You are on page 1of 136

necati cumalı

I başaklar gebe

b ilg i y a y ın e v i
B İL G İ Y A Y IN L A R I 96
Ş İİR D İZ İS İ 10

Birinci Basım
N isan 1970

B İL G İ Y A Y IN E V İ
S akarya C ad d esi 8
Y enişehir, A n k a ra
I eli 17 74 10-12 5067
NECATİ CUM ALI

BAŞAKLAR GEBE

BÎLGÎ Y A Y IN E V İ
BİLG İ BASIM EVİ - A N K A R A , 1970
İ Ç İ N D E K İ L E R

B aşaklar Gebe
B aşak lar G ebe 11
M iting 13
K ir 15
Y enik E vler 17
K av g a 20
E ski B etim lem eler 21
E ve D ö n e n 22
Y azın Işık tan Seli 23
Eşsiz G ö k 24
Ç ıplak 25
Piyano 26
T ren Y olu 27
I Gün Uzun 27
II İ k i S e v g ili. 29
III A n ı 30
A şkın En G üzel Y önü 31
Esirgedin B enden 33
K a r A ydınlığında 35
S art 37
Ç ekirdek 39
Kızılçullu Yolu
K ızılçullu Y olu 43
G ün ay d ın 44
Eskisi gibi 45
N e k a h a t. 46
Pişm anlık 47
Y ağm urdan S o n ra B ayram Yeri 48

5
Y az G eceleri 49
Yeni Bir A şktan Ö nce 51
Y abancılık 52
ö lü m Ü stüne 53
Yalnızlık Ü stüne . 54
Park 55
Bilir m isin 57
S e rç e . 58
Bebek 59
K arım ol 60
S onuç 61
B alkon 62
H asret 64
N erede O lsa 65
V apur D u m an ı 66
G eride S abah O luyor 67
K üçük İstasyonlar 68
Bavullarım ı H azırlam alıyım 69
Sığınm a . 70

H arbe Gidenin Ş ark ıları


Sunu 73
K ış G üneşi 75
Esir 78
G ece 79
N öbetçi 80
K oğuş 81
ö lü m e Y akın 82
K a rd a A yak İzleri V ar 84
Bir ö lü n ü n G özleri 86
Saçlar ile D işler 87
K anıt 88
Bir Şehit Y aşadığını T an ıtlıy o r 89
A rtık K o n u şm a d ık la rın a G ö re 90
Şu A n d a 91
Serseri K u rşun 92
M uharebe G ö rm ü ş Bir A dam A nlatıyor 93
Ş arkılar 94
D önüş 99

6
Ezine K ışlası T aştan 101
P azar G ü n ü 102
H ürriyete ö v g ü 103
Son 105

M ayıs Ayı N otları


Ay ışığı 109
H a tırım d a K a lan S a b a h la r 112
K ırk İkindi Y ağm urları 116
B undan so n ra 118
Bir G ü n lü k H asret 119
G ölge 120
H aziran . 121
U z ak ta 123
Eski G ü n le r 125
H atırlam a 127
D ut K o p a ra n K ız 128
M isafir 129
G ece R üzgârı 131
Serçe K u şu 133
A çık Pencereden 134

7
Başaklar Gebe
Birinci Basım
N isan 1970
Başaklar Gebe

Sarı buğday değirm eni döndüren


İnan, sarı buğday iter o taşı
Esen rüzgâra, ak an suya karşı

Ölüm yok bu ovad a gördüğün


G ün gelecek bir nöbet değiştireceğiz
Yassız başlayacak ölü evinde düğün
— İnan, ölüm ü böyle doğru bilm ek d ah a iyi —

Ö lürsem ? — Ben ö lür m üyüm ? Ben:


Ç ok nefret, çok öfke, çok sevgi.
— T üm öleceğime in an ır m ısın k i? —
Ö fkelerim sevgilerim vardı benden önce
Ben arttırdım sürdürm edim mi k i?

11
G üvercinim benim , sen doyam adığım sevgili
Bil, sıcak kalır d u d ak larım aşktı, d u d ak değildi!
K im bencileyin tu tk u n öper d udaklarım la
O tü k ü rü r nefretle yüzüne kötü n ü n
Sarılır yakasına ölsem de öfkem in eli!

Bak, önüm üzde ovaların yeşili,


N asıl çok nasıl alabildiğine!
Ü stüm üzde tükenm ez m avi kubbe,
Ektiğim iz bütü n b aşaklar gebe!

17
M iting

G eçtiler kam yon kam yon


G eçtiler tü rk ü kıyam et,
Üst üste kasket, ü st üste ceket.
Boyun dam arları sap sap
G özleri çiçek çiçek.
G eçtiler oyun v u ru r davul zurna,
Al beyaz bay rak şahlanm ış zeybek.

G eçtiler iki y an d a yol:


A ğaç ağaç, taş taş, ta rla tarla,
Bildik tan ıd ık , hısım ak rab a;
O tarla la rd a y aşarlardı tek tek
H ayvan lan , kadınları, çocuklarıyle;
G eçtiler el sallayarak, söz vererek.

Bildikleri n e? V er dediklerinde verm ek,


Öl dediklerinde ölm ek,
T o p rak kıt, ü rü n ucuz, çarşı pahalı,
Bu türlü üç beş olay üç beş kelime.
O ndan öte an latam adık ları
Yeşil yeşil, sarı sa n , allı allı
G ittiler her biri göm lek göm lek.

13
G ökdelenler, beton ağaçlar, bir kalabalık
Bir alana vardılar vara vara:
K am yonları köyde beygir,
K endileri yerde karınca,
B astıkları asfalttan tedirgin
K aldılar küçülerek.

K ucak kucak k uru o t çalı gibiydiler


Bir yangına koşarken her biri çıra.
D inlediler, ne to p ra k ta n , ne üründen, ne çarşıdan söz var
V erm ekte de ölm ekte de sıra eski sıra,
D eğişm eyecek!

D öndüler kam yon kam yon.


K öy yolu akşam karanlığında,
Bildik ağaçlar ta rla la r te k tek,
D ö n d ü ler susm uş davul zurna.
N e dürülm üş b ay rak lar zeybek!
N e gözleri çiçek !

14
Kir

Geldiler.
D üm en sularında k o rk u n u n izi
Su kesim lerinde k a n
Bencil, duygusuz, çirkin,
O rta D oğu, L âtin A m erika, Filipin
Soygunlarından a rta n
Tepe tepe çelik
Gezegen kaleleriyle söm ürgecilik
Boy verdi sularım ızda,
Lim anlarım ızı lekelediler!

N e yan a baksam , nereye dönsem


U tan ıy o ru m kendim den
Boğazın barış m avisinde k ir
Bir gölge saraylarım ızın ak d uvarlarında
A tatü rk ’ü n Boğaz’a son baktığı
Pencerelerde keder.

15
G ittiler.
K ardeşi kardeşe katan
K anlı bir pazarın ardından,
A rtık ne esen rü zgârlar, k o p an fırtın alar
N e tipi, ne k ar
N e a rd a rd a açan güneşler,
N e de h ızlanan ak ın tılar d u rm ad an
A rıtır o kiri ö n ü nden gözlerim in
Siler o kardeş k ah rın ı y üreğim den!

O kahrolası gölgeler, o zehir


K aldıkları yerde dem irlem iştir!

16
Yenik Evler

H ep o küçük evler yenik evler


Sille to k a t sürülm üş tekm elenm iş
Y üzükoyun k apanm ış to p rağ a
Ç ıplak odalar, d uvarlar, pencereler

Bir dönem eçte trafik işaretler: K ent


«Saatte 40 km .yi geçm eyin!»
A rab an ın altın d a gerinen asfalt
Sağa sola b irer dirsek indirir
O küçük evler yenik evler
Bir d ah a ezilm iş sindirilm iştir
Ö n cam d a g ö rü n ü p k ay b o lu r aynanızda.

O kasab alar, köyler hep böyle geçilir


— K im siniz, necisiniz önem i yok
İşadam ı, kaçakçı, şair —
H ep böyle telâşlı, aceleci, bencil
O küçük evler to zd u r to p ra k tır ardınızda.

17
Bir küçük berber dükk ân ın ın yeşili
— D ergi kapak ları, k artp o stallar
Sinem a yıldızları, yeşil alan ların aslanları
Hep İstanbul saygısı işte, İstan b u l hayranlığı —

Bir küçük b ak k al dükk ân ın ın camlığı


— Tepelem e İstan b u l m alı ren k renk k u tu lar
Toz sabunlar, diş m acunları d ah a şunlar b u n lar —

Fesleğen ıtır saksılarıyla bir pencere


Pencerede b ir kadın
— Özlem dolu gözleri iki cam gibidir
İstanbul’un sesi rad y o su n d a —

Bir kahvede size b ak an d u rm ad an b ak an iki adam


— Bir İstan b u l gazetesi m asaların d a —

Şaşkın bir çocuğun en çok ağzı

G özlerinizin çektiği fo to ğ raflard ır


Bir süre sizinle gelir size an latır
İstanbul neden zengin
Evleri neden küçük, neden yenik, neden fakir

18
1 0 -1 5 K m . son ra bir başka köy başka kasab a
Bir başka k üçük evler yenik evler orm anı
O yenik kad ın lar ço cuklar erkekler
Sağır dilsiz k u şlar m ıdır d alların d a?
Y üzlerinde ışıkla gölge sevinçle keder
G ülm eden dolaşırsınız aralarında.

