Professional Documents
Culture Documents
MEB Tarih Tekrar Testleri
MEB Tarih Tekrar Testleri
Sınıf
TESTLERİ Tarih
10. Tekrar Testi
1. Balkanlarda; Uz, Peçenek ve Kuman akınları ile uğraşmak zorunda kalan Bizans İmparatorluğu, içerde de sık sık impa-
rator değişiklikleri yaşamıştır. Özellikle II. Basileos’un (Bazileus) 1025’te ölümünden sonra uzun süre yönetimde istikrar
yakalayamayan Bizans’ta, devlet düzeni bozulmuş ve halkın devlete olan güveni sarsılmıştır. Bu dönemde Anadolu’da;
Rumlar ve Ermenilerle birlikte Süryaniler, Araplar ve Türkler bulunmaktadır. Anadolu’da yaşayan bu halklar, ekonomik
olarak çok zor durumda olsalar da kendi yaşadıkları bölgelerde eski dillerini, adetlerini ve yaşayışlarını koruyabilmişlerdir.
Buna göre Bizans Dönemi’nde Anadolu ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
2. Malazgirt Savaşı sonrası kurulan ilk Türk beyliklerinden olan Danişmentliler, ilim ve fen alanında çalışma yapan kişilere
değer vermiştir. Kayseri, Malatya ve Sivas bu dönemde önemli eğitim ve bilim merkezleri hâline gelmiştir. Anadolu’daki en
eski medreselerden olan Yağıbasan Medresesi de Danişmentlilere aittir.
3. Türkiye Selçuklu Devleti, Anadolu’ya göçebe olarak gelen Oğuzlar tarafından kurulan İznik merkezli bir devlet olarak
ortaya çıkmış ancak I. Haçlı Seferinden sonra başkenti Konya’ya taşımak zorunda kalmıştır. Yeni idari merkezle birlikte
Kayseri, Antalya gibi şehirlerde de yönetim organizasyonu için saraylar yaptırılmıştır.
4. I. Fransa’da ortaya çıkan Kluni tarikatının Müslümanlarla savaşılması yönünde yaptığı çalışmalar
II. Türklerin Anadolu, Suriye, Filistin ve Akdeniz bölgelerinden uzaklaştırılmak istenmesi
III. Doğudan gelen ticaret yollarının Türklerin denetiminde olması
Haçlı Seferleri’nin verilen bu sebepleri ve ilgili olduğu alanlar aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak
eşleştirilmiştir?
A) III I II
B) III II I
C) II I III
D) I II III
E) I III II
Verilen tabloda Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi gelişmeleriyle ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
6. Anadolu VI ve VII. yüzyıllarda, İran’da kurulu Sasani Devleti ve Bizans İmparatorluğu arasındaki savaşlara, VIII. yüzyıl-
dan sonra İslam’ı yaymak için başlayan ve İstanbul’a kadar ulaşan akınlara sahne olmuş, bu durum Malazgirt Meydan
Muharebesi’ne kadar devam etmiştir.
8. Güney Marmara’daki toprakların kontrol altına alınmasından sonra Orhan Gazi 1329’da Palekanon’da, ilk kez, Hristiyan
Bizans İmparatorunun bizzat komuta ettiği bir orduyu mağlup etmiştir. Osmanlı egemenliğine giren Kocaeli yarımadasın-
daki bu savaştan sonra Bizans, Anadolu topraklarından ümidini kesmiş, 1337’de İznik’in Fethi ile de Kocaeli yarımadası-
nın fethi tamamlanmıştır.
9. Osmanlı Beyliği; kuruluşundan itibaren özenle takip ettiği iskân politikası ve güçlü askerî yapısı sayesinde, fethedilen
bölgelerde kalıcılığı sağlamayı başarmıştır. İskân politikası ilk defa Orhan Bey zamanında Rumeli’ye geçilmesiyle uygu-
lanmaya başlanmıştır.
İskân siyasetinin;
10. XV. yüzyılın başlarında Timur Devleti’nin sınırları Ön Asya’ya kadar genişlemiş ve Osmanlı Devleti ile sınır komşusu ol-
muştu. Batı yönünde sınırlarını genişletmeye çalışan Timur ile Anadolu fetihlerini batı-doğu istikametinde gerçekleştiren
Osmanlı Devleti’nin mücadeleye girmesi kaçınılmaz hâle gelmişti. 1402 tarihinde gerçekleşen Ankara Savaşı’nın önemli
nedenlerinden biri de bu durumdur.
13. XIII. ve XIV. yüzyıllarda Anadolu’da zengin bir kültür ortamı mevcuttu. Kültürel zenginliğin artmasında sûfi ve alimlerin
katkısı büyüktü. Sadece dinî değil sosyal, kültürel ve siyasi alanlarda da Anadolu Türklüğüne önemli katkılar yapan sûfiler,
gelecek kuşakların manevi terbiyesinin artmasında çok önemli hizmetleri olan şahsiyetlerdir.
Aşağıda verilen sûfi ve alimlerden hangisinin XIII. ve XIV. yüzyıllarda Anadolu’da kültürel ortamın zenginleşme-
sine katkı sağladığı söylenemez?
A) Ahî Evran
B) Yunus Emre
C) Hacı Bayram-ı Veli
D) Mevlânâ
E) Gazali
14.
OSMANLI TOPLUMU
YÖNETENLER YÖNETİLENLER
Amasya’nın bir köyünde çiftçi bir ailede doğan Haydar, medrese eğitimi alarak İstanbul’da müderrislik yapmaya başlamış
ve daha sonra da nişancının bünyesinde saray katipliği görevine yükselmiştir.
Buna göre tablodaki bilgiler dikkate alındığında Haydar’ın sırasıyla hangi sınıflarda yer aldığı söylenebilir?
16. Osmanlı Devleti’nin İstanbul’u almasını birçok yönden zorunlu kılan durumlar vardı. Bizans’ın zaman zaman Avrupa dev-
letlerini ve Anadolu beylerini Osmanlıya karşı kışkırtması, şehzadeleri isyana teşvik etmesi de bu durumlardandı.
I. dinî,
II. siyasi,
III. kültürel
alanlarından hangilerine yönelik olarak gerçekleştirildiği söylenebilir?
17. Yavuz Sultan Selim Dönemi’nde İslam dünyasının liderliğini ele geçirmek ve uluslararası ticaret yollarının güzergahı üze-
rinde denetim sağlamak, en önemli dış politik hedefler arasında yer almaktaydı.
I. Safeviler,
II. Memlûklular,
III. Akkoyunlulular
devletlerinden hangileri ile mücadele edilmiştir?
18. “XVI. yüzyılda Avrupa güç dengeleri Osmanlı politikasına göre şekillenmekteydi.” diyen bir tarihçinin yargısına;
I. Roma-Germen imparatoru Şarlken’in Macaristan’ı kardeşine, İspanya’yı oğluna bırakması,
II. Martin Luther’in Katolik Kilisesi’ne karşı bildiri yayımlaması,
III. Fransa kralının Roma-Germen imparatorluğuna karşı Osmanlı padişahıyla iş birliğine yönelmesi,
IV. Avusturya savaşlarında Macarların ve Hırvatların önemli bir kısmının Osmanlıyı desteklemesi
durumlarından hangilerini kanıt olarak göstermesi beklenir?
19. Osmanlı Devleti XVI. yüzyılın ilk yarısında hâkim olduğu Akdeniz’de aynı yüzyılın sonunda hâkimiyetini büyük oranda
kaybetmiştir.
Buna göre Akdeniz’deki Osmanlı hâkimiyetinin sonlanmasında aşağıdaki gelişmelerden hangisinin etkisinden söz
edilemez?
20. Topkapı Sarayı’nda devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı yer olan divanhane bulunmaktaydı.
I. siyasal,
II. askerî,
III. mali
fonksiyonlarından hangilerine sahip olduğunu göstermektedir?
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 10. Sınıf
TESTLERİ Tarih
Cevap Anahtarı
1. Osman Bey’den itibaren fethedilen bölgelere kadı tayin edilerek buralarda adaletin zamanında teminine çalışılmıştır.
Ayrıca Orhan Bey, medrese kurarak ilim adamlarının yetişmesi ve ilmin yaygınlaşmasını sağlamıştır.
Buna göre Osmanlı Devleti ile ilgili,
I. İlk yıllardan itibaren yargı ve eğitime önem verilmiştir.
II. Askerî teşkilatlanmanın temelleri atılmıştır.
III. Ekonomik kalkınmaya öncelik verilmiştir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
2. XIII. yüzyıl başlarından itibaren Orta Asya’nın maruz kaldığı Moğol İstilası’nın ardından kaçan birçok Türk boyu Anadolu’ya
sığındı. Bunun neticesinde Anadolu’ya gelen Hoca Ahmet Yesevi, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Veli, Ahi
Evran, Yunus Emre ve Hacı Bayrâm-ı Veli gibi pek çok sûfi ve âlim bu devirde yetişmiş ve öğretileriyle halkın yaşamına
ışık tutmuşlardır.
Buna göre Moğol İstilası’ndan sonra Anadolu’nun durumuyla ilgili;
I. kültürel bir merkez durumuna geldiği,
II. ticaret merkezine dönüştüğü,
III. demografik ve sosyal yapısının değiştiği
durumlarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Uluğ Bey
B) Akşemseddin
C) Sinan Paşa
D) Ahmet Cevdet Paşa
E) Ali Kuşçu
4.
Amasra’nın
Alınması
Sinop ve
Trabzon’un Otlukbeli
Alınması Muharebesi
Fatih
Dönemi
Olayları
Karamanoğlu
Beyliği’ne İstanbul’un
son verilmesi Fethi
Kırım’ın
Fethi
Radyal döngüde Fatih Dönemi ile ilgili verilen olaylar göz önüne alındığında,
I. Karadeniz’de hâkimiyet büyük oranda gerçekleşmiştir.
II. Anadolu Türk siyasi birliğine katkı sağlanmıştır.
III. Bizans İmparatorluğu’na son verilmiştir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
5. Usta bir şair olan II. Murad zamanında, Arapça ve Farsçadan Türkçeye eserler tercüme ettirilmiştir. Danişmendnâme
ve Kâbûsnâme gibi eserler II. Murad’ın gayreti ile yeniden Türkçeye tercüme ettirildi. Yine Osmanlı şiir mecmularından
olan Mecmûatü’n-Nezâir de II. Sultan Murad’a adandı. II. Murad Dönemi’nde bilimsel ve kültürel çalışmalara verilen
destek sayesinde Azerbaycan, Türkistan ve Arap Yarımadası’ndan tanınmış birçok bilim insanı Edirne ve Bursa’ya
gelerek yerleşti.
Buna göre II. Murad Dönemi ile ilgili,
I. Edebî ve ilmî çalışmalar teşvik edilmiştir.
II. Türkçeye önem verilmiştir.
III. Fetih faaliyetleri sönük kalmıştır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
6. İstanbul’un alınması, tarihî bir imparatorluk merkezi olmasının yanında Osmanlı Devleti’nin güvenliği ve geleceği için
siyasi, askerî ve ekonomik bakımdan zorunluydu.
7. Samet Öğretmen tarih dersinde öğrencilerine “Osmanlı tarihinde, iki kıta ile iki denizin hâkimi anlamlarına gelen ‘Sultan’ul-
Berreyn ve Hakan’ul-Bahreyn’ unvanları ile anılan Osmanlı padişahı kimdir?” diye sormuş, öğrencilerden;
Ahmet: Orhan Bey
Semra: I. Murad
Serpil: Yıldırım Bayezid
Burhan: II. Mehmet
Fatma: II. Bayezid cevaplarını vermişlerdir.
8. Osmanlı Devleti’nde Kazaların başında ilmiye sınıfına mensup kadılar bulunurdu. Kadıların idari, ilmî ve adli konularda
oldukça geniş yetkileri vardı.
9. Osmanlı medreselerinin en büyüklerinde bile talebe sayısı 20’ye ulaşmazdı. Eğitim faaliyetleri seviyeye göre yürütülür
ve kitap geçme esas alınırdı. Öğretim süresi öğrencinin ders ve imtihanları verme durumuna bağlıydı. Dersler sık sık
tekrarlanır ve karşılıklı münakaşalarla işlenir, yöntemin esası ezberciliğe dayanırdı. Belirtilen dersleri alan ve sınavları
başarı ile veren öğrencilere icazetname denilen diploma verilirdi.
Verilenlere göre Osmanlı medreseleri ile ilgili,
I. Öğretimde belli bir bitirme süresi yoktur.
II. Öğretimde asıl olan kitabın öğrenilmesidir.
III. Medreseyi bitiren tüm öğrenciler devlet kadrolarına alınmıştır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
10.
DİVAN-I HÜMAYUN TOPLANTISI
Veziriazam: Bugün divan toplantısına Akdeniz’de ticaret yapan Müslüman tüccarların bir şikâyeti ile
başlıyoruz. Devletimizin verdiği güvenlik garantisi ile ticaret yapanlar, Kıbrıs Adası’nda bulunan korsanla-
rın saldırısına maruz kalmışlar. Padişahımız bu mesele hakkında divanın görüşlerini ve çözüm önerileri-
ni istemektedir.
Kazasker: Ticaret erbabı çok mağdur olmuştur. Emrimdeki kadılara siparişleri zayi olan halk ve esnaftan
birçok şikâyet gelmiş. Hicaz bölgesine atadığım müderrisler saldırıya uğrayan gemidelermiş. Yaşananları
anlattılar. Bütün gemi yağmalanmış.
Veziriazam: Kaptan-ı Derya sen padişah adına denizlerden sorumlusun. Bu konuda ne dersin?
Kaptan-ı Derya: Kıbrıs Adası’nda bulunan korsanlarla zaman zaman karşılaşıyoruz. Fakat bir çoğu
bizimle savaşmaktan korkuyor. Komutanlarım ve leventlerim gerekli tedbirleri almak için ellerinden gelen
gayreti gösteriyorlar. En kısa zamanda korsanlar üzerine bir donanma gönderilmeli ve mesele kökünden
halledilmelidir.
Defterdar: Venedikli korsanların saldırıları hazineye de zarar vermekte. Bölgeye giden tüccarlardan
aldığımız vergide düşüş yaşandı. Devletin maddi kaybı oluştu. Emrimdeki kalemlerde bu durum belgele-
riyle sabittir. Ayrıca savaş kararı çıkarsa ordunun her türlü ihtiyacını karşılamak için hazinede gerekli
tedbirleri almak gerekir.
Veziriazam: Derhal Venedik’e elinde bulundurduğu Kıbrıs’ı Osmanlı’ya vermesi için bir mektup gönder-
mek icap eder.
Nişancı: Divanda alınan karar kesinleşirse emrimdeki reisülküttaba derhâl Kıbrıs’ın Osmanlı Devleti’ne
verilmesi için bir yazı yazdıralım. Padişahımızın onayıyla imzası olan tuğrayı atalım.
Veziriazam: Bu konuştuklarımızı son kararı vermesi için padişaha arz edeceğim.
Seyfiye sınıfı: Hem yönetim görevini İlmiye sınıfı: Eğitim-öğretim, yargı, Kalemiye sınıfı: Mali ve idari işlerin
hem de askerlik görevini padişah adına fetva çıkarma, atama, denetleme yönetilmesinden sorumlu olan sınıftır.
idare eden sınıftır. Halkın rahat, adalet görevinde bulunur.
ve huzur içerisinde yaşamasını sağlamak
temel görevleridir.
Verilen metin, tablo doğrultusunda incelendiğinde görev-sınıf eşleşmesinde aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
11. Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi mimari eserlerinden biri değildir?
A) İznik Yeşil Cami
B) Sahn-ı Süleymaniye Medresesi
C) Bursa Yeşil Türbe
D) Yıldırım Darüşşifası
E) Bursa Ulu Cami
12. Geleneksel anlamda konargöçer bir yaşam tarzına sahip olmasına rağmen Osmanlılar, kuruluştan itibaren yerleşik hayatı
daha fazla benimseyen bir siyasi teşekkül olarak ortaya çıkmıştır. Kurulduğu bölgedeki kadim şehir, kasaba ve köyler ile
buralarda yaşayanları yadırgamadan kabullenen Osmanlılar; cami, medrese, mescit, han ve hamam gibi yapılarla buraları
imar etmiştir.
13. XIII. yüzyılda tasavvuf ilmi ile yoğrulan sûfiler; terk edilen, yıkılan yerleri yeniden imar etmeleri gibi dinî ve ilmî çalışmalarda
bulundular. Bu yüzden sultanlar ve devlet adamları da vakıflar kurarak onları desteklediler. Böylece kaynağı İslam olan adalet
anlayışı ve devletin desteği ile sûfiler Anadolu’nun yeniden imarında büyük rol oynadılar. Hem mutasavvıf, gerektiğinde
savaşçı olan dervişler; yol kenarlarına, boş topraklara tekke ve zaviyeler inşa ederek; yerli halkın da İslamlaşmasına
vesile oldular. Sûfiler, aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin kuruluş ve gelişme aşamasına büyük katkı sağladılar.
14. Osmanlı sultanları, merkezî otoriteyi güçlendirmek için idari işlerde sarayda eğitim görmüş kişilere görev vermiş ve
ulemayı da kendi hizmetine alarak devlet teşkilatlanmasını sağlam temellere oturtmuştur. Hem şeriatı hem de doğrudan
doğruya sultan tarafından çıkarılan kanunları ve nizamları uygulayan kadıya, bir yöneticinin emir verme yetkisi yoktur.
Diğer taraftan, şeriatla ilgili konular üzerinde fetva veren şeyhülislamın, devlet işlerine müdahale etme hakkı olmayıp
sadece devlet işlerinin dine uygunluğu konusunda görüşü alınmıştır.
15. Timur’un torunu ve Timur Devleti’nin dördüncü hükümdarı olan Uluğ Bey aynı zamanda matematik ve astronomi alanında
yapmış olduğu çalışmalarla Türk İslam dünyasında nam kazandı. Uluğ Bey, hükümdarlığı döneminde, Semerkant’ta
medrese ve rasathane inşa ettirdi. 1421 tarihinde tamamlanan Semerkant Medresesi, uzun yıllar çeşitli ilimlerin öğretildiği
bilim merkezi oldu. Dönemin birçok ünlü bilim insanı burada dersler verdi.
16. Bütün geleneksel şehirlerde olduğu gibi Osmanlı şehrinin merkezinde de bir mabet, merkezî devlet ofisi ve nihayet Avrupa
şehirlerinde de bulunan lonca binası ve depo gibi bir yapı vardır.
Buna göre eyaletteki bir Osmanlı şehrinin merkezinde;
I. Cami,
II. sancak beyi konağı,
III. bedesten
yapılarından hangilerinin olması beklenir?
17. Fatih, İstanbul’un Fethi’nden sonra şehre gelen yolları ve köprüleri tamir ettirdi. 1455 kışında meşhur Kapalıçarşı’nın
çekirdeği büyük bedestenin yapılmasını emretti. Keza o yıl, şehre bol su getirmek için su yollarının onarımını emretti.
Şehrin göbeğinde yaptırdığı ilk sarayı (Eski Saray) daha sonra uygun bulmayan Fatih, Sarayburnu’nda Yeni Saray’ı
(Topkapı Sarayı) inşa ettirdi.
Buna göre Fatih’in İstanbul’da;
I. sosyal,
II. idari,
III. ekonomik
alanlarından hangilerinde imar faaliyetlerinde bulunduğu söylenebilir?
18. Osmanlı Kuruluş Dönemi’nde tekkeler, genelde belli bir tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer,
dergâh gibi yapılardı. Tekkelerde, tasavvufta yetişip, kemâle ermiş kişiler(arifler) halka dinî ve ilmî konularda eğitim
verdiler. Bu sayede tekke ve zaviyeler, Osmanlı Devleti’nin kuruluş, yayılma ve iskân politikası çerçevesinde dönemin
hükümdarlarından himaye ve teşvik görerek büyük imkânlara sahip oldular.
Buna göre Osmanlı Kuruluş Dönemi tekkeleri ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
19. II. Mehmet’in fetih için yaptığı hazırlıklar karşısında Bizans Hristiyan dünyasından Haçlı Seferi düzenlemesini istemiştir.
Bunu değerlendirmek isteyen papa, Ayasofya’da Ortodoks ve Katolik mezheplerinin birleştirilmesi için bir ayin düzenletmiştir.
Fakat İstanbul halkı, bu birleşmeye karşı çıkmış ve gösteriler yapmıştır. Grandük Notaras da “İstanbul’da Latin külahı
görmektense Türk sarığı görmek evladır.” diyerek halkın tepkisini ortaya koymuştur.
İstanbul halkı ve Grandük Notaras’ın Ortodoks ve Katolik mezheplerinin birleşmesine karşı çıkmasındaki asıl
sebep aşağıdakilerden hangisidir?
20.
II. Bayezid’in tahta çıkması
II. Bayezid’e karşı taht mücadelesini kaybeden Cem Sultan'ın Memlûklulara sığınması
Hristiyan hükümdarlar tarafından bir Haçlı Seferi’nde kullanılmak üzere 1489’da Roma’ya getirilmesi
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 10. Sınıf
TESTLERİ Tarih
Cevap Anahtarı
2. Osmanlı Devleti’nde, Enderun Mektebine özel olarak seçilen ve eğitilen kişilere; Türkçe, Arapça, Farsça, matematik, tarih,
edebiyat, müzik ve güzel sanatlar dersleri verilir. Bunun yanında cirit ve ok atma, ata binme, kılıç kullanma ve güreş en iyi
şekilde öğretilirdi.
3. Luther’in düşüncelerinden etkilenen fakir Alman köylüleri ve şövalyeler ayaklanma başlatarak kilise topraklarına ve
mallarına saldırdılar. Bu ayaklanmalardan endişelenen Alman İmparatoru Şarlken, Reform Hareketlerinin yayıldığı yerlerde
kalmasına dair bir karar çıkarttı (1529). Şarlken’in bu kararını beş Alman prensi ve on dört şehir protesto etti. Bu yüzden
Luther taraftarlarına “Protestan” adı verildi. Şarlken ve Luther taraftarları arasında yirmi beş yıl süren savaşlar oldu. Bu
savaşlar sonunda “Augsburg Antlaşması” ile Protestanlara inanç serbestliği tanındı (1555).
5. Avrupalılar, sömürgecilik faaliyetleri sonucu keşfettikleri bölgelerden bol miktarda altın ve gümüşü Avrupa’ya taşıdılar.
Böylece Avrupa’nın refah düzeyi yükseldi. Keşfedilen bölgelerden Avrupa’ya taşınan değerli madenlerin (altın, gümüş)
zamanla Osmanlı ülkesine girmesi, Osmanlı para birimi olan akçenin değer kaybetmesine yol açtı. Bu durum eşya ve
mal fiyatlarının artmasına (enflasyon) neden oldu.
Buna göre Avrupalıların sömürge faaliyetlerinin sonuçları ile ilgili;
I. Osmanlı ekonomisini olumsuz etkilediği,
II. Avrupa’nın kalkınmasında rol oynadığı,
III. Osmanlı Devleti’nin Akdeniz’de üstünlüğü Avrupalılara kaptırdığı
durumlarından hangilerine ulaşılamaz?
6. Osmanlı sarayı okuma yazma oranının hayli yüksek olduğu bir yerdir. Dil, edebiyat ve musiki öğrenimini başarıyla
tamamlayan harem kadınları Osmanlı kültürünü öğrenirdi. Hürrem Sultan gibi şiir yazacak kadar dil ve edebiyat öğrenimini
başarıyla tamamlayanlar vardı. Evlenip dışarıya çıkanlar halkın arasında saraylı hanım olarak bu kültürü etrafa yayardı.
Buna göre Osmanlı Devleti’nde saray kadınları ile ilgili,
I. Devlet yönetiminde yer almışlardır.
II. Saray kültürünün halka yansımasını sağlamışlardır.
III. Eğitimlerine önem verilmiştir.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
Verilen haritaya göre Osmanlı Devleti’nin düzenlediği Hint Deniz Seferleri ile ilgili;
I. Hindistan’ın doğusuna kadar seferlerde bulunulduğu,
II. seferlerin Basra Körfezi, Kızıl Deniz, Umman Denizi dolaylarında yapıldığı,
III. yapılan seferlerde Gücerat bölgesinin kontrol altına alındığı
yorumlarından hangileri yapılabilir?
8. Yavuz Sultan Selim, Safevi Devleti’ne sığınan Şehzade Ahmet’in oğlu Murad’ı geri istemek için elçi göndermişti. Şehzade
iade edilmediği gibi Osmanlı elçisi, Safevi sarayında öldürüldü. Ayrıca Şah İsmail, Karamanoğulları ile Osmanlı aleyhine
ittifak kurmuş ve Yavuz tahta çıktığı zaman kutlamak için elçi göndermemişti. Böylece Şah İsmail, Osmanlı Devleti’ne
karşı niyetini açıkça göstermişti.
Verilen metinde geçen ‘‘Şah İsmail’in Osmanlı Devleti’ne karşı niyeti’’ ile kast edilen durum aşağıdakilerden hangi-
sinde belirtilmiştir?
9. Yavuz Sultan Selim, Çaldıran’dan dönerken Sinan Paşa komutasındaki bir orduyu Dulkadiroğulları Beyliği üzerine
yollamıştır. Dulkadiroğulları yenilgiye uğratılarak Osmanlı hâkimiyeti altına alınmıştır.
Dulkadiroğulları Beyliğine son verilerek hâkimiyet altına alınmasını sağlayan savaş aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ridaniye
B) Otlukbeli
C) Mercidabık
D) Turnadağ
E) Mohaç
10. Kanuni’nin tahta çıktığı dönemde Avrupa’da çok önemli gelişmeler yaşanmaktaydı. Almanya’da Martin Luther adında
bir rahip, Katolik kilisesini hedef alan bir bildiri yayınlamış ve büyük taraftar toplamıştır. Luther’in çalışmaları sonucunda
Avrupa’da yeni bir mezhep olarak ortaya çıkan Protestanlık, toplumu ve idarecileri sarsmaya başlamıştır.
Buna göre Luther’in çalışmaları Avrupa’da;
I. sosyal,
II. siyasi,
III. dinî
alanlarından hangilerinde etkili olmuştur?
11. Osmanlı Devleti’nin “İmtiyaz-ı Mahsusa”, Fransızların “kapitülasyon” dedikleri ayrıcalıklara göre;
• Fransa, Akdeniz’de düşük gümrük vergisi ödeyerek serbestçe ticaret yapabilecektir.
• Fransızlara ait ticari ve hukuki davalara İstanbul’a gönderilen bir yargıç bakacaktır.
• Antlaşma her iki hükümdarın hayatta kaldığı sürece geçerli olacaktır.
Buna göre Osmanlı Devleti’nin Fransızlara verdiği kapitülasyonlarla ilgili,
I. Yargılama konusunda eşitlik ilkesine uygun hareket edilmiştir.
II. Antlaşma hükümdarların ömrüyle sınırlandırılmıştır.
III. Fransa Akdeniz ticaretinde avantaj sağlamıştır.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
12. Osmanlı Devleti, ilk kapitülasyonları 1352’de Cenevizlilere ve 1384 ile 1387 yılları arasında ise Venediklilere tanımıştır.
Mısır ve Suriye’nin Fethi’nden sonra Osmanlı Devleti’nde kapitülasyonların değeri artmış, kapitülasyonlarda ikinci dönem
başlamıştır. Yavuz; 1517’de Memlûk sultanları tarafından Venedik’e, Katalan ve Fransızlara verilen kapitülasyonları
yenilemiştir. Kanuni de Habsburgların Haçlı birliği faaliyetlerini dikkate alarak Fransa’ya verilen kapitülasyonları yenilemiştir.
Buna göre Osmanlı Devleti’nin kapitülasyon politikası ile ilgili,
I. Kuruluş Dönemi’nde ortaya çıkmıştır.
II. Fransa’yı Haçlı birliğinden ayırmak için kullanılmıştır.
III. İki taraflı uygulanmıştır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
14.
Katolikler, XVI. yüzyılda Avrupa’da “Türkler reformun mütte-
fikidir.” diyerek Türklerin reformu desteklediği fikrini yaymış-
tır. Bunun önemli bir kanıtı Osmanlıların Protestanlardan
gelen yardım talebine karşı padişahın çıkardığı fermandır.
Bu fermanda, Papalığa kılıç çektikleri için Protestanlara
merhamet gösterip yardım ederek onları zalimlerden kurtar-
ma ve hak dine sevk etme isteği dile getirilmiştir. Hollanda’da
1570 yılında basılan hilal şekilli bir madalyanın üzerinde ise
“Papacı (Katolik) olacağına Türk ol.” ifadesi yer almıştır.
Hollanda’ da Basılan Madalya Temsili
Verilen haritaya göre Osmanlı Devleti’nde ticaret yolları ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
16. Aşağıdakilerden hangisi Mısır’ın fethinden sonra bölgede Portekizlilerle yaşanan askerî rekabetle birlikte
Portekiz’e karşı alınan tedbirlerden biri değildir?
A) Basra’da bir tersane kurularak Hürmüz Körfezi’nin girişinin kontrol altına alınması
B) 1525’te Süveyş’te Mısır Kaptanlığı kurulması
C) Kızıldeniz’in kontrol altına alınmaya çalışılması
D) Selman Reis’in idaresinde bir donanmanın Yemen’e gönderilmesi
E) Açık denizlere uygun bir donanma inşa edilmesi
17. Yavuz Sultan Selim’in 8 yıllık hükümdarlığı süresince yaptığı seferler Türk İslam dünyası üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Buna göre Yavuz Sultan Selim Dönemi izlenen politika ile ilgili,
I. Türk İslam liderliğine önem verilmiştir.
II. Bu dönemde Avrupa ile barış politikası izlenmiştir
III. Gümrük gelirlerinde düşüş yaşanmıştır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
18. Avrupa ile ticaretin büyük yararını gören Osmanlılar gerek Venedik gerekse Ceneviz Cumhuriyeti’ne ticari imtiyazlar
tanımıştır. Bu imtiyazlarla Osmanlı Devleti hem Batı’nın bu denizci tüccar devletlerini kendi tarafına çekmiş hem de
ihtiyacı olan emtianın düzenli olarak ülkesine girmesini sağlamıştır. Hatta ekonomi işlerinde Venediklilerden yararlanılarak
İstanbul, Bursa ve Edirne gibi şehirlere Venedikli tacirler yerleştirilmiştir.
Buna göre Osmanlı Devleti’nin Venedik ve Ceneviz Cumhuriyeti’ne verdiği ticari imtiyazlarla birlikte aşağıdaki
gelişmelerden hangisinin yaşandığı söylenemez?
19. Yavuz Dönemi’nde yapılan Çaldıran Savaşı’ndan bir süre sonra Safevi Hükümdarı Şah İsmail vefat etti. Ancak yerine
geçen oğlu Şah Tahmasb da Osmanlı Devleti’ne yönelik aynı siyaseti devam ettirdi. Şii propagandaları yaparak Anadolu’da
karışıklık çıkarmaya çalıştı. Osmanlı Devleti aleyhine Venedik ve Avusturya ile anlaşma yaptı. Bu gelişmeler üzerine
Kanuni 1534, 1548 ve 1553’te İran üzerine üç sefer düzenledi. Osmanlı Devleti’ne karşı koyamayan İran barış istedi.
1555’te iki ülke arasında “Amasya Antlaşması” yapıldı.
Buna göre Kanuni Dönemi Osmanlı-İran ilişkileri ile ilgili;
I. aralarında ekonomik antlaşmaların yapıldığı,
II. İran’ın Osmanlı Devleti’nin üstünlüğünü kabul ettiği,
III. Osmanlı Devleti’nin İran’ı tehdit olarak gördüğü
durumlarından hangilerine ulaşılabilir?
20. Müslümanlar yedi yüzyıl yaşadıkları İber Yarımadası’ndan İspanya’nın “Yeniden Fetih” siyasetiyle kovulmuşlardı. 1525’te
Şarlken bir emirnameyle Valencia’da kalan Müslümanlara şu koşulları getiriyor ve yaşam mücadelesini sarpa sardırıyordu:
Tüm Müslümanlar kendi yaşadıkları yerde yapılacak Hristiyan ayinlerine gitmek zorundaydı. Bundan böyle hepsi
şapkalarının üzerinde mavi pamuklu kumaştan bir hilal taşıyacaktı. Taşımayanlar sınır dışı edilecekti. Üç gün içerisinde
Müslümanların silahları ellerinden alınacaktı. Camiler kapatılacak ve her türlü dinî faaliyet yasaklanacaktı.
