Professional Documents
Culture Documents
Geriye Bıraktığım Yaşam - DOSYA
Geriye Bıraktığım Yaşam - DOSYA
İzmir / 2019
KİŞİLER
ERDEM…………………………………………………………………………………26-28 Yaş
İNCİ……………………………………………………………………………………24-26 Yaş
EROL……………………………………………………………………………………60-65 Yaş
KADER…………………………………………………………………………………55-60 Yaş
AHMED…………………………………………………………………………………8-9 Yaş
CENGİZ………………………………………………………………………………60-65 Yaş
EYLÜL…….…………………………………………………………………………18-19 Yaş
ESRA……………………………………………………………………………………30-35 Yaş
MURAT…………………………………………………………………………………30-35 Yaş
HASAN…………………………………………………………………………………30-35 Yaş
ÖNDER…………………………………………………………………………………30-35 Yaş
EMRE……………………………………………………………………………………25-30 Yaş
MEDYUM MÜBECCEL………………………………………………………50-55 Yaş
AYLA……………………………………………………………………………………50-55 Yaş
I.PSİKOLOG……………………………………………………………………40-45 Yaş
II.PSİKOLOG…………………………………………………………………40-45 Yaş
I.KADIN MÜŞTERİ………………………………………………………50-55 Yaş
SABRİ…………………………………………………………………………………60-65 Yaş
SPİKER………………………………………………………………………………30-35 Yaş
I.ESNAF……………………………………………………………………………45-50 Yaş
POSTAHANEDEKİ I.GENÇ…………………………………………20-25 Yaş
POSTAHANEDEKİ II.GENÇ………………………………………20-25 Yaş
POSTAHANEDEKİ ADAM………………………………………………65-70 Yaş
II.KADIN MÜŞTERİ……………………………………………………40-45 Yaş
HAKAN…………………………………………………………………………………45-50 Yaş
EMEL……………………………………………………………………………………30-35 Yaş
FÖTR ŞAPKALI ADAM…………………………………………………60-65 Yaş
İSKELEDEKİ GENÇ………………………………………………………18-20 Yaş
İSKELEDEKİ KIZ…………………………………………………………18-20 Yaş
GÜVENLİK GÖREVLİSİ………………………………………………30-35 Yaş
I.DOKTOR…………………………………………………………………………35-40 Yaş
SIRADAKİ KADIN…………………………………………………………25-30 Yaş
GİŞECİ………………………………………………………………………………45-50 Yaş
İMAM……………………………………………………………………………………45-50 Yaş
MÜBECCEL’İN YARDIMCISI……………………………………30-35 Yaş
II.PSİKOLOG…………………………………………………………………35-40 Yaş
EBRU……………………………………………………………………………………25-27 Yaş
POSTACI……………………………………………………………………………30-35 Yaş
HÜLYA…………………………………………………………………………………30-35 Yaş
II.POSTACI. ………………………………………………………………30-35 Yaş
BAKİ……………………………………………………………………………………40-45 Yaş
NERİMAN……………………………………………………………………………40-45 Yaş
ERDEM’İN ÇOCUKLUĞU………………………………………………5-6 Yaş
1
SİNOPSİS
Erdem küçük bir evde yaşamakta ve bir mobilya firmasında
çalışmaktadır. Aynı zamanda ‘Cehennemde Geçen Bir Ömür’ adlı
bir roman yazmaktadır. Romanı tamamladıktan sonra yayınevine
gönderir. Ülkede siyasi-sosyal alanlarda ayaklanmalar vardır.
İş yerinde, iş arkadaşlarının hatalarını sürekli düzeltmesi ve
buna şeflerin şahit olması, iş arkadaşlarını tembel, beceriksiz
gibi gösterdiği için onları rahatsız eder. Bunun üzerine iş
arkadaşları, iş yerinden bir çalışan olan ve daha önce Erdem
ile benzer sorunlar yaşayan Ahu ile anlaşarak, Erdem’in Ahu’yu
taciz ettiği iftirasını atarlar. İşyeri müdürü Önder, Erdem’i
tazminatsız işten çıkarmak zorunda kalır. Ancak daha sonra bu
olayın aslını astarını araştırmaya başlar. Bu sıralarda Erdem,
İnci ile yakınlaşmaya çalışır ancak reddedilir.
Erdem, yayınevinden gelecek haberi beklerken kalan az
parasıyla yaşamaya çalışır. Sonunda yayınevi Erdem’i görüşmeye
davet eder. Onunla görüşen yayınevi editörü Emel Hanım, romanın
ışık verdiğini fakat Fransız edebiyatının kötü bir taklidi
olduğunu, daha alaturka içerikler eklerse belki
basılabileceğini söyler. ‘Masumiyet’ filmini izlemesini önerir.
Erdem, işten atılmış ve hayalleri yıkılmış biçimde yaşamaya
devam eder. Evinin önünde boya kutusunu davul gibi çalan
Suriyeli çocuk Ahmed ile arada bir konuşur, ona para verir.
Erdem, düzenli bir hayat sürerken artık düzensizleşir, etrafına
olan ilgisini kaybeder. Sokakta bir adam ilgisini çeker. Adam
fötr şapkalı, İngilizler gibi giyinen biridir. Erdem onu takip
eder. Adam, Erdem’i fark edip onu tersler. Daha sonra ise Erdem
adamın intihar ettiğini ve o intihar ettikten sonra komada olan
eşinin hayata döndüğünü haberlerden öğrenir. Sonunda intihar
etmeye karar verir. Hayatta en değer verdiği üç insan olan
annesi Kader, babası Erol ve platonik olarak aşık olduğu İnci
ile son bir kez görüşecek, onlarda hayatta kalmaya dair bir
umut arayacaktır. Eğer görüşmeler istediği gitmez ise, üçüne de
mektup yazacak ve intihar edecektir.
Önce Erol ile görüşmeye gider. Erol’a işten atıldığını
anlatır. Erol da Erdem’i teselli etmeye çalışır. Erdem, Erol’un
istediği okulu okuduğu için bu durumda olduğunu söyler. Erol
ise Erdem’e gayet sakince, zamanında bunların konuşulması
gerektiğini, artık geç olduğunu anlatır. Mevcut maddi durumda
yardımcı olamayacağını, isterse yanına taşınabileceğini söyler
ancak Erdem istemez.
Kader başka bir şehirde yaşamaktadır. Yeniden evlenmiştir.
Erdem’in, Kader’in yanına gidecek parası yoktur.
1
Kader’i arayıp yol için para ister. Kader gayet kayıtsızca
kabul edip parayı yollar. Erdem, Kader’in yanına gider. Kader
tepkisizdir, sevinç yahut heyecan gibi duyguları
göstermemektedir. Akşam olunca, Kader’in kocası Cengiz, alkollü
olarak eve gelir. Erdem bu durumdan rahatsız olur. Cengiz
sarhoşlukla beraber Kader’e tatlı bir yakınlık gösterir ancak
Erdem’i görmezden gelir. Erdem, Kader’in kollarında morluklar
görür. Nedenini sorar. Kader, Erdem’i tersler… Erdem, Cengiz’i
hiç sevmediğinden bahseder Eğer bu morlukların sebebi Cengiz
ise, beraber yaşayabileceklerini, ikisi için de iyi olacağını
söyler. Kader ise kayıtsızlığını bozar ve Erdem’e bu işe
karışmaması gerektiğini söyler. Erdem toparlanıp şehre döner.
Şehre döndüğünde oldukça bunalımlıdır. Etraftaki kötü şeyleri
gördükçe daha sıkıntılı bir ruh hâline girer. İnci ile görüşür.
