You are on page 1of 26
OSMAN GAZi’DEN GAZi MUSTAFA KEMAL’E ANADOLU GAZILERi “Anatolian Gazis From Osman Gazi to Gazi Mustafa Kemal” Selahattin DOGUS* OZET Bu ¢alismamrzda amacimiz, Osmanli devletinden Tiirkiye Cumhuriyeti kuruluncaya kadar ki siiregte, Anadolu’da canlihgim devam ettiren gaza ruhu ve ideolojisinin tarihi seyrini anlatmak ve M. Kemal’in de bu ruha olan inaneini ortaya koyarak, Milli Miicadeledeki roliinii ortaya koymaktir. Tiirklerin yasadigi Horasan ve Maveraiinnehir bélgelerinde, ilk zamanlar Misliiman Arap gazileri faaliyet halindeyken, Tiirklere Islami degerlerle birlikte gaza diisiincesini de asilamis oldular. Artik Araplarm gaza faaliyetlerine, Miisliman olsun olmasin, Tirkler de katilir olmustu. Onceleri doyumluk kazanma amaciyla, alphk ve kahramanhk adina yasayan bu diisiince, Tirklerin Miisliiman olmastyla, kutsal bir 6zellik kazandi ve gazilik idealine kolay bir sekilde déniismiis oldu. Gaza diisiincesi, Tirklerin Anadolu’yu istilasim daha da hizlandirdi. Bu ruh sayesinde Anadolu’da gazi karakterli birgok devlet kuruldu. Anadolu’ya karst baslayan, batida Hagh, doguda da Mojol kiskaci, Anadolu’da Tiirkler arasinda gaza ideolojisinin én plana gikmasina sebep oldu. Artik Anadolu’da gaza diisincesi, diger Islam diinyasindaki cihat anlayisindan bambaska bir anlam kazandi. Tarihte Tirklerin en biiyik imparatorlugunu kuran Osmanlilar, kurulusunu gaza ideolojisi tizerine bina ettiler. Osmanli’nin yikilisina kadar gaza ruhu, Anadolu’nun siyasi ve ekonomik hayatinda hep canl kaldi. Osmanh devleti yikip da milli bir miicadele basladiginda, Anadolu’da kéklesmis olan gaza ruhunun gok énemli rolii olmustur. Mustafa Kemal bu yiizden TBMM’den gazi unvanint alarak Milli Miicadeleye devam etmistir. Anadolu’nun Gazi Mustafa Kemal’e olan inang ve giiveninde, bu ruhun Anadolu’nun sinesinde kdklesmis olmasinin bilyik etkisi olmustur. Gaza konsepti, Mustafa Kemal'in de Milli Mitcadele sirasinda dayandigi dinamiklerden biri olmustur. Anahtar Kelimeler: Gaza, cihat, gazilik, Anadolu, Osman Gazi, Gazi Mustafa Kemal, Milli Miicadele. ABSTRACT In this paper, I aimed to search Anatolian Gazi institution and ideology, which was very vigilant during the Ottoman times to republican era, giving importance to Mustafa Kemal’s policy, who respected and even used Gazi tradition during the War of Independence and thereafter. Muslim Arab pioneers, who were seen around Yrd. Dog. Dr., Kahramanmaras Siiteti Imam Universitesi Fen-Edebiyat Fakiltesi Tarih Boldmi Ogretim Uyesi (e-mail: dogusselahattin@yahoo.com) SETS: EE NS ic A ee Sosyal Bilimler Dergisi Khorasan and Maveraiinnehir tegions in 10" century, introduced Gazi traditions to newly Islamized Turks and the Turks Successfully practiced this ideology for the Centuries from Central Asia to Anatolia and Europe. The Turksh Muslim and non- Muslims alike joined the Arabs Gaza (holy war) mevements. Before the Islam Turkish warriors fough for booty to sustain their daily life under alplik and bravery ideology pre-Islamic thought of bravery became a holy institution of when Turksh converted to Islam. Crusaders and non-Muslim Mongol invasion of Anatolia strengthened the Gazi ideology among the Turks. Ottoman Empire was built on Gazi ideology and this ideology was always vivid until the end of the Empire from Anatolia to the Balkans. Mustafs Kemal who was aware of Turkish Political heritage, used gazi ideology during the Turkish war of independence. He spoved receiving gazi ttle from Turkish parliament and he signed his name as Gazi Mustafa Kemal. Gazi Mustafa Kemal, can be explained as the basis of the structure Of the idea of Anatolia. Two main grounds that Mustafa Kemal relied on were the Anatolian people and the spirit of jihad which was the basis of Turkish national value system. Key words: Gaza, jihad, Osman Gazi, Gazi Mustafa Kemal, national war of independence ae Giris 'slam dinyasinda, dzellikle Anadolu’da, gaza ideolojisinin ve hareketlerinin én plana gikmis olmasi, bir yandan Mogollarin Seleuklulart bozguna ugratarak (1243) Anadolu’da hakimiyet kurmalant, Ste yandan Anadolu, Suriye ve Misir’a karsi Batidan Hach saldiilara bagh bir gelismedir. Bu konuda Mogollar, Papahk ve Bizans ile de diplomatik iliskilere girisiyordu. Ite bu durum karsisinds kutsal savas, gaza, bir Kalim ‘sorunu olarak ortaya gikti, Anadolu’d gaza ruhu ézellikle Mirkmenleri heyecanlandirmaktaydh, Ciinki bagimsiz hareket etme ve bu sBurda stirekli miicadeleyle gegen yasam bigimi, Tiirkmentlerin karakteristik orelligiydi. Bau. Anadolu’da Gazi Tiirkmen be isi bu gaza cikinlikleri ergevesinde ele almak gerekir, Daha Malazgirt zaferinden (1071) sonra Dogu Anadolu’da kurulan Saltuklar, Mengiicekler, Artuklu ve Danismendiiler gibi ilk Tarkmen devletleri de birer gazi devleti idi. Men Saltuk, Artuk ve oglu l-gazi, Danismend Gazi gibi daha birgok Turkmen fatihi 0 dénemde Anadolu’yu parsellemeye baslayan gaz) komutanlardi. Bu Tarkmen gazi liderlerinden bazilarinn tiirbeleri, abidevi eserler olarak giintimiize kadar gelmistir. O. Turan, “Dogu Anadolu Turk Devletleri Tarihi” adh onemli eserinde, Anadolu. Tiirkliigiiniin temellerinden olan bu kigiik devletlerin, Tiirkmen (Oguz) gécmenlerinin Anadolu’ya tasinmasina 6nciiliik eden’ ilk gazi tesekkilller oldugunu anlatmaktadir. Diyar-1 Rum’u yani Bizans Anadolu'sess ¢0k iyi taniyan gaziler, ok uzak dlkelerden gelen Tiirklere ve daha da fazla gécebe 8. DOGO AN __ 27 kabilelere kars1 dogal koruyucular olarak kabul edilmis gibiler. Tiirk fituhatinda énderligi, bunun igin hazir olan gazilerin yapmis olmasi, Anadolu’nun kiiltiirel geleneklerinde k6klii bir kopmanin gergeklesmesini énlemistir. Danismend Gazi’nin kahramanlik 6ykiilerini anlatan Danismendname, yiizyillarca Anadolu ve Rumeli Tiirkmen gazileri iginde zevkle okunuyordu. Danismendliler, kendilerini Firat-islam uclarimm ve Anadolu’nun sonraki Tirk gazilerinin hatta Balkanlardaki Osmanhi gazilerinin de tinlii kahramani Seyyid Battal Gazi’ye dayandiklarim one siiriyorlard:. Anadolu’da ilk gazi hareketi, siiphesiz islam’m en 6nemli sm olan dogu Anadolu’da baslamistir ki bélgedeki ilk gaziler, Arap fatihleri idi. El-Battal lakabryla séhret bulan Emevi komutaninin, Anadolu’da Tiirkler arasinda yayilan kahramanlik menkibeleri, destanlastirilarak Battalname derlenmistir. Bu eser, Danismendname basta olmak tizere Anadolu ve Balkanlar’da ortaya cikan birgok gazavatname tiirii esere ilham kaynagi olmustur. OZuz Kagan ve Dede Korkut destanlar gibi Oguznamelerin alplarryla Danismendname ve Saltukname gibi menakibnamelerin gazileri, aym kahramanlik temasint islemektedir. Onceleri Firat boylarinda ug bélgelerinde faal olan gaziler, Anadolu Selcuklular: zamaninda da daha da batida yogunlasarak, Bizans simir boylarinda askeri bir teskilat olusturmuslar ve Selcuklu sultanlan da bu teskilat mensuplarina 6zel bir stati tanimistir. Selguklu hakimiyetine giren Danismendli Tiirkmenlerin gogu bat: uglarma sevk _ edilmislerdi. Danismendiler gaziydiler ve hala gazi olduklarm séylemekten gurur duyarlardi. Dogudaki gazilerin geleneklerini siirdiiren bu ug Tiirkleri, giineybat: sinirini olusturan Dalaman irmagina, 0 dénemde Seyyid Battal Gazi anisina Battal adi vermislerdi. Selguklu sultanlarinca daima ilgilenilen Seyyid Gazi kiilliyesi, kutsal savasa onlart motive eden bir gazi ziyaretgahtydi. Bati uglarindaki bu makam, Tiirkmen kabilelerine hakim olan gazi zihniyeti ve ruhunu acikca géstermektedir (Wittek, 1999: 8; 1985: 35). Gaziler, Abbasi Halifesi Nasir tarafindan 1200 yillarinda yeniden teskilatlanan fiitiivvet drgiitiine bagli mistik eilimli bir ziimredir. Ahilik gibi, birgok sosyal ve iktisadi Srgiit, kendilerine ahlaki rehber olarak fiitiivveti temel almislardi. Gazinin gogulu olan guzat, fityan ve ayyar (Ozcan, 1991: 296) adlari altinda guruplandinlan bu ziimreler, her devlet yonetiminin géz ardi edemedigi bir kuvvet olmustur. ihtiyag aninda bu giigler hazir kuvvet durumunda idiler. Bu son biiyik Abbasi halifesi, biitiin enerjisini, halifeligin diinyevi giiciinii arttrmaya ve Misliimanlan Hagli saldirilarina karsi drgiitlemeye sarf etmisti. Bu yiizden askeri énemi olan biitiin gii¢leri diizene sokarak halifenin sahsma baglamay: hedef almisti. Toplumsal ve ekonomik bakimdan halkin geri kalanindan farkh olan bu eon Dergisi unsurun, daha