You are on page 1of 51

ONYEDNC MESELE Ruhlar Kadm Midir, Yoksa Hads Mahluk Mudur?

Ruhlar, Allah'n (cc) emrinde olmakla yaratlm, hadis olunca, Allah'n emri, nasl yaratlm, hadis olabilir? Yce Allah, demoluna kendi ruhundan flediini bildirmitir. nsan ruhunun, Allah'n ruhuna izafe edilmesi onun kadmliine delalet eder mi yoksa delalet etmez mi? Allah'n ruhuyla kulun ruhu arasndaki izafet nedir? Yce Allah (cc) Hz. Adem'i kendi eliyle yarattn,ona kendi ruhundan flediini bildirerek yaratan elini ve kulun ruhunu bir ynyle kendisine izafe etmitir.Bu mesele, bilgi sahiplerinin hataya dt, birok insann saptt bir meseledir. Rasl'ne uyanlar Yce Allah, hidayete erdirerek apak geree, belirmi dorulara erdirmitir. Rasllerin hepsi ruhlarn, hadis, yaratlm, dzene konmu, terbiye altna alnm olduu konusunda icm etmilerdir. Rasllerin getirdikleri dinlerden, zorunlu olarak bu anlalr. Yine Onlarn dinleri, alemin hadis olduunu, bedenlere girilerinin zorunluluunu da bildirmitir. Tek bana Yce Allah, yaratandr. O'nun dnda kalanlar ise O'nun yarattklardr. En hayrl neslin halkasn oluturan Sahabe, Tabn ve Tebe' Tabn nesli, aralarnda ihtilaf olmakszn ruhun hadis ve yaratlm olduunda birlemilerken Kur'n ve snneti yeterince anlayamayan bir grup insan km, Allah'n emrinin, yaratlm olamayaca deliliyle ruhun da yaratlmam, kadm olduunu ileri srmtr. ddiaya gre Allah (cc) ruhu, ilmini, Kitab'm kudretini, iitmesini, grmesini ve elini kendisine nisbet ettii gibi onu da kendisine nisbet etmitir. Bazlar da konuyla ilgili hibir gr belirtmeyerek: "Ruha, yaratlm da, yaratlmam da diyemeyiz" demilerdir.Bu soru, Isbahan hafz Eb Abdillah b. Mendeh'e soruldu da o yle dedi: "Adamn biri, Allah tarafndan yaratklara, bedenlere g kayna olarak verilen ruhtan sordu. Bu adamn anlattna gre bir ksm insanlar, ruhun yaratlmam olduuna kan imiler. Bazlar da, sadece kds ruhlarn yaratlmadna, onlarn Allah'n zatndan geldiine kan imiler. Simde ben mtekaddimin ulemnn farkl grlerini zikredip bunlardan Kur'n'a, snnete Sahabenin Tabn ve ilim ehlinin grlerine uygun olanlar belirteceim. Daha sonra da Kur'n ve snnette zikredilen ruhun ksmlarn anlatp bilgisizce ruhta konuanlarn n hatalarn ve bu grlerin [1] ve taraftarlarnn grlerine uygun olduunu belirteceim. Baar Allah'tandr, Ruhlarn bilinmesi ve nefisteki yeri hususunda da farkl cehm grleri ileri srlmtr.Birinci Gr: Ruhlarn tamam yaratlmtr. Ehli snnetin gr budur. Delilleri de Raslullah'tan gelen u hadistir: [2] "Ruhlar, toplanm ordulardr. Tananlar birbirlerine yaklarlar. Tanmayanlar ise birbirinden ayrlrlar" Ruhlarn toplanm ordular olmas, yaratlm olduklarna delildir.kinci Gr: Ruhlar Allah'n emrindedir, Yce Allah ruhun hakikat ve ilmini insanlardan gizli tutmutur. "De ki, [3] yeti bunu gsterir.nc Gr: Ruhlar, Allah'n nurlarndan bir nur, hayatndan bir hayattr. Raslullah bir hadiste: ruh Rabbimin emrindedir [4] "Allah, ruhu karanlkta yaratt sonra onlarn zerlerine nurunu indirdi. Bu grten sonra, Abdullah b. Mendeh ruhlarla ilgili dier farkl grleri zikreder: Ruhlar lr m lmez mi? Beden-lerdeki ruhlar Berzah'ta ve lmden sonra da kalaca yerde azap grrler mi? Ruh nefis midir yoksa nefisten ayr bir ey midir?Muhammed b. Nasr el-Mervez de kitabnn bir yerinde der ki: "Zndk ve Rafzilerden bir grup, Hristiyanlar nasl Hz. isa'nn ruhunu yorumlamlar bazlar da nasl ruhun, Allah'n zatndan ayrlarak m'min olduunu syle-milerse ayn ekilde bunlar da Hz. dem'in ruhunu yle yorumlamlardr. Baz Hristiyanlar hem s'ya hem de Meryem'e tapar. nk onlara gre s, Allah'n Meryem'de bulunan ruhudur EKSK zannetmilerdir. u yorum da buna benzer: "Nur, Rabb'den gelir yaratlmamtr" iddialarn yle srdryorlar: "Hz. dem'den sonra insanlar O'nun vsisi oldular. Her bir peygamberin bir vassi bulunur. Nihayet bu vasilik Hz. Ali'ye, sonra Hasan ve Hseyn'e geerek bunlara bal imam ve vsilere geer. Bu bakmdan ii imamlar her eyi bilirler, kimseden birey renmeye ihtiya duymazlar."Hz. dem'in ruhuyla Hz. s'nn ve dier insanolunun ruhlar arasnda fark olmadnda; hepsinin yaratlm olduunda; Yce Allah yarattktan, meydana getirip ekil verdikten sonra dier ruhlar gibi bunlarn ruhunu da kendisine izafe ettii konusunda mslmanlar arasnda ihtilaf yoktur. nk yeti cellede: "Yerde ve [5] gkte ne varsa hepsini bir ltuf olarak size boyun edirdi Duyurulmaktadr.eyhlislm bni Teymiyye der ki: "Selef limleri ve ehli snnet imamlar, ruhun yaratlm olduunda ittifak etmilerdir." Alimlerin, ruhun yaratld konusunda icma ettiklerini biroklar haber vermitir. ann icma ve ihtilaflarn en iyi bilen mehur lim Muhammed b. Nasr el-Mervez ve Eb Muhammed b. Kuteybe bunlardandr. bni Kuteybe Kitabu'l-Lafz'da ruhtan bahsederken der ki: "Nesim, ruh demektir. Alimler, Yce Allah'n deneyi baandan karan ve nesemeyi de yani ruhu da yaratan olduunda icma etmilerdir." Eb Ishk b. akil'da ruhla ilgili grlerini aklarken: "Allah sana rahmet etsin. Ruh yaratld m yoksa yaratlmad m?" diye soruyorsun? phesiz geree en uygun olam, ruhun yaratlm varlklardan olmasdr. Ruh meselesinde, kudretli byk limler grlerini aklamlar; ruhun mahluk olmadna inananlarn grlerini reddetmilerdir" demektedir. Hafz Eb Abdullah b. Mendeh, ruhla ilgili hacimli bir eser yazm; daha nceleri ise Muhammed b. Nasr el-Mervez, eyh Eb Sad el-Harrz, Eb Yakup en-Nehrcevr ve Kad Eb Ya'l gibi biroklar bu konuyu ilemilerdir. Sekin limler, s b. Meryem'in ruhunu, dier ruhlardan farkl grenlere iddetle kar gelmilerdir. Bunu zndklara ve Cehmiyyeye reddiye yazan mam Ahmed haber vermektedir. Cehmiyye'nin bir iddias da udur: "Yce Allah'n [6] yetinden, Kur'n'm mahluk olduunu anlyoruz. "Meryem olu s Mesih, Allah'n elisi, O'nun Meryem'e att kelimesi ve O'ndan bir ruhtur nk s mahluktur." Onlara yle karlk veririz: "Allah'n Kur'n'n anlayamamsn. nk Hz. s hakknda syledikleri Kur'n'da yoktur. O, dorulmutur, ocuktur, olandr; yemek yer, su ier; buyruk ve yasaa muhataptr; mjde ve korku O'nun iin de geerlidir. Sonra O Hz. Nuh'un, Hz. brahim'in zrriyetindendir, O halde Kur'n'm sylemediini bizim Hz. s hakknda sylememiz helal olmaz. Onlarn Hz.b s hakknda sylediklerini acaba Kur'n da sylemi mi? "Meryem olu s Mesih, Allah'n Rasldr. O'nun Meryem'e att kelimedir ve O'ndan da bir ruhtur" yetinde sz edilen kelime, Hz. s'ya "ol" demesi sonucu onun olmasdr. Yoksa s "ol" yani kendi kendine olan deildir, "ol" emriyle olmutur. "Ol" hitab, Allah'n szdr, yaratklarn "ol" demesi deildir. s'nn yaratlmas hususunda Hristiyanlar ve Cehmiyye Allah'a yalan isnat etmektedirler. Cehmiyye diyor ki: "O, Allah'n ruhu ve kelimesidir, fakat Allah'n kelimesi mahluktur." Hristiyanlar ise: "s, Allah'n ruhu ve zatnn kelimesidir" demektedirler. Bunlara gre "bu bez u elbisenindir" szyle "Allah'n kelimesi" ayn manayadr. Biz de diyoruz ki: "s'nn Allah'n kelimesi olmas, yaratl itibariyledir. Yoksa O, kelimenin kendisi deildir. Asl kelime, "ol" buyruudur. "Allah'tan da bir ruhtur"

yetinde ruh, emri manasnadr. Ayn mana "u yette de vardr." O, gkte ve yerde ne varsa hepsini, kendisinden bir ltuf olarak size boyun [7] edirdi. Kendisinden ltuf olmas demek, emriyle manasnadr. "Allah'n ruhu" ifadesinin tefsiri, Allah (cc) yaratrken yalnzca emretme sgasdr. Buna benzer bir kullanl da: "Allah'n kulu, Allah'n sems, Allah'n arz" ifadeleridir. Yce Allah, Mesih'teki ruhun mahluk olduunu bildirince dier ruhlar niye mahluk olmasn? Kulu ve Rasl olan isa'nn ruhunu, kendine nisbet eden Yce Allah'n o ruhu Meryem'e gndermesi, O'nun kadm olduuna, mahluk olmadna delil olmaz. Yce Allah buyuruyor ki: "Biz de ruhumuzu O'na gnderdik. O, ona dzgn bir insan eklinde grnd. Meryem dedi ki: "Ben senden, ok esirgeyen Rah-man'a snrm. Ruh dedi ki: "Ben, sadece Rabb'nn elisiyim. Sana tertemiz [9] [8] te burada sz edilen ruh, Allah'n kulu ve elisi olan Allah'n ruhudur. inallah ileride Allah'a bir ocuu hediye edeyim diye geldim." nispet edilen eylerin ksmlarn; izafe edilen eylerin Allah'n kadm sfat olmadn ve Allah'n sfatlarnn da yaratlmam olduunu aklayacaz. FASIL Ruhun yaratlm olduunun delilleri: [10] yetidir. Yaratma lafz, umumdur, hibir surette tahsis yoktur. Sfatlar ismiyle msemmasma ait Birincisi: "Allah, hereyin yaratcsdr" olduundan dolay bu lafzn iine girmez. Allah (cc) kemal sfatlaryla mutta-sftr; ilmi, kudreti, hayat, iradesi, iitmesi duymas ve dier sfatlar isminin msemmasma ait olup hibir surette zat yaratlm eylerden olmad gibi sfatlan da yaratlm eylerden deildir. Allah (cc) hem zatyla hem de sfatlaryla yaratandr, O'nun dndakiler mahluktur.Buna gre ruh, ne Allah'n zatdr ne de sfatlanndan biridir. Allah'n yaratt eylerdendir. Meleklerin, cin ve insanlarn yaratlmas naslsa ruhun yaratlmas da yledir. [11] yeti. Bu hitap, Hz. Zekeriyya'nn hem ikincisi: Hz. Zekeriyya hakknda Yce Allah'n: "Daha nce sen hibir ey deilken Ben seni yarattm ruhuna hem bedenine yneliktir, sadece bedenine ynelik deildir. nk beden, tek bana ne bu sz muhatap olabilir, ne bunu anlayabilir ne de dnebilir. yleyse bu, anlayan, dnen ve sze muhatap olan ruhtur. [12] yeti. ncs: "Oysa sizi de yaptklarnz da Allah (cc) yaratmtr [13] Drdncs: "Sizi yarattk, sonra size ekil verdik, sonra da meleklere: dem'e secde edin dedik" yeti. Cumhur limlerin de dedii gibi bu haber, ya ruhlarla beraber bedenleredir ya da henz bedenler yaratlmadan nce sadece ruhlaradr. Her iki durumda da ruhlann yaratld burada aklanmaktadr. Beincisi: Nasslardan, Allah'n hem bizim, hem bizden nceki atalarmzn hem de hereyin Rabbi olduunu anlamaktayz. Allah'n bu Rabblii bedenlerimizle birlikte ruhlarmza da amildir. Bedenlerin O'nun Rabblii-nin terbiyesinde, idaresinde olmas gibi ruhlar da terbiyesindedir; idaresin-dedir. Bu takdirde terbiye altnda, idare altnda bulunan herey yaratlmtr, mahluktur. [14] Ruhlar, Altncs: Kur'n'm ilk sresi olan Fatiha sresi de ruhlarn yaratldn belirtmektedir. "Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun" [15] lemdendir ve Allah, ruhlarn da Rabbidir. Fatiha sresinin ilk yeti bu. kinci yet: "Yalnz Sana ibadet eder, yalnz senden yardm dileriz" yetidir. Demek ki ruhlar da ibadet etmekte, yardm dilemekte. Ruhlar yaratlmam olsalard ne ibadet ederlerdi ne de yardm dilerlerdi. Yine bu srede ruhlarn, yaratcsna, Rabbine muhta olduu, Allah'tan kendilerini doru yola gtrmesini istedikleri belirtilmektedir.Yine bu srede, rahmetiyle ruhlara nimet verdii, saptarak, bedbaht yaparak da ruhlara gadap ettii belirtilmektedir. Nimet grmek veya sapmak sahip olunan, terbiye edilen eyin zelliidir; kadm olann deil. Yedincisi: Nasslardan, insann yalnzca kul olduunu; kulluunun ise ruh olmadan sadece bedene mahsus olmadm anlamaktayz. Kullukta ruh asldr. Beden ise dier hkmlerde olduu gibi ruha baldr. Bedeni hareket ettiren, kullanan ruh olunca, kullukta da bedenin ruha uymas gerekir. [16] yetidir. nsan ruhu kadmse, onun da nSekizincisi: "nsann zerinden, henz kendisinin anlan birey olmad uzun bir sre gemedi mi?" ceden anlan bir eyinin olmas gerekir. airin de dedii gibi insan, ruhla insandr, bedenle deil. air der ki:"Ey hizmeti beden. Ruha hizmette ne kadar da ok hata ettin. Senin insanln bedenle olmaz, ruhla olur." Dokuzuncusu: Nasslardan, Allah (cc) varken hibir eyin olmadn anlyoruz. Sahh-i Buhar'de mran b. Husayn'dan gelen bir rivayette Yemenliler Raslullah'a dediler ki: "Ey Allah'n Rasl, din senden renmek, mslman olmak iin ne gerektiini sormak iin geldik." [17] Raslullah onlara: "Allah vardr. Bakas yoktur. Ar, suyun zerindedir. O, olacak hereyi levh-i mahfuza yazmtr" karlm verdi. Bundan anlyoruz ki var oluta Allah kadar ezel ruhlar yoktur. O, bundan ycedir. O, tek bana ilktir. ncelikte hibir ekilde bakalar O'na ortak deildir. Onuncusu: Yine nasslar meleklerin de yaratldn belirtmektedir. Melekler var olmak iin bedene muhta deildirler. nsan bedeni ve ruhu yaratlmadan nce melekler yaratlmt. demolunun bedenine ruhu fleyen melek hadis olunca, frlme ile hadis ruh nasl kadim olabilir? Bu mugalataclar zannediyorlar ki, elinin giyinmek iin insana elbise gndermesi gibi EKSK sebebi olmaktadr. Nitekim cimada meni aktmak insan bedeninin olumasnn sebebi, gda almak da bu bedenin gelimesinin nedenidir. yleyse ruhun maddesi, melein furmesidir; bedenin maddesi ise rahme atlan sudur. Maddelerden biri semdan dieri ise yerden gelmektedir. Baz insanlarn semdan gelen maddesi ok olur; bylece ruhlar da meleklerinki gibi yce ve erefli olur. Bazlarnn maddesi ise yerden daha ok gelir, bylece alak ruhlannki gibi bu ruhlar alak, toprak cinsinden ve deersiz olur. Yani melek, ruhun babasdr, toprak ise bedenin, cismin... Onbirincisi: Sahih-i Buhar ve deerlerinde Eb Hureyre'den gelen u hadis. Raslullah buyuruyor ki: "Ruhlar, toplanm ordulardr. Tananlar [18] birbirine yaklar. Tan amayanl ar ise birbirinden uzaklar. Toplanan ordular ancak yaratlm olur. Bu hadisi Raslulah'tan, Eb Hureyre,

m'minlerin annesi ie, Selman el-Fars, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Mes'd, Abdullah b. Anr, Ali b. Eb Talib ve Amr b. Abese rivayet etmilerdir. Onikincisi: Ruhun vefat etme, kabzedilme, tutulma ve salverilme gibi zellikleri vardr. Bu zellikler ise yaratlm, hadis ve terbiye altndaki varlklara aittir. Yce Allah bu konuda yle buyurur: "Allah lmekte olan canlar alr; lmeyenleri de uykularnda alr. Sonra lmne [19] yeti cellede hkmettiini yannda tutar, tekilerini ise belli bir sreye kadar salverir. phesiz bunda dnen bir toplum iin ibretler vardr. geen can, kesinlikle ruhtur. es-Sahhayn da Abdullah b. Eb Katde el-Ensari'nin babasndan u rivayeti nakledilir: "Bir gece Raslullah 'la beraber sefere ktk. "Ey Allah'n Rasl, dinlenmemiz iin biraz bize mola versen" dedik. Dedi ki: "yi ama uyumanzdan korkuyorum." Dedi ki: "Bizi namaza kim kaldracak?"Habei Bilal: Ben kaldrmm" deyince Raslullah, onlara istirahat verdx. insanlar uyumaya-baladilar. Bilal, bir ara bineine yasland, o da uykuya dald. Gne yeni kmt ki Raslullah uyand ve: "Bilal nerede bize verdiin sz ne oldu?" diye Bilal'e sordu. Bilal de: "Seni hak zere gnderen Allah a yemin olsun ki hayatmda byle uyku basmamt" karln verdi. Bunun zerine de Raslullah: [20] Allah, kiinin lmesini isteyince bu ruhu tutar, lmn "Allah diledii zaman ruhunuzu alr, diledii zaman da verir" buyurmutur. istemediini ise uykuda lm melei tutar. lm melei, insanlar ldrmekle grevli Allah'n elileridir. nce lecek kimsenin bana varr, ruhu bedenden zorla karr, cennet veya cehennem kefeniyle kefenlendikten sonra onu semya zorla karr. Semda melekler ona salat okurlar veya lanet ederler. Oradan Rabbinin huzuruna gtrrler. Allah, hakknda hkm verdikten sonra da yeniden arza indirilerek llerin arasna, bedenine konur. Burada sorguya ekilir, denenir. Duruma gre ya azap grr ya da nimet. Salih ruh, yeil renkli kularn karnlarna konur, bylece o cennet nimetlerinden yer, ier. si ruh ise sabah akam atee atlr. Demek ki iman eden, kfreden, itaat eden, isyan eden ruhtur. Ktl emreden ruhtur. Kendini knayan ruhtur. Rabbiyle, buyruu ve zikriyle skun bulan da ruhtur. Azap eken, nimet gren; mutlu olan, mutsuz olan; tutulan, salverilen; shhatli olan, hasta olan; tadan, ac eken; korkan, hznlenen de ruhtur ki btn bu sfatlar yaratlm, sonradan olmu eylerin isimleridir, yaratlan eylerin zellikleri ve Bar'sinin, yaratcsnn meydana getiricisinin iradesi altnda, idare edilen, ynlendirilen, terbiyeye tbi tutulan varlklarn hususiyetleridir. Raslullah uyuyaca zaman yle du ederdi: "Allahm, ruhumu yaratan da, alan da sensin. Onu ldrmek, [21] yaatmak senin elindedir. Eer onu tutarsan ona merhamet et. Eer onu salverirsen salih kullarnn ruhlarm koruduun gibi onu da koru. Yani, bedenleri yaratan nasl Allah ise ruhlar yaratan da O'dur. yeti celle de yle buyurulmaktadr: "Ne yerde ne de canlarnzda meydana [22] gelen hibir musibet yoktur ki biz onu yaratmadan nce, yazlm ezel bilgimizde sabit olmu olmasn. Dorusu bu Allah'a kolaydr. yetin yorumlanmasnda u grleri ileri srld, a) Yani musibeti yaratmadan nce yazmtk, b) Yeryzn yaratmadan nce c) Ruhlar yaratmadan nce. Bu ncs daha dorudur. Her nc de yani musibeti, yeryzn ve ruhlar yaratmadan nce yazlmtr diye de denilseydi daha iyi olurdu.Ruh, nasl yaratcya muhdise muhta olmadan kadm olabilmekte. Ruhlarn muhtal, gereksinmesi ve zorunluluu, onlarn yaratlm ve terbiye altnda olduuna; zat, sfat ve fiillerinin varl Rabbine, yaratcsna bal olduuna; tek balarna ise hibir ey olmadklarna gzel bir delildir. Ruh, bizzat kendine ne zarar verebilir ne de fayda; ne lm, ne hayat ne de yeniden kendi kendine dirilebilir. Allah'n diledii dnda hayra ulaamaz. Allah'n korumas ls dnda ktlkten uzak duramaz. O'nun hidayeti olmadan kendini dzeltemez. rettiinin dndakileri [23] da ilham eden Allah'tr. Yce bilemez. Kalbine ilham ettii dndakilere muttali olamaz. Ruhu yaratan, dzelten, ona isyan da korunmay [24] Allah, ruhu, iyi ve kt fiilleriyle beraber yarattn belirtmitir. Bu u grlerin karsndadr. "Ruhlar yaratlm deillerdir" ve "ruhlar her [25] ne kadar yaratlm olsalar da Allah, ruhlarn fiillerini yaratan deildir. Ruhlar fiillerini kendileri yaratrlar." Bu grler sapklara aittir. u da bilinmektedir ki eer ki ruh kadm olup yaratlmam olsayd, varlnda sfatlarnda ve kemalinde kendine yeterli olurdu. Ruhun kadmliini sylemek bu itibarla ok yanltr. nk ruhun Yce Allah'a var oluta, kemlde ve slahta muhta olmas zatnn gereidir; bir illetle muallel deildir. nk bu i zat bir itir. Yaratcsna, meydana getiricisine nasl muh-tasa bu da zatnn gereklerinden olarak O'na muhtatr; bir illetle illetlen-mi deildir. Mstani olan bizzat Allah'tr, O'na muhta olan da bizzat ruhtur. Ezel olmada, rububiyette ve tam hakimiyette Allah'n orta bulunmad gibi mstani olmada da orta yoktur. yleyse ruhlarn yaratldna sonradan olduuna delalet eden deliller ayn zamanda bedenlerin yaratldn, sonradan olduuna da delalet etmektedir.Yce Allah yle buyurmaktadr: "Ey insanlar, siz Allah'a muhtasnz. Allah ise [26] Bu yet Allah'a yalnzca bedenlerin muhta olmadn hem bedenlerin hem de ruhlarn muhta olduunu bezengin ve hamde layktr. lirtmektedir. Allah, mutlak zengindir, bakalar O'na ortak olamaz. Kullarn kendisine muhta olacan u yeti cellelerde gzelce aklamaktadr: "Ya can boaza dayand zaman, siz can ekien kimseye bakar durursunuz. Biz ona sizden daha yaknz, ama siz gremezsiniz. Eer ldkton [27] Yani siz, mlk terbiye altnda olmayp amellerinizin sonra cezalandrlmayacak iseniz, sznzde doru iseniz bu len can geri dndrn. karln grmeyecek iseniz, can boaza gelince ruhlar bedenlere haydi geri dnderin. Yahutta siz ruhlarn cezalandrlacan, yaptklarndan sorguya ekileceini bilmiyorsunuz.Yukarda da belirtildii gibi bu cevapta, ruhlarn hkmleri, durumlar ve ldkten sonraki yerleri belirtilmektedir. Bu, ayn zamanda ruhun yaratldna, terbiye altnda olduuna ve kadm olmadna da delildir.Baz tasavvuflarn, bi'dat ehlinn ve Allah'n Kitab'm, Raslullah'm snnetini anlayamayp delilsiz olarak konuanlarn saptmalar olmasayd, bu konu delil gstermek gerekmeyecek kadar akt. Ama bunlar, nefisleri ve ruhlanyla ilgili konumalarnda, insanlarn en cahilleri olduklarn gsterdiler. Akln kolayca kavrayabilecei bir konuyu, insann nefsi, sfatlar, fiilleri, uzuvlar da ahitken nasl inkr edebilir. Brakn bunlar, yerde ve gkte bulunan btn yaratklar, ruhun da yaratldn, gstermektedir. Ksaca, Allah'n dnda bulunan btn varlklar, ruhun yaratlm olduuna, Allah'n da onun yaratcs, Rabbi, Barsi ve Maliki olduuna delildir. Kim bunu inkr ederse grn delillendirmesi gerekir. Fasl Sz edilen frkalarn Kur'n'n muhkem yetlerini bir kenara brakp da mteabih yetler getirerek deliller getirmelerine gelince, bu her eit dalaletin ve bid'atn temelidir.Kur'n'n bandan sonuna kadar ierisinde bulunan btn muhkem yetler, Allah'n ruhlarn da yaratcs olduuna [28]

delalet etmektedir.Yce Allah'n u szne gelince: "De ki, ruh Rabbimm emrindedir. Burada emirden maksat kesinlikle konuma ksmlarndan olan talep, istek manasna deildir. Eer emir, kelam manasna gelseydi ruhun, Allah tarafndan emredilen kelm olmas gerekirdi. [29] Emirden maksat emredilen eydir. Gerek arap dilinde, gerekse Kur'n'da byle kullanllar oktur. Mesela, "Allah'n emri geldi yetindeki emir, kaderi, kazas ve ruha "ol" deyip ruhun olmasdr. Dier bir yette de: "Rabbinin emri geldii zaman, Allah'tan baka yalvardklar tanrlar [30] bu-yurulmutur. Burada geen emir de onlarn helak olmasna ynelik emirdir, yani emredilen eydir. Yine "O kendilerine hibirey savamad" kyametin emri (ii), bir gz ap EKSK yoktur. Bu nedenle seleften bazlar bu yeti yle yorumlamtr: "Allah'n emri, yaratklarn bedenlerine varr, O'nun kudretiyle bedende yer bulur."yette geen ruhu, insan ruhu olarak alrsak durum bu. Ayette geen ruhun anlalmasnda selefle Halefin anlay fark vardr. ou selefe [31] gre yette geen ruh, demolunun ruhlar olmayp, ruhlardan sorumlu olan ruhtur. Yani Allah'n Kitab'nda haber verdii, hatta hepsine [32] kyamet gn meleklerle birlikte kalkacak ruhtur, byk melektir. Bu, es-Sahih'te Ame'in brahim'den onun da Alkame yoluyla Abdullah'tan rivayet ettii hadiste sajait olmutur. Abdullah anlatyor: "Scak bir gnde Raslullah'la beraber yryordum. Bir ara O, hurma dalna yorgunluktan yaslanmt. Biz otururken bir grup yahudi yanmzdan geti. Birbirleri arasnda "O'na ruhtan sorun" diye konuuyorlard. Bazlar: "Aman O'na ruhtan sormayn. Belk ki sevmediiniz bir eyden haber verir" dedilerse de "yine soracaz" dediler. Aralarndan biri ne atlarak: "Ey Eb Kasm, ruh nedir?" diye sordu. Raslullah susup cevap vermeyince kendisine vahiy geldiini anladm, biraz yanndan teye ekildim. Vahyedilen yet [33] Ayrca ruhlar, vahiysiz bilinemeyecek udur: "Sana ruhtan sorarlar. De ki; ruh, Rabbimin emrindedir. Size ilimden pek az bir ey verilmitir. bir emirden sorgulanacaklardr. Bu ise Allah katndaki insanlara retilmeyen ruhtur.demoullarmn ruhlarna gelince, bu gaybdan deildir. [34] Eer eitli milletlerden birok insan bu konuda gr aklamtr. Bu ruhlarn durumlarn bilmek de nbvvetin zelliklerinden deildir. denirse ki: "Eb'-eyh der ki: Bize Hseyin b. Muhammed b. brahim brahim b. Hakem'den, o da babasndan, o da Seddi'den, o da Eb Malik yoluyla bni Abbas'tan yle dediini nakleder: "Kurey, Ukbe b. Eb Mu-ayt'la Abdullah" b. Eb meyye b. Muire'yi Raslullah'm peygamberlii hakknda bilgi almak iin Medine yahudilerine gnderir. Yahudilere vardklarnda derler ki: "Kendinin peygamber olduunu syleyen bir adam kt aramzdan. O, ne bizim dinimiz zeredir, ne de sizin dininiz zere." Yahudiler dediler ki: "Ona uyanlar kimler?" Ukbe ve Mure: "Gszlerimiz, zayflarmz, klelerimiz ve hali vakti yerinde olmayanlardr. Kavminin erafi ise O'na uymamaktadrlar" karln verdiklerinde Yahudiler dediler ki: "Bu zaman peygamber beklenen bir zamandr. Dediinize gre bu kii o adam olmaldr. Gidin, O'na eyden sorun. Eer cevaplarn verirse bilin ki O, doru bir peygamberdir. Eer cevaplarn vermezse yalanclardandr. Allah'n Hz. dem'e fledii ruhtan sorun. Eer "Allah'tandr" derse "kendisinden olan bir eyi Allah nasl cezalandrr?" diye sorun. Raslullah Cebrail'den Allah'tan bu konularda [35] Ruh, Allah'n bir yaratdr. Allah'tan bilgi getirmesini isteyince u yeti celle indi. "Senden ruhu sorarlar. De ki; ruh, Rabbimin emrindedir deildir" buyurdu Raslullah... Byle bir senetle gelen hadisle hccet olunmaz denmitir. nk bu Sedd'nin Eb Malik'ten naklettii bir yorumdur. erisinde mnker eyler [36] vardr. Sahihlerde msnetlerde szkonusu bilgi istemekle ilgili rivayetlerin hepsi Sedd'den, gelen rivayetlere muhaliftir. Hadisi A'me'le Mure b. Muksim brahim'den o da Alkame'den, o da Abdullah'dan da rivayet etmilerdir. Abdullah der ki: "Raslullah'la birlikte yrrken Yahudi bir toplulua rasgeldik. Raslullah'a ruhtan sordular." Abdullah anlatyor: "Raslullah, bir miktar sustu. Bu esnada O'na vahiy geldiim [37] Ayn ey Abdullah'n sandm. Bu yet-i celle indi: "Sana ruhtan sorarlar. De ki; ruh, Rabbimin emrindedir. Size ilimden ok az verilmitir. kraatnda da vardr. Yahudiler dediler ki: "Ruhun Allah'n (cc) emrinde olduunu ayn ekilde Tevrat'ta da bulmaktayz." Cevr b. Abdlhamid ve bakalar Mre'den rivayet etmilerdir.Yahya b. Zekeriyya b. Eb Zaide Davud b. Eb Hind'den, o da krime yoluyla bni Abbas'tan yle dediini nakleder: 'Tahudiler Raslullah'a geldiler ve ruhtan sordular. Raslullah onlara hi karlk vermeyince, Yce Allah u yeti indirdi: "Sana [38] Bu hadis, Sedd'den gelen Yahudilerin Mekke'de ruhtan sorarlar. De ki; ruh, Rabbimin emrindedir. Size ilimden ok az verilmitir. Raslullah'a ruhtan sual sornasyla ilgili olan hadisin zayfln gsterir. Gerek bu hadis, gerekse Abdullah-b. Me'sd'dan gelen hadis, Medine'de Yahudilerin dorudan Raslullah'a sual sorduklarn ifade etmektedir. Yahudiler ayni eyi Mekke'de de sormu olsalard, Raslullah susmaz, Allah'n kendine vahyettii eyi hemen onlara bildirirdi.Ayetin yorumunda bni Abbas'tan gelen rivayetler olduka muzdariptir. Bu zayflk, ya ravlerden kaynaklanmakta ya da bni Abbas'm szlerinden. Bunu yukarda zikrettik. Sedd'nin Eb Malik'ten rivayeti, Davud b. Eb Hind'den yapt rivayete muhaliftir. Davud b. Eb Hind'in rivayetinde zayflk vardr. Mesrk b. Merzibn ile brahim b. Eb Talib'in Yahya b. Zekeriyya'dan rivayet ettikleri hadiste ise: "Yahudiler Raslullah'a geldiler..." eklinde gemektedir.Muhammed b. Nasr el-Mervez shk'tan, o da Yahya b. Zekeriyy'dan, o da Davud b. Eb Hind'den, o da krime yoluyla bni Abbas'tan yle dediini nakleder: "Kurey, Yahudilere dedi ki: Birey syleyin de onu u adamdan soralm." Yahudiler de: "O'na ruhtan sorun" deyince, "sana ruhtan sorarlar" yeti indi.Bu, hem bni Abbas'tan gelen dier rivayete hem de bni Mes'd'un hadisine aykrdr.ibni Abbas'tan nc bir rivayet daha gelmitir. Hem anlatyor. Bana Eb Bir, Mcahid yoluyla bni Abbas'm yle dediini syledi: "De ki, ruh Allah'n (cc) emrindedir. O, Allah'n yaratt eylerdendir. demoluntn suretine benzer [39] Bu hadis, yette geen ruhun, demolunda bulunan ruhtan ayr sureti vardr. Semdan bir melek indi mi muhakkak yannda bir ruh olur. olduuna delildir.bni Abbas'tan gelen drdnc rivayette de: "bni Mendeh anlatyor: Abdullah b. Selam b. Harb Hasf ten, o da Mcahid yoluyla bni Abbas'tan yle nakleder: "Sana ruhtan sorarlar. De ki; ruh, Rabbimin emrindedir." Sonra Hasfin, krime yoluyla bni Abbas'tan gelen rivayeti nakleder. bni Abbas drt ey hakknda yorum yapmazd. Bunlar ashab-rakim (Kehf ashabnn isimlerinin bulunduu kitabe ya da yanlarndaki kpeklerin ad), gsln (cehennemliklerin vcudundan akan cerahat), ruh ve "kendisinden bir ltuf olarak yerde ve gkte bulunan hereyi size [40] yeti.Cuveybir'in, Dahhk yoluyla bni Abbas'tan rivayet ettikleri u hadis de beincisidir: "Yahudiler, Raslullah'a ruhtan boyun edirdi"

sordular. O zaman u yet indi: "De ki: Ruh, Rabbimin emrindedir." Yani yarattklarmdan biridir. "Size ilimden pek az verilmitir." Yani nefislerinizin yaratlndan, yiyecek ve iecein alnp sonra vcuttan atlmasnda sorsanz bile bunlar size tam aklayamam, gerek zelliklerini gsteremem.bni Abbas'tan gelen altnc rivayet ise yledir: Abdl-Gan b. Sad, Ms b Abdurrahman'dan, o da bni Creyc'den, o da At yoluyla Ibn Abbas'tan; ayrca Mukatil de Dahhak yoluyla Ibn Abbas'tan: "Sana ruhtan sorarlar" yeti hakknda u szn naklederler: "Kurey bir gn bir araya gelince kendi kendilerine: "Allah'a yemin olsun ki Muhammed asla yalan sylemez. Doruluu ve emanete riayeti ile bilinen bir kiidir" dediler. Sonra Muhammed hakknda bilgi almak iin Yahudilere bir grup adam gnderdiler. Bu zamanda Kureyliler ise peygamberin gelecei ile mjdelenmiler, gelecek peygamberden oka bahsediyorlar; Onun nbvvetinden konuuyorlard. Ayrca, gelecek peyambere yardm etmeyi umuyorlard. Bylece peygamber kendilerine hicret eder de O'nun yardmclarndan olurlard. Bu amala Yahudilerden bilgi istediler. Yahudiler dediler ki: Ona eyden sorun. O'na ruhtan sorun. yle ki, Tevrat'ta ruh isminden baka ne kssas ne de yorumu vardr. Bunun zerine: "Sana ruhtan sorarlar. De ki: Ruh, Rabbimin emrindedir" yeti indi. Yani, onu Rabbim yaratt demek istemektedir.Kur'n- Kerim'de ruh, [41] veYani "Allah, eitli manalarda kullanlmtr.Birincisi: Vahiymanasna. Mesela:"te Sana da byle emrimizden bir ruh (bir kitap) vahyettik [42] emrinde olan ruhu (kitab) kullarndan dilediine indirir. Yce Allah vahye ruh ismini vermitir. nk bylece kalp ve ruhlarn canll salanr.kincisi: Kuvvet, sebat ve yardm manasnadr ki Allah, m'min ku-larndan dilediini byle destekler. Mesela:Yani "Allah, onlarn [43] ncs: Cebrail manasna. Mesela:Yani "Onu, kalplerine iman yazm ve onlar kendinden bir ruh ile (kuvvet ve sebatla) desteklemitir. [44] gvenilir ruh (Cebrail) kalbine indirmitir. Dier bir yette,Yani "Kim, Allah'n izniyle Kur'an' kalbine indiren ruha (Cebrail'e) dman [45] [46] olursa" ve "De ki; onu, Ruh'l-Kuds (Cebrail) indirmitir yetlerinde olduu gibi.Drdncs: Yahudilerin Rasluah'tan sorduklar [47] Raslullah'n da: "O, Allah'n emrindedir" dedii ruh, u yette de vardr:Yani "O gn ruh ve melekler sra sra dururlar veYani "Rabblerinin [48] izniyle o gece melekler ve ruh inerler. Beincisi: "Meryem olu Mesih manasna:Yani "Meryem'in olu s Mesih, sadece Allah'n elisi, [49] O'nun Meryem'e att kelimesi ve O'ndan bir ruhtur. nsanolunun ruhu ise Kur'n'da nefis olarak bildirilmitir. Bununla ilgili yetler [50] [51] unlardr:"Ey skuna ermi nefis (ruh) 'Tfok, daima kendini knayan nefse (ruha) and ierim" "Muhakkak ki nefis (ruh) ktl [52] [53] [54] emredendir "Nefislerinizi karn Nefse (ruha) ve onu ekillendirene, onun bozulduunu ve korunmasn ilham edene yemin olsun ki [55] ve"Her nefis (can) lm tadacaktr. Snnette ise insan ruhu, nefis ve ruh lafzlaryla gelmitir.Bunlar anlatmaktaki gaye, ruhun Allah'n [56] emrinde olmas ve bunun kadm olmadn gstererek, mahlk olduunu belirtmektir. Fasl [57] yetiyle Allah'a izafe edilmesine gelince; bilinmelidir ki Allah'a izafe edilenler iki ksmdr. Ruhun, "Ona ruhumdan fledim Birincisi: Sfatlardr. Sfatlar tek balarna bulunamazlar. lim, kudret, kelam, iitme ve grme gibi. Bunlar, mevsfa sfatlarn izafesidir. Allah'n ilmi, kelm, iradesi, kudreti ve hayat O'nun sfatlarndandr; mahluk deillerdir. Allah'n eli ve yz de byledir. kincisi: Allah'a ilimeyen bir takm eyalarn izafe edilmesi. Ev, deve, kul, rasl ve ruh izafeleri byledir. Bu izafeler haliki tarafndan yaratlm, mucidi tarafndan icad edilmitir, ama bunlar izafetle benzerlerinden ereflenme ve zelletirilme ile ayrlmtr. Mesela, btn evler Allah'n mlk olmakla beraber Beytullah (Allah'n evi) bu konumdadr. Yine btn develer Allah'n mlkdr, ama nkatllah (Allah'n devesi) bir bakadr. Fakat bu gibi izafelerin Allah'n ulhiyyetine yaplmas O'nun bunlar yarattn, icat ettiini gerektirir. Umm izafetler yaratmay, hussi izafetler ise semeyi ifade eder. Allah dilediini yaratr, yarattklarndan dilediini de seer. Nitekim yeti celle de: "Rabbin dilediini [58] Duyurulmaktadr. Ruhun Allah'a izafe edilmesi de huss izafetlerdendir, umum, izafetlerden ve sfatlarn kendine yaratr, dilediini de seer izafe edilmesi babndan deildir. Bu hususu iyi anla da Allah'n birok insan koruduu sapklklardan seni de korusun. Denirse ki: Peki "Ona [59] yetinde ruhumdan fledim" yeti hakknda ne dersiniz? Burada Allah, frmeyi kendi nefsine izafe etmitir. Bu ise: "Onu elimle yarattm olduu gibi Allah'la dorudan bulumay gerektirmektedir. Bu nedenle sahih bir hadiste bunlarn aras Hz. dem'e gelirler ve: "Sen beeriyetin [60] eklinde babas dem'sin. Allah seni eliyle yaratt, Sana ruhundan fledi, meleklerini sana secde ettirdi ve hereyin ismini sana retti almtr. Burada melekler, sadece Hz. dem'e mahsus drt zellii saymlardr. Hz. dem'deki ruh eer melein fledii ruhsa Hz. Mesih menzilesinde belki de O'nun nesli menzilesinde olacak, Hz. dem'in hibir zellii olmayacakt. nk insanlarn ruhu, melein frmesiyle meydana [61] buyurmutur. yleyse Allah, eliyle inam dzelten ve ona gelmitir. Halbuki Allah Tel: "Ona ekil verip, ona ruhumdan flediimde ruhundan fleyendeil mi? Cevabmz udur: "Bu grte' olanlarn, bunlar sylemeleri ruhun kadm olduuna inanmalarmdandr. Bu konuda susup, Kur'n'n gayesini anlayamayanlar da vardr. Yukarda da akladmz gibi Allah'a izafe edilen ruh, mahluktur, Allah'n bunu kendine izafe etmesiyle ruh eref ve ayrcalk kazanmtr. frmeye gelince, Hz. Meryem hakknda yle buyurmutur: Yce Allah: "O rzn korumu olan [62] . Baka bir yerde de Meryem'e melei gnderdii ve melein onun fercine frdn (Meryem'i de) an, ona ruhumuzdan bir ocuk fledik" [63] belirtmektedir. O halde Allah'a izafe edilen frme bir emir, bir izindir, Rasle olan ise dorudandr. Burada iki ey geriye kalyor. Birincisi: yle demek. Hz. Meryem'e frlme melek tarafndan oluyorsa, dier nsanlarn ruhlarna fren de melek oluyor. Bu takdirde Mesih'e Ruhullah denmesinin nedeni ne? Eer dier insanlarn ruhu bu ruhtan olumusa bu durumda ise Hz. Mesih'in zellii ne? kincisi: yle demek. Hz. dem'de bulunan ruh, bu ruha frlme vastasyla m ilgilidir. Yani ruh buna, Allah'n izniyle melein Hz. Meryem'e

frd gibi mi frlm, yoksa dem'i eliyle yarat gibi O'na kendi ruhundan m flemi? Sorularn cevaplar yle: Allah'a yemin olsun, gerekten her iki soru da nemlidir! Birincinin cevab u: Hz. Meryem'e flenen ruh, Allah'n kendine izafe ettii, kendine setii ruhtur. Dier ruhlardan bu, farkldr. Gerek m'minlerden, gerekse kfirlerden hamile kadnlarn karnlarna flemekle grevli melein frmesi deildir bu. nk Yce Allah cenn halindeki ocua ruh flemek iin bir melek grevlendirmitir. Melek ruhu flemenin yannda ocuun rzkn, ecelim, amelini, mutluluunu veya mutsuzluunu da yazmakla da grevlidir.Hz. Meryem'e gnderilen ruh ise, Allah'n kendi setii ruhullahtr. Bir bakma Hz. s'ya gre baba gibidir. nk Allah'n flemesi, Meryem'in fercine girmekte, bu ise cima olmakszn erkein kadnla birlemesi gibidir. Hz. dem iin setii ruh ise bakadr. nk s'y anneden yaratt gib O'nu da anneden yaratmamtr. Yine Allah'n Ona fledii ruh da melein dier insanlara fledii ruh deildir. Eer ayn ruh flenmi olsayd Hz. dem'in bir zellii kalmazd. Hz. dem'e mahsus zellikler bir hadiste drt tane olarak belirtilmitir. Bunlar; Allah, Onu eliyle yaratmtr. O'na kendi ruhundan flemitir. O'na meleklerini secde ettirmitir. Ve hereyin ismini O'na retmitir. Ona kendi ruhundan flemesi, frenin, frlmenin ve kendi ruhundan frlenin olmasn gerektirir. Kendi ruhundan frlen Allah'a izafe edilen ruhtur. Hz. dem'in amuruna, frmenin gemesi de byledir. Allah, dem'in yaratld amura szkonusu ruhtan frendir. Buna nass da delalet eder. fleme iinin dem'i eliyle yaratt gibi dorudan olmas-ya da Meryem'de olduu gibi emriyle olmas hususlar delile muhtatr. Allah'm Hz. dem'i eliyle yaratmasyla Ona ruhundan flemesi arasndaki fark, el mahluk deilken ruhun mahluk olmasdr. Yaratmak, Allah'n fiille-rindendir. frmeye gelince: Bu, zatyla kaim olan fiilerinden midir yoksa zatndan ayr, bakalaryla kaim mef ltndan mdr? Bu husus, delile gereksinim duymaz. nk bu, Meryem'in fercine frmekten ayr bir eydir. Yani Allah'n yaptrd ve onu kendisine izafe ettii menlilerdendir. Her ne-kadar burada yapan bakas ise de bu O'nun izniyle, emriyle olmaktadr. Bundan baka Hz. dem'e frmesi kendi fiili midir yoksa bakasna yaptrd fiil midir? uras gerek ki, Hz. dem'e flenen ruh, mahluktur, kadm deildir. Bu, Hz. dem'in ruhunun maddesidir. Hz. dem'in ruhunun sonradan olmas, yaratlm olmas evladr. Kastedilen mana ite budur. ONSEKZNC MESELE Ruhlar M Cesetlerden nce Yaratlm Yoksa Cesetler Mi Ruhlardan nce Yaratlmtr? eyh'l-slm ve dierleri bu mesele ile ilgili bilinen iki gr nakletmi-lerdir. Ruhun bedenden nce yaratldna kail olanlar Muhammed b. Nass el-Mervez ve Muhammed b. Hazm'dr. bni Hazm bu konuda icm olduunu da nakleder- imdi her iki frkann delillerini zikredip hangisinin doruya daha yakn olduunu belirteceiz.Ruhun bedenden nce yaratldn syleyenlerin delilleri: Yce Allah yle buyurmaktadr: [64] Diyorlar ki: "Bu yetten sonra, "Sizi yarattk, sonra size ekil verdik sonra da meleklere: "dem'e secde edin" dedik de onlar da secde ettiler srasyla zaman zaman dier uzuvlar yaratlmtr. yeti celle, ruhlarn Allah meleklere dem'e secde edin emrinden daha nce yaratldklarm belirtmektedir. u kesindir ki bedenlerimiz bu emirden sonra yaratlmtr. Dolaysyla yette szkonusu olan ey ruhlardr. u yet de buna delildir. "Rabbin demoullarndan, onlarn bellerinden zrriyetlerini alm ve "Ben sizin Rabbiniz deil miyim?" diye onlar kendilerine ahit tut[65] Diyorlar ki: "Bu zamanda henz bedenler olmadndan dolay Allah'la konuturulanlar, mutu. Onlar da: "Evet, buna ahitiz" demilerdi O'nun Rabb-liine ahit olanlar ruhlardr. el-Muvatta'da yle bir hadis vardr. mam Malik Zeyd b. Eb Ense'den, o da Abdulhamid b. Abdurrahman b. Zeyd b. Hattab'dan, o da Mslim b. Yesr el-Chen'den naklettiine gre, mer b. Hattab'a: "Rabbin demoullarndan, onlarn bellerinden zrriyetlerini alm" yetinden sorulmu da o yle demitir: "Ayn ey Raslullah'a da soruldu da O, yle cevaplad: "Allah, dem'i yaratt. Sonra srtm sa eliyle svazlad da srtndan dem'in zrriyetini kard ve: "Bunlar cehennemliklerden, cehennem ehlinin amellerini ilerler olarak yarattm" dedi. Adamn biri: "Ey Allah'n Rasl, hangi amelden bahsediyorsunuz?" deyince Raslul-lah yle karlk verdi: "Allah bir kimseyi cennetliklerden yaratnca ona cennet ehlinin amelini iletir, lene kadar da cennet ehlinin amelini iler, bylece Allah, onu cennete sokar. Bir kulu cehennemliklerden yaratnca da ona cehennem ehlinin fillerini iletir; lene kadar cehennem ehlinin ameli zerinde olan bu kulu, [66] bylece cehenneme atar. Hakim der ki: "Bu, Mslim'in artna uygun bir hadistir. Yine Hakim Hiam b. Sad yoluyla Zeyd b. Eslem'den, o da [67] Eb Salih'ten, o da Eb Hureyre'den merf olarak u hadisi rivayet etmitir. "Allah, dem'i yaratnca srtn svazlad bylece srtndan kymete kadar yarataca kk karnca byklnde ruhlar dt. Sonra her insann iki gz arasna nurdan bir yaldz koydu. Sonra bunlar dem'e gsterdi. Hz. dem bunlar grnce: "Bunlar kimlerdir ey Rabbim?" diye sordu. Yce Allah da: "Bunlar senin zrriyetindir" karln verdi. Hz. dem bakt ki birinin gzleri arasnda parlak bir yaldz var. Hayretle: "Bu kim ey Rabbim?" dedi. Yce Allah da: "O, sonraki milletlere gelecek olun Davud'dur" der. Hz. dem: "Ona ne kadar mr verdin?" diye sorar. Yce Allah: "Altmsene" der. O zaman Hz. dem: "Ey Rabbim mrn krk sene daha uzat" Bunun zerine Yce Allah: "Birey yazlp mhrlendi mi bir daha deimez" karln verir. Hz. dem'in mr bitince lm melei gelir. lm meleine der ki: "Daha mrmden krk sene yok mu?" Melek: "Sen krk seneyi olun Davud'a istememi miydin? " der. Allah: "O, bunu inkr etti, ben de zrriyetini inkr ettim. O, bunu unuttu, ben de zrriyetini unuttum. O, hata etti, ben de zrriyetine kar hata ettim" demitir. Hakim der ki: "Bu, Mslim'in artna uygundur." Tirmizi de hadisi rivayet ettikten sonra: "Bu, hasen ve sahih bir hadistir" [68] demitir. mam Ahmed ise bni Abbas'tan yle rivayet eder: "Bor yeti inince Raslullah yle demitir: "Bunu ilk inkr eden dem'-dir. Muhammed b. Sa'd unu ilave eder: "Sonra Allah, dem'e bin sene, Davud'a da yz sene daha ilave etmitir."Hakim'ines-Sahih'inde Sb Ca'fer erRaz'den yle bir hadis nakleder: Reb b. Enes Eb'I-liye'den, o da Ubey b. KaVdan: "Allah, Ademoull-arnm bellerinden zrriyetlerini [70] [69] yeti hakknda yle dediini nakleder. Kyamete kadar geleceklerin tamamn O'nun iin toplam; onlar ruhlar kldktan sonra alm ekillendirmi; onlar konuturarak onlardan ahd ve misak "Ben sizin Rabbinizin deil miyim?" diye onlar kendilerine ahit tutmutu. Onlar da: "Evet buna ahitiz" dediler. Kyamet gn: "Biz bundan habersizdik" diyemezsiniz" eklinde almt. Allah Tel: "Burada size yedi kat semay ve yedi kat arz ahit tuttuk; ayrca babanz dem'i de ahit getirdik, kyamet gn, *biz bundan habersizdik' diyemezsiniz. Bana hibir eyi ortak komayn. nk ben elilerimi, ahdimi ve misakm size hatrlatmak iin gnderdim. Size kitaplarm indirdim." Bunun zerine ruhlar: "ehadet

ederiz ki Sen bizim Rabbimizsin. Bizim Sen'den baka Rabbimiz yoktur" dediler. Size kitaplarm indirdim. Bunun zerine ruhlar: "ehadet ederiz ki Sen bizim Rabbimizsin. Bizim Sen'den baka Rabbimiz yoktur" dediler. Babalar dem biraz ykseklerine kartld, O aralarnda zengin, fakir, gzel yzl ve bakalarn grd. Bunun zerine: "Ey Rabbim, kullarn eit halde yapsaydn" ve: "Sana kretmeyi arzularm" dedi. Sonra Yce [71] buyurulmutur. Sonra Yce Allah, risaletten ve nbvvetten de zel misak ald. "Peygamberlerden misaklarn almtk. Sen'den de Nuh'tan da Allah: "Sen yzn Allah' birleyici olarak doruca dine evir. Allah'n yaratma kanununa dn ki O, insanlar ona gre yaratmtr. Allah'n [73] [72] Bu da ilk uyarclar gibi bir uyarcdr'' ve "Onlarn ocuklarn yoldan km bulduk, ama oklarnda szde yaratmas deitirilemez" [74] durma diye birey bulmadk" buyurmutur. te Hz. sa'nn ruhu, kendilerinden misak alnan ruhlardandr. Hz. Meryem, ehlinden uzaklap [75] dou tarafna ekilince bu ruhu, Allah Ona gnderdi." Hadisin senedi sahihtir.shk b. Rahye anlatyor. Buye b. Veld Muhammed b. Veld [76] ez-Zebd'den, o da Rid b. Sa'd'dan, o da Abdurrahman b. Katde el-Basr'den, o da babasndan, o da Hiam b. Hakm b. Hzzam'dan naklettiine gre: bir adam yle demitir: "Ey Allah'n Rasl, insanlarn ileyecekleri ameller nceden balad m yoksa hkm verdi: "Yce Allah, dem'in belinden zrriyetini karnca onlar kendilerine ahit tuttu. Sonra iki eli arasnda onlara yle hkmetti. Bunlar cennetliklerdendir. unlar ise cehennemliklerdendir. Cennetlikler, cennet ehlinin amellerini ilerler. Cehennemlikler ise cehennem ehlinin amelini [77] shk anlatyor: Bize Nadr ve Eb Ma'er Sad el-Makber ve Zbeyr'in mevls Nf yoluyla Eb Hureyre'den u hadisi nakleder: "Allah, iler. dem'i yaratmak isteyince Hz. dem'in yaratln anlatt ve: "Ey dem, hangi elim sana daha sevimlidir? Bunu bilirsen sana zrriyetini gsteririm" der. Hz. dem de: "Sa elin, Rabbimin her iki eli de sadr" deyince Yce Allah, iki elini at. Bakt ki kendi zrriyeti orada. Kyamete kadar yarataca her ey orada. Shhatliler, orada da shhatli. Hastalar, orada da hasta. Peygamberler de, orada da peygamber. Hz. Allah [78] dedi. Hadis byle devam dedi ki: "Onlarn hepsine afiyet vereyim mi? Bunun zerine Hz. dem: "Rabbim, Sana kretmeyi arzulardm ediyor.Muhammed b. Nasr anlatyor: Muhammed b. Yahya Sad b. Eb Meryem'den, o da Leys b. Sa'd'dan, o da bni Acln'dan, o da Sa'd b. Eb Sad el-Makber'den, o da babasndan, o da Abdullah b. Selam'dan u hadisi nakleder: "Yce Allah, dem'i yaratt... Sonra dem, Allah'n ellerinden tuttu. Yce Allah: "Haydi, ikisinden birini se" dedi. Hz. dem de: "Sa elini setim. Rabbimin her iki eli de sadr" deyince Yce Allah ellerini at. Hz. dem zrriyetini orada grnce: "Rabbim, bunlar kimlerdir?" dedi. Yce Allah da: "Zrriyetinden kyamete kadar [79] dedi.Ishk Ca'fer b. Avn'dan, o da Hiam b. Sa'd'dan, o da Zeyd b. Eslem'den, o da Eb Hureyre'den u cennetliklerden yazdm kimselerdir" hadisi nakleder: Raslullah yle buyurur: "Allah, dem'i yaratnca srtn svazlad. dem'in srtndan, kyamete kadar zrriyetinden yarataca [80] Ishk ve Amr b. Zrre smail'den, o da Glsm b. Cebr'den, o da Sad b. Cbeyr yoluyla bni Abbas'tan: "Rabbin, btn ruhlar dt. [81] demolunun belinden zrriyetle-rini almtr yeti hakknda yle dediini nakleder: "Rabbin, dem'in srtn svazlaynca, srtndan kyamete kadar Allah'n yarataca btn ruhlar kmtr." Bu ksm Numn yoluyla Arfe rivayet etmitir" ve onlardan: "Ben sizin Rabbiniz deil [82][83] yetiyle msaklarn almtr.Bunlardan baka bu hadisi Eb Cemre ezmiyim?" Onlar da: "Evet, Sen bizim Rabbimizsin, buna ahitiz" Zab% Mcahit, Habb b. Eb [84] Haccc bni Creyc, Zbeyr b. Musa'dan, o da Sid b. Cbeyr yoluyla b-ni Abbas'tan nakleder: "Allah dem'in sa omuzuna vurdu da ahr. cennet iin yaratlm ak ve temiz btn nefisler omuzundan kt ve "bunlar cennetliklerdir" buyurdu. Sonra sol omuzuna vurdu. Buradan da cehennem iin yaratlm siyah btn nefisler kt ve "bunlar da cehennemlikler" buyurdu. Sonra btn demoullarndan, kendisine iman edilmesi, tannmas, emrine uyulmas hususunda sz ald; onlara kendilerin ahit tuttu. Bylece onlar iman ettiler tasdik ettiler, Allah' bilip O'nun [85] Muhammed b. Nasr, Sedd'nin tefsirinde Eb Malik ve Eb Salih'ten, onlarn da bni Abbas'tan onun da Mrre elRabbliini ikrar ettiler. Hemedn'den, onun da bni Mes'd'dan, onun da Raslulah'n bir ksm ashabnn: "Rabbin demolun-dan ald" yeti hakkndaki szlerim nakletmitir. 'Yce Allah, semadan indirilmeden nce dem'i cennetten karnca dem'in sa srt tarafnn svazlad da oradan inci gibi paklak karncalara benzeyen zrriyetler kard ve onlara: "Rahmetimle cennete girin" dedi. Sonra dem'in srtnn sol tarafm svazlad da oradan karncalara benzeyen siyah zrriyetler kard ve onlara: "Cehenneme girin. Buna aldrmam" dedi. te bu Allah'n u szleriyle olmutur: "Sa [87] [86] ve sol tarafta olanlar. Sonra onlardan "Ben sizin Rabbiniz deil miyim?" dedi. Onlar da: "Evet, Sen bizim Rabbimizsin" tarafta olanlar dediler" yetiyle sz ald. Bazlar bu suale isteyerek karlk vermiken bazlar da kendilerini temize karmak amacyla istemeyerek karlk vermiler. Bu ve melekler: "kyamet gn 'biz bundan habersizdik1 diyemezsiniz. Yahut 'ne yapalm, daha nce babalarmz da Allah'a ortak kotu. Biz de onlardan sonra gelen nesiliz' demelerine ahit tuttuk" buyurulmutur. Hz. dem'in hibir ocuu Allah' Rabb tanmaktan bakasn yapamaz. "Babalarmz bir din zere bulduk" diyerek de Ona irk koamaz. Bu yetler ve yerde olanlarn hepsi, ister istemez O'na teslim [89] [88] ve "Allah iin hccetul baliga (stn delil) vardr. Allah dileseydi, hepinizi hidayete erdirirdi" yani onlardan sz ald gn, olmutur dileseydi hepsini hidayete erdirirdi.Ishk anlatyor: "Ravh b. Ubde Ms b. Ubeyde er-Rebzi'den nakleder. Muhammed b. Ka*b el-Karzi'nin: "Rabbin demoullanndan ald" yeti ha-kinda yle dediini duydum: "Onlar Allah'a iman edip, O'nu ikrar etmilerdir. Ruhlar, henz bedenler yaratlmadan nce buna muhatap olmulardr."Fadl b. Ms da Abdulmelik yoluyla At'nn yet hakkndaki u grn nakleder: "Allah, onlardan Misak alnca dem'in sulbnden kard, sonra anlar Adem'in sulbne tekrar gnderdi."Ishak der ki: "Ali b. Echal, Dahhak'tan unu nakleder: "Allah, dem'i yaratt gn O'nun srtndan kyamete kadar gelecek btn nesilleri zerreler misali kard ve "Ben sizin Rabbiniz deil miyim?" dedi. Onlar da: "Evet, Sen bizim Rabbimizsin" dediler. Melekler ise: "Kyamet gn biz bundan habersizdik diyemezsiniz, buna biz ahitiz" dediler. Sonra sa elini tuttu: "Bunlar cennetliklerdir" dedi. Sonra sol elini tuttu: "Bunlar cehennemliklerdir" dedi.Ishak anlatyor: "Eb Amir elAkdi ve Eb Nam el-Melcei, Hiam b. Sa'd'dan, o da Yahya'dan Sad'in olu Yahya deil naklederler: Yahya der ki: "bni Hiam'a sordum.

