You are on page 1of 2

Kapatılması

Türk Ocakları ve muhalefet

I. Ulusal Mimarlık Akımı'nın öne çıkan eserlerinden biri olan Türk Ocakları Merkez Binası'nın açılışı 23
Nisan 1930'da gerçekleşti. Merkez Ocaklılar için "mabed" niteliğinde idi. Bir başka övünç kaynağı ise
çalışır durumda olan matbaa idi. Harf Devrimi sonrasında Ocaklar Latin alfabesinin halka
benimseltilmesi konusunda yürütülen kampanyalarda öncü rol üstlendi. Verilen istatistiklere göre
Türk Ocakları 1929 yılının ilk üç ayında 50 bin kişinin yeni harfleri öğrenmesini sağladı. Yerli malı
kullanımı gibi benzer devlet politikalarında da Türk Ocakları faaliyetlerde bulundu. Sosyal yardımlar
ve halk eğitimi de Türk Ocakları'nın faaliyet sahasındaydı.[27] Bir yandan da Türk Tarih Heyeti Türk
Ocakları bünyesinde faaliyetlere başladı.[28]

Ocaklar içinde göze çarpan ilk muhalefet kişisel çatışmalar ekseninde başladı. Hamdullah Suphi ile
Reşit Galip arasında kişisel çekişmeler bulunmaktaydı. 28 Nisan 1930'da Tanrıöver aleyhine 45 imzalı
bir takrir verildi. İsmail Habip Sevük de Türk Ocakları'nın büyük kurultaylar yapmasının Mustafa Kemal
Atatürk'ün dikkatini çektiğini ve böylesi bir kitleyi kendi başına bırakmak istemediğini dile
getirmektedir. Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın 1930'da ortaya çıkması ve 99 günlük bir muhalefet
ortaya koyması[29] özellikle "muhalif Ege'de"[30] SCF'ye olan ilgiyi artırmış, Türk Ocakları da bundan
nasibini almıştı. Türk Ocakları üyelerinden Aydın mebusu Reşit Galip, Kars mebusu Ahmet Ağaoğlu ve
Şebinkarahisar mebusu Mehmet Emin Yurdakul SCF'ye geçen bazı isimler oldu. Özellikle İzmir Türk
Ocağı SCF ile en çok yakınlaşan şube idi ve Temmuz 1930'dan itibaren yoğun bir şekilde
eleştiriliyordu. Aynı şubede içkili etkinliklerin yapıldığı iddiası Türk Ocakları'na ilişkin eleştirilerin bir
diğer nedeniydi. Hamdullah Suphi burada "Türk Ocakları içki aleyhine daima mücadele edecektir."
demiş ve aynı konuşmasında tek partili rejime eleştirel bir tonla seslenmiştir. Türk Ocakları'nın
CHF'nin hars şubesi olduğunu söyleyen TBMM Başkanı Kâzım Özalp da SCF'ye geçenlerin ocak
üyeliğinden çıkartılması gerektiğini ifade etmiş, bir süre sonra da Türk Ocakları'nın CHF'nin hars
şubesi olduğu teyit edilerek Türk Ocakları'na sadece CHF'ye üye olanlar ile hiçbir siyasi partiyle ittisakı
bulunmayanların üye olabileceği açıklanmıştır. İstanbul Türk Ocağı'nda ise belediye seçimleri
arefesinde Nezihe Muhiddin'in "SCF'nin ülkeyi refaha eriştireceği, esaret zincirlerini kıracağı"
söylemleri ve SCF'ye oy istemesi, buna karşın Meliha Avni Sözen'in CHF'yi savunan konuşması ilgi
çekti.[31]

Türk Ocakları'nın kapatılmasına giden süreçte özellikle Hamdullah Suphi'nin cumhuriyetçiliğini


sorgulayan propagandalar basında tartışıldı. Son Posta ve Resimli Ay'da ise Türk Ocakları'na ilişkin sol
muhalefetten eleştiriler yükseliyordu. Zekeriya Sertel kendisini Ankara'daki Cumhuriyet balosundan
kovan Hamdullah Suphi için "Ocak başkanı gibi değil, aşiret reisi gibi davranırdı" demektedir.[32]

Türk Ocakları Olağanüstü Kongresi

10 Nisan 1931'deki olağanüstü kongre öncesinde Türk Ocakları'nın 250'den fazla alt şubesi ve 30
binden fazla üyesi bulunmaktaydı ve bu yönüyle ciddi bir sivil toplum kuruluşuydu. Füsun Üstel'e göre
Serbest Cumhuriyet Fırkası ile gün yüzüne çıkan muhalefet sonrasında "ortak yaşam ve sivil toplumun
tüm kalıntılarını ortadan kaldırmaya karar veren tek parti yönetimi" 1931'deki parti kurultayında
gençlik kuruluşlarının daha etkin denetimini kararlaştırmıştı.[33] Öte yandan Türk Ocakları'nın
kapatılmasına giden süreçte dış etkenlerin de rol aldığı düşünülmektedir. Ocakların Turancı eğilimi
dönemin Sovyetler Birliği Türkiye Büyükelçisi Jacob Suritz'de rahatsızlık uyandırması ve Tevfik Rüştü
Aras'ı uyarması Türk Ocakları'nın kapatılmasına giden sürece etki etmiştir. Hamdullah Suphi de
Atatürk'ün ABD'deki muadillerini incelettirip onlardan hareketle Ocakların Halkevleri'ne
dönüştürülmesine karar verdiğini dile getirmektedir. Atatürk'e göre Ocaklar Türk kültür ve sosyal
yasamına önemli katkılar yapmıştı ve Ocaklara düşen asli görevi Türkleştirme faaliyetleri idi. O dönem
öne sürülen görüşlerden biri de Ocakların kuruluşundaki ilke ve amaçlar parti programında yer alıyor
olmasıydı. Bu arada 24 Mart 1931'de Atatürk Hamdullah Suphi ve heyetini kabul etti ve kurultay
tarihini aldı. Ruşen Eşref'in anlatımıyla Atatürk gelişmeleri "Milletlerin tarihlerinde bazı devirler vardır
ki muayyen maksatlara erebilmek için maddî ve manevî ne kadar kuvvet varsa hepsini bir araya
toplamak ve aynı istikamete sevketmek lazım gelir." sözleriyle açıklıyor ve aynı cinsten olan
kuvvetlerin ortak gaye için birleşmesi lazım geldiğini dile getiriyordu. Hamdullah Suphi ise Atatürk'e
Türk Ocakları'ndan kendisine yönelik bir muhalefet olmayacağına ikna etmeye çalıştı.[34]

1931 Olağanüstü Kongresi öncesinde Türk Ocakları'nın kapatılacağı kesinleşmiş gibiydi. Bu nedenle
kongrede Ocakların faaliyet alanlarının yoğunluğuna ilişkin "prestij metni" sayılabilecek muhtelif
raporlar yayımlandı. Yayımlanan raporlarda 20 bin kişinin katıldığı 40 konferansın eksiksiz listesi,
köylere götürülen sağlık hizmetleri, eğitim faaliyetleri vb. gibi detaylı malumatlar bulunmaktaydı.
Hülâsa ikinci toplantıda CHF'ye katılma kararı alındı. Menkul ve gayrimenkul mallar da partiye
devredildi ancak tüm devir ve alacak-verecek işlemleri 1936 yılında bile devam ediyordu.[35]

You might also like