Professional Documents
Culture Documents
Lisans Öğrencilerinin Matematik Kaygı Düzeylerinin Belli Kriterlere Göre İncelenmesi
Lisans Öğrencilerinin Matematik Kaygı Düzeylerinin Belli Kriterlere Göre İncelenmesi
Bilal Savcı, Yusuf Hazar, Devrim Türker, Esen Kemer Kansu, Semanur Nazlı, Alpin
Aktaş, Musa Perihan, Mehmet Emin Tari
1.GİRİŞ
Eski yıllardan beri matematik hayatın her alanında yer almakta ve sürekli
gelişmektedir. Sürekli gelişen teknolojiyle insanlar matematiğe ihtiyaç duymaktadır.
Matematik, insan yeteneklerinin ortaya çıkarılmasında, yönlendirilmesinde, sistemli ve
mantıklı bir düşünce alışkanlığının kazandırılmasında amaç ve insanın tüm etkinliklerinde
kullanılan bir araçtır (Bulut, 1988). Matematiğin eğitim hayatında da önemli bir yeri vardır.
Matematikte ki başarı diğer dersleri de olumlu yönde etkileyebilir. Ayrıca matematiksel
beceri, öğrencilerin günlük yaşantılarında da başarılı olmalarının anahtarlarından biridir
(Alkan, 2011). Fakat matematik dersinin soyut olması ve öğrencilerin zihinlerinde
somutlaştırabilmek için herhangi bir uğraş verilmediği için öğrencilerde matematiğe karşı
olumsuz düşüncelere neden olmaktadır. Araştırmalara göre kaygı matematik dersinde ki
başarıyı etkileyen bir durum olarak ele alınmaktadır. Kaygı gelmesi beklenen bir tehlikeden
korkma halidir ayrıca kaygı, kişinin bir uyaranla karşı karşıya kaldığında yaşadığı, bedensel,
duygusal ve zihinsel değişimlerle kendini gösteren bir uyarılmışlık durumudur (Yenilmez ve
Özbey, 2006). Öğrencilerin matematikte başarı durumları yaşadıkları kaygı düzeylerine göre
değişebilir. Matematik dersine duyulan kaygı derse olan ilgiyi azaltabilir ve bu durumda
başarısızlığın artması olası bir durum olabilir. Matematiğe olan kaygı, korku ve ondan
çekinme davranışlarını kapsar. İlerlemesi halinde o kimsenin kaygılandığı durumu
başaramayacağı inancına kapılmasına yol açar (Yenilmez ve Özbey, 2006).
Değişkenler Kategoriler f %
17- 1 %.3
18 17 %5
19 47 %13.8
Yaş 20 63 %18.5
21 84 %24.6
22 65 %19.1
23+ 64 %18.8
1.Sınıf 91 %26.7
4. Sınıf 44 %12.9
Lisansüstü 17 %5
Tablo 1 incelendiğinde çalışmaya katılan öğrencilerin %63 ünün kadın (215) ve %37 sinin
erkek (126); %.3 ünün 17
yaşında (1), %5 inin 18 yaşında (5), %13.8 inin 19 yaşında (47), %18.5 inin 20 yaşında (63)
Olduğu görülmektedir.
Araştırma Deseni
2.2.2.Verilerin Analizi
Tanımlayıcı istatiksel analiz yapılmıştır. Ortalama, frekans, yüzde, standart sapma değerleri
hesaplanmıştır.
3.BULGULAR
Tablo 1 incelendiğinde çalışmaya katılan öğrencilerin %63 ünün kadın (215) ve %37 sinin
erkek (126); %.3 ünün 17 yaşında (1), %5 inin 18 yaşında (5), %13.8 inin 19 yaşında (47),
%18.5 inin 20 yaşında (63), %24.6 sının 21 yaşında (84), %19.1 inin 22 yaşında (65), %18.8
inin 23 yaş ve üstü (64), %26.7 sinin 1. Sınıf (91), %40.2 sinin 2. Sınıf (137), %15.2 sinin 3.
Sınıf (52), %12.9 unun 4. Sınıf (44), %5 inin lisansüstü (17) olduğu görülmektedir.
Tablo 3. Üniversite öğrencilerinin sınıf seviyelerine göre dağılımı ve ortalama kaygı değerleri
SINIF N Minimum Maksimum Ortalama Standart Sapma
1.sınıf 91 1.93 5.00 3.76 .86
2.sınıf 137 1.71 5.00 3.81 .77
3.sınıf 52 1.43 5.00 3.85 .80
4.sınıf 44 1.71 4.71 3.58 .74
Lisansüstü 17 2.21 4.93 3.76 .82
Ayrıca hem erkek hem de kız öğrencilerin matematik kaygılarının yüksek olduğu
görülmektedir.
