You are on page 1of 202

TEŞEKKÜR

Çalışmanın ilk aşamasından son aşamasına kadarki bütün süreçte yoğun iş


temposuna rağmen bana vakit ayırarak yönlendiren ve destekleyen, ortaya koyduğu
bilgilendirici, eğitici, yönlendirici ve yetiştirici yaklaşımıyla bu tezin oluşmasında
büyük rolü ve katkısı bulunan Sayın Kubilay KAVAK’a,

Öneri ve yorumlarıyla tez sürecinde beni yönlendiren, aynı zamanda anlayışlı


ve yapıcı bir yöneticilik sunan Sayın Serdinç YILMAZ’a,

Çalışmanın analiz kısmında bilgi, veri ve istatistikleri elde etmemde yardımcı


olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Denetim Dairesi Başkanı Sayın Yılmaz
TAMER’e,

Tez sürecinde değerli bilgi ve görüşlerinden yararlandığım ve kendimi


geliştirmemde katkılarını gördüğüm Bakanlık Müşaviri Sayın Vedat ŞAHİN,
Planlama Uzmanları Sayın Davut YILMAZ, Sayın Asaf ERDOĞAN ve Sayın Tülay
YILDIRIM’a,

Tezin formatında bana yardımcı olan Sosyal Güvenlik Uzmanı Sayın Sami
GENÇ, Planlama Uzmanları Sayın Önder DEMİREZEN ve Sayın Feyza
ELDENİZ’e,

Son olarak, sevgi ve desteklerini gördüğüm aileme

teşekkür ederim ve tezimin diğer çalışmalara katkı sağlamasını dilerim.

i
ÖZET

Planlama Uzmanlığı Tezi

TÜRKİYE’DE GÜNEŞ ENERJİSİNDEN ELEKTRİK ÜRETİM


POTANSİYELİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

SEDA CEBECİ

Fosil kaynakların sınırlı rezervleri, fiyatlarındaki dalgalanmalar ve çevreye


verdiği zararlar, ülkelerin birincil enerji kaynaklarına alternatifler aramasına neden
olmuştur. Sınırsız ve çevreyle dost bir kaynak olan güneş enerjisi klasik enerji
kaynaklarına karşı güçlü bir alternatiftir. Enerjide ithal fosil yakıtlı kaynaklara
bağımlılığı yüksek olan Türkiye, güneş enerjisi potansiyelini elektrik üretimi
amacıyla değerlendirmeyi planlamaktadır.
Çalışmanın temel amacı, Türkiye’de uygulanan tarife garantili fiyat (FIT)
teşvik mekanizmasının güneş enerjisi yatırımları için yeterliliğini araştırmak, hem
yatırımcıya hem de karar alıcılara yol göstermektir. Ayrıca güneş enerjisinden
elektrik üretiminin uzun vadede fayda ve maliyetlerini değerlendirmek, bu kaynağın
ülke ekonomisine azami düzeyde fayda sağlaması için önerilerde bulunmak da
çalışmanın amaçları arasında yer almaktadır.
Sayılan amaçlar doğrultusunda çalışmada, dünyada güneş enerjisini teşvik
politikaları ele alınmış, güneş enerjisi piyasasının gelişimiyle beraber seçilmiş ülke
örneklerinde uygulanan politikalar incelenmiştir. Ardından, Türkiye’de güneş
enerjisinden elektrik üretimine yönelik mevzuatın gelişimi ve güneş enerjisi
sektörünün mevcut durumu ortaya konulmuştur.

Çalışmanın analiz kısmında, örnek bir güneş enerjisi santralinin finansal


analizi yapılmıştır. Analiz sonunda Türkiye’de güneş enerjisi yatırımlarının kârlı ve
kamunun yatırımlara uyguladığı desteğin yeterli olduğu sonucuna varılmıştır. Diğer
taraftan, güneş enerjisi imalat sanayiinin gelişmesi için uygulanan desteğin
yatırımcıları yerli panellere yönlendirecek ölçüde güçlü olmadığı anlaşılmıştır.
Analizler yapılırken 2015-2030 yılları arasında güneş enerjisi yatırımlarının
ekonomide yaratacağı fayda ve maliyetler değerlendirilmiştir. Güneş enerjisi kurulu
gücünün 2030 yılında 8.500 MW ile 21.369 MW arasında değişebileceği, söz konusu
yıllar arasında güneş enerjisi santrallerinin doğal gaz yakıtlı santralleri ikame edeceği
varsayılarak yapılan analizde, farklı doğal gaz fiyat yaklaşımları altında doğal gaz
ithalatında 5 ilâ 26,6 milyar dolar tutarında azalma olacağı tahmin edilmiştir. Güneş
enerjisi santrallerinin yerli imalatı geliştirilmediği sürece söz konusu enerji
kaynağının enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasında beklenen etkiyi göstermeyeceği
ortaya çıkmıştır.

Anahtar Kelimeler: Güneş Enerjisi, Fotovoltaik, FIT, Finansal Analiz

ii

ii
ABSTRACT

Planning Expertise Thesis

UTILIZATION OF SOLAR ELECTRICITY GENERATION POTENTIAL IN


TURKEY

SEDA CEBECİ

Limited reserves of, price fluctuations in and damage to environment by


fossil resources urge countries to look for alternatives to primary energy sources. As
an unlimited and environment-friendly source, solar energy is a major alternative to
the conventional energy sources. Highly dependent on imported fossil fuels, Turkey
intends to utilize solar energy potential to generate electricity.
The basic purpose of this study is to investigate the adequacy of feed-in tariff
(FIT) mechanism currently in practice in Turkey for solar energy investments, and
offer some guidance both to investors and decision makers. The study also intends to
assess the long-term costs and benefits of electricity generation from solar energy,
and make recommendations to maximize the benefits of this source for the national
economy.
To serve the aforelisted purposes, the study points to various solar energy
supporting policies in the world, and exemplifies policies introduced in selected
countries in conjunction with the development of solar energy market. Then a brief
discussion is made of the development of legislation on electricity generation from
solar energy and the current state of solar energy sector in Turkey.
The analysis part of the study engages in a financial analysis of a sample solar
power plant which concludes that solar energy investments in Turkey are profitable
and the government aid to investments is adequate. On the other hand, it appears that
the aid provided for the development of solar energy manufacturing industry is not
strong enough to direct investors to locally manufactured solar panels. Analyses also
evaluate the likely benefits and costs to the economy of the solar energy investments
for the period 2015 to 2030. Assuming that the installed power for solar energy will
range from 8,500 MW to 21,369 MW in 2030, and the solar power plants will
replace the natural gas fired power plants in the said period, it is predicted that the
natural gas imports will decrease by 5 to 26.6 billion dolar under various series of
natural gas prices. It is also revealed that the said energy source will not alleviate
foreign-dependency in energy unless local manufacturing of solar power plants is
developed.

Key Words: Solar Energy, Photovoltaics, Feed-in Tariff, Financial Analysis

iii

iii
İÇİNDEKİLER

Sayfa No

TEŞEKKÜR .................................................................................................................. i
ÖZET............................................................................................................................ ii
ABSTRACT ................................................................................................................ iii
İÇİNDEKİLER ........................................................................................................... iv
TABLOLAR ............................................................................................................... ix
ŞEKİLLER .................................................................................................................. xi
KISALTMALAR ....................................................................................................... xii
GİRİŞ ........................................................................................................................... 1
1. GÜNEŞ ENERJİSİNDEN ELEKTRİK ÜRETİM TEKNOLOJİLERİ................ 4
1.1. Güneş Enerjisi ile İlgili Temel Bilgiler ......................................................... 4
1.2. Güneş Enerjisinden Elektrik Üretim Teknolojileri........................................ 5
1.2.1. Fotovoltaik teknolojisi ......................................................................... 5
1.2.1.1. Kristal silikon fotovoltaik teknolojisi ...................................... 6

1.2.1.2. İnce film fotovoltaik teknolojisi .............................................. 8

1.2.1.3. Gelişmekte olan yeni fotovoltaik teknolojileri ........................ 9

1.2.1.4. Ticarileşmiş fotovoltaik sistem teknolojilerinin


karşılaştırılması ...................................................................... 10

1.2.1.5. Fotovoltaik sistem teknolojisinin kullanım alanları .............. 12

1.2.1.6. Fotovoltaik sistem elemanlarının maliyetleri ........................ 13

1.2.2. Yoğunlaştırılmış güneş enerjisi sistemleri ......................................... 16


1.2.3. Fotovoltaik ve yoğunlaştırılmış güneş enerjisi teknolojilerinin
karşılaştırılması ................................................................................. 19
2. DÜNYADA GÜNEŞ ENERJİSİ PİYASASININ GELİŞİMİ, POLİTİKA
ALTYAPISI, ÜLKE ÖRNEKLERİ ................................................................... 22
2.1. Güneş Enerjisi Piyasasının Gelişimi ........................................................... 22
2.1.1. Fotovoltaik sistem piyasasının gelişimi ............................................. 22
iv

v
2.1.2. Yoğunlaştırılmış güneş enerjisi sistem piyasasının gelişimi ............. 24
2.1.3. Küresel elektrik üretiminde güneş enerjisi teknolojilerinin rolü ....... 25
2.2. Teşvik Politikaları ....................................................................................... 26
2.2.1. Tarife garantisi ................................................................................... 27
2.2.2. Prim garantisi ..................................................................................... 30
2.2.3. Yenilenebilir enerji kota uygulaması ve yeşil sertifika sistemi ......... 31
2.2.4. Yenilenebilir enerji ihaleleri .............................................................. 33
2.2.5. Nihai tüketicilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamaları amacıyla
elektrik üretmelerini teşvik eden politikalar ..................................... 34
2.2.5.1. Çift taraflı ölçüm sistemleri ................................................... 35

2.2.5.2. Nihai elektrik tüketicilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamaları


amacıyla üretmelerini teşvik eden diğer politikalar .............. 36

2.2.6. Diğer teşvikler .................................................................................... 37


2.2.6.1. Sermaye sübvansiyonu ya da indirimi ................................... 37

2.2.6.2. Vergi teşvikleri ...................................................................... 37

2.3. Ülke Örnekleri ............................................................................................. 38


2.3.1. Almanya ............................................................................................. 38
2.3.2. Çin ...................................................................................................... 42
2.3.3. ABD ................................................................................................... 47
2.3.4. Japonya .............................................................................................. 51
2.3.5. İtalya .................................................................................................. 54
2.3.6. İspanya ............................................................................................... 57
2.4. Değerlendirme ............................................................................................. 59
3. TÜRKİYE’DE ELEKTRİK ÜRETİMİNDE GÜNEŞ ENERJİSİNE
YAKLAŞIM ....................................................................................................... 62
3.1. Türkiye Enerji Sektörünün Genel Görünümü ............................................. 62
3.2. Türkiye’de Elektrik Sektörü ........................................................................ 65
3.2.1. Türkiye’de elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynak
potansiyeli ......................................................................................... 69
v

vi
3.3. Enerji Arz Güvenliğinin Sağlanması ve İklim Değişikliği ile Mücadele
Kapsamında Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Yönelik Politikalar ......... 72
3.3.1. Enerji arz güvenliğinin sağlanması için geliştirilen politikalar ......... 72
3.3.2. Enerji tüketiminden kaynaklı sera gazı salımının azaltılmasına
yönelik politika ve tedbirler .............................................................. 73
3.4. Türkiye’de Güneş Enerjisinden Elektrik Üretimini Artırmanın Gerekliliği
ve Bu Çerçevede Oluşturulan Politikalar ................................................... 75
3.4.1. Enerji arz güvenliğinin sağlanması ve fosil kaynaklı yakıt
tüketiminin ülke ekonomisi üzerindeki olumsuz etkisinin
azaltılması ......................................................................................... 75
3.4.2. Türkiye’de enerji sektörünün yarattığı sera gazı salımları ................ 76
3.4.3. Türkiye’de elektrik sektöründe kayıp-kaçak oranlarının azaltılması. 77
3.4.4. Güneş enerjisinin ülke ekonomisine sağlayacağı diğer faydalar ....... 79
4. TÜRKİYE’DE GÜNEŞ ENERJİSİ İLE İLGİLİ MEVZUAT VE
PİYASASININ MEVCUT DURUMU............................................................... 81
4.1. Türkiye’de Güneş Enerjisi İle İlgili Mevzuat .............................................. 81
4.1.1. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı
Kullanımına İlişkin Kanun ............................................................... 81
4.1.2. Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği ve diğer yasal düzenlemeler
doğrultusunda güneşten lisanslı elektrik üretim süreci..................... 84
4.1.3. Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin
Yönetmelik ve diğer mevzuat düzenlemeleri çerçevesinde güneşten
lisanssız elektrik üretimi süreci ........................................................ 85
4.2. Türkiye'de Güneş Enerjisi Piyasasındaki Gelişmeler .................................. 87
4.2.1. Türkiye'de lisanslı güneş enerjisi piyasasındaki gelişmeler .............. 87
4.2.2. Türkiye'de lisanssız güneş enerjisi piyasasındaki gelişmeler ............ 88
4.2.3. Türkiye fotovoltaik ve yoğunlaştırılmış güneş enerjisi
endüstrisindeki gelişmeler ................................................................ 89
5. TÜRKİYE’DE GÜNEŞ ENERJİSİNE GEÇİŞ EKONOMİSİ VE
YANSIMALARI ................................................................................................ 93
5.1. Türkiye’nin Güneş Enerjisinden Elektrik Üretim Potansiyeli..................... 93
5.2. Türkiye’de Güneş Enerjisinden Elektrik Üretim Yatırımlarının Finansal
Değerlendirmesi ......................................................................................... 96
vi

vii
5.2.1. Fotovoltaik santral yatırımlarının değerlendirilmesinde kullanılan
yöntemler .......................................................................................... 97
5.2.1.1. Net bugünkü değer............................................................... 100

5.2.1.2. Kârlılık endeksi ve fayda maliyet oranı ............................... 101

5.2.1.3. İç kârlılık oranı .................................................................... 102

5.2.1.4. Yatırımın geri ödeme süresi ................................................ 102

5.2.1.5. İndirgenmiş enerji maliyeti .................................................. 103

5.2.2. Fotovoltaik sistem maliyetleri.......................................................... 104


5.2.2.1. Fotovoltaik santral ilk yatırım maliyeti ............................... 104

5.2.2.2. Fotovoltaik santral işletme ve bakım maliyetleri ................ 107

5.2.2.3. Sistem kullanım bedeli ödemeleri ....................................... 111

5.2.2.4. Finansman maliyetleri ......................................................... 111

5.2.2.5. Vergi ödemeleri ................................................................... 112

5.2.3. Fotovoltaik sistem kurulu güç yıllık üretim miktarı ve işletme


gelirlerinin belirlenmesinde kullanılan varsayımlar ....................... 113
5.2.4. Fotovoltaik sistem yıllık karbon gelirlerinin belirlenmesinde
kullanılan varsayımlar .................................................................... 117
5.2.5. Finansal analiz çalışmasının sonuçları ............................................. 118
5.3. Türkiye Fotovoltaik Santrallerine İlişkin Gelecek Projeksiyonları ........... 126
5.3.1. Resmi hedef senaryosu .................................................................... 128
5.3.2. Muhtemel senaryo ............................................................................ 128
5.3.3. İyimser senaryo ................................................................................ 129
5.4. Güneş Enerjisinden Elektrik Üretmenin Ülkeye Fayda ve Maliyetleri ..... 129
5.4.1. Türkiye’de güneş enerjisinden elektrik üretmenin faydaları ........... 130
5.4.1.1. Doğal gaz üzerinden yakıt tasarruf miktarı ve değeri .......... 130

5.4.1.2. Enerji kaynaklı CO2 emisyonu azaltım miktarı ................... 132

5.4.2. Türkiye’de güneş enerjisinden elektrik üretmenin maliyetleri ........ 132

vii

viii
5.4.2.1. Fotovoltaik sistem makine ve ekipmanlarının ithalat
giderleri ....................................................................... 132

5.4.2.2. Fotovoltaik teknolojisine uygulanan alım garantili fiyatların


tüketici üzerinde yaratacağı yük .......................................... 134

5.4.2.3. Diğer öngörülemeyen maliyetler ......................................... 136

5.5. Değerlendirme ........................................................................................... 136


6. POLİTİKA ÖNERİLERİ VE ALTERNATİF YAKLAŞIMLAR .................... 139
SONUÇ .................................................................................................................... 147
EKLER ..................................................................................................................... 150
KAYNAKÇA ........................................................................................................... 172
DİZİN ....................................................................................................................... 185

viii

ix
TABLOLAR
Sayfa No

Tablo 1.1. Ticarileşmiş Fotovoltaik Teknolojilerine İlişkin Temel Veriler ................. 7


Tablo 1.2. Yoğunlaştırılmış Güneş Enerjisi Teknolojilerinin Özellikleri .................. 17
Tablo 1.3. Güneş Enerjisi Teknoloji Türüne Göre Işınım Değerlerinin
Uygunluk Derecesi ..................................................................................... 20
Tablo 1.4. Güneş Enerjisinden Elektrik Üretim Sistemlerinin Karşılaştırılması ....... 21
Tablo 2.1. 2014 Yılı Dünya Fotovoltaik Kurulu Güç Ülke Sıralaması ..................... 24
Tablo 2.2. Senaryolara Göre Güneş Enerjisinden Elektrik Üretiminde 2020 ve
2040 Yılları Tahminleri ............................................................................. 26
Tablo 2.3. 2014 Yılı Almanya Elektrik Tüketimi, Nüfus ve Fotovoltaik Kapasite
Verileri ....................................................................................................... 39
Tablo 2.4. 2014 Yılı İtalya Elektrik Tüketimi, Nüfus ve Fotovoltaik Kapasite
Verileri ....................................................................................................... 57
Tablo 2.5. 2014 Yılı İspanya Elektrik Tüketimi, Nüfus ve Fotovoltaik ve
Yoğunlaştırılmış Güneş Enerjisi Sistemleri Kapasite Verileri .................. 59
Tablo 3.1. 1990-2013 Yılları Birincil Enerji Arzının Kaynaklar İtibarıyla Dağılımı 63
Tablo 3.2. 1990-2013 Yılları Arasında Türkiye’nin Enerji Talep-Üretim-İthalat ve
İhracatının Gelişimi.................................................................................... 65
Tablo 3.3. Elektrik Enerjisi Kurulu Gücünün Kaynaklara Göre Dağılımı ve
Kapasite Gelişimi ....................................................................................... 67
Tablo 3.4. Elektrik Enerjisi Üretiminin Kaynaklara Göre Dağılımı .......................... 68
Tablo 3.5. Elektrik Sektöründe Yenilenebilir Enerji Kaynakları Potansiyeli,
Mevcut Durumu, 2023 Yılı Hedefleri ........................................................ 70
Tablo 4.3. Yenilenebilir Enerji Kaynağı Çeşidine Göre Lisanssız Elektrik Üretimi
Başvuruları ................................................................................................. 88
Tablo 5.1. Türkiye'nin Yıllık Toplam Güneş Enerjisi Potansiyelinin Bölgelere Göre
Dağılımı ..................................................................................................... 95
Tablo 5.2. Fotovoltaik Santral Ekonomik Performansının Belirlenmesinde
Kullanılan Ölçütler, Formülleri, Birimleri ve Kullanıcı Türü ................... 99
Tablo 5.3. 1 MW Kurulu Güçteki Fotovoltaik Santralın İlk Yatırım Maliyeti Alt
Kalemleri ve Toplamı .............................................................................. 107
Tablo 5.4. 1 MW Kurulu Güçteki Fotovoltaik Tesisin Yıllık İşletme ve Bakım
Giderleri ................................................................................................... 110
Tablo 5.5. Fotovoltaik Yatırımının Finansal Analizinde Kullanılan İndirgeme
Oranının Sermaye Maliyetlerinin Ağırlıklı Ortalaması Yöntemiyle
Hesaplanması ........................................................................................... 112
ix

x
Tablo 5.6. Kurumlar Vergisi Matrahının Hesaplanması .......................................... 112
Tablo 5.7. Konya’nın Karapınar İlçesinde Kurulacak 1 MW Kapasiteli Güneşi
Takip Etmeyen Fotovoltaik Sistemin Yıllık Elektrik Üretim Miktarı
Tahmini .................................................................................................... 115
Tablo 5.8. Baz Senaryoda 1 MW Kapasiteli Fotovoltaik Santral Yatırımının Nakit
Akış Tablosu ............................................................................................ 119
Tablo 5.9. Baz Senaryodan Elde Edilen Ekonomik Performans Ölçütleri ve
Bunların Değerlendirilmesi ...................................................................... 121
Tablo 5.10. 1 MW Kurulu Güçteki Fotovoltaik Sistemin Farklı Senaryolarda
Ekonomik Performans Ölçütleri .............................................................. 126
Tablo 5.11. 2003-2013 Yılları Arasında 1 MWh Elektrik Üretimi İçin Kullanılan
Doğal Gaz Miktarı ................................................................................... 131
Tablo 5.12. 2015-2030 Yılları Arasında Senaryolara Göre Doğal Gaz Yakıt
Tasarrufunun Toplam Net Bugünkü Değerlerinin Özet Tablosu............. 132
Tablo 5.13. 2014-2030 Yılları Arasında Fotovoltaik Sistem Üretiminin Toplam
CO2 Emisyonunu Azaltım Miktarı ........................................................... 132
Tablo 5.14. 2015-2030 Yılları Arasında Senaryolara göre Fotovoltaik Sistem
Makine ve Ekipmanların İthalatının Toplam Net Bugünkü Değerlerinin
Özet Tablosu ............................................................................................ 134
Tablo 5.15. 2015-2030 Yılları Arasında Senaryolara Göre Alım Garantili
Fiyatların Tüketici Üzerinde Yaratacağı Toplam Mali Yükün Net
Bugünkü Değeri ....................................................................................... 135

xi
ŞEKİLLER
Sayfa No
Şekil 1.1. Fotovoltaik Sistem Elemanlarının Toplam Maliyetteki Payının Değişimi 15
Şekil 1.2. Yoğunlaştırılmış Güneş Enerjisi Sisteminin Bölümleri ............................. 16
Şekil 1.3.Yoğunlaştırılmış Güneş Enerjisi Teknoloji Çeşitleri .................................. 17
Şekil 3.1. Türkiye’de 1984-2013 Yılları Arasında Elektrik Sistemi Kayıp-Kaçak
Oranlarının Değişimi.................................................................................. 78
Şekil 4.1. Güneş Enerjisi Santrali Lisanslandırma Süreci.......................................... 85
Şekil 5.1. Türkiye’de Aylar İçerisindeki Bir Günlük Toplam Güneş Radyasyonu ve
Toplam Güneşlenme Süresi ....................................................................... 95

xi

xii
KISALTMALAR

AB : Avrupa Birliği
ABD : Amerika Birleşik Devletleri
AC : Alternatif Akım (Alternative Current)
Ar-Ge : Araştırma ve Geliştirme
A-si : Amorf Silisyum
BGÖS : Basit Geri Ödeme Süresi
BMİDÇS : Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi
BOTAŞ : Boru Hatları İle Petrol Taşıma A.Ş.
CdS : Kadmiyum Sülfür (Cadmium Sulfide)
Cd-Te : Kadmiyum Tellürid (Cadmium Telluride)
CI(G)S : Bakır İndiyum Galyum Sülfür (Copper Indium Gallium
Selenide)
CO2 : Karbondioksit
CPV : Yoğunlaştırılmış PV (Concentrated Photovoltaic)
CSP : Yoğunlaştırılmış Güneş Enerjisi Sistemleri (Concentrated
Solar Power)
DC : Doğru Akım (Direct Current)
DNI : Direkt Güneş Işınım Değeri (Direct Normal Irradiance)
DPT : Devlet Planlama Teşkilatı
EDAŞ : Elektrik Dağıtım Şirketi
EİE : Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü
EPC : Mühendislik, Tedarik ve Kurulum (Engineering, Procurement
and Construction Management)
EPDK : Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
EPK : Elektrik Piyasası Kanunu
ETKB : Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
FIP : Prim Garantisi (Feed in Premium)
FIT : Tarife Garantisi (Feed in Tariff)
F/M : Fayda Maliyet
GEPA : Güneş Enerjisi Potansiyel Atlası
GES : Güneş Enerjisi Santrali
GNI : Toplam Güneş Işınım Değeri (Global Normal Irradiance)
GÖS : Geri Ödeme Süresi
GWh : Giga Watt-Saat
HES : Hidroelektrik Santral

xii

xiii
IEA : Uluslararası Enerji Ajansı (International Energy Agency)
IPCC : Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (Intergovernmental
Panel on Climate Change)
İGÖS : İndirgenmiş Geri Ödeme Süresi
İKO : İç Kârlılık Oranı
KDV : Katma Değer Vergisi
KE : Kârlılık Endeksi
KP : Kyoto Protokolü
KWh : Kilo Watt-Saat
LCOE : İndirgenmiş Enerji Maliyeti (Levelised Cost of Capital)
LNG : Sıvılaştırılmış Doğal Gaz (Liquefied Natural Gas)
LÜY : Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği
LY : Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği
MTEP : Milyon Ton Eşdeğer Petrol
MW : Mega Watt
MWh : Mega Watt-Saat
NBD : Net Bugünkü Değer
PV : Fotovoltaik (Photovoltaics)
PVGIS : Avrupa Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi
RES : Rüzgâr Enerjisi Santrali
TCMB : Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası
TEDAŞ : Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.
TEİAŞ : Türkiye Elektrik İletim A.Ş.
TEP : Ton Eşdeğer Petrol
TORETOSAF : Türkiye Ortalama Elektrik Toptan Satış Fiyatı
TSE : Türk Standartları Enstitüsü
TÜBİTAK : Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
TÜİK : Türkiye İstatistik Kurumu
W : Watt
WACC : Sermaye Maliyetlerinin Ağırlıklı Ortalaması (Weighted
Average Cost of Capital)
Wp : Watt-Pik
YEGM : Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü
YEKDEM : Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması
YEK Kanunu : Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi
Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun

xiii

xiv
GİRİŞ

Dünyada enerjiye olan talep giderek artmaktadır. 1990-2012 yılları arasında


dünya birincil enerji talebi yaklaşık yüzde 53 oranında artarak 13.361 milyon ton
petrol eşdeğerine (MTEP) ulaşmıştır. 2012 yılında birincil enerji talebinin yaklaşık
yüzde 82’si fosil kaynaklı yakıtlar ile karşılanmıştır.1 Dünyada enerji ihtiyacının her
geçen gün artış göstermesi, yeryüzünde sınırlı miktarda bulunan fosil yakıtlı kaynak
rezervlerinin yavaş yavaş tükenmesine neden olmaktadır. Ayrıca, sanayi devrimi
sonrasında fosil yakıtların kullanımının artması ile başta karbondioksit (CO2) olmak
üzere sera etkisi yaratan gazların (sera gazlarının) atmosferdeki yoğunluğu önemli
ölçüde yükselmiş ve küresel ölçekte bir ısınma yaşanmaya başlamıştır.

Son dönemlerde yaşanan enerji krizleri ve küresel ısınma gerçeği, ülkeleri


kullanımı alışılagelmiş, tükenme riski taşıyan, sera gazı salımında payı bulunan ve
geleneksel enerji kaynakları olan fosil yakıtlar yerine sürekli yenilenen ve çevre
dostu enerji kaynakları arayışına yöneltmiştir. Yenilenebilir enerji kaynakları olarak
tabir edilen bu kaynaklar, günümüzde yoğun ilgi görmektedir.

Yenilenebilir enerji kaynakları arasında güneş enerjisi, hem CO2 salımı


olmadığı için çevre dostu hem de potansiyel olarak tüm dünyanın enerji talebini
karşılayacak kadar büyük bir enerji kaynağıdır. Geleneksel enerji kaynaklarına göre
birden fazla avantajlı yönü olan güneş enerjisinin sıcak su temininden elektrik
enerjisi üretimine kadar birçok kullanım alanı bulunmaktadır.

Son dönemde enerji arz güvenliği ve küresel ısınmayla mücadele kapsamında


yürütülen Ar-Ge faaliyetleri ve uygulanan teşvik mekanizmaları sonucunda, güneş
enerjisi üretim teknolojilerinin; maliyetleri hızla azalmış, verimlilikleri yükselmiş,
birçok ülkede kullanımı yaygınlaşmıştır. Eskiden belirli niş pazarlarda uygulanan
güneş enerjisinden elektrik üretim sistemleri, 2014 yılında dünya elektrik talebinin
yüzde 1’ini karşılayabilecek kapasiteye ulaşmıştır. Böylece güneş enerjisi, hidrolik
ve rüzgârdan sonra dünyanın en büyük üçüncü yenilenebilir enerji kaynağı olmuştur.

Türkiye’nin ekonomik büyümesine, artan nüfusuna, sanayileşmesine ve


yaşam koşullarının iyileşmesine paralel olarak enerji ihtiyacı hızla artmaktadır. Fosil

1
IEA, 2014i:56.
1

1
yakıtlar açısından fakir sayılan ülkemizin enerji talebini yerli üretimle karşılama
oranı 1990-2013 yılları arasında yaklaşık yüzde 22 oranında azalırken, dışa
bağımlılığı aynı oranda yükselmiştir. Türkiye’de son on yılda doğal gazın elektrik
üretimindeki payının yüzde 43-50 aralığında seyretmesi ithal doğal gaz kaynaklarına
bağımlılığının ne kadar yüksek olduğunun açık bir kanıtıdır. Ülkemizin elektrik
üretiminde kaynak çeşitliliğinin sağlanması, fosil yakıtlarda dışa bağımlılığının
azaltılması ve küresel ısınmayla mücadele açısından yüksek güneş enerjisi
potansiyelinin elektrik üretmek amacıyla değerlendirilmesi büyük önem arz
etmektedir. Bu çerçevede, 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik
Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunun (YEK Kanunu) sunduğu
teşvikler ile güneş enerjisi yatırımları desteklenmeye başlanmıştır.

Çalışmanın amacı, uzun vadede Türkiye güneş enerjisi potansiyelinden


üretilecek elektriğin faydalarını ve maliyetlerini değerlendirmek, güneş enerjisinin
milli ekonomiye azami düzeyde katkı sağlayabilmesi için alınması gereken önlemleri
ortaya koymaktır. Ayrıca, teşvik mekanizmasının güneş enerjisi piyasasının gelişimi
açısından yeterli olup olmadığına ilişkin değerlendirmeler yapmak ve YEK
Kanununda 2011 yılında yapılan değişiklik ile harekete geçen piyasanın sağlıklı bir
şekilde işlemesine yönelik öneriler getirmektir.

Güneş enerjisinden elektrik üretim faaliyetine yönelik yapılan diğer


çalışmalardan farklı olarak bu çalışmada, güneş enerjisi yatırımlarının uzun vadeli
bakış açısıyla hem özel sektör hem de kamu açısından değerlendirilmesi mümkün
olmuştur. Çalışmada, güneş enerjisinden elektrik üretiminde önde gelen ülkelerin
yaşadıkları tecrübeler incelendikten sonra Türkiye’deki mevcut durum ele alınmıştır.
Ayrıca, güneş enerjisi santral yatırımlarının özel sektör açısından yapılabilirliği
araştırılmış, uygulanan teşvik politikalarının yeterliliği sorgulanmış ve son olarak
güneş enerjisi politikalarının belirlenmesinde dikkat edilmesi gereken hususlar ortaya
konmuştur. Literatür taraması ve piyasa araştırması sonucunda elde edilen bulgular
doğrultusunda örnek bir projenin finansal analizi yapılmıştır. Söz konusu analizde
santralin yapımı aşamasında ve işletmesinde ortaya çıkabilecek bütün gelir ve
giderler hesaplamalara dahil edilmiştir. Sonrasında farklı senaryolarda 2030 yılında
güneş enerjisinden elektrik üretim miktarının ve kapasitesinin ulaşabileceği seviye
2

2
tahmin edilmiş, üretimin ülke ekonomisinde yaratacağı fayda ve maliyetler genel
hatlarıyla ortaya konulmuştur.

Çalışmanın ilk bölümünde güneş enerjisi ile ilgili temel bilgilere yer
verildikten sonra bu enerji türünün kullanım alanlarına değinilmiştir. Ardından,
güneş enerjisinden elektrik üretim teknolojileri; fotovoltaik (photovoltaic-PV) ve
yoğunlaştırılmış güneş enerjisi sistemleri (concentrated solar power-CSP)
anlatılmıştır.

İkinci bölümde, dünyada güneş enerjisi piyasasının gelişimi ele alınmıştır.


Türkiye’de uygulanan güneş enerjisi teşvik politikalarına yol göstermesi amacıyla
yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimini desteklemeye yönelik politika
uygulamaları ve araçları anlatılmış, dünya güneş enerjisi piyasasının gelişimi
değerlendirilmiş, seçilmiş ülkelerin politika uygulamaları incelenmiştir.

Üçüncü bölümde, öncelikle Türkiye’nin güneş enerjisinden elektrik


üretiminin neden önem taşıdığını doğru bir şekilde ortaya koyabilmek için ülkemizin
enerji ve elektrik sektörü genel bir değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Ardından,
Türkiye’nin enerji arz güvenliği ve ilkim değişikliği ile mücadele kapsamında
yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik uyguladığı politikalar özetlenmiştir.

Dördüncü bölümde, güneş enerjisinden elektrik üretimine ilişkin mevcut


politikalara ve mevzuat düzenlemelerine yer verilmiş ardından güneş enerjisi
piyasasındaki güncel gelişmeler anlatılmıştır.

Çalışmanın beşinci bölümünde öncelikle Türkiye’nin sahip olduğu güneş


enerjisi potansiyeli değerlendirildikten sonra güneş enerjisi yatırımcılarına yol
göstermek, PV sistem yatırımcılarına ve endüstrisine uygulanan teşvik
mekanizmasının yeterliliğini değerlendirmek amacıyla Türkiye’de lisanssız üretim
kapsamındaki 1 MW kapasiteli örnek bir PV santral projesinin finansal analizi
yapılmıştır. Ayrıca, farklı senaryolarda güneş enerjisinden elektrik üretiminin ülke
ekonomisinde yaratabileceği olası fayda ve maliyetler hesaplanmıştır.

Çalışmanın sonunda Türkiye’de güneş enerjisinden elektrik üretim


piyasasının gelişimine ve sürekliliğine katkı sağlayacak görüş ve önerilere yer
verilmiştir.
3

3
1. GÜNEŞ ENERJİSİNDEN ELEKTRİK ÜRETİM TEKNOLOJİLERİ
1.1. Güneş Enerjisi ile İlgili Temel Bilgiler

Güneş çekirdeğinde, yüksek sıcaklık ve basınç altında meydana gelen füzyon


reaksiyonlar ile hidrojen elementi helyum elementine dönüştürülmekte, bu
tepkimeler sonucunda güneş büyük miktarda enerji üretmektedir. Güneş enerjisi
genel olarak birim m2 alan başına düşen Watt (W)2 cinsinden enerji olarak
gösterilmektedir. Dünya atmosferinin dışına yaklaşık olarak yılda 1.370 W/m²
değerinde güneş enerjisi ulaşmakta, ancak yeryüzüne ulaşan miktarı 0-1.100 W/m2
değerleri arasında değişim göstermektedir.3

Son yıllarda fosil kaynakların tükenme eğilimine girmesi, hem üretimleri


hem de tüketimleri sırasında neden oldukları çevre kirliliği, sınırsız veçevreyle
uyumlu bir enerji kaynağı olan güneş enerjisini artan önemle gündeme getirmiştir.
Güneş enerjisinden temel olarak ısı ve elektrik enerjisi elde etmek mümkündür.
Güneş ışınlarının odaklanarak yoğunlaştırılmasına dayanan ısıl güneş
teknolojileriyle; binalarda, seralarda, endüstriyel işletmelerde ısıtma ve havalandırma
uygulamaları gerçekleştirilmektedir. Diğer taraftan güneş enerjisinden elektrik
üretim tesisleri, “Watt mertebesinden (küçük haberleşme sistemleri veya diğer
sistemler) kW mertebesine (kırsal bölgelerde katodik koruma, sinyalizasyon,
haberleşme sistemleri, pompalama ve sulama tesisleri, evler, çiftlikler gibi şebekeden
bağımsız tüketiciler ile şebekeye bağlı evler, tesisler) ve MW mertebesine kadar
uzanan üretim seviyesi ile birden fazla kesimin elektrik ihtiyacının karşılanmasına
yardımcı olmaktadır.”4

Tezin ana konusu güneş enerjisinden elektrik üretim faaliyeti olduğundan


bölümün devamında, güneş enerjisinden elektrik üretim teknolojileri üzerinde
durulmaktadır.

2
Elektrik gücünün standart metrik ölçüm birimidir.
3
YEGM (Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü), 17.03.2015.
<http://www.eie.gov.tr/yenilenebilir/g_enj_tekno.aspx>.
4
DPT, 2001: 4-31, 4-32.
4

4
1.2. Güneş Enerjisinden Elektrik Üretim Teknolojileri

Güneş enerjisinden elektrik üretiminde kullanılan teknolojiler; fotovoltaik


(photovoltaic-PV) ve yoğunlaştırılmış güç sistemleri (concentrated solar power-CSP)
olmak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır.5 Söz konusu teknolojilere ilişkin ayrıntılı
bilgiler aşağıda yer almaktadır.

1.2.1. Fotovoltaik teknolojisi

PV sistemler, güneş enerjisini doğrudan elektrik enerjisine dönüştüren


düzeneklerdir. Sistemin temel yapı bloğu PV hücrelerdir. PV hücreleri fotovoltaik
ilkeye dayalı olarak çalışırlar, yani üzerlerine ışık düştüğü zaman uçlarında elektrik
gerilimi oluşur. Birden fazla sayıdaki güneş hücresinin birbirine paralel ya da seri
bağlanarak bir yüzey üzerine monte edilmesiyle gerilimi ve dolayısıyla güç çıkışını
artırmak mümkündür. Bu yapıya PV modül adı verilmektedir. Güç talebine bağlı
olarak modüller birbirlerine seri ya da paralel bağlanarak birkaç W’tan MW’lara
kadar büyüklükte üretim sistemleri kurulabilir.6 Çeşitli PV modüllerinin, sırasıyla,
gerilimi ve/veya akımı artırmak için seri ve/veya paralel olarak bağlanmasıyla güneş
ışınlarının etkisiyle elektrik akımının yaratıldığı ana yapı olan PV paneli
oluşturulmaktadır.

Ardından, PV sistem dengeleyicileri (balance of system) olarak isimlendirilen


modül haricindeki diğer sistem elemanları sisteme dâhil edilmektedir. PV sistem
dengeleyicilerini; invertör, güç kontrol sistemleri (şarj kontrolör), enerji depolama
aygıtları (akü) ve diğer sistem dengeleyicileri olarak dört ana bölüme ayırmak
mümkündür. İnvertör modülde doğru akımla (DC)7 üretilen elektriği alternatif akıma
(AC)8 çevirmekte, güç kontrol sistemleri PV sistemdeki voltaj değişimlerini dengede
tutmakta, enerji depolama aygıtları üretilen elektriği daha sonra kullanılması amacı
ile depolamaktadır. Sistemin bağlantılarını sağlayan diğer sistem dengeleyici

5
YEGM, 01.03.2015.
<http://www.eie.gov.tr/yenilenebilir/g_enj_tekno.aspx>
6
YEGM, 02.03.2015.
<http://www.eie.gov.tr/yenilenebilir/g_enj_tekno.aspx>
7
Doğru akım, elektrik yüklerinin yüksek potansiyelden alçak olana doğru sabit olarak akmasıdır.
8
Alternatif akım, genliği ve yönü periyodik olarak değişen elektriksel akımdır.
5

5
unsurlar; kablolar, bağlantı elemanları, devre anahtarları (şalterler), kablo bağlantı
kutuları, elektrik sigortalarından oluşmaktadır.

PV paneller ve sistem dengeleyicilerinin bir araya getirilmesi sonucunda PV


sistem teknolojisi kuruluma hazır hale gelmektedir. Kullanılan temel malzeme (yarı-
iletken) çeşidine ve ticari olgunluk düzeyine bağlı olarak PV sistem teknolojileri
kristal silikon, ince film ve gelişmekte olan yeni PV teknolojileri olmak üzere üç
grup halinde sınıflandırılmaktadır.9

1.2.1.1. Kristal silikon fotovoltaik teknolojisi

PV hücrelerde yarı-iletken malzeme olarak kristal silikonun (silisyum)


kullanıldığı sistemlere kristal silikon teknolojisi denilmektedir. 1960’lı yıllarda
dünyada silisyumun hücre yapımında kullanılmasına yönelik bilimsel ve teknik
altyapı oluşmaya başlamıştır.10 1963 yılında 242 W gücündeki ilk ticarileşmiş kristal
silikon modül Japon bir firma tarafından üretilmiştir.11

Silisyum, oksijenden sonra yer kabuğunda en çok bulunan elementtir. Doğada


saf kimyasal madde şekilde bulunmayan silisyumun hücre yapımı için hazır hale
gelmesi için yüksek sıcaklık gerektiren işlemler sonucunda silikondioksit
bileşiğinden ayrılması gerekmektedir. Üretim sürecindeki farklılılardan dolayı kristal
silikon PV hücrelerin; monokristal silikon, polikristal silikon ve ribbon silikon hücre
olmak üzere üç çeşidi bulunmaktadır.12

Kristal silikon PV teknolojisi çeşitlerinden ilki olan monokristal silikon PV


sistemlerde hücrenin tamamı tek bir kristal silikon yapıdan oluşmaktadır.
Monokristal hücrelerin atomik yapısı homojendir. Monokristal PV hücrelerin uzun
süreli kullanımlardaki dayanıklılığı kanıtlanmış olup bu hücreler diğer ticarileşmiş
PV sistem teknolojileri arasında en yüksek verimliliğe sahip teknolojidir.
Laboratuvar şartlarında monokristal hücre verimliliği en fazla yüzde 25 olmuştur.13

9
IRENA, 2013b:7.
10
Luque and Hegedus, 2002:23.
11
IRENA, 2012b:5.
12
IRENA, 2013b:7.
13
NREL (National Renewable Energy Labrotary), Best Research-Cell Efficiencies, 01.03.2015.
< http://www.nrel.gov/ncpv/images/efficiency_chart.jpg>
6

6
Ticari monokristal hücre verimliliği yüzde 16-22 arasında değişmekte, modül
verimliliği ise yüzde 13-19 aralığında seyretmektedir14 ( Tablo 1.1).

Tablo 1.1. Ticarileşmiş Fotovoltaik Teknolojilerine İlişkin Temel Veriler


Kristal Silikon İnce Film
PV Teknoloji Türü Monokristal Polikristal a-Si/m- CPV
CdTe CI(G)S
Silikon Silikon Si
Maksimum Hücre
22 18 10 11,2 12,1 -
Verimliliği (%)
Laboratuvar Şartlarında En
Yüksek Hücre Verimliliği 25 20,3 13,2 16,5 20,3 46
(%)
Maksimum Modül
19-20 15-16 9 - - 36,7
Verimliliği (%)
Ticari Modül Verimliliği
13-19 11-15 7-9 10-11 7-12 25-35
(%)
2015-2020 Yılı Ticari
Modül Verimlilik Hedefi 16-23 19 10-11 14 15 -
(%)
Arazi Kullanımı (m2/kW) 6-8 7-9 11-15 9-10 9-15 36
Ekonomik Ömrü (Yıl) 25-30 25 -
2015-2020 Yılı Ekonomik
30-35
Ömür Hedefi (Yıl)
Piyasa Payı (%) 35 55 10 -
Kaynak: IRENA (International Renewable Energy Agency), 2013b:23, 8, 11, 9; Fraunhofer, 2014:18,
19; Fraunhofer and NREL, 2015:6 kaynaklarından derlenerek yazar tarafından hazırlanmıştır.

Yüksek verimlilik avantajına karşın monokristal silikon PV teknolojilerin


dezavantajlarının en başında silisyumun yüksek derecede saflaştırılması işleminin
enerji yoğun, karmaşık ve uzun bir süreçte gerçekleştirilmesi ve maliyetli olması
gelmektedir.15 Bunun haricinde, söz konusu teknoloji oldukça hassas ve kırılgan
yapıya sahip olup sert iklim şartlarında kolayca zarar görebilmektedir.

Elektriksel özellikleri açısından monokristal PV hücrelerle hemen hemen


özdeş olan polikristal silikon PV hücreler monokristal hücreye göre daha az enerji
yoğun bir süreçte üretilmektedir. Bu nedenle üretim maliyeti daha azdır. Ancak,
polikristal hücrenin verimliliği daha düşüktür. Polikristal hücrelerde laboratuvar
şartlarında ulaşılan en yüksek verimlilik yüzde 20,4 olmuştur.16 Ticarileşmiş
polikristal hücre verimliliği yüzde 14-18, modül verimliliği iseyüzde 11-15 arasında
değişmektedir (Tablo 1.1).

14
IRENA, 2013b:8, 9.
15
Wenham at al, 2007:34.
16
IRENA, 2013b:8; NREL, Best Research-Cell Efficiencies, 01.03.2015.
<http://www.nrel.gov/ncpv/images/efficiency_chart.jpg>
7

7
Kristal silikon hücrenin geleneksel yöntemlerle üretiminde ham silikonun
yüzde 40’a yakın bölümü israf edilmektedir. Üçüncü kristal silisyum teknolojisi olan
ribbon silisyum PV teknolojisi şekillendirilmiş şerit yöntemi ile malzeme kayıplarını
azaltmaktadır.17

1.2.1.2. İnce film fotovoltaik teknolojisi

Kristal silikon PV hücrelerin üretim maliyetlerini düşürmek amacıyla 1990’lı


yıllarda başlatılan Ar-Ge çalışmaları sonucunda ince film teknolojisi ortaya çıkmıştır.
İnce film temelli PV hücrelerin, üretimlerinde kullanılan yarı-iletken malzemeler
açısından; amorf silisyum (a-si), kadmiyum tellürid (CdTe) ve bakır-indiyum-
galyum-selenyum CI(G)S olmak üzere üç türü mevcuttur.18 Söz konusu ince film PV
teknolojilerine ilişkin temel bilgiler Tablo 1.1’de özetlenmektedir.

İnce film teknolojisinin kristal silikon hücreye göre birden fazla avantajlı
yönü bulunmaktadır. Teknolojide kullanılan yarı-iletken malzemelerin güneş ışığını
yüksek seviyede emme özelliğiyle teorik olarak güneş ışığını elektriğe dönüştürmek
için 0,001 mm tabaka kalınlığına sahip olması yeterlidir.19 İnce film teknolojisinde
hücre üretimi daha az enerji yoğun bir süreçte gerçekleşmektedir. Ayrıca, ince film
hücrede kristal silikon hücreye göre daha düşük miktarda yarı-iletken malzeme
kullanılmaktadır Böylece, ince film PV teknolojisinin üretim maliyetinin kristal
silikondan daha düşük gerçekleşmektedir.20 Plastik alt tabakadan oluşan ince film
teknolojileri kolay bir şekilde farklı yüzeylere uygulanabilmektedir. Kristal silikon
hücrelere göre söz konusu teknolojinin sıcaklığa duyarlılığı daha düşüktür. İnce film
teknolojileri, ince uzun şeritler halindeki hücre şekilleri sayesinde kristal silikon
hücrelere göre gölgelenmeden daha az etkilenmekte, böylece bulutlu ve kapalı
havalarda daha yüksek performansa sahip olmaktadır.21

Ince film teknolojisinin kristal silikon tabanlı PV teknolojilerine oranla düşük


sistem verimliliğine sahip olması ve kullanım ömrünü test etmek için yeterli
tecrübenin endüstride henüz oluşmaması nedeniyle kristal silikon PV teknolojisi

17
DGS (Deutsche Gesellschaft für Seniorenberatung) and Earthscan, 2012:27.
18
IRENA, 2015a:5.
19
DGS and Earthscan, 2012:40.
20
DGS and Earthscan, 2012:40, 41; IRENA, 2013b:2.
21
IRENA, 2013b:10.
8

8
piyasada hakim konumdadır. Ayrıca, bu teknolojide yarı iletken malzeme olarak
kullanılan elementler sadece PV endüstrisinde değerlendirilmektedir. Bu nedenle,
ince film PV teknolojisinde kullanılan yarı iletken malzemelerin geliştirilmesi daha
çok finansman ihtiyacı gerektirmektedir.22

1.2.1.3. Gelişmekte olan yeni fotovoltaik teknolojileri

Kristal silikon ve ince film PV sistemlere göre daha yüksek verimliliğe sahip
düşük maliyetli PV teknolojilerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar son 20 yıldır
devam etmektedir. Çalışmalar neticesinde; yoğunlaştırılmış PV hücreler (CPV),
organik PV hücreler, gelişmiş inorganik ince film hücreler ve diğer yeni PV hücreler
olmak üzere dört çeşit üçüncü nesil PV sistem ortaya çıkmıştır.23

CPV teknolojisinde güneş ışığı aynalar ve lensler yardımı ile daha küçük bir
yüzeye yansıtılmakta ve güneş enerjisi PV hücreler yardımı ile doğrudan elektrik
enerjisine çevrilmektedir. Diğer PV hücreleri güneş ışınımının hem direkt hem de
difüz bileşeninden24 yararlanırken CPV hücre sadece direkt güneş ışınımından
(Direct Normal Irradiance-DNI)25 yararlanmaktadır. Bu yüzden teknoloji, özellikle
DNI değeri 2.000 kWh/m2-yıl’ın üzerindeki yerlerde tercih edilmektedir.26 CPV
sistemlerde verimliliğin artırılması için genellikle güneş takip sistemi
kullanılmaktadır. Böylece lensler sırasıyla tek ve çift eksenli takip sistemi
kullanılarak güneş ışığına doğru yönlendirilmektedir. Ayrıca bazı uygulamalarda
soğutma sistemleri de sisteme dâhil edilmektedir.27

CPV haricindeki diğer yeni nesil PV teknolojileri çoğunlukla Ar-Ge


aşamasında olup piyasa sürecine henüz tam olarak girememiştir. Teknoloji
verimlilikleri düşük oranlarda gerçekleşmesine rağmen hafif, düşük maliyetli ve
serbest şekilli olmaları yeni nesil PV teknolojilerinin avantajlı yönleridir. Söz konusu

22
Luque and Hegedus, 2011:28.
23
IRENA, 2013b:13, 14; IRENA, 2015a:76.
24
Difüz ışınım, saçılarak ve dağılarak yeryüzüne ulaşabilen ışınımdır.
25
Güneş ışığı atmosferde sayısız yansımalar ve sapmalar nedeniyle hem doğrudan hem de dolaylı
olarak yeryüzüne düşmektedir. Açık günlerde güneş enerjisinin yüzde 80-90’ını direkt ışınım
oluştururken, bulutlu ya da sisli bir günde yeryüzüne düşen ışığın direkt bileşeni bulunmamaktadır.
26
Fraünhöfer and NREL, 2015:6.
27
IEA, 2014b:30.
9

9
teknolojiler genellikle mobil uygulamaların olduğu mikro pazarlara hitap
edebilmektedir.28

1.2.1.4. Ticarileşmiş fotovoltaik sistem teknolojilerinin karşılaştırılması

Güneş enerjisinden elektrik üretmek isteyen yatırımcılar; PV sistem


maliyetini, hücre ve modül verimliliklerini, ekonomik ömrü ve birim kW kapasite
kurulumu için gerekli alan gibi bilgileri dikkate alarak karar verebilmektedir. Söz
konusu değişkenler arasında en önemli parametre maliyet olmakla beraber sistem
performansının da yıllık gelirlerin öngörülebilmesi açısından değerlendirilmeye
alınması gerekmektedir.

PV teknoloji maliyetlerine ilişkin ortak bir veriye ulaşmak oldukça zordur.


Çünkü sistem elemanlarının fiyatları imâl edildikleri ülkeye, verimlilik düzeylerine
göre farklılık göstermektedir. Bu nedenle PV teknolojilerini karşılaştırmak amacıyla
hazırlanan tabloda maliyetlere ilişkin bir bilgi yer almamaktadır. Bununla birlikte
teknolojilerin verimliliklerine bakıldığında, kristal silikon teknolojisinin
verimliliğinin ince film teknolojisinden yüksek olduğu görülmektedir. Bu durum,
kristal silikon sistemlerle aynı miktarda güç üretmeleri için ince film PV sistemlerin
daha geniş araziler üzerinde kurulmaları gerektiğini göstermektedir. Birim kW
kapasitedeki panelin kapladığı alan; kristal silikon PV teknolojisinde 6-9 m2 arasında
iken ince film teknolojisinde 9-15 m2 arasına yükselmektedir.29 CPV hücre, modül ve
sistemlerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar uzun zamandır devam etmesine
rağmen, söz konusu teknoloji ancak 2000’li yılların başlarında piyasada yer almaya
başlamıştır. Kristal silikon ve ince film PV teknolojilerinin henüz gerisinde olan
CPV sistemlerinin piyasası, endüstrisi ve fiyatları konusunda güvenilir verilere
ulaşmak oldukça güçtür.30

Son yirmi yılda, PV teknolojilerinin performansları önemli ölçüde


geliştirilmiş olup bu eğilimin gelecekte de devam etmesi beklenmektedir. PV hücre
ve modül üretimi faaliyetleri, Ar-Ge faaliyetlerinin yoğun bir şekilde sürdürüldüğü
rekabetçi bir alanda yürütülmektedir. Son yıllarda, PV sistem verimliliğini artırmaya,

28
IRENA, 2013b:15.
29
IRENA, 2013b:23.
30
Fraunhofer and NREL, 2015:7.
10

10
ekonomik ömrünü uzatmaya ve maliyetini düşürmeye yönelik çalışmalar hızla
devam etmektedir. Bu kapsamda; 2020 yılına kadar monokristal ticari modüllerin
verimliliğinin yüzde 16-23 aralığına, polikristal silikon modüllerin verimliliğinin
yüzde 19’a yükseltilmesi beklenmektedir. 2030 yılı sonrasında ise monokristal
modül verimliliğinin yüzde 25-40 aralığına ulaşması, polikristal modül verimliliğinin
yüzde 21’e yükseltilmesi hedeflenmektedir. İnce film teknolojisinde ticarileşmiş
modüllerin verimliliği yüzde 7-12 aralığında değişmekte olup bu rakamın 2020 yılına
kadar yüzde 8-16 seviyelerine ulaşacağı öngörülmektedir.31 CPV teknolojisinde ise
2002 yılından itibaren hücre verimliliği yıllık yüzde 0,9 oranında büyümüş olup
sistem verimliliğinin 2020 yılına kadar yüzde 36’ya, 2030 yılından sonrasında yüzde
45’in üzerine çıkması beklenmektedir.32

Mevcut durumda, ticarileşmiş PV sistem modüllerinde sistem ekonomik


ömrü genelde 25 yıl olarak öngörülmekle beraber kristal silikon teknolojisinde bu
süre 30 yıla çıkabilmektedir. PV sistem ekonomik ömrünün; 2015-2020 yılları
arasında 30-35 yıla, 2035 yılından sonra da 35-40 yıla çıkarılması
hedeflenmektedir.33

2013 yılında toplam 35,2 GWp34 seviyesindeki toplam modül üretiminin


yüzde 90’ı kristal silikon teknolojisine ait olmuştur. Polisilikon PV teknolojisinin
sahip olduğu maliyet avantajı, 2013 yılında 21,3 GWp üretim (toplam üretimin yüzde
55’i) seviyesi ile PV pazarında birinci sırada yer almasını sağlamıştır. Monokristal
PV teknolojisi 13,9 GWp üretim ile polikristal PV teknolojisinin ardından gelmiştir.
Aynı yılda ribbon silikon PV sistem üretimi gerçekleşmemiştir. Diğer taraftan, ince
film PV teknolojisi birkaç yıl önce büyük bir büyüme yaşamasına rağmen, son
zamanlarda pazar payı gittikçe azalmaktadır. İnce film teknolojisinin PV
sektöründeki payı 2009 yılında yüzde 15 iken 2013 yılında yüzde 10’a düşmüştür.35
2013 yılında Cd-Te ince film teknolojisi 1,9 GWp, a-Si ve CI(G)S teknolojileri de

31
IRENA, 2013b:4, 8, 9.
32
Fraunhofer and NREL, 2015:14; IRENA, 2013b,13.
33
IEA, 2014ı:140.
34
Wp birimi “Watt peak” PV modüllerin güneş ışınlarının doğru açıda ve yoğunlukta geldiği zaman
üreteceği maksimum gücü ifade etmektedir.
35
IEA, 2014b:11.
11

11
toplam olarak 0,8 GWp seviyesinde üretim yapmıştır.36 İnce film teknolojisinin
geleceği Ar-Ge pazarındaki gelişmelere, uzun süreli güvenilirlik için gerekli
tecrübenin kazanımına bağlıdır. Mevcut durumda şebeke bağlantılı CPV sistem
üretimi ise henüz 330 MWp seviyesindedir.37

Dünyada PV hücre üretiminin 2020 yılına kadar yıllık 100 GWp’ye ulaşması
beklenmektedir. Bu talebin karşılanmasında; kanıtlanmış ve güvenilir teknolojisi,
ekonomik ömrünün uzun olması, içerisinde kullanılan girdilerin tabiatta bol
bulunması, verimliliğinin diğer ticarileşmiş PV teknolojilere oranla daha yüksek
oluşu dolayısıyla kristal silikon PV sistemlerinin en az 2020 yılına kadar piyasadaki
baskın konumunu devam ettireceği öngörülmektedir.38

1.2.1.5. Fotovoltaik sistem teknolojisinin kullanım alanları

Elektrik enerjisi ihtiyacı olan her yerde PV sistem kullanımı mümkün olup
PV sistem uygulamaları genel olarak şebeke bağlantılı ve şebeke bağlantısı olmayan
sistemler olmak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır.

Şebeke bağlantılı sistemlerin de kendi içerisinde farklı piyasalarda üç nihai


kullanım alanı bulunmaktadır.39 Bunlar;

 Konutlarda uygulanan PV sistemler, genellikle tek binada ya da müstakil


evlerde yer alan kurulu gücü 20 kW’a kadar olan sistemlerdir.
 Ticari binalarda uygulanan PV sistemler, kurulu gücü 20 kW ile 1 MW
arasında olan sistemler olup ticari ofis binaları, hastaneler, okullar bu
uygulamalara örnek olabilmektedir.
 Büyük ölçekli PV sistemler, 1 MW kurulu gücün üstündeki kapasiteye sahip
olan ve zemine monte edilen sistemlerdir.
Konutlarda ve ticari binalarda uygulanan PV sistemlerde (çatı tipi PV
sistemler) üretim ile tüketim aynı yerde ise çift yönlü sayaç ile şebekeye bağlantısı
sağlanmakta, farklı yerde ise çift sayaç kullanılmaktadır. Büyük ölçekli sistemlerde

36
Fraunhofer, 2014:4, 18, 19.
37
Fraunhofer and NREL, 2015:5.
38
DGS (Deutsche Gesellschaft für Seniorenberatung) and Earthscan, 2012:53; Reddy, 2012:9.
39
IEA, 2010a:10.
12

12
(zemine monteli sistemler) ise transformatörlerle orta ve yüksek gerilim hatlarına
bağlanılmaktadır.

2013 yılında küresel kurulu PV kapasitesinin yüzde 40’ından fazlasını


ticarileşmiş PV sistemler, yüzde 37’sini büyük ölçekli PV sistemler, yüzde 20’sini
konut tipi PV sistemler, kalan yüzde 1’ini ise şebeke bağlantısı olmayan sistemler
oluşturmuştur.40

1.2.1.6. Fotovoltaik sistem elemanlarının maliyetleri

PV sistem elemanlarının içerisinde elektrik üretiminin gerçekleştiği PV


modülleri, son yıllarda sürekli büyüyen uluslararası piyasada işlem gören ticari bir
ürün haline gelmiştir. Üretilen modüllerin maliyetleri ve verimlilikleri arasında
farklar bulunması ortalama PV modül fiyatları hakkında doğru veri elde edilmesini
zorlaştırmaktadır. Ayrıca, vergi ve gümrük uygulamaları da fiyatların ülkeden ülkeye
farklılık göstermesine neden olmaktadır.

Son yıllarda teknolojik gelişmelerin ve ölçek ekonomilerine ulaşmanın yanı


sıra silikon ve diğer girdi fiyatlarının azalması ile modül fiyatları büyük oranda
düşmüştür. 2008 yılında kristal silikon PV modül fiyatları 3,40 Dolar41/W iken, 2010
yılında 1,80 Dolar/W seviyesine gerileyerek iki yılda yaklaşık yüzde 45 oranında
azalmıştır. 2010 yılında küresel piyasada talebe oranla neredeyse iki katı bir modül
üretim kapasitesi meydana gelmiş, arz fazlası nedeniyle fiyatlarda büyük bir değişim
olmamıştır. 2012 yılına gelindiğinde PV modül fiyatları 0,79 Dolar/W seviyesinde
gerçekleşmiştir.42

2013 yılında modül üreticileri kâr marjlarını sürdürülebilir seviyeye getirmek


için fiyatları sabit tutmuşlardır. AB ve Çin arasında yapılan anlaşma ile Çin menşeli
PV modüllerin en düşük ihraç fiyatı 0,56 Euro/W seviyesinde ve en fazla ithal
edilebilecek modül miktarı 7 GW olarak belirlenmiştir. Yapılan ticaret anlaşmaları
neticesinde 2013 yılı boyunca PV modül fiyatlarındaki azalış miktarı önceki yıllara
göre daha düşük oranlarda gerçekleşmiş (yüzde 12-18 arasında), hatta ortalama

40
IEA, 2014g:176.
41
Çalışmada yer alan Dolar para birimi ABD Dolarını ifade etmektedir.
42
IRENA, 2012b:15.
13

13
modül fiyatları Çin’de yüzde 7 oranında artmıştır. 2013 ve 2014 yıllarında, Avrupa
ve Japonya’da üretilen modüllerin maliyetlerinin daha yüksek oranlarda düşmesi ile
Çin menşeli ürünlerle aralarındaki fiyat farkı azalmıştır.43

2009-2014 yıllarını kapsayan beş yıllık dönemde modül fiyatları yaklaşık


yüzde 75 oranında düşmüştür.44 Son birkaç yılda, küresel modül arz fazlası
azalmasına rağmen teknolojik maliyetlerdeki düşüşün önceki yıllarda olduğu gibi
yüksek oranlarda gerçekleşmesi mümkün görülmemektedir.45

Modül haricindeki invertör, güç kontrol sistemleri, enerji depolama aygıtları


gibi diğer sistem bileşenlerini içeren sistem dengeleyicilerin maliyetleri son yıllarda
modül fiyatları ile beraber azalsa da bunların toplam maliyetteki payı artmıştır.