O küçük evler yenik evler


Benim kasab am tıpkı
— Ben yenik b ıraktım kasabam ı —
Bir yolculuk akşam ı
O ndan duyduğum bu hüzün
Büyük bir kentin ışıklı sokaklarında
O ndan bu otel otel taşıdığım
İçim deki sıkıntı

19
Kavga

D ışarda kavga var


Döğüşen haklı ile haksız
Biziz yenilen kavgada
K aldıkça evlerde yalnız

20
Eski Betimlemeler

Bir k an at vuruşta gökte


Bi^ k a n a t vuruşta yerde
Bir k a n a t vuruşta
Ağaçla su arasın d a kuş
Uçtuğu göğe hayran
İçtiği sudan sarhoş

Eski betim lem eler bazan doğru


Kuş olsam d a uçsam
Sular başım a vurur
G ö k ler ağaçlar benim olurdu

21
Eve D önen

D olandım dolaştım boşandı yağm ur


Saçım ıslak k u n d u ram çam ur
Eve d ö n d ü m yağm ur getirdim
Ev yeşerdi ben yeşerdim

22
Yazın Işıktan Seli

Tepeden denizi gördük


Ü stünde denizin
Y azın ışıktan seli
P atladı birdenbire

Bir söğüdün dibinde


K arp u z kestik yedik
Y azın ışıktan seli
Bıçağımın yüzünde

U zandık altım ızda


K u ru otların salı
Elimde karım ın eli
Y az sellerini geçtik

23
Eşsiz G ök

Bu eşsiz gökyüzü benim


Ben diktim büyüttüm bir saksıdan
Tellerini iplerini gerdim sıkı sıkıya
Ç aktım sağlam çivilerini dursun
Serdim ıslak şiirlerimi kurusun
A cıktım olgun güneşlerini yedim

Savur saçlarını rü zgârında güzelim


Bir bayraksın sen yam başım da
Ç eker caddelerden geçerim dim dik
Kendi eşsiz göklerim in altında
Sararım seni, öperim , severim
K anım d a bunca güneşlerin sıcaklığıyla

24
Çıplak

Bereketli göğüslerin
D u d ak ların aşkla ıslak
C ennetten kovulan ırm ak
Y atağım da çırılçıplak
H er gece gürül gürül ak
Y ıkık yönlerim i g ö tü r
U m utsuzluğum u yıka
Y arın a beni değiştir

Geldiğin yerlerim yeşil


G ittiğin yerlerim k u rak

25
Piyano

Beııim güzel piyanom


Fildişi tuşların d a ellerim
B em ollerinde diyezlerinde
K alçalarının göğüslerinin
G am d an gam a geçiyorum
Sesini dinliyorum gecenin içinde

Y aşam anın b ü tü n gizleri sende

26
Tren Y olu

Gün Uzun

G üneşleniyorum işsiz güçsüz


D ö rt yanım çepçevre güz

Tren yolu bir resim, sessiz sinem a


Ç ok eski ta şra an ıların d an k alm a

Bir bisikletli geliyor soldan


Sağdan tek atlı b ir a rab a

K arşım da sıra sıra


G örm eden baktığım sedir ağaçları

Sağır bir g ö rü n tü içinde bir a ra d a


Ben ayrı, b ü tü n bu saydıklarım ayrı

27
— Şimdi h u k u k ta öğrenci olsam
Ihlam u r gözlü bir sevgilim A n k ara’da...

— Çerçevelemeli g ö rü n tü güzelse hoşsa


Bir gün tek rar yaşam ak için o şiiri

Birazdan bisikletli sağa a rab a sola


Ben canım sıkılır k alk ar giderim

G ö rü n tü d en görüntüye gün uzun


Özlemiyle gelecek tem m uzun

B ütün geçmişi u n u tu ru m da
A lırım bir kıyıda yerim i...

28
II

¡k i Sevgili

T ren yolunda iki sevgili sarm aş dolaş


Esrik k o lla n birbirinin belinde
Z ikzaklar çizerek ayak u y d u rarak bir sese
Y ürüyüşleri adım ları sanki b ir dansın

A nsıyorum , duyuyorum o sesi nerdeyse


Eleleyiz, gök b ulutlu yerler ıslak o tla r yaş
A nlat kızım k o rk tu ğ u n gök gürültülerini sen de
D elikanlı kendini yıldırım savar sansın!

A şk! T atlı aşk! F lütler, ziller, kem anların v ar senin


G eçtiğin yerden hep böyle h av alarla geçersin!
Dilerim uğultu n içim den hiç kaybolm asın!

Bu sağır istasyona bile ver yansın


E srik yürüyüşüyle iki sevgilinin
Ç algıların coşkun h avalarınla g e ld in !

29
III

Anı

A z sonra ne olacak söyleyeyim m i?


D elikanlı belki de ilk kez öpecek kızı
K ız, delikanlı, ben b ir de bakacağız ki
Bu sağır görü n tü d e nasılsa karşılaştığım ız
A ra b a boyanm ış mavi kırm ızı
Zilleri çın çın atları tırıs
Bisikletin tekerleri güneşte
D öndükçe her teli b ir kuş
Sedir ağaçları birden boy atm ış
G ü r yeşil yerli yerinde.

K arşılaşırsak delikanlı kız ben günün birinde


Tren yolunu renkleri sesleriyle ansıyacağız.

30
Aşkın En G üzel Y önü

A şkın en güzel yönü


Belli bir başı vardır bir sonu
Sakınır bitkiler gibi büyütürüz
A çtığını g ö rürüz derken solduğunu
D ere tepe düz sürdüğüm üz tım arlı atlarım ız
V arır uzun bir kışa girer salar tüyünü.

Aşk iki n o k ta arası en kısa çizgi


O valarım ız tepelerim iz ıssız
A yrı basınçlarla karşılaşırız
E rir yalnızlık yıllarının aysbergleri
Karşılıklı akıntılarım ızın u ğ ultusudur
H avalarım ızda dönen dolan an ezgi.

Hep iki n o k ta arası hep çizgi içeri


T en ısısıyla sıcak yataklarım ız
Ç ıplak gövdelerim izin uyum u teri
U çurduğum uz gökler baş dönm eleri
Hiç yo k tan d arılm alar barışm alarım ız
H er sefer siler baştan boyarız yedi rengi.

31
H ep çizgi içeri bir u çta sen b ir u çta ben
— Y am an bir sah ra telefoncusu gibidir —
U zar o aşk çizgisi aram ızda tel çeker
B ulur seni beni bilinm ez nasıl nereden
Ö rüm cekli kentler k alab alık lar içinden
H er köşede y anyana b u ru n b u ru n a getirir.

Çizgiyi geçtik m i geçtik, sen yalnız ben yalnız


O ndan öte ne dargın ne barışık
İki aşk ölüşüyüz salt iki tam d ık
A h, bitti b itti bil ki bitti a rtık
Binde bir, bir yerde karşılaşırsak
İki ölü gibi - o d a b e lk i- selâm laşırız...

32
Esirgedin Benden

Y üzüne bakm aya doyam azdım


D u rm ad an dolanırdım gözlerinin ard ın d a
Ellerini d u rm ad an tu tm a k isterdim
Ü rkerdin kuşkuların kalelerinde tu tsak
Esirgedin benden, hep esirgedin...

Saçlarının sam anyolları h arm an yerleri


U zanm ak isterdim gözlerim açık yastığında
G öğüslerinin rüzgârlı serin tepeleri
K oşm ak isterdim solum ak terli terli
D onardın k o llarım d a aşk tan k o rk arak

A tlarım vardı güneşten yeleleri


D ö rtn ala sürdüm k a p ın a çektim
İndirdim yerle b ir ettim kaleleri
Y ığdım önüne nem v arsa k u cak kucak
Esirgedin benden hep esirgedin

33
D ünyayı yanyana seninle dolaşm ak
Denizleri doluyelken aşm ak isterdim
K ocam an bir sözlükte kelimeleri tek tek
Çizm ek k a ralam ak yeniden yaşam ak dizm ek
Esirgedin benden, hep esirgedin...