sévalyece 6rgiitlenmesi geregi acikti. Gazi orgiitlenmeleri, ‘am da rehber ilkeleri olan kafirlere karsi cihat diistincesi nedeniyle gerekli nitelikleri pek gtizel tutturuyorlar ve halifenin planina mikemmel bir uyum saghyorlard:. Béylece Bizans simrlarinda kurulan Tiirk devletleri_ de hakimiyetlerini boyle bir mesruiyet kanaliyla desteklemek istemislerdi. Gaza diistineesi iizerine hareket eden Osmanl hikiimdarlan, kurulusundan yikihsina kadar, tahta ¢ikig merasimlerinde hep flittivvet kurallanm uygularlardi ve kendilerine gazi unvani bir torenle verilirdi Orhan Gazi Bursa’nin fethinden sonra yapturdigi camiin 1337 tarihli_kitabesinde: ‘Sultan, Ibn Sultan el-guzat gazi ibn el-gazi,.” unvanin kullanmistir (Tevhid, 1926: 285-301). Uclardaki diger Tarkmen beyliklerinde de bu gelenekler hakimdi. Mesela, XIV. yizyilin ortalarinda Eflaki’nin eserinde, Aydinoglu_ hanedanindan bir emire, Mevlevi dervis tarikatinin seyhi tarafindan gazilerin sultan: unvanmin verilisi anlatilmaktadir (Menakibu’l- Arifinden naklen, Yazici, 1959: I, 485). Bati Anadolu beyliklerini 1332-1333 yillarinda dolasan meshur seyyah fbn Batuta, onlarin dini durumlanyla ilgili bilgiler verirken, hemen hemen_ bitin beylerin yaninda _fakihlerin bulundugunu ve onlara hiirmet edildigini tespit etmistir. Bu arada Umur Bey’in faaliyetlerini gaza kelimesiyle agikladigi gibi, Sinop’ta Kastamonu emiri Gazi Celebi'den siz eder (ibn Batuta, 1330, 337, 355). Hemen hemen aym déneme ait olan Omeri’nin (61.1348) eserinde de beyliklerden ve ug bolgesinden bahsedilmekte, yine guzat, gazve, gazavat tabirlerine rastlanir (Omeri, 1988: 176-177). Maellif bolge hakkinda verdigi bilgileri, bu yérede bulunan kimselerden naklettigini, dolayistyla bundan da bu kavramlarin halk arasinda yaygin oldugu anlasilmaktadir. Ayrica burada Yildirim Bayezid, “el-Gazi” diye gecmektedir. Ancak Tiirk diinyasinda her dénem igin, gaza faaliyetlerinde asil itici sictin din gayreti_ oldugu séylenemez. Heniiz yerlesik genellesmedigi, konar-géger ye ath-gigebe hayatim siirdiiren ly Tirkmen kitlesi igin gaza, her seyden énce bir kazang yoluydu. Doyumluk elde etme kaygisi gazayi bir meslek dali haline getirmisti. Zira Tiirkmenler, medreselerin ve ulemanin hakim oldugu sehir hayatinin yasandigi islam anlayigindan ¢ok farkh bir popiiler islam anlayisina sahipti, Bu anlayista islam ncesi Orta Asya Tiirk inanglarinin izlerini gérmek miimkiindiir. Yerlesik hayatagegmekle bir stirdirilen Osmanh merkeziyetgi Politikalari, ayn zamanda kendi yonetim mekanizmasim pekistiren Ortodoks bir Islam anlayisim hakim kilmaya ¢alisirken, ath g6gebe kiiltiiriiné yansitan S$. DOGE$ ——_§—_—__—_______________—_ 29 alphk, alp-erenlik iilkiisii, sehir kiiltiiriini: gagnistiran gazilige déniisecektir. Osmanlilar XV.yy’a geldiginde artik yerlesik hayatin degerleri hakim olmus ve bu dénemde yazilan Osmanli kaynaklarinda gazilik, Oguz (Tiirkmen) geleneklerini yansitmaktan uzak, koyu Siinni bir islam anlay:sini temsil etmektedir. Gaziler artik din gayretini esas almis, mal, miilk pesinde kogmak haramilik sayilmakta, gazilik sehir killtdri olarak anilmaktadir (Ahmedi, 1949: 1/6-8). Agagida ele alinacagi gibi, Osmanli merkeziyetgiliginin hakim oldugu XV. yiizyilda gaza gelenegi bir evrim gecirmistir. Bu dénemde eski menakibnamelere dayanarak yazildigi anlasilan erken dénem Osmanhi kronikleri, gaziligi az gok medrese etkisinde kalmis, ulemanm yasadiga, sehir killtiiri: olarak yansitmaktadirlar. Dolayistyla cogu anonim olan ve gaza fikrini siirekli halk arasinda canli tutmaya yénelik kaleme alinan bu eserlere gore, asil hedef ila-y: kelimetullah, ganimet sevdasi ise bu kutsal savasin bir meyvesi, bir sonucudur. ilhanl hakimiyetindeki Anadolu’nun bati simrlarinda kurulan Turkmen beyliklerin de gazilik, Osmanh hakimiyetine girinceye kadar, imparatorluk ordusunda asker olarak istihdam alan ve servet edinme kaynagi idi. Selguklu devletinin dagilmastyla birlikte, ug veya ucat olarak adlandirilan Bati Anadolu bélgesinde kurulmus olan ve miittefik olarak hareket edebilen Tiirkmen beylikleri, siyasi agidan az fark gésterseler de taban itibariyla aym inanig ve degerler manzumesinin hakim oldugu bir diinyay: olusturuyorlard:. Bu yiizden XIV. yiizyilda bu devletciklerin hepsi Osmanli semsiyesi altnda kisa zamanda birlesti. Biitiin bu Tiirkmen ziimrelerini bir araya getiren ortak 6zellik, gaza fikri idi. Mesela Osman Gazi’nin bir imparatorluk ordusuna karsi giristigi Bafeus savasina, Anadolu’nun diger sahalarindan gelen birgok gazi istirak etmistir (inalcik, 2000: 329). F. Emecen, Osmanlilar ve Bat: Anadolu Tiirkmen Beylikleri Diinyas1 adh: eserinde, bir araya getirdigi cesitli makalelerinde, Bats Anadolu bélgesinde baslayan bir Osmanlilasma siirecinden bahsetmektedir (Emecen, 2005: 39). Buradaki Osmanlilasma, siyasi oldugu kadar sosyal ve iktisadi agidan da degerlendirilmelidir. 300 gemiden olusan gtigli bir donanmaya sahip Aydinoglu Gazi Umur, Ege Adalar ve Balkanlarda yaptigi gaza faaliyetleriyle destanlasirken, Rumeli’de Siileyman Pasa ve Orhan Gazi’nin emrine girmekten ¢ekinmemistir. Anadolu’yu Tiirklerin ilk _ istila hareketlerinden Milli Miicadeleye kadar bu ruh, bir ideoloji olarak hep var olmustur. Nasil ki Osmanli devletinin tizerine bina edildigi dinamik giiciin adi gaziler, liderleri Osman’in unvam da gazi idiyse, Cumhuriyet Tirkiye’sini ortaya cikaran Kuvay-1 Milliyecilerin de hepsi birer gazi, liderleri Mustafa Kemal de gazi unvanh: idi. ss Sosyal Bilimler Dergisi Gaza ve Cihat Kay ramlari islam dinyasinda gaza ve cihat kavramlan genellikle birbirin yerine pat anlamda kullanuimistir. TOrkler arasinda her iki kavran farkli aniamlar kazanmistir. Kuran’da daha cok cihat ve micahit kavramlan_gecmesine ragmen (Kuran, 3/156, 9/52), Tiirkler Anadolu'da 6zellikle “gaza” ve onun faili olan “gazi” kavramim! tercih etmisleri. Hz. Peygamberin her iki Kavramin faziletleri hakkindaki Sviict sdzleri (Kittiib-i Site, (1982): 7-11), Tirklerde “Sldrsem sehit kalirsam gazi” Prensibinin ortaya ¢ikmasina sebep olmustur. Tirk-islam tarihindeki fetih hareketlerinde, bu prensibin birinci derecede rolii olmustur, Islam diinyasinda Arapga ve Farsca gesitli ilmihal kitaplarinda gazilik Konusu ¢esitli adlarla ele alinmis, bazilarinda kisa bazilarinda ise ayrntih olarak islenmistir. Omegin XV yilzyilda yazilmis Seyh Bedreddin’in Tashil ve Molla Hiisrev’in Durar adh eserleri igerisinde kitabu’l-cihat béliimilyle risaleti’I-islam arasinda ciddi benzerlikler bulunmaktadir (inaleik, 2002: 77). Rumeli’deki gazalanyla sshret bulan, Karesi beyligi gazi liderlerinden Hact llbegi’nin bir Hiristiyan cariyesinden dogan ve dolayisiyla Tiirkmen See ee eee te) i Bedreddintin| (Division wiGOe 48) Rumeli’de gazilikle ilgili bilgiler vermesi 6nemlidir. XIV. Yizyilda, bir gazi beyligi olan Karesi topraklarinda (Balikesir), eski Arapga ve Farsca ilmihal kitaplarindan faydalanilarak derlendigi anlasilan ve Sinasi Tekin tarafindan yayimlanan “Risaletii'|-islim” adh fserde, gaza ve cihat kavramlan hakknda genis bilgiler verilmistir. Gaziligin Yollari” olarak tanimlanan bu eserde (Tekin, 1989: 139-155), saziligin, erkam ve sartlan olan bir tarikat, bir teskilat, hatta bir meslek oldugu islenmektedir. Hem de oyle bir meslek ki, ticaret, sanat, tam ve hayvanetlktan ¢ok daha Gnde gelen toplumsal bir ekonomik faaliyet idi (Tekin, 1989: 140-143), Tiirk-Islam tarihine bakildigi zaman genel olarak din ugrunda savasan her Misliiman’in sifati olan gazi, dar manada ordudaki veya bilyiik Sehirlerde muayyen ztimreler igin’ de kullanilmstir. Horasan’ Gazileri, Semerkant Gazileri, Gaziyan-1 Rum (Anadolu Gazileri), Rumeli Gazileri gibi. Burada gazilik sadece cihat ruhunu Yansitan kutsal savas olmaktan tyade | sosyo-ckonomik nitelikler —tasiyan toplumsal bir gurubu belirtmektedir. Hem de dini ve siyasi mestuiyeti olan imtiyazh bir ziimredir. Se yapilan savas: belirtir. Burada savasmak farz-1 kifayedir (Tekin, 1989: 140 vd.; Divitgioglu, 1996: 45). Yani savasan baska 31 S. DOGUS Misliimanlar varsa, savasmak herkesin boynunun borcu degildir. Dolayistyla gaza, cihattan daha asagi kategoridedir. Cihat ise daha kapsamlt ve genel bir hareketi ifade edebilmektedir. Yani Miisliiman toplumun kollektif yiiktimliiliigidtir. Grnegin Emperyalist batrya kars1 islam diinyast veya iimmeti savasa davet edildiginde, cihat