İnci de söyleyecek şeyleri olduğundan bahseder. Erdem
heyecanlanır. Ancak İnci, iş için başka bir şehre gideceği
haberini verir. Erdem de işten çıkarıldığını söyler. Bunun
üzerine İnci, Erdem ile beraber taşınabilecekleri önerisini
dostane şekilde dile getirir. Erdem reddeder. O sırada Erdem’in
suçsuz olduğunu anlayan Önder, Erdem’i arar. Ancak Erdem
aramayı cevapsız bırakır. Önder de, Erdem’in ev telefonunun
telesekretine mesaj bırakır.
Erdem eve döndüğünde duş alır, etrafı toparlar. Yazdıklarını,
günlüklerini görünecek bir yere koyar. Telesekreterde bir mesaj
olduğunu görür ama mesajı siler.Kâğıdı masaya bırakır.
Televizyonu açar ve sesini yükseltir. Üç mektup yazıp üç ayrı
zarfa koyar, Erol’un evinden aldığı silahı tam alnının
ortasında tutarak intihar eder.
Erdem morgda bir ceset dolabının içinde uyanır. Başında bir
delik vardır. Dolabın içinde debelenirken morg görevlisi
Erdem’in dolabını açıp sedyesini çıkarır. İnci ile Erol cesedi
teşhis edip üzüntülü şekilde oradan ayrılır. Erdem sedyede
kendini görüp şaşırır.
Erdem’in cenazesi kaldırılırken Erdem de cenazeye katılır. İş
arkadaşları da gelmiştir. Fakat annesi orada değildir. Nedenini
merak eder. İmam, kabir azabıyla ilgili şeyler anlatır.
Ardından Erdem defnedilir.
Erdem eve dönerken Ahmed’i yine müzik yaparken görür.
Seslenir ancak Ahmed duymaz. Evdeki televizyon hâlâ açıktır.
Kendi ölüm haberini izler.
Erol’un evine gider. İnci ile Erol, Erdem ile ilgili
konuşmaktadır. Erol, ona davranış şeklinden dolayı pişmandır.
2
İnci, Kader’in niye cenazeye gelmediğini sorar. Erol da,
Kader’in telefonları açmadığını söyler. Bunun üzerine Erdem
kendini Kader’in yanında bulur. Kader’i haberi izlerken ve
ağlarken görür. Cengiz sarhoştur ve Kader ile
ilgilenmemektedir. Erol, İnci’ye, Erdem’in günlük tuttuğundan
ve onlara bakabileceğinden bahseder.
Akşam vaktidir. Erdem sokaklarda dolanırken Ahmed’in boya
kutusuyla ritim tuttuğunu görür. Bir adam yok yere Ahmed’i
tartaklamaya başlar. Erdem müdahale edemez. Ahmed tek başına
yaralı bir hâlde ortada kalır. Erdem, Ahmed ile olan anılarına
dalar.
Eve geldiğinde İnci’yi görür. İnci, Erdem’in günlüklerini
okumaktadır. Henüz başındadır ve Erdem’in eski sevgilisi Eylül
ile yaşadıklarını okur. Erdem bunları duyunca kendini o
günlerde bulur. Her şeyi dışarıdan izler. İnci’nin telefonu
çalar. Emre, İnci’yi buluşmaya çağırır. Emre, İnci’den
hoşlandığını söyler. İnci ise sevdiği çocuğun intihar ettiğini,
onun acısını yaşadığını söyleyerek reddeder. Erdem allak bullak
olur.
Bu sırada ilişkilere kapalı olan Erol, Ayla ile tanışır ve
yakınlık kurmaya başlar. Kader’e ise 5-6 sene önce Erol
tarafından yazılmış olan bir mektup gelir. Mektubu okuduktan
sonra, Cengiz ile olan ilişkisini sorgulayıp ondan kopmaya
başlar.
Erdem bu süreçte duvarların içinden geçebildiğini fakat
hiçbir maddi şeye müdahale edemediğini iyice anlar. Kader’in
yanına gittiğinde morlukların sebebini öğrenir. Onu kurtarmamış
olmaktan dolayı kendine kızar.
En sonunda İnci günlüğün son sayfasını okur ve Erdem’in
çocuklukta yaşadığı taciz olayı nedeniyle uzun yıllardır
depresyonda olduğunu ve intiharının asıl nedeninin de bu olay
ile ilgisi olduğunu öğrenir. Ancak bu bilgiyi Kader ve Erol’dan
saklar. Bu gerçekle baş edemeyen İnci, intihar etmeye karar
verir. Erdem ruh hali kötü durumda olan İnci’nin yanına gider.
Odasına girdiğinde, İnci’nin soyunduğunu görür. Hayranlıkla onu
izler. İnci bilekliklerini çıkardığında bileklerindeki kesik
izlerini görür. İnci’nin geçmişinde yaşadığı taciz olaylarına
şahit olur. Geri döndüğünde İnci, küvete girmiş intihar etmek
üzeredir. Erdem sesini duyurmak için çaba harcasa da bir türlü
beceremez. Erdem onu engellemeye çalışır ancak başarılı olamaz.
Pencereden giren bir karga korkuyla uçarken etraftaki vazoyu,
eşyayı vs. devirir. İnci bunu bir mesaj olarak kabul edip
intihardan vazgeçer. O sırada Erdem ruh olarak intihar etmeye
çalışır ama işe yaramaz
3
İnci, Medyum Mübeccel’e gider. Yaşadıklarından bahseder.
Medyum Mübeccel garip davranışlarda bulunduktan sonra ruhun
kulağına fısıldamasını söyler. Erdem, Medyum Mübeccel’in
kulağına eğilip bir şeyler anlattıktan sonra ışık içinde bir
kapı açılır. Erdem kapıdan geçer. Medyum, Erdem’in iyi şeyler
söylediğini İnci’ye anlatır. İnci rahatlar.
Bu süreçte Erol ile Ayla artık bir beraberlik içindedir.
Kader ise Cengiz’i terk ederek kendi ayakları üzerinde durmaya
karar verir. İnci, Erdem’in evine gider. Telefonda bir mesaj
vardır. Erdem’in romanı yayımlanır.
4
KARAKTER ANALİZİ
ERDEM
13 Eylül 1991 doğumludur. Kumral, yeşil gözlü, beyaz tenli,
zayıf, orta boylu biridir. Sağlıklı bir fiziği vardır, ona
engel teşkil eden herhangi bir rahatsızlığı yoktur. Dış görünüş
olarak hoş biridir. Retro, vintage kıyafetler giyer. Gözlük
kullanır. Çocukken taciz edildiği ve kimseye bu durumu
açıklayamadığı için ilkokul ve orta okulda sessiz, içe kapanık
dönemler geçirmiştir; ama dersleri iyidir ve arkadaşları
tarafından çalışkan olarak nitelendirilmiştir. Öğretmenlerle
çok yakınlık kurmadan ve fazla arkadaş edinmeden bu dönemleri
geçirmiş, lise çağına geldiğinde annesi ve babası ayrılmıştır.
Yine aynı dönemde annesi başka biriyle evlenmiştir. Bu durum
annesiyle arasındaki bağı germiştir. Babası ile ise mesafeli
bir ilişkisi vardır. Üniversitede babasının zoruyla ziraat
mühendisliği okumasına rağmen yan daldan karşılaştırmalı
edebiyat eğitimi alır. İyi bir dereceyle okuldan mezun olur.
Ancak iş hayatında işler istediği gibi gitmez. Sonunda hayatını
idame ettirebilmek için bir mobilya şirketinde, isteksizce de
olsa işe girer.
