Professional Documents
Culture Documents
non hayır
bonjour merhaba
au revoir görüşmek üzere
s'il vous plaît lütfen
merci teşekkür ederim
qui kim
quoi ne
où nerede
combien ne kadar
quand ne zaman
je m'appelle benim adım
j'habite yaşıyorum
je ne comprends pas anlamıyorum
répétez, s'il vous plaît tekrar edin, lütfen
la droite sağ
la gauche sol
droit düz
en face de karşısında
être olmak
avoir sahip olmak
l'addition hesap
la France Fransa
excusez-moi afedersiniz
pardon pardon
comment allez-vous? nasılsınız?
désolé üzgün
l'Angleterre İngiltere
la rue sokak, cadde
traverser karşıya geçmek
salut selam
non merci hayır teşekkürler
d'accord tamam
monsieur beyefendi
madame hanımefendi
mademoiselle küçük hanım
les États-Unis Birleşik Devletler
Parlez-vous anglais ? İngilizce biliyor musunuz?
comment? nasıl?
de rien önemli değil
a pétanque petank
la manifestation gösteri, eylem
faire
je ne sais pas bilmiyorum
enchanté memnun oldum
le restaurant restorant
réserver yer ayırtmak
l'assiette tabak
le couteau bıçak
le verre bardak
le vin şarap
rouge kırmızı
blanc beyaz
la viande et
le fromage peynir
le légume sebze
le fruit meyve
le boeuf dana eti
le porc domuz eti
bon iyi
étrange tuhaf
commander sipariş vermek, emretmek, komuta etmek
ceci bu
dîner akşam yemeği yemek
l'entrée başlangıç (yemekte)
le plat yemek (servıs)
la coupe kase, kupa, av, ödül
le poulet tavuk
l'amuse-bouche atıştırmalık, aperatif
dessert tatlı
la fourchette çatal
la cuillère kaşık
les cuisses de grenouille kurbağa bacağı
l'escargot salyangoz
le canard ördek
l'agneau kuzu eti
rosé az pişmiş (et)
délicieux lezzetli
exquis zarif, süper, hassas
dégoûtant iğrenç
immangeable yenilemez
le foie gras kaz ciğeri
le café kahve
bien cuit iyi pişmiş (et)
saignant az pişmiş (et)
à point orta pişmiş (et)
bizarre garip, tuhaf, acayip
voici işte burada
petit déjeuner kahvaltı
entrer geri gelmek, geri dönmek
partir ayrılmak,gitmek
fuir firar etmek, kaçmak, kaçınmak
un bir le rat
la lampe lamba
koymak a foire fuar
halı le désert
çöl
banka l'Angleterre
İngiltere
otel le parking
park alanı
bulvar l'autoroute
otoyol
dentist
kasaba, kent le service
servis
başkent chaud
sıcak
şehir le plateau
tepsi
köy l'eau
su
park le pain
ekmek
seyahat, gezi casser
kırmak
şehir dışı, kırsal alan pour
için
dağ autre
diğer
deniz prendre
almak
plaj celui
şu
donner a maîtresse
vermek ev sahibesi, kadın
öğretmen, metres
manger l'amant
yemek aşık
boire le fils
içmek oğul
le sucre adopter
le sel le frère
choisir la soeur
la pomme l'oncle
elma amca, dayı
l'orange la tante
portakal teyze, hala
l'oeuf le cousin
yumurta kuzen
la tranche le neveu
dilim yeğen (erkek)
rester la nièce
(bir yerde) kalmak yeğen (kız)
le gâteau la grand-mère
kek, pasta büyükanne, nene
le cocktail la génération
kokteyl nesil
le thé le demi-frère
çay üvey kardeş
la bouteille le beau-père
şişe üvey baba
cela la belle-mère
şu üvey anne
entier mon
tüm benim
la demande votre
istek sizin
brûler notre
yanmak bizim
verser engueuler
dökmek bağırmak
presser la naissance
sıkmak doğum
la consommation vieillir
tüketim yaşlanmak, büyümek
la soupe hériter
çorba miras almak
le serveur décevoir
garson (erkek) hayal kırıklığına
uğratmak
le pourboire célébrer
bahşiş kutlamak
le menu le mariage
menü evlilik
le poivre la famille
biber aile
le jus l'époux
meyve suyu eş
la salade vivant
salata canlı, diri, sağ, yaşayan
l'apéritif grandir
yemek öncesi içecek büyümek, büyütmek
brouillé adorer
çırpılmış hayran olmak
la tarte l'adoption
ekşi evlat edinme
l'intoxication mort
alimentaire
gıda zehirlenmesi ölü
l'ail son
sarımsak onun
se plaindre se disputer
şikayet etmek tartışmak
la carte la fille
menü, harita kız evlat
la meringue la demi-soeur
kremalı pasta, krema üvey kardeş (kız)
familial la femme
ırsi, ailevi, aileden gelen eş, karı
le parent grossir
ebeveyn şişmanlamak
le père se réconcilier
baba barışmak
maman parler
ana, anne konuşmak
le mari
koca (eş)
pa de
baba nin, nın
le grand-père compter
büyük baba saymak
le voisin remettre
tôt le crédit
erken kredi
la nuit le règlement
gece kural
la journée le maximum
gün (la) maksimum
le jour le minimum
gün (le) minimum
le soir emprunter
akşam ödünç almak, borç
almak
le matin la perte
sabah kayıp
la loi rembourser
kanun, yasa masrafını karşılamak,
parasını geri vermek
depuis utiliser
den beri kullanmak
