Professional Documents
Culture Documents
Disc Envanteri Dominant Kişilik Özellikleri
Disc Envanteri Dominant Kişilik Özellikleri
YEŞİL DAVRANIŞ
Yeşil insan en yaygın olandır. Dolayısıyla yeşil insanlarla her yerde karşılaşabilirsiniz.
Yeşil insanı tanımlamanın en kolay yolu nedir? Bana göre o diğer renklerin
ortalamasıdır.
Kırmızılar stresli ve performans odaklı, sarılar yaratıcı ve yaşamayı seven, maviler
mükemmeliyetçi Excel sayfası şövalyeleri, yeşiller ise en dengeli olanlardır. Diğer
renklerdeki aşırı kişisel özellikleri zarif bir biçimde dengelerler.
Ağır Kanlı Mizaç “Sakin Yavaş ve Uysal”
Herkesinin hırslı bir lider olduğu bir dünyada kime liderlik edeceksiniz? Herkes
eğlenceli ve komik olursa kimi eğlendireceksiniz? Herkes detaycı ve mükemmeliyetçi
olursa neyi düzene koymaya çalışacaksınız?
Kırmızılar ve sarılar vitesi yükseltirse Yeşiller frene basmayı bilir. Maviler detaylara
takılıp kalmışsa Yeşiller doğru yola odaklanmalarına yardımcı olur.
Yeşil arkadaşınız doğum gününüzü asla unutmaz. Başarılarınızı asla kıskanmaz,
kendisiyle ilgili bir şey anlatıp sizi gölgede bırakmaz. Başınızın etini yemez. Sizi
rakibi olarak görmez. Mecbur kalmadığı ya da biri bunu ondan istemediği sürece
dümene geçmez. İdare bende olsun diye diretmez.
Yeşillerin diğer insanlardan daha pasif olduğu gerçeğini görmezden gelemeyiz.
Kırmızılar kadar azimli, sarılar kadar becerikli, maviler kadar düzenli değillerdir.
Bu yüzden baş etmesi kolay kişilerdir. Olduğunuz kişi olmanıza imkan tanırlar. Çok
fazla istekleri yoktur ve durduk yere olay çıkarmazlar.
Acıktıklarında yemek yerler, uykuları geldiğinde uyurlar, ödevleri varsa yaparlar.
Yeşiller birini incitmekten özellikle kaçınır. Aslında kimseyi kırmak istemezler,
patronları saçma bir karar verse bile ona karşı gelmezler.
Genellikle uyum sağlamaya gayret ederler, bu da onları en dengeli kişiler yapar.
Kafası karışmış sarıları sakinleştirmek için idealdirler. Zaman zaman buz kesen
mavilerin içini ısıtmakta üstlerine yoktur.
Sarıydı, maskaralık etmeyi ve ilgi odağı olmayı severdi. Eğlenceli oyunlar bulur ve
kendisine yöneltilen soruları keyifle yanıtlardı. Herkes onun için bir izleyici kitlesiydi
ve sahneden asla inmezdi.
Diğer insanların acayip davranışlarına karşı oldukça toleranslıdırlar.
Yeşil insanlar nezaketin vücut bulmuş halidir. Ne zaman yardıma ihtiyaç duysanız,
oradadırlar.
Yeşillerin en yaygın özelliklerinden biri de iyi bir dinleyici olmalarıdır. Bir yeşil
kendinden çok sizinle ilgilidir.
Yeşilleri genellikle kamu sektöründe bulursunuz. Kişisel çıkarlarını düşünmeden
başkalarına yardım ederler.
Ayrıca iyi bir takım oyuncusu olmalarıyla bilinirler. Takım, grup, aile her zaman
bireyden önce gelir.
Yardıma ihtiyaç duyan bir arkadaşa asla sırtlarını dönmezler. Onları istediğiniz zaman
arayabilirsiniz. Başınızı yaslayabileceğiniz ve rahatça ağlayabileceğiniz bir omuz
sunarlar.
