Professional Documents
Culture Documents
Šnite 8 D Zenlenmiź
Šnite 8 D Zenlenmiź
YAPILAN İNKILAPLAR
Gelişmeler
• Atatürk ve Ekonomi
• İstiklal Savaşı’nın Malî
Kaynakları
ATATÜRK İLKELERİ
• I. Türkiye İktisat Kongresi VE İNKILAP TARİHİ II
(17 Şubat-4 Mart 1923)
• Tarım Alanında Yapılan Prof. Dr. Erdal
Çalışmalar AYDOĞAN
• Sanayi Alanında Yapılan
Çalışmalar SOYADI
• Ticari Alanda Yapılan Yeni
Düzenlemeler
anlayabilecek,
• Yeni Türk Devleti’nin ilk yıllardaki
ekonomik çabalarını
öğrenebilecek,
• İzmir’de toplanan I. Türkiye İktisat
Kongresi’nin önemini
kavrayabilecek,
• Cumhuriyetin ilanından sonra ÜNİTE
ülkede malî politikaları
8
öğrenebilecek,
• Tarım, sanayi ve bankacılık
alanlarında yaşanan gelişmeleri ve
ülke menfaati için ne anlama
geldiğini bileceksiniz.
Ekonomik Alanda Yapılan İnkılaplar
GİRİŞ
Tarih boyunca var olmuş büyük devletlerin en önemli özellikleri arasında;
askeri kuvvetleri ve ticarete olan hakimiyetleri dikkat çekmiştir. Doğal olarak da bu
iki özellikleri her zaman birbirine paralel olarak devam etmiştir. Osmanlı Devleti de
asırlara sığdırdığı büyük gücünün bir neticesi olarak sahip olduğu muazzam ve zor
coğrafyasını yönetebilmek için tebasının toprağa bağlı olmasını ve hareket
etmemesini sağlamak için detay çalışmalar yapmıştır. Bu detay çalışmalar ilk
zamanlar işe yaramışsa da zamanla devletin güç kaybetmesine de zemin
hazırlamıştır. Çünkü bunun karşısında Avrupalı büyük devletlerin etkinlikleri
artmış, dünyayı dolaşmaları onları zenginleştirmişti. Bilimde, sanatta, edebiyatta
Tam bağımsız yeni bir ortaya koydukları çalışmalar zamanla Avrupa’nın büyümesine ve dünyanın kaderi
devletin kurulması için üzerine yön vermelerine de ortam hazırlamıştır.
canla başla mücadele
Bu durumdan etkilenen merkezi devletlerin başında da Osmanlı Devleti
yalnız savaş
meydanlarında gelmektedir. Gerek kapitülasyonlar gerekse de ihtiyaç duyulan sıcak paranın
kalmamış, ekonomik borçlanma yoluyla temin edilmesi süreç içinde büyük sıkıntıların yaşanmasına
alanda da verilmiştir. dahası halkın yaşamak zorunda kaldığı büyük sıkıntılar siyaseti yönlendirmeye
başlamıştır. Avrupa’dan alınan yüklü borçlar ödenemeyince de baskılar artmış ve
emperyalizm Osmanlı Devleti’ni kuşatmış, kemirmeye başlamıştır. Devletin son elli
yılında büyük sıkıntıların yaşanmasına rağmen çözüm önerileri olarak sunulan
çarelerde işe yaramamıştır.
Yirminci yüzyılın ilk büyük savaşı devletin yıkılışını hızlandırmış, toprakları
emperyal devletlerce paylaşılmıştır. Bu durum karşısında kıyam eden Anadolu
insanı adeta devletin küllerinden yeniden doğmak üzere harekete geçmiştir.
Anadolu insanının duygularına tercüman olan Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları
da bu durumdan vazife çıkarmış, bu heyecana liderlik yapmışlardır. Tam bağımsız
yeni bir devletin kurulması için canla başla mücadele yalnız savaş meydanlarında
kalmamış, hayata dair her alanda özellikle de ekonomik alanda da verilmiştir.
Ancak bu mücadele hiç de kolay olmamıştır. Bu maksatla yeni misyonun ekonomik
vizyonu yapılan çalışmalarla ortaya konulmuş ve yapılan çalışmalar başarılı
sonuçlar vermiştir.
zamanda toprak sistemiyle halkın daha az hareketli bir şekilde yaşaması sağlanarak
devlet otoritesinin kurulması sağlanıyordu.