ilan edilirdi. Ancak gaza konsepti, zaman igerisinde anlam degisikligine ugramistir (Kafadar, 1995: 80). Hangi gayeyle yapilirsa yapiImis olsun, sonugta gazanin amact islam’in giictinti yaymaktir. Yani daha cok fiituhat anlamina gelmektedir. XI. yiizyildan ‘itibaren, Asya steplerinden Anadolu’ya akan Tiirkler hep dariilharp iizerine yiirimiisler, savunma degil, saldirma durumunda bulunmuslardir. Bu suretle gaza ve gazi kelimeleri, Tiirkce’nin temel giindelik konusma diline girmis, hatta bunlardan gazi, yer adi ve unvan olmus, gaza ve gazavat destanlarinda, menakibnamelerde, Osmanlt kroniklerinde ve mimari eserlerin kitabelerinde kullaniImistir. Cihat sézii ise, ug bélgelerinde anlatilan kahramanhk hikayelerinde nadiren kullanildigi gibi, erken dénem Osmanli kroniklerinde de gok az gegmektedir. Osmanh Tirklerinde gaza ruhu dyle gelismistir ki Arap edebiyatindaki megazi tiiriintin yerini, Anadolu’da gazavatname adiyla gelisen edebi_ tiire birakmistir. Yazi dili ile konusma dili arasindaki ugurumun iyice derinlesmeye basladigi XVI. ve XVII. yiizyillarda Osmanhi aydinlar1, halkin konustugu dilden ve kullandigi kelimelerden miimkiin oldugu kadar uzaklasma modasina uyarak cihat ve miicahit kelimelerini tercih etmeye baslamistir. Sonug olarak bir yanda halkin nesiller boyu severek okudugu ve dinledigi Battal Gazi, Danismend Gazi destanlarinda gaza ve gazi gibi kelimeler Tirkge’nin temel unsurlarindan sayilarak devam ederken, dte yandan yiiksek ziimre edebiyat: mensubu sair ve miinsiler marifetiyle, cihat, miicahit, miicahede gibi kelimeler, étekilerin yamnda yer almis, fakat bunlar higbir vakit gaza, gazi gibi kelimeleri dilden atamamustir. Tanzimat dénemi edebiyatimizin énemli eserleri arasinda da gaza ve alphik iilkiistiniin islendigi ve canli tutuldugu gériilmektedir. Namik Kemal’in “Vatan Yahut Silistre” (1873) ve Abdiilhak Hamid’in “Esber” (1880) adli eserlerinde bu kavramlar islenmektedir. TBMM’nin 19 Eyliil 1921 tarihinde kabul edilen bir kanunla Tiirk ordusunun Baskumandant Mustafa Kemal Pasa’ya gazi unvani tevcih edilmisti. iste burada Mustafa Kemal’in vatanmi isgal etmig olan diismana karsi mutlak farz olan miicadelede, miicahit unvani yerine, gazi unvanint tercih etmesi, kelimenin tarihi gelisim siirecinde Tiirklerde farkli bir anlam kazandiginin bir baska Srmegidir. Burada micahit ile gazi arasinda mana olarak bir fark kalmamussa da, gazi kelimesinin, yiizyillar nce Tiirkge’nin temel kavramlarindan biri haline geldigi igin kullanilmistir. Buna karsilik, 3S Sosyal Bilimler Dergisi yillarea vatanlarim: isgal kuvvetlerine kars1 savunan Kafkas, Afgan ve diger Ortadogu Misiimanian, Micahit unvanm. kullanmislard. Gara fikrinin Osmaniilanin ideolojisinden asta gikmadigim vurgulayan I. Melikofy da, Tirk diinyasinda her iki kelimenin anlam bakimindan farkliligim, ézellikle Osmanhilarda gaza kelimesinin hakim oldugunu vurgulamistir (Melikoff, EF: 1068) ilk Gaziler IIk zamanlarda Kuran ve hadislerin tesvikiyle Arabistan yarimadasindan gikan Misliman Arap fatihleri, islam’: yaymak igin sadece din gayreti ve cihat ruhuyla hareket etmisler, Hz. Omer zamaninda ilk defa Tiirklerle femasa gecmislerdi (Taberi, 1983: 64, 96). Emeviler zamanir da Anadolu ve tran cografyasina ulasan Misltiman Araplar, kisa zamanda klerin yogun olduklan Horasan ve Maveraiinnehir bélgelerine dek yayildilar. Her ne kadar bu ilk fetih hareketlerinde din ayreti ve cihat ruhu, dnemli bir rol oynamissa da Araplan, gazaya ydnelten, parlak zaferler kazanmalarina yardim eden baska etkenler de vardi: Bizans ve Sa niler’in nesiller boyu devam eden savaslani ve sinirlarinin giivensizligi Misliman Araplarin siyasi ve iktisadi istahlarim tahrik ettigi gibi, genellikle diisiik hayat standartlarina sahip Araplarin, askerlere verilen yiiksek maas ve elde ettikleri muazzam ganimetler dolayistyla kisa zamanda bilyiik bir sohret ve servete kavusmalari da etkili olmustur. Gaza yapmak dizere blytk bir Arap kitlesi, Tiirkistan bélgesine dogru hareket ederken, “tarihte ilk defa Sami irkinin gégii basladi” deniliyordu (Kitapg1, 1991: 223). Horasan’in Miisliiman Arap valilerinin Buhara ve Semerkant’ta Miisliman olmayan toplumlardan, bu arada Tirklerden o kadar agir vergiler tahsil etmislerdi ki bélgede bircok isyan gikmisti. Bu isyanin énciilerinden biri de Anadolu Gazileri arasmda derin bir sohret kazanan Horasan’li Ebu Miislim’in isyanrydi (750) (Barthold, 1990: 229). Tiirklerin de kanistigi bu isyan sonunda Emeviler yikilmis, yerine Abbasiler’in iktidart baslamisti. Yukarida belirtildigi gibi, genel anlamda din miicahidini ifade eden gazi, dar manada ordudaki veya biiyik sehirlerdeki muayyen ziimreler igin de Kullamiimistir. Ekonomik zorunluluklar yiiziinden ortaya stkmis olan ilk Gazi tesekkillleri, Samanilerden itibaren IX. yiizytida Maveraiinnehit ve Horasan’da gériltr. Bunlar sinirlardaki, Tuirklerin de dahil oldugu kafirlerle, Uskiman olmamis topluluklarla cihat ederlerdi, Teskilatlan devletse ve resmen taninmis olan bu kuruluslarin reisi “sipehsalar- gaziyan” unvantyla anilirdi (Képriiti, 1999: 85; Barthold, 1990: 237). Gazvelerde elde edilen ganimetlerin nakli ve paylasilmastyla ilgili bu teskilattan, ‘Taber? ve {bni’l-Esir gibi ilk Islam tarihgileri bahsetmislerdir. Bu fieretli askerler igin Sevasin mutlaka iktisadi yond de vardi. Durumlarindan memnun olmayanlar, gavilere katilarak, kafirlere karsi savas edilen bolgelere gitmek zorundaydh. GS Gaziler sinifi, biitiin dogu topluluklan gibi, hiikiimet tarafndan taninmis bir teskilata sahipti. Bunlar gibi géniillti askerlerin kumandanlarmin bilyik bir sohret sahibi olmalari yaninda resmi sifatlann da vardi. Vatanlarina bagh olmadiklar igin dzellikle Maveraiinnehir’li goniilltiler her nerede gaza olursa ve her nerde ganimet timidi varsa oraya giderlerdi. Bélgede kurulan hanedanlar, hakimiyetlerini stirdiirmek igin ihtiyag duyduklan mali kaynaklarin basinda gazalardan elde edilen ganimetler gelmekteydi (Barthold, 1990: 235 vd.), Daha énce bahsedildigi tizere, gazi ziimrelerinin bu 6zelliklerini bilen Abbasi halifesi, onlani hem kontrol altina almayt diigiinerek mesru bir kimlik kazandirmis, hem de giiglerinden yararlanmaya caligmistir. islam tarihinde emirulmiminin unvanim kullanan ilk halife olan Hz. Omer zamaninda, Arap gazilerinin, Horasan ve Maveratinnehir bélgelerinde yapmis olduklari gazalar sonucu, muazzam miktarda ganimetle déniilmiistii. Bu yiizden bircok idari teskilati kuran Hz. Omer, Beytiilmal (devlet hazinesi) teskilatim da bu dénemde ihdas etmistir (ibni’l-Esir, 1991: 111/92). Ayn zamanda Tiirk alplanyla Arap gazileri de ilk defa bu bdlgede karsilasmislardi. Dolayistyla gaza, orijinal anlamda, yaéma ve ganimet akint yada yabanci topraklartistila hareketlerini ifade etmektedir. 672 yilinda Halife Muaviye zamaninda, Bizans’a karsi yapilan gazada, Anadolu’yu bastan basa gecerek istanbul’u kusatan Misliiman gaziler igerisinde, Ebu Eyyub el-Ensari gibi dnemli bir sahabe de bulunmus ve istanbul surlarmin dibinde sehit olup orada defnedilmisti (ibnii’I-Esir, 1991: 468). istanbul’un fethiyle birlikte Fatih tarafindan tiirbesi ve adina camii inga edilmis, bitin Osmanh hikiimdarlan sefere gikmadan 6nce bu bilyiik gazi sahabenin makamini ziyaret ederlerdi. Hatirasi ve misyonu Osmanh’dan giintimiize kadar yasayarak gelmis olan bu 6nemli sahsiyet, bugiin istanbul’daki Eyip semtine adini vermistir. Seyyid Battal Gazi'nin hatirasi da ayn: sekilde Selguklu ve Osmanh gazileri arasinda yiizyillarca yasayarak, Tiirbesinin bulundugu yer, bugiin de Seyitgazi ilgesine adim vermistir. Heniiz yeni Misliman olmus O@uzlar, bol ganimet timidiyle Samaniler emrinde gaza faaliyetlerine baslamuslardi. Muaviye zamaninda kurulan ve Tiirklerden olusan 6zel saray muhafiz birligi, dzellikle Fergana’nin Tiirk delikanhilarmdan olusturulmustu (Kitapg1, 1994: 181). Daha sonra Abbasi halifeleri de Tiirklerin bu savas kabiliyetlerinden yararlanmak iizere hentiz Misliimanhkla tanisan bu guruplan ordularina aliyorlar, sadece sinirlarda gaza amach degil aym zamanda 6zel birlikler olarak da merkezde tutuyorlardi. Abbasi halifeligi, Bagdat yakinindaki Samarra sehrini, bu Tiirkmen savaseilan icin kurmustu. Bu yeni ruh, Oguzlarin dnemli bir gecim kaynagi olan doyumluk amaciyla yapilan yagma ve talan akinlaryla da uyusuyordu. Yukarida bahsedilen