You are on page 1of 285
YENGEG DONENCES| i HENRY MILLER Henry Miller Alnuan gigmeai bir allonin ik cocugu ola 189 yada New Vor’ dinyaya gel Bayan ger lise yallartmn ardendan City College's kaydolan Miler, sonrelas “ist ap, keer ve hurgesadans Rare cldugana adyledificBitinini amamamadan taiver- silegen ay. Bulaskyiiisan liman iytigine, barmeulitten gezetecilige verana deh ek gol faridt ile alist, Is ve macer:peginde Amerika'tua bie yebrinden digerine soyahat eligi srsda Amma Goldinan de teacgms ve Céline, Rabelais, Destoyevski gibi by ustalardan, eyes Heury David Thoreay, Watt W bitman ve Jack Londos' ta ‘gcc asa arn lance ctslewnigti. Milter, etklend gi (Gm yaaarlais bagent kopartarak degia seni baldofune ve hie tr ‘umutsazisk* yirtinden yezar odugunn syle L917 Beatrice Wickens ile evienes Henry Mis, dkinel eviligink yazantuda dete kksiny gosteren- June Mansielé de 1924 yilunda yap. Orecen arays se teusiBi yal lard yazmayssdrdyse de yardklarzm yayumnlatentkta bik zorullargokt, Ese Jue ie eck doleus ayitk Aviupa seyabati ardmndan New York's dénl, anoak kisa see sowa tear Londra'ys ve ntdua Parir' git, Paris ayalek ederek yagadige yal boyunce sanat ve edobiyst evisleriste gl) dig oleus, fulenmelte olan gorges ct uke yalonan cakip eimigic Unsaphia katy bir hakaret ofaraenitelelih Yongee Dénences, bu yitiarin ivbaGdde Pais eri, bie bagka kalemde hig bayle cap vyakie bir gerpevede hayat fulmanus, boyle capeant resmediémemiti. Kitsp, aca 1934 yrinda dostu Anais Nin. we Oto Rankin destegiyleFransatain Obelisk Yayinevi lecaiindan yayimianmigit, ADs 1961 yilsw dein yayrmianamadibe gibi dkeye sokulosn da yasaklawim, kaby kugatan yasaklar, wglemalar ve taetigandaralevie= nerek sirmitte, 1964'te hakkiods agin davalardan ‘berss™ eeu Yengey Dinencesi, ABDe yisnuien fia eyaledealtmusinGzerinde frkledaveyla vargas obeys tarike gopauisc, ‘accel Duchamp, Blaise Ceadrars, Laveence Dursell, Bera Posed, TS, Eliot Joba ‘Dos Passos, Karl Shapiro ve George Orwell gibi farkh goriglere ship aydilaras ortak begenisini karnuan Yeager Dunencest, hakkueds agian davalar ve kopasttif ftinalar ‘ir yana, buen saidas edebiyaten ex Sasnct ve gig yepllarindan sayd Henry Miller, 1980 y:lods haysia veda ctmistin Eyerlerinden bantu: Opiak Donencest, Soksus, Pests, Nebour, Clichy'de Sakin Ginter, Connete Bor Seytan, Glgan Ud, Big Sur ve Hieronynss Basch un Partakal- fet, Kev Ulichar, Mordevenin Bibindekt Gilkinaeyis, ‘Tropic of Career SIREN enya, 96 ‘Bu ktabve Tike yay hablavt, Oni Ajans arceuls diula Shen Fayintarcn attr. Kayak gisteriterek papilzcakkase abntlar hariefade yayenener tt of- macksizinhighirsurete ullontomaz. Siren Yayoniart- Roman Sertifike Nos 16232 ISBN: 978-605-5903'35°7 Altines Basia: Avaitk 2014 Yagyn Yoneiment: Sanem sirer oyna Daomgmam: Brot Aydin ‘Gevirens dui Pardo Kapak Fasurun: Nashin Dumke de Tasarim: Adem Senet Bask: Yaylactk Matbaast atts Sanayi Sitesi No: ra/t97-203 ‘Topkapn,itonbul, Fels 27256780 03 Serva Nosti9as Asmah Mescit Mah. Knsiz Sokak No. 9/312 Beyogiu-iSTANBUL Liane) 243 45 65 Leta) 258 05 32 uurw sirenyayintaricom fnfo@sirenyenintaricom sireninsesiblopspat.com YENGEC DONENCESI HENRY MILLER Cevirea: Avi Pardo Bu romantar yerlerini, zamonla, giinliiklere ve otobi- yografilere burakacakbiiyiiteyici kitaplar, yeter ki yax zar deneyimlerinin iginden segmeyi ve hakikati dogru- lukla aktarmayp bilsin. ~ Ralph Waldo Emerson Sunug Baza kitaplar, onlari kugatan tarhsmalar ile hatirlamr, Yen gee Dinencesi de, ne yazik ki, yasaklarla antlan kitaplardan bivi, Bu Konuda ancak sdyle bir tesellimiz olabilix: hakkinda aglan davalar ve maruz kaldibt yasaklar bu giielti metni gélgede birak- smayr basaramanngtir ‘On yila yak siire yagadigi Paris’e cebinde on dolar ile gel- migtir Henry Miller... Otobiyografik nitelikler barndiran Yen- gee Dénencesi, yagam adh da veriten kaosa dair yazalmig en cesur setinterden biridir. Henry Miller’in Parisi aghk, umotsacluk ve ig sikinbstyla yograiur. Bu giiglii metin, edebiyats yok edip ona ait oldagu kaynaa, hayata iade etmek isteyen yazarmnn ‘gai ti- etme’ iddiasim oldugu gibi ortays koyar; diinya sencistyla dog- mug, karan gurultularr esliginde kagide ddkiilimiigtii, Yengeg Dénencesi, zamanin kanser gibi yiyip bitirdigi bir Aleme kargi ‘tutturulmas bir garda niteligindedir, insan olmanm sefaieti son derece diiriist, can yaktct ve sar- ster bigimde belgelenmistir Yengeg Dinencesi’nde. Betki de, diin- yanin felaketleri kargisinda kahkahalarla giilen yazarm tuttugu aynadan yansryanlarun béylesine ‘saluncaly’ bukunmast, bu ylz- dendir. Fransaids yaymmlandikton lose siire sonra ABD topraklar- na sokulmesi yasaklanan ve neredeyse otuz ysl boyunca yasakls xkalan bu metin, bugiin cagdas edebiyatin deetli ve benzersiz Kdasiklerinden biri, Anais Nin, kitabm Amerikan edisyonu igin yazdiis Onsézde, zamannminn gorck topraklarmn derinlevine inerek kazdrga gukurlarda yeralt baharlaram pesinde oldugunu siyliyor Miller’, Hayatta kalmanmn, yagama vagimen yagama- nin belgesidir Yengeg Dénencesi iste tam da bu yizden, kars laght engellerin highiri Miller'm sackasimin duyulmasim, yeralt, baharlarinan izlerinin siirdlmesini engelleyememigtir, ‘Yagam kavgasimn tiim haz. ve biiztinlerini yansitan ba gag- dag Klasigi sunarken kitaplarm yasaklanmadht bir diinya diisle~ mekte srar ediyoruz. Villa Borghese'de yayryorum. Tozun zerresi yok ortalakta, is- kemleler yerli yerinde. Valniz ve okiyitz burada. Boris bitlendigini fark etti diin gece. Koltukaltlanam firas et mek zorunda kaldin, kasmtis: kesilmedi yine de. Boyle hariku- lade bir evde nasil bitlenir insan? Ama bitlonmeseydi bu denlt samimi olma firsatunt asta bulamayabilirdike, Boris ve ben. Biraz Gace girtislerini dzotledi Boris benim igin. Bir iklim Kabini o. Havalar kéti gitmeye devam edecek, diyor, Felaketler, ditimler ve umutsuzluk stirecek. Higbir yerde degigim belirtisine rastlanmuyor. Zaman kanser gibi yiyip bitiviyor bizi, Kabraman~ Janumz canianina laymns ya da kaymekialar. Kabraman, dyleyse, Zeman degil; Zamansizhk. Adimlarimiza diizenlemeliyiz, aygun adim, mars, éliimtin hapsine doru, Racig yok. Hava degisme- vyeeek, Paris'teki ikini ymin sonbehan. Hentiz kavrayamadigam Dir nedenden étiirii gondoriidim buraya, Parssizim, caresizim, amutsnaum. Dayan en mutha ada- amyum. Bir yl duce, alts ay tinge, sanater oldugumn diisiintiyor- dum. Arti diigiinmilyorum, éyleyim. Edebiyat sayilan her sey beni terk etti. Yazilacak kitap kalmadh, tanriya giikiir Bu mu? Kitap degil bu. Kacalama, iftiva, haysiyete kacgt bir saldint, Sézciiiin aligilagelmig anlamunda kitap defi, hay, vazun bir hakaret bu, Sanaa yliziine ti ‘Tannin, insanin, Kaderin, Zaman, Askin, Giizelligin ve ‘pasha ne isterseniz onnn kigina ablrmg bir tekme. Sarka siiyle- ‘yeceiim sizin icin; biraz makamsiz belki ama sdyleyecegim. Siz nallart dikerken ben garia siyleyecegim, dans edecegim igrene cesetlerinizin tizerinde, Sarki siylemek igin Gree azinin agmahsimz. Bir gift eigeri- niz, biraz, da miizik bilginiz olmak. Akordeon ya da gitar gerek- mez, Gnemli olan istemek sarka sdylemeyi. Bu bir sarks dyleyse. ‘Sarka sdyliyorum. Sana sdyliyorum garkim, Tania. Daha iyi séyleyebilmeyi isterdim, daha ezgili; ama o zaman beni dinlemeye asia raz ol- mayabilirdin, Bagkalarim da dinledin garka siylerken ve higbir sey hissetmedin, Fazta gitzel séylemig ya da yeterince giizel séy- Jememislerdi. Ekimin yim bilmem kagl, Terih umurumda defil ark. Gegen Kasun’in 14 inde girdiigiim diigten bu yana mi béyle aca- ba? Boshuklar var ama bir diigten diferine ve bilineimde onlara dair hichir i2 yok. Etvafimdaki ditnya yer yer zaman Tekeleri bi- rakarak gi 1. Kendini tiketen bir kanser diinya... Uzerimi- ze 0 biiyk sessizligin gikeceRi, mizidin nihayet her yerde galip geleceg zamana diistiniiyorum. Her sey tekrarzamanin tabmine ‘ckildiginde kaos yeniden saglanacak ve gergegin getelesi ola- cak kaos. Sen, Tania, sen benim kaosumsun. Bu yiizden sara séyliyorum. Hayir, dlmekie olan ben degilim; diinya ébnekte, zamamun derisini degistiverek. Ben hala hayattayim, rabminde tekmeler savuruyorum; getelesi tutulacak bir gergek bu. Uyukluyorum. Agisn fizyolojisi. iki metrelik kamigiyla ba~ Tina, istirahatte. Sopa—Gzgiir karms. Penisleri kemikli olan hay- vanlar, Kemik gibi deyimai buradan geliyor... “iyi ki,” diyor Gour- mont, “bu kemikli yaprya insanda rastlanmuyor.” {yi ki mi? Evet, 10 iyi 1G. insan iehanin bulerinde bir kemikle dolandilarm di- siinsenize, Kanguru gift penislidir - birini hafta iginde kullani, igerini hafta sonlari. Uyukluyorum. Kadhnen biri mektubunda ‘kitabuna bir ad bulup bulmadigumt soruyor. Ad im? Kesintikle syle: “Sevimli Seviciten” Anekdotsal yasamm! MasyS Borowski'den bir deyis. Bo- rowski ile gargamba giinleri dle yemegi yiyornm, Pérsiimtig bir inckten farksiz olaa karisi dizenliyor bu yernekleri. ingilizce dy veniyor gimdi-en sevdigi sizcitk “pislik? Borowskilerin nasil bie Jag afjrst clduklarint bir bakista anlayabilirsiniz, Ama durun Borowski fitilli kadifeden takum elbiseler giyer ve akordeon alar. Miithig bir bilegim, dzellikle de fena bir