Belleğimde cam lıklar dizilir ard a rd a


Bir m üzenin geçitlerini dön er dönerim
G örd ü ğ ü m hep gençlik güzellik günlerin
A şkım ızdan tü m esirgediklerin için
B ir duruşu n var sanırım ağladın ağlayacak

34
Kar Aydınlığında

U yandım k a r aydınlığında

O küçük k asab a uykuda


U ykusuz bir sıra kavak
U ykusuz bir su ak ar
H em gider hem dinlerim
D üş önüm e yol göster derem benim
K ar m ıhı atım ın n allarında
C ebim de bir şişe konyak

Evlerinin avlusunda ayva n ar


Sedirinde acı biber rengi bir kilim
O dan ıslak ta h ta k o k a r biraz d a to p rak
G özlerim sana değer ısınır
U zattım mı m angalına ellerim
H er yanım tane tane m ısır
Sanırdım patladı patlayacak

İ5
Sen sıcaktın y atak lar sıcak
Pencerende aydınlık k ar
Ateşim k ö m ü rü m esm erim benim
O günlerin tad ı başka nerde var
G ençtik âşıktık deliydik
Seviştikçe ağardı k aran lık lar
Bunca dağın k arlarını erittik

36
Sart*

- Sabahattin E yiiboğlu’na. -

Ü stüm üz anili bir mavi g öktü giden


D urgun bir g ö rü n tü d e yeşerm ekte çayır
Bu yerler S art'tı bir dönem , S a rt'tı eskiden
Süren o tla r m erm erlerin çatlak yerinden
O bolluk ülkesi eski S art'ı an latır.

G ökdelen k o lo n larla ak ran yaşlı zeytin


Sart zeytinin yaşı k a d a r bizden uzaktır.
Bir çoban süresiz yüzüyle ağır ağır
O ralard a kaval çalar koyun o tlatır
K ardeş dah a dün havanı S a rt'ta dinlettin

D aha dün ak harm aniler giyerdin belli


K öylüm , sen bu gize nasıl e rd in ? N e e ttin ?
Eski oym alarda uzanm ış bir salkım a eli
S a rt'ta bağına şaraplık asm alar eken
Bakkhalar bayram ında sarhoş gezen şendin!

* S a r d e s, I .y d ia 'nııı b a ş k e n t i

37
Çevrem de kim varsa sanki tanıdık bildik
T utsak pazarın d an ansırım bir kadını
İki tekerlekli arab asın d a dim dik
Eski bir yarışçı kam çılar atlarını
Sessizlik içinde başlayan eski şenlik!

Bitkiler, ağaçlar, insanları ölüm süz


Şart ovası kalırken gerilerde düm düz
D önüşte yepyeni b ir u m u t bu benim ki
Eski çob an lar tu tsak lar bile yaşarken
Ey ölüm ,,git! Bil ki erken d ah a çok erken!

38
Çekirdek

El sürdüğüm ü soydum
Soydum "baktım çekirdek
Ç ekirdek diri diri

Bu to p ra k an a to p rak
Ben ektim ben yeşerttim
Biri tutm azsa biri

Şiiri sürm eseydim


K im nereden bulurdu
H aritad a İzm ir'i

39
Kızılçullu Y o lu
Birinci Basım 1943
İkinci Basım 1954
Üçüncü Hasım 1970
Kızılçullu Yolu

Hıdırellez günü, Kızılçullu yolu


Bcııi herkes severdi çocukluğum da
A rabacı y anına o tu rtu r
Kırbacı bana verirdi.

Ben Fıtııat ham ının oğlu,


Z ayıf bir kızı severdim
G özlerinin içi gülerdi.

Hıdırellez güneşi,
Beraber tırm anm adık mı ağaçlara?
Siz kanatm ad ın ız mı ellerimi
Elma çiçekleri ?

43
Günaydın

- Nurutlah A laç'a -

G ünaydın tavuklar, horozlar


A rtık m em nunum yaşam aktan
Sabah erkenden kalktığım zam an
Siz varsınız:
G ündüz, işim var, arkadaşlarım ,
Gece, yıldızlar var, karım var,
G ünaydın tavuklar, horozlar!

44
Es ki si G i b i

Şimdi eskisi gibi


Güzel kâğıtlar
K alem ler buldum
Yeniden yazm aya başlayacağım
H atıra defterim i.

45
Nekahat

N edir bende bu günlerdeki


Bu on beş yaşındaki çocuk lıali?
Çiçeklere duyduğum bu sevgi.
Bir küçük eşya m erakı:
Böyle uzun uzun seçişim yem eklerim i,
C ıgaranu, kahvem i keyifle içişim.
Böyle yerleştirip odam ı,
Hiç yoktan gülüşüm , sevinişim ?

46
Pişmanlık

Çoktandır yıldızları seyretmediğimi


Bu akşam birdenbire hatırladım.
Artık barlar dağılıncaya kadar,
Sabahçı kahvelerinde oturacağım geceleri
Giinü gününe postaya vereceğim
Cevaplarını mektuplarımın!

47
Yağmurdan Sonra Bayram Yeri

Öyle pembe yüzlü çocuklar,


Öyle pembe ki burun delikleri
Yavru tavşanlar gibi.
Yeni ku ndaktan çıkmış gibiler
Öyle küçük, öyle güzel ki elleri;
Kızların saçları güzel
K ocam an kurdeleler bağlamışlar,
Oğlanların gözleri.

48
Yaz Geceleri

Ben saman yollarım seyrettim


H arm an yerinde yaz geceleri
Taşranın küçük kasabalarında
Sebze arabalarıyle yolculuk ettim.

Bir gece, bütün koğuş uykuda


Ben nöbetteydim.
Bir gece, bir tren penceresinde
Saatlerce konuştum bir kızla.

Yeni biçilmiş buğday tarlalarında


A dım atışıma sevindim.
Hayatın böyle güzel
Yıldızların bol olduğu geceler
Kimseye düşm an değildim!

49
II

Aydınlık gece,
Kavak ağaçlan üstünde
Beyaz bulutlar uçuşurken
Ne güzel ilk buluştuğumuz gün
Yağmur yağdığını düşünmek!

III

Sarhoşluğumun geçtiği bu an
Bana o k a d a r yakınsın ki
Çıkıp evine gelsem, seni bulurum.

Saçların gözlerin değil


Beni düşündüren.
A caba senin neren güzel?

Sen, şimdi üç gün liç gece uzakta


Ben yirmi bir yaşında
Şüphesiz vücudum un sıhhatinden bu saadet
Uykum u kaçıran başka şeyler...
Kalkıp dolaşm ak istiyorum.

50
Yeni Bir Aşktan Önce

O zam anlar ben her gün


Vapurları karşılamağa giderdim
İstasyonlarda dolaşırdım
Tren saatlerinde.
Vaktimi parklarda,
Caddelerde geçirirdim
Ah, nerden bileyim?
Yeni bir aşktan önce dolaşıİdığını
Böyle yerlerde.

51
Yabancılık

Bütün gün bulvar kahvelerinde


Gelip geçen tramvayları seyrederek
Vakit geçiriyorum.
Caddeler sulanınca ikindi vakti
Sevdalılar geçiyor
Taksilerde, faytonlarda.
Postacı m ektup dağıtıyor.

Her oyunda yeniliyorum.


Akşamları evinize dönerken
Beni hatırlayınız,
Geç vakitlere kadar
Yalnız dolaşıyorum sokakta
Yemek yedikten sonra
Bir türlü uyumak istemiyorum.

52
Ö lü m Ü s t ü n e

Seııi düşün dü ğüm geceler oldu.


Sadece deniz kenarında beklediğim
Kitabımı deniz kenarında unuttuğum geceler.

Balıklar kıyıya çekilir;


Çocukların uykusunda terlediğini.
Evlerin camlarından bilirdim.
Son vapur yolcularını indirip dönerdi
Ben hâlâ iskelenin önünde
Dolaşır, beklerdim.

Sadece seni düşündüğüm geceler,


Neden ölümü hiç düşünm edim ?

53
Yalnızlık Ü s t ü n e

Deniz kenarında yalnız kalan adamın korkusu...

O nlar şimdi, okyanusun ortasında


Sinemasız, kadınsız yaşıyor.

Sen ne tulıaf şeyler düşünüyorsun?

Onların günleri birbirine benzemez


Birbirine benzeyen bizim giinlerimizdir.

Sen ne garip çocuksun?

Sahilden seslenscn de
Akşam olurken
U ğram adan geçer vapurlar.

Oysaki kentlerde
Tram vaya binebilir
Evine dönebilir insan.
Liman, açık denizden
Daha güzeldir.

Allah, hiç kimseyi yalnız bırakmasın


Çok şükür, Robenson, artık aramızdasm

54
Park

Şehrin gürültüsü gelir uzaktan


Çok şükür insanlar sağdırlar.
Gene baharlı dalların üstündedir
Gökler, bulutlar
Gene tom urcuklar büyümektedir.

II

Belli ki herkesin bir düşüncesi var


Kiminin para sıkıntısı, kiminin iş
Güneşleyen asker tebdi(havalı
Öğrencinin sınavları yakın
Fakat bazıları gene de
Sevişmeğe vakit buluyor.