Horasan ve Semerkant gazileri igerisinde Tiirkler de bulunuyordu << Sosyal Bilimler Dergisi (Barthold, 1990: 290). itk zamanlarda, talan eden génillillerin, yani gazilerin Sogunu yeni Masliman olmus Tiirkler teskil etmekteydi. Talan edilen, yagmalanan gcebe kabileleri de Tiirk’ti. Gazneli Mahmud, Hint seferlerine gikarken yaninda binlerce gaziyi de gottirmilsti (Barthold, 1990: 307), Horasan ve Meveratinnehir'in her tarafindan gelen gaziler, Gazneli Mahmud’un Hindistan’dan muazzam miktarda ganimetle dénmesi iizerine Gazneli Mahmud’ un safina gectiler. Fakat halifeye flitiivvet baglariyla bagh olan bu kuruluslar merkezi hikiimetler igin bazen tehlike de olusturabiliyorlard. Huktimdarlar, az cok tehlikeyi géze almadan bu gondlldlerin hizmetlerinden her zaman. faydalanamazy. Ozellikle sur bolgelerine yerlestirilen bu kuvvetler baslangicta maceraci gibi gériinmesine, Avrupa’nin korsan ve sovalyeleri gibi, hatta Horasan’l Ebu Miislim Smeginde oldugu gibi adlan baz: ihtilallere kansmasina ragmen, zamanla Bmamen mispet ve dinin savunucusu bir ziimre kaline gelmislerdi (ibnii’l- Esit, 1991: V/305, 349; Barthold, 1990; 232) Anadolu Gazileri Tugrul Beyden itibaren Anadolu’ya ¢esitli arahklarla yapilan akinlann asil amaci ganimet kazanma arzusuydu. Omegin Tiirk emiri Artuk, ganimet Pesindeki ordusuyla birlikte Bizans’in igine, Bitinya'ya (Bursa-iznik) kadar ilerlemisti. Ayn zamanda yardim isteyen Bizans ordusunda iicretli asker olarak da bulunmuslardi. Ozellikle, Malazgirt zaferinden sonra Anadolu’yu dolduran ve tarihlerimizde Horasan erenleri olarak gegen ziimrelerle birlikte Horasan gazilerinin (Tekin, 1993: 16), ganimet amacyla, bir Misliiman komutan idaresinde, Anadolu’ya énemli seferler —diizenlediklerini belirtmeliyiz. Bizans’a kars kazandiklan zafer ve ganimetler disinda Anadolu’nun ¢esitli sehirlerini, Sugur vilayetlerini ve hatta Bagdat’t dahi istila ve yagmalayan Horasan gazilerinin bu faaliyetlerini durdurmak igin halife biyuk ¢aba harcamistir. Horasan gazileri, karsilarinda sanki kafirler varmis gibi tekbirler getirerek savastyorlar, rafizi diye 6niine ¢ikanlant Oldiiriyorlard: (ibn Esir, 8/491-2), Anadolu’nun fethine katilan emirlerin hepsi gaza geleneginin temsilcisi oldu Daha dnce Abbasilerin yaptigi gibi, Selguklu devletinin Bizans ile sim olan bélgelerine yerlestirilen gaziler, Tiirk kaynaklarinda uc Tirkleri diye anildilar. Halife Nasir’in zamanindan Sonra gazi unvani, Hach seferleri strasinda Hiristiyanlarin tehdidi altinda bulunan simir bélgelerine doniismiis olan Suriye ve Kuzey Mezapotamya’nin hiikiimdarlan: tarafindan _ benimsendi. Béylece Haghiarla miicadele déneminde islam’in merkezlerinde de yanki bulan ve itibar_ kaginilmaz olarak artan popiiler gazi hareketi, simdi Anadolu’da Avrupa’daki sévalyelik Srgitlenmesiyle karsilastirilabilecek bir kuruma déniigmiis oluyordu. Kafirlere karsi ortak Savas ¢agnilarindan ve uglara 6zgii toplumsal ve kiiltiire] kimliklerinden baska, fiitiivvet ilkelerine bagli olmak gibi Orgiitlenmesi, 5zel S. DOGUS 35 kurumlart ve kurallari vardi (Képriilii, 1999: 87, Wittek, 1985: 50; Kafadar, 1995: 144). Fiitivvetin seyfi kolunu temsil eden Anadolu gazileri, énceleri sehirlerden ziyade uglarda yerlesmig ve tamamen din miicahidi haline gelmislerdi. Sugur, avasim, ribat olarak teskilatlandinlan islam uglarinda Turk unsuru, daha IX. yiizyilda hakim duruma gelmisti. Bu cada Tiirkler, askeri sinifin esas temsilcileriydi, Yalniz diizenli ordularda degil, ilk basta doguda Horasan’da ve Maveraiinnehir’de ortaya ¢ikmis yaygin bir halk hareketi olan gaziler arasinda da egemendiler. Daha sonra Danismendlilerle devam eden Anadolu gazileri, Firat-islam uglarmin ve Anadolu’nun sonraki Tiirk gazilerinin ve hata Balkanlar’daki Osmanh gazilerinin de tinlii kahramamt olan Seyyid Battal Gazi’ye dayandiklarin éne_ siiriiyorlard:. Batt Anadolu’daki ug Tiirkleri, Malatya ve Kilikya’daki gazilerin geleneklerini stirdiirmiislerdi. Ornegin giineybatida smiri olusturan Dalaman trmagina o dénemde Seyyid Battal Gazi anisina “Battal” adi verilmistir, Bu. sinir blgelerinin merkezindeki eski bir Bizans manastiri da tinlii Seyyid Gazi mescidine déniistiiriilmiistii (Wittek, 1985: 35). 1207’de insa edilen Seyit Gazi kompleksi, bir gazi ziyaretgahtydi. Gaziler, burada atalarina sikranlarin: sunar, kutsal savasa devam etme kararlarini yenilerlerdi Battal Gazi, Emeviler _ zamanda_—Anadolu’da_—_yasamus, kahramanhiklartyla sadece Tiirklerin degil Hiristiyanlarm da génliinde taht kurmus bir Arap komutanidir. Eskisehir’in giineybatisinda Seyitgazi kasabasinda sehit olup orada defnedilmistir (Ocak, 1992: 5/204). Anadolu’da gaza gelenegini yansitan ilk eser, Seyyid Battal Gazi'nin gaza dykiisiinii anlatan Battalname’dir. F. Képriilii, Battalname’nin siiphesiz tarihi bir esas izerine islenmis ve Tiirklere has bir kahramanhk destam oldugunu belirtmistir (Képriili, 1980: 257). Bati Anadolu’da Emevi-Bizans miicadelesinden Anadolu’da Tiirk fiituhatinin basladigi_ Tiirk-Bizans miicadelelerine kadar uzun bir dénemin hatiralarm: tasir. Cihat ve gaza ruhunu ¢ok kuvvetli bir sekilde yansitir. Melik Danismend ve San Saltuk gibi Turkmen gazi dervisleri, adeta Battal Gazi’nin ad degistirmis halidir. Osmanl: yazarlan eserlerinde, gazilerin gok hosuna gittigi igin Battal Gazi'yi bir Turk kahramani saymistir. Horasan bélgesinde de Ebu Miislim, Tuirkmenler arasinda aynt sekilde seviliyor, Tirk gécleriyle birlikte Ebu Mislim-i Horasani’nin menkibeleri Anadolu’ya gelmistir. Menakibnamesi, Bat. Anadolu Tirkleri arasinda 11-13. yiizyillar arasinda__tesekkiil ettirilmistir. Battal Gazi'nin tiirbesi, sadece Selcuklular degil, erken dénem Osmanli gazilerince de bilyik saygiya mazhar olmustu. Alp Arslan’in gazi emirlerinden biri olup, Malazgirt zaferinde bulunmus ve fethettigi yerler kendisine ikta olarak verilen Melik Danigmend’in efsanevi kisiligi etrafinda sekillenen Danismendname, mensei Tiitk olan Anadolu’da meydana getirilmis ilk kahramanlik destanidir. Selgukname’de a Sosyal Bilimler Dergisi de Alp Arslan’in Sivas, Tokat, Amasya ve Kayseri’yi Danismend Gazi’ye ikta ettigi belirtiir (Turan, 1971: 113). Selguklu Sultant ILKeykavus’un eimriyle 1245'te, gaziler arasinda dolasan menkibelerin derlenmesi sonucu kaleme alinmistir. Danismendname, Battalname’den daha ¢ok tarihi bilgiler vermekte, gergek hadiselere dayanmaktadir, Danismendname, basindan itibaren Battalname ve Ebu Miislim’e baglamir ve en ¢0k dikkat geken husus, cihat ve gaza Orgiistiniin gok agtk bigimde islenmesidir Eser, atl gdgebe Killtird ile medrese hakimiyetindeki sehir kiltira arasinda bi; képrii gibidir. Alplik ilkiistinden, 150 atin kurban edilmesinden vs. bahsedildigi gibi, Halifeden izin almadan gazaya cikilmamasi, ganimetlerin islami kurallara 86re pay edilip, halifenin hakkinin Bagdat'a ginderilmesi gibi Gmekler de igermektedir (Ocak, 1992: 8/478). Anadolu'da kurulan ilk ve gergek gazi devleti Danismendliler olup, madeni paralannda bile liderlerini_ gaziler olarak ilan etmislerdi. Osmanh devietinin kuruldugu sahada Danismendli oymaklani da vardi. Bunlar, Bat: Anadolu beylikler topraklarndaki Yoriikler gibi, kendileri gibi Turkmen geleneklerine dayal bir siyasi olusum olan Osmanlt devietinin insan kaynagint olusturuyordu, 1 Murad’in bu eserle ilgilenmesi, © zamanki gaziler arasinda sohretinin yayilmis_olmastyla ilgilidir, Yasandigi donemin, dini, kilttrel, iktisadi, sosyal hayatin ve hatta insanlarin diisiincelerini dahi, Kuru vekayinamelerden daha canis ve daha detayh olarak yansitan bu tir eserler, klasik Turkmen gicleriyle birlikte yizyilda yayilmis Distumame-i Enveri ve Ahmedi'nin Iskendemanned ile birlikte, Turkmen Beylikleri topraklarina uzamip, XV. yiizyilda da Saltukname ile Balkanlara yayilarak hepsi birden Osmanli’nin mah olmustur. Bu gazavatndmelerin ortak kahraman gazi yada gazilerdir. Uslarda iman savascilani olarak kafirlere kilig salip gaza yaparlar. Ama uglarda faal olan bu ziimrelerin savasmaktan dtc bir isleri_ olmadigt anlasiimamahdir. Cinkii yizyillarca Ermeni, Rum, Giri halklanyla Sinurdas olan, ug ve akritai (Bizans simr savasgulari) geleneginin torunlan olan bu gaziler, dostluk, ask, evlilik, dini ve etnik hosgérii gibi erdemlerden uzak degillerdi. Sz konusu bu eserlerde, Hiristiyan’larla Miisliimantar arasindaki géntl iliskisiyle ilgili 