Azil hakknda ne dersin? bni Mseyyeb yle karlk verdi: "Dilersen sana sahih bir hadis nakledeyim. Allah, Adem'i yaratnca O'na yle bir keramet gstermitir ki, mahlkattan kimseye o gsterilmemitir. O, kyamete kadar zrriyetinden yaratt kimseleri gstermesidir. Kim bundan fazlasn ya da azm naklederse bil ki o yalancdr. Velev ki bunda yetmi tane hatm olsun."bni yeyne'nin Tefsiri1 nde Reb b. Enes yoluyla [90] yeti hakknda: "Bu Allah'n msak ald gndr" dedii Eb Aliye'nin: "Gklerde ve yerde ne varsa ister istemez O'na teslim olmutur" nakledilir.Ishak diyor ki: "Bu zamanda onlar Allah' ikrar etmilerdir. Bu yle olmutur. Yce Allah: "Ben, sizin Rabbiniz deil miyim?" dedi. [91] buyurmutur. Yce Allah, hitabm anlayamayacak kiiye hitap etmez, ancak sualin Onlar da : "Evet, Sen bizim Rabbimizsin dediler" anlalmasyla buna cevap verir. Allah'a szleriyle icabet etmeleri, onlar suali anladklarna ve kendilerini Allah'a ahit tutmalarna delildir. "Ben [92] sizin Rabbiniz deil miyim?" sorusuna alayarak dnerek: "Evet, Sen bizim Rabbimizsin" karln vererek, O'nun Rabbhn ikrar ettiler. Fasl Eb Abdullah b. Mendeh'in rivayet ettii yle bir hadisle de hccet getirmilerdir. Bize Muhammed b. Sabr el-Buhar o da Mnzir b. Sa'd elHrev'den, o da Ca'fer b. Muhammed b. Harun el-Mass'den, o da Utbe b. Skn'den, o da Ertt b. Mnzir'den, o da At b. Acln'dan, o da Yunus b. Hal-bes'ten, o da Amr b. Abese'den yle rivayet etmitir: Raslullah'n yle dediini iittim: "Allah kullarn yaratmadan bin sene nce [93] leri srdkleri hadisin bir blm onlarn ruhlarn yaratmtr. Onlardan tananlar birbirlerine yaklar. Tanamayanlar ise birbirinden ayrlr. budur.Dierleri de yle demilerdir: Sizinle konumak iki makamdadr. Birincisi ruhlarn, bedenlerin yaratldndan sonra yaratldna delil [94] "Ey getirmek, ikincisi ise ileri srdnz delili cevaplamak.Birinci makam: u yetler: "Ey insanlar, biz sizi bir erkekle bir kadndan yarattk. insanlar, sizi bir candan yaratan Rabbinizden korkun ki O, tek candan zevceni yaratm, o ikisinden de birok erkekler ve kadnlar karmtr. [95] Bu yet, insan nevinin yaratlmasnn, insan aslnn yaratlmasndan sonra olduunu belirtmektedir.Eer denirse ki: Allah'tan korkun" "Szkonusu delilerden, her ne kadar cesetlerin Hz. dem'in yaratlmasndan sonra yaratldn karsak da bu yet, ruhlarn bedenlerden nce yaratldna aykr deildir." yle denir: "Szkonusu haberlerin, ruhlarn cesetlerden nce yaratldn aka ifade ettiini inaallah aklayacaz. Nihayetinde sahih ve sabit haberler, Yce Allah'n ruhu ekillendirdiine, onun yaratln, ecel ve amellerini takdir ettiine delalet etmektedir. Bu, suretleri maddesinden karttna sonra onu yeniden oraya gnderdiine, her bir yaratlan ruhun tayin edilen vakite kacana da delalet etmektedir. Ancak bu, Eb Muhammed b. Hazm'm dedii gibi ruhlarn devaml yaratldna sonra bilen, konuan olarak srekli bir yerde canl bir ekilde var olduklarna ve sonra ruhlarn grup grup bedenlere gnderildiine delalet etmemektedir. Bize ulaan haberleri byle seviyemez stndeki manalara hamledebilir miyiz? Evet. Yce Allah, ruhlar nce takdire uygun olarak grup grup yaratr sonra da ilk takdire uygun olarak, d yaratmay gerekletirir. Ayn eyi Allah'n btn yaratklar iin syleyebiliriz. nk nce onlarn kaderlerini ecellerini, zelliklerini ve durumlarn takdir etmi, sonra da bu ilk takdire uygun olarak bunlar, varlk lemine getirmitir. Varlk lemine gelirken ilk takdirden eksiklik, fazlalk olmaz.yleyse yukarda szn ettiimiz deliller sadece ilk kaderin varlna delildir. Bir ksm da Allah'n onlarn benzerlerini yarattna onlara suret verip saadete ereceklerle aki olacaklar birbirinden ayrdna delalet eder. Ruhlar Allah'n karsna alp onlarla konuup kendi rubbiyyetini ikrar ettirmesi ve onlar kendilerine rubbiyyetinde ahit tutmasna gelince; Seleften bazlar bu grtedir bu, ruhlarn yeti anlamalarna gredir. Ancak yet buna delalet etmez; belki tam aksine delalet eder.Malik'ten gelen hadise gelince. Eb Anr der ki: "Munkat bir hadistir. Mslim b. Yesr, mer b. Hattab'a yetiememitir, ikisinin arasnda Nam b. Reba vardr. Bundan baka hadis bu senetle hccet olmaz. Mslim b. Yesr bilinmemektedir. Medineli Mslim olup Basral Mslim olmad sylenmitir. bni Eb Haysem yle demitir: "Yahya b. Man'e Zeyd b. Eb Ense'den mam Malik'in rivayet ettii hadisi okudum da "Mslim b. Yesar hakknda eliyle 'bilinmeyen biridir' ibaresini yazdn grdm."Sonra Eb mer, Nes yoluyla u senetle gelen hadisi zikreder. Bize Muhammed b. Vehb, o da Muhammed b. Seleme'den, o da Eb Abdurra-him'den, o da Zeyd b. Ense'den, o da Abdulhamid b. Abdurrahman'dan, o da Mslim b. Yesr yoluyla Nam b. Reba'dan rivayet etmitir.Sonra Sahbara yoluyla da rivayet eder. Bize Ahmed b. Abdulmelik b. Vkid, o da Muhamed b. Seleme'den, o da Eb Abdurrahm'den, o da Zeyd b. Ense'den, o da Abdulhamid'den, o da Mslim yoluyla Nam'den rivayet etmitir. Eb Amr der ki: "Bu senede Nam b. Reba'nn getirilmesi hccet deildir. Naim'i senette zikretmeyenler daha hafzdr, ziyade edenler ise salam hafzdr."Bilcmle, hadisin senedine dayanmak imknszdr. nk Mslim b. Yesr ve Nam b. Reba gibi raviler ilim tamakla bilinen kiiler deillerdir. Ancak hadisin manas mer b. Hattab ve dierlerinden uzunca, birok ekillerde gelmitir.Eb mer'den amac, ilk kaderle ilgili hadislerdir. nk bu hadisleri, daha sonra zikretmi arkasndan da kaderle ilgili Abdulah b. mer hadisini zikretmitir. Hadisin sonunda der ki: "Mzeyne ya da Cheyne kabilesine mensub bir adam geldi ve "ey Allah'n Rasl, hangi amellerde?" diye sordu. Raslullah da: "Cennet ehli, cennet ehlinin amellerini; cehennem ehli de cehennem ehlinin amellerini [96] karln verdi.Kaderle ilgili bu manada Raslullah'tan Ali b. Eb Tlib, Ubey b. Ka'b, Abdullah b. Abbas, bni mer, Eb Hureyre, hazrlar" Eb Sad, Eb Serha e-Gaffr, Abdullah b. Mes'd Abdullah b. Amr, Imrn b. Husayn, ie, Enes b. Malik Sraka b. Ca'em, Eb Ms elE'ar ve Ubde b. Samit rivayet etmilerdir. ou rivayetlerinde farkl yollan vardr. Eb mer ou bu hadisleri senetleriyle beraber [98] [97] Eb Salih'in Eb Hureyre'den yapt rivayete gelince bu, sadece zr-riyetin kacana ve bunlarn zerre suretlerine zikreder. benzeyeceine delalet eder. Bu ruhlarn arasnda aydnlatc, karartc ruhlar vard. Yce Allah da bedenlerden nce ruhlar yaratp bir yerde onlar toplayp, bunlardan her bir ruhu ait olduu bedene gndermemitir. Bu bedene ait ruhu yaratmasna, yarattktan sonra onu bedenden uzak-tl bir yere koymasna; bedeni yarada rh buradan alp bedene gndermesine bu hadislerden hibiri asla delalet etmez. Bu hususu iyi dn.Ubey b. Ka'b [99] Bu, Raslullah'n szlerinden deildir. jster sahih olsun isterse sahih olmasn bu, Ubey*in szdr. Bu senetle, gerek merf hadisine gelince; gerekse mevkuf mnker birok hadisler rivayet edilmitir. Eb Ca'fer er-Raz bir ynyle gvenlidir bir ynyle zayftr. Ali b. Medn onun hakknda "sika biridir" de demitir, "hadisleri kartrr" da demitir. Yahya b Man: "sika biridir" de "hadisini hatal yazar" da demitir. mam Ahmed der ki: "Hadisinde salam biri deildir." Yine "o, dzgn hadis rivayet eder" de demitir. Fells: "Bozuk hafzal"; Eb Zr'a "ok

[100] vehmeder"; bni Hibban da* "Mehurlardan, mnker hadisler rivayet etmektedir" demilerdir. Bu hadiste kabul edilmeyen hususlardan biri de sa'nn rshunu, kendisinden sz alman ruhlardan olduunu; Hz. Meryem douda bf keye ekildiinde bu ruhu O'na gndermesi ve ruhun Meryem'in azndan girmesini sylemesidir. Mesih'in ruhunun Meryem'e gnderilen ruh olmad aksine frlmek suretiyle Mesih'i Meryem'in tad bilinmektedir. Yce Allah yle buyuruyor: "Biz de ruhumuzu O'na gnderdik, O'na dzgn bir insan eklinde grnd. Meryem dedi ki: "Ben Senden ok esirgeyen Allah'a snnn. Eer Allah'tan korkuyorsan bana dokunma." Ruh da: "Ben sadece Rab-binin elisiyim. Sana tertemiz [101] Mesih'in kendi ruhuyla bu ekilde kesinlikle muhatap olamayaca aktr. Eb Ca'fer bir erkek ocuu hediye edeyim diye geldim" dedi. hadisinin baz yollarnda Mesih'in ruhu kendisiyle muhatap ve Meryem'e kendisini gnderen olarak da gelmitir.Burada drt nokta vardr:Birinci Nokta: Yce Allah, onlarn suretlerini ve benzerlerini kardktan sonra akilerini mutlularndan, salkllarn da hastalarndan ayrmtr.kinci Nokta: Bu anda, Yce Allah, onlara hccet getirdi, Rabblna kendilerine ahit tuttu, melekler de buna ahit oldular.nc Nokta: Bu, u yetin [102] Drdnc Nokta: Yce Allah, bellerden alnan btn bu ruhlar bir yorumudur: "Allah, demoullannn bellerinden zrriyetlerini almtr. yere yerletirdi, yaratma iini bitirdi. Ancak her vakit grup grup bu ruhlar, ait olduklar bedenlere gnderdi.Birinci nokta gerek merf gerekse mevkuf haberlerde aklanmtr.kinci nokta, mfessirlerin yetten anladklardr. Zannlarna gre yetin yorumu da bu. Hadis kolundan olun ou tefsircilerin gr budur. Eb Ishk der ki: "Allah Tel'nn zerreler kadar kard zrriyetlere dnebilecek bir anlay vermesi mmkndr. [103] buyurulmutur. Yani Allah, Davud'a o kadar g vermitir ki dalar Nitekim yeti cellede: "Karnca; ey karncalar, yuvalarnza girin dedi" ve kular onurda beraber Allah' tebih etmilerdir.bnl-Enbr der M: Bu yetle ilgili hadisilerin ve ilim ehlinden ileri gelenlerin gr, Yce Allah'n Adem'in sulbnden neslini ve zerre eklinde olan ocuklarn da karddr. Kendilerini yaratann Allah olduuna onlarn yaratlm olduuna Allah sz ald, onlar da bunu itiraf ederek, bunu kabul ettiler. Bu, kendilerine sunulan eyleri anlayacak akl verildikten sonra olmutur. Nitekim Allah'a muhatap olmas iin daa da akl vermiti, secde eden yk devesine ve arldnda duymas, boyun emesi iin hurmaya da akl verilmiti.Crcan der ki; Raslullah'm: "Allah, Adem'in srtn svazlad da srtndan zriyetini kard" szyle yet arasnda Allah'a hamd olsun bir eliki yok. nk Yce Allah, onlar Adem'in belinden kardnda zrriyetinin bellerinden de kendilerini karm olmaktadr. yle ki Hz. Adem'in zrri-yeti sonra gelen zrriyetinin zrriyeti olmakta, birbirlerinin zrriyeti saylmaktadr. "Kyamet gn; "biz bundan habersizdik" diyemezsiniz" yani kendilerinden alnm szden dnemezsiniz, demektir. Byle deseler bile, melekler verdikleri sze ahittirler. Durum byle olunca Allah'n meleklere: "ahit olun" demesi, onlarn da: "ahit olduk" demeleriyle ilgili yetin yorumunda getirilen rivayete delil vardr. Bir ksm ilim adamlar, szn ruhlardan alnp bedenlerden alnmadn zannetmilerdir. ddiaya gre dnen, anlayan, sevap veya azap karsnda olan ruhlardr. Bedenler ise ldrler, dnmezler, anlamazlar. Ishk b. Rhye de bu manaya meyletmi olduunu ayrca Eb Hureyre'nin grnn de bu olduunu zikretmitir. Ishk der ki: "lim ehli, szkonusu hitabn, konuturma ve ahit tutmann bedenler yaratlmadan nce ruhlara olduunda icm etmilerdir." Crcan de der ki; u yetle delil getirmiler: "Sakn Allah yolunda ldrlenleri ller sanma, onlar [104] Bedenler topran altnda rmtr, dalmtr. Ruhlar ise rzklanr, ferahlanr. Tadan, ac duyan, sevinen, hznle-nen, tanyan, diridirler. reddeden de ruhtur. Ruhun bu zelliini dier eylerde de grebiliriz. Mesel bir insan, sabahladnda, sevin mutluluunun veya hzn acsnn izini, ruhuna gelen bedenine deil bir eyden dolay duyar. Demek ki Yce Allah, kendilerinden sz alnan ruhlara ister ulasn isterse ulamasn her nefse bir hccet getirmitir, Ruhlar alemindeki sze katlanlara fazladan olarak yetlerini, zatnda ve alemde diktii delillerini, mjde-leyici ve korkutucu olarak kendilerine gnderilen Raslullerini ve haberleri kendilerine ulaan gemi milletlerin tlerini hccet olarak getirmitir. u kadar var ki, hi kimseden, kendisine gsterilen hccetin gereinden fazla itaat istememitir. Onlara kudret vermi; bir takm deliller gstermitir. Ayrca, buyruk ve yasak yama ulam kiilerin kimler olduunu aklam; amel etme yama ulamamlarn bilgisini bizden gizlemitir. Buna ramen bildiimiz birey vardr; o da hkmnde Allah'n hibir zaman adaletten ayrlmayacadr. O hikmet sahibidir, yapacaklarn atlamaz. Here-ye kadirdir, yaratklardan kimse O'nun yaptndan soramaz. Alemlerin Rabbi olan Allah, her eyden ycedir. Fasl Bunlar ve bakalar, yetin byle yorumlanmasnda farkl grler ileri srmlerdir. Diyorlar ki: "Hani Rabbin Ademolunun belinden zrriyetle[105] yetinin manas budur. Yani, onlar babalarnn bellerinde, nutfe halinde iken, varlk srasna gre onlar dnyaya karmtr. Ve rini almt" onlar, Rabbleri olduuna, yaratclar olduunu bilmelerini gerektiren yetleriyle, burhanlaryla ahit tutmutur. Kimse yoktur ki o sadece Rabbim'n bir sanat, yarat, hakknda yegane hkm veren O'dur. te onlar bunu bildiklerinde, grdkleri her eye onlar ararak onlar kendisini dorulamada ahit tuttuunda onlar kendilerine kar ahitler ve ahit gsterilenler olmaktadrlar. Nitekim baka bir yette: "Nefislerinin kfrn [106] eklinde belirtilmitir. Her ne kadar biz kfirleriz demeseler de Allah onlar ahitler konumuna getirmitir. Ayn durum, bildiin gre gre" bir eyi anlatrken: "Uzuvlarm da buna ahittir" sznde vardr. Sanki burada uzuvlarm ahit olsayd, konuarak ehadet ederdi demektesin. Bu [107] Yani, bil, anla demek istiyor. Buna benzer bir ekil itiraf, tenbih u yette de vardr: "Allah ahittir ki kendisinden baka hibir ilah yoktur" durum da hakimlerin nnde, ehadet edenin ahitliinde de vardr. bn'l-Enbari'nin sz buraya kadardr.Crcan, ilim adamlarndan nakillerde bulunarak sz yle aar: "Yce Allah, mahlkt yaratt; olmu ve ileride olacaklarla ilgili bilgisini uygulamtr. Henz olmamlar olmu gibidir. lminin hemen bunun olmasna engel oluu, varolutan ayr bir eydir. Araplarn mecaz kullanlarnda henz olmad halde olmas beklenenleri, nceden olacan bildii iin olmu gibi gstermek yaygndr. Ayn ey Allah Tel'nn u yetlerinde de vardr: "Cehennem ashab [109] [110] [111] [108] Cennet ashab nida etti" ve "A'rf sahipleri nida etti. Bu durumda "Rabbin ald" yeti, "Rabbin alacaktr" manasna, nida etti" [112] "Onlar kendilerine ahit tuttu" da onlara yklenen akla, bunun sayesinde de anlaylarna; sevab ve azab gerektirenlere, doacaklara ahit olacaklar; Allah'n iyiyi ve kty bildireceine; va'd ve vadi; sevap ve azab anlatacana, bylece onlara verdii akl, gnderdii yetler ve insann yaratldna deliller ile Zt'nn bir olduuna dair onlar kendilerine ahit tutacaktr demektir. Allah'n kendi zatm yaratm obas cajz

oimaz. Eer byle olsayd, h O'nu da yaratan biri olmas gerekiri. Oysa ki O'nun dengi hi birey yoktur. Bu seviyeye ulaabilecek hibir yatk bulunmaz. Bu anlaya hi birey menf bir tesir etmez. Ancak Allah'ta sakndracak birey bam semaya kaldrdnda ona yardm eder, yaracs olan Allah'n, fevkinde bulunduuna, Allah'tan bir ilim olarak prmaklaryla iaret ederse bu mstesnadr. Allah'n verdii anlama ve an.y onu, szn ettiimiz eyleri bilmeye gtrr ve buna da klavuz olun, bu seviyeye ulaan herkesten ahit ve msk alnmtr demektir. Yce Aih'n da: [113] btnrduu gibi bu kimse iin ikrar etti, boyun edi, mslman oldu demek "Gklerde ve yerde ne varsa, ister istemez Allah'a secde eder" cadir.leri srdkleri delillerden biri de uiaslullah yle buyurur: " kimseden kalem kaldrlmtr: htilam olaa kadar ocuktan, akllanana [114] . Bir yette de: "Biz emaneti, gklere, yere ve dalara sunduk; onu yklemekten kandlar, onun kadar deliden ve uyanana kadar uyuyanda" [115] sorumluluundan korktular" buyurulmu, hemenrkasndan "onu, insan yklenmitir" denmitir. Burada emanetten makat, ahit ve msktr. Gklerin, yerin ve dalarn bu emaneti yklenmekte kanmalar, anlay gerektiren akldan yoksun olduklarndan dr. nam yklenmesi ise akl [116] Byle syleyen kii Allah Tel'nm usavlinde: nedeniyledir. Bu manada araplann birok iirleri vdr. Bunlardan bazlar unlardr: "Kyamet gn; 'biz bundan habersizdik' veya 'bizden nce bab^armz Allah'a irk komutu. Biz de onlarn zrriyetleriyiz' [117] Szkonusu te'vlin doruluuna delil vardr. Allah en iyi bilir ya, onlarda sz almak, kyamet gn, biz bundan habersizdik, diyemezsiniz diyememeleri iindir. labersiz olmak, burada iki manayadr. Ya kyamet gnnden habersiz olmk, ya da sz alndndan habersiz olmak. Kyamet gnnde dirili ve hsap bilgisi ile ilgili Allah Tel'nm onlardan sz ald Yce Kitabnda bertilmemitir. Sadece bunlarn bilinmesi Kur'n'da szedilir. Alnan szden kbersiz olmaya gelince, muhaliflerin de dedii gibi eer ocuklardan hastalardan da sz alnm ise, kendilerinden sz alndktan sonra onlara bir teblici ulamam olacandan, dolaysyla da verilen szden habersiz olacaklarndan dolay, bunu inkr ederler, reddederler. Bunlar, ne zaman verdikleri sz unutmular. Yce Allah, hibirini olmayan birey'le yarglamaz. O halde caiz olmayan, meydana gelmeyeni zikretmek muhal deil mi? "Bizden nce babalarmz Allah'a ortak komulard. Biz de onlarn zrriyyetiyiz, diyemezsiniz" yeti ise, yarglanmalar nedeni olan irkin, kendilerinden yahut da babalarndan kaynaklandn belirtmektedir. Eer bu irk kendilerinden ise ki bu mmkn deildir. nk irk bulu ana ulatktan ve kendilerine hccet geldikten sonra olabilir. Bazlarn irk komas mmknken, zellikle ocuklarn irke dmesi asla mmkn olamaz. slm mmeti: "Kimse bir bakasnn gnahn yklenmez" yetinin gereinde icm [119] [118] Ancak bu Raslullah'tan rivayet edilen: "Allah, Adem'in srtn svazlaynca, srtndan zrriyetini kard ve onlardan sz ald" etmitir. hadisine de aykr deildir. nk Raslullah, Allah'n yetini anlatmakta, yete benzer bir ekilde gemi zaman sgasn, gelecek zaman sgas yerinde kullanmaktadr. Raslullah'n bu anlatm, u yete benzer: "Allah, peygamberlerden yle sz almt; bakn, size Kitap ve hikmet verdim. [120] Yce Allah, bu yet-i cellede, imdi yannzda bulunanlar dorulayc bir peygamber geldiinde mutlaka O'na inanacaksnz. peygamberlere gnderilen Kitap ve hikmeti, sonraki gelen milletler iin bir sz olarak belirtmitir. u yetler de buna iaret eder: "Sonra size, [121] insanlara hitaben de: "Bunu kabul ettiniz mi? Ve bu yannzda olan Kitaplar dorulayc bir Rasl gelmitir. Ona inann ve Ona yardm edin hususta ar ahdimi zerinize aldnz m? demiti. Onlar da: "Kabul ettik" dediler. O halde ahit olun, Ben de sizinle beraber ahit olanlardanm" [122] Bu yette ise, peygamberlere inen Kitab bilmelerini de, ikrarlar saymtr.Ben derim ki; u yetler de buna benzer: "Allah'n size olan dedi. [123] nimetim ve O'na verdiiniz sz hatrlayn. Hani siz: "ittik, itaat ettik" demitiniz. Bu sz, Rasllerini onlara iman ve tasdik iin [124] gnderdikten sonra onlardan ald szdr. Bir baka yette: "Allah'a verdikleri szde durup, szden cay-mayanlar. ve: "Ey Ademoullar, [125] eytana tapmayn. O sizin iin apak dmandr. Bana tapn. Doru olan yol budur" diye sizden sz almam myd? Bu yette ise; Rasllerinin diliyle onlardan sz alnd belirtilmektedir. srailoularma hitap eden u ayetler de byledir: "Bana verdiiniz sz tutun ki, Ben de [126] [127] size verdiim sz tutaym "Hani, Allah, Ehli Kitaptan; "O'nu insanlara aklayacaksnz, gizlemeyeceksiniz diye sz almtk" ve "Biz [128] peygamberlerden, ahitlerini almtk; Sen'den, Nuh'tan, brahim'den, Musa'dan ve Meryem olu sa'dan da sapasalam sz almtk. Nasl ki insanlardan sz, peygamberlerin onlar Allah'n azabyla korkutmalarndan sonra almsa, peygamberlerden de, gnderildiklerinden sonra sz almtr. te Yce Allah, verilen bu sz bozanlara lanet etmekte, onlar u yetle cezalandracan belirtmektedir: "Szlerini bozduklar iin [129] Yani, Rasllerinin diliyle onlardan sz aldktan sonra, bu szlerini bozanlar cezalandracaktr. Bu, onlar lanetledik ve kalblerini katlatrdk. u yette de belirtilmektedir: "Bir zaman da sizin sznz alm, zerinize da kaldrmtk. Size verdiimizi kuvvetle tutun, iinde olan [130] Bu ve benzer yetler Medine'de nazil olmu bir srededir. Bu szle,Ehli Kitabn da iinde hatrlayn ki azaptan konmasnz demitik. bulunduu insanlara hatrlatma vardr. Ayrca bu, Allah'n mbbiyyetini, vahdaniyyetini ve O'na irk komay kt olarak ikrar eden btn mkelleflere amildir. Byle bir msakla, ahit tutma ile onlara hccet gsterilmi olmakta, zr kaps kapanm olmakta, artk ceza vermek mmkn olup, kar kanlar helak etmek hak olmaktadr. yleyse bu durumda olan insanlarn, verdikleri sz hatrlamalar, bilmeleri gerekir. Aynca bu, Allah'n Rabbln krar etmede, onlann fitratlanna da uygundur, Allah onlann Rabbledir, yaratcsdr. Onlar ise mahluk ve terbiye altndadrlar. Bundan baka, ftrat ve akllarna uygun olan eyleri insanlara hatrlatmak Allah'n onlar zerindeki hakkn, buyruunu, yasan, azap ve mkfatn retmek iin Allah, onlara Rasller de gndermitir.Ayeti celle, bu ynyle birka manaya iaret eder:Birincisi: Yce Allah yle, buyurur: "Hani Rabbin demoullanndan almt." Adem'den ald, dememitir. nk demoullan, dem'den daha mulldr.kincisi: "Bellerinden" buyurmutur. "Belinden" dememitir. Bu, az kullanarak ou kasdetmek ya da geni manal kullanmdr.ncs: "Zrriyetlerinden" dedi, "zrriyetinden" demedi.Drdncs: "Onlan kendilerine ahit tuttu." Yani, onlan, kendilerine ahit yapt. Kii bir eye ahit olunca, ahiti olduu hususu hatrlamaldr. nsan ise, sadece bu dnyaya geldikten sonraki ehadetini hatrlamakta, nceki ahitliini

hatrlamamaktadr.Beincisi: Yce Allah, ahit tutmaktaki hikmetin, kyamet gn, biz bundan habersizdik, demelerine kar bir hccet olduunu belirtmitir. Hccet ise, onlarla Rasller gndermekle ve fitratlanna uygun eyleri sunmakla olur. Nitekim yet-i cellede bu: "Bunlan, mjdeleyici [131] ve uyanc eliler olarak gnderdik ki, eliler geldikten sonra, insanlann Allah'a kar bahaneleri kalmasn eklinde aklanmaktadr.Altncs: Byle hatrlatmalanndaki ama, kyamet gn: "Biz bundan habersizdik" diyememeleri iindir. u da bilinmektedir ki, Hz. dem'in belinden kartlmakla, hepsi verdikleri sz ve yaptklan ahitlii unutmakta ve kimse bundan birey hatrlayamamaktadr.Yedincisi: "Yahutta, nceden babalanmz Allah'a ortak komulard. Biz de onlann zrriyetleriyiz, dememeleri iin" yetinde ise gstermek ve ahit tutmak eklinde iki hikmet zikredilmitir. Bunlardan biri onlann gaflete dmemeleri, ikincisi ise taklide dmemeleri. Gafil kimsede bilin olmaz. Takliti ise, taklit ederek [132] Yani, eer Allah, onlan inkr ve bakalanna uymaktadr.Sekizincisi: "Bizi aramzdaki bozgunculann yaptklanndan dolay m helak edeceksin? irklerinden dolay ce-zalandrrsa byle diyecekler. Allah Tel ise onlan, sadece elilerine kar gelip yalanlamalarndan dolay helak edecektir, Rasllerle, onlara hccet getirilmeden, babalarnn Allah'a irk komalarna katldiklan iin onlan helak edecek olsa, aralanndaki bozgunculann yaptklanndan dolay ya da babalarnn yaptklan eyin yanl olduu ile ilgili bilgiden gafil olduklan iin onlan helak ederdi. Halbuki Yce Allah, gereklerden habersiz olan ky sakinlerini, haksz olarak helak etmeyeceini, ancak uyarma ve tebliden sonra helak edeceini belirtmektedir.Dokuzuncusu: Yce Allah, hereye, kendisinin Rabbi olduuna dair Kur'n'dan birok hccetler gstermitir. Mesela: "Onlara, [133] Yani Allah Tel'y Rabbleri, yaratcs olarak gkleri ve yeri kim yaratt diye sorsan, Allah derler. O halde haktan nasl yz eviriyorlar. ikrar ettikten sonra tevhdden nasl yz eviriyorlar? Byle misaller Kur'n'da oktur. te bu yetler, Yce Allah'n, insanlan kendi nefislerine ahit [134] eklinde insanlara tuttuu hccetlerdir. Raslleri vastasyla bunlar: "Gklerin ve yerin yaratcs Allah'tan phe mi ediyorsunuz? hatrlatmlar. Yani, Rasllerinin diliyle, ikrar ve marifeti onlara hatrlatmtr. Yoksa onlara, yaratldklannda yaptklan ikran hatrlatp, bu hususta onlara hccetler getirmemilerdir.Onuncusu: Yce Allah bu konuda medluln zorunlu klacak ak yetler indirmitir. yle ki: yetler, daima muayyen medlulleri manasnadr. Allah'n yetleri, hep byledir. Yani zorunlu ilm gerektirecek biimde, belirli bir istee kar getirilmi belirli [135] buyurmakta, yani yetlerimizi bu kadar ak belirgin olarak aklarz ki belki onlar delillerdir. Allah Tel: "Byleceyetlerimizi aklarz irkten tevhide, kfrden de imana dnerler. Kur'n'da aklanan bu yetler, yaratln eitli ynlerine yneliktir. Bu yetler, hiss, zihn yetlerdir, kendilerine, zatlarna ve yaratllarna alamettir. eitli iklim ve blgelerde yaratt eyler de O'nun varlna, birliine, Rasllerinin doruluuna, med ve kyametin gerekliine delalet etmektedir. Yaratklardan herbiri iin getirdii en ak delil, hi phesiz onlarn Rabbi, yaratcs ve icats olmas; onlarn da hibir ey deilken varedil-meleri, yaratlp terbiye edilmesidir. Bireyin mhdisi olmadan hadis olmas, yahut bizzat kendinin muhdisi olmas muhaldir. Bu takdirde, hibir eye benzemeyen bir yaratcnn olmas zorunludur. Sz edilen yetlerdeki bu [136] ikrar ve ahit tutmalar, Allah'n nefse verdii bir frsattr, kazanlm deildir. Mesel "Rabbin demoullarnn bellerinden nesillerini almt [137] yeti, "her doan, ftrat zere doar hadisine ve "sen, yzn Allah' birleyici olarak doruca dine evir, Allah'n ftratna dn ki, insanlar o [138] ftrat zere yaratmtr. Allah'n yaratmas deitirilemez. te doru olan din budur. Fakat insanlarn ou bunu bilmez" yetine de uygundur.Zemaher gibi baz mfessirler sadece bu gre meyletmilerken bazlar da sadece birinci gr semilerdir. bni Cevz, Vahitve Maverdgibi kendilerinden her iki gr de rivayet edilenler vardr.Hasen b. Yahya el-Crcn der ki; biri kp da "Allah, Adem'in srtn svazlad da, onun belinden neslini kartt; onlardan sz aldktan sonra yeniden beline gnderdi" hadisini ileri srerek: "Adem'in belinden karlan zrriyetin, yeniden beline dndrlmesinin mmten oluu, szkonusu tevilinizi boa karr. nk Allah, onlardan sz, bulu ana vardklarnda, akllan olgunlatnda almtr" derlerse deriz ki: "Sonra onlar dem'in beline gnderdi ve onlar Adem'in beline gnderecek demek, yukarda da akladmz gibi Allah'n nesli olaca manasna olan nesli olmas gibi lmleriyle onlar, Adem'in beline yeniden dndrlecei manasnadr. nk len insanlar defnedilmek zere yere gnderilir. Yer ise Adem'in hem kendinden yaratld, sonra yine ona dndrlecei eydir. Adem'in beline dndrlmesi ise dem'e dndrlmesi demektir. Belden maksat dem olunca, zrri-yeti ondan yaratlacak sonra yine ona dndrlecektir.Yahutta nesil, Hz. dem'in bir parasdr. Bu adan meseleye bakirsa, hadisle ilgili zahir yorumunuz, Kur'n'da belirtilen ifadeye aykrdr. Hadisin, bizim yorumumuz dnda yorumlanmas olmaz. nk yette: "Hani, Rabbin demoullarum bellerinden zrriyetlerini karmt" buyurulmuken, yalnzca dem'den dememitir. Yani, szkonusu zrriyetin Hz. Adem'in nesli ocuklar olduunu belirtmek iin'zrriyeti, Hz. dem'e izafe etmitir. Hadiste ise sadece dem'in srtnn svazlanmas bahsedilmektedir. yleyse Kur'n ve Snnette aklanan hkm, bizim yorumumuz dnda tesadfe brakmak doru olmaz.Crcan der ki: "Ben de derim ki: "Bizim grmz de yeti cellede Raslullah'tan rivayet edilen hkme ve Selef-i Salih'ten olan ehli ilmin kabul ettii, kendilerine yakn grp meylettii eye yneliktir. Baarya ulamak Allah'tandr. O, en gzel dost ve doru yola gtrendir. Ehli Snetten baz limler, szkonusu nazmda zorlama ve itme olmakszn kolayca anlalacak arap mecaznda caiz ve muhtemel olan manaya dayanarak bu gr redde yeltenmilerdir. yle ki, "Hani Rabbin demolundan almt" yeti mbtedadr. Allah'n onlardan alm olduu szden haber vermesidir. Bu durumda cevap; dediler ki: "Evet, sen bizim Rabbinizsin" yeti olmakta, vak'amn btnl iinde haber, mbteddan kesilmektedir. Sonra Allah Tel, mriklerin kyamet gn diyecekleri: "Dediler ki; "siz buna ahit olduk" szn haber vererek balamtr ki bu; "biz buna ahitiz" demeleri gibidir. Nitekim air Hate de:Yani, Hate Rabbine kavuurken klenin zre daha layk olduuna ahit olmutur" demektedir. Yani Hate ahit olacaktr demektir. Yani Allah Tel: "Kyamet gn biz bundan habersizdik diyeceksiniz" demektedir. Yani, sorgulanmaktan, nankrlkle muaheze olmaktan habersizdik diyeceksiniz. Sonra Allah Tel, kendine baka bir haberi izafe etmekte "yahutta diyeceksiniz" buyurmaktadr. Buradaki kelimesi, nk ya da vav- nesak [139] Bunun izah udur: Kyamet gn: "Babalarmz bizden manasnadr. Mesela bir yette de: "Onlardan gnahkr ve nankr olana itaat etme. [140] nce Allah'a ortak kotular, biz ise onlarn nesilleriyiz diyeceinize ahitiz. Yani: "Onlar Allah'a ortak kotular. Henz bizler ocuklar iken bizleri de irklerine kattlar. Biz de onlarn yollarndan gidip onlara uyduk. Onlara uyduumuz iin bizim hibir suumuz yoktur. irk konusunda [141] su onlarndr" diyeceksiniz. Bu husus yle aklanr: "Babalarmz bir din zerine bulduk. Biz de onlarn yollarndan gittik Yine:

[142] "Aramzdaki bozguncularn yaptklarndan tr bizi helak mi edeceksin? Yani, "bizleri irke iten onlardr." Bu durumda birinci kssa, btn yaratklardan sz olmakla ilgilidir. kincisi ise mriklerin kyamet gn zr beyan etmeleriyle ilgilidir.Crcn devam ediyor: "Byle bir iddia Kitap ile Snnet arasnda bir tefvttr. nk bunlarn lafzlar farkldr. Kabul edilmesi benzerlerine bakarak, kartlarn destekleyen szlere kyasla mmkndr. Raslullah'"Allah dem'in srtn svazlad" sz, Kur'n'da Allah'n belirttii habere ksmen ziyadedir. Raslullah, Kur'n'da belirtilen bilginin tamamn zikret-memitir. Allah'n bildirdii lde bu ziyadeyi Raslullah haber vermi olsayd, bunun, sz alnd zamanda olma ihtimalini de beraberinde getirirdi ki, bu durum Kur'n'da szedilmemitir. Ayrca Kur'n ve Snnet ifadelerinde farkllk olsa da ayrlk yoktur, bilakis bu ziyade faydaldr. Lafzlar da byledir. Bizzat lafzlar da farkllk olduu zaman iin temeline inilir. Bu farkllk eliki olmay gerektirmez. Nitekim Allah Tel Hz. Adem'in yaratlmasndan bahsederken bir yerde O'nu topraktan yarattn belirtirken dier yerlerde ise deiken amurdan, skm amurdan ve kiremit gibi pi. mi kupkuru amurdan yarattn belirtmitir. Grld gibi insann yaratld eylerle ilgili lanzlar farkldr, hatta ifade etti manalar da farkldr. Pimi kupkuru amur, deiken amurdan; deiken amur da topraktan ayr eydir. Ancak btn bu maddelerin tek kayna vardr ki o da toprak cevheridir. te topraktan tedricen bu maddeler kmaktadr.Yce Allah'n: "Hani Rabbin demoullarnm bellerinden nesillerini almt" yeti ile Raslullah'n: "Allah, dem'in srtm svazlad da oradan neslini kard" sz aslnda ayn manadadr. u kadar farkla ki Raslullah'n sznde: "Allah, dem'in srtm svazlad" fazlal vardr ki bu, Allah'n bildirdii hususa ziyadedir. Allah'n dem'in srtm svazlayp oradan neslini karmas, Allah'n bildirdii gibi, demolunun srtnn svazlanmas ve oradan nesillerinin karlmasyla ayn eylerdir. nk, dem'in btn neslinin, O'nun belinden karlmadn bilmekteyiz. Yani nce dem, O'nun belinden ikincisi; ikincisinin belinden ncs kmak suretiyle btn nesillerin Hz. dem'e balanmas mmkndr. nk nesiller fur'dur. Hz. dem ise onlarn asldr, atasdr.Bundan baka, Allah Tel'nn, Hz. dem'in sulb yoluyla, dem neslinin sulblerinden insan karmas mmknse Raslullah'n bildirdii, dem'in nesli yoluyla insan dem'in sulbnden karmas da caizdir. nk asl ile fe'r ayn eylerdir. Aym ekilde Allah Tel'nn, nesli, Hz. dem'e nisbet etmesi hakkndaki haberi, hem dem'den hem de nesilden haber vermek manasna [143] buyurmaktadr. Yani, Allah Tel, isimlerden kinaye olan sfattan, olmas da muhtemeldir. Nitekim Yce Allah: boyunlar ona eilir [144] boyunlardan bahsetmektedir ki bu, ait olduklar insanlar demektir. Burada Hz. dem, kendisine nisbet edilmektedir. Zahirde hadiste kastedilenler sadece Hz. dem'in sulbnden gelenler deildir. Ayn ekilde: "Boyunlar eilir" yeti de byle bir manaya gelmez. nk gerekte btn boyunlar eilmitir. airin u sz de byledir:Yani, "Mzran ucu kanla parlad gibi sarfattiin szler de ylece parlamtr," iirde geen "sadr" kelimesi mzekker olduu halde "arrakat" fiili, "sadrwn lafznn "kanat"a izafesinden dolay mennes gelmitir. Fasl Selef ve halef ulumasnn baz grleri bunlardr. Her halkrda bu, ruhlarn bedenlerden nce istikrarl bir ekilde yaratldna delil olamaz. Belki bu konudaki hadisler doru ise, ruhlarn zerreler misalinde suretinde karldna, konuturulduktan sonra da sulblerine gnderildiine delalet eder. Sahih haberler, ilk kaderin varlm; insanlarn mutlu ve ak ksmlarna ayrlacaklarn belirtir. bni Hazm'm: "Sizi yarattk, sonra sizi [145] yetiyle istidlal etmesine gelince, yette yaratlma, ekil verilme ve secde ile ekillendirdik sonra da meleklere: "dem'e secde edin" dedik emredilme srasna bakarak byle bir istidlal yapmak doru olmaz. yetteki hitap, ruh ve bedenden mrekkep olan insanadr. Ruhlarn yaratlmas ise Hz. dem'in yaratlndan sonra gelir. Bu nedenle bni Abbas der ki: "Sizi yarattk"tan maksat, dem'i yarattk; "sonra sizi ekillendirdikten murad ise O'nun neslini yaratld manasnadr. Mchid'in yorumu da byledir. "Sizi yarattk" yani dem'i; "sizi ekillendirdik" yani dem'in belinde, demektir. "Sizi yarattk" yeti, ouldur. dem kastedilmektedir. Mesela: "Sizi dvdk"ten maksat da yalnzca efendilerinin dvld manasnadr.Bu yetin yorumunda Eb Ubeyd Mchid'in grn tercih etmektedir. nk Yce Allah en sonunda: "Sonra meleklere; secde [146] buyurmaktadr. Allah'n(cc) meleklere secde edin demesi Hz. dem neslinin yaratlmas ve rahimlerde ekillenmesinden ncedir. edin, dedik" "Smme" ise yani, "sonra" hem tertibi, hem de zaman iinde oluumu ifade eder. yette geen yaratma ve ekilendirmeyi dem neslinin [147] rahimlerde yaratlmas, ekillenmesi manasna alanlar "smme" lafznn tertb iin olduuna hkmetmi olmaktalar. Ancak burada Ahfe'in [148] [149] [150] szne uyulmaldr. nk O diyor ki: yette geen "Smme" lafz "vav" manasnadr. Zeccc da "bu, Hall, Sibeveyh ve ilmine gvenilen nahivcilerin cevaz vermedii bir hatadr" demektedir. Eb Ubeyd ise der ki: Mchid: "Allah, demolunu yaratt,Adem'in belinde onlara ekil verdi sonra meleklere secde ile emretti" hadisini naklettikten sonra "bu hadis, Allah Tel'nn, Hz. dem neslini, zerrelere benzer bir ekilde dem'in belinden karlacan belirtmektedir.Ben derim ki; Kur'n yetleri birbirin aklar. Mesela, buna benzer bir yet de udur: "Ey [151] Yani, onlarn yaratl insanlar, ldkten sonra dirilmekten kukuda iseniz biliniz ki biz sizi nce topraktan sonra nutfeden... yarattk. topraktan olmutur. Topraktan yaratlan ise atalar Hz. dem'dir Yce Allah'n hitab btn varlklaradr, ama maksat u yette de olduu gibi insanlarn atalarnadr. yeti celle de: "Hani siz: Ey Ms, biz Allah' aka grmedike sana inanmayz demitiniz de derhal sizi yldrm [153] [152] Duyurulmaktadr, Dier yetlerde de: "Hani siz: "Ey Ms, biz bir yemee dayanamayacaz" yakalamt; siz de bunu gryordunuz [154] yine: "Hani siz bir adam ldrmtnz de, onun katili hakmda birbirinizle atmtnz ve: "Hani sizin sznz almtk da da zerinize [155] kaldrmtk. Buna benzer yetler Kur'n'da oktur. Hepsinde muhatap olan kiiler insanlarn atalardr. "Sizi yarattk, sonra size ekil [156] verdik yetinde de hitap aynen insanlarn atalarnadr.Yce Allah, bazan da tek bir ahs zikrederek insan nevini kastetmitir. Mesela: "nsan [157] biz amurdan bir szmeden yarattk. Sonra onu, bir nutfe olarak salam bir karar yerine koyduk. amurdan bir szmeden yaratlan Hz. dem'dir. Salam bir karar yerine konan ntfe ise dem'in neslidir.Ruhlarn cesetlerden iki bin sene nce yaratldna dair olan hadise gelince, bunun senedi sahih deildir. Ravlerden Utbe b. Sekn hakknda Drkutn: "Metruktr"; Ertet b. Mnzir hakknda bni Adiy ise: "Bir ksm