sanate: olmadis hesaba kauhesa. Polonyaht gibi davranur ama degil ashnda, Bo- vowslt Yahudi, babast pul holeksiyonensuymns. Ashinda biitiin ‘Montparnasse Yahudi ya da yar Yahudi ki biylesi daha da kétil- div. Cari ve Paula, Cronstact ve Boris, Tania ve Sylvester, Mol- dorf ve Lucille, Fillmore diymda herkes Yahudi. Henry Jordan Oswalt bile Yahudi giktz sommda. Lovis Nichols, Yahudi. Hatta ‘Van Norden ile Chérie bile, Frances Blake de dyle. Titus, Yahudi. Bu Yahudliler eziyorlar beni. Babas: Yahudi olan dastwm Cart igin yerayoruma buna. Biitiin bunlars kavramak gerek. ‘Yahudilerin en eana yalum Tania ve oman hatin igin ben de ‘Yahudi olabilirira. Neden olmasin? Zaten Yahudi gibi konuguyo- rum. Bir Yahudi kadar cirkinim, Hem kim Yahudilerden bir Ya- hudi kadar nefret edebilir? ‘Tan zamanu, Hint mavisi, sx cam gibi, agaclar parlak-ve ala- ou Raylar Jaurés Gélifniin iginde kayholuyor. Seytan arabast gibi dahyor fd yam vernikii uzun tart, Paris degil buras., Co- ney Adasi degil; Avrupa ve Orta Amerikain biitiin kentlerinin bir kangum alacakaranbits, Altumda wanan deniryolu, siyah raylan ve dygii drgil ray bagiantilariyta miihendis igi del; fela- a kot kabilinden bir tasarun bu, kameralarin ancak siyahin farkh tonlariyla kaydedebileceyi, kutuplardaki ince buz gatlaklan gibi. Yemek en sevdijgim seylerden biri, Ve bu harilculade Villa Borgheselde yiyecek bir seyler nadiren bulunuyor. Gergckten yildine: oluyor bazen, Boris‘e kahvalt: igin ekmek séylemesini defeJarca tenibih ettim ama her seferinde unutuyor. Kabvalbyt disanida yapryor anlaglan. Agzinda Hirdamyla diniiyor, kegi sa- kala biraz yumurta bulagimts halde, Bana clan saygist yiiziin- den kabvaitisim restoranda yaptgim séylliyor. Ben seyrederken dort bayr mamur bir kahvalti yapmak onu iiziiyormus. ‘Van Nordeniden hoslamyorum ama kendi hakkandaki goriig- lerini paylagmyorum, Bir filozof, bir diistinitr olduguna katal- myorum drnegin, Am budalasimn biri, hepsi bu ve asta yazar olamayacak. Sylvester da asta yazar olamayaeak, her ne kadar adi 50.000 mumtuk krmyz ampullerle yansa da. §u anda, gev- remdekilerin iginde sayg duydugum yazarlar Carl ve Boris'ten ibaret. Cildirmusiar, Purl piri asiyotlar igten ige. Deliler, mitzik Kulagindan yoksunlar iistelik. Act cekenlerdenler, Oysa Moldorf -ki kendine drgii ve tuhaf bir bigimde o da act ceker- deli degildis, Siz sarhogudur Moldorf. Damardan, kalp- ten, bobrekten yoksundur, igi sayistz gekmeceyle dolu portatif bir sandiktir 0 ve degisik renklerde etiketler bulunur gekme- celerin iginde; beyaz miirekkkep, kahverengi miirekkep, karmizt miirekkep, mavi miirekkep, zineifre, safran, leyiak, toprak rengi, firuze, akik, Anjou, ringa, Corona, bakwr past, gorgonzola... Daktiloye yan odaya tagidim, kendimi aynada gorebiliyoram yazacken, Tania, Inéne gibidir. Uzun mektuplar belder. Ama bir baska “Tania var, her yere gigek tozu sagan koea bir tohumdan farkswz olan Tania-ya da Tolstoyvari diyelim, délittin topraktan qrkaril- 12 : a das bir alur salinesi. Bie atestir ay zamanda Tania-idrar yolla- ni, Café dela Liberté, Vosges Meydant, Montparnasse Bulvarrnda parlak boyunbajlan, karanlik tuvaletler, Porto See, Abdullah sigarant, adagio sonal Pathétique, igitme aygitlar, anckdot se- anslary, toprak rengi gégiisler, alse jartiyerler, saat kac, kestane ile dotduralms nar gibi warms siilinler, taftadan parmaklar, cobanpiiskiikine déniigen buguht alacakaranhidas, akromegali, kanser ve hezeyan, thik pegeler, poker figleri, kandan hablar ve yumugak uyluklar. Herkes duysun diye gdyle diyor Tania: “Ome seviyorum!” Ve Boris igini viskiyle dailarken de siiyle: “Otur gu raya! Aly, Bovis... Rusye... Neolacak bu benim halim? iim igime sigmaryor!” Geve Boris'in keei sakslne yastifin tizerinde gordiifiimde culgina déniiyorum. Ah, Tania, nerede simdi senin o weak yar Sha, o kalin ve aj jartiverterin, yornugak ve dolgua wyluKlarin? Gn beg santim wzuniugunda bir kemik var kamzgmda, Déliimle Aoldurup titdleyeceyim ammndaki her karwsikisg, Tania, Karnan- da sanevyla ve rahmin ters yitz edilmis haide gonderovegim seni Spivester“a, Sylvester’mal Evet, o ategi nasil yakacajim biir ama ben ameik tutasturmey: bilirim, Steak yldmmmlar cakacagum icine, yumurtabklarim akkor haline getirecegim. Sylvester'ia biraz kaskandi ms gimdi? Bir seyler bissediyor, dyle mi? Kam gomin kékiinfi hissediyordur, Kiyslart biraz daba araladun, ki- rigklikian dtledio. Benden sonra aygular, bogalar, koclar, eiderier, St. Bernardflar hafif gelir sana. Maketuna kurbagalar, vavasalar, kertenkeleler sokebilissin. Arpefler sigabilizsin cast. cekerse ya da santur bailayabilirsin gébe$ine. Seni diiziiyorum, ‘Tania, didvilloniis kalasia diye, Ve herkesin duiinde diiziilmekten Kotkuyorsan eer, zel olarak da diizarim seni, Amexgdan biz ac jai koparsp Boris'in cenesine yaprstiracaiim, Byzwrior ieirap iki frank tikiirecegim.. 8 Givit mavisi gékytizil yapajy bulutlardan armmag, sonsuzku- a wanan siska agaclann dallan uykudaysmg gibi hareket ediyor. Kiil rengi gévdeleriyle kasvetli, hayaletsi agaglar. Yiice ve biit niiyle Avrupai bir sessizlik, Kepenkler indirilmis, asma kilitler talaimns. Kagamaklar kral kuzil iver. Kaba binalarmn cepheleri, asin neredeyse; agaclarin Orangerie'den gegerken farkh bir Paris ammsyoram; Maughamin Parisini, Gauguinin Paris'ini, George Moore'un Paris‘ini, O sira- lar bir bigemden digerine yaptifn akrobatik sigrayiglarla diinyay1 allak bullak eden o korkung ispanyolu diigiintiyorum. Spengler‘, ‘onun o korkung beyannamelerini diiiniiyor ve bigem, bildigimiz oagubash bigem dldii mii diye soreyorum kendime. Zihnimin be diigiincelerie meggul oldugunu siyliyorum ama dogra degil; daha sonra, aneak Seine'i gecip gtk karnavahm ardimda biraktiktan sonra izin veriyoram bu diisiincelerin zibnimde oynagmasma, $u anda higbir sey diigiinmiiyorum-unutulrang bir diinyays yansitan bu mucizevi sulara tntkun, duygula bir varkk oldugum diginda, Kiys boyunea suyun kinli yiizeyine dogru e¥ilmis agaclar; riizgar siddettenip onlan high bir fisiluyla sarchginda birkag gizyag, dokecek ve sular dine déne akarken titresecekler. Boguyor biittin Dunlay beni. Duygularmun kiigitcik bir pargasum olsun paylaga- bilecegim birisi yok. Iréne'in sorunu amerk yerine valiz tagtmasi, Siskin mektup- lar olsun istiyor valizinde. Duyulmamis seylerle dolu mektup- lar, Ama Llona'ya gelince, vard: onun ameigu. Biliyorum giinkit orasmdan birkag kil géndermisti bize, Llona—riizgdnda haz kok- dayan vahsi bir kisrak, Her yerde sirfimtay1 oynardi—bazen tele- fon kullibelerinde ve tuvaletlerde bile, King CaroYa bir yatakla ‘izerinde adimin ve soyadinm bas harfleri olan bir tirag ganagy satm alms. Etegini symp Tottenham Court yoluna yas ve kendini parmaklamst. Mum kullamrdh, yildizh maytap ve kapr tokmaj kullamrds, Onu doyurabilecek biiydikliikte kamag 14. — yoktu iikeds... Bir tane bile.. Igine gitip oraeikta kavriardh ex- Keller. Uzatmah Kamiglar isterdi Llona, igten yanmah roketler, steak parafin ve lreozot karim isterdi, Kamusint kesip sousuza, dek icinde saklayabiliedi izin verirsen, Mityonda bir rastlanar bir ametk, Lona! Laboratuver ames, hicbir turnusol kagadi de- Zistiremezdi rengini, Yalaneiyds bir de. King Carol icin asla bir yatak satin almanugts. Onu bir sige viskiyle taglandarmugt: ve dili Ditler ve yarmlarla dolayda, Zavall Carol, onun igine kiveikp &t- mekten baska bie sey gelmedi elinden. Llona derin bir nefes ald ve Carel diigtfi digariya—Blii bir istiridye gibi, Usun mektuplar, duyslmamus seylerle doln giskin zacflar. Raytgsiz bir valiz. Anabtan olmayan bir delik, Aga Alman, ku- lalklars Fransiz, kigt Rus'tu Llonalnm, Yar uluslavarasi. Bayrak Kalktginda girtlagina kadar kunlds, Jules-Berry Bulvantndan girer, Porte de Ia Villettetden gikardin, Kagmya bogaltiedin ig or- sganlarimt~iki tekerlekli kurmuzs bir kagna tabi ki, Qureg ile Mar- ne tiehirlerinin kesigtitieri noktada, suyun kanallardan dkiitiip képriilerin aitinds cam gibi durdugu yerde. Llona yatiyor orada simdi, kanal cam ve laymulda dolu; mimozalar aghyor ve islak, bugulu bir asuruk var pencere camlarinda, Milyonda bir rastla- nit Llona gibi bir kanciga! Suf'am ve cam gibi bir kae, Oxta Cag’in tarihini okuyabilecedin cinsten, Rarikatiir iglentivai uyandine Moldorf ilk goriiste. Sig gézler. Koca dudaklar. Bezelye gorbsst gibi bie ses. YeleBinin altunda kit- ik bir armat tagir. Ona nasil bakarsan bak, hep aymi manzaray- Ja Karslagirsm; fildiginden enfiye kutosu, satrang tage, yelpaze, kilise motifi. 