6meklerde bulunmaktadir, Ne 0k Ortodoks karisimu, uzlastirmaci-bagdastirmaci, bagnazliktan uzak, hosgérillii_ bir dint ve kiltiirel yapryi émeklendirirler (Divitioglu, 1996: 39), Balkanlardaki gaza ruhunu yansitan ve bir Turkmen dervis gazisi olan San Saltuk’un, dervisler ve gaziler arasinda zevk ve heyecanla okunan menkibelerini anlatan Saltukname, Cem Sultan’in emriyle Ebu’l-Hayr-i Rumi adh birisi tarafindan derlenmistir (1480). Saltukname’de gegen cesitli diisman motifleri ve kahramanhik Srnekleri, Battalname, Danismendname, K6roglu hatta Dede Korkut destanlarinda gegtigi gibi, eserde bu eski $8. BOGUS NNN 397 destanlara atiflarda da bulunulmaktadir (Yiice, 1987: 196; Akalin, 1987: I/1). Sehzade Cem’in, kardesi Bayezid’le girdigi saltanat miicadelesi sirasinda, gazilerin destegini almak igin Rumeli gazileri igerisinde buyak bir sohreti olan Sart Saltuk etrafinda sekillenen Saltukname, Battalname ve Danismendname’ den daha iistiin bir tarihi kaynak 6zelligi tasir. Saltukname’de bir gazi sehri sehri olan Edirne’nin merkez roliinden uzaklastirilip yerini, cinayet, riigvet, zina, barbarlik yatagi ve kozmopolit bir devsirme merkezi olan istanbul’un almasi, siddetle tenkit edilmektedir (Akalin, 1990: 111/365-368). Ciinkii gaziler ocagi Edime ile birlikte gaziler de gézden diismektedir. Saltukname’ye gore diinyanin merkezini teskil eden bu sehirde, Sari Saltuk’un “ak alemi” dalgalanmaktadir Saltuk’un gazalarda kullandigi ak sancak, sonradan Osman’in da sancagi olmustur (Képriilt 1943; 436; Ytice, 1987; 283). Béylece her kim Rum topraklarinin fatihi olmak istiyorsa, gazilerin kalbi olan Edime’de oturmalidir. Gaza igin buradan daha iyi bir yer yoktur. Dunya bir yiizik gibidir. Rumeli bu yiizigiin mithri, miihriin ortasi ise Edimne’dir. Kim bu yiiziigii parmagina takmak isterse, bu serhatta olmalidir. O kutsal yer, Rumeli’nin merkezidir (Akalin, 1988: 241-2), Kisaca higbir Osmanh hikimdarinin, kutsal ve eski bir gazi merkezi olan Edimne’yi asla ihmal etmemesini istiyordu. Bu ifadeler, XV. asirda Rumeli’deki Osmanh gazilerinin psikolojisini bakimindan da dnemlidir. Bu eserde Anadolu beyleri arasinda s Umur’dan bahsedilmesi de, onun Balkanlardaki sanh seferleri dolayisiyla, bitin Rumeli gazileri ve Tirk denizcileri arasinda shretinin devam etmis olmasindan dolayidir. Cihat ile gegen uzun bir émiirden sonra sehit olan Sart Saltuk, Balkan Hiristiyanlari tarafindan da aziz bilinmekte, birgok yerde bulunan makam1 ziyaret edilmekteydi. Sadece cihadi ve islamiyet’i yaymay1 diigiinen Sari Saltuk, XV. yiizyil gazilerinin de gaza ideolojisini yansitmaktadir. Bir zamanlar Saltuk ili diye anilan Bartin ve Sinop (Saltukname’de Ceziretii’I-Ussak diye geger ki XIV-XV. asirlarda bile Sinop’un bu isimle yad edildigi muhtelif Osmanli eserlerinden anlasilmaktadir) havalisinin Kin ile XIII-XIV. yiizyillardaki daimi siyasi ve iktisadi iligkileri, Altinorda hanlari ile Kirim’daki biyik prenslerin Ulablar, Bulgarlar ve Bizanslar ile siki baglar: Anadolu’dan buralara ve buralardan Anadolu’ya vaki olan bazi gégler, Dobruca’dan baslayarak Edime civarlarna kadar daha Osmanli flituhatindan 6nce birtakim Tiirk kolonilerinin kurulmus olmasi, bunlarin zaman zaman tekrar buralart birakip kagmaga mecbur edilmeler gibi tarihi hadiseler, eserde destani birer menkibe geklinde tespit edilmistir (Koprili, 1943: 440). Saltukname’yi derleyen Ebu’l-Hayr-i Rumi, Sultan Cem’in, gazilere, “padisah olursam Edirne’de otururum” dedigini de énemle kaydetmektedir (Képriilii, 1943: 437). O, tahta gecerse, baskenti Edirne’ye tasryacagini ve 398A Sosyal Bilimler Dergisi ‘Stanbul’daki_kapikullannin usttinlagind kimay: vaat ederek, béylece gazilerin destegini almay1 diisiinmiis olmalidir. Gaziler igin bu. eski seref ve gil donemlerine gegme firsat idi (Kafadar, 1995 148). Anlagildig Kadanyla, gaziler, II. Bayezid ile Cem Sultan arasinds siiren saltanat mmiicadelesinde dengeleri sarsacak bir giig unsuru idi Képriilii'ye gore Kahraman ve bahtsiz sehzade Cem’in Rumeli“deki Osmanh gazileri arasinda oldugu gibi, Kinm, Kipeak ve Alunorda sahasinda biiyik sohreti olan San Saltuk hakkinda béyle bir eser tertip ettirmesi gayet tabii idi (Képriili, 1943; 132). Asik Pasa’nin 1330°da digi Garipname, tasavvufi oldugu kadar, Turklerde gaza ve cihat kavramlarinin mensei olan alplik gelenegi iizerinde durmus, gazilerden de bahsetmistir. Tirkee yigit, cesur. kahraman anlamna gelen alp unvam, islam kiltiiriinin etkisiyle bazi Seleuklu kaynaklarinda zinin Tiirkce karsiligi olarak kabul edilmis, bazen alp-gazi_ seklinde birlesen bu kelime, tasavvuf Cereyanlarinin tesiriyle alp-eren (savasci dervisler) seklini almistir (Mengi, 1984 481). Ancak milli gelenekleri bozulmamis, yan gdcebe Tiirkmen asiretlerinin yogun oldugu ug bilgelerde, gazilerden Snce veya en azindan onlar kadar imtiyazlar: kalmamissa da, alplar da bulunuyordu. Selguklu hiikiimdan Alp Arslan gibi, Osman Beyin dedesi Giindiiz’tin unvani da alp idi. Osman Gazi'nin arkadaslar arasinda Abdurrahman Gazi gibi hem gazi, Konur Alp gibi hem de alp unvanh kumandanlar vardi (Képriilii, 1999; g4: Inalcik, 2002: 78). Alplar, ath gdgebe kaltiiriine baghyken, gaziler az cok yerlesik, en azindan sehir killtiiriine uzak degillerdi, Alplarin da, tipki gaziler gibi, eski Tiirk kabile teskilatinda savaslarda kahramanhiklarry la yiikselmig fertlerden olusan bir imtiyazh simf oldugu anlasilmaktadir. Garipname’de. alperene gerekli dokuz niteligin éneminden bahsedilmistir. Bunlar; saglam_yiirek, siiglii pazu, gayret, iyi bir at, 6zel Siysi, ok-yay, kilig, siingii ve yoldas olarak siralanir (Mengi, 1984: 482). XV. yiizyil Osmanh kaynaklarinda gecen, tahta kih¢larla kaleler fethedip, bir avu¢ mitridiyle binlerce kafiri ldiiren Sani Saltuk, Geyikli Baba, Abdal Murad vb. alperenler, gazi dervisler olarak halk tarafindan sevildikleri gibi, Osmanli sultanlan da bu savase1 dervislerin haurralarint hep yad etmislerdir (Képriild, 1993: 254), Atl gécebe killtiriinde, Oguznamelerde Sectigi tizere, bas kesip kan dékmeyen bu sinifa dahil olamiyordu, Bat Anadolu’da Bizans sinirinda yesayan konar-géger Tirkmenler arasinda da durum béyleydi. Osmanh fiituhati Miisliiman simirlarim Balkanlarin igine ilerletince, K6priili’niin “alplar devri” dedigi dénemin bitin 6zelliklerini orada da ayni sekilde géstermistir. Bu — devrin kadinlar1 da ayn karakteri _ tasirlardi. Asikpasazade’nin “Baciyan-1 Rum” dedigi savase1 Tiirkmen kadinlani da bu devrin alplari iginde incelenebilir (Képriilii, 2004: 294), Oguznamelerden sonra, A. Sirrt Levent’in (1956) Anadolu’da tespit ettigi, cesitli tarihlere ait el 5S. DOGUS gazavatnamelerle birlikte, cesitli kiitiiphanelerimizde mevcut ve bugiin sayist 300°ti bulan bu tir eserler, biiyiik dlgtide gaza gelene@i tizerine oturmus bir toplumun ruhunu da sergilemektedir. F. Képrilii, “Anadolu Selguklulart Tarihinin Yerli Kaynaklan” adh dnemli eserinde, destani halk hikayelerinin ok iyi tarihi malzemeler igerdigini belirterek, kaynak olarak énemine igaret etmistir. XII-XIV. Asirlardaki Anadolu gazileri, cihada giderlerken, Ebu Miislim, Battal Gazi gibi hatiralan: Anadolu Tiirkleri arasinda daima yasayan islam kahramanlarina ait olduklan rivayet edilen “gazi bayraklari” tastyorlardi. Képriilii, bir Danismendname niishasida gecen altin bash bir sancaktan hareketle, bu alemlerin, Selguklu ve hatta Osmanli gazilerinin éniinde savasan seyyidlerin, seyhlerin ve yalin ayak dervislerin ellerinde de bulundugu ve bunun tabii oldugunu belirtir (Képrillii, 1943: 428). Ug beyleri az-cok sehir hayatina gecip gazi lakabin: almalart, az-cok medrese tesiri altina girmis olmalariyla ilgilidir. XV. yiizyila gelindiginde artik alphk yerini kesin olarak gazilige birakmistir. Alperenlikten gaza diisiincesine déniisiimiin yasandigi Osman, Orhan ve I.Murad dénemlerinde Osmanhilar, heniiz ug beyligi geleneginden kesin olarak ayrilmamistt Osmaniilarda Gazilik Tiirkistan’da baslay:p, Danismendliler ve Selcuklular _devrinde Anadolu’da gelisen gazilik kiiltiri, Osmanlilarda daha derin bir iman ve hayatiyetle canlanmustir. Misliiman gazileri ile Tirklerin alplan birlesiyor ve bu ziimreler Anadolu’da dini bir hiiviyet kazanyordu. Osmanli devietinin kurulusu ile ilgili olarak gaza ideolojisinin énemi tizerinde ilk duran tarihgi P. Wittek olmustur. Ona gére gaza, Osmanh devletinin