hadislerinde galat vardr" demektedir. Fasl Ruhlarn bedenlerden sonra yaratld ile ilgili deliller birka tanedir. Birinci delil: nsanln atas Hz. dem'in yaratlmas byledir. yle ki; Yce Allah Cebrail'i arza gnderdi. Yerden bir avu toprak ald. Onu yourarak hamur haline getirdi. Sonra ona ekil vererek ruhuna fledi. Ruh, amura girince, amur et oldu, kan oldu, hayat bularak konutu." Eb Malik ve Eb Salih'in bni Abbas, Mrre bni Mes'd ve bir ksm ashab yoluyla Raslullah'tan gelen: "Yce Allah, yaratma iini bitirince ara istiva etmeyi istedi. blisi, dnya semsnn melei yapt. Bundan nce blis, cin denilen beki meleklerdendi. Cin denmesinin nedeni, cennetliklerin bekileri olmaIarmdandr. blis, bekilii yannda melekti de. Aklna u dt: "Allah, bana bundan (meleklik) baka dier bir rivayette ise meleklerden stn olan bir meziyyet vermedi." blisteki bu byklenmeyi Allah grnce meleklerine: "Ben yeryznde bir halife [158] dedi. Melekler de: "Ey Rabbimiz, yaratacan halifenin durumu nedir, onlar yeryznde ne yapacaklar?" dediler. Yce Allah da: yaratacam 'Taratacam halifenin yeryznde bozgunculuk yapan, birbirleriyle ekiip, birbirlerini ldren nesli olacak" deyince melekler: "Orada bozgunculuk yapacak, kan dkecek birini mi yaratacaksn? Oysa biz seni verek tebih ediyor, seni takdis ediyoruz" dediler. Rabbin da: "Ben sizin [159] Yani, blis'in durumunu ben bilirim. Bir miktar amur getirmesi iin Cebrail'i yere gnderdi. Yer, bilmediklerini bilirim" karln verdi. Cebrail'e dedi ki: "Benden toprak alman hususunda Allah'a snrm." Bunun zerine Cebrail topra alamadan geri dnd ve: 'Toprak sana snd, ben de braktm" dedi. Sonra Mikail'i gnderdi. Arz yine toprak gtrmesinden Allah'a snd. Sonra lm meleini gnderdi. Bundan da Allah'a snnca lm melei: "Ben de emrini yerine getirmeden O'na dnmekten Allah'a snrm" -dedi. Yerin eitli yerlerinden krmz, beyaz ve siyah topraklar alarak bunlar kartrd. Bylece demolu yaratld. Sonra kartrd bu topra Allah katma kard. Dnnde birbirine tutumu amur olmutu. Bunun zerine Yce Allah meleklere kar: "Ben amurdan bir insan yaratacam. Onu biimlendirip ona ruhumdan [160] demitir. blis'in byklenmesi ve ona: "Kendi elimle yarattm eye kar bykleniyorsun. flediim zaman hemen ona secdeye kapann" Elimle yarattm halde ben byklen-medim" demesi iin dem'i Yce Allah kendi eliyle yaratmtr. Allah, onu beer olarak yaratt. Krk sene amur ceset halinde kald. Meleklere gsteri-lince bata blis olmak zere btn melekler korktular. dem'in cesedi byle gsterildike kiremitin [161] ifadesiyle belirtilmektedir. Sonra: "Seni bir sebepten kard gibi pimi amurdan ses kyordu. Bu yette: "Kiremit gibi pimi amur" [162] tr yarattm" dedi. Azndan girdi, dbrnden kt. Sonra meleklere: "Bundan korkmayn. nk Rabbiniz Samet'dir (yani ihtiyalarda kendine bavurulandr) dedi. "imdi bunun ii botur. stesem bunu bozarm." Yce Allah, dem'in bedenine ruhu fleyecei zaman meleklere hitaben: "Ona ruhumdan fleyince derhal secdeye kapann" dedi. Cesede flenen ruh kafadan beden girince aksrmaya balad. Bunun zerine melekler: "Elhamdlillah de" dediler. Ruh: "Elhamdlillah" deyince Yce Allah da: "Yerhamke Rabbeke" (Rabbin sana rahmet etsin) dedi. Bedene giren ruh gzlere varnca cennet meyvelerini grd; Karna girince, henz ayaklara varmadan yemek yemeyi arzulad. Ayaklara girer-girmez de derhal [163] yetinin manas budur. Hadis byle srmektedir.Yunus b. Abd'1-A'l der ki: cennet meyvelerine uzand. te "insan aceleden yaratlmtr" "bni Vehb, bni Zeyd yoluyla bize unu nakletti: "Allah, cehennemi yaratnca melekler son derece korktular. Ve: "Rabbi-miz, bu cehennemi niin [164] Bu zamanda melekler yarattn? Kim iin yarattn?" dediler. Yce Allah da: "Yarattklarmdan bana s olanlar iin yarattm" karln verdi. ise bo arzn dnda Allah henz birey yaratmamt. Bunlardan sonra ise dem'i yaratt. Sonra u yeti okur: "nsana, zamandan henz sz [165] mer b. Hattab der ki: "Ey Allah'n Rasl, keke bu zaman olsayd." Hadis yle devam eder: "Melekler dediler edilmeyen bir an geldi mi? ki: Artk sana s olacamz zaman m geldi? Allah'n bunlardan baka yaratt birey yoktu. Allah Tel da: "Hayr, yeryznde birini yaratacam. Onu orada halife klacam" karln verdi..." bni Ishak der ki: "Allah bilir ya, yle denebilir; Allah, dem'i yaratnca henz ruhunu fleyip kiremit gibi kurumu bir amur olup ate ona vurmadan nce ona bakmak iin krk sene brakt. Allah bilir ya, ruhunu bandan fleyince Hz. dem aksrd ve "elhamdlillah" dedi..." v.d.Kur'n, Hadis ve eserler, Allah Tel'nn bedenini yarattktan sonra dem'e kendi ruhundan flediine iaret etmektedir. te frlen bu nef-hadan ruh olumutur. dem ve neslinin ruhlar, bedenlerinden nce yaratlm olsalard, melekler, dem'in yaratlna armazd; cehennemin yaratlmas karsnda akna dnp: "Niin bunu yarattn?" demezlerdi. Bundan baka meleklerAdemoullarnn ruhlar arasnda m'min, kfir; temiz ve kirli ruhlarn olduunu grmlerdir.Bu adan kfirlerin btn ruhlar blis'e tabdir; ayrca kfir ruhlarn yaratlmas, kfrlerinin yaratlmasndan ncedir. nk Yce Allah, dem ve ruhunu yarattktan sonra kfir insana kfrle hkmetmitir. Halbuki blis'ten nce hi kfir yoktu. Bu zamanda blis'ten baka hi kfir yokken, ruhlar nasl kfir ve m'min ksmlarna ayrlabilir? Ruhlarn nankrl, onlara kfr gzel gsterilip sapmalar nedeniyle deil midir? O halde kfir ruhlarn oluu, kfreden insanlarn oluundan sonradr. yleyse yle denebilir: "nce, btn ruhlar m'mindi sonra kendi nedeniyle inancn ter-ketmitir." Ruhlarn bedenlerden [166] hadisinde ise lemin yaratlmasndan bahsedilirken,lemdeki unsurlarn, cuma gn nce yaratld iddiasna bu hadis aykrdr.Eb Hureyre yaratlan dem'den sonra yaratld belirtilmektedir. Ruhlarn yaratlmas bedenlerden nce ise, btn lemlerin alt gn ierisinde yaratlm olmas gerekir. Szkonusu bu gnlerde lemlerin yaratldndan bahsedilmemesi, bunlarn Hz. dem'in neslinin yaratlmasndan sonra yaratldn gsterir. Hz. dem'in tek bana yaratlmas ite bu alt gn ierisindedir. O'nun neslinin yaratlmas ise imdi mahede edip bildiimiz gibidir.Eer ki ruhun diri, bilgili ve konuur olarak varl bedenden nce ise, ruhun bu lemi hatrlamas, bir ynyle olsun bunu bilmesi gerekirdi.Ruhlar leminde iken diri, bilgili, konuan ve Rabbini bilen bir ruhun bedene girdikten sonra bundan hibir eyi hatrlayanamas mmtendir.Ayrca, bedenden ayrlan ruhun bedendeki durumunu bilmesi ki, bedendeki ruh birok eyi anlamaktan mahrumdur mmkn olunca birinci metodla bu ruhun ilk halini durumunu da bilmesi mmkndr. nk beden gibi ruhu, anlaytan alkoyan birey yoktur. Ancak yle denirse: "Ruhun bedenle olan ilikisi bedeni dzenlemekle uramas, onun ilk halini anlamasna manidir" yle karlk verilir: "Dn ki bedenle olan iliki, ruhun ilk halini tam anlamasna engeldir. Peki, henz bedene girmeden nceki halini hi mi hatrlayamaz? Ruhun bedenle olan

ilikisinin ruhu, bedende iken ilk halini anlamasna engel olmad bilindiine gre bedenden nceki durumunu hatrlamasna nasl mani olabilir? Yine ruh, bedenden nce var ise bilgili, diri, konuan ve alim olmas da gerekir. Ruh bedene girince btn bu zellikleri bir tarafa iter. Sonra zaman ierisinde uur, akl ve ilim verilir. Eer bu byle ise ruhun nce kmil ve aklh olup sonra nkis, gsz ve bilgisiz olmas; daha sonra da yeniden akln ve gcn kazanmas gibi faaliyetleri ok tuhaf olur ki akl, nakil ve ftrattan hangi ey bu manaya iaret eder? Yce Allah yle buyuruyor: "Allah, sizi bi bir ey bilmezlerken annelerinizin karnlarndan kard ve size kredersiniz diye kulak, gzler ve kalbler verdi. Grlyor ki ilk yaratlmz bu durumdadr. lim, akl, marifet ve g ise yok iken sonradan bize verilmitir ki bundan nce hibir eyi bilmiyorduk; bilecek, akledecek bir varlmz yoktu.Yine ruhlar bedenlerden nce yaratlm olsalard yani imdiki iyilik-ktlk, iman-kfr ve hayr-er gibi durumlarnda amel ilenmeden kazanlmadan sabit olmalar gerekirdi. Halbuki ruh bu ameleri iradesiyle, bedenden yardm isteyerek ilemitir. Dolaysyla henz bedenlere gelmemi ruhlara bu amelleri izafe etmek, byle nitelemek asla doru olmaz.Ruhlar yaratlmadan ve dnyaya gnderilmeden kader altna alnyorsa ki bu durumda Kitab' ve Allah'tan gelen ilk kaderi inkr ediyoruz demektir. nce ruhlarn btn olarak yaratld sonra diri, bilgili ve konuur konumuna gelmesi; zaman ierisinde de bedenlere girmesi dncesi bizim dncemizdir. Allah, hereye kadirdir. Fakat Yce Allah'n Rasl lisan dnda bize bildirdiklerinden baka bir yaratmadan, iten konuamayz. Raslullah'm sahih bir hadisteki eyler dnda bu husustan hi bahsetmedii bilinmektedir. Szkonusu hadis udur: "Allah, demolunu yaratrken nce onu annesinin [167] . karnnda nutfe olarak toplar. Sonra alakaya dnr sonra bir inem et olur. En sonunda da bir melek gnderir, ona ruhundan f-ler Grld gibi melek tek bana yaratlan insana gidip, ona ruhundan fleyendir. Ona flemesi, kiide ruhun olumas sebebidir. Hadiste: "Allah Tel insann bedenine sokmas iin melekle beraber ruh da gnderdi" denmemitir. Yani Allah Tel Ona melek gndermekte, melek de kendi ruhundan ona ruh flemektedir. Yoksa melekle beraber uzun zaman var olan ruhu ona gndermemitir. O halde ruh flemesi iin melek gndermekle, melein yannda bizat kim olan ruhu gndermesi birbirinden ayr eylerdir. Her iki adan, nasslann delalet ettii manalar iyi dn. Baar Allah'tandr. ONDOKUZUNCU MESELE [168] yoksa bir yere oturtulmu Nefsin gerei nedir? Bedenin czlerinden bir cz m, yoksa arazlardan br araz m, [169] Sakin cisim m, yoksa mcerred (soyut) cevher mi? nefis, ruh mudur yoksa baka ey midir? Emmare, levvame veMutmainne tek bir nefis olup btn bu zellikler nefiste var mdr, yoksa bunlar ayr ayr nefis midir?eitli grlere mensup birok insan bu konuda konumu, grleri haktan uzaklaarak hatalar oalmtr. Ancak Raslullah'a uyan ehli snnet alimlerini Yce Allah doru yolda klarak tartmalarn salamtr. Allah (cc) dilediini doru yola iletir. imdi konuyla ilgili aleyhte ve leyhte olan grleri ve doru olanlarn aklamaya balyoruz.Eb'l-Hasen el-E'ar Maklt'nda der ki: "nsanlar ruh, nefis ve hayat konusunda tartmlardr. Ruh hayat m, yoksa baka bir ey [170] der ki: "Ruh, cisimdir. O nefistir." Nazzm bizzat ruhun diri olduunu sanarak, hayat ve g mi; ruh cisim mi yoksa baka ey mi? Nazzm manalarnn diri ve gl olma manasndan ayr olduunu inkr etmitir. Bazlar da: "Ruh, bir arazdr" demitir.Ca'fer b. Harb ve bazlar: "Ruhun [172] [171] diyerek u yetle delil getirmilerdir: "Sana ruhtan sorarlar. De ki; ruh, Rabbimin emrindedir. cevher ya da araz olduunu bilmiyo-ruz" Grld gibi bu yette ruhun cevher ya da araz olmas ile ilgili hibir iaret yoktur. O halde zannma gre Ca'fer, hayat ruhtan farkl grerek, [173] hayatn araz olduunu belirtmitir."Cbbafnin gr de ruhun cisim olduu yndedir. Ruh hayattan ayrdr. nk hayat arazdr. leri srd delil udur. Dilciler: "nsann ruhu kt" derler. Cbbai hayatn arazlarndan saylamayacan zannetmitir.Bir baka gr: "Ruh, drt [174] ifadesi yerine hi "dengeleyen" ifadesini tabi unsurun birbirleriyle olan dengesi kadar dengeli deildir." Her nedense bunlar dengeli kullanmamlardr. Dnyadaki btn varlklar u drt unsurdan oluur: Scaklk, soukluk, yalk, kuruluk.Dier bir gr: Ruhun, drt unsur dnda beinci bir manas vardr. Dnyada drt unsur ve ruhtan baka hi birey yoktur. Bu gr sahipleri ruhun fiilleri konusunda ihtilaf etmilerdir. Bazlar bu filleri tab, ad sayarken bazlar ise ihtiyar saymtr.Bazlar da: "Ruh, kokma ve rmeden uzak safkandr" demilerdir. Kuvveti de byle aklarlar.Bir baka gr: "Ruh tab scaklktr." imdiye kadar ruh hakknda grlerini naklettiimiz kiiler, ruhu hayattan ibaret sayan tabi atlardr.Esam, ceset olmadan hayat ve ruh iin bir varlk tanmayarak: "Uzun, enli ve derin olan u grdmz, mahede ettiimiz cesetten daha akll birey yoktur. Nefis, bizzat bu bedendir, bakas deildir" demektedir. Meselenin gereini aklamak ve desteklemek [176] [175] bir mana ile ilgili deildir.Ayrca Aristo'nun: Nefis; dairev olmayan, asndan byle bir konuma cereyan etmitir, bedenin dnda [177] tedbir, ne'et ve musibet altnda meydana gelen oluumun ykselmesi manasnadr. Ruh, alemde btn hayvanlardan ameller ve tedbir yoluyla kan basit (blnmez) cevherdir. Ruh iin azlk okluk olmaz. Ruh, alemdeki bu blnmez zelii de hem zat hem de bnye asndan da blnmezdir. Bu manada alemde bulunan her hayvanda bulunur.Bazlar da: "Aksine nefis, snrlar, rknleri, boyu, eni ve derinlii olan mevcut bir manadr. Bu alemden uzunluk, genilik ve derinlik szkonusu olan baka bir aleme gemezler. Bunlardan herbiri, kendilerini, snr ve nihayetinin zellii klmaktadr. (Mesaniye denen bir ksm seneviyye (dua-list) yani iki tanrya inananlarn gr budur.)Bazlar da: ''Nefis, szn ettiimiz ilim adamlarnn saym olduklar snrlar ve sanlar zelliine sahip olan eydir. Bir farkla ki, nefsin, canllk zellii bulunmayan [178] Harr, Ca'ferb. Mbeir'den yle dediini nakleder: "Nefis cevherdir. bir eye gemesi imknszdr. (Bu gr de Deysniy-yeye aittir.) Ancak o ne bu cisimdir ve ne de cisimdir. Cevher ile cisim arasnda kart bir mana vardr.Bazlar da: "Nefis, ruhtan ayr eylerdir. Ruh, hayat deildir. Buna gre (Eb'l-Hzeyle) hayat ise arazdr. Bu, uykusu halinde insann, nefsiyle ruhu karken hayatnn kaldn sanmtr. Delil olarak [179] Ca'fer b. Harb de: "Nefis, bu cisimde bulunan arazlardan bir arazdr. da: "Allah nefisleri lm annda vefat ettirir. Uykusunda lmeyenler ise. Shhat ve selamet gibi fiil durumundaki insann kendisinden faydaland eydir. Cevher ve cisimlerin hibir zellii ile alakal deildir. E'ar'den hikye edilenler bu kadar.Bazlar da: "Nefis, teneffs yapmakla vcuda girip kan nesm (ruh) dir" demektedirler. Ruh hakkndaki grleri ise: "Ruh bir arazdr, yani hayattr. Nefisten ayr eydir" eklindedir. Kad Eb Bekr el-Bklln ve dier E'arlerin gr de budur.Bazlar da:

"Nefis ne cisimdir ne de azardr. Nefsin bir yeri yoktur. Onun iin ne boyluluk ne enlilik, ne derinlik, ne renk, ne bir para vardr. Ayrca o ne [180] alemin iindedir ne de dndadr. Ona yakn da deildir, ona aykr da deildir." Melerin gr budur. E'ar bunu Aristo'dan hikye etmitir. Ruhun bedenle olan ilikisinin, ruhun bedene girmesi, ona yakn olmas, beraber bulunmas, ona yapk olmas ya da kart olmas eklinde bulunmadn zannetmilerdir. Ruh sadece bedeni tedbir edendir. Bu, Besenc'nin, Mfd lakabyla bilinen Muhamed b. Nu'mn'm, Ma'mer b. Ubad el-Gazzal'nin, bni Sina ve tablerinin grdr. Grlerin en deersizi, en batl ve dorudan en uzak olan budur.Muhammed b. Hazm der ki: "Dier ehli snnet alimleriyle, meda inanan milletler nefsin; boyu, eni, derinlii ve bir mekm olan cisim olduunu; ceset zerinde tasarrufta bulunan mtehayyz bir csseden ibaret olduunu belirtmilerdir. Meseleye bu adan baknca yle deriz: "Nefis ve ruh mteradif isimlerdir. Her ikisi de bir manay ifade eder."Eb Abdullah b. Hatb, insanlarn nefisle ilgili grlerini toplamtr. Eb Abdullah der ki: "Her insann kendini gstererek "ben" demesi, ya cisim olduundan ya da cisimde bulunan araz olmasndandr. Yahutta "ben"in ne cisim ne de cisimde bulunan araz olmasndandr. Birinci ksmda cisim olmasna gelince; bu cisimden maksat ya u bedendir ya bu bedene gre mterek cisimdir ya da bedenden ayr bir eydir. kinci ksma gre ise insan nefsi, bu bedenden ayr bir cisimdir ki bu grte olan kimse yoktur. Birinci ksma gre ise insan bu bedenden, muayyen bu iskeletten ibarettir. ou kelamcla-rn kabul ettii gr budur. Cumhr-u ulemnn tercihi de bu yndedir.Ben derim ki; Bu, Cumhr-u ulemnn grdr. Kaz, bunlarn szlerini bid'at ehlinin szlerinden; dierlerini ise saptmlarn grlerinden saymtr. Sahabe, Tabin ve hadis ehlinin grlerine gelince Raz'nin asla buna diyecei yoktur. Prensipleri itibariyle bunlarn mesele hakknda batl mezheplerin grlerini hikye edeceklerine inanmam. O halde hak olan gr Raz'nin bilmedii, dolaysyla szn etmedii Kur'n, snnet ve ashabn szleridir. Raz'nin Cumhuru ulemya nisbet ettii insan muayyen bu bedenden ibarettir; bunun tesinde hibir ey yoktur gr konuyla ilgili ileri srlebilecek en sakat grtr. bni Sina ve tablerinin grlerinden de sakattr. O halde Cumhurun gr udur: nsan, bedenle beraber ruhtan ibarettir. Dehl olmas halinde bazan insan ismi bunlardan birine de verilebilir.nsan kelimesiyle ilgili drt gr vardr; O sadece ruh mudur? Sadece beden midir? Yoksa hem ruh hem de beden midir? Ya da bunlardan herbiri midir? Drt grn temelinde insan lafznn kullanl yatmaktadr. nsan sadece laiizdan m ibarettir? Sadece manadan m ibarettir? Hem lafzdan hem de manadan m ibarettir? Yoksa bunlarn herbirinden mi ibarettir? Farkl bu drt gr, insan lafznn kullanlmasndan kaynaklanmtr.Raz der ki: "kinci ksma gre insan, bedende bulunan muayyen bir cisimden ibarettir." Bu grte olanlar szkonusu cismin nasl bir cisim olduunda da ihtilaf etmilerdir.Birincisi; Bu cisim, bedenin teekkl ettii drt unsurun karmasndan ibarettir.kincisi: Bu, kandr.ncs: Kalbin sol tarafndan doan latf bir ruhtur ki sirayet yoluyla dier uzuvlara da geer.Drdncs: Kalpten dimaa doru kan, hafza, dnme ve hatrlama kuvvetlerini kabule msait bir keyfiyyeti bulunan ruhtur.Beincisi: Kalpte, blnmez olarak bulunan bir paradr.Altncs: Hissedilen bu cismin, mahiyetine muhalif bir cisimdir. Nran, ulv, hafif, canl ve hareketli bir cinstir ki uzuvlara geer; onun bu geii suyun buza, yan zeytine, atein de kmre gemesi gibidir. Uzuvlar, latf bu cisimden taan zellikleri kabul etmeye msait olduu mddete, bu latf cisim uzuvlara karm olarak kalr. Latf cismin uzuvlardaki tesirleri, onlarn hissetmeleri ve iradeyle hareket etmeleridir.Sert karmlarn basks nedeniyle bu uzuvlar bozulur; szkonusu tesirleri kabul edemez olunca, ruh bedenden ayrlarak ruhlar alemine gider.Konumuzla ilgili en doru gr budur. Bunu deitirmek doru olmaz. Bunun dndaki btn grler batldr. Buna Kitap, snnet, sahabenin icm, akl ve fitrat deliller delalet eder. imdi bir yandan bu delilleri zikredeceiz. Birinci Delil: Allah Tel'nn u kavli: Allah, lmekte olan canlan alr, lmeyenleri de bedenlerinden alr. lmne hkmettiim yannda tutar, di[181] Bu yette delil vardr: Nefisleri ldreceinden haber vermek. lmne hkmedilen nefisleri erini ise belli bir sreye kadar salverir. tutmak, dierlerini ise salvermek. ikinci Delil: u yettir: "O zalimler lm dalgalar iinde, melekler de ellerini uzatm; haydi canlarnz karn, bugn, Allah'a gerek olmayan [182] derken "onlarn halini bir sylemenizden ve O'nun yetlerine kar byklk taslamanzdan tr alaklk azabyla cezalandrlacaksnz" [183] grsen" ksmndan "sizi ilk kez yarattmz gibi, yine tek olarak bize geldiniz" ksmna kadar olan yer.Bu yetlerde ise drt delil vardr:Birincisi: Canlar almak iin meleklerin ellerini uzatmalar. kincisi: Canlar, kan ve karlan diye ifade edilmesi. ncs: Bugn onlara [184] Sekizincisi: verilecek azaptan haber verme. Drdncs: Canlarn Rabblanna geleceinden haber verme. Bunlarla beraber deliller yedi oldu. u yettir: "O Allah ki, geceleyin sizi ldrr (gibi uyutur), gndzleri ne ilediinizi bilir; sonra belirlenmi sre geilip tamamlansn diye sizi [185] ksmndan "nihayet birinize lm gelince, elilerimiz onun cann alrlar; bu hussuta onlar geri kalmazdiriltir. Sonra dnnz O'nadr" [186] lar" ksmna kadar olan yer. delil de burada var:Birincisi: Canlarn geceleri ldrleceini bildirmek.kincisi; Gndzleri canlarn, bedenlere gnderilecei.ncs: lm annda can meleklerin alaca. Bunlarla deliller ona kt.Onhirincisi: u yettir: "Ey mutmain olan nefis. [187] delil de burada var:Birincisi: Nefsin dnc Sen Rabbindan O da senden raz olarak O'na dn. Kullarm arasna katl ve cennetime gir" olduunu belirtmek.kincisi: Cennete gireceini belirtmek.ncs: Nefisten raz olunacam belirtmek.Selef ulems szkonusu hitabn nefse, lm annda m, dirili annda m yoksa her iki yerde de yaplaca konusunda ihtilaf etmilerdir? Konuyla ilgili gr vardr. Merf bir hadiste [188] Zeyd b. Elem de: "lm annda, rivayet edildiine gre Raslullah Eb Bekir'e yle demitir: "Melek bunu sana lm annda diyecektir. toplanma gnnde ve dirilirken cennetle mjdele-necek." Eb Salih ise: "Sen Rabbinden O da senden raz olarak O'na dn hitab lm annda: "Kullarn arasna katl ve cennetime gir" hitab da kyamet gn yaplr" demitir. Bununla beraber ondrt delil oldu. [189] iki delil de burada var. Birincisi: Ruhun alnaca. kincisi: Onbeinci Delil: Raslullah'm u szdr: "Ruh alnaca zaman gz ona uyar Alman ruhu gzn grmesi. Deliller onalt oldu. Onyedinci Delil: Nes'nin rivayet ettii hadistir. Eb Davud Affn'dan O da Hammd'dan, o da Eb Ca'fer'den, o da Ammare b.Huzeyme yoluyla babasndan yle dediini nakleder: "Ryamda kendimi, Raslul-lah'm alnna secde eder gibi grdm. Bunu Raslullah'a anlatnca ban yle eerek: "Ruhlar birbirine kavuurlar" dedi. Affn der ki: O, ban boazna yaklatrarak alnn Raslullah'm alnna koyunca Raslullah, ruhlarn

ryada buluabileceklerini belirtti. Ayrca bni Abbas'n: "Ryada llerin ruhlanyla, dirilerin ruhlar buluurlar; birbirlerinden bilgi alrlar. Sonra [190] Allah, llerin ruhlarn tutar" sz de yukarda geti. [191] Onsekizinci delil :Hz. BillaTin rivayet ettii u hadistir: "Allah Tel dileyince ruhlarnz alr, sonra tekrar size gnderir. Almak ve yeniden gndermek ifadesi de birer delildir. ki delil de burada var. [192] ki delil de burada vardr:Birincisi: Yirminci Delil: Raslullah'm u szdr: M'min kiinin ruhu, cennet aacndan yiyen bir kutur. M'min kiinin ruhunun ku olmas.kincisi: Farkl yorumlar olsa da cennet aacndan yemesi. Bylece deliller yirmi bir olmakta. Yirmiikinci Delil: u hadisi eriftir: "ehdlerin ruhlar yeil renkli kularn karnlarnda, cennetle diledikleri gibi dolarlar, ara asl kandillere [193] Bu hadiste alt delli var:Birincisi: Ruhlarn, kuun karnnda snrlar. Bu durumlarn gren Rabbin: "Ne istiyorsunuz?" diye onlara sorar. olmalar.kincisi: Cennete dolamalar. ncs: Cennet meyvelerinden yiyip, nehirlerinden su imeleri.Drdncs: Ruhlarn bu kandillere varp orada oturmalar.Beincisi: Yce Allah'n onlara hitap etmesi, onlar konuturmas, onlarn isteklerini yerine getirmesi.Altncs: Ruhlarn dnyaya dnmek istemeleri ki bu istein kabul edilmeyecei bilinmektedir. Eer denirse ki; btn ruhlar, orada ruh grnmnde deil de ku grnmnde" cevabmz udur: Maksat, kuun karnna girmi ruhtur. Hatta Eb mer'in tercih ettii bir rivayette ehdlerin ruhlar kular gibidir denmektedir ki bu pheyi tamamen ortadan kaldrr. Bylece deliller yirrnisekiz oldu. Yirmidokuzuncusu: Talha b. Ubeydullah'tan rivayet edilen u hadis: Talha der ki: "Kabristan'da yatan lmz ziyarete gittim. Karanlk bast. Abdullah b. Amr b. Huzm'm kabri yanma uzandm. Kabirden Kur'n sesi geliyordu. Hayatmda ondan daha gzelini duymadm. Bunu Raslullah'a anlattm. Raslullah dedi ki: "O Kur'n sesi Abdullah'ndr. Bilmez misin Yce Allah onlarn ruhunu, zmrt ve yakuttan yaplm kandillerin altna kor; sonra onu cennetin ortasna asar. Gece olunca onlara ruhlarn verir. Fecir doana kadar ruhlar kendilerinde kalr. Sonra [194] Bu hadiste ise yukardakiler dnda delil vardr:Birincisi: Ruhlar, kandillerin altna almas.ikincisi: Bir yeniden geldikleri yere giderler. yerden bir yere gndermesi.ncs: Ruhlarn konumas, kabirde Kur'n okumalar.Drdncs: Ruhlarn bir yerde bulunduunu bildirmesi. Deliller otu-ziki oldu. [195] Bu hadiste ise yirmi delil vardr:Birincisi: lm meleinin ona: "Ey Mutmain olan Otuz ncs: Yukar da geen Ber b. zib hadisi. [196] nefis. Sen Rabbinden O da senden raz olarak O'na don demesi. phesiz byle bir sz, anlayan dnen varla sylenir.ikincisi: Ruhun: "Beni, Allah'n mafiretine, rzasna karn" demesi.ncs: Ruhun, dolu kaptan su damlalarnn akt gibi akmas.Drdncs: "Onu, gz ap kapayncaya kadar bile olsa elinde brakmayn, derhal aln" demesi.Beincisi: "Taki onu, bu kefene sarp, bu kokulan zerine saana kadar." Yani burada lnn kefenlenip zerine koku salaca belirtilmektedir. Altncs: Sonra ruhu semaya karlr" sz.Yedincisi: Ruhtan, bilinen en gzel misk kokusunun yaylmas. Sekizincisi: "Ona sema kaplar alr" sz.Dokuzuncusu: Allah'n katma varncaya kadar, onu her sema kat grevlilerinin uurlamas.Onuncusu: Yce Allah'n: "Kulumu yere gtrn" demesi.Onbirincisi: Ruhun, cesede gnderilmesi.Onikincisi: Kfir kiinin ruhunun bedenden ayrlmasndan sonra bedenin onu ekmesi ve bu esnada bedenin ter ve sinire boulmas.Onncs: Kfir kiinin ruhunda, yeryznde bilinen en kt koku. nun belirmesi.Ondrdncs: Kfir kiinin semadan koulmas, atlmas ve onun yere dmesi.Onbeincisi: Ruhlar, meleklerin yanndan geirildiklerinde onlarn:Bu ruh ne gzeldir" veya "Bu ruh ne ktdr" demeleri.Onaltnes: ki melek onu oturttuktan sonra: "u adam hakknda ne diyorsun?" diye ruha sormalar. Bu sualin ruha olduu aktr. Bedene kars olan sual ise ruhun semadan bedene dnnden sonradr.Onyedincisi: Ruhu semaya karlnca "Ey adam, hangi Rabbe kulluk ettin?" denmesi.Onsekizincisi: Onu gtrn ve ona hazrladm ikram ona gsterin. Bunun zerine cennetteki ya da cehennemdeki yeri gsterilir.Ondokuzuncusu: Bir hadiste de: "M'min kiinin ruhu bedenden knca, gk ve yer arasndaki btn melekler ona dua ederler. Melekler ruhuna kar namaz klarlarken, insanlar bedenine kar namaz klarlar" buyurul-mas.Yirmincisi: Kyamete kadar cennetteki ya da cehennemdeki kalaca yere bakar. Bedenin ryp dalaca malumdur. O halde makamlarn gren ruhtur. / Fasl Ellidrdncs: Eb Musa'dan gelen u hadis: "M'min kiinin ruhundan, misk kokusundan daha gzel kokan bir koku kar. Ruhu olan melekler onu dnya sems altndaki meleklere ulatrrlar ve "bu falancann olu falancadr." En gzel amellerini sayarak "u u ameli ilemitir" derler. Semdaki melekler de: "Size de ona da merhaba" derler ve ruhu onlardan alarak, yapt gzel amellerinin kt ve gne gibi gkleri aydnlatt kapdan ara varana kadar gtrrler. Kfire gelince, ruhu alnnca dnya Semsna karlr. Oradaki melekler: "Bu kim?" derler. lm melekleri de yaptn en kt amelleri sayarak "falancann olu falancadr" karln verirler. O zaman melekler: "Merhaba deil, merhaba deil. Onu geri gtrn" derler. Bylece onu yerin altna, dibine indirirler. On delil de bunda vardr:Birincisi: Ruhun bulunmas.kincisi: Ruhun gzel kokmas.ncs: Meleklerin ruhu gtrmesi.Drdncs: Meleklerin ona selam vermesi.Beincisi: Ruhu, lm meleklerinin elinden sem meleklerinin almas.Altncs: Ve onu semlara karmalar.Yedincisi: Ruhtan yaylan n gkleri aydnlatmas.Sekizincisi: Ruhu ara kadar gtrmeleri.Dokuzuncusu: Meleklerin: "Bu kimdir?" demeleri. Bu soru, bizzat nef-siyle kaim bir zata, bir kiiye sorulur.Onuncusu: Meleklerin "bu kimdir?" demeleri. Bu soru, bizzat nefsiyle bir zata, bir kiiye sorulur. Fasl Altmdrdncs: Eb Hureyre'den gelen u hadis: "M'min kiinin ruhu knca, iki melek onu alr, semya karrlar, semdakiler: "Yeryznden gelmi gzel ruh. Allah'n selam sana ve idare ettiin bedene olsun" derler." Ruhtan yaylan ho kokudan bahsedilir. Sonra, Rabbin bulunduu [197] Burada alt delil var:Birincisi: Ruhu iki melein kata karlr. Yce Allah meleklere: Onu iki srenin (ecelin) sonuna gtrn" der.

almas.kincisi: Semya karmalar.ncs: Meleklerin: "Yeryznden gelmi ho ruh" diye karlamalar.Drdncs: Ruha dua etmeleri.Beincisi: Ruhtan yaylan gzel koku.Altncs: Allah Tel'nn huzuruna karlmas. Deliller yetmi oldu. Fasl [198] "M'min kii lecei zaman melekler gelirler. Eer bu kimse salih biri ise: "Ey Yetmibirincisi: Eb Hureyre'den rivayet edilen u hadis: gzel bedende bulunan gzel nefis k. Allah' verek, rahatlk, gzel rzk ve kzgn olmayan Rabbi mjdeleyerek k" derler. Ruh bedenden ayrlana kadar byle derler. Ruh bedenden ayrlnca onu semya kadar kartrlar. Sem kapsnn almas istendiinde: "O kim?" derler. "Flancann olu flanca-dr" karl verilince: "Gzel bedende bulunan gzel nefis, merhaba sana, verek, rahatlk, gzel rzk ve kzgn olmayan Rabbe mjdeleyerek buyur gir" derler. Allah'n katma varncaya kadar, her katta byle karlanr. Eer bu kimse kt biri ise: "Ey pis bedende bulunan pis nefis k. Yerilerek; kzgn terle, cehennem iriniyle ve kendi gibi eleri mjdeleyerek k" derler. Ruh bedenden ayrlana kadar byle sylerler. Ruh bedenden ayrlnca, semya karlr, sem grevlileri: "O kimdir?" diye sorarlar. "Flancann olu falancadr" karln verilince: "Ey kt bedende bulunan kt ruh. Yerilerek geri dn" derler. nk buna sem kaplan almaz. Bylece o, arza indirilir, kabrine gtrlr." Bu hadis sahihtir. On tane de bunda delil vardr:Birincisi: Gzel bedende ya da kt bedende bulunmas. Buras ruhun yeridir.ikincisi: "vlerek k" denmesi.ncs: "Rahatl, gzel rzk mjdele" denmesi. Bu, bedenden ayrlan ruhun karlaca eylerle mjdelenmesidir.Drdncs: Semya karlana kadar devaml byle denmesi. Beincisi: Ruhun girmesi iin, sem kapsnn almasn istemek. Yedincisi: Allah'n bulunduu kata kadar kartlmas. Sekizincisi: Gnahkr ruha: "Yerilerek geri dn" denmesi. Dokuzuncusu: Sem kaplarnn buna almamas. Onuncusu: Yere indirilip, kabrine konmas. Fasl Seksenbirincisi: Raslullah'm u kavli: "Ruhlar, toplanm ordulardr. Tananlar, birbirlerine yaknlar. Tanmayanlar ise birbirinden [199] Raslullah, ruhlar, toplanm ordular olarak vasflandrm-tr. Ordular, nefsiyle kaim ordulardr. Tanma ve tanmama zellikleri uzaklar. vardr. Bu ordularn araz olmas, alemin ne iinde ne de dnda olmamas ve btn ve para olmamas muhaldir. [200] demesi. Seksenikincisi: bni Mes'd hadisinde Raslullah'm ruhlar hakknda: "Onlar birbirine kavuur; ksraklarn tepitii gibi tepiirler" Seksenncs: Abdullah b. Anr hadisinde Raslullah'm: "M'min-lerin ruhlar, iki gnlk yaya yolunda buluurlar. Biri dierini hi grmemi olsa bile tanrlar." Seksendrdncs: Hz. Adem'in yaratlmasyla ilgili haberler. Ruh Hz. dem'in tepesinden girince Hz. dem aksrr ve: "Elhamdlillah" der. Ruh, iki gzne ulanca, cennet meyvelerine bakar. Karnna varnca, yemek yemeyi arzular Henz ruh, ayaklarna ulamadan ayaa kalkar. Ruh bedene girerken de bedenden karken de yadrganr. Seksenbeincisi: Allah Tel'nm ruhu karmas; mutlu ruhlar ak ruhlardan ayrmas; o zaman parlaklk ve snklkte ruhlarn farkl olmas ve [201] ruhlar arasnda peygamberlerin ruhlarnn kandiller gibi olmasyla ilgili yukarda geen haberler. Seksenaltncs: Temm ed-Dr'nin yukarda geen: "M'min kiinin ruhu, Allah'n huzuruna karlnca huzurunda secdeye kapanr. Melekler ruha mjdeler verirler. Yce Allah lm meleine: "Kulumun ruhunu gtr, u u yere koy" der" hadisi de deliller arasndadr. Seksenyedincisi: lmden sonra ruhlarn yeri ve insanlarn bu konudaki ihtilaflaryla ilgili haberler. Bu ihtilaflarn altnda selefin; her ne kadar yeri konusunda ihtilaflar olsa da lmden sonra, ruhun yeri olduu konusunda icma vardr. [202] bunlar getirdii bilinmektedir. Raslullah mmetine, bedenlerin Seksensekizincisi: Yukardaki haberlerden zorunlu olarak, Raslul-lah'n bitkiselletiini; Sr'a flenince de her ruhun ait olduu bedene dndn; yer de yarlarak, bedenin kabrinden ktn belirtmitir.Sr hadisinde yle anlatlr: "srafil (AS) ruhlar arr. Mslmanla-nn ruhlar nur olarak dierlerinin ruhlar ise karanlk olarak srafil'e gelirler. srafil onlar toplaynca Sr'a asar. Sonra ona frr. Bu zaman Yce Allah der ki: "zzetim hakk iin, her ruh, bedenine dnecektir." Bunun zerine gk ve yer etrafnda toplanm ruhlar, arlarn kovanlarndan dald gibi ruhlar da Sr'dan dalrlar. Her ruh ait olduu bedene gelerek ona girer. Yce [203] Rabblerinin Allah, yere emreder. Yer yarlr. Ruhlar, yakn bir yerden aran kiinin sesine koutuklar gibi Rabblerine doru kouurlar. [204] huzuruna varp, bekleirler. Raslullah, kesinlikle bunlar belirtmitir. Yce Allah da insanlara, dnyadaki ruhlar dnda baka ruhlar vermez. Ayrca hayr ve erri ileyen ruhlar bu ruhlardr. Allah (cc) bedenlerini yeniden yaratarak, ruhlar bedenlere gnderir. [205] anlatyor. Bize Ahmed b Yunus, o da Seksendokuzuneusu: Kyamet gn ruh ve beden, Allah'n huzurunda ekiecektir. Ali b. Abdlaziz Eb Bekir b. Ayy'tan, o da Eb Sa'd el-Bakkl'dan, o da ilerime yoluyla bni Ab-bas'tan nakleder. bni Abbas der ki: Kyamet gn insanlar arasnda ekime srp gider. yle ki ruhla beden bile ekiir. Ruh der ki: "Ey Rabbim. Ben, ancak senin u beden iin yarattn bir ruhum. Bunda benim hi gnahm yok." O zaman Allah tarafndan yle denir. Aranzda ben hkmedeceim. Kr bir adamla oturak bir adam zm tarlasna girerler. Oturak, kr adama der ki: "urada bir meyve gryorum. Ayaklarm olsayd onu alrdm." Buna karlk kr de: "Ben seni omuzuma alaym" der. Ve meyvenin yanna kadar tar. Oturak, meyveyi yolar, beraber yerler. Burada su kimin? Bu sual karsnda ruh ve beden: "Su her ikisinin" derler. Yce Allah da-"Hakknzdaki hkm kendiniz verdiniz" karln verir. Doksanncs: Dirili gnne kadar kabirde azap ya da mkfat grmekle ilgili hadislerden, eserlerden, cesedin dalp bozulaca; kabir azabnn ya da nimetinin devam edecei anlalmaktadr. yleyse bunlara ruh iin szkonusudur. [206] ehdlere "ne istiyorsunuz?" diye sorulduunda: "Ruhlarmzn Doksanbirincisi: ehdler hakknda sahih olarak gelen dorulanm haberler. bedenlerimize ve gnderilmesini ve tekrar senin yolunda ldrlmeyi istiyoruz" demilerdir. Grld gibi sual cevap akll, konuan, dnyaya gnderilmeyi ve ktklar cesetlere girmeyi isteyen zata yneltilmitir. Arzulan sorulanlar, cennettte dolaan ruhlardr. Bedenleri ise toprak datmtr, paralamtr.

Doksanikincisi: Selman Faris ve dier sahabilerden sabit olan eyler: "M'minlerin ruhlar, Berzah'tadr. Diledikleri gibi dolarlar. Kfirlerin ruhlar ise Siccn'dedir." Doksanncs: sr gecesi, Raslullah'n insanlarn ruhlarn, Hz. Adem'in sanda ve solunda grmesi. Onlar muayyen bir yerde bulunur gr[207] mtr. Doksandrdncs: Belirtildii zere, peygamberlerin, ruhlarn, semlarda grmesi, onlara selam ve rahatlk dilemesi. Peygamberlerin cesetleri, bilindii gibi yerdedir. Doksanbeincisi: ocuklarn ruhlarn, Hz. brahim'in etrafnda grmesi. Doksanaltncs: Buhar'nin es-Sahh'inde Semra'dan rivayet ettii hadiste, Raslullah'n azaba layk ruhlarn, Berzah'ta eitli azaplar ektiini grmesi. Cesetleri ise paralanarak, dalmtr. Azap ektiklerini grd, sadece onlarn ruhlardr. Doksanyedincisi: Yce Allah'n, kendi yolunda ldrlenlerin diri olarak Rabbleri katnda rzklandklarndan, sevinip, kardelerini mjdelediklerinden haber vermesi de bir delildir. Rabbleri katnda olanlar, kesinlikle ruhlardr. nk bedenler toprakta, dirili gn ruhlarn kendilerine gnderilmesini beklemektedirler. [208] geen husus. imdi biz, ruhla ilgili mlhid ve bid'atlarn grlerindeki sakat noktalar aklayaDoksansekizincisi; bni Abbas hadisinde caz. Hadisin senedi yukarda geti. Hadis u: "Birgn Raslullah'la beraber otururken, u yeti okudu: "Zalimleri lm dalgalar iinde [209] . yeti okuduktan sonra: "Muhammed'in nefsi yedinde olanAllah'a yemin olsun ki, dnyadan ayrlan her nefis, bouurlarken bir grsen cennetteki ya da cehennemdeki yerini grecektir. O an gelince yzleri gne gibi parlak iki saf melek dizilir. lm halindeki kii onlara bakar, bakalarn gremez. Her ne kadar onun size baktm zannetseniz de. Her melein yannda kefen ve koku bulunur. Kii m'min biriyse onu cennetle mjdelerler: "Ey mutmain olan nefis. Allah'n rzasna ve cennetine doru k. Dnya ve dnyadakilerden daha hayrl birok ikram hazrlamtr sana Yce Allah. Annenin ocuuna taltif edip onu okad gibi devaml melekler de onu taltif ederler. Sonra ruhu, btn trnak kemikleri ve eklemlerden ekip alr. Ruhu alnan her ksm teker teker lr. Her uzuv teker teker souyarak, size ar gelen ceset, meleklere hafif gelir. Ruhun eneden kmas, ocuun anne rahminden kmas kadar zordur. Her melek, ruhu eneden almak iin alr. Sonunda alma iini bir [210] yetini melek yklenir. Daha sonra Raslullah: "De ki; sizin cannz almakla grevli lm melei sizi ldrr. Sonra Rabbinize dnceksiniz okudu. Sonra beyaz kefenlere sarar. Kadnn, ocuunu barna bast gibi onu barna basar. Sonra zerine miskten daha gzel kokan, kokular serper. Gzel bir koku koldanz1. Bu kokuyu melekler hissedince: "Ey gzel koku, gzel ruh, merhaba sana. Allahm, bu ruha ve bu ruhun ktn bedene salt olsun" derler. Ruh, semlara doru kartlr. Getii yerlere, miskten daha gzel kokan kokular salr. Melekler buna salt getirerek onu karlarlar. Sem kaplan alr. Cebbar olan Allah'n huzuruna varncaya kadar urad btn melekler ona salt getirirler. Yce Allah der ki: "Ho geldin ey en gzel nefis. Bunu cennete gtrn. Cennetteki yerini gsterin. Ona hazrladm nimetleri, ikram sunun. Sonra onu tekrar yere gtrn. nk ben, insan ondan yarattm. Tekrar oraya gndereceim. Tekrar oradan kartacam." Muhammed'in nefsi, yedinde olan Allah'a yemin olsun ki ruhun ikinci defa bedenden kmas, ilk bedenden kndan daha zordur. Bu durumdaki ruh: "Beni nereye gtryorunuz? Ait olduum bedene mi?" der. Melekler de: "Biz bununla emrolunduk. Byle yapmamz gerekir" karln verirler. nsanlar henz lnn ykanma iini yeni bitirdiklerinde ruhu semdan indirerek bedene, kefeni arasna korlar." Hadisi iyi dn de ruhla ilgili sama sapan konuanlarn sakatln anla. [211] yoluyla Abdullah b. Doksandokuzuncusu: Abd'r-Rezzak'm Ma'mer'den, onun da Zeyd b. Estem'den, onun da Abdurrahman b. Beylemn mer'den rivayet ettii hadis. Raslullah yle buyurur: "M'min kii lecei zaman, yanlarnda cennet kokular ve ruhun alnaca bez olan iki melek gnderilir. Kiinin hayatnda asla koklayamayaca kokular kar zerinden. Bedenden alnan ruh, Rahmn'n huzuruna getirilir. nnde ve arkasnda, melekler ona secde ederler. Sonra Mikil (AS) arlr. O'na denir ki:"Al u nefsi, m'minlerin nefisleri yanma koy. Kyamet gn sorgulanana kadar orada dursun."Sahabeden gelen eserlerde de, m'min kiinin ruhuna, gerek lm annda gerekse uyku halinde arta bulunanlarn secde ettii belirtilmitir. Ruh Allah'n huzuruna knca O'na en gzel selam vererek: "Ey Allahim, selam sanadr. Selam sendendir. Cell ve [212] Kad Nreddin b. Si anlatyor, bitlerden, salihlerden bir teyzem vard. lmne ikram sahibi olan Allahm, Sen ne mbareksin" der. sebep olan hastalnda onu ziyaret ettim. Bana dedi ki: "Ruh Allah'n huzuruna varp nnde durunca, Allah'a nasl selam verir, O'na ne der?" Nreddin der ki: Teyzemin bu sorusu bana ok ar geldi. Biraz dndkten sonra dedim ki: "Allah'n huzuruna varnca; Allahmme ente'sselm- ve minkes-selm-, Tebrekte y ze'1-Cell-i ve'1-ikram dersin. Teyzem lnce onu, ryamda grdm. Bana dedi ki: "Allah sana hayrla karlk versin. Ne diyeceimi bilemediimden nce arp kaldm. Sonra bana sylediin sz aklma geldi de onu syledim." Yzncs: Yeryznde yaayan btn insanlar, llerin ruhlarna kavuabileceine; onlara soru sorabileceine; llerin, kendilerinin bilmedii bireyi haber verebileceklerine ve onlar grebileceklerine dair bilginin doru olduundan birlemilerdir. Bununla ilgili misaller o kadar oktur ki, inkrla bitirilemez. Yzbirincisi: Uyuyan kii ryasnda baz eyler elde eder. Uyannca da onu vcudunda bulur. te bu bir ruhun dier bir ruha etki etmesidir. Kayrvn Kitbu*I-Bstn'da Seleften unlar nakleder:Seleften biri anlatyor. Eb Bekir ve mer'e sven bir komum vard. Gnn birinde svmede ileri gitti. Karlkl attk. Baktm olmayacak, canm skkn bir halde evime geldim. Yats namazn klmadan uyudum. Ryamda Raslullah' grdm. Dedim ki: "Ey Allah'n Rasl, flanca senin ashabna svyor." O da: "Hangilerine?" dedi. "Eb Bekir'le mer'e" deyince; "al u ba, o adam boazla" dedi. Ba aldm. Adam yatrp, boazladm. Elime kan bulamt. Ba braktm. Kan silmek iin elimi topraa srdm. Uyandmda komumun evinden lk geliyordu. Bu lk nedendir diye sordum. "Flanca anszn ld" dediler. Sabah olunca gittim. Baktm ki boaznda bak izi var.Ibni Eb Dny'mn Kitbu'l-Menmt'nda Kureyli bir yalnn yle dedii nakledilir: "am'da yznn yars kararm, eliyle siyahl rten bir adam grdm. Nedenini adam sordum. Dedi ki: "Kimsenin, bunun nedenini sormamas iin Allah'a dua ettim. Sorduuna gre sana anlataym. Ali b. Eb Talib aleyhinde ok ar giderdim. Bir gece uyurken ryamda biri geldi ve "benim hakkmda ok an giden sen misin?" dedi, arkasndan u yanama vurdu. Daha sonra grdn gibi bu yzm simsiyah oldu" dedi.Mes'ade anlatyor: Hiam b. Hibbn Eb Uyeyne'nin mevlas Vsl'dan, o da Ms b. Ubeyde yoluyla Safyye b. eybe'den yle dediini nakleder:Ben Hz. ie ile

beraberken elinde kadnlarn ok dkn olduu bir eyi saklayarak bir kadn geldi ve: "Buraya gelmemin amac elimdeklerdr. Babam olduka cmert bir adamd. Ryamda su havuzlanln iinde kendilerine verilen suyu ien erkekler grdm. Aralannda babam da grdm. Ona sordum: "Annem nerede?" Dedi ki: "te bak orada." Baktm ki annemin zerinde kk bir bez paras vard. Babam dedi ki: "Kzm, annen yal inekler Kestii halde u bez paras dnda hibir ey tasadduk etmemitir. Yedii ineklerin ya vcudunda eridike hararetini artrm o da "su verin" diye su istemiti. Bir kap dolusu su aldm, onu anneme iilince tepemden bir ses geldi* "Ona su verenin elini Allah kurutsun." Ondan bu zamana, [213] dedi.Haris, b Esed el-Muhsib, Esba, Halef b. Kasm ve bir grup Sad b. Mesleme'den yle naklederler: "Hz. elim grdn gibi kald ie'nin yannda bir kadn O'na yle demiti: "Allah'a hi bireyi irk komamak, hrszlk yapmamak, ocuumu ldrmemek, ellerimin ve ayaklarmn iftirasna kaplarak kimseye bhtan etmemek, yaplan bir iyilie kar isyan etmemek zere Raslullah'a biat ettim. Bu konularda Rabbim bana nasl sz vermise ben de ona ylece sz verdim. Allah'a yemin olsun ki, Allah beni azaplandrmayacaktr." Bu kadna uykusunda bir melek gelir ve ona: "Hayr. Sen ssleniyorsun. Zinetini aa kanyorsun. Sana yaplan iyilie kar nankrlk yapyorsun. Komulan-na eziyet ederek, kocana kar geliyorsun" der. Sonra melek be parman kadnn yzne kor ve: "te bee karlk be. Eer Raslullah'a yaptn [214] Malik'in biat konulann artnrsan, biz de senin sularn artrnz" der. Sabah olunca kadn, melein parmak izlerini yznde bulur. arkadalanndan Abdurrahman b. Kasm der ki: "Malik'in yle dediini duydum: "Yakb b. Abdullah b. Eec, bu mmetin hayrl kiilerin-dendir. ehd dt gn uykusunda bir rya grr. Dostlanna der ki: "Bugn birey grdm. Onu size anlataym. Sanki cennete girip orada st iiriliyormuum gibi grdm kendimi." Vcudunda st birikintisinden oluan is-tiska hastalna yakaland. Bunun zerine ehd dt. Eb Kasm anlatyor: "Bu, bir yerde yaplan deniz savanda olmutur, orada st yoktu." Bunu, Malik'ten bakalarndan da duymutum: "Cennete girdiimi ve bana st iirildiini grm gibiyim." Biri ona der ki: "Senin adna yemin edebilirim ki sen, sert stten dolay kusmadn. nk gemide ne st vard ne de koyun." bni Kteybe der ki: "Bu vak'ada geen "salade" fiili parlamak manasnadr. Yani parlak st, bni mer hadisinde mesele byle geer: "Doktor ona st iirdi de, yaradan beyaz parlak irin kt."Kraat imamlanndan Nf, konuurken azndan etrafa misk kokusu yaylrd. Ona denildi ki: "Niye oturup konuurken azndan gzel kokular yaylyor." yle karlk verdi: "Ne koku srnrm ne de kokuya yaklarm. Ama Raslullah' ryamda azmda Kur'n okur olarak grdm. O zamandan bu zamana azmdan gzel kokular yaylr."Mes'ade rya ile ilgili yazd eserde Reb b. Rakk'den yle dediini nakleder: "ki adam geldi, yanma oturdu. Birinin gybetini yapmaya baladlar. Ben de onlar gybetten menettim. Gybet edenlerden biri daha sonra bana geldi ve "ryamda kendimi simsiyah grdm. erisinde domuz eti bulunan bir tabak getirildi. Onun gibi yal et hi grmemitim. Bana dediler ki: "Haydi ye." Ben de: "Domuz etini mi yiyeyim?" dedimse de yaplan tehdit karsnda yedim. Sabah olunca baktm ki, azmn tad deimi. Azmdan iki ay kokusu gitmedi.l b. Ziyad'n gece ibadeti iin kalkt zamanlar olurdu. Bir gece ehline dedi ki: "u vakit olunca beni uyandrn." O vakit olduu halde ehli onu uyandrmad. Al anlatyor: Ryamda biri bana doru geldi ve "haydi kalk ey Al b. Ziyd. Allah' an" dedi. Bamn n tarafndan birka kl eline ald. Artk bamn, n ksmndaki salar dik durmaya balad. lene kadar da bu salarm hi yatmad, hep dik durdu." Yahya b. Bistam der ki: "lmnden sonra Al'y ykayan bizdik. O salar daha banda dik duruyordu."bni Eb Dny Eb Hatim er-Rz yoluyla Muhammed b. Ali'den yle dediini nakleder: Mekke'de Mescid-i Haram'da oturuyorduk. Yznn yars siyah, yars da beyaz olan bir adam kalkt ve "ey insanlar, benden ibret aln. Ben eyhayn'a (Eb Bekir ve mer) saldrr, onlara sverdim. Bir gece ryamda, birinin elini kaldrp yzme amar attn grdm. Bana dedi ki: "Ey Allah'n dman, ey fask, Eb Bekir'le mer'e sven sen misin?" Sabah uyandmda yzm ite byle grdm.Muhammed b. Abdullah el-Melheb anlatyor: "Ryamda kendimi f-lancanm arazisinde grdm. Raslullah, hurma kapklar zerinde oturuyordu. Hemen nnde de Eb Bekir oturuyordu. mer dedi ki: "Ey Allah'n Rasl, flanca adam bana da Eb Bekir'e de svyor." Raslullah: "Ey Eb Hafs, onu bana getir"dedi. Eb Bekir'le mer'e svmesiyle mehur olmu Amman'l bir adam getirildi. Raslullah dedi ki: "Yatr onu." Ben de hemen onu yatrdm. Sonra: "Onu boazla" dedi. mer de onu boazlad. Abdullah el-Melheb anlatyor: lk sesiyle uyandm. Kendi kendime: "Ne oluyor bana da grdm adama anlatmyorum. Belki tevbe eder. Ammanl adamn evine yaklatmda ieriden iddetli atlar geliyordu. Bu at nedir? diye sordum. Ammanh'nn, dn gece yatanda boazlandn sylediler. len adamn yanna vardm. Boynuna doru yaklatm. Baktm ki bir kulandan dier kulana kadar phtlam kan grnmnde bir yark var.Kayrvn anlatyor: Fazilet ehlinden bir yal bana anlatt: Mescid-i Nebev'ni imam Eb'l-Hasen el-Muttalib bana unu anlatt: "Medine'de acaip birey grdm. Adamn biri, Eb Bekir'le mer'e svyordu. Gnlerden birgn sabah namazndan sonra, gzleri dar km yanana doru sallanm bir adam kageldi. Bandan ne getiini sorduk. Adam yle anlatt: Dn gece ryamda Raslullah', Ali, mer ve Eb Bekirle beraber grdm. Eb Bekir'le mer dediler ki: "Ey Allah'n Rasl, u adam bize eziyet ediyor; bize svyor" deyince Raslullah bana yneldi ve: "Ey Eb Kays sana ne oluyor da bunlara svyorsun?" dedi. Ben de Ali'ye iaret ederek: "Bunun yznden" dedim. Bunun zerine Ali, tekme tokat bana giriti. Orta parmann, kk parmann izi yzmde kald; gzm karmaya yeltenince ona dedim ki: Eer yalan syleyen sen isen Allah iki gzn karsn" dedim. ki parmam gzme soktu. Korkudan uyandmda gzlerimi byle buldum." Bu adam devaml alyor, insanlara bandan geen bu olay anlatp, aikre tevbe ediyordu.Yine Kayrvn anlatyor: Fazilet ehlinden bir yal, fakhin birinden unu nakleder: 'Tanmzda bir adam vard. Peipeine oka, oru tutard. Fakat iftarm ise ge yapard. Ryasnda siyah yzl iki kimsenin pazs ile koltuk altlarna kadar olan ksmlarndan ve zerindeki elbisesinden kzgn bir tandra atmak iin tuttuklarn grr. Onlara der ki: "Niye byle yapyorsunuz?" Onlar da: "Raslullah'm snnetine aykr davrandn iin. nk o, iftarn hemen yaplmasn emrettii halde sen geciktiriyorsun" karln verirler. Kzgn atein alevinden adamn yz kararmt. nsanlar arasnda kapal yzle dolard.Grlebilecek daha garip olaylardan biri de u: nsan ryasnda alk, susuzluk ya da ac hissediyor. Bir bakas da ona su iiriyor, yemek yediriyor ya da tedavi ediyor. Adam uyandnda btn bu ihtiyalarnn giderildiine ahid oluyor. Byle acaip olaylar, birok insan grmtr.mam Mlik, Eb'r-Rical'den, o da Amra yoluyla ie'den rivayet ettiine gre: Hz. ie'nin cariyesi ie'ye sihir yapar. Bu arada Sind (Pakistanl) hasta biri yarana gelir ve "sana sihir yapld" der. Hz. ie de "kim yapt?" diye sorar. Sind der ki: "Odasnda bulunan ocuun zerine bevlettii cariye," Bunun zerine Hz. ie cariyeyi arr. Elbisesinde bulunan slakl ykaynca geleceini syler. Cariye gelince ona: "Bana sihir yaptn m?" diye sorar. Cariye: "Evet" cevabn verir. "Bana sihir yapman gerektiren ey ne idi?" diye sorar. Cariye ise: "Bir an nce hrriyetime kavumak iin" karlm verir. Bunun zerine Hz. ie, "ksa zamanda bu cariyeyi, bakmsz, cariyeyi honut etmeyecek bir arabiye sat" diye erkek kardeine emreder. Cariye bylece satlr. Sonra Hz. ie, ryasnda sular birbirine akan kuyuda [215]