0 kadar uzun zamandir mayalanmvakta ki Moldorf, amorflagmg ark. Vitaminlerinden yoksun maya gibi. Plastik ‘cige cksik: bir vazo, 15 Kadinlar on doknzuncs ylizyilda iki kez bas tact edildiler, sonra bir kez de Rénesans'ta. Sart ve beyaz karsnlarin altinda -gegirdi biiyitk dagilmay: Moldorf, Biiyitk gigten cok nce bir Ta tar tiktirmniig kama, Bir ciicenin ikifemi onunki, Usincii géziiyle ugsuz bueaksiz, bir ckranm iizerine yansitslmg bigimde gériiyor siluctini, ine baginin gélgesiyle eg zamank olan sesiyle biiyiileniyor. Bagkala- minim sadece gicirts duydugu yerlerde o, kiikreme isitiyor. Gelelim akhna. Aktdriin tirlii oyunculuk becerileri sergile- digi bir amfiteatr. Kiktan kuha giterek ve kusursuz oypuyor rollerini Moldorf-palyaco, jonglér, akrobat, rahip, zampara, gar- latan, Amfitestr yeterince biiyiik de§il, Dinamitliyor orayi, Se- yirci uyugmus. Sonlandinyos. Moldorf'a yaklagmaya calismam bogura. Tann'ya yaklagma- ya caligmaktan farksuz clinkti Moldorf Tanri zaten—asla baska bir gey olmadi, Ben kelimeleri kagada dikiiyorum sadece.. Onun Rakianda sonralari kafamdan attsgim fikirlere kapsl- dim; baz fikirlerimi ise yeniden gdzden gecirdim. Mercek altima yelirdim onu ve climdekinin bir bokbieegi degil de yusuf ol- dujgnau anladim, Beni kabahgiyla gicendirmig, nezaketiyle bii- yillemistir. Karsismdakini bogacak kadar konugur, sonra Urdtin ‘Nehri kadar suskunlastr. ne dokru wath kiigtk elleri ve nemli gézleriyle beni kar- silamak igin yaklashiam gordigiimde, bu karglagmamn... Yok, béyle anlatilmaz! “Figktran suyun iizerinde dans eden bir yumurta gibi ‘Tele bastonu var - vasat bir baston, Cepletinde diinya acilari- nna karsi receteler igeren kagst pargalan, iyilesti artsk, ayaklarm yikayan kiigik Alman kizin yliregi paralaniyor simdi, Gujarati sézligtinii yanmda her yere tagiyan Bay Hiclik gibi, “Kimse bun- 16 dan kacmamaz,” - ashnda saruri dewek istiyor siiphesiz. Bo~ rowski anlaglmaz bulurde biitiin bunlart. Haftanin ker gia igin ayr: bir bastonu var Borowskiinin, bir tane de Paskalya'ya eel, Ortak noktalarimu: o kadar fala ki kurik bir aynada kendi- ‘mi goritr gibi oluyorum. Miiwveddelerime bir giz attima, sayfalar diizeltmeterle dole, Sayfalarca edebiyat, Korkutuyor beni biraz, Aymi Moldorf gibi. Ama beu Huristiyamm ve Horistiyandarn ae. scekine biginileri farkldhr. Nevrozln degildir Huristiyanlarm act Jara ve Sylvester’mn dedigi gibi, nevrozu bilmeyen aci cekmenin ne olduguau bilemez. Ben gektigim acdan duydagum haze ayrinuh bie bigimde hatirbyorum. Bir kaplan yavrusuyla yataga givmek gibiydi, Ara- da swrada pengelerini geciriyordu~gercekten korkuyordun 0 2a- man. Genellikle kockmuyordan ama—ona serbest birakabilir ya da kafasim uguzabilindin, ‘Vahsi hayvaniaila kafese girme arzusuna karst koyamadike lar1igin time time olan insanlar var. Tabanca ya da lewbas bile al- mazlar yanlanna, Korlsudar onlart korkusuz ktlan... Yahudl igin vahsi hayvanlazla doiu bir kafestir diinya, Kapast kilitlidir ve o icindedir kafesin, silabsrz ve larbagste, Cesareti o denli biiyiiketiir ‘ki Kiigedekd pisligin kokusaou bile almaz. Seyirci alluslar ama o duymaz. Dram, ona give, kafesin iginde yasanmaktadie, Kafesin atinya oldugunu saw. Kilitli kafesin iginde bir basina durarken aslanlarin cnun dilinden anlamadiktarmn kesfedex. Spinozalnin adim duymus tek bir aslan bile yokiur orada, Spinoza? Telagfuz bile edemerler, “Et ver hize!" diye kidkrerler o tek bagina durur- kken orada; dehget iginde, fikirleri donmug, diinya goriisi’ ona wak bir trapez. Astanlardan hirinin tek bir pencesiyle biitin ev- reni dagulabilix, Aslanlar, aslenlar da haya! karikhgi igindedir, Kan, kemik, kekiedak, sinir ummuslard:. Cijine babam gifae ama salandir 7 sbzeiikler ve saluz sindirilemez, Uzerine geker, pepsin, kekik ve meyan kiki serpili sakwan, Saktz, saluzerlar tarafindan toplan- smigsa iyidir, Sakweilar bak bir kitanin kayisnda geldiler, Bera~ berlerinde cebir gibi bir lisan getirdiler. Pathan gibi kizarmg Kuzey Mogollanyla Arizona Céli’nde karglagtla:: Yer kabugu cayroskopik hareketine baglamadan bemen Gnceydi bu - Kérfez alanbsinm Jepon akguisindan ayridga zaman. Topragn dexin- liklerinde siingertagi buldular, Déinyanm bagjrsaklarmm islediler Yisantan ile, Birbilerinin ig onganlacm yediler ve orman iizerle- rine kapands; kemiklerinin ve kafatastarmm iizerine, dantelimst siingertaslarim iizerine. Lisaniar kayiplara kanigh.. Kimi mtize- lende izlerine rastlayabiliesiniz, rakamlarla kaph kafataslarina, Ne ilgisi var biitiin bunlarim seninle, Moldorf? Dilinin ueuna gelen sézciik, anargi. Séyle, Moldorf, séylemeni bekliyorum, El stkishimizda terimizle kavugan nebirleri kimseter bilmez. Sen tiltirdk dolu agan ve arabk dudaklarnla sézciilderi bigimlen- diricken ben Asya'nmn dte yarisima sgradim bile, Bastonuna ap, -vasat masat, bégriine bir delik acacak olsam Britanya Miizesi'ni doldurmaya yetecek kadar malzene toplardim, Bes dakikada izyillar tiketiyoruz biz, Anargimin siiziildtigi, sézctilere a3- niigtigt: Kevgirsin sen. Séztin dtesinde kaos var. Her sézetik bir cizgi, demirden bir parmakhk ama tuzaga kurmaya yetecek ka- dar parmakhk yok ve asla olmayaeak. Perdeler asilmis yoklugumda, Camagir suyuna ating masa Srtiierini andimyorlar, Oda pin prnl. Hayretler iginde yatagin kenarina ilisip dogumundan éuce insam diigtiniiyorum. Birden cantar calmaya bashyor; tuhaf, tiler tirperten bir miizik, Orta Asyanin bozkafarindayim, sanki, Kimi uzun ve kale étiiyor canlarm, kimi sarhosmug gibi pathyor, asim: duygusal. Simdi sessiz yine, gecenin sessizligini styiran son bir nota harig - belli Delirsiz, alev gibi sOntiveren tiz bir gonk. 18 ‘Yazdillarmmin tek bir setirm: bile defistirmeyecegime dair sessia bir anlagmaya vardrm kendimle. Diigiincelerizni kusur- suzlaghrmaya galigmayorum, Targenyev'in kusursuzlukuaun ya- nina Dostoyevskii: kusursw7lagumu koyarim. (bedi Rocddan deba knusursuzu var mi ki?) Kargumizda, dyleyse, aya ortamda iki fark kusursuzlik var, Amma Van Gogh'un mektuplarmadaki kusar- suzlukcikisini de agar, Biteyin sanat izerindeki zeferidir, Beni hayati olarak ilgilendirea tek sey var artik, o da kitap- Jarda bugtine kadar yazilmamug olan her seyi kayda gecirmek. Gordiigiim kadariyla kimse huyata yon veren ve onu hateketlen- diren unsurlar: kullanouyor. Sadece katiller ovtaya koydeidarmn kargihgim alyyorlar hayaita. Calf siddet gerektiriyor ama yam Kalims patlamalardan fazlasi yok elde, Deveim filidenitken kesi- livor ya da baganya fava hizia wlagyor. Tut: kendini cabuesk tiiketiyor. fnsantar fikitlerinden taviz veriyor, alzgilageldigi tize- re, Yirmi dért saatten fazla dayanacak hicbir sey tasarlanmiyor Bir neslin wzarnada milyonlaica hayat yagiyoruz, Bévekbitimden, derin deniz ya da hileve aragtrmalarmdan daha gok fayda sagh- yoruz. Asia tamamilayamayacagim bu diisiinceler telefonun ziliyle kesiliyor. Birileri daineye bakeaya geliyor... Gdriinen o ki Villa Borghese’deki hayatun sona ermek iizere, Neyae, bu sayfalan altp gikarm, Baska yerlerde de siiver hayat. Hayat her yerde siiver. Nereye gidersem gideyim dram var sani- ki, Bitten feria yok insanlarn-teninin alta girip gimtiyorlar kendilerini. Kanatana kadar kasimsesin ama asta Kesin loneta- Jug yok bu bitierden. Nereye gidersen git hayatiarm: berbat edi- yor insular. Herkesin Kendine ait bir trajedisi var. Kammeza islemigtalihsiziik, stkina, elem, intihar, Peleketlerle, asabiyet- 19 Jo, anlamstzhida dolup tagtyor atmosfer. Kagm kasmabildigin kadar-derin soyuluncaya dek, Fakat benim iizerimdeki etkist eosturucu, Umedume yitivip bunahma girecegim yerde hogema gidiyor biitiin bunlar, Dalia cok felaket istiyorum, daha biiyik afetler, daha biiytike bagarisizhklar. Diinya yerinden oynasin, erkes kagma kasina distin istiyorum. Gylesine htzlt ve atesli yagamam gerektigini hissediyorum ‘ki bu parea parca notlan alacak zamant zor buluyorum. Tele- fonla aradiktan sowra esiyle birlikte bir bey gtkageliyor. Gériig- me strasinda biraz uzanmak igin yukant ctkiyorum. Uzanmrken bir sonraki hamfemi diisiiatiyorum. © ibnenin yatagma déniip sabaha kadar uyantk kalmaya, ayak parmaklarmia ekmek ki rintalarina fiske vurmaya hig niyetim yok. Irene pig: tbnelikten daha kita bir sey varsa o da cimeilitir. Stivekli bir gtin parastz kalacak diye endige iginde titrek, aijlak herif - Mart'm 181i belki ya da Martin 25%, Kesinlikle, Siitsiz ve gekersiz kahve, Tere~ yasiz ekmek, Sossuz et ya da etsiz yemek. O yok, bu yok. Cimri pezevenk! Bir keresinde dolabn gekmecesitti actsm ve gorabi- nin igine gizledii parays buldum, iki bin franktan fazlaydi ve bozditruimamas cekler duruyordu gekmecede. Beremde stirekti kahve telveleri, yerlerde kir olmaseydi o kadar umursamazdim; yagh kvem kavanozlarmna, istak havlulara ve stirekli kab olan Javaboyaysa hig deginmeyelim. Bu kiigik orospu gocugu ger- gekten kéti kokuyordu diyorum size—bagindan agai kolonya oca ettigi giinler harig, Kulaklan kirliydi, g6zteri kisliydl, kigt Kitliydi herifin, Eklemleri oynakt, astm vardh, bitliydi, adiy- ai, maraziydi, Bana adam gibi bir kahvalti sunabilseydi hep- si i¢in bagislayabilirdim ona! Ama iki bin frank zulalayip da temiz bir gimlek giymeyi ya da ekmegine bir parca tereyagt siirmeyi reddeden kisi sadece ibne olamaz; eimri bile denemez ~ geri zekahdhie ancak, 20 Pakat bitin bunlari bizimle pek iigisi yok, brakalum tbne- ‘yi. Agagida neler olup bittigini takip ediyorum, kulaklarim ack. Bay ve Bayan Wren eve bakmaya geldiler. Kiralamaktan siz edi- yorlay, Sadece siz ediyorlar, cok siikiir. Denetleme giiglii¥ii gek- 1igi bir kakahast var Bayan Wren‘in - isler sarpa saracak gibi goriinityor. Simdi de Bay Ween konuguyor, Sesi kistk ve Kulale ‘trmalayter, aniden yitkseliyor; teni, kemigi ve fokirdagy detip pargalayan kor ir bigak, Boris beni agagr cairtyor onlarla tamsturmak igin. Tefeciler gibi ellerini ovusturup ducuyor, Bay Ween'hn yazdifi bie dyktiden sz ediyorlar, mafsah gigmiy bir ata dairmis dykii, “Ama ben Bay Wrest vessam samyordum.” “Oyle,” diyor Boris géziinde bir pmiluyla, “ama kislart ayn. amanda yazryor. iyi de yaziyor... Sagtlacak kadar iyi.” Bay Wren'le sokbet etineye cahgyorum, ona bir sey sdylet- meye, ne olursa; mafsalt signs attan bile balasedebitiviz gerekie- se. Ama kendini ifade etmekten neredeyse aciz Bay Wren. Ka- emie gecirdigi o korkung aylardan siz etmeye kallastréinda ne dedifini anlamak miimbiin dei. Kagoda bir sézelik yazmasiin aylar aldigim sdyitiyor (ve topu topu tig ay siirer kas!) Ne diigiinti- yor 0 kis aylarinda béyle? ‘Tenn sahidimdir, yazar olarak gore~ miyorum bu adam. Gel gr ki, Bayan Wren'e balalusa, yazmaya oturdu mu nehir gibi cagtiyor. Konugina dagihyor, Bay Wren'in diigiincelerini takip etmek lig clinki bir sey sbyledigi yok. Konusurken diisiiniiyor - Bayan Wren bijyle ifade ediyor kocasiain durumuny, Bayan Wren ko- castyla ilgili her geyi hog bir gergeveye oturtuyor. “Konusurken diistintiyor" - cok hos, gereekten gok hos, Borowski'nin diyecegi gibi; ama cok dziicli gercekten, Szellikte de diisiinen, matsak sig- ‘mig bir attan fazias degilse. 