Düzenli ve tertipli biridir. İstemediği işlerde çalışsa bile
o işleri en düzgün şekilde yapmaya çalışır. Dürüsttür. İnsan
ilişkileri zayıftır. Çok yakınlık kurduğu bir insan olmadıkça
sohbet etmekten pek hoşlanmaz. Yakınındaki insanlarla sohbet
ederken de tutuktur. İçe dönük bir karakteri vardır. Kolayca
depresif bir hâle bürünebilir. Böyle olmasına karşın ortada bir
yanlışlık olduğunda müdahale etmekten çekinmez. Hatta müdahale
ederken ukala, rahatsız edici bir tavır takınır.
Halkın haklarını gözeten bir politik görüşü olmasına rağmen
eylemlere, gösterilere katılmaz. Bunun bir şey
değiştirmeyeceğine inanır. Bu yüzden de eylem yapan insanlara
karşı önyargısı vardır. Daha işe yarar fiillerde bulunmaları
gerektiğini düşünür. Kendisi ise bu konuda atalet içindedir.
Yalnızca eleştirmekle yetinir. Bu hareketlerin bir sonuca
erişmeyeceği kanaatindedir. Yine de toplumsal konulara oldukça
duyarlıdır. Hatta bu konular üzerine çok düşünür, yazar-çizer.
Ülkenin içinde bulunduğu durumdan hoşnut değildir.
Edebiyatla oldukça ilgilidir. Günlük tutar. Günlüklerini bir
dolapta saklar. Olabildiğince çok kitap okur. Aynı zamanda
sanatın diğer alanlarına da ilgilidir. Sanata karşı özel bir
duyarlığı olduğu kanısındadır. Bu kanı, onu roman yazmaya
itmiştir.
1
Fransız, Rus ve İngiliz edebiyatına oldukça ilgilidir. Yazdığı
roman da bu edebiyatların izlerini taşır. Romanın konusu olarak
da, ülkenin konjonktürünü seçmiştir ve bireysel bir bakışla
toplumun hâlini anlatmaya çalışır. Bir kitap çıkarmak aynı
zamanda en büyük arzusudur. Bu yolla insanlara dokunup onları
dönüştürebileceğine inanır. Hayata karşı realist olsa da, söz
konusu eser üretmek olduğunda, yaşama bakışı romantikleşir. Her
zorluğa rağmen kendini yazmaya vermekten çekinmez. Bu işi büyük
bir tutkuyla yapar.
İnsan ilişkilerinde etken bir rolde değildir. Genelde
yaşadığı diyaloglardan ve olaylardan sonra, her şeyi kendi
düşünce dünyasında yaşayıp bir sonuca varır. Bu da
depresifleşmesine, ilişkilerinde sorunlar yaşamına neden olur.
Kendini kolay kolay açamaz. Önemli noktalarda suskun kalıp
fikir dünyasına dalar. Hayatını olumsuz etkileyecek birçok şeyi
kabullenir ve kabullendiği şeyin kötü etkisiyle yaşamaya
çalışır; fakat pek başarılı değildir. Bu tip durumları
travmatikleştirir. Psikolojik etkilerini atlatmakta zorlanır.
İnsanlarla olan diyaloglarında kırılmalara, değişimlere yol
açar. Tüm bunların aksine insanları iyi okuduğunu düşünür ancak
işin aslı insan sarrafı sayılmaz. Yalnızca kendi
düşüncelerindekinin doğru olduğuna inanma eğilimindedir.
Aşka çok değer verir. Birine tutulduğu zaman onulmaz bir aşık
hâline gelebilir. Sevdiği kişiye deyim yerindeyse gözleri
parlayarak bakar. Üniversite zamanında yaşadığı bir ilişki onda
derin izler bırakmıştır. Daha sonra biriyle beraber olmakta
zorlanır. Sürekli kötü sonlar kurar. Ancak İnci ile tanıştıktan
sonra bu algısı kırılır. Sevdiği zaman yapmayacağı şey yoktur.
Beraber olmasa dahi sadık kalarak yaşamı geçirir. Başka
kadınlarla bağ kurmaz. Bu da onu seven, mutlu edecek insanları
görmezden gelmesine, itmesine neden olur.
Müzik dinlemekten hoşlanır. Dinlediği net bir tür olmamasına
karşın Tom Waits, Nick Cave, Pink Floyd gibi müzik yapanlara
özel bir ilgisi vardır. Daha çok melankolik müzikleri ve
şarkıları sever. Evinde sık sık açık duran bir radyosu vardır.
Yazarken, dinlenirken radyodan bir şeyler dinlemekten keyif
alır. Aynı zamanda haberleri de radyodan ve televizyondan takip
eder.
Zekâ düzeyi normalin biraz üzerindedir. Bu da onu yaratıcı
konulara ve düşünmeye fazlasıyla sevk eder. Din konusunda
şüpheci olsa da İslam dinine bağlıdır. Cennet-cehennem kavramı
üzerine sorgulamaları vardır. Ruh meselesine özel ilgi duyar.
Ruhun varlığı, ölümsüzlüğü onu çok ilgilendirir.
2
Bu konuda emin olmak ister. Alain Kardec’in spirütüelist
yaklaşımlarını araştırmıştır. Bir sonuca varamamıştır ve ruhun
geri dönmez, sonsuzluğa karışan uhrevi bir madde olduğu
konusunda kani olmuştur.
Cinselliğe çok ilgili olmasının yanı sıra bunu belli etmekte
sıkıntılar yaşar. İlişkilerinde öncelikle kadınların
birliktelik adına adım atmasını bekler. Kadın vücuduna
hayrandır ve kadın vücudunu bir sanat eseri olarak görür. Kendi
bedeninden hoşnut olmaması böyle düşünmesinde önemli yer tutar.
Cinsel performansından sürekli şüphe duyar. Yetersiz
kalacağından korkar. Bu konuyla ilgili bir travma yaşamamasına
rağmen anksiyetesini atlatamaz ve her yeni biriyle olacağında
tutukluk yaşar.
Sigarayı çok alkolü az kullanır. Sigaranın bilincini
yatıştırdığına inanır. Alkol kullanmak ise düzensiz düşünmesine
sebep olur. Alkolden uzak durmasının sebebi budur. Sokakta
yürürken sigara içmeyi sever. Eğer bir çöp bulamazsa sigarayı
ayakkabısının tabanına sürterek söndürür ve çöp bulana kadar
izmariti elinde taşır. Aynı zamanda yürürken etrafı çokça
süzer, yaşamın akışını ve insanları izlemekten hoşlanır. Gözlem
yaparak romanı için gerekli materyalleri, fikirleri bulduğuna
inanır. Yanında not defteri taşır. Mutlaka kurşun kalem
kullanır. Yazdıklarını silmez, beğenmediği şeylerin üzerini
karalar.
Mizacı kişiden kişiye göre değişmektedir. Babasına karşı
itaatkârken, sevmediğini birine karşı çok iğneleyici olabilir.
İnci’ye karşı oldukça tavizkâr, annesine karşı ise
sorgulayıcıdır. Kişilerle yaşadığı şeyler, onlarla olan
diyaloğunu belirler. Tam anlamıyla kendisi olamaz. Kendi olmayı
kuvvetlice başardığı anlar yalnız olduğu anlar olduğu için
yalnız vakit geçirmekten hoşlanır. Tek başına kaldığında
dalgın, ve hayalperesttir. Düş gücü yüksektir. Bir şey kurmak
için uğraştığında yere yatıp gözlerini kapatarak düşünür. Loş
ışıkta oturmayı sever. Evinde kitap okuduğu koltuğun yanında,
çalışma masasında masa lambası vardır ve genellikle bunları
kullanır. Evin diğer bölümlerindeki ışıklar da yine aynı
şekilde loş ve azdır; banyo ve mutfak hariç.