PV sistemlerde kW başına sistem dengeleyici maliyetleri sistem türüne göre


(yere veya çatıya monteli uygulamalarda) farklılık göstermektedir. Diğer değişkenler
sabitken, konutlarda çatı tipi PV sistem uygulamalarında kW başına sistem
dengeleyicileri maliyeti ticari binalardaki çatı uygulamalarına oranla daha fazladır.
Ölçek ekonomisinden dolayı büyük ölçekli PV’ler, kW başına sistem dengeleyici
maliyeti en düşük olan sistemlerdir. Bir başka deyişle, sistem büyüklüğü arttıkça kW
başına sistem dengeleyici maliyetleri azalmaktadır. 2013 yılında İtalya’da; 3-20 kW
aralığındaki çatı sistemlerinin kW başına sistem dengeleyici maliyeti, 1-3 kW
aralığındaki çatı sistemlerine oranla yaklaşık yüzde 26 daha düşük gerçekleşmiştir.
Ayrıca, sistem dengeleyicilerin 20-200 kW aralığında çatı tipi PV sistemlerde kW
başına maliyeti; 200-1000 kW aralığında zemine monteli sistemlere oranla yüzde 47,
1.000 kW’nin üzerindeki yere monteli sistemlerden yüzde 60 daha fazladır.46

Ayrıca, sistem dengeleyici maliyetleri ülkelerdeki uygulamalara (vergi,


gümrük) göre de farklılık göstermektedir. 2014 yılında büyük ölçekli zemine monte
edilen PV sistemlerde ortalama sistem dengeleyici maliyetlerinin; Çin, Hindistan ve
İtalya’da 0,8 Doları/W ve Almanya’da 0,84 Dolar/W seviyesinde gerçekleştiği
tahmin edilmektedir. Diğer önemli pazarlarda büyük ölçekli zemine monteli sistem

43
IRENA, 2015a:79.
44
IRENA, 2015a:79.
45
IEA, 2014d: 168.
46
IRENA, 2015a:85.
14

14
kurulumlarında sistem dengeleyici maliyetleri daha yüksek oranlarda
gerçekleşmiştir. Örneğin bu rakamın, İspanya’da 1,07 Dolar/W, Birleşik Krallıkta
1,35 Dolar/W değerinde olduğu tahmin edilmektedir. Söz konusu farklılıklar,
ülkelerdeki piyasanın ve tedarik zincirinin olgunluk düzeyinin yanı sıra uygulanan
destek politikalarının etkinliğinden kaynaklanmaktadır.47

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansının (International Renewable Energy


Agency-IRENA) 2010-2020 yılları arasında PV sistem toplam maliyetlerini ve alt
bileşenlerinin toplam içerisindeki miktarını gösteren projeksiyon çalışmasına göre,
2020 yılına doğru modül maliyetinin toplam içerisindeki payının azalacağı, buna
karşın sistem dengeleyicilerin payının artacağı öngörülmektedir.48 Bu durum,
gelecek yıllarda PV modül maliyetindeki azalış oranlarının geçmişteki kadar
olmayacağını göstermekte ve PV sistem maliyetlerini azaltmanın ancak sistem
dengeleyicilerin maliyetlerinin düşmesiyle mümkün olacağına işaret etmektedir.49

Şekil 1.1. Fotovoltaik Sistem Elemanlarının Toplam Maliyetteki Payının


Değişimi

Kaynak: IRENA, 2014d:35’den yararlanılarak hazırlanmıştır.

47
IRENA, 2015a: 85
48
IRENA, 2014d:35.
49
IRENA, 2015a: 82.
15

15
1.2.2. Yoğunlaştırılmış güneş enerjisi sistemleri

CSP sistemlerde güneş ışığı, çeşitli aynalar ve aynalara bağlı güneşi izleme
sistemleri vasıtasıyla alıcıya (receiver) yansıtılarak yüksek sıcaklıklarda ısı enerjisine
çevrilmekte, daha sonra geleneksel termik santrallere benzer bir şekilde bu ısı buhar
türbinleri kullanılarak elektriğe dönüştürülmektedir.50

CSP teknolojisi genellikle güneş tarlası (solar field), termal depolama (power
block) ve güç bloğu olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Güneş tarlası, boru ya
da merkezi alıcıların içerisinde güneş ışığının yoğunlaştırılıp ısının toplandığı yer
olarak tanımlanmaktadır. Güç bloğu, ısınan akışkanın buhar türbinini çevirmesi
sonucunda elektrik üretiminin gerçekleştirildiği bölümdür. Bu sistemlerde, gece
boyunca ve güneşin olmadığı saatlerde de düzenli bir şekilde elektrik üretilebilmesi
için ayrıca termal enerji depolama sistemleri de dâhil edilebilmektedir (Şekil 1.2).
Söz konusu sistemlerde eriyik tuz (molten salt) kullanımı ile güneş ışığının
yoğunlaştırılması sonucunda elde edilen ısı enerjisi birkaç saat
51
depolanabilmektedir.

Şekil 1.2. Yoğunlaştırılmış Güneş Enerjisi Sisteminin Bölümleri

Kaynak: IEA, 2010b:13’den yararlanılarak hazırlanmıştır.

CSP teknolojileri güneş ışınlarını yoğunlaştırma prensibine ve kullanılan


teknolojiye göre parabolik çanak, parabolik oluk, güneş kulesi ve fresnel oluk olmak
50
Ummadisingu and Soni, 2011:5171.
51
IEA, 2014h:13.
16

16
üzere dört grupta toplanmaktadır (Şekil 1.3). CSP teknolojilerine ilişkin temel
bilgiler Tablo 1.2’de yer almaktadır.

Şekil 1.3.Yoğunlaştırılmış Güneş Enerjisi Teknoloji Çeşitleri

Kaynak: IEA, 2014h:12’den alınmıştır.

Tablo 1.2. Yoğunlaştırılmış Güneş Enerjisi Teknolojilerinin Özellikleri


Parabolik
Parabolik Oluk Güneş Kulesi Fresnel Oluk
Çanak
Ticari olarak Ticari olarak Ticarileşmiş Deneme
Teknolojinin Gelişmişlik
kanıtlanmıştır. kanıtlanmıştır. projelerin aşamasındadır.
Düzeyi
başlangıcındadır.
Kapasite (MW) 10-300 10-370 10-200 0,01-0,025
İşletme Sıcaklığı (0C) 350-550 250-565 390 550-750
En Yüksek Verim (%) 14-20 23-35 18 30
Yıllık Güneş-Elektrik 11-16 7-20 13 12-24
Verimi (%)
25-28 55 22-24 25-28
Yıllık Kapasite Faktörü (Depolamasız) (10 saat
(%) 29-48 (7 saat depolamalı)
depolamalı)
Alan Gereksinimi (m2/kW) 18 21 18-20 15-17
Arazinin Eğimi (%) <1-2 <2-4 <4 >10
Eriyik Tuz Kullanımı ile Mevcut Mevcut Henüz ispat Henüz ispat
Isı Depolama edilmemiştir. edilmemiştir
Kaynak: IRENA, 2012c:10; IRENA, 2013c:8; IRENA 2015a:100 kaynaklarından derlenerek
hazırlanmıştır.
(*) Güneş verimi, net elektrik üretiminin güneş ışınımına oranını ifade etmektedir.

2014 yılında toplam CSP kurulu kapasitesinin yüzde 85’ini oluşturan


parabolik oluk sistemler, diğer CSP teknolojileri arasındaki en olgun teknolojidir.
Sistem temel olarak kollektörler (aynalar), alıcılar (tüpler), ısı transfer akışkanı ve
destek elemanlarından oluşmaktadır.52 Kolektörler, kesiti parabolik olan

52
IRENA, 2015a:99.
17

17
yoğunlaştırıcı aynalardan oluşmaktadır. Kolektörün iç kısmındaki yansıtıcı yüzeyler,
güneş enerjisini kolektörün odağında yer alan ve boydan boya uzanan siyah bir alıcı
boruya odaklayarak alıcı borunun içerisinde yer alan ısı transfer akışkanının
ısınmasını sağlamaktadır.53 Isı transfer akışkanı; sentetik yağ, eriyik tuz, su ya da
ısıyı aktarma yeteneğine sahip diğer bir akışkan olabilmektedir. Isı transfer akışkanı
olarak eriyik tuz kullanımı 6-15 saat aralığında ısı depolama imkânı sağlamaktadır.
Bu durum parabolik oluk sistemlerin kapasite faktörünü sırasıyla yüzde 40’ların ve
yüzde 70’lerin üzerine yükseltmektedir.54

Fresnel oluk teknolojisinde parabolik oluk sistemlerden farklı olarak aynalar


düz, uzun ve dar şekildedir. Bu sistemde alıcı sabit bir yükseklikte yer almakta,
yansıtma işlemi güneşi takip edebilen sıra sıra dizilmiş düz aynalarla
gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle sistemin optik verimi parabolik oluk kolektörlere
göre düşüktür.55

Diğer CSP teknolojilerinden farklı bir tasarıma sahip olan parabolik çanak
sistemler çanak şeklindeki aynalar ve aynaların odak noktasına yerleştirilmiş stirling
moturu ya da mikro türbinden (micro turbine) oluşmaktadır.56 Diğer CSP sistemlere
göre birim kWh elektrik üretiminin maliyeti daha yüksek olsa da özellikle şebeke
bağlantısı olmayan uzak bölgelerde parabolik çanak teknolojisi
uygulanabilmektedir.57 Ancak, teknoloji riskinin ve maliyetinin yüksek olması, ısı
depolama sisteminin kullanılamaması, parabolik çanak teknolojisinin PV ve CPV
sistemlerle rekabet gücünü olumsuz etkilemektedir.58

Güneş enerjisini yoğunlaştırarak elektrik üreten diğer bir CSP teknolojisi


güneş kulesidir. Güneş tarlasına yerleştirilmiş “heliostat” (gün dönüştürücü) adı
verilen yüzlerce ayna, güneşten gelen ışınları bilgisayar kontrollü olarak iki eksende
takip etmekte ve tesisin merkezindeki alıcı kuleye odaklamaktadır. Diğer CSP
teknolojilerine oranla güneş kuleleri; verimlilik, ısı depolama, kapasite faktörü ve

53
IRENA, 2013c:7, 8.
54
IRENA, 2012c:26.
55
YEGM, 15.06.2014.
<http://www.eie.gov.tr/yenilenebilir/g_enj_tekno.aspx>
56
Ummadisingu and Suni, 2011:5172.
57
IRENA, 2012c:4, 5.
58
IEA, 2014h:13; Baharoon at al, 2015:1017.
18

18
maliyet açısından bazı avantajlara sahiptir.59 Parabolik oluk tesisleri bugüne kadar
pazara hâkim olmasına rağmen güneş kulelerinin gelecekte pazarda önemli bir paya
sahip olması beklenmektedir.60

1.2.3. Fotovoltaik ve yoğunlaştırılmış güneş enerjisi teknolojilerinin


karşılaştırılması

Güneş enerjisi kaynağını kullanarak elektrik üretmek amacıyla uygulanan PV


ve CSP teknolojilerinden hangisinin tercih edileceği hususu birçok değişkene
bağlıdır. Güneş enerjisi santrali (GES) kurulması planlanan sahanın coğrafi ve
topoğrafik özellikleri, santralin kurulu gücü, enerji verimliliği ve birim kWh üretim
başına ortaya çıkan maliyet gibi faktörlerin karşılaştırılması sonucunda yatırım kararı
alınmaktadır.

Söz konusu teknolojiler arasındaki en temel fark; PV sistemlerde güneş


enerjisi direkt elektrik enerjisine çevrilirken, CSP sistemlerde güneş enerjisinden
öncelikle ısı enerjisi, sonra elektrik enerjisi üretilmektedir.61 Ayrıca, PV teknolojisi
güneş ışınımının hem direkt hem de difüz bileşeninden yararlanarak elektrik
üretirken, CSP teknolojisi yalnızca direkt bileşenini kullanabilmektedir. CSP
teknolojisinin veriminin artması için DNI değerinin 1.800 kWh/m2-yıl’ın üzerine
çıkması gerekmektedir. DNI’nın 1.800 kWh/m2-yıl’ın altında olması halinde hem
direkt ve hem de difüz ışınımdan yararlanarak elektrik üreten PV sistemler rekabet
avantajına sahip olmaktadır. Diğer taraftan, toplam güneş ışınım değeri (GNI)62
1.000 kWh/m2-yıl’ın üzerinde olan her yerde PV sistemler uygulanabilmektedir. 63

59
IEA, 2010b:12.
60
IRENA, 2015a:101.
61
Py at al, 2013:308.
62
Güneş enerjisinin direk ve difüz ışınım değerinin toplamını ifade etmektedir.
63
IRENA, 2014c:14.
19

19
Tablo 1.3. Güneş Enerjisi Teknoloji Türüne Göre Işınım Değerlerinin
Uygunluk Derecesi
Sınırlı Derecede Yüksek Derecede
Uygun Mükemmel
Uygun Uygun
PV <1000 kWh/m2-yıl 1000-1500 1500-2500 2500-3000
(GNI) kWh/m2-yıl (GNI) kWh/m2-yıl (GNI) kWh/m2-yıl (GNI)
CSP <1800 kWh/m2-yıl 1800-2000 2000-2500 2500-3000
(DNI) kWh/m2-yıl (DNI) kWh/m2-yıl (DNI) kWh/m2-yıl (DNI)
Kaynak: IRENA, 2014c:14’ten yararlanılarak hazırlanmıştır.

PV sistemlerden farklı olarak CSP sistemlerin kısa süreliğine ısı enerjisini


depolama özelliği, bu sistemlerin pik talebin olduğu saatlerde depoladıkları ısı
enerjisini elektriğe çevirebilmelerini sağlamaktadır.64 Bu da tesisin faydalı pik yük
profiline yakın bir çalışma potansiyeli ile işletilmesini mümkün hale getirmektedir.
PV sistemlerde ise gün içerisinde üretim fazlası elektrik batarya kullanılarak
depolanabilmektedir. Ancak bataryalı tesislerin maliyetlerinin yüksek oluşu şu an
için bu sistemlerin kullanımını cazip kılmamaktadır.65

Güneş enerjisi teknolojilerinin maliyet açısından karşılaştırılmasını sağlayan


en önemli parametre söz konusu sistemlerin indirgenmiş enerji maliyetleridir
(levelised cost of electricity) (LCOE).66 2014 yılında büyük ölçekli PV sistemlerin
LCOE’sinin ağırlıklı ortalaması 0,11-0,28 Dolar/kWh arasında değişmiştir. Bununla
birlikte piyasada rekabetin yoğun olduğu bazı bölgelerde, büyük ölçekli PV
sistemlerin LCOE değerinin 0,08 Dolar/kWh’e, hatta güneş ışınım miktarı yüksek
bazı bölgelerde ise 0,06 Dolar/kWh’e kadar indiği görülmüştür. Diğer taraftan CSP
sistemlerin LCOE değeri, PV sistemlerin neredeyse iki katına ulaşarak 0,20-0,35
Dolar/kWh arasında değişmektedir.67

Güneş enerjisi elektrik üretim teknolojileri arasındaki yukarıda bahsedilen


farklara ilâve olarak diğer karşılaştırmalı özellikler Tablo 1.4’te özetlenmektedir.

64
IEA, 2010b:7.
65
Anıl Erdoğan, Sözlü Görüşme, 06.11.2014.
66
LCOE, birim kWh veya MWh elektrik üretimin toplam maliyetini ifade etmektedir. Çalışmanın
beşinci bölümünde LCOE hesaplama yöntemine ilişkin ayrıntılı bilgilere yer verilecektir.
67
IRENA, 2015a:75, 76, 99.
20

20
Tablo 1.4. Güneş Enerjisinden Elektrik Üretim Sistemlerinin Karşılaştırılması
PV CSP
GNI’yı kullanarak elektrik üretmektedir. Elektrik üretmek için için yalnızca
DNI’yı kullanmaktadır.
Kullanılan teknolojiye, çatıya- zemine 1 MW kurulu güç için, yaklaşık olarak
monteli olmasına, arazi topoğrafyasına 20.000-40.000 m2 alan gerekmektedir.
göre 1 MW kapasiteli PV santral 9.000-
25.000 m2 alan üzerine kurulmaktadır.
Kurulum süresi 3-12 ay arasındadır. Kurulum süresi 12-36 ay arasındadır.
Kurulu güçleri genellikle 1-50 MW Parabolik çanak sistemler haricinde
arasında değişmektedir. kurulu güçleri 10-370 MW arasında
değişmektedir.
Düz ya da eğimli her yere Parabolik çanak sistemler haricinde en
kurulabilmektedir. fazla yüzde 4 eğimli arazilerde
kurulmaktadırlar.
Kapasite faktörü yüzde 16,5 Kapasite faktörü ortalama yüzde 24’tür.
seviyesindedir.
Sıcaklık 40 oC’nin üzerine çıktığında Yıllık elektrik üretim verimi ışınım artışı
verim yüzde 1-2 oranında azalmaktadır. ile artmaktadır.
İşletmesi sırasında su kullanımı söz İşletme esnasında su ve sıvı yakıt
konusu değildir. kullanım miktarı yüksektir. Birim MWh
üretim için 2-3 m3 su tüketilmektedir.
İşletme ve bakımı PV tesislere göre
zordur.
Her yerde kurulabilmektedir. Güneş ışınlarını yansıttığından uçuş
güzergâhlarına kurulmamalıdır.
Büyük ölçekli PV sistemlerde LCOE’nin Küresel ölçekte CSP sistemlerde LCOE
bölgesel ağırlıklı ortalaması 0,11-0,28 0,20-0,35 Dolar/kWh arasındadır.
Dolar/kWh arasında değişmektedir.
Küçük ölçekli PV sistemlerde birim kWh
başına elektrik üretim maliyeti 0,14-0,47
Dolar aralığındadır.
Kaynak: IRENA, 2012c:10; IRENA, 2013c:12; IRENA, 2015a:75, 76, 99; Chu, 2011:42
kaynaklarından derlenerek hazırlanmıştır.

21

21
2. DÜNYADA GÜNEŞ ENERJİSİ PİYASASININ GELİŞİMİ, POLİTİKA
ALTYAPISI, ÜLKE ÖRNEKLERİ
Dünya enerji talebinin büyük bir kısmını karşılayan, üretim teknolojileri
yönünden gelişmiş, yüksek verimli ve düşük maliyetli fosil yakıtlara alternatif
kaynak arayışı ilk kez 1973 yılında yaşanan Petrol Krizi’nden sonra ortaya çıkmıştır.
Petrol fiyatlarında meydana gelen beklenmedik artış enerjide arz güvenliği sorununu
gündeme getirmiştir. Ayrıca, fosil yakıtların enerji üretimi sırasında neden oldukları
sera gazı emisyonu ülkelerin, çevreyle uyumlu yenilenebilir enerji kaynaklarına
yönelmelerine yol açmıştır. Dünyanın enerji ihtiyacının üzerinde bir potansiyeli
bulunan güneş enerjisi, yenilenebilir enerji kaynakları arasında önemli bir yere
sahiptir.

Geleneksel enerji kaynakları ile karşılaştırıldığında sahip olduğu avantajlar


ülkelerin, güneş enerjisinin elektrik üretiminde kullanımını geliştirmesine ve
yaygınlaştırmasına neden olmuştur. Güneş enerjisinin elektrik üretimi amacıyla
kullanımının yaygınlaşmasının arkasında yatan en önemli sebep, ülkelerin yasal
düzenlemeleri ve politika araçlarıyla PV ve CSP sistem teknolojilerini
desteklemeleridir. Birçok ülke kendisine güneş enerjisinden elektrik üretim hedefi
koymuş ve bu hedeflere ulaşabilmek için destekleme araçlarını devreye sokmuştur.
Uygulanan teşvik mekanizmalarına bağlı olarak Almanya, Çin, İtalya, İspanya,
Japonya, ABD başta olmak üzere pek çok ülkede GES’ler yaygınlaşmıştır.

2.1. Güneş Enerjisi Piyasasının Gelişimi

2.1.1. Fotovoltaik sistem piyasasının gelişimi

1992 yılından itibaren PV sistem kurulu gücü yılda ortalama yüzde 62


oranında büyüyerek 2014 yılı sonunda 177 GW’a ve güneş enerjisi dünya
elektriğinin neredeyse yüzde 1’ini karşılayacak kapasiteye yükselmiştir.68 Söz
konusu dönemde PV’nin gelecek vaat eden bir yenilenebilir enerji teknolojisi
olduğunu keşfeden birkaç ülke tarife garantisi (feed-in tariff- FIT) gibi çeşitli mali
destek politikaları uygulayarak yatırımları desteklemeye başlamışlardır. Dünya PV
kapasitesindeki büyüme, 2004 yılına kadar ağırlıklı olarak Japonya’da gerçekleşmiş

68
IEA PVPS (Photovolaic Power System Programmes), 2015a:4.

22

22
olup söz konusu yıldan itibaren Almanya başta olmak üzere PV piyasasında bazı
Avrupa ülkeleri de (İspanya, İtalya gibi) söz sahibi olmaya başlamıştır (EK.3). PV
teknolojilerine verilen desteklerle PV teknolojisi küresel düzeyde gelişmiş ve ölçek
ekonomileri oluşmuştur. Bu gelişmelere ilâve olarak Çin’in hücre ve modül üretimini
büyük oranda artırmasıyla PV sistem maliyetleri büyük oranda azalmıştır.

2008-2010 yılları arasında toplam PV kurulu gücünün yaklaşık yüzde 80’i


Avrupa bölgesinde yer almıştır. Ancak Avrupa’da güneş enerjisi yatırımlarına
uygulanan desteklerin azaltılması ve bazı ülkelerin geçmişe yönelik politika
değişiklikleri yapmaları sonucunda yıllık PV kurulu güç artışlarında yavaşlama
gözlenmiştir. Böylece söz konusu bölgenin toplam kurulu güç içerisindeki payı 2013
yılı sonunda yaklaşık yüzde 59’a inmiştir.69

Diğer taraftan, güneş ışınım değeri yüksek Asya Pasifik bölgesindeki bazı
ülkeler ile Kuzey Amerika’da, PV sistem üretim maliyetleri geleneksel santrallerle
rekabet edecek düzeye inmiştir. Azalan maliyetlere ilâve olarak teşviklere devam
edilmesi Asya Pasifik bölgesinde yer alan ülkelerin toplam PV kurulu gücündeki
payının 2013 yılında yüzde 30’a yükselmesini sağlamıştır.70

2014 yılında PV piyasasında yer alan en büyük 10 ülkenin 3’ü Asya-Pasifik


bölgesinde (Çin, Japonya, Avustralya), 6’sı Avrupa’da (Almanya, İtalya, Fransa,
İspanya, Belçika, Birleşik Krallık) yer almıştır. Aynı yılda Almanya, PV kurulu
gücüne 1,9 GW’lık kapasite ilâve ederek toplam 38,2 GW kurulu kapasiteye ulaşmış
ve dünya toplam PV kurulu kapasitenin yaklaşık yüzde 21,6’sına sahip olarak
liderlik konumunu devam ettirmiştir. Çin, 10,6 GW’lık ilâve kurulu kapasite ile
toplam 28,1 GW kapasiteye ulaşmış ve 2014 yılında küresel piyasada ikinci sırada
yer almıştır. Japonya ise ilâve 9,7 GW kurulu kapasite ile toplam 23,3 GW kurulu
PV kapasiteye ulaşmış ve üçüncü sıraya yükselmiştir. İtalya ve ABD sırasıyla 18,5
GW ve 18,3 GW toplam PV kurulu kapasitesi ile dördüncü ve beşinci sıradaki
ülkeler olmuştur (Tablo 2.1).71

69
IEA PVPS, 2014:13.
70
IEA PVPS, 2014:13.
71
REN 21, 2014:112.
23

23
Tablo 2.1. 2014 Yılı Dünya Fotovoltaik Kurulu Güç Ülke Sıralaması
Sıra Ülkeler 2014 Toplam Ülkeler 2014 Yılı Toplam
Yılında İlâve Toplam Kurulu
İlâve Kurulu Güç PV Güç
Edilen İçindeki Kurulu İçindeki
PV Payı Gücü Payı
Kurulu (%) (GW) (%)
Gücü
(GW)
1 Çin 10,6 28,5 Almanya 38,2 21,6
2 Japonya 9,7 26,1 Çin 28,1 15,9
3 ABD 6,2 16,7 Japonya 23,3 13,2
4 Birleşik Krallık 2,3 6,2 İtalya 18,5 10,5
5 Almanya 1,9 5,1 ABD 18,3 10,3
6 Fransa 0,9 2,4 Fransa 5,7 3,2
7 Avustralya 0,9 2,4 İspanya 5,4 3,1
8 Kore 0,9 2,4 Birleşik Krallık 5,1 2,9
9 Güney Afrika 0,8 2,2 Avustralya 4,1 2,3
10 Hindistan 0,6 1,6 Belçika 3,1 1,8
Kaynak: IEA PVPS, 2015a:12’den yararlanılarak hazırlanmıştır.

Özellikle 2000’li yılların ortalarından itibaren hızla artan taleple eş zamanlı


olarak PV sistem endüstrisi de gelişmektedir. Günümüzden on yıl öncesine
gidildiğinde modül üretimi yoğunlukla ABD’de gerçekleştirilirken, sonraki yıllarda
üretimin büyük bölümü Japonya, Avrupa ve az gelişmiş Asya ülkelerine kaymıştır.
2014 yılı sonunda küresel modül üretiminin yüzde 87’si Asya’da, yüzde 8’i
Avrupa’da, yüzde 2’si ABD’de gerçekleştirilmiştir. Aynı yıl Asya ülkeleri arasında
Çin dünyada üretilen toplam modüllerin yüzde 67’sinin, Japonya yüzde 5’inin arzını
sağlamıştır.72 Ülkede sermaye, arazi ve işgücü maliyetinin düşük olması ile beraber
uygulanan teşvik sistemi sayesinde Çin PV modül ve hücre üretiminde lider konuma
gelmiştir.

2.1.2. Yoğunlaştırılmış güneş enerjisi sistem piyasasının gelişimi

CSP piyasası ilk kez 1970’li yıllarda petrol krizi sonrasında ABD’nin federal
ve eyalet düzeyinde sağladığı vergi teşvikleri ve uzun dönemli alım garantisi
sözleşmeleri ile güneş enerjisi projelerini desteklemesi sonucunda oluşmaya
başlamıştır. 1986-1990 yılları arasında ABD’nin Kaliforniya eyaletinde Mojova
çölünde dünyadaki ilk CSP tesisleri (toplam 354 MW kurulu gücünde 9 adet santral)
inşa edilmiştir. Akabinde CSP piyasasının gelişmesini ve büyümesini destekleyen

72
REN 21, 2015:62.
24

24
hükümetler, fosil kaynaklı yakıtların fiyatlarının tekrar düşmesiyle uyguladıkları
teşvik politikalarını sona erdirmişlerdir. Bu nedenle, 2006 yılına kadar yeni bir CSP
tesisi inşa edilmemiştir. 2006 yılında ABD ve İspanya’da CSP yatırımlarının teşvik
edilmesi hususu yeniden gündeme gelmiş, böylece yeni CSP sistem kurulumları
yapılmıştır.73 2009-2014 yılları arasında CSP kurulu gücü 354 MW'tan yaklaşık 12,4
kat artarak 4,4 GW'a yükselmiştir.74 Özellikle 2014 yılı ve öncesindeki iki yılda üst
üste yıllık kapasite artışı rekoru kırılsa da toplam kurulu güç büyüklüğü açısından
diğer yenilenebilir enerji kaynakları ile karşılaştırıldığında CSP teknolojisinin henüz
emekleme aşamasında olduğunu söylemek mümkündür. Kurulumların büyük bölümü
ABD’de (1,6 GW) ve İspanya'da (2,3 GW) yer almaktadır.75 CSP piyasasına yüksek
DNI değerlerine sahip diğer ülkeler (Şili, Çin, Hindistan, İsrail, Fas, Suudi Arabistan,
Güney Afrika ve Birleşik Arap Emirlikleri) de ilgi göstermeye başlamışlardır.76

Son dönemde İspanya’da, geriye dönük tarife garantisi (feed-in tariffs) (FIT)
indirimleri, elektrik üreticilerinin vergilendirilmesi, yeni kurulan bir tesisin borcunun
ertelenmesi gibi politika değişiklikleri CSP piyasa şartlarını zorlaştırmıştır.
İspanya’daki olumsuz yatırım ortamı gelecek dönemde İspanya’nın yerine ABD’nin
önde gelen CSP pazarı konumuna geleceğinin göstergesi olmuştur.77

2.1.3. Küresel elektrik üretiminde güneş enerjisi teknolojilerinin rolü

Küresel elektrik talebinin çok küçük bir payını güneş enerjisi karşılasa da
gelecek yıllarda teknolojik gelişmeler ve maliyet azalışları ile güneş enerjisinin
karbonsuz enerji sistemi içerisindeki rolünün artacağı tahmin edilmektedir. PV
teknolojisi, hızlı büyümesi ve azalan maliyetleri nedeniyle güneş enerjisinden
elektrik üretim sistemleri arasında baskın konumda yer almaktadır. Bugüne kadar
CSP teknolojisi daha az gelişme göstermesine karşın gelecekte elektrik üretimindeki
payının artacağı öngörülmektedir.

Güneş enerjisinden elektrik üretimine ilişkin birbirinden farklı projeksiyon


çalışmaları bulunmakla beraber Uluslararası Enerji Ajansının (International Energy

73
IEA, 2014h:9.
74
IRENA, 2015a:99.
75
REN 21, 2015:62.
76
IEA, 2014ı: 145.
77
REN 21, 2014:51.
25

25
Agency-IEA) yayımlamış olduğu Dünya Enerji Görünümü 2014 (World Energy
Outlook 2014) Raporunda 2020 ve 2040 yılında PV ve CSP sistemlerden elektrik
üretim miktarı ve bunların dünya elektrik üretimindeki payları Mevcut Politikalar78,
Yeni Politikalar79 ve 450 Senaryosu80 olmak üzere üç senaryo ile tahmin edilmiştir
(Tablo 2.2).

Tablo 2.2. Senaryolara Göre Güneş Enerjisinden Elektrik Üretiminde 2020 ve


2040 Yılları Tahminleri

Mevcut Politikalar Yeni Politikalar


Senaryolar 450 Senaryosu
Senaryosu Senaryosu

2012 2020 2040 2020 2040 2020 2040


PV (TWh) 97 408 832 449 1.291 459 1.982
Pay (%) 1,4 1,8 1,6 3,2 1,7 5,6
CSP (TWh) 5 34 173 41 357 42 1.158
Pay (%) 0,1 0,3 0,14 0,8 0,15 3,3
Kaynak: IEA, 2014i:208, 242’den yararlanılarak hazırlanmıştır.

Söz konusu raporunun merkez senaryosu olan Yeni Politikalar Senaryosuna


göre toplam PV kurulu gücü yıllık yüzde 7,4 oranında büyümeye devam ederek 2040
yılında toplam 930 GW’a ulaşacaktır. 2040 yılında küresel elektrik üretiminin yüzde
3,2’sinin PV sistemler tarafından gerçekleştirilmesi beklenmektedir. 2040 yılına
kadar PV sistem kurulu güç artışında birinci sırada yer alması beklenen Çin’i (220
GW) sırasıyla Hindistan (118 GW), ABD (111 GW), Avrupa Birliği (85 GW) ve
Japonya (60 GW) takip etmektedir.81

2.2. Teşvik Politikaları

Ülkelerin kendi iç piyasa yapılarına ve gelişmişlik düzeylerine göre


yenilenebilir enerji kaynaklarına uyguladıkları teşvik politikaları değişiklik
göstermekte olup dünyada başarıyla uygulanan belli başlı yenilenebilir enerji teşvik
mekanizmaları aşağıda ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır.

78
2014 yılı ortası itibarıyla yürürlükteki enerji politikalarının 2035 yılına kadar değiştirilmeden devam
edeceği varsayımına dayanmaktadır.
79
Yeni Politikalar Senaryosu, Dünya Enerji Görünümü 2014 çalışmasının merkezi senaryosu olup
hükümetler tarafından uygulanan mevcut politikaların ve tedbirlerin sürdürülüleceğini, ayrıca ilan
edilen politikaların ihtiyatlı bir şekilde gerçekleştirileceğini varsayarak enerji piyasalarının gelişimini
analiz etmektedir.
80
Küresel ısınmanın 2ºC artış ile sınırlandırılması hedefli doğrultusunda enerji sektörü kaynaklı CO2
salımlarının azaltılması için gereken ek tedbirlerin alındığı durumu ortaya koymaktadır.
81
IEA, 2014i, 208, 242.
26

26
2.2.1. Tarife garantisi

Yenilenebilir enerji teknolojilerine yapılan yatırımları hızlandırmak için


tasarlanmış tarife garantisi (FIT) mekanizmasında devlet, önceden belirlediği süre
zarfında geçerli olmak üzere, yerel dağıtım şirketlerinin bölgesindeki yenilenebilir
enerji kaynaklarından üretilen elektrik enerjisini sabit bir tarife üzerinden almasını
garantilemektedir.82

FIT politikasının uygulanma biçimi ülkeler arasında farklılık göstermektedir.


Tarife miktarının ve garantili alım süresinin belirlenmesinde, FIT mekanizması
sonucunda oluşan maliyetin finansmanında farklı uygulamalar ile karşılaşılmaktadır.

Teşvik sistemindeki FIT oranı hesaplamasında genellikle yenilenebilir enerji


kaynaklarından üretilen elektriğin LCOE’si dikkate alınmaktadır. Böylece FIT
seviyesi, yenilenebilir enerji üretim tesisinin inşası ve işletilmesi esnasında ortaya
çıkan birçok maliyetin (sermaye maliyeti, işletme-bakım maliyeti, yakıt maliyeti
gibi) finansmanı için yeterli olmakta, ayrıca yatırımcı belirli düzeyde kâr elde
edebilmektedir. FIT oranının belirlenmesinde kullanılan ikinci yöntemde, destek
miktarı, yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektriğin toplumda oluşturduğu
pozitif dışsallıklar dikkate alınarak hesaplanmaktadır (örneğin iklim değişikliği ile
mücadeledeki rolü, insan sağlığı üzerindeki etkisi, arz güvenliğinin sağlanması, vb.).
Üçüncü yöntemde, üretim maliyetine ya da üretilen elektriğin değerine bakılmaksızın
devlet tarafından sabit bir fiyat belirlenmektedir. Çin ve Hindistan'da daha önce
uygulanmış olan dördüncü yöntemde ise, yapılan ihaleler ile FIT seviyesinin tespit
edilmesi mümkün olmaktadır.83

FIT oranı; üretim maliyetine, teknoloji çeşidine, yenilenebilir enerji tesisinin


konumuna (örneğin çatı veya zemine monte edilmiş güneş PV projeleri için), sistem
büyüklüğüne (konut ya da ticari ölçekte) ve tesisin bulunduğu yerdeki yenilenebilir
enerji kaynağının kalitesine göre farklılık gösterebilmektedir. Alternatif uygulama
yöntemleri ile yenilenebilir enerji teknoloji çeşitliliğinin teşvik edilmesi, bölgelerin
yenilenebilir enerji potansiyelindeki farklılıkların ortaya çıkardığı

82
DPT, 2000:4-28.
83
Klein at al, 2008:11,12.
27

27
avantajlı/dezavantajlı durumların en aza indirilmesi ve farklı büyüklükteki
yenilenebilir enerji projelerinin sisteme dâhil edilmesi amaçlanmaktadır.

FIT mekanizmasında yenilenebilir enerji tesisi işletmecisine belli bir süre için
alım garantisi verilmektedir. Politikada belirlenen süreler kendi içerisinde kısa (3-7
yıl), orta (10-14 yıl) ve uzun vadeli (15-20 yıl) olmak üzere üçe ayrılmaktadır.84
Uygulamada genellikle tarife miktarı ve süresi arasında bir ters orantı söz konusu
olup garantili alım süresi kısa olan sözleşmelerde tarife miktarı daha yüksek
olmaktadır. Ayrıca, FIT oranı, alım garantisi süresi boyunca sabit olmakla beraber
bazı durumlarda sermaye yoğun yenilenebilir enerji yatırımlarının finansmanını
kolaylaştırması açısından ilk yıllarda yüksek, diğer yıllarda düşük seviyelerde
belirlenebilmektedir.

Piyasa fiyatı üzerinde belirlenen FIT oranlarının finansmanı, kamu


bütçesinden ya da nihai elektrik tüketicilerinden faturalama yöntemiyle
sağlanmaktadır. Avrupa ülkelerinde genel uygulama finansmanın nihai tüketiciden
karşılanması yönündedir. Ülke örneklerinde ayrıntılı bir şekilde bahsedileceği üzere,
FIT mekanizması sonucunda oluşabilecek aşırı kapasitenin ve bütçe üzerindeki
yükünün önüne geçmek amacıyla kapasite sınırlaması, tarife tavanı gibi politikalar
oluşturulmaktadır.85

FIT destek politikasının birden fazla avantajlı yönü bulunmaktadır.


Tasarlanması kolay olan ve diğer teşvik politikaları ile beraber uygulanabilen FIT
sistemi birçok politika hedefine (bölgesel kalkınma, iklim değişikliği ile mücadele
gibi) aynı anda ulaşmada etkili olabilmektedir. Uzun vadeli sözleşmeler yenilenebilir
enerji yatırımcıları ve finans kuruluşlarının kendilerini güvende hissetmelerini ve
piyasanın geleceğini öngörebilmelerini sağlamaktadır. Böylece, söz konusu teşvik
politikası yenilenebilir enerji yatırım riskinin ve finansman maliyetinin azalmasına
katkıda bulunmakta, yenilenebilir enerji piyasasındaki yatırımların sürekli ve
istikrarlı bir biçimde gelişmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Birçok ülkede
uygulanan çeşitli FIT politikaları, büyük ölçekli yenilenebilir enerji tesislerini teşvik

84
Grace at al, 2008:33
85
UNEP (United Nations Environment Programme), 2012:56, 61.
28

28
etmenin yanı sıra küçük ve orta ölçekli tesislerin kurulumunu da artırmış, ayrıca daha
az olgun yenilenebilir enerji teknolojilerinin geliştirilmesine katkıda bulunmuştur.86

Sayılan avantajlarına rağmen, söz konusu destek politikasının uygulaması


esnasında çeşitli zorluklarla da karşılaşılmaktadır. Bunlar arasında en önemlisi, FIT
oranlarının hem yenilenebilir enerji yatırımlarını cazip kılacak hem de yatırımcıların
aşırı kâr elde etmesini önleyecek şekilde tasarlanmasının zor olmasıdır. Tarifelerin
doğru olarak belirlenmesinde, yenilenebilir enerji projelerinin gerçek maliyetleri
hakkında bilgilerin elde edilmesi ve maliyetlerdeki dalgalanmaların takip edilmesi
oldukça önemlidir. Ancak, uygulamada genel olarak rastlanılan en büyük sorun,
kamu ve özel sektör arasındaki bilgi akışında eksikliklerin bulunmasıdır. Ayrıca,
serbest piyasa şartlarında belirlenmeyen tarife oranları, genellikle siyasi otoritenin
tercihlerinden büyük ölçüde etkilenmektedir. Piyasadaki arz ve talep miktarına göre
belirlenmeyen tarife oranları, rekabetçi elektrik piyasasının işleyiş biçimini olumsuz
etkileyebilmektedir. Uzun vadeli sözleşmeler altında uygulanan alım garantili tarife
oranları, zamanla piyasada gerçekleşen elektrik fiyatlarından büyük miktarda
sapmakta, böylece teşvik politikası perakende ve toptan elektrik piyasalarını
bozmaktadır.87 FIT uygulaması neticesinde, gelişmekte olan yüksek maliyetli
yenilenebilir enerji teknolojilerinin kurulumlarında hızlı bir artış meydana gelmesi
halinde, elektrik fiyatlarında yukarı yönlü bir baskı oluşabilmektedir. Bu durum nihai
elektrik tüketicisinin faturasına yansımakta ve bütçesine ilâve yük getirmektedir.

FIT teşvik sistemi dünyada uygulanan yenilenebilir enerji destekleme


mekanizmaları içerisinde en yaygın olarak kullanılan politikadır. 2013 yılının
başında çoğunluğu gelişmekte olan 71 ülke ve 28 eyalet FIT politikasını
benimsemiştir.88 Dünyada bu teşvik sisteminin en iyi uygulamaları Almanya, İtalya,
Japonya ve Çin’de görülmüştür. Aynı yılda PV tesislerinden üretilen elektriğin yüzde
70’i FIT kapsamında değerlendirilmiştir.89

86
Mendonça, 2007:13.
87
Lesser and Su, 2008:983.
88
REN 21, 2013:68.
89
IEA PVPS, 2014:36, 41.
29

29
2.2.2. Prim garantisi

FIT mekanizmasına alternatif bir yaklaşım sunan, ama özde aynı mantığa
dayalı olarak geliştirilen bir başka mekanizma prim garantisidir (feed in premiums-
FIP). Prim ödeme sistemlerinde, yenilenebilir enerji üreticilerine elektrik piyasasında
oluşan fiyata ilâve olarak prim ödenmektedir. Bu şekilde üretici iki çeşit gelir elde
etmektedir. Sonuçta birim elektrik satış geliri piyasa ortalama fiyatından yukarıda
kaldığı için, projelerin finansmanında kolaylık sağlanmaktadır.

Spot elektrik fiyatına ilâve edilen prim iki şekilde belirlenebilmektedir.


Bunlardan ilkinde prim, piyasa fiyatından bağımsız olarak sabit bir seviyede
olmakta, buna sabit prim denilmektedir. Değişken prim olarak isimlendirilen diğer
uygulamada yenilenebilir enerji işletmecisine ödenen prim piyasa fiyatının
gelişimine göre değişmektedir. Sabit prim sisteminin tasarlanması kolay olsa da
piyasa fiyatlarının yüksek seyrettiği zamanlarda fazla ödeme yapılmakta ya da tersi
mümkün olmaktadır. Bu nedenle birim prim miktarına ya da toplam prim ödemesine
(piyasa fiyatı + prim) alt ve üst limitler getirilmektedir. Değişken prim sisteminde,
belirli bir süre içerisinde (ortalama 1 ay) spot elektrik fiyatları ile önceden
tanımlanmış referans tarife düzeyi (genellikle FIT oranı) arasında oluşan fark kadar
yenilenebilir enerji üreticisine ödeme yapılmaktadır. Piyasa fiyatının referans fiyatın
üzerinde olması halinde tesis işletmecisine ilâve bir ödeme yapılmamaktadır. Bazı
durumlarda piyasa fiyatının çok düşük ya da negatif seyretmesi halinde destek
programının maliyetini azaltmak için FIP hesaplamasında minimum piyasa fiyatı
belirlenmektedir.90

Söz konusu teşvik mekanizmasında yenilenebilir enerji üreticileri, elektrik


piyasasındaki fiyat sinyalleri doğrultusunda, talebin yüksek ya da diğer enerji
kaynaklarından sağlanan üretimin düşük olduğu zamanlarda daha fazla elektriği
şebekeye vermeye çalışmaktadır. Böylece FIT mekanizmasından farklı olarak
elektrik piyasasında üreticiler arasında rekabet devam etmekte ve yenilenebilir enerji
kaynaklarının elektrik piyasasına uyumu kolaylaşmaktadır. Prim ödemeleri için
belirlenen alt ve üst limitler ya da referans fiyatlar, geleneksel üretim santrallerine

90
Toby Couture and Yves Gagnon, 2009:956, 959, 960.
30

30
göre üretim maliyeti yüksek olan yenilenebilir enerji teknolojilerinde yatırımcının
kendisini güvende hissetmesini sağlamaktadır.91

FIT teşvik politikasından farklı olarak FIP’te devletin genellikle yenilenebilir


enerji işletmecisine alım garantisi vermemesi, yatırımcılar için risk unsuru
oluşturmaktadır. Ayrıca, FIP gibi piyasa tabanlı yenilenebilir enerji destek
programları, daha çok jeotermal ya da biyokütle santralleri ile üretilen elektriği
depolama imkânı olan santraller (örneğin CSP sistemler) için uygundur. Rüzgâr
enerjisi ve PV sistemler gibi değişken üretim santrallerinin elektrik piyasasındaki
fiyat sinyallerine uyum sağlaması oldukça zordur. FIT teşvik politikasına benzer
şekilde FIP’te de yatırımcının aşırı kâr elde etmesini önlemek için doğru prim
miktarının belirlenmesi oldukça önemlidir. Teşvik politikasının olumsuz bir yanı,
küçük ölçekli yüksek maliyetli yenilenebilir enerji tesislerinin elektrik piyasasındaki
rekabetini zorlaştırmasıdır.92

2.2.3. Yenilenebilir enerji kota uygulaması ve yeşil sertifika sistemi

Yenilenebilir enerji kota uygulaması ve yeşil sertifika sistemi, ülkeler


tarafından ulusal ya da yerel düzeyde yaygın olarak kullanılan bir diğer politika
aracıdır. Her iki politika aracı birbirinden farklı görünse de genellikle beraber
uygulandıkları için bunları aynı başlık altında değerlendirmek mümkündür.

Yenilenebilir enerji kota uygulamasında, devlet yenilenebilir enerji


kaynaklarından elektrik üretim hedefi belirlemekte ve elektrik tedarik zincirindeki
(üretici, toptan satıcı ya da tüketici) bir gruba toplam elektrik üretiminin,
kapasitesinin ya da tüketiminin belirlenen asgari bir oranı kadarının yenilenebilir
enerji kaynaklarından karşılanması zorunluluğu getirmektedir. Ardından, yeşil
sertifika piyasası kurulmakta olup söz konusu piyasadaki arz-talep miktarlarına göre
sertifika fiyatları belirlenmektedir. Yeşil sertifika, yenilenebilir enerji tesisinden
üretilen elektrik ya da tesisin karbon emisyon azaltım miktarına göre
verilebilmektedir. Piyasadaki üreticiler kotayı dolduramamaları halinde
sertifikalardan almakta ve belirlenen kotanın üzerinde yenilenebilir kaynaklı elektrik

91
IRENA, 2012a: 15.
92
Couture at al, 2010: 62, 63.
31

31
üretmeleri durumunda sertifikaları satarak gelir elde etmektedirler.93 Bu şekilde, söz
konusu enerji üretim tesisleri iki farklı ürün üretebilmektedir. Bunlardan ilki ticari
mal olan elektrik veya enerjinin başka türleri, diğeri ise sertifikadır. Bu iki ürünün
yenilenebilir enerji sertifikalarının piyasadaki değeri üzerinden ayrı ayrı alım-satımı
mümkün olmaktadır. Politika aracının uygulanması ile yenilenebilir enerji piyasasına
esneklik ve likidite sağlanmaktadır.

Yenilenebilir enerji kota ve sertifika sistemlerinin en önemli avantajı,


sertifika fiyatlarının piyasa şartlarında belirlenmesidir. Elektrik üreticileri belirlenen
kotaya ulaşmak için düşük maliyetle üretmenin yollarını arayacak, bu şekilde
politikanın temel hedefi olan yenilenebilir enerji kaynağından maliyet etkin üretim
gerçekleştirilmiş olacaktır. Üretim maliyetleri azaldıkça yenilenebilir enerji
kaynakları destekleme politikasının nihai elektrik tüketicileri üzerinde oluşturduğu
bütçe yükü azalacaktır. Ayrıca, teşvik sistemi ile yenilenebilir enerji tesislerinin
kontrolsüz bir şekilde büyümeleri riski ortadan kalkacaktır.94

Yenilenebilir enerji kota uygulaması ve yeşil sertifika sistemini uygulayan


ülkelerdeki deneyimlere bakıldığında söz konusu teşvik sisteminin diğer teşvik
politika araçları kadar (örneğin FIT) maliyet etkin üretimi oluşturamadığı
gözlenmiştir. Bunun en önemli nedeni, sertifika ticaretinin içerisinde hem elektrik
fiyat riskini hem de yeşil sertifika fiyat riskini barındırmasıdır. Yenilenebilir enerji
üreticileri bu riski ortadan kaldırmak için uzun vadeli alım sözleşmeleri imzalamakta,
ancak bu durum da fiyatları yüksek tutmaktadırlar. Ayrıca bu mekanizma, teşvik
sistemi henüz olgunlaşmamış ve yüksek maliyetli yenilenebilir enerji teknolojilerinin
yaygınlaşmasını sağlayamamakta, teknolojik gelişmeleri ve yeniliği yeterince
destekleyememektedir. Son olarak politika aracı, küçük ölçeklilerden ziyade düşük
maliyetli üretim yapan büyük ölçekli yenilenebilir enerji tesislerini daha fazla teşvik
edebilmektedir.95

Yenilenebilir enerji kota uygulaması ve sertifika sisteminin uygulanma şekli


ülkeler arasında farklılık göstermektedir. Belçika ve Kore’de GES’lerin kurulu

93
Resch at al, 2007:26, 27.
94
Wiser and Barbose, 2010: 5.
95
Energypedia, 27.02.2015.
<https://energypedia.info/wiki/Renewable_Energy_Quota_and_Certificate_Schemes>
32

32
gücüne (çatı tipi veya zemine monte edilen GES’lerde) ve üretim miktarına göre
farklı bir çarpan belirlenmiştir. Buna göre her bir yenilenebilir enerji teknoloji
çeşidinden birim MWh üretim başına ticareti söz konusu olan yeşil sertifika sayısı
birbirinden farklıdır. Romanya ve Birleşik Krallık’ta uygulanan destek politikası,
daha çok büyük ölçekli PV sistemlerinin kurulumlarını artırmak üzere
kurgulanmıştır. Söz konusu politika aracı ulusal ölçekte 22 ülkede, ABD’de yer alan
29 eyalette, Hindistan ve Kanada’da uygulanmaktadır.96

2009 yılında Avrupa Parlamentosu ve Konseyi, enerji tüketiminin belirli bir


oranının yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanmasını sağlamak amacıyla tüm
Avrupa Birliği ülkelerini kapsayan bir direktif yayımlamıştır.97 Her bir Avrupa ülkesi
ayrıca hazırladıkları Ulusal Yenilenebilir Enerji Eylem Planı (National Renewable
Energy Action Plan) ile farklı bir hedef belirlemiş olsa da söz konusu direktifte 2020
yılına kadar toplam enerji tüketiminin yüzde 20’sinin ve toplam elektrik tüketiminin
yüzde 33’ünün yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması hedeflenmektedir.

2.2.4. Yenilenebilir enerji ihaleleri

Yenilenebilir enerji ihalelerinde piyasa düzenleyicileri, yenilenebilir


kaynaklardan sağlanacak kapasite veya üretim miktarı için asgari bir seviye tespit
etmekte, ardından belirlenen kurulu güç veya üretim miktarı için en uygun
tedarikçinin belirleneceği bir ihale süreci başlatmaktadır. Bakanlık ya da piyasa
düzenleyicileri, teklifleri fiyat ve diğer kriterlere göre değerlendirdikten sonra
kazanan taraf ile enerji alım anlaşması imzalamaktadır.98 İhale sonucunda, hem
yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretim kapasitesi kontrol altına
alınabilmekte, hem de tarife serbest piyasa ortamında belirlenmiş olmaktadır. İhaleler
yenilenebilir enerji teknoloji çeşidine (rüzgâr, güneş enerjisi gibi) göre ayrı ayrı
yapılabilmektedir.

İyi tasarlanmış ihale mekanizması; fiyat rekabetinin doğası gereği


beklenmedik kâr ya da zarar durumlarının ortadan kalkmasına, yenilenebilir enerji
kaynaklı elektrik birim fiyatının doğru bir şekilde belirlenmesine imkân

96
REN 21, 2013:68; DSIRE, 2015.
97
Official Journal of the European Union, 2009.
98
Wiser at al, 2002:6.
33

33
sağlamaktadır.99 Böylece, yenilenebilir enerji kaynaklarının üretim maliyeti
konusunda hükümet ve endüstri arasındaki bilgi asimetrisinin de önlenmesine
yardımcı olmaktadır. Söz konusu destek politikasının bir diğer faydası, kamu
otoritesinin belirlediği kapasite ya da üretim seviyesi doğrultusunda açılan ihalelerle
yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretiminde beklenmedik artışların önüne
geçilmesidir. Ayrıca, söz konusu destek politikası diğer politikalarla (örneğin FIT)
beraber uygulanabilmekte olup bu şekilde yatırımcılar kendilerini daha güvende
hissetmektedir.

İhale mekanizmasının başarısını etkileyen en önemli faktörler; ihale


şartlarının doğru bir şekilde tasarlanması ile ihaleye katılanların niteliği ve sayısının
rekabet ortamını oluşturacak düzeyde olmasıdır. Yenilenebilir enerji yatırımcıları
ihaleye katılmadan önce belirli risk ve maliyet hesabı yapmakta olup bu durum bazen
küçük ölçekli yatırımcıların ihaleye katılmama yönünde karar almalarına neden
olmaktadır. İhaleye yeterince katılımcı sağlanmadığı takdirde fiyatlar eksik rekabet
ortamında belirlenmekte ve böylece yüksek olmaktadır. Uygulamadaki önemli bir
diğer risk ise; ihaleyi kazanmak uğruna düşük gösterilen fiyatların üretim maliyetinin
altında seyretmesi durumunda, üretime başlanılamama ya da tesisin ekonomik ömrü
süresince sözleşmede belirlenen düzeyde üretimin gerçekleştirilememesi sonucunu
ortaya çıkarmaktadır.100

2005 yılında 9 ülke yenilenebilir enerji ihaleleri teşvik politikasını


benimsemişken bu sayı 2015 yılının başlarında 60’a çıkmıştır.101

2.2.5. Nihai tüketicilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamaları amacıyla elektrik


üretmelerini teşvik eden politikalar

Dünyada çatı tipi PV sistemler ile dağıtık enerji üretim tesisleri102 olarak
isimlendirilen diğer küçük ölçekli üretim tesislerine olan ilgi her geçen gün
artmaktadır. Söz konusu tesislerin kurulumunu teşvik etmek için ülkeler çift taraflı
sayaç sistemleri olarak isimlendirilen teşvik sistemini benimsemişlerdir. Çift taraflı

99
IRENA, 2014a:25.
100
UNEP, 2012:23.
101
IRENA, 2015b:13.
102
Elektrik sistemine yerel dağıtım şebekesinden bağlanan küçük ölçekli santrallere dağıtık enerji
üretim tesisleri denilmektedir.
34

34
sayaç sistemleri ile özde aynı fakat işleyişi farklı olan ve elektrik tüketicilerinin
ihtiyaçları olan elektriğin tümünü ya da bir kısmını kendilerinin üretmesine imkan
veren başka teşvik eden diğer uygulamalar da bulunmaktadır.

2.2.5.1. Çift taraflı ölçüm sistemleri

Çift taraflı sayaç sistemleri (net metering), yenilenebilir enerji kaynaklarından


üretilen elektriğin ihtiyaç fazlası olan kısmının şebekeye verilmesini mümkün
kılmakta, satılan bu elektrik ile şebeke işleticisinden tedarik edilen elektriğin fatura
dönemi sonunda mahsuplaştırılmasını sağlamaktadır. Böylece, normal şartlarda
ödenmesi gereken elektrik faturası şebekeye verilen enerji miktarı nispetinde
azalmaktadır. Üretilen ve tüketilen elektriğin mahsuplaştırılması işlemi, bir aydan
birkaç yıla kadar süren bir zaman diliminde gerçekleşebilmektedir.

Çift taraflı sayaç sistemleri ilk kez 1980’li yılların başında ABD’nin
Minnesota ve Iowa eyaletlerinde uygulanmaya başlamıştır.103 2013 yılında söz
konusu teşvik politikasının eyalet ya da devlet düzeyinde uygulandığı yer sayısı 43’e
yükselmiştir. Son yıllarda özellikle çatı tipi PV sistemlerinin yaygınlaştırılması
amacıyla bu sistem Güney Asya ve Lâtin Amerika’daki birçok ülkede de tercih
edilmeye başlanmıştır.104
Söz konusu teşvik politikasının uygulaması ülkeler arasında farklılık
göstermekte olup her bir devlet ya da eyalet kendi politika hedefleri doğrultusunda
teşvik programının çerçevesini belirlemektedir. Tüketim fazlasının şebekeye
verileceği miktar değişik yöntemlerle sınırlandırılabilmektedir. Örneğin, pik talebin
belli bir yüzdesi kadar elektriğin şebekeye verilmesi, şebekeye verilen toplam
yenilenebilir kapasite miktarının sınırlandırılması ya da her bir üretici için getirilen
kota gibi uygulamalar söz konusu olabilmektedir.

Çift taraflı ölçüm sistemleri piyasa temelli bir destekleme politikası olup ilk
yatırım maliyeti yüksek olan küçük ölçekli yenilenebilir enerji teknolojilerinin
kurulumlarını canlandırmaktadır. Uygulamasının kolay olması ve destek ödemeleri
için ayrı bir kamu bütçesinin oluşturulmasına gerek kalmaması politikanın avantajlı

103
Drury at al, 2009:1.
104
REN 21, 2014:79.
35

35
yönleridir. Ayrıca, söz konusu teşvik sistemi ile nihai elektrik tüketicilerinin elektrik
piyasasının hem talep hem de arz tarafında yer almaları sağlanmaktadır.

Bu mekanizmanın avantajlarıyla birlikte not edilmesi gereken en önemli


husus çift taraflı sayaç sistemiyle şebekeye verilen elektrik miktarı arttıkça, teşvik
mekanizmasının getirisi ile maliyeti arasında bir dengesizliğin meydana
gelebilmesidir. Üretilen fazla elektriğin şebekeye iletilmesi işlemi ilâve bir maliyet
oluşturmakta ve bu maliyet diğer tüketicilerden karşılanmaktadır.105 Mekanizmanın
oluşturduğu sosyal dengesizlik nihai elektrik tüketicilerinin kendi tüketimlerini
karşılamak amacıyla üretmelerini teşvik eden politikalara karşı tepkileri ortaya
çıkarmıştır. Piyasa katılımcılarının bir kısmı PV sistemden üretilen elektriğin
faydasının maliyetinden daha fazla olduğunu düşünmekte iken, diğerleri tam tersini
iddia etmektedir. Bu tartışmalar neticesinde, ülkeler dengesizliği azaltmaya yönelik
tedbirler almaya başlamışlardır. Örneğin Almanya’da şebeke operatörlerinin
maliyetlerini azaltmak için PV sistemi bulunan vatandaşlardan ek vergi alınmaktadır.
Gelecekte, Avrupa ülkelerinin şebeke maliyetlerini karşılamak amacıyla uyguladığı
enerji bazlı tarife sisteminden kapasite bazlı tarife sistemine geçmeleri
beklenmektedir. Böyle bir politika değişikliğinin PV çatı uygulamalarının rekabet
gücünü olumsuz etkileyeceği tahmin edilmektedir.106

2.2.5.2. Nihai elektrik tüketicilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamaları amacıyla


üretmelerini teşvik eden diğer politikalar

Elektrik tüketicilerinin enerji üretmelerini teşvik eden diğer politikalarda çift


taraflı sayaç sistemlerinden farklı olarak üretilen ihtiyaç fazlası elektrik, perakende
satış fiyatıyla tarifelendirilmemektedir. Politikanın uygulanma biçimi, ülkelerin ya da
eyaletlerin enerji politikaları doğrultusunda şekillenmektedir. Geleneksel
uygulamalarda, yenilenebilir enerji tesisinden üretilen elektrik hemen ya da 15
dakika içerisinde tüketilmemesi halinde şebekeye verilmekte olup farklı yöntemler
ile değerlendirilebilmektedir.107 Tüketim fazlası elektrik; spot piyasa fiyatlarına eşit
ya da ilâve ödeme yapılarak, FIT politikası kapsamında değerlendirilerek, perakende

105
IRENA, 2014a:44.
106
IEA PVPS, 2014:39.
107
IEA PVPS, 2014:39.
36

36
satış fiyatına ilâve edilen ödeme ya da perakende satış fiyatı üzerinden vergi alınarak
şebekeye verilebilmektedir.

2.2.6. Diğer teşvikler

2.2.6.1. Sermaye sübvansiyonu ya da indirimi

Sermaye sübvansiyonu ya da indiriminde, tek sefere mahsus olmak üzere


yatırımın sermaye maliyetinin belli bir yüzdesi devlet tarafından karşılanmaktadır.
Bu, henüz olgunluğa ulaşmamış ve geliştirilmekte olan yenilenebilir enerji
teknolojilerini teşvik etmek amacıyla tercih edilen bir politikadır. Yenilenebilir
teknolojilerin doğası gereği yenilenebilir enerji üretim tesislerinde geleneksel
santrallerden farklı olarak yakıt maliyeti bulunmamakta, bakım maliyeti düşük
seviyelerde seyretmekte, buna karşılık ilk yatırım maliyeti daha yüksek olmaktadır.
Söz konusu teşvik sistemiyle yenilenebilir sistemlerin ilk yatırım maliyetlerine katkı
sağlanarak, yatırımcının yükü azaltılmaktadır.

Avusturya, Bulgaristan, İsveç, Japonya, ABD, İtalya ve Çin sermaye


sübvansiyonu politikasını uygulayan ülkelerdir. Söz konusu teşvik sistemi kamu
harcamalarının bir kısmını oluşturmakta ve bütçe kısıtlarından dolayı ancak sınırlı
miktarda kullanılabilmektedir. Söz konusu finansman mekanizması, diğer teşvik
politikalarının (FIT gibi) uygulanmasının mümkün olmadığı şebeke bağlantısız
yenilenebilir enerji tesislerini desteklemek amacıyla tercih edilmektedir.108 Bu tür
yatırımlara sağlanan teşviklerle şebeke yatırımlarından tasarruf edilebilmesi,
şebekeye uzak noktalardaki yenilenebilir enerji yatırımlarının desteklenmesini
hükümetler açısından mantıklı bir seçenek haline getirmektedir.

2.2.6.2. Vergi teşvikleri

Birçok ülkede yenilenebilir enerji tesislerinin kurulumlarını teşvik etmek


üzere kullanılan vergi teşvikleri finansal destekler arasında yer almaktadır. Söz
konusu teşvik politikası yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimi, yatırımı
ya da tüketimi aşamasında kullanılabilmektedir.109 Yenilenebilir enerji yatırımlarının

108
IEA PVPS, 2014:37.
109
Abolhosseini and Heshmati, 2014:880.
37

37
maliyetinin nispi olarak azaltılması için vergi indirimleri, vergi muafiyetleri ve vergi
kredileri olmak üzere vergi odaklı üç tür uygulama mevcuttur.

Vergi muafiyeti uygulamasında, 1 ile 5 yıl arasında değişen dönem boyunca


santralden elde edilen gelirden kurumlar ve/veya gelir vergisi alınmamaktadır. Vergi
indirimi uygulamasında ise, ilk yatırım tutarına ve üretilen elektrik miktarına bağlı
olarak belirlenen vergiden indirim yapılmaktadır.

Vergi teşviklerinde diğer bir uygulama yöntemi ise hızlandırılmış amortisman


usulüdür. Hızlandırılmış amortisman yönteminde yatırımcının kârından amortisman
oranı kadar indirim yapılmakta ve daha az vergi ödemesi sağlanmaktadır.

Vergi teşvikleri; kredi geri ödeme riskini ve böylece risk primi gibi
maliyetleri azalttığından, buna bağlı olarak da ilk yatırım maliyetlerini
düşürdüğünden doğrudan sübvansiyon olarak değerlendirilebilmektedir. Söz konusu
teşvik sistemi hükümet bütçesine bağlı olduğu için siyasi ortama ve şartlara
duyarlılığı oldukça yüksektir.

Vergi teşvikleri özellikle ABD ve Hindistan’da başarıyla uygulanmaktadır.110

2.3. Ülke Örnekleri

Güneş enerjisinden elektrik üretimi piyasasına yönelik yapılan


değerlendirmede PV sistemlerden elektrik üretiminde Almanya, İtalya, Çin, Japonya
ve ABD’nin; CSP sistemlerden elektrik üretiminde ABD ve İspanya’nın önde gelen
ülkeler olduğu anlaşılmaktadır. Aşağıda bu ülkelerde uygulanan politikalar ve
destekler ele alınmaktadır.