Değişimin neden gerekli olduğunu açıklar ve ihtiyacı olan zamanı verirseniz Yeşil
yeni şeyler denemek için kendini hazırlayacaktır.
Bir işi yeşil yapacağını söylerse o işin yapılacağından emin olabilirsiniz. Elinden
geliyorsa ya da yapacak imkanı varsa mutlaka yapar.
Yeşiller bir işi başaramamaktan hiç hoşlanmaz çünkü diğer insanları zor durumda
bırakmak istemezler.
Takım kendilerinden önce gelir. Bir yeşil için etrafındaki herkesle yakından
ilgilenmek son derece doğal bir durumdur. Bu onların normalidir.
Yeşillerin tartışma, çatışma ya da diğer gerginlikleri hiç sevmemeleridir. Ancak çoğu
zaman asıl neden etrafındaki insanları memnun ve mutlu etme arzularıdır. Bir işin
yapılması sizi mutlu edecekse o işi mutlaka yaparlar. Diğer insanları memnun arzusu
Yeşillerin itici gücüdür.
“Kim ? Ben mi? Ben önemli değilim. Unut gitsin! Beni hiç görmedin”
Her türlü grup Yeşil için çok önemlidir. Grubun ihtiyaçları karşılandığı zaman sürece
kendi ihtiyaçlarını görmezden gelirler.
Grubun sonuçta insanlardan oluştuğunu, bireyler tatmin olduğu sürece grubun da
tatmin olacağını düşünebilirsiniz. Bu tanımlamanız doğru olabilir. Yalnız bu
tanımlamada odak noktası kolektif bir kavram olan grup değil bireylerdir. Yeşil bunun
tam tersinin doğru olduğuna inanır. Bireylerin iyi hissetmesi için grubun iyi hissetmesi
gerekir.
Yeşillerin içe dönük olduğu söylenir yani iç dünyalarında daha aktiflerdir. Sırf
konuşmuş olmak için konuşmazlar. Yeşiller dinler. Sizinle ve fikirlerinizle içtenlikle
ilgilenir.
Sadece bir kazancı olacaksa dinleyen kırmızıların ya da sizi hiç dinlemeyen sarıların
aksine( muhtemelen bunu reddedecekler) yeşiller söylediklerinizi gerçekten duyarlar.
İnsanların sorunlarıyla samimi bir şekilde ilgilenirler. Sorunlarınıza çözüm üretip
üretemeyecekleri garanti değildir, ancak konuştuklarınızın tek bir kelimesini dahi
kaçırmazlar. Lütfen bunu her durumda sizinle hemfikir oldukları şeklinde
yorumlamayın. Yeşiller iyi dinleyicidir.
Kırmızılar ve bazı sarılar perakendecilik ile satış konusunda oldukça iyi. Ancak
yeşiller göz ardı ediliyor. Satıcılara hep daha az konuşup daha çok dinlemeyi
öğretmeye çalışırız bu yeşillerin gayet doğal olarak yaptığı bir şey.
Yeşillerin kibar, arkadaş canlısı ve ilgili oldukları yönünde ola da aksini düşünen
insanlar vardır. Çatışmaktan korktuğu için gerçekte “hayır” demek istediği bir şeye
“evet” diyen bir insanla nasıl başa çıkılır?
Sessiz direnç adını verdiğim şeyle başa çıkmak kolay değildir, özellikle kırmızılar ve
sarılar bu konuda çok zorluk yaşar.
Yeşiller gerçeği ancak ve ancak o insan ortamda değilken söyler, diğer bir deyişle o
kişinin arkasından konuşmak gibi bir eğilim gösterirler. Dolayısıyla sıklıkla diğer
insanlar tarafından dürüst olamamakla suçlanırlar. Aslında niyetleri sadece tartışma ve
çatışmadan kaçınmaktır.
Bu yüzden de göze batmamaya çalışır ve asıl maksatlarını pek belli etmezler.
