Professional Documents
Culture Documents
Hafıza
Leonardo Patrignani
Özgün Adı: Memoria
HAFIZA
İtalyancadan Çeviren:
Çiğdem Casagrande
PEGASUS YAYINLARI
Valeria'ya
Uyanmak için ... zaman var.
İnsanoğlunu, yapabileceklerinin ve
olabileceklerinin sınırsızlığını fark etmek kadar
korkutabilecek başka şey yoktur.
S0ren Kierkegaard
Hükmedilebildiğinde,
zamanın da bir pazarı oluşacak.
Alberto Massari
ÖNSÖZ
9
HAFIZA
10
LEONARDO PATRIGNANI
11
1
13
HAFIZA
14
LEONARDO PATRIGNANI
15
HAFIZA
16
LEONARDO PATRIGNANI
17
HAFIZA
19
2
21
HAFIZA
22
LEONARDO PATRIGNANI
23
HAFIZA
24
LEONARDO PATRIGNANI
25
HAFIZA
"Haritayı genişletmeye."
26
3
27
HAFIZA
28
LEONARDO PATRIGNANI
29
HAFIZA
30
LEONARDO PATRIGNANI
31
HAFIZA
32
LEONARDO PATR IGNANI
33
4
35
HAFIZA
36
LEONARDO PATRIGNANI
37
HAFIZA
38
LEONARDO PATRIGNANI
39
HAFIZA
40
LEONARDO PATRIGNANI
41
5
43
HAFIZA
44
LEONARDO PATRIGNANI
45
HAFIZA
46
LEONARDO PATRIGNANI
47
HAFIZA
48
LEONARDO PATRIGNANI
49
6
51
HAFIZA
52
LEONARDO PATRIGNANI
53
HAFIZA
54
LEONARDO PATRIGNANI
55
HAFIZA
56
7
57
HAFIZA
58
LEONARDO PATRIGNANI
"Seiiorita . . . "
"Teşekkürler," dedi Jenny, yüzünde kibar bir gülüm
Ht.'meyle.
Hard Rock Cafe'nin içinde ciddi bir kargaşa vardı ve
onların grubu da bu kargaşaya fazlasıyla katkı yapmakta
hiç sakınca görmüyordu. Bütün masalar doluydu, garsonlar
Niparişlere yetişebilmek için deliler gibi koşturuyorlardı.
1 )ev ekranda Europe grubunun bir fast food restoranına
girip masaların arasında dolaşarak Rock the Night şarkısını
söylediği video klip gösteriliyordu.
Jenny dikkatsizce çevresine bakınıyordu. Sınıf arkadaş
ları tezgahın arkasındaki kızlar hakkında kaba saba şakalar
yapar ve Lily ilgi odağı olmaya devam ederken kendini
düşmanların arasına düşmüş bir uzaylı gibi hissediyordu.
Ancak Lily, Jenny'nin ilgi odağında değildi.
"Tuvalete gidiyorum," dedi kendine bir hamburger
ısmarladıktan sonra.
Olivia Stamford gür, kıvırcık saçlarını toplamak için
,ılnına bir spor bandanası yerleştirmeye çalışırken, "Seninle
geleyim mi?" diye sordu. Olivia'yla ilgili habrladığı son
görüntü, çekildiği birçok seyahatte, Jenny'nin çarpıblmış
bir gerçeklikle karşılaşhğı anlardan birine aitti. Hala ha-
1 (isinasyonlar gördüğünü zannederken, kötü giden bir
sözlüden sonra okulun tuvaletinde bayıldığında arkadaşı
ı ınun yardımına yetişmişti.