Osmanlı Devleti, lonca sistemiyle esnafın ve tüccarların da faaliyetlerine
destek olmaktaydı. Özellikle yerli ve yabancı tüccarın güven içinde ticaret
yapabilmeleri için yollar, kervansaraylar yapıldığı gibi buralarda emniyetin
sağlanarak ülkede ticaretin canlı tutulmasına büyük önem verilirdi. Çünkü devletin
bir diğer vergi kaynağı da ticaretti. Ayrıca ticaret konusunda ithalatı ve ihracatı canlı
Tam bağımsız yeni bir
tutarak desteklediği gibi ülkede ihracatı denetlemek suretiyle de halkın
devletin kurulması için
ihtiyaçlarının teminine yardımcı olmaktaydı. Yine uluslararası ticareti destekleyerek
canla başla mücadele
yalnız savaş daha çok kazanç elde etmek için yabancı tüccarlara bazı ayrıcalıklar vermişti. Bu
meydanlarında durum devletin güçlü olduğu dönemlerde hiç sorun olmadı. Tam aksine devletin bu
kalmamış, ekonomik tarz politikaları onun için bir prestij meselesi olarak görüldü.
alanda da verilmiştir.
Ancak bu durum 1600’lerden itibaren bazı sorunların ortaya çıkmasına
davetiye çıkardı. Avrupa’da “Coğrafi Keşiflerin” başlamasına paralel olarak ticaretin,
zenginliğin, askerî ve teknolojik gelişmelerin hızlanması, dünyada dengelerin
Avrupalı devletlerin lehine gelişmeler göstermesine sebebiyet verdi. [1] Düzenli,
disiplinli ve donanımlı orduların kurulmasıyla da Osmanlı Devleti, savaşlarda önemli
yenilgiler yaşamaya başladı. Bu durum da Osmanlı Devleti’nin en önemli gelirleri
arasında bulunan savaş ganimetlerinin kaybına yol açtı.
Ticaret yollarının değişmesiyle gümrük gelirlerinin önemli bir kısmını
kaybeden Osmanlı Devleti, bir taraftan Avrupa’da zenginleşmeyle birlikte ortaya
çıkan enflasyonist hareketlerle uğraşmak zorunda kalırken diğer taraftan da
paranın değerinin düşmesi hem ülkede isyanların çıkmasına hem de bütçe
açıklarının artmasına sebebiyet verdi. Bu durum devletin görevlerini yerine
getirmesini etkiledi ve yeni çıkış yolları arandı. Bu süreçte devlet para ihtiyacını
karşılamak için toprak sistemiyle oynadı. XVII. yüzyıldan itibaren devlet
zenginlerden sıcak para alarak, toprak gelirlerinin önemli bir kısmını “İltizam”
denilen bir sisteme bıraktı. Bu yeni sistem devletin kısa vadede ihtiyaçlarını
karşılamasına yaradı ama enflasyonist baskı altında ezilen halkın ödemek
durumunda kaldığı vergi yükünü de artırdı. Bu değişim beraberinde halk devlet
bütünleşmesini olumsuz anlamda etkiledi ve asayişsizliğin önemli oranda artmasına
zemin hazırladı. [1, 2]
XVIII. yüzyıldan itibaren Avrupa’da üretim imkânlarının artmaya başlaması ve
elde edilen imtiyazların Avrupalı tüccarlarca iyi kullanılması Osmanlı Devleti’nde
yerli ve geleneksel üretimi ve esnaf-tüccar kesimini derinden etkiledi.
Şekil 8.2. Osmanlı Devleti’nin borçları için çıkarılan borç tahvilleri. (Kaynak:
Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, III, İstanbul, 1985.)
Bu durum II. Abdülhamit Dönemi’nde de devam etti. Yukarıda bahsedilen
gelişmeler sonucunda Osmanlı Devleti, bazı önemli adımlara rağmen sanayileşme
ve ticaret alanlarındaki gidişatını değiştirmede yetersiz kaldı. Buna rağmen,
demiryolu ağlarıyla dünya ticaretine entegre olmaya çalışması önemli bir adım
olarak kabul edilebilir.