55
III

Şimdi altında oturu p dinlensem de


Kalkıp gittiğim zaman
Düşündüklerim bende kalacak.

Seninle dost olamayız ağaç


Nasıl günün her saatinde
Yerini değiştirirse gölgen
Deniz karışmazsa
Balıkların kaderine
Hepimiz ayrı ayrı yaşamağa.
Ölüme mahkûmuz.

56
Bilir misin

Bilir misiıı niçin bu geceler


Niye yarısı yağmurlu geçer senenin
Senin saçların simsiyahtır da
Ben sarışınları severim.

Eskiden ne k ad ar hafifti uykum.


Rüyalarım ne k adar güzeldi
Cıgaraya alışmadan evvel
Bilir misin böyle neden
İşi avareliğe vu rdum ?

57
Serçe

Kışın bütiin ağaçlar şenindi


Bütün çocuklar seni beklerdi pencerede
Şimdi başka kuşlar da geldi
Sense unutuldun serçe
Fakat ben hâlâ seni seviyorum.

58
Bebek

Ben bir bebek seviyorum


Gözleri açık d uruyor daima.
Kalbi işlemiyor,
İşitmiyor söylediklerimi.

Ellerini avuçlarıma alıyorum


Saçlarını okşuyorum
Sonra üzmek, canını sıkmak,
Ağlatmak istiyorum

Ben fena bir söz söyleyemem ki


O n a kızsam
Bırakıp gitsem odasında
Bilir tekrar geleceğimi.

Okumayı yazmayı yeni öğrendi


Serüven rom anlarına bayılıyor
Konuşması, yüzü öyle güzel ki
Ne yapsa hoşuma gidiyor.

59
Karım Ol

Kentin çıkışındaki
Bu küçük ev benimdir
Bitişik kulübede
Bekçiyle karısı yaşar
Karım ol
Seninle, kentin çıkışındaki
Küçük evime gidelim
Bekçiyle karısı
Bilsen bizi nasıl karşılar.

II

K arım ol!
Evimin içinde dolaş, şarkı söyle
Sesinle dolsun odalarım
İşten dön dü ğü m vakit akşamları
Boynuma sarıl, ceplerimi karıştır.
Elinle bul hediyeni
Sevin bizi unuttuklarına
Kapımızın önünden geçenlerin.

60
Sonuç

Ve dönüş pek hazin oldu


Çaresiz teslim oldu top rağa
H asattan çok evvel buğdaylar
Rengi saçlarına hatıra kalsın...

Bu eski günlerin seher vaktidir


K ayboluyor duvağın tenhada
Bana yalnız dön üyor gecelerimiz
Ey, büyük ve kadir deniz, beni unutm a!

Ve sen ey eski evim, yatağım, ağaç ve sema


Bu gece sarhoşluğumu kime anlatayım ?
Alın bu hatıralarla yorgun vücudu,
D olup bir yelken gibi, kaçayım, kaçayım

61
Balkon

Sana geldiğim yağmurlu günleri hatırlar mısın?


Pencerene açılan yol dönemecini.
Aralar mısın hatıram a öyle her akşam
Ilık gülüşlerinin gölgesiyle yüklü perdelerini.

Bulutlar terkederdi şehri daim a


Akşamları gemiler terkederdi.
Bir balkonun kalırdı sanırım
K aybolan gölgelere aşina

V apur iskelesinde buluştuğumuz bir akşam


O akşam erkenden ayrıldık ve sonra
Hâlâ hafızamızda devam ediyordu
U nutulmuş hayatı maviliklerin
Hâlâ hatıram dadır od am a son gelişin,
Ve gitmeden önce
Saçlarını tarayışın hâlâ aynada...

62
Benim kiiçük öksüzüm, genç dulıım
Ben senin hem baban, lıem koçanım.
Erken tenhalaşan karanlık a rka sokaklarda
Bütün servetin gibi ellerini
Avuçlarıma bıraktığın geceler
Sana küçük bir evden söz etmeliydim..

Uzun bir aşktan sonra tekrar


Bütün beni sevenleri hatırlıyorum
O şehirde bütün tanıdıklarım ve sen
Sen beni severdin
Sen iyiydin, güzeldin!

Gene vapur iskelesinde buluştuğumuz akşam lar olacak


Rüzgâr savururken saçlarını, eteklerini
Ellerimde hafif teri, ağırlığı küçük ellerinin
Teninin kokusu kaplayacak şehri
Gene yanyana seyredeceğiz
Uzaklaşan bulutlarla gemileri

63
Hasret

Bir gün İzmir'e gidersem


Bir faytona atlayacağım istasyondan
H ep böyle filimlerde görecek değilim ya denizi
Cıgaramı tellendirip
— Çek diyeceğim arabacıya
— K o rdo nb oy u’na!

Ellerimi denize sokacağım.


Sizin evin ışıklarını arayacağım karşı kıyıda
Çıkarıp boş kibrit kutusunu
Kayık yapıp bırakacağım
— Haydi kaptan, diyeceğim, uzaklaşsana!

S on ra dönü p sakalı uzamış adam a:


— A hbap, diyeceğim, halime şaşma,
Ben artık hep buralardayım;
Ben artık hiç gitmeyeceğim...

64
Nerede Olsa

Kız, artık ne seni,


Ne de sattığın çiçekleri seviyorum
Gideceğim, istemiyorum,
Bu şehirde kimse hatırlamasın beni
Ben nerede olsa
Bir iş bulurum!

65
Vapur Dumanı

O daha büyük bir şehre gidiyor,


O nun benden başka arkadaşları,
Benim götürdüklerimden başka
Kitapları, portakalları var
Birazdan körfezin sonunda
Sen de kaybolunca
Ben nasıl eve girer
Nasıl soyunup yatabilirim
Vapur du m an ı?
Geride Sabah Oluyor

Şehir uykusunda kaldı


Otelde boş kalan yatağımın
Sıcaklığı ellerimde duruyor;
Ben uzaklaşırken
Geride sabah oluyor.

67
Küçük İstasyonlar

Tren küçük bir istasyonda


D urduğu zaman
M emurun karısı ya d a baldızı
Bana bütün kadınlardan güzel görünür.
Birinci mevkilerde yolculuk eden
K adınlar da güzeldir
Y um urta satan
Küçük tahtacı kızı da.
Ah, insan maymun iştahlı olmasa
İki evli bir köyde de
Mutlu olabilir.
Ne fena böyle,
Maymun iştahlı olmak.

68
Bavullarımı Hazırlamalıyım

İstasyondan çıkınca,
Seni bekleyeceğim.
Geride bıraktığımız bulut parçası
Sana evimi, kardeşlerimi,
O turduğum sokağı göstermeliyim!

A rtık bavullarımı hazırlamalıyım


Kimbilir nasıl sevinecek evdekiler
Böyle habersiz çıkıp gelişime
Allahaısmarladık
Telgraf telleri, ağaçlar, dere
Tekrar görüşmek isterim sizinle
Yolculuk arkadaşlarım.

69
Sığınma

Küçük iskele şehri şimdi


Direklerinde m artılar uçan
Ufak yelkenlileri
Şen balıkçılarıyle
Ufak bir kuzey limanı olmuştur.

70
Harbe Gidenin Şarkıları
Birinci Basım 1945

İkinci Basım 1954


Üçüncü Basım 1970
Sunu

Size sunuyorum bu şiirlerimi


Ey, tarihin hürriyet kavgalarında ölenler
Sizin inancınıza karşı
D uyduğum en büyük saygı ve sevgi
Ey, işi, namusu, sevdikleri için
Silâhlanmış o rdulara göğüs verenler

Size sunuyorum bu şiirlerimi


Ey, İsa’nın, M u h a m m e d ’in müridleri
Ey, muştucuları iyi günlerin
Bilginler, k ahram anlar, ünlü ölüler
Ey, adsız fedaîleri hürriyetin.

Analar, dullar, yetimler


Size sunuyorum bu şiirlerimi
Ey, başarıcıları K urtuluş Savaşı’nın
Size teşekkürlerimi sunuyorum
Sulh içinde, hü r
Çalışan, ilerleyen neslimin

73
Size sunuyorum bu şiirlerimi
Ey, cinayetleriyle ödeyenler ekmeğini
Ey, saltanatlar, maceralar uğruna
Bilmeden harbe sürüklenenler

Size sunuyorum bu şiirlerimi


D uy arak hakikatini her kelimenin
Ey, beyhude harcanan insan emeği
Ey, geri gelmez seneleri medeniyetin

74
K ış Güneşi

Kış güneşini severim paydos vakti


O tu ru r duvarı dibine kışlanın
D ü şü n ü r hayal ederim.

İşte şimdi D o ğu cephesindeyim


Bir siperin içinde askerlerle beraber
Sırtımı ısıttığını hissediyorum güneşin
Artık ellerim de üşümüyor.

