You are on page 1of 123

Karadeniz Teknik Üniversitesi

Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü

TEKNİK FİZİK
Termodinamik
Isı Transferi
Akışkanlar Mekaniği

Dr.-Mak.Müh. Kemal ÜÇÜNÜ


Ekonomist

TRABZON - 2020
ÖNSÖZ
Enerji, endüstrinin her alanında yaygınca kullanılan bir üretim girdisi veya çıktısıdır. Endüstrinin bir
kısmı enerji tüketirken, bir kısımı da enerji üreten üniteleri bünyesinde barındırır. Bir kısım endüstri
ise bu iki işevi, enerji üretimi ve tüketimini birlikte yürütmektedir. Enerji üretimi ve tüketiminin
gerçekleştirildiği her endüstri bu özelliği ile mühendislik mesleğinin ilgi alanı içerisindedir.
Enerji, bir hareketin veya eylemin gerçekleşmesini sağlayan veya sağlayacak olan bir özelliğe sahiptir.
Evrende bütün değişimler enerjinin bir türüne ihtiyaç duyar ya da değişimin sonunda enerji ortaya
çıkar. Bütün mühendislik alanlarında enerji ve enerjinin bazı türleri mühendislerin ilgi alanları
içerisindedir. Mühendislik alanlarının hemen tamamında endüstri mühendislerinin bir ya da daha çok
ilgi alanı bulunabilir. Bu durum, endüstri mühendislerinin ya da endüstride çalışan mühendislerin
enerjinin kullanımını ve kullanımla ilgili kuralları bilmelerini ve uygulamalarını gerektirmektedir.
Enerji ve iş ilişkileri çoğunlukla makine mühendisliği mesleği kapsamında değerlendirilse de, endüstri
mühendislerinin de bu ilişkilerle ilgili kavram, kural ve ilkeler hakkında bilgi sahibi olmaları mesleki bir
gerekliliktir.
Enerji, enerji geçişi ve enerji dönüşümleri ile ilgili içeriğe sahip olan Termodinamik, Isı Transferi ve
Akışkanlar Mekaniği de bu özellikleri ile endüstri mühendislerinin ilgilenmeleri ve öğrenmeleri
gereken konulardır.
Bu ders notu Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Endüstri Mühendisliği Bölümünde
okutulmakta olan Teknik Fizik adlı ders için hazırlanmıştır.
Dersin içeriği Termodinamik, Isı Transferi ve Akışkanlar Mekaniğinden oluşmaktadır.
Farklı disiplinlerden oluşan dersin içeriği çok sayıda literatürü içermektedir. Öğrencilerin bu
literatürlerden yararlanırken, sözkonusu literatürlerin geniş kapsamlı ve detaylı oluşu öğrencilerin
bazı güçlüklerle karşılaşmalarına yol açacaktır. Dersin müfredatının bilinmesi ve sözkonusu konuların
hangi düzeyde ele alınacağının belirlenmiş olmasının yararlarına bağlı olarak bir ders notunun
hazırlanması zorunululuğu doğmuştur.
Ders içeriğinde her konuya ilişkin örnek problemler verilerek öğrencilerin diğer referansları nasıl
kullanacakları konusunda da bilgilendirilmelerinin sağlanması amaçlanmıştır.
Ders notunun öğrencilerimize ve okuyuculara yararlı olmasını dilerim.
Saygılarımla.

Trabzon - Şubat 2020 Kemal ÜÇÜNCÜ

ii
İÇİNDEKİLER
1. GİRİŞ
1.1. Termodinamik
1.2. Isı Transferi
1.3. Akışkanlar Mekaniği
2. TERMODİNAMİK
2.1. Temel Kavramlar
2.1.1. Termodinamiğin Tanımı ve Uygulama Alanları
2.1.2. Boyutlar ve Birimler
2.1.3. Termodinamik Sistem
2.1.3.1. Termodinamik Sistem ve Çeşitleri
2.1.4. Enerji
2.1.5. Isı ve Sıcaklık
2.1.6. Maddenin Hal Değişimi
2.1.7. Basınç ve İş
2.1.8. Saf Madde ve Hal Değişimi
2.1.9. Gaz Karışımları
2.1.10. Gaz Kanunları ve İdeal Gaz Kanunu
2.2. Termodinamiğin Sıfırıncı Kanunu
2.3. Termodinamiğin Birinci Kanunu
2.3.1. Termodinamiğin Birinci Kanununun İfadesi
2.3.2. Hacim Değiştirme İşi
2.3.3. İç Enerji
2.3.4. Entalpi
2.3.5. Entropi
2.3.6. Açık Sistemlerde Termodinamiğin Birinci Kanunu
2.3.7. İdeal Gazlarda Durum Değişmeleri
2.3.7.1. Dengeli – Dengesiz Durum Değişmeleri
2.3.7.2. Sabit Hacimde Durum Değişmesi (İzokor)
2.3.7.3. Sabit Basınçta (İzobar) Durum Değişmesi
2.3.7.4. Sabit Sıcaklıkta (İzoterm) Durum Değişmesi
2.3.7.5. Sabit Isıda (Adyabatik) Durum Değişmesi
2.3.7.6. Çok Değişkenli (Politropik) Durum Değişmesi
2.4. Termodinamiğin İkinci Kanunu
2.5. Termodinamik Çevrim Ve Verim
2.6. Termodinamiğin Üçüncü Kanunu
2.7. Gaz – Buhar Karışımları
2.7.1. Su Buharı
2.7.2. Nemli Hava
2.7.2.1. Havanın Nemi
2.7.2.2. Özgül Hacim ve Özgül Kütle
2.7.2.3. Nemli Havanın Özgül Entalpisi
2.7.2.4. Nemli Hava Karışımı
2.7.2.5. Nemli Havanın Soğutulması
2.7.2.6. Nemlendirme
2.7.2.6. Yaş Termometre Sıcaklığı
2.8. Yakıtlar Ve Yanma
2.8.2. Yakıtlar
2.8.3. Yanma

iii
3. ISI TRANSFERİ
3.1. Temel Kavramlar
3.2. Isı Geçişi Problemlerinde Yapılan Varsayımlar
3.3. Isı Transferinin Özel Kanunları
3.3.1. Fourier Isı İletimi Kanunu
3.3.2. Newton’un Soğuma Kanunu
3.3.3. Stefan-Boltzman Işıma Kanunu
3.4. Isı İletimi
3.4.1. Tek ve Çok Katlı Düzlem Duvarlarda Isı İletimi
3.4.2. Radyal Isı İletimi
3.4.2.1. İçi Boş Silindirde (Boru) Isı İletimi
3.4.2.2. İçi Boş Kürede Isı İletimi
3.5. Isı Taşınımı
3.5.1. Temel Kavramlar
3.5.2. Doğal Taşınımla Isı Geçişi
3.5.3. Zorlanmış Taşınımla Isı Geçişi
3.5.4. Buharlaşma ve Yoğuşmada Isı Geçişi
3.5.4.1. Buharlaşmada Isı Geçişi
3.5.4.2. Yoğuşmada Isı Geçişi
3.6. Isı Işınımı
3.7. Enerji Dengesi
3.8. Toplam Isı Geçişi
3.8.1. Düz Duvardan Toplam Isı Geçişi
3.8.2. Silindirik Duvardan Toplam Isı Geçişi
3.9. Isı Değiştiricileri
3.9.1. Temel Kavramlar
3.9.2. Yüzeyli Isı Değiştiricilerinde Isı Geçişi
4. AKIŞKANLAR MEKANİĞİ
4.1. Temel Kavramlar
4.2. Hidrostatik
4.2.1. Akışkanların Fiziksel Özellikleri
4.2.1.1. Temal Kavramlar
4.2.1.2. Yoğunluk
4.2.1.3. Sıkıştırılabilirlik
4.2.1.4. Viskozite
4.2.1.5. Yüzeysel Gerilim ve Kılcallık
4.2.2. Hidrostatiğin Temel Denklemi ve Pascal Kanunu
4.2.3. Hidrostatik Basınç
4.2.3.1. Düzlemsel Yüzey Üzerinde Sıvı Basıncı
4.2.3.2. Eğik Yüzey Üzerinde Sıvı Basıncı
4.2.3.3. Boru Duvarları Üzerindeki Sıvı Basıncı
4.2.3.4. Basınç Dengesi
4.3. Hidrodinamik
4.3.1. Temel Kavramlar
4.3.2. Akış Tipleri ve Reynolds Sayısı
4.3.3. Süreklilik Denklemi
4.3.4. Bernoulli Denklemi
4.3.5. Debi Ölçülmesi
4.3.6. Borular İçinde Akış
4.3.7. Pompa ile Su Basma
KAYNAKLAR
EKLER

iv
ŞEKİL LİSTESİ
Şekil 2.1. Kalp (Kan dolaşımı)
Şekil 2.2. Makina (Silindir-piston sistemi)
Şekil 2.3. Sistem
Şekil 2.4. Kapalı sistem
Şekil 2.5. Açık sistem/madde alışverişi
Şekil 2.6. Özellik ifadesi
Şekil 2.7. İki farklı halde bulunan bir sistem
Şekil 2.8. Isıl dengeye ulaşan kapalı sistem
Şekil 2.9. Sıcaklık ölçeklerinin karşılaştırılması
Şekil 2.10. Paskal Prensibinin su cenderesinde uygulaması
Şekil 2.11. Toriçelli Deneyi ve atmosfer basıncı
Şekil 2.12. Basınç ölçümü değerleri
Şekil 2.13. Etkin basınç ölçüm cihazları
Şekil 2.14. U manometresi
Şekil 2.15. Saf madde
Şekil 2.16. Su - yağ karışımı (saf madde değil)
Şekil 2.17. Maddenin fazları
Şekil 2.18. Suyun hal değişimi
Şekil 2.19. Su için sabit basınçta Tv- hal değiştirme diyagramı
Şekil 2.20. Saf bir maddenin (su) sıvı-buhar doyma eğrisi
Şekil 2.21. Tv- diyagramı
Şekil 2.22. Pv- diyagramı
Şekil 2.23. Saf maddeler için PT- diyagramı ve üçlü nokta
Şekil 2.24. İdeal gaz ve bileşenleri
Şekil 2.25. Sistem enerji alışverişi
Şekil 2.26. Hacim değiştirme işi
Şekil 2.27. Hacim değiştirme işi (silindir-piston sistemi)
Şekil 2.28. Hacim değiştirme işi
Şekil 2.29. Durum değişmesinin yola bağımlılığı
Şekil 2.30. Açık sistem
2
Şekil 2.31. ∫1 𝑣𝑑𝑝’nin analitik gösterimi
Şekil 2.32. Sabit hacimde durum değişmesi
Şekil 2.33. İzobar durum değişmesi
Şekil 2.34. İzoterm durum değişmesi
Şekil 2.35. Adyabatik durum değişmesi
Şekil 2.36. Politropik durum değişmesi
Şekil 2.37. Durum değişmesi
Şekil 2.38. Aynı noktadan geçen DD eğrilerinin Ts-diyagramında görünüşü
Şekil 2.39. hs- diyagramında durum değişmesi
Şekil 2.40. İzobar ısıtma
Şekil 2.41. Kapalı çevrim
Şekil 2.42. Çevrim
Şekil 2.43. Çevrim işi
Şekil 2.44. Carnot çevrimi
Şekil 2.45. Carnot çevrimi sistem şeması
Şekil 2.46. Buharlaştırma düzeneği
Şekil 2.47. Su sıcaklığının zamanla değişimi
Şekil 2.48. Suyun ısıtılmasında sıcaklık-enerji (T-Q) diyagramı

v
Şekil 2.49. Su buharı için pV- diyagramı
Şekil 2.50. Su buharı için Ts- diyagramı
Şekil 2.51. Sıcaklık mutlak nem ilişkisi
Şekil 2.52. hx- Mollier diyagramının yapısı
Şekil 2.53. Mollier hx- diyagramı
Şekil 2.54. Nemli havadan nem giderme olayı
Şekil 2.55. Psikrometre (yaş ve kuru termometre)
Şekil 2.56. Psikrometre problemi
Şekil 3.1. Isı geçiş şekilleri
Şekil 3.2. Isı iletimi
Şekil 3.3. Isı taşınımı
Şekil 3.4. Işıma etksi
Şekil 3.5. Düz duvarda ısı iletimi
Şekil 3.6. Çok katlı düz levha
Şekil 3.7. Boruda ısı iletimi
Şekil 3.8. Çok katlı boruda ısı iletimi
Şekil 3.9. Kontrol hacminde ısı dengesi
Şekil 3.10. Kontrol yüzeyi ve enerji dengesi
Şekil 3.11. Toplam ısı geçişi
Şekil 3.12. Çok tabakalı levha
Şekil 3.13. Seri dirençlerin eşdeğer direnç ifadesi
Şekil 3.14. Seri direnç
Şekil 3.15. Pralel direnç
Şekil 3.16. Silindir için toplam ısı geçişi
Şekil 3.17. Paralel yüzeyli ısı eşanjörü
Şekil 3.18. Isı değiştirici kesiti ve elemanları
Şekil 3.19. Düz borulu eşanjör ve elemanları
Şekil 3.20. Aynı yönlü paralel akış
Şekil 3.21. Zıt yönlü paralel akış
Şekil 4.1. Sıvı akışı
Şekil 4.2. Viskozitenin sıcaklıkla değişimi
Şekil 4.3. Sıvı yüzeyleri
Şekil 4.4. Kılcallık olayı
Şekil 4.5. Sıvı yüzeylerinde kuvvet dengesi
Şekil 4.6. Sıvı basıncı
Şekil 1.7. Manometre, şematik
Şekil 1.8. Akış etkisinde statik basınç
Şekil 4.9. Hidrolik pres
Şekil 4.10. Sıvı basıncı-düzlem
Şekil 4.11. Sıvı basıncı-eğik düzlem
Şekil 4.12. Sıvı basıncı-boru
Şekil 4.13. Hız profili
Şekil 4.14. Akış tipleri
Şekil 4.15. Değişken kesitte sürekli akış
Şekil 4.16. Venturimetre
Şekil 4.17. Borular ve bağlantı elemanları
Şekil 4.18. Vana ve klape
Şekil 4. 19. Pompa ile su basma

vi
TABLO LİSTESİ
Tablo 2.1 SI birimleri
Tablo 2.2 Birimlerin katları
Tablo 2.3. Basınç Birimleri Çevrim Tablosu
Tablo 2.4. Enerji Birimleri Çevrim Tablosu
Tablo 2.5. Güç Birimleri Çevrim Tablosu
Tablo 2.6. Sıcaklık Birimleri Çevrim Tablosu
Tablo 2.7. Bazı maddelerin sabit basınçta özgül ısıları
Tablo 2.8. Suyun sıcaklığa bağlı kaynama basıncı
Tablo 2.9. Basınç ve sıcaklığın yükseklikle değişimi
Tablo 2.10. Bazı maddelerin üçlü nokta sıcaklık ve basınç değerleri
Tablo 2.11. Bazı gazların özellikleri
Tablo 2.12. Yakıt çeşitleri
Tablo 2.13. Yakıt kütlesini hesaplayan denklemler
Tablo 2.14. Hava fazlalık katsayıları
Tablo 3.1. Bazı malzemelerin ısı iletim katsayıları
Tablo 3.2. Isı taşınım katsayıları
Tablo 3.3. Bazı malzemelerin yayma katsayıları
Tablo 3.4. Doğal taşınımda c ve m değerleri
Tablo 3.5. Havanın özellikleri
Tablo 4.1. Bazı sıvıların yoğunlukları
Tablo 4.2. Bazı sıvıların yüzey gerilme katsayıları

vii
1. GİRİŞ
Termodinamik, Isı Transferi ve Akışkanlar Mekaniği temel mühendislik konuları arasında yer alır. Bu
nedenle mühendislik eğitimi müfredat programlarında yer alan temel dersler olarak
okutulmaktadırlar.
Endüstrinin her alanında enerji kullanılır. Bütün endüstriyel üretim sistemleri enerji tüketme ve/veya
enerji üretme görevleri itibariyle mühendislik mesleğinin ilgi alanı içerisindedirler. Enerji, kavram
itibariyle ya bir hareketi ortaya koyan veya bir hareketi ortaya koyacak olan bir özellik taşımaktadır.
Zira her değişim bir enerjiye ihtiyaç duyar veya bir enerji türü ortaya çıkarır.
Termodinamik, Isı Transferi, Akışkanlar Mekaniği enerji dönüşümleri ve geçişi ile ilgilenen bilim
dallarıdır.

1.1. Termodinamik
Termodinamik, enerji ve enerjinin dönüşümü ile uğraşan bir bilim dalı olup, fiziğin bir koludur. Isı
enerjisinin büyüklüğünü hesaplayan metotları araştırır, ısı enerjisi ile diğer enerji çeşitleri arasındaki
bağıntıları ve dönüşümleri inceler.
18. yüzyılın başlarından itibaren tekstil endüstrisinde meydana gelen hızlı gelişmenin sonucu artan
güç ihtiyacı ve bunun insan veya hayvan gücüyle karşılanamaması, buhar makinalarının keşfini
sağlamıştır.
İngiltere’de, 1697 yılında Thomas Savery ve 1712 yılında Thomas Newcomen tarafından yapılan
başarılı ilk buhar makinaları, 1765-1766 yıllarında ise James Watt’ın bu makinaları geliştirmesi ve
buharın o güne kadar bilinmeyen özellikleri üzerine yaptığı araştırmalar, bu alandaki gelişmelere
önemli katkı sağlamıştır. Termodinamik bilimine bundan sonraki süreçte de bir çok araştırmacı katkı
sağlamıştır.
Termodinamik terimi ilk kez, İngiliz bilim adamı Lord Kelvin tarafından, 1849 yılında yaptığı bir
yayında kullanılmıştır. “Termodinamik” sözcüğü, Latince therme (ısı) ve dynamis (güç) sözcüklerinden
türetilmiştir.
Termodinamik, fiziğin enerji ve enerjinin şekil değiştirmesi ile uğraşan bilim dalı olarak tanımlanabilir.
Hatta günümüzde Termodinamik, “enerji, ısı, iş ve entropi bilimi” olarak da tanımlanmaktadır.
Termodinamik, ısı ile diğer enerji şekilleri arasındaki bağıntıları inceleyen bir bilimdir. Belirli bir işi elde
etmek için sisteme ne kadar ısı verilmesi veya çıkarılması gerektiğinin hesap usulleri, termodinamik
bilminde verilir.
Helmoltz, Termodinamiğin Birinci Kanununu; "Isı, bir enerji çeşididir ve enerjinin diğer şekillerine
çevrilebilir" şeklinde ifade etmiştir. Termodinamik, otomobillerden uçaklara ve uzay araçlarına,
elektrik güç santrallerinden iklimlendirme sistemlerine ve bilgisayarlara kadar çok geniş uygulama
alanlarına sahiptir.
1824 yılında termodinamik biliminin kurucusu sayılan Sadi Carnot (1796-1832) kendisinden önce
James Watt (1736-1819) tarafından keşfedilmiş olan buhar makinasının verimini arttırmaya çalıştı.
Carnot, bu makinada, su buharı yerine civa buharı kullanılırsa, verimin artacağına inanmaktaydı.
Çalışmaları sonunda, buhar makinasının veriminin makinada iş gören maddeye balı olmadığı
neticesine vardı ve makinanın veriminin, çalışmakta olduğu iki sınır sıcaklığa (dış ortamın ve buharın
sıcaklığı) bağlı olduğunu buldu. Bu çalışmalardan elde edilen neticelere göre, termodinamiğin ikinci
kanunu aşağıdaki gibi ifade edilmiştir:
"Isı, sıcak bir kaynaktan daha soğuk bir kaynağa doğru kendiliğinden akar. Akan ısı miktarının bir
kısmını işe çevirme imkanı mevcuttur."

1
Clausius ise; "Dışarıdan iş almadan soğuk kaynaktan ısı alarak, sıcak kaynağa ısı taşımak mümkün
değildir." Şeklinde tanımlama yapmıştır.
Günlük tecrübelerimiz bize gösterir ki, ısı yüksek sıcaklıktaki kaynaklarından düşük sıcaklıktaki
kaynaklara, çeşitli yollarla kendiliğinden geçer (Termodinamiğin ikinci kanunu) ve ısı kaynaklarının
sıcaklıkları eşit hale gelir. Evrende bulunan birçok ısı kaynağı (güneş), termodinamiğin ikinci kanununa
göre, etraflarına devamlı ısı yayarlar ve evren, bir sistem olarak, devamlı ısı alır. Dolayısıyla evrenin
entropisi daima artar; "Evrenin entropisi, bir maksimum değere doğru çoğalıyor." denebilir. Bu
nedenle, bir gün dünyada sıcaklık eşit hale gelecektir. Dünyada sıcaklık eşit olduğu zaman, potansiyel
bir enerji olsa bile, hayat olmayacaktır. Rüzgarın esmesi, yağmurun yağması, hayatın devamı, farklı ısı
kaynaklarına bağlıdır.
Termodinamik konusu ve amacı aşağıdaki gibi ifade edilebilir:
Termodinamiğin ilkelerinin geliştirilmesinin sağlam bir alt yapı üzerine oturması için temel
kavramların açık bir şekilde tanımlanması ile ilgili termodinamiğe özgü dilin belirlenmesi
Metrik SI ve ingiliz birim sistemlerinin incelenmesi
Sistem, hal, hal varsayımı, denge, hal değişimi ve çevrim gibi termodinamiğin temel kavramlarının
açıklanması
Sıcaklık, sıcaklık ölçeği, basınç ile mutlak ve gösterge basınç kavramlarının incelenmesi
Sistematik problem çözme tekniğinin tanıtılması

1.2. Isı Transferi


Isı transferi, sıcaklıkları farklı iki veya daha fazla nesne arasında iletim, taşınım ya da ışınım yoluyla
veya bu yolların birbiri ile olan kombinasyonları yoluyla gerçekleşen enerji transferinin
incelenmesidir. Bu transferin matematiksel olarak modellenmesi ısı transferi biliminin temel
konusunu oluşturur.
Termodinamik, akışkanlar mekaniği ve malzeme bilimleri ile ilişkilidir. Termodinamik, bir sistemin bir
işlem sırasında, bir denge durumundan bir diğer denge durumuna geçerken meydana gelen toplam
ısı transferi miktarıyla ilgilenirken, ısı transferi bilimi ise ısı transfer hızıyla ilgilenir.
Isı transferi hayatın bir parçasıdır ve devam etmesi için gerekli ve önemlidir. Vücudun ısı dengesi,
soğuk havalarda kalın giysiler giyerek ısı kaybının azaltılması, sıcak havalarda ise ince giysiler giyerek
fazla ısının vücuttan atılması ile sağlanır. Evimizin içinde bulunan buzdolabı, fırın, termos, düdüklü
tencere, saç kurutma makinası, ütü ve ısıtma cihazları gibi aletlerin yanı sıra; otomobilin motoru,
radyatör, ısıtma sistemi ve kliması hep birer ısı transfer uygulamasıdır.
Mühendislik uygulamalarının en önemli ve en çok karşılaşılan işlemlerinden birisi, farklı sıcaklıklardaki
iki veya daha fazla akışkan arasındaki ısı değişimidir. Isının bir akışkandan başka akışkana transferi,
uygulama süreçlerinde çoğu kez amaçlanan önemli bir olaydır. Kazanlar, kondenserler, evaporatörler,
su ısıtıcıları, otomobil radyatörleri, hava ısıtma ve soğutma kabinleri gibi uygulamalar, bir sıcak ve bir
soğuk akışkan arasında ısı alış verişinin olduğu süreçlere örnek olarak verilebilir. Bu ısı alış verişini
sağlamak için ısı değiştiricileri kullanılır.
Enerjinin iş yapmada kullanıldığı yaygın olarak bilinmektedir, fakat enerji, ısı ve iş arasındaki ilişki çoğu
zaman yanlış değerlendirmelere sebep olmaktadır. Bunun yanı sıra ısı ve sıcaklık terimleri de çoğu
zaman yanlış yerde ve yanlış anlamlarda kullanılmaktadır. Sıcaklık skaler, ısı ise vektörel bir
büyüklüktür.
Endüstriyel üretim sistemlerinin çoğu çeşitli ısı transfer süreçleri kullanır. Isı transferinin temel ilkesi,
farklı sıcaklıklardaki iki kaynakta aynı sıcaklık seviyesine erişinceye kadar soğuk kaynağa ısı geçişidir.
Isı kaynağı akışkan olan ısı değiştiriciler bu ilkeye göre çalışır. Sıcaklık farkı arttıkça ısı akısı artar.

2
Isı transferini kontrol eden ikinci faktör ısı akışı için sağlanan iletken yüzey alandır. Alan ve sıcaklık
farkının artması akan ısı miktarını artırır. Tasarımcı, aynı ısı akısını sağlamak üzere ekonomiklik
ilkesine uygun olarak alanı küçülten tasarımlar yapar.
Üçüncü ve büyük ölçüde ısı transferini kontrol eden en önemli faktör ısı kaynağı olan olarak kullanılan
sıvılarının akış miktarıdır.
Dördüncü faktör akışkanın aktığı yüzeyin ısı iletkenliğidir. Tasarımcı bunu da kontrol altında tutarak,
uygun malzeme seçerek, bir tasarım gerçekleştirmelidir.

1.3. Akışkanlar Mekaniği


Akışkanlar mekaniği de bilimsel ve mühendisliğin temel konularından biridir. Kan dolaşımından
roketlere kadar çok geniş bir uygulama alanı bulunmaktadır.
Akışkanlar mekaniği, akışkan hareketlerini ve bu hareketleri yaratan ya da bu hareketler sonucunda
ortaya çıkan hız, basınç, kuvvet, enerji ve bunun gibi fiziksel etkileri inceler.
Sıvı ve gazlar akışkandır. Özellikle su ve hava en çok ilgilenilen ve kullanılan akışkanlardır.
Akışkanlar mekaniği temelde iki bilim dalının ana kuralları üzerine inşa edilmiştir. Bunlar, Mekanik
(Newton) ve Termodinamik yasalarıdır. Ayrıca hareketi incelenen akışkanın fiziksel özellikleri ve
hareket bölgesinin çevresinden gelen şartların da etkisi büyük önem taşımaktadır. Akışkanlar
Mekaniği bütün bu bilgileri bir bütün oluşturacak şekilde birleştirirken ileri düzeyde matematik
kullanmak zorundadır.
Isı enerjisi, mekanik enerji veya diğer enerji türlerinin transfer problemleri Akışkanlar Mekaniği
problemleri ile büyük benzerlik ve yakın ilişki gösterdiğinden Akışkanlar Mekaniği deyimi yerine Isı ve
Kütle Transferi ya da Kütle-Enerji Transferi tabirleri kullanılmaya başlanmıştır.
Akışkanlarla ilgili bilinen ilk çalışmalar Archimedes (MÖ 285-212) tarafından yapılmıştır. Archimedes
suyun kaldırma kuvvetinden hareketle, akışkanlar için bir takım hesaplama yöntemleri geliştirmiştir.
Ancak, akışkanlarla ilgili esas gelişmeler Rönesans’tan sonra olmuştur.
Leonardo da Vinci (1452-1519), tek boyutlu-sürekli akış için süreklilik denklemini çıkararak dalga
hareketleri, jet akışları, hidrolik sıçramalar ve sürüklenme kuvvetleri hakkında bilgiler vermiştir.
Newton’un (1642-1727) yerçekimi kanununu bulmasından sonra yerçekimi ivmesi de hesaplara
katılmıştır. Sürtünmesiz akışlarda en önemli elişmeleri Daniel Bernoulli (1700-1782), Leonard Euler
(1707-1783), Joseph-Louis Lagrange (1736-1813) ve Pier Simon Laplace (1749-1827) yapmışlardır.
Euler bugün Bernoulli denklemi olarak bilinen bağıntıları ilk geliştirendir. Açık kanal akışları, boru
akışları, dalgalar, türbinler ve gemi sürüklenme katsayıları üzerinde Antonie de Chezy (1718-1789),
Henri Pitot (1695-1771), Wilhelm Eduard Weber (1804-1891), James Bicheno Françis (1815-1892),
Jean Louis Marie Poiseouille (1799-1869) yaptıkları deneysel çalışmalarla akışkanlar mekaniğinin
geliştirilmesinde önemli katkılarda bulunmuşlardır.
William Froude (1810-1879) ve oğlu Robert (1846-1924) modelleme kanunlarını, Lord Rayleigh (1842-
1919) boyut analizi tekniğini ve Osborne Reynolds (1842-1912) klasik boru deneyini (1883)
geliştirerek akışkanlar mekaniğinde çok önemli olan boyutsuz sayıları bulmuşlardır. Henri Navier
(1785-1836) ve George Stokes (1819-1903) Newtonian akışlara sürtünme terimlerini de ilave ederek,
bütün akışları analiz etmede başarıyla uygulanan ve günümüzde Navier-Stokes denklemleri olarak
bilinen momentum denklemlerini bulmuşlardır.
Ludwig Prandtl (1875-1953) yüzeye yakın yerlerde sınır tabakanın (1904) etkili olduğunu onun dışında
ise sürtünme kuvvetlerinin olmadığı durumlarda Bernoulli denkleminin uygulanabileceğini
göstermiştir. Aynı şekilde çok geniş teorik ve deneysel çalışmalar Thedore von Karman (1881-1963)
ve Geofrey Taylor (1886-1975)’un yanında pek çok araştırmacı tarafından da yapılmış ve
yapılmaktadır.

3
Akışkanlar Mekaniği'nin kullanım alanları gerek mühendislik uygulamalarında ve gerekse diğer
bilimsel teknolojik araştırmalarda gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır; içten yanmalı motorlar, su-gaz-
rüzgar türbinleri, pompalar, kompresörler, vantilatörler, taşıtlar, vb.
Akışkanlar mekaniği üç ana bölümde incelenir;
a) Statik, duran akışkanlar mekaniği
b) Kinematik (kuvvetlerden bağımsız, hız ve akım çizgileri ile ilgilenir)
c) Dinamik (hız, ivme ve kuvvetler arasındaki bağıntıyı inceler)

1.4. Mühendislikte Kullanılan Birimler


Birimler mühendisliğin temel taşıdır. Problem çözüm modellerini kavrayıp sayısal analizler
yapılabilmesi birimlerin önemini ortadan kaldırmaz. Hesap yöntemleri içerisinde birimler ihmal
edilmemelidir.
Halen dünyada iki birim sistemi kullanılmaktadır. Bunlar; SI (System International) ve BG (British
Gravitational) birim sistemleridir.
1) SI Birim Sistemi (System International)
Türkiye de dahil, dünyada en yaygın olarak kullanılan birim sistemidir. SI birim sistemi yedi temel
birim üzerine kurulmuştur (Tablo 1.1). Değişik birimlerin kendi aralarında onlu sisteme göre
düzenlendiği, basit ve mantıklı bir sistemdir.
Temel birimlerin ilk üçü (Metre-Kilogram-Saniye) olup, bu sisteme MKS sistemi de denir. SI
birim sistemindeki tüm diğer birimler bu yedi temel birimden üretilmiştir (Tablo 1.2).

Tablo 1.1. Temel birimler


Fiziksel büyüklük Sembol Birimi Kısaltma
Uzunluk L Metre m
Kütle m Kilogram kg
Zaman t Saniye s
Elektrik akımı I Amper A
o
Sıcaklık T Kelvin K
Işık yoğunluğu I Kandela cd
Madde miktarı M Mol mol

Tablo 1.2. Bileşik birimler

Fiziksel büyüklük Formülü Birimi


2 2
Alan A=L m
3 3
Hacim V=L m
Hız c = L/t m/s
İvme a = c/t m/s
2
Kuvvet F = ma kgm/s =N
2
Ağırlık G = mg kgm/s =N
2
Basınç p = F/A N/m = N
İş-enerji W=FL Nm = J
Güç N = W/t J/s = W

4
2) BG Birim Sistemi (British Gravitational)
Günümüzde sadece İngiltere ve Amerika menşeli teknik kitaplarda kullanılmaktadır. Türkiye’de BG
birim sistemi günümüzde daha çok boru ve boru diş ölçülerinde ve bazı ısı maknalarında (klima cihazı
gibi) kullanılmaktadır. Birimler arasındaki ilişkiler düzenli bir yapıda değildir ve sistemdeki birimler
birbirleri ile biraz keyfi olarak ilişkilendirilmiştir.
BG birim sisteminde de kullanılan temel ölçülerin ilk üçü SI sistemindeki gibi Kütle, Uzunluk ve
Zamandır. Ancak bu ölçülerden Kütle ve Uzunluk birimleri farklıdır. Bunlar;
− Kütle: Pound (Lb)
− Uzunluk: Feet (ft)
− Zaman: Saniye (Sn)
Boyutların türdeşliği: Mühendislik problemlerinde tüm denklemlerin boyutsal olarak türdeş olması
zorunludur. Bu nedenle bir denklemin her iki yanı aynı birimlerle ifade edilmesi gerekir.
Teklik dönüşüm oranları: Esas birimlerin kombinasyonları ile tüm türetilmiş birimler/ikincil birimler
oluşturulabilir. Örneğin, kuvvet birimi 1 N=1 kg m/s2 şeklinde ifade ediliyorsa, bu ifadenin teklik
dönüşüm oranı N/(kgm/s2)=1 olarak ifade edilebilir. Teklik dönüşüm oranları 1’e eşittirler ve
birimsizdir.
Bir fiziksel büyüklük, sayısal değeri ile birimin çarpımından meydana gelir. Buna göre fiziksel
büyüklüğü matematiksel olarak aşağıdaki gibi ifade edilir.
𝐅𝐢𝐳𝐢𝐤𝐬𝐞𝐥 𝐁ü𝐲ü𝐤𝐥ü𝐤 = 𝐒𝐚𝐲ı𝐬𝐚𝐥 𝐃𝐞ğ𝐞𝐫 𝐱 𝐁𝐢𝐫𝐢𝐦
Bu eşitlik, sayısal değerin yanına kesinlikle birimin yazılmasının gerektiğini göstermektedir. Aksi halde,
birim hatası ile sayısal değerlerdeki hatalardan daha büyük hatalara yol açılabilir. Örneğin, bir milin
çapı “d = 20” olarak ifade edilmişse ve gerçekte “d = 20 mm” ise; bunun 20 cm kabul edilmesi halinde
10 kat, 20 m kabul edilmesi halinde 1000 kat hata yapılmış olacaktır.

Tablo 1.3. Birimlerin katları


Birimlerin ast katları Birimlerin üst katları
Çarpan Ön ek ismi Sembol Çarpan Ön ek ismi Sembol
10-1 Desi d 101 Daka Da
10-2 Santi c 102 Hekto h
-3 3
10 Mili m 10 Kilo k
10-6 Mikro 𝜇 106 Meka M
-9
10 Nano n 109 Giga G
10-12 Piko p 1012 Tera T
-15 15
10 Femto f 10 Peta P
10-18 Atto a 1018 Ekza E

Kuvvet, kütle ile ivme çarpımıdır.


𝐹 = 𝑚 𝑎 [𝑘𝑔𝑚/𝑠 2 ]

5
Tablo 1.4. Kuvvet birimleri

Birim N kp dyn
5
1N 1 0,102 10
5
1 kp 9,81 1 9,81x10
-5 -6
1 dyn 10 1,02x10 1
2
1 N = 1 kgm/s

Basınç, belli bir kuvvetin belli bir alana homojen olarak yayılması ile ortaya çıkan etkidir.
𝑝 = 𝐹 [𝑁]/𝐴[𝑚2 ] [𝑁/𝑚2 ]

Tablo 1.5. Basınç – mekanik gerilim birimleri


2 2
Birim Pa bar N/mm kp/m at atm Torr
2 -5 -6 -4 -5
1 Pa (N/m ) 1 10 10 0,102 0,102x10 0,987x10 0,0075
5 -1
1 bar 10 1 10 10200 1,02 0,987 750
2 6 -5
1 N/mm 10 10 1 1,02x10 10,2 9,87 7500
2 -5 -6 -4 -4
1 kp/m 9,81 9,81x10 9,81x10 1 10 0,968x10 0,0736
2 -2
1 at (1 kp/cm ) 98000 0,981 9,81x10 10000 1 0,968 736
1 atm (750 Torr) 101325 1,013 0,1013 10330 1,033 1 760
-4
1 Torr (1 mm Hg) 133 0,00133 1,33x10 13,6 0,00136 0,00132 1

Teknik atmosfer basıncı: 1 at = 735,5 mm Hg = 10 m SS = 1kp/cm2


Fiziksel atmosfer basıncı: 1 atm = 760 mm Hg = 10,33 mm SS = 1,033 kp/cm2
Pascal : 1 Pa = 1 N/m2
Efektif basınç (atü) : Kapalı kaplar içinde manometrenin gösterdiği iç basınçtır.
Mutlak basınç (ata) : Efektif basınçla atmosfer basıncının toplamını ifade eden basınçtır.
Enerji, belli bir zaman süresince güç kullanabilme kapasitesidir.
𝐸 = 𝑁 𝑡 [𝐽]

Ek Tablo 1.6. İş – enerji birimleri


Birim J Kpm kWh kCal PSh
J 1 0,102 2,78x10-7 2,39x10-4 3,78x10-7
kpm 9,81 1 2,73x10-6 2,34x10-3 3,70x10-6
kWh 3,6x106 3,67x105 1 860 1,36
kCal 4186 427 1,163x10-3 1 1,58x10-3
PSh 2,65x106 2,7x105 0,735 632 1

Güç, birim zamanda üretilen iştir: GÜÇ = İŞ/ZAMAN


𝑁 = 𝑊/𝑡[𝐽/𝑠𝑛]
Yani belli bir işi ne kadar kısa zamanda yapıyorsanız o kadar fazla güçlüsünüz demektir.

