Professional Documents
Culture Documents
Genel Di̇lbi̇li̇m 2 PDF
Genel Di̇lbi̇li̇m 2 PDF
GENEL D‹LB‹L‹M-II
Yazarlar
Prof.Dr. A. Sumru ÖZSOY (Ünite 1, 2)
Yrd.Doç.Dr. Zeynep ERK EMEKS‹Z (Ünite 3, 4)
Doç.Dr. Ümit Deniz TURAN (Ünite 5, 6)
Prof.Dr. Leyla UZUN (Ünite 7, 8)
Editörler
Prof.Dr. A. Sumru ÖZSOY
Yrd.Doç.Dr. Zeynep ERK EMEKS‹Z
ANADOLU ÜN‹VERS‹TES‹
Bu kitab›n bas›m, yay›m ve sat›fl haklar› Anadolu Üniversitesine aittir.
“Uzaktan Ö¤retim” tekni¤ine uygun olarak haz›rlanan bu kitab›n bütün haklar› sakl›d›r.
‹lgili kurulufltan izin almadan kitab›n tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kay›t
veya baflka flekillerde ço¤alt›lamaz, bas›lamaz ve da¤›t›lamaz.
Genel Koordinatör
Prof.Dr. Levend K›l›ç
Ö¤retim Tasar›mc›s›
Doç.Dr. Cemil Ulukan
Grafikerler
Ayflegül Dibek
Hilal Küçükda¤aflan
Gülflah Y›lmaz
Ufuk Önce
Kapak Düzeni
Prof. Tevfik Fikret Uçar
Ö¤r.Gör. Cemalettin Y›ld›z
Dizgi
Aç›kö¤retim Fakültesi Dizgi Ekibi
Genel Dilbilim-II
ISBN
978-975-06-1099-8
2. Bask›
‹çindekiler
Önsöz ............................................................................................................ vii
Sesbilgisi.................................................................................... 2 1. ÜN‹TE
D‹LLER‹N SESLER‹: SESB‹LG‹S‹ .................................................................. 3
Ses ve Yaz› .................................................................................................... 3
Söyleyifl Sesbilgisi.......................................................................................... 4
Hava Ak›m› Düzenekleri............................................................................... 5
SES OLUfiUMU .............................................................................................. 6
Ünsüzler ......................................................................................................... 7
Ünlüler ........................................................................................................... 11
Ünlülerin Oluflturulmas›.......................................................................... 11
Çift Ünlüler .............................................................................................. 12
DO⁄AL SES SINIFLARI ................................................................................. 12
Sürekliler/Süreksizler..................................................................................... 13
Engelliler/Titreflimliler ................................................................................... 13
Ünsüzler ......................................................................................................... 13
Seslemsel Sesler ........................................................................................... 13
BÜRÜN ......................................................................................................... 14
Vurgu ............................................................................................................. 14
Ezgi................................................................................................................. 14
Özet................................................................................................................ 15
Kendimizi S›nayal›m...................................................................................... 16
Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› ............................................................ 17
S›ra Sizde Yan›t Anahtar› .............................................................................. 17
Yararlan›lan ve Baflvurulabilecek Kaynaklar ............................................... 17
Ünsüz Düflmeleri..................................................................................... 40
Ünsüz Düflürülmesi ................................................................................. 42
Özellik De¤iflmesi ......................................................................................... 43
Soluklanma .............................................................................................. 43
Ünlü Yükselmesi ..................................................................................... 43
Genizsilleflme........................................................................................... 44
Ünlü Eklenmesi ............................................................................................. 44
Sözcük Bafl› Kümeleri ............................................................................. 44
Seslerin Yer De¤iflimi.................................................................................... 45
Dil Sürçmeleri.......................................................................................... 45
Özet................................................................................................................ 46
Kendimizi S›nayal›m...................................................................................... 47
Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› ............................................................ 48
S›ra Size Yan›t Anahtar› ................................................................................ 48
Yararlan›lan ve Baflvurulabilecek Kaynaklar ............................................... 49
Özet................................................................................................................ 84
Kendimizi S›nayal›m...................................................................................... 85
Okuma Parças› .............................................................................................. 86
Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› ............................................................ 87
S›ra Sizde Yan›t Anahtar› .............................................................................. 87
Yararlan›lan ve Baflvurulabilecek Kaynaklar ............................................... 88
Önsöz
Bir bilim dal› olarak 19. yüzy›l›n ortalar›nda geliflmeye bafllam›fl olan dilbilim,
son yüzy›l içinde büyük geliflmeler göstererek diller uzerinde çok genifl kapsaml›
araflt›rmalara yol açm›fl olan, dillerin yap›s›n› incelemeyi amaçlayan bir bilim da-
l›d›r. Bilim dal› olarak di¤er bilim dallar› gibi, dilbilimin de kendi inceleme yön-
temleri vard›r. Bu yöntemlerle yürütülmüfl olan dilbilim araflt›rmalar›n›n bir k›sm›
dünyada konuflulan ve say›lar› 5,000-7,000 aras›nda oldu¤u tahmin edilen dillerin
kendilerine özgü özelliklerinin niteli¤ini betimlemeyi amaçlarken, son 50 y›l için-
deki çal›flmalar birbirlerinden çok farkl› gibi duran bu dillerin asl›nda bir çok ya-
p›sal özellikleri bak›m›ndan birbirlerine büyük benzerlikler sergiledi¤ini ve diller
aras›nda gözlemlenen ayr›mlar›n yaln›zca yüzeysel düzeyde oldu¤unu ortaya ç›-
karm›flt›r. Bu aç›dan özellikle 1950'lerden sonra dilbilim alan›nda yürütülen çal›fl-
malar dil evrenselleri üzerine odaklanm›fl, bu evrensellerin niteli¤ini, ozelliklerini,
birbirleriyle iliflkilerini, insan dili denilen olgunun yap›s›n› belirleyen evrensel ku-
ral ve ilkelerin ne oldu¤unu irdelemeyi amaçlam›flt›r.
Dilbilimin ülkemizde ö¤retilmesi 1930'lara dayanmaktad›r. Tarihi bu kadar er-
ken y›llara dayanmas›na karfl›n, dilbilim ne yaz›k ki hala üniversitelerimizde ge-
nellikle yabanc› dil e¤itimi bölümlerinde verilen zorunlu dilbilgisi dersleri olmak-
tan çok ileri gitmemifltir. Ülkemizde halen yaln›zca 4 üniversitede ba¤›ms›z bir
dilbilim program› bulunmaktad›r. Di¤er üniversltelerde ise dilbilim dersleri yaban-
c› dil e¤itimi ya da Bat› Dilleri ve Edebiyatlar› bölümlerinde verilen ve nedense
yaln›zca yabanc› dillerle ilgilendirilen bir alan olarak alg›lanmakta ve uygulan-
maktad›r. Ancak Türkçe’nin bütün özelliklerinin günümüzdeki dilbilim kuram ve
yöntemleri çerçevesinde incelenmesi, Türkçe’nin daha genifl bir biçimde betim-
lenmesine katk›da bulunaca¤› kesindir. Bunun için de Türk Dili ve Edebiyat› Bö-
lümleri’nde dilbilim derslerinin olmas› büyük önem kazanmaktad›r.
Bu kitapta, dilin yap›s›n› oluflturan bileflenlerin niteli¤ini ayr› ayr› ele al›p ince-
leme f›rsat› bulacaks›n›z. Her bilefleni oluflturan birimlerin ne oldu¤unu ö¤rene-
cek, dillerde her bileflenin birimlerinin birleflim kurallar›n›n nas›l uyguland›¤›n› in-
celeyecek, yap›lar›n niteli¤ini belirleyen ilkeleri irdeleyerek dilbilimin dile yaklafl›-
m›n›, dili inceleme yöntemlerini ö¤reneceksiniz. Ve bütün bunlar› yaparken, hem
dünyada konuflulan bir çok dilden örnekler görecek, onlar›n yap›lar›n› inceleme
f›rsat› bulacaks›n›z hem de yüzeyde bu kadar farkl› gibi duran dillerin asl›nda ya-
p›sal bak›mdan birbirlerine ne kadar benzer özellikler sergiledi¤ini göreceksiniz.
Dil denilen bu genifl ve derin okyanusu tan›mak üzere zevkli bir yolculu¤a
bafllarken dilbilime gönül vermifl dilbilimciler kervan›na sizlerin de kat›lman›z
dileklerimizle…
Editörler
Prof.Dr. A. Sumru Özsoy
Yrd.Doç.Dr. Zeynep Erk Emeksiz
1
GENEL D‹LB‹L‹M-II
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
N
Ses ve yaz› aras›ndaki farkl›l›klar› aç›klayabilecek,
N
Ünsüz sesleri oluflma yeri ve biçimi aç›s›ndan betimleyebilecek,
N
Ünlü seslerin nas›l olufltu¤unu aç›klayabilecek,
N
Do¤al ses s›n›flar›n› tan›mlayabilecek,
Bürün ve bürünsel özellikleri betimleyebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
‹çindekiler
• D‹LLER‹N SESLER‹: SESB‹LG‹S‹
• SES OLUfiUMU
Genel Dilbilim-II Sesbilgisi
• DO⁄AL SES SINIFLARI
• BÜRÜN
Sesbilgisi
Ses ve Yaz›
‹nsanlar kendilerini ifade ederlerken dil kullan›rlar. Dili kullanman›n iki yolu var-
d›r: konuflma ve yazma. ‹nsan dili temelde konuflmaya dayal›d›r. Çocuklar› düflü-
nün: Çocuklar ancak okula gittikleri zaman ya da yafllar› okul ça¤›na yaklaflt›¤› za-
man okuma-yazma ö¤renirler. Ancak dünyada hangi dil ortam›na do¤arlarsa do¤-
sunlar, çocuklar duyma duyular›nda bir sorun yoksa ya da çok ileri düzeyde zeka
geliflimi sorunlar› yoksa, bir yafl›ndan itibaren konuflmaya bafllarlar. Baflka bir de-
yiflle, çocuklar yazmay› ö¤renmeden çok önce anadillerini konuflabilmektedirler.
Bu da bize göstermektedir ki dil asl›nda konuflmaya dayal›d›r. Ve konuflma tabii
sese dayal›d›r. Ayr›ca unutmayal›m ki, dünyan›n bir çok yerinde hala dilleri yaz›ya
dökülmemifl toplumlar bulunmaktad›r. Yaz›lar› olmamas›na karfl›n, bu toplumlar›n
bireyleri birbirleri ile konuflarak iletiflim kurmakta, günlük gereksinimlerini konufl-
ma ile gidermektedirler. Böylece yaz›n›n, dil için önemli ama ikincil bir boyutu ol-
du¤u ortaya ç›kmaktad›r. Yaz› toplumlarda, birbirlerine sesin eriflemeyece¤i uzak-
l›kta olan kifliler aras›nda haberleflmeyi, bilgi aktar›m›n› sa¤lamaya yarayan bir
araçt›r. Yaz› ayn› zamanda sesten daha kal›c› oldu¤u için, bilginin bir kuflaktan da-
ha sonraki kuflaklara aktar›lmas›n› sa¤layarak insanl›¤›n bilgi birikimi yapabilmesi-
ne yol açar. Böylece yaz›n›n temel ifllevi, bilginin kal›c›l›¤›n›, süreklili¤ini sa¤lamak
olarak nitelenebilir.
‹flitme engeli olmayan bireyler için dilin konuflmaya dayal› oldu¤unu göz önün-
de bulundurursak, konuflulan dil için seslerin önemi ve sesler ile harfler aras›n-
daki fark ortaya ç›kacakt›r. Harfler, konuflmak için oluflturulan seslerin yaz›ya dö-
külebilmesi için kullan›lan sembollerdir. Her dilin kendi seslerini yazabilmek için
kulland›¤› bir yaz› biçimi vard›r; çivi yaz›s›, hiyeroglif ve alfabe de¤iflik yaz› türle-
ridir. Alfabe her sesi ayr› bir sembol ile temsil eden yaz› türüdür. Örne¤in, anadili
Türkçe olan kifliler ben sözcü¤ünün b, e, n seslerinden olufltu¤unu bilirler ve bu
sesler Türkçe alfabede b, e, n harfleriyle yaz›l›r. Ingilizce’de ise this, the, these gi-
bi sözcüklerin bafl›nda bulunan th harfleri tek bir sesi simgelemektedir. Diller ara-
s›nda ses farkl›l›klar› oldu¤u gibi, alfabelerinde de farklar vard›r çünkü her dil ken-
di ses dizgesinde olan sesleri temsil etmek için gerekli olan harfleri kullan›r. Dilbi-
lim bütün dillerdeki sesleri kaydetmek ve yazabilme¤i amaçlamaktad›r. Bunun için
diller taraf›ndan kullan›lan alfabeler, dilbilim için yeterli de¤ildir. Dillerin alfabele-
4 Genel Dilbilim-II
rinde bir harfin temsil etti¤i sesin niteli¤i dilden dile farketmektedir. Türkçede e
harfi ile temsil edilen ses ile ‹ngilizcede ayn› harf ile temsil edilen ses farkl›d›r; örn.
Türkçede ses, sen, ev ama ‹ngilizce men, women, beet. Ayr›ca baz› dillerde bir ses
o dilin alfabesi içinde bile de¤iflik harflerle gösterilmektedir; örn. Ingilizcede meet
Yaz› sistemlerinde görülen ‘buluflmak’ ile meat ‘et’ sözcüklerindeki ünlü ayn›d›r ama yaz›l›fl biçimleri görüldü-
bu tutars›zl›klar› gidermek,
bütün dillerde ç›kar›lan ¤ü gibi farkl›d›r. Ayn› flekilde, ‹ngilizcede this, the, these gibi sözcüklerin ilk sesle-
sesleri yazabilmek ve ‘bir ri th olarak 2 harf ile yaz›lmaktad›r. Yaz› sistemlerinde görülen bu tutars›zl›klar› gi-
ses bir sembol’ ilkesini
gerçeklefltirmek için dermek, bütün dillerde ç›kar›lan sesleri yazabilmek ve ‘bir ses bir sembol’ ilkesini
dilbilimde Uluslararas› gerçeklefltirmek için dilbilimde Uluslararas› Sesbilgisi Alfabesi (International
Sesbilgisi Alfabesi
(International Phonetic
Phonetic Alphabet) denilen özel bir alfabe gelifltirmifltir. Uluslararas› Sesbilgisi Al-
Alphabet) denilen özel bir fabesi her bir sesi ayr› bir sembolle göstermekte ve bu sembollerin her biri yaln›z-
alfabe gelifltirmifltir. ca bir sesi temsil etmektedir. Örne¤in, ‹ngilizcede this, the, these sözcüklerinin ilk
Uluslararas› Sesbilgisi
Alfabesi’nde her bir sesi ayr› sesi Uluslararas› Sesbilgisi Alfabesi’nde [D] sembolü ile gösterilir.
bir sembolle göstermekte ve Dilbilimde seslerin oluflumunu inceleyen alana sesbilgisi denir. Seslerin de¤i-
bu sembollerin her biri
yaln›zca bir sesi temsil flik özelliklerini inceleyen bir alan olan sesbilgisinin 3 alt alan› vard›r. Akustik ses-
etmektedir. bilgisi, ses dalgalar›n›n frekans› ve h›z› gibi fiziksel özeliklerini inceler. Dinleyifl
sesbilgisinin ilgi alan› sesin kulak zar›ndan beyne aktar›lmas› ve beyin taraf›ndan
duyma merkezine aktar›lan iletinin alg›lanmas› ve içeri¤inin anlafl›lmas›n› sa¤layan
sinirsel süreçtir. Beyin ile kulak aras›ndaki sinir a¤›nda oluflan bir uyumsuzluk ya
da beynin duyma merkezinde olan bir hasar bu süreci olumsuz olarak etkilemek-
tedir. Sesin beyne aktar›lmas›nda görülen sorunun niteli¤ine ba¤l› olarak, bireyler-
de iflitme engellilik gibi fiziksel bir engel ortaya ç›kabilir ya da iletinin do¤ru anla-
fl›lmamas› gibi beynin gelen iletiyi çözümleme ifllemini yerine getiren biliflsel sü-
reçte bir sorun yaflan›yor olabilir. Dinleyifl sesbilgisi sorunun niteli¤ini saptama-
y› amaçlamaktad›r. Söyleyifl sesbilgisi’nin inceleme alan› ise konuflucunun konu-
flurken kulland›¤› seslerin oluflturulmas›n› sa¤layan fiziksel hareketlerin niteli¤idir.
Konuflurken kulland›¤›m›z sesler bir hava ak›m›n›n solunum sistemimiz içinde yer
de¤ifltirmesi sonucu oluflmaktad›r. Hava ak›m› solunum sistemi içinde yer de¤iflti-
rirken, konuflucular dil, dudak ve difller gibi a¤›z içinde bulunan organlar›n de¤i-
flik fiziksel hareketleri ile ses olufltururlar. fiimdi konuflmada kullan›ld›¤›m›z sesle-
ri nas›l oluflturdu¤umuza bir göz atal›m.
Söyleyifl Sesbilgisi
Konuflurken ç›kard›¤›m›z sesler bir hava ak›m›n›n solunum sistemimiz içinde yer
de¤ifltirmesi sonucu oluflmaktad›r. Konuflmada kullan›lan sesleri oluflturma süre-
cinde kullan›lan organlar flunlard›r:
1. akci¤erler
2. hava borusu
3. g›rtlak
4. a¤›z bofllu¤u
5. burun bofllu¤u
Konuflurken ç›kard›¤›m›z sesler, bafllat›c› denilen bir organ›n hava ak›m›n›
bafllatmas› ile oluflturulur. Bunu bir emme-basma pompas›n›n havay› d›flar› itme
hareketi olarak düflünebiliriz ve seslerin oluflmas›n› sa¤layan düzene¤i bafllat›c› ta-
raf›ndan d›flar›ya itilmesini havan›n insan vucüdu içindeki yolculu¤a benzetebiliriz.
Dillerde hava ak›m›n› bafllat›c› ifllevini gören organlar, akci¤erler, g›rtlak ve da-
makt›r. Tüm dillerde akci¤erlerin bafllat›c› ifllevini üstlendi¤i sesler bulunmaktad›r.
Baz› dillerde ise akci¤erlerin bafllat›c› ifllevini üstlendi¤i sesler yan›s›ra g›rtlak ve
damak taraf›ndan bafllat›lan hava ak›m› ile oluflturulan sesler de bulunmaktad›r.
1. Ünite - Sesbilgisi 5
Afla¤›daki resim hava ak›m›n›n ses ayg›t› içindeki hareketini sa¤layan organlar› ve
hava ak›m›n›n ç›k›fl yollar›n› göstermektedir:
Resim 1.1
Ses Ayg›t›
Burun bofllu¤u
A¤›z bofllu¤u
G›rtlak
Soluk borusu
Bafllat›c› olan akci¤erler taraf›ndan itilen hava ak›m› soluk borusu yoluyla yuka-
r› do¤ru hareket eder ve soluk borusunun üst taraf›nda bulunan g›rtlaktan geçerek
a¤›z ya da burun boflluklar›ndan d›flar› ç›kar. G›rtlakta ses telleri bulunmaktad›r.
Ses telleri iki ayr› konumda olabilir. Ses telleri aralar›nda herhangi bir boflluk olma-
yacak derecede birbirlerine yak›n duruyorlarsa, hava ak›m› g›rtlaktan geçerken, ses
tellerinin aras›nda geçmek için onlar› iter ve titremelerine yol açar. Ses tellerinin tit-
remesi sonucu oluflan seslere ötümlü sesler denir. Bunu z sesinin oluflturulmas›n-
da görebiliriz. ‹flaret ya da orta parma¤›n›z› bo¤az›n›zdaki g›rtlak bölgesinin üzeri-
ne koyup z sesini ç›kar›rsan›z, bir titreflim hissedeceksiniz; bu titreflim z sesinin
ötümlü bir ses oldu¤unu gösterir. Hava ak›m› g›rtlaktan geçti¤i s›rada, ses telleri ay-
r›k durumdaysalar, yani aralar›nda bir boflluk bulunmuyorsa, oluflturulan ses ötüm-
süzdür. Yukar›daki deneyi flimdi s sesiyle yap›n; iflaret ya da orta parma¤›n›z› bo-
¤az›n›zdaki g›rtlak bolgesinin üzerine koyup s sesini ç›kartt›¤›n›zda, hiç bir titreflim
hissetmeyeceksiniz. Bu s sesinin ötümsüz ses oldu¤unu göstermektedir.
Türkçede fl harfi ile gösterdi¤imiz ses ötümlü mü ötümsüz mü? SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Türkçede p harfi ile gösterdi¤imiz ses ötümlü mü ötümsüz mü? 1
Türkçede b harfi ile gösterdi¤imiz ses ötümlü mü ötümsüz mü?
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
Hava Ak›m› Düzenekleri
Konuflma sürecinde kullan›lan sesleri ç›karmada birbirlerindenS havaO R U ak›m›n› bafl- S O R U
latan organ›n niteli¤i aç›s›ndan ayr›lan üç ayr› hava ak›m› düzene¤i kullan›lmakta-
d›r. Hava ak›m› düzeneklerini ve hava ak›m›n› bafllatan ‘bafllat›c›’ ad›n› verebilece-
D‹KKAT D‹KKAT
¤imiz organlar› flöyle gösterebiliriz:
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
K ‹ T A P K ‹ T A P
6 Genel Dilbilim-II
Yukar›da da belirtti¤imiz gibi tüm dillerde akci¤er hava ak›m› düzene¤i ile
oluflrurulan sesler bulunmaktad›r. G›rtlaks›l ve artdamaks›l hava ak›m› düzenekle-
ri ise baz› dillerde akci¤er hava ak›m› düzene¤i yan›s›ra kullan›lmaktad›r. Türkçe-
de yaln›zca akci¤er hava ak›m› düzene¤i ile oluflturulan sesler kullan›lmaktad›r.
Kafkas dilleri ailesine ait olan Abhazca, Kabartayca, Gürcüce gibi dillerde g›rtlak-
s›l hava ak›m› düzene¤i ile oluflturulan sesler de bulunmaktad›r. Artdamaks›l hava
ak›m› ile oluflturulan sesler ise Ewe gibi baz› Afrika dillerinde görülmektedir.
Hava ak›m› düzeneklerinde bafllat›c›lar, seslerin oluflmas›n› sa¤layan hava ak›-
m›n› iki ayr› biçimde bafllat›r. Bu biçimler havan›n pompalamay› and›ran hareketi
ile d›flar› itilmesi ya da emmeyi and›ran hareket ile içeri çekilmesidir. Bunlardan
havan›n d›flar› itilmesi ile oluflturulan seslere püskürtmeli, içeri çekilmesi ile so-
luflturulan seslere emmeli ad› verilir. Ancak, hava ak›m› düzeneklerinin her biri ta-
raf›ndan her iki biçimle de hava ak›m› bafllat›labilmesine karfl›n, oluflturulan tüm
sesler insanlar taraf›ndan konuflma sesi olarak kullan›lmamaktad›r. Örne¤in, tüm
dillerde püskürtmeli akci¤er hava düzene¤i ile oluflturulan sesler kullan›lmaktad›r.
Buna karfl›n emmeli akci¤er hava ak›m› düzene¤i ile oluflturulan sesler hiç bir dil-
de konuflma sesi olarak kullan›lmamaktad›r. A¤larken ya da koflarken konuflma¤a
çal›fl›ld›¤› s›rada ç›kar›lan sesler emmeli akci¤er hava ak›m› düzene¤i ile oluflturul-
maktad›r. Emmeli ve püskürtmeli hava ak›m› düzenekleri ile oluflturulan konuflma
sesleri Tablo 2’de gösterilmifltir:
Tablo II’de görüldü¤ü gibi emmeli akci¤er hava ak›m› ile püskürtmeli artdamak
hava ak›m› düzenekleri taraf›ndan oluflturulan sesler hiç bir dilde konuflma sesi
olarak kullan›lmamaktad›r.
SES OLUfiUMU
Hava ak›m› ses ayg›t› içinde a¤›z veya burun boflluklar›ndan d›flar› ç›kmak üzere
yol al›rken, a¤›z bofllu¤unda dilin ve alt çenenin hareketi ile baz› engeller olufltu-
rulur. Bu engellerin niteli¤i, yeri ve derecesi, konuflmada kullan›lan iki ana ses s›-
n›f›n› oluflturur. Bu iki s›n›f 1. Ünsüzler, 2. Ünlülerdir.
Ünsüzler hava ak›m›n›n a¤›z bofllu¤unda en yüksek derecede engellenmesi ile
oluflturulan seslerdir. Ünlüler ise hava ak›m›n›n ünsüzlere k›yasla daha düflük de-
recede engellenmesi ile oluflturulur. Bundan dolay›, ünsüzler ve ünlülerin sesbilgi-
sel betimlemesinde birbirlerinden farkl› özellikler kullan›l›r. fiimdi s›ras›yla ünsüz-
ler ve ünlülerin nas›l olufltu¤una ve seslerin nas›l betimlendi¤ine bakal›m.
1. Ünite - Sesbilgisi 7
Ünsüzler
Ünsüzlerin sesbilgisel özellikleri üç boyutta incelenir:
(i) oluflma noktas› (ii) oluflma biçimi (iii) g›rtlak durumu
Oluflma noktas› hava ak›m› hareketinin a¤›zda engellendi¤i noktay›, oluflma bi-
çimi engellemenin niteli¤ini, g›rtlak durumu ise ses tellerinin aç›k ya da kapal› du-
rumunu belirtir.
(i) Oluflma noktas›: Ünsüzler hava ak›m›n›n hareketi, a¤›zda bulunan ve olufl-
turucu ad› verilen organlar›n birbirlerine de¤mesi ya da de¤iflik düzeylerde
yaklaflmas› sonucu engellenmesi ile oluflturulur. Bir ünsüzün engelleme
noktas› o ünsüzün oluflma noktas›d›r.
Oluflturucular alt ve üst oluflturucular olarak ikiye ayr›l›r. Alt çeneye bitiflik olan
organlara alt oluflturucular, üst çeneye bitiflik olan organlara ise üst oluflturucular
denir. Alt oluflturucular hareketlerinde daha serbesttir ve buna ba¤l› olarak üst olufl-
turuculara oranla ses oluflumunda daha etkindir. Ünsüzlerin oluflumunda görev
alan alt ve üst oluflturucular› a¤z›n d›fl›ndan içine do¤ru olmak üzere flöyle s›ralan›r:
a. alt oluflturucular: alt dudak, alt difller, dil
b. üst oluflturucular: üst dudak, üst difller, diflyuvas›, diflyuvas› arkas›, önda-
mak, damak, artdamak, küçük dil, bo¤az, g›rtlak
Alt ve üst oluflturucular Resim 2’de gösterilmifltir:
Resim 1.2
Alt ve Üst
Oluflturucular
Difl yuvas›
Bo¤az G›rtlak
Alt ve üst oluflturuculara göre seslerin oluflma noktalar› ve örnek sesler Tablo
3’te verilmifltir. Oluflma noktalar› a¤›z bofllu¤unun en d›fl noktas›ndan içe do¤ru s›-
ralanm›flt›r.
munda oldu¤u gibi daha yavafl bir h›zla sürtünme ile s›zarak ç›kar. [ b ] patlamal›-
sürtünmeli bir ünsüzdür. Bafllang›ç evresinde, dilpalas›, diflyuvas› ile damak aras›n-
daki noktaya de¤erek bu noktada hava ak›m›n› engeller. Bitifl evresinde, dilpalas›
bu noktadan yavafl yavafl ayr›l›r. Ayr›l›rken hava ak›m› s›zarak d›flar› ç›kar.
ç. Genizsil ünsüzler: Genizsil ünsüzler hava ak›m›n›n burun bofllu¤undan d›fla-
r› ç›kmas› ile oluflur. Hava ak›m›n›n engellenme noktas›, patlamal› ünsüzlerin olufl-
mas›nda oldu¤u gibi a¤›z bofllu¤undad›r. Ancak, genizsil ünsüzlerin oluflmas›nda
artdamak inik durumdad›r ve hava ak›m›n›n burun bofllu¤una girifli aç›kt›r. Bundan
dolay›, g›rtlaktan ç›kan hava burun bofllu¤una girer ve burun deliklerinden d›flar› ç›-
kar. [m] genizsil bir ünsüzdür. Dudaklar birbirlerine de¤erek havan›n d›flar› ç›kmas›-
n› engeller. Bu s›rada artdamak afla¤› çekilmifltir ve burun bofllu¤una girifl aç›kt›r.
G›rtlaktan geçen hava ak›m› burun bofllu¤u giriflinin aç›k olmas› üzerine burun bofl-
lu¤una girer ve burun deliklerinden d›flar› ç›kar. A¤›z bofllu¤undaki engelleme du-
daklar taraf›ndan gerçeklefltirildi¤i için [m] ünsüzü çiftdudaks›l genizsil bir sestir.
d. Ak›c› ünsüzler: Ak›c› ünsüzler ikiye ayr›l›r: (i) yan ak›c› ünsüz ve (ii) üstda-
maks›l ak›c› ünsüz.
(i) Yan ak›c› ünsüz: Yan ak›c› ünsüz oluflum noktas›nda hava ak›m›n›n alt ve
üst oluflturucular›n iki yan›ndan d›flar›ya ç›kar›lmas› ile oluflturulur. [l] yan ak›-
c› ünsüzdür. Oluflum noktas› dilucu-diflyuvas›d›r. Dilucu diflyuvas›na de¤er
ancak hava ak›m›n› tamamen engellemez. Hava dilin iki yan›ndan d›flar› itilir.
(ii) Üstdamaks›l ak›c› ünsüz: Üstdamaks›l ak›c› ünsüz oluflum noktas›nda alt
oluflturucunun üstdama¤a do¤ru k›vr›lmas› ile oluflturulur. [r] üstdamaks›l
bir ünsüzdür. Dilin ucu diflyuvas›na do¤ru k›vr›l›r. Hava k›vr›k dilucunu s›-
y›rarak d›flar› ç›kar.
e. Kay›c› ünsüzler: Hava ak›m›n› engelleme derecesi en az olan ünsüzlerdir.
Alt ve üst oluflturucular birbirine dokunmadan yaklafl›r. Aradaki aç›kl›k herhangi bir
sürtünmeye yol açmayacak geniflliktedir. Hava ak›m› bu noktadan hiç bir zorlama
ve sürtünme olmadan d›flar› ç›kar. [j] bir yar› ünlüdür. Dilpalas› dama¤a yaklafl›r an-
cak de¤mez. Damak ile dilpalas› aras›nda havan›n sürtünmeden ve ses yapmadan
geçebilece¤i genifllikte bir aç›kl›k bulunur. Hava ak›m› buradan d›flar› ç›kar.
Türkçedeki kadar sözcü¤ünün ilk sesi nedir? Bu sesin oluflum noktas› ve oluflum biçimi
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
nedir? 2
Türkçedeki hay›r sözcü¤ünün ilk sesi nedir? Bu sesin oluflum noktas› ve oluflum biçimi nedir?
Türkçedeki sak›n sözcü¤ünün ilk sesi nedir? Bu sesin oluflum noktas› D Ü fi Üve
N E Loluflum
‹M biçimi D Ü fi Ü N E L ‹ M
nedir?
Türkçedeki yaz sözcü¤ünün ilk sesi nedir? Bu sesin oluflum noktas› ve oluflum
S O R U biçimi nedir? S O R U
Türkçedeki lale sözcü¤ünün ilk sesi nedir? Bu sesin oluflum noktas› ve oluflum biçimi nedir?
D‹KKAT D‹KKAT
(iii) G›rtlak Durumu: G›rtlak durumu, hava ak›m› g›rtlaktan geçerken ses tel-
lerinin durumunu belirtir. Ses tellerinin de¤iflik durumlar›na göre, ötümlü,
N N
ötümsüz, f›s›lt›l› sesler oluflturulur. SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Ses telleri kenarlar›ndan g›rtla¤a yap›flm›fl, g›rtla¤›n ortas›nda ise aralar›nda bir
boflluk kalabilecek biçimde serbestçe hareket edebilen iki kast›r. Bu kaslar de¤iflik
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
durufllarda olabilirler. Kaslar›n temel durufllar› kapal› durufltur. Kapal› durufl kasla-
r›n g›rtla¤›n ortas›na gelen k›s›mlar›n›n hafifçe birbiri üstüne örtüfltü¤ü, aralar›nda
aral›k bulunmayan durufltur. Kaslar bu durumda oldu¤u zaman, nefes borusundan
K ‹ T A P K ‹ T A P
yukar› ç›kan hava ak›m›, g›rtlaktan geçerken kaslar› itmek zorunda kal›r. Havan›n
bas›nc› ile kaslar dalgalanma hareketine benzer bir hareket ile afla¤› yukar› oynar-
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
10 Genel Dilbilim-II
lar. Bu k›p›rdan›fl s›ras›nda g›rtlakta bir titreflim hissedilir. Ses tellerinin titreflimi ile
oluflturulan sesler ötümlü seslerdir. [z] ötümlü bir ünsüzdür.
Ses tellerinin baflka bir durufl biçimi de aç›k durufltur. Aç›k durufl kaslar›n g›rt-
la¤›n kenar›na do¤ru çekilmifl ve dolay›s›yla g›rtla¤›n ortas›nda hava ak›m›n›n ra-
hatça geçebilece¤i bir boflluk b›rakm›fl olduklar› durufltur. Hava ak›m›, ad›na g›rt-
lak bofllu¤u denilen bu boflluktan herhangi bir sürtünmeye veya titreflime yol aç-
madan rahatl›kla geçer. Ses telleri g›rtla¤›n kenar›nda oldu¤u için dalgalanma ha-
reketi olmaz; dolay›s›yla g›rtlakta titreflim olmaz. Hava ak›m›n›n ses tellerinin g›rt-
lak kenar›na çekilmesi ile oluflan g›rtlak bofllu¤undan geçmesi sonucu oluflturulan
sesler ötümsüz seslerdir. Ötümsüz sesler titreflimsizdir. [s] ötümsüz bir sestir. Ses
tellerinin yar› aç›k-yar› kapal› durufllar›nda oluflturulan sesler f›s›lt›l› sesleridir.
Bir ünsüzün betimlenmesinde oluflma noktas›, oluflma biçimi ve g›rtlak duru-
mu belirtilir. Buna göre
[p] ötümsüz çiftdudaks›l patlamal›
[b] ötümlü çiftdudaks›l patlamal›
ünsüzü olarak betimlenir. Afla¤›daki tablo de¤iflik sesleri ve bunlar›n sesbilgisel
betimlemelerini göstermektedir.
Ünlüler
D‹KKAT
Ünlüler hava ak›m›n›n ünsüzlerin oluflumundakinden daha az bir Dderecede ‹KKAT
engellen-
mesi ile oluflturulur. Bu engellemenin bir boyutu a¤z›n de¤iflik derecelerde aç›l›p ka-
N N
panmas›d›r. Ünlülerin oluflturulmas›nda di¤er bir boyut dilin a¤›z SIRAiçindeki
S‹ZDE konumu- SIRA S‹ZDE
dur. Üçüncü boyut ise, dudaklar›n yuvarlak olup olmamas›d›r. Ünlülerin oluflturulma-
s›nda etkin olan sesbilgisel özellikleri flöyle belirtebiliriz: (i) a¤z›n aç›kl›k/kapal›l›k de-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
recesi, (i) dilin a¤›z içindeki konumu ve (iii) dudaklar›n yuvarlak olup olmamas›d›r.
Ünlülerin Oluflturulmas›
K ‹ T A P K ‹ T A P
(i) Dilin konumu: Dilin konumu a¤›z bofllu¤u içinde dilin yatay düzeyde bu-
lundu¤u noktay› tan›mlar. Dilin a¤›z bofllu¤unda yatay bir düzeyde bulun-
du¤u noktaya göre a¤›z bofllu¤u ön, orta ve arka olmak üzere üç ayr› böl-
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
geye ayr›l›r. Bu konumlar ünsüzlerin oluflma noktas›ndaki kesinli¤e karfl›n
görecelidir. A¤z›n ön k›sm›na ön, arka k›sm›na arka ve ön ile arka aras›nda-
ki k›sma da arka k›s›m denir. Dilin a¤z›n ön k›sm›na do¤ru itilmesiyle olufl-
turulan ünlülere ön ünlüler, arka konuma çekilmesiyle oluflturulan
‹NTERNET ünlülere ‹NTERNET
arka ünlüler, dama¤a yak›n konumda oluflturulan ünlülere ise ara ünlüler
denir. Örne¤in [i] ön, [u] arka ünlüdür.
(ii) A¤›z aç›kl›¤›: A¤›z aç›kl›¤› dilin a¤›z içinde dikey düzeyde bulundu¤u nok-
tay› belirtir. Dilin a¤›z içinde dikey düzeyde bulundu¤u noktada a¤›z bofl-
lu¤u üç bölgeye ayr›l›r. Dilin dama¤a yak›n oldu¤u konuma üst, a¤›z bofl-
lu¤unun alt›nda oldu¤u konuma alt bölge denir. Alt bölge dilin dinlenme
halinde bulundu¤u konumdur. Alt ve üst bölge aras›n› da orta bölge diye
adland›rabiliriz. Dama¤a yak›n konumda oluflturulan ünlülere üst ya da ka-
pal› ünlüler, a¤z›n alt bölgesinde oluflturulan ünlülere alt ya da aç›k ünlü-
ler, orta bölgede oluflturulan ünlülere de orta ünlüler denir. [i] üst/kapal›,
[e] orta ve [a] alt/aç›k ünlüdür.
(iii) Dudak durumu: Hava ak›m› a¤›z bofllu¤undan d›flar› ç›karken dudakla-
r›n ald›¤› biçim ünlülerin niteli¤ini belirleyen üçüncü özelliktir. Dudaklar›n
iki biçimi vard›r: (i) yuvarlak, (ii) düz. Yuvarlak durufl dudaklar›n birbirle-
rine yak›n getirilip yuvarlaklaflt›r›ld›¤› biçimdir. Dudaklar›n yuvarlaklaflt›r›l-
12 Genel Dilbilim-II
mas› ile oluflturulan ünlülere yuvarlak ünlü denir. [u, o] yuvarlak ünlülerdir.
Dudaklar yuvarlaklaflt›r›lmadan düz olarak oluflturulan ünlülere düz ünlü
denir. [i] bir düz ünlüdür.
Bir ünsüzün betimlenmesinde dilin konumu, a¤›z aç›kl›¤› ve dudak durumu be-
lirtilmektedir. Buna göre [i] ve [ü] ünlülerini sesbilgisel olarak flöyle betimleyebiliriz:
[i] üst ön düz
[u] üst arka yuvarlak
Resim 3 ünlülerin oluflmas›nda a¤›z bofllu¤unu ve dil konumunu ve dudaklar›n
yuvarlak olup olmad›¤›n› gösteren bir flekildir:
Resim 1.3
Çift Ünlüler
D‹KKAT D‹KKAT
Baz› dillerde ünlüler aralar›nda ünsüz olmadan oluflturulurlar. Bu tür ünlülere çift ün-
lüler denir. Çift ünlüler, yukar›da betimledi¤imiz tek ünlülerden, ses oluflturulurken
N N
SIRA S‹ZDE dilin konumSIRA S‹ZDE
de¤ifltirmesi ile ayr›l›rlar. Örnegin, ‹ngilizcede father ‘baba” sözcü¤ünün
ilk seslemindeki ses tek ünlü olarak [faD´r] gibi oluflturulmas›na karfl›n kite ‘uçurtma’
sözcü¤ünde ünlü [a] sesiyle bafllar, ancak ünlünün oluflturulmas› s›ras›nda dil [a] ko-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
numundan [i] konumuna kayar ve [ay] olarak oluflturulur. Ayn› biçimde, ‹ngilizce’de
bow ‘e¤ilmek’ sözcü¤ündeki ünlü, [a] ünlüsü oluflturulurken dudaklar›n yuvarlaklafl-
K ‹ T A P t›r›l›p [u] ünlüsüne
K ‹ T A benzer
P bir flekilde sonland›r›lmas› ile [au] olarak oluflturulur. ‹ngi-
lizce’de bu iki çift ünlünün yan›s›ra boy sözcü¤ünde oldu¤u gibi [o] ünlüsü oluflturu-
lurken dilin [i] konumuna kayarak [oi] olarak oluflturulan üçüncü çift ünlü vard›r.
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
DO⁄AL SES SINIFLARI
Yukar›da ünlü ve ünsüz olarak iki ana s›n›fta inceledi¤imiz sesler, ortak sesbilgisel
özellikleri bak›m›ndan alt ana s›n›flar olufltururlar. Örne¤in, bütün ötümsüz ünsüzler,
‹NTERNET ‹ N T E R N E T dolay› bir do¤al s›n›f olufltururlar; ötümsüz ünsüzler ünsüzle-
ötümsüz olmalar›ndan
1. Ünite - Sesbilgisi 13
rin bir alt ana s›n›f›n›, tüm ötümlü ünsüzler de bir baflka alt ana s›n›f›n› oluflturmak-
tad›r. Böylece seslerin, di¤er seslerle ortak olarak paylaflt›klar› özellikleri göz önünde
bulunduruldu¤unda, seslerin alt ana ses s›n›flar› oluflturdu¤unu görmekteyiz. Sesle-
rin alt ana s›n›flar oluflturmas›, dillerde görülen ses de¤iflimlerini aç›klayabilmek aç›-
s›ndan önemlidir, çünkü ses de¤iflimleri kendini bireysel seslerde göstermez; ayn›
özelli¤i tafl›yan do¤al ses s›n›flar›n›n tüm seslerinde görülür. Ötümlülük/ötümsüzlük
özelli¤inin yan›s›ra, do¤al alt ana s›n›f oluflturan di¤er özelliklerden baz›lar› flunlard›r.
Sürekliler/Süreksizler
Patlamal›lar ve patlamal›-sürtünmeliler, oluflturulmalar› s›ras›nda hava ak›m›n›n ta-
mamiyle engellenmesinden dolay› süreksizler alts›n›f›n› olufltururlar. Patlamal› ve
patlamal›-sürtünmeliler d›fl›nda di¤er ünsüzler ve tüm ünlüler, engel derecesinin
daha düflük olmas›na ba¤l› olarak, havan›n a¤›z bofllu¤undan sürekli olarak d›flar›
ç›kmas› ile oluflturulmaktad›r. Bu aç›dan patlamal› ve patlamal›-sürtünmeliler d›-
fl›nda tüm sesler sürekliler alt s›n›f›n› oluflturur.
Engelliler/Titreflimliler
Genizsil olmayan patlamal›lar, sürtünmeliler ve patlamal›-sürtünmeliler, oluflturul-
malar› s›ras›nda hava ak›m›n›n en yüksek derecede engellenen seslerdir. Bu sesler
engelliler alt ana s›n›f›n› oluflturur. Di¤er sesler titreflimli alt ana s›n›f›n› oluflturur.
Titreflimli s›n›fa ait olan sesler, hava ak›m›n›n daha düflük düzeyde engellenmesi
ile oluflturulmaktad›r.
Ünsüzler
Oluflturulma sürecinde hava ak›m›n›n en düflük düzeyde engellenmesi ile olufltu-
rulan kay›c›lar, genellikle ünlüler ile ünsüzler aras›nda bir ara s›n›f oluflturmalar›
bak›m›ndan ünlüler ile benzer özellikler sergilerler ve dolay›s›yla ünsüzlerden
farkl› bir alt ana s›n›f olufltururlar.
Ünsüzlerin oluflturduklar› di¤er do¤al s›n›flardan baz›lar› flunlard›r:
Dudaks›llar: [p] [b] [m] gibi çift dudaks›l, [f] [v] gibi dudaks›l-diflsil ve [w] gi-
bi dudaks›l-artdamaks›l seslerin oluflturdu¤u do¤al bir s›n›ft›r.
Öncüller: A¤›z bofllu¤unda diflyuvas›l bölgede ve o bölgenin önünde bulunan
konumlarda oluflturulan sesler öncül seslerdir. [p] [b] [m] gibi çift dudaks›l, [T] [D]
gibi diflsil, [f] [v] gibi dudaks›l-diflsil, [t] [d] [s] [z] [n] gibi diflyuvas›l sesler bu alt
ana s›n›f› oluflturur.
Palas›llar: Dil palas›n›n yükseltilmesi ile oluflturulan seslerdir. [T] [D] gibi difl-
sil, [t] [d] [s] [z] [n] gibi diflyuvas›l, [S] [Z] [tS] [dZ] gibi diflyuvas›l-ard› sesler ve [l]
[r] ak›c›lar palas›l seslerdir.
H›fl›rt›l›lar: [s] [z] [S] [Z] [tS] [dZ] gibi oluflturulurken ›sl›¤› and›ran h›fl›rt›l›, yük-
sek frekansl› bir sesle oluflturulan oluflturulan sesler ünsüzlerin h›fl›rt›l› alt ana s›-
n›f›n› oluflturur.
Seslemsel Sesler
Bir seslemin çekirde¤ini oluflturan sesler seslemsel seslerdir. Ünlüler seslemsel
seslerdir; ancak baz› dillerde baz› ünsüzler de seslemsel ses özelli¤i sergilerler.
Seslemsel ses özelli¤i sergileyen ünsüzler ak›c›lar ve genizsil seslerdir; engelliler ve
kay›c›lar seslemsel sesler de¤ildir. Örne¤in, ‹ngilizce’de bottle ‘flifle’ sözcü¤ünü iki
ayr› biçimde söylemek mümkündür. Bunlardan biri, iki seslemli sözcü¤ün ikinci
seslemindeki [l] ak›c›s›ndan once [´] ünlüsü oluflturmakt›r. Bu söyleyifl sesbilgisel
14 Genel Dilbilim-II
çevriyaz› ile flöyle gösterilir: [bat´l]. Di¤er söyleyiflte ise, [l] ak›c›s›ndan once [´] ün-
lüsü oluflturmaz, [l] ak›c›s› seslemsel bir ses olarak gerçeklefltirilir. Bu söyleyifl ses-
bilgisel çevriyaz› ile flöyle gösterilir: [batl].
Özet
N
A M A Ç Ses ve yaz› aras›ndaki farkl›l›klar› aç›klayabilmek. N
A M A Ç Do¤al ses s›n›flar›n› tan›mlayabilmek.
1 4
Harf yaz› diline aittir ve bir dildeki sesleri yaz› di- Ünlü ve ünsüzler ortak sesbilgisel özellikleri aç›-
linde göstermemizi sa¤layan sembollerdir. Ses s›ndan alt ana s›n›flar olufltururlar. Örne¤in ün-
ile harf ‘ben’ örne¤inde oldu¤u gibi birebir örtü- süzler kendi içinde ötümlü ve ötümsüz gibi bir alt
flebilir; ancak ‹ngilizcedeki ‘this’ yaz›l›m›nda ol- s›n›f oluflturular. Ünsüzler ayr›ca hava ak›m›n›n
du¤u gibi kimi zaman bir ses birden fazla harf ile tümüyle engellenmesi aç›s›ndan sürekliler ve sü-
gösterilebilir. ‘th’ tek bir sese karfl›l›k gelir. Dola- reksizler olarak do¤al bir s›n›f olufltururlar. Ünsüz-
y›s›yla ses betimlemelerinde yaz› dili için kullan›- ler için di¤er do¤al s›n›flar dudaks›l olma, öncül
lan sembollerin d›fl›nda Uluslararas› Ses Alfabesi olma, dudaks›l diflsil olma v.b. olarak tan›mlan›r.
N
(IPA) kullan›l›r.
N
Bürünü tan›mlayabilmek ve bürün özellikleri
A M A Ç
‹nsan sesleri aras›ndaki temel farkl›l›klar› betim- 5 aç›klayabilmek.
A M A Ç
N
seslerin olufl sürelerini belirten uzunluk gibi par-
Ünlü ve ünsüz seslerin nas›l olufltu¤unu aç›kla- çaüstü ses olgular›d›r.
A M A Ç
3 yabilmek ve s›n›fland›rabilmek.
Ünsüzler oluflum noktas› ve oluflum biçimine gö-
re betimlenir. Ses ayg›t›nda alt ve üst oluflturucu-
lar›n sesi engelledi¤i noktalara göre ünsüzler ‘çift
dudaks›l’ ‘dudaks›l diflsil’ ‘ difl yuvas›l v.b. olarak
s›n›fland›r›l›r. Oluflma biçiminde oluflturucular›n
birbirine yaklaflma derecesine göre ünsüzler pat-
lamal›, sürtünmeli, patlamal› sürtünmeli genizsil,
kay›c› v.b. biçimde s›n›fland›r›l›r.
Ünlüler dilin konumuna, a¤›z aç›kl›¤›na ve du-
dak durumuna göre s›n›fland›r›l›r. Dil konumuna
göre bir ünlü ön, ara ve arkada olabilir. A¤›z aç›k-
l›¤›na göre ünlüler üst, orta ve alt olarak s›n›flan-
d›r›l›r. Dudak durumunun yuvarlak ve düz oldu-
¤u durumda üretilen ünlüler ise yuvarlak ve düz
ünlüler kümesini oluflturur.
16 Genel Dilbilim-II
Kendimizi S›nayal›m
1. Afla¤›dakilerden hangisi ünsüzler ses kümesine ait 6. Afla¤›daki sözcüklerden hangisi patlamal› sürtünme-
bir özellik de¤ildir? li ses içerir?
a. Arka a. kolay
b. Sürekli b. çabuk
c. Patlamal› c. fazla
d. Ötümlü d. nane
e. Palasal e. hal›
2. Afla¤›daki seslerden hangileri ayn› oluflma noktas›n- 7. Afla¤›daki ses s›n›flar›ndan hangisi oluflturma biçimi
dad›r? bak›m›ndan do¤al bir s›n›f oluflturmaktad›r?
a. [d, t] a. [f s v z]
b. [h, S ] b. [n, b t k]
c. [m,N] c. [t d n r]
d. [w, l] d. [p s tS h]
e. [p,r] e. [r k l m]
3. Afla¤›daki seslerden hangisi ayn› oluflma biçimindedir? 8. Afla¤›dakilerden hangisi art damaks›l genizsil patla-
a. [d, z] mal› bir sestir?
b. [h, S ] a. [m]
c. [m,n] b. [r]
d. [w, l] c. [n]
e. [f, dZ] d. [N]
e. [k]
4. Afla¤›da verilen sesbilgisel s›n›flardan o s›n›fa ait ol-
mayan bir ses bulunan küme hangisidir? 9. Afla¤›daki sözcüklerden hangisi ön, düz ünlü içerir?
a. [-engelli] [n, , z, l, ] a. sokak
b. [-ötüm] [h, T, f] b. ›rak
c. [-ön, -arka] [e, œ, E] c. temel
d. [+engelli, +patlamal›] [ tS, Z, dZ] d. düz
e. [+palas›l, + diflyuvas›l [S] [Z] [tS] [dZ] e. uzak
5. Afla¤›daki sözcük gruplar›ndan hangisinde son ses- 10. Afla¤›dakilerden hangisi bürünsel bir özelliktir?
leri [h›fl›rt›l›] olan sözcükler vard›r? a. ötümlü
a. kes, ip, az b. sürekli
b. küf, sus, suç c. vurgulu
c. bej, seç, tek d. h›fl›rt›l›
d. sessiz, is, iç e. engelli
e. jip, saç, kal
1. Ünite - Sesbilgisi 17
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
Bir dildeki sesler aras›nda karfl›tsal, bütüncül ve serbest da¤›l›m iliflkisini ta-
N
n›mlayabilecek,
Sesbilimsel koflullanmay› ve koflullanmay› ortaya ç›karan ses-biçim iliflkisini
N
aç›klayabilecek,
Bürün, vurgu ve ezgi kavramlar›n› tan›mlayabilecek ve bürünsel özelliklerin
N
dilde anlam›n oluflumuna etkisini irdeleyebilecek,
Dillerde görülen de¤iflik sesbilimsel süreçlerin türlerini ve kurallar›n›
betimleyebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
‹çindekiler
• SESB‹L‹M
• B‹Ç‹MB‹L‹M VE SESB‹L‹M
Sesbilim ve • SESB‹R‹MLER VE EN KÜÇÜK
Genel Dilbilim-II
Sesbilimsel Süreçler Ç‹FTLER
• BÜRÜNSEL SESB‹L‹M
• SESB‹L‹MSEL SÜREÇLER
Sesbilim ve Sesbilimsel
Süreçler
SESB‹L‹M
1. ünitede, konuflurken kullan›lan seslerin oluflturuluflunu, ses olarak birbirlerin-
den nas›l farkl› olduklar›n› görmüfltük. Bütün diller, anlaml› birimlerini yani biçim-
birimlerini oluflturmada bu sesleri kullan›rlar; ancak bütün diller geçen ünitede ad›
geçen bütün sesleri kullanmazlar. Bunu ressamlar›n yapt›klar› resimlere benzetebi-
liriz: Ressamlar resim yaparken, renk yelpazesi içindeki renkleri kullan›r; ancak
her ressam yapt›¤› resimlerde de¤iflik renkler kulland›¤› gibi ressamlar aras›nda da
kulland›klar› renkler aç›s›ndan fark vard›r. Ayn› biçimde, baz› sesler bütün diller-
de bulunmas›na karfl›n, baz› sesler dillerden yaln›zca baz›lar› taraf›ndan kullan›l-
maktad›r. Bunlardan birincisine örnek olarak ötümsüz çiftdudaks›l patlamal› [p] se-
sini gösterebiliriz; [p] sesi bütün dillerde bulunmaktad›r. Buna karfl›n, ‹ngilizcede-
ki ötümlü diflsil sürtünmeli [T] sesi ve diflsil ötümsüz sürtünmeli [D] sesi Türkçede
oldu¤u gibi bir çok baflka dilde bulunmamaktad›r. Diller aras›ndaki bir baflka fark
da bir dilde olan baz› seslerin di¤er dillerde bir baflka sesin de¤iflkesi olarak bu-
lunmas›d›r; yani, bir ses ad› geçen dilde bulunabilir ancak anadili konuflurlar› ço-
¤unlukla bu sesin kendi dillerinde bulundu¤unun bilincinde de¤ildir. O sesi içe-
ren bir sözcü¤ü baflka bir sesle söylendi¤inde ise, genellikle konuflan kiflinin söz-
cü¤ün söyleniflinde bir de¤ifliklik/yanl›fl yapt›¤›n› farkederler. Örne¤in, ‹ngilizcede
w harfi ile yaz›lan sesin Türkçede olmad›¤› düflünülür; onun için ‹ngilizce ö¤renir-
ken anadili Türkçe olan konuflurlar was, what, want gibi sözcükleri söylemekte
zorlan›rlar. Ancak tavuk sözcü¤ünü söylerken dikkat edersek v harfi ile yaz›lan se-
si olufltururken asl›nda ‹ngilizce’deki w sesine çok yak›n bir ses oluflturmaktay›z.
Asl›nda çiftdudaks›l-artdamaks›l kay›c› [w] sesi, Türkçede de bulunmaktad›r; ancak
ço¤u anadili konufluru bunun bilincinde de¤ildir. Yaln›zca tavuk sözcü¤ünü çift-
dudaks›l-artdamaks›l kay›c› [w] sesi ile de¤il de yaz›da v harfi ile gösterilen diflsil-
dudaks›l ötümlü sürtünmeli ses olan [v] sesi ile oluflturuldu¤unda, Türkçe konuflur-
lar bu söyleyiflin ola¤and›fl› oldu¤unu farkedeceklerdir. Ayn› biçimde, ‹ngilizcede
son ‘o¤ul’ ve sung ‘flark› söyledi’ sözcükleri s›ras›yla [s√n] ve [s√N] olarak birbirle-
rinden yaln›zca sondaki genizsil sesin niteli¤inin son ‘o¤ul’ sözcü¤ünde oldu¤u gi-
bi diflyuvas›l genizsil [n] ya da sung ‘flark› söyledi’ sözcü¤ünde oldu¤u gibi artda-
maks›l genizsil [N] olmas›yla ayr›lmaktad›r; yani bu sözcüklerde son sesin [n] ya da
[N] olarak oluflturulmas› sözcükler aras›nda anlam fark› yaratmaktad›r. Türkçe’de
ise [n] ya da [N] sözcükler aras›nda anlam fark›na yol açmamaktad›r. Ancak [N] se-
si Türkçede [n] sesinin bir de¤iflkesi olarak bulunmaktad›r; banka, tango gibi söz-
20 Genel Dilbilim-II
B‹Ç‹MB‹L‹M VE SESB‹L‹M
Biçimbirimlerin Söylenifli
Anadili olarak konufltu¤umuz dilin içsellefltirdi¤imiz sesbilimsel bilgimiz, bize dili-
mizdeki sözcüklerin ve sözcükleri oluflturan biçimbirimlerin nas›l söylendi¤ini be-
lirler. Biçimbirimler genellikle içinde bulunduklar› de¤iflik ba¤lamlara ba¤l› olarak
de¤iflik söylenifl biçimlerine sahiptir. Bu söylenifl biçimleri kurall›d›r ve bu kurallar
anadili konuflurunun dili hakk›nda içsellefltirmifl oldu¤u bilgi kayna¤›n› oluflturan
ö¤elerden biridir. fiimdi biçimbirimlerin söyleniflindeki farkl›l›¤› Türkçeden örnek-
lerle görelim.
Ço¤ul ekinin söylenifli
Türkçe’de bildi¤iniz gibi ço¤ul ekinin tek bir biçimi de¤il, iki söylenifl biçimi
vard›r. Afla¤›daki sözcüklerden bu iki söyleniflin da¤›l›m›n› görebiliriz.
I II
top-lar ses-ler
kap-lar ikiz-ler
kitap-lar ütü-ler
okul-lar göl-ler
Gördü¤ünüz gibi, ünlünün [e] ya da [a] olmas›, yani ünlünün niteli¤i, ço¤ul eki-
nin iki biçiminin aras›ndaki fark› yaratmaktad›r. Birinci s›radaki biçimde arka ünlü
olan [a] bulunmaktad›r ve ço¤ul ekinin biçimbirimci¤i [lar]’d›r, ikinci s›radakinde
ise ön ünlü olan [e] sesi olan ekin biçimbirimci¤i [ler]’dir. Ço¤ul ekinin bu da¤›l›-
m›n› flöyle gösterebiliriz:
Biçimbirimcik Da¤›l›m
[lar] [okul], [kitap], [kap], [top] gibi sözcüklerden
sonra
[ler] [ses], [ikiz], ütü], [göl] gibi sözcüklerden
sonra
ya ç›karmakt›r, çünkü dil kurall›d›r. Ses de¤ifliklikleri gibi olgular, bireysel seslere
uygulanmaz, bir ses s›n›f›n› oluflturan seslerin tümüne uygulan›r. Bu kurallar, ana-
dili konuflurlar›n›n bilifliminde olan kurallard›r; yabanc› dil ö¤renen kiflilerin yapt›-
¤› gibi bilinçli olarak ö¤renilmifl kurallar de¤ildir. Çocukken anadili edinilirken iç-
sellefltirilmifl kurallard›r. Bu kurallar çocuklara anne-babalar taraf›ndan ya da bir
baflka yetiflkin taraf›ndan do¤rudan ö¤retilmez; çocuklar, do¤duklar› andan itiba-
ren sürekli duyduklar› anadillerinin kurallar›n› içsellefltirirler. Dilbilim incelemele-
ri, yetiflkinlerin dilbilgisinin kurallar›n› betimlemeyi ve aç›klamay› amaçlamaktad›r.
Ço¤ul ekinin [ler] ve [lar] biçimbirimciklerinin da¤›l›m›n›n kural›na eriflmek
için yukar›daki sözcük listesine bakt›¤›m›zda, ço¤ullaflt›r›lacak sözcü¤e hangi bi-
çimbirimci¤in eklenece¤inin, sözcü¤ün son seslemindeki ünlünün niteli¤ine ba¤l›
olarak koflulland›r›ld›¤›n› görürüz; örne¤in, av, k›z, ad gibi sözcüklere karfl›n
ev,kez,et sözcüklerine ço¤ul eki ekledi¤imizde, da¤›l›m av-lar, k›z-lar, ad-lar ve
ev-ler, kez-ler, et-ler olarak gerçekleflmektedir. Baflka bir deyiflle, ço¤ul ekinin bi-
çimbirimciklerinin da¤›l›m› sesbilimsel kurallarla belirlenmektedir. Son sesleminde
[a, o, u, ›] ünlülerinden biri olan sözcüklere eklendi¤inde ço¤ul eki [lar] olarak söy-
lenmekte; son sesleminde [i,e,ü,ö] ünlülerinden biri olan sözcüklere eklendi¤inde
ise ço¤ul eki [ler] olarak söylenmektedir. Böylece, Türkçede ço¤ul ekinin [ler] ve
[lar] olarak iki biçimbirimci¤i oluflturulmaktad›r.
Biçim-Sesbilimsel Kurallar
Yukar›daki inceleme, Türkçede bir sözcü¤ün son seslemindeki ünlünün ön ya da Dillerde her biçimbirim
arka ünlü olmas›n›n, ço¤ul ekinin ünlüsünün niteli¤ini belirlemekte oldu¤unu gös- sesbilimsel bileflende tek
biçim olarak yer al›r; ancak
termektedir. [ler] ve [lar] biçimbirimciklerin da¤›l›m›n› aç›klamak için art›k ilk yap- sesbilimsel koflulland›rma
t›¤›m›z listelemeden daha ileri gidebilir, biçimbirimciklerin da¤›l›m›n› belirleyen ile söyleyiflte biçimbirimlerin
de¤iflkeleri ortaya ç›kar.
kural› yazabiliriz. Bunun sonucu olarak, iki yüzeysel biçim olan [ler] ve [lar]’›n de- Türkçede ço¤ul –lAr
rin yap›da tek bir biçimden türetildi¤ini ve [ler]/[lar] biçimbirimciklerin bir biçim- biçiminin ünlüye ba¤l›
sesbilimsel koflullanmas› ile
sesbilimsel kural ile oluflturuldu¤unu varsayabiliriz; yani dillerde her biçimbirim [ler] ve [lar]
sesbilimsel bileflende tek biçim olarak yer almaktad›r. Buna göre Türkçenin ço¤ul biçimbirimciklerinin ortaya
ç›kmas› buna örnek olarak
biçimbirimini, derin yap› diyece¤imiz düzeyde [lAr] olarak gösterelim. Buradaki verilebilir.
büyük harfle gösterilen ses, asl›nda Türkçede ço¤ul ekindeki ünlünün aç›k ünlü-
22 Genel Dilbilim-II
lerden [a] ya da [e] olarak gerçekleflti¤ini gösterir. Türkçenin ço¤ul ekinin biçimbi-
rimciklerini türeten kural› da sözlü olarak flöyle ifade edebiliriz:
1. Son sesleminde ön ünlü bulunan bir sözcü¤e ço¤ul eki [-lAr] eklendi¤i du-
rumlarda, ekin ünlüsü orta ön düz ünlü olan [e] olarak gerçeklefltir; di¤er durum-
larda ço¤ul ekinin ünlüsü aç›k arka düz ünlü olan [a] olarak gerçeklefltir.
I II
TEK‹L ÇO⁄UL TEK‹L ÇO⁄UL
cat [kat] cats [kats] ‘kedi-ler’ car [kar] cars [karz]
‘araba-lar’
book [bUk] books [bUks] ‘kitap-lar’ bag [bag] bags [bagz]
‘çanta-lar’
test [tEst] tests [tEsts] ‘test-ler’ pen [pEn] pens [pEnz]
‘kalem-ler’
map [map] maps [maps] ‘harita-lar’ boy [boj] boys [bojz]
‘o¤lan-lar’
back [bak] backs [baks] ‘s›rt-lar’ apple [apl] apples [aplz]
‘elma-lar’
laugh [laf] laughs [lafs] ‘gülüfl-ler’ cord [kord] cords [kordz]
‘kordon-lar’
depth [dEpT] depths [dEpTs] ‘derinlik-ler’ dove [d√v] doves [d√vz]
‘kumru-lar’
mob [mab] mobs [mabz]
‘kalabal›k-lar’
room [rum] rooms [rumz]
‘oda-lar’
III IV
TEK‹L ÇO⁄UL TEK‹L ÇO⁄UL
bus [b√s] buses [b√s´z] ‘otobüs-ler’ child [bajld] children [b›ldr´n]
‘çocuk’ ‘çocuklar’
judge [dZ√dZ] judges [dZ√dZ´z] hakim-ler’ ox [aks] oxen [aks´n]
‘öküz’ ‘öküzler’
match [mab ] matches [mab´z]‘kibrit-ler’ mouse [maws] mice [majs]
‘fare’ ‘fareler’
bush [bUS] bushes [bUS´z] ‘çal›-lar’ bread [brEd] bread [brEd]
‘ekmek’ ‘ekmekler’
house [haws] houses [haws´z] ‘ev-ler’
maze [mez] mazes [mez´z] ‘kar›fl›k yol-lar’
Gördü¤ünüz gibi, I.s›radaki sözcüklerden sonra gelen ço¤ul eki ötümsüz difl-
yuvas›l sürtünmeli ses olan [s] olarak söylenmekte, II. s›radaki sözcüklerden sonra
gelen ço¤ul eki ötümlü diflyuvas›l sürtünmeli ses olan [z] olarak söylenmekte ve II-
I. s›radaki sözcüklerden sonra gelen ço¤ul eki ise [´z] olarak söylenmektedir. IV.
s›rada bulunan sözcüklerin ço¤ul biçimleri ise, di¤erleri ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda ço-
¤ul biçimlerinin düzenli olmad›klar› görülmektedir; her sözcü¤ün ço¤ul biçimi di-
¤erlerinden farkl›d›r. Baflka bir deyiflle, ‹ngilizcede ço¤ul ekinin çok say›da biçim-
birimci¤i vard›r. Ancak bunlardan ilk üçünün da¤›l›m› düzenlidir. IV. s›rada bulu-
nan sözcüklerin ise ço¤ul biçimi düzensizdir. Anadili konuflurlar› da, yabanc› dil
ö¤renenler gibi, IV. s›radaki sözcüklerin ço¤ul biçimlerini ayr› sözcükler biçimin-
de bir liste olarak ezberlemek zorundad›rlar. Bunlar biçimbilimsel koflulland›r›lm›fl
biçimbirimciklerdir ve biçimbilimsel koflulland›r›lm›fl biçimbirimcikleri olan söz-
cüklerin biçimbirimcikleri, kurall› olmad›klar› için anadili konuflurlar› taraf›ndan da
bilinçli olarak ö¤renilmek zorundad›r. I., II. ve III. s›radaki sözcüklerin ço¤ul ekle-
rinin biçimbirimcikleri ve da¤›l›mlar›na bakt›¤›m›z zaman ise burada bir genelleme
24 Genel Dilbilim-II
Biçimbirimcik Da¤›l›m
[s] [kQt], [bUk], [tEst], [mQp], [bQk, [lQf], [dEpT]
sözcüklerinden sonra;....... [kQts], [bUks], [tEsts], [mQps].