"Hayır, teşekkürler, kendim giderim," diye cevap
wrdikten sonra sandalyesini iterek uzaklaşb. Restoranın
59
HAFIZA
60
LEONARDO PATRIGNANI
61
HAFIZA
62
LEONARDO PATRIGNANI
63
HAFIZA
64
LEONARDO PATRIGNANI
65
8
67
HAFIZA
68
LEONARDO PATRIGNANI
69
HAFIZA
70
LEONARDO PATRIGNANI
71
HAFIZA
72
L EONARDO PATRIGNANI
73
HAFIZA
74
LEONARDO PATRIGNANI
75
HAFIZA
76
LEONARDO PATRIGNANI
77
HAFIZA
78
LEONARDO PATRIGNANI
79
9
81
HAFIZA
82
LEONARDO PATRIGNANI
83
HAFIZA
84
LEONARDO PATRIGNANI
STEFANO DRAG H I
TIP DOKTORU
OKUL B İ RİNC İ S İ
85
HAFIZA
86
LEONARDO PATRIGNANI
87
10
89
HAFIZA
90
LEONARDO PATRIGNANI
91
HAFIZA
92
LEONARDO PATRIGNANI
93
HAFIZA
94
LEONARDO PATRIGNANI
95
HAFIZA
96
LEONARDO PATRIGNANI
97
HAFIZA
98
11
99
HAFIZA
100
LEONARDO PATRIGNANI
101
HAFIZA
102
LEONARDO PATRIGNANI
1 03
HAFIZA
104
LEONARDO PATRIGNANI
105
HAFIZA
1 06
LEONARDO PATRIGNANI
107
12
109
HAFIZA
110
LEONARDO PATRIGNANI
111
HAFIZA
112
LEONARDO PATRIGNANI
Anlamı olan tek şey. Geri kalan hiçbir şeyin anlamı yok.
Hepsi boş."
"Jenny, ben ..."
"Çevrene bir bak, Alex. Hiçbir şey yok. Biz bir rüyanın
içindeyiz. Hareket ediyoruz, insanları habrlıyoruz, bazen
kendimizi alakasız insanların karşısında buluyoruz . . .
tıpkı rüyalarda olduğu gibi. Arbk acı çekmiyoruz. Gerçek
duygularımız yok. Biraz önce seni öptüm. İçinde bir şey
hissettin mi?"
Alex başını çevirip bakışlarını iki palmiyenin arasında
duran direğin üstündeki postere dikti. Eski şehrin kal
bindeki Barrio Gotico Caddesi'nde bir flamenko gecesine
davet ediyordu. Posterin ortasında kırmızı elbiseli, kollan
havada, parmaklarının arasında kastanyetler bulunan bir
kadın fotoğrafı vardı. Kadın başını yana eğmiş, dans eden
çıplak ayaklarına doğru bakıyordu. Kadının arkasında
barın masaları vardı. Alex posteri seyrederek oyalanırken,
hayır, hiçbir şey hissetmedim, diye düşünüyordu. Jenny onu
öptüğü anda ne bir duygu, ne bir heyecan ne de bir kıpırh
hissetmişti. Belki Memoria rüyadan çok daha kötüydü.
Derken onu gördü.
Arkada, ikinci sıradaydı, flamenko dansçısının arkasına
saklanmışb. Posterdeki barın masalarından birinde oturu
yordu. Gözlerini dikmiş bakıyordu.
Görünüşü hiç değişmemişti, onu çok iyi hatırlıyordu.
Onu hiç terk etmemişti. O küçükken odasında belirir ve
ona gelecekten söz ederdi. O da çizerdi. Elektroşoktan sonra
113
HAFIZA
114
13
115
HAF IZA
116
LEONARDO PATRIGNANI
117
HAFIZA
118
LEONARDO PATRIGNANI
119
HAFIZA
120
LEONARDO PATRIGNANI
121
14
123
HAFIZA
124
15
1 25
HAFIZA
126
LEONARDO PATRIGNANI
127
HAFIZA
128
LEONARDO PATRIGNANI
129
HAFIZA
130
16
131
HAFIZA
132
LEONARDO PATRIGNANI
133
HAFIZA
1 34
LEONARDO PATRIGNANI
135
HAFIZA
136
LEONARDO PATRIGNANI
137
HAFIZA
DEPO 3 F
138
17
139
HAFIZA
140
LEONARDO PATRIGNANI
141
HAFIZA
BEN RJ K546T8
ARAŞTI RMA BÖLÜMÜ
142
LEONARDO PATRIGNANI
143
HAFIZA
144
LEONARDO PATRIGNANI
145
HAFIZA
146
LEONARDO PATRIGNANI
147
HAFIZA
148
LEONARDO PATRIGNANI
149
HAFIZA
150
LEONARDO PATRIGNANI
151
HAFIZA
152
LEONARDO PATRIGNANI
153
18
155
HAFIZA
156
LEONARDO PATRIGNANI
157
HAFIZA
"Evet. Yani?"