chaque la valeur
her değer
la fois dépenser
değiştirmek reddetmek
normal le transfert
normal transfer
l'attitude le chèque
tavır çek
la faute la touche
suç, hata, kabahat tuş
la négociation annuler
görüşme, müzakere iptal etmek
imposer corriger
interdire le compte
yasaklamak hesap
remplacer le reste
yerine koymak, kalan, bakiye
değiştirmek
respecter le distributeur
saygı duymak dağıtımcı, distribütör
le respect la pièce
saygı bozuk para
la minute la somme
dakika miktar
l'heure régler
saat karara varmak, karar
vermek
onze valider
on bir geçerli kılmak
douze les sous
on iki nakit
treize les fonds insuffisants
on üç yetersiz
para/fon/kaynak/bakiye
l'odeur fumer
koku sigara içmek
la musique la cigarette
müzik sigara
la construction le paquet
retirer le mépris
atmak, kaldırmak aşağılama, küçümseme,
nefret, horgörme
distribuer éviter
dağıtmak kaçınmak
la panne l'attente
başarısızlık bekleme
la carte la plainte
kart inlemek, figan etmek
bancaire la façon
bankacılık yapış şekli, tarz
avaler le caractère
yutmak karakter, kişilik
le code la personnalité
kod kişilik
retenir susceptible
korumak, sürdürmek, aşırı duygusal, alıngan
devam ettirmek
le souvenir la réputation
hatıra, hediyelik eşya ün, şöhret, nam, itibar
déclarer
ilan etmek
le refus le bas
reddetme, geri çevirme alt
le cliché la chemise
klişe etek
le trait porter
özellik giymek
la clope le prix
draguer le pull
(argo) birine yazılmak, kazak, süeter
asılmak, tavlamaya
çalışmak
gourmand la lingerie
boğazına düşkün,obur gecelik, kadın iç
çamaşırı
malpoli le sous-vêtement
kaba iç çamaşırı
la joie de vivre le t-shirt
yaşama enerjisi, yaşama tişört
sevgisi
laissez faire le sweat
işleri oluruna bırakmak uzun kollu tişört
chic la laine
şık, zarif, modaya uygun yün
le briquet le viscose
vendre se moquer
satmak dalga geçmek
échanger le foulard
bozdurmak (para/döviz) fular
le coût l'écharpe
coûter la culotte
le pantalon le bouton
pantolon düğme
la robe la montre
elbise saat, kol saati
le chapeau la marque
şapka marka
le coton le terrain
rigoler la ressource
gülmek kaynak
trouver naturel
bulmak doğal
la face l'air
taraf, yüz hava
le tissu l'environnement
kumaş çevre
payer l'espèce
ödemek tür, canlı türü
le style la réserve
stil kaynak, rezerv
la poche rare
cep nadir
la caisse la piste
yazarkasa, otomatik yol, pist
kasa
l'achat isoler
satınalma izöle etmek, tecrit etmek
acquérir délicat
tüketmek felaket
indispensable agricole
kaçınılmaz, gerekli, tarım, ziraat
mecburi
rendre les chausettes
geri vermek, iade etmek çorap
cher la profondeur
pahalı derinlik
l'argent l'espèce
para tür, canlı türü
la monnaie la jupe
bozuk para etek
le haut le pull
yüksek, yukarı, en üst kazak, süeter
la soie
ipek
le polyester
polyester
préserver
korumak
la zone
alan, bölge
la découverte traiter
keşif anlaşma
le phénomène rapidement
fenomen, olay çabukça, cabucak,
hızlıca
là-bas le docteur
immense tragique
la forêt la médecine
l'abri la réception
barınak resepsiyon
le poisson le secours
balık yardım, ilkyardım
l'organisme le test
organizma test
le degré survivre
derece, seviye hayatta kalmak
vaste le visiteur
çok büyük, muazzam, ziyaretçi
çok büyük miktarda
l'élément le patient
element hasta
la saison médical
le printemps craindre
bahar korkmak
l'été le poumon
yaz akciğer
l'hiver expliquer
kış açıklamak
l'oiseau vital
la pierre opérer
la ferme sain
çiftlik sağlıklı
la pêche prévenir
balık tutma, balığa gitme engel olmak, önlemek,
engellemek
l'animal enceinte
hayvan hamile
la vague la clinique
dalga klinik
la vache la condition
inek şart, koşul
l'automne les urgences
sonbahar (hastane) acil
departmanı
calme accoucher
sakin doğum yapmak
l'urgence la sirène
acil, acil durum siren
le taxi le rein
taksi böbrek
analyser les horaires de visite
le cas décéder
durum vefat etmek, ölmek
dès jouer
-den, -dan oynamak
stable le chirurgien
sabit cerrah
améliorer l'ambulance
geliştirmek ambulans
détériorer le traitement
fenalaşmak, tedavi
kötüleşmek, bozmak
s'écrouler l'anesthésie
çökmek anestezi
aggraver l'événement
kötüleşmek etkinlik
le climat le médicament
iklim ilaç
le mouton le cerveau
koyun beyin
le chien l'organe
köpek organ
le soleil l'infirmier
güneş hemşire (erkek)
la planète le repos
gezegen dinlenme
le bois opérationnel
odun kullanılmaya hazır,
işlevsel
le vent
rüzgar
le chat
kedi