ATATÜRK VE EKONOMİ
Mustafa Kemal Atatürk’ün Yeni Türk Devleti’nin inkişafı için sosyal, siyasal,
hukuk, eğitim alanlarında başlattığı heyecan verici çalışmalar ekonomi alanında da
kendini göstermiştir. Yeni Türk Devleti, 1920’de kurulduğunda üzerinde oturduğu
ekonomik yapı Osmanlı Devleti’nden miras idi. Anadolu insanının çok büyük kısmı
köylerde yaşıyor ve tarımla uğraşıyordu. Tarım ise geleneksel usullerle yapılıyordu.
Ürettikleriyle de ancak kendi ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlardı. Ulaşım imkânları
kısıtlı, ticaret düşük, sanayi ise yok denecek bir durumda idi.
Bu durumu Mustafa Kemal Paşa bir konuşmasında şöyle anlatır:
“Tanzimat’ın açtığı serbest ticaret devri Avrupa rekabetine karşı kendisini müdafaa
edemeyen iktisadiyemizi bir de iktisadî kapitülasyon zinciri ile bağladı. Teşkilat ve
ferdi kıymet, nokta-yı nazarlarından iktisat sahasında bizden çok kuvvetli olanlar
memleketimizde bir de fazla olarak imtiyazlı mevkide bulunuyorlardı. Temettü
vergisi vermiyorlardı. Gümrüklerimizi ellerinde tutuyorlardı. İstedikleri zaman
istedikleri eşyayı istedikleri şerait tahtında memleketimize sokuyorlardı. Bütün
şuabat-ı iktisadiyetimize bu sayede hakim-i mutlak olmuşlardı.” Ekonomiyi,
yaşamak için, mesut olmak için, insanlığın varlığı için gerekli her şey olarak
değerlendiren Atatürk, benimsediği düşünceler ve prensiplerle günün şartlarına
uygun ekonomik politikalar geliştirebilmiştir. Henüz savaştan çıkmış olan Anadolu
insanını da bu doğrultuda yönlendirmiştir. “Muzafferiyat-ı askeriyemizle mağrur
olmayalım, yeni ilim ve iktisad zaferlerine hazırlanalım” ifadeleriyle de geleceğin
ekonomide olduğunu işaret etmiştir. [6]
Atatürk’ün ekonomi hakkındaki görüşlerini ve faaliyetlerini herhangi bir
doktrinin ölçütleriyle ele almak ve değerlendirmek haksızlık olur. Onun bu
konudaki görüşleri iki esas üzerine oturmuştur. Bunlar, “tam bağımsızlık ve
Atatürk’ün ekonomi
hakkındaki görüşlerinin milliliktir.” Zamanın şartlarına göre şekillendirilen ve uygulanan bu görüşlerden
esası; “tam bağımsızlık asla taviz verilmemesi çok önemliydi. Bu ilkelerden hareketle gösterilen hedef ise
ve milliliktir”. ekonomik kalkınmadır. Bunun için de popülist politikalardan uzak durulmuş ve
gerçekçi politikalar takip edilmiştir. Hasan Sabır’ın ifadeleriyle “Kalkınmanın dış
borçla, karşılıksız para basılarak, ekonomik bağımsızlığı terk ederek ve ekonomik
dengeleri gözetmeden gerçekleştirilmeye çalışılmasına Atatürk şiddetle karşı
ihtiyaçları için destek sağlanmıştır. Ayrıca ihtiyaç duyulan parasal yardımın bir
kısmı da Duyun-ı Umumiye İdaresi’nin Anadolu’dan toplanan vergilerine, kanun
çerçevesinde el konulmasıyla sağlanmıştır.
İstiklal mücadelesinin verildiği yıllarda iç kaynaklar kadar dış kaynakların da
büyük katkıları olmuştur. Bu yardımlar arasında Hintli Müslümanların 1921-1922
yıllarında gönderdikleri 106.400 İngiliz Lirası ve Hint Hilafet Komitesi’nin
organizasyonu ile toplanan yardımlar büyük bir anlam taşımaktadır.