6
Tablo 1.7. Güç birimleri
Birim W Kpm/s PS kCal/h kCal/s
-3 4
W 1 0,102 1,36x10 0,860 2,39x10
-2 -3
kpm/s 9,81 1 1,33x10 8432 2,34x10
PS 735,5 75 1 632 0,176
-3 -4
kCal/h 1,163 0,119 1,58X10 1 2,78X10
kCal/s 4186 427 5692 3600 1

Ek Tablo 1.8. Sıcaklık Birimleri Çevrim Tablosu


0 0 0 0
Sıcaklık (t) Fahrenheit ( F) Rankin ( R) Celsius ( C) Kelvin ( K)
0 0 0 0
F 1 (t R)–459,69 1,8.(t C)+32 1,8.(t K–273,15)+32
0 0 0
R (t F)+459,69 1 1,8.(t C)+491,69 1,8.(t°K)
0 0 0
C (t F–32).5/9 (t F–32).5/9 1 (t°K) – 273,15
0 0 0
K (t F–32).5/9+273,15 5/9.(t R) (t°C) + 273,15 1

Viskozite:

Dinamik viskozite   : Poise( P)  1dyns / cm ; 1Kg / ms  1Ns / m  3600Kg / mh


2 2

Kinematik viskozite   : 1Stoks(St )  1cm / s  10 m / s  0,36m / h


2 4 2 2

Isı iletim katsayısı   : 1KCal / mh0 C  1163W / m 0 C

Isı transfer katsayısı   : 1KCal / m 2 h 0 C  1163W / m 2 C


0

Isı miktarı q  : 1KCal / m 2 h  1163W / m 2

Özgül ısı C  : 1KCal / Kg C  4186 J / Kg C


0 0

Gerilme  , R  : N / m 2

Mukavemet momenti (W ) : mm3

SI – BG Birim Dönüşümleri

Tablo 1.9. Uzunluk Birimleri


Birim m in ft yd
Metre (m) 1 39,370 3,281 1,094
İnch (in) 0,0254 1 0,083 1,028
Foot (ft) 0,3048 12 1 0,333
Yard (yd) 0,9144 36 3 1
o -10 -7
1 A = 10 m = 10 mm
1 km = 0,6214 Karamili = 0,5396 Denizmili

Tablo 1.10. Alan birimleri


2 2 2 2
Birim m in ft yd
2
1m 1 1150,0 10,764 1,196
2 -4
1 in 6,45x10 1 0,007 0,0008
2
1 ft 0,093 144 1 0,1111
2
1 yd 0,8361 1206 9 1

7
Tablo 1.11. Hacım birimleri
3 3 3 3
Birim m in ft yd gallon GB gallon US barrel US
3
1m 1 61023 35,315 1,308 219,97 264,175 6,2905
3 -3 -3
1 in 0,0164x10 1 0,5787x10 0,0036 0,0043 0,010307
3
1 ft 0,28317 1728 1 6,2288 7,4805 0,17876
3
1 yd 0,76456 46656 27 1 168,177 201,974
1 gallon GB 0,004546 231,0 0,16054 1 1,201
1 gallon US 0,003786 231,0 0,13318 0,8327 1
1 barrel US 0,158970 9702 5,594 34,972 42 1
1 litre 0,001 61,023 0,035315 0,220 0,264

Tablo 1.12. Kütle birimi


Birim kg lb 1 Ons
1 kilogram (kg) 1 2,205 35,374
1 pound (lb) 0,454 1 16,043
-2
1 Ons 2,835x10 0,0623 1

Tablo 1.13. Basınç – mekanik gerilim birimi


Birim psi Pa bar at atm torr
2 -3 -3 -3
1 psi = lb/in 1 6894,76 68,948x10 70,307x10 68,046x10 51,715
-6 -5 -5 -6 -3
1 Pa 145,04x10 1 10 1,0197x10 9,8692x10 7,5006x10
5
1 bar 14,504 10 1 1,0197 0,98692 750
1 at 14,223 98066,5 0,980665 1 0,96784 735,56
1 atm 14,696 101325 1,01325 1,0332 1 760
-3 -3 -3 -3
1 torr 19,337x10 133,322 1,3332x10 1,3595x10 1,3158x10 1

Tablo 1.14. Enerji, ısı, iş birimleri


Birim kJ kCal PSh Btu HPh
-3 -4
1 kJ = 1 kWs 1 0,24 0,38x10 0,95 3,73x10
-3 -3
1 kCal 4,186 1 1,58x10 3,97 1,56x10
3 3
1 PSh 2,64x10 632,6 1 2,51x10 0,99
-3 -4
1 Btu 1,06 0,25 0,4x10 1 3,93x10
3 3
1 HPh 2,69x10 641,2 1,01 2,54x10 1

8
2. TERMODİNAMİK
2.1. Temel Kavramlar
2.1.1. Termodinamiğin Tanımı ve Uygulama Alanları

Termodinamik, enerji ve enerjinin dönüşümü ile uğraşan bir bilim dalı olup, fiziğin bir koludur. Isı
enerjisinin büyüklüğünü hesaplayan metotları araştırır, ısı enerjisi ile diğer enerji çeşitleri arasındaki
bağıntıları ve dönüşümleri inceler.
Mühendislik termodinamiği: Isı makinaları yardımıyla ısı enerjisinin mekanik enerjiye
dönüştürülmesinin kanunlarını ve etkin yollarını araştırarak, uygulamalı ısı mühendisliği bilimlerine
teorik alt yapı sağlar.
Klasik termodinamik: Her bir parçacığın davranışının bilinmesine gerek duyulmadan, termodinamik
ile ilgili çalışmaların makroskopik olarak ele alınması yaklaşımına denir. Mühendislik problemlerinin
çözümü için doğrudan ve kolay bir yöntem oluşturur.
İstatistiksel termodinamik: Tek tek parçacıkların oluşturdukları büyük kümelerin ortak davranışlarını
göz önüne alır.
Kullanımı alanları: Doğadaki bütün etkinlikler enerji ile madde arasında bir etkileşim içerir. Doğadaki
olayların mühendislik açısından analizi termodinamiğin temel ilkelerinin anlaşılmasını gerektirir.
Kalp, vücudun her noktasına kanı sürekli olarak pompalamakta, vücuttaki hücrelerde enerji
dönüşümleri meydana gelmekte, vücutta üretilen enerjinin bir kısmı iş yapmakta, üretilen vücut ısısı
devamlı olarak çevreye atılmaktadır. İnsanın yaşama konforu bu ısı atımıyla da doğrudan ilgili olup,
ortam koşullarına uygun giysilerle ısı atımı kontrol altında tutulur.
Yaşanılan diğer ortamlar da termodinamiğin uygulama alanlarıdır. Konutlar, evde kullanılan çoğu ev
aletleri, elektrikli/gazlı fırın, ısıtma ve klima sistemleri, buzdolabı, hava nemlendirme cihazı, düdüklü
tencere, termosifon, duş, ütü, bilgisayar, televizyon, otomobil motorları, roket ve jet motorları,
termik ve nükleer güç santralleri, güneş kolektörleri termodinamik ilkelere göre tasarlanır.

Şekil 2.1. Makina (Silindir-piston sistemi) Şekil 2.2. Kalp (Kan dolaşımı)

2.1.2. Termodinamik Sistem


2.1.2.1. Termodinamik Sistem ve Çeşitleri
Sistem, birbiriyle etkileşen veya ilişkili olan, bir bütünü oluşturan cisim veya varlıkların toplamıdır. Bu
durumda bu elemanların ve onların eylemlerini kapsayan matematiksel veya mantıksal bir model
oluşturulabilir.

9
Herhangi bir değişim incelenmeden önce, değişim parametreleri olan kütle ve enerjinin bilinmesi ve
analiz edilmesi gerekir. Termodinamik sistem, kütle ve enerji transferlerinin incelendiği bölge olarak
da tanımlanabilir. Diğer bir ifade ile termodinamikte incelenmek üzere çevreden bir sınırla ayrılmış
madde veya bölgeye sistem denir.
Sistemi çevreden ayıran yüzeylere sistem sınırı denir. Sistemin sınırları sabit veya hareketli olabilir.
Sistemin dışında kalan kütle veya bölgeye çevre denir.
Çevresiyle madde alışverişi olan sistemlere açık sistem veya kontrol hacmi denir (kompresör, türbin,
lüle vb.). Madde alışverişi olmayan sistemlere kapalı sistem denir (kapalı silindir-piston sistemi).
Kontrol hacminin sınırlarına kontrol yüzeyi adı verilir ve gerçek ya da hayali olabilirler.
Sistemin her noktasında kimyasal yapısı ve fiziksel özellikleri değişmiyorsa, böyle sistemlere homojen
sistem, sistem özellikleri bölgesel olarak değişiyorsa heterojen sistem denir.

Şekil 2.3. Sistem Şekil 2.4. Kapalı sistem

Şekil 2.5. Açık sistem/madde alışverişi

Sistem sınırından ısı alışverişi olmadan iş alışverişi olabilen sistemlere adyabatik sistem denir.
Sistemin temel özellikleri; basınç P, sıcaklık T, hacim V, kütle m'dir. Özelikler iki gruba ayrılır:
Bağımlı (yaygın/ekstensif) özellikler: Sistemin kütlesi veya hacmiyle orantılı olarak değişirler.
Örneğin; kütle, hacim, iç enerji, toplam iç enerji, entalpi ve entropi.
Bağımsız (yoğun/intensif) özellikler: Sistemin kütlesinden bağımsızdırlar. Örneğin; sıcaklık, basınç,
yoğunluk, hız, ısı ve yükseklik.
Özgül özellikler: Birim kütle için yaygın özelikler “özgül” ön eki ile ifade edilir. Örneğin; özgül hacim
(𝑣), özgül ağırlık (𝛾).

10
Durum/hal, sistemin içinde bulunduğu şartların belirlenmesidir. Bir sistem dış tesirler altında
durumunu değiştirmiyorsa, yani sistemin durum büyüklükleri/termodinamik koordinatları
değişmiyorsa, sistem “termodinamik denge”dedir.

Şekil 2.6. Özellik ifadesi

Termodinamikte bir sistemin durumunun belirlenebilmesi için, ölçülebilen özelliklerinin (basınç,


sıcaklık, kütle, madde cinsi) bilinmesi gerekir. Bunlar biliniyorsa diğer özellikler (hacim, iç enerji, vb.)
sabit olup, kesin olarak hesaplanabilirler.
Denge tipleri: ısıl denge, mekanik denge, faz dengesi, kimyasal denge. Bu dengeler bir arada
gerçekleşmedikçe termodinamik denge oluşmaz.
Çevreden sisteme uygulanan kuvvetlerin bileşkesi sıfır ise bu durumda sistem “mekanik denge”dedir.
Çevresi ile enerji alışverişi olmayan sistem “termik denge”dedir. Bu halde sistemin özeliklerinde hiç
bir değişme olmuyor demektir. Dış etkilerle sıcaklıkta değişme olduğunda sistem termik dengede
olmayacak, fakat bir süre sonra tekrar denge durumuna gelecektir.

Şekil 2.7. İki farklı halde bulunan bir sistem Şekil 2.8. Isıl dengeye ulaşan kapalı sistem

2.1.3. Enerji
Enerji, bir cismin çevresini etkileyerek özelliklerinde bir değişiklik meydana getirebilme ve iş
yapabilme yeteneğidir. Bu özellikleri taşıyan cisimlere enerji kaynakları denir.
Enerji ısıl, kinetik, potansiyel, elektrik, manyetik, kimyasal, nükleer gibi değişik biçimler alabilir;
bunların toplamı, sistemin toplam enerjisini (E) oluşturur.
Termodinamik çözümlemede, sistemin toplam enerjisini oluşturan enerji biçimleri makroskopik ve
mikroskopik olarak iki gurupta ele alınabilir.
Makroskopik enerji, sistemin tümünün bir dış referans noktasına göre sahip olduğu enerjidir; kinetik
ve potansiyel enerji gibi. Mikroskopik enerji ise, sistemin molekül hareketliliğiyle ilgilidir ve dış
referans noktalarından bağımsızdır.
Manyetik, elektrik ve yüzey gerilmesiyle ilişkili enerjiler sadece bazı özel durumlarda önem kazanır.
Bu enerjilerin etkisiz olması durumunda, sistemin toplam enerjisi kinetik, potansiyel ve iç enerjilerin
toplamından oluşur.

11
Potansiyel enerji: Herhangi bir kütlenin bulunduğu konum itibarıyla sahip olduğu konum enerjisidir.
Bu enerji türünde enerjinin kaynağı yer çekiminin kütle üzerindeki etkisine dayanır.
Ep = mg (z − z0 ) (2.1)
Burada, m kütle, g yer çekimi ivmesi z-z0 konumu ifade eder.
Kinetik enerji: Bir sistemin hareket enerjisi olarak da tanımlanabilir. Buna göre, ancak hareket
halindeki bir sistem kinetik enerjiye sahiptir.
1
Ek = 2 mc 2 (2.2)
Burada, m kütle c hızdır.
Basınç enerjisi:
∆𝑝
𝐸𝑝 = 𝑚 𝜌
(2.3)

Termik, basınç, kinetik ve potansiyel enerjiye sahip olan bir cisim için enerji denklemi:
∆p ∆c2
E = m (Cp ∆T + ρ
+ 2
+ g ∆z) (2.4)

Sabit sıcaklıkta enerji denklemi (mekanik enerji; türbin):


∆p ∆c2
Emek = m ( ρ + 2
+ g∆z) (2.5)

Sözkonusu enerji denklemlerinde kütle (𝑚) yerine kütlesel debi (𝑚̇) kullanılırsa güç elde edilir.

2.1.4. Isı ve Sıcaklık


Maddelerin hal ve sıcaklığında değişmeye neden olan etkinin kaynağı ısıdır. Sıcak bir ortama bırakılan
buz parçasını bir süre sonra tamamen su haline dönüştüren, ocağın üstünde bulunan suyun
ısınmasına ve sonunda kaynamasına sebep olan, yazın elektrik tellerinin uzamasına ve onların sarkık
hale gelmesine sebep olan hep ısıdır. Isı, bir maddenin bütün moleküllerinin sahip olduğu potansiyel
ve kinetik enerjilerinin toplamıdır. Diğer bir ifade ile ısı, bir enerji türüdür ve diğer enerjilere
dönüşebilir.
Bir maddenin sıcaklığını ΔT kadar değiştirmek için gerekli olan ısı miktarı,
Q = m C (T − T0 ) (2.6)
ifadesi ile temsil edilmektedir. Burada, Q ısı, m kütle, C özgül ısı ve (T − T0 ) sıcaklık değişimidir. mC
ise ısıl kapasitedir.
Sıcaklık enerji değildir; bir maddenin moleküllerinin ortalama kinetik enerjilerinin bir ölçüsüdür. Isı ile
sıcaklık arasındaki ilişki, potansiyel enerji ile yükseklik arasındaki ilişkiye benzetilebilir. Isı ve sıcaklık
günlük yaşantıda da sıkça kullanılan terimlerdir. Sıcak bir ortama bırakılan buz parçası belirli bir
zaman sonra ergimeye (sıvılaşmaya) başlar ve tamamen su haline dönüşür. Yanmakta olan ocağın
üstünde bulunan su gittikçe ısınır ve sonunda kaynamaya başlar, kışın soğuyan tellerin boyu kısalır ve
gergin dururlar. Isı, maddelerin halinde ve sıcaklığında bir değişmeye neden olur.
Isı ve sıcaklık, canlılar için de çok önemlidir. Zira, canlılar ancak belirli sıcaklık aralğında yaşamlarını
sürdürebilirler.
Fotonlardan oluşan ısı enerjisi boşlukta da yayılır. Enerji, madde, atom ve moleküllerinin titreşim
hareketinden meydana gelmektedir. Bu molekül ve atomların titreşim hareketleri ne kadar fazla ise,
fotonların enerjileri de o kadar fazla olur. Isı enerjisi aynı zamanda kimyasal ve nükleer enerji
tepkimelerinde de açığa çıkmaktadır.
Isının büyüklüğü kalorimetre ile, sıcaklığın büyüklüğü ise termometre ile ölçülür.

12
a) Isı bir enerji türüdür, sıcaklık ise enerji değildir, bir ölçüdür.
b) Isı birimi kalori veya joule dür, sıcaklık birimi ise derecedir.
c) Sıcaklık birimi günlük hayatta, derece Celsius (°C), teknikte ise derece Kelvin (°K)’dir.
Mutlak sıfır: Olabilecek en düşük sıcaklıktır. Bu sıcaklıkta maddenin içinde hiç ısı enerjisi
kalmayacağından daha fazla soğutmak mümkün değildir. Mutlak sıfır moleküllerin öteleme
hareketlerinin durduğu ve hareketlerinin çok küçük titreşimlere indirgendiği noktadır. Titreşimin
sebebi ‘sıfır noktası enerjisi’ denilen enerjidir ve bu enerji maddeden uzaklaştırılamaz. Teorik
araştırmalara göre, - 273 0C de (mutlak sıfır) tüm maddelerin atom ve moleküllerinin titreşimi hemen
hemen sıfır olmaktadır. Bu sıcaklık altında moleküller hareketsiz durmaktadır. Ancak, henüz -273 0C
sıcaklığa kadar inilememiştir.
Termometreler:
Sıcaklık, sistemin termik enerji kapasitesini belirleyen bir büyüklüktür. Elektrik enerjisinde elektrik
gerilim farkı ile benzer etkiyi yapar. Sıcaklık, cisimlerin üzerindeki etkilerinin karşılaştırılmasıyla
ölçülür. Örneğin, cisimler sıcaklıkları ile doğru orantılı olarak uzar veya genleşirler.
Maddenin birçok özelliği sıcaklığa göre değişir; metallerin sıcaklıkla genleşmesi; yaz mevsiminde
elektrik direklerinde tellerin aşağıya sarkması, otomobil lastiklerinin şişkinleşmesi; kış mevsiminde
demiryollarında raylar arasında açıklığın azalması; ocağa konan fincandaki su ısınır; yaz mevsiminde
ısınır, kış mevsiminde üşürüz, vb.
Bir referans sistemine göre sıcaklık ölçen cihazlara termometre veya sıcaklık ölçer denir.
Termometrede sıcaklığı değerlendirmek için kullanılan özelliğe termometrik özellik denir.
Cisimlerin sıcaklıklarının ölçülmesinde değişik termometrik özelliklerden yararlanılarak değişik sıcaklık
ölçerler yapılabilir. Günümüzde uzunluğun, hacmin, basıncın, elektrik direncinin, iki farklı telin
oluşturduğu elektrik devresindeki elektro motor kuvvetin ve cisimlerin yüzeysel ısınım şiddetlerinin
değişimlerine dayanan çeşitli sıcaklık ölçerlere rastlanılmaktadır.
Sıcaklık ölçerler genellikle sıcaklığı ölçülecek olan yüzeye temas etmek suretiyle çalışırlar. Ancak
özellikle yüksek sıcaklıkların ölçülmesinde kullanılan temassız sıcaklık ölçerler de mevcuttur.
Uygulamada kullanılan sıcaklıkölçerler aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:
1. Temaslı termometreler
1.1. Genişlemeli termometreler
1.1.1. Sıvı genişlemeli termometreler
1.1.2. Bimetalik tip termometreler
1.1.3. Gaz termometreleri
1.2. Termistörler
1.3. Direnç termometreleri (nikel, bakır, (korozyona uğrayabilir) platinyum, tungsten)
1.4. Isıl çiftler (termoeleman, thermocouple)
1.5. Sıvı Kristal termometreler
1.6. Birleşik devreli termometreler
2. Temassız Termometreler
2.1. Optik termometreler (pirometreler)
2.2. İnfrared (kızılötesi) termometreler
Isıl çiftlerle sıcaklık ölçümünde termokupl teller kullanılır ve -200 ile 2320 0C arasındaki sıcaklıklar
ölçülebilir.
En çok kullanılan sıcaklık ölçekleri Celsius ve Kelvin ölçekleridir. Celsius ölçeği 760 Torr (1.01325 bar)
basınçta suyun 0 0C’da donduğu ve 100 0C’da buharlaştığı kabul edilerek hazırlanmıştır. Kelvin ölçeği
ise 760 Torr basınçta suyun 273.15 0K’de donduğu ve 373.15 0K’de buharlaştığı kabul edilir. Kelvin
ölçeği mutlak sıcaklık ölçeği olarak tanımlanır ve pozitif değerlere sahiptir.

13
Termometreler maddelerin fiziksel özelliğinde meydana gelen değişim esasına göre düzenlenmiş
aletlerdir. En çok kullanılan sıcaklık skalaları aşağıda verilmiştir:
1) Celcius: Normal şartlarda buzun ergime sıcaklığını 0 derece, suyun kaynama sıcaklığını ise 100
derece olarak kabul eder.
2) Fahrenheit: Buzun ergime sıcaklığını 32 derece, suyun kaynama sıcaklığını ise 212 kabul
etmiştir.
3) Kelvin: Sıcaklıklar için başlangıç noktasını –273 oK olarak kabul etmiş ve sıcaklık derecelerini
pozitif sayılarla anlatmıştır. Bu ölçekte sıcaklık için sıfır, mutlak sıfırdır. Bundan dolayı bu
ölçeğe mutlak sıcaklık ölçeği de denir.

Şekil 2.9. Sıcaklık ölçeklerinin karşılaştırılması

Celsius ölçeğine göre, suyun üçlü noktası (aynı anda katı, sıvı ve gaz halinde bulunabildiği sıcaklık)
0,01 °C (veya 273,16 K) olarak tanımlanır.
Termometrelerde Celsius (C), Kelvin (K) ve Fahrenheit (F) sıcaklık değerlerini birbirine dönüştürmek
için aşağıdaki bağıntı kullanılır.
𝐶 𝐹 − 32 𝑇 − 273
= =
100 180 100
Özgül ısı: Bir maddenin birim kütlesinin sıcaklığını birim derece arttırmak için gerekli olan ısı enerjisi
miktarıdır. Isınma ısısı, öz ısı veya özgül ısı kapasitesi olarak da ifade edilir. Özgül ısı maddenin ayırt
edici özelliklerinden biridir. Özgül ısı maddenin bulunduğu fiziksel hal, basınç ve sıcaklığa göre az da
olsa değişkendir. Pratik uygulamalarda genellikle sabit olarak alınır.
Isıtma ve soğutma işlemlerinde akışkanın veya cismin aldığı veya verdiği ısı miktarını hesaplamak için,
özgül ısının bilinmesi gerekir. Bir maddenin özgül ısısı, o maddenin birim miktarını 1 0C artırmak için
gerekli ısı miktarı olarak tanımlanır. Akışkanın birim miktarına göre özgül ısının birimleri [kCal/Kg0C,
kCal/m3 0C, kCal/kmol 0C; kCal yerine KJ de kullanılır] şeklindedir.
Özgül ısısı C olan bir cismin m Kg’ının sıcaklığını T1’den T2’ye yükseltmek için gerekli ısı miktarı
𝑄 = 𝑚 𝐶 (𝑇2 − 𝑇1 ) (2.7)
eşitliği ile hesaplanır.
Katı ve sıvılarda özgül ısı basınca bağlı olmamakla birlikte gazlarda sabit hacimde ve sabit basınçta
özgül ısı olmak üzere iki tür özgül ısı sözkınusudur.
Isıtma ve soğutma sırasında akışkanın hacmi sabit tutuluyorsa, sarfedilen ısı miktarına sabit hacimde
özgül ısı denir ve Cv ile gösterilir.
Özgül ısının tarifinden; 𝐶𝑣 = 𝑞12 olup, hacim değiştirme işi sıfır olduğundan sabit hacimde özgül ısı
𝐶𝑣 = 𝑢2 − 𝑢1 (2.8)

14
şeklinde, iç enerjideki değişmeye eşit olur. O halde, bir sisteme sabit hacimde sıcaklığını artırmak için
verilen ısı miktarı sistemin yalnız iç enerjisini değiştirir.
Isıtma ve soğutma işlemi sırasında akışkanın basıncı sabit tutuluyorsa, sarfedilen veya alınan ısı
miktarına sabit basınçta özgül ısı denir ve Cp ile gösterilir.
Termodinamiğin birinci kanunu ile sabit basınçta özgül ısı
𝐶𝑝 = 𝑢2 − 𝑢1 + 𝑝 (𝑣2 − 𝑣1 ) (2.9)
eşitliği ile ifade edilir. Sabit basınçta sistem ısıtılırken, sisteme verilen ısı miktarı, sistemin iç
enerjisindeki değişmeyi karşılarken, sistemde meydana gelen hacim büyümesi nedeniyle yapılması
gereken hacim değiştirme işini de karşılar.
(2.8) ve (2.9) eşitliklerinden
𝐶𝑝 − 𝐶𝑝 = 𝑝(𝑣2 − 𝑣1 ) (2.10)
bağıntısı elde edilir ki, burada 𝐶𝑝 > 𝐶𝑣 olduğu görülür.
1 ve 2 konumları arasında durum denklemi
𝑝 (𝑣2 − 𝑣1 ) = 𝑅 (𝑇2 − 𝑇1 ) (2.11)
olup, sabit basınç altında 1 C sıcaklık farkı için 𝑇2 − 𝑇1 = 1 ℃ olduğundan, yapılan hacim değiştirme
0

işi
𝑝 (𝑣2 − 𝑣1 ) = 𝑅 (2.12)
ideal gaz sabitine eşit olur.
Mayer eşitliği
𝐶𝑝 − 𝐶𝑣 = 𝑅 (2.13)
𝐶𝑝
𝐶𝑣
= 𝑘 değerine adyabatik üs adı verilir ve gazların valenslarına bağlı olarak değerler alır.
𝑘𝑅
𝐶𝑝 = 𝑘−1 (2.14)
𝑅
𝐶𝑣 = 𝑘−1 (2.15)

Tablo 2.7. Bazı maddelerin sabit basınçta özgül ısıları


Madde Cp (kJ/kgK) Gazlar Cp (kJ/kgK)
Su 4,186 Hidrojen 14,31
Fuel-oil 1,90 Oksijen 0,92
Alüminyum 0,89 Azot 1,04
Demir 0,54 Hava 1,05
Çelik 0,46 Karbondioksit 0,85
Bakır 0,42 Karbonmonoksit 1,04
Odun 2,50 Su buharı 1,872

15
2.1.5. Maddenin Hal Değişimi
Ergime ve Donma / Sıvılaşma ve Katılaşma: Maddelerin içinde bulunduğu sıcaklığa göre, katı, sıvı ve
gaz halinde bulundukları bilinmektedir. Maddelerin katı halden sıvı hale geçmesine ergime
(sıvılaşma), sıvı halden katı hale geçmesine ise donma (katılaşma) denir.
Maddeler genelde ısı alarak ya da ısı vererek hal değiştirebilmektedirler. Maddelerin bir halden başka
bir hale geçmesine hal değiştirme denir.
Eğer bir maddeye ısı verildiği halde sıcaklığı değişmiyorsa madde o anda hal değiştiriyor demektir.
Çünki maddelerin hal değiştirme süresi içerisinde sıcaklıkları değişmemektedir; bu esnada verilen ısı
enerjisi maddenin molekülleri arasındaki bağları koparmada yani, hal değiştirmesinde
harcanmaktadır. Bununla beraber, hal değişimi esnasında maddelerin hacminda değişme olmaktadır.
Atmosfer basıncı altında (sabit basınçta) bütün katı maddelerin sıvı hale geçtiği sabit bir sıcaklık
değeri vardır. Bu sıcaklık değerine ergime sıcaklığı ya da ergime sıcaklık noktası denir. Atmosfer
basıncı altında her maddenin ergime sıcaklığı farklı olduğu için ergime sıcaklığı maddeler için ayırt
edici bir özelliktir. Örneğin deniz düzeyinde buzun ergime sıcaklığı 0 °C’dir.
Ergime ısısı, ergime sıcaklığındaki bir katının 1 gramının yine aynı sıcaklıkta sıvı hale geçmesi için
verilmesi gereken ısıya denir. Ergime ısısı da ayırt edici bir özelliktir. Kütlesi m olan, ergime
sıcaklığındaki bir katıyı ergitmek için verilmesi gereken ısı miktarı aşağıdaki bağıntı ile bulunur.
𝑄 = 𝑚 𝐿𝑒 (2.16)
Örneğin, buzun ergime ısısı Le = 80 cal/g dır.
Sıvı bir maddenin ısı vererek katı haline geçmesine ise donma denir.
Atmosfer basıncı altında bütün sıvı maddelerin katı hale geçtiği sabit bir sıcaklık değeri vardır. Bu
değere donma sıcaklığı ya da donma sıcaklık noktası denir.
Ergime ile donma birbirinin tersidir. Bundan dolayı bir maddenin ergime sıcaklığı, donma sıcaklığına
eşittir. Ergime ısısı da donma ısısına eşittir. Örneğin deniz seviyesinde 0°C’deki su donarken çevreye
80 cal/g’lık ısı verir. Özet olarak,
1) Madde hal değiştirirken sıcaklığı değişmez.
2) Bir maddenin ergime sıcaklığı ile donma sıcaklığı aynıdır.
3) Ergime sıcaklığı ve ergime ısısı, maddenin ayırt edici özelliklerindendir.
Ergime ve Donmaya Etki Eden Faktörler:
Ergime ve donma sıcaklığı normal şartlarda sabittir; basınç ve maddenin saflığı değiştirilirse,
maddelerin ergime ve donma sıcaklıkları da değişir.
1. Basıncın Etkisi: Basınç, birim yüzeye etkiyen dik kuvvet olduğundan, maddenin moleküllerini bir
arada tutarak dağılmasını önleme yönünde etki eder. Bu nedenle, sıvılaşırken hacmi artan maddeler
için, basıncın artması ergimeyi, yani sıvılaşmayı zorlaştırdığı için ergime noktası yükselir. Yüksek
dağların zirvesindeki karların yaz mevsiminde de ergimemesinin nedenlerinden birisi de açık hava
basıncının yükseklere çıkıldıkça azalması ve karın ergime yani sıvılaşma noktasının yükselmesidir.
Buzun hacmi, sıvılaşırken küçüldüğünden dolayı basıncın artırılması, hacmin küçülmesine yardımcı
olduğu için sıvılaşma yani ergime sıcaklığının düşmesine neden olur. Deniz seviyesinde, normal
atmosfer basıncında, 0°C de ergiyen buz, basıncın artırılmasıyla, sıfırın altındaki bir sıcaklıkta dahi
sıvılaştırılabilir.
2. Safsızlığın (yabancı maddenin) Etkisi: Saf bir maddenin içine başka bir madde karıştırılırsa,
maddenin saflığı bozulur. Saf olmayan bu karışımın, önceki saf maddeye göre ergime ve donma
sıcaklığı farklıdır. Arabaların soğutucu suyunun içine antifriz denen maddenin karıştırılması suyun
donma noktasını – 25°C sıcaklıklara indirmektedir. Kışın, hava sıcaklığının 0°C nin altında olduğu

16
durumlarda, yollardaki buzu ergitmek için, tuz dökülür. Tuz, safsızlık olarak, buzun ergime noktasının
düşmesine ve sıfırın altında dahi, sıvı halde kalmasına sebep olmaktadır.
Kaynama, buharlaşma ve süblimleşme
Sıvı bir maddenin ısı alarak gaz haline geçmesi olayına buharlaşma denir. Buharlaşma olayı sıvı
yüzeyinde olur. Isı alan sıvı moleküllerinden bazıları sıvı yüzeyinde, moleküller arası çekim kuvvetini
ve sıvının yüzey gerilimini yenerek gaz fazına geçer. Su buharı, sıvı haldeki hacminden 1600 kat
dahafazla yer kaplar ve suyun kaynama noktasından daha sıcaktır. Daha yüksek sıcaklıklardaki buhara
genelde kızdırılmış buhar denir.
Sıvı haldeki su, çok sıcak sıvı bir madde ile temas ettiğinde (örneğin lav veya erimiş metal), çok çabuk
olarak buhar haline gelebilir.
Mekanik iş üretmede, buharın genişlemesi ile buhar makinelerinde piston veya türbin sistemine
hareket sağlanır. Diğer birçok endüstriyel uygulamalarda, buhar genellikle borular boyunca dolaşarak
depoladığı yüksek miktardaki buharlaşma ısısını ısı enerjisi şeklinde aktarır.
Buharlaşmayı etkileyen önemli durumlar:
Buharlaşma her sıcaklıkta olabilir.
Maddeler buharlaşma bölgelerinden ısı alarak buharlaşırlar. Dolayısıyla buharlaşmanın
olduğu yerde serinleme olur.
Sıcaklığın artması buharlaşmayı hızlandırır.
Açık hava basıncının azalması buharlaşmayı artırır.
Sıvının açık yüzey alanı arttıkça buharlaşma daha fazla olur.
Rüzgarlı havada buharlaşma fazla olduğundan çamaşırlar daha çabuk kurur.
Bir kapta bulunan sıvı ısıtılırsa sıcaklığı yükselir ve buharlaşma artar. Sıvının sıcaklığının yükselmesiyle
meydana gelen buhar basıncı, sıvının yüzeyine etki eden basınca eşit olduğu an, sıvı kaynamaya
başlar. Kaynama sırasında sıvının sıcaklığı değişmez.
Sabit atmosfer basıncı altında bütün sıvı maddelerin, sabit bir kaynama sıcaklık değeri vardır. Bu
sıcaklık değerine kaynama noktası denir. Kaynama sıcaklığı maddeler için ayırt edici bir özelliktir.
Kaynama noktasına gelmiş 1 gram sıvı maddenin tamamının aynı sıcaklıkta gaz haline gelmesi için
verilmesi gereken ısıya buharlaşma ısısı denir. Buharlaşma ısısı Lb ile gösterilir. Kaynama sıcaklığındaki
m gramlık sıvı bir maddeyi aynı sıcaklıkta buhar haline getirmek için verilmesi gereken
ısı miktarı,
𝑄 = 𝑚 𝐿𝑏 (2.17)
bağıntısı ile bulunur. Suyun buharlaşma ısısı Lb = 540 cal/g’dır. Buharlaşma ısısı da maddeler için ayırt
edici bir özelliktir.
Gaz halindeki bir maddenin ısı vererek sıvı hale geçmesine yoğunlaşma denir. Ergime ve donmada
olduğu gibi, yoğunlaşma da, kaynamanın tersidir. Dolayısıyla bir maddenin kaynama sıcaklığı ile
yoğunlaşma sıcaklığı eşittir. Benzer şekilde, Buharlaşma ısısı ile yoğunlaşma ısısı da birbirine eşittir.
Kaynama ve yoğunlaşma esnasında sıcaklığın değişmediğine ve kaynama ile yoğunlaşma sıcaklığının
aynı olduğuna yukarıda değinilmiş idi.
Bazı katı maddelerin ısıtılınca sıvı hale geçmeden doğrudan gaz hâle geçmesi olayına ise süblimleşme
denir. Naftalin, ernet ve bazı koku yayan maddelerin süblimleşme nedeni ile zamanla azaldığı görülür;
fakat hiç sıvılaştığı görülmez.
Kaynama ve Yoğunlaşma ile İlgili Önemli Noktalar:
Basınç ve maddenin saflığının değiştirilmesi, kaynama sıcaklığını etkiler. Ergime ve donmada olduğu
gibi, kaynama ve yoğunlaşmaya etki eden faktörler vardır.

17
Kaynama olayının gerçekleşmesi için, buhar basıncının atmosfer basıncına eşit olması gerekir.
Atmosfer basıncı artarsa, ağzı açık kaptaki sıvının kaynaması zorlaşır.
Atmosfer basıncının azalması ise kaynamayı kolaylaştırır. Dolayısıyla sıvı daha düşük sıcaklıkta
kaynar.
Deniz düzeyinde 100 °C de kaynayan saf su, Ankara’da 96 °C de, Erzurum’da ise 94 °C de
kaynar.
Düdüklü tencerede basıncın artmasıyla sıvının kaynama sıcaklığı yükselir, bu nedenle
yemekler daha çabuk pişer.
Saf sıvı içine karıştırılan farklı maddeler sıvının saflığını bozar. Saflığı bozulan sıvının kaynama
noktası değişir.
Isı Alış -Verişi
Çevre ile ısı alışverişi olmayan bir ortamda bir araya konulan sıcaklıkları farklı maddeler arasında ısı
alış verişi olur. Maddeler arasında ısı alış verişi var ise, alınan ısı verilen ısıya eşittir. Isı akışı sıcak
maddeden soğuk maddeye doğru olur. İki madde arasında hal değişimi yok ise,
𝑄𝑎𝑙𝚤𝑛𝑎𝑛 = 𝑄𝑣𝑒𝑟𝑖𝑙𝑒𝑛 (2.18)
eşitliği geçerlidir. Alınan (1), verilen (2) ile gösterilirse; alınan ve verilen ısı miktarı için
Q1 = m1 C1 ∆T1 (2.19)
Q 2 = m2 C2 ∆T2 (2.20)
olup, denge halinde: Q1 = Q 2 ;
m1 C1 ∆T1 = m2 C2 ∆T2 (2.21)
eşitliği geçerlidir.
Isıl denge sağlandığında iki maddenin son sıcaklıkları birbirine eşit olur.
Şayet sıcaklıkları T1 °C ve T2 °C olan aynı cinste iki sıvıdan eşit miktarlar kullanılarak bir karışım
yapılırsa, karışımın son sıcaklığı;
T1 + T2
θ= 2
(2.22)
denklemi ile bulunur.
Karışımın son sıcaklığı, aşağıdaki ifadelerde olduğu gibi, karışan sıvıların sıcaklıkları arasında bir
değerdir.
T1 > T2 → T2 > 𝜃 > T1

2.1.6. Basınç ve İş
Katı, sıvı ve gazlar ağırlıkları sebebi ile bulundukları yüzeye bir kuvvet uygularlar. Kuvvetin kaynağı ne
olursa olsun, birim yüzeye dik olarak etki eden kuvvete basınç (P), bütün yüzeye dik olarak etki eden
kuvvete ise basınç kuvveti (F) denir. Basınç ile basınç kuvveti arasında;
F N
P = A [m2 = Pa] (2.23)

bağıntısı geçerlidir. Bu bağıntıda, P basınç [N/m2 = Pascal, dyn/cm2 = Bar], F kuvvet [N] ve A alan
[m2]’dir.
Termodinamik bir sistemde iş, genel olarak gazların basıncı ve bu basınctan doğan iş
kastedilmektedir. Eğer sabit basınçlı bir sistem sözkonusu ise yapilan iş,
𝑊 = 𝑃 ∆𝑉 (2.24)

18
şeklinde ifade edilir ve işin büyüklüğü, basınç hacim grafiğinin altındaki alanın hesaplanması ile
bulunur.
Katılarda Basınç: Katı cisimler ağırlıkları nedeniyle bulundukları yüzeye basınç yaparlar.
1) Katılarda basınç kuvveti daima katının ağırlığı kadardır. Dolayısıyla katı cismi hangi yüzeyi
üzerine koyarsak koyalım basınç kuvveti değişmez.
2) Düzgün katıların (küp, dikdörtgenler prizması, silindir) zemine yaptıkları basınç
P=ρh (2.25)
ile de hesaplanabilir. Burada h cismin yüksekliği, d ise özağırlığıdır.
3) Katılar uygulanan kuvveti kendi doğrultusunda aynen iletirken, basıncı aynen iletmezler.
4) Katılarda basınç genel olarak yüzeyle ters orantılıdır. Bundan yararlanarak kesici ve delici
aletler yapılır.
Sıvılarda Basınç: Bir kaptaki sıvı ağırlığı nedeniyle bulunduğu kabın her noktasına basınç uygular.
Sıvının bulunduğu kabın herhangi bir noktasındaki basıncı,
1) Sıvının yoğunluğu ile doğru orantılıdır.
2) Sıvının üst yüzeyine olan uzaklıkla doğru orantılıdır.
3) Sıvının derinliği aynı kalmak şartıyla kabın şekline ve içindeki sıvı miktarına bağlı değildir.
Bir sıvının ağırlığı nedeniyle içinde bulunduğu kabın herhangi bir yüzeyinin tamamına uyguladığı dik
kuvvete sıvı basınç kuvveti denir ve,
F = ρAh (2.26)
bağıntısı ile bulunur. Burada, h: ilgili yüzeyin orta noktasının sıvının üst yüzeyine uzaklığı, d: sıvının
özağırlığı, S: ilgili yüzeyin alanıdır.
Pascal Prensibi: Sıvılar basıncı her doğrultuda aynen iletirler; bundan yararlanarak su cenderesi,
hidrolik fren vb. sistemler oluşturulabilmektedir.
Şekil 2.10’daki su cenderesinde basıncın etki yüzeyi değiştirilerek istenilen büyüklükte basınç elde
edilebilmektedir.

