Professional Documents
Culture Documents
Jürgen Habermas - Öteki Olmak Ötekiyle Yaşamak Siyaset Kuramı Yazıları
Jürgen Habermas - Öteki Olmak Ötekiyle Yaşamak Siyaset Kuramı Yazıları
“öteki” olmak,
((
öteki’yle yaşamak
Siyaset Kuramı Yazıları
!
"Ö TEKİ" OLMAK, "ÖTEKİ"YLE YAŞAMAK
Siyaset Kuramı Yazıları
JÜRGEN HABERMAS
Çeviren:
İlknur Aka
ODO
Yapı Kredi Yayınları
Yapı Kredi Yayınları -1600
Cogito -114
"Ö teki'' Olmak, "Öteki"yle Yaşamak - Siyaset Kuramı Yazıları / Jürgen Habermas
Özgün adı: Die Einbeziehung des Anderen - Stuâien zur politischen Theorie
Çeviren: İlknur Aka
Önsöz • 7
I. "Devlet" ve "Ulus"
Notlar
1 H. Lübbe, A bschied vont Superstaat, Berlin 1994, 33 ve devamı.
2 Bkz. M. R. Lepsius, hıteresscn, idem und Institııtionen, O pladen 1990, 247-256; ve,
D em okratie in D eutschland, G öttingen 1993'teki "'E th n o s' ve 'D em os'".
3 Bkz. C. Leggevvie, H. Berding (yayım cı), N atioııales Beıuufttsein und kollektive
Identilnl, Frankfurt am Main, 1995, 54'teki "Ethnizitât, Nationalism us und mul-
tikulturelle G esellschaft".
4 W. Connor, Ethnonatianalism , Princeton U. P., 1994, 202: "O ur answ er to that of-
ten asked question, 'W hat is a nation?', is that it is a group of people w ho feel
they are ancestrally re’ated." ("Sıkça sorulan şu, 'M illet nedir?' sorusuna bizim
yanıtım ız, soydaşlık bağlam ında kendilerini ilişkili hisseden bir grup insan ol
duğu yolundadır.")
5 Bkz. H. Schulze, Staat und Nation in der Europaischen Geschichte, M ünchen 1994.
6 Bkz. örneğin P. Sahlins, B oundaries, U niversity of California Press, Berkeley,
1989.
7 F. W. Böckenförde, "D ie N ation", 30 Eylül 1995 tarihli Frankfurter Allgem eine
Zeitung.
8 Böckenförde, aynı yerde.
9 Bkz. J. H aberm as, Die Normalitdt einer Berliner Republik, Frankfurt am Main 1995,
181.
10 H. U. VVehler, Berding (1995), 174 ve devam ındaki "N ationalism us und Nation
in der deutschen G eschichte".
11 H. Lübbe (1994), 38 ve devamı.
12 C. Schm itt, Verfassuııgslehre (1928), Berlin, 231.
13 Bkz. 1. Maus, Rechtstheorie und Politisclıe Theorie in Industriekapitalismus, München
1986, 111-140'daki "Rechtsgleichheit und gesellschaftliche Differenzierung bei
Cari Schm itt".
14 C. Schm itt (1983), 228.
15 C. Schm itt (1983), 229.
16 C. Schm itt (1983), 243.
17 C. Schm itt (1983), 227.
m C. S ch m itt (1983), 234.
19 B. O. Bryde, Staatsunssenschaften und Staatspraxis, 5 ,1 9 9 4 , 305-329'daki "D ie bun-
desrepublikanische Volksdem okratie als Irrvveg der Dem okratietheorie".
20 Bkz. J. H aberm as, Faktizitdt und Geltung, Frankfurt am Main 1992.
21 1. M aus, B liitterfü r deutsche und In tern ation ale Politik, 5 ,1 9 9 4 , 604'teki "'V olk' und
'N ation' im Denken der A ufklarung".
22 Bkz. R. Forst, Kontexte der Gerechtigkeit, Frankfurt am M ain 1994, I. ve III. Bö
lümler.
23 Bkz. I. Maus, Zur A ufklarung der Demokratietheorie, Frankfurt am Main 1992.
24 R. A. Dahi, Dem ocracy and Us Critics, Yale U. P., New Haven ve Londra, 1989,193.
25 C. Schm itt (1983), 231.
26 C. Schm itt (1983), 233.
27 A ncak, 1581'de Vestfalya Barışı'nda tek taraflı ilan edilen Birleşik H ollanda'nın
bağım sızlığı İspanya tarafından kabul edildiğinde, ilgili statü sorunları Avrupa
güçleri için açıkça anlaşılır olm uştu.
28 Bkz. ]. A. Frovvein, Der Staat, Sayı 11, 1972, 145-159'daki "D ie Entvvicklung der
A nerkennung von Staaten und Regierungen im Völkerrecht".