Verilen metne göre İspanya’daki Müslümanların durumuyla ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 10. Sınıf
TESTLERİ Tarih
Cevap Anahtarı
1. Haksız yollarla servet edinenleri cezalandırmak amacıyla devlet tarafından kişinin malına el konulması demek olan
müsadere sistemi, Hunlardan itibaren Türk devlet geleneğinde uygulanmıştır. Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında
sadece zimmetine mal geçirenlere ve isyancılara uygulanan bu sistem Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nden sonra bir
gelenek hâline gelmiştir.
Buna göre Osmanlı Devleti’nde uygulanan müsadere sistemiyle;
I. merkezî otoritenin güçlendirilmesi,
II. aristokrasinin oluşmasının önlenmesi,
III. devlet hazinesine gelir sağlanması
durumlarından hangileri amaçlanmıştır?
2. Çifthane sistemi ile her bir hanenin işleteceği arazi ve ödeyeceği vergiler tespit edilirdi. Çifthane birimi üç unsurdan
oluşurdu. Bunlar, devletin işletme koşuluyla verdiği arazi, bu araziyi işleten hane halkı ve arazinin koşum gücü olan bir çift
öküz. Bu üç öge çifthane sistemini dolayısıyla da vergiye tabi bir üretim ünitesini oluşturuyordu.
Buna göre Osmanlı Devleti çifthane sistemi ile aşağıdakilerden hangisini oluşturmak istemiştir?
3. Çifthane sisteminde Osmanlı Devleti, köylü bir aileye, bir çift öküzün işleyebileceği kadar mirî araziyi belirli şartlarla kiraya
vermiştir. “Çift” denilen bu araziyi, verime göre 50 ile 150 dönüm arasında değiştirmiştir. Bir çift öküzün işleyebildiği
arazilerin tümüne çiftlik, köylü ailesine ise hane denmiştir. Çiftçinin elindeki araziyi satması, hibe veya vakfetmesi yasaktır.
Tahrir defterleriyle kayıt altına alınan arazilerden “çift resmi” adı altında vergi alınmıştır.
Buna göre Çifthane sistemi ile;
I. halkın eğitim ihtiyacını karşılamak,
II. üretimi kontrol altında tutmak,
III. toprak aristokrasisinin önüne geçmek
durumlarından hangilerinin amaçlandığı söylenebilir?
4. Divanıhümayun, merkez teşkilatının en önemli kurumu olup Orhan Bey zamanında kuruldu. Devlet kurulu anlamına gelen
Divanıhümayun’da siyaset, hukuk, sosyal, ordu, ekonomi ile ilgili her türlü konu görüşülüp tartışılır ve padişahın onayı ile
karara bağlanırdı.
Buna göre Osmanlı Devleti’nde Divanıhümayun’la ilgili;
I. devletin ilk dönemlerinde ortaya çıktığı,
II. alınan kararlarda son sözün padişaha ait olduğu,
III. divana padişahın başkanlık ettiği
yorumlarından hangilerine ulaşılamaz?
5. Orhan Bey zamanından Fatih Dönemi’ne kadar Divan toplantıları her gün yapılmaktaydı. Fatih’le birlikte toplantılar haftada
dört güne indirilmişti. XVII. yüzyılda Divan toplantıları haftada iki güne düştü. XVIII. yüzyılda ise Divanıhümayun idari bir
kurum olarak varlığını devam ettirdi.
6. 16. yüzyılda Osmanlı Sarayında yapılan bir divan toplantısını gözlemleme şansı bulan biri, bu toplantıda aşağıdaki
devlet adamlarından hangisinin olmadığını fark etmiştir?
A) Padişah
B) Sadrazam
C) Nişancı
D) Defterdar
E) Kubbealtı Veziri
7. Fatih’ten itibaren Osmanlı padişahları genellikle haremden evlenmiştir. Bu usul sayesinde padişahın aile sırları dışarıya
yayılmamış, akraba ilişkileri ile padişahın yıpratılması engellenmiştir.
Buna göre Osmanlı Devleti’nde haremden evlenme uygulaması ile aşağıdakilerden hangisi amaçlanmıştır?
Verilen diyalogda Osman Bey’in gerçekleştirdiği uygulama ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
9. İstanbul’un Fethi’nin üçüncü gününde Fatih, kazanmış olduğu zafer nedeniyle büyük törenler ve bayramlar tertipledi.
O zamana kadar şehrin muhtelif yerlerinde saklı bulunan büyük küçük herkesin, en ufak bir rahatsızlığa uğramadan
serbestçe dolaşmalarını emretti. Savaş korkusu ile şehirden kaçmış olanların evlerine dönmelerini ve herkesin, önceden
olduğu gibi evinde kendi örf ve âdetleriyle dinine uygun olarak yaşamasını buyurdu.
Buna göre Fatih Sultan Mehmet yapılan fethin ardından İstanbul şehri için aşağıdakilerden hangisini amaçlamış
olabilir?
10. “Osmanlı Devleti’nin İslam hukukundan hareketle ülkesinde yaşayan toplulukları din ya da mezhep esasına göre
teşkilatlandırarak yönettiği sistem” aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
A) Millet B) İltizam C) Tımar D) Pençik E) Malikâne
11. II. Murad, oğluna “Padişahlar, elinde terazi tutmuş bir kimseye benzerler. Sen padişah olunca teraziyi doğru tutmanı
isterim. O zaman Yüce Allah da senin iyiliğini arzular.” şeklinde öğütlerde bulunmuştur.
Buna göre II. Murad verdiği bu öğüdüyle padişahların taşımasını istediği aşağıdaki hangi özelliği vurgulamaktadır?
A) Tecrübeli olma
B) Her konuda adil olma
C) Askere kendini sevdirme
D) Devlet adamlarıyla fikir alışverişinde bulunma
E) Eğlenceden ölçüler içinde geri kalmama
12. Osmanlı Devleti’ni yönetenler iktisadi hayatı düzenlerken belirli ilkelere göre hareket ederlerdi. Bunlardan öncelikli önem
verdikleri ilke iaşecilikti. İaşecilik ilkesine göre ekonomik faaliyetlerin amacı, ülke içinde mal ve hizmet arzının mümkün
olduğu kadar bol, kaliteli ve ucuz olmasını sağlamaktı.
Buna göre Osmanlı ekonomi anlayışı ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
13. Osmanlı Devleti’nde Lonca Teşkilatının üstlendiği görevler arasında aşağıdakilerden hangisi yer almaz?
A) Vakıf arazilerinin denetiminin gerçekleştirilmesi
B) Meslek mensupları arasında dayanışmanın sağlanması
C) Ham madde temin ederek üyelere dağıtılması
D) Üretilen malların standartlara uygunluğunun kontrol edilmesi
E) Ürünlerin fiyatlarının belirlenmesi
14. Osmanlı Devleti’nde mülkiyeti devlete ait olan topraklara mirî arazi denmiştir. Bu toprakların kullanım hakkı, kira bedeli
alındıktan sonra sözleşmeyle reayaya bırakılmıştır.
Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı toprak sisteminde mirî araziye dâhil olan topraklardan biri değildir?
A) Mukataa
B) Paşmaklık
C) Arpalık
D) Öşrî
E) Yurtluk ve Ocaklık
15. Osmanlı’da devlet işleri padişahın kontrolündeydi ve kanunlar mutlaka padişahın emri olarak çıkardı. Çünkü devletin kuru-
cusu, mülkün sahibi padişahtı. Padişah ölünce yaptığı bütün atamalar düşer ve padişahın tasarrufları geçerliliğini yitirirdi.
Öyle ki yeni padişah, beratları yenilemezse vezir dâhil hiçbir yöneticinin yetkisi meşru sayılmazdı.
Buna göre padişah ile ilgili;
I. yasama yetkisine sahip olduğu,
II. yürütme işlerinden sorumlu olduğu,
III. yaptığı icraatların dönemini bağladığı
durumlarından hangilerine ulaşılabilir?
16. Osmanlı Devleti ülkenin her tarafında toprağın hukuki durumu ve kullanım şekli bakımından tek bir sistem uygulamamıştır.
Fethettikleri yerlerde önceden uygulanan örf ve âdetler ile hukuki durumu dikkate alan Osmanlılar, her bölgenin özelliğine
göre düzgün bir sistem oluşturmaya çalışmıştır.
Osmanlı Devleti’nde uygulanan toprak sisteminin farklılıklar göstermesinin başlıca nedeni aşağıdakilerden
hangisi olabilir?
18. Osmanlı Devleti’nin devamlılığında tek hanedan yani Osmanoğulları’nın rolü çok büyüktür. Ülkenin hanedanın ortak
malı kabul edildiği anlayışını sürdüren Osmanlılarda da padişah, hanedanın erkek üyelerinden biri olmalıydı. Tahta geçiş
konusunda kesin bir kural olmadığından hanedan üyeleri arasında taht mücadelesi yaşanabilirdi.
Buna göre;
I. eski Türk devlet geleneğinin devam ettirildiği,
II. veraset sisteminin belirli kurallara dayandığı,
III. padişahların merkezî otoriteden ödün verdiği
durumlarından hangilerine ulaşılabilir?
19.
Fatih Sultan Mehmet’in Rum Patriği’ne amanname vermesini gösteren yukarıdaki görsel dikkate alındığında
Osmanlı Devleti ile ilgili;
I. farklı milletlerin bir arada yaşadığı,
II. hoşgörü politikası izlediği,
III. gayrimüslim halkın güvenliğinin sağlandığı
durumlarından hangilerine ulaşılabilir?
20. Orhan Gazi “Mal odur ki hayra sarf oluna.” ilkesiyle İznik’te bir medrese açılmasını sağlamış ve sonraki padişahlara örnek
olmuştur.
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 10. Sınıf
TESTLERİ Tarih
Cevap Anahtarı
1. • 1197’de Eyyübi Hükümdarı El-Aziz, Bizans İmparatoru Aleksis Angelus’a armağanlar göndermek için heyetini
Anadolu’dan geçirmek istemiştir. Siyasal nedenlerle Selçuklu Sultanı Keyhüsrev bu armağanlara el koyunca,
İstanbul’da bulunan Selçuklu uyruklu tüccarların hepsi tutuklanmıştır.
• 1202’de Konya’da eski çarşının yakınında bir yenisinin kurulmasından da söz edilen bir belgede, Konyalı bir Türk
tüccardan başka Tebriz-Azerbaycan’dan gelen iki tüccarın adları da tanık olarak verilmiştir.
Verilenlere göre Türkiye Selçukluları ile ilgili;
I. uluslararası ticari faaliyetlerin sürdürüldüğü,
II. ülke ticaretinin canlılık gösterdiği,
III. deniz ticaretinin ülke ekonomisinde önemli rol oynadığı
durumlarından hangilerine ulaşılabilir?
3. XVI. yüzyıl yoğun olarak Osmanlı Devleti ile Atlantik ülkeleri arasında Akdeniz’e hâkim olma mücadelesi içerisinde geçti.
Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı Devleti’nin XVI. yüzyılda Akdeniz’deki hâkimiyetini güçlendiren bir gelişme
değildir?
A) Kıbrıs’ın Fethi
B) Tunus’un Fethi
C) İnebahtı Deniz Savaşı
D) Preveze Deniz Savaşı
E) Cerbe Deniz Savaşı
4.
Halil İnalcık, Uç’taki toplumsal değişimin temel sebebi olarak göç ve nüfus baskısını ve uç
toplumunu devlet teşekkülü sürecine götüren faktörleri inceler. İnalcık, nüfus hareketlerinde
Moğol istilasına karşı Türkmenlerin batıya yönelmelerinin önemini ortaya koyar. Moğolların
doğrudan yönetiminden kaçmak isteyen Türkmen toplulukları Bizans sınırlarına doğru yönelir.
XIV. yüzyılın başlarında “gaza ideolojisi”ni benimseyen Türkmen beyleri Batı Anadolu’da önem
kazanırlar.
Buna göre Halil İnalcık’ın Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna dair görüşleri ile ilgili,
I. Türkmenlerin Batı Anadolu’ya zorunlu göçleri etkili olmuştur.
II. Türkmenlerin konargöçer yapıda olması başlıca etkendir.
III. Fetihlerin Bizans yönünde yapılması Türkmenleri motive etmiştir.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
5. Osmanlı Devleti’nde bilinen ilk sarayı Orhan Gazi Bursa’da yaptırmıştır. I. Murad Devri’nde Edirne Sarayı, İstanbul’un
Fethi’nden sonra da bugün İstanbul Üniversitesi yakınlarında Eski Saray olarak bilinen saray inşa edilmiştir. Cihan
hâkimiyetinin ve gücün sembolü kabul edilen Topkapı Sarayı, 1465-1478 yılları arasında Fatih Sultan Mehmet tarafından
bugün Sarayburnu denilen mevkide yaptırılmıştır.
6. Osmanlı Devleti’nin uygulamış olduğu devşirme sistemine benzer bir uygulama önceki dönemlerde Abbasiler ve
Selçuklularda “Gulam sistemi” adıyla uygulanmıştı. Osmanlı Devletinde Yeniçeri olacak adayların belirlenmesi ise gulam
sistemine göre daha planlı bir şekilde yapıldı. Öyle ki devşirilen çocukların her türlü özellikleri ve kişisel bilgileri en ince
ayrıntısına kadar devletin resmî kayıtlarına geçirildi. Acemi Ocağına getirilen bu çocuklar Yeniçeri olabilmek için oldukça
sıkı bir eğitime tabi tutuldu.
8. Endülüslü gezgin İbn Cubayir, II. Kılıç Arslan’ın Miryokefalon Savaşı sonrası zaferini duyurmak için önemli gördüğü
kişilere, özel mektuplar gönderdiğini bildirmektedir. Bu mektubun gönderildiği kişiler arasında Suriyeli Mihael gibi bir
Yakubî patriğinin de bulunması şaşırtıcıdır. Genellikle Malatya’nın güneyinde bulunan Mar Bar-Sauma manastırında
yaşayan bu patriğin, Süryanice vakayinamelerinin arasına bu mektubu koyması; zamanının en koyu Hristiyan görüşlü
birinin bile Selçuklu fetihlerini Hristiyanlık için bir yenilgi olarak görmediğini göstermektedir.
Verilenlere göre;
I. Anadolu’da Türk hâkimiyetinin gayrimüslim halk tarafından kabul gördüğü,
II. yapılan savaşta Hristiyanların Selçuklular safında savaştığı,
III. kazanılan zaferin önemli kişilere bildirilerek etkisinin artırılmak istendiği
durumlarından hangilerine ulaşılabilir?
9. Türkiye Selçukluları Miryokefalon Savaşı’na kadar iç bölgelere hâkimken, bu savaştan sonra ticari açıdan önem taşıyan
kıyı bölgelere de hâkim olmaya başlamışlardır.
10. İlk Türk Beylikleri ve Türkiye Selçukluları kuruldukları dönemlerde Anadolu’da uzun süre para basmamışlar, var olan
Bizans paralarını kullanmışlardır. Danişmend Gümüştekin Gazi ve kısa bir süre sonra Selçuklu Sultanı Mesud, ilk kez
para basmışlardır. İlk paralar yöreye hitap eden Bizans paralarının etkisinde basılan bakır paralarken, II. Kılıç Arslan
döneminde gümüş, XIII. yüzyılda ise altın paralar basılmıştır.
Verilen metne göre Anadolu’da Türklerin para kullanımı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
12. Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı siyasetnâme geleneğine göre padişahta bulunması gereken vasıflardan biri
olamaz?
A) Verdiği emrin akibetini takip etmek
B) Gösterişli bir yaşam sürmek
C) Halkın durumundan haberdar olmak
D) Yolların bakımı ve emniyetine dikkat etmek
E) Devlet hazinesini boş yere harcamamak
13. Ticari ve endüstriyel herhangi bir mesleğe devam etme imtiyazına “gedik” denirdi. Esnaf, esnaf müfettişleri tarafından
teftiş edilirdi. Esnafın özel işleri için toplandığı odaya “lonca” denilirdi. Esnaf şeyhi, aynı zamanda loncanın da şeyhiydi.
Sonra yiğitbaşı ve esnaf kâhyaları gelirdi. Yiğitbaşı, ustalar arasındaki disiplin ve organizasyondan sorumluydu.
14. 1492’de İspanyol birliği gerçekleşmiş ve Endülüs’teki Beni Ahmer Devleti yıkıldığı için burada yaşayan insanlar
korumasız kalmıştır. İspanya Krallığı, Hristiyanlığı kabul etmeyen Müslüman ve Yahudilerin İspanya’yı terk etmeleri için
işkence uygulamaya başlamıştır. Bu nedenle buradaki Müslümanlar, Kuzey Afrika’ya Osmanlı gemileriyle göç etmiştir.
Ayrıca Osmanlılar, Yahudileri de İstanbul’a nakletmiştir.
Buna göre Osmanlı Devleti’nin izlediği siyasetle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
15. XI. yüzyılda Doğu Anadolu’da Ermeni ve Süryaniler ile Orta Anadolu’da yaşayan halk, Bizans’ın adaletsiz idaresi
nedeniyle Türklere karşı Bizans İmparatorluğu’nun yanında yer almamıştır. Bu yüzden Bizans, bu yüzyıl başlarında
Doğu Anadolu’daki Ermeni prensliklerini yıkıp buradaki halkı kitleler hâlinde Orta Anadolu’ya sürmüştür. Bizans’ın
Ortodoks mezhebini bu milletlere dayatması, halkı Bizanslılardan daha da uzaklaştırmıştır.
Buna göre Bizans’ın uyguladığı Anadolu politikası ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
16. Büyük Selçuklu Devleti, Anadolu’nun Türkleştirilmesini bir devlet politikası hâline getirmiş ve bunu takiben Anadolu’da
kurulan ilk Türk beylikleri de kalıcı Türk yerleşmesini sağlamıştır.
17. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethedince Ayasofya’yı şehrin cami-i kebiri ilan etmiş ve şehre Anadolu’dan 5000 aile
yerleştirilmesi için emir vermiştir. Daha sonra her şehirde, mahallelerdeki Müslüman ve gayrimüslim reaya ile askerî
sınıf ayrı ayrı tahrir defterlerine kaydedilmiştir. Şehirlerin fiziki yapılarında da İslam kültürünün etkisiyle değişimler
yaşanmıştır. Örneğin Paşa Livası’nda; 41 cami, 267 mescid, 18 medrese, 16 imaret, 38 zaviye, 22 kervansaray, 56
hamam vardır.
18.
Mirî arazi Mülk arazi
Mülkiyeti devlete ait olan topraklardır. Mülkiyeti kişilere ait olan topraklardır.
Bu toprakların kullanım hakkı, kira Bu tür arazilerin Osmanlı toprağı
bedeli alındıktan sonra sözleşmeyle içindeki miktarı çok azdır. Geliri ve
reayaya bırakılmıştır. Toprağı işleyen kullanma hakkı şahsın kendisine ait
reaya, elde ettiği üründen 1/10 ile 1/2 olan bu tür arazilere sahip olanlar;
arasında değişen oranlarda vergi arazilerini işleme, satma, vakfetme ve
ödemekle mükelleftir. Mirî arazi hibe etme hakkına sahipti. Mülk arazi
gelirlerinin kullanımına göre öşrî ve haraci olmak üzere ikiye
bölümlere ayrılırdı. ayrılıyordu.
19. Osmanlılarda loncaların kurmuş olduğu orta sandığı ve teavün sandığı gibi sandıklarla üyeler arasında bir yardım
düzeni oluşturulmuştur. Bu sandıklar yardımıyla karşılanan sosyal risklerin kapsamı oldukça geniş tutulmuştur. Üyelerine
maddi destek sağlamanın yanında yaşlılık, hastalık veya sakatlık sonucu iş göremez duruma düşmüş üyelerin
geçimlerini sağlamak ve üyelerine tedavi yardımında bulunmak için bu sandıklar kurulmuştur. Üyeler; ticarethanelerinin
ıslahı, sanatlarının geliştirilmesi veya aletlerinin yenilenmesi için gerekli parayı sandıktan borç olarak almıştır.
Sandıkların gelirleri, esnafın bağışları ile usta ve kalfaların aidatlarından oluşmuştur.
Buna göre lonca teşkilatı üyeleri ile ilgili;
I. sosyal güvence oluşturulduğu,
II. kendilerini geliştirme imkânı verildiği,
III. devletten maddi destek sağlandığı
yorumlarından hangilerine ulaşılabilir?
20. Osmanlılarda bir külliyenin bittiği yerde diğerinin birimleri başlıyor, böylece büyük bir şehir dokusu ortaya çıkıyordu.
İstanbul, hayrat külliyelerinden oluşan bir şehirdi. Osmanlı külliyeleri sadece ibadet yeri, öğretim merkezi veya fakir
barınağı değildi. Vakıf sayesinde müderris ve talebeleri, külliyenin diğer görevlileri, çevrenin fakirleri ve yolcular yemek
saatlerinde imarette bir araya geliyordu. Bu da bilgi akışını sağlıyordu.
Buna göre külliyelerin;
I. güvenlik sorunlarını önleme,
II. sosyal ve kültürel bütünleşmeyi sağlama,
III. yaygın eğitimi destekleme
durumlarından hangilerinin oluşumuna katkıda bulunduğu söylenebilir?
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 10. Sınıf
TESTLERİ Tarih
Cevap Anahtarı
1. Bizans idaresinden bıkan halklar, Selçuklu akınlarına direnmemiştir. Özellikle mezhep farkından dolayı Bizans tarafından
büyük baskı ve işkencelere maruz kalan Ermeniler, Türk akınlarına hiç direniş göstermemiştir. İran, Arap ve Türk akınları
halkın daha batıya göç etmesine yol açmış, Doğu Anadolu’nun nüfusu aralıklarla süren savaşlar, yönetimin baskısı ve
salgın hastalıklar nedeniyle oldukça azalmıştır. Böylece Türk akınları ve sonrasındaki Oğuz göçleri sırasında yerli halkın
tavrı, Anadolu’nun süratle Türkleşmesini kolaylaştırmıştır.
Buna göre Bizans Dönemi’nde Anadolu ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
3. Türkiye Selçuklu Devleti 1243 Kösedağ Savaşı’nda Moğollara mağlup olduktan sonra siyasi ve askerî gücünü zamanla
kaybetmiş ve uçlardaki göçebe Türkmen boyları yaşam biçimlerinden kaynaklanan, kısa sürede organize olma becerisiyle
kendi başlarına hareket etmeye başlamıştır.
Buna göre;
4. Türkiye Selçukluları’na başkentlik yapan İznik I. Haçlı Seferi sırasında önce Haçlıların eline sonra da Bizans’ın hâkimi-
yetine geçmiştir. 1105’te şehirde tekrar kurulan Selçuklu egemenliği 1147’de yine Bizans’a geçmiştir. 1204-1261 yılları
arasında İstanbul’da hüküm süren Latin Krallığı zamanında sürgün Bizans’a merkezlik de yapan İznik, dinî ve stratejik
öneminden dolayı Bizans’ın gözden çıkaramadığı bir şehir olmuştur. Bizans’ın I. Konstantinos’un Hristiyanlığı kabul et-
mesinden sonra İznik, 325 yılında I. Konsil’in burada toplanmasıyla tarihe geçmiştir. 1075’ten itibaren Dâr’ül-İslâm’ın bir
parçası hâline getirilen şehirden asla vazgeçilmemiştir. İznik’in geri alınması ideali Türklerde hiç sönmemiş ve 1331’de
Osmanlıların fethi de aynı ideale inanmanın bir sonucu olmuştur.
5. Osmanlı Devleti, Bitinya sahasındaki Bizans varlığına büyük oranda son verdikten sonra Hristiyan Rumeli’ye geçmiş ve
ardından başkenti Edirne’ye taşımıştır.
Buna göre;
6. Tarih öğretmeni Süleyman, Osmanlı tımar sistemini öğrencilerine anlatırken bu sistemin Orta Çağ Avrupa’sındaki dere-
beylik sistemi ile olan farklılıklarına değinmiş ve iki sistem arasındaki farklılıkları örnekleriyle izah etmiştir.
Buna göre Süleyman Öğretmen’in tımarlı sipahi ile derebeyinin farklılıklarını açıklarken;
7.
8. Türkiye Selçukluları fetih hareketlerini iktisadi güç kaynaklarına veya bu kaynaklara giden stratejik yollara yöneltmişlerdir.
Akdeniz’in önemli ticaret ve kültür şehri olan Antakya’yı alan Süleyman Şah bu durumun ilk örneğini vermiştir. Süleyman
Şah’tan sonra ardılları da bu politikayı sürdürerek Antalya, Alanya, Suğdak gibi önemli limanları ele geçirerek ticari faali-
yetlere öncülük etmişlerdir.
9. Harita 1: Ankara Savaşı öncesinde Osmanlı Devleti Harita 2: Ankara Savaşı sonrasında Osmanlı Devleti
Bizans
Bu haritalardan hareketle Ankara Savaşı’nın sonuçları ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
10. Yavuz Sultan Selim Dönemi’nde Mısır’ın Fethi ile Baharat Yolu’nun denetimi Osmanlı Devleti’ne geçmiştir. Ancak daha
sonra Osmanlı Devleti bu ticaret yolundan beklediği verimliliği sağlayamamıştır.
11. Osmanlıların ilk yayılma süreci genellikle düzenli ve sürekli silah altında tutulan muntazam (muvazzaf) bir orduya daya-
nılarak değil sefer sırasında toplanan, Osman Bey ve oğulları etrafında kümelenmiş bulunan aşiretlerin eli silah tutan
insanlarının oluşturduğu bir askerî güçle sürdürülmüştü. Bu düzensiz orduya Âşık Paşazâde’nin Gâziyân-ı Rûm (Anadolu
gazileri), Ahîyân-ı Rûm (Anadolu Ahîleri), Bâciyân-ı Rûm (Anadolu Bacıları) ve Abdâlân-ı Rûm (Anadolu Abdalları) şek-
linde zikrettiği dört zümreye mensup insanların da önemli katkıları bulunduğu anlaşılmaktadır. M. Fuad Köprülü, Osmanlı
Devleti’nin Kuruluşu adlı ünlü eserinde, bu dört zümreyi Aşık Paşazade’nin verdiği bilgileri yer yer düzelterek etraflıca
incelemiş ve bunların benzerlerinin Osmanlı öncesi Türk ve İslâm devletlerinde de yaygın olarak bulunduğunu ortaya
koymuştur.
12. Osmanlı Devleti’nde devlet görevlilerinin büyük bir kısmına hazineden nakit olarak maaş ödemesi yapılmazdı. Maaş yerin-
de belli bir bölgenin vergi geliri bırakılırdı. Dirlik adı verilen bu sistemde vergilerin bir kısmıyla atlı asker beslemek zorunda
olan görevliler, savaş zamanı “cebelü” denilen ve giderlerini karşıladıkları sipahilerle orduya katılırlardı. Barış zamanında
ise cebelüleri vasıtasıyla bulundukları bölgenin asayiş ve düzenini sağlamakla yükümlüydüler.
I. askerî,
II. idari,
III. ekonomik
alanlarından hangileri ile ilgili olarak uygulandığı söylenebilir?
13. XIII. ve XIV. yüzyıllarda Anadolu, sûfî ve alimlerin sayesinde oldukça zengin bir dinî ve tasavvufi terbiye ile donanmıştı.
Anadolu’nun bu dönemde tam bir kültür merkezi hâline gelmesinde Hacı Bayram-ı Veli, Yunus Emre, Âhi Evran gibi mu-
tasavvıfların değerli hizmetleri olmuştur.
Buna göre XIII. ve XIV. yüzyılda Anadolu sûfî ve mutasavvıflarının sağladığı katkılar arasında aşağıdakilerden hangisi
yer almaz?
14. Fatih Sultan Mehmet, kendi yaptırdığı Sahn-ı Seman Medresesi’nde eğitim öğretim işleriyle meşgul olabilmek için kendi-
sine bir oda verilmesini talep etti. Bu medresede eğitim veren müderrisler, Fatih’in bu isteğini değerlendirmek amacıyla
toplantı yaptılar. Yapılan görüşmeler sonrasında, Fatih’in bu medresede öğrenci ya da öğretmen olarak görev yapmadığı
için kendisine oda tahsis edilmesi uygun görülmedi. Ancak müderrisler önünde yapılan sınavda başarılı olursa kendisine
bir oda tahsis edilmesi kararlaştırıldı.
Osmanlı Devleti’nde XV. yüzyılda yaşanan bu durum aşağıdakilerden hangisinin kanıtı olarak gösterilebilir?
15. Osmanlı Devleti’nin yetiştirdiği büyük astronom ve matematikçilerden olan Takıyüddin er-Râsıd, XVI. yüzyılda yaşamış,
matematik sahasında beş, astronomi sahasında yirmi, fizik-mekanik sahasında üç, tıp ve zooloji sahasında birer eser telif
etmiş ayrıca ölçü ve tartılar ile ilgili bir risale yazmıştır. İstanbul Rasathanesi’nin kurulması, bu amacına ulaşmasına imkân
tanımıştır. Takıyüddin, Sultan II. Selim tarafından 1571 yılında müneccimbaşı tayin edilmiştir. 1579’da Sultan III. Murad’ın
bir fermanıyla Tophane sırtlarında ve bugünkü Fransız elçilik sarayının bulunduğu yerde bir rasathane inşasına başlan-
mıştır. Rasathanede yapılan gözlemler sonucunda Takıyüddin, güneş parametrelerinin hesaplanması için yeni bir metot
geliştirmiştir. Takıyüddin, asıl amacına yönelik olarak da yeni gözlemlerine dayanarak güneş ve ay cetvellerini ihtiva eden
zîcler hazırlamış ve Sultan III. Murad’a sunmuştur.
16. Serdar, tarih dersi için aşağıdaki kronolojik tabloyu hazırlamış ancak bazı olayların tarihlerini karıştırmıştır.
I İstanbul’un Fethi
II Trabzon’un Alınması
V Otlukbeli Savaşı
Buna göre Serdar, hangi olayların yerlerini değiştirirse hatasını düzeltmiş olur?
A) I ve II B) I ve IV C) II ve V D) III ve IV E) III ve V
17. İstanbul’un Fethi ile Fatih, “Sultan-ı Berrü Bahr” (Karaların ve Denizlerin Hükümdarı) olarak anılmaya başlanmıştır. Bu
dönemde girişilen yoğun fetih hareketleri sonucu Osmanlı deniz imparatorluğu ortaya çıkmıştır.
I. Mora,
II. Rodos,
III. Otranto
fetihlerinden hangilerinin katkı sağladığı söylenebilir?
18. II. Mehmet’in Bizans’a gelebilecek yardımları önlemek amacıyla aldığı tedbirler arasında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Gelibolu tersanesindeki gemileri tamir ettirmek
B) Mora ve Arnavutluk’a kuvvetler göndermek
C) Macarlarla mütareke imzalamak
D) Anadolu Hisarı’nın inşa ettirmek
E) Güçlü bir donanma meydana getirmek
20. Edirne, Selanik, Bursa, Bosna, Belgrad gibi şehirler Osmanlı fethinden önce İslam kültürünün hiç yaşanmadığı yerlerdi.
Fetih sonrasında ise günümüze kadar ayakta kalan hanlar, camiler, hamamlar, çarşılarla kısa sürede İslam-Türk kimliği
kazanmıştı. Nüfusun çoğunluğunu da Müslümanlar oluşturuyordu.
Buna göre fethedilen yerlerin Türk-İslam kimliği kazanmasında aşağıdaki politikaların hangisinin diğerlerine
göre daha öncelikli bir etkiye sahip olduğu ileri sürülebilir?
A) Devşirme
B) İstimalet
C) İskân
D) Vergi adaleti
E) Hoşgörü ve eşitlik
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 10. Sınıf
TESTLERİ Tarih
Cevap Anahtarı
1. Osmanlı Devleti, Karlofça Antlaşması’ndan sonra Avrupalılar için tehlike olmaktan çıkmaya başlamıştır. Bu antlaşmadan
sonra Osmanlı Devleti daha önceki dönemlerde önem vermediği İngiltere, Hollanda ve Fransa gibi Avrupalı devletlerin
siyasetlerinin etkisinde kalmaya başlamış ve denge siyaseti izlemek zorunda kalmıştır. XVII. yüzyıldan sonra Protestanlar
arasında da Haçlı zihniyeti zayıflamış ve İngiltere, İsveç, Hollanda gibi devletler; Osmanlılarla iyi ilişkiler kurma politikası
izlemiştir. İngiltere ve Hollanda gibi sömürgecilik faaliyetlerine hız veren devletler için de Osmanlı Devleti ile iş birliği yap-
mak çok önemli hâle gelmiştir. Buna karşın Osmanlı Devleti de Almanya, Lehistan, Rusya ve Venedik ile olan mücadele-
sinde Fransa dışında başka devletlerle de iş birliği yapmanın gerekliliğini görmüştür.