Henüz uzak ta top, makineli tüfek sesleri


Y akında bir derede
Buzların çözüldüğü işitiliyor.
Ağaçların nusku dalları ucun a y ürüdüğünü
Hatırlıyorum nedense
Yeni bir hayat başlıyor diye düşünüyorum .

Çiçekleri görünce hayret ediyorum


Bu kadar insan ölürken
Nasıl olur da hiç bir şey değişmiyor.

Güneyli bir asker


Bir türkü parıldanıyor hafiften
«Erik ağaçları çiçek açtığı zaman»

75
Y anıbaşımda biri
Paketini b a n a doğru uzatıp
«Bir cigara yak» diyor
«Bugün benim doğum günüm
Bugün yirmi üç yaşıma gireceğim»

Bir başkası anlatıyor:


Hepinizden kendimden utanıyorum
A tam ıyorum m el’un bir korkuyu içimden
İzinli gittiğimde tanıdım
Sarışın, ufak tefek bir kadın
Şimdiye k a d a r hiç böyle sevmemiştim
H ep beni beklediğini düşünüyorum.

Şimdi kolum omzu altında bir yaralının


«Artık benim işim bitti» diyor
«Ben artık sizinle gelemeyeceğim»
Yeni bir ihtilâçla kısılıyor yüzü
«Hayır, diyor, hayır ölmeyeceğim
Ben d a h a başındayım hayatın
Ben ölmek için ne yaptım?»

76
Şimdi yaklaştığımız şehrin
Yıkık evleri, kuleleri görünüyor uzaktan
Ah, da h a uzun seneler
Eskiyi y apm akla geçecek yeniden

Şimdi son gün ün ölülerini düşünüyorum


Âşık, yirmi üçünde çocuk, güneyli asker
Ötekiler, isimlerini bilmediklerim
Hepsi günahsız temiz çocuklar
Sebepleri m alûm a m a bu cinayetlerin
N e çare geri kalanlar artık
Hürriyet için değil
İntikam için dövüşüyorlar!

İşte benim b ü tün boş saatlerim


H ep onların yanıbaşm da
Onları düşünmekle geçer
Bazan sıcağında Libya’nın
Bazan temerküz k am plarında
Bazan hücum a uğrayan bir şehrin
K adınlan, çocukları, yaşlılarıyle beraber.

77
Esir

Başucumda bir Alman esirinin resmi var


«D a h a ne k ad a r bekleyecek» yazılı altında
Tel örgülerin arkasında yalnız
M avi gözlü kumral
Yakışıklı bir çocuk
Olsa olsa benim yaşımda

Sanki o bütün gün


Benim yanıbaşımda gezer
O nu tanıdığımdan beri,
D a h a güzel sevdiğim kız
İşim da h a kolay

O, arkadaş canlısı,
Temiz çocuktur
K aç gündür iştahı yok
Gözüne uyku girmiyor
Kardeşi D oğu cephesinde öldü
Annesi Berlin’de yalnız
Eh, işleri pek öyle fena değildi
A m a harbe girerken onun
Fikrini mi sordular.

78
Gece

Ben D o n nehri üzerinde bulunuyorum


Cephe b u gece sakin
İleri karakollarda bile
Tek silâh atılmıyor
Ne rüzgâr, ne soğuk
Öyle bir gece ki
Şikâyete hiç bir sebep yok
İnsan baktıkça güzel b ulur
Çırılçıplak bir ağacı
A rtık palto ağır gelir
Baş hafif
Değişmiştir cigaranın tadı
F a k a t gene de
H er şey bir gece önceki gibi
Yeryüzü ışıksız ve karanlık
Sokaklar boş
Ah, bu a ra d a biz yıldızlar
Ne k a d a r unutulduk.

79
Nöbetçi

Sarışın bir nöbetçiyi unutmayacağım


H e p on a bakıyorum bir saattir
Sağ eli tüfek kayışında
D em in cebindeydi
Şimdi miğferini düzeltiyor sol eli
G ö z k apakları açılıp kapanıyor kendiliğinden
H a v a d a buğulanıyor nefesi
Geziniyor alışkanlıktan
D üşünm eden bakınıyor
N için bilir mi ?
İşine giderdi eskiden
Şu a n d a nöbet bekliyor!

80
Koğuş

Penceresinden görüyorum
Bir koğuşun
Uyuyan askerleri
Buluttan kurtulan gün gibi
Bazısının yüzü aydınlık
Bazısı alnı ter içinde
D ö n ü y o r yatağında
Tesirinde bir kâbusun
Bazısı kimsenin bilmediği
Bir ismi sayıklıyor.
Uykusu kaçmış biri
Gözleri boş kalan y ataklara takılmış
D ü şü n ü y o r ne zam an bitecek
N e z am an arkası kesilecek
Bu vakitsiz ölümlerin
Nasıl gelecek
O eski günler geri.

81
Ölüme Yakın

Y arabbi, işte yıldızlar


Hiç bu k a d a r çoğunu görmedim
Yaşadığım bütün gecelerin
İşte gökyüzünde hepsi, tekrar

Artık ne varsa bilirim


Benim için yeni bir şey yok
Yaz geceleri, kırlar, çobanlar,
Bu yıldızlar ne k a d a r çok
Evlerin ışıklarına benziyor

Bir eğlenti gecesiydi


O, ne k a d a r yakınımda
Sevilen bir şarkı vardı o zam an
Bütün sözleri hatırım da

Kırmızı balıkları severdim


K u rt köpeklerini
Bütün bir kışımı nasıl
O nlara b akm akla geçirdim.

82
Benim işte o çocuk
A y’ı tutacakmış gibi u zatan elini
Benim işte o kah ram an
Cem Sultan’la bir tutarım kendimi

Hepsini söylemeliydim hepsini


D üşün dü ğü m küçiik şeyleri
H ayatım daim a güzeldi
Kimse bilmeyecek şimdi

İşte harbin o ilk günleri


İstasyon ne k a d a r kalabalık
Bir kız elindeki çiçekleri dağıtıyor yolculara
H âlâ şaşıyorum o tren
Nasıl getirdi beni buraya

Ah, gene yağmur yağıyor


O, başında lâcivert beresi
Gene saatin altında
A kşam eve geç kalmıştım
Herkes beni bekliyor.

83
Karda Ayak İzleri Var

K a rd a ayak izleri var


Vurulup düştükleri yere ka d a r
Yüzleri tanınm ayacak bir halde
Olduğu yerde kalmış cesetleri

O n la r için hatıra yok


Saat durm uş
O n la r için değil
Yıldızlar ve bu gece
O nlar için değil gelen güneş
A rtık onların yok
U zak şehirlerde
Sevdikleri

A rtık hepsi bitti


Açlık, susuzluk ve kin
N e m a tra ne ekm ek torbası lâzım
N e silâh
Elbise ve düşen şapka d a lüzumsuz
A rtık üşümezler ki

84
En güzel ocak ateşleri
Artık ısıtamaz ellerini
İsimlerini en yakın tanıdık
Söylese işitmezler
K u ıt mu, dost mu, düşm an m ı?
Bilmeyecekler baş uçlarına geleni

A rtık ne tren, ne gemi


Onları getirmez bir d ah a

85
Bir Ölünün Gözleri

D urm a d a n soruyor
Bu açılmış gözler sanki
Yıldız mı bu sarı lekeler
K ar mı bu bembeyaz
Bu gölgelikler ağaç mı
Hiç biri hatırım da kalmadı
Ne şekiller, ne renkler

Şüphesiz benim de
A nam kardeşlerim vardı
H atırlıyamıyorum nerede, kim
Ah, anlıyamıyorum nasıl oldu
Gelişim, gidişim

86
Saçlar ile Dişler

Bu saçlar hiç dökülmemiş


Dalgalı, gür
Dişler lekesiz, beyaz
Bu çocuk ne k a d a r belli
H ayata doym adan gitmiş

87
Kanıt

Tuhaf, ne k a d a r tu haf
H e r şey önceden hazırlanmış
Yerdeki tüfek 38 modeli
G az maskesi k ütüklük miğfer
Başka hiç bir işe yaramaz
Bu ölen herhalde
Hepsini kullanmasını bilirdi.

88
Bir Şehit Yaşadığını Tanıtlıyor

Alın kısmım anneme


Gözlerim bab am a benziyor
Eski bir hastalıktan;
Böyle zayıf kalışım,
Y üzüm de izi kalan bu çıban
T alimgâha gelişimde çıktı
Sol kolum daki yara
İlk vuruluşumdan kaldı
Seviştiğim günlerden
Bu resimlerle mektuplar.