[bQks], [lQfs], [dEpTs]
[z] [kar], [bQg], [pEn], [boj], [Qpl, [kord], [mabz], [rumz]
sözcüklerinden sonra;....... [karz], [bQgz], [pEnz], [bojz],
[Qplz, [kordz], [mabz], [rumz]
[´z] [b√s], [dZ√dZ], [mQb], [bUS], [mez] sözcüklerinden sonra;
..... [b√s´z], [dZ√dZ´z], [mQb´z], [bUS´z], [mez´z]
Biçimbirimcik Da¤›l›m
[s] [t], [k], [p], [f], [T] seslerinden sonra
[z] [d],[g], [n], [r],[l],[oj], [D], [v] seslerinden sonra
[´z] [s], [z], [S], [Z], [b ], [dZ] seslerinden sonra
Bu kurallar› daha da öz bir flekilde ifade etmek için, [z] biçimbirimci¤ini ço¤ul
ekinin derin yap›da listelendi¤i biçim olarak belirleyelim. /z/ biçiminin ‹ngilizce’de
ço¤ul ekinin temel biçimi oldu¤unu varsayabiliriz. Bu, ço¤ul ekinin, baflka bir ses-
bilimsel kural uygulanmad›¤› sürece, [z] olarak gerçekleflece¤ini belirtir. Ancak, ço-
¤ul ekinin di¤er biçimbirimlerini oluflturmada ‹ngilizcenin dilbilgisinin sesbilimi bi-
lefleninde flu iki kural daha bulunmaktad›r:
1. Ço¤ul biçimini sesbilimsel kurala göre gerçeklefltiren bir sözcü¤ün son sesi
h›fl›rt›l› bir ses ise, ço¤ul eki /z/’den önce [´] ekle
2. Ço¤ul biçimini sesbilimsel kurala göre gerçeklefltiren bir sözcü¤ün son sesi-
nin ötümsüz bir ses ise, ço¤ul eki /z/’yi ötümsüz [s]’ye dönüfltür.
2. Ünite - Sesbilim ve Sesbilimsel Süreçler 25
a. pul/bul çil/mil
bil/kil zil/nil
tel/sel dil/fil
Birbirleri aras›nda anlam Bu örneklerde görüldü¤ü gibi, sözcüklerin bafl›nda bulunan seslerin niteli¤i
fark› yaln›zca bir ses sözcükler aras›nda anlam fark›na yol açmaktad›r. Birbirleri aras›nda anlam fark›
taraf›ndan oluflturulan
sözcüklere en küçük çiftler yaln›zca bir ses taraf›ndan oluflturulan sözcüklere en küçük çiftler denir. Buna
denir. göre, pul/bul, tel/sel, vb. Türkçe için en küçük çiftler oluflturmaktad›r. Sözcükler
aras›nda anlam fark›na yol açan p, b, t, s sesleri karfl›tsal da¤›l›m içindedir. Sözcük
içinde hangisinin oluflturuldu¤u anlam fark›na yol açmaktad›r. Bunun için p, b, t, s
sesleri Türkçenin sesbirimleri aras›ndad›r.
N N
SIRA S‹ZDE Sesbirimlerin
SIRA S‹ZDEDa¤›l›m›
Sözcükler aras›nda anlam fark› yaratan sesler, sözcük içinde de¤iflik konumlarda
bulunabilirler. Örne¤in, afla¤›daki sözcükler anlam bak›m›ndan birbirlerinden söz-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
cük sonunda bulunan sesler ile ayr›lmaktad›r.
Iki‹ Nses
T EenR Nküçük
E T ikilide Bu sözcükler
‹ N T E R Naras›ndaki
ET anlam fark› sözcük sonunda r,l, S,j,t, Z seslerinin bu-
birbirinin yerine geçti¤inde
anlamsal farkl›l›¤a yol
lunmas›ndan kaynaklanmaktad›r; yani r,l, S,j,t, Z sesleri bu sözcükler aras›nda an-
açarsa bu iki ses o dilde lam fark›na yol açmaktad›r ve karfl›tsal da¤›l›m içindedir. Türkçede r,l, S,j,t, Z bi-
birer sesbirimdir ve rer ünsüz sesbirimidir. Sesbirimler dilbilimde e¤ri çizgiler aras›nda gösterilir: /r,l,
aralar›ndaki da¤›l›m
'karfl›tsal da¤›l›md›r'. S,j,t, Z/.
Bir ünlü ve bir ünsüz olmak üzere iki sesbirimden oluflan afla¤›daki sözcükler
aras›ndaki anlam fark› ünlülerin niteli¤i ile belirtilmektedir. Bu sözcükler Türk-
çedeki ünlü sesbirimlerini gösteren en küçük çiftler oluflturmaktad›r. Görüldü¤ü
2. Ünite - Sesbilim ve Sesbilimsel Süreçler 27
gibi, en küçük çiftlerde e¤ik çizginin sol taraf›ndakiler i harfi ile bafllarken, sa¤ ta-
rafta olanlar s›ras›yla ü, e,ö,u,o,a,› harfleriyle bafllamaktad›r. En küçük çiftler olufl-
turan bu sözcükler Türkçede 8 temel ünlü oldu¤unu göstermektedir:
iz /üz in / on
iz / ez in / an
iz / öz is(siz) / ›s(s›z)
iz / uz
I II III IV
pul sepet cepken sap
pil kepek flapka kap
para sopa kaptan cep
parça kupa papyon ip
parka çapa kepçe kep
sesbirimcik [ph] serbest de¤iflim içindedir. Türkçede soluklu [ph] ve soluksuz [p]
En küçük ikilide iki ses sesleri sözcük içinde bütünleyici da¤›l›m içindedir, birinin oldu¤u konumda di-
birbirinin yerine geçme
iliflkisi içinde de¤ilse
¤eri bulunmaz. Bu sesler [p] sesbiriminin sesbirimcikleridir. Böylelikle görüyoruz
aralar›ndaki da¤›l›m ki anadili konuflurlar›n›n konuflurken oluflturduklar› sesler sesbirimciklerdir. Ancak
bütüncül da¤›l›md›r. anadili dinleyicileri, konuflmalar› sesbirimler olarak alg›lamaktad›r. Yani, sesbirim-
cikler oluflturdu¤umuz somut seslerdir, sesbirimler ise alg›lad›¤›m›z soyut birimler-
dir. Sesbirimler, birbirine benzer ancak baz› özelliklerinde birbirinden farkl› ses s›-
n›flar›d›r. Dilbilimde sesbirimler / / olarak iki e¤ri çizgi aras›nda, sesbirimcikler ise
[ ] olarak köfleli ayraçlar aras›nda gösterilir. Buna göre Türkçedeki ötümsüz çiftdu-
daks›l patlamal› /p/ sesbirimini ve onun sesbirimcikleri olan ve [p]’nin bütünleyici
da¤›l›m›n› flöyle gösterebiliriz:
/p/
[ph] / #___________
[p] / __________ [-Ü]
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
b. Soluklu ötümsüz diflyuvas›l patlamal› [th] ile soluksuz ötümsüz diflyuvas›l patlamal› [t]
ayn› sesin sesbirimcikleri midir yoksa ayr› sesbirimler midir? Aç›klay›n.
c. E¤er (b)’ye yan›t›n›z ayn› sesin sesbirimcikleri ise, sesbirimin gösterimi nedir?
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
rulan soluklu [kh] ve soluksuz [k] olmak üzere 2 sesbirimc¤i bulunmaktad›r. Ötüm-
süz artdamaks›l patlamal› /k/ sesbiriminin soluklu [kh] ve soluksuz [k] sesbirmicik-
lerinin da¤›l›m›n› flöyle gösterebiliriz.
Soluklanma Kural›
Ötümsüz patlamal› sesler olan /p/, /t/, /k/ sesleri do¤al bir ses s›n›f› olufltururlar.
Yukar›daki örneklerde görüldü¤ü gibi, Türkçede sözcük bafl›nda ya da sözcük
içinde seslem bafl›nda bulunan ötümsüz patlamal› /p/, /t/, /k// ünsüzler, soluklu
olarak söylenmektedirler. Bu dillerde görülen bir özelliktir. Bir sesbilim kural›, yal-
n›zca tek bir sese uygulanmaz, genellikle do¤al s›n›f oluflturan seslerin tümüne uy-
gulan›r. Türkçenin ötümsüz patlamal› sesleri olan /p/, /t/, /k/ sesler ile ilgili bu ge-
nellemeyi afla¤›daki Soluklanma Kural› olarak belirtebiliriz.
Soluklanma Kural›
Ünsüz ↔-> [+soluklu] / #___________
+patlamal›
-ötüm
Bir dilde hangi sesbirimciklerin bulunaca¤› ve bunlar›n da¤›l›m› dile özgü özel-
liklerdir. Örne¤in Meksika’da konuflulan bir dil olan Tojolabalda da soluklu diflyu-
vas›l patlamal› [th] ve soluksuz diflyuvas›l patlamal› [t=] sesleri bulunmaktad›r. An-
cak bu seslerin da¤›l›m› Türkçedeki diflyuvas›l patlamal›n›n sesbirimciklerinin da-
¤›l›m›ndan farkl›d›r. Tojolabal dilinde soluklu [th] ve soluksuz [t=] seslerinin da¤›l›-
m›n› gösteren afla¤›daki sözcükleri inceleyin.
/t=/
[th] / __________#
[t=]/ di¤er konumlarda
Daha önce de belirtti¤imiz gibi, baz› dillerde ayr› sesbirimler olan sesler, baflka
dillerde ayn› sesbirimin de¤iflkesi olarak yer almaktad›r. Korecede [l] ve [r] sesleri-
nin da¤›l›m›na bakal›m. ([¨] sesi kapal› arka düz ünlüdür.)
30 Genel Dilbilim-II
Korece
[l] [l] [r]
kal “gidecek” ilkop “7” ir¨mi “ad”
k¨n¨l “gölge” iplasa “berber” kiri “yol”
mul “su” on¨lppam “bu akflam” k¨r´m ‘o zaman’
pal “bacak” pulphy´n “rahats›zl›k” k´rir “caddeye”
phal “kol” silkwa “meyva” saram “kifli”
s´ul “Seul” t¨lb haN “pencere” uri “biz”
tat¨l “hepsi” ´lmana “ne kadar” y´r¨m “yaz”
Korecedeki [l] ve [r] seslerinin da¤›l›m›na bakt›¤›m›zda, flöyle bir da¤›l›m içinde
olduklar›n› görmekteyiz: Yan ak›c› olan [l] sesi, sözcük sonlar›nda ve sözcük orta-
s›nda bulunmaktad›r. Ancak sözcük ortas›nda bulundu¤u durumlarda, kendisin-
den sonra gelen ses her zaman için bir ünsüzdür. Üstdamaks›l ak›c› bir ses olan
[r]’nin da¤›l›m›na bakt›¤›m›zda ise, bu sesin hiç bir zaman sözcük sonunda bulun-
mad›¤›n›, sözcük ortas›nda oldu¤u durumlarda da her zaman için yaln›zca iki ün-
lü aras›nda bulundu¤unu görürüz. Korecede [r] sesinin arkas›ndan hiç bir zaman
bir ünsüz gelmemektedir. Buna göre yan ak›c› [l] ile üstdamaks›l ak›c› [r] bütünle-
yici da¤›l›m içindedir ve bir sesbirimin de¤iflkeleridir. [l] sesinin da¤›l›m› daha ge-
nifl oldu¤u için, sesbirim gösterimini [l] oldu¤unu varsayabiliriz. Buna göre Kore-
cede [l] sesbiriminin de¤iflkeleri ve bu de¤iflkelerin da¤›l›m› flöyledir:
/l/
[r] / [Ü____Ü]
[l] / di¤er konumlar
[s] [S]
sumimasen ‘lütfen’ watai ‘ben’
tasukete ‘yard›m” Sichi ‘7”
akusei “kötü huylu” S ippo “uzunboylu”
sensei “ö¤retmen” anSitsu ‘karanl›k oda”
sekitan “kömür” aSita “yar›n”
Görüldü¤ü gibi, Japoncada gerek ötümsüz diflyuvas›l sürtünmeli ünsüz [s] ge-
rek ötümsüz öndamaks›l sürtünmeli [S] sesi, sözcük bafl›nda ve ortas›nda gelebil-
mektedir. Ancak [s] ve [S] seslerinin sözcük içindeki da¤›l›m›na dikatlice bakt›¤›-
m›zda, [S] sesinin yaln›zca [i] sesinden önce geldi¤ini, [s] sesinin da¤›l›m›nda ise
böyle bir k›s›tlama olmad›¤›n› görmekteyiz. Böylece, [S] sesi ile [s] sesi bütünleyici
da¤›l›m içindedirler. [S] yaln›zca [i] sesinden önce gelmekte, di¤er tüm konumlarda
[s] sesi bulunmaktad›r. Buna göre, Japoncada [s] ve [S] sesleri, /s/ sesbiriminin bi-
rer de¤iflkesidir. Bu da¤›l›m› flöyle gösterebiliriz:
2. Ünite - Sesbilim ve Sesbilimsel Süreçler 31
/s/
[S] / ________[i]
[s] / di¤er konumlarda
/i/ /æ/
[›‚] / _____________ [genizsil] no] / _________[genizsil]
[i]/ di¤er konumlar [æ] / di¤er konumlar
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
l›m içinde midir?
‹NTERNET ‹NTERNET
32 Genel Dilbilim-II
tad›r. Yani, Türkçede Soluklanma Kural› ötümsüz patlamal› ses s›n›f›n›n bütün
üyelerine uygulanmaktad›r. Ayn› biçimde, ‹ngilizcede Ünlülerin Genizsilleflmesi,
genizsil ünlsüzlerden önce gelen bütün ünlülere uygulanmaktad›r. Diller hangi
sesbilimsel kural›n kendi sesbilimsel bilefleninde oldu¤u aç›s›ndan birbirlerinden
ayr›l›rlar; ancak var olan kurallar bir do¤al s›n›f›n tüm üyelerine uygulan›r. Buna
göre, her bir sesi, sesleri oluflturan özelliklere verilen de¤erler çerçevesinde bir
sesbilgisel özellik kümesi olarak düflünebiliriz. Örne¤in /p/, /b/ ve /m/ sesleri bir-
birlerine baz› özellikler bak›m›ndan benzemekte, ancak baz› özellikleri bak›m›n-
dan da di¤erlerinden ayr›lmaktad›r. Bu özellilkleri ve her sesin bu özellikler ile il-
gili de¤erini flöyle gösterebiliriz:
p b m
Patlamal› + + +
Çiftdudaks›l + + +
Ötümlü - + +
Genizsil - - +
Bir sözcükte bir sesbilgisel özelli¤in art› [+] de¤eri, di¤er sözcüklerdeki eksi [-]
de¤eri ile karfl›tl›k ortaya ç›kard›¤›nda, o sesbilgisel özellik incelenen dil için ay›r›-
Bir sözcükte bir sesbilgisel c› özelliktir. Buna göre, Türkçede çiftdudaks›l patlamal› sesin ötümlü ya da ötüm-
özelli¤in art› [+] de¤eri, süz olmas›, pil ve bil sözcüklerinde oldu¤u gibi, anlam fark› yaratt›¤i için, ötümlü-
di¤er sözcüklerdeki eksi [-]
de¤eri ile karfl›tl›k ortaya lük/ötümsüzlük Türkçe için ay›r›c› özelliktir. Buna karfl›n, soluklu olmak ötümsüz
ç›kard›¤›nda, o sesbilgisel patlamal› sesler için art›k ya da öngörülebilir özelliktir, patlamal› sesin ötümsüz
özellik incelenen dil için
ay›r›c› özelliktir.
olmas›na ba¤l› olarak o sesin soluklu olaca¤› öngörülebilmektedir.
Siam diline bakt›¤›m›zda ise ötümsüz patlamal› seslerin soluklu ya da soluksuz
özelli¤inin sözcükler aras›nda anlam ayr›m›na yol açmakta oldu¤unu görürüz. Afla-
¤›daki sözcükler aras›ndaki anlam fark› ötümsüz patlamal› seslerin soluklu ya da
soluksuz olmas›na ba¤l›d›r.
Sesdizim
Anadili konuflurlar›n›n anadilleri hakk›nda içsellefltirmifl olduklar› bilgilerden bir
türü de sesbirimlerin sözcük içinde s›ralan›fl›d›r. Örne¤in, Türkçeyi anadili olarak
konuflanlar afla¤›daki sesleri bir sözcük olacak flekilde s›ralanmas›nda baz› olas› di-
zimleri oluflturmayacaklard›r.
/pars/
/sarp/
/rasp/
Ancak, Türkçeyi anadili olarak konuflan biri bu sesleri afla¤›daki dizimlerde s›-
ralamayacakt›r; çünkü Türkçede seslerin da¤›l›m› sözcük bafl›nda iki ünsüzün ar-
darda gelmesine izin vermez.
Afla¤›daki dizilimler Türkçe kurallar›na uygun de¤ildir. SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
*/sapr/ */pasr/ 4
Bunlar› Türkçenin kurallar›na uygun olan /sarp/ ve /pars/ dizilimleriyle karfl›laflt›r›n ve yu-
D Ü fi Ü N E Lkarfl›
kar›daki dilbilgisi d›fl› olan dizilimlerin Türkçenin hangi dizilim kural›na ‹ M geldi¤ini D Ü fi Ü N E L ‹ M
belirleyin.
S O R U S O R U
Bütün dillerde sesbirimlerin sözcük içinde dizilimlerini belirleyen kurallar› var-
d›r. Bu kurallar›n içeri¤i dilden dile farkeder, ancak evrensel olan boyut tüm dille-
D‹KKAT D‹KKAT
rin sesbilim bileflenlerinde dizilim kurallar› oldu¤udur.
Türkçede sözcük içinde ünsüz da¤›l›m› sözcük sonunda bulunan kümelerdeki
N N
SIRA ünsüz
ünsüzlerin niteli¤ini ve al›nt› sözcüklerde sözcük bafl›nda bulunan S‹ZDE kümecik- SIRA S‹ZDE
lerinin bölünmesini belirler.
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
BÜRÜNSEL SESB‹L‹M
Diller bürünsel özellikler olan vurgu ve ezgi de¤iflimlerini sözcüklerin Söyleyiflte belirli ezgi ve
K ‹ T A Pve yap›lar›n K ‹oluflan
vurgu yap›lar›yla T A P
aras›nda anlam fark› yapmakta kullanmaktad›r. sesletimsel özelliklere
bürünsel özellikler denir.
Bürünsel özellikler sözcüki
Vurgu TELEV‹ZYON öbek ve tümce T Eanlam›
LEV‹ZYON
Vurgu, sözcük ve sözdizimsel yap›larda sözcük, öbek ve tümce vurgusu olarak üç aç›s›ndan ele al›nd›¤›ndan
düzeyde incelenir. Her üç düzeyde, o düzeyi oluflturan birimlerden biri di¤er bi- parçalar üstü sesbilimsel
özellikler olarak da ele al›n›r.
rimlere göre daha kuvvetli ve belirgin bir biçimde oluflturulur ve birincil vurguyu
‹ N T Evurguya
tafl›r. Di¤er birimler, birincil vurgu tafl›yan birime göre daha zay›f RNET sahiptir. ‹NTERNET
Türkçede vurgu, birincil ve zay›f vurgu olmak üzere iki vurgu düzeyinde gerçek-
leflir. Sözcük düzeyinde, kök-sözcüklerin vurgu düzene¤i ile bileflik sözcük ve
tamlama yap›lar›n›n vurgu düzene¤i birbirinden farkl› özellikler sergiler. Çok ses-
lemli kök-sözcüklerde iki ayr› vurgu derecesi bulunur. Bunlar, seslemin di¤er(ler)in-
den daha kuvvetli, belirgin ve yüksek bir tonla söylendi¤i birincil vurgu [Ú], di¤e-
ri ise birincil vurgu almayan seslemlerde bulunan zay›f vurgudur [Ù]. Örne¤in, ka-
dar sözcü¤ünde sözcü¤ünün ilk seslemi olan ka- zay›f vurgu, ikinci seslemi olan
-dar ise birincil vurgu al›r: kadár.
34 Genel Dilbilim-II
Cins adlar›nda birincil vurgu ikinci seslemde, yer adlar›nda ilk seslemdedir. Bu
örnekler, sözcükler aras›ndaki anlam ayr›m›n›n vurgu örüntüsündeki ayr›m ile be-
lirtildi¤ini göstermektedir.
Vurgu örüntüsünün sözcükler aras›nda anlam fark›na yol açt›¤› baflka bir du-
rum da kök sözcükler ve vurgusuz sonekler ile oluflturulmufl sözcüklerde görülür.
Yer adlar› ve cins adlar›nda oldu¤u gibi, kök sözcükler ile vurgusuz sonekler ile
oluflturulmufl sözcükler aras›ndaki anlam fark›, vurgu düzeneklerindeki ayr›m ile
belirtilir.
EZG‹
Diller ezgi de¤iflimlerini yap›lar aras›nda anlam fark›n› ifade etmede kullan›r. Türk-
çede ezgi örüntülerinin yap›lar aras›nda ifllev fark› belirtti¤i ba¤lamlar çok k›s›tl›-
d›r. Ancak, baz› durumlarda tek sözcüklü ya da öbek yap›s›ndan oluflan istek so-
rular›, {mI} parçac›¤› kullan›lmadan yükselen ezgi ile söylenebilmektedir.
{mI} soru parçac›¤› kullan›lmadan yükselen ezgi ile söylenerek soru yap›lar›
oluflturulan di¤er yap›lar ise hani ve ya sözcükleri ile bafllayan tümcelerdir.
Ezgisel diller yap›lar aras›nda anlam ve ifllev fark› ezgi de¤iflimleri ile ifade
ederler.
SESB‹L‹MSEL SÜREÇLER
Sesbilim çal›fl›rken sözcüklerin anadili konuflurlar›n›n biliflim da¤arc›¤›nda sesbi-
limsel göstergeler olarak dizildi¤ini görmüfltük. Ayr›ca sözcüklerin sesbilimsel gös-
tergeleri ile seslendiriliflleri, yani sesbilgisel göstergeleri aras›nda ayr›m oldu¤unu
ve bu ayr›m›n kurall› oldu¤unu görmüfltük. Sesbilimsel göstergeler ve sesbilimsel
kurallar anadili konuflurlar›n›n dilleri hakk›nda içsellefltirdikleri bilgilerdendir. Söz-
cüklerin söyleniflinde sesbilimsel süreçler baz› ses de¤iflikliklerine yol açar. Bu Bir dildeki sesbilimsel
de¤ifliklikler sözcü¤ün sesbilimsel yap›s› üzerinde (i) ses, ve baz› durumlarda ses- göstergeler ile onlar›n
sesbilgisel göstergeleri
lem düflmeleri, (ii) ses, ve baz› durumlarda seslem eklemeleri, (iii) ses benzeflme- aras›nda ses düflmeleri,
leri, (iv) özellik de¤ifltirmeleri ve (iv) seslerin sözcük yap›s› içinde yer de¤ifltirme- ses eklemeleri, ses
de¤ifltirmeleri gibi ses
si gibi etkiler yarat›r. Bu süreçler hem sözcük köklerinin hem de ba¤›ml› biçimbi- olaylar›yla farkl›laflmaya yol
rimlerin ses yap›s›n› etkileyebilmektedir. Sesbilimsel süreçlerin etkiledikleri sesler açan süreçlere sesbilimsel
süreç denir.
sözcük bafl›nda, sonunda ya da ortas›nda olabilir. Sesbilimsel göstergeler bir sesin
belirtilmesi için gerekli en az say›da özellik içerirler, çünkü baz› özellikler di¤er
özelliklerin bulunmas›na ba¤l›d›rlar; baflka bir deyiflle, baz› durumlarda bir seste
bir özelli¤in bulunmas›, baflka bir özelli¤in niteli¤ini de belirler.
Bir dilin sesbilimsel bilefleninde hangi sesbilimsel süreçlerin bulundu¤u, o dile
özgü bir özelliktir. Ancak evrensel olan, bütün dillerde sözcüklerin sesbilimsel gös-
tergesi ile gerçek söylenifli aras›nda fark› belirleyen sesbilimsel kurallar›n bulunma-
s›, bu kurallar›n yaratt›klar› etkilerin niteli¤i ve uyguland›klar› do¤al s›n›flar bulun-
mas›d›r. Bu bilgiler her anadili konuflurunun biliflimindedir ve kiflilerin kendi dille-
rinin sesbilgisel bilefleni hakk›nda içsellefltirmifl olduklar› bilgiyi içermektedir.
36 Genel Dilbilim-II
Ses Benzeflmeleri
Dillerde sözcük içinde sesler kendilerinden önce ya da sonra gelen seslere benzer
özellikler sergileyebilir, baflka bir deyiflle sesler etraflar›nda olan di¤er seslerin
özelliklerini alabilir. Ses benzeflmesinin, sözcükleri olufltururken birbirlerine ben-
zeyen özellikler tafl›yan sesleri oluflturman›n konuflma ya da söyleyifl sürecini ko-
laylaflt›rma etkisi bulunmaktad›r. Örne¤in, geçen derste ‹ngilizcede genizsil ünsüz-
lerden once gelen ünlülerin genizsil ünlü olarak oluflturuldu¤unu, genizsilefltiril-
menin sözcükler aras›nda anlam fark›na yol açmad›¤›n› çünkü bunun ünlünün bu-
lundu¤u ses ortam›na ba¤l› olarak kurall› bir de¤iflim oldu¤unu görmüfltük. Bir ses
benzeflmesi olan Ünlü Genizsilleflmesinin örnekleri flunlard›r:
Görüldü¤ü gibi, yukar›da verilen Ünlü Genizsilleflmesi Kural›, kural›n hangi ses
s›n›f›na uyguland›¤›n› belirtmekte (Ünlüler), hangi sesbilgisel de¤iflikli¤e yol açt›-
¤›n› göstermekte (ünlüleri sesbilgisel genizsil ünlü yap), ve kural›n hangi sesbilim-
sel durumlarda uyguland›¤›n› (ünlünün ayn› seslem içinde bir genizsilden önce
gelmesi halinde) belirtmektedir.
fiimdi Türkçedeki baz› ses benzeflmesi kurallar›na bakal›m. Türkçe sözcük ya-
p›s›n›n en belirgin özelliklerinden biri ünlüler aras›nda nitelik aç›s›ndan benzefl-
medir. Daha önce de gördü¤ümüz gibi, sözcük köklerinde uygulanan Ünlü Uyu-
mu Kurallar› sözcüklerin ünlülerinin niteli¤ini belirler.
Ünlü Uyumu
Daha önce Türkçede adlara eklenen ço¤ul sonekinin [lAr] ünlüsünün eklendi¤i
sözcü¤ün son seslemindeki ünlü ile uyum sa¤lad›¤›n› ve [ler] ya da [lar] olarak ger-
çekleflti¤ini görmüfltük.
Buna göre Ünlü Uyumu Kural› çerçevesinde sözcü¤ün son seslemindeki ünlü-
nün [lAr] ekindeki ünlünün özelliklerini belirlemektedir; son sesleminde arka ünlü
2. Ünite - Sesbilim ve Sesbilimsel Süreçler 37
olan sözcüklerden sonra ek arka ünlü olan [lar] olarak; son sesleminde ön ünlü
olan sözcüklerden sonra ise ek ön ünlü olan [ler] olarak gerçekleflmektedir. Böy-
lece Ünlü Uyumu Kural›na göre, sözcü¤ün son seslemindeki ünlü ön/arka özellik-
leri ekteki ünlünün ön ya da arka ünlü olaca¤›n› belirlemektedir. Buna Türkçede
Aç›k Ünlü Uyumu denir. Aç›k Ünlü Uyumu Kural›n› flöyle gösterebiliriz:
Bu kural, yaln›zca ço¤ul eki /lAr/’›n [ler] ya da [lar] olarak gerçekleflti¤ini belirt-
mez; kural geneldir ve Türkçede ünlüsü aç›k ya da orta ünlü olan bütün ekleri et-
kilemektedir. Afla¤›da ünlüsü aç›k olan -DA, -DAn ve -(y)A eklerinin biçimlerine
bak›n:
dam-da ev-de
dam-dan ev-den
dam-a ev-e
Ünlüsü aç›k olan -DA, -DAn ve -(y)A eklerinin [da]/[de], [dan]/den, [e/a] olarak
ikifler de¤iflkeleri bulunmaktad›r. Yukar›da oluflturdu¤umuz Aç›k Ünlü Uyumu bu
de¤iflkeleri öngörmesi ile dillerde sesbilimsel kurallar›n bir s›n›f› oluflturan bütün
seslere uyguland›¤›n› kan›tlamaktad›r. Türkçede ünlüsü kapal› olmayan soneklerin
[e]/[a] olmak üzere iki de¤iflkesi bulunmaktad›r.
Kapal› Ünlü Uyumu Kural›, derin yap›da [+kap] olarak belirtilmifl olan sonek
ünlüsünü, ön/arka ve yuvarlakl›k boyutlar› aç›s›ndan sözcü¤ün son seslemindeki
ünlü ile benzefltirecek ve sonek ünlüsünü [i], [›], [ü], [u] yerlefltirecektir.
Kapal› Ünlü Uyumu Kural›, ünlüsü kapal› ünlü olan tüm soneklerin ünlülerin-
de, eklendikleri sözcü¤ün son seslemindeki ünlünün niteli¤ine ba¤l› olarak kapa-
l› ön düz [i], kapal› arka düz [›], kapal› ön yuvarlak [ü] ya da arka kapal› yuvarlak
[u] olarak oluflturulaca¤›n› belirtir. Buna göre iyelik eki -sI, bir yere ait oldu¤unu
ifade eden -lI eklerinin afla¤›daki biçimleri vard›r:
Oda-s› I¤d›r-l›
Ütü-sü Karagümrük-lü
Ev-i Edirne-li
Kutu-su ‹stanbul-lu
N N
SIRA S‹ZDE ral var m›? Evet
SIRAise, S‹ZDEbu kural nedir ve sonekin ünlüsünün niteli¤ini nas›l belirlemektedir?
Ünsüz Uyuflmalar›
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
Dillerde ünsüzler de etraflar›ndaki seslerle benzeflir. Türkçede sözcük içinde ve bi-
çimbirim s›n›rlar›nda genizsil ünsüzler /m/ ve /n/ oluflma noktas› bak›m›ndan ve
ötümlü diflyuvas›l sürtünmeli /z/ ünsüzü arkas›ndan gelen sesin ötümsüz sesbilgi-
K ‹ T A P K ‹ T A P
sel özellikleri bak›m›ndan birbirleriyle benzeflir. Bu benzeflmeler genizsil benzefl-
mesi ve ötümsüzleflme süreçlerinde görmekteyiz.
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
Genizsil Benzeflmesi
Türkçe köklerde ço¤unlukla genizsil sesler arkalar›ndan gelen patlamal› sesler ile
efl ç›k›fll›d›r.
‹NTERNET Kök ‹ N T E R N E TSesbirimsel Sesbilgisel
pembe /penbe/ [pembe]
flimdi /Simdi/ [Sindi]
pembe ve flimdi sözcüklerinin söyleniflinde görüldü¤ü gibi, sözcük ortas›ndaki
/m/ sesi birinci sözcükte arkas›ndan gelen [d] sesi ile oluflum noktas›nda benzefle-
rek diflsil genizsil /n/ olarak oluflturulmaktad›r.
2. Ünite - Sesbilim ve Sesbilimsel Süreçler 39
Yenge, tango, onbir gibi sözcüklerin söyleniflinde görüldü¤ü gibi diflyuvas›l ge-
nizsil /n/ sesi arkas›ndan gelen patlamal› ünsüz ile oluflum noktas› aç›s›ndan ben-
zeflmektedir.
Ötümsüzleflme
Türkçede son sesi ötümlü sürtünmeli ünsüz olan bir kökten sonra ötümsüz bir ün-
süz ile bafllayan sonek geldi¤i durumlarda, kökün son sesi ötümsüzleflir.
Istasyon-da bardak-ta
Bilgisayar-da ayak-ta D‹KKAT D‹KKAT
a.Yukar›daki sözcüklere eklenen -DA sonekinin kaç de¤iflkesi vard›r?
b. Bu de¤iflkelerin ilk seslerindeki de¤iflim nedir?
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
c. Sizce, bu de¤iflke hangi tür sesbilimsel kural›n örne¤idir? Aç›klay›n.
Ünlü Düflmeleri
Türkçe’de baz› yer belirteçleri, ne-soru sözcü¤ü ile yap›lan sorularda
‹ N T E R N E Tses düflme- ‹NTERNET
leri olmaktad›r. Afla¤›daki sözcüklerin sesbilimsel göstergesi ile söylenifl biçimle-
rine bak›n:
40 Genel Dilbilim-II
Görüldü¤ü gibi, kökün son sesi kapal› düz ünlü olan yer belirteçlerine {-DA}/{-
DAn} durum ekleri ya da iyelik eki {-sI} gibi ünsüz ile bafllayan bir ek eklendi¤in-
de, kökün son ünlüsü düflürülmekte ve sözcük üç seslemli olarak söylenmektedir:
Yer belirteçlerinden afla¤› sözcü¤ünün son ünlüsü olan /µ/, köke ünsüz ile
bafllayan bir ek eklendi¤inde ve kökün son sesi oldu¤u durumlarda düflmektedir.
[µ] ünlüsünün düflmesi kökün ikinci seslemindeki [a] ünlüsünün uzat›lmas›na yol
açmaktad›r:
Türkçede ses düflmelerinin görüldü¤ü bir baflka ortam da ne soru sözcü¤ü ile
oluflturulmufl kal›p sorulard›r. Bu tür sorularda, ne soru sözcü¤ünün ünlüsü olan /e/
düflürülmekte ve genellikle ne-den sonra gelen sözcü¤ün ilk sesi uzat›lmaktad›r:
‘ne haber’ ve ‘ne yap›yorsun’ yap›lar›nda, ne- soru sözcü¤ünden sonra gelen ha-
ber ve yap›yorsun sözcüklerinin ilk sesleri de düflmekte ve /a/ sesi uzat›lmaktad›r.
D‹KKAT D‹KKAT
Ünsüz Düflmeleri
Diller sözcüklerde ünsüzleri de düflürmektedir. Türkçede h›zl› konuflmada uygula-
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
nan ünsüz düflmeleri özellikle ak›c› ve kay›c› ünsüzleri etkilemekte ve /r/, /l/, /y/,
/h/ seslerinin düflmesinde görülmektedir.
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
(i) /r/ düflmesi
Bir sözcü¤ünün son sesi konumunda bulunan ak›c› /r/ sesi h›zl› konuflmada
K ‹ T A P ço¤unlukla Kdüflürülmektedir.
‹ T A P
Sesbilimsel Sesbilgisel
TELEV‹ZYON
bir /bir/
TELEV‹ZYON
[bi]
‹NTERNET ‹NTERNET
2. Ünite - Sesbilim ve Sesbilimsel Süreçler 41
Ayn› biçimde, {-Iyor} ekinden sonra gelen kifli ekinin ikinci ve üç›ncü tekil ya
da ço¤ul kifli eki oldu¤u durumlarda -‹yor ekinin son sesi olan ak›c› /r/- düfler:
Sesbilimsel Sesbilgisel
geliyor /gelijor/ [delijo]
geliyorlar /gelijorlar/ [delijolar]
geliyorsun /gelijorsun/ [delijosun]
geliyorsunuz /gelijorsunuz/ [delijosunuz]
Yukar›daki örnekler Türkçede {-Iyor} ekinden sonra gelen kifli ekinin ikinci ve
üç›ncü tekil ya da ço¤ul kifli eki oldu¤u durumlarda -‹yor ekinin son sesi olan ak›-
c› /r/- düfltü¤ünü göstermektedir.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
/h/ düflmesi
Türkçede bir baflka ünsüz düflürme hane sözcü¤ü ile oluflturulan bileflik sözcük-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
lerde /h/ sesinin düflürülmesidir. Sözcük içi biçimbirim s›n›rlar›nda, iki /a/ ünlüsü
aras›nda bulunan /h/ sesi ço¤unlukla düflürülmekte, /h/ sesinin düflürülmesi sonu-
cunda /a/ ünlüsü uzun ünlü olarak söylenmektedir. K ‹ T A P K ‹ T A P
Türkçede /h/ sesinin düflürüldü¤ü bir baflka ba¤lam da Ahmet, Mehmet gibi
‹NTERNET ‹NTERNET
özel adlarda, /m/ genizsil ünsüzünden önce gelen durumlard›r:
Türkçede günlük özensiz konuflmalarda s›kça rastlanan bir baflka ses düflürme
ise özel ad Mustafa sözcü¤ünün arkas›ndan bey sözcü¤ü geldi¤i durumlarda gö-
rülmektedir.
Sesbilimsel Sesbilgisel
Mustafa Bey /mustafa bej/ -> [ musta: bej]
Mustafa Bey ifadesi ço¤unlukla /f/ sesi düflürülerek ve /a/ sesi uzat›larak söy-
lenmektedir:
42 Genel Dilbilim-II
Ünsüz Düflürülmesi
Ünlü ile biten bir sözcük gövdesinden sonra ünlü ile bafllayan bir sonek eklendi-
¤inde ve üçüncü kifli iyelik ekinden sonra gelen durum eklerinden önce, sözcük
gövdesi ile sonek aras›na sonekin biçimbirimsel s›n›fland›rmas›na göre niteli¤i be-
lirlenmifl bir ünsüz bulunur. Biçimbirimsel s›n›fland›rmaya ba¤l› olan bu tür 3 ün-
süz vard›r: /y/ {-(y)I}, {-(y)A}, {-(y)AcAK}; /s/ {-(s)I(n)}; ve /n/ {-(n)In}. Bunlar ekle-
rin birer de¤iflkesini oluflturur.
(i) /y/- düflürmesi
{-(y)I}, {-(y)A} durum ekleri son sesi ünsüz olan ad kök ve gövdelerine eklendi-
¤inde ve {-(y)AcAK} gibi eylem çekim eki son sesi ünsüz olan eylem kök ve göv-
delerine eklendi¤inde ekteki /y/ sesi düflürülür:
Ayn› ekler, son sesi ünlü ile biten ad ve eylem kök ve gövdelerine eklendi¤in-
de /y/ sesi düflürülmez.
(ii) /s/-düflürmesi
Üçüncü tekil kifli iyelik soneki {-(s)I(n)}, son sesi ünsüz olan ad kök ve gövde-
lerine eklendi¤inde, sonekin /s/ sesi düflürülür:
{-(s)I(n)} eki son sesi ünlü olan kök ve gövdelere eklendi¤i durumlarda ise, kök
ve gövde ile sonek aras›ndaki /s/ sesi düflürülmez:
(iii) /n/-düflürmesi
{-(n)In} tamlayan eki, ünlü ile biten adlara eklendi¤inde /n/ sesi düflürülmez:
Üçüncü tekil kifli iyelik soneki {-(s)I(n)} eklenmifl olan ad gövdelerine {-(y)lA}
durum eki eklendi¤inde ise, iyelik ekinin /n/ sesi düflürülür, {-(y)lA} durum ekinin
/y/ sesi düflürülmez:
Özellik De¤iflmesi
Dillerde sesler sesbilimsel gösterimlerindeki özelliklerini de¤ifltirerek de¤iflik özel-
likler edinebilirler. Bu özellik de¤ifltirme sesin sözcük içinde bulundu¤u konuma
ba¤l› olarak belirlenebilir. Türkçedeki ötümsuz patlamal› sesler olan /p/, /t/, /k/’n›n
soluklanmas›n› özellik de¤ifltirma kural›na örnek olarak verebiliriz.
Soluklanma
Daha önce belirtti¤imiz gibi Türkçede ötümsuz patlamal› sesler olan /p/, /t/, /k/
sözcük ve seslem bafl›nda olduklar›nda soluklu olarak söylenmektedir.
Soluklanma Kural›
Ünsüz ↔ -> [+soluklu] / #___________
+patlamal›
Soluklanma Kural›, görüldü¤ü gibi bir do¤al s›n›f oluflturan ötümsuz patlamal›
seslerin tümüne uygulanmaktad›r. Türkçenin ötümsüz patlamal› sesleri olan /p/,
/t/, /k/ sesleri sözcük ve seslem bafl›nda bulunduklar›nda soluklu olarak oluflturul-
maktad›r.
Ünlü Yükselmesi
Özellik de¤iflimi ünsüzlerde oldu¤u kadar ünlülerde de görülür. Örne¤in, Türkçe-
de gelecek zaman eki olan -(y)AcAk soneki bir eyleme eklendi¤inde, sonekteki
/y/ sesi kendinden önce gelen aç›k ünlüyü kapal› ünlüye dönüfltürür.
44 Genel Dilbilim-II
Genizsilleflme
Türkçede ünsüz bezeflmelerinin bir baflka örne¤i de {-lAr} biçimbiriminin ilk sesi
olan ak›c› /l/ sesinin son sesi genizsil ünsüz olan on, bin gibi sözcüklere eklendi-
¤inde genizsil özelli¤ine de¤iflmesidir.
Ünlü Eklenmesi
Diller sesbilimsel bileflenlerinin özelliklerine ba¤l› olarak, baz› durumlarda sözcük
yap›s› içinde sesler ekleyebilirler. Ünlü eklenmesinin örne¤ini Türkçede al›nt› söz-
cüklerde sözcük bafl›nda bulunan ünsüz kümeciklerinin ünlü eklenmesi ile bölün-
mesinde görebiliriz.
‹lk sesi artdamaks›l olmayan kümeciklerde ise ünsüzler aras›na yerlefltirilen ka-
pal› ünlü, her zaman düz kapal› ünlüdür; ancak sözcü¤ün ilk seslemindeki ünlü ile
arka/ön niteli¤inde uyumludur.
2. Ünite - Sesbilim ve Sesbilimsel Süreçler 45
spor → s›por
tren → tiren
Sözcük bafl›nda bulunan ünsüz kümeci¤inin ilk sesi diflyuvas›l sürtünmeli ötüm-
süz ünsüz /s/ olan al›nt› sözcüklerde ço¤unlukla sözcük bafl›na yerlefltirilen düz
kapal› ünlü kümeci¤i böler. Yerlefltirilen düz kapal› ünlü ço¤unlukla ön ünlüdür.
i + skele
i + skarpin
i + skonto
i + statistik
› + spanak
Dil Sürçmeleri
Günlük konuflmada ortaya ç›kan dil sürçmeleri sesbilimsel süreçlerin kurall› oldu-
¤unu gösteren kan›tlardan biridir. Türkçe’de kaydedilmifl baz› dil sürçmelerine bir
bakal›m:
Saba çarfetmiyorum
Gazla kafl aras›
Çat taflals›n...
Mustafa Çandal sal›yorr..
Çay›f keyi içinn...
Buradaki ses de¤iflimlerine bir göz atarsak, bunlar›n kurall› oldu¤unu görürüz.
Saba çarfetmiyorum ve Mustafa Çandal sal›yorr sözcüklerin ilk sesleri yer de¤ifl-
tirmifl, Çat taflals›n da ise çatlas›n eyleminin ilk seslemi ile tafl yer de¤ifltirmifltir.
Gazla kafl aras›’nda ise deyimin ilk iki sözcü¤ü olan kafl ve göz yer de¤ifltirmifller,
ayn› zamanda göz sözcü¤ünün ünlüsü kafl sözcü¤ünün ünlüsüyle de¤ifltirilmifltir.
Çay›f keyi için’de birinci sözcü¤ün son sesi olan ak›c› /r/ düflürülmüfl ve ikinci
szcük keyf’in son sesi yer de¤ifltirip ilk sözcü¤ün yerinde oluflturulmufltur. Bu de-
¤ifliklikler sesbilimsel süreçlerin kurall› oldu¤unu göstermektedir. Sesler nitelikleri-
ne ve bulunduklar› konumlara ba¤l› olarak ya düflürülmekte ya da yer de¤ifltir-
mektedir.
46 Genel Dilbilim-II
Özet
N
A M A Ç
Bir dildeki sesler aras›nda karfl›tsal ve bütüncül N
A M A Ç
Bürün, vurgu ve ezgi kavramlar› ve bürünsel
1 da¤›l›m iliflkisini tan›mlayabilmek. 3 özelliklerin dilde anlam›n oluflumuna etkisini
Birbirleri aras›nda anlam fark› yaln›zca bir ses ta- irdeleyebilmek.
raf›ndan oluflturulan sözcüklere en küçük çiftler Söyleyiflte belirli ezgi ve vurgu yap›lar›yla oluflan
denir. Iki ses en küçük ikilide birbirinin yerine sesletimsel özelliklere bürünsel özellikler denir.
geçti¤inde anlamsal farkl›l›¤a yol açarsa bu iki Bürünsel özellikler sözcük, öbek ve tümce anla-
ses o dilde birer sesbirimdir ve aralar›ndaki da¤›- m› aç›s›ndan ele al›nd›¤›ndan parçalar üstü sesbi-
l›m 'karfl›tsal da¤›l›md›r'. En küçük ikilide iki ses limsel özellikler olarak da ele al›n›r. Seslemlerden
birbirinin yerine geçme iliflkisi içinde de¤ilse ara- oluflan sözcüklerde bir seslem di¤erlerine göre
lar›ndaki da¤›l›m bütüncül da¤›l›md›r. Bir söz- daha güçlü sesletilirse o seslem birincil vurgu; di-
cükte bir sesbilgisel özelli¤in art› [+] de¤eri, di¤er ¤erleri ise zay›f vurgu al›r. Vurgu Türkçe örne¤in-
sözcüklerdeki eksi [-] de¤eri ile karfl›tl›k ortaya de oldu¤u gibi eflseslilik söz konusu oldu¤unda
ç›kard›¤›nda, o sesbilgisel özellik incelenen dil anlam ayr›flt›ran bir özelliktir. [mssµr] sözcü¤ü-
için ay›r›c› özelliktir. nün ilk seslemi birincil vurgulu oldu¤unda 'yer
N
ad›'; ikinci seslemi birincil vurguyla sesletildi¤in-
Sesbilimsel koflullanmay› ve koflullanmay› ortaya de [mssµr] ise cins ad› anlam› ortaya ç›kar.
A M A Ç
N
2 ç›karan biçim-ses iliflkisini aç›klamak.
Dillerde sesbilimsel ve biçimbilimsel sunumlar Dillerde görülen de¤iflik sesbilimsel süreçlerin
A M A Ç
tektir. Ancak sesler belirli sesdizilimleri içinde 4 türlerini ve kurallar›n› betimleyebilmek.
ses çevresinden etkilenerek de¤iflime u¤rarlar ve Bir dildeki sesbilimsel göstergeler ile onlar›n ses-
böylece söyleyiflte bir sesbirimin ve biçimbirimin bilgisel göstergeleri aras›nda ses düflmeleri, ses
de¤iflkeleri ortaya ç›kar. Bir sesbirimin de¤iflkesi eklemeleri, ses de¤ifltirmeleri gibi ses olaylar›yla
'sesbirimcik'; bir biçimbirimin de¤iflkesi ise alt farkl›laflmaya yol açan süreçlere sesbilimsel sü-
biçimlik olarak adland›r›l›r. reç denir. Sözcüklerin söyleniflinde sesbilimsel
süreçler baz› ses de¤iflikliklerine yol açar. Bu de-
¤ifliklikler sözcü¤ün sesbilimsel yap›s› üzerinde
(i) ses, ve baz› durumlarda seslem düflmeleri, (ii)
ses, ve baz› durumlarda seslem eklemeleri, (iii)
ses benzeflmeleri, (iv) özellik de¤ifltirmeleri ve
(iv) seslerin sözcük yap›s› içinde yer de¤ifltirme-
si gibi etkiler yarat›r.
2. Ünite - Sesbilim ve Sesbilimsel Süreçler 47
Kendimizi S›nayal›m
1. Afla¤›da verilen sözcüklerin sesbilimsel göstergesi 4. ve 5. sorular› afla¤›daki bilgilere göre yan›tlay›n›z.
ile sesbilgisel göstergesi aras›ndaki farkl›l›k, hangi ses- Türkçe sözcüklerin söylenifl biçimlerine bak›n›z:
bilimsel sürecin uyguland›¤›n› göstermektedir? burada -> burda
Sesbilimsel Sesbilgisel flurada -> flurda
içece¤im /ib edZeim/ [ib dZe:m] orada -> orda
gidece¤im- /gidedZeim/ [didZe:m]
alaca¤›m- /aladZaµm/ [aldZa:m] 4. Afla¤›dakilerden hangisi 'flurada' ifadesinin Uluslara-
a. Ses benzeflmesi ras› Ses Alfabesi ile sesbilimsel göstergesi olabilir?
b. Ses eklemesi a. /SURAdA/
d. Ses yer de¤ifltirmesi b. /SURdA/
e. Ses düflmesi c. /tSµRdµ/
f. Özellik de¤ifltirmesi d. /flurda/
e. /çRAdA/
2. ve 3. sorular› afla¤›daki bilgilere göre yan›tlay›n›z.
Sesbilimsel Sesbilgisel 5. Yukar›da gözlemlenen sesbilimsel kural afla¤›daki-
flöyle → flö:le lerden hangisidir?
böyle → bö:le a. Ünlü düflmesi
koy → ko b. Ünsüz düflmesi
fley et- → fle:t c. Benzeflme
d. Ötümsüzleflme
2. Yukar›da verilen sözcüklerin söyleniflinde örnekle- e. Ünlü yükselmesi
nen sesbilimsel kural afla¤›dakilerden hangisidir?
a. Ses benzeflmesi 6. Bir dilde sesbilgisel özellikleri birbirine benzeyen
b. Ünlü eklemesi ancak birinin bulundu¤u ortamda di¤erinin bulunmad›-
d. Ses yer de¤ifltirmesi ¤› ses da¤›l›m›na ne ad verilir?
e. Ünsüz düflmesi a. Karfl›tsal Da¤›l›m
f. Özellik de¤ifltirmesi b. Serbest Da¤›l›m
c. Ünlü Da¤›l›m›
3. Afla¤›daklerden hangisi yukar›daki sesbilimsel kura- d. Bütünleyici Da¤›l›m
l› do¤ru olarak ifade eder? e. En Küçük Çift Da¤›l›m›
a. Türkçe baz› sözcüklerde sözcük ortas›nda ve so-
nunda ünlülerden sonra gelen /y/ sesi düflürül- 7. Afla¤›dakilerden hangisi en küçük çift de¤ildir?
mektedir. Bu durumlarda düflürülen /y/ sesin- a. sel zil
den önce gelen ünlü uzat›l›r. b. tel tül
b. Türkçede /y/ sesi ünlü düflüren bir sestir ve bu c. bel bil
sesin oldu¤u seslemlerdeki ünlü sesletilmez. d. kafl bafl
c. Türkçe baz› sözcüklerde ünlü uzamas› görülür. e. del tel
Ünlü uzamas› bir ünlünün kendisinden sonra
gelen bir sese göre koflullan›r.
d. Türkçede ön ünlüler kendisinden sonra kay›c›
bir ünsüz geldi¤inde di¤er durumlardakine göre
daha uzun sesletilirler. Bu durum ünlü uzamas›
olarak bilinir.
e. Türkçe sesdizim kurallar› aç›s›ndan orta seslem-
deki ünlü kendisinden sonra gelen seslemde
ak›c› bir ünsüz varsa uzun sesletilir.
48 Genel Dilbilim-II
Yararlan›lan ve Baflvurulabilecek
Kaynaklar
b. Soluklu ötümsüz diflyuvas›l patlamal› [th] ve soluk- Baflkan, Ö. (1958). Some Phonological Remarks with
suz ötümsüz diflyuvas›l patlamal› [t] ayn› sesin sesbi- Special Reference to Turkish Phonemics. Litera, 5.
rimcikleridir. ________. (1955). Fonemik Tahlilde K›staslar Meselesi.
c. /t/ ‹stanbul.
Clements, G. N. ve Sezer, E. (1982). Vowel and conso-
S›ra Sizde 3 nant disharmony in Turkish. H. van der Hulst ve N.
Ötümlü ve Ötümsüz ünlüler bütünleyici da¤›l›m içinde- Smith (haz.), The Structure of Phonological Repre-
dir. Ötümsüz ünlüler sözcük sonundad›r. Di¤er konum- sentation. 2. k›s›m, 213-255. Dordrect: Foris.
larda ünlüler ötümlüdür. Csato, E. A. (1999). Syllabic harmony in Turkic: The
evidence of code-copying. B. Brendemoen, E. Lan-
S›ra Sizde 4 za, ve E. Ryen (haz.), Language Encounters Across
Türkçe sözcüklerin sonunda patlamal› ve sürtünmeli Time and Pace. Oslo: Novus Press.
ünsüz ile bir ak›c› oldu¤u durumlarda, ak›c› ünsüz pat- Çak›r, C. (2000). On non-final stress in Turkish simplex
lamal› ya da sürtünmeli ünsüzden önce gelir words. A. Göksel ve C. Kerslake (haz.), Studies on
Turkish and Turkic Languages. Harrasowitz: Wies-
S›ra Sizde 5 baden.
a. –ce, ca, çe Demircan, Ö. (1981). Türkiye Türkçe'sinde seslemleme.
b. Hay›r. [a] ve [e] ünlüleri vard›r. Dilbilim, VI. ‹stanbul.
c. Aç›k Ünlü Uyumu, –cA sonekinin de¤iflkelerindeki ________. (1981). Türkçe'de Ezgilemeye Girifl. TDAY
ünlünün de¤iflimini belirlemektedir. Son seslemin- Belleten.
deki ünlü [i]/[ü]/[e], yani ön ünlü olan sözcüklerden ________. (1979). Türkiye Türkçesi'nde Vurgulama ve
sonra sonekin ünlüsü ön ünlü olan [e] olarak, son Odaklama. TDAY Belleten.
seslemindeki ünlü [›] ya da [a], yani arka ünlü olan ________. (1979). Türkiye Türkçesinin Ses Düzeni Tür-
sözcüklerden sonra, sonekin ünlüsü arka ünlü olan kiye Türkçesinde Sesler. Ankara: Türk Dil Kurumu
[a] olarak gerçekleflmektedir. Yay›nlar›.
________. (1978). Bileflik Sözcük ve Bileflik Sözcüklerde
S›ra Sizde 6 Vurgu. TDAY Belleten.
a. Iki de¤iflkesi vard›r. ________. (1976). Türk Dilinde Ek Vurgusu. Türk Dili,
b. [d]/[t] 294.
c. Ötümsüzleflme Kural›. –DA sonekinin eklendi¤i söz- ________. (1976). Türkiye yer adlar›nda vurgu. Türk
cü¤ün son sesi ötümlü ise sonekin ilk sesi [d], ötüm- Dili, 300.
süz ise [t] olarak gerçekleflmektedir. ________. (1975). Türk Dilinde Vurgu, Sözcük Vurgu-
su. Türk Dili, 284.
S›ra Sizde 7 Ekenel, H. K., Arslan, L. M. ve Özsoy, A. S. (2003). Türk-
Ertesi ile bileflik ad oluflturan gün adlar›nda, ertesi söz- çe’de ezginin çözümlenmesi ve modellenmesi. G.
cü¤ünün ilk seslemi düflürülmektedir. König, N. Büyükkantarc›o¤lu, F. Karahan (haz.),
XVI. Dilbilim Kurultay› Bildirileri. Ankara: Hacette-
S›ra Sizde 8 pe Üniversitesi Yay›nlar›.
a. /l/ düflmesi Ergenç, ‹. (1989). Türkiye Türkçesinin Görevsel Sesbili-
b. Son sesi /l/ olan sözcüklere, ilk sesi /s/ ünsüzü olan mi. Ankara: Engin Yay›nevi.
ve ünlüsü [+kap] olan bir sonek eklendi¤i durumlar- Erguvanl›, E. E. (1984). Word order in Turkish.
da /l/ sesi ço¤unlukla düflürülmektedir. Bu durum- University of California Press.
larda düflürülen /l/'den önce gelen ünlü uzat›l›r. Foster, J. F. (1969). On some phonological rules of
Turkish. University of Illinois, Doktora Tezi.
50 Genel Dilbilim-II
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
N
Dil ile dünya aras›ndaki kavramsal iliflkiyi tan›mlayabilecek,
N
Dilde anlam›n nas›l olufltu¤unu aç›klayabilecek,
N
Dilde anlam› oluflturan temel bileflenleri çözümleyebilecek,
Sözcükler aras› iliflkileri anlamsal olarak tan›mlayabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Anlam • Sözcüksel Anlam
• Kavram • Efl Anlaml›l›k
• Gönderimsellik • Karfl›t Anlaml›l›k
• Birleflimsel Anlam • Efl Seslilik
• Tümce Anlam› • Çok Anlaml›l›k
• Sözce Anlam› • E¤retileme
• Anlamsal Özellikler • Ad Eksiltme
‹çindekiler
• ANLAM NED‹R?
• ANLAMIN OLUfiUMU:
Genel Dilbilim-II Anlam Nedir? B‹RLEfi‹MSELL‹K ‹LKES‹
• SÖZCÜK ANLAMI VE SÖZCÜKLER
ARASI ‹L‹fiK‹LER
Anlam Nedir?
ANLAM NED‹R?
Günlük dilde herhangi bir ifade üretti¤imizde aktarmak istedi¤imiz anlam› ifade
edebildiysek karfl›m›zdaki bizi anlar ve bekledi¤imiz karfl›l›¤› verir. Böylece ileti-
flim oluflur. Peki, birine “beni anlad›n m›?” veya “seni anlamad›m” dedi¤imizde ne
kastediyoruz? Anlam ne demek? Anlam ile dünya iliflkisi nas›ld›r? Bütün bu sorula-
ra bu ünitede yan›t vermeye çal›flaca¤›z.
fiekil 3.1
Günlük
iletiflimimizde
birine ‘beni
anlad›n m›?’ diye
sordu¤umuzda
nas›l bir dilsel ifllem
yapmas›n› ve neleri
anlamas›n›
bekliyoruz?
Karikatür: Selçuk
Erdem
kültürün dile yans›mas› ile oluflan farkl›l›klar gösterilebilir. Eskimo dilinde ‘kar’ ve
‘buz’u tan›mlamak ve nitelemek için pek çok sözcük varken daha ›l›man iklimler-
deki ülkelerin dillerinde Eskimo dilindeki sözcüklere rastlanmaz. Benzer biçimde
Türk dillerinde akrabal›k ve yak›nl›k iliflkileri zengin bir sözcük da¤arc›¤› ile ifade
edilirken Avrupa dillerinde akrabal›k terimleri yaln›zca yasal iliflkiler aç›s›ndan
gösterilir. Türkçede ‘teyze’, ‘anne k›z kardefli’ ve ‘hala’, ‘baba k›z kardefli’ olarak
ayr› ayr› dile getirilirken ‹ngilizcede yaln›zca ‘aunt’ sözcü¤ü her ikisi için de kulla-
n›l›r ve anne taraf› için ‘maternal aunt’ ve baba taraf› için ‘paternal aunt’ niteleme-
leri ile ayr›m yap›l›r. Russell’a göre insan dillerinde bir ifadenin anlaml› olabilmesi
ve do¤ru kabul edilebilmesi için gerçek dünyada gönderiminin olmas› bir ön flart-
t›r. 1’de görülen tümce Russell için anlamsal içerikten yoksundur çünkü gerçek
dünyada ne Fransa krall›¤› ne de bir Frans›z kral› vard›r. Bu nedenle böyle bir
tümce do¤ruluk de¤eri tafl›yamaz.
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
Dilde anlam› dünya gerçekli¤ine ba¤l› olarak tan›mlamak yaln›zca dilsel olan
ve gerçek dünyada karfl›l›¤› olmayan kavramlar› da aç›klamakta yetersiz kal›r. Ör-
S O R U S O R Ubu dünyada var olmad›¤›n› bildi¤imiz, ancak ‘kanatl› beyaz at’
ne¤in, ‘pegasus’
olarak tan›mlayabildi¤imiz bir varl›kt›r. ‹nsanlar dilde gerçek dünyada karfl›l›¤› ol-
D‹KKAT mayan kurmacaD ‹ K K anlam›
AT da oluflturabilirler.
Gönderimsellik kuram›n›n üçüncü s›n›rl›l›¤› sözcüklerle varl›klar ve nesneler
aras›ndaki gönderimsel iliflki üzerine kurulmufl olmas›d›r. Afla¤›daki tümcede ‘Zey-
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
nep’, ‘kedi’ ‘özle’ sözcükleri gerçek dünya yaflant›lar›na ba¤l› olarak ‘insana’ ‘hay-
vana’ ve ‘özleme durumuna’ gönderim yaparak anlamland›r›labilir.
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
2. Zeynep kedi-si-n-i özle-di.
Tür’ ve ‹ngilizce ‘the door’ ifadelerinde ‘Tür’ ve ‘door’ gerçek dünyada kapal› bir
alana girifli sa¤layan yap› parças›na karfl›l›k gelir ancak ‘die’ ve ‘the’ tan›ml›klar›n›n
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
karfl›l›k geldi¤i bir nesne ve varl›ktan bahsedilemez. Öyleyse, gönderimsellik ku-
ram› tümcenin dilbilgisel bileflenlerini aç›klayamaz.
‹NTERNET ‹NTERNET
3. Ünite - Anlam Nedir? 55
Gösterge
fiekil 3.3
Sesdizimleri ile
kavramlar
aras›ndaki kaynak-
neden iliflkisini
araflt›rmak
olanaks›zd›r.
Kedi göstergesi dilde soyut bir ifadedir. Gerçek dünyada bir canl›ya karfl›l›k ge-
lir. ‹flte, kedi göstergesinin karfl›l›k geldi¤i nesne onun ‘göndergesi’ olarak adlan-
d›r›l›r. Bir dil göstergesi kavramsal anlam›n›n d›fl›nda, uzlafl›msal olarak kabul gö-
ren sembolik anlamlar da kazanabilir. Örne¤in, Antik M›s›rda kedi tanr› ‘Ra’y› sem-
bolize ederdi ve kutsald›. Antik M›s›rdan gelen bu sembolle bugün kedi ‘bilgeli¤in’
sembolü, gösterenidir. Benzer biçimde ‘güvercin’ kavramsal anlam›n›n yan›nda
Antik Yunandan bu yana bar›fl›n sembolüdür. Gösterge çözümlemesi anlambilimi
de kapsayan daha genifl bir disiplinin temel araflt›rma konusudur: Göstergebilim
(semiotics).
Sausurre’ün gösterge kuram›nda dikkat edilecek olursa anlam dünyan›n dile
yans›mas› olarak ele al›nmaz. Dil ile dünya gerçekli¤i aras›nda ‘kavram’ vard›r. Dil-
de sesdizimine dönüflen dünyadaki olgular de¤il, o olgulara ait olan kavramlard›r
ve gösterilen kavramsal özellikleriyle tan›mlan›r.
Kavramsal/Gösterimsel Kavramsal/Gösterimsel anlam: Bir olguya ait de¤iflmeyen içsel özellikler-
anlam bir olguya ait
de¤iflmeyen içsel
den oluflan anlamd›r. Örne¤in ‘kedi’ sözcü¤ünün ‘canl›, memeli, etçil, dört ayakl›,
özelliklerden oluflan b›y›kl›, kuyruklu’ gibi özellikleri onun de¤iflmez içsel özellikleridir.
anlamd›r. Efldizisel anlam: Sözcükler kavramsal anlamlar›n›n yan› s›ra kullan›ld›¤› ba¤-
Efldizisel anlam sözcüklerin lama göre farkl› anlamlar kazanabilirler. Örne¤in ‘ak’ sözcü¤ü kavram anlam› aç›-
kavramsal anlamlar›n›n yan›
s›ra kullan›ld›¤› ba¤lama s›ndan ‘bir renk’ olarak tan›mlanabilir. Ancak ‘anam›n ak sütü gibi helal’ ifadesin-
göre yüklendi¤i anlamd›r. de renk olman›n ötesinde ‘kirlenmemifl’ ‘kendine ait’ gibi anlamlar da tafl›r.
Ça¤r›fl›msal anlam bireysel, Ça¤r›fl›msal anlam: Bireysel, kültürel deneyimlere ba¤l› olarak sözcüklerin
kültürel deneyimlere ba¤l› ça¤r›flt›rd›¤› anlamd›r. E¤er bir kedi ile kötü bir an›n›z varsa kedi sözcü¤ü sizde
olarak sözcüklerin
ça¤r›flt›rd›¤› anlamd›r. ‘nankör, zararl›’ gibi anlamlar› da uyand›rabilir.