2. Avrupa’da Otuz yıl süren kaos ortamına 1648’de Westphalia Antlaşması ile son verilmiştir. Westphalia Antlaşması, birçok
devlet temsilcisinin bir araya gelip imzaladıkları tek bir antlaşma değildir. Habsburg elçilerinin Fransa ve İsveç’le ayrı
ayrı imzaladıkları ikili antlaşmalara verilen genel bir isimdir. 1815’teki Viyana Kongresi’nde uygulanacak olan “Konferans
Diplomasisi” için Westphalia Antlaşması bir esin kaynağı olmuştur.
4. Okyanuslarda hâkimiyet kurmak isteyen Avrupalı deniz güçleri arasında, kıyasıya mücadeleler yaşandı. Hollanda, XVII.
yüzyıl başlarında Amerika kıtasında da sömürgeler elde etmek için Portekiz ve İngiltere ile savaştı. XVII. yüzyıl ortalarına
doğru dünyanın en büyük deniz ticaret filosuna sahip olan Hollanda, dünyanın her yerinde ticaret yapmaya başladı. Bu
durum İngilizleri tedirgin etti ve sömürge rekabeti nedeniyle XVII. yüzyıl sonlarına kadar İngiltere-Hollanda Savaşları ya-
şandı. Bu savaşlar sonucunda Hollanda bazı kolonilerini İngilizlere kaptırdı ve Hollanda’nın okyanuslardaki gücü zayıfladı.
Buna göre XVII. yüzyılda deniz ve okyanuslardaki durum hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
5. Rusya’nın Balkanlar’da yaşayan Osmanlı tebaası Ortodoksları kışkırtması, Karadeniz’le bağlantısı olan Azak’ta yeni kale-
ler inşa etmesi ve Kırım’a karşı saldırgan tutumu 1711 Prut Savaşı’nın gerekçelerinden bazılarını oluşturur.
6. Avarız vergisi, Osmanlı Devleti’nde XVI. yüzyılın sonlarında ihtiyaç hâlinde toplanan bir vergi olarak ortaya çıkmıştır.
Ancak savaşların uzaması ve gelir kaynaklarının azalmasıyla bu vergi, düzenli olarak toplanmıştır. Hem Müslüman hem
de gayrimüslimlerden alınan avarız vergisi, başlangıçta olağanüstü hâllerde alınsa da zamanla devamlı hâle getirilmiştir.
Osmanlı Devleti’nde salgun ya da salma olarak adlandırılan ve ilk başlarda ayni veya hizmet olarak da tahsil edilebilen
avarız vergileri, XVII. yüzyıldan sonra tamamen nakdî olarak alınmaya başlanmıştır.
7. Harita: XVIII. Yüzyıl Başlarında Osmanlı ve Avrupa Harita: XIX. Yüzyıl Başlarında Osmanlı ve Avrupa
8. • 1856 tarihli Paris Antlaşması’yla Osmanlı Devleti ilk kez Avrupa devletler hukukuna dâhil edilmiş ve topraklarının
bütünlüğü büyük devletlerin garantisi altına alınmıştır. Böylece Osmanlı Devleti’nin bir Avrupa devleti olduğu belirtil-
miştir.
• 1881 yılında Fransa Tunus’u 1882 yılında da İngiltere Mısır’ı işgal etmiştir.
Avrupalı devletlerin politikalarında yaşanan bu değişimin temel gerekçesi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
9. I. Navarin Olayı
II. Kırım Savaşı
III. Boğazlar Meselesi
Verilen gelişmelerin hangilerinde İngiltere ve Rusya’nın Osmanlı Devleti’ne karşı birlikte hareket ettiği söylenemez?
10. Tuna: Mehmed Ali Paşa Mısır valisi olduktan sonra bölgede uzun vadeli idarî ve iktisadî reformlara başladı. Uygulanan
merkezî ekonomik sistemle arazi üzerindeki kontrolünü arttırdı ve iktidarı için bir tehlike olarak değerlendirdiği ulemanın
gücünü kırdı. Memlûklu beyleriyle mücadeleyi sürdürdü ve bir süre sonra onları da etkisiz hâle getirdi.
Ceren: Bu gelişmeler - - - -
Diyalogda verilen bilgiler dikkate alındığında Ceren’in aşağıdakilerden hangisi ile cümlesine devam etmesi
uygundur?
11. 1841 tarihinde Hünkâr İskelesi Antlaşması’nın süresinin dolması ile Londra’da Boğazlar Konferansı toplanmıştır.
Konferansa katılan İngiltere, Fransa, Rusya, Avusturya ve Prusya temsilcileri arasında 1841 Londra Boğazlar Antlaşması
imzalanmıştır. Bu antlaşmayla Osmanlı Devleti’nin barış zamanında Boğazları yabancı savaş gemilerine kapalı tutması
kabul edilmiştir. Böylece Boğazlardan geçiş sadece Osmanlı hukuk kuralları veya Osmanlı Devleti ile diğer devletlera-
rasında yapılan ikili antlaşmalarla düzenlenmesi aşamasından çıkmıştır. Boğazların bu durumu, Osmanlı Devleti’nin I.
Dünya Savaşı’na girişine kadar aynen korunmuştur.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi Londra Boğazlar Sözleşmesi’nde yer alan kararlara aykırı gelişme olarak
değerlendirilebilir?
12. Rusya, XVII. yüzyılın sonlarından itibaren Çar I. Petro’nun önderliğinde sıcak denizlere inme siyasetine hız vermiştir. Rus
Çarlığı’nın Boğazlar üzerinden Akdeniz’e inme politikası, Osmanlı Devleti ile olan ilişkilerini olumsuz etkilemiştir. Osmanlı
Devleti, Rusya’nın yarattığı tehlike karşısında dış politikasında bazı değişiklikler yapmak zorunda kalmıştır.
Osmanlı Devleti’nin, Rusya’nın izlediği yayılmacı siyasete karşı XIX. yüzyılın ilk yarısında;
13. Fransız İhtilali’nden sonra Osmanlı Devleti’nde; önce Sırplar daha sonra da Yunanlılar isyan hareketlerine başlamış, 1829
Edirne Antlaşması ile Yunanlılar bağımsız olmuş, Sırpların özerk yönetim kurması onaylanmış, Tanzimat, Islahat ferman-
ları ilan edilmiş ve meşrutiyet rejimine geçilmiştir.
Buna göre Fransız İhtilali’nin Osmanlı Devleti’ne etkileri ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
15. Mısır, Boğazlar ve azınlık hakları sorunlarının yoğunlaştığı bir dönemde; Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı,
Meşruti yönetimin ilanı reformlarının yapılması aşağıdakilerden hangisinin göstergesidir?
A) İç ve dış politikanın birbiriyle geçişli olduğunun
B) Reformların dış sorunları çözme yöntemi olarak benimsendiğinin
C) Klasik Osmanlı yönetiminin değiştiğinin
D) Avrupa devletlerinin müdahalelerinin ortadan kaldırıldığının
E) Yeniden yapılanmanın süreklilik kazandığının
16. Karlofça Anlaşması ile ülkenin ekonomik kaynakları ile birlikte moral kaynağı da yok olmuş, yüzyıllardır geliştirilen ve in-
sanlara telkin edilen Müslümanların hâkim millet olduğu olgusu zedelenmiştir. Bu sosyopsikolojik değişim, devletin kötüye
giden işlerini düzeltmenin yolunun klasik düzeni tesis etmekle mümkün olacağı şeklindeki düşüncenin yıkılmasına da yol
açmıştır.
17. İnsan ve hayvan gücüne dayalı üretimden makine gücüne dayalı üretime geçişe Sanayi İnkılabı denir. James Watt’ın bu-
harlı makineyi icadıyla 18. yüzyılın ortalarında ilk defa İngiltere’de başlayan bu hareket, sonuçları itibarıyla tüm dünyada
etkili olmuştur.
Sanayi İnkılabının aşağıdaki sonuçlarından hangisinde, birincisinde verilenin ikincisinde verilene ortam hazırla-
dığı söylenemez?
I II
A) Şehirlerde fabrikaların kurulması Büyük şehirlerin oluşması
B) Sanayi üretiminin artması Sanayi ürünlerinin pahalılaşması
C) Ham madde pazar ihtiyacının artması Birinci Dünya Savaşı’nın yaşanması
D) Kötü çalışma koşulları İşçi sendikalarının ortaya çıkması
E) Uluslararası ticaretin artması Ulaşımda gelişmelerin yaşanması
19. Kapitülasyonlar, Osmanlı topraklarında suç işleyen Avrupalıların, Osmanlı mahkemelerinde yargılanmasını engelliyordu.
Yabancılar, iş yerlerinde kanunsuz faaliyetlerde bulunsa da Osmanlı güvenlik güçleri, kapitülasyonlar yüzünden buralara
müdahâle edemiyordu.
Buna göre Osmanlı Devleti’nde kapitülasyonların aşağıdakilerden hangisine neden olduğu söylenebilir?
20. İstanbul başta olmak üzere büyük şehirler, XIX. yüzyılda yabancı sermayenin etkisini hissetmeye başlamıştır. Ulaşım ağı-
nın geliştiği bu şehirlerde iş hanları, fabrikalar, hastaneler, kışlalar çoğalmış ve şehirleşmedeki gelişim beraberinde aşırı
nüfus artışını da getirmiştir. Limanların modernleştirilmesi, iş merkezlerinin sayısının artırılması, alt yapı, su, tramvay gibi
hizmetler büyük bir öncelik kazanmıştır.
I. belediye,
II. muhtarlık,
III. kaymakamlık
idari birimlerinden hangileri eklenmiştir?
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 11. Sınıf
TESTLERİ Tarih
Cevap Anahtarı
1. Sanayi Devrimi’nin ortaya çıkmasında Avrupa’da düşünce alanındaki gelişmeler ve teknik buluşlar etkili olmuştur. Teknik
gelişmeler, tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişi sağlamış ve el aletleri, yerini makinelere bırakmıştır. Tarıma dayalı
toplumlarda üretim, el tezgâhlarında yapılırken sanayileşme ile birlikte üretim fabrikalarda yapılmaya başlanmıştır.
Buna göre Sanayi Devrimi ile ilgili,
I. Üretim tarzı değişmiştir.
II. Fransa’da gerçekleşmiştir.
III. Avrupa’da ulus devletler dönemini başlatmıştır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
2. Orta Çağ’da hâkim olan feodalitenin izlerini taşıyan Fransa’da toplumsal sınıflar arasında ekonomik, hukuki, siyasi ve
sosyal eşitsizliğe dayanan bir yapı vardı. Bu nedenle kral ile halk arasındaki ilişkiler kopma noktasına geldi. Fransa’da
halk, genel olarak ayrıcalıklı ve ayrıcalıksız olmak üzere iki sınıfa ayrılıyordu.
3. Osmanlı Devleti, Mora’da başlayan isyanın büyümesi üzerine Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’dan yardım istemiştir. Mısır
valisinin de desteğiyle isyanın direnci kırılmıştır. Bunun üzerine İngiltere, Rusya ve Fransa’nın ortak donanması, 1827’de
Navarin’de Osmanlı donanmasını yakmıştır. Bunun yanında, 1828’de başlayan Osmanlı-Rus Savaşı sonunda imzalanan
1829 Edirne Antlaşması ile Osmanlı Devleti, Yunanistan’ın bağımsızlığını kabul etmiştir. Yunan Devleti’nin kuruluşu
Osmanlı Devleti’nin dağılmasında başlangıç noktası olmuştur.
Buna göre Osmanlı Devleti ile ilgili,
I. Mora İsyanı’nı tek başına bastıramamıştır.
II. Avrupa devletleri arasındaki çıkar çatışmalarından yararlanmıştır.
III Yunanlıları İtalya desteklemiştir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
4. XVIII. yüzyılın ikinci yarısında İngiltere’de buhar gücünün makinede kullanılması ile başlayan Sanayi İnkılabı kısa bir süre
sonra Avrupa’nın tamamında etkisini göstermiştir. Buna bağlı olarak üretim artmış; ham madde ve pazar ihtiyacı ile birlikte
devletler arası bloklaşmalar da ortaya çıkmaya başlamıştır.
Buna göre Sanayi İnkılabı’nın;
I. az gelişmiş devletlerin ham madde ve pazar arayışı içine girmesi,
II. devletler arası rekabetin yaşanması,
III. sömürgeciliğin yayılması
gelişmelerinden hangilerine zemin hazırladığı söylenemez?
V. Sömürgeciliğin yayılması
A) I B) II C) III D) IV E) V
6. Fransa’da kralların genişleme politikaları, bağımsızlık savaşlarında Amerika’ya yapılan yardımlar halktan daha fazla vergi
toplanmasına sebep olmuştur. Soylular ile kilise mensuplarının da vergiden muaf olması hazineyi güç duruma düşürmüş
ve Fransa iflasın eşiğine gelmiştir. Mali bunalıma çözüm bulmak amacıyla 1614’ten beri toplanmayan “Etats Generaux”yu
(Eta Jenero) yani meclisi 5 Mayıs 1789’da toplamıştır.
Buna göre Fransa ile ilgili;
I. soylular ve ruhban sınıfına ayrıcalıklar tanındığı,
II. uygulanan politikaların isabetli olduğu,
III. ekonomik sıkıntıların siyasi sonuçlar doğurduğu
durumlarından hangilerine ulaşılabilir?
7. Fransız İhtilali sonrası Fransa’da eşitliğe dayanan yeni bir toplum düzenine geçilmiştir. Temel hak ve özgürlükleri içeren
“İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi”ni ilan eden Kurucu Meclis, bir anayasa hazırlamış ve bu anayasa 1791’de kral tarafından
da onaylanmıştır. Fransa’nın bu ilk anayasasıyla egemenlik hakkı halka verilmiş ve güçler ayrılığı prensibi kabul edilmiştir.
Böylece Fransa’da mutlak monarşi dönemi sona ererek meşruti monarşi dönemi başlamıştır. “İnsan ve Yurttaş Hakları
Bildirisi”ne göre insanlar özgür ve yasalar önünde eşittir. Herkes memur olabilme hakkına sahiptir. Söz ve basın özgürlüğü
vardır. Özel mülkiyet dokunulmazdır ve toplumda vergiler, dengeli bir biçimde dağıtılmalıdır.
8. • Nizam-ı Cedid
• Eşkinci Ocağı
• Asâkir-ı Mansûre-i Muhammediye
Osmanlı Devleti’ne ait bu orduların ortak özelliği aşağıdakilerden hangisinde belirtilmiştir?
9. Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı Devleti’nin XVIII. yüzyılda yaptığı ıslahat hareketlerinden biri değildir?
A) Avrupa’da daimî elçiliklerin açılması
B) Eşkinci Ocağının kurulması
C) Ülkeye çiçek aşısının getirilmesi
D) Irad-ı Cedid hazinenin kurulması
E) İlk defa devlet matbaasının oluşturulması
10. İyi yetişmiş silahlı birlikler olan Nizam-ı Cedit Ordusu ile İstanbul’da ve taşrada merkezî idarenin otoritesinin artırılması
amaçlanmıştır. Asker toplama tarzı olarak zorunlu askerlik sistemi içinde yer almayan Nizam-ı Cedit Ordusuna asker
olarak girebilmenin temel şartlarından biri Müslüman olmaktır. Bu yeni orduya ilk girenler 1787-1792 Osmanlı-Rus
Savaşı’nda esir alınanlar ile İstanbul sokaklarından toplanan gençler olmuştur.
Nizam-ı Cedit ile ilgili verilen bilgilerden hareket ile aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
11. Yeniçeri Ocağı’ndaki bozulmayı gören padişah ve devlet adamları bozulmayı düzeltmek için tedbirler almak istemiştir.
Fakat yeniçeriler yapılmak istenen düzenlemelere karşı çıkarak bildikleri eğitim düzenini ve kullandıkları silah ve araç-
gereçleri yeni olanlarıyla değiştirmeye yanaşmamıştır. Bunun sonucunda Yeniçeri Ocağı, yenilik taraftarı padişah ve devlet
adamlarına karşı zaman zaman silahlı mücadeleye girişen bir fitne yuvası hâline dönmüştür.
Buna göre Yeniçeri Ocağı ile ilgili,
I. Yapılan ıslahatların destekçisi olmuşlardır.
II. İtaatsizlikleri nedeniyle sayıları giderek azaltılmıştır.
III. Gelenekçi hareket etmeleri devlet otoritesiyle karşı karşıya gelmelerine neden olmuştur.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
12. Osmanlı Devleti’nin 1847’de gayrimüslimleri askere alması yoğun şekilde tartışılmıştır. Fakat bu tartışmada, tebaanın
bütünlüğünün nasıl sağlanacağı sorusu öne çıkmıştır. Devlet, Müslüman nüfusun azaldığını ve ordunun asker ihtiyacının
karşılanmadığını belirterek gayrimüslimlerin de askerlik yüküne ortak olması gerektiği görüşünü savunmuştur. Hristiyan
cemaatler ise gençlerin askere alınmasıyla zaten kötü olan ekonomik durumların daha da kötüleşeceğini öne sürmüştür.
Verilen metinden hareketle Osmanlı Devleti askerlik sistemi ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
13. “Ben, Osmanlı Devleti’nin dağılmasını önlemek için her alanda ıslahat yapan bir padişahım. Ülkem her alanda yabancıların
ve azınlıkların taarruzu altında kıvranmaktadır. “Hasta adam” diye tabir edilen Osmanlı Devleti’ni güçlendirmek için
………………………… kaldırdım. Denge siyaseti izledim. Ama ıslahatlarım meyvesini vermeden devletimi bir davanın
içinde buldum. İngiltere, Fransa ve Rusya’nın iki yüzlü siyasetleriyle uğraşmak zorunda kaldım.”
II. Mahmut’a ait konuşmada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A) Nizam-Cedid
B) Yeniçeri Ocağı
C) Yaya ve Müsellem
D) Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye
E) Irad-ı Cedid
14.
Ahmet Cevdet Paşa Osmanlı ordusunun şimdiye kadar “ya gaza ya şehadet ya da din-i mübin uğruna” sözleriyle harekete
geçirildiğini, gayrimüslim askerlerle karışık bir ordunun bu kavramlarla hareket ettirilemeyeceğini belirtiyordu. Böyle bir orduyu
Batı’daki ulus devletlerdeki gibi “vatan uğruna” diyerek harekete geçirmek gerekirdi ancak" bizde vatan denilürse askerin
köylerindeki meydanlar hatırlarına gelür."diyordu Ahmet Cevdet Paşa. Osmanlı'da "vatan" sözü uygulamaya konsa ve sonra halk
arasında kabul görerek Avrupa'da sahip olduğu etkiye sahip olsa bile "gayret-i diniyye" kadar etkili olmayacağını belirten Ahmet
Cevdet Paşa, bunun çok uzun bir zaman gerektireceğini vurguluyordu. Bu şekilde gayrimüslimlerle Müslümanları karıştırarak
oluşturulacak bir ordunun, Osmanlı toplumunun o dönemdeki gerçek koşullarıyla mümkün olmayacağının da altını çiziyordu.
16. Osmanlı Devleti’nde demiryolu yapım maliyetinin yüksek olması, sermaye ve kaynak yetersizliği gibi güçlükler nedeniyle
istenilen düzeyde olmamıştır. Bu nedenlerle demiryolu inşası ve işletilmesi bir imtiyaz olarak yabancı şirketlere verilmiştir.
Bu durum da Osmanlı Devleti, demiryolu yapımını kapitalist devletlerin ekonomik, siyasi ve askerî çıkarlarına göre ele
almak durumunda kalmıştır. Osmanlı Devleti’nde demiryolu yapımı Abdülmecid, Abdülaziz ve özellikle II. Abdülhamid’in
politikalarından biri olmuştur. II. Abdülhamid, Osmanlı Devleti’nin tüm demiryolu ağının yaklaşık %73’ünü inşa ettirmiştir.
Verilen bilgilere göre Osmanlı Devleti’nin demiryolu inşası ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
17. Azınlık okulları, yabancı devletlerin belirlemiş olduğu politikalara uygun olarak Osmanlı Devleti’ne yönelik yıkıcı faaliyetlere
başlamıştır. Teşkilatlanan bu okulların faaliyetlerini ilk başlarda dikkate almayan Osmanlı Devleti’nin bu tutumu; Fransa,
İngiltere, Amerika, İtalya gibi devletlerin Osmanlı denetiminden uzak, kendi okullarını açmasına neden olmuştur. Yabancı
devletlerin, misyonerlerin ve azınlık okullarının sayısı 1860’lı yıllarda büyük bir artış göstererek yaklaşık 1.600 civarına
ulaşmıştır. Osmanlı topraklarında yabancı okullar özellikle Orta Doğu, Doğu Anadolu ,Güneydoğu Anadolu ve İstanbul’da
açılmıştır. Okulların kurulma yerleri dikkate alındığında siyasi amaçla kuruldukları açık bir şekilde görülmektedir.
Buna göre Osmanlı Devleti’nde yabancı okulların durumuyla ilgili,
I. Vereceği zararın farkına varılamadığı için denetimsiz şekilde faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.
II. Yabancı okulların hakları Fransızlar tarafından savunulmuştur.
III. Lozan Antlaşması öncesi yasal denetim gerçekleşmiştir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
19. Osmanlı Devleti’nde XVIII. yüzyıldan itibaren modern eğitim veren kurumlar açılmıştır. Bunun yanı sıra Avrupa’dan askerî
alanda uzmanlar getirilmiş, teknik gelişmelerden daha hızlı haberdar olabilmek amacıyla Avrupa’nın önemli merkezlerinde
elçilikler açılmıştır.
Verilen bilgilere göre Osmanlı Devleti ile ilgili,
I. Avrupa’nın bilim ve teknikteki üstünlüğü kabul edilmiştir.
II. Avrupadaki gelişmeleri yakından takip etmek için elçilikler açılmıştır.
III. Askerlik vatan hizmeti olmaktan çıkarılmıştır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 11. Sınıf
TESTLERİ Tarih
Cevap Anahtarı
1. • Patrikhanelerde yeni meclisler kurulacak ve verecekleri kararlar Bâbıâli tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe
girecek.
• Irk, din, dil farkı gözetilmeden hiçbir mezhep diğerine üstün sayılmayacak.
• Mahkemeler herkese açık olacak, keyfi cezalar verilmeyecek.
• Yabancılar da Osmanlı Devleti sınırları içerisinde mülk sahibi olabilecek.
• İltizam usulü kaldırılacak, bütün Osmanlı tebaası din ve mezhebi ne olursa olsun aynı vergiyi ödeyecek.
Verilen Islahat Fermanı maddeleri dikkate alındığında aşağıdakilerden hangisinin amaçlandığı söylenebilir?
2. Tarih öğretmeni derste: ‘‘Tanzimat Fermanı’yla padişah, hukukun üstünlüğünü kabul etmiş ve bu olay anayasal rejim
yolunda atılan ilk adım olmuştur. Ayrıca Tanzimat Fermanı, modernleşmeyi devlet siyaseti hâline getiren resmi bir
belgedir.” demiştir.
Buna göre Tanzimat Fermanı ile ilgili,
I. Yönetim şekli değişmiştir.
II. Demokratik bir gelişmedir.
III. Batılılaşma yolunda önemli bir adım atılmıştır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
3. Islahat Fermanı yabancı devletlerin baskısı sonucunda düzenlenmiş ve ilan edilmiştir. Osmanlı Devleti bu Ferman’ı
kendiliğinden ilan etmiş görünmekle sadece şekil yönünden hükümranlık şerefini kurtarmıştır. Aslında Hristiyan
toplulukların korunması kararları, Avrupa devletlerinin eline geçmiştir. Nitekim bu tarihten sonra Paris Antlaşması’ndaki,
Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışılmayacak maddesine rağmen büyük devletler her fırsatta imparatorluğun iç işlerine
karışmaya başlamış, bunlar da birçok iç ve dış olayın ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Buna göre;
I. Paris Antlaşması’nın büyük devletler tarafından dikkate alınmadığı,
II. azınlıklara sınırsız ayrıcalıklar verildiği,
III. Batılı devletlerin Osmanlı Devleti’ni desteklediği
durumlarından hangilerine ulaşılabilir?
4.
Yukarıda verilen Osmanlı tarihi ile ilgili gelişmelerin ortak özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
5. XIX ve XX. yüzyıllarda Osmanlı Devleti tüm halkı dil, din, ırk ve mezhep farkı gözetmeden Osmanlı vatandaşı olarak kabul
etmiştir.
9. Bâbıâli Baskını ile idareyi darbe sonucu ele geçiren ittihatçılar, bazı muhalifleri tevkif etmiş ve I. Balkan Savaşı’ndan
sorumlu tutulan başta eski sadrazam Kâmil Paşa olmak üzere kabine üyelerinin bazılarını ülkeden uzaklaştırmıştır.
Edirne’yi kurtarma propagandasıyla işe başlayan yeni hükûmet, uğrunda darbe yaptığı Edirne’yi 30 Mayıs 1913 tarihli
Londra Antlaşması’yla Bulgaristan’a bırakmıştır. Bâbıâli Baskını’yla iktidarı ele geçiren İttihat ve Terakki, I. Dünya Savaşı
mağlubiyetine kadar muhalefeti sindirerek ülkeyi tek partili bir rejimle yönetmiştir.
Buna göre İttihat ve Terakki Partisi ile ilgili olarak;
I. seçimle iktidara geldikleri,
II. muhalefete izin verilmediği,
III. ülkeyi baskı ile yönetmeye çalıştıkları
durumlarından hangilerine ulaşılabilir?
10.
Türkçülük Fikrinin Güçlenmesinin Nedenleri:
- Milliyetçilik hareketinin Hristiyan tebaa arasında yayılması ve bunun sonucunda isyanların çıkması,
- Türk olmayan Müslüman toplulukların Batılı devletlerin propagandalarıyla Osmanlı Devleti’nden ayrılma-
ya başlamaları,
- Osmanlı Devleti’nin kaybettiği topraklardaki Müslümanların Anadolu’ya göç etmek zorunda kalması ve
bu insanların karşı karşıya kaldıkları felaketlerin uyandırdığı tepki,
- Avrupa’nın Türkler aleyhindeki propagandaları,
- Avrupa’ya giden Türk aydınlarının, Avrupalıların Türkler hakkındaki çalışmalarından rahatsız olmalarıdır.
11. Osmanlı Devleti 1876, 1909 ve 1913 yıllarındaki darbeler sonrası yaşadığı siyasi sıkıntılar sebebiyle pek çok toprağını
kaybetmiştir. Yunanistan, bağımsızlığını kazandıktan sonra genişleme politikası izlemiş ve bu politikada Avrupalı
devletlerden sürekli yardım görmüştür. Bu genişleme siyasetinde Girit önemli bir yer tutmuştur. 1878 Berlin Antlaşması’na
Girit ile ilgili özel bir madde konmuş ve sorun artık uluslararası bir boyut kazanmıştır. 1878 Halepa Fermanı ile Girit
Rumlarına geniş haklar verilmiş ancak bu haklar, Ada’da yeni isyanlara neden olmuştur. Yunanistan’dan, Girit’e gönüllü
Rum askerler gitmeye ve silah gönderilmeye başlanmıştır. Ada’da Müslümanlarla Hristiyanlar arasında çarpışmalar artınca
Avrupalı devletler bölgeye donanmalarını göndermiş ve Osmanlı Devleti’nden Girit’e Hristiyan bir valinin tayin edilmesini
istemiştir.
12.
Yusuf Akçura ve Üç Tarz-ı Siyaset
Yusuf Akçura, Türk siyasi hayatında “Üç Tarz-ı Siyaset” adlı makalesiyle meşhur olmuştur. 1904
yılında Mısır’da “Türk” isimli gazetede yayımlanan bu makalede Yusuf Akçura şu konular üzerinde
durmuştur: Bir Osmanlı ulusu meydana getirmek, İslamcılığa dayanan bir devlet yapısı kurmak ve
ırka dayalı bir Türk siyasal ulusçuluğu meydana getirmek.
13. • 1876’ da yaşanan darbe ile Sultan Abdülaziz tahttan indirilerek yerine V. Murad tahta çıkarılmıştır.
• 31 Mart Vakası’ndan sorumlu tutulan Abdülhamid 1909’da tahttan indirilmiş ve V. Mehmed Reşad padişah olmuştur.
• 1913’te Enver Bey önderliğinde Bâbıâli’ye gelen İttihat ve Terakki ileri gelenleri Mahmut Şevket Paşa’yı sadrazam
yapmayı kabul eden V. Mehmet Reşad’ı tahtta bırakmışlardır.
Buna göre 1876, 1909 ve 1913 darbeleri ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
14.
31 Mart Vakası’nın Başlaması
31 Mart Vakası; 13 Nisan 1909 sabahı Avcı taburlarına mensup askerlerin Ayasofya Meydanı’nda toplanarak
gösteri yapması, silah atması ve bazı isteklerde bulunması ile başlamıştı. Kısa zamanda toplanan kalabalıktan
uyumlu bir ses çıkmamış, herkes kendi talebini seslendirmişti. Fakat ortak söylem olarak padişahtan şeriatın
tam olarak uygulanması, Harbiye Nazırı Ali Rıza Paşa ve Meclis-i Mebusan Reisi Ahmet Rıza’nın görevden
alınması istenmişti. Bu taleplere bakıldığında aslında isyancılar hem II. Abdülhamid hem de İttihatçılara karşıy-
dı. Bu görüntü tam da Derviş Vahdeti’nin gazetesindeki fikirlere uygundu. Ayrıca kalabalık içinde İttihad-i
Muhammedî Cemiyetinin bayraklarını taşıyanlar da vardı. Bu hareketin ilk sonucu Sadrazam Hüseyin Hilmi
Paşa’nın istifası oldu. Bu arada isyancılar Galata Köprüsü civarında Ahmet Rıza zannederek Adliye Nazırı
Nazım Bey’i, ayrıca Tanin gazetesi başyazarı Hüseyin Cahid zannederek Lazkiye mebusu Arslan Bey’i öldürdü
ve iş tamamen kontrolden çıktı. Bazı isyancılar, sokaklarda “mektepli subay” avına çıktı. İstanbul tamamen
isyancıların kontrolüne girdi.
15. XX. yüzyıldaki ülke ekonomilerinin en önemli özelliği, Sanayi Devrimi’nden sonra ortaya çıkan endüstriyel üretim tarzına
dayalı olmasıdır. Bu üretim tarzının ortaya çıkması, Avrupa’da el emeğine dayalı olarak üretim yapan işletmelerin yavaş
yavaş ortadan kalkmasına neden olmuştur. Endüstriyel üretime geçemeyen ülkeler ise ihtiyacına cevap verebilecek
yeterlikte bir üretim kapasitesine ulaşamadığı için ithalata yönelmiş ve bundan dolayı tüketici bir toplum yapısı oluşmaya
başlamıştır.
Buna göre Sanayi İnkılabı’nı gerçekleştiremeyen ülkeler ile ilgili,
I. Avrupalı devletlerin açık pazarı durumuna gelmişlerdir.
II. Endüstriyel üretim ile rekabet edememişlerdir.
III. Ham madde yetersizliği yaşamışlardır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
16. Sadrazam Rami Paşa, dokuma ustalarına “Avrupalılar çuha ve ipekli kumaşların ham maddelerini bizden alıyor, ürettiklerini
bize geri satıyor. Onlarla bu konuda rekabet edemeyişimiz, çalışma düzenimizin bozuk olmasından kaynaklanmaktadır. Bu
nedenle gerekli alet ve levazımı sağlamalı ve ham maddelerimizi yurt içinde işlemeliyiz. Bu işe bir düzen verirsek size her
türlü yardımda bulunuruz.” demiştir.
Buna göre Sadrazam Rami Paşa, Osmanlı ekonomisinin Avrupa ile rekabet edebilmesi için aşağıdaki durumlardan
hangisinin gerçekleşmesi gerektiğine inanmaktadır?
17. Osmanlı Devleti’nde sanayileşmeyi yürütecek personel yetiştirmek amacıyla 1860’da Islah-ı Sanayi Komisyonu
kurulmuştur. Bu komisyonun sanayi eğitimi vermek, gümrük vergisini artırmak, sergiler açmak ve esnaf içinde
şirketleşmeyi sağlamak gibi görevleri vardır.