Milli Mücadele ve İstiklal Savaşı’nda bir diğer önemli dış yardım da
Azerbaycan ve Kıbrıslı Türklerden gelmiştir. Ayrıca Sovyet Rusya’nın ortak
İhtiyaç duyulan parasal düşmana karşı verdiği mücadeleyi destekleyen politikaları çerçevesinde hem
yardımın bir kısmı da parasal hem de lojistik anlamda katkıları yanında Fransa’nın ve İtalya’nın Türkiye’yi
Duyun-ı Umumiye
terk ederken bıraktığı silah, cephane ve uçakların da İstiklal Savaşı’nın
İdaresi’nin Anadolu’dan
toplanan vergilerine, kazanılmasında katkıları önemli derecede etkili olmuştur. [14]
kanun çerçevesinde el I. Türkiye İktisat Kongresi (17 Şubat-4 Mart 1923)
konulmasıyla
sağlanmıştır. İstiklal Savaşı’nın başarıyla sonuçlanmasından sonra “Yeni Türkiye Devleti,
bir devlet-i iktisadiye olacak” [6] diyerek, geleceğe dönük bir hedef gösteren
Mustafa Kemal Paşa, 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihleri arasında İzmir’de I. Türkiye
İktisat Kongresi’nin toplanmasını sağladı.
Lozan görüşmelerine ara verildiği tarihlerde kongrenin toplanması çok daha
anlamlıdır. Batılı devletlere bir mesaj ve Yeni Türk Devleti’nin sosyo-ekonomik
yapısına yeni bir vizyon katmayı hedefleyen kongre, 17 Şubat günü Mustafa Kemal
Paşa’nın açış konuşmasıyla çalışmalarına başlamıştır. Bu konuşmasında Mustafa
Kemal Paşa, Osmanlı Devleti’nden itibaren yaşanan ekonomik gelişmeler hakkında
çok önemli tespitlerde bulunarak İktisat Kongresi’nin toplanma amacını ortaya
koymuştur. Mustafa Kemal Paşa, Türkiye İktisat Kongresi’ni Erzurum Kongresi ile
mukayese ederek şunları söylemiştir:
“Efendiler, Yüksek heyetinizin bugün yapmış olduğu Türkiye İktisat Kongresi
çok önemlidir, çok tarihîdir. Nasıl ki Erzurum Kongresi, Sivas Kongresi felaket
noktasına gelmiş olan bu milleti kurtarmak hususunda Misakımillî’nin ve
Anayasa’nın ilk temel taşlarını bulmada etken olmuş, etkili olmuş, girişici olmuş ve
bundan dolayı tarihimizde, millî tarihimizde ve millî hayatımızda en kıymetli ve
yüksek hatıraya erişmiş ise, kongreniz de milletin ve memleketin hayatını ve gerçek
kurtuluşunu temine aracı olacak kuralın temel taşlarını ve esaslarını gösterip
ortaya koymak suretiyle, tarihte en büyük üne ve çok kıymetli bir hatıraya
erişecektir.” [15] Dönemin İktisat Vekili olan Mahmut Esat (Bozkurt) Bey ise
Kongre’de yaptığı konuşmasında şunları söylemiştir: “Türkiye iktisat amillerinin
haklarını harice ve dahile karşı koruyacak, en kuvvetli siper, kalkandır. Bunu yalnız
Türkiyeliler için değil, bütün dünyanın mazlum iktisat amilleri için de temenni
ederim.” [16]
Türkiye İktisat Kongresinin toplanma amacı şöyle ifade edilebilir:
• Ülkenin sosyo-ekonomik kalkınması yolunda yeni bir vizyon geliştirmek,
• Kalkınmanın plan, program, yöntem ve kaynaklarını belirlemek,
Şekil 8.4. (Kaynak: Gündüz Ökçün, Türkiye İktisat Kongresi (1923-İzmir) Ankara,
1971.)
Bu doğrultuda yapılan çalışmaların başında 1913’te İttihat ve Terakki
Fırkası’nın hayata geçirdiği Teşvik-i Sanayi Kanunu’nun, 1927’de yukarıda ifade
edilen prensipler doğrultusunda yeniden düzenlenmesi gelmektedir.
Böylece bununla devlet, sanayi alanında yatırım yapacaklar için;
• Arazi,
• Gümrük muafiyeti,
• Taşıma indirimleri,
• Bazı vergilerden muafiyet,
• Ürünlerin alım garantisi gibi kolaylıklar sağlayacaktı. [18, 24]
Şekil 8.5. (Kaynak: Gündüz Ökçün, Türkiye İktisat Kongresi (1923-İzmir), Ankara, 1971.)