158
LEONARDO PATRIGNANI
"Kaptan, ben sana 38. raf dedim, 18. değil." Alan'm sesi
sıranın öbür tarafından yankılanmıştı.
Ben odadaki tansiyonun yükselmesini önlemek amaayla
�aşırmış gibi yaparak hemen ona döndü:
"Hay aksi, Alan . . .. bu yüzden bulamıyordum demek ki."
Depocu çocuk ona şaşkınlık içinde baktı ancak kaşları
hala çatıktı. Bu iyiye işaret değildi. Şüpheleri artırmamak
en iyi çözümdü yoksa plan kötü başlayacaktı.
1 59
HAFIZA
160
19
161
HAFIZA
Dİ KKAT
BUGÜN SAAT 5:30'DA HORUS LİMANl'NDA
YÜZEYDE BAĞLANTI OLACAK
ALFAYA AİT ANALİZLER TESLİM EDİ LECEK
162
LEONARDO PATRIGNANI
163
HAFIZA
164
LEONARDO PATRIGNANI
165
HAFIZA
166
LEONARDO PATRIGNANI
167
HAFIZA
168
LEONARDO PATRIG NAN I
169
HAFIZA
1 70
LEONARDO PATRIGNANI
1 71
HAFIZA
172
LEONARDO PATRIGNANI
1 73
HAFIZA
174
20
175
HAFIZA
176
LEON ARDO PAT R I G N A N I
177
HAFIZA
178
LEONARDO PATRIGNANI
179
HAFIZA
Ondan birkaç yaş daha genç olan meslektaşı Jonas, Ben eki
binin gayretle çalıştığı salona girdiğinde, "Zamanı gelmişti,
eksikliğini hissediyorduk," diyerek karşıladı onu. Koyu
tenli, küçük gözleri birbirine yakın, iriyarı bir adamdı. O da
Ben gibi kıdemli bir elemandı ancak aralan hiçbir zaman
iyi olmamıştı. Protokole en uygun şekilde hareket ettiğini
iddia ederdi, istemeden hata yapan birisini iğneleme fırsatını
hiç kaçırmazdı. Her zaman işe bağlılığıyla övünürdü. Etten
kemikten yapılmış bir patron olsaydı sabahtan akşama
kadar ona tapardı. Onun için yeteneksiz bir araştırmacı
diyemezdiniz, bu doğru olmazdı. Deneyimliydi, birleşme
öncesine ait birçok dili konuşabiliyordu. Aynca dünyaya
çarpan göktaşının yok ettiği uluslara ait birçok dilin çevi
risini yapabiliyordu. Bunlar onu değerli yapan özelliklerdi,
buna hiç şüphe yoktu.
Ben başını eğerek isteksizce selam verdi:
"Ateşin düştü mü?"
Sara kaçışında yardımcı olacak meslektaşsa, Jonas da
en fazla dikkat etmesi gereken kişiydi. Geçmişte yemeğe
gelmeyen ya da sabah işe yarım saat geç kalan meslektaşlarını
üstlerine rapor etmekte sakınca görmemişti. Bu arada Ben,
rapor etmenin alçakça bir hareket olduğunu düşünüyordu.