2 teki alayim diye para tutusturuyor elime Boris. igki almaya giderken sathos gibiyim zaten. Eve dindiigtimde neler olacajgint ‘tam olarak biliyorum, Sokakta yiirirken Bayan Wren'in denetim digi kahkahast gibi caguldayan biiytk séylev igimde akmaya bag- yor, Kadi zaten biraz gergindi bene. Mecbur kaldiginda hari- kulade bir dinieyici cluyor. Sarap sigesiyle diikkéndan gikarken pisuarin gagildadygim dayuyorum, Her gey rahat ve gosterigli. Bayan Wren kulak versin istiyorum... Boris ellerini ovusturuyor yine, Bay Wren kekeleyip tiikiiriik sacmaya devam ediyor, Sige bacaklaramm arasmnda, ticbugoma mantara sokuyorum, Bayan Wren beklentigle aralams dudak- Janm, Bacaklarimin arasindan sarap, én peneereden ise gines dékiiliyor ve igimden tagmayt bekteyen tirli delilik fokurdayip sipidiyor damavlanmda, Akhma gelen her seyi syitiyorum on- lava, bastirdigim ve Bayan Wren'in denetim digt kalikahasiyla bir gekilde harekete gegmig olan her geyi, Sige bacakiarumn ara~ sinda, giines pencereden igeri alayor ve bir kez daha Parise ilk geldigjimde yasadigum sefil giinlerin gérkemini duyumsuyorum; sokaklaeda ziyafette bir hayalet gibidolanaa gaskin ve yoksul bir adam. Birden geliyor hepsi aklma - bozuk sifonlar, ayakkabi- Jarum: boyayan prens, raildavimlerin paltolar jizerinde uyudu- zum Splendide Sinemasi, pencerelerdeki parmakhiklar, bogulma duygusu, iri karafatmalar, arada sirada yapilan igki alemleri, Rose Cannagne ve giinesin altinda dlmekte olan Napoli. Bos mideyle taban tepip tuhaf insanlera ziyarete gitmek - Bayan Delorme’a, éenegin, Bayan Delorme'un evine nasil ulagmustm ark hayal bile edemiyoram, Ama ulagmigtm, girmistim igeri bir gokilde, fit kadifeden pantolonum ve av ceketimle ugagin ve kigiik dntiiktii hizmetcinin yanindan dojru saloua - ve tek bir diigme bile yoktu pantolonumun Sniinde, $imdi bile Mada~ ue Delorme'un erkeksi peruguyla tahtma kurulmug oturdugu odanin havasim hissedebiliyorum; canaklarda karmu babikiar, 22 antik diinya haritalar, harikulade eilt kitaplac; omzuma koy- dugu clinin agubigun hissedebiliyorum hala. Seviei tavitlartnin agwhg: kargisinda birae arktiigimd ammsryoram. St. Lazare Garrndan agaa akan o yo§un gorbanin iginde cok daba rahat hissederdim; kap» esiklerinde fahigeler, her masada bir gige mae den suye, kanalizasyonlardan akan koyw meni dalgalar, Saat besle yedi arast kalabaliiun igine karigmak, gizel bir ¢ift bacagin yada dolgun bie sift gdgstin pesine talsimaktan iyisi yoktu; kala~ babkkla bistikte dlerlerken her gey kafanm iginde diner duruvdu. Tuhaf bir memmuniyet duygasu tastyordum o ginterde, Rande- vu yok, yemek davetleri yok, prograin yok, metelik yok. Tek bir dostumam bile olmadij altuna bir désem. Her sabalh American Express’: yorucu bit yliriyiig yapax, ber seferinde memurdan aynt Kaciubnaz yamiti abvdim, Bir tabtakarasu gibi saga sola kogturus, bazen uianarak bezen de yitzstizce yerlerden iamacit toplardun. Parkta bir bauka oturup midemin kamntisim dindir- ‘mek igin Karmann igeri geker ya da Tuileries Behgesinden gecip saskun heykellere bakarak kamginn Kaldirixdim, Geceleri Sei- ne Nehri‘nin kayismda yiitiylise cukar, eautlerce gezinip Seine’in giizelligiyle deli olurdum: nebre dogea yaslanan agaglar, sudaki kurik yansimalar, képriilerin Ianet igiklan altinda akup giden su, kapt egiiderinde, gazetelerin iistiinde, yagmarun altnda uyuyan kadinlar; her yanda katedzallerin kébne sandurmalan, tepeden ‘ternaga titreyen dilencier bitler ve yagh aouzeler, ara sokaklarda sarap ficilan gibi iist tiste yigalmas el arabalan, pazardan gelen cilek kokusa, sebzelerle ve kavisti mavi ytklaela goveili kilise, cp dolu, kaygan wagaralar ve bitin gece stiemilg igki alemle- ri sonvasinda rugan ayakkablanyla gépler ve farcler arasinda sendeteyerek yiirliyen kadutlas. Gece yarisina dogra yarbk bir semsiyesi ve tuhsf bir pecesi olan kadinm mutlake gérindaz St. Sulpice Meydam, simdi seasiz. ve 1ss1; her gece banklardan Dbirinde uyurds o kadin, yorbik gemsiyenin sitinda, kemildi par- 3 makian ve viiendundan yaytlan giirtime kokusuyla; giin dog- dugunda ben de orada olurdum. Kestirirdim gimesin altinda, yerlerdeki kuaptilars gagalayan linet giivercinlere séverek. St. Sulpfee! Sisko can kuleleri, kaptlerin iizerlerindeki cafeafh afig- ler, igeride yanangiklar. Anatole France'ta gézde meydant; mih- raptan gelen o ugulte, fiskiyenin putisi, kuguran giivercinler, biiyil yaprlmus gibi aniden ortadan kaybolan kinetilar ve tanta Jor midenin kuru giimbiirtisti. Giinbegiin bu meydanda oturup Germaine’ ve Bastille yakuninda oturdaiu kirli ara sokagh diigii- aiirdiim mihraptan gelen vizilt esiginde; otobiisler getip gecer, asfalta vuran gimes icime islerdi; Germaine'in, asfaitin ve sisko kilise canlarunn igindeki bitiin Paris'in igine islerdi, Mona'yla Borowski'ye veda ettikten sonra Bonaparte Caddesi'ne yaptisimu yiiriiyiigerin fizerinden bir yil geemis- {i topu topa. St. Sulpice Meydant pek bir sey ifade etmiyorda o zaman bana; Paris'in higbir yeri bir sey ifade etmiyorda astin- ds, Usanmugtim konugmaktan, Yiielerden silalmighm, Kated- rallerden, meydanlardan ve miizelerden gma gelmisti. Kirmzi yatak odasinda elimde bir kitapla o son derece rahatsrz bambu koltuga otururdum; sababtan aksama kadar kigtmm dizerinde oturmaktan, karmui duvar kigidindan, siivekli incir gekirdegi- nj dokdurmayacak seylerden konugan insanlardan usanmustim. Kurmia yatak odasi ve sandik stirelli agik; Mona'nin kayafetleri Kargaga cilgimhgiyla her yere yayilmg. Bastonum ye botlarim, limi bile slirmedigim defterlerimle Jarmuza yatak odass, so- uk ve cansy, taslaklar dylece duruyor. Paris! Yani Café Select, Déme, Bit Pazar, American Express. Paris! Yani Borowskiinin bastonlart, Borowskinin sapkalani, Borowski'nin yagh boya tab- Jolan, Borowski'nin tarih Gucesinden kalma babkdan - ve tarib ‘@neesinden kalma fikralan. 1928 ylimm Paris‘inden sadece bir gece yer etmiy bellegimde - Amerikalya dénmeden Snceki gece. Ender gecelerden hiri, Borowski hafif ¢akurkeyif ve mekandaki 24 biitiin slirtiiklerle dans ettijin igin bana biraz lazgin. Ama sa- baha ayrihyoruz Paristen! Kargima cikan her kaltage ayn geyi sdyliiyerum - bu sabah Paristen aymbyorum! Misket géztit sa- risma da sdyliiyorum aym seyi. Ve ben ona buau séylerken elimi bacaklarwtun arasina alip silavor. Tag gibi bir kamisla tuvalette, lvabonun éniinde durayorum; aym zamanda her air hem de hatif, kanatl bir kursun pargasi sunki. Ve ben dylece dururken iki kaltak dalryor igeti - Amerikals, Samimi bir bigimde selam- lyorum onlari, kamgin elimde. Géz karmp geciyorlar. Lobide pantolonumun diigmelerini ifitlerken birinin dtekinin tuva- letten grismasim bekledigini fark ediyorum. Orkestra galmaya devam ediyor, belki Mona gelir beni almaya, belki de Borowski altin tokmakhi bastonuyla crkagelir; ama gimdi kadiaun kollann- dayim, bana saris ve highir sey umurumda dogil, iim gelirse gelsin. Kabiulerden birine giriyoruz, yiziini duvara dondérip ayakta sokmaya calyorum, olmuyor, oturarak deniyoruz, yine olmuyor. Ve kamisunt hig elindlen biraiomayor, ean simidine tutu- nur gibi tutunmnug; ama yarar yok, fazia heyecanlyrz, fazlaistekt Orkestra calmaya devant ediyor, kabinden vals yapa yapa eilap lo- biye dénityoruz yine. Obok cukurunda dans ettigimiz sirada hari- kulade efbisesine patlattyorum. Cok kaziyor. Sendeleyerek masaya déniiyoram; Borowski kerma surats, Mona lamayan bakiglaryyla beni bekliyer. “Varsn hep bislikte Briiksele gidelim,” diyor Bo- rowski, kabut ediyoruz; sonra otele diniiyoruz ve her yere kusu- yorum. Yataga, tuvalete, elbiselerin, layafetlerin, ayakkablarm, bastonlarm, elimi bile sitrmedigim defterleria ve souk ve cansiz halde bekleyen taslaklarm dzarine. Birkag ay sonras:. Ayni otel, aymt oda, Pencereden