Şekil 2.10. Paskal Prensibinin su cenderesinde uygulaması

F1
P1 = A1
(2.27)
F2
P2 = A2
(2.28)

F kuvvetinin yaptığı basınç her noktaya aynen iletileceğinden,


F1 F2
P1 = P2 ⟹ A1
= A2
(2.29)

eşitliği yazılır.

19
Gazlarda Basınç: Yerküremizi atmosfer adını verdiğimiz ve kalınlığı kilometreleri bulan açık hava
tabakası kuşatmaktadır. Açık hava hem yeryüzüne hem de onunla temasta bulunan bütün yüzeylere
ağırlığı nedeniyle bir kuvvet uygular. Bu kuvvetin yüzeyin birim alanına düşen kısmına açık hava
basıncı ya da atmosfer basıncı (P0) denir. Atmosfer basıncı ile ilgili tanım, Şekil 2.11‘de görüldüğü gibi,
en açık şekilde Toriçelli tarafından ortaya konmuştur.
Toriçelli deniz kıyısında ve sıcaklığın 0°C olduğu bir günde bir bir tarafı kapalı civa dolu bir cam boru
ile yaptığı deneyde civanın bir kısmının civa kabına boşaldığını ve 76 cm yüksekliğini alacak şekilde
dengede kaldığını gözlemiştir. Civanın tamamen boşalmamasının sebebi, açık hava basıncının kabdaki
civanın yüzeyine yaptığı basıncın borudaki civa basıncını dengelemesidir. Yani borudaki civa (sıvı)
basıncı geniş kaptaki civanın üst yüzeyine etkiyen açık hava basıncına eşittir. Toriçelli bu deneyi
değişik kesitteki borularla denemiş ve sonucun değişmediğini gözlemiştir. O halde gözlenen civa
yüksekliği borunun kesitine bağlı değildir.

Şekil 2.11. Toriçelli Deneyi ve atmosfer basıncı

Civanın özağırlığı 13.6 birim olduğundan borudaki sıvı basıncı (atmosfer basıncı);
𝑃0 = 𝜌 ℎ = 1 𝑎𝑡𝑚
olur.
Açık hava basıncını, yani atmosfer basıncını ölçen aletlere barometre denir. Barometredeki civa
seviyesi her 10.5 m yüksekliğe çıkıldıkça 1 mm düşer. Bundan yararlanarak rakım (yükseklik) ölçülür.
Kapalı Kaplarda Gaz Basıncı: Sıvılar gibi gazlar da içinde bulundukları kabın çeperlerine basınç
uygularlar. Bu basınç gaz moleküllerinin hareketinden ileri gelir. Kapalı bir kapta bulunan gaz basıncı;
1) Hacimle ters orantılıdır; sıcaklık sabit kalmak şartıyla hacim azaldıkça basınç artar.
2) Sıcaklıkla doğru orantılıdır; hacim sabit kalmak şartıyla, sıcaklık arttıkça basınç artar.
3) Molekül konsantrasyonu ile doğru orantılıdır; hacim sabit iken, birim hacme düşen molekül
sayısı arttıkça basınç artar.
Bu üç özelik,
PV=nRT (2.30)
şeklindeki ideal gaz (genel gaz) denklemi ile ifade edilmektedir. Burada, P basınç, T sıcaklık, n molekül
sayısı, R evrensel gaz sabiti, V hacimdir.

Basıncın Ölçülmesi: Basınç ölçümlerinde, genel olarak, ölçülmesi istenen basınçla atmosfer basıncı
arasındaki fark ölçülür. Bu basınç farkına “efektif (etkin, manometrik) basınç” denir. Atmosfer basıncı
“barometre” ile (barometrik basınç), sistemin basıncı ile atmosfer basıncı arasındaki fark

20
“manometre” ile ölçülür. Atmosfer basıncı ile efektif basınç toplamı “mutlak basınç”tır. Atmosfer
basıncından düşük basınçlara “vakum” denir ve “vakummetre” ile ölçülür.
Sıkça kullanılan standart atmosferik (barometrik) basınç, standart yerçekimi ivmesi (g = 9,807 m/s2)
altında, 0 °C'deki 760 mm cıva sütununun (ρHg = 13.595 kg/m3 ) tabanına yaptığı basınçtır.
Küçük ve orta ölçekteki basınç farklarını ölçmede olarak kullanılan manometre temelde, cıva, su, alkol
veya yağ gibi içerisinde bir veya daha fazla akışkan bulunan cam ya da plastik bir U borusundan
oluşur.

Şekil 2.12. Basınç ölçümü değerleri Şekil 2.13. Etkin basınç ölçüm cihazları

Ölçme sıvısının yükselmesine neden olan etkin/efektif basınç aşağıdaki bağıntı ile bulunur.
peff = ρgh [N/m2 ] (2.31)
Burada, peff ölçüm (efektif/etkin) basıncı, ρ [kg/m3 ] ölçme sıvısının yoğunluğu, g [m/s 2 ] yer çekimi
ivmesi, h [m] sıvı sütununun yüksekliğidir.

Mutlak basınç (𝑝𝑚𝑢𝑡 )(a)


pmut = p0 + ρgh (2.32)
ifadesi ile bulunur. Burada p0 atmosfer (patm ) basıncıdır ve barometre ile ölçülür.
Kabın içindeki basınç atmosfer basıncından küçük ise bu durumda mutlak basınç/vakum (pvak ) (b)
pmut = pvak = p0 − ρgh (2.33)
olacaktır.
Örneğin; mutlak basınç 1 atmosfer ise manometrik basınç 0 atmosferdir. Manometrik basınç 0,4 atm
ise mutlak basınç 1,4 atm’dir. Vakum basıncı 0,3 atm ise mutlak basınç 0,7 atm’dir.

Şekil 2.14. U manometresi

21
İş
Mekanik İş:
𝑊 = 𝐹 ∆𝑥 (2.34)
Hidrolik İş:
𝑊 = 𝐹 ∆𝑉 (2.35)

2.1.7. Saf Madde ve Hal Değişimi


Maddeler; katı, sıvı ve gaz olmak üzere üç değişik fazda bulunabilir.
Bileşimi bakımından homojen olan ve kimyasal yapısı değişmeyen maddeye saf madde denir.

Şekil 2.15. Saf madde

Değişik kimyasal elementlerden veya bileşimlerden oluşan bir karışım da, düzgün yayılı (homojen)
olduğu sürece saf madde tanımına uyar. Örneğin, hava değişik gazlardan oluşan bir karışımdır;
kimyasal bileşimi her noktada aynı ve değişmez olduğu için saf maddedir.
Saf maddenin iki veya üç fazının bir arada bulunduğu bir karışım da, fazların kimyasal bileşiminde
değişiklik olmadığı sürece saf maddedir.
Benzer şekilde sıvı, buhar ve katı (buz) halinde bulunan ve bunların bir karışımını içeren su kütlesi bir
saf madde oluşturur. Burada, fazların her birinde kimyasal yapı birbirinin aynı olup, tek bir cins
molekül sözkonusudur.

Şekil 2.16. Su - yağ karışımı (saf madde değil)

Sıvı su ve buz karışımı saf bir maddedir. Çünkü her iki fazın da kimyasal bileşimi aynıdır ve homojen
dağılıma sahiptir. Su ve yağ karışımı saf bir madde sayılamaz. Çünkü böyle bir karışımda, yağ suda
çözülmeyip üstte toplandığından, kimyasal olarak birbirine benzemeyen ve homojenlik özelliği
göstermeyen iki bölge meydana gelir.
Faz, fiziksel olarak belirli sınırların içinde her noktada aynı olan belirli bir molekül düzenini ifade eder.
Katı fazında moleküller kendini tekrarlayan üç boyutlu bir düzende yer alırlar. Bir katıdaki moleküller
büyük ölçüde sabittir. Sıvı fazında moleküllerin arasındaki mesafe katı fazına oranla çok farklı değildir,
fakat moleküller artık yerlerinde sabit kalmak yerine serbestçe dönüp konumlarını değiştirebilirler.
Gaz fazında moleküller iyice uzaklaşmışlardır ve yapısal olarak bir düzenden söz edilemez. Gaz
molekülleri gelişigüzel hareket ederler. Moleküller arası kuvvetler çok küçüktür ve moleküller
arasındaki etkileşim sadece çarpışma ile gerçekleşir.

22
Saf maddenin iki fazının bir arada bulunduğu birçok uygulama vardır. Örneğin su, bir kazanda sıvı-
buhar karışımı olarak bulunur. Su 20 0C sıcaklık ve 1 atm basınç altında sıvı fazda bulunur. Bu halde su
sıkıştırılmış veya soğutulmuş sıvı olarak adlandırılır. Su henüz buharlaşma aşamasında değildir.

Şekil 2.17. Maddenin fazları

Suyun ısıtılması sürdürülürse 100 0C sıcaklığa ulaşıncaya değin su sıvı halde kalır. Bu sıcaklıktan sonra
suya çok küçük miktarda bile ısı verilirse sıvı buhar haline dönüşmeye başlar. Buharlaşmanın
başlangıcındaki hale doymuş sıvı hali denir.
Buharlaşmanın başlamasından sonra su tamamen buhar haline gelinceye kadar sıcaklık sabit kalır. Faz
değişimini içeren bu hal değişimi boyunca, basınç sabit kaldığı sürece sıcaklık da sabit kalır.
Yoğuşmanın sınırında olan buhara doymuş buhar denir. Doymuş buhar hali ile doymuş sıvı hali
arasında bulunan durum doymuş sıvı-buhar karşımı olarak adlandırılır. Bu sınırdan sonra ısıtmaya
devam edilirse, sıcaklık yükselmeye başlar ve bu lade kızgın buhar elde edilir.

Şekil 2.18. Suyun hal değişimi

Şekil 2.19’da suyun hacim–sıcaklık ilişkisi gösterilmiştir. Şekilde, 1 halinde sıvı ısıtılırsa sıcaklığı artar,
hacmi genişler. 2 halinde sıvı buharlaşmaya başlar, sıcaklık değişmez. 3 halinde sistem buhar ve sıvı
karışımıdır. 4 noktasında buharlaşma tamamlanır ve bundan sonra ısıtma ile buhar sıcaklığı artarak 5
noktasında kızgın buhar oluşur.
Burada izah edilen hal değişiminin tamamı bu kez su sabit basınçta soğutularak tersine çevrilirse, su
benzer bir yol izleyerek, başka bir deyişle aynı hallerden geçerek, yeniden 1 haline dönecektir. Bu hal
değişimi sırasında açığa çıkan ısının miktarı, ısıtma işlemi sırasında eklenen ısının miktarına tamamen
eşit olacaktır.
Suyun kaynamaya başladığı sıcaklık basınca bağlıdır. Örneğin, su 1 atm basınçta ve 100 °C sıcaklıkta
kaynar.
Doyma sıcaklığı (𝐓𝐝 ): Belirli bir basınçta, saf maddenin faz değişimlerine başladığı sıcaklıktır.

Doyma basıncı (𝐏𝐝 ): Belirli bir sıcaklıkta, saf maddenin faz değişimlerine başladığı basınçtır. Örneğin,
101,325 kPa basınçta suyun doyma sıcaklığı 𝑇𝑑 = 99,97 − 100 ℃ aralığındadır.

23
Eğer su üzerindeki basınç 500 kPa olursa su, 151,9 0C sıcaklıkta kaynar. Her sıcaklık değerine bir basınç
değeri, aynı şekilde her basınç değerine de bir sıcaklık değeri karşılık gelir.

Şekil 2.19. Su için sabit basınçta Tv- hal değiştirme diyagramı

Şekil 2.20. Saf bir maddenin (su) sıvı-buhar doyma eğrisi

Tablo 2.8. Suyun sıcaklığa bağlı kaynama basıncı


0
Sıcaklık T [ C] Doyma basıncı Pd [kPa]
-10 0,26
-5 0,40
0 0,61
5 0,87
10 1,23
15 1,71
20 2,34
25 3,17
30 4,25
40 7,39
50 12,35
100 101,4
150 476,2
200 1555
250 3976
300 8588

24
Tablo 2.9. Basınç ve sıcaklığın yükseklikle değişimi
0
Yükseklik [m] Atmosfer basıncı [kPa] Kaynama sıcaklığı [ C]
0 101,33 100,0
1000 89,55 96,5
2000 79,50 93,3
5000 54,05 83,3
10000 26,50 66,3
20000 5,53 34,7

Faz değişimi süreci boyunca alınan veya verilen ısıya gizli ısı denir.
Erime süresince emilen enerji miktarına gizli füzyon ısısı denir ve donma süresince ortama verilen
enerjiye eşittir.
Buharlaşma süresince çekilen enerjiye gizli buharlaşma ısısı denir ve yoğunlaşma sırasında açığa çıkan
enerjiye eşittir.
Gizli ısının büyüklüğü faz değişimlerinin oluştuğu sıcaklığa veya basınca bağlıdır. 1 atm basınçta suyun
gizli ısısı 333,7 kJ/kg ve gizli buharlaşma ısısı 2256,5 kJ/kg’dır. Atmosfer basıncı ve dolayısıyla suyun
kaynama sıcaklığı yükseklikle azalır.
Atmosfer basıncı yüksekliğe bağlı olarak değiştiği için saf maddenin kaynama sıcaklığı da yüksekliğe
bağlı olarak değişir.
Şekil 2.21’deki Tv- diyagramında görüldüğü gübü, bir madde üçlü nokta basınç ve sıcaklığında üç fazlı
dengededir. Doymuş sıvı ile doymuş buharın aynı olduğu noktaya kritik nokta denir. Bu nokta kritik
nokta (X kr ) olarak bilinir ve doymuş sıvı ile doymuş buhar hallerinin aynı olduğu hal diye tanımlanır.
Bir maddenin kritik noktada sahip olduğu sıcaklık, basınç ve özgül hacim değerleri sırasıyla kritik
sıcaklık (Tkr ), kritik basınç (Pkr ) ve kritik özgül hacim (vkr ) diye adlandırılır.
Su için kritik nokta değerleri:
𝑇𝑘𝑟 = 373,95 ℃, 𝑃𝑘𝑟 = 22,09 𝑀𝑃𝑎, 𝑣𝑘𝑟 = 0,003155 𝑚3 /𝑘𝑔

Şekil 2.21. Tv- diyagramı

Genellikle kritik sıcaklığın üzerindeki sıcaklıklarda maddeye kızgın buhar, kritik sıcaklığın altındaki
sıcaklıklarda maddeye sıkıştırılmış sıvı denir. Doymuş sıvı hallerini gösteren noktalar birleştirildiği
zaman doymuş sıvı eğrisi elde edilir. Benzer olarak doymuş buhar halleri birleştirerek doymuş buhar
eğrisi çizilebilir. Bu iki eğri kritik noktada birleşerek bir kubbe oluşturur. Her iki fazın bir arada
dengede bulunduğu hallerin tümü kubbenin altında doymuş sıvı-buhar karışımı bölgesi veya ıslak
buhar bölgesi adı verilen bölgedir.

25
Saf maddenin Pv- diyagramının genel görünüşü Tv- diyagramına benzerlik gösterir. Ancak Şekil
2.22’de görüldüğü gibi, Pv- diyagramında sıcaklık eğrileri (T= sabit) aşağı doğru eğimlidir.
Sıvı-buhar faz değişimiyle ilgili olarak ortaya konan temel kurallar katı-sıvı ve katı-buhar faz
değişiminin gerçekleştiği hal değişimlerine de uygulanabilir.
Bazı durumlarda, saf bir maddenin her üç fazı da bir arada dengede bulunabilir. Pv- ve Tv-
diyagramlarında bu denge halleri üçlü doğruyu oluşturur. Diyagramlardan görüldüğü gibi, saf bir
maddenin üçlü doğru üzerindeki hallerinde basınç ve sıcaklık aynı olduğu halde özgül hacimler farklı
olmaktadır. Üçlü doğru P-T diyagramında bir nokta olarak görünür ve genellikle üçlü nokta olarak
tanımlanır. Su için üçlü nokta 0.01 oC sıcaklık ve 0.6113 kPa basınç değerlerinde görülür. Hiç bir
madde üçlü nokta basıncının altındaki bir basınçta sıvı fazda kalıcı bir denge halinde bulunmaz. Ancak
maddeler yüksek basınçlarda üçlü nokta sıcaklığının altında da sıvı fazda bulunabilir. Örneğin su
atmosfer basıncında 0 oC sıcaklığın altında sıvı fazda olamadığı halde 200 MPa basınç altında yaklaşık -
20 oC sıcaklıkta bile sıvı olabilir.

Şekil 2.22. Pv- diyagramı

Bazı maddeler sıvılaşmadan buhar fazına geçebilir (süblimleşme), ancak bu durum yalnızca üçlü nokta
altındaki basınçlarda gerçekleşebilir.
Saf bir maddenin PT- diyagramı her üç faz da bir eğriyle ayrıldığı için genellikle faz diyagramı olarak
bilinir. Süblimleşme eğrisi katı ve buhar bölgelerini ayırır; buharlaşma eğrisi, sıvı ve buhar bölgelerini
ayırır; erime eğrisi de katı ve sıvı bölgelerini ayırır. Bu üç eğri her üç fazın bir arada dengede olduğu
üçlü noktada buluşur. Kritik noktanın üzerinde sıvı ve buhar fazları arasında bir ayrım yapılamadığı
için buharlaşma eğrisi kritik noktada sona erer. Donma sırasında genleşen ve hacmi küçülen
maddelerin PT- diyagramları arasında yalnızca erime eğrisinde farklılık görülür.

Şekil 2.23. Saf maddeler için PT- diyagramı ve üçlü nokta

26
Birçok madde için termodinamik özellikler arasındaki ilişkiler basit denklemlerle ifade edilemeyecek
ölçüde karmaşıktır. Bu özellikler genellikle tablolar aracılığı ile verilir ve tabloların kullanımı işlemlerde
önemli kolaylık sağlar.
Buharlaşma sırasında maddenin bir kısmı sıvı fazında, diğer bir kısmı da buhar fazında; madde,
doymuş sıvı ile doymuş buharın bir karışımıdır. Bu karışımın özeliklerinin belirlenmesi için sıvı ve
buhar fazlarının karışım oranlarından yararlanılır.
Buhar kütlesinin toplam kütleye oranı kuruluk derecesi (x) olarak tanımlanır.
mb
x= m
(2.36)
m = msıvı + mbuhar = ms + mb (2.37)
Doymuş sıvı-buhar karışımının hacmi:
V = Vs + Vb (2.38)
V = mv → mv = ms vs + mb vb (2.39)
ms = m − mb → mvort = (m − mb ) vs + x vb (2.40)
Son bağıntı m ile bölünürse ve 𝑥 = 𝑚𝑏 /𝑚 olduğundan
v = (1 − x)vs + xvb (2.41)
elde edilir.

Tablo 2.10. Bazı maddelerin üçlü nokta sıcaklık ve basınç değerleri


Madde Formül TÜN [K] PÜN [kPa]
Amonyak NH3 195.40 6.076
Argon A 83.81 68.9
Asetilen C2H2 182.4 120
Azot N2 63.18 12.6
Azotoksit N2O 182.34 87.85
-7
Civa Hg 234.2 1.65x10
Çinlo Zn 692.65 0.065
Helyum He 2.19 5.1
Hidojen H2 13.84 7.04
Hidojen klorür HCl 158.96 13.9
Karbon C 3900 10100
Karbondioksit CO2 216.55 517
Karbonmonoksit CO 68.10 15.37
Kükürtdioksit SO2 197.69 1.67
Metan CH4 90.68 11.7
Neon Ne 24.57 43.2
Nitritoksit NO 109.50 21.92
Oksijen O2 54.36 0.152
-4
Platin Pt 2045 2.0x10
Su H2O 273.16 0.61
-3
Titanyum Ti 1941 5.3x10

Bu bağıntı, 𝑣𝑠𝑏 = 𝑣𝑏 − 𝑣𝑠 (buharlaşma entalpisi veya buharlaşma gizli ısısı) olmak üzere, aşağıdaki
gibi ifade edilebilir.
v = vs + xvsb [m3 /kg] (2.42)
Bu parametrelerle kuruluk derecesi aşağıdaki gibi belirlenebilir.

27
v − vs
x= vsb
(2.43)

Sıvı-buhar karışımının iç enerjisi ve entalpisi:


u = us + xusb [kJ/kg] (2.44)
h = hs + xhsb [kJ/kg] (2.45)
Sıvı-buhar karışımına ilişkin özellikler için genel bağıntı aşağıdaki gibidir.
y = ys + xysb ve ys ≤ y ≤ yb
Su buharının ilgili parametreleri, doymuş su buharı için düzenlenmiş tablolardan sıcaklık veya basınca
göre seçilir.

2.1.8. Gaz Karışımları


Isı makinalarında ve bazı imalat işlerinde iş yapan akışkan olarak gaz karışımları kullanılır. Gaz
karışımları, birden fazla gazın karışarak meydana getirdiği ortamlardır. Örneğin, hava, doğal gaz,
yanma ürünleri, vb.
Bir gaz karışımını oluşturan elemanların her birine karışımın bileşenleri denir. Karışımdaki her bir gaz
bağımsız olarak hareket eder ve bütün hacmi doldurarak kabın cidarlarına kısmi basınç denen kendi
basıncını uygular. Bir gazın kısmi basıncı homojen gazlar gibi aynı kanuna uyar. Gaz karışımının
özellikleri, karışımı meydana getiren gazlara ve bunların özelliklerine bağlı olarak değişir. Burada,
gazların ideal olduğu ve kimyasal reaksiyonlara girmediği kabul edilir.
V hacmindeki bir kabın içinde p basıncında iki ayrı gazdan oluşan bir karışım bulunsun. Gazlardan biri
(+) diğeri (o) işaretiyle gösterilsin. Gaz karışımı ile gazların sıcaklıkları da T olsun.

Şekil 2.24. İdeal gaz ve bileşenleri

Dalton kanununa göre bir karışımın basıncı, kısmi basınçlar toplamına eşittir.
𝑝 = 𝑝1 + 𝑝2 + ⋯ + 𝑝𝑛 = ∑𝑛𝑖=1 𝑝𝑖 (2.46)
Bileşenlerin kısmi basınçları arasında
pi Ri
= gi (2.47)
p R
pi ni
p
= n
= ri (2.48)

Dalton kanununa göre karışımın hacmi kısmi hacimlerin toplamına eşittir.


V = V1 + V2 + ⋯ + Vn = ∑ni=1 Vi
Hacim oranları;
Vi ni
V
= n
= ri (2.49)
Basınç ve hacim oranı ilişkisi;
pi Vi ni
p
= V
= n
= ri (2.50)

28
Karşımın kütlesi;
m = m1 + m2 + ⋯ + mn = ∑ni=1 mi
Gaz karışımlarındaki gazların oranları, kütlesel veya hacimsel olarak gösterilebilir.
Kütlesel oranı (g);
m1 m2 mn
g1 = m
, g2 = m
, … … . , gn = m
(2.51)
1 = g1 + g 2 + ⋯ + g n = ∑ni=1 g i (2.52)
Hacimsel oran (r);
V1 V2 Vn
r1 = V
, r2 = V
, … . . , rn = V
(2.53)
1 = r1 + r2 + ⋯ … . . + rn = ∑ni=1 ri
Kütlesel ve hacimsel oranlar arasında ki ilişki;
ri mi
gi = ∑n
(2.54)
i=1(gi /mi )

gi /mi
ri = ∑n
(2.55)
i=1(gi /mi )

Özgül kütle;
ρ = m/V (2.56)
m1 = ρ1 V1 , m2 = ρ2 V2 , … . , mn = ρn Vn
ρV = ρ1 V1 + ρ2 V2 + ⋯ . + ρn Vn
ρ = ρ1 r1 + ρ2 r2 + ⋯ … + ρn rn = ∑ni=1 ρi ri (2.57)
Özgül hacim;
v = 1/ρ (2.58)
1
v= ∑n
(2.59)
i=1 gi ri

V = m/ρ (2.60)
m1 m2
V1 = ρ1
, V2 = ρ2
, … . , Vn = mn /ρn

Gaz karışımının özgül kütlesi kütlesel oranlara bağlı olarak;


1 1
ρ= g1 g2 g = ∑n
(2.61)
+ +⋯.+ n i=1 gi /ρi
ρ1 ρ2 ρn

Karışımın özgül hacmi;


v = ∑ni=1 g i /ρi (2.62)
Mol kütle;
M = M1 r1 + M2 r2 + ⋯ . + Mn rn = ∑ni=1 Mi ri (2.63)

2.1.9. Gaz Kanunları ve İdeal Gaz Kanunu


Gaz kanunları, sıcaklık (T), basınç (P) ve hacim (V) gibi termodinamik değişkenlerin aralarındaki
ilişkileri açıklayan bir takım kanunlardır.
Boyle-Mariotto Kanunu: Sabit sıcaklıkta durum değiştiren bir gazın, basıncı ve hacminin çarpımı
sabittir.
P V = Sabit (2.64)

29
Buna göre, durum değişmesinin ilk (1) ve son (2) hali için basınç – hacim ilişkisi
P1 V1 = P2 V2 (2.65)
eşitliği ile ifade edilebilir.
Gay-Lussac ve Charles Kanunları: Sabit basınçta, ideal gazın hacminin azalıp çoğalması, sıcaklığında
da aynı oranda azalma veya çoğalma sağlar.
V
T
= Sabit (2.66)

Sabit basınçta durum değiştiren bir gazın hacmi ile sıcaklığı arasında doğru orantılı bir ilişki vardır.
Buna göre sabit basınçta sıcaklık-hacim işlikisi için aşağıdaki bağıntılar geçerlidir.
V1 V2
T1
= T2
(2.67)
V2 T2
V1
= T1
(2.68)

V1 T2 = V2 T1 (2.69)
Gay-Lussac Kanunu: Sabit hacimde, ideal gazın hacminin azalıp çoğalması, aynı oranda sıcaklığının da
azalıp çoğalması sonucunu ortaya koyar.
P
T
= Sabit (2.70)
Bir maddenin ortalama kinetik enerjisi sıcaklıkla yakından ilgilidir. Maddenin sıcaklığı arttığında
kinetik enerjisi de artar. Bu durumda, gaz molekülleri, gazın bulunduğu kabın duvarlarıyla daha çok
çarpışacağından, daha çok basınç uygularlar. Charles yasasında olduğu gibi, aynı maddenin farklı
durumlardaki hallerini karşılaştırmak için, Gay-Lussac kanunu aşağıdaki gibi de yazılabilir:
P1 P2
= (2.71)
T1 T2
P2 T2
P1
= T1
(2.72)

P1 T2 = P2 T1 (2.73)
İdeal Gaz Denklemi: Bir ideal gaz ile ilgili bütün parametreler değişken olduğu zaman bu
parametreler arasındaki bağıntıyı veren ifadeye durum dnklemi denir. Boyle-Mariotte, Gay-Lussac ve
Charles ile Gay-Lussac kanunları kullanılarak bu bağıntı elde edilebilir. Bu kanunlara göre basınç, özgül
hacim ve sıcaklık arasında
Pv
T
= Sabit (2.74)

ilişkisi geçerlidir. Burada sabit, R [J/kgK] ideal gaz sabitidir. 1 kg ideal gaz için durum denklemi
pv = RT (2.75)
v = V/m olduğundan m [kg] gaz için ideal gaz denklemi
pV = m R T (2.76)
olarak ifade edilir.
Avogadro Kanunu ve Gaz Sabiti: Bütün ideal gazlar aynı basınç ve aynı sıcaklıkta eşit hacimlerde aynı
miktarda molekül içerirler. Bu ifade Avogadro kanunu olarak bilinir.
M1 v1 = M2 v2 = Mv = sabit (2.77)
Pi V = mi R i T ideal gaz denkmi ideal gazın her durumu için ayrı ayrı yazılarak taraf tarafa toplanırsa
aşağıdaki eşitlikler elde edilir.
(P1 + P + ⋯ . + Ppn ) V = (m1 R1 + m2 R 2 + ⋯ . + mn R n ) T

30
pV=mRT
m R = m1 R1 + m2 R 2 + ⋯ + mn R n
R = g1 R1 + g 2 R 2 + ⋯ . + g n R n = ∑ni=1 g i R i (2.78)
Bir karışımın gaz sabiti;
Rg
R= (2.79)
M

Burada; M [Kg/kmol] karışımın mol kütlesi ve R g [J/kmol K] genel gaz sabiti


R g = 8.314 [kJ/kmolK] = 8.314 [kPam3 /kmolK] = 0.08314 [Bar m3 /kmolK]

Tablo 2.11. Bazı gazların özellikleri


Gaz Kimyasal Molekül R Cp Cv k
Formül Kütlesi kJ/kgK kJ/kgK kJ/kgK
Argon Ar 39.948 0.20813 0.5203 0.3122 1.667
Azot (Nitrojen) N2 28.013 0.29680 1.0416 0.7448 1.400
Bütan C4H10 58.124 0.14304 1.7164 1.5734 1.091
Etan C2H6 30.07 0.27650 1.7662 1.4897 1.186
Etilen C2H4 28.054 0.29637 1.5482 1.2518 1.237
Hava - 28.97 0.28700 1.0035 0.7165 1.400
Helyum He 4.003 2.07703 5.1926 3.1156 1.667
Hidrojen H2 2.016 4.12418 14.2091 10.0849 1.409
Karbondioksit CO2 44.01 0.18892 0.8418 0.6529 1.289
Karbonmonoksit CO 28.01 0.29683 1.0413 0.7445 1.400
Metan CH4 16.04 0.51835 2.2537 1.7354 1.299
Neon Ne 20.183 0.41195 1.0299 0.6179 1.667
Oksijen O2 31.999 0.25983 0.9216 0.6618 1.393
Oktan C8H18 114.23 0.07279 1.7113 1.6385 1.044
Propan C3H8 44.097 0.18855 1.6794 1.4909 1.126
Su buharı - 18.015 0.46152 1.8723 1.4108 1.327

İdeal Gaz Denklemi: Bir ideal gaz ile ilgili bütün parametreler değişken olduğu zaman bu
parametreler arasındaki bağıntıyı veren ifadeye durum dnklemi denir. Boyle-Mariotte, Gay-Lussac ve
Charles ile Gay-Lussac kanunları kullanılarak bu bağıntı elde edilebilir. Bu kanunlara göre
Pv
T
= Sabit (2.80)
olup, burada sabit, R [J/kgK] ideal gaz sabitidir. 1 kg ideal gaz için durum denklemi
pv = RT (2.81)
v = V/m olduğundan m [kg] gaz için ideal gaz denklemi elde edilir.
pV = mRT (2.82)
İdeal Gazların Isıl Özellikleri
Karışımın iç enerjisi:
Karışımın iç enerjisi, karışımı meydana getiren gazların iç enerjilerinin toplamına eşittir.
𝑢 = 𝑢1 + 𝑢2 + ⋯ + 𝑢𝑛 = ∑𝑛𝑖=1 𝑢𝑖 (2.83)
𝑈 =𝑚𝑢 (.284)
Olduğundan, karışımın iç enerjisi
𝑈 = ∑𝑛𝑖=1 𝑚𝑖 𝑢𝑖 (2.85)

31
Şeklinde ifade edilebilir. Bu eşitliğin her iki tarafı “m”ye bölündüğünde özgül iç enerji elde edilir.
𝑢 = ∑𝑛𝑖=1 𝑔𝑖 𝑢𝑖 (2.86)
Entalpi:
Karışımın entalpisi, karışımı meydana getiren gazların entalpileri toplamına eşittir.
𝐻 = 𝐻1 + 𝐻2 + ⋯ . + 𝐻𝑛 = ∑𝑛𝑖=1 𝐻𝑖 (2.87)
𝐻 = ∑𝑛𝑖=1 𝑚𝑖 ℎ𝑖 (2.88)
ℎ = ∑𝑛𝑖=1 𝑔𝑖 ℎ𝑖 (2.89)
Özgül ısı:
Karışımın sabit hacimde özgül ısısı
𝐶𝑣 = ∑𝑛𝑖=1 𝑔𝑖 𝐶𝑣𝑖 (2.90)
Karışımın sabit basınçta özgül ısısı
𝐶𝑝 = ∑𝑛𝑖=1 𝑔𝑖 𝐶𝑝𝑖 (2.91)

Entropi:
Entropi, bir sistemin mekanik işe çevrilemeyecek ısıl enerjisini temsil eden termodinamik terimdir.
Çoğunlukla bir sistemdeki rastgeleliğin ve düzensizliğin ölçümünde kullanılır. Sistemlerdeki
düzensizlik arttıkça, entropi de artar. Bu durum da faydalı (iş yapabilir) enerji miktarını azaltır.
Faydasız enerjiyi (entropi) arttırır.
Gaz karışımlarının entopisi her zaman gaz karışımını meydana getiren gazların entropileri
toplamından daha büyüktür. Karışımlarda her olay sonucu bir entropi artışı vardır. Bu artış gazların
karışım oranlarındaki basınç ve sıcaklık farklarına bağlı olarak değişir. Basınç ve sıcaklık farkları ne
kadar büyükse karışımın entropisi o ölçüde artar.

2.2. Termodinamiğin Sıfırıncı Kanunu


Termodinamikte, birbiri ile temas halinde olan sistemlerde sıcaklığı yüksek olandan, düşük olana
doğru kendiliğinden bir ısı akışı olur ve sistemlerin sıcaklıkları birbirine eşit olana kadar aralarındaki ısı
akışı devam eder. Bu sistemler aynı sıcaklığa eriştiklerinde ısıl denge oluşur.
Sıfırıncı kanuna göre, eğer sıcaklıkları itibariyle ısıl dengede bulunan bu sistemlerden herhangi birisi
üçüncü bir sistemle ısıl denge halinde ise, üçüncü sistem önceki sistemlerle de ısıl dengededir denir.
Sıfırıncı kanun sıcaklık ve ısıl dengeyle ilgilidir. Isıl denge, ısı alışverisinde bulunabilecek durumda
bulunan iki veya daha fazla sistemin sıcaktan soğuğa doğru olan enerji akışının kesilmesiyle kurulan
bir denge hali olarak da tarif edilebilir. Eğer iki sistem arasında, bir iş ortaya konulmaksızın, enerji
alışverişi meydana geliyorsa, bu iki sistemin ısıl temasta olduğu söylenebilir.
Termodinamiğin sıfırıncı kanununa göre sıcaklık, bir sistemin diğer sistemlerle ısıl dengede olup
olmadığını belirleyen bir özellik olarak da kabul edilebilir. Bu nedenle, şayet iki sistem birbiriyle ısıl
dengede ise, bu iki sistemin sıcaklığının aynı olduğu ve sıcaklıkları farklı iki sistemin birbirleriyle ısıl
dengede olamayacağı söylenebilir. Termometreler bu yasaya göre çalışmaktadır. Termometreler
bulundukları sistemin bir parçası olduklarından sistemle termal denge içindedir. Yani sistemin
sıcaklığına sahiptir. Bundan sonra sisteme verilen veya çekilen ısıdan termometre doğrudan olarak
etkilenir ve ortamın yeni sıcaklığını gösterir.
• Bir cismin sıcaklığını ölçmek üzere, termometrenin cisme temas etmesinden belirli bir süre
sonra termometre cismin sıcaklığını gösteren sabit bir değere ulaşır.
• Yalıtımlı bir ortamda farklı sıcaklıkta ve birbiri ile temas halindeki iki cismin sıcaklığı, belirli bir
süre sonra aynı değere ulaşır.

32
Bu ifadeler termodinamiğin birinci kanununun ifadesidir.
Buna göre termodinamiğin sıfırıncı kanunu;
Eğer iki sistem ayrı ayrı üçüncü bir sistemle termik dengede ise, bu iki sistem birbirleriyle termik
(ısıl) dengededir.
• Isıl dengedeki iki cismin sıcaklıkları aynıdır.
• Sıcaklık ölçümleri TD0K’ya dayanılarak yapılır.

2.3. Termodinamiğin Birinci Kanunu


2.3.1. Termodinamiğin Birinci Kanununun İfadesi
Termodinamiğin birinci kanun enerjinin korunumu kanunudur. Termodinamiğin birinci kanununa
göre, enerji yok edilemez, ancak şekil değiştirebilir. İnsanoğlu bundan faydalanarak, yani enerji
dönüşümü sayesinde ısınıyor, hareket ediyor ve cisimleri hareket ettiriyor. Buhar makineleri, diğer ısı
üretim makineleri ve yakıtlı motorlar hepsi bu yasanın kuralları içerisinde, enerjinin işe
dönüştürülmesinden faydalanarak çalışmaktadırlar.
Termodinamiğin birinci kanunu bir enerji bilançosudur. Sisteme giren ve sistemi terkeden enerji
miktarı ile sistemin iç enerjisindeki değişmeyi eşitlik olarak ifade eder. Sisteme giren enerjinin işareti
pozitif, sistemi terkeden enerjinin işareti ise negatif olarak kabul edilir.
Kapalı sistemler için sürtünmesiz durumda TD1K:
q12 + w12 = ∆u12 (2.92)
Burada; q12 çevre ile yapılan ısı alışverişi, w12 çevre ile yapılan iş alışverişi, ∆u12 sistemin iç
enerjisindeki değişmedir.

Şekil 2.25. Sistem enerji alışverişi

Sistemde meydana gelen durum değişmesi esnasında sürtünme sonucu iş kaybı oluyorsa bu kayıp ısı
halinde sisteme girer. Bu durumda termodinamiğin birinci kanunu:
q12 + w12 + wr12 = ∆u12 (2.93)

33
Böyle bir durum değişmesi pv- diyagramında aşağıdaki şekilde gösterilmiştir.

Şekil 2.26. Hacim değiştirme işi

Genişleme ve sıkıştırma durumlarında sürtünme işi farklı işaretlere sahip olur. Bu nedenle eşitlikte
genel olarak mutlak değeri dikkate alınır.

2.3.2. Hacim Değiştirme İşi


Bir sistemin hacmini küçültmek için iş sarfedilmesi, sistemin hacmi büyürken de sistemden iş alınması
gerekir. Bu şekilde bir sistemin hacmini değiştirmek için yapılan işe hacim değiştirme işi denir.
Herhangi bir sistem 1 konumundan 2 konumuna durum değiştirdiğinde, pv- diyagramında aşağıdaki
gibi gösterilir (silindir-piston sistemi).
Bu durum değişmesi sonsuz sayıda küçük işlemlerden oluştuğu düşünülerek yapılan iş
2
w = − ∫1 Pdv (2.94)
eşitliği ile hesaplanır. Bir başka ifadeyle hacim değiştirme işi 1-2 eğrisi altındaki alana eşdeğerdir.
Termodinamiğin birinci kanununda sisteme giren her türlü enerji pozitif işareti ile eşitliğe
konduğundan, hacim değiştirme işinin işareti de değiştirilerek eşitliğe konur.