Kime şikayet edildiği bilinmiyordu, çalışkan olduklarını
göstermek için yapılıyordu. Bir görevi boykot etme, hırsızlık
180
LEONARDO PATRIGNANI
181
HAFIZA
182
LEONARDO PATR IGNANI
1 83
HAFIZA
184
LEONARDO PATRIGNANI
185
HAFIZA
186
LEONARDO PATRIGNANI
187
HAFIZA
188
LEONARDO PATRIGNANI
189
21
191
HAFIZA
192
LEONARDO PATRIGNANI
193
HAFIZA
194
LEONARDO PATRIG NANI
195
HAFIZA
196
LEONARDO PATRIGNANI
"Kesinlikle . . . "
İkilinin tepsileri dolmak üzereydi, biraz sonra masaya
>,;t•çmeleri gerekiyordu. Geniş odanın solunda tabaklan
koymak için hazırlanmış bir tezgah bulunurken alhşarlı
�ruplardan, otuz kişi için oturulacak yer vardı. Odanın
sonundaki dev ekranda yirmi dört saat boyunca politika ve
sosyal konularda yayın yapıyorlardı. Güven verici ve iyimser
haberlerin yayını vatandaşlan kontrol altında tutabilmek
için en etkileyici araçlardan biriydi. Sloganda dendiği gibi,
"herkesin katkısıyla" her şey çalışır durumdaydı ve insanlar
kendilerini güvende hissediyordu.
"Planın nedir?" diye sordu Sara ikinci tabağın seçiminde
oyalanırken. Seçenekler arasında dil balığı fileto, levrek,
çipura, karışık tava ve ızgara sosis, dana, tavuk, hindi eti
menüsü vardı.
"Lidia'nın dikkatini nasıl dağıtacağımı biliyorum. Yani,
endişelenmiyorum. Onun nöbeti bitmeden, saat beş gibi
harekete geçeceğim. Limana saat beş buçuk gibi yanaşılması
planlandı. Bizim ekip normal olarak saat alhda uyanıyor.
Saat beşi çeyrek geçe kızla birlikte aşağıda olmayı başarma
lıyım. Onu arabada saklayıp kamyonların peşine takılırım.
Prosedürler yaklaşık yarım saat sürüyor, dolayısıyla saat
alh gibi şehre giden tünelde olurum."
"Alarmın bizi uyandıracağı saatte. . . "
"Aynen öyle." Ben, Frey marka su şişesini tepsiye, ka
lamar ve karides tabağının yanına bırakhktan sonra birkaç
adım atarak meyvelerin durduğu tezgahın önüne gitti. "Siz
197
HAFIZA
şikayetçi olarnayız. 11
198
LEONARDO PATRIGNANI
199
HAFIZA
200
LEONARDO PATRIGNANI
201
22
203
HAFIZA
204
LEONARDO PATRIGNANI
205
HAFIZA
206
LEONARDO PATRIGNANI
207
HAFIZA
208
23
209
HAFIZA
210
LEONARDO PATRIGNANI
SMT 2.37
Açılıp yatak olan koltuğunda uzanan Ben gözleri fal taşı gibi
açık, belki bininci kez kaçış planının ayrıntılarını gözden
geçiriyordu. Yatağa yathğından beri yapb.ğı tek şey buydu.
Gözünü bir saniye bile kırpamayacağından emindi.
211
HAFIZA
212
LEONARDO PATRIGNANI
SMT 3.55
Ben başını birkaç kez sağa sola çevirdikten sonra ani bir
hareketle yerinden fırlayarak gözlerini açtı.
Kalkma vakti gelmişti. Çalar saatini saat dörde kur
muştu ve çalmasına sadece birkaç dakika kalmıştı. Alarmı
çalmadan iptal ederek sırıttı. Yaşadığı zamanın bir başka
dahiyane çözümüydü bu. Herhangi bir ekranı kendi profi
line bağlayabiliyordun. Bu birkaç garip fonksiyona imkan
tanıyordu. Örneğin, çalar saati ayarlamak istersen ekran
üzerinden istenilen uyandırma saatini kurabiliyor, bu ayan
ınikroçipe transfer edebiliyor ve baş parmağının titremesi
veya zonklaması gibi deri altı bir dizi uyarılma sayesinde
uyanman mümkün olabiliyordu.