kendisine ykanmas emredildii sulara dalarak sihrin etkisinden kurtulduunu grmtr. "Gz kr olmu smail b. Dilal el-Hadrem'ye ryasnda biri gelir yle de der: Ey dualar iiten, isteklere karlk verip dilediini yapan Allahm. Gzm bana bala" demesini syler. Leys b. Sa'd der ki: "Gznn kr olduunu sonra tekrar grmeye baladn grdm."Ubeydullah b. Eb Ca'fer de yle der: "Bama gelen bir dertten dolay durmadan ikyetleniyor; derdin altndan kalkmak iin yet-i kurs okuyordum. Bu esnada uyumuum. Ryamda iki adamn ayakta, yanmda durduklarn; birinin dierine, ierisinde altm drt rahmet bulunan yeti bana okumasn ve "belki rahmetlerden biri bu zavallya ular" dediklerini grdm. Uyandmda kendimde rahatlk hissettim.Seramak b. Harb'in gzleri grmez olunca ryasnda Hz. brahim el-Ha-lil'i grr. Hz. brahim, gzlerini svazlar: "Frat nehrine git. defa suya dal" der. Semmk da Frat nehrine gider. Suya dalnca gzleri alr.bni Eb Dny anlatyor? Hayr ve salah ehlinden bir kadn mide arsna tutulur. Ryasnda birinin ona yle dediini duyar: "L ilahe illallah. Kaynatlm gl suyu." Bu kadn ryasnda grd gibi kaynatlm gl suyunu iince mide arsndan tamamen kurtulur. Clins der ki: "Kan karmak iin atar damarlar yarmamn nedeni ryamda iki defa bununla emredilmemdir. Ben kkken, grd bir rya ile atar damarm yardran bir insana, Allah Tel'nn ifa verdiini grdm." bn Harrz da yle der: "Midesinden rahatsz bir adam muayene ediyordum. Bir ara adam bana uramaz oldu. Sonra yolda karlanca hastalndan sordum. Dedi ki: "Ryamda abid grnl bir adam asasna dayanm bana yle diyordu: "Sen rahatsz msn?" Ben de "evet" karlm verdim. Bunun zerine "bk ve celencebin kullanmalsn" dedi. Sabah olunca bknm buhurdanlk, celencebinin ise balla karm gl olduunu rendim. Gnlerce byle yapp itim. Bylece mide arsndan kurtuldum. Bk ve celencebinin ne olduklarn syleyen Clins idi.Meseleyi ilgilendiren olaylar bitmeyecek kadar oktur. Hatta biri: "Tb ilminin temeli ryalardr" demitir. phe yoktur ki tb kurallarndan bazlar tecrbeye, bazlar kyasa, bazlar ilhama dayand gibi ou tb kurallar da ryaya dayanmaktadr. Daha geni malumat sahibi olmak isteyenler u eserleri incelesinler: Trihu'1-Etbba ve Kayrvn, Kitbu'l-Bstn. vd. Fasl [216] yet-i celle, m'minlere sem Yzikind Delil: u yettir: "Ayetlerimizi yalanlayp onlara kar b-yklenenlere sem kaplar almaz. kaplarnn alacana iaret etmektedir. Bu al, yukarda da belirtildii gibi lm annda ruhlara yneliktir. Nitekim, sem kapsnn m'min kiinin ruhuna alaca, bylece ruhun Allah'n katma kadar kaca belirtilmitir.Kfirin ruhuna gelince, ona ne sem kaplar alr, ne de bedenine cennet kaplan alr. Yznc Delil: Raslullah'n u hadisi: Ya Bilal, cennete girince, yanmda senin ses kardn duydum. Bu ne sesiydi? Bilal: "Gece olsun [217] Raslullah'n duyduu ses, hi gndz olsun her abdest aldmda iki rekat namaz klardm. Ses karanlar bunlar olmallar" karln verdi. phesiz Hz. Bilal'n ruhudur. Henz bedeni cennete girmemiti. yzdrdnc Delil: Kabirleri ziyaret etmek, onlara selam vermek, onlara hitap ederek, llerin ziyaretlerinden haberdar olmalan ve kendilerine verilen selam reddetmeleriyle ilgili hadisler ve eserler. Bu deliller yukarda geti. Yzbeinci Delil: ou llerin ruhlarnn yaknlarna, kendilerini rahatsz eden eylerden ikayet etmeleri, hayatta olanlann da o eziyeti bulup onu yok ettikleri bilinmektedir. Yzaltnc Delil: Eer ki, ruh bedenin arazlanndan bir araz yahutta cisim olmayan, deiime maruz kalmayan mcerret bir cevher olsayd, ktm, gittim, kalktm, geldim, oturdum, sallandm, girdim, dndm vb. diyen kimsenin bu szleri batl olmalyd. nk bu sfatlarn arazlarda, mcerred [218] babndan birok varlklarda subtu mmtendir. Akl olan herkes bu ifadelerin doruluunu bilir, kabul eder. Byle bir konuda inkr, safsata ak konulan inkrdr. Velhasl delil, insanlann bu lafizlan nasl kullandklanna bakmaktr ki bu durumda lafizlann hakikat-mecaz olmas muhtemeldir, denilemez. Byle diyen kimse onlarn amalan "bedenim girdi ve kt" demek olsa gerek. nk akl ve ftrat delilleriyle bu lafizlann manalanna bakacak olursak, akl ve histen herbirinin, giren ve kann, yer deitirenin sadece beden olmadn anlam oluruz. Szkonusu lafizlann manalarn, akl ve hissin ruha nisbet etmeleri temel izafettir, asl manadr; bedene nisbet edilmesi ise en doru ehadetlere uyarak verilen tal manadr. uras unutulmamaldr ki beden manasna olan ruh, kullanl asndan yani tlak, vaz deildir. Yzyedincisi: Beden merkeptir, nefsin tasarrufu iin bir mahaldir. Do-laysyle bedenin girmesi, kmas, yer deitirmesi atn yahut herhangi bir hayvann iskeletlerinin herhangi bir yere girmesinden farkszdr. Nefsin, girme-kma, yer deitirme, hareket skn gibi zellikleri olmasayd bu, insan iskeletinin eve girmesi ve kmas gibi olurdu. Yani nefis olmadan, girmek ve kmak gibi olurdu. Ruhsuz olarak bunun mmkn olmad zorunlu olarak bilinmektedir. Herkes bilir ki giren kan ve yer deitiren kiinin ruhudur, nefsidir; bu ruh, bedeni kullanarak girme ve kmada bedeni kendine uydurmutur. Bir farkla ki bedenin faaliyetleri grlebilir; ruhunki ise akl ve ilimle bilinebilir. Yzsekizincisi: Eer ki nefis bazlannn dedii gibi bedenin bir araz olsayd insan bir anda bin yada daha fazla ruh deitirmi olurdu. nsan, ancak ruhuyla, nefsiyle insandr; bedeniyle deil. nsan, bir zaman nceki insandan da bir zaman sonraki insandanda farkl bir insandr. Bu bir nevi deliliktir. Eer ruh mcerret bir varlk ve bedenle olan ilikisi birbirine girmek yoluyla deil de, ruhun bedeni idare etmesi eklinde olsayd, ruhun bu bedenle olan ilikisini kesip bakalarna gemesi mmkn olurdu. Yani ev ya da ehir mimar, nasl o anki iini brakp baka ilerle uraabiliyorsa, ruhun da ait olduu bedenini brakp baka bedenlere girmesi mmkn olurdu. Ruhun bedeni idaresi asndan pheye dyoruz. Yani Zeyd'e ait olan bu nefis nceki nefsi mi yoksa baka bir nefis mi? Ayrca Zeyd bu adam m yoksa bundan baka biri mi? Akl olan kii buna asla cevap veremez. Ruhun mcer-red, yahut araz olmas bu pheyi beraberinde getirir. Yzdokuzuncusu: Her ruh kendisinden ilim, fikir, sevgi, kin, rza vb nefsi zelliklerin bulunduunu kesinlikle bilir. Ayrca bu zelliklerin bedeninin arazlarndan bir araz ya da bedene uzak, ondan yar mcerred bir varlk olmadn da bilir. Nasl ki grmek, duymak, koklamak, tatmak, dokunmak, hareket etmek, sakin olmak gibi zellikler kesinlikle nefsine izafe edilerek binefsih ka'im olduu biliniyorsa, szkonusu idraklarmda bedende bulunan bir emirden kaynaklandn kesinlikle bilir. Bedeni ayakta tutan ey nefis cevheridir. Ancak bu, mcerred ya da araz bir ruhtan kaynaklanmamakta; bel ki alemde yer tutmu, bir yerden baka yere giden, hareket eden, sakin olan, kan ve giren bir ruhtan kaynaklanmaktadr. O halde szkonusu beden ve cisme, ruh sirayet etmektedir. Sirayet olmasayd beden cemddan (cansz varlk) olurdu. Yzonuncu Delil: Yine ruh mcerred bir varlk ve bedenle olan ilikisi gemicilerin gemiyle, devecilerin deveyle olan ilikileri gibi sadece idar

bir iliki olsayd, gemicilerin ve devecilerin ellerindeki gemileri, develeri brakp baka gemi ve develerle urat gibi ruhun da bu bedeni brakp baka bir bedeni de idare etmesi mmkn olurdu. Bu durumda ise, ruhlarn bedenlerden bedenlere gemesinden (tenashten) bahsedilirdi. yle denemez: "Nefis bedeniyle birlik olmutur. Bu nedenle bedenden ayrlamaz. Ya da nefsin bedene kar tab bir ak, onu ynetmek iin zat bir arzusu vardr. te bu nedenle bedenden ayrlamaz." Biz de diyoruz ki: "Mekn tutmaz bir eyle birlik kurmak imknszdr. nk byle bir birlik dnlse bile birinin sakatl dierini de sakatlar. Yani birlemeden sonra ayr ayr ruh ve beden kalmas ruh ve beden tekey olmadan ya da ikisinin birlemede kaybolup nc bireyin kmas bireyde birleme anlamna gelmez. Yine birlemede biri kalyor, dieri yok oluyorsa yine bir anlam kalmaz. Tab nefsin bedene ak olmasna gelince; ak olunan ey nefis olmaldr. nk lezzetler nefis vastasyla alnmaktadr. stekleri elde etmekte, bedenlere ruhlarla ayn seviyede iseler, ruhun bedene nisbeti de musv demektir. "Muayyen nefis, muayyen bedene aktr" sznz sakattr. Bunun misali yledir: Susuz bir kimse ihtiyacn karlayacak ayn seviyede mesel on tane ierisi su dolu kap bulsa, dierlerini brakp bunlardan sadece bir tanesine ak olmas dnlemez. Yzohbirinci Delil: nsan nefsi ne lemin iinde ne de lemin dnda, ne leme bitiik ne de lemden ayr, ne ona uygun ne de ona uygun olmayp mcerret bir cevher saylsa idi, zorunlu olarak bu zellii ile varln bilinmesi gerekirdi. nk insann nefsini ve sfatlarn bilmesi, btn malumlarn bilinmesinden daha kolaydr. Kendiyle ilgili bilgiler dndaki ilimler,dokuzuncu tendi nefsinin bilinmesine baldr. Bu durumun batll kesinlikle bilinmektedir. nk yeryznde yaayan ou insanlar, akllarda gerek zahir olarak gereksa gaib olarak nefsin varlk ispatnn muhal olduunu bilmektedir. Kim ki gerek kendi nefsi iin gerekse Rabbi iin byle sylyorsa nefsini de Rabbini de bilmiyor demektir. Yzonikinci Delil: Mahede edilen bu beden, nefsin kll ve cz btn idraklarnn, sfatlarnn yeridir. rad hareketlerinin yeri de yine bedendir. Bu takdirde szkonusu idrak ve sfatlarn taycs bu beden olmaldr. lemin iinde de dnda da olmayan mcerred cevherin, nefse yer, mahal olmas, zorunlu bir ekilde batldr. Yzonnc Delil: Nefis, cisimlik ve mahalde bulunmaktan soyutlanm ise, nefse ait fiillerin, fiil mahalline temas ile olumas da mmten olurdu. yle ki, bir mahalde bulunmayan bireyin, mahalle bal olarak var olan eye irtibatl olmas imknszdr. byle olsa bile kiinin fiili, kendisiyle fiil mahalli arasnda bir baa, irtibata gereksinme duymakszn yaratma yoluyla oluyor demektir. Mesela aramzdan biri cisimlere dokunmadan veya cisme dokunanlara da dokunmadan onu hareket ettirebilir. nk size gre nefis, cisim misalinde olduu gibi bedene veya beden bitiik bireye dokunmadan bedeni hareket ettirebilir. Bu gr zorunlu olarak batldr. Nefiste, hareket mahalline yahut bu mahalle bitien eye dokunma art dnda hareket ettirme gc yoktur. O halde cisme temas eden yahut cismin kendisine temas ettii herey de cisim olmaldr. Eer denirse ki: "Nefsin, kendi bedenini hareket ettirmedeki tesiri dokunma artna bal deildir. Ama bedeni dndaki varlklar hareket ettirmesi ise bedeniyle o cisim arasndaki dokunma artna baldr." Cevabmz udur: Nefsin tasarruflarm bedenin kabul etmesi, bedenle nefis arasndaki temasa bal olmamas, ayn eyin dier cisimler iin de szkonusu olmasn gerektirir. nk hareketi kabulde btn cisimler birdir. Btn cisimlere nefsinin izafe edilmesi de ayn orandadr. Yani nefis, cisim ve cisimle ilgili balardan soyutlandnda, zatnn btn bunlara olan mnasebeti eit demektir. Fail olan kiinin zatnn btn bunlara nisbeti eit olunca, faille cisim arasndaki nisbeti kabul ettiren eylerin de fail olan kimseye eit olmas gerekir. Bu durumda da gerek bedene gerekse baka cisimlere nefsin tesiri eit olmaldr. Baz eylerde fail olan kimse fiil mahalline dokunma gereksinimi duymuyorsa, tamamnda da bu gereksinim olmamaldr. Baz aylerde fiil mahalline dokunmak zorunda olan kimse hepsinde dokunmak zorunda demektir. Denirse ki: "Nefis sadece bu bedeni arzulamaktadr. Dolaysyla bedenine olan tesiri dierlerinden daha gldr." yle cevap veririz: iddetli bir arzu, bedenle olan ilikisinin ve bedendeki tasarruflarnn daha gl olmasn gerektirir. Ama bedene byle iken sz edilen cisimlere nisbetle, ztnn gerei bozuluyorsa bu muhal olmaldr. te bu son derece gl bir delildir. Yzondrdncs: Akl olan herkes insann diri, konuan, beslenen, gelien, duyarl, iradesiyle hareket eden bir varlk olduunda ittifak etmitir. nsana ait bu zellikler iki ksmdr. Bir ksm bedenine ait, bir ksm da ruhuna, ntk nefsine aittir. Ruh, lemin ne iinde ne de dnda, leme ne bitiik ne de ondan yan ise insann da ayn ekilde lemin iinde de dnda da, leme bitiik ve lemden ayr deil olmas gerekir. Yahutta bir ksm lemdedir, bir ksm ise ne lemdedir ne de lemde deildir. Akl olan kii bunun batllmi derhal anlar. "nsan bedeniyle ruhuyla lemin ierisindedir" gr ise yle diyen kimsenin grnden daha bozuktur. "nsan nefsi, mahluk olmayan kadmdir." Buna gre insann yarsn mahlk, yansra ise gayr-i mahlk sayyorlar. Eer denirse ki: "nsann, sizin sylediiniz gibi bir varlk olduunu kabul ediyoruz. Ancak biz bunu, szkonusu sfatlarla insan dzenleyen racerred bir cevher olarak biliyoruz."yle cevaplarz: Szn ettiiniz cevher, insana yahut insan gereine ters bir eydir. u ikisinden birine karar vermelisiniz. Cevhere, insandan baka birey diyorsanz, bu sznz insan idare eden nefistir sznze dner. Biz diyoruz ki nefis, insan hakikatyla ilgilidir; insann idaresiyle deil. nk insan da btn lemi de dzene koyup idare eden tek olan Allah'tr. Yzonbeincisi: Akl olan birine "insan nedir?" diye sorarsanz, u bnyeyi, beden aksamn gsterir. Aklna, bunun bedene mugayir olduu, lemin ne iinde ne de dnda olmad hususu gelmez bile. Bu, zarur bilgilerdendir. pheye, pheye drmeye msait deildir. Yzonaltncs: Akl olan insanlar, Allah Tel'nn hitabnn, bu bnyeye ve uzuvlarna ait olduuna hkmeder. vlmek-yerilmek, sevap-azap, mjdeleme ve korkutma da yine bu bnye ile ilgilidir. Biri kp da: "Emredilen, yasaklanan, vlen, yerilen, emre ve nehye muhatap olan ve akll, m-cerred cevherdir; lemin ne iindedir ne de dndadr, leme bitiik de deil, ondan ayr da deil" dese akl olanlar, bu kimsenin aklna glerler, onu yalanlarlar. Akl ve akl izahlar tarafndan batll ortaya konmu bir eyin varlna, sabitliine istidlal etmek, muhal olan bir eyin varlnn shhatine istidlal etmektir. Basan Allah'tandr. Fasl Eer denirse ki: Ruhun cisim ve bir meknda bulunuu ile ilgili delillerinizi getirdiniz. Peki muhaliflerinizin ileri srdkleri delillere ne diyeceksiniz? Onlarn delilleri de unlardr:Birincisi: Akll varlklar: "Ruh, cisim, nefis ve cisim" diyerek nefsi ruhtan ayr birey saymaktalar. Nefis ruh olsayd, byle demenin bir anlam olmazd.kincisi: Birincisinden daha gl bir delil. yle ki: Baz varlklarn blnmeye msait [219] Zt gibi. lim, bunlarn blnmeye kabil olmadklarn olmadklar bilinmektedir Nokta, basit cevher ve hatta Vcib'l-Vucd'un gstermektedir. Ayn ekilde bu ilimle mevsf mahallin de yani nefsin blnmeye msait olmadn gsterir. Nefis cisimse blnebilir demektir. Bir baka delil de u. Kll ilimlerin mahalli, eer cisimse ya da cismn ise, bu ilimlerin de blnmesi gerekir. nk blende blnme muhaldir. Bu ilimlerin blnmesi ise mstahildir.ncs: Kll akl suretler, phesiz mcerrettirler. Onlarn bu soyutlanmas ya kendisinden

alnan ey sebebiyledir ya da alma sebebiyledir. Birincisi btldr. nk bu, miktarlar farkl, muayyen yap zellii olan ahslardan alnmtr. O halde suret, alma ve nefis denen akl kuvve sebebiyle mcerrettir.Drdncs: Akile kuvvesi sonsuz fiillere g yetirir. Bunun yannda, sonsuz idraklere de ular. Cismn kuvve ise sonsuz filere g yetiremez. nk cismn kuvveler, mahallinin blnmesiyle blnrler. Bu durumda bir ksmna g yetiren eyin, tamamna g yetiren eyden daha az olmas gerekir. Dolaysyla, tamamna g getiren eyin, bir ksmna g yetirene gre kat kat daha fazla sonluya g getirmesi gerekir. Sonluya eklenen sonlu da sonludur.Beincisi: kile kuvvesi cismn bir let halinde olsa idi, kile kuvvesinin daima bu leti idrak etmesi ya da kll olarak onu hi idrak etmemesi gerekirdi ki her iki durum da btldr. nk, kile kuvvesinin bu leti idrak etmesi, kendi varlnn ayms ise ki bu muhaldir. Yok eer kendi varlna msav bir suret ise bu, kile kuvvesinin let halinde olmasdr ki birbirine benzer iki suret bir araya geleceinden bu da muhaldir. Bunun da batll ortaya knca, kile kuvvesi bu leti idrak ettiinde, bu idrakin, kile kuvvesinde bu letin meydana kt bir nefisten ibaret olduu sabitleir. O halde, idrakin yeterlilii lsnde, idrakin daima bulunmas gerekir. Yok eer idrak oluumu yetersizse, hibir vakitte idrakin olumas mmkn deildir. Ksacas bir zaman idrak oluup baka bir zaman olumuyorsa, mcerredin dnda letin suretini getiren baka bir sebep vardr demektir.Altncs: Her insan kendini idrak eder. drak, bilinen bireyin mahiyetim bilen kiiye getirmekten ibarettir. Bizim kendimizi bilmemiz, ya zatlarmza zatlarmzn gelmesi nedeniyledir yahutta zatlarmzla zatlarmzn eit suretlerinin gelmesi nedeniyledir. kinci ksm btldr. nk bu durumda birbirine benzer iki suret bir araya gelmektedir. yleyse kendimizi bilmemiz sadece zatlarmzn, zatlarmza gelmesidir. Bu ise ancak nefisle bulunmu olsayd, szkonusu mahalde hazr olmas gerekirdi. Demek ki bu mana, zat ancak nefisle kim olup bir mahalle girmekten mstan olduu zaman kar.Yedincisi: EblBerekt el-Badd'nin ileri srd delil. Yukardaki delillerden daha bozuktur bu. Ebl-Berekt der ki: imizden birinin cva ile dolu deniz, yakuttan da, birok gne ve ay tehayyl etmesinin mmknl-nden phe etmeyiz. Hayal bu suretler ma'dm, yok deillerdir. Hayal eden kiinin kuvvesi, bu suretlere iaret eder; herbir sureti dierlerinden ayrr. Bu tahayyl zaman iinde grlen, hissedilen bir oluuma doru akar. Mahza yokluun, salt nefyin olmad bilinmektedir. Zorunlu olarak biliyoruz ki bu suretler ayn olarak (mesela, birden fazla gne) yoktur. Ama zihinlerde vardr. Buna gre diyoruz ki: "Bu suretlerin mahalli, ya cisimdir ya cisimde bir yerdir; ya cisim deildir ya da cisimde bir yer deildir. lk ikisi btldr. nk deniz ve dan suretleri, byk suretlerdir; buna kar dima ve kalp kk cisimlerdir. Byk olan bireyin kk bir eyde bulunmas muhaldir. O halde hayl bu suretlerin mahalli cisim de deildir cismn de deildir.Sekizincisi: Akl kuvve cesede bal olmu olsayd, insan yalandka akl kuvvelerin zayflamas gerekirdi. Ama bu byle deil. Dokuzuncusu: Akl kuvve, filerinde cisme gereksinim duymaz. Fiillerinde cisme muhta olmayan eyin, zatnda da cisme muhta olmamas gerekir. Birinci ksmn izah u. Akl kuvve kendini idrak eder. Akl kuvve ile kendi arasnda bir letin vasta olmas muhaldir. Bizzat kendi idrakini de idrak eder. Ama bu idrak yine bir vasta ile olmaz. Ayrca kendi leti olan cismi idrk ederken de kendiyle leti olan cismin arasnda baka bir let bulunmaz. kinci ksmn izah ise iki ekildedir:Birincisi: Cismn kuvveler, bakan, iiten, hayal eden ve vehmeden kuvveler gibidir. Akl kuvveler cismn olmadndan dolay zatlarn idrak edebilmektedir. Onun bu idraki, zatlarn idrak eder olmasndandr. Zatlarn drak edici olmas ise bu zatlar tayan cisimlerin idrak edilmesi nedeniyledir. Akile kuvvesi cismn olsayd bu zellii tayamazd.kincisi: Fiilin kayna nefistir. Eer ki nefis, glerinde ve varlnda cisme bal olsayd, szkonusu fiiller cismin katlm olmakszn gereklemezdi. Cismin katlm olmadan da akl kuvveler tasarruflarn yapyorlar olunca, cisme muhta olmadklar ortaya kar.Onuncusu: Cismn kuvvetler, ilerinin okluu nedeniyle zamanla yorulurlar. Glerini kaybettikten sonra, eski hallerine dnemezler. Bunun sebebi aktr. nk cismn kuvvetler, youn almalar sebebiyle zamanla gszle, bitkinlie maruz kalrlar ki bu zayfl gerektirir. Akl kuvvetler ise youn almalar nedeniyle asla zayf dmez. Zayf dtkten sonra ise gcne g katar. Demek ki akl kuvveler cismn deildir.Onbirincisi: Siyah, beyazn zdddr dediimizde zihinde siyah ve beyazn mahiyetlerinin olumas gerekir. Bedh olarak siyah ve beyazn; scaklk ve soukluun bir anda cisimlerde birlemesinin muhallii bilinmektedir. Ancak bu akl kuvvelerde olutuuna gre, cismn kuvvetler olmamalar gerekir.Onikincisi: draklarn mahalli bir cisim olsayd phesiz her cisim blnebilir cismin baz ksmlarnn bilinmesine, baz ksmlarnn ise bilinmemesine mni olmazd. Bu duruma gre insan, birinci halde bireyi hem bilmekte hem de bilmemektedir.Onncs: Cismn maddelerde muayyen izlerin bulunmas, dier izlerin bulunmasna engeldir. Akl izler ise bunun tam tersinedir. limlerin, idraklerin tamamndan uzak olan nefisler, akl kuvveleri ilim renmeye sevkeder. Akl bireyi renince bu, dier bilgilerin renilmesine yardmc olur. Cismn izler birbirinden ayr ve farkl iken akl izler birbirinin yardmcs ve destekisidir.Ondrdncs: Eer ki nefis cisim olsayd, kiinin ayam oynatmak istemesiyle ayan oynatmas arasnda cismin hareketliliine, arlna go-re bir zaman olmas gerekirdi. Cesedi hareket ettiren, harekete hazrlayan bu duruma gre nefistir. Hareket ettiren ey eer cisim ises bu cismin ya uzuvlarda nceden bulunmas, ya da dardan gelmesi gerekir. Dardan gelmesi, zaman, mddet ister. Yok eer bu uzuvlar da nceden var ise, bu durumda mesela o uzvu hareket ettiren kas kestiimizde uzvu da hareket ettiren ey kalmaz. Hareket ettiren ey eer nefiste var kabul edilirse, uzuv kesilse de hareketin bir miktar uzuvda kalr.Onbeincisi: Eer ki nefis cisim olsayd, blnr olmalyd ve de tamamnn bilindii gibi bir ksmnn bilinmesi gerekirdi. Dolaysyla insan, nefsinin bir ksmn bilecekti; bir ksmn ise bilemeyecekti ki bu muhaldir.Onaltncs: Eer ki nefis cisim olmu olsayd, nefsin bedene girmesiyle bedenin arlamas gerekirdi. nk, ierisi doldurulan bo cismin arlamas onun zelliindendir. Mesel, tulumun suyla doldurulmas halinde arlamas gibi. Bu durum nefis iin geerli deildir. Bedenin en hafif olduu an ierisinde nefsin olduu andr. En ar olduu an ise nefsin bedenden ayrld andr.Onyedincisi: Eer ki nefis cisim olsayd, cisimlere mahsus hafiflik-ar-lk, scaklk-s oulduk, yumu aklk-sertlik ve siyahlk-beyazlk gibi zelliklerden keyfiyetlerden hl olmazd. Nefisle ilgili keyfiyetler bilindii gibi nefsin erdemleri ve alaklklardr; cismn keyfiyetler deildir. Bu da gsteriyor ki nefis, cisim deildir.Onsekizincisi: Nefis eer cisim olsayd btn duyularla veya bir duyuyla veya iki duyuyla yahutta daha fazla duyuyla alglanabilirdi. nk, cisimleri, duyular yoluyla grrz. Baz cisimler btn duyularla alglanabilirken, bazlar da bir duyuyla ya da iki duyuyla yahutta daha fazla duyuyla al-glanabilmektedir. Nefis ise alglama duyularndan uzaktr. Bu delili, Cehm b. Safvn Allah Tel'y: "Eer O var olsayd, duyulardan biriyle olsun alglanabilirdi" diyerek inkr eden mlhidlere kar kullanm; onlara nefsin durumuyla karlk vermitir. Nefsin cisim olmas, tartmaya son vermez. nk cisim olmas halinde, baz duyularla alglanmas szkonusu olabilirdi.Ondokuzuncusu: Nefis cisim olsayd, boyu, eni, derinlii, yzeyi ve ekli olurdu. Bu ller, uzaklklar sadece bir madde iin mahal iin szkonusu-dur. Nefsin maddesi yine nefisse, iki nefis biraraya gelmektedir, Eer nefis maddesi nefisten ayr birey ise nefsin, beden ve suretten mrekkep bir cesette beden ve suretten mrekkep bir nefis olurdu. Bu takdirde ise bir insan iki insan olurdu.Yirmincisi: Blnmeye msait olmak cismin zelliklerindendir. Cismin kk paras, byk paras gibi deildir. Nefis de cisim gibi blnmeyi kabul etse, bunlardan her bir czn de yine nefis olmas gerekirdi ki bu durum-

da insanda bir nefis olmayp, birok nefisler olurdu. Nefsin blnmesinden oluan paralar, nefis olmazsa bu durumda tamam da nefis olmam olur. Suna misal udur: Suyun paralan da su deilse, bu paralardan oluan btn de su deildir.Yirmibirincisi: Cisim, korunmasnda, bekasnda, kvamndan nefse muhtatr. Bundan dolay nefsin ayrlmasyla beden bozulur, rr. Nefis de beden gibi cisimse, baka bir nefse ihtiya vardr demektir. O da cisimse daha baka bir cisme ihtiya vardr diyerek teselsl oluur. Bu ise muhaldir. nk bu, nefsin cisim olmasn gerektirir.Yirmiikincisi: Nefis eer cisimse, cisme olan alakas eer birbirine tedahl yoluyla ise cisimlerin tedahl gerekir. Yok eer yapmak, kaynamak yoluyla ise bir insan biri grnen dieri de grnmeyen kaynam iki cisimden teekkl etmi olmas gerekir.te bunlar, dalaletle boularak alakla dm, insanlarn vehimle-, ridir. Allah'n yardmyla, verdii gle bunlara genie cevaplar vereceiz. Fasl Birinci pheye cevap: Diyorlar ki: Akl sahipleri ruh, cisim, nefis ve bedenin ayr ayr eyler olduunda ittifak etmilerdir. Cevap: Cisim kelimesi, felsefeci ve kelamclarn stlahnda, arap dilindekinden ve insanlarn kullanmlarndan daha umumdur. yle ki, cisim lafzn felsefeciler ar, yahut hafif yahutta grnen veya grnmeyen cinsinden olan eye kullanmlardr. Bu nedenle havaya, atee, suya hatta dumana, buluta ve yldza bile cisim demilerdir. Arap dilinde bunlara cisim dendii bilinmemektedir. Felsefecilerin dilleri, anlaylar te budur. Lgat kitaplarnda onlardan nakledilenler budur. Cevheri der ki: Eb Zeyd yle demitir: "cisim cesettir. Cismn ve csmn da ayn manaya gelir". Esma de: "Cisim ve csmn, ceset demektir. Peltek "se" ile csmn ise ahs, kii demektir yani, byd, csseli oldu, manasnadr.Biz de nefse cisim diyorsak onlarn stlahlarna, lugatlarna gre diyoruz. Aksi takdirde dil itibariyle nefis, cisim deildir. Nefsin cisim olmasndan maksadmz, eriatn, akim ve hissin iaret ettii hareket, intikl, ykselme, inme; nimete, azaba, lezzet ve eleme dorudan muhatap olma gibi zelliklerinin, fiil ve hkmlerinin olmasdr. Bundan baka tutulmas, salverilmesi, alnmas, bedene girip kma zelliklerinin varldr. te nefiste bu manalar gstermek iin her ne kadar dilciler cisim demese de biz cisim demekteyiz. Btl bu frkayla (Mutezile ile) olan tartmamz, lafz itibariyle deildir; mana bakmndandr. Dilcilerin ruh ve cisim demeleri ite bu manadadr. Fasl kinci pheye Cevap: Bu pheleri, dayandklar delillerin en gls-dr. Burada drt ncl vardr: [220] kincisi: Onu bilmek mmkn olurdu. ncs: Onunla ilgili bilgi de blnmez Birincisi: Hibir ekilde blnme kabul etmeyen varlk. bilgidir.Drdncs: Ayn ekilde bilginin mahalli de oras olmaldr. Nefis ciolsayd, blnrd.Akl sahipleri buna kar karak: "Varlkta, gerek hissi gerekse vehmi tnmenin olduuna dair bir delil gstermediniz. Delil diye elinizde bulundurduklarnz temelsiz iddialardr. Vacib'I-Vucd hakknda syledikleriniz ise biroklarnca bilinen btl anlaylarnzdan kaynaklanmaktadr. Siz Allah Tel'nn mhiyet ve sfatlarn inkr ederek, sfat ve mhiyeti olmayan bir varlk olarak gryorsunuz. Bu grsnz akla, gkten indirilen kitaplara, Rasllerin icm'na terstir. Byle sylemekle Allah'n ilmini, kudretini iradesini, iitmesini, grmesini, [221] (yani Allah'n kuds yaratklarna olan stnln, gkleri ve yeri alt gnde yarattn inkr edip buna da tevhid inanc diyorsunuz. Ta'tlin sfatlarnn selbetme, soyma) temeli ite budur.Akl sahipleri diyorlar ki: "Delil olarak kullandnz nokta delili de, sizin dayanaklarnza kardr. nk nokta, blnmez olmakla beraber o, blnebilir bir cisimde mahaldir; blnmez ey blnen bireye girmitir. Sonra ou kelamclarn basit cevher grleri de ileri srdnz bu temele aylandr. Kelamclar diyorlar ki: "Cevher, cisimde bir mahaldir. Ayrca o, cisimden mrekkeptir. Blnmez ey, blnen eye girmitir." Anlalan basit cevheri inkr etmedike, deliliniz yerine oturmayacak. Nokta, dz izginin sonunda, ucunda, yokluunda olan eydir, diyorsanz o zaman nokta da yoktur. Deliliniz bylece de rm olur. Yok noktann durumunu blnen dz izgiye girmi bir varlk olarak gryorsanz, heriki takdire gre deliliniz yine boa kar.Akl sahipleri yine diyorlar ki: "Bir tr olarak, bir ak olarak olmakszn ilmin mahallinde bir hal olmas niye mmkn olmasn? nk, hereyin mahalline girii kendine gredir; hayvann eve girmesi, bir giri trdr. Arazn cisme girmesi, bir giri trdr. Cismin araza girmesi, bir giri trdr. Ruhun bedene girmesi, bir giri trdr. limlerin, marifetlerin nefse girmesi de daha baka bir giri trdr.Yine diyorlar ki: Mesela "tek" vardr. Eer bu, cevher ise, basit bir cevherdir ki sizin delilinizi rtr. nk basit cevheri yok saymadka deliliniz yerini bulmaz. Yok eer "tek"den maksadnz araz ise, onun bir mahalli olmaldr. Eer mahalli, blnen ey ise, blnmeyen eyin blnen eyde bulunmas caizdir demektir ki bu da cevherdir. Yine deliliniz sakatlanr. "Tek" dta varl olmayan bir eydir diyorsanz, bu durumda blnmez bireyin varln kabul ediyorsunuz demektir. Btn bunlar, dta varl olmayan eylerdir. Bu takdirde varl olmayan ey diye grdnz Vcibu'l-Vucd belki mustahl'l-vucd (var olmas muhal) [222] Yine diyorlar ki: Nisbetler, arz izafetlerdir. stlk, altlk, sahiplik, sahip olunan gibi ksmlar yoktur. Mahallin blnmesiyle hl olmaldr. de blnseydi szkonusu nisbetlerin de blnmesi gerekirdi. Bu durumda ise stte bulunmak, altta bulunmak gibi nisbetlerin drde, sekize blnmesi gerek olurdu Akl bunu, asla kabul etmez.Yine diyorlar ki: Vehm ve fikr kuvveler, hocanz bni Sina'ya gre cismn kuvvelerdir. Bunlarn czleri, paralar olmaldr. Bu muhaldir. nk, kuvveler blnrse, paralarndan herbirinin kuvveye benzemesi gerekir. Bu durumda da para btne eit olur. Yok eer blnenler, btne eit olmazsa, bu durumda ise paralar btnden ayr eyler olur.Yine, u kimsenin dost, u kimsenin de dman olmas dnda vehmin hibir anlam yoktur. Dostluk ve dmanlk da blnmeyi kabul etmez.Yine diyorlar ki: Size gre varlk mahiyetlere eklenmi bir ziyadedir. Mahallin blnmesiyle hlin de blnmesi gerekseydi, mahallin blnmesiyle de bu var oluun da bozulmas gerekirdi. Bu izah, bireyin varln, mahiyetinden ayr klmaz.Yine diyorlar ki: "Saylarn tabiat, farkl mahiyetlerdir. On saysnn on olarak anlalmas, bir saysnn ve mahiyetinin anlalmasdr. Bu mahiyet, on saysn oluturan btn tek saylar iin ya arazdir ki bu muhaldir ya da mahiyet bu tek saylarn blnmesiyle blnmektedir ki bu da muhaldir. nk on saysnn varlnn on olarak anlalmas, blnmeyi kabul ettirmez. Evet, saynn on olmas deil de on says blnebilir. Diyorlar ki: "Grld gibi blnemeyenler, blnenlerden nce gelmitir."Yine diyorlar ki: "Daire, iz gibi kemiyetlere mahsus keyfiyetler, felsefecilere gre dairenin benzerinde var olan arazlardr. Eer bu araz ise, ya tamamyla kim olmaldr ya da paralarndan herbiriyle kim olmaldr ki bu muhaldiryahutta bu araz, paralarn blnmesiyle blnmeli, daire izgisini oluturan paralardan her birinin bu arazn da paralarndan olmaldr ki bu da muhaldir nk, daireyi oluturan para yine dairev ise, dairenin paras da daire olmaldr. Yoksa bu para dairev deilse, paralarn birlemesi halinde yeni bir ekil olumayacak dolaysyla daire elde edilemeyecektir. Eer paralarn birlemesinden yeni birey elde ediliyorsa, elde edilen yeni eyin blnebilir olmasyla o

ey yeniden blnecektir. Elde edilen ey blnmez ekilde ise bu durumda da hal blnebilirken mahal blnemez olacaktr.Ben derim ki; bu, onlar balamaz. nk yle demeleri daha doru olur. Mahalline uyarak hl blnr. Nitekim siyah ve beyaz gibi arazlar mahalliyle beraber kim olan arazlardr. Boy gibi blnmez arazlarn blnmesi ise czlerinin birlemesi artna bal olarak blnrler. O halde arta bal olarak blnenler, artn yok olmasyla yok olurlar.Yine diyorlar ki: Bu cisimler, zatlar tibariyle mmkn varlklardr. Mahiyetinden ayr bir ekilde cismin riz bir zelliidir bu. Madem ki mahallin blnmesi bunlarn da blnmesini gerektirmiyor, ileri srlen delil btldr demektir. Yok eer mahal blnebiliyorsa czlerin, btne eitlii ve teselsl gibi sakncalar aynen kalyor demektir.Ben derim ki; bu da onlar balamaz. nk mmknlk, varl ve yokluu kabul eden bir mmkne delalet etmemektedir. Bu kabul, cismin zatnn lazmlanndandr; onun arz bir zellii deildir. Ancak zihin, bu kabul, kiinin aklndan soyutlar; bylece de cismin mahiyete ynelik arazlar zihnin soyutlamas yoluyla var olur. [223] mahiyetlerde olduu gibi bir muhallik yoktur. nk, gerek tanmda gerekse gereklikte Cz'n, btne eit olmas iddiasnda ise dier basit cz btne msavidir. Su, toprak, hava misallerinde olduu gibi. yleyse cz'n btne msav olamamas, kemmiyet itibariyledir, yoksa hakikatin kendisi asndan deildir.Bu pheyi ortadan kaldrmak yle olur. lim, nefiste yer edinmi hal suretinde deildir. Yalnzca o grme misalinde de sylediimiz gibi ilimle malm arasnda bir nisbettir, izafettir. Grmek, bsira kuvvesinde kiinin gzne eit bir suretin uyumasndan ibaret deildir. Gren kii ile bsira kuvvesi arasnda bir nisbetin, zafetin olumas grmenin nedenidir. Konuyla ilgili ou endieleri, lime kuvvesinde, malumun suretinin uyumasna mebndir. Bir de buna blnemezin, blnrde blneceim syleyerek muhale gitmilerdir.Kll bigilerin mahalli, cisim yahut cismn olsayd, szkonusu bilgilerin de blnmesi gerekirdi. nk, blnen bireyde bulunan da blnendir. Bir farkla ki bunun cisim olduunu zikretmiyorlar. phesiz bu ncln delil olarak kullanlmas gariptir. nk ellerinde sadece bir iddia vardr. ddialar bedh de deil ki delile ihtiya duyulmasn. Bu, ilim, bilen kiinin nefsinde malmun mahiyetine msav bir suretin olumasndan ibaret birey-dir, anlayna mebnidir ki szn ettiimiz aklamalarn en sakat budur.Bu iddianz kabul etsek bile, zahir dier deliller sizin grnz rtmeye kfidir. nk, suret natka nefsin cevherinde bir hl ise, bu, szkonusu cz' nefiste yer edinmi dier arazlara yakn, czi nefiste yer edinmi cz' bir surettir demektir. Dier btn unsurlarla beraber bu sureti kabul edersek bu durumda bu, mcerret bir suret olmaz. Belki arazlara, dier unsurlara yakn bir suret olur ki btn durumlarda bu mmtendir.Eer derseniz, suretin kll olmasndan maksat, bundan dier unsurlar karp ona ne ise o odur ekliyle kllidir dememizdir. Cevabmz udur: Byle bir soyutlama caizse yle demek niin caiz olmasn; bu suret, cismn bir maddede, muayyen bir miktarda, muayyen bir btnlkte yer edinmesidir. Ancak suretten dier unsurlar soyup o ne ise o odur eklinde kabul ettiimizde bu, yaptmz szkonusu suret menzilesinde olur. O halde muayyenin karsndaki muayyen, o ne ise o odurdan kartlm mutlakn karsnda mutlaktr. Bu ise salam akllarn, doru terazisinin iaret ettii normalde yaplan eylerin kendisidir. Demek ki bu, endielerin en sakatdr. Kllileri delil gstermelerinin nedeni, alarnn bozulmas, akllarnn ve bak alarnn da karmasdr. nce harite varl olmayan kll eyleri soyutluyorlar, sonra da onlara varlklarla ilgili hkmleri vererek bu varln temeli, ls klyorlar.Eer onlar, malumlarn suretlerini soyutlayarak onlar kll sayyorlarsa biz de bu suretlerin mahallerini soyutlayarak onlar kll sayarz. Muayyen cziyi alrlarsa, onlarn mahalli de byledir. Anlalan o ki, kllinin kart kll, cz'nin kart da cz'dir.Diyoruz ki; zihinde kll varlk yoktur. Zihinde olun kllinin dier czlerine uygun muayyen, mahhas suretlerdir. Bu itibarla bunu kll diyorsanz lafzlara dalmann bir anlam yoktur. Her iki adan da bunlar kll ve czidirler. Fasl nc pheye Cevap: "Kll akl suretler mcerrettirler. Tecerrd sebebi ise sadece kllileri karan eydir. Yani akl kuvvedir." Bunun cevab udur: "Akl klli suretlerden kastnz nedir? Bununla malumun, bilen kiinin zatnda olumasn m kastediyorsunuz, yoksa ilmin, bilen kiinin zatnda olutuunu mu? Birinci eklin muhal olduu aktr. kinci ekil ise haktr; ancak bu size bir mana kazandrmaz. nk insan ahslan arasnda ortak olan kll eyler insanla ilgilidir; insan bilgiyle ilgili deildir. nsanln, harite bir varl yoktur. Harite varlk, yalnzca muayyen eylere mahsustur. lim maluma tbidir. Yani malum muayyen olduu gibi ilim de muayyendir; ama ilim malumun birok fertleri arasnda uygun bir surettir. Gerek zihinde, gerekse zihin dnda blnmez bir suret asla bulunmaz. Aklclardan biroklar burada nice hatalara dmlerdir. Hatalarnn saysn Allah'tan bakas bilmez. Nefiste var olduunu zannettikleri kll suret, ahsi arazlarla donanm ahsi surettir. Akl bu suretin cisim ve cismn olmayan bir cevherde yer edindiini farzet. Hibir zaman bu cevher arazlardan soyutlanm olamaz. "Suretin mcerred olmasndan maksadmz arazlara bakmakszn o ne ise o odur eklinde sadece zihinde dnmektir" diyorsanz deriz ki: O halde niin cismn bir mahalde bulunan suretin blnmesi caiz olmasn? Suretin mcerret olmas yalnzca arazlarna bakmakszn o naslsa o yledir diye dnmekle olur. Fasl Drdnc pheye Cevap: "Akl kuvveler, snrsz birok fiillere g getirebilirken cismn kuvvetlerden hibiri bunu baaramaz" phenizi kabul edemeyiz. nk asl kuvveler de snrsz fiillere g getiremez.Akl kuvveler, snrsz idrakler yapabilirler. drakler ise fiillerdir" iddianz, yanl iki nclden olumaktadr. nk akl kuvveler, fiilleri son derece idrak etse de neticede bu snrldr. Bir nefsin isterse bir milyon idraki ol9un, idrak hacmi snrldr. Kesinlikle bilinmektedir ki idrakler bilgiler srldr. Bu snn amak imknszdr. Nitekim Yce Allah: -Her bilenin [224] buyurarak, bilginin sonunda Yce Allah'ta, kendisinde bittiini belirtmitir. O Allah ki ondan baka bir ilah uze-finde daha iyi bilen vardr yoktur. O tektir. Snrsz bilgi Yce Allah'n zelliklerindendir. Bakalar O'na ortak olamaz.Akl kuvvelerin idraki bir snrda bitiyorsa bilgiyi arttrmak mmkn olmaz; bu durumda bireyin zat imkn snrlarndan kmas, deimesi gerekir" derseniz deriz ki: Aynen yle. Bu doru kabul ediliyorsa, cismn kuvvelerin de snrsz fiillere g getirebildii de kabul ediliyor demektir. Bylece phe ortadan kalkarak, sakatl meydana kyor.Yine grnze gre cismn kuvvetler olarak kabullendiiniz hayal, dnme, hatrlama kuvveleri de, snrsz hayallerin, hatrlamalarn gereklemesine g getirebilmektir.Akl kuvvelerin, snrsz fiillere g getireceini kabul etmiyoruz diyorsanz deriz ki: Muhalifleriniz, ayn eyi kile kuvvesi iin de sylemektedirler.kinci ncln yanllna gelince; idrak etmek bir fiil deildir. Dolaysyla fiillerin snrsz olmas bu fiillerin snrsz bir eklide idrak edileceini gerektirmez. Demitiniz ki akl cevher, malumun suretini kabul edebilir; o suretin oluturucusu deildir. Grnze gre bir ey hem yapan, hem de sureti kabul eden olamaz. Yine demitiniz ki, cisimler iin snrsz fiillerin olmas

mmtendir. Snrsz bilinmeyenlerin ilemlerin cisimde bulunmas ise mmten deildir. bni Sina konuyla ilgili phesini u sualle ortaya kor: [225] "Hernekadar felekle ilgili hareketler snrsz da olsa dorudan doruya felei harekete geiren felek nefis cismn bir kuvvet deil midir? [226] bni Sina buna yle cevap verir: "Her ne kadar felek nefis, cismn bir nefis olsa da bu kuvvetin kemle ulamas mfank akla baldr. te bu nedenle felek nefis, snrsz fiiller yapabilmektedir.Diyoruz ki: Grnz bu olunca yle demek niye caiz olmasn. "Natka nefis, kemale ular. Onun kuvvesi ise btn gleri elinde bulunduran yaratcsndan, meydana getiricisinden (Allah'tan) olamaz m? Bu durumda ise cismn olmakla beraber snrsz fiiillere g yetirmesi mmkn deil mi? Eer senin grn de bu ise Rasullerin ve akln bildirdiine uymu olup mslmanlar arasna katlm olup, saptm, tutuculardan ayrlm olursun. Fasl Beinci pheye Cevap; "kile kuvvesi, cismn bir alette bulunuyorsa daima bu aleti idrak etmi olmal ya da onu asla idrak edememeli." Bu gr-nzn yanll idrak, mdrike kuvvesinde, idrak eden kimseye msav bir suretin olumasndan ibarettir grnzdr. Bu iddianz kabul etsek bile, bir mana karm olamazsnz. nk idrakin olumas, surete baldr. O halde yle denmeli veya demeli: "Bu suretin olumasyla, idrak ayn eylerdir." Akl olan kimse de byle dememitir. yleyse kile kuvvesi, mu-ayyen bir cisimde bulunmaktadr. Sonra natka kuvvesi, uur ve idrk denen bir nisbetle kile kuvvesini aa karmakta; bu durumda ise kile kuvvesi szkonusu aleti idrak etmektedir. Bazan natka kuvvesi ile kile kuvvesi arasnda bir nisbet bulunmaz. Bu durumda ise kile kuvvesi aletten habersiz olur demek niye mmkn olmasn. Eer bu mmkn grlyorsa, phe temelden kalkm olur. Sonra diyoruz ki: "Bireyi aklettiimizde aklda bulunan suretin, her ynyle, btn ekilleriyle szkonusu ma'kle msavidir yahutta aralarnda hibir ekilde msavlik yoktur diyebiliyor musunuz? Akl olan kimse, birinci ekli syleyemez. Batl olduu ortada. O halde hibir ekilde akl ile makl arasnda msviliin olmamas, kalpte yahut dimada yeni ayr bir suret oluarak iki benzer suretin yahut dima gelmesini gerektirmez.Yine kile kuvvesi, kalp yahut dima cevherinde bulunmaktadr. Yeni suret de kile kuvvesinde bulunmaktadr. Dolaysyla iki suretten birinin mahalli kile kuvvesidir. Yine, mesela uzun bir mesafe, olduka uzak bir yeri grsek, bu gr, grlen eyin suretini bakan kimsenin gznde nrtesim olur mu olmaz m? Eer mrtesim olursa, iki benzer ey biraraya geliyor demektir. Grnze gre de, bsira kuvvesi cismndir; bulunduu bir yer vardr. Hacmi, miktar vardr. Grlen eyin hacmi ve miktar gzde oluuyorsa, birbirine benzer iki ey biraraya geliyor demektir. Siz bunu mmkn gryorsanz, ayn ey, bizim meselemiz iin de niin szkonusu olmasn? Yok eer, o eyin idrak edilmesi, kiinin gznde grlen eyin olumasna bal deilse, o zaman grnz batl olmaktadr. Velhasl, kalp ve diman idraki, kalp ve dima suretinin kile kuvvesinde olumasndan kaynaklanmaktadr.Yine: Akl kuvve, cisimde bulunmu olsayd, szkonusu cismi daima idrak etmesi gerekirdi. "Fakat kalp ve dimamz idrak etmemiz srekli deildir" grnz de byledir. Bu, "akl kuvve kalpte ve dimada bulunmaktadr" diyen kimseyi balar. "Akile kuvvesi, muayyen bir cisimde bulunmaktadr. O da bedenle ortak olan nefistir" diyeni balamaz. nk ikinci grn manas ayrdr. Yani yle demek istemektedir; "Nefis, muayyen bir cisimdir. nsan, daima kendinin muayyen bir cisim olduunu bilir. Gaflete dmedikten sonra bu aklndan hi kmaz." Grld gibi ileri srlen phe, her ynyle boa kmaktadr. Fasl Altnc pheye Cevap: "Her insan kendi nefsini idrk eder. drk, malumun mahiyetinin, bilen kiide belirmesinden ibarettir. Bu, yalnzca nefis bir mahalden uzak olduu zaman szkonusu dur... vd."Cevabmz udur: Bu phe, "lim, malma eit olan suretin, bilen kiinin nefsinde olumasndan ibarettir" grnden kaynaklanmaktadr. lim meselesini tartrken belirttiimiz gibi bu, birok ynlerden batldr. Bu kabul edilse bile szkonusu suretin, ilmin olumasnda art olmas gerekir. nk suret, ilmin bizzat kendisi olmaktadr.Ortaya atlan bu plere, nclleri bozuk da olsa, lafzlar yerli yerinde olmas da gerektii ekilde reddedilmilerdir. nk, elimize bir ta ya da bir odun paras alp "Bu, nefsiyle kim bir cevhedir. Zt, ztnda bulunmaktadr" dediimizde, bu cansz varlklarn da kendi zatlarn bilmi olmalar gerekir, demi oluruz.Ayn ekilde btn canllar, kendi zatlarn idrak ederler. Bireyin kendi zatn idrk etmesi, zatnn, mcerret bir cevher olmasn gerektirir. Bu durumda ise hayvanlara ait btn nefislerin, mcerret cevherler olmalar gerekir. Fakat siz, byle de demiyorsunuz. Fasl Yedinci pheye cevap: "Bir insan ierisi cva dolu bir deniz ya da yakuttan bir da dnebilir." Bu phe Eb'l-Berekat el-Badd'ye aittir. Bu phenin gerekte gevek bir gr olduu bilinmektedir. yle ki, bu ekil hayller, olmas mmkn ilerdir ve de nefsin mahalline uyaca biimde bunlar da ntk nefse uygundurlar. u da gerektir ki bu tr hayaller bizzat gerek hayaller deildir. Yalnzca zihin bunlar farzetmekte ve nefse bu uymamaktadr. nk haric bilgilerin suretleri nefse uygun olmazken gerekte yok olan hayaller nasl uygun olsun? Bu sama pheler yoklukla, izaf yokluun birbirinden ayrd edilmesine man olmaz. nk akl, duymamay, grmemeyi ve koklamamay bilir, ama bu szkonusu yoklarn varln gerektirmez. Belki imknsz birtakm yokluk trlerini farkeder. Sonra deriz ki: "Her ynyle cisimlik ve miktar llerinden uzak bir hususta mesela, bir kimse ekil ve miktar llerinin hululn dnebiliyorsa, kk bir cisme byk miktar, byk ekil giydirerek onda ilmin husuln dnemez mi? Yine btn ynlerden bu dncelerin nefse uygunsuzluu, mcerred cevhere ekil ve suretin girmesine engel olmuyorsa, kk cisim iin byk ekillerin nefis mahalline uymamas ve kk mahalle byk suretin girmesine engel olmamas daha normaldir.Yine, sizden ncekiler, mcerred cevhere girmi suretin, nefse uygun olmasnn muhal olduuna deliller getirerek, bir takm iddialar ortaya atmlardr. Fasl Sekizinci pheye cevap: "Akl kuvvet, cisman olsayd, yalandka zayflamas gerekirdi. Ama durum byle deil." Buna verilebilecek cevabmz birka ynldr.Birincisi: u sz niin dorudur? Akl kuvvelerin kemli iin, bir miktar beden salna ihtiya vardr. Salkl bedenin olgunlamas hali akl kuvvelerin olgunlamasnda bir mana ifade etmez. Beden salnn, akl kuvvelerin kemline tesir ettii dnlrse: "htiya duyulan bu beden sal yalln sonuna kadar devam eder. Akl da bylece kalr* demek de mmkndr.kincisi: Yal kimsenin shhat