varlik sebebiydi. Menseindeki ug gazi gelenegi, onun biltiin tarihine hakim olmustur (Wittek, 1985: 45-63). Daha sonra F. Kdpriilii ve H. inalcik baz1 ilavelerle, Wittek’i destekleyerek, bu ideolojinin kurulustaki onemini vurgulamislardir, Son zamanlarda bu tez iizerine bazi tenkitler yapilmistir. R.C. Jenings (2000, 429-442), C. Imber (2000, 243-270), R.P. Lindner (2000a, 409), son olarak §.Tekin’in asagida ele alacagimiz makalesi. Ancak Wittek’in teorisine en siddetli elestiriyi getiren Lindner dahi, “gaza, tarihlerinde ve yapilarinda Osmanli’nin amentiisii haline geldi” (2000b, 83) demistir. Osmanli devletinde gaziligin itici gii¢ ve varlik sebebi oldugu konusundaki tezi, hala dnemini korumaktadir, Orhan Gazi’nin yapurdigi cami kitabesi gibi, diger Tlirkmen beyligi merkezlerinde insa edilen eserlerin kitabelerinde gecen gaza ibareleri, yukarida bahsettigimiz drnek eserlerden, gaza ideolojisinin, hem Anadolu’nun hem de Osmanlilarin siyasi, dini ve sosyo-ekonomik hayatinda énemli bir yer isgal ettigini géstermektedir (Tekin, 1993a: 14). P. Wittek’e gére Bati Anadolu’daki ug beylikleri gazi teskilatindan dogmustur. Hepsinin gayesi fetih olan bu gazi beyliklerin, baslangigta en kdgigii olan Osmanli ug Beyligi, cografi mevkii ve Bizans’a simr komsusu ESS 40. sosyat Bitimler Dergisi olmasi dolayistyla gayrimiislimlerle daima cihat halindeyken, buna baal olarak da gaza ruhunu hep canli tutmustur. Gazi akinci guruplari veya ticretli asker ziimresi olarak hareket eden Tiirkmen topluluklan, bir araya gelerek, Gazi Umur dmeginde oldugu gibi, Rumeli’de Osmanhilarin gaza liderliginde birlestiler. Gazi Umur ve Orhan Gazi gibi gtiglii liderler sayesinde Bizans imparatorlan, Anadolu’dan biiyiik ¢apta asker yardim: elde etmeyi umabildi. Dolayrstyla (Bizans kaynaklarinin ifadesiyle) “Bizanslilarin sadik dostlan olarak onlarin hizmetlerinden” yararlamirken, Tiirkmen beyleri_ bunlarla ittifak kurmak suretiyle giderek artan bir dleekte Balkanlara akinlar yapmak lizere kendi sancaklan altinda toplanan ve sayilan siirekli artan gazilere ig ve ganimet temin edebiliyordu (inalcik, 2000: 239). Gaziler, kafirleri kélelestirirken dindarca bir eylem yaptiklan gibi, ok kazang da elde ediyorlardi. Kéle ticareti en kazang¢li ticaret daliydi. Parali asker olarak istihdam firsati ve ganimet elde etmek igin yapilan akinlar, profesyonel askerlik agisindan oldugu kadar toplumsal bir farklilasmaya da yol agmistt. Selguklularin yikilmasindan sonra Anadolu’da kurulan ¢esitli Tiirkmen beyliklerinin en belirgin 6zellikleri, gazi karakteri tasimalari ve hepsi birer komutan olan hikiimdarlarinin gazi unvanini kullanmalaridir. Osmanli’nin da yer aldigi ug bilgesindeki beylikler, aslinda taban itibarryla ayn kaynaktan beslenen ve birbirinden ¢ok farkh olmayan homojen bir ézellik tasimaktaydi. Bati Anadolu’da 1300°lii yillarda gaza ve gaziligin, ele alinan kaynaklardan ve kitabelerden, basit sekillerle de olsa, anlaminin bilindigi ve kullanildigin: géstermektedir. Osmantilarin diger beylikler igerisinden siyrip onlari kendine baglamasi ve gaza liderligini eline almast, her seyden 6nce bulunduklari bélgenin stratejik Snemi ve siirekli akin-gaza siyasetini digerlerine gére daha canh tutmus olmalarindan kaynaklanmaktadir, Osmanlilar, Bizans aleyhinde kisa siirede biiyiidil, giic¢lendi ve fetihlerini iyi organize edebilen tek devlet haline geldi (Wittek, 1931: 302). Genellikle birer gazi lideri olan ug beyleri, Osmanti’nn ilk zamanlarinda, yani merkeziyet¢i politikanin hakim oldugu Fatih zamanina kadar, hiikiimdarlan degistirecek politik giice de sahiptiler. Konusulan Tiirkce’nin yaninda gesitli imar faaliyetlerinde dahi milli hususlar daha gok én plandadir. Osmanht Devleti, kurulusunu gazi ideolojisi izerine bina etmesine ragmen, tam bir merkeziyetei imparatorluk vasfint kazandigi dénemlere dogru bu karakterinden uzaklasmissa da, devlet higbir zaman gaza iilkiistinden ve gaza gelenegini sik sik _iglemekten Vazgecememistir. Her ne kadar Fatih’le birlikte devsirme sisteminden gelen kul taifesi, merkezde ve Osmanh biirokrasisinde en dnemli yeri isgal edip, 6z Tarklerin olusturdugu gaziler, merkezkag kuvvetler olarak, merkezi devlet Politikast igin endise kaynagi olmussa da Osmanh hiikiimdarlan, devletin gercek kuruculan’ olan bu giice, ézellikle askeri sahada, hep muhtag kalmislardi. Dindar Anadolu halki da gazayi ciddiye almakta, kendisi gazaya istirak edemese de, sultanin gazalarina parayla katilanlar dahi olmaktaydi. 41 5. DOGUS Osmanh sultanlari, son padisaha kadar daima gazi unvanim kullanmuislardir. Osman Gazi’den beri devam eden bu gelenegi, milli miicadele yillarinda Mustafa Kemal’in siirdiirmesi siiphesiz ¢ok anlamlidir. Milli Miicadele, Tiirk kuvvetlerinin lideri, isgal giiglerine ve Yunan isgaline karsi mitcadele ederken (1919-1922), popiiler olarak Gazi Mustafa Kemal diye adlandiriimistir. Osmanli tarihlerinde igerisinde gazilik konusunu isleyen en eski eser, Ahmedi’nin (61.1412) iskendername’sidir. Ahmedi XV. yiizyiln basinda yazdigi iskendername’sinin sonuna, kisa bir Osmanli tarihi eklemistir. Bu metinde cihat kelimesi yalniz 4 yerde, gaza ve gazi kelimeleri ise 24 yerde gecmektedir (Ahmedi, 1949: 1/6-8). Yildinm Bayezid’in dliimiiyle oglu Emir Siileyman’a ithaf ettigi eseri, adeta sultana sunulmus bir fiituhat projesidir. Bayezid de esere adint veren Bilyiik iskender’in tig kitaya yayilan parlak zaferlerini takip edercesine, kendisine Yildim unvanim kazandiran bir hizla, iilkesinin sinirlarm batida Tuna nehrinden, doguda Firat boylarina kadar genisletmistir. Ahmedi, gaza anlayigim cihat aski_izerine temellendirir: “O gaziler ki hiiktimranliklar: Osmanlilarin hitkiimranhigidir”. Sair daha sonra, gazi kimdir? Sorusunu sormakta ve cevabini da siyle vermektedir: “Gazi, Allah dininin araci, yeryiiziinii ¢ok tanrili pisliginden arindiracak anni hizmetkaridir, Gazi, Allah’in kilici, miiminlerin koruyucusu ve siginagidir, Eger Allah ugrunda sehit diiserse Sldigiine inanmayin; o Allah’n saadetine ve rahmetine kavusmustur, dlimsiizliige ulasmistir” (Akdogan, 1988: 22; Wittek, 1985: 26, 27). Il. Murad ve Fatih’in gagdasi olan Enveri tarafindan Anadolu’da yazilmis ilk Turkce eser olan Diisturnéme (1465), F.Képrillii’niin de belirttigi gibi, Tiirk denizci gazileri arasinda okunmast igin halka mahsus bir gazanamedir. Aydinoglu Umur’un gaza faaliyetlerinin anlatildigi_ bu vekayinamede, Gazi Umur menkibelerinin, XV. yiizyil sonlarinda da bile Tiirk denizcileri arasinda hala kuvvetle yasadigim: gdstermektedir (Képriilii, 1943: 399). Fatih’in veziriazam1 Mahmud Pasa’ya sunulan bu eserin kisa bir béliimii de Osmanhi tarihiyle ilgilidir. Gazi Umur’un tam 21 yil din ugruna miicadele ederek toplam 26 gaza yaptigi, son seferinde izmir’i geri almaya calisirken 36 yasindayken geng yasta sehit olmasi (1348) dykiisii, Diisturname’de cok hazin anlatilir (Enveri, 1928: 73). Orijinalinin Umur’un gaza arkadasi Hoca Salman’a ait oldugu anlasilan bu Tiirkge eserin, uzun miiddet denizci gaziler arasinda okundugunu belirtmeliyiz. Asikpasazade, Nesri ve yukarida gegen kaynaklara dayandigi anlasilan daha sonraki Osmanh kroniklerinde, gaza diisiincesine 6nem verilmesi, bu eserlerin de adeta birer menakibname ve gazavatname tirii oldugunu hissettirmektedir. Bu tiir eserlerin naklettigi bilgilerin gogu, genellikle serhatlardaki gazi liderlerinden ve u¢ beylerinden dinledikleri sifahi bilgilere dayanmaktadirlar. XV ve daha sonraki tarihlerde kaleme alman bu ).UPUPHANESI AKU Mi 42 Sosyal Bilimler Dergisi Kroniklerde, dzellikle, Ertugrul, Osman ve Orhan Bey ve etrafindakilerden gazi, gaziler ve gaziyan diye séz edilmektedir. I. Murad ve LBayezid Smeginde goriildigi' gibi, Memluk sultaninca “sultanu’l-guzat ve’l- miicahidin” olarak nitelendirilmeleri (Nesti, 1949: 1/217), Osmanhilarn, saziligi bir mesruiyet kaynags olarak kabul ettiklerini gdstermektedir, Seleuklu sultanlan, gazi unvani nadiren kullandigi_halde, Osmanh hikiimdarlan hep gazi sifatiyla anihyordu. Ozellikle ilk zamanlarda Osmanli sultanlan gazi, ordulari da gaziler oluyordu Higbir devirde dini ve askeri kuvvet arasinda bu derece kaynasma ve birlesme yuku bulmamisti. Asikpasazade, Selcuklularin gdkiisii ve Osmanhlarin kurulusu zamaninda, (6. 