Anlambilim aç›s›ndan dilde anlam›n tan›mlanmas›nda ‘kavramsal anlam’ temel
al›n›r. Göstergeler de kavramsal anlam özellikleri ile tan›mlan›r. Martinet (1998)
sözcüklerin anlamlar›n›n içerik olarak tan›mlanmas› yerine onlar›n di¤er sözcük-
lerle olan karfl›tl›k iliflkilerinden yola ç›karak ay›rt edici özellikleri aç›s›ndan anla-
fl›ld›¤›n› ve insan zihnindeki sözlükçenin de (lexicon) bu biçimde oluflturuldu¤u-
nu iddia eder. Bu yaklafl›m sözcü¤ün tan›mlanmas›yla ilgili bir bilgi vermez ancak
sözcü¤ün tümce/sözce de ayr›flt›r›lmas›n› sa¤lar. Örne¤in, [kad›n] ve [erkek] söz-
3. Ünite - Anlam Nedir? 57
cüklerini ele alal›m. Kad›n sözcü¤ü için [+insan] ve [+difli] özelliklerini; erkek söz-
cü¤ü içinse[+insan] [-difli] özelliklerini kullanabiliriz. ‹nsan olma ortak özellik oldu-
¤u için bu iki sözcü¤ü birbirinden ay›ran difli olma ve difli olmama özelli¤idir.
Kad›n Erkek
[+insan] [+insan]
[+difli] [-difli]
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
‘Zeynep’ in [+insan] ve [+difli] oldu¤unu, kedinin [+hayvan] ve [ +evcil] oldu¤u-
nu; ‘sar›’ ile ‘kedi’ aras›nda bir niteleme iliflkisi oldu¤unu ve kaybetmek sözcü¤ü-
nün bir eyleme karfl›l›k geldi¤ini ve [-var] özellik tafl›d›¤›n› anlayabildi¤imiz
AMAÇLARIMIZ gibi - AMAÇLARIMIZ
(s)I biçimi sayesinde ‘Zeynep’ ile ‘sar› kedi’ aras›nda bir iyelik iliflkisi oldu¤unu ve
-DI biçimi sayesinde kediyi kaybetme iflinin konuflma an›ndan önce gerçekleflti¤i-
ni anlayabiliriz. Ayr›ca kaybedenin özne ‘Zeynep’; kaybedilenin K ‹ ise
T Anesne
P ‘sar› ke- K ‹ T A P
di’ oldu¤unu bilmemiz de tümceyi anlamland›rmam›zda gerekli olan bilgilerden
biridir. Bu biçimde sözcük, dilbilgisi ve sözdizim bilgisiyle tümceyi anlamland›ra-
biliriz. Dikkat edilecek olursa bu biçimde oluflan anlam ‘insanT Eve L E difli
V ‹ Z Yolan
O N herhan- TELEV‹ZYON
gi bir öznenin’ ‘sar› olan her hangi bir kediye’ art›k sahip olmad›¤›’ bilgisini tafl›r.
Zeynep’in bir arkadafl›n›z oldu¤unu ve onun da uzun güzel tüyleri olan sevimli iki
tane kedisi oldu¤unu; kedilerden birinin sar› di¤erinin kara oldu¤unu varsayal›m.
‹NTERNET ‹NTERNET
Zeynep’in neden üzgün oldu¤unu annesine sordu¤unuzda ‘sar› kedisini’ ifadesin-
de ‘sar›’ sözcü¤ünü vurgulu sesleterek ‘kara olan› de¤il’ anlam› yükleyebilir. Böy-
lece, art›k ‘Zeynep’ ve ‘sar› kedi’ bizler için gönderimi olan, tan›d›k olan bir anlam
kazanacakt›r. E¤er konuflma ‘dün araba çarpm›fl’ biçiminde devam ederse ‘kaybet-
mek’ eyleminin de ‘ölmek’ eylemini karfl›lad›¤›n› anlayabiliriz.
Baflka bir ba¤lamda ‘Zeynep sar› kedisini kaybetti’ tümcesinin bir gazete habe-
ri oldu¤unu ve ‘Zeynep’in ünlü bir pop star oldu¤unu varsayal›m:
Örnek:
Zeynep sar› kedisini kaybetti
Ünlü flark›c› Zeynep flu günlerde çok üzgün. Sar› kedisini 3 gündür arad›¤›n›,
ancak hiçbir haber alamad›¤›n› belirten Zeynep 'hala umutluyum' dedi.
Böyle bir ba¤lamda ‘Zeynep sar› kedisini kaybetti’ ifadesi bir haber bafll›¤› ola-
rak yaln›zca belli bir gönderim kazanmaz ayn› zamanda iletiflim aç›s›ndan duyuru
ifllevini de yerine getirir. Öyleyse, dillerde tümceler birden çok anlam tafl›maktad›r.
58 Genel Dilbilim-II
Yukar›daki gözlemlerimiz bize bir tümceyi hem kavramsal içeri¤i aç›s›ndan hem
de ba¤lamda kazand›¤› gönderim ve iletiflimsel ifllevler aç›s›ndan 3 biçimde anlam-
land›rabilece¤imizi gösteriyor. Bir tümcenin kazanabilece¤i anlamlar› 3 farkl› bi-
‹fade/Tümce Anlam› her çimde flöyle s›n›fland›rabiliriz:
hangi bir ba¤lamdan
ba¤›ms›z, yaln›zca 1. ‹fade/Tümce Anlam›: Her hangi bir ba¤lamdan ba¤›ms›z, yaln›zca söz-
sözcüksel, dilbilgisel ve cüksel, dilbilgisel ve sözdizimsel bileflenler aç›s›ndan tan›mlanabilen anlam de-
sözdizimsel bileflenler
aç›s›ndan tan›mlanabilen mektir. Sözdizimsel bir bütünlük oluflturan ifadeler her hangi bir ba¤lamdan ba-
anlamd›r. ¤›ms›z ele al›nd›¤›nda ‘tümce’ olarak adland›r›l›rlar. ‘Zeynep sar› kedisini kaybet-
Sözce Anlam› her hangi bir ti’ bir tümcedir.
tümce belli bir ba¤lamda 2. Sözce Anlam›: Her hangi bir tümce belli bir ba¤lamda ba¤lam›n gerektirdi-
ba¤lam›n gerektirdi¤i
gönderim ve do¤ruluk ¤i gönderim ve do¤ruluk koflullar› aç›s›ndan tan›mland›¤›nda ortaya ç›kan anlam
koflullar› aç›s›ndan demektir. Sözce anlam› ba¤lam ba¤›ml›d›r. Gönderim bilgisi ve hangi koflullarda
tan›mland›¤›nda ortaya
ç›kan anlamd›r. sözcenin geçerli olabilece¤i bilgisini gerektirir. ‘Zeynep sar› kedisini kaybetti’ tüm-
cesi Zeynep’in sar› kedisinin oldu¤u ve bu kediyi gerçekten kaybetti¤i durumlar-
‹letiflimsel Anlam belli bir
ba¤lamda üretilen da sözcesel olarak anlam kazan›r.
sözcelerin ayn› zamanda 3. ‹letiflimsel Anlam: Belli bir ba¤lamda üretilen sözceler ayn› zamanda ile-
iletiflim aç›s›ndan 'rica
etme, reddetme, davet etme tiflim aç›s›ndan ‘rica etme, reddetme, davet etme gibi eylemleri de yerine getirir-
gibi eylemleri de yerine ler. (Söz Eylem: Sözcelerin tafl›d›¤› eylemleri betimler). Sözceler bafll›ca söz ver-
getirmesi ile oluflan
anlamd›r. me, davet etme, reddetme, özür dileme v.b. eylemleri yerine getirirler. ‘Benimle
konsere gelir misin’ ifadesi dilbilgisel olarak bir soru tümcesidir ancak bir arkada-
Söz Eylem: Sözcelerin
tafl›d›¤› eylemleri betimler. fl›n›za bu soruyu yöneltti¤inizde ayn› zamanda davet eylemini de gerçeklefltirmifl
Sözceler bafll›ca söz verme, olursunuz.
davet etme, reddetme, özür
dileme v.b. eylemleri yerine
getirirler.
fiekil 3.4
‘Arkadafl olarak
görmek’ kavram
aç›s›ndan
‘arkadafl› kabul
etmek/arkadafl› gibi
alg›lamak’
demektir. Ancak
karikatürde
sunulan ba¤lamda
duygusal bir iliflki
çerçevesinde bu
ifade
kullan›ld›¤›nda
‘geri
çevirme/reddetme’
söz eylemi olarak
alg›lanabilir.
Karikatür: Selçuk
Erdem
3. Ünite - Anlam Nedir? 59
‘Bu akflam iflim var’ ifadesini için uygun olan ba¤lamlar bularak buldu¤unuz
SIRA S‹ZDEba¤lamlarda SIRA S‹ZDE
kazand›¤› sözce ve iletiflimsel anlam› betimleyiniz. 3
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
ANLAMIN OLUfiUMU: B‹RLEfi‹MSELL‹K ‹LKES‹
Dilde anlam tek bir özellikle de¤il, birden çok özelli¤in birleflimiyle oluflur. Söz- Birleflimsellik ‹lkesi dilde
cüklerin, öbeklerin ve tümcelerin anlam›n›n dilbilgisi, biçim, sözdizimi
S O R U gibi farkl› sözcüklerin, öbeklerin
S O RveU
tümcelerin anlam›n›n
düzlemlere ait özelliklerin belirli ilkelerle bir araya gelmesi sonucunda oluflmas›na dilbilgisi, biçim, sözdizimi
birleflimsellik ilkesi denir. Afla¤›da sunulan tümce üzerinde çal›flarak birleflimsel gibi farkl› düzlemlere ait
D‹KKAT D ‹ilkelerle
özelliklerin belirli KKAT
anlam›n nas›l olufltu¤unu gözlemleyelim. bir araya gelmesi
sonucunda oluflmas›d›r.
N N
4. Eski bir kitap kitapl›ktan yere düfltü. SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Tablo 3.1
Kad›n Teyze Abla Hala Anne Erkek Amca Abi Day› Baba
insan + + + + + + + + + +
yetiflkin + + + + + + + + + +
difli + + + + + - - - - -
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
Sözcükleri tan›mlamak ve s›n›fland›rmak için yaln›zca onlar›n anlamsal özellik-
lerinden yararlanmay›z. ‘Mavi nedir’ sorusuna ‘Bir renk’; ‘Özgürlük nedir’ sorusu-
S O R U na ‘hürriyet’;S ‘Ölü
O R U nedir’ sorusuna ise ‘Canl› olmayan’ biçiminde yan›t verebiliriz.
Dikkat edilecek olursa ‘mavi, özgürlük, ölü’ sözcüklerini tan›mlarken di¤er söz-
cüklerle olan iliflkilerinden yararland›k. Ayr›ca, ilk gözlemimiz bize sözcüklerin
D‹KKAT D‹KKAT
birbirleriyle farkl› türden iliflkiler kurduklar›n› da iflaret ediyor. ‘mavi’ ile ‘renk’ ara-
s›ndaki iliflki ayn› türden olmaya; ‘özgürlük’ ve ‘hürriyet’ aras›nda efl anlaml›l›¤a;
N N
SIRA S‹ZDE SIRAaras›ndaki
‘ölü’ ile ‘canl›’ S‹ZDE iliflki ise karfl›t anlaml›l›¤a dayan›yor. Sözcük anlambili-
min temel u¤rafl› sözcüklerin birbirleriyle kurduklar› bu anlamsal iliflkileri tan›mla-
AMAÇLARIMIZ
makt›r. fiimdi sözcükler aras› anlamsal iliflkileri biraz daha ayr›nt›l› inceleyelim.
AMAÇLARIMIZ
K ‹ T A P K ‹ T A P
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
3. Ünite - Anlam Nedir? 61
Alt Anlam
Sözcükler birbirleriyle ayn› cins ve türden olma aç›s›ndan benzerlikler tafl›rlar. Ör-
ne¤in, ‘kufl’ sözcü¤ü canl›lar ve hayvanlar üst kavramlar›n›n bir alt türüdür. Serçe,
güvercin, çal›kuflu, bülbül gibi sözcükler de ‘kufl’ üst kavram›n›n alt örnekleridir.
fiekil 3.5
Canl›lar
Çal›kuflu Serçe
Öyleyse, bir sözcü¤ün baflka bir sözcü¤ün alt kavram›n› göstermesi alt anlam-
l›l›kt›r. Serçe, kufl ve hayvan sözcükleri aras›nda bir alt anlaml›l›k ve kapsama ilifl-
kisi söz konusudur. Kufl hayvan sözcü¤ünün bir alt anlam›d›r ve hayvan kufl söz-
cü¤ünü kapsar. Serçe ise hayvan ve kufl sözcüklerinin alt anlam›d›r ve her ikisi ta-
raf›ndan da kapsan›r.
Alt anlaml›l›k: E¤er X sözcü¤ü Y sözcü¤ü taraf›ndan kapsan›rsa X Y’nin bir Alt anlaml›l›k bir sözcü¤ün
baflka bir sözcü¤ün alt
alt anlam›n› içerir. Orkide-çiçek; kad›n-insan; koltuk-mobilya; anlambilim-dilbi- kavramlar›ndan birine
lim sözcük çiftleri alt anlaml›l›k iliflkisine örnek olarak verilebilir. karfl›l›k gelmesiyle oluflan
iliflkidir.
Efl Anlaml›l›k
Farkl› sesletilen ve yaz›lan ancak ayn› kavramsal içeri¤i ve anlamsal özellikleri olan
iki sözcük aras›ndaki iliflki efl anlaml›l›k olarak adland›r›l›r. Türkçede ‘ak ve beyaz’;
‘yürek ve kalp’ sözcükleri; ‹ngilizcede ‘deep ve profound’; ‘mature ve ripe’ sözcük-
leri ayn› kavramsal içeri¤e ve anlamsal özelliklere sahiptir ve herhangi bir eflan-
laml› sözcükler sözlü¤üne bakt›¤›n›zda bu sözcük çiftlerinin eflanlaml› olarak ve-
rildi¤ini görebilirsiniz.
Efl anlaml›l›k iki farkl›
Efl anlaml›l›k: E¤er X sözcü¤ü Y sözcü¤ü ile ayn› kavramsal içeri¤e sahipse sesletimi olan sözcü¤ün ayn›
aralar›nda efl anlaml›l›k iliflkisi vard›r. kavramsal içeri¤e sahip
olmas›.
Peki, bu sözcükler ayn› anlama sahip olduklar›na göre belli bir ba¤lamda bir-
birlerinin yerine kullan›labilirler mi? Efl anlaml›l›k ile ilgili sorun bu noktada ortaya
ç›kmaktad›r. Daha önce tan›mlad›¤›m›z efldizisel anlam eflanlaml›l›¤› etkileyen ve
sözcüklerin birbiri yerine geçmesini engelleyen özelliklerden biridir. Örne¤in Türk-
çede ‘anam›n ak sütü’ deyiminde efldizisel olarak ‘süt’ün yaln›zca ‘ak’ ile kullan›la-
bildi¤ini ve ‘anam›n beyaz sütü’ ifadesinin kabul edilemez oldu¤unu görüyoruz.
Benzer biçimde ‘yürekli adam’ ifadesinde yürekli yerine ‘kalpli’ sözcü¤ü kullan›la-
maz. ‹ngilizcede de ‘derin düflünce’ anlam›nda ‘profound thoughts’ kullan›labilir-
62 Genel Dilbilim-II
ken ‘deep thougts’ kullan›lmaz. Benzer biçimde ‘the river is very deep’ denebilir
ancak nehrin derinli¤ini tan›mlamak için ‘the river is very profound’ denemez. Öy-
leyse efl anlaml›l›k ba¤lamdan ve herhangi bir efldizisel iliflkiden ba¤›ms›z olarak
sözlük düzeyinde ele al›nd›¤›nda olas› görünürken belli bir ba¤lamda ve dizilimde
olas› olmayabilir. Bu nedenle gerçek efl anlaml›l›k dillerde çok az düzeyde vard›r.
D Ü fi Ü N E L ‹ M Karfl›t Anlaml›l›k
D Ü fi Ü N E L ‹ M
‹ki sözcük aras›nda anlamsal olarak birbirinin karfl›t› olmas› karfl›t anlaml›l›k ola-
S O R U rak adland›r›l›r.S O R‘k›sa-uzun’,
U ‘ters-düz’ bekar-evli’ ‘üst-alt’ gibi sözcük çiftleri birbiri-
nin karfl›t› durumlar› göstermektedir. Temel olarak iki tür karfl›tl›ktan söz edilebi-
lir: Derecelendirilebilen ve derecelendirilemeyen karfl›tlar. ‘k›sa ve uzun’ sözcük
D‹KKAT D‹KKAT
çiftini alal›m. Bu sözcükler uzunluk gibi derecelendirilebilen bir kavram›n iki uç
noktas›n› gösterir. Dolay›s›yla, bir nesnenin k›sa, daha k›sa, çok k›sa oldu¤undan
N N
SIRA S‹ZDE bahsedebiliriz.SIRA S‹ZDE
Derecelendirilebilen karfl›t Derecelendirilebilen Karfl›t Anlaml›lar: E¤er X ve Y sözcükleri aras›nda bel-
anlaml›l›k iki sözcük li bir ölçütün iki uç noktas›nda olma iliflkisi varsa bu sözcükler derecelendirilebi-
aras›nda belli bir ölçütün iki
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
uç noktas›nda olma len karfl›tlard›r.
iliflkisidir. E¤er bir sözcük çifti aras›nda derecelendirilebilen bir karfl›tl›k varsa sözcüklerin
‘daha’ ve ‘çok’ ifadeleriyle kullan›labilmesi gerekir: ‘daha uzun-daha k›sa’ ve ‘çok
K ‹ T A P K ‹ T A P
uzun-çok k›sa’ örneklerinde oldu¤u gibi. Ayr›ca, derecelendirilebilir karfl›tlar›n
olumsuzlar› karfl›tl›k tafl›mazlar. Örne¤in ‘k›sa de¤il’ uzun; ‘genç de¤il’ yafll› anla-
m›na gelmez.
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
Kimi sözcükler ise aralar›nda derecelendirilemeyen, ölçülemeyen bir karfl›tl›k
tafl›rlar. Örne¤in ‘ölü-canl›’ çiftini ele alal›m. Bu sözcükler ‘daha’ ve ‘çok’ ile kulla-
n›lamazlar. ‘daha ölü’ veya ‘çok ölü’ diyemeyiz. Ayr›ca, derecelendirilemeyen kar-
‹NTERNET fl›tl›k oldu¤unda
‹ N T E R Nsözcü¤ün
ET olumsuzu karfl›t anlam›na eflit olur. Örne¤in, ‘ölü de¤il’
‘canl›’; ‘bekar de¤il’ ‘evli’ anlam›na gelir.
Ters karfl›tl›k sözcüklerin Ters Karfl›tl›k: E¤er sözcüklerden biri bir yönde ⇒ di¤eri ise onun karfl›t› yö-
karfl›t yönlerde bir hareketi
göstermesidir.
nünde ⇐ bir hareketi gösterirse aralar›nda ters karfl›tl›k iliflkisi vard›r.
‘üst-alt’, ‘sa¤-sol’, ‘arkada-önde’ gibi sözcük çiftleri birbirinin tersi olan yönleri
gösterdikleri için ters karfl›tlar olarak tan›mlanabilirler. Ters karfl›tl›k eylemler ara-
s›nda da kurulabilir: ‘gitmek-gelmek’, ‘itmek-çekmek’, ‘gitmek-dönmek’ gibi eylem
sözcük çiftleri de birbirinin tersi yönde hareketi göstermektedir.
Birbiriyle karfl›tl›k iliflkisi kuran sözcükler kimi zaman belli bir dizilim içinde
karfl›t› olan anlam› da tafl›r. ‘borç ver-borç al’ sözcük çiftini afla¤›daki tümce aç›s›n-
dan ele alal›m:
(5)’te sunulan tümcenin eylemini Ahmet aç›s›ndan ele ald›¤›m›zda borç ver ey-
leminin karfl›t› olan borç al eylemini de içerdi¤ini görürüz:
Öyleyse (5)’te sunulan tümce anlamsal olarak (5a)’da sunulan tümceyi de içer-
mektedir. Benzer biçimde, ‘Ali Ahmet’in patronu’ ifadesi ‘Ahmet Ali’nin çal›flan›’
anlam›n›; ‘Can Fatma’ya kitap verdi’ ifadesi de ‘Fatma Can’dan kitap ald›’ ifadesini
içerir.
Bak›fl›ml› karfl›tlar: E¤er iki sözcük aras›nda birbirinin karfl›t›n› içerme ilifl- Bak›fl›ml› karfl›tl›k iki
kisi varsa bu iliflkiye ‘bak›fl›ml› karfl›tl›k’ denir. sözcük aras›nda birbirinin
karfl›t›n› içermesi iliflkisidir.
yüz (I) a. 1. Doksan dokuzdan sonra gelen say›n›n ad›. 2. Bu say›y› gösteren
100 ve C rakamlar›n›n ad›. 3. sf. On kere on, doksan dokuzdan bir art›k. 4. Kere,
kat vb. kelimeler ile birlikte kullan›larak yap›lan iflin çoklu¤unu abart›l› bir biçim-
de anlatan söz: “Hikmet Bey’in kurum ve edas›, her zamankinden belki yüz kat
üstündü.” -S. M. Alus.
yüz (II) a. 1. Baflta, al›n, göz, burun, a¤›z, yanak ve çenenin bulundu¤u ön
bölüm, sima, çehre, surat: “Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor.” -S. F. Abas›ya-
n›k. 2. Yüzey: Suyun yüzünde. 3. Kesici araçlarda a¤›z: B›ça¤›n keskin yüzü. 4.
Bir kumafl›n dikifl s›ras›nda d›fla getirilen gösteriflli bölümü. 5. Yorgana ve yast›¤a
geçirilen k›l›f. 6. Bir fleyin görünen bölümünde kullan›lan kumafl: Yorgan yüzü.
Kanepenin yüzü. 7. Birinin görülegelen veya umulan hoflgörürlü¤üne güvenilerek
gösterilen cüret: Ne yüzle? Yüzü olmamak. 8. Nedeniyle, sebebiyle: “Bu yüzden Fu-
at Köprülü ile çat›flmaya bafllam›fllard› gazetelerde.” -Y. Z. Ortaç. 9. Yan, taraf. 10.
Bir yap›n›n d›fla bakan düfley yüzeylerinin her biri: Ön yüz. Yan yüz. Arka yüz.
11. mec. Utanma: Adamda yüz yok ki!
yüz (III) e. 1. Kol, bacak, yüzgeç vb. organlar›n özel hareketleriyle su yüzeyin-
de veya su içinde ilerlemek, durmak: “Yüzmek bilmedi¤i için on dakika içinde bo-
¤ulmufltu.” -S. F. Abas›yan›k. 2. Yüzme sporu yapmak. 3. Bir s›v›n›n yüzeyinde
batmadan durmak: Tahta suda yüzer. 4. Herhangi bir durumun en afl›r› derece-
sinde olmak: “Hiçbir kayg›n›n gölgelemedi¤i bir saadet içinde yüzmektedir.” -H.
Taner. 5. mec. Dalgalanmak: “Korkma! Sönmez bu flafaklarda yüzen al sancak, /
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak” -M. A. Ersoy. 6. mec. Herhangi
bir fleyle üzeri kaplanmak, bir fleye bulanmak: Kitaplar toz içinde yüzüyor. Ev pis-
lik içinde yüzüyor.
yüz (IV) e. (-i) 1. Derisini ç›karmak, derisini soymak. 2. hlk. Çok para istemek.
TDK sözlükte ‘yüz’ sözcü¤ü için 4 ayr› bafll›k sunulmaktad›r. Ad olarak 1. Say›;
2. ‹nsan organ› anlamlar› vard›r. Eylem olarak da 1. Suda ilerlemek; 2. Soymak an-
lamlar› bulunmaktad›r. Bu dört anlam birbirinden tümüyle ba¤›ms›z oldu¤u düflü-
nüldü¤ü için sözlükte ayr› madde bafl› olarak verilmifltir. Efl seslilik sesletim veya
yaz›m› ayn› olan ancak farkl›
Efl Seslilik: E¤er iki sözcük ayn› sesletim ve yaz› biçiminde olmas›na ra¤men kavramsal içeri¤e karfl›l›k
birbirinden tümüyle ba¤›ms›z anlamlar tafl›rsa bu iki sözcük aras›ndaki iliflki efl gelen sözcükler aras›ndaki
iliflkidir.
seslilik olarak adland›r›l›r.
64 Genel Dilbilim-II
Dikkat edilecek olursa ‘yüz’ sözcü¤ü için verilen (II). Madde bafl›n›n içinde ay-
r›ca (1)-(7) aras›nda verilen anlamlar da bulunmaktad›r. Bu kez insan yüzü, bir cis-
min yüzeyi, cüret etmek gibi anlamlar ‘insan yüzü’ bafll›¤› alt›nda sunulmaktad›r.
Bunun nedeni sunulan anlamlar›n birbirinden ba¤›ms›z olmamas› ve benzetme
iliflkisine dayal› bir anlam türetimiyle kullan›lm›fl olmalar›d›r; ‘ insan yüzü’ ile ‘yor-
gan yüzü’ aras›ndaki benzetme her ikisinde de bir cismin görünen taraf›n›n çehre-
lenmifl olmas›na dayanmaktad›r. Öyleyse, yüz sözcü¤ü ‘insan yüzü’ ve ‘yorgan yü-
zü’ ifadelerinde çok anlaml› kullan›lmaktad›r.
Çok Anlaml›l›k: E¤er bir sözcükten benzetme yoluyla baflka anlamlar türetilir-
se ortaya ç›kan sözcükler aras›ndaki iliflki çok anlaml›l›k iliflkisidir.
Türkçede ‘burun’ sözcü¤ü ayn› madde bafl›nda flu anlamlarla sunulmaktad›r:
burun, -rnu a. 1. anat. Al›nla üst dudak aras›nda bulunan, ç›k›nt›l›, iki delik-
li koklama ve solunum organ›. 2. Baz› fleylerin ön ve sivri bölümü: “Kad›köy vapu-
runun güvertesinde, paltoma bürünmüfl, gidip ta burna oturmufltum.” -H. Taner.
3. mec. Kibir, büyüklenme: Burnundan yan›na var›lm›yor. 4. co¤. Karan›n, özel-
likle yüksek ve da¤l›k k›y›larda, türlü biçimlerde denize uzanm›fl bölümü.
Yukar›da sunulan tüm anlamlar asl›nda belli bir uzamdan d›flar› do¤ru ç›k›nt›
oluflturma benzetmesine dayanmaktad›r. Efl seslili¤in aksine, ‘Ayfle’nin burnu’ ‘Si-
nop burnu’ ‘kay›¤›n burnu’ ifadelerinin tümünde paylafl›lan ortak bir özellik vard›r:
S›ras›yla yüzden d›fl uzama, karadan denize ve kay›ktan d›fl uzama do¤ru bir ç›k›n-
t› olmas›. Öyleyse, bir sözcü¤ün efl sesli veya çok anlaml› olup olmad›¤›na paylafl›-
lan ortak bir anlamsal özellik olup olmad›¤›na bakarak karar verebiliriz. Ancak bu
her zaman mümkün olmayabilir ve sözlük haz›rlarken karfl›lafl›lan en büyük zorluk-
lardan biri sözcü¤ün efl anlaml›l›k m› çok anlaml›l›k m› tafl›d›¤›na karar vermektir.
Bunun nedenlerinden biri tarihsel süreçte sözcü¤ün geçirdi¤i evrimdir. Bafllang›çta
çok anlaml› olan sözcükler zaman içinde belli efl dizisel örüntülerle kullan›larak or-
tak özelli¤i kaybedebilir ve bugün ba¤›ms›z anlamlar tafl›r gibi görünebilir.
E¤retileme
Yaz›nbilimde bir söz sanat› olarak tan›mlanan e¤retileme asl›nda dilde anlam ya-
ratan önemli özelliklerden biridir. E¤retileme bir kavram› di¤er bir kavram üzerin-
den anlamak/anlatmak için kullan›lan biliflsel bir eylemdir. ‘Borç içinde yüzmek’
ifadesini ele alal›m. Borçlu olman›n miktar›n› anlatabilmek için ‘denizin enginli¤i’
özelli¤ine benzetme yap›lm›fl; böylece denizin içinde yüzmek kavram üzerinden
çok fazla borcun içinde olmak aras›nda iliflki kurulmufltur.
E¤retileme bir kavram›n E¤retileme: E¤er bir kavram di¤eri üzerinden benzetme ile ifade edilirse iki
baflka bir kavrama kavram aras›ndaki anlamsal iliflki e¤retilemedir.
benzetilerek ifade
edilmesidir.
E¤retileme yap›lan kavramlardan biri hedef, di¤eri ise kaynakt›r. Bu örnekte he-
def ‘çok borçlu olmak’ kaynak ise ‘denizde yüzmek’ kavram›d›r. Örne¤imizde e¤re-
tileme yap›ld›¤› dilbilgisel olarak aç›kça gösterilmemifltir ve e¤retileme ç›kar›msald›r.
Ancak kimi zaman e¤retileme aç›k bir biçimde dilbilgisel olarak da gösterilebilir. Ör-
ne¤in, Türkçede ‘gibi’ ilgeci hedef ile kaynak aras›ndaki benzerli¤i iflaretler. ‘Taz› gi-
bi h›zl›’ ve ‘demir gibi sa¤lam’ ifadeleri aç›k e¤retilemeye örnek olarak verilebilir.
Daha önce çok anlaml›l›¤›n benzetme iliflkisi ile türetildi¤ini belirtmifltik. Özel-
likle eylemlerden anlam türetiminde e¤retileme daha çok fiziksel olan bir özellik-
ten yola ç›k›larak yap›l›r. Örne¤in, ‘çekmek’ eyleminin ‘kendine do¤ru as›lmak’ an-
lam›n›n yan› s›ra e¤retileme ile üretilmifl ‘dert/ac›/çile çekmek, kan çekmek, top-
3. Ünite - Anlam Nedir? 65
rak çekmek, para çekmek’ gibi anlamlar› da vard›r. ‘Çekmek’ eyleminin çok an-
laml› olmas›n› sa¤layan ‘ belli bir uzamda d›flar›dan içeri do¤ru (kendine) as›lmak’
özelli¤idir. Dert çekmek ifadesinde ‘dert’ ‘bir nesneye’ benzetilmifl ve böylece ‘dert
konuflana do¤ru gelen bir yük’ gibi betimlenmifltir. Düflmek eyleminde ise ‘uzam-
da yukar›dan afla¤› do¤ru istemsiz hareket’ özelli¤i temel al›n›r. ‘Elma yere düfltü’
ifadesinde bu fiziksel özellik aç›kça görülür. ‘Derde düflmek’, ‘akl›na düflmek’, ‘afl-
ka düflmek’, ‘düflük yapmak’, ‘yola düflmek’ gibi ifadelerde de özne yukar›dan afla-
¤› istemsiz hareket eden bir cisme benzetilir. Hedef özne, kaynak ise bu özelliktir.
Dilbilimde yayg›n olarak kabul gören ‘kavramsal e¤retileme’ kuram›na göre dil-
de anlam üretmemizi sa¤layan temel anlamsal özellik e¤retilemedir. ‹nsan düflün-
ce biçimi olarak kavramlar› birbiri üzerinden tan›mlar. Dolay›s›yla e¤retileme öner-
me düzeyindedir ve dile de¤iflik dilbilgisel yap›larla yans›t›l›r. Örne¤in, insan dille-
rinde flu kavramsal e¤retilemenin evrensel oldu¤unu söyleyebiliriz:
YUKARISI ‹Y‹D‹R
AfiA⁄ISI KÖTÜDÜR
Pek çok dilde olumlu durumlar yukar› do¤ru; olumsuz durumlar ise afla¤› do¤-
ru e¤retilemesi ile aktar›l›r. Türkçede ‘aya¤› yerden kesilmek’, ‘sevinçten havalar-
da uçmak’ ifadeleri öznenin yukar› do¤ru hareket etmesini gösterir. ‘Utançtan ye-
rin dibine batmak’, ‘Halsiz düflmek’ ifadeleri ise ‘Afla¤›s› kötüdür’ e¤retilemesine
dayan›r. Benzer biçimde ‹ngilizcede ‘Love is on the air’, ‘My spirits rose’, ‘I am fee-
ling up’ ifadeleri ‘yukar›s› iyidir’ kavramsal e¤retilemesine dayanmaktad›r.
fiekil 3.6
‹L‹fiK‹ TAfiITTIR
Yandaki karikatürde
'iliflki yürütmek'
ifadesi bir kavramsal
e¤retilemeye dayan›r:
'‹liflki bir araçt›r ve
ileri do¤ru hareket
ettirilebilir'. Böylece
'araba yürütmek' gibi
somut bir eylemden
yap›lan soyutlama ile
iliflki yürütmek
ifadesine ulafl›l›r.
Karikatürdeki
adam›n 'kapat›p
açal›m, belki çal›fl›r'
sözcesinde ise iliflki
gene bir araca
benzetilmektedir.
Ancak bu kez
bilgisayar gibi açma
ve kapama dü¤mesi
olan ve çal›flmay›
durdurdu¤unda aç›p
kapatarak tekrar
iflleyebilen bir araç.
Karikatür: Selçuk
Erdem
66 Genel Dilbilim-II
SIRA S‹ZDE Afla¤›daki metinde ‘dolunay’ ve ‘karanl›k’ ile ilgili hangi kavramsal e¤retilemeler vard›r?
SIRA S‹ZDE
6 Özellikle koyu yaz› ile verilmifl olan ifadeler üzerinde çal›flarak k›saca betimleyiniz.
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ MYolda
Ay Tutulurken
Can Dündar
S O R U Ufuk çizgisinde
S O R U biten bereketli topraklar›n karanl›¤›nda, upuzun bir yoldayd›k
geçen hafta...ve dolunay, bu¤ulu bir kitabe gibi gökte as›l›yd›.
Nur yüzlü bir yol arkadafl›yd› gece boyunca... Duru ve sakin izledi bizi; dal-
D‹KKAT D‹KKAT
d›kça cam› yalayan kirpiklerimizden öperek, flefkatle...
Yol boyu tenimizi parlatan ›fl›k sa¤ana¤›, nehir kenarlar›nda pul pul yakamoz-
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
lan›yor, meltem estikçe kavak yapraklar›nda yan›p sönen bir ateflböce¤i kafilesine
dönüflüyordu.
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
K ‹ T A P K ‹ T A P
3. Ünite - Anlam Nedir? 67
Kaynak: http://www.candundar.com.tr/_old/index.php?Did=2086
68 Genel Dilbilim-II
Özet
NA M A Ç
Dil ile dünya aras›ndaki kavramsal iliflkiyi ta- N
A M A Ç
Dilde anlam› oluflturan temel bileflenleri çözüm-
1 n›mlayabilmek. 3 leyebilmek.
Dilde anlam gerçek dünya bilgisinden oluflturul- Dilde kavramlar bir göstergeye karfl›l›k gelir. Her
mufl kavramlara gönderimle oluflur. Dil gerçek gösterge bir kavramsal içeri¤i olan ‘gösterilen’ ve
dünyay› bire bir yans›tmaz. Dile yans›yan insan onu dile getirmemizi sa¤layan bir ‘gösteren’ den
alg›s›yla oluflturulmufl kavramlar dizisidir. oluflur. Kavramsal içerik evrensel özelliklerle ta-
N
n›mlan›r. Her varl›k kavramsal içeri¤e karfl›l›k ge-
A M A Ç Dilde anlam›n nas›l olufltu¤unu aç›klayabilmek. len bir gösterim tafl›r. Dilde sözcükleri hangi
2
Dilde anlam 3 düzeyde oluflur ve 3 tür anlamdan ulamdan olursa olsun kavramsal özellikleriyle ta-
bahsedebiliriz: Tümce anlam› sözcenin her han- n›mlayabiliriz. Varl›klar canl› olma, insan olma,
gi ba¤lamdan ba¤›ms›z sözcüksel, dilbilgisel, bi- haycan olma gibi evrensel özelliklerle, eylemler
çimsel ve sözdizimsel birleflimini içerir. Sözce ise eylemin olufl biçimini temel alan ‘hareket, ya-
anlam› bir tümcenin belli bir ba¤lamda belli var- rat›m, biliflsellik’ gibi özelliklerle tan›mlan›r.
N
l›klara ve durumlara gönderim yap›lmas› ve bel-
li koflullar alt›nda üretilmesiyle oluflur. ‹letiflimsel A M A Ç Sözcükler aras› iliflkileri kurabilmek ve tan›mak.
4
anlam ise sözceleri söylememizle gerçeklefltirdi- Sözcükleri yal›n anlamlar›yla de¤il di¤er sözcük-
¤imiz söz eylemlerle oluflur. lerle olan iliflkileri aç›s›ndan ediniriz. Sözcükleri
edinmemizi ve s›n›fland›rmam›z› sa¤layan bafll›-
ca özellik alt anlaml›l›kt›r. Alt anlaml›l›k bir kav-
ram hiyerarflisidir. Canl› olma gibi bir üst kavra-
m›n alt›nda hayvan olma özelli¤i, ve onun alt›n-
da da hayvan türleri yer al›r. Di¤er özellikler efl
anlaml›l›k, karfl›t anlaml›l›k, eflseslilik, çok an-
laml›l›k, e¤retileme ve ad eksiltmesidir.
3. Ünite - Anlam Nedir? 69
Kendimizi S›nayal›m
1. Afla¤›dakilerden hangisi dünya gerçekli¤inin dile 6. Sözce ile tümce aras›ndaki temel fark afla¤›dakiler-
do¤rudan yans›mad›¤› görüflünü destekler? den hangisidir?
a. Amazon yerli dillerinde yeflilli¤i tan›mlamak için a. Tümcelerin gösterimlerinin, sözcelerin ise gön-
yüzlerce s›fat›n olmas› derimlerinin olmas›
b. Türk dillerinde akrabal›k iliflkilerinin pek çok b. Tümcelerin dilbilgisi kurallar›na göre üretilmesi
sözcükle ifade edilmesi c. Sözcelerin ça¤r›fl›msal anlama dayal› olmas›
c. Say›labilen varl›klar›n dillere y›¤›n ad› olarak d. Tümcelerin yaz›l› dilde olmas›
yans›mas› e. Sözcelerin iletiflimsel olmas›
d. Dile ait bilgimizin dünya bilgimiz ile s›n›rl› ol-
mas› 7. ‹flveren ve iflçi sözcükleri aras›nda ne tür bir anlam-
e. Dillerde kültüre ba¤l› olarak samimiyet ifadele- sal iliflki vard›r?
rinin farkl› olmas› a. Derecelendirilebilen karfl›tl›k
b. Ters karfl›tl›k
2. Dil ile dünya gerçekli¤i aras›nda afla¤›dakilerden c. Bak›fl›ml› karfl›tl›k
hangisinin olmas› anlam› tan›mlamam›z› sa¤lar? d. Alt kavram
a. Kavramlar e. Parça bütün
b. Varl›klar
c. Dilbilgisi 8. Afla¤›dakilerden hangisi alt anlaml›l›k iliflkisi tafl›r?
d. Sözdizim a. Anne-k›z
e. Olgular b. Semizotu-bitki
c. Uzun-k›sa
3. Dilde anlam ile ilgili afla¤›dakilerden hangisi do¤ru- d. Alt-üst
dur? e. Kufl-y›lan
a. Birleflimsellik ilkesi ile oluflur.
b. Kiflilere göre de¤iflir. 9. ‘Kafam kar›flt›’ ifadesi afla¤›daki anlamsal iliflki türle-
c. Tan›mlanamaz. rinden hangisini yans›t›r?
d. Dilbilgiseldir. a. E¤retileme
e. Sözcükseldir. b. Ad Eksiltme
c. Karfl›tl›k
4. ‘Köpekler dost canl›s›d›r’ tan›mlamas› hangi tür an- d. Eflseslilik
lamsal özelli¤i yans›t›r? e. Alt anlaml›l›k
a. Gösterimsel anlam
b. Kavramsal anlam 10. Afla¤›daki tümcelerde alt› çizili sözcüklerin hangisi
c. Efldizisel anlam çok anlaml›l›k tafl›r?
d. Ça¤r›fl›msal anlam a. Emrah bavullar›n› kaybetti.
e. Sözlük anlam› b. Emrah’›n gözleri maviye çal›yor.
c. Kap› aniden kapand›.
5. Afla¤›dakilerden hangisi dil göstergesi ile ilgili de¤il- d. Ahmet dilbilim çal›flmay› sevdi.
dir? e. Annem yaln›z yafl›yor.
a. Sözcüklerin kavramsal içerikleri vard›r.
b. Göstergenin dünyada karfl›l›k geldi¤i varl›klara
gönderge denir.
c. Gösterge gösteren ve gösterilenden oluflur.
d. Göstergeler somut varl›klar için oluflturulur.
e. Gösteren ile gösterilen aras›ndaki iliflki dile gö-
re de¤iflir.
70 Genel Dilbilim-II
Kaynak: http://www.phil.metu.edu.tr/ahmet-inam/
anlam.htm
3. Ünite - Anlam Nedir? 71
S›ra Sizde 5
Zaman sözcü¤ü ile her iki sözcük de kullan›labilmekte-
dir: Zaman›m› harcad›n, zaman›m› tükettin örneklerin-
de görüldü¤ü gibi. Ancak edilgen formda bir nesnenin
tükenmesi söz konusu oldu¤unda birbirlerinin yerine
geçemeyebilirler: ‘Benzin tükendi’ yerine “*Benzin har-
cand›” diyemeyiz.
S›ra Sizde 6
Metinde AY B‹R KADINDIR ve AY ‹Y‹ OLANDIR temel
kavramsal e¤retilemelerine ba¤l› olarak pek çok ben-
zetme iliflkisi sunulmufltur. Karanl›k ile ilgili olarak da
KARANLIK KÖTÜDÜR temel kavramsal e¤retilemesine
ba¤l› olarak benzetmeler yap›lm›flt›r.
GENEL D‹LB‹L‹M-II
4
Amaçlar›m›z
Anahtar Kavramlar
• Sözce • Gerektirim
• Tümce • Önvarsay›m
• Önerme • Çeliflki
• Do¤ruluk Koflullar› • Anlamsal Roller
• Analitik ve Sentetik Önerme • Eylem Üye Yap›s›
• Zorunlu ve Yeterli Koflullar • Yüklem ve Yüklemleme
‹çindekiler
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
liklerini tafl›r ve bu nedenle yüklem olan memeli tan›mlamas›na uygundur. Bu
özellikler içinde [+canl›] ve [+hayvan] olmas› kedilerin bu önerme için uygun bir
üye olmas›na yetmez. Örümcek de canl› ve hayvan olma özellikleriniAMAÇLARIMIZtafl›d›¤› hal- AMAÇLARIMIZ
de memeli yüklemi için uygun de¤ildir. Kedinin bu önerme için uygun olmas› ‘me-
meli olma’ ön kofluluna ba¤l›d›r. Canl› ve hayvan oluflu da di¤er koflullard›r. Bu
önerme ancak ve ancak kediler memeli, canl› ve hayvan oldu¤unda K ‹ T A Pdo¤ru olabi- K ‹ T A P
lecektir. Öyleyse, bir önermenin do¤ru olabilmesi için ön koflul olan zorunlu ko-
flul ile yeterli koflullar vard›r. Bizim örne¤imizde zorunlu koflul ‘memeli olma’;
yeterli koflullar ise ‘memeli, canl› ve hayvan’ olmad›r. TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
Baz› felsefecilere göre Russellc› bir bak›fl aç›s›yla önermelerin do¤ruluk koflul-
lar› yaln›zca yap›sal iliflkilere de¤il ba¤lama göre de¤er kazan›r. Evli olanlar bekar-
d›r gibi bir önerme ‘evli ve bekar ‘ kavramlar›n›n çeliflmesi nedeniyle yanl›fl de¤er
al›r. Buradaki koflul yap›sald›r. Ancak Bugün Eskiflehirde hava‹ Nya¤›fll›
TERNET
önermesinin ‹NTERNET
Gerektirim
Bir tümcenin bildirimi kendi bildiriminin yan› s›ra ‘ç›kar›msal olan’ baflka bildirim-
ler de tafl›yabilir. Afla¤›da (7)’de sundu¤umuz tümceyi ele alal›m.
7. Emrah ‹stanbul’da do¤du.
Bu tümce ‘Emrah’›n ‹stanbul’da do¤du¤u bildiriminin yan› s›ra afla¤›daki bildi-
rimleri de tafl›r:
A tümcesi/önermesi zorunlu 7a. Emrah Türkiye’de do¤du.
olarak B 7b.Emrah erkektir.
tümcesini/önermesini de
tafl›d›¤›nda A 7c. Emrah insand›r.
tümcesi/önermesi B
tümcesi/önermesini Emrah ‹stanbulda do¤du önermesi do¤ru oldu¤u sürece (7a,b,c) deki önermeler
gerektirir. E¤er A B'yi de do¤ru olacakt›r. (7)’deki tümce ile (7a,b,c) aras›ndaki iliflki gerektirim iliflkisidir.
gerektirirse A do¤ru
oldu¤unda B'de zorunlu Gerektirim: A tümcesi/önermesi zorunlu olarak B tümcesini/önermesini de ta-
olarak do¤ru olur fl›d›¤›nda A tümcesi/önermesi B tümcesi/önermesini gerektirir. E¤er A B’yi gerekti-
rirse A do¤ru oldu¤unda B’de zorunlu olarak do¤ru olur.
‹ki tümce aras›nda gerektirim iliflkisi olmas›n› garantileyen anlamsal iliflkilerden
biri üst kavram iliflkisidir. ‘Emrah ‹stanbul’da do¤du’ tümcesinde ‹stanbul ve Tür-
kiye aras›nda bir kapsama iliflkisi vard›r ve Türkiye, ‹stanbul için bir üst kavramd›r.
Benzer biçimde ‘Emrah’ ile ‘insan olma’ ve ‘erkek olma’ özellikleri aras›nda da bir
üst kavram iliflkisi oldu¤unu da söyleyebiliriz.
A ve B gibi iki tümce aras›nda gerektirim iliflkisi olmas› A’n›n do¤rulu¤una ba¤-
S O R U l›d›r. A do¤ru
S Ode¤ilse
R U B’de do¤ru olamaz. Ayr›ca A olumsuzland›¤›nda B gerektiri-
mi ortadan kalkabilir. Örne¤in, U¤ur Mumcu suikasta kurban gitti gibi bir A öner-
mesi U¤ur Mumcu öldü B önermesini gerektirir. Ancak A önermesi U¤ur Mumcu
D‹KKAT D‹KKAT
suikasta kurban gitmedi biçiminde olumsuzland›¤›nda art›k B önermesi ortadan
kalkacakt›r.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA dikkat
Gerektirim S‹ZDE edilecek olursa karfl›l›kl› bir iliflki de¤ildir. A önermesi B
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
4. Ünite - Anlambilim: Tümce Anlam› 77
adam var’ önvarsay›m›n› engeller. Öte yandan kimi eylemler önvarsay›m› tetikler.
‘Bahçede bir adam gördü¤üme eminim’ tümcesinde ‘emin olmak’ ile ‘bahçede bir
adam var’ önvarsay›m› garantilenmifl olur. Önvarsay›m› engelleyen veya tersine te-
tikleyen bu tür eylemlere önermesel tutum eylemleri denir. Önermesel tutum ey-
lemleri olgusall›k d›fl› ve olgusal olmak üzere iki türdedir. Önermesel Tutum Ey-
lemlerine flunlar örnek olarak verilebilir:
Olgusal Olmayan: Sanmak, inanmak, zannetmek, farz etmek, hayal etmek, iste-
mek v.b.
Olgusal Olan: Fark etmek, piflman olmak, b›rakmak, görmek, v.b.
Resim 4.1
Sanmak eylemi
olgusal olmayan
bir tutum
eylemidir. Farenin
“Bunu tuzak
sanm›flt›m”
sözcesinde ‘bir
tuzak var’
önvarsay›m›
‘sanmak’ eylemi ile
ortadan
kalmaktad›r.
Karikatür:Selçuk
Erdem
D Ü fi Ü N E L ‹ M Çeliflki D Ü fi Ü N E L ‹ M
B önermesi A önermesinin do¤ruluk de¤eriyle çeliflti¤inde aralar›nda ‘çeliflki’ olu-
S O R U flur. Örne¤in,S Ali
O R Ankara’ya
U gitti önermesi e¤er do¤ruysa Ali hiç Ankara’da bulun-
mad› önermesi çeliflkilidir. Benzer biçimde Ali evli ama henüz evlenmedi önerme-
sinde de e¤er ‘Ali evli’ do¤ruysa henüz evlenmedi yanl›fl olmal›d›r. Dikkat edece-
D‹KKAT D‹KKAT
¤iniz gibi çeliflki söz konusu oldu¤unda A do¤ruysa B yanl›fl olmal›d›r. Yukar›da-
ki karikatürde ‘bunu tuzak sanm›flt›m’ ile ‘ama asl›nda tuzakm›fl’ tümceleri çeliflki-
N N
SIRA S‹ZDE
Çeliflki iki önerme aras›nda SIRA S‹ZDE
lidir. Bu çeliflki ‘sanmak’ eylemi ile ‘asl›nda tuzakm›fl’ ifadelerinin çeliflmesi söz
A do¤ru iken B'nin A'y› konusudur.
yanl›fllayan içerik
sunmas›d›r. Çeliflki: ‹ki önerme aras›nda A do¤ru iken B’nin A’y› yanl›fllayan içerik sunma-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
s›d›r.
K ‹ T A P K ‹ T A P
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
4. Ünite - Anlambilim: Tümce Anlam› 79
Anlamsal Roller
Tümce anlam› daha önce de de¤indi¤imiz gibi birleflimseldir ve sözcüksel, dilbil-
gisel ve sözdizimsel bileflenlerin bir arada yorumlanmas›yla tümce anlam›na ulafl›-
l›r. Sözcükler ait olduklar› ulam›n dilbilgisel ve anlamsal özelliklerini hem öbe¤e
hem de tümceye tafl›rlar. Eylemler tümcede EÖ’ nün bafl›d›r ve dilbilgisel özelli¤i
olan geçifllili¤e göre bir EÖ oluflur. Örne¤in, ‘k›rmak’ eylemi geçifllidir ve iç üye
olarak tümleci konumuna ‘k›r›labilir’ anlamsal özelli¤ini tafl›yan bir AÖ almas› ge-
rekir. Oysa ‘ölmek’ eylemi geçiflsizdir ve bir iç üye alamaz. ‘Ali *kendini/Ayfleyi öl-
dü’ ifadesi bu nedenle bozuktur. Bir tümcede sözdizimsel olarak do¤rudan nesne
eylemin ‘iç üyesi’ özne ise ‘d›fl üye’dir. Eylem bafl› oldu¤u öbek içinde bir anlam-
sal seçim ifllemi yapar ve iç üyesini kendi anlamsal özelli¤ine uygun olarak seçer.
Örne¤in ‘k›rmak’ eylemi k›r›labilir olma anlamsal özelli¤ini tafl›yan ‘cam, porselen
vazo, v.b.’ adlar› seçebilir. K›r›labilir olma özelli¤ini tafl›mayan adlarla ortaya bo-
zuk ifadeler ç›kar: ‘*su k›rmak, *kitap k›rmak v.b. Asl›nda eylemin anlamsal etkisi
iç üyesi ile s›n›rl› de¤ildir. fiimdi afla¤›daki tümcenin neden bozuk oldu¤unu sap-
tamaya çal›flal›m:
11. *Tafl uyudu.
Yukar›daki tümce geçifllilik aç›s›ndan sorun tafl›mamaktad›r çünkü geçiflsiz ey-
leme uygun olarak iç üye yoktur. Sorun, uyumak eyleminin [+canl›] bir özne ge-
rektirmesinden kaynaklanmaktad›r. Öyleyse eylem yaln›zca iç üyesi olan nesneye
de¤il, özneye de baz› anlamsal özellikler yükler. Eylemlerin nesnelere ve öznele-
re yükledi¤i anlamsal özellikleri bir oyundaki rol da¤›t›m›na benzetebiliriz. Örne-
¤in, cinayet konulu bir oyunda bir katil-öldürme eylemini yerine getiren; bir de
kurban-öldürülen ve eylemden etkilenen olacakt›r. Öyleyse, öldür- eylemi öznesi-
ne ‘edici’ nesnesine ise ‘etkilenen’ rolü yüklemektedir. ‹flte, eylemlerin üyelerine Anlamsal Roller eylemlerin
yükledikleri rollere anlamsal roller denir. özne ve nesne olan üyelerine
eylemin gerçekleflebilmesi
Anlamsal Roller: Eylemlerin özne ve nesne olan üyelerine eylemin gerçekleflebil- için verdi¤i rollerdir.
mesi için verdi¤i rollerdir.
Öldürmek eyleminin özneye yükledi¤i rollerden biri ED‹C‹ rolüdür. Edici rolü
öznelere özgü bir roldür ve öznenin bir fiziksel eylemi bilinçli veya gücül olarak
yerine getirmesini gerektirir. K›rmak, piflirmek, y›rtmak, koflmak v.b. eylemler öz-
nelerine edici rolü yüklerler:
11. Emrah cam› k›rd›
12. Rüzgâr fidanlar› k›rd›.
13. Ayfle yemek pifliriyor.
14. Murat gazeteyi y›rtt›.
(11), (12) ve (13) ve (14)’te görülen tümcelerde özneler bilerek fiziksel bir ey-
lemi gerçeklefltirirler. (11)’de k›rmak eyleminin tümcedeki öznesi [+insan] iken
(12)’de özne [-canl›] özelliktedir ve k›rmak eylemini gücül olarak yerine getirir.
Öldürmek eylemine geri dönecek olursak, bu eylemle kullan›lacak olan nesne
canl› iken eylem sonucunda ölece¤i için bir de¤iflime u¤rayacakt›r. Öyleyse öldür-
mek v.b. eylemler nesnelerine ‘etkilenen rolü’ yüklerler. ETK‹LENEN rolü yükle-
nen üyelerin bir de¤iflime u¤ramas› gerekmektedir. Yukar›daki tümcelerin hepsin-
de eylemler nesnelerine etkilenen rolü yüklemektedir. Peki, yaln›zca nesneler mi
etkilenen rolü yüklenir? Hay›r. Özne de etkilenen rolü yüklenebilir. Örne¤in, öl-
mek eylemi geçiflsizdir ve öznesine ‘etkilenen’ rolü yükler.
80 Genel Dilbilim-II
fiimdi nesnesi ‘gazete’ olan baflka bir eylem üzerinde çal›flal›m. Afla¤›daki tüm-
celerin ikisinde de nesne ‘gazete’dir. Peki, üstlendikleri rol ayn› m›?
14. Murat gazeteyi y›rtt›.
15. Murat gazeteyi okudu.
Daha önce gördü¤ümüz gibi (14)’te nesnenin üstlendi¤i rol etkilenen olacakt›r
çünkü de¤iflime u¤rar. Oysa (15)’te nesne bir de¤iflime u¤ramaz. Burada ‘gazete’
eylemin yerine getirilmesinde bir konu oluflturur ve bize eylemin ne hakk›nda ya-
p›ld›¤›n› gösterir. Öyleyse, (15)’te nesnenin üstlendi¤i rol KONU rolüdür. ‘Zeynep
arkadafl›n› arad›’, ‘Fatma dilbilim okuyor’ örneklerinde nesnelerin üstlendi¤i rol
konu rolüdür. ‘Anlambilim dilbilimin alt alanlar›ndan biridir’ örne¤inde de ‘anlam-
bilim’ konu rolünü yüklenmifltir.
Eylem baz› üyelerine de YARARLANICI rolü yükler. Eylem bir üye için gerçek-
lefltirildi¤inde üye ‘yararlan›c›d›r’. Afla¤›daki örneklerde s›ras›yla ‘Ayfle’, ‘Murat’
üyeleri yararlan›c› rolü yüklenmifllerdir.
16. Ayfle’ye çay demledim.
17. Fatma Murat’a yemek piflirdi.
Özne duygusal, duyuflsal veya durumsal bir süreci yaflad›¤›nda üstlendi¤i rol
DENEY‹MC‹ rolüdür. Duymak, görmek, sevmek, özlemek, hofllanmak gibi eylem-
ler özneye deneyimci rolü yüklerler.
Tümcede eylemin geldi¤i yönü gösteren üye KAYNAK rolü; eylemin oldu¤u
yeri gösteren üye YER rolü, eylemin hangi yöne do¤ru oldu¤unu gösteren üye ise
HEDEF rolü yüklenir. Eylemin ne ile yap›ld›¤›n› gösteren üye ise ARAÇ rolü yük-
lenir. Afla¤›daki örneklerde s›ras›yla ‘çeflmeden’ kaynak rolü; ‘masan›n üstünde’
yer rolü; ‘annelerine’ hedef rolü ve ‘f›rça ile’ araç rolü yüklenir.
18. Kedi çeflmeden su içti.
19. Kitaplar› masan›n üstünde unuttum.
20. Çocuklar annelerine çiçek verdi.
21. Duvar› f›rçayla boyad›k.
N N
SIRA S‹ZDE
ifllemidir. si aç›s›ndanSIRA S‹ZDE
tümceyi oluflturan birim olarak ele al›nabilir. Benzer biçimde önerme
yap›s›nda ‘yüklem’ önermeyi oluflturan üyedir ve yüklem d›fl›ndaki birimler yükle-
AMAÇLARIMIZ
min üyeleridir. Yüklem üyelerini birbirleriyle iliflkilendirmek için yüklemleme ifli-
AMAÇLARIMIZ
ni yapar. ‘Ayfle’ ‘masaya’ kitap’ ifadeleri ‘koy’ yüklemi taraf›ndan birlefltirilerek Ay-
fle masaya kitap koydu önermesine ve ‘Ayfle masaya kitaplar› koydu’, ‘Kitab› ma-
K ‹ T A P saya Ayfle koydu’
K ‹ T A veya
P ‘Masaya kitap koydu Ayfle’ gibi tümcelere ulaflabiliriz. Öy-
leyse bu tümcelerdeki önerme yap›s› yüklem ve üyeleri aç›s›ndan flöyledir:
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
4. Ünite - Anlambilim: Tümce Anlam› 81
YÜKLEM: koymak
ÜYE:Ayfle
ÜYE:Masa
ÜYE:Kitap
Bu yüklemlemeyi flu iflaretlemeyle de gösterebiliriz:
koy ( Ayfle, masa, kitap)
Bu iflaretlemede ‘koy’ yüklemi üç üyeyi yüklemler. ‘Ali öldü’ önermesinde ise
‘öl’ yüklemi tek üyeyi yüklemler. Öyleyse, yüklemler yüklemleme yapt›klar› üye sa-
y›s›na göre ‘tek üyeli’, ‘iki üyeli’ ve ‘üç üyeli’ olmak üzere üç türde ele al›nabilirler.
Yüklemleme: Tümcenin öbeklerini önermesel düzlemde iliflkilendirme ifllemidir.
Dikkat edilecek olursa yukar›da verilen tümcelerdeki dizilimler farkl›d›r ve
tümce aç›s›ndan ortaya ç›kan anlamsal yap›lar da farkl›d›r. Kitab› Ayfle masaya
koydu diziliminde ‘kitap’ tümce bafl›na tafl›nm›fl ve belirli biçimi alm›flt›r. Bu ne-
denle Ayfle masaya kitap koydu dizilimindeki ‘kitap’ belirsiz iken ‘kitab›’ belirlidir.
Ancak daha önce de belirtti¤imiz gibi önermeler tümcelerden farkl› olarak sözdi-
zimden kaynaklanan anlamsal farkl›l›klar› tafl›maz.
Yüklemleme iflini yapan bir eylem olabilece¤i gibi bir ad veya s›fatta olabilir. Ay-
fle çok kibar önermesinde ‘kibar’ bir s›fatt›r. Ayfle ö¤retmen önermesinde ise ‘ö¤ret-
men’ bir add›r. Yüklemleme bir ad veya s›fat taraf›ndan yap›ld›¤›nda adc›l yüklem;
bir eylem taraf›ndan yap›ld›¤›nda ise eylemcil yüklem ortaya ç›kar. Yüklemler ay-
r›ca bir ifl veya olay› aktard›klar›nda olay yüklemi; bir durum ve oluflu aktard›kla-
r›nda ise durum yüklemi olarak s›n›fland›r›l›r. Vendler’a göre (1957; 1967) yük-
lemlerin bir durumu veya bir olay› aktarmalar›nda eylemin anlamsal yap›s› etkilidir.
Kimi eylemler sürebilen bir etkinli¤e; kimileri ise zamanda belli bir süre sürerlik
gösteremeyen etkinliklere karfl›l›k gelir. ‘Yürümek’ eylemi ile ‘düflmek’ eylemini
karfl›laflt›ral›m. ‹nsan saatlerce yürüyebilir. ‘Mehmet saatlerce flehrin sokaklar›nda
yürüdü’ diyebiliriz. Ancak ‘saatlerce düflmek’ gibi bir ifade olamaz ve ‘Mehmet sa-
atlerce a¤açtan yere düfltü’ diyemeyiz. Düflmek ve yürümek eylemlerinin her ikisi
de olay yüklemi olufltururlar ancak ortaya ç›kan yüklem eylemlerin zamanda sürek-
lilik gösterebilmeleri aç›s›ndan farkl› olacakt›r. Öte yandan ‘sevmek, hofllanmak, bil-
mek’ gibi eylemler fiziksel bir etkinli¤e de¤il biliflsel veya duygusal bir etkinli¤e kar-
fl›l›k gelirler. Bu tür eylemler ile kurulan yüklemler durum yüklemidir. Durum yük-
leminde sevmek gibi eylemler oldu¤unda ne bafllama zaman›n›, ne sürme zaman›-
n› saptayabiliriz ve tümcede zamansal s›n›rlama ifade eden öbekler koymak olas›
de¤ildir. Bu nedenle ‘Mehmet *iki saattir/ üç gündür/üç y›ld›r beni seviyor’ veya
‘Mehmet *iki saat içinde /üç gün içinde /üç y›l içinde beni sevdi’ tümceleri bozuk-
tur. Vendler’›n yapt›¤› olay ve durum yüklemi s›n›fland›rmas› zamansal sürerlik
Görünüfl bir eylemin bitip
olup olmamas›n› temel ald›¤› için ‘sözcüksel görünüfl’ s›n›fland›rmas› olarak da ad- bitmedi¤i ile ilgili bilgi
land›r›l›r. Görünüfl, bir eylemin bitip bitmedi¤ine dair verilen bilgidir. Görünüfl verem sözcüksel ve
dilbilgisel ulamd›r
hem dilbilgisel bir ulam olarak hem de eylemlerin kendi içsel özelli¤i olarak tüm-
ceye yans›r. Dilbilgisel ulam olarak ‘bitmifllik ve bitmemifllik’ görünüfl ulamlar› var-
d›r. (Daha ayr›nt›l› bilgi için Biçimbilim 4. Ünitesine bak›n›z).
Görünüfl: Bir eylemin bitip bitmedi¤i ile ilgili bilgi verem sözcüksel ve dilbilgisel
ulamd›r.
Sözcüksel görünüflü temel alan Vendler s›n›fland›rmas›nda 4 tür eylem sunul-
maktad›r:
82 Genel Dilbilim-II
Özet
N
A M A Ç
Sözce anlam›, tümce anlam› ve ifade anlam› ara- mesi Abdi ‹pekçinin nas›l öldü¤ü bildirimini ge-
1 s›nda ayr›m yapabilmek ve farkl› anlam düzey- rektirmez. Önermeler aras›ndaki di¤er bir iliflki
lerinin de¤iflkenlerini betimleyebilmek. türü de önvarsay›md›r. Önvarsay›m konuflmac›-
Tümce anlam› her hangi bir ba¤lamdan ba¤›ms›z, n›n sözcesinde dinleyenin önceden bildi¤ini
yaln›zca sözcüksel, dilbilgisel ve sözdizimsel varsayd›¤› bilgiyi ç›kar›msal olarak sunmas›d›r.
bileflenler aç›s›ndan tan›mlanabilen anlam de- Önvarsay›m tümceden çok sözce ile ilgilidir. Çe-
mektir. Sözdizimsel bir bütünlük oluflturan ifade- liflki ise A önermesi do¤ruyken B önermesinin
ler her hangi bir ba¤lamdan ba¤›ms›z ele al›nd›- yanl›fl olmas› durumudur. Ali evde ama flu anda
¤›nda ‘tümce’ olarak adland›r›l›rlar. Sözce anlam› evde de¤il çeliflen iki bildirimi içerir. Evde oldu¤u
ise her hangi bir tümce belli bir ba¤lamda ba¤la- do¤ruysa evde de¤il önermesi yanl›fl olmal›d›r.
m›n gerektirdi¤i gönderim ve do¤ruluk koflullar›
aç›s›ndan tan›mland›¤›nda ortaya ç›kan anlam de- N
A M A Ç
Tümcenin sözdizimsel yap›s› ile anlamsal yap›s›
mektir. Sözce anlam› aç›s›ndan ba¤lam, gönde- 4 aras›ndaki iliflkiyi Eylem Öbe¤i ve yüklem aç›s›n-
rim bilgisi ve hangi koflullarda sözcenin ge- dan çözümleyebilmek.
çerli olabilece¤i bilgisini gereklidir. Eylem Öbe¤i üyelerine anlamsal roller yükler.