bisilcet lerin park ettigi aviuya bakiyorng, hemen istiimiizde kigiik bir oda var, tavanarast; gene bir Alec biitiin gin gramofounnu galip ‘zekice laflay savurnyor etrata. Goal konngmam dogen degil as- nda gil Mona va sittedir uzakta ve o giin ona kaxgilamak 28 in St. Lazare Gartna gidecegim, Aksama dogru oradayim, yii- ziimii parmakhklara bastirmiy bekliyorum, Mona yok; telgraft tekrar tekrar okuyorum ama bosing. Her geye ramen gidip git- zelee karnum doywruyorum, bir sitre sonta Deda dolanirken solgun, tizgtin bir yiiz giriiyorum, alev alev yanan gizler ve o ok sevdigim kadife tayyér - seviyordum giinkit kadifenin altun- da sicacik gogiisieri vardh hep ve mermer gibi bacaklary; serin, siki, kash, © yiiz karmasasimm iginden erkup tutkuyla sahyor bana - binlerce gév, burun, parmak, bacak, sige, pencere, ganta; her sey bize bakiyor ve biz, birbirimizin kollarinda kendimizden geciyoruz, Yaniua oturuyorum, konusmaya baslyor - sel gibi. Ciizzamin, histerinin, sapkinigm tiiketiei notalant, Séyledigi tek sézcligti bile duymuyoram ciinkii harikulade ve onu seviyoram, ve mutinyum simdi ve dlebilirim, Chateau Sokagi’na gikup Engene’i aryoruz. Uerinde durup trenleri seyrederken hangi cchennemde okdugumn diigiindiigiim- de yiiredimmin darald demiryoln Kiprisiine dojru yiriiyoruz, Képriintia derinde yiirtirken her sey yumugak ve biiyiileyici Dumanlar yiikseliyor bacaklarmudan yukanya, raylar giew- diyor, kanumzda igavet sinyalleri, Bedenini bedenime yashiyor -sadece benim artike ve ellerimi sicak kadifeye stirtmek icin du- ruyorum, Etrafimizda ne varsa unufak oluyor, umufak ve sicak kadifenin altmdaki sicack beden benim igin yamp tutuguyor, Aynt odadayi2 yine, elli frank da paramuz var, Eugene sai olsun. Avluya bakiyorum ama gramofon suskun, Sandik agik, giysileri her yere dagilimis yine. Soyunmadan uzaniyor yataga, Bir kee, iki ker, iig kez, dért kez... Akim yitireceginden korku- yorum... Yatakta, battaniyelerin altinda bedenini tekrar hissede- bilmek ne kadar giizel! Siireeck mi bu defa? igimde siirmeyece- ine dair bir dusezi var simdiden. “Hararetle bir geyler anlattyor bana -yarin yokmus gibi. “Ses- siz ol, Mona! Bana bak... Konusmaf” Nihayet sizmca kolumu al- 26 one tndan gekiyorum. Gézlerim kapamyor. Bedeni yani basimda.. Sabaha kadar da yanumda olacak siiphesiz.. Géz aghirmayan bie kar firtinasinda limam ierk ettigimde aylardan gubatta, Onn ef sallarken girmiigtiim son ke, pencereden, Karst kaldieiinda bir adam durayords, kigede, sapkusmn gézlerine kadar indivi cenesi paltosunun yakasimm gerisinde, Beni izleyen bir eenin. Agzinda purosuyla bir cenin, Mona pencereden el sallayarak veda ediyor. Beyaz ve iizgtin bir ytiz, saglar dagumk. Ve gimdi bu agir yatak odast, solungaglarmdan diizenti olarak soluk alp veriyor, siv1 akzyor bata bacaklarimn arasmdan, steak, kedimst bir koku ve saglart agzemda. Gézlerim kapali. Sicak nefeslerimizi lifliyoruz birbirimizin aga. Savilmugiz, Amerika bes bin kilo- metre uzitk bize. Bir daha girmek istemiyorum ben Amerika’ys, ‘Omunla aym yatakta yatmak, agzmda saglerim, nefesini hisset- mek kiigiik bir mueize bu. Sababe kadar bir sey olmaz. arb Derin bir uykudan uyamyorum ona bakmak igin. Donuk bir 1gik swyor igeri, Harikulade saciarina bakayorum, Bir sey trma- niyor ensemden yukant. Mona’ya balayorum tekrar, yakindan, Sag canh, Cargaft cekiyorum-tabtakurulan, Yastigin distil kay- nyor “Tan vaktini binaz geciyor, Hemen egyalanmiza toplayip otel- den simgiyoruz, Kafeler kapalt heniiz, Kagmyoruz. yiiriuken, Sutlii bir beyazha aedtyor giin, somon pembesi dalgalar gokyii- ziinde, salyangoziar Kabuklarmdan gulayor. Paris, Paris, Her sey burada gergekiesivor. Eoki, catlak duvaslar ve pisuavlardan akan, sulann gizelim gagsitis, Baslarda byrklarm yalayan adamlar, Giriltiyle agdan kepeukley, oluklarda su sinitist, Kocaman kammzt harflerle Amer Picon. Zigeag. Ne tarafa gitsek ve neden veya nereye veya ne? Mona‘rin karniag, ktyafeti ince. Gece igin gallardan, parftim sigelerinden, kaba saba kiipelerden, bileziklerden we tly dékties kremlerden bagka bir geyi yok yammnda, Maine Bulvarvnda bir ar bilardo salonuna oturup sicak kahve séyltiyoruz. Thvalet gahs- miyor, Baska bir otele gidinceye kadar orada otumak zorunda- yz, Bu arada tabtakurasu ayikhiyorez saglarumzdan, Mona asa bi, keyfi kagmaya baghyor gibi. Banyo yapmasi gerek. $u gerek, bu gerek, Gerek, gerek, gerek.. “Kag paran kaldi? ” Para! Tamamen unutmugum para meselesini. Birlegik Devietier Oteli. Bir asanstri var. Giipegtindiiz ya- taa giviyoruz, Kalktigamuzda hava kararmas, ilk yapmamuz ge- reken Amerikatya telgraf gekmeye yeteeek kadar para bulmak. Aganda 0 koca purosuyla cenine telgraf gekmeliyiz. Bu arada Raspail Bulvarrndaki {spanyol kadin var - steak bir kap yeme- Hi higbir zaman esirgemer, Sabaha kadar bir yol buluaur elbet. Birlikte yatyyorvz en azindan, Tahtakurularindan uzak. Yajur mevsimine girdik artik. Cargaflar tertemiz... 28 e ‘Yeni bir hayat baghyor benim igin Villa Borghese'de. Saat saba- thm onu, kahvaltumz: edip sabah yitriytigintizd yapuk bile. Bir Elsa var bizimle burada, “Bitkae giin boyunea ayagim denk al” dive beni uyanyor Boris, Glin mubteyem bashyor; pint purd bir gdkytiali, serin bir vizgar, evler yeni yikanmas, Postaneye giderken kitabr tartstic Borisle. Son Kitapanoniin olarak yastacak. Yen! bir giim bashyor, Bu sabab Dufresnein parlak tuvalie- rinden birinin daiinde duruvken hissettim bunts on igtinelyitz~ yila ait saminii bie yemek resmiydi. Digevinde cok hog ve dolgun birkadin, giplak, salam, tiraak kadar pembe, parlak ot katman- lan; bitin ikinell dzellzkley, birkag tane de birinci. Sarkx sByle- sen bir veut, tan vaktinin nemi tizerinde, Oli doa ama highir gey haveketsiz degil busada, higbir sey dit defil. Masa yivecek Gola; o kadar dolu ki gergeverin disina tegmns. On igiinel yay find - hafzasma iyice kandigs orman ayrintlanyla. Palmiye yapraklaei kemiren ceylanlar ve zebralar Bir Blsaimaz var simdi, Bu sabah yataktayken piyano alda bizim igin, Birkag giin boyunea ayagim denk al... Giizel! Elsa hizmetgi, berise misafirimn. Bovis biiyik patron. Yent bir dram bashyor, Giikiyorum kendi kendime bum yasarken, Boris bili gor neler olacagim, ae titkidir 0, Bur iyi Koku ahr. Birkae giin Boyunea. Boris diken istinde. Karst her an ortaya cikabili, Ye hilo- dan fazia gekiyor Boris'in Korte, Boris ie el kadar. Durura bévle 29 iste, Gece eve dénerken aciklamaya calsgiyor bana, O kadar tra- jik ve sagma ki arada durup yiiztine karg giilmeden edemiyo- rum. “Neden gilliyorsun?” diye soruyor kibarea; sonra sesinde o isterik tonla, kag kat takam elbise giyerse giysin higbir zaman adam olamayacaint birden idrak eden yardima mubtag bir za- valh gibi devam ediyor lafa, Kagmak, adim degistirmek istiyor. “Her sey onan olsun, inek kar, yakamdan diigstin yeter ki,” diye suiamyor, Ama Once dairenin kiraya verilmesi gerek, sizlegme imwalanacak, daha bir stiri war avur; o xamana kadar da takam elbisest ige yarayacak. Ama kadimn elissesit~onu asil endigelen- diren bu, Eve vardygsmizda onu kapida beklerken bulursa diigiip deytlabilir~dyle saygist var kadinal Elsalya simdilikiyi davranmak zorundaytz, Blsa sadece kal valty hazirlamak igin burada-ve daireyi géstermek igin. ‘Ama Elsa igime islemeye baslad, bile, O Alman kam, Biitiin © melankolik sarkitar, Bu sabah burnumda taze kahve koku- suyla merdivenden inerken usulca muiidamyordum... "Bs war’ so schén gewesen.” Kabvaltida hem de. Ve kisa bir stire sonra yukaridaki lagiliz.oflau Bach’a bashyor. Elsa hakl~“Bir kach- na ibtiyaci var.” Elsa'nin da bir geye ihtiyaet var. Hissedebiliyo- ram, Boris‘e bir sey séylemedim ama bu sabah o dislerini firga- larken Elsa bana Berlin‘den séz etti; kadimlar arkadan baknea cok cekioi goriiniiyoriard: ama dénciiklerinde-ahh, frengi, Elsa arzula baktyor sanki bana, Kahvalty masasindan kalma, Bu dgleden sonra ikimiz de stiidyoda yaztyordak, sirt surta, Elsa Nalyaldaki sevgilisine mektup yaziyordu. Daktilo takildh, Boris daire kiralamw kiralanmaz yerlesecei weus bir otel aramaya gik- mustt, Elsa'yla sevismekten baska yapacak bir sey yoktu, istiyor- du, Ama yine de biraz acidim ona, Sevgilisine topu topu bir satir yazmst hentiz - iizerine ejitdigimde géz ueuyla okudum, Karst koymak miimisiin dedildi, O lanet Alman miizigi zayif diigtindit 20 beni: nasil bir melankoli, nasil bir duygusalbk. Sonra o boncuk Doncuk gizley, hem arzulu hem hii2iinl Sonrasinda benim igin bir seyler galmasim istedim, Elsa riizisyen, her ne kadar caldigi sey kamk cOmlck ve Kafatasi tin- gutlanm andusa da. Calacken aghyordu dstelik, Ona sucla- muyorum. Her yetde aynt gey, diyor. Hep bir erkek: sonra adam gitmek zorunda kahyordu, acdindan kiirtaj ve yeni bir ig ve yeni bir erkek - herkes ondan yararlanmay: diisiintiyordu sadece. Bii- ‘tin bunlardan sonra Schumana caldi benim igin - Schumann, co salya sitmik, agers duygussl, Alman orospu cocugu! Viiregim: pargalamyor Elsa i¢iu ama bir yandan da umurumda bile degil. Onun gibi piyano calan bir amerk kargisma gukan her biiyiik kee mush erkegin tuzagima diigecek kadar aptal olmamah, Fakat 