Şekil 2.27. Hacim değiştirme işi (silindir-piston sistemi)

Pv- diyagramındaki durum değişmesi şekilde görüldüğü gibi soldan sağa doğru ise işareti negatiftir;
sistem tarafından iş yapılır. Durum değişmesi sağdan sola doğru olursa hacim değiştirme işareti
pozitiftir. Sistem üzerine dışarıdan iş tatbik edilmiştir.
Kısaca; sisteme iş ya da ısı verilirse pozitif (+), sistem çevreye ısı verir ya da iş yaparsa negatif (-)
olarak değerlendirilir.

34
Şekil 2.28. Hacim değiştirme işi

Bir durum değişmesinde başlangıç ve bitiş noktalarının bilinmesi, işin hesaplanabilmesi için yeterli
değildir. Çünkü yapılan iş aynı zamanda durum değişmesinin yoluna da bağlıdır. Şekilde 1 noktasından
2 noktasına a ve b gibi iki yol takip edilerek gelindiği düşünülürse wa> wb olduğu görülür.

Şekil 2.29. Durum değişmesinin yola bağımlılığı

Durum değişmesinde sıcaklık değişmiyorsa


P1 V1 = P2 V2 (2.95)
bağıntısı geçerli olup, bu durumda pistonu 1 konumundan 2 konumuna iletmek için yapılan iş
dV V
W1 = P1 V1 ∫ V
= P1 V1 ln (V2 ) (2.96)
1

şeklinde ifade edilir.

2.3.3. İç Enerji
Bir sistemin moleküler yapısı ve moleküler hareketliliği ile ilgili enerjilerinin tümüne veya herhangi bir
işlem sonucu bir sistem içinde depo edilen enerjiye iç enerji denir. Bütün maddeler kimyasal ve
moleküler yapılarında iç enerji içerirler.
İç enerji de bir durum büyüklüğüdür. İdeal gazlar için iç enerji sadece sıcaklığa bağlı olarak
değişmektedir; yani iç enerji değişimi yalnızca sıcaklığın bir fonksiyonudur.
Özgül ısının sıcaklıkla değişmediği durumlarda 1 kg ideal gazın durum değiştirmesi sonucu iç enerji
değişimi için
u2 − u1 = Cv (T2 − T1 )[kJ/kg] (2.97)
eşitliği geçerlidir. m kg gaz için aynı eşitlik aşağıdaki gibi yazılır.
U2 − U1 = m Cv (T2 − T1 )[kJ] (2.98)

35
İç enerjinin belrgin olması halinde Termodinamiğin Birinci Kanununun matematik ifadesi
ΔU=ΔW+ΔQ (2.99)
şeklindedir.

2.3.4. Entalpi
Entalpi, sabit bir dış basınca karşı, dıştan verilen ısının sonucunda, hacım değişmesi sonucunda
sistemin ortaya koyduğu iş için kullanılacaktır. Bu nedenle böyle bir sistemde verilen ısı miktarı ile
sistemin iç enerjisi arasında dU < dQ ilişkisi geçerlidir.
H = U + PV (2.100)
Termodinamiğin Birinci kanununa göre
dQ = dH − V dP (2.101)
eşitiliği yazılabilir. Sabit basınçta bu bağıntı aşağıdaki gibi ifade edilir.
dQ = dH (2.102)
Buna göre; sabit basınçta sisteme verilen ısı, sitemin entalpi değişimine eşittir.
Sabit basınçta özgül ısının sıcaklıkla değişmediği durumlarda 1 kg ideal gazın durum değiştirmesi
sonucu entalpisindeki değişme:
h2 − h1 = Cp (T2 − T1 ) (2.103)
Aynı eşitlik m kg gaz için:
H2 − H1 = m Cp (T2 − T1 ) (2.104)
Sonuç olarak, bir ideal gazın entalpisi, gazın sabit basınçta özgül ısısıyla sıcaklığının çarpımına eşittir.
Diğer bir ifadeyle sabit basınçta sisteme verilen ısı miktarı sistemin entalpisindeki değişmeye eşittir.

2.3.5. Entropi
dq
İki nokta arasındaki durum değişmesinde entropi ds = T
bağıntısından 1 kg gaz için entropi
değişimi:
q
s2 − s1 = T (2.105)

2.3.6. Açık Sistemlerde Termodinamiğin Birinci Kanunu


Çevresiyle madde alışverişinde bulunan sistemlere açık sistem denir. Akışkanın sisteme girişi ve çıkışı
belirli kurallara göre olur. Açık sistemlerde madde akışı iki şekilde meydana gelir:
1- Ştasyoner akış: Kütle akışı sürekli olup, zaman faktörü kütle akışını ve durum büyüklüklerini
etkilemez. Akışkanın bir kesitteki hızı zamanla değişmez. Ştasyoner akışlara “rijit durum” veya
“yerel büyüklüklerin değişmediği akış” da denir.
2- Enştasyoner akış: Sistemdeki herhangi bir kesitteki durum büyüklükleri zamana bağlı olarak
değişirler. Ştasyoner akışlarda süreklilik eşitliği, enştasyoner akışlarda ise kütlenin sakınımı
prensibi yazılabilir. Süreklilik eşitliği, akışkanın debisi ile akış hızı ve bu hızın geçerli olduğu akış
kesiti ile o kesitteki akışkan yoğunluğu arasındaki bağıntıyı verir.
m = ρ c A = Sabit (2.106)
Teknikte genel olarak sistemler ştasyoner akış özelliği gösterirler. Mesela, bir kuvvet santralinde
enerji verimi sabit kaldığı sürece tüm akışlar ştasyoner olarak meydana gelir. Bir ısıtma olayıda ısıtılan
ortamın sıcaklığı ile dış ortamın sıcaklığı değişmiyorsa tüm akışlar ştasyoner karakter taşırlar.

36
Şekil 2.30. Açık sistem

Açık sisteme akışkan girerken, arkadaki akışkan kütlesi tarafından itilerek girer. Bunun sonucu olarak
içeri giren 1 Kg akışkana 𝑝1 𝑣1 çarpımına eşit içeri itme işi verilir. Aynı şekilde, sistem çıkışında, sistemi
terkeden akışkana sistemi henüz terketmemiş akışkan tarafından 𝑝2 𝑣2 çarpımına eşit dışarı itme işi
tatbik eder.
Termodinamiğin birinci kanunu açık sistemler için
(c22 −c21 )
q12 + w12 + p1 v1 − p2 v2 = u2 − u1 + 2
+ g(z2 − z1 ) (2.107)
denkleminden
(c22 −c21 )
q12 + w12 = h2 − h1 + 2
+ g(z2 − z1 ) (2.108)
m(c22 −c21 )
Q12 + W12 = ∆H12 + 2
+ mg(z2 − z1 ) (2.109)
eşitlikleri geçerlidir.
Açık sistemler için yazılan TD1K’undaki iş ifadesi “Teknik iş” olarak isimlendirilir.
Sürtünmesiz durumda teknik iş
2
wt,rev = ∫1 vdp + g∆z + ∆c 2 /2 (2.110)
Teknik iş analitik olarak pv- diyagramında irdelenerek daha kullanılır hale getirilebilir.
2
∫1 vdp ≅ 12AB1 alanı
p1 v1 ≅ 1BOD1 alanı
p2 v2 ≅ 2AOC2 alanı
2
∫1 pdv ≅ 12CD1 alanı

2
Şekil 2.31. ∫1 𝑣𝑑𝑝’nin analitik gösterimi

37
Analitik olarak;
12AB1 alanı = 12CD1 alanı − 1BOD1 alanı − 2AOC2 alanı
ifadesinden aşağıdaki bağıntı yazılır.
2 2
∫1 vdp = ∫1 pdv − p1 v1 + p2 v2 (2.111)

Bu ise 1 ve 2 durumları arasında çalışan pistonlu bir makinanın doldurma, hacim değiştirme ve
boşaltma işlerinin toplamıdır.
Sıkıştırma halinde;
2
∫1 𝑝𝑑𝑣: Hacim değiştirme işi; gaza dışarıdan verildiği için pozitif (+) işaretli
𝑝2 𝑣2 ∶ Dışarı itme işi; piston tarafından gaza veya gazın doldurduğu ortama verildiği için pozitif (+)
işaretli
𝑝1 𝑣1 : Doldurma işi; pistona gaz tarafından yapılan basınç sebebiyle sağlandığından negatif (-)
işaretlidir.
Genişleme halinde aynı işler sözkonusu olmakla beraber sıkıştırma olayındaki işaretlerin tersini alır.
Buna göre teknik iş aşağıdaki şekilde ifade edilebilir.
2 (c22 −c21 )
wt12 = ∫1 pdv + p2 v2 − p1 v1 + 2
+ g(z2 − z1 ) (2.112)
O halde teknik iş, hacim değiştirme, doldurma ve boşaltma işleri ile kinetik ve potansiyel enerjideki
değişmelerin toplamına eşittir. Bu ifadeden teknik işin açık sistemlerde söskonusu olduğu, kapalı
sistemlerde ise yalnız hacim değiştirme işinin yapılabileceği anlaşılır.

2.3.7. İdeal Gazlarda Durum Değişmeleri


2.3.7.1. Dengeli – Dengesiz Durum Değişmeleri
Bir durum değişmesine (DD) uğrayan sistem veya gaz, durum değişmesinin herhangi bir noktasında
iken, kendi haline bırakıldığında, çevrede hiç bir etki yapmadan, daha önce denge durumlarından
geçerek ilk durumuna kendiliğinden dönebiliyorsa, bu tür durum değişmelerine “tersinir durum
değişmesi”, sisteme de “tersinir sistem” denir.
Durum değişmesine uğrayan bir sistem, çevrede etki bırakarak ilk durumuna dönüyorsa, böyle durum
değişmesine “tersinmez durum değişmesi” denir.
Gerçekte durum değişmeleri sürekli dengeli olamazlar. Sistemin durum değiştirebilmesi için az da olsa
dengesinin bozulması gerekir. Bu nedenle tam anlamı ile dengeli durum değişmesi sağlamak mümkün
değildir. Ancak durum değişmesini hesaplamak yalnız dengeli durum değişmesinde mümkündür.
Denge termodinamiğinde durum değişmeleri dengeli olarak kabul edilir ve hesaplar yapılır. Gerçek
durum değişmesi ile hesaplanan durum değişmesi arasındaki fark deneylerle bulunur.

2.3.7.2. Sabit Hacimde Durum Değişmesi (İzokor)


Örnek olarak, buhar kazanları, gaz tüpleri genleşmeleri ihmal edilirse, hacimlerini değiştirmezler.
Böyle bir kabın içerisinde bulunan akışkanın hacmi sürekli sabit kalır. Diğer özellikleri dışarıdan gelen
etkilerle değişebilir.
Sabit hacimde durum değişmesi iki şekilde meydana gelir: izokor ısıtma, izokor soğutma
Sabit hacimde durum değişmesi farklı iki sıcaklık arasında gerçekleşir.
1 ve 2 konumları arasında durum değiştiren bir sistem için aşağıdaki durum denklemleri yazılabilir.
p1 v = RT1

38
p2 v = RT2
Bu iki denklem arasında
p1 T1
p2
= T2
(2.113)

bağıntısı vardır (Gay Lussac – Charles).

Şekil 2.32. Sabit hacimde durum değişmesi

Sabit hacimde durum değişmesinde (V = sb), hacim değiştirme işi sıfırdır.


2
w12 = − ∫1 pdv = 0
Teknik iş:
1 2
wt12 = v(p2 − p1 ) + (c
2 2
− c12 ) + g(z2 − z1 ) (2.114)
İç enerjideki değişme:TD1K’nda işin sıfır olduğu dikkate alındığında iç enerjinin
∆u12 = Cv (T2 − T1 ) (2.115)
şeklinde oluduğu görülür.
Buna göre, alınan bütün ısı gazın iç enerjisini artırmakta kullanılır.
Entalpideki değişme:
∆h12 = Cp (T2 − T1 ) (2.116)
Isı alışverişi: TD1K’ndan
q12 = ∆u12 = Cv (T2 − T1 ) (2.116)
Entropi değişimi:
T
s2 − s1 = Cv ln (T2 ) (2.117)
1

2.3.7.3. Sabit Basınçta (İzobar) Durum Değişmesi


Isı eşanjörleri, yoğuşturucular, buharlaştırıcılar bu durum değişmeleri için örnek olarak gösterilebilir.
Sabit basınç altında durum değiştirme, sabit yük altında pistonu serbest hareket eden bir silindir
içinde meydana getirilebilir. Gazın ısıtılması sıcaklığının ve hacminin artmasına sebep olur. Sistemden
ısı çekildiğinde ise sıcaklık ve hacim azalır.
Pv- diyagramında izobar bir işlem v- eksenine paralel bir doğrudur. Bu doğru izobar ısıtma ve izobar
soğutma şeklinde olabilir.

39
Sabit basınçta 1 ve 2 noktaları arasında durum değiştiren bir sistem için aşağıdaki durum denklemleri
yazılabilir.
pv1 = RT1
p V2 = RT2
denklemlerinden aşağıdaki bağıntı elde edilir (Gay Lussac-Charles).
v1 T2
v2
= T1
(2.118)

Şekil 2.33. İzobar durum değişmesi

Hacim değiştirme işi:


w12 = p(v2 − v1 ) = R (T2 − T1 ) (2.119)
Teknik iş: Durum değişmesi sabit basınçta meydana geldiği için
2
∫1 vdp = 0
olacağından, teknik iş, kinetik ve potansiyel enerjilerin değişimleri toplamına eşittir.
c22 − c21
wt12 = + g(z2 − z1 ) (2.120)
2

İç enerji değişimi:
∆u12 = Cv (T2 − T1 ) (2.121)
Entalpi değişimi:
∆h12 = Cp (T2 − T1 ) (2.122)
Isı alışverişi: TD1K’ndan
q12 = Cv (T2 − T1 ) + p(v2 − v1 ) (2.123)
Entalpi ile iç enerji arasındaki ilişkiden yararlanılarak ısı alışverişi
q12 = h2 − h1 (2.124)
Entropi:
v
s2 − s1 = Cp ln (v2 ) (2.125)
1

2.3.7.4. Sabit Sıcaklıkta (İzoterm) Durum Değişmesi


Sistemin sınırları sürekli olarak aynı sıcaklıkta tutularak sağlanır. Bu tür durum değişmelerine kimyasal
reaktörler örnek olarak gösterilebilir.

40
1 ve 2 konumları arasında durum denklemi
p1 V1 = RT
p2 V2 = RT
şeklinde yazılarak, değişen parametreler arasındaki bağıntı
p1 V2
p2
= V1
(2.126)

elde edilir (Boyle Mariotte).

Şekil 2.34. İzoterm durum değişmesi

İzoterm durum değişmesi 𝑝𝑣 = 𝑠𝑎𝑏𝑖𝑡 durumuna göre çizilir ve elde edilen eğri hiperbol şeklindedir.
Şekilde görüldüğü gibi izokor durum değişmesi izoterm sıkıştırma ve izoterm genişleme şeklinde
meydana gelmektedir.
Hacim değiştirme işi: İzoterm durum değişmesinde 𝑝𝑣 = 𝑠𝑎𝑏𝑖𝑡 olduğundan
w12 = p1 v1 ln(v2 /v1 ) (2.127)
p1 V2
p2
= V1
olduğundan, hacim değiştirme işi

w12 = p1 v1 ln(p1 /p2 ) (2.128)


𝑝𝑣 = 𝑅𝑇 𝑣𝑒 𝑇 = 𝑠𝑏 olduğundan
w12 = RT ln(p1 /p2 ) (2.129)
𝑐2
Teknik iş: Kinetik ve potansiyel enerji değişimleri sıfır olarak dikkate alındığında, yani 𝑑 ( + 𝑔𝑧) = 0
2
olduğunda teknik iş aşağıdaki gibi ifade edilir.
wt12 = −RT ln(p2 /p1 ) (2.130)
Sabit sıcaklıkta durum değişmesinde, kinetik ve potansiyel enerji değişimleri sıfır olduğunda, hacim
değiştirme işi ile teknik iş birbirine eşittir.
w12 = wt12 (2.131)
İç enerji değişimi:
∆u12 = Cv (T2 − T1 ) = 0 (2.132)
Entalpi değişimi:
∆h12 = Cp (T2 − T1 ) = 0 (2.133)
Isı alışverişi:
q12 = − w12 = −wt12 (2.134)
𝑞12 = 𝑅𝑇 ln(𝑝1 /𝑝2 ) (2.135)

41
𝑝1 basıncı 𝑝2 basıncından büyük ise izoterm genişleme sözkonusudur. Bu durumda sisteme ısı
verilirken iş alınır. 𝑝2 basıncı 𝑝1 basıncından büyük ise izoterm sıkıştırma sözkonusudur. Böyle
durumda sistemden ısı çekilirken sisteme iş verilir.
Entropi değişimi:
q
s2 − s1 = T
(2.136)

2.3.7.5. Sabit Isıda (Adyabatik) Durum Değişmesi


Sistemin çevresi ile ısı alışverişi olmadan, durum değiştirmesine adyabatik durum değişmesi denir.
Böyle bir işlem cidarları tamamen yalıtılmış silindir – piston sisteminde gerçekleşebilir. Motorlar
adyabatik durum değişmesine örnek olarak gösterilebilir.

Şekil 2.35. Adyabatik durum değişmesi

Adyabatik durum değişmesinde bütün parameteler değişkendir. Parametreler arasında aşağıdaki


bağıntılar yazılabilir.
p v k = sabit (2.137)
p2 v k
p1
= (v1 ) (2.138)
2

T2 v k−1
T1
= (v1 ) (2.139)
2
k−1
T p k
(T2 ) = (p2 ) (2.140)
1 s 1

k−1
T p v k−1
k
(T2 ) = (p2 ) = (v1 ) (2.141)
1 s 1 2

Adyabatik durum değişmesinde dq = 0 olur.


Hacim değiştirme işi: Parametreler arasındaki bağıntılar dikkate alınarak, hacim değiştirme işi için
aşağıdaki eşitlikler yazılabilir.
p2 v2 − p1 v1
w12 = (2.142)
k−1
RT1 T
w12 = k−1
+ (T2 − 1) (2.143)
1

Teknik iş: Parametreler arasındaki bağıntılar yardımı ile teknik iş için aşağıdaki eşitlik yazılabilir.
k T c22 − c21
wt12 = k−1
RT1 (T2 − 1) + 2
+ g(z2 − z1 ) (2.144)
1
dq = 0 ise; s2 − s1 = 0 ( entropi değişmez)

42
2.3.7.6. Çok Değişkenli (Politropik) Durum Değişmesi
Yukarıda açıklanan durum değişmelerini pratikte gerçekleştirmek mümkün değildir. Bu durum
değişmelerinde basitleştirici yollara başvurulmuştur. Politropik durum değişmelerinde ∆𝑢/𝑞 = 𝑠𝑎𝑏𝑖𝑡
olduğu kabul edilmiştir.
Gazlarda politropik durum değişmesi sırasında
pv n = sabit
eşitliği geçerlidir. Burada n politropik üs adını alır ve şartlara göre 0 𝑖𝑙𝑒 + ∞ arasında değerler alabilir.
Belirli bir işlem için politropik üs sabit değerler alır. Bu değerlere göre aşağıdaki durum değişmeleri
gerçekleşir.
n = 0 ise: p = sabit (izobar durum değişmesi)
n = 1 ise: T = sabit (izoterm durum değişmesi)
n = k ise: pv k = sabit (adyabatik durum değişmesi)
n = +∞ ise: v = sabit(izokor durum değişmesi)
Görüldüğü gibi yukarıda açıklanan durum değişmeleri politropik durum değişmesinin birer özel
halidir. Politropik üssün aldığı değerlere göre durum değişmeleri pv-diyagramında gösterilmiştir.

Şekil 2.36. Politropik durum değişmesi

Politropik durum değişmelerinde parametreler arasında aşağıdaki bağıntılar geçerlidir.


p1 v n T1 v n−1
= ( 2 ) ve = ( 2) (2.145)
p2 v1 T2 v1

Hacim değiştirme işi: Politropik durum değişmesi için


pv n = p1 v1n = p2 v2n = sabit (2.146)
denklemi geçerlidir. Gerçek gazlar için iş ifadesinin integrali
2 p1 v n
1
w12 = − ∫1 vn
dv (2.147)

eşitliği ile verilebilir. Bu integralin çözümü ile


p2 v2 − p1 v1
w12 = n−1
(2.148)
gerçek gazlarda hacim deiştirme işi elde edilir. İdeal gazlar için durum denklemi ve parametreler
arasındaki bağıntılar kullanılarak hacim değiştirme işi
n
RT1
w12 = [(p2 /p1 )n−1 − 1] (2.149)
n−1

eşitliği elde edilir.

43
İç enerj değişimi:
∆u12 = Cv (T2 − T1 ) (2.150)
Isı alışverişi: TD1K’ndan
R
q12 = Cv (T2 − T1 ) − (T − T1 ) (2.151)
n−1 2

ısı alışverişi hesaplanır. Bu eşitlik daha basit bir şekilde aşağıdaki gibi ifade edilir.
q12 = C (T2 − T1 ) (2.152)
Burada, C politropik işlemde özgül ısı olup,
n−k
C= (k−1)(n−1)
R (2.153)

şeklinde hesaplanır.

2.4. Termodinamiğin İkinci Kanunu


Termodinamiğin ikinci kanunun entropi (düzensizlik) kavramı ile ilgili bir prensiptir. İkinci kanuna
göre, çevrelerinden yalıtılmış olan eşit sıcaklıktaki iki sistem birbiriyle temas ettirildiğinde, sistemler
arasında kendiliğinden ısı akışı mümkün değildir. İkinci kanunla birlikte düzensizlik eğilimi anlatılırken,
entropi kavramı kullanılmaktadır; düzensizlik (entropi) ya değişmez ya da artar. Entropinin artması,
sistemin mümkün olmayan durumdan daha çok mümkün olan duruma doğru gitmesi demektir.
Mesela, ayrı duran maddeler bir arada olandan daha düzenlidir; kendiliğinden karışmış sıcak ve soğuk
sudan oluşmuş ılık suyun, bir daha sıcak ve soğuk diye ayrılması imkansızdır. Yine, kırık bir bardağın
durup dururken veya kırarken harcanan enerjiden daha azı kullanılarak eski haline döndürülemez;
çünkü potansiyel enerjinin bir kısmı ısıya dönüşmüştür ve geri getirilemez. Aslında, bu ve bunun gibi
örneklerde sistemler bozulmuş gibi görünmekle birlikte, bozulmamakta, ancak enerji değişimi
bazında, en kararlı hali almaya çalışmaktadırlar.
Termodinamiğin ikinci kanunu termodinamik olayların gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini,
gerçekleşecekse nasıl gerçekleşeceğini gösterir. Diğer bir şekilde Termodinamiğin ikinci kanunu
“Doğal olan durum değiştirmelerin hiç biri tersinir olarak gerçekleşemez” şeklinde de ifade edilebilir.
Bir sistemde, herhangi bir durum değişikliği meydana geldikten sonra sistemin kendisi ve tüm çevresi
tekrar başlangıç şartlarına getirebiliyorsa, bu hal değişimine tersinir hal değişimi adı verilir.
Termodinamiğin ikinci yasası, prensip olarak tersinir olmayan (tersinmez) süreçleri (değişimleri)
formüle etmektedir. Bu ifade ile, tabiatta hiçbir süreci sürekli olarak geri çevirmenin mümkün
olmadığı, başka bir ifade ile, belirli süreçlerin ve enerji değişimlerinin yalnız bir doğrultuda mümkün
olacağı vurgulanmaktadır.
Termodinamiğin ikinci kanunu aşağıdaki gibi ifade edilmektedir.
1- Isı ağırlığı olmayan bir maddedir.
2- Bütün termodinamik olaylar terzinmezdirler. Buna göre termodinamiğin ikinci kanunu tersinir
olayların mümkün olmadığını ifade eder.
3- Sürtünmenin meydana geldiği bütün olaylar tersinmez olaylardır.
4- Isı, sıcaklığı yüksek olan bir ortamdan sıcaklığı düşük olan bir ortama doğru kendiliğinden geçer.
5- İkinci tip devri-daim makinasının, çevresinde, etrafını soğutmaktan başka bir tesir yapmayan ve
periyodik olarak çalışarak iş üreten bir makina yapmak imkansızdır.
Entropi: Entropi, bir sistemin mekanik işe çevrilemeyecek ısıl enerjisini temsil eden termodinamik
terimdir. Çoğunlukla bir sistemdeki rastgeleliğin ve düzensizliğin ölçümünde kullanılır. Sistemlerdeki
düzensizlik arttıkça, entropi de artar; faydalı enerji miktarını azaltır. Faydasız enerjiyi (entropi) arttırır.
Gaz karışımlarının entopisi her zaman gaz karışımını meydana getiren gazların entropileri
toplamından daha büyüktür. Karışımlarda her olay sonucu bir entropi artışı vardır. Bu artış gazların

44
karışım oranlarındaki basınç ve sıcaklık farklarına bağlı olarak değişir. Basınç ve sıcaklık farkları ne
kadar büyükse karışımın entropisi o ölçüde artar.
Bir adyabatik sistemde durum değişmesinin olup olmayacağını, eğer olacaksa değişimin tersinir mi ya
da tersinmez mi olacağını gösterir. Entrop “s” veya “S” sembolü ile gösterilir.
Entropi, sabit hacimde ve sabit basınçtaki durum değişmelerinde ısı alışverişi dikkate alınarak
ds = dq/T şeklinde ifade edilir.

Şekil 2.37. Durum değişmesi

Termodinamiğin ikinci kanunu için yukarıda sözlü olarak yapılan açıklamalar entropi kavramı ile ifade
edilirse;
1- Sürtünmesiz adyabatik sistemlerde entropi değişmesi daima sıfırdır.
2- Sürtünmeli adyabatik sistemlerde entropi sürekli olarak artar.
3- Tabiattaki bütün olaylar tersinmze olduğuna, yani sürtünme ile gerçekleştiğine göre entropinin
mutlak değeri sürekli olarak artar.
Bir olaya katılan sistemlerin toplam entropisi artarken, bu sistemlerden brinin veya birkaçının
entropisindeki artış daha yüksek olabilecei gibi, sistemlerin birinde veya bir kaçında entropinin
düştüğü görülebilir. Gerçekte ise sonuç olarak bu ortamların meydana getirdiği sistemin entropisinde
artma olur. Entropi için aşağıdaki iki değişme sözkonusudur:
1- Isınan bir ortamın entropisi daima artar.
2- Soğutulan sistemlerin entropisi azalır.
Bir ısı değiştiricisinde ısının geçtiği ortamın entropisi artarken, ısı kaybeden akışkanın entropisi azalır.
Sonuçta ortamın toplam entropisi de artar.
Bir durum büyüklüğü olan entropi diğer iki durum büyüklüklerinin fonksiyonu olarak
s = s (p, T); u = u (s, p); h = h (T, s)
bağıntıları ile ifade edilir.
Ts- Diyagramı, termodinamik olayları bazı hallerde daha anlamlı ifade etmek için kullanılır. Bu
diyagramda apsis eksenine entropi, ordinat eksenine ise sıcaklık taşınır.
Entropi eşitliği ile verilen tersinir adyabatik sistemi için dq = 0 yazıldığında, entropinin değişmediği
görülür. Bu durum değişmelerine izantropik durum değişmeleri denir ve Ts- diyagramında s- eksenine
dik doğrular olarak gösterilirler.
İzoterm erileri Ts- diyagramında T- eksenine dik doğrulardır.
İzobar ve izokor eğrileri için aşağıdaki ifadeler geçerlidir:

45
Şekil 2.38. Aynı noktadan geçen DD eğrilerinin Ts-diyagramında görünüşü

İzobar eğrileri:
Açık sistemler için TD1K ifadesinde izobar durum değişmeleri için entalpi tarifinden hareket edilerek
T ds = Cp dT ifadesi yazılabilir. Entropi için bu ifade integre edilirse
s−s1
𝑠 − 𝑠1 = 𝐶𝑝 ln(𝑇/𝑇1 ) ve T = T1 e Cp (2.154)
bağıntıları elde edilir.
İzokor eğrileri: Kapalı sistemler için TD1K ile iç enerji tarifinden T ds = Cv dT eşitliğinden
s−s1
T = T1 e Cv (2.155)
bağıntısı elde edilir.
İzobar ve izokor eğrileri Ts- diyagramında entropi ile artan eğriler halindedirler. Sabit basınçta özgül
(s−s1 ) s−s1
ısı Cp, sabit hacimde özgül ısı Cv’den büyük olduğundan Cp
<( Cv
) olduğu görülür.

Bu sebeple aynı noktadan geçen izobar ve izokor eğrileri; artan entropi için izokor eğrileri izobar
eğrilerinin üzerinde, azalan entropi için ise izokor eğrileri izobar eğrilerinin altından geçerler.
İzobar, izokor, izoterm ve izantropik durum değişmeleri Ts- diyagramında topluca gösterilmiştir.
Ts- diyagramının en önemli faydalarından biri de ısı miktarını hesaplama kolaylığıdır.
Herhangi bir durum değişimesi şekildeki gibi olsun.
Durum değişmesi eğrisi ile s- ekseni arasında kalan alan durum değişmesinin gerçekleşmesi için
gerekli olan ısı miktarını verir.
dq = T ds (2.156)
Durum değişmesi izoterm olarak gerçekleşiyorsa gerekli ısı miktarı:
q12 = T (s2 − s1 ) (2.157)
hs- Diyagramı, epsis eksenine entropi, ordinat eksenine entalpi taşınarak hazırlanır (Mollier
diyagramı). İzantropik durum değişmeleri s- eksenine dik doğrulardır. İzobar eğrileri izokor
eğrilerinden daha yatıktır.
hs- diyagramı, Ts- diyagramının olumsuz yanlarını ortadan kaldırmak amacıyla kulanılır. hs-
diyagramında bir durum değişmesi esnasında sisteme verilen ısı miktarı uzunluk olarak görülür.
Ts- diyagramında ise bu bir alana eşdeğerdir. p = sabit doğruları, x = sabit, T = sabit eğrilerini büyük
açılarla keser ve bu sebeple okunması kolay olur.
Şekilde görülen izobar ısıtma sırasında sisteme verilen ısı miktarı

46
q12 = h2 − h1 (2.158)
olup, 1 ve 2 noktalarından geçen izantropik doğruları arasındaki mesafeye eşittir. Islak bölgede izobar
ve izoterm eğrileri üst üste gelirler.

Şekil 2.39. hs- diyagramında durum değişmesi

Şekil 2.40. İzobar ısıtma

Su buharı için uygun Mollier diyagramları hazırlanmış olup, bu diyagramlardan istenen değerler
doğrudan okunabilir. Aynı değerler belirli şartlar için buhar tablolarında da verilmiştir.
Termodinamiğin 2. Kanunu durum değişmelerinin ancak belirli bir yönde gerçekleşebileceğini
göstermektedir. Isı kaynağı, ısı makinası, ısı pompası ve soğutma pompası Termodinamiğin 2.
Kanununun uygulama sistemleridir.
Isı kaynağı: Sıcaklığı değişmeyen ve ısı alabilen veya ısı verebilen ortamdır. Sıcaklıkları farklı olan bu
tür ortamlar birbirlerine göre, sıcak ısı kaynağı ve soğuk ısı kaynağı şeklinde adlandırılır.
Isı makinası: Bir termodinamik çevrime göre sürekli olarak çalışan ve sıcak ısı kaynağından ısı alıp,
soğuk ısı kaynağına ısı verirken iş yapan makinalardır.
Isı pompası: Isı makinasına göre ters çalışan bir çevrime sahip olup, dışarıdan iş verilmesiyle soğuk ısı
kaynağından sıcak ısı kaynağına ısı transfer eden ısıtma amaçlı makinadır.
Soğutma makinası: Isı pompası gibi soğuk ısı kaynağından sıcak ısı kaynağına ısı transfer eden
soğutma amaçlı makinalardır. Bu tür makinalarda kullanılan amonyak ve freon gibi akışkanlara
soğutucu akışkan denir.
Termodinamiğin 2. Kanunu aşağıdaki ifadelere göre tanımlanmıştır:
Kelvin-Planck ifadesi: Tek bir ısı kaynağı kullanılarak bu kaynaktan ısı alıp bunu işe çeviren bir ısı
makinası yapmak mümkün değildir.
Clausius ifadesi: Çevrede hiçbir etki yapmaksızın soğuk ısı kaynağından ısı alıp sıcak ısı kaynağına
nakleden bir ısı pompası veya soğutma makinası yapmak mümkün değildir.

47
Termik makinanın verimi, makinadan alınan net işin makinaya verilmiş olan ısı miktarına oranı ile
ifade edilir.
𝑊𝑐
𝜂𝑡 = 𝑄1
(2.159)

𝑄1 sistemin sıcak kaynaktan aldığı ısı, 𝑄2 sistemin soğuk kaynağa verdiği ısı olmak üzere net ısı veya iş
𝑄𝑐 = 𝑊𝑐 = 𝑄1 − 𝑄2 (2.160)
bağıntısı geçerlidir.
𝑄1 − 𝑄2 𝑄2
𝜂𝑡 = 𝑄1
=1− 𝑄1
(2.161)

Soğutma makinasının soğutma tesiri, soğuk kaynaktan alınan 𝑄1 ısısının (soğutma) makinayı
çalıştırmak için harcanan net işe oranıdır.
𝑄1
𝜀= (2.162)
𝑊𝑐

𝑊𝑐 = 𝑄2 − 𝑄1 (2.163)
𝑄1
𝜀= 𝑄2 − 𝑄1
(2.164)

2.5. Termodinamiğin Üçüncü Kanunu


Termodinamiğin üçüncü kanununa göre “mükemmel bir kristalin, mutlak sıfır sıcaklığındaki entropisi
sıfırdır”.
Eğer mutlak sıfır noktası olan 0 K (-273 0C)’ye inilirse, bu sıcaklığa inebilen tüm parçacıkların biririne
eşit entropileri olur. Diğer bir ifade ile, mutlak sıcaklıktaki bir parçacık sadece ve sadece bir tane olası
halde veya durumda bulunabilir. Bu durumda parçacığın sahip oldugu enerji 0- noktası enerjisi olarak
tanımlanır. İşte bu nokta entopinin minimuma gittiği sıfır entropi noktasıdır.
Üçüncü yasa bir maddenin mutlak sıfıra kadar soğutulmasının imkansız olduğunu belirtir. Yani sıcaklık
mutlak sıfıra yaklaştıkça bütün hareketlerin sıfıra yaklaştığı anlaşılmaktadır.
Üçüncü yasa, birinci ve ikinci kanuna göre çok daha düşük sıcaklıkla uğraşır. Daha önceleri fizikçiler,
cisimler soğutulunca moleküller ve atomların yavaş yavaş titreşimlerini azalttıklarını ve mutlak sıfırda
tamamen durduklarını kabul etmişlerdi. Ancak daha sonraları, atomların en düşük enerji seviyelerinin
taban enerji seviyeleri olduğu ve bunun da sıfır olmadığı yani, daima küçük bir miktar enerjileri
olduğu ortaya konmuştur. Bu durum teorik olarak gösterilmiş, deneysel olarak da ölçülmüştür. Bu
durumla ilgili enerji, diğer cisimlerle paylaşılamaz ve ısı olarak da adlandırılmaz. Bir tarafa akmaz ve
düzensizlik sayılmaz. Böylece, mutlak sıfır için yeni bir anlam ortaya çıkmıştır: mutlak sıfır,hareket
yokluğundan ziyade, düzensizlik yokluğu veya mükemmel düzen durumu olarak değerlendirilmiştir.
Bu üçüncü yasanın ilk tanımı olmuştur. Daha sonraları ise, kimyasal elementlerin özgül ısıları,
üzerinde çalışılırken önemli bir gerçek keşfedilmiştir: mutlak sıfıra doğru veya mükemmel düzene
yaklaşırken, her kademe bir öncekinden daha zordur. Arka arkaya gelen kademelerde, çekilen ısı
yüzünden, sıcaklık azalması daha düşüktür. Bu özelliğin bir maddeye özgü tesadüfi bir özellik
olmadığı, bütün maddelerin özelliği olduğu söylenmiş ve bütün moleküllerin tek bir düzen içerisine
sokulmasının zorlukları ileri sürülmüştü. Böylece üçüncü yasanın daha kuvvetli bir ifadesi mutlak sıfıra
ulaşılamaz şeklinde verilmiştir.
Prensipte, sıcaklığın 1 Kelvin’in milyarda birine, hatta sıfıra ulaşma olasılığı küçüktür ve sonludur.
Makroskobik sistemler için ise, örneğin trilyonlarca atom içeren bir bakır blokta, bu olasılık yok
sayılacak kadar küçüktür.

48
2.6. Termodinamik Çevrim Ve Verim
İş ve kuvvet makinaları sürekli olarak çalışan ve amacı iş yapmak veya enerji üretmek olan
makinalardır. Bu makinaların verimli olması önemli olduğu kadar belli büyüklüktekilerinin ürettikleri
işin de bazı sınırların altına düşmemesi gerekir. Bu nedenle periyodik olarak verimleri mümkün
olduğu oranda yüksek tutularak çalıştırılmalıdırlar.
Bir sistem, birbirini takip eden durum değişmelerinden geçerek ilk durumuna geliyorsa, bu sistem bir
çevrim yapmıştır denir. Bu tür çevrimler “kapalı çevrim” olarak tanımlanmakla beraber sadece
“çevrim” adıyla belirtilmektedir.