Uyku problemi vardır. Kolayca uykuya dalamaz. Bundan dolayı
göz altlarında morluklar vardır ve yüzü daima yorgun görünür.
Bu şekilde görünmenin dışında kendini her zaman yorgun
hisseder. Yüksek sese karşı duyarlıdır. Seslerden çok rahatsız
olur. Olabildiğince sessiz ya da sesin kontrollü olduğu
yerlerde bulunur.
3
Toplu taşımalardan hazzetmez. Eğer otobüs, metro vb. çok
kalabalık olursa yürümeyi tercih eder. Binmek zorunda kalırsa
gergin ve memnuniyetsiz olur.
Paraya çok değer vermez. Aza kanaat etmeyi bilir. Yine de
rahat bir yaşam sürmeyi arzular. Cebinde çok az para kalsa bile
harcamaktan çekinmez. Özellikle evinin önünde sık sık gördüğü
Suriyeli çocuk Ahmed’e elinden geldiğince para yardımında
bulunur. Ahmed’e karşı çok sevecendir. Sık sık onunla sohbet
eder. Ona laf söylendiğinde sonuna kadar savunup insanlarla
tartışır. İnsan yaşamına çok önem verir. Şiddete sonuna kadar
karşıdır. Askerliğini yaptığı zamanlar bu yumuşak başlı hâli
nedeniyle çok dalga konusu olmuştur yine de aşırı tepki
vermemiştir. Zaten askerliğini de merkezi bir yerde yapmış,
herhangi bir tehlikeye girmemiştir. Askeriyede yazıcı olmuştur.
Hayatta hiçbir şeyin istediği gibi ilerlememesi onu içten içe
çok üzmüştür. Yine de buna isyan etmemiş sonunda her şeyin kötü
sonuçlanacağına dair bir kabul hâline girmiştir. Fakat tezat
olarak da hayatını iyileştirmek adına bir şeyler yapmaktan
kendini alıkoymamıştır. Sonunun kötü olacağını bilse veya
düşünse de çabalamaktan vazgeçmemiştir. Fakat hayat seneler
boyunca onu çok zorlamış, artık dayanacak gücü kalmamıştır.
Uğraşlarla ördüğü yaşamının daha da kötüye gitmesini
kaldıramayacak hâle gelmiştir.
*Hayaletken, alnında bir delik vardır. Kafasının arka tarafı
da deliktir ve kafatası biraz belli olmaktadır. Donuk bir
ifadesi vardır. Duyguları, mimiklerinden anlaşılmaz. Vücudu
robotik değildir, rahat hareket eder. Zaman zaman karşılaştığı
olaylar karşısında kafasının arka tarafı kaşınır. Ağlama, gülme
gibi davranışlarda bulunamaz. Konuşmayı bilmez. Sadece
bağırabilir. Karakterinden farklı şekilde davrandığı anlar
vardır. Duvarların, kapıların içinden geçebilir. İlk zamanlar
bunları yapmayı bilmez, kapısının önündeki, ölü bir fareden
öğrenir. Bir şeye çok fazla odaklandığında kendini o şey veya
kişiyle yaşadığı anlarda bulur. Anlar zaman ve mekân atlayarak
geçer. O anlarda hiçbir şeye müdahale edemez. Aynı şekilde
dünyada dolaşırken de bir şeyle müdahale edemez. Kimseyle
konuşamaz, eşyanın yerini değiştiremez, bir şeyleri
engelleyemez.
İNCİ
25 yaşındadır. Boyu 1.70’e yakın, kilosu 55-56’dır. Koyu
kestane saçları ve kahverengi gözleri vardır. Beyaz tenlidir.
Vücut yapısı kusursuz denilebilecek şekilde düzgün ve
çekicidir.
4
Görünüş olarak oldukça alımlıdır. Küçük göğüslü ve ince
bellidir. Beli ve kalçasının oranı bir kum saatini
andırmaktadır. Kronik bir sağlık problemi yoktur. Yalnızca 17
yaşındayken bir akşam sokakta bir adamın tacizine uğramıştır.
Bunun yarattığı kötü psikolojik etki nedeniyle bileklerini
keserek intihar etmeyi denemiştir ama ailesi onu kanlar içinde
yakalayıp hastaneye götürmüştür ve hayatta kalmıştır. İki
bileğinde de kesik izleri durmaktadır ve izleri kapatmak için
sürekli bileklik takmaktadır.
Orta sınıf bir aile mensuptur. Babasının kıyafet dükkânı
vardır. Rahat bir çocukluk geçirmiştir. Ailesi açık görüşlüdür.
Annesiyle arası her zaman iyi olmuştur. Babası da oldukça
ilgilidir.
Amatörce resim çizmekle uğraşır. Bir şeyler okumayı ve müzik
dinlemeyi sever. Yağmurlu havalardan hoşlanır. Havanın hep
kapalı olmasını ister. Bunun insanları daha duygusal yaptığına
inanır.
Eğitim hayatında ortalama bir öğrenci olmuştur. Lisenin son
yılı iyi çalışarak, önemli bir üniversitede ekonomi bölümünü
kazanmıştır. Üniversite hayatı da sosyal ve başarılı geçmiştir.
Dereceyle mezun olmuştur. Okul hayatı boyunca yüzeysel
arkadaşlıklar kurmuş, insanlara gerçekten içinde olanları
açmamıştır. Üniversitenin son senesinde Erdem ile tanışmış ve
ondan etkilenmiştir. Zamanla etkilenmenin ötesine geçen bu
duygu aşka dönüşmüştür. Yine de bir adım atmadan, Erdem’den
gelecek adımı beklemiş, reddedilmekten korkmuştur. Sonunda çok
yakın arkadaş olmuşlarsa da Erdem’e olan aşkı sürmekte ve ondan
bir adım beklemektedir.
Annesi de babası da hâlâ sağdır. Ancak iyi bir iş bulduktan
sonra kendi evine çıkmış ve kendi düzenini kurmuştur. Eviyle ve
kendiyle ilgilenecek daha çok vakit bulmak onu özgür
hissettirmiştir. Evinde dream catcher vb. spiritüelist objeler
vardır. Ruhun varlığına inanır ve spiritüel meselelere oldukça
ilgilidir. Sık sık bununla ilgili şeyler okuyup yazar. Yoga
yapar. İç huzura erişmek için çok çabalamaktadır. Çünkü içten
içe melankolik ve duygusal bir yapısı vardır. Bunu insanlara
pek belli etmez. Hatta intihar düşünceleri hâlâ aklını
kurcalamaktadır. Yaşama karşı duyarlığının yüksek olması, onun
yaşamda başkalarının başına gelenlerden de çok etkilenmesine
neden olur.
Dini görüşü karışıktır. Tam olarak Budist olmasa da, Budist
yaklaşımlar hayatında yer tutar.
5
Hayvanları çok sever. Hayvanların zulüm görmesine ve çaresiz
kalmasına dayanamaz. Elinden geldiğince onları koruyup kollar.
Az da olsa sigara ve alkol kullanır. Sigarayı özellikle canı
çok sıkkın olduğunda içer. Onu yakından tanıyanlar, sigara
içmesinin önemli bir soruna işaret ettiğini bilirler. Bu
bilgiyi herkesle paylaşmaz. Etrafında çok az insan bilir.
Alkolü ise eğlenceli anlarda içmeyi tercih eder.