29 İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra söm ürgeciliğin barışçıl yollarla kaldırılm ası dö
nem ine işaret eden, 16 A ralık 1966 tarihli İnsan H akları Sözleşm esi'nin I. M ad
de'si şunu der: "A li peoples have the right of self-determ ination. By virtue of
that right they freely determ ine their political status and freely pursue their eco
nom ic, social and cultural developm ent." ("Tü m halklar kendi geleceklerini be
lirlem e hakkına sahiptir. Bu hak sayesinde siyasal durum larını özgürce belirler
ler ve ekonom ik, toplum sal ve kültürel gelişim leriyle özgürce uğraşırlar.")
30 A. Verdross, B. Sim a, Universeltes Völkerrecht, 3. Baskı, Berlin 1984, 318 ($ 511).
31 Bkz. Ch. Taylor, M ultikulturalisınus und die Politik der A nerkennung, Frankfurt am
M ain 1993.
32 Bkz. J. H aberm as, aşağıda 4. Bölüm , "D em okratik Hukuk Devletinde Tanınma
M ücadelesi".
33 Dahi (1989), 204.
34 Bkz. H. J. Puhle, yayım cı K. J. Baade, M enschen iiber Grcnzen, Herne 1995, 134-
149'daki "Vom Bürgerrecht zum Gruppenrecht? M ultikulturelle Politik in den
U SA ".
35 J. Raz, "M ulticulturalism : A Liberal P erspective", Dissent, VVinter 1994, 67-79,
buradaki alıntı 77.
36 Bkz. R. VVolfrum, Europa-Archiv, 23, 1993, 681-690'daki "D ie Entvvicklung des
internationalen M enschenrechtschutzes".
37 Bkz. C. Schm itt, D er B egriffdes Politischen (1932), Berlin 1979.
38 Bkz. C. Schm itt, Die W endung zum diskrim inierenden K riegsbegriff (1938), Berlin
1988.
39 Bu konuyla ilgili olarak bkz. B. Jahn, Politische Vierteljahresschrift, 34, 1993, 567-
587'deki "H um anitare Intervention und das Selbstbestim m ungsrecht der Völ-
k er".
40 M. VValzer, Just and Unjust Wars. A M oral A rgum ent ıvith Historical Illustrations
(1977), N.Y. 1992.
41 M. VValzer, Philosophy and Public Affairs, 9, 1980, 209-229, alıntı 211'deki "T he
M oral Standing of States".
42 M. VValzer, (1980), 214.
43 G. Doppelt, Philosophy and Public Affairs, 8, 1978, 3-26, alıntı 19'daki "VValzeı's
Theory of M orality in International Relations".
44 Bkz. D. Senghaas, Wohin driftet die Welt?, Frankfurt am Main 1994,185.
45 Bkz. K. O. Nass, Europa-Archiv, 10, 1993, 279-288'deki "G renzen und Gefahren
hum anitârer Interventionen".
46 Bkz. Ch. Greenvvood, Europa-Archiv, 23, 1993, 93-106'daki "G ibt es ein Recht auf
hum anitare Intervention?".
47 12 Ekim 1993 tarihli Federal Anayasa M ahkem esi'nin 2. Yüksek M ahkem e Ku
rulu kararı - 2 BvR 2134/92, 2 BvR 2159/92, Europdische Grundrechte Zeitsclırift
(EuGRZ) 1993, 429-447, buradaki alıntı 438.
48 Bkz. D. Mursvviek, D er Staat, 1993, 161-190'daki "M aastricht und der Pouvoir
C onstituant".
49 Bu kavram için bkz. H. P. ipsen, Europarecht, 29, 1994, 20'deki "Zehn Glossen
zum M aastricht-U rteil": "'D evletler-Birliği' kavram ıyla ilgili olarak (yargı kuru
lu), uygun düşm eyen, ekonom ik-teknik bir term inoloji kullanır. Toplum un d ili
ni ve diğer üye devletleri dikkate alm az."
50 EuG RZ 1993,439.
51 Bkz. J. A. Frovvein, Zeitschrift ftir auslandisches öffentliches Recht und Völkerrecht,
1994, 1-16'daki "D as M aastricht-Urteil und die G renzen d er Verfassungsge-
richtsbarkeit".
52 H. Lübbe (1994), 100.
53 Ch. Joppke, N ation-Building after W orld VVflr Two, (European University Institute,
Floransa) 1995, 10.
54 Federal Anayasa M ahkem esi bu yorum u, M aastricht-K ararı gerekçesinin bir ye
rinde de açıkça ortaya koym uştur: "D em okrasi...belirli ön-hukuksal koşulların
var olm asına bağlıdır; yani siyasî am açların açıklandığı, değiştirildiği ve buna
dayanarak, kam uoyunun siyasî iradeyi önceden biçim lendirdiği, sosyal güçle
rin, çıkarların ve görüşlerin çarpıştığı, özgür, sonu olm ayan tartışm alara bağlı
dır... Partiler, dernekler, basın ve radyo-televizyon yayını, bu neşriyat sürecinin
-A vrupa'daki bir kam uoyunun bu şekilde oluşm ası beklenm ektedir-, hem aracı
hem de etkenidir." EuGRZ 1993, 437 ve devam ı. Bunun devam ında açıklanan,
ortak bir dil gereksinim i de, anlaşılan, dem okrasinin iletişim -kuram sal anlayı
şıyla, ayrıca gerekli görülen devlet halkının hom ojenliği arasında bir köprü
oluşturacaktır.