2.3.1. Almanya

Aşırı artan enerji fiyatlarıyla birlikte sadece klasik enerji kaynaklarına


bağımlı olmama düşüncesi, Almanya’nın 1980’li yıllarda yenilenebilir enerji
kaynaklarından elektrik üretimini teşvik etmeye başlamasına yol açmıştır. Destek
politikalarının sonucu olarak Almanya küresel PV piyasasında kümülatif kurulu güç
açısından 2009 yılından itibaren birinci sırada yer almaktadır. 2000 yılında 89,4 MW
olan PV kurulu gücü 2014 yılına gelindiğinde 38,2 GW’a ulaşmış ve toplam elektrik

110
IRENA, 2014a:28.
38

38
tüketiminin yüzde 6’sını karşılamıştır (Tablo 2.3).111 2000 yılında başlatılan başarılı
FIT politikasıyla yenilenebilir enerji kaynakları için belirlenen orta ve uzun dönem
üretim hedeflerinin tutturulmasına yönelik çalışmaların da bu gelişmede önemli rol
oynadığı düşünülmektedir.

Tablo 2.3. 2014 Yılı Almanya Elektrik Tüketimi, Nüfus ve Fotovoltaik Kapasite
Verileri
Toplam Elektrik Tüketimi (TWh) 578,5
Nüfus (Milyon) 81
Güneş Işınımı (Irradiation) (kWh/kW) 936
Toplam Kurulu Gücü (GW) 38,2
PV’nin Toplam Elektrik Üretimindeki Payı (yüzde) 6,04
Kaynak: IEA PVPS, 2014:26; IEA PVPS, 2015a:4, 12; IEA PVS 2015c:10’den yararlanılarak
hazırlanmıştır.
Almanya, yenilenebilir enerji teknolojilerine pazar yaratmak için 1980’li
yılların sonlarına doğru güneş çatısı (solar roofs) programını başlatmıştır. Program
kapsamında PV sistemlerin yatırım maliyetinin yüzde 70’i hükümet tarafından
karşılanmıştır. Söz konusu program kapsamında 1993 yılına kadar 2.250 adet çatı,
toplam 5,3 MW kurulu güçteki güneş panelleriyle kaplanmıştır.112

Yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin politika belgelerine ve


uygulamaların tarihsel gelişimine bakıldığında, 1990 yılında çıkartılan Şebeke
Besleme Kanunu (Law on Feeding Electricity into the Grid) bir milat olarak öne
çıkmaktadır. Söz konusu Kanunla yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen
elektrik, perakende satış fiyatının yüzde 90’ı oranında tarifelendirilmiştir. Kanun
rüzgâr ve diğer yenilenebilir enerji tesislerini teşvik etmiştir. Kanunda bütün
yenilenebilir enerji teknolojileri için tek bir tarifenin belirlenmesi ve PV sistem
üretim maliyetinin yüksek olması nedeniyle söz konusu Kanun güneş enerjisi
sistemlerine yeterli düzeyde teşvik sağlayamamıştır.113 Buna rağmen, Almanya 2000
yılının sonunda sahip olduğu 89 MW kümülatif PV kurulu kapasiteyle küresel
piyasada Japonya’dan sonra ikinci sırada yer almıştır.114

111
IEA PVPS, 2014: 68; IEA PVPS, 2015a:4; IEA PVS 2015c:10.
112
Morey and Kirsch, 2014:2.
113
Brown, 2013:7.
114
IEA PVPS, 2014:67.
39

39
2000 yılında yürürlüğe giren Yenilenebilir Enerji Kanunu (Erneuerbare-
Energien-Gesetz) Almanya’daki yenilenebilir enerji teknolojilerinin uzun vadeli
gelişimini güvence altına alan en önemli politika dokümanıdır. Kanunda ilk defa
yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi hedefi belirlenmiştir. 2004, 2009,
2012 ve en son 2014 yıllında revize edilen Kanunun nihai halinde yenilenebilir enerji
kaynaklarından elektrik üretim payının, 2025 yılında yüzde 40-45 aralığına, 2035
yılında yüzde 55-60 aralığına, 2050 yılında yüzde 80’e yükseltilmesi
hedeflenmektedir.115 Özellikle 2004 yılında Kanunda yapılan değişiklik sonrasında
Almanya toplam PV kurulu güç miktarıyla dünyada birinci sırada yer almıştır.

Almanya’da yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminin artmasını


sağlayan ve en fazla tercih edilen teşvik politikası FIT sistemidir. Uygulanan FIT
politikasında, belirlenen tarife oranı; PV tesisin türüne (sistemin zemine veya çatıya
monte edilmesi), kurulu gücüne, devreye alındığı tarihe bağlı olarak değişmekle
beraber, bütün uygulamalar için belirlenen satın alma garantisi santral devreye
alındıktan sonraki 20 yıllık işletme dönemi için geçerlidir.

FIT politikası Yenilenebilir Enerji Kanunuyla yasal zemine oturtulmuştur.


Kanunda özellikle 2012 ve 2014 yıllarında yapılan revizyonlarla politikanın
uygulanma yönteminde önemli değişiklikler olmuştur. 2012 yılında, FIT
mekanizmasında farklı tarife oranlarının uygulandığı kapasite aralıkları değişmiş ve
10 MW’ın üzerindeki PV sistemler FIT kapsamından çıkarılmıştır.116 Ayrıca PV
sistem maliyetindeki azalışı takip etmek ve FIT seviyesini piyasadaki gelişmelere
göre azaltmak amacıyla “Koridor” mekanizması oluşturulmuştur. Söz konusu
mekanizmada FIT oranları iki bileşenden oluşan bir yöntemle azaltılmaktadır.117
Birinci yöntemde, FIT seviyesi aylık standart yüzde 1 oranında düşmektedir.
Diğerinde, Kanunda güneş enerjisi kaynakları için yıllık planlanan kurulu güç artış
miktarı (koridor hedefi) 2.500-3.500 MW aralığında belirlenmiştir. Bir önceki yılın
tamamında yeni ilâve edilen kapasite miktarı ile koridor hedefi arasındaki farka bağlı

115
German Energy Blog, 14.01.2014.
<http://www.germanenergyblog.de/?page_id=283>
116
2012 yılından önce farklı tarifelerin uygulandığı kapasite aralıkları kurulu güçleri 10 kW’ın altı, 10
kW-1MW aralığı, 1 MW üzeri iken, sonrasında 30 kW’ın altı, 30kW-1MW ve 1-10 MW aralığı olarak
değiştirilmiştir.
117
Dusonchet and Telaretti, 2015:990.
40

40
olarak tarifede yüzde 0,4-1,8 arasında ilâve bir indirim yapılmaktadır. Ayrıca,
Kanunda ülkenin FIT politikasının kapsamına girecek PV kurulu gücüne üst limit
getirilmiştir. Böylece, toplam kapasitenin 52.000 MW’a ulaşması halinde yeni
kurulacak tesisler için FIT politikası uygulanmayacaktır.118

2012 yılında Kanun değişikliğiyle genel olarak PV sistemlere FIT politikası


kapsamında verilen destek miktarlarına sınırlamalar getirilmiş, ayrıca sistem
işletmecisine ürettiği elektriği sabit bir alım fiyatından satmak yerine, piyasa fiyatına
ilâve bir primle satmasına izin verilmiştir. Diğer yandan, yenilenebilir enerji tesisi
işletmecisinin elektrik toptan satış piyasasına katılmasını teşvik etmek amacıyla ilâve
bir yönetim ücreti alması sağlanmıştır. Böylece yenilenebilir enerji kaynaklarının
piyasa şartlarında değerlendirilmesine yönelik yumuşak bir geçiş yapılmaya
çalışılmıştır.

2014 yılında Kanunda yapılan en son değişiklikle yenilenebilir enerji


kaynaklarını destekleme mekanizması yeniden yapılandırılmıştır. Değişiklikle,
yenilenebilir enerji kaynaklarının serbest piyasa ortamına entegrasyonunun
sağlanması, böylece enerji maliyetlerinin azaltılması amaçlanmaktadır. Bunu
gerçekleştirmek için hükümet, yenilenebilir enerji santrallerinin yıllık kurulu güç
artışına sınır getirmekte, ayrıca yasal tarife yapısında köklü bir değişim
uygulamaktadır. Ayrıca Kanunda FIT oranları ile ilâve prim oranları önemli ölçüde
azaltılmıştır. Kanunun yürürlüğe giriş tarihinden sonra kurulan yenilenebilir enerji
kaynaklı santrallerin yalnızca istisnai durumlarda FIT kapsamında
119
değerlendirilmeleri sağlanmıştır. Bunun yerine, üretilen elektriğin doğrudan
pazarlama yöntemiyle piyasa fiyatına ilâve edilen prim oranıyla şebekeye verilmesi
zorunlu hale getirilmiştir. Doğrudan pazarlama yönteminde sistem işletmecisi,
kendisi doğrudan ya da piyasa yöneticisi aracılığıyla elektrik satışı yapabilmektedir.
Kanunda 2017 yılından itibaren, yenilenebilir enerji tarifelerinin rekabetçi ihale
şartlarına göre belirleneceği ifade edilmektedir. Bu konuda deneyim kazanmak için,

118
Fulton and Capalino, 2012:22.
119
1 Haziran 2016 tarihine kadar devreye girecek 500 kW’ın altındaki santraller FIT kapsamındadır.
41

41
yıllık 400 MW kurulu güce kadar açık alanlardaki güneş enerjisi tesislerinin arasında
müzayedeler düzenlenecektir.120

Almanya’da FIT haricinde vatandaşların kendi ürettikleri elektrikle


tüketimlerini karşılamalarını sağlamak amacıyla çift taraflı sayaç sistemi politikası
uygulanmaktadır. 2012 yılından önce PV sistemlerden üretilen elektriğin şebekeye
verilen kısmının tamamı FIT kapsamında değerlendirilmiştir. Ancak, 2012 yılında
Kanunda yapılan değişiklikte sistem işletmecilerinin şebekeye verdiği elektrik
miktarını azaltmak amacıyla 1 MW’a kadar kurulu gücü olan sistemlerde üretilen
elektriğin en fazla yüzde 90’ının FIT kapsamında satın alınabileceği, kalan kısmın
spot piyasadan ya da toptan satış piyasasından satılabileceği hususu
121
düzenlenmiştir.

Yukarıda özetlenen teşvik uygulamaları haricinde hem yenilenebilir


teknolojilerin ulusal şebeke üzerindeki etkisini azaltmak hem de nihai tüketicilerin
elektrik üretmelerini teşvik etmek amacıyla depolama ünitesi bulunan PV sistemlere
ilâve bir teşvik verilmektedir. Ayrıca, Almanya’da yenilenebilir enerji projelerine
düşük faizli ve uzun vadeli kredi imkânı sunulmaktadır.122

Son dönemde Almanya’nın yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin genel


politika çerçevesine bakıldığında, teknoloji maliyetlerindeki azalışla beraber
yenilenebilir enerji tesislerinden üretilen elektriğin önceden belirlenen sabit bir
tarifeden ziyade piyasa şartlarında değerlendirilmesinin amaçlandığı görülmektedir.
2017 yılından sonra FIT politikasının sona ereceği, bunun yerine teşvik politikaları
arasında yenilenebilir enerji ihaleleri yönteminin uygulanmaya başlanacağı, böylece
tarifenin serbest piyasa şartlarında belirleneceği anlaşılmaktadır.

2.3.2. Çin

Enerji arz güvenliğini sağlamak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına


yönelen Çin, güneş enerjisinden elektrik üretimine en fazla destek veren ülkelerden
birisidir. Çin, uyguladığı politikalar ve destek mekanizması sayesinde dünyanın en

120
Federal Ministry for the Environment, Nature Conservation and Nuclear Safety (Çevre Doğa
Koruma ve Nükleer Güvenlik Federal Bakanlığı), 2014.
121
IEA, 2013:125.
122
Dusonchet and Telaretti, 2015:991.
42

42
büyük güneş hücresi ve modülü üreticisi olmuş, ayrıca 2014 yılında 28,1 GW’lık PV
kurulu güç kapasitesitesiyle küresel piyasada birinci sırada yerini almıştır (Tablo
2.4).123 Gelecek yıllarda Çin’in küresel PV piyasasının gelişmesindeki rolünün daha
da artacağı öngörülmektedir.

Tablo 2.4. 2014 Yılı Çin Elektrik Tüketimi, Nüfus ve Fotovoltaik Kapasite
Verileri
2014 Yılında Toplam Elektrik Tüketimi (TWh) 5.523
Nüfus (Milyon) 1.357
Güneş Işınımı (kWh/kW) 1.300
Toplam Kurulu Gücü (GW) 28,1
PV’nin Toplam Elektrik Üretimindeki Payı (%) 0,7
Kaynak: IEA PVPS, 2014:18, IEA PVPS, 2015a:12’den yararlanılarak hazırlanmıştır.

1958 yılında ilk kez PV hücrelere yönelik Ar-Ge faaliyetleri başlatılmış ve


1971 yılında ilk PV sistem uygulaması Dong Fang Hong uydusunda
124
gerçekleştirilmiştir.

1980-1995 yılları arasında Çin’de enerji talebinin devamlı olarak artması


hükümetin yenilenebilir enerji kaynaklarına daha fazla önem vermesine neden
olmuştur. Böylece, Yeni Enerji ve Yenilenebilir Enerjinin Gelişimi için Çerçeve
(Outline for New Energy and Renewable Energy Development) açıklanmış ve enerji
tasarruflu binalara, PV güç üretim tesislerine ve güneş enerjisinden ısıtma
sistemlerine odaklanılmaya başlanmıştır. Söz konusu dönemde ülkede belirli bir
güneş enerjisi politikası bulunmamakla beraber hükümet öncelikle yenilenebilir
enerji sistemlerinin arz tarafıyla ilgilenmiş ve Ar-Ge faaliyetlerini desteklemiştir.
Talep tarafında ise hükümet, elektriği olmayan bölgelerdeki ihtiyaca çözüm aramış
ve sonucunda PV sistemleri devreye sokmaya karar vermiştir.125

1990’lı yılların sonu ile 2000’li yılların başında Çin PV piyasasının


büyümesi, hükümetin uzak bölgelerde yaşayan vatandaşların elektriğe erişimlerini
sağlamak amacıyla yürüttüğü Aydınlık Elektrifikasyon Programı (Brightness
Electrification Program) ve Şehirlere Elektrifikasyon Programı (Township
Electrification Program) uygulanmasıyla başlamıştır. Söz konusu programlar

123
IEA PVPS, 2015a:12.
124
Liu and Shiroyama, 2013:783.
125
Qiang at al, 2014:310.
43

43
kapsamında öncelikle 23 milyon insanın elektrik talebini karşılamak için her haneye
ortalama 100 W kapasiteli PV sistem kurulumları yapılmış, sonrasında elektriği
olmayan uzak şehirlerde büyük ölçekli (20 MW) PV sistem kurulumu
gerçekleştirilmiştir. Böylece, kırsal bölgelerde yaşayan milyonlarca vatandaşın
elektrik ihtiyacı karşılanmıştır. Pilot ölçekli PV sistem uygulamalarında kazanılan
tecrübenin büyük ölçekli şebeke bağlantısız PV sistem kurulumlarında
değerlendirilmesiyle PV endüstrisinin gelişmesi teşvik edilmiştir.126

2004 yılı, hem Çin PV sanayisi hem de PV politikasının dönüm noktası


olmuştur. 2004 yılından önce PV yatırım maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı
ülkede sadece şebeke bağlantısız PV sistemlerin kurulumu mümkün olmuş, rüzgâr
enerjisi Çin’deki yenilenebilir enerji kurulumlarında baskın konumda yer almıştır.
Söz konusu yılda Shen Zhen ve Shanghai’de şebeke bağlantılı büyük ölçekli PV
sistem deneme projeleri başlatılmıştır. 2004 yılında Çin PV piyasasındaki olumlu
gelişmelerin arkasında yatan en önemli neden, Almanya’da Yenilenebilir Enerji
Kanununda yapılan değişiklikle teşviklerin önemli ölçüde artırılması sonucunda
Çin’de üretilen PV sistemlere yönelik talebin yükselmesidir.127

2005 yılında Çin Ulusal Milletler Kongresi Daimi Kurulu tarafından


onaylanarak yürürlüğe giren Yenilenebilir Enerji Kanunu, yenilenebilir enerji
kaynaklarının gelişmesini teşvik etmek üzere hazırlanan ilk yasal düzenlemedir. Söz
konusu Kanunla ilk kez ulusal teşvik programının genel çerçevesi belirlenmiş,
yenilenebilir enerji kaynakları üretimi hedefleri ortaya konulmuştur. Sonrasında
hazırlanan politika belgelerine kaynak teşkil eden Kanunla yenilenebilir enerji
kalkınma programında yeni bir dönem başlatılmıştır.128

2009 yılında PV endüstrisinin yurtdışı pazarlara bağımlılığını azaltmak, ABD


ve Avrupa ile yaşanması muhtemel ticaret anlaşmazlığı durumunda bunun endüstriye
olası etkilerini önlemek amacıyla Çin hükümeti, Altın Çatılar (Golden Roofs) ve
Altın Güneş Programı isimli ulusal sübvansiyon programlarını başlatmıştır.129 Her iki
program kapsamında, belirlenen kriterleri taşıyan PV sistem kurulumlarının yatırım

126
Zhang and He, 2013:396.
127
Qiang at al, 2014:314.
128
Moosavian at al, 2013:50.
129
Huo and Zhang, 2012:40, 41.
44

44
maliyetinin belli bir oranı hükümet tarafından karşılanmıştır. Programlarla binalarda
ve şebeke bağlantısı olmayan alanlarda PV sistem uygulamaları yaygınlaştırılmaya
çalışılmış, belirli verimlilik seviyesinin üzerindeki PV hücrelerin kullanımı teşvik
edilmiştir. Sonuç olarak, Altın Çatılar ve Altın Güneş Programı gibi çeşitli ulusal ve
bölgesel teşvik paketlerinin yürürlüğe konulması, Çin PV pazarının gelişmesini
sağlamıştır.

2009 ve 2010 yıllarında hükümet güneş enerjisi projeleri için hazırlanan iki
aşamalı kamu ihale sürecini başlatmıştır. İhalelerin sonucunda PV sistem elektrik
fiyatları ülkedeki PV endüstrisinin beklediğinden düşük seviyelerde belirlenmiş, bu
durum PV ekipman tedarikçileri ve enerji şirketlerinin yatırım kararlarını olumsuz
yönde etkilemiştir. Sonrasında, PV imalatçıları hükümete daha yüksek seviyelerde
teşvik vermesi konusunda baskı yapmış ve böylece 2011 yılında Ulusal Kalkınma ve
Reform Komisyonu (The National Development and Reform Commission)
tarafından ilk kez ulusal FIT politikası açıklanmıştır. İlk uygulamada güneş enerjisi
sistemlerinin tamamı için tek bir FIT oranı belirlenmiştir. 2013 yılında yenilenen FIT
politikasında eyaletler üç gruba ayrılmış olup bölgenin ortalama yıllık ışınlanma
değerine ve kurulum maliyetine göre tarife değişmektedir. 20 yıl boyunca uygulanan
satın alma garantili tarifeler; 1’nci bölgedeki eyaletlerde 0,90 RMB/kWh (14,4 dolar
sent130/kWh), 2’inci de 0,95 RMB/kWh (15,2 sent/kWh), 3’üncü
de 1 RMB/kWh (16 sent/kWh)’tir. Dağıtık enerji sistemlerinde ise FIT oranı 0,42
RMB/kWh (6,72 sent/kWh) seviyesinde belirlenmiştir.131

Son yıllarda Çin, talep artırıcı politika ve desteklerle hidrolik dışındaki


yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik önemli hedefler belirlemiştir. Güneş enerjisi
teknolojilerinden CSP sistemleri umut verici bir seçenek olsa da Çin’de daha olgun
bir teknoloji olan PV sistemler daha çok tercih edilmiştir. 2011 yılına gelindiğinde
ilk kez toplam 342,5 MW kurulu gücündeki dört yeni projeyle CSP sistem
kurulumları Çin’de yer almaya başlamıştır. On İkinci 5 Yıllık Plan’da 2018 yılına
kadar CSP kurulu gücünün 1,8 GW’a yükseltilmesi hedeflenmektedir. Ayrıca, 2014

130
Çalışmada “dolar sent” para birimi “sent” olarak kısaltılmıştır.
131
Qiang at al, 2014:313.
45

45
yılı Ağustos ayında ilk kez bir CSP projesine 19,2 Dolar sent/kWh’lik bir alım
garantisi uygulanmaya başlanmıştır.132

Çin enerji politikası iki aşamalı bir yaklaşımla oluşturulmaktadır. Merkezi


hükümet öncelikle beş yıllık planlarla genel politika amaçlarını belirlemekte,
ardından bakanlıklar, ajanslar ve Ulusal Halk Kongresi (National People Congress)
planlara göre belirli ve hedeflenmiş program ve politikalarını şekillendirmektedir.133
En son 2012 yılında ilân edilen On İkinci 5 Yıllık Kalkınma Planında 2015 yılına
kadar elektrik tüketiminin yüzde 20’sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından
karşılanması ve güneş enerjisi kurulu kapasitesinin 25 GW’a yükselmesi
hedeflenmektedir.134

2013 yılının sonuna gelindiğinde hükümet teşvik politikasını değiştirmeye


karar vermiştir. Hükümet, 2013 yılı öncesinde büyük ölçekli PV kurulumlarına
odaklanıyor iken, sonrasında dağıtık PV’lerin yaygınlaşması amacıyla teşvik
politikaları uygulamaya başlamıştır. Politika değişikliğinin arkasında yatan sebepler;
dağıtık güneş PV’lerinin büyük ölçekli sistemlerle karşılaştırıldığında maliyet
avantajı sunması, nihai elektrik tüketicilerine elektrik üretme imkânı yaratması ve
gelişmekte olan bir sanayi olmasından dolayı yeni iş imkânları sağlamasıdır.
Hükümetin 8 GW seviyesinde dağıtık GES kurulu güç hedefi bulunmakta olup 2013
yılı sonu itibarıyla 4 GW kurulu güce ulaşılmıştır. Söz konusu PV sistemlerini
desteklemek amacıyla 2013 yılında Çin Hükümeti İletim Şirketi (State Grid
Corporation of China) bütün dağıtık PV sistem uygulamalarına ücretsiz bağlantı
hizmeti sunmaya başlamıştır.135 Ayrıca, yerel yönetimlerin kendi programlarına
dağıtık PV sistemleri dâhil etmeleri ve özellikle öncelikli bölgelerdeki yatırımcıları
bu konuda yönlendirmeleri hususunda politikalar belirlenmiştir.

FIT kapsamında tarife ödemelerinin bütçeye ve nihai elektrik tüketicilerine


etkisi nedeniyle Çin hükümeti 2020 yılına kadar yeni kurulacak tesisler için tarife
seviyesini kademeli olarak azaltarak teşvik politikasını sonlandırmayı
planlamaktadır. 2020-2025 yılları arasında yenilenebilir enerji kaynaklarından

132
IRENA, 2014a:13.
133
Sener and Fthenakis, 2014:863.
134
IRENA, 2014b: 38.
135
IRENA, 2014a:38.
46

46
elektrik üretiminin fosil yakıtlı santrallerle tamamen rekabet edebilir duruma
geleceği tahmin edildiği için, piyasanın gelişiminin devamının parasal teşviklerden
ziyade düzenleyici desteklerin (örneğin bağlantı önceliği ve zorunluluğu)
verilmesiyle mümkün olacağı değerlendirilmektedir.

Çin, 2000 yılında öncelikle kırsal alanlarda yaşayan vatandaşlarının elektrik


ihtiyacını karşılamak üzere hazırladığı programlar, ardından ulusal programlarında
belirlediği hedefler doğrultusunda GES’lere yönelik sübvansiyon ve FIT teşvikleriyle
dünyada PV piyasasının gelişmesine katkı sağlayan en önemli ülkelerden birisidir.

2.3.3. ABD

1973 yılında ortaya çıkan enerji krizi sonucunda fosil kaynaklı yakıtların
fiyatlarının önemli oranda yükselmesi dünyadaki diğer ülkeler gibi ABD’nin de yerli
ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırmak üzere politikalar
geliştirmesine neden olmuştur. 1978 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarını teşvik
etmek üzere hazırlanan ilk yasal düzenleme olan Ulusal Enerji Hizmetlerini
Düzenleme Politikaları Kanunu (Public Utility Regulatory Policies Act-PURPA)
onaylanmıştır.136 Söz konusu Kanunla ülkede FIT politikası ilk kez uygulanmaya
başlamıştır.

1990'lı yıllara gelindiğinde ABD yenilenebilir enerji piyasasında durgunluk


yaşanmıştır. Durgunluğun sebeplerinden bazıları doğal gaz fiyatlarının önemli ölçüde
düşmesiyle yenilenebilir enerji santrallerinin cazibesini kaybetmesi, uygulanan vergi
teşviklerinin yürürlükten kaldırılması ve son olarak hükümetin yenilenebilir enerji
alanında yürütülen Ar-Ge faaliyetlerine sağladığı finansman imkânlarını büyük
oranda azaltmasıdır.137

Söz konusu Kanunun uygulama döneminden (1978-1990 yılları arası) sonra,


ABD’de önceden belirlenen fiyatlar (FIT) ile yenilenebilir enerji kaynaklarını teşvik
yerine maliyetlerin en aza indirildiği serbest piyasa ortamında teşvik tercih edilmiştir.
Hâlihazırda California ile beraber yalnız beş eyalet FIT politikasını

136
US Department of the Interior, Bureau of Reclamation, 17.03.2015.
<http://www.usbr.gov/power/legislation/purpa.pdf>
137
Martinot at al, 2005.
47

47
uygulamaktadır.138 2013 yılında büyük ölçekli PV sistem üretimlerinin yalnızca
yüzde 2’si FIT, büyük çoğunluğu (yüzde 92’si) ise elektrik satış sözleşmeleri (Power
Purchasing Agreements)139 kapsamında değerlendirilmiştir.140 Avrupa’da FIT, güneş
enerjisinden elektrik üretiminin yaygınlaşmasında etkin bir politika enstrümanı
olurken; ABD’de yenilenebilir enerji kota uygulaması, çift taraflı sayaç sistemleri ve
diğer vergi ve sübvansiyon politikaları FIT destek mekanizmasına göre daha yaygın
bir şekilde uygulanmaktadır.

Yenilenebilir enerjinin gelişimini sağlayan bir diğer önemli politika aracı ise
yenilenebilir enerji kota uygulaması olup bu ara yeşil sertifika sistemiyle beraber
uygulanmaktadır. 1983 yılında yenilenebilir enerji kota uygulaması ilk kez
ABD’deki bir eyalette uygulanmaya başlanmıştır. 1990’lı yıllarda yedi eyalet daha
yenilenebilir enerji politikalarının arasına yenilenebilir enerji kota uygulamasını
dâhil etmiştir. Günümüzde ise ABD’de 30 eyalet söz konusu teşvik politikasını
uygulamaktadır. Esnek bir politika aracı olan yenilenebilir enerji kota uygulamasında
her bir eyalet kendi piyasasının iç dinamikleri doğrultusunda belirlediği tarihlere
kadar yenilenebilir enerji çeşidine göre bir hedef ortaya koymaktadır. 141 Söz konusu
politika enstrümanı ağırlıklı olarak büyük ölçekli PV sistem uygulamalarının
yaygınlaşmasını teşvik etmektedir. 2013 yılında ABD’de gerçekleşen ilâve büyük
ölçekli PV sistem kurulu kapasitenin yüzde 71’i California’da yer almaktadır.142

Çift taraflı sayaç sistemleri politikası ilk kez 1982 yılında Massachusetts’te
uygulanmaya başlamıştır. Söz konusu teşvik politikası şu anda 45 eyaletin
yenilenebilir enerji destekleme politikaları içerisinde yer almaktadır. 143 Politikanın
uygulandığı eyaletlerde teşvik kapsamında belirlenen; sistemlerin kurulu gücü,

138
EIA (US Energy Information Administration), 01.02.2015.
<http://www.eia.gov/electricity/policies/provider_programs.cfm>
139
Elektrik satış sözleşmelerinde, yatırımcı elektrik tüketicisi adına bütün maliyetleri üstlenerek GES
kurulumunu gerçekleştirmekte, tüketici ise üretilen elektriği belirlenen fiyat üzerinden belli süreliğine
alım taahhüdünde bulunmaktadır. Böylece, tüketici, perakende satış fiyatı üzerinden tarifelendirilen
elektriği daha düşük fiyattan alma imkânına sahip olmaktadır.
140
IREC (Interstate Renewable Energy Council), 2014:13
http://www.irecusa.org/publications/annual-u-s-solar-market-trends-report/.
141
Eastin, 2014:127.
142
IREC, 2014:12.
http://www.irecusa.org/publications/annual-u-s-solar-market-trends-report/
143
DSIRE (Database of State Incentives of Renewable and Efiiciency), 15.03.2015.
<http://programs.dsireusa.org/system/program/maps>
48

48
üretim ve tüketim mahsuplaşma dönemi, ödeme şekli ve kuralları birbirinden
farklıdır. 2000-2013 yılları arasında uygulanan çift taraflı sayaç sistemleri teşvik
politikası sonucunda dağıtık PV sistem kurulumları yıllık ortalama yüzde 50’den
fazla artmıştır.144 2013 yılında ABD’de dağıtık PV sistem kurulumlarının yüzde 95’i
çift taraflı sayaç politikası kapsamında değerlendirilmiş olup kalan kısmı sadece
kendi tüketimini karşılamak üzere gerçekleşen kurulumlardır.145

Son birkaç yıldır ABD’de uygulanan teşvik mekanizmaları içerisinde PV


sisteminin yaygınlaşmasını sağlayan temel politika enstrümanı vergi kredisidir.146
Hükümet, Yenilenebilir Enerji Vergi Kredisi politikasını ilk kez 1992 yılında
yayımlanan Enerji Politikası Kanunu (Energy Policy Act) 147 ile düzenlemiş ve bu
Kanun sonrasında politika birçok kez değişikliğe uğramıştır. Vergi kredileri;
yenilenebilir enerji üretimi vergi kredisi, yenilenebilir enerji yatırımı vergi kredisi,
konutlarda yenilenebilir enerji vergi kredisi olmak üzere üç farklı şekilde
uygulanmaktadır.

Yukarıda özetlenen finansal destek politikaları haricinde Amerikan Enerji


Bakanlığı (DOE) Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği biriminin 2011 yılında
başlattığı SunShot Programı kapsamında güneş enerjisinden elektrik üretim
maliyetinin diğer geleneksel santrallerle rekabet edecek düzeye indirilmesi
amaçlanmaktadır. Söz konusu Programla büyük ölçekli PV ve CSP santrallerinden
üretilen elektriğin indirgenmiş maliyetinin 2020 yılına kadar 0,06 D olar/kWh
değerine düşmesi amaçlanmakta ve bu kapsamda teknolojik verimliliği yükseltecek,
inşaat ve hizmet maliyetlerini (soft costs) düşürecek Ar-Ge faaliyetleri
desteklenmektedir.148

Ayrıca, kamu arazilerinde uygulanacak yenilenebilir enerji projelerini


hızlandırmak ve yaygınlaştırmak amacıyla çeşitli çalışmalar sürdürülmektedir. 2014

144
SEIA (Solar Energy Industries Associations), 04.02.2015.
<http://www.seia.org/policy/solar-technology/photovoltaic-solar-electric>
145
IREC, 2014:14.
http://www.irecusa.org/publications/annual-u-s-solar-market-trends-report/
146
IEA, 2014c:117, 125.
147
US Department of the Bureau of Reclamation , 24.03.2015.
<http://www.usbr.gov/power/legislation/epa92.pdf>
148
US Department of Energy (DOE), 18.03.2015.
<http://energy.gov/eere/sunshot/photovoltaics>
49

49
yılında yayımlanan İklim Eylem Planıyla kamu arazilerinde güneş, rüzgâr ve
jeotermal yatırımlarının izin ve ÇED süreçleri kolaylaştırılmıştır. Buna ek olarak,
Arazi Yönetimi Kurumu (Bureau of Land Management) güneş enerjisi yatırımlarını
teşvik etmek amacıyla batı eyaletlerinde kamu arazileri üzerinde kapsamlı bir çevre
analizi yapmış ve batı eyaletlerinin birkaçında 17 tane güneş enerjisi bölgesi (solar
energy zones) tespit etmiştir.

Belirlenen politikalar ve teşvik uygulamaları neticesinde 1984 yılından


itibaren bugüne kadar güneş enerjisinden elektrik üreten ABD’de, 2014 yılının
sonunda büyük ölçekli güneş enerjisi sistemleri 18,32 TWh miktarında üretim ile
toplam elektrik üretiminin yüzde 0,54’ünü karşılamıştır.149

Tablo 2.5. 2014 Yılı ABD Elektrik Tüketimi, Nüfus ve Fotovoltaik Kapasite
Verileri
Toplam Elektrik Tüketimi (TWh) 4.093
Nüfus (Milyon) 316
Güneş Işınımı (kWh/kW) 1.300
Toplam Kurulu PV Gücü (GW) 18,3
Toplam CSP Kurulu Gücü (GW) 1,6
Güneş Enerjisinin Toplam Elektrik Üretimindeki Payı (%) 0,54
Kaynak:IEA PVPS, 2014:16; IEA PVPS, 2015a:12; EIA, 2015 kaynaklarından derlenerek
hazırlanmıştır.

IEA’nın Orta Vadeli Yenilenebilir Enerji Görünümü Raporunda, ABD’de


2020 yılına kadar PV ve CSP sistem mevcut kapasitesine sırasıyla 39 GW ve 2 GW
yeni kapasite ilâve edileceği öngörülmektedir. İlâve edilecek PV kurulu gücünün
yüzde 55’ini konut ve ticari PV sistem uygulamalarının oluşturacağı, özellikle 2016
yılından sonra yenilenebilir enerji yatırımı vergi kredisi uygulamasının
tamamlanması ile büyük ölçekli sistem kurulumlarının yavaşlayacağı tahmin
edilmektedir.150 EIA’nın uzun dönemli projeksiyon çalışmasında da, ülkede 2040
yılına kadar güneş enerjisinden elektrik üretiminin yılda ortalama yüzde 7,5 oranında

149
EIA, 15.05.2015.
<http://www.eia.gov/electricity/monthly/epm_table_grapher.cfm?t=epmt_1_1>
150
IEA, 2014d, 33.
50

50
artacağı ve güneşin yenilenebilir elektrik üretimi içerisinde en hızlı büyüyen kaynak
olacağı tahmin edilmektedir. 151

2.3.4. Japonya

1974 yılında yaşanan petrol krizi, petrol ithal eden ülkeleri büyük çapta
etkilemiş, artan enerji fiyatlarının bütçeye getirdiği yük artmıştır. Bu durum,
yurtiçinde çok az petrol ve doğal gaz rezervi olan Japonya’nın enerji üretim
politikasına yenilenebilir enerji kaynaklarını dâhil etmesine neden olmuştur.

Aynı yılda Uluslararası Ticaret ve Sanayi Bakanlığı tarafından başlatılan


Güneş Işığı Programı (Sun Shine Program) ile ilk kez hükümet petrole alternatif
kaynak arayışına geçmiştir. Bu kapsamda, kamu, sanayi ve akademi işbirliği
sağlanarak yenilenebilir enerji alanında Ar-Ge faaliyetlerine destek verilmiş, ayrıca
uygulama projeleri de yapılmıştır. Program, ülkedeki PV endüstrisinin gelişmesine
büyük katkı sağlamıştır. Programın sonucunda 1992 yılında ilk kez PV sistemlerden
elektrik üretilmeye başlanmıştır.152

1994 yılında Japon hükümeti konutlarda PV sistem kurulumlarına yönelik


ulusal teşvik programını başlatmıştır. Program kapsamında, konutlarda 1-5 kW
kapasiteli PV sistem kurulumlarında ilk yatırım maliyetinin yüzde 50’si finanse
edilmiştir. Programın uygulanma süresi içerisinde (1994-2005) toplam 930 MW’ın
üzerinde güce sahip 250.000 adet PV sistem kurulumu gerçekleşmiş ve ortalama PV
sistem maliyeti yüzde 66 oranında azalmıştır.153

Yenilenebilir enerji kota uygulaması 2003 yılında hükümetin yenilenebilir


enerji politikaları arasına dâhil edilmiş ve bu politika ile 2010 yılına kadar elektrik
üretiminin yüzde 1,35’inin yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması
hedeflenmiştir. Ancak sonrasında uygulanan teşvik politikaları güneş enerjisi
yatırımlarını artırmaya yetmemiştir.154 2009 yılına kadar Avrupa’dan farklı olarak
Japonya’nın yenilenebilir enerji piyasasını teşvik etmek için temel politika aracı

151
IEA, 2014c:125.
152
Kimura, 2009:1.
153
Muhammad-Sukki at al, 2014:637.
154
Haas at al, 2008:30.
51

51
olarak yenilenebilir enerji kota uygulamasını tercih etmiş olması, küresel piyasadaki
lider konumunu kaybetmesine neden olmuştur.

2004 yılından sonra Japonya’da gerçekleşen PV sistem kurulumlarının artış


hızındaki yavaşlama neticesinde yenilenebilir enerji hedefine ulaşılamamıştır. 2008
yılında Japon hükümetinin ilan ettiği Düşük Karbonlu Topluma Ulaşma Eylem Planı
(Action Plan for Achieving a Low-Carbon Society) ile yenilenebilir enerji üretimi
hedefi güncellenmiş ve mevcut yıldaki PV kurulu gücünün 2020 ve 2030 yıllarına
kadar sırasıyla 10 ve 40 kat artması hedeflenmiştir.155 Aynı yıl yayımlanan Güneş
Enerjisinden Elektrik Üretiminin Yaygınlaştırılması Eylem Planı (Action Plan for
Promoting of Solar Power Generation) ile yeni bir teşvik programı uygulamaya
konulmuştur.156

2009 yılında sübvansiyon desteği tekrar başlatılmış, ayrıca, 500 kW’a kadar
kurulu güce sahip PV sistemler için FIT mekanizması geliştirilmiştir. Diğer ülkelerde
uygulanan FIT politikasından farklı olarak sadece arz fazlası elektrik kapsama
alınmıştır. 2011 yılına kadar uygulanan teşvik politikaları neticesinde PV sistem
kurulumlarının yaklaşık yüzde 90’ının konutlarda gerçekleştiği tahmin
157
edilmektedir.

2011 yılı Ağustos ayında Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Üretilen


Elektriğin Satın Alınması Kanunu (The Act on Purchase of Renewable Energy
Sourced Electricity by Electric Utilities) yayımlanmış ve söz konusu Kanunla
kapsamlı bir FIT politikası oluşturulmuştur. FIT politikasında 10 kW’ın üzerindeki
PV sistemlere 20 yıl, 10 kW’ın altındaki PV sistemlere 10 yıl süreli alım garantisi
verilmiş olup tamamı için FIT oranı 42 Yen/kWh158 olarak belirlenmiştir.159 Böylece,
teşvik sisteminde önceki düzenlemelerden farklı olarak konut dışındaki ticari,
endüstriyel ve büyük ölçekli PV sistem uygulamaları da destek kapsamına alınmıştır.

155
Prime Minister of Japan and His Cabinet, 2008:13.
<http://japan.kantei.go.jp/policy/ondanka/final080729.pdf >
156
Muhammed-Sukki at al, 2014:637, 638.
157
Sener and Fthenakis, 2014:863.
158
2013 yılı Ağustos ayında 1 Yen ortalama 0,013 değerinde gerçekleşmiş olup 10 kW’ın altındaki
sistemlerde uygulanan FIT oranı 54,5 cent/kWh seviyesinde hesaplanmıştır. X-Rates, 02.09.2015.
<http://www.x-rates.com/average/?from=JPY&to=USD&amount=1&year=2011>
159
IEA/IRENA Joint Policies and Measures Database for Global Renewable Energy, 2012.
<http://www.iea.org/policiesandmeasures/renewableenergy/>
52

52
Yenilenen ve kapsamı genişletilen FIT politikası Japon PV piyasasının gelişimini
hızlandırmıştır. Teşvik sisteminin uygulanmaya başladığı 2012 yılından itibaren
2014 yılı sonuna kadar geçen sürede 16,7 GW ilâve kapasite sisteme dâhil edilerek
toplam kurulu güç 23,3 GW’a yükselmiştir ve toplam elektrik tüketiminin yüzde
2,4’ü PV sistemlerden karşılanmıştır (Tablo 2.6).

Tablo 2.6. 2014 Yılı Japonya Elektrik Tüketimi, Nüfus ve Fotovoltaik Kapasite
Verileri
Toplam Elektrik Tüketimi (TWh) 965
Nüfus (Milyon) 127
Güneş Işınımı (kWh/kW) 1.050
Toplam Kurulu Gücü (GW) 23,3
PV’nin Toplam Elektrik Üretimindeki Payı (%) 2,4
Kaynak: IEA PVPS, 2014:18; IEA PVPS, 2015d:5’ten yararlanılarak hazırlanmıştır.

Japonya, büyük ölçekli güneş enerjisi sistemlerinin kurulumu için gerekli


geniş açık alanlarının yeterli olmamasına ve yıl boyunca nispeten düşük güneş
ışınlanma değerlerine sahip bulunmasına rağmen, 2004 yılı sonuna kadar kurulu PV
kapasitesiyle dünyada lider konumda olmuştur.160 Japonya’nın bu başarısının
arkasında, uyguladığı uzun dönemli Ar-Ge programları ile 1990’lı yıllarda başlattığı
teşvik politikaları yer almaktadır. 2011 yılında yaşanan Fukuşima faciasından sonra
Japonya’da enerji politikaları yeniden yapılandırılmış ve elektrik arzında nükleer
enerjiye olan bağımlılığı azaltmak amacıyla diğer enerji kaynaklarına yönelik
politikalara ağırlık verilmeye başlanmış, böylece ülkede PV piyasası tekrar yükselişe
geçmiştir. Gelecek yıllarda da Japonya PV piyasasının hızlı bir şekilde büyümeye
devam edeceği tahmin edilmektedir. Bu doğrultuda Japon Fotovoltaik Enerji
Birliğinin (Japan Photovoltaic Energy Association) yapmış olduğu PV yol haritası
çalışmasına göre ülkedeki PV kurulu gücünün 2020 yılına kadar 49 GW’a, 2030
yılında ise 102 GW’a yükseleceği, söz konusu kapasitelerin yıllık elektrik
tüketiminin yaklaşık yüzde 10’unu karşılayacağı öngörülmektedir.161

160
IEA PVPS, 2014:67.
161
Hahn, 2014:1.
53

53
2.3.5. İtalya

İtalya, coğrafi konumu itibarıyla güneşlenme süresi ve güneş ışınım şiddeti


açısından şanslı olmasının yanı sıra uyguladığı teşvik politikalarıyla 2014 yılı
sonunda ulusal elektrik talebinin yüzde 7,6’sını PV sistemlerden karşılamıştır.162

İtalya’da yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimini desteklemek


amacıyla hazırlanan ilk yasal düzenleme 2005 yılında yayımlanan Enerji Kanunu
(Conto Energia)’dur.163 Günümüze kadar birçok değişikliğe uğrayan İtalya FIT
politikası, söz konusu Kanunla yürürlüğe girmiş olup 2005 yılından 2012 yılına
kadar beş kere değişikliğe uğramıştır. Söz konusu Kanun ilk aşamada sadece nihai
elektrik tüketicilerinin elektrik üretmelerini teşvik etmek üzere hazırlanmıştır. 2007
yılında Kanunda yapılan değişiklikle tüm PV sistem elektrik üretimi (ürettiği
elektriğin tamamını şebekeye verenler dâhil) FIT kapsamına alınmıştır.164

2010 yılında Kanunda yapılan üçüncü değişiklikle geleneksel, gelişime açık


ve yoğunlaştırılmış olmak üzere PV sistemler kendi içerisinde üç gruba ayrılmış, her
biri için farklı bir FIT oranı belirlenmiştir. Geleneksel sistemler de kendi aralarında
binalardaki PV sistemler ve diğerleri olarak iki gruba bölünmüştür.165 İtalya, FIT
mekanizmasını belirtilen şekilde kategorize etmesi neticesinde binalarda güneş
enerjisi sistem kurulumlarına ve yoğunlaştırılmış PV sistemlere en fazla maddi
desteği veren ülke olmuştur.166

İtalya’daki FIT mekanizmasının uygulanma şekli ikiye ayrılmaktadır. İlkinde,


elektrik üretiminin tamamının şebekeye verilmesi durumunda önceden belirlenen
sabit tarifeden işlem gerçekleşmekte; ikincisinde, tüketim fazlası elektriğin satışı
piyasa fiyatının üzerine eklenen prim fiyat çerçevesinde yapılmaktadır. Her iki
fiyatlama yönteminde de dört aylık periyotlarla destek miktarı azaltılmaktadır.167

162
IEA, 2015a:4, 12.
163
Autorita per I'energia elettrica il gas e il sistema idrico, 01.02.2015.
< http://www.autorita.energia.it/it/docs/riferimenti/decreto_050728.html >
164
Sgroi at al, 2014:3988
165
Dusonchet and Telaretti, 2015:992.
166
IEA PVPS, 2014:27.
167
Campoccia at al, 2014:534.
54

54
2011 yılında PV sistem kurulu gücünde büyük miktarda artış meydana gelmiş
(9,3 GW), bu durum devletin PV teknolojisine verdiği desteği azaltmasına neden
olmuştur. 2012 yılında yayımlanan Kanunun beşinci versiyonunda (Conto Energia
V) zemine monteli PV sistemlerde uygulanan FIT oranlarında ortalama yüzde 43,
çatı tipi PV sistemlerde yüzde 39 oranında indirim gerçekleşmiş; ayrıca, FIT ve FIP
ödemelerine ayrılan bütçeye tavan uygulaması başlatılmıştır.168 FIT oranlarının
düşürülmesiyle 2012 yılından itibaren büyük ölçekli PV sistem kurulumları büyük
oranda azalmıştır.

2013 yılı Haziran ayında FIT ve FIP ödemeleri toplamının Kanunla


belirlenen bütçe tavanına (yıllık 6,7 milyar Euro) ulaşması sonrasında İtalyan enerji
piyasasının düzenleyici kurumu, FIT ve FIP teşvik sistemlerinin yeni kurulacak PV
sistemlere uygulanmayacağını açıklamıştır.169 Diğer taraftan, 20 kW’ın altındaki
kapasiteli çatı tipi PV sistemlere vergi teşvik politikası (10 yıl süreliğine PV sistem
yatırım harcamalarının yüzde 36-50 arasındaki miktarının sistem sahibinin gelir
vergisinden indirilmesi) uygulanmaya başlanmış, böylece konutlardaki PV sistem
kurulumlarının desteklenmesi devam etmiştir.

2014 yılı Ağustos ayında İtalyan hükümeti FIT uygulamasında geriye dönük
değişiklikler yapmıştır. 200 kW’ın üzerindeki PV kapasitesine sahip yatırımcılara iki
seçenek sunulmuştur. Bunlardan birinde, 20 yıl olan alım garantisi süresi 24 yıla
uzatılmış olup tarife oranında kalan teşvik kapsamındaki süreye bağlı olarak yüzde
17-25 arasında bir indirim yapılmış, diğerinde 20 yıl olan garantili alım süresinde
değişiklik olmadan tarife yüzde 12 oranında azaltılmıştır.170

FIT mekanizmasına alternatif olarak düzenlenen çift taraflı sayaç


sistemlerinin yasal altyapısı 74/08 sayılı Elektrik ve Gaz Düzenleyici Otorite
Kararıyla oluşturulmuştur. 2012 yılında tekrar değişikliğe uğrayan çift taraflı sayaç
sistemleri ülkede yenilenebilir enerji kaynaklarını teşvik etmek üzere uygulanan

168
Brown, 2013:30.
169
Donat at al, 2013:2.
170
Mondaq, 05.12.2015.
<http://www.mondaq.com/x/324550/Oil+Gas+Electricity/Amendments+To+The+FeedInTariffs+For+
PV+Plants+In+Italy>
55

55
etkin bir politika aracıdır.171 Geleneksel çift taraflı sayaç sisteminden farklı bir
yöntemle teşvik mekanizması uygulanmakta olup arz fazlası elektrik, sabit bir alım
fiyatından ziyade, gün içerisindeki saatlik zaman dilimlerinde değişen tarife ile
değerlendirilmektedir. Ayrıca, söz konusu sistemde şebekeye verilen ile şebekeden
çekilerek tüketilen elektriğin mahsuplaştırılması her altı ayda bir yapılmaktadır. Çift
taraflı ölçüm sistemlerinin kapsamında sadece 200 kW’ın altındaki PV sistem
kurulumları bulunmaktadır. 200 kW’ın üzerindeki kapasitede ise sistem işletmecisi
elektriğin tamamını şebekeye verebilmekte ya da bir kısmını kendi tüketimini
karşılamak üzere değerlendirebilmektedir.

2014 yılı Kasım ayında çift taraflı ölçüm sistemleri politikasında kapasite
sınırı 200 kW’tan 500 kW’a yükseltilmiş, böylece ticari PV sistem uygulamaları
teşvik kapsamına alınmıştır. Küçük ölçekli tesislere sağlanan teşviklerle ülkedeki PV
kurulu güç artışının devamlılığı sağlanmıştır.172

Çift taraflı sayaç sistemi ve FIT mekanizmasından yararlanmayan PV sistem


operatörünün yıllık 2.000 MWh’in altında elektrik üretmesi halinde en düşük tarife
oranıyla piyasa satış fiyatı arasında tercih hakkı bulunmaktadır. Yıllık üretimi 2.000
MWh’in üzerinde olan tesislerde ise sadece piyasa fiyatından satış
yapılabilmektedir.173

İtalya’nın teşvik politikasında özellikle 2012 yılından itibaren büyük değişim


olmuş, tarife oranları azaltılmış, geçmişe yönelik uygulamalarla sistem
işletmecilerine verilen taahhütler yerine getirilmemiştir. Bunun sonucunda
yatırımcılar, piyasanın geleceğini öngörememelerine bağlı olarak yatırım kararlarını
ertelemiş ya da iptal etmiştir. İtalya’nın gelecek yıllardaki PV kurulu güç artışının
geçmiş yıllardaki kadar yüksek oranlarda seyretmeyeceği tahmin edilmektedir.

171
Dusonchet and Telaretti, 2015:992.
172
PV Magazine, 08.03.2015. <http://www.pv-magazine.com/news/details/beitrag/italian-net-
metering-expanded-up-to-500 kw_100016377/#axzz3UUda8XLv>
173
Campoccia at al, 2014:534.
56

56
Tablo 2.7. 2014 Yılı İtalya Elektrik Tüketimi, Nüfus ve Fotovoltaik Kapasite
Verileri
Toplam Elektrik Tüketimi (TWh) 309
Nüfus (Milyon) 60
Güneş Işınımı (kWh/kW) 1.326
Toplam Kurulu Gücü (GW) 18,5
PV’nin Toplam Elektrik Üretimindeki Payı (yüzde) 7,6
Kaynak: IEA PVPS, 2014:27; IEA PVPS, 2015a:4, 12; IEA PVPS, 2015e:67’den yararlanılarak
hazırlanmıştır.

2.3.6. İspanya

Avrupa ülkeleri arasında en fazla güneşlenme süresine sahip olan İspanya,


güneş enerjisinden elektrik üretimi alanında oldukça avantajlı bir coğrafyaya
sahiptir.174 CSP teknolojisinde dünyada en fazla kurulu güce sahip olan İspanya, en
büyük PV kurulu gücüne sahip ilk on ülke arasında yer almaktadır. 2014 yılı sonu
itibarıyla İspanya toplam 2,3 GW kapasite ile CSP piyasasında birinci sırada yer
almaya devam etmiştir.175 İspanya, dünyada ulusal elektrik üretiminde CSP
santrallerinin görünür bir payı olan tek ülkedir.176 Son 10 yılda ülkede yenilenebilir
enerji sektörü büyük gelişme kaydetmiştir. Ülkede 2020 yılına kadar yenilenebilir
enerji kaynaklarının toplam elektrik üretiminin yüzde 38,1’ini karşılaması
hedeflenmektedir.177

Kamu ve özel sektörün yenilenebilir enerji kaynakları yatırımlarına yönelik


ilk politika hedefi 1984 yılında Yenilenebilir Enerji Planı ile oluşturulmuştur. 1990’lı
yılların ortalarına doğru Plan revize edilmiş ve teknolojiye yönelik çalışmalar
gerçekleştirilmiştir. 1994 yılında yayımlanan 2366/1994 sayılı Kraliyet Kararnamesi
çerçevesinde tarife aralıkları yöntemiyle ilk kez yenilenebilir enerji tarifelerinin
belirlenmesine yönelik çalışmalar başlatılmış, ardından 1997 yılında yayımlanan
Elektrik Güç Kanunu (Electric Power Act) ile FIT mekanizması tamamen
oluşturulmuştur.178 FIT, ülkede yenilenebilir enerji kaynaklarından, özellikle de
rüzgâr ve güneş enerjisinden elektrik üretiminin büyük oranda büyümesini sağlayan
174
Wikipedia, Solar Power in Spain, 12.01.2015.
<http://en.wikipedia.org/wiki/Solar_power_in_Spain>
175
REN 21, 2015:64.
176
IEA, 2014h:10.
177
IRENA, 2013a.
178
CNE (National Energy Regulatory Commission Spain) (İspanya Ulusal Enerji Düzenleme
Kurumu), 2008.
57

57
politika aracıdır. 1998 yılında yürürlüğe giren FIT mekanizması PV kurulumlarının
başlamasını sağlasa da düşük tarife değerleri nedeniyle bu mekanizmanın yaygın
kullanımı mümkün olmamıştır.179 Mekanizmanın yaygın biçimde kullanımı 2005
yılında Royal Decree 436/2004 sayılı Kraliyet Kararnamesi ile kabul edilerek 2010
yılına kadar uygulanan Yenilenebilir Enerji Kanunuyla başlamıştır.180 Söz konusu
Kararnameyle PV sistemlerinden üretilen elektriğe 25 sene boyunca 44,44 Euro
sent/kWh alım garantili fiyat verilmiş, bunun sonucunda özellikle 2006 ile 2008
yılları arasında İspanya piyasası hızlı bir gelişim göstermiştir. 2008 yılında büyük
kapasiteli PV kurulumları neticesinde İspanya, küresel PV piyasasında ilk sırada yer
almıştır.

2008 mali krizinin ardından, İspanyol hükümeti güneş enerjisi sistemlerine


verdiği sübvansiyonları büyük ölçüde azaltmış, yeni kurulacak sistemler için yıllık
500 MW’lık kapasite sınırlamasına gitmiş, görece düşük alım tarifelerini
benimsemiştir. Politika değişiklikleri, kapasite sınırlamaları ve kontrol uygulamaları
neticesinde 2009 yılında PV kurulu gücü ancak 60 MW büyüyebilmiş (2008 yılında
ilâve kurulu güç 2.758 MW’tır), piyasada oluşan belirsizlik ortamı nedeniyle de
birçok proje ya iptal edilmiş ya da ertelenmiştir.181

İspanya Avrupa’daki diğer ülkelerde olduğu gibi FIT maliyetlerini elektrik


tüketicilerinden finanse etmeyi tercih etmiştir. Perakende satış fiyatına bir tavan
belirlenmiş olup bu fiyat ile üretim maliyeti arasında bir fark olması durumunda
ortaya çıkan açık nihai olarak elektrik tüketicileri tarafından ödenmektedir. Toplam
açığın şimdiye kadar 34 milyar Avro değerinde olduğu, bu açığın yaklaşık yüzde
25’inin elektrik tüketicileri tarafından karşılandığı tahmin edilmektedir.182 Teşvik
kapsamındaki ödemelerin nihai elektrik tüketicilerinin bütçelerinde yarattığı baskı
haricindeki bir diğer önemli sorun, elektrik üretim tesislerindeki aşırı kapasiteye
karşılık iletim altyapısının sınırlı olmasıdır. Bu sorun, 2012 yılının başında şebeke
operatörleri ve elektrik üreticilerini karşı karşıya getirmiş ve sonucunda hükümet FIT
rejiminden faydalanan bütün yenilenebilir enerji ve kojenerasyon projeleri için

179
Sahu, 2015:628.
180
CNE, 2006.
181
IEA PVPS, 2014:28, 68.
182
IEA PVPS, 2014:29.
58

58
moratoryum ilan etmek zorunda kalmıştır. Söz konusu yılın Haziran ayında Avrupa
ülkeleri arasında ilk kez İspanya, yeni kurulacak tesisler için FIP ve FIT politikasının
uygulamasını durdurmuştur. Sonrasında PV sistemlerden elektrik üreticilerine
yapılan ödemeleri azaltmak için geçmişe yönelik FIT oranlarında indirimler
yapılmış, üretilen elektriğin FIT mekanizması kapsamında fiyatlandırılacağı saatlere
sınırlamalar getirilmiş, üreticilerden çeşitli vergiler ve şebeke kullanım ücreti
alınmıştır.183

İspanya’da 1990’lı yıllarda başlayan yenilenebilir enerji destekleme


politikaları neticesinde güneş enerji sistemi kurulumları hızla büyümüş ve
yaygınlaşmıştır. 2008 yılına kadar geçen süreçte Avrupa’nın ilk ticarileşmiş CSP
santrali İspanya’da inşa edilmiş, söz konusu yılda İspanya kümülatif PV kurulu güç
miktarı yönünden küresel piyasada lider konuma gelmiştir. Aynı yıl ülkedeki mali
kriz sonrasında getirilen kapasite sınırlamaları, destek miktarındaki indirim
uygulamaları ve geçmişe yönelik politika değişikleri piyasada politik risk potansiyeli
oluşturmuş ve yenilenebilir elektrik yatırımlarını önemli ölçüde etkilemiştir. İspanya
güneş enerjisi piyasasında yaşanan durgunluğun gelecek yıllarda da devam etmesi
beklenmektedir.

Tablo 2.8. 2014 Yılı İspanya Elektrik Tüketimi, Nüfus ve Fotovoltaik ve


Yoğunlaştırılmış Güneş Enerjisi Sistemleri Kapasite Verileri
Toplam Elektrik Tüketimi (TWh) 223
Nüfus (Milyon) 47
Güneş Işınımı (kWh/kW) 1.600
Toplam PV Kurulu Gücü (GW) 5,4
PV’nin Toplam Elektrik Üretimindeki Payı (yüzde) 3,47
Toplam CSP Kurulu Gücü (GW) 2,3
CSP’nin Toplam Elektrik Üretimindeki Payı (yüzde) 2
Kaynak: IEA PVPS, 2014:28, IEA PVPS, 2015b:5’den yararlanılarak hazırlanmıştır.

2.4. Değerlendirme

1970’li yıllarda dünyada ortaya çıkan petrol krizi sonrasında enerji


fiyatlarındaki ani yükseliş ülkelerin yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmelerine
neden olmuştur. Böylece, dünyada yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını
artırmaya yönelik birçok destek politikası uygulanmaya başlamıştır. Yenilenebilir

183
Brown, 2013:21, 23.
59

59
enerji kaynaklarının gelişmesini sağlayan teşvik mekanizmaları içerisinde bugüne
kadar en etkili olanı (dünyada yenilenebilir enerji kurulumlarındaki artışın yüzde
66’sını sağlayan) FIT politikasıdır. FIT politikasının uygulamasında ülkeler
genellikle PV sistem kapasite miktarına göre tarife oranını farklılaştırmıştır. FIT
politikasından sonra yenilenebilir enerji piyasasının gelişmesine en fazla katkı
sağlayan politika araçları sermaye sübvansiyonu ve vergi teşvikleridir.184

1980’li yılların ortalarında güneş enerjisi teknolojilerine yönelik Ar-Ge


çalışmaları başlatılmış, aynı zamanda pilot ölçekli uygulamalar gerçekleştirilmiş,
şebeke bağlantısız GES’ler inşa edilmiştir. Sonraki yıllarda çatı tipi PV sistem
kurulumları devletler tarafından teşvik edilmiş, bu şekilde PV imalat sanayisi
olgunlaşmaya başlamıştır.

1990’lı yılların başından 2004 yılına kadar Japonya PV kurulu güç büyüklük
sıralamasında birinci sırada yer almışken, 2004 yılından sonra Almanya hızlı bir
yükselişe geçmiştir. Almanya ve Japonya haricinde Çin, ABD, İtalya ve İspanya
küresel PV piyasasında önde gelen diğer ülkelerdir. 2012 yılından sonra Avrupa’da
PV sistemlere verilen teşviklerin büyük oranda azaltılması ve bazı ülkelerde (İtalya
ve İspanya gibi) yaşanan finansal krizler nedeniyle geriye dönük politika
değişikliklerinin yapılması, Avrupa PV piyasasında belirsizlik ortamı oluşturmuş ve
bunun sonucunda PV sistem kapasite artış hızı yavaşlamıştır. Yaşanan bu gelişmeler
gelecek yıllarda Asya ülkelerinin piyasada lider konuma geleceğinin habercisi
olmuştur.

Son yıllarda güneş enerjisi teknoloji maliyetlerinin hızlı bir şekilde düşmesi
kamu otoritelerini hem olumlu hem de olumsuz etkilemiştir. Bir yandan, ülkelerin
belirlediği hedefler doğrultusunda güneş enerjisinden elektrik üretimi artmıştır. Diğer
taraftan, kamu kuruluşlarının, güneş enerjisi yatırımlarını teşvik etmeye devam
ederken aynı zamanda yatırımcıların istenmeyen seviyelerde kâr etmelerini
önleyecek uygun ve yeterli düzeyde destek miktarlarını tespit etmesi zorlaşmıştır.
Destek politikalarının teknoloji maliyetleri doğrultusunda belirlenmemesi ve

184
IEA PVPS, 2014:36.
60

60
maliyetlere oranla yüksek miktarda desteklerin verilmesi durumunda ise
beklenmedik PV kapasite artışları ortaya çıkmıştır.

Politika belirleyicilerin karşılaştığı diğer bir önemli zorluk, destek ödemeleri


sonucunda oluşan mali yükün adaletli bir şekilde dağılımının sağlanmasıdır. Teşvik
mekanizmaları güneş enerjisi yatırımlarını kolaylaştırmış olsa da bazı durumlarda
destek miktarlarının, finansmanın sağlandığı elektrik tüketicilerine veya vergi
mükelleflerine daha fazla mali yük oluşturduğu görülmektedir. Örneğin, 2012 yılında
İtalya’da PV’lere verilen FIT desteği ödemeleri nedeniyle konutlar için belirlenen
elektrik satış fiyatları yüzde 10 artmıştır.185 Benzer şekilde, 2013 yılında Almanya’da
yenilenebilir teşvik ödemeleri için nihai elektrik tüketicilerinden birim kWh başına
5,3 € sent alınmış, faturalara yansıyan tutar bir önceki yıla göre yüzde 47 oranında
yükselmiştir.186 Ortaya çıkan sosyal adaletsizliğin önüne geçmek için bazı
hükümetler teşvik politikasında harcama tavanı belirlemiştir. Harcama tavanının
uygulanma yöntemi ülkeler arasında farklılık göstermekte olup ülkelerin bir kısmı
uygulanan teşvik sisteminin neden olduğu birim elektrik satış fiyatındaki artışa,
diğerleri ise yıllık PV sistem kapasite artışına kısıtlama getirmektedir.

PV maliyetlerinin son yıllardaki hızlı azalışıyla beraber güneş ışınım değeri


yüksek olan bazı ülkelerde PV sistemlerin geleneksel üretim santrallerinin üretim
maliyetine yaklaştığı görülmekte olup yakın zamanda onlarla rekabet edebilir düzeye
geleceği tahmin edilmektedir. Bu doğrultuda, bugüne kadar FIT politikasını başarılı
bir şekilde uygulayan Almanya yeni işletmeye girecek PV tesislerinde FIT
politikasını uygulamaktan vazgeçmiş olup gelecek yıllarda yapılacak ihalelerle PV
sistem üretim fiyatının belirlenmesini planlamaktadır. Benzer şekilde Çin’de de
kademeli olarak FIT politikasının uygulamasının sona ereceği öngörülmektedir.
Diğer ülkelerde de gelecek yıllarda PV sistemlere verilen teşviklerin büyük oranda
azaltılması, söz konusu sistemlerden şebekeye verilen elektriğin serbest piyasa
şartlarında fiyatlandırılması beklenmektedir.