89
Artık Konuşmadıklarına Göre

Yarım kalmış cıgara paketleri


Çocuğun ceplerinde
Demek ölüm ansızın gelmiş
Bazısında yok
Demek henüz alışmamışlar

Birinin cebinde bir parça çörek


Demek iştahı yerindeydi her zam an
Birinin cebinde küçük bir çakı var
M u h a k k a k kalem açardı
Ekmekle meyva keserdi

Bu, cebinde oyun kâğıtları olan


H e r halde her zam an canı sıkılan biri
Birinin cebinde bir kitap var
Demek okumayı severdi

Birinin cebinde bir kadın iğnesi


Şüphesiz bir hatıra olacak
İşte parm ağında yüzüğü olan bir başkası
Ya evli, ya da nişanlı.

90
Şu Anda

Şu anda
İnadına güzel
Kayın ağaçları
Ay ışığında
«Serseri bir kurşunla»
Yere serilirken bir delikanlı
Bir an a ağlar
Bir gelin yas tutarken
On sekizinde bir kız
Gözleri pırıl pırıl
K oynunda sevdiğinin
Başka bir kadın
Doğum sancıları çeker.

91
Serseri Kurşun

Ah, bu serseri kurşun


Ne rakı içer
N e k u m a r oynar
Gene de b ü tü n k a bah at onda.

92
Muharebe Görmüş Bir Adam Anlatıyor

M uharebede ne ölüm ko rku su gelir


İnsanın aklına
Ne evi barkı düşünürsün
Gezin üst kenarı ortasından
Arpacığın tepesinden
Beğendiğin yerini seçersin hedefin
Tetiği elin titremeden çekersin

Artık karşındaki sana benzemez


O da küçük bir d ü k k â n işletir memleketinde
O da karısını sever
O n un d a senin gibi
K üçük bir çocuğu var
Aklına bile gelmez
Artık senin yaşam an için
Onun ölmesi lâzımdır.

93
Şarkılar

Bazan hatırla beni


Senin için şiirler yazardım
Derslerimin arasında
T uttu ğu m her işte
Sana olan aşkımla çalıştım

Her zamanki neşemi hatırla


Nasıl tutulduğum u
Birtakım delice meraklara

Bildiğim bütün şarkıları


Seni düşünerek söyledim
Bilsin isterdim herkes
Sevdiğimi günlük hayatı

A radan seneler geçti


Belki de bir daha
Seni görmeden öleceğim
Sevimli bulmalısın şimdi
Çocukça şakalarımı
Gevezeliklerimi.

94
Bazan hatırla beni
Bir söz canını sıkarsa
Üstün bir kişi olm asam bile
Fena çocuk değildim

II

Ağladığını istemem ben ölürsem


Beni en sevdiğin halimle hatırla
U zak bir yerde çalıştığımı düşün
H a y a tta olduğum a inan
Bir gün gelir kendiliğinden
Geçer bütün ü züntün

H er yeni gelen günü


Yeni bir ümitle beklemeli
Her yeni gün
Yeni havalarla gelir.
Gece, yağan yağm urla uyursun
Sabah, bir de bakarsın o da n güneşli

95
H e r gelen vapuru, treni
Yeni bir ümitle beklemeli
H e r gelen vapur, tren
Yeni insanlarla gelir
Ben esmerdim güzelim
Bu sefer bir sarışını seversin
A şk yaşayanlar içindir.

III

Bu gece yıldızlar da h a uzak


İyi geçen b u günden sonra
H e p böyle tekrarlasam b u sözleri
Şensin tek aşkı gençliğimin
Y a n ım d a olsan d a anlatsam b ir bir
Başımdan geçenleri

96
Bu gece yıldızlar d ah a uzak
İstediğim neydi senelerce
Şimdiye k a d a r eşit sevindirdi beni
Isısını duyduğum soğukla sıcak

Bu gece yıldızlar d ah a uzak


Hatırlıyorum da o cehennemlik günleri
N e olabilirdi genç yaşımda
D a h a kolay d a ha doğal
Bir rastlantı benim için artık yaşam ak

IV

A rtık yirmi yaşında değilim


Silâh altında geçti
En güzel yedi yılım
Y am başım da öldü
En yakın arkadaşlarım
Bütün sevdiklerimi yitirdim

97
A rtık yirmi yaşında değilim
En güzel yedi yılım geçti
K arda, kışta, sıcakta
Her gün ölümle karşı karşıya
Alıştım susmaya, u nutm aya

A rtık yirmi yaşında değilim


K almadı eski kuvvetim
D a y a n a m a m uzun çalışmaya
A rtık ne gelir elimden
Kendimi h ayata bırak m ak tan başka.

98
Dönüş

Gece memleketimdeydim
Gene her zam anki evimde
K arım hep böyle mi severdi beni
Dem ek hep beni böyle bekledi
Annem, çocuğum

A rad an yıllar geçti


Bu insanlardan, bu k a sabad an uzak
Bir başka yabancılık değil mi b u ?
Sevgili, akra ba d a olsak

Sanki ilk kez görüyorum


Dam ların üstüne açılan
Bu görüntüyü penceremden
Bu ağaçları, sarmaşıkları
Ne tuhaf, unutm uşum

99'
Evet her sabah böyle erken kalkardım
Sokağa çıkardım hep bu saatte
Y atağım hep bu pencere yanındaydı
H ep bu mutluluk içinde geçti
Bütün o eski hayatım

Artık her gün yeniden seveceğim


H e r gün yeniden gelen güneşi
Ağaçları, çiçekleri, eski arkadaşlarımı
H e r gün yeniden seveceğim, unutmayacağım
Farkındayım artık talihim değişti.

100
Ezine Kışlası Taştan

Ezine kışlası taştan


K endin yan kendi derdine
K azdağı’n d a gene k a r var
Esme be rüzgâr akşam akşam

Geleli bir kış bir yaz geçti


Öğle akşam ayak üstü
Gündüzleri şöyle böyle
H er akşam üstüme gariplik çöktü

İşler yüzüstü memlekette


T arlalarda toh um u n vakti geçiyor
Y aşam ak için katlanıyoruz
Sınırda düşm an bekliyor.

101
Pazar Günü

Benim memleketimin gökleri


Hey, benim memleketimin gökleri
Hey, Heeyy, Heeyyy
D am ların, tarlaların üstünde
Memleketimin mavi gökleri

Benim memleketimin türküleri


Hey, benim memleketimin türküleri
Söyle be Arif, söyle be
Es rüzgâr es
Dağlardan tepelerden içime

Benim memleketimin gökleri


Hey benim memleketimin gökleri
Bugün pazar
Ay yıldızlı bayrak
Kışlaların, okulların üstünde
D üz ovada dörtnala saldım Dilber'i
H ey benim memleketimin gökleri

102
Hürriyete Övgü

Boşuna değil dökülen kan


Hatıran d a h a aziz çıkacaktır
Bu felâket senelerinden
Asırlardır bu böyledir
Bütün kötülükler geçer
Y aşar iyi ve güzel olan

Sen çalışmanın ve düşünm enin hakkısın


K anunların, nizamların üstünde
Talihisin insanlığın
Her sevgi hayatla biter
Yalnız senin aşkın kalır
Genç çocuğa babadan

Boşuna değil dökülen kan


Şehirlerde, köylerde çocuklar büyüyecektir
D aha zeki da h a çalışkan
Bütün acılar unutulacak
Şarkılar d a h a yürekten söylenecektir

103
Yıkılan evler köprüler
D a h a sağlam kurulacaktır tekrar
Yeniden fabrikalar yükselecek
T arlalar genişleyecektir

Boşuna değil dökülen kan


Tarihin akışından anlıyorum
Kuvvet zam anla yıkılır
Yalnız senin uğrunda ölür insan
Yarası acımadan.

104
Son

İçimden hep iyilik geliyor


Yaşadığımız dünyayı seviyorum
Kin tutm ak benim harcım değil
Çektiğim bütün sıkıntıları unuttum
Parasız pulsuzum ne çıkar
Gelecek güzel günlere inanıyorum

Gelecek güzel günlere


Sonunda galip geleceğine eminim
İyiliğin, zekânın ve cesaretin
İmanım var zaferine
Aşkın, adaletin ve hürriyetin

Yetiştiğim halkın içinde


Bütün şiirini duydum
Çalışmanın ve sefaletin
Kulak verin işe gidenlerin türkülerine
Yorgun argın dönüşlerini seyredin.

105
Şairleri peygamberleri düşünüyorum
Yaşamak o kad ar tatlı ki
Daimî bir sevgi içinde
Galip sesini işitiyorum hakkın
Asırlarca zulme ve işkenceye

Gelecek güzel günlere inanıyorum


İmanım var bereketine toprağın
Ve makinenin kudretine
Parasız pulsuzum ne çıkar
Huzuru içindeyim rah ata kavuşanların
Hayatının son senelerinde.

106
M a y ıs Ayı N o t l a n
Hiriııci Masını 1947

İkinci Basım 1954

Ü çüncü Basım 1970


Ay Tşığı

Ben uzaklardan beklerdim.