KÜRESEL DÜZEYDE VE
DEVLET DÜZEYİNDE
İNSAN HAKLARI
200 Yıl Sonra -
Kant'ın Ebedî Barış Düşüncesine Bakış
II
III
IV
Notlar
1 Buradaki alıntı, W. VVeischedel, Studienausgabe, VVisseııschaftlichen Buchge-
sellschaft Darm stadt, Insel-Yayınevi, Frankfurt am Main 1964'e göre verilmiştir.
Başlık belirtilm eden yapılan alıntılar, "Zum Evvigen Frieden" adlı m akaleye da
yanm aktadır, V\!crke VI, 195-251.
2 G erçi hukuk öğretisinde, "haksız düşm an"d an bahseder. "Bu, aslında bir m ak
simi açığa çıkarır; bu m aksim , genel bir kural haline getirilecek olsaydı, halklar
arasında bir barış durum undan söz etm ek olanaksız" olurdu (no. 60 YJerke IV,
473); fakat, devletlerarası hukuk çerçevesinde yapılan anlaşm aların çiğnenm esi
ya da yenilgiye uğrayan ülkenin bölünm esi (zam anında Polonya'nın durumu)
gibi sözünü ettiği örnekler, bu yaklaşım ın pek de kayda değer olm adığım gös
terir. Haksız düşm anlara karşı yürütülen bir "cezalandırm a savaşı", kayıtsız
şartsız egem en devletler için tutarsızdır. Çünkü bu devletler, devletlerarası iliş
kilerdeki kural ihlallerini tarafsızca yargılayacak bir yargı m erciini, egem enlik
lerini koruyarak kabullenem ez. G alibiyet ve m ağlubiyet, "hak ve hukukun ki
m in tarafında olduğuna" bağlıdır (W erke VI, 200)
3 Bkz. H. Schulze, Staat und Neıtion in der Europdischen Geschichte, M ünchen 1994.
4 Bkz. D. A rchibugi, D. Held (Eds.), Cosmopolitan Dem ocracy, Cam bridge 1990, G i
riş 10 ve devamı.
5 Bkz. G. Lukâcs, D er ju n ge Hegel, Zürich 1948.
6 D. Senghaas, "Internationale Politik im Lichte ihrer strukturellen Dilem m ata",
Wohin driftel die Weli?, Frankfurt am M ain 1994,121 ve devam ı, buradaki 132.
7 A. G iddens, "küreselleşm eyi" bu şekilde tanım lam aktadır, The Coııseşuences o f
M odernity, Cam bridge 1990, 64.
8 Bkz. R. Knieper, N ationale Souvercinitat, Frankfurt am Main 1991.
9 Bkz. J. S. Nye, "So ft P ow er", Foreign Policy, 8 0 ,1 990,153-171.
10 Bkz. E. O. Czem piel, "Zum Abschied von der Staatenvvelt", W eltpoIitik im Um-
bruch, M ünchen 1 993,105 ve devamı.
11 Bkz. A lbrecht VVellmer ve Axel H onneth'in, M. Brum lik ve H. Brunkhorst'un
(yayımcı) G emeinschaft ıınd Gerechtigkeit, Frankfurt am Main 1993, 173 ve deva
mı ile 260 ve devam ına yönelik bildirileri.
12 Bkz. J. H aberm as, Die Normalitdt einer Berliner Republik, Frankfurt am Main
1 9 9 5 ,1 6 7 ve devam ında aynı adlı m akale.
13 Bkz. H. Brunkhorst, "Zum Volk als lem endem Souverân", D enıokratie und Diffe-
renz, Frankfurt am Main 1994,199 ve devamı.
14 J. Isensee, "d evlet temel haklarının" yapılanm asıyla "artan yum uşam a eğilim
lerine karşı", nitelikli bir m üdahale yasağını savunm aktadır: "VVeltpolizei für
M enschenrechte", juristische Zeitung, 50. yıl, 1995, sayı 9, 421-430: "Bireylerin
tem el hakları için geçerli olan, gerekli değişikliklerden sonra, devletlerin 'tem el
hakları' -y a n i eşit egem enlikler, kişiye ve ülkeye yaraşır self-d eterm inasyon-
için de geçerlidir" (424; aynı anlam da 429). Devletlerarası hukuka göre tanınan
d evlet egem enlikleri ve doğal hak kişilerine temel haklarla güvencelenen öz
gürlük arasında kurulan benzerlik, yalnızca bireysel öznel hakların asıl değeri
ni ve m odern hukuk düzenlerinin bireyci tarzını anlam sızlaştırm akla kalmıyor,
aynı zam anda, dünya vatandaşlığı düzenindeki vatandaşların öznel hakları
olan insan haklarının hukuksal özel değerini de anlam sızlaştırm aktadır.