Gelelim değişim konusundaki becerilerine, pardon beceriksizliklerine. Şaka bir yana
değişim yeşillerin direnç gösterdiği konuların başında gelir. Değişime duyulan ihtiyacı
anlar ama yine de değişmek istemezler. Bu da yeşillerin en yakınları tarafından
değişimden korkan, inatçı, umursamaz ve meraksız bireyler olarak algılanmasına yol
açar.
İnatçılık bir erdem değildir
Yeşiller ve maviler arasındaki en temel fark şudur? Mavi bir mesele hakkında
gerçeklere ve yeni kanıtlara odaklanır, yeşiller ise fikirlerini hayatta değiştirmez ve
fırtınanın kendi kendine dinmesini bekler. Bir karar verdiler mi ondan asla caymaz ya
da onu adapte etmezler. Kafalarındaki imkanı yok değişmez. Neden mi? Çünkü
genellikle bunu yapmayı istemezler.
Gençlerle, özellikle de ergenlerde konuşurken dikkatli olmak gerekir. Henüz kişilikleri
tam oturmamıştır. Hayattan öğrenecekleri daha çok şey vardır.
Yeşiller nadiren ilk adımı atar, hep karşı tarafın ilk adımı atmasını bekler.
Pasif oldukları zamanlar, aktif olduklarından daha fazladır ve bu durum davranışlarına
yansır. Yani çoğunlukla herhangi bir davranış sergilemezler.
Yeşillerin anlayamadığı şey diğer insanların bir şeyler yapmak istemesidir. Diğer
herkesin de kendileri gibi olduğunu ve koltukta öylece oturduğunu düşünürler. Hiçbir
şey yapmamak onları mutlu eder. Bu bakış açısına aykırı her şeyi bir tehdit olarak
görürler. Sonuç ne mi? Daha da pasif olmak.
Birbirinden ilginç yeni fikirler sunuyor ama hiçbir ilerleme göremiyordu. Bu tür
durumlar genellikle yeşillerle yaşanır. Yeşiller de diğer herkes kadar zekidir, iyi bir
fikri gördükleri an tanıyabilirler. Ancak kırmızı arkadaşları varını yoğunu ortaya
koyup çalışırken, onlar öylece oturup bekler. Genellikle ilham ya da o fikrin değerli
olduğunu gösterecek bir his oluşmasını beklerler ama bekledikleri o şey bir türlü
gelmez. O zaman ne mi yaparlar?Teknik olarak hiç bir şey. Hareket geçme
dürtüsünün yok olup olmayacağını görmek için bile beklerler.
Bazı kadınların güçlü ve sessiz erkeklerden daha çok hoşlandıklarından bahsedilir.
Tabii ki bunda hiçbir sorun yok. Ancak evlendikten sonra erkekte güçlü ve sessiz
olmanın dışında bir özellik göremezlerse, mutsuz olurlar. İşte o zaman sorunlar başlar.
Kadın ne zaman plan yapsa, erkek umursamaz ve kadın öfkelenir. Sonra kadın daha
büyük planlar yapar. Erkek ise en sevdiği yer olan koltuğuna daha da gömülür.
Fazla çalışmak çok işi olmak gibi şeyler yeşillerin en büyük düşmanıdır. Sonuçta bu
sadece iştir! Onların zihniyetine göre her şey kolay olmalıdır.
İnsanların bi şeyle aşırı meşgul olmasını, kendini o şeye adamasını istemez çünkü bu
çok sıkıcı bir durumdur. İstediği tek şey orada öylece oturmak ve şey yapmaktır…
mümkünse hiçbir şey!
Yeşiller hassas konulara dahil olmak, özel bir tavır takınmak istemezler. Onların da
diğer herkes gibi belirli görüşleri ve fikirleri vardır ama bunları dile getirmekten
hoşlanmazlar. Nedeni basit, yaygara kopsun istemezler.
Daha dolaylı bir ifade kullanmak daha az risk almak demektir. Net bir duruş
sergilerseniz söylediklerinizin arkasında durmanız gerekir ki bu da ekstra iş çıkması
demektir.
