısı ile kadınlar için
hareket alanından daha çok yeni ezilme alanları yaratma kapasitesi olduğu göz önünde
bulundurulmalıdır.
8
Savran, Gülnur Acar, Beden Emek Tarih, Kanat yayınları, İstanbul 2004, s. 17.
9
TÜİK, İstatistiklerle Kadın, 2012.
10
Akın ve Ark. 2004.
11
Women 2000, AİŞ KSGM Projesi, s. 8.
12
TCEE, daha önceki Cinsiyete Bağlı Gelişme Endeksi ve Kadının Güçlendirilmesi Endeksi’nin
yerini almıştır.
13
http://www.kadinkoalisyonu.org/tr/node/197
14
http://www.kadininstatusu.gov.tr/upload/kadininstatusu.gov.tr/mce/2012/trde_
kadinin_durumu_2012_ekim.pdf?p=1 syf 33
15
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı resmi web sitesinden alınan fotoğrafta, Türkiye
Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından verilen bir resepsiyonda bir
araya gelenTürkiye’nin 81 ilinin Valileri ve Jandarma Genel Komutanı Org. Bekir Kalyoncu
görülmektedir.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
60
16
http://www.kadininstatusu.gov.tr/upload/kadininstatusu.gov.tr/mce/2012/trde_
kadinin_durumu_2012_ekim.pdf?p=1
17
TÜİK İstatistikler Kadın 2012, s. 127.
18
Konuyla ilgili detaylı bilgi için “Kadına Yönelik Şiddet” bölümüne bakınız.
19
1985.
20
Olkin, 1999; Worrel & Remer, 2003.
21
2014-2018 yıllarını kapsayacak olan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem Planı’nın
güncelleme çalışmaları devam etmektedir.
http://www.kadininstatusu.gov.tr/upload/kadininstatusu.gov.tr/mce/eski_site/Pdf/
22
TCEUlusaleylemplani.pdf
http://www.kadininstatusu.gov.tr/tr/19091/Kadina-Yonelik-Siddetle-Mucadele-Ulusal-
23
Eylem-Plani
http://www.kadininstatusu.gov.tr/upload/kadininstatusu.gov.tr/mce/2012/trde_kadinin_
24
durumu_2012_ekim.pdf
Eski kanunda yer alan kadının meslek seçiminde eşinden izin alacağı hükmü 1990 yılında
25
26
Moser, 1993.
NOTLAR
NOTLAR
NOTLAR
NOTLAR