Buna göre Islah-ı Sanayi Komisyonunun kurulmasıyla;
I. Devletin ihtiyaç duyduğu ürünlerin satışını engellemek,
II. Sanayileşme alanında bilinçlenmeyi sağlamak,
III. Ülkenin ithalat miktarını artırmak
amaçlarından hangilerinin hedeflendiği söylenebilir?
18. Mehmet Genç: ‘‘Osmanlı’nınki talan ekonomisiydi. Fetihlerle geçiniyorlardı. Fetihler durunca kendi halkını sömürdü
ve sonra dağıldı gitti.” diyorlar. Bunu demeye imkân yok. Osmanlı üretim yapıyordu. Üretim olmadan milyonlarca km2
toprağın üzerinde o kadar insanın yaşaması mümkün değil. Üretim vardı ama küçük ölçekliydi. Ziraatte de sanayide de
küçük birimler hâkimdi. Bu küçük ölçekli üretim sistemi Batı’daki Sanayi Devrimi’nin getirdiği değişim olmasaydı pekâlâ
yaşayabilir bir sistemdi. Bu sistemin teknolojik gelişmeyi kolaylaştıran bir sistem değil ama adalet içinde herkesin kıt
kanaat da olsa yaşamasını sağlayan bir yapıyı oluşturduğu da muhakkaktır.
Mehmet Genç’e göre, Osmanlı Devleti’nin ekonomik sistemi ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
19.
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 11. Sınıf
TESTLERİ Tarih
Cevap Anahtarı
1. Osmanlı Devleti’nde yaşanan mali bunalımlar sonucu ortaya çıkan bütçe açıkları, dış borçlanmanın en önemli sebebidir.
Fetihlerin durması, artan savaş maliyetleri ve vergi gelirlerinin azalması bütçe açıklarına neden olmuştur. XVII. yüzyılın
ortalarına kadar yaşanan bütçe açıkları, Galata bankerleri olarak bilinen sermaye sahiplerinden alınan kredilerle
kapatılmıştır. Osmanlı devlet adamları sık sık ortaya çıkan para darlığına ve bütçe açıklarına rağmen dışarıdan borç para
almaktan kaçınmıştır. Mustafa Reşit Paşa, 1850-1851 mali yılında hazinenin maaşları bile ödeyemeyecek duruma gelmesi
üzerine ilk dış borç antlaşmasını imzalamıştır. Fakat dış borçlanmanın doğuracağı tehlikeleri gören Sultan Abdülmecit
anlaşmayı onaylamamıştır. Hazine, tazminat ödeyerek anlaşmayı feshetmiştir.
Buna göre,
I. Para sıkıntısını, borç alarak çözmek isteyen devlet adamları olmuştur.
II. Zaman zaman iç borçlanmaya gidilerek geçici çözümler üretilmiştir.
III. Padişah, başka devletlerin mali kontrolü altına girmekten kaçınmıştır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
2.
3. 1912-1913 Balkan Savaşları sonucunda Balkanların siyasi haritası önemli ölçüde değişmiştir. Bu savaşlarda Osmanlı
Devleti, Avrupa’daki topraklarının yaklaşık %80’ini, Avrupa’da yaşayan nüfusunun da %70’ini kaybetmiştir.
Buna göre,
I. Osmanlı Devleti’nin Avrupa’da toprağı kalmamıştır.
II. Balkanlarda kalan Osmanlı vatandaşları vardır.
III. Balkanlarda Osmanlı aleyhine topraklarını genişleten devletler olmuştur.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
4. Aşağıdaki tabloda Osmanlı Devleti’ne çeşitli bölgelerden göç eden insanlarla ilgili bilgi verilmiştir.
5. Osmanlı Devleti’nde sanayileşmeyi yürütecek personeli yetiştirmek amacıyla 1860’da Islah-ı Sanayi Komisyonu
kurulmuştur.
6. Selanik, 1830’larda bütün Balkanların ekonomik açıdan doğal giriş-çıkış limanı olmuş ve deniz ticaretinin canlanmasıyla
önemi artmıştır. 1840’larda Selanik’le İstanbul arasında bir gemi hattı kurulmuş ve Adriyatik limanlarına da seferler
başlatılmıştır. Sanayi Devrimi sonrası artan ham madde ihtiyacı, Selanik Limanı’nı daha da canlandırmış ve liman,
demiryolu ile Avrupa içlerine bağlanmıştır. Böylece Selanik Limanı, İstanbul ve İzmir limanlarının da üzerinde bir ticaret
hacmine ulaşmıştır. Ayrıca Selanik, Süveyş Kanalı’nın açılmasından sonra Avrupa için daha büyük önem kazanmıştır.
7. 1853 yılında başlayan Kırım Harbi Osmanlı maliyesini zor durumda bırakmıştır. Osmanlı yöneticileri, Kırım Savaşı’nda
destek veren İngiltere ve Fransa’nın kredi açma konusundaki tekliflerini kabul ederek ilk borç antlaşmasını 24 Ağustos
1854 tarihinde İngiltere ve Fransa ile imzalamıştır. Böylece Osmanlı tarihinde dış borçlanma dönemi başlamıştır. İlk borcun
üzerinden henüz bir sene geçmişken savaş giderlerini karşılamak için devlet, çok daha ağır koşullar altında İngiltere’den
ikinci kez borç almıştır. Osmanlı, aldığı bu borca karşılık Mısır gelirleri ile Suriye ve İzmir gümrüklerini teminat göstermiştir.
1881 yılına kadar Osmanlı Devleti Avrupalı devletlerden toplam on altı kez borç almıştır. Her borç alışta devlet, gelir kay-
naklarını teminat olarak göstermiş ve bu durum ülkeyi ipotek altına sokmuştur.
Bu bilgiye göre Osmanlı Devleti ile ilgili olarak,
I. İlk dış borç Kırım Savaşı’nda alınmıştır.
II. Dış borçlar nedeni ile ekonomisi çökme noktasına gelmiştir.
III. Kırım Savaşı Osmanlı Devleti’nin mağlubiyetiyle sonuçlanmıştır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
8. Yusuf Akçura, ‘‘Eğer Türkler kendi içlerinden bir sermayedar burjuva sınıfı çıkaramayacak olursa yalnız memur ve köylüden
ibaret Osmanlı toplumunun muasır bir devlet hâlinde devamlı yaşayabilmesi zordur.” demiştir.
Yusuf Akçura bu sözleriyle Osmanlı Devleti ile ilgili;
I. siyasi,
II. ekonomik,
III. dinî
alanlarından hangileri için endişesini belirtmiştir?
9.
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda Makedonya ve Trakya
hariç Balkanların büyük bir kısmı Osmanlı idaresinden çıkmıştır.
İngiliz Konsolosluğu raporlarına göre bu savaşta üç yüz ile dört
yüz bin arası Müslüman öldürülmüş, bir milyon kadarı da göçe
zorlanmıştır.
10. İstanbul, farklı dönemlerde büyük değişimler geçirmekle birlikte en büyük değişimi XIX. yüzyılda yaşamıştır. Başta nüfus
artışı olmak üzere ticari faaliyetler, batılılaşma hareketleri, değişen şehircilik anlayışı ve mimarideki gelişmeler; şehrin
modern dünyadaki değişimlerden nasibini almasını sağlamıştır. Avrupa’daki Paris, Londra, Berlin gibi büyük metropollerde
görülen Batılı hayat tarzı, XIX. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti’nde yaygınlaşmaya başlamış ve özellikle Üsküdar ve
Galata bölgelerinde sosyal hayat gelişmiştir.
Buna göre XIX. yüzyılda İstanbul için aşağıdaki gelişmelerden hangisinin yaşanması beklenemez?
11. Sanayi Devrimi sonrası XIX. yüzyılda kent sistemi ortaya çıkmış ve Avrupa’da ekonomik merkezler durumuna gelen
büyük metropoller oluşmuştur. Kamusal alan ile özel alan birbirinden ayrıldığı bu dönemde hastane, adliye, üniversite gibi
binalar ile bulvar ve caddeler yapılmaya başlanmıştır. Metropollerin oluşumu sonrası meydana gelen nüfus yoğunluğu
beraberinde pek çok toplumsal ve altyapı sorununu getirmiştir.
Metne göre modernleşme ile birlikte;
I. sosyal,
II. tarım,
III. şehircilik
alanlarından hangilerinde değişim yaşanmıştır?
12. Lâle Devri’nden itibaren diplomatik, ticari, kültürel alanlarda artan ilişkilerle birlikte Avrupa kökenli pek çok eşya da
kullanılmaya başlanmıştır. Modernleşme adına yapılan girişimler, Osmanlı Devleti’nin tüketim alışkanlıklarında da
farklılıklar meydana getirmiştir. İstanbul’da XVIII. yüzyılın ortalarından itibaren “Frenk modası” yavaş yavaş hissedilmeye
başlanmış; Batı tarzı mobilyalar, döşemeler, ev düzenlemeleri toplumda popüler hâle gelmiştir. Özellikle Fransa’dan gelen
hediyeler, gravürler, saatler, çeşitli aletler, kumaşlar, mobilyalar, mikroskop, teleskop gibi eşyalar Osmanlı toplumunu
dönüştürmeye başlamıştır.
Buna göre XVIII. yüzyılda Osmanlı Devleti ile ilgili;
I. Avrupa ile olan ilişkiler sosyal hayata yansımıştır.
II. Batı tarzı yaşam anlayışı kabul görmüştür.
III. Avrupa’ya ait edebî türler Osmanlı’da görülmeye başlanmıştır.
yorumlarından hangilerine ulaşılabilir?
13. Balkan ulusları, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı ile kendi ulus devletlerini kurmak için istedikleri fırsatları bulmuştur.
Bu savaş sonunda imzalanan Berlin Antlaşması ile;
I. Sırbistan,
II. Yunanistan,
III. Romanya
devletlerinden hangileri bağımsızlığını elde etmiştir?
14. Osmanlı Devleti’nde ayrılıkçı hareketlerin başlamasında aşağıdakilerden hangisi etkili olmuştur?
A) Coğrafi Keşifler
B) Sanayi Devrimi
C) Fransız İhtilali
D) 1848 İhtilali
E) Reform Hareketleri
17. XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin kapitalist dünya düzeniyle hızlı bir bütünleşme sürecine girmesi, dış ilişkilerin giderek
yoğunlaştığı İzmir’i yabancı yatırımların gerçekleştirildiği önemli bir ticaret merkezi haline getirmiştir. İzmir ile iç bölgeler
arasındaki mal aktarımını gerçekleştirmek için İngilizler ve Fransızlar tarafından İzmir- Aydın, İzmir-Kasaba demiryolu
1860-1866 da tamamlanmıştır. 1873’te İzmir limanına ağır tonajlı gemilerin yaklaşabileceği bir rıhtım yapılmıştır. 1866’da
İzmir-Menemen, 1869’da İzmir-Çeşme telgraf hatları kurulmuştur.
Buna göre XIX. yüzyılda İzmir ile ilgili;
I. bölgede ulaşım ve haberleşme ağı kurulduğu,
II. İzmir’de ticari faaliyetlerin XIX. yüzyılda başladığı,
III. kapitalist devletlerin bölgenin ticari potansiyelini değerlendirdiği
yorumlarından hangilerine ulaşılabilir?
18. Sanayi Devrimi’nin sağladığı teknik üstünlükle dünyaya egemen olan Avrupalılar, sadece ekonomik sömürüyle yetinme-
miştir. Kendi uygarlıklarının üstünlüğüne inanan Avrupalı devletler, bu üstünlüğü dünyanın geri kalanına da yayma ama-
cıyla asimilasyon hareketine başlamıştır. Önce misyonerler vasıtasıyla Hristiyanlığı dünyaya yaymaya çalışan Avrupalılar,
ardından ticaret ve diplomasi alanında kendi dillerini zorunlu hâle getirerek yerli halkların dillerini asimile etmiştir.
Buna göre Avrupa sömürgeciliği ile ilgili;
I. insanların temel hak ve hukukunu gözetmedikleri,
II. dünya üzerinde hegemonyalarını oluşturmaya çalıştıkları,
III. modern Avrupa düzeninin dünyaya yayılmasını istedikleri
durumlarından hangilerine ulaşılabilir?
19. II. Abdülhamid, dış borçlar meselesinin bir an önce çözüme kavuşturulmasını, devletin çıkarları açısından gerekli görmüştür.
Böylece Avrupa’nın her fırsatta borçları bahane ederek Osmanlı Devleti’nin iç işlerine müdahale etmesi engellenmek
istenmiştir. Bu nedenle Bâbıâli, 3 Ekim 1880 tarihli bir nota ile alacaklıların temsilcilerine görüşme çağrısında bulunmuştur.
20 Aralık 1881’de temsilcilerle görüşmeler gerçekleştirilmiştir.
Buna göre temsilcilerle yapılan görüşmeler sonucunda borçlarla ilgili tarafların uzlaştıkları belge aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Islahat Fermanı
B) Muharrem Kararnamesi
C) İhtisap Kanunnamesi
D) Halepa Fermanı
E) Rüsûm-ı Sitte Mukavelesi
20. Tarımsal faaliyete ilişkin her şey en basit ve ilkel durumdadır. Karasaban sadece ucuna demir takılmış birbirine çatılı iki
odun parçasından ibarettir. Toprağı çevirmeyip çizen bu aleti bugün ancak Avrupa’nın bazı uzak köşelerinde görmek
mümkündür. Ekini kesmekten ziyade koparan kaba bir orakla kör bir çapa başlıca araçlar arasındadır. Tohum toprağa elle
savrulur. Harman ise kısmen ekini çiğneyen kısmen de üstünde bir oğlan çocuğunun ağırlık koyduğu, sapları başaktan
ayıran ve altında çakmak taşı bulunan düveni çeken öküz ya da atların işidir. Taneler, samandan rüzgâra savrularak ayrılır.
Sulama, iklim ve toprak koşullarına uygun tarımı kimse duymamıştır.
Konsolos Palgrave’nin 1870 tarihli bu raporundan yola çıkarak Osmanlı’da uygulanan tarımla ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 11. Sınıf
TESTLERİ Tarih
Cevap Anahtarı
1. Martin Luther’in öncülüğünde başlayan Almanya’daki hareketler sonrasında, Fransa’da CaIvin’in önderliğinde Kalvenizm
Hareketi gelişmiştir. İngiltere’de de Anglikanizm denilen hareketle artık yetki sahibinin kilise değil kral olduğu kabul
edilmiştir.
Buna göre,
I. Avrupa’da dinî ayrışmalar başlamıştır.
II. Kilisenin otoritesi sarsılmıştır.
III. Protestan mezhebi Almanya’da resmen tanınmıştır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
2. Rönesans ve Reform’un ortaya çıkardığı fikir hareketleriyle birlikte filozoflar, kurallar ve kanunlar geliştirmiş ve doğal
dünyayı nasıl anlayabileceklerini araştırmıştır. Bu filozofların “İnsanlık, yaşamı bilimin kurallarıyla anlayabilir.” Düşüncesi,
bilimde büyük değişimleri ortaya çıkarmıştır. Bilimin yeni kanunlar ortaya koymak için kullanılması, bu dönemin Akıl Çağı
olarak adlandırılmasını sağlamıştır. Akıl Çağı’nda Galilei, Kepler, Copernicus ve Newton gibi bilim insanları sayesinde
Avrupa’da Bilim Devrimi gerçekleşmiştir.
Buna göre Avrupa’da Akıl Çağı Dönemi için aşağıdaki durumlardan hangisinin gerçekleşmesi beklenemez?
3. Osmanlı Devleti’nin XVI. yüzyıldan itibaren çatıştığı Habsburglar ve Safevilerin yerini, XVIII. yüzyılın başından itibaren
Rusya almıştır. Bazı Rus çarları döneminde izlenen modernleşme çabaları başarıya ulaşmış ve Rusya giderek güç
kazanmıştır. Sıcak denizlere inmek isteyen Rusya, doğal olarak bu politikanın önünde engel olarak Osmanlı Devleti’ni
görmüştür. Bu nedenle iki devlet arasında uzun yıllar sürecek bir rekabet yaşanmıştır.
Aşağıdakilerden hangisi Rusya’nın Osmanlı Devleti’ne yönelik uyguladığı politikalardan biri değildir?
4.
I. Fransız İhtilali
V. 1830 İhtilali
Sıralama dikkate alındığında kaç numaralı gelişmenin sebep sonuç ilişkisini bozduğu söylenebilir?
A) I B) II C) III D) VI E) V
5. Tanzimat Fermanı’yla padişah, hukukun üstünlüğünü kabul etmiş ve bu olay anayasal rejim yolunda atılan ilk adım ol-
muştur.
Buna göre aşağıdakilerden hangisinin Tanzimat Fermanı ile birlikte getirildiği söylenemez?
7. Osmanlı Devleti’nde tüketim kalıplarının değişmesindeki en önemli faktör, devletin tüketime geleneksel bakıştaki
değişimdir. Klasik tüketim anlayışı, ihtiyaç duyulan ürünlerin alınması ve hayatı sürdürebilecek kadar eşyaya sahip
olunması şeklinde tanımlanabilir. Yani din ve ahlakın önemli yer tuttuğu Osmanlı toplumunun tüketiminde “kanaat” esas
olmuş ve tüketimde israftan kaçınma benimsenmiştir. Ancak XIX. Yüzyıla gelindiğinde Osmanlı Devleti’nin Avrupa’ya ait
pek çok kültür unsuruna maruz kalması, geleneksel tüketim algısında değişiklik yaratmıştır.
8. XVII. yüzyıl Osmanlılar ile Venedikliler arasında Girit Adası için yapılan yoğun mücadelelerle geçmiştir. Venedikliler,
1654’te Çanakkale Boğazı’nı abluka altına almıştır. Hatta 1656 yılında Çanakkale Boğazı önünde yapılan savaşta
Osmanlı donanmasındaki kalyonların çoğu Venediklilerin eline geçmiştir.
Buna göre Osmanlı Devleti ile ilgili;
I. Venedik ile denizlerde yapılan mücadelelerde başarısız olduğu,
II. Venedik’in gerisinde bir gemi teknolojisi kullandığı,
III. Girit Adası’nın Fethini gerçekleştiremediği
durumlarından hangilerine ulaşılamaz?
(---------------------------------------------------------------------------------------------------)
10. Amerika’dan gelen değerli madenler, kıtalar arasında yoğun bir maden ticaretinin başlamasını sağlamıştır. Avrupa’nın
ticaret hacminin katlanarak artması, Osmanlı Devleti’ni olumsuz etkilemiştir. Çünkü Amerika’nın altın ve gümüşü,
Osmanlı Devleti’nde büyük fiyat artışlarına sebep olmuştur.
11. Osmanlı Devleti ile Rusya arasında yaşanan Kırım Savaşı’nda Avrupalı güçler, Osmanlı Devleti’nin yanında yer alarak
Rusya’ya karşı bir Avrupa bloğu oluşturmuştur. Rusya’nın Kutsal Yerler Sorunu’nu bahane ederek başlattığı savaşta,
Rusya yenilmiş ve 1856 Paris Antlaşması imzalanmıştır.
Buna göre,
I. Avrupalı devletler Rusya’nın Karadeniz’de güçlenmesini istememektedir.
II. Osmanlı Devleti Avrupa güç dengelerinden yararlanmıştır.
III. Osmanlı Devleti Paris Antlaşmasıyla Karadeniz’de yeniden egemen duruma gelmiştir.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
12. Lale Devri’nde matbaanın kullanılmasıyla birlikte Türkçe eserler basılmaya başlanmıştır. III. Ahmed Dönemi’nde birisi
Topkapı Sarayı’nda diğeri Yeni Cami’de olmak üzere iki kütüphane kurulmuştur. Yine bu dönemde, başta edebî eserler
olmak üzere kültürel ve bilimsel eserlerin Türkçeye çevrilmesi için bir heyet oluşturulmuştur. Bu heyet; Arapça ve Farsça
dışında Batı’da yazılmış birkaç tarih, felsefe ve astronomi eserini de Türkçeye tercüme etmiştir.
16. Ünlü Fransız düşünürü Montesquieu “Türklerin imparatorluğu, şu sıralarda Bizanslıların eskiden düştüğü zayıflık
derecesindedir. Ancak daha uzun süre yaşamaya devam edecektir. Çünkü toprak ele geçirme isteğiyle Osmanlı
Devleti’ni tehlikeye atacak imparatorlar bulunsa bile Avrupa’nın tacir ülkeleri çıkarlarına öylesine bağlıdır ki hemen
Osmanlıların yardımına koşar.” demiştir.
Montesquieu’nün bu sözlerinden yola çıkarak Avrupalı devletlerin Osmanlı Devleti üzerindeki politikaları ile ilgili;
I. Osmanlı Devleti’ni her zaman destekleyecekleri,
II. elde ettikleri kapitülasyonlardan dolayı Osmanlı’nın devamından yana tavır alacakları,
III. Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünün sürmesini isteyecekleri
durumlarından hangilerine ulaşılabilir?
17. Yeni Çağ Avrupa’sında Krallar ve asiller, Rönesans’la siyasi güç kazanmış ve devletin kiliseden ayrı olabileceği fikri
gelişmiştir. Orta Çağ’daki derebeylerin yerine devleti bir merkezden yöneten krallar ortaya çıkmıştır. Bu kralların yönetimi
altındaki halklar, ulus olarak tanımlanmaya başlamış ve kral, otoritesini ulusun varlığına dayandırmıştır.
Buna göre Yeni Çağ’da Avrupa’daki gelişmelerle ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
18. 31 Mart Vakası sonrasında İstanbul’a gelen Hareket Ordusu kontrolü sağlamış, isyandan sorumlu tutulan II. Abdülhamid,
27 Nisan 1909’da tahttan indirilmiş ve yerine kardeşi V. Mehmed Reşad getirilmiştir. II. Meşrutiyet’in ilanından 31 Mart
Vakası’na kadar iktidara hâkim olan İttihat ve Terakki, bu tarihten itibaren etkinliğini artırmıştır.
Buna göre 31 Mart Vakası ile ilgili aşağıdaki durumlardan hangisine ulaşılamaz?
20. Aşağıdakilerden hangisi II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesinden sonra Kanun-ı Esasi’de yapılan değişikliklerden
biri değildir?
A) Padişahın mecliste anayasaya bağlılık yemini etmesi
B) Hükûmetin, hükümdara değil Meclise karşı sorumlu olması
C) Meclis-i Ayan’ın görevine son verilmesi
D) Hükûmete güvenoyu alma mecburiyeti getirilmesi
E) Padişaha tanınan sürgün yetkisinin kaldırılması
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 11. Sınıf
TESTLERİ Tarih
Cevap Anahtarı
1.
1606 1639 1669 1681 1699 1700
2. Osmanlı Devleti;
• 1669’da yirmi dört yıllık kuşatma sonrası Girit’te tam hâkimiyet kurmuştur.
• 1672 Bucaş ve 1676 Zorovna Antlaşmaları ile Lehistan’dan Podolya, Kamaniçe ve Ukrayna’yı almıştır.
• 1699 Karlofça Antlaşması ile Temeşvar hariç Macaristan’ı Avusturya’ya, Mora ve Dalmaçya’yı Venedik’e, Podolya ve
Ukrayna’yı Lehistan’a bırakmıştır.
Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
3. Rönesans: “Yeniden doğuş” anlamına gelen Rönesans, XV. yüzyılın sonunda İtalya’da başlamıştır. Rönesans, Batı
Avrupa ülkelerinde görülen bilim, güzel sanatlar ve edebiyat alanındaki gelişmeleri ifade eder.
Reform: XVI. yüzyılda Katolik Kilisesi’ne bağlı bir kısım hümanist din adamının kiliseye karşı yapmış olduğu dinsel hare-
kettir.
Buna göre;
4. Tanzimat Fermanı, Batılılaşma projesinin resmi devlet görüşüne dönüştürüldüğünü ilan eden bir beyannamedir. Halil
İnalcık, Tanzimat’ı işlevsel açıdan değerlendirerek; “temel müesseseleri bozulmuş olan Osmanlı İmparatorluğu’nun yep-
yeni bir medeniyetle yükselen ve taarruza geçen Avrupa’nın ezici üstünlüğü karşısında yeniden teşkilatlanma teşebbüsü-
nün kati bir safhası” diye tanımlar.
5. Ulus-devletlerin kurulma sürecinde yaşanan mali sorunları çözmek için devletlerin sömürgeciliğe yönelmesi, daimî ve
merkezî bir ordu bulundurma zorunluluğunu ortaya çıkarmış, bu durum kralları hazinede sürekli altın bulundurma duru-
munda bırakmıştır. Böylece devletlerin zenginliğinin ölçüsü daha öncesinde toprak olarak bilinirken sonrasında ise bünye-
sinde barındırdığı değerli madenler ve para ile ölçülmeye başlanmıştır.
Zenginliğin ölçüsünün değerli madenler ve para ile ölçüldüğü bu yeni sistem aşağıdaki kavramlardan hangisi ile
adlandırılır?
A) Makyavelizm
B) Liberalizm
C) Sosyalizm
D) Marksizm
E) Merkantilizm
6. Osmanlı’nın son dönemleri olarak adlandırılan ve yavaş yavaş Balkanlardan başlayarak Osmanlı Devleti’nden kopmaların
yaşandığı dönem ile birlikte bağımsızlığını kazanarak Osmanlı’dan ayrılan coğrafyalardan Anadolu topraklarına göç hare-
ketleri başlamıştır. Zira o topraklarda kalmaya devam eden soydaşlarımız olduğu gibi birçoğunun da Anadolu’ya göçerek
hayatlarına bu topraklarda devam ettikleri de bilinmektedir.
Buna göre;
8. XVII. yüzyıl Osmanlı aydınlarından olup kaleme aldığı “Seyahatnâme’’ adlı eseri ile bugünkü Türk tarihine de ana
kaynak oluşturmuş olan halk bilimci ve tarihçi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Pervane Muinedddin
B) Yanyalı Esad Efendi
C) Evliya Çelebi
D) Mustafa Naima Efendi
E) Katip Çelebi
9. Avrupa’da eğitim almış devlet adamlarıyla, bazı aydınların tutumu ve özellikle de Avrupa’daki siyasi akımların etkisi,
Osmanlı Devleti’nde XIX yüzyıldan itibaren rejimi hedef alan gelişmelere neden olmuştur.
10. Osmanlı Devleti, 19.yy’da bir yandan toprak kaybederken bir yandan da azınlık isyanları ile uğraşmak zorunda kalmıştır.
Bu dönemde merkezî otoritenin yeniden sağlanması ve devletin ayakta kalabilmesi için bazı önlemler alınmış ve yenilikler
yapılmıştır.
11. Celâli İsyanları, devletin para sıkıntısı çekmesini, ürünlerin fiyatlarının yükselmesini ve Anadolu’da sosyal düzenin bozul-
masını doğrudan etkilemiştir. Celâli İsyanlarının yarattığı en önemli sonuçlardan biri de, “Büyük Kaçgun” adıyla anılan
Anadolu köylüsünün geniş çaplı bir göçe başlamasıdır. Göç eden nüfusun büyük bir kısmı vergi toplayıcılarının ulaşama-
yacağı dağlara çekilmiş, bir kısmı da daha emniyetli yerler olan surlarla çevrili şehirlere göç etmiş, kalanları ise Celâliler
arasına karışmıştır.
Buna göre Celâli İsyanlarının sonuçları ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
12. Mora’da başlayan Yunan isyanını bastırmakta zorlanan II. Mahmud, Mısır valisi Mehmet Ali Paşa’dan yardım istedi.
İsyanın bastırılmak üzere olduğunu gören İngiltere, Fransa ve Rusya , 20 ekim 1827’de Navarin’de bulunan Osmanlı-
Mısır ortak donanmasını yaktılar. Mehmet Ali Paşa, İngiltere ile yaptığı 9 Temmuz 1828 tarihli antlaşmayla, Bab-ı Ali’nin
izni olmadan Mora’daki kuvvetlerini geri çekti. Mehmet Ali Paşa, Mora seferindeki kayıplarına karşılık Suriye valiliğinin
kendisine verilmesini II. Mahmud’dan istedi.
13. “İstanbul’daki Fransızlar cumhuriyet sembolü olarak kokart takıyorlardı. Özgürlük ağacı etrafında şenlik yapıyorlardı.
Dünya bunlardan kuşkulanıyor ama biz soğukkanlı, kendimizden emin bir durumda aldırış bile etmiyorduk. Çünkü devri-
min ortaya attığı düşüncelerin anlamını ve doğuracağı tehlikeyi bilmiyor, göremiyorduk. Hâlbuki bu düşünceler Avrupa ile
beraber bizi de temelimizden sarsarak yıkılmamızı hızlandıracaktı.”
Cevdet Paşa’nın bu öngörülerinde haklı olduğuna aşağıdakilerden hangisi kanıt olarak gösterilebilir?
14. İngiltere, 19. yüzyılda Uzak Doğu sömürgelerine giden yolu güvence altına almak için Osmanlı Devleti’nin;
I. Kıbrıs,
II. Mısır,
III. Tunus
topraklarından hangilerini egemenliği altına almıştır?
15. Osmanlı Devleti kuruluşundan itibaren askerî teknoloji alanındaki yeniliklere açık olmuştur. XVII. yüzyıldan itibaren
Avrupa’da yaşanan siyasi rekabet ve XVIII. yüzyıldaki Sanayi İnkılabı, askerî teknolojideki gelişmeleri de hızlandırmıştır.
Osmanlı devlet adamları, Avrupa’daki bu yenilikleri takip etmek için büyük çaba göstermiştir. Batı’daki teçhizat ve son
model silahlar, zırhlı gemiler ve askerî sanayide kullanılabilecek makineler ithal edilmeye başlanmıştır.
16. XVIII. yüzyılın sonlarında Arabistan Yarımadası’nın Necd bölgesinde Muhammed b. Abdülvehhâb’ın öncülüğünde
Vehhabilik adlı bir hareket doğmuştu. İslamiyet’in gereklerini yerine getiremeyenlerin katli, mallarının yağmalanmasının
vacip olduğu ve genel olarak tasavvufu bidat olarak değerlendiren bu akım, Araplar arasında taraftar buldu. Özellikle
II. Mahmud Dönemi’nde Osmanlı aleyhinde faaliyet gösteren ve ayrı bir devlet kurmak isteyen Vehhabilere karşı Mısır
Valisi Mehmet Ali Paşa mücadele etmiştir.
Buna göre Vehhabilik hareketinin temel özellikleri ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Görsel 1 Görsel 2
17.
Bastille Hapishanesi Baskını (14 Temmuz 1789) Londra’da sanayileşme sürecinin başlaması
(Fransız İhtilali’nin başlaması) (XVIII. yüzyıl sonları)
Görsellerde tasvir edilen bu iki olayın ortak sonuçları ile ilgili ulaşılabilecek en doğru yargı aşağıdakilerden
hangisidir?
18. 1831 yılında yapılan ilk nüfus sayımında Müslümanlar askerliğe elverişli olup olmadıkları veya askerlik çağında bulunup
bulunmadıklarına göre sınıflandırılırken; gayrimüslimler gelirlerine göre ala-yüksek, evsat-orta, edna-düşük biçimimde
sınıflandırılmıştır.
19. Osmanlı Devleti’nde Tanzimat Dönemi sadrazamı Mustafa Reşit Paşa ilk dış borç antlaşmasını 1850-51 mali yılında yap-
mıştır. Ancak Sultan Abdülmecid bu anlaşmayı tazminat ödeme pahasına onaylamamıştır. Bununla birlikte kısa bir süre
sonra ilk dış borç alımı yine aynı padişah döneminde yapılmıştır.
Bu durumun;
20. XIX. yüzyılın ikinci yarısında İstanbul ve çevresinde dokuma, çuha, basma ve demir döküm fabrikaları ile feshane , top-
hane ve tersane açılmıştır. Fakat sanayileşme amacıyla kurulan bu fabrikalar, istenilen başarıları elde edememiş ve kısa
sürede kapanma noktasına gelmiştir.
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 11. Sınıf
TESTLERİ Tarih
Cevap Anahtarı
1. Trablusgarp Savaşı öncesinde Osmanlı Devleti’ne bir nota veren İtalya, İttihat ve Terakkinin Trablusgarp ve Bingazi’ye
adamlarını göndererek yerli halkı İtalyanlar aleyhine kışkırttığını, vatandaşlarının güvenliğinin tehlikeye girmesinden do-
layı bölgeyi terk etmek zorunda kaldıklarını iddia etmiştir. İtalya verdiği bir diğer notada Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp’ı
uygarlıkta geri bıraktığını, bölgenin kargaşa içinde olduğunu, Osmanlı subay ve memurlarının İtalyanlara olduğu kadar
diğer tüm yabancılara da kötü muamelede bulunduğunu, bütün başvurularına rağmen Osmanlı Devleti’nin duruma bir
çare bulamadığını bundan dolayı İtalya’nın Trablusgarp ve Bingazi’yi işgale karar verdiğini bildirmiştir.