İstiklal Savaşı yıllarında büyük bir durgunluğa maruz kalan ticaret hayatı;
“Eğer tüccarlar bizden olmazsa millî servetin ehemmiyetli bir kısmı şimdiye kadar
olduğu gibi yine yabancılarda kalacaktır. Onun için millî ticaretimizi yükseltmeye
mecbursunuz” diyen Mustafa Kemal Paşa’nın ortaya koyduğu bu hedefler
doğrultusunda ticaret yeniden düzenlenmiştir. Bunun içinde dünyadaki yeni
ticaret usullerine uygun olarak yerli tüccarın geleceğe hazırlanması gerekiyordu.
Bu çerçevede çok önemli adımlar atılmıştır. Bunlardan bazıları şunlardır:
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi bir ekonomik etkinlik sayılabilir?
a) Kitap okuma
b) Yürüyüş yapma
c) Tarla sürme
d) Televizyon seyretme
e) Dinlenirken düşünme
2. İzmir'de 1923 yılında toplanan I.Türkiye İktisat Kongresi'nin önemi nedir?
a) Sanayinin kurulması için ilk önemli plan yapılmıştır
b) Vergi reformunun esasları saptanmıştır
c) Tarım sorunlarının görüşülmesinden vazgeçilmiştir
d) Türk tarihinde ilk kez bu nitelikte bir kongre toplanmıştır
e) Kongre'yi açan İsmet Paşa devletçiliği övmüştür
3. Teşvik-i Sanayi Kanunu ne zaman çıkarılmıştır?
a) 1918
b) 1927
c) 1933
d) 1928
e) 1937
4. Devletçi ekonomiye geçişin nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
a) Bütçe açığının giderek çoğalması
b) Sanayi sektörünün gelişememesi
c) Tarımdan beklenen ürünün alınamaması
d) Kamu harcamalarının artması
e) Dünya'da büyük bir ekonomik krizin yaşanması
5. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Merkez Bankası ne zaman kuruldu?
a) 1924
b) 1927
c) 1930
d) 1935
e) 1937
6. Aşağıdakilerden hangisi Atatürk Dönemi’nde ekonomik alanda yapılan
çalışmaların amaçlarından biri değildir?
a) Ekonomide millî ve millileştirme çabalarını sürdürmek
b) IMF’e üye olmak
c) Büyük yatırımları devlet eliyle yapmak
d) Dünya ticaretinde yer edinmek
e) Ekonomide modern teknikleri kullanarak üretim yapmak
7. Aşağıdakilerden hangisi I. Türkiye İktisat Kongresi’nde ülkede sanayinin
geliştirilmesi için alınan kararlardan biri değildir?
a) Sanayinin teşviki,
b) Sanayiciye kredi temini,
CEVAP ANAHTARI
Soru Cevap Sorunun Sorunun bulunduğu Soruya dair anahtar kelimeler
No Şıkkı bulunduğu sayfa sayfanın paragraf (3 adet)
no: nosu:
1 C
2 A
3 B
4 E
5 C
6 B
7 E
8 C
9 D
10 B
YARARLANILAN KAYNAKLAR
[21] (1998). Ahmet kal’a, Cumhuriyet Ekonomisinde İlk Dönem Gelişmeler (1923-
1939). Yeni Türkiye Cumhuriyet Özel Sayısı, V, 23-24 (Eylül-Aralık 1998).
[18](1991).Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi (İnkılâplar ve İlkeler). Anadolu
Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi Tarih Lisans Tamamlama Programı,
Eskişehir.
[9] Afyoncu, E. (2002).Sorularla Osmanlı İmparatorluğu, I. Baskı). İstanbul.
[11] Aktan, O. H. (ty). Atatürk’ün Ekonomik Politikası: Ulusal Bağımsızlı ve
EkonomikBağımsızlık. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi,
Cumhuriyetimizin75. Yılı Özel Sayısı.
http://www.edebiyatdergisi.hacettepe.edu.tr/75ozelOkanHaktan.pdf
adresinden 28.07. 2011 tarihinde erişilmiştir.
[10] Aysan, A. A. (1980). Atatürk’ün Ekonomi Politikası. İstanbul.