O odada yapılacak az şey olmasına rağmen, hazırlana
bilmesi için bir saati vardı.
213
HAFIZA
SMT 5.00
Sırbnda sırt çantası ve başında Frey su markasının siyah
şapkası olan Ben arkasından kapanan otomatik kapının
vızıllısını son defa işitti.
Mnemonica'nın koridorlarına ölüm sessizliği hakimdi.
Lidia gibi başka sektörlerde gece nöbeti tutan bir kişi uzaktan
onu gördü ve eliyle selam verdi.
Onu Jenny'nin dinlendiği odaya götüren denizallı tüne
line vardığında son bir kez camların arkasındaki manzaraya
baklı. Sonsuzluğun gardiyanı ve bir ömrün arkadaşı olan
214
LEONARDO PATRIGNANI
215
HAFIZA
216
24
217
HAFIZA
218
LEONARDO PATRIGNANI
219
HAFIZA
220
LEONARDO PATRIGNANI
221
HAFIZA
222
LEONARDO PATRIGNANI
223
HAFIZA
224
LEONARDO PATRIGNANI
225
25
227
HAFIZA
228
LEONARDO PATRIGNANI
229
HAFIZA
230
LEONARDO PATRIGNANI
231
HAFIZA
232
LEONARDO PATRIGNANI
233
HAFIZA
234
LEONARDO PATRIGNANI
235
26
237
HAFIZA
238
LEONARDO PATRIGNANI
239
HAFIZA
1
Atina . . . bu ismi hahrlıyorum . . . hahrlıyorum! Atin,11
1
bildiği halde.
"Evet," dedi Ben; aklı başka yerde, evinin salonundaydı.
Gözlerini yola dikmişti.
240
LEONARDO PATR I G NA N I
"Adlan nedir?"
"Karım Loren. Kızlarım Melissa ile Lara."
Jenny bir an için gözlerini kapadı. Ben'in duygulan,
soğuk bir kış gününde sarıp sarmalayan battaniye misali
içini sıcaklıkla doldurmuştu. Buna ihtiyaa olduğunu his
sediyordu.
"Çok güzeller."
"Sen herhangi bir şey ... " diye başladı Ben çekinerek,
"Sen herhangi bir şey habrlıyor musun, ailenle ilgili?"
"Annemi rüyamda gördüm. Rüyamda onun annem
olduğunu anladım. Sonra sanki babamı da habrladım, ha
vuzun kenarında duruyordu . . . bir yüzme yarışı sırasında
bana tezahürat yapıyordu. Fazla bir şey habrlamıyorum.
Ama geçekten annem ve babamlarsa bile kesinlikle öldüler.
Herkes öldü."
"Eğer onları hahrlamayı başarabiliyorsan, hala yaşıyorlar
demektir. Her zaman seninle birlikte olacaklar. Belki henüz
erken ve onları tam olarak nerede ve 'ne zaman' konum
landıracağını bilmiyorsun. Kolay olmamalı ancak zihninde
zaman kavramı yok. Ailen sonsuza kadar yaşayabilir."
Jenny bir süre sustu.
Ben yüzünde huzurlu bir ifadeyle arabayı sürmeye
devam etti. Neredeyse inanamıyordu: Her şey plana uygun
olarak ilerlemişti, yaşadığı şematik ve baskıa dünyanın zayıf
noktasını kullanmışb. Şimdi sıra, babasının onları Limen'e
getirtmek için hazırladığı risksiz plana uygun olarak hare-
241
HAFIZA
242
LEONARDO PATRIGNANI
243
27
245
HAFIZA
246
LEONARDO PATRIGNANI
247
HAFIZA
248
LEONARDO PATR IGNAN I
249
HAFIZA
250
LEONARDO PATRIGNANI
251
H A F I ZA
252
LEONARDO PATRIGNANI
253
28
255
HAFIZA
oradan uzaklaştı.