İtalya’nın bu notalarda yer alan iddialarla aşağıdakilerden hangisini amaçladığı söylenebilir?
2. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Anadolu harap ve yıkıktı. Erkek nüfusun büyük bir çoğunluğunun cephelere gitmesi tarıma
dayalı ekonomiyi olumsuz etkiledi. Savaş dönemi boyunca açlık, yoksulluk ve salgın hastalıklar nedeniyle birçok insan
hayatını kaybetti. Bütün olumsuzluklara rağmen Anadolu insanı Osmanlı Devleti’nin girdiği son savaşta sadece cephelere
koşmakla, vatan savunması yapmakla kalmamış aynı zamanda maddi ve manevi tüm varlığını vatanı için ortaya koymuştur.
Bu metinden hareketle Birinci Dünya Savaşı yıllarında Anadolu halkının durumu ile ilgili aşağıdaki yargılardan
hangisine ulaşılamaz?
3. Mondros Ateşkes Antlaşması’nın ağır koşullar içermesi ve haksız olarak uygulanması Türk halkının tepkisine yol açmıştır.
Aşağıdakilerden hangisi bu tepkinin silahlı direnişe dönüştüğünü gösterir?
4. Mondros Ateşkes Antlaşması’na ve işgallere tepki olarak ortaya çıkan millî cemiyetler bölgesel amaçlı kurulmuşlardır.
Genellikle basın yayın yoluyla mücadele eden cemiyetler; Millî Mücadele Hareketi’nin örgütlenmesine, millî bilincin uyan-
dırılmasına, düşmanın oyalanmasına ve azınlıkların taşkınlıklarının önlenmesine çalışmışlardır.
Bu metinde yer alan bilgilerden hareketle millî cemiyetlerle ilgili aşağıdaki sorulardan hangisi cevaplandırılabilir?
5. Sevr Antlaşması metninin Büyük Millet Meclisinde okunması üzerine Erzurum Mebusu Necati Bey’in konuşmasından bir
bölüm şöyledir: “… Düşmanlarımız 6000 yıllık muazzam bir milleti öldürmek istemişler ve esaret kelimesinin bile ifade
edemeyeceği bir şekle koymuşlardır… Bu millet hiçbir zaman esir yaşamayacaktır. O; kuvvetini Allah’tan, tarihin muazzam
kuvvetinden almıştır ve o kuvvet dünyada bir Türk namı kalıncaya kadar kendisini gösterecek ve hiçbir zaman istikba-
linden feragat etmeyecektir… Biz böyle zelilane ölmeyeceğiz! Eğer bizim idamımıza karar veriyorsanız bu şekilde kararı
tatbik edemezseniz…”
Necati Bey’in Sevr Antlaşması ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisini vurguladığı söylenemez?
6. Kurtuluş Savaşı’nın Güney Cephesi’nde Urfa’da Ali Saip Bey, Maraş’ta Sütçü İmam, Antep’te Şahin Bey - - - -
Buna göre tarihsel açıdan cümleyi tamamlayacak en uygun ifade aşağıdakilerden hangisidir?
7. Soyadları, ahlaka aykırı olmayacak ve sosyal eşitsizlik yaratacak vurgular içermeyecekti. Aynı yıl çıkarılan bir kanunla
da ağa, hacı, hafız, hoca, molla, bey, beyefendi, hanım, hanımefendi, paşa, hazretleri gibi unvanların resmî kullanımı
yasaklandı. Soyadı Kanunu’na uygun olarak Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya TBMM tarafından 24 Kasım 1934’te “Atatürk”
soyadı verildi.
Bu bilgilere göre “soyadı kanunu” aşağıdaki Atatürk ilkelerinden hangisi ile ilişkilendirilebilir?
8. Tarih Öğretmeni Hakan Bey derste öğrencilerine şu bilgileri vermiştir: “ Bu antlaşma ile Batı Cephesi’ndeki Türk-Yunan
Savaşı sona erdi, Doğu Trakya ve İstanbul savaş yapılmadan işgalden kurtarıldı. Mondros Ateşkes Antlaşması hukuken
geçerliliğini yitirdi. Böylece Millî Mücadele’nin askerî safhası tamamlanmış oldu.”
A) Ankara Antlaşması
B) Lozan Antlaşması
C) Mudanya Ateşkes Antlaşması
D) Moskova Antlaşması
E) Gümrü Antlaşması
10. ABD’nin öncülüğünde koalisyon güçlerinin 1990’da Irak’a düzenledikleri I. Körfez Savaşı’nın nedeni aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Irak’ın İsrail’e karşı Filistinlileri desteklemesi
B) Irak’ın kuzeyinde özerk Kürt bölgesinin kurulması
C) Irak savaşlarından dolayı Irak’ın güçsüz düşmesi
D) Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesi
E) Irak’la Arabistan arasında sınır sorunlarının yaşanması
12. İkinci Dünya Savaşı sonrasında uluslararası ilişkilerde; Doğu ve Batı Bloku olmak üzere iki kutuplu bir yapı oluşmuştur.
A) Varşova Paktı
B) Comecon
C) Cominform
D) Marshall Planı
E) Molotof Planı
14. I. Atatürk’ün manevi şahsiyetini korumak için “Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun” çıkarılması
II. 1961 Anayasası’nın kabul edilerek yasama yetkisinin, Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu olarak iki meclis ara-
sında bölüştürülmesi
III. Tarımsal üretimin arttırılması amacıyla çiftçiye ucuz kredi verilmesi ve tarımda makineleşmenin hızlandırılması
IV. NATO’ya girilmesi
Yukarıdakilerden hangileri Demokrat Parti Dönemi gelişmelerindendir?
16. II. Dünya Savaşı sonrasında Türkiye’nin Batı Bloku’na yaklaşmasında SSCB’nin aşağıdaki politikalarından han-
gisi etkili olmamıştır?
A) Türk-Sovyet dostluk ve tarafsızlık antlaşmasını uzatmayacağını bildirmesi
B) Türkiye’nin doğu sınırlarında Sovyet Rusya lehine değişiklik talep edilmesi
C) Boğazların savunulması ve Montrö’nün yenilenmesi yönünde istekte bulunması
D) Türkiye üzerinde egemenlik haklarını sınırlayıcı yönde baskı kurmaya çalışması
E) Dış politikada Kıbrıs Sorunu’nda Türk tezini destekleyen bir yaklaşım sergilemesi
17. Türkiye’de 1960 sonrasında sosyal hayattaki değişimin en başta gelen unsuru yaşanan iç göçlerdi. Daha çok köyden
kente doğru yaşanan bu göçler hem kent hayatını hem de köy hayatını derinden etkilemiştir.
18. 1960’larda Soğuk Savaş Dönemi’nde uluslararası ilişkilerde var olan gerilimin kademeli şekilde azaldığı bilinmektedir.
A) ABD başkanı Kennedy ve Sovyet lideri Kruşçev arasında olumlu görüşmeler yaşanması
B) Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgal etmesi
C) Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansının uluslararası ilişkileri güçlendirmesi
D) Nükleer silahların sınırlandırılması hususunda önemli antlaşmalar yapılması
E) Küba Buhranı’nın diplomatik yollarla çözüme kavuşturulması
... ...
Yıllar boyunca Türkiye’yi en sağlam şekilde destekledi- Mesajınız gerek yazılış tarzı, gerek muhtevası bakımın-
ğini ispat etmiş olan Amerika gibi bir müttefikin, bu şekil- dan Amerika ile ittifak münasebetlerinde daima ciddi bir
de neticeleri olan tek taraflı bir kararla karşı karşıya dikkat göstermiş olan Türkiye gibi bir müttefikinize karşı
bırakılmasının hükûmetiniz bakımından doğru olduğu- hayal kırıcı olmuş, ittifak münasebetlerine değinen
na gerçekten inanıp inanmadığınızı sizden sorarım. muhtelif konularda önemli görüş ayrılıkları belirmiştir.
Bundan ötürü böyle bir harekete girişmeden önce, Ame- Gerek bu ayrılıkların, gerek mesajın umumi havasının
rika Birleşik Devletleri ile tam istişarede bulunmak sadece çok sıkışık bir zamanda acele toplanmış muta-
mesuliyetini kabul etmenizi hassaten rica etmek mec- lara dayanarak yapılmış iyi niyetli bir teşebbüsün
buriyetindeyim… telâşından doğmuş hususlardan ibaret olmasını yürek-
ten dilerim.
Türkiye’nin Kıbrıs’a yapacağı bir müdahalede Amerika
tarafından temin edilmiş olan askerî malzemenin kulla- Sizi en kesin ve açık bir surette temin etmek isterim ki,
nılmasını Birleşik Devletlerin uygun göremeyeceğini eğer Türkiye bir gün Kıbrıs’a askerî müdahale ızdırabın-
size bütün içtenliğimizle bildirmek isterim… da bırakılırsa bu tamamıyla milletlerarası antlaşmaların
hükümlerine ve gayelerine uygun olarak yapılacaktır…
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 12. Sınıf
T.C. İnkılap Tarihi
TESTLERİ ve Atatürkçülük
Cevap Anahtarı
5. Tekrar Testi
1. 23 Nisan 1920’de kurulan TBMM, güç şartlar altında hem millet egemenliğini sağlamış hem de Millî Mücadele’yi yönetmişti.
Ancak büyük işler başaran bu meclis artık yıpranmıştı ve meclisin yenilenmesi gerekiyordu. Millî Mücadele’nin başlarında
millî birliği bozacağı endişesiyle her türlü particilik faaliyetinden uzak durulması kararlaştırılmıştı. Herkesin ortak amacı
düşmanı yurttan atmak ve yurtta bağımsızlığı sağlamaktı. 23 Nisan 1920 - 1 Nisan 1923 tarihleri arasında görev yapan I.
Meclis’te toplumun her kesiminden, değişik görüşlere sahip milletvekilleri bulunmaktaydı.
2.
Mustafa Kemal Atatürk’e Göre Millî Dış Politikanın Esasları
“Millî sınırlarımız içinde, her şeyden önce kendi kuvvetimize dayanıp varlığımızı koruyarak millet ve memleketin gerçek mutluluğu
ve kalkınmasına çalışmak... Rastgele, bitmeyen emeller peşinde milleti uğraştırmamak, zarara uğratmamak... Medeni dünyadan,
medeni ve insanca muameleyi ve karşılıklı dostluğu beklemektir.”
“Bizim açıklık ve uygulanabilir gördüğümüz siyaset millî siyasettir. Dünyanın bugünkü genel şartları ve asırların beyinlerde ve
karakterlerde biriktirdiği gerçekler karşısında hayalperest olmak kadar büyük hata olamaz. Tarihin ifadesi budur. İlmin, aklın,
mantığın ifadesi böyledir. Milletimizin güçlü, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesi için, devletin tamamen millî bir siyaset izlemesi
ve bu siyasetin bünyemize tamamen uygun ve dayalı olması lazımdır.”
Buna göre aşağıdakilerden hangisi Atatürk Dönemi Türk dış politikasının esaslarından biri olamaz?
A) Gerçekçi olması
B) Millî menfaatleri esas alması
C) Akıl ve mantık ilkeleri ile hareket edilmesi
D) Diğer devletlerin yönetimlerinden etkilenilmesi
E) Karşılıklı eşitliğe dayanan ilişkiler kurulması
3. MUSUL SORUNU
Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923): Musul sorunu nedeniyle, Irak sınırı çözümünün Türkiye ile İngiltere
arasında yapılacak ikili görüşmelere bırakılmasına karar verildi.
Haliç Konferansı (19 Mayıs 1924): Türkiye, Musul ve Kerkük bölgesinin Türk sınırları içinde kalmasının haklı gerekçe-
lerini ortaya koyup taleplerinde ısrar ederken, İngiltere ise bu fikre yanaşmadı ve mesele Milletler Cemiyetine taşındı.
Milletler Cemiyeti Toplantısı (16 Aralık 1925): Türkiye bölgede halk oylaması yapılması konusunda ısrarcı olsa da
Türkiye’nin bu isteği dikkate alınmadı. Milletler Cemiyeti, Musul’un Irak’a bırakıldığını ilan etti. Türkiye kararı tepkiyle
karşıladı. İngiltere ile ilişkiler gerildi ve yeni bir savaşın eşiğine gelindi. Savaş hazırlıklarına başlanacağı sırada iç politi-
kada yaşanan olumsuz gelişmeler ve iç güvenlik sorunları yaşatan olayların ortaya çıkması nedeniyle Türkiye, Milletler
Cemiyetinin kararını kabul etmek zorunda kaldı.
Ankara Antlaşması (5 Haziran 1926): Türkiye ve İngiltere arasında imzalanan bu antlaşma ile Musul ve Kerkük Irak’a
bırakıldı. Irak, Musul’dan elde edeceği petrol gelirlerinden %10’unu 25 yıllığına Türkiye’ye verecekti.
Musul Sorunu ile ilgili verilen bilgiler dikkate alındığında aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
4. Dış politika bir ülkenin dış dünya ile siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkileri başta olmak üzere her çeşit ilişkilerinin yönetimi
olarak da tarif edilebilir.
Bu tanıma göre aşağıdaki gelişmelerden hangisinin Atatürk Dönemi Türkiye’nin dış politikası ile ilgili olduğu
söylenemez?
5.
6. BOĞAZLAR
Buna göre;
I. Türkiye, Lozan Antlaşması ile Boğazlar konusunda tam yetkili kılınmamıştır.
II. Türk Devleti’nin egemenlik haklarını kısıtlayıcı hükümler Montreux Boğazlar Sözleşmesi ile kaldırılmıştır.
III. Türkiye, Boğazlarda kendi savunmasını yapabilme imkânına kavuşmuştur.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
7. I. DURUM: İtalya ve Almanya’nın Balkanlar üzerindeki yayılmacı politikaları belirginleşince Türkiye, Yunanistan,
Romanya ve Yugoslavya Atina’da toplanarak 9 Şubat 1934’te Balkan Antantı’nı imzaladılar.
II. DURUM: İtalya’nın Habeşistan’ı işgal etmesi ve doğu ülkelerini hedef alan yayılmacı siyaseti üzerine Türkiye
öncülüğünde İran, Irak ve Afganistan bir araya geldiler. Yapılan görüşmeler sonucunda İran’ın başkenti Tahran’da 8
Temmuz 1937’de Sadabat Paktı imzalandı.
Bu iki durumda verilen bilgiler değerlendirildiğinde ulaşılabilecek ortak yargı aşağıdakilerden hangisidir?
8. Türkiye’deki yabancı okullar sorunu, Türk-Fransız ilişkilerini etkileyen bir diğer meseleydi. Türk Hükûmetinin hazırladığı
Tevhid-i Tedrisat Kanunu’na göre, yabancı okulların tümünde Türkçe, tarih ve coğrafya dersleri Türk öğretmenler tarafından
ve Türkçe okutulacaktı. Fransa’nın bu duruma ısrarlı itirazlarına rağmen Türkiye, konuyu iç meselesi sayarak tutumundan
hiçbir ödün vermeden uygulamalarına devam etti.
Buna göre Türkiye Cumhuriyeti’nin;
I. yabancı okulların sayısını azaltmak,
II. bağımsızlık anlayışından taviz vermemek,
III. eğitim kurumlarını kontrol altında tutmak
amaçlarından hangilerini hedeflediği söylenebilir?
9. ABD Başkanı Wilson’un I. Dünya Savaşı’ndan sonra dünya barışını sağlamak ve korumak amacıyla Milletler Cemiyetinin
kurulması kararı, Paris Barış Konferansı’nda alındı. Milletler Cemiyeti, 10 Ocak 1920’de Cenevre’de kuruldu. Türkiye 1930’lu
yıllara gelindiğinde Lozan’dan kalan sorunları barışçı yollarla büyük ölçüde çözüme kavuşturmuş ve komşularıyla iyi ilişkiler içine
girmişti. Bu gelişmeler sonrası Yunanistan’ın ve İspanya’nın önerisiyle Milletler Cemiyeti, Türkiye’yi üyeliğe davet etti.
10.
Türkiye’nin Milletler Cemiyetine Girişi
Milletler Cemiyeti 6 Temmuz 1932 tarihli genel kurulunda İspanya temsilcisinin teklifi ile Türkiye’yi davete karar verdi. TBMM,
9 Temmuz’da daveti kabul etmiş, 18 Temmuz 1932’de alınan genel kurul kararıyla Milletler Cemiyetine üye olmuştur.
11.
Buna göre Atatürk’ün Hatay sorunundaki dış politika tutumu ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kararlı olduğu
B) Millî menfaatleri esas aldığı
C) Silahlı mücadeleden yana olduğu
D) Türk kamuoyunu dikkate aldığı
E) Yayılmacı bir anlayışa sahip olmadığı
12.
Fransa’nın, kendi mandaterliği altında bulunan Suriye’ye bağımsızlık vermesinden sonra Hatay Sorunu başladı.
Fransa ve yeni kurulan Suriye Hükûmeti arasında varılan antlaşmayla İskenderun ve Antakya şehirleri Suriye’ye bırakıldı.
Bu durum Hatay Türkleri arasında büyük endişe yarattı. Türkiye, Milletler Cemiyetine başvurarak Hatay’ın kaderine
Hataylıların karar vermesini istedi. Fransa ise Hatay’ın, Suriye’nin bir parçası olduğunu açıkladı. Milletler Cemiyeti, Hatay
Sorunu’nu araştırmak için bir komisyon kurdu. Çalışmalarını tamamlayan komisyon hazırladığı raporda; Hatay halkının
çoğunluğunun Türk olduğunu, Suriye’ye bağlanamayacağını ve Hatay’da bağımsız bir devletin kurulması gerektiğini
belirtti. Bu rapor üzerine Milletler Cemiyeti, yeni bir komisyon kurarak bağımsız Hatay Devleti için bir anayasa hazırlattı.
Yapılan seçimler sonrasında Hatay Millet Meclisi toplandı ve 2 Eylül 1938’de Hatay Cumhuriyeti ilan edildi. Hatay Meclisi,
Türkiye’ye katılma kararı aldı. Hatay’ın 1939’da Türkiye Cumhuriyeti’ne katılmasıyla mesele son buldu.
Verilen bilgiler dikkate alındığında Hatay Sorunu ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Türkiye ile Fransa arasında yaşanan bir sorun olmuştur.
B) Türkiye’nin çabaları başarı ile sonuçlanmıştır.
C) Atatürk’ün vefatından sonra Türkiye sınırlarına katılmıştır.
D) İngiltere, Hatay konusunda Fransa’yı desteklemiştir.
E) Bölge nüfusunun çoğunluğunun Türklerden oluştuğu uluslararası raporla kabul edilmiştir.
13. Türkiye’nin Atatürk Dönemi’nde üye olduğu uluslararası kuruluşlar arasında aşağıdakilerden hangisi yer almaz?
A) Kuzey Atlantik Paktı
B) Sadabat Paktı
C) Balkan Antantı
D) Milletler Cemiyeti
E) Briand-Kellog Paktı
14. • 1928 yılında Fransa ve ABD dışişleri bakanlarının öncülük etmesi ile görüşmeler başlamıştır.
• “Savunmaya dayanmayan savaş” kanun dışı sayılmış ve anlaşmayı imzalayan devletler anlaşmazlıkların çözümü
için savaş yoluna gitmeyeceklerini, barışçıl yöntemlere başvuracaklarını taahhüt etmişlerdir.
Hakkında bilgi verilen uluslararası antlaşma aşağıdakilerden hangisidir?
A) Locarno Antlaşması
B) Briand-Kellog Paktı
C) Akdeniz Paktı
D) Küçük Antant
E) Sadabat Paktı
15. Atatürk Dönemi Türk dış politikasında belirlenen öncelikler iki ana bölüme ayrılmıştır. 1923-1930 yılları arası dış politikası
ile 1930-1938 yılları arasındaki Türk dış politikasının öncelikleri birbirinden farklıdır.
1923-1930 yılları arası Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikadaki temel amacı aşağıdakilerden hangisidir?
16. Türk-Sovyet ilişkilerine temel teşkil eden antlaşma, 16 Mart 1921’de imzalanan Moskova Antlaşması’dır. Bu antlaşma
ile Sovyetler Birliği, TBMM’yi ve Misakımillî’yi resmen tanıdığını açıklamış ve Millî Mücadele’ye destek vermişti. Kurulan
iyi ilişkiler Lozan Barış Konferansı sürecinde de sürmüş, özellikle Boğazlar konusunda Sovyet yönetimi Türkiye’nin
tezlerini desteklemiştir. İngiltere ile ilişkilerin gerginleştiği Musul sorunu sırasında 17 Aralık1925’te, Dostluk ve Tarafsızlık
Antlaşması imzalanarak Türkiye ile SSCB arasındaki yakınlaşma devam ettirilmiştir. Ancak 1930’lardan itibaren Türkiye
SSCB ilişkilerinde bir gerileme yaşandı.
Türkiye - SSCB ilişkilerinde bir gerileme yaşanmasında;
I. Türkiye’nin, Batılı devletlerle Lozan’dan kalan sorunlarını büyük ölçüde çözmüş olması,
II. Türk-İngiliz yakınlaşmasının başlaması,
III. Adana-Mersin demir yolunun millîleştirilmesi
durumlarından hangilerinin etkili olduğu söylenebilir?
17. ‘‘Milletler Cemiyeti, uluslararası pek çok sorunun çözümünde başarılı olamadı.’’ diyen bir tarihçinin bu sözüne;
I. Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması,
II. İtalya’nın Habeşistan’ı işgali,
III. İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması
gelişmelerinden hangileri kanıt olarak gösterilebilir?
18. 1929’da Amerika’da başlayıp kısa sürede bütün dünyayı etkisine alan ve tarihe ‘‘Kara Perşembe’’olarak geçen
ekonomik bunalımın temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) New York borsasının çökmesi
B) 50 milyon insanın işsiz kalması
C) ABD’nin kredi alması
D) NEP politikasının uygulanması
E) İşletmelerde özel mülkiyete izin verilmesi
19. İki Savaş Arası Dönem’de Almanya’da iktidarı ele geçiren Nazilerin iç ve dış politika esasları arasında
aşağıdakilerden hangisi yer almaz?
A) Versay’ın getirdiği bütün kısıtlama ve yaptırımlardan kurtulmak
B) Almanya sınırları dışında yaşayan bütün Almanları bir devlet altında toplamak
C) Hayat Sahası denilen yayılmacı politikayı gerçekleştirmek
D) Alman ulusunun ekonomik, sosyal ve kültürel hayatını kontrol altına almak
E) Yatıştırma politikasını takip etmek
20. Siyasi birliğini 1870’te tamamlayan İtalya sömürgecilikte geç kalmıştı. Sanayisi için ham madde ve pazar arayışına
girdiğinde ise dünyanın büyük bölümü sömürgeci devletler tarafından paylaşılmıştı. İtalya I. Dünya Savaşı’na yeni
sömürgeler elde etmek için katılmıştı. Fakat İtalya savaşın sonunda istediğini elde edemediği gibi kendisine Anadolu’da
vaadedilen toprakların bir kısmı da Yunanistan’a bırakılmıştı. Savaştan büyük bir hayal kırıklığı ile çıkan İtalya’da savaşın
getirdiği ekonomik ve toplumsal sorunlar da artmıştı. Ayrıca savaştan kaçan askerlerin ülkenin her yanında yarattığı
asayişsizlik sorunları da önemli bir mesele oluşturmaktaydı. Bu durum Benito Mussolini’nin liderliğindeki Ulusal Faşist
Partinin iktidara gelmesinde etkili oldu.
Buna göre İtalya’da, Benito Mussolini’nin liderliğindeki Ulusal Faşist Partinin iktidara gelmesinde
aşağıdakilerden hangisinin temel neden olduğu söylenebilir?
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 12. Sınıf
T.C. İnkılap Tarihi
TESTLERİ ve Atatürkçülük
Cevap Anahtarı
6. Tekrar Testi
1. Japonya, Almanya ile 25 Kasım 1936’da Anti-Komintern Paktı’nı imzalayarak komünizme karşı ülkelerinde sert tedbirler
almayı kararlaştırdılar. Bu oluşuma 6 Kasım 1937’de İtalya da katıldı.
2.
İtalya’nın II. Dünya Savaşı Öncesi İzlediği Politika: “Mare Nostrum” (Bizim Deniz)
Roma İmparatorluğu’nu yeniden kurmanın yolunun Akdeniz’e hâkim olmaktan geçtiğini bilen
Mussolini’nin ortaya koyduğu fikirdir. Mussolini Akdeniz’e “mare nostrum” (bizim deniz) diyordu.
Amaç, Akdeniz’in tamamına hâkim olmaktı.
3.
ABD, Japonya’yı kayıtsız şartsız
teslim olmaya zorlamak için yeni
geliştirdiği atom bombalarını
atmayı kararlaştırdı. 6 Ağustos
1945’te Enola Gay isimli savaş
uçağı ile Hiroşima’ya, üzerinde
Little Boy (Küçük Çocuk) yazan,
ilk atom bombası atılmış ve ilk
anda 70.000 kişi hayatını kaybet-
miştir. 3 gün sonra da Nagaza-
ki’ye, Fat Boy (Şişman Çocuk)
adını verdikleri bir atom bombası
daha atıldı. Bombaların ortaya
çıkardığı radyasyonun da etkisiy-
le kısa süre içinde iki kentte ölen-
lerin sayısının 500.000’i geçtiği
tahmin edilmektedir.
Japonya’ya atılan atom bombaları ile ilgili verilen bilgiler dikkate alındığında aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
4. 24 Ekim 1945’te Türkiye’nin de dâhil olduğu 51 devlet, Birleşmiş Milletler adı verilen uluslararası örgütü kurmuştur. Barışı
ve uluslararası güvenliği sağlamakla yükümlü olan Güvenlik Konseyi, 5 daimi üye (ABD, SSCB, İngiltere, Fransa, Çin)
ve Genel Kurul tarafından iki sene için seçilen 6 üyeden (1966’dan sonra 10 üye) oluşur. Daimi üyelerden her biri veto
hakkına sahip olup sadece kendi vetolarıyla Güvenlik Konseyinin aldığı bütün kararları dondurabilir.
Birleşmiş Milletlerin kurucularından olan beş büyük devlete veto hakkı tanınması aşağıdakilerden hangisi ile
ilişkilendirilebilir?
5.
6.
0 500 1000 km
ABD Üssü
Yukarıdaki görselde verilen bilgiler dikkate alındığında Pearl Harbor Baskını ile ilgili,
I. Pearl Harbor, ABD’nin Pasifik’teki deniz üssüdür.
II. Japonya, Pearl Harbor’a saldırı gerçekleştirmiştir.
III. Japon kuvvetleri, ABD karşısında başarısız olmuştur.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
7. Mihver ve Müttefik bloklar, Türkiye’nin savaşa katılmasını istiyorlardı. Bu yönde Türkiye’ye baskı uyguladılar. 1939-1942
yılları arasında baskı daha çok Mihver devletlerden geldi. 1943-1945 yılları arasında ise ABD, İngiltere ve Sovyetler Birliği
Türkiye üzerinde baskı kurdu.
II. Dünya Savaşı yıllarında Türkiye’nin Müttefik ve Mihver bloklarının baskısına uğramasının temel nedeni
aşağıdakilerden hangisidir?
8. II. Dünya Savaşı içerisinde hükûmetin ekonomiye dair müdahaleleri sonuç vermeyince karne usulü uygulaması başlatıldı.
Karne usulü ilk olarak ve en yaygın biçimde ekmekte uygulandı. 1943’ten itibaren dar gelirli memurlara ve fakir kesimlere
sosyal yardım olarak dağıtılan şeker, kahve, çay, pamuklu kumaş ve bez gibi maddeler de karneye bağlandı. Toplumun
fakir kesimleri için ekmek temel beslenme maddesiydi. II. Dünya Savaşı Dönemi’nde birçok kentte ve özellikle İstanbul’da
ekmek sorunu önemli bir yer tuttu.
Buna göre Türkiye’de II. Dünya Savaşı sürecinde yaşanan gelişmeler ile ilgili;
I. temel gıda ve tüketim maddelerinin yetersiz olduğu,
II. hükûmetin savaşın yarattığı olumsuzlukları gidermek için tedbir aldığı,
III. halktan alınan vergilerin artırıldığı
yorumlarından hangilerine ulaşılabilir?
9.
Varlık Vergisi (11 Kasım 1942)
II. Dünya Savaşı boyunca Türkiye’de yaşanan ekonomik bunalım, enflasyon ve vurgunculuk Varlık
Vergisi uygulamasını gerekli kılacak koşulların oluşmasına yol açtı. Şükrü Saraçoğlu Hükûmeti, bazı
kesimlerin savaşı fırsata çevirerek elde ettiği zenginlikleri vergilendirmenin ülkenin yararına olacağını
düşündü ve Kasım 1942’de Varlık Vergisi Kanunu’nu kabul etti. Bu kanuna göre hükûmet, savaşta elde
edilen haksız kazançları ve toprak sahiplerinin gelirlerini savaşın neden olduğu enflasyonla mücadele
etmek için bir kereye mahsus toplayacaktı. Emlak ve akar sahipleri, tüccarlar ve büyük toprak sahipleri
vergi mükellefi olacaktı. Komisyonların saptadığı vergiyi ödemeyenler önce toplama merkezlerine, sonra
da çalıştırılmak üzere Erzurum Aşkale’ye gönderildi. Varlık Vergisi, gelen tepkiler üzerine Mart 1944’te
yürürlükten kaldırıldı.
10.
ALMANYA: II. Dünya Savaşı’nın başlaması ile Yahudiler, Romanlar ve işgal edilen bölgelerdeki halklar
toplama kamplarındaki gaz odaları ve fırınlarda soykırıma (holokost) tabi tutulmuştur.
SSCB: 190 bin Kırım Tatarı ve 115 bin Ahıska Türkü Rusya’nın farklı bölgelerine sürgün edildi. İnsanlar,
topraklarına el konularak devlete ait çiftlikler olan kolhozlarda zorla çalıştırıldı. Savaş sanayisinde olum-
suz şartlarda çalıştırılan ve hiçbir karşılık alamayan işçiler hak ihlaline uğratılarak açlık ve ölüme maruz
bırakıldı.
ABD: ABD’nin Hiroşima ve Nagazaki’ye attığı atom bombası neticesinde yüz binlerce masum insan öldü.
JAPONYA: Japonya’nın Asya’yı işgalinde de binlerce masum insan katledildi.
II. Dünya Savaşı sürecinde yaşanan bu gelişmeler aşağıdakilerden hangisine kanıt gösterilebilir?
11.
Yalta Konferansı
Roosevelt, Stalin ve Churchill savaş sonunda aralarındaki iş birliğini geliştirmek ve dünyanın geleceğini
planlamak amacıyla 4-11 Şubat 1945’te Yalta’da bir araya geldi. Şubat 1945’te toplanan Yalta
Konferansı’nda savaştan sonra kurulacak olan dünya sisteminin nitelikleri belirlendi. Bu sistemi yürütecek
uluslararası bir örgütün kurulması kararı (Birleşmiş Milletler) alındı. 1 Mart 1945’e kadar Almanya ve
müttefiklerine savaş ilan edecek devletlerin de kurucu üyeliğe alınacağı açıklandı. Türkiye de bu gelişmeler
üzerine 23 Şubat 1945’te Almanya’ya savaş ilan etti.
12. II. Dünya Savaşı sonunda, savaş suçlarının ve insan hakları ihlallerinin bir daha yaşanmaması için aşağıdaki
çalışmalardan hangisinin yapıldığı söylenemez?
A) Nürnberg Mahkemesinin kurulması
B) Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme’nin kabul edilmesi
C) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilmesi
D) Japon yöneticilerin Tokyo’da kurulan mahkemede yargılanması
E) Milletler Cemiyetinin kurulması
13. BM Filistin Komisyonu üyelerini oluşturan üyelerin çoğunluğunun teklifine göre Filistin, Araplar ile Yahudiler arasında
taksim edilmeli ve iki ayrı bağımsız devlet kurulmalıydı. Kudüs şehri ise milletlerarası statüye sahip olmalıydı. Komisyonda
azınlıkta kalan diğer üyelere göre ise Filistin, Yahudi ve Arap devletlerinden meydana gelen “federal” bir devlet olmalıydı.
Yahudiler çoğunluk planını, Araplar ise azınlık planını desteklediler. BM Genel Kurulunda 27 Kasım 1947’de yapılan
görüşmede çoğunluğun kararı benimsendi. Filistin’in Araplar ve Yahudiler arasında taksimine karar verildi.