15 Bkz. Chr. G reew ood'un örnekleri, "G ibt es ein Recht auf hum anitare Interven-
tion?", Europn-Archiv, 4, 1993, 93-106, burada söylenenler 94.
16 Bkz. J. H aberm as, V’ergangenheit als Zukunft, M ünchen 1993,10-44.
17 Bkz. aşağıda 4. Bölüm.
18 Georges Scelle'in eserinin tartışılm asında, Precis de droit de gens, Paris, 1. cilt,
1932, 2. cilt, 1934: C. Schm itt, Die W endung zum diskrim inierenden K riegsbegriff
(1938), Berlin 1988,16.
19 C. Schm itt (1988), 19.
20 Viyana İnsan Hakları Konferansı için bkz. R. VVolfrum, "D ie Entvvicklung des
internationalen M enschenrechtsschutzes", Europa-Archm , 23, 1993, 681-690; tar
tışm alı egem enlik haklarının statüsü için bkz. W. Huber, Tlıeol. Realenzyklopddie
XXII, Berlin/New York 1992, 577-602'deki "Art. M enschenrechte/ M enschen-
w ürd e"; aynı zam anda E. Riedel, "M enschenrechte d er dritten D im ension", Eu-
ropdische G rundrechtc h it s c h r ift (EuGRZ) 1989, 9-21.
21 Birleşm iş M illetler G üvenlik Konseyi 1993'te, eski Yugoslavya'da işlenen savaş
ve insanlık suçlarını takip edebilm ek için böyle bir m ahkem e kurmuştu.
22 Bkz. H. Q uaritsch'in C. Schm itt'le ilgili olarak yazdığı sonsöz, Das international-
rechtliche Verbrechen de s A ngriffskrieges (1945), Berlin 1994, 125-247, burada sözü
edilen yer 236 ve devamı.
23 Bkz. Ch. Greenvvood'un çözüm lem eleri ve vargıları (1993).
24 Greenw ood (1993) şu sonuca varır: "İnsanî nedenlerle bir devlete m üdahale et
mek için, Birleşmiş M illetlerin Temel Sözleşm e'ye göre yetkisini kullanabilece
ği düşüncesi, anlaşılan artık iyice yerleşm iştir." (104)
25 Alıntı Greenvvood'a göre yapılm ıştır, 1993, 96.
26 Bkz. R. Cooper, "G ibt es eine neue VVelt-Ordnung?", E uropa-Archiv 18 , 1993,
509-516.
27 Bir tartışm a çerçevesinde T. Lindholm , m antıklı bir öneri getirm ektedir, "T he
Cross-Cultural Legitim acy of Hum an R igh ts", Norıvegian Institute o f Hııman
Rights, Sayı 3, O slo 1990.
28 Bkz. D. ve E. Senghaas, "Si vis pacem , para pacem ", Leviathan 1992, 230-247.
29 E. O. Czem piel, bu stratejileri farklı örnekler üzerinde araştırm aktadır: G.
Schvvarz, "Internationale Politik und der VVandel von R egim en", Sonderheft der
Zeitsclırift fiir Politik, Zürich 1989,55-75.
30 Burada D. A rchibugi'den yola çıkıyorum , "From the United N ations to Cosm o-
politan D em ocracy", A rchibugi, Held (1995), 121-162.
31 Bkz. H. Kelsen, P eace through Law, C hapel H ill 1944.
32 Bkz. J. H aberm as, Der philosophische Diskurs der M oderne, Frankfurt am Main
1985, 390 ve devamı.
33 C. Schm itt, D er B eg riff des Politischen (1932), Berlin 1963, 55. Aynı iddiayı J. Isen-
see de ileri sürm üştür (1995): "M üdahale girişim leri her zam an ideolojilerin, 16.
ve 17. Yüzyıl'da dinin, m onarşinin, jakobenlerin, insancıl ilkelerin, sosyalist
dünya devrim inin işine yaram ıştır. Şim di de sırada insan hakları ve dem okrasi
vardır. M üdahalelerin tarihine baktığım ızda am acın, iktidarı ele geçirm ek için
kendilerini güzel sözlerle ifade etm ek ve m eşruluğun kutsal olduğunu etkin bir
biçim de aktarm ak olduğunu görürüz." (429)
34 Bkz. C. Schm itt, G lossarium (1947-1951), Berlin 1991, 76.
35 C. Schm itt (1963), 94.
36 Bkz. St. Shue, S. Hurley (yayım cı), On Human Rights, New York 1993.
37 O. Höffe, "D ie M enschenrechte als Legitim ation und kritischer M aSstab der
D em okratie" bkz. J. Schvvardtlânder (yayım cı), M enschenrechte und D emokratie,
Strafiburg 1 9 82,250. ve Politische Gerechtigkeit, Frankfurt am Main 1987.
38 S. König, Zur Begründung der M enschenrechte: H obbes-Locke-Kant, Freiburg, 1994,
26 ve devamı.