185
IRENA, 2014a:35.
186
Brown, 2013:14.
61

61
3. TÜRKİYE’DE ELEKTRİK ÜRETİMİNDE GÜNEŞ ENERJİSİNE
YAKLAŞIM
Türkiye’de son yıllarda yaşanan hızlı ekonomik büyüme, hızlı nüfus artışı ve
yaşam standardının yükselmesi, enerji talebinde ciddi artışları beraberinde
getirmiştir. Enerji talebini çoğunlukla fosil enerji kaynaklarından karşılayan Türkiye,
birincil enerji kaynakları açısından büyük oranda dışa bağımlı olduğundan her yıl
milyarlarca dolar harcayarak enerji ithal etmektedir. Fosil kaynaklı yakıtların yüksek
oranda kullanımı, enerjide dışa bağımlılık sorunu ve yüksek ithalat giderlerinin yanı
sıra çevresel sorunları da beraberinde getirmektedir. Enerji arz güvenliğinin temini
ve enerji kaynaklı salımların azaltılması açısından Türkiye’nin yenilenebilir enerji
potansiyelinin daha etkin kullanılmasının önemi her geçen yıl daha da artmaktadır.
Yenilenebilir kaynaklar içerisinde yüksek bir potansiyel sunan güneş enerjisinin ise,
Türkiye’nin artan elektrik ihtiyacını karşılamada yeni bir kaynak olarak
değerlendirilmesi büyük önem arz etmektedir.

3.1. Türkiye Enerji Sektörünün Genel Görünümü

Türkiye’nin birincil enerji talebi 2003-2013 yılları arasında yıllık ortalama


yüzde 3,3 oranında artış göstermiştir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB)
tarafından yapılan projeksiyon çalışmalarına göre 2013 yılı itibarıyla 120,3 MTEP
seviyesinde bulunan birincil enerji tüketiminin, 2023 yılında yüzde 81 artışla 218
MTEP’e ulaşması beklenmektedir.187

2013 yılında, Türkiye birincil enerji kaynakları üretimi 31,9 MTEP olarak
gerçekleşmiştir. Kömür birincil enerji üretiminin yüzde 48,3’sini, hidrolik yüzde
15,9’unu, petrol yüzde 7,7’sini, ticari olmayan yakıtlar yüzde 13,4’ünü, doğal gaz
yüzde 1,3’ünü oluşturmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynakları, kömürden sonra yerli
enerji üretiminde ikinci büyük kaynaktır. Ülkemizde yenilenebilir enerji arzı ağırlıklı
olarak hidrolik kaynaklar ve biyokütleden oluşmaktadır. Biyokütle, özellikle ticari
olmayan yakıtlardan olan ve konut ısıtılmasında kullanılan odunu ve hayvan
atıklarını içermektedir.188

187
ETKB, 25.05.2015.
<http://www.etkb.gov.tr/tr-TR/Butce-Konusmalari/Sn-Bakanin-Butce-Sunus-Konusmalari>
188
ETKB, 2013 Yılı Genel Enerji Denge Tablosu.
62

62
Tablo 3.1. 1990-2013 Yılları Birincil Enerji Arzının Kaynaklar İtibarıyla
Dağılımı
1990 1995 2005 2010 2013
Taşkömürü Bin Ton 8.191 15.393 19.421 25.568 28.178
Linyit Bin Ton 45.891 64.384 56.571 69.239 55.201
Asfaltit Bin Ton 287 22 738 1.046 767
Petrol Bin Ton 22.700 31.072 31.062 28.359 32.283
Doğal Gaz Milyon m3 3.418 15.086 27.488 38.129 45.610
Hidrolik GWh 23.148 30.879 39.561 51.795 59.420
Jeoterm.El. GWh 80 76 94 668 1.364
Jeoterm.Isı Bin Tep 364 648 926 1.391 1.463
Rüzgâr GWh - 33 59 2.916 7.558
Güneş Bin Tep 28 262 385 432 795
Odun Bin Ton 17.870 16.938 13.819 11.306 7.520
Hay.Bit.Art. Bin Ton 8.030 5.981 5.127 4.960 4.752
Net Elek.İthalatı GWh -731 3.354 1.162 774 -6.202
TOPLAM Bin Tep 63.679 80.500 99.590 109.266 120.290
Kaynak: ETKB’nin hazırladığı 1990, 1995, 2000, 2010, 2013 Yılı Genel Enerji Denge Tablolarından
yararlanılarak hazırlanmıştır.

Kalkınma hamlelerinin bir sonucu olarak Türkiye’de modern enerjiye


erişimin kolaylaşmasıyla 1990-2013 yılları arasında ticari olmayan yakıtların birincil
enerji arzındaki payı azalmış, diğer yenilenebilir kaynakların payı artmıştır. Güneş
enerjisi 1986 yılından itibaren birincil enerji arzında yer almış, rüzgâr enerjisi ise
Türkiye’nin genel enerji dengesinde 1998 yılından itibaren görülmeye başlamıştır.
Söz konusu yıllardan sonra her iki yenilenebilir enerji kaynağının birincil enerji
arzına katkısı hızla artmıştır. Türkiye’nin yüksek potansiyele sahip olduğu jeotermal
enerjinin 2013 yılında birincil enerji arzındaki payı yüzde 3,6, rüzgârın yüzde 2 ve
güneşin ise yüzde 2,4 olmuştur.189

1990 yılında Türkiye’de linyit üretimi 45,9 milyon ton seviyesinde


gerçekleşmiş olup söz konusu üretim miktarı 1999 yılına kadar 64,4 milyon tona
yükselmiştir. 1999-2004 yılları arasında santrallerde daha düşük miktarlarda linyit
kullanılması nedeniyle üretim miktarı azalmıştır. 2005-2013 yılları arasında linyit
tüketimi tekrar artmaya başlamış ve 2013 yılında linyit üretimi 57 milyon ton
seviyesine ulaşmıştır.190

Birincil enerji üretimi yeterli düzeyde olmayan Türkiye’nin 1990-2013 yılları


arasında birincil enerji arzının kaynaklara göre dağılımında önemli değişiklikler
189
ETKB, 2013 Genel Enerji Tablosu.
190
ETKB, 1990, 1999, 2005, 2013 Genel Enerji Denge Tabloları.
63

63
meydana gelmiştir. 1990 yılında birincil enerji arzı yüzde 45,1’lik pay ile petrol
ağırlıklı iken, 2013 yılında petrolün payı yüzde 28’e inmiş ve özellikle son yıllarda
gaz talebindeki hızlı artış nedeniyle doğal gazın payı yüzde 5,9’dan yüzde 31,2’ye
çıkmıştır. Yenilenebilir kaynaklar arasında yer alan ticari olmayan kaynaklar
tüketimindeki önemli azalmaya karşılık, jeotermal ısı, güneş ve rüzgâr enerjilerinde
gözlenen artışla bu kaynakların toplam üretimleri hemen hemen aynı kalmış, ancak
birincil enerji arzındaki payları yüzde 14,4’ten yüzde 7’ye düşmüştür. Toplam kömür
tüketiminin payı ise, yüzde 31’den yüzde 28,8’e gerilemiştir. Aynı dönem içerisinde
hidrolik enerjiden elektrik üretimi 2,5 kattan fazla artmış ve birincil enerji arzı
içerisindeki payı yüzde 3,8’den yüzde 4,2’ye çıkmıştır.191

Türkiye’de hemen her çeşit enerji kaynağı bulunmakla birlikte, talebin


karşılanmasında linyit kömürü ve hidrolik haricindeki kaynakların katkısı sınırlı bir
düzeyde seyretmektedir. Enerji talebindeki artış sürerken yerli kaynakların katkısı
aynı oranda büyümeyince, 1990-2013 yılları arasında toplam birincil enerji arzının
yerli kaynaklardan karşılanma oranı hızla azalmıştır. 1990 yılında talebin yerli
üretimle karşılanma oranı yüzde 48,1 iken söz konusu oran kademeli olarak düşmüş
ve 2013 yılında yüzde 26,5 olarak gerçekleşmiştir (Tablo 3.2). Böylece, 1990-2013
yılları arasında birincil enerji tüketiminde yerli üretimin payı yüzde 21,6 oranında
azalırken Türkiye’nin dışa bağımlılığı da aynı oranda artmıştır.192

191
ETKB, 1990, 2013 Yılları Genel Enerji Denge Tabloları.
192
ETKB, 1990, 2013 Yılları Genel Enerji Denge Tabloları.
64

64
Tablo 3.2. 1990-2013 Yılları Arasında Türkiye’nin Enerji Talep-Üretim-İthalat
ve İhracatının Gelişimi
(Bin TEP)
1990 1995 2000 2005 2010 2013
Talep 52.987 63.679 81.251 91.362 109.266 120.290
Üretim 25.478 26.719 26.855 24.549 32.493 31.944
İthalat 30.936 39.779 56.280 73.480 87.409 96.001
İhracat 2.104 1.947 1.584 5.171 8.009 5.216
İhrakiye193 355 464 467 628 387 3.813
Net İthalat 28.477 37.368 54.229 67.682 79.013 86.972
TYKKO (*) (%) 48,1 42,0 33,1 25,9 29,7 26,5
Kaynak: ETKB 1990, 2000, 2005, 2010 ve 2013 Yılı Genel Enerji Dengesi tablolarından
faydalanılarak hesaplanmıştır.
(*) Talebin Yerli ve Yenilenebilir Kaynaklarla Karşılanma Oranı.

Bu tablonun ortaya çıkmasında en fazla etkili olan faktör doğal gaz


tüketiminin hızlı yükselişidir. 2013 yılında yaklaşık 46 milyar m3’lük doğal gaz
tüketimine karşın yerli üretim ancak 0,537 milyar m3 olabilmiştir. Türkiye’nin
toplam doğal gaz arzının yüzde 1,2’si Türkiye’de üretilen doğal gazla, geri kalan
yüzde 98,8’lik kısmı ise ithalat lisansı sahibi şirketler tarafından boru hatları
vasıtasıyla veya sıvılaştırılmış doğal gaz (liquefied natural gas-LNG) şeklinde
yurtdışından ithalat ile karşılanmıştır. 2013 yılında tüketilen doğal gazın yüzde 45,8’i
elektrik üretimi amacıyla kullanılmıştır.194

Yüksek ısıl değerli kömür ve petrolde de benzer bir durum söz konusudur.
2013 yılında, doğal gaz haricindeki fosil kaynaklı yakıtlardan petrol yüzde 92,7 ve
taş kömürü yüzde 95,4 oranında yurtdışından ithal edilmiş ve toplam enerji arzının
yüzde 73,4’lük bölümü ithalatla karşılanmıştır.195 Bu çerçevede, 2014 yılı sonu
itibarıyla net enerji ithalatı için ödenen fatura da yaklaşık 48,8 milyar Dolar
olmuştur.196

3.2. Türkiye’de Elektrik Sektörü

Türkiye’nin ikincil enerji kaynağı olan elektrik enerjisi talebinde de hızlı bir
artış yaşanmıştır. 1980 yılında 24,6 milyar kWh olan brüt elektrik talebi, 2014

193
İhrakiye, ülkenin karasuları ve/veya karasuları bitişiğinde deniz vasıtalarına veya hava
meydanlarında yerli ve yabancı hava taşıtlarına vergili veya vergisiz sağlanan akaryakıtı ve madeni
yağı ifade etmektedir. Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği, 29.02.2016.
194
EPDK, 2014: 13, 30, 87, 89.
195
ETKB, 2013 Yılı Genel Enerji Tablosu.
196
TÜİK, 10.02.2015.
<http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1046>
65

65
yılında yaklaşık 10 katına çıkarak 251,9 milyar kWh’e yükselmiştir. Hızla artan
elektrik talebini karşılamak amacıyla birincil enerji kaynağı çeşidinin ne miktarda
tüketildiği hususu Türkiye’nin elektrik sektörünün doğru değerlendirilmesi açısından
oldukça önemlidir. 1990 yılında elektrik üretiminde kullanılan enerji kaynaklarının
toplam kurulu gücü 16.319 MW iken, bu rakam 53.199 MW artarak 2014 yılı sonu
itibarıyla 69.518 MW’a ulaşmıştır. Söz konusu yıllar arasında kurulu gücün
kaynaklara göre gelişimi incelendiğinde ithal doğal gaza dayalı kurulu gücün diğer
kaynaklara göre daha fazla artış gösterdiği gözlenmektedir. 1990 yılında doğal gazın
toplam elektrik kurulu gücü içerisinde payı yüzde 13 iken 2014 yılında yüzde 31’e
yükselmiştir.

Aynı yıllar arasında termik kapasite içerisinde kömür (taş kömürü+linyit)


kurulu güç miktarında da artış gözlenmiştir. Ancak kömürün toplam elektrik kurulu
gücü içerisindeki payı aynı dönemde yüzde 32’den yüzde 21’e düşmüştür.
Türkiye’de 2000 yılına kadar ithal kömürden elektrik üretilmemiştir.

1990 yılında toplam elektrik enerjisi kurulu gücünde petrol ürünlerinin


toplam payı yüzde 10,7 seviyesinde gerçeklemiş iken, bu oran 2014 yılı sonu
itibarıyla yüzde 1’e inmiştir. Son 25 yıldır petrol ürünlerinin termik santrallerde
kaynak olarak kullanımının büyük oranda azaldığı anlaşılmaktadır. Bu azalışta petrol
ürünleriyle çalışan santrallerin birim üretim maliyetlerinin yüksekliği, özellikle fuel-
oil santral teknolojisinin eskimesi ve çevresel etkiler rol oynamıştır.

Türkiye bahse konu dönem içerisinde hidrolik enerji yatırımlarında büyük bir
aşama kaydetmiştir. 2014 yılında ülkenin hidrolik kurulu gücü 1990 yılına oranla 3,5
kat artarak 23.641 MW’a ulaşmıştır. Buna rağmen diğer kaynaklardaki hızlı artışın
bir sonucu olarak hidrolik kaynakların toplam kurulu güç içerisindeki payı yüzde
41’den yüzde 34’e gerilemiştir. Jeotermal enerjinin kapasitesi aynı dönem içerisinde
20 kattan fazla artarak 405 MW’a ulaşmıştır. Özellikle 2007 yılından itibaren
artmaya başlayan rüzgâr enerjisine dayalı üretim tesisi kapasitesi 2014 yılında 3.630
MW’a ulaşmış ve toplam elektrik kurulu gücünün yüzde 5’ini oluşturmuştur. 2014
yılına kadar enerji kaynakları içerisinde yer almayan güneş enerjisi 2014 yılı sonunda
40 MW lisanssız kapasitesiyle toplam kurulu güce yüzde 0,1 oranında katkı
sağlamıştır.
66

66
Tablo 3.3. Elektrik Enerjisi Kurulu Gücünün Kaynaklara Göre Dağılımı ve
Kapasite Gelişimi
(Kurulu Güç: MW, Pay: %)
1990 2000 2005 2010 2014
K. Güç Pay K.Güç Pay K.Güç Pay K. Güç Pay K. Güç Pay
Taş 332 2 480 2 1.986 5 3.751 8 14.636 21
Kömürü (**)
Linyit 4.874 30 6.509 24 7.131 18 8.199 17
Petrol 2.120 13 1.996 7 2.505 6 1.593 3 660 1
Doğal Gaz 2.210 14 7.044 26 10.976 28 13.302 27 21.476 31
Diğer (*) - - 24 0,1 24 0,1 107 0,2 288 0,4
Toplam 9.536 58 16.052 59 25.902 67 32.279 65 41.513 60
Termik
Jeotermal 18 0,1 18 0,1 15 0,04 194 0,4 405 0,6
Rüzgâr - - 19 0,1 20 0,05 1.320 3 3.630 5
Güneş - - - - - - - - 40 0,1
Toplam 6.764 41 11.175 41 12.906 33 15.831 32 23.641 34
Hidrolik
Genel 16.318 100 27.264 100 38.844 100 49.524 100 69.518 100
Toplam
Kaynak: TEİAŞ elektrik istatistiklerinden faydalanılarak hazırlanmıştır.
(*) Diğer yenilenebilir enerji kaynakları ve atık.
(**) 2014 yılı elektrik kurulu güç verilerinde kaynaklar, taşkömürü+linyit ve ithal kömür olarak
ayrılmıştır. Toplam kurulu güç değerinin 6.063 MW’lık (yüzde 8,7) kısmı ithal kömüre aittir.

1990-2014 yılları arasında artan elektrik talebiyle beraber elektrik üretimi de


büyümüş, 57,5 milyar kWh’ten 250,4 milyar kWh’e yükselmiştir. 2014 yılı
üretiminin 199,4 milyar kWh’i (yüzde 78) termik santrallerden, 40,4 Milyar kWh’i
(yüzde 15) hidroelektrik santrallerden, 10,6 milyar kWh’i (yüzde 7) ise jeotermal,
rüzgâr, güneş ile diğer yenilenebilir enerji ve atık santrallerinden sağlanmıştır.

1990 ve 2014 yılları arasında Türkiye’de toplam elektrik üretiminin


kaynaklara göre dağılımı karşılaştırıldığında, termik santrallerdeki üretimin hidrolik
ve diğer yenilenebilir santrallere göre daha hızlı bir şekilde büyüdüğü görülmektedir.
Bunun en önemli sebebi, nehirlerde su gelirlerinin düzensiz olması ve dönemsel artış
ve azalışlar nedeniyle hidrolik enerji üretiminde dalgalanmaların meydana
gelmesidir.

Termik santrallerde kullanılan yakıtlar arasında doğal gaz öne çıkmakta olup
doğal gazın 1990 yılında yüzde 18 olan toplam üretimdeki payı 2014 yılında yüzde
48’e yükselmiştir. Özellikle 2005 yılından itibaren doğal gaz kaynaklı elektrik
üretiminin toplam üretim içerisindeki payının yüzde 43-50 aralığında seyretmiş

67

67
olması, Türkiye’de elektrik üretiminde doğal gaz bağımlılığının kronik bir nitelik
kazandığını göstermektedir.

1970-1990 yılları arasında taşkömürünün toplam elektrik üretimi içerisindeki


payı azalmış iken 1990 yılından itibaren artmıştır. 1990 yılında taşkömürünün toplam
elektrik üretimi içerisindeki payı yüzde 1’den 2014 yılı sonu itibarıyla yüzde 15’e
yükselmiştir. Diğer taraftan, linyitin payı taşkömürünün tam tersi bir seyir izlemiş,
1990 yılında yüzde 34 olan toplam elektrik üretimindeki payı 2014’te yüzde 15’e
inmiştir.

Tablo 3.4. Elektrik Enerjisi Üretiminin Kaynaklara Göre Dağılımı


(Üretim: GWh, Pay: %)
1990 2000 2005 2010 2014
Üretim Pay Üretim Pay Üretim Pay Üretim Pay Üretim Pay
Taş 621 1 3.819 3 13.246 8 19.104 9 36.647 15
Kömürü
(*)
Linyit 19.560 34 34.367 28 29.946 18 35.942 17 36.438 15
Petrol 3.942 7 9.311 7 5.482 3 2.180 1 3.062 1
Doğal 10.192 18 46.217 37 73.445 45 98.144 46 120.438 48
Gaz
Diğer (**) - - 220 0,2 122 0,1 457 0,2 2.819 1,1
Toplam 34.315 60 93.934 75 122.241 75 155.287 74 199.404 80
Termik
Rüzgâr+ 80 0,2 109 0,1 153 0,1 3585 2 10.635 4
Jeotermal
Güneş - - - - - - - - 17 0,01
Toplam 23.148 40 30.879 25 39.661 24 51.796 25 40.396 16
Hidrolik
Toplam 57.543 100 124.922 100 161.956 100 211.208 100 250.435 100
Kaynak: TEİAŞ elektrik istatistiklerinden faydalanılarak hazırlanmıştır.
(*) İthal kömür ve asfaltit dâhildir.
(**) Diğer yenilenebilir enerji kaynakları ve atık.

Türkiye’de geçmiş yıllarda hızlı bir şekilde büyüyen elektrik talebinin


gelecek yıllarda da benzer bir hızda artmaya devam edeceği tahmin edilmektedir.
ETKB’nin uzun vadeli Türkiye Elektrik Enerjisi Talep Projeksiyonu çalışmasında
Türkiye ekonomisinin büyümesine paralel olarak elektrik talebinin de 2035 yılında
Yüksek Talep Senaryosunda 802 TWh’e, Referans Talep Senaryosunda 720 TWh’e
ve Düşük Talep Senaryosunda 623 TWh’e çıkacağı tahmin edilmektedir.197

ETKB, 19.02.2015.
197

<http://www.enerji.gov.tr/tr-TR/EIGM-Raporlari>

68

68
TEİAŞ’ın 2015-2019 dönemini kapsayan elektrik enerjisi talep projeksiyonu
göre ise referans talep senaryosunda 2019 yılı sonunda elektrik talebinin 337 TWh’e
ve üretim miktarının 402 TWh’e ulaşması öngörülmektedir. Aynı yılda 5 TWh
üretim ile GES’lerin toplam üretimin yüzde 1,4’ünü karşılaması beklenmektedir.198
(EK.1) Sonuç olarak, 2020 yılına kadar elektrik talebinin yeterli yedekle
karşılanabileceği tahmin edilmektedir. 2023 yılından sonra nükleer güç
santrallerinin devreye girmesiyle de artan talep güvenilir bir şekilde karşılanmaya
devam edecektir.

3.2.1. Türkiye’de elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynak potansiyeli

Türkiye’nin yenilenebilir enerji üretim düzeyi, potansiyeline oranla oldukça


düşük seviyelerdedir. Mevcut potansiyelin daha etkin kullanılması hem enerji arz
güvenliğinin temini hem de enerji sektörünün çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin
azaltılması açısından büyük önem taşımaktadır.

ETKB, YEGM ve TEİAŞ verilerine göre Türkiye’nin sadece yenilenebilir


enerji kaynaklarından ekonomik olarak mevcut ve potansiyel elektrik üretim
değerlerine yer verilmektedir. Söz konusu tabloda ayrıca ETKB tarafından
yayımlanan Ulusal Yenilenebilir Enerji Eylem Planındaki 2023 yılı hedefleri de yer
almaktadır.199

TEİAŞ, 2015:62.
198
199
Her ne kadar özellikle hidrolik, jeotermal ve biyokütle potansiyelleri konusunda aşağı ve yukarı
yönlü başka tahminler mevcut ise de, resmi rakamlara göre potansiyel değerlendirmesi yapmak daha
makul bir yöntem olarak görülmektedir.
69

69
Tablo 3.5. Elektrik Sektöründe Yenilenebilir Enerji Kaynakları Potansiyeli,
Mevcut Durumu, 2023 Yılı Hedefleri

Yıllık
2014 Yılı 2023 Yılı Ortalama
2014 Yılı Toplam
Yenilenebilir Sonu Kurulu Ekonomik
Elektrik Kurulu Güç
Enerji Kurulu Güç Potansiyel
Üretimi Potansiyeli
Kaynakları Gücü Hedefleri Elektrik
(GWh) (MW)
(MW) (MW) Üretim Değeri
(GWh-yıl)

Hidroelektrik 23.641 40.402 36.000 34.000 140.000


Rüzgâr 3.630 8.367 48.000 20.000 128.000
Güneş 40 60 56.000 5.000 380.000
Jeotermal 405 2.252 1.000 1.000 7.200
Biyokütle 288 1.505 1.000 1.000 5.000
Toplam 28.004 52.586 142.000 61.000 660.200
Kaynak: ETKB, YEGM, TEİAŞ verileri ve ETKB, 2014:66’dan yararlanılarak hazırlanmıştır.

Türkiye’nin ekonomik açıdan kullanılabilir hidroelektrik enerji üretim


potansiyeli yaklaşık 140 milyar kWh-yıl ve kurulu güç potansiyeli 36.000 MW
olarak hesaplanmaktadır. 2014 yılı sonunda toplam kurulu gücü 23.641 MW olan
işletmedeki santrallerle toplam kurulu güç hidroelektrik potansiyelinin yüzde 65
oranında değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Ülkemizin yenilenebilir enerji politikaları
çerçevesinde 2023 yılı sonuna kadar hidroelektrik potansiyelin tamamına yakınının
değerlendirilmesi öngörülmektedir.

Türkiye’nin ekonomik açıdan kullanılabilir rüzgâr enerjisi potansiyeli 8.000


MW’ı çok verimli, 40.000 MW’ı orta verimli olmak üzere toplam 48.000 MW
seviyesindedir. İlk kez 1998 yılında Türkiye’nin toplam elektrik kurulu gücü
içerisinde yer alan rüzgâr enerjisi özellikle 2007 yılından itibaren yılda ortalama 500
MW kapasite ilâvesiyle 2014 yılı sonunda 3.630 MW kurulu güce ulaşmıştır. 2014
yılından sonra yılda ortalama 1.800 MW kapasite artışıyla 2023 yılı sonunda toplam
rüzgâr enerjisi kurulu gücünün 20.000 MW’a yükselmesi hedeflenmektedir.

2013 yılı sonu itibarıyla, EPDK’dan üretim lisansı almış olanlarla birlikte
jeotermal elektrik güç potansiyeli 706 MW’a ulaşmıştır. Söz konusu potansiyelin
2018 yılı sonuna kadar 1.000 MW’a ulaşması beklenmektedir.200 2014 yılı sonu
itibarıyla toplam 13 adet jeotermal enerji santralinin kurulu gücü 405 MW’tır. 2023

200
ETKB, 14.02.2015.
<http://www.enerji.gov.tr/tr-TR/Sayfalar/Jeotermal>
70

70
yılı sonu itibarıyla elektrik talebindeki eğilimlere bağlı olarak mümkün olan bütün
kapasitenin hayata geçirilmesi hedeflenmektedir.201

Biyokütle kaynağından elektrik enerjisi üretim potansiyeli bugünkü değerler


ve yatırım maliyetleri çerçevesinde 1.000 MW olarak belirlenmiş, 2014 yılı sonunda
biyokütle enerji santralleri kurulu gücü 288 MW’a ulaşmıştır. 2023 yılında tespit
edilen biyokütle potansiyelinin tamamının değerlendirilmesi hedeflenmektedir.

Türkiye güneş enerjisi açısından oldukça şanslı bir coğrafyada yer


almaktadır. Tahminlere göre Türkiye’nin güneş enerjisinden elektrik üretim
potansiyeli 380 TWh-yıl ve kurulu güç potansiyeli 56.000 MW’tır. 2014 yılında
güneş enerjisi kurulu gücü 40 MW olarak gerçekleşmiş olup bunun 2023 yılında
5.000 MW’a yükselmesi öngörülmektedir.202 Diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının
potansiyelleriyle karşılaştırıldığında ve 2014 yılı toplam elektrik tüketim değeri (250
TWh) göz önüne alındığında, Türkiye’nin güneş enerjisinden elektrik üretimi
potansiyelinin ne kadar yüksek olduğu daha iyi anlaşılmaktadır.

Sonuç olarak, Türkiye’nin sadece yenilenebilir kaynaklarla ekonomik


anlamda 142.000 MW potansiyel kurulu güç ve 660.200 GWh-yıl elektrik üretim
potansiyelinin olduğu görülmektedir. Bu verilere göre, Türkiye 2014 yılında elektrik
üretiminde yenilenebilir enerji kaynakları kurulu güç potansiyelinin henüz yüzde
19,7’sine sahipken, potansiyel elektrik üretiminin ise yüzde 7,9’unu
gerçekleştirmiştir. 2023 yılında bütün yenilenebilir enerji kaynakları kurulu gücünün
61.000 MW’a ulaşması ve Türkiye'nin toplam elektrik tüketiminin yüzde 30’unun
yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması hedeflenmektedir.

201
ETKB, 2014:66.
202
Ulusal Yenilenebilir Enerji Eylem Planında GES kurulu güç artışının sadece PV teknolojisinde
gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.
71

71
3.3. Enerji Arz Güvenliğinin Sağlanması ve İklim Değişikliği ile Mücadele
Kapsamında Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Yönelik Politikalar

3.3.1. Enerji arz güvenliğinin sağlanması için geliştirilen politikalar

Enerji arz güvenliğinin temini ve enerjide dışa bağımlılığın azaltılması gibi


stratejik hedefler doğrultusunda Türkiye’de muhtelif politika dokümanları
hazırlanmış ve mevzuat düzenlemeleri yapılmıştır.

Bu kapsamda, “Enerji Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi”, enerji arz


güvenliğini sağlamak üzere atılacak adımları ve orta ve uzun dönemde elektrik
arzında kullanılacak kaynaklara ilişkin hedefleri belirlemek üzere hazırlanmış ve
Yüksek Planlama Kurulu tarafından 18 Mayıs 2009 tarihinde onaylanmıştır. Strateji
Belgesinde enerji arzında dışa bağımlılığı azaltmak üzere yerli ve yenilenebilir
kaynakların azami ölçüde kullanılması temel ilkeler arasında yer almaktadır. Bu
doğrultuda, 2023 yılına kadar yenilenebilir kaynakların elektrik üretimindeki payının
en az yüzde 30 düzeyine çıkması hedeflenmektedir.203

2014-2018 yıllarını kapsayan Onuncu Kalkınma Planı’nın uygulanabilirliğini


ve kalkınma çabalarının etkinliğini artırmak amacıyla “Öncelikli Dönüşüm
Programları” isimli 25 adet özel uygulama programı hazırlanmıştır. Bunlar arasında,
Yerli Kaynaklara Dayalı Enerji Üretim Programıyla bütün yerli kaynakların enerji
üretimi amacıyla değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Programda, yerli kaynaklar
arasında özellikle yenilenebilir enerji kaynakların hem birincil enerji arzı hem de
elektrik üretimi amacıyla değerlendirilmesi hususuna vurgu yapılmıştır. Ayrıca,
Program hazırlık döneminde 10 TWh olan hidrolik haricindeki yenilenebilir
kaynaklardan elektrik üretiminin beş yıl içinde yaklaşık iki kat artırılarak 29 TWh’e
yükseltilmesi hedeflenmektedir.204

Türkiye'de yenilenebilir enerjinin geliştirilmesini teşvik etmeye yönelik


stratejileri oluşturmak amacıyla 2015 yılı Şubat ayında “Türkiye Ulusal Yenilenebilir
Enerji Eylem Planı” yayımlanmıştır. Diğer politika belgelerinden farklı olarak

203
2023 yılına kadar hidrolelektrik potansiyelinin tamamının elektrik üretimi amacıyla
değerlendirilmesi, rüzgâr enerjsi kurulu gücünün 20.000 MW’a yükseltilmesi, elektrik enerjisi için
uygun olan jeotermal potansiyelin tümünün işletmeye girmesi hedeflenmiştir.
204
Kalkınma Bakanlığı, 2015.
72

72
Eylem Planında GES’ler için üretim ve kapasite hedefi ortaya konulmuştur. Buna
göre, 2023 yılına kadar PV kurulu gücünün 5.000 MW’a (8.000 GWh üretim
kapasitesi) ulaşması hedeflenmektedir.205

Türkiye’nin enerji politikaları büyük oranda ithal edilen fosil yakıtların


elektrik üretimindeki payının azaltılmasını amaçlamaktadır.

3.3.2. Enerji tüketiminden kaynaklı sera gazı salımının azaltılmasına yönelik


politika ve tedbirler

İklim değişikliği, küresel ölçekte karşılaşılan en büyük sorunlardan biri


olarak kabul edilmektedir. 1980’li yılların sonlarından başlayarak insanların iklim
sistemi üzerindeki olumsuz etkisini ve baskısını azaltmak için, Birleşmiş Milletlerin
ve uluslararası kuruluşların öncülüğünde çalışmalar yapılmış ve bu çalışmaların
sonucunda geniş bir katılımla 1992 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği
Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS), 1997 yılında Kyoto Protokolü (KP) imzalanmıştır.
BMİDÇS ve KP, insan kaynaklı sera gazı salımlarını sınırlandırmaya ve azaltmaya
yönelik yasal düzenlemeler getirmiş ve uluslararası emisyon ticareti, teknoloji ve
sermaye hareketleri konusunda giderek etkili olmaya başlamıştır.206

Türkiye, iklim değişikliğinin çevresel ve sosyo-ekonomik sonuçlara yol


açabilecek çok yönlü bir sorun olduğunun ve etkilerinin gelecek nesillerin yaşamını
tehdit edebileceğinin farkında olarak iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında
uluslararası işbirliklerine önem vermektedir. 4 Mayıs 2004 tarihinde Türkiye,
BMİDÇS’ye katılan 189. taraf olmuş ve özel statüsüyle Ek-I listesinde yer alma
hakkını elde etmiştir.207 BMİDÇS’ye kendi özel şartlarıyla katılım sağlaması
Türkiye’nin, küresel ısınmayla mücadelede tarihsel bir sorumluluğa sahip olduğunun
kabulü anlamına gelmektedir.

26 Ağustos 2009 tarihinde KP’ye taraf olan Türkiye için herhangi bir
sayısallaştırılmış salım sınırlaması hedefi bulunmamasına rağmen enerji verimliliği,
yenilenebilir enerji kaynaklarının teşviki gibi konularda salım azaltımına yönelik
çalışmaları sürdürmektedir. Buna ilâveten, gönüllü emisyon piyasasının

205
ETKB, 2014: 31.
206
United Nations Climate Change Secretariat, 1998.
207
DPT, 2010:50.
73

73
yaygınlaştırılması ve zorunlu piyasalara entegrasyonu konusunda aktif çaba sarf
etmekte ve salım azaltım potansiyelinin belirlenmesine yönelik projeler
208
yürütmektedir.

Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik belirlediği doğrudan


politikalar ilk kez Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda yer almıştır. Planda,
BMİDÇS’ye taraf olma sürecindeki çalışmaların yanı sıra ulaştırma, enerji, sanayi ve
konutlardan kaynaklanan sera gazı salımlarının azaltılması amacıyla enerji
verimliliğinin artırılması yönündeki düzenlemelerin yapılacağı belirtilmiştir.209
Dokuzuncu Kalkınma Planında ise, Türkiye’nin şartları çerçevesinde sera gazı
azaltımı politika ve tedbirlerini ortaya koyan bir “İklim Değişikliği Ulusal Eylem
Planı” hazırlanacağından bahsedilmiştir.210 Onuncu Kalkınma Planında iklim
değişikliğiyle mücadelenin sürdürüleceği, bu kapsamda enerjinin içerisinde yer aldığı
çeşitli sektörlerde; yeşil büyüme fırsatlarının değerlendirileceği, çevreye duyarlı
ekonomik büyümeyi sağlayan yeni iş alanları ve Ar-Ge ve yenilikçilik faaliyetlerinin
destekleneceği ifade edilmektedir. Ayrıca, Planda yerli ve yenilenebilir enerji
kaynaklarını azami seviyede değerlendiren, ekonominin enerji yoğunluğunu
azaltmayı destekleyen, israfı ve enerjinin çevresel etkilerini asgariye indiren bir
enerji sistemine ulaşılması hedeflenmektedir.211

Türkiye’de iklim değişikliğiyle mücadele çalışmalarının koordine edilmesini


sağlayan İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu 2001 yılında teşkil edilmiş olup
2004, 2010 ve 2012 yıllarında yeniden yapılandırılmıştır. Ardından iklim değişikliği
ile mücadelede rehberlik etmesi amacıyla Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi ve
İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı yayımlanmıştır. Söz konusu politika
dökümanlarında, enerji tüketiminden kaynaklanan CO2 salımlarının 2020 yılına
kadar referans senaryoya göre yüzde 7 oranında azaltılması hedeflenmektedir.212

208
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2013:9.
209
DPT, 2000:189.
210
DPT, 2006:74.
211
Kalkınma Bakanlığı, 2013:103.
212
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2013:104.
74

74
3.4. Türkiye’de Güneş Enerjisinden Elektrik Üretimini Artırmanın
Gerekliliği ve Bu Çerçevede Oluşturulan Politikalar

Enerjinin zamanında, yeterli ve güvenilir şekilde, rekabet edilebilir fiyatlarda


ve çevresel etkileri de göz önünde tutan bir anlayışla temin edilmesi tüm dünyanın
olduğu gibi Türkiye’nin de öncelikli hedefidir. Bu doğrultuda, çevre dostu güneş
enerjisinin elektrik üretiminde kullanımı Türkiye’nin artan enerji ihtiyacının
karşılanmasında oldukça önemlidir. Türkiye’de güneş enerjisinden elektrik üretimi
yatırımlarının artırılmasının gerekliliği aşağıda dört başlık altında açıklanmaktadır.

3.4.1. Enerji arz güvenliğinin sağlanması ve fosil kaynaklı yakıt tüketiminin


ülke ekonomisi üzerindeki olumsuz etkisinin azaltılması

Son yıllarda, toplam enerji kaynaklarının temininde net ithalatçı konumda


olan gelişmiş ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde enerji arz güvenliği birinci
öncelikli konu haline gelmiştir. Bunun en önemli sebeplerinden biri, enerji
fiyatlarında meydana gelen dalgalanmaların ülkelerin ulusal ekonomilerini olumsuz
etkilemesidir. Küresel piyasada enerji fiyatları eksik rekabet koşullarında
belirlenmektedir. Enerji kaynaklarının yoğun bulunduğu bölgelerde politik ve
ekonomik istikrarsızlık ortamının söz konusu olması halinde fosil yakıtlı kaynakların
üretiminde ve fiyatlarında öngörülemeyen dalgalanmalar meydana gelmektedir.
Buna mukabil, fosil kaynaklı yakıtları ithal eden ülkelerin enerji fiyatlarındaki
değişiklikler üzerinde herhangi bir müdahale imkânı bulunmamaktadır. Enerji
fiyatlarının yükselmesi durumunda enerjiyi büyük oranda ithal eden ülkelerin üretim
maliyetleri artmakta, dış ticaret dengeleri olumsuz etkilenmekte, ekonomik
büyümeleri yavaşlamaktadır.

Daha önce değinildiği üzere Türkiye birincil enerji arzının büyük bir
bölümünü ithal kaynaklardan karşılamaktadır. Benzer şekilde, ikincil enerji kaynağı
olan elektrik enerjisinin de yarısından fazlası ithal fosil yakıtlı kaynaklardan
sağlanmaktadır. Türkiye’de gelecek yıllarda alternatif kaynaklar geliştirilemediği
takdirde, elektrik talebinin büyümesine bağlı olarak doğal gaz talebinin de artması
muhtemeldir. Diğer taraftan, yurt içi doğal gaz rezerv ve üretim miktarları taleple eş

75

75
zamanlı olarak yükseltilememektedir. Bu durum, arz güvenliğinde ciddi bir risk, dış
ticaret dengesi üzerinde baskı, cari açık üzerinde olumsuz etki yaratmaktadır.

Türkiye’nin 1970-2014 yılları arasında yaklaşık yüzde 5 olarak gerçekleşen


elektrik talep artış hızının, önümüzdeki 15-20 yıllık süreçte de benzer bir seyir
izlemesi beklenmektedir. Bu noktada, Türkiye elektrik sisteminde talebin yeterli,
güvenilir ve düşük maliyetli bir sistemle veya kaynakla karşılanması arz güvenliği
açısından oldukça önemlidir. Fosil enerji kaynakları potansiyeli açısından zengin
sayılmayan Türkiye’nin artan enerji ihtiyacını yerli ve yenilenebilir enerji
kaynaklarını kullanarak karşılaması, enerjide dışa bağımlılıktan kaynaklanan riskleri
azaltacaktır.

Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynakları arasında en fazla potansiyele sahip


olduğu güneş enerjisinin elektrik üretimi amacıyla değerlendirilmesi durumunda
elektrik üretiminde kaynak çeşitliliğinin sağlanmasına yeni bir boyut getirilmiş
olacaktır. İthal enerji kaynaklarına olan bağımlılığın azaltılması, bu şekilde enerjide
arz güvenliğinin sağlanmasına yönelik çabalara katkıda bulunulması da mümkün
olabilecektir.

3.4.2. Türkiye’de enerji sektörünün yarattığı sera gazı salımları

Sanayi devriminden sonra fosil yakıtların aşırı kullanımı, hızlı nüfus artışı,
yaşam standardının yükseltilmesi gibi gelişmeler neticesinde başta karbondioksit
(CO2) olmak üzere sera etkisi yaratan gazlar atmosferde yoğunlaşmış, bunun
sonucunda dünya sıcaklık ortalaması hızlı bir şekilde yükselmiştir. Hükümetlerarası
İklim Değişikliği Panelinin (Intergovernmental Panel for Climate Change-IPCC)
bulgularına göre 1980-2012 yılları arasında ortalama küresel sıcaklık seviyesi 0,85
0
C artış göstermiştir.213

Birçok insan aktivitesinin içerisinde geleneksel enerji kaynaklarının üretimi


ve tüketimi sera gazı salımına en çok katkı yapan faktördür. Dünyada sera gazı
salımının yüzde 69’u enerji sektöründe kullanılan fosil yakıtlardan
kaynaklanmaktadır. Enerji kullanımından kaynaklanan CO2 salım değerinin yakıt
türlerine göre dağılımına bakıldığında; yüzde 44’ünün kömür, yüzde 35’inin petrol,

213
IPCC, 2014a:1.
76

76
yüzde 20’sinin doğal gaz kaynaklı olduğu görülmektedir.214 Fosil kaynaklı yakıtların
CO2 salımının yüksek oluşu, geleneksel enerji kaynaklarını ikame edebilen
yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını gündeme getirmiştir.

Türkiye’de sera gazı salım miktarını ve kaynaklara göre dağılımını


belirlemeye yönelik yapılan çalışmalarda ortaya çıkan sonuçlar, dünya ortalama sera
gazı verileriyle benzerlik göstermektedir. TÜİK’in “Sera Gazı Salım Envanteri,
2012” çalışmasının sonuçlarına göre, Türkiye’nin 2012 yılında toplam sera gazı
salımı 439,9 milyon ton CO2 eşdeğerine215 yükselmiştir. 2012 yılı sera gazı
salımlarının sektörel dağılımında en büyük payı enerji kaynaklı salımlar (yüzde 70,2)
alırken, bunu sırasıyla yüzde 14,3 ile endüstriyel işlemler, yüzde 8,2 ile atık ve yüzde
7,3 ile tarımsal faaliyetler takip etmiştir.216

1990-2012 yılları arasında Türkiye’deki toplam salım miktarı 251 milyon ton
CO2 eşdeğeri artış gösterirken, söz konusu artışın 176 milyon ton CO2 eşdeğerlik
kısmı (yaklaşık yüzde 70’i) enerji kaynaklı salımlar nedeniyle oluşmuştur. Bu
rakamlar, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de sera gazı salınımlarının en
önemli kaynağının enerji sektörü olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle,
Türkiye’nin ulusal iklim değişikliği vizyonu çerçevesinde önlem alması gereken
öncelikli alanlardan biri enerji sektörüdür.

Türkiye’de enerjinin çevresel etkilerinin göz önünde bulundurularak


üretilmesi ve tüketilmesi büyük önem arz etmektedir. Türkiye, CO2 salımı
oluşturmadan elektrik üretilebilen güneş enerjisi kaynağının değerlendirmesinde
mesafe kat edebilirse, küresel ısınmayla mücadeleye katkıda bulunmuş olacaktır.

3.4.3. Türkiye’de elektrik sektöründe kayıp-kaçak oranlarının azaltılması

Türkiye’de elektrik sektöründe yaşanan sorunların en önemlilerinden biri


iletim ve dağıtım sistemlerindeki kayıp oranlarının ve kaçak kullanımların yüksek
olmasıdır. Türkiye’de kayıp-kaçak oranı, 1960’larda şebekeye verilen elektriğin
yüzde 10’una yakın iken, 2000 yılında yüzde 19,4 ile rekor seviyelere ulaşmıştır.

214
IEA, 2014e: xv.
215
CO2 eşdeğeri seragazlarının küresel ısınma potansiyelinin CO2 gazı cinsinden ifade edilmesidir.
216
TÜİK, 03.05.2015.
< http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=16174>
77

77
Sonraki yıllarda alınan bazı önlemler ve yapılan yatırımlarla kayıp-kaçak oranı 2013
yılı sonunda yüzde 15,7 gerçekleşmiştir. Bu oran 2012 yılında OECD ülkelerinde
ortalama yüzde 6,7, OECD dışındaki ülkelerde yüzde 10,3’tür.217 Diğer OECD üyesi
ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye’nin dağıtım sistemi kayıp oranlarının oldukça
yüksek seviyede olduğu görülmektedir.

Şekil 3.1. Türkiye’de 1984-2013 Yılları Arasında Elektrik Sistemi Kayıp-Kaçak


Oranının Değişimi
(yüzde)

Kaynak: TEİAŞ Elektrik İstatistiklerinden faydalanılarak hazırlanmıştır.

1984 yılında yüzde 5 olan iletim sistem kaybı sonraki yıllarda azalarak 2013
yılında yüzde 2,4 oranına gerilemiştir. Son 10 yılda ortalama iletim sistemi kaybı
yüzde 2,6 oranında gerçekleşmiş olup, Türkiye’nin üretim kaynaklarının yeri ve
coğrafi koşulları göz önünde bulundurulduğunda, iletim sistemi kayıp oranlarının
uluslararası performans düzeyine yakın ve kabul edilebilir seviyede olduğu
anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, dağıtım sistemindeki kayıp-kaçak elektrik miktarının
tüketime sunulan elektrik enerjisine oranı yüksek seviyelerde seyretmektedir.

Dünyada elektrik talebinin büyük bir kısmı, doğal kaynakların yoğun olduğu
coğrafi bölgelerde üretilen elektrik enerjisinin uzun iletim hatları kullanılarak
taşınmasıyla karşılanmaktadır. Yenilenebilir dağıtık elektrik üretim santrallerinin;
kısa ve kolay inşaat süreci sonucunda inşa edilmesi, düşük işletme-bakım

217
IEA, 2014a:12.
78

78
maliyetlerine sahip olması ile iletim yatırımları gerektirmemeleri gibi özelliklerinden
dolayı son yıllarda söz konusu santraller daha fazla tercih edilmeye başlanmıştır.218
İhtiyaca göre ölçeklendirilmesinin kolay olması ve yerleşim bölgelerindeki nihai
elektrik kullanıcılarına en yakın mesafede kurulabilmesi ile GES’ler diğer enerji
kaynakları arasında öne çıkmaktadır.

GES’ler arasında özellikle çatı tipi PV sistem uygulamalarının


yaygınlaşmasıyla konutlar ile ticari ve endüstriyel binalar kendi elektriklerini
üretebilen bir yapıya dönüşecektir. Türkiye’de küçük ölçekli GES’lerin kurulumuyla
yüke en yakın noktada üretim yapılabilecek ve böylece dağıtım sistemi kayıp
oranlarının azaltılması mümkün olabilecektir.

3.4.4. Güneş enerjisinin ülke ekonomisine sağlayacağı diğer faydalar

GES’lerin diğer enerji kaynaklarını yakıt olarak kullanan santrallerden


ayrılan özellikleriyle ülke ekonomisine dolaylı olarak fayda sağlaması
beklenmektedir. GES’lerin fosil yakıtlı santrallerden farklı olarak çok kısa sürede
devreye alınması mümkün olmakta (ölçüm ve arazi geliştirme süresi hariç azami 1
yıl), yakıt ihtiyacı bulunmamakta, işletilmesi daha kolay olmakta ve işletme-bakım
maliyetleri düşük seviyelerde gerçekleşmektedir.

Güneş enerjisini diğer yenilenebilir enerji kaynaklarından ayıran bazı


özellikleri, GES’leri tercih sebebi kılmaktadır. GES’leri hidrolik santrallerden (HES)
ayıran en önemli özellik tamamen verimsiz, kullanılmayan arazilere inşa edilmeleri
olup, söz konusu santraller hem doğaya daha az zarar vermekte hem de atıl kalan
arazilerde elektrik üretilmesi ile gelir elde edilmesini sağlamaktadır. Güneş
enerjisinin Türkiye’de önemli potansiyeli olan rüzgâr enerjisine göre de avantajlı
yönleri bulunmaktadır. PV sistemlerin rüzgâr enerjisi santralleri (RES) gibi hareketli
parçasının (rüzgâr kanadı) olmaması mekanik yıpranma olasılığını ortadan
kaldırmakta, böylece işletme ve bakım maliyetleri azalmaktadır. Biyokütle enerji
santrallerinde de işletme ve bakım maliyeti GES’lerden daha yüksektir.

218
ŞİMŞEK ve ark., 05.03.2015.
<http://www.dektmk.org.tr/pdf/enerji_kongresi_11/47.pdf.>

79

79
Türkiye’de GES’lerin yaygınlaşmaya başlamasıyla santrallerin kurulması,
üretime geçmesi, belirli periyotlarla bakım ve onarımlarının yapılması işgücü
ihtiyacını ortaya çıkaracaktır. Böylece, güneş enerjisi potansiyeli yüksek olan
bölgelerde yeni bir istihdam alanı yaratılacaktır.

80

80
4. TÜRKİYE’DE GÜNEŞ ENERJİSİ İLE İLGİLİ MEVZUAT VE
PİYASASININ MEVCUT DURUMU
4.1. Türkiye’de Güneş Enerjisi İle İlgili Mevzuat

Türkiye elektrik piyasasında güneş enerjisi de dâhil olmak üzere yenilenebilir


enerji kaynakları ile ilgili birincil mevzuat düzenlemeleri; 5346 sayılı Yenilenebilir
Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun
(YEK Kanunu), 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu (EPK) ve 5627 sayılı Enerji
Verimliliği Kanunu’dur. İkincil mevzuat arasında; Elektrik Piyasası Lisans
Yönetmeliği (LY), Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği (LÜY), Yenilenebilir
Enerji Kaynaklarından Elektrik Enerjisi Üreten Tesislerde Kullanılan Aksamın Yurt
İçinde İmalatı Hakkında Yönetmelik yer almaktadır.

4.1.1. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı


Kullanımına İlişkin Kanun

Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi ilk defa


Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına
İlişkin Kanunla yasal zemine oturtulmuştur. Söz konusu Kanunun amacı
”Yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretimi amaçlı kullanımının
yaygınlaştırılması, bu kaynakların güvenilir, ekonomik ve kaliteli biçimde ekonomiye
kazandırılması, kaynak çeşitliliğinin artırılması, sera gazı emisyonlarının
azaltılması, atıkların değerlendirilmesi, çevrenin korunması ve bu amaçların
gerçekleştirilmesinde ihtiyaç duyulan imalat sektörünün geliştirilmesi” olarak
tanımlanmıştır.

YEK Kanunuyla Türkiye’de ilk kez FIT teşvik politikası uygulanmaya


başlamıştır. FIT mekanizması, piyasanın gelişim sürecine bağlı olarak sonradan
değişikliğe uğramıştır. Türkiye’de uygulanan FIT teşvik politikasının ilk halinde
alım garantili fiyatlar, üretim maliyetlerine ve teknoloji çeşidine bakılmaksızın bütün
yenilenebilir enerji kaynakları için eşit olarak belirlenmiştir. Kanun kapsamında
yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrik için alım garantili fiyat,
EPDK’nın belirlediği bir önceki yıla ait Türkiye ortalama elektrik toptan satış

81

81
fiyatına (TORETOSAF) eşitlenmiştir. Ayrıca, FIT kapsamında 2011 yılının sonuna
kadar devreye girecek tesislerin üretimlerine 7 yıl alım garantisi süresi verilmiştir.

02.05.2007 tarihli ve 26510 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5627 sayılı


Enerji Verimliliği Kanunu ile YEK Kanunu’nda değişiklikler yapılmıştır. Söz konusu
değişiklikler içerisinde FIT oranlarının 5 Avro sent/kWh karşılığı Türk Lirasından
az, 5,5 Avro sent/kWh karşılığı Türk Lirasından fazla olamayacağı hususu
düzenlenmiştir. Ancak yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı lisans sahibi tüzel
kişilere ürettikleri elektriği serbest piyasada 5,5 Avro sent/kWh sınırının üzerinde
satabilmeleri halinde bundan yararlanmalarına izin verilmiştir. Kanunla, FIT
mekanizmasından yararlanacak yeni tesislerin en son işletmeye girme süreleri 2013
yılı sonuna uzatılmış ve alım garantisinin süresi 7 yıldan 10 yıla çıkarılmıştır.

YEK Kanunu kapsamındaki FIT teşvik mekanizması o tarihlerde özellikle


güneş enerjisi gibi daha az olgun teknolojilerden elektrik üretimini kârlı hale
getirmemiştir. Bu nedenle, güneş enerjisi yatırımcıları yeterli düzeyde alım garantili
fiyat belirlenene kadar projelerini ertelemişlerdir. Böylece, Türkiye’nin yüksek güneş
enerjisi potansiyelinin değerlendirilmesi sonraki yıllara ötelenmiştir.

Yenilenebilir enerji kaynakları kullanımının hedeflenen seviyelerde


gerçekleşmemesi ve ilk yatırım maliyetlerinin yüksek olması bu kaynakların daha
fazla teşvik edilmesi gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Bunun sonucunda da
08.01.2011 tarih ve 27809 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6094
sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı
Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile YEK
Kanununda önemli değişiklikler yapılmıştır. Kanunda yapılan değişiklikle yeni bir
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) oluşturulmuş,
söz konusu mekanizmada yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim faaliyeti
gösterenlerin faydalanabileceği fiyat, süreler ve bunlara yapılacak ödemelere ilişkin
usul ve esaslar belirlenmiştir. YEKDEM kapsamında iki çeşit destek mekanizması
bulunmaktadır. Bu mekanizmalar aşağıda özetlenmektedir:

82

82
1. Kaynak bazında farklı destek fiyatları (I sayılı Cetvel)

Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretimde tesis tipine göre FIT


fiyatları belirlenmiştir. Fiyatlar, hidroelektrik ile rüzgâr enerjisine dayalı üretim tesisi
için 7,3 sent/kWh, jeotermal enerjisine dayalı üretim tesisi için 10,5 sent/kWh,
biyokütle (çöp gazı dâhil) ile güneş enerjisine dayalı üretim tesisi için 13,3
sent/kWh’tır. 31.12.2020 tarihine kadar işletmeye girmiş veya girecek YEKDEM’e
tabi üretim lisansı sahipleri on yıl süre ile FIT destek mekanizmasından
yararlanacaktır.219

2. Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinde


kullanılacak yerli aksam için destekleme fiyatı (II sayılı Cetvel)

Kaynak bazında düzenlenen destekleme mekanizmasıyla beraber


yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretim tesislerinde kullanılacak yerli makine ve
ekipmanlar için ilâve teşvik mekanizması oluşturulmuştur. Yerli aksam kapsamında
ilâve destekleme fiyatından yararlanmak için 31.12.2020 tarihine kadar işletmeye
girecek olan yenilenebilir enerji üretim tesislerinde kullanılan mekanik ve/veya
elektro-mekanik aksamın yurt içinde imal edilmiş olması gerekmektedir. Söz konusu
tesislerde üretilerek iletim veya dağıtım sistemine verilen elektrik enerjisi için
Kanuna ekli I sayılı Cetvelde belirtilen fiyatlara, üretim tesisinin işletmeye giriş
tarihinden itibaren beş yıl süreyle Kanuna ekli II sayılı Cetvelde belirtilen fiyatlar
ilâve edilmektedir. II Sayılı cetvelde görüldüğü üzere, tesisin kurulumunda yurt
içinde üretilmiş mekanik ve/veya elektro-mekanik aksam kullanıldığı takdirde, her
bir aksam başına 0,5 ile 2,4 sent/kWh arasında ilâve fiyat desteği verilmektedir.
Güneş enerjisine dayalı elektrik üretim santralleri için ünitelerin tamamen yerli
olması durumunda Kanunda 13,3 sent/kWh olan fiyat desteği PV’de 20 sent/kWh’e,
CSP’de 22,5 sent/kWh’e yükselebilmektedir. (EK.2)

219
05.12.2013 tarih ve 28842 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca YEKDEM’e tabi YEK Belgeli
üretim lisansı sahiplerinin 5346 sayılı YEK Kanuna ekli I ve II sayılı cetvelde yer alan fiyatlardan
yararlanma süreleri 31.12.2020 tarihine uzatılmıştır. Söz konusu Karar, YEK Kanunundaki ilgili
maddelere henüz işlenmemiştir.

83

83
II Sayılı cetvelde yer alan fiyatların belgelendirilmesi, denetlenmesi, yurt
içinde imalatının kapsamının tanımı, standartları ve sertifikasyonu ile ilgili usul ve
esasları belirlemek amacıyla Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elektrik Enerjisi
Üreten Tesislerde Kullanılan Aksamın Yurt İçinde İmalatı Hakkında Yönetmelik
19.06.2011 tarih ve 27969 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Söz konusu Yönetmelikle, yerli katkı ilâve payının tespitinde tesis tipine
(hidroelektrik, rüzgâr, güneş, biyokütle vb.) göre sınıflandırma yapılmış olup her bir
aksam grubu ya da aksam grubunu oluşturan bütünleştirici parçalar için yüzde olarak
yerli aksam oranları belirlenmiştir. Her bir aksam grubunu oluşturan bütünleştirici
parça veya parçaların kombinasyonunun toplamının yüzde 55 oranını sağlaması
durumunda yerli katkı ilâve fiyatından yararlanma imkânı sağlanmıştır. Yerli
aksamın Yönetmelikteki tanımı; yenilenebilir enerji kaynağına dayalı üretim tesisinin
bütünleştirici parçalarının yerli aksam oranları bazında en az yüzde 55’i yurt içi
katma değerle üretilen aksamdır. Burada, yurt içinde gerçekleşen imalat kapsamında
önemli olan husus; üretilen aksamın, bütünleştirici parçanın veya üretime tabi olan
öğenin yerli ya da yabancı kökenli bir şirket tarafından üretilmesinden ziyade söz
konusu üretimin Türkiye sınırları içerisinde gerçekleşmesidir. Dolayısıyla, gerekli
sertifikasyon ve standardizasyon işlemlerinin sağlanması koşuluyla Türkiye’de
üretilen ürün “yerli aksam” olarak kabul edilmektedir.

4.1.2. Elektrik piyasası lisans yönetmeliği ve diğer yasal düzenlemeler


doğrultusunda güneşten lisanslı elektrik üretim süreci

Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 02.11.2013 tarihinde yayımlanan


nihai halinde güneş enerjisi yatırımcılarının önlisans ve lisanslandırma süreçlerinde
sahip oldukları hak ve yükümlülüklere ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Elektrik
piyasasında üretim lisansına başvuran tüzel kişiye öncelikle, üretim tesisi yatırımına
başlaması için mevzuattan kaynaklanan izin, onay, ruhsat ve benzeri belgeleri
edinebilmesi ve üretim tesisinin kurulacağı sahanın mülkiyet veya kullanım hakkını
elde edebilmesi için EPDK tarafından belirli süreli önlisans verilmektedir (EPK
6’ıncı madde).

GES yatırımlarında önlisans başvuru süreci, TEİAŞ’ın her yıl takip eden beş
ve on yıl için bağlantı noktasına göre ve/veya bölgesel bazda sisteme bağlanabilecek
84

84
GES kapasitesini EPDK’ya bildirmesi ile başlamaktadır. Sonrasında, GES
yatırımcılarının önlisans başvuruları açıklanan kapasite çerçevesinde EPDK
tarafından alınmaktadır (LY 12’nci madde 7’inci fıkra a bendi).

GES yatırımcılarının önlisans başvurusundan önce tesisin kurulacağı sahaya


ait son üç yıl içinde elde edilmiş, 6 ayı yerinde olmak üzere, en az bir yıl süreli asgari
güneş ışınımı ve güneşlenme süresi ölçümlerini ihtiva eden meteorolojik ölçüm
sonuçlarını elde etmiş olması gerekmektedir (LY 37’nci madde 1’inci fıkra). Ayrıca,
Yönetmelikte önlisans başvurusu yapılacak GES kapasitesine bir sınır getirilmiştir.
Bu kapsamda, 50 MW kurulu gücün üzerindeki GES üretim lisans başvurularına izin
verilmemektedir (LY Geçici 3’üncü madde).

GES lisanslandırma süreci aşağıda özetlenmektedir.

Şekil 4.1. Güneş Enerjisi Santrali Lisanslandırma Süreci

Kaynak: LY’den yararlanılarak hazırlanmıştır.

4.1.3. Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik ve


diğer mevzuat düzenlemeleri çerçevesinde güneşten lisanssız elektrik
üretimi süreci

YEK Kanununa dayanılarak 21 Temmuz 2011 tarihinde yayımlanan Elektrik


Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine ilişkin Yönetmeliğin 1’inci maddesinde
85

85
belirtildiği üzere lisanssız elektrik üretiminde amaçlanan “tüketicilerin elektrik
ihtiyaçlarının tüketim noktasına en yakın üretim tesislerinden karşılanması, arz
güvenliğinin sağlanmasında küçük ölçekli üretim tesislerinin ülke ekonomisine
kazandırılması ve etkin kullanımının sağlanması, elektrik şebekesinde meydana gelen
kayıp miktarlarının düşürülmesi”dir. Yönetmeliğin ilk halinde kendi ihtiyaçlarını
karşılamak üzere kurulu gücü azami 500 kWe olan mikrokojenerasyon veya
yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisi kuran gerçek ve tüzel kişiler
lisans alma ve şirket kurma yükümlülüğünden muaf tutulmuştur.

14.3.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6446 sayılı yeni
EPK’nın “Lisanssız Yürütülebilecek Faaliyetler” başlıklı 14’üncü maddesi ile
lisanssız yapılabilecek faaliyetlerin kapsamı genişletilmiştir. Söz konusu Kanun ile
lisanssız yürütülebilecek faaliyetler için belirlenen kurulu güç üst sınırı 500 kW’tan
1 MW’a yükselmiştir. Söz konusu Yönetmelik kapsamında çeşitli lisanssız üretim
uygulama modellerine izin verilmiştir. Bunlardan ilkinde, dağıtım sisteminde yeterli
kapasite bulunması halinde bir tüketim tesisi için birden fazla yenilenebilir enerji
kaynaklarına dayalı üretim tesisi kurulabilmektedir (LÜY 5’inci madde 4’üncü
fıkra). İkincisinde, lisanssız elektrik üretimi kapsamında çeşitli üretim tesislerinde
üretilen elektrik enerjisinin tüketim tesisinde tüketilemeyen kısmı aynı kişinin
uhdesindeki başka bir tüketim tesisinde ya da tesislerinde tüketilebilmektedir (LÜY
17’nci madde 1’inci fıkra). Üçüncüsünde ise, aynı tarife grubundaki bir veya birden
fazla gerçek ve/veya tüzel kişi, üretim tesisi kurmak amacıyla, uhdelerindeki
tesislerde tüketilen elektrik enerjisi için tüketimlerini birleştirebilmektedir. Her üç
lisanssız üretim modelinde de üretim ve tüketim tesislerinin aynı dağıtım bölgesinde
olması ve üretim tesisi veya tesislerinin toplam kurulu gücünün LÜY kapsamında
belirlenen azami kurulu güç değerini geçmemesi gerekmektedir (LÜY 5’inci madde
5’inci fıkra). Aynı yerde bulunan ya da bulunmayan üretim ve tüketim tesislerine
dengeleme mekanizmasının gerektirdiği haberleşmeyi sağlayabilecek çift yönlü
ölçüm yapabilen saatlik sayaç takılmaktadır. İlgili şebeke işletmecisi, LÜY
kapsamında üretim yapan kişilerin üreterek şebekeye verdikleri ihtiyaç fazlası
elektrik miktarını, çift yönlü sayaçtan elde edilen tüketim ve üretim verilerini bir
araya getirerek saatlik bazda mahsuplaşma yöntemiyle (üretim-tüketim)

86

86
belirlemektedir. Üretim ve tüketim tesisi farklı yerde ise, üretim sayacından elde
edilen veriler ile tüketim sayacındakiler saatlik bazda mahsuplaştırılmaktadır.