Buna göre II. Dünya Savaşı’ndan sonra Orta Doğu’nun yeniden şekillendirilmesi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
14. 1948-1949 Arap-İsrail Savaşı’nın, Orta Doğu’nun yapısını değiştiren sonuçları arasında;
I. bir milyon kadar Filistinlinin yurdundan edilmesi,
II. Arap dünyasında milliyetçilik duygusunun harekete geçmesi,
III. İsrail’e karşı Arap dünyasının zafer kazanması
gelişmelerinden hangileri yer alır?
15. Tablo: II. Dünya Savaşı’nda Türkiye’nin Ticaret İlişkisi Kurduğu Ülkeler
16. II. Dünya Savaşı’nda Türkiye’nin izlediği dış politika stratejileri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Ülkenin savaştan uzak kalması amaçlanmıştır.
B) I. Dünya Savaşı tecrübeleri, dış politika üzerinde etkili olmuştur.
C) Savaşın gidişatına göre politikaya yön verilmiştir.
D) Kore Savaşı’na asker gönderilmiştir.
E) Ülke menfaatleri doğrultusunda dış politika yönetilmiştir.
17. II. Dünya Savaşı’nın Türkiye ekonomisine etkileri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Yeni vergi ve yükümlülüklerin getirilmesi
B) Bütçenin %60’ının askerî harcamalara ayrılması
C) I. Beş Yıllık Sanayi Planı’nın uygulanamaması
D) Genel bütçe içerisinde sosyal harcama kalemlerinin düşüş göstermesi
E) Devletin para basarak enflasyona sebep olması
18. 5 Haziran 1946’da hükûmet tarafından hazırlanan Seçim Yasası Tasarısı, TBMM’de oy çoğunluğu ile kabul edilerek
yasalaştı. Buna göre seçimler, “açık oy, gizli sayım” yöntemiyle yapılacaktı. Mecliste grubu bulunan Demokrat Parti, bu
tasarıya karşı çıkarak tepki gösterdi.
Demokrat Partinin seçimlerde seçim yöntemine tepki göstermesinin nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
19. II. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’nin başını çektiği Batı Bloku ülkeleri ile SSCB’nin önderliğindeki Doğu Bloku ülkeleri
arasında ekonomik, askerî, ideolojik, siyasi ve kültürel alanlarda büyük çekişmeler yaşanmaya başladı. II. Dünya
Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan iki kutup arasında sürekli bir gerginlik ve rekabet mevcut olsa da bu durum sıcak çatışmaya
dönüşmedi.
II. Dünya Savaşı’ndan sonra sıcak çatışmanın yaşanmamasının temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
20. Tarih öğretmeni sınıfta “Mısır ile İsrail arasında yapılan, Avrupa devletleri tarafından desteklenen ancak SSCB ve Arap
ülkeleri tarafından tepki gösterilen antlaşma nedir?” diye bir soru sormuştur.
A) Dayton
B) Yalta Konferansı
C) Camp David
D) Sykes-Picot
E) Versay
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 12. Sınıf
T.C. İnkılap Tarihi
TESTLERİ ve Atatürkçülük
Cevap Anahtarı
7. Tekrar Testi
Harita dikkate alındığında aşağıdaki devletlerden hangisinin 1990’a kadar NATO’ya üye devletlerden biri olduğu
söylenemez?
2. ABD Başkanı Harry S. Truman 12 Mart 1947’de Truman Doktrini’ni ilan etti. Amerikan Kongresinde; SSCB tehdidine
karşılık Yunanistan’a 300 milyon, Türkiye’ye de 100 milyon dolarlık yardımın yapılması kabul edildi.
ABD’nin, Truman Doktrini ile;
I. komünizmin yayılmasını engellemek,
II. ekonomik ve siyasal hâkimiyetinin genişlemesini sağlamak,
III. Doğu Bloku ile iş birliği sağlamak
amaçlarından hangilerini gerçekleştirmek istediği söylenebilir?
3. Aşağıdakilerden hangisi Batı Bloku’ndaki siyasi, ekonomik veya askerî gelişmelerden biri değildir?
A) Marshall Planı
B) Molotof Planı
C) Avrupa Ekonomik Topluluğu
D) Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü
E) Truman Doktrini
4.
Türkiye ve Truman Doktrini
Truman Doktrini ile SSCB’nin yayılmacılık politikasının tehdidi altında kalan Yunanistan ve Türkiye’ye askerî ve
ekonomik yardımlar yapıldı. ABD’nin yapacağı yardım açıklaması Türk siyasetçileri tarafından olumlu karşılandı.
Türkiye’nin Truman Doktrini ile ABD yardımlarını kabul etmesinin başlıca sebebi, SSCB’nin istekleri ve tehdidi
karşısında ABD’nin desteğini almaktı.
Buna göre Truman Doktri’nin Türkiye’de aşağıdaki gelişmelerden hangisine zemin hazırladığı söylenebilir?
5.
Türkiye’nin NATO’ya Katılması
NATO, 4 Nisan 1949’da 12 devletin katılımıyla kuruldu. Kore Savaşı’nın başlaması ile Türkiye’nin
Birleşmiş Milletler Komutanlığı emrine 4.500 kişilik kuvvet göndermesi Türkiye’nin NATO’ya üyeliğe
kabulünde olumlu bir etki yaptı. Türkiye’nin NATO’ya kabul edilmesini sağlayan bir başka gelişme ise
SSCB’nin nükleer silah edinmesi oldu. 1949’da SSCB, atom silahına sahip olduğunu resmen açıkladı.
ABD, SSCB’nin olası bir nükleer saldırısına karşılık verebilmek için SSCB’ye yakın bölgelerde askerî
üslere ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. Bunun için de Türkiye’nin NATO’ya alınmasını istedi. 22 Ekim
1951’de Türkiye ile Yunanistan’ın NATO’ya katılımını sağlayan protokol imzalandı. TBMM, 18 Şubat
1952’de Kuzey Atlantik Antlaşması ve Protokolü’nü onaylayınca Türkiye NATO’ya resmen katıldı.
6. 7 1
61 1 69
(%13,1) (%1,5) (%1,5) (%1,5)
(%1,5)
397 416
(%85,4) (%85,4)
CHP DP Bağımsızlar CHP DP Bağımsızlar MP
Grafik 1: 1946 milletvekili genel seçim sonuçları Grafik 2: 1950 milletvekili genel seçim sonuçları
8.
Yom Kippur Savaşı
1973’te meydana gelen ve Yom Kippur Savaşı olarak adlandırılan Arap-İsrail Savaşı,
1967 savaşının bir devamı niteliğindeydi. Bu savaşta Mısır öncülüğünde Arap
devletlerinin oluşturduğu askerî ittifak, İsrail’e sürpriz bir saldırı başlattı. Taraflar, BM
Güvenlik Konseyinin çatışmayı durdurma çağrısını dikkate alarak savaşı sonlandırdılar.
1974’te kesin ateşkes sağlandı. İsrail’in Mısır ve Suriye sınırına BM Barış Gücü
askerlerinin yerleştirilmesi kabul edildi. 1973 Arap-İsrail Savaşı sonunda Arap ülkeleri,
İsrail’i destekleyen Batı ülkelerine karşı petrol fiyatlarını bir siyasi güç olarak kullanma
kararı aldı. Petrol krizinin başlangıcında endişelenen Batı ülkeleri, yükselen petrol
fiyatlarını sanayi ve teknoloji ürünlerine yansıtarak kısa sürede bu ekonomik durumu
dengelediler.
Verilen bilgiler dikkate alındığında Yom Kippur Savaşı ile ilgili aşağıdaki yorumlardan hangisine ulaşılabilir?
9. Tablo: II. Dünya Savaşı sonrası Doğu ve Batı Bloku tarafından kurulan kuruluşlar
II. Dünya Savaşı sonrası Doğu Bloku ve Batı Bloku tarafından kurulan yukarıdaki kuruluşlardan hangilerinin
etkinlik sahası askerî alandadır?
A) COMECON - NATO
B) COMINFORM - Avrupa Konseyi
C) COMECON - Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu
D) Varşova Paktı - NATO
E) NATO - Avrupa Konseyi
10.
Bağlantısızlar Bloku
1955 Bandung Konferansı ile başlayan, uluslararası ilişkilerde Batı Bloku ve Doğu Bloku dışında kalan
devletler grubuna verilen isimdir. Bu blok “Üçüncü Dünya” olarak adlandırıldı. Bandung Konferansı’nda
bağlantısızlığın ortaya çıkmasını sağlayan en önemli neden, bağımsızlığını yeni kazanan devletlerin
zayıflığı ve güçsüzlüğü olmuştur. Bu devletler kurulduğunda dünya iki bloka ayrılmıştı ve bu blokların
her ikisi de nükleer güce sahipti. Yeni kurulan devletlerin bu nükleer güçlere tek başlarına karşı koyma
gücü bulunmuyordu. Bu bloklardan herhangi birine girmekse bir sömürgecilikten kurtulup diğer bir
sömürgeciliğe girmek anlamına gelmekteydi.
Buna göre aşağıdakilerden hangisinin Bağlantısızlar Bloku’nun benimsediği ilkelerden biri olduğu söylenemez?
A) Siyasi bağımsızlığı sağlama
B) Askerî ittifaklara katılma
C) İç işlerine yabancıların müdahalesini reddetme
D) Nükleer silahların yasaklanmasını savunma
E) Halkların kendi kendilerini yönetme hakkını savunma
11. Yumuşama Dönemi’nde Orta Doğu’da meydana gelen önemli çatışmalardan biri de Irak ve İran arasında çıkan savaştı.
Irak’ın devlet başkanı Saddam Hüseyin, İran’ı, ülkesindeki Şii Müslümanları isyana teşvik ettiği gerekçesiyle suçladı.
Saddam Hüseyin’in asıl amacı İran’da gerçekleşen devrim sonrası zayıflayan İran ordusunun durumundan yararlanarak
saldırıya geçip İran ve Irak’ı güneyde ayıran su yolu olan Şattülarap su yolunun denetimini ele geçirmekti.
Buna göre İran - Irak Savaşı’nın ortaya çıkmasında;
I. İran’ın büyük devletlerle arasının açılması,
II. sınır sorunu,
III. mezhep çekişmeleri
durumlarından hangilerinin etkili olduğu söylenebilir?
14. 12 Mart 1971’de Genel Kurmay Başkanı ve dört kuvvet komutanının imzaladıkları bir muhtıra ile ortaya çıkan darbe,
Türk siyasi tarihinde 12 Mart Muhtırası olarak adlandırıldı. 27 Mayıs Askerî Darbesi’nden farklı olarak bu sefer yönetime
el konulmadı. Fakat askerî komuta heyeti, antidemokratik bir yöntemle, hükûmeti ve Meclis’i muhtıradaki şartları yerine
getirmediği takdirde TBMM’yi kapatacaklarını söyleyerek tehdit etti. Muhtıradaki ilk istek, görevdeki hükûmetin istifa
etmesiydi. Seçimle göreve gelmiş olan Adalet Partisi Hükûmeti ve Başbakan Süleyman Demirel bu isteğe boyun eğmek
zorunda kalarak istifa etti.
Buna göre 12 Mart Muhtırası ile ilgili olarak;
I. Hükûmete yürütme görevinden el çektirilmiştir.
II. Anayasa tamamen yürürlükten kaldırılmıştır.
III. Demokratik yaşama aykırı bir müdahale gerçekleşmiştir.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
15.
Millî İradeye Darbeler
Türkiye’de 27 Mayıs 1960 Askerî Darbesi, 12 Mart 1971 Muhtırası, 12 Eylül 1980 Askerî
Darbelerinden sonra da demokrasiye karşı hukuk dışı müdahaleler yapılmıştır. 28 Şubat
1997, 27 Nisan 2007 ve 15 Temmuz 2016 tarihlerinde yapılan müdahaleler Türk
demokrasisinin gelişimine zarar vermiştir. 28 Şubat 1997’de seçilmiş hükûmete karşı
diğer askerî darbelerden daha farklı bir darbe gerçekleştirildi. 27 Mayıs ve 12 Eylül
Darbelerinin aksine askerler 28 Şubat’ta yönetime bizzat el koymadılar. Bunun yerine
medya üzerinden hükûmete karşı bir savaş verildi. Silahlı kuvvetlerin hükûmeti görevden
zorla almaması nedeniyle 28 Şubat’da gerçekleştirilen darbe, “post-modern” darbe
olarak adlandırılmıştır.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi millî iradeye yapılan darbelerin ortak bir özelliğidir?
16. 1950’de iktidar olan Demokrat Parti Dönemi’nde dışa kapalı ve korumacı iktisat politikaları hızla terk edildi. Ekonomik ve
siyasi alanda liberalizmi savunan Demokrat Partinin amacı hızlı büyüme oldu.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi Demokrat Partinin ekonomi politikası ile ilişkilendirilemez?
17. II. Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından tek partili yönetim sistemleri değer kaybetmiştir. Hızla çok partili demokratik
sistemler kurulmaya başlamıştır. 7 Haziran 1945 tarihinde Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan
meclis grubu başkanlığına bir önerge vermişlerdir. Önergede demokratik usullerin daha geniş bir şekilde uygulanması
isteniyordu. Bu önergenin altında dört milletvekilinin imzası olduğu için tarihe “Dörtlü Takrir” olarak geçmiştir.
Buna göre;
I. çok partili siyasi hayata geçilmesi,
II. çift dereceli seçim sisteminin uygulanması,
III. üniversitelere özerklik verilmesi
durumlarından hangileri Dörtlü Takrir ile savunulan düşüncelerden biri olamaz?
18. Şubat 2001’de gerçekleştirilen Millî Güvenlik Kurulu toplantısında dönemin Cumhurbaşkanı ile dönemin Başbakanı
arasında yaşanan sert tartışma siyasi krize yol açtı. Yaşanan bu siyasi gerginliğin ardından ülkede faiz oranları gecelik
% 7.500’e kadar çıkarken borsada %15 oranında düşüş yaşandı. Kamu bankaları büyük açıklar verdi. Böylece piyasalar
kontrol edilemez bir hâle geldi.
20.
Bosna Savaşı (1992-1995)
“Ben Avrupa’ya giderken kafam önümde eğik gitmiyorum çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar
öldürmedik. Hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar bunların tamamını yaptılar. Hem
de Batı’nın gözleri önünde.”
Aliya İzzetbegoviç
Bosna-Hersek’in ilk cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç’in bu sözleri dikkate alındığında Bosna Savaşı ile ilgili
olarak;
I. Batı’nın yapılan katliamlara seyirci kaldığı,
II. kültürel mirasa zarar verildiği,
III. tarafların eski sınırlarına çekildiği
yorumlarından hangilerine ulaşılabilir?
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 12. Sınıf
T.C. İnkılap Tarihi
TESTLERİ ve Atatürkçülük
Cevap Anahtarı
8. Tekrar Testi
1. Mekteb-i Tıbbiye öğrencileri tarafından Yeni Osmanlılar çizgisinde çalışarak teşkilatlanan İttihat ve Terakki Cemiyeti,
daha sonra Mekteb-i Harbiye öğrencileri arasında yayıldı. Gizli faaliyet gösteren cemiyet üyeleri II. Abdülhamid’e
karşıydı. Fransız İhtilali’nin düşüncelerini kendilerine örnek alan İttihat ve Terakki Cemiyetinin siyasal amacı Meşrutiyet’i
ilan edip Mebusan Meclisinin açılmasını sağlamaktı.
Buna göre aşağıdakilerden hangisinin İttihat ve Terakki Cemiyetinin amaçlarından biri olduğu söylenemez?
2. Mondros Ateşkes Antlaşması’nın aşağıdaki maddelerinden hangisi ile Anadolu’da bir Ermeni Devleti’nin kurul-
masına zemin hazırlanmak istenmiştir?
A) Kömür, akaryakıt ve benzer kaynaklarda, ülkenin ihtiyaçları karşılandıktan sonra, İtilaf Devletlerine satın alma
kolaylığı sağlanacak
B) Boğazlar İtilaf Devletlerine açılacak, Karadeniz’e girişler serbest olacak, Karadeniz ve Çanakkale’deki istihkâmlar
İtilaf Devletleri tarafından işgal edilecek
C) Vilayet-i Sitte’de herhangi bir karışıklık çıkarsa İtilaf Devletleri buraları işgal hakkına sahip olacak
D) Hükûmet haberleşmesi dışındaki telsiz, telgraf ve kablolar (iletişim hatları) İtilaf Devletlerinin denetimi altında olacak
E) Tüm liman ve tersaneler İtilaf Devletlerinin kontrolünde olacak
4. Mondros Ateşkes Antlaşması sonrası yurdun çeşitli bölgeleri İtilaf Devletleri tarafından işgal edildi.
Osmanlı Devleti’nin bu işgallere sessiz kalmasının aşağıdakilerden hangisine zemin hazırladığı söylenebilir?
5. Mustafa Kemal Paşa, Havza Genelgesi’nde işgallerin protesto edilmesi için mitingler yapılmasını, İtilaf Devletleri
temsilciliklerine uyarı telgrafları gönderilmesini, ayrıca Hristiyan azınlığa karşı saldırı ve düşmanlıklarda
bulunulmamasını istemiştir.
Mustafa Kemal Paşa’nın azınlıklar ile ilgili bu tutumunun nedeni aşağıdakilerden hangisi ile açıklanabilir?
6. Millî Mücadele’ye Hazırlık Dönemi’nde yaşanan aşağıdaki gelişmelerden hangisinde I. de verilenin II. ye ortam
hazırladığı söylenemez?
I. II.
A) Erzurum Genelgesi’nin yayınlanması Dokuz kişiden oluşan Temsil Heyetinin seçilmesi
B) Amasya Görüşmelerinin yapılması Mebusan Meclisinin tekrar açılması
C) Son Osmanlı Mebusan Meclisinin toplanması Misakımillî metninin kabul edilmesi
D) Misakımillî kararlarının alınması İtilaf Devletlerinin İstanbul’u işgali
E) Son Mebusan Meclisinin kapatılması Mustafa Kemal’in askerlik görevinden istifa etmesi
7. Birinci İnönü Muharebesi hem iç hem de dış politikada önemli gelişmelere zemin hazırlamıştır.
Birinci İnönü Muharebesi’nin;
I Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun kabulü
II. Londra Konferansı’nın toplanması
III. İstiklal Marşı’nın kabulü
IV. Türk-Afgan Dostluk Antlaşması’ nın imzalanması
V. Moskova Antlaşması’nın imzalanması
sonuçlarından hangilerinin dış politika ile ilgili olduğu söylenebilir?
8. 16 Mart 1921’de Sovyetler Birliği ve TBMM Hükûmeti arasında Moskova Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmanın
maddelerinden birine göre Osmanlı Devleti ile Çarlık Rusya arasında yapılmış olan antlaşmalar geçersiz sayılacaktı.
A) Her iki tarafın ülkelerinde daha önce var olan rejimlerin kalktığını kabul ettiğinin
B) Sovyet Rusya’nın Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki egemenlik haklarını tanıdığının
C) Doğu sınırının kesin olarak çizildiğinin
D) TBMM’ye Sevr Antlaşması’nın kabul ettirildiğinin
E) Kapitülasyonların kaldırıldığını Sovyet Rusya’nın kabul ettiğinin
9. İtilaf Devletleri, Lozan Barış Konferansı’na Türk tarafını temsilen İstanbul Hükûmetini de davet etmiştir.
10.
Vatansız, vicdansız üç serserinin, yine kendileri gibi millet ve vatanla alakası olmayan
birkaç kişi namına barış antlaşmasını imza ettiklerini ajansta gördük. Millî
Mücadele’mizde daha büyük bir azim ve imanla devama yemin ettiğimizi arz eylerim.
İstanbul’da oluşturulduğunu evvelce duyduğumuz Saltanat Şûrası’nda Türkiye’nin
hayatına son veren bu zalim antlaşmanın imza edilmesine karar ve oy veren isimleri
malum şahısların ve antlaşmaya imza koyanların vatana ihanet ile itham olunmasını ve
haklarında gıyaben hüküm verilmesini, bu vatansızların isimlerinin her yerde lanetle
anılmasının ilan ve tamim olunmasını arz ve teklif eylerim.
Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir’in tepkisine neden olan bu gelişme aşağıdakilerden hangisidir?
11. Türk tarihini bilimsel yöntemlerle araştırarak Türk milletinin tarih içerisinde oynadığı olumlu rolü ortaya çıkarmak
amacıyla 15 Nisan 1931’de Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti (Türk Tarih Kurumu) kurulmuştur.
Buna göre yukarıda adı geçen kurumun, Atatürk ilkelerinden hangisi doğrultusunda kurulduğu söylenebilir?
A) Milliyetçilik
B) Laiklik
C) Cumhuriyetçilik
D) Devletçilik
E) Halkçılık
12. I. Dünya Savaşı sonrası Almanya ile imzalanan Versailles (Versay) Antlaşması’na göre:
• Almanya; Fransa ve Belçika’dan daha önceden aldığı bütün toprakları geri verecek
• Almanya’nın bütün sömürgeleri İngiltere, Fransa ve Japonya arasında paylaşılacak
• Almanya’da zorunlu askerlik kaldırılacak, Alman ordusu 100 bin kişiye indirilecek, deniz kuvvetleri sınırlandırılacak.
Denizaltı ve savaş uçağı yapması yasaklanacak
• Almanya savaş tazminatı (tamirat borcu adı altında) ödeyecekti.
Antlaşmadan bir süre sonra iktidara gelen Naziler bu şartlara rağmen Almanya’nın dış politikasını bazı esaslar üzerine
şekillendirdiler.
13. Aşağıdakilerden hangisi II. Dünya savaşı sonrası Türkiye’de köyden kente göçün hızlanmasının nedenlerinden
biri değildir?
A) Türkiye’de hızlı bir şekilde nüfus artışı yaşanması
B) Tarımda makineleşmenin başlaması
C) Çiftçiyi topraklandırma konusunda çalışmalara başlanması
D) Yerli ve yabancı sermayenin desteklenmesiyle kentlerde sanayinin gelişmesi
E) Kentlerde yaşam şartlarının iyileşmesi
14. Yugoslavya, Yunanistan ve Balkanlarda aktif olmak isteyen Türkiye, 1953’te Ankara’da Balkan Paktı’nı kurdular. Ancak
bir süre sonra bu pakt gücünü kaybetmeye başladı.
Balkan Paktı’nın önemini yitirmesinde;
I. Yugoslavya’nın SSCB ile tekrar yakınlaşması,
II. Kıbrıs meselesinin yaşanması,
III. Türkiye’nin NATO’ya üye olması
durumlarından hangilerinin etkili olduğu söylenebilir?
15. II. Dünya Savaşı’nın bittiği, dünyada bolluk yıllarının başladığı dönemde Türkiye’de Demokrat Parti iktidara geldi ve
ekonomik alanda önemli gelişmeler yaşandı. Ancak 1955 yılı itibariyle ekonomide bazı sıkıntılar yaşanmaya başladı.
Bu durumun yaşanmasında;
I. 1951’de çıkarılan “Yabancı Sermaye Yatırımlarını Teşvik Kanunu” nun başarısız olması,
II. 1954’ten sonra iklimin kurak gitmesiyle tarımsal üretimin düşmesi,
III. Liberalizmin benimsenmiş olmasına rağmen yatırımların birçoğunun yine devlet tarafından yapılması
gelişmelerinden hangilerinin etkili olduğu söylenebilir?
16. 1961 Anayasası sonrasında Türkiye’de yeni anayasanın sağladığı ortamda farklı siyasi ve sosyal hareketler gelişme
göstermeye başladı.
19. Türkiye’nin SSCB sonrası dönemde Orta Asya ve Kafkasya’da yapılacak faaliyetleri ve dış politika önceliklerini
uygulayacak, koordine edecek bir organizasyon ihtiyacı doğrultusunda 1992’de Dışişleri Bakanlığına bağlı
olarak aşağıdaki kurumlardan hangisi kurulmuştur?
A) Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı
B) Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı
C) Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı
D) Yunus Emre Enstitüsü
E) Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 12. Sınıf
T.C. İnkılap Tarihi
TESTLERİ ve Atatürkçülük
Cevap Anahtarı
9. Tekrar Testi
1.
(----)
Bu şemada (----) ile boş bırakılan yere getirilebilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir?
2. Mustafa Kemal’in fikir hayatının gelişmesinde katkısı olan ve doğup büyüdüğü Selanik siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel
bakımdan önemli bir şehirdir (I). Liman kenti olmasının yanı sıra demir yolu ulaşımının da bulunması burayı canlı bir ticaret
merkezi hâline getirmiştir (II). Nüfusun çoğunluğunun Türk olduğu şehirde; Yunan, Ermeni, Bulgar, Yahudi gibi farklı din,
mezhep ve milletlerden insanlar bir arada yaşamaktaydı (III). Bu etnik ve kültürel zenginlik, Mustafa Kemal’in farklı kültür-
leri tanımasında, yenilikçi ve açık görüşlü bir insan olmasında etkili olmuştur (IV). Osmanlı Devleti’nin Batı’ya açılan kapısı
sayılan bu şehrin Mustafa Kemal’in hayatında özel bir yeri vardır (V).
Metindeki numaralanmış cümlelerden hangisinde Selanik’teki kültürel zenginliğin Mustafa Kemal’in fikir hayatına
olan etkisi açıklanmıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
4. Kuvayımilliye, Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra, vatanı işgal eden düşmanla mücadele eden ve azınlık faaliyet-
lerine karşı çarpışan silahlı grupları ve onlara maddi, manevi ya da fikirsel yardımda bulunan herkesi kapsamaktadır.
Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra Osmanlı toprakları, İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmeye başlandı. Bu duru-
ma Osmanlı devlet adamlarının, özellikle de Damat Ferit Paşa Hükûmetinin seyirci kalması, üstelik halka sükûnet tavsiye
etmesi, halkın harekete geçerek kendini savunmasını gerekli kıldı. İtilaf Devletlerinin azınlık çetelerinin yaptığı eylemlere
göz yummaları hatta onları kışkırtmaları, güvenlik sorunlarını iyice artırmıştı.
Buna göre Kuvayımilliye ile ilgili verilen yorumlardan hangisi doğrudur?
5. 17 Kasım 1920 tarihinde yenilgiyi kabul edip ateşkes isteyen Ermenilerden ateşkes koşullarından biri olarak biner adet
mermisi ile birlikte 2000 tüfek, üç batarya seri ateşli dağ topu, koşulu 40 makineli tüfek alınarak Doğu Cephesi’nin ilk zafer
hediyesi olarak Batı Cephesi’ne gönderildi.
Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
A) I. Dünya Savaşı
B) Kongreler
C) Kuvayımilliye
D) Millî Mücadele
E) Tekâlif-i Millîye
7. İstiklal Mahkemeleri, Fransız İhtilali sırasında kurulan İhtilal Mahkemeleri örnek alınarak kuruldu. Mahkemeler, idam yetki-
sine sahip olmaları, alınan kararların temyiz edilememesi ve kararların ivedilikle uygulanması gibi nedenlerle tepkilere yol
açtı ve çok eleştirildiler. İstiklal Mahkemelerinin çalışmaları sonucunda ordudaki asker kaçakları sorununun önüne büyük
ölçüde geçildi. Ayaklanmalar bastırıldıktan sonra suçlular bu mahkemeler aracılığıyla cezalandırıldılar. Ülkede meydana
gelen diğer suçlarda da önemli ölçüde azalmalar görüldü. Ülkede iç güvenliğin sağlanmasında, Anadolu’nun düşman
işgalinden kurtarılmasında Mahkemeler çok önemli görevler üstlendiler.
Buna göre İstiklal Mahkemeleri ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
8. Sevr Antlaşması’nın yürürlüğe girebilmesi için meclis onayından geçmesi gerekiyordu. Fakat Mebusan Meclisi dağıtılmış
olduğu için bu mümkün olmamıştı. Doğal olarak bu antlaşma, yasal dayanaktan yoksundu ve millî iradeye aykırıydı.
Antlaşmayı imzalayanlar ve onaylayanlar vatan haini ilan edildi. Türk milleti, vatanını parçalayan ve kendisine yaşama
hakkı tanımayan Sevr Antlaşması’nın uygulanmasına izin vermedi. Bağımsızlığı için canla başla mücadele ederek Millî
Mücadele’yi zaferle sonuçlandırdı ve Lozan Barış Antlaşması ile de bağımsızlığını taçlandırdı.
Buna göre Sevr Antlaşması ile ilgili aşağıdaki yorumlardan hangisine ulaşılabilir?
9. ABD başkanı Wilsonʼun isteği üzerine; 1919 Eylülʼünde Türkiyeʼde manda idaresi ile Ermeni iddiaları ve meselesini ince-
lemek üzere 4 kişilik bir heyet kuruldu. Amerikalı General Harbord başkanlığındaki heyet, Anadoluʼya hareket etti. 22 Eylül
1919ʼda Sivasʼta bulunan Mustafa Kemal ile görüştükten sonra Erzurumʼa geçip Kazım Karabekir ile de görüştü. Bölgede
incelemelerini sürdüren heyet, kendisine sunulan nüfus istatistiklerine şüpheyle yaklaşıyordu. Erzurum Belediye Başkanı
Zeki Beyʼin; şehirdeki Müslüman mezarlığının büyüklüğüne karşın Hristiyan mezarlığının küçük bir alanı kapladığını he-
yete göstermesi, Harbord başta olmak üzere tüm heyetin dikkatini çekti. Böylelikle heyete Türklerin eskiden beri bölgede
çoğunlukta olduğunun en gerçekçi kanıtı sunulmuş oldu. Harbord hazırlamış olduğu raporda; Doğu Anadoluʼda Türklerin
çoğunlukta olduğu ve Türklerin Ermenileri tehdit ettiğine dair hiçbir kanıtın bulunmadığını belirtilmiştir.
Buna göre General Harbord Raporu ile ilgili,
10. TBMM ile Sovyet Rusya arasında yapılan Moskova Antlaşmasına göre;
• Her iki taraftan birinin tanımadığı devletler arası bir antlaşmayı diğeri de tanımayacaktır.
• Sovyet Rusya, Misakımillî’yi tanıyacaktır.
• Sovyet Rusya kapitülasyonlardan vazgeçecektir.
• Batum, Gürcistan’a bırakılacaktır.
• Osmanlı Devleti ile Çarlık Rusyası arasında yapılmış olan antlaşmalar geçersiz sayılacaktır.
Buna göre aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
12. Atatürkçü düşüncenin en büyük hedeflerinden birisi millî egemenliktir. Halkın kendi tercihlerini özgürce yaşayabildiği siyasi
sistem ise demokrasidir. Demokrasinin gerçekleşebileceği en ideal sistem ise cumhuriyet yönetimidir. Çünkü cumhuriyet
yönetiminde söz milletindir. Buna millî egemenlik adı verilmektedir. Millî egemenliğin uygulaması meclise aittir.
Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisinin cumhuriyetçilik ilkesi ile doğrudan ilgili olduğu söylenemez?
13. Son Halife Abdülmecid Efendi’yi her ne kadar TBMM seçmiş olsa da Abdülmecid Efendi’nin kendisini meclisin üzerinde
görmesi ve meclisi denetim altına almak istemesi millî egemenliğe ters düşmekteydi. Ayrıca devlet yönetiminde hem
Cumhurbaşkanı hem de Halife’nin olması, devletin yapısında ikilik meydana getirmekteydi. Tüm bunlarla birlikte Türkiye
Cumhuriyeti’nin millî bir devlet olması ve laik bir sisteme hazırlanması, milletlerarası ve dinî nitelikler barındıran halifelik
makamının yeni rejimle uyuşamayacağını gösterdi.
A) Halifeliğin kaldırılmasına
B) 1921 Anayasası’nın kabulüne
C) Cumhuriyetin ilanına
D) II. TBMM’nin açılmasına
E) Ankara’nın başkent olmasına
14. 16-21 Temmuz 1921 tarihleri arasında, yeni Türkiye’nin yarınının ne olacağının bilinmediği, Yunan Kralı Konstantin’in
İngiltere’nin Haçlı ordularına katılan Kralı Arslan Yürekli Richard edasıyla Anadolu’ya çıktığı, Avrupa basınının bir Hristiyan
Kralın Haçlılardan beri ilk defa Anadolu’ya çıkışını alkışladığı, Yunan kuvvetlerinin üç koldan saldırdığı bir dönemde,
Türkiye’nin eğitim işlerinin programını yapmak ve maarif teşkilâtını yeniden düzenlemek üzere Ankara’da Muallimler
Kongresi yapılıyordu. Mustafa Kemal 16 Temmuz 1921 günü kongrenin açılışında yaptığı konuşmada bir direktif mahiye-
tinde şunları söylemişti: “Bugün Ankara, Türkiye’nin Millî Maarifini kuracak olan Türkiye muallime ve muallimler kongresi-
nin başlangıcına sahne olacaktır.”