38a Siyasî katılm a haklarını işleyen insan hakları içeriğine göre, herkes, vatandaş
olarak siyasî bir gruba katılm a hakkına sahiptir.
39 Bkz. T. Regan, D. van de VVeer (yayım cı), And Justice fo r Ali, Totovva 1983,
2 9 7 'de, H. A. Bedau'nun, insan haklarına ilişkin yapının çözüm lem esini ele al
dığı çalışm ası, "International Hum an R ights" ile birlikte, Henry Shue'ya işaret
edilen kısım: "T he em phasis on duties is m eant to avoid leaving the defense of
hum an rights in a vacuum , bereft of any m oral significance for the specific con-
duct of others. But the duties are not intended to explaiıı or generate riglıts; if
anything, the rights are supposed to explain or generate the d uties." ("G örevler
üzerine yapılan vurgu, insan haklarının savunulm asını boşlukta, başkalarının
belli tutum ları için her tür ahlâkî değerden yoksun, bırakm aktan kaçınm ayı
amaçlar. G ene de, görevler haklan açıklam ayı ya da oluşturm ayı am açlam az;
tam tersine haklar görevleri açıklam ayı ya da oluşturm ayı am açlar.")
40 Bkz. S. König (1994), 84 ve devamı.
41 Etik, hukuk ve ahlâk arasındaki ayrım için bkz. R. Forst, Kontexte der Cerechtig-
keit, Frankfurt am Main 1994, 131-142.
42 Bkz. C. Schm itt (1994).
43 Bkz. C. Schm itt (1963) ve (1988).
44 Bkz. C. Schm itt (1994), 19.
45 C. Schm itt, Glossarium (1947-1951), Berlin 1991,113, 2 6 5,146, 282.
46 C. Schm itt (1988), 1.
47 C. Schm itt (1963), 110.
48 C. Schm itt (1963), 27.
49 Bkz. H. M. Enzensberger, Aussichten atıf den Biirgerkrieg, Frankfurt am Main
1993, 73 ve devam ı; bununla ilgili olarak A. H onneth, "U niversalism us als mo-
ralische Faile?", M erkür 546/47, 1994, 867-883. Enzensberger, yalnızca, son yir
mi yıl içerisinde, Latin Am erika, Afrika ve Doğu Avrupa'da inanılm az biçim de
yaygınlaşan dem okratik devlet biçim lerinin safdışı edildiği, uluslararası kon
jonktürün oldukça seçici bir betim lem esine dayanm akla kalm am ıştır (Bkz. E.
O. Czem piel, W eltpolitik im Umbruch, M ünchen 1993, 107 ve devam ı). Aynı za
manda bir yandan, devlet içerisindeki köktendinci çatışm a potansiyelleri ara
sındaki karm aşık ilişkiyi, diğer yandan da, toplum sal m ahrum iyetleri ve eksik
liberal gelenekleri antropolojik değişm ezlerle incelem ektedir. G enişletilm iş ba
rış kavram ı, özellikle de koruyucu ve zor kullanm ayı gerektirm eyen stratejileri
ortaya koyar ve -So m ali ve bundan farklı olarak, bir zam anların Yugoslavya
örneğinin gösterdiği g ib i- altında insancıl m üdahalelerin yattığı pragm atik kı
sıtlam aları gündem e getirir. M üdahale biçim lerinin incelenm esine ilişkin bkz.
D. Senghaas (1994), 185 ve devamı.
50 A. Gelilen, M oral und H yperm ora!, Frankfurt am Main 1969.
51 C. Schm itt, G lossarium (1947-1951), Berlin 1991, 259.
52 Bkz. C. Schm itt (1991), 229.
53 C. Schm itt (1963), 54 ve devamı.
54 C. Schm itt (1963), 37.
55 Bkz. J. Haberm as, Kleine Politische Schriften I-IV, Frankfurt anı Main 1981, 328-
339.
56 Klaus Günther, "K am pf gegen das Böse? VVider die ethische Aufrüstung der
K rim inalpolitik", Krilische Jııstiz, 27, 1994, 135-157 (Parantezdeki eklem e bana
aittir).
57 K. G ünther (1994), 144 (Parantezdeki eklem e bana aittir).
58 K. G ünther (1994), 144.
Demokratik Hukuk Devletinde
Tanınma Mücadelesi
Tanınma Mücadeleleri -
Çözümlemelerinin Temelinde Yatan Olgular ve Düzeyler
Notlar
1 Bkz. J. H aberm as, Faktizitdt und Geltung, Frankfurt am M ain 1992, Bölüm III.
2 A. Honneth, K am p f um Anerkennung, Frankfurt am M ain 1992.
3 Bkz. Ch. Taylor, M ultikulturalism us und die Politik der Anerkennung, Frankfurt am
Main 1993, s. 13 ve devamı.
4 Aynı yerde, s. 125.
5 Aynı yerde, s. 51-53.
6 Aynı yerde, s. 52.
7 Bkz. J. H aberm as, "Individuierung durch V ergesellschaftung", N achm etaphy-
sisches Denken, Frankfurt am M ain 1988, s. 187-241.