Bir yeşil için güvende olmak üzülmekten daha iyidir. Kendini belirsiz, hatta
anlaşılması güç bir şekilde ifade ederse o konuda sorumluluk almamış olur.
Kendinden emin bir duruş sergilemezse işlerin yolunda gitmemesi durumunda kendini
riske atmamış olur. Bir şeyi desteklemez her hangi bir konuda taraf olmazsa kimseyi
karşısına almamış olur.
Yeşiller sadece diğer renkler kadar kesin net çizgilere sahip değildir.
Bir mavi geçen Salı sabah 10:03 de beş dolarını kaybettiğini belirtirken yeşil bir kişi
yakın zamanda beş dolarını kaybettiğini dile getirir.
Bunun nedeni yeşillerin, kırmızılar ve maviler kadar görev ve konu odaklı
olmamamsıdır. Yeşiller gerçekleri ve olayları onlar gibi dile getirmez.
“Bunu hemen değiştirmem gerektiğini biliyorum, ama izin ver de biraz düşüneyim”
İçinde pek çok yeşilin bulunduğu grupta değişiklik yapmak istiyorsanız size bol şans
diliyorum.
Eğer acilen yapılması gereken değişiklik varsa, unutun gitsin! Yeşillerin aklından
geçenle şunlardır:
şuan elimde ne olduğunu biliyorum sonrasında ne olacağını asla bilemem.
Eskiden daha iyiydi.
Bunu daha önce hiç yapmadım
Davulun sesi uzaktan her zaman hoş gelmez
Yukarıdaki cümleleri kullanmak yanlıştır demiyorum ama değişimin gerekli olduğu
zamanlarda bu tür cümleler oldukça tehlikeli olabilir.
Evde kahvaltı masasında oturduğunuz yeri sıklıkla değiştirirsiniz? Bunu eskiden
tanıştığım bütün gruplara sorardım. Pek çok kişi gülümser ve hiç değiştirmediğini
söyler. Hep aynı yere oturuyorlardır. Bazen ben de aynı şeyi yapıyorum. Ama biri
çıkar ve bunun ve kötü bir alışkanlık olduğunu söylerse, bu konu hakkında bir şeyler
yapmam gerektiğini hissederim. Bir yeşil ise bunu asla yapmaz.
“Hiç bu kadar üzülmemiştim ama yine de… Tanrı aşkına kimseye bir şey söyleme!”
Güvenlik her zaman öncelikli ve önemlidir. İhtimaller, yeşiller için oldukça kaygı
yaratıcı bir faktördür. Yeşil birey güvensizlikten hoşlanmaz., savunma mekanizması
kafasını kuma gömmektir. Güvende hissetmediği bir yerde bulunmak istemez. Düzen
ve istikrar arar, büyük kumarların insanı değildir.
Dünya tehlikeli bir yer. Dışarısı sayısız tehlikeyle dolu. Her şeyin ters gitme ihtimali
var. İlişkim bitebilir, hasta olabilirim, eşim beni terk edebilir, çocuğum benim işe
yaramaz biri olduğumu düşünebilir. Bir çok insanla ters düşebilirim.
Her şey olabilir, başımıza en umulmadık şey gelebilir. Riskler ve tehlikeler üzerine
kafa yormaktan bitkin düşüyorlardı. Hatta bazen kendilerinde harekete geçecek gücü
bile bulamıyorlardı. Evleri dünyadaki en güzel ve en güvenli yerdi.
Çok başarılı ve zengin olmuş tüm o insanların hikayesi baştan sona kandırmacadan
ibaretti.
Onu en çok motive eden şey “korku” . demek istediğim o kişinin kaygılarını
dinlemeye hazır olduğunuzu belli edin. “bunda korkacak bir şey yok” gibi
cümlelerden kaçının.
Hepimiz bir şeyler konusunda endişeleniyoruz, yeşilin tek farkı onu endişelendiren
şeylerin sayısının sizinkilerden fazla olması.