15. 1930 yılına gelindiğinde birçok alanda inkılap yapılmış ve hayata geçirilmişti. Fakat ülkede tek bir parti olduğu için siyasi
rekabetin olmaması dışarıdan Türkiye’ye karşı bakışı olumsuz etkiliyordu. Tek partili yönetim, eleştiri ve denetim eksik-
liği nedeniyle görevini tam olarak yerine getiremiyordu. 1929 yılında bütün dünyayı etkisi altına alan Dünya Ekonomik
Bunalımı yaşanmış ve Türkiye de bu bunalımdan etkilenmişti. Tüm bu gelişmelerin ardından ülke yönetiminde farklı
insanlardan oluşan yeni bir kadronun, baş gösteren sıkıntıların çözümünde faydalı olabileceğine inanan Mustafa Kemal,
çok partili sisteme geçiş için bir deneme daha yapmaya karar verdi. Fakat kurulacak parti mevcut düzen içinde muhalefet
etmeli ve iktidara geldiğinde cumhuriyet rejimini ortadan kaldırmaya çalışmamalıydı. Bu amaçla yakın arkadaşı olan Fethi
(Okyar) Bey’i yeni bir parti kurmaya ikna etti.
Buna göre Mustafa Kemal’in farklı bir siyasi parti kurulmasını istemesinde;
16. “Tarihte birçok defa tartışma konusu olan Boğazlar, artık tamamıyla Türk yönetiminin egemenliğinde, yalnız ticaret ve
dostluk ilişkilerinin ulaşım yolu hâline girmiştir. Bundan böyle savaşan herhangi bir devletin savaş gemilerinin Boğazlardan
geçmesi yasaktır.”
Mustafa Kemal Atatürk, Montrö Boğazlar Sözleşmesi için söylediği bu sözle aşağıdakilerden hangisinin
önemini vurgulamıştır?
17. II. Dünya Savaşı’nın ortaya çıkmasında aşağıdakilerden hangisinin etkili olduğu söylenemez?
A) Ekonomik sorunların artmasının
B) Silahlanma yarışının artmasının
C) SSCB’nin dağılmasının
D) Almanya’da Nazi Partisinin iktidara gelmesinin
E) Japonya’nın Uzak Doğu’da güçlenmek istemesinin
18. I. NATO
II. Birleşmiş Milletler
III. Varşova Paktı
Yukarıdaki uluslararası organizasyonlardan hangileri II. Dünya Savaşı sonrasında barışı sağlamaya yönelik
kurulmuştur?
20. 1948’de İsrail’in kurulmasının ardından başlayan Arap-İsrail savaşları, 1978’de İsrail ve Mısır arasında imzalanan Camp
David Antlaşması ile yeni bir sürece girdi. Mısır’ın yeni devlet başkanı Enver Sedat, SSCB ile iş birliğinden vazgeçip
ABD’ye yakınlaşma kararı aldı. Bunun üzerine ABD, Mısır ve İsrail arasında barış sağlanması için arabuluculuk yaptı.
Yapılan görüşmeler sonucunda ABD, İsrail ve Mısır arasında 17 Eylül 1978’de Camp David Antlaşmaları imzalandı. Bu
antlaşmadan sonraki süreçte;
• İsrail, Sina Yarımadası’nı Mısır’a geri vermiştir.
• Mısır, İsrail’in siyasi varlığını tanımıştır.
• Mısır ve Ürdün’de ABD etkisi artmıştır.
• Suriye, Irak, Libya, Güney Yemen ve Cezayir, bir “Red Cephesi” kurarak SSCB’ye yaklaşmıştır.
Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 12. Sınıf
T.C. İnkılap Tarihi
TESTLERİ ve Atatürkçülük
Cevap Anahtarı
1. Yazının kesintisiz bir biçimde devam etmesi, tapınak ve krallıkların yazıcı yetiştirmek için kurdukları okullarla mümkün
olmuştur. Sümerlerde, okullara “Tablet Evi” adı verilmekteydi. Okuma yazma öğrenmek isteyen öğrenciler bu okulda kil
parçaları üzerine aynı heceleri tekrar tekrar yazarak yazı yazmayı öğrenmeye çalışırdı. Yapılan kazı çalışmaları sırasında
öğrencilere ait çalışma tabletleri bulunmuştur. Sümerler, öğretmene tablet evinin babası, öğrenciye ise tablet evinin oğlu
demiş ve okulu bir aile ocağı gibi kabul etmiştir. Böylece Sümerler, yalnız yazıyı icat etmekle kalmamış, onun öğretilmesi
ve yayılması için de çalışmıştır.
2. İlk insanlar avcılık ve toplayıcılıkla hayatlarını devam ettirdikleri için besinin peşinden giderdi. İnsanoğlu yerleşik hayata
geçince üretime başladı. Ürettiği ürünleri saklayarak kuraklık dönemlerini daha rahat atlatan insanlar, ürünlerinin fazlaları-
nı satarak ticari faaliyetlerde bulundu. Diğer taraftan tarımın ortaya çıkışı toplumların siyasi organizasyonlarında değişime
yol açtı. İlk tarım toplumlarında ekonomik ve sosyal organizasyonun temel birimi 10-50 aileden oluşan topluluklardı. Avcı
ve toplayıcı topluluklara göre hayat standartları biraz daha iyileşen bu yerleşimler, zamanla büyüyerek kabile konfederas-
yonlarını oluşturdu.
4. Türklerin anayurdu Orta Asya olduğu hâlde Kafkaslar ve Avrupa’da da devletler kurmuşlardır.
5. İlk siyasi oluşumlarda, devlet ve toplum hayatının düzen ve disiplinle yürütülmesi için her türlü hukuki iş, gelenek hâline
gelmiş kurallara göre düzenlenmiştir. Daha sonraki zamanlarda örf ve âdetlerden oluşan geleneksel hukuk kuralları yazılı
hâle getirilmiştir. Roma uygarlığında, Patricilerin uygulamalarına karşı çıkan pleplerin ayaklanmaları sonucunda 12 Levha
Kanunları hazırlanmıştır.
Bu bilgilere göre 12 Levha Kanunlarının ortaya çıkmasında aşağıdakilerden hangisi etkili olmuştur?
7. Büyük Selçuklu Devleti’nde, hükümdarın emretme yetkisini doğrudan Allah’tan aldığına ve Allah adına hüküm
sürdüğüne inanılması aşağıdakilerden hangisinin kanıtıdır?
A) Siyasi otoriterin güç kaybettiğinin
B) Demokratik uygulamalara yer verildiğinin
C) Fars kültürünün etkisi altında kalındığının
D) Hükümdarın belirlenmesinde boyların etkili olduğunun
E) Eski Türk geleneklerinin sürdürüldüğünün
8. Cahiliye Dönemi’nde Hz. Muhammed’in de bizzat katıldığı, zayıf ve güçsüz kimselere haksızlık yapılmasını engellemek
amacıyla Hilfu’l-Fudûl Antlaşması yapılmıştır.
Buna göre Cahiliye Dönemi ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
9. Bedir Savaşı’nda elde edilen ganimetler, savaşa katılanlar arasında paylaştırılmıştır. Hz. Muhammed başta olmak üzere
sahabelerin birçoğu esirlerin fidye karşılığı serbest bırakılmasını savunmuştur. Esirlerin, fakir olup ödeme yapamayacak
olanlarından okuma yazma bilenler, on Müslümana okuma yazma öğretmesi karşılığında serbest bırakılmıştır.
10. İslam tarihinde aşağıdakilerden hangisinin sonuçları itibariyle İslamiyet’in yayılmasına ve güçlenmesine katkısı
olduğu savunulamaz?
A) Kur’an-ı Kerim’in çoğaltılması
B) Hakem Olayı’nın yaşanması
C) Mekke’den Medine’ye göç edilmesi
D) Hayber Seferi’nin düzenlenmesi
E) Hudeybiye Barışı’nın yapılması
11. Sultan Melikşah 38 yaşında öldüğünde geride Kaşgar’dan Marmara Denizi’ne, Kafkaslardan Yemen ve Aden’e kadar
uzanan büyük bir imparatorluk bırakmıştı. Melikşah’ın ölümünden hemen sonra taht kavgaları başladı. Eşi Terken Hatun,
halifenin onayını alarak 1092’de 4 yaşındaki oğlu adına Bağdat’ta hutbe okuttu. Nizâmülmülk taraftarlarının desteklediği
Melikşah’ın diğer oğlu Berkyaruk, kardeşiyle girdiği taht mücadelesini kazanarak tahta çıktı. Ancak Terken Hatun, saltanatı
ele geçirmek için önce Berkyaruk’un dayısı İsmail Yakuti’yi daha sonra da amcası Tutuş’u yönetime karşı isyan ettirdi.
Ülkenin batısındaki bu taht mücadelelerini kazanan Berkyaruk, bu kez de devletin doğusunda isyan eden diğer amcası
Arslan Argun’u bertaraf etti ve böylece hâkimiyetini pekiştirdi.
Buna göre Büyük Selçuklu Devleti’nde yaşanan bu gelişmelerin temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
12. Beni Ümeyyelilerin (Emevi Soyu) bakış açısına göre toplumsal sıralama; en aşağıdan yukarı doğru, zımmî (devlet içinde
yaşayan gayrimüslim unsurlar), mevali (Arap olmayan Müslüman halk), Şamlı olmayan Arap, Şamlı Arap ve Beni Ümeyye
soyundan gelenler şeklindeydi. Bu durum Emevi yönetim anlayışında belirgin bir şekilde görülmüştür. Bu bakış açısı içeri-
sinde açıkça kendini devam ettirme isteği görülmektedir. Beni Ümeyye yönetimi özelde Hz. Osman devrinden beri birbirine
kenetlenmiş ve destek olan Ümeyye ailesine dayanmaktaydı. Genel olarak ise Arap hâkimiyeti üzerine kurulmuşlardı.
Mevali, Beni Ümeyye’yi ve Arapları sevmiyordu; onlar da mevaliye güvenmiyorlardı.
Buna göre Emevi Devleti Dönemi’nin yönetim anlayışı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
13. İlhanlıların, 1258’de Abbasi Devleti’ni ortadan kaldırması üzerine Sultan I. Baybars, Memlûk tarihinde yeni bir dönem
başlatmıştır. Önce İlhanlı ordusunu durduran Baybars, Abbasi ailesinden el-Hâkim’i halife ilan ederek Abbasi hilafetini
Mısır’da yeniden kurmuştur. Ancak halifeye herhangi bir politik iktidar veya imtiyaz tanımamıştır.
Buna göre Sultan Baybars’ın faaliyetleri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
16. Büyük Selçuklularda “servet ve mülkiyetin yaygınlaştırılması” politikası izleniyordu. Halkın temel ihtiyaçlarının karşılanma-
sı bir görev sayılıyordu. Yolcuların özellikle tüccar kafilelerinin yolculukları emniyet içinde gerçekleştirebilmeleri için ker-
vansaraylar kurulmuştu. Selçuklular sağlık hizmetlerine de büyük önem vermişler hemen her şehirde darüşşifa, darülâfiye
ve bimaristan gibi adlarla hastaneler inşa etmişlerdi.
Verilen bilgide bahsedilen durumlar aşağıdakilerden hangisinin uygulanmasıyla devletin merkez maliyesi üzerin-
de bir olumsuzluğa neden olmamıştır?
A) İkta sistemi B) Gulam sistemi C) Vakıf sistemi D) İltizam sistemi E) İskân sistemi
17.
----
Bu diyagramda (- - - -) ile boş bırakılan yere başlık olarak aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Karahanlılar
B) Gazneliler
C) Uygurlar
D) Harzemşahlar
E) Abbasiler
19. Büyük Selçuklu Devleti’nde yetenekli öğrencilerin okutulması ve topluma kazandırılması, devletin artan yönetici ihtiyacının
karşılanması gibi amaçlarla ilki Nişabur’da daha sonra Bağdat ve diğer önemli şehirlerde açılan Nizamiye Medreselerinde
öğrencilerin yeme, içme, barınma, kütüphane, ibadet, temizlik ve ders araçları gibi bütün ihtiyaçları zengin vakıf gelirleriyle
karşılanmıştır. Bu önemli kurumlar mimarisiyle ve verdiği kaliteli eğitimle daha sonra kurulan medreselere örnek olmuştur.
Bu metinde Nizamiye Medreseleri ile ilgili aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 9. Sınıf
TESTLERİ Tarih
Cevap Anahtarı
1. Bizans kaynaklarında “Türkiye” kelimesi coğrafi bir kavram olarak; VI. yüzyılda Orta Asya için; IX. ve X. yüzyıllarda
Volga ve Orta Avrupa arasındaki bölge için; XI. yüzyıldan itibaren ise Mısır, Suriye ve Anadolu için kullanılmıştır.
Bu bilgilere göre çeşitli coğrafyalara Türkiye isminin verilmesinde aşağıdakilerden hangisinin doğrudan etkili
olduğu söylenebilir?
2.
I II
III IV
Orta Asya ilk kültür merkezlerinde araştırma yapan bir arkeoloğun o döneme ait yukarıdaki eserlerden hangileri
ile karşılaşma ihtimali yoktur?
3.
Afanesyevo Kültürü (MÖ 2500-MÖ 1700) Tagar Kültürü (MÖ 700-MÖ 300)
Türklere ait en eski kültür bölgesi olarak kabul Karasuk kültürünün takipçisi olan Tagar kültürü,
edilmektedir. Altay-Sayan Dağlarının güneybatı kendinden önceki Türk kültürlerinin bir sentezi ve
bölgesinde (Minusinsk Bölgesi), buluntu yerine gelişmiş şeklidir. Bölgenin adından dolayı burada
bağlantılı olarak Afanesyevo adıyla bilinir. Çak- yaşayan insanlara Altaylılar denilmeye başlanmıştır.
mak taşından ok uçları, bıçaklar, kemik iğneler, Tunçtan bıçak, ok uçları, küçük hayvan heykelleri,
bakır eşyalar, basit çömlekler bu kültürün belli çeşitli hayvan tasvirleri ve otağ şeklinde ağaç evler
başlı eserleridir. bu kültürün belli başlı eserleridir.
Tablodaki bilgilerden faydalanarak kısa notlar çıkarmak isteyen Büşra’nın aşağıdakilerden hangisine notlarında
yer vermesi doğru olmaz?
4. Asya Hun Devleti’ne en parlak dönemini yaşatan Mete Han, yirmi altı boyu Türk tarihinde ilk kez tek bayrak altında
toplamıştır. I. Kök Türk Devleti’nde ise Mukan Kağan, Kore’den Karadeniz’e kadar uzanan sahada yaşayan bütün
Tölesleri ve diğer Türk boylarını hâkimiyeti altına alarak devletine en güçlü dönemini yaşatmıştır. II. Kök Türk Devleti
zamanında da Kapgan Kağan yine Orta Asya’daki tüm Türk boylarını bir bayrak altında toplayarak gücüne güç katmıştır.
Bu bilgilere göre Türk devletlerinin güçlü bir yapıya sahip olmasında aşağıdakilerden hangisinin etkili olduğu
söylenebilir?
Yukarıdaki haritaları tahtada göstererek sınıfta sunum yapan Alper’in aşağıdakilerden hangisini söylemesi
doğru olmaz?
Oğuz Kağan Destanı’nda yer alan bu dizelerde aşağıdakilerden hangisinin vurgulandığı söylenebilir?
A) Ekonomik faaliyetler
B) İkili teşkilatlanma
C) Konargöçer yaşam tarzı
D) Cihan hâkimiyeti anlayışı
E) İnanç sistemi
7. Orta Asya Türk devletlerinde coğrafi şartlar ve ülkenin içinde bulunduğu durum nedeniyle kurultayın her zaman
toplanması ve boy beylerinin hızla bir araya getirilmesi mümkün değildi. Bu yüzden politik ve askerî kararların alındığı
kurultay adı verilen bu meclisin kararlarının uygulanmasını sağlamak ve takip etmek için buyruklardan (bakan) oluşan
bir ayukıya (hükûmet) ihtiyaç duyulmuştur. Çin kaynaklarında Hun, Kök Türk ve Uygur Devletlerinde görülen bu hükûmet
sisteminden sıkça bahsedilmiştir.
İlk Türk devletlerine ait bu bilgiler;
I. kurultayın din işlerinden sorumlu olması,
II. yargı yetkisinin kağan tarafından kullanılması,
III. yürütme yetkisinin ayukıya ait olması
durumlarından hangilerine kanıt olarak gösterilebilir?
8.
Orta Asya Türk Göçlerinin Sebepleri
• Kuraklık, nüfus artışı ve otlak darlığı
• Sınırlı bir tarım dışında sadece hayvan yetiştirilebilmesi
• Türklerde bir boyun, başka bir Türk boyunu yerinden çıkararak göçe mecbur etmesi
• Dış baskılara (Çin ve Moğol) maruz kalmaları
• Başka milletlerin egemenliğini kabul edip istiklalden mahrum kalmaktansa memleketi
terk etmeyi tercih etmeleri
• Türklerdeki fetih arzusu ve Türk cihan hâkimiyeti ideali
9.
Örf ve âdetler
+
Kurultay kararları
İlk Türk devletlerinde hukuk sisteminin temel kaynakları ile ilgili hazırlanan bu tablo dikkate alındığında aşağı-
dakilerden hangisine ulaşılabilir?
10. KARA-KUZEY
Yağız yer ve kara toprak için kullanılmıştır.
KIZIL (AL)-GÜNEY
Tanrı, koruyucu ruh, ocak (ev) dirlik ve
bağımzsızlık anlamına gelirdi.
İlk Türk devletlerinde yönler ve renkler arasındaki bağlantının verildiği bu görsele göre,
I. İlahi güçlerin daha çok güneyde olduğuna inanılmıştır.
II. Sarı renk iyilik ve kötülük arasındaki mücadeleyi temsil etmektedir.
III. Ak renk saflık ve güzelliği temsil etmektedir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
11. Aşağıdaki görselde Moğolistan’da yürütülen Türk Anıtları Projesi kapsamında gün ışığına çıkarılan ve ağzında kıymetli
bir taş taşıdığı düşünülen mitolojik bir kuş tasvirinin bulunduğu Bilge Kağan’a ait taç yer almaktadır.
Bu bilgilere göre,
I. Hunlar madencilik alanında gelişmiştir.
II. Orta Asya devletlerinde teokratik bir yönetim anlayışı benimsenmiştir.
III. Kök Türkler sanat alanında gelişmiştir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
15. VII ve IX. yüzyıllar arasında Hazar Devleti’nin hâkim olduğu Doğu Avrupa’da tam manasıyla bir “Barış Çağı” yaşanmıştır.
Bu barış döneminde Hazar ülkesi; Doğulu ve Batılı milletlerden insanların kaynaştığı bir yer hâline gelmiştir. Gök Tengri
inancına mensup olan Hazarların milletlerarası bu sıkı ilişkileri sonucunda ülkelerinde İslamiyet, Hristiyanlık ve Musevilik
de yayılmıştır.
Buna göre Hazar Devleti ile ilgili olarak;
I. kültürel etkileşimin yaşandığına,
II. inanç özgürlüğünün sağlandığına,
III. Museviliğin yaygın din olduğuna
durumlarından hangilerine ulaşılamaz?
16. Orhun Yazıtlarında “Türk Milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım. Ondan sonra Tanrı irade ettiği ve lütfettiği için
talih ve kısmetim olduğu için ölecek milleti diriltip kaldırdım, çıplak milleti giydirdim, fakir milleti zengin ettim, nüfusu az
milleti çok ettim.” şeklinde ifadeler yer almaktadır.
Buna göre ilk Türk devletleri ile ilgili olarak;
I. yöneticilerin kendilerini halka karşı sorumlu hissettikleri,
II. feodal bir yapıya sahip oldukları,
III. sosyal devlet anlayışının olduğu
durumlarından hangilerine ulaşılabilir?
17.
Orta Asya Türklerinin gündelik yaşamını gösteren bu görsele göre ilk Türkler hakkında,
I. Konargöçer hayat tarzı benimsenmiştir.
II. Hayvancılık ve dokumacılık faaliyetleri ile uğraşmışlardır.
III. Korunaklı şehirlerde yaşamışlardır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
18. İlk Türk devletlerinde kağan olabilmek için Gök Tengri tarafından kut verilmiş bir aileye mensup olmak gerekir. Kut’un
kan yoluyla hanedanın üyelerine geçtiği kabul edilmiştir. Ancak kimin kağan olacağı taht için yapılan mücadele
sonucunda ortaya çıkmaktadır.
Buna göre ilk Türk devletleri ile ilgili olarak;
I. hanedan üyelerinin tahta çıkma hakkına sahip olduğu,
II. gücün meşruiyet kaynağının tanrısal olduğuna inanıldığı,
III. hanedan üyeleri arasında taht kavgalarının yaşandığı
durumlarından hangilerine ulaşılabilir?
19. Kavimler Göçü’nün tarihte yapılmış diğer Türk göçlerinden daha etkili olmasının sebebi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Uzun bir zaman diliminde gerçekleşmiş olması
B) Orta Asya’da siyasi karışıklık yaşanmasına sebep olması
C) Çin İmparatorluğu’nun etkisinin artmasına yol açması
D) Avrupa’da yeni bir Türk Devleti’nin kurulmuş olması
E) Siyasi ve sosyal olarak geniş bir alanda etkili olması
20. Demiri, altını ve gümüşü çıkarıp işleyebilen Hunlar; başta Çin olmak üzere yerleşik toplumlara kürk, at, et, deri,
silah satmışlar, karşılığında ise ipek, çay ve tahıl ürünleri almışlardır. Güçlü oldukları dönemlerde ise İpek Yolu’nun
uluslararası ticaretine katılmışlar ya da bu yolu kontrol altına almışlardır.
Buna göre İslamiyet öncesi Türklerin geçim kaynakları arasında;
I. hayvancılık,
II. madencilik,
III. ticaret
faaliyetlerinden hangileri yer alır?
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 9. Sınıf
TESTLERİ Tarih
Cevap Anahtarı
1. Emevi Devleti Dönemi’nde Muaviye ölmeden önce oğlu Yezid’i halife tayin etmiştir.
2. İslam medeniyetinin birikimlerini Avrupa’ya aktaran tercüme faaliyetlerinin sistemli bir hâle gelmesi, XII. yüzyılda
Tuleytula’da Bağdat’taki Beytü’l-hikmeye benzer bir müessese kurulmasıyla başlamıştır. Burada çalışan Müslüman,
Hristiyan ve Yahudi mütercimler felsefe, astronomi, matematik, tıp, kimya, tarih, coğrafya ve edebiyat gibi ilimlerle ilgili
pek çok Arapça eseri Latinceye çevirmiştir. XIII. yüzyılda diğer şehirlerde de tercüme okulları açılmaya devam etmiştir.
3. Endülüs Emevileri kültür hayatının dışında tarım ve mimaride de Avrupa’yı önemli ölçüde etkilemiştir. Pirinç, pamuk ve şeker
kamışını İspanya’ya ve dolayısıyla öteki Avrupa ülkelerine ilk tanıtanlar Endülüs Müslümanlarıdır. Suyun buharlaşarak
azalmasını önlemek için yer altından kanallarla naklini İspanya’da ilk defa Müslümanlar uygulamıştır. Avrupa’ya kâğıt
üretimi için palamut ve hurma ağaçlarından katran elde edilmesini öğretenler de yine Endülüslü Müslümanlar olmuştur.
4. XI. yüzyılda İran’da yeni bir güç olarak Büyük Selçuklular ortaya çıkmıştı. Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey, 1055 yılında
Bağdat’ı Büveyhilerden kurtararak Abbasi halifesine dinî itibarını iade etti.
Buna göre Selçuklularla ilgili olarak,
I. İslam dünyasında prestijleri artmıştır.
II. Şii tehlikesini engellemişlerdir.
III. Halifelik makamının yetkilerini ele geçirmişlerdir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
5. İslam medeniyetinde gelişen bilim ve bilim anlayışı, sadece İslam dünyasını değil bütün insanlığı aydınlatmıştır. Haçlı
Seferleri, Akdeniz ticaretinin gelişmesi, İslam fetihleri, İspanya’da kurulan medreseler ve tercüme faaliyetleri gibi gelişmeler
Avrupa’nın İslam medeniyetinden etkilenmesini sağlamıştır.
6. Beytü’l-hikme (Bilgelik evi), bir araştırma ve eğitim kurumu olup Abbasi Halifesi el-Me’mun tarafından kurulmuştur.
Bilgelik evinin en önemli görevleri, dönemin ünlü astronom, matematikçi ve hekimlerini bir araya getirmek ve bilimin çeşitli
alanlarındaki belli başlı eserleri Arapçaya çevirmektir. Grekçe, Süryanice, Sanskritçe ve Farsça gibi dillerden çevrilen çok
sayıda eser, Hizanetü’l-hikme adı verilen kütüphanede toplanmıştır.
Buna göre Abbasiler Dönemi ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
7. Selçuklu Veziri Nizâmülmülk tarafından kurulan Nizamiye Medreseleri birçok ilim adamı ve mütercimin Bağdat’a akın et-
mesine sebep olmuştur. Edebî münazara ve toplantılar çoğalmış, halkın kitaplara olan ilgi ve alakası artmış, şehirde pek
çok kitapçı açılmış bunun sonucunda Bağdat birçok büyük âlim, filozof ve edibin yetiştiği yer olmuştur.
9. Ferhat: Emevilerin takip ettiği politika, toplumda ayrımcılığa sebep olmuş ve Emeviler Dönemi’nde siyasi çekişmeler
neredeyse hiç bitmemiştir.
Özgür: Arap olmayan Müslümanların dışlanması İslamiyet’in diğer milletler arasında kabulünü de yavaşlatmıştır.
Kazım: Evet ama farklı uygulamalar da yaşanmıştır. Örneğin…
A) Halife Muaviye topladığı bir şûrada oğlu Yezid’i veliaht ilan etmiştir.
B) Emevi Halifesi Ömer Bin Abdülaziz cizye vergisini kaldırmıştır.
C) Türk, İranlı, Kıpti ve Berberî gibi halklar İslamiyet’i geç kabul etmiştir.
D) Emeviler, sadece hak edenleri devlet görevlerine getirmiştir.
E) İspanya’ya gönderilen Tarık bin Ziyad, İspanya’yı fethetmiştir.
11. • Abbasi Halifesi Harun Reşid, muhafız birliğini Türklerden meydana getirmiştir.
• Avasım eyaleti kurularak Türklerden oluşan askerî birlikler buraya yerleştirilmiştir.
• Bizans’tan gelebilecek tehditleri önlemek için Halife Me’mun, Arap ve İranlılara karşı Türkleri denge unsuru olarak
görmüştür.
• Halife Mu’tasım, sadece Türklere ait olan Samarra şehrini kurdurmuştur.
Abbasi Devleti’nde yaşanan bu gelişmeler dikkate alındığında;
I. Abbasi Devleti’nde Türkler, egemenliği ele geçirmeye başlamıştır.
II. Türklerin askerlik yeteneğinden faydalanılmıştır.
III. Bizans sınırlarını muhafaza amacıyla ordugah şehirlere Türkler yerleştirilmiştir.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
Talas Savaşı sonrasındaki yakınlaşma ile Türkler, Müslümanlığı kabul etmeye başlamış ve Türklere devlet içinde çeşitli
görevler verilmiştir. Abbasi Halifesi Harun Reşid, muhafız birliğini Türklerden meydana getirmiş ve merkezi Antakya olan
Avasım eyaleti kurularak Türkler buraya yerleştirilmiştir.
Abbasilerin Avasım eyaletini haritada gösterilen yere kurmuş olmasındaki temel amaç aşağıdakilerden hangisidir?
13. Bir tarih öğretmeninin “İslam medeniyetinin en önemli özelliği bilgi medeniyeti olmasıdır.” ifadesini ispat etmek için
aşağıdaki örneklerden hangisini vermesi doğru olmaz?
A) Kur’an-ı Kerim’in pek çok yerinde insanların ilim öğrenmeye teşvik edilmesi
B) Hz. Muhammed’in Mekke’de Hilfu’l-Fudûl’un oluşmasına katkı sağlaması
C) Hz. Muhammed’in ilmin önemiyle ilgili pek çok hadisinin olması
D) Bedir Savaşı esirlerinin, okuma-yazma öğretme karşılığı serbest bırakılması
E) Hz. Muhammed’in tıp tahsili için Müslümanları İran’a göndermesi
14. Floransalı sanat tarihçisi Titus Burckhardt, “İslam nedir?” sorusuna; İslam sanatına ait Kurtuba Camisi’ni veya Kahire’deki
İbn Tolun Camisi’ni, Semerkant’taki medreselerden birini veya Taç Mahal’i cevap olarak verebiliriz.
Sanat tarihçisi Burckhardt’ın;
I. İslamiyet’in sanata verdiği değeri,
II. İslam sanatının Avrupa’dan etkilendiği,
III. sanat ile İslam kelimelerinin bir arada kullanılamayacağı
durumlarından hangilerini vurguladığı söylenebilir?
16. Doğu Roma İmparatorluğu ve Sasani İmparatorluğu, İslamiyet’in doğduğu dönemde Arabistan çevresine hâkim olan iki
büyük güçtür.
Bu iki büyük gücün Arabistan topraklarını istila etmemesinde;
I. Arap toplumunun bedevilerden oluşması,
II. ekonomik getirisinin fazla olmaması,
III. Arabistan topraklarının çöllerle kaplı olması
durumlarından hangilerinin etkili olduğu söylenebilir?
17. Hicret sonrası imzalanan Medine Sözleşmesi ile alınan kararların bazıları şunlardır:
• Eşit hak ve hürriyetlere sahip bir toplum yapısı oluşturulacağı
• Soya dayalı kabilecilik anlayışına son verilmek istendiği
• Gayrimüslümlere inanç hürriyeti sağlandığı
• Medine şehrine yapılacak saldırılarda tüm unsurların ortak hareket edeceği
• Üzerinde anlaşmazlığa düşülen konularda hükmün peygambere ait olduğu
Bu kararlara göre aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
18.
19. Aşağıdakilerden hangisi Emevi Devleti’nin yıkılma nedenlerinden biri olarak kabul edilemez?
A) Hanedan üyeleri arasındaki mücadeleler
B) Toplumdaki kabilecilik anlayışı
C) İkta sisteminin uygulanması
D) Şiilerin muhalif çalışmaları
E) Mevali politikası
20. İslamiyet öncesi Avrupa’da feodalite egemenken; Orta, Kuzey ve Batı Avrupa’da Katolik mezhebi, Doğu Avrupa’da ise
Ortodoksluk mezhebi yaygındı.
Bu duruma göre İslamiyet öncesi Avrupa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 9. Sınıf
TESTLERİ Tarih
Cevap Anahtarı
1. İlk Türk devletlerinde, Türk kağanının dünyayı idare etmek üzere Gök Tengri tarafından görevlendirildiğine inanılırdı.Tanrı
kutuna kavuşmak ancak bütün Türk illerinin bir idarede toplanmasıyla ortaya çıkardı. Türklerde zamanla dünyayı huzur
ve barışa kavuşturmayı gaye edinen bir fütuhat felsefesi ve her yerde adil, eşitlikçi Türk töresini yürürlüğe koyma anlayışı
ortaya çıkmıştır.
Buna göre İslamiyet Öncesi Türk devlet anlayışı ile ilgili olarak,
I. Hükümdarlık babadan oğula geçer.
II. Cihan hâkimiyeti anlayışı vardır.
III. Gücün meşruiyet kaynağı tanrısaldır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
2. İslamiyet Öncesi Türk devletlerinde Bilge Kağan’ın sözlerine yansıyan halkını koruma, ihtiyaçlarını karşılama, yani “hizmet
devleti” anlayışı, İslamiyet’in kabulüyle kağanların kişisel çabası olmaktan daha öteye giderek, bir devlet politikası hâline
dönüşmüştür. “İnsanların en iyisi, insanlığa hizmet edendir.” hadisini Müslüman Türkler kendilerine şiar edinmişlerdir.
A) Türklerdeki sosyal devlet anlayışı İslamiyet ile birlikte ileri bir düzeye ulaşmıştır.
B) İslamiyet’in kabulüyle Müslüman Türkler farklı yönetim şekillerini benimsemişlerdir.
C) Toplumsal yapıda sosyal hareketliliğin canlı tutulmasına önem verilmiştir.
