You are on page 1of 12

See discussions, stats, and author profiles for this publication at: https://www.researchgate.

net/publication/305655367

“Bosna Hersek’te Türk Varlığının Sözlü Kültür Ortamındaki İzleri” The Traces
of Turks in the Oral Culture of Bosnia-Herzegovina

Conference Paper · May 2013

CITATIONS READS

0 1,545

1 author:

Hicran Karataş
Bartin University
16 PUBLICATIONS 3 CITATIONS

SEE PROFILE

All content following this page was uploaded by Hicran Karataş on 24 December 2020.

The user has requested enhancement of the downloaded file.


ULUSLARARASI TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KONGRESİ
BİLDİRİ KİTABI I

PUBLISHER:
International Burch University

EDITOR:
Doç.Dr.Mustafa ARSLAN

REVIEWED BY:
Prof.Dr. Şükrü Haluk AKALIN, Hacettepe Üniversitesi
Prof.Dr. Kerima FİLAN, Univerzitet u Sarajevu

DTP&DESIGN:
Suhejb Djemaili

DTP AND PREPRESS:


InternatiIonal Burch University, Sarajevo

PRINTED BY:
Sabah Print

CIRCULATION:
300 copies

PLACE OF PUBLICATION:
Sarajevo

COPYRIGHT: International Burch University, 2013


International Burch University Publication No:22

Reproduction of this Publication for Educational or other non-commercial purposes is authorized without prior
permission from the copyright holder. Reproduction for resale or other commercial purposes prohibited without
prior written permission of the copyright holder.
Disclaimer:While every eff ort has been made to ensure the accuracy of the information, contained in this pub-
lication, Burch University will not assume liability for writing and any use made of the proceedings, and the
presentation of the participating organizations concerning the legal status of any country, territory, or area, or of
its authorities, or concerning the delimitation of its frontiers or boundaries.

Nacionalna i univerzitetska biblioteka


Bosne i Hercegovine, Sarajevo
811.512.161(082)
821.512.161(082)

ULUSLARARASI Türk Dili ve Edebiyati Kongresi (2013; Saraybosna) Uluslararasi Türk Dili ve Edebiyati Kong-
resi : bildiri kitabi / editör Mustafa Arslan. – Sarajevo: International Burch University, 2013. - 660 str. : ilustr. ;
29 cm

Bibliografija uz sve referate

ISBN 978-9958-834-25-7
1. Arslan, Mustafa
COBISS.BH-ID 20601094

Bildiri kitabında geçen bildirilerin içeriğinden yazarı sorumludur.


ULUSLARARASI TÜRK DİLİ
VE EDEBİYATI KONGRESİ

BİLDİRİ KİTABI
I
Editör
Mustafa ARSLAN

17-19 Mayıs 2013


Saraybosna
http://utek.ibu.edu.ba
ULUSLARARASI TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KONGRESİ

ORGANİZASYON KOMİTESİ

Prof.Dr. Hüseyin PADEM Dr. Mehmet KAHRAMAN


Doç.Dr. Melih KARAKUZU Ars.Gör. Feridun AY
Doç.Dr. Mustafa ARSLAN Ars.Gör. Ayse DİNÇ
Doç.Dr. Azamat AKBAROV Ars.Gör. Elçin KARLI
Doç.Dr.İdris KADIOĞLU Ars.Gör. Hilal OTYAKMAZ
Yrd.Doç.Dr. Mustafa ÇETİN Arş.Gör.Orhan SARIKAYA
Yrd.Doç.Dr. Ali Rıza ÖZUYGUN
Arş.Gör. Ömer AKSOY
Arş.Gör. Zeynep NEGİŞ

KONGRE BİLİM KURULU

Prof.Dr.Ali Fuat BİLKAN


Prof.Dr.Menders COSKUN Prof.Dr.Mesut ŞEN
Prof.Dr.Murat ÖZBAY Prof.Dr.Selahittin ÖZÇELİK
Prof.Dr.Alim GÜR
Prof.Dr.Kerime FİLAN Prof.Dr.Mahmut KAPLAN
Prof.Dr.Ramazan GÜLENDAM Doç.Dr. Hüseyin ÖZCAN
Prof.Dr.Fehim NEMETAK Doç.Dr.Alena ÇATOVİC
Prof.Dr. Hanifi VURAL Doç.Dr.Mustafa SARI
Prof.Dr. Turan KARATAS Doç.Dr. Mustafa ARSLAN
Prof.Dr. Kazım YOLDAS Doç.Dr. İsmet BİNER
Prof.Dr. Süleyman ÇALDAK Doç.Dr. Sabina BAKSİÇ
Prof.Dr.Necati DEMIR Doç.Dr. İlyas ÜSTÜNYER
Prof.Dr.Cihan OKUYUCU Doç.Dr. Rıdvan CANIM
Prof.Dr.Yaşar AYDEMİR Doç.Dr. Zekeriya BASKAL
Prof.Dr.Bego OMERCEVİC Doç.Dr.Bekir SİSMAN
Prof.Dr.Münevver TEKCAN Doç.Dr.Alpay DOĞANYILDIZ
Prof.Dr. Recep DUYMAZ Doç.Dr.Halit DURSUNOĞLU