Şekil 2.41. Kapalı çevrim

Başlangıç durumu 1 ile gösterilen sistem, önce sıkıştırılarak 2 durumuna getiriliyor ve bundan sonra
sabit basınçta bir miktar gaz sistemden dışarı atılarak 3 durumuna ve bir genleşme ile 4 durumuna,
bunu takip eden sabit basınçta bir doldurma işlemiyle de tekrar 1 durumuna geldiğinde bir çevrim
yapar.
Bir pistonlu makinada silindir doldurulurken veya boşaltılırken sistem çevresine göre açık sistem
olarak olarak çalışır. Bunun dışındaki sıkıştırma, genişleme, ısı alış-verişi olaylarında piston ve
silindirden oluşan sistem kapalı sistem olarak düşünülür. Bununla beraber bir çevrim açık sistemlerde
gerçekleşir. Buhar türbinleri, gaz türbinleri veya su türbinleri açık sistem olarak çalışırlar. Sisteme giriş
durumundan itibaren akışkan farklı durum değişmelerine uğrayarak sistemi terkeder. Eğer bu olaylar
sonunda akışkanın sistemden çıkış durumu ile sisteme giriş durumu farklı ise bu tür çevrimler “açık
çevrim” denir.
Bir çevrim şekilde gösterildiği gibi sağdan sola doğru birbirini takip eden durum değişmelerinden
meydana gelmiş olsun. Bu durum değişmeleri için TD1K açık ve kapalı sistemler için yazılarak işlem
yapılırsa
Kapalı sistem için; ∑ 𝑞𝑖𝑘 + ∑ 𝑡𝑖𝑘 = 0
Açık sistemler için; ∑ 𝐪𝐢𝐤 + ∑ 𝐰𝐭𝐢𝐤 = 𝟎
eşitlikleri elde edilir. Bu eşitlikler
∑ qik = − ∑ wik = − ∑ wtik (2.165)
şeklinde düzenlenirse, buradan aşağıdaki sonuçlar çıkarılır:
1- Bir çevrimde yapılan ısı alışverişleri toplamı, yapılan hacim değiştirme işleri toplamına veya teknik
işler toplamına eşittir.
2- Bir çevrimden elde edilen iş veya sarfedilen iş çevrimi oluşturan durum değişmeleri esnasında
sarfedilen veya kazanılan hacim değiştirme işleri veya teknik işler toplamına eşittir.
Çevrimden kazanılan veya sarfedilen iş çevrim işi olarak tanımlanır ve 1 kg akışkan için
wç = ∑ wik = ∑ wtik = − ∑ qik (2.166)
eşitliği ile verilir.

49
Şekil 2.42. Çevrim

Şekildeki negatif çevrim aynı şekilde inelendiğinde çevrim işinin negatif işaretli olduğu görülür.
Buradan aşağıdaki sonuçlar çıkarılabilir:
1- Bir çevrim saat ibrelerinin ters yönünde gerçekleşiyorsa, çevrimin tamamlanabilmesi için sisteme
dışarıdan iş verilmesi gerekir. Bu nedenle çevrim işi pozitif işaretlidir.
2- Çevrimden elde edilen veya çevrimde sarfedilen iş çevrimi meydana getiren durum değişmesi
eğrilerinin sınırladığı alana eşdeğerdir.
3- Saat ibreleri yönünde gerçekleşen bir çevrimden iş kazanılır. Sistemden iş alındığı için negatif
işaretlidir.

Şekil 2.43. Çevrim işi

Enerji üretmek için, yani iş elde etmek için bir makina yapılmak isteniyorsa, bu makinada çevrimin
saat ibreleri yönünde gerçekleşmesi gerekir.
Eğer enerji sarfederek bir iş yapılmak isteniyorsa bunun için imal edilecek bir makinada çevrimin saat
ibrelerinin ters yönünde gerçekleşmesi gerekir.
Enerji verilen makinalara kuvvet makinaları denir. Bunlar; içten patlamalı pistonlu motorlar (benzin ve
diesel motorları), gaz türbinleri, gemi tahrik motorları, jet motorları, buhar türbinleridir.
Enerji sarfedilerek iş yapılan makinalara iş makinaları denir. Bunlar; kompresör, soğutma makinaları
vb. dir.
Bir çevrimin en önemli karakteristiği onun termik verimidir. Çevrimden elde edilen işin veya
sarfedilen işin çevrimi gerçekleştirmek için verilen toplam ısıya oranı olarak tarif edilir. Termik verim
𝜂𝑡ℎ ile gösterilir ve yukarıdaki tarife göre
|wç |
ηth = q1
(2.167)

şeklinde ifade edilir. Çevrim işi


wç = q1 − q2 (2.168)
olarak verildiğine göre termik verimin ısı miktarı cinsinden ifadesi

50
q2
ηth = 1 − q1
(2.169)

olarak elde edilir.


Seri bağlı makinalarda verim;
𝜂 = 𝜂1 , 𝜂2 … … . . 𝜂𝑛 (2.170)

Carnot Çevrimi: Çevrimler farklı durum değişmeleri ile elde edilirler. Carnot çevrimi, verimi en yüksek
çevrim olması dolayısıyla bir karşılaştırma çevrimi olarak kullanılır. Teorik bir çevrim olup, pratikte
uygulaması yoktur. İlk defa Fransız bilim adamı Sadi Carnot tarafından düşünülmüş ve
uygulanabileceği gösterilmiştir.

Şekil 2.44. Carnot çevrimi

Carnot çevrimi ideal bir silindir-piston sisteminde gerçekleştirilir. Silindir cidarları ve piston tamanen
yalıtılmıştır. Silindir cidarları bir an 𝑡1 bir an 𝑡2 sıcaklığına gelecektir. Bu tür ideal makinaların
gerçeklenemeyeceği açıktır. Ancak teorik incelemelerde son derece önem taşır. Gerçek bir makinanın
verimi teorik Carnot çevriminin verimi ile karşılaştırılarak, imal edilen makinanın iyiliği hakkında bir
fikir sahibi olunabilir.
Carnot çevrimi izeoterm sıkıştırma ile başlar (1-2). Bunu adyabatik sıkıştırma (2-3) takip eder.
Çevrimden izoterm genişleme (3-4) esnasında iş elde edilir ve çevrim adyabatik genişleme (4-1) ile ilk
duruma gelir.
Adyabatik genişleme esnasında çevrimdem elde edilen iş adyabatik sıkıştırma ile çevrime verilen işe
eşittir. Çevrimden kazanılan iş izoterm genişleme esnasında elde edilen işten sıkıştırma sıkıştırma için
sarfedilen işi çıkarmak suretiyle elde edilir.
Carnot çevrimi en düşük basınç ve sıcaklıkla başlar. Başlangıç noktası izoterm sıkıştırmanın başladığı
noktadır. Carnot çevriminde durum değişmeleri aşağıda incelenmiştir.
İzoterm sıkıştırma (1-2):
Yapılan iş: İzoterm sıkıştırma esnasında teknik iş ile hacim değiştirme işi birbirine eşittir.
wt12 = w12 (2.171)
w12 = −RT ln(v2 /v1 ) (2.172)
İç enerji değişimi: Durum değişmesi sabit sıcaklıkta gerçekleştiğinden, iç enerjide değişme olmadığı
görülür.
∆u12 = 0 (2.173)
Entalpi değişimi: İç enerjiye benzer şekilde
∆h12 = 0 (2.174)

51
olduğu görülür.
Isı alışverişi: TD1K’dan
q12 = −RT ln(p2 /p1 ) (2.175)
eşitliği elde edilir.
Adyabatik sıkıştırma (2-3):
Yapılan iş: Kinetik ve potansiyel enerjideki değişmeler ihmal edilirse, yapolan işi aşağıdaki gibi ifade
edilir.
k T
wt12 = k−1
RT2 (T3 − 1) (2.176)
2

Isı alışverişi: Adyabatik durum değişmesinde ısı alışverişi yoktur.


q23 = 0 (2.177)
Entalpi değişimi:
∆h23 = Cp (T3 − T2 ) (1.178)
İç enerji değişimi:
∆u23 = Cv (T3 − T2 ) (2.179)
İzoterm genişleme (3-4):
Yapılan iş:
wt34 = w34 (2.180)
w34 = −RT3 ln(p3 /p4 ) (2.181)
İç enerji değişimi:
∆u34 = 0 (2.182)
Entalpi değişimi:
∆h12 = 0 (2.183)
Isı alışverişi: TD1K;
q34 = RT3 ln(p3 /p4 ) (2.184)
Adyabatik genişleme (4-1):
Yapılan iş:
k T
wt41 = k−1
RT4 (T1 − 1) (2.185)
4

Isı alışverişi:
q41 = 0 (2.186)
İç enerji değişimi:
∆u41 = Cv (T1 − T4 ) (2.187)
Entalpi değişimi:
∆h41 = Cp (T1 − T4 ) (2.188)
Adyabatik sıkıştırma ile adyabatik genişleme esnasında harcanan işler, mutlak değer olarak birbirine
eşittir. Çevrimden elde edilen iş, izoterm genişleme esnasında elde edilen işten izoterm sıkıştırma
esnasında sarfedilen işi çıkarmakla elde edilir. Buna göre çevrim işi aşağıdaki gibi ifade edilir.

52
wç = R (T1 − T3 ) ln(p3 /p1 ) (2.189)
Termik verim çevrim işinin sisteme verilen ısıya 𝑄𝐻 = 𝑄34 oranı olarak tanımlanmıştır. Buna göre
Carnot çevriminin termik verimi aşağıdaki gibi ifade edilir.
|wç |
ηth =
q34

Buna göre termik verim sadece maksimum ve minimum sıcaklıklara bağlıdır.


T
ηth = 1 − T1 (2.190)
3

Bu eşitlikten basınç oranlarının termik verimi etkilemediği görülmektedir.


Burada, T1 en düşük sıcaklık TL, T3 ise en yüksek sıcaklık TH olarak gösterilmektedir.
Carnot çevriminde soğuk kaynağa verilen ısı miktarı ise 𝑄𝐿 = 𝑄12 olup,
𝑇𝐿
𝑄𝐿 = 𝑄𝐻 (2.191)
𝑇𝐻

bağıntısı geçerlidir.
𝐾1 : İzoterm sıkıştırma için kullanılan kompresör
𝐾2 : İzantropik sıkıştırma için kullanılan kompresör
𝑇1 : İzoterm genişleme için kullanılan türbin
𝑇2 : İzanropik genişleme için kullanılan türbin

Şekil 2.45. Carnot çevrimi sistem şeması

Soğutma Makinalarında Verim


Soğutma makinalarında verim için etkinlik (performans) terimi kullanılır ve COPSM ile gösterilir. Bir
buzdolabında taşıyıcı akışkanın düşük sıcaklık ortamından (buzdolabının iç atmosferinden) çektiği ısı
miktarı QL ve bunu taşımak ve yüksek sıcaklık ortamına (oda atmosferine) atmak için harcanan iş
enerjisi W, çevrim esnasında taşıyıcı akışkandan yüksek sıcaklık ortamına transfer olan ısı miktarı ise
QH olsun. Bu durumda bu çevrime ait etkinlik için,
Ç𝑒𝑘𝑖𝑙𝑒𝑛 𝚤𝑠𝚤 𝑒𝑛𝑒𝑟𝑗𝑖𝑠𝑖
𝐶𝑂𝑃𝑆𝑀 =
𝐻𝑎𝑟𝑐𝑎𝑛𝑎𝑛 𝑖ş 𝑒𝑛𝑒𝑟𝑗𝑖𝑠𝑖
𝑄𝐿
𝐶𝑂𝑃𝑆𝑀 = 𝑊
(2.192)
eşitliği geçerlidir.
𝑄𝐻 = 𝑄𝐿 + 𝑊 eşitliğinden; 𝑊 = 𝑄𝐻 − 𝑄𝐿 yazılabileceğinden;
𝑄𝐿
𝐶𝑂𝑃𝑆𝑀 = 𝑄𝐻 − 𝑄𝐿
(2.193)

53
2.7. Su Buharı
Su buharının teknolojik sahalardaki önemi küçümsenemeyecek derecededir. Bir çok imalatta su
buharı doğrudan veya dolaylı olarak birinci derecede rol oynamaktadır. Kimya endüstrisi, gıda
endüstrisi, endüstriyel katı maddelerin imalatı sırasında kurutmada su buharı geniş çapta
kullanılmaktadır. Orman ürünleri endüstrisinde de kurutma, buharlama, emprenye, bükme mobilya,
lif levha üretimi sırasında kullanılmaktadır. Bu derece kullanım alanı bulmuş olması, su buharının
termodinamik yönden tanınmasını gerektirir.
Su buharının daha yakından tanınabilmesi için bir dizi deneylerin yapılması gerekir.
Su sabit basınç altında ısıtıldığında kaynayıncaya kadar sıcaklığı yükselir. Buharlaşan suyun sıcaklığı,
buharlaşma süresince sabit kalır. Her basınca uygun bir kaynama sıcaklığı vardır; buna "doygunluk
sıcaklığı" denir.
Su, açık bir kap içerisinde atmosfer basıncı altında ısıtıldığı zaman, sıcaklığı önce 100 0C’a çıkar ve
suyun tamamı buhar haline gelinceye kadar sıcaklık değişmez. Meydana gelen su buharının basıncı da
1 atmosfer basıncına (14,7 psi) eşittir. Suyun kapalı bir kap içerisinde ısıtılması halinde daha farklı
olaylar meydana gelir.

Şekil 2.46. Buharlaştırma düzeneği Şekil 2.47. Su sıcaklığının zamanla değişimi

Su, 100 0C sıcaklığa eriştikten sonra, kısa süre sabit kalarak bir miktar buharlaşma olur. Bu durumda
içerisinde 𝑝𝑏 buhar basıncı meydana gelirken, 𝑡𝑏 sıcaklığı da artık 0C’ın üzerine çıkmıştır. Bu şartlarda
M musluğu/vanası öyle ayarlanabilir ki, ısıtma sonucu buhar çıkarken, basınç ve sıcaklık sabit kalır.
Buhar kazanlarının çalışma prensibi bu şekildedir. Böylece ısı kaynağının gücüne uygun belirli
miktarda ve basınçta/sıcaklıkta sürekli su buharı üretilebilir.
Aynı işlemler daha farklı basınç ve sıcaklıklarda da gerçekleştirilebilir. Ardarda yapılan bu işlemler
belirli basınçlara yine belirli sıcaklıkların karşılık geldiğini gösterir.
Bazı basınç değerlerine karşılık gelen buharlaşma sıcaklıkları aşağıda verilmiştir.

p (atü) 1 2 3 4 5 7 8 9 10 12 16 221,44
0
t ( C) 100 120 133 143 151 164 169 175 179 187 197 374,20

Bir sıvının moleküllerinin sıvı yüzeyini terk ederek gaz haline dönüşebilmesi, bunları sıvı içinde tutan
moleküler çekim kuvvetlerinden kurtulmasıyla sağlanır. Gaz fazında moleküller arası mesafe fazla
olduğundan çekim kuvvetleri azdır; molekül bir kez kazandığı enerjiyle gaz halini (basınç ve sıcaklık
şartları değişmedikçe) korur. Moleküller arasındaki çekim kuvvetlerinin yenilmesi için sıvıya ısı enerjisi
şeklinde bir miktar enerji verilmesi gerekir; buna buharlaşma ısısı (latent heat)denilmektedir.
Buharlaşma ısısı bir gram sıvının(veya bir mol, bir pound) buharlaştırılması için gerekli olan ısı
miktarıdır.

54
Kaynama noktasına gelinceye kadar verilen enerji sıvının sıcaklığını yükseltmekte kullanılır; bu olayla
ilgili hesaplamalarda, o cisme ait özgül ısısı (Cp) kullanılır. Kaynama başladıktan sonra ısı verilmeye
devam edildiğinde bütün sıvı gaz haline geçinceye kadar sıcaklığı yükselmez. Bu olayla ilgili
hesaplamalarda artık özgül ısı yerine buharlaşma ısısı alınır.

Şekil 2.48. Suyun ısıtılmasında sıcaklık-enerji (T-Q) diyagramı

Bütün sıvı gaz haline geçtikten sonra sisteme ısı verilmeye devam edilmesi halinde verilen ısı, gaz
haline geçmiş maddenin sıcaklığının yükseltilmesinde harcanır. Bu olayla ilgili hesaplamalarda yine
özgül ısısı (Cp) kullanılır. Ancak sıvı halindeki maddenin özgül ısısı ile aynı maddenin gaz halinin özgül
ısısı birbirlerinden farklı değerlerdir.
Kaynama olayının herhangi bir anında maddeye ısı vermeyi kesip sıcaklığı sabit tutarsak kabın içinde
birbiri ile dengede iki faz bulunacaktır; sıvı fazda maddenin sıvı hali, gaz fazda aynı maddenin gaz hali
vardır.Bu şekilde kendi sıvısı ile denge halinde bulunan buhar doymuş buhardır. Kaynama sona
erdikten sonra sisteme ısı verilmeye devam edilirse buharın sıcaklığı yükselir.
Sıcaklığı kaynama noktasının üzerinde bulunan ve kendi sıvısı ile denge içinde bulunmayan buhar
kızgın buhardır. Sanayide buhar kelimesi, su buharı (steam) anlamındadır, diğer maddelerin buharları
için gaz terimi kullanılır. Bir maddenin gaz haline, onun buharı da denilebilir. Sanayide en çok
kullanılan enerji kaynağı ve yardımcı madde su buharıdır. Buharında içinde bulunduğu bir grup
yardımcı madde (basınçlı hava, kuru hava, soğutma suyu, kullanma suyu, proses suyu, azot gazı, inert
gaz, demineralize su gibi) ve enerji kaynağı ile bunların üretildiği tesislere, sanayide "utilite"
denilmektedir.
Basınçla sıcaklık arasında değişik ampirik formüller de verilmektedir. Aşağıda verilen Dupperet
formülü oldukça yakın sonuçlar sağlar.
t [℃] 4
pb [ata] = ( b100 ) (2.194)

Basınç-sıcaklık değerleri daha hassas biçimde tablolar halinde verilmiştir. Su buharının bulunduğu
koşullara göre aşağıdaki durumlarda olması sözkonusudur.
Nemli doymuş buhar: Buharlaşmakta olan su ile temas halinde buluna ve aynı buharlaşma basıncı ile
sıcaklıkta olan buhara denir. Su biraz soğutulursa, bir miktar buhar hemen yoğuşur ve su üzerinde bu
düşük sıcaklığa karşılık gelen bir basınç meydana gelir. Suyu ile temas halinde bulunan doymuş buhar
içinde sis halinde su zerreleri vardır. Bu nedenle doymuş buhar adını alır.
Kuru doymuş buhar: Altında bulunduğu basınca karşılık gelen buharlaşma sıcaklığında olup, suyu ile
temas halinde bulunmayan buhara denir. Aynı basınçtaki buharlaşma sıcaklığında olmasına rağmen,
içinde sis halinde nem bulunmadığından dolayı, kuru doymuş buhar ismini alır. Kapalı bir kap
içerisinde nemli doymuş buhar bulunduğu zaman, bu kabın ısıtılması halinde sıcaklık yükselmez ve bu
sıcaklık doymuş buhar sıcaklığı (𝑡𝑏 ) adını alır. Suyun tamamı buharlaştığında kap içerisinde doymuş
buhar sıcaklığında kuru doymuş buhar oluşur. Bundan sonra kap ısıtılırsa sıcaklık yükselir.

55
Kızgın buhar: Sıcaklığı, altında bulunduğu basınca karşılık gelen doymuş buhar sıcaklığından yüksek
olan buhara denir. Kızgın buharın sıcaklığı düşürülürse, altında bulunduğu basınca karşılık gelen
doymuş buhar sıcaklığına ininceye kadar yoğuşma olmaz.
Doygunluk sıcaklığında su içermeyen buhara "doygun (saturated) buhar" denir. Susuz ısınmış buhara
ısı ilave edilirse sıcaklığı yükselir ve "kızgın buhar" haline geçer. Kızgın buharın özelliği sıcaklık ve
basıncıyla belirtilir. Ancak, doygunluk sıcaklığındaki bir buhar kuru olabilir (susuz) veya az miktarda su
içerebilir.
Islak buharın kuruluk dersecesi (kalitesi)
Kuru buhar ağırlığı mb
x= Kuru buhar ağırlığı+Su ağırlığı
= mb + ms
(2.195)

m = mb + ms
Doymuş kuru buhar eğrisi, kuruluk derecesi x = 1 olan eğridir. Aynı şekilde doymuş sıvı eğrisi, kuruluk
derecesi x = 0 olan eğridir. Buharlaşma ve yoğuşma eğrisi üzerindeki özellikler (basınç, sıcaklık, özgül
hacim, iç enerji, entalpi, entropi) buhar tablolarında verilmiştir.
Buhar üretimi Ts- diyagramında EF doğrusu boyunca gerçekleşir.
1 kg suyun buharlaştırılması için harcanması gereken ısıya buharlaşma ısısı denir. Su, buhar haline
gelinceye kadar iki çeşit ısı almkatadır.
1- Sıvı ısısı: Suya, altında bulunduğu basınca karşılık gelen doymuş buhar sıcaklığına kadar
verilen duyulur ısıdır.
2- Buharlaşma gizli ısısı: Suya, sabit basınç altında ve sabit sıcaklıkta buharlaştırmak için verilen
gizli ısıdır. Buharlaştırma gizli ısısı, suyun sıcaklığını değiştirmez. Bu ısı, moleküller arasındaki
mesafenin değişerek sıvı halinden buhar haline geçmesi için gerekli enerjiyi sağlar.
Sıvı ısısı için
tb
q = ∫0 C dt (2.196)
eşitliği verilir. Özgül ısı sıcaklığa bağlı olarak fazla değişmez, sabit olarak alınabilir. Bu durumda sıvı
ısısı
q = C tb (2.107)
eşitliği ile belirlenir. Su için C = 4.186 kJ/kg℃ alınabilir.
m kg kütlesindeki suyun, herhangi bir t1 sıcaklığından itibaren ısıtılarak buharlaştırılması istenmesi
halinde gerekli sıvı ısısı
Q = m C (t b − t1 ) (2.198)
eşitliğinden bulunur.
Buharlaşma gizli ısısı için matematiksel bir ifade yoktur. Bu nedenle buharın toplam buharlaşma ısısı
hesaplanır. Toplam buharlaşma ısısı, sıvı ısısı ile buharlaşma gizli ısısının toplamıdır. 1 kg buhar için
toplam buharlaşma ısısı
qt = q + r0 (2.199)
eşitliği ile hesaplanır. Burada r0 [kJ/kg] buharlaşma gizli ısısıdır.
1 kg nemli doymuş buharın toplam buharlaşma ısısı ise (1 − 𝑥)𝑘𝑔 nemin sıvı ısısı ile 𝑥 𝑘𝑔 buharın
toplam ısısına eşit olacaktır.
qt = (1 + x) q + x (q + r0 ) (2.200)
qt = q + x r0 (2.201)

56
Kuru buharın toplam ısısı için Regnault formülü yeterli doğrulukta sonuçlar verir.
qt = 2539 + 1.277 t b [kJ/kg] (2.202)
Belirli sıcaklıklar için toplam buharlaşma ısıları (entalpi, ℎ𝑏 ) su buharı tablolarından okunabilir.
Kızgın buhar için kızdırma ısısı
qk = Cb (t k − t b ) (2.203)
olmak üzere, kızgın buharın toplam ısısı
qkt = q + r0 + qk (2.204)
eşitliği ile verilir. Burada t k kızgın buharın sıcaklığı, Cb = 2,093 [kJ/kg℃] kızgın buharın özgül ısısıdır.
Kızgın buhar için Regnault formülü
qkt = 2539 + 1.277 t b + 2.093 (t k − t b )[kJ/kg] (2.205)
şeklinde verilir.
Buhar için 𝑝 = 𝑝 (𝑇) şeklinde ampirik formüller bulunmuş olmasına rağmen, uygulamada tam doğru
sonuçlar vermez. Bu nedenle su buharına ait durum büyüklüklerini gösteren tablolar düzenlenmiştir.
Bu tablolarda her basıncın karşısında doymuş buhar sıcaklığını 𝑡𝑏 , suyun özgül hacmi 𝑣𝑠 , buharı n
özgül hacmi 𝑣𝑏 , suyun sıvı ısısı (entalpisi) ℎ𝑠 , buharın entalpisi ℎ𝑏 , buharlaşma gizli ısısı 𝑟0 , suyun
entropisi 𝑆𝑠 , buharın entalpisi 𝑆𝑏 verilmiştir.
Özgül hacim:
v = (1 − x)vs + x vb (2.206)
Entalpi:
h = (1 − x)hs + x hb (2.207)
İç enerji:
u = (1 − x)us + x ub (2.208)
Entropi:
S = (1 − x)Ss + x Sb (2.209)
Bu şekilde (p,x) veya (t,x) verilmişse durum büyüklükleri bulunur. (p,v), (t,h), (S,t), (S,p) verilmişse aynı
eşitliklerden önce kuruluk derecesi bulunur.

Şekil 2.49. Su buharı için pV- diyagramı Şekil 2.50. Su buharı için Ts- diyagramı

Kritik değerler aşağıda verildiği gibidir.


𝑡𝑘 = 374,15 ℃ , 𝑝𝑘 = 221,2 𝑏𝑎𝑟, 𝑣𝑘 = 0,00317 𝑚3 /𝑘𝑔

57
2.8. Nemli Hava
Nemli hava, kuru hava ile su buharının bir karışımıdır. Atmosfer içerisinde her zaman bir miktar su
buharı bulunabilir. Buharın kısmi basıncı genellikle çok küçük olduğundan hava içerisindeki su buharı
ideal gaz olarak kabul edilebilir. Bu sebeple gaz karışımları için verilen bağıntılar nemli hava için de
geçerlidir.

2.8.1. Havanın Nemi

Özgül Nem: Nemli hava içerisinde bulunan su buharının miktarı buharlaşma ve yoğuşma dolayısıyla
değişir. Havanın ağırlığı her zaman sabit kalır. Hava içerisindeki nem miktarı kuru hava miktarına bağlı
olarak ifade edilir.
mb Kg su buharı
x= [ ] (2.201)
mh Kg kuru hava

Burada; x özgül nem, mb su buharının kütlesi, mh kuru havanın kütlesidir.


Özgül nem sıfır ile sonsuz arasında değerler alabilmesine rağmen 1 Kg kuru havanın normal karışım
teşkil edebileceği su miktarı sınırlıdır. Pratikte 0 ≤ x ≤ 0.20 şartı geçerlidir. nemli hava için genel
olarak toplam basınç p = 1 atm olup, sıcaklık ise − 40 ℃’den 50 ℃’ye kadar değerler alabilir.
Nemli havanın gaz sabiti, gaz karışımları için verilen eşitlikten yararlanılarak
mb mh
R= R
mh +mb b
+ R
mh +mb h
(2.211)

Şeklinde ifade edilir. Burada; R b = 461.5 [J/KgK] su buharının haz sabiti, R h = 287 [J/KgK] havanın
gaz sabitidir.
Hava ve su buharu için ayrı ayrı ideal gaz denklemleri yazılır.
ph V = mh R h T (2.212)
pb V = mb R b T (2.213)
Bu eşitliklerde 𝑚ℎ ve 𝑚𝑏 çekilerek (2.265) eşitliğinde yerine konursa,
Rh pb
x= Rb ph
(2.214)

eşitliği elde edilir. Hava ve su buharı ideal gaz sabiti değerleri dikkate alınarak özgül nem için
pb
x = 0.622 ph
(2.215)

eşitliği yazılabilir.
Kuru havanın kısmi basıncı toplam basınca bağlı olarak
ph = p − pb (2.216)
şeklinde yasılırsa, özgül nem için en kullanışlı eşitlik elde edilir.
pb
x = 0.622 p− pb
(2.217)

Burada toplam basınç atmosfer basıncı olup, genel olarak 760 mm Hg’dir. Su buharı basıncı ise
doymuş su buharı tablosundan sıcaklığa göre okunan doyma durumundaki su buharı kısmi basıncı
pbd ile bağıl nem ∅ = 𝑃𝑏 /𝑃𝑏𝑑 ilişkisinden bulunur.
Bir hava-buhar karışımı içerisinde buharın kısmi basıncı, karışımın sıcaklığına karşılık gelen doyma
basıncının üzerine çıkamaz. Kısmi basıncı artırmak için karışım içerisine daha fazla buhar ilave edilirse
yoğuşma olur. Aynı şekilde, karışım belli bir sıcaklığa kadar soğutulursa yoğuşma başlar. Yoğuşmanın
başladığı bu sıcaklığa “çiğ noktası sıcaklığı”, bu noktaya da “çiğ noktası” denir. Bu noktada hava su
buharı ile doymuş haldedir.

58
Doymuş nemli havadaki su buharının kısmi basıncını pbd ile gösterilirse, doyma durumundaki özgül
nem
pbd
xd = 0.622 p− pbd
(2.218)

eşitliği ile verilir.


Burada pbd değeri suya ait basınç-sıcaklık diyagramından veya tablolardan alınır. x > xd durumunda
nemli havada mh xd miktarında su buharı ve mh (x − xd ) miktarında yoğuşmuş su bulunmaktadır.

Mutlak Nem: Nemli havadaki su buharı mutlak nem ile de belirtilebilir. Nemli hava içerisindeki su
buharı miktarının nemli hava hacmine ornına mutlak nem denir.
mb
ρb = V
(2.219)
Eşitlikten görüldüğü üzere mutlak nem, su buharının nemli hava içerisindeki kısmi yoğunluğudur. Su
buharı miktarı ideal gaz denkleminden yararlanılarak
pb V
mb = Rb T
(2.220)

ile belirlenirse (2.274) eşitliği


pb
ρb = Rb T
(2.221)
x p
ρb = (2.222)
Rh +xRb T

şeklini alır. Doymuş nemli havadaki mutlak nem, en büyük değeri alır.
pbd
ρbd = (2.223)
Rb T

Şekil 2.51. Sıcaklık mutlak nem ilişkisi

Bağıl Nem: 1 m3 nemli hava içerisinde bulunan buhar ağırlığının, havanın toplam basınçta ve
sıcaklıkta taşıyabileceği maksimum buhar ağırlığına oranı “bağıl (izafi, relatif) nem” olarak tanımlanır.
Bağıl nem (2.276) ifadesi (2.2783) ifadesine oranlanarak belirlenir.
p
φ = (p b ) (2.224)
bd T=st

O halde bağıl nem, nemli hava içerisindeki su buharının kısmi basıncının, aynı sıcaklığa karşılık gelen
doyma basıncına oranına eşittir. φ < 1 ise doymamış hava, φ = 1 ise doymuş hava sözkonusudur.
φ = 0 durumu kuru havayı gösterir.

59
Doyma Derecesi: Özgül nemin doyma durumundaki özgül neme oranı “doyma derecesi” olarak
tanımlanır ve aşağıdaki şekilde gösterilir.
x
ψ= xd
(2.225)

2.8.2. Özgül Hacim ve Özgül Kütle


V
Nemli havanın özgül hacmi, nemli hava hacminin nemli hava miktarına oranı ile ifade edilir. v = m
ve
m = mh + mb olup,
V
v= mh +mb
(2.226)

yazılabilir.
ph v1+x = R h T (2.227)
pb v1+x = R b T (2.228)
ifadeleri taraf tarafa toplanarak gerekli işlemler yapılırsa
Rb T Rh
v1+x = p
(R + x) (2.229)
b

eşitliği elde edilir.


Nemli havanın özgül hacmi için
v1+x
v= 1+x
(2.230)
ifadesi kullanılır. Buna göre nemli havanın özgül hacmi
Rh +xRb T
v= (2.231)
1+x p

eşitliği ile verilir.


Özgül kütle özgül hacmin tersi olduğuna göre özgül kütle için
1+x p
ρ= Rh +xRb T
(2.232)

eşitliği geçerlidir.

2.8.3. Nemli Havanın Özgül Entalpisi


Nemli hava bir gaz karışımı olarak kabul edildiğine göre entalpisi, bileşenleri olan kuru hava ile su
buharının entalpileri toplamına eşittir.
H = mh hh + mb hb (2.233)
Burada; ℎℎ kuru havanın entalpisi, ℎ𝑏 su buharının entalpisidir.
Nemli havanın özgül entalpisi
H
h1+x = mh
(2.234)

h1+x = hh + xhb (2.235)


olarak tanımlanır. Burada kuru havanın özgül entalpisi
hh = Cph t (2.236)
eşitliği ile verilir. Havanın özgül ısısı için 𝐶𝑝ℎ = 1.005 𝑘𝐽/𝑘𝑔𝐾
Su buharının özgül entalpisi ise doygunluk durumuna göre hesaplanır. Buna göre;

60
a) Nemli hava doygun değil (𝒙 < 𝒙𝒅 )
hb = Cpb t + r0 (2.237)
h1+x = Cph t + x(Cpb t + r0 ) (2.238)
Burada; 𝐶𝑝𝑏 = 1.925 𝐾𝐽/𝐾𝑔𝐾su buharının özgül ısısı , 𝑟0 = 2500 𝐾𝐽/𝐾𝑔𝐾 suyun gizli buharlaşma
ısısı
b) Nemli havanın doymuş hali (𝒙 = 𝒙𝒅 )
h1+xd = Cph t + xd (Cpb t + r0 ) (2.239)
c) Su buharının bir miktarı yoğuşmuş su (𝒙 > 𝒙𝒅 )
𝑥 > 𝑥𝑑 durumunda sistemde 𝑚ℎ miktarında kuru hava, 𝑥𝑑 𝑚ℎ miktarında su buharı ve (𝑥 − 𝑥𝑑 )𝑚ℎ
miktarında su bulunur. Buradan özgül entalpisi
h1+x = Cph t + xd (Cpb t + r0 ) + (x − xd )Cs t (2.240)
eşitliği ile verilir. Burada; 𝐶𝑠 = 4.186 𝐾𝐽/𝐾𝑔𝐾 suyun özgül ısısıdır.
d) Doygun nemli hava sıcaklığı 0 0C’den az
Bu durumda sistemde doygun nemli hava ve buz bulunur. Toplam özgül entalpi için
h1+x = Cph t + xd (Cph t + r0 ) − (x − xd )(re − Cb t) (2.241)
eşitliği geçerlidir.
Burada; 𝑟𝑒 = 334 𝐾𝐽/𝐾𝑔 buzun ergime ısısı, 𝐶𝑏 = 2093 𝐽/𝐾𝑔𝐾 buzun özgül ısısıdır.

Mollier hx- diyagramı: Mollier, nemli havanın durum değişmelerini belirlemek amacıyla, (1+x) kg
nemli havanın entalpisini eğik bir koordinat sisteminde ordinat üzerine ve özgül nemi apsis üzerine
taşıyarak kendi adı ile anılan diyagramı düzenlemiştir. 0 0C sıcaklıkta kuru havanın ve suyun entalpisi
sıfır olarak kabul edilir. Sabit basınç için geçerli olan bu diyagram, kurutma ve iklimlendirmede, nemli
hava atmosfer basıncında olduğundan, genellikle diyagram basıncı 1 bar olarak alınır.
T = 0 0C doğrusu yatay olarak alınmış olup, özgül nem buna paraleldir. x ekseninden aşağı doğru 𝑥𝑟0
alınarak OB doğrusu elde edilir.

Şekil 2.52. hx- Mollier diyagramının yapısı

Entalpi değerleri bu doğru üzerinde düşey mesafelerde ölçülür. X eksenine 𝐶𝑝ℎ mesafeden paralel bir
doğru çizilip, elde edilen O’A’ doğrusudan yukarı doğru 𝐶𝑝ℎ 𝑡 mesafesi 0 0C doğrusu elde edilir.

61
İşlem çeşitli sıcaklıklar için tekrarlanıp, OB doğrusuna paraleller çizilerek sabit entalpi doğruları da
ilave edilirse, Mollier diyagramı elde edilir. OA ekseni t = 0 0C izotermine karşılık gelir. Sıcaklık arttıkça
izotermlerin eğimleri artmaktadır.
𝑥𝑑 değerleri hesaplanıp diyagrama taşınarak 𝜑 = 1 ile belirli olan doyma eğrisi elde edilir. İzoterm
doğruları 𝜑 = 1 ile belirli olan doyma eğrisi üzerinde eğim değiştirirler.
Bütün sıcaklıklar için bağıl nem eğrileri de diyagrama taşınarak tamamlanır. Şekilde nemli hava için
hx- diyagramı görülmektedir.
Nemli hava elde etmek amacıyla, havaya su veya su buharı karıştırılır. Su ile karıştırma halinde,
karışımın durumunu belirleyen doru, sis bölgesinde (doyma eğrisinin altı) su sıcaklığına karşılık gelen
eş sıcaklık dorusuna paraleldir. Su buharı ile karıştırma halinde ise, doymamış bölgedeki eş sıcaklık
doğrusuna paraleldir.
Su buharının entlpisi diyagramın dış çevresi üzerinde işaretlenir. Termodinamiğin üçüncü kanunu
gereğince 0 0C’deki su buharının entalpisi sıfır kabul edildiğinden, dış çevre üzerinde işaretlenen
noktalar t = 0 0C noktası ile birleştirilir. Buna göre dış çevrede işaretlenen entalpi değerlerinin merkezi
h=0, x=0 noktasıdır.
Nemli havanın toplam basıncı için genellikle p=1 bar değeri alınır. Buradan bütün sıcaklıklara ait xd
değerleri, buharın kısmi basıncı, özgül nem ilgili eşitliklerden hesaplanır.

Şekil 2.53. Mollier hx- diyagramı

2.8.4. Nemli Hava Karışımı


İki nemli havanın karıştırılması durumunda aşağıdaki eşitlikler yazılabilir.
m = m1 + m2 (2.242)
mx = m1 x1 + m2 x2 (2.243)
mh = m1 h1 + m2 h2 (2.244)

62
Burada; m nemli hava karışımının kütlesi, m1 1 nolu nemli hava bileşeninin kütlesi, m2 2 nolu nemli
hava bileşeninin kütlesi, x nemli hava karışımının özgül nemi, x1 nolu nemli hava bileşeninin özgül
nemi, x2 2 nolu nemli hava bileşeninin özgül nemi, h nemli hava karışımının entalpisi, h1 1 nolu nemli
hava bileşeninin özgül entalpisi, h2 2 nolu nemli hava bileşeninin özgül entalpisidir.
Nemli hava karışımının özgül nemi
m1 x1 + m2 x2
x= m1 +m2
(2.245)

eşitliği ile, özgül entalpisi de


m1 h1 + m2 h2
h= (2.246)
m1 +m2

ifadesinden hesaplanır.

2.8.5. Nemli Havanın Soğutulması


Nemli hava 1(𝑥1 , 𝑡1 ) durumundan itibaren soğutulursa 𝜑 = 1 ile belirtilen doyma eğirisi üzerinde 2
noktasına gelinir. 𝑡2 sıcaklıı yoğuşma sıcaklııdır. 2 durumundan itibaren 3 noktasına kadar soğutmaya
devam edilirse, su damlacıkları veya sis meydana gelir. Bu durumdaki nemli hava 3’ noktasıyla belirli
doymuş nemli hava ve 𝑡3 sıcaklığındaki sudan ibarettir. Bu durumda nemli havadan
xs = x3 − x3′ (2.247)
miktarında su ayrılmıştır.

Şekil 2.54. Nemli havadan nem giderme olayı

Bu işlem aşırı nemli havadan nem giderme olarak bilinir. Ayrışan su alındıktan sonra geriye kalan
nemli hava 𝑡 3 sıcakığından 𝑡4 = 𝑡1 sıcaklığına kadar ısıtılır.
Bu işlem sırasında sözkonusu ısı miktarları entalpi farkları olarak belirlenir.
q12 = h2 − h1 (2.248)
q13 = h3 − h1 (2.249)
q3′4 = h4 − h3′ (2.250)
Nem giderme işlemi sırasında 𝑞13 ısısı alınır, doymuş nemli havaya da 𝑞3′4 ısısı ısıtma sırasında verilir.