8 Bkz. D. L. Rhode, Justice and Gender, Cam brigde, Mass. 1989, Kısım I.
9 Bkz. N. Fraser, "Struggle över n eed s", Unruly P m ctices, Oxford 1989, s. 144-160.
10 Bkz. S. Benhabib, Situating the self, Oxford 1992, K ısım II.
11 Bkz. P. Berm an (yayım cı.), D ebating P. C., New York 1992; yine aynı yerde J. Se-
arle, "Storm över the U niversity", s. 85-123.
12 Bkz. J. H aberm as, Der philosophische D iskurs der M oderne, Frankfurt am M ain
1985.
13 A. G utm ann yıkıcı yöntem hakkında şunları ifade etm ektedir: "B u eksik açıkla
m alar daha çok, üniversitelerde takdir edilm eyen ve toplum içerisinde m ağdur
bırakılan gruplar yararına getirilm ektedir; fakat herhangi birine nasıl bir yarar
sağlayacağı da anlaşılır değildir. M antıksal açıdan ve uygulam ada kendi tem eli
ne zarar vermektedir. Kendi m antığına göre bu yıkıcı sav -entelek tü el ölçütle
rin, iktidar hırsını m askelem ekten başka bir şey olm adığı id d iası-, içinde yine
bir iktidar hırsını -bu sefer de yıkıcıların hırsını- yansıtan bir sonuca varır. Peki
am a neden insanlar, politik güç için hiçbir biçim de yol gösterici olm ayan -h ızlı
ve güvenilir olm adığı gibi, uygun dahi olm ay an - entelektüel sorularla uğraşır?
Hele bir de insanm aklında bundan başka bir şey yoksa?" Ch. Taylor, M ııltikul-
tum lism us und die Politik der Atıerkennung, Frankfurt am M ain 1993, s. 139.
14 Bkz. R. Dvvorkin, Bürgerrechte ernst genom m en, Frankfurt am M ain 1984, s. 158
ve devamı.
15 Bkz. R. Beiner, Political Judgem ent, Chicago 1983, s. 138.
16 Bkz. P. Alter, N ationalism us, Frankfurt am M ain 1985.
17 Bunu, 1993 yılının başında yazm ıştım .
18 W. K ym licka, Liberalism , Com m unity and Culture, Oxford 1989.
19 Ch. Taylor (1993), s. 84.
20 Bkz. D ie Entscheidung des Supreme Court im Fail Wisconsin vs. Yoder, 406 U.S. 205
(1972).
21 Bkz. D. C ohn-Bendit, Th. Schm id, H eimat Babylon, Ham burg 1992, s. 316 ve de
vamı.
22 J. H aberm as, Erlduterungen zur D iskursethik, Frankfurt am M ain 1992, s. 204-208.
23 J. Raw ls, "D er G edanke eines übergreifenden K onsenses", D ie Idee des Politischen
Liberalismus, Frankfurt am M ain 1992, s. 293-332.
24 Bkz. J. H aberm as, Eine Art Schadensabu/icklung, Frankfurt am M ain 1987.
25 D. J. van de Kaa, "European M igration at the End of H istory", E uropean Reviezv,
cilt 1, O cak 1993, s. 94.
26 Bkz. E. VViegand, "A uslânderfeindlichkeit in der Festung Europa. Einstellungen
zu Frem den im europâischen Vergleich", Inform ationsdienst Soziale Indikatoren
(ZU M A ), Sayı 9, Ocak 1993, s. 1-4
27 Bkz. M. YValzer, "VVhat does it m ean to be an A m erican", Social Research, cilt 57,
Güz 1990, s. 591-614. Burada, karm aşık bir oluşum da toplum cu yaklaşım ın çok-
kültürlü bir toplum için yeterli olm adığı saptam ası yapılm ıştır (s. 613).
28 Bkz. R. Brubaker, Citizenship and N ationhood in France and Germany, Cam bridge,
M ass. 1992, s.128 ve devamı.
29 Bkz. C ohn-Bendit, Schm itt, aynı yerde, Bölüm 8.
30 ]. H. Carens, "A liens and C itizen s", Reviezv ofP olitics, cilt 49 ,1 9 8 7 , s. 271; bunun
la ilgili olarak bkz. J. H aberm as, "Staatsbürgerschaft und nationale Identitât",
Faktizitdt und Geltung, aynı yerde, s. 632-660.