[14] Balcıoğlu, M. (2008). Direnen Millet-Mİlli Mücadele: Ya İstiklal Ya Ölüm,
Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, I. Ankara.
[20] Bostancı, M. N. (1996). Cumhuriyetin Başlangıç Yıllarında Ekonomi ve Siyaset.
İstanbul.
[17] Çavdar, T. (1970). Osmanlıların Yarı Sömürge Oluşu. İstanbul.
[12] Duru, C., TURAN, K. ve Öngeoğlu, A. (1982). Atatürk Dönemi Maliye Politikası
(Mondros’tan Cumhuriyet’e Mali ve Ekonomik Sorunlar), I, Ankara.
[5] Gürsel, S. (1985). Osmanlı Dış Borçları, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye
Ansiklopedisi (Cilt 3). İstanbul.
[4] Gürsel, S. (1985). 1830 Osmanlı-İngiliz Antlaşması, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e
Türkiye Ansiklopedisi (Cilt 3). İstanbul.
[6] Karal, E. Z. (1956). Atatürk’ten Düşünceler. Ankara.
[3] Kasaba, R. (1993). Osmanlı İmparatorluğu ve Dünya Ekonomisi. (Çev. Kudret
Emiroğlu). İstanbul.
[8] Mumcu, A. (1986). Tarih Açısından Türk Devriminin Temelleri ve Gelişimi (10.
[16] Ökçün, G. (1971). Türkiye İktisat Kongresi (1923-İzmir). Ankara.
[1] Pamuk, Ş. (2007).Osmanlı-Türkiye İktisadî Tarihi (1500-1914). İstanbul.
(1934).Tarih (Türkiye Cumhuriyeti), IV. İstanbul.
[7] Sabır, H. (2006). Atatürk’ün Ekonomik Anlayışı. Sayıştay Dergisi, 62 (Temmuz-
Eylül 2006).
[24] (1934). Tarih (Türkiye Cumhuriyeti ). IV. (Devlet Matbaası). İstanbul
[19] Tokgöz, E. (2006). Cumhuriyet Döneminde Ekonomik Gelişmeler, Türkiye
Cumhuriyeti Tarihi, II. Ankara.
[22] Tural, M. A. 1987). Atatürk Devrinde İktisadi Yapılaşma ve Celal Bayar (1920-
UZUN ÖZET
OSMANLI DEVLETİ’NDE İKTİSADİ YAPI VE SON DÖNEMLERDE ORTAYA ÇIKAN
GELİŞMELER
Klasik denilen dönemlerde devletler ve halklar için yegâne zenginlik kaynağı
toprak ve ticaretti. Bu durum Osmanlı Devleti için de geçerliydi. Bu sistemde
toprak devletindi. Devlet toprağın azami ölçüde ekilip biçilmesinden yana bir
politika takip ederek ürün üzerinden daha çok vergi almaya çalışmaktaydı. .
Toplanan vergiler ise sosyal-kültürel ve bilimsel her türlü faaliyet de devletin en
önemli kaynağıydı. Özellikle yerli ve yabancı tüccarın güven içinde ticaret
yapabilmeleri için yollar, kervansaraylar yapıldığı gibi buralarda emniyetin
sağlanarak ülkede ticaretin canlı tutulmasına büyük önem verilirdi. Çünkü devletin
bir diğer vergi kaynağı da ticaretti.
Devlet uluslararası ticareti destekleyerek daha çok kazanç elde etmek için yabancı
tüccarlara bazı ayrıcalıklar vermişti. Bu durum devletin güçlü olduğu dönemlerde
hiç sorun olmadı. 1600’lerden itibaren bazı sorunlar ortaya çıkmaya başladı.
Avrupa’da “Coğrafi Keşiflerin” başlamasına paralel olarak ticaretin, zenginliğin,
askerî ve teknolojik gelişmelerin hızlanması, dünyada dengelerin Avrupalı
devletlerin lehine gelişmeler göstermesine sebebiyet verdi. Ayrıca ticaret
yollarının değişmesiyle gümrük gelirlerinin önemli bir kısmını kaybeden Osmanlı
Devleti, bir taraftan da Avrupa’da zenginleşmeyle birlikte ortaya çıkan enflasyonist
hareketlerle uğraşmak zorunda kaldı.