annda akl idraklerinin devam etmesi-aklnn, en son tl kalan baz uzuvlarna girerek bak kalmas; bu son uzuvlar da bozulunca, hem aklnn hem de idrakinin bzlm olmas belki mm* kndr.ncs: Birtakm mizalarn baz kuvvelere daha uygun olmas mmkndr. Belki de yallk durumu akl kuvvelere daha uygundur. Bu nedenle akl kuvveler yallk annda kuvvetlenir.Drdncs: Miza, son derece kuvvetli ve iddetli olunca, buna bal olarak dier kuvveler de kuvvetlidir. Dolaysyla ehvan ve gadab kuvveler olduka kuvvetlidir. Bu tr kuvvelerin gc, akln olgunlamasna engeldir. Yallk ve gszlk basnca da akln olgunlamasna engel olan bu kuvvelerde de bir gszlk bagsterir. Buna bal olarak akl da zayflar. Ancak aklda oluan bu gszlk, kendi gibi olan dier kuvvelere de geerek her iki tarafta grlen kusur, zamanla itidali oluturur.Beincisi: Yal bir kimse, eitli ilimleri renerek, birok eyleri tecrbe edip onlarla uraarak, gzden geirerek tecrbesini artrr. Dnce ve fikrinin eitli ekillerinde bu hallerin olumas, bedeninde ve kuvvelerinde (yalanmakla) oluacak gszlk nedeniyle, zamanla noksanlamak eklinde grlecektir.Altncs: Kazanlm melekelerle oluacak birok fiillerde grlen art, bedenin gszlemesiyle beraber, szkonusu noksanl gerektirecektir.Yedincisi: Sahihl-Buhar'de Raslullah'tan yle bir hadis rivayet edilir: [227] Hrs ve emel cismn kuvvetler, hayal zellikler olmakla "demolu iki eyle yalanr, onlarla genleir. Onlar: Hrs ve tl-i emeldir. beraber kaiste belirtilen husus gerektir, mahede edilmitir. Sonra bedendeki gszlk hadiste belirtilen iki sfatnda gszletirmesini gerektirmez, pemek ki bedenin bozulup zayflamas, beden sfatlarn, zelliklerin de zayflamasn gerektirmez.Sekizincisi: ou yallar, mrlerinin sonuna yaklatklarnda buna-dklann ve akllarnn ileyemez hale geldiini gryoruz. Bu durumu Yce Allah (cc) yle belirtir: [228] mrnn en kt zamannda yal "Biraz bilgiden sonra hibirey bilemez hale gelsin diye, bazlarnz en kt mre itilir (yani ihtiyarla). ocuk gibi ya da kt halde bulunur. Bunama hali grlmeyen asllarda ise kt mr an yok demektir.Dokuzuncusu: Beden kuvvetle nefis kuvvesi arasnda, beden gszlk ile nefsi gszlk arasnda bir balant yoktur. Baz insanlar vardr ki bedenleri gl, nefisleri zayf olduu halde korkak ve zayf olurlar. Bazlar ise bnyeleri zayf, nefisleri gl olur. Bnyelerinin zayflna ramen cesur ve atlmc olurlar.Onuncusu: Btn syledikleriniz kabul edilse bile bu, nefsin mcerred bir cevher olup lemin ne dnda, ne de iinde, ne bedende ne de bedenin dnda olmadna delalet eder. nk eer ki nefis, arzda bulunan cisimlerden farkl olarak semavi, parlak saf bir cisim ise, yerde bulunan cisimlerin bozulup dald gibi nefsin bozulmamas, deiip solmamas gerekir. Dolaysyla bedende grlen solma ve dalma bunlarn nefis cevheri iin de geerli olduunu gerektirmez. Fasl Dokuzuncu pheye cevap: "Akl kuvve, fiillerinde cisme muhta deildir. Fiilerinde cisme muhta olmayan ey, zatnda da ona muhta deildir demektir." Cevabmz udur: "Bir hkmn cismn kuvvette bulunmas buna benzer hkmn btn cismn kuvvetlerde de olmasn gerektirmez." Sizin yaptnz mcerred iddia, fasit kyastr.Suretler ve arazlar, mahallerine muhtatrlar. Mahalle olan bu gereksinim srf zatlar asndan deildir. Sz edilen hkm mstakil olarak almas, zatlarnn da mahalden mstani olmasn gerektirmez. Herhangi bir hkm bireyin tek bana alyor olmas, zat iin de mahalden mstani olmasn zorunlu klmaz. Allah en iyisini bilir. Fasl Onuncu pheye cevap: Cismn kuvvetler inlerinin okluu karsnda yorulur, gszleirken sonra yeniden gcn kazanamaz." Cevap udur Hayal kuvveler cismndir. Hayal kuvveler, kk eyleri hayal edebildii gibi byk eyleri de hayal edebilir. Mesela, gnei ve ay hayal ettiinde kk bir me'aleyi de hayal eder. Yine byk eyleri grmek basit eyleri grmeye engeldir. yle deriz-"Yce byk akllar, kk basit makula akledemez. nk yer ve gklerin Rabbi'ni, isimlerini ve sfatlarn derinlemesine kavramaya alan kimse tefekkr annda basit (blnemez) cevherin ve hakikatinin varl aklna bile gelmez. Fasl Onbirinci pheye cevap: "Siyah, beyazn zdddr dediimizde, siyah ve beyaz kavramlarnn ikisinin birden zihinde hazr olmas gerekir. ki zddm bir arada bulunmasnn muhal olduu ise bedihdir."yle cevap veririz: "Mesela bir kimse bir eyi idrak ettiinde, idrak edenin zatnda, idrak edilenin suretinde msav bir suret oluur, dncesine dayanmaktadr bu phe. Bu ve aynada grlen suretin bir benzerinin de bakann zatnda olumasyla ilgili delilleriniz batldr. ou felsefecilerin, aklclarn dedii gibi hibir zaman ayna, eyann kalbn almamaktadr. Birok ynden aynann, eya kalbn almas iddias batldr. Diyoriz ki: "Siyah ve beyaz alglandnda nefiste beliren ey, onlarn resimleridir, misalleridir, gerekleri deildir diyorsanz, bu eyalara ait resimler, niin cismn maddelerde de olumamaktadr? Fasl Onikinci pheye cevap: "drak mahalleri cisim ve her cisim de blnr olsayd, cisme ait baz uzuvlar bireyi bilirken dier bazsnn bilmemesi mmkn olurdu; ve de bir anda kii bireyi hem biliyor hem de bilmiyor olurdu." Cevabmz yledir: "Bu phe, prensiplerinize aykrdr. Size gre ehvet, gadap ve hayal etme, cismn hallerdir, mahalleri de blnebilmektedir. Buna gre nefsin bir tarafinda ehvet ve gadabn, dier tarafnda ise bunlarn ztlannn bulunmasn kabul etmeniz gerekmektedir. Yani nefis, bireyi ayn anda hem arzulamal, hem de ondan nefret etmeli, ayn anda ona hem gadaplanmah hem de gadaplanmamal. Fasl nnc pheye cevap: "Cismn maddede birtakm iler olutuu zaman, benzer izlerin de yine orada olumas imknszdr. Beer ruhlar ise byle deildir.Cevabmz udur- "Kapsaml olmayan sekin bir kyas bile buna cevap olabilir. Bu dnce yakni brak zann bir bilgi bile vermez. nk akl izler denen ey, ilimler ve draklerdir. Cismn izler ise ekiller ve suretlerdir. limlerin gereinin, suret ve ekillere aykr olacanda phe yok. Herhangi bir mahiyette bir hkmn bulunmas, ayn hkmn farkl bir mahiyet trnde de olmasn gerektirmez. Fasl

ndrdnc pheye cevap: "Nefis cisim olmu olsayd, kiinin ayan oynatmasyla, ayan oynatma iradesi arasnda bir miktar zaman olurdu..Cevabmz udur: Cesetle birlikte nefsin durumu vardr. Nefis ya elbise gibi dtan bedeni tamamen sarmtr; ya kalp ve dima gibi bedenin bir tarafindadr ya da bedenin btn uzuvlarnda dolamaktadr. Bu takdire gre de insann bireyi oynatmay murad etmesiyle, o eyi oynatmas arasnda zaman fark yoktur. Mesel gz, grd eyi hemen alglar. Kulak, burun ve dil de byledir. Bir uzvun kesilmesiyle, o uzuvda bulunan nefis, gerek bedenin iinde olsun gerekse dnda olsun uzuvla beraber kesilmez. zellii kaybolan uzuvdan derhal kar, o uzvu terkeder. Nefsin, kesilen uzuvdan ayrlmas, ierisine su doldurulan kaptan havann ayrlmas gibidir. Nefis, bedenin herhangi bir yerinde duruyorsa bu, kesilen uzuvla beraber nefsin de kacan gerektirmez. Yok eer nefis, bedeni dtan sarm ise, o eyi oynatma iradesi ile oynatma fiili arasnda bir miktar zaman olmas gerekmez. Tam aksine, demire temas etmeyen mknatsn yapt gibi derhal o eyi oynatr, hareket ettirir.Diyoruz ki: "Hareket iradesiyle, hareket arasndaki zaman gereklilii samalnz biaynihi sizin iin vakdir. nk size gre nefis ne bedene bitiiktir ne bedenden ayrdr; ne bedenin iindedir ne de bedenden ayrdr. te dncenizin neticesi. Fasl Onbeinci pheye cevap: "Nefis cisim olmu olsayd, blnr olmas ve ksmlarndan biri bilinirken, dierinin bilinmemesi gerekirdi ki bu durumda insan bir ksm nefsini bilirken dier ksmm bilemezdi.Cevap u: Bu phe, istisna ve telazm iki nclden olumaktadr. Her iki nclde ya da birinde bir engel vardr. Nefis cisimse, bir ksmm bilmesi, dier ksmn ise bilmemesi mmkn olurdu hkmn kabul edemeyiz. nk nefis basit blnmez varlktr; ne szkonusu unsurlardan ne de farkl paralardan olumutur ki kendini anladnda kendinden habersiz olsun. Telazm bu ncl netice vermez.stisna ncle gelince; nefsin bir ksmndan habersizken dier ksmm bilmesi mmkn deildir, grn de kabul etmeyiz. Delil getirmek yle dursun, bu grn tutarszlna dair bir phe bile zikretmemilerdir. nsann, bazen eitli ynlerden nefsini tanrken birok ynlerden tanmad olur. Nefsi tanma, insanlarda farkldr. Bazlar nefsini bakalarna oranla ok daha fazla [229] tanyabilir. Yce Allah (cc) yle buyuruyor: "Allah' unutanlar gibi olmayn. Onlar Allah' unuttular, Allah da onlara nefislerini unutturdu. Her ynyle deil de baz ynlerden zellikle nefsin olgunlamas mashalat ve saadeti konusunda onlar nefislerini unuttular. ehvet, haz ve irade ynyle nefislerini unutmam olsalar bile, Allah (cc), yapmalar, elde etmeleri gereken nefislerinin maslahatlarn; saknmas, uzak durmas gereken ayplar, kusurlar; Allah' tammas, bilmesi iin yaratlan olgunluu onlara unutturmutur. Bu ynlerden onlar, her ne kadar nefisle ilgili baz hususlar bilseler de nefislerinin gereklerinden habersizdirler. Fasl Onaltnc pheye cevap: "Nefis cisim olsayd, bedene girdiinde bedenin arlamas gerekirdi. Bedene birey girdiinde yahut yklendiinde arlamas onun tabiatmdandr.Bu, olduka ar bir phedir. Gerekesi ise daha ardr. zerine konan eyle arlamak btn cisimlere ait bir zellik deildir. Odunu ele alalm. zerine ate atlnca hafifler. Mesela, bir kap ierisine hava girince hafifler. yleyse sz edilen zellik, tabiatnda merkezi, ortas bulunan ar cisimlere mahsustur. Hareketi dokunmaya mahsustur. Yksee tab olarak cisimler iin bu szkonusu deildir. Belki ar bu cisimler iin durum tm aksinedir. Hatta bu tr cisimlere birey ilave edilince hafifler. Bu manada airin biri der ki Bo olarak gelen cam ieler olduka ard. erisine hava dolunca ha-fifleti. yle ki iindeki havaile uacakt. Ayn ekilde cisimler de ruhlarn girmesiyle hafifler." Fasl Onyedinci pheye cevap; "Nefis cisim olsayd, dier cisimlerde bulunan hafiflik-arlk, scaklk-soukluk, yallk-kuruluk, yumuaklk-sertlik gibi zelliklerin nefiste de bulunmas gerekirdi." Bu, fasit bir phe, sama bir delildir. nk, cisimlerde bulunan btn keyfiyyet ve zelliklerin nefiste de bulunmas icap etmez. Yce Allah (cc) cisimlere ayr ayr zellikler, keyfiyetler, tabiatlar vermitir. Bazlar gzle grlr, elle hissedilir. Bazlar ne grlr ne de elle hissedilir. Bazlar renklidir; bazlar renksizdir. Bazlar scakl, soukluu eker; bazlar ekmez. Nefsin de kendine mahsus, bedende de bulunmayan birtakm zellikleri vardr. Kendine gre nefsin de hafiflii, arl, scakl, soukluu, yal ve yumuakl vardr. Zayf bnyeli, olduka ar insanlar; bnyesi kaba olduka hafif insanlar ve rahat yunuak nefisle, sert tabiatl ya nefisler grebilirsin. Bazlarnda selm bir his bulunur. Kokmu le gibi baz nefislerin kokusunu alr. Bazlarnn kokusu ise miskten daha ho [230] Yolda hissedilen olur. Rasulullah (SAV) bir yoldan getii zaman, o yolda Rasulullah'm (SAV) kokusu hissedilir; yoldan getii bilinirdi. koku, Rasulullah'm nefsinin kalbinin kokusudur. Teri ise herey-den daha gzel kokard. Tkrkteki koku, nefsindeki, bedenindeki gzel kokuya [231] Beeriyyetin en hayrls Rasulullah (SAV), bedenden ayrlrken ruhtan ya yeryznde bulunan misk gibi en gzel kokunun ktn baldr. ya da yeryznde bulunan le gibi kokan en kt kokunun ktn haber vermitir." Bu kokulan bastran nezle hastal olmasayd ou insan bu kokular alrd. Biroklar buna dikkat ekmitir. Ancak, doru ve dorulanm birinin (Rasulullah'm (SAV) haberi, bu konuda yeterlidir. Yine Rasulullah (SAV), M'minlerin ruhlarnn beyaz, kfirlerin ruhlarnn ise siyah olduunu belirtmitir. Bilcmle, nefislere ait keyfiyetler, cahillerden bakasnn inkr edemeyecei lde aktadr, ortadadr. Fasl Onsekizinci pheye cevap; "Nefis cisim olsayd, btn hislerin ya da birka hissin altnda olmas gerekirdi..." Bunun cevab udur: Byle bir luzumluluk yoktur. nd delil getirmek bir tarafa, bu phe bile deildir. Ayrca lazm nefyeden eyi de yok etmelidir. nk ruh hislerle alglanr, grlr; ruhtan yaylan gzel ya da kt koku koklamr. Feyezan halindeki ruhlar da byledir, ama biz onu gremeyiz.Rasulullah' dorulayan bir kimsenin bu delille hccet getirmesi mmkn deildir. nk melek, cin ve eytanlar da latf cisimlerdir, his organlarnca alglanamaz. Alglanmada, cisimler arasnda ok fark vardr. Baz cisimler birok hislerle alglanr. Bazlar, birka hisle, bazlar ise yalnzca bir hisle alglanr. Bazlarn da muayyen durumlarda alglanmaya msait bir ekilde yaratlmadndan yahut alglamay engelleyen bireyden dolay yahutta alglama nilerimizde o ey latif olarak bulunduundan dolay bazan alg-layabilsek bile ou kez alglayamayz.

Hava ve ate gibi gzle alglanama-yan cisimlerin unsurunda renk yoktur; ate, ta paras ve cam gibi burnumuzla koklayamadmz cisimlerde koku yoktur; sakin hava gibi dokunmakla alglayamadnz cisimlerde de alglanacak ey yoktur, diyemeyiz.Ayn ekilde ruh da aletleri vastas ile his organlar tarafndan alglanabilir. Nefis, hissedilen olmayp hisseden alglayandr. Cisimler ve arazlar hissedilen varlklardr. Bunlar hissedense nefistir. Cisimler, peinden gelen kendine ait arazlar kabul ettii gibi nefis de iyilik ve ktlk gibi peinden gelen arazlar kabul eder. Nefis, bedeni iradesine bal hareketiyle zorla hareket ettirir. Bedene etki eder. Bu sayede beden ac eker-haz duyar, sevi-nir-zlr, raz olurkzar, nimet grr-mahrum olur, sever-kt grr, ha-trlar-unutur, yukar kar-aa iner ve tanr-tanmaz. Allah'n (cc) fiilleri, varlna, kemaline delalet ettii gibi nefsin bu filleri de kendi varlna dela-te eder. nk eserin, messire delaleti zorunludur.Nefislerin zellikle bedeni iliki ve mnasebetlerden uzak olduunda birbirlerine olan tesirini, doru his sahibi, salam akll kimse inkr edemez. nk nefsn kuvveler, bata bedene kar kp iffet, ecaat, adalet ve cmertlik gibi erdemleri tadnda srekli artar oalr. Kt ahlaktan, nezletlerden ve alaklklardan uzaklaarak artn devam ettirir. nk nefsin lemdeki etkisi, bedenin ve bedene bal arazlarn yapamayaca lde kuvvetlidir. Byk taa nefis baktnda onu ikiye ayrr. Csseli bir hayvana baktnda onu telef eder; bir nimete nazar ettiinde ise onu yok eder. Farkl milletlere, dinlere mensup birok insan bunu mahede etmitir. sabetul'1-ayn diye buna denir. Meydana gelen bu tesiri gze nisbet etmektedirler. Oysa ki gerekte bu tesir, alaklk ve ycelik keyfiyetine sahip nefisten kaynaklanmaktadr. Nazar demesi bazan bir vasta olur; bazan da vastasz olur. Uzaktan bir keyfiyyet ona gsterilir, nefis de keyfiyyeti zerine alarak o eyi ifsad eder.Nefsin, karsna ald cisimlerde gcn uygulayarak sarlk, krmzlk ve parldamak gibi zellikler oluturduu bilinmektedir. Bu gibi nefsan etkiler, beden ve arazlarndan ayr tesirlerdir. nk beden karsna ald ve dokunduu cisimlerden bakasna tesir edemez. Ettii ise muayyen llerdedir. ou milletler, lemde faal glerin tesirini grmekte; nefisten yardm umarak bu tesirlerin etkisinden korunmaktadr. Rasulullah (SAV) gz deen kimsenin, uyluk [232] kullanlan bu suyu isabetlayna maruz kalan eye dkmesini emretmitir. Dklen bu su, altlarn ve orada bulunan pisliklerini ykamasn, tesirin yok olmasna sebeptir. Dklen suyla sz edilen tesirin yok olmas Allah'n (cc) hikmeti gereidir. nk emmare nefsin, bu gibi yerlerle ilikisi, dostluu vardr. Bedenden ayrlan kt ruhlar, birbiriyle mnasebet kurmak iin ou kez bu gibi yerlerde buluarak yardmlarlar. Etki altndaki eyaya su dklnce, kzgn demiri suyun sndrd gibi bu eyadaki atelilik de sner. Bu su, nazar deen insana dklnce de, gz deen kimsenin bu kimsedeki atelilii sner. Ta-bibler, elemler ve aclan yok etmek iin demirin sndrld bu suyun bilindiini belirtmilerdir. nsanlar, uyku annda bedenden soyutlanan ruhlarn birbirinden acaip haller meydana getirdiklerini mahede etmilerdir. Yukarda bu ryalardan bazlarna iare etmitik. Ruhlar lemi, bedenler leminden, hkmlerinden olduka byk farkl bir lemdir. Etkileri de yine bedenlerin tesirlerinden daha gldr. Denebilir ki lemde grlen isnni btn etkiler, beden vastasyla yalnzca nefislerin etkileridir. Fiilde nefis ve beden ortak davrandklar gibi tesir etmede, etkide de birbiriyle yardmlarlar. Bedenin katks olmakszn nefse mahsus tesirler varken, nefsin katks olmayan, bedene ait tesirler yoktur. Fasl Ondokuzuncu pheye cevap: "Nefis cisim olsayd, boyu, eni, derinlii, ekli ve taban olmalyd. Bu zellikler sadece maddelere mahsustur..."yle cevap veririz: Bu zelliklerin ancak cisimlere mahsus oluunu kabul ediyoruz. Diyoruz ki: Nefsin maddesi varken, muayyen bir ekilde surette ondan yaratlmken sonra maddesine ne oldu?Diyorsunuz ki: Nefsin maddesi yine nefis ise, iki nefis bir araya gelmi demektir. Yok, maddesi nefisten ayr bir ey ise beden ve suretten mrekkeptir, demektir.Biz de diyoruz ki: Nefsin maddesi, nefis olamaz. Nitekim, insann maddesi insan, cinnin maddesi cin ve hayvann maddesi de hayvan deildir.Bu durumda nefsin, beden ve suretten olumas gerekirdi, grnz yanl bir ncldr. Tam aksine bu, muayyen bir sureti bulunan maddeden, nefsin yaratldn gsterir. Yani nefsin durumu herhalkrda ayndr. Zanni ya da kesin delil getirmek tesinde, phelerinin batllmdan hi sz etmemilerdir. Fasl Yirminci pheye cevap: "Blnmek, cismin bir zelliidir. Blnen kk para, byk para gibi deildir. Nefis, blnebiliyorsa, blnen her bir para ya yine nefis olmaldr ki bu durumda bir insanda birok nefislerin bulunmas gerekirdi ya da blnen bu paralar nefis deildir ki bu durum, da paralarn oluturduu btn de nefis deildir."Cevabmz udur: Bundan maksadnz, harite btn cisimlerin blne-bilecei ise bu aka yalandr. nk gne, ay ve yldzlar sz edilen blnmeye msait deildir. Dolaysyla her cismin harite blnebilecei, paralanabilecei sylenemez. Ancak basit cevheri inkr edenler iin nefis bl-nebilmektedir. Basit cevheri kabul edenler, nefsi, mtehayyz saydklarndan dolay onda blnme yoktur. Nefsin blnmesini varsaysak bile bunu gerektiren ey nedir?"Nefisten ayrlan btn czler, yine nefis olsayd bir insanda oka nefislerin birlemesi gerekirdi" grnze cevabmz udur: "Bu, nefsin bilfiil czlere ayrlmas halinde szkonusudur. Bu ise muhaldir."Nefsin herbir cz', nefis deilse, nefislerin toplam da nefis olmaz" grnz, yalan ve uyumsuz bir ncldr. Nice mahiyetler vardr ki, czlerinin birlemesi halinde bir hkme maruz kalr. Ev, insan ve on saylarnn mahiyetleri, czlerin toplanmas neticesinde olumutur. Fasl Yirmibirinci pheye cevap: "Cisim, varlnda, bekasnda ve korunmasnda baka bir cisme muhtatr. htiya, zincirleme srp gider.Cevabmz udur: Bedenin, kendini koruyacak nefse muhta olmas, nefsin de kendisini koruyacak baka bir nefse muhta olmasn gerektirir. Ancak bu, sakatl ortada, deersiz basit bir kyasa dayanlarak m elde edilmitir? nk her cisim, kendisini koruyacak nefse muhta deildir. Madenler, hava, su, ate, toprak ve dier cansz cisimler byledir. Ancak bunlar, nefsin aksine ntk canl varlklar deillerdir. Nefis ise ntk ve canldr, derseniz, deriz ki: "O halde delil ayn halde durmakta. Yani, canl, ntk her cisim, kyamnda ve korunmasnda dier bir nefse muhtatr. Ancak bunlar, mcerred davalardr ve sakattr.Ayn ekilde cin ve melekler, canl ve ntk olmalarna ramen, var olularnda dier nefislere muhta deillerdirler.Cin ve melekler konusundaki tartmamza gelince, onlar mtehayyz cisimler deildirler, derseniz, deriz ki: "Biz, Allah'a, Rasulne, Kitaplarna ve meleklerine inanan insanlarla tartr, konuuruz. Bunlara inanmayanlarla nefis konusunda tartmak bounadr. nk byle bir kimse, nefsi yaratana, icat edene kfretmekte; meleklere ve RasuUerin getirdiklerine kar kmaktadr. Ayrca iman delili ile ortada olan eyi, terketmektedir. nk, lemde grlen cin ve meleklerin tesirleri, Allah'n izniyle olmaktadr. Bizzat bu tesirler mevcuttur. Beeri

kuvvetler, bu tr tesirlere g yetiremezler. Fasl Yirmiikinci pheye cevap: "Nefis cisim ise, nefsin bedene ittisali ya kar-gjjkl birbirine girmek eklindedir ki bu durumda cisimlerin birbirine girmesi sozkonudur ya da ona yaknlamak, yapmak eklindedir ki, bir insann, yapk iki cismi bulunmakta, bunlardan biri grnrken dieri grnmemektedir.Birka ynden cevaplarz:Birincisi: Cisimlerin birbirine girmesi. Ayn yerde bulunan iki youn cismin, birbirine girmesi muhaldir. Ancak latif bir cismin, youn olan bir cisme girmesi muhal grlmez.kincisi: Birok ynlerden bu gr batldr. Mesela suyun ud ve buluta girmesi; atein demire, alman besinin vcudun her tarafna dalmas, sara-h birine cirmin musallat olmas gibi. Ruh, latif bir varlk olduundan bedenle kenetlenip, btn uzuvlara dalmas zor deildir.ncs: Nefsin yeri bedendir. Bedenin yeri ise, ayrld mekandr. Bu ise imkansz bir girme deildir. Nefis, bedeni bolaynca, yeri, baka bir yer olur. Bu durumda nefis ve beden birbirine girimez. Tam aksine her biri iin muayyen yerler olur. Bilcmle ruhun bedene girmesi, suyun topraa, yan da bedene girmesinden daha latiftir. Sakat bu gibi pheler, vahiy ve akl delillerin aklad eylere kar duramaz. Baar Allah'tandr. YRMNC MESELE Ruh Ve Nefis Ayn eyler Mi, Yoksa Birbirinden Farkl eyler Mi? eitli grler ileri srlmtr.Cumhur alimlere gre ruh ve nefis ayn eylerdir.Bazlarna gre ise birbirinden farkl eylerdir. Allah (cc) izin verirse, bu konuyu iyice aalm. Nefis ismi, u eylere verilir.Nefis, ruha denir. Cevheri der ki: "Ruh, nefistir. Arap dilinde len biri iin "haracet nefsh" yani can kt denir. Bu manada Eb Harra:Nefis avurdunda iken sa salim kurtuldu. Kl kn ve rtsnden bakas kurtulmad." Klcn kn ve rts, nefis ve kandr. Arap dilinde "slet nefsh" (nefsi, can akt) denir. Bir hadiste de "Akc nefsi olmayan bir hayvan, suda lrse, suyu pis etmez." (Hadiste geen nefis, cesettir.) ir de: Temimoullannn ocuklarn gz deen kimsenin kanna bulatrdklarn hay kryorum." iirde geen "tmr" lafz kan; "nefs" lafz ise gz manasna gelir.Ben derim ki: iirde geen "nefs" kelimesi gerekte ruh manasnadr. "Nefis" lafznn gze izafe edilmesi manay zenginletirmek iindir. nk nefis, gz deen kimsenin bak vastasyla olumaktadr. Kiiye deen ey ise gz deen kimsenin nefsidir.Ben derim ki: "Kur'an- Kerim'de nefs, tamamen zat manasna kullanlmtr. [234] [233] O gn her nefis, kende nefsiyle mcadele ederek gelir Mesela: "(Eve girdiiniz zaman) nefislerinize (sizden olan ev halkna selam verin [235] ve: "Her nefis, kazand ile rehin alnmtr . Baz yetlerde ise yalnzca ruh manasnadr. Mesela: "Ey mutmain olan nefis [236] [237] [238] (ruh)" Nefislerinizi (ruhlarnz) karn Allah, nefse (ruha), hevasma uymay yasaklad" ve: "phesiz nefis (ruh) ktl [239] emreder. Ruh lafz ise ne tek bana bedene, ne de nefisle beraber bedene isim olarak verilebilir. Allah'n (cc) Rasulne vahyettii eye ruh da [240] denir. Mesela; "Ayn ekilde, emrimizle sana ruh (Kur'n, yetler) vahyettik1 buyurul-maktadr.Dier peygamber ve rasullere gnderilen vahye de ruh denir. Mesela-"Yce Allah, emrinden olan ruhu (vahyi) kullarndan dilediine indirir ki buluma gnne kar onunla insanlar [241] ve: "Melekleri, kullarndan dilediine, emrinden olan ruh (vahiy) ile indirir. nsanlar, benden baka ilah yoktur, benden korkun diye uyarsn [242] uyarrm. Gzel hayat bununla (vahiyle) salandndan dolay, buna ruh denmitir. Vahiy gelmeden, hayatn insana hibir faydas olmaz. Belki behm hayvann hayat bu durumda daha hayrl, neticesi daha gvenli olur.Bedene hayat vermesi, ruh diye anlmasna neden olmutur. Tabiatta canll oluturan rzgra da ruh denir. Ruh kelimesinin ikinci harfi "vay" iledir. oulu "ervh"tr. ir der ki:Ruhlar (rzgrlar) vatannzdan uzaklanca, cierlerimde souk akntlar hissederim."Ayrca ruh, rahatlk ve istirahat lafzlar da vardr. Canlln kayna olan nefse de ruh denmitir. Nefs lafz ise bireyin ya erefinden, nefisliin-den dolay kullanlr, yahutta vcuda alnp verilen teneffs manasndan dolay kullanlr. Nefs ise uyku halinde bedenden kan, uyannca bedene giren eydir. lm annda ise nefes bedenden tamamen ayrlr. Topraa gmldnde bedene tekrar dner. Sorgulandktan sonra tekrar kar. Dirili gnnde ise bedene tekrar dner.Nefis ile ruh arasndaki fark, zatla ilgili olmayp yalnzca sfatlar asndandr. Kana da nefis denir. nk,bedenden kan kmas sonucu lm meydana gelir. Yani kann kmas nefsin kmasn gerektirir. Hayat ancak kan sayesinde vardr. Nitekim nefis olmadan hayat dnlemez. Bundan dolay air:"Nefislerimiz (kanlarmz) mzraklarn ucundan akar. Mzraklarn ucu dnda akacak kanmz yoktur."Arap dilinde "fzat nefst, haracet nefsuh, frakat nefsh" yani, "Nefsi alnd, nefsi kt, nefsi ayrld" denir. Buna benzer bir kullanm da "harecat ruhuh ve frakaf yani "ruhu kt, ayrld" eklinde grlmektedir. Feyz, sratli bir ekilde bir anda almaktr. "Efza" ise ihtiyariyle, istei ile vermek manasnadr. "Faza" lafz ise zorla almak demektir. lm annda nefsi alan Allah (cc)dr. Biz de O'na nefsimizi seve seve veririz. Fasl Bir ksm hadisiler, fikhlar ve tasavvuflar da diyorlar ki: "Ruh, nefis deildir." Mktil b. Sleyman da: "Bir insann hayat, ruhu ve nefsi vardr, {i uyuduu zaman, kendisiyle eyay kavrad nefsi kar, ama bedenden tamamen kopmaz. Bedenden k, bedene bal k saan bir ipin kmas gibidir. Ryay bedeninden ayrlan nefsiyle grr. Bu anda cesette ruh ve hayat bulunmaktadr. Bedeninde bulunan ruhuyla, hayatyla nefes alp verir. Vcudunu oynatt an, derhal nefesi bedenine dner. Yce Allah (cc) o kimsenin lmn istemise, bedenden ayrlan bu nefisi tutar. Muktil b. Sleyman devamnda diyor ki: "Kii uyuyunca, nefsi ykseklere kar. Rya grrken bedenine dner. Ruhla bilgi al-veriinde bulunurlar. Kiinin ryasnda grdkleri eyleri bilmesi, hatrlamas bu durumda mmkndr.Eb Abdullah b. Mendeh: "Sonra alimler, ruh ve nefsin ne olduu konusunda farkl grler ileri srmlerdir. Bazlar nefsin ateli amurdan; ruhun ise ruhan nurdan ibaret olduunu [243] Nakilciler ise: "Ruh nefis, nefis belirtmitir."Bazlar da: "Ruh, ilah bir varlktr. Nefis ise insan bir varlktr. nsanlar nefisleriyle denenirler. de ruh deildir. Nefsin kyam ruha baldr. Nefis, kulun suretidir. Nefis hamuruna, heva, ehvet ve ktle meyil karmtr. demoluna nefsinden daha dman birey yoktur. Nefis dnyadan bakasn istemez. Dnya da yalnzca nefsi arzular. Ruh ise ahireti ister, onu tercih eder.

Heva nefse tabidir. eytan ise nefse ve hevaya tbidir. Melek, akl ve ruhla birliktedir. Yce Allah ilhamla, tevfikle akl ve ruhu korur" demilerdir.Bazlar da: "Allah'n (cc) enirinde olan ruhlarn gerei ve bilgisi, insanlara gizlidir" der.Bazlar ise: "Ruhlar, Allah'n (cc) nurundan [244] bir nur hayatndan bir hayattr" derler. Beden ve nefislerin lmyle, ruhlarn da lp lmeyecei konusunda da farkl grler vardr. Bunlar: Ruhlar lmezler, denenmezler.Ruhlar, insanlara benzer. Elleri, ayaklar, gzleri, kulaklar, gzleri ve dilleri vardr.M'minde ruh bulunur. Mnafk ve kfirde ise tek ruh bulunur. Peygamberler ve sddklarn beer ruhu vardr.Ruhlar, meleklerden yaratlm ruhan varlklardr. Bedenden ayrlnca tekrar melekta dner.Ben derim ki: "ldrlen, Allah'n (cc) yannda tutulan ruh tek bir ruhtur, yani nefistir."Yce Allah'n (cc) vel kullarn desteklemek iin verdii ruh ise, ayr bir ruhtur. Bu hususta: "te onlar var ya, kalblerine iman yazm; kendinden bir ruh ile onlar te'yd [245] buyurulmaktadr. Hz. isa'nn (AS) te'yd edilen ruhu da baka bir ruhtur. Nitekim: "Hani Allah: "Ey Meryemolu s sana ve annene etmitir [246] verdiim nimetimi hatrla. Hani seni R.h'1-Kudsle (Cebrail'le) desteklemitim. Yine, AUah Tel'nn diledii baz kullarna verdii ruh da, bedende bulunan ruhtan farkldr.Bundan baka bedende bulunan kuvvetlere de ruh ismi verilir. Mesela: "Bakann ruhu, dnyann ruhu, koklayann ruhu." Bu tr ruhlar, bedene emanettirler. Bedenin lmesiyle lrler. Bu, bedenin lmesiyle lmeyen, bedenin ypranmasyla ypranmayan ruh deildir. Ruhun daha zel manas Allah' (cc) bulmaya yneltmek kuvvesidir. Ruhun bu ekilde ruha nisbet edilmesi, ruhun bedene nisbet edilmesi gibidir. Szkonusu ruh, bu ruhu kaybedince, ruhunu yitiren bedene dner. Allah'n (cc) veli ve itaatkr kullarn destekledii [247] o ii bo kalmtr.lmin ruh bu ruhtur. Bundan dolay insanlar arasnda: "Flancada ruh vardr, flancada ruh yoktur" denir. Yani, o ahmaktr, ruhu vardr. hsann ruhu vardr. hlasn ruhu vardr. Sevginin, tevbenin ruhu vardr. Tevekkln, dorulusun ruhu vardr. nsanlar bu hususlarda birbirinden olduka farkldrlar. Bazlarnda bu tr ruhlar ar basar, kii ruhan olur. Bazlar ise, szkonusu ruhlar tamamen veya ounlukla kaybeder, arza bal hayvanlar seviyesine derler. Yardm ancak Allah'tandr. YRMBRNC MESELE Ruh Bir Tane Mi, Yoksa Tane Midir? demolunun tane nefsi olduuna dair oka sz edilmitir. Bunlar, mutmain nefis, levvme nefis ve emmare nefistir. Baz insanlarda bu tr nefisler ar basarken, dier bazlarnda daha baka nefisler hakimdir. tane nefis bulunduuna u yetlerle hccet getirmilerdir: "Ey mutmain [249] [250] [248] Kyamet gnne yemin ederim, levvme nefse de yemin ederim ve: "phesiz nefis, ktl emreder. Gerekte bir olan nefis. tane nefis vardr. Sfatlarna gre ayr ayr isimler verilmitir. Rabbine kullukta, sevgide, tevbede, tevekklde, rza ve O'nda skun bulmada rahatla eren nefse mutmain nefis denir. nk Allah korkusu, midi, dier korku ve mitleri geride brakr. Allah sevgisi, dier sevgileri, Allah'a ak olmak, O'na kavuma tutkusu dier sevgi ve tutkulardan insan mstani klar. Kalbini Allah'a balayan kimse Allah'la beraber oturuyor. Onu [251] Nefsinde, kalbinde, uzuvlarnda, i ve d kuvvetlerinde srekli akan duyuyor, iitiyor, O'na can atp O'na smsk tutunuyor gibi olur. mtmainlik, ruhunu Allah'a eker; cildini yumuatarak kalb ve uzuvlarn O'na yaklamak urunda kullanr. Gerek mtmainlik, Allah'la ve zikriyle ancak mmkndr. Allah'n zikri, Rasulne indirdii kelamdr. Yce Allah: "man edip kalbleri Allah' zikirle mutmain olanlar... biliniz [252] buyurmutur. Kalbin mutmainlii, znt, rahatszlk ve strabnn gitmesiyle skuna ermesi, ki kalbler, Allah' zikirle mutmain olur oturmasdr. Allah (cc) ve zikrullah olmadan kalbe mtmainlik gelmeyecei bilinmektedir. Allah'n dndakilerde mtmainlik aramak bouna; bulduuna dayanmas acizliktir. Zira Yce Allah, kendinden bakasyla mtmainlik arayanlara, zntnn, strabn ve skntnn geleceini sabit bir kaza ile hkmetmitir. Fakat kul, bu halde iken kendi ilmine, ameline ve halinedayanrsa Allah' kalbinden atar. Kendi dnda biriyle mutmainlik arayanlarn nefislerine vel ve salih kullarn bulmak iin musibet oklar saplar saplanan oklarn verdii acy kendi dnda zenleri bir kenara brakr maslahat ve amalarnda kendinden bakasyla mutmain olanlar ise kovar' yaklamasn engeller.Nefsi mutmain klan mutmainliin gerei, nefsinin ve rasulerin bildirdii lde Allah'n isimlerini, sfatlarn, keml sfatlarn bilmek babnda mutmain olarak kalbini buna teslimedip kabul etmesi, boyun emesi, gsn O'na aarak kalbini O'nunla sevindirmesidir. nk bu, rasulnn lisanyla kuluna bildirdii hakikatlardan biridir. Bu manada, sknt ve straba boulmu kalb, Allah'n isimlerine, sfatlarna, birliine iman ederek, arna kar; kalbinin nurundan fkran vahiyle Allah'a kavuur, Mutmainlik kalbine, susuzluktan kavrulan birinin kalbine suyun aktlmas gibi girer. tmi'nann girmesiyle, huzur bulur, sevinir, rasulerin bildirdii lde emre muttali olmu gibi kalbini ve uzuvlarn yumuatr. Bu durumda kalbi, le scanda gnei plak gzyle grmesi gibidir. Mutmainlikte, douda ve batda olan herkes onun karsnda olsa, bunlara hi iltifat etmez. Ayrlk acs kalbine binince de: "Byk Siddk da tek bana iman da mutmain olmutu. Bu zamanda btn insanlarn O'na kar kmas iman tatminliin-den hibirey eksiltmemitir" der. Mutmainlik derecesinin ilk safhas budur. Sonra, Rabbinin sfatlarn anlatan bir yet duyunca iman sonsuz derecede kuvvet bulur. mann temellerinden saylan ey, bu ekil mutmainlik-tir. Sonra, lmden sonra Berzahta ve kyamet gnnde yaplacak uygulamalar, sanki dnya gzyle gryormu gibi kabul eder, kalbini sknete erdirir. Yce Allah'n gerek yakn olarak tantt iman [253] Allah'n bildirdii hakikatlara phe ve boluk hissetmeden ehli ite bunlardr. yeti cellede: "Onlar, kyamet gnne kesinlikle inanrlar. inanmadan, kyamet gnne iman etmek olduka zordur. Harise hadisinde belirtilen gerek m'min, ahi-ret gnne inanan m'mindir. Harise der ki: "M'min oldum." Bunun zerine Rasulullah: "Her hakkn bir hakikati vardr. mannn hakikati nedir? Harise: "Nefsim, dnya ve ehlinden artk vazgemitir. imdi Rabbimin arna aka bakyor; cennet ehlinin birbiriyle muhabbetletiklerini, cehennemliklerin ise, atete azaplandklarm [254] buyurmutur. gryor gibiyim" karln verdi. Rasulullah da: "te, Allah'n kalbini nurlandrd kul. Fasl

Allah'n isim ve sfatlarnda mutmain olmak iki ksmdr. Allah'a, varlna inanarak mutmain olmak, kulluun gerektirdii, zorunlu kld hususlarda mutmain olmak. Bunun misali, kadere, kaderin varlna mutmain olarak iman etmek, kulun bandan atmay dnmedii ve atmaya da muktedir olmad konularda kaderin gereklerine mutmain bir ekilde iman et-jneyi; kaderine raz olup, buna kzmamay, ikayette bulunmamay, imannda skntya dr olup yapamad eye zlmeyip, elde ettii eye sevinme-neyi gerektirir. nk musibetler, henz kiinin bana gelmeden ve kii yaratlmadan takdir edilmitir. Nitekim Yce Allah (cc): "Yeryznde ve nefislerinizde meydana gelen hibir musibet yoktur ki, daha nce bir kitapta takdir edilmi olmasn. Bu Allah iin kolaydr. Bir kitapta takdir edilmesi yapamadklarnzdan tr zlmemeniz, [255] ve: "Hibir musibet Allah'n izni olmadan gelmez. Kim Allah'a inanrsa, kalbini hidayete yaptklarnzdan dolay da sevinmemeniz iindir. [256] gtrr buyurulmaktadr. Birok selef limleri: "Kula bir bela gelince, Allah'tan geldiini bilir, raz olur, kabul eder. lim kimsenin Allah'n sfatlaryla ilgili hkmlere ve kullarna bildirdii eylerin gereklerine inanmas, bir mtmainliktir. Sz edilen bilgi, inan ve tatminkrln artrr. Dier sfat ve tesirler de byledir kulak, gz, ilim, rza, gadab ve sevgi gibi. man bunlarla mutmain olur.hsanda mutmainlik ise, Allah'n emirlerine ihlasla severek balanmak suretiyle oluan mtmainliktir. Allah'n emrine, kendi iradesini, nevasn, teassubunu tercih etmez; Allah'n bildirdii eye aykr phe zerinde durmaz, emrine kar olan eyi arzulamaz. Karsna byle pheler karsa, eytann vesveseleri olarak grr. hsanda mutmain kiinin, semdan yere dmesi, Allah'n kanunlarn inemekten daha sevimlidir. Nitekim Rasulullah buna: [257] demitir. Bu tr mutmainlie, gnahlara kar zlmek, kalb huzuru ile tevbe edip szlanmak, tevbenin rahatln "mann en a, belirgini tadn almaktr. Tevbede, baarya ulalrsa, kii lezzetin, tad ve sevincin deerini hemen kavrar. Gnah ve karlnda tevbe halini tatmayan, her ikisi ile ilikisi olmayan bunun tadn alamaz. Gnahta sknt, znt olduu gibi tevbede de tam aksine mutmainlik vardr. As kii, kalbini bir yoklasa, oray korkularn, sknt, strap ve elemlerin dolduunu derhal grr. Ama, bu sknty gizleyen bir ey vardr: Gaflet ve ehvet sarholuu. Btn ehvetlerde sarholuk vardr ki, alkol sarholuundan daha fazladr. Ayrca fkede de yle bir sarholuk vardr ki, arabn verdii sarholuktan daha fazladr. Bundan dolay iki ien kimsenin yapamayaca eyleri, ak ve fkeli insanlar yapar. Ayn ekilde gaflet znts, Allah'a varp O'nda skun bulmaya engel korkusu ve Allah' tatllkla anp ruhunu O'nun sevgisiyle, bilgisiyle doldurmas da byledir. Bunlar olmakszn ruh asla mutmainlii tadamaz. Nefsini bu tatminden soyup, kalb huzurunu yitirirse son derece zlr, strap eker, sarslr; ama sarholuk bu aclan perdeler! Perde kalknca, iinde bulunduu halin btn gereklerini grr. Fasl Gzden kamamas gereken bir latife var burada: Baarnn temel unsurlar Allah'n (cc) yedindedir. Yce Allah (cc) insan uzuvlarnn herbirine eitli zellikler vermitir. nsan, mkemmel bu uzvunu koruyamadnda zntye, straba, acya boulur. Azalarmdaki kemli kaybeden insann duruma budur. Mesela, grmek iin gz sal, iitmek iin kulak sal, konumak iin de dil sal gerekmektedir. Szkonusu azalan tamamlayan kuvvetlerin zayflamas ac ve strab eker. Kalbin olgunlamas, sevinci, nimeti, hazz ve gzellii Allah', iradesini, sevgisini bilip, O'na iltica edip arzuyla O'nunla nsiyet kurmaktadr. Kalbteki bu zellikler kaybolunca, gz, grme duyusunu ve nurunu kaybettiinde, dil de konuma ve tatma hassala-nn yitirdiinde zld gibi byk bir zntye boulur. Kalb hibir ekilde bunun dndaki eylerle mutmain, olmaz. Dnyay veya dnya ilimlerini elde etse bile Allah' birleyip O'nu sevmedike, ilah ve ma'budu olduunu itiraf edip btn gayretiyle O'nu aramadka, mutmainii elde etmede bavurulacak tek yer olarak bilmedike kalb tatmin olmaz. "Ancak Sana ibadet eder, [258] hkm gereklemedike, hakiki tatmine ulalamaz. Kalb tatminlii ile ilgili mfessirlerin grleri yledir. ancak Senden yardm dileriz" bni Abbas (ra) der ki: "Mutmain olmak, dorulamaktr." Katde: "Allah'n vadettii eylerde gnl mutmain olan kii m'mindir" der. Hasen: "Allah'n bildirdiklerini dorulamaktr"; Mcahid: "Allah'n Rabb'i olduuna nefsin kesinlikle inanmas; yapmasn emrettii eyleri gerekletirmesidir" der. Mansr'un da yle dedii nakledilir: "Allah' yaknen Rabb bilen, enirine, itaati urunda iddetle hznlenen nefistir" der. bni Eb Nach de: "Mutmain nefis, Allah korkusundan huzur bulan nefistir" der. Bir baka sz de: "Allah'a kavuacan kesinlile bilen nefis" demektir. Selefin mutma-inlikle ilgili grleri iki esas zerindedir: im ve amel tatmini, irade ve amel tatmini. Fasl Nefis, pheden yakne, bilgisizlikten ilme, gafletten zikre, hainlikten tevbeye, gsteriten ihlasa, yalanclktan dorulua, dncesizlikten akllla, sivrilditken dzle, kibirden tevzua ve fturdan amele sarlncadorudan mutmain ruhla buluur. Btn bunlann temelini uyankllk oluturmaktadr. Hayr kaplarnn ilki budur. Rabbi ile grmeye, ebed yolculua hazrlanmaktan gafil kimse uyuyan kimse gibi belki de daha kt durumdadr. Akll kimse ise Allah'n (cc) va'd ve valdini, emirlerinin nehiyleri-nin, hakkna ynelik hkmlerini bilir, ancak, kalbindeki gaflet uykusu, gerekleri anlamasna man olur, dnmekten alkor. Kalbin gaflette olmas, nefsi uzun zaman uyuturur. n alnmaz ehvetlerinin yolunda, sknet buldurur, zamanla ehvetleri iinde kalmas devaml artar. ehvet bulutlanna dalar, basit eyler, batl yolda bulunan insanlann samalamalar zerine biner. Vakitlerini boa harcayanlara benzemektan honut olur. Uyuukluu iinde bu, uyuyanlar gibi olur. Sarholuunda ise iip de baylanlar gibidir. Ne zaman ki kalbine hakkn girmesini engelleyen gaflet uykusundan uyanrsa, m'min kulunun kalbinde Allah' tleyen kimsenin sz yer bulur. Yahutta msait bir mahalde, etkisi fikri donuklua sebep olan eye kar Yce Allah himmet eder de bu sayede kul fikr donukluunu zerek oka Rabbine tekbir getirir. Bylece zerinden cinnet noksanln yok eder. air der ki:Yani: "Ey nefsim! Yazklar olsun sana. Gecelerin karanlnda gayretinle bana yardm et. Umulur ki kyamet gnnde bunca ykseklere karak tatl bir hayat elde edersin."te bu dnce, lmnden karar yurduna kadar bandan geecekleri, kendisi iin yaratlm eyleri aydnlnda grecei bir nur yayar. Bylece dnyann geici olduunu, imar edene de bozana da, aklanna da vefakar olmadn ve kendileri iin oyun aletlerinden baka hibir [259] diyerek basp eyin kalmadn derhal anlar. Bu aydnlk iinde, azim ayaklan zerine: "Allah'n yannda kusur ediimden dolay vah bana" kalkar. Geri kalan az mrn, yapamad saldrganlktan vazgeer. Elde edemedii durumda, btn hayrlannn boa kartacak imkn, frsat kollar.Sonra bu uyanklk aydnl altnda, rahmete gark oluundan o zamana kadar Rabbinin kendine olan nimetinin tamamlanmasn gzetir. Aktan, gizlice, gece gndz, uykuda, uyankken ve iten dtan srekli bu aydnlk iinde hareket eder. Allah'n (cc) kendine olan nimetlerini

saymaya alsa, bunu baaramaz. Nimetlerin en k nefis nimetidir. Allah Tel'nn her-gn iin yzyirmidrt bin nimeti vardr. Dier nimetleri hakknda ne dnrsn?Sonra bu nur altnda, Allah'n nimetlerini sayp snrlamakta yetersiz olduunu, bu nimetlerin hakkm demekten aciz olduunu grr. Nimeti veren, verdii nimetin karlm istese, tek bir nimet btn amellerini alr gtrr. Bunu gren kul, [260] Allah'n afv, rahmeti ve fazl olmadan kurtulmamn imknsz olduunu kavrar.Daha sonra bu uyankln aydnlnda, insan ve cinlerin yaptklan amel kadar gzel amel ilese, Allah'n bykl, vechinin celli ve saltanatnn azamete karsnda kendi amellerini kk grr. Tab bu, amelleri kendi gcyle yapt zaman byledir. Mcerred Allah'n fazl olarak kula minnet etmesi, onu sevindirecek ihsanda bulunmas, ileyecei amelde yardm etmesi, amele kulu hazrlayp o ameli ondan dileyerek yaratmas durumunda bu ameller nasl kulun olabilir? Allah Tel bu imknlar kula tan-masa idi, kul amele gidecek yol bulamazd. Bu durumda ise kul amelsiz olurdu. Yce Allah, kulun yapt ameli, Allah'n kendine tevfki, fazl, minneti olarak grmedike ve amellerin kendinden deil de Allah'dan olduuna, nefsinin ise er ve er sebeplerine sahip olduuna inanmadka, kendi ameli olarak grrse asla kabul etmez. Kulda grlen btn nimetler, Allah'n kuluna verdii bir batr; hakedecei bir sebep olmakszn kuluna fazl ve nedeni olmakszn nimete ehil klmasdr. Bylece kul, Rabbini, dostunu, maTjudu-nu her trl hayra ehil grrken kendi nefsini btn serlere ehil grr. Zahir ve batn tm gzel amellerinin esas ite budur. Kulu yceltip, kitab sadan verilecekler divanna yazan da O'dur.Bunun arkasnda, uyanklk nuru iinde baka bir imek akar. imein parltsnda kusurlarn, amellerini boyutlarn, iledii cinayetleri, ktlkleri, inedii yasaklar, birok grev ve vecbelerinde aksatt hususlar grr. Bir de buna kendisine verilen nimetler, Allah'n katndan gelen yardmlar eklenince bakar ki kul, nimet sahibinin nimetleri, buyruklar karsnda kendisine gvenip ban kaldraca, kalbini ferahlataca hibir gzel ameli kalmyor, can paralanr, azalar titrer. Bir tarafta Allah'n nimetleri dier tarafta ise yapt ktlkler, nefsinin kusurlar, amelinin bozukluklar olduu halde ban ne eip: "Ya Rabbi, bana olan nimetinle sana dnyorum. Sana, gnahlarmla [261] Bakar ki hibir gzel ameli yok. Kendini hibir hayra geliyorum. Beni affet. nk senden baka gnahlar balayacak kimse yoktur" der. ehil gremez. Bu durumda o kiiye iki byk i der:Birincisi: Allah'n verdii nimeti ok grmek.kincisi: Verilen nimeti, yapt ameller karsnda az bulmak.Sonra bir imek daha akar. Aydnlnda bulunduu ann, hatr ve erefinin aziz olduunu, itaatim, mutluluunun sermayesi olarak grr. Rab-bine ulatrma^ un amellere itaatini kartrmamak iin hassas, cimri davranr. nk amellerin kaybedilmesi, hsrandr, acdr, pimanlktr. Korunmas, imar edilmesi ise kr ve mutluluk olacandan ebed yolculukta faydas olmayan amellere onu katmamak iin aba sarfeder. Fasl [262] Levvme nefsin Levvme nefse gelince; Kur'n- Kerim'de Allah Tela buna yemin etmitir: "Yoo, levvme nefse de yemin ederim. ne olduu hususu tartmaldr. Birinci gr: "Levvme nefis, sabit bir halde bulunmaz." Bu grte olanlar levvme lafznn televvumden alndn savunurlar. Tereddt etmek manasna gelir. Deiimi ve renklemesi ok olan ey. Levvme, Allah'n byk yetlerindendir. nk yaratcs Allah'tr, mahlkttandr. mrde, senede, ayda ve gnde deimesi bir tarafa bir anda deierek renklileir. Bunun neticesinde bir anda Allah' zikreder, O'ndan gafil olur; ynelir, vazgeer; latf olur; youn olur, Allah'a snr; snmaktan vazgeer, sever, kzar, sevinir, zlr, raz olur-kar kor, itaat eder, korkar, gnah iler. Ksacas her an birok renklere girerek, eitli hallerde bulunur. Birinci gr bu.kinci gr: Levvme lafz "levm"den alnmtr. Lafzn "levm'den alndn syleyenler, lafzn manasnda anlaamamlar. Bir ksm der ki: "M'min kiinin nefsidir. Mcerred sfatlarmdandr." Hasan el-Basri de: "M'min kiinin srekli nefsini knadn grrsn. Bunu yapmak istemiyordum? Bunu niin yaptm? Dierlerini yapmak veya yle sylemek daha iyi olurdu" diyerek kendini knar.nc gr: Gnaha den, sonra iledii gnahtan tr nefsini knayan m'min kiinin nefsidir. Nefsin bu ekil knanmas, ak kimsenin knamasndan farkl olarak imandan gelir. nk ak kimse gnahtan dolay nefsini knamaz. Bel ki gnah ileyemedii iin nefsini knar.Drdnc gr: Buradaki knamann iki ekli vardr. yi olsun kt olsun her insanda nefsini knamak vardr. Mutlu kii Allah'a itaati brakp gnah iledii iin nefsini knar. ak kimse ise zevk ve hevasma uyamad iin nefsini knar.Beinci gr: Bu tr knama, kyamet gn olacaktr. Orada her insan nefsini knayacaktr. Gnahkr sularndan tr, salih kimse ise kusurlarndan tr nefsini knar.Bu grlerin hepsi de gerektir. Aralarnda eliki yoktur. Nefiste btn bu zellikler bulunduu iin levvme ismi verilmitir. Ancak levvmenin iki eidi vardr: Hem knayan hem de knanan, sadece knayan, knanmayan.Sadece knayan nefis, olanca gayretim sarfetmek suretiyle Allah'a itaatte kusur ettii iin sahibini knar. Ancak knanmaz. Nefislerin en ereflisi Allah'a itaatle kendini knayan nefistir. erefli bu nefis, Allah'n rzasna aran knayclann knamasn zerine alr; bu hususta hibir kiinin knamasna aldrmaz. te byle nefisler, Allah'n knamasndan kurtulmulardr. Yapt amellerden raz olup kendim knamayan, Allah yolunda knayanlarn knamalarna aldrmayan nefsi ise Yce Allah knar. Fasl Emmre nefis ise her trl ktl tabiatndan kaynaklanan nedenle emrettii iin Allah'n koruyup, nefse sebat ve yardm ettii durumlar hari ktlenmi nefistir. Allah'n yardm olmakszn kimse nefsinin errinden kurtulamaz. Nitekim Yce Allah bir kadndan hikaye ederek: "Ben nefsimi temiz karamam. nk nefis, daima ktl emredicidir. Rabbimin esirgedii nefis ise bu mstesna. phesiz Rabbim, balayan ve [264] [263] Allah'n zerinize fazl ve rahmeti olmasayd sizden hi kimse ebediy-yen temize kamazd buyurmaktadr. Yaratklar acyandr [265] arasnda en sevimli kulu iin de: "Eer biz seni salamlatrmaim olsaydk, onlara bir para yaklaacaktn" buyurmutur. Bu manada Rasulullah, mmetine Allah'tan ihtiyalarn nasl isteneceini yle retmitir: "Ey Allah'm, Sana hamd. eder, Senden yardm diler, affn isteriz. Nefislerimizin ve kt amellerimizin errinden Allah'a snrz. Allah kime hidayet vermise kimse onu saptamaz. Kimi de saptmsa kimse onu [266] Ktlk nefiste gizlidir. Kt ameller ilemek ister. Allah kulu nefsiyle babaa brakrsa nefsin-deki er ve bu erre hidayete gtremez. olan kt ameller onu helak eder. Yok eer onu mcadelede baarl klar; yardm ederse, her trl serden kurtulur. Yce Allah'tan, nefislerimizin ve kt amellerimizin errinden bizleri korumasn isteriz.Yce Allah insanolunu, bu iki nefisle yani emmare ve levvme nefisle snamtr. Sekin nefis mtmainneye ise ikramda bulunmutur. Nefis nce emmre, sonra levvame ve mutmainlie dnerek kemle, salaha doru gider.