Yeşil arkadaşınızın bilinmezlik korkusu ile yüzleşmesine yardımcı olmalısınız. Onu
cesaretlendirin, korkularının üzerine gitmesi için onu teşvik edin.
Arkadaşınız “söylemesi kolay” gibi cümleler kursa da derin bir nefes alıp devam
etmesi için yüreklendirmeyi sürdürün.
Hırslı ve proaktif olmak, aktif bir yaşam tarzına sahip olmak. Bunlar huzuru bozan
şeylerdir ve yeşiller tarafından takdir edilmez. Karşısına sürekli yeni şeylerle çıkmanız
onu mutsuz edecektir.
Yeşiller aktif olmak zorunda olmadıkları zaman kendilerini daha iyi hissederler.
Çalışmaktan kaçınmak için işi yaparken harcadığından daha fazla enerji harcayan
yeşiller tanıyorum.
Her şey onlar için bir yüktür ve genellikle bu planların hiçbirini yerine getirmek
istemezler. Bir yeşil radara yakalanmadan hareket eder ve saniyesinde ortalıktan
kaybolur. Tek ihtiyacı sessizlik ve huzurdur.
Kendinizi bu insanların yerine koyun, sürekli hareket halinde olmak onlar için
inanılmaz bir zorluk. Gerçek bir yeşil sıklıkla bir şeyleri yanlış yapıyormuş hissine
kapılır.
Çözüm Yeşile ara ara sessiz, huzurlu ve hareketsiz bir ortam yaratmaktır. Onun
işleyiş şekli budur. Sadece arada bir de olsa “hiçbir şey yapmadan” geçirecekleri
zamanları olmasını sağlayın.
Bir yeşile nasıl geri bildirim verilir? (tabii bunu yapmadan önce iki kere düşünün)
Bir yeşili eleştirmek acımasızlık gibidir. Kendilerini kötü hisseder ve her şeyden
soyutlarlar. Genelde egoları zayıftır ve sık sık özeleştiri yaparlar. Yani omuzlarındaki
yükü daha da ağırlaştırmak istemezsiniz.
Pek çok yeşil bir şeylerin farklı olmasını ister. Ancak bunun için çaba harcamaz.
Memnuniyetsiz bir şekilde yaşamaya devam eder. Bazen memnuniyetsizlik hissinin
onlar için başlı başına bir amaç olduğunu düşünüyorum. İlgi çekmek ya da güç
kazanmak için başvurdukları bir yol da olabilir. Hiçbir şey yapmayarak ya da bir
şeyleri yapmayı reddederek etraflarındaki her şeyi ve ailelerindeki herkesi kontrol
eden pek çok yeşil tanıyorum. Psikologlar buna pasif-agresiflik diyor, çok doğru bir
tabir.
İki rengin aksine, yeşiller sizi gerçekten dinler. Söyledikleriniz duyar ama duydukları
hoşuna gitmez.
Bir yeşil ilişki insanıdır. Birini kırmak, rencide etmek, ya da üzmek istemez.
Yeşilin belirli bir davranışı sizi üzerse, kızdırırsa ya da rahatsız ederse bunu ona
söyleyin.
Bir yeşil geri bildiriminiz karşısında perişan düşebilir, ve sürekli aptalca şeyler
yaptığını düşünerek kendini suçlayabilir. Ondan “bunu bir daha asla yapmayacağım”
gibi cümleler sık sık duyarsınız. Bazen tamamen teslim olur, uyum sağlar.
Neden bu kadar aptal ve işe yaramaz olduklarını merak ederler. Sizin karşınızda
kendilerini mahcup hissederler ve bu haftalarca sürebilir.
Yeşiller de tıpkı sarılar gibi biraz çocuk ruhludur. Karşınızda bir çocuk varmış gibi
yaklaşın.
Niyetinizin onu üzmek ya da yaralamak olmadığını belirtmeli, dahası bunu
tavırlarınıza yansıtmalısınız. Diğer bir değişle sözlerinize değil, davranışlarınıza da
inanmalı. Ancak bu sayede size güvenmeye devam edebilir.