31 Bkz. P. C. Emmer, "Intercontinental M igration", European Reviezv, cilt 1, Ocak
1993. s. 67-74: "A fter 1800 the dram atic increase in the econom ic growth of Wes-
tem Europe could only be m aintened as an 'escape hatch'. The escape of 61 mil-
lion Europeans after 1800 allovved the Europaen econom ies to create such a mix
of the factors of production as to allow for record econom ic growth and to avo-
id a situation in vvhich econom ic grovvth w as absorbed by an increase in popu-
lation. A fter the Second VVorld War, Europeans also benefitted from interconti-
nental m igration since the colonıal em pires forced m any colonial subjects to
m igrate to the m etropolis. In this particular period there w as no danger of over-
population... M any of the colonial m igrants com m ing to Europe had been well
trained and they arrived at exactly the tim e vvhen skilled labour vvas at the pre-
m ium in rebuilding Europe's econom y." ("1800'd en sonra, Batı Avrupa'nın eko
nom ik büyüm esindeki dram atik artış ancak bir 'im dat çıkışı' olarak sağlanabi
lirdi. 1800'den sonra 61 m ilyon AvrupalInın kaçışı, Avrupa ülkelerinin ekonom i
lerinin rekor ölçüde ekonom ik büyüm eye yol açacak bir üretim etm enleri karı
şım ı yaratm alarım ; ayrıca, ekonom ik büyüm enin nüfus artışı tarafından yutul
ması durum undan kaçınm alarım sağlam ıştır. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra,
koloni im paratorlukları çok sayıda koloni uyruğunu bu koloniyi yönetim i altın
da bulunduran ülkeye göç etm eye zorladığından, Avrupalılar kıtalararası göç
ten de yararlanmıştır. Bu dönem de aşırı nüfus artışı tehlikesi yoktu... Avrupa'ya
gelen koloni göçm enlerinin çoğu iyi eğitim liydi ve Avrupa ekonom isinin yeni
den yapılandırılm asında tam da nitelikli işgücü talebinin en üst düzeyde oldu
ğu zam anda gelm işlerd i.") [s. 72 ve devamı.]
32 Federal Anayasa M ahkem esi'nin 2. Yüksek M ahkem e Kurulu 14. 5. 1996'da,
anayasa hukukuna göre skandal yaratabilecek bir tem ellendirm ede, politik sı
ğınm aya ilişkin tem el haklarla ilgili olarak "Ü çüncü Dünya Devlet düzenlem e-
si"n i ve bununla birlikte "güvenilir köken-devletler" tanım m a ilişkin düzenle
m eye, anayasaya uygundur biçim inde açıklam a getirmiştir. Böylece tem el bir
hak, b ir an önce uzaklaştırm ayı gerektiren işlevsel buyrukların altında yer alır.
H eribert Prantl (15/16 M ayıs 1996 tarihli Süddeutsche Zeitung) köşesinde şunu
yazm ıştır: "A nayasa M ahkem esi için, bir an önce uzaklaştırm a... sığınm a hak
kından daha önem li, insanlık onurundan daha önem li, adil ve eşit davranm a il
kesinden daha önem lidir."
33 Bkz. K. J. Bade, "Im m igration and Integration in G erm any since 1945", European
Revieıv, cilt 1 ,1 9 9 3 , s. 75-79.
34 Aynı yerde, s. 77.
35 Bkz. J. H aberm as, Die N ormalitat em er Berliner Republik, Frankfurt am Main
1995'te aynı başlığı taşıyan m akalesi.
"TARTIŞIMCI POLİTİKA"
NE DEMEKTİR?
Demokrasinin Üç Normatif Modeli
II
III
* '7 0 'li yıllarda ilk kez H aberm as'ın ortaya attığı bu kuram a göre, (herkesçe bilinen
veya yeni) sorunlara çözüm arayışı, ancak geniş platform larda yürütülen tartı-
şım larla m üm kündür: Bu tartışm a, bir tasarım dan ötekine geçerek, çıkarım lar ya
parak, bir önerm eden ötekine m antıksal bir yolla ilerleyerek, parçalardan bütün
lüğü olan bir düşünce kuran bir yapıda gelişir ('tartışım ilkesi') ve böyle sürüp
gidecektir; yeni oluşum lar karşısında ortaya çıkan aynı (ya da yeni) sorun, en
baştan ele alm an bu 'tartışım ları' yine gerektirir. (Çev. n.)
aldığı sabit tutulan katılım perspektifini, doğrudan tarafların bu
lunduğu çevrenin ötesine taşır.
Modernizmde geliştirilmiş önemli ahlâk felsefesine ilişkin
yaklaşımlar yardımıyla bu tür çalışmaların sonuçları incelene-
bilmektedir. Kuşkusuz bu tür kuramlar diğerlerinden yorum-
bilgisel hazır oluşları yönüyle ayrılmaktadır. Bu kuramlar, ta
rafların sezgisel olarak kullandığı ahlâksal bilgiye ne kadar
yaklaşabilirse, ahlâkî gündelik sezgilerimizin bilişsel içeriği
hakkında az çok yeniden yapılandırarak, o denli bilgi verebile
ceklerdir.
Koyu karşıt-bilişselcilik, ahlâksal dilin bilişsel içeriğinin tü
müyle “hayal ürünü" olduğunu ortaya koymak istemektedir.