63
2.8.6. Nemlendirme
Nemli havanın nemini artırmak amacıyla hava içerisine su püskürtülür veya su buharı katılır. Özgül
nemi x1 , kütlesi m olan nemli hava içerisine ms miktarında su püslürtülürse, karışımın özgül nemi için
aşağıdaki ifade yazılabilir.
m(x − x1 ) = ms (2.251)
Karışımın entalpisi ısı bilançosu ifadesinden belirlenir.
m(h − h1 ) = ms hs (2.252)
Burada, x nemli havanın özgül nemi, h nemli hava karışımının özgül entalpisi, h1 işlemden önceki
nemli havanın özgül entalpisi, hs püskürtülen suyun özgül entalpisidir. Yukarıdaki eşitlikler
oranlanarak
h−h1
hs = x−x1
(2.253)

Kütlesi m olan x1 özgül nemindeki havaya mb kg buhar ilave edilirse, karışımın özgül nemi ve özgül
entalpisi için aşağıdaki eşitlikler yazılabilir.
m(x − x1 ) = mb (2.254)
m(h − h1 ) = mb hb (2.255)
Bu eşitlikler oranlanarak su buharının özgül entalpisi bulunur.
h−h1
hb = x−x1
(2.256)

2.8.7. Yaş Termometre Sıcaklığı


Yaş termometre sıcaklığı havanın nemini belirlemede gereklidir. Bunun için genellikle yaş ve kuru
termometreleri bir arada bulunduran ve psikrometre denilen aletler kullanılır.

Şekil 2.55. Psikrometre (yaş ve kuru termometre)

Termometrelerden biri çıplak olup, havanın sıcaklığını ölçer. Diğeri ise ıslak sargı ile kaplıdır. Yaş
termometre sıcaklığının belirlenmesi iki yolla olur. Nemi ölçülecek hava sabit duran psikrometre
üzerine üflenir ya da durgun hava da alet döndürülür. Kuru termometre hava akımının geldiği tarafta
bulunur.
Bir su kütlesi doymamış hava akımının etkisi altında bulunsun. Suyun sıcaklığı havanın sıcakığından
yüksekse, bir taraftan sudan havaya doğru ısı iletilirken diğer taraftan buharlaşma sonucu su soğur.
Hava ve suyun sıcaklıkları eşit olduğu zaman, ısı iletimi durur. Fakat hava doymamış halde
olacağından buharlaşma devam eder ve suyun sıcaklığı havanın sıcaklığının altına düşer. Bu durumda,
havadan suya ısı iletimi başlar.

64
Suyun buharlaşma ile kaybettiği ısı miktarı, havadan suya iletilen ısı miktarından büyükse sıcaklık
düşmeye devam eder. Bu olaylar sonunda öyle bir noktaya gelirnir ki, burada suyun buharlaşma ile
kaybettiği ısı, havadan ısı iletimi yolu ile kazanılan ısıya eşit olur.
İşte bu andaki sıcaklığa yaş termometre sıcaklığı denir. Haznesine ıslak bir pamuk sarılan termometre
yaş termometre sıcaklığını gösterir. Üzerinden hava akımı geçirilmek suretiyle, su en fazla bu sıcaklığa
kadar soğutulabilir.

Şekil 2.56. Psikrometre problemi

Islak termometrenin gösterdiği sıcaklık, hx- diyagramında doyma eğirisi üzerinde tespit edilir (A). bu
noktadan geçen entalpi doğrusu ile kuru termometrenin verdiği sıcaklık doğrusunun kesiştiği nokta
ölçülen havanın durumunu belirler (B).
Kuru termometre sıcaklığı ile yaş termometre sıcaklığı arasındaki farka psikrometrik fark denir.
∆t = t k − t y (2.257)
Havanın bağıl nemini belirlemek amacıyla, yatay eksene doğru termometre sıcaklığı, düşey eksende
psikrometrik fark gösterilerek diyagramlar düzenlenmiştir. Benzer şekilde odunda denge rutubetini
belirlemek için yaş termometre sıcaklığı ile psikrometrik farklara balı olarak tablolar düzenenmiştir.

2.9. Yakıtlar Ve Yanma


2.9.1. Yakıtlar
Oksijenle birleşerek tutuşan ve yanmayı kendi kendine devam ettirerek ısı veren maddelere
yakıt/yakacak denir. Enerji, doğal kaynaklarda depolanmış diğer enerji şekillerinden dönüşümle elde
edilir. Günümüzde enerji, yakıtların kimyasal enerjisinden, hidroelektrik santrallerden, rüzgardan,
denizlerdeki gel-git olaylarından, jeotermal kaynaklardan ve güneş ışınımından elde edilir. Dünyadaki
ana enerji kaynağı güneştir. En yaygın kullanılan doğal enerji kaynakları yakıtların kimyasal enerjisi,
atom enerjisi ve hidrolik enerjidir. Bu doğal enerji buhar ve sıcak su kazanları, fırınlar gibi ısı üreten
tesislerde ısı enerjisine dönüştürülür.
Yakıtlar, yandığında ısı enerjisi meydana getiren karbon bileşikleridir. Fiziksel durumlarına göre katı,
sıvı ve gaz halinde olabilir ve doal ya da suni yöntemlerle elde edilebilirler.

Tablo 2.12. Yakıt çeşitleri


Yakıt Doğal Yapay
Katı yakıtlar Antrasit, taş kömürü, linyit, turp, odun Kok kömürü, odun kömürü
Sıvı yakıtlar Petrol Fuel-oil, benzin, gazyağı, vb.
Gaz yakıtlar Doğal gaz Bütan, propan

Yakıt, yanabilen ve yanmayan elemntler içeren kimyasal bir maddedir. Katı ve sıvı yakıtlardaki
yanabilen elementler Karbon (C), Hidrojen (H2) ve Kükürt (S) elementleridir. Yanmayan elementler

65
ise; Azot (N2), Oksijen (O2), su ve küldür. Kükürt bir yakıt için istenmeyen elementtir. Kükürtün yanma
ürünleri özellikle atmosferi, canlıları ve cihazların metal kısımlarını tahrip eder.
Bir yakıtın içindeki maddelere göre yakıtla ilgili genel, kuru, yanabilir ve organik olmak üzere dört tip
kütle tanımı yapılır.
Bir yakıtın içindekilerin genel kütlesi
g g g
C g + H2 + O2 + N2 + S g + Ag + W g = %100 (2.258)
şeklinde ifade edilir. Burada, A kül miktarı, W yakıt içindeki su miktarıdır.
Yakıtın kuru kütlesi
C d + H2d + Od2 + N2d + S d + Ad = %100 (2.259)
Yakıtın yanabilir kütlesi
C c + H2c + Oc2 + N2c + S c = %100 (2.260)
Yakıtın organik kütlesi
C or + H2or + Oor or
2 + N2 = %100 (2.261)
Yanabilir kütlesi bilinen yakıtın genel kütlesi
100−(Ag −Wg )
Cg = Cc (2.262)
100
g 100−(Ag −Wg )
H2 = H2c 100
(2.263)
Yakıtın genel kütlesi biliniyorsa organik kütle
100
C or = C g 100−(Sg +Ag + Wg )
(2.264)
g 100
H2or = H2 (2.265)
100−(Sg +Ag + Wg )

Bir yakıtın genel olarak verilen miktarına karşılık gelen kuru, yanabilir ve organik kütlelerini bulmak
için Tablo 2.13’de verilen bağıntılar kullanılabilir.

Tablo 2.13. Yakıt kütlesini hesaplayan denklemler


Yakıt Hesaplanacak yakıt kütlesi
Kütlesi Genel Kuru Yanabilir Organik
100 100 100
Genel 1
100 − 𝑊 𝑔 100 − (𝐴 𝑔 + 𝑊 𝑔 ) 100 − (𝑆 𝑔+ 𝐴𝑔 + 𝑊𝑔 )

100 − 𝑊 𝑔 100 100


Kuru 1
100 100 − 𝐴𝑑 100 − (𝑆 𝑑 + 𝐴𝑑 )

100 − (𝐴 𝑔 − 𝑊 𝑔 ) 100 − 𝐴𝑑 100


Yanabilir 1
100 100 100 − 𝑆 𝑐

100 − (𝑆 𝑔 + 𝐴 𝑔 + 𝑊 𝑔 ) 100 − (𝑆 𝑑 + 𝐴𝑑 ) 100 − 𝐴𝑑


Organik 1
100 100 100

Gaz yakıt, yanabilen ve yanmayan gazların bir karışımıdır.


Yanabilen gazlar: Hidrojen (H2), Karbonmonoksit (CO), Metan (CH4), çeşitli hidrokarbonlar ve
Hidrojensülfür (H2S).

66
Yanmayan gazlar: Karbondioksit (CO2), Azot (N2), Kükürtdioksit (SO2), Oksijen (O2) ve su buharı.
Gaz yakıtların kimyasal karışımı hacimsel olarak verilir.

2.9.2. Yanma
Yanma kimyasal bir işlemdir. Kimyasal enerji yanma sonucu ısı enerjisine dönüşür. Enerji, bir cismin
veya sistemin iş yapabilme kabiliyetidir. Enerji, aşağıdaki uygulamalarla bir türden diğer bir türe
dönüşebilir.
Isı kuvvet santrallerinde:
Kimyasal enerji  Isı enerjisi  Mekanik enerji  Elektirk enerjisi
Isıtmada:
Kimyasal enerji  Isı enerjisi
Motorlarda:
Kimyasal enerji  Isı enerjisi  Mekanik enerji
Elektrikli ısıtıcılarda:
Elektirk enerjisi  Isı enerjisi
Yanma olayında oksijen, herhangi bir madde ile birleşerk ısı ve ışık yayar. Bu birleşme olayı oldukça
yavaş olduğu, yani ışık vermediği gibi hissedilir bir ısı da yaymadığı durumda oksidasyon olarak
adlandırılır.
Yanma için gerekli oksijen atmosfer havasından alınır. Yakma havası, ya atmosfer basıncında ya da
yüksek basınçta yakıta verilir. Birinci durumda yakma havası yakıt üzerine verilmesi bacanın çekişi ile
sağlanır. İkinci durumda ise, bir hava körüğü, vantilatör veya kompresör kullanılır. Yanmanın
başlayabilmsi için yakılacak olan maddenn sıcaklığının tutuşma sıcaklığına erişmiş olması gerekir.
Bir yakıtın ana özelliği ısıl değeridir. Üst ısıl değer ve alt ısıl değer olmak zere iki tür ısıl değer
tanımlanır.
Üst ısıl değer: Yakıtın içindeki rutubetin buharlaşması için harcanan ısı dikkate alınmadan, yakıtın
birim kütlesinin tamamen ynmasından elde edilen ısı miktarıdır. QH veya H0 ile gösterilir.
Alt ısıl değer: Yakıt içinde bulunan hidrojenin yanması sonucu oluşan suyun buharlaşması için
harcanan enerjinin dışında elde edilen enerji miktarıdır. QL veya Hu ile gösterilir.
Projelendirmelerde yakıtın alt ısıl değeri dikkate alınır.
Katı yakıtın bileşenlerinden C, H2, S yanma işlemine girer. Oksijen bu maddeleri yakan elementtir. Bir
oksitlenme olayı olan yanma işleminin denklemleri ve açığa çıkan ısı miktarları aşağıda verilmiştir.
kJ
C + O2 → CO2 + 34000 kg ısı (tam yanma)
1 kJ
C + 2 O2 → CO + 9900 kg ısı (eksik yanma)
1 𝑘𝐽
𝐻2 + 2 𝑂2 → 𝐻2 𝑂 + 142500 𝑘𝑔 𝚤𝑠𝚤 (2.266)
kJ
S + O2 → SO2 + 10500 kg ısı (2.267)

1 kg yakıt için üst ısıl değer:


O2
Q H = 34000 C + 142500 (H2 − 8
)+ 10500 S [kJ/kg] (2.268)

Alt ısıl değer:

67
Q L = Q H − 2500 (H2 + 9H2 ) [kJ/kg] (4.269)

Yakma havası miktarı: Yanmanın tam olabilmesi için teorik olarak belirli miktarda oksijenin yakıta
verilmesi gerekir. Teorik oksijen miktarı denilen bu miktar (𝑂2 )𝑚𝑖𝑛 ile gösterilir. Atmosfer havası
içindeki oksijen miktarı hacimsel olarak %21 ve kütlesel olarak 0.23 kg O2/kg hava değerindedir. Yakıt
içinde bulunan elementlerin 1 molü göz önüne alındığında
C + O2 → CO2 ⇒ 12 kg C + 32 kg O2 = 44 kg CO2 (2.270)
olup, 1 kg karbonun yanması için 32/12 = 2,67 kg oksijen gerektiği anlaşılmaktadır.
2H2 + O2 ⇢ H2 O ⇒ 4 kg H2 + 32 kg O2 = 36 kg H2 O (2.271)
1 kg hidrojenin yanması için 32/4 = 8 kg oksijen gereklidir.
S + O2 ⇢ SO2 ⇒ 32 kg S + 32 kg O2 = 64 kg SO2 (2.272)
1 kg kükürtün yanması için 32/32 = 1 kg oksijen gereklidir.
1 kg katı veya sıvı yakıtı yakmak için gerekli teorik hava miktarı
2.67 C+8 H2 +S− O2
Lt = [kg hava/kg yakıt] (2.273)
100 x 0.23

1,013 bar basınç ve 20 0C sıcaklıkta havanın yoğunluğu 1,293 kg/m3 olduğuna göre, katı ve sıvı yakıtlar
için gerekli teorik hava hacmi
2.67 C+8 H2 +S− O2
Vt = [m3 hava/kg yakıt] (2.274)
100x0.23x1.293

veya
Vt = 0.0899 C + 0.267 H2 + 0.0333 (S − O2 ) [m3 hava/kg yakıt] (2.275)
Gaz yakıtlar için teorik hava miktarı
H
Vt = 0.0478 [0.5 CO + 0.5 H2 + 1.5 H2 S + 2CH4 + ∑ (m + ) Cm Hm − O2 ] [m3 hava/kg yakıt] (2.276)
4

Burada; Cm Hm metan gazı dışındaki hidrokarbonlar için kullanılır.


Pratikte teorik hava miktarı yakıtın tam yanabilmesi için yeterli olmaz. Çünkü, fırına giren havanın
tümü yakıtla karışmaz ve havanın bir kısmı yanma ürünleri ile dışarı atılır. Tam ynma için teorik hava
miktarından daha fazla hava gereklidir. Bir yakıtın yanabilmesi için gerekli gerçek hava miktarı
Va = n Vt (2.277)
Hava fazlalık katsayısı (n) gerçek hava miktarının teorik hava miktarına oranıdır. Yakıt türlerine göre
hava fazlalık katsayıları Tablo 2.14’de verilmiştir.

Tablo 2.14. Hava fazlalık katsayıları


Yakıt n
Gaz yakıtlar 1,0 – 1,2
Sıvı yakıtlar 1,15 – 1,30
Katı yakıtlar 1,2 – 1,7

68
3. ISI TRANSFERİ
3.1. Temel Kavramlar

Isı, bir enerji çeşidi olup, yüksek sıcaklıktaki bir ortamdan daha düşük sıcaklıktaki ortama
kendiliğinden geçer. Isının düşük sıcaklıktaki bir ortamdan daha yüksek sıcaklıktaki bir ortama
verilmesi, ancak sisteme dışarıdan bir enerjinin tatbik edilmesi ile mümkün olabilmektedir. Soğutma
sistemleri bu esasa göre çalışır.
Termodinamiğin 2. Kanununun Clausius (1850) tarafından verilen “Isı enerjisi kendiliğinden düşük
sıcaklıktaki bir kaynaktan daha yüksek sıcaklıktaki bir kaynağa geçemez” şeklindeki ifadesi de yukarıda
belirtilen ifadeleri doğrulamaktadır. Benzer şekilde tecrübeler de, ısının yüksek sıcaklıktaki ortamdan
daha düşük sıcaklıktaki ortama kendilğinden geçeceğini ve bunun tersinin olamayacağını
göstermektedir. Bu ısı hareketi, sıcaklıklar aynı oluncaya kadar, yani ısıl denge kuruluncaya kadar
devam eder. Termodinamik, zamanı bir değişken olarak almadığından, ısı geçişinin nasıl geçtiğini ve
hızını açıklamaz; termodinamik denge halindeki sistemlerle ilgilenir.
Isı geçişiyle ilgili konularla uğraşan bilim dalına Isı Transferi adı verilir. Isı Transferi, bir sistem ile
çevresi ya da maddeler arasında yalnız sıcaklık farkından dolayı meydana gelen enerji akışı ile sistem
içindeki sıcaklık dağılımını inceleyen bir bilim dalıdır.
Isı, farklı sıcaklıktaki iki ortamda birinden diğerine geçerken, bu iki ortam arasında kalan ortamları da
geçer. Örneğin, sıcak bir odadan düşük sıcaklıktaki dış havaya geçen ısı, duvarın iç sıvasını, tuğla
kısmını ve dış sıvasını geçer. Geçen ısının büyüklüğü sıcaklık farkı yanında yüzeye, zamana ve
ortamların fiziksel özelliklerine de bağlıdır.
Isının geçtiği ortamlar gaz, sıvı veya katılar olabilir. Isı transferi bu ortamlara bağlı olarak üç şekilde
meydana gelir:
1- Isı iletimi (Kondüksiyon)
2- Isı taşınımı (Konveksiyon)
3- Isı ışınımı (Radyasyon)

Şekil 3.1. Isı geçiş şekilleri

Isı transferi, karşılaşılan problemlerin cinsine göre yukarıda verilen üç durumdan 1, 2 hatta 3 tanesi
bir arada olmak üzere meydana gelebilir.
Katı cisimlerde ısı enerjisinin serbest elektron hareketiyle bir molekülden ya da atomdan diğerine
aktarılması ile meydana gelen ısı geçişine “Isı iletimi” denir.
Gaz veya sıvı akışkanlarda moleküllerin makroskopik hareketleri sonucu olan ısı geçişine “Isı taşınımı”
denir.

69
Katılar ile sıvı veya gaz halindeki akışkanların, dalga boyları ışığın dalga boyundan daha büyük olan
elektromanyetik dalgalar şeklinde yaydıkları veya yuttukları ısı geçiş şekline “Isı ışınımı” denir.
Isının iletim yoluyla geçtiği ortamdaki sıcaklıkların zamanla değişmesi hali “Değişken Rejim”, zamanla
sabit kalması hali ise “Sabit Rejim” olarak adlandırılır.
Isı transferi; ısı eşanjörleri, buhar kazanları, buhar türbinleri, ısı makinaları tasarımında, işletilmesinde
ve kontrolünde mühendisler için büyük önem taşır. Isı transferi problemleri mühendisliğin her dalında
mevcuttur. Bu nedenle, ilgili mühendislerin ısı transferi bilimini bilmesinde yararlar vardır.

3.2. Isı Geçişi Problemlerinde Yapılan Varsayımlar


Isı geçişi çoğu zaman bir çok değişken etkisi altında gerçekleşir. Bu nedenle, ısı geçişi problemlerinin
çözümünü tam ve doğru sonuç verecek şekilde çözmek mümkün olmaz. Dolayısıyla, bu durumlarda
bazı kabuller yapılarak problemlerin basit çözümleri sağlanabilir. Isı geçişi problemleri ile ilgili
yapılacak kabuller için bilgi ve deneyim önemlidir.
Isı geçişi problemlerin için yapılabilecek başlıca kabuller şunlardır:
1) Cismin termofiziksel özelliklerinin sabit olup olmadığı (𝑘, 𝜇, 𝐶𝑝 , 𝜌, … , 𝑣𝑏. ),
2) Isı geçişinin kaç boyutlu olduğu; bir boyutlu, iki boyutlu, üç boyutlu,
3) Cismin içinde sıcaklık dağılımının olup olmadığı,
4) Cismin geometrisi; düzlem duvar (levha), silindirik yüzeyler, küresel yüzeyler,
5) Isı geçişinin zamana bağlı olup olmadığı; sabit rejim hali (devamlı rejim, kararlı rejim), zamana
bağlı rejim hali (geçici rejim, kararsız rejim),
6) Cismin içinde ısı üretiminin olup olmadığı.

3.3. Isı Transferinin Özel Kanunları


Fiziksel bilimlerin diğer bilim dallarında olduğu gibi ısı transferinde de problemlerin çözümünde genel
doğa kanunlarından ve ısı transferi özel kanunlarından yararlanılır.
Bütün fiziksel analizlerde hareket noktasını oluşturan dört doğa kanunu (prensipleri) şunlardır;
1) Termodinamiğin birinci kanunu
2) Termodinamiğin ikinci kanunu
3) Kütlenin sakınımı kanunu
4) Newton’un ikinci hareket kanunu
Termodinamiğin birinci kanununun matematiksel ifadesi
δQ = dE + δW (3.1)
Çok küçük bir durum değişmesi için bu ifade
Q = ∆E + W (3.2)
şeklinde yazılabilir. Termodinamikte sistem çevresinden ısı aldığında Q pozitif kabul edilir.
Termodinamiğin ikinci kanunu; “Üniform sıcaklıktaki bir ısı kaynağından ısı alışverişi yaparak tam bir
çevrim boyunca çalışan ve çevresinde, pozitif iş vermekten başka bir tesir bırakmayan bir makine inşa
edilemez”.
Termodinamiğin ikinci kanununa ilişkin sonuçlar;
1) Sabit ve üniform sıcaklıkta iki ısı deposu arasında çalışan her ısı makinasının verimi aynı ısı
depoları arasında çalışan tersinir ısı makinasının veriminden daha büyük olamaz.
2) Sabit ve üniform sıcaklıkta iki ısı deposu arasında çalışan bütün ısı makinaları aynı verime
sahiptir.
3) Isı daima yüksek sıcaklıktaki kaynaktan daha düşük sıcaklıktaki kaynağa doğru akar.

70
4) Bir sistem tam bir çevrim boyunca bir işlem geçirdiği zaman
δQ
∫çevrim T
≤0

bağıntısı geçerlidir. Aksi halde ikinci türde bir devri daim makinası inşa edilebilir.
5) Tersinir ve çevrimsel bir işlem için
δQ
∫çevrim ( T ) = 0
tersinir

bağıntısı geçerlidir. Bu bağıntı, çevrimin ara durumlara bağlı olmadığını gösterir.


6) Genel olarak bir işlem esnasında çok küçük bir değişme için
δQ
dS ≥ ∫ T

Termodinamiğin ikinci kanununun analitik ifadesi yazılabilir. Eğer bir sistemin çevresi ile ısı alışverişi
yoksa, diğer bir deyişle ısı alışverişine karşı yalıtılmışsa
(dS)ad ≥ 0
Bağıntısı geçerlidir ve bu, entropinin artma prensibidir. Bu bağıntıda eşitlik işareti (=) terisnir işlemler,
büyüktür işareti (>) ise tersinmez işlemleri gösterir.
Kütlenin korunumu kanunu; izafiyet ve nükleer tesirler yokluğunda kapalı bir sistemin kütlesi sabittir.
Bu kanun deneysel gözlemlere dayanır. Matematiksel olarak
𝑚 = 𝑠𝑎𝑏𝑖𝑡
şeklinde ifade edilebilir.
Newton’un ikinci hareket kanunu; belirli bir kütleye sahip olan bir sistemin birim zamanda hareket
miktarının değişimi bu sistemin üzerine aynı zaman süresinde tesir eden kuvvetlerin cebirsel
toplamına eşittir. Katı cimiler mekaniğinde kullanılan ifadesiyle bu kanun vektörel bir ifadedir.
d
Fx =
dt
(m ⃗⃗⃗
Vx )
Isı transferi problemlerinin çözümünde bu genel kanunlara ilave olarak üç özel kanundan yararlanılır.

3.3.1. Fourier Isı İletimi Kanunu


Birim zamanda birim alandan veya birim uzunluktan geçen ısı miktarına ısı akısı denir ve q ile
gösterilir. Bir cismin her noktasının belirli bir sıcaklıkta olup, bu sıcaklık değerleri bir sıcaklık alanı
oluşturur. Sıcaklık zamanla değişmiyorsa, zaman bağımsız (sürekli), zamanla değişiyorsa zaman
bağımlı (süreksiz) sıcaklık alanları sözkonusudur. Bir cismin yüzeyindeki bütün noktalar aynı sıcaklıkta
ise, böyle yüzeyler ”izotermal yüzey” olarak tanımlanır. Bir cimin içindeki ısı akısı izotermal bir yüzeyin
normali boyunca yönlenir. Zaman bağımlı ısıl şartlar altında, izotermal yüzeyler şeklini ve konumunu
değiştirirken, zaman bağımsız şartlar altında değişmezler.
Tek katlı düz bir duvarın kalınlığı boyunca ısı iletimi mekanizması şekilde görülmektedir. x- yönünde ısı
iletiminden dolayı ısı akısı,
dT
qx = −k dx
(3.3)
ifadesi ile belirlenir. Bu bağıntı, ilk olarak 1822 yılında Fransız bilim adamı J. B. Fourier tarafından
ifade edildiği için Fourier ısı iletimi kanunu olarak bilinir. Burada, k cismin ısıl iletkenliği (ısı iletim
katsayısı), dT/dx x- yönünde birim uzunluktaki sıcaklık dağılımıdır (sıcaklık eğimi/gradyenti).
Bağıntının sağ tarafındaki (-) işareti, ısı akısını pozitif yapar. Çünkü, dT negatiftir.
A ısı transfer yüzey alanı olmak üzere, duvar boyunca transfer edilen ısı miktarı

71
T1 − T2
Qx = k L
A (3.4)

ve aynı bağıntıdan ısı iletim katsayısı


QL
k= (3.5)
A (T1 −T2 )

olarak ifade edilir.

Şekil 3.2. Isı iletimi

Isı iletim katsayısı, birim kalınlıktaki bir cismin birim yüzeyinden birim zamanda cismin iki yüzeyi
arasındaki sıcaklık farkının 1 0C olması halinde geçen ısı miktarıdır. Isı iletim katsayısı her madde için
farklı değerlerde olup, malzemenin bileşimine, gözenekli olup olmamasına (porozite), malzeme
içerisindeki neme, ısının geçtiği yöne ve benzeri fiziksel ve metalurjik etkenlere bağlı olarak değişir. Isı
iletim katsayısının, cismin içinde her yönde aynı olduğu cisimlere “izotrop” cisim denir. SI birim
sisteminde birimi 𝑊/𝑚𝐾 ‘dir. Uygulamada halen kCal/mhK birimi de kullanılmaktadır. Buna göre
1 kCal/mhK = 1,163 W/mK’dir.
Saf maddelerde sıcaklık arttıkça ısı iletim katsayısı azalır.
Alaşımlarda ve yalıtım malzemelerinde ısı iletim katsayısı sıcaklık arttıkça artar.
Isı yalıtım malzemelerinde yoğunluk ve sıcaklık arttıkça ısı iletim katsayısı artar.
Gazlarda sıcaklık arttıkça gaz moleküllerinin hareketi arttığından dolayı ısı iletim katsayısı artar.
Sıvılarda sıcaklık arttıkça çoğu sıvının ısı iletim katsayısı azalmakla birlikte, bazı sıvıların ki artar. Suyun
ısı iletim katsayısı, suyun sıcaklığı yaklaşık 140 0C’a ısıtılıncaya kadar artmakta, daha sonra azalmaya
başlamaktadır.
Saf maddenin ısı iletim katsayısı, eğer içerisine başka bir bileşen ilave edilirse azalır.
Nem, genellikle bütün malzemelerin ısı iletim katsayısını artırır.
Isı iletim katsayısı arttıkça ısı geçişi artar. Isı geçişinin yüksek olmasının istendiği durumlarda ısı iletim
katsayısı yüksek olan malzemeler, ısı geçişinin azalması istendiği durumlarda ise ısı iletim katsayısı
düşük olan ısı yalıtım malzemeleri kullanılır. Isı yalıtım malzemelerinin ısı iletim katsayıları yaklaış 0,03
– 0,08 W/mK arasında değişir. Başlıca ısı yalıtım malzemeleri cam yünü, taş yünü, polistren köpükler
(strofor) ve cüruf yünü olarak gruplandırılabilir.
Burada; L, ısının x- yönünde aldığı mesafe (levha kalınlığı), A, x- eksenine dik ısı transfer yüzey alanı,
T1, birinci yüzey sıcaklığı, T2, ikinci yüzey sıcaklığıdır.
Şayet dA yüzey alanından dt zamanında geçen ısı miktarı

72
dT
Q ẋ = k dA dx
dt (3.6)

şeklinde yazılabilir.
L= 1 m, A = 1 m2, T1-T2 = 1 0C olduğunda, ısı iletim katsayısı, 1 0C’lik sıcaklık farkında cismin birim yüzey
alanından birim zamanda iletilen ısı miktarı olarak tanımlanır. Isı akısı duvar yüzeyine dik yönde
yönlenir. Cismin yapısına bağlı olarak sıcaklıkla değişir.
Bazı malzemelerin ortalama ısı iletim katsayıları Tablo 3.1’de verilmiştir.

Tablo 3.1. Bazı malzemelerin ısı iletim katsayıları


0
Malzeme gurubu Malzeme cinsi k [W/m C]
Çinko 112
Elmas 2300
Gümüş 429
Bakır 360
Metaller
Altın 317
Alüminyum 237
Dökme demir 55-65
Çelik 45-55
Granit 1,73-3,98
Balsa 0,055
Köknar 0,11
Meşe 0,166
Sarıçam 0,147
Mantar levha 0,043
Konstrüksiyon malzemeleri Odun yongası 0,059
Odun talaşı 0,059
Mermer 2,07-2,94
Beton 1,3
Tuğla 0,75
Ahşap 0,35-0,70
Cam 0,75
Cam yünü 0,043
Asbest 0,15-0,20
Yalıtım malzemeleri
Keçe, mantar 0,05-0,10
Talaş 0,07
Yağlar 0,1 – 1,0
Gazlar 0,006 -0,6
Akışkanlar Hava 0,026
Sıvılar 0,46-0,7
Su 0,5-0,7

Q k
q= = (T1 − T2 ) (3.7)
A L

Q/A = q büyüklüğü, ısı akısı yoğunluğu, k/L büyüklüğü özgül ısıl iletkenlik, bunun tersi
L
R= k
(3.8)
ısıl direnç olarak tanımlanır. Isıl dirence bağlı ısı geçişi
T1 −T2
Q= R
A (3.8)
eşitliği ile ifade edilir. Benzer şekilde ısı akısı yoğunluğu da

73
𝑇1 −𝑇2
𝑞= 𝑅
(3.9)

olarak tanımlanır.

3.3.2. Newton’un Soğuma Kanunu


Isı taşınımı, bir katı yüzeyle bu yüzeye temas eden gaz veya sıvı akışkan arasında meydana gelir.
Taşınan ısı miktarı Q, ısı taşınım katsayısı h, duvarın yüzey alanı A ve duvar yüzeyi ile akışkan
arasındaki sıcaklık farkı ile doğru orantılıdır.

Şekil 3.3. Isı taşınımı

Tablo 3.2. Isı taşınım katsayıları


2 2
Akışkan Doğal taşınım (W/m K) Zorlanmış dolaşım (W/m K)
Gazlar 5 – 30 30 – 300
Yağlar 5 – 100 50 – 300
Su (tek faz) 30 – 300 500 – 20.000
Kaynar su 2000 – 20.000 3000 – 100.000
Yoğuşan su 3000 – 30.000 3000 – 200.000

Q = h A (Tf − Tw ) (3.10)
Bu ifade “Newton Soğuma Kanunu” olarak bilinir. Bu denklem yüzey alanı olan A değerine bölünürse
q = h (Tf − Tw ) [W/m2 ] (3.11)
Isı akısı yoğunluğu elde edilir. Her iki eşitlikten ısı taşınım katsayısı
Q q
h= = [W/m2 ℃] (3.12)
A (Tf −Tw ) Tf −Tw

olarak tanımlanır. Burada Tw duvar sıcaklığı, Tf akışkan sıcaklığıdır.

3.3.3. Stefan-Boltzman Işıma Kanunu


Katı, sıvı veya gaz halindeki bir maddenin sıcaklığından dolayı elektromanyetik dalgalar ile yaydığı ısı
geçişine ısı ışınımı ya da ışınım ile ısı geçişi denir. Sonlu sıcaklıktaki her cisim atom ya da
moleküllerinin hareketleri sonucu elektromanyetik dalga yayarak enerjisini kaybeder ve bu dalgalar
diğer bir cisim tarafından yutulunca tekrar ısı enerjisine dönüşür. Boşlukta ısı ilrtim ve tşınım ile ısı
geçişi olmamasına rağmen ışınım ile ısı geçişi mümkün olmaktadır. Işınım, değişik dalga boylarındaki
elektromanyetik salınımlarla oluşur. Isı ışınımı 10-1 ile 10-2 μm dalga aralığında ışınlar yayar. Gözle
görülebilen ışınlar 0,4 − 0,7 μm dalga boyu arasındadır.
Birbirinden uzakta bulunan cisimler rasında doğrudan bir temas olmamasına karşın, ışınımla ısı geçişi
meydana gelmektedir. Bu salınımların dalga boylarına bağlı olarak, ışınım enerjisi gamaışınları, X-

74
ışınları, ultraviyole, ısı (enfrared) ışınları ve benzeri gruplara ayrılır. Enfrared ışınları ısı transferinde
önemli rol oynar.

Şekil 3.4. Işıma etksi

Bütün cisimler her sıcaklıkta her sıcaklıkta ışınım enerjisi yayabilir, yutabilir ve yansıtabilirler. Gelen
ışınım enerjisi bir cisim tarafından kısmen yutulur, cisim yüzeyinden kısmen yansıtılır ve kısmende
cisim içerisinden geçerek bir başka cisim üzerine transfer edilir. Bu durumda enerji dengesi
Q0 = QA + QR + Q𝐷 (3.13)
şeklinde yazılabilir. Burada, Qo gelen toplam ışınım enerjisi, QA yutulan enerji, QR yansıtılan enerji, QD
diğer bir cisme transfer edilen enerjidir.
(3.13) denklemi Q0 değerine bölünürse
Q0 QA QR QD
Q0
= Q0
+ Q0
+ Q0

1 =A+R+D (3.14)
bağıntısı elde edilir. Burada, A cismin yutma kabiliyeti, R cismin yansıtma kabiliyeti, D cismin
geçirgenlik kabiliyetidir.

Cisim A R D
Siyah cisim 1 0 0
Beyaz cisim 0 1 0
Saydam cisim 0 0 1

Uygulamada ne tam siyah ne de tam beyaz cisim vardır. Bütün cisimler bunların arasındadır. Bu
cisimlere gri cisim denir. Giri cisimler için
0 < 𝐴 < 1, 0 < 𝑅 < 1, 0 < 𝐷 < 1
eşitsizlikleri eçerlidir.
Siyah bir cisimde ışıma enerjisi Stefan-Boltzmann kanunu ile belirlenir.
Q s = σ A T 4 [W] (3.15)
Bu ifadede 𝜎 = 5,67 ∗ 10−8 [𝑊/𝑚2 𝐾 4 ] olup, Stefan-Boltzmann sabitidir.
Isı akısı için
q = Q/A (3.16)
Bağıntısı geçerlidir.
Gri bir cisim için ışıma enerjisi;
Q = ε σ A T 4 [W] (3.17)
olarak ifade edilir. Burada, 𝜀 yayma (emisivite) katsayısıdır.

75
Q
ε= Qs
(3.18)

Bir cismin yayma katsayısı, belli bir dalga boyunda yaydığı ışıma enerjisinin siyah bir cismin aynı dalga
boyunda yaydığı ışıma enerjisine oranıdır. Bazı cisimlerin belirli sıcaklıklardaki yayma katsayıları
aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Tablo 3.3. Bazı malzemelerin yayma katsayıları


0
Mazleme Sıcaklık [ C] 𝜀
Saf alüminyum 20-50 0,06 – 0,07
Siyah boya 27 0,98
Beyaz boya 27 0,90
Beyaz kağıt 27 0,92-0,97
Parlatılmış gümüş 27 0,02
Asfalt kaldırım 27 0,85-0,93
Parlatılmış paslanmaz çelik 27 0,17
Su 0-100 0,95 – 0,96
Bitki örtüsü 27 0,92-0,96
Tuğla 20 0,88 – 0,98
Kırmızı tuğla 27 0,93-0,96
İnsan derisi 27 0,95
Tahta 27 0,82-0,92
Kömür 100-600 0,79 – 0,81
Toprak 27 0,93-0,96
Çelik 25-350 0,82 – 0,94
Cam 25 0,94

Kirchoff yasalarına göre, bütün cisimler için yutma katsayısı (A) yayma katsayısına (𝜀) eşittir.
𝜀=𝐴

3.4. Isı İletimi


Katı cisimlerde, ısı enerjisinin bir molekülden diğerine geçişi ile meydana gelen ısı geçiş şeklidir.
İşlemin esasını, bir cismi meydana getiren moleküllerin kinetik enerjisinin daha sıcak moleküllerden
daha soğuk moleküllere transfer edilmesi oluşturur.

3.4.1. Tek ve Çok Katlı Düzlem Duvarlarda Isı İletimi


Tek katlı düz duvardan iletimle transfer edilen ısı akısı yoğunluğu sıcaklık farkı ile doğru, duvarın ısıl
direnci ile ters orantılıdır. Isıl iletkenlik sıcaklıktan bağımsız ise, sıcaklık duvar boyunca doğrusal olarak
değişir.
Bina ve benzeri yapıların duvarları genellikle birkaç tabakadan meydana gelmiştir. Çok kaltlı bir duvar
boyunca ısı iletimi, bu ayrı tabakaların ısıl eletkenliği ile belirlenir.
Şekilde görüldüğü gibi, farklı malzemelerden yapılmış üç katlı bir duvar göz önüne alındığında, ısı akısı
yoğunluğu q, tüm tabakalar için aynıdır. Bu durumda her bir tabaka için
k1
q= (T1 − T ′ ) (3.19)
L1
k2
q= (T′ − T") (3.20)
L2
k3
q= (T" − T2 ) (3.21)
L3

76
bağıntıları yazılabilir. Tabakaların temas noktalarındaki sıcaklıkları bulmak için bu bağıntılardan
yararlanılır.

Şekil 3.5. Düz duvarda ısı iletimi Şekil 3.6. Çok katlı düz levha

Her bir tabakadaki sıcaklık düşüşü


L1
T1 − T ′ = q = q R1 (3.22)
k1
L2
T ′ − T" = q k2
= q R2 (3.23)
L3
T" − T2 = q k3
= q R3 (3.24)

olacaktır. Bu denklemlerin sağ ve sol tarafları taraf tarafa toplanırsa


L L2 L2
T1 − T2 = q (k1 + k2
+ k3
) = q [R1 + R 2 + R 3 ] (3.25)
1

R = R1 + R 2 + R 3 = ∑ni=1 R i (3.26)
olmak üzere, ısı akısı
T1 −T2
q= R
(3.27)
elde edilir. ∑ R i duvarın farklı tabakalarının ısıl dirençlerinin toplamıdır. Çok katlı bir duvardan geçen
ısı miktarı
T1 −T2
Q= ∑n
A (3.28)
i=1 Ri

ifadesi ile bulunur.