Kırım savaşı sırasında 1854’de İngiltere ve Fransa’dan ilk borç para alındı.(İlk dış
borçlanmadır.) 1876’da Osmanlı Devleti borçlarını ödeyemez durumdaydı. Böylece
Tevfik Çavdar’ın ifadesiyle Osmanlı Devleti yarı sömürge bir devlet haline geldi.
II. Meşrutiyet yıllarından itibaren savaşlar birbirini takip etti. Savaşların maliyeti
bozuk ekonomik dengeleri iyice sarstı. Fakat bütün bu olumsuzlara rağmen İttihat
ve Terakki’nin tam iktidar yıllarında bu çerçevede önemli adımlar atıldı.
I. Dünya Savaşı’nın ağır maliyeti Osmanlı ekonomisini içinden çıkılmaz bir duruma
düşürdüğü gibi Anadolu insanının daha da fakirleşmesini engelleyemedi. Böylece
bu gelişmelerin sonunda Osmanlı Devleti fiilen işgal edilerek yok edilmek istendi.
Milli Mücadele ve İstiklal Savaşı’nın başlaması da bu fiili durumun bir sonucu
olarak vuku buldu.
ATATÜRK VE EKONOMİ
Mustafa Kemal Atatürk’ün Yeni Türk Devleti’nin inkişafı için sosyal, siyasal, hukuk,
eğitim alanlarında başlattığı heyecan verici çalışmalar ekonomi alanında da
kendini göstermiştir. Yeni Türk Devleti, 1920’de kurulduğunda üzerinde oturduğu
ekonomik yapı Osmanlı Devleti’nden mirastı. Anadolu insanının çok büyük kısmı
köylerde yaşıyor ve tarımla uğraşıyordu. Tarım ise geleneksel usullerle yapılıyordu.
Atatürk, benimsediği düşünceler ve prensiplerle günün şartlarına uygun ekonomik
politikalar geliştirebilmiştir. Henüz savaştan çıkmış olan Anadolu insanını da bu
doğrultuda yönlendirmiştir. “Muzafferiyat-ı askeriyemizle mağrur olmayalım, yeni
ilim ve iktisad zaferlerine hazırlanalım” ifadeleriyle de geleceğin ekonomide
olduğunu işaret etmiştir. Atatürk, özellikle para değerinin istikrarına büyük önem
vermiştir.
Sorumluluk yılları boyunca enflasyon eğilimlerine karşı durmuş, ne İstiklal
Savaşı’nda ne de savaş sonrasında karşılıksız para basılmasına izin vermemiştir.
Şu hâlde Atatürk Dönemi’nde ekonomik alanda yapılan çalışmaların amaçlarını
şöyle ifade edebiliriz:
• Ülkenin tam bağımsızlığını bu alanda da gerçekleştirmek.
• Ekonomide millî ve millileştirme çabalarını sürdürmek.
• Ülkede muhtelif üretim sahalarında alım satım işlerini düzene sokmak için
borsaların kurulması sağlandı.
• Yerli üretimi tanıtmak ve sürüm için Ankara, İstanbul, İzmir gibi şehirlerde
sergilerin açılması gerçekleştirildi.
• Ticaretin daha bilinçli yapılabilmesi için Samsun, İzmir, Adana gibi şehirlerde
Ticaret Liseleri ve Yüksek Ticaret Mektepleri açıldı.
• Ülkede ekonomiyi yönlendirebilmek ve hükümete bu konularda görüşler
sunabilmek için 26 Haziran 1927’de “Âl-i İktisad Meclisi (Yüksek Ekonomi Kurulu)”
oluşturuldu.
• Yurt dışında ticaret mümessillikleri ve İstanbul’da ise İhracat Ofisi kuruldu.
• Şirketleşme ve sigortacılıkla ilgili düzenlemeler yapıldı.
• 1926’da Kabotaj Kanunu çıkarılarak Türk denizlerinde ticaretin Türk tüccarının
kontrolüne geçişi sağlandı.
• Millî İktisat ve Tasarruf Cemiyeti kuruldu (12 Ocak 1929).
•Kara, deniz ve demiryolu alanlarında yatırımlar artırıldı.