Mutmain nefsi, birok ordularla desteklemi; meleini, nefse ve nefsi tayan kiiye gndermitir. Gnderilen melek, nefse klavuzluk yapar, hakk nererek ona tevik eder; hakkn gzel grntsn aklayarak batldan alkor; batla kar onu korur. Batln irkin suratn nefse arzeder. Kur'n'dan, zikirlerden ve gzel amellerden rendii eyleri uygulamasnda nefse yardmc olur. Hayr elilerini kullanarak her taraftan baar yollarn ona aar. Melein bu almalarna kar nefis, honut kalr, kreder. Allah'a hamd edip hereyde ilk halini grrse, melein ona olan yardm artar. Emmre nefisle muharebede ona destek olur. Emmre nefisle muharebe eden ruha ait askerlerin komutan, melek olur; meliki ise iman ve yakn olur. slm btn ordular, sanca altnda toplanr, ondan gelecek emirleri bekler. Muharebeye devam ettike bu ordular da yannda olur. Nefis hezimete uraynca hepsi geri doru kaar. Bu ordunun eminleri, asker komutanlar,eitli trlerde bulunan, amelle ilgili iman merkezlerdir. Yani, namaz, zekt,oru, hac, cihad, iyilikle emretmek, ktlkten sakndrmak, gzel ahlk tlemek, eitli ekillerde insanlara ihsanlarda bulunmak, melek ordusunun komutanlardr. Melek ordusunun batm merkezlerini ise ihlas, tevekkl, inbe, tevbe, nefis kontrol, sabr, hilm, tevazu', kalb huzuru, kalbi Allah ve Rasul sevgiyle doldurmak; Allah'n emirlerine ve haklarna sayg gsterip dierlerini Allah iin O'nun yolunda atmak; ecaat, iffet, doruluk, efkat ve rahmet gibi ksmlar oluturur. Samimiyet ve doruluk meliklik mertebesindedir. Sznde doru samimi kimse, srat zerinden uyurken geirilir. hlas ve doruluunun mahrumiyelerinden dolay yorulmaz. Dnya hayat, eytanlarca yolunun kesildii, eitli sapknlklara sevkedildii yerdir. Olduka zor bu artlarda dilerse sdk ve samimiyetine sarlsn, dilerse bunlar terketsin. Terketmes halinde, yapt ameller Allah'a olan yolunu uzaklatrr. Bilcmle Allah iin ve O'nunla beraber olan kii, mutmain nefsin askerlerinden saylr.Emmre nefse gelince, eytan bu nefsin ve takipisi kiinin yanma gelir; ona vaadlerde bulunur; okar, batl ona telkin edip ktl ssleyerek ona ktl emreder. Tl-u emel sahibi yapar. Batl, sevecei, kabul edecei bir ekilde gsterir. Birtakm aslsz emanlarla, helak edici ehvetlerle birok batllara dmesine destek olur. radesinde ve hevasnda nefse yardm eder. Her trle ktl nefsin kabul etmesi bu cmledendir. ns eytanlarn da bildii gibi, eytann nefse yapt en byk yardmlar, iradesi ve he-vas ynnde olanlardr. Nitekim ins eytanlar da nefislere yaptklar desteklerde, nefsin heva ve iradesini n planda tutarlar. eytann arzulad, sevdii bir vaziyeti, insanlar kendi gayretleriyle arayacak hale gelince, arzularyla onun peinden giderler, bu vaziyetin iine derler. Nefis, heva kapm eytanlara aarsa, ieri gidip btn deerleri talan ederler. Ktlk yaparlar, bozgunculuk karrlar; ieriyi paralarlar, manev deerlere sverler. Memleketlerinde idareyi ellerine alm dmann yapmadn yaparlar. man retilerini, Kur'n', zikri namaz ykarlar. Mescidleri ykp, yerlerine kk byk kiliseler, arap satan dkknlar ve zina yurdlar yaparlar. Sonra lke yneticisinin sarayn kuatrlar. Onu esir alarak ynetimden uzaklatrrlar. Rahman'a kulluk yapmaktan alkorlar, taut ve putperestlere kulluk yaptrrlar. Allah'a ibadet etmenin izzeti, artk gnah ileme zilletine dnr. Rahman'a kulak asarken eytana kulak asmaya; lemlerin Rabbi'ne kavumaya hazrlanrken, eytan kardeleriyle kavumaya hazrlanr. Yani, Allah'n haklarna ve emirlerine riayet eden kii kendini hnzrlarn banda oban bulur. Azz ve Rahm olan Allah'n kapsnda hizmeti olarak beklerken, kendini kovulmu eytanlarn kapsnda hizmeti bulur.Ksacas, mutmain nefsin dostu melektir; emmre nefsin dostu ise eytandr. Ebul-Ahves'in At b. Sib'den O'nun da Mrre yoluyla Abullah'tan rivayet ettii bir hadiste Rasulullah (SAV) yle buyurmutur: "demoluna eytann verdii bir vesvese vardr. Melein verdii bir eilim vardr. eytann verdii vesvese, ktle drmek, hakk yalanlamak. Meleinki ise iyilie dmek, hakk dorulamaktr. Kalbinde iyilie eilim bulunan kii bilsin ki o Allah'tandr. Allah'a snsn" dedi ve arkasndan "eytan [267] size fakr va'deder, size ktlkleri emreder" yetini okudu." Bu hadisi Amr da At b. Sib'den rivayet etmitir. Amr'n hadisinde u ziyade vardr: "Bu hadiste Rasulullahn yle dediini duyduk: "Sizden biri (kalbinde) melein brakt birey bulursa Allah'a hamd etsin. Allah'tan bu [268] eyin artrlmasn istesin Kim de (kalbinde) eytann brakt birey bulursa Allah'a istifar etsin eytandan Allah'a snsn. Fasl Mutmain nefis, melek ve onun iman ordular, mutmain nefiste tevhid ihsan, iyilik, takva, sabr, tevekkl, tevbe, inbe, Allah'a ynelme, az emel lme hazrlk vb. eylerin olumasna alrlar. eytan ve kfr ordular ise bunun tam asine emmre nefis iin alrlar. Yce Allah, kendisine y-nelmeyen, yzn kendisine evirip itaat etmeyen herkese eytan musallat etmitir. eytann tasallutundan kurtuluu, melee balamtr. Melek, emmre nefsi yaptklarndan dolay ayplar, ona mutmain nefsin amellerini tavsiye eder. Gzel ameller, mutmain nefsin gleridir. Mutmain nefsin btn ii, amellerini ihlasla yapp, hazzna, tadna ulamaktr. Mutmain nefse en zor gelen ey, Allah iin, amellerini eytandan ve [269] nefisle eytan, tek bir amelinin emmre nefisten korumaktr. Yapt amellerden birtanesi yerini bulsun, kul onunla kurtulur. Lakin, emmre olsun Allah'a ulamamas iin urarlar. Nitekim ariflerden biri: "Allah'a yemin olsun ki, tek bir amelimin Allah'a ulatn bilsem, ailesine dnen bir gurbetinin sevinmesinden daha ok lm arzularm" demitir. Abdullah b. Amr da: "Allah'n, bir tek secdemi kabul ettiini bilseydim, ailesine dnen gurbetinin sevgisi, benim lme olan sevgimden daha fazla olamazd" demitir. Allah, ancak muttakilerden (amellerini) kabul [270] eder. Fasl Mutmain nefsin karsnda emmre nefis vardr. Mutmain nefis gzel bir amel ileyince, emmre nefis buna mukabil derhal o gzel ameli bozacak kt bir amel iler. Mutmain nefiste, iman ve tevhid yer bulunca derhal emmre nefis imana pheyi, nifak katmaya alr; tevhide ise irki, Allah'tan bakasna kar sevgi, korku ve midi katar. Bakalarna olan sevgi, korku ve mit, Allah'a karolan sevgi korku ve mitten nce gelmedike emmre nefis yerinde durmaz. Bylece Allah'a kar olanlar arkada, bakalarna kar olanlar ise nde olur. ou insanlarn durumu budur. Rasulullah'a tamamen uymaya karar veren mutmain nefis, karsnda vahye muhalif insanlarn grlerini, dncelerini getiren emmre nefsi bulur. Rasulullah'a tam uymay, snnetini yaayp insanlarn grlerini kabul etmeme ile ilgili engelleyici birok sapk pheler atar. [271] Mutmain nefis ihlasla, sdkla, tevekklle inbe ve Bylece her iki nefis arasnda harp balar. Zafer, Allah'n yardm kendine ulaan nefsindir. murakabe ile gelince, emmre nefis de bunlarn kartlaryla gelir; dzenbazlklar yaparak gayesinin ancak iyilik ve baar olduuna dair Allah'a yemin eder. Oysa ki Allah, emmre nefsin yalanc olduunu; amacnn ise sadece arzu ve nevasna uymak, RasuPe uymak skntsndan kurtulmak, istei, arzusu ve hevasyla snnete kar gelmek olduunu bilir. Allah'a yemin olsun ki, emmre nefse uyan; nevasna, iradesine, zulmetine,

vahetine ve darlna katlanandan bakas ondan kurtulamaz. Bu durumdaki nefis, lemde byle tutsaktr. Berzah'taki tutsakl, dnyadakinden de skntldr. Kyamet tutsakl ise, her ikisinden de skntldr.in daha tuhaf olan tarafi u: Emmre nefis, akl ve kalbi aldatr. En deerli, en [272] gzel eyleri akla kt gsterir. nsanlarn ou, ocuk akll, ocuk duludur. Stten yeni kesilmi ocuklarn iyilikleri, alkanlklar kadar bile tutkular yoktur. ocuklar gibi olamaynca, iki iyiyi seip en gzelini tercih edecek, iki kty birbirinden ayrdedip onlardan saknacak akll ve bali kimsenin buluuna ulaamayacaklar ortadadr. te bu nefis, gne ve ay kadar belirgin olan tevhide soyunmay insana alalmak, noksanlamak; kendi mertebelerine birtakm bykler dikmek ve oradan kulluk mertebesine inmek eklinde gsterir. Nefsin tanmlad bu kulluk, mahza miskin, zelil, kendi bana hibir mlkiyeti olmayan fakirlik ve Allah'n izni olmakszn irade ve efaat hakk bulunmayan bir kulluktur. te aldatc nefisleri, srekli onlara noksanlklarn, alaklklarm, derecelerinin dkln ve miskinlerle fakirleri birbirinden ayrd edemediklerini [273] derler. telkin eder, bylece onlar tevhide soyunmaktan son derece sklarak: Tanrlar tek bir tanr m yapt? Bu gerekten tuhaf bir eydir" Rasulullah'a, getirdiklerine uyarak bunu insanlarn dncelerine tercih etmeyi, alimlere, grlerine; Allah ve Rasulnden anladklar eye uymann kt bir sonucu olarak gsterir. Haddi zatnda nefsin yapt bu ey, limlere kar yaplan kt bir edep, onlarn yannda arlktr. Bu, onlar hakknda kt zanna gtrr. Nefsin bu arzularna uyanlar, doruluu grememilerdir. limleri reddedecek gc kendimizde nasl bulur, onlar olmakszn hakka nasl nfuz eder, nail olabiliriz? te emmre nefis bu tr eylerden olduka sklr. Kendi szlerini uyulmas gereken salam bir sz grrken, Rasulullah'm szn kendi grlerine kar mteabih sz eklinde grr. Biz ise limlerin szlerden Ra-sulullah'mkine [274] Aldatc nefis "Biz ancak iyilik ve basan uyanlar kabul eder, uymayanlar ise ya reddederiz ya tevil ederiz ya da Allah'a havale ederiz. istiyoruz" diyerek Allah'a yemin etmekte. Byle diyenlerin kalblerini Allah bilir. Fasl Aldatc nefis, ihlas, saknlmas gereken ey diye gsterir. Yani ihlas, hayatn, idarenin, kiinin kendisiyle aldatlp insanlar arasnda dolamasna neden olan akln hkmnden kmaktr. Kii, ne zaman amellerini ihlas-la yapar, ihlasna kimseyi katmazsa, insanlar ondan o da insanlardan kaar. nsanlar ona o da insanlara fkelenir. Birbirlerine dman olurlar. Yolda yrrken, insanlar ondan son derece nefret ederler. Bu durumdan kurtulmak, insanlarla ilgili olmayan birka amelinde ihlash olmak, dier amellerinde ise Allah'n dndakilere kar ihlash olmakla mmkndr. Fasl Aldatc nefis insana Allah' dorulamay, dinine ve emrine kar gelenlerle cihad etmeyi, insanlara olan dmanlktan dolay onlara ez etmek, onlarla harp etmek iin almak eklinde gsterir. Bylece kii, gcn aan birok musibetlere maruz kalr. nsanlarn attklar oklarn hedefi olur. [275] hanmnn bakalaryla evlenmesi, Bu ve benzerleri, aldatc nefsin hileleri ve hayalleridir. Aldatc nefis, gerek cihad, kiinin ldrlmesi, ocuklarnn yetim kalmas ve mallarnn blnmesi eklinde gsterir. Zekt ve sadakay da, maln ayrlmas, azalmas, zekt ve sadaka verenin elinde mal kalmamas, bakalarna muhta olmas ve hli dzelen fakirin, kendi yerine gelmesi eklinde gsterir. Hem kendi hem de bakalar bu sfatlar kabul etmez. Bunun yannda Allah' birtakm sfatlarndan sayarak ilhada dmeyi de Allah' tenzih etmek O'na tazimde bulunmak eklinde [276] in daha tuhaf olan taraf, aldatc nefsin, Allah ve Rasulnn sevdii zellikleri, ahlk ve fiilleri sevmediklerine benzeterek gsterir. bunlardan birini kula giydirip dierini karmasdr. Bu tr aldatmacalardan ancak basiret sahipleri kurtulur. nk fiiller, iradelere bal olarak karlar. Emmre ve mut-mainne olan her iki nefsin vaziyetlerinde ise zahir olurlar. Dolaysyla batl eylerde her iki fiil de birbirine aykr gibi grnse de zahirde birbirine benzerler. Misalleri oaltmak mmkndr. Mesela, idare etmek, aldatmak. dare mutmain nefisten, aldatma ise [277] bulmak, erefli nefis-gu-rurlu nefis, hamiyyet-cefa, emnreden gelir. Bu zt durumlara dier misaller: manda huu bulmak-nifakta huu tevaz-kmsemek, Allah'n emirlerinde kuvvetli olup yeryznde yce olmak-Allah' kzdrmak, fkelendirmek, nefsin namiyyeti-gadab, cmertlik-israf, kmseme-kibir, korunma-kibir, eca-at-cret, ihtiyatllk-korkakllk, iktisat-cimrilik, saknmak-ktn zan, fera-set-zan, nashat-gybet, hediye-rvet, sabr-katlk, affetmek-zillet, kalbin selameti-rahaveti-gafleti, uyankhk-rica-temenni, Allah'n nimetlerini an-makonunla vnmek, nefsin sevinci-kalbin sevinci, kalb incelii-kalb titremesi, ikayet etmek-kin gtmek, yarmak-haset etmek, bakanlk sevgisiinamlk ve Allah'a davet etmek sevgisi, tevekkl-acizlik, ihtiyad-vesvese, eytan ilham-melek ilham, sabr temkin, iktisat-taksir, itihat-arlk, nashat-erzenite bulunmak, zamannda yapmak-acele etmek ve ihtiya ve ikayet annda durumu bildirmek.Herhangi birey, suret itibariyle tek olduu halde vlen ve yerilen iki ksma ayrabilir. Mesela, sevin-hzn, darlmak-fkelenmek, bakalk-yal-nz, arzu-sslenmek, haset-gbta, cret, tahassr ve hrs, yarmak-nimeti aa vurmak, yemin etmek-miskin olmak, susmak zhd, ver-yalnz kalmak, uzlet-izzet ve hamiyyetgybet gibi. Bir hadisi erifte: "Allah, saknmann, uzak durmann birini severken dierini sevmez. Allah'n sevdii uzaklama, phelerden kanmaktr. Sevmedii ise pheli olmayan eylerden kanmaktr. Allah, baz yalnzlklar sever. Bazlarn sevmez. Sevdii yalnzlk tek bana [278] buyurulmutur. Yine es-Sahh'te: "ki kimseden bakasna haset olunmaz. Bunlar, Allah'n kendisine verdii kalsa da kiinin savamasdr [279] [280] mal hak yolunda kullanan ve Allah'n hikmet verdii, verilen bu hikmetle yaayan ve onu bakalarna retendir" hadisi vardr. Yine es-Sahh'te: "Allah yumuaktr, yumuakl sever. Yumuak huylu kimseye [282] [281] ve: "Hazz yumuaklktan verilen kimsenin hazz, hayrdan verilmitir" buyurulrnutur. verdiini sert huylu kimseye vermez" Hadislerden, yumuaklkla, ar davranmak ve tembelliin baka eyler olduu anlalyor. Mtedn, maslahatna uygun imkn bulunca ar davranan, ondan uzak duran, demektir. Yumuak huylu kimse ise, imkn lsnde arzulayarak maslahatn bulmaya nazike teebbs eder. Ayn ekilde, geimlilik gzel bir zellik iken geimsizlik, aldatclk kt bir zelliktir. Aralarndaki fark geimli kiinin arkadana hakk anlatmak yahut onu ktlemekten alkoymak maksadyla nazik davranmas, geimsiz aldatc kiinin ise, dostunu hatasyla destekleyip, onu hevasyla babaa brakmas dikkat eker. Denetim, iman ehline, aldatma ise mnafklara ait birer zelliktir. yle gzel bir misal anlatlr. Vcudundaki [283]

yarann durumunu anlayan doktor, oray yumuatmaya balar. Yara olgunlanca, kolayca incitmeden yaray skar, iindekileri boaltr. Sonra mikrop kapp etini bozmamas in yarann zerine ilalar, merhemler srer. Yara merkezi et kaplayncaya kadar merhem srmeye c evam eder.Yara kapannca, zerine nemini alacak bir bez sarar; iple onu t alar. Yara tamamen iyi oluncaya kadar, doktor srekli yaray sarar. Yaclk yapan kimse dostuna der ki: "Bundan sana bir zarar gelir ez. Kusurlarn bir bez parasyla kap af zeri kapatlan kusurlarn, zaman ierisinde yerine oturup srekli nefsin durumlarn olduka gzel rnekle di-rir. yi dn. Bu yara nohut kadar bym ise, ehvetlerin kayna, her trl faskln nedeni olan ktl emreden nefisten yaray koru lak mmkn m? eytan nefse yaklam, hileyle, yalanla ona va'dlerde b un-makta, onu snayarak eitli ynlerden aldatmaktadr. yle ki, nefse faydal ey zararl, zararly faydal, gzeli kt, kty de iyi gsterecek kadar ileri gider. Allah'a yemin olsun ki bu, nefsin aldatld (bylendii) en byk aldatma trlerindendir. Bundan dolay Yce Allah: "O halde nasl [284] buyurmaktadr. Elileri, bylenmi olmalar cihetiyle nisbet ettikleri kii, bylenmeyi haketmilere, gz isabet eden byleniyorsunuz" kiidir. Yoksa bu eliler, salat ve selam zerlerine olsun, Allah'n elileri deillerdir. Nitekim kfirler Allah'n elilerini daha nce sapklkla, bozgunculukla, delilik ve se-fihlikle de sulamlard. Rasullerin, nebilerin ve mmet emirlerinin emm-re nefisten ve dostu ve yakm olan eytann errinden snmalar, her ktln ba, temeli ve kayna olmalarndandr. er konusunda nefisle eytan birbirinin yardmcsdr. airin biri:Yani: "St emen iki ocuum, iki gsmn stleridir. Ya da karanlk basnca, kendilerine sunulan gsleri blrler. Biz de onlara farkl [285] Her ne zaman davranmayz" demitir.Yce Allah (cc) yle buyurur: "Kur'n okuyacan zaman, kovulmu eytandan Allah'a sn" [286] eytandan gelen kt bir dnce seni drtklerse, Allah'a sn. nk Allah, iiten ve bilendir "Ve de ki: *Rabbim, eytann [287] drtklemelerinden Sana snrm. Ve Rabbim, onlarn bana uramalarndan da Sana snrm. De ki: "Karard yarp sabah karan Rabb'e, yaratt errinden, karanlk knce gecenin errinden, dmlere fleyip tkren kadnlarn errinden ve haset ettii zaman haseti-nin [288] buyurulmutur. Bu yetlerde nefsin errinden Allah'a snlmaktadr. Yine: "De ki: "insanlarn Rabbine, insanlarn errinden snrm melikine ve insanlarn ilahna, insanlarn gslerine kt dnceler fsldayan o sins vesvesecinin errinden ve gerek cinlerden, gerekse insanlardan olan vesvese ilerin errinden snrm. Bu yetlerde ise nefsin dostu, yakn eytandan Allah'a snlmaktadr. Gerekte bu ne kt dost, ne kt yakndr. Yce Allah, peygamberine ve onu uyanlara, bozucu ve erli bu iki yaratn erlerinden, kmil Rabb'liine snmalarn emretmitir. Kalb, bu iki dman arasndadr. Serleri, srekli, kalbe alr, kalbi zor durumda brakr. Emmre nefisten kalbe geen ilk hastalk ehvettir. ehvetin peinden sevgi, istek ve fke geer. Bunlarn peinden de kibir, haset, zulm ve tutku geer. Kalbte rahatszlk oluturan bu hastalklar bilen hain, aldatc doktor, hasta kiiyi ziyaret eder. Ona zehir ve ac veren her trl ilac anlatr. Gzn bylemesiyle, kurtuluunun zehir ve ac veren eylere bal olduuna ikna eder. Kalbi ve nefis kuvvetini bu hastalklarla gsz brakmak iin emmre nefis ve eytan birlikte alrlar. Pei-peine hastaln zerine gelirler. Nefis ve eytann byle bir hastaya yardmlar, hazr nakit, hemen elde edilen lezzettir. Kalbi, her taraftan biri kendine arr. Heva bu arnn gereini yapar. ehvet, hevaya yardm eder. Onlara zenti duymak, onlarn bana gelenlerin kendi bana da gelmesine raz olmak, maruz kaldklar bellarn kendi bana gelmesine de neden olur. Kalb bunca ykler altnda bunca engellere gs gererek iman davetisine, cennete arana nasl icabet etsin? Ancak, nefis ve eytana kar Allah'n kendisine yardm ettii kalb, rahmetiyle destekledii, koruma ve himayesini zerine ald, kalb gzn ap bu sayede, dnyann geici olduunu gren, ehliyle fiilleriyle beraber dnyann deieceini kavrayan ve daimi hayatta bunlarn, kendine nis-betle, bir parma denize sokmak gibi olacan bilen kalb, iman davetisine icabet edebilir. Fasl manda huu ile nifakta huu arasndaki fark: manda, huu, Allah'a ta'zimden, cell klmaktan, vakar, korku ve hayadan dolay kalbin huya ermesidir. Huya eren kalb, korkudan, mahcupluktan, sevgiden utancndan ve Allah'n nimetleri karsnda, onlarn hakkn verememek nedeniyle kendisine eki-dzen verecek ekilde krlr. Kalbte huu meydana gelince hemen arkasndan kalbe bal azalarda da huu grlr. Nifakta huu ise, kalb huu iinde olmad halde, azalarda yapmack bir ekilde yksnerek grlen huudur. Sahabeden bir zat: "Nifakta huu sahibi olmaktan Allah'a snrm" deyince, "nifakta huu nasl olur?" denmi. O da: "Cesed huu iinde grlrken, kalbin huu iinde grlmemesidir" karln vermitir. Allah'tan korkan kul, kalbinin ehvet atelerini sndrm, gsnden kan duman durmu; temizlenen gse azamet nuru dolmu bylece korku ve vakar karsnda nefsin ehvetleri lmtr. Azalarda grlen etkileri kalkm, vakar iindeki kalb, Rabb'inden kendisine gnderilen huzurla, Allah ve O'nun zikriyle mutmain, mtevazi biri olmutur. Mtevar z, mutmain kimsedir. Herhangi bir yerin mtevaz olmas, iinde su tutabilecek lde ukur olmasdr. erisine akan suyu tutan ukur yer gibi, mtevaz kalb de Allah'tan korkarak, mutmain olur. Tevaz'un belirtisi, Allah'a tazimle, halinin perianlm gstererek kulun secde etmesi, Allah'a kavuana dek, secdeye edii ban kaldrmamasdr. Kibirli kalb ise kibirden titrer, ban kaldrr. Bu, ierisinde su tutmayan tmsek yere benzer. manda huu dediimiz ey ite budur.Nifakta huu ve dnyadan alakay kesmi gibi grnmek ise, zoraki, gstermelik olarak azalar sakinletirmek; ite de gen, taze ehvet ve arzularla srekli nefsin ekmesidir. Bu kimse zahirde husuldr. Batnda ise vad ylan, orman aslan her iki yann sarm, kiiyi paralama ann gzetlemektedirler. Fasl Nefsin erefi ise, insanlar boyunlarn kesen dk eylerden, rezlet-lerden ve tamahkrlklardan nefsin korunmasdr. Kii nefsini, bunlara yaklamaktan men eder. Kibir, nefsin erefinden ayrdr. Kendini beenmekle bakalarn kk grmekten kaynaklanan bir huydur. Kibir bu iki eyden doar. Nefsin erefi ise iki gzel huydan doar; Nefsini aziz klarak ona ikram etmek ve dk, deersiz ve basit kulu olmakla sahibine, efendisine tazim etmek. Bu iki eyden de nefsin erefi ve korunmas salanr. Btn bunlarn temelinde nefsin hazrlanmas, toparlanmas, mevlsnm, velsinin de ona yardm etmesi yatmaktadr. Hazrlanmayan ve yardm kaybeden nefis, her trl hayr kaybetmitir. Fasl

Himye ile cef arasndaki fark. Himye, nefsin, pisliklerin, rezletle-rin ve dk eylerin dkld memeden knanma stlerini imekten vazgemesidir. Gsten gelen bu tr stler oalsa, insanlar da ona hcum etseler, cierleri yaralayan bu stlere, himye (perhiz) sahihlerinin bakmamas iltifat etmemesi gerekir. Himye sahibi olmakta dilersen acele davran. vlrsn, teekkr alrsn. Dilersen ardan al. Bu durumda sevap alamazsn. Cef bundan farkldr. Cef, nefiste katln, kalbte sertliin, tabiatnda ise younluun bulunmasdr. Cef, btn bunlarn neticesidir. Fasl Tevazu ile muhnet arasndaki fark. Tevazu, Allah', isimlerini, celal sfatlarn ve dier sfatlarn bilmek; azametini anlamak, O'nu sevmek ve O'nun bykl karsnda eilmekle kiinin kendi nefsini, zelliklerini, amellerinin kusurlarn ve afetlerini bilmekten doar. te btn bunlardan doan ey tevazdur. Tevazu, Allah iin kalbin krlmas, kullarna kar rahmet ve zayf kanatlarn gerilmesi kendini kimseden stn grmemesi, kimsede hakkn olduuna meyletmemesidir. Bel ki insanlar kendinden stn grmek, onlarn kendisi zerinde haklar olduuna inanmak gerek tevazdur. Tevazu ahlkm Yce Allah, ancak sevdii, ikram ettii ve kendisine yaklatrmay arzulad kimseye verir.Muhanet ise, arzu ve hazlarm elde etme yolunda, nefsin kendini ortaya koymasdr. Alaklk, basitliktir. Ayak takmnn, arzularna ulamak iin yaptklar tevazu, kendisine (iyilik) yapana kar tevazu gstermek ve her trl arzusuna ulamak iin, arzusuna gtreceini umduu kiiye kar tevazu yapmak byledir. Aslnda bunlar tevazu deil alaklktr. Yce Allah, tevaz'u sever, alakla, muhanete fkelenir. es-Sahh'te Rasulullah'tan yle hadis rivayet edilmitir: "Yce Allah, birbirinize kar vnmemeniz ye birbirinize kar zulmetmemeniz iin mtevaz olmanz bana [289] ki eit gzel tevazu vardr.Birincisi: Allah'n emrine sarlarak, yasandan da kanarak kulun tevazu yapmas. nk rahatl vahyetti. arayan nefis, emrine kar ar davranr. Bundan da bir eit kulluktan kama, uzaklama, yz evirme ortaya kar. Yasaklanan eye kar da bir istek doar. Allah'n emir ve nehyine nefsini koyan kul, kullukta mtevaz bir kuldur.kincisi: Allah'n bykl azameti karsnda klerek, izzeti ve byklne boyun emektir. Kendinde byklenme bulan kul, Allah'n bykln, O'ndan baka byk ey olmadn; emrine kar kanlara olan iddetli fkesini hatrlar, bylece nefsinde tevazu oluur. Allah'n bykl karsnda nefsi krlr. O'nun korkusundan mutmain olarak, sultanlna boyun eer. Tevaz'un son noktas ite budur. Bu ikinci ksm tevazu da birinci ksm olmas gerekir. Mtevaz kimse, her iki eit tevazu ile Allah'n kendisini rzklandrd kimsedir. Yardm Allah'tandr. Fasl Allah'n emrine uyma kuvveti de byledir. Yani Allah'a tazim etmek, emir ve haklarna Allah onlar ikame edene kadar sayg gstermek. Yeryznde yce olmak, kendini byk grmek, ynetimde tek kii olmay, Allah'n emrine sayg olsun yahut ihanet olsun kendi sznn tutulmasn arzulamaktr. Yeryznde yce olmak arzusu eer Allah'n emrine, haklarna ve rzasna uymazsa bu durumdaki kii, ycelii uruna Allah' ilgilendiren eylere bakmaz, hepsini heder eder.zzet-i nefisle, Allah'la izzet bulmak da byledir. Allah'la izzet bulmak, hem emre hem de emredene saygya gtrr. zzeti nefis ise, kendini byk grerek elde edemedii hazlarma kar fkelenmeye srkler. Allah iin ha-miyyet, Allah'n haklarna saygdan tr kulun kalbinin yanmasdr. Allah'n sultanlk nuru, kalbini aydnlatan ve bu nurla kalbini dolduran kulun durumu budur. Kul fkelendii zaman ancak Allah tarafindan kalbine atlan nurdan dolay fkelenir. Hadiste belirtildiine gre: "Rasulullah fkelenince yanaklar [290] Zeyd b. Elem de kpkrmz olur; gzlerinde, fkenin arttrd ter belirirdi. Allah adna intikam almadka fkesini hi birey durduramazd. babas yoluyla Ms b. mrn'dan unu nakleder: "Rasulullah fkelenince, sarn ate tutard." Grlyor ki bu, izzeti nefisten farkldr. Nefisten kan hararet, nefsin hazzn elde edememesi yahut onu aramas nedeniyle ykselen hararettir. nk fitne nefistedir. Yani nefisteki alevlenmedir. Nefis, ehvet ve fke ateiyle tutuur. Ksacas, gerek Allah iin gerekse nefis iin alevlenme, uzuvlarda kendini gsterir. Mutmain nefisteki tutuma belirtileri, Allah'n haklarna sayg gstermektir. Emmre nefis iin tutumann belirtileri ise hazzn elde edememesinden dolay alevlenmektir. Fasl Cmertlikle israf arasndaki fark: Cmert kimse, hediyeyi yerli yerince datan akll kimsedir. sraf ise savurandr. srafnn tasarruflar, bazan yerini bulsa da ou kez yerini bulmaz. Bunun izah u: Yce Allah hikmeti gerei malda bir takm vecibeler koymutur. Haklar iki ksmdr: Vazife haklar, fazilet haklan. Vazife haklarna zekt ve bakmakla ykml olduu kiilere verilen vacib nafakalar misal olabilir.Fazilet haklar ise, misafirin hakk, ald hediyenin karln vermemek ve rzndan emin olunmayan kiilere vb. kar haklar. Cmert kimse gnl rzasyla, honutluuyla, dnyada bedelini, ahirette ise sevabn umarak, malna den bu vecibeleri yerine getirmeye alan kimsedir. Datlan mal, kalbini zorlamadan, nefsindeki genilikle, gsnn aklkla gerekli yerleri bulur. sraf ise byle deildir. sraf kimse, hevasyla ehvetiyle, maslahat gzetmeden, snrsz olarak lsz bir ekilde malna el atar. Mal zerindeki tasarrufu ok az yerini bulur. Cmert kimse, mnbit araziye buday tanesi atan; att tohumlarn verimli ve mnbit yerler olmasma dikkat eden kimse gibidir. Bu haliyle o, israf ve sefih saylmaz. sraf ise, elindeki tohumu orak ve sert yerlere atan; uygun yerlere attn da st ste, dank bir ekilde saan kimseye benzer. orak ve sert yerlere atlan tohum, zayi olur. Verimli yerlere atlan ise st ste ylmtr. st ste atlan tohumlarn baz rnlerini, kalanlarm korumak ve yerin terbiye gcn azaltmamak iin kesraelidir. Yce Allah, son derece cmerttir. Yani, Allah'n cmertlii yannda, ulv ve sfl lemde bulunan btn cmertler, dnya denizinde bir damla kadardrlar. Ayrca dier cmertler de O'nun cmertlii eseridir. Bununla beraber, Allah'n takdiri, cmertlii diledii kimseye iner, bu hikmetiyle ekimez. Her ne kadar ou insan muttali olamasa da Allah atiyyelerini gerekli yerlere verir. phesiz Allah, fazln kime vereceini ve hangi mahallin buna layk olacan en iyi bilendir. Fasl Korku ile kibir arasndaki fark: Korku, Allah'n azametiyle, sevgisiyle, iclaliyle kalbin dalmasnn belirtisidir. Bunlarla kalb dolunca ieri nur girer, kalbe seknet iner. Heybet nidasn karr. Yzn halavet ve korku sarar. Kalbte toplanan bu eylerle sevgi, korku oluur. Dolaysyla kalbler ona kar sslenir, gzler ona ynelir, kalbler onunla nsiyet kurar. Artk konumas nur, girii nur, k nur ve ameli nur olur. Susunca,

vakar onu yceltir. Konuunca da kalbler kulaklar ona ynelir.Kibir ise cehalet ve zulmle dolmu; kalbte, kendini beenmenin, asiliin grlmesidir. Kulluk, ondan ayrlr. Gadab hak eder. nsanlara hakir gzle bakar. Toplum iinde yalnz yrr. Onlarla olan ilikisi, bakalarn kendisine tercih etmesi yerine, kendini onlardan stn grmek eklindedir. Onda insaf yoktur. inde byklk duyar. Karlat kimseye ilk selam veren kii olmaz. Verilen selam aldnda da, karsndaki ahsa ok inamda bulunduu in&:ldadr- Onlara yzn dndermez. Ahlak, insanlara ho gelmez. KimsLn kendinde hakk olduunu bilmez. nsanlar zerinde haklar olduu g&ndedir. nsanlarn kendinden stn olduu grnde deildir. Kendi onlardan stn olduuna inanr. Bu haliyle cimri, Allah'tan ancak dalda uzaklar; insanlar karsnda klerek fkelerini eker. Fasl Korunma ^ibirlenme arasndaki fark: Kendini koruyan kimse, pahal, bembeyaz2^ bir elbise giyen kimseye benzer. Bu kii, elbisesiyle krallarn sarayn,^ daha baka yerlere gidebilir. Lekeden, tozdan, kirden ve beyazln tenliini bozacak her trl pisliklerden onu korur. zzet sahibi kimselerin, e^se^erinin kirlenmemesine, leke ve pisliklerin zerine bulamamasna olda itina gsterdiklerini grmek mmkndr. Elbisesine leke bulanca deal onu temizler, yok eder, leke izini kaybettirir. Kalbini ve dinini koruyarmse de aynen byledir. Elbisesini, kir ve lekelerden koruduu gibi kalbide korur. Kalbte bulunan lekeler beyaz temiz elbisede bulunan irkin lelere nazaran daha ok olmasna karn, kalb lekeleri zerinde rt olduuan farkedilmez. Kirli sand eylerden kaar. nsanlardan korunur. Derlerin, kasaplarn ve alarn elbiselerine bulaan eylerin kalbinde leke takmamas iin insanlara karmamaya alr.Kendini byigren bundan biraz farkldr. Saknma ve uzak durma hususunda her madar syane sahibine benzese de bu, kibriyle insanlarn omuzlarna kp Jan ayaklan altna almay arzular. te syanet rengi ite kibir rengi. Fasl [291] istikrardr. Sabrla gzel zanndan doan bir huydur. Kii ne ecaatla arasndaki fark: ecaat kalbten gelir. Korkulara kar kalbin direnm zaman ba* zannna kaplr, sabr da ona destek olursa ecaat gerekleir. Nitekim rkaklk da kt zanla sabrszlktan domakta, zan gzeli yakalayamazdan sabr tarafndan desteklenmektedir. Korkakln asl, kt zan ve isin ktlkle vesveseye dmesidir. Korkakln kayna cierdir. Zan kc olur, nefis de ktlkle vesveseye derse cier bozulur, kalb yerinde skyerinden koparacak derecede kalbi skar. Cierin bozulmas ve kalbi darmas nedeniyle skntlar, zelleler bagsterir. Bu husus mam Ahmed'in . s'tan rivayet ettii u hadiste belirtilmitir: Rasu-lullah yle buyur "Kiide bulunan en kt ey, bo yere korkmak ve hrsl cimriliktir. hadiste (hl) olarak belirtilmitir. nk bynn bozulmasyla kalb yerini terketmektedir. Nitekim Ebu Cehil Utbe b. Reba'ya: "Sihrin bozuldu" demitir. Kalb yerinde durmaynca akln idaresi kalkar, azalarda bozulma balar. Artk iler yerli yerince yaplmaz. ecaat ise kalbin harareti, fkesi, kyam, dikilmesi ve sebatdr. Azalar kalbin bu durumunu grnce ona yardm ederler. nk azalar, kalbin hizmetileridir. Kalb geri dnnce dier ordular da yerlerini alr.Cret ise, dikkatsizce, iin sonunu dnmeden ileri atlmaktr. Yahut-ta atlm yaplmamas gereken yerde, nefsin bana gelecek eyleri dnmeden ileri kmasdr. Atlm, ya faydasna olur ya da zararna. Fasl htiyatl davranmakla korkaklk arasndaki fark: htiyatl kii, birey zerinde iradesini, beceri ve akln younlatran, durumlar teker teker len ve bu ilerden herbirine kar uygun eyler hazrlayan kimsedir. Hazm (ihtiyat) kelimesi, kuvvet ve toplamak manalarna gelir. Arap dilinde (hazmet'l-hatab) denir. Yani odun toplamak. Hzimrrey ise eitli grleri toplam; bunlardan iki hayrdan en hayrlsn, iki erliden de en erlisini renmi; geri durulmas gereken yerde de korkaklndan gszlnden deil de akl ve gr nedeniyle geri durmu kimsedir. air de:Kararnda yetersiz kii eline geen firsat karmtr. yle ki yapamad bir i olunca kaderden yaknr" demitir. Fasl ktisat ile cimrilik arasndaki fark: ktisatl olmak, iki huydan domu gzel bir ahlktr. Bunlar adalet ve hikmettir. Adaletle harcama ve elinde tutma dengelenir. Hikmetle de bunlardan her biri layk olduu yere konur. ki ktlenmi u arasndan iktisad doar. yeti cellede: "Ellerini boy[292] Ve harcadklar zaman ne israf ederler ne de cimrilik nuna balanm yapma, tamamen de ama. Sonra knanr, hasret iinde kalrsn" [293] [294] yaparlar. Harcamalar bu ikisinin arasnda dengeli olur" ve: "Yiyiniz, iiniz; israf etmeyiniz buyurulmutur.Cimrilik ise gsz nefisle kt zandan domu kt bir huydur. Kii eytann va'dine kanarak hrssahibi olur. Hel' bireye kar iddetli hrsl olmak, onun errine katlanmaktr. Mal bitirme tketme korkusu, cimrilie gtrr. Nitekim Yce Allah: "Dorusu insan hrsl yaratlmtr. Kendine ktlk [295] buyurmutur. dokununca szlanr. Kendisine hayr dokununca da onu sk sk tutar Fasl Saknmakla kt zan arasndaki fark: Saknan kimse, malyla bine-iyle yolculua km; kendi gayretiyle yol ekiyasmdan ve erli blgelerden, saknan kimseye benzer. Ayrca, hazrhn yapar, tedbirini alp ktlkten kurtaracak sebeplere de sarlr. Saknan kii, silahn kuanm, karlaaca dmana kar zrhn giyinmi hazrlkl kimsedir. Bu kiinin amac kurtulma sebeplerini hazrlamak, dmanla harbe msait bulunmaktr* Kt zan onu megul ederse, kt zanna kar eitli hazrlklara, dzenlemelere balar..Kt zan ise, kalbinin, insanlara besledii kt zanlarla dolmasdr. yle ki dili ve azalar kt zanla dolup tamaktadr. Srekli insanlar hakknda gammazlk yapar, yzlerine kusurlarn vurur, onlara ta'n eder, ayp eyler syler, fkelenir. Bu, insanlara insanlar da buna fkelenip dururlar. Birbirlerine lanet yadrrlar. Birbirlerinden karlar. Saknan kii, aralarna karsa da onlardan korunur. Kt zanl ise, onlar uzak dursa da, eziyetlerinde kurtulamaz. Saknan kimse, onlara tle, ihsanla yaklar. Kt zanl ise sahtekarlkla, kinle, fkeyle onlardan uzak durur. Fasl