Sayarak günlerimi.
Bu gece penceremden düşen ay ışığında,
Birden yam başım da buldum
Bir ağaç gibi çiçeklenmiş
Anladım almış yürümüş
Sarmış bu sevda içimi

II

Gece yarısı elbiselerim,


Ayakkabılarım üstüne
Düşen ay ışığı,
İnsan böyle mi olur
Sevdaya tutuldu m u ?

109
BLitiin eski kitapları okudum,
Yaşlanmış güzellere sordum.
Mutluluk bıı m u?

A m a bu sarışın
Ötekine hiç benzemiyor.
Ah, d ah a yeni yeni anladım
O küçük elleri, gülen gözleriyle
Beni ne ka d a r seviyor...

K alm adı başka ko rku m


Düşünmeden eline bıraktım kendimi
Bütün dostlarım söylüyor
Bu sefer m utlaka tutuldum

110
III

O yanından döndüğüm , gece yarıları


Güler, ko nuşurdum , kendi kendime
Tutm asam , kucaklayabilirdim ağaçları.
Kimbilir, gelen geçen,
G örünce ne derdi halime.

Sizin de, seviştiğiniz, kardeşler


Mevsim bahara rastlarsa
Benim canım açılmak isterdi
Mutlaka bir başkasına
Öperdim evde ilk karşım a çıkanı.

Uzakta, şimdi çok uzakta..


O nar tanesinden taze
Kuştiiyünden hafif geceler
Kalbim ümit içinde yüzer
D ünyam yıkanır ay ışıklarıyla...

U1
Hatırımda Kalan Sabahlar

Beni bıı sabah bir mısra uyandırdı


Bildiğiniz şiirlerimden birini yazdım
Yere serili yatağımın içinde
Sevgili kitaplarımın yanında
Benim küçük, çıplak denecek odam da

G ün ü n ilk ışıkları düşüyordu


Pencereden bavulumun üzerine
Güzel hülyalar aklımda
G ökyüzünün nasıl aydınlandığını seyrediyordum
Gittikçe mavileşiyor, derinleşiyordu

Gençliğimi düşünüyordum .
H ayatım böyle ne kad ar güzel
Ç ok eşyam, istediğim yok,
Kimse kalm az ark am da,
Başımı alır giderim
Canım isterse bu sabah.

112
Belki seni bazan hatırlarım
Fakat güneş, şiir yazmak
Beni sarhoş eder daima
Şimdi yalnız ışığı kırları sevmek için
Deniz kenarı aydınlık bir yere gideceğim.

II

Asfalt üstünde yü rüyorum


Vakit sabahın sekizi
At kestanelerine güneş vurmuş
Y apraklardan gökyüzünden belli
Dün gece yağmur yağmış

D ün gece evime d öndüğüm sıra


Kapımın önünde durdum .
Cebimde hiç param yoktu
Uçan bulutlara, parlayan yıldızlara, baktım,
İçimde kor gibi bir ümit yanıyordu.

113
Üstümde kokunu duyuyordum .
Elimde bir kitapla yatağa uzandım
Farkına varm adan öylece uyumuşum.
Açık pencereden giren rüzgâr,
Her tarafım uyuşmuş, uyandırdı beni

Bunlar hayatımın güzel günleri...


M utlaka güzel günleri bir tanem!
Duyduğum aşktan, ümitten, belli
Madem gencim, gücüm kuvvetim yerinde
M adem içimde söylenecek sözüm var.

III

Bu güzel sabahlardan birine


Bir şiir d a h a yazarsam
G ün gelir vallahi geçer
Keyfi altın yerine

114
Bekârlıktan mı, yalnızlıktan mı, nedense
Küçük küçük şeyleri dert ediyor kendine
Gece esir oluyor düşüncelere insan

Fakat bildiğim bir şey varsa


Geceleri iizülsem, uykusuz da kalsam
Sabahları âşık değilim
T ekrar kavuşuyorum hürriyetime

¡15
Kırk İkindi Yağmurları

Sabahları âşık değilim dedim


Gerçekten de öyleyim
Her sabah rahat, neşeli olurum
Sesime bakm adan türkii söylerim

Herkes gibi işe giderim ben de


Çalışmak sanki özlediğim bir şeydir
Sonra yavaş yavaş o aklıma gelir
Havam bulutlanır gitgide
Peşinde koşm aktan yorgun düşerim

Çekilmez olur artık şehir


Bilirim şimdi kırlarda
Bir hayvan sakince suya eğilmiştir
Trenler geçip giderken küçük kuşlar
D urm adan yer değiştirir telgraf tellerinde

116
Gitsem gezinsem derim limanda
R ıhtım kahvelerinden birinde otursam
Bir şey içsem ve dönsem
Değiştirsem elbiselerimi,
Ya da uzanıp saatlerce uyuşanı
Belki bu dertten kurtulurum
Derim am a akşam olur
Gene kapına düşer yolum
Bundan Sonra

Bundan sonra, hep böyle çiçekler bulunsun...


Toz ianeleri içinde odanın
Bak nasıl uçuşuyor güneşte
Vakit öğle, d ah a nisanın ilk günleri işte
Isınan otların yükselip yavaşça yerden
Genze vuran kokusunu duyuyor m u sun?

Küçük bir bulut geçiyor düşe kalka,


Antenlerin, bacaların, üstünden gökyüzünde
Kısa siiren bu yağmurlardan sonra
Kavuştur kollarını, seyret pencereden
Ağaçlarda yeşili, kırmızıyı çatılarda
Ne k a d a r sevildiğini düşün bir kere...

Bundan sonra hep böyle çiçekler bulunsun...


Açılırsın, bana bütün korkularını anlat
Hep üzüldüğün kalmış aklım da
(Jstüste uzun kış gecelerinden
Şimdi uzan yanım da dinlen
Karanlık düşüncelerden yorgunsun...

118
Bir Günlük Hasret

Elime bir kalem alsam,


Y ahut saçlarıma götürsem
Derinin sıcaklığını duyarım
Altında derimin
G ünler uzun artık senden uzakta
Rahat değilim !

Bir ses işimin başında


— Dün gece — şikâyet eder:
«Bir gün sen de beni unutacaksın»
Bir ses koşar gibi oradan oraya
Der: «Ne olur ayrılık getirme aklına»

Bir paydos zilleri çalsa


Bir akşam olsa da gelsem
Bütün gün tek başına o evde
Canın sıkılır değil m i?
Misafirliğe gitmeyi sevmezsin
Küçüksün, laf dinlemez çocuk gibisin
Bu bilmediğin öyle bir duygu ki
Bir türlü söyleyemedi m sana

119
Gölge

Beıı senin gün ışığında


Saçlarını buğdaylar gibi uzar gördüm.
Gökler, denizler gibi bakardım
Gülen ağlayan gözlerine.

Ben senin ellerinin


Sıcaklığını duydum avuçlarımda
Yazlar, kışlar geçti unutam ad ım
Bilirdim, küçük kalbin
Nasıl iyilikle sevgiyle çarpar
Bilirdim neler düşünürsün susunca...

Ah, bir gün bir bulut üstümüze gölge edecek


Güzel yüzün, kaybolacak aynalarda sularda
Öyle sönen lâm balar gibi alacakaranlıkta
Gelecek ölüme razı değilim.
i
Adını yazıyorum, saçlarını çiziyorum
Eğilip düşünüyorum boş kâğıtlara
Şensin işte, yalnız sensin sevdiğim
Her haline ayrı bir şiir söylemeliyim.

120
Haziran

Senin saçların, gülen gözlerin,


Haziran günleri gibi, aklım a gelir:
Daha ağaçların gölgeleri serindir
Kaçıp gidemem
G öm ülm ü şüm sararan kitaplar arasına

A rka odalarında evlerin


Gölgeler düşer çinili tabaklara
Hasır sepetlerde mavi ibrişimler
Solar önünde pencerelerin

Bir dakika rahat yok senden


Elim bir kibrit çöpüne değmesin
Saatte, kapıda aklım fikrim
Duvarda sıı buharının aksinden
Dışarda sağır bir akasyadan başka
Kalmadı semtime uğrayan kimsem

121
Kalbinden d a h a hafif basma entarin
Tek, benim halim olsun sana tasa
Olsun artık ne olacaksa!
Y anım da saçlarını, eteklerini uçuran
Şu rüzgâr çıksa da bir serinlesem

G ö m ülm üşüm sararan kitaplar arasına


Yetti bu sıkıntı bu sınav derdi
Çekilmez oldu artık bu hava
Bir yerimden ayrılacak kuvveti bulsam
Yüreğim övle feraha kavuşacak ki...

122
Uzakta

İçimden rüzgâr gibi geçiyor,


Boş evleri dolaşan rüzgâr gibi.
Açıyorum, kapıyı pencereyi:
Kimse y o k !
Ne yapayım ben şimdi?

Ceplerimi karıştırıyorum,
Şu halde kitaplarımın arasında olacak
Gözlerim, koltuklara, sandalyelere dalıyor
Ah, hatırlıyorum bütün geçenleri!
D aha o zaman çocuktum,
Ne yapayım ben şimdi ?