DENEME TESTİ
1. “Atatürk halka ağır gelen vergilerin ve bütün harçları kaldırmıştır”
aşağıdakilerden hangisi buna bir örnektir?
a) Stopaj Vergisi
b) Katma Değer Vergisi
c) Aşar Vergisi
d) Gelir Vergisi
e) Tediye Vergisi
2. Aşağıdaki yargılardan hangisi İzmirde toplanan I. Türkiye İktisat Kongresi
ile ilgili değildir?
a) Türk ekonomisinin uzak ve yakın hedefleri tespit edilmiştir
b) Türkiye Cumhuriyeti’nin fikri temelleri atılmıştır
c) Milli İktisat, milli toplum, milli hukuk kavramlarından bahsetmiştir
d) Kongreye katılım az olmuş ve ülke çapında etkili olamamıştır
e) Kongre başkanlığını Kazım Karabekir yapmıştır
3. Atatürk’ün maliye politikası aşağıdakilerden hangisinde tam olarak
açıklanmıştır?
a) Halka sıkıntı yaratmadan devlet bütçesinin dengesinin sağlanm
b) Halkın şartları zorlanarak bütçenin daha da artırılması
c) Devlet bütçesi dengesinin gözetilmemesi
d) Maliye Bakanlığı’nın etkinliğini azaltmak
e) Vergilerin artırılması
4. Aşağıdaki hangi antlaşma ile kapitülasyonlar kaldırılmıştır?
a) Sevr Antlaşması
b) Paris Antlaşması
c) Mondros Mütarekesi
d) Lozan Antlaşması
e) Moskova Antlaşması
5. Osmanlı Devleti’nde 1840’da çıkarılan kağıt paranın adı aşağıdakilerden
hangisidir?
a) Kaime
b) İltizam
c) İnhisar
d) Berat
e) Mecelle
6. Kırım Savaşı sırasında 1854’te İngiltere ve Fransa’dan ilk borç para alındı.
1876’da Osmanlı Devleti, borçlarının taksidini ödeyemez bir duruma geldi.
Bu duruma Avrupalı devletlerin müdahalesi gecikmedi ve görüşmeler
sonunda 1881’de Muharrrem Kararnamesiyle kurulan örgüt
aşağıdakilerden hangisidir?
a) Duyun-ı Umumiye
b) İnhisar Umum Müdürlüğü
c) Reji Umum Müdürlüğü
d) Tekel İdaresi
e) Gümrük ve İnhisar Müdürlüğü
7. Millî burjuva ve millî iktisat anlayışını hayata geçirmeyi amaçlayan “Teşvik-i
Sanayi Kanun-ı Muvakkatı” hangi dönemde çıkarılmıştır?
a) II. Abdülhamit Dönemi’nde
b) İttihat ve Terakki Dönemi’nde
c) Tanzimat Dönemi’nde
d) Demokrat Parti Dönemi’nde
e) Abdülaziz Dönemi’nde
8. Aşağıdakilerden hangisi Atatürk Dönemi’nde ekonomik alanda yapılan
çalışmaların amaçlarından biri değildir?
a) Ekonomide millî ve millileştirme çabalarını sürdürmek
b) Özel teşebbüsü harekete geçirmek
c) Büyük yatırımları devlet eliyle yapmak
d) Kapitülasyonlarınn devamını sağlamak
e) Ekonomide modern teknikleri kullanarak üretim yapmak
9. Aşağıdakilerden hangisi I.Türkiye İktisat Kongresi’nin toplanma
amaçlarından biri değildir?
a) Ülkenin sosyo-ekonomik kalkınması yolunda yeni bir vizyon
geliştirmek,
b) Kalkınmanın plan, program, yöntem ve kaynaklarını belirlemek,
c) Tam bağımsızlık yolunda ekonomi alanında atılacak adımları
belirlemek,
d) İltizam sistemine geri dönmek
e) Özel ve kamu gücünün oluşturulması için gerekli adımları atmak,
10. Aşağıdakilerden hangisi Mustafa Kemal Atatürk döneminde ülkede
ekonomi alanında yapılan yeniliklerden biri değildir?
CEVAP ANAHTARI
Soru Cevap Sorunun Sorunun bulunduğu Soruya dair anahtar kelimeler
No Şıkkı bulunduğu sayfa sayfanın paragraf (3 adet)
no: nosu:
1 C
2 B
3 A
4 D
5 A
6 A
7 B
8 D
9 D
10 C