Ferasetle zan arasndaki fark: Zanda hata da vardr isabet de. Zan, kalbin karartsyla nuruyla, temizliiyle kirliliiyle olabilir. Bundan do[296] lay Yce Allah, zatnn oundan saknmay emrederek, bir ksm zannt gnah olduunu belirtmitir. Ferasete gelince, Yce Allah, feraset [297] sahiplerinden vgyle u ekilde bahsetmitir: "phesiz bunda, iaretten anlayanlara nice ibretler vardr. bni Abbas ve dierleri: "aretten anlayanlar, feraset sahipleridir" demilerdir. Dier bir yette: "Onlar tanmayan, utangalklarndan dolay onlar zengin sanr. Onlar simalarndan [298] buyrulmutur. Bir baka yette de: "Biz dileseydik, onlar sana gsterirdik. Sen onlar simalarndan tanrdn ve onlar szlerinin tanrsn [299] slbundan tanrsn" buyurulmutur. Feraset, kalbi dorular. Temiz ve saf olur. Pisliklerden uzak bulunur. Allah'a yakn olur. Ferasetli kimse, Allah'n kalbine att nurla bakar. Tirmz ve dierlerinde Eb Sad'den yle bir hadis nakledilir; Rasulullah buyuruyor: "M'minin ferasetinden [300] Bu feraset, Allah'a yaknlktan kaynaklanmtr. Kul Allah'a yaklanca, hakk bilmesinc, anlamasna engel saknn. O, Allah'n nuruyla bakar. olan kt engeller ortadan kalkar, Allah'a yaknl lsnde, Allah'a yalan bir fener , kula ular. Yaknlna gre bu k onu aydnlatr. Bu nurla, Allah'tan uzak kimsenin, mahcubun gremedii eyleri grr. es-Sahh'te, Eb Hureyre'den naklen, Rasullah'n Allah'tan rivayet ettii kuds bir hadiste Yce Allah yle der: "Kulum bana, zerine farz kldm ibadetlerle yaklat gibi hibir eyle yaklaamaz. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklatka da onu severim. Kulumu sevince, duyduu kula, grd gz, tuttuu eli ve yrd aya olurum. Bylece o, benimle [301] Yce Allah hu kuds hadiste, kendisine yaklaan kuluna olan sevgisinin, faydal duyar, benimle grr, benimle tutar ve benimle yrr. olacan belirtmitir. Allah kulunu sevince kulana, gzne, eline ve ayaklarna yaklar. Artk gz Allah'la grr. Kula O'nunla duyar. O'nunla tutar. O'nunla yrr. Kalbi, eyalarn gereklerinin belirdii saf ayna gibi olur. Ferasetinde olduka az yanlr. nk kul, Allah'la varla baknca onu olduu gibi grr. Allah'la iitince onu olduu gibi iitir. Ancak bu, gayb bilgisinden gaylamaz. Yce Allah'n, hakikatlerin suretlerini grmeye mani olan vesvese, hayal ve batl izlerden uzak, nurla kapl, kendine yakn kulunun kalbine att hak ile hakikatlarn suretlerini grr, bilir. Nur kalbte oalnca, derhal kalbten uzuvlara, gze geer; nur lsnde grme gzyle hakikatlar olduu gibi kefeder. [302] arkasnda namaz klanlar grrd. Mekke'de iken Rasulullah (SAV) namaz klarken sair zamanda nnde bulunan ashabn grd gibi [303] [304] gz ile Beyt-i Makdis'i grmtr. am saraylarm, San'a kaplarn ve Kisr'nn ehirlerini hendek kazarken, Medine'de grmtr. [305] Medine'de iken Mte'de yaralanm komutanlar grm; yine Medine'de iken Nec'nin lsn grm, Musall'ya giderek, [306] gyabndacenaze namaz klmtr. Hz. mer, ran'n Nihavend blgesinde dmanlarla savaan slm askerlerini ve askerlerden Sariye'yi [307] [308] grm, O'na: "Sari-ye! Daa, daa diye nida etmitir. Yine Hz. mer'in huzuruna ilerinde Ester en-Neha'nin de bulunduu Mezhe kabilesine mensup bir grup in. san girmi, Hz. mer ban kaldrarak Eter'i grm. Onlara: "Bu adam kim?" diye sormutur. Onlar da: "Malik b. Haris" karln verince Hz mer: "Ne oluyor ona. Akolsun ona. Bugn mslmanlann korkun bir gn yaadklarn gryorum" [309] Amr b. Ubeyd, Hasan'n yanna varr. Hasan ona iaret ederek: "Eer bana birey gelmediyse bu genlerin efendisidir" demitir. demitir. Anlatldna gre Saf ile Muhammed b. Hasen Mescidi Haram'da otururlarken, Mescide bir adam girer. Muhammed b. Hasen: "Tahminime gre bu, marangozdur" der. Adama mesleini sorarlar. Adam u karl verir: "nce demirci idim, imdi ise marangozlukla urayorum."Ebu'l-Hasen [310] el-Benc ile demirci Hasen Eb'l-Ksm el-Mnv'nin ziyaretine giderler. Hediye olarak da yoldan yarm dirhem karlnda veresiye elma satn alrlar. Evine girer girmez Ebl-Ksm: "Bu zulmet neder. Hemen karlar ve: "Niin byle dedi anlamyoruz. Belki elmann parasyla ilgili olabilir" derler, borlarn elmacya verip geri dnerler. Eb'l-Ksm onlara yle bir bakar ve: "nsann, zulmetten bu kadar ksa zamanda kmas mmkn m? Banza geleni anlatn?" der. Onlar da olay anlatnca: "Evet, ikiniz de elmann parasn vermek iin birbirinize bakyordunuz. Satc da parasn istemekten utand" der. Eb Zekeriyya en-Nahai henz tevbe etmeden, bir kadnla aralarnda mesele vard. Birgn Eb Osman el-Hirf nin bana dikildi, kadn dnyordu. Eb Osman ban kaldrd ve: "Utanmyor musun?" dedi. Olduka ferasetli ah Rirmn diyor ki: "Kim gzn haramlara bakmaktan alkor; nefsini ehvetlerinden korur; srekli murakebe ile iini, snnete uyarak dn tamir eder ve helal rzk yemee gayret gsterirse, ferasetinde isabetli olur."Cneyd'in dostlarndan bir gen, anlardan konuurken: Cneyd gence; "Hakknda bana anlatlan ey nedir, biliyor musun? u anda aklmda bir hatran var" der. Gen de: "Onu biliyorum" der. O zaman gen: "Bildiin ey udur o halde" der. Cneyd: "Hayr, o deil" diyerek, gencin anlatt hatra olmadn syler. Gen: "kinci birey aklndan geir" der. Cneyd: "Tamam geirdim" der. Gen: "unu unu dnyordun" deyince Cneyd: "Hayr, onu dnmyordum" karln verir. Gen der ki: "nc bir ey daha dn, bunu bileceim" der. Cneyd de: "Tamam, dndm" deyince gen: "O dndn ey udur" diye anlatr. Cneyd buna da "Hayr" deyince gen: "Bu tuhaf birey. Sen doru bir kimsesin. Ben kalbimi biliyorum" der. Bunun zerine Cneyd: "Birincisinde de, ikincisinde de, ncsnde doruyu bildin. Ama [311] Eb Sad el-Harrz anlatyor: "Mescid-i Haram'a girdim. Arkamdan da ben, kalbinde deime olacak m diye seni snamak istedim" der. zerinde iki hrka bulunan bir adam girdi, bireyler istiyordu. Kendi kendime: "Bunun gibileri insanlar usandryor" dedim. Adam bana bakt ve u [312] yeti duyunca iimden tevbe getirdim. Adam bana yneldi, derhal u yeti yeti okudu: "Biliniz ki Allah, iinizde olan bilir. O'ndan saknn. [313] okudu: "O Allah ki, kullarnn tevbesini kabul eder." brahim b. Havvs anlatyor: "Toplanma yerinde iken, zerinden gzel koku yaylan , gzel yzl ve saygl bir gen ieri girdi. Yanmda bulunanlara: "Bu gen, yahud olmal" dedim. Tabii arkadalar bu szm yadrgadlar. Toplant yerinden ben ktm, arkamdan da o gen kt. Sonra ieri girer, bizim arkadalara sorar: "u yal benim hakkmda ne syledi?" Bunun zerine utanlarndan bir ey diyemezler. Gen srar edince: "Senin yahdi olduunu syledi" derler. Hemen yanma geldi, ellerime kapand, tnslman oldu. Gence dedim ki: "Mslman olmann sebebi nedir?" Gen: "Bizim kitabmzda sddklarn ferasetinde kusur olmayaca yazldr"

karln verdi. Dedim ki: "Mslmanlar bir dene." Gen, onlarn halini dndn syler. Dedim ki: "Eer aralarnda zellikle u grubun ierisinde sddk birisi varsa ben de size katlrm." Bu yal zat, beni anlayp ferasetiyle beni bilince, sddk olduuna kani oldum.te Osman b. Affan! Hz. Osman'n yanna gelirken yolda bir kadn grm, onun gzelliklerini dnm bir sahabe huzura girer. Hz. Osman ona der ki: "Gzlerinde zina belirtisi olan sizden bir zat yanma geldi." Bunu duyan sahabe: "Rasulullah'tan sonra vahiy mi?" diyerek Hz. Osman'n haline muttali olmasna arr. O sahabeye Hz. Osman: "Hayr. Bu, basiret, burhan ve doru ferasetle bilinir" karln verir.te feraset budur. O, Allah'n kalbe att bir nurdur. Bu sayede bir ey, nasl ise o ekilde hatra gelir. Feraset gze geerek bakasnn gremeyecei eyleri grr. Fasl Nasihatle gybet arasndaki fark: Nasihat, mslman bir kimseyi bid'attan, fitnelerden, karklklardan korumay amalar. Konumalarnda, muamele ve ilikilerinde sana danrsa ona bildiin eyleri sylemen nasihattir. Kendisine dnrc gelen Muaviye ve Eb Cehm hakknda Rasluah'la mavere yapan Fatma bnt. Kays'a Rasllullah: "Muaviye'ye gelince, o seni doyuramaz. Eb Cehm'in de omuzundan deynek [314] demitir. Bir sahabe Raslullah'la sefere kan ashab'tan birine; "Kavminin yurdlanndan uzaklanca, onu koru" demitir.Gybet, dmez" Allah, Rasl ve mslman kullar iin nasihat edasyla yaplrsa, hereit gzellikleriyle Allah'a yaklatran ey olur. Yok eer, kardeini ktlemek kiiliini bozmak, etiyle elenmek ve insanlarn gznden drmek iin onu ayplamak eklinde olursa bu, mkil bir dert olur. Atein odunu yedii gibi, gzel amelleri yiyen ate olur. Fasl Hediyye ile rvet arasndaki fark: Yap itibariyle her ne kadar birbirine benzese de ama bunda gdlen gayedir. Rvetinin amac, bir hakk [315] Ancak, maruz kald drmeye ya da bir batl hak hale getirmeye yeltenmektir. Rveti kimse, Raslullah'n lisanyla lanetlenen kimsedir. zulmden kurtulmak iin rvet verirse, bu durumda lanet sadece rveti alana olur. .. ._ Fasl Sabrla katlk arasndaki fark: Sabr, kulun kazand kesb bir huydur. Korku, hrs ve ikayetlenmeye kar nefsi hapsetmektir. Nefis fkelenmekten, dil ikayetlenmekten uzuvlar ise yaplmas gerekmeyen eyleri yapmaktan engellenir. Sabr, kader ve dinle ilgili hkmlerde kalbin sebat etmesidir.Katlk ise, etkilenme karsnda kalbte bulunan kuruluk, musibetlerden tesirinden koruyan katlktr. Tabi, musibetlerden etkilenmesi katlndan, sertliindendir; sabr ve tahammlnden deildir. eit kalb vardr. Birincisi kat kalb. Kuru el kadar serttir. kincisi ma (sv) kalb. nce kalbtir. Birinci kalb ta gibi olduundan etkilenmez. kincisi ise suya benzer. Her iki kalb de kusurludur. En makbul kalb ince, [316] Sertlii ile de saf ve sert kalbtir. Safl ile batldan hakk ayrr; hakkn tesirinde kalr; incelii ile hakkn peinden akarak hakk korur. dmanya har-beder. Bir hadiste: "Kalbler, Allah'n yeryznde kaplardr. Allah'a kar en sevimli kalb en ince, en sert ve en saf olan kalbur" denmitir. Her zellik camda bulunduundan en gzel kalb camcnn kalbidir. Allah kafanda en kt kalb ise kat kalbtir. Yce Allah baz [317] Sonra bunun ardndan kalble-riniz yine katlat. imdi onlar ta yetlerde: "Allah' anmaya kar yrekleri katlam olanlara yazklar olsun" [318] gibi, hatta daha da katdr ve: "eytann attn, kalblerinde hastalk olanlar ve kalbleri kafalaanlar iin bir imtihan yapsn (diye Allah byle [319] yapar) buyurmutur. Yce Allah yet-i cellede dengesini kaybetmi iki kalbten bahsetmitir. Biri hastalndan, dieri ise katlndan. eytann attm da dengesini kaybeden bu iki kalb iin imtihan yaparken, eytann att ile melein attm birbirinden ayrabilecek saflkta olan kalb sahiplerine ise bunu rahmet klmtr. Rahmeti hak eden kalb, tevazuu ile hakk kabul eder; sertlii ile de akn nefislerle harbeder. Yce Allah bunun sonunda: "Ve kendilerine ilim verilmi olanlar da O Kur'n'n Rabb'inden gelen gerek olduunu bilsinler de ona inansnlar. phesiz [320] buyurmutur. Allah, inananlar mutlaka doru yola gtrr Fasl Af ile zillet arasndaki fark: Afv, cmertlik, kerem ve ihsanla intikam almaya gcn yettii halde hakkndan vazgemendir. ntikam hissinden vazgemek kiiyi ihsana ve gzel ahlaka gtrr. Zillet iae byle deildir nk zelil kimse, acizliinden, korkusundan ve nefsinin rezaletinden dolay intikam almaktan vazgeer. Zillet, gzel bir huy deildir, Hak ile intikam alan kimsenin durumu, zelil kimseninkinden daha iyi olmaldr. [321] buyurmutur.Yce Allah, bu yeti cellede Bu hususta Yce Allah: "Bir zulm ya da saldrya uradklar zaman, kendilerini savunurlar kendilerini savunmak iin yardmlaan m'minlerin gcnden vgylebahsetmitir. yle ki, kendilerine hakszlk edenlerin stesinden gelip, mallarna aldklarnda, dmanlarn affetmeye, balamaya onlar tevik etmitir. yette bu bu yle aklanr: "Ktln cezas yine onun gibi [322] Bu yette durum vardr: Adaletli olmak. bir ktlktr. Kim affeder, balarsa onun mkafat Allah'a aittir. Dorusu O, zalimleri sevmez. Allah Tel bunu mubah klmtr. Faziletli davranmak. Buna da tevik etmitir. Hakszla kar hakszlk yapmak ki bunu ise yasaklamtr.Hakszlk yapana kar yardmlamakla onlar affetmek birbirine zt eyler olduu halde Allah (cc) onlar nasl medhedebilir? denirse, deriz ki: "Allah, intikam almalarn, onlara ar basmalarn vmemektedir ki. vd ey, haklarn almada g ve kuvvette yardmlamalardr. Hakszlk yapanlara g getirecek lye gelince, onlar afva tevik etmitir. Seleften biri yetin yorumunda der ki: "M'minler zillete dmeyi sevmez. Dmanlarndan daha ar bastklarnda, onlar afvederler. Allah'n m'minleri vmesi, g olduktan sonra afvetmeleridir. Yoksa acizliklerinden, gszlkten dolay affetmeleri deildir. M'minlerdeki bu durumu, Yce Allah, kendisini medhederken de kullanmtr. [324] [323] ve: "Allah, balayan ve acyandr yetini buna misal gsterilebilir. Bilinen bir eserde de: Mesel: "Allah, afvedicidir, kudret sahibidir "Ar tayanlar drttr. Bunlardan ikisi yle der: "Rabbimiz Seni tenzih ederiz. lminden sonra hilminden dolay Sana oka hamd ederiz." Dier

ikisi ise: "Ey Rabbimiz, Seni tenzih eder. Kudretinden sonra afvndan dolay Sana oka hamd ederiz" derler. Yine bu nedenle Hz. s da yle [325] demiti: "Eer onlara azb edersen, onlar Senin kullarndr. Yok eer onlar balarsan phesiz Sen, aziz ve hikmet sahibisin. Yani, onlar afvetmen izzetinden, kudretinin kemlinden; hikmetinden, ilminin kemlindendir. Onlarn bildiklerini bildikten sonra afvettin ve kudretin onlar kuatt. Zira kul, bazan intikam alamad iin ve sulunun kalbinden geeni bilemedii iin afveder. Kulun afvetmesinin d, zulm ve zillettir; ii jse izzet ve korkaklktr. Ald intikamn d izzet iken ii zillettir. Allah, af-veden kimsenin izzetini artrr. Kendi nefsi adna intikam alann [326] Allah'n u ise zilletini artrr. ntikam almak, afvetme izzetinden mahrum klar. Bu nedenle Raslullah, nefsi adna hi intikam almamtr. [327] yetini bir dn: "Onlar, birbirlerine yardm ederek, kendilerini savunurlar. Bu yetten, onlarn yle gleri vardr ki kendilerini savunamazlar ve dmanlar bylece onlara galip gelir manas nasl anlalabilir. Adaletli bir ekilde, yardmlamak ou kez savunmada yetersiz kalyorsa bu durumda Yce Allah'n emrini gemeksizin tam karln vermek gerekmektedir. Hakszla fazlasyla karlk vermek yasaklanm, ayrca afvetmek de, tevik edilmitir.Ksacas, afvetmek mutmain nefsin huylanndandr. Zillet ise emrare nefsin huylanndandr. Meselenin z udur: ntikam almakla yardmlamak ayr ayr eylerdir. Yardmlamak, Allah'n hakk iin, Allah iin olur. Hevsnn tutsaklndan, hazzmm zilletinden kurtulamayan kimse, yardmlamada bulunamaz. nk yardmlamakta, Allah'n m'min kullarna verdii izzetin tadna varmak vardr. zzet sahibi kiiye hakszlk yaplnca, Allah'n kendisine verdii ve bakasna vermedii izzetten dolay haksza kar savunur. Allah'n izzetlendii kii, hakszlk ve bask gremez. Aziz ve vgye layk olan Allah'n kuluna, zillet yakmaz. zzet sahibi m'min, kendisine hakszlk yapana der ki: "Ben, kulunu zillete drmeyen ve kimsenin onu zillete drmesine msaade etmeyen bir ztn kuluyum." Bu kimsenin nefsi, emmre olsayd, tepesine kar, intikam almaktan ve hakszlk yapan kimseye kar koyup onu zell yapmaktan baka hibirey dnmezdi. Ama, hevasmm tutsaklndan, hazzmn verdii zilletten kurtulmay baaran nefis, tek olan Allah'n izzetine dayanrd. Hakszla uraynca da izze-tiyle ve Allah'n kendine olan yardmyla savunmaya balard. Yani bir kimse gerekte, Rabb'i iin, Mevls iin izzetini korumaktadr. Bununla ilgili, topraa bal iki ziraati kleden misal verirler. Anlatldna gre bu klelerden biri, dierini dver. Dayak yiyen kle, efendisi adna dier kleye t verir. Efendisinin, dayak atan kleyi cezalandrmasn istemez. Daha dorusu, kendisinin yedii dayaa kar, o klenin efendisi tarafndan cezalandrlmasn, dverek huzurunun karlmasn arzulamaz. Afvetme olgunluu ile derecesini artrr. Dier kle ise, efendisinin yamna gelir. Efendisi, ona gzel, temiz elbiseler giydirir. Onu ssler. Klenin zerindeki gzel elbiseleri gren bir hayvan bakcs (seyis), kalbinin darlndan elbisesine pislik srer ya da bulatrr. imdi bu kle, zerine pislik bulatran bu adam afvet-se, efendisi onun bu ban ho karlamaz. yleyse seyise kar yardmlamak, efendisinin rzasn almak gerekir. Kle kendi kendine: "O bunu bana, efendimi kk grdnden, bana cret ettiinden dolay yapt" der. Eer onu cezalandrabilirse, rezil etmi, kahretmi olur. Onu eline alarak zillete drr, kalbini krar. nk, efendisi, onu hi cezalandrmay arzulamaz ondan efendisinin hakkn almak ister. Bu durumda, klenin savunmas' kendi adna deil de sadece efendisinin hakk adna olmu olur.Buna benzer bir olay da Hz. Ali'den nakledilir. Rivayete gre o, yolda giderken biri: "u adam hakkm engelliyor. Onu bana vermiyor" diyerek ondan yardm ister. Hz. Ali, hakkn vermeyen adama: "Haydi, hakkn ver" der. Hz. Ali biraz uzaklanca, hakszlk yapan, adamn zerine atlr, hak sahibini tokatlar. Hak sahibi, lk atarak Hz. Ali'den yardm diler. Hz. Ali hemen geri dner: "te yardm geldi. O seni nasl tokatlad ise sen de onu yle tokatla" der. Hak sahibi: "Tamam ey m'minlerin emiri, ben onu balyorum" der. Bunun zerine Hz. Ali hakszlk yapana dokuz krba vurdurur ve: "Tokatladn kii, hakkndan vazgeti. Bu krbalar ise, sultann hakkdr" der. Demek ki Hz. Ali'nin hakszlk yapan adam cezalandrmas, Allah'n sultanna kar gelmesindendir.Buna benzer bir olay da u: Adamn biri Eb Bekir'e gelerek: "Beni ta. Allah'a yemin olsun ki ben hem senden hem de olundan daha ferasetliyim." Orada bulunan Muire b. uT^e elbesisenin kollarn dirseklerine kadar toplar, adamn burnuna yumruk atar. Burnundan kanlar akar. Bu adamn kabilesi daha sonra Hz. Ebu Bekir'e gelerek: "Muire'den hakkmz al" derler. Eb Bekir onlara: "Allah'n koyduu yasaklarn inenilmemesi iin alanlardan m hakknz alacam. Hayr, ona birey yapamam" karln verir. Hz. Eb Bekir bu davrann, Muire'yi desteklemek, Allah'n ve Allah Raslne bal halifenin izzetini korumak eklinde yorumlam; bu sayede gzel halifelii ve dini uygulamak mmkn olmutur. te Muire'yi cezalandrmamas, Allah ve kendisiyle Rasln, dinini ve halifesini ereflendirdii hakimiyyetini, Muire'nin savunmasna baldr. Grlyor ki bunun mahiyeti baka, emmre nefsin izzeti iin dvmenin mahiyeti baka. Fasl Kalb selameti, ahmaklk ve duyarszlk arasndaki fark: Kalb selameti, ktl tandktan sonra onu istememekle mmkndr. Yani kalbin selameti, ktl bilmek, tanmak deil de onu yapmamak istememektir. Ahmaklk ve duyarszlk ise byle deildir. nk bunlar cehalet ya da az bilginin neticeleridirler. Dolaysyla bunlar kusurdurlar, vgye layk grlmezler. nsanlarn vd kii, cehaletten uzak olan kiilerdir. Kalbin olgunlamas ise kiinin, her eit erri bilmesi ve artmasndan emin olmasdr. Hz. mer (ra) der ki: "Ben bakalarn aldatan kimse deilim. Dolaysyla beni hibir dzenbaz aldatamaz." Hz. mer, aldatlmayacak lde akll, bakalarn adlatmayacak lde de takva sahibidir. [328] yette geen temiz kalb, kalbleri Yce Allah: "O gn Allah'a temiz kalb getirenden baka ne mal ne de oullar fayda verir" buyurmutur. bozan fetlerden, zanna uymay zorunlu klacak phe hastalndan ve nefislerin nevasna uymay zorunlu lalacak ehvet hastalndan emin olan kalbtir. Yani, selim kalb hereit hastalklardan emindir. Fasl Gven ile gurur arasndaki fark: Gven, kalbi sakin klan emarelere, delillere dayanmaktr. Emareler ne lde gl ise gven de o lde gldr, salamdr. zellikle tecrbe ve doru ferasetle desteklenirse daha da gldr. Allah en iyisini bilir ya gvenmek, ba manasna gelen vesktan gelmitir. Kalb, gvendii bir kimseye tevekkl ederek, gzel zan besleyerek balanrsa, onun sevgisi, muamelesi yolunda olur; ona istinad ederek ona dayanr. Bu balan, kalb, ruh ve bedenle birlikte olur. Kalb Allah'a varr, O'na olan sevgisini srekli yaparsa kulluk ba onu Allah'a balam olur; artk o hibir felaketten korkmaz; tek sna O olur. Felaket annda iddeti, az ve hazrl ona kar olur; musibet anlarn da O'na snr. htiyalarn ise O'ndan ister.Gururlu kimse ise nefsi, eytan, hevas, Rabbini yalanlayan emeli ile gururlanan, nefsine uyarak Allah'tan eraan dileyen kimsedir. Gurur, gvenilmeyecek eye gvenmek, huzur bulunamayacak yerden huzur aramak ve fayda

gelmeyecek yerden grd sevab su zannedip peine koan kimse gibi fayda ummaktr. Bu hususta Yce Allah: "Kfredenlerin amelleri, dz arazideki serap gibidir. Susayan onu su sanr, fakat yanma gelince hibir ey olmadn anlar ve yannda Allah' bulur. Allah, onun hesabn [329] grr. O, hesab abuk grendir buyurmaktadr. Gururlu insanlar da: "De ki: "Size yaptklar iler bakmndan en ok ziyana urayacaklar [330] syleyeyim mi? Onlar, dnya hayatnda btn abalar boa gitmi olan ve kendilerini de iyi i yapm sananlardr eklinde anlatmtr. Tabii, rt kalkar, gerek iler ortaya knca, hibir ey zere olmadklarn anlarlar. "Hi hesap etmedikleri eyler, Allah'tan karlarna [331] Bilinen bir eserde de: "Gnah ilediin halde, Allah'n sana olan nimetini artrdn grrsen O'ndan sakn. nk o, sana tannan kmtr. [332] sadece bir mhlet ve azaba yaklatrmadr. Bu hadisi destekler bir de u yet vardr: "Kendilerin yaplan uyarlar unutunca, zerlerine [333] hereyin kaplarn atk; kendilerine verilenle sevince daldklar srada, anszn onlar yakaladk, onlar tm umutlarn yitirdiler. Allah'n ho grmedii eylere devam ettiin halde nimetlerin peine peine gelmesi, en byk gururdur. eytan gururla grevlendirilmitir. Zaten emmre [334] Gururlu eytanla, gururlanan nefis arasnda nefsin tabiat da gururlanmaya msaittir. Rey ve hakszlk bir araya gelince rey ihtiyaca der. anlamazlk yoktur. eytanlar, Allah'a kar gururlanmak isteyenleri gururlandrr; Allah' afv ve tasarrufunda fkelendirecek, kzdracak eyleri yapmay onlara tevik eder. Kalb skuneti iin tevbe etmek istediklerinde ise, eytan sonra tevbe etmelerini nerecekti. Ecel gelince de, onlar en kt hallerinde lm yakalayacaktr. Allah Tel buyuruyor ki: "Allah'n emri gelinceye kadar (eytann verdii) kuruntular sizi aldatt. O ok [335] Bir baka yette: "Ey insanlar, Allah'n va'di gerektir. Dnya hayat sizi aldatmasn. O aldatc aldatc eytan, sizi Allah'n (afv) ile aldatt, [336] eytan, Allah'n (yumuak davranp mhlet vermesine gvendirerek) sizi aldatmasn buyurulmutur, Allah'a kar en gururlu insan, Allah'tan [337] kendine hayr, ikram gelince: "Bu benimdir. Ben buna layk, bunu haketmiim" diyen kimsedir. Sonra yette: Kyametin kopacan da sanm[338] yorum diyecei belirtilmitir. Yani, Allah'a kfrettii halde verilen nimete layk ve ehil olduunu sanmakta: "O'nun yanma gtrlm olsam [339] bile (yani kyamet gn Allah'n yanna), muhakkak O'nun yannda daha gzel eyler vardr diyerek de daha fazla gururlanmakta. yette geen gzel eylerden maksat, cennet ve ikramdr. Allah'a kar gururlanmak ite byle olur. eytann gururlandrd kimse onun va'dine ve kuruntusuna inanan kimsedir. Dnyas ve nefsi de, gururlarn da artrr ki bu kimse kendini azap kuyularnn dibinde bulur. Fasl Rec (mit) ile temenn arasndaki fark: Rec, gayret sarfederek, gcn kullanarak, zafer ve baar sebeplerine sarlmaktr. Temenni ise, arzulanan eye gtren sebebiere bakmakszn nefiste oluan bir istektir. Rec hakknda Yce Allah: "man edenler ve Allah yolunda hicret edip [340] buyurmutur. Grld gibi Yce Allah, geni mitleri sz edilenlerden cihad edenler (bunlarla) Allah'n rahmetim ummaktadrlar bakasna kapamtr. Gurur sahipleri yetle ilgili olarak diyorlar ki: "Allah'n rahmetini umanlar,emirlerine uymayanlar, yasaklarndan kamayanlar, Allah' fkelendirecek eylerin peinden koup rzasna uygun olanlar yapmayanlardr. Oysa ki rahmet umanlar, nefislerinin gururlarndan, eytann da onlar gururlandrmasndan dolay rahmet ummamaktadrlar. Kulun midi, kalbinin Al-lahla, ahiret gnne imanla dolmas, Allah'n kendisine olan va'di ikram ve cenneti gzlerinde canlanmas dolaysyla hrsla, akla kalbin onlara mey-letrnesidir. Bu, arzulad bir eyi elde eden kimsenin o eye boynunu uzatmasna benzer. Gerek midin alameti udur. mit sahibi, cennete girememekten korkan, kendisiyle cennete girmek arasnda engel olmasndan korkulan eyi terketmekle cennetle ilgili hazznn yok olmasndan korkan kimsedir.Bu una benzer. Adamn biri, eraftan, durumu yerinde bir ailenin kzna talip olur. Evlilik akdinin yaplaca meclise gelecei gnn akamnda cegrini giyer. Uzun salarn keser, vcudunu ykar, ho kokular srnr. En gzel elbiselerini giyerek akid yaplacak meclise ynelir. Yolda giderken elbisesini amurdan, pisliklerden hatta tozdan dumandan korur. Akid meclisine varnca, ev sahibine selam verir. Kendisi iin evin en gzel yerinde hazrlanm yere, herkes tarafndan grlebilecek yatak ve yastklarn zerine kar. evreden hediyeler yamaya balar. Mesel bu evlenme aday kii, bunca sslenmeden sonra, kt yerlere oturup, zerine pislik, er-p bula-trsa; sa, cildi ve elbiseleri iyice batsa, bu haliyle akit yaplacak eve ynelse, kapda bekleyenler onu dverler, kovarlar, barp anrak onu derhal kapdan uzaklatrrlar. Bu durum karsnda evlenecek gen, akn ve zelil olarak geri dner. lk misal, mitli kiinin durumu, bu ise, temenn eden kiinin durumudur. stersen Melikle iki adam risalesini de anlataym sana.Bir Melik varm. Farkl bir kiilii, emanete hassasiyeti ve gzel muameleleri ile tanmrm. yle ki kimsenin hakk, onun yannda zayi olmazm. nsanlarla olan ilikilerini, kimsenin gremeyecei perde arkasndan yaparm. Ancak ticari ve dier mallar, ticaretleri, kleleri ve cariyeleri herkesin grecei ekilde ortada olurmu. Melik'in huzuruna iki adam girer. Bunlardan biri, ilerinde doru, emanete dkn ve*vg sahibi. Aklndan hi aldatmak, hainlik yapp hileli davranmak gemeyen adam. Bu Melik, btn mallarn o adama satar. Adam da Melik'e ait kle ve cariyelerden gvenebilecei kiilere mallarn gvenir. Bir mal yanna getirilince onlardan en gzelini en deerlisini seer. Birey yapmak isteyince gzelliine, ssne olduka dikkat eder. Yapt eyin grnmeyen i ksmn dndan daha gzel yapar. Melik'in yardmc olmasn istedii kiilerin yardmndan faydalanr;yapaca eyin miktarnda, zelliinde, durumunda, eklinde, incelik ve dier vasflarnda, kendisi ile Melik arasnda elilik yapan kimsenin uyarlarn dikkate alr. Dier adam ise, kendisine gnderilen mallarn en ktsn seer. inde hileli davranr, uyarlar dikkate almaz. Melik'in isteklerini gtren mtercime ve Melikle zanaatkarlar, tccarlar arasndaki eliye itibar etmez. Yapt eyleri, kendi kafasna nevasna gre yapar. Bundan baka, gzyle gremedii Melik'e, onun evinde hiyanet yapar. Melik'in btn isteklerine kar koyar. Melik'e sayg gstermez. Gz Melik'in evindedir. Btn arzusu, Melik'in evini bozmaktr. Melik'i fkelendirecek eyleri yapabilirse yapar. Her iki adam da byle hayat srerken u ilan yaplr: "Bu gn Melik, iilerini kontrol edecek, onlarn hesabn grp herkese hakkn verecek." Bu adamlardan ikisi de Melik'in huzuruna varr, her biri hak ettii karl alr. Bu iki misali iyi dn. kisi de, layk olduu eyi almtr. mit sahibi gerekte, gzlerini cennete dikip onu uman, kalbiyle, gayretiyle onu elde etmek iin alan kimsedir. nk mit, kalbin meded ummas ve gzele meyletmesidir. midi gerekletiren ey buna gre, tam hazrlk, mkafatn kaybndan

korkmak ve ihtiyatl olmaktr. mit, meyletmek anlamna gelir. Arap dilinde (rec'1-bi'r); kuyunun kenar, (erca's-sem) ise uzay boluu anlamna gelir. Kalbin, engelleri aarak sevgiliye ulamas, emm-re nefsi, sebeplerini ve ona gtren eyleri terketmesidir. te bu tr, balanma, yneli ve korku mutmain nefsin iidir. nk basireti alan kalb, Allah'n ahirette itaatkr ve as kullarna hazrlad eyleri grr, azaptan korkarak Allah ve ahiret gnne ynelir. Tab bundan nce kalb, nefisle mutmain olmutur. Nefis ise ehvetlerle dnya ile mutmain olmakta. Kalbin zerinden nefis perdesi kalknca kalb hafifler, nam cennetlerinde Azz ve Rahm olan Allah' arayarak evresini terkeder. te bu anda her korku sahibi, mitli; her mitli ve korkulu olur. Yani birine verilen isim dierine de verilir. nk mitli kiinin kalbi, korkulu kimsenin kalbine olduka yakndr. Bu mitli kii, kalbini nefsin ve eytann komuluundan uzaklatrarak Allah'a ynelir. Cennette adna bir alamet dikilir. Cennete hazrlanmaya balar. Kalbini tamamen Allah'a ve cennete yneltir. Korkulu kimse de ayn ekilde dnya hayatnda nefis ve eytan arasnda tutsak kalmaktan, bu tutsakln lmden sonra ve kyamet gn de devam etmesinden korkarak Allah'a iltica eder. nk kii, dnyada ve ahirette dostuyla beraberdir. Allah'n azabn duyunca, her iki yurtta da ktlklerden uzaklamas nedeniyle bu kiiye korkan kimse denir. mitli denmesi ise, va'di duyunca elde etme arzusuyla, evkle o ie ynelmesindendir. Gerek mitlilik gerekse kor-kululuk birbirinden ayrlmaz yakn durumlardr. Her mitli, umduu eyi kaybetmekten korkan kimsedir. Her korkan da korktuu eyden emin olmay mit eden kimsedir. Bu [341] nedenle, her iki isim de birbirlerine verilir. Yce Allah yle buyurur: "Size ne oluyor da saygnn yalnz Allah'a olacan ummuyorsunuz. Bu yetin yorumunda mfessirler: "Yani, Allah'n byklnden korkmuyorlar" demilerdir. Yukarda da getii ekliyle mit etinek, sadece [342] iman edenlere, Allah yolunda hicret edip cihad edenlere mahsustur. Raslullah, imam eitli ksmlaryla tarif etmi, amelleri de zahir ve batn diye ikiye ayrmtr. Hicreti, Allah'n yasaklad eylerden kamak; cihad ise, Allah'n zat adna nefisle cihad etmek eklinde belirttikten [344] [343] Mchid ise Allah'n zta adna nefsiyle cihad eden kimsedir sonra: "Muhacir, Allah'n yasaklad eylerden kaan kimsedir; buyurmutur. Ksacas, Yce Allah, mit sahiplerini iman eden, hicret edip cihat edenlerden semi, bunlarn dnda kalan dier mmetleri bunlardan ayrdetmitir.Arzulara gelince, onlar mit grnmnde kartlan iflas mallarnn badr. Onlarn arzulan da budur. Eman yani arzu, nefse ait vesveselerin baskn bir ekilde kalbte belirmesi; dumannn ise kalbi karartmasdr. Bu haldeki kii kalbini ehvetleri dorultusunda kullanr. Gzel akbet ve kurtulu arzusu, kalbim karartt gibi afva, mafiret ve fazilete de engel olur. Ona gre iyi insan hakkn yerine getirmez, gnahlar ona zarar vermez ve de mafiret onu noksanlatrmaz. Buna mit diyorlar. Oysaki bu, nefisten chil kalbe atlan, kalbin kendisiyle rahatlad vesveselerdir, bo kuruntulardr. Yce Allah bir yette: ", ne sizin kuruntularnza gre, ne de Ehl-i Kitabn kuruntularna [345] buyurmutur. Kul Allah'n gre olur. Ktlk yapan karln grr ve kendisine Allah'tan baka ne bir dost ne de bir yardmc bulabilir dostluunu, yardmn bir kenara atnca, Allah da ona olan dostluunu yardmn keser, o kimse kendisine Allah'tan baka dost ve yardmc bulamaz. Allah'n dost ve yardmn bir kenara atanca nefis ve eytan araya girer, o kimsenin dostlar olurlar. Nefsine vekaletini verir. Nefsin yardm, Allah ve Raslnn yardmna bedel olur. Bu kimse Allah'n dostluunu nefsinin ve eytann dostluu ile, Allah'n yardmn da nefsinin ve hevasmn yardmyla deitirmi olur. Dolaysyla mit balanacak birey kalmaz. Nefis sana dese ki: "Ben mit makmndaym. Beni burhanla ara." Ona yle karlk ver: "Bunlar kuruntulardr. Eer sznzde doru iseniz haydin burhanlarnz getirin." Akll kimse, gzel amelleri isteyerek, sevabm mit ederek yapar. Zavall ahmak ise gzel ameller karsnda tembelce durur, mit diye niteledii bir takm kuruntularn peine der. Baarya ulatran Allah'tr. Fasl Allah'n (cc) nimetlerinden konumak ile nimetlerle vnmek arasndaki fark: Allah'n (cc) nimetlerini anan kimse, O'nun sfatlarndan cmertliinden ihsanndan bahsediyor demektir. Bu kimse, nimetleri ortaya kararak Allah'a senada bulunuyordu. krederek kendisine verilen nimetlerden bahsediyor; bu nimetle, gayesine en uygun olan Allah'n (cc) sfatlar, O'nu vmek, O'na senada bulunmak ve sevgisiyle, midiyle bakalarndan nce kendi nefsini Allah' bulmaya meyletmek zelliklerini ortaya koyuyor demektir. Bylece o kimse, Allah'n nimetlerini aa vurarak, yayarak ve ondan bahsederek Allah'a ynelmi olmaktadr.Nimetlerle vnmek ise, nimetle insanlarn zerine uzanmak, kendisinin onlardan daha stn daha byk olduunu gstermektir. Nimetle vnen kii insanlarn boyunlarna biner, kalblerini eler ve de onlarn kendisine [346] der ki: "eytann birtakm tuzaklar, alar vardr. Allah'n nimetlerini alp, onunla Alsaygda, hrmette bulunmalarm ister. Nu'mn b. Ber lah'n kullarna kar byklenmek ve Allah'n kendisine verdii ihsanlarla vnp, Allah'n dndaki bir amala bakalarn kmsemek, eytann tuzak ve alarndan birkadr." Fasl Kalb ferahl ile nefis ferahl arasndaki fark belirgindir: Allah'la, bilgisiyle, sevgi ve kelamyla ferahlanmak kalbte olur. Yce Allah: [347] buyurmutur. Vahyin gelmesi, Ehl-i Kitab sevindiriyorsa, Allah dostlarm, "Kendilerine kitap verdiklerimiz sana indirilenle seviniyorlar Raslne uyanlar phesiz daha ok sevindirecektir. Dier bir yette: "Bir sre indii vakit onlardan biri: "Bu, hanginizin imann artrmtr? [348] Duyurulmutur. Bir baka yette de: "De ki, Allah'n fazlyla rahmetiyle sevinin. Bu sizin toplayp biriktirdiinizden Onlar bununla sevinirler [349] [350] daha hayrldr buyurulmutur. Eb Sad el-Hudr der ki: "Allah'n fazl, Kur'n'dir. Rahmeti ise Kur'n ehlinden olmanzdr. Hill b. Yesf da: "Allah'n fazl ve rahmeti, hidayet bulduunuz slm ve toplayp biriktirdiiniz altn ve gmten daha kymetli size retilen Kur'n'dr" der. Bunlardan baka bni Abbs, Hasen, Katde ve ou mfessirler de: "Allah'n fazl slm, rahmeti jse Kur'n'dr" demilerdir. te, kalb sevinci budur. Bu sevin imandan gelir, kul bununla sevinir. Kulun bununla sevinmesi, ona raz olduunu belki de rzasndan da stn olduuna iaret eder. Sevinmek, Allah' sevmek l-sndedir. nk sevin, sadece sevileni kazanmak ve onu sevmek lsnde olur ki, sevdiine ulanca sevinmeye balar. Allah', isimlerini, sfatlarm, Rasln, Onun snnetlerini ve kelamn sevmek mahza imandr, imann halislii ve temizliidir. Sevgi sahibi kimsede mkemmel bir kulluk ve kalbinde ise anlatlamaz bir iman belirtisi vardr. Kalbin, Allah'a, isimlerine, sfatlarna, kelamna ve

O'nun Raslne sevgi besleyerek O'na kavuma arzusuyla comas, Allah'n kula verdii nimetten hatta en byk nimetlerden bile daha hayrldr. Ahiret gnnde Allah ve O'na kavuma sevgisi, dnyadaki sevgisi, yaknl lsndedir. Dolaysyla sevgiliye ulama arzusu, sevginin okluuna ve azlna gredir. Kalbin sevinmesi ite byledir. Kalbe ait bir sevgi daha vardr ki o da muamelesinde, itilasnda Allah'a tevekklde, O'na gvenip O'ndan korkmasnda kendisine yaplan yardmdr. Bu hususlarda kalb glendike ferahl, rahat artar. Kalbe ait tuhaf bir baka zellik daha vardr ki isyan rahatl ile aralarnda mnasebet yoktur. yle ki, as kul, tevbe etme lezzetinin ve rahatlnn gnah ileme lezzet ve rahatlndan kat kat daha fazla olduunu bilmi olsayd, gnaha yaklamasndan daha hzl bir ekilde tevbeye koard.Bu sevincin srrna, kulun [351] yapt tevbeyle olduka sevinen Allah'n sevincini bilen insanlar ulaabilir. Raslullah, Allah'n sevinmesiyle ilgili olarak u misali verir: Yeryznde en byk sevin u kimsenin sevincidir: Bir adam bineine, yiyeceini ieceini kor, yolculua kar. Tehlikeli le gelince, bineini kaybeder. Aramaya koyulur, ama bulamaz. Bineinden midini keser, oturup lmn beklemeye balar. Hava kararp ay dounca, ay nda bineinin yularnn bir aaca takldm grr. O kadar ok sevinir ki sevincinden: "Ey Allah'm, Sen benim kulumsun, Ben de Senin Rabbi-nim" diye dili srer. te Yce Allah, kulunun tevbe etmesi halinde, bineini bulan insan kadar sevinir.Tevbe eden kimsenin, tam sevinten nasibini alaca inkr edilemez. Fakat burada aklanmas gereken bir husus var. O da udur: Bir insan gnahndan tr zlmemi, musibetlere, aclara gs gerip vcudu bunlara dayanamaz lde ypranmami ise bu sevgiye ulaamaz. Bunlara sabre-derse, sevin tadn alr. Yok eer tayamaz hale gelir, bunlara sabretmezse hibir ey etmi olmaz. Ayrca gnah ileme frsatn ve onun sevincini tercih etmekle de dier imkn da ortadan kalkar bylece her iki imkn birden kaybetmi olur. Dolaysyla sevgiliyi kaybetmek ve eza veren eyin varlndan kaynaklanan, lezzetin aksine elemi, acy yklenmi olur. Hereyden nce hkm, Yce Allah'ndr. Fasl Burada, hepsinden daha byk bir ferahlk daha vardr. Bu, Yce Allah melekleri insana gnderip, onu Allah'a kavumayla mjdeledikleri an olan, dnyadan ayrld, Allah'a yneldii andaki ferahlktr. nsana yaklaan lm melei der ki: "Ey gzel bedende bulunan gzeh ruh, k. Seni [352] olarak k. Ey mutmain olan nefis, Sen Rabb'inden, rahatlkla, rahmetle ve fkesiz bir Rab ile mjdelerim. O senden, sen de O'ndan raz [353] Rabb'in de senden raz olarak O'na dn. Kullarm arasna katl, cennetime gir der. Tevbe eden kii sadece bu ferahl elde edecek olsa bile, ak ona bunu elde etmeyi syler. Halbuki tevbekrm birok ferahlanaca yerler vardr. Mesela, yerde ve gkte bulunan meleklerin tevbe eden kimsenin ruhuna yaklamalar, sem kaplarnn tevbekr ruha almas, sem meleklerinin kendisine dua etmeleri, dnya sems grevlilerinin onu ikinci semya kadar uurlamalar, ikinci sem kapsnn almas ve semdakilerin bu kii hakknda dualar ve yedinci kata kana kadar btn katlarda uurlanmas ve hakknda dua edilmesi, nefsin ferahlanaca birka yerdir. Rabbinin, dostunun habibinin, huzuruna kmasna msaade edilip huzurunda durmas ve O'na secde etmesine msaade edilip secde etmesi varken byle bir nefsin ferahl nasl daraltlabilir? Sonra, nefsin sesini Yce Allah duyar ve: "Onun kitabna, illiyyn ehlindendir" diye yazn der. Sonra oradan uzaklatrlr, ona, cennet, cennetteki kalaca yer ve Allah'n kuluna hazrlad eyler gsterilir. Dostlarna, ailesine kavuur. Durumunu gren dostlar buna sevinirler, ferahlanrlar. Dostlarnn haline de tevbekr nefis ferahlanr. Onun bu sevinci, ailesine dndnde onlar en iyi ekilde bulan ve onlara misafir kimsenin ikram edebilecei bir hayrla gelen, gurbetinin sevinmesi gibidir. Btn bu ferahlklar, bedenlerin dirilii gn, arn altnda oturmak, havuz suyundan imek, kitabn sa tarafndan almak, terazisinin hayr tarafndan ar basmas, yznn aarmas, insanlar karanlkta iken saf nura gark olmak, engelsiz olarak srat kprsnden gemek, cennetin kapsna varmak, Allah'a yakn bir yerde bulunmak, mjdeyle, selamla servetlerine kavumak ve evlerine, kklerine, hanm ve cariyelerine varmadan nce duyulan ferahlklardr.Bu safhann peinden yle bir ferahlk daha yaanr ki dier ferahlklarn yannda sz bile edilemez. Bu ferahlk, Allah Tel'nn st taraflarndan grlebileceine, kendilerine selam vereceine, kendileriyle konuacana ve karlkl Allah'la konuacaklarna inanan ehli snnete mensup olan insanlara mahsustur.Yani, bu ferahlklar ancak ayplamalar yurdunda znt sahiplerine aittir. Gcn yettii kadar uymaya al gayret et. Umulur ki bu sayede hsanlar almay baarabilirsin. Musibet dolmasndan korktuun lezzeti brak da musibetlerden uzak lezzetlere bak. Elde edemeyecein arzularn peine dme. Aksi takdirde incinir yahut lme gidersin. Alemlerin Rabbi'nden hakk getiren elinin va'dine uymada gecikme. nk bu va'd bekler durursan dnk geen nimetten sana daha yakndr. Fasl Kalb incelii ile endie arasndaki fark: Endie, nefiste grlen gszlk, kalbteki korkudur. Kiiye hrs, tamahkarlk verir. Kadere iman zayflaynca endie ortaya kar. Yoksa, takdir edilen ey baa gelecek olunca, endielenmek sadece skntya dp ikinci bir musibete katlanmak olmaktadr. Yce Allah bu hususta yle buyurur: "Ne yerde ne de kendi canlarnzda meydana gelen hibir musibet yoktur ki biz onu yaratmadan nce, bir kitapta tesbit edilmi olmasn. Dorusu bu, Allah'a kolaydr. nceden bir kitapta tesbit ettik ki elinizden kana zlmeyesiniz ve [354] Kul kadere inanr, musibetin grnr grnmez mukadder olduunu bilirse ne endielenir Allah'n size verdii ile de sevinip marmayasmz. ne de sevinir.Fakat bu kalb incelii ile elimez. nk kalb incelii, olgunluun kendisi olan rahmet sfatndan domutur. Yce Allah, kullarndan ancak merhamet sahiplerine rahmet eder. Raslullah, insanlar arasnda en ince kalbli ve endieden en uzak biriydi. Kalb incelii, efkat ve merhamettir. Endiesi ise hastalk ve zayflktr. Dolaysyla endie, emmre nefsin dumanla zerine rtt, nefes borusundan tutup ahiret yollarn kendine kapad bylece mitsizliklerin karanlk yollarn hapishanesi olan hev ve nefis zindannda nahbus olan dnya ile hastalanm kalbin durumudur. Haliyle, kalb daralr, klrse tahamml edemeyecei en kk musibet karsnda endielenir, zlr. Ama kalbte iman nuru parlar, Allah'n va'dine bilyakin inanr, Allah'n sevgisiyle bykl ile kalbini doldurursa, kalb incelir, efkat ve merhametli olmaya balar; bylece de btn yaknlarna, mslmanlara kar merhametli ve yumuak kalbli olur. yle ki, kendisi gibilere merhamet etmek bir tarafa yuvasmdaki karncalara ve kulara bile merhametli olur.Allah'a en yakn olan kalb ite bu kalbtir. Hz. Enes anlatyor. Fakirlere kar [355] Yce Allah bir kuluna merhamet etmek isteyince, onun kalbini efkat ve rahmetle doldurur. Azab insanlarn en merhametlisi, Raslullahtr. etmek istediinde ise efkat ve merhameti kalbinden yolup alr, onlarn yerine duyarszlk ve katl kor. Bir hadiste: "aki kimse dnda

[357] buyurulmutur. Yine eitli hadislerde: "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz" Yeryznde bulunanlara [358] merhamet edin ki gkte bulunan da size merhamet etsin ve: " kimse cennet ehlindendir: Adaletli, sadaka veren hkmdar, btn yakn ve [359] mslmanlara kar yumuak kalbli, merhametli kimse ve iffetli, iffetli olmaya alan muhta kimseler. Hz. Eb Bekir'in bu mmetin en faziletlisi olmas, sddkhnn yannda kalbinde herkese kar merhamet duygusunun olmasndandr. Kalbindeki bu merhametin belirtisi, btn [360] yaplan muamele, onun grnn neticesi davranlarnda Bedir gn mriklerden alnan esirler konusunda bile grlm, esirlere [361] olmutur. Peygamberimiz onu, Hz. Is ve Hz, brahim'de temsil etmitir. Yce Allah, efkat ve merhamet sahibidir. Allah'a en yakn olan kii, en efkatli en merhametli olan kiidir. Ondan en uzak kii de Allah'n sfatlaryla vasflanm olmayan kiidir. Bu konuya dalanlar, lemde yalnzca sekin insanlardr. kimseden rahmet alnmaz" Fasl Vecd ile kin arasndaki fark: Vecd, ac veren eyi hissetmek, bilmek ve nefsin onu yok etmeye almasdr. Bu, olgunluktur. Kin ise, ktl gizlemek, ktlk sahiplerini grnce derhal onlarn arasna katlmaktr ki kalb bunun belirtisini yok edemez.Bir baka fark da udur: Vecd, ondan sana gelen eydir. Kin ise senden ona giden eydir. Vecd, onun sana eziyet etmesi, kin ise grd eziyetin karln derhal vermesidir. Vecd, derhal yok olurken kin yava yava yok olur. Kin, kalbin daralmas ve nefis karanlnn kalbi kaplamas, dumannn onu rtmesi iken vecd, tam tersine kalbin kuvveti, dayankll nur ve duyarllnn kuvvetidir. Fasl Hayrda yarmakla haset arasndaki fark: Hayrda yaran kimse bakasnda grd olgunlua derhal koan, yetiene kadar veya geene kadar onunla yar yapan kimsedir. Hayrda yar nefsin erefinden, yksek hedef ve kiinin deerinin yksekliin dendir. Yce Allah bu hususta: [362] buyurmutur. Hayrda yarma manasna gelen tenfs, arzulanan, istenen manasnadr. Hayr "Bu hususta, hayrda yaranlar yarsn" bulmada, her iki hayrdan birinde yar yaplr. Hayr yolunda ortaklar bulan nefis, Raslullah'n ashab hayrda yarp, aralarna katlanlar grdklerinde sevindikleri gibi sevinir. Hayrda yarmann yamnda bakalarn da yarlarna tevik ederler. Yani bir bakma msabaka yaparlar. [363] ve: "O halde siz, Rabbinizden bir mafirete ve genilie, gkle yerin genilii gibi olup Allah'a ve Yce Allah: "Hayr ilerde yarn [364] elilerine inananlar iin hazrlanm bulunan bir cennete kouun" buyurmutur. Hz. mer (ra), Hz. Eb Bekir'le srekli yarrd, ama onu bir trl geemezdi. Nihayet Hz. Eb Bekir halife de olunca: "Allah'a yemin olsun ki artk seninle hibir ekilde yarmayacam" ve: "Allah'a [365] demitir. Yanan kimseler, efendisinin yemin olsun ki ne zaman ki onunla bir hayrda yartm, muhakkak o beni hayrda gemitir" sevgisini, rzasn kazanmak iin efendileri huzurunda birbirleriyle yaran iki kle gibidir. Klelerinin bu davran efendinin houna gider, onlar bu tr yarlara tevik eder. Dolaysyla klelerden herbiri dierini sever ve efendisinin rzasn almaya yneltir.Haset ise yerilmi, alak, kt bir huydur. Hasette hayra ynelik hibir arzu bulunmaz. Acizliinden, gevekliinden dolay hayr ve gzel fiilleri ileyerek bakalarn geenlere haset eder, hayr ileyenin amelini almasn, amelsizlikte kendisi gibi olmasn temenni eder. Nitekim Yce Allah: "Sizinde kendileri gibi [366] Kitap ehlinden ou, gerek kendilerine besbelli olduktan sonra, srf ilerindeki ks-kanlktan kfretmenizi istediler ki, onlarla bir olasnz" [367] tr, sizi imannzdan sonra kfre dndrmek isterler" buyurmutur. Demek ki haseti nimet dman, nimetin kendisinden gittii gibi haset ettii kimseden de gitmesini isteyen kimsedir. Hayrda yaran ise nimetin tamamn hem kendine hem de yart rakibe arzulayan kiidir' Bu u demektir. Bakasn gemek iin yaran, ona yetimeyi arzulayan ve fazilette onu geride brakmay isteyen kimsedir hayrda yanan haseti ise kusurda ayn olmak iin bakasnn kendi seviyesine dmesini ister. Erdemli, sekin ou nefisler, hayrda yansn faydasn grr. Bir kimse, fazilete stn, ileri birini kafasna kor; onunla yana tutuursa, bunun ok faydasn grr. nk bu kimse, faziletli kimseye benzemekte, ona yetimeyi hatta gemeyi ummaktadr ki biz bunu kt gremeyiz. Haset kelimesi ba-zan iyi eylerde yarma iin de kullanlabilir. es-Sahh'te Raslullah'n u hadisi zikredilir: "ki kimseden bakasna haset edilmez. Birincisi, Allah'n kendisine verdii Kur'n'la gece ortalannda, gndzn [368] Hadiste zikredilen hased, kiinin eitli vakitlerinde megul olan kimsedir. Dieri ise Allah'n verdii mal hak yolunda kullanan kimsedir, stn gayretini, nefsinin yceliini ve fazilet sahiplerine benzeme arzusunu gsteren yan ve gptadr. Fasl Bakanlk sevdasyla Allah'a davet iin emirlik sevgisi arasndaki fark: kisi arasndaki fark, Allah'n emrine sayg gsterip; ihlasla ona sarlmakla, nefse sayg gsterip nefsin arzusuna uymaktr. Allah' seven, O'na sayg gsterip iinde samimi olan kimse Allah'a itaat edilmesini, kar gelinmemesini; Allah isminin en yce isim olmasn, dinin tamamen Allah'a ait olmasn, kullarn emirlerine uymalarn, yasaklanndan da kamasn ister. Bu kimsenin kulluunu Allah samimi yapar. Allah'a davet yolundaki bu ahlakn da samimi klar. Bu zellikteki kii, dinde nder olmay arzular. Bundan baka o, Yce Allah'tan kendisinin muttakilere uyduu gibi muttakile-rin de kendisine uyduu bir imam yapmasn ister. Allah'a aran bu kul, in-sanlann gznde bymeyi, kalblerinde heybetli olup onlarla dost olmay, ayrca insanlarn uyacaklan imam olmay ve Raslullah'n izinden kendi sayesinde gitmeleri arzulamsa bu ona zarar vermez; belki Allah'a ard, O'na itaati arzulad ve O'nu birlemeye urat iin vgye layk grlr. nk bu kimse, bu gzelliklerin gereklemesine katks olacak eylere yardm etmeyi ve Allah'a ulamay arzulamaktadr. Bu nedenle aadaki yette Yce Allah, kendisine setii, Kitab'nda haklarnda vgyle bahsettii, kavuma gnnde en gzelkarlk grecek kullarn, en gzel halleriyle, zellikleriyle ylece anlatmtr: "Ve, Rabbimiz, bize gzler sevinci, gnller aan eler ve ocuklar [369]