1485), bir yerde bizzat gazilere hitap ederken: “Hey gaziler..” (1332: 35) diye seslenir. Asikpasazade, eserinde verdigi bilgilerin gogunu, Yahsi Fakih menakibnamesi diye bilinen fakat kaybolmus bir esere dayandirmistir. Bu bilgiler, Osmanh klasik gaginda, gaza diistincesinin ve gazilik misyonuna ne derece nem verildigini géstermektedir. Osmanlilarda futivvet teskilatina bagh gazilik geleneginden ayrilmaya ve kuvvetli bir merkeziyetgi devlet kurmaya calisan ilk hiiktimdar | Bayezid olmustur. O da 1402"de Timur’a yenilince, XV. yiizyil Osmanh kroniklerine Bore, gaza geleneginden uzaklastigi igin adeta manevi bir cezaya Sepuriimistir. Timur'un darbesinden sonra yeniden birlesmis olan Osmavit devleti, baskenti serhatlara tagiyarak gazi hareketine agirhk vermeye baslamistir. Timur’un Anadolu beyliklerini canlandirmas1, Osmantilart esas jem olarak gene Balkanlara yéneltti. Bu nedenle baskent, ulema kent Bursa’dan, gaziler kenti Edime’ye tasindi. Ote yandan eski islam alemiyle baglantiy: kuran halka olarak Onemi iyice anlasilmis bulunan ve biiyik bir 822i potansiyeline sahip Anadolu da ihmal edilmedi, Béylece Osmanh genislemesi dogu-bat ekseninde aym anda gazilerin. omurlanma yiikseliyordu. Osmanh merkeziyetciligi, Fatih’le bir olgunluga eristikten sonra, Gandarh Halil Pasa Smeginde oldugu gibi, savasc1 ug beylerinden cogu ortadan kaldinildilar. istanbul’un fethini takiben yiizyillarda Balkan gazilerinin gaza destanlan, san ve serefle anlatilip, gazavatnameler derlenmesine ragmen, gaziler, bu merkeziyetei _hiikiimdari protesto ediyorlardi. 1457 yihnda Belgrat kalesinin kusatilmast sirasinda Fatih’in gazilerin gevsek tutumunda bir degisiklik yapmadi, Asikpasazdde’ye gre gaviler; “eger Belgrat fethedilirse biz buranin efendisi degil, topragr siirmek Zorunda Kalan k6le durumuna gelmeyecek miyiz?” (Asikpasazide, Giese nesri, 1929: 62) diyordu. Gaziler, artik merkezi deviet politikass geresi, § POGES > >? >)}7>Y~A kapikullarma gére ikinci planda kaldiklarmin farkindaydilar, Atalarinin tam bagimsiz ve hareketli sinir savascilan (akincilar) statiisiinii kaybediyorlardi. Her ne kadar bir stire daha birgok akinlar yapip toprak ve bol ganimet kazandiysalar da zaman gegtikge tmarlan ve prestijleri ellerinden kayrp gidiyordu. Askeri siniftan reaya statiisiine diismiislerdi. Artik kul sistemine dayali, klasik Osmanh idari mantigina gore, gigebe agiretleri ve ug savascilari, kontrol altina alimp bir diizen ve hiyerarsiye baglantyor, topraklani da taksim ediliyordu (Kafadar, 1995: 147). Timur’un darbesinden sonra baslayan, Rumeli ile Anadolu veya ulema sehri Bursa ile gaziler sehri Edirne arasindaki rekabet, Edirne’den yana sonuglanmistir. Ancak daha sonra bu rekabet, yerini Istanbul ile Edime arasindaki gekismeye birakacaktr. ilk zamanlardan beri __saltanat miicadelesine kalkisan her Osmanh sehzadesi, solugu Edirne’de alirdi. Mehmed Celebiye kars1, Musa Celebi; II. Murad’a karsi Mustafa Celebi; II. Bayezid’e karsi Cem Sultan vd. hep bu yolla Edirne’ye gegerek devsirme kdkenli merkezi biirokrasiye karsi, merkezkag giigleri temsil eden gazilerin ve ug beylerin destegini almaya calismuslardi (Akdag, 1977: 1/385). Osman merkeziyetgiliginin ve kapikulu sisteminin sembolii olan Istanbul, kisa siirede imar edilip adeta yeniden kurulurken, Anadolu, sadece savaslarda ihtiyag duyulan hazir kita bir gazi deposu olarak kaldi. Bu ikilem yiiziinden, baskentin istanbul disina tasinmasi sorunu, imparatorlugun son dénemlerine kadar Osmanhi siyasi tarihinde sembolik bir alternatif olarak hep giindemde olmustur. Geng Osman (1618-1622), kapikullarimin _ taskinhiklarint durdurmak istedigi zaman, baskenti baska bir sehre tasimakla tehdit etti. O sirada merkezin, Edirne, Bursa veya $am’a tasinacagi séylentileri yayildi. 1703°te Yenigeriler, istanbul ulemasi ve esnaf loncalari ile birlikte Edirne iizerine yiiriidiiler. Sultan Mustafa (1695-1703) yillardir orada oturuyordu ve dedikodulara gére Osmanli baskenti olarak Edirne’yi diisiiniiyordu. Daha sonra Sultan Mustafa tahttan vazgegmeye zorunda kaldi. Yeni segilen III. Ahmed (1703-1730) baskenti terk etmeyecegi séziinii verdikten sonra tahta gecti. 1800°lere gelindiginde II. Mahmud (1808-1838), Yenicerilerin asiriliklarint terk etmedikleri taktirde, saray: Istanbul disina gikarmakla tehdit etmisti (Kafadar, 1995: 149). Sonugta merkezi ve emperyal bir giig olan Osmanli devleti, gazi beylerinden biri olan Osman Gazi'nin liderliginde kurulmustu. istanbul’un fethinden sonra gaza ruhu, merkezi politikaya ragmen siirdiiriilmiis, bu kez Avrupa kitasinin sinir boylarindaki akinci birliklerinde devam etmistir. Osmanh’y1 bir imparatorluk haline getiren Fatih, 1461’de Trabzon daglarina yaya tirmanirken, séyle demistir: “Bu zahmetler Allah igindir. Elimizde islam kilici vardir. Eger bu zahmeti ihtiyar etmese bize gazi demek layik olmazd:” (inalcik, 2002, 506) diyerek, bu ruhtan ayrilmadigini ifade etmektedir. 4 socyal Bitimter Dergisi Osmanh hiikiimdarlarina, Orhan’dan itibaren “sultan al-guzat” unvam, askerlere “guzatu’l-islim” denilmekle, gazilik gelenegi cesitli sekillerde yizyillarca devam etmistir. Sipahiligin babadan ogula gecmesi ve tmar teskilatint olusturan birime “kilig” denilmesi tesadtifi degildir. Asikpasazade, Bursa fatihi olarak andigi Orhan Gazi'yi “gaza igin ak bork giyiibtiir, yiizii ak isi sag olan Orhan Gazi, ne giyse yarasur...” (1332 : 84) dedigi bu ak bork daha sonra Yeniceriler giyecektir, Omekten da anlasildigi gibi, gazilik geleneginin devami, Yeniceri askeri teskilatinda daha agik goriiliir. Keza Enderun mektebinden énce Balkanlarda ilk devsirilen ¢ocuklar, Haci Bektas Veli kiiltiintin hakim oldugu Anadolu'da, gazi_ailelerin yaninda, gaza gelenekleri ve terbiyesiyle yetistirilmislerdi. Bu yiizden Yenigerilere “gaziyan-1 Haci Bektas-1 Veli” denilmesi tesadiifi deBildir. Yine Kanuni Sultan Siileyman’in Avrupa seferine gikmadan Once, San Saltuk’un makamim ziyaret etmesi, gaza ruhunun canh tutulmastyla ilgilidir. 1732°de Tebriz’in alinmasi iizerine I. Mahmud’a gazi unvani verildigi gibi, 1769 yilindaki savasta, Rus ordularina karst basarilarndan dolay1 III. Mustafa’ya da bu unvan verilmistir. Keza Hezarfen Hiiseyin Efendi, “umur-1 saltanatin a’zam1 feth-i bilad ve def’-ia’da ve gazadir” der (Ozcan, 199: 66). Osmanli’nin son sultanlarndan II. Abdiilhamid’in, 1877-78 Osmanli- Rus savasinda seyhillislamin fetvasiyla gazi unvanim almasi, tugrasina ve devrinde basilan sikkelere bu unvant koymasi, ayrica hutbelerde sdylenmesi igin ferman ¢ikartmasi, bu gelenegin devamidir. Il. Abdiilhamid, ayni savasta Plevne miidafii Osman Pasa ile Ahmed Muhtar Pasa’ya gazi unvam vermistir (Ozcan, 1995: 367). Osmanh tarihinde bunun orneklerini sogaltmamiz miimkiindiir, Bu durumda, her Osmanli hiikiimdarinin savasa giksin veya ¢ikmasin gazi oldugu sonucu ¢ikanlabilir. Dolayistyla Konya Selcuklularindan itibaren Tirklerin Anadolu’da nesiller boyu devam eden faaliyetlerine bakarsak, gaza kelimesinin Tarklerle 6zdeslestigini Soyleyebiliriz. Gaza ruhu ve gazilik gelenegi Turk kiiltiirinde derin izler birakmis, Gazi ve kelimenin digisi Gaziye, sadece unvan olarak degil, sais ismi olarak da Anadolu’da severek kullanilmistir, Milli Miicadelede Gaza Ruhu Gazi Mustafa Kemal’in Milli Macadele’ye Anadolu’dan baslamast, devsirme k6kenli biirokrasinin ve nemli bir gayrimiislim nitusunun bulundugu {stanbul’un siyasi ve asker? Snemini kaybetmesinin de baslangici clmustur, Sonunda gai unvanh bir Tark komutaninin, Tiirkiye Cumhuriyeti’nin baskenti olarak Ankara’y: tercih etmesi, Osmanh politik dizeninden nihai bir uzaklasma olarak yorumlanmalidir, 13 Eyliil 1921’de Sakarya Meydan Muharebesinin kazanilmasi tzerine, 19 Eylil 1921 tarihinde TBMM, Mustafa Kemal’e maresal riitbesi ile birlikte gazi unvani vermistir. Mustafa Kemal Pasa, “neferlere” bashgt altinda 20 Eyll 1337 S. DOGUS tarihli kendi eliyle yazdigi ve silah arkadaslarnna gOnderdigi mesajda bu unvan ve riitbeyi ancak onlara izafe ederek tasryacagin1 belirtmistir'. Milli Miicadelenin askeri safhasinin tam ortasinda TBMM’den bu unvani almasiyla Mustafa Kemal, Anadolu nezdinde ki mesruiyetini pekistirmis olmaktadir. Mustafa Kemal’e gazi unvanim veren ilk TBMM bir gazi meclisi oldugu gibi, Milli Miicadele sirasinda, Gazi Meclisinin diizenli ordusu, ilk (inénii Savaslart) ve son zaferini (Baskomutanlik Meydan Savasi), halk arasinda hala gaza ananelerinin yasadigi Batt Anadolu topraklarinda kazanmistt, Bu saha, bir zamanlar ug bélgesi sayilan ve ilk gaza faaliyetlerinin basladigi topraklardi. Gazi Mustafa Kemal, 1924 yilinda Dumlupinar’da biiyiik zafer hakkinda konusurken: “Arkadaslar! Bu gaza ve sahadet diyarim terk ederken, 0 hatiray: hep beraber hiirmet ve tazim ile selamlayalim!” (1997, 11/188) diyordu. Antep ilinin basina, gazi sifatinin konulmasi karar1, bu sehir halkinin istiklal savasinda gésterdigi yigitlik ve kahramanlikla birlikte gazi hatirasini yasatmakla dogrudan ilgisi vardi. 