0 Schumann kanmna igledi, Hil burnunu gekiyor Elsa ama zih- aim cok wzaklarda, Tania'y1 ve piyanoda caldija adagioye diigii- ntiyorum, Yitirilmig ve bitmig o kadar cok sey var ki akiumda, Almanler giimbiir gimbiir Belgikalya girerken Greenpointta bir yaz aksamt ammsryorum, taraiiaz bir dilkeuin ana gegil> mesinden rahaiswzhik duyacak dlgiide maddi kayba agramamug- tuk heniiz. Hala gairleri dinteyecek ve alacakaranlikta masanun etvafina toplamp ruh cagirmaya yeltenecek kadar masumduk, © akgam Almen miizigiyle dolup tagmigts her yer; bitéin ma- halle Almand,, Almanya Almanlarindan daha Alman tstelik. Schumann’la, Hugo Wola, lahana tuzgusuyla, patatesti bérekle biiyiimtisler gibi. Geceye dogru perdeleri gekip yuvarlak masa- mn etrafna oturduk ve salak bir orospr isa’mn ruhune ear mma}: igin asaya vurdu. Masemin altinda ef ale tutusraustuk ve yammdaki batunun iki parmagi fermuarmun icindeydi. Somun- da yerde, piyanonun aittnda bulmustuk kondimizi, Biri korkung bir sarla séyltiyordu, Bir agafs bir yakaz: inip kallayordu pedal, sertge, otoruatily; sagma bir devinim, yaprmi yirmi yedi yil sit- ren ain iyi terapo tutan bir bok kulesi, Ses kautusn kulaklavumda at patlarken tizerime gekmigtim haturu; oda los, halt yaprs yapis, igki ddkiiliwiig. Birden tan vakti gibi gelmistis buzun jizerine akan sular gibi- yikselen bugonun iginde mavidir buz; ztimriit vyesiline calan bueullar, dag kecileri ve antiloplar, altin renginde hani bahklan, etrafta gezinen denizayilant, Kuzey Kutbu‘nun ke narmdan atlayan bit akya. Elsa kucalmda oturayor. Kiigik gdbek deliklerini andin~ yor gézleri. iri azina bakiyorumn, 1siak ve parlak, ajjanmla ortii- yorum az. Bir garka murildamycr gimdi... “Es wéir’ so sehin gewesen...” Ah, Elsa bunun benim igin ne demek oldugunu bie bilsen., Sackingen'li Trompetei. Alman korolant, Schwaben Kon- ser Binast, Turaverein... Saga dn, sole din... Sonra da baladin ucayta kigma bir gaplak ‘Ab, Almanlat! Otobiis gibi, her yere gittiriirlor imsam. Ha~ amswziik yaratirlar. Aymi gecede morgu, hastaneyi, hayvanat dahgesini, burglar kusagum, felsefenin belirsizligini, epistemo- loji magevalarim, Freud'un gizemini ve Stekel'i ziyaret edemex ki insan... Atuukarmcayla bir yere verilmaz, oyse Almanlasla bir gecede Vegaidan Lope de Vegalya kadar gider, sonunda Parsifal kadar satak hissedersin kendini, Dedigim gibi, mubtesem baslamist: gin, Haftalardi ihmat cttigirn somut Paris'in farkina varmistim o sabah yeniden. Kitap igimde bityiimeye basladkga igin belki... Her gittigim yere onu da tagiyorum. Karmm burnumda yiiriyorum sokaklarda, polisler deni kargidan karsiya gecitiyor. Kedinlar kaliap bana yer veri~ yor. Kimse itip kakmryor artk bent. Hamileyim. Kocaman kar- ninu diinyanin agarhgina dayamis, paytak paytak yiirtiyoram, Kitap igin basim onaym iste o sabah, postaneye yiirirken vyerdik, Edebiyatta yeni bir evren dogum gelistirmistik, Boris ve ben. Yeni incil olacak bu kitap-Son Kitap, Séyleyecek sézii olan horkes bu kitapta stiyleyecek sdyleyecegini~anonim olarak. Gag titketecegiz, Bizimkinden sonra birkitep daha yazalmayacak-bir 32 kkngak boyunea, en azindan, Bugiine dek karankikta kuya kazi- yorduk, sezgiterimizden bagka rehber olmadan. Yagam stvisint alatabilecegimiz bir kanal var artik, ferlattigumizds diinya- yisarsacak bir bora. Geleceyin yazariarma yeterince entrika, dram, sit, efsane ve bilim saflayacak malzemeyi koyacagiz igi- ne. On bin yil beslenebilineli diinya onunla, Gérkemiyle muaz- zam, Diigiincesi bile bizi sarsmaya yetiyor Yiia yila yokin bir stivedir diuyamnz, bizim diinyamz, 3} mekte. Bu son yiizyil zarfnda diinyanim kigina bir bomba tikip patlatacak kadar deli olan tek kigi bile eikmads. Diinya giiriiyos, parga parga dliiyor. Ama gdrkemli bir sona ihtiyacr var, param parga olmasi gerek. Eksiksiz defiliz ama yine de igimizde kstalar ve kitalarin arasindalki denizier ve havadaki kuslar var. KAgida gecirecegiz hepsini~dlmily ama hentiz gémiilmemis olan bu diinyamn evrimini kagida gevivecediz. Zamanin yiizeyinde yit- aiiyoruz ve bizim digunizda her sey bogulmus, bogulmakta ya da bogulacak. Devasa olacak Kitap. Rahathkla gezinmek igin bosivk okyamuslari olacak; dslanmak igis, dolasmak icin, garka séylemek igin, dans etmek igin, trmanmak igin, yikanmak igi, perende atmak icin, sizlanmak igin, ira geemek icin, cinayet islemek igin. Kimligini yitirmaig tim insanisrin yapimma katlo da bulunacagi bir katedral, hakiki biy ketedral. Ayinler olacak Aller igin, dealay, giinah erkarmalar, itahiler, iniltiler ve agytlar, bir tir cinai kaygistzhk; gtilbezekter, heykeller, rahipler ve tabut tagyyietlan olacak, Atlanniziigeri ahp koridorlarda dértnala sii- rebileccksiniz, Kafam duvarlara vurabileceksiniz isterseniz-~ sey olmayacak, Dilediginiz dilde dua edecek ya da diganda Jkernihp uywpabileceksiniz. En az bin yil dayanacak bu katedrai ciinkti ingacilan dlmiig olacok; ontarla birlikte formilt de dle- ek, Kartpostallar basturp tuilar diizenleyeceBiz. Cevresine bir kkent inga edip dagiiy bir Komtin kuracagsz, Dahilere ihtiyacmez 83 yok avtik-deha didi. Giigit eller gerek bize, hayalet gibi yasama- yi biralup tizerterine ten giymeye giniilti canlar.. Giizel bir tempoda ierliyor gin. Tania’nm evinin balkonun- dayim, Tiyatro asajada oynamryor, salonda, Oyun yazari hasta, kafa derisi yukardan daha da kabuklu gériiniiyor. Saglan sa- mandan, Fikbleri samandan, Halé biraz nemli olmakla bitlik- te kansi da samandan. Biitiin ev samandan. Balkondayim ve Boris‘in gelmesini bekliyorum. Son sorunum -kahvalt- hallol- da. Her seyi basitlestirdim. Bagka soruniar varsa onlam da kit camasirlanimla birlikte sirt cantamda tastyabilirim. Biitiin pa ramdau kurtuluyorum. Ne yapayim parayt? Bir yaza makinesi- ‘yim ben. Son vida da takildi. Akiyor resmen, Makineden farkst- cam. Makineyina ben... Yeni dramin konusuntt anlatmadilar heniiz ama kestirebi- jiyorum. Benden kurtulimaya gahgiyovlar, ise balan ki buraya akgam yemegi icin geldim ben, beklediklerinden biraz da erken hatte, Nereye oturacaklart, ne yapacaklar Konusunda onlan, bilgilendirdim. Kibarea onan rahatsiz edip etmeyecegimi sor- dum ama asknda kastettigim, onlarin da cok iyi ildigi gibi, su; siz beni rahatsiz edecek misiniz? Hayy, sizi manta dangalaklar, beni rahaista etmiyorsunuz, Beni bestiyorsunuz. Sizi orada dip dibe otarurken giriiyor ve aramada bir ugurum oldugena biliyo- rum, Gezegenley kadar yakinaintz ancak, Ben aranizdaki bogha- dum, Cekilecek olsam boslugunuz kalmayacak ylizecek, ‘Tania diigmanca bir tavir iginde - hissedebiliyorum, Ondan agka bir seyle ilgilenmeme tahammiil edemiyor. Heyecanmn derecesinden deferinin diistiigiind anhyor, Bu gece onu délle- moye gelmedigim biliyor. iefmde ons mahvedecek bir geylerin filidlenmeye baslad:ijm biliyor. idrak etmekte hayli afar ama ediyor... 34 Sylvester daha memnun géviiniiyor. Bu gece maseda sarla- cak ona, $imdi yazdiklarm: okuyor; egomu sisirmeye, egonma ‘Taniatum egosuyla kargi kargiya getirmeye haztelamyor, ‘Tuhaf bir toplant olacak bu gece, Saline kurutuyor, Bardak gingutilars duyoyorum, §arabi masaya getiriyorlar, Bardaklar alzlarina kadar doldurulup dikilecek ve hasta olan Sylvester iyilesecek, ‘Daha diin tasarladik bu dekora, Cronstadt'in evinde. Kadua- Jarin act gekmesi éngériildii; sale arkasinda ise dehget, siddet, felaket, act ve sefalet var her zamanki gibi. Rastlanb degiidir bizim gibi insanlars Paris’ tifirea, Seyir- ciye gatismanm biitiin asamalarim izleme olanagi tamyan bir diner sabnedir Paris sadece. Sehrin kendist dram yaratmaz, Bagka yerferde baslamgtyr zaten dramlar. Canh emsbriyoyu ra- hhimden alarak kuvéze naldecen obstetvik bir alettir Paris, hep- i bu. Bu besikte saliairken herkes kendi topragina dalip gider: Berlin, Now York, Chicago, Viyana, Minsk. Viyana highir zaman Faris'te oldugu kedar kendi olmemstie. Her sey Tanvt mertebe- sive yiikseltilir. Besilc bebeklerini verir ve yerlerine yentileri gelir Zola’nm, Balzac'in, Dante'nin, Strindbergin ve bir geyler olabil- nis herkesin uerede yagadigem davarlarda oleuvabilizsinis, Her- kes bir dénei yagamuste Paris'te. Kimse dlimez burade.. Kouguyoriar agagida, Dillert simgesel. “Micadele” sizcii- ii gahatyor kulagima, Sylvester, hasta oyun yazan, syle diy “Simdi Manifesto'ya okuyorum” “Kinin?” diye soruyor Tania Evet, Tanta, duydam seni, Nasi! da seziyorsun senin hakkinda yandiginm. Biraa dake kong, konug ki not diigebileyim. Gtinkit masaya oturdugumuzda not alma firvatt bulameyacaiim... Soyle diyor bieden Tania: “Dogru diirtst bir salowu yok ki bu evin.” Bir aniami var mi, yokea dylesine ini sdyliiyor? 