Demin bir çayır kuşu havalandı


Kimse dikkat etmedi am a ben gördüm
İşte o da beni öyle bırakıp gitti
Ne yapayım ben şimdi ?

¡23
II

O, şimdi kırlara çıksam


Ağaçların baharda
Dökülen çiçeklerine benzer
Ekinlerin üstünden geçer rüzgârla
Çayırlar arasında gezer

O, şimdi kıyıda dolaşsam


Denizin dalgalarında gelir
Geceleri, lâcivert gökte
Y olumu gösteren yıldız gibidir.

O, şimdi lokantalarda olsam


Kadehlerin pırıltısında yüzer
Teninin tazeliği eser
K apıdan giren havada

Doğrusu o şimdi sağdır


T aşrad a küçük bir şehirde yaşar
Gözlerini örgüsünden ayırır a ra d a bir
A kşam la tenhalaşan sokağa dalar

124
Eski Günler

Geceleri p arkta otururduk.


Serin ilkbahar geceleri.
Uzakta saat onbiri vurur
Yanımızdan serseri adam lar geçerdi
Kimi yalnızdı, kiminin yatacak yeri yoktu.

Büyük karalı bir bulut,


D aha küçük bir bulutu kovalardı.
K aranlıktan, göğe doğru aydınlanır
Ağaçların uçları
Yüzü gölgeler içinde kalır, solardı.

«Hiç kimse, derdi, hiç kimse»


«Ben herkesi sevdiğim gibi sevmedi»
«Aşktan, oyundan yoruldum»
Deniz kenarı güneşli bir yerde
G idip belki de aylarca dinlense
Kalbi tekrar eski neşesini bulurdu.

125
Yanyaııa ayaklarımız kum lar üzerinde
«Biz, derdim, iki çocuk gibiyiz»
Akıntıya kapılan dallar gibi gelirdi
Bana hayan macerası içinde
Bir gün ayrılırız diye korkardım .

Şimdi kitabım da bir kelime bazı geceler


Bana onun bir sözünü hatırlatır
Bir alıp gitme arzusudur alır içimi
Bilirim duyduğum o an d a
Onun havasını saran sıkıntıdır
Ve o kapalı gözleri yum uk elleriyle
Eski günlerini arar uykusunda

126
Hatırlama

Çimenler ayak bileklerini geçti


Hava vücudunun istediği gibi ılık
Ne çare, sen gittin, ben âşık değilim artık.
Sadece tııhaF bir hüzün kalmış içimde

Bazan birdenbire aklıma gelir


Beyaz bir güvercin uçarsa denize doğru
Sanırım güneşe çıkarmış koltuğunu
Küçiik dertlerinden kurtulmuş, şimdi dinlenir

Kimbilir öldü mü kaldı m ı?

127
D ut Koparan Kız

Ne zaman aşkı özlesem


O kız aklıma gelecek
O mayıs gününe
Çıplak bacaklarına, göğsüne
Takılacak düşüncem
Elleri dııt dalında
Sıçrayacak eğilecek
Ne zaman o sokaktan geçsem
Gözlerim boş bahçeye
Pencerelere gidecek

128
Misafir

Ben en güzel aşk şiirlerimi


El sürmediğim kadınlar için yazdım da
Hep senin gibi kadınlar tanıdım hayatımda
Sen, şimdi yatağım da uzanmış yatan
Yorgun gözleriyle süzen beni
Senin için başladım bu şiiri

Sen daha bu gece çıktın karşıma


K aranlıkta duruşunla tek başına
Evini kaybeden bir çocuğa benziyordun
Fakir kokusu saçlarının, esvabın
Hüzün veriyor insana

¡29
Güzel denmezsen de şirinsin
Ne z am andır böyle yalnız yaşarsın
Neşeli bir huyun olmalı herhalde
A m a gözlerine, bir köşeye köpeklerin
Kıstırdığı kedi korkusu sinmiş
Genç kızlıktan eser kalmamış halinde

Kaderinin sonunu düşündükçe


İsterdim seni bırakmayayım tekrar o yola
Artık olan olmuş bir kez iş işten geçmiş
İyisi ini misafirim ol, rahat uyu bu gece
Gerisi ne senin ne de benim elimde

130
Gece Rüzgârı

EÎkârın arttı mı geceleri


Geçir paltonu sırtına
Atkını iyice sar
Bırak adım larına kendini

Arsalar a p a rtm a n la r arasından


Yıirii k enar mahallelere doğru
Gittikçe daralan sokakları
İşığı azalan dükkânları
Fakirleşen kalabalığı geç
Birden yol önünde yükseliverir
Başlar ovadan doğru esmeye
G a rip bir gece rüzgârı

131
H avada kekremsi tohum kokuları
Gözlerin etrafa alışır yürüdükçe
Düşüncen açılır
Sahil gibi pırıl pırıl her tren geçtikçe
Yerden k ara bir bulut gibi k alkar dum anı
İlerler yük arabaları taşlara çarpa çarpa
İlerler sırtlarında yorganları gene de
A nadolu'nu n âvâre gece yolcuları

Rüzgâr hızını arttırdıkça arttırır


K aranlıkta görür gibi olursun yarını
Gittikçe daha hızlı da h a sert
Yüzüne saçlarına doğru estikçe
Sıklaştır adımlarını

132
Serçe Kuşu

Bu sabah bahçede karşım a


Küçük bir serçe kuşu geldi
Havuzun taşına k ondu
Bir içti, bir doğruldu
Nasıl da ko rkuyordu

Sen hiç k o rk m a serçe kuşu


Suyunu rahat rahat iç
Sağlık afiyet ile uç
İnsanoğlu çeşit çeşit
Beş parmağın beşi bir mi

133
Açık Pencereden

Açık penceremden
Solgun bir sonbahar öğle sonrası
Ç ankaya sırtları, Dikmen görünüyor
Y abanî bir ördek sürüsü geçiyor yükseklen
Lodosun sürüklediği bir iki bulut parçası

Sokaktan gelen seslere bakılırsa


Ç ocuklar okuldan çıkmış olmalı
Bu geçen herhalde Kayaş treni
Bunlar hep aylardır uzak kaldığım
G ünlük, sade hayatın gürültüleri

Ne çabuk geçti o günler


Suların pırıltısı gibi geçti
A klım a bir tek halin gelmiyor
Yeni taşınmışım gibi odamın
Dağrmk ve sıkıcı giindüzki hali

134
K avaklar uçlarından sararm aya başladı
Sıra söğütlere, atkestanelerine gelecek
A m a ilk yağan yağm urlardan beri
Kırlar yeşeriyor günden güne
Gitgide kab arıyor çay yatakları

Seneye da h a boylu göreceğiz aynı ağaçları


Y aban ördekleri şüphesiz dönecekler
Çocuklar sınıf değiştirecek okullarında
Ben de herhalde geçen zamanla
Yavaş yavaş alışırım odam a

¡35
N e c a ti C u m alı, F lo rin a 'd a doğdu
(1921). K urtuluş S a v a ş ı'n d a n sonra
annesi U rla da yerleşince, ilk ö ğ re­
nim ini U r l a d a , o rta öğrenim ini İz ­
m ir'd e g ö rd ü . A n k a ra H u k u k F a-
kültesi'ııi b itird ik te n (1941) sonra
bir sü re A n k a ra ’d a m em ur o la ra k
ç a lıştı, sonra U rla ve İzm ir'd e avu-
k a llık y ap tı (1 9 5 0 - 1957), bir süre
P a ris İtasın A taşeliği nde vc İstanbul
radyosunda görev ald ı (1958 - 1964);
şiıııdi bağım sız y a z a r o la ra k çalış­
m a k la d ır. S a n a t b a y a tın a şiirle b a ş­
layan ( iıın a lı, d ah a so n ra h ik ây e,
rom an ve oyuıı tü rle rin d e de b aşarılı
e se rle r verm iştir. Ş iirle ri şıı k ita p la r­
da to p la n m ıştır: «kız.ılçullu Y olu»
(1943), « H a rb e U üleıiin Ş a rk ıla rı»
(1945), « M a y ıs Ayı N o tları» (1947),
«Giiz.cl A ydınlık» (1951 - 1959), « İm ­
b a tla G elen» (1955), «G üneş (. iz.gisi»
(1957), « Y ağ m u rlu D eniz» (1968,
T ü rk Dil K urum u Ş iir O diilii), « B a ­
ş a k la r (ie b e » (1970).

Yalın bir söyleyişle şiire başlayan ve genellikle yaşamak


sevinci ve aşk tem aları üzerinde edebiyat yapmadan
duran C um alfnın bu eserinde, çoktan beri aranan ilk
üç kitabiyle son şiirleri toplanm ıştır.

$*>L B İLG İ B A S I M E V İ -A N K A R A , 1970 6 LİRA

You might also like