1934 yilinda Atatiirk soyadin alan Gazi Mustafa Kemal’in, gazi unvanh bir kentin niifusuna kayith olmasi da tesadiife yorumlanmamalidir. Atatiirk’le olan hatiralarmi kaleme alan F. Rifki Atay, “Cankaya” (1984) adini verdigi eserinin her yerinde, O’nu hep “Gazi” diye anmustir. Osmanh’dan kalma birgok lakap ve unvant kaldiran Atatiirk’tin bir konusma esnasinda, kendisine “Pasa hazretleri” denmesine tepki gdstererek, “Ne demek pasa hazretleri? Pasa hazretleri yok, pasalik yok, bundan sonra bana pasa demeyiniz” demistir (Atay, 1984: 582). Bundan béyle Gazi unvanini serefle tasryan Mustafa Kemal Atatiirk, biitiin yazilarm, gazi imzastyla kaleme almistir. Bu gaza gelenegi, giiniimiizde de bazi faaliyetlerle canlihgimi korumaktadir. Cesitli savas ve miicadelelerde hayatim kaybedenlere sehit, yarali da olsa sag donen askerlerimize hala gazi demekteyiz. Sirasi gelince Millet Meclisinin kutsal bir cat: oldugundan bahsedilmekte, bazi meclis oturumlarinda meclis baskanlari, gazi meclisi tabirini kullanarak bu ruha isaret etmektedirler. 1927 yilindan beri her yil diizenlenen Gazi Kosusu hala bu unvanla yapilmaktadir. Milli Mitcadeleye katilarak istiklal Madalyast alanlara da Istiklal Savasi gazisi unvam verilmistir. H. inalcik’in Osman Gazi’nin iznik kusatmasi sirasinda, “profesyonel Tiirkmen gazileri, profesyonel askeri iistiinlik” Bizans imparatorluk ordusuna karsi galibiyeti getiren dogal bir faktér oldugunu belirtmistir (inalcik, 2000: 330). H. inalcik’in “profesyonel askeri iistiinliik, profesyonel Tiirkmen gazileri” sézleriyle tanmladigi bu Gzelligin, tarihi ve sosyal sebepleri vardir. Siirekli miicadele ve miicadelede, Tiirkleri, zannedildigi ' Tiirk Silahh Kuyvetleri Tarihi, TBMM Hikimeti Dénemi (23 Nisan 1920-29 Ekim 1923), Ankara 1984, IV/1, resim 37. NN — Om $$ MHS Sosyal Bilimler Dergisi gibi devlet gelenegi ve sisteminden de@il, ticaret ve sanat aliskanhiklarim gelistirmeye firsat vermedigi igin geri kaldilar. Sanat, ticaret ve maarifte gayrimislimler ilerleyip, zenginlesirken, Tiirkler, geleneksel gegim kaynagi olan giftgilik ve hayvancilikla ugrastilar. Stiphesiz Osmanlilarin zuhurundan bugiinlere kadar Tirkler arasinda birgok tiiccar, esnaf sinifi, sanayi ve ziraat erbabi vardi, fakat bunlarin seviyesi hig bir zaman yeterli olmamustir, Gaza ideolojisi tizerine hayatina yén veren bir toplumun, ileri diizeyde sanata, ticarete, esnafliga ve hata ¢iftcilige vakti yoktu. Ctinkii her seyden énce gazalara istirak edip diisman iline saldirmak, daha kazanch bir isti, Sonugta hem sevap kazaniyorlar, hem de bircok ganimet ve servet elde ederek daha dogal ve kolay bir eylem yapryorlardi. Aynt zamanda sanat ve esnaflik gibi sabir ve uzun zaman isteyen mesguliyetler, asirlarca zaferlerden. biiyiik sevingler elde etmis bir millete ve gazi toplumuna agur geliyordu. Bizde en 6nemli insan tabakasi savasla mesgul, en énemsiz insanlarsa_iiretimle mesgul iken, batida durum tam tersidir. Tiirkler eskiden beri savasi kendilerine yegane meslek olarak kabul etmislerdir. Diinyanin en bilyk imparatorluklarindan biri olan Osmanh devleti de bu anlayis tizerine bina edilmistir. Tanzimat ve Mesrutiyet gibi hiirriyet devirlerinde bile bu anlayts degismemistir (Nuri, 1329: 117). “Her Turk asker dogar” s6zii, yiizyillardan beri siire gelen bir gelenegin devamindan baska bir sey degildir. Osmanhilar, basindan beri, fethettikleri topraklari hem iskan etmek ve de gaza yapmalani igin Rumeli’ye gig ettirdikleri gigebe Tiirkmenleri, ik adiyla tanimlamistir, Gégebe ve en iyileri konar-géger olan bu ziimrelerin, miicadeleyle yogrulmus —hayat _seriivenleri, Osmanh yoneticilerinin, bunlarin savascihk kabiliyetlerinden yararlanma yoluna itmistir. Tiirkmenlerin, higbir giig ve yOnetimin emri altinda yasamak istemeyen bagimsiz hareket etme karakterleri, génderildikleri ug sahalarda diismanla kolay bas etmelerini saglryordu. Anadolu’da Mogol hakimiyetine karsi gdsterdikleri bagimsizlik miicadelesinde, basi onlar cekmisti. Balkan topraklarmi da, arkasindan gelen Tirklere vatan acan yine bu Tirkmenler idi. Geg dénem Osmanh kaynaklarinda Balkanlardaki bu YGriikler, evlad-1 fatihan olarak taltif edilmislerdi. Mustafa Kemal’in de Karaman bélgesinden Rumeli’ye gégiiriilen Yériklerden oldugu bilinmektedir. iste uzun zaman sonra, Milli Miicadele sirasinda, 1921 yilinda, Gazi Mustafa Kemal: “Hiirriyet ve istiklal benim karakterimdir” (Atatiirk, 1997; TII/31) derken, soyundaki Tiirkmen gelenegini de yansitmis olmaktadir. Milli Miicadelede Gazi Mustafa Kemal, Balkan savaslan, I. Diinya savasi, Canakkale savaslan vb. bir¢ok cephede savasmis Anadolu halkinin, yeniden savas meydanlarina dékiilmesinde, bu insanlarm ruhlarindaki gaza fikrine ve savaslardaki dogal Gsttinligtine giivenmis olmalidir. Ctinkii O, adi gegen savaslarda Tiirk milletinin bu gaza ruhunu test etme firsatt bulmustu. Zaten Rumeli ve Anadolu’nun her bélgesinde, eski gazi drgiitlenmelerini andiran Kuvay-1 Milliye teskilatlanmalar meydana ¢ikmuslardi bile, Ss. DOGUS a Dogdugu topraklar simdi iggal altinda kalmis, evlad-1 fatihanin bir iyesi olan Gazi Mustafa Kemal’in, kahraman ecdadinin o kutsal gazi unvanint kullanmasinin siyasi, askeri ve sosyal oldugu kadar, tarihi bir yénii de olmalidir, Bu arada sunu da ifade etmek gerekir ki, tarihlerimizde 93 harbi diye bilinen, 1877-78 Osmanh Rus savasi ve daha sonra Balkan savaslari sonucu cok biiyiik bir niifus Anadolu’ya gig etmek zorunda kalmistt. Balkan Tiirklerinin, Osmanh’nin son zamanlarinda dahi yoneticilerin, gazaya tesvik etmek igin kendilerini evlad-1 fatihan (fatih torunlart) adiyla yad ettikleri, 0 insanlarin topraklani simdi isgal altindaydi. Gazi Mustafa Kemal’in Milli Miicadele strasinda Selanik dahil Bati Trakya topraklarim Misak-1 Milli sinirlari igerisinde géstermesinin 6zel bir anlami vardi. Ancak O, Milli Miicadele’ye, atalarimmn yiizyillarca savastigi Rumeli topraklarinda, Balkan sethatlarinda degil de, Anadolu topraklarinda baslamak zorundaydh. Eger bu gaza ruhu, Anadolu’nun sinesinde bu denli kéklesmis olmasaydi, Atatiirk, ilke ve inkilaplarin Anadolu’da benimsetmeye calsirken, bu kadar basarili olamayabilirdi. Ctinkti gazi kimligi, O’na Anadolu halki katinda biyik bir karizma yiiklemisti. Atatiirk ilke ve inkilaplarim halka yaymaya calisirken, gazi kimliginin biiytk yaran olmustur. Ciinkii asirlarca, yedigi her lokmayi padisahin bir liitfu sayan, geleneklerine bu derece kuvvetle bagli bir toplumun, inkilaplar: kolayca benimsemesi beklenemezdi. Dolayisiyla devrimler, sosyal tabandan gelen bir ihtiyagtan degil de, yukardan dayatmayla halka empoze edilmek durumundayzdi. iste bu siiregte, aleyhinde olusan siddetli muhalefete ragmen Mustafa Kemal’in basarili olmasinda, gazi kimliginin biiyiik yardimi olmustur, Ayrica Mustafa Kemal’in diisiindigi Milli Miicadele’yi, Anadolu’ya ve Tiirk milliyetgiligi tizerine bina etmesindeki sosyo-psikolojik faktérlerden biri de, yizyillar boyunca ihmal edilen Tiirk milletinin, devsirme kékenli biirokrasiye ve gayrimiislim azinliklara tercih edilmesi gercegidir. Bu kez Mustafa Kemal, kahraman ve fedakar Tiirk milletini, sadece kendi topraklani igin, kendi davalari igin gazaya davet ediyordu. Avrupa’da monarsilerin yikilip, ulus devletlerin ortaya giktig bir dénemde, uluslararasi siyasi konjonktiiriin de geregi buydu. Dolayistyla Gazi Mustafa Kemal’in baslattigi Milli Miicadele, hedefler milli oldugu gibi, savas sirasinda, gaza disiincesi gibi, dayanilan temel degerler de milli idi. iste Gazi Mustafa Kemal, gelenekleriyle bu denli ézdeslesmis bir din-tarm toplumundan, cumhuriyeti benimseyen ve dziimseyen bir toplum gikarmaya caligirken, Milli Miicadele sirasinda goriildigi' gibi, sadece askeri alanda degil, siyasi ve idari sahada da gazi kimligini kullanmustir. BEE ‘

You might also like