Şebeke işletmecisi, aylık periyotlarla, kaynak bazında ve her bir lisanssız


üretici için ayrı değerler olarak toplam ihtiyaç fazlası üretim miktarına ilişkin saatlik
verileri görevli tedarik şirketine220 bildirmektedir. Görevli tedarik şirketi, ihtiyaç
fazlası elektrik enerjisini YEK Kanununa ekli I sayılı cetvelde kaynak bazında
belirlenen fiyattan, YEKDEM kapsamında değerlendirilmek üzere, on yıl süreyle
satın almaktadır (LÜY 18’inci madde 1’inci fıkra). Sonrasında, tedarik şirketi
YEKDEM kapsamında satın almakla yükümlü olduğu enerji miktarı için her bir
üreticiye fatura döneminde yapacağı ödeme tutarını hesapladıktan sonra piyasa
işletmecisine (Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezine)221 göndermekte, piyasa işletmecisi
tarafından kendisine yapılan ödemeyi ilgili üreticilere ödemektedir.

GES üreticilerinin ürettikleri LÜY kapsamındaki ihtiyaç fazlası elektrik ilgili


tedarik şirketi tarafından üretilip sisteme verilmiş varsayılmaktadır. Söz konusu
elektriğin ikili anlaşmayla veya Organize Toptan Elektrik Piyasalarında satılması
yasaklanmıştır (LÜY 19’uncu madde 1’inci ve 3’üncü fıkra).

Ayrıca, LÜY ile lisanslı elektrik üretim faaliyetinden ilgili tüzel kişinin
başvuruda bulunması halinde lisanssıza geçiş imkânı sağlanmıştır. Burada lisanslı
GES tesisinin geçici kabulünün yapılmış ve işletmeye geçmiş olması gerekmektedir.
Ancak üretilen elektriğin bir kısmının ya da tamamının mevcut bir tüketim tesisi
tarafından tüketiliyor olması şarttır (LÜY 19. madde 1’inci ve 3’üncü fıkra).

4.2. Türkiye'de Güneş Enerjisi Piyasasındaki Gelişmeler

4.2.1. Türkiye'de lisanslı güneş enerjisi piyasasındaki gelişmeler

YEK Kanununun yayımlanmasından sonra Türkiye’de güneş enerjisi


yatırımlarına olan ilgi hızla artmaya başlamıştır. Kanun ile ilk aşamada 600 MW’lık
lisanslı üretim kapasitesinin oluşturulması öngörülmüştür. Söz konusu kapasite,
toplam ortalama yıllık ışınım değerleri ve güneşlenme süreleri dikkate alınarak 27

220
Tedarik şirketi, elektrik enerjisinin ve/veya kapasitenin toptan ve/veya perakende satılması, ithalatı,
ihracatı ve ticareti faaliyetleriyle iştigal edebilen tüzel kişiyi ifade etmektedir.
221
Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezi, TEİAŞ bünyesinde yer alan ve elektrik enerjisi arz ve talebinin
gerçek zamanlı olarak dengelenmesinden ve sistem işletiminden sorumlu merkezi birimidir.
87

87
bölgede 38 ile dağıtılmıştır. Söz konusu iller arasında en büyük kapasite Konya’ya
(Konya I ve Konya II olmak üzere toplam 92 MW) verilmiş olup bu ili sırasıyla Van
(77 MW) ve Mersin (35 MW) takip etmiştir. Söz konusu GES kapasitesi için toplam
7.930 MW kurulu güçteki 496 adet lisans başvurusu gerçekleşmiştir. Belirli
bölgelere yapılan başvuruların yoğunluklu olması lisanslı güneş enerjisi yatırım
sürecinin uzamasına neden olmuştur. 2015 yılı içerisinde tamamlanan yarışmalar
sonucunda MW başına verilen katkı payı ücretlerinin PV sistem kurulum maliyetinin
üzerine çıkması talebin ne kadar yüksek olduğunu göstermektedir. Yarışmalar
sırasında en yüksek katkı payı teklifi (2.960.000 TL/MW) Malatya-Adıyaman
bölgeleri için verilmiştir. Yatırımların gerçekleştirilme durumuna göre gelecek
yıllarda lisanslı GES üretim kapasitesinin artması beklenmektedir.

4.2.2. Türkiye'de lisanssız güneş enerjisi piyasasındaki gelişmeler

6446 sayılı EPK ile lisanssız elektrik üretimi kurulu güç sınırının 1 MW’a
çıkarılması güneş enerjisi piyasasındaki lisanssız GES üretimi başvurularının hızlı bir
şekilde yükselmesine neden olmuştur. 2016 yılı Şubat ayı itibarıyla TEDAŞ’a
yapılan 4.812 adet lisanssız GES proje müracaatının toplam kurulu gücü yaklaşık
4.021 MW olup toplam yenilenebilir enerji kaynağından lisanssız elektrik üretimi
için yapılan başvuru kapasitesinin yüzde 94’ünü oluşturmaktadır. Söz konusu
lisanssız GES proje başvurularının 2.430 MW kapasiteli kısmı onaylanmış olup
bunların 299 MW kurulu güçteki GES’in geçici kabulü tamamlanmıştır.

Tablo 4.1. Yenilenebilir Enerji Kaynağı Çeşidine Göre Lisanssız Elektrik


Üretimi Başvuruları
Onay İşlemi Tamamlanan Geçici Kabul İşlemi
Toplam Başvurular
Başvurular Tamamlanan Tesisler
Sayı (Adet) Kurulu
Kurulu Kurulu
Güç Sayı (Adet) Sayı (Adet)
Güç (MW) Güç (MW)
(MWe)
Biyogaz 30 30 23 26 11 18
GES 4.812 4.021 2.850 2.430 421 299
RES 141 915 49 32 10 7
Tri/Kojenerasyon 45 108 24 57 13 39
TOPLAM 5.134 4.392 3.031 2.654 455 363
Kaynak: TEDAŞ’tan alınan verilerden yararlanılarak hazırlanmıştır.

88

88
Proje başvuru sayısı ve toplam kurulu gücü oranlandığında ortalama
projelendirilen lisanssız GES kapasitesinin 840 kW olduğu sonucuna varılmaktadır.
Bu durum, GES yatırımlarının YEK Kanunundaki lisanssız üretim için belirlenen
kapasite sınırında yoğunlaştığını göstermektedir. Söz konusu ortalama kapasite,
lisanssız GES kurulumlarının büyük çoğunluğunun zemine monteli PV sistemlerden
oluştuğunu, küçük ölçekli çatı tipi PV sistem uygulamalarının beklenen seviyede
olmadığını göstermektedir. Türkiye’de lisanssız elektrik üretiminin teşvik
edilmesindeki asıl amaçlardan biri kişilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamaları için
elektrik üretmeleri iken, mevcut durumda piyasada daha çok alım garantisinden
faydalanarak kâr etmeyi amaçlayan yatırımcılar yer almaktadır.

Küçük ölçekli PV sistemlerin yaygınlaşmamasının sebeplerinden biri


bürokratik sürecin uzun ve maliyetli olmasıdır. Küçük ölçekli çatıya monteli PV
sistemlerin LCOE’si büyük ölçeklilere göre daha fazladır. Bu nedenle, Türkiye’de
küçük ölçekli çatı tipi PV sistemleri için farklı bir teşvik mekanizması
geliştirilmediği, sistemlerin başvuru sürecinde ortaya çıkan maliyetler azaltılmadığı
takdirde bu sistemlerin yaygınlaştırılmasının zor olacağı düşünülmektedir.

Lisanslı GES bürokratik sürecin gecikmesi nedeniyle büyük ölçekli (5 MW


ve üzeri) PV santrali kurmak isteyen yatırımcılar farklı tüketim abonelikleri edinerek
yan yana 1 MW kapasiteli birden fazla PV tesisi kurmakta, böylece lisanssız üretim
kapsamında faaliyet gösterebilmektir. Bu durum gelecek 10 yıllık süreçte lisanssız
üretim kapsamındaki GES yatırımlarının lisanslı GES üretim kapasitesiyle benzer
değerlere ulaşacağını göstermektedir.

4.2.3. Türkiye fotovoltaik ve yoğunlaştırılmış güneş enerjisi endüstrisindeki


gelişmeler

Türkiye’de özellikle güneş enerjisinden elektrik üretimini teşvik eden


mevzuat düzenlemelerinin yayımlanmasının ardından, güneş enerjisine yönelik yerli
imalat sanayiindeki gelişmeler hızlanmıştır. Türkiye’de güneş enerjisi sanayiinin
başlıca aktörleri; Ar-Ge faaliyetlerinin yürütüldüğü üniversiteler ile diğer kurum ve
kuruluşlar, panel fabrikaları ve EPC (Engineering, Procurement and Construction-
Mühendislik, Tedarik ve Kurulum) firmalarıdır.

89

89
Türkiye’de GES sistemlerine ve değer zincirinde yer alan ürünlere yönelik
Ar-Ge çalışmaları 1970’li yılların sonundan itibaren başlatılmıştır. 1978 yılında
kurulan Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü Türkiye’de güneş enerjisiyle ilgili
çalışmaları yürüten ilk araştırma enstitüsüdür. 1980’li yılların ortalarında
üniversitelerde ilk kez güneş enerjisinden elektrik üretimine yönelik pilot
uygulamalar ortaya çıkmıştır. 1998 yılında mülga EİE tarafından Türkiye’nin ilk
şebeke bağlantılı 4,8 kWp gücünde PV sistem kurulumu gerçekleştirilmiştir. 2006
yılında PV modül üretim laboratuvarı kurulmuş, ardından bir Türk firması 5 MWp-
yıl kapasiteli modül üretim fabrikası kurmuştur.222 2006 yılından sonra küçük ölçekli
PV sistem uygulamaları yaygınlaşmıştır. Sonraki yıllarda PV hücre üretimine
yönelik çalışmalar hızlanmış ve 2011 yılında Türkiye’nin endüstriyel boyuttaki ilk
yerli tek kristal silisyum hücresi ve bu hücrelerden oluşan modülü üretilmiştir.
Çalışmalar neticesinde söz konusu PV hücrenin verimliliği yüzde 12’den kademeli
olarak yüzde 17’ye yükseltilmiştir.223 Bundan sonraki süreçte, Ar-Ge faaliyetleri
sonucunda elde edilen bilgilerin sanayiye aktarılması, Türkiye’de yerli PV hücre ve
diğer ekipman seri üretimlerinin gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir.

Türkiye’de yürütülen Ar-Ge faaliyetleri GES teknolojilerinden PV’lerde


yoğunlaşmış olsa da Mersin’de yer alan Türkiye’nin tek CSP tesisinin Ar-Ge
çalışmaları 2005 yılında başlatılmıştır. Tamamı yerli sermaye olan Greenway firması
tarafından yürütülen proje, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı ve TÜBİTAK’ın
desteğiyle tesis 2013 yılında tamamlanmıştır. Projenin Ar-Ge çalışmaları, prototip
uygulaması ve tesisin kurulumu için toplam 50 milyon Dolar yatırım gerçekleşmiştir.
5 MW kurulu güce sahip olan ve 100 dönüm arazi üzerine kurulan CSP tesisi 50
metre yükseklikteki güneş kulesi teknolojisi kullanılarak inşa edilmiştir. Söz konusu
tesiste güneş ışığını yansıtan aynalar (510 adet) toplam tesis alanının 30 dönümlük
bölümünü kaplamaktadır. Ayrıca, santral doğal gaz çevrim santraline entegre
edilebilmektedir. Böylece, güneş ışığının olmadığı saatlerde doğal gaz santrali
devreye girebilmektedir. Tesisin bir diğer önemli özelliği ise, yerli olarak yazılımı ve
donanımı tasarlanan Green Box kontrol kartıyla kablosuz iletişime sahip olmasıdır.

222
Dünya Enerji Konseyi Milli Komitesi (DEKTMK), 2009:124, 125.
223
Kalkınmada Anahtar Verimlilik Dergisi, 04.02.2015.
<https://anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/odtu-gunam-san-tez-projesi-ile-yerli-gunes-panelleri-uretti/87>
90

90
Akıllı yazılım sayesinde astronomik bir algoritmayla belirli aralıklarla güneşin
pozisyonu hesaplanmakta ve aynalar uygun yöne çevrilmektedir.224

Türkiye'de güneş enerjisi sanayiinin ikinci aktörü PV panel fabrikalarıdır.


Hâlihazırda, PV paneli üretiminde yüzde 100 yerli sermaye ile kurulmuş 16,
Türkiye-Çin ortak sermayesi ile kurulmuş 1 şirket bulunmaktadır. Sektörün toplam
yıllık üretim kapasitesi 503 MW’tır.225 Türkiye-Çin ortak sermayeli firma
haricindeki diğer tesislerin PV hücre üretme kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunlarda,
yurt dışından ithal edilen hücreler yerli cam ve alüminyum çerçeve kullanılarak
laminasyon işlemiyle modüle çevrilmektedir. Ayrıca, modülü zemine monte etmek
için gerekli olan alt konstrüksiyon malzemeleri, PV sistemde üretilen elektriğin
iletilmesini sağlayan kablo bağlantı kutusu (junction box) gibi yan sanayi kabul
edilebilecek alanlarda yerli üretim bulunmaktadır.226

YEK Kanununa göre Türkiye’de PV sistem bütünleştirici parçaların en az


yüzde 55’inin yurt içi katma değer ile üretilmesi halinde alım garantili tarife
fiyatlarına ilâve teşvikler sağlanmıştır. YEGM yetkilileri ile görüşmeler neticesinde,
bugüne kadar 5346 Sayılı Kanuna ekli II sayılı cetvelde yer alan ilâve katkı payını
alan PV işletmecisinin bulunmadığı, bununla birlikte yerli panel firmalarından
bazılarının imal ettikleri modüllerin incelendiği, yakın zamanda bunlar arasından
seçilen firmaların sertifikalandırılacağı ve bu firmaların ürünlerini kullanan PV
işletmecilerinin ilâve katkı payı alabileceği bilgileri edinilmiştir. Yenilenebilir Enerji
Kaynaklarından Elektrik Enerjisi Üreten Tesislerde Kullanılan Aksamın Yurt İçinde
İmalatı Hakkında Yönetmelik ekinde yer alan Yurt İçinde İmal Edilen Aksam ve
Bütünleştirici Parçalar Listesi’nde PV modüllerin üretiminde kullanılan cam, çerçeve
ve kablo bağlantı kutusu dışında kalan parçalar ithal edilmekte olup söz konusu
bütünleştirici parçaların toplamı ancak yüzde 55’e tekabül etmektedir. (EK.2) Bu
durum, PV sistemlerden üretilen elektriğin satışıyla Yönetmelikte sağlanan ilâve
teşvik fiyatının tamamından faydalanılmasının mümkün olmadığını göstermektedir.

224
Greenway, 10.02.2015.
<http://www.greenwaycsp.com/>
225
IEA PVPS, 2015f:106.
226
Hemmatı 2015, sözlü görüşme
91

91
Güneş enerjisi sanayiindeki diğer aktör GES kurulumu yapan EPC
firmalarıdır. Söz konusu firmalar GES projesini hazırladıktan ve fizibilite
çalışmalarını yaptıktan sonra ithal ettikleri PV sistem ekipmanlarını birleştirerek
kurulumu gerçekleştirmektedir. Firmalar GES yatırımcısına ayrıca danışmanlık
hizmeti vermektedir. PV sistem kurulumu tamamlandıktan sonra belirli periyotlarla
tesisin bakımı EPC firmaları tarafından yapılabilmektedir. Türkiye’de 30 tane EPC
firması yer almakta olup gelecek yıllarda yükselen taleple beraber bunların sayısının
artması beklenmektedir.

Türkiye’nin 2023 yılı GES kapasite hedefi (PV sistemler için 5.000 MW)
doğrultusunda PV sistem kurulumu artarken yerli imalat sanayiinin talebe yetişecek
düzeye gelmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, güneş enerjisinden elektrik üretiminde
nihai hedef Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığının azaltılması iken, yerli sanayi
oluşturulmadığı sürece yine dolaylı bir şekilde bağımlılık devam edecektir. Bu
açıdan önümüzdeki dönemde, Türkiye’nin enerji politikaları kapsamında Türkiye’de
yerli PV sanayisinin gelişmesi önemli bir husustur.

PV sistemlerin aksine Türkiye’de CSP sistem yatırım talebi yeterli düzeyde


değildir. Teknolojideki gelişmelerle birlikte yatırım maliyetlerinin azalması halinde
Türkiye’nin DNI değerinin yüksek olduğu bölgelerinde CSP tesislerinin kurulmaya
başlanacağı düşünülmektedir. Böylece, Türkiye’de CSP imalat sanayisinin taleple eş
zamanlı bir şekilde gelişeceği tahmin edilmektedir.

92

92
5. TÜRKİYE’DE GÜNEŞ ENERJİSİNE GEÇİŞ EKONOMİSİ VE
YANSIMALARI
Türkiye’de enerjide dışa bağımlılığının azaltılması ve enerjide arz
güvenliğinin sağlanması hedefleri doğrultusunda yenilenebilir enerji kaynağı
potansiyelini en yüksek seviyede değerlendirme hedefi bulunmaktadır. Yenilenebilir
enerji kaynakları arasında güneş enerjisi potansiyeli açısından Türkiye oldukça
avantajlı bir coğrafyaya sahiptir. Türkiye’nin avantajlı konumuna rağmen bugüne
kadar yatırımların beklenen düzeyde gerçekleşmemesinin en önemli sebebi GES
maliyetlerinin geleneksel santrallerle rekabet edebilecek düzeyde olmamasıdır. Son
dönemde PV teknolojisindeki olumlu gelişmelerle birlikte sistem maliyetleri hızla
düşmüş, üretim verimlilikleri yükselmiştir. Maliyetlerdeki azalışa paralel olarak
YEK Kanununda yapılan değişiklikle PV üretimine uygulanan FIT oranlarının
yükseltilmesi GES yatırımlarına olan ilgiyi artırmıştır.

5.1. Türkiye’nin Güneş Enerjisinden Elektrik Üretim Potansiyeli

GES’lerde üretim performansı; projenin bulunduğu sahadaki güneşlenme


süresi, güneşlenme oranı, yıllık ortalama ışınım değeri gibi verilerle doğrudan
bağlantılı olup söz konusu verilerin sağlıklı bir şekilde oluşturulması GES
yatırımlarının karar aşamasında oldukça önemlidir. Bilindiği üzere Türkiye, coğrafi
konumu nedeniyle sahip olduğu güneş enerjisi potansiyeli açısından birçok ülkeye
göre şanslı durumdadır. Türkiye'nin güneş enerjisi potansiyelinin doğru bir şekilde
ortaya konulabilmesi amacıyla günümüze kadar birçok çalışma yapılmıştır.

Bunlardan ilki, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünde mevcut


bulunan 1966-1982 yılları arasındaki güneşlenme süresi ve ışınım şiddeti
verilerinden yararlanılarak mülga Elektrik İşleri Etüd İdaresi (EİE) tarafından
yapılmıştır. Sonucunda, Türkiye’nin toplam yıllık güneşlenme süresi 2.640 saat (7,2
saat/gün), ortalama toplam ışınım şiddeti ise 1.311 kWh/m2 (3,6 kWh/m²/gün) olarak
hesaplanmıştır.227

Ancak bu değerlerin, Türkiye’nin gerçek potansiyelinden yüzde 20-25 daha


az olduğu, daha sonra yapılan çalışmalarla anlaşılmıştır. 1992 yılından bu yana güneş

227
DEKTMK, 2009:120
93

93
enerjisi değerlerinin daha sağlıklı olarak tespit edilmesi amacıyla güneş enerjisi
ölçümleri yapılmaktadır.228 Bu kapsamda 1971-2000 yılları arasında mülga EİE’nin
8 istasyondan aldığı yeni ölçüm değerleriyle beraber DMİ’den elde edilen veriler
kullanılarak Türkiye'nin güneş enerjisi potansiyeli modellenmiştir. Bu çalışmayla
Türkiye’nin ortalama yıllık toplam güneşlenme süresi 2.573 saat (7 saat/gün) ve
ortalama toplam ışınım değeri ise 1.474 kWh/m2-yıl (4 kWh/m2-gün) olarak tespit
edilmiştir.229

Son olarak, 2010 yılında mülga EİE tarafından Güneş Enerjisi Potansiyeli
Atlası (GEPA) yayımlanmıştır. EİE ve Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü
istasyonlarında 1985-2006 yıllarına ait 22 yıllık saatlik güneş ölçüm değerleri,
modelde yer alan parametrelerin hesaplanması ve model kalibrasyonunun
yapılması için kullanılmıştır.230 GEPA’ya göre, yıllık toplam güneşlenme süresinin
2.737 saat (7,5 saat-gün), yıllık toplam güneş ışınımın 1.527 kWh/m²-yıl (4,2
kWh/m²-gün) olduğu tespit edilmiştir.231 GEPA’da Türkiye genelinde tüm il ve
ilçelere ait ortalama günlük güneşlenme süresi ve güneş ışınım değerlerine ulaşmak
mümkündür.

Türkiye’nin yıllık toplam güneş enerjisi potansiyelinin bölgelere göre


dağılımına bakıldığında en fazla güneş enerjisi alan bölgenin Güneydoğu Anadolu
Bölgesi olduğu, bu bölgeyi Akdeniz Bölgesinin takip ettiği görülmektedir.
Türkiye’nin yıllık güneş ışınım değeri 1.305 kWh-yıl (Karadeniz Bölgesi) ile 1.648
kWh-yıl (Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz Bölgesi) arasında değişmektedir (Tablo
5.1). Ortalama güneş ışınım değeri 1.200 kWh/m2-yıl olan Avrupa ile
karşılaştırıldığında, Türkiye’nin güneş enerjisinden elektrik üretimi için oldukça
elverişli bir konuma sahip olduğu görülmektedir.232

228
YEGM, 01.01.2015.
<http://www.eie.gov.tr/eie-web/turkce/YEK/gunes/tgunes.html>
229
Sensoy at al, 2010:2.
230
YEGM, 01.01.2015.
<http://www.eie.gov.tr/MyCalculator/Aciklamalar.aspx>
231
ETKB, 02.03.2015.
<http://www.enerji.gov.tr/tr-TR/Sayfalar/Gunes>
232
Oğuz Topkaya, 2012:3757.
94

94
Tablo 5.1. Türkiye'nin Yıllık Toplam Güneş Enerjisi Potansiyelinin Bölgelere
Göre Dağılımı

Toplam Güneş Enerjisi Güneşlenme Süresi


Bölge
(kWh/m2-yıl) (saat-yıl)
G.Doğu Anadolu 1.648 2.845
Akdeniz 1.548 2.737
Doğu Anadolu 1.528 2.615
İç Anadolu 1.523 2.519
Ege 1.481 2.563
Marmara 1.329 2.250
Karadeniz 1.305 1.929
Kaynak: Şensoy at al, 2010:2’den yararlanılarak hazırlanmıştır.

Türkiye’nin aylara göre bir günlük toplam güneş ışınımı ve toplam


güneşlenme süresi şekil 5.1.’de gösterilmekte olup en yüksek günlük toplam güneş
ışınım değeri Haziran ve en uzun güneşlenme süresi Temmuz ayında
gerçekleşmektedir. Aralık ayı ise hem en düşük toplam güneş ışınım değerine hem de
en kısa güneşlenme süresine sahiptir.

Şekil 5.1. Türkiye’de Aylar İçerisindeki Bir Günlük Toplam Güneş Radyasyonu
ve Toplam Güneşlenme Süresi

Kaynak: GEPA verilerinden faydalanılarak hazırlanmıştır.

EİE’nin çalışmaları haricinde yapılan analizlerden Türkiye coğrafyasının


38.5 paraleli ve altında GES yatırımı için uygun sahanın yaklaşık 11.000 km2 ve
o

yıllık güneş enerjisinden elektrik üretim potansiyelinin en az 363 TWh olduğu

95

95
sonucuna varılmıştır.233 Ayrıca güney illerinde yapılan incelemelerde PV sistem
kurulumu için uygun toplam çatı alanı 232.571 dönüm bulunmuştur. Çatı alanının
dörtte birine (58.143 dönüm) panel kurulması halinde çatı-tipi PV sistemlerin yıllık
üretim potansiyeli en az 13,87 TWh seviyesinde hesaplanmıştır. 2015 yılı Türkiye
toplam elektrik tüketiminin (263 TWh) üzerinde bir güneş enerjisinden elektrik
üretim potansiyelinin olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır.234

5.2. Türkiye’de Güneş Enerjisinden Elektrik Üretim Yatırımlarının Finansal


Değerlendirmesi

Türkiye, güneş enerjisinden elektrik üretim teknolojileri arasında PV’lerin


daha geniş bir uygulama alanının bulunduğu ve daha fazla tercih edildiği bir ülkedir.
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de güneş enerjisi teknolojileri arasında PV’lerin
yaygınlaşmasının en önemli sebebi, CSP sistem maliyetlerinin daha yüksek
olmasıdır. PV santrallerle karşılaştırıldığında enerji depolama imkânı ve yüksek
kapasite faktörü yönünden CSP santralleri avantajlı olsa da CSP santrallerin PV’lere
karşı tercih edilebilmesi ve rekabet avantajı kazanabilmesi için GES’in kurulduğu
yerdeki DNI değerinin 1.800 kWh/m2’nin üzerinde olması gerekmektedir (Tablo
1.3).235 Türkiye’de bu değerin üzerinde olan alanlar oldukça kısıtlıdır. İç Anadolu
Bölgesi’nin güney kısımları, Adana Bölümü, Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nin
belirli bölümleri CSP teknolojisinin uygulanabileceği yerlerdir.236 Buna karşın,
PV’ler, çatılar dâhil olmak üzere birçok alanda kolayca uygulanabilen bir
teknolojidir. Belirtilen nedenlerden dolayı güneş enerjisinden elektrik üretim
faaliyetinin finansal analizinde PV teknolojisi dikkate alınmıştır.

Türkiye’de PV yatırımının özel sektör tarafından yapılabilirliğini, diğer


enerji üretim teknolojileriyle rekabet edebilirliğini, uygulanan FIT oranlarının
yeterliliğini ortaya koymak için öncelikle bir PV santrali için fizibilite analizinin

233
11.000 m2’lik toplam uygulanabilir sahanın yarısına GES kurulduğu, 1 MWe GES’in 20 dönüm
arazi gerektirdiği, toplam santral arazisinin yüzde 40’ına PV panellerinin yerleştirildiği, panellerin
güneş izleme sistemine sahip olmadığı, verimliliğin ortalama yüzde 10 oranında gerçekleştiği ve tüm
sahaların ortalama toplam güneş ışınım değerinin 1.600 kWh/m2-yıl olduğu varsayımları altında
hesaplamalar yapılmıştır.
234
Tunç, 2010.
235
IRENA, 2014c:14.
236
Kaygusuz, 2011:812.
96

96
yapılması gerekmektedir. Fizibilite analizinde kullanılacak parametrelere ilişkin
literatür taraması yapıldıktan, genel kabuller ortaya konulduktan sonra,
Türkiye’deki mevcut piyasa koşulları da dikkate alınarak bir baz senaryo
oluşturulmuştur. Ardından, baz senaryoda yer alan varsayımların etkisi duyarlılık
analizi237 ile irdelenmiştir. Baz senaryo ve duyarlılık analizi sonuçları finansal
analiz ölçütleriyle değerlendirilmektedir. GES’ler için belirlenen FIT değerinin
Dolar kuru üzerinden olması nedeniyle finansal analizde bütün nakit giriş ve
çıkışları Dolar üzerinden hesaplanmıştır.238

5.2.1. Fotovoltaik santral yatırımlarının değerlendirilmesinde kullanılan


yöntemler

PV sistemlerin finansal analizinde, sistem ekonomik ömrü boyunca meydana


gelen nakit girişlerini ve çıkışlarını gösteren nakit akım tablosu oluşturulduktan sonra
çeşitli ekonomik performans ölçütleri kullanılarak yatırım değerlendirilmektedir.
Tablo 5.2’de; PV ekonomik analizinde kullanılan ekonomik performans ölçütleri,
ölçütlerin hesaplanma yöntemleri, elde edilen değerlerin birimi ve performans
ölçütünü yatırımların finansal değerlendirmesinde daha fazla tercih eden PV
yatırımcı türü sınıflandırılmıştır.

Her bir piyasa katılımcısının PV yatırımıyla ilgili getiri beklentisi farklıdır.


Bu nedenle, PV değerini karakterize etmek için kullandıkları ekonomik performans
ölçütleri de değişmektedir. Belirlenen ekonomik performans ölçütleri, PV yatırımının
değerini ve yatırım kararını önemli ölçüde etkilemektedir. Örneğin, konut tipi PV
yatırımcıları, PV kurulmasının konutun değerini ne oranda artırdığını ve elektrik
üretiminden ne sürede faydalanacaklarını öngörememelerinden dolayı elektrik
faturalarındaki azalma miktarına ve ilk yatırım tutarına göre yatırım kararı
almaktadırlar. Diğer taraftan, ticari tip PV sistem yatırımları, konutlardan farklı
olarak uzun vadeli yaklaşımla değerlendirilmektedir. Söz konusu yatırımlarda PV

237
Duyarlılık analizi, analizde yer alan parametrelerdeki olası değişikliklerin diğerleri sabit kalmak
kaydıyla analize esas alınan ölçüt üzerindeki etkisini görmek amacıyla yapılmaktadır. Duyarlılık
analizi sonucunda projenin hangi parametredeki değişikliğe daha duyarlı olduğu anlaşılmaktadır.
Kavak, 2012.
238
Hesaplamalar 2015 yılı son çeyrek ortalama TCMB döviz alış kurlarına göre yapılmıştır.
1 Dolar: 2,91 TL, 1 Euro: 3,19 TL ve 1 Euro: 1,1 Dolardır.
97

97
sistemin ekonomik değeri daha çok net bugünkü değer (NBD), karlılık endeksi (KE),
fayda maliyet oranı (F/M), İKO gibi paranın zaman değerini dikkate alan ekonomik
performans ölçütlerine göre belirlenmektedir.239 Büyük ölçekli PV sistem yatırımları
da ticari ölçekli sistemlere benzer şekilde paranın zaman değerini dikkate alan
ekonomik performans ölçütlerine göre değerlendirilmektedir. İlâve olarak, büyük
ölçekli sistem yatırımcıları, PV sistem birim üretim maliyetini diğer enerji üretim
santralleri ile karşılaştırabilmek için PV santralin LCOE’sini hesaplamaktadırlar.

239
Drury at al, 2011:10-11.
98

98
Tablo 5.2. Fotovoltaik Santral Ekonomik Performansının Belirlenmesinde
Kullanılan Ölçütler, Formülleri, Birimleri ve Kullanıcı Türü
PV Ekonomik
Formülü Birim PV Yatırımcı Türü
Performans Ölçütü

Net Bugünkü Değer


Bazı Konutlar, Ticari ve
(Net Present Value) Dolar
Büyük Ölçekli Sistemler
(NBD)

Kârlılık Endeksi
Bazı Konutlar, Ticari ve
(Profitability Index) %
Büyük Ölçekli Sistemler
(KE)

Fayda Maliyet Oranı


Ticari ve Büyük Ölçekli
(Benefit to Cost Ratio) %
Sistemler, Kamu Sektörü
(F/M Oranı)

İç Kârlılık Oranı (Internal Bazı Konutlar, Ticari ve


%
Rate of Return) (İKO) Büyük Ölçekli Sistemler

Basit Geri Ödeme Süresi Konutlar, Bazı Ticari


Yıl
(BGÖS) Sistemler

İndirgenmiş Geri Ödeme Konutlar, Bazı Ticari


Yıl
Süresi (İGÖS) Sistemler

İndirgenmiş Enerji
Dolar/
Maliyeti (Levelised Cost Büyük Ölçekli Sistemler
MWh
of Electricity-LCOE)

Kaynak: Drury at al, 2011:7-8’den yararlanılarak hazırlanmıştır.


Tablo’da yer alan formüllerde;
N: PV sistem ekonomik ömrünü,
t: Yılları,
i: İndirgeme (iskonto) oranını,
TCt: t yılında gerçekleşen toplam maliyetleri,
TRt: t yılında gerçekleşen toplam gelirleri,
OMCt: İşletme ve bakım maliyetlerini,
Et: t yılındaki elektrik üretim miktarını,
IC: İlk yatırım maliyetini,
Rt: t numaralı dönemde gerçekleşen net para akımını (o dönemin bütün gelirleri eksi bütün giderleri)
ifade etmektedir.

99

99
5.2.1.1. Net bugünkü değer

PV yatırımının NBD analizinde, projenin ekonomik ömrü boyunca yatırım


giderlerinin ve nakit girişlerinin önceden belirlenen bir indirgeme oranıyla bugüne
getirilmesi sonucunda projenin net nakit akımlarının bugünkü değeri
240
hesaplanmaktadır. NBD ile yatırımdan elde edilecek net kârın bugünkü değerine
ulaşılmaktadır. NBD’si sıfırdan büyük olan yatırımlar kârlı olarak kabul
edilmektedir. NBD’nin sıfıra eşit veya sıfırdan küçük olması durumunda yıllık nakit
girişlerinin işletme, bakım ve yatırım maliyetlerini ancak karşıladığı ya da
karşılayamadığı anlaşılmakta ve proje reddedilmektedir.

Yatırım maliyeti aynı olan birden fazla proje arasından NBD’si en yüksek
olan tercih edilmektedir. NBD analizinde, projenin ekonomik ömrünün tamamındaki
nakit akışları hesaplamaya dâhil edildiğinden, söz konusu analizin yatırım kararında
dikkate alınması önem taşımaktadır. Bununla beraber, farklı maliyetli yatırımlar
arasında tercih yapılırken getirileri sıralamada NBD tek başına kullanılamamaktadır.
Örneğin, yatırım maliyeti yüksek olan projelerde NBD yüksek hesaplanabilmekte, bu
da doğru tercihin yapılmasına engel olabilmektedir.241

NBD’nin hesaplanmasında en önemli ve zor olan kısım indirgeme oranının


belirlenmesidir. İndirgeme oranı, yapılacak olan bir yatırımdan beklenen asgari getiri
oranını göstermekte olup gelecekteki nakit akışlarının bugünkü değere getirilmesini
sağlamaktadır.

İster kamu sektörü isterse özel sektör tarafından yapılıyor olsun, dünyadaki
uygulamalarda ekonomik indirgeme oranının seçiminde alternatif yaklaşımlar
bulunmaktadır. Bunlar arasında en çok kullanılan yöntem sermayenin ağırlıklı
ortalamasıdır. Yatırım projeleri için kullanılan kaynaklar; hâlihazırdaki tüketimin
ertelenmesiyle özkaynaktan, feragat edilen alternatif yatırım(lar)dan ya da sermaye
piyasalarından sağlanan borçlanma yoluyla finanse edilmektedir.242 Söz konusu
yöntemde, öncelikle projede kullanılan farklı sermaye kaynaklarının fırsat maliyetleri
tek tek bulunmakta sonra, bu kaynakların toplam içindeki payları kullanılarak

240
Kavak, 2012.
241
Drury at al, 2011:8.
242
Uzunkaya ve Uzunkaya, 2012:7.
100

100
sermaye maliyetlerinin ağırlıklı ortalaması (weighted average cost of capital-WACC)
hesaplanmaktadır. Bulunan ortalama değer, indirgeme oranı olarak
kullanılmaktadır.243

Uygulamada indirgeme oranı; yatırımın türü, süresi, yeri, yatırımcı tipi ve


yatırımcının finansal risklere olan algısı gibi birçok parametreye bağlı olarak
değişmektedir. Örneğin, özel sektör kısa vadede kârını en yükseğe çıkarmak için
indirgeme oranını yüksek belirlerken, kamu sektörü uzun vadede sosyal faydayı
gözeterek altyapı ve enerji sektörü projelerindeki sosyal indirgeme oranını tahmin
etmektedir. Finansal analizlerde kullanılan indirgeme oranı, enerji yatırımlarının
maliyetini ve dolayısıyla enerji teknolojilerinin rekabet gücünü etkilemektedir.

5.2.1.2. Kârlılık endeksi ve fayda maliyet oranı

KE, bir projenin nakit girişlerinin bugünkü değerinin yatırım maliyetine


oranını ifade etmektedir. KE yatırımın indirgenmiş getiri oranı hesabı olup KE
değerinin sıfırdan büyük olması kârlı bir yatırım olduğunun göstergesidir.

F/M oranı santralin yatırım dönemi ve ekonomik ömrü boyunca gerçekleşen


fayda ve maliyetlerin bugünkü değerinin toplamının birbirine oranıdır. Yatırım
kararının alınabilmesi için söz konusu oranın birden büyük olması gerekmektedir.

KE ve F/M oranı arasındaki en önemli fark, F/M oranı hesaplamasında bütün


maliyetler indirgenmekte iken KE’de yatırım maliyetinin bugüne getirilmemesidir.
Her iki yöntemin ortak yönü ise, birden fazla farklı maliyetteki yatırım proje
önerilerini kıyaslayabilmeleridir. Böylece, farklı yatırım büyüklüğüne sahip
projelerin karşılaştırılmasında NBD’nin kullanımındaki sakınca ortadan
kalkmaktadır.

KE ve F/M oranı ticari ve büyük ölçekli PV sistem yatırımlarının


değerlendirilmesinde kullanılmaktadır. İlâve olarak, bazı konut tipi PV sistemlerde
de söz konusu performans ölçütleri dikkate alınabilmektedir. F/M oranı diğerinden
farklı olarak kamunun PV yatırımlarının analizinde dikkate alınmaktadır.

243
Kavak, 2012.
101

101
5.2.1.3. İç kârlılık oranı

İKO, santral yatırım dönemi ve ekonomik ömrü boyunca nakit girişlerinin


bugünkü değerinin toplamının çıkışlarının bugünkü değer toplamına eşit kılan
indirgeme oranıdır. Diğer bir ifadeyle, yatırımın NBD’sini sıfıra eşitleyen indirgeme
oranıdır.

İKO yatırımcı tarafından beklenen minimum getiri oranından ve işletme


sermaye maliyetinden fazla ise proje gerçekleştirilmektedir. Söz konusu oranın en
azından uzun vadeli borçlara uygulanan nominal faiz oranına eşit ya da büyük olması
gerekmektedir. İKO’su yüksek hesaplanan proje yatırımcı tarafından alternatif
yatırımlar arasında tercih edilmektedir.

İKO hesabıyla yatırımın finansmanında kullanılacak kredinin olabileceği


azami faiz oranı belirlenebilmektedir. Diğer taraftan NBD analizine benzer şekilde,
İKO’nun yatırım büyüklükleri farklı projeler arasında ekonomik performans ölçütü
olarak ele alınması yanıltıcı sonuçlara neden olabilmektedir. Bu yöntemin diğer zayıf
yönü, ekonomik ömrü içerisinde negatif nakit akışı olan projelerde birden fazla İKO
değerine ulaşılabilmesidir.244

5.2.1.4. Yatırımın geri ödeme süresi

İlk yatırım maliyetinin gelecek yıllarda nakit akışlarıyla ne kadar süre içinde
geri alınacağını göstermektedir. Yatırımının GÖS hesabı basit ve indirgenmiş olmak
üzere iki şekilde yapılmaktadır. Bunlardan basit geri ödeme süresinde (BGÖS’te)
paranın zaman değeri dikkate alınmamakta, indirgenmiş geri ödeme süresinde ise
(İGÖS’te) tam tersi durum söz konusu olmaktadır.245

GÖS yatırımcının beklediği süre kadar veya daha kısa ise proje kabul
edilmektedir. GÖS yöntemi temelde projenin kârlılığından ziyade projenin
likiditesini göstermektedir.

GÖS hesabının içerisinde genellikle yatırımın geri ödendiği süreden sonraki


yıllardaki nakit akışlarının yer almaması, söz konusu ekonomik performans
ölçütünün olumsuz yönüdür. GÖS kısaldıkça yatırımın kârlı olduğu düşünülmekte,

244
Kavak, 2012.
245
Aktaş at al, 2013:269.
102

102
ancak sonraki yıllarda net nakit akışlarının negatif olması karar sürecini olumsuza
çevirebilmektedir.246 GÖS hesaplaması yapıldıktan sonra diğer yıllardaki nakit
akışlarının seyrine de bakılması gerekmektedir.

5.2.1.5. İndirgenmiş enerji maliyeti

Bir santral projesinin sistemin kullanım ömrü boyunca ortaya çıkan


maliyetlerinin (yatırım maliyeti, finansman giderleri, işletme ve bakım maliyetleri,
vergi, amortisman vb.) bugünkü değerinin, sistemin ekonomik ömrü boyunca
üreteceği toplam enerji miktarının bugünkü değerine oranını ifade etmektedir.
LCOE, fosil yakıtlı kaynaklardan ya da diğer yenilenebilir enerji kaynaklarından
üretilen elektriğin maliyeti ile PV’lerin maliyetinin karşılaştırılmasında
kullanılmaktadır.247

LCOE, yatırımdan elde edilen gelirler ihmal edilerek maliyet bazlı bir
yöntemle hesaplanmaktadır. Tablo 5.2’de yer alan LCOE formülünde görüldüğü
üzere LCOE değeri; tesisin yatırım ve işletme döneminde ortaya çıkan maliyetlere,
belirlenen indirgeme oranına, tesisin ekonomik ömrüne ve yıllık elektrik üretim
miktarına göre değişmektedir.

PV santral finansal analizlerinde hesaplanan LCOE değeri, güç alım


anlaşmalarındaki (Purchase Power Aggrements) fiyatlardan ya da FIT oranlarından
farklı olabilmektedir. Hükümet tarafından belirlenen FIT oranı LCOE değerinden
yüksek ise (FIT>LCOE) (birim kWh elektrik satış fiyatı>birim kWh elektrik üretim
maliyeti), net nakit akışı pozitif çıkmakta ve yatırım yapılabilir olmaktadır.

Bir ülkenin enerji politikalarının belirlenmesinde, farklı enerji teknolojilerinin


fayda ve maliyetlerinin doğru bir yöntemle ortaya konulması oldukça önemlidir.
LCOE, farklı enerji kaynağına, kapasite faktörüne, yatırım maliyetine, kurulu güce
sahip üretim teknolojilerinin birbiri ile karşılaştırılmasını sağlamakta ve ayrıca
elektrik fiyatları hakkında öngörüde bulunmayı kolaylaştırmaktadır.248

246
Drury at al, 2009:10.
247
Short at al, 1995:47; Cambell, 2008:5.
248
Branker at al, 2011:4471.
103

103
5.2.2. Fotovoltaik sistem maliyetleri

PV sistem maliyeti; ilk yatırım maliyeti ile işletme ve bakım maliyetlerinin


toplamından oluşmaktadır. İlk yatırım maliyeti, PV tesisin kurulumu aşamasında
ortaya çıkan ve işletme döneminde tekrarlanmayan bir giderdir. Diğer taraftan,
işletme ve bakım giderleri, santralin üretime başlamasından ekonomik ömrünün
sonuna kadar geçen sürede devam eden harcamadır.

5.2.2.1. Fotovoltaik santral ilk yatırım maliyeti

İlk yatırım maliyeti PV santralin elektrik üretmeye hazır hale getirilmesi için
yapılan harcamaların tamamını içermektedir. İlk yatırım maliyeti genel olarak
makine teçhizat, etüd proje, arazi, kurulum giderlerini kapsamaktadır.249

PV sistem kurulumunda kullanılan makine ekipmanlar arasında modül


maliyeti yatırım maliyetinin yaklaşık yarısına tekabül etmektedir. PV modülü,
uluslararası piyasada işlem gören ticari bir ürün haline gelmiştir. Dünyada PV
modülü imal eden birçok firma bulunmakta olup her birinin perakende satış fiyatı
birbirinden farklıdır. Modüllerin maliyetleri ve verimlilikleri arasındaki farklar,
ortalama PV modül fiyatları hakkında doğru veri elde edilmesini zorlaştırmaktadır.
İlâve olarak, ülkelerin vergi ve ithalat uygulamaları fiyatların ülkeden ülkeye de
farklılık göstermesine neden olmaktadır. Spot piyasada haftalık belirlenen polisilikon
PV modül fiyatı ortalama 0,48-0,78 Dolar/W aralığında değişmekte olup dünya
ortalaması 0,548 Dolar/W seviyesindedir. 1 MW’lık PV santral toplam modül
maliyetinin ortalama 548.000 Dolar değerinde olduğu tahmin edilmektedir.250
Dördüncü bölümden hatırlanacağı üzere Türkiye’de hücre seri üretimi yapan sadece
Çin menşeli bir firma bulunmaktadır. Onun haricindekiler, ithal ettikleri hücreleri
laminasyon işlemi sonucunda modüle dönüştürebilmektedir. Ancak bu durumda,
Türkiye’de imal edilen modüller ile yurt dışından doğrudan ithal edilen modüllerin
birim satış fiyatı birbirinden farklı seviyede olmaktadır. Piyasa yetkilileri ve
yatırımcılardan edinilen bilgilerden, dünyada önde gelen firmaların garanti
kapsamında ürettikleri modüllerin doğrudan yurt dışından ithal edilmesi yerine

249
Kaya ve Koç, 2015:64.
250
Pvingihts, 24.06.2015.
<http://pvinsights.com/index.php>
104

104
Türkiye’de üretilen modüllerin kullanılması halinde ilk yatırım maliyetinin 0,09-0,14
Dolar/Wp arasında yükseldiği anlaşılmaktadır. Böylece, 1 MW kurulu güce sahip PV
tesisi kurmak isteyen yatırımcı yerli modülü tercih ederse ilk yatırım maliyetinin,
ithal modülle yapılan yatırıma göre 90.000-140.000 Dolar arasında daha fazla olması
beklenmektedir. Bunun karşılığında yatırımcıya, yerli üretimi belgelendirmek
suretiyle beş yıl boyunca FIT’e yerli ürün katkı payı ilâve edilmektedir.

PV sistem makine ve ekipmanları içerisinde invertör maliyeti büyüklük


sıralamasında ikinci sırada yer almaktadır. İnvertör, PV modüle benzer şekilde
uluslararası piyasada işlem gören bir ürün olup fiyatının belirlenmesi oldukça zordur.
Türkiye’de yatırımcılar genellikle PV modülü ithal ederken Çin menşeli ürünleri,
invertör alırken Avrupa ürünlerini tercih etmektedir. Sektör temsilcileri ve
yatırımcılarla yapılan görüşmelerden elde edilen bilgiler doğrultusunda, 1 MW
kapasiteli PV sistemde kullanılan invertörün maliyeti ortalama 140.000 Avro
(153.471 Dolar) olarak varsayılmıştır.

İlk yatırım maliyetinin diğer önemli alt bileşenleri; konstrüksiyon


malzemelerinin (panel taşıyıcı sistemleri ve montaj aparatları) maliyeti, PV santral
sahasının hazırlanması ve hafriyatı için yapılan harcamalar ve işçilik giderleridir.
Konstrüksyon malzemeleri genellikle çatı tipi PV sistemlerde alüminyum, zemine
monteli sistemlerde galvanizli çelikten yapılmaktadır. Konstrüksiyon malzemelerinin
temini ve sistem kurulumu, montajı ve elektriksel bağlantıları için gerekli olan işçilik
hizmetleri kapsamında yapılan toplam harcama 187.000 Dolar olarak olarak
hesaplanmıştır.

İnvertör ve konstrüksiyon malzemeleri haricindeki diğer PV sistem


dengeleyicileri arasında; bağlantı kutusu (junction box), elektriksel bağlantılar için
gerekli olan donanım malzemeleri, veri izleme sistemleri yer almaktadır. Bu
kategoriye dâhil olan bağlantı kutuları sadece PV sistem için üretilen özel ürünlerdir.
Diğer muhtelif elektrik donanım malzemeleri (örneğin, teller, elektrik borusu, aşırı
akım koruması) piyasa ürünleri olup söz konusu malzemelerin temin edilmesi
bağlantı kutularına göre daha kolaydır. 1 MW kapasiteli PV santralde diğer PV
sistem dengeleyicilerin toplam maliyeti 124.000 Dolar hesaplanmıştır.

105

105
İlk yatırım maliyetinin içerisinde yer alan arazi maliyetleri, tahmin edilmesi
en zor maliyet kalemi olup sistem kurulumunun gerçekleştiği bölgeye göre
farklılaşmaktadır. Zemine monteli PV sistemlerde panel büyüklüğü ve paneller arası
mesafeye bağlı olarak toplam santral alanı 16.000-24.000 m2/MW aralığında
değişmektedir. Analizde, 1 MW kapasiteli PV tesisi yatırım projesi için ortalama
20.000 m2/MW alan gerektiği varsayılmıştır. Yatırıcımlar ve EPC firmalarıyla
görüşmeler neticesinde, ortalama arazi maliyetinin 4-7 TL/m2 arasında değişmesi
halinde yatırımcıların araziyi satın almayı tercih ettikleri sonucuna varılmıştır. PV
sistemlerin kurulabileceği araziler tarıma uygun olmadıkları için satış fiyatlarının
normalde düşük olması gerekmektedir. Ancak son dönemde güneş ışınım değeri
yüksek yerlerde PV yatırım talebinin artmasıyla beraber arazi fiyatları yükselmiştir.
Tarıma uygun olmayan bir arazinin piyasa şartlarında fiyatı normalde 1 TL/m2 iken
trafo kısıtları nedeniyle talebin belirli bölgelerde artması arazi fiyatlarını kimi
yerlerde 15 TL/m2 seviyesine kadar yükseltmiştir. Analizde, 20.000 m2’lik alanda
kurulacak olan PV sistemin toplam arazi maliyeti ortalama 120.000 TL (20.000
m2×6 TL/m2) (41.237 Dolar) olarak alınmaktadır.

PV sistem tasarımı ve tahmini üretim değerlerinin hesaplanması için


danışman firmaya ödenen bedel ilk yatırım maliyetinin altında etüd ve proje giderleri
olarak isimlendirilmektedir. Etüd proje giderleri normal zemin şartlarında 12.000-
20.000 Dolar arasında değişmekle beraber söz konusu gider 30.000 Dolara kadar
yükselebilmektedir. PV santralin ilk yatırım maliyeti içinde PV santralin etüd proje
gideri 15.000 Dolar olarak alınmıştır.

Yatırımcı, PV santralin kurulacağı araziyle ilgili işlemleri ve etüd proje


çalışmalarını tamamladıktan sonra gerekli yasal izin sürecini başlatmaktadır. Yasal
izin sürecinde yatırımcı sırasıyla; PV santral alanının tarım dışı arazide olduğuna dair
belge ve ÇED muafiyet belgesi almakta, santralin kurulacağı bölgenin bağlı olduğu
elektrik dağıtım şirketine (EDAŞ) ön başvuru yapmakta, belediyeden elektrik sistemi
inşaatı yapılabilir belgesi almakta ve son olarak projenin geçici kabulü için TEDAŞ’a
başvurmaktadır. Yaklaşık 6 ay süren bu bürokratik işlemlerin toplam maliyeti 6.900
TL’dir (2.371 Dolar).

106

106
PV santralden üretilen elektriğin şebekeye aktarılması için santrale en yakın
noktadaki enerji nakil hattıyla bağlantısının yapılması gerekmektedir. Santralin enerji
nakil hattı ile arasındaki mesafe, santral sahasının tespit edilmesinde oldukça
önemlidir. Çünkü yatırımcı PV kurulu gücünü nakil hattına ulaştırmak için iletim
altyapısına sermaye yatırımı yapmakta olup söz konusu yatırımın kilometre başına
maliyeti 40.000-50.000 TL civarındadır. Piyasa yetkililerinden, santral ile enerji
iletim hattı arasındaki uzaklığın azami 4 km olması gerektiği, bu mesafenin üzerinde
olması halinde hattın maliyet açısından etkin olmadığı bilgisine ulaşılmıştır. Aynı
nakil hattına birden fazla yatırımcının lisanssız üretim kapasitelerini taşıması halinde,
bu yatırımcılar maliyeti kendi aralarında paylaşmaktadır. Analizde, PV santral
sahasının 2 km uzağındaki enerji nakil hattına bağlantı yapılacağı varsayılmıştır.
Böylece, iletim altyapısı sermaye yatırımı için 90.000 TL (2 km×45.000 TL/km)
tutarında harcama, ilk yatırım maliyetine dahil edilmektedir.

Tablo 5.3. 1 MW Kurulu Güçteki Fotovoltaik Santralin İlk Yatırım Maliyeti Alt
Kalemleri ve Toplamı

Orjinal Fiyat Dolar


Modül Maliyeti 548.000 Dolar 548.000
İnvertör 140.000 Avro 153.471
Konstrüksiyon Malzemeleri ve İşçilik Giderleri 187.000 Dolar 187.000
Diğer PV Sistem Dengeleyicilerin Maliyeti 124.000 Dolar 124.000
Arazi Maliyeti 120.000 TL 41.237
Etüd Proje 15.000 Dolar 15.000
Yasal İzin Sürecinde Yapılan Harcamalar 6.900 TL 2.371
İletim Altyapısı Sermaye Yatırımı 90.000 TL 30.928
Toplam İlk Yatırım Maliyeti (*) 1.102.007
(*) Yatırımlarda Devlet Yardımları Kararı ile asgari yatırım tutarı birinci ve ikinci bölgeler için
1.000.000 TL, diğer bölgeler için ise 500.000 TL olan yatırımlarda KDV istisnası ve Gümrük Vergisi
muafiyeti uygulanmaktadır.

Böylece, 1 MW kapasiteli PV santralin toplam ilk yatırım maliyeti 1,1 milyon


Dolar olarak hesaplanmıştır. PV sistem makine ve ekipmanlarının toplam maliyeti
Dolar ilk yatırım maliyetinin yaklaşık yüzde 92’si kadardır.

5.2.2.2. Fotovoltaik santral işletme ve bakım maliyetleri

Kurulumu tamamlanan santralden enerji üretmek ve santrali canlı tutmak için


yapılan harcamalar işletme ve bakım maliyetleri içinde ele alınmaktadır. İşletme ve
107

107
bakım maliyetleri kendi içerisinde sabit ve değişken işletme ve bakım maliyeti olarak
ikiye ayrılmaktadır. Sabit işletme ve bakım maliyeti; santralde çalışan personelin
maaşlarını, santral genel ve idari harcamalarını, önceden belirlenen sürelerle
tekrarlanan bakımlar için yapılan harcamaları kapsamaktadır. Değişken işletme ve
bakım maliyetleri ise yakıt maliyetlerinden ve tesiste kullanılan su, enerji v.b.
maliyetlerden oluşmaktadır. PV santrallerin yakıt maliyetinin olmamasından ve
hareketli bir parçasının bulunmamasından dolayı değişken işletme ve bakım maliyeti
yoktur.251

PV santrallerde işletme ve bakım faaliyetleriyle asıl amaçlanan üretim


kayıplarını en aza indirmek olup bunlar üç başlık altında toplanmaktadır:252

i) Koruyucu Bakım (Preventative Maintenance): Sistemde üretim kayıplarının


ve arızanın oluşmasını engellemek için belirli periyotlarla bakım yapılması
gerekmektedir. Böylece, PV sistemde beklenmedik üretim kayıplarının önüne
geçilmektedir. Koruyucu bakımda; panel yüzeylerinin temiz kalması sağlanmakta,
belirli aralıklarla sistemin tamamının kontrolü ve invertörlerin bakımı yapılmaktadır.
Ayrıca, invertörlerin genellikle beş yıl süren bir garanti süresi bulunmakta olup
garanti süresinin bitmesi halinde yenilenmesi tercih edilebilmektedir.

ii) Düzeltici Bakım (Corrective Maintenance): PV ekipmanlarında bir hasarın


söz konusu olması durumunda (bozulma, kırılma, çatlama gibi) yapılan bakımdır.

iii) Tesis Performansını İzleme Değerlendirme: PV sistem performansı


sürekli olarak yerinden veya uzaktan izlenmekte böylece üretim kaybı olması halinde
sisteme anında müdahale edilebilmektedir.

PV sistem işletme ve bakım maliyetinin büyüklüğüne ilişkin ortak bir veri


bulmak oldukça zordur. Değişik ülkelerde aynı kapasitedeki PV sistemlerin işletme
ve bakım maliyetlerinin birbirinden farklı olduğu gözlenmektedir. Bu durum, PV
piyasasının ve tedarik zincirinin olgunluk düzeyininin ülkeden ülkeye değişmesinden
ve uygulanan destek politikalarının etkinliğinden kaynaklanmaktadır.253 Diğer
taraftan, literatürde yer alan fizibilite çalışmalarında, PV sistem işletme ve bakım

251
Kaya ve Koç, 2015:64, 65.
252
EPRI (Electric Power Research Institute), 2010:4-6.
253
IRENA, 2015a:85.
108

108
maliyetlerinin yaklaşık bir değerini bulmak amacıyla söz konusu maliyetin tesis
ekonomik ömrü boyunca sabit kaldığı ve yatırım maliyetinin belirli bir oranında
gerçekleştiği varsayılmaktadır. Örneğin, IEA’nın 2010 yılında yayımladığı PV
Teknolojisi Yol Haritası raporunda PV tesisin yıllık işletme ve bakım maliyetinin
toplam yatırım maliyetinin yüzde 1’i oranında gerçekleştiği öngörülmüştür. PV
sistemlerin elektrik maliyetlerinin hesaplanmasına yönelik birçok makalede, sigorta
maliyeti hariç PV sistem işletme ve bakım maliyetlerinin toplam yatırım maliyetinin
yüzde 1,5’i olduğu ifade edilmektedir.254

Türkiye’de PV sistem işletme ve bakım maliyetlerinin seviyesine


bakıldığında, söz konusu maliyetlerin büyük bölümünü personel giderlerinin
oluşturduğu anlaşılmaktadır. Santralde tesis güvenliğinin sağlanması amacıyla
vardiyalı çalışacak 3 personelin bulunması yeterli olmaktadır. Sistem, santral
kurulumunu gerçekleştiren uzmanlar tarafından uzaktan 24 saat boyunca
izlenebildiği için ayrıca bir işletme mühendisinin istihdam edilmesine gerek
kalmamaktadır. Tesisin güvenliğinden sorumlu personelin asgari ücret üzerinden
maaş alacağı varsayıldığında, toplam yıllık personel giderlerinin sistem işletmecisi
tarafından ödenecek sigorta primi ve vergi dâhil yıllık 45.846 TL (15.755 Dolar)
tutarında olacağı tahmin edilmektedir.255 Ancak, işletme ve bakım maliyetlerini
azaltmak amacıyla santral işletmecilerinden birinin, güvenlikten sorumlu personeli
ve ailesini santral sahasının yakınına yerleştirdiği, böylece santralde görev alan
güvenlik personeli sayısının 1’e indirdiği gözlenmiştir.

PV sistem işletme ve bakım faaliyetleri içerisinde PV panel temizliği ve altı


ayda bir yapılan makine teçhizat bakım ve onarım işleri yer almaktadır. Söz konusu
işleri genellikle sistem kurulumunu gerçekleştirmiş EPC firmaları ya da modül
fabrikalarındaki uzmanlar gerçekleştirmekte olup bu faaliyetin yıllık maliyeti 6.000
Dolar kadardır.

PV sistemlerde olası dış etkenler (sert iklim şartları, işletme hataları gibi)
elektrik üretim miktarında beklenmedik azalışlara neden olmakta ve yatırımcının
gelir kaybına uğramasına yol açmaktadır. Bu durum, yüksek teknolojik riske sahip

254
Hernández-Moro and Martínez-Duart: 2013:123.
255
2015 yılının ikinci yarısından itibaren brüt asgari ücret 1.273,50 TL tutarındadır.
109

109
olan PV santrallerin sigortalanmalarını gerekli hale getirmektedir. 1 MW kapasiteli
PV santralin sigorta maliyeti yıllık 6.000 Dolar seviyesindedir.

Türkiye’de PV sistem yatırım projeleri için hazırlanan fizibilite raporlarında


işletme ve bakım maliyetleri içerisine sadece bakımlara yönelik bir maliyet kalemi
ilâve edilmiştir. PV sistemde kullanılan makine ve ekipmanlar içerisinde
invertörlerin maliyeti, daha önce de değinildiği üzere büyüklük olarak modülden
sonra ikinci sırada yer almaktadır. Dolayısıyla invertör yenilenme giderinin işletme
ve bakım maliyetleri içerisinde gösterilmemesi analizde eksikliğe neden olmaktadır.
Sektör yetkilileri ile yapılan görüşmeler neticesinde 5 yılını tamamlayan invertörlerin
neredeyse maliyetine yakın ilâve ücretlerle garanti sürelerinin uzatıldığı, bunun
yerine yenilenmelerinin daha maliyet etkin bir çözüm olduğu bilgisi edinilmiştir.
Herhalükarda invertörlerin üretim kaybına neden olmaması için PV sistem kullanım
ömrü en az 10, en fazla 15 yıla ulaştığında yenilenmesi gerekmektedir.256 İnvertör
maliyetlerinin teknolojik gelişmelerle beraber yıllık yüzde 5 oranında azalacağı
öngörülmektedir. Bu nedenle, analizde PV sistem ekonomik ömrünün yarısında (13.
yılında) yıllık işletme ve bakım maliyetine invertör yenileme maliyeti olarak 78.783
Dolar ilave edilmektedir.

Tablo 5.4. 1 MW Kurulu Güçteki Fotovoltaik Tesisin Yıllık İşletme ve Bakım


Giderleri
(Dolar)
Personel Giderleri 15.755
Bakım ve Onarım Gideri 6.000
Sigortalama Giderleri 6.000
Diğer Öngörülemeyen Bakım Giderleri 1.000
Toplam 28.755

PV sistemde makine ve ekipmanlarının tamamının yurt dışından ithal


edilmesi halinde 1 MW kapasiteli PV santralin toplam ilk yatırım maliyeti 1,1
milyon Dolar olarak hesaplanmıştır (Tablo 5.3). Santralin invertör yenileme maliyeti
haricinde yıllık işletme ve bakım giderlerinin toplamı 28.755 Dolar olarak
bulunmuştur (Tablo 5.4). Böylece, PV sistem yıllık işletme ve bakım maliyetinin ilk
yatırım maliyetinin yaklaşık yüzde 2,6’sı kadar olması beklenmektedir.

256
Hernández-Moro and Martínez-Duart, 2013:123; EPRI, 2010:9.
110

110
5.2.2.3. Sistem kullanım bedeli ödemeleri

LÜY kapsamında PV sistem işletmecisi ilgili dağıtım şirketine sistem


kullanım bedeli ödemekle yükümlüdür. Sistem kullanım bedeli, santralin üretim
miktarına veya kurulu gücüne göre olmak üzere iki yöntemle belirlenmektedir.
Üretim miktarına göre yapılan hesaplamada, üretim ve tüketim tesislerinin aynı yerde
olması halinde sisteme verilen veya sistemden çekilen net enerji miktarı (kWh) için
hesaplanan dağıtım sistemi kullanım bedeli (krş/kWh) elektrik satış gelirlerinden
mahsup edilmektedir. İkinci yöntemde EPDK Kurul Kararı ile santral kurulu gücüne
göre belirlenen iletim sistemi kullanım bedeli (TL/MW-yıl) yatırımcıdan yıllık olarak
tahsil edilmektedir. Yatırımcı hangi yöntemde maliyet daha düşükse onu tercih
etmektedir.