3.4.2. Radyal Isı İletimi


3.4.2.1. İçi Boş Silindirde (Boru) Isı İletimi
Tek katlı silindirik bir duvardan geçen ısı miktarı
T2 −T1
Q= 1 d [W] (3.29)
ln( 2)
2πkL d1

bağıntısı ile ifade edilir. Burada, L boru uzunluğu, d1 borunun iç çapı, d2 borunun dış çapı, T1 borunun
iç yüzey sıcaklığı, T2 borunun dış yüzey sıcaklığıdır. Denklemin paydasındaki değer de ısıl direnci ifade
eder.
ln(d2 /d1 )
R= 2πkL
(3.30)

77
Şekil 3.7. Boruda ısı iletimi

Farklı malzemelerden yapılmış çok katlı bri silindirik duvar için ısı iletimi
T1 −T2
Q= n 1 d
[W] (3.31)
∑i=1 ln i+1
2πki L di

ifadesi ile belirlenir.

Şekil 3.8. Çok katlı boruda ısı iletimi

Silindirik bir duvarın (tek veya çok katlı) çapları oranı d2/d1 >2 ise, silindirik duvarın ısı iletkenliği bir
düz duvar gibi hesaplanabilir. Böyle bir durumda
d1 + d2
dort = 2
(3.32)
şeklinde tanımlanan ortalama çap kullanılır.

3.4.2.2. İçi Boş Kürede Isı İletimi


İçi boş kürede ısı geçişi
T1 −T2
Q= r2 −r1 [W] (3.33)
4πkr1 r2

olarak hesaplanır. Bu eşitlik benzer şekilde


T1 −T2
Q= 1 1 [W] (3.34)
r1 −r2
4πk

olarak ifade edilebilir.

78
3.5. Isı Taşınımı
3.5.1. Temel Kavramlar
Isı taşınımı, bir katı yüzeyle bu yüzeye temas eden gaz veya sıvı akışkan arasında meydana gelir.
Akışkanın hareketi dışarıdan verilen bir enerji ile oluyorsa, ısı taşınımı “Zorlanmış Isı Taşınımı (Cebri
Konveksiyon)” olarak adlandırılır. Vantilatörle hava akımının, pompa ile su akımının meydana
getirilmesi buna örnek olarak gösterilebilir.
Akışkan hareketi sıcaklık farkı nedeniyle yoğunluktaki değişmelerden meydana geliyorsa, bu tür ısı
taşınımına “Doğal Isı Taşınımı (Tabi Konveksiyon)” adı verilir. Bir ısıtıcının etrafındaki havanın
yükselmesi buna örnek olarak verilebilir.
Akışkanın hareketi halinde akış çizgileri düzgün ve birbirine paralel ise bu akışa “Laminer Akış”, akış
çizgilerinde bir karışıklık mevcutsa bu akışa “Türbülanslı Akış” denir.
Yoğunluğu zamanla değiştirilemeyen akışkanlara “Sıkıştırılamayan Akışkan” denir.
Akışkanın temas halinde bulunduğu yüzeyle akışkan arasında ya da akışkanın ipçikleri arasında
sürtünme bulunmayıp sadece basınç kuvveti mevcutsa bu tür akışkanlar “İdeal Akışkan” olarak
adlandırılır.
Akışkan ile temas ettiği yüzey arasında veya kendi ipçikleri arasında sürtünme nedeniyle viskoz
kuvvetler mevcutsa bu akışkanlar “Gerçek Akışkan” olarak adlandırılır.

Şekil 3.9. Konveksiyonla ısı geçişi

Taşınan ısı miktarı Q, ısı taşınım katsayısı h, duvarın yüzey alanı A ve duvar yüzeyi ile akışkan
arasındaki sıcaklık farkı ile doğru orantılıdır. Bu ifade Newton Soğuma Kanunu olarak bilinir.
Q = h A (Tf − Tw ) (3.35)
Bu ifade, ısı taşınımı yüzey alanına bölünerek ısı akısı yoğunluğu bulunur.
𝑞 = ℎ (𝑇𝑓 − 𝑇𝑤 ) (3.36)
Aynı bağıntıdan ısı ısı taşınım katsayısı ifade edilebilir.
𝑄
ℎ= (3.37)
𝐴 (𝑇𝑓 − 𝑇𝑤 )

Isı taşınımı ile ilgili problemlerde ısı taşınım katsayısı genellikle deneysel olarak bulunur. Deneylerden
çıkan sonuçların genelleştirilmesinde ve diğer benzer olaylara uygulanmasında benzetim teorisinden
yararlanılır. Benzetim teorileri boyutsuz sayı gruplarından oluşur. Nusselt, Reynolds, Grashof ve
Prandtl sayıları önemli boyutsuz sayılardır.
Nusselt sayısı: Isı transferinin en önemli boyutsuz sayılarından olup akışkan ile katı bir cidar arasındki
ısı transferini karakterize eder.
hL
Nu = k
(3.38)

79
olarak tanımlanır.
Reynolds sayısı: Bir akışkanın akışını karakterize eder.
uL
Re = υ
(3.39)
Burada, u akışkanın hızı, L karakteristik uzunluk, 𝜈 akışkanın kinematik viskozitesidir. Reynolds sayısı,
atalet kuvvetlerinin viskoz (sürtünme) kuvvetlere oranıdır. Re < 2300 için laminer, 2300 < Re < 10 4 için
geçiş akışı, Re > 104 için türbülanslı akış sözkonusudur.
Grashof sayısı: Akışkan moleküllerinin yoğunluk farkı nedeniyle oluşturduğu doğal taşınımı ifade
eder.
gβ(Tw −Tf )L3
Gr = υ2
(3.40)
Olarak tanımlanır. Burada, g yerçekimi ivmesi (m/s2), β = 1/Tf hacimsel genişleme katsayısı, Tw yüzey
sıcaklığı, Tf akışkanın ortalama sıcaklığı, 𝜈 kinematik viskozite (m2/s), .
Prandtl sayısı: Bir akışkanın fiziksel özelliklerini karakterize eder.
ν
Pr = a
(3.41)
𝑎 = 𝑘/𝜌𝐶𝑝 ısıl yayılım katsayısıdır.

3.5.2. Doğal Taşınımla Isı Geçişi


Katı yüzeyi ile temas halinde olan akışkanın moleküllerinin sıcaklıklarının değişimi sonucu yoğunluk
farklarıyla oluşan hareket doğal taşınım olarak adlandırılır.
Borular içindeki doğal taşınımla ısı transferi
Nu = c (Gr Pr)m (3.42)
Bağıntısı ile ifade edilir. Bu bağıntıda akışkanın fiziksel özellikleri
Tf +Tw
Tm = (3.43)
2

olarak tanımlanan ortalama akışkan sıcaklığında alınır. c ve m değerleri aşağıdaki tabloda verildiği
gibidir.

Tablo 3.4. Doğal taşınımda c ve m değerleri


Gr Pr c m Akış tipi
3 2
1*10 – 5*10 1,18 1/8 Film tipi akış
2 7
2*10 – 2*10 0,54 ¼ Laminer akış
7 13
2*10 – 1*10 0,135 1/3 Türbülanslı akış

Yatay borularda soğal taşınımla ısı transferi


Prf 1/4
Nuf = 0,51 (Gr Prf Prw
) (3.44)

bağıntısı ile bulunur. Bu bağıntıda f indisi, fiziksel özelliklerin akışkan sıcaklığında, w indisi ise duvar
sıcaklığında alındığını göstermektedir.

3.5.3. Zorlanmış Taşınımla Isı Geçişi


Pompa veya vantilatörle oluşturulan bir akış etkisi ile meydana gelen harekete zorlanmış taşınım
denir.

80
Borular içinde akışta zorlanmış taşınımla ısı transferinde genel olarak
Nu = c Ren Pr m (3.45)
bağıntısı kullanılır.
Laminer akışta (Re < 2300)
𝑃𝑟𝑓 0.25
Nuf = 0.17 Re0.33
f Prf0.43 Grf0,1 ( ) ∈𝑙 (3.46)
𝑃𝑟𝑤

bağıntısı kullanılır. ∈𝑙 boru uzunluğu ve (l) ve boru çapına (d) göre 1.0-1.9 arasında değişir. Laminer
akışta L/d > 50 için ∈𝑙 = 1’dir.
Türbülanslı akışta (Re > 2300)
𝑃𝑟𝑓 0.25
Nuf = 0.021 Re0.8 0.43
f Prf ( ) ∈𝑡 (3.47)
𝑃𝑟𝑤

ifadesi kullanılır. ∈𝑡 l/d ve Re değerlerine göre 1-1,65 arasında değişir. L/d > 50 ise bütün Re
sayılarında ∈1 = 1’dir.

Tablo 3.5. Havanın özellikleri


0 0
Özellik 80 C 100 C
𝜌 (𝑘𝑔/𝑚3 ) 0,999 0,9458
𝜈(𝑚/𝑠 2 )
-6 -6
20,94x10 28,06x10
𝑘 (𝑊/𝑚𝐾) 0,031 0,031
𝐶𝑝 (𝐽/𝑘𝑔𝐾) 1009 1011

3.5.4. Buharlaşma ve Yoğuşmada Isı Geçişi


Buharlaşma halinde sıvı buhar haline dönüşürken, yoğuşma halinde buhar sıvı haline dönüşür.

3.5.4.1. Buharlaşmada Isı Geçişi


Bir sıvıya ısı verilirse, moleküllerinin kinetik enerjisi artarak buhar fazına geçip sıvıyı terkederler. Bu
olaya buharlaşma denir. Sıvılarda her sıcaklık derecesinde buharlaşma olur. Sıcaklık artarsa
buharlaşma hızlanır. Sıvıya verilen ısının artmasıyla sıvı içerisinde buhar kabarcıkları oluşmaya başlar.
bu durumdaki buharlaşmaya kaynama denir. Kaynamakta olan bir sıvıda ısı transferi, kaynatma
şartlarına bağlıdır. Buharlaşma sıcaklığı basınca bağlı olarak değişir. 1,013 basınçta sıvı 100 0C’de
kaynar. Basınç azalırsa kaynama sıcaklığı düşer.
Buharlaşma olayları genellikle sıvıların serbest yüzeyinde meydana gelir. ancak, mühendislikte kapalı
ortamlardaki durgun veya hareket halindeki sıvıların buharlaşması önem taşır. Kapalı bir kap
içerisinde bulunan akışkanın temas ettiği ısıtma yüzeyinin sıcaklığı Tw, akışkan sıcaklığı Tf ise, ısıtma
yüzeyinden geçen q ısı akısının büyüklüğüne göre Tw-Tf sıcaklık farkı değişir ve aşağıda belirtilen farklı
şekillerde buharlaşma meydana gelir:
a) Yüzey buharlşması
b) Kabarcıklı (çekirdekli) buharlaşma
c) Film (cep) buharlaşması
Buhar üreten tesislerde, kabarcıklı buharlaşma bölgesinde kalınmalıdır. Film buharlaşması bölgesinde
sıcaklığın aniden malzemenin ergime noktasına erişmesi sonucunda malzeme tahribatı meydana
gelebilir.

81
3.5.4.2. Yoğuşmada Isı Geçişi
Buharlaşma sıcaklığındaki buhar, daha düşük sıcaklıkta bir yüzey ile tems ettirilirse, buharın
yoğuşarak yüzey üzerinde sıvı damlacıklarının oluştuğu görülür. Oluşan sıvı damlacıkları yüzeyin
yapısına ve temizliğine bağlı olarak ya yüzeyi tamamen kaplayan bir sıvı tabakası ya da birbirinden
ayrı irili ufaklı damlalar halinde kalırlar. İlk durumdaki yoğuşmaya film yoğuşması, ikinci durumdaki
yoğuşmaya damla yoğuşması denir.
Film yoğuşmasında trasfer edilen ısı akısı miktarı
k W
q= (Tb − Tw ) [ 2 ] (3.48)
z m

Şeklinde ifade edilir. k yoğuşan sıvının ısı iletim katsayısı, z film tabakasının ortalama kalınlığı, T b
yoğuşmakta olan buharın sıcaklığı, Tw yüzey sıcaklığıdır. Aynı zamanda ısı akısı
q = h (Tb − Tw ) (3.49)
olduğundan
h = k/z (3.50)
elde edilir. Yoğuşmada ısı taşınım katsayısı h, yoğuşan buharın ısı iletim katsayısı ile artarken, film
kalınlığı ile azalır.

3.6. Isı Işınımı


İki gri cisim arasında ışıma ile ısı transferi
𝑄12 = 𝜀12 𝜎 𝐴 (𝑇14 − 𝑇24 ) (3.51)
eşitliği ile verilir. Burada yayma katsayısı
1 1 1
ε12
= ε1
+ε −1 (3.52)
2

eşitliğinden hesaplanır. Yüzey alanları farklı levhlarda (silindir veya küre gibi) yay mak katsayısı
1
ε12 = 1 A1 1 (3.53)
+ ( −1)
ε 1 A2 ε 2

bağıntısı ile ifade edilir.


Siyah cisimler için 𝜀 = 1 olduğundan
Q12 = σ A (T14 − T24 ) (3.54)
eşitliği geçerlidir.

3.7. Enerji Dengesi


Bir sistemde Eg kontrol hacmine giren enerji, Eç çıkan enerji, Eü kontrol hacminde üretilen enerji, Ed
kontrol hacminde depolanan enerji olmak üzere enerji dengesi, Termodinamiğin 1. Kanununa göre
Eg + Eü − Eç = ∆Ed (3.55)
bağıntısı yazılır.
Termodinamik olaylarda kontrol hacmi yerine, iki ortamı ayıran kontrol yüzeyi ele alınır. Kontrol
yüzeyi kütle veya havim içermez, bu yüzden enerji üretmez, enerji depolamaz. Bu durumda enerji
dengesi
Eg − Eç = 0 (3.56)
bağıntısı geçerlidir.

82
Şekil 3.9. Kontrol hacminde ısı dengesi Şekil 3.10. Kontrol yüzeyi ve enerji dengesi

Enerji dengesi
qi − qt − qı = 0 (3.57)
veya
qi = qt + qı (3.58)
T1 − T2
k = h (T2 − Th ) + σ ε (T24 − Tç4 ) (3.59)
L

eşitlikleri ile ifade edilir.

3.8. Toplam Isı Geçişi


Bir duvarla ayrılmış iki ortamdan birinden diğerine olan ısı geçişi, ışınımla ısı geçişi ihmal edilirse, ısı
transferi mekanizması aşağıdaki süreçle tamamlanır:
1) Sıcak ortamla duvar yüzeyi arasında taşınımla ısı geçişi
2) Duvar kalınlığınca ısı iletimi
3) Duvarın diğer yüzeyi ile soğuk ortam arasında taşınımla ısı geçişi

Şekil 3.11. Toplam ısı geçişi

3.8.1. Düz Duvardan Toplam Isı Geçişi


Düz duvarlarda sıcak ortamdan (T1) duvara (T’w) taşınan ısı miktarı
Q = h1 (T1 − Tw′ ) A (3.60)
Duvar kalınlığı boyunca iletimle ısı transferi
k
Q= δ
(Tw′ − Tw" ) A (3.61)

83
Duvarın diğer yüzeyinden soğuk ortama taşınan ısı miktarı
Q = h2 (Tw" − T2 ) (3.62)
ifadeleri ile belirlenir. Kararlı rejimde yukarıdaki denklemlerdeki ısı miktarları aynıdır.

Q t1 = h1 A (Ta1 − T1 ) (1)
k1 A
Q1 = (T1 − T2 ) (2)
L1
k2 A
Q2 = (T2 − T3 ) (3)
L2
k3 A
Q3 = (T3 − T4 ) (4)
L3

Q t2 = h2 (T4 − Ta2 ) (5)

Şekil 3.12. Çok tabakalı levha

Bu bağıntılar sıcaklıklara bağımlı olarak aşağıdaki gibi yazılabilir.


Qt1
= Ta1 − T1 (6)
h1 A
Q1 L 1
= T1 − T2 (7)
k1 A
Q2 L 2
k2 A
= T2 − T3 (8)
Q3 L 3
k3 A
= T3 − T4 (9)
Qt2
h2 A
= T4 − Ta2 (10)

Bu denklemler taraf tarafa toplanır.


Qt1 Q L Q2 L 2 Q 3 L3 Qt2
h1 A
+ k1 A1 + k2 A
+ k3 A
+ h2 A
= Ta1 − Ta2 (11)
1

TD1K gereğince;
Q t1 = Q1 = Q 2 = Q 3 = Q a2 = Q x (12)
(1) ve (2) nolu denklemlerden
Ta1 − Ta2
Qx = 1 L1 L L 1 (3.63)
+ + 2 + 3 +
h1 A k1 A k2 A k3 A h2 A

denklemi elde edilir. Bu bağıntı, n duvar için


Ta1 − Ta2
Qx = 1 Li 1 (3.64)
+ ∑n
i=1 +
h1 A ki A h2 A

Seri devreli direnç esasına göre;


Ta1 − Ta2 ∆T
Qx = Rt1 + R1 + R2 + R3 + Rt2
= R
(3.65)
1 L1 L2 L3 1
R t1 = h1 A
, R2 = k1 A
, R2 = k2 A
, R3 = k3 A
, R t2 = h2 A
(3.66)

Seri direnç genel ifadesi;

84
1 L 1
R= h1 A
+ ∑ni=1 k Ai + h2 A
(3.67)
i

Ta1 − T2 T1 − T2 Ta1 − T3 T1 − T4 T3 − Ta2


Qx = = = = = = ⋯.
R t1 + R1 R1 R t1 + R1 + R 2 R1 + R 2 + R 3 R 3 + R t2

Toplam ısı geçiş katsayısı


Q x = K A ∆T (3.68)
Q x = K A (Ta1 − Ta2 ) (3.69)
A (Ta1 − Ta2 )
Qx = 1 Li 1 (3.70)
+ ∑n
i=1k + h2
h1 i
1
K= 1 Li 1 (3.71)
+ ∑n
i=1k + h2
h1 i
1 1 L 1
K
= h1
+ ∑ni=1 ki + h2
(3.72)
i

Toplam ısıl direnç


1
R= KA
(3.73)

Isıl direnç,
Isı iletimi için;
L
Ri = kA
(3.74)

Isı taşınımı için;


1
Rt = hA
(3.75)
olarak ifade edilir. Düzlem yüzeyler için, yüzeyler eşit olduğundan, alan (A) kullanılmadan da ısıl
direnç ifade edilmektedir.

Şekil 3.13. Seri dirençlerin eşdeğer direnç ifadesi

Paralel ve seri (karışık) dirençler için


1 1 1
Reş
= R1
+ R2
(3.76)

R = R eş + R 3 + R 4 (3.77)
eşitlikleri geçerlidir.

Benzer şekilde toplam ısıl direnç (seri direnç)


1 δ 1 1
R top = h1
+ k
+ h2
= K
(3.78)

85
şeklinde yazılabilir.
Paralel direnç halinde
1 1 1 1
R
= R1
+ R2
+ R3
(3.79)

bağıntısı geçerlidir.

Şekil 3.14. Seri direnç Şekil 3.15. Pralel direnç

İletim ve taşınımla birlikte ışınımla da ısı geçişi sözkonusu olursa, ısı akısı
q = qc + qr (3.80)
ifadesi kullanılır. Burada, 𝑞𝑐 iletim ve taşınımla ısı geçişi, 𝑞𝑟 ışınımla ısı geçişidir. Bu durumda toplam
ısı geçiş katsayısı
K = Kc + Kr (3.81)
eşitliği ile hesaplanır. 𝐾𝑐 iletim ve taşınım halinde toplam ısı geçişidir.
Işınım için toplam ısı geçiş katsayısı
q ε12 σ (T41 − T42 ) W
Kr = = [m2 ℃] (3.82)
T1 −T2 T1 − T2

ifadesinden bulunur.

3.8.2. Silindirik Duvardan Toplam Isı Geçişi


Şekil 5.16’da görülen silindirik bir duvar/boru boyunca ısı akısı birim uzunluk için
q = K (T1 − T2 ) [W/m] (3.83)
şeklinde tanımlanır.

Şekil 3.16. Silindir için toplam ısı geçişi

Toplam ısı miktarı da, L silindirik duvarın uzunluğu olmak üzere


Q = K (T1 − T2 ) π L [W] (3.84)
eşitliği ile belirlenir.

86
Çok katlı silindirik bir duvar için toplam ısı geçişi de şöyledir.
1
K= 1 1 di−1 1
[W] (3.85)
+ ∑n
i=12k ln d + h2 dn−1
h1 d1 i i

3.9. Isı Değiştiricileri


3.9.1. Temel Kavramlar
Isı değiştiricileri/eşanjörleri, ısıtma işlemlerinde, kimya ve gıda sanayinde çok yaygın olarak kullanılan
cihazlardır. Farklı sıcaklıklardaki iki akışkan arasında ısı transferinin gerçekleştirilmesini sağlarlar.
Isı değiştiricileri üç grupta toplanırlar; yüzeyli ısı değiştiricileri, karışımlı ısı değiştiricileri ve
rerejeneratörler.
Yüzeyli ısı değiştiricileri: Her iki akışkan, ısı değiştiricinin birbirinden ayrılmış bölgelerinden aynı anda
geçerken ısı alışverişi olur. Isı alışverişi yapan akışkanların değiştiriciye giriş ve çıkış sıcaklıkları
farklıdır. Yüzeyli ısı değiştiricilerine aşağıdaki örnekler verilebilir:
1) Çürük gaz ısı değiştiricisi
2) Gaz ısıtıcısı
3) İç içe borulu ısı değiştirici
4) Yağmur sistemli soğutucu
5) Helezon borulu ısı değiştirici
6) Levhalı ısı değiştirici
7) Hücreli ısı değiştirici
8) Spiral ısı değiştirici
9) Karıştırmalı ısı değiştirici
10) Boru demetli ısı değiştirici
Karışımlı ısı değiştiricileri: Her iki akışkan ısı değiştirici içinde karışarak ısı alışverişi olur. Bu tip
değiştiricilere sprey tipi ısı değiştiricileri de denir.

Şekil 3.17. Paralel yüzeyli ısı eşanjörü

Şekil 3.18. Isı değiştirici kesiti ve elemanları

87
Şekil 3.19. Düz borulu eşanjör ve elemanları

Rejeneratör: Sıcak/ısı veren ve souk/ısı alan akışkanlar, aynı akış kanalından birbiri arkasından
geçirilir. Sıcak akışkanın ısıttığı yüzey soğuk akışkan geçerken ısıyı geri vererek ısı alışverişi sağlanır.
Isı değiştiricileri, uygulamada kullanım yerlerine göre ekonomizör, hiter ve reküperatör gibi özel
adlarla adlandırılırlar.
Ekonomizör, kazan tesislerinde besleme suyunun baca gzları ile ısıtıldığı eşanjör tipidir.
Hiter, besleme suyunun atık buharı ile ısıtıldığı eşanjör tipidir.
Reküperatör, yüksek fırınlarda yanma havasının ısıtıldığı eşanjörlerdir.
Yüzeyli ısı değiştiricileri akışkanların akış yönlerine göre imal edilirler. Muhtelif akış tipleri:a) Aynı
yönlü paralel akış, b) Zıt yönlü paralel akış, c) Çapraz akış, d) Karışık akış
3.9.2. Yüzeyli Isı Değiştiricilerinde Isı Geçişi
Isı değiştiricilerinde sıcak akışkandan soğuk akışkana ısı transferinde değiştirici içindeki akışkanların
birbirlerine göre akış durumu göz önüne alınır.
Aynı yönlü paralel akış durumu
∆Tg = T1g − T2g (3.86)
∆Tç = T1ç − T2ç (3.87)
Isı veren/soğuyan akışkanın verdiği ısı miktarı
Q = m1 Cp1 (T1g − T1ç ) (3.88)
Soğutkan/ısınan akışkanın aldığı ısı miktarı
Q = m2 Cp2 (T2ç − T2g ) (3.89)
Eşanjörle çevresi arasında ısı geçişi olmadığı varsayılırsa, akışkanlar arasında alınan ve evrilen ısı
miktarı aynı olduğundan
Q = m1 Cp1 (T1g − T1ç ) = m2 Cp2 (T2ç − T2g ) (3.90)
Yüzeyli ısı değiştiricilerinde transfer edilen ısı miktarı, ısı geçişinin A yüzeyinden gerçekleştiği
düşünülürse
Q = K A ∆Tm (3.91)
şeklinde yazılabilir. Burada, ∆𝑇𝑚 logaritmik sıcaklık farkı olup,
∆Tg −∆Tç
∆Tm = ∆Tç (3.92)
ln
∆Tg

88
olarak ifade edilir.
∆𝑇𝑔 ve ∆𝑇ç sıcaklık farkları akış cinsine göre belirlenir.
Aynı yönlü paralel akış hali için
∆Tg = T1g − T2g (3.93)
∆Tç = T1ç − T2ç (3.94)
Zıt yönlü paralel akış hali için
∆Tg = T1g − T2ç (3.95)
∆Tç = T1ç − T2g (3.96)
şeklinde ifade edilir.

Şekil 3.20. Aynı yönlü paralel akış

Şekil 3.21. Zıt yönlü paralel akış

89
4. AKIŞKANLAR MEKANİĞİ
4.1. Temel Kavramlar
Akışkanlar mekaniği, akışkanların denge ve hareket kanunları ile bunların pratikteki uygulamalarını
inceleyen bilim dalıdır. Bir çok özel alanlarla ilgili olmakla birlikte, esas olarak makina ve kısmen de
inşaat mühendisliğinin konusudur. Hidrolik makinalar, su tesisleri, kimya endüstrisi, rüzgar hareketleri
ile araçların, uçakların, gemilerin hareketleri bu bilim dalı içinde incelenir.
Akışkanlar mekaniği, hidrostatik ve hidrodinamik olmak üzere başlıca iki dala ayrılır. Durgun haldeki
akışkanların dengesi hidrostatik kapsamında incelenirken, hareket halindeki akışkanlar hidrodinamik
adı altında incelenir.

4.2. Hidrostatik
4.2.1. Akışkanların Fiziksel Özellikleri
4.2.1.1. Temal Kavramlar
Sıvı ve gazlar akışkan olarak tanımlanır. Sıvılar genellikle sıkıştırılamayan, gazlar ise sıkıştırılabilen
akışkanlardır. Sıvılarla ilgili dala hidrodinamik, gazlarla ilgili dala aerodinamik denir. Bununla birlikte,
çoğu özellikler ve kanunlar sıvı ve gazlarda ortaktır. Sıvı, çok küçük kuvvetlerin etkisi altında sınırsız
şekil değiştirebilen bir sürekli ortamdır. Gazlardan farklı olarak sıvıların yoğunluğu, basınçla ihmal
edilebilecek kadar az değişir. Katı cisimlerden farklı olarak sıvı elemanları yüksek derecede hareketli
olduklarından, şekilleri sabit olmayıp, konuldukları kabın şeklini alırlar.
Sıvıların başlıca fiziksel özellikleri; yoğunluk, sıkıştırılabilirlik ve viskozitedir.

4.2.1.2. Yoğunluk
Bir cismin yoğunluğu, birim hacminin kütlesidir.
m
ρ= [kg/m3 ] (4.1)
V

Sıcaklık arttıkça, sıvıların yoğunluğu azalır. Suyun yoğunluğu +4 0C sıcaklığında maksimumdur. Sıvıların
yoğunluğu basınçla da değişmekle birlikte, bu deişim son derece sınırlıdır. Tablo 4.1’de bazı sıvıların
atmosfer basıncı altındaki yoğunlukları verilmiştir.

Tablo 4.1. Bazı sıvıların yoğunlukları


0 3
Sıvı Sıcaklık [ C] Yoğunluk [kg/m ]
Su 4 1000
Su 15 999
Su 100 958
Deniz suyu 15 1020
Benzin 15 790-820
Alkol 15 790
Civa 15 13558

4.2.1.3. Sıkıştırılabilirlik
Sıvıların ve gazların yoğunluklarının sıcaklık basınçla değişmesi sıkıştırılabilirlik özelliğidir. Sabit sıcaklık
etkisinde basınç değişmesiyle birim hacimde meydana gelen bağıl değişme izotermal sıkıştırılabilirlik
olarak ifade edilir.
1 ∆V
βT = (∆p) [m2 /N] (4.2)
V1 T=sabit

Bu bağıntıda; ∆𝑉 = 𝑉1 − 𝑉2 ve ∆𝑝 = 𝑝2 − 𝑝1 olarak tanımlanmıştır.

90
Sıkıştırılabilirlik katsayısının (𝛽𝑇 ) tersine, sıvının elastisite modülü denir.
1
e= [N/m2 ] (4.3)
βT

Su için 𝑒 = 2,3 ∗ 109 𝑁/𝑚2 ’dir. Normal koşullarda sabit sıcaklıkta sıvıların hacimlerinde basınçla
meydana gelen değişme ihmal edilebilir. Buna bağlı olarak sıvılar sıkıştırılamayan akışkanlar olarak
kabul edilirler. Sıvıların sıkıştırılamaz kabul edilmesi mühendislik hesapları için de kolaylık sağlar.
Sıvıların hacmi sıcaklıktaki artışla artar. Sıcaklığın 1 0C artmasyıla, sabit basınçta tutulan bir sıvının
hacmindeki bağıl değişmeye sabit basınçta genleşme katsayısı denir.
1 ΔV 1
βp = V1
(ΔT) [℃] (4.4)
p=sabit

Küçük sıcaklık değişmelerinde (0 – 30 0C), 𝛽𝑝 = 0 kabul edilir.

4.2.1.4. Viskozite
Viskozite, sıvının kaymaya karşı direncini ya da yapışkanlığını gösterir. Bu özellik, sadece sıvı hareketli
ise sözkonusudur.

Şekil 4.1. Sıvı akışı

Aralarında y uzaklığı bulunan iki düzlemsel levha arasında bir sıvı bulunsun. Üstteki levha u hızı ile
hareket ederken, alttaki levha sabit olsun. Üstteki levha yüzeyinde sıvı molekülleri katı cidarlara
tutunarak cidarla birlikte hareket ederler. Buna göre şekildeki gibi bir hız dağılımı meydana gelir.
sıvının değişik katmanları değişik hızlarda hareket ettiğinde, dier bir ifade ile katmanlar arasında bir
kayma olduğunda, iç sürtünme kuvvetleri ortaya çıkar. Birim alana düşen iç sürtünme kuvveti kayma
gerilmesini verir.
Deneylerle doğrulanmış Newton hipotesine göre, kayma gerilmesi hız gradyenti ile doğru orantılıdır.
du
τ= μ dy
(4.5)

Bu bağıntıda, 𝜏 iç sürtünme kayma gerilmesi, 𝑑𝑢/𝑑𝑦 hız gradyenti, 𝜇 sıvıdan sıvıya değişen orantı
kg
faktörü olup, dinamik viskozite olarak adlandırılır. Dinamik viskozite μ, [ms = Ns/m2 ] boyutundadır.
Akışkanlar mekaniğinde bir sıvının viskozitesi, genellikle kinematik viskozite ile verilir. Kinematik
viskozite, dinamik viskozitenin yoğunluğa oranıdır.
μ
ν= ρ
[m2/s ] (4.6)

Sıvılarda sıcaklık arttıkça vizkozite azalır, gazlarda ise aksine sıcaklık arttıkça viskozite artar.

91
Şekil 4.2. Viskozitenin sıcaklıkla değişimi

4.2.1.5. Yüzeysel Gerilim ve Kılcallık


Sıvılarda bazı olaylar hidrodinamik kanunlarına aykırı bir durum gösterir. Bunlara aşağıdaki örnekler
verilebilir.
1. Sıvılar, içinde bulundukları kabın yüzeyi ile temas ettiği yerlerde yatay değildir. Bu durumda
yataylığı bozma özellikleri bakımından sıvılar ıslatan ve ıslatmayan sıvılar olarak ikiye ayrılır.
Islatan sıvılara su, ıslatmayan sıvılara civa örnek olarak verilebilir.
2. Küçük çaplı bir boru, içinde bulunan bir kaba sokularak su boru içine emildikten sonra tekrar
kendi haline bırakıldığında eski seviyesine inmez ve h yüksekliğinde dengede kalır. Aynı şekilde,
ince boru civa içine sokulduğunda, boru içindeki civa seviyesi kaptaki civa seviyesine çıkıp, h
yüksekliğinde dengede kalır.
Yüzey gerilmesi, serbestçe genişleyemeyen bir sıvının başka bir sıvı, gaz ya da katı yüzeyle arasında
oluşan yüzeye dik ve içeriye yönelik gerilme kuvvetleridir.
Bir sıvının yüzey gerilmesi yeni bir yüzey oluşturmak için yüzey içinden yüzeye yeterli sayıda molekül
taşımada yapılan iştir.
Uzunluğu dL olan bir yüzeyde oluşan kuvvet 𝜎 𝑑𝐿’dir.
Burada, 𝜎 yüzey gerilme katsayısı olup, birim alandaki enerjiyi ifade eder ve
dE
σ= dA
(4.7)
şeklinde ifade edilir. A ara yüzey alanı, E enerjidir.
𝑁𝑚 𝑁
Buna göre yüzeysel gerilme katsayısının birimi 𝑚2
= 𝑚 olarak elde edilir.
Birim uyumundan da yola çıkılarak, yüzey gerilmesi, kısmen veya tamamen izole edildiği kabul edilen
sıvı yüzeyine ait bir elemanın dengesini sağlamak için, elemanın çevresine ve yüzeyine dik olarak
uygulanan kuvvetlerin elemanın uzunluğuna oranı olarak tanımlanır.
F
σ= [N/m] (4.8)
L

Yüzey gerilme katsayısı sıvının cinsine, temizliğine, sıcaklığına ve temas ettiği yüzeye bağlıdır. Sıvı
sıcaklığının artması ve elektrik yükü ile yüzey gerilme değeri küçülür.

92
Şekil 4.3. Sıvı yüzeyleri Şekil 4.4. Kılcallık olayı

Tablo 4.2. Bazı sıvıların yüzey gerilme katsayıları


Ortam Sıcaklık Yüzey gerilme
T (℃) katsayısı, σ (N/m)
Su- Hava 0 0,076
20 0,073
80 0,062
100 0,059
Sabunlu su – Hava 0,026
Civa – Hava 15 0,487
Gliserin – Hava 20 0,063
Alkol – Hava 0,022
Eter – Hava 0,0165
Zeytinyağı – Hava 0,0285
Benzin – Hava 0,032
0
Sıvı hava (-190 C) – Hava 0,012
0
Sıvı hidrohen (-254 C) – Hava 0,0025
Su – Alkol 0,0023

Bazı sıvılar yüzeye yapışır ve sıvıların ince boruların içerisinde yükselmesine (ağaçlardaki kılcal borular
gibi) neden olur ve bu tip sıvılara ıslatan sıvılar denir.
Yüzey gerilmesi, ince tüplerde sıvıların alçalmasına (cıva gibi) neden oluyorsa bu sıvılar ıslatmayan
sıvılar olarak adlandırılır.
Eğri yüzeylerin kesilmesinde oluşan yüzey gerilmelerini analiz edebilmek için kuvvet dengesinin ve
sıvının katı yüzeye yapışması durumunda (ince tüpler) temas açısının (𝛽) dikkate alınması gerekir.
π R2 hρg: Sıvının ince tüpte yükselen miktarının ağırlığıdır.

Şekil 4.5. Sıvı yüzeylerinde kuvvet dengesi

Her iki yönde etkiyen kuvvetler denge halinde


2πRσcosβ = πR2 hρg (4.9)

93
eşitliği geçerlidir.
Rhρg
σ= 2 cosβ
(4.10)

Basınç dengesi: ∆ℎ kadar yükselme hali


P1 + ∆h ρg = P2 + (h + ∆h) ρg (4.11)
P1 − P2 = hρg (4.12)
Yüzey gerilimi denkleminde yerine konursa
R (P1 − P2 )
σ= 2 cosβ
(4.13)

denklemi elde edilir ve buradan basınç farkı için


2 σ cosβ
P1 − P2 = (4.14)
R

bağıntısı yazılır.
Sıvıların serbest yüzeyi eğri olduklarından serbest yüzeyin iki tarafına etki eden basınç kuvvetleri
farklıdır. Sıvının gaz ile ortak olan serbest yüzeyindeki yüzey gerilmesi 𝜎, yüzey elemanının yarıçapları
𝑟1 𝑣𝑒 𝑟2 ise, sıvı ile gaz kısımları arasındaki basınç farkı (kapiler basınç)
1 1
∆P = σ ( − ) (4.15)
R1 R2

Şeklinde Laplace formülü ile ifade edilir. küresel yüzeylerde 𝑅1 = 𝑅2 = 𝑅 olacağından küresel
yüzeyler için Laplace fromülü:

∆P = R
(4.16)
Küçük çaplı bir cam boru su içine sokulduğunda, boru içindeki su seviyesi kaptaki su seviyesinden
daha yüksekte bulunur. Bu olay kapillarite veya kılcallık olarak bilinir. Boru içindeki su yüzeyi
konvekstir.
İçinde bulunduğu kabı ıslatan sıvılar için kılcal yükselme miktarı
4 σ cos β
h= ρd
(4.17)

Jürin formülü ile verilir.


β = 0 olduğunda, yani mükemmel ıslatan sıvılar için

h= ρd
(4.18)

eşitliği bulunur.

4.2.2. Hidrostatiğin Temel Denklemi ve Pascal Kanunu


Hidrostatik, hareketsiz sıvıların, özellikle suyun, denge şartlarını inceler. Uygulamada su, sıkışmayan
bir akışkan olarak kabul edilir. Durgun veya hareketli sıvı elemanına iki çeşit kuvvet etki eder:
1- İç kuvvetler: Sıvı moleküllerinin etki-tepki prensibi ile birbirlerine uyguladıkları kuvvetlerdir.
Bunların bileşkeleri sıfır olup, hesaplara katılmazlar.
2- Dış kuvvetler: Basınç, yer çekimi ve yüzey kuvvetleridir. Hidrostatikte bunlardan yalnız yer
çekimi ve basınç kuvvetleri etkili olur.
Hidrostatiğin üç ana özelliği vardır:
1) Hareketsiz sıvılar içinde bulunan cisimlerin yüzeylerine yapılan basınç her noktada yüzeylere
diktir.

94
2) Hareketsiz bir sıvının herhangi bir noktasındaki basınç kuvvetinin değeri, o noktadan geçen
her yönde aynıdır.
3) Hareketsiz bir sıvının içinde yatay yönde basınç eğişimi sıfırdır.