Politik görüşü sol görüşe yakındır. Fakat dillendirmekten,
eylemlere katılmaktan çekinir. Yine de bunları yapan insanları
çok cesur bulur. Hatta kendi suskunluğundan ve ataletinden
dolayı suçluluk duyar. Yine de mevcut siyasi durumdan, kurduğu
güzel yaşamın bozulmasından korku duyar. Siyasi fikirlerini
kendine saklar ya da çok yakın çevresiyle paylaşır. Ufak da
olsa elinden geldiğince insanlara yardım eder, mimlenmemeye
çalışır. Hayatı onun için artık çok önemlidir. Onu intihar
düşüncelerinden vazgeçiren de kurduğu bu başarılı yaşamdır. Bu
yüzden önüne çıkan iş vb. fırsatları mutlaka değerlendirir.
Cinsel yaşamında, geçmişteki taciz travması sebebiyle oldukça
tutuktur. Bu olay gerçekleştikten birkaç yıl sonra bile,
ilişkiye girmeye çalıştığında vajinusmusu devam etmektedir.
Uzun yıllar bunu aşmak için psikolojik destek görmüş sonunda
aşmıştır. Ancak, duygusal yönü ağır bastığından ancak aşık
olduğu biriyle beraber olmayı ister. Özellikle Erdem ile
tanıştıktan sonra hareketli bir cinsel yaşamı olmamıştır.
Ahlaki olarak da cinselliğe, alkole, toplumsal normların dışına
çıkmaya karşı değildir. Aksine zaman zaman insanın çerçevenin
dışına çıkarak huzur bulacağına inanır. Buna rağmen kendisinin
bu çerçevenin dışına çıkmakta zorlanması, bir iç huzursuzluk
yaratmaktadır.
Resim bölümünde okumamış olmaktan büyük üzüntü duyar. Hayata
pragmatik yaklaşmak zorunda olduğunu düşündüğü için başka bir
bölüm okur. Lakin bu istek onun içinde yer tutmuştur. Kendini
resim yoluyla iyi ifade edebileceğine inanır. Ne var ki
yeteneği ve resim bilgisi buna izin vermez. Sanat tarihiyle,
tablolarla ilgilidir. Şimdiki yaşamından memnun olsa da ara
ara, başka bir yaşam mümkün olur muydu diyerek kendini sorgular
ve bunun boş bir sorgulama olduğunu da bilir.
Mizacı anlayışlıdır. Zaman zaman sert ve keskin çıkışlar
yapabilir. Bazense duygusal boşluğa düşer ve her şeye kötümser
bakmaya başlar. Bu gibi anlarda suskunlaşmaya, kendini
maskelemeye çalışır. Tutumu, anlaşma zeminini bulmak
yönündedir. Herhangi bir kompleksi yoktur.
6
EROL
Orta boylu, hafif kilolu bir adamdır. Saçları kırlaşmıştır.
Gözleri kahverengidir. Kumral bir teni vardır. Yüzündeki
kırışıklıklar, ifadesini karakteristikleştirmiştir. Giyim-
kuşamına önem verir. Belli bir karizması vardır. Ses tonu
babacandır. Ağır konuşur. Ufak bir kalp rahatsızlığı ve
hipertansiyonu vardır. Hipermetrop ve miyoptur. Ölümü pek
düşünmez. Hayata tutunur. Yaşadığı başarısızlıklar onu hayata
küstürmemiştir. Ama oğlu Erdem üzerinde beklentiler
yaratmıştır. Sürekli başarılı olmasını ister. Bunu yumuşak
başlı bir şekilde dile getirmeye çalışsa da çoğu zaman Erdem’i
kırar. Olağandışı davranışları yoktur. Aksine ölçülü, beyefendi
biridir. Neredeyse her gün tıraş olur.
Gençliğinden bu yana postane memurluğu yapmıştır. Ekonomik
durumu pek iyileşmemiş, senelerce postanede çalıştıktan sonra
emekli olmuştur. Emekli ikramiyesiyle başını sokacak ufak bir
ev almıştır. Ekonomik durumu orta hallidir, hayatını kimseye
muhtaç olmadan geçirmektedir.
Evde baktığı çiçekleri vardır. Çiçeklerle uğraşmaktan zevk
alır, zaman zaman onlarla konuşur. Yalnızlığını bu şekilde
dindirmeye çalışır. Aynı zamanda pikaptan müzik dinler, elinde
olduğunca Türk Sanat Müziği plakları toplar. En sevdiği sanatçı
Müzeyyen Senar’dır. Cep telefonu kullanmaz. Hâlâ eve bağlattığı
eski tip telefon durur. Eski analog makinelerin sağlamlığına
inanır.
Lise zamanında kalp krizinden babasını kaybedince okulu zor
bela bitirip iş hayatına atılmış, annesine ve ondan küçük üç
kardeşine bakmak zorunda kalmıştır. Asıl isteği öğretmek
olmaktır. Öğretmen olmamış olmak içinde yer etmiştir. Yine de
öğrenmeye ara vermemiş, bir öğretmen gibi kendini
yetiştirmiştir. Çalışmaya başladıktan birkaç yıl sonra bu kez
de annesini yine kalp krizinden kaybetmiş, kardeşlerinin
sorumluluğunu kendisi almıştır. Çeşitli işlerde çalıştıktan
sonra bir tanıdığı vasıtasıyla postane memurluğuna başlamış ve
hayatını bu memuriyetle devam ettirmiştir.
Memuriyetinin dördüncü yılında, aynı mahallede oturdukları
Kader’i görüp beğenmiştir. Kader, başkasına varmak istese de
ailesi Erol’u daha münasip görmüş ve Kader’i Erol’a vermiştir.
Evlilik yaşamları başlarda iyi gitse de aralarında hep bir
soğukluk vardır. Erol içten içe bunu hep sezmiş ama Kader’e
olan aşkından dolayı ilişkiyi hiç zedelememiştir. Zaman zaman
aralarında büyük tartışmalar olsa da evlilik uzun yıllar bir
şekilde sürmüştür.
7
Özellikle Erdem doğduktan sonra bağları kuvvetlenir gibi olsa
da, vakit ilerleyince aynı soğukluk yeniden aralarına
girmiştir. Bir gün Kader, içindeki ukte olan Cengiz ile
karşılaşıp onunla beraberlik yaşamaya ve Erol’dan ayrılmaya
karar verdiğinde Erol ilk ve tek kez Kader’e tokat atmıştır.
Daha sonra bunun pişmanlığını hep içinde taşımıştır. Kader ile
boşandıktan sonra ufak tefek gönül maceraları dışında kimseyle
birlikte olmamış, benzer kaderi yaşamaması için Erdem’i sürekli
telkin etmiş ve yalnız bir yaşam sürmüştür.
Zekâ düzeyi ortalamadır. Zaten kendisi de çok parlak bir
zekâsı olduğunu düşünmemektedir. Aklı yettiğince bir şeylere
kafa yormak onun için gayet yeterlidir. Bu kabul hâli, onu
sakin biri olmaya itmiştir. Biriyle tartışmaya girdiğinde asla
hiddetlenmez, aksine karşıdakini dikkatle dinler.
Bazı bazı, eski dostlarıyla rakı içmeye çıkar, hoş sohbet
eder. Müziğe ilgili olduğu için bir dönem belediyenin açtığı
Türk Sanat Musikisi korosuna katılır. Sesi fena değildir. Ara
ara kendi kendine şarkı söyler.