Prof.Dr.Ahmet KIRKKILIÇ Doç.Dr.Müberra GÜRGENDERELİ

Prof.Dr.Claus SCHÖNİG Doç.Dr.Yüksel TOPALOĞLU

Prof.Dr.Damir KUKİC Doç.Dr.Edina SOLAK


Doç. Dr. Sezayi ÇOŞKUN
Prof.Dr. Ahmet GÜNŞEN Yrd. Doç.Dr.Cemal SARAÇ
Prof.Dr.A.İhsan ÖBEK Yrd. Doç.Dr.Zülfikar BAYRAKTAR
Yrd. Doç.Dr. Mustafa ÇETİN
Prof.Dr. Nurettin CEVİZ Yrd. Doç.Dr. Ali Rıza ÖZUYGUN
Yrd. Doç.Dr. Tacettin SİMSEK
Yrd.Doç.Dr.Rıfat GÜRGENDERELİ
Yrd.Doç.Dr. Hıfzı TOZ
Yrd.Doç.Dr.Latif BEYRELİ

4
B İLD İ Rİ K İ T A BI I

BOSNA HERSEK’TE TÜRK VARLIĞININ SÖZLÜ KÜLTÜR


ORTAMINDAKİ İZLERİ
THE TRACES OF TURKS IN THE ORAL CULTURE
OF BOSNIA-HERZEGOVINA
Hicran KARATAŞ1

ÖZET ABSTRACT

Kültürel mirasın, tecrübe edilmiş bilginin, törele- It is known that the cultural legacy, traditions and
rin ve davranışların, tarihi vakalara dair belleğin sözlü behaviors, the knowledge which has been drawn from
kültür ortamı ürünlerinden halk türküleri içinde ezgi experience, historical events in collaborative memori-
eşliğinde arşivlendiği bilinen bir gerçektir. Bu bağ- es are archived in folk songs which are a part of the
lamda halk türkülerinin temel işlevlerinden birinin, oral culture. Therefore one of the functions of the folk
türkü metni ve icrası aracılığıyla sözlü tarih birikimi- songs is to pass down the knowledge from generation
nin kuşaktan kuşağa aktarılması olduğunu söylemek to generation. The knowledge about the oral culture
yanlış olmayacaktır. Türkü metninin ve metnin ihtiva in the texts of the folk songs has a place in the colla-
ettiği sözlü tarihe dair bilginin bir ezgi eşliğinde söy- borative memory. Due to its features, the folk songs
lenmesiyle toplumsal bellekte bilgi canlı bir şekilde ka- have the characteristics of a rhythmic archive and it is
labilmektedir. Türküler bu özelliğiyle ritmik bir arşiv possible to achieve folkloric and historical data thro-
belgesi özelliğinde olup türkü metinlerinden hareketle ugh folk songs. In this study, the “Türki-i Bana Luka
hem halkbilimsel verilere hem de, kaydı sözlü bellek Kal’ası” folk song which includes a part of the Bosnian
tarafından tutulmuş tarihi malumata ulaşmak müm- history has been analyzed as an oral history document
kündür. Bu çalışmada Bosna tarihinin bir bölümünü and the traces of Turkish history in Bosnia in the fra-
ihtiva eden “Türki-i Bana Luka Kal’ası” isimli türkü mework of this document has been discussed.
bir sözlü tarih vesikası olarak ele alınacak ve bu ve- Key Words: Oral History, Traditional Written
sikadan hareketle Bosna’daki Türklük tarihinin izleri History, Folk song, Balkan Area, Bosnia Herzegovina,
sürülecektir. Oral document
Anahtar Kelimeler: Sözlü Tarih, Yazılı Tarih,
Türkü, Balkan Sahası, Bosna Hersek, Sözlü Vesika

1Araştırma Görevlisi,Hacettepe Üniversitesi Türk Halkbilimi Anabilim Dalı, karatashicran@gmail.com

425
ULUSLARARASI TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KONGRESİ

B A L K A N C O Ğ R A F Y A S I N D A K İ T Ü R K L Ü K TA R İ H İ cak ve köylerde tarım; konargöçerler arasına hayvancılık


VE BOSNA HERSEK önemli geçim kaynakları olmuştur. Eyalet önemli bir
uluslararası ticaret merkezi konumundadır. Türk idaresi
Balkan coğrafyasında Türklerin Hunlardan gü- altındayken medreseleri, camileri, çarşıları, imaretleri,
nümüze uzanