You are on page 1of 2

Anlatım Biçimleri (Yöntemleri) Konu Testi 1

Pragmatizm genelde faydacılıkla eş anlamlı olarak General Çernyayev, boz bir tepenin üzerinden tek gözlü
kullanılır. Hatta pek çok kişi için faydacılık ve pragmatizm dürbünle bakıyordu. Sadece önündeki dümdüz tarla değil, ta
diye iki farklı akımdan bahsetmek oldukça olağandışı bir uzakta karartı halinde Taşkent’in tuhaf duvarları, akşam
durumdur. İkisi arasındaki benzerlik ve ortaklık çoğu zaman karanlığına bürünen ağaçlı köyler, ırmak boyundaki
farklılığın önüne geçmiş, iki akımın layıkıyla anlaşılmasının kamışlar, daha ileride de kanatlı çekirgeler gibi kaynaşan,
önünde bir engel teşkil etmiştir. Halbuki faydacılıkla yavaş hareket eden askerler rahatlıkla görünüyordu. Saf saf
pragmatizm aynı anlama gelen iki sözcük olmadığı gibi, atlılar, akıbetlerini bilmeden yavaş adımlarla yürüyen
farklı kaynaklardan beslenen ve farklı gerekçelerle oluşmuş, yayalar… Kalkan toz, sararmış otların üzerine sağanak
temsilcileri ve temel terimleri itibariyle de ayrışan iki halinde dökülüyor, uzaklardan at kişnemeleri ve insan
akımdır. sesleri duyuluyordu. General, Hokandlıların bu kadar hazır
1. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır geleceklerini beklemiyordu. İlerlemiş yaşına rağmen
basmaktadır? yüreğindeki ateş hala alev alevdi. Sarışın yüzünde korkudan
A) Açıklama B) Tartışma C) Betimleme eser yoktu. Kaderinde zafer olduğundan endişe etmiyor;
D) Öyküleme E) Tanık gösterme aksine, gaflet içinde, siyaha çalan sarımtırak bıyığıyla,
kibirle, büzülmüş bir halde dik dik bakıyordu. Bu eğri
Hindistan’da halkın yüzde sekseni Hindu dininden. kılıçları ilk defa mı görüyordu ne?
Hinduizm, milattan önce 1000 yıllarında doğmuş. "Veda" 5. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
adlı kitaplarla dinin ilkeleri belirlenmiş. Budizm ise milattan yoktur? (www.yksedebiyat.org)
önce 500 yıllarında Hindistan’da doğmuş. Ancak Hindular A) Benzetmeden yararlanma
Budizm’i din olarak benimsememişler. Bu yüzden Budizm, B) Birden fazla duyuya seslenme
Hindistan dışındaki ülkelerde yaygınlaşmış. Hindistan’da C) Betimleyici ögelere yer verme
Sih dini de yaygın. D) Kişileştirmeye başvurma
2. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden E) Mecazlı söyleyişlere yer verme
hangisi söylenemez?
A) Sayısal verilerden yararlanılmıştır. Rauf Bey, ilk bakışta paşanın zayıflamış olduğunu anladı.
B) Açıklama yapılmıştır. Çünkü sadrazamlık zamanında giydiği sivil elbiseleri
C) Nesnel anlatımdan yararlanılmıştır. üzerinden sarkıyor gibi geldi ona. Bu yüz yirmi kiloluk iri
D) Farklı cümle türlerine yer verilmiştir. yarı adam aşağı yukarı yirmi otuz kilo vermişe benziyordu.
E) Tanımlamadan yararlanılmıştır. Geniş, ablak ve zeki yüzünün ortasındaki kara gözleri üzgün
bir ateşle için için yanıyordu. Hatta kocaman etli ve
(I) Okulda olduğu kadar, hayatta da başarının en önde gelen yumuşak elini sıktığı zaman bu elin garip bir ateşle
şartlarından biri okumaktır. (II) Yüzyılların deneme ve yandığını duydu.
araştırma ürünlerinden faydalanmak; uygar ve kültürlü bir 6. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır
insan olmak için çok okumalı, okul kitapları ile basmaktadır?
yetinmemeliyiz. (III) Uygarlık, bizden önceki kuşakların A) Betimleme B) Öyküleme C) Örnek verme
biriktirdiği bilgi ve anıların bir toplamıdır. (IV) Biz, D) Açıklama E) Tartışma
uygarlığa o kuşakların kitaplarını okumakla katılabiliriz. (V)
Kültürlü bir insan olmanın tek yolu okumaktır. Çocuklara yönelik yazılan şiirlerin yetişkinlere yönelik
3. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi olanlardan yazınsallık açısından pek bir farkı yoktur.
tanımsal bir nitelik taşımaktadır? Aradaki farkın kullanılan dilde olduğu söylenebilir. Çocuk
A) I B) II C) III D) IV E) V şiirleri, şiire ait bütün özellikleri taşımakla birlikte; dil
duyarlığı, söyleyiş, imge vb. açısından yetişkin şiirinden
Akşamüstleri, Tünel’den Taksim’e doğru sol kaldırımdan ayrılmaktadır.
yürürseniz, gözünüze, dalgın, siyah gözlüklü, yüzü kederli 7. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden
ama müthiş kederli, -yüzündeki keder besbellidir, elle yararlanılmıştır?
tutulacak gibi, yüzde donup kalmıştır- pantolonu ütüsüz, A) Somutlaştırma B) Tanımlama C) Karşılaştırma
ağarmış saçları kabarmış bir adam çarpar. Bu adamın bu D) Tanık gösterme E) Öyküleme
Beyoğlu kalabalığı içinde bir hali vardır ki -daha doğrusu
her hali- size bu kocaman şehirde yalnız, yapayalnız İyi bir eser ortaya koymak, anlık bir çabanın ürünü olamaz.
olduğunu söyler. Bu neden böyledir? Orasını kimse de İyi bir ürün ancak bir bitki gibi yavaş yavaş sulanarak,
bilemez. Bazı adamlar vardır; insan yüzlerinde sırf hınç, kin ilaçlanarak, özen gösterilerek alınabilir. Ünlü yazar, Andre
okur. Bazısında gurur, bazısında neşe, bazısında bayağılık, Gide: "Tomurcukların büyümesine, sapların kalınlaşmasına,
aşağılık. Bu adamın üstünden de başından da yalnızlık akar. meyvelerin yavaş yavaş şekerlenmesine dokunulmamalıdır.
Bir de bu adama, Kadıköy iskelesinin kanepelerinden birine Onların olgunlaşacağı zamanı öne atmakla meyvenin tadını
oturmuş, heybeli köylüleri, çıplak ayaklı serseri çocukları, bozabiliriz." der. Bu gerçeği bilen sanatçıların eserlerinde
hanımefendileri seyrederken rastlarsınız. Bu adam, hikâyeci olağanüstü bir sabır, emek ve özveriyi görmek mümkündür.
Sait Faik’tir. 8. Yazar, parçada öne sürdüğü düşünceyi inandırıcı
4. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden kılmak için aşağıdaki yollardan hangilerine
hangisi söylenemez? başvurmuştur?
A) Konuşma havası içinde yazılmıştır. A) Açıklama - Öyküleme
B) Betimleyici ögelere yer verilmiştir. B) Benzetme - Tanık gösterme
C) Öznellik ağır basmaktadır. C) Tanımlama - Karşılaştırma
D) Bir varlığa insana özgü bir nitelik aktarılmıştır. D) Örnekleme - Tartışma
E) Somutlaştırma yapılmıştır. E) Betimleme - Kanıtlama
Narin, mor çiçekleri demir kapının üzerinden sarkan, A) Karşılaştırma yapılmıştır.
gümrah iki erguvan ağacının arasından geçerek girdik küçük B) Mecazlı söyleyişlere yer verilmiştir.
bahçeye. Koca gövdesi eğilmiş, ta Bizans’tan kalmış C) Benzetmeden yararlanılmıştır.
izlenimi veren bir incir ağacı karşıladı bizi. İyice yükselen D) Öznellik ağır basmaktadır.
güneşin sıcaklığıyla, baygın, insanın genzini yakan bir koku E) Konuşma havası içinde yazılmıştır.
yayıyordu ortalığa. Kavgacı martıların cırtlak sesleri
geliyordu bir yerlerden, arka sokaktan çocuk gülüşleri Irmağa giden yol, kasabadan kurtulunca göz alabildiğine
yükseliyordu. uzanan sayısız şeftali bahçeleri arasından geçerdi. Haziran
9. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden içinde bile taşkın dere ayaklarının çamurlu, ıslak tuttuğu bu
hangisi söylenemez? gölgeli yerlerde otlar bütün bir yaz mevsimi yeniden yeniye
A) Kişileştirmeye yer verilmiştir. sürer, kızgın güneş, ağaçların tepelerinde meyveler
B) Birden fazla duyuya seslenilmiştir. pişirirken rutubetli toprakta birbiri arkasına yoncalar fışkırır,
C) Öykülemeye başvurulmuştur. çayırlar kabarırdı. Suların serinliği, taze ot kokusu, gölgelik
D) Betimlemeye yer verilmiştir. ve bereket içinde bahar, bu bahçelerde ta kışa kadar uzanıp
E) Örneklemeye başvurulmuştur. giderdi.
13. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden
İmge, yazınsal metin türlerinin tümünde yer alabilir ancak yararlanılmıştır?
onu en belirgin yansıtan şiirdir. Her imge duyuşsal, düşünsel A) Tartışma
bir resimdir. İmgenin, sanatçının duyularıyla B) Öyküleme
deneyimlediklerinin üst düzey bir belleksel etkinlikle dile C) Açıklama
yansıması olduğu söylenebilir. İmge; şairin düşünce ve D) Betimleme
duygu dünyasından doğan, şiirin içeriğini oluşturan E) Tanımlama
tasarımların dile getiriliş biçimidir.
10. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi Kent dışına çıkıp Himalaya dağlarıyla Everest tepesini ve
ağır basmaktadır? öteki tepeleri görmeye gidiyoruz. Derken, dağları saran
A) Karşılaştırma bulutlar da katar katar akıp gidiyorlar. Ötelerdeki tepeler
B) Betimleme arasında, güneşin ilk ışıkları beliriyor. Hepimizde bir sevinç
C) Tanımlama bir sevinç. Sanki, güneşi anasının karnından çıkarıp,
D) Tartışma doğumunu yaparak dünyaya biz armağan ediyoruz. Aydınlık
E) Benzetme ayıldıkça, Himalaya dağları olanca görkemiyle ortaya
çıkıyor. Kimi tepeler buzullarla kaplı. Kimileri sarp kayalık
Venezüella’nın iklimi hep ilkbahar. İnsanlar, yaza ve kışa ya da karlarla örtülmüş. Bu görünüm insana ürperti veriyor.
özlem duyuyor. Çokluk sıcaklık 16‐25 derece. Bu iklim Ötelerde, dünyanın en yüksek tepesi, Everest’in silueti
yüzünden her yer çiçeklerle bezenmiş. Bizde, saksılarda beliriyor. Bu görkemli görünüm karşısında, iliklerime kadar
özenle büyütmeye çabaladığımız tropikal çiçekler, burada titriyorum. Bu büyülü güzellik, sadece beni, değil, dorukta
ağaç olmuş. Atatürk çiçekleri, kaktüsler hele orkideler! Yılın bulunan herkesi kuşatmış durumda. Kimliklerimiz,
on iki ayı süren bu bahar iklimi nedeniyle evlerde otellerde milliyetimiz, cinsiyetimiz yok olmuş.
soba, kalorifer vb. ısıtma düzeneği yok. Sıcak ve nemli hava 14. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
insanı bunaltıyor. Bu yüzden konutlara soğutma düzeneği hangisi söylenemez?
konulmuş. Bizim ısınmak için yakıta ödediğimiz parayı, A) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
onlar serinlemek için harcıyorlar. B) Betimlemeye yer verilmiştir.
11. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden C) Tekdüzelikten kaçınılmıştır.
hangisi söylenemez? D) Öznel değerlendirmeler vardır.
A) Tahminde bulunulmuştur. E) Öneri nitelikli cümleler kullanılmıştır.
B) Örneklemeden yararlanılmıştır.
C) Çıkarımda bulunulmuştur. Hem Don Kişot hem de Züğürt Ağa, kendilerine aşina
D) Öznel değerlendirmeler vardır. dünyayı kökten değiştirip istikrarsız hale getiren sosyo-
E) Karşılaştırma yapılmıştır. ekonomik ve tarihsel süreçler karşısında derin bir
yabancılaşma, şaşkınlık ve yönünü şaşırma duygusu yaşayan
Not almak, masa başında plan yapmak adetim değildir. Çok karakterlerdir. Her ikisi de ahlaki kesinliklerin ve geçmişin
eskiden beri zaman zaman zihnimde adeta kendiliğinden çok ezeli ve hazır anlamlarının büyük ölçüde ortadan kalktığı
iptidai bazı hikaye adları çizilmiştir. İleride tekrar ele yeni bir sistemde şaşkına dönmüş bulurlar kendilerini.
alınmak düşüncesiyle bir köşeye atarım. Evlerin hırdavat 15. Bu parçanın anlatımında özellikle aşağıdakilerden
depolarındaki kırık çocuk oyuncakları gibi karmakarışık hangisine başvurulmuştur?
birikirler. Ara sıra bunlardan biriyle bir parça oynayıp tekrar A) Tanık gösterme
yerine atarım. Masa başı çalışmaları başladıktan ve bir parça B) Karşılaştırma
ilerledikten sonra onlar yine tekrar kendiliğinden değişmeye, C) Örneklere yer verme
şahıslar ve vakalar başlarını alıp evvelden hiç D) Betimleme
düşünmediğim büsbütün ayrı yollara gitmeye başlarlar. E) Tanımlama
Hatta bazıları büsbütün kaybolarak yerine yenileri gelir.
Bundan sonra bütün mesele yazıyı dara getirmekte, bana
zahmet vermeden gelen değişikliklere ve gelişmelere
muhtaç oldukları zamanı vermektedir. www.yksedebiyat.org
12. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi Metin ÇAKIR
yoktur?

You might also like