Genellikle hepimiz belirli bir durumda diğer insanların bizimle aynı şekilde
davranacağını varsayarız. Yeşiller diğer insanlarla iletişim kurarken asıl problemi
konuşmaktan kaçınır, belirsiz tavırlar sergiler.
Yeşiller sorunu her zamanki yöntemleriyle çözmek ister, hiçbir şey yapmayarak
Suçluluk duymak gayet doğal bir durum. Vicdanınız yeşilin üzerine fazla gittiğinizi
söyleyebilir.
Olaylara kendi gözlüklerimle bakmış, onun gözlükleri farklı bir şey gösterdiğinde de
kızmıştım.
Yeşillerin en iyi olduğu şeyi yaptı: başını öne eğdi ve normalden daha az çalışmaya
başladı.
Yeşil için stres faktörleri
Bitmemiş görevler ve yarım kalmış işler yeşiller için hayli rahatsız edicidir.
Bitmemiş projeler başlanmış ama gelmemiş işler ne zaman sona ereceği belli olmayan
görevler yeşiller için tam bir karmaşadır. İşte bu yüzden sarıların varlığı bile yeşilleri
strese sokmaya yeter.
Diğer insanları da sever tabii ama yalnız kalmaya da ihtiyaç duyar. Yalnız kalmak gibi
bir imkanı yoksa doğru dürüst düşünemez.
Bu kırmızılar ve sarıların uzmanlık alanıdır. Hızlı kararlar onları motive eder. Yeşiller
içinse beklenmedik ve hızlı değişimler işkencedir. Konuya olan ilgilerini hemen
kaybederler.
Bir şeyin tekrar yapılmasını istemek, kötü olmuş demekle aynıdır. Bir şeyin tekrar
yapılması gerekiyorsa demek ki ilk seferinde yeterince iyi yapılmamıştır. Başka bir
deyişle olumsuz bir geri bildirimdir. Yani o işi yapan kişi de başarısız ve son derece
yetersizdir. İşte yeşil altta yatan mesajı bir şekilde okur ve hemen strese girer. “burada
kimse beni sevmiyor”.
Yeşiller hiçbir şekilde ilgi odağı olmak istemez. Üç kişiden daha kalabalık gruplar
yeşiller için büyük gruplardır, hele ki gruptakileri tanımıyorsa.
Bir yeşil kendini stres ve baskı altında hissederse ne yapar?
Susar ve çekingen bir duruş sergiler. Beden dili katı ve kapalıdır. Stresi tetikleyen
sizseniz sizinle hiçbir şekilde iletişim kurmak istemediğini beli eder. Bazı yeşillerde;
“Apati” adı verilen aşırı ilgisizlik, duygusuzluk durumu görülebilir. Normla şartlar
altında sevdikleri ve önemsedikleri insanlara karşı bile soğuk ve anlayışsız bir tutum
takınırlar.
Çocuğu hastalanan bir yeşil hiçbir şey yapmayıp duruma seyirci kalabilir çünkü hata
yapmaktan korkuyordur. Durumu içselleştirip kendini suçlaması ve tamamen içine
kapanması da olasıdır.
Birçok yeşil dik başlılık yapabilir, değişimin her türlüsünü reddederek etrafındakileri
kızdırabilir.
Kuşağa oldukça garip gelse de tipik yeşil inatçılığı dizginleri ele alır ve herhangi bir
şey yapmalarına engel olur.
Hiçbir şey yapmamalarına izin verin. Bırakın biraz diledikleri gibi zaman geçirsinler,
bahçeyle ilgilensinler uyusunlar ya da rahatlatacak her hangi bir şey yapsınlar.
Bunların yanı sıra onları sinemaya göndermek (çok kalabalık olmayan gruplarla ya da
mümkünse tek başlarına) ya da iki günde okuyup bitirebilecekleri bir kitap vermek de
iyi fikir olabilir.
Stres belirtileri hafifleyene dek hiçbir şey yapmamalarına izin verin. Zamanla normal
hallerine döneceklerdir.