Orta yolcu bir siyasi görüş benimsemiştir. İki ihtilâle de
şahit olduğu için, Erdem’i olabildiğince siyasetten uzak
yetiştirmiştir. Kendisinin de politikayla olan ilgisi oy atmak
ve gazete haberlerini takip etmek kadar kalmıştır. Gazetelerin
yanında, ufak tefek klasikleri de ara ara okur ama çok sağlam
bir okuyucu değildir.
Tutucu bir cinsel yaşamı olmuştur. Evlilik dışı cinsel
ilişkiye çok sıcak bakmasa da zaman zaman kendini bu durumun
içinde bulmuştur.
Ailesini genç yaşta kaybettiği ve eşinden ayrıldığı için
oldukça üzgündür. Yine de hayatın devam ettiğini kabullenmiş ve
yaşama pozitif devam etmiştir. Metanetli ve mesafeli bir mizacı
vardır.
KADER
1.60-1.65 boylarında, ellili yaşların sonunda bir kadındır.
İnce uzun bir yüzü vardır. Yaşı ilerlemesine rağmen hâlâ
güzeldir. Saçları beyazlamıştır ve boyamamıştır. Beyaz
tenlidir. Ela rengi gözleri vardır. Vücut yapısı zayıftır.
Klasik, eski tip şeyler giyer. Yüzünde yorgun, nötr bir ifade
taşır. Bu nötrlüğü zaman zaman olağandışı bir hâle gelir. Pek
fazla tepki vermez, heyecan, endişe uyandıracak şeyler
karşısında öylece durur.
8
Alt sınıf bir ailenin kızı olarak yetişmiştir. Babasının
demirci dükkânı vardır, annesi ise ev hanımıdır.
Şimdi ikisi de hayatta değildir. Babası da annesi de
gelenekçidir. Ataerkil bir aile yapısında büyümüştür. Evde
daima babasının sözü geçmiştir. Bundan her zaman şikâyetçi
olmuştur, durumun neden bu şekilde olması gerektiğini sık sık
sorgulamıştır. Orta okula kadar okumuş, babasının isteğiyle
okulu bırakmak ve ev işlerinde annesine yardım etmek zorunda
kalmıştır. Dört çocuğun en küçüğü olduğu için ablaları ve
abileri evlendikten sonra evde tek başına kalmış, annesi ve
babası ile o ilgilenmiştir. Bundan gocunmamıştır ancak
kardeşlerinin sorumluluktan kaçmasına sinir olmuştur.
Eğitim hayatına devam edip bir işte çalışmayı arzulamıştır.
Bunda başarılı olamamak içinde bir yara açmıştır. Oluşan boşluk
onu başka arayışlara itmiştir. Özellikle hissettiği
aidiyetsizlik ve baskı nedeniyle, kendini ait hissedeceği özgür
bir yaşamı düşlemiştir.
Zekâ düzeyi normaldir. İslam dinine inanır ve dine bağlıdır.
Herhangi bir sosyal etkinliği yoktur. Kendi kendine makrome
yapar. Siyasetle ilgili değildir. Tutkulu olduğu bir şey yoktur
ve gençliğinde okuduğu magazin dergilerinden sonra okumakla pek
işi olmamıştır. Yine de hayat görüşü oldukça derindir. Yaşamın
dinamiklerine hakimdir.
Cinsel yaşamı, Erol ile evlenmeden önce, sevgilisi Cengiz ile
başlamıştır. Cengiz’e büyük aşk beslemiş ve evlenmeyi
istemiştir. Ailesi Cengiz’in işsiz-güçsüz olduğunu söyleyerek
onu Erol ile evlenmeye zorlamıştır. İlk başlarda karşı çıksa
da, Cengiz’in de sorumsuzca davranması onu bu evliliğe razı
etmiştir. Erol’a aşık olmasa da, iyi bir insan olduğunu
düşünmektedir. Evlilikleri uzunca yıllar sürmüş, ancak içinde
bir aşk filizlenmemiştir. Erdem’i doğurduktan sonra ailesine
daha da düşkün olmaya çalışsa da becerememiştir.
Erdem büyüdüğünde bir gün Cengiz ile karşılaşmış, içindeki
kor ateş yeniden yanmıştır. Cengiz’in de eşinin vefat ettiğini
öğrenince hayatında ilk kez her şeyi göze almış, Erol’dan
ayrılmış ve Cengiz ile evlenerek başka bir şehre taşınmıştır.
Fakat hiçbir şey hayallerindeki kadar güzel olmamıştır. Cengiz
ile mutsuz bir evlilik içindedir. Lakin hayatında ilk defa
böyle cesurca bir karar verdiği için, kararından dönmemektedir.
9
Cengiz’ hâlâ aşıktır. Ne olursa olsun ona laf söyletmez.
Hayattaki en büyük tutkusuna dönüşmüştür ve evliliğin tüm
olumsuzluklarını görmezden gelmektedir.
Suskun, tepkisiz bir mizacı vardır. Cengiz konusunda ise
barutu kurudur. Ona bir söz edildiğinde herkesi karşısına
almaya hazırdır. İçinde bulunduğu ekonomik durum iyidir. Ev
hanımı olarak yaşamaya devam eder. 13 sayısının uğursuzluğuna
inanır. Erdem’e bunu hiç düşünmeden sık sık söylemiştir.
AHMED
1.50’li boylarda, esmer, zayıf, kahverengi gözlü bir
çocuktur. Oldukça tatlı bir yüzü vardır. Eski, kirli kıyafetler
giymek zorundadır. Suriye’deki savaştan ailesiyle birlikte
Türkiye’ye kaçmıştır. Kronik bir sağlık sorunu yoktur. Koluna
gelen bir şarapnel parçasından dolayı, kolunda yara izi vardır.
Aynı zamanda yanağında doğum lekesine benzer bir leke vardır.
Suriye’de orta sınıf bir aileye mensupken çıkan savaştan
dolayı malı mülkü orada bırakan aile az bir para yanlarına
alarak Türkiye’ye gelmiştir ve bu arada fakirlik çekmektedir.
Ahmed’in altı kardeşi daha vardır. Babası inşaatta amelelik
yaparken o ve kardeşleri de kâğıt, bira şişesi vs. toplayarak
gelire katkı sağlamaya çalışmaktadır. Çocuk aklıyla hâlâ
hayattan zevk almaya çalışmaktadır.
Uğraş olarak boş boya kutularını bateri gibi çalar. Ritim
duygusu gelişkindir. İlkokula dahi gidememiştir. Okuma-yazma
bilmemektedir. 3-4 yıldır Türkiye’dedir ve Türkçe’yi iyi
seviyede öğrenmiştir. Okula giden çocukları gördükçe içi
ezilir. İleride pilot olmak isteği onları vuranların pilotlar
olduğunu öğrendikten sonra sönmüştür. Herhangi bir mesleki
düşüncesi olmasa da okula gitmek, arkadaş bulmak gibi istekleri
vardır. Yanında birkaç Suriyeli arkadaşıyla kader birliği
yapmıştır ve sokakları dolaşırlar.
Derme çatma, tek odalı bir gecekonduda dokuz kişi
yaşamaktadırlar. Çoğu zaman az az yemek yer. Aile birbirine
kenetli hâlde hayata tutunmaya çalışmaktadır. Erdem’i çok
sever. Onunla sık sık sohbet eder. Erdem aynı zamanda elinde
olduğunda para yardımında bulunur ve onu koruyup kollar. Bu
yüzden büyük bir minnet duygusu taşır.
Zekâ düzeyi yüksektir. İletişim becerisi oldukça iyidir.
Neredeyse laf ebesi denebilir.
10
Din ile ilgili bağı henüz oluşmamıştır. Sosyal etkinlikleri
arkadaşlarıyla aylak aylak dolaşmaktan ibarettir.