4. TARTIŞMA
Üniversite öğrencilerinin matematik kaygısı genel olarak ortalama 3.77 ile yüksek
bulunmuştur. Bu yüksekliğin sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte öğrencilerin tutumu,
öğrencilerin ilkokul, ortaokul, lise öğrencilik dönemlerinde kendilerinin, öğretmenlerinin anne
ve babalarının tutumları, maruz kaldıkları sınavların ve halihazırda okudukları yükseköğretim
kurumlarında da matematik derslerinin olmasının etkili olabileceği düşünülmektedir.
Yenilmez ve Özbey (2006) çalışmalarında okula başlayan ve matematikle ilk kez tanışan
öğrencilerin hepsinde matematiğe karşı olan tutumlarının aynı olmadığı belirtilmiştir. Bu
kaygının zamanla oluştuğu ve zamanında müdahale edilmemesi durumunda artarak önüne
geçilmez bir hal alacağını belirtmiştir. Ayrıca çalışmalarında bu kaygının önüne geçilmesinde
öğretmenlerin matematiği sevdirmeye yönelik faaliyetlerinin önemi ve anne babaların
matematiğe ve okula karşı olumlu bakış açısı aşılamalarının çok etkili olabileceği tespit
edilmiştir. Bu da bize lisans öğrencilerinin neden bu kadar kaygılı olabileceğine yönelik
yukarıda sayılan savların geçerli ve ayrıca araştırılması gereken nedenler olduğunu
göstermektedir.
Üniversite öğrencilerinin sınıf seviyelerine göre kaygı düzeylerine baktığımızda ise 4. sınıf
öğrencilerinin diğer sınıflara görece en az kaygılı oldukları 3. sınıf öğrencilerinin ise görece
en fazla kaygıya sahip oldukları görülmüştür. 4. sınıf öğrencilerinin daha az matematik
kaygısına sahip olması üniversitelerin ilk yıllarında genel matematik derslerinin olması ve son
sınıflarda kendi alanlarına yönelik dersleri olmasıyla açıklanabilir. Nitekim İncebacak, B. B.,
& Ersoy yaptığı çalışmada sınıf öğretmeni son sınıf öğrencilerinin kaygı puanlarının son
sınıfta en yüksek düzeyde olduğu tespit edilmiştir ki bu bulgu bizim çalışmamızla
çelişmektedir.
Üniversite öğrencilerinin cinsiyet dağılımına göre kaygı düzeyine bakıldığında ise erkek
öğrencilerin kadın öğrencilere göre daha kaygılı olduğu görülmüştür. Nitekim Aydın ve ark.
2009 Yaptıkları çalışmada matematik kaygısı ve cinsiyet faktörü arasında anlamlı bir fark
tespit etmemişlerdir. Kacar ve Sarıçam 2015 ‘ te yaptıkları çalışmada sınıf öğretmeni
adaylarının matematik kaygı düzeylerinin cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermediği
sonucuna varılmıştır. Üldaş (2005) tarafından yapılan bir çalışmada ise kadın ve erkeklerde
matematiğe yönelik kaygılarında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Fakat Eldemir’in (2006)
sınıf öğretmenleriyle yaptığı çalışmasında kadın öğrencilerin erkek öğrencilere göre daha
kaygılı olduğu ortaya çıkmıştır ki bu da bizim çalışmamızı destekler niteliktedir.
Kadın öğrenciler erkeklere oranla daha kaygılı olduğu bulunmuştur. Bu verinin sağlamlığı
açısından daha fazla veri toplanılması gerektiğine inanılmaktadır çünkü benzer çalışmaların
bazılarında cinsiyet ve matematik kaygısı arasında anlamlı bir fark bulunmadığını
görülmüştür. Kadın öğrencilerin bu görece yüksek kaygısı için ayrıca bir çalışma yapılmalı ve
nedenleri tespit edilmelidir.
4.sınıf öğrencilerinin görece en az kaygılı, 3.sınıf öğrencilerinin ise görece en fazla kaygılı
oldukları tespit edilmiştir. Konuyla ilgili yapılacak olan sonraki araştırmalarda
araştırmacıların bu bulguyu biraz daha detaylı tartışması önerilmektedir. Çalışmamızda bu
bulgunun nedeni tam olarak bilinmemektedir.
Matematik öğretmenliği bölümü diğer bölümlere oranla daha az kaygılı bulunmuştur. Sonraki
araştırmacılar buna yönelik bir araştırma yapabilir ve matematik öğretmenliği öğrencilerinin
neden daha az matematik kaygısına sahip olduğu bulunabilir.
KAYNAKÇA
Yenilmez, K. ve Özbey, N. (2006). Özel okul ve devlet okulu öğrencilerinin matematik kaygı
düzeyleri üzerine bir araştırma. Uludağ Üniversitesi Eğitim