Finansal analizde, sisteme verilen ve sistemden çekilen enerji miktarlarına


ilişkin öngörüde bulunmak zor olduğundan sistem kullanım bedeli ikinci yöntemle
hesaplanmıştır. Buna göre, 5991 sayılı EPDK Kurul Kararı uyarınca 8. Bölgede yer
alan Konya ili için belirlenen 29.300 TL/MW-yıl (10.068 Dolar/MW-yıl)
değerindeki iletim sistemi kullanım bedeli yatırımcı tarafından ödenmektedir.
Analizde, sistem kullanım bedelinin santral ekonomik ömrü boyunca her yıl aynı
miktarda olacağı varsayılmaktadır.

5.2.2.4. Finansman maliyetleri

Analizde baz senaryoda toplam 1,1 milyon Dolar miktarındaki PV sistem


yatırım maliyetinin yüzde 25’inin özkaynak, yüzde 75’inin ticari kaynak (yerli banka
kredisi) kullanılarak finanse edileceği varsayılmıştır. Yatırımın finansmanı yerli
banka kredisi kullanılarak sağlandığında kredinin vadesinin 10 yıl, faiz oranının
dolar bazında yüzde 6 (LIBOR257+yüzde 5,45) olduğu kabul edilmiştir. PV

257
LIBOR (London Interbank Offered Rate) likiditesi yüksek bankaların aralarında Londra
bankalararası para piyasasında Dolar üzerinden borç verme işlemlerinde uyguladıkları faiz oranını
ifade etmektedir. 8/2015 tarihi itibarıyla 12 ay vadeli Dolar cinsinden LIBOR faiz oranı yüzde
0,50375’tir.
Global-rates.com, 06.08.2015.
<http://www.global-rates.com/interest-rates/libor/american-dollar/american-dollar.aspx>
111

111
yatırımının finansal analizinde WACC258 yöntemi kullanılarak belirlenen indirgeme
oranı yüzde 5 seviyesindedir (Tablo 5.5).

Tablo 5.5. Fotovoltaik Yatırımının Finansal Analizinde Kullanılan İndirgeme


Oranının Sermaye Maliyetlerinin Ağırlıklı Ortalaması Yöntemiyle
Hesaplanması
Özkaynağın Toplam Yatırım Maliyetine Oranı (E/V) (%) 25
Özkaynak Sermaye Maliyeti (Re) (*) (%) 5,7
Ticari Kredinin Toplam Yatırım Maliyetine Oranı (D/V) (%) 75
Ticari Kredi Faiz Oranı (Rd) (%) 6,0
Kurumlar Vergisi (Tc) (%) 20
WACC [(E/V)×Re+(D/V)×Rd×(1-Tc)] 5,0
Kaynak: Yazar tarafından hesaplanmıştır.
(*) Hazine Müsteşarlığının ihraç ettiği 2040 vadeli EuroBond faiz oranıdır. Bloomberg HT,
06.08.2015. <http://www.bloomberght.com/piyasa/TURKEY%207.25%2015%20GOVT>

5.2.2.5. Vergi ödemeleri

Vergi Usül Kanununa (VUK) göre ticari kazançları dolayısıyla gerçek usülde
vergilendirilen sermaye şirketleri, kurumlar vergisi ödemekle yükümlü tutulmuştur.
Finansal analizde, PV işletmecisinin net kazancının belirlenmesi için vergi
ödemelerinin yıllık nakit çıkışlarına dahil edilmesi gerekmektedir. Kurumlar vergisi
matrahı Tablo 5.6’da gösterildiği şekilde hesaplanmaktadır.

Tablo 5.6. Kurumlar Vergisi Matrahının Hesaplanması


A-Satış Gelirleri (Elektrik Satış Gelirleri+Karbon Gelirleri)
B-Sistem Kullanım Bedeli Ödemeleri
C-İşletme ve Bakım Giderleri
D-Faaliyet Kârı / (Zararı) = (A-(B+C))
E-Kredi Faiz Ödemesi
F-Amortisman Giderleri
G-Vergi Öncesi Kâr = (D-E-F)
(Faaliyet zararı oluşması halinde D eksi olarak dikkate alınacaktır.)
Kaynak: Yazar tarafından hazırlanmıştır.

Amortisman giderleri, PV sistemde bulunan makine ve ekipmanların bir yıl


içerisinde uğrayacakları değer kaybını göstermektedir. Vergi Usül Kanununun Genel
Tebliğinde yer alan Amortismana Tabi İktisadi Kıymetler Listesinde, GES’lerin
faydalı ömrü 10 yıl, normal amortiman oranı yüzde 10 olarak düzenlenmiştir. Maliye

258
Sermaye maliyetinin hesaplanmasında ağırlıklı ortalama; her kaynağın toplam kaynaklara oranları
ile kendi maliyetlerinin çarpımlarının toplamına eşittir.
112

112
Bakanlığı ile yapılan görüşmeler neticesinde, amortismana tabi olan tutar
belirlenirken 10 yıldan sonra işletmenin hesaplarında santralin izlenmesini
sağlayacak şekilde iz bedel259 ayrıldığı ve PV sistem makine ve ekipmanları ve iletim
sistemi altyapı yatırımı için yapılan harcamaların tamamının amortismana tabi olan
değerler olduğu bilgisi edinilmiştir. PV santralin vergi öncesi kârından 10 yıl
boyunca düşürülecek amortisman giderleri yıllık 104.340 Dolardır (1,04 milyon
Dolar×yüzde 10).260

Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karara göre genel teşvik


uygulamalarına tabi olan yatırımlarda, kurumlar vergisi oranında bir indirim
yapılmamaktadır. İşletme, vergi öncesi kârın yüzde 20’sini kurumlar vergisi olarak
devlete ödemektedir.

5.2.3. Fotovoltaik sistem kurulu güç yıllık üretim miktarı ve işletme gelirlerinin
belirlenmesinde kullanılan varsayımlar

PV sistem yıllık üretim miktarını; santral kurulu gücü, PV teknoloji türü, PV


modülün kapladığı alan ve verimliliği, sistemin kurulacağı bölgenin güneş ışınım
şiddeti, güneşi izleme faktörü (tracking factor), sistem performans oranı, sistem
üretim miktarındaki yıllar itibarıyla azalma oranı gibi birçok parametre
etkilemektedir.

Analizde PV santral kurulu gücü belirlenirken PV yatırımcılarının genel


eğilimi dikkate alınmıştır. Önceki bölümden hatırlanacağı üzere Türkiye’de
lisanssız üretim azami kurulu güç sınırının 1 MW’a yükseltilmesi, yatırımcıların
çoğunlukla söz konusu kapasite sınırında sistem kurmasına ve yatırım taleplerinin
de bu kapasite sınırında yoğunlaşmasına neden olmuştur. Hâlihazırda üretime geçen
PV santrallerin neredeyse tamamında polikristal hücreler kullanılmıştır. Mono
kristal hücrelerin maliyetinin yüksek olmasından, ayrıca ince film hücrelerde kristal
silikon hücrelere göre birim kWh üretim için daha fazla araziye ihtiyaç

259
İz bedeli, ekonomik ömrünü tamamladığı halde fiilen kullanılmasına devam edilen iktisadi
kıymetler ile gerçek değeri tespit edilemeyen veya edilmesi uygun görülmeyen, ancak hesaplarda
izlenmesi gereken iktisadi kıymetlerin muhasebeleştirilmesinde kullanılan ve muhasebe kayıtlarında
yer verilen en düşük tutarı ifade etmektedir.
260
Amortisman gideri, amortismana tabi olan değerin mevzuatta GES’ler için öngörülen faydalı ömre
bölünmesiyle bulunmuştur. Toplam ilk yatırım maliyeti içerisindeki; arazi maliyeti, etüd proje
giderleri, yasal izin sürecinde yapılan harcamalar amortismana tabi olmayan giderlerdir.
113

113
duyulmasından dolayı dünyada olduğu gibi Türkiye’de de polikristal hücre daha
fazla tercih edilmektedir. Diğer yandan, yıllık üretim miktarının belirlenmesinde
sistemin güneşi takip edip etmemesi oldukça önemlidir. Tek ya da iki eksenli bir
şekilde güneşi takip eden PV sistemlerin üretim verimliliği sabit sistemlere göre
daha yüksektir. Buna karşın, güneşi takip eden sistemlerin maliyeti sabit
sistemlerden yaklaşık 2,5 kat daha fazladır. Bu durum, Türkiye’de sabit PV
panellerin tercih edilmesine neden olmaktadır. Bu nedenle ele alınan tüm
senaryolarda, 1 MW kapasiteli PV santralde sabit polikristal modüller kullanımı
öngörülmüştür.

Baz senaryoda, PV sistem yatırımının gerçekleştirileceği yer olarak Konya


ilinin Karapınar ilçesi tercih edilmiştir. Karapınar ilçesi sahip olduğu yüksek ışınım
değeri açısından Türkiye’nin önde gelen yerlerinden biridir. Ayrıca, söz konusu ilçe
güneş enerjisi yatırımlarına elverişli geniş alanlara sahiptir. Bunlara ek olarak,
ETKB tarafından bu bölgede büyük ölçekli GES yatırımının planladığı bilinmekte,
çalışmanın yatırımcılara yol göstermesi açısından faydalı olacağı düşünülmektedir.

PV sistemin kurulu gücü, teknolojisi, güneş takip sisteminin mevcudiyeti,


kurulacağı yer belirlendikten sonra, tesisin elektrik satışından elde ettiği gelirin
hesaplanması için yıllık üretim miktarının bilinmesi gerekmektedir. GES için
hazırlanan fizibilite çalışmalarında, Avrupa Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi PV
Coğrafi Bilgi Sistemi’nin (Photovoltaic Geographical Information System Interactive
Maps-PVGIS)261 güncel uydu ölçüm verilerine sıkça başvurulmaktadır. Söz konusu
veri tabanında öncelikle sistemin uygulanacağı bölge seçilmekte sonrasında kurulu
güce, PV teknoloji türüne, sistemde güneş takip sisteminin mevcudiyetine, sistemin
zemine ya da çatıya monte edilmesine bağlı olarak ortalama günlük ve aylık üretim
miktarı (kWh) ile birim m2 alana düşen güneş ışınımı (kWh/m2) verilerine
ulaşılmaktadır. PVGIS veri tabanında seçilen bölgede birim m2 alana düşen güneş
ışınım değeri bulunmakta, ardından sistemin performans oranına göre yıllık toplam
üretim miktarı (kWh/m2) elde edilmektedir. Performans oranı, PV santralden üretilen
elektriğin santralin üretebileceği azami üretim seviyesine oranını ifade etmektedir.

261
European Comission Joint Research Centre, 10.06.2015.
<http://re.jrc.ec.europa.eu/pvgis/apps4/pvest.php>
114

114
PV santrallerin performans oranını; çevresel etkenler (sıcaklık, tozlanma ve karlanma
gibi), sistem tasarımı (gölgelenme, AC ve DC kablo kayıpları), santralde kullanılan
makine ve ekipmanın kalitesi (modüller arasında uyumsuzluk ve inverter kayıpları)
gibi birçok faktör etkilemektedir.262 PVGIS’ın üretim tahmininde performans oranı
yüzde 74,9 varsayılmıştır. Tablo 5.7’de Konya’nın Karapınar ilçesinde 1 MW
kapasiteli PV santralin bulunduğu alanda m2 başına düşen yıllık ortalama güneş
ışınım değeri (kWh/m2) ve üretim miktarı (kWh) tahminleri verilmektedir.

Tablo 5.7. Konya’nın Karapınar İlçesinde Kurulacak 1 MW Kapasiteli Güneşi


Takip Etmeyen Fotovoltaik Sistemin Yıllık Elektrik Üretim Miktarı
Tahmini
Hd
Hm Ed Em
Ay (kWh/m2-
(kWh/m2-ay) (kWh) (kWh)
gün)
Ocak 3,25 101 2.630 81.400
Şubat 4,28 120 3.400 95.300
Mart 5,71 177 4.370 136.000
Nisan 6,03 181 4.570 137.000
Mayıs 6,68 207 4.910 152.000
Haziran 7,25 217 5.230 157.000
Temmuz 7,57 235 5.410 168.000
Ağustos 7,65 237 5.460 169.000
Eylül 7,20 216 5.230 157.000
Ekim 5,89 183 4.410 137.000
Kasım 4,53 136 3.550 106.000
Aralık 3,16 98,1 2.540 78.800
Yıllık Ortalama 5,77 176 4.310 131.000
Yıllık Toplam 2.110 kWh/m2-yıl 1.570.000 kWh/yıl
Kaynak: PVGIS verilerinden yararlanılarak hazırlanmıştır.
Not:Tabloda yer alan
Hd: Ortalama Günlük Birim m2 Alan Başına Düşen Güneş Işınım Değerini (kWh/m2),
Hm: Ortalama Aylık Birim m2 Alan Başına Düşen Güneş Işınım Değerini (kWh/m2)
Ed : Ortlama Günlük Elektrik Üretim Miktarını (kWh),
Em : Ortalama Aylık Elektrik Üretim Miktarını (kWh),
ifade etmektedir.

PV tesisin ekonomik olarak kullanılacağı tahmin edilen işletme ömrü, yani


ekonomik ömrü, yatırımcının gelecekteki üretim gelirlerini öngörebilmesi açısından

262
IEA, 2014h:12.
115

115
oldukça önemlidir. PV sistemlerin ekonomik ömürlerinin tahmininde genellikle
modül imalatçılarının verdikleri 20-25 yıl arasında değişen garanti süresi dikkate
alınmaktadır.263 Diğer taraftan yapılan araştırmalar, PV sistem ekonomik ömrünün
40 yıla, hatta kristal silikon teknolojisinde 50 yıla kadar yükselebileceğini
göstermektedir.264 Fizibilite çalışmasında PV GES ekonomik ömrü 25 yıl
varsayılmıştır. Duyarlılık analizinde PV sistemin ekonomik ömrünün 20 ve 30 yıl
olması halinde elde edilecek sonuçlara bakılmaktadır.

Bir PV sistemin ekonomik ömrü boyunca elektrik üretim miktarı, panellerin


yıllık verimlilik kaybına bağlı olarak azalmaktadır. Modüllerin performansı; iklim
şartları, nem, oksitlenme gibi nedenlerden dolayı olumsuz etkilenmektedir.
Modüllerin verimlilik kaybını ölçmek için bugüne kadar birçok çalışma yapılmıştır.
Bunlardan birinde, 19-23 yıl boyunca üretim yapan kristal silikon teknolojilerin yıllık
verimlilik kaybının yüzde 0,75 oranında gerçekleştiği anlaşılmıştır. Başka bir
araştırmada 1982 yılında inşa edilen 18 adet kristal silikon PV sistemin 1982-2003
yılları arasındaki üretim seviyelerine bakılmış, 1999 yılına kadar yıllık verimlilik
kaybının yüzde 0,26 oranında gerçekleştiği, ancak bu oranın son dört yılda yüzde
1,20’ye yükseldiği görülmüştür.265 Ticari PV sistem modüllerinin imalatçıları
genellikle yıllık verimlilik kaybı oranının yüzde 0,5-1,0 arasında kalacağını garanti
etmektedirler.266 Literatürde yer alan çalışmalardaki genel yaklaşım çerçevesinde baz
senaryoda, verimlilik kaybının santral ekonomik ömrü boyunca yıllık ortalama yüzde
0,8 oranında gerçekleşeceği varsayılmıştır. Duyarlılık analizinde, diğer değişkenler
sabitken verimlilik kaybı oranı yüzde 0,5 ve yüzde 1 olarak değiştirilmektedir.

1 MW kapasiteli PV santralin yıllık üretim miktarını etkileyen değişkenler


ortaya konduktan ve üretim miktarı belirlendikten sonra yıllık satış gelirinin
hesaplanması gerekmektedir. Bilindiği üzere YEK Kanunu kapsamında PV
santrallerden üretilen elektrik enerjisi için belirlenen FIT oranı, santral üretime
başladıktan sonra 10 yıl geçerli olmak üzere 13,3 sent/kWh’tır. Bununla birlikte, 10
yıl sonra FIT uygulamasının devam edip etmeyeceği hususuna yönelik henüz resmi

263
Ondraczek, 2014:610.
264
Bazilian at al, 2013:330.
265
Realini, 2003:37.
266
Cambell, 2008:10.
116

116
bir açıklama ya da yasal bir düzenleme yapılmamıştır. Dünyada PV piyasalarının
durumuna ve uygulanan politikalardaki gelişmelere bakıldığında Türkiye’de FIT
teşvik politikasının kanunen belirlenen süre tamamlandıktan sonra devam
etmeyeceği düşünülmektedir. Bu doğrultuda, 2006 yılından itibaren EPDK’nın Kurul
Kararı ile belirlediği krş/kWh birimindeki TORETOSAF’lar gözden geçirilmiş, ilgili
oldukları yılın ortalama döviz kuru üzerinden dolar kuruna çevrilmiş ve ortalamaları
bulunmuştur. Buna göre son 10 yılın ortalama TORETOSAF’ı yaklaşık 8 sent/kWh
seviyesindedir. Serbest piyasadaki ortalama fiyatların gelişimi de dikkate alınarak
yapılan değerlendirme sonucunda baz senaryoda, PV santralden üretilen birim
elektriğin satış fiyatının devletin belirlediği FIT oranının geçerli olduğu ilk 10
seneden sonraki 15 sene boyunca (2026 yılından itibaren 2041 yılına kadar) 8
sent/kWh olacağı varsayılmaktadır.

5.2.4. Fotovoltaik sistem yıllık karbon gelirlerinin belirlenmesinde kullanılan


varsayımlar

Güneş enerjisi projeleri gönüllü karbon ticareti kapsamında işlem gören sera
gazı emisyonunu azaltıcı faaliyetler arasında yer almaktadır. Karbon ticareti
piyasaları zorunlu ve gönüllü olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Türkiye’de henüz
zorunlu karbon piyasaları oluşturulmamakla beraber bireylerin, kurum ve
kuruluşların, özel şirketlerin, sivil toplum örgütlerinin faaliyetleri sonucunda oluşan
sera gazı emisyonlarının gönüllü olarak azaltımını teşvik edecek bir gönüllü karbon
piyasası bulunmaktadır.267 Devletin belirlediği politikalardan ve hedeflerden
bağımsız olarak gönüllülük esasıyla gerçekleşen karbon piyasalarına sera gazı
emisyonunu azaltan faaliyetlerin tamamı katılabilmektedir. Gönüllü karbon
piyasalarında azaltımların niteliğini ve bu azaltımı gerçekleştiren projeleri
sertifikalandıran standartlar bulunmaktadır. Bu standartlar doğrultusunda karbon
kredileri emisyon azaltımı sağlayan projelere verilmektedir. Sonrasında sera gazı
salımına neden olan organizasyonlar faaliyetleri çerçevesinde oluşturdukları
(atmosfere salımını gerçekleştirdikleri) sera gazlarını hesaplayarak bu emisyonlarını

267
YEGM, 15.05.2015.
<http://www.eie.gov.tr/iklim_deg/emisyon_ticareti.aspx>
117

117
azaltmak ve dengelemek için karbon kredileri satın almaktadırlar. Bu şekilde sera
gazı salımını azaltan yatırımlar desteklenmiş olmaktadır.

1 MW kapasiteli PV santral projesinin gönüllü karbon piyasasına katılması


halinde elektrik satış gelirlerine ilâve olarak karbon gelirleri elde edilecektir. Karbon
gelirlerinin hesaplanabilmesi için öncelikle PV santrallerin emisyon azaltım
faktörünün268 belirlenmesi gerekmektedir. 2009 yılında DPT, Çevre ve Orman
Bakanlığı, TÜSİAD ve UNDP işbirliğiyle gerçekleştirilen “İklim Değişikliği ile
Mücadele için Kapasitelerin Artırılması” projesi kapsamında hazırlanan Türkiye’deki
Yenilenebilir Enerji Kapasitesinin Karbon Finansmanı Üzerindeki Etkileri (Impact
Scenarios of Carbon Finance on the Renewable Power Capacity of Turkey) isimli
raporda PV santrallerde emisyon azaltım faktörü 0,60 tCO2e/MWh olarak tespit
edilmiştir.269 Emisyon azaltım miktarı, üretim miktarının emisyon azaltım faktörüyle
çarpılması sonucunda bulunmaktadır

Türkiye’nin yenilenebilir enerji projelerinin çoğunluğu AB gönüllü karbon


piyasasında yer almaktadır. Ecosystem Marketplace’ın son araştırmasında, 2014
yılından önce Türkiye’de ortalama karbon fiyatlarının 4 Dolar/tCO2e’nin altına
düşmediği, ancak söz konusu yılda ortalama fiyatın 2,4 Dolar/tCO2e’e gerilediği
bilgileri yer almaktadır.270 Son birkaç yılda standartlara göre fiyatları yükselten iyi
projelerin sayısındaki azalmayla beraber Türkiye için ortalama karbon fiyatları da
düşmüştür.271 Çalışmada bu değer baz alınarak PV tesisin ekonomik ömrü boyunca
karbon fiyatının 2,4 Dolar/tCO2e olacağı varsayılmıştır. Bu kapsamda, 1 MW
kapasiteli PV santralinin karbon gelirinin ilk üretim yılı sonunda 2.261 Dolar (1.570
MWh×0,60 tCO2e/MWh×2,4 Dolar /tCO2e) olacağı hesaplanmıştır..

5.2.5. Finansal analiz çalışmasının sonuçları

Finansal analiz kapsamında Konya ilinde kurulması öngörülen 1 MW


kapasiteli PV santralin ilk yatırım maliyeti ve ekonomik ömrü boyunca ortaya çıkan
gelir ve giderleri belirlendikten sonra nakit akış tablosu hazırlanmıştır (Tablo 5.8).

268
Emisyon azaltım faktörü, belirli bir teknolojiden birim MWh üretimin CO2 azaltım miktarını ifade
etmektedir.
269
Aslan, 2010:20.
270
Ecosystem Marketplace, 2015:31.
271
Ecosystem Marketplace, 2014:56.
118

118
Tablo 5.8. Baz Senaryoda 1 MW Kapasiteli Fotovoltaik Santral Yatırımının Nakit Akış Tablosu
(Dolar)
2015 2016 2017 2018 2019 2020 2021 2022 2023 2024 2025 2026 2027
Üretim Miktarındaki
1,000 0,992 0,984 0,976 0,968 0,961 0,953 0,945 0,938 0,930 0,923 0,915
Azalma Oranı (%)
Üretim (MWh) 1.570 1.557 1.545 1.533 1.520 1.508 1.496 1.484 1.472 1.461 1.449 1.437
Tarife Miktarı (Dolar
133 133 133 133 133 133 133 133 133 133 80 80
/MWh)
1-Nakit Girişleri 211.071 209.382 207.707 206.046 204.397 202.762 201.140 199.531 197.935 196.351 117.992 117.048
Satış Gelirleri 208.810 207.140 205.482 203.839 202.208 200.590 198.985 197.394 195.814 194.248 115.906 114.979
Karbon Gelirleri 2.261 2.243 2.225 2.207 2.189 2.172 2.154 2.137 2.120 2.103 2.086 2.070
2-Nakit Çıkışları 275.502 154.782 155.197 155.659 156.173 156.739 157.362 158.045 158.790 159.602 160.485 54.657 54.468
İşletme ve Bakım
28.755 28.755 28.755 28.755 28.755 28.755 28.755 28.755 28.755 28.755 28.755 28.755
Giderleri (*)
Sistem Kullanım
10.068 10.068 10.068 10.068 10.068 10.068 10.068 10.068 10.068 10.068 10.068 10.068

119
Bedeli
Özkaynak 275.502
Kredi Ödemeleri (**) 112.296 112.296 112.296 112.296 112.296 112.296 112.296 112.296 112.296 112.296
i)Faiz Ödemesi 49.590 45.828 41.840 37.613 33.132 28.382 23.347 18.010 12.353 6.356
ii)Anapara Ödemesi 62.705 66.468 70.456 74.683 79.164 83.914 88.949 94.286 99.943 105.939
Vergi Ödemeleri (***) 3.663 4.078 4.541 5.054 5.621 6.243 6.926 7.672 8.484 9.366 15.834 15.645
3- Nakit Akışı (1-2) -275.502 56.289 54.185 52.048 49.873 47.658 45.400 43.095 40.741 38.332 35.866 63.336 62.580
4- Nakit Akışının
-275.502 53.608 49.148 44.961 41.031 37.341 33.878 30.627 27.575 24.709 22.019 37.031 34.847
NBD
4-Kümülatif Nakit
-253.118 -195.112 -141.721 -92.663 -47.674 -6.505 31.076 65.287 96.334 124.410 149.695 184.562 217.348
Akışının NBD
(*) İşletme ve bakım giderleri çalışmanın 109’uncu sayfasında belirtildiği üzere 2028 yılı haricinde diğer yıllarda sabit varsayılmıştır.
(**) Kredi geri ödemeleri yıllık eşit taksitlerle yapılmaktadır. Her yıl kalan anapara üzerinden faiz miktarı hesaplanmaktadır. Böylece, ödenen faiz miktarı ilerleyen
yıllarda azalmakla beraber anapara ödemesi artmaktadır.
(***) Yıllık kurumlar vergisi ödeme miktarının ayrıntılı gösterimi EK.4‘de yer almaktadır.

119
Tablo 5.8. Baz Senaryoda 1 MW Kapasiteli Fotovoltaik Santral Yatırımının Nakit Akış Tablosu (Devamı)
(Dolar)
2028 2029 2030 2031 2032 2033 2034 2035 2036 2037 2038 2039 2040
Üretim Miktarındaki
0,908 0,901 0,894 0,886 0,879 0,872 0,865 0,858 0,852 0,845 0,838 0,831 0,825
Azalma Oranı (%)
Üretim (MWh) 1.426 1.414 1.403 1.392 1.381 1.370 1.359 1.348 1.337 1.326 1.316 1.305 1.295
Tarife Miktarı (Dolar
80 80 80 80 80 80 80 80 80 80 80 80 80
/MWh)
1-Nakit Girişleri 116.112 115.183 114.262 113.348 112.441 111.541 110.649 109.764 108.886 108.015 107.151 106.293 105.443
Elektrik Satış Gelirleri 114.059 113.147 112.241 111.343 110.453 109.569 108.693 107.823 106.960 106.105 105.256 104.414 103.579
Karbon Gelirleri 2.053 2.037 2.020 2.004 1.988 1.972 1.956 1.941 1.925 1.910 1.895 1.879 1.864
2-Nakit Çıkışları 117.307 54.095 53.911 53.728 53.547 53.367 53.188 53.011 52.836 52.661 52.489 52.317 52.147

120
İşletme ve Bakım
107.538 28.755 28.755 28.755 28.755 28.755 28.755 28.755 28.755 28.755 28.755 28.755 28.755
Giderleri
Sistem Kullanım Bedeli 10.068 10.068 10.068 10.068 10.068 10.068 10.068 10.068 10.068 10.068 10.068 10.068 10.068
Özkaynak
Kredi Ödemeleri
i)Faiz Ödemesi
ii)Anapara Ödemesi
Vergi Ödemeleri -299 15.272 15.088 14.905 14.724 14.544 14.365 14.188 14.013 13.838 13.666 13.494 13.324
3- Nakit Akışı (1-2) -1.195 61.088 60.351 59.620 58.894 58.175 57.461 56.753 56.050 55.353 54.662 53.976 53.296
4- Nakit Akışının NBD -634 30.854 29.030 27.312 25.695 24.173 22.739 21.389 20.119 18.923 17.796 16.736 15.738
5-Kümülatif Nakit
160.639 191.493 220.523 247.835 273.531 297.704 320.443 341.832 361.951 380.874 398.670 415.406 431.145
Akışının NBD

120
PV santral yatırımının nakit akış tablosunda görüldüğü üzere, tesisin
işletmeye gireceği yıldan (2016) itibaren nakit girişlerinin nakit çıkışlarından fazla
olacağı öngörülmektedir. Baz senaryodaki varsayımlar doğrultusunda yapılan
finansal analiz sonucunda; yatırımın NBD’si 431.145 Dolar, LCOE’si 90,73
Dolar/MWh, İKO’su yüzde 17,81, ilk yatırım maliyetinin İGÖS 6 yıl 6 ay
hesaplanmıştır. (Tablo 5.9) NBD’nin sıfırdan büyük, LCOE değerinin 133
Dolar/MWh’ten düşük hesaplanması yatırımın yapılabilir olduğunu göstermektedir.
Ayrıca, PV sistem yatırım projelerinde ilk yatırım maliyetinin en fazla 10 yıl
içerisinde kendini ödemesi gerektiği varsayılmaktadır.272 Baz senaryoda hesaplanan
İGÖS’ün olumlu yatırım kararı alınabilir bir süre olduğu değerlendirilmektedir. İKO
değerinin indirgeme oranının üzerinde kalması da yatırımının ekonomik değerini
olumlu etkilemektedir.

Tablo 5.9. Baz Senaryodan Elde Edilen Ekonomik Performans Ölçütleri ve


Bunların Değerlendirilmesi
LCOE NBD İKO İGÖS
Baz Senaryo
(Dolar/MWh) (Dolar) (%) (Yıl, Ay)
Sonuçlar 90,73 431.145 17,81 6 Yıl 6 Ay
Değerlendirme LCOE<133 NBD>0 İKO>yüzde 5 İGÖS<10yıl
Kaynak: Yazar tarafından hazırlanmıştır.

Seçilen bazı parametrelerdeki değişikliklerin analiz sonucunu nasıl


etkilediğini görmek amacıyla duyarlılık analizi yapılmıştır. Söz konusu analizle;
tesisin ekonomik ömründe, garantili alım süresinin tamamlanmasından sonraki
elektrik satış fiyatında, indirgeme oranında, yatırımın finansmanında kullanılan borç-
özkaynak oranında, yatırımın gerçekleştirildiği yerde ve kullanılan modüllerdeki
verimlilik azalış oranında olabilecek değişikliklerin projenin LCOE, NBD, İKO ve
İGÖS değerleri üzerindeki etkisi değerlendirilmektedir. Ayrıca, modülün yerli panel
firmasından temin edilmesi halinde gerçekleşecek yatırımın finansal analizi
yapılmaktadır. Tablo 5.10’da gösterilen duyarlılık analizi sonuçları aşağıda ayrıntılı
bir şekilde değerlendirilmektedir.

272
Drury at al, 2011:27.

121

121
PV sistem ekonomik ömrü, yatırımın finansal analiz sonuçlarını etkileyen
önemli değişkenlerden biridir. İlk yatırım maliyeti sabit olan santralin ekonomik
ömrünün kısalması ya da uzaması; elektrik satış gelirlerini, tesisin ekonomik ömrü
boyunca ödenen toplam işletme ve bakım maliyetlerini ve böylece PV sistem
ekonomik performans ölçütlerinin değerlerini değiştirmektedir. Baz senaryoda
varsayılan tesis ekonomik ömrü 5 yıl arttığında (30 yıl) LCOE değeri 87,09
Dolar/MWh’a düşmekte, 5 yıl azaldığında (20 yıl) ise LCOE değeri 96,68
Dolar/MWh’e yükselmektedir. Santral ekonomik ömrü uzadığında üretilen toplam
elektrik miktarındaki artış toplam ödenen işletme ve bakım maliyetlerindeki ve diğer
maliyetlerdeki artıştan oransal olarak fazla olduğu için LCOE değeri azalmaktadır.
Santral ekonomik ömrünün azalması halinde ise tam tersi bir durum söz konusu
olmaktadır. Benzer şekilde, santralin ekonomik ömrü 30 yıla uzadığında NBD 5 yıl
için yıllık ortalama 13.132 Dolar artarak 496.805 Dolara yükselmektedir. Santral
ekonomik ömrü 20 yıla gerilediğinde projenin NBD değeri 5 yıl için yıllık ortalama
17.953 Dolar azalarak 341.382 Dolar olmaktadır.

PV santral yatırımlarının değerlendirme ölçütlerini etkileyen parametrelerden


biri de elektrik satış fiyatıdır. Baz senaryoda santralin ekonomik ömrünün ilk on
yılından sonra FIT’in uygulanmayacağı varsayılmıştır. Duyarlılık analizinde ise,
öncelikle FIT oranlarının tesisin ekonomik ömrü boyunca geçerli olacağı tahmini
doğrultusunda PV sistem ekonomik performans ölçütlerindeki değişimler
incelenmiştir. Ardından, ilk on yıldan sonraki elektrik satış fiyatlarının 7 ve 9
sent/kWh olacağı varsayımına göre analiz tekrarlanmıştır. Elektrik satış fiyatı satış
gelirlerini etkilediğinden santral sahibinin ödediği vergi miktarı değişmekte, bu da
LCOE değerinin baz senaryodakinden farklı sonuçlanmasına neden olmaktadır.
Duyarlılık analizleri sonuçlarından, 10 yıl sonra elektrik satış fiyatlarıyla yatırımın
LCOE, NBD ve İKO değerlerinin doğru orantılı olarak hareket ettiği anlaşılmıştır.
FIT’in PV tesisin ekonomik ömrü boyunca devam etmesi halinde yatırımın NBD’si
baz senaryodaki değerinden yüzde 86 oranında artarak 804.100 Dolara, İKO’su
yüzde 21,05’e, LCOE’si 95,27 Dolar/MWh’e yükselmektedir. Elektrik satış fiyatı 9
sent/kWh olduğunda, yatırımın NBD’si 501.514 Dolara, LCOE’si 91,59
122

122
Dolar/MWh’e, İKO’su yüzde 18,55’e yükselmekte, satış fiyatı 7 sent/kWh’a
indiğinde yatırımın NBD’si 360.776 Dolara, LCOE’si 89,87 Dolar/MWh’e, İKO’su
yüzde 16,97’ye düşmektedir. Diğer taraftan, alım garantisinin geçerli olduğu ilk on
sene içerisinde yatırım kendisini geri ödediğinden son on beş yılda birim elektrik
satış fiyatındaki değişim yatırımın İGÖS’ünü etkilememektedir.

Baz senaryoda, PV sistemin kurulumunda yerli ürün kullanılmadığı, tüm


makine ve ekipmanların ithal edildiği varsayılmıştır. Hâlihazırda yerli modül
fabrikalarında modül imalatının en fazla yüzde 55’i yurt içinde gerçekleştirildiği
bilinmektedir. Bu nedenle santral üretime geçtiği tarihten itibaren 5 yıl boyunca satış
fiyatına en fazla YEK Kanununda II Sayılı Cetvelde PV modül için belirlenen ilave
teşvik fiyatının yüzde 55’ine tekabül eden 0,715 sent/kWh (1,3 Dolar
sent/kWh×0,55) ilâve edilmektedir. Bilindiği üzere, santralin yerli panel firması
tarafından kurulması halinde yatırımın maliyeti 1,19 milyon Dolara yükselmektedir.
Bu veriler ışığında tekrarlanan finansal analiz sonucunda yatırımın NBD’si 380.101
Dolar, İKO’su yüzde 15,58, LCOE’si 95,55 Dolar/MWh olarak bulunmaktadır.
Ayrıca projenin İGÖS’ü 7 yıl 11 aya uzamaktadır. Bu analizden anlaşıldığı üzere,
daha pahalı olan yerli malzemeleri kullanmak, devletin bu alanda sağladığı teşvike
rağmen proje kârlılığını olumsuz yönde etkilemektedir. Söz konusu tespit, yerli
ekipman desteğinin kurgusunun gözden geçirilmesinde fayda olabileceğine işaret
etmektedir.

Finansal analizlerde kullanılan indirgeme oranının seviyesini belirleyen en


önemli faktör yatırımcıların finansal risklere olan yaklaşımıdır. PV santral
yatırımlarında net nakit akımları içerisinde fiyat riski ve üretim riski olmak üzere iki
tür risk vardır. Fiyat riski; politik, teknolojik ve demografik belirsizlikler sonucunda
zaman içinde enerji fiyatlarının öngörülemeyen bir şekilde dalgalanmasıdır. Üretim
riski ise, fiyat riskinden farklı olarak sistematik bir risk olmayıp meteorolojik ve
operasyonel belirsizlikler neticesinde santral üretim miktarının değişmesidir. Güneş
enerjisi potansiyeli yüksek olan Türkiye’de aylık ve yıllık bazda PV üretim riski
düşüktür. Buna mukabil fiyat riskinin, siyasi ve ekonomik risklere bağlı olduğundan
öngörülmesi oldukça zordur. Türkiye’de GES’ler için getirilen on yıl süreli alım
garantisi, fiyat riskini büyük oranda azaltmaktadır. Bu nedenle, baz senaryoda
123

123
WACC yöntemiyle hesaplanan indirgeme oranı yüzde 5’tir. Diğer taraftan,
Türkiye’deki güneş enerjisi yatırımcıları genel olarak indirgeme oranını yaklaşık
yüzde 10 varsayarak projelerini değerlendirmektedirler.273 Dolayısıyla, duyarlılık
analizinde indirgeme oranının yüzde 8 ve yüzde 10 olması halinde PV sistem
ekonomik performans ölçütlerindeki değişimler değerlendirilmektedir. Duyarlılık
analizi sonucunda yatırımın LCOE değeri; indirgeme oranı yüzde 8 olduğunda 99,56
Dolar/MWh, yüzde 10 kabul edildiğinde ise 105,26 Dolar/MWh olarak bulunmuştur.
İndirgeme oranı yükseldiğinde; ilk yatırım maliyeti sabit kalırken tesisten üretilecek
toplam elektrikten elde edilecek gelirin günümüzdeki değeri azalmakta, LCOE
değeri yükselmektedir. LCOE’ye benzer şekilde yatırımın NBD’si indirgeme
oranındaki değişikliklere büyük oranda duyarlı olup söz konusu oran yüzde 8’e
yükseldiğinde NBD 256.726 Dolara, yüzde 10 olduğunda 176.169 Dolara
düşmektedir. İndirgeme oranı arttığında yatırımın İGÖS’ü uzamakta, diğer taraftan
İKO’su değişmemektedir.

Yatırımın finansmanında kullanılan kaynağın yapısı yatırım maliyetinin


büyüklüğünü ve dolayısıyla PV ekonomik performans ölçütlerinin sonuçlarını
değiştirmektedir. Yatırımın tamamı özkaynaktan finanse edildiğinde LCOE değeri
91,13 Dolar/MWh’e yükselmekte, NBD 423.022 Dolara düşmekte, İKO seviyesi
yüzde 9,98’e gerilemektedir. Türkiye’de güneş enerjisi yatırımlarının finansmanında
kullanılan kredilere uygulanan faiz oranları, LIBOR ve bankaların uyguladıkları
komisyon ücretinin toplamı kadar olup piyasada gerçekleşen faiz oranlarının
altındadır. Bu durum, PV yatırımlarının finansmanında özkaynaktan ziyade kredi
kaynaklarının tercih edilmesine neden olmaktadır. Ancak finans kuruluşlarının büyük
bölümü finansmanın belirli bir bölümünün özkaynaktan karşılanmasını zorunlu
tutmaktadır.

Son olarak, Türkiye genelinin PV sistem yatırımına uygunluğunu


değerlendirmek amacıyla her coğrafi bölgeden bir örnek şehir seçilmektedir. Baz
senaryodaki diğer değişkenler sabitken Adıyaman, Antalya, Çanakkale, İzmir,
Trabzon ve Van illeri için analiz tekrarlanmaktadır. Seçilen illerin üretim değerleri
PVGIS veri tabanından elde edilmiş olmakla beraber aynı ilin içerisinde birbirine

273
Gündergi, 2014:33.
124

124
yakın mesafelerdeki yerlerin rakım değerine göre üretim miktarının farklılaştığı
gözlenmiştir. Seçilen iller arasında Akdeniz Bölgesini temsil eden Antalya’da
kurulan PV santral yatırımı diğer illerle karşılaştırıldığında en düşük LCOE değerine
(87,81 Dolar/MWh) ve en yüksek İKO değerine (yüzde 20,47) sahip olmakta,
yatırım kendisini en kısa sürede (5 yıl 7 ay) ödemektedir. Duyarlılık analizi
sonuçlarına göre Antalya’dan sonra PV santral yatırımın en kârlı olduğu iller
sırasıyla; İzmir, Adıyaman, Van ve son olarak Çanakkale’dir. Trabzon için yapılan
finansal analizde PV yatırımın NBD’si (-129.890 Dolar) sıfırdan küçük bulunmuş,
yatırım kendisini geri ödeyememiş, İKO’su (yüzde 1,5) indirgeme oranından düşük
çıkmış ve LCOE’si (120,84 Dolar/MWh) duyarlılık analizindeki en yüksek değere
ulaşmıştır. Görüldüğü üzere, Karadeniz Bölgesini temsilen seçilen Trabzon ili
haricinde seçilen diğer illerde PV santralden elektrik üretiminin kârlı bir yatırım
olduğu anlaşılmaktadır.

Yıllık satış gelirlerini etkilemesi nedeniyle PV modüllerin yıllık üretim kaybı


oranı dikkate alınması gereken önemli bir parametredir. PV üretiminde yıllık yüzde
0,5 oranında azalma olması halinde LCOE değeri 88,76 Dolar/MWh’e düşmekte,
NBD 474.987 Dolara ve İKO yüzde 18,57’e yükselmektedir. PV üretim değerleri her
yıl yüzde 1 oranında azaldığında, NBD 402.798’ye inmekte, LCOE değeri
92,06’ya’e yükselmekte ve İKO yüzde 17,29 oranında gerçekleşmektedir.

Baz senaryoya ilâve olarak yapılan Trabzon ili haricindeki duyarlılık


analizleri sonucunda 1 MW kurulu güçteki PV tesisinin LCOE’si 87,81 ile 105,26
Dolar/MWh arasında değişmiş ve LCOE değerlerinin ortalaması 92,93 Dolar/MWh
bulunmuştur. Benzer şekilde NBD’ler 176.169 Dolar ile 804.100 Dolar arasında
farklılaşmış ve değerlerin ortalaması 418.864 Dolar olarak hesaplanmıştır. LCOE’nin
ortalama değerinden en fazla sapmasına neden olan parametreler; tesisin kurulduğu
bölgenin ışınım şiddeti, indirgeme oranı ve yatırım maliyetidir. Yatırımın NBD’sinde
en fazla değişikliğe neden olan bileşenler ise elektrik satış fiyatı, tesisin kurulduğu
yerdeki ışınım şiddeti ve indirgeme oranıdır.

125

125
Tablo 5.10. 1 MW Kurulu Güçteki Fotovoltaik Sistemin Farklı Senaryolarda
Ekonomik Performans Ölçütleri

LCOE NBD İKO İGÖS


Senaryo Parametreleri
(Dolar/MWh) (Dolar) (%) (Yıl Ay)

1. Baz Senaryo 90,73 431.145 17,81 6 Yıl 6 Ay


2. Tesis Ekonomik Ömrü
20 96,68 341.382 17,32 6 Yıl 6 Ay
30 87,09 496.805 17,99 6 Yıl 6 Ay
3. 10 yıl Sonra Elektrik Satış
Fiyatı (sent/kWh)
13,3 95,27 804.100 21,05 6 Yıl 6 Ay
9 91,59 501.514 18,55 6 Yıl 6 Ay
7 89,87 360.776 16,97 6 Yıl 6 Ay
4. Yerli Katkı Payı Alınması
Durumunda Yatırım Maliyeti
(Dolar)
1.192.007 95,55 380.101 15,58 7 Yıl 11 Ay
5. İndirgeme Oranı (%)
8 99,56 256.726 17,81 7 Yıl 7 Ay
10 105,26 176.169 17,81 8 Yıl 10 Ay
6. Finansmanında Kullanılan
Özkaynak Borç Oranı (%)
%100 Özkaynak 91,13 423.022 9,98 9 Yıl 1 Ay
%100 Kredi 90,60 433.852 - -
7. Tesisin Kurulduğu İl ve
Yıllık Üretim Miktarı (MWh)
Van (1.510 MWh) 93,45 361.015 15,58 7 Yıl 10 Ay
Antalya (1.640 MWh) 87,81 512.962 20,47 5 Yıl 7 Ay
Adıyaman (1.550 MWh) 91,61 407.768 17,06 6 Yıl 10 Ay
Trabzon (1.090 MWh) 120,84 -129.890 1,5 -
Çanakkale (1.470 MWh) 95,38 314.262 14,12 9 Yıl 5 Ay
İzmir (1.580 MWh) 90,3 442.833 18,19 6 Yıl 4 Ay
8. Verimlilik Azalış Oranı (%)
0,5 88,76 474.987 18,57 6 Yıl 3 Ay
1 92,06 402.798 17,29 6 Yıl 7 Ay

5.3. Türkiye Fotovoltaik Santrallerine İlişkin Gelecek Projeksiyonları

Türkiye’de PV santrallerden elektrik üretim yatırımlarının özel sektör


açısından yapılabilirliği önemli olmakla beraber, söz konusu yatırımların uzun
vadede kamunun enerji politikalarını belirlemesi açısından fayda ve maliyetlerinin
ortaya konulması oldukça önemlidir. Bunun yapılabilmesi için öncelikle Türkiye’de
PV yatırımlarının belirlenen bir yılda ulaşması muhtemel kurulu güç ve üretim
miktarının çeşitli senaryolarla tahmin edilmesi gerekmektedir. TEİAŞ’ın hazırladığı
126

126
elektrik üretim kapasite projeksiyonlarında elektrik üretiminin birincil enerji
kaynaklarına göre dağılımına yönelik tahminler yapılmaktadır. PV sistem kurulu
gücünün ilk kez 2014 yılında toplam kurulu güç içerisinde yer almasından ve
yatırımların söz konusu yıldan itibaren hızlanmasından güneş enerjisi projeksiyon
çalışmalarına henüz dahil edilmeye başlanmıştır. 2015-2019 yılını kapsayan elektrik
enerjisi 5 yıllık üretim kapasite projeksiyonuna göre 2019 yılında GES’lerin toplam
kurulu güçteki payının %3,3 seviyesine ve toplam üretimdeki payının yüzde 1,4’e
yükselmesi beklenmektedir.274

5346 sayılı Kanunla getirilen FIT teşvikine paralel bir şekilde düşen yatırım
maliyetleri, Türkiye’de son birkaç yıldır PV yatırım taleplerinin artmasını
sağlamıştır. Uzun dönemli üretim verisinin bulunmaması nedeniyle PV kurulu
gücünün geçmiş trendine bağlı olarak gelecekteki artışını tahmin etmek mümkün
değildir. Ancak fayda-maliyet değerlendirmesini yapabilmek için elektrik piyasası ve
sektörün güncel durumu, hükümet politikaları ve mevcut proje stoku parametreleri
üzerine inşa edilebilen, öngörülmesi biraz daha kolay olan 2015, 2016 ve 2017 yılları
için kurulu güç tahminlerinde bulunulmuştur. 2015 yılı Mayıs ayı itibarıyla lisanssız
üretim kapsamındaki PV kurulu gücünün 84 MW’a ulaştığı, hâlihazırda lisanssız PV
başvurularının 2.097 MW olduğu, kabulü tamamlanan projelerin toplam kurulu
gücünün 729 MW’a ve kabul aşamasına gelen projelerin 301 MW’a yükseldiği
bilgileri doğrultusunda tahminler yapılmıştır.275 Lisanssız proje başvuruları kabul
edilmiş ve ilgili dağıtım şirketiyle sistem kullanım anlaşması imzalanmış güneş
enerjisi projelerinin azami 2 yıl süre içerisinde üretime geçmesi gerekmektedir. Bu
kapsamda 729 MW’lık PV kapasitesinin en geç 2017 yılı ortasında üretime geçmesi
gerekmektedir. Ancak mevcut durumda PV tesis kurulum süresinin kısa olması
(yaklaşık 6 ay), yatırımcıların güneşli geçen aylarda gelir elde etmek istemeleri iki
yıllık sürenin tamamının kullanılmamasına neden olmaktadır. Diğer taraftan lisanslı
üretim süreciyle ilgili olarak sektör yetkililerinden alınan tahminlere göre, 600 MW
kapasiteli lisanslı PV santrallerin büyük bölümünün 2017’de üretime geçmesi, en geç

274
TEİAŞ, 2015:50, 55.
275
TEİAŞ, 03.07.2015.
<http://www.teias.gov.tr/YukTevziRaporlari.aspx>,
TEDAŞ, 03.07.2015.
<http://www.tedas.gov.tr/Sayfalar/LUY.aspx>
127

127
2018 yılı sonuna kadar ise tamamının devreye alınması beklenmektedir. Lisanslı
GES sürecinin beklenenden yavaş ilerlemesi yatırımcıların lisanssız üretime
yönelmelerine neden olmuştur. Lisanssız GES talebinin hızlı bir şekilde yükselmesi
sonucunda birçok bölgenin bağlantı kapasitesi dolmuştur. Kısa vadede kapasite
kısıtını ortadan kaldırmak için TEİAŞ her ay trafo merkezi bazında lisanssız rüzgâr
ve güneş enerjisi kapasitesi ilan etmektedir. Bu doğrultuda, 2030 yılında PV kurulu
gücünün geleceği seviye tahmin edilirken 2014 yılı sonunda 40 MW PV kurulu
gücünün 2015 yılında 300 MW’a, 2016 yılında 1.000 MW’a, 2017 yılında 2.000
MW’a ulaşacağı varsayılmaktadır.

5.3.1. Resmi hedef senaryosu

Dördüncü bölümde değinildiği üzere Ulusal Yenilenebilir Enerji Eylem


Planında 2023 yılında; kümülatif PV kapasitesinin 5.000 MW’a, üretiminin 7.500
GWh’a ulaşacağı belirtilmektedir. Bunun haricinde herhangi bir resmi politika
dokümanında güneş enerjisi kurulu gücü hedefine yer verilmemektedir. Resmi Hedef
Senaryosunda, 2017 yılında beklenen 2.000 MW’lık PV kurulu gücün 2023 yılında
5.000 MW’a ulaşması için PV kurulu gücüne her yıl ilâve edilmesi gereken miktar
hesaplanmakta ve belirlenen yıllık kurulu güç artış miktarının 2030 yılına kadar
devam edeceği varsayılmaktadır. Resmi hedef senaryosunda, 2030 yılında PV
kümülatif kurulu gücünün 8.500 MW, üretimin 12,7 TWh seviyesinde
gerçekleşeceği öngörülmektedir.

5.3.2. Muhtemel senaryo

TEİAŞ yetkilileriyle yapılan görüşmeler neticesinde güneş enerjisine yönelik


kapasite tahmin çalışmalarının devam ettiği, ancak henüz resmi bir açıklamanın
yapılmadığı bilgisi edinilmiştir. Diğer taraftan, kapasite tahmini yapan sektör
uzmanları, 2030 yılında toplam elektrik talebinin yaklaşık yüzde 3’ünün güneş
enerjisinden karşılanacağını öngörmektedir. Muhtemel senaryoda ETKB’nin elektrik
talep projeksiyonu verilerinden faydalanılarak 2030 yılında PV kümülatif kurulu
gücünün; yüksek talep senaryosunda 12.822 MW’a, referans talep senaryosunda
11.613 MW’a, düşük talep senaryosunda 10.290 MW’a ulaşacağı tahmin
edilmektedir.

128

128
5.3.3. İyimser senaryo

İyimser senaryoda, PV elektrik üretim maliyetlerinin gelecek yıllarda


düşmeye devam edeceği, PV santrallerin düşük kapasite faktörünü telafi edecek bir
yatırım maliyetine ulaşacağı, Türkiye’de zemine monte edilen alanlar haricinde çatı
tipi PV sistemlerin yaygınlaşacağı, kendi elektriğini üreten nihai elektrik
tüketicilerinin artacağı ve iletim kapasite kısıtının olmayacağı varsayımları altında
güneş enerjisinden elektrik üretim miktarının 2030 yılında ulaşabileceği azami seviye
belirlenmiştir. Söz konusu senaryoda 2030 yılında Türkiye’de toplam elektrik
talebinin yüzde 5’inin güneş enerjisinden karşılanacağı varsayılmıştır. İyimser
senaryoda 2030 yılında PV kümülatif kurulu gücünün; yüksek talep senaryosunda
21.369 MW’a, referans talep senaryosunda 19.356 MW’a, düşük talep senaryosunda
17.150 MW’a ulaşacağı tahmin edilmektedir.

Resmi hedef, muhtemel ve iyimser senaryo sonuçlarına göre 2030 yılında


güneş enerjisi kurulu gücünün 8.500 MW ilâ 21.369 MW aralığında (PV üretim
miktarı 12,7 TWh ila 32,0 TWh arası) değişeceği tahmin edilmektedir. Bütün bu
senaryolara ilişkin tablolar EK.5, 6 ve 7’de sunulmaktadır.

5.4. Güneş Enerjisinden Elektrik Üretmenin Ülkeye Fayda ve Maliyetleri

2030 yılında Türkiye’de güneş enejisinden elektrik üretimin farklı


senaryolarla ulaşabileceği seviye belirlendikten sonra, bu durumun ülke
ekonomisinde yaratacağı fayda ve maliyetlerin ortaya konulması gerekmektedir.
Yatırımların finansal getirilerinin hesaplanması ülkelerin enerji politikalarının
belirlenmesinde tek başına yeterli olmamaktadır. Çünkü finansal analizler
yatırımların toplum üzerinde oluşturdukları fayda ve maliyetlerin tamamını
göstermemektedir. GES’lerin; çevreyi fosil kaynaklı enerji üretim santrallerden daha
az kirletmesi, yeni işgücü imkânları sağlaması, yurt içinde fosil yakıt rezervlerinin
daha az kullanılmasını ya da fosil yakıtlı kaynakların daha az ithal edilmesini
sağlaması vb. gibi faydaları finansal analizlerde gösterilmemektedir. Diğer taraftan,
hâlihazırda teknolojik gelişmelerle beraber yatırım maliyeti büyük oranda düşse de
PV sistemlerin yatırım maliyetinin geleneksel santrallerden daha yüksek olması ilâve
bir sermaye maliyeti oluşturmaktadır. Ayrıca, PV sistem makine ve ekipmanlarında

129

129
yerli imalat kapasitesi bulunmayan ülkelerde sistem elemanlarının yurt dışından
temin edilmesi ülkelerin ithalat giderlerini yükseltmektedir. Daha önceki bölümlerde
yer alan analizlerden hatırlanacağı üzere, hükümetlerin GES yatırımlarını teşvik
etmek üzere uyguladıkları piyasa fiyatının üzerindeki FIT’ler kamuya ilâve bir bütçe
yükü oluşturmaktadır. Son olarak, PV sistemler gibi değişken güç üretim
santrallerinin şebeke kararlılığını etkilememesi için ilâve bir iletim altyapısı
yatırımının yapılması gerekmekte, bu da kamunun enerji yatırımları için ayırdığı
ödenekleri artırmasına neden olmaktadır.

GES yatırımlarının uzun vadede sayısal bir değer olarak net faydasının ya da
maliyetinin bugünkü değerinin ortaya konulabilmesi için finansal analizlere benzer
şekilde bir indirgeme oranı belirlenmektedir. Ancak, fayda ve maliyetleri uzun süre
sonra ortaya çıkacak çevresel nitelikli projeler için ABD, Çin, İngiltere gibi ülkeler
normalde kullandıkları ekonomik indirgeme oranından daha düşük indirgeme oranı
belirlemektedirler.276 Örneğin, ABD’nin Çevre Koruma Ajansı (US Enviromental
Protection Agency) söz konusu projeleri değerlendirirken indirgeme oranını yaklaşık
yüzde 2-3 oranında tahmin etmektedir.277 Türkiye’nin GES yatırımlarına verdiği
önem doğrultusunda güneş enerjisinden elektrik üretmenin fayda ve maliyetleri
değerlendirilirken ekonomik indirgeme oranı yüzde 2 varsayılmıştır.

5.4.1. Türkiye’de güneş enerjisinden elektrik üretmenin faydaları

5.4.1.1. Doğal gaz üzerinden yakıt tasarruf miktarı ve değeri

Talebin karşılanmasında geleneksel santralleri ikame etmesi düşünülen GES


üretimiyle ithal fosil yakıtlı kaynak kullanımından tasarruf sağlanması mümkün
olacaktır. Güneş enerjisinden elektrik üretmenin sağlayacağı yakıt tasarrufu
hesaplanırken Türkiye’nin 2023 yılında doğal gazın elektrik üretimindeki payını
yüzde 30 seviyesine indirme hedefi dikkate alınmakta, PV santrallerin doğal gaz
santrallerini ikame edeceği varsayılmaktadır.

PV santrallerde birim MWh elektrik üretilmesi halinde doğal gaz


santrallerinde aynı miktarda elektrik üretmek için gerekli olan yakıt miktarından

276
Uzunkaya, 2012:11,13.
277
Florio, 2014:186.
130

130
tasarruf edilmektedir. TEİAŞ tarafından hazırlanan Türkiye’de termik santrallerde
tüketilen yakıt miktarını ve brüt elektrik üretiminin birincil enerji kaynaklarına göre
dağılımını gösteren tablolardan elde edilen veriler ışığında 2003-2013 yılları arasında
1 MWh elektrik üretimi için ortalama 216 m3 doğal gaz kullanıldığı sonucuna
ulaşılmıştır. Bu kapsamda, PV santrallerin sağlayacağı yakıt tasarruf miktarı
hesaplanırken 1 MWh elektrik üretilmesi halinde 216 m3 miktarındaki doğal gaz
ithalatının önleneceği varsayılmaktadır. Çalışma kapsamında oluşturulan GES üretim
projeksiyonlarına göre 2015-2030 yılları arasında toplamda 24,2 milyar m3 ile 46,3
milyar m3 arasında doğal gaz tasarrufu beklenmektedir (EK 8-14).

Tablo 5.11. 2003-2013 Yılları Arasında 1 MWh Elektrik Üretimi İçin Kullanılan
Doğal Gaz Miktarı
(m3)
2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Ort.
198 214 215 211 215 219 218 222 219 221 218 216
Kaynak: TEİAŞ verilerinden faydalanılarak oluşturulmuştur.

Doğal gaz tasarruf miktarları belirlendikten sonra tasarruf değerini


hesaplayabilmek için doğal gaz alım fiyatlarının tahmin edilmesi gerekmektedir.
BOTAŞ’tan alınan verilere göre 2012 yılında doğal gaz ortalama toptan satış fiyatı
452 Dolar/bin m3 seviyesinde iken, 2013 yılında 433 Dolar/bin m3’e ve 2014 yılında
420 Dolar/bin m3’e gerilemiştir. Son birkaç yılda küresel piyasada petrol fiyatlarının
düşmesiyle Türkiye’de petrole endeksli olan doğalgaz ithalatında da bir rahatlama
meydana gelmiştir. Döviz kurundaki değişimler ve doğal gaz piyasalarındaki
mevsimsel ve devresel dalgalanmalar doğal gaz fiyatlarının tahmin edilmesini
zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, çalışmada PV sistem üretiminin sağlayacağı yakıt
tasarrufu; azalan, sabit ve yükselen fiyat olmak üzere üç farklı yaklaşımla
hesaplanmaktadır. Azalan fiyat yaklaşımında, doğal gaz fiyatlarındaki son üç yıldaki
(2012-2014) azalış trendinin 2030 yılına kadar devam edeceği varsayılmaktadır.
Sabit fiyat yaklaşımında, 2015-2030 yılları arasında 2014 yılı toptan doğal gaz alım
fiyatının sabit kalacağı öngörülmektedir. Yükselen fiyat yaklaşımında 2005-2014
yılları arasında Türkiye doğal gaz toptan alış fiyatlarında gerçekleşen ortalama artış
eğiliminin gelecek yıllarda devam edeceği varsayılmaktadır. Buna göre 2015-2030
yılları arasında PV santral üretiminin doğal gaz ithalatını 5,01 milyar dolar ile 26,58

131

131
milyar Dolar arasında azaltacağı öngörülmektedir. (EK 8-14). Bu değerler Tablo
5.12’de özetle verilmektedir.

Tablo 5.12. 2015-2030 Yılları Arasında Senaryolara Göre Doğal Gaz Yakıt
Tasarrufunun Toplam Net Bugünkü Değerlerinin Özet Tablosu
(milyar dolar)
Resmi Muhtemel Senaryo İyimser Senaryo
Doğal Gaz Fiyat
Hedef Düşük Referans Yüksek Düşük Referans Yüksek
Senaryosu
Senaryosu Talep Talep Talep Talep Talep Talep
Azalan Fiyat 5,0 5,2 5,6 6,0 7,6 8,2 8,8
Sabit Fiyat 8,4 8,9 9,6 10,4 13,4 14,5 15,7
Yükselen Fiyat 13,7 14,7 16,0 17,3 22,4 24,5 26,6

5.4.1.2. Enerji kaynaklı CO2 emisyonu azaltım miktarı

PV santrallerden elektrik üretiminin bir faydası da fosil kaynaklı santrallerin


neden olduğu CO2 emisyonunu azaltarak çevreyi olumlu etkilemesidir. Finansal
analizde varsayılan PV santral emisyon azaltım faktörü (PV’ler için 0,60
tCO2e/MWh) burada da kullanılmaktadır. 2014-2030 yılları arasında PV santral
üretimlerinin enerji kaynaklı toplam 67,4 milyon tCO2e ile 128,5 milyon tCO2e
arasındaki miktarda CO2 emisyonunu azaltması beklenmektedir (Tablo 5.13). CO2
emisyonu azaltım miktarının yıllara bağlı olarak gösterimi EK.15‘te yer almaktadır.

Tablo 5.13. 2014-2030 Yılları Arasında PV Sistem Üretiminin Toplam CO2


Emisyonunu Azaltım Miktarı (*)
(milyon tCO2e)
Muhtemel Senaryo İyimser Senaryo
Resmi Hedef
Senaryosu Düşük Referans Yüksek Düşük Referans Yüksek
Talep Talep Talep Talep Talep Talep
67,4 71,8 78,0 84,0 108,7 118,7 128,5
(*) Farklı senaryolardaki üretim değerleri emisyon azaltım faktörü ile çarpılarak CO 2 emisyonunu
azaltım miktarı bulunmuştur.

5.4.2. Türkiye’de güneş enerjisinden elektrik üretmenin maliyetleri

5.4.2.1. PV sistem makine ve ekipmanlarının ithalat giderleri

PV sistem yatırımlarının neden olacağı maliyetlerin başında, sistemde


kullanılan makine ve ekipmanların yurt dışından temin edilmesi sonucunda ortaya
çıkan ithalat giderleri yer almaktadır. PV’deki yatırım giderlerinin dış ticaret dengesi
üzerindeki etkisi sistem kurulumunda kullanılan makine ve ekipmanların yerli

132

132
endüstri tarafından sağlanıp sağlanmadığına bağlıdır. Türkiye’de hâlihazırda makine
ve ekipmanların büyük bölümü yurt dışından ithal edilmektedir. Mevcut imalat
kapasitesiyle, PV sistem yatırım giderlerinin yaklaşık yüzde 75’i yurt dışına
akmakta, yüzde 25’i yurt içinde kalmaktadır.