Savaşlardan korkmaktadır. Yurt özlemi çekmektedir. Kendini
burada eğreti hissetmektedir. Çalıp çırpan biri değildir.
Aksine ufak yaşına rağmen oldukça olgundur.
Mizacı güleçtir. İnsanlarla dalga geçer, özü sözü birdir. Düş
kurma gücü çok iyidir. Ne fakirliği, ne yokluğu kompleks
edinmemiştir. Bir şekilde böyle yaşamaya alışmıştır.
CENGİZ
Uzun boylu, esmer, 60’lı yaşlarda bir adamdır. Bıyıkları
vardır. Saçları beyazlamıştır. Biraz göbeği vardır. Karizmatik
bir yapısı vardır. Kadınlarla konuşmasını bilen, şeytan tüyü
olan bir adamdır. Komplimanda çok iyidir. Karaciğerinde ve
kalbinde bazı problemleri vardır.
Gençliğinde serseri şekilde yaşamıştır. Ailesinin durumu iyi
değildir. O da fakir yaşamdan sıkılmış ve kendini bıçkınlığa
vermiştir. Çok fazla sigara ve alkol tüketir. Gençliğinde
oldukça çapkındır. Etraftaki kadınların daima ilgisini
çekmiştir. Kader ile yaşadığı ilişkiden sonra kısa süre
bunalıma girmiştir. Daha sonra bir kadınla tanışmıştır. Kadının
babasının beyaz eşya dükkânı vardır. Kadın ailesini bir şekilde
ikna edip Cengiz ile evlenmiştir. Cengiz de beyaz eşya
dükkânlarında çalışmaya başlamıştır. İşler iyiye gittikten
sonra da kendi beyaz eşya dükkânını açmış ve ekonomik durumunu
iyice düzeltmiştir. Bu evlilikten iki oğlu olmuştur. Oğulları
yurt dışına taşınmışlardır. Eşine şiddet uygulayan kaba bir
tiptir.
Eğitimi orta okul terktir. Kendini entelektüel olarak
geliştirmeye pek çalışmamıştır.
Zekâ düzeyi ortalamadır. Dinine bağlı değildir. Sosyal
etkinlikleri arkadaşlarıyla içki içmekten ibarettir.
Gençliğinde Ülkü Ocakları’nda yer almış, siyasi çizgisi de hâlâ
milliyetçidir.
Cinsel yaşamı gençliğinden bu yana hareketlidir. Cinselliğe
çok düşkündür. İlişki sırasında karşıdakinden ziyade kendi
zevkini düşünür. Kavgacı, agresif bir mizacı vardır. İnsanlarla
tartışmaktan, hatta dövüşmekten çekinmez. Kadınlara karşı kibar
da değildir.
11
Eşi kanserden öldükten sonra kısa dönemli bir bunalıma
girmiş sonrasında her şeyi iyice boş vermiş, kendi zevki için
yaşamaya başlamıştır. Bu süreçte Kader ile karşılaşmış, yalnız
olmamak, ev işlerini yaptırmak için evlenmiştir. Evliliğe çok
bağlı değildir ve Kader’i neredeyse hizmetçi gibi
kullanmaktadır. Aynı zamanda Kader’in ona olan ilgisi egosunu
okşamaktadır.
MEDYUM MÜBECCEL
Kısa saçlı, kısa boylu, ellili yaşlarda, kilolu bir kadındır.
Bulunduğu yerin en önemli falcısı-medyumudur. Hoş sohbettir.
Ağzı biraz da bozuktur. Tahminleri büyük oranda gerçek çıkar.
Seans anlarında abartılı hareketler yapar. İnsanları ikna
etmeyi bilen bir üslubu vardır. Söylediklerine herkes önce
kendisi inanır. Daha önce birkaç defa ruhlarla iletişimde
bulunmuştur. Ancak bu durum süreklilik yaratmamıştır. Ruhlarla
iletişim söz konusu olduğunda, iletişim becerilerini kullanarak
kotarmaya çalışır.
TRETMAN
JENERİK) Erdem, salondaki çalışma masasında oturmuş
bilgisayara yazı yazmaktadır. Saçının arkası kalkıktır.
Masanın kenarında bir dosya vardır. Dosyanın üzerinde ‘’Araf
– Roman’’ yazılı bir etiket vardır. Yanındaki radyoda
‘Mozart-Requiem’in kaseti çalmaktadır. Salon oldukça düzenli,
oda karanlıktır. Yalnızca Erdem’in yanında bir masa lambası
vardır. Kitaplık doludur. Kitaplığın bir ünitesinde ise
günlükler durmaktadır. Günlüklerin üzerinde yılları belirten
etiketler yapıştırılmıştır. 2010 tarihli günlüğün
etiketindeki yapışkan zayıflamıştır ve yavaş yavaş
çıkmaktadır. Yanlarında renk renk zarflar vardır. Erdem,
cehennem üzerine yazarken kalabalık şehir görüntüsünü
görürüz. Ardından mutsuz insan yüzleri gelir. Sonra inşaatta
çalışan bir adam yedinci kattan düşer. Ahmed, üstü başı kir
içinde çöpten kâğıt toplamaya çalışır. Sırtında yarı dolu,
siyah, büyük, naylon bir torba vardır. Karanlık bir köşe
başında bir adam bir kadını taciz eder. Pantomimci, vurulan
birini canlandırır. Ardından bir adamın motosikletle giderken
sağa sola rastgele ateş ettiğimi görürüz. Kalabalık bir grup
ellerinde ‘Hakkımızı İstiyoruz’, ‘İşçiler, birleşin!’,
pankartlarıyla yürür… Erdem cennet hakkında yazarken Erol’u
evde tek başına otururken görürüz. Pikabında, Müzeyyen
Senar’ın bir plağı dönmektedir. Erol’un üzerinde röpdeşambır,
ayaklarında deri terlikler vardır. Gözlerini kapatmıştır.
Yüzünde hafif bir tebessüm vardır. Duvarda Müzeyyen Senar’ın
bir fotoğrafı asılıdır. Camlı dolapta sakladığı pullar
vardır. Pulların hepsi ikilidir. Yalnızca Özdemir Asaf pulu
tektir. Oda loştur. Ardından Kader’i görürüz. Kader kendi
evinde kasnak işleme yapmaktadır. İşlediği motif, bacasından
duman çıkan müstakil bir ev ve etrafında insanlardır.
İfadesizdir. Ardından İnci’yi odasında görürüz. Duvarda dream
catcher (rüya yakalayıcı) vardır. Masasında ‘Ramayana ve
Mahabharata’,’Siddharta’, ‘Acıyı Huzur, Neşe ve Özgürlüğe
Dönüştürme Yolu’, ‘Mutluluk Sanatı’ kitapları durmaktadır.
İnci, yavaş hareketlerle yoga yapmaktadır. Erdem yazmayı
bitirirken son olarak insanların arafı hiç hesaba
katmadıklarına dair bir şeyler yazar. Sıralanmış, yolu ikiye
ayıran ağaçların olduğu çamurlu alana yağmur yağar. Yüzünde
hafif bir gülümseme vardır. Bilgisayar ekranının ışığı yüzünü
tamamen aydınlatır. Müzik biter.
10) Erol, bol ağaçlı bir parkta oturup etrafı izler. Ayla
gelip yanına oturur. Ayla’da ufak bir utangaçlık vardır.