[356]

lutfeyle ve bizi mttakiere nder kl, derler. Bu yette m'minler, Yce Allah'tan gzlerinin nuru kan ve ocuklarnn kendilerine uymalarn; Allah'a itaat ve kullukta muttakleri kendilerine uydurarak kalblerini sevindirmesini istemektedirler. nk imam ve cemaat itaat konusunda birbirinin yardmcsdr. Yani Allah'tan tek istedikleri, Allah'a davet yolunda, asl sabr ve yakn olan dindeki emirlikle, muttakile-rin O'na itaat ve rzasn almak iin kendilerini desteklemeleridir. Nitekim Yce Allah bu hususta: "Sabrettikleri ve yetlerimize kesinlikle inandklar zaman, [370] buyurmutur. M'minlerin, muttaklere nder olmay Allah'tan onlarn iinden, buyruumuzla doru yola ileten nderler yetitirmitik istemeleri, kendilerini doru yola iletmesini, baanl klmasn ve imametin ancak kendisiyle tamamland, gizli ak salih amellerde ve faydal ilimlerde kendilerine yardm etmesini istemektir. yi dn. Yce Allah onlar nasl Yce Rahman ismine nisbet etmekte. Bununla da insanlara, onlann bunu Allah'n fazlyla, cmertlii ve yardmyla elde etiklerini retmitir. Yine iyi dn. Szkonusu yette, onlara karlk olarak, cennette en yksek evler olan kkleri, dinde en yksek rtbelerden olan imamla kar olarak vereceini belirtmitir. Belki de bu rtbe, Allah'n kuluna dinde verdii en yce rtbedir ki, bunun karl cennette en yksek kkler olacaktr.Fakat bu, bakan olma arzusundan farkldr. nk bakanl elde etmek iin alanlarn amac, yeryznde yksek bir mertebe kazanmak, insanlarn kalblerini kendilerine balamak, onlann meylini ekmek ve insanlarn stnde olarak onlara bask uygulayarak her trl amalannn gereklemesinde onlann yardmlann almaktr. byle olunca bu istein peinden Allah'tan bakasn bilemeyecei hakszlk haset, azgnlk, kin, zulm, fitne, Allah'n hakkn bir tarafa atp izzeti nefis; Allah'n hakir grd eye sayg, Allah'n gzel grd eyi hakir grmek gibi birok bozukluklar gelir. Bunlar olmakszn dnyev bakanln tamamlanmayaca; bunlar-sz hatta daha nice rezillikler bulunmadan bakanl elde etmenin imknsz olduu bilinmektedir. Bakanlk sevdasnda olanlann gz, bu bozuk-luklan gremez. Gzlerinden perde kalknca iinde bulunduklar bozukluu grrler. Onlarn gz, zellikle ikinci sura frlp dirildiklerinde, kyamet ehlinin dnya hayatnda bakanlk sevdasnda olanlarn Allah'n emirlerini kk grp kullarn hakir grdkleri gibi onlar alaltarak, klterek onlara ihanet ederek ayaklanyla teptikleri zaman alr. Fasl Allah iin sevmekle, Allah'la beraber baka eyleri sevmek arasndaki fark: Bilinmesi gereken en nemli fark budur. kisi arasndaki fark her insan muhakkak bilmelidir. Allah iin sevmek imann kemlinden olur. Allah yannda baka eyleri de sevmekse irkin kendisidir. Aralannda-ki fark udur: Allah iin seven kii, sevgisinde Allah sevgisine uymaktadr. Allah sevgisi kulun kalbinde yerleince, bu sevgi Allah'n sevdii eyleri sevmeyi de zorunlu klar. Dolaysyla kii Rabbinin dostunun sevdiini sevince bu sevgisi Allah iin olmu olur. Allah'n Rasllerini, meleklerini, dostlarn Allah sevdii iin sevmek byledir. Yine Allah'n fkelendii eylere fkelenmek de byledir. Allah iin sevmenin ve fkelenmenin almeti Allah'n fkelendii eye olan fkesi, kendisine ihsanndan, hizmetinden ve ihtiyalarn gidermesinden dolay sevgiye dnmemeidir. Ayrca Allah'n sevdii eye kar olan sevgisi de, o kimseden houna gitmeyen bir karlk grdnde bilerek veya bilmeyerek, Allah'a itaat kastyla veya tevil ederek, itihat ederek, hakszlk yaparak kendisine ktl geldiinde, fkeye dnmemesi de Allah iin fkelenmenin almetidir. O halde din u drt esas etrafnda dnmektedir: Sevmek, fkelenmek. Sevmek ameli, fkelenmek ise terki gerektirir. Bu anlamda, sevgisi fkesi, ameli ve terki Allah iin olan kimsenin iman olgunlamtr. yle ki bu kul sevince Allah da sever, fkelenince Allah da fkelenir. [371] Bu drt esas ne lde noksanlarsa o lde iman ve Amel ileyince Allah iin iler, bir eyden uzaklanca da Allah iin ondan uzaklar. dini de noksanlar. Bu anlattklarmz Allah'n yamnda baka eyleri sevmekten farkldr. Bunun iki ksm vardr. Ya tevhidin aslna ynelik olur ki bu irktir. Yahutta hlasn kemaline, Allah sevgisine ynelik olur ki bu kiiyi dinden karmaz.Birinci ksm sevgi, mrikleri putlarndan, [372] ilahlarndan dolay sevmektir. 3u hususta Yce Allah: "nsanlardan kimi Allah'tan baka eler tutar, Allai' sever gibi onlar severler" buyurmutur. Ayette anlatlan mrikler, Allah' sevdikleri gibi Allah'la beraber kendi putlarn, ilahlarn da sevmektedirler. Bu tr sevgiler tanrlar edinmek ve peinden korku, mit, kulluk ve dua gelen dostluktur. Yine bu tr sevgiler Allah'n asla affetmeyecei srf irktir. Allah'a ortak koulan bu elere dmanlk besleyip, hem bunlara hem de Allah'a eler koanlara fkelenip onlarla harbetmedike k-zmadka iman asla tamamlanmaz. Yce Allah btn Rasllerini, btn kitaplarn bu mrikler iin gndermi; irk sevgisinde olanlara cehennemi, bunlarla harbedenlere, Allah'n rzas iin bu konuda onlara dmanlk besleyen m'minlere ise cenneti yaratmtr. O halde artan balayarak yere kadar ikisi arasnda herhangi bir eye ibadet eden herkes, Allah'n dnda bir ilah, bir dost edinmi olmakta, btn bunlar ma'bud edinerek Allah'a irk komu bulunmaktadr. Bu tr ma'budlardan en ksa zamanda kurtulmak gerekir.kinci ksm sevgi, Allah'n nefislere ho gsterdii kadnlar, ocuklar,altn, gm, cevd atlar, hayvanlar ve tarlalar sevmektir ki, bu sevgi, karn a kimsenin, yemei, susuz kimsenin de suyu sevmesi gibi arzulama cinsinden bir sevgidir. Bu sevgi ksmdr. Eer kul bununla, Allah'a ulamay, rza ve taatmda destek olup mkfatm almay arzulayarak seviyorsa bu, Allah'a olan sevgi ksmmdadr. Bununla Allah'a ular, bunlardan faydalanma hazzn duyar. Dnyada kadnlardan ve [373] insana sevdirilen en gzel sevgiler byle sevgilerdir. nsann bu iki eye sevgi gstermesi, Allah' sevmesine, vahyi tebli gzel kokulardan etmesine ve emrine uymasna yardmcdr.Yok eer bu sevgi, tabiatna, heva ve isteine uygun olarak gerekleiyor, ayrca bunlar Allah'n sevdii ve raz olduu eylere tercih etmeden srf tab meyi suretiyle seviyorsa bu mubahlar ksmndandr. Sevgisinden dolay cezalandrlmaz, ama Allah'a ve O'nun sevdii eylere olan sevgisi noksanlar.Yok eer sevdii ey, onun amacm, muradn oluturuyor, elde etmek, kazanmak iin gayretini sarfediyor ve bunu da, Allah'n sevdii, raz olduu eye tercih ediyorsa, bu kimse, nefsine hakszlk etmi, hevasna uymutur. O halde birinci ksm sevgi, imanda ileri olanlarn sevgisi, ikinci ksm sevgi, imanda orta yolu takibedenlerin sevgisi; nc ksm sevgi ise zlimlerin sevgisidir.Allah iin sevmekle, Allah ile beraber baka eyleri sevmek arasndaki ortak ve farkl noktalar iyi dn. nk emmre nefisle mutmain nefsin birbirleriyle harbettii yer burasdr. Hidayete eren, ancak Allah'n hidayet verdii kimsedir. Fasl Tevekkl ile acizlik arasndaki fark: Tevekkl, kalbin fiilidir. Allah'a dayanarak O'na kulluktur, gvendir, iltica ve ilerini O'na havale etmektir. Ayrca Allah'n kendine yeter olduunu, sebeplere sarlp, arad eyi bulmaya almakla birlikte Allah'a havale edilen eyde O'nun kulu iin iyiyi, gzeli seeceini bildii iin O'nun hkmne raz olmak da tevekkldr. Raslullah, olduka tevekkl sahibi biridir: mmeti iin, zrhn [375] [376] [374]

giyinip kuanrd. Hatta Uhud gn zerinde iki zrh vard. gn Sevr marasmda gizlendi. Ksacas O, sebebe balanr; sebebe ballktan kamazd.Acizlik ise iki eyde veya bunlardan birinde aresiz kalmaktr. Acizlik ya gszlnden dolay sebebe balanmayp bunu tevekkl sanmaktr ki bu Allah'a yemin olsun ki acizlik ve alaklktr. Yahutta sebebe bakp ona dayand halde, msebbibden yz evirdii iin ondan habersiz olmaktan dolay olur. Msebbib aklna gelse bile, kalbini Allah'a, bedenini de sebebe balayacak ekilde, aklna geldii ey zerinde durup kalbini ona balamaz. te bu kimsenin tevekkl acizlik, acizlii de tevekkldr.Bu hususta gr vardr: Bunlardan ikisi, iki uta, dieri ise ortadadr. ki uta olanlardan biri tevekkl korumak asndan sebepleri nemsiz saymtr. Dieri ise tam aksine sebebi korumak iin tevekkl hie saymtr. Vasat olan gr ise udur: Tevekkl, ancak sebebe balanmakla tamamlanr. Yani bizzat sebeb hususunda Allah'a tevekkl olur. Sebebi hie sayp kendinin tevekkl sahibi olduunu syleyene gelince o, gururlu, aldatlm ve temenn sahibi kimsedir. Onun temennisi evlenmeden ocuk sahibi olmak isteyen kimseye; tarlasna tohum ekmeyip bo brakan ve rn almas iin de tevekkl edene; birey yemeden, imeden doymak ve kanmak isteyen kimseye benzer. Tevekkl, mide benzer; acizlik ise temenniye benzer. Gerek tevekkl, kulun Allah' kendisine vekil edinmesi, mtevekkilin, durumunu, gcn, samimiyetim, emanetini, tecrbesini ve gzeli tercih ettiini bildii bir vekile her eyini havale ettii gibi, her ii Allah'a havale etmektir. Yce Allah kuluna arelere bavurmasn ve bavurduu arelerden kendine en uygun olannn gelmesi iin kendisine tevekkl etmesini emretmitir. Buna bal olarak tarlasn srp ekmesini; Allah'n takdirine ve hikmetine gre rzkn bulmak iin aba sarfetmesini; bu uurda kalbini kendisinden bakasna takmayp kendisinden mit etmesini; kendisinden korkmasn, kendisine gvenip tevekkl etmesini emretmitir. phesiz O, en yeterli vekil, en salam kefildir. te acizlik iinde bulunan kimse, btn bu hususlar arkasnda atp rahatl arayarak, bolluu umarak miskin miskin oturan kimsedir. Aciz kimsenin sz udur: "Ecel sahibini bulduu gibi rzk da sahibini bulur. Zayf olmama ramen kaderimde olan eyler muhakkak bana gelecektir. Gcmn stnde olan eylere de zaten ulaamam. lmden katm gibi rzktan da kasam, lm gibi muhakkak o da beni bulur." Aciz kimsenin bu grlerine karlk olarak denir ki: "Evet, dediklerinin hepsi doru. Biliyorsun ki senin rzkn nceden takdir edilmitir. Ama bu rzkn sana nasl takdir edildiini bilmiyorsun. Kendi elinle mi yoksa bakasnn eliyle mi. Kendi elinle kazanacaksan hangi sebeple ne ekilde kazanacaksn. Btn bunlardan haberin olmadna gre, rzknn sana dorudan yahut gayretle, peinden komakla geleceini nereden biliyorsun? Nice eyleri elde etmek iin alyorsun ki o bakalarna nasib oluyor. Nice bakalarnn gayretleri de vardr M o nzk olarak sana geliyor! Bu hususlar aka grebildiy-sen rzknn tamamen bakasnn gayretiyle geldiini nereden biliyorsun? Yine verdiim nefis misalinde, mesela o btn sebepleri msebbibleri ile beraber bir kenara itmeyi istiyor. yle ki cennete girme, ateten korunma sebeplerine bile bakmaman sylyor. Nefis gibi sen de tevekkl ederek bunlar bir kenara m atarsn yoksa bu sebeplere tevekkl ederek mi sarlrsn? Yeryznde srekli tevekkl eden, sabrl, nefsini Allah'a adam; kalbini O'na gvenle mitle, gzel zanla doldurmu insanlar vardr. Byle olmakla birlikte birtakm sebeplere dorudan sarlmakla kalbi daralm insanlar, kalbini Allah'a balayarak, O'na gvenip O'nunla mutmain olarak rzklar-n elde etmede en gl olan sebepleri elde etmilerdir. Hibir sebebi bir kenara atmamlar, bir sebepten daha gl olan sebebe ynelmilerdir. Byle bir kulun tevekkl, kendine gre en gl sebeblere balanmaktr. Demek ki kulun kalbini Allah'la megul etmesi, O'nunla skun bulup O'na tazarru etmesi, bu gzelliklere ulamaya veya bunlar tam elde etmeye mani olan sebeplere tutunmasndan daha sevimlidir. M'min kiinin kalbi, Allah'a yaklama sebebi ile O'ndan uzaklama sebebini bir arada bulundurmaz, birinden dierine geer. phesiz kulun kendisiyle kalbini doldurup megul ettii en gzel hal, Rabbiyle megul ettii haldir. Her iki gzel hali zerlerinde toplam olanlar Rasller ve Ashb- Kirm'dr. Mesel Zekeriyy (AS) marangozdu. Hz. Nuh (AS) gemi yapard. Sahabe arasnda tevekkl ederek sebebi bir kenara atan kimse yoktu. Sebebi bir tarafa atmak yle dursun tevekkl ile sebebe ayn anda balanrlard. Grmyor musun ki onlar, din yolunda elleriyle dilleriyle dmanlarla harp etmiler; gerek tevekklle bu uurda almlar; ellerinde bulunan mallarn Allah yolunda en gzel ekilde kullanmlar, salat ve selam O'nun ve linin zerine olsun, tevekkl edenlerin efendisine uyarak mallarn ihtiya sahiplerine gerektii kadar vermiler, datmlardr. Fasl ihtiyat ile vesvese arasndaki fark: htiyat, snnete, Raslullah'n ve ashabnn zerinde olduu eye arla kamadan, hadde tecavz etmeden, ihmal ve tefrite dmeden gerektii ekilde uymaktr. Allah ve Raslnn raz olduu ihtiyat ite bu tr ihtiyattr. Vesvese ise, snnette aklanmam ne Raslullah'n ne de ashabnn yapmad bir eye uymaktr. Ki bu durumdaki kii meru eyi elde edip koruduuna inanmaktadr. Abdeste, uzuvlarn er defadan fazla ykamak, bylece abdest ve gusl suyunda israf etmek byle bir ihtiyata rnektir. Yine birka defa yahut bir defa namaza niyetini aktan sylemek, pislii kesin bilinmeyen bir necasetten dolay ihtiyaten elbisesini ykamak, ihtiyaten namazn ayakkabs ile klmak gibi vesveseler de bu ksma girer, htiyat, Raslullah'n yoluna ve O'nun getirdiklerine uymaktr. Raslullah'n snnetine ynelik ihtiyat snrndan kan kimse, ihtiyat brakm en kt yola girmi kimsedir. Yeryznde bulunan ou insana hatta herkese kar olsan da, snnete kar gelmemek iin ihtiyatl davranman ihtiyatn t kendisidir. Fasl Melein ilham ile eytann brakmas arasndaki fark: Bunlarn birka ksm vardr. Birincisi Allah'n rzasna, Raslullah'n getirdiklerine uygun olanlar melein ilhamdr. Allah'n rzasna uygun olmayan dier eyler ise eytann brakmasdr. kincisi: Allah'a ynelii, O'ndan yardm, O'nu anmay ve O'na ulamak iin yksek hedef melein ilhamdr. Bunlarn dmdakilerse eytann brakmasdr. ncs: Kalbe nsiyet ve nur veren, gste genilik oluturan eyler melekten; bunun aksine olanlar ise eytandandr. Drdncs: Kalbe sknet, mutmainlik verenler melekten; kalbe znt, ztrap ve rahatszlk verenler ise eytandandr. Melek ilhamlar, Allah'n nuruyla aydnlanm temiz, saf kalblerde oka grlr. Kalb temiz olunca, ilham veren melekle kalb arasnda bir mnasebet bulunur. nk melek temiz, ho kokulu varlk olduundan ancak [377] ehvetler ye pheler dumanyla kendine uygun kalble dostluk kurar. Bylece, melein kalbe brakmas eytanmkinden daha ok olur. kararm karanlk kalbe gelince, bu kalbe ise eytann brakmas meleinkinden daha ok olur. Fasl ktisat ile cimrilik arasndaki fark: ktisat, ifrat ve tefrite kamadan orta yolu takip etmektir. ktisat, birbirine zt iki utan oluur. Bunlar cimrilik

ve savurganlktr. Muktesit ise orta yolu takip eden ar iki utan kanan kimse demektir. Bu hususta Yce Allah yetlerinde yle buyurur: "Ve [378] harcadklar zaman ne israf ederler ne de cimrilik ederler. Harcamalar, bu ikisinin arasnda dengeli olur Ellerini boynuna balanm yapma, [379] [380] tamamen de ama" ve: "Yiyiniz, iiniz, israf etmeyiniz. Yani yeme ve imelerinde bu iki ar kutbun arasnda olun. slm, dier dinler arasnda bir dindir. Snnet, bid'atlar arasnda dengedir. Allah'n dini de ar ykseklikle ar alaklk arasnda orta bir yerdedir. Ayn ekilde ictihad da, emre uymada gayret sarfetmektir. tihatta arlk ise haddi amaktr. Yce Allah bir eyi emretti mi eytann muhakkak onda iki drts vardr. Ya arla kaar, haddi aar. Yahutta ihmal eder, tefrite der. tikatta, amelde ve ynelite bu iki afetten kurtulanlar sadece Raslullah'n peinden gidenler; Raslullah'n getirdiklerini alp bunun karlnda insanlarn grlerini szlerini terkedenlerdir. nsanlarn grlerini szlerini alp Raslullah'n getirdii eyleri terkedenler ise bu iki afetten kurtulamazlar. Tehlikeli bu iki hastala ou insan mbtel olmutur. Bu nedenle selef, bu iki hastalktan son derece saknm; bunlardan birine mbtel olanlar da helak olma korkusuyla korkutmulardr. Bir insanda bu iki hastalk bazen birden bulunur ki ou insanlarn durumu budur dininin bir ksm hkmlerinde hem ifrat hem de tefrite derler, bir ksmnda ise haddi aarlar. Hidayete eren, Allah'n hidayete erdirdii kimsedir. Fasl Nasihat ile serzenite bulunmak arasndaki fark: Nasihat, t verdiin kimseye, merhamet ederek, acyarak ve ona farkl davranarak ihsanda bulunmandr. Yani nasihat, merhamet ve naziklikten doan mahza ihsandr. Nasihat eden kiinin amac, Allah'n rzasn, rahmetini ekmek; Allah'n kullarna ihsanda bulunmaktr. Bu amata olan kii, son derece ltufkr olur. t verdii kimsenin ezasna, knamasna tahamml eder. Ona olan muamelesi, maharetli, efkatli doktorun hastasna olan muamelesi gibidir. Doktor, hastasnn kt ahlakna, geimsizliine ve nefretine tahamml eder; ilac ona iirmek iin btn yollar dener. Nasihat veren kiinin durumu da byledir.Serzenite bulunan kimse ise, iindeki kinini kusan, ihanet eden ve onu nasihat suretiyle knayp, ona serzenite bulunana: "Ey unu unu yapm adam. Ey ihaneti, ktl hak etmi adam" diyerek efkatli ve t veren konumunda bulunan kimsedir. Serzenite bulunan kimsenin zellii udur: Kendisini seven, kendisinin yapt gibi yapan yahut kendisi gibi ktlk ileyen bir adam grdnde ona kar kmaz, hibir ey demez. Birok mazeretlerle arkaya kar. zerine biraz varlnca da: "O, nasl oluyor da gnahsz oluyor? nsan hata ileyebilir. Ama gzel amelleri, kt amellerinden daha oktur. Ayrca Allah, ok balayandr, acyandr da.,." der. Bu ne tuhaf ey ki, fkelendii kimseye kar deil de, sevdii kimseye kar byle diyebiliyor?! t vermek suretiyle serzenite bulunmann hazzyla afv ve mafiret ummann hazz nasl bir oluyor ve de eit eit mazeretler ileri srmek nasl mmkn olabiliyor?Nasihat verenle serzenite bulunan kimse arasndaki farktan biri de udur: Nasihat veren, nasihatim kabul etmediinde sana dman olmaz. "ster kabul et ister kabul etme, Allah katnda ben mkfatm aldm" der, o kimsenin arkasndan dua eder ve de insanlar arasnda nasihatte bulunduu kiinin hi kusurlarndan bahsetmez. Serzenite bulunan kimse ise bunun tam tersidir. Fasl Mubdere ile (zaman gzetlemek) acele arasndaki fark:Mubdere, zamannda elde ettii frsat ganimet bilip onu elinden karmamak; eer karm ise peine dmektir. Bu zellikteki insan, ilerini ne vaktinden nce yapar ne de vaktinden sonra. Vakti gelince aslann, avna saldrd gibi bu kimsede hemen iini grmeye balar. Bu kimse, olgunlam, yetimi meyveleri derhal toplamaya koulan insana benzer.Acele ise bir eyi zamanndan nce istemektir. Ar hrsndan dolay bu kimse henz olgunlamam meyveleri toplamaya alan insana fcenzer. O halde mbdere, birisi tefrit ve zay etmek dieri ise zamanndan nce bir ie ynelmek olan kt iki huyun ortasnda bulunmaktadr. Bu nedenle acele, eytandan saylr. nk acele, kulu sebattan, vakardan ve hilimden engelleyip ilerini yerli yerince yapmamaya mecbur eden, kulun zerine birok ktlkleri ekerek eitli gzelliklerden alkoyan hafiflik ve sersemliktir. Tembellik, kaybetmenin elden karmann dostu olduu gibi acele de pimanln dostudur. Acele edipte piman olmayan insan olduka azdr. Fasl inde bulunduu durumu belirtmekle ikayet etmek arasdaki fark: Yap itibarile birbirlerine benzerlerse de aralarnda fark vardr. inde bulunduu durum bildiren kimse, karsndaki dostuna yanma gelmesinin sebebini samim olarak bildirmek yahut dostunun kendisinden istedii bir eyi yapamad iin zr dilemek yahutta kendinin dt duruma kardeinin de dmesinden sakndrmak amacn gtmektedir ki, durumunu bildirerek dostuna t vermi veya ona sabr ve teselli vermi oluyor. Anlatldna gre Ahnef, kendisine ikyette bulunan adama: "Ey kardeimin olu. u kadar sene nce gzmn parlakl gitti, ama bunu daha kimseye sylemi deilim" demitir. Ahnef, kendisinin de bana gelen musibeti anlatarak ikayete gelen kimseye sabr ve skneti tavsiye ediyor. Ancak, her ikisinin ikayetlerini anlatmalarndaki maksatlar [381] Yani, farkldr. Daha gzel misal de Hz. Aie: "Vay bam!" dediinde Raslullah'm da: "Vay benim de bam!" diye karlk vermesidir. benim bam seninkinden daha ok aryor. zlp, ikayette bulunma. Aklma bir yorum daha geldi. Hz. Aie, Raslullah'm dostu ve kesinlikle [382] Hz. Aie Raslullah'a bandan ikayette bulununca, Raslullah, ona olan sevgisinden dolay kendi hanmlar arasnda en sevdii hanmdr. bann ardn da sylemitir. Kiinin, dostuna verecei en iyi karlk budur. Kii, dostunun acsna acnr, sevgisine de sevinir. yle ki dostunun bir uzvu incinince, bilfiil kiinin kendi uzvu da, ona olan gerek sevgisinden, saf dostluundan dolay, incinir. Birinci manadan u anlalr: ikyette bulunma, sabret. Bak, benim de senin gibi derdim var. Sabrla, ikyet etmeden benim halime zl. kinci manaya gre gerek sevgisini azhar ederek: "Sana olan derin sevgime bak. Senin elemine nasl zlp de benim de bam aryor. Ben de rahatszlk yokken sen bana acm anlatmyorsun. Seni ise sevindiren ey beni de sevindirdii gibi, seni zen ey beni de zmektedir" demi olmaktadr. airin biri de:Yani, "Hznl annda, seni zen sevince zlenler insanlarn en hayr-lsdr" demektedir.ikyette ise byle gzel bir ama bulunmaz. ikyetin kayna, fke ve bandaki belay bakalarna ikyet etmektir. Kii, bu ikyetini Allah'a yaparsa bu ikyet saylmaz; Allah'tan efkat, merhamet ve yardm dilemek olur. Bu konudaki misaller unlardr: "Hz. Eyyb (AS) diyor ki: "Bu dert bana dokundu. Sen merhametlilerin en [384] [383] Hz. Ya'kub: "Ben znt ve tasam yalnz Allah'a arzederim" demitir. Hz. Ms da: "EyAl-lahm, hamd sanadr. merhametlisisin. ikyetler sana bildirilir, yardm senden istenir, me-ded senden umulur ve iler sana havale edilir. Senin gcnden baka g ve kuvvet yoktur"

demitir. demoullarnn efendisi Raslullah da yle demitir: "Ey Allahm, kuvvetimin azaldn, aremin tkendiini ve insanlar karsnda zayf dtm Sana arzederim. Sen phesiz gszlerin Rab-bisin. Sen ki Rabbim! Beni kime brakyorsun? Saldrya uramayacam uzak yerlere mi, yoksa iimi kendisine verdiin dmana m brakyorsun. Eer senin bana kar herhangi bir gadabn yoksa bunlara ben aldrmam. Fakat Senin afiyetin beni kuatmtr. Karanlklarn aydnland, dnya ve ahiret ilerinin dzenlendii vechiyin nuruyla, zerime gadabnm veya fkenin bana gelmesinden Sana snrm. Raz oluncaya dek honutluk Sana olsun. Hibir g ve kuvvet yoktur ki muhakkak o, [385] Demek ki Allah'a yaplan ikyet hibir ekilde sabra mnaf olmaz. nk Yce Allah: "Bu dert bana dokundu" diyerek Seninledir. kendisine ikyette bulunan Hz. Eyyb hakknda: "Gerekten biz onu sabreden bir kul olarak bulduk. O ne gzel kuldu. Daima bize [386] buyurmutur. Hz. Ya'kub da, kendi kendine gzel sabr sahibi olmaya sz vermi, Raslullah da O'nun hakknda: "O sznde bavururdu" durmutur" demitir. Hz. Ya'kub diyor ki: "Ben znt ve tasam yalnz Allah'a arzederim." Yce Allah, onun bu szn sabrnda kusur olarak grmemitir. Durum byle olunca insanlarn batl szlerine iltifat etmemeli. Bazlar diyor ki: "Hz, Ya'kub: "Bu dert bana dokundu" deyince Allah Tel: "Biz onu sabreden bir kul bulduk" buyurmutur. Hz. Ya'kub, bu dert bana dokundu demesine kar Yce Allah da, biz onu sabreden bir kul yani "sabir" bir kul bulduk buyurmu, ok sabreden manasna "sahur" bir kul bulduk dememitir. Bazlar da: Hz. Ya'kub: "Bana merhamet et" dememitir. Sadece: "Sen merhametlilerin en raerhametlisisin" demitir; iinde bulunduu dier halleri Allah'a arzetmemitir demektedir. Bazlar da: Hz. Ya'kub dili tutulup Allah' zikredemez olunca, zikir yapamamaktan, ikyeti olmutur. ikyeti kesinlikle hastalkla, elemle ilgili deildir" demitir. Bazlar ise: "Bu mmetin gszlerine rnek olmas asndan, Hz. Ya'kub'un bu sz alnmtr" demitir. Tabi, bu grte olanlar Allah'a ikyette bulunmann sabra aykr olacan sylemi olmaktadrlar ki bu galatn en ktsdr. Sabra mnaf olan ey, Allah'a deil de bakalarna yaplan ikyettir. Bu nedenle kulunun yalvarmasn, duasn ve ikyetini duymak iin Yce Allah kuluna birtakm belalar verir. Allah, iddete sabretmeyi arzulamaz. En ok sevdii ey kulunun kalbinin, huzurunda krlmas, kendini zelil grerek, gszln, muhtaln, acizliim ve sabrnn azln izhar etmesidir. Zorlua sabredebileceim Allah'a gstermekten iddetle sakn. Sana den yalvarmak, skun bulmak, acizlii, muhtal, zillet ve gszl aa vurmaktr. Allah'n byle bir kalbe rahmeti, elin aza yaknlndan daha yakndr. Fasl Bu babta, anlatlmas gereken farklar oktur. Kader yardm ederse mstakil bir eser yazarz. Burada anlattklarmz, temel farklardr. Akll kimse [387] Muhammed (SAV) insanlar arasnda farkl bir bu kadaryla yetinir. Dinin tamam farklardan oluur. Allah'n Kitab' el-Furkn'dr. [388] kimsedir. Kim Allah'tan korkarsa Allah o kimseye furkan klar. Yce Allah: "Ey iman edenler, Allah'tan korkarsanz O size iyi ile kty [389] birbirinden ayrc (furkn) anlay verir" buyurmutur. Allah'n dostlarnn, dmanlarndan ayrld gn olan Bedir gnne furkn [390] denir. Hidayetin tamam furkndr. Dalaletin asl ise birletirmektir. Nitekim mrikler Allah'a kullukl putlara kulluu, Allah sevgisiyle, putlarn sevgisini; Allah'n sevdii raz olduu ey ile takdir ettii hkmettii eyler arasn birletirmilerdir. Dolaysyla buyruu tek saymlar, [391] diyerek al-verile ri-baya; temiz etle, l hayvan kaza ve kaderiyle rzasna, sevgisine deliller bulmular: "phesiz ab-veri riba gibidir" etini bir saymlar arkasndan da: "Elimizle ldrdmz yerken Allah'n ldrdn niin yemeyelim" demilerdir. Dinlerdeki helal ve haramlar kaldranlar da: "u kadn da yaratan Allah'tr, bu kadn da. u hayvan da yaratan O'dur bu hayvan da. Birisi helal olup dieri nasl haram olabilir" diyerek Allah'n dostlaryla, eytann dostlarn bir saymlardr.ttihadi bir frka da kp vadiyi kylere evirmi, hepsini tek bir zatta birletirince "te tek Allah budur" Bu frkann prensiplerini koyan birisi de "Bil ki, i birletirmektir, furkan deildir" diyerek u iiri sylemitir.iirin manas; "Emir sadece bir dzendir. Onda ne vg ne de yergi vardr. Gelenekler bu emri tahsis ederken akl ve ar' bu emirle hkmeder".Ksacas, basiretli kiiler furkn sahipleridirler. phelere kar insanlarn en furknls (anlayls), en basiretli olandr. Benzeme, szlerde, fil--lerde, amellerde, durumlarda, mallarda ve insanlarda olur. Btn bu saydklarm benzer eylere ou ilim sahipleri gelir ama, Allah'n diledii kullarnn kalbine att nur olmakszn bu benzer eyler birbirinden ayrlmaz. Bu nur sayesinde, ilerin gerek ynleri grlr, [392] Bu konuyu dorusu yanlndan, salam da sakatndan ayrlr: "Allah, bir kimseye nur vermedikten sonra onun nuru olmaz" buyurulmutur. fazla uzatmamal, belki kitabn en faydal blm olur. Bu aklamalara, ok ihtiya vardr. Eer Yce Allah bu izahlardan seni rzklandrrsa, anlayn seni rzklandrrsa, anlayn (furknn) artar. te Rasllerin tevhidi ile muattlnn tevhidi arasndaki fark budur. Raslleri hatalardan uzak grmekle muattallar hatalardan uzak grmek arasndaki fark; Allah'n sfatlarnn, yceliinin, konuma ve konuturmasnn var olu gerei ile tebih ile temsil arasndaki fark; amel ve iradeyle mcerred tevhid inancyla Allah'n kendilerine dereceler verdii derece sahiplerine saldrmak arasndaki fark; mcerred olarak masum kiiye uymakla limlerin grlerini bir kenara atmak, onlara itibar ve iltifat etmemek arasndaki fark; bilen kiiyi taklid etmekle onun ilmi altnda anlayndan faydalanarak aydnlanmak arasndaki fark; Rahman dostlaryla eytan dostlar arasndaki fark; Rahman iman halinde bulunmakla eytan ve nefsan kfr arasndaki fark ve Allah tarafndan indirilmi herkesin uymas gereken hkmle yalnzca zaruret annda uyulabilecek, kar kana fazla zarar olmayan mevvel hkme uymak arasndaki fark da anlay, basiret farkdr. Fasl Szn ettiimiz farklara ksa ksa iaret ederek kitabmza son vereceiz. Ksa ksa iaret etmemiz, bu farklardan her birinin, byke bir kitab dolduracak kadar geni olmas nedeniyledir. Rasllerin tevhidi ile muattl-larm tevhidi arasndaki fark: Rasllerin tevhidinde, Allah'n keml sfatlar ortak komakszm yalnzca O'na ibadet etmek genie yer tutar. Ynelite, sevgide, korkuda, mitte, szde, yerinde ve adakta O'na bir e tutulmaz. Kul Allah'a eler komay kalbinden, niyetinde, dilinden ve ibadetlerinden atar. Allah'n gerekte eleri olmad iin, kulun kalbinde ve dilinde hi olmamas gerekir.Muattllarn tevhidi ise, Allah'a ait isim ve sfatlarn gereini kabul etmez, bunlar Allah'tan soyar. Allah'a ait sfatlar dilinden atabilenler derhal dillerinden bu sfatlar atarlar. Bunu yaparken de ne sfatlar anarlar, ne bu sfatlar ieren ayetleri azlarna alrlar, ne de Allah'a ait sfatlar aklayan bir hadise bakarlar. Allah'n sfatlarn dillerinden atamayanlar ise, sfatlara silip sprerek yaklarlar, sfatlarn

gerek manalarn reddederek manas olmayan veya olsa bile bilmece-bulmaca cinsinden bir manas olan ii bo isimler yaparlar. Bir kimse Allah' sfatlarndan soymak istiyorsa, nass tarafndan sfatn deitirilen manas ayn lde kendisinden saknd manaya eit olmas gerekir. Bu durumda eer temsil, tebih ya da gerekte bir huds (sonradan olma) szkonusu ise nassm iaret ettii manaya sarlmas, bu hususta kendi anlayn brakmas gerekir ki gerekte byle bir ilzamn olmamas daha evladr. Byle bir ilzamn mmkn olmad bilinince btn sfatlan soymak geriye kalyor. Bu, sfatlardan soyma esasna ynelik bir uratr. Aralarndaki fark yakndr, ama batl hkm saymak olacandan dolay elikilidir. yle ki, kendi kabul ettii birtakm sfatlan Allah'a vermek, geri kalann ise kenara atmak elikinin kendisidir. Her ikisinde bulunan sakat lzumluluk tektir. Gerek lzum ise bunlarn arasn amaz. Ksacas onlar, bu eit sfat soymaya tevhid diyorlar. Bunlar yapt sadece Allah'n isimlerinde sfatlarnda ilhad ve bunlarn gereklerini ta'tl et[393] mektir. Fasl Allah Tel'y Rasllerin tenzih etmesiyle dinsizlerin tenzih etmesi arasndaki fark: Rasller, Allah'n, kendisinden mnezzeh olduunu belirttii kusurlardan, ayplardan O'nu tenzih etmilerdir. Bu kusur ve ayplar Allah'n kemliyle, rubbiyet ve azametinin kemline mnfidir. Bu kusurlar yle sralayabiliriz: Uyuklamak, uyumak, gaflet, lm, yorulmak, hakszlk yapmak, kandrmak, rakip edinmek, orta, hanm, ocuu olmak, izni olmadan efaat edebilmek, kullarn ihmal edip ba bo brakmak, insanlar amasz yaratmak, gklerin yerin ve aralarnda bulunanlan batl olarak yaratmak, mkafat, azab, emir ve yasak bulunmamak, Allah'n dostlanyla dmanlarn, iyiler ile fcirleri, kfirler ile m'minleri eit grmek, mlkn de dilemedii eylerin olmas, birok ynlerden bakalarna muhta olmas, bir eye hkm verirken bakalarnn O'na ortak olmas, kendisine gaflet, sehv ve unutma arz olmas; va'dinden dnmesi, hkmlerinin deimesi yahut Allah'a hem isim olarak hem vasf olarak hem de fiil olarak ktlk nisbet edilmesi vb. Gerekte Allah'n btn isimleri gzeldir; btn sfatlar keml derecesindedir ve btn fiilleri de hayr, hikmet ve maslahattr. Rasller Rabblerini ite byle tenzih ederler.Dinsizlere gelince bunlar ise Allah Tel'mn kendisini vasfettii kemal sfatlardan O'nu tenzih ediyorlar. Allah' tenzih ettikleri noktalar unlardr: Allah, ne kendisi ne de bakasyla konuabilir. Ara istiva etmez. Dua annda eller O'na kalkmaz. Gzel szler O'na ulamaz. Katndan hibir ey inmez. Melekler ve Cebrail katna kmaz. Btn kullarnn ve yaratklarnn zerindedir. Gkleri bir eliyle, yeri de dier eliyle tutamaz. Gkleri bir parmayla, yeri bir parmayla, dalan bir parmayla ve aac bir parmayla tutamaz. O'nu vechi yoktur. Cennette m'minler O'nu, gzleriyle gremezler; O, m'minlerle konumaz; onlara selam vermez ve glerek onlara tecelli etmez. Her gece dnya semasna inip: "Kim benden balanmak diliyor? Onu balayaym. Kim benden bir ey istiyor? Onu ona vereyim" demez. Ne semaya iner ne de bireyler der. Yapt eyi amal yapmaz. Btn fiilleri, hikmetten ve bilinen gayeden uzaktr. Dilemesi tam, iradesi de geerli deildir. Allah birey diler, kullan da baka bir ey dilerse Allah'n diledii olmaz, kulun diledii olur. Bireyi dilemez, dilemedii ey olur. Diledii ey ise olmaz. Dinsizler, Allah'n dilei ile ilgili bu tersliklere adalet ismini vermektedirler. Yukarda anlattklarmza da tevhid dediklerini sylemitik. Yine bunlara gre Allah ne sever ne de sevilir. efkati, rahmeti, fke ve nzas yoktur. Dinsizlerden bir grup da Allah'n duyup iitemiyeceini, bir bakalan da, O'nun var olamayacan savunarak diyorlar ki: "Yukandakiler, Allah' tebih ve temsilden tenzih edince, bizim de O'nun varln tenzih etmemiz yani var olmadn sylememiz gerekmektedir: "Bu son saydklanmz dinsizlerin Allah' tenzih etmeleri, en bata saydklarmz ise Rasllerin O'nu tenzih etmeleridir. Fasl Allah'a ait isim ve sfatlarn gerekliklerini kabul etmekle tebih ve temsile kayma arasndaki fark: Ahmed b. Hanbel ve ayn grte olan hidayet nderleri diyorlar ki: "yle demen tebih ve temsildir: Allah'n eli benim elim gibi. O'nun kula benim kulam gibi. O'nun gz benim gzm gibi... vs. Ama yle dersen: "Allah'n kula, gz, eli, yz ve ar'a istivas vardr, ama bunlardan hibirisi insanlardaki gibi deildir, vasflanan-lar arasnda (Allah'la kul arasnda) fark olduu gibi sfatlar arasnda da fark vardr. Burada nasl temsilden tebih bahsedilebilir. Keke mlhidlerin (dinsizlerin) ortal kartrmalan olmasa! O halde Rasllerin ittifakla bildirdikleri gerek, bozmak, tl brakmak, temsil ve tebih yapmakszn Allah'n kendisini ve Rasllah'm bildirdii sfatlarla anlatmaktr. Yani O'na ait sfatlar dorulamak, insanlara benzemesini reddetmek. Kim Allah' kuluna benzetirse kfretmi olur. Kim, Allah'n kendisini anlatt sfatlarn gerekleri inkar ederse bu kimse de kfretmi olur. Ama kim de sfat ve isimlerinin gereklerini kabul eder, Allah' insanlara benzetmezse dosdoru yolu bulmu olur. Fasl Saf tevhidle, eitli mertebeleri olan insanlara hakszlk etmek arasndaki fark: Tevhid'in saf olmas, Allah'a ait hak ve zelliklerden hibirini, kula vermemektir. Mesel, kula ibadet edilmez, onun iin namaz klnmaz, ona secde edilmez, adyla yemin edilmez, adak yaplmaz, onu tevekkl edilmez; ona kulluk yaplmaz, Allah'a onun adyla yemin edilmez, Allah'a yaklamak iin ona ibadet edilmez ve yle syleyerek Allah'la bir tutulmaz: "Allah ve sen dilersen; bu senden ve Allah'tandr; ben, Allah ve seninleyim; ben, Allah'a ve sana tevekkl ediyorum; benim iin gkte Allah yerde ise sen varsn; bu, senin ve Allah'n ihsanlardr. Allah'a ve sana tevbe ediyorum. Allah ve sen bana yetersin." Bu inanta olan insan, daha sonra mriklerin byklerine secde ettikleri gibi o da Allah'a e kotuu kimseye secde ediyor. Onun iin ban tra ediyor. Adna yemin ediyor, adakta bulunuyor. lmnden sonra kabrine secde ediyor. Mhim eylerinde ihtiyalarnda ondan yardm umuyor. Allah'n fkesine ramen ondan honut olurken, Allah'n raz olduu hususlarda ona fkelenmiyor. Allah'tan daha fazla ona yaklayor. Ayrca ona olan sevgisi, korkusu ve midi, Allah'a olan sevgisinden, korku ve midinden daha fazla veya ona denk oluyor. Bir kimse, Allah'a ait Rabblik zelliklerini O'ndan gasbedip Allah', bakalarndan fazla olarak kendi adna zarar-faydas, lm hayat ve dirilii olmayan kul seviyesine indirirse, mriklere ramen bu, Allah'n ne noksanlamas olur ne de deerinden dmesi olur. Nitekim demoullarnn Efendisi yle der: "Hristiyanlarn, Meryem olunda arya katklar gibi siz de bana kar arya kamayn. Ben ancak bir kulum. Bana, Allah'n kulu ve Rasl [395] [396] [394] Ey insanlar, beni, mertebemden daha ykseklere karmanz arzulaman Kabrimi, ziyaretgh edinmeyin "Ey Allahm, deyin" [397] [398] kabrimi ibadet edilen put klma Allah ve Muhammed dilerse... demeyin. Bir adam Raslullah'a: "Allah ve sen dilersen..." deyince

demitir. Gnah ileyen bir adam da: "Ey Allahm, Sana tevbe ediyorum. Muhammed'e [400] etmiyorum" deyince Raslullah: "Hakk ehline bil" karln vermitir. Yce Allah da baz yetlerinde yle buyurur: "Senin iin emirden [401] [402] birey yoktur" De ki: Emrin tamam Allalrtndr" De ki: Ben kendime dahi, Allah'n dilediinden baka ne bir zsrar, ne de bir yarar verme [403] gcne sahibim" ve: "De ki: Ben size, ne zarar ne de akl verme, gcna sahibim. De ki: "Allah bana bir ktlk dilerse, Allah'tan baka [404] kimse kurtaramaz ve O'ndan baka snacak kimse de bulamam. Yani, O'ndan baka snacam, dayanacam kimse yoktur. Bir keresinde [405] Raslullah kz Fatma'ya, amcas Abbas ve halas Safiyye yle demitir: "Allah katnda, sizin iin hibir salahiyetim yoktur. es-Sahh'te ise: "Allah'tan size hibir fayda veremem" eklinde geer. "Fakat mriklerin yallarna ve ilahlarna kar bu tr istekte bulunmalar oka grlmtr. Allah'tan istemeyi brakarak kendi ilahlarna yallarna ynelmiler; kendi ilahlarnn byle tasarruflar olmadn sylemekle, kiinin onlar mertebelerinden dreceini, noks ani atracan zannetmilerdir. Yani, ilah zelliklere son derece hakszlk etmiler u yette belirtilen nasiplerini almlardr: "Onlarn tanrlarndan ayr olarak Allah tek bana anld zaman, ahirete inanmayanlarn kalbleri rker. Ama [406] O'ndan baka tanrlar da anlnca, hemen sevinirler. Fasl Gnahlardan ma'sum Raslullah'a gerektii ekilde uymakla limlerin grlerin reddetmek, bo karmak arasndaki fark:Raslullah'a gerektii ekilde uymak hibir kimsenin szn, grn O'nun getirdikleri nne almamandr. Ya, nce hadisin ahinliine bakarsn. Hadis sahihse ikinci olarak manasn incelersin. Her ikisi de doru olunca, dou ile bat arasnda bulunan herkes sana kar olsa da hadisten vazgemezsin. Kaslullah'n Allah'tan getirdii eyin tam karsnda olan bir hususta mmetin ittifak etmesinden Allah'a snrz. Fakat, limler arasnda Raslullah'nkine uymayan baz grler ileri srenler olabilir. Eer sen byle bir kimseyi tanmyorsan, bilgisizliin nedeniyle o kimsenin szn Allah ve Raslne kar hccet edinme. Dorudan naslara git. Nass kk grme. Bilmelisin ki nassa uygun olan eyi muhakkak biri sylemitir, ama o sana ulamamtr. Naslan bilmek, dinin korunmasnda, zabtnda limlerin mertebelerini korumak, onlarla dost olup onlara sayg ve emanet [407] Ancak bu, o senden ve ictihad-lanna inanmakla mmkndr. nk onlar bir ecir iki ecir ve balanma dairesi etrafndan dnmektedirler. daha iyi biliyor endiesiyle nasslar bir kenara atmay ve herhangi bir limin grn nassla-ra tercih etmeyi gerektirmez. Senden daha iyi biliyor endiesiyle nasslan brakr, limin grn alrsan nasslar senden daha iyi bilen limin kard hkmler senin bulduklarna uygun olmamal myd? Her nedense limlerin grlerini nasslara vuran, nasslarla grlerin durumunu len, nassa kar kan gr bulunca da o grten vazgemeyen yani limin grn heder edeceine nass heder eden insanlar olmutur. Bunlara gre insanlar limlerin grlerine uymakla emrolunmutur. limlerin gerek takipisi de onlara tamamen uyan hi kar gelmeyendir. Ksacas, elde muhalif bir nass bulunduunda onlarn grlerine kar kmak, nasslarn kendi grlerine tercih edileceini ifade ettikleri kll kaidelerde, onlara kar kmaktan daha kolaydr. Burada, limin her dediini taklid edenle, limin anlayndan ve ilminin ziyasndan yardm eden kii arasndaki fakt ortaya kyor. Takliti kimse, limin grn aratrmada, Katap'tan ve snnetten deliline bakmadan alp, boynuna geirilen bir iple limi takip eden, onun her dediine uyan kimse gibidir. Mukallid denmesinin nedeni ite budur. Fakat salat ve selam zerine olsun Raslullah'a ulamak iin limi anlay ve ilim nuruyla aydnlanarak ondan faydalanmak byle deildir. *nk bu kimse, limlerin delillerini ilk delile gtren bir vasta olarak bilirlik delile ulanca da, baka delillerle istidlal yapmaz. Bu, kbleyi bul-makjn yldza bakan kiiye benzer. Kblesini kesinlikle bilince, yldza bakman bir anlam kalmaz. mam Saf derki: "Raslullah'n snnetini bulan kim&nin herhangi bir kimsenin grnden dolay onu brakamayacandan, [408] nsanlar icma etmilerdir. Fasl [409] Onlar: lahman'n dostlaryla eytann dostlar arasndaki fark: Rahman n dostlar iin: "Ne bir korku vardr ne de onlar hznlenirler. [410] [411] "man edip korunurlard. Rahman'm dostlar Bakara suresinin ba-mdfn; "Onlar felaha ermilerdir ksmna kadar olan yerde anlatlmak[412] tadr Bakara suresinin orta yerlerinde ise: "Asl iyilik o kimsenin iyiliidir ki Allara, ahiret gnne inand. te doru olanlar onlardr. Allah'n [413] [414] azabndn korunanlar da onlardr buyurulmaktadr.el-Enfal sresinin ba-nda:onlara Rabblerinin katndan dereceler, balanma ve [415] [416] tkenmez zk vardr buyurulur. Mminn sresinin bandan: onlar orada devaml kalrlar ksmna kadar olan yerde de Rahnan'n [417] dostlar an-latl Yine el-Furkn sresinin sonunda: "phesiz n'min erkekler ve kadnla "yi bil ki, Allah'n dostlarna korku yoktur ve [418] onlar zlmeye-cekle'dir. Onlar ki, inandlar ve azabdan korunurlard" Kim ki Allah ve Rasne itaat eder, Allah'tan korkar ve O'nun [419] [420] azabndan korunursa, ite kurtlua erenler onlardr" Onlar ki namazlarn aksatmadan srekli klarar. ite onlar cennetlerde [421] [422] arlanrlar ve: "Tevbe eden, ibadet eden.hamdeden gibi yetlerde Rahman dostlar anlatlmtr.Bu yetler, Rahman dostlarnn ihlasla Allah'a varanlar ve haram ve helal konusunda snneti bulunca bakalarn bir kenara atp, bakalarn alp snneti bir kenara atmayanlar olduu belirtilmitir. Bu kimseler, bid'atlk yapmazlar, bid'ata dmezler. Allah, Rasl ve O'nun ashab dnda hibir toplulua ye olmazlar. Dinlerini oyun ve elence yapmazlar. Kur'an' dinlemek varken eytan dinlemeyi arzulamazlar. Azgnlarla konumay Rah-man'm honut olduu kimselerle konumaya; alg aletleri ile mesnevileri (veya tambur sazn) Seb'i mesniye (yet says yzden fazla olan ve hrnm, elif lm ve tsinle balayan

Raslullah: "Yoksa beni Allah'a e mi kouyorsun?

[399]

yedi byk sreye) tercih etmezler. air de:Rahman'm dostlar eytann dostlarna benzemez. eytann dostlar basiret ve iman kaybetmi [423] kimselerdir. Allah'n Kitab'na, doru yoluna, Raslne, baka eylere muhalif olan snnetine ve dostlarna kar gelenler, kar gelmeye nasl cret gsterip elisinin doru yolundan, izinde ayrlyorlar anlamyoruz. "Onlar, Allah'n dostlar olamazlar. Allah'n dostlar, ancak O'nun [424] azabndan korunanlardr. Fakat onlarn ou bunu bilmezler. Rahman'm dostlar, kendisine aran dostlarnn sevgisine brnm ve dostlarnn yolunda kanlarla harbeden kimselerdir. eytann dostlar ise, dostlarnn sevdii i ve sze sarlan, dostlarn arayan ve kendilerini dostlarndan ayrmaya alanlarla harbeden insanlardr. eytan eyleri dinlemeyi, eytana aranlar ve eytann kardelerini seven ve insanlar irk, bi'dat ve gnah gibi eytann sevecei eylere aran bir insan grrsen b ki o, eytann dostudur. Bunu anlamak iin bir kimsenin u ynne bak: Namazna, snneti ve ehli snneti sevip sevmediine ve Allah ve Rasl yoluna armasna, tevhide sarlp, snnete uymasna. Bir insan anlamak istersen muhakkak bu ynlerine bak. Haline, kefine [425] harika ilerine hatta suda yryp havada umasna bile bakma. Fasl Yukarda saydmz eyle iman hal ve eytan hal arasndaki fark bilinir. man hal, Raslullah'a uymann, amelde sammi olmann ve tam tevhide inanmann bir meyvesidir. Neticesi ise, din ve dnyalarnda msl-manlara faydal olmaktr. Bunun, ancak dosdoru snnete uymakla, buyruk ve yasaklar bilmekle olaca aikrdr.Scizkonusu mana iin bkz. bni Teymiyye, el-Furlcnbeyne evliy'r-Rahmn ve evliyi'-eytn ve bni Kayym el-CevziyJe, setul-lehfn.eytan hal ise, ya irke ya da gnaha uymaktr. eytanlara yakn olmaktan, onlarla birleip onlara benzemekten doar. Putularn, hristiyan-larm, ateperest ve eytanlarn durumu byledir. eytan halde bulunan kii eytana ibadet edince, iman ve akl zayf olan insanlar avlad engelini o adama atar, Allah'tan baka ilah yoktur, neticede nice insanlar byle helak olur gider. hem [426] O halde kiiyi Kitab'n ve Rasln kendilerini mahvetsinler hem de dinlerini kartrp bozsunlar. Allah dileseydi bunu yapamazlard. getirdii eyin hkmnden karan hal, ne olursa olsun eytan haldir. Sihirbazlarn, ateperestlerin, hristiyanlann ve zahiren slama girmi birok mslmanlarn halini, iittim grdm ki bunlar gerekte smdan uzak kimselermi. eytana yaknl ve Rahman'a dmanl lsnde byle bir kimsenin muhakkak eytan halden nasibi vardr. Kii, bazan doru olur, ama bilgisizliinden dolay kartrlr ve bozulur. Bu durumda ise zhdne, ibadet ve ihlasna ramen hali eytan olur. Fakat eytanlarn meleklerin ilerini tam bilememesi ve iman gereklerinden habersiz olmas nedeniyle karmasna gelince, bu durumda olmayan nice insanlar ok eyler anlatmlardr. Belki de bu kimse kendisini bakasna benzeten hayalleri, aeaip ileri olan bir kimsedir. Onlarla bunlarn arasn aamadklarndan dolay insanlar belaya dm yle ki her siyahn hurma ve her beyazn da ya olduunu sanmlar. Furkn (anlay) lemde bulunan en deerli eydir. Bunu, kulunun kalbine Allah, hak ile batl ayrmas, iyi, kt, batl ve fsk ileri bununla lmesi iin atmtr. O halde furkm (anlay) olmayan kimse, eytann ortaklar arasna dmtr. Yardm Allah'tan umulur. ler O'na havale edilir. Fasl Allah tarafndan indirilmi uyulmas vacip olan hkm ile nihayetinde uyulmas caiz olan mevvel hkm arasndaki fark: Mnzel hkm, Allah'n Raslne indirdii ve kullar arasnda kendisiyle hkmettii hkmdr. Bu, Allah'n hkmdr, bakalarnn Raslullah'a indirdii bir hkm yoktur.Mvvel hkm ise uyulmas vacip olmayan, kar kanlarn fask olmad, kfre dmedii mctehidlerin farkl grleridir. nk mctehitler grleri iin: "Bu, Allah ve Raslnn hkmdr" dememiler, tam aksine: "Reyimizle ictihad ettik. Dileyen kabul eder, dileyen kabul etmez" diyerek mmeti kendi grlerine balamamlardr. Hatta Eb Hanfe: "Bu, benim reyimdir. Kim daha iyisini getirirse onu kabul ederiz" demitir. Eb Hanfe'nin ictihadlar bizzat Allah'n hkm olmu olsayd, bu konularda Eb Yusuf ve Muhammed'in O'na kar gelmemeleri gerekirdi. mam Malik de byle. Harun Reid, mmete Muvatta'da bulunan eylerle hkmetmeyi teklif edince mam Malik O'nu bundan menederek: "Raslullah'm ashab eitli lkelere dalmt. yle ki bir kavmin yannda bulunan bilgi dier kaviralerde yoktu" demitir. te Saf, rencilerine kendisini taklid etmelerini yasaklam, itihadna kar bir hadis bulduklarnda kendi grn brakmalarn tavsiye [427] te mam Ahmed! Fetvalarn yazp tedvin eden kiiye kar kar ve: "Ne beni, ne falancay ne de falancay taklid et. Onlar etmitir. [428] nerelerden almlarsa sen de oradan al" demitir. Bu mctehitler, kendi grlerini uyulmas gerekir grler olarak bilselerdi, rencilerinin kendilerine kar kmalarn yasaklarlar, herhangi bir konuda kendi icti-hadlarma uymayan fetvalar vermelerine msaade etmezlerdi. Bu mctebidlerden biri bir gr aklyor, sonra aklad grn aksine fetva veriyor. Dolaysyla bir meselede bir mctehitten bir iki ve daha fazla gr geliyor. Rey ve itihada uymak uyulabilecek en gzel eylerdir. ndirilmi hkm ise byle deildir. Byle bir hkme kar gelmek ve bu hkmden kmak hibir mslmana hell olmaz.Deitirilmi hkm ise, Allah'n kendisiyle hkmetmedii hkmdr ki bunu uygulamak, bununla amel etmek ve buna uymak asla helal olmaz. Buna uyan kimse kfr, fisk ve zulm arasndadr.Vurgulamak istediimiz konu mutmain, levvme ve emmre nefsin baz durumlarn bildirmektir. Her nefiste ortak olarak bulunan eyler, bir nefsi dierinden ayran zellikler, herbir nefsin fiilleri, farkllklar, amalar ve niyetleri nelerdir gibi hususlar. una da iaret etmemiz gerekiyor. Bu nefis aslnda tek bir nefistir. Bazan emmre olur. Bazan levvme olur. Ba-zan da mutmainne olur. ou insanlarda bulunan nefis, emmre nefistir. Mutmainne nefis ise beer nefislerde sayca olduka azdr. Derecesi ise Allah katnda en yksektir. Mutmain nefis iin Yce Allah: "Sen Rabbinden, O da senden raz olarak [429] buyurmutur.Yce Allah'tan istediimiz, midimiz, O'na balanarak, O'ndan korkarak, O'na dn. Kullarm arasna katl ve cennetime gir" katnda olan arzulayarak nefislerimizi kendisine mutmain klmas; nefislerimizin erlerinden, kt amelerimizden bizleri korumas; kalbleri Allah' zikirden gafil olmu, hevasna uymu ve ii de haddini amak olmu olanlardan klmamas ve: "Dnya hayatnda btn abalar boa gitmi olan ve [430] yetinde belirtilenlerden klmam asdr. Muhakkak ki O, dualar ve mid ehlini iitendir. O kendileri de iyi i yaptklarn sanan kimselerdir" bize yeter. O ne gzel dosttur.

You might also like