Çalışma kapsamında 2015-2030 yılları arasında PV sistem makine ve


ekipmanların ithalat giderleri ile ilgili öngörüde bulunabilmek için iki varsayım
üzerinden hareket edilmektedir. Bunlardan ilkinde; yerli üretim kabiliyetinin,
kalitesinin ve kapasitesinin çeşitli Ar-Ge faaliyetleri ve devlet desteği ile
geliştirileceği, böylece PV makine ve ekipmanlarının 2015-2020 yılları arasında
yüzde 25’inin yurt içinde üretilmeye devam edeceği, sonrasında imalat kapasitesinin
kademeli olarak artırılarak 2020-2025 yılları arasında yarısının, 2025-2030 yılları
arasında da yüzde 75’inin yurt içinde imal edileceği varsayılmaktadır. Çin gibi düşük
maliyetli üretim yapan ülkelerin sahip oldukları yüksek imalat kabiliyetleri ve
rekabet avantajı; kısa vadede PV santral makine ve ekipmanlarının tamamının yurt
içinde üretilmesi olasılığını düşürmektedir. Gelecek yıllarda maliyet etkin ve verimli
yerli hücre seri üretiminin gerçekleştirilmesi halinde sermaye maliyetinin büyük bir
bölümünün yurt içinde kalması mümkün olacaktır. İkinci varsayımda, 2015-2030
yılları arasında güneş enerjisi yatırımlarının neden olabileceği ithalat giderlerinin
ulaşabileceği en yüksek seviyenin ortaya konulması için 2030 yılına kadar PV sistem
makine ve ekipmanlarının tamamının yurt dışından ithal edileceği varsayılmaktadır.
IEA’nın 2014 yılında yayımladığı PV Yol Haritası raporunda 2040 yılına kadar PV
sistem maliyetlerinin mevcut durumundaki değerinin yarısına ineceği
278
öngörülmektedir. Bu doğrultuda, her iki yaklaşımda da PV sistem makine ve
ekipman maliyetlerinin nominal olarak yıllık ortalama yüzde 3 oranında azalacağı
varsayılmıştır. Önümüzdeki 15 yıl boyunca PV makine ve ekipmanlarının tamamının
yurt dışından ithal edilmesi durumunda PV teknolojisinin ithalatı için harcanan
toplam döviz miktarının NBD’sinin 5,6 milyar Dolar ile 12,7 milyar Dolar arasında
değişeceği tahmin edilmektedir. Diğer taraftan, yerli imalat kapasitesinin 2030 yılına
kadar kademeli olarak yükselebileceği en üst sınıra yükselmesi halinde PV
sistemlerin kurulumlarında kullanılan makineve ekipman ithalatının NBD’sinin 3,2

278
IEA, 2014b:23.
133

133
milyar Dolar ile 6,1 milyar Dolar arasında değişeceği öngörülmektedir. PV
teknolojisinin yerlileştirilmesi ile güneş enerjisinden elektrik üretmenin dış ticaret
dengesi üzerindeki muhtemel olumsuz etkisinin neredeyse yarı yarıya azalması
beklenmektedir (Tablo 5.14). PV sistem makine ve ekipmanlarının toplam ithalat
değerinin ayrıntılı gösterimi EK.16-21’de yer almaktadır.

Tablo 5.14. 2015-2030 Yılları Arasında Senaryolara göre Fotovoltaik Sistem


Makine ve Ekipmanların İthalatının Toplam Net Bugünkü
Değerlerinin Özet Tablosu
(milyar Dolar)
Yerli İmalat Resmi Muhtemel Senaryo İyimser Senaryo
Kapasitesi Hedef
Senaryosu Düşük Referans Yüksek Düşük Referans Yüksek
Talep Talep Talep Talep Talep Talep
Kademeli
Olarak Yerli
3,2 3,4 3,7 4,0 5,2 5,7 6,1
İmalatın
Artırılması
Makine ve
Ekipmanların
Tamamının 5,6 6,5 7,2 7,9 10,4 11,6 12,7
İthal
Edilmesi

5.4.2.2. Fotovoltaik teknolojisine uygulanan alım garantili fiyatların tüketici


üzerinde yaratacağı yük

Türkiye’de güneş enerjisinden elektrik üretim yatırımlarını teşvik etmek için


devlet, elektrik toptan satış fiyatının üzerinde bir alım garantisi sağlamıştır. YEK
Kanununda PV tesisler için belirlenen FIT oranı (13,3 sent/kWh) biyokütle
haricindeki diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına verilen alım garantisi fiyatlarından
daha yüksektir. Bilindiği üzere Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezi, YEKDEM
kapsamında piyasada faaliyet gösteren üreticilere ilgili tedarik şirketleri aracılığıyla
FIT ödemelerini yapmaktadır. Rüzgâr ve hidrolik enerji santralleri için belirlenen
FIT’in spot piyasa elektrik satış fiyatlarına yakın seviyelerde olması, hatta bazı
zamanlarda piyasada belirlenen fiyatların altına düşmesi nedeniyle santral
işletmecilerinin bir bölümü YEKDEM kapsamında yer almamayı tercih etmektedir.

Diğer taraftan, Türkiye’de biyokütle, jeotermal ve güneş enerjisi


kapasitelerinin henüz çok düşük seviyelerde olması nedeniyle söz konusu kaynaklar

134

134
için toptan satış fiyatının üzerinde belirlenen FIT oranları devlete büyük miktarda
mali yük getirmemektedir. Böylece, Avrupa’da birçok ülkede uygulanan
yenilenebilir enerji teşvik mekanizmalarının finansman yönteminden farklı olarak
Türkiye’de desteğin nihai elektrik tüketicisinden faturalama yöntemiyle
karşılanmasına henüz gerek olmamıştır. FIT politikasının geçerli olduğu 2020
yılından sonra ise PV sistem birim üretim maliyetlerinin azalmaya devam ederek
fosil yakıtlı santrallerle eşitleneceği, böylece söz konusu yıldan sonra işletmeye
girecek yeni PV santralleri için FIT politikasının uygulanma gereğinin ortadan
kalkacağı öngörülmektedir. Bu kapsamda, FIT teşvik mekanizmasının bütçede
yaratacağı mali yük tahmin edilirken son 10 yılın ortalama TORETOSAF değeri (80
Dolar/MWh) ile FIT arasındaki fiyat farkı (133-80=53 DolarDolar/MWh) dikkate
alınmaktadır. Yıllık ilâve PV kurulu kapasitesinin ne kadarlık bölümünün YEK
Kanunu kapsamında EK II sayılı cetvelde yer alan ilâve yerli katkı payı teşviğinden
faydalanacağı hususu tam olarak öngörülemediği için mali yük hesaplamasına yerli
ürün katkı payı dâhil edilmemiştir. PV sistemlerden üretilen elektriğin tamamının
şebekeye verileceği varsayılarak toplam mali yük miktarı tahmin edilmiştir. Ayrıca,
PV santrallerin yıllık üretim kaybının yüzde 0,8 oranında gerçekleşeceği
varsayılmıştır. 2015, 2016 ve 2017 yılları için ilâve PV kurulu güç tahminleri bütün
senaryolarda aynı olduğundan mali yük öngörüleri arasında büyük miktarda bir fark
ortaya çıkmamıştır. 2015-2030 yılları arasında PV’ler için uygulanan 53 Dolar/MWh
değerindeki alış fiyatı farkının bütçede yaratacağı toplam mali yükün NBD’si 2,2
milyar Dolar ile 2,9 milyar Dolar arasında olması beklenmektedir (Tablo 5.15). Mali
yük miktarının yıllara sari hesaplaması EK.22’de yer almaktadır.

Tablo 5.15. 2015-2030 Yılları Arasında Senaryolara Göre Alım Garantili


Fiyatların Tüketici Üzerinde Yaratacağı Toplam Mali Yükün Net
Bugünkü Değeri
(milyar Dolar)

Resmi Muhtemel Senaryo İyimser Senaryo


Fiyat Farkı Hedef
Senaryosu Düşük Referans Yüksek Düşük Referans Yüksek
Talep Talep Talep Talep Talep Talep
53 dolar/MWh 2,3 2,2 2,2 2,3 2,7 2,8 2,9

135

135
5.4.2.3. Diğer öngörülemeyen maliyetler

Türkiye’de iletim şebeke altyapısına elektrik talebinin karşılanması için


yapılan yatırımların haricinde yenilenebilir enerji teknolojilerinin şebekeye entegre
edilmesi için de ilâve yatırımlar gerekmektedir. TEİAŞ yetkilileriyle görüşmeler
sonucunda mevcut iletim altyapısının toplam 6.000 MW güneş enerjisi kurulumları
için yeterli olduğu, kurulu güç artışının olması halinde ilâve iletim altyapı yatırım
ihtiyacının doğacağı bilgisi edinilmiştir. Ancak bu durumda yapılacak yatırımın
tutarının; mevcut sistemin durumu, elektrik üretim tesisleri ile elektriğin talep
edildiği bölge arasındaki uzaklığı, elektrik tüketiminin zaman içerisindeki değişimi
gibi birçok değişkene bağlı olmasından dolayı belirlenmesi oldukça zordur. Bu
nedenle, güneş enerjisinin ülke ekonomisinde yarattığı maliyet analizinde iletim
altyapı yatırımları dâhil edilmemiştir.

5.5. Değerlendirme

Türkiye’de PV sistem projelerinin yapılabilirliğini, söz konusu sistemlerin


diğer elektrik üretim teknolojileriyle rekabet edebilirliğini ve uygulanan FIT
oranlarının yeterliliğini ortaya koymak, yatırımcılara ve karar alıcılara yol göstermek
amacıyla hazırlanan lisanssız üretim kapsamındaki 1 MW kapasiteli örnek bir
projenin finansal analizinden çeşitli sonuçlar elde edilmiştir. Baz senaryo ve 18 adet
duyarlılık analizi (Trabzon ili için yapılan analiz hariç) sonucunda,

 PV santralin birim elektrik üretim maliyetinin ortalama değerinin alım


garantili tarifenin altında kalması birim elektrik satış gelirlerinin satış
giderlerinden fazla olduğunu göstermektedir.

 Yatırımın NBD değerlerinin ortalaması 418.864 Dolar olarak hesaplanmıştır.


Yatırımın İGÖS’u ortalama 6 yıl 6 ay ilâ 9 yıl 1 ay arasında değişmektedir.
Yapılan senaryolar sonucunda elde edilen İKO’nun ortalaması indirgeme
oranının üzerinde bulunmuştur.

 Garantili alım süresi tamamlandıktan sonra sistemin kalan ömründe ürettiği


elektriği piyasada oluşan tarife ile değerlendirmesi halinde de yatırımın kârlı
olmaya devam edeceği görülmüştür. Diğer taraftan, FIT teşviğinin PV santral

136

136
ekonomik ömrü boyunca devam ettirilmesi durumunda yatırımın getirisinin
ikiye katlandığı görülmüştür.

 Farklı bölgelerde kurulan PV santral finansal analizinde, Karadeniz Bölgesini


temsil eden Trabzon ilinin haricinde Türkiye’nin genelinde PV santrallerin
kârlı bir yatırım olduğu sonucuna varılmıştır.

 PV santralin kurulacağı yerdeki güneş ışınım şiddetinin ve modüllerdeki


verimlilik kaybı oranının yatırımının getirisini önemli ölçüde etkilediği
anlaşılmıştır.

Halihazırda, Türkiye’deki PV sistem makine ve ekipmanlarının üretiminde


yerli aksam oranı düşük seviyede olduğundan yatırımcı, Kanunda öngörülen ilâve
katkı payının çok düşük bir miktarından (6,7 sent/kWh toplam ilave katkı payının
0,75 sent/kWh’inden) faydalanabilmektedir. PV yatırımının finansal analizinden elde
edilen sonuca göre, yerli aksamla inşa edilen santrallerin NBD’si ithal PV modüllerle
yapılan yatırımlardan daha düşüktür. Bu durum, yatırımcıların yerli paneller
kullanmak yerine yurt dışından ithal edilen PV modülleri tercih etmelerine yol
açmaktadır. Kurulumda yerli panel kullanılması halinde artan ilk yatırım maliyetini
telafi edecek bir teşviğin yapılmadığı sonucuna varılmıştır.

PV sistem yatırımlarının uzun vadeli bir yaklaşımla ülke ekonomisinde


yaratacağı fayda ve maliyetlerin ortaya konulması, Türkiye’nin güneş enerjisinden
elektrik üretim politikasınının belirlenmesinde oldukça önemlidir. Güneş
enerjisinden elektrik üretiminin en önemli faydalarından biri fosil yakıtlı kaynak
ithalatının, diğeri enerji kaynaklı CO2 emisyonunun azaltılmasıdır. Çalışma
kapsamında resmi hedef, muhtemel ve iyimser olmak üzere oluşturulan üç senaryoya
göre 2030 yılında PV sistem kümülatif kurulu gücünün 8.500 MW ilâ 21.369 MW
arasında değişeceği tahmin edilmektedir. Projeksiyon döneminde (2015-2030) artan
elektrik talebinin karşılanmasında doğal gaz kaynaklı santralleri ikame edeceği
düşünülen GES’lerin devreye girmesiyle toplam 24,23 milyar m3 ile 46,26 milyar m3
arasında doğal gaz tasarrufu yapılması beklenmektedir. Söz konusu dönemde
yükselen, sabit ve azalan doğal gaz alım fiyatı yaklaşımları altında toplam doğal gaz

137

137
tasarrufunun bugünkü değerinin 5,01 ile 26,58 milyar Dolar arasında gerçekleşeceği
öngörülmüştür.

Diğer taraftan, GES’lerin gelecek yıllarda neden olacağı maliyetlerin


içerisinde; yurt dışından getirilen PV sistem makine ve ekipmanların ithalat giderleri,
piyasa fiyatının üzerinde belirlenen FIT oranları nedeniyle oluşan ilâve bütçe yükü
ve GES’lerin şebekeye entegre edilmesi için gereken iletim altyapı yatırım
maliyetleri yer almaktadır.

Projeksiyon döneminde PV sistem makine ve ekipmanlarının tamamı ithal


edildiğinde ortaya çıkan toplam ithalat giderlerinin bugünkü değerinin; resmi hedef
senaryosunda 5,54 milyar Dolar ile 12,53 milyar Dolar arasında olması beklenmektir.
Söz konusu dönemde yerli imalat sanayiinin PV makine ve ekipman üretim
kabiliyetini ve kapasitesini kademeli olarak geliştirmesi ve yatırım taleplerini
karşılayacak duruma gelmesi halinde toplam ithalat giderlerinin bugünkü değerinin;
2,88 milyar Dolar ile 6,05 milyar Dolar arasında değişmesi öngörülmektedir. Yerli
üretimin sistem makine ve ekipman ithalat giderlerini neredeyse yarı yarıya
azaltacağı ortaya çıkmaktadır.

Gelecek yıllarda PV sistem makine ve ekipmanlarının tamamının yurt


dışından ithal edilmesi halinde güneş enerjisinden elektrik üretiminin dış ticaret
açığının azaltılmasındaki katkısı azalmaktadır. Özellikle gelecek yıllarda doğal gaz
yakıt fiyatlarının düşmeye devam edeceği varsayıldığında, GES’lerin dış ticaret
dengesi üzerindeki olumlu etkisi ancak yerli imalat kabiliyetinin ve kapasitesinin
geliştirilmesi ile mümkün olabilecektir.

Ayrıca, devletin PV sistemler için sağladığı elektrik toptan satış fiyatının


üzerindeki FIT oranının 2015-2030 yılları arasında kamuya getireceği ilâve bütçe
yükünün ve dolayısıyla nihai elektrik tüketicileri üzerindeki yükün NBD’si 2,2
milyar Dolar ile 2,9 milyar Dolar arasında olacağı hesaplanmıştır. Mevcut durumda,
rüzgâr ve hidrolik haricindeki diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının Türkiye’de
elektrik üretimindeki payı düşük seviyelerde olduğundan FIT teşvik sisteminin
finansmanı için bütçeden büyük miktarda kaynak ayrılmamıştır. İlerleyen dönemde
GES yatırımlarının gerçekleşme durumuna göre YEKDEM ödemeleri artacaktır.

138

138
6. POLİTİKA ÖNERİLERİ VE ALTERNATİF YAKLAŞIMLAR
Türkiye’de güneş enerjisinden elektrik üretim faaliyetlerinin ortaya çıkışı ve
gelişimi incelendiğinde, söz konusu faaliyetlerin 1970’li yılların sonuna dayandığı,
fakat bu konudaki gelişmelerin uzun yıllar boyunca bilimsel çalışmaların ve pilot
projelerin ötesine geçemediği görülmektedir. 2005 yılında yayımlanan YEK Kanunu
GES yatırımlarını teşvik etmek için devlet tarafından atılan ilk adımdır. Ancak o
dönemde, belirlenen FIT oranlarının GES üretim maliyetlerinin altında kalması
nedeniyle GES yatırımları yaygınlaşamamıştır. 2011 yılında YEK Kanununda
yapılan değişiklikle, GES yatırımları için belirlenen FIT oranları artırılmış ve ayrıca
GES tesislerinde kullanılacak yerli makine ve ekipmanlar için ilâve teşvik
mekanizması oluşturulmuştur. Küresel piyasada PV yatırım maliyetlerinin
azalmasına paralel olarak Türkiye’de PV yatırımlarına uygulanan teşviklerin
artırılması güneş enerjisi potansiyelini değerlendirmeyi bekleyen yatırımcıları
harekete geçirmiştir. Türkiye’de 2005-2011 yılları arasında yatırımcıları etkileyecek
düzeyde bir GES teşvik politikası geliştirilmemiştir. Türkiye yüksek güneş enerjisi
potansiyelini elektrik üretimi amacıyla değerlendirmekte geç kalmış gibi görünse de
o dönemde; farklı ülkelerde yaşanan tecrübelerin izlenmesi, bunlardan alınan
derslere göre GES teşvik politikalarının oluşturulması ve PV sistemlerden üretilen
elektriğin geleneksel santrallerle rekabet edecek düzeye yaklaşması açısından 2011
yılının avantajlı bir başlangıç noktası olduğu değerlendirilmektedir.

YEK Kanunuyla belirlenen 600 MW’lık lisanslı GES kapasitesine talebin


yoğun olması önlisans almaya hak kazanacak yatırımcıların değerlendirilme sürecini
zorlaştırmıştır. Bazı bölgelerde MW başına verilen katkı payı tutarının PV sistem
yatırım maliyetinin üzerine çıkması 2007 yılında rüzgâr enerjisi önlisans
başvurularında yaşanan süreci hatırlatmıştır. Önlisans almaya hak kazanan
yatırımcıların verdikleri tekliflerin, sağlıklı verilere dayanılarak hazırlanan teknik ve
finansal fizibiliteler doğrultusunda belirlenip belirlenmediği hususu ilerleyen
zamanda yatırımların gerçekleştirilme durumlarına göre belli olacaktır.

Lisanslı üretim sürecinde yoğun talep nedeniyle yaşanan gecikme, GES


yatırımcılarının lisanssız üretime yönelmelerine yol açmıştır. Türkiye’de lisanssız
üretim ile asıl amaçlan nihai tüketicilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla
139

139
elektrik üretmelerini sağlamaktır. Ancak yatırımcılar, LÜY’ün zorunlu kıldığı
tüketim aboneliğini edinmekle beraber PV santral üretiminin neredeyse tamamını
şebekeye vermektedirler. Böylece lisanssız PV piyasası kâr amaçlı üretim yapan
GES yatırımcılarının odak noktası haline gelmiştir. GES proje başvurularının
lisanssız üretim için belirlenen azami kapasite sınırında yoğunlaşması, PV santral
kurulumlarının neredeyse tamamının zemine monteli sistemlerden oluştuğunu
göstermektedir. Çatı tipi PV sistemler için bürokratik sürecinin zorlu ve maliyetli
olması, söz konusu sistemlere birim üretim maliyeti daha düşük olan zemine monteli
PV sistemlerle aynı miktarda teşvik uygulanması, Türkiye’de eski binalardaki
çatıların PV sistem kurulumuna uygun olmaması, bu alanda toplumsal bilincin ve
farkındalığın henüz oluşmaması gibi birçok sebepten Türkiye’de çatı tipi PV sistem
uygulamalarının yaygınlaşmasının zaman alacağı düşünülmektedir.

Dünyada pek çok ülkede güneş enerjisinden elektrik üretilmesine yönelik


farklı destekleme politikaları ve uygulamalar geliştirilmiştir. Bu alanda önde gelen
ülkelerin yaşadıkları tecrübeler değerlendirildiğinde, üretim maliyetlerindeki hızlı
düşüş takip edilmeden verilen yüksek miktarlardaki teşviklerin öngörülemeyen
kapasite artışlarına yol açtığı, destek ödemelerinin elektrik fiyatlarını yükselterek
nihai elektrik tüketicilerine yüklendiği anlaşılmaktadır. Üretim maliyetlerindeki
azalış ile beraber gelecek yıllarda PV sistem üretiminin fosil yakıtlı kaynakların
üretim maliyeti ile rekabet edebilecek düzeye ineceği beklenmektetir. Bu doğrultuda
birçok ülke yeni işletmeye girecek PV tesislerde FIT teşvik politikasından
vazgeçerek ihale yöntemiyle güneş enerjisi üretimini fiyatlandırmayı
planlamaktadırlar.

Türkiye’de 2011 yılında yasal düzenlemelerin ve destekleme mekanizmasının


oluşturulması ile canlanmaya başlayan güneş enerjisi piyasasının ülke örneklerinden
edilenilen dersler ve yapılan analizler ışığında sağlıklı bir şekilde işlemeye devam
etmesi için aşağıda başlıklar altında sunulan önerilerin dikkate alınması önemli
görülmektedir.

140

140
1. Kurumsal ve İdari Tedbirler

Türkiye’nin sahip olduğu güneş enerjisi potansiyelinden sistematik bir


şekilde ve azami düzeyde faydalanılması için gerekli politikaların belirlenmesine
yönelik ilgili tüm tarafların katılımıyla (üreticiler, meslek odaları, üniversiteler, kamu
kurumları, ilgili sivil toplum örgütleri, tüketici örgütleri vb.) bir kurul
oluşturulmalıdır. Söz konusu kurul tarafından güneş enerjisinin başta elektrik sektörü
olmak üzere bütün kullanım alanlarını kapsayan, teknoloji faaliyetlerinin de
içerisinde yer aldığı Güneş Enerjisi Stratejisi hazırlanmalıdır.

Türkiye’de gelecek yıllarda yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik


üretimindeki payının artacağı beklentisi doğrultusunda gelecek yıllarda rüzgâr ve
güneş gibi değişken güç santrallerinin elektrik enerjisinin kalitesini ve sistem
kararlılığını etkilemeden şebekeyle entegrasyonunun sağlanması oldukça önemlidir.
Yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin kapasite projeksiyonlarını ve bunların
gelecek yıllarda iletim ve dağıtım sistemine olası etkilerini içeren Yenilenebilir
Enerji Kaynaklarının Şebekeye Entegrasyonu Programı TEİAŞ koordinatörlüğünde,
Kalkınma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, ETKB, TEDAŞ ve EDAŞ’larla işbirliği
halinde hazırlanmalıdır.

Dünyada güneş enerjisi teknolojilerindeki gelişmeler izlenerek son


gelişmelerin Türkiye’ye transfer edilmesi için gerekli Ar-Ge çalışmaları kamu
tarafından desteklenmelidir. Bu kapsamda öncelikle yerli sanayiinin ihtiyaçlarına
göre çalışan sanayiye yön veren bir Ulusal Güneş Enerjisi Araştırma Merkezi
kurulmalıdır. Üniversiteler, TÜBİTAK, YEGM, Meteoroloji Genel Müdürlüğü,
Makine ve Kimya Enstitüsü Kurumu, sivil toplum örgütleri ve diğer araştırma
merkezlerinde güneş enerjisi teknolojilerini geliştirmek için yürütülen Ar-Ge
çalışmalarından elde edilen sonuçlar araştırma merkezinde biraraya getirilerek bilgi
paylaşım ağı oluşturulmalıdır. Söz konusu merkez, güneş enerjisi teknolojileri
alanında Ar-Ge faaliyetlerini yürüten kurum ve kuruluşların yanı sıra imalat sanayii
ile işbirliği halinde çalışmalarını sürdürmelidir.

PV sistemlerden elektrik üretimin yaygınlaştırılmasında toplumsal bilincin ve


farkındalığın artırılması oldukça önemlidir. Bu amaçla öncelikle kamu kurum ve

141

141
kuruluşlarının çatıları iyileştirilerek buralarda PV sistem uygulamaları
yaygınlaştırılmalıdır. Kamu binalarında enerji verimliliği hedefine benzer şekilde
kamu binalarının elektrik ihtiyacının belirli bir oranının güneş enerjisinden
karşılanması hedefi konulmalıdır. Kamu alımlarında yerli imalat sanayiinin ürünleri
tercih edilmelidir.

PV sistem kurulumu yapan kişilerin yeterli tecrübeye sahip olmaması ya da


projelerinin doğru bir şekilde yapılmaması sonucunda sistemlerden beklenen
performans alınamamakta, sistemde çeşitli bağlantı sorunları ortaya çıkmaktadır.
Özellikle binalarda kurulan PV sistemler özel bir tasarım gerektirmektedir. Bu alanda
yerli mühendislik kapasitesinin geliştirilmesi için teknik liselerde, üniversitelerin
lisans ve yüksek lisans programlarında güneş enerjisi teknolojilerine yönelik
eğitimler artırılmalıdır. Güneş enerjisi teknolojileri alanında yetiştirilen kalifiye insan
gücüyle tasarlanmış ve yerli kaynakların kullanımıyla inşa edilmiş santrallerin ulusal
ekonomiye katkısının daha fazla olacağı düşünülmektedir.

2. Teşvik Mekaniznasının Oluşturulmasına Yönelik Öneriler

Dünyada güneş enerjisi piyasasında önde gelen ülkelerin yaşadıkları


tecrübeler ve aldıkları politika kararları incelendiğinde, maliyetlerdeki azalış ile
beraber büyük ölçekli PV sistemlerde FIT politikasından vazgeçilerek söz konusu
sistemler için ihale mekanizmasının geliştirildiği görülmektedir. 2020 yılına kadar
güneş enerjisi teknoloji maliyetlerindeki azalış miktarı izlenerek FIT mekanizması
güncellenmeli ve tarife oranları kademeli olarak düşürülmelidir. Böylece,
yatırımcıların aşırı kar etmeleri ve beklenmedik kapasite artışları önlenecek, teşvik
ödemelerinin nihai elektrik tüketicileri üzerinde yaratacağı mali yük azalacaktır.
2020 yılından itibaren ise PV kurulu gücünün ulaşacağı değer doğrultusunda 1 MW
ve üzerinde kapasiteye sahip PV santraller arasında yapılacak ihaleler sonucunda
elektrik satış fiyatı belirlenmeli, imzalanan uzun vadeli elektrik alım sözleşmeleriyle
santral işletmecisine sözleşmede belirlenen süre boyunca bu fiyattan alım garantisi
sağlanmalıdır. Ancak 2020 yılına kadar kapasitenin öngörüldüğü kadar büyümemesi
durumunda, GES’ler arasında yeterince rekabet oluşmayacak ve yine fiyatlar
maliyetin çok üzerinde belirlenecektir. Bu durumda ise alternatif olarak FIP

142

142
politikası ile piyasa satış fiyatının üzerine prim ilâve edilmelidir. Satış fiyatlarının
aşırı dalgalanmasını önlemek için de prim fiyata alt ve üst limitler getirilmelidir.

Türkiye’de güneş enerjisinden elektrik üretimi politikalarıyla öncelikle


hedeflenen husus, nihai tüketicilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamaları için elektrik
üretmelerini sağlamak olmalıdır. 31.12.2020 tarihinden önce devreye girecek PV
yatırımlarının lisanssız elektrik üretimi kapsamında yer alabilmeleri için, üreticilerin
santralden üretilen elektriğin belirli oranı kadarını kendi tüketimleri için kullanmaları
zorunlu hale getirilmelidir. Böylece, lisanssız GES trafo kapasiteleri salt kâr amaçlı
yatırımcılardan ziyade, güneş enerjisinden kendi elektriğini üretmek isteyen nihai
elektrik tüketicilerine ayrılabilecektir.

Lisanssız üretim faaliyetinde bulunan PV santraller için belirlenen alım


garantili süre (10 yıl) tamamlandıktan sonra, tesisin kalan ekonomik ömründe
üretilen elektriğin lisanslı GES’lerde olduğu gibi serbest piyasa şartlarında şebekeye
arzına izin verilmelidir. GES projeleri için hazırlanan finansal analizlerde tesisin
ekonomik ömrünün tamamında elektrik satışından gelir elde edildiği varsayılmakta,
bu doğrultuda yatırım kararı alınmaktadır. Alım garantili sürenin geçerli olduğu 10
yıllık süre tamamlandıktan sonra tüketim fazlası elektriğin şebekeye verilememesi
halinde bazı GES projeleri kârlı olmaktan çıkacak, bu da yatırım kararlarını olumsuz
etkileyecektir.

Ölçek ekonomisinden dolayı küçük ölçekli çatı tipi PV sistemlerin yatırım


maliyetinin diğer PV sistemlerden yüksek olması, söz konusu sistemlere büyük
ölçekli sistemlerden daha fazla teşvik uygulanmasını gerekli kılmaktadır. Dünyada
FIT teşvik mekanizmasını uygulayan ülkelerin büyük çoğunluğunda çatı
uygulamaları ve zemine monte edilen PV sistem uygulamaları birbirinden ayrılmış,
her birinin altında tarife grupları oluşturulmuş, konutlarda ve ticari binalarda kendi
elektriğini üretmek isteyen yatırımcıları özendirmek için daha yüksek satış tarifeleri
belirlenmiştir. Bu kapsamda Türkiye’de de çatı tipi PV sistemler 1kW-30 kW, 30
kW-100 kW, 100 kW-1 MW ve 1 MW üzeri olmak üzere dört farklı kapasite
grubuna ayrılmalı, sistemlerin kapasitesi büyüdükçe satış tarifeleri azalacak şekilde
FIT oranları farklılaştırılmalıdır. Söz konusu sistemlerin ülkede yaygınlaşma
durumuna bağlı olarak tarifeler kademeli olarak indirilmelidir. Ayrıca belirli bir
143

143
kapasiteye kadar çatı tipi PV sistemlerde alternatif bir teşvik mekanizması olarak çift
taraflı ölçüm sistemleri düşünülmelidir. Böylece, PV sistemlerden üretilen elektriğin
tüketilemeyen kısmı (kWh), güneş ışınımının az olduğu zamanlarda veya akşam
saatlerinde şebekeden alınan elektrik miktarı (kWh) ile belirli dönemlerde (3 ay, 6 ay
gibi) mahsuplaştırılarak konutlardaki ve ticari tip PV sistem uygulamaları teşvik
edilmelidir.

3. Yerli İmalat Sanayiinin Geliştirilmesine Yönelik Öneriler

PV teknolojisinin üretim sürecinde katma değeri en yüksek olan sistem


elemanı hücredir. Güneş enerjisi teknolojisinin geliştirilmesinde öncelikle hedeflenen
PV hücre seri üretiminin gerçekleştirilmesi olmalıdır. PV hücre teknolojisinin
gelişiminde; üniversitelerde, TÜBİTAK ve diğer araştırma kuruluşlarında yürütülen
Ar-Ge faaliyetlerinin ve teknolojik gelişmelerin endüstriye aktarılması önemli
görülmektedir.

AB ülkelerinde uygulanan destekleme mekanizmalarına benzer şekilde


Türkiye’de PV hücre ve modül üretim sürecinin geliştirilmesinde gerekli olan
yatırımların finansmanının bir kısmının (yüzde 30-50 aralığında)279 kamu kaynağı ile
kalanının özel sektörün kendi finansman imkanlarıyla gerçekleştirilmesi
sağlanmalıdır.

Uluslararası işbirlikleri geliştirilerek özellikle yurt dışından gelecek büyük


ölçekli yatırımlarda teknoloji transferi şartının getirilmesi ve teknolojinin
yerlileştirilmesi sağlanmalıdır.

Yerli güneş enerjisi sanayiinin ithal ürünlerle rekabet şartlarını iyileştirmek


ve gelişmesini desteklemek üzere, YEK Kanunu ile düzenlenen ilâve yerli katkı payı
uygulama süresi 10 yıla yükseltilmelidir. Ayrıca, PV santrallerde yerli katkı payı
ilâvesinde belirlenen oranlar yerli imalat sanayiinin üretim kapasitesi dikkate
alınarak yeniden düzenlenmelidir. Böylece, güneş enerjisi sistem elemanlarının yurt
içinde üretilmesine yönelik girişimlerin önü açılmalıdır.

279
EPIA (European Photovoltaic Industry Association), 2010b:24.
144

144
Son dönemde Çin menşeli modüller için Türkiye, ciddi bir pazar haline
gelmiştir. Bu durum, PV sistem maliyetlerinin azalması açısından fırsat sağlarken
beraberinde birtakım tehditler de getirmektedir. Hâlihazırda dünyadaki modül
üretiminin yarısından fazlası Çin’de gerçekleştirilmekte olup söz konusu ülke rekabet
üstünlüğüne sahiptir. ABD ve AB ülkeleri yerli imalat sanayiilerini korumak için Çin
menşeli PV modüllere karşı anti-damping vergileri uygulamış ve modüllerin
ithalatının önünü kapatmaya çalışmışlardır. Alınan önlemler sonucunda da söz
konusu modüllerin fiyatları yükselmiştir. ABD ve AB ülkelerinden farklı olarak
Türkiye, henüz PV teknolojisinde küresel uyumluluğu sağlayabilecek bir altyapıya
sahip değildir. Türkiye’de yerli imalat sanayiinin korunması amacıyla ticaret
engellerinin getirilmesi kısa vadede PV sistem fiyatlarının yükselmesine neden
olacak, bu da yatırımların yavaşlamasına yol açacaktır. Belirli kalitedeki PV sistem
elemanlarını üretebilecek ve yurt içindeki talebi büyük oranda karşılayabilecek
kapasiteye ulaşılana kadar yerli imalat sanayiinin korunması için en etkili politika
aracı, YEK Kanununun II sayılı cetvelindeki teşvik mekanizmasıdır.

Kalkınma Bakanlığından ve diğer kamu kaynaklarından sağlanan ödeneklerle


üniversitelerde, belediyelerde ve bölgesel kalkınma idarelerinde yapılması planlanan
PV yatırımlarında yerli ürün kullanılması zorunluluğu getirilmelidir.

4. Güneş Enerjisi Yatırım Sürecinin İyileştirilmesine Yönelik Öneriler

Güneş enerjisi yatırımcılarının karşılaştığı mevzuata ilişkin ve uygulamadaki


zorluklar tespit edilmeli, yatırımların hızlandırılması için gerekli yasal düzenlemeler
yapılmalıdır. Özellikle dağıtım sistemine AG hattından bağlanacak olan konutlar için
PV sistem başvurularının diğer sistemlere göre daha kolay ve hızlı olması
sağlanmalıdır.

Her bir bölge için ayrılan GES lisanssız kapasitesinin yatırımcılar arasında
adil bir şekilde dağıtılmasında, başvuruların şeffaf bir ortamda ve eşit şartlarda
değerlendirilmesinde yerel dağıtım şirketleri ile beraber TEDAŞ’ın görev alması
sağlanmalıdır.

145

145
5. Diğer Öneriler

Küresel piyasada PV sistem elemanlarının kalitesi genellikle son birkaç yılda


artsa da rekabet şiddetlendikçe üreticilerin bazıları düşük maliyetlerle belirli kalite
standartlarının altındaki modülleri yurt dışındaki pazarlara ihraç etmektedir.280
Gelecek yıllarda yatırımcıların mağdur olmaması için üretim hatası olan, verimliliği
düşük, kalite standartlarını sağlamayan PV sistem elemanlarının ülkeye girişinin
engellenmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. Bu amaçla ithal edilen PV sistem
elemanlarının ihtisas gümrüğünün281 kontrolünden geçirilerek Türkiye’ye girmesine
izin verilmelidir. İhtisas gümrüğünde YEGM ve TSE’nin görevlendirilmesi
sağlanmalıdır.

PV sistem elemanlarının, piyasaya dağıtımı veya arzı aşamasında ilgili teknik


düzenlemeye uygun olarak üretilip üretilmediğini ve güvenli olup olmadığını tespit
etmek için piyasanın denetim ve gözetimden geçirilmesi sağlanmalıdır. Yurt dışından
panel ithal eden üreticilere garanti belgesi ve servis zorunluluğu getirilmelidir. Bu
konuda Ekonomi Bakanlığı, ETKB, YEGM, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı,
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, TSE’nin işbirliği ile gerekli yasal düzenlemeler
yapılmalıdır.

280
IEA, 2014b:16.
281
İhtisas gümrükleri uygulaması belirlenen bazı eşyaların gümrük işlemlerinin yalnızca belirli
gümrük idarelerinden yapılması olarak tanımlanan bir gümrük politikasının uygulamadaki adıdır.
Bahse konu gümrüklerde ithal eşyanın belirli zorunlu standartlara sahip olup olmadığı kontrol
edilmektedir.
Gümrükler Genel Müdürlüğü, 18.08.2015.
<http://ggm.gtb.gov.tr/gumruk-idareleri/ihtisas-gumrukleri-uygulamasi>
146

146
SONUÇ

Fosil kaynakların sınırlı rezervleri ve fiyatlarındaki dalgalanmalar, enerji


kaynaklı sera gazı salımları gibi sorunlar yenilenebilir enerji kaynakları lehine bir
dönüşümün yaşanmasına neden olmuştur. Ülkeler, olası bir enerji krizinin ekonomi
üzerindeki olumsuz etkilerinden korunmak için güvenli, çevre dostu ve sürdürülebilir
enerji kaynağı olan GES’leri inşa etmekte, geliştirdikleri güneş enerjisi
teknolojilerini ihraç ederek ekonomilerini güçlendirmekte, yeni istihdam alanları
yaratmaktadır. Bu amaçla birçok ülkede geliştirilen destek politikalarıyla hem güneş
enerjisinden elektrik üretim sanayii olgunlaşmış hem de GES kurulu gücü hızla
artmıştır. Yenilenebilir enerji kaynakları destek politikaları arasında FIT
mekanizması GES yatırımlarının en hızlı tepki verdiği ve bu nedenle dünyada en
yaygın kullanılan destek politikasıdır. Diğer taraftan, son dönemde büyük ölçekli PV
sistemlerde yenilenebilir enerji ihaleleri politikasını uygulayan ülke sayısının
yükseldiği gözlenmektedir.

1800’lü yıllardan günümüze kadar devam eden yoğun Ar-Ge faaliyetleri


sonucunda güneş enerjisinden elektrik üretim teknolojilerinin üretim verimlilikleri
yükselmiş, bu teknolojilerin ekonomik ömürleri uzatılmış ve üretim maliyetleri
büyük oranda düşürülmüştür. Teknolojik gelişmelerle beraber yüksek ışınım
değerine sahip bazı bölgelerde PV santrallerden üretilen elektriğin birim maliyeti
geleneksel santrallerle rekabet edebilecek düzeye gelmiştir.

PV sistem maliyetlerinin hızlı bir şekilde azalması ve teşvik politikalarının


neden olduğu mali yükün artması, hükümetlerin GES yatırımlarına uyguladıkları
politikaları yeniden gözden geçirmelerine neden olmuştur. PV sistem maliyetlerinin
takip edilemeyen bir hızla düşmesi, yatırımcıların aşırı kâr elde etmelerini önleyecek
bir teşvik mekanizmasının oluşturulmasını zorlaştırmıştır. İspanya ve İtalya gibi
ülkelerde piyasadaki elektrik satış fiyatının çok üzerinde belirlenen teşvikler
nedeniyle perakende elektrik satış fiyatları büyük oranlarda yükselmiştir. Bu durum,
AB ülkelerinin bazılarının geçmişe dönük politika değişiklikleri ve teşviklerde
indirim yapmalarına neden olmuştur. FIT politikasını dünyada en başarılı uygulayan
ülkelerden biri olan Almanya ise maliyet azalışlarına karşı öncelikle kademeli olarak
tarife indirimlerine ve yıllık PV kurulumlarına kapasite sınırı getirerek tepki
147

147
göstermiştir. Gelecek yıllarda PV sistemlerden üretilen elektriğin maliyetinin
geleneksel santrallerle eşitleneceği öngörüsü doğrultusunda Almanya gibi birçok
ülke FIT politikasından vazgeçerek yenilenebilir enerji ihaleleri ile elektrik satış
tarifelerini belirlemeyi planlamaktadır.

Diğer taraftan Türkiye, enerji ihtiyacı her yıl artış gösteren, ihtiyacının büyük
bir kısmını ithal kaynaklarla karşılayan ve bu nedenle enerjide dışa bağımlılığı
yüksek olan bir ülkedir. Türkiye’de enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasında;
işletmesi esnasında yakıt kullanmayan, işletme ve bakım maliyetleri düşük
seviyelerde gerçekleşen, ihtiyaca göre ölçeklendirilmesi kolay olan ve yerleşim
bölgelerindeki nihai elektrik kullanıcılarına en yakın mesafede kurulabilen GES’lerin
yaygınlaştırılması ciddi bir seçenek haline gelmiştir.

2011 yılında YEK Kanununda FIT oranlarının piyasa fiyatlarının oldukça


üzerinde belirlenmesi sonucunda Türkiye’nin yüksek güneş enerjisi potansiyelini
değerlendirmeyi bekleyen yatırımcıların önü açılmıştır. Çalışmada yer alan finansal
analizlerden, Türkiye’de PV yatırımları için uygun ortamın oluştuğu, FIT teşvik
fiyatının ve garantili alım süresinin yatırımcıların kâr etmelerini sağlayacak düzeyde
olduğu sonucuna varılmıştır. Mevcut durumda PV sistemlerden üretilen elektriğin
birim maliyeti geleneksel yakıtlı santrallerle rekabet edecek seviyeye inmemiştir.
IEA’ya göre 2020 yılına kadar PV sistem üretim maliyetlerinin ortalama yüzde 25
oranında azalacağı öngörülmektedir.282 Bu doğrultuda, Türkiye’de büyük ölçekli PV
sistem birim elektrik üretim maliyetinin 2020 yılından itibaren geleneksel santrallerle
rekabet edebilecek düzeye inmesi beklenmektedir.

GES yatırımlarının uzun vadede ülke ekonomisinde yaratacağı fayda ve


maliyetlerin öngörülmesi, güneş enerjisinin Türkiye elektrik sistemi içerisinde
yerinin belirlenmesinde oldukça önemlidir. Çalışma kapsamında GES yatırımlarının;
istihdam üzerindeki olumlu etkisi, sera gazının azaltılmasındaki faydası ve şebekeye
entegrasyonu için gerekli ilave yatırımların değeri hesaplanamamakla beraber
enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasındaki etkisi ortaya konulmuştur. Bu doğrultuda
GES yatırımlarının sağlayacağı doğal gaz yakıt tasarruf değerleri ile PV sistem
makine ve ekipmanlarının ithalat giderine yönelik analizler yapılmıştır. Gelecek

148

148
yıllarda doğal gaz alım fiyatlarının düşmesi halinde (azalan fiyat senaryosu) enerji
kaynaklı ithalat giderlerinin azaltılmasında GES yatırımlarının ülke ekonomisine
olumlu katkı sağlayabilmesi, ancak GES’lerin inşası ve kurulumlarında gerekli olan
makine ve ekipmanların yurt içinde üretilmesi ve dolayısıyla yerli imalat sanayiinin
ve GES teknolojilerinin geliştirilmesi ile mümkün olacağı sonucuna varılmıştır.
Türkiye’de GES’lerin milli ekonomiye azami düzeyde fayda sağlayabilmesi için
destek politikalarının, yalnızca güneş enerjisi kurulu gücünü artırmak odaklı bir
yaklaşımdan ziyade, yerli imalat sanayiinin gelişmesini sağlayacak şekilde
belirlenmesi gerekmektedir.

Türkiye’de orta vadeli elektrik enerjisi talep ve arz projeksiyon çalışmaları


sonucunda 2020 yılına kadar elektrik enerjisi talebinin yeterli yedekle
karşılanabileceği öngörülmektedir. Diğer taraftan, güneş enerjisinden elektrik üretim
maliyetlerinin 2020 yılından itibaren fosil yakıtlı santrallerle rekabet edebilecek
düzeye gelmesi beklenmektedir. Bu doğrultuda hem serbest piyasa dengesinin
korunması hem de teşvik mekanizmasının yaratacağı mali yükün azaltılması
açısından Türkiye’de güneş enerjisinden elektrik üretim yatırımlarının 2020 yılına
kadar kademeli olarak artırılmasına izin verilmeli, FIT oranlarının maliyetteki
değişim takip edilerek sürekli güncellenmesi sağlanmalıdır. 2020 yılından itibaren
üretim maliyetlerinin öngörüldüğü düzeyde azalması durumunda ilave bir teşviğe
gerek olmadan güneş enerjisinden elektrik üretimi şebekeye entegre edilmelidir.

149

149
EKLER

EK.1. Türkiye Toplam Güvenilir Elektrik Üretim Miktarının ve Toplam Üretim


İçerisindeki Payının Enerji Kaynağı Türüne Göre Değişimi

Yıllar 2014 2015 2016 2017 2018 2019


TWh 39 39 41 41 48 48
Linyit
% 12,1 11,1 11,2 10,8 12,4 12,1
TWh 3 13 13 13 13 13
T.Kömür+Asfaltit
% 1 3,6 3,5 3,4 3,4 3,4
TWh 41 41 39 39 39 39
İthal Kömür
% 12,7 11,6 10,8 10,4 10 9,6
TWh 171 182 188 191 195 204
Doğal Gaz
% 53,4 52 51,7 50,7 49,8 50,9
TWh 3 4 5 5 5 5
Jeotermal
% 0,9 1,3 1,3 1,4 1,4 1,3
TWh 4 4 5 5 5 5
Fuel Oil
% 1,1 1,3 1,5 1,4 1,3 1,3
TWh 0 0 0 0 0 0
Nükleer
% 0 0 0 0 0 0
TWh 1 1 1 1 1 1
Diğer
% 0,2 0,2 0,3 0,3 0,3 0,2
TWh 2 2 2 2 2 2
Biogaz+Atık
% 0,6 0,6 0,6 0,6 0,5 0,5
TWh 49 54 57 61 62 62
Hidrolik
% 15,3 15,3 15,8 16,2 15,9 15,5
TWh 8 9 10 15 15 15
RES
% 2,6 2,7 2,8 4 3,9 3,8
TWh 0,1 1 2 3 4 5
GES
% 0 0,3 0,6 0,9 1,1 1,4
TWh 320 351 363 376 392 402
Toplam
% 100 100 100 100 100 100
Kaynak: TEİAŞ, 2015:55’den yararlanılarak hazırlanmıştır.

150

150
EK.2 Güneş Enerjisine Dayalı Üretim Tesislerinde Yerli Ürün Kullanılması Durumunda Uygulanacak İlâve Teşvik Fiyatları
(sent/kWh)
Yerli
Yerli Katkı
Yurt İçinde Gerçekleşen İmalat Yurt İçinde Üretilen Makine-Ekipman Türü Aksam İlave Katkı Tutarı
İlavesi
Oranı
1. Taşıyıcı yapı (Mekanik bağlantı elemanları, destek temeli, takipli veya takipsiz
1-PV panel entegrasyonu ve güneş 55 0,8×%55=0,44
destek yapısı, kablo kanalları).
yapısal mekaniği imalatı 0,8
2. Elektriksel bağlantılar (Kablo, kablo bağlantı kutuları, sistem koruma
45 0,8×%45=0,36
devreleri).
2.1. Kristal Silikon PV modüller
2-PV modülleri 1,3
2.1.1. Cam 20 1,3×%20=0,26
2.1.2. Çerçeve 15 1,3×%15=0,20
2.1.3. Hücre Koruyucu Sarma/Kaplama Malzemesi (Enkapsulant) 20 1,3×%20=0,26
2.1.4. Alt Koruyucu Tabaka (Back Sheet) 20 1,3×%20=0,26
2.1.5. Kablo Bağlantı Kutusu ( junction box) 20 1,3×%20=0,26
2.1.6. Akım Taşıyıcı İletken Şerit 5 1,3×%50=0,07
2.2. Odaklayıcılı PV modüller

151
2.2.1. Hücreleri bir arada tutan yapı 35 1,3×%35=0,46
2.2.2. Çerçeve 15 1,3×%15=0,20
2.2.3. Soğutucu ünite 50 1,3×%50=0,65
3.1. Kristal Silikon PV hücreler
3-PV modülünü oluşturan hücreler 3,5
3.1.1. Saflaştırılmış silisyum 25 3,5×%25=0,88
3.1.2. Kütük (ingot) 15 3,5×%15=0,53
3.1.3. Dilimlenmiş külçeler (wafer) 30 3,5×%30=1,10
3.1.4. Hücre 30 3,5×%30=1,10
3.2. İnce film esaslı PV hücreler
3.2.1. İnce film malzemesi 15 3,5×%15=0,53
3.2.2. İnce film malzemeyi taşıyan altlık (cam, vb.) 20 3,5×%20=0,70
3.2.3. İnce film hücre 65 3,5×%65=2,23
3.3. Odaklayıcılı PV hücreler (Çok katmanlı PV eleman) 100 3,5
Bir enerji kaynağından üretilen doğru akımın, bağlantı noktasının gerilim ile frekans
4. İnvertör 0,6 değerleriyle uyumlu olacak şekilde alternatif akıma dönüştürülmesini sağlayan güç 100 0,6
elektroniği ünitesi.
5- PV modülü üzerine güneş ışınını Güneş ışınlarını, PV modülü üzerinde bulunan bir veya birden fazla sayıdaki PV
0,5 100 0,5
odaklayan malzeme hücresi üzerine yoğunlaştıran yansıtıcı veya odaklayıcı özellikli optik malzeme.

151
EK.3 1992-2014 Yılları Arasında Fotovoltaik Kurulu Gücünün Gelişimi
(MW)
Dünya
Yıl Almanya Çin İtalya Japonya ABD İspanya
Toplam
1992 3 9 19 44
1993 4 12 24 58
1994 6 14 31 1 83
1995 7 16 43 1 102
1996 10 16 60 1 129
1997 17 17 91 1 174
1998 22 18 133 1 231
1999 30 19 209 2 329
2000 89 19 19 330 2 559
2001 207 24 20 453 4 830
2002 324 42 22 637 7 1.183
2003 473 52 26 860 12 1.664
2004 1.139 62 31 1.132 111 24 2.768
2005 2.072 70 38 1.422 190 50 5.100
2006 2.918 80 50 1.709 295 148 5.619
2007 4.195 100 120 1.919 455 705 8.080
2008 6.153 140 458 2.144 753 3.463 14.359
2009 9.959 300 1.181 2.627 1.188 3.523 21.678
2010 17.372 800 3.502 3.618 2.040 3.915 38.314
2011 24.858 3.300 12.807 4.914 3.959 4.260 68.006
2012 32.462 7.000 16.454 6.632 7.328 4.538 99.843
2013 35.766 19.720 18.074 13.599 12.079 4.640 139.795
2014 38.200 28.100 18.500 23.300 18.300 5.400 177.000
Kaynak: IEA PVPS, 2014:67, IEA PVPS, 2015a:12’den yararlanılarak hazırlanmıştır.

152

152
EK.4 Fotovoltaik Santral Nakit Akış Tablosundaki Vergi Hesaplarının Ayrıntılı Gösterimi

(Dolar)
2016 2017 2018 2019 2020 2021 2022 2023 2024 2025 2026
A-Faaliyet Kârı 172.248 170.559 168.884 167.223 165.574 163.939 162.317 160.708 159.112 157.528 79.169
B-Kredi Faiz Ödemesi 49.590 45.828 41.840 37.613 33.132 28.382 23.347 18.010 12.353 6.356 0
C-Amortisman Gideri 104.340 104.340 104.340 104.340 104.340 104.340 104.340 104.340 104.340 104.340 -
D-Vergi Öncesi Kâr (A-B-C) 18.317 20.391 22.704 25.270 28.103 31.217 34.630 38.358 42.419 46.832 79.169
E-Vergi Ödemesi (D*0,20) 3.663 4.078 4.541 5.054 5.621 6.243 6.926 7.672 8.484 9.366 15.834

(Dolar)
2027 2028 2029 2030 2031 2032 2033 2034 2035 2036 2037 2038 2039 2040
A-Faaliyet Kârı 78.225 -1.494 76.360 75.439 74.525 73.618 72.718 71.826 70.941 70.063 69.192 68.328 67.470 66.620
B-Kredi Faiz Ödemesi - - - - - - - - - - - - - -

153
C-Amortisman Gideri - - - - - - - - - - - - - -
D-Vergi Öncesi Kâr (A-B-C) 78.225 -1.494 76.360 75.439 74.525 73.618 72.718 71.826 70.941 70.063 69.192 68.328 67.470 66.620
E-Vergi Ödemesi (D*0,20) 15.645 -299(*) 15.272 15.088 14.905 14.724 14.544 14.365 14.188 14.013 13.838 13.666 13.494 13.324
(*) VUK’a göre kurumların ticari faaliyetlerden doğan zararlar, sonraki dönemlerde doğan kazançlarından indirilebilmektedir. GİB, 06.09.2015.
<http://www.gib.gov.tr/fileadmin/user_upload/Tebligler/5520/9.html>
Çalışmada kolaylık sağlaması açısından hesaplanan eksi değerdeki vergi tutarının toplam nakit çıkışlarını azalttığı varsayılmıştır.

153
EK.5 Güneş Enerjisi Santrallerin Kapasite ve Üretim Miktarlarının 2030 Yılına
Kadar Resmi Hedef Senaryosuna Göre Dağılımı

İlave edilen Kurulu Toplam Üretim


Toplam Kurulu Güç
Yıllar Güç Miktarı
(MW)
(MW) (MWh)

2014 40 40 60.000
2015 260 300 450.000
2016 700 1.000 1.500.000
2017 1.000 2.000 3.000.000
2018 500 2.500 3.750.000
2019 500 3.000 4.500.000
2020 500 3.500 5.250.000
2021 500 4.000 6.000.000
2022 500 4.500 6.750.000
2023 500 5.000 7.500.000
2024 500 5.500 8.250.000
2025 500 6.000 9.000.000
2026 500 6.500 9.750.000
2027 500 7.000 10.500.000
2028 500 7.500 11.250.000
2029 500 8.000 12.000.000
2030 500 8.500 12.750.000

154

154
EK.6 Güneş Enerjisi Santrallerin Kapasite ve Üretim Miktarlarının 2030 Yılına Kadar Muhtemel Senaryoya Göre Dağılımı

DÜŞÜK TALEP REFERANS TALEP YÜKSEK TALEP

Yıllar Toplam PV Üretim İlave Kurulu Toplam PV Üretim İlave Kurulu Toplam PV Üretim
İlave Kurulu
Kurulu Güç Miktarı Güç Kurulu Güç Miktarı Güç Kurulu Güç Miktarı
Güç (MW)
(MW) (MWh) (MW) (MW) (MWh) (MW) (MW) (MWh)

2014 40 40 60.000 40 40 60.000 40 40 60.000


2015 260 300 450.000 260 300 450.000 260 300 450.000
2016 700 1.000 1.500.000 700 1.000 1.500.000 700 1.000 1.500.000
2017 1.000 2.000 3.000.000 1.000 2.000 3.000.000 1.000 2.000 3.000.000
2018 411 2.411 3.616.989 442 2.442 3.662.871 486 2.486 3.728.958
2019 444 2.855 4.282.665 486 2.928 4.392.418 538 3.024 4.535.810

155
2020 479 3.334 5.001.642 532 3.461 5.190.779 594 3.618 5.426.738
2021 505 3.839 5.758.597 567 4.027 6.040.758 623 4.241 6.361.955
2022 539 4.378 6.567.253 613 4.640 6.959.840 679 4.920 7.380.025
2023 576 4.955 7.431.770 662 5.302 7.952.568 737 5.657 8.486.229
2024 622 5.576 8.364.401 716 6.018 9.027.090 800 6.458 9.686.450
2025 665 6.241 9.361.286 772 6.790 10.185.170 867 7.325 10.987.106
2026 710 6.951 10.426.118 831 7.622 11.432.361 938 8.263 12.394.291
2027 757 7.708 11.562.070 894 8.516 12.773.887 1.014 9.277 13.915.041
2028 807 8.515 12.772.917 961 9.477 14.215.217 1.094 10.371 15.556.511
2029 860 9.375 14.062.614 1.031 10.508 15.761.782 1.180 11.551 17.326.168
2030 915 10.290 15.435.000 1.106 11.613 17.420.100 1.271 12.822 19.232.400

155
EK.7 Güneş Enerjisi Santrallerin Kapasite ve Üretim Miktarlarının 2030 Yılına Kadar İyimser Senaryoya Göre Dağılımı

DÜŞÜK TALEP REFERANS TALEP YÜKSEK TALEP

Yıllar İlave Kurulu Toplam PV Üretim İlave Kurulu Toplam PV Üretim İlave Kurulu Toplam PV Üretim
Güç Kurulu Güç Miktarı Güç Kurulu Güç Miktarı Güç Kurulu Güç Miktarı
(MW) (MW) (MWh) (MW) (MW) (MWh) (MW) (MW) (MWh)

2014 40 40 60.000 40 40 60.000 40 40 60.000


2015 260 300 450.000 260 300 450.000 260 300 450.000
2016 700 1.000 1.500.000 700 1.000 1.500.000 700 1.000 1.500.000
2017 1.000 2.000 3.000.000 1.000 2.000 3.000.000 1.000 2.000 3.000.000
2018 727 2.727 4.090.404 769 2.769 4.152.763 835 2.835 4.252.927
2019 790 3.517 5.275.342 850 3.619 5.428.510 931 3.766 5.649.072

156
2020 858 4.375 6.561.919 937 4.556 6.833.302 1.034 4.800 7.200.061
2021 912 5.287 7.930.597 1.008 5.564 8.345.804 1.102 5.903 8.853.771
2022 979 6.266 9.399.561 1.096 6.660 9.989.917 1.205 7.108 10.661.640
2023 1.051 7.317 10.975.831 1.189 7.849 11.773.922 1.315 8.423 12.633.798
2024 1.136 8.453 12.679.094 1.292 9.141 13.711.813 1.432 9.854 14.781.373
2025 1.218 9.670 14.505.409 1.398 10.539 15.808.308 1.557 11.411 17.116.460
2026 1.304 10.975 16.461.795 1.510 12.049 18.073.808 1.690 13.101 19.650.783
2027 1.395 12.370 18.554.532 1.630 13.679 20.518.349 1.831 14.932 22.397.657
2028 1.491 13.861 20.790.902 1.756 15.435 23.152.463 1.982 16.914 25.370.711
2029 1.592 15.452 23.178.552 1.889 17.324 25.986.705 2.142 19.056 28.584.199
2030 1.698 17.150 25.725.000 2.031 19.356 29.033.500 2.313 21.369 32.054.000

156
EK.8 Resmi Hedef Senaryosuna Göre Fotovoltaik Sistem Üretiminin Doğal Gaz Tasarruf Değeri

Düşük Fiyat Senaryosu Sabit Fiyat Senaryosu Yüksek Fiyat Senaryosu


Düşük Sabit Yüksek
A-PV Toplam B-Yakıt Tasarruf Düşük Sabit E- Yüksek
C-Düşük Fiyat D-Sabit Fiyat Fiyat
Yıllar Üretim Miktarı (A*216) Fiyat Fiyat Yüksek Fiyat
Fiyat ( Değeri Fiyat Değeri Değeri
(MWh) (m3) NBD'si NBD'si Fiyat NBD’si
Dolar/ (B*C) (Dolar/ (B*D) (B*E)
(milyar (milyar (Dolar/ (milyar
bin m3) (milyar bin m3) (milyar (milyar
Dolar) Dolar) bin m3) Dolar)
Doları) Dolar) Dolar)
2015 450.000 97.200.000 403 0,04 0,04 420 0,04 0,04 458 0,04 0,04
2016 1.500.000 324.000.000 387 0,13 0,12 420 0,14 0,13 482 0,16 0,15
2017 3.000.000 648.000.000 371 0,24 0,23 420 0,27 0,26 506 0,33 0,31
2018 3.750.000 810.000.000 355 0,29 0,27 420 0,34 0,32 530 0,43 0,40
2019 4.500.000 972.000.000 340 0,33 0,30 420 0,41 0,38 553 0,54 0,50

157
2020 5.250.000 1.134.000.000 324 0,37 0,33 420 0,48 0,43 577 0,65 0,59
2021 6.000.000 1.296.000.000 308 0,40 0,35 420 0,54 0,48 601 0,78 0,69
2022 6.750.000 1.458.000.000 292 0,43 0,37 420 0,61 0,53 625 0,91 0,79
2023 7.500.000 1.620.000.000 276 0,45 0,38 420 0,68 0,58 649 1,05 0,90
2024 8.250.000 1.782.000.000 260 0,46 0,39 420 0,75 0,63 673 1,20 1,00
2025 9.000.000 1.944.000.000 244 0,47 0,39 420 0,82 0,67 697 1,36 1,11
2026 9.750.000 2.106.000.000 228 0,48 0,39 420 0,88 0,71 721 1,52 1,22
2027 10.500.000 2.268.000.000 212 0,48 0,38 420 0,95 0,75 745 1,69 1,33
2028 11.250.000 2.430.000.000 196 0,48 0,37 420 1,02 0,79 769 1,87 1,44
2029 12.000.000 2.592.000.000 180 0,47 0,35 420 1,09 0,82 793 2,06 1,56
2030 12.750.000 2.754.000.000 165 0,45 0,34 420 1,16 0,86 817 2,25 1,67
TOPLAM 112.200.000 24.235.200.000 - 5,96 5,01 - 10,17 8,39 16,83 13,73

157
EK.9 Yüksek Talep Durumunda Muhtemel Senaryoda Fotovoltaik Sistem Üretiminin Doğal Gaz Tasarruf Değeri

Düşük Fiyat Senaryosu Sabit Fiyat Senaryosu Yüksek Fiyat Senaryosu


Düşük
B-Yakıt Tasarruf C- Düşük Sabit Fiyat E-
A-PV Toplam Fiyat D-Sabit Sabit Fiyat Yüksek Fiyat Yüksek
Yıllar Miktarı (A*216) Düşük Fiyat Değeri Yüksek
Üretim (MWh) Değeri Fiyat NBD'si Değeri (B*E) Fiyat NBD
(m3) Fiyat NBD'si (B*D) Fiyat
(B*C) (Dolar/ (milyar (milyar (milyar
(Dolar/ (milyar (milyar (Dolar/
(milyar bin m3) Dolar) Dolar) Dolar)
bin m3) Dolar) Dolar) bin m3)
dolar)
2015 450.000 97.200.000 403 0,04 0,04 420 0,04 0,04 458 0,04 0,04
2016 1.500.000 324.000.000 387 0,13 0,12 420 0,14 0,13 482 0,16 0,15
2017 3.000.000 648.000.000 371 0,24 0,23 420 0,27 0,26 506 0,33 0,31
2018 3.728.958 805.454.978 355 0,29 0,27 420 0,34 0,32 530 0,43 0,40

158
2019 4.535.810 979.735.045 340 0,33 0,31 420 0,41 0,38 553 0,54 0,50
2020 5.426.738 1.172.175.463 324 0,38 0,34 420 0,49 0,45 577 0,68 0,61
2021 6.361.955 1.374.182.339 308 0,42 0,38 420 0,58 0,51 601 0,83 0,73
2022 7.380.025 1.594.085.403 292 0,47 0,40 420 0,67 0,58 625 1,00 0,87
2023 8.486.229 1.833.025.514 276 0,51 0,43 420 0,77 0,66 649 1,19 1,02
2024 9.686.450 2.092.273.136 260 0,54 0,46 420 0,88 0,73 673 1,41 1,18
2025 10.987.106 2.373.214.966 244 0,58 0,48 420 1,00 0,82 697 1,65 1,36
2026 12.394.291 2.677.166.756 228 0,61 0,49 420 1,12 0,90 721 1,93 1,55
2027 13.915.041 3.005.648.945 212 0,64 0,50 420 1,26 0,99 745 2,24 1,77
2028 15.556.511 3.360.206.329 196 0,66 0,51 420 1,41 1,09 769 2,58 2,00
2029 17.326.168 3.742.452.292 180 0,68 0,51 420 1,57 1,19 793 2,97 2,25
2030 19.232.400 4.154.198.400 165 0,68 0,51 420 1,74 1,30 817 3,39 2,52
Toplam 139.967.683 30.233.019.567 - 7,19 5,98 - 12,69 10,36 - 21,37 17,27