"Çılgı nca," dedi Ben.
Hemen sonra ikisi yola koyuldular. Adam yaptığı keşfin
inamlmazlığını düşünürken bir süre sessiz kaldı. İki Bin
Uygarlığı'nda yaşayan insanların bu seviyede duyu dışı
yeteneklerinin olabileceğini hiç düşünmemişti. Denizdl•
2 56
LEONARDO PATRIGNANI
257
HAFIZA
258
LEONARDO PATRIGNANI
259
HAFIZA
260
L EONARDO PATRIG NAN I
261
HAFIZA
262
LEONARDO PATRIGNANI
263
HAFIZA
264
29
265
HAFIZA
On beş dakika sonra Ben sekiz, belki de dokuz yıllık gri bir
Galera'nın içindeydi. Uzun zamandır ortalarda olmayan,
modası geçmiş bir modeldi ve arhk yalnızca kamyonet ile
266
LEONARDO PATRIGNANI
267
HAFIZA
268
LEONARDO PATRIGNANI
"Aynen öyle."
Rahatlayarak derin bir nefes alan Ben kontrol noktasından
geçip yola devam etti. Mark'ın yardımı paha biçilemezdi.
İşler kötüye gittiği takdirde Melissa ve Lara'yla ilgilenecek
birisinin olacağından emindi.
Birkaç kilometre ileride, aklı Loren'la geçirdiği habralarla
doluyken, ilk çocuklarının dünyaya geleceği anı habrlayınca
kalbi duracak gibi oldu.
"Kahretsin, yola barikat kurmuşlar ..." dedi. Boynu
kasılmışb ve elleriyle direksiyonu sıkı sıkı kavramışb.
Jenny öne eğilip yüzünü Ben'in omzuna yaklaştırdı.
"Normal mi bu?"
"Bu kadar çabuk, hayır, kesinlikle değil. Normalde
çok az olur.Ancak yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunda
bunları koyarlar, kahretsin."
"Bizi arıyorlar ..."
"Jenny," dedi Ben yavaşlarken. Yaklaşık on memur, la
civert üç arabanın yanında duruyordu. Arabaların yanında
polis üniformalarında da bulunan iki adet beyaz çizgi vardı.
Adamlardan ikisinin ellerinde ışıklı dur işaretleri bulunu
yordu. "Zihninle yapabildiğin şey nedir, bilmiyorum.Ancak
mahvolduk. Ne yapabiliyorsan .. . hemen yap."
Jenny bir an için gözlerini kapadı.
Zihnin anahtardır . . .
269
HAFIZA
270
LEONARDO PATRIGNANI
271
HAFIZA
272
30
273
HAFIZA
274
LEONARDO PATRIGNANI
275
HAFIZA
276
LEONARDO PATRIGNANI
277
31
279
HAFIZA
280
L EONARDO PATRIGNANI
281
HAFIZA
282
LEONARDO PATRIGNANI
283
HAFIZA
284
32
285
HAFIZA
286
LEONARDO PATRIGNANI
287
HAFIZA
288
LEONARDO PATRIGNANI
289
HAFIZA
290
LEONARDO PATRIGNANI
291
33
293
HAFIZA
294
LEONARDO PATRIGNANI
295
HAFIZA
296
LEONARDO PATRIGNANI
297
HAFIZA
298
LEONARDO PATRIGNANI
299
HAFIZA
300
LEONARDO PATRIGNANI
301
34
303
HAFIZA
304
LEONARDO PATRIGNANI
305
HAFIZA
306
LEONARDO PATRIGNANI
307
HAFIZA
yıllık zamanım oldu. Siz çok kısa bir süre önce uyandınız,
yavaş yavaş toparlanacaksınız."