D) İslamiyet öncesi Türk devletlerinde teokratik devlet yapısı hâkimdir.
E) Daha geniş coğrafyalara hâkim olma düşüncesi benimsenmiştir.
4. Kutadgu Bilig, XI. yüzyıl Karahanlılar devri Türk-İslam kültürünün bir ürünü olup İslami dönem Türk kültürünün ilk manzum
siyasetnâmesidir. Bu eserde yer alan ifadelerden biri şöyledir:
“Zulüm yanan ateştir, yaklaşanı yakar. Kanun su gibidir, akarsa nimet yetiştirir. Ey hâkim, memleketi uzun süre yönetmek
istersen kanunu doğru yürütmeli ve halkı korumalısın. Kanun ile ülke genişler ve dünya düzene girer. Zulüm ile ülke eksilir
ve dünya bozulur.”
5.
KARAHANLI DEVLETİ’NDE SOSYAL HAYAT
Hükümdarın halkına karşı sorumlulukları Halkın hükümdara karşı sorumlulukları
6. Gazze Devleti en geniş sınırlarına Gazneli Mahmut zamanında ulaşmıştır. Gazneli Mahmut, Karahanlılarla anlaşarak
Samanoğulları Devleti’ne son verdi. Diğer yandan Abbasi halifesini Büveyhoğullarının hâkimiyetinden kurtararak ondan
sultan unvanını aldı. Hindistan’a yaptığı on yedi seferle İslamiyet’in bu ülkede yayılmasını sağladı.
Buna göre Gazneli Mahmut’la ilgili olarak;
I. Karahanlılar ile iş birliği yaptığı,
II. Halifeliği ele geçirdiği,
III. Türk siyasi birliğini sağladığı
yorumlarından hangilerine ulaşılabilir?
7.
Verilen tarih şeridi dikkate alındığında aşağıdaki devletlerden hangisinin Büyük Selçukluların çağdaşı olduğu
söylenemez?
A) Karahanlılar
B) Abbasiler
C) Gazneliler
D) Endülüs Emevileri
E) Bizans İmparatorluğu
8. Tuğrul Bey 1055’te Bağdat’a girip halifeyi Büveyhoğullarının tahakkümünden kurtardıktan sonra halife ona “Doğu’nun ve
Batı’nın hükümdarı” unvanını verdi. Bunu ifade etmek üzere de başına iki taç giydirdi.
9. Büyük Selçuklu Devleti’nde ordunun çoğunluğu süvarilerden oluşurdu. Savaşlarda kendi yaptıkları ok, yay, kılıç, kalkan,
mızrak ve hançer gibi hafif silahlar; kuşatmalarda da arrade (hafif taşlar atan silah) ve mancınık gibi ağır silah kullanırlardı.
Buna göre Büyük Selçuklu Devleti’nin askerî teşkilatı ile ilgili olarak;
I. ordunun büyük bir bölümünün atlı birliklerden oluştuğu,
II. ağır silah teknolojisinden uzak kaldıkları,
III. Türklerin kendi silahlarını imal ettikleri
yorumlarından hangilerine ulaşılabilir?
10. Eski Türk telâkkisine göre ülke hükümdar ve ailesinin ortak malıdır. Bu Türk geleneğine uygun olarak Selçuklularda da
devlet teşkilatı çok düzenli bir şekle konulmuştur. Selçuklularda hâkimiyetin yegâne temsilcisi hükümdardır ve yetkisini
Allah’tan aldığına inanılmıştır. Selçuklu sultanı hayatta olduğu sürece çocukları vali ve melik sıfatıyla bazı bölgeleri idare
etmiştir. Yanlarında ise onlara yardım etmesi için atabeyler bulunmuştur. Eğer çocuklar zayıfsa veyahut da yaşı küçükse
atabeyler bundan faydalanarak güçlenmiştir.
Buna göre Büyük Selçuklularda devlet teşkilatı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
12. Türkler İslamiyet’i kabul ettikten sonra Abbasiler ve Samanoğulları gibi İslam devletleriyle yakın ilişkiler içine girdiler. Bu
devletlerden aldıkları kurumları ve uygulamaları Türk devlet geleneği ve Türk töresiyle birleştirerek özgün bir devlet modeli
ortaya koydular. Zamanla değişip gelişen bu modelin ilk temsilcilerinden olan Karahanlı Devleti’nde hükümdarlar, İslami
isimler ve unvanların yanında Türkçe isimleri ve unvanları da kullanmaya devam ettiler. Böylelikle Türk töresini İslami
geleneklerle kaynaştırarak iki medeniyet arasında köprü kurdular.
Buna göre Türk-İslam devletlerinin teşkilat yapılarıyla ilgili,
I. İlk örnekleri Orta Asya’da Karahanlı Devleti’nde görülmüştür.
II. Türk kimliği muhafaza edilmiştir.
III. Farklı devletlerden etkilenilmiştir.
yargılarından hangilerinin doğru olduğu savunulabilir?
13. X. yüzyılın ikinci yarısında Oğuzlar arasında İslamiyet yayılmaya başlamış ancak XI. yüzyılda hâkim bir din hâline
gelebilmiştir. Oğuz boylarından Müslümanlığı kabul edenleri, etmeyenlerden ayırmak için onlara Türkmen adı verilmiştir.
XIII. yüzyıl başlarından itibaren artık Türkmen tabiri her yerde Oğuz adının yerine kullanılmaya başlanmıştır. Oğuzlar,
Tuğrul Bey önderliğinde Selçuklu Devleti’ni kurmuştur. Tuğrul Bey, Şii Büveyhilerin baskı altında tuttukları Abbasi halifesini
kurtararak bozulan İslam birliğini yeniden sağlamıştır.
14. Bir tarihçi ‘’Türklerin İslamiyet’e hizmetleri yalnız siyasi, askerî ve idari sahalarda olmamıştır. Türklerin, İslam
medeniyetinin gelişmesine de önemli katkıları olmuştur.’’ demiştir.
Bu tarihçinin sözlerine aşağıdakilerden hangisi doğrudan kanıt olarak gösterilebilir?
A) Haçlı orduları karşısında İslam coğrafyasını korumuşlardır.
B) İslam halifesini Şii Büveyhoğullarından korumuşlardır.
C) Medreseler kurarak büyük bilim insanları yetiştirmişlerdir.
D) Anadolu’nun ve Hindistan’ın İslamlaşmasını sağlamışlardır.
E) İslam dünyasında siyasi birliği sağlamaya çalışmışlardır.
15. Horasan merkezli kurulan Büyük Selçuklu Devleti, Türkler ve İranlılar olmak üzere başlıca iki gruptan oluşuyordu. Bu
yüzden devlet teşkilatında iki grubun da etkisi görülürdü. Selçuklularda vezirlik kurumunda Abbasi, Sasani ve Gazne tesiri
vardı. Devletin mülki teşkilatına İranlılar, askerî teşkilatına Türkler hâkim olmuştur.
Buna göre Büyük Selçuklu Devleti ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
16. Nizâmülmülk ünlü eseri Siyasetname’de: “Sultan haftada iki gün Divan-ı mezalime oturarak mazlumun hakkını vermelidir.
Halkın işlerinden gafil olmamalı fakiri, kimsesizleri gözetmelidir. Cömert olmalıdır. Memleket meselelerinde acele
etmemeli, işin hakikatinin ortaya çıkması için araştırılmasını emretmelidir. Devlet işlerinde takip edeceği siyaseti, âlimler
ve cihan görmüşlerle konuşarak tespit etmelidir. Ferasetli olmalı, meseleler üzerinde kafa yormalı, töre ve geleneklerle
ilgili olmalıdır. Hak edenlere görev vermeli ve devlet görevlilerini sürekli denetim altında tutmalıdır.” demiştir.
17.
Türk tasavvuf tarihinin ilk edebî eseridir. Hoca Ahmet Yesevi tarafından Türkçe olarak I. Kutadgu Bilig
yazılmıştır.
XII. yüzyılda Edip Ahmet Yükneki tarafından yazılmıştır. Eser içerik ve edebî yönüyle II. Divânü Lûgati’t-Türk
Kutadgu Bilig’in devamı olarak kabul edilmiştir.
III. Atabetü’l-Hakayık
Türk tarihinin ilk sözlüğü olup, Kaşgarlı Mahmut tarafından 1077 yılında Abbasi Halifesi
Muktedi Billah’a sunulmuştur.
IV. Divân-ı Hikmet
Yusuf Has Hacip eserini 1070’te Doğu Karahanlı Hükümdarı Uluğ Kara Buğra Han’a
Türkçe olarak sunmuştur. V. Zic-i Sencerî
Yukarıdaki tabloda verilen bilgiler ile eserler eşleştirildiğinde hangisi dışta kalır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
18. Kutadgu Bilig’de devlet teşkilatının özelliklerine ilişkin şu ifadeler yer almaktadır: “Memleket tutmak için çok asker ve ordu
lazımdır, askeri beslemek için de çok mal ve servete ihtiyaç vardır. Bu malı elde etmek için halkın zengin olması gerektir,
halkın zengin olması için de doğru kanunlar konulmalıdır. Bunlardan biri ihmal edilirse dördü de kalır, dördü birden ihmal
edilirse beylik çözülmeye yüz tutar.”
Buna göre devletin varlığını sürdürebilmesi için;
I. yönetici sayısının artırılması,
II. ekonominin güçlü olması,
III. adaletin hâkim olması
durumlarından hangilerinin gerekli olduğu söylenebilir?
19. Selçuklularda şehzadeler küçük yaşlarda eyaletlere melik olarak gönderiliyordu. Kendilerini yetiştirmek ve işlerini idare
etmek üzere onlara birer atabey tayin ediliyordu. Şehzadeler büyüdükten sonra da onların veziri ve kumandanı olarak
kalan bu atabeyler, devlet adamı olarak yetişmelerinde faydalı oluyordu. Ancak atabeylerin, Melikleri sultanlığa kışkırtmak
ve o sayede kendi mevkilerini yükseltmek maksadıyla sebep oldukları sarsıntılar devlete büyük zarar vermiştir.
Verilen bilgiler dikkate alındığında Atabeyler ile ilgili olarak,
I. Meliklerin yetişmesinde önemli rol oynamışlardır.
II. Devlet idaresinde söz sahibi olmaya çalışmışlardır.
III. Melik unvanını kullanmışlardır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 9. Sınıf
TESTLERİ Tarih
Cevap Anahtarı
1. “Gerçek bir tarih için kaynaklara gitmek, kaynakları iyi tenkit edip değerlendirmek gerekir.”
Halil İnalcık
Halil İnalcık’ın, tarih biliminin;
I. belge ve bulguların ortaya çıkarılması,
II. eleştirel bir yaklaşımla kaynakların yorumlanması,
III. farklı bilim dallarından yararlanılması
yöntemlerinden hangilerine vurgu yaptığı söylenebilir?
2. • Çayönü
• Çatalhöyük
Verilen merkezlerin ortak yönleri göz önünde bulundurulduğunda en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi olur?
3. Hitit Kralı I. Hattuşili, işgal ve yağma amacıyla gittiği Kuzey Mezopotamya’dan geri dönerken başkent Hattuşa’ya bazı
zanaatkârlar ve kâtipleri de getirmiştir. Hattuşili onlara ‘’Haydi bakalım, oradaki beyleriniz için yazıp çizdiğiniz şeylerden
şimdi benim için de yazacaksınız.’’demiştir.
Hattuşili’nin, kâtipleri ülkesine getirmesinde;
I. halkın okuma yazma öğrenmesini sağlama,
II. tanrılar adına dinî metinleri kaydetme,
III. devlet ve kamu yazışmalarını gerçekleştirme
amaçlarından hangilerinin etkili olduğu savunulabilir?
4. Hitit kanunları, Mezopotamya kanunlarından etkilenmekle birlikte farklı olarak birçok suçta ölüm cezası yerine tazminat
cezaları belirlemiştir.
5. Tarımın sınırlı alanlarda yapılabildiği buna karşın otlakların geniş yer tuttuğu Orta Asya’da, Türk boyları zorunlu olarak
geçimlerini hayvancılık üzerine kurmuştur. Bu nedenle hayvancılık ile uğraşan Türklerin büyük çoğunluğu, konargöçer
bir yaşam tarzını benimserken bir kısmı da yerleşik yaşam sürmüştür.
A) Coğrafi bölgenin fiziki yapısı, Türklerin hayat tarzının oluşumunda etkili olmuştur.
B) Türkler geniş coğrafyalara hükmetmiştir.
C) Devletin uzun ömürlü olmasında ikili yönetim anlayışı etkili olmuştur.
D) Toprak bütünlüğü göçebe yaşam ile korunmuştur.
E) Türkler gelişmiş bir boy teşkilatı içinde örgütlenmişlerdir.
6. Orta Çağ’da Asya ve Avrupa’da yaşayan konargöçer ve yerleşik toplumlar ile ilgili aşağıda verilen bilgilerden
hangisi doğrudur?
Konargöçer Toplumlar Yerleşik Toplumlar
A) Savaşçı bir yaşam tarzına sahiplerdir. Kalıcı mimari eserler inşa etmemişlerdir.
B) Yazılı hukuk anlayışı gelişmiştir. Barışçıl bir yaşam tarzına sahiplerdir.
C) Barışçıl bir yaşam tarzına sahiplerdir. Savaşçı bir yaşam tarzına sahiplerdir.
D) Temel geçim kaynakları hayvancılıktır. Temel geçim kaynakları tarımdır.
E) Kalıcı mimari eserler inşa etmişlerdir. Yazılı hukuk anlayışı gelişmiştir.
7. Türk toplulukları, çeşitli nedenlerle yaşadıkları bölgeleri kitleler hâlinde terk ederek çok uzun mesafeler kat etmek
suretiyle başka alanlara göç etmiştir. Göçlerin siyasi ve ekonomik olmak üzere iki temel sebebi vardır.
Türklerin Orta Asya’dan göç etmesinde etkili olan aşağıdaki nedenlerden hangisinin ekonomi ile ilgili olduğu
söylenebilir?
8. Büyük Bulgar Devleti’nin yıkılmasından sonra 680’de Otuz-Ogurlar’dan bir grup İtil (Volga) Bulgar Devleti’ni kurmuştur.
Ticari ilişkiler sonucu, İslamiyet’le tanışan Bulgarlar, X. yüzyılın ilk yarısında İslamiyet’i kabul etmişlerdir.
Buna göre İtil (Volga) Bulgar Devleti ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisine ulaşılabilir?
9. Uygur hükümdarı Böğü Kağan; mani dinini kabul etmiştir. Bu dinin etkisiyle Uygurlar; yerleşik hayata geçmeye,
hayvancılığı bırakmaya, et yememeye ve savaşçı özelliklerini yitirmeye başlamıştır. Fakat sonradan Mani dini Uygurların
bilim, sanat ve edebiyatta ilerlemelerinde etkili olmuştur.
Buna göre Uygurların din değiştirmelerinin;
I. askerlik özelliklerinden uzaklaşmaları,
II. Türklük kimliğini yitirerek asimile olmaları,
III. kültürel açıdan ileriye gitmeleri
durumlarından hangilerine neden olduğu söylenebilir?
10. • Türk toplumunda eli silah tutan herkes asker sayılmış ve Hazar Devleti hariç ücretli askerlere rastlanmamıştır.
• İlk düzenli Türk ordusu Mete Han tarafından onlu teşkilat esas alınarak oluşturulmuştur. Geçmişten günümüze pek
çok devlet ordularını bu sisteme göre düzenlemiştir.
• Türkler, demir cevherini işleyerek elde ettikleri yüksek kaliteli silahlarla savaştıkları devletlere karşı üstünlük
sağlamışlardır.
Buna göre Türk askerî teşkilatının;
I. ilk Türk devletlerinde ordu-millet anlayışının hâkim olduğu,
II. Türklerin askerî teşkilatlanma konusunda diğer devletlere örnek olduğu,
III. ordunun temelinin yaya birliklere dayandığı
özelliklerinden hangilerine sahip olduğu savunulamaz?
11. Türkler, tarih boyunca savaşçı kimliğiyle ön plana çıkmış bir millettir. Diğer kavimler tarafından verilen bu kimliğin
oluşumunda Türklerin yaşadığı coğrafyadaki sert iklim koşulları, Orta Asya’daki diğer milletler ve Türk boyları arasındaki
mücadeleler etkili olmuştur. Bu şartlar Türklerin disiplinli, teşkilatçı ve mücadeleci olmalarını da sağlamıştır.
Buna göre;
I. yaşanılan coğrafyanın Türklerin kimliği üzerinde etkili olduğu,
II. Türk boyları arasında çatışmaların yaşandığı,
III. farklı ülkelerin ordularından etkilendikleri
yorumlarından hangilerine ulaşılabilir?
12. Eski Türklerde toplumun en küçük yapı birimi olan aile, kan bağı esasına dayanmaktadır. Türkler dünyanın dört bir
tarafına dağılmalarına rağmen varlıklarını korumaları aile yapısına verdikleri önemden kaynaklanmaktadır. Aileler
birleşerek urugları, uruglar boyları, boylar budunları, budunlar da devleti meydana getirmiştir. Boyların başında bulunan
boy beyleri siyasi ve ekonomik gücü olan doğrulukları ile tanınan kişiler arasından seçilmiştir.
14. İlk Türk devletlerinde görülen kut anlayışı İslamiyet’le birlikte “Allah’ın nasibi veya takdiri” olarak kabul edilmiştir. Kut’a
sahip olan hükümdarlar devleti iyi idare etmek, halkın huzur ve refahını sağlamak zorundadır.
Buna göre ilk Türk- İslam Devletleri ile ilgili olarak,
I. İslamiyet’i kabul ettikten sonra da hükümdarların gücünün kaynağı ilahidir.
II. Sosyal devlet anlayışı görülmektedir.
III. Hükümdarların yetkileri sınırlandırılmıştır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
15. Türkler, 642 Nihavend Savaşı’ndan sonra Müslümanlarla temas etmeye başlamıştır. İran’da kurulan Sasani Devleti’nin
yıkılmasından sonra Türklerle Araplar arasında yaklaşık elli yıl süren mücadeleler yaşanmıştır. Emevi Dönemi’nden
itibaren Türkler, İslamiyet’in hizmetinde yer almaya başlamıştır. Ancak, Emevilerin Arap olmayanlara uyguladığı olumsuz
politika, Türklerin İslamiyet’e geçişini geciktirmiştir. Daha sonra Emevi Hanedanı’nın yıkılarak Abbasilerin iktidara
gelmesini sağlayan isyan hareketinde, Abbasileri destekleyen Türkler önemli rol oynamıştır.
16. Türk dünyasında, İslamiyet Maveraünnehir Bölgesi’nde yayılmaya başladığı zaman şehirlerdeki tekke ve medreselerde
görevli olan âlimler, Türkistan’ın en ücra köşelerine kervanlarla ulaşarak İslamiyet’in özelliklerini Türk boylarına anlatma
imkânı bulmuştur.
Buna göre;
I. Maveraünnehir’de ilim merkezlerinin kurulduğu,
II. Türklerin eski inançlarının İslamiyet’i kabulü kolaylaştırdığı,
III. İslamiyet’in Türkler arasında yayılmasında ticaretin etkili olduğu
durumlarından hangisine ulaşılabilir?
17. Türk Milleti’nin Müslümanlıktan önceki inancı olan Gök Tanrı inancı ile İslamiyet arasındaki benzerlikler Türklerin
İslamiyet’i kabulünü kolaylaştırmıştır.
Gök Tanrı inancının aşağıdaki unsurlarından hangisi bu duruma örnek olarak verilemez?
18. Büyük Selçuklularda bütün devlet işleri “Büyük Divan” tarafından yürütülürdü. “Divan-ı Saltanat” da denilen Büyük
Divana bağlı dört divan daha vardı.
Aşağıdakilerden hangisi Büyük Selçuklularda “Büyük Divan”a bağlı olan divanlardan biri değildir?
A) Divan-ı İnşa B) Divan-ı İstifa C) Divan-ı Hümayun D) Divan-ı İşraf E) Divan-ı Arz
20. Büyük Selçuklular zamanında Nizamiye Medreseleriyle medrese mimarisi ilk şeklini almıştır. Girintili duvarları ve
büyük avlu yapısıyla ilk defa medrese camiler yapılmıştır. İsfahan’da bulunan Melikşah tarafından inşa edilen Mescid-i
Camisi’nin planı Irak, İran ve Türkistan’da da uygulanmıştır.
Buna göre Büyük Selçuklu Devleti ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 9. Sınıf
TESTLERİ Tarih
Cevap Anahtarı
1. İnsanlığın varoluş ve yaşam serüveni göz önüne alındığında bugün ulaşılan gelişmişlik düzeyi bir tecrübe birikiminin ürü-
nüdür. Geçmiş ve gelecek bilincine sahip tek varlık olan insan, sahip olduğu tecrübeleri geçmişten edinir ve bunu gelecek
nesillere aktarır. Bunun için de tarih bilimine ihtiyaç duyar. Bilimsel ve teknik gelişmelerin hızlı yaşandığı çağımızda tarih
bilimine olan ilgi ve ihtiyaç azalmamakta aksine her geçen gün artmaktadır.
Yalnız bu bilgiler dikkate alındığında tarih bilimi ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
2. Tarihi diğer beşerî ve sosyal bilim dallarından ayıran en önemli fark; diğer bilimler insanı veya doğayı bir yönüyle ele
alırken tarih, insanı her yönüyle ve bütün yaptıklarıyla anlamaya ve anlatmaya çalışır. Tarih, yöntem olarak da diğer bi-
limlerden farklılık gösterir. Tarihî olaylar fen ve doğa bilimleri gibi tümdengelim ve tümevarım yöntemleriyle kavranamaz.
Çünkü bu bilimlerin ilgilendiği konuların doğruluğu deneyle ortaya konabilirken tarih bilimi için deney uygulanabilecek bir
metot değildir.
3. Milletlerin ortak hafızası olan tarih, millî ve toplumsal kimliğin inşasında önemli rol oynar. Toplum, kendisini oluşturan birey-
lerin bir kimlik altında toplanması sayesinde ortaya çıkar. Kimlik insanların düşünme, kendilerini ifade etme ve geliştirme
biçimlerinin değişmez karakteri olarak tanımlanabilir. Kimlik olmadan bir toplumun devamlılık sağlayabilmesi söz konusu
olmayacaktır. Toplumsal kimlik, ahlaki ve tarihî değerlerin etkisiyle oluşur. Topluluk şuuru yani sürekliliği toplumsal kimlikle
aynıdır. Bireylerin ve toplumun kendini Türk kimliği gibi bir kimlik altında tanımlaması, toplumsal birliktelikle gerçekleşir.
Ayrıca tarih, bireylere yaşadığı toplumun geçmişini öğreterek kişinin kendi milletine aidiyet duygusuyla bağlanmasını
sağlar.
4. Arkeolojik kazı çalışması sonrasında kazı alanının Neolitik (Cilalı Taş) Döneme ait olduğunu belirten bir arkeolo-
ğun buluntular arasında aşağıdakilerden hangisinin varlığından söz etmesi beklenemez?
A) Tarım aletleri
B) Kilden yapılmış kaplar
C) Köy yerleşmesi kalıntıları
D) Bitki liflerinden yapılmış elbiseler
E) Üzerinde hükümdarın adı yazılı paralar
5. Yazı sayesinde tarihin kaydını tutmaya başlayan insanoğlu yazının keşfini bir dönüm noktası olarak kabul etmiştir. Bunun
sonucunda yazıdan önceki zamanlar Tarih Öncesi, yazıdan sonraki zamanlar ise Tarihî Dönemler olarak adlandırılmıştır.
Böylece tarihî olayların daha rahat incelenmesi, araştırılması ve öğrenilmesi için tarihçiler tarihi belirli dönemlere (çağla-
ra) ayırmıştır. Geçmişin dönemlendirilmesinde farklı toplum ve kültürler özellikle kendi tarihlerindeki önemli olayları esas
almıştır.
Bu bilgilere göre;
6. İlk Çağ’da Mezopotamya’daki dinî inanışlara göre her şey tanrıların malıydı. Tanrılar için çalışan insanlar, ürettiklerini
mabetlerde birleştirirdi. Herkes elde ettiği ürünü, tanrının evine yani mabede teslim etmek zorundaydı. Rahipler, vatandaş-
ların teslim ettiği ürünü tabletlere resmederdi. Bunun sonucunda Sümerler, mabet ekonomisinin zorunluluğu ile sembol
yazısını (piktograf) icat etti. Başlangıçta insanların kayıt tutmalarına yardımcı olmak için kullanılan bu yazı, sembol şeklin-
deki işaretlerden oluşmuştur. Piktografik yazıda avuç içine sığabilecek bir kil tablet üzerine kareler çizilir ve anlatılmak is-
tenenler sembollerle verilirdi. Yazı yaygınlaştıkça semboller giderek küçülmüş ve işaret kümeleri hâline gelmiştir. İşaretler
çiviye benzetildiği için bu yazıya “çivi yazısı” denmiştir.
7. Toplumların avcı ve toplayıcı dönemlerinde erkeklerin avcılık, kadınların toplayıcılık yaptığı basit bir iş bölümü vardı.
Yerleşik yaşama geçmiş tarım yapan topluluklarda ise çiftçiler tükettiklerinden fazlasını ürettiler. Bu gelişme artık ürünü
ortaya çıkardı. İlk çiftçiler arasından geçimi için tarım üretimi yapma zorunluluğundan kurtulan bazı kişiler, ürünlerin depo-
lanması, dağıtımı, savunma hizmeti ve dinî liderlik gibi konularda uzmanlaştılar. - - - -
Bu metin aşağıdaki cümlelerden hangisi ile tamamlanırsa tarihsel açıdan anlam bütünlüğü sağlanmış olur?
A) Sonunda yerleşik yaşama geçilmesi ile göçebe yaşam tarzı sona erdi.
B) Elbette tarım toplumuna geçilmesi sonucu avcılık ve toplayıcılığın önemi azaldı.
C) Böylece tarım toplumlarında çiftçilik dışında yeni meslekler ortaya çıktı.
D) Bu durum artık ürünün ortaya çıkmasını ve takas yoluyla ticareti geliştirdi.
E) Bu gelişme ile birlikte çiftçilik insanlık tarihinin ilk mesleklerinden biri hâline geldi.
8. Tabakalı toplum yapısının en uç birimi olarak tanımlanan kölelik, İlk ve Orta Çağ’da toplumlarda yaygın olarak görülmüştür
(I). Mezopotamya’da, eski Mısır’da, Yunan’da, Roma’da, İslam öncesi İran, Orta Asya ve Anadolu’da yaşayan kavimlerde
köleliğe rastlanmıştır (II). Tarih boyunca savaş esirleri, ağır suç işleyenler, borcunu ödeyemeyenler, korsanlar tarafından
kaçırılanlar köleleştirilir ve köle pazarlarında satılırdı (III). Köleliğin bir üretim unsuruna dönüştürülmesi Antik Yunan ve
Roma toplumlarında gerçekleşmiştir (IV). Batı’da kölelik Roma İmparatorluğu’nun yıkılması sonucu ortaya çıkan feodalite
rejimi içerisinde ortadan kalkmış, yerine “serflik” olarak adlandırılan ve köleliğin dönüşmüş biçimi olan toprağa bağlı köy-
lülük gelmiştir (V).
Bu metindeki numaralanmış cümlelerden hangisinde insanların köleleştirilmesine yol açan nedenlerden söz edil-
mektedir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
9. Türkler toplumsal yaşamda hayvan kürklerinden yapılan börk, deriden çizme ve kemer kullanmışlar, günlük hayatta et ve
süt ürünlerini çok tüketmişlerdir.
Bu bilgi dikkate alındığında Eski Türklerle ilgili aşağıdaki yorumlardan hangisine ulaşılabilir?
11. I. Kim mal alır ve arka arkaya üç kez iflas ettiğini bildirirse ölümle cezalandıralacaktır.
II. Hükümdarın ülkedeki olaylar hakkında daha çabuk bilgi edinebilmesi için posta teşkilatı kurulacaktır.
III. Nogaylar askerî birliklerin başına geçecekler ve binerli, yüzerli ve onarlı olarak birliklerin başına komutan atayacaktır.
Cengiz Yasalarında yer alan bu hükümlerden hangilerinin devletin idari ve askerî teşkilatlanmasına yönelik
olduğu savunulamaz?
12. • Roma İmparatorluğu Dönemi’nde yapılan On İki Levha Kanunlarında kadınların mülkiyet, ticaret yapma ve miras
hakkı bulunmamaktadır. Kadın babasına, kocasına veya erkek kardeşine tabidir.
• Doğu Roma İmparatorluğu Dönemi’nde yapılan Justinianus Kanunlarında kadınlar miras, ticaret yapma, mal mülk
edinme ve çocuklarının vasisi olma haklarına sahiptir.
Bu iki durum birlikte değerlendirildiğinde aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
13. MÖ 1280 yılında Mısır Kralı II. Ramses ile Hitit Kralı Hattuşili arasında tarihte bilinen ilk savaş olan “Kadeş Savaşı” ya-
şanmıştır. Savaşın tam bir galibi olmayıp ağır kayıplar veren II. Ramses Mısır’a dönmüş, Hattuşili onu takip edememiştir.
Buna rağmen II. Ramses, savaş sonunda yaptırdığı tapınağa galip geldiğini anlatan uzunca bir zafernameyi hiyeroglif
yazısıyla yazdırmıştır. Hitit Kralı ise “Anal” adı verilen günlüklere savaşın tam bir galibi olmadığını iki tarafın da ağır kayıp
verdiğini ve barış yapıldığını yazdırmıştır. Günümüz modern tarihçileri Hitit Kralı Hattuşili’nin yazdıklarını tarihî kanıt olarak
kabul etmişlerdir.
14.
Asya Hun Devleti’nde Avrupa Hun II. Kök Türk Uygur
MÖ Mete Han’ın Devleti’nin Devleti’nin Devleti’nin
375 552 735
220 tahta çıkması yıkılışı kuruluşu Yıkılışı
İslamiyet öncesi Türk tarihi ile ilgili bazı olayların yer aldığı tarih şeridi dikkate alındığında aşağıdaki yorumlardan
hangisine ulaşılamaz?
15. Orhun Abidelerinde “Üstte mavi gök, altta yağız yer yaratıldığında ikisinin arasında insanoğlu yaratılmış. İnsanoğlunun
üzerine atalarım dedem Bumin Kağan ve İstemi Kağan oturmuş.’’ ifadesi bulunmaktadır.
16. Mete Han MÖ 187 yılında Çin İmparatoriçesine yazdığı mektupta hayatının ilk dönemleri ile ilgili şu bilgileri vermektedir.
“Irmaklar ve göller arasında doğdum, geniş yaylalarda sığırlar ve atlar arasında büyüdüm, kendimi sık sık sınır boylarında
buldum.”
A) Yazıyı kullandıklarına
B) Hayvancılıkla uğraştıklarına
C) Tarımda sulamaya önem verdiklerine
D) Akınlarda bulunduklarına
E) Sınır komşularıyla ilişki kurduklarına
17. İslamiyet öncesi Türk devletlerinden olan Hunlar ve Köktürklerde kullanılan eşyalar taşınabilir malzemelerden oluşmak-
taydı. Fakat Uygurlardan itibaren kalıcı sanat eserleri de yapılmaya başlanmıştır.
Türk devletlerindeki sanat anlayışında görülen bu değişikliğin temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
18. Dört Halife Dönemi’nde görülen aşağıdaki gelişmelerden hangisi tarımsal üretimi arttırmaya ve taşrada güvenliği
sağlamaya yöneliktir?
A) Beytü’l-mal denilen devlet hazinesinin kurulması
B) İkta sisteminin temellerinin atılması
C) Gayrimüslimlerden cizye vergisinin alınması
D) Ülkenin eyaletlere ayrılması
E) Müslümanlardan öşür vergisinin alınması
A) Tolunoğulları
B) Memlûklular
C) Gazneliler
D) Karahanlılar
E) Karamanoğulları
20. Aşağıdakilerden hangisi İslamiyet’le birlikte Türk kültür ve medeniyetinde ortaya çıkan değişikliklerden biri
değildir?
A) Hükümdarların halife tarafından seçilmesi
B) Ülkede hükümdar adına hutbe okutulması
C) Hükümdarlığın halife tarafından onaylanması
D) Hükümdarların Müslüman isim ve lakap kullanması
E) Basılan paralara halifenin isminin yazılması
Bu kitapçığın her hakkı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğüne aittir.
TEKRAR 9. Sınıf
TESTLERİ Tarih
Cevap Anahtarı