158
EK.10 Referans Talep Durumunda Muhtemel Senaryoda Fotovoltaik Sistem Üretiminin Doğal Gaz Tasarruf Değeri

Düşük Fiyat Senaryosu Sabit Fiyat Senaryosu Yüksek Fiyat Senaryosu


B-Yakıt Düşük Sabit Yüksek
A-PV Toplam Tasarruf Düşük Sabit
C-Düşük Fiyat D-Sabit Fiyat E-Yüksek Fiyat Yüksek
Yıllar Üretim Miktarı Fiyat Fiyat
Fiyat Değeri Fiyat Değeri Fiyat Değeri Fiyat NBD
(MWh) (A*216) NBD'si NBD'si
(Dolar/ (B*C) (Dolar/ (B*D) (Dolar/ (B*E) (milyar
(m3) (milyar (milyar
bin m3) (milyar bin m3) (milyar bin m3) (milyar Dolar)
Dolar) Dolar)
Dolar) Dolar) Dolar)
2015 450.000 97.200.000 403 0,04 0,04 420 0,04 0,04 458 0,04 0,04
2016 1.500.000 324.000.000 387 0,13 0,12 420 0,14 0,13 482 0,16 0,15
2017 3.000.000 648.000.000 371 0,24 0,23 420 0,27 0,26 506 0,33 0,31
2018 3.662.871 791.180.046 355 0,28 0,26 420 0,33 0,31 530 0,42 0,39
2019 4.392.418 948.762.208 340 0,32 0,30 420 0,40 0,37 553 0,53 0,49
2020 5.190.779 1.121.208.199 324 0,36 0,33 420 0,47 0,43 577 0,65 0,59

159
2021 6.040.758 1.304.803.690 308 0,40 0,36 420 0,55 0,49 601 0,78 0,70
2022 6.959.840 1.503.325.437 292 0,44 0,38 420 0,63 0,55 625 0,94 0,82
2023 7.952.568 1.717.754.638 276 0,47 0,40 420 0,72 0,62 649 1,12 0,95
2024 9.027.090 1.949.851.380 260 0,51 0,42 420 0,82 0,68 673 1,31 1,10
2025 10.185.170 2.199.996.722 244 0,54 0,44 420 0,92 0,76 697 1,53 1,26
2026 11.432.361 2.469.390.065 228 0,56 0,45 420 1,04 0,83 721 1,78 1,43
2027 12.773.887 2.759.159.603 212 0,59 0,46 420 1,16 0,91 745 2,06 1,62
2028 14.215.217 3.070.486.802 196 0,60 0,47 420 1,29 1,00 769 2,36 1,83
2029 15.761.782 3.404.544.928 180 0,61 0,47 420 1,43 1,08 793 2,70 2,05
2030 17.420.100 3.762.741.600 165 0,62 0,46 420 1,58 1,17 817 3,07 2,28
Toplam 129.964.839 28.072.405.319 - 6,71 5,60 - 11,79 9,64 - 19,78 16,01

159
EK.11 Düşük Talep Durumunda Muhtemel Senaryoda Fotovoltaik Sistem Üretiminin Doğal Gaz Tasarruf Değeri

Düşük Fiyat Senaryosu Sabit Fiyat Senaryosu Yüksek Fiyat Senaryosu


B-Yakıt Düşük Yüksek
A-Toplam Tasarruf Düşük Sabit Fiyat
C-Düşük Fiyat D-Sabit Sabit Fiyat E-Yüksek Fiyat Yüksek
Yıllar Üretim Miktarı Fiyat Değeri
Fiyat Değeri Fiyat NBD'si Fiyat Değeri Fiyat NBD
(MWh) (A*216) NBD'si (B*D)
(Dolar/ (B*C) (Dolar/ (milyar (Dolar/ (B*E) (milyar
(m3) (milyar (milyar
bin m3) (milyar bin m3) Dolar) bin m3) (milyar Dolar)
Dolar) Dolar)
Dolar) Dolar)
2015 450.000 97.200.000 403 0,04 0,04 420 0,04 0,04 458 0,04 0,04
2016 1.500.000 324.000.000 387 0,13 0,12 420 0,14 0,13 482 0,16 0,15
2017 3.000.000 648.000.000 371 0,24 0,23 420 0,27 0,26 506 0,33 0,31
2018 3.616.989 781.269.585 355 0,28 0,26 420 0,33 0,31 530 0,41 0,39
2019 4.282.665 925.055.697 340 0,31 0,29 420 0,39 0,36 553 0,51 0,47
2020 5.001.642 1.080.354.583 324 0,35 0,32 420 0,45 0,41 577 0,62 0,57

160
2021 5.758.597 1.243.856.944 308 0,38 0,34 420 0,52 0,46 601 0,75 0,66
2022 6.567.253 1.418.526.743 292 0,41 0,36 420 0,60 0,52 625 0,89 0,77
2023 7.431.770 1.605.262.212 276 0,44 0,38 420 0,67 0,58 649 1,04 0,89
2024 8.364.401 1.806.710.672 260 0,47 0,39 420 0,76 0,63 673 1,22 1,02
2025 9.361.286 2.022.037.826 244 0,49 0,40 420 0,85 0,70 697 1,41 1,16
2026 10.426.118 2.252.041.492 228 0,51 0,41 420 0,95 0,76 721 1,62 1,31
2027 11.562.070 2.497.407.193 212 0,53 0,42 420 1,05 0,83 745 1,86 1,47
2028 12.772.917 2.758.950.053 196 0,54 0,42 420 1,16 0,90 769 2,12 1,64
2029 14.062.614 3.037.524.607 180 0,55 0,42 420 1,28 0,97 793 2,41 1,83
2030 15.435.000 3.333.960.000 165 0,55 0,41 420 1,40 1,04 817 2,72 2,02
Toplam 119.593.322 25.832.157.606 - 6,23 5,21 - 10,84 8,89 - 18,12 14,70

160
EK.12 Yüksek Talep Durumunda İyimser Senaryoda Fotovoltaik Sistem Üretiminin Doğal Gaz Tasarruf Değeri

Düşük Fiyat Senaryosu Sabit Fiyat Senaryosu Yüksek Fiyat Senaryosu


B-Yakıt Sabit Yüksek
A-Toplam Tasarruf Düşük Düşük Sabit
C-Düşük D-Sabit Fiyat E-Yüksek Fiyat Yüksek
Yıllar Üretim Miktarı Fiyat Fiyat Fiyat
Fiyat Fiyat Değeri Fiyat Değeri Fiyat NBD
(MWh) (A*216) Değeri NBD'si NBD'si
(Dolar/ (Dolar/ (B*D) (Dolar/ (B*E) (milyar
(m3) (B*C) (milyar (milyar
bin m3) bin m3) (milyar bin m3) (milyar Dolar)
(Dolar) dolar) Dolar)
Dolar) Dolar)
2015 450.000 97.200.000 403 0,04 0,04 420 0,04 0,04 458 0,04 0,04
2016 1.500.000 324.000.000 387 0,13 0,12 420 0,14 0,13 482 0,16 0,15
2017 3.000.000 648.000.000 371 0,24 0,23 420 0,27 0,26 506 0,33 0,31
2018 4.252.927 918.632.332 355 0,33 0,31 420 0,39 0,36 530 0,49 0,46
2019 5.649.072 1.220.199.537 340 0,41 0,38 420 0,51 0,47 553 0,68 0,62
2020 7.200.061 1.555.213.247 324 0,50 0,46 420 0,65 0,59 577 0,90 0,81

161
2021 8.853.771 1.912.414.462 308 0,59 0,52 420 0,80 0,71 601 1,15 1,02
2022 10.661.640 2.302.914.326 292 0,67 0,58 420 0,97 0,84 625 1,44 1,25
2023 12.633.798 2.728.900.468 276 0,75 0,64 420 1,15 0,98 649 1,77 1,51
2024 14.781.373 3.192.776.520 260 0,83 0,69 420 1,34 1,12 673 2,15 1,80
2025 17.116.460 3.697.155.397 244 0,90 0,74 420 1,55 1,27 697 2,58 2,11
2026 19.650.783 4.244.569.095 228 0,97 0,78 420 1,78 1,43 721 3,06 2,46
2027 22.397.657 4.837.893.868 212 1,03 0,81 420 2,03 1,60 745 3,60 2,84
2028 25.370.711 5.480.073.529 196 1,08 0,83 420 2,30 1,78 769 4,21 3,26
2029 28.584.199 6.174.186.939 180 1,11 0,84 420 2,59 1,96 793 4,90 3,71
2030 32.054.000 6.923.664.000 165 1,14 0,85 420 2,91 2,16 817 5,66 4,20
Toplam 214.156.452 46.257.793.721 - 10,72 8,84 - 19,42 15,73 - 33,11 26,58

161
EK.13 Referans Talep Durumunda İyimser Senaryoda Fotovoltaik Sistem Üretiminin Doğal Gaz Tasarruf Değeri

Düşük Fiyat Senaryosu Sabit Fiyat Senaryosu Yüksek Fiyat Senaryosu


B-Yakıt Düşük Yüksek
A-Toplam Tasarruf Düşük Sabit Fiyat
C-Düşük Fiyat D-Sabit Sabit Fiyat E-Yüksek Fiyat Yüksek
Yıllar Üretim Miktarı Fiyat Değeri
Fiyat Değeri Fiyat NBD'si Fiyat Değeri Fiyat NBD
(MWh) (A*216) NBD'si (B*D)
(Dolar/ (B*C) (Dolar/ (milyar (Dolar/ (B*E) (milyar
(m3) (milyar (milyar
bin m3) (milyar bin m3) Dolar) bin m3) (milyar Dolar)
Dolar) Dolar)
Dolar) Dolar)
2015 450.000 97.200.000 403 0,04 0,04 420 0,04 0,04 458 0,04 0,04
2016 1.500.000 324.000.000 387 0,13 0,12 420 0,14 0,13 482 0,16 0,15
2017 3.000.000 648.000.000 371 0,24 0,23 420 0,27 0,26 506 0,33 0,31
2018 4.152.763 896.996.784 355 0,32 0,30 420 0,38 0,35 530 0,47 0,45
2019 5.428.510 1.172.558.146 340 0,40 0,37 420 0,49 0,45 553 0,65 0,60

162
2020 6.833.302 1.475.993.184 324 0,48 0,43 420 0,62 0,56 577 0,85 0,77
2021 8.345.804 1.802.693.659 308 0,55 0,49 420 0,76 0,67 601 1,08 0,96
2022 9.989.917 2.157.822.053 292 0,63 0,55 420 0,91 0,79 625 1,35 1,17
2023 11.773.922 2.543.167.069 276 0,70 0,60 420 1,07 0,91 649 1,65 1,41
2024 13.711.813 2.961.751.565 260 0,77 0,64 420 1,24 1,04 673 1,99 1,67
2025 15.808.308 3.414.594.629 244 0,83 0,68 420 1,43 1,18 697 2,38 1,95
2026 18.073.808 3.903.942.434 228 0,89 0,72 420 1,64 1,32 721 2,82 2,26
2027 20.518.349 4.431.963.296 212 0,94 0,74 420 1,86 1,47 745 3,30 2,60
2028 23.152.463 5.000.931.971 196 0,98 0,76 420 2,10 1,62 769 3,85 2,97
2029 25.986.705 5.613.128.312 180 1,01 0,77 420 2,36 1,79 793 4,45 3,37
2030 29.033.500 6.271.236.000 165 1,03 0,77 420 2,63 1,96 817 5,12 3,81
Toplam 197.759.163 42.715.979.103 - 9,95 8,21 - 17,93 14,54 - 30,50 24,52

162
EK.14 Düşük Talep Durumunda İyimser Senaryoda Fotovoltaik Sistem Üretiminin Doğal Gaz Tasarruf Değeri

Düşük Fiyat Senaryosu Sabit Fiyat Senaryosu Yüksek Fiyat Senaryosu


B-Yakıt Düşük Sabit Yüksek
A-Toplam Tasarruf Düşük Sabit
C-Düşük Fiyat D-Sabit Fiyat E-Yüksek Fiyat Yüksek
Yıllar Üretim Miktarı Fiyat Fiyat
Fiyat Değeri Fiyat Değeri Fiyat Değeri Fiyat NBD
(MWh) (A*216) NBD'si NBD'si
(Dolar/ (B*C) (Dolar/ (B*D) (Dolar/ (B*E) (milyar
(m3) (milyar (milyar
bin m3) (milyar bin m3) (milyar bin m3) (milyar Dolar)
Dolar) Dolar)
Dolar) Dolar) Dolar)
2015 450.000 97.200.000 403 0,04 0,04 420 0,04 0,04 458 0,04 0,04
2016 1.500.000 324.000.000 387 0,13 0,12 420 0,14 0,13 482 0,16 0,15
2017 3.000.000 648.000.000 371 0,24 0,23 420 0,27 0,26 506 0,33 0,31
2018 4.090.404 883.527.308 355 0,31 0,31 420 0,37 0,35 530 0,47 0,44
2019 5.275.342 1.139.473.912 340 0,39 0,36 420 0,48 0,44 553 0,63 0,58
2020 6.561.919 1.417.374.398 324 0,46 0,42 420 0,60 0,54 577 0,82 0,74

163
2021 7.930.597 1.713.008.944 308 0,53 0,47 420 0,72 0,64 601 1,03 0,91
2022 9.399.561 2.030.305.205 292 0,59 0,52 420 0,85 0,74 625 1,27 1,11
2023 10.975.831 2.370.779.505 276 0,65 0,56 420 1,00 0,85 649 1,54 1,31
2024 12.679.094 2.738.684.210 260 0,71 0,60 420 1,15 0,96 673 1,84 1,54
2025 14.505.409 3.133.168.410 244 0,76 0,63 420 1,32 1,08 697 2,18 1,79
2026 16.461.795 3.555.747.707 228 0,81 0,65 420 1,49 1,20 721 2,56 2,06
2027 18.554.532 4.007.778.885 212 0,85 0,67 420 1,68 1,33 745 2,99 2,35
2028 20.790.902 4.490.834.730 196 0,88 0,68 420 1,89 1,46 769 3,45 2,67
2029 23.178.552 5.006.567.315 180 0,90 0,68 420 2,10 1,59 793 3,97 3,01
2030 25.725.000 5.556.600.000 165 0,91 0,68 420 2,33 1,73 817 4,54 3,37
Toplam 181.078.938 39.113.050.529 - 9,18 7,61 - 16,42 13,35 - 27,83 22,41

163
EK.15 2014-2030 Yılları Arasında Fotovoltaik Sistem Üretiminin CO2
Emisyonunu Azaltım Miktarı
(milyon tCO2e)
Resmi Muhtemel Senaryo İyimser Senaryo
Yıllar Hedef Düşük Referans Yüksek Düşük Referans Yüksek
Senaryosu Talep Talep Talep Talep Talep Talep
2014 0,04 0,04 0,04 0,04 0,04 0,04 0,04
2015 0,27 0,27 0,27 0,27 0,27 0,27 0,27
2016 0,90 0,90 0,90 0,90 0,90 0,90 0,90
2017 1,80 1,80 1,80 1,80 1,80 1,80 1,80
2018 2,25 2,17 2,20 2,24 2,45 2,49 2,55
2019 2,70 2,57 2,64 2,72 3,17 3,26 3,39
2020 3,15 3,00 3,11 3,26 3,94 4,10 4,32
2021 3,60 3,46 3,62 3,82 4,76 5,01 5,31
2022 4,05 3,94 4,18 4,43 5,64 5,99 6,40
2023 4,50 4,46 4,77 5,09 6,59 7,06 7,58
2024 4,95 5,02 5,42 5,81 7,61 8,23 8,87
2025 5,40 5,62 6,11 6,59 8,70 9,48 10,27
2026 5,85 6,26 6,86 7,44 9,88 10,84 11,79
2027 6,30 6,94 7,66 8,35 11,13 12,31 13,44
2028 6,75 7,66 8,53 9,33 12,47 13,89 15,22
2029 7,20 8,44 9,46 10,40 13,91 15,59 17,15
2030 7,65 9,26 10,45 11,54 15,44 17,42 19,23
Toplam 67,36 71,79 78,01 84,02 108,68 118,69 128,53

164

164
EK.16 Resmi Hedef Senaryosunda Fotovoltaik Sistem Makine ve
Ekipmanlarının Tamamının Yurt Dışından Temin Edilmesi Halinde
İthalat Giderleri
MW Başına
İlave PV Kurulu Toplam
Makine Ekipman Toplam Maliyet
Yıllar Gücü Maliyetin NBD’si
Maliyeti (milyar Dolar)
(MW) (milyar Dolar)
(Dolar)
2015 260 912.271 0,24 0,24
2016 700 884.903 0,62 0,62
2017 1.000 858.356 0,86 0,84
2018 500 832.605 0,42 0,40
2019 500 807.627 0,40 0,38
2020 500 783.398 0,39 0,36
2021 500 759.896 0,38 0,34
2022 500 737.099 0,37 0,33
2023 500 714.986 0,36 0,31
2024 500 693.537 0,35 0,30
2025 500 672.731 0,34 0,28
2026 500 652.549 0,33 0,27
2027 500 632.972 0,32 0,25
2028 500 613.983 0,31 0,24
2029 500 595.564 0,30 0,23
2030 500 577.697 0,29 0,22
Toplam 6,25 5,62

165

165
EK.17 Muhtemel Senaryosunda Fotovoltaik Sistem Makine ve Ekipmanlarının Tamamının Yurt Dışından Temin Edilmesi
Halinde İthalat Giderleri
A-MW Düşük Talep Referans Talep Yüksek Talep
Başına B-İlave PV Toplam Toplam B-İlave PV Toplam Toplam B-İlave PV Toplam Toplam
Makine Kurulu Maliyet Maliyetin Kurulu Maliyet Maliyetin Kurulu Maliyet Maliyetin
Yıllar
Ekipman Gücü (A*B) NBD’si Gücü (A*B) NBD’si Gücü (A*B) NBD’si
Maliyeti (milyar (milyar (milyar (milyar (milyar (milyar
(Dolar) (MW) (MW) (MW)
Dolar) Dolar) Dolar) Dolar) Dolar) Dolar)
2015 912.271 260 0,24 0,24 260 0,24 0,24 260 0,24 0,24
2016 884.903 700 0,62 0,62 700 0,62 0,62 700 0,62 0,62
2017 858.356 1.000 0,86 0,84 1.000 0,86 0,84 1.000 0,86 0,84
2018 832.605 411 0,34 0,33 442 0,37 0,35 486 0,40 0,39
2019 807.627 444 0,36 0,34 486 0,39 0,37 538 0,43 0,41

166
2020 783.398 479 0,38 0,35 532 0,42 0,39 594 0,47 0,43
2021 759.896 505 0,38 0,35 567 0,43 0,39 623 0,47 0,43
2022 737.099 539 0,40 0,35 613 0,45 0,40 679 0,50 0,44
2023 714.986 576 0,41 0,36 662 0,47 0,41 737 0,53 0,46
2024 693.537 622 0,43 0,37 716 0,50 0,42 800 0,55 0,47
2025 672.731 665 0,45 0,37 772 0,52 0,43 867 0,58 0,49
2026 652.549 710 0,46 0,38 831 0,54 0,44 938 0,61 0,50
2027 632.972 757 0,48 0,39 894 0,57 0,46 1.014 0,64 0,52
2028 613.983 807 0,50 0,39 961 0,59 0,47 1.094 0,67 0,53
2029 595.564 860 0,51 0,40 1.031 0,61 0,47 1.180 0,70 0,54
2030 577.697 915 0,53 0,40 1.106 0,64 0,48 1.271 0,73 0,56
Toplam 7,34 6,47 8,22 7,20 9,02 7,87

166
EK.18 İyimser Senaryoda Fotovoltaik Sistem Makine ve Ekipmanlarının Tamamının Yurt Dışından Temin Edilmesi Halinde
İthalat Giderleri

Düşük Talep Referans Talep Yüksek Talep


A-MW Başına
Makine B-İlave Toplam Toplam Toplam
Toplam B-İlave PV Toplam B-İlave PV Toplam
Yıllar Ekipman PV Maliyet Maliyet Maliyet
Maliyetin Kurulu Maliyetin Kurulu Maliyetin
Maliyeti Kurulu (A*B) (A*B) (A*B)
NBD’si Gücü NBD’si Gücü NBD’si
(Dolar) Gücü (milyar (milyar (milyar
(milyar Dolar) (MW) (milyar Dolar) (MW) (milyar Dolar)
(MW) Dolar) Dolar) Dolar)
2015 912.271 260 0,24 0,24 260 0,24 0,24 260 0,24 0,24
2016 884.903 700 0,62 0,62 700 0,62 0,62 700 0,62 0,62
2017 858.356 1.000 0,86 0,84 1.000 0,86 0,84 1.000 0,86 0,84
2018 832.605 727 0,61 0,58 769 0,64 0,62 835 0,70 0,67
2019 807.627 790 0,64 0,60 850 0,69 0,65 931 0,75 0,71
2020 783.398 858 0,67 0,62 937 0,73 0,68 1.034 0,81 0,75

167
2021 759.896 912 0,69 0,63 1.008 0,77 0,69 1.102 0,84 0,76
2022 737.099 979 0,72 0,64 1.096 0,81 0,72 1.205 0,89 0,79
2023 714.986 1.051 0,75 0,65 1.189 0,85 0,74 1.315 0,94 0,82
2024 693.537 1.136 0,79 0,67 1.292 0,90 0,76 1.432 0,99 0,85
2025 672.731 1.218 0,82 0,69 1.398 0,94 0,79 1.557 1,05 0,88
2026 652.549 1.304 0,85 0,70 1.510 0,99 0,81 1.690 1,10 0,90
2027 632.972 1.395 0,88 0,71 1.630 1,03 0,83 1.831 1,16 0,93
2028 613.983 1.491 0,92 0,72 1.756 1,08 0,85 1.982 1,22 0,96
2029 595.564 1.592 0,95 0,73 1.889 1,13 0,87 2.142 1,28 0,99
2030 577.697 1.698 0,98 0,74 2.031 1,17 0,89 2.313 1,34 1,01
Toplam 11,98 10,39 13,43 11,59 14,77 12,71

167
EK.19 Yerli İmalat Kabiliyetinin Geliştirilmesi Durumunda Resmi Hedef
Senaryosuna Göre Fotovoltaik Sistem Makine ve Ekipmanların İthalat
Değeri

A-MW Başına İthal


Toplam Toplam
Edilen Makine B-İlave PV Kurulu
Yıllar Maliyet (A*B) Maliyetin NBD
Ekipman Maliyeti Gücü (MW)
(milyar Dolar) (milyar Dolar)
(Dolar)

2015 684.203 260 0,18 0,18


2016 663.677 700 0,46 0,46
2017 643.767 1.000 0,64 0,63
2018 624.454 500 0,31 0,30
2019 605.720 500 0,30 0,29
2020 587.549 500 0,29 0,27
2021 379.948 500 0,19 0,17
2022 368.550 500 0,18 0,16
2023 357.493 500 0,18 0,16
2024 346.768 500 0,17 0,15
2025 336.365 500 0,17 0,14
2026 163.137 500 0,08 0,07
2027 158.243 500 0,08 0,06
2028 153.496 500 0,08 0,06
2029 148.891 500 0,07 0,06
2030 144.424 500 0,07 0,05
Toplam 3,47 3,22

168

168
EK.20 Yerli İmalat Kabiliyetinin Geliştirilmesi Durumunda Muhtemel Senaryoda Fotovoltaik Sistem Makine ve Ekipmanların
İthalat Değeri
A-MW Başına Düşük Talep Referans Talep Yüksek Talep
Makine Ekipman Toplam B-İlave Toplam Toplam B-İlave Toplam Toplam
İthalatının B-İlave PV Toplam
Maliyet PV Maliyet Maliyetin PV Maliyet Maliyetin
Yıllar Kurulu Maliyetin
Maliyeti (A*B) Kurulu (A*B) NBD Kurulu (A*B) NBD
(Dolar) Gücü NBD (milyar
(milyar Gücü (milyar (milyar Gücü (milyar (milyar
(MW) Dolar)
Dolar) (MW) Dolar) Dolar) (MW) Dolar) Dolar)
2015 684.203 260 0,18 0,18 260 0,18 0,18 260 0,18 0,18
2016 663.677 700 0,46 0,46 700 0,46 0,46 700 0,46 0,46
2017 643.767 1.000 0,64 0,63 1.000 0,64 0,63 1.000 0,64 0,63
2018 624.454 411 0,26 0,25 442 0,28 0,27 486 0,30 0,29
2019 605.720 444 0,27 0,25 486 0,29 0,28 538 0,33 0,31
2020 587.549 479 0,28 0,26 532 0,31 0,29 594 0,35 0,32

169
2021 379.948 505 0,19 0,17 567 0,22 0,20 623 0,24 0,21
2022 368.550 539 0,20 0,18 613 0,23 0,20 679 0,25 0,22
2023 357.493 576 0,21 0,18 662 0,24 0,21 737 0,26 0,23
2024 346.768 622 0,22 0,18 716 0,25 0,21 800 0,28 0,24
2025 336.365 665 0,22 0,19 772 0,26 0,22 867 0,29 0,24
2026 163.137 710 0,12 0,10 831 0,14 0,11 938 0,15 0,13
2027 158.243 757 0,12 0,10 894 0,14 0,11 1.014 0,16 0,13
2028 153.496 807 0,12 0,10 961 0,15 0,12 1.094 0,17 0,13
2029 148.891 860 0,13 0,10 1.031 0,15 0,12 1.180 0,18 0,14
2030 144.424 915 0,13 0,10 1.106 0,16 0,12 1.271 0,18 0,14
Toplam 3,75 3,43 4,09 3,72 4,42 4,01

169
EK.21 Yerli İmalat Kabiliyetinin Geliştirilmesi Durumunda İyimser Senaryoda Fotovoltaik Sistem Makine ve Ekipmanların
İthalat Değeri
A-MW Başına Düşük Talep Referans Talep Yüksek Talep
Makine
Toplam Toplam Toplam Toplam Toplam Toplam
Ekipman B-İlave PV B-İlave PV
Maliyet Maliyetin Maliyet Maliyetin B-İlave PV Maliyet Maliyetin
Yıllar İthalatının Kurulu Kurulu
(A*B) NBD (A*B) NBD Kurulu Gücü (A*B) NBD
Maliyeti Gücü Gücü
(milyar (milyar (milyar (milyar (MW) (milyar (milyar
(Dolar) (MW) (MW)
Dolar) Dolar) Dolar) Dolar) Dolar) Dolar)
2015 684.203 260 0,18 0,18 260 0,18 0,18 260 0,18 0,18
2016 663.677 700 0,46 0,46 700 0,46 0,46 700 0,46 0,46
2017 643.767 1000 0,64 0,63 1.000 0,64 0,63 1.000 0,64 0,63
2018 624.454 727 0,45 0,44 769 0,48 0,46 835 0,52 0,50
2019 605.720 790 0,48 0,45 850 0,51 0,49 931 0,56 0,53
2020 587.549 858 0,50 0,47 937 0,55 0,51 1.034 0,61 0,56

170
2021 379.948 912 0,35 0,31 1.008 0,38 0,35 1.102 0,42 0,38
2022 368.550 979 0,36 0,32 1.096 0,40 0,36 1.205 0,44 0,39
2023 357.493 1051 0,38 0,33 1.189 0,43 0,37 1.315 0,47 0,41
2024 346.768 1136 0,39 0,34 1.292 0,45 0,38 1.432 0,50 0,42
2025 336.365 1218 0,41 0,34 1.398 0,47 0,39 1.557 0,52 0,44
2026 163.137 1304 0,21 0,17 1.510 0,25 0,20 1.690 0,28 0,23
2027 158.243 1395 0,22 0,18 1.630 0,26 0,21 1.831 0,29 0,23
2028 153.496 1491 0,23 0,18 1.756 0,27 0,21 1.982 0,30 0,24
2029 148.891 1592 0,24 0,18 1.889 0,28 0,22 2.142 0,32 0,25
2030 144.424 1698 0,25 0,19 2.031 0,29 0,22 2.313 0,33 0,25
Toplam 5,75 5,17 6,31 5,65 6,85 6,11

170
EK.22 Fotovoltaik Sistemlere Uygulanan FIT’in Kamu Maliyesine İlave Yükü
(milyar Dolar)

Resmi Muhtemel Senaryo İyimser Senaryo


Yıllar Hedef
Senaryosu Düşük Referans Yüksek Referans Yüksek
Düşük Talep
Talep Talep Talep Talep Talep
2015 0,003 0,003 0,003 0,003 0,003 0,003 0,003
2016 0,02 0,02 0,02 0,02 0,02 0,02 0,02
2017 0,08 0,08 0,08 0,08 0,08 0,08 0,08
2018 0,15 0,15 0,15 0,15 0,15 0,15 0,15
2019 0,19 0,19 0,19 0,19 0,21 0,21 0,22
2020 0,23 0,22 0,22 0,23 0,27 0,28 0,29
2021 0,23 0,22 0,22 0,23 0,27 0,27 0,29
2022 0,23 0,21 0,22 0,23 0,26 0,27 0,28
2023 0,22 0,21 0,22 0,22 0,26 0,27 0,28
2024 0,22 0,21 0,22 0,22 0,26 0,27 0,28
2025 0,22 0,20 0,21 0,22 0,25 0,26 0,27
2026 0,20 0,19 0,19 0,20 0,24 0,24 0,26
2027 0,15 0,14 0,14 0,15 0,18 0,19 0,20
2028 0,07 0,06 0,07 0,07 0,11 0,12 0,13
2029 0,04 0,03 0,04 0,04 0,06 0,06 0,07
2030 0,04 0,03 0,04 0,04 0,06 0,07 0,08
Toplam 2,28 2,17 2,23 2,31 2,70 2,78 2,90

171

171
EK. 23 Enerji Birimleri ve Dönüşümleri

TEP : Ton Eşdeğer Petrol (1 TEP=41,868 Gigajoule=107 kcal)


MTEP : Milyon Ton Eşdeğer Petrol
kW : Kilowatt (103 watt)
kWh : Kilowatt saat (3,8 Joule)
MW : Megawatt (106 watt)
MWh : Megawatt saat
GW : Gigawatt (109 watt)
GWh : Gigawatt saat
TW : Terawatt (1012 watt)
TWh : Terawatt saat

172

172
KAYNAKÇA

ABOLHOSSEINI, S., A. HESHMATI, The Main Support Mechanisms to Finance


Renewable Energy Development, Renewable and Sustainable Energy
Reviews, Volume 40, December 2014, pp.876–885.
AKTAŞ, R., M. DOĞANAY, A. MURAT, E. S. BAŞCI, Finansal Yönetim, Sakarya
Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi, Şubat 2013.
ASLAN, R., “Impact Scenarios of Carbon Finance on the Renewable Power
Capacity of Turkey”, The Project Team and the MoEF Climate Change
Department, T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, July 2010.
BAZILIAN, M., I. ONYEJI, M. LIEBREICH, I. MACGILL, J. CHASE, J. SHAH,
D. GIELEN, D. ARENT, D. LANDFEAR, S. ZHENGRONG, Re-
considering the Economics of Photovoltaic Power, Renewable Energy,
Volume 53, May 2013, pp. 329–338.
BAHAROON, D. A., H. A. RAHMAN, W. Z. W. OMAR, S. O. FADHL, Historical
Development of Concentrated Solar Power Technologies To Generate Clean
Electricity Efficiently-A Review, Renewable and Sustainable Energy
Reviews, Volume 41, January 2015, pp. 996-1027.
BRANKER, K., M. J. M. PATHAK, J. M. PEARCE, A Review of Solar
Photovoltaic Levelized Cost of Electricity, Renewable and Sustainable
Energy Reviews, Volume 15, Issue 9, December 2011, pp. 4470–4482.
BROWN, P., “European Union Wind and Solar Electricity Policies: Overview and
Considerations”, Congressional Research Service, August 7, 2013.
CAMBELL, M., “The Drivers of The Levelized Cost of Electricity For Utility-Scale
Photovoltaics”, Sunpower, 2008.
CAMPOCCIA, A., L., E. TELARETTI, G. ZIZZO, An Analysis of Feed’in Tariffs
For Solar PV In Six Representative Countries of The European Union, Solar
Energy, Volume 107, September 2014, pp. 530-542.
CHU Yinghao, “Review And Comparison Of Different Solar Energy Technologies”,
Global Energy Network Institute (GENI), August 2011.
CNE (Comisión Nacional de Energía), Legislation Development Of The Spanish
Electric PowerAct, (Unofficial English Translation) Volume 8, 1st Edition,
Spain, 2006.
CNE (Comisión Nacional de Energía), Spanish Electric Power Act, National Energy
(Unofficial English Translation) Regulatory Commision, 4th Edition, Spain,
2008.
COUTURE A, D. TOBY, K. C. C. KREYCIK , E. WILLIAMS, “Policymaker’s
Guide to Feed-in Tariff Policy Design”, Technical Report NREL/TP-6A2-
44849, July 2010.
DEKTMK (Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi), Dünyada ve Türkiye’de
Güneş Enerjisi, Haziran 2009.

173

173
DGS (Deutsche Gesellschaft für Seniorenberatung), EARTHSCAN, Planning and
Installing Photovoltaic Systems, A Guide For Installers, Architects and
Engineers, Second Edition, USA, 2012.
DONAT, L., E. K. VELTEN, A. PRAHLECLAREON, E. B. ZANE, “Assessment
Of Climate Change Policies In The Context of The European Semester”,
Country Report: Italy, November 2013.
DPT (Devlet Planlama Teşkilatı), Uzun Vadeli Strateji ve Sekizinci Beş Yıllık
Kalkınma Planı 2001 – 2005, Ankara 2000.
DPT (Devlet Planlama Teşkilatı), Sekizinci Kalkınma Planı: Elektrik Enerjisi Özel
İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 2001.
DPT (Devlet Planlama Teşkilatı), Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007-2013, Ankara,
2006.
DPT (Devlet Planlama Teşkilatı), Türkiye Binyıl Kalkınma Hedefleri Raporu,
Türkiye, 2010.
DRURY, E., P. DENHOLM, R. MARGOLIS “The Solar Deployment System
(SolarDS) Model: Documentation and Sample Results”, Technical Report,
NREL (National Renewable Energy Laboratory), 2009.
DRURY, E., P. DENHOLM, R. MARGOLIS, “The Impact of Different Economic
Performance Metrics on the Perceived Value of Solar Photovoltaics”,
Technical Report NREL/TP-6A20-52197, October 2011.
DUSONCHET, L., E. TELARETTİ, Economic Analysis of Different Supporting
Policies For The Production Of Electrical Energy By Solar Photovoltaics In
Eastern European Union Countries, Energy Policy, (2010), pp. 4011–4020.
DUSONCHET, L., E. TELARETTİ, Comparative Economic Analysis of Support
Policies for Solar PV in the Most Representative EU Countries, Renewable
and Sustainable Energy Reviews, February 2015, pp. 986-998.
EASTIN, L., J., L., An Assessment Of The Effectiveness Of Renewable Portfolio
Standards In The United States, The Electricity Journal, Volume 27, Issue 7,
August–September 2014, p.p. 126–137.
ECOSYSTEM MARKET PLACE, A Forest Trend Initiative “State Of The
Voluntary Carbon Markets Report 2014”, May 2014.
ECOSYSTEM MARKET PLACE, A Forest Trend Initiative, “State Of The
Voluntary Carbon Markets Report 2015”, June 2015.
EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu), Doğal Gaz Piyasası 2013 Yılı Sektör
Raporu, Ankara, 2014.
EPIA (European Photovoltaic Industry Association), Solar Europe Industry Initiative
Implementation Plan 2010-2012, 2010b.
EPRI (Electric Power Research Instute), “Addressing Solar Photovoltaic Operations
And Maintenance Challenges”, A Survey Of Current Knowledge And
Practices, July 2010.

174
174
ERDOĞAN, A., Sözlü mülakat, 6 Kasım 2014.
ETKB (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı), Ulusal Yenilenebilir Enerji Eylem
Planı, 2014.
FEDERAL MINISTRY FOR THE ENVIRONMENT, NATURE CONSERVATION
AND NUCLEAR SAFETY, Key Elements Of A Revised Renewable Energy
Sources Act, Berlin, 21 January 2014.
FLORIO, Massimo, Applied Welfare Economics: Cost-Benefit Analysis Of Projects
And Policies, New York, 2014.
FRAUNHOFER ISE (Institute For Solar Energy Systems), Photovoltaics Report,
Freiburg, 24 October 2014.
FRAUNHOFER ISE (Institute For Solar Energy Systems), Recent Facts About
Photovoltaics In Germany, May 19, 2015, Germany.
FRAUNHOFER ISE (Institute For Solar Energy Systems), NREL (National
Renewable Energy Labrotary), Current Status Of Concentrator Photovoltaic
(CPV) Technology, Colorado, USA, January 2015.
FULTON, M., R. CAPALINO, The German Feed-in Tariff: Recent Policy Changes,
Deutsche Bank Group, September 2012, pp. 1-27.
GEDİK, T., K. C. AKYÜZ, İ. AKYÜZ, Yatırım Projelerinin Hazırlanması ve
Değerlendirilmesi (İç Karlılık Oranı ve Net Bugünkü Değer Yöntemlerinin
İncelenmesi), ZKÜ Bartın Orman Fakültesi Dergisi, Yıl:2005, Cilt:7
Sayı:7.GOETZBERGER, A., V. U. HOFFMANN, Photovoltaic Solar Energy
Generation, Berlin, 2005.
GOETZBERGER, A., “Photovoltaic Materials, History, Status And Outlook”,
Materials Science And Engineering, 1-46, 2003, Germany.
GRACE, R., W. RICKERSON, K. PORTER, J. DECESARO, K. CORFEE, M.
WINGATE, J. LESSER, “Exploring Feed-In Tariffs For California Feed-In
Tariff Design And Implementation Issues And Options”, Prepared For:
California Energy Comission, June 2008.
GÜNDERGİ, Güneşin Önündeki Engeller Çözümler, Yıl: 2 Sayı:6 Kasım -Aralık
2014.
HAAS R., N. I. MEYER, A. HELD, D. FINON “Promoting Electricity From
Renewable Energy Sources – Lessons Learned From the EU, U.S. and Japan”
Lawrence Berkeley National Laboratory, 16.10.2008.
HAHN, E., “The Japanese Solar PV Market And Industry”, Minerva, EU-Japan
Centre, November 2014.
HANKINS, M., Stand- Alone Solar Electric Systems, The Earthscan Export
Handbook For Planning, Design and Installation, India, 2010.

175

175
HERNÁNDEZ-MORO, J., J. M. MARTÍNEZ-DUART, Analytical Model For Solar
PV And CSP Electricity Costs: Present LCOE Values And Their Future
Evolution, Renewable and Sustainable Energy Reviews, Volume 20, April
2013, p.p. 119–132.
HUO, M. L., D. W. ZHANG, Lessons From Photovoltaic Policies In China For
Future Development, Energy Policy, 51 (2012), 38–45.
IEA (International Energy Agency), Technology Roadmap Solar Photovoltaic
Energy, Paris, 2010a.
IEA (International Energy Agency), Technology Roadmap CSP, Paris, 2010b.
IEA (International Energy Agency), Energy Policies of IEA Countries Germany,
Paris, 2013.
IEA (International Energy Agency), Electricity Information 2014, Paris, 2014a.
IEA (International Energy Agency), Technology Roadmap 2014 Photovoltaic , Paris,
2014b.
IEA (International Energy Agency), Energy Policies of IEA Countries The United
States 2014 Review, Paris, 2014c.
IEA (International Energy Agency), Renewable Energy Market Analysis and
Forecasts to 2020 Medium-Term Market Report 2014, Paris, 2014d.
IEA (International Energy Agency), CO2 Emissions From Fuel Combustion, Paris,
2014e.
IEA (International Energy Agency), Renewables Information 2014, Paris, 2014f.
IEA (International Energy Agency), Medium Term Renewable Market Report 2014,
Paris, 2014g.
IEA (International Energy Agency), Technology Roadmap Solar Thermal Electricity,
Paris, 2014h.
IEA (International Energy Agency), Technology Perspectives 2014, Paris, 2014ı.
IEA (International Energy Agency), World Energy Outlook 2014, Paris, 2014i.
IEA PVPS (International Energy Agency Photovoltaic Power Systems Program),
Trends 2014 in Photovoltaic Applications, 2014.
IEA PVPS (International Energy Agency Photovoltaic Power Systems Program),
Snapshot of Global PV Markets, 2015a.
IEA PVPS (International Energy Agency Photovoltaic Power Systems Program),
National Survey Report of PV Power Applications in Spain 2014, 2015b.
IEA PVPS (International Energy Agency Photovoltaic Power Systems Program),
National Survey Report of PV Power Applications in Germany 2014, 2015c.
IEA PVPS (International Energy Agency Photovoltaic Power Systems Program),
National Survey Report of PV Power Applications in Japan 2014, 2015d.

176

176
IEA PVPS (International Energy Agency Photovoltaic Power Systems Program),
National Survey Report of PV Power Applications in Italy 2014, 2015e.
IEA PVPS (International Energy Agency Photovoltaic Power Systems Program),
Annual Report 2014, 2015f.
IPCC (Intergovernmental Panel for Climate Change), Climate Change 2014
Synthesis Report, Copenhagen Denmark, 1 November 2014.
IRENA (International Renewable Energy Agency), Renewable Energy Tariff-Based
Mechanisms Policy Advice and Capacity Building, Abu Dhabi, 2012a.
IRENA (International Renewable Energy Agency), Renewable Energy
Technologies:Solar Photovoltaics Cost Analysis Series, Abu Dhabi, 2012b.
IRENA (International Renewable Energy Agency), Renewable Energy Technologies:
Cost Analysis Series, Concentrated Solar Power, Abu Dhabi, 2012c
IRENA (International Renewable Energy Agency), Renewable Energy Country
Profiles for the European Union, 2013a.
IRENA (International Renewable Energy Agency), Solar Photovoltaics Technology
Brief, Abu Dhabi, 2013b.
IRENA (International Renewable Energy Agency), CSP Technology Brief, Abu
Dhabi, 2013c.
IRENA (International Renewable Energy Agency), Adapting Renewable Energy
Policies To Dynamic Market Conditions, Abu Dhabi, 2014a.
IRENA (International Renewable Energy Agency), Renewable Energy
Prospects:China, REmap 2030 analysis, Abu Dhabi, 2014b.
IRENA (International Renewable Energy Agency), Estimating The Renewable
Energy Potential in Africa A GIS-based Approach, Abu Dhabi, 2014c.
IRENA (International Renewable Energy Agency), ReThinking Energy 2014, Abu
Dhabi, 2014d.
IRENA (International Renewable Energy Agency), Renewable Power Generation
Costs in 2014, Abu Dhabi, 2015a.
IRENA (International Renewable Energy Agency), Renewable Energy Auctions: A
Guide to Design, Abu Dhabi, 2015b.
KAYA, K., E. KOÇ, Enerji Üretim Santralleri Maliyet Analizi, Mühendis ve Makina,
cilt 56, sayı 660, 2015, ss. 61-68.
KAYGUSUZ, K., Prospect of Concentrateing Solar Power in Turkey: The
Sustainable Future, Renewable and Sustainable Energy Reviews, Volume 15,
Issue 1, January 2011, pp. 808-814.
KIMURA, O., “The National Programs for Development of Energy Technologies”,
Central Research Institute of Electric Power Industry, SERC Discussion
Paper SERC09007, 2009.

177

177
KLEIN, A., H. ANNE, R. MARIO, R. GUSTAV, T. FABER, Evaluation of
Different Feed-in Tariff Design Options, 2 nd edition, Karlsruhe, October
2008.
KOÇ, A., F. KARAKAYA, H. ALTUN, Fotovoltaik Pil Teknolojileri ve
Yenilenebilir Enerji Politikaları, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü,
Mühendislik Mimarlık Fakültesi Niğde Üniversitesi, Niğde.
LESSER, J., A. X. SU, Design of an Economically Efficient Feed-In Tariff Structure
for Renewable Energy Development, Energy Policy, 2008, pp. 981–990.
LIU, D., H. SHIROYAMA, Development of Photovoltaic Power Generation in
China: A Transition Perspective, Renewable and Sustainable Energy
Reviews, Volume 25, September 2013, pp. 782–792.
LUQUE, A., S. HEGEDUS, Handbook of Photovoltaic Science and Engineering,
Second Edition, Institute of Energy Conversion, University of Delaware,
USA, 2011.
MENDONÇA, M., Feed-in Tariffs Accelerating the Deployment of Renewable
Energy, World Future Council, Earthscan, UK and USA, 2007.
MOOSAVIAN, S. M., N. A. RAHIM, J. SELVARAJ, K. H. SOLANGI., Energy
Policy To Promote Photovoltaic Generation, Renewable and Sustainable
Energy Reviews, Volume 25, September 2013, pp. 44–58.
MOREY, M. J., KIRSCH L. D., German Experince with Promotion of Renewable
Energy, Christensen Associates Energy Consulting LLC, March 28, 2014.
MUHAMMAD-SUKKİ, F. M., S. H. ABU-BAKAR, A. B. MUNİR, S. H. M.
YASİN, R. RAMİREZ-INİGUEZ, S. G. MCMEEKİN, B. G. STEWART, N.
SARMAH, T. K. MALLİCK, R. A. RAHİM, M. E. KARİM, S. AHMAD, R.
M. TAHAR, Feed-in Tariff for Solar Photovoltaic: The Rise of Japan,
Renewable Energy, Volume 68, August 2014, pp. 636–643.
OĞUZ TOPKAYA, Ş., A Discussion on Resent Developments in Turkey’s
Emerging Solar Power Market, Renewable and Sustainable Energy Reviews,
Volume 16, Issue 6, August 2012, pp. 3754– 3765.
ONDRACZEK, J., Are We There Yet? Improving Solar PV Economics and Power
Planning in Developing Countries: The case of Kenya, Renewable and
Sustainable Energy Reviews, Volume 30, February 2014, pp. 604–615.
PY, X., Y. AZOUMAH, R. OLIVES, Concentrated Solar Power: Current
Technologies, Major Innovative Issues and Applicability to West African
Countries, Renewable and Sustainable Energy Reviews, Volume 18, February
2013, pp. 306-315.
QIANG, Z., S. HONGHANG, L. YANXI, X. YURUI, S. JUN, China’s Solar
Photovoltaic Policy: An Analysis Based on Policy Instruments, Applied
Energy, 129 (2014), pp. 308–319.
REALINI, A., Mean Time Before Failure Of Photovoltaic Modules, Federal Office
Of Education And Science, Canobbio, June 2003.
178

178
REDDY, P. J., Solar Power Generation, Technology, New Concepts & Policy, Boca
Raton, 2012.
REN 21 (Renewable Energy Policy Network for the 21st Century), Renewables
2013 Global Status Report, Paris, 2013.
REN 21 (Renewable Energy Policy Network for the 21st Century), Renewables
2014 Global Status Report, Paris, 2014.
REN 21 (Renewable Energy Policy Network for the 21st Century), Renewables
2015 Global Status Report, Paris, 2015.
RESCH G., M. RAGWITZ, A. HELD, T. FABER, R. HAAS, Feed-in Tariffs and
Quotas for Renewable Energy in Europe, CESifo DICE Report 4/2007.
SAHU, B. K., A Study on Global Solar PV Energy Developments and Policies with
Special Focus on The Top Ten Solar PV Power Producing Countries,
Renewable and Sustainable Energy Reviews, Volume 43, March 2015, pp.
621-634.
SENER, C., V. FTHENAKIS, Energy Policy and Financing Options to Achieve
Solar Energy Grid Penetration Targets: Accounting for External Costs,
Renewable and Sustainable Energy Reviews, Volume 32, April 2014, pp.
854–868.
SENSOY S, Y. ULUPINAR, M. DEMİRCAN, I. ALAN, Z. AKYUREK, P. A.
BOSTAN, “Modeling solar energy potential in Turkey”, Turkish State
Meteorological Service, 2010, Ankara, Turkey.
SHORT, W., D. J. PACKEY, T. HOLT, A Manual for the Economic Evaluation of
Energy Efficiency and Renewable Energy Technologies, NREL (National
Renewable Energy Laboratory), Colorado, March 1995.
SGROI, F., S. TUDISCA, A. M. D. TRAPANI, R. TESTA, R. SQUATRITO,
Efficacy and Efficiency of Italian Energy Policy: The Case of PV Systems in
Greenhouse Farms, Energies, 2014, 7(6), pp. 3985-4001.
ŞENOL, T., Güneş Enerjisi İle Elektrik Üretimi Yatırım Mevzuatı, Güneş Enerjisi
Teknolojisi ve Yatırım Mevzuatı Konferansı, İstanbul, 18.02.2010.
T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI, Türkiye İklim Değişikliği 5. Bildirimi,
Mayıs 2013, Ankara.
T.C. HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI, Kamu Borç Yönetimi Raporu, Ankara, 2015.
T.C. KALKINMA BAKANLIĞI, 10. Kalkınma Planı (2014-2018), Ankara, 2013.
T.C. KALKINMA BAKANLIĞI, Yerli Kaynaklara Dayalı Enerji Üretim Programı,
2015.
TABAK, C., H. DİNÇER, K. PUSULUK, E. ARSLAN, H. M. YILDIZ, S.
KARAYAZI, “Yoğunlaştırıcı Güneş Enerjisi Sistemleri İle Elektrik Enerjisi
Üretimi”, Enerji Verimliliği ve Kalitesi Sempozyumu, Kartepe, Kocaeli, 22-
24 Mayıs 2009.

179

179
TEİAŞ (Türkiye Elektrik İletim A.Ş.), Türkiye Elektrik Enerjisi 5 Yıllık Üretim
Kapasite Projeksiyonu (2015 – 2019), Ankara, Temmuz 2015.
UMMADISINGU, A., M. S. SONI, Concentrating solar power – Technology,
potential and policy in India, Renewable and Sustainable Energy Reviews,
Volume 15, December 2011, pp. 5169-5175.
UNEP (United Nations Enviroment Programme), Feed-in Tariffs as a Policy
Instrument for Promoting Renewable Energies and Green Economies in
Developing Countries, 2012.
UZUNKAYA, C., M. UZUNKAYA, Türkiye İçin Ekonomik İndirgeme Oranı
Tahmini, Kalkınma Bakanlığı Yatırım Programlama, İzleme ve
Değerlendirme Genel Müdürlüğü, Kasım 2012.
WENHAM, S. R., M. A. GREEN, M. E. WATT, R. CORKISH, Applied
Photovoltaics, Earthscan, UK and USA, 2007.
WISER, R., J. HAMRIN, M. WINGATE, “Renewable Energy Policy Options for
China: A Comparison of Renewable Portfolio Standards, Feed-in Tariffs, and
Tendering Policies”, Center for Renewable Energy Development Energy
Research Institute State Development Planning Commission, June 2002.
WISER, R., G. BARBOSE, “Supporting Solar Power in Renewable Portfolio
Standards: Experience from the United States”, Ernest Orlando Lawrence
Lawrence Berkeley National Laboratory, October 2010.
XAVIER, P., Y. AZOUMAH, R. OLIVES, “Concentrated Solar Power
Technologies, Major İnnovative İssues And Applicability to West African
Countries”, Renewable & Sustainable Energy Reviews, Volume 18, (2013),
pp. 306-315.
ZHANG, S., Y. HE, Analysis on The Development and Policy of Solar PV Power In
China, Renewable and Sustainable Energy Reviews, Volume 21, May 2013,
pp. 393–401.
ZHI, Q., H. SUN, Y. LI, Y. XU, J. SU, China’s Solar Photovoltaic Policy: An
Analysis Based on Policy Instruments, Applied Energy, Volume 129, 15
September 2014, pp. 308–319.

180

180
Mevzuat

6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu (30.03.2013 tarih, 28603 sayılı T.C. Resmi
Gazete).
5346 Sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı
Kullanımına İlişkin Kanun (18.05.2005 tarih, 25819 sayılı T.C. Resmi
Gazete).
5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu (02.05.2007 tarih, 26510 sayılı T.C. Resmi
Gazete).
Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği (02.11.2013 tarih, 28809 sayılı T.C. Resmi
Gazete).
Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik (02.10.2013
tarih, 28783 sayılı T.C. Resmi Gazete).
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Belgelendirilmesi Ve Desteklenmesine İlişkin
Yönetmelik (01.10.203 tarih, 28782 sayılı T.C. Resmi Gazete).
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elektrik Enerjisi Üreten Tesislerde Kullanılan
Aksamın Yurt İçinde İmalatı Hakkında Yönetmelik (04.09.2013 tarih, 28755
sayılı T.C. Resmi Gazete).
05.12.2013 tarih ve 28842 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
2009/11 Sayılı Yüksek Planlama Kurulu Kararı “Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz
Güvenliği Strateji Belgesi”, Mayıs 2009.
2012/3305 Sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararda Değişiklik
Yapılmasına Dair Karar (15.02.2013 tarih, 28560 sayılı T.C. Resmi Gazete).

181

181
İnternet Siteleri
Autorita Per I'energia Elettrica Il Gas E Il Sistema Idrico, (çevrimiçi),
<http://www.autorita.energia.it/it/docs/riferimenti/decreto_050728.html>
01.02.2015.
DSIRE (Database of State Insentives of Renewable and Eficiency), (çevrimiçi),
http://programs.dsireusa.org/system/program/maps 15.03.2015.
EIA (U.S. Energy Information Administration), (çevrimiçi),
<http://www.eia.gov/electricity/policies/provider_programs.cfm>
01.02.2015.
EIA (U.S. Energy Information Administration), (çevrimiçi),
<http://www.eia.gov/electricity/monthly/epm_table_grapher.cfm?t=epmt_1>
15.05.2015.
ENERGYPEDIA, Renewable Energy Quota and Certificate Schemes, (çevrimiçi),
<https://energypedia.info/wiki/Renewable_Energy_Quota_and_Certificate_S
chemes> 27.02.2015.
ETKB (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı), (çevrimiçi),
<http://www.etkb.gov.tr/tr-TR/Butce-Konusmalari/Sn-Bakanin-Butce-Sunus-
Konusmalari> 25.05.2015.
ETKB (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı), (çevrimiçi),
<http://www.enerji.gov.tr/tr-TR/Sayfalar/Jeotermal> 14.02.2015.
ETKB (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı), (çevrimiçi),
<http://www.enerji.gov.tr/tr-TR/EIGM-Raporlari> 19.02.2015.
ETKB (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı), (çevrimiçi),
<http://www.enerji.gov.tr/tr-TR/Sayfalar/Gunes>, 02.03.2015.
ETKB (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı), (çevrimiçi),
<http://www.eigm.gov.tr/tr-TR/Denge-Tablolari/Denge-Tablolari>,
03.03.2015.
European Comission Joint Research Centre, (çevrimiçi),
<http://re.jrc.ec.europa.eu/pvgis/apps4/pvest.php> 10.06.2015.
German Energy Blog, (çevrimiçi),
<http://www.germanenergyblog.de/?page_id=283>14.01.2014.
Global-rates.com, (çevrimiçi), <http://www.global-rates.com/interest-
rates/libor/american-dollar/american-dollar.aspx> 06.08.2015.
GREENWAY, (çevrimiçi), <http://www.greenwaycsp.com/> 10.02.2015.
IEA/IRENA, Joint Policies and Measures Database for Global Renewable Energy,
(çevrimiçi),
<http://www.iea.org/policiesandmeasures/renewableenergy/>05.03.2015.
IREC (Interstate Renewable Energy Council), U.S. Solar Market Trends 2013, July
2014.
http://www.irecusa.org/publications/annual-u-s-solar-market-trends-report/.
182

182
KAVAK, K., Proje Analizinde Kullanılan Teknikler, Mart 2012, (çevrimiçi),
<http://www.dektmk.org.tr/upresimler/KKAVAK-1.pdf>.
Kalkınmada Anahtar Verimlilik Dergisi, (çevrimiçi),
<https://anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/odtu-gunam-san-tez-projesi-ile-yerli-
gunes-panelleri-uretti/87> 04.02.2015.
MARTINOT, E., R. WISER, J. HAMRIN, Renewable Energy Policies and Markets
In The United States, < http://www.martinot.info/Martinot_et_al_CRS.pdf>.
MONDAQ, Italy: Amendments To The Feed-In-Tariffs For PV Plants In Italy, 2
Haziran 2014, (çevrimiçi),
<http://www.mondaq.com/x/324550/Oil+Gas+Electricity/Amendments+To+
The+FeedInTariffs+For+PV+Plants+In+Italy>
MONDAQ, (çevrimiçi),
<http://www.mondaq.com/x/324550/Oil+Gas+Electricity/Amendments+To+
The+FeedInTariffs+For+PV+Plants+In+Italy> 05.12.2015.
NREL (National Renewable Energy Labrotary), Best Research-Cell Efficiencies,
(çevrimiçi), < http://www.nrel.gov/ncpv/images/efficiency_chart.jpg>
01.03.2015.
Office of Energy Efficiency & Renewable Energy, Photovoltaics, (çevrimiçi),
<http://energy.gov/eere/sunshot/photovoltaics>18.03.2015.
PRIME MINISTER OF JAPAN AND HIS CABINET, 2008:13. (çevrimiçi),
<http://japan.kantei.go.jp/policy/ondanka/final080729.pdf >
PVINSIGHTS, (çevrimiçi), <http://pvinsights.com/index.php> 24.06.2015.
PV Magazine, (çevrimiçi),
<http://www.pvmagazine.com/news/details/beitrag/italian-net-metering-
expanded-up-to-500 kw_100016377/#axzz3UUda8XLv > 08.03.2015.
SEIA (Solar Energy Industries Associations), Photovoltaic (Solar Electric),
(çevrimiçi), <http://www.seia.org/policy/solar-technology/photovoltaic-solar-
electric> 04.02.2015.
ŞİMŞEK, B., M. M. ÖCAL, E. BİZKEVELCİ, Dağıtık Üretim Santrallerin
Türkiye’deki Durumuna Genel Bir Bakış, (çevrimiçi),
<http://www.dektmk.org.tr/pdf/enerji_kongresi_11/47.pdf> 05.03.2015.
TEİAŞ (Türkiye Elektrik İletim A.Ş.), Elektrik İstatistikleri, (çevrimiçi),
<http://www.teias.gov.tr/TürkiyeElektrikİstatistikleri/istatistik2014/istatistik2
014.htm>25.05.2015.
TEİAŞ, (çevrimiçi), <http://www.teias.gov.tr/YukTevziRaporlari.aspx>,
03.07.2015.
TEDAŞ, (çevrimiçi), <http://www.tedas.gov.tr/Sayfalar/LUY.aspx>, 03.07.2015.
TÜİK, (çevrimiçi), < http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=16174>
03.05.2015.

183

183
US DEPARTMENT OF ENERGY (DOE), (çevrimiçi),
<http://energy.gov/eere/sunshot/photovoltaics> 18.03.2015.
US DEPARTMENT OF THE INTERIOR BUREAU OF RECLAMATION,
(çevrimiçi), <http://www.usbr.gov/power/legislation/purpa.pdf> 17.03.2015.
US DEPARTMENT OF THE INTERIOR BUREAU OF RECLAMATION,
(çevrimiçi), <http://www.usbr.gov/power/legislation/epa92.pdf> 24.03.2015.
WIKIPEDIA, Solar Power in Spain, (çevrimiçi),
<http://en.wikipedia.org/wiki/Solar_power_in_Spain> 12.01.2015.
X-Rates, (çevrimiçi), <http://www.x-
rates.com/average/?from=JPY&to=USD&amount=1&year= 2011>
02.09.2015.
YEGM (Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü), (çevrimiçi), 17.03.2015.
<http://www.eie.gov.tr/yenilenebilir/g_enj_tekno.aspx>.
YEGM (Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü), (çevrimiçi), 01.01.2015.
<http://www.eie.gov.tr/MyCalculator/Aciklamalar.aspx>
YEGM (Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü), (çevrimiçi), 01.01.2015.
<http://www.eie.gov.tr/eie-web/turkce/YEK/gunes/tgunes.html>
YEGM (Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü), (çevrimiçi), 15.05.2015.
http://www.eie.gov.tr/iklim_deg/emisyon_ticareti.aspx
YEGM, (çevrimiçi), 15.06.2014.
<http://www.eie.gov.tr/yenilenebilir/g_enj_tekno.aspx>

184

184
DİZİN
ABD, xii, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 33, İtalya, 14, 22, 23, 24, 29, 37, 38, 54,
35, 37, 38, 44, 47, 48, 49, 50, 60, 56, 57, 60, 61, 147, 152
107, 118, 121, 122, 125, 130, 145,
152, 157, 158, 159, 160, 161, 163 Japonya, 14, 22, 23, 24, 26, 29, 37, 38,
39, 51, 52, 53, 60, 152
Almanya, 14, 22, 23, 24, 29, 36, 38,
39, 40, 42, 44, 60, 61, 147, 152 Kristal silikon PV teknolojisi, 6

Biyoyakıt, 22 LCOE, xiii, 20, 21, 89, 98, 99, 103,


121, 122, 123, 124, 125, 176
Çin, 13, 14, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 29,
37, 38, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 60, Modül, 4, 5, 6, 7, 10, 11, 13, 14, 15,
61, 91, 104, 105, 130, 133, 145, 152 23, 24, 90, 104, 107, 109, 114, 116,
123, 145
Destekleme politikaları, 22
Net Bugünkü Değer, xiii, 99, 175
FIT, ii, iii, xii, 25, 27, 28, 29, 30, 31,
32, 34, 36, 37, 39, 40, 41, 42, 45, PV, xii, xiii, 3, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12,
46, 47, 52, 54, 55, 56, 57, 58, 60, 13, 14, 15, 18, 19, 20, 21, 22, 23,
61, 81, 82, 83, 93, 96, 103, 105, 24, 25, 26, 27, 29, 31, 33, 34, 35,
116, 122, 127, 130, 134, 135, 136, 36, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45,
138, 142, 143, 147, 148 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54,
55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 71, 73,
Fotovoltaik, ii, xiii, 53 79, 83, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93,
96, 97, 99, 100, 101, 103, 104, 105,
GES, i, xii, 22, 32, 46, 47, 48, 60, 71, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112,
73, 79, 80, 84, 85, 87, 88, 89, 90, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119,
92, 93, 96, 97, 112, 113, 114, 116, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126,
123, 128, 129, 130, 131, 137, 138, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133,
139, 142, 143, 145, 147, 148 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140,
Güneş Enerjisi, ii, xii, 4, 20, 22, 81, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147,
90, 93, 94, 95, 141, 173, 179 148, 152, 153, 155, 156, 157, 158,
159, 160, 161, 162, 163, 164, 165,
Hücre, 4, 6, 7, 8, 9, 10, 12, 23, 24, 90, 166, 167, 168, 170, 173, 176, 177,
91, 104, 114, 133 180, 183

İnce film PV teknolojisi, 8 Teşvik Politikaları, 26

invertör, 5, 14, 105, 110 YEK Kanunu, xiii, 2, 81, 82, 116, 135,
139, 144
İspanya, 15, 22, 23, 24, 25, 38, 57, 58,
59, 60, 147, 152 YEKDEM, xiii, 82, 83, 87, 134

185

185

You might also like