Onlara göre, taraflarca temellendirilebilir ahlâksal yargılar ve tu
tumlar biçiminde algılanan bu ifadelerin arkasında yatan, salt öz
nelliğe atfedilebilir duygular, yaklaşımlar ya da kararlardır. Duy
gusal dürtücülük (Stevenson) ve kararcılık (Popper'm ve ilk dö
nemindeki Hare'ın yaklaşımları) gibi benzer revizyoncu betimle
melere, değer yönlenimlerinin ve yükümlülüklerin "bağlayıcı"
anlamını önceliklere dayandıran yararcılık da ulaşmıştır. Kaü
karşıt-bilişselcilikten farklı olarak, yararcılık, taraflarda aydınlan
mamış ahlâksal öz-kavrayış yerine, gözlemci perspektifiyle ele
alınmış yararlar hesabını getirmekte ve ahlâkî dil oyunu için bu
nunla ilgili ahlâk-kuramsal bir temellendirme sunmaktadır.
Yararcılığın, ılımlı karşıt-bilişselcilikle birleştiği nokta ise, ah
lâkî eylemlerde bulunan öznelerde, ister (İskoç ahlâk felsefesi ge
leneğinde olduğu gibi) ahlâkî duygular, isterse (Hobbes'çu tür
de bir sözleşmecilikte olduğu gibi) geçerli normlara yönelme
açısından olsun, öz-kavrayışı dikkate almasıdır. Ancak gözden
geçirilen, ahlâkî açıdan yargıda bulunan öznelerin öz-kavrayışı-
dır. Bu öznelerin sözde nesnel olarak temellendirilmiş tutum ve
yargılarında gerçekte yalnızca (rasyonel amaçlı bir biçimde te
mellendirilmiş) duygular ya da çıkar konumları biçimindeki
rasyonel güdülerin dile gelmesi gerekir.
Ilımlı bilişselcilik de gündelik yaşamda ortaya çıkan ahlâksal
temellendirme pratiğindeki öz-kavrayışa, "güçlü" değerlere öğ
retisel değerler biçtiği ölçüde dokunmaz.. Bütününe bakıldığın
da benim (veya bizim) için "iyi" ya da bilinçli yaşam biçimim
(biçimimiz) için neyin "ölçüt" oluşturduğuna ilişkin düşünse-
meli bilinç, değer yönlenimlerine (Aristoteles ve Kierkegaard'ın
açtığı gibi) bir tür bilişsel kapı açmaktadır. İçlerinden değerli ve
gerçeğe uygun olanlar bir biçimde baskın çıkar; basit öncelikler
den farklı olarak da, gereksinimin ve önceliklerin öznelliği öte
sinde, bağlayıcı bir nitelik taşır. Gözden geçirilen, yalnızca ada
lete ilişkin sezgisel anlamadır. Herkesin kendi iyi anlayışından
bakıldığında, kişilerarası ilişkilerin gerektirdiği adalet, diğer de
ğerler yanında tarafsız yargılar için bağlamdan bağımsız bir öl
çüt değil, salt (nasıl dile getirilirse edilsin) bir değerdir.
Katı bilişselcilik ayrıca ahlâkî yükümlülüklerin koşulsuz
geçerlilik iddialarının da hakkını vermek ister. Ahlâkî dil oyu
nunun bilişsel içeriğini tüm yönleriyle yeniden kurmaya çalı
şır. Kant'çı gelenekte söz konusu olan, yeni-Aristo'culuktaki
gibi, sorgusuz sualsiz kabul edilmiş normlar ufku içerisindeki
ahlâkî temellendirme pratiğinin aydınlatılması değil, bu tür
normların tarafsızca değerlendirilebildiği ahlâkî bir bakış açı
sının temellendirilmesidir. Burada ahlâk kuramı, ahlâksal te-
mellendirmelerin olanaklılığmı, gelenek sonrası toplumların
üyelerinin, ahlâksal temel normlarının sorunsallaşması nede
niyle artık yalnızca akılcı nedenlere başvurabildiklerinde sez
gisel olarak oluşturdukları bakış açısını yeniden kurarak ka
nıtlamaktadır. Ancak sözleşmeciliğin görgül türlerinden farklı
olarak bu nedenler, aktör-göreli güdüler olarak algılanmaz.
Böylece, gerekli geçerliliğin (Sollgeltung) bilgikuramsal özü bo
zulmamış olur.
Şimdi, ilk olarak, ahlâkın dinî geçerlilik dayanağını çürü
ten çıkış noktasını belirteceğim (II). Bu, soykütüksel bir soruş
biçiminin temelini oluşturmaktadır. Bu soruş biçiminin ışığında
klasik görgücülüğün her iki çeşitlemesini (III), görgül açıklama
programının yenilenmesine ilişkin ilginç iki girişimi (IV-V),
bunları da Aristoteles'e (VI) ve Kant'a (VII) uzanan gelenekler
de incelemek istiyorum. Tüm bunlar, hangi ahlâkî sezgilerin
akılcı biçimde yeniden yapılandırılabileceği (VIII) ve (IX) tartı
şım kuramına (diskurstheoretisch) göre gelişen bakış açısının te
mellendirilip temellendirilemeyeceği biçimindeki iki sistematik
soruya hazırlayacaktır.
II
III
IV
VI
VII
IX
ISBN 978-975-08-0369-8
14 T L
9 789750 803697