Erol ise rahatsız olup bankın en köşesine doğru kendini
yavaşça çeker. Ayla, ağaçlarla ilgili bir şiir okur. Erol
gülümser. Şiiri devam ettirir. Ardından Ayla’ya şiiri
nereden bildiğini sorar. Ayla, eskiden beri ‘Varlık’
dergisini takip ettiğini, Erol’un şiirlerini de orada
gördüğünü ve o zamandan beri tanıdığını söyler. Hatta
daha önceleri bir arkadaş buluşmasında rastlaştıklarını
anlatır. İmkân olursa yeniden görüşmek istediğini söyler.
Erol kibarca reddeder. Ayla yine de kartını verir.
3
11) Erdem, yemekhanede tek başına oturur. Diğer
çalışanlar gruplar hâlinde yemek yemektedir. Murat ve
Hasan, Erdem’e bakarak bir şeyler konuşur.
4
17) Erdem, laptopun başındadır. Bir şeyler yazar.
Ardından sayfanın sonuna, ‘son’ diye belirtir. O sırada
fare sesi duyar. Fare zehrini alıp evin birkaç yerine ve
evin kapısının önüne döker. Erdem’in kapısının üzerindeki
rakamlardan birisinin yeri boştur; yalnızca bir rakamı
gözükür.
5
23) Erdem kahvaltı masasını toplar. Masadaki bütün
kırıntıları alır. Evi süpürür, derler toplar.
Erdem kahvaltı masasını toplar. Masadaki bütün
kırıntıları alır. Evi süpürür, derler toplar.
6
28) Erdem müşterilerle ilgilenirken Murat yanına gelir.
Önder’in çağırdığını söyler. Beraber Önder’in yanına
giderler. Odaya girdiklerinde Esra’yı görür. Erdem oturup
neler olduğunu sorar. Önder de, Esra’nın, kendisi
tarafından taciz edildiği şikayetiyle geldiğini söyler.
Erdem öylece kalakalır. Karşı çıkmaz. Önder de, kadının
beyanı esas olduğu için tazminatsız işten çıkarılacağını
ve Esra’nın da davacı olmayacağını söyler. Erdem hiçbir
şey demez.
9
42) Erdem, İnci telefonu açmayınca telefonu bir kenara
atar. Oda gürültülüdür. Etraf dağınıktır. Pencereye doğru
yaklaşır. Şehrin gürültüsü yüksektir. Hançeresini
yırtacak kadar bağırmaya başlar. Bağırırken aniden ağlar.
Olduğu yere çöküp dizlerini karnına kadar çeker. Bir süre
tek başına oturur.
11
14
62) Erdem morg dolabında uyanır. Alnının ortasında kurşun
deliği vardır. Başının arka kısmı da kurşunun etkisiyle
biraz açılmıştır. Saçı iyice kalkık durmaktadır. Morgda
kimse yoktur. Seslenmeye başlar. Hiçbir hareket olmayınca
morg dolabının içinde debelenmeye başlar. Ardından Morg
Görevlisi ile beraber İnci ile Erol gelir. İkisi de çok
üzgündür. Yanlarında Polis vardır. Erol morg odasına
girer. Morg görevlisi dolabı açar. Sedyeyi çeker. İnci,
kapının aralığından içeriyi izler. Erdem ayağa kalkar.
Erdem sedyeye baktığında kendi ölü bedenini görür. Ne
yapacağını bilemez. Erol cesedi teşhis edip odadan çıkar
ve İnci ile beraber oradan ayrılır. Morg Görevlisi
sedyeyi tekrar morga kaldırır. Erdem tek başına ayakta
kalır. Aralık kapıdan çıkar. Hastanede dolaşmaya başlar.
Konuşmaya çalışır ama yalnızca dilsizler gibi ses
çıkarır. Kimse duymaz. Etrafta insanlar koşuşturur. Erdem
birilerini tutmaya çalışır ancak insanlar Erdem’in
içinden geçer.
15
65) İnsanlar, Erdem’in cenazesi için mezarlıkta
toplanmıştır. İş arkadaşları Murat, Hasan, Esra ve Önder
de vardır. Murat ve Esra oldukça üzgündür. Hasan ise
diğer ikisine oranla daha sakin ve metanetlidir. İnci’nin
elinde Erdem’e hazırladığı kutu vardır. Erdem de
cenazesindedir. Erdem, etrafa bakınır. Erdem’in cenazesi
defnedilir. O sırada İmam, kabir azabı ile ilgili şeyler
söyler. Herkesin kabir azabının farklı olduğunu, yalnızca
şehitlerin bu azaptan müstesna olduğunu söyler. Herkes
gittikten sonra İnci ile Erdem yalnız kalır. İnci,
toprağı eliyle biraz açıp içine koyar, üzerini kapatır.
Ardından oradan ayrılır. Erdem toprağı kazmaya çalışır
ancak toprak hiç açılmaz. Erdem kafasının arkasını,
kurşun deliğinin hemen yanını kaşır.
23
90) İnci, Erdem’in evinin kapısını açar. Kader elinde bir
bavul, ağır adımlarla eve girer. Etrafa bakar.
Duygulanır. Koltukların birine oturur. İnci de karşısına
geçer. Olanlar üzerine kısaca konuşurlarken Erol kapıyı
açıp içeri girer. Kader’i görünce şaşırır. Üçü beraber
otururlar. İnci, günlüklerde okuduklarından bahseder.
İntihar eğilimiyle ilgili hiçbir şey görmediğini anlatır.
Nedenini çözemediğini, ancak daha okunacak bir sürü şey
olduğunu söyler. En sondaki günlüğü okumaya cesaret
edemediğini, hep beraber okumanın daha sağlıklı olacağını
anlatır. Erol, Kader ile biraz yalnız kalmak ister. İnci
de yanına bir günlük alıp evden çıkar. Erdem, Kader ile
Erol’u izlemeye başlar. Erol, telefona niye çıkmadığını
sorar. Ardından olanlar ve eskiyle ilgili bir konuşma
geçer. Kader, Cengiz’den ayrıldığını anlatır. Erol da
hayırlısı olduğunu söyler. Ne yapacağını sorar. Kader de
bilmediğinden, bir yol arayacağından bahseder.
24
95) İnci, odasının açık pencere kenarında sigara içer.
Sigaranın tamamı biter. Erdem, İnci’nin evine gelir.
Kenara oturur. İnci soyunmaya başlar. Erdem’in yüzünde
hınzır bir gülümseme olur. İnci bilekliklerini çıkarır.
Erdem bileklerdeki kesik izlerini görür. Kendini karanlık
bir sokakta görür; İnci’nin taciz edildiğine şahit olur.
Ardından kendini İnci’nin eski evinde bulur; İnci’nin
annesiyle babası otururken İnci banyoda bileklerini
keser. Bir süre ses çıkmayınca ailesi onu banyoda bulur.
İnci’yi bileklerini saklamak için bileklik takarken
görür. Sonra; İnci, jinekologtadır. Vajinismusla ilgili
tedavi görür. İnci ile buluştuğu günü görür. İnci onu
evden kovduktan sonra çok üzülür. Yeniden İnci’nin
evindedir; İnci odasında yoktur. Banyodan su sesi
gelmektedir. Banyoya gider. İnci’yi küvete uzanmış elinde
jiletle görür. Seslenir, etrafı yıkar ancak her şey yerli
yerinde durur. Küvetin başına oturup ağlamaya başlar.
İnci’nin odasından bir şeylerin devrilme sesi gelir. İnci
dikkat kesilir; kanat sesleri duyulur. İnci küvetten
yavaşça çıkar; çıplak, elinde jilet odasına gider. Uçan
bir güvercin görür. Güvercin, bir köşede durur. İnci, bir
süre güvercine bakar. Erdem kafasını kaşır.