36 ‘Tablolan asiyorlar simdi, Bu da beni eticilemek igin. Burasi bizim evimiz, burada gok rahatiz, kant koa gibi yastyoruz de- meye getiviyorlar, Tablolar hakkinda biraz tarhgacagvz batta, swf seni elendirmek ign, Tania yine: “Géz nasil da aldatyor insamt” Ah, Tania, neler diyorsun! Devam et, biraz daha sitrdtir bu giirditiiyil. Vat ettigin akgam yemeRi icin buradayzm ben; miithig keyif ahyorum bu giildiiriiden. Simdi de Sylvester séiz.aht- ‘yor. Borowski'nin yagh boyalarindan birini aqklamaya cahayor “Gel bak, gériiyor musun? iclerindea biri gitar galiyor, digert kizt kncagina oturtmus.” Dogeu, Sylvester. Cok dogra, Borowski ve gitarlart! Kucagima oturttugu knzlar! Ama insan kucaginda ne ol- dugundan bir tirtt emin clamnyor ya da gitar calanin gergekten erkek olup olmadyjindan.. Birazdan Moldorf igeri dalacak ve Boris o kiiglik, caresiz kahkahalarmdan birini patlatacak. Nar gibi kizarmis bir siilin, Anjou ve kaln parolar olacsk yemekte, Ve son havadisleri alan Cyonstadt, bes dakikahigina daba dirayet!i, daha umutle hisse- decek, sonta yine ideolojisinin posesma dénecck ve bir sitx doa cak belki, altin renginde koca bir gam andwan dilsiz bir stir, Bir saat kadar ortahktan kaybolmam gerekti, Daireye bakma- ya gelen biri daha. Yukaridaki kahrolasi Ingiliz Bach cahyor yine piyanoda. Biri daireye bakmaya geldiginde yukart kogup piyaniste bir siire igin ara vermesini séylemek hayati Guem tastyor. Elsa manava telefon ediyor. Tesisate tuvaletin oturagim d itistiriyor. Ne zaman kap1 calinsa Boris dengesini yitiriyor. He~ yeeandan gizligiini diistrdii; emekdiyor, redingotunun eteklert yerleri siipiiriyor, Grand Guignol gibi biraz- kasabma kuzina ders ‘veren ag sair, Telefon caldiginda agen sulanirmns gairin. Mallarmé sijar biftegini, Vietor Hugo ise kaz cigerini gagmistrmmms ona, Fisa, mnitevazi bir dle yemedfi siparig ediyor Boris i¢in-~"Kticttk 36 bir parca domuz pirzolast,” Mermerin iistiine istiflenmis pembe domuz butiant gieiiyorum, beyaz yaifla gevrelenmis netis domuz Data, Kermim 2 galyor ama bire. dee Kkahvalts ettik- dle i atlamam gerek. Sadoce cargamba giinleri Ogle yemegi yiyorum, o da Borawski'nin sayesinde, Elsa tele(onda yine » jam= bon siparis etmeyi unutemng, “Evet, kiigik bir parca jambon, faz- Ja ya¥it olmmasia” diyor.. Hay Allah! Biraz uykuluk, birkag tae de koe yumurtast ekleyin oldu olacak! $9st, biraz midye. Biraz-da cgeri sosis, ige koyulmusken; bir oturusta Lope de Vega’min bin ‘es vilz piyesini mideme indirebilivim ben. Harikulade bir kadm daireye bakmaya geien. Amerikal: el bette, Siriim: kudina dénmiig taze bir bok pargasim gagalayan sergeyi seyrediyorum penceredeo, Ne kadar kolay halletmig bes- Jenme sorununu serge. Yaianur ciseliyor, damlalar kocaman, Ka- natlart slats bir kugan ucamayacathin diigtindirdiim eskiden, Bu zengin hatuniaria Paris'e gelip hemen biyle aiizel stiidyolara konmalar gagutties. Biraz yetenek ve kabarik bir banka hesabs gerek, Yagmur yagmast yeni yaigmriuklarim deneme firsatt de- mek onlar igin, Yemeke nem vermezler: bazen difle yemeijine aytracak zaman bile bulamaz onlar, o kadar mesguldirler. Café de Ia Paix ya da Ritz Barda Kiigiik bir sandvig, bir gofret. “Soy- Tnlarin kazlant igin sadece’—biyle yaziyor Puvis de Chavannes’. eski stiidyosunda, Tesadiifen oradan gectim geen giin, Resim kutularens omuzlarna asim zengin Amerikan kaltaklasr, Biro, yetenek ve kubarik bir banka hesaibs, Serge bir kaldimm tasindan digerine signyor gilgin gibi. Gorgektten Hexkiiltimst bir gaba, biraz diigiintirseniz, Her yerde yiveoek bir seyler var~yaimur oluklarim kastediyorum, Harika Jade Amerikal: kedm tuveletin denanunn sorayor, Twvalet! izin ver de ben giistereyimn sana twvaleti, kadife yi ceylan! Tavalet hha? Bu taraftan madam, numarah kabinlerin savas malullerine ayritaneg oldegiuma onutmayan, St Boris ellerini ovusturnyor-anlagmak tizereler. Képekler uluyor avluda, kurt gibi uluyorlar. Yukarida Bayan Melverness egyalarin yerlerini degistiriyor. Biitin giin bir sey yapmad, si- Jalmis olma; bir yerde karint gdedii mii bitiin evi silip stiptirdr. “Masami tizerinde birkag yesil elmayla bir sige sarap var-vin de choix, on derece, “Evet? diyor Boris. “Sizin icin bir lavabo koydu- ‘rabilirim, gdyle getin Kitfen, Evet, tuvalet burast, Yukarida da bir tane vas, tabii ki, Utrillo'yu pek sevmediginizi mi sdylemistiniz? Evet, tuvalet burast. Yeni bir lavabo istiyor, hepsi bu..” Hatun gitmek iizere. Boris beni tanigtirmadi bu kez, Orospu socugul Ne zaman zengin bir kaltak siz konusu olsa beni tants ‘tumay! enutur. Birkag dakika sonra daktilomun basmma gecip yazabilecegim. igimden gehniyor artk nedense. Ruhum karart- yor, Bir saat sonra gelip kagumin altindan iskemleyi alabilirler. ‘Yar saat sonra nerede oturacagiindan emin degilsen nastl ya- zarsin Ki? Bu zengin kaltak duireyi kiralarsa yatacak yerita bile olmayacak. Kégeye sikiginca hangisinin daha kétii oldugune bi- Jemiyor insan - yatacak bir yerin olmamasi mi yoksa galigacak bir yerin olmamasi my? Her yerde ayuyabilirsin ama her yerde cahgamazsin. Uzerinde calistigin bir basyapit olsun olmasin... Kétii bir roman yazmak igin bile oturabileceifiniz bir iskemle ve biraz. mahremiyet gerekir, Bu zengin keneiklar kafa yormazlar Doyle seylere, Yumugak kaglarum bir yere yaslamak istediklerin- de onlart bekleyen koltuklar buluner nastisa... ‘Détu gece Sylvester's TanrYsiyla birlikte sminenin kargisin- da oturarken buaktak. Sylvester pijamasiyla, Moldorf'un dudak- arin arasinda bir puro, Sylvester portakal soyuyor, Portaka- bn kabugunu divanmn iizerine koyuyor. Moldorf bizaz sokuluyor ona, © olajantistii parodiyi, Cennetin Kaptlar’m bir kez daha okumak icin izin istiyor. Gitmek tizereyiz, Boris ve ben. Bu has- 38 i : E tane odast atmosferine katlanamayaeak kadar nesetiyiz. Tania da bizimle geliyor. O da kagma firsats buldugu igin ueseli, Boris de neseli giinkii MoldorPus igindeki Tanti li, Ben neseliyim init yeni bir perde oynayacagiz. Moldorfun sesi saygilt. ‘Sen yatmeaya kadar kalabilir mi- ‘yim, Sylvester?” Son atts gtindiir onunla kabyor, ilacim satin ah- ‘Yor, Tania igin abssverig yapryor, teselli veriyor, rahatlatiyor, Bo- vis ve hergeleleri gibi kétd niyetli miinasebetsizleve kargi kapiy? beklivor. Geecleyin putumm kunldigim kesfeden bir barbasdan farksiz. Oturnyor dylece, putunun ayaklarimm dibinde, ekmek a§acimmn meyvesi, yag ve sagina sapan dusiarla, Tath bir tim var sesinde. Hl aya tutmayor zaten, Yania'yla yemininden déumiig bir rabibeyle konugur gibi konaguyor. “Ona laytk olmalisin, Sylvester senia Tannin” Ve Sylvester yukanide aci gekerken (géjisiinde hatif bir halt vax) rahiple rahibe yumuluyorlar yemeklere, “Kendini kirletiyorsun.” diyor Moldorf yaglr dudaManiyla. Act cekerken ayn zarmanda yemick yiyebitmek gibi bir Gzellifi var. Kiigtik, sisko elimi uzatyp ‘Tania’ sagint oksuyor. “Sana dik oluyoram, Fanny'me beszi- ‘yorsua.” Her agidan raiikeromet hir giin Moldorf icin, Amerikatéan mektubu geldi. Moe'oun biitih dersleri pek iyi. Murray bisiklete binmeyi Sgreniyor, Gramofou tamir edildi. Yiletindeki ifadeden smektubun karne ve bisiklet mhabbetiyle smirh olmadigrm gér- mek miimkiin, Hig siiphe yor giinkti 325 frank deerinde mii- cevher satin aldh o akgamsisti Fanny’sine, Ayrica ona yirmi beg sayfalik bir mektap yazdi, Tek tek getindi garson ona sayfalan, doimakalemine mitrelckep doldusdu, kahve ve puro servisi yapt, terlediginde bafitge yelpazeledi, masanin distiindeki formidar, sttpiitdii, purosu sindiigitiede yak, pul getirdi, magamn etre finda dans etti onun igin, parmak nglarinda déndi, selam ver di... Sagi siipiinge etti tasacas:. Kargiliginda delgun bir balisis 39 ald, Bir Corona Coronaidan daha biiyiik ve dolgun bir basis. Giintigime notunu diigmniistiir muhiemelen Moldorf, Fanny hat- rina, Bilezik ve kiipeler, verdig her kuruga degerdi, Germaine ve Odette gibi stirtiikdere yediveceine Fanny's! igin para harcama- yitercih eden, Evet, dyle dedi Tanis'ya. Sandigimt gisterdi ona, Heediye dolaydu - Fanny igin, Moe ve Murray iin. “Diinyamin en zeki kadimw benim Fanny'n, Onda bir ku- sur bulacagim diye kih kuk yardum ama belamadim? “Miikemmel bir kadmdur Fanny, fitinerleri saymakla bitmez, Brigte kimse eline su dékemez; Siyonizmle ilgilenir; eline eski bir sapka ver mesela ve sonra g6r neler yapabilecefini, Orasi- nt biiker, gurasina bir kutdele baglar ve bir bakaysm karsmda Dir sanat eseri, Gergek mutluluk nediy, biliyor musun? Murray Be Moe yattktan sonra Fanny ile oturup radyo dinlemek. Oyle ‘huzurle oturar ki. Verdijim uiicadelenin, cektigim sikntlanin Kargihgim aldyjumi hissederim ona seyrederken, Son derece zeki bir dinleyieidir. Su igreng Montparaasse’ ve sila bir yemek son- rasinda Fanny’yle Bay Ridge'de gecirdigimiz geceleri diigiindti- Bide, inan ki uyaslayamam bile, Yemek yemek gibi swadan seyler, cocuklar, log isiklar ve Fanuy oturuyor kargimda, biraz yorgun ama giiler yiizli, memnun, rehavet iginde... Tek ketime etmeden saatierce otururuz dylece. Mutiuluk budur iste!” “Bugiin ondan bir mektup aldum — ne var ne yok tiirtinden havadislerle dol su silat mektuplardan degil. Yiirekten yazil- mig, kiigik Murray’min bile anlayabilecegi bir dille, Her konuda agini duyarlidir Fanny. Cocuklarin egitimlerine devam etmeleri gerektigini ama okul masraflarinin onu endigelendivdigini siy- yor, Kiigik Murray’yi okula gindermek bin dolara patlayacalc Moe, burele okuyacak tabii ki. Amakiigitk Murray, o kiigiik dihi, ‘ya on ne yapacagiz? Endise etmemesini yazdim ona. Bin dola- tin Jaftm olur? Bu yil daba cok para kazanacagum, Kiigtik Mur- ray icin, clinkii coouk dahi.” 40 Famy sand actiyinda orada olmak isterdim. “Ite, Faney, bunu Budapeste'’de yagh bir Yahudiéden sat aldin., Bulgeristen'da bunlardan giyiyorlay, saf yiin,.. Bu bir Diik’e ya da dyle birine aitmig-hayu, kusmuyorsun Fanny, giiaege koyu- yorsun... Bursa operaya gittigimizde takmann istiyoram, Fanny. Sana ginderdigim o tokaylabirlikte tak... Ve bu, Fanny, Tania'nin senin igin aldnih bir gey....Aym beden giyiyorsunny samieum..” Ve Fanny oturuyor kanepede, tablodaki gibi; bir yamnda Moe, ébiir yanmnda Aticiik Murray, dahi Marvay. Farmy'nin sig- man bacalslari yere degmeyerek kadar kisa. Gizlerinde mat bir permanganat panloss. Gégtisteri olgun kthanalar gibi; one dora ebildiginde saga sola saftanuyorlar, Ama asiliiziiol olan kisa dev- re yapmiy olmast. Depoeda yatan bos bir akti gibi oturuyor orada; yiiztiniin ekseni kaymns - binaz gevk, ani bir elektrik akimm gerek yerine oturtmak igin, Molderf gigman bir kusbaga gibi hoplayp duruyor éniinde, Gébegititviyor. Ayags kayryor, karmmaun iizerine déniinceye kadar anasi a¥hyor. Fanny kalin ayak parmaldanyla onu diirtiyor. Gézleri agshyor Moldorf'un. “Bir daha var bana, Fanny, cok giizeldi.” Siki diitiiyor bu kez Fanny omu~gobeyin- de kale bir gbviik meydana geliyor. Yaa halsya cok yakin; ger~ dant sallamyor habnun tiiyleri tizerine, Biraz canlaniyor, déni> yor, mobilyadas mobilyaya sigramaya bashiyor. “Harikoladesin, Fanny!” Fanny'nin omzunda oturuyor gimdi. Kulagindan bir pareaisinyor, Kulak memesinin ucusdan, act hissedilmeyen yer- den. Ama Fanny dhii hala - hos bir aki, thkyok. Fanny’nin kucag- nna kapamp dig agrisi gibi svziyor orada, Hararet basins, garesiz. Rugan ayekkkabilav misali parliyor gdbegi. Géz gukurlarmda iki parlak yelek digmesi. “Giclerimi ag, Fanny, seni daha iyi gir- nek istiyorand!” Fanny om yataga tagrmp géz.gukurlanna biser damla steak balmamu dékijyor. Karma yuvaclaklar ¢izip nga termometre sokuyor. Onm igine yerlestiviyor ve adam tekrar Gt- riyor, Birden gekiyor Moldoxf, kiicilip géaden kayboluyor, Her a yerde ariyor Fanny onu, bajursaklannda, her yerde, Bir seyler gidiklyor omy, tam olarak bilmiyor neresinden gidiltandsgam. Yatak luurbagalardan ve parlak yelek diijinelerinden gegiimiyor. “Fanny, nevedesin?” Bir geyler gidtkhyor Fasny’yi, anlayamuyor newesinden gidiklandygim, Diigmeler yataktan agage diistiyor. Kurbagalar duvarlara trmamyor, Bir gdiklanma, bir gidiklan- ma. "Fanny, gikar gézlerimden balmumunu! Seni gismek istiyo- ram!” Bir sey var Panny’nin iginde, gidikhyor da gidikbyor. Gill- mekten dlecek ne oldugunu bulmarsa, “Fanny, sandik harikla- de seylerle dolu, Fanny, beni duymuyor musun?” Giiliyor Fanny, if bir solucan gibi giilliyor. Karm gisiyor giilmekten, Bacaklan morarmaya bashyor. “Tanrun, Morsis, bir sey gidikhyor beui... Blimde degitt* 42 Bgiin paca! Oplden bitaz dnce, Boris tam die yemetine oturmak iizereyken ayrildim Villa Borghese’den, Kibarhigimdan kaliktom giinkii stidyoda bog mideyle otardugumu gérmek ger- celtten iizliyor onu, Beni neden agle yemegine davet otmer bi miyorum. Maddi giictiniin yeterli olmadigini séyliiyor ama hiyle mazeret olmaz. Neyse, hassasim bu koauda, Karganda yemek yemek one iiztivorsa, yemegini benimnle paylagmak herhalde he- lak eder. Gzel hayatina kariginak bana dismez, Cronstadt’s ugradim, oniar da yemekteydiler, Pilig ve pilav. ‘Yemek yomis gibi yaptm ama o pilici bebegin ellerinden kaprp pargalayabilicim, Yapay bir tevazu gOsterisi deljil~bir tir sapkin- hk oldugunu diigiiniiyorum, iki kez sordular yemege katilmak isteyip istemedigimi, Hayir! Haywt Yemekten sonra bir finean kahve bile igmeyi reddettim. Kolay alinarm bea, evel! Evden gr karken bebegin tabagindaki kemiklere takaldh géztim - hald et vard dizerlerinde, Amagsiz dolanyorum ortabkta. Harikalade bir gin ~ gizm- dilik. Buci Sokags canh, fokurduyor. Bar Rapilari ardina kadar acik, kaldirmiar bisikletten gecilmiyor. Biitiin kasap ve manay dakkanlarinda hareket var. Kollar gazete kajfidme saris ne- valeyle dolu. Katolikler icin nefis bir Pazar giinti - sabalu, en anndan, Ole oldu ve bog mideyle buram buram yemek kokan dar sokaklarm bulugtugu yerde durayorum simdi. Kargmda Lou- {sione Oteli. Eski giivel giznlerde Buci Sokaif’nin kti cocukla- 43 mnca gayet iyi bilinen dehset verici, yillanmig bir han, Oteller ve yemek ve ben ortahikta bir efizzamh gibi dolansp duruyorem, yengecler kemiriyor igimi, Pazar sebzhlats heyecan olur Paris s0- kaklarinda, Higbit yerde bulamarsinzbenzerini, Batt yakasinda belki ya da Chatham Meydam civarinda. Echaudé Soka: insan kaymyor. Sokaklar kivrum kiviam, her ddnemecte yeni bir etkin- 1ik, Kollar altinda sebze tagtyan insaniardan olugmus uzun, Kuyrucklar, cans, hararetli bir istahla bir yerden ikip bir yere giviyorlar, Yemekten gecilmiyor ortalak, yemek, yemek, yemek. ular. Furstenberg Meydanrndan geciyorum. Farkh gortiniiyor dle saatinde. Gegen gece meydandan gectijtimizde issizdi; kasvetli, hayaletsi, Plentiz gigek agmamus det kara aag var meydanin or- tasinda, Entelektiiel ajaglar bunlar, kaldsrim taslanyla besleni- yorlar. LS, Eliot'un siirindeki gibi, Marie Laurencin sevieilerini ‘disatt cikarmaya kavar verse bundan daha iyi bir yer bulamaz Coklecbiyen burast. Steril, verimsiz, Boris'in yireBi kadar kuru. St, Germain Kilisesi'nin bitisitindeki kiigtik bahgede yerle- rinden sékiilmiig birkag conavar heykeli var. Urkiitteit bir bi- cimde Gne dogru hamle eden canavarlar. Banklarda da baska canavatlar var-ihtiyarlar, sakatlay, sarablar. Gt gkarmadan uyuyor, gle yemegi ganmn galmasim: bekdiyorlar. Galeri Zak’n kargisina geri zekélunin biri evrenin resmini yapmmg-kaldiruna, Ressamin evrenil Bir stiri wir zavu, Sol alt Kigede, ilgingtir, bir apa var - ve bir yemek cam, Selam! Selam! Ey Evren! Dolanmayt stirdiirtiyorum. Aksamiistii. Bagwsaklarm gu- rulduyor, Yagmar ciseliyor, Lahit gibi yiikseliyor Notre-Dame suyun iginden, Canavarlar iyice sarsyor tel Srgiintin izerinden, Saplantil birinie sabitfikri gibi asitlar havada, Sart bryikb yagh ir adam yanasior yantma, Bir Jaworski palavrast var elinde. ‘Yiiaiindi yukars kaldirms yliryor ve yagmaur gamura geviriyor alita sarist kumlars, Vitrininde Raoul Dufy’nin bazi ciaimderini 44 sergileyen bir kitabevi, Bacuklarinm arasinda gill galiari olan kadva cizimleri, Joan Miré'imm felsefest tixerine bir tez, Felsefest iizerine, dikkatiniai cekerint Ayal vitrinde: Dilimlenmis Adam! Birinei béldm: ailesinin gdriinde adom, ikinei béliim: metresinin gictinde adam. Ugiinett ; Dbéliim: - ligiinei biltim yok, tigtineié ve dérdtineti bliimler igin : yarin yine gelmem gerekecck. Her giin yeni bir sayfa sergileniyor i vitrinde. Dittmlenmis Adam... Boyle bir bashk dtisiinemedigim igin ne kadar hayiftandigyrm talunin edemezsiniz. Nerede bunu yacan? Kimdir? Kucaklamak istiyorum ona. Boyle bir bashia dt siinebilmig olmak igin ucler vermezdim - Cilgin Kaang ve bul- dugjom diger aptalca bashidartn yerine... Adam sen de! Yine de : kutlanm ona, Mikkemmel bashityla taliti yaver gider umarm. Al sana bir bagka ditim - bir sonraki kitabin igin! Ura bir giin. Villa Borghese'de yasryorum. Hepimiz diiiyita ya da dliyoruz ya da dl mek iizereyiz, Giizel bashklar gerek bize. Et gerek-ditimleyin et ler; fileto, biftek, bobrek, keg yumurtasi, uykuluk. Bir gtin, Bro i adway ile 42. Cadde kavgaiinda durup bu baghg: hatulayacak ve kuursojimda ne var ne yoksa kajide dikecegim: havyar, yai- mur damialart, dingil yaii, eviste, kaz cijeri—dilim dilita, Ve her : seyi kajida daktitkten sonraneden eve gidip bebeki dogradigam: kimseye séylemeyeceyim. Karsihk beklemeksizin gergeklestivit- mig bir eylem; sizin icin, ézenle dilimlenmis sevgili kardesim! insanin bog mideyle saatlerce dolamp arada sirada da sert- jegebiimesi “ruh anatomistleri” tarafindan holay kolay agik- : Jamamayan gizemlerden biridir, Pazar akgamlan, kepenkler indirilip sokaklar aptalea bir uyusuklukia avam tebakasimn hekimiyetine gegtifinde, usnnlamasina yayilmig koeamen ve frengili bir kamg: cagristiran iglek sokaklav vardhe. Ve igte bu sokaklar, Denis Sokak ya da Fambourg dn Temple Ornegin, eski aiinlerde Union Meydan’nin ya da Bowery'nin sabip oldugu gibi 6 kargi koyulmaz bir cazibeye sahipti. Vitrinlerinde frengi ve ben- zevi nithrevi hastaliklardam giérdimtis organlann balmumundan replikalarinin sergifendigi bes sentlik miizelerin insam: kendine cekmesi gibi. Kent hastalikly, devase bir organizma gibi yayiln; o harikulade islek sokaklar ijirengtiklerini hieaz olsun yitirirler clnkiiirinleri akmistir artik. ‘Combat Meydam yakinlarinda, Cité Nortier'de etraftaki sefaleti doya doya seyretmek icin birkag dakikalgina mola ve- riyorum, Parisin eski caddelerini cevreleyen, benzerleri gibi dikdérigen bigimindeki meydantarcan biti, Orta yerinde yilak de yokta. Viiaiigit serceparmagime gecindim ve orada kaldh, Biv Keresinde hamamda unuttum ama sonra geri aldum. Portakal cigeklerinden bivi diigmiistd. Neyse, banka oturmus, kafam dne egik, yaztikle oynnyordum Ii biei hafifee sirtima vurdn, Kisa ke- seyimn, bir Ogin yemek ve birkag frank kopardim adamidan, Son- 37

You might also like