"Elli yıl . . . elli gerçek yıl," dedi şaşkınlık içindeki Alex.
"Aynen. Memoria'yla ilgili ne hatırlıyorsunuz?"
"Ben yalnızca aynı hatıraları tekrar tekrar yaşadığımızı
biliyorum," dedi Jenny. Hemen zihninde Altona Beach
İskelesi'nin görüntüsü belirdi.
"Hatıraları değiştirmeyi bile denedik . . . " diye ekledi
Alex. "Ama hiçbir işe yaramadı."
"Doğru, bize ait hatıraları tekrar yaşayabiliyorduk
ya da başkalarına ait olanları. Ama olayların gelişimini
değiştirmeye çalıştığımız zaman . . . geri tepiyordu. Geçmiş
bunu reddediyordu çünkü olaylar gerçek hayatta böyle
gelişmiyordu. Bunu anladığım zaman üstlerinde çalışa
bilmek için hatıraların kendi düzenlerinde işlemesine izin
verdim. Böylece kıyametten önce alternatif hayatlanmda
neler olduğunu daha derinlemesine araştırma ve anlama
şansım oldu," dedi Marco.
Jenny, Mary Thompson'ın onun çay fincanına zehir
koyduğu hatırayı kaç kere tersine çevirdiğini düşündü.
"Peki, ne buldun?" diye sordu Alex lafı dolandırmadan.
"Hayatlarımızı garantiye aldığım boyutu buldum. Ne
zaman bulduğumu bilmiyorum. Sonuçta yaklaşık beş yüz
yıl boyunca Memoria' da kaldık. Ama buldum. Hatırladım.
Babamı tanıyorsunuz, hatırladığımda onunla birlikteydim.
Annelerimizin deri altına enzim enjekte ettiği bir deneyi
içeren bilimsel bir araştırma yapmıştı. Adını Yerleştirilebilir
308
LEONARDO PATRIGNANI
309
HAFIZA
310
LEONARDO PATRIGNANI
311
HAFIZA
312
LEONARDO PATRIGNANI
313
HAFIZA
314
35
315
HAFIZA
316
LEONARDO PAT R I G N A N I
317
HAFIZA
318
LEONARDO PAT R I G N A N I
319
HAFIZA
320
LEONARDO PATRIGNANI
321
36
323
HAFIZA
324
LEONARDO PATRIGNANI
325
HAFIZA
326
LEONARDO PATRIGNANI
327
HAFIZA
328
LEONARDO PATRIGNANI
329
HAFIZA
330
LEONARDO PATRIGNANI
331
HAFIZA
332
LEONARDO PATRIGNANI
333
HAFIZA
334
LEONARDO PATRIGNANI
335
HAFIZA
336
LEONARDO PATRIGNANI
337
SON SÖZ
339
HAFIZA
340
LEONARDO PATRIGNANI
341
HAFIZA
342
LEONARDO PATRIGNANI
Uyanışı.
Bilmediğin bir uygarlıkta arkadaşlarına kavuşmayı
beklerken geçen uzun ömrü.
Toplumun bozulmasını. Sürgünü.
Sonunda gençlerle birlikte kaçışı, pusuyu, yağan mer
mileri ve asfaltın sert sıcaklığını. O dünyaya ait hatırlamayı
başarabildiğin son görüntü seni buz gibi ve kasvetli bir ge
çitte bırakınca yüzüne kapanan kapılan. İçten içe Anna'nın
doğru söylediğini biliyorsun: Takası kabul ettin.
Hükmedilebildiğinde, zamanın da bir pazarı oluşacak.
343
HAFIZA
344
LEONARDO PATRIGNANI
345
Teşekkürler
347
HAFIZA
348
LEONARDO PATRIGNANI
349
YA BU HAYAT ÇOK SAYIDA İHTİMALDEN
SADECE BİRİYSE?
. ;"".:f
·'�
,,..�-•