Önerme sözce ve tümcelerin soyut kavramsal içe- Anlamsal roller bir eylemin yerine getirilebilmesi
ri¤idir. Önermeler yüklem ile onun üyeleri aras›n- için gerekli koflullarla ilgilidir. Örne¤in, k›rmak
daki kavramsal bütünlüktür ve bir olgu hakk›nda eyleminin yerine getirilebilmesi için [+canl›] bir
bildirim yaparlar. Önerme anlam› dilbilgisi ve söz- özneye ihtiyaç vard›r. Fiziksel bir eylemi yerine
dizimden ba¤›ms›z betimlenir. Yaln›zca bildirim getiren özne ED‹C‹ rolü üstlenir. K›rmak eyle-
yapan tümcelerin önermeleri vard›r. Örne¤in, so- minden etkilenerek dönüflüm geçiren üye ise ET-
ru tümceleri önerme düzeyinde ele al›namaz. K‹LENEN rolündedir. Üye eylemden etkilenmek
yerine eylemin ne hakk›nda oldu¤unu gösteriri-
N Önerme türlerini do¤ruluk koflullar› aç›s›ndan se KONU rolünü yüklenir. Kitap okumak öbe-
A M A Ç
tan›mlayabilmek ve farkl› türden önermeleri çö- ¤inde kitap konu rolündedir. Eylemin kayna¤›
2
zümleyebilmek. ya da ç›k›fl noktas›n› gösterdi¤inde KAYNAK;
Önermeler do¤ruluk koflullar› aç›s›ndan zorunlu hangi yöne do¤ru oldu¤unu gösterdi¤inde HE-
do¤ru olan analitik önerme ve koflullara göre DEF; üye eylemden yararland›¤›nda YARARLA-
do¤ru veya yanl›fl olabilen sentetik önerme ola- NICI rolünü al›r. Özne olan üye eylemle duygu-
rak ikiye ayr›l›r. Analitik önermeler olgulara da- sal, biliflsel ve duyusal bir süreç geçirdi¤inde ise
yal› genellemeleri (Günefl do¤udan do¤ar) ve efl- DENEY‹MC‹ olur.
sözlülü¤ü içerir. Bir önermenin do¤ru olmas› zo- Önermelerin kurucular› ise yüklemlerdir. Bir yük-
runlu koflul ve yeterli koflullar› yerine getirmesiy- lem yüklemleme ile üyeler aras›ndaki olay ve
le sa¤lan›r. durumun yerine getirifli aç›s›ndan iliflkilendirme-
yi kurar. Yüklemler tafl›d›klar› olay yap›s› eylem-
N
A M A Ç
Önermeler aras› anlamsal iliflkileri betimleyebil- lerin sözcüksel görünüfl özelli¤i aç›s›ndan farkl›-
l›k gösterir.Vendler’in s›n›fland›rmas›na göre 4
3 mek.
Önermeler aras›ndaki temel iliflki türlerinden biri tür eylem vard›r: Edim, eriflme, tamamlama ve
gerektirimdir. Gerektirim A tümcesi/önermesi zo- durum. Eylemleri görünüfl özellikleri aç›s›ndan
runlu olarak B tümcesini/önermesini de tafl›d›- birbirinden ay›ran özellikler sürerlilik, bitimlilik
¤›nda A tümcesi/önermesi B tümcesi/önermesini ve dura¤anl›kt›r.
gerektirir. E¤er A B’yi gerektirirse A do¤ru oldu-
¤unda B’de zorunlu olarak do¤ru olur. Gerekti-
rimlerde iliflki tek yönlüdür. Örne¤in Abdi ‹pek-
çi suikaste kurban gitti önermesi Abdi ‹pekçi öldü
önermesini gerektirir ancak Abdi ‹pekçi öldü öner-
4. Ünite - Anlambilim: Tümce Anlam› 85
Kendimizi S›nayal›m
1. Afla¤›dakilerden hangisi sözce anlam›n›n özellikle- 6. Afla¤›daki tümcelerin hangisinde alt› çizili üye etki-
rinden biridir? lenen rolü üstlenmifltir?
a. Do¤ruluk koflullar› a. Çocuklar top oynad›.
b. Kavramsal içerik b. Ayfle annesini özlemifl.
c. Yüklemleme c. Ö¤renciler soru çözüyor.
d. Birleflimsel anlam d. Karadeniz aç›klar›nda bir gemi batt›.
e. Sözcüksel anlam e. Kufllar güneye göç ediyor.
2. Analitik önermeler ile ilgili afla¤›daki ifadelerden 7. Afla¤›dakilerden hangisi anlamsal rollerden biri de-
hangisi do¤rudur? ¤ildir?
a. Genellemeler içermez. a. Konu
b. Ba¤lama göre yanl›fl olabilir. b. Tafl›ma
c. Yeterli koflullar› tafl›maz. c. Kaynak
d. Karfl›tl›k içerir. d. Araç
e. Her koflulda do¤rudur. e. Edici
3. (I) Ali arabas›n›n anahtar›n› kaybetmifl. 8. Afla¤›daki tümcelerde alt› çizili eylemlerden hangisi
(II) Alinin bir arabas› var. tamamlama eylemidir?
Afla¤›dakilerden hangisi yukar›da verilen önermeler ara- a. Semih çok güzel bir resim çizdi.
s›ndaki anlamsal iliflkiyi do¤ru olarak betimler? b. Murat bütün gün spor yapt›.
a. Çeliflki c. Belediye görevlileri sokaklara afifl as›yor.
b. Gerektirim d. Dün yeni bir ifle bafllad›m.
c. Önvarsay›m e. Arkadafllar›m Ankarada kal›yor.
d. Eflsöz
e. Alt kavram 9. Durum yüklemeleri ile ilgili afla¤›daki ifadelerden
hangisi do¤rudur?
4. Afla¤›daki tümcelerden hangisi aç›mlama içerir? a. Adc›l yap› tafl›rlar.
a. Bütün ö¤renciler derse erken geldi. b. Zamanda sürerlik gösterir.
b. Can yar›n gidecek. c. Dura¤and›rlar.
c. Akflam ya¤mur ya¤d›. d. S›fatlardan oluflur.
d. Anlambilim anlambilimdir. e. ‹çsel olarak bitimlidir.
e. Kitaplar dergilerin alt›nda.
10. Afla¤›daki önermelerden hangisi sentetiktir?
5. Afla¤›dakilerden hangisi önvarsay›m özelliklerinden a. Memeliler do¤urgand›r.
biri de¤ildir? b. Çocuklar yetiflkin de¤ildir.
a. Konuflmac› sözcesini dinleyicinin bilgi durumu- c. Bekârlar yaln›zd›r.
na göre düzenler. d. Antartika kuzey kutbundad›r.
b. Arka plan bilgisi sözcelerde ç›kar›msal sunulur. e. Çoban Y›ld›z› Venüstür.
c. Önvarsay›m varolma bildirimi yapar.
d. Önvarsay›m do¤ru veya yanl›fl olabilir.
e. Olgusal eylemler önvarsay›m› tetikler.
86 Genel Dilbilim-II
Okuma Parças›
ÇA⁄IN B‹LGE TANI⁄I karfl›s›ndaki ciddi tehlikeler konusunda hemfikirdiler,
Y›ld›r›m Türker ancak tepki vermek için farkl› yollar seçtiler. Einstein’›n
‘Russel: Üç tutku yönlendirdi hayat›m›: Sevgi açl›¤›, bil- tepkisi Princeton’da oldukça rahat bir yaflam sürüp ken-
gi aray›fl› ve insanl›¤›n ac›lar›na yönelik dayan›lmaz disini çok sevdi¤i araflt›rmalar›na adamak ve ara s›ra bir-
bir merhamet.’ kaç dakika ara verip bir kehanette bulunmakt›. Russel’›n
Bahçede bir kez daha a¤›rlaman›n zaman›d›r. Ça¤›n› en tepkisiyse gösterilere öncülük edip polisler taraf›ndan
iyi anlam›fl düflünürlerdendi. Arada döne döne Russel götürülmek, güncel sorunlar hakk›nda genifl kapsaml›
okumak insana iyi gelir. 97 yafl›na kadar yaflam›fl olan yaz›lar yazmak, savafl suçlar› mahkemeleri düzenlemek
bu benzersiz adam, hemen her konuda yap›t üretti. vb flekillerde oldu. Sonuç? Russel o zaman da flimdi de
Analitik felsefenin önde gelen kuramc›lar›ndan olan kötülenip suçland›, Einstein ise bir aziz olarak yüceltil-
Russel, mant›k konusunda devrimci ad›mlar›n yolunu di. Bu, bizi flafl›rtmal› m›? Hiç de de¤il?”
açt›. Denemelerindeki berrakl›k dinden siyasete, edebi- Vietnam Savafl› s›ras›nda Sartre’la birlikte ‘Uluslararas›
yattan elefltiriye kadar çeflitli alanlar› ayd›nlat›yordu. Savafl Suçlar› Mahkemesi’ni kurdu.
Y›lmaz bir aktivistti. I. Dünya Savafl›’na karfl› ç›kt›¤› için 89 yafl›ndayken Parlamento Meydan›’nda nükleer silah-
Cambrid-ge, Trinity College’dan at›ld›. Daha sonralar› lanmaya karfl› yap›lan bir gösteride tutukland›. Hayat›n›
New York City College’dan da at›lacakt›. nefretle mücadele ederek geçirdi. “Okullarda çocuklara
“Vatanseverler hep vatan için ölmekten söz eder, asla okutulan tarih kitaplar›n›n, o ülkenin tarihçileri taraf›n-
vatan için öldürmekten de¤il” diyordu. 1918 y›l›nda al- dan de¤il, baflka bir ülkenin (hatta düflman ülkenin) ta-
t› ayl›¤›na Brixton Hapishanesi’nde kald›. rihçileri taraf›ndan yaz›lm›fllardan okutulmas› önerisi
Edebiyatç› parlakl›¤› O, her zaman bir edebiyatç› par- dinleyenin kula¤›n› s›zlatabilir ama ‘tarih’ iflte o zaman
lakl›¤›, bir bilim adam› berrakl›¤›yla tatl› tatl› anlat›r. Si- y›llar süren ve hep ‘bizim’ kazand›¤›m›z kanl› bir savafl
yaset üstüne flu dediklerine bir bak›n: “Hükümet icraat- (masal) olmaktan ç›kar... ‹flte o zaman bize karfl› pen-
lar› sonucunda herkesin inan›p ç›kt›¤› saçmal›klar›n so- cereden bakan komflunun ‘öcü’ olmad›¤›n›, onun da bi-
nunun gelmeyece¤ine ikna oldum. Bana uygun bir or- zim gibi aflamalardan (okullardan) geçip tam da devle-
duyla onlara s›radan insan›n pay›na düflenden daha faz- tinin istedi¤i gibi bir koyun (pardon özür diliyorum...
la para ve daha bol yemek sa¤layacak gücü de verin, tamamen ‘vatandafl’ demek istemifltim oysa) oldu¤unu
ben de otuz y›l içinde, nüfusun büyük bir ço¤unlu¤u- ve tarihte kazanan büyük hükümdar›n ‘savafllarda galip
nu, iki art› ikinin befl oldu¤una, suyun ›s›t›ld›¤›nda don- gelen de¤il’ aksine halk›na ‘en uzun bar›fl›’ yaflatan kü-
du¤una ve so¤udu¤unda da kaynad›¤›na ya da devletin çük insanlardan oldu¤unu ö¤renirdik... Ve lakin mü-
ç›karlar›na hizmet edecek baflka her türlü saçmal›¤a rekkeple de¤il kanla yaz›l›yor tarih dünyan›n bütün
inand›ray›m. Elbette bu gibi inançlar oluflturulduktan devletlerinde.”
sonra bile insanlar su ›s›tmak için çaydanl›¤› buzdolab›- Kendini anlatt›¤› bir fliirde, “Üç tutku yönlendirdi haya-
na koymayacaklard›r. Suyun so¤ukta kaynad›¤›, pazar t›m›: Sevgi açl›¤›, bilgi aray›fl› ve insanl›¤›n ac›lar›na yö-
ayinlerine özgü, kutsal ve mistik, huflu içinde sözü edi- nelik dayan›lmaz bir merhamet” der. “Aflk ve bilgi gök-
lecek ama günlük hayatta asla uygulanmayacak bir ha- lere yükseltti/ Ama merhamet beni her seferinde çekip
kikat olacakt›r. Sonunda, bu mistik doktrinin sözlü ola- yere indirdi” diye devam eden fliirinin son dizesi, “‹flte
rak inkâr› yasalara ayk›r› kabul edilip inatç› heretikler hayat›m böyle geçti, yaflanmaya de¤er buldu¤um” dur.
de halk önünde ‘dondurularak’ cezaland›r›lacakt›r. Bu
resmi doktrini büyük bir hevesle benimsemeyen kimse- Kaynak: Radikal Gazetesi, 04/12/2010
nin ö¤retmenlik yapmas›na ya da yetki sahibi olmas›na
izin verilmeyecektir. Sadece en üst düzeydeki yetkililer
kendi aralar›nda bütün bunlar›n ne kadar saçma oldu-
¤unu f›s›ldafl›p ard›ndan da içip e¤lenmeye devam ede-
ceklerdir.”
Chomsky, gerek felsefe ve mant›k konusundaki katk›la-
r› gerekse eylemci kiflili¤iyle kendisini çok etkilemifl
olan Bertrand Russel’› Einstein’la karfl›laflt›r›r: “‹nsanl›¤›n
4. Ünite - Anlambilim: Tümce Anlam› 87
Yararlan›lan ve Baflvurulabilecek
Kaynaklar
Chierchia, G. ve S. M. Ginet. (1991). Meaning and
Grammar: An introduction to Semantics. Cambrid-
ge, Massachusett: MIT Press
Donnellan, K. (1966) ‘Reference and Definite Descripti-
ons’. Philosophical Review 75, syf. 281-304.
Hurford, J.R., Heasley, B. ve M. B. Smith. (2007). Seman-
tics: A coursebook. Cambridge:CUP
Güven, M. (2008). ‘GörünüflTerimlerinin Türkçelefltiril-
mesi üzerine Baz› Gözlem ve Öneriler’. Dilbilim
Araflt›rmalar›, syf 128-137.
Lemmon, E.J. (1967). ‘Sentences, Propositions and Sta-
tements’. In Williams, B. ve A. Montefiore (eds.) Bri-
tish Analytical Philosophy. London: Routledge ve
Kegan Paul.
Löbner, S. (2002). Understanding Semantics. London:
Arnold
Pustejovsky, J. pages.cs.brandeis.edu/~jamesp/clas-
ses/LING130/presup.ppt
Saeed, J. (2008). Semantics. Oxford: Wiley-Blackwell.
Strawson, P. F. (1950). ‘On Referring’. Mind, New Seri-
es, Vol. 59, No. 235.
http://ocw.mit.edu/courses/linguistics-and-philo-
sophy/24-251-introduction-to-philosophy-of-lan-
guage-spring-2005/lecture-notes/handout8.pdf
Vendler, Z. (1957) Verbs and Times, The Philosophical
Review, 66, syf. 143-60
Verkuyl, H. J. (1993) A Theory of Aspectuality: The inte-
raction between temporal and atemporal structure.
Cambridge: Cambridge University Press.
Yule, G. (2003). The Study of Language. Cambridge:CUP
5
GENEL D‹LB‹L‹M-II
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
N
Edimbilimi ve çal›flma konular›n› tan›mlayabilecek,
N
Edimbilim-anlambilim aras›ndaki farklar› aç›klayabilecek,
N
Konuflma ilkelerini tan›mlayabilecek,
Söz eylemleri tan›mlayabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
‹çindekiler
• ED‹MB‹L‹M
• ANLAMB‹L‹M VE ED‹MB‹L‹M
Genel Dilbilim-II Edimbilim I • BA⁄LAM
• ‹fiB‹RL‹⁄‹ ‹LKES‹ (GR‹CE, 1975)
• SÖZ EYLEM KURAMI
Edimbilim I
Sevgili Ellen F. Prince’in an›s›na (R.I.P.)
ED‹MB‹L‹M
Dilbilimin alt dallar› olan sözdizimde tümce yap›s›, anlambilimde sözcüklerin ve
önermelerin anlam› ve edimbilimde sözcelerle ifade edilen anlam, inceleme kap-
sam›na girer. Öyleyse, hem anlambilimin hem de edimbilimin konusu anlamd›r.
Dilbilimin bu iki alt dal›, birbirleriyle ba¤lant›l› olsalar da dilin farkl› anlam boyut-
lar›n› araflt›r›rlar. Anlambilimin kapsam›, önermenin içeri¤indeki sözlüksel anlam-
d›r; edimbilimin kapsam› ise konuflucunun niyetine ve ba¤lama dayal› anlamd›r.
Bu anlam farklar› afla¤›da daha ayr›nt›l› anlat›lacakt›r.
Edimbilim, 1930’larda Amerikal› felsefeciler Morris ve Peirce ile Viyana Çevresi
felsefe ekolünden Alman as›ll› felsefeci Carnap’›n çal›flmalar›yla bafllam›flt›r. Edim-
bilimi bir çal›flma alan› olarak ilk kez ortaya koyan bu felsefeciler, dilbilimin alt
alanlar›n› flu flekilde ay›rm›fllard›r: Sözdizim, dilsel iflaretleri (sözcük gibi) birbirine
ba¤layan biçimsel iliflkilerin, anlambilim dilsel iflaretler ile iflaretlerin gönderimleri
aras›ndaki iliflkilerin ve edimbilim dilsel iflaretler ile bu iflaretleri kullanan ve yo-
rumlayanlar aras›ndaki iliflkilerin incelenmesidir. Edimbilim, anlam›n önerme içe-
ri¤inden ayr›, ba¤lama dayal› anlam unsurlar›n› inceleyen bir dald›r.
Dilde anlam› inceleyen dil felsefesi uzun y›llar matematiksel mant›k ile iç içe ele
al›nm›flt›r. Örne¤in, Alman felsefeci Gottlob Frege hem matematiksel mant›k hem de
dil çözümlemelerine ayn› anda katk› sa¤lam›flt›r. Daha sonra dil felsefecileri Grice
(1967), Austin (1962) ve Searle (1969) dilin formal mant›k yöntemi arac›l›¤›yla çö-
zümlenmesine karfl› ç›km›fllar ve dil incelemelerinde salt mant›kç›l›¤›n yeterli olma-
d›¤›n› ve kiflilerin niyet ettikleri anlam›n da incelenmesi gerekti¤ini savunmufllard›r.
‹nsan biliflini anlamak için do¤al bir dil olan insan dilinin incelenmesi amac›yla ya-
pay mant›k dilinin araç olarak kullan›lmas›n›n bir çeliflki oluflturdu¤unu gören Grice
iletiflim süreçlerini baflka bir araç ile incelememiz gerekti¤ini gösterir. Austin ve Se-
arle ise dil kullan›rken ayn› zamanda bir eylem gerçeklefltirdi¤imizi a盤a kavuflturur-
lar. Bu araflt›rmac›lar, edimbilimin geliflmesinde önemli katk› sa¤lam›fllard›r.
Edimbilim, dilbilimin di¤er dallar›na göre dilin daha çok iletiflimsel boyutlar›n›
inceler. Bu ünitede edimbilimsel dil çözümlemesi konu edildi¤ine göre önce dil,
iletiflim ve bilifl aras›ndaki iliflki ve sonra anlambilim ve edimbilim aras›ndaki fark-
lar aç›klanacak; ard›ndan edimbilimdeki temel dönüm noktalar›n› oluflturan dilsel
çözümleme yöntemleri ele al›nacakt›r.
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE Yandaki karikatürü iletiflim aç›s›ndan ne flekilde de¤erlendi-
1 rebilirsiniz?
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M ANLAMB‹L‹M VE ED‹MB‹L‹M
Anlambilim ve edimbilimin anlam çözümlemesi kapsa-
S O R U S O R U m›ndaki ifl bölümünü aç›klamak için sözdizim ve anlam-
bilim ünitelerinde de sözü edilmifl olan temel terimleri
bir kez daha hat›rlayarak bunlar› karfl›laflt›ral›m: Tümce,
D‹KKAT D‹KKAT
önerme ve sözce terimleri, s›ras›yla sözdizim, anlambi-
lim ve edimbilimin inceleme konusu olan kavramlard›r.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE Hem tümce hem de önerme kuramsal soyut birimlerdir,
oysa sözce somuttur. Tümce belli bir dilde olan sözdi-
Karikatür: Erdil Yaflaro¤lu
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
K ‹ T A P K ‹ T A P
5. Ünite - Edimbilim I 93
zimsel bir yap›d›r; önerme ise anlambilimsel bir ö¤edir. Frans›zca, Japonca, vs. dil- Tümce özne ve yüklemden
oluflan ve konuflucunun
lerindeki tümcelerin farkl›l›k gösteren yap›lar› vard›r. Oysa önerme ayn› ifadeyi edincinde bulunan soyut
içeriyorsa her dilde ayn› anlam› tafl›r; yani önerme herhangi bir dilde ifade edilse kuramsal ve biçimsel bir
yap›d›r.
de belli bir dile ait de¤ildir. Hem tümce hem de önerme ba¤lamdan ba¤›ms›z kav-
ramlard›r. Sözce ise ba¤lam içinde kullan›lan bir tümce ya da onun bir parças› ola- Önerme: Bir tümce
bilir. Bir sözce belli bir yerde, belli bir zaman diliminde belli bir konuflucu taraf›n- kullan›larak ifade edilen ve
konuflucu, dinleyici, yer ve
dan dinleyicisine söylenen birimdir. Önerme, zamans›zd›r, sözce belli bir zaman- zaman gibi dil d›fl›
da kullan›lm›flt›r. Bu yüzden önermeleri inceleyen anlambilimin konusu, Grice’›n ba¤lamdan tümüyle
ba¤›ms›z ve soyut bir
(1967) belirtti¤i gibi zaman› olmayan anlamd›r. Tümce ve önerme, özne ve yüklem anlambilimsel birimdir. Bir
içerirken, sözce tam bir tümceden oluflabilece¤i gibi onun eksiltili bir parças› da önerme, Frans›zca, ‹ngilizce,
‹talyanca, Türkçe ya da
olabilir. Örne¤in, belli bir ba¤lam içinde dile getirilirse ‘Evet, belki de’, ‘olmaz’, ‘ta- Japonca olabilir ama
bii ki’, vs. gibi parçalar sözce olabilir. Bir önermeyi anlamak için sözcüklerin bir- bunlar›n hepsi ayn› ifadeyi
içeriyorsa ayn› önermedir.
leflimsel anlam›n› bilmek yeterlidir. Oysa bir sözceyi anlamak için sözcüklerin bir-
leflimsel anlam›ndan daha fazla bilgiye gereksinim vard›r. Sözce: Belli bir ba¤lam
Anlambilim, sözcük anlam›n› ve önermelerin do¤ruluk de¤erini; edimbilim ise içinde, belli bir zamanda bir
konuflucu taraf›ndan
konuflucunun sözcesinde dile getirmeyi amaçlad›¤› anlam› incelemeye yöneliktir. dinleyiciye belli bir yerde
Bir baflka deyiflle, edimbilimde sözcükler arac›l›¤›yla dile getirilmeyen, yüzeyde söylenen sözcük, nida,
onaylama sesleri, bir ifade
görülmeyen anlam incelenir. Öyleyse, anlambilim dilsel anlam›, edimbilim ise ko- gibi bir birimdir. Bir sözce,
nuflucunun sözcesini kullan›rken ba¤lam içinde niyet etti¤i anlam› inceler. Her dil- bir tümce olabildi¤i gibi
“Evet”, “olabilir”, “ya”,
de konuflucular söylediklerinden daha fazlas›n› anlat›rlar. Örne¤in, “buras› çok s›- “öyle mi?”, vs. gibi tek ya da
cak” gibi bir önerme içinde bulunulan ortam›n s›cak oldu¤u gerçe¤ini belirtirken birkaç sözcük ya da bir
nidadan ibaret olabilir.
fiziksel ba¤lam içinde bir de¤er ifade eden sözce, konuflucu, dinleyici, aralar›nda- Sözce, önermenin tersine
ki iliflki, fiziksel ortam, vs. göz önüne al›nd›¤›nda dildeki sözcükler ve önermenin somut edimbilimsel bir
belirtti¤i anlam›n ötesinde görünmeyen bir anlam da tafl›yacakt›r. Bu sözce, bir ko- birimdir.
Burada bir önerme ve bir sözce vard›r. Anlambilim önermenin anlam›n› aç›k-
larken, ‘sinemaya gidecek kiflilerin kim oldu¤u’ ve ‘yar›n’›n hangi gün oldu¤u’ so-
rular›yla ilgilenmez. En fazla gizli öznenin konuflucuyu da içeren birinci ço¤ul ki-
fli oldu¤unu ve yar›n belirteciyle sözcenin söylendi¤i günden bir sonraki güne ifla-
ret edildi¤ini belirtir. Anlambilim, bu sözcenin hangi amaçla söylendi¤i ile de ilgi-
lenmez. Bu sözcenin davet mi, öneri mi, vs. oldu¤u sorular› da anlambilimin ko-
nusu de¤ildir. Bu sorular›n yan›t›, edimbilim kapsam›nda araflt›r›l›r.
Anlambilim ve edimbilimde anlam çözümlemesine yönelik ifl bölümü flu flekil-
de özetlenebilir:
94 Genel Dilbilim-II
Zamana ve konuflucuya ba¤l› olmayan ve her Belli bir zaman dilimine ve konuflucuya ba¤l›
zaman geçerli olan anlam olarak yorumlanan anlam
D Ü fi Ü N E L ‹ M BA⁄LAM
D Ü fi Ü N E L ‹ M
Edimbilim, dili gerçeklefltirildi¤i ba¤lam kapsam›nda inceler (Stalnaker, 1972:383).
S O R U Konuflucu için S O ba¤lam,
R U sözce seçimi ve sözcenin sunum biçimini belirlerken din-
leyici için sözcenin belli bir flekilde yorumlanmas›n› sa¤lar. E¤er ba¤lam, konuflu-
cu ve dinleyici için bu kadar önemli ise, onlar›n kulland›¤› dili ve onu üreten bilifl-
D‹KKAT D‹KKAT
lerini modellemeyi amaçlayan araflt›rmac› da ba¤lam kavram›n› göz ard› edemez.
Ba¤lam kavram› ve ba¤lama iliflkin afla¤›daki bilgiler, hem bu ünitede hem de bir
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE ünitesinde ifllenecek konulara ›fl›k tutucu niteliktedir.
sonraki edimdilbilim
Ba¤lam: Bir sözcenin içinde Ba¤lam, bir sözcenin içinde yer ald›¤› dilbilimsel unsurlar ile sözcenin üretil-
yer ald›¤› ve onun
anlafl›lmas›nda rol oynayan
mesi, anlafl›lmas› ve çözümlenmesinde rol oynayan biliflsel, durumsal ve sosyo-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
dil içi ve dil d›fl› unsurlard›r. kültürel unsurlard›r. Bu tan›mdan da anlafl›laca¤› gibi, sözcelerin çözümlenmesi
için farkl› ba¤lamlar söz konusudur. Bu ba¤lamlar flunlard›r:
K ‹ T A P Söylemsel K ‹ TBa¤lam:
A P Bu ba¤lam, asl›nda daha genifl kapsaml› olan dilbilimsel
ba¤lam›n bir parças›d›r. Fakat bizim amaçlar›m›za uygun olan söylemsel ba¤lam
oldu¤u için daha genifl olan dilbilimsel ba¤lamdan söz etmeksizin söylemsel ba¤-
TELEV‹ZYON
lam› tan›mlayaca¤›z.
TELEV‹ZYON
Söylemsel ba¤lam, bir sözcenin içinde yer ald›¤› sözlü söylem
ya da yaz›l› metnin yak›n›nda ya da uza¤›nda bulunan her türlü dil ö¤esidir. Bir
sözcenin hemen önünde ya da arkas›ndaki sözce, gönderimsel ifadeler (yani ad›l-
lar, iflaret s›fat ve ad›llar›), zaman ve kip kullan›mlar› söylemsel ba¤lam›n içindeki
‹NTERNET ‹NTERNET
baz› ö¤elerdir.
MAKALE MAKALE
5. Ünite - Edimbilim I 95
rece toplumsal konumu ile ilgilidir. Bu seçim de edimbilime iliflkin di¤er ünitede
de¤inece¤imiz kibarl›k stratejilerine ba¤l›d›r. Bir baflka edimbilimsel dil tercihi ve
yorumu ise konuflucular›n sosyo-kültürel ba¤lam kapsam›nda uzun süreli bellek-
lerinde depolad›klar› kifli, yer ve nesnelerden söz ettiklerinde görülür. Örne¤in, bir
kifli di¤erine ‘Hafta sonu Adalar’a gidelim’ dedi¤inde Adalar, Eskiflehir’de bir
semt, ‹stanbul’da ise Büyükada, Heybeliada, vs. olarak alg›lan›r. Benzer flekilde,
bir konuflucunun di¤erine ‘Ben Zeki Müren’i çok severim’ dedi¤ini varsayal›m. Bu
durumda konuflucu, dinleyicinin Zeki Müren’in kim oldu¤unu bildi¤ini düflünü-
yordur. Ortak oldu¤unu düflündü¤ü bu bilginin kayna¤›, paylafl›lan sosyo-kültürel
ba¤lam içinde uzun süreli bellekte depolanan envanterdir. Öte yandan, yurt d›fl›n-
da do¤up büyümüfl ve Türkiye ile fazla ba¤lant›s› olmam›fl olan ve dolay›s›yla Ze-
ki Müren’i tan›mayan birine bunu belirtmek için konuflucu, sözcesini baflka bir fle-
kilde “paketlemelidir”. Örne¤in, ‘Türkiye’de bir zamanlar çok ünlü olan ama ar-
t›k yaflamayan bir sanatç›y› çok severim’ fleklinde bir sözce tercih edebilir. Demek
ki benzer sosyo-kültürel ba¤lam› paylaflan konuflucular, uzun süreli belleklerinde
depolad›klar› varl›klar hakk›nda karfl›l›kl› bilgiye sahiptirler. Yukar›da Zeki Müren
hakk›ndaki iki sözcedeki gönderim ifadelerine de ayr›ca dikkat etmek gerekir: Bi-
rinci sözcede sanatç› ad› ile di¤erinde ise ‘...bir sanatç›’ olarak an›lmaktad›r. Bu
gönderimsel ifade seçimleri, konuflucunun dinleyicisi ile paylaflt›klar›n› düflündü-
¤ü sosyo-kültürel ve biliflsel ba¤lamlardaki bilgiyle yak›ndan iliflkilidir. Konuflucu
dinleyicinin neyi bilip neyi bilmedi¤i hakk›nda bir görüfle sahiptir (Clark ve Havil-
land, 1977; Clark ve Marshall, 1981, Prince, 1981). Öyleyse sosyo-kültürel ba¤la-
m›n uzun süreli bellekte depolanan bilgi anlam›nda biliflsel ba¤lam ile etkileflti¤i-
ni ve bu etkileflimin de gönderimsel ifade ve sözce seçimini belirledi¤ini söyleye-
biliriz. Edimbilimdeki eski-yeni bilgi kavramlar› buna iliflkindir. Bu konuya sonra-
ki ünitede biraz daha ayr›nt›l› biçimde de¤inilecektir.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
iletiflim diyebilir miyiz?
K ‹ T A P Yukar›dakine
K ‹ T AbenzerP bir konuflman›n iletiflim olamayaca¤› aç›kt›r. Biz bu flekil-
de birbirinden tamamen kopuk ve herkesin kendince üretti¤i sözceleri duymaya ve
bu flekilde konuflmaya al›fl›k de¤iliz. Sürekli bu flekilde konuflsayd›k iletiflim kurma-
TELEV‹ZYON m›z olanaks›zT E L Eolurdu.
V ‹ Z Y O N Amaç, gevezelik etmek olsa bile konuflman›n ortak bir hede-
fi vard›r. Konuflucular, bir di¤eri ile iflbirli¤i yaparak konuflmaya bu hedef do¤rultu-
sunda katk›da bulunurlar. Konuflman›n belli bir yerindeki katk› di¤er konuflulanlar-
la ilintilidir. Öyleyse, konuflmalar›m›z› düzenleyen baz› ilkeler vard›r. Grice, insan-
‹NTERNET ‹NTERNET
MAKALE MAKALE
5. Ünite - Edimbilim I 97
lar›n genelde davran›fllar›n› ve özelde dil kullan›mlar›n› belirleyen ve insan akl› ta- ‹flbirli¤i ‹lkesi: Konuflmaya
yap›lan katk›n›n di¤er
raf›ndan düzenlenen ve ‹flbirli¤i ‹lkesi ad›n› verdi¤i düzenleyici kurallar›n varl›¤›- konuflulanlar do¤rultusunda
n› önermifltir. ‹flbirli¤i ilkesinin alt ilkeleri ise flunlard›r: Nicelik ‹lkesi, Nitelik ‹lkesi, yeterince bilgilendirici,
do¤ru, di¤erleriyle ba¤lant›l›
Ba¤›nt› ‹lkesi ve Tarz ‹lkesi. Bu ilke ve alt ilkeleri örneklerle aç›klayaca¤›z. ve düzenli olarak sunumuna
‹flbirli¤i ‹lkesi (Grice, 1975): yönelik konuflucunun
Konuflman›n amaç ve hedefi do¤rultusunda ve uygun yerinde konuflmaya olan gösterdi¤i varsay›lan çabaya
iliflkin ilke.
katk›n›z› beklendi¤i flekilde yap›n.
Nicelik ‹lkesi:
a) Konuflmaya katk›n›z› (konuflman›n amac› do¤rultusunda) yeterince bilgilen-
dirici olacak flekilde yap›n
b) Konuflmaya katk›n›zda gere¤inden çok bilgi vermeyin.
Afl›r› bilgilendirici olmak zaman kayb›na yol açar. Ayr›ca do¤rudan ilintili olma-
yan yan konular›n ayr›nt›lar›n› vermek dinleyicinin akl›n› kar›flt›rabilir. Gere¤inden
az bilgi vermek de dinleyici için yeterince bilgilendirici olmayacakt›r. Nicelik ‹lke-
sini aç›klamak için afla¤›da verilen örne¤e bakabiliriz. Afla¤›daki konuflman›n Eski-
flehir’de yeni tan›flan iki arkadafl aras›nda geçti¤ini varsayal›m:
Yukar›daki soruya verilen yan›t Nitelik ‹lkesine uygundur çünkü Sedat do¤ru
bilgi oldu¤unu düflündü¤ü bilgiyi vermifltir. Ancak Sedat, Brezilya’n›n baflkentinin
hâlâ Rio oldu¤unu düflünseydi ve o flekilde yan›tlasayd› da kendince Nitelik ‹lke-
sine uymufl olacakt› çünkü Nitelik ‹lkesi do¤ruluk de¤erleri gibi birebir dünyadaki
gerçeklerle örtüflmek zorunda de¤ildir. Konuflucular›n niyetlerine ba¤l› bir ilkedir.
98 Genel Dilbilim-II
Sezdirim
Grice, bazen konuflma ilkelerinin çi¤nenebilece¤ini göstermifltir:
Bu örnekte Füsun Meral’in sözcesine ba¤›nt›l› bir biçimde yan›t vermeyerek ba-
¤›nt› ilkesini çi¤ner. Yani Meral ile iflbirli¤i yapmaz. Bunun sonucunda Füsun, Ah-
met’e iliflkin yorum hakk›nda görüfl bildirmek istemedi¤ini sezdirmektedir.
Afla¤›daki örnek ise biraz daha farkl›d›r:
Örnek (8)’de, nitelik ve nicelik alt ilkeleri çat›flmaktad›r. Yi¤it, Brezilya’n›n bafl-
kentini tam olarak bilmedi¤i için do¤ru oldu¤una inand›¤› bir yan›t verememekte
ama bu kenti tam olarak belirtemedi¤i için de yeterince bilgi sunamamaktad›r. Bu-
rada Yi¤it’in tek kan›t›, sundu¤u iki seçenekli bilgidir. Sonuçta Nitelik ‹lkesi paha-
s›na yeterince bilgilendirici olma do¤rultusundaki Nicelik ilkesi çi¤nenmifltir. Orta-
ya ç›kan sezdirim, Yi¤it’in konuya iliflkin yeterli bilgisinin olmad›¤›d›r. Afla¤›daki
örnek de sezdirim içerir:
Burada Akif, Can’›n iyi bir araflt›rmac› oldu¤unu düflünürken, Berna yaln›zca el
yaz›s›n›n güzelli¤inden söz ederek onun iyi bir araflt›rmac› olmas›na iliflkin bir
özellik söylemeyerek öyle olmad›¤› konusundaki görüflünü sezdirmektedir.
Yukar›daki örneklerde görüldü¤ü gibi, konuflucular, bir flekilde iflbirli¤i ilkesi- Sezdirim: Aç›kça dile
ni çi¤nedikleri zaman sezdirimler ortaya ç›kar. Sezdirim, iflbirli¤i ilkelerinin çi¤- getirilmeyen ancak ‹flbirli¤i
‹lkelerinden birinin
nenmesi sonuca ya da bu ‹lkelerin belli bir flekilde kullan›m›n›n tercihi sonucu or- çi¤nenmesi ya da bu
taya ç›kar; bir sözcede aç›kça dile getirilmeyen, ama konuflma ilkeleri do¤rultusun- ‹lkelerin belli bir biçimde
kullan›lmas› sonucu ortaya
da konuflucunun iletmeyi hedefledi¤i örtük anlamd›r, dile getirilmeyen ama yine ç›kan örtük konuflucu
de anlafl›lan bilgidir. Grice, sezdirimi ikiye ay›r›r: Geleneksel sezdirim ve konufl- anlam›d›r.
maya dayal› sezdirim. Örnek (7), (8), (9) konuflmaya dayal› sezdirim örnekleri- Geleneksel sezdirim:
dir. Konuflmaya dayal› sezdirim sözcenin dilbilimsel anlam›ndan de¤il, iletiflimde- Sözcenin dilsel
özelliklerinden ortaya ç›kan
ki ba¤lam›ndan ortaya ç›kan anlamd›r. Öte yandan geleneksel sezdirim, sözcede- örtük konuflucu anlam›d›r.
ki dilsel ö¤eler arac›l›¤›yla ortaya konulan sezdirimdir. Afla¤›daki örnekte gelenek-
sel sezdirim örnekleri görülmektedir: Konuflmaya dayal› sezdirim:
Belli bir ba¤lam içinde
de¤erlendirildi¤inde ortaya
10. a. Ayfle evlendi ve bebe¤i oldu. ç›kan örtük konuflucu
b. Ayfle’nin bebe¤i oldu ve evlendi. anlam›d›r.
mufltur; (10b)’de ise önce bebek do¤urup sonra evlenmifltir. Öyleyse “ve” ba¤lac›-
n›n kullan›m› ile sözce s›ralan›fl› Ayfle’nin evlenme ve bebe¤inin olmas› olaylar›n›n
gerçek hayatta da ayn› s›rada gerçekleflti¤i sezdirimini ortaya ç›kart›r. Afla¤›daki
sözcede de “ve” ba¤lac› ve sözcelerin s›ralan›fl› geleneksel sezdirim içerir:
Gözleri kör yaln›z ve yoksul bir adam k›rlarda bafl›bofl dolan›rken bastonuna de¤en
sihirli lambay› al›p içinden Cin ç›karmay› baflarm›fl. Cin çal›flmaktan çok yorgun-
mufl ve adama flöyle bir bakt›ktan sonra;
- “Senin hayli iste¤in vard›r; flimdi sen gözlerin aç›ls›n istersin, zenginlik dilersin, ev-
lenmeyi arzulars›n, ama u¤raflamam. Sadece bir dile¤ini yerine getirece¤im. ‹yi dü-
flün ve ne isteyeceksen iste.” demifl. Adam biraz düflündükten sonra dile¤ini söylemifl;
-”Çocu¤umun saatlerce alt›nlar›m› saymas›n› görmek istiyorum”
Bu f›krada Cin adam›n “tek” dilekte bulunabilece¤ini belirtir. Adam, ise “çocu-
¤unun alt›nlar›n› saatlerce saymas›n›” ister. Adam›n çocu¤unun olmas› öncelikle
evlenmifl olmas›n› ve alt›nlar›n›n olmas› ise zengin olmas›n› gerektirir. Öyleyse as-
l›nda tekmifl gibi görünen iste¤i içinde baflka birkaç iste¤i daha bar›nd›rmaktad›r.
Sezdirim hakk›nda söylediklerimizi afla¤›daki flekli kullanarak özetleyebiliriz:
fiekil 5.1
SÖYLENEN SEZD‹R‹LEN
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
- Tanr›’dan umut kesilmez, demifl. (Çetin Altan, Milliyet 25 fiubat 2007)
3. Afla¤›daki örnekteki sezdirim nedir? Ne tür bir sezdirim bulunmaktad›r? Niçin?
Onlar fakir ama mutlu. AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
Edimsel eylem: Söylendi¤i c› sözcelerin de asl›nda edimsel oldu¤unu belirtir; çünkü saptay›c› sözceleri kulla-
zaman bir söz eylemi, bir
edimi gerçeklefltiren eyleme narak bir durumu belirtebilir, bir gerçe¤i dile getirme ifllemi yapar›z. Ayr›ca, edim-
edimsel eylem denir. sel sözceler, edimsel eylemler ile birlikte kullan›labilir: söylemek, belirtmek, dile
Örne¤in, “teflekkür ederim”
dedi¤imizde bu sözce
getirmek, iddiaya girmek, söz vermek, yemin etmek, özür dilemek, affetmek, yasak-
arac›l›¤›yla teflekkür etme lamak, vs edimsel eylemlerdir.
edimini de gerçeklefltirmifl
oluruz. Di¤er edimsel 14. Sizi yar›n akflam yeme¤ine davet ediyorum.
eylemlerden baz›lar›, davet
etmek, rica etmek, ilan Örnek (14)’te dili kullanarak arkadafllar›m›z› akflam yeme¤ine davet edebiliriz.
etmek, protesto etmek, gibi
eylemlerdir. Ancak edimin baflar› ile gerçekleflmesi için afla¤›da sözü edilen belli koflullar ge-
reklidir. Bu koflullar gerçekleflmezse, yukar›daki sözce ile bir edim gerçeklefltirmek
söz konusu olamayaca¤› için sözce geçersiz, Austin’in terimiyle mutsuz ya da uy-
gunsuz, isabetsiz sözce olur. Bir sözce ile eylem gerçeklefltirmek için gerekli olan
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE ya da mutluluk koflullar›d›r. Örne¤in, birisine söz vermek için
ön flartlar uygunluk
samimi olmak ve gelecekte söz verilen eylemi gerçeklefltirme niyeti olmas› gere-
D Ü fi Ü N E L ‹ M kir. Örne¤in, söz verdi¤imizde buna iliflkin flaka yapm›yor ya da söz verme eyle-
D Ü fi Ü N E L ‹ M
mini yazd›¤›m›z bir fliir ya da roman için kullan›yor olmamam›z gereklidir. E¤er
söz verilen ifl gerçeklefltirilmediyse do¤ru/yanl›fl yarg›s› yerine sözcenin mut-
S O R U S O R U
lu/mutsuz sözce olmas› söz konusudur.
D‹KKAT Bu kutununDiçinde ‹ K K A Tverilmifl olan koflullar söz eylemlerin artalan›n› daha iyi anlama-
n›z için verilen EK B‹LG‹dir.
EK B‹LG‹ : Söz Eylem Mutluluk Koflullar› (Austin, 1962)
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Sözcenin mutlu olabilmesi için gerekli koflullar› Austin flu flekilde s›ralar:
A.1. Belli koflullar alt›nda belli kifliler taraf›ndan dile getirilen sözlerin kabul edilmifl ge-
AMAÇLARIMIZ leneksel usulleri olmal›d›r.
AMAÇLARIMIZ
A.2. Belirli kifliler ve içinde bulunulan belirli koflullar o edimin yürütülmesi için uygun ol-
mal›d›r.
K ‹ T A P B.1. Prosedür K ‹ tümT A kiflilerce
P uygun ve
B.2. eksiksiz biçimde yürütülmelidir.
C.1. Edimi gerçeklefltirmeye yönelen insanlar›n duygu ve düflünceleri o prosedürü gerçek-
TELEV‹ZYON lefltirmeye
T E L E Vhaz›r
‹ Z Y O Nolmal›d›r
C.2. Ve bu edimler eksiksiz biçimde gerçeklefltirilmelidir.
Örnek (14)-(16)’daki sözceler ile bir edim gerçeklefltirmek için kurumsal bir
yetkiye sahip olmak gerekir (Searle,1979). (14)’te belediyenin, (15)’te yönetim ku-
rulunun, (16)’da ise H›ristiyan âleminde kilisenin verdi¤i yetkiler gereklidir. Öte
yandan, [Sevgi Gökçe’nin belirtti¤i gibi(kiflisel iletiflim)] ‹slam’a dayal› fler’i hüküm-
le yönetilen bir hukuk sisteminde bir koca eflini söz eylem arac›l›¤›yla boflayabilir:
Örnek (22-24)’teki sözceler bir edim gerçeklefltirmek için de¤il ama bir gözlemi
dile getirmek için kullan›labilir. Bunlar ancak saptay›c› sözceler olarak kullan›labilir.
Edimsöz, tüm insan dillerine özgüdür; belirli bir dile göre de¤iflmez ama edimsöz
belirten sözcükler bir dilden di¤erine farkl›l›k gösterir (Searle, 1976: 2). Yani, söz ver-
me edimi tüm dillerde ayn›d›r; ama ‹ngilizcede “promise”, Almancada “versprechen”,
Frans›zcada “promettre”, Türkçede “söz vermek” sözcükleriyle dile getirilir.
Etkisöz eylemi: Bir sözceyi dile getirmenin sonucunda ortaya ç›kan etkidir. Etkisöz eylemi: Sözce
Austin’e göre etkisöz eylemleri, konuflucu, dinleyici ya da di¤erlerinin duygu, dü- kullan›ld›¤› zaman konuflucu
ya da dinleyici üzerinde
flünce, görüfl ve hareketlerinde sözceler sonucunda yarat›lan etkidir. Örne¤in, söz- b›rakt›¤› duygusal, biliflsel
ce kullanarak birisini ikna edebilir, ona kendimizi affettirebilir, birisine bir ifli ger- ya da onun belirli bir flekilde
harekete geçmesini
çeklefltirme yükümlülü¤ü hissettirebilir, ya da konuflucu olarak kendimizi yüküm- sa¤layan etkidir.
lülük alt›na sokabiliriz. Bu etkilerin her biri etkisöz eylemleridir.
Söz eylemin bileflenlerini afla¤›daki örne¤i kullanarak aç›klayabiliriz:
Düzsöz eylemi Konuflucunun dilin ses, sözdizim, vs. kurallar›n› kullanarak “Saat 10’da
okula gel” sözcesini dile getirmesi
Edimsöz eylemi “Saat 10’da okula gel” sözcesini dile getirerek konuflucunun buluflmak için
davet ya da emir gibi bir edim gerçeklefltirmesi
Etkisöz eylemi “Saat 10’da okula gel” sözcesinin dinleyicinin üzerinde bu ifli gerçeklefltir-
mesi do¤rultusunda yapt›r›m gücü
104 Genel Dilbilim-II
Örnek (25a)’da aç›kça dile getirilen bir emir görüyoruz. Bu dolays›z bir söz ey-
lemdir. Öte yandan (25b-c) soru tümceleridir. Normal flartlar alt›nda, soru bir bilgi
edinmek amac›yla sorulur ama burada bir rica edimi gerçeklefltirildi¤i için bu söz-
celer dolayl› söz eylemleridir. Benzer flekilde (25 d-e) örnekleri de dinleyicinin ç›-
kar›m›na dayal› bilgi içerdikleri için dolayl› söz eylemlerdir. Konuflucu, dinleyici-
nin bu sözceleri rica olarak yorumlay›p, çikolata iste¤i yönünde etkisöz edimi ger-
çeklefltirmesini beklemektedir.
Dolays›z söz eylemlerin bir tek anlam› vard›r; oysa dolayl› söz eylemlerde çok-
lu anlam söz konusudur.
Dolayl› söz eylemde ayr›ca konuflucu dinleyicinin ifle iliflkin iznini isteyebilir:
Ancak her zaman bir söz eylemin belli bir yap› ile örtüflmesi söz konusu de¤il-
dir. Örne¤in afla¤›da çeflitli teflekkür etme eylemi gerçeklefltirebilece¤imiz örnekler
verilmifltir:
5. Ünite - Edimbilim I 105
Öte yandan t›pat›p ayn› yap›ya sahip olan ve ayn› anlam› tafl›yan sözceler fark-
l› ba¤lamlarda farkl› edimsöz gerçeklefltirebilir:
Edimsözlerin S›n›fland›r›lmas›
Yukar›daki örneklerde görüldü¤ü gibi ayn› sözcükleri, ayn› yap› ve ayn› anlam-
lar› tafl›yan sözceler ile farkl› edimsöz gerçeklefltirilebilir. ‹letiflimin baflar›l› ola-
bilmesi için bu farkl› edimsözlerin ba¤lama uygun biçimde yorumlanmas› gerek-
lidir. Öyleyse, bu edimsözleri anlamak iletiflimsel edincin bir parças›d›r. Dolay›-
s›yla edimsözlerin s›n›fland›r›lmas› dilbilim çözümlemeleri için gereklidir. Edim-
sözleri yap›sal ve anlamsal özelliklere ba¤l› olarak farkl› biçimlerde s›n›fland›ran
araflt›rmac›lar vard›r (Austin, 1962; Vendler, 1972; Searle, 1976 ve baflkalar›). Biz
burada en yayg›n olarak baflvuruldu¤u için Searle’ün (1976) s›n›fland›rmas›n› te-
mel alaca¤›z:
Searle (1976) edimsözün amac›, sözcenin dünya ile ba¤lant›s› ve konuflucu ve
dinleyicinin psikolojik/biliflsel durum ölçütlerini kullanarak söz eylemleri s›n›flan-
d›r›r. Searle, edimsöz s›n›flamas›nda bu üç ölçütü kullan›r:
• Edimsözün amac›: Örne¤in rica etmek ve emretmek ayn› edimsöz amac› ta-
fl›rlar: Karfl›daki kiflinin bir flekilde bir ifl yapmas›n› sa¤lamak
• Sözler ile gerçek dünya aras›ndaki ba¤lant›:
(a) Gerçekte olan bir olay› m› anlat›yoruz? (dün bafl›ma geleni anlatmak)
(b) Sözlerimizle (yak›n ya da uzak) gelecekte olacaklar› m› belirliyoruz? (bir
ifli yapmaya söz vermek, birisini iflten atmak, bir durumu ilan etmek, vs.)
• Sözlerimizle ifade etti¤imiz biliflsel/psikolojik durum: Söz verirken yapmaya
niyet etmek, emir verirken di¤er kiflinin ifli gerçeklefltirme olas›l›¤›na ve bu
konudaki yetisine inanmak ve o ifli gerçeklefltirmesini istemek, gibi. Dolay›-
s›yla “#Sana mektup yazmaya söz veriyorum ama mektup yazmak gibi bir
niyetim yok” diyemeyiz, çünkü söz vermek biliflsel olarak o ifli yapmaya yö-
nelik niyeti gösterir. Benzer flekilde bir kifliye “#Frans›z ol!” diyemeyiz çün-
kü o kifli Frans›z de¤il, Amerikal› ise Frans›z olamaz ama “Frans›zca ö¤ren!”
diyebiliriz çünkü insanlar yabanc› dil ö¤renebilirler. “#Kap›y› aç ama kap›-
106 Genel Dilbilim-II
Örnek (35)’teki sözce ile konuflucu, dinleyiciye bir ifli yapmamas› konusunda
yasak getirmektedir.
Yükümleyici: Konuflucunun Yükümleyici: Konuflucu gelecekte gerçeklefltirmeye yönelik bir yükümlülü¤ü
gelecekte bir ifl yapmak ya üstlendi¤inde bu edimsöze yükümleyici denir: Söz vermek, yemin etmek, garanti
da yapmamak üzere bir
yükümlülük üstlenmesine yol etmek, temin etmek, tehdit etmek, istifa etmek, vs.
açan sözcelerdir.
36. Paran›n zaman›nda ödenece¤ini garanti ederim.
Örnek (36) yükümleyicidir; çünkü konuflucu bu sözce ile kendisini garanti ver-
me yükümlülü¤ü alt›na sokmufltur.
Yans›t›c›: Konuflucunun bir Yans›t›c›: Konuflucu içtenlikle ya da içtensiz olarak bir psikolojik durumunu
olay karfl›s›nda gösterdi¤i d›fla vurur: teflekkür etmek, baflsa¤l›¤› dilemek, mutluluk dilemek, teselli etmek, teb-
duygusal tepkiyi ifade
etmeye yarayan sözcelerdir. rik etmek, vs.
Bu örnekte konuflucu tebrik etme gibi duygu belirten bir ifade kullanarak yan-
s›t›c› edimsöz gerçeklefltirmifltir.
‹lan edici ifadeler: ‹lan edici (Bildirici): Bu edimsözler arac›l›¤›yla dünyada bir durum de¤iflikli-
Dünyadaki herhangi bir olay› ¤ine yol aç›l›r: Seni ifle al›yorum, Bu bebe¤in ad›n› “Gülsüm” koyuyorum, vs. gibi.
de¤ifltirmeye yönelik
kullan›lan sözcelerdir.
38. ‹fl baflvurunuzu inceleyerek sizi ifle almamam›z›n uygun olaca¤› sonucuna
vard›k.
Afla¤›daki sorular› söz eylem kuram› çerçevesinde yan›tlay›n›z. SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
A. Afla¤›daki sözcelerin edimsöz anlamlar›n› ve hangi edimsöz s›n›f›na girebileceklerini 5
aç›klay›n›z:
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
1. Yan›na gelirim.
2. Karn›m ac›kt›.
S O R U S O R U
B. Bir edimsöz olan söz vermenin Karay Türkçesindeki önemini yazar afla¤›daki gibi an-
lat›yor. Bunu söz eylem kuram› ile nas›l aç›klayabilirsiniz? Sizce Türkiye Türkçesinde
de söz verme edimsözü bu kadar ba¤lay›c› m›d›r? D‹KKAT D‹KKAT
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
(Karay Türkçesinde) (k)iflinin toplum içerisinde de¤er kazanmas›, verdi¤i sözü yerine ge-
tirmesine ba¤l›d›r. Atasözlerinde sözün hayata geçirilmesi, a¤›zdan ç›kan söze dikkat edil-
mesi gerekti¤i ö¤ütlenir. Halk nazar›nda, kiflilerin huzurunda, toplum içerisinde verilen
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
söz, mutlaka ifa edilmesi gereken bir borçtur. Söz adeta kanun hükmündedir. Çünkü veri-
len söz at›lan oktur. (At›lgan soz, at›lgan ok, aflkan tirlik kayt›p kelmez). Söz ya verilme-
meli ya da verilirse mutlaka yerine getirilmelidir. Ayr›ca sözün önemli K ‹ oldu¤u,
T A P büyük söz K ‹ T A P
söylemenin insana zarar verece¤i, her söylenen söze de¤er verilmemesi gerekti¤i atasöz-
lerinde veciz bir flekilde dile getirilmifltir. Bunlarla ilgili flu atasözleri verilebilir: “Buyuk
tigim ekmek afla, buyuk soz sozleme”, “Yavafl yuru, bek basma, ol›rT olmaz E L E V ‹ Zsozge
Y O N kulak as- TELEV‹ZYON
ma”, “Er sozge kulak as›lmaz”, “Tilden tatl›s› da yok, eççisi da yok”. (Alkaya, 2006: 93)
‹NTERNET ‹NTERNET
MAKALE MAKALE
108 Genel Dilbilim-II
Özet
N
A M A Ç
Edimbilimi ve çal›flma konular›n› tan›mlaya- N
A M A Ç
Konuflma ilkelerini tan›mlayabilmek.
1 bilmek. 3 ‹flbirli¤i ilkesi konuflmada ak›lc› bireylerin niyete
Edimbilimsel kuramlar, ak›lc›l›k, niyetlilik, iflbirli- ba¤l› konuflucu anlam›n› dile getirmek amac›yla
¤i, ortak bilgi, ba¤›nt› gibi kavramlar üzerinde uygulad›klar› z›mni ilkeleri aç›klar. Grice’a (1975)
durmufllard›r. Edimbilimsel çal›flmalar›n bir bölü- göre konuflmac›n›n sözlerinin do¤ru ve içten ola-
mü dilde kibarl›k gibi toplumsal ve kültürel ba¤- ca¤› (nitelik ilkesi), bu sözlerin yak›n konuflma
lamda dil d›fl› unsurlar kapsam›nda incelenirken, amaçlar›yla ilgili olaca¤› (ba¤›nt› ilkesi), konufl-
bir bölümü de ç›kar›m, niyetlilik, vs. gibi içsel mac›n›n aç›k olaca¤›, sözlerini düzenli olarak di-
yani biliflsel faktörlerle aç›klan›r. Bu ünitede içsel le getirece¤i (tarz ilkesi) ve konuflmac›n›n ko-
unsurlara dayal› iki edimbilim kuram›ndan söz nuflma amaçlar› aç›s›ndan ne fazla ne de eksik
ettik. Bir sonraki ünitede dilde kibarl›k da ele al›- söyleyece¤i (nicelik ilkesi) ilkeleri söz konusu-
nacakt›r. dur. Bu ilkelerin belli bir flekilde kullan›lmas› ve-
ya bilerek ya da bilmeyerek çi¤nenmesi duru-
N
A M A Ç
Edimbilim-anlambilim aras›ndaki farklar› aç›k- munda örtük konuflucu anlam› olan sezdirimler
2 layabilmek. ortaya ç›kar.
N
Bu ünitede edimbilimin anlambilimden farkl› ola-
rak konuflucu anlam›n› inceledi¤ini örneklerle A M A Ç Söz eylemleri tan›mlayabilmek.
4
gösterdik. Anlambilimin alan› ise dilsel anlam› Söz eylem, söz verme, selamlama, emretme, bil-
incelemekle s›n›rl›d›r. gilendirme, uyarma, tehdit etme, iltifat etme, vs.
Dil içi ve dil d›fl› ba¤lam edimbilim çözümleme- gibi dil arac›l›¤›yla gerçeklefltirilen eylemlere ve-
lerinde son derece önemli bir unsurdur. Söylem rilen add›r.
ba¤lam›, biliflsel ba¤lam (Söylem modeli), du- Austin (1962) Searle (1969) söz eylem kuram›
rumsal ba¤lam ve sosyo-kültürel ba¤lam sözce- çerçevesinde sözler arac›l›¤›yla ayn› zamanda ifl-
lerimizi olufltururken, di¤erlerinin sözcelerini yo- ler gerçeklefltirdi¤imizi gösterirler. Sözceler yo-
rumlarken ve araflt›rmac› olarak dili çözümler- luyla, belirli koflullar alt›nda insanlar› motive ede-
ken önemlidir. Örne¤in ayn› tümcenin neden bir bilir, olanlar› teselli edebilir, incitebilir, savafl ilan
durumda tersinleme di¤erinde övgü olarak yo- edebiliriz.
rumland›¤›na iliflkin yan›t› ba¤lamdan ç›karabili-
riz. Sözdizimi ve anlambilim dili dil d›fl› ba¤lam-
dan ba¤›ms›z incelerken edimbilim ba¤lam› göz
önünde bulundurur. Bir baflka deyiflle, edimbi-
lim dil ile ba¤lam›n iliflkisini inceler.
5. Ünite - Edimbilim I 109
Kendimizi S›nayal›m
1. Dil ile ilgili afla¤›daki ifadelerden hangisi do¤rudur? 6. Seda: Mehmet, sen beni terk etmek mi istiyorsun?
a. Dil, biliflimizi yans›t›r. Mehmet: Ben seni çok seviyorum.
b. Dil, iletiflim arac›d›r. Yukar›daki konuflmada Mehmet’in yan›t› hakk›nda ne
c. Dilin hem iletiflimsel hem de biliflsel boyutu söylenebilir?
vard›r. a. Mehmet, sezdirim yoluyla Seda’y› terk etmek is-
d. Dil, belle¤imizle ilintilidir. temedi¤ini belirtmek ister.
e. Dil, konuflucular›n iletiflim için kulland›klar› tek b. Mehmet laf› de¤ifltirir.
yoldur. c. Mehmet, nicelik ilkesine uymaz.
d. Mehmet, konuflmada iflbirli¤i yapmaz.
2. Afla¤›dakilerden hangisi edimbilimin inceleme ala- e. Mehmet, sezdirim yoluyla gerçek niyetini gizle-
n›nda de¤ildir? meyi baflar›r.
a. Önermelerin do¤ruluk de¤erleri
b. Sözcelerin iletiflimsel anlam› 7. Afla¤›dakilerden hangisi geleneksel sezdirim örne-
c. Konuflucunun niyet etti¤i anlam ¤idir?
d. Ba¤lam ba¤›ml› anlam a. Nursun genç ve dinamik bir k›zd›.
e. Ç›kar›ma dayal› anlam b. Nursun genç ve güzeldi.
c. Nursun genç ve huzur dolu bir kad›nd›.