Şekil 4.6. Sıvı basıncı

Şekil 4.6’da görüldüğü gibi, içi su dolu ve atmosfere açık bir kabın yüzeyinden itibaren h derinliğindeki
(h yüksekliğinde taban alanı A olan bir silindir) yatay A alanına gelen p basıncı birtakım kuvvetlerin
etkisi altında kalır. Bu kuvvetler,
a) Açık yüzeye etki eden atmosferik basınçtan doğan kuvvet: P0 = p0 A
b) A taban alanı ve h yüksekliğindeki silindir içindeki sıvı kütlesinin kendi ağırlığından dolayı
oluşan kuvvet: G = ρ g h A
c) Silindirin tabanına yukarı doğru dik olarak etkiyen p basıncı nedeniyle oluşan kuvvet, P = p A
d) Silindirin yan yüzeyine etkiyen kuvvetler birbirini dengeler, Px = 0, Py = 0 şeklindedir.
z- eksenine göre silindir için denge denklemi yazılırsa
P0 + G − P = 0 ⇒ P0 + ρghA − pA = 0 (4.19)
p = p0 + ρgh (4.20)
olarak, hidrostatiğin temel denklemi elde edilir. Buna göre, sıvı içinde herhangi bir noktadaki
hidrostatik basınç, atmosfer basıncı ile sıvının o noktaya kendi ağırlığından dolayı uyguladığı basıncın
toplamına eşittir. (4.12) denkleminde, 𝑝0 atmosfer basıncı, 𝑝 mutlak basınç, 𝜌𝑔ℎ ise efektif basınç
(manometrik veya ölçüm basıncı) olarak tanımlanır. Aynı eşitliğe göre, bir kabın içindeki durgun bir
sıvının yüzeyine etki eden 𝑝0 atmosfer basıncı, herhangi bir değişikliğe uğramadan sıvı içindeki her
noktaya aynen iletilir. Bu ifade “Pascal Kanunu” olarak bilinir.
Hidrostatik basınç:
P2 − P1 = ρ g (h2 − h1 ) (2.14)
∆P = ρ g ∆h (2.15)
Yükselme miktarı:
∆P
∆z = h = ρg
(2.16)

1 noktası: P1 = PB + ρ1 g h1
2 noktası: P2 = P0 + ρ2 g h2
Denge hali: P1 = P2
PB + ρ1 g h1 = P0 + ρ2 g h2
PB = P0 + g (ρ2 h2 − ρ1 h1 )

95
Şekil 1.7. Manometre, şematik Şekil 1.8. Akış etkisinde statik basınç

P1 = PA + ρ1 g (h1 + h2 )
P2 = PB + ρ1 g h1 + ρ2 gh2
P1 = P2
PA + ρ1 g (h1 + h2 ) = PB + g (ρ1 h1 ) + ρ2 h2
PA − PB = (ρ2 − ρ1 ) g h2

Hidrolik presin çalışma esasını da Pascal Kanunu teşkil eder. Hidrolik pres otomatik kontrolde,
presleme işlemlerinde ve yük kaldırma işlerinde kullanılır. Bir hidrolik pres, esas olarak basınca
dayanıklı biri büyük diğeri küçük iki silindirden oluşur. Silindirler içerisinde çapları 𝑑 𝑣𝑒 𝐷 olan
pistonlar bulunur. Küçük silindirdeki basınç bir pompanın bağlı olduğu bir hidrolik güç devresi ile ya
da bir kaldıraç sistemi ile sağlanabilir.

Şekil 4.9. Hidrolik pres

Bir kaldıraçla küçük silindirde bir basınç etkisi oluşturulduğu varsayılsın.


Kaldıraç kuvvet kolu uzunluğu L, yük kolu uzunluğu S olmak üzere F kuvveti uygulanıyorsa
L
F1 = F S
(4.22)

olarak ifade edilecektir. Bu kuvvetten doğan 𝑝1 basıncı


4 F1
p1 = π d2
(4.23)
olacaktır. Pascal kanununa göre, bu basınç büyük pistona aynı değerde iletilir. Böylece büyük pistonu
kaldıran kuvvet
π D2 4 F1 4 F1 π D2 D 2
F2 = p1 4
ve p1 = π d2
ile F2 = π d2 4
⇒ F2 = F1 ( d ) (4.24)
L D 2
F2 = F S
(d ) (4.25)

Sürtünmeler nedeniyle 𝐹2 kuvveti gerçek değerinden daha az olacaktır. Buna göre (4.25) eşitliği, pres
verimi de dikkate alınarak pres kuvveti adıyla

96
L D 2
F2 = η F S
(d ) (4.26)

bağıntısı elde edilir. Pres verimi 𝜂 = 0 − 80 − 0,85 arasında değişebilir.


Pistonların silindir içinde hiç sürtünmeden hareket ettiği ve sıvının ideal olduğu kabul edilirse, birinci
pistonun silindir içinde h kadar ilerlemesi halinde yapılan iş
W1 = F1 h (4.27)
Elde edilir. İkinci piston da H kadar hareket ederse yaptığı iş
W2 = F2 H (4.28)
eşitliği ile ifade edilir.
Yapılan işler birbirine eşit olacaından
F1 h = F2 H (4.29)
ifadesi yazılabilir. Buradan da
F2 h
= (4.30)
F1 H

eşitliği elde edilir.


Sonuç olarak, her iki pistonun yaptığı iş birbirine eşit olurken, pistonlara uygulanan kuvvetlerle
ilerleme miktarları birbiriyle ters orantılıdır.

4.2.3. Hidrostatik Basınç


4.2.3.1. Düzlemsel Yüzey Üzerinde Sıvı Basıncı
Şekil 4.8’de görüldüğü gibi, durağan bir sıvı içindeki bir yüzeyin sıvıya değen yüzeyine, üzerindeki
basınç dağılımına bağlı olarak belirli bir kuvvet etki edecektir. Bu kuvvete itma kuvveti denir. Duran
sıvı kayma gerilmesi taşımayacağından, itme kuvvetini, her noktada yüzeye dik olan basınç meydana
getirecektir. Derinlik arrıkça basınç doğrusal olarak artar.

Şekil 4.10. Sıvı basıncı-düzlem

Şekilde, düzlemsel yüzeyde, basınç dağılımı ABC üçgeni ile belirlenir.


Üçgenin taban alanı : ̅̅̅̅
BC = ρgh
1
A’dan B’ye toplam basınç : p= 2
ρgh
AB yüzeyinin alanı :A =bh
İtme kuvveti:
1
F=pA= ρgh2 b (4.31)
2

97
olarak elde edilir. İtme kuvveti yayılı yükün oluşturduğu üçgenin ağırlık merkezinden geçeceine göre,
itme merkezi tabandan ℎ/3 kadar yüksekte olacaktır.

4.2.3.2. Eğik Yüzey Üzerinde Sıvı Basıncı


b genişliğinde, yatayla 𝜃 açısı yapan dikdörtgen bir duvarın su ile temas eden yüksekliği H ise, bu
şekildeki eğik yüzyde itme kuvveti
1 h2
F= ρg b (4.32)
2 Sin θ

olarak ifade edilir. Bu bağıntıda, 𝜃 = 900 ise dik duvar hali oluşur.

Şekil 4.11. Sıvı basıncı-eğik düzlem

4.2.3.3. Boru Duvarları Üzerindeki Sıvı Basıncı


Şekil 7.12’de görüldüğü gibi, uzunluğu L, iç çapı d ve et kalınlığı 𝛿 olan bir borunun iç yüzeyine sıvı
tarafından yapılan basınç nedeniyle oluşan F kuvvetinin belirlenmesi istensin.
Borunun sol tarafının olmadığı varsayılırsa, ABC parçası üzerine p basıncına bağlı olarak bir kuvvet
uygulanır. Boru çeperlerine dik olarak etkiyecek bu kuvvet Fx, borudaki akışkanın kütlesi ihmal
edilirse, denge denklemi
p L d = Fx = Fy = F (4.33)
olarak yazılabilir.

Şekil 4.12. Sıvı basıncı-boru

Burada 𝐿𝑑 borunun eksenel kesit alanı (izdüşümü), F boru duvarı üzerinde akışkanın basınç
kuvvetidir. Fx kuvveti, şekilde görüldüğü gibi, boru boyunca Fx/2 olarak iki noktada etkili olur. Bu
durumda
Fx
σ= 2δL
(4.34)
yazılabilir veya (2.24) ifadesi ile

98
pLd pd
σ= 2δL
= 2δ
(4.35)

olarak ifade edilebilir. Bu durumda boru duvarlarının minimum et kalınlığı,


pd
δ= 2σ
(4.36)
bağıntısı ile belirlenir. Burada, 𝜎 duvar malzemesinin gerilme dayanımıdır. Bu hesaplamalarda
emniyet açısından kalınlık a = 3-7 mm fazla seçilir.

4.2.3.4. Basınç Dengesi


Sıkıştırılamaz akışlar:
P2 = P1 − ρg (z2 − z1 ) (4.37)
Yükseklik arttıkça basınç azalmaktadır.
Sıkıştırılabilir akışlar:
İzotermal durum:
−g(z2 − z1 )
P2 = P1 exp [ R T0
] (4.38)

Lineer sıcaklık değişimi:


B z2 g/RB
P2 = P1 [1 − ] (4.39)
T0

Uluslar arası standartlara göre;


B = 0,650 K/100 m
g
{ R = 287 J/kgK } ⇒ = 5,26
2 RB
g = 9,81 m/s

4.3. Hidrodinamik
4.3.1. Temel Kavramlar
Su ve diğer sıvılar, güç ve diğer üretim amaçları için yaygın olarak kullanılmaktadır. Sıvılar, değişik
boru ve kanallar içinde bir yerden başka bir yere taşınmaktadır. Sıvıların akış kanunlarını inceleyen
birim dalına hidrodinamik adı verilir. Bir sıvının hareketi, sürekli ve süreksiz olmak üzere iki farklı
rejimde olabilir. Sürekli rejimdeki akışta, sıvı parçacıklarının hızı zamanla değişmezken, süreksiz
rejimde zamanla değişir.

Şekil 4.13. Hız profili

Sürekli rejimdeki akışta sıvı parçacıklarının yörüngeleri zamanla sabit kalır. Bu yörüngelere akış
çizgileri denir. Bir grup akış çizgisinden meydana gelen yzeye akış yüzeyi denir. Sonzu küçük bir
hacimde, belirli bir anda bu hacimden geçen akış çizgileri demetine akış tüpü denir. Sıvının akışı, tek
tek akış tüplerinin toplamı olarak düşünülebilir. Akış kesidi, akış çzigilerine dik olarak akışı kesen
düzlemler olup, kesit alanı (A), ıslak çevre (Ç) ve hidrolik çap (Dh) ile ifade edilir.

99
4A
Dh = [m] (4.40)
Ç

Birim zamanda akıi kesitinden geçen akış miktarına debi denir. Hacimsel debir 𝑉̇ [𝑚3 /𝑠] ile kütlesel
debir 𝑚̇ [𝑘𝑔/𝑠] ile gösterilir. Bir akışkanın ortalama hızı aşağıdaki şekilde ifade edilebilir.

u̅ = [m/s] (4.41)
A

4.3.2. Akış Tipleri ve Reynolds Sayısı


Boru gibi kapalı kesitlerdeki akımlara basınçlı akım, açık kanallardaki akımlara da serbest yüzeyli akım
denir. Akışkanların akışı, genel olarak laminer ve türbülanslı akış olmak üzere ikiye ayrılır. Laminer
akışta akışkan parçacıkları katmanlar halinde akarken, türbülanslı akışta karmaşık bir hareket vardır.

Şekil 4.14. Akış tipleri

Deneyler akış tipinin aşağıdaki etkilere bağlı olduğunu göstermiştir:


a) Akışkanın dinamik viskozitesi (𝜇)
b) Akışkanın yoğunluğu (𝜌)
c) Akışkanın ortalama hızı (𝑢)
d) Akışkan kesitinin karakteristik uzunluğu, boru için çap (𝑑)
Bu parametreler, bir akışkanın akış şartlarını belirlemede boyutsuz bir büyüklük olan Reynolds
sayısından yararlanılabilir.
ud ρud
Re = ν
= μ
(4.42)

Borulardaki akışta Reynolds sayısının değerlerine göre


Re < 2300 𝐿𝑎𝑚𝑖𝑛𝑒𝑟 𝑎𝑘𝚤ş
2300 < 𝑅𝑒 < 104 Geçiş akışı
Re > 104 Türbülanslı akış
olarak tanımlanmıştır.
Serbest yüzeyli akışlarda ise
Re < 580 𝐿𝑎𝑚𝑖𝑛𝑒𝑟 𝑎𝑘𝚤ş
Re > 580 𝑇ü𝑟𝑏ü𝑙𝑎𝑛𝑠𝑙𝚤 𝑎𝑘𝚤ş
olarak tanımlanmıştır. Serbest yüzeyli akışlar genellikle türbülanslıdır.

4.3.3. Süreklilik Denklemi


Ştasyoner akışa ait bir akım ipçiğinin birim zaman içinde kesitlerden geçen sıvı hacmi veya kütlesi
birbirine eşittir. Bu durumda akış için
V̇ = u1 A1 = u2 A2 = sabit (4.43)

100
bağıntısı yazılabilir. Diğer bir ifade ile, sabit rejimdeki akışta debi, bütün kesitlerde sabittir. Bu eşitliğe
süreklilik eşitliği denir.
Süreklilik denklemi, deforme olmayan borularda sıkıştırılamaz sıvıların ştasyoner akışları için
geçerlidir.

Şekil 4.15. Değişken kesitte sürekli akış

4.3.4. Bernoulli Denklemi


Akışkanın mekanik enerjisi, kinetik enerji, potansiyel enerji ve basınç enerjisinden oluşur.
1
Kinetik enerji : Ekin = 2
m u2
Potansiyel enerji: Epot = mgz
Basınç enerjisi: Ebas = pV
Bir sıvının elemanter akış tüpünün mekanik enerjisi; kinetik, potansiyel ve basınç enerjilerinin
toplamına eşittir.
1
E= m u2 + mgz + pV (4.44)
2

Bu denklem mg değerien bölünürse


u2 p
Eöz = e = 2g
+ z+ ρg
(4.45)

Akışın kinetik enerjisi


u2
Ekin = α 2g
(4.46)

olarak ifade edilir ve burada 𝛼 hızların kesit içinde homojen olmamasından kaynaklanan Coriolis
katsayısını göstermektedir. Laminer akışlar için α = 2, türbülanslı akışlar için α = 1,1’dir. Potansiyel
enerji, kesit içinde akışkan parçacığının konumuna bağlı değildir. Seçilmiş karşılaştırma düzelemine
göre, özgül potansiyel enerji, verilen bir akışkan hacminin bütün noktaları için sabittir.
p
Epot = + z = sabit (4.47)
ρg

Özgül enerji
u2 p
Eöz = α 2g
+ ρg
+z (4.48)

olarak ifade edilir. Kesit alanı yavaşça değişen bir boru içineki akışta 1 ve 2 kesitleri için toplam
enerjiler aşağıdaki gibi ifade edilir.
1 nolu kesit için

101
u2 p1
Eöz1 = α1 2g1 + ρg
+ z1 (4.49)

2 nolu kesit için


u2 p2
Eöz2 = α2 2g2 + ρg
+ z2 (4.50)

Gerçek bir akışta enerjinin bir miktarı sürtünme kuvvetleri için harcanır. Enerji kaybı ℎ𝑘𝑎𝑦 ile
gösterilirse 1 ve 2 kesiitleri arasında enerji dengesi
u2 p1 u2 p2
α1 2g1 + ρg
+ z1 = α2 2g2 + ρg
+ z2 + hkay (4.51)

olarak ifade edilir. bu denkleme Bernoulli Denklemi denir.


Bu bağıntı, [𝑚] boyutunda olup, enerjinin korunumu kanununun matematiksel ifadesidir. Bu ifade
bir akış çizgisi boyunca geçerlidir. bernoulli denklemi bir akış çizgisi boyunca kinetik enerji, basınç
enerjisi ve yükselti enerjilerinin toplamının sabit olduğunu gösterir.
Bernoulli denkleminin geometrik anlamı:
(z) [m] : Jeodezik yükseklik
p/ρg [m] ∶ Basınç yüksekliği
u2 /2g[m] ∶ Hız yüksekliği
Buna göre, herhangi bir yörünge üzerinde çeşitli noktalar için aşağıdaki açık eşitlik yazılabilir.
H = JEODEZİK YÜKSEKLİK + BASINÇ YÜKSEKLİĞİ + HIZ YÜKSEKLİĞİ = SABİT

4.3.5. Debi Ölçülmesi


Bir sıvının debisini ölçmek için kullanılan en basit yöntem, hacimsel yöntemdir. Bu yöntemde debi,
belirli bir zaman aralığında akan sıvının hacmi olarak göz önüne alınır.
V
V̇ = [m3 /s] (4.52)
t

Boruların herhangi bir kesitindeki gibi kapalı ortamlardaki debi ölçümü bu yöntemle yapılamaz.
Bunun için Şekil 4.13’de görülen Venturimetre olarak adlandırılan aygıtlar kullanılır.

Şekil 4.16. Venturimetre

Bernoulli denklemi ile açıklanan prensibe göre çalışan venturimetreler Şekil 7.13’de görüldüğü gibi A,
B, C diye üç boru parçasından oluşur. Eksen boyunca 𝑧1 = 𝑧2 olduğundan I ve II kesitleri için
Bernouilli denklemi
u21 p1 u22 p2
2g
+ ρg
= 2g
+ ρg
(4.53)

Olarak ifade edilebilir. Kayıplar ℎ𝑘𝑎𝑦 = 0, Coriolis katsayıları 𝛼1 = 0, 𝛼2 = 0 alınmıştır. Bu durumda I


ve II kesitleri arasındaki basınç farkı için

102
p1 p u22 − u21
∆h = ρg
− ρg2 ⇒ ∆h = 2g
(4.54)

Ve süreklilik denkleminden
A
A1 u1 = A2 u2 ⇒ u2 = u1 A1 (4.55)
2

yazıldığında aşağıdaki eşitlik elde edilir.


𝐴 2
𝑢12 ( 1 ) −𝑢12 2𝑔 𝛥ℎ
𝐴2
𝛥ℎ = 2𝑔
⇒ 𝑢1 = √ 𝐴 2 (4.56)
( 1 ) −1
𝐴2

Debi 𝑉̇ = 𝑄 = 𝑢𝐴 olduğundan

2g Δh
Q = β A1 √ A 2
(4.57)
( 1) −1
A2

olarak ifade edilebilir. 𝛽 = 0,96 − 0,98 arasında değerler alan ve venturimetreye ait debi katsayısıdır.
Debi ölçümlerinde lüle, orifis, sukbe, rotametre denilen aygıtlar kullanılmaktadır.

4.3.6. Borular İçinde Akış


Borular içinden akışlarda, akışkanın enerjisinin bir kısmı hidrolik kayıpları yenmek için harcanır.
Hidrolik kayıplar da sürekli ve yerel kayıplar olmak üzere ikiye ayrılır. Sürekli kayıplar, akışkanın
düzgün ve kesiti değişmeyen bir borudaki hareketinde, kendi içi sütrünmelerinden dolayı meydana
gelen enerji kaybıdır. Yerel kayıplar ise, borunun kesitinde meydana gelen bir değişiklik (daralma veya
genişleme), akışın bir dirsekle yön değiştirmesi veya vana, musluk gibi elemanların bulunması
nedeniyle meydana gelen eneji kaybıdır.

Şekil 4.17. Borular ve bağlantı elemanları

Şekil 4.18. Vana ve klape

103
1- Sürekli kayıplar
Akışkanın boru cidarları ve kendi elemanları arasındaki sürtünmesi sonucu kaybedilen enerjidir.
Sürekli ya da sürtünme kayıpları Darcy eşitliği ile ifade edilir.
L u2
hs = λ D 2g
(4.58)

Bu ifadede, 𝜆 sürtünme katsayısı, 𝐿 boru uzunluğu, 𝐷 boru çapı, 𝑢 akışkan hızı, 𝑔 yer çekimi ivmesidir.
Sürtünme katsayısı, akışın cinsine ve akışın aktığı yüzeyin pürüzlülüğüne bağlıdır.
Laminer akışta sürtünme katsayısı sadece akışın tipine bağlı olup, Poiseuille bağıntısı ile hesaplanır.
64
λ= Re
(4.59)
Türbülanslı akışta sürtünme katsayısı, hem akış tipine hem de boruların iç yüzey pürüzlülüklerine
bağlıdır. Bu akış tipinde sürtüme katsayısı için ampirik bağıntılar kullanılır.
15𝑥103 < 𝑅𝑒 < 8𝑥104 aralığında pürüzsüz borularda sürtünme katsayısı Blasius eşitliği ile ifade
edilir.
0.3164
λ= (4.60)
Re0.25

olarak ifade edilir.


Pürüzlü borularda sürtünme katsayısı Shevelyov bağıntıları ile ifade edilir.
m 0.0179 0.867 0.3
u < 1.2 s
⇒ λ= D0,3
(1 + u
) (4.61)
m 0.021
u > 1.2 ⇒ λ= (4.62)
s D0.3

Pürüzlü ve pürüzsüz borular için sürtünme katsayısının Reynolds sayısına göre değerleri “Moody
diyagramı” kullanılarak da bulunabilir.
2- Yerel kayıplar
Boru kesitindeki daralma, genişleme ve boru üzerindeki yerel elemanlardan (musluk, vana, dirsek,
filtre, vs.) ileri gelen kayıplardır. Gerçek sıvılarda sözkonusu olan bu kayıplar Bernoulli denklemine bir
kayıp terim olarak ilave edilmelidir.
Yerel sürtünme katsayısı
u2
hy = K (4.63)
2g

bağıntısı ile hesaplanır. Burada, K yerel kayıp meydana getiren elemanın tipine bağlı ve deneysel
olarak belirlenen yerel kayıp katsayısıdır. Çeşitli elemanların yerel kayıp katsayıları tablolar halinde
verilmiştir.
Sürekli ve yerel kayıplar birlikte sözkonusu olduğunda, bir borudaki akışta toplam kayıplar
hkay = hs + ∑ hy (4.64)
L u2 u2 L u2
hkay = λ D 2g
+ ∑ K 2g = (λ D + ∑ K) 2g
(4.65)

olarak ifade edilir. Borudaki akışlarda yerel kayıplar olmasa da sürekli kayıplar her zaman vardır.
Sürtünme kayıpları dikkate alınarak gerçek akışkanların borulardaki akışı için Bernoulli Denklemi
p1 u21 p2 u22
z1 + ρg
+ 2g
= z2 + ρg
+ 2g
+ hkay (4.66)

veya

104
H1 = H2 + hkay (4.67)
eşitliği ile ifade edilir.

4.3.7. Pompa ile Su Basma


L uzunluğunda D çapında boru yardımıyla Hg yüksekliğindeki bir depoya su basmak için kullanılacak
santrifüj pompanın manometrik yüksekliği
Hm = hkay + Hg (4.68)
L u2 u2
Hm = λ D 2g
+ ∑ K 2g + Hg (4.69)

eşitliği ile hesaplanır. Yerel kayıpların olmaması durumunda manometrik yükseklik


8 λ L Q2
Hm = π2 D5 ηg
+ Hg (4.70)

eşitliği ile ifade edilir.

Şekil 4. 19. Pompa ile su basma

105
KAYNAKLAR
Baydar, E. Teknik Fizik Ders Notları, Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Ders Notları No:
53, 2. Baskı, Trabzon, 2001.
Bejan, A. Advanced Engineering Thermodynamics, 5. Baskı, Hoboken, NJ: John Wiley & Sons, 2006.
Büyüktür, A.R. Termodinamik, Cilt 1, Uludağ Ünivesitesi Basımevi, Bursa, 1992.
Çengel, Y.A. ve Boles, M. A. Termodinamik Mühendislik Yaklaşımıyla, 5. Baskı, Çev.: Ali Pınarbaşı,
İzmir Güven Kitabevi, İzmir, 2008.
Dağsöz, A.K. Isı Geçişi, Isı Transferi, Birsen Kitabevi, İstanbul, 1977.
Edis, K. Uygulamalı Akışkanlar Mekaniği, İTÜ Kütüphanesi Sayı: 907, İstanbul, 1972.
Eyice, S. Isı Ekonomisi, Cilt 1, İTÜ Yayını No: 876, İstanbul, 1971.
Fox, R.W. ve McDonald, A.T. Introduction to Fluid Mechanics, 4. Baskı, New York: John Wiley, 1994.
Frank, P. ve diğ. Fundamentals of Heat and Mass Transfer, 6. Baskı, Hoboken, NJ: John Wiley, 2007.
Güner, Z. Fizik I-II, Beta Basım Yayım Dağıtım, 4. Baskı, İstanbul, 1981.
Halıcı, F. ve Gündüz, M. Örneklerle Isı Geçişi Isı Transferi, 3. Baskı, Birsen Kitabevi, İstanbul, 2007.
Kakaç, S. Örneklerle Isı Transferi, Güven Kitabevi, Ankara, 1972.
Moris, H. M. Applied Hydraulics in Engineering, New York: The Ronad Press Co., 1963.
Topkaya, H. Hidrolik Problemleri, Güven Kitabevi, Ankara, 1977.
Umur, H. Akışkanlar Mekaniği, 3. Baskı, VİPAŞ AŞ, Bursa, 2001.

106
5. EKLER

Ek Tablo 1. Bazı gazların özellikleri


Gaz ve sembolü M 𝜌 R Cp Cv k Tkr Pkr
3
[kg] [kg/m ] [J/kgK] [J/kgK] [J/kgK] =Cp/Cv [K] [ata]
Helyum (He) 4,0026 0,1786 2078 5195 3114 1,67
Argon (Ar) 39,944 1,7839 208 523 318 1,65
Hidrojen (H2) 2,0141 0,0899 4123 14375 10247 1,40 33,3 12,8
Azot (N2) 28,0134 1,2498 296,4 1038 0741 1,40 126,1 33,5
Oksijen (O2) 32,000 1,4278 259,5 908 0649 1,40 154 49,7
Hava 28,964 1,2922 287 1004,5 715,5 1,40
Karbonmonoksit (CO) 28,0110 1,2498 296,4 1038 741 1,40 132,9 34,53
Karbondioksit (CO2) 44,0110 1,9768 188,7 820 628 1,30 304,26 73
Kükürtdioksit (SO2) 64,0630 2,8579 129,8 603 473 1,27 430,4 77,7
Azotdioksit (NO2) 44,015 1,9780 189 892 730 1,27
Amonyak (NH3) 17,0280 0,7597 485,6 2051 1561 1,31 405,56 111,5
Asetilen (C2H2) 26,016 1,1709 319,6 1511 1214 1,26 309 62
Metan (CH4) 16,0390 0,7156 515 2176 1658 1,31 190,7 45,8
Etilen (C2H4) 28,0500 1,2519 296 1469 1172 1,25
Etan (C2H6) 30,0650 1,3416 276,3 1645 1360 1,21
Su (H2O) 647,3 218,53

Ek Tablo 3. Suyun termofiziksel özellikleri


𝑇 𝑝 𝜌 𝐶𝑝 𝑟𝑜 𝑘 106 𝜈 106 𝑎
[℃] [𝑘𝑔/𝑐𝑚2 ] [𝑘𝑔/𝑚3 ] [𝑘𝐶𝑎𝑙/𝑘𝑔℃] [𝑘𝐶𝑎𝑙/𝑘𝑔] [𝑊/𝑚℃] [𝑚2 /𝑠] [𝑚2 /𝑠]
0 1 999,8 1,0074 597,3 0,552 1,795 0,131
10 1 999,7 1,0013 591,7 0,587 1,307 0,138
20 1 998,2 0,9988 586,0 0,598 1,004 0,143
30 1 995,7 0,9980 580,4 0,614 0,801 0,148
40 1 992,2 0,9980 574,7 0,628 0,658 0,151
50 1 988,0 0,9985 569,0 0,641 0,554 0,155
60 1 983,2 0,9994 563,2 0,652 0,475 0,158
70 1 977,8 1,0007 557,3 0,661 0,413 0,161
80 1 971,8 1,0023 551,3 0,669 0,365 0,164
90 1 965,3 1,0044 545,2 0,676 0,326 0,166
100 1,0332 958,4 1,0070 539,0 0,682 0,295 0,169
120 2,0245 943,1 1,014 526,1 0,686 0,249 0,171
140 3,6848 926,1 1,024 512,3 0,684 0,215 0,172
160 6,3023 907,4 1,037 497,4 0,682 0,189 0,173
180 10,225 886,9 1,053 481,3 0,676 0,170 0,172
200 15,857 864,7 1,074 463,5 0,666 0,158 0,171
220 23,659 840,3 1,101 443,7 0,653 0,149 0,168
240 34,130 813,6 1,137 421,7 0,636 0,142 0,164
260 47,866 784,0 1,189 396,8 0,612 0,136 0,157
280 65,457 750,7 1,268 368,5 0,581 0,132 0,145
300 87,611 712,5 1,40 335,4 0,541 0,130 0,129
320 115,12 667,0 1,58 295,6 0,491 0,128 0,111
340 148,96 609,5 2,0 245,3 0,430 0,127 0,084
360 190,42 524,5 3,2 171,9 0,349 0,131 0,050
374.2 225,6 326 ∞ 0,0 0,209 0,155 0,000

107
Ek Tablo 3. Atmosfer basıncında havanın termofiziksel özellikleri
𝑇 𝜌 𝐶𝑝 𝑟𝑜 𝑘 106 𝜈 106 𝑎
[℃] [𝑘𝑔/𝑚3 ] [𝑘𝐶𝑎𝑙/𝑘𝑔℃] [𝑘𝐶𝑎𝑙/𝑘𝑔] [𝑘𝐶𝑎𝑙/𝑚ℎ℃] [𝑚2 /𝑠] [𝑚2 /𝑠]
-150 2,793 0,245 0,0103 3,11 4,19
-100 1,980 0,241 0,0142 5,96 8,28
-50 1,534 0,240 0,0177 9,55 13,4
0 1,2930 0,240 - 13,30 18,7
20 1,2045 0,240 0,0221 15,11 21,4
40 1,1267 0,241 0,0233 16,97 23,9
60 1,0595 0,241 0,0245 18,90 26,7
80 0,9908 0,241 0,0257 20,94 29,6
100 0,9458 0,242 0,0270 23,06 32,8
120 0,8980 0,242 0,0282 25,23 36,1
140 0,8535 0,242 0,0295 27,55 39,7
160 0,8150 0,243 0,0308 29,85 43,0
180 0,7785 0,244 0,0320 32,29 46,7
200 0,7475 0,245 0,0332 34,63 50,5
250 0,6745 0,247 0,0362 41,17 60,3
300 0,6157 0,250 0,0390 47,85 70,3
350 0,5662 0,252 0,0417 55,05 81,1
400 0,5242 0,255 0,0443 62,53 91,9
450 0,4875 0,258 0,0467 70,54 103,1
500 0,4564 0,261 0,0490 70,48 114,2
600 0,4041 0,266 0,0534 95,57 138,2
700 0,3625 0,271 0,0573 113,7 162,2
800 0,3287 0,276 0,0607 132,8 185,8
900 0,301 0,280 0,0637 152,5 210
1000 0,277 0,283 0,0662 175 235

108
Ek Tablo 4. Doymuş su ve buharın özellikleri – basınç tablosu

109
Ek Tablo 5. Doymuş su buharı tablosu (Sıcaklığa göre)

Ek Tablo 6. Doymuş su buharı tablosu (Basınca göre)

110
Ek Tablo 7. Bazı metallerin termofiziksel özellikleri
Eleman 𝜌[𝑘𝑔/𝑚3 ] 𝐶𝑝[𝐽/𝑘𝑔𝐾] 𝑘[𝑊/𝑚𝐾]
Alüminyum, saf 2707 896 204
Duralumin, 94-96 Al, 3-5 Cu 2787 883 164
Kurşun 11370 130 34,6
Demir, saf 7987 452 72,7
Demir, biçimlendirilmiş, %0.5 C 7849 460 58,9
Dökme demir, %4 C 7272 419 51,9
Karbon çeliği, %0.5 C 7833 465 53,7
Karbon çeliği, %1.5 C 7753 486 36,4
Nikel çeliği, %10 7945 460 26,0
Nikel çeliği, %30 8073 460 12,1
Nikel çeliği, %50 8266 460 13,8
Nikel çeliği, %70 8506 460 26,0
Nikel çeliği, %90 8762 460 46,7
Krom çeliği, %1 7865 460 60,6
Krom çeliği, %5 7833 460 39,8
Krom çeliği, %10 7785 460 31,2
Cr-Ni çeliği, %18 Cr, %8 Ni 7817 460 16,3
Ni-Cr çeliği, %20 Ni, %15 Cr 7865 460 14,0
Manganez çeliği, %2 7865 460 38,1
Tungsten çeliği, %2 7961 444 62,3
Silisyum çeliği, %2 7673 460 31,2
Bakır, saf 8954 383 386
Bronz 75Cu, 25Sn 8960 343 26,0
Pirinç, 70Cu, 30Zn 8522 385 111
Alman gümüşü, 62Cu, 15Ni, 22Zn 8618 394 24,9
Konstantan, 60Cu, 40Ni 8922 410 22,7
Magnezyum, saf 1746 1013 171
Molibden 10220 251 123
Nikel, %99.9 saf 8906 446 90,0
Gümüş, %99.9 saf 10520 234 407
Tungsten 19350 134 163
Çinko, saf 7144 384 112
Kalay, saf 7304 227 64,0

111
Ek Tablo 8. Bazı malzemelerin termofiziksel özellikleri
Eleman 𝜌[𝑘𝑔/𝑚3 ] 𝐶𝑝[𝐽/𝑘𝑔𝐾] 𝑘[𝑊/𝑚𝐾]
Asbest 577 816 0,151
Ateş toprağı 2323 963 1,28
Bakalit 1273 1590 0,232
Beton, demirsiz 1906 879 0,814
Betonarme 2307 1,40
Buz 913 1926 2,22
Cam yünü 200 670 0,040
Cam, levha 2707 837 0,762
Granit 2643 816 1,73-3,98
İpek 57,7 1382 0,036
Keçe, yün 330 0,052
Kireç taşı 2483 908 1,26
Kumtaşı 2163-2307 712 1,63-2,08
Magnezit 1130 3,81
Mermer 2499-2707 808 2,77
Odun- 0,4 – 1,0 0,140
Odun-Çam 417 2721 0,109
Odun-Çınar 0,4 – 0,7
Odun-Kavak 0,5 – 0,8
Odun-Kayın 0,6 – 0,9
Odun-Ladin 0,5 – 0,8
Odun-Meşe 609-481 2387 0,166
Odun-Sarıçam 641 2805 0,147
Pamuk 80,1 1298 0,059
Sıva, alçıtaşı 1442 837 0,485
Toprak, iri çakıllı 2050 1842 0,519
Tuğla, adi 1602 837 0,692
Tuğla, krom 3011 837 2,32

112
Ek Tablo 9. Bazı maddelerin (metal+yapı elemanları) termofiziksel özellikleri
Eleman 𝛒[𝐤𝐠/𝐦𝟑 ] 𝐂𝐩[𝐉/𝐤𝐠𝐊] 𝐤[𝐖/𝐦𝐊]
Metaller
Altın 19,3
Alüminyum 2,72
Bakır 8,9
Bazalt 2,6 – 3,3
Boraks 1,7 – 1,8
Bronz 8,7
Cıva 13,6
Çelik 7,8
Çinko 7,2
Gümüş 10,5
Kalay 7,3
Kurşun 11,37
Mangan 7,4
Nikel 8,6
Pirinç 8,55
Platin 21,4
Tuz 1,2
Uranyum 18,9
Yapı elemanları
Alçı, dış (toz) 1,25 – 1,60 0,349
Alçı, iç (toz) 1,25 – 1,60 0,291
Amonyum 0,82
Antrasit 1,5
Asbest 2,4 – 2,5 0,209
Asfalt 1,0 – 1,4 0,744
Ateş tuğlası 1,8 – 2,2
Bitüm 0,175
Bitümlü kanaviçe 0,349
Blokaj 0,582
Buz 0,920
Cam yünü 0,05 – 0,30
Çimento 3,1
Demir cevheri 1,8 – 2,2
Demiroksit 6,0
Dolomit 1,4 – 1,6
Grafit 1,9 – 2,3
Kağıt 0,93
Karamozayik 1,279
Keçe 0,20
Kil (kuru) 1,0
Kiremit 1,4 0,523
Kok kömürü 0,4 – 0,6
Kontrplak 0,175
Kömür 0,7 – 0,9
Krom 7,03
Lastik 1,5 0,186
Linolyum 0,186
Makina yağı 0,9
Mantar 0,070
Marley 0,186
Mazot 0,85

113
Mika 2,6 – 3,2 0,965
Mukavva 0,140
Nitrik asit 1,5
Pamuk 0,058
Pleksiglas 0,186

Sıvılar
Alkol 0,790 – 0,83
Asedik asit 1,06
Benzen 0,890
Benzin 0,7
Bezir yağı 0,940
Su 1
Sülfürik asit 1,8
Taş 1,9 – 2,6
Toprak (kuru) 1,2 – 1,5
Yağlar 0,93
Yün 1,5
Zeytin yağı 0,92
Zift 1,0 – 1,2

3
Gazlar kg/Nm
Amonyak 0,74
Argon 1,72
Azot 1,2
Bütan gazı 2,5
Doğal gaz 0,8
Hava 1,225
Helyum 0,17
Hidrojen 0,09
Karbondioksit 1,9
Karbonmonoksit 1,2
Klor 3
Kok gazı 0,54
Metan 0,7
Oksijen 1,38
Su buharı 0,8
Yüksek fırın gazı 1,25

114
Ek Tablo 10. Başlıca mazlemelerin yoğunluları

115
Ek Tablo 11. Bazı yakıtların özellikleri
Yakacaklar C H2 O2+N2 S H2O CH4 CxHy CO CO2 N2 Kül Hu
Katı yakacaklar [kCal/kg]
Turp 44 4,5 25 0,5 20 6 3850
Linyit 37 5,2 21 1,8 20 15 4900
Gazhane kömürü 74 5 11 1 3 6 7050
Yalı kömür 78 5 8 1 2 6 7490
Antrasit 87 2,5 2,5 1 1 6 7670
Metalürji koku 88 0,5 2,5 1 1 8 7200
Gazhane koku 84 1 2 1 2 10 7000
Sıvı yakacaklar [kCal/kg]
Ham petrol ve türevleri 85 13 1,7 0,3 10500
Benzol 92,1 7,9 9600
Katran yağı 89 7 2,5 0,5 9100
Naftalin 93,7 6,3 9300
3
Gaz yakıtlar [kCal/Nm ]
Taş kömürü damıtık gazı 27 48 13 7 3 2 9600
Hava gazı 28 35 4 8 2 3 5020
Kok fırını gazı 50 29 4 8 2 7 4600
Su gazı 49 0,5 - 42 5 3 2600
Fakir gaz 6 3 0,2 23 5 62 1140
Yüksek fırın gazı 3 - - 29 8 60 960

116

You might also like