3. Söylem modeli afla¤›dakilerden hangisini içerir? d. Nursun genç bir anneydi.
a. Söylemdeki her sözceyi e. Nursun genç ama yorgun düflmüfl bir kifliydi.
b. Konuflucular›n söylem varl›klar›na ve onlara at-
fedilenlere iliflkin biliflsel modellerini 8. Afla¤›dakilerden hangisi söz eylem de¤ildir?
c. ‹letiflimin yer ald›¤› ortamdaki her türlü unsuru a. Yemek yemek
d. Uzun süreli bellekte yer alan olgular› b. ‹fade etmek
e. Kültüre iliflkin söylemi c. Beyan etmek
d. Yalvarmak
4. “Günefl Dünya’n›n etraf›nda döner” sözcesi hangi e. Rica etmek
iflbirli¤i ilkesini çi¤ner?
a. Nicelik ilkesi 9. “Ali kap›y› aç” sözcesi üzerine Ali kap›y› açar. Bu
b. Nitelik ilkesi söz eylem kuram›na göre hangi söz eylem bileflkesine
c. Ba¤›nt› ilkesi iflaret eden bir ifltir?
d. Tarz ilkesi a. Düzsöz
e. Sezdirim b. Edimsöz
c. Etkisöz
5. Aysun: Yar›n benimle sinemaya gelir misin? d. Sezdirim
Serap: Saç›m› tarayaca¤›m. e. Yükümleyici
Yukar›daki konuflmada Serap’›n sözcesinde nas›l bir
sorun vard›r? 10. Bir kifli bir dilekçe yazd›¤› zaman nas›l bir edimsöz
a. Nitelik ilkesi çi¤nemifltir. gerçeklefltirir?
b. Nicelik ilkesi çi¤nenmifltir. a. Yönlendirici
c. Tarz ilkesi çi¤nenmifltir. b. Yans›t›c›
d. Yanl›fl bilgi verilmifltir. c. Yükümleyici
e. Ba¤›nt› ilkesi çi¤nenmifltir. d. ‹lan edici
e. Belirtici
110 Genel Dilbilim-II
Okuma Parças›
Austin’in Söz Eylem kuram› var?’ fleklindeki eski soru cevapland›r›lma aç›s›ndan afl›-
Britanyal› filozof J. L. Austin [...] 1950’li y›llarda alterna- r› düzeyde belirsizdir. Ancak, ‘Orada kaç çeflit edimsö-
tif bir dil anlay›fl› gelifltirdi (Austin, 1962). ‹lk gözlemi zel eylem var?’ diye sorarsak kesin bir cevap verebiliriz,
fluydu: bariz olarak mükemmelen anlaml› fakat do¤ru çünkü soru flunu sormaktad›r: ‘Konuflanlar›n, önerme
ya da yanl›fl olarak belirlenemeyen bir ifade kümesi içeriklerini, edimsöz niyetlerini yans›tan eylem icras›
vard›r. ‘Gelip seni görece¤ime söz veriyorum’ diyen bir halinde gerçekli¤e aktarmas›n›n kaç mümkün yolu var?’
adam, ya da bir çifte ‘sizi kar›-koca ilan ediyorum’ di- Bu niyetlerin yap›s›na iliflkin bir analiz befl temel söz-
yen yetkili bir otorite -s›ras›yla- ne bir taahhüde ya da edimsel eylem türü belirler: insanlara fleylerin nas›l ol-
evlili¤e iliflkin haber vermekte, ne de bu taahhüdü ya du¤unu söyleriz (‹ddia ifadeleri: Assertives), insanlara
da evlili¤i tan›mlamaktad›r. Böylesi ifadelerin tan›mla- fleyler yapt›r›r›z (Talimat (Yönlendirici) ifadeleri: Direc-
ma ya da ifadelendirme örnekleri olarak de¤il de edim tives), kendimize fleyleri yapma taahhüdünde bulunu-
(doing) ve eyleme (acting) olarak düflünülmeleri gere- ruz (Yükümleme ifadeleri: Commissives), duygu ve ta-
kir. Austin bu tür ifadeleri ‘edimsel ifadeler’ (performa- v›rlar›m›z› yans›t›r›z (Yans›tma ifadeleri: Expressives),
tives) diye adland›rd› ve onlar› ‘saptay›c› ifadeler’ (cons- ve ifadelerimiz arac›l›¤›yla dünyada de¤iflikliklere yol
tatives) ile kutupland›rd›. Saptay›c› ifadelerle edimsel açar›z, böylece de dünyan›n, ifadenin önermesel içeri-
ifadeler aras›ndaki bu ayr›m›n üç özellik içerdi¤i düflü- ¤ine uygun düflme hedefiyle de¤iflmesini bekleriz (Bil-
nülüyordu: edimsel ifadeler de¤il de saptay›c› ifadeler dirim ifadeleri: Declarations). (Ayr›nt›lar için bak›n›z,
do¤ru ya da yanl›fl olabilir; di¤er taraftan, edimsel ifa- Searle, 1979 ve 1983).
deler do¤ru ya da yanl›fl olamasa da, do¤ruca, bütü-
nüyle ve baflar›yla icra edilmelerine ba¤l› olarak isabet- Niyetsel anlam kuramlar›
li (felicitous) ya da isabetsiz (infelicitous) olabilir; ve ni- Austin’in 1962’de yay›mlanan How to Do Things (fieyler
hayet, edimsel ifadelerin, salt söylemelere ya da de- Nas›l Yap›l›r) kitab›yla benim 1969’da yay›mlanan Spe-
meçlere (statements) z›t olarak eylem, edim ya da icra ech Acts (Söz Eylemler) kitab›mdan sonra söz eylem ku-
olmas› gerekir. [...] Örne¤in, elde yeterli miktarda kan›t ram›na iliflkin yap›lan en iyi çal›flmalar›n ço¤u, Paul Gri-
bulunmadan bir demeç verildi¤inde, isabetsiz bir ifade ce’›n anlam de¤erlendirmesine iliflkin öngörülerini ko-
kullan›lm›fl olacakt›r. Ve son olarak, demeç vermek de nuflma eylemleri kuram›nca sa¤lanm›fl çerçeveyle bir-
söz vermek, emretmek ya da özür dilemekle ayn› dü- lefltirmeye çal›flt›. 1950’lerin sonlar›na do¤ru yay›mla-
zeyde bir eylem icra etmektir. Edimsel ifade-saptay›c› maya bafllad›¤› bir dizi makalede Grice (Grice, 1957,
ifade ayr›m› görüflünü terketmesi, Austin’i genel bir ko- 1968), bir lafz› kullan›rken konuflmac›n›n tafl›d›¤› niyet-
nuflma eylemleri kuram›na yönlendirdi. le bu lafz›n anlam› aras›nda yak›n bir ba¤ oldu¤u fikri-
Austin’in söz eylemleri kuram›n›n büyük bir meziyeti, ni ileri sürmüfltü. Bu yaklafl›m›n özgün formülasyonu
sonraki filozoflar›n, dil felsefesini eylem felsefesinin bir itibar›yla Grice, konuflmac›n›n kastetti¤i anlam›, konufl-
dal› olarak yorumlamalar›n› sa¤lamas› oldu. Söz eylem- mac›n›n dinleyici üzerinde -kendi oluflturmaya çal›flt›¤›
ler, di¤er herhangi bir eylem kadar eylem oldu¤undan, etki niyetini dinleyicinin tan›mas›n› sa¤lamak suretiyle-
felsefi dil analizi insan davran›fl›n›n genel analizi olgusu- etki oluflturma niyeti aç›s›ndan analiz etti. Dolay›s›yla,
na ait bir k›s›md›r. Niyete dayal› insan davran›fl›n›n zihni Grice’a göre örne¤in bir konuflmac› bir dinleyiciye ya¤-
fenomenlerin bir ifadesi olmas›ndan ötürü de dil felsefe- mur ya¤d›¤›n› söylemeye niyet ederse, konuflmac›n›n
si ve eylem felsefesi gerçekten daha genifl bir alan›n, ya- ‘Ya¤mur ya¤›yor’ cümlesini telaffuzuyla kastetti¤i anla-
ni zihin felsefesinin sadece de¤iflik yönlerinden ibarettir. m› dinleyicide ya¤mur ya¤d›¤› inanc›n› -bu inanc› üret-
Bu görüfle göre dil felsefesi ‘ilk felsefe’ de¤ildir de, zihin me niyetini dinleyicinin tan›mas›n› sa¤lamak suretiyle-
felsefesinin bir dal›d›r. Austin, bafllang›ç aflamas›ndaki üretme niyeti sayesinde oluflacakt›r. Grice’›n sonraki
tespitlerinde örtük duran araflt›rma program›n› tamamla- çal›flmalar› bu de¤erlendirmenin ayr›nt›lar›n› de¤ifltirdi
yamadan öldüyse de, benimkiler de dâhil olmak üzere ancak genel ilke hiç de¤iflmedi: anlam, dinleyici üzerin-
sonraki çal›flmalar bu araflt›rmay› ileri boyutlara tafl›d›. de -dinleyicinin, konuflmac›n›n bir etki üretme niyetini
Konuflma olgusuna niyetsel eylemin bir türü olarak mu- tan›mas›n› sa¤lamak suretiyle- bu etkiyi üretmeye yö-
amele etmek suretiyle, birçok eski soruya yeni bir an- nelik bir öz-delalet imsel niyet meselesidir. Grice bu
lam kazand›rabiliriz. Örne¤in, ‘Ortada kaç çeflit ifade anlam analizini konuflma iflbirli¤ine yönelik belli ilkele-
5. Ünite - Edimbilim I 111
rin analiziyle birlefltirdi. Konuflma olay›nda insanlar, John Searle’den söz eylemler üzerine di¤er baz›
Grice’›n ‘Konuflma ‹lkeleri’ (Maxims of Conversation) gözlemler
dedi¤i belli z›mni ilkeler kabul ederler -konuflmac›n›n Baz› ifller, sözedim kullanarak gerçeklefltirilmez. Örne-
sözlerinin do¤ru ve samimi olaca¤› (nitelik ilkesi), bu ¤in bir grup eflyay› grupland›rmak için onlar› gruplara
sözlerin yak›n konuflma amaçlar›yla ilgili olaca¤› (ba- ay›rarak farkl› kutulara koyabiliriz. “Bu eflyay› A, öteki-
¤›nt› ilkesi), konuflmac›n›n aç›k olaca¤› (tarz ilkesi) ve ni B olarak grupland›r›yorum” diyerek bir sözedim ger-
konuflmac›n›n konuflma amaçlar› aç›s›ndan ne fazla ne çeklefltirilmifl olunmaz. Teflhis etmek, tahmin etmek,
de eksik söyleyece¤i (nitelik ilkesi) ilkeleri. vs. sözedim arac›l›¤›yla gerçeklefltirilen eylem de¤ildir.
Grice’›n anlam analizinin ayr›nt›lar›na iliflkin yo¤un bir “Yan masadaki adam›n sarhofl oldu¤unu tahmin ediyo-
tart›flma süregeldi ancak, anlam ile niyet aras›nda yak›n rum” demek tahmin etmek eylemini gerçeklefltirmez.
bir ba¤ vard›r fleklindeki temel fikir kabul edildi ve bu Bu durumlarda bir sözedim eylemi gerekli de¤ildir.
fikrin belli bafll› tipik konuflma eylemi olgular›n›n yap›- Büyük say›da bir grup oluflturan sözedimler dil ötesi
s›n› analiz ba¤lam›nda gayet faydal› oldu¤u kan›tland›. kurumlar› ve sözedimin yerine getirilmesi için kurumca
[...] niyetsel anlam de¤erlendirmesiyle rasyonel iflbirli¤i kifliye verilen yetkiyi gerektirir. Böylece, kutsamak, afo-
ilkelerinin bireflimi; ‘dolayl› konuflma eylemleri’ gibi roz etmek, evlendirmek, suçlu ilan etmek, savafl ilan et-
problemlerin analiziyle mecaz gibi dilin temsili kulla- mek herhangi bir kiflinin “savafl ilan ediyorum” diyerek
n›mlar›n›n analizinde son derece faydal›d›r. Dolay›s›yla, gerçeklefltirebilece¤i sözedimler de¤ildir. Austin, bu ku-
örne¤in dolayl› bir söz eylemde konuflmac› genel ola- rumsal içerikli sözedimlerden di¤er herhangi bir söze-
rak söyledi¤i fleyden daha fazlas›n› kastetmektedir. Ba- dim gibi söz etmektedir; ancak bunlar di¤erlerinden
sit bir örnek vermek gerekirse, akflam yeme¤i yenen bir farkl›d›r. Ya¤mur ya¤d›¤›n› bildirmem ya da bir konuda
masada ‘Tuzu uzatabilir misiniz?’ diyen bir konuflma- söz vermem için bir kurumsal yetkiye ihtiyac›m yoktur.
c›, genellikle muhatab›n ‘tuz uzatma’ becerisine iliflkin Sadece dilin kurallar›na uymam gerekir. Bu flekilde ku-
bir soru soruyor olmayacakt›r; bu kimse muhatab›n tu- rumsal yekinin var olmas›n› ve konuflucu ve dinleyici-
zu uzatmas›n› istiyor olacakt›r. fiimdi mesele fludur: Ko- ye kurumlarca belli rollerin yüklenildi¤i durumlarda
nuflmac›n›n kastetti¤i fley ile do¤rudan do¤ruya söyle- kullan›lan sözedimler di¤erlerinden ayr›lmal›d›r. Elinde
di¤i fley aras›nda büyük bir fark oldu¤unda konuflma- silah bulunduran bir h›rs›z da paralar›n verilmesi rica
c›yla dinleyicinin birbiriyle zahmetsizce iletiflim kurma- etmek yerine emredebilir. Ancak, gücü kurumsal rolün-
s› nas›l mümkün olmaktad›r? Mecaz örne¤inde de ben- den de¤il elindeki silahtan almaktad›r.
zeri bir soru gündeme gelir: Telaffuz etti¤i cümlenin bi- Etkisöz sözcükleriyle gerçeklefltirilmeyen sözedimler
re-bir gerçek anlam› mecazi anlam› da göstermedi¤inde de vard›r: “...söylüyorum”, “söz veriyorum”, “teflekkür
konuflmac›, kastetti¤i mecazi anlam› zahmetsizce nas›l ederim”, “özür dilerim” gibi sözcüklerle gerçeklefltir-
iletir? Bu ve benzeri di¤er problemler üzerinde Grice’›n di¤imiz edimsözler vard›r. Ancak, “..tehdit ediyorum”,
konuflma ilkeleri kuram›na sa¤lad›¤› ayr›nt›lar kullan›la- “övünüyorum” gibi sözcüklerle sözedim gerçekleflti-
rak muazzam bir geliflme kaydedildi. Felsefi ilerleme- remeyiz.
nin bir belirtisi felsefi analiz sonuçlar›n›n, di¤er disiplin-
lerce benimsenmeye yatk›n olmas›d›r ve bu tür bir be- Kaynak: John R. Searle (1979:6-8) “A Taxonomy of Il-
lirti konuflma eylemi kuram›yla ilgili olarak tezahür et- locutionary Acts” Expression and Meaning: Studies in
mifltir. Konuflma eylemi kuram› dilbilim disiplininin ge- the Theory of Speech Acts adl› yaz›s›ndan al›nm›flt›r).
liflmekte olan bir dal›d›r. Yan› s›ra, Austin, Grice ve bir (Çeviren: Ümit Deniz Turan)
de benim kendi çal›flmalar›m filozoflar aras›nda oldu¤u
kadar dilbilimciler aras›nda da iyi bilinmektedir.
S›ra Sizde 4
1.Selen, Ceyda’ya “Yar›n akflam tatl› yeme¤e bekliyo-
rum” dedi¤inde Ceyda, yemek yiyerek Selen’e tatl› ye-
me¤e gider. Oraya ulaflt›¤›nda masan›n harika yemek-
lerle donat›lm›fl oldu¤unu görür ve Selen’in kendisini
asl›nda yeme¤e davet etti¤ini anlar.
Bu örnekte Selen, Ceyda’ya yeterli bilgi vermemifltir
çünkü tatl› yemek, yemek yemekten daha farkl› bir et-
kinliktir. Genelde tatl›, bir yemek davetinin en sonunda
yenebilecek bir besin oldu¤u için, Ceyda yaln›zca tatl›
yeme¤e davet edildi¤ini düflünmekte hakl›d›r. Burada
Nicelik ilkesi çi¤nenmifltir.
Yararlan›lan ve Baflvurulabilecek
Kaynaklar
3. Bu örnekteki sezdirim, geleneksel sezdirimdir, çün- Aijmer, Karin. (1996). Conversational Routines in Eng-
kü konuflman›n yer ald›¤› dil ötesi ba¤lama baflvurmak- lish. London: Longman.
s›z›n sözceden fakir insanlar›n mutlu olamayaca¤› gibi Alkaya, Ercan. (2006) “Dil ve söz ba¤lam›nda K›r›m Ka-
bir sezdirim ortaya ç›kmaktad›r. Bunun nedeni de fakir ray Türklerinin atasözleri”. Erciyes Üniversitesi Sos-
ve mutlu s›fatlar›n›n z›tl›k gösteren “ama” ba¤lac› ile yal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 20/1: 89-99.
ba¤lanm›fl olmas›d›r. Aslan, Sema (2005) “Türkiye Türkçesinde sezdirmeye
dayal› rica stratejileri” Modern Türklük Araflt›rmala-
S›ra Sizde 5 r› Dergisi. 2/1: 114-126.
A: 1. Buradaki sözce farkl› koflullarda söz verme, tehdit, Austin, John L., (1956)”A plea for excuses” Proceedings
tahmin ve sadece bir bilgi verme gibi farkl› amaçlarla of the Aristotelian Society; reprinted in J.O. Urmson
söylenmifl olabilir. Bunlar›n hepsi ayn› tümce yap›s›n› ve and G.J. Warnock (eds.), Philosophical Papers. Ox-
ayn› önermesel içeri¤i paylaflmakla birlikte edimsöz güç- ford: Oxford University Press. Pp.175-204.
leri bak›m›ndan farkl›l›k gösterirler. Hat›rlayaca¤›n›z gibi Austin, John L. (1962) How to do things with words. Ox-
böyle çok anlaml› söz eylemler dolayl› söz eylemlerdir. ford: Clarendon.
Edimsöz Austin, John L. (2009) Söylemek ve Yapmak: Harvard
Yan›na gelmeye söz veriyorum. Yükümleyici - Üniversitesi 1955 William James Dersleri (Çeviren:
Senin yan›na gelirsem... fena olacak. (tehdit) Yükümleyici Levent Aysever, Yay›na haz: Tuncay Birkan). ‹stan-
Yan›na gelece¤imi tahmin ediyorum. Belirtici bul: Metis Yay›nlar›.
Yan›na gelece¤imi bildiriyorum. Belirtici Bierwisch, Manfred. (1980). “Semantic structure and il-
locutionary force” John R. Searle, F.Kiefer, M. Bier-
2. Bu sözce de birden çok edimsöz anlam› içerdi¤i için
wisch (eds.), Speech act theory and pragmatics. Dor-
dolayl› söz eylemdir. Bir rica (yönlendirici) ya da bir
drecht/Boston: D. Reidel Publishing Co. Pp: 1-35
belirtici olabilir.
Brown, Penelope and Levinson, Stephen C. (1987). Po-
B. Daha önce gördü¤ümüz gibi Searle, söz eylemlerin liteness: Some Universals in Language Usage. Cam-
üç ölçütü oldu¤unu söylemiflti. Konuflucunun bilifl- bridge: Cambridge University Press.
sel/psikolojik durumunda e¤er verdi¤i sözü yerine ge- Clark, Herbert H., and Susan E. Haviland (1977) “Com-
tirme niyeti yoksa söz eylem baflar›s›z ve sözce de mut- prehension and the given-new contract” In. R. O
suz/uygunsuz olur. Öyleyse, söz vermenin yapt›r›m› Freedle (ed.) Discourse Production and comprehen-
vard›r. Karay Türkçesine iliflkin metinde ise sözünü tut- sion. Norwood, N.J.: Ablex Publishing. Pp: 1-40.
maman›n Karay Türkçesi konuflan toplumda itibar kay- Clark, Herbert H. and Catherine R. Marshall (1981). “De-
b›na yol açaca¤› gösteriliyor. Söz eylemlerin yapt›r›msal finite reference and mutual Knowledge”. In Aravind
sonuçlar› da böylece göz önüne sürülüyor. Türkiye K. Joshi, Bonnie L. Webber, and Ivan A. Sag (eds.)
Türkçesinde de “Söz namustur” atasözünden yola ç›ka- Elements of Discourse Understanding. Cambridge:
rak söz vermenin ne ölçüde ba¤lay›c› oldu¤unu hat›rla- Cambridge University Press. Pp: 10-63.
makta yarar var. Davis, Steven (1980) “Perlocutions” In John R. Searle,
F.Kiefer, M. Bierwisch (eds.), Speech act theory and
pragmatics. Dordrecht/Boston: D. Reidel Publishing
Co. Pp: 37-55.
Gazdar, Gerald. 1979, Pragmatics: Implicature, Presup-
position, and Logical Form. New York: Academic
Press.
Givón, Talmy (1984) Context as other minds: the prag-
matics of sociality, cognition, and communication.
Amsterdam: John Benjamins.
Grice, H. Paul (1967) “Logic and conversation”. William
James Lectures at Harvard.University” Ms.
114 Genel Dilbilim-II
Grice, H. Paul (1975) “Logic and Conversation”. In Pe- Stalnaker, Robert (2002) “Common ground” Linguistics
ter Cole and Jerry L. Morgan (eds.) Syntax and Se- and Philosophy 25: 701-721.
mantics Volume 3. New York: Academic Press. Pp: Turan, Ümit Deniz and Deniz Zeyrek (2011) “Context,
41-58. contrast and the structure of discourse in Turkish”
Grice, H. Paul (1978) “Further Notes on Logic and Con- in Anita Fetzer and Etsuko Oishi (eds.) Context and
versation”. In Peter Cole (ed.) Syntax and Seman- Contexts: Parts meet whole? Amsterdam: John Ben-
tics, Volume 9: Pragmatics. New York: Academic jamins. Pp:147-170.
Press. Pp: 113-127. Turan, Ümit Deniz (2011) “Ölçümsel sezdirim”. Ms. Ana-
Hymes, Dell H. (1974) Foundations in sociolinguistics: dolu Üniversitesi.
An ethnographic approach. Philadephia: University Vendler, Zeno. (1972). Res cogitans: An essay in ratio-
of Pennsylvania Press. nal psychology. Ithaca: Cornell University Press.
Karttunen, Lauri ( 1974) “Presupposition and Linguistic Webber, Bonnie Lynn (1979) A Formal Approach to Dis-
Context” Theoretical Linguistics 1:181-194. course Anaphora. New York: Garland Press.
Lyons, John (1977) Semantics, Volume II. Cambridge: Wierzbicka, Anna. (1987) English speech act verbs. A Se-
Cambridge University Press. mantic Dictionary. Sydney: Academic Press.
Morgan, Jerry L. (1978) “Two types of convention in in-
direct speech acts”. In Peter Cole (ed.), Syntax and
semantics, Volume 9: Pragmatics. New York: Aca-
demic Press. Pp: 261-280.
Prince, Ellen F. (1981) “Toward a taxonomy of given-
new information”. In Peter Cole (ed.) Radical Prag-
matics. New York: Academic Press. Pp. 223-256.
Prince, Ellen F. (1983) “Grice and Universality: A Reap-
praisal”. Ms, University of Pennsylvania.
Prince, Ellen F. (1992) “The ZPG letter: subjects, defini-
teness, and information-status”. In Sandra Thomp-
son and William Mann ( Eds). Discourse descripti-
on: diverse analyses of a fund raising text. Amster-
dam: John Benjamins. Pp. 295-325.
Sadock, Jerold (2004) “Speech acts” In Laurence Horn
and Gregory Ward (eds.) The Handbook of Pragma-
tics. Malden, MA: Blackwell Publishing. Pp: 53-73.
Searle, John R. (1969) Speech acts: An essay in the phi-
losophy of language. Cambridge: Cambridge Uni-
versity Press.
Searle, John R. (1975). ‘Indirect speech acts’. In P. Cole
and J. Morgan (eds.), Syntax and Semantics. Vol. III:
Speech Acts. New York: Academic Press. Pp: 59-82.
Searle, John R. (1976) “ A Classification of Illocutionary
Acts” Language in Society, 5/1: 1-23
Searle John R. (1979) “A Taxonomy of Illocutionary
Acts” Expression and Meaning: Studies in the The-
ory of Speech Acts. Cambridge: Cambridge University
Press.
Searle, John R. [Çeviren: Mehmet Atalay] (2005) “Birle-
flik Devletler’de Ça¤dafl Felsefe” Kutadgubilig Felse-
fe-Bilim Araflt›rmalar› Dergisi, 8: 125-149.
Stalnaker, Robert. (1999). Context and Content. Oxford:
Oxford University Press.
6
GENEL D‹LB‹L‹M-II
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
Bilgi de¤eri ve bilgi yap›s›n› tan›mlayabilecek ve bu kapsamda basit çözüm-
N
lemeler yapabilecek,
N
Bilgi de¤eri ve bilgi yap›s› aras›ndaki farklar› aç›klayabilecek,
N
Türkçede bilgi yap›s›n›n temel özelliklerini betimleyebilecek,
Dilde kibarl›k ve kabal›¤› aç›klay›p, basit çözümlemeler yapabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Bilgi De¤eri: Tan›d›kl›k Varsay›m› • Karfl›tsall›k
• Yeni Bilgi • Vurgu
• Eski Bilgi • Dilde Kibarl›k
• Yepyeni Bilgi • Kibarl›k ‹lkeleri
• ‹lifltirilmifl Yepyeni Bilgi • Kibarl›k Stratejileri
• Kullan›lmam›fl Bilgi • Yüz
• Ç›kar›msal Bilgi • Olumlu Yüz
• Söylemsel Eski Bilgi • Olumsuz Yüz
• Durumsal Eski Bilgi • Yüz Tehdit Edici Edim
• Bilgi Yap›s› • Dilde Kabal›k
• Konu • Tabu Sözcükler
• Odak • Küfür
‹çindekiler
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
fiekil 6.1
K ‹ T A P K ‹ T A P Ç›kar›msal
Yeni Bilgi Bilgi Eski Bilgi
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
Kulln›lmam›fl Yeni Söylemsel Durumsal
Yepyeni Bilgi Eski Bilgi Eski Bilgi
Bilgi
‹NTERNET ‹NTERNET
‹lifltirilmemifl ‹lifltirilmifl
Yepyeni Bilgi Yepyeni Bilgi
6. Ünite - Edimbilim II: Bilgi De¤eri, Bilgi Yap›s› ve Dilde Kibarl›k ve Kabal›k 119
Yepyeni bilgi Dinleyicinin biliflsel ba¤lam›nda (söylem modelinde) bulunmayan Tablo 6.1
Varsay›lan
yepyeni söylem varl›klar›d›r: “Dün bir adam gördüm” örne¤inde- Tan›d›kl›k:
ki bir adam gibi. Bilgi De¤eri Tan›m
ve Örnekleri (Prince,
Yepyeni (‹lifltirilmifl) Bilinen bir söylem varl›¤›na ilifltirilmifl yeni bilgi tafl›yan bir söy- 1981)
bilgi lem varl›¤›: Benim yan›mda çal›flan bir adam gibi.
Burada yeni bilgi olan bir adam dinleyicinin tan›d›¤›, yani söylem Yepyeni bilgi: Dinleyici
YEN‹ B‹LG‹
modelinde bulunan ve eski bilgi olan ben ad›l›na ilifltirilmifltir. taraf›ndan hiç bilinmeyen
bilgi de¤eri.
Kullan›lmam›fl yeni Konuflucu ve dinleyici taraf›ndan sosyo-kültürel ba¤lam kapsa- Yepyeni ‹lifltirilmifl bilgi:
bilgi m›nda bilinen ama dinleyicinin o anda zihninde etkin olmayan Dinleyici taraf›ndan bilinen
bir varl›¤a eklemlenerek
söylem varl›¤›. Örne¤in, Zeki Müren, ‹stanbul, Eskiflehir, vs. Türk- sunulan yeni bilgi: Benim
çede ayr›ca hat›rlatma için kulland›¤›m›z “hani Ayfle teyze var ya...” dün karfl›laflt›¤›m bir k›z
gibi. Ben eski, bir k›z yeni
gibi örnekler. Bir kiplik söylem belirteci olan hani sözcü¤ü uzun bilgi de¤eri.
süreli bellekte paylafl›lan ama konuflma an›nda dinleyicinin bili-
Kullan›lmam›fl Bilgi: Sosyo-
flinde olmayan (kullan›lmam›fl) bilgiye iflaret eder.
kültürel ba¤lamda
paylafl›lan ama söylemde
Ç›kar›msal bilgi Dinleyicinin söylem modelinde bulunan bir söylem varl›¤›yla ilgi- kullan›lmam›fl bilgi de¤eri:
ÇIKARIMSAL B‹LG‹
Bu örnekte “onu” ad›l› daha önce söz edilen bir varl›kla efl gön- bilinen bilgi de¤eri.
derimseldir ve söylemsel eski bilgi içerir.
Durumsal eski bilgi Durumsal ba¤lamda bulundu¤u için eski bilgidir. Örne¤in, konu-
flucu ve dinleyici olarak kulland›¤›m›z ad›llar, ben, sen, odadaki du-
varda as›l› tablo, içinde bulundu¤umuz y›l gibi.
SIRA S‹ZDE Afla¤›daki f›krada alt› çizili yaz›lm›fl ve numaraland›r›lm›fl söylem varl›klar›n› Prince’in
SIRA S‹ZDE
2 (1981) s›n›fland›rmas›na göre hangi gruplara yerlefltirirsiniz?
(1) Genç bir taflral› ö¤renci (2) ‹stanbul’a hukuk ö¤renimi için gelmiflti. Fakat (3) güzel
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
k›zlar› görünce (4) bu güzel k›zlarla gezip tozmaya bafllad›.
(5) Ö¤retim y›l›n›n sonuna do¤ru (6) babas› o¤lunu ziyarete geldi ve bu arada beraberce
S O R U S O Rç›kt›lar.
flehri dolaflmaya U Bir aral›k dolafl›rken (7) genifl bir bahçeye girdiler. Karfl›lar›n-
daki büyük binay› gösteren (8) baba, o¤luna sordu:
D‹KKAT - “(9) Bu ne o¤lum?
D ‹ K K A T Hastane mi?”
- “Ben de bilmiyorum,” diye cevap veren delikanl›, (10) o s›rada yanlar›ndan geçen bir
gence dönüp sordu:
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
- “Affedersiniz, (11) bu ne binas›d›r?”
- “Bu mu, Hukuk Fakültesi...”
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
Bilgi Yap›s›
Bilgi Yap›s›: Bir sözcede (Göreceli) Eski - yeni bilgi yap›s›: Sözcede bir ö¤enin di¤erine göre eski ya da ye-
bulunan
K ‹ T gönderimsel
A P ifade ni olma durumuK ‹ T AveP konuflucunun tümcesini dinleyicisinin bildi¤ini sand›¤› bilgiye
ile ifl, hareket bildiren
eylemlerin birbirlerine göre düzenlemesidir. Yeni bilginin dinleyicinin biliflinde etkin olan bilgi do¤rultu-
göreceli olarak eski ya da sunda tümce içinde paketlenmesidir (Chafe, 1976). Dilbilimde bilgi yap›s›n›n ince-
yeni bilgi tafl›mas›.
TELEV‹ZYON lenmesi PragT E L Eekolü
V ‹ Z Y O dilbilimiyle
N bafllar ve pek çok dilde yo¤un biçimde araflt›r›lm›fl
bir konudur. Bilgi yap›s›, yaln›zca Ad Öbekleriyle kodlanan söylem varl›klar›na
iliflkin de¤ildir. Eylem Öbe¤i de eski ya da yeni bilgi tafl›yabilir. Bilgi yap›s› iletilen
mesaj›n içeri¤ine de¤il ne flekilde sunuldu¤una iliflkindir. Öyleyse ayn› önerme de-
‹NTERNET ‹NTERNET
¤erine sahip olan sözceler, farkl› bilgi yap›s› tafl›yabilirler. Bir baflka deyiflle bilgi
yap›s›n›n sunumundaki farkl› seçenekler önermenin do¤ruluk de¤erini de¤ifltir-
mez. Örne¤in, Türkçede temel söz dizilimi özne-nesne ve eylem biçiminde olma-
s›na karfl›n ayn› önermeyi alt› farkl› söz dizilimiyle dillendirmek mümkündür:
re s›kl›k aç›s›ndan konunun eski bilgi olma e¤ilimi vard›r. Konu, genellikle söylem-
sel veya durumsal eski bilgi de¤eri tafl›r. Dolay›s›yla iletiflimsel aç›dan en yo¤un bil-
giyi tafl›yan ö¤e olmayabilir. Ancak eski bilgi de¤eri tafl›ma durumu, konu için mut-
lak bir zorunluluk de¤ildir. Konu, ç›kar›msal veya yeni bilgi de¤eri de içerebilir.
Bunun yan› s›ra konu, ço¤unlukla canl› ve hatta insan olan özne konumunda-
ki ö¤edir (Givón, 1983; Dahl ve Fraurud, 1996). Söylemde sözü edilerek biliflsel
olarak etkinlefltirilmifl, dolay›s›yla k›sa süreli bellekteki en belirgin ö¤edir. Türkçe
gizli özneli bir dil oldu¤u için konu, gizli özne olabilir. Asl›nda kimi kuramlarda bir
sözcedeki konu bilindi¤i için biliflsel ba¤lamda bulunan ve eski bilgi oldu¤u için
ses vurgusu almayan dolay›s›yla gizli özneli dillerde gizli ad›l olabilen ö¤e olarak
kabul edilir. Cans›z varl›klar da konu olabilirler ama genelde canl› ve insan olan
ve daha önceki söylemde söz edilen varl›klar di¤erlerine göre daha konusald›r.
Söylemin konusu, sözce konusu ile kar›flt›r›lmamal›d›r. Örne¤in, söylemin konusu
al›flverifl etmek olabilir ama her sözcede farkl› bir tümce konusu bulunabilir. Bilgi
yap›s›n› ilgilendiren tümce düzeyindeki konudur. Konu, tümcenin bafllang›ç nok-
tas› olarak da görülebilir. Chafe’e (1976) göre konu, tümcedeki yorumun ne hak-
k›nda oldu¤una dair k›s›tlay›c› bir ö¤edir. Chafe (1976) konunun bir çerçeve olufl-
turdu¤unu savunur.
Bilgi yap›s› çözümlemelerinde konuflucu ve dinleyicinin bilifllerinde paylafl›lan
bilgi ve bu bilginin iletiflim s›ras›nda ne flekilde de¤iflip güncellenece¤i modellenir.
Söylem modelinde bulunan varl›klar göz önünde bulundurularak bu model yeni
sözcelerle güncellenir. Konu yeni verilecek bilginin depolanabilece¤i bir dosya
olarak da görülebilir (Chafe, 1976; Vallduvi, 1993; Hoffman, 1995).
Yukar›daki örnekte “Ahmet’in çocuklar› ” bir dosya açar “tatile ç›kt›lar ” ise bu
konu hakk›ndaki yorumdur.
Konu, hemen hemen tüm araflt›rmac›lara göre gönderimsel bir ö¤edir (Gundel
1999).
5. a. Biri bizi gözetliyor.
b. Hiç kimse çal›flm›yor.
Konu gönderimsel oldu¤una göre (5a-b)’deki örneklerde alt› çizili ö¤eler konu
de¤ildir. Yani bu sözcelerde konu yoktur. Öyleyse her sözcede bir konu bulun-
mak zorunda de¤ildir.
Yorum: Sözcede konu hakk›nda yap›lan yorumdur. Konunun d›fl›nda sözcenin
geri kalan bölümüdür. Yorum tamamen yeni bilgiden oluflabilir.
Odak: Odak söylem ba¤lam› kapsam›nda en yeni bilgi olarak tan›mlanabilir Odak: Sözcede iletiflimsel
aç›dan en yeni bilgiyi
(Prag ekolü araflt›rmac›lar› ve Erguvanl› 1984). Odak yeni bilgi tafl›d›¤› için soru tafl›yan ve vurgu alan
tümcelerindeki soru sözcükleri ve onlara verilen yan›t odak ö¤eleridir (Gundel, ö¤edir.
1998; Büring, 1997:44). Afla¤›daki örneklerde odak büyük harflerle gösterilmifltir:
6. Ayfle: Bu pastay› K‹M yedi?
Serap: Pastay› CAN yedi.
Burada hem soru sözcü¤ü hem de onun yan›t› olan Can odak alan ö¤elerdir.
Afla¤›da ise Eylem Öbe¤i yeni bilgi içeren oda¤› içerir:
7. Serap: Can ne yap›yor?
Erhan: Can YEMEK P‹fi‹R‹YOR.
122 Genel Dilbilim-II
Herhangi bir ö¤e odak olabilece¤i gibi tüm bir tümce de odak olabilir:
8. Ne oldu?
Bir k›z aniden caddede ba¤›rmaya bafllad›.
Yukar›daki örnekte sorunun yan›t› yani sözcenin tamam› yeni bilgidir ve odak-
t›r. Bunlara tüm-odak sözceleri denir.
Odak sözlü dilde her zaman sesbilimsel vurgu tafl›r. Dolay›s›yla Türkçe gibi ad›l
düflmeli dillerde odak gizli özne olamaz:
Örnek (9)’da Sanem’in sözcesindeki “ben” ad›l› odakt›r. Gizli özne sesletilme-
di¤i için vurgu alamaz ve bu nedenle bu ba¤lamda kullan›lamaz.
Türkçede soru tümcesine verilen yan›tta eski bilgi tafl›yan ö¤eler eksiltilebilir.
Afla¤›daki örnekte üstü çizilmifl ö¤eler eksiltilebilen ö¤elerdir:
Burada “Ali ” ve “Ayfle” benzer varl›klard›r çünkü her ikisi de gelme olas›l›¤› bu-
lunan kiflilerdir ve bu eylemi gerçeklefltirme aç›s›ndan karfl›tsall›k olufltururlar.
Yap›lan ifller de di¤erlerine göre karfl›tsall›k oluflturabilir:
13. a. Çok güzel gömlekler var. Bir gömlek Ayfle’ye bir gömlek de Ahmet’e
alal›m.
Karfl›tsal konu: Bir gömlek (söylem eski ve sözcenin hakk›nda oldu¤u
varl›k)
Karfl›tsal odak: Ayfle... Ahmet (söylem yeni)
b. Ayfle ve Ahmet do¤um günlerini birlikte kutlad›lar. Ayfle’ye de Ahmet’e
de gömlek hediye edildi.
Karfl›tsal konu: Ayfle ... Ahmet (söylem-eski sözcenin hakk›nda oldu¤u
varl›klar)
14. Muazzez: Piknik sepetindeki yiyecekler nerede?
Serap: Yumurtalar sepette ve köfteler de bu pakette.
Karfl›tsal konu: Yumurtalar, köfteler
(Piknik sepetine ba¤lant›l› olarak ç›kar›msal bilgi de¤eri tafl›yan sözcenin
hakk›nda oldu¤u konular)
N N
üç unsur bulunmaktad›r (de Swart ve de Hoop 1995): SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
• Biçimbirimsel özellikler
• Sesbilimsel özellikler
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
• Sözdizimsel özellikler
Büyük olas›l›kla evrensel olarak, yeni bilgi içeren odak ve karfl›tsall›k göste-
ren ö¤eler sesbilimsel vurgu al›rlar ve bu ö¤eler vurgusuz ya Kda‹ gizli
T A Pad›l olamaz, K ‹ T A P
eksiltilemez.
Bilgi yap›s›n›n kodlan›fl› bak›m›ndan dillerde evrensel özelliklerin yan› s›ra
farkl›l›klar da bulunur. Örne¤in, bilgi yap›s› baz› dillerde biçimbirimlerle
TELEV‹ZYON
kodlana- TELEV‹ZYON
bilir. Japoncada wa ve ga biçimbirimlerinin s›ras›yla konu ve odak kodlad›klar›
uzun süredir alanyaz›nda bilinmektedir (Kuno, 1972). Benzer flekilde Fildifli sahil-
lerinde konuflulan Kwa dil ailesinden Afrika Gbe dili de konu ve oda¤› biçimbi-
rimsel olarak kodlayan bir dildir: ‹NTERNET ‹NTERNET
Gbe (Kwa)
15. Kòfí yà Lέsì [Gúkomέ ton] i wέ ék yì xo ti
Kofi konu pirinç Gukome odak gidip ald›.
Kofi GUKOME’DAN P‹R‹NÇ almaya gitti.
(Aboh, 2004’ten Couto ve Putnam, 2008 içindeki kaynakça)
Bilgi yap›s›n›n sözdizimsel olarak kodland›¤› bir duruma örnek vermek gerekir-
se, evrensel olarak dünya dillerinde yeni bilginin tümcenin sonuna do¤ru kayd›r›l-
d›¤› görülmektedir:
Örnek (19a)’da Frans›zcada yeni bilgi olan “üç kad›n” anlamsal aç›dan bofl bir
ad›l olan il ’den sonra kullan›l›r. Sözce konusu olmad›¤› için sa¤a kayd›r›lm›flt›r.
6. Ünite - Edimbilim II: Bilgi De¤eri, Bilgi Yap›s› ve Dilde Kibarl›k ve Kabal›k 125
Öte yandan (19b)’de görüldü¤ü gibi eski bilgi içeren ve konu olan ö¤e il ad›l›n›n
arkas›nda kullan›lamaz. Konunun tümcenin bafl›nda bulunma e¤ilimi vard›r. Oysa
bofl ad›llar, tümcenin bafl›ndaki yeni bilgi tafl›yan ö¤enin gelece¤ine dinleyiciyi ha-
z›rlayan bilgisel olarak hafif hatta bilgisel anlamda bofl olan ö¤elerdir. Benzer fle-
kilde ‹ngilizcede de “there is ” yap›s›n›n arkas›ndan belirli Ad Öbe¤i, dolay›s›yla es-
ki bilgi tafl›yan ve konu olan ö¤e bulunamaz:
20. a. There is a man in the garden.
Bahçede bir adam var.
b. *There is the man in the garden.
Bunun yan› s›ra gizli özneli bir dil olan ve dolay›s›yla there, es, il gibi anlamsal
olarak bofl olan ad›l› bulunmayan Rusçada da ayn› Ad Öbe¤inin tümcenin sonun-
da ve bafl›nda kullan›lmas› farkl› bilgi yap›s›n› kodlamaktad›r:
21. a. V komnate drovaty (yeni bilgi)
Odada yatak var.
b. Drovaty v komnate.
Yatak odada. (eski bilgi) (Rusça örnekler: Tomlin, 1986: 61)
Örnek (21a)’da hem Rusça hem de Türkçede “yatak” bilinmeyen yani yeni bil-
gi olan (21b)’de ise bilinen, eski bilgi tafl›yan bir ö¤edir. (21a)’da bilgisel olarak da-
ha zay›f olan “odada” yer belirtecimsi ö¤esi zay›f bilgisel içeri¤i ile dinleyiciyi ye-
ni bilgiye haz›rlar. Öte yandan (21b)’de tümce bafl›ndaki “yatak” bilinen ve sözce-
nin konusu olan ö¤edir.
Türkçede bilgi yap›s› de¤iflik araflt›rmac›lar taraf›ndan çok çal›fl›lm›fl bir konu-
dur (Erguvanl›, 1984; Erkü, 1983; Hoffman, 1995; K›l›çaslan, 1994; ‹flsever, 2000;
fiener, 2010; Özge ve Bozflahin, 2010). Bunun yan› s›ra Göksel ve Özsoy (2000;
2003) Türkçede oda¤›n tümcedeki konumunu ve ‹flsever (2002) konu kavram›n› ir-
delemifllerdir. Bu çal›flmalar ayr›nt›larda farkl›l›k göstermektedir. Türkçede bilgi
yap›s› konusunda çal›flma yapmak isteyen araflt›rmac›lar bu kaynaklara baflvurabi-
lirler. Ancak flunu belirtmek gerekir ki bu ünitede oldu¤u gibi karfl›tsall›¤›n bilgi
yap›s›nda özerk bir unsur olarak ele al›nmas›, buradaki çözümlemeyi Türkçe üze-
rine yap›lan di¤er çal›flmalardan ay›ran bir özelliktir. Türkçenin bilgi yap›s›na ilifl-
kin yap›lan çal›flmalar› burada ayr›nt›lar›yla sunmak yerine afla¤›da Türkçedeki bil-
gi yap›s›na iliflkin genel gözlemleri sunaca¤›z.
2. Afla¤›daki sözcelerde tümce konumu “üç adam” gönderimsel ifadesinin bilgi yap›s›n›
ne flekilde etkilemektedir? S O R U S O R U
a. Bahçede üç adam var.
b. O üç adam dün buraya geldiler. D‹KKAT D‹KKAT
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Türkçe, yukar›da belirtti¤imiz gibi esnek söz dizilimine izin veren bir dildir. Ancak
temel söz dizilimi özne-nesne-eylemdir. Buna iliflkin dört farkl› kan›t gösterebiliriz.
Birincisi, ad durum eki almam›fl nesneleri bulunan tümcelerde Özne-nesne-eylem
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
söz dizilimi anlam› belirler. Bu afla¤›daki örneklerde görülmektedir:
K ‹ T A P K ‹ T A P
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
126 Genel Dilbilim-II
Bunun yan› s›ra bir dilde temel söz dizilimi “Ne oldu? ” sorusuna verilen yan›t
ile belirlenir (Pinto, 1997). Türkçede de böyle bir soruya verilecek yan›t afla¤›daki
gibi özne-nesne-eylem dizilimindedir:
Yukar›daki örnekte (24a) soruya verilecek uygun yan›tt›r; oysa (24b) ancak be-
be¤in eski bilgi ya da konu oldu¤u durumlarda geçerli olabilir. Bir baflka deyiflle
bebekten daha önce söz edildiyse (24b) uygun sözce olabilir.
Türkçede temel söz diziliminin özne-nesne-eylem fleklinde oldu¤unu gördük.
Ancak, yukar›daki gibi üç ö¤eli bir tümcenin alt› ayr› biçimde dile getirilebilece¤i-
ni örnek (3)’de görmüfl ve farkl› dizilimlerin farkl› ba¤lamlarda kullan›ld›¤›n› ve
farkl› bilgi yap›s› özelliklerini kodlad›¤›n› belirtmifltik.
Konunun hangi konumda olabilece¤ini görmek için afla¤›daki örne¤e bakabiliriz:
Bu örnekte yan›ttaki “bebek ” soruda söz edilmifl olan konuyu oluflturur; çünkü
sözce onun hakk›ndad›r. Burada konu dinleyicinin biliflinde etkinlefltirilmifl belir-
gin ve söylem eski bilgidir. Bu durumda konu, tümce bafl›nda yer alabilir. Ergu-
vanl› (1984) ve Hoffman (1995) konunun tümce bafl›nda oldu¤unu belirtirler. An-
cak bu kat› bir kural de¤ildir, (25c)’de oldu¤u gibi tümce arkas›nda da kullan›labi-
lir; çünkü bu örnekte konu iletiflimsel olarak en zay›f bilgiselli¤e sahip ö¤edir. Ey-
lem ard› ya da tümce sonu böyle belirginlefltirilmifl ö¤eler için bir konum olabilir.
Benzer flekilde bilgisellik aç›s›ndan yeni bilgi tafl›mayan söylem eski ve belirgin
ö¤eler eksiltilebilir. Bu da (25c)’de görülmektedir. Pek çok araflt›rmac›, tümce ko-
nusunun tümce-bafl› konumunda kodland›¤› görüflünü paylaflmaktad›r (Halliday,
1967; Gundel, 1988; Vallduví, 1992; Erguvanl›, 1984; Hoffman, 1995). Bu görüfl da-
ha önce de gördü¤ümüz gibi eski ya da zay›f bilginin, yeni ve daha güçlü bilgisel-
lik tafl›yan bilgiden önce yer alma e¤ilimi do¤rultusunda geçerli gibi görünmekte-
dir. Ancak bu mutlak bir kural de¤ildir; böyle bir e¤ilim vard›r. Clark ve Haviland’a
(1977) göre tümce bafl›nda ve tümce bafl›na yak›n konumda yer alan ö¤eler tüm
sözceyi bellek yap›s›na ba¤lamaya yararlar. Öyleyse, eski bilgi içeren konunun
tümce bafl›nda yer almas› beklenebilecek bir olgudur. Öte yandan e¤er sözceler
dinleyicinin belle¤indeki düzenlemeye yard›mc› olmak amac›yla belli bir biçimde
kurgulan›yorsa, eylem sonunda yer alan ö¤eler de dinleyiciye bunlar›n biliflsel an-
lamda çok alt› çizilecek ö¤eler olmad›¤›n› ve etkinlefltirilmifl olarak iletiflimde yeni
bilgisellik tafl›mad›¤› konusunda yol gösterebilirler.
6. Ünite - Edimbilim II: Bilgi De¤eri, Bilgi Yap›s› ve Dilde Kibarl›k ve Kabal›k 127
Öte yandan karfl›tsal ve odak olan ö¤eler eylem ve tümce sonunda yer alamazlar:
Örnek (26)’da Ali odakt›r ve eylem önü ve tümce bafl›nda yer alabilir. Ancak
eylemin ard›nda kullan›lamaz ve gizli özne olamaz. Bunun yan› s›ra (27)’de Ahmet
ve Cem karfl›tsal konu olufltururlar, çünkü sorudaki “çocuklar ” ö¤esi ile ba¤lant›l›
olarak ç›kar›msal ö¤elerdir. (27)’deki yan›tta eylemler odakt›r. Karfl›tsal konular da
sesbilimsel vurgu ald›klar› için eylem sonunda kullan›lamazlar, gizli özne olamaz-
lar. Öyleyse, eylem sonu konumunun dinleyicinin biliflindeki belirgin olan ve ile-
tiflimsel olarak en az bilgiselli¤e sahip ö¤enin yer alabilece¤i bir konum oldu¤u bir
kez daha görülmektedir. Türkçede bilgi yap›s›n›n özellikleri afla¤›daki tabloda
özetlenebilir:
Tümce Konumu Tümce bafl›nda olma Tümcede eylem ile Eylem sonunda yer
e¤ilimi vard›r; ya da varsa eski bilgi tafl›yan alamaz.
çok belirgin oldu¤u ö¤enin aras›nda yer
durumlarda eylem al›r. Eylem sonunda
sonunda da yer alabilir. bulunamaz.
Bu bölümde bilgi de¤eri ve bilgi yap›s›n› gördük. Afla¤›da ise edimbilimin da-
ha çok sosyo-kültürel ba¤lam›na iliflkin konulara, dilde kibarl›k ve kabal›k kavram-
lar›na de¤inece¤iz.
128 Genel Dilbilim-II
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Durum: Ceyda ve bir arkadafl› çok önemli bir s›nava girdiler ve Ceyda her iki-
K ‹ T A P K ‹ T A P
sinin de s›nav› kazand›¤›n› ö¤rendi. Bu durumda flu sözcelerden birini söyledi¤i-
ni var sayal›m. Sizce hangileri kibar ve hangileri kaba olarak nitelendirilebilir?
Neden?
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
a. Yaflas›n! ‹kimiz de s›nav› kazand›k. Hadi bunu kutlayal›m.
b. Hem sen, hem de ben s›nav› kazand›k. Zaten ikimiz de çok çal›flm›flt›k.
Tebrikler!
‹NTERNET c. Hem‹ Nsen,
T E R Nhem
E T de ben s›nav› kazand›k. Oysa sen benim kadar çal›flmam›fl-
t›n bile. Haks›zl›k bu! Yoksa torpilin mi vard›?
d. Biliyor musun? Ben s›nav› kazand›m.
Dilde Kibarl›k
Daha önce gördü¤ümüz gibi Grice, insanlar›n sa¤duyulu bireyler olarak iletiflimi
etkin biçimde iletmek için iflbirli¤i yapt›¤›n› belirtmifltir. Dilbilimde kibarl›¤› ilk kez
araflt›ran Amerikal› dilbilimci Robin Lakoff (1973, 1977) Grice’tan etkilenerek ki-
barl›k ilkeleri önermifltir. Daha sonra Leech (1983) yine Grice’tan etkilenerek ki-
barl›k ilkelerini geniflletmifl, Brown ve Levinson (1978, 1987) ise Amerikal› toplum-
bilimci Erving Goffman’›n yüz kavram› aç›s›ndan bir kibarl›k modeli önermifllerdir.
En yayg›n olarak kullan›lan bu modelleri afla¤›da aç›klayaca¤›z.
6. Ünite - Edimbilim II: Bilgi De¤eri, Bilgi Yap›s› ve Dilde Kibarl›k ve Kabal›k 129
Kibarl›k ‹lkeleri
Robin Lakoff (1973) dil çözümlemelerinde dilbilgisel ve anlambilimsel kurallar›n
yan› s›ra edimbilimsel kurallar›n da eklenmesi gerekti¤ini savunmufltur. Bunlar
Grice’›n konuflma ilkelerinden esinlenen kibarl›k ilkeleridir:
a. Dil kullan›m›nda aç›k ol (Grice anlam›nda yani dilde bulan›kl›¤a izin verme).
b. Kibar ol
Karfl›dakine dayatmada bulunma.
Seçenek tan›.
Dinleyicinin kendisini iyi hissetmesini sa¤la- arkadaflça davran
Lakoff (1975) daha sonra bunlara afla¤›dakileri eklemifltir:
a. Resmiyet: Mesafeli davran.
b. Sayg›: Seçenek tan›.
c. Dostluk / samimiyet: Duygudafll›k, dostluk göster.
Bu ilkelerin hepsi dinleyiciye yöneliktir ve onun kendisini iyi hissetmesini sa¤-
lamay› amaçlar.
Leech (1983) benzer flekilde Grice’›n ilkelerinin uzant›s› olarak daha ayr›nt›l› ki-
barl›k ilkeleri önermifltir. Leech’e göre kibarl›k ilkeleri kifliler aras›ndaki iletiflimsel
uyuflmazl›k ya da olas› k›rg›nl›klar› ortadan kald›rarak en üst düzeyde iletiflimsel
uyuflmay› sa¤lamakt›r. Leech (1983) kibarl›¤›n ya konuflucu ya da dinleyici üzerin-
de bir yarar -çaba iliflkisine ba¤l› oldu¤unu belirtir. Bu anlamda kibarl›k, asimetrik-
tir. Yarar - çaba iliflkisini Leech (1983: 107) flu flekilde örneklendirilir:
fiekil 6.2
Dinleyici çabas› Daha az kibar
Patatesleri soy.
Bana gazeteyi uzat.
Otur.
fiuna bak.
‹yi bir tatil geçir.
Bir sandviç daha ye.
Tablo 6.3 (1) Rekabetçi edimsözler Edimsözün amac› sosyal amaçla rekabet halindedir:
Edimsöz Çeflitleri
emretme, isteme, rica etme, talep etme, vs.
(2) Dost ve yak›nl›k Edimsözün amac› sosyal amaçla örtüflür: davet etme, ikram
edimsözleri etme, selam verme, teflekkür etme, tebrik etme, vs.
(3) ‹flbirlikçi edimsözler Edimsözün amac› sosyal amaçla ba¤lant›l› de¤ildir: rapor
verme, ilan etme, öykü anlatma, vs.
(4) Çat›flmac› edimsözler Edimsözün amac› sosyal amaçla çat›fl›r: tehdit etme, suçlama,
küfretme, azarlama, vs.
Cömertlik ‹lkesi Bana araban› verebilirsin. Karfl›dakinin çabas› kendi yarar›n› artt›r-
d›¤› için kibar bir sözce de¤ildir.
Övgü ‹lkesi Daha dikkatli olmal›s›n. Karfl›dakini elefltirdi¤i için kibar bir sözce
de¤ildir.
Harika bir kek yapm›fls›n. Karfl›dakini övdü¤ü için kibar bir sözce-
dir.
Tevazu ‹lkesi Lütfen bu minik hediyeyi an› ola- Tevazu gösterdi¤i için kibar bir sözcedir.
rak kabul edin.
Lütfen bu müthifl harika hediye- Tevazu göstermedi¤i için kibar bir sözce
yi an› olarak kabul edin. de¤ildir.
Tevazu ‹lkesi baz› kültürlerde di¤erlerine göre daha fazla vurgulanan bir ilkedir. Örne¤in, Japonlar sürek-
li olarak kendilerini ve sahip olduklar›n› küçümseyerek tevazu ve kibarl›k gösterirler. Hatta bir sürü nefis
yemekle dolu bir masada bile konuklar›na “sofrada bir fley yok ama lütfen buyurun” diye masadaki ne-
fis yemeklerin varl›¤›n› bile inkâr edebilirler (Leech, 1983:136). Tevazu ilkesi Türk kültürünün de önem-
li bir parças›d›r. Türkçede “Naçizane”, “Esta¤furullah” gibi belirteçler ve “bendeniz” gibi ad›llar tevazu
göstergesi olarak kullan›lan baz› sözcüklerdir.
Uyuflum ‹lkesi A: Seren ne kadar güzel flark› (B), (A) ile ayn› duygular› paylaflmad›¤›n›
söylüyor, de¤il mi? gösterdi¤i için sözcesi kibar de¤ildir.
B: Ne demezsin?
Baz› kültürlerde Uyuflum ‹lkesi, Tevazu ilkesinden daha önemlidir. Örne¤in, Amerikan kültürün-
de karfl›dakiyle uyuflmamazl›k kibar olmayan bir tav›rd›r:
A: Harika bir k›yafetin var.
B1: Çok teflekkürler. Ben de çok be¤eniyorum.
B2: Yok can›m, zaten ben onu y›llar önce alm›flt›m. Üstelik pek de güzel de¤il.
(B1) sözcesi, uyuflum ilkesi do¤rultusunda ayn› görüflte olmay› kapsar ve tevazu gösteren (B2)
sözcesine göre Amerikan kültüründe daha kibar olarak kabul gören bir sözcedir. Japon kültürün-
de oldu¤u gibi, di¤er baz› kültürler ise, tevazu ilkesi do¤rultusundaki (B2) sözcesini daha kibar
olarak de¤erlendirebilirler.
Duygudafll›k ‹lkesi (Üzgün birisine) Sen hiç çal›fl- Duygudafll›k göstermeyen sözce kibar
mad›¤›n için s›n›fta kalmay› hak de¤ildir.
etmifltin.
Afla¤›da en yayg›n olarak kullan›lan bir baflka kibarl›k modeli Brown ve Levin-
son’›n (1987) kibarl›k kuram›n› aç›klayaca¤›z.
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Yüz Kavram› ve Kibarl›k Stratejileri
Yüz: Her toplumdaki her Brown ve Levinson’›n (1978, 1987) gelifltirdi¤i kibarl›k stratejileri, kiflinin yüz ad›
bireyin bir yandan ba¤lanma
AMAÇLARIMIZ
bir yandan özerk olmaya
verilen öz AMAÇLARIMIZ
imgesini koruma amac›yla kullan›l›r. Yüz kavram› ilk kez Amerikal› top-
yönelik topluma sundu¤u öz lumbilimci Erving Goffman (1967) taraf›ndan önerilmifltir. ‹ngilizcedeki karfl›t›yla
imgesidir. Yüz, kiflilerin face (yüz) sözcü¤ü, lose (kaybetmek) eylemiyle birlikte kullan›ld›¤›nda lose face
psikolojik bir boyutudur.
K ‹ T A P (itibar›n› kaybetmek)
K ‹ T A P anlam›na gelir ve itibar anlam› buradaki yüz terimiyle de ya-
k›ndan iliflkilidir. Goffman’a göre yüz, iletiflimde konuflucunun, topluma karfl› ken-
di olumlu sosyal imgesini sunma ve bu öz imgeyi koruma çabas›d›r. Türkçede yüz
TELEV‹ZYON ak›, yüz k›zart›c›,
T E L E V ‹ Z Yyüz
O N karas›, yüzü yere gelmek, yüzü olmamak, yüzüne bakama-
mak, gerçek yüzünü görmek ve hatta yüzsüz gibi deyimler kiflinin toplum içinde-
ki imgesi, toplumdaki itibar› ve kendini sunuflu ya da baflkalar›nca alg›lan›fl› an-
lamlar›n› içerir. Dolay›s›yla bu deyimlerin de burada teknik terim olarak kulland›-
‹NTERNET
¤›m›z yüz ‹kavram›
NTERNET
ile ba¤›nt›l› olmas› ilginçtir ve bu ba¤›nt› Ruhi ve Ifl›k-Güler
(2007) taraf›ndan incelenmifltir. Benzer flekilde Ukosakul (2003) Tayland dilinde
naa (yüz) sözcü¤ünün kiflinin toplumsal ruhsal yönü, onuru, sayg›nl›¤› ve duygu-
lar›yla yak›ndan ba¤lant›l› oldu¤unu bulmufltur: ikiyüzlü bir insan, yüzü gülerken
içi kan a¤lamak, vs. gibi.
Teknik terim olarak yüz soyut bir kavramd›r ve iki boyutu vard›r:
Olumlu Yüz: Kiflinin toplum Olumlu yüz: Kiflinin toplum taraf›ndan, en az›ndan baz› bireyler taraf›ndan
taraf›ndan kabul görme,
di¤er bireylerle yak›n sosyal
onaylanma, hofllanma, kabul görme ve onlarla sosyal iliflki kurma iste¤i ya da top-
iliflkiler içinde olma lumun yüz ak› olan birey olma iste¤i,
iste¤idir. Olumsuz yüz: Di¤erlerince zorlanmama, ya da baflka bir ifadeyle bir kifliyi, yü-
Olumsuz Yüz: Kiflinin di¤er zünün tutmayaca¤› bir eyleme zorlanmamas›, güç duruma sokulmamas›, özerk ol-
bireyler taraf›ndan özgür ma, sayg› gösterilme, vs. iste¤idir.
b›rak›lma ve ba¤›ms›z bir
birey olma iste¤idir. Öyleyse, soyut yüz kavram›na göre kiflinin dilsel kibarl›¤› da dâhil olmak üze-
re davran›fllar›n› yöneten birbirine ters iki etki vard›r:
(a) Kiflinin toplumda kabul görme ve baflkalar›yla ba¤lant›l› olma, ba¤lanma is-
te¤i (Olumlu yüz)
(b) Kiflinin özerk bir birey olma ve sayg› gösterilme iste¤i. (Olumsuz yüz)
Brown ve Levinson (1987:13) olumlu ve olumsuz yüzün evrensel bir insan
özelli¤i oldu¤unu savunurlar. Ancak bununla ba¤lant›l› unsurlar kültürden kültüre
de¤iflebilir: Hangi davran›fllar yüz tehdit edicidir, hangi insanlar yüz korumaya yö-
nelirler, kiflisel iliflkiler ne flekilde düzenlenir, vs. gibi sorular kültüre ba¤l› de¤iflik-
lik gösterebilir.
6. Ünite - Edimbilim II: Bilgi De¤eri, Bilgi Yap›s› ve Dilde Kibarl›k ve Kabal›k 133
Di¤erinin olumsuz yüzünü tehdit Dinleyiciye bir ifli yapmas› ya da yapmamas› konusunda bask›
eden eylemler oluflturan eylemler,
Emir ve ricalar,
Dinleyiciye bir ifli yapma konusunda hat›rlatmalar,
Tehdit, uyar› ve bir iflin yap›lmamas› sonucu cezai yapt›r›mlar
Dinleyicinin olumlu yüzünü teh- fiikayet etme, elefltirme, di¤erinin fikrine karfl› ç›kma, tabu olan
dit eden eylemler konularda konuflma, kiflilik, inanç, sahip olduklar› ve de¤erlerine
karfl› nefret gösterme,
Konuflucunun olumsuz yüzünü Teflekkür etme, isteksizce söz vermek zorunda kalma
tehdit edebilecek eylemler
Konuflucunun olumlu yüzünü Özür dileme, iltifatlar› kabul etme, itiraf etme
tehdit edebilecek eylemler
Bu olas› yüz tehdit edici eylemler karfl›s›nda afla¤›daki stratejilerden biri benim-
senebilir:
fiekil 6.3
Do¤rudan
Kay›tl› Olumlu Kibarl›k
Yüz tehdit eden
eylem Yumuflat›lm›fl
Kay›t d›fl›
Olumsuz Kibarl›k
Kibarl›k
Stratejileri
Yüz tehdit eden
eylemi dile
getirmeme
134 Genel Dilbilim-II
31. A: Eyvah, eyvah! Bankaya gitmeyi unutmuflum. Yan›mda hiç para yok.
B: Bu kaç›nc› kardeflim. Sana tam on sekiz kez borç verdim. Yeter art›k, ba-
fl›n›n çaresine baksana.
A: Ben senden borç istemedim ki...
Öyleyse konuflucular, kimi kez konuflmalar›n› aç›kça dile getirmek yerine bunu
örtük olarak ifade etmeyi tercih ederler. Genel olarak birisine cinsel çekim duydu-
¤unu dile getirme, romantik bir iliflki kurma önerisi, rüflvet teklifi, kibar rica gibi söz
eylemler hep örtük olarak dile getirilir. Bunun nedeni de yüz tehdit edici bir edi-
min dinleyicinin üzerinde olumsuz bir tepkiye yol açarak onun taraf›ndan derhal
reddedilme olas›l›¤›d›r. Dolay›s›yla dinleyici yüz tehdit eden bir edim karfl›s›nda is-
tenmedik bir tepki göstererek konuflucuyu mahcup edebilir. Bu da konuflucu ile
dinleyici aras›nda duygusal bir çat›flma ve uyuflmazl›¤a yol açabilir. Bunun ötesin-
de kifliler aras› iliflkinin tamamen bozulmas›na neden olabilir. Ancak sözce örtük ol-
du¤u zaman konuflucu taraf›ndan “yanl›fl anlafl›ld›¤›” bahanesiyle tamamen geri
ad›m at›labilir. Öte yandan sözce do¤rudan dile getirildi¤inde bu geri ad›m atma ey-
lemi mümkün olmayacakt›r. Afla¤›da baz› kay›t-d›fl› strateji örnekleri yer almaktad›r:
32. a. Memur Bey, bu cezay› çözmek için bir öneriniz var m›? (Örtük rüflvet
teklifi)
b. Çok hofl bir çocu¤unuz var. E¤er kaybolursa çok yaz›k olur. (Gizli tehdit)
c. Keflke biri beni havaalan›na b›raksa! (Örtük rica)
Böylesine belirsiz, aç›k olmayan konuflma, Grice’›n Tarz ‹lkesine ayk›r› görün-
mektedir. Yine de neredeyse evrensel olarak tüm dillerde gözlenmektedir (Pinker
ve di¤., 2008:833) Pinker ve di¤erlerine göre insan dilini yöneten iki unsur iflbirli-
¤i ve çat›flmad›r. Çat›flma olas›l›¤› yüksek olan durumlarda dolayl›, örtük dil kulla-
n›l›r. Emir kipinde kullan›lan bir sözce konuflucunun üstünlük taslad›¤›, tevazu
6. Ünite - Edimbilim II: Bilgi De¤eri, Bilgi Yap›s› ve Dilde Kibarl›k ve Kabal›k 135
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Dilbilimciler, 1970’lerden beri dilde kibarl›¤› araflt›rarak belli bir yol kat etmifllerdir.
Kibarl›k modelleri gelifltirerek, kültürler aras› kibarl›k stratejilerini irdelemifllerdir.
AMAÇLARIMIZ TeknolojikAMAÇLARIMIZ
ve di¤er geliflmeler kültürleraras› iletiflimi kolaylaflt›rd›¤›na göre di¤er
toplumlardaki dilbilimsel kibarl›k normlar›n› da anlamak önem kazanm›flt›r. Bura-
da k›saca kültürler aras› ba¤lam ve kibarl›kta di¤er boyutlardan söz edilecektir.
K ‹ T A P GoffmanK (1967)
‹ T A P kibarl›k söz konusu oldu¤unda bedava ve bedava olmayan
mallardan söz eder. Örne¤in restoranda tuz kullan›m› herkes içindir ve bedavad›r.
“Tuzu uzat›r m›s›n? ” demek yüz tehdit edici de¤ilken, birisinin arabas›n› istemek
TELEV‹ZYON yüz tehditTedici
E L E V ‹ bir
Z Y Oedimdir.
N Ancak paylafl›m›n de¤erli olarak görüldü¤ü baz› top-
lumlarda birisinin arabas›n› istemek baflka toplumlardaki kadar yüz tehdit edici
say›lmayabilir.
Sosyo-kültürel ba¤lam yüz tehdidi ve kibarl›k ölçütü olarak ortaya ç›kar. Tür-
‹NTERNET ‹NTERNET
kiye’de birinden sigara istemek çok olumsuz karfl›lanmayabilir ama sigara içmenin
çok olumsuz karfl›land›¤› bir ülke olan ABD’de sigara istemek üstelik de New
York City’de bir paket sigaran›n 13 Dolar oldu¤u göz önünde bulundurulursa ol-
dukça yüz tehdit edici bir rica olabilir. ‹ngiltere’de bir kiflinin maafl›, medeni duru-
mu ve çocu¤unun olup olmad›¤›n›n sorulmas› kabal›k olarak karfl›lan›rken Türki-
ye’de öyle alg›lanmayabilir. Wolfson (1989) Amerikal›lar›n “bir gün bir araya ge-
lelim” gibi sözceleri s›kça sarf ettiklerini ve bunu yaparken sadece kibar davran-
d›klar›n› bunun ciddi bir davet olmad›¤›n› sonradan anlayan yabanc›lar›n hayal k›-
r›kl›¤›na u¤rayarak Amerikal›lar› samimiyetsiz buldu¤unu yazar. Wolfson’un veri-
sini oluflturan kay›tlar›nda ancak zaman ve yer belirlendi¤inde gerçek davet oldu-
¤u görülmüfltür.
Wierzbicka’ya göre Anglo-Amerikan kültürü kiflisel ba¤›ms›zl›¤a önem verirken
di¤er toplumlar daha toplumcu dayan›flmaya önem verirler. Bireysellik ölçütlerin-
de Türkiye 37, Yunanistan 35, ‹ngiltere 89, Amerika Birleflik Devletleri 91 olarak
hesaplanm›flt›r (Bayraktaro¤lu: 2001: 6, Hoppe, (1998)’den al›nt›). Bu da Türk ve
Yunan toplumlar›nda toplumsal dayan›flman›n bireyselcili¤e göre daha yayg›n ol-
du¤unun göstergesidir. Dolay›s›yla, birbirlerini daha yak›n iliflkiler içinde gören
toplum bireyleri oldu¤u için, Bayraktaro¤lu’na göre ö¤üt vermek Türkçede ‹ngiliz-
cede oldu¤u kadar olumsuz alg›lanmaz. Ancak sosyal mesafe oldu¤u durumda bu
sayg›s›zl›k olarak addedilir. Bireysel toplumlarda ö¤üt vermek üstünlük taslamak
olarak yorumlanabilir Türkiyede ö¤üt vermek birisinin sorununu çözmek, ona
destek olmak ve yard›m etmek olarak alg›lan›r. Benzer flekilde, Yunan toplumun-
da uzak mesafe koyanlar kibar olarak kabul edilmezler; kibirli olarak görünürler
(Sifianou1992:22). ‹ngilizler bireyselli¤e, kiflisel donulmazl›klara daha fazla önem
verirken (olumsuz yüz) Yunanl›lar daha çok dayan›flma, toplumsal kabul gibi yön-
6. Ünite - Edimbilim II: Bilgi De¤eri, Bilgi Yap›s› ve Dilde Kibarl›k ve Kabal›k 137
lere a¤›rl›k verirler (olumlu yüz) Sifianou’ya göre Yunanl›lar için kibarl›k yak›nl›k,
s›cakl›k, arkadafll›k, dayan›flma göstermektir.
Türkçede “yenge, teyze, amca, day› ”, vs. gibi kullan›mlar da yak›nl›k belirtisi
olarak görülerek olumlu kibarl›k olarak alg›lanabilir. “Evli misiniz? ”, “Çocu¤unuz
var m›? ” gibi sorular özel hayata müdahale olarak alg›lanmayabilir. Brown ve Le-
vinson’un kuram›nda do¤rudanl›k kabal›k olarak alg›lanabilirken, Zeyrek (2001)
ve içindeki kaynakçalarda söz edilen yurt d›fl›na göçmüfl olan bir ailenin konuflma-
lar›nda olumsuz kibarl›k ö¤elerine rastlanmamas› ailedeki dayan›flma olarak da yo-
rumlanabilir. Cömertlik, bir kibarl›k stratejisi olarak Türkçede de görülür. Türki-
ye’de konu¤unuza ikram ettiklerini yemesi do¤rultusunda ›srar bekleyen insanlar
vard›r. Defalarca ›srar edilmeden ikram edilenleri yemeyen konuklar kibarl›k ettik-
lerine inan›rlar. Dolay›s›yla afla¤›daki baz› sözceler, konu¤unuza verdi¤iniz de¤eri
göstermesi nedeniyle olumlu kibarl›k olarak alg›lanabilir:
34. a. Ne olur
b. Allah Aflk›na!
c. Küserim bak...
d. Ölümü gör.
Öte yandan (34)’teki sözceler daha bireysel toplumlardaki konuflucular taraf›n-
dan yapt›r›m artt›ran sözceler olarak görülebilir. Oysa Türkçede cömertlik, daya-
n›flma, yak›nl›k belirtisi olarak kullan›l›r (Zeyrek, 2001:53).
‹spanyol kültüründe de dinleyici ile olumlu iliflki kurmak için aradaki mesafe
hofl görülmez. Olumlu kibarl›k arac›l›¤›yla di¤er kiflinin onayland›¤› ve grup içine
kabul edildi¤i vurgulan›r. Kifli kendi fikirlerini aç›kça belirtir; çünkü grup taraf›n-
dan birey olarak onaylanm›fl ve grubun bir parças› olarak kabul görmüfltür. Bu du-
rumda olumlu ve olumsuz yüz birbirine z›t kavramlar olarak görülmez. ‹spanyol-
cada güçlü bir biçimde fikirlerinizi savunman›z özerkli¤inizin belirtisi olarak kabul
edilir ve onaylan›r.
Giritliler cömertlikte o kadar ileri giderler ki birisi onlar›n her hangi bir eflyas›-
n› övdü¤ü zaman onu o kifliye hediye ederler ve bu hediyeyi kabul etmemek ka-
bal›k olarak görülür (Durrell 1978, Sifianou, 1992: 28).
Blum-Kulka’ya (1982:31) göre ‹srailliler, do¤ruluk ilkesine kibarl›k ilkelerinden
daha fazla önem verirler. ‹branicede reddetme söz eylemi do¤rudan “hay›r ” söz-
cü¤üyle ifade edilir. Bu da ‹sraillilerin kaba olarak tan›nmas›na neden olabilir. ‹b-
ranicede aç›k sözlü olmak di¤erlerini k›rmama e¤iliminden daha bask›nd›r (Blum-
Kulka, 1992). Kochman (1981), Afrikal› Amerikal›lar aras›nda tevazunun kibarl›k
göstergesi olmad›¤›ndan söz etmifltir. Onlara göre bir kiflinin olumlu yanlar›n› gör-
mesi çok do¤al ve samimidir; bunlar›n kibarl›k u¤runa yads›nmas›na gerek yoktur.
Meflhur Afrikal› Amerikal› bir boksör olan Muhammed Ali’nin kitab›n›n bafll›¤› “En
büyük benim”dir. Oysa Japon kültüründe tevazu çok önemlidir ve bunun örnek-
lerini yukar›da görmüfltük. Mizutani’ye (1987) göre Japon kültüründe baflkalar›n›
övmek bile çok bilmifllik ve kibirlilik olarak alg›lan›r.
Avusturya’da, ‹ngiltere’de oldu¤u gibi bir kiflinin mali durumu ve siyasal görü-
flünden söz etmek kabal›k olarak görülürken, erotik konulardan söz açmak eski-
den oldu¤u kadar kaba bir davran›fl olarak görülmemektedir (Haumann ve di¤.
2005: 82).
Avusturya’da Almancadaki du / Sie (sen/siz) ayr›m›n›n uygunsuz kullan›m› da
yüz tehdit edici bir unsur olarak görülür. Kendisine du (sen) diye hitap eden biri-
ne “Askerlik arkadafl› de¤iliz, de¤il mi? ” diye yan›t vermek yad›rgat›c› de¤ildir. An-
138 Genel Dilbilim-II
cak son zamanlarda genç kuflak aras›nda ilk adla ve sen ad›l›yla hitap güncellik ka-
zanmaktad›r ve “sen” den “siz”e geçifl kesinlikle kaba ortak kabul edilir. (Haumann
ve di¤, 2005: 87)
Norveç dilinde “lütfen” gibi kibarl›k belirten bir belirteç, sen/siz ayr›m›, ha-
n›mefendi, beyefendi gibi hitap sözcükleri olmamas›na karfl›n, Norveççede çok
fazla say›da ve abart›l› flekilde teflekkür etme al›flkanl›¤› vard›r. Örne¤in, ev sa-
hibine “yemek için binlerce kez teflekkür ederim” demek kibar bir davran›flt›r.
Leech (1983:136) Japon kültüründe övgü karfl›s›nda tevazu ilkesinin uyuflum il-
kesinden daha önemli oldu¤unu belirtir. Oysa, Amerikan kültüründe uyuflum ilke-
si kibarl›¤›n önemli bir göstergesidir.
Dilde kibarl›k da dilin kendisi gibi dura¤an de¤ildir ve y›llar içinde de¤iflim
gösterir. Örne¤in, Lakoff (2005) 1990’lardan ve özellikle 11 Eylül 2001 tarihinden
sonra Amerikan toplumundaki kibarl›k anlay›fl›n›n de¤iflti¤ini, cinsel tabu olan söz-
cüklerin art›k televizyonda alenen dile getirildi¤ini belirtmektedir. Bunun yan› s›ra
televizyonda fliddet gösterilerinin artt›¤›ndan ve siyasilerin kazanma gayretlerinde
afl›r› elefltiri ve rakibini itibars›zlaflt›rarak öne geçme çabalar›ndan söz etmektedir.
Son zamanlarda küfürlü sözlerin artt›¤›n›, art›k herkesin herkes yan›nda küfretti¤i-
ni ileri sürmektedir. Özellikle hayat›n çok h›zl› geçti¤i kalabal›k New York City’de
küfürlü dil kullan›m›n›n yayg›nlaflt›¤› gözlenmifltir. Ayr›ca, Amerikan Baflkan› Clin-
ton’a y›llar öncesinde baflkanlara hitap edildi¤i gibi Say›n Baflkan yerine, k›saca
Bill diye hitap edilmesinden söz etmektedir. Lakoff’a göre Amerikan toplumunda
yak›nl›k ve kibarl›k alg›lamas› de¤iflmektedir. Ayr›ca, medyan›n rating savafllar› ve
internet medyas› daha az dikkatli olunmas›na yol açmaktad›r. Lakoff (2005) Ame-
rikan toplumunda dilde kibarl›k anlam›nda 1990’lardan beri büyük bir de¤iflim ya-
fland›¤›n› iddia etmektedir.
Görüldü¤ü gibi dilde kibarl›¤›n ifadesi kültürden kültüre ve hatta ayn› kültürün
içinde zamanla de¤ifliklik göstermektedir. Dilde kibarl›k çal›flmalar›, anadili ö¤reti-
minde, yabanc› dil ö¤retiminde, kültürler aras› iletiflimde, kifliler aras› çat›flmalarda
çözüm bulma konular›nda çal›flmalara ›fl›k tutmufl ve hem kifliler aras› hem de kül-
türler aras› iletiflimin daha iyi anlafl›lmas›nda önemli bir rol üstlenmifltir.
N N
SIRA S‹ZDE n›r yoksaSIRA
her S‹ZDE
seferinde “çok iyiyim” mi denir?
AMAÇLARIMIZ
Dilde Kabal›k
AMAÇLARIMIZ
‹lk kez Robin Lakoff’un (1973)’teki çal›flmas›yla bafllayan dilde kibarl›k olgusu ko-
nusunda daha sonra binlerce akademik çal›flma yap›lm›flt›r. Öte yandan dilde ka-
K ‹ T A P bal›k göreceli
K ‹ olarak
T A P çok daha az çal›fl›lm›fl bir konudur (Watts 2003, Locher ve Bo-
usfield, 2008). Dilde kabal›k konusunu araflt›ran araflt›rmac›lar, kabal›¤› anlamadan
kibarl›k kuram›n›n eksik kalaca¤›n› ve tam olarak anlafl›lamayaca¤›n› savunurlar.
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
6. Ünite - Edimbilim II: Bilgi De¤eri, Bilgi Yap›s› ve Dilde Kibarl›k ve Kabal›k 139
Yukar›daki örnekte Meral ve eflinin yüzleri tehdit edilmifltir. Ancak kas›tl› bir
hareket olmad›¤› için araflt›rmac›lar bu tür gaflar› ço¤unlukla kaba dil kullan›m›
olarak ele almazlar. Kaba dil sözel fliddet içeren, karfl›s›ndaki kifliyi kas›tl› olarak
k›rmay› ve incitmeyi hedefleyen dil olarak tan›mlanabilir. Culpeper ve di¤., (2003),
Lachenicht’in (1980) yüz tehdit edici, fliddet içeren dili Brown ve Levinson’›n
(1987) kibarl›k kuram›n›n bir uzant›s› olarak flu flekilde s›n›fland›rd›¤›n› gösterirler:
a) Kay›t d›fl›: Bulan›k anlaml› hakaretler, imalar, ipuçlar› ve ince alay. Bu stra-
tejiler, hakareti yapan kiflinin asl›nda masum oldu¤u iddias›na baflvurabil-
mesine ve bundan dolay› sorumlu tutulmaktan her an kaç›nmas›na olanak
sa¤lar.
b) Do¤rudan kay›tl›: Burada yüz tehdit edici söz eylemler ve dayatmalar kulla-
n›l›r. “Konuflma!”, “ifline bak! ”, gibi. Bu Brown ve Levinson’›n kibarl›k kura-
m›ndaki do¤rudan kay›tl› ulam›n›n kabal›ktaki kullan›m›d›r.
c) Olumlu yüze sald›r›: Karfl›daki kiflinin onaylanmad›¤›, ona sayg› duyulmad›-
¤›, gruptan d›flland›¤›, söylediklerinin dinlenmedi¤i durumlar ve böyle hare-
ketler.
140 Genel Dilbilim-II
Afla¤›daki sözcelerdeki hangisi do¤rudan kabal›k stratejisidir? SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
1. Biz sinemaya gidiyoruz ama sen gelemezsin. 9
2. Hey, sen böyle davranmaya utanm›yor musun?
3. Aman ne büyük bir ifl baflarm›fls›n. D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
N N
ler: Tabu sözcükler beynin sa¤ yar›küresinde olumsuz duygular SIRAuyand›ran
S‹ZDE bölge- SIRA S‹ZDE
lerini etkinlefltirir. Tabu sözcükler dile getirildi¤inde ça¤r›flt›rd›¤› tüm olumsuz duy-
gularla birlikte otomatik olarak alg›lan›r. Küfretmek, karfl›daki kiflide olumsuz duy-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
gular uyand›rmak için dili bir silah olarak kullanmakt›r. Tabu olarak addedilen kav-
ramlar olumsuz duygular› tetikler. Tabu sözcükler bir kültürden di¤erine de¤ifliklik
gösterse de her kültürde afla¤›daki konulara iliflkin sözcükler tabuyuK ‹ T A oluflturur:
P K ‹ T A P
• Do¤a üstü yer, varl›k ve güçler: ‹nsanlar birebir tan›k olmad›klar› bileme-
dikleri do¤a üstü yer, güç ve varl›klardan korku duyarlar.
36. Cehenneme git... TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
ise birisine “Geber ” diyerek ona iliflkin olumsuz duygular›m›z› dile getirebi-
liriz. Ça¤›m›z›n hastal›¤› olan kanser sözcü¤ünün tabu oldu¤unu ve “kötü
hastal›k”, “uzun süren bir hastal›k ” gibi kavramlarla yumuflat›lmaya çal›fl›l-
d›¤›n›, ölümün “hakk›n rahmetine kavuflmak ”, “birisini kaybetmek ” gibi yu-
muflatarak dile getirildi¤ini biliyoruz.
• Cinsellik: ‹ki kifli aras›nda sevginin d›fla vurumu olarak yaflanabilecek cin-
selli¤in dile vurumunun neden olumsuz duygular yarataca¤›n› Pinker flu fle-
kilde aç›klar: Cinsellik, gayri meflruluk, ensest, kad›na sald›rganl›k, vahflet,
k›skançl›k, vs. gibi kavramlarla da iliflkili olabilir.
• Farkl› topluluklara iliflkin önyarg›, nefret ve afla¤›lama gösteren söz-
cükler: “Gavur”, “Rum çocu¤u”, vs. 2003’te Amerika’n›n Irak savafl› s›ras›n-
da Irak’a asker göndermeyi reddeden Frans›zlara o dönemin A.B.D. baflka-
n› olan Bush’un yandafllar›n›n “peynir yiyen teslimiyetçi maymunlar ” sözle-
ri ›rkç› ve kaba bir yak›flt›rmad›r (Bousfield, 2008:128).
Pinker (2007) insanlar›n neden di¤erlerinde olumsuz duygular uyand›rmak is-
tedi¤i sorusunu flu flekilde aç›klamaktad›r:
Küfrederken, bir fleyin ne kadar i¤renç oldu¤unun düflünülmesini isteyebilirler:
“Çok b...tan bir ifl ”, gibi. Kasten birisini k›rmak, karfl›daki kifliye göz da¤› vermek,
onu korkutup afla¤›lamak için, karfl›daki kifliyi flok etmek için, dikkatlerini çekmek
için kaba dil ve tabu sözcükler kullanabilirler. Ayr›ca insanlar, ruhsal aç›dan rahat-
lamak ve duygusal bask›lardan kurtulmak için küfredebilirler.
‹nsanlar da kökenlerinde bulunan özellikler do¤rultusunda ve di¤er memeli
hayvanlar gibi tehlike karfl›s›nda sald›rgan› korkutmak için ani k›zg›n sesler ç›ka-
rabilirler. Sald›rgan› korkutmak ve olumsuz duygular uyand›rmak için tabu kulla-
n›labilir. Trafikte sizi zorlayan bir sürücüye ba¤›r›p küfretmek tehlike karfl›s›nda
tepki göstermeye iliflkin bir örnek olabilir. Pinker’›n, Erving Goffman’a atfetti¤i bir
görüfle göre insanlar kontrol edemedikleri güçlü duygular› iletmek için de kaba ve
tabu dil kullan›rlar.
S O R U S O R U
D‹KKAT D‹KKAT
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
K ‹ T A P K ‹ T A P
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
6. Ünite - Edimbilim II: Bilgi De¤eri, Bilgi Yap›s› ve Dilde Kibarl›k ve Kabal›k 143
Özet
N
A M A Ç Bilgi de¤eri ve bilgi yap›s›n› tan›mlayabilmek. N
A M A Ç
Türkçede bilgi yap›s›n›n temel özelliklerini be-
1 3 timlemek.
‹letiflimde eski ve yeni bilgi içeren sözceler kul-
Türkçede bilgi yap›s› hakk›nda söylediklerimizi
lan›l›r. Yeni bilgi sayesinde bilgi paylafl›m› sa¤la-
flu flekilde özetleyebiliriz.
n›r ve iletiflim ilerler. Konuflucular iletiflimsel
1) Konu genellikle söylemsel, durumsal, eski
edince sahiptirler ve seçtikleri gönderimsel ifade
ya da ç›kar›msal eski bilgi içerir. ‹letiflimsel
ve sözceleri di¤erlerinin ne bilip ne bilmedi¤i
olarak yo¤un bilgi içermedi¤i ve belirgin ol-
do¤rultusunda kullan›rlar. Yeni bilgi dinleyicinin
du¤u için Türkçede eksiltilebilir, eski bilgi
biliflsel ba¤lam›nda bulunmayan ve eski bilgi
olarak yeni bilgiden önce gelme e¤ilimi ol-
ba¤lamda paylafl›lan bilgidir. Bilgisellik incele-
du¤u için tümce bafl›nda yer alabilir. Söylem
melerinde bilgi de¤eri ve bilgi yap›s› kavram-
ba¤lam›nda belirgin bir ö¤e olarak eylem so-
lar› birbirinden ayr› olan ama birbirleriyle etkile-
nu konumunda bulunabilir.
flen iki kavramd›r.
2) Odak iletiflimsel aç›dan en yeni bilgiyi içeren
N
A M A Ç
Bilgi de¤eri ve bilgi yap›s› aras›ndaki farkl›l›kla-
ö¤edir. Sesbilimsel vurgu al›r. Eylem sonunda
bulunamaz. Tümcede eylemden önce bulun-
2 r› aç›klayabilmek.
mak zorundad›r. Tümcede eksiltilemeyen
Bilgi de¤eri gönderimsel varl›klara iliflkin bir özel-
ö¤edir.
liktir. Bunlar yepyeni bilgi, ilifltirlmifl yepyeni bil-
3) Karfl›tsal konu Türkçede genellikle tümce ba-
gi, kullan›lmam›fl bilgi, ç›kar›msal bilgi ve söy-
fl› konumda yer al›r. Ç›kar›msal eski bilgidir.
lemsel / durumsal eski bilgi tafl›yabilirler.
4) Eski bilgi içeren ö¤eler eksiltilmezlerse tüm-
Bilgi yap›s› ise bir sözcede bir ö¤enin di¤erine
cede odaktan önce yer al›rlar. Bu da evrensel
göre eski veya yeni bilgi biçiminde paketlenme-
olan önce eski sonra yeni bilgi dizilimi stra-
sidir. Bilgi yap›s› konu, odak, yorum ve karfl›tsal-
tejisine uygundur. Ancak çok belirgin eski
l›k gibi farkl› bileflenler çerçevesinde incelenir.
bilgi eylem sonunda da kullan›labilir ya da
Konu, sözcenin hakk›nda konufluldu¤u ö¤e,
eksiltilebilir.
odak sözcedeki en yeni bilgiyi sunan ö¤edir. Yo-
rum, konu hakk›nda belirtilen görüfl, yorum ve N
A M A Ç Dilde kibarl›k ve kabal›¤› aç›klayabilmek.
saptamad›r. Karfl›tsall›k ise benzer ö¤elerin olufl- 4
Kibarl›k ve kabal›k, sosyal, kültürel ve psikolojik
turdu¤u seçenekler aras›nda bir ya da bir kaç›n›n
unsurlar›n etkileflimi sonucu ortaya ç›kan karma-
seçilmesiyle oluflur.
fl›k kavramlard›r. Burada en yayg›n olan Kibarl›k
Bilgi yap›s› her dilde bulunur ve farkl› dilbilim-
‹lke ve stratejileri ele al›nm›fl ve irdelenmifltir.
sel araçlarla kodlanabilir: Bunlar biçimbirimsel,
Bunun yan› s›ra, kibarl›k stratejilerinin uzant›s›
sesbilimsel özellikler ve sözdizimsel özellikler-
olan kabal›k stratejileri de gösterilmifltir. Strateji-
dir. Birinin varl›¤› di¤erini d›fllamaz. Evrensel
lerin evrensel olmas›na karfl›n farkl› kültürlerin
olarak dillerde en yeni ö¤e e¤ilimsel olarak sa¤-
farkl› kibarl›k ve kabal›k unsurlar›na duyarl› ol-
da kullan›l›r. Yeni bilginin eski ya da bilgi aç›s›n-
du¤u örneklerle gösterilmifltir.
dan hafif ö¤elerin ard›ndan kullan›lma e¤ilimi
bellek düzenlemelerine iliflkin bir stratejidir. Bi-
liflsel olarak yeni bilgiyi eski bilgiye ba¤lama e¤i-
limi vard›r.
144 Genel Dilbilim-II
Kendimizi S›nayal›m
1. Afla¤›dakilerden hangisi ilifltirilmifl yeni bilgi içerir? 6. Afla¤›dakilerden hangisinde duygudafll›k ilkesine uy-
a. Bir arkadafl farkl› davranmal›yd›. gunluk görülür?
b. ‹yi bir arkadafl sana yol gösterir. a. Bir gün görüflelim.
c. Arkadafllarla yüzmeye gidiyoruz. b. Baflar›lar›ndan dolay› seni kutlar›m.
d. Benim bir arkadafl›m bugün bana gelecek. c. Bana flu kitab› uzat›r m›s›n?
e. Her arkadafl›n farkl› özellikleri olabilir. d. Saçlar›n çok güzel olmufl.
e. Beni hiç anlam›yorsun.
2. Afla¤›daki sözcelerden hangisinde konu bulunmaz?
a. Hiç kimse zalimce davranmamal›. 7. Afla¤›dakilerden hangisi olumsuz yüz tehdit edici bir
b. Ahmet’ten söz ederek onun yetenekli oldu¤unu edim olabilir?
belirtti. a. Yeni tan›flt›¤›n›z yaflça büyük birine “siz” diye
c. Ben ise hep çok çal›flt›m. hitap etmek
d. Serap ifle gitti. b. Yeni tan›flt›¤›n›z bir çocu¤a “sen” diye hitap
e. Bugün çal›flmayacakm›fl Yasemin. etmek
c. Yeni tan›flt›¤›n›z yaflça büyük birine “sen” diye
3. Afla¤›daki sözcelerden hangisinde karfl›tsall›k bulun- hitap etmek
maktad›r? d. Yeni tan›flt›¤›n›z birine iltifat etmek
a. Her fleye karfl› ç›k›lmaz. e. Yeni tan›flt›¤›n›z yaflça büyük birine otobüste
b. Bir kitap sana bir kitap da kardefline ald›m. yer verirken “Buyurun” demek
c. Gaye baflar›s›zl›¤›na karfl›n çal›flmaktan vazgeç-
miyor. 8. Afla¤›dakilerden hangisi yüz tehdit edici bir edimdir?
d. Ben ve sen iyi iki arkadafl›z. a. Elefltirmek
e. Her baflar›n›n alt›nda yo¤un emek vard›r. b. Teflekkür etmek
c. Ya¤mur ya¤d›¤›n› belirtmek
4. A: Bugün kiminle buluflacaks›n? d. Söz vermek
B: Bugün Mehmet’le buluflmay› planlad›m. e. Hat›r sormak
Yukar›daki yan›tta hangisi odakt›r?
a. Bugün 9. Afla¤›dakilerden hangisi kay›t d›fl› bir edimdir?
b. Mehmet a. Bana yar›n araban› verir misin?
c. buluflmay› b. Bana yar›n araban› versene.
d. planlad›m c. Bana yar›n araban› verirsen çok sevinirim.
e. ben d. Yar›n bana araba laz›m olacak.
e. Yar›n araban› istiyorum.
5. #Bir kitap kitapl›kta var.
10. Senin ne yapt›¤›n beni ilgilendirmez.
Yukar›daki sözcedeki sorun afla¤›dakilerden hangisidir?
a. ‹letiflim de¤eri yüksek olan yeni bilgi bilgiselli¤i Yukar›da verilen kabal›¤›n nedeni afla¤›dakilerden
zay›f ö¤eden sonra s›ralanm›flt›r. hangisidir?
b. ‹letiflim de¤eri olan bir ö¤e yoktur. a. Olumsuz yüze sald›r›
c. Sözcenin konusu bulunmamaktad›r. b. Kay›t d›fl› kabal›k
d. Sözcüklerin tekrarlanmas› sorun yarat›r. c. Tabu sözcükleri kullanma
e. ‹letiflim de¤eri yüksek olan yeni bilgi, bilgiselli- d. Olumsuz kibarl›k stratejisi
¤i zay›f ö¤eden önce s›ralanm›flt›r. e. Olumlu yüze sald›r›
6. Ünite - Edimbilim II: Bilgi De¤eri, Bilgi Yap›s› ve Dilde Kibarl›k ve Kabal›k 145
Okuma Parças›
Afla¤›daki parçada Kore kültürü ve diline iliflkin göz- yabanc›lara kirli ve hatta i¤renç gelebilmektedir. Ya-
lemler göreceksiniz. Bunlar›n Türk kültürü ve dili ile ne banc› kültürlerde ortaya tek bir kaba konulan yemek
ölçüde benzerlik ve farkl›l›klar gösterdi¤ini bir arkada- genellikle bir servis kafl›¤› ile birlikte getirilir ve her bi-
fl›n›zla tart›flabilirsiniz. rey kendi istedi¤i kadar›n› servis kafl›¤› ile kendi taba-
¤›na servis eder ya da servis kafl›¤› olmad›¤› durumlar-
Türkiye’de, Kore kültüründeki gibi yafla göre belirlen-
da kendi kafl›¤› ile kendi taba¤›na servis yapar. Kore
mifl hiyerarflik yap› düflünülerek, kendinden yaln›zca
kültüründe samimiyetin ve dostlu¤un daha da güçlen-
bir yafl büyük bir bayana “abla” fleklinde hitap edilme-
mesi için kafl›¤a di¤er bireylerin mikroplar›n›n da geç-
si flafl›r›lacak bir durum olarak görülebilmektedir. Buna
mesi yani mikrobun bile paylafl›lmas› gerekti¤i düflü-
ra¤men Koreliler yaln›zca kendi yafl›tlar›n› arkadafl ola-
nülmekte yeme¤in lezzetinin birlikte paylaflarak yen-
rak görerek bu flekilde hitap ederken, kendilerinden
dikçe daha da ço¤ald›¤›na inan›lmaktad›r (sayfa: 49-
yaflça büyük ya da küçük kifliler için farkl› hitap flekil-
50).
lerini kullan›rlar. Fakat Türk kültüründe kendinden bir
Kore’de restoran ve kafelere gidildi¤inde ya da taksi-
ya da iki yafl büyük birini arkadafl olarak görmek ve bu
den inerken s›k s›k karfl›lafl›labilecek manzaralardan bi-
flekilde hitap etmek kültürel ba¤lamda uygun görül-
ri de hesab›n ya da taksi ücretini ödemek için tart›flan
mektedir. Bu durumda, Türkçe’yi ö¤renen Koreliler ya
insanlard›r. Farkl› kültürden olan yabanc›lar, herkesin
da Korece’yi ö¤renen Türkler için “abla” olgusu hem
kendi hesab›n ödemesinin çok daha kolay oldu¤unu,
dilin hem de kültürün ö¤renilmesi anlam›na gelmekte-
neden Korelilerin her yemek sonras›nda hesap ödemek
dir. Burada as›l belirtilmek istenilen fley, yaln›zca dilbi-
istemekte ›srar ettiklerini anlamad›klar›n› dile getirmek-
limsel bir bilgi ya da kelime anlam›n›n bilinmesi de¤il,
tedirler (sayfa: 52).
ayn› zamanda kültürel anlamlar›n da bilinmesi duru-
Kore’de itibar kavram› ile ilgili olarak kullan›lmakta
munda sa¤l›kl› ve etkili bir iletiflimin gerçekleflebilece-
olan birçok kelime bulunmaktad›r. (‹tibar›n› yükselt-
¤idir (sayfa: 15-16).
mek)’, (‹tibar› zedelenmek)’ (Kendi itibar›n› düflün-
Korelilerin çok kulland›klar› atasözlerinden birisi olan
mek)’, (‹tibar›n› korumak)’ tan›mlamalar›ndan da anla-
“Fasulye çekirde¤i kadar ufak olsa bile paylaflarak ye-
fl›laca¤› gibi itibar Kore kültüründe çok fazla kullan›lan
mek gerekir” atasözü bir kiflinin sahip oldu¤u fasulye
ve büyük önem tafl›yan de¤er yarg›lar›ndan birisidir.
kadar ufak bir fleyin bile paylafl›lmas› gerekti¤ini ö¤üt-
Genellikle tüm kültürlerde itibar kavram› bulunmakta-
lerken asl›nda paylaflman›n önemini vurgulamaktad›r.
d›r fakat Kore kültüründeki itibar sosyal yaflamda bü-
Burada as›l söylenilmek istenilen, kötü zamanlarda
yük öneme sahip ve hayat› tümden etkileyen bir unsur
üzüntüyü kederi paylaflmak ve ayn› zamanda mutlulu-
olarak düflünülmektedir (Sayfa 53-54).
¤u ve sevinci paylaflman›n anlam› ve öneminin çok bü-
Koreliler için özellikle vurgulanan itibar kavram› gün-
yük oldu¤udur.
lük hayattaki dilsel kullan›mlarda da karfl›m›za ç›kmak-
Koreliler ilk karfl›laflt›klar› kiflilere “Kaç yafl›ndas›n?”,
tad›r. “‹tibar›n› korumak”, “baflkas›n›n itibar›n› düflün-
“Evli misin?”, “Çocu¤un var m›?”, “Kan grubun ne?”,
mek”, “itibar oluflturmak” gibi bir çok farkl› kullan›m-
“Hangi makyaj malzemesini kullan›yorsun?” gibi kiflisel
larla s›n›fland›rmalar yap›lm›flt›r (Cho Y.T., 2003:77).
sorular› çok fazla sorarlar. Bu tarz sorular›n sorulmas›
Yukar›da da belirtildi¤i gibi, itibar; bat› kültüründe ol-
Korelilerin kendi aralar›nda çok fazla sorun ç›karmaya-
du¤u gibi bireysel hedeflere önem veren, eflitlikçi ve
bilir fakat yabanc›lar için ayn› sorular flafl›rt›c› ve bek-
bireysel merkezli kültürlere göre, baflkalar›n›n görüfl ve
lenmedik hatta rahats›z edici olabilmektedir. Fakat Ko-
düflüncelerini önemseyen, statüye dayal› ve otoriter ya-
reliler bir bütünlük içerisinde kendilerine ait kiflisel ko-
p›s› olan toplumsal merkezli kültürlerde daha fazla
nular›, kendi özellerinin irdelenmesi ve içine girilmesi-
önem tafl›maktad›r. Bu anlamda itibar kültürü Korelile-
ni do¤al karfl›lad›klar› için, karfl›daki bireyin de özeline
rin sosyal yap›s›n›n karakteristik özelliklerinden birisi
girmenin normal bir olay oldu¤unu düflünmektedirler
olarak yerini almaktad›r (sayfa: 56-57).
(sayfa: 49-50).
Kiflisel sorular›n sorulmas› d›fl›nda yabanc›lar›n kabul Eunmi Yu (2011), Türkiye’de kültür ö¤retimi temelinde
edemedikleri ve garip karfl›lad›klar› di¤er bir kültür ise yabanc› dil olarak Korece ö¤retimi ve kültürleraras›
Korelilerin yemek yeme kültürüdür. Yenilecek ya da olarak Korece e¤itimi ve kültürleraras› uzmanl›k. Yük-
yenilmekte olan yemek hep birlikte yenilir hatta ortaya sek Lisans tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi, Dil ve Ta-
›smarlanan sadece tek kaba konulan yemek herkese rih Co¤rafya Fakültesi. (Yukar›daki okuma parças›, ad›
aç›kt›r ve herkes o yeme¤i hep birlikte yer. Bu kültür geçen çal›flmadan al›nm›flt›r.)
146 Genel Dilbilim-II
Yararlan›lan ve Baflvurulabilecek
Kaynaklar
S›ra Sizde 8 Blum-Kulka, Shoshana. (1987). “Indirectness and
1. Bu soruyu yan›tlamak için afla¤›daki örneklere ba- politeness in requests: same or different?” Journal of
kal›m: Pragmatics 11: 131-146.
a. Kap›y› kapat Blum-Kulka, Shoshana and Michal Humo (2006).
b. Kap›y› kapatsana. “Discourse Pragmatics” In T. Van Dijk Discourse
Bu örnekte görüldü¤ü gibi Türkçedeki -sAnA biçim- Studies: A Multidisciplinary Introduction. London:
biriminin karfl›daki kifliye yapt›r›mdan çok konuflu- Sage Publication. Pp: 143-164.
cunun iste¤ini göstermesi nedeniyle daha kibar alg›- Bousfield, Derek and Miriam Locher (eds) (2007).
lanabilir. Impoliteness in Language. Berlin: Mouton de
2. Wierzbicka (1991:115-116) Avustralya ve Amerikal›- Gruyter.
lar ile Polonyal› ve Do¤u Avrupal›lar›n “Nas›ls›n? ” Brown, Penelope, Levinson, Stephen C. (1987).
sorusuna verilecek yan›t›n içtenli¤ine iliflkin görüflle- Politeness: Some Universals in Language Usage.
rini aç›klarken, Avustralya ve Amerika’da bu soruyu Cambridge: Cambridge University Press.
soran kiflinin asl›nda yan›t›n içeri¤i ile ilgilenmedi¤i- Chafe, Wallace (1974). “Language and Consciousness”.
ni ve bu soruya yan›t olarak sa¤l›k sorunlar›ndan Language: 50: 111-133.
söz etmenin bu toplumlarda kibar karfl›lanmad›¤›n- Chafe, Wallace L. (1976). Givenness, contrastiveness,
dan söz etmektedir. Oysa, Do¤u Avrupa’da bu soru- definiteness, subjects, topics, and point of view. In
ya yan›t olarak gerçek sa¤l›¤›n›zdan söz edersiniz. Subject and Topic, Charles N. Li (ed.). New York:
Türkiye’de bu sorunun yan›t› içtenlikle mi yan›tlan›r Academic Press. Pp: 25-55.
yoksa her seferinde “çok iyiyim” mi denir? Chafe, Wallace (1994). Discourse, Consciousness, and
Türkiye’de bu sorunun yan›t› soruyu soranla olan Time The Flow and Displacement of Conscious
mesafeye de ba¤l› olarak de¤iflebilir. Çok yak›n iki Experience in Speaking and Writing. Chiacago:
arkadafl konufluyorlarsa “nas›ls›n?” sorusunun yan›- Chicago University Press.
t› gerçek sa¤l›k durumunuza iliflkin bilgi olabilir- Clark, Herbert H. and Susan E. Haviland (1977).
ken, mesafeli oldu¤unuz kiflilere ayr›nt›l› aç›klama “Comprehension and the given-new contract”
yap›lmayabilir. Discourse Production and Comprehension.
(Bu konuda çevrenizde k›sa bir gözlem yapabilirsi- Discourse Processes: Advances in Research and
niz.) Theory 1: 1-40.
Couto, María Carmen Parafita and Michael Putnam
S›ra Sizde 9 (2008). “Exploring the Focus - morphology interface:
Sözcelerden (1) do¤rudan kabal›k stratejisi, (2) ise do- Morpho-syntactic aspects of nonprosodic Focus”
layl› stratejidir. Kansas Working Papers in Linguistics. 30: 212-225.
Culpeper, Jonathan. (1998). “(Im)politeness in drama”.
S›ra Sizde 10 In: Jonathan Culpeper, Mick Short, Peter Verdonk
(1) ve (3)’te bilinmeyen güçler ve dinsel konulara yö- (eds.). Studying Drama: From Text to Context.
nelik “fieytan” ve “cin” sözcükleri tabu oluflturmaktad›r. Routledge, London. Pp: 83-95.
Culpeper, Jonathan, Derek Bousfield and Anne
Wichmann (2003). “Impoliteness revisited: with
special reference to dynamic and prosodic aspects”
Journal of Pragmatics 35/ 10-11: 1545-1579.
Culpeper, Jonathan (2005). “Impoliteness and
Entertainment in the television quiz: The weakest
link” Journal of Politeness Research, Language,
Behavior, Culture. 1/1: 35-72.
6. Ünite - Edimbilim II: Bilgi De¤eri, Bilgi Yap›s› ve Dilde Kibarl›k ve Kabal›k 149
Dalrymple, Mary and Irina Nikolaeva (2011). Objects Harris, Sandra (2011). “The limits of politeness re-visited:
and Information Structure Cambridge: Cambridge Courtroom discourse as a case in point” In Linguistic
University Press. Politeness Research Group (eds). Discursive
Do¤ançay-Aktuna, Seran and Sibel Kam›fll› (2001). Approaches to Politeness. Berlin: Mouton de Gruyter.
“Linguistics of power and politeness in Turkish: Pp: 85-108.
Revelations from speech acts” In Maria Sifianou Haumann, Silvia, Ursula Koch and Karl Sornig (2005).
(ed.). Linguistic politeness across boundaries: the “Politeness in Austria: Politeness and impoliteness”
case of Greek and Turkish. Amsterdam: John Leo Hickey, Miranda Stewart (Eds.). Politeness in
Benjamins. Pp: 75-104. Europe.
Erguvanl›, Eser E. (1984). The Function of Word Order Hayashi, Takuo (1996). Politeness in conflict
in Turkish Grammar. University of California management: a conversation analysis of
Publications in Linguistics, Vol. 106. Berkeley and dispreferred message from a cognitive perspective.
Los Angeles: University of California Press. Journal of Pragmatics 25: 227-255.
Erkü, Feride (1983). Discourse pragmatics and word Hernández-Flores, Nieves (1999). “Politeness Ideology
order in Turkish. Ph.D.dissertation, University of in Spanish Colloquial Conversation: The case of
Minnesota. advice”. Pragmatics 9/1: 37-49.
Fretheim, Thorstein (2005). “Politeness in Norway: How Hoffman, Beryl (1995). The computational analysis of
can you be polite and sincere?” Leo Hickey, Miranda the syntax and interpretation of ‘’free’’ word order
Stewart (eds.). Politeness in Europe. Clevedon. U.K.: in Turkish Ph.D. dissertation. Philadelphia:
Multilingual Matters. University of Pennsylvania. IRCS Report 95-17.
Givón, Talmy (1983). “Introduction”. In Talmy Givón Ido, Shinji (2003). Agglutinative information: A study of
(ed.) Topic Continuity in Discourse. Benjamins, Turkish incomplete sentences. Wiesbaden:
Amsterdam/Philadelphia. pp. 5-41. Harrasowitz Verlag.
Grice, H. Paul (1975). “Logic and conversation”. In Peter ‹flsever, Selçuk (2000). Türkçede bilgi yap›s›. Ankara:
Cole, Jerry Morgan, (eds.), Syntax and Semantics 3: Ankara Üniversitesi, Dil-Tarih ve Co¤rafya Fakültesi,
Speech Acts. New York: Academic Press. Pp: 41-58. Doktora tezi.
Göksel, Asl› and Sumru Özsoy (2000). “Is there a focus ‹flsever, Selçuk (2002). “Konu: tan›mlan›fl›, bilgi yap›s›
position in Turkish?” Asl› Göksel and Celia Kersake ve kimi sorunlar” ‹çinde Leyla Uzun ve Emel Huber
(eds.). Proceedings of the International Conference (haz.), Türkçede Bilgi Yap›s› ve Bilimsel Metinler.
on Turkish Linguistics. (Oxford University) Essen: Verlag Die Balue Eule. Sayfa: 37-54.
Wiebaden: Harrasowitz. Pp: 219-228. ‹flsever, Selçuk (2003). “Information structure in Turkish:
Göksel, Asl›, and Sumru Özsoy (2003). “dA: a
the word order-prosody interface” Lingua. 113/ 11:
focus/topic associated clitic in Turkish” Lingua 113:
1025-1053.
1143-1167
Jay, William (1992). Cursing in America: A
Gundel, Jeanette (1999). “Topic-Focus and the grammar-
Psycholinguistic Study of Dirty Language in the
pragmatics interface” In J. Alexander, N.Han and M.
Courts, in the Movies, in the Schoolyards and on the
Minnick (eds.), Proceedings of the 23rd Annual
Streets. Philadephia: John Benjamins.
Penn Linguistics Colloquium. Penn Working Papers
K›l›çaslan, Y›lmaz (1998). A form-meaning interface for
in Linguistics, 6 /1: 185-200
Turkish. Ph.D. dissertation. Edinburgh: University
Gundel, Jeannette (2002). “Information structure and
of Edinburgh.
the use of cleft sentences in English and Norwegian”
K›l›çaslan, Y›lmaz (2004). Syntax of information
Hilde Hasselgård (ed.) Information structure in a
structure in Turkish. Linguistics 42/4: 717-765.
cross-linguistic perspective. New York: Rodopi. Pp:
Kiss, Katalin E´ (1981). Structural relations in Hungarian,
113-128.
a ‘’free’’ word order language. Linguistic Inquiry 12:
Hajicová, Eva, Barbara B.H. Partee and Petr Sgall (2010).
185-213.
Topic-Focus Articulation, Tripartite Structures, and
Semantic Content (Studies in Linguistics and
Philosophy). Dordrecht: Kluwer.
150 Genel Dilbilim-II
Kochman, Thomas (1981). The name assigned to the Pinker, Steven, Martin A. Nowak and James Lee (2008).
document by the author. This field may also contain “The logic of indirect speech” Proceedings of the
sub-titles, series names, and report numbers. Black National Academy of Sciences. 105/3: 833-838.
and White Styles in Conflict. Chicago, IL: The Pinker, Steven (2007). The stuff of thought; language as
University of Chicago Press. a window into human nature. New York: Penguin
Krifka, Manfred (2007). “Basic notions of Information Group.
Structure” C. Féry, G. Fanselow, M. Krifka (eds.). Prince, Ellen F. (1981). “Toward a taxonomy of given-
Interdisciplinary Studies on Information Structure . new information” In Peter Cole (ed.) Radical
Also in Acta Linguistica Hungarica 55 (2008): 243- Pragmatics. NY: Academic Press. Pp. 223-56. 1981.
276. Prince, Ellen F. (1992). “ The ZPG letter: subjects,
Kuno, Susumu (1972). Functional sentence perspective: definiteness, and information-status”. In Sandra
a case study from Japanese and English. Linguistic Thompson and William Mann (eds.) Discourse
Inquiry 3: 269-320. description: diverse analyses of a fund raising text.
Kuno, Susumu (1987). Functional syntax: Anaphora, Philadelphia/Amsterdam: John Benjamins. Pp: 295-
discourse and empathy. Chicago: University of 325.
Chicago Press. Pinto Manuela (1997). Licensing and interpretation of
Labov, William (1972). Language in the Inner City: inverted subjects in Italian. Utrecht: UiL OTS
Studies in the Black English Vernacular. Blackwell, Dissertation series.
Oxford. Reinhart, Tanya (1982). Pragmatics and linguistics: an
Labov, William, Fanshel, David (1977). Therapeutic analysis of sentence topics. Philosophica 27: 53-94.
Discourse: Psychotherapy as Conversation. Richard J., Ide, Sachiko, Ehlich, Konrad (Eds.),
Academic Press, New York. Politeness in Language: Studies in its History, Theory
Lakoff, Robin (1977). What you can do with words: and Practice. Mouton de Gruyter, Berlin and New
Politeness, pragmatics, and performatives. In York, pp. 43-69.
Rogers, et al., eds. 79-106. Ruhi, fiükriye and Hale Ifl›k-Güler (2007).
Lakoff, Robin (1989). The limits of politeness. “Conceptualizing face and relational work in
Multilingua 8, 101-129. (im)politeness: Revelations from politeness lexemes
Lakoff, Robin Tolmach (2005). “Civility and its and idioms in Turkish” Journal of Pragmatics 39/4:
discontents or getting in your face” Pp: 23-64. 681-711.
Lee, Chungmin. 1999. Contrastive topic: A locus of the Ruhi, fiükriye (2006). “Politeness in compliment
interface evidence from Korean and English. In K. responses: A perspective from naturally occurring
Turner (ed.) The Semantics / Pragmatics Interface exchanges in Turkish”. Pragmatics 16. 1: 43-101
from Different Points of View. 317-342. Ruhi, fiükriye (2007). “‹ncelik kuram›ndaki geliflmeler
Lee, Chungmin (2003). Contrastive topic and/or ve kavramsal sorunlar”. Yeflim Aksan ve Mustafa
contrastive focus. In McClure, B. (ed.) Aksan (yay. haz.). XXI. Ulusal Dilbilim Kurultay›
Japanese/Korean Linguistics 12. CSLI: Stanford. Bildirileri. 10-11 May›s 2007, Mersin: Mersin
Lee, James J. and Steven Pinker (2010). “Rationales for Üniversitesi, sayfa: 155-162.
Indirect Speech: The Theory of the Strategic Sifianou, Maria (1992). Politeness phenomena in
Speaker” Psychological Review. 117/ 3: 785-807 England and Greece: a cross-cultural perspective.
Leech, Geoffrey N. (1983). Principles of Pragmatics. Oxford University Press.
London: Longman. Swart de, Peter and Helen de Hoop (1995). “Topic and
Özge, Umut and Cem Bozflahin (2010). “Intonation in Focus” Glot International 1/7: 3-7.
the grammar of Turkish” Lingua 120/1: 132-175 Stube, Anita, Kai Alter and Andreas Späth (2004).
Pinker, Steven (2007). The stuff of thought: language as “Information Structure and modular grammar” In
a window into human nature. New York: Penguin. Anita Steube (ed.). Information structure: theoretical
Pinker, Steven, Martin A. Nowak, and James Lee (2008). and empirical aspects. Berlin: Mouton de Gruyter.
“The logic of indirect speech” Proceedings of the
Pp: 15-40.
National Academy of Sciences 105: 833-838.
6. Ünite - Edimbilim II: Bilgi De¤eri, Bilgi Yap›s› ve Dilde Kibarl›k ve Kabal›k 151
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
N
Metindilbilim çal›flmas›n›n temel sorular›n› s›ralayabilecek,
N
Metni, metin yapan temel ölçütleri aç›klayabilecek,
N
Ba¤lafl›kl›k ve tutarl›l›¤›n ne oldu¤unu tan›mlayabilecek,
N
Metin - söylem - metin türü iliflkisini aç›klayabilecek,
N
Metin türünü belirleyen söylem özelliklerini s›ralayabilecek,
Temel söylem türlerini örnekleyebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Metin • Durumsall›k
• Metindilbilim • Kabuledilebilirlik
• Metinsellik Ölçütleri • Bilgisellik
• Ba¤lafl›kl›k • Metinleraras› ‹liflki
• Tutarl›l›k • Metin Türü
• Amaçl›l›k
‹çindekiler
• MET‹ND‹LB‹L‹M NED‹R?
• D‹LE DAYALI ‹LET‹fi‹M‹N TEMEL
B‹R‹M‹: MET‹N
Geneldilbilim-II Metindilbilim: Temel
‹lke ve Kavramlar • MET‹NSELL‹K ÖLÇÜTLER‹
• MET‹N TÜRÜ NED‹R?
• SÖYLEM VE MET‹N TÜRÜ
SINIFLAMALARI
Metindilbilim: Temel ‹lke
ve Kavramlar
MET‹ND‹LB‹L‹M NED‹R?
Tümceden Metne
Bu yüzy›l içinde dilbilimin kuramsal geliflimine flöyle bir göz at›ld›¤›nda temel ola-
rak Chomsky ve takipçilerinin ortaya koydu¤u tümce merkezli bak›fl aç›s›ndan,
70’li y›llar›n bafl›ndan itibaren yavafl yavafl bir ölçüde metni ya da söylemi dikkate
alan yaklafl›ma geçifl yap›ld›¤› görülür. Bu geçiflin temel nedenlerinden biri, yaln›z-
ca tümceye yönelik çal›flman›n dilbilim çal›flmas›n› kapsam› aç›s›ndan çok s›n›rl›-
yor olufludur. Oysa dilbilim çal›flmas›, dilin do¤al ba¤lamlar›nda ortaya ç›kan bü-
tün görünümlerin aç›klanmas› için de çok kullan›fll› bir kuramsal ve uygulamal› alt-
yap› oluflturabilecek niteliktedir. Metindilbilim bu düflünceyi savunan dilbilimci- Metindilbilim,metni
oluflturan ö¤elerin ve
lerin ilk somut ürünlerini ortaya koyduklar› dilbilim alanlar›ndan biri olarak karfl›- metindeki dilsel düzenlerin
m›za ç›kar. Metindilbilim çal›flmas›, metin nedir ve metni metin yapan özellikler çözümlenmesiyle ilgili
dilbilim dal›d›r.
nedir sorular›na yan›t arayan bir dilbilim çal›flmas› türüdür.
Metindilbilim alan›nda yap›lan çal›flmalarda, dilbilimsel bak›fl aç›s›yla ancak
farkl› yaklafl›mlarla çal›fl›ld›¤› görülür. Yaklafl›m farkl›l›klar› metin dilbilgisi, metin-
dilbilim, söylem çözümlemesi gibi farkl› terimleri de ortaya ç›karm›flt›r. Ancak, bir
metin çal›flmas›nda bu yaklafl›mlar›n yaln›zca birinin seçilip kullan›lmas› güçtür.
Bu nedenle, afla¤›da özetle tan›t›lan yaklafl›mlar, alanda yap›lan çal›flmalarda ço¤u
zaman çeflitli düzeylerde birlikte kullan›lmaktad›r:
• Metin dilbilgisi (Van Dijk, 1972) metinlerin dilbilgisel yap›lar yoluyla betim-
lenmesine katk›da bulunacak bir model gelifltirmeyi hedeflemifltir.
• Metin dilbilgisi yaklafl›m›n›n tam tersine, metindilbilim yaklafl›m› (de Beaug-
rande ve Dressler, 1981; de Beaugrande, 1984) metinlerin nas›l üretildi¤i ve
anlafl›ld›¤› konusu üzerine yo¤unlaflm›flt›r. Bu yaklafl›mla yap›lan çal›flmalar-
da metinselli¤in, yani metin olmay› sa¤layan bileflenlerin özelliklerinin be- Metinsellik, metni metin
yapan bileflenlerin
lirlenmesi üzerinde durulmufltur. oluflturdu¤u bütündür.
• Söylem çözümlemesi yaklafl›m›yla yap›lan metin çal›flmalar›ndaysa (Renke-
ma, 1993; Schiffrin, 1994) geleneksel olarak temelde yaz›l› metinlerin top-
lumsal etkileflim gücü ortaya konmaya çal›fl›lmaktad›r. Örne¤in yazar›n, bir
konuda yazarken metninde yapt›¤› hangi düzenlemelerle okuyucusu üze-
rinde yönlendirici olabildi¤ini aç›klamak üzere yap›lan bir çözümleme bu
yaklafl›m› içermektedir.
154 Genel Dilbilim-II
ÖRNEK Ö¤retmen s›n›fa girdi ve “Çocuklar bugün tümcenin ö¤eleri üzerine konuflaca¤›z.
Söyleyin bakal›m! Ali bir trafik kazas› geçirdi, tümcesinin öznesi nedir?” dedi. Ço-
cuklardan biri söz isteyerek “Ali” ö¤retmenim diyerek yan›t verdi.
Ö¤retmen s›n›fa girdi ve “Çocuklar çok üzgünüm arkadafl›n›z Ali bir trafik kaza-
s› geçirdi” dedi. Çocuklar söz istemeden nerede ö¤retmenim, bir fley olmufl mu ö¤-
retmenim, ne zaman ö¤retmenim, diyerek a¤lamaya bafllad›lar.
Yukar›daki iki örnek gözden geçirildi¤inde hemen fark›na var›labilecek ilk du-
rum “Ali bir trafik kazas› geçirdi” ifadesinin dinleyen ö¤renciler için benzer de¤e-
rinin olmad›¤›d›r. ‹lk durumdaki ifade, dinleyenler için d›fl dünyadaki bir olay ya
da durum hakk›nda bilgi aktarmayan sadece dilbilgisel içeri¤iyle dikkate al›nan ve
çözümlenen bir dil birimi örne¤idir. Bu nedenle ikinci örnektekinin tersine top-
lumsal etkileflim etkisine sahip de¤ildir. Oysa ikinci durumdaki ayn› ifade, dinle-
yen ö¤renciler için belli olan bildik bir kiflinin, yani tan›d›klar› Ali’nin bafl›na gelen
kötü bir olay› haber veren bir ifadeye dönüflmüfltür. Böylece bir söylem ba¤lam›n-
da kullan›larak al›c›lar› üzerinde duygusal etki de tafl›r hale gelmifltir. Ali art›k on-
lar için ilk durumdaki gibi sadece bir özel ad de¤ildir. Sadece bir özel ada gönde-
rim yapmamaktad›r. Bu içeri¤e bir de Ali hakk›nda bildikleri, tüm etkin deneyim-
leri ve yaflanm›fll›klar› da eklenmifltir.
Yukar›da örnekledi¤imiz tümceler aras›ndaki bu fark, metindilbilim çal›flmala-
r›nda dizge tümceleri ile metin tümceleri ayr›m›n›n yap›lmas›n› gerektirmifltir. Diz-
ge tümceleri, dilin yap›s›na ve ifllevlerine yönelik konulardaki kuramsal tart›flma-
larda sunulur ve bir dilin dilbilgisel betimlemeleri yap›l›rken kullan›l›r. Buna kar-
fl›n dilin do¤al kullan›m›nda metinler içinde metin tümceleri yer almaktad›r.
Özetle dizge tümcesi ve metin tümcesi kavramlar›, afla¤›daki farklar nedeniyle
metin çal›flmas› aç›s›ndan ay›rt edilmesi çok önemli kavramlara iflaret etmektedir:
Dizge tümceleri dile iliflkin Dizge tümceleri
aç›klama ve betimlemelerde
kullan›lan soyut içerikli
• Tümceler kendileriyle s›n›rland›r›lm›fl yap›sal birimlerdir.
tümcelerdir. • Tümceler içindeki varl›klar ve olaylar için bilindiklik ve tan›d›kl›ktan söz
edilemez.
• Tümceler üreteninin kim oldu¤u, nerede ve ne zaman üretildi¤i ve hangi
amaçla üretildi¤i gibi kullan›msal sorulara duyarl›l›k tafl›maz.
Metin tümceleri, do¤al Metin tümceleri
iletiflim ortamlar›nda, • Metin tümceleri, birlikte kullan›ld›klar› di¤er metin tümceleri ile s›n›rland›r›l-
metinler içinde geçen
tümcelerdir. m›fl kullan›msal birimlerdir.
• Metin tümceleri içindeki varl›klar ve olaylar için bilindiklik ve tan›d›kl›ktan
söz edilebilir.
• Metin tümcelerine üreteninin kim oldu¤u, nerede ve ne zaman üretildi¤i ve
hangi amaçla üretildi¤i gibi kullan›msal sorular yöneltilebilir.
Sözce, somut dil Dizge tümceleriyle metin tümcelerini bu özellikleriyle birbirinden ay›rd›ktan
kullan›m›nda bir sonra flimdi de kullan›m çal›flmalar›n›n bir di¤er kavram›n› tan›mlayal›m. Sözce,
konuflucunun iki susma
aras›nda üretti¤i söz dilin do¤al ba¤lamlar›nda ele al›nd›¤› dilbilim çal›flmalar›n›n, örne¤in metindilbili-
birimidir. min bir di¤er temel kavram›d›r. Sözce, bir iletiflim ortam›nda, örne¤in bir konuflma
an›nda bir konuflucunun iki susma aras›nda üretti¤i söz birimidir. Bütünüyle somut
dil kullan›m›na iliflkin bir kavramd›r. Bir sözce afla¤›daki örnekte de görüldü¤ü gi-
7. Ünite - Metindilbilim: Temel ‹lke ve Kavramlar 155
bi, tek bir sözcükten oluflabilece¤i gibi, bir ya da bir kaç metin tümcesinden de
oluflabilir. Afla¤›da bir sözce örne¤i görülmektedir:
Örnekte, Nil’in tek sözcükten oluflan sözcesi karfl›s›nda, Ahmet’in bir metin
tümcesinden oluflan sözcesi yer almaktad›r.
Ali eve erken geldi. ÇÜNKÜ hastayd› VE atefli DE vard›. AnneS‹ Ayfle Han›m BUNA ÖRNEK
çok flafl›rd›. B‹R KAÇ SAAT SONRA, ANNES‹, Ali’nin atefli iyice yükselD‹⁄‹ ‹Ç‹N ai-
le doktorLARI Selim Beyi arad› AMA Selim Bey evde yoktu. BUNUN ÜZER‹NE Ayfle
Han›m, ONUN ATEfi‹N‹ DÜfiÜRMEK ‹Ç‹N u¤raflt›. ANCAK atefli düflmedi. Ayfle Ha-
n›m, AL‹’N‹N ATEfi‹N‹ DÜfiÜREMEY‹NCE Ali’yi hastaneye götürdü.
torlar› Selim Beyi arad›...) gibi iliflkiler kullan›larak mant›ksal-anlamsal aç›dan ba-
¤›nt›l› bir bütünlük haline getirilirken öte yandan da ilk örnekte yinelenen bir çok
ö¤e ikinci örnekte ifllevsel bir biçimde silinmektedir. Böylece ikinci örnek biçimsel
ve anlamsal olarak kesintisiz bir bütünlük oluflturulmaktad›r. Öyleyse, bu iki örnek
aras›ndaki temel ayr›l›k, ikinci örne¤in üreticisinin iletiflimsel amaçlar›na hizmet
eden biçimsel ve anlamsal bir bütünlük, yani metin durumuna getirilmifl olmas›d›r.
MET‹NSELL‹K ÖLÇÜTLER‹
Metinsellik, metni metin Bir ürün metni, metin yapan özellikler alanyaz›nda metinsellik bafll›¤› alt›nda ele
yapan bileflenlerin al›nmaktad›r. Bu özellikleri belirleyen ölçütlerse metinsellik ölçütleri olarak adlan-
oluflturdu¤u bütündür.
d›r›lmaktad›r.
Ba¤lafl›kl›k, metin tümceleri Ürün metinlerin tipik yap›lan›fl›na bak›ld›¤›nda hepsinin ba¤lant›l›l›k sergiledi¤i
aras›ndaki dilsel, dilbilgisel
ba¤lant›d›r.
görülür. Söz konusu bu ba¤lant›l›l›k Beaugrande ve Dressler’de (1981) metin mer-
kezli metinsellik ölçütleri olarak sunulan ba¤lafl›kl›k ve tutarl›l›k kavramlar› ile
Tutarl›l›k metnin tümceleri
ve tümceden daha büyük aç›klanmaktad›r. Metinsellik ayn› zamanda kullan›c› merkezli ölçütlerle de iliflkili-
parçalar› (örne¤in yaz›l› dir. Afla¤›daki Tabloda Beaugrande ve Dresslerin önerdi¤i metinsellik ölçütlerinin
metinlerde paragraflar)
aras›ndaki mant›ksal, tamam› yer almaktad›r. Biz önce metin merkezli ölçütleri ayr›nt›l› olarak gözden
anlamsal ba¤lant›d›r. geçirece¤iz, ard›ndan da kullan›c› merkezli ölçütler hakk›nda bilgiler verece¤iz.
Tutarl›l›k Durumsall›k
Kabuledilebilirlik
Bilgisellik
Metinleraras› ‹liflki
Ba¤lafl›kl›k
Ba¤lafl›kl›k metin tümceleri aras›ndaki ba¤› sa¤layan dilbilgisel ve sözcüksel ba¤›n-
t›d›r. Bu iliflki yoluyla metin tümceleri birbiriyle birleflerek bir birim-bütün olarak
metni biçimlendirir. Ba¤lafl›kl›k do¤as› gere¤i, metin tümcelerinin parçalar›n› hem
dilbilgisel hem de sözcüksel olarak iki yönlü birbirine ba¤lar. Ürün metindeki bile-
flenler dilbilgisel biçimler ve uzlaflmalarla birbirine ba¤l›d›r. Bir di¤er deyiflle, bir dil
kullan›c›s›n›n dilin sözdizimine iliflkin bilgisi metinde ba¤lafl›kl›k ba¤›nt›s›n› yap›-
land›rmas›nda önemli bir rol oynar. Tümceler birbirine ba¤land›¤› için bir tümce-
nin yorumu, ya bir önceki tümcedeki baz› ö¤elerle ba¤›nt›l›d›r ya da önceki ö¤eler
genellikle de önceki tümce hakk›nda bilgi verir. Haliday ve Hassan (1976) bu olgu-
nun anlambilimsel bir do¤as› oldu¤una iflaret eder. Ba¤lafl›kl›k metindeki bir ö¤ey-
le, onun yorumlanmas› için gerekli olan di¤er ö¤e aras›ndaki anlamsal bir iliflkidir.
Di¤er metin merkezli metinsellik ölçütü olan tutarl›l›k ile yak›ndan iliflkilidir.
Dilbilgisel Ba¤lafl›kl›k
Metindeki öbekler ve tümceler aras›nda kurulan dilbilgisel ba¤›nt›lar metnin ba¤-
lafl›kl›k sergilemesinde önemli bir rol oynar. Bu dilbilgisel ba¤lar flu temel türler al-
t›nda kümelenmektedir:
7. Ünite - Metindilbilim: Temel ‹lke ve Kavramlar 157
Gönderim Türleri
Göndergenin, metin içinde yer al›p almas› ve metin ak›fl› içinde göndergeler ile
onlara gönderim yapan ö¤elerin birbirlerine göre de¤iflen konumu, afla¤›daki Tab-
lo 2’de sunulan farkl› gönderim türlerinin ortaya ç›kmas›na neden olmaktad›r.
Örnekte yer alan siz ad›l›n›n gönderimi bu metnin al›c›s› olacak herkese yöne-
liktir. Bu ad›l, metinde belirli bir gönderge ile gönderim iliflkisine girmemektedir.
Bu nedenle, bu kullan›mda bir metin d›fl› gönderim gerçeklefltirilmektedir.
Hem gönderim arac›, hem de göndergesi, yani yineledi¤i ad öbe¤i metin için-
de birlikte bulunuyorsa bu kez de metiniçi gönderimden söz ederiz. Metnin ak›-
fl›nda gönderge önce, gönderim arac› sonra geliyorsa bu iki ö¤e aras›nda artgön-
derim ba¤› oluflur. Afla¤›daki metinde örnekleri verilen artgönderim, gönderim ba-
¤›n›n oluflumundaki tipik dizilifli sunar. Bu örnekte, ilk iki metin tümcesinde geçen
fare göndergesiyle, izleyen tümcelerdeki o III. tekil kifli ad›l› aras›nda artgönderim
ba¤› bulunmaktad›r.
ÖRNEK Bir Hint masal›na göre, kediden korktu¤u için devaml› endifle içinde yaflayan bir
fare vard›r. Büyücünün biri fareye ac›r ve onu bir kediye dönüfltürür. Ama o, ke-
di olmaktan son derece mutlu olaca¤› yerde bu kez de köpekten korkmaya bafllar.
Büyücü de onu bir kaplana dönüfltürür. Kaplan olan fare, sevinece¤i yerde avc›-
dan korkmaya bafllay›nca büyücü der ki: “Anlad›m ki korkuyu yenen cüsse de¤il,
yürektir!”
Ø 32 yafl›ndayd› (üçüncü tekil kifli). Ø Bundan bir kaç ay önce yanl›fl bir teflhis ÖRNEK
sonucu gerçeklefltirilen ameliyatla gözlerini kaybetmiflti (üçüncü tekil kifli). Bir
daha asla göremeyecekti genç kad›n...
Afla¤›daki metinde hangi gönderim türleri örneklenmektedir? SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
1
Zehra evde babas› yüzünden ç›kan tart›flmalar d›fl›nda mutluydu. Evlendi¤inden beri ya-
n›nda kalan babas› yüzünden efliyle sürekli tart›fl›yordu. Efli babas›n›Distemiyor
Ü fi Ü N E L ‹ M ve onun ev- D Ü fi Ü N E L ‹ M
de bir fazlal›k oldu¤unu düflünüyordu. Tart›flmalar bazen inan›lmaz boyutlara ulafl›yordu.
Yine böyle bir tart›flma an›nda; efli, bütün ba¤lar› kopard› ve “Ya ben Sgiderim,
O R U ya da baban S O R U
bu evde kalmayacak” diyerek rest çekti... Eflini kaybetmeyi göze alamazd›.
D‹KKAT D‹KKAT
Eksiltme ve De¤ifltirme
Eksiltme, metinde daha önce bütüncül bir yap› içinde geçen bir metinsel ö¤enin Eksiltme, metnin ak›fl›nda
N N
SIRA S‹ZDE
yüzey metinden ç›kar›lmas›d›r. Metinsel iliflkiler, örne¤in, gönderim ba¤›nt›s› at›lan daha önce bütüncül
SIRA bir
S‹ZDE
yap›da geçen bir ö¤enin
ö¤enin al›c› taraf›ndan ç›kar›msal olarak tamamlanmas›n› öngörür. Bu nedenle ek- metinden ç›kar›lmas›d›r.
siltme bütünüyle diliçi ba¤lam›n varl›¤›na dayal› bir dilsel düzenlemedir. Ç›kar›lan bu ö¤e al›c›
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
taraf›ndan ç›kar›msal olarak
Olas› bütüncül yap›lar flunlard›r: tamamlanabilir.
• Yüklemi kuran çekimli eylem özne gerektirir.
• ‹yelik ö¤esi tamlayan ö¤e gerektirir. K ‹ T A P K ‹ T A P
• Geçiflli çat›daki yüklemcil ö¤e nesne gerektirir.
• Belirteç yüklemcil ö¤e gerektirir.
Beaugrande ve Dressler’e göre eksiltme metin yo¤unlu¤una ve etkilili¤ine kat-
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
k›da bulunan bir araçt›r. Eksiltmeye bafl vurmadan metin oluflturma zaman ve
enerji kayb›na neden olur. Afla¤›daki örnekte bütüncül yap›lar›n varl›¤›na dayan›-
larak yap›lan eksiltmeler parantez içinde ve koyu renkte yaz›lm›flt›r.
‹NTERNET ‹NTERNET
(Ben) Bundan 52 y›l önce, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih- Co¤rafya Fakülte- ÖRNEK
si’nde Türk dili ve edebiyat› ö¤renimine bafllad›¤›mda, lisede (benim) ö¤rendikle-
rimin d›fl›nda, Türkçenin geçmifli, (Türkçenin) dünyadaki yay›l›m›, özellikle de
(Türkçenin) gücü konusunda pek bir fley bilmiyordum. Geçen bunca y›l boyun-
ca, önce ö¤renci olarak, sonra da dilbilime yönelip akademik yola girince (benim)
ö¤rendiklerimi, daha sonra da (benim) kiflisel çal›flmalar›m›n (bana) kazand›r-
d›klar›n› düflününce Türkçe, engin bir deniz olarak (benim) karfl›ma ç›kt›.
(D. Aksan, Türkiye Türkçesinin Dünü, Bugünü, Yar›n›)
De¤ifltirme ise de¤ifltirme ö¤eleri olarak adland›r›lan örne¤in “öyle” gibi ifllev- De¤ifltirme örne¤in “öyle”
gibi ifllevsel metin ö¤elerini,
sel metin ö¤elerini, metinde kendilerinden önce geçen adlar, eylemler ya da metinde kendinden önce
öbeklerle de¤ifltirme düzenlemesidir. De¤ifltirme de eksiltme gibi bütünüyle diliçi geçen adlar, eylemler ya da
bir metin bölümünün
ba¤lama ba¤l›d›r. Yani, de¤ifltirme ba¤›nt›s› tafl›yan birimlerin her ikisi de metin- tamam›n›n yerine
de bulunur. kullanmakt›r.
160 Genel Dilbilim-II
ÖRNEK Akflam k›z arkadafl›yla buluflmufl, sinemaya gitmifller sonra onu eve b›rakm›fl. Öy-
le söylüyor.
Yukar›daki örnekte “öyle” sözcü¤ü metin ak›fl› içinde önceki tümcenin tamam›-
n›n yerine kullan›lmaktad›r.
De¤ifltirme ö¤eleri anlamsal yorumlar›n› de¤ifltirildikleri adlar, eylemler ya da
öbeklerden al›rlar. Zaman zaman de¤ifltirme, eksiltme ile kar›flt›r›labilir. Benzer
yanlar› olmas›na karfl›n bu iki ba¤lafl›kl›k ba¤›nt›s› aras›nda önemli farkl›l›klar bu-
lunmaktad›r. Örne¤in, Türkçede “yapmak” eylemi kimi durumlarda de¤ifltirme, ki-
mi durumlarda eksiltme iliflkisi kurar. Eksiltmeli kullan›mlarda, eksiltilen ö¤e tüm-
ceye ait bir birim olarak “yapmak” eylemine eklenebilir. Ancak bu eylem, de¤ifltir-
me gösterdi¤inde böyle bir eklemeyi kabul etmez. Yaln›zca bir anlat›m denkli¤i
gösterir.
Ba¤laçl› Ba¤lafl›kl›k
Bir metindeki dilbilgisel ba¤lafl›kl›¤›n tipik araçlar›ndan biri de ba¤laçlard›r. Ba¤-
laçlar metindeki öbekleri, tümceleri ya da tümce öbeklerini birbirine dilsel olarak
eklemlerken, metinler içinde ayr›nt›land›rma, geniflletme ve güçlendirme ifllevleri-
ne yönelik olarak kullan›l›r. Bu ifllevleriyle kullan›l›rken metin al›c›s› için metinde-
ki tutarl›l›k iliflkilerini de aç›k hale getirirler. Halliday ve Hasan ba¤laçlar› en yal›n
biçimde flu alt türlere ay›rmaktad›r:
• Ekleyiciler: ve, bunlara ek olarak
• Çelifltiriciler: fakat, ama
• Nedenleyiciler: çünkü, bu nedenle
• Zamansal ba¤laçlar: sonra, sonradan
SIRA S‹ZDE Afla¤›daki örnek metinde yer alan ba¤laçlar hangi alt türlerdedir?
SIRA S‹ZDE
2
Cümbüfl apartman›... ‹stanbul’un orta halli semtlerinin birinde d›flar›dan kendi halinde
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
görünen tipik bir apartman ve Mehmet Bey de kendi halinde bir iflçidir. Çocuklar› olmama-
s›na ra¤men yirmi y›l büyük bir aflkla hayat›n› paylaflt›¤› eflini kanser yüzünden kaybettik-
S O R U ten sonra ev de¤ifltirmeye
S O R U karar vermifl ve her gün ifle gidip gelirken önünden geçti¤i cüm-
büfl apartman›ndaki sat›l›k ilanlar›n›n çoklu¤u dikkatini çekmiflti. Mehmet Bey kiral›k bir
D‹KKAT
daire istiyordu ama ilan sahipleriyle bir konuflmaya karar verdi. Çünkü bu apartmandaki
D‹KKAT
ad›n› koyamad›¤› bir fley onu çekiyordu...
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
K ‹ T A P K ‹ T A P
7. Ünite - Metindilbilim: Temel ‹lke ve Kavramlar 161
Sözcüksel Ba¤lafl›kl›k
Metin ba¤lafl›kl›¤›nda, sözcükler aras›nda kurulan anlam iliflkileriyle oluflan ba¤lar Sözcüksel ba¤lafl›kl›k
birbirini izleyen metin
yoluyla sa¤lanan yinelemeler de önem kazan›r. Afla¤›daki Tablo’da da görüldü¤ü tümcelerinin, sözcükler
gibi, sözcüksel ba¤lafl›kl›k temelde metin tümcelerinde ayn› ö¤enin tekrar› ve arars›ndaki anlam
anlamsal olarak iliflkili ö¤elerin kullan›m›yla sa¤lanan metin ba¤lar›n› içerir. Söz- iliflkilerine dayal›
gönderimlerle birbirine
cüksel ba¤lafl›kl›k ça¤r›fl›msal gönderimlerle kurulur. ba¤lanmas›d›r.
dir. Kurulan bu ba¤, her iki tümcenin de ayn› metin varl›¤›n› içerdi¤ini, bir baflka
deyiflle ayn› kifliden söz edildi¤ini anlamam›z› sa¤lamaktad›r. Bu iki tümcede iki
ayr› sözcük (o¤lan ve delikanl›) olsa da metinden sözcüksel ba¤lafl›kl›k nedeniyle
tek bir varl›ktan söz edildi¤i bilgisine ulafl›lmaktad›r.
ÖRNEK Baksana! Bir o¤lan a¤aca t›rman›yor. Delikanl› dikkatli olmazsa düflecek!
ÖRNEK Bizim o¤lan çok yaramaz. Çocu¤um yapma düflersin desem de dinlemez.
Afla¤›da yer alan örne¤e bakt›¤›m›zda da örnekteki metin tümcelerinde yer alan
o¤lan ve aptal sözcüklerinin yine tek ve ayn› varl›¤a iflaret etti¤ini görmekteyiz. Bu
örnekteki ikinci tümcede yer alan aptal sözcü¤ü ad gibi davranarak tümcede öz-
ne konumu almaktad›r. Bu sözcük anlam ilkellerine göre yetiflkin olma ya da ol-
mama bilgisini içermedi¤i, insan olan her varl›¤› göstermek üzere kullan›labilece-
¤i için bir üst terim de¤ildir. Genel sözcük özelli¤i tafl›maktad›r.
ÖRNEK Baksana! Bir o¤lan a¤aca t›rman›yor. Aptal, dikkatli olmazsa düflecek!
Karfl›t anlaml› sözcüklerin metin tümceleri içinde kullan›m› bir di¤er sözcüksel
ba¤lafl›kl›k ba¤› kurma yoludur. Karfl›t anlaml›lar için pek çok alt türden söz etmek
mümkünse de temelde üç ölçüte dayanan bir ayr›mdan söz edilebilir: Derecelen-
me içeren karfl›t anlaml›lar, derecelenme içermeyen karfl›t anlaml›lar ve ters yön
iliflkisi içeren karfl›t anlaml›lar. Örne¤in büyük-küçük karfl›t anlaml› çifti bir dere-
celenme içerirken ölü-canl› karfl›t anlam› çifti içermemektedir. Bunlardan farkl›
olarak do¤ru-yalan, girifl-ç›k›fl ve yükselmek-alçalmak örneklerindeki karfl›t anlam-
l› çiftler ters yön iliflkisi içeren karfl›t anlaml›lard›r. Afla¤›daki örnekte yükselmek-
alçalmak karfl›t anlaml› çifti içerdikleri ters yön iliflkisiyle e¤retilemeli anlamda kul-
lan›lm›flt›r. Bu iki sözcü¤ün metin tümceleri aras›nda sa¤lad›¤› ba¤dafl›kl›k ba¤›, iki
tümcenin birlikte, tek bir birim olarak alg›lanmas›nda önemli bir role sahiptir.
ÖRNEK Modern dünyada herhangi bir alanda insan kalarak yükselmek çok zor. Alçal-
maksa o kadar kolay ki...
ÖRNEK Sonbaharda, her bir yaprak muhteflem birer müzik aletine dönüflür. Her bir a¤aç
da insano¤luna bu müzik aletinin uyumundan oluflan birer senfoniyi sunar.
lan›ld›klar› için al›c›n›n zihninde özel bir sahnenin kat›l›mc›lar› olarak yer al›rlar.
Bu özellikleriyle metin tümceleri aras›nda söz konusu sahnenin yinelenmesine ne-
den olurlar.
Okullar iki hafta sonra aç›lacak. Ö¤renciler yeni bir ö¤retim y›l›n›n heyecan›- ÖRNEK
n› flimdiden yaflamaya bafllad›lar bile. Zil çalacak ve ö¤retmenler s›n›flar›na
›fl›k saçmak üzere girecek...
Tutarl›l›k
Ba¤lant›l›l›¤› aç›klamaktaki en güçlü ölçüt tutarl›l›kt›r. Her metin, metin tümcele- Tutarl›l›k metnin
rinin, ve örne¤in yaz›l› metindeki paragraflar gibi daha büyük parçalar›n birbirine önermelerinin birbiriyle
mant›ksal anlamsal olarak
mant›ksal ve anlamsal olarak ba¤lanmas› yoluyla bütün olarak alg›lanan bir metin- bir bütünlük oluflturmas›d›r.
sel anlam yarat›r.
Metnin al›c›s› (okuyucu ve(ya) dinleyici) etkileflime girdi¤i dil ürününün metin
oldu¤u alg›s›na ulaflabilmek için metin tümceleri ve metnin tümceden daha büyük
parçalar› aras›nda bir anlam süreklili¤i oluflturmaya çabalar. Bu nedenle tutarl›l›k
metnin hem küçük yap›s›nda, yani ard›fl›k tümceler aras›nda, hem de büyük yap›-
s›nda, yani metnin konu ve alt konular›n› sunan ve içerik flemas›yla biçimlenen
parçalar› aras›nda oluflur. Bölgesel tutarl›l›k küçük yap›da, bütüncül tutarl›l›k- Bölgesel tutarl›l›k metinde
birbirini izleyen tümceler
sa büyük yap›da oluflur. aras›nda; bütüncül tutarl›l›k
Afla¤›daki ilk örnekte alt› çizili tümceler ile çünkü ile bafllayan iki tümce aras›n- ise metnin örne¤in
da metnin küçük yap›s› düzleminde kurulan mant›ksal-anlamsal ba¤ nedendir ve paragraflar gibi konu ve alt
konular› belirleyen tümceden
tümceler bu ba¤›n varl›¤›yla tutarl› bir metin bütünlü¤ü oluflturmaktad›r. ‹kinci ör- daha büyük parçalar›
nekteyse yine küçük yap› düzeyinde kurulmufl bir karfl›tl›k iliflkisi ard›fl›k metin aras›nda oluflur.
tümcelerini tutarl›l›k ba¤›yla ba¤lamaktad›r.
Kad›n çok yafll›yd›. Belki de seksen yafllar›na yak›nd›. Ama y›llar onu y›pratama- ÖRNEK
m›flt›. Hala yeflil gözleri ›fl›l ›fl›ld›.
Durumsall›k, metnin iletiflimsel amaçlar›n›n (örne¤in bilgi vermek ve bu yol- Durumsall›k, metnin
kullan›ld›¤› belli bir
la uyarmak gibi) belli bir durum ba¤lam› içinde belirginleflmesidir. Bu nedenle, durumda, o duruma özgü
afla¤›daki gibi bir yol iflareti yaln›zca sürücüler için belli bir anlam tafl›r. Yayalar bu iletiflimsel amaçlara hizmet
etmesidir.
iflaretin aktard›¤› bilgiyi dikkate almaz:
Kabuledilebilirlik, metnin hem ba¤lafl›k ve tutarl› hem de durum ba¤lam› ile Kabuledilebilirlik, metnin
ba¤lafl›k ve tutarl› olmas›n›n
uyumlu olmas›d›r. Kabuledilebilirlik tafl›yan bir metin, iletiflimsel amaçlar›na uygun yan› s›ra kullan›ld›¤›
bir biçimde ba¤lafl›k ve tutarl› k›l›nm›fl ve uygun bir durum ba¤lam›nda kullan›l- ba¤lam›n gerektirdi¤i
özellikleri de tafl›mas›d›r.
m›flt›r.
Bir dü¤ün töreninde, yeni evlileri kutlamak için söylenen flu sözler kabuledilebilir- ÖRNEK
lik tafl›mayacakt›r:
“ On y›ll›k evlili¤inizin bu ilk gününde, size baflsa¤l›¤› dilerim.”
Bu sözler flu nedenlerle kabuledilebilirlik tafl›mamaktad›r:
• Ba¤lafl›k ve tutarl› de¤ildir.
• Durum ba¤lam›na uygun de¤ildir. Tümceler iletiflimsel amaçlar›n› yerine ge-
tirmemektedir.
Bilgisellik, metnin al›c›s›
Bilgisellik, metnin al›c›s› için yeni bilgi tafl›mas›d›r. Yeni bilgi de¤eri tafl›mayan için yeni bilgi içermesi
kofluluna iflaret eder.
tümce y›¤›nlar›n›n metinsellik de¤erleri çok azal›r ya da yoktur. Örne¤in, afla¤›da-
ki anlat›mlar, sadece bir söz kalabal›kl›¤›d›r ve metinsellik de¤eri bu nedenle çok
zay›ft›r:
a)Beni annem do¤urdu. Bir baflka deyiflle beni babam do¤urmad›. Yani benim bir ÖRNEK
annem var.
b) Su sudur. Yani, suyu su yapan su olmas›d›r.
Metinleraras› iliflki ise, bir metnin önceki di¤er metinlerle kurdu¤u iliflkidir. Metinleraras› iliflki, her
Her metin, önceki di¤er metinlerle iliflkiye girer. Bu metnin anlamland›r›lmas› s›ra- metnin önceki di¤er
metinlerle kurdu¤u ba¤larla
s›nda al›c›n›n o metni iliflkili oldu¤u di¤er metinleri de düflünerek kavramas›n› sa¤- iliflkilidir.
lar. Bir bilimsel yaz›daki al›nt›lar, bir gazete köfle yaz›s›ndaki göndermeler ya da
bir karfl›l›kl› konuflmada geçen önceki sözlere yönelik hat›rlatmalar metinleraras›
iliflkinin örnekleridir.
Metindilbilimde, metin türü ayr›m›n› daha iyi kavrayabilmek için metne tür ka-
zand›ran yani metnin, örne¤i olmas› amaçlanan türe ait özellikler sergilemesini
sa¤layan, söylem kavram› üzerinde durmak gereklidir.
Söylem, dilin bir iletiflim arac› olarak etkileflimsel boyutuyla ele al›n›fl›yla ilifl-
kilenir. Metinlerin iletiflim ifllevi kazanmas›n› sa¤layan, metindeki dilsel düzenle-
meler arac›l›¤›yla izlenebilen ve alg›lan›rl›k kazanan soyut bir olgudur. Dili bir ile-
tiflim arac› olarak ele ald›¤›m›zda, üreticisi (konuflucu, yazar) ve al›c›s› (dinleyici,
okur) incelemenin d›fl›nda tutulamaz. Dolay›s›yla böyle bir inceleme, Ruhi’nin
(1996) de belirtti¤i gibi, dilin, belli bir zaman-uzam ba¤lam› içinde, belirli iletiflim-
sel ifllev ve amaçlarla yani söylem ba¤lamlar›nda üretilmifl sözceler ya da metinler
yoluyla ele al›n›yor oluflu demektir. Çeflitli dilbilim çal›flmalar›, biliflsel ruhbilimde-
ki geliflmeler ve toplumdilbilimin ortaya koydu¤u betimlemeler, iletiflimde iletinin
içeri¤inin yaln›zca dil düzene¤i ile s›n›rl› tutulamayaca¤›n› göstermektedir. Öyle ki,
dil dizgesi ba¤lam, ifllev, amaç, ba¤›nt› kavramlar›ndan soyutland›¤›nda iletiflimi
bir bütün olarak anlamak güçleflmektedir.
Dil temel toplumsallaflma sürecinin bir parças›d›r. Dil temel toplumsallaflma sürecinden ayr›d›r.
Dilsel toplulu¤a kat›l›m do¤al süreç içinde kendi- Söylem toplulu¤una kat›l›m irade ve istekle
li¤inden gerçekleflir;çevre ve duygusal koflullara gerçeklefltirilen ve topluluk üyelerince ka-
ba¤l› olarak belirlenir. bulü öngören aflamal› bir süreçtir.
Örne¤in grup dayan›flmas›, bireysel beklentiler Söylem toplulu¤unun paylaflt›¤› ortak amaç-
gibi daha pek çok günlük yaflama iliflkin bireysel larla biçimlenir.
ihtiyaçlarla biçimlenir.
7. Ünite - Metindilbilim: Temel ‹lke ve Kavramlar 167
Söylem ve söylemi sergileyen tür içinde oluflturulan dil, metindilbilimde tür çö-
zümlemesinin ayr› bir çal›flma konusu oluflturmas›na neden olmufltur. Bu konu
hem ürün metinlerin türe özgü söylemsel özelliklerinin tan›mlanmas›na yöneliktir
hem de özellikle bir metin türünde yazma eyleminin ö¤retilmesi aç›s›ndan ö¤retim
ortamlar›na önemli katk›lar sa¤layabilmektedir.
Buraya kadar söylediklerimizi özetlersek her ürün metin, bir söylem toplulu¤u-
nun tan›mlad›¤› amaçlara göre biçimlenen ve türünü belirleyen bir söylem flema-
s›na sahiptir. Bunun yan› s›ra türe özgü içerik ve biçem özellikleri tafl›maktad›r. Üst
yap› düzenlemeleri, söylem toplulu¤unun beklentileri do¤rultusunda gerek söy-
lem flemas› gerekse içerik ve biçem özellikleri aç›s›ndan türe özgü ürün metinler
oluflturulmas›n› sa¤lamaktad›r.
Yeflil, yumuflak çimenlerin üzerine oturmufl, gözlerinden birbiri ard› s›ra yuvarla- ÖRNEK
nan gözyafllar› aras›ndan bana bak›yordu. Oturdu¤u yerdeki çimenlerin sar›, ye-
flil par›lt›s› gözlerimi kamaflt›rd›. Gerideki bahçe duvar›n› gözden saklayan mor
leylaklardan etrafa hafif, serin bir koku yay›l›yordu.
168 Genel Dilbilim-II
ÖRNEK ‹stanbul’un eski semtleri olan Beyo¤lu, Sirkeci, Eminönü ve Beyaz›t’ta tafl ve ara
sokaklarda ahflap binalar, birbirlerini kesen dar sokak ve caddeler yer almaktad›r.
Bak›rköy, Caddebostan, Etiler, Niflantafl›, Levent gibi yeni semtlerde ço¤u kez do¤-
rusal uzan›fl gösteren ve birbirlerini dik olarak kesen cadde ve sokaklar vard›r.
Ataköy, Bahçeflehir gibi planl› olarak kurulan semtlerde daha düzenli caddeler yer
almakta, çok katl› binalar yap›lmaktad›r.
ÖRNEK Tam pencereme yak›n bir dut a¤ac› vard›. Ay ›fl›¤› dut yapraklar›ndan süzülür,
odaya pâre pâre dökülürdü. Afla¤› yukar› yaz k›fl pencereyi aç›k b›rak›rd›m. Ne se-
rin, ne tuhaf rüzgârlar eserdi. Vapurlarda da çal›flt›¤›m için, rüzgârlar›n kokula-
r›ndan lodos, poyraz, karayel, günbat›m› diye tefrik eder, tan›rd›m. Ne rüzgârlar
battaniyemin üzerinden acayip birer rüya gibi gelip geçtiler. Uykum çok hafiftir.
Sabaha yak›nd›. D›flar›dan bir gürültü geliyordu. Adeta dut a¤ac›nda birisi vard›.
Korkmuflum ki, kalkamad›m, ba¤›ramad›m. Tam bu s›rada da pencerede bir ha-
yal belirdi. O’ydu, yavaflça pencereden s›yr›ld›. Benim önümden geçerken, gözleri-
mi kapad›m, dolaplar› kar›flt›rd›. ‹stifleri uzun müddet alan taran etti. Sesimi ç›-
karmad›m. Do¤rusu bu cesarete karfl› bütün mal› al›p gitseydi, sesimi ç›karmaya-
cakt›m.(Sait faik Abas›yan›k)
Eski Türk toplumunda ilk sosyal birlik olan ogufl, yani aile bütün toplumun çekir- ÖRNEK
de¤i durumundad›r. Kan akrabal›¤› esas›na dayan›r. (VER‹) Türkler dünyan›n
dört-bir taraf›na da¤›lmalar›na ra¤men varl›klar›n› koruduysalar bu, aile yap›s›-
na verdikleri önemden ileri gelir. (‹DD‹A) Bunun bir delili de Türk dilinde, bafl-
ka hiçbir millette olmad›¤› kadar çok akrabal›k ad›na rastlanmas›d›r. (TANIT-
DESTEK)
SIRA S‹ZDE Afla¤›daki örnek metinde hangi söylemin özellikleri ortaya ç›km›flt›r?
SIRA S‹ZDE
3
Bir ikilidir a¤lamak ve gülmek. A¤lamak, san›lan›n aksine çaresizlik, zay›fl›k, güçsüzlük
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
demek de¤ildir bence. Gariptir belki... Ama ben ne zaman a¤layan birini görsem, içim ger-
çekten ac›sa dahi bir miktar da sevinirim. Çünkü üzülmeyi becerebilen bir kifli, sevmeyi de
S O R U bir o kadar iyi S Obecerebilir.
R U Çünkü, a¤layabilen bir insan gülmenin o mükemmel k›ymetini
belki de daha iyi anl›yabilir.
D‹KKAT Bilirim ki, a¤layan
D ‹ K K A T bir kiflinin kalbi henüz nas›r tutmam›flt›r. Yüre¤i kat›laflmam›fl, duy-
gular› bitmemifltir. Hani derler ya, “Kalp a¤lamazsa göz yafl› da akmaz...” ‹flte böyle bir
fley... Sevindi¤inizde, mutluluktan uçacak oldu¤unuzda nas›l kahkahalar atars›n›z ya!
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Üzüldü¤ünüzde de dökülen gözyafllar› bir o kadar de¤erlidir. Sinirli ve kibirli oldu¤umuz-
da, öfke ve intikam duygusu dolaca¤›m›za, kalbimizi nas›rlaflt›raca¤›m›za, gözlerimizle
AMAÇLARIMIZ a¤lama olgusu yerine getirmek belki de en iyisidir. Belki hakikati de¤ifltirmez, ama... Kal-
AMAÇLARIMIZ
binizin do¤ru atefli bularak yumuflamas›na vesile olur.
A¤layan bir kifli gördü¤ünüzde, ona samimi birkaç söz, birkaç dokunufl ya da uzat›lan bir
K ‹ T A P mendil ona Kyap›lacak
‹ T A P en büyük destektir. Bunlar, bin türlü sözcük, davran›fltan belki de
daha önemli, daha k›ymetlidir.
Bence, a¤lamak insan›n insan olmas›n› gerektirdiklerinden biridir. Ve... A¤lamakla gül-
TELEV‹ZYON mek olmazsa T E Lolmaz
E V ‹ Z Y Obir
N ikilidir. T›pk› evrende bulunan di¤er z›tl›klar gibi.
Saukkonen (1983), metnin üreticisi ile al›c›s› ve bu üretici ile al›c›n›n, gönde-
rimsel gerçeklik ile iliflkilerini analiz ederek bir metnin yak›n sistematik çevresini
‹NTERNET ‹NTERNET
ya da ba¤lam›n› gösteren dört iliflki (türü) saptamaktad›r: Gönderim, bak›flaç›s›,
durum ve amaç/ifllev. Bu iliflkiler kullan›mbilimseldir ancak metnin anlambilimsel
bileflenlerini etkilemekte ve bu yolla metin ile ba¤lam›n karfl›l›kl› iliflkisini iflaretle-
mektedir.
Werlich’in yukar›da sundu¤u söylem türleri s›n›flamas›n›n Saukkonen’nin yak-
lafl›m›nda (1983) kullan›mbilimsel bileflenlerle etkileflime sokuldu¤u görülmekte-
dir. Onun yaklafl›m›nda metin üreticisi ile al›c›s› ve üretici ile al›c›n›n gönderimsel
gerçeklikle iliflkileri dikkate al›nm›flt›r. Metnin ba¤lam›n› tan›mlayan kullan›mbi-
limsel bileflenler, ürün metinde anlambilimsel bileflenleri etkilemekte ve metinde-
ki içerik-yap› karfl›l›kl›¤›n› Bu çerçevede metnin ba¤lam›n› flu üç farkl› ulam alt›n-
da gruplanan özellikler do¤rultusunda belirlemektedir:
Durum
Uzakl›k ve kiflisellik ile içeriklendirilmektedir. Uzakl›k (distant) metin üreticisi ile
al›c› aras›ndaki toplumbilimsel, ruhbilimsel ve(ya) etkileflimsel yak›nl›k ya da uzak-
l›kt›r. Kiflisellik (personel) ise metin üreticisinin kiflisel (öznel) ya da kiflisel olma-
yan tutumu karfl›s›nda al›c›n›n konumudur.
Niyet/ ‹fllev
Saukkonen’in s›n›fland›rma modelinde bu ulam duyuflsall›k, ak›lc›l›k ve isteksellik
kapsam›nda tan›mlanmaktad›r. Duyuflsall›k; metin üreticisinin metnini al›c›n›n
duygular›na hitap etme amac›yla üretti¤ine iflaret eder. Bu ulam kiflisel bak›fl aç›s›-
7. Ünite - Metindilbilim: Temel ‹lke ve Kavramlar 171
n› öne ç›kar›r. Ak›lc›l›k; metin üreticisinin metnini al›c›n›n zihnindeki çeflitli olgu-
lar hakk›nda nedenleme yapma amac›yla üretti¤ine iflaret eder. ‹steksellik; metin
üreticisinin, metnini al›c›s›n›n isteklerine hitap etmek üzere üretti¤ine iflaret eder.
Bak›fl Aç›s›
Metinde metin türünün gerektirdi¤i bak›fl aç›s› kullan›l›r. Öznel bak›fl aç›s›n›n m›
nesnel bak›fl aç›s›n›n m› temel al›naca¤› metin türüne göre belirginleflir. Bak›fl aç›-
s› ulam›, afla¤›da verilen alt özelliklerle etkileflim içindedir:
• ±Kurmaca: D›fl gerçekli¤in do¤rudan sunulmad›¤›, üreticinin yarat›c›¤›n›,
kiflisel bak›fl aç›s›n› simgeleyen, gerçek ya da hayal edilmifl bir evrene ait
gerçeklik duygusunu uyand›ran olaylar›n anlat›m›d›r.
• ±Semboliklik: Farkl› parçalardan oluflan bütünlü¤ün çözümlenerek sunul-
mas› ya da gerçekli¤in simgelerle verilmesidir.
• ±Nesnellik: Nesnelli¤i ya da farkl› flekildeki öznelli¤i ifade eden durumdur.
• ±Soyutluk: Bir bilgiyi olgusal olarak sunmad›r.
Saukkonen söylem türleri için aç›klamal›, anlat›sal, savlay›c› ve betimlemeli
söylem ayr›m›n› kullanmakta ve yukar›da s›ralanan ulamlar›n metnin söylemini de
belirginlefltirdi¤ini savunmaktad›r.
Yukar›da sunulan üç temel ulam› kullanarak flu üç metin türü öntipini tan›mla-
maktad›r. Estetik metin, olgusal metin ve bilgilendirici metin. Buna göre, örne¤in
bir öykü metninin öntipi estetik metinken, bir iddia savunusu tafl›yan akademik
yaz›n›n ya da akademik de¤erlendirme yaz›lar›n›n öntipi olgusal metindir. Öte
yandan bir ansiklopedi metni ya da deneme metni için ortaya ç›kan öntip bilgilen-
dirici metindir.
Saukkonen, bu metin türü öntiplerinin sahip oldu¤u özellikleri afla¤›daki gibi
flekillefltirmektedir. Afla¤›da yer alan flekilde her metin türü için temel belirleyicile-
ri en d›fltan içe do¤ru s›ralayan Saukkonen, bir ulam›n bir metinde görülebilirlik
durumunu (+) ve (-) iflaretleriyle kodlamaktad›r. Örne¤in olgusal metinler uzakl›k
(+) de¤eri alabilmekte, yani metin üretici ile al›c›s› aras›nda etkileflimsel bir uzak-
l›k olmas› gerekmektedir. Bu durum bu tür metinler için nesnelli¤in (+) de¤er al-
mas›, yani nesnel olmas› ile iliflkilenmektedir. Öte yandan bilgilendirici metinler,
olgusal metinlerden farkl› olarak ±kurmaca, ±sembolik olma ve ± uzakl›k de¤eri
alabilir, kurmaca ve sembolik olabilir de olmayabilir de ya da uzakl›k de¤eri ala-
bilir de almayabilir de.
fiekil 1’de görüldü¤ü gibi, estetik metin öntipini, olgusal metin öntipinden ay›-
ran temel ayr›m olgusal metnin +uzakl›k koflulu gere¤i duyuflsall›¤› ve bak›fl aç›s›-
n› reddetmesi ve ak›lc›l›k, nesnellik, soyutluk almas›d›r. Bu durum, söylem türü
olarak bu metnin aç›klamal› ve savlay›c› söylemin amaçlar›na hizmet etti¤ini gös-
termektedir. Bilgilendirici metin türü öntipini olgusal metin türünden ay›ran temel
özellik ise bilgilendirici metnin duyuflsall›k ve isteksellik ulam›yla da iliflkilenmesi
ve kurmaca ve sembolik olabilmesi, ±uzakl›k de¤eri alabildi¤i için öznellik de ta-
fl›yabilmesidir. Bu nedenle, bilgilendirici metinlerde anlat›sal ve betimleyici söylem
özellikleri de savlay›c› söylem özelliklerinin yan› s›ra bulanabilmektedir.
172 Genel Dilbilim-II
fiekil 7.1
Saukkonen’in
Estetik Metin Bilgilendirici Metin Olgusal Metin
Sundu¤u Metin
Öntipleri
Ayr›m› +Kurmaca ± Kurmaca - Kurmaca
±Uzakl›k Duyuflsall›k +Sembolik ±Uzakl›k Duyuflsal ± Sembolik + Uzakl›k - Sembolik
±Bak›fl aç›s› Ak›lc›l›k -Uzakl›k ±Bak›fl Aç›s› Ak›lc›l›k ± Uzakl›k - Bak›fl aç›s› Ak›lc›l›k + Uzakl›k
-Nesnel ‹steksel ± Nesnel + Nesnel
-Soyut ±Soyut +Soyut
Anlat›sal Anlat›sal
Betimleyici Aç›klamal›
Betimleyici
Savlay›c› Savlay›c›
A) Bilgisel üretim için kimi dilsel belirle- B) Etkileflimsel üretim için dilsel belirle- Tablo 7.7
Bilgisel üretim
yici örnekleri yici örnekleri karfl›s›nda
Özel eylemler Adlar etkileflimsel üretim
betimlemek, iddia etmek, örneklemek, sonuç
ç›karmak, varsaymak vb.
Sürme görünüflü tafl›yan eylemler ‹lgeçler
betimlenmektedir, örneklenmektedir vb.
Birinci kifli ad›llar›
‹kinci kifli ad›llar› Söyleyiflsel ritüeller
“Bu bilgileri kullanarak siz de benzer örnekler
oluflturabilirsiniz.”
Gösterme ad›llar› Niteleme s›fatlar›
“Bu, yap›lan çal›flman›n sonuçlar›n› zay›flmaktad›r.”
Genel vurgular Yer belirteçleri
“Suyun insan hayat› için önemi herkes taraf›n-
dan bilinmektedir.”
Nedenleyici içe yerlefltirmeler
“Çal›flman›n veri tabanl› oluflu nedeniyle sonuç-
lar evrene genellenebilirlik tafl›mamaktad›r”
Belirsiz ad›llar
“Bu konuda yap›lm›fl pek çok çal›flma bulunmak-
tad›r. Baz›lar› sadece konuyu belli aç›lardan ele
alan çal›flmalard›r.” gibi
Genel kaç›nsamalar
“Çal›flman›n betimlemeli bulgular›na dayan›la-
rak bu iddian›n çürütülebilece¤i söylenebilir.”
Ne sorular›
mifl zaman ortaç öbekleri di¤er söylem türlerine karfl› soyut, teknik ve resmi bi-
çemde olan bilgisel söylemi iflaretlemektedir.
Biber, bu aç›klay›c› etiketleri kullanarak afla¤›da örnekleriyle sunulan sekiz me-
tin türü öntipi tan›mlamaktad›r:
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
dalaca¤›m istedi¤im âleme. Dünyay› yeniden kederlerle kuraca¤›m. Sonra çarfl›lardan çar-
fl›lara insan sesleri aras›nda her fleyi sizinle kurulmufl bir flehirde dolaflaca¤›m. Herkes
geçti siz geçmediniz. Yüzünüzü göremedim. Bayram›m çocuklukAMAÇLARIMIZ bayram›m sal›ncaks›z AMAÇLARIMIZ
geçmifl gibi gözüme yafl doldu. So¤uktan m› titriyordum yoksa heyecandan üzüntüden mi
bilmem.
Havuzun suyu bulan›k. Kap›n›n saatleri 12´yi geçmifl. Kanepelerde K kimseler
‹ T A P yok. Tram- K ‹ T A P
vay ne fena g›c›rdad›! Tramvaydaki adam bir tan›d›k m›yd› acaba? Ne diye öyle dönüp dö-
nüp bakt›?... Yoksa kimselerin oturmad›¤› kanepelerde bu saatlerde yaln›z pek bafl›bofllar
m› oturur? Kimseler âfl›k de¤il mi bu flehirde? Kimseler bir meydan›n T E Lkanepesinde
EV‹ZYON kimse- TELEV‹ZYON
yi beklemeyecek mi yüzünü bir dakika görmek için kimsenin?
Önce yan›mdaki kanepeye oturdular. Biri kad›n öteki erkekti. Erkek bana gülümsedi.
Halim yok gülmeye; yoksa tatl› tatl› gülümsemesine karfl›l›k verilmeyecek adam de¤ildi. Bu
selam yerine geçen gülümsemeye neden cevap vermedim? Sizi bekliyordum. ‹ N T E R N EHâlâ
T sizi bek- ‹NTERNET
liyordum. Belki de bugun bu saatte buradan ç›kmayacakt›n›z... Yoksa hasta m›yd›n›z? Bir
ara bir baflkas›nda saçlar›n›z› yürüyüflünüzü seyreder gibi olmufl siz olmad›¤›n›z› görünce
yeniden merak etmifl üzülmüfl; sonra belki de benim burada oturdu¤umu tahmin etmifltir
de öteki kap›dan ç›km›flt›r flüphesine düflmüfltüm. Bu flüpheden çabucak cayd›m. O kadar
ehemmiyet verilmeye de¤er miydim? (Sait Faik Abas›yan›k)
176 Genel Dilbilim-II
Özet
N
A M A Ç
Metindilbilim çal›flmas›n›n temel sorular›n› s›ra- Tür kavram›, bütün bilim alanlar›nda söz konusu
1 lamak. nesne ya da olgunun di¤erleriyle olan benzerlik
Metindilbilim çal›flmas›, özellikle dildeki olas› gö- veya farkl›l›klar›n›, dolay›s›yla da kendine özgü
rünümleriyle metinlerin nas›l yap›land›¤›, biçim- niteliklerini betimlemek için insan zihninin yap-
lendi¤i üzerine gerçeklefltirilen bir dilbilim çal›fl- t›¤› soyutlamay› gösteren bir kavramd›r. Dilbi-
mas› türüdür. Metin çal›flmalar›n›n tamam›n›n limde tür kavram›n›n tan›m› yap›l›rken daha özel-
odak noktas›nda metin tam olarak nedir ve he- leflmifl olarak söylem kavram›na baflvurulur.
men bununla iliflkilenen metinsellik konusunda
çal›flmak ne anlama gelmektedir gibi bir kaç ba- N
A M A Ç
Tür ve metin türü kavramlar›n› ve metin türleri
¤›nt›l› soru yer al›r. 5 s›n›flamas›n›n temel ölçütlerini aç›klayabilmek.
N
Saukkonen (1983) ise söz konusu söylem türleri-
A M A Ç Metni, metin yapan temel ölçütleri aç›klayabilmek. ni durum, niyet/ifllev ve bak›fl de¤iflkenleriyle
2
Bir tümce dizisinin metin olmas› için ba¤lafl›kl›k, iliflkilendirerek estetik, bilgilendirici ve olgusal
tutarl›l›k, amaçl›l›k, kabuledilebilirlik, durumsal- metin ayr›m›na gitmekte ve metin türleri için ön-
l›k, bilgisellik ve metinleraras› iliflki ölçütlerine tip özelliklerini s›ralamaktad›r.
uymas› gerekir. Metin üretimi sürecinde gerçek-
lefltirilen zihinsel tasar›m ile ürün metnin uyum- N
A M A Ç
Metin türlerini belirginlefltiren dilsel-dilbilgisel
lulu¤u, ürün metinde özellikle metin merkezli 6 ulamlar› örnekleyebilmek.
metinsellik ölçütleri olan ba¤lafl›kl›k ve tutarl›l›k Metin türelerini tan›mlamay› amaçlayan çal›flma-
düzenlemeleriyle yak›ndan iliflkilidir. lar içinde özellikle Biber’›n (1989) çal›flmas› tür-
N
lerin belirleyicisi olan dilsel-dilbilgisel ulamlar›
Ba¤lafl›kl›k ve tutarl›l›¤›n ne oldu¤unu tan›mla- ortaya koyma hedefiyle ayr› bir de¤ere sahiptir.
A M A Ç
N
A M A Ç
Söylemin ne oldu¤unu tan›mlamak ve metin-söy-
4 lem-metin türü iliflkisini aç›klayabilmek.
Söylem, dilbilimde karfl›l›kl› konuflma, röportaj,
sohbet ya da flaka yapma, kutlama gibi birbirin-
den ay›rt edilebilen farkl› konuflma olaylar›na
iflaret eden davran›flsal bir birimdir. Her konufl-
ma olay›n› bir dizi sözce oluflturur. Metindilbilim
ürün metni, metin yapan ölçüt ve kurallar› sapta-
man›n yan› s›ra, çeflitli metin türlerindeki de¤iflik
yap›lanmalar› ve bu yap›lanmalar›n içerdi¤i söy-
lem özelliklerini de araflt›r›r.
7. Ünite - Metindilbilim: Temel ‹lke ve Kavramlar 177
Kendimizi S›nayal›m
1. Afla¤›dakilerden hangisi metinlefltirme ölçütlerindendir? 6. “Ali nihayet ifl bulmufltu. Bir haftad›r fabrikaya gidi-
a. Tümce say›s› / Sözcük say›s› yordu. Annesi de bu ifle çok sevinmiflti. Kahvalt›s›n›
b. Bilgisellik / Aç›klanabilirlik yapt›ktan sonra evden ç›k›p duraktaki arkadafllar› ile
c. Sanatsall›k / Durumsall›k bulufltu.”
d. Tutarl›l›k / Ba¤lafl›kl›k Yukar›daki metinde “Ali” göndergesi ile s›ras›yla hangi
e. Aç›kl›k / Örtüklük gönderim ö¤eleri ba¤›nt› kurmaktad›r?
a. ‹yelik eki, bofl ad›l, bofl ad›l
2. Afla¤›dakilerden hangisinde iki seçenekteki tümce- b. Gösterme ad›l›, bofl ad›l, bofl ad›l
ler aras›nda gönderim ba¤›nt›s› yoktur? c. Bofl ad›l, iyelik eki, bofl ad›l
a. Kad›nlar makyaj malzemelerini çok sever. Far-
d. Bofl ad›l, gösterme s›fat›, iyelik eki
lar, rujlar, all›klar...
e. Bofl ad›l, bofl ad›l, iyelik eki
b. Yeni evimiz çok büyük. Odalar› ferah ve ayd›nl›k.
c. Teyzem hiç evlenmedi. Yaln›z yaflamay› tercih etti.
7. “Küçük istavrit, yiyecek bir fley aranmaktayd›. Çapa-
d. Kaya bugün yurtd›fl›ndan dönüyor. Annesi nas›l
ri ise leziz bir yem gibi p›r›l p›r›l parlamakta...Atlad› ça-
heyecanl›.
pariye istavrit... Önce müthifl bir ac› duydu duda¤›nda.
e. Ali Ayfleyi arad› ama ona ulaflamad›.
Gümbür gümbür oldu yüre¤i sonra h›zla çekildi yuka-
r›ya... Bal›kç› mutluydu. Olta dolmufltu.”
3. Afla¤›daki seçeneklerden hangisinde gönderim ilifl-
kisi artgönderim ba¤›nt›s›yla kurulmufltur. Yukar›daki metin parças›nda sözcüksel ba¤lafl›kl›k ba-
a. Eflim ve o¤lum dün geldiler. Annemde yar›n ge- ¤›nt›s› hangi ö¤eler aras›nda kurulmufltur?
lecek. a. Küçük istavrit ve bofl ad›l
b. Müdür Bey çok telafll›yd›. Koflar ad›mlarla oda- b. Küçük istavrit, çapari, dudak
s›na girdi. c. Küçük istavrit, bofl ad›l, dudak
c. Sen çok çal›flkan bir çocuksun! Ayfle’ci¤im, ak›l- d. Küçük istavrit, çapari, bal›kç›, olta
l› k›z›m benim...
e. Küçük istavrit, bofl ad›l, çapari
d. Murat günlerdir çok çal›fl›yor. S›navlara haz›rlan›yor.
e. Sevinçliydi. Genç ö¤retmen nihayet ö¤rencile-
8. “Nedir bu kufl, bilmem ki? Sonbaharda bulutlar tu-
riyle buluflmufltu.
runç renklidir Sonbaharda yapraklar konuflur Lodoslu
‹stanbul denizi ne bafl döndürücü fleydir! Bir lodoslu
4. Afla¤›daki gönderim iliflkilerinden hangisi öngönde-
günde vapura atlay›p her ipin, her madenin ›sl›k çald›-
rim ba¤›nt›s›yla kurulmufltur?
¤› bir vapurda Adalara gidip gelirim Akflamüstü bazen
a. Ahmet eve gitti. O derse girmeyecekmifl.
b. Onlar Anadolu’nun incisidir. Kaz Da¤lar›n› her- Köprü´nün ortas›nda durup Sultan Selim´in arkas›ndaki
kesin görmesi gerekir. bulutlarda k›rm›z› rengin oyunlar›n› seyrederken, bir
c. Fatma birden irkildi. Rüyas›nda annesini görmüfltü. sahra vahas›nda muazzam bir flehir, bir eski Ba¤dat,
d. Biz onlarla bar›flt›k. Siz ne yapt›n›z? bulutlardaki deniz muharebesini seyrederdim Tramvay-
e. Bebek a¤l›yordu. Annesi emzi¤ini a¤z›na verdi. lar o flehri tafl›r, vapurlar o bulutlar flehrinin muhariple-
rini götürür, biz, bu hakikî flehrin sakinleri, tiyatro se-
5. Afla¤›dakilerden hangisinde gönderim ba¤›nt›s› bir yircileri gibi sessiz, âdeta geçenler bile durmufl gibi olur,
iliflkilendirilmifl gönderim örne¤idir? seyrederiz...”
a. Mustafa her gün geç saatlere kadar çal›fl›yor. Bu
Yukar›daki metin, hangi metin öntipini örneklemekte-
çocuk çok azimli.
dir?
b. Arkadafllar›m bu akflam sinemaya gidiyormufl.
a. Yak›n kiflilerararas› etkileflim
Beni de ça¤›rd›lar.
b. Geleneksel röportaj
c. Babam yine arabas›n› de¤ifltirdi. Araba al›p sat-
c. Genel anlat›sal aç›klama
may› çok seviyor.
d. Tolga bu y›l derslerinde çok baflar›l› olmufl. Ö¤- d. ‹mgeleyici anlat›
retmenleri söylüyor. e. Ö¤retici aç›klama
e. Çocuklar d›flar›da oynuyor. Yemek yemeyi bile
unuttular.
178 Genel Dilbilim-II
Okuma Parças›
9. “Tanzimat Edebiyat›m›z›n flair ve yazar›; ilk büyük Bildiriflim ve MetinYap›s›-Dünya Yap›s› Kuram›
Türk gazetecisi fiinasi 1826 y›l›nda ‹stanbul’da do¤mufl- (Petöfi)
tur. As›l ad› ‹brahim fiinasi’dir. Bolu’lu Mehmet A¤an›n ‹ster sözlü olsun, ister yaz›l›, bildiriflim metinlerle ger-
o¤ludur. Babas› topçu yüzbafl› iken Osmanl›-Rus sava- çekleflir. Konuflucu metin üreticisi, dinleyici metin al›-
fl›nda flehit düfltü. fiinasi’yi annesi yetifltirdi. ‹lkö¤reni- c›s›d›r. Bildiriflimin nas›l iflledi¤ini, metin üreticisiyle me-
minden sonra Tophane kalemine memur oldu. Devlet tin al›c›s›n›n konum ve tutumlar›n› aç›klayan çok say›da
hesab›na maliye ö¤renimi için Paris’e gönderildi (1849). kuram vard›r. Bu kuramlar›n ço¤u metin özelliklerini
Arapça, Farsça ve Frans›zca ö¤rendi. Burada edebiyat betimlemek aç›s›ndan temel noktalarda benzerlik göste-
ve dil konular›ndaki çal›flmalar›n› sürdürdü. Ünlü Fran- rir, ama Petöfi’nin metin yap›s›- dünya yap›s› kuram›
do¤rudan do¤ruya bildiriflim olgusunu çözümlemeye yö-
s›z flairi Lamartine ile dostluk kurdu. 1853 y›l›nda Pa-
neliktir. Bu nedenle, afla¤›da bu kuram tan›t›lacak, bildi-
ris’ten dönüflünde bir süre Tophane’de çal›flt›. Sadra-
riflim olgusuna yeni kavramlarla yaklafl›lacakt›r.
zam Reflit Paflan›n himayesiyle Maarif Meclisi Üyeli¤ine
Petöfi’ye göre, yaz›l› ya da sözlü bildiriflim içinde bulu-
seçildi. Agah Efendi ile birlikte Tercüman-› Ahval (22
nan metin al›c›s› flu dört soruya yönelik karar vermeye
Ekim 1860), sonra tek bafl›na Tasvir-i Efkar 27 Haziran
çal›fl›r:
1863 tarihinde gazetelerini ç›kard›. Bu son gazeteyi Na-
1. Metin üreticisi metninde neleri dile getiriyor?
m›k Kemal’e b›rakarak Paris’e gitti (1865). 1869 y›l›nda
2. Metin üreticisi metniyle ne yapmak istiyor?
‹stanbul’a dönüflünden sonra matbaa iflleriyle u¤rafl›r- 3. Metin üreticisi dile getirdiklerini nereden biliyor
ken 13 Eylül 1871 y›l›nda vefat etti.” ya da söylediklerine nas›l ulaflm›fl?
Yukar›daki metin parças› hangi metin öntipini örnekle- 4. Metinde dile getirilenler neden böyle dile getirilmifl?
mektedir? Bu dört soru metnin dört ayr› düzlemde ele al›nd›¤›n›
a. Ö¤retici aç›klama göstermektedir. Petöfi bu düzlemleri s›ras›yla betimsel
b. Genel anlat›sal aç›klama düzlem, edimsel düzlem, dünyakurucu düzlem, de-
¤erlendirme düzlemi olarak adland›rmaktad›r. Afla¤›-
c. ‹mgeleyici anlat›
da bu düzlemler k›saca tan›t›lacakt›r.
d. Bilimsel aç›klama
Betimsel Düzlem
e. ‹kna eylemi içeren söylem
Betimsel düzlemde dinleyici (metin al›c›s›), konuflucu-
nun (metin üreticisinin) metninde neyi dile getirdi¤ini,
10. Estetik metinlerin temel özellikleri hangi seçenekte
hangi dild›fl› olgu ya da olaylar› metnine ald›¤›n› anla-
s›ralanm›flt›r?
maya, tahmin etmeye, ç›karsamaya, yani örne¤in kim
a. ±uzakl›k, ±bak›fl aç›s›, duyuflsall›k
kime ne zaman niçin ne yapm›fl türünden bilgilere ulafl-
b. +uzakl›k, +nesnel, duyuflsall›k maya çal›fl›r.
c. +kurmaca, -sembolik, +nesnel Edimsel Düzlem
d. ±bak›fl aç›s›, +uzakl›k, anlat›sal Edimsel düzlemde dinleyici (metin al›c›s›), konuflucu-
e. +kurmaca, -sembolik, savlay›c› nun (metin üreticisinin) metniyle ne yapmay› amaçlad›-
¤›n›, baflka bir deyiflle bildiriflim niyetini anlamaya,
tahmin etmeye çal›fl›r. Örne¤in metin üreticisi bilgi mi
aktarmay› amaçl›yor, tehdit mi ediyor, kinayede mi bu-
lunuyor, rica m› dile getiriyor vb. Çünkü normal olarak
insanlar bir fleyler yapmak için konuflur. Küçük çocuk-
lar›n dil edinimi dönemlerinde -kendi kendilerine ko-
nuflmalar›, sesinin ç›k›p ç›kmad›¤›n› denemek için ko-
nuflmak, fliir ezberlemek gibi durumlar d›fl›nda- dil kul-
lan›rken hep bir fley yap›p etmek niyeti vard›r. Dil kul-
lan›m›yla bir fleyler yap›p etmeye sözedim denir. As-
l›nda bu soru dilbilimde yeni bir soru de¤ildir. Edimbi-
lim olarak adland›r›lm›fl olan dilbilim alan› do¤rudan
do¤ruya bu soruyu inceler. Yeni olan, Petöfi’nin edim-
bilim alan›n› soyutlanm›fl bir soru olarak de¤il de bildi-
7. Ünite - Metindilbilim: Temel ‹lke ve Kavramlar 179
Amaçlar›m›z
N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
N
Anlat› söylemi ile anlat› metni aras›ndaki iliflkiyi tan›mlayabilecek,
N
Sözlü anlat› çözümlemesinin amaçlar›n› s›ralayabilecek,
N
Tipik bir anlat› metninin hangi kurucu ö¤eleri içerdi¤ini aç›klayabilecek,
N
Anlat› metinlerinin dilsel özellikleri ile ifllevlerini betimleyebilecek,
N
Kiflisel deneyim anlat›lar›n›n di¤er anlat›lardan ayr›lan yönünü aç›klayabilecek,
N
Anlat›sal nedensellik stratejisini tan›mlayabilecek,
N
Anlat›sal nesnellik stratejisini tan›mlayabilecek,
N
Dil aktar›m›n› tan›mlayarak dil aktar›m biçimlerini s›ralayabilecek,
N
Dil aktar›m›n›n boyutlar›n› s›ralay›p aç›klayabilecek,
N
Aktar›m tümcelerindeki tan›t türlerini s›ralayabilecek,
Tunyukuk ve Kül Tigin yaz›tlar›n›n anlat› yap›s›n› ve söylemsel özelliklerini
betimleyebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
• Anlat› Söylemi • Dil Aktar›mlar›
• Anlat› Metni • Tan›t De¤erin Tafl›yan ‹fadeler
• Sözlü Anlat› Çözümlemesi • Tunyukuk Yaz›t›
• Kiflisel Deneyim Anlat›lar› • Kül Tigin Yaz›t›
‹çindekiler
Sözlü anlat› çözümlemesi bir Sözlü anlat› çözümlemesi, anlat›c›lar›n yaflad›klar› olaylar› anlat›rken yeni-
anlat›c›n›n yaflad›¤›n› iddia
etti¤i olaylar› anlat›rken den nas›l yorumlad›¤›, de¤erlendirdi¤i ve gerekçelendirdi¤iyle ilgilenir. Çözümle-
nas›l bir zihinsel tasar›m me flu amaca ulaflmay› hedefler:
yaparak yeniden kurdu¤unu
ve biçimlendirip anlatt›¤›n›
Anlat›c›n›n, çeflitli dilsel düzenlemeler yaparak (örne¤in olay aktar›m›nda bit-
betimlemeyi amaçlar. mifllik görünüflünün kullan›lmas›) metin al›c›s›n›n da yaflanm›fl olaylar olarak alg›la-
yabilmesini sa¤lad›¤› yaflant›lar›n›, nas›l bir zihinsel tasar›m yaparak anlat›s›nda ye-
niden kurdu¤unu, s›ralad›¤›n› ve biçimlendirip anlamland›rd›¤›n› ortaya koymak.
Sözlü anlat› çözümlemesi, anlat› metninin yap›s› (kurucu ifllevsel parçalar›) ve
dilsel özellikler dikkate al›narak gerçeklefltirilir. Afla¤›da önce anlat› metninin yap›-
s›n› ele alal›m.
ÖRNEK Bugün ne oldu biliyor musun? Hiç olmayacak bir fley oldu! Cüzdan›m çal›nd› ve
karfl›ma bir adam ç›kt›... her fley de¤iflti.
Yönlendirme, metin Yönlendirme: Hem anlat›lan olaylar›n yeri, zaman› ve gerçekleflme koflullar›
al›c›s›n›n anlat› olaylar›n›
de¤erlendirmesini hem de anlat›da geçen kiflilerin kimlikleri ve davran›fl biçimleri hakk›ndaki bilgile-
sa¤layacak arkaplan ri içerir. Anlat›n›n önplan›n› kuran karmafl›k olaylar dizisiyle aktar›lan anlat› öy-
bilgilerini (yer-zaman-kifliler
vb.) içerir.
küsünün, arkaplan›n› oluflturarak metin al›c›s›n›n olaylar, durumlar, kifliler ara-
s›nda iliflkiler kurabilmesine yard›mc› olur.
ÖRNEK Sabah okula gittim erkenden. Çok iflim vard›. Yetifltirmem gereken bir yaz› var da..
Neyse.. Çal›flmaya dalm›fl›m. Olan biten hiçbir fleyin fark›nda de¤ilim. Bir telefon
çald›. Tok ve efendi bir ses.. Avukatm›fl kendisi... Ve... Ben de size ait bir fley var
demez mi, o telefondaki ses... Gelip alabilirsiniz. ‹zmir caddesinde bürom diyerek
ekledi.
Karmafl›k olaylar dizisi Karmafl›k olay dizisi: Zamanda s›ralanarak aktar›lan olaylar›n bütünüdür.
anlat›n›n, anlat› öyküsünü
içeren kurucu parças›d›r.
Karmafl›k olay dizisi anlat› metninde anlat› öyküsünü içeren kurucu ö¤edir. Bu ne-
denle, bir anlat›n›n anlat› olabilmesi için zorunlu kurucu ö¤e niteli¤indedir. Anlat›
yap›s›ndaki bu önemli yeri ile karmafl›k olay dizisi di¤er kuruculardan kendini
ay›rmaktad›r. Karmafl›k olay dizisi metin tümceleri aras›nda kurulan anlat› sözbilim
iliflkisi ile biçimlenir. Olaylar›n dönüm noktas› ve sorun bu bölüm içinde verilir.
Örne¤in afla¤›da yer alan karmafl›k olay dizisinde sorun anlat›c›n›n cüzdan›n›n
8. Ünite - Anlat› Çözümlemesi 185
çal›nmas›d›r. Örnekte yer alan karmafl›k olay dizisi burada bitmemektedir. Anlat›-
n›n izleyen bölümlerinde araya di¤er kurucu parçalara ait tümceler girse de za-
manda s›ral›l›k tafl›yan olay aktar›mlar› devam edecektir. Karmafl›k olaylar›n anla-
t›m›ndaki tümceler birbirlerine önce ve sonra olma aç›s›ndan eklendi¤i ve bu yol-
la bir anlam bütünlü¤ü oluflturdu¤u için yerleri de¤ifltirilemez. Yerleri de¤iflirse da-
ha önce anlat› sözbilim iliflkisini örneklerken de vurgulad›¤›m›z gibi ya sözcelerin
anlam› de¤iflecektir ya da anlams›zl›k oluflacakt›r.
Anlamad›m dedim. Kalkt›m ve çantam› açt›m. Bir de ne göreyim: Cüzdan›m yok! ÖRNEK
Hemen arkadafllara kofltum. Özgür ç›kt› karfl›ma. Ne oldu Hocam dedi? Cüzdan›m
çal›nm›fl dedim. Kim çalm›fl diye sordu. Bilmiyorum dedim. Birlikte ç›kt›k okuldan
ve ‹zmir Caddesi’ndeki büroya gittik...
Ne flans... h›rs›z cüzdan›m› nas›l olduysa çal›p ç›km›fl okuldan. ‹çine bakm›fl... ÖRNEK
Sonra da ‹zmir Caddesi’nde bir apartman›n üçüncü kat›ndaki bir avukat bürosu-
nun kap›s›n›n önündeki paspas›n alt›na b›rakm›fl. ‹nan›l›r gibi de¤il, de¤il mi?
Kimliklerim... her fleyim... paradan vaz geçtim. Bir avukata teslim edilmifl! Al-
lah da¤›na göre kar verir diye bofluna dememifller!
Dur bak! Bunu flunun için anlat›yorum. fians diye bir fley gerçekten var! ÖRNEK
Oturdu¤um yerden kalkt›m. Çantam› aç›p bakt›m.. Cüzdan›m yok! O an bafl›m-
dan afla¤› s›cak sular döküldü¤ünü hat›rl›yorum flimdi.
ÖRNEK Avukat Bey, bakt› yüzüme ve telafl›m›, flaflk›nl›¤›m› ve iyi ki siz ç›kt›n›z karfl›ma de-
yiflimi gözlerimden okumufl gibi, “Oturun.. oturun biraz sakinleflin!” dedi.
Avukat Bey Ayfle Han›m’›n yüzüne bakt›.Telafl›n›, flaflk›nl›¤›n› ve iyi ki siz ç›kt›n›z
karfl›ma deyiflini gözlerinden okumufl gibiydi. Ayfle Han›m’a “Oturun.. oturun bi-
raz sakinleflin!” dedi.
ÖRNEK Eliyle omzuma hafifçe dokundu. Bafl›n› iki yana sallayarak iyi bir fleye sebep oldu-
¤una sevindi¤ini hissettirdi bana. Gözleri gülüyordu onun da benim gibi...
ÖRNEK ‹flte bunlar olurken ben bir an sanki heyecandan ölecek hale geldim. Kalbim yerin-
den ç›kacak. Kafam karmakar›fl›k. Hani bazen insan sevinemez de üzülemez de
ya... ‹flte ayn› öyle bir ruh hali...
ÖRNEK Sakin görünmeye çal›fl›yordum ama asl›nda neredeyse meraktan ölmek üzerey-
dim o an.
O an Ayfle yan›mda olmasa her fley çok kötü sonuçlanacakt›. Çok flükür yan›m-
dayd›...
fiaflk›nl›ktan donup kald›m öylece... Çünkü daha önce böyle bir fleye hiç flahit ÖRNEK
olmam›flt›m.
Beni hayat›n anlam›n› yeniden sorgulamaya iten bu ac› haber karfl›s›nda kendi-
mi çok anlams›z hissettim.
Sonuç(lar) anlat› öyküsünde
Sonuç(lar): Karmafl›k olay dizisinin nas›l sonuçland›¤›n› belirtir. sunulan sorunun nas›l
çözüldü¤ünü gösterir.
Velhas›l...‹çi bofl da olsa ald›k cüzdan› sevgili Avukat Deniz Bey’den ve Özgür ile ÖRNEK
ç›kt›k bürodan. Bakt›m içine cüzdan›n apartman kap›s›ndan ç›kmadan önce.
Kimliklerim sa¤lam... Duruyorlar yerlerinde...
Bitifl, anlat›n›n
tamamland›¤›n›; anlat›
Bitifl: Metin al›c›s›na, anlat›n›n bitti¤i, art›k yeniden aktar›m zaman›na dönüldü- anlatma eyleminin bitti¤ini
¤ü sezdirir. gösterir.
Yaa iflte böyle! Ben anlatt›m. Hadi biraz da sen anlat! ÖRNEK
s›na aktar›r.
Ancak, anlat› ayn› zamanda metin üreticisi için yaflad›¤› olaylar› aktar›rken on-
lar› yorumlamas›n› da sa¤layan bir araç veya bir kaynakt›r. Anlat›n›n ikinci ifllevi
bu olgu çerçevesinde ortaya ç›kar. ‹kinci ifllev anlat›n›n de¤erlendirici ifllevidir. Anlat›n›n de¤erlendirici
ifllevi, anlat›c›n›n anlat›
Bu ifllev, anlat›c›n›n belirli olaylar›, belirli bir düzen içinde ve belirli bir amaç do¤- öyküsüyle olaylar hakk›nda
rultusunda anlatarak anlatt›¤› olaylar› kendi biyografisine dönüfltürebilmesine aktard›¤› bilgiyi nas›l
olanak verir. yorumlad›¤›n› da
anlat›s›nda sunabilmesini
Kimi sözlü anlat› örnekleri sadece birinci ifllevi yerine getirir. Çünkü, her anla- sa¤lar
t› do¤al olarak bu ifllevi yerine getirir. Örne¤in s›radan günlük anlat›lar ço¤u za-
man böylesi örneklerdir. Kimi anlat› örneklerindeyse ikinci iflleve yönelik düzen-
lemeler ortaya ç›kar. Bu tür örnekler anlat›c›n›n biyografisini sunar. S›radan gün-
lük anlat›lardan ayr›l›r ve kiflisel deneyim anlat›lar› olarak adland›r›l›r (Labov, Kiflisel deneyim anlat›lar›
anlat›c›n›n, anlat›s›nda
1997). aktard›¤› olaylar› iletiflimsel
amac› do¤rultusunda kendi
biyografisine dönüfltürdü¤ü
anlat›lard›r.
188 Genel Dilbilim-II
Gece yan apartmandan gelen çocuk 盤l›klar›yla uyand›m. Hemen üstüme bir fley ÖRNEK
giyip soka¤a f›rlad›m. Apartman›n ikinci kat›ndan koyu bir duman ve alevler yük-
seliyordu. Sokakta merakl› bir kalabal›k toplanm›flt›. ‹tfaiye, dedim. Birazdan ge-
lir, dediler. Ç›¤l›klar kulaklar›m› parçal›yordu. Neredeyse 20 dakika geçmiflti. Her-
kes öylece yang›n› izliyordu. Yaflanan fley dayan›lacak gibi de¤ildi.
‹tfaiye bir türlü gelmedi. (Olay-1)
Daha fazla dayanamay›p alevler içindeki eve girdim. (Olay0) En yüksek
anlat›sal de¤erlilik tafl›yan olay ‹ki çocu¤u da d›flar› ç›kard›m.
Yukar›daki örnek anlat› bir karmafl›k olay dizisi içine yerleflmifl de¤erlendirme
(Sokakta merakl› bir kalabal›k toplanm›flt›./ ‹tfaiye, dedim. Birazdan gelir, dediler./
Ç›¤l›klar kulaklar›m› parçal›yordu./ Herkes öylece yang›n› izliyordu./ Yaflanan fley
dayan›lacak gibi de¤ildi. Daha fazla dayanamad›m.) ve yönlendirme (Apartman›n
ikinci kat›ndan koyu bir duman ve alevler yükseliyordu./ Nerdeyse 20 dakika geç-
miflti. ‹tfaiye bir türlü gelmedi.) sözcelerini içermektedir. Karmafl›k olay dizisi için-
de ard›fl›k zamanl› flu befl olay›n anlat›m› yap›lmaktad›r: Gece yan apartmandan
gelen çocuk 盤l›klar›yla uyand›m. Hemen üstüme bir fley giyip soka¤a f›rlad›m.
Alevler içindeki eve girdim. ‹ki çocu¤u da d›flar› ç›kard›m.
Bu dört olay içinden birine (Alevler içindeki eve girdim.) anlat›c› en yüksek an-
lat›sal de¤erlilik yükleyerek anlat›y› kendi biyografisine dönüfltürmüfltür. Anlat›sal
de¤erlilik düzenlemesi yaparak iki olay aras›nda kurdu¤u kiflisel nedenleme ba¤›y-
la (yani anlat›c›n›n bana göre bu iki olay aras›nda bir neden iliflkisi var dedi¤i bir
ba¤ ile) en yüksek anlat›sal de¤erlilik yükledi¤i olay›n hangi koflullarda (‹tfaiye bir
türlü gelmedi.) meydana geldi¤ini metin al›c›s›na aktarmaktad›r.
Anlat›c›n›n anlat›s›nda gerçeklefltirdi¤i anlat›sal de¤erlilik düzenlemesi, bu an-
lat›n›n s›radan bir olay anlat›m› olmad›¤›n›, anlat›c›n›n bu anlat›y›, bir olay› öne ç›-
kararak özel bir amaçla anlatt›¤›n› göstermektedir.
Metinlerde kullan›lan ikinci söylem stratejisiyse anlat›sal güvenilirli¤i kabuledi- Anlat›sal nesnellik
lir k›lan anlat›sal nesnellik stratejisidir. Anlat›sal nesnellik stratejisi anlat›c›n›n, stratejisi, anlat›c›n›n,
anlatt›¤› olaylar›n gerçekte
anlatt›¤› olaylar›n gerçekte de bu biçimde oldu¤unu iddia edebilmek amac›yla an- de bu biçimde oldu¤unu
lat›s›nda, tercihen kendi duyusal deneyimlerine dayanan aktar›mlar yapmas›d›r. iddia edebilmek amac›yla
Örne¤in, afla¤›daki iki sözceden ilki, anlat›c›n›n bizzat kendisinin gördü¤ü bir ola- anlat›s›nda, tercihen kendi
duydu¤u, gördü¤ü olaylara
y› aktarmaktad›r. Anlat›c› bu sözceyle aktard›¤› olay›n gerçekte de bu biçimde ol- dayanarak olay aktar›m›
du¤unu kendi tan›kl›¤›yla iddia edebilir. yapmas›d›r.
‹kinci sözceyse farkl›d›r. Anlat›c›n›n görerek, duyarak vb. tan›k oldu¤u bir ola-
ya dayanmamaktad›r. Sadece bir olas›l›k sunmaktad›r. Anlat›da, anlat›c›n›n duygu-
sal tepkilerine, içsel heyecanlar›na ya da örnektekine benzer biçimde hat›rlad›kla-
r›na dayanarak aktard›¤› bu tür olaylar anlat›sal öznellik de¤eri al›r ve olay›n ger-
çekte olup olmad›¤›yla ilgili anlat›c›ya ait bir iddia da aktaramaz.
Konuflma Aktar›m›
Konuflma aktar›m›, bir anlat›c›n›n kendisine ait olmayan ya da kendisine ait olsa
da anlat›m an›ndan daha önce söylemifl oldu¤u olan bir sözü aktarmas›d›r. Bu du-
rumda biri aktar›lan söz biri de aktaran söz olmak üzere iki ayr› söz iç içe geçmifl-
tir. Afla¤›daki Tablo’ da yer alan konuflma aktar›m› biçimlerinde, aktar›c›n›n ko-
nuflma aktar›m›ndaki müdahale edici rolü yukar›dan afla¤› do¤ru azalmaktad›r.
Buna karfl›n, dolayl› aktar›m, ba¤›ms›z dolayl› aktar›m ve dolays›z aktar›m yap-
may› tercih etti¤inde dereceli olarak aktar›mda nesnel anlat›m› sa¤lama amac›nda-
d›r. Çünkü aktard›klar›n› k›smi olarak denetlemektedir. Dolays›z aktar›m, anlat›c›-
n›n aktard›klar›na en az müdahale etti¤i aktar›m biçimidir. Bu nedenle aktar›mda-
ki en güçlü nesnellik düzenlemesidir.
Anlat› akt. Sözeylem anlat› akt. Dolayl› akt./ Ba¤›ms›z Dolayl› akt./ Ba¤›ms›z akt. Ba¤›ms›z Dolayl› akt.
Düflünce Aktar›m›
Düflünce aktar›m›nda ana eylem düflün- eylemidir. Ancak, düflünmek eyleminin
yan›nda bu eylemin anlam›n› içinde bulunduran merak et-, sormak- akl›ndan ge-
çir-, içinden geçir- gibi eylemler de kullan›labilir.
Afla¤›daki Tablo 2’de da görüldü¤ü gibi, düflünce aktar›m› biçimleri de büyük öl-
çüde konuflma aktar›m› biçimlerinin belirleniflindeki özelliklere göre alt türlere ayr›l›r.
Ancak, ba¤›ms›z konuflma aktar›m›yla ba¤›ms›z düflünce aktar›m› aras›nda belir-
gin bir kullan›m amac› farkl›l›¤› vard›r. Anlat›c›n›n kendi konuflmalar›n› ya da di¤er
kiflilerin konuflmalar›n› ba¤›ms›z konuflma aktar›m›yla aktarmas› mümkündür. Bu-
na karfl›n, ba¤›ms›z düflünce aktar›m› di¤er kiflilerden aktar›m yap›ld›¤›nda (“Ø Aca-
ba genç k›z senedi imzalamaya gelecek mi?” diye düflündü.) flöyle bir sorunla kar-
fl›lafl›lmas›na neden olmaktad›r: Anlat›c›n›n aktar›m yapt›¤› kiflinin zihnini okumas›
gerekmektedir. Bu da olamaz. Bu nedenle, ba¤›ms›z düflünce aktar›m›, di¤er kiflile-
rin düflündükleri aktar›l›rken kullan›ld›¤›nda anlat›c›n›n, kifli düflündüklerini aç›kça
söyleseydi, söyleyecekleri bu olurdu demek istedi¤ini gösterir (Leech ve Short, 1981).
Tablo 8.2 Sonunda uzun zamand›r istedi¤im fleyi yap›p An-
Düflünce Aktar›m› Anlat›
kara’dan ayr›ld›m.
Biçimleri
Ayfle: “Böyle giderse daha fazla birlikte olama-
y›z. Ayr›lmam›z gerekebilir”
“Düflünce eylem” anlat› aktar›m› ↓
Ayfle beni terk etmeyi düflünüyordu.
(Düflünce eylem anlat› aktar›m›)
Genç k›z›n ertesi gün senedi imzalamaya gelip
Dolayl› düflünce aktar›m›
gelmeyece¤ini düflünüyordu.
Genç k›z acaba ertesi gün senedi imzalamaya ge-
Ba¤›ms›z dolayl› düflünce aktar›m›
lecek miydi?
“Acaba genç k›z senedi imzalamaya gelecek mi?”
Ba¤›ms›z düflünce aktar›m›
diye düflündü.
Ba¤›ms›z dolays›z düflünce aktar›m› Acaba yar›n senedi imzalamaya gelecek mi?
D‹KKAT D‹KKAT
Kimin Sesi?
Birine gönderim yap›laca¤› belirlendikten sonra ilk soru: Bunun kimin sesi oldu-
¤udur. Olas› sesler bir yelpaze boyunca uzanan befl ana grup alt›nda toplan›r:
Anlat›c› Sesi (Anlat›c›n›n kendi sesinden yap›lan Tablo 8.3
Metindeki Sesler
aktar›mlard›r. Anlat› aktar›mlar› ve anlat›c›n›n
anlat›m zaman› öncesinde söylediklerini ya da
düflündüklerini aktard›¤› tüm sözcelerde anlat›c› Önce ›fl›¤› gördü. Ard›ndan patlama sesini duydu.
sesi vard›r. Anlat›c› sesi aktar›lanlar›n en yüksek O an, akl›mdan geçen ne varsa hepsini söyleme-
düzeyde anlat›c›n›n denetiminde oldu¤unu, yani ye bafllad›m.
anlat›lan gerçekli¤in onun gerçekli¤i oldu¤unu
gösterir. Anlat›c› sesi do¤as› gere¤i (+) anlat›c›
bak›fl aç›s› de¤eri ald›¤› için özneldir.)
Belirli di¤erleri (Ço¤u durumda baflka bir zaman
ve yerdeki bir baflka konuflmac›n›n sesidir. Me-
Ayfle evdeki kad›nlardan biri caddedeki kalabal›-
tinde yer verilen sözcenin bilgi aç›s›ndan sorum-
¤›n üzerine kaynar su döktü dedi.
lusunun anlat›c› d›fl›nda belirli biri oldu¤u bu yol-
la iflaretlenir.)
Belirsiz di¤erleri (Kayna¤›n tahmin edilebilir ol-
mas›na ra¤men anlat›c›n›n kayna¤› belirsiz olarak
‹ddiaya göre evdeki kad›nlardan biri caddedeki
sunmay› tercih etti¤i kimi durumlarda kullan›l›r.
kalabal›¤›n üzerine kaynar su dökmüfl.
Dinleyen/okuyan üstü örtük biçimde, bunun ken-
di sesi oldu¤unu kabul etmeye özendirilir.)
Topluluk (‹çeri¤in anlat›c›ya ait olmad›¤›n›, anla-
t›c›n›n ve dinleyenin zaten bildi¤i durumlarda kul-
lan›l›r. Paylafl›lan bilgiye dayal›d›r. Bu yolla, me- Derdini söylemeyen derman bulamaz
tinde yer verilen sözcenin bilgi aç›s›ndan sorum-
lulu¤unun herkese ait oldu¤u iflaretlenir.)
Belirlenemez özellikteki di¤erleri (Anlat›c›n›n met-
ne bir baflkas›na ait bir sesi katt›¤› ve bu kimin se-
si sorusunu anlams›z k›lan ya da sesin kime ait ol- Bu arada hayranlar›na duyural›m: Brooke Shi-
du¤unu sorman›n “kendisini konuya vermiyor- elds’in en büyük filmi yak›nda gösterimde.
mufl” izlenimi uyand›rabilece¤i durumlarda kullan›-
l›r. Sözcenin bilgi aç›s›ndan sorumlusu aranmaz.)
194 Genel Dilbilim-II
‹leti Nedir?
‹letinin ele al›nma yollar›na bakt›¤›m›zda bunlar› befl ana bafll›k alt›nda toplamak
mümkündür. Bu s›n›flamada yap›lacak seçimin boyutu, büyük oranda iletinin
“özgün” dil olgusuyla ne derece örtüflerek sunulaca¤› sorusuna ba¤l› olarak
Aktar›m s›ras›nda, iletinin yap›l›r. Dilsel aktar›m biçimleri bu boyutla ilgilidir. Bu nedenle s›n›fland›rma-
aktar›lan içeri¤i anlat›, lar büyük ölçüde yukar›da ele ald›¤›m›z Leech ve Short’un (1981) yapm›fl oldu¤u
al›nt›lama, yans›tma,
yeniden dile getirme ve özet s›n›fland›rman›n konuflma aktar›m› bölümüyle örtüflür. ‹letinin sunulufl biçimleri
biçiminde tafl›mas› için flunlard›r:
farkl› düzenlemeler yap›l›r.
• Anlat› (Gerçekleflmifl bir dizi eylemin zaman s›ras› içinde aktar›m› yap›ld›-
¤›nda)
• Al›nt›lama (Ba¤›ms›z konuflma ve düflünce aktar›m› yap›ld›¤›nda )
• Yans›tma (Ba¤›ms›z dolays›z konuflma ve düflünce aktar›m› yap›ld›¤›nda)
• Yeniden dile getirme (Dolayl› ya da ba¤›ms›z dolayl› konuflma ve düflünce
aktar›m› yap›ld›¤›nda)
• Özetleme (Sözeylem anlat› aktar›m› ve “düflünce eylem” anlat› aktar›m›
yap›ld›¤›nda)
Al›nt›lar (ba¤›ms›z söz ve düflünce aktar›m› yap›lan sözceler) iki temel iflleve sa-
hiptir. Bu ifllevlerden ilki fludur: Aktar›lan özgün içeri¤e elde mevcut bulunan di-
¤er seçeneklere k›yasla çok daha fazla sad›k kalma imkân› verir. ‹kinci iflleviyse
aktar›lan özgün içeri¤in, özgün duruma benzetilerek daha canl› bir flekilde din-
leyen/ okuyana sunulmas›n› sa¤lar (Tanen, 1986). Bu nedenle, örne¤in sözlü an-
lat›larda al›nt›lar s›kl›kla tercih edilir.
Tan›t Türleri
Tan›tsal yap›lar› içeren ifadelerin, di¤er ifadelerden ayr›lmas› tan›t türlerinin tan›m-
lanmas›n› gerektirir. Çünkü tan›tsal yap› içeren her ifadenin bir tan›t türü vard›r.
Tan›t türlerine göre aktar›lan bilginin güvenilirli¤i, do¤ruluk olas›l›¤› ve kesinlik
de¤eri derece derece de¤iflmektedir. Bir tan›t, türüne göre tan›t› sunan kiflinin öznel
dünyas›ndan, onun denetimi d›fl›ndaki nesnel dünyaya kadar uzanan bir yelpaze
içinde yer alabilir. Tan›t türleri (Willet, 1988; Plungian, 2001) flöyle s›n›flanmaktad›r:
Do¤rudan tan›t; aktar›lan ifadenin içerdi¤i tan›tsal yap›, bilgi kayna¤›n›n do¤-
rudan anlat›c› oldu¤unu gösterir (Ayfle ile Mert kavga etti.). Anlat› metinlerindeki
karmafl›k olay dizisinde yer alan sözcelerin tümü dolays›z tan›t türünün görsel ve
duyusal tan›t alt türüne örnektir. Bu tür sözceler, anlat›c› sesinin hakim oldu¤u
(anlat› aktar›ml›), anlat›sal nesnellik tafl›yan sözcelerdir. Yani, anlat›c›n›n ben ken-
dim gördüm, duydum vb. diyerek bu anlatt›klar›m do¤rudur iddias›nda bulundu-
¤u sözcelerdir. Alg›sal tan›t niteli¤i tafl›yan sözcelerse anlat› çözümlemesinde anla-
t›sal öznellik tafl›r ve genellikle anlat› yap›s›n›n de¤erlendirme parças›na aittir.
Dolayl› tan›t; aktar›lan ifadenin içerdi¤i tan›tsal yap›, bilgi kayna¤›n›n anlat›c›
olmad›¤› ancak anlat›c›n›n bu bilgiyi birinden ö¤rendi¤ini gösterir. Dolayl› tan›tlar
flu farkl› alt türlerde olabilir:
Aktar›m
• Belirsiz; aktar›lan ifadenin içerdi¤i tan›tsal yap›, anlat›c›n›n aktard›¤› bilgi-
yi biriyle konuflurken ö¤rendi¤ini gösterir. Ancak bilgi kayna¤› belli de¤il-
dir. [Ali memlekete dönmüfl. Kahvede konufltuk.]
• ‹kinci-elden edinilen tan›t; aktar›lan ifadenin içerdi¤i tan›tsal yap›, anlat›-
c›n›n aktard›¤› bilgiyi, söz konusu olay› ya da durumu görmüfl birisinden
duyarak ö¤rendi¤ini gösterir. [Ali memlekete dönmüfl. Ayfle söyledi.]
196 Genel Dilbilim-II
Ç›kar›m
• Belirsiz; aktar›lan ifadenin içerdi¤i tan›tsal yap›, anlat›c›n›n aktard›¤› bilgi-
yi kendi yapt›¤› bir ç›kar›mla oluflturdu¤unu gösterir. Ancak anlat›c›cn›n bu
ç›kar›m› gözlenebilir sonuçlara bakarak m› yoksa sadece akla vurma yoluy-
la m› elde etti¤i anlafl›lamaz. [A-Burada biri sigara içmifl. B-Nereden anla-
d›n? A-Eee belli iflte!]
• Eflsüremli ç›kar›m; aktar›lan ifadenin içerdi¤i tan›tsal yap›, anlat›c›n›n ak-
tard›¤› bilgiyi bir olay›n gözlemlenebilir sonucuna dayand›rarak ç›kar›m yo-
luyla oluflturdu¤unu gösterir (Evde bir sessizlik oldu¤una göre kimse yok.)
• Artsüremli ç›kar›m; aktar›lan ifadenin içerdi¤i tan›tsal yap›, anlat›c›n›n,
aktard›¤› bilgiyi bir olay›n b›rakt›¤› izi gözlemleyerek (Burada sigara koku-
su var.) ç›kar›m yoluyla oluflturdu¤unu gösterir. [Burada sigara kokusu var.
Biri sigara içmifl.]
• Akla vurma; aktar›lan ifadenin içerdi¤i tan›tsal yap›, anlat›c›n›n aktard›¤›
bilgiyi önsezi, mant›k yürütme, bir rüyâ, deneyim ya da baflka bir zihinsel
oluflum ile ç›kar›msal olarak oluflturdu¤unu gösterir. [Ali çok yorulmufl ol-
mal›. Geçen hafta befl tane s›nav› vard›.]
Anlat› çözümlemesi yaparken dolayl› tan›tlar, anlat› metninin karmafl›k olay di-
zisi d›fl›ndaki yönlendirme ve özellikle de¤erlendirme parçalar› içindeki anlat› söz-
celerinde karfl›m›za ç›kabilir. Ayr›ca, kiflisel deneyim anlat›lar›nda anlat›sal de¤er-
lilik düzenlemesi yap›l›rken kullan›lan neden iliflkisinin eklenti parças›na yerleflen
sözcelerde de dolayl› tan›tlar yer alabilir.
N N
SIRA S‹ZDE
lat› yap›lar›SIRA S‹ZDE
ve söylemsel özellikleri aç›s›ndan karfl›laflt›raca¤›z. Çözümleme yapar-
ken Kül Tigin yaz›t›yla Bilge Kagan yaz›t› aras›ndaki benzerlik nedeniyle Kül Tigin
AMAÇLARIMIZ yaz›t›ndanAMAÇLARIMIZ
sonra yaz›lm›fl olan Bilge Kagan yaz›t›n› ayr›ca ele almayaca¤›z.
Afla¤›da yer alan Kültigin yaz›t›ndan al›nt›lanm›fl örnek anlat› flu kurucu ö¤eler-
den oluflmufltur:
K ‹ T A P • anlat›K yap›s›n›n
‹ T A P zorunlu kurucu ö¤esi olan karmafl›k olay dizisi (K›rg›zlara
do¤ru sefer ettik. K›rg›z halk›n› uykudayken bast›k. Hakanlar› ile Songa da-
¤›nda savaflt›k.)
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
8. Ünite - Anlat› Çözümlemesi 197
• anlat› yap›s›nda bu ö¤eye ba¤l› olarak yer alan sonuç (lar) (K›rg›z Ka¤a-
n›’n› öldürdük. Ülkesini ald›k.)
• neredeyse tamam› Kül Tigin ile ilgili yönlendirme bilgileri (Kültegin 26 ya-
fl›ndayken/ Kül Tegin Bay›rkular›n ak ayg›r›na binip süratle at›larak hü-
cüm etti. Bir eri okla vurdu. ‹ki eri de kovalay›p m›zraklad›. O hücumda Ba-
y›rkular›n ak ayg›r›n›, uylu¤unu k›rarak vurdular.)
Örnek anlat›da metnin iletiflimsel amac›n› belirginlefltiren de¤erlendirme sözce-
leri yoktur. Ayr›ca, bu anlat›y› metin üreticisinin biyografisine dönüfltürecek her-
hangi bir anlat›sal de¤erlilik düzenlemesi de yap›lmam›flt›r. Metin al›c›s› Kül Tigin
yaz›t›ndaki bu bölümü okudu¤unda, K›rg›zlara yap›lan seferin neden anlat›ld›¤›
sorusunun yan›t›n› bulamamaktad›r.
Metne dil aktar›mlar› aç›s›ndan bakt›¤›m›zda, aktar›lan içeri¤in, yani iletinin an-
lat› biçiminde sunuldu¤u; anlat›c›n›n tüm sözcelerde anlat› aktar›m› yapt›¤› gö-
rülmektedir. Aktar›mlar›nda konuflma ve düflünceyi belirten hiçbir eylem yoktur.
Bu nedenle metin al›c›s› bu anlat›da tek bir sesle (anlat›c› sesiyle) karfl› karfl›yad›r.
Aktar›ma konu olan olaylar bütünüyle anlat›c›n›n denetimi alt›nda sunulmufltur.
Tamam› anlat›c›n›n do¤ru oldu¤u iddias›n› kendi tan›kl›¤›yla (do¤rudan tan›t-gör-
sel) sundu¤u olaylard›r.
Bütün bu özellikleriyle Kül Tigin yaz›t›ndaki bu sat›rlar bize sadece gönderge
ifllevi tafl›yan bir anlat› sunmaktad›r.
Tunyukuk metnindeki ayn› karmafl›k olay dizisinin aktar›ld›¤› sat›rlara bak›ld›-
¤›nda karmafl›k olay dizisinin yan› s›ra anlat› yap›s›n›n di¤er kurucu ö¤elerinin de
kullan›ld›¤› görülmektedir. Afla¤›da yer alan sat›rlar yönlendirme ve de¤erlendirme
ifllevlidir. Verilen bilgiler kullan›larak olaylar aras›nda çeflitli arkaplan iliflkileri ku-
rulabilmektedir. Bu iliflkilere dayan›larak örne¤in, neden K›rg›zlara savafl aç›ld›¤›,
savafl›n neden kaç›n›lmaz oldu¤u gibi bilgilere ulafl›labilmektedir.
Tunyukuk anlat›s›nda de¤erlendirmeleri sunarken kendi sesinin d›fl›nda belirli
di¤er seslere de (Tabgaç, On Ok, K›rg›z ka¤anlar› ve Türgifl Ka¤an) yer vermekte-
dir. Bu dilsel düzenlemeyle anlat›s›ndaki kimi sözcelerin bilgi aç›s›ndan sorumlu-
sunun kendisi d›fl›nda belirli di¤erleri oldu¤unu da iflaretlemektedir.
198 Genel Dilbilim-II
ÖRNEK De¤erlendirme
ol sab›n eflidip tün yeme ud›s›k›m kelmez erti
<kün yeme> olurs›k›m kelmez erti
anta sak›nt›ma ilk k›rk›zk]a sü[les]er [yeg er]mifl tedim
kögmen yol› bir ermifl tumifl teyin eflidip bu yolun yor›sar yaramaç› tedim
yerçi tiledim
çölgi az eri bultum
eflidtim az yir y[oli?] an› b[irle?...er]mifl
bir at oruk› ermifl
an›n barm›fl aNar ayt›p bir atl›g barmifl teyin ol yolun yor›sar unç tedim
sak›nt›m
kagan›ma ötüntüm
8. Ünite - Anlat› Çözümlemesi 199
Yukar›daki ilk iki sat›rda [(Türgifl ka¤an›n›n) bu sözlerini iflitince gece uyuya-
s›m gelmiyordu. (Gündüz) oturas›m gelmiyordu.] Tunyukuk’un bir iç de¤erlendir-
me yapt›¤› görülmektedir. Bu sözcede, Tunyukuk olay an›ndan anlat›m yaparak
duyduklar› karfl›s›ndaki duygusal tepkilerini okuyucuya aktarmaktad›r. Sözcede
anlat›c› sesi hakimdir. Anlat› aktar›m› yap›lmaktad›r.
‹zleyen metin tümcelerine bak›ld›¤›nda Tunyukuk’un iç de¤erlendirme yap-
maya devam etti¤i görülmektedir. Önce anta sak›nt›ma (O zaman düflündüm ifl-
te...) diyerek düflünce aktar›m› yapmakta ve bu aktar›m› yaparken dolayl› akta-
r›m biçimini kullanmaktad›r. Yani, bu tümcelerde aktar›m eylemini (...., düflün-
düm) kullan›lm›flt›r. Anlat› aktar›m›n› keserek kendi sesini, “belirli di¤eri”nin sesi-
ne dönüfltürmekte ve aktard›klar› ile kendisi aras›na mesafe koymaktad›r. Son
tümcedeyse (kagan›ma ötüntüm) konuflma aktar›m› yapmaktad›r. Bu de¤erlen-
dirme tümcelerinin ard›ndan metinde afla¤›da (Kn) biçiminde iflaretlenen iki s›ra-
l› olaydan oluflan karmafl›k olay dizisine ve sonuç(lar)a yer verilmekte ve anlat›
tamamlanmaktad›r.
Sonuç(lar)
kanin ölürtümüz
kaganka k›rk›z bodunu içikdi yükünti
Yukar›daki iliflkide yer alan nedenleyici olay›n do¤ru oldu¤una metin al›c›s›n›
ikna etmek çabas›yla metninde dilsel aktar›mlar›na ve tan›t türlerine yönelik dü-
zenlemeler (ol üç kagan ögleflip altun y›fl üze kab›flal›m temifl/ öNre türk kaganga-
ru sülelim temifl/ üçegün kab›fl›p sülelim edi yok k›flal›m temifl) yapmaktad›r. An-
lat›s›nda belirli di¤erlerinin sesine yer verifli, dolayl› konuflma aktar›m› biçimlerini
kullanmas›, aktar›m yapt›¤› ifadelerde bilginin sorumlulu¤unun “kendisinde olma-
d›¤›n›” ilgili tan›t yap›lar›n› kullanarak iflaret etmesi raslant›sal bir seçim de¤ildir.
O halde flunu söyleyebiliriz: Tunyukuk yaz›t›ndan al›nan örnek anlat› Kül Tigin
yaz›t›ndakinden farkl› olarak gönderge iflleviyle birlikte anlat›n›n de¤erlendirici
ifllevini de tafl›yan bir anlat›d›r. Bu anlat›da anlat›lan olaylar Tunyukuk’un biyog-
rafisine dönüfltürülmüfltür.
SIRA S‹ZDE Tunyukuk metninde yer alan afla¤›daki anlat› örne¤inde, anlat› yap›s› hangi kurucu ö¤eler-
SIRA S‹ZDE
3 den oluflmaktad›r? Bu anlat› örne¤inde anlat›sal de¤erlilik düzenlemesi yap›lm›fl m›d›r?
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
bilge tunyukuk ben özüm tabgaç iliNe k›l›nt›m
türk bodun tabgaçka körür erti
S O R U S O kanin
türk bodun R U bulmayin tabgaçda adr›ld›
kanlant›
D‹KKAT kanin kodup
D ‹ K K tabgaçka
AT yana içikti
teNri ança temifl erinç
N N
SIRA S‹ZDE “kan bertim
SIRA S‹ZDE
kan›Nin kodup içikdiN”
içikdük üçün
AMAÇLARIMIZ teNri ölAMAÇLARIMIZ
demifl erinç
türk bodun ölti
alk›nt›
K ‹ T A P K ‹ T A P
yok bolt›
türk sir bodun yerinte bod kalmad›
TELEV‹ZYON
Afla¤›daT ETunyukuk
LEV‹ZYON
metninden al›nm›fl bir di¤er anlat› örne¤i yer almaktad›r. Bu
örnekte de Tunyukuk’un anlat›s›n› gönderge ifllevinin yan› s›ra de¤erlendirici iflle-
viyle de kulland›¤› görülmektedir. Bir önceki örnekte gözledi¤imiz tüm söylemsel
‹NTERNET düzenlemeler ‹ N T Ebu
R N Eanlat›
T da kullan›lm›flt›r. Bu örnek anlat›n›n da en yüksek anlat›-
sal de¤erlilik düzenlemesi içerdi¤i görülmektedir.
En yüksek anlat›sal de¤erlilik tafl›yan olaya, neden iliflkisiyle ba¤lanan olay
(Olay -1) anlat›l›rken dolayl› konuflma aktar›m› yap›lm›flt›r. Böylece, belirli bir di¤er
kiflinin sesi metne sokulmufltur. Aktar›lan içerik yeniden dile getirme biçiminde su-
nulmufltur. Bu sözcedeki tan›tsal yap›, anlat›c›n›n olay› do¤rudan gören bir kifliden
duydu¤unu ve bu bilgiye dayanarak do¤rulu¤unu iddia etti¤ini göstermektedir. Ya-
ni Tunyukuk, okuyucuya bu söylediklerimin bizzat flahidi olan benim d›fl›mda bi-
ri var iletisini aktararak anlat›sal de¤erlilik düzenlemesini güçlendirmektedir.
Örnek üzerinde karmafl›k olay dizisi içindeki olaylar yukar›da oldu¤u gibi (Kn)
biçiminde iflaretlenmifltir. Anlat›n›n, karmafl›k olay dizisinin zamanda s›ral› üç olay-
8. Ünite - Anlat› Çözümlemesi 201
dan olufltu¤u görülmektedir. Anlat› metninin önemli bir bölümü bir önceki örnek-
te oldu¤u gibi, de¤erlendirme sözcelerinden oluflmaktad›r.
Yönlendirme ÖRNEK
›da taflda kalmifli kubran›p yeti yüz bolt›
eki ülügi atl›g erti
bir ülügi yadag erti
yeti yüz kiflig uduzugma ulug› flad erti
De¤erlendirme
ayg›l tidi
ay›gmas› ben ertim bilge tunyukuk
kagan mu k›flayin tedim
sak›nt›m
toruk bukal› semiz bukal› ›rakda bilser semiz buka toruk buka teyin bilmez ermifl
teyin
ança sak›nt›m
Yönlendirme
ANTA K‹SRE
teNri bilig bertük üçün özüm ök kagan k›fld›m bilge tunyukuk
buyla baga tarkan birle ilterifl kagan boluy›n birye tabgaç›g öNre k›tany›g y›rya
oguzug üküfl ök ölürti
Yönlendirme
bilgesi çab›fli ben ök ertim
çogay kuzin kara kumug olurur ertimiz
keyik yiyü tab›flgan yeyü olurur ertimiz
bodun boguzi tok erti
yag›m›z tegre oçuk teg erti
biz afl teg ertimiz
De¤erlendirme
OLAY-› (Anlat›sal de¤erlili¤i belirginlefltiren nedenleyici olay)
[ança olurur erkli oguzdundan küreg kelti
küreg sabi antag
tokuz oguz bodun üze kagan olurtu tir
tabgaçgaru kun› seNünüg ›dmifl
k›tanygaru toNra eflimig ›dmifl
sab ança ›dmifl
azk›nya türk [bodun?] yoruyur ermifl kagani alp ermifl
ayguç›si bilge ermifl
ol eki kifli bar erser sini tabgaç›g ölürteçi tir men
öNre k›tany›g ölürteçi tir men
bini oguzug ölürteçik tir men
tabgaç birdin yen teg
k›tany öNdün yen teg
ben y›rd›nta yan tegeyin
türk sir bodun yerinte idi yor›mazun
usr idi yok k›flal›m tir men]
OLAY0 (En fazla anlat›sal de¤erlilik tafl›yan olay)
ol sab›g eflidip tün ud›s›k›m kelmedi
küntüz olurs›k›m kelmedi
202 Genel Dilbilim-II
ANTA ÖTRÜ
kagan›ma ötündüm
ança ötündüm
tabgaç oguz k›tany buçegü kab›flsar kaltaç› biz
öz içi tafl›n tutmifl teg biz
yuyka erkli topulgal› uçuz ermifl
yinçge erklig üzgeli uçuz
yuyka kal›n bolsar topulguluk alp ermifl
yinçge yogun bolsar üzgülük alp ermifl
öNre k›tanyda birye tabgaçda kurya kur›d›nta y›rya oguzda eki üç biN sümüz kel-
teçimiz bar mu ne
ança ötündüm
kagan›m ben özüm bilge tunyukuk ötüntük ötünçümin eflidü berti
(köNlüNçe uduz dedi.
(K1) kök ö_üg yo¤uru ötüken y›flgaru uduztum
(K2) inigek kölekin toglada oguz kelti
Yönlendirme
[süsi alt› biN ] ermifl
biz iki biN ertimiz
(K3) sü_üfldümüz
Sonuç(lar)
teNri yarl›kad› yanyd›m›z
ügüzke tüfldi
yanyduk yolta yeme ölti kök
ANTA ÖTRÜ
oguz kop›n kelti
tü[rk kagan›g] ötüken yerke ben özüm bilge tonyukuk <kelürtüm> ötüken yerig)
konmifl teyin eflidip
biryeki bodun kuryak› y›ryak› öNreki bodun kelti
SIRA S‹ZDE Tunyukuk metninde yer alan yukar›daki anlat› örne¤ini, anlat›n›n de¤erlendirici ifllevi aç›-
SIRA S‹ZDE
4 s›ndan Kül Tigin yaz›t›n›n afla¤›da yer alan ilgili bölümüyle karfl›laflt›r›n›z.
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
Kül Tigin Do¤u Yüzü
biriye tabgaç bodun yag› ermifl
S O R U y›r›ya bazS Okagan
R U tokuz oguz bodun yag› ermifl
k›rk›z kur›kan otuz tatar k›tany tatab› kop yag› ermifl
D‹KKAT kaN›m kagan
D ‹ K K Abunça
T k›rk artuk› yeti yol› sülemifl
yegirmi süNüfl süNüflmifl
(...)
N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Son olarak afla¤›daki iki örnek anlat›y› karfl›laflt›ral›m. Tunyukuk metninden al›-
AMAÇLARIMIZ nan afla¤›daki anlat› örne¤inde de yukar›dakilere benzer biçimde anlat›sal de¤er-
AMAÇLARIMIZ
lilik düzenlemesi yap›lm›flt›r. Anlat› gönderge ifllevinin yan› s›ra de¤erlendirici iflle-
viyle de kullan›lmaktad›r. Anlat› metninin büyük bir bölümünde de¤erlendirme
K ‹ T A P sözcelerineK yer
‹ T verildi¤i
A P görülmektedir. Tunyukuk, en yüksek anlat›sal de¤erlilik
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
‹NTERNET ‹NTERNET
8. Ünite - Anlat› Çözümlemesi 203
tafl›yan olay› nedenleyen olay› (Olay-1) sunarken dolays›z, ancak görsel olmayan
duyusal tan›t› belirginlefltiren tan›tsal yap›y› kullanm›flt›r. Böylece bu bilgiyi bir fle-
kilde birinden duydu¤unu sezdirerek “bu durumun benim d›fl›mda bir tan›¤› var”
iletisini okuyucuya aktarmakta, ancak bilgi kayna¤›n› yine belirsiz b›rakmaktad›r.
Metinde karmafl›k olay dizisi sadece iki s›ral› olaydan oluflmaktad›r.
Yönlendirme ÖRNEK
eki biN ertimiz
eki sümüz bolt›
OLAY-1 (Anlat›sal de¤erlili¤i belirginlefltiren nedenleyici olay)
türk bodun k›[l›ng]al› türk kagan olurgal› flantuN bal›kka taloy ügüzke tegmifl
yok ermifl
De¤erlendirme
OLAY0 (En fazla anlat›sal de¤erlilik tafl›yan olay)
kagan›ma ötünüp
(K1) sü eletdim
(K2) flantuN b[al›kka] taloy [ügüzk]e tegürtüm
Sonuç(lar)
üç otuz bal›k s›d›
Kül Tigin yaz›t›nda ise, yukar›daki anlat› örne¤inde Tunyukuk’un anlat›sal de-
¤erlilik düzenlemesiyle vurgulayarak sundu¤u Türk halk›n›n fiantung flehirlerine
ulaflt›r›lmas› olay› afla¤›da görüldü¤ü gibi bir yönlendirme bilgisi ve bu bilgiye ek-
lenen iki olay›n anlat›m› yap›larak sunulmaktad›r. Anlat›c› sesinin hakim oldu¤u
bu sat›rlarda, anlat› aktar›m› yap›ld›¤› görülmektedir. Örnek sat›rlarda konuflma
ve düflünce aktar›m› sözceleri yer almamaktad›r.
Tunyukuk yaz›t›ndaki her bir ö¤e anlat›, gönderge ifllevinin yan› s›ra de¤erlen-
dirici ifllevle de kullan›lm›fl ve metinde anlat›c›n›n biyografisi öne ç›kar›lm›flt›r. Bu
yolla, metin al›c›s›n›n afla¤›da yer alan ç›kar›msal tan›tlar› içeren iddialar› onay-
lamas› amaçlanmaktad›r. Metnin büyük yap›s›nda yer alan de¤erlendirme bölümü
bu amac› belirginlefltirmektedir.
Tunyukuk metninde, ö¤e anlat›lar›n tümüne gönderim yapan de¤erlendirme
sözcesinin içerdi¤i metin tümcelerinin tamam›nda düflünce aktar›m› yap›lmakta-
d›r. Aktar›m dolays›z ba¤›ms›z düflünce aktar›m› biçiminde gerçeklefltirilmifltir.
Yani aktar›m tümceleri (... diye düflünüyorum) kullan›lmam›flt›r. Dolays›z ba¤›m-
s›z düflünce aktar›m› metin üreticisine kendi iddias›n›, bunun bir iddia oldu¤unu
etiketlemeden örterek böylece okuyucunun da metindeki verileri kullanarak olufl-
turabilece¤i bir iddia haline dönüfltürerek sunma olana¤› verir. Bu nedenle, bu tür
düflünce aktar›m› tümcelerinin iletiflimsel etkisi yüksektir (Thompson,1996).
ÖRNEK De¤erlendirme
ilterifl kagan kazganmasar udu ben özüm kazganmasar il yeme bodun yeme yok
erteçi erti kazgantukin üçün udu özüm kazgantukum üçün il yeme il bolt› bodun
yeme bodun bolt›
[‹lterifl Ka¤an kazanmasayd›, ve ben kendim kazanmasayd›m devlet de halk da
olamayacakt›. Ka¤an kazand›¤› için ve ben kendim kazand›¤›m için devlet de
devlet oldu, halk da halk oldu.]
(...)
ilterifl kagan kazganmasar yok erti erser ben özüm bilge tunyukuk kazganmasar
ben yok ertim erser
kapgan kagan türük sir bodun yerinte bod yeme bodun yeme kifli yeme idi yok er-
teçi erti
[‹lterifl Ka¤an kazanmasayd›, (ya da hiç) olmasayd›, ben kendim Bilge Tunyukuk
kazanmasayd›m, (ya da) ben hiç omasayd›m Kapgan Ka¤an Türk Sir halk› ülke-
sinde boy da, halk da, insan da olmayacakt›.]
ÖRNEK Bitifl
ilterifl kagan bilge tunyukuk kazgantuk üçün kapgan kagan türük sir bodun yor›-
duk› bu
türük bilge kagan türük sir bodunug oguz bodunug igidü olurur
[‹lterifl Ka¤an ve Bilge Tunyukuk kazand›¤› için Kapgan Ka¤an’›n Türk Sir halk›-
n›n geliflmesi (iflte) bu(dur). Türk Bilge Ka¤an, Türk Sir halk›n› besleyerek tahtta
oturuyor.]
Özet
N
A M A Ç
Anlat› söylemi ile anlat› metni aras›ndaki iliflkiyi N
A M A Ç
Kiflisel deneyim anlat›lar›n›n di¤er anlat›lardan
1 tan›mlayabilmek. 5 ayr›lan yönünü aç›klayabilmek.
Anlat› söylemi, bitmifllik gösteren bir dizi olay›n Bir kiflisel deneyim anlat›s›, de¤erlendirici iflle-
öncelik sonras› içeren olufl s›ras› içinde sunuldu- viyle konuflucunun biyografisinin gözlenmesini
¤u söylem türüdür. Anlat› metinleriyse geçmifl sa¤layan ve gerçek olaylarla uyumlu bir s›ra içe-
deneyimlerin ya da daha genel bir söyleyiflle bit- recek biçimde s›ralanan bir dizi olay›n kayd›d›r.
mifllik tafl›yan olaylar›n olufl s›ras›na göre anlat›l- Kiflisel deneyim anlat›lar›n›n, al›c›lar› üzerinde
d›¤› kendine özgü bir yap›s› ve kurucu parçalar› etki gücü vard›r. Bu nitelikleriyle basit, pek dik-
olan metinlerdir. kate al›nmayacak ya da önemsenmeyecek dene-
N
yimlerin anlat›m›ndan farkl›lafl›rlar. Kiflisel dene-
Sözlü anlat› çözümlemesinin amaçlar›n› s›rala- yim anlat›lar›nda anlat›sal nedensellik stratejisi
A M A Ç
2 yabilmek. kullan›l›r.
N
Sözlü anlat› çözümlemesi, anlat›c›lar›n yaflad›k-
lar› olaylar› anlat›rken yeniden nas›l yorumlad›- A M A Ç Anlat›sal nedensellik stratejisini tan›mlayabilmek.
6
¤›, de¤erlendirdi¤i ve gerekçelendirdi¤iyle ilgile- Kiflisel deneyim anlat›lar›nda çok fazla kiflinin bil-
nir. Çözümleme flu amaca ulaflmay› hedefler: An- medi¤i düflünülen bir olay, anlat›da aktar›lan di-
lat›c›n›n, çeflitli dilsel düzenlemeler yaparak (ör- ¤er olaylardan ayr›larak anlat›c› taraf›ndan öne
ne¤in olay aktar›m›nda bitmifllik görünüflünün ç›kar›l›r. Bu olay en yüksek anlat›sal de¤erlilik
kullan›lmas›) metin al›c›s›n›n da yaflanm›fl olaylar tafl›yan olayd›r. Anlat›c›, metin al›c›s›n› anlat›sal
olarak alg›layabilmesini sa¤lad›¤› yaflant›lar›n›, de¤erlilik konusunda ikna etmek ister ve bu
nas›l bir zihinsel tasar›m yaparak anlat›s›nda ye- amaçla en yüksek anlat›sal de¤erlilik tafl›yan ola-
niden kurdu¤unu, s›ralad›¤›n› ve biçimlendirip y›, neden iliflkisi kurdu¤unu düflündü¤ü di¤er
anlamland›rd›¤›n› ortaya koymak. bir olaya ba¤layarak sunar.
N
A M A Ç
Anlat› metinlerinin dilsel özellikleri ile ifllevlerini N
A M A Ç
Dil aktar›m›n› tan›mlayarak dil aktar›m biçim-
4 betimleyebilmek. 8 lerini örnekleyebilmek.
Sözlü Anlat› Çözümlemesinin ilkelerine göre, dil- Dil aktar›mlar›, iletiflimde olaylar ile konuflma ve
sel özellikler, anlat›n›n ifllevlerini ortaya koyar. düflüncelerin aktar›lmas› s›ras›nda ortaya ç›kan
Anlat›n›n iki temel ifllevi vard›r: Birinci ifllev an- dilsel düzenlemeleri gösterir. Anlat› aktar›m›, söz/
lat›n›n gönderge ifllevi olarak adland›r›lan bilgi- düflünce eylem aktar›m›, dolayl› konuflma/ düflü-
lendirme ifllevidir. Anlat›n›n ikinci iflleviyse de- ne aktar›m›, ba¤›ms›z dolayl› konuflma/düflünce
¤erlendirici ifllevidir. Bu ifllev, anlat›c›n›n belirli aktar›m›, dolays›z konuflma/düflünme aktar›m›
olaylar›, belirli bir düzen içinde ve belirli bir amaç ve ba¤›ms›z dolays›z konuflma/düflünce aktar›m›
do¤rultusunda anlatarak anlatt›¤› olaylar› kendi temel dil aktar›m biçimleridir.
biyografisine dönüfltürebilmesine olanak verir.
206 Genel Dilbilim-II
NA M A Ç
Dil aktar›m›n›n boyutlar›n› s›ralay›p aç›klaya- N
A M A Ç
Tunyukuk ve Kül Tigin yaz›tlar›n›n anlat› yap›-
9 bilmek. 11 s›n› ve söylemsel özelliklerini aç›klayabilmek.
Dil aktar›mlar›n›n ses, ileti, iflaret ve tutum olmak Tunyukuk yaz›t› birden çok anlat›dan oluflan bir-
üzere dört boyutu vard›r. Ses, aktar›lan ifadenin leflik bir anlat› örne¤i oluflturmaktad›r. Ö¤e anla-
kayna¤› olarak kimin ya da neyin gösterildi¤iyle t›lar›n her biri anlat› yap›s›n›n karmafl›k olay di-
ilgilidir. ‹leti, özgün içeri¤in metin al›c›s›na han- zisi, sonuçlar, yönlendirme ve de¤erlendirme ku-
gi aktar›m yoluyla sunuldu¤udur. ‹flaret, anlat›c›- rucu ö¤elerini içermektedir. Anlat›sal de¤erlilik
n›n bir dilsel aktar›m yapt›¤›n› gösterme fleklidir. ve anlat›sal nedenleme Tunyukuk metni için ti-
Tutum, ileti ya da özgün konuflmac›ya iliflkin ola- piktir. Ö¤e anlat›lar zamanda s›ral› olaylardan
rak aktar›m› yapan›n yapt›¤› yorumlarla ilgilidir. oluflan her karmafl›k olay dizisinin di¤er ö¤e an-
N
lat›daki karmafl›k olay dizisine eklenmesiyle bir-
A M A Ç
Aktar›m tümcelerindeki tan›t türlerini s›ralaya- leflik anlat›n›n karmafl›k olay dizisini oluflturmak-
10 bilmek. tad›r. Tüm ö¤e anlat›lar metnin büyük yap›s›nda
Tan›tsall›k, konuflucunun aktard›¤› önermedeki de¤erlendirme kurucu parças›na ba¤lanmakta ve
bilgiye nas›l ulaflt›¤›n› gösteren dilbilgisel ulam- Tunyukuk’un bu bölümde yer verdi¤i iddialar›-
d›r. Tan›tsal yap›lar, konuflucunun aktard›¤› tüm- n›n tan›tlar› olarak kullan›lmaktad›r. Bu yaz›t,
cenin do¤rulu¤unu, önermeye oldu¤unu duy- Tunyukuk’un biyografisini içermektedir. Kül Ti-
dum, gördüm vb. anlamlar ekleyerek ne ölçüde gin metnindeyse a¤›rl›kl› olarak yaln›zca olay ak-
üstlendi¤ini gösterir. Tan›t türleri dolays›z tan›tlar tar›m› yap›lmaktad›r. Anlat›sal de¤erlilik düzen-
ve dolayl› tan›tlar olmak üzere iki temel türe ve lemesi bu anlat›da tercih edilmemifltir. Bu özel-
bu türler alt›nda yer alan farkl› alt türlere ayr›l›r. likleri iki metnin farkl› iletiflimsel amaçlara hiz-
met etti¤ini göstermektedir. Kül Tigin yaz›t› olay-
lar hakk›nda bilgilendirme yapan bir anlat› alt tü-
rü örne¤i olufltururken, Tunyukuk metni, al›c›
üzerinde aktar›lan olaylarda Tunyukuk’un rolü-
nün vurgulanmas› amac›yla oluflturulmufl tipik
bir kiflisel deneyim anlat›s› örne¤idir.
8. Ünite - Anlat› Çözümlemesi 207
Kendimizi S›nayal›m
1. Anlat› söyleminin temel özelli¤i afla¤›dakilerden han- 6. Ali: “Yar›n ‹stanbul’a gidece¤im.” dedi.
gisidir? Yukar›daki sözcede hangi tür dil aktar›m› yap›lmaktad›r?
a. Süren olaylar›n anlat›lmas› a. Ba¤›ms›z konuflma aktar›m›
b. Bitmifl olaylar›n zaman s›ras› dikkate al›nmadan b. Ba¤›ms›z dolays›z konuflma aktar›m›
anlat›lmas› c. Ba¤›ms›z düflünce aktar›m›
c. Bitmifl olaylar›n zaman s›ras› içinde anlat›lmas› d. Dolayl› düflünce aktar›m›
d. Gerçekleflme olas›l›¤› olan olaylar›n anlat›lmas› e. Sözeylem anlat› aktar›m›
e. Gerçekleflmesi istenen olaylar›n anlat›lmas›
7. “Söylenenlere göre genç çift fliddetli geçimsizlik ya-
2. Afla¤›dakilerden hangisi anlat› metninin zorunlu ku- fl›yormufl.”
rucu parças›d›r? Yukar›daki sözcede hakim ses afla¤›dakilerden hangi-
a. De¤erlendirme sidir?
b. Yönlendirme a. Belirli di¤erleri
c. Bitifl b. Belirsiz di¤erleri
d. Özet c. Topluluk
e. Karmafl›k olaylar d. Belirlenemez özellikteki di¤erleri
e. Anlat›c› sesi
3. “O an göz göze geldik. Oturdu¤um yerden kalkt›m.
Ard›ndan o da ayn› fleyi yapt›. Sonra sar›ld›k birbirimize.” 8. “Ayfle flimdi çok heyecanl›d›r. Bugün önemli bir ifl
Yukar›daki metin, bir anlat› metninin hangi kurucu par- görüflmesi var.”
ças› olarak ifllev yüklenebilir? Yukar›daki alt› çizili sözce hangi tür tan›t sunmaktad›r?
a. De¤erlendirme a. Do¤rudan tan›t
b. Özet b. Artsüremli ç›kar›m
c. Yönlendirme c. Üçüncü- elden elde edilen tan›t
d. Karmafl›k olaylar d. Eflsüremli ç›kar›m
e. Bitifl e. Akla vurma
4. “Ben bu yaflad›klar›m›, sizin de bafl›n›za böyle bir 9. “kül tigin [alt› otuz] yafl›Na k›rk›z tapa süledimiz
fley gelirse haz›rl›kl› olun diye anlat›yorum.” süNüg bat›m› kar›g söküpen kögmen y›fl›g toga
Yukar›daki metinde hangi tür de¤erlendirme yap›lmak-
yor›p k›rk›z bodunug uda bast›m›z
tad›r?
kaganin birle soNa y›flda süNüfldümiz”
a. Eylem aktar›m› yoluyla de¤erlendirme
Yukar›daki sözcelerde hakim ses afla¤›dakilerden han-
b. Güçlendiriciler
gisidir?
c. Olaylar› geciktirerek de¤erlendirme
a. Belirli di¤erleri
d. D›fl de¤erlendirme
b. Anlat›c› sesi
e. Aç›mlay›c›lar
c. Belirsiz di¤erleri
d. Topluluk
5. Anlat›n›n iki temel ifllevi afla¤›dakilerden hangisidir?
e. Belirlenemez özellikteki di¤erleri
a. Gönderge ifllevi ve betimleme ifllevi
b. Gönderge ifllevi ve de¤erlendirici ifllev
10. “anta sak›nt›ma ilk k›rk›zk]a sü[les]er [yeg er]mifl
c. De¤erlendirici ifllev ve aç›klama ifllevi
tedim..”
d. Aç›klama ifllevi ve betimleme ifllevi
Yukar›daki sözcede hangi tür dil aktar›m› yap›lmaktad›r?
e. Bilgilendirme ifllevi ve gönderge ifllevi
a. Anlat›
b. Ba¤›ms›z düflünce aktar›m›
c. Ba¤›ms›z dolayl› düflünce aktar›m›
d. Ba¤›ms›z dolays›z düflünce aktar›m›
e. Dolayl› düflünce aktar›m›
208 Genel Dilbilim-II
Okuma Parças›
Türkçenin Eldeki En Eski Ürünleri Olan Yaz›tlar Burada, dönemin Türkçesini ve yaz›tlar›n niteli¤ini yan-
ve Önemleri s›tmalar› bak›m›ndan iki ayr› yaz›ttan al›nm›fl iki küçük
Türk dilinin ve dolay›s›yla Türk yaz›n›n›n elimizde bu- parçay› aktarmak istiyoruz:
lunan en eski belgeleri Yenisey ve Orhun yaz›tlar›d›r. Üze kök teNri asra yag›z yer k›l›ntukda ekin ara kifli og-
Biz burada önce, daha uzun metinler içeren, Köktürk- l› k›l›nm›fl. Kifli ogl›nta üze eçüm apam bum›n kagan,
ler, Türk tarihi ve yaz›n› aç›s›ndan da büyük önem tafl›- istemi kagan olurm›fl. Olurupan türk bodun›n ilin törü-
yan Orhun yaz›tlar› üzerinde duraca¤›z. sin tuta birmifl, tört bulun kop yag› ermifl. Sü sülepen tört
Orhun yaz›tlar›, VIII. Yüzy›l›n ilk yar›s›nda dikilen ve bulundak› bodunug kop alm›fl, kop baz k›lm›fl. Bafll›g›g
“an›t tafl” olarak niteleyebilece¤imiz yaz›l›, büyük tafl- yüküntürmifl, tizligig sökürmifl. (Kül Tigin, do¤u1-2)
lard›r. Yabanc› araflt›r›c›lar›n runik (ya da rünik) yaz› “Üstte mavi gök, afla¤›da ya¤›z yer yarat›ld›¤›nda, ikisi-
olarak and›klar› bir yaz›yla yaz›lm›fl bu an›t tafllardan en nin aras›nda insano¤lu yarat›lm›fl. ‹nsano¤l›n›n üzerine,
önemlileri, en uzun metinleri içeren ve Köktürk’lerin atalar›m Bum›n Ka¤an, ‹stemi ka¤an tahta ç›km›fl. Tah-
en parlak döneminde, 732 tarihinde dikilmifl olan Kül ta ç›karak Türk ulusunun ülkesine ve yasas›na sahip ç›-
Tigin, 734 tarihini tafl›yan Bilge Ka¤an ve 726’da (?) di- k›vermifl, düzenleyivermifl. Dört bucak hep düflman-
kilen, iki tafltan oluflan Tonyukuk (ya da Tunyukuk) m›fl. Ordu göndererek dört bucaktaki uluslar› hep al-
yaz›tlar›d›r. Bunlara, biraz daha eski oldu¤u anlafl›lan m›fl, hep ba¤›ml› k›lm›fl. Bafl kald›ranlara bafl e¤dirmifl,
Ongin, Küli Çor (Ihe Hüflötü) yaz›tlar›n› ekleyebiliriz. dizlilere diz çöktürmüfl...”
Ayr›ca, Mo¤olistan’da bulunmufl, VII. Yüzy›l sonlar›na ‹lterifl kagan kazganmasar, yok erti erser; ben özüm
(688-691) ait oldu¤u düflünülen, II. Köktürk Ka¤anl›¤› bilge tonyukuk kazganmasar, ben yok ertim erser kap-
zaman›ndan kald›¤› anlafl›lan Çoyren yaz›t› da vard›r. gan kagan türk sir bodun yerinte bod yeme bodun ye-
Klyafltorn›y’›n (1971: 249-258) yay›mlad›¤› bu k›sa ve me kifli yeme idi yok erteçi erti. ilterifl kagan bilge tonyu-
eksik yaz›t bize dönemin dili konusunda bilgi vereme- kuk kazgantuk üçün, kapgan kagan türk sir bodun yo-
mekte, Bilge Ka¤an’›n babas› ‹lterifl Ka¤an’›n, Tun Bil- r›duk› bu.
ge, Tun Yegen ‹rkin ve Tonyukuk adlar›n›n geçmesi “‹lterifl Ka¤an kazanmasayd›, olmasayd›, ben kendim
bak›m›ndan ilgi çekmektedir. Bilge Tonyukuk kazanmasayd›m, olmasayd›m; Kapgan
Kül Tigin ve kardefli Bilge Ka¤an ad›na dikilmifl olan Ka¤an Türk Sir ülkesinde boy da ulus da insan da hiç
yaz›tlar, bugünkü Mo¤olistan’da, Baykal gölüne dökü- olmayacakt›. ‹lterifl Ka¤an, Bilge Tonyukuk kazand›¤›
len Orhun (ya da Orhon) nehri yak›nlar›nda bulun- için, Kapan Ka¤an Türk Sir ulusunun yürümesi (gelifl-
maktad›r ki, Orhun yaz›tlar› ad› buradan gelmektedir. mesi) iflte budur. “ (Tonyukuk 2. Tafl, kuzey, 1-3. Sat›r-
Tunyukuk yaz›t› ise Mo¤olistan’›n baflkenti Ulan Bator lar; Köktürk harfleriyle yaz›lm›fl bu parça için bkz 2.
yak›nlar›nda bulunmufltur. Resim).
Orhun yaz›tlar›, iki ka¤an ve bir vezirin a¤z›ndan, çeflit- Varl›klar›ndan ilk kez XII. Yüzy›lda Cuveyni’nin söz et-
li Türk kavimleri ve öteki uluslarla yapt›klar› savafllar›n, ti¤i belirtilen (bkz. Cafero¤lu, 1970: 119) Orhun yaz›tla-
çeflitli etkinliklerin ve ulus için gösterdikleri özverinin r›n›n bilim dünyas›na tan›t›l›fl›, ‹sveçli Strahlenberg’in
anlat›ld›¤›, ulusa hitabe niteli¤indeki belgelerdir. ve Alman araflt›r›c›s› Messerschmidt’in çal›flmalar›yla
Bat› yüzünde bir Çince yaz›t bulunan ve boyu 4 metre- bafllam›fl, Strahlenberg’in “Das Nord und östlicher Teil
ye yaklaflan Kül Tigin an›t tafl›n›n metni, kardefli Bilge von Europa und Asia” adl› kitab›ndan (1730) sonra ya-
Ka¤an taraf›ndan kaleme al›narak diktirilmifl olup ye- p›lan çeflitli araflt›rma gezileri, inceleme ve yay›nlar, bu
¤enleri Yollug Tigin taraf›ndan tafla yaz›lm›flt›r. Do¤a yaz›tlarla ilgili bilgilerimizi geniflletmifltir.
olaylar›n›n ve zaman›n yapt›¤› tahribatla kimi yerleri si- Önemle belirtilmesi gereken, bafllang›çta ‹skandinav
linmifl olan Bilge Ka¤an yaz›t› ise afla¤› yukar› ayn› bü- yaz›s›na (runa) benzetilerek runik yaz› diye adland›r›-
yüklükte olup metninin büyük bölümü Kül Tigin yaz›- lan, afla¤›da niteliklerine k›saca de¤inece¤imiz bir ya-
t›ndaki metnin ayn›d›r; Bilge Ka¤an’›n o¤lu TeNri Kagan z›yla yaz›lm›fl metinlerin çözümlenmesi konusudur.
taraf›ndan diktirilmifltir. ‹ki ayr› tafltan oluflan Tonyukuk Gerçek bir bilimsel baflar› ve 盤›r açan bir bulufl olarak
yaz›t›, dönemin güçlü veziri Tonyukuk’un a¤z›ndan, niteleyebilece¤imiz, yaz›tlardaki metinlerin çözümlen-
kendi etkinliklerinin anlat›ld›¤›, bir bak›ma, ulusun yük- mesini Danimarkal› dilci V. Thomsen’e borçluyuz. 1893
selmesindeki rolünün belirtildi¤i bir metni içermektedir. y›l›nda, Kopenhag’da verdi¤i konferansta bu baflar›s›n›
8. Ünite - Anlat› Çözümlemesi 209
Yararlan›lan ve Baflvurulabilecek
Kaynaklar
k›ndaki bilgileri sunmaktad›r. [Yönlendirme bilge tun- Crystal, D. (1991). A Dictionary of Linguistics and
yukuk ben özüm tabgaç iliNe k›l›nt›m/ türk bodun tab- Phonetics (üçüncü bas›m). Oxford:Blackwell.
gaçka körür erti/ türk bodun kanin bulmayin tabgaçda Plungian, V. (2001). The place of evidentiality within
ard›ld›/ kanlant›/ kanin kodup tabgaçka yana içikti] the universal grammatical space. Journal of
Yönlendirme bilgilerini anlat›c›n›n de¤erlendirmelerini Pragmatics, 33-3. 349-357.
içeren sözceler izlemektedir [De¤erlendirme teNri an- Labov, W., J. Waletzky (1967). Narrative analysis.: J.
ça temifl erinç/”kan bertim/kan›Nin kodup içik- Helm (Ed.) Essays on The Verbal and Visual Arts.
diN”/içikdük üçün/ teNri öl demifl erinç]. Bu sözceler Seattle: University of Washington Press, 12-44.
anlat›n›n niçin anlat›ld›¤›n› ve anlat›c›n›n bu anlat› ara- Labov, W. (1972). Language in the Inner City.
c›l›¤›yla aktarmaya çal›flt›¤› iletiflimsel niyetini sezdir- Philadelphia: University of Pennsylvania Press.
mektedir. Anlat›c› anlat›s›yla vurgulama, yönlendirme, Labov, W. (1997). Some further steps in narrative
hat›rlatma, uyarma vb. gibi bir edim gerçeklefltirme ça- analysis. The Journal of Narrative and Life History,
bas›ndad›r. ‹ki de¤erlendirme sözcesi aras›nda kurulan 7 (1-4), 395-415.
anlat›sal nedensellik iliflkisi (kiflisel nedenleme) anlat›- Leech G., N. Short (1981). Style in Fiction. New York:
sal de¤erlilik aç›s›ndan Tonyukuk’un Türk halk›n›n ya- Longman.
flad›¤› ve metinde de¤erlendirme sözcelerinin ard›ndan Mithun, M. (1986). Evidential diachrony in Northern
yer verilen karmafl›k olay dizisi ve sonuç [Karmafl›k Iroquoian languages. (Eds.) W. Chafe, J. Nichols.
olay dizisi türk bodun ölti/ alk›nt›/ yok bolt›/ Sonuç Evidentiality: Linguistic Coding of Epistemology, 89-
türk sir bodun yerinte bod kalmad›] ile ilgili düflünce- 112. Norwood: Ablex Publishing Corporation.
sini kabul edilir bir düflünce olarak öne ç›karmas›na Özünlü, Ü. (2001). Edebiyatta Dil Kullan›mlar›.
olanak sa¤lamaktad›r. ‹stanbul: Multilingual.
Riessman C.K. (1993). Narrative Analysis. Newbury
S›ra Sizde 4 Park, CA: Sage Publications.
Örnek metin parçalar› birbiriyle karfl›laflt›r›ld›¤›nda Tun- Thompson, G. (1996). Voices in the text: Discourse
yukuk metninde yer alan anlat› örne¤inin aksine, Kül perspectives on language reports.: Applied
Tigin metninden al›nan ve ayn› olay içeri¤ini aktaran Linguistics, 17 (4), 501-530.
sözcelerin anlat› metninin kurucu ö¤eleri dikkate al›na- Tannen, D. (1986). That’s Not What I Meant!: How
rak düzenlenmedi¤i; dolay›s›yla anlat›sal de¤erlilik dü- Conversational Style Makes or Breaks Relationships.
zenlemesine de bu metinde yer verilmedi¤i görülmek- NY: Ballantine.
tedir. Kül Tigin metninden al›nt›lanan sözcelerde anla- Tekin, T. (1968). A Grammar of Orkhon Turkic. (Uralic
t›c›n›n belirsiz tan›tlar kullanarak sadece geçmifle iliflkin and Altaic series 69.) Bloomington, The Hague:
olay ve durum betimlemeleri yapt›¤› görülmektedir. Indiana University Publications.
Tekin, T. (1988). Orhon Yaz›tlar›. Ankara: Türk Dil
Kurumu.
Tekin, T. (1994). Tunyukuk Yaz›t›. Ankara: Simurg.
Tekin, T. (2000). Orhon Türkçesi Grameri (Türk dilleri
araflt›rmalar› dizisi 9.) Ankara.
Uzun-Subafl›, L. (1995). Orhun Yaz›tlar›n›n Metindilbi-
limsel Yap›s›. Ankara: Simurg
Uzun, L. (2010). Narrative differences between Orkhon
inscriptions. Journal of the Korean Association of
the Islamic Studies, 20 (2), 237-256.
Willett, T.L. (1988). A Cross-Linguistic Survey of the
Grammaticization of
Evidentiality. Studies in Language 12, 51-97.
Türkçe ‹ngilizce Terimler Listesi 211
B Ezgi: Intonation
E Konu: Topic
Konuflmaya Dayal› Sezdirim: Conversational implicature
Edimbilim: Pragmatics
Küfür: Swearing
Edimsel Eylem: Performative verb
Kullan›lmam›fl Bilgi: Unused information
Edimsel: Performative
Edimsöz: Illocutionary
E¤retileme: Metaphor
N
Nezaket ‹lkesi: Tact Maxim
Eksiltme: Metonymy
Nicelik ‹lkesi: Maxim of quantity
En Küçük Çift: Minimal pair
Nitelik ‹lkesi: Maxim of quality
212 Genel Dilbilim-II
O-Ö Y
Odak: Focus Yans›t›c›: Expressive
Olumsuz Yüz: Negative face Yeni Bilgi: New information
Önerme: Proposition Yepyeni Bilgi: Brand new information
Önvarsay›m: Presupposition Yönlendirici: Directive
Övgü ‹lkesi: Approbation maxim Yüklem: Predicate
Özellik De¤ifltiren Sesbilimsel Kurallar›: Feature changing Yükümleyici: Commissive
phonological rules Yüz Tehdit Eden Eylemi dile getirmeme: opt out
Yüz Tehdit Edici Edim: Face threatening act
P
Parça Düflüren Kurallar: Segment deletion rules
Parça Ekleyen Kurallar: Segment adding rules
S
Saptay›c›: Constative
Serbest Da¤›l›m: Free variation
Ses Benzeflmesi Kurallar›: Assimilation rules
Sesbilimsel Süreçler: Phonological processes
Sesbilimsel ve Biçimbilimsel Koflullanma: Morphophono-
logical conditioning
Sesbirim: Phoneme
Sesbirimcik: Allophone
Sesbirimlerin Yerini De¤ifltiren Kurallar: Metathesis rules
Sezdirim: Implicature
Sosyo-kültürel Ba¤lam: Socio-cultural context
Söylem Modeli: Discourse model
Söylemsel Ba¤lam: Discourse context
Söylemsel Eski Bilgi: Discourse-old information
Söz Eylem Kuram›: Speech act theory
Sözce: Utterance
T
Tabu sözcükler: Taboo words
Tan›d›kl›k varsay›m›: Assumed familiarity
Tarz ilkesi: Maxim of manner
Ters Karfl›tl›k: Reverse opposition
Tevazu ‹lkesi: Modesty maxim
Tümce: Clause, sentence
U
Uyuflum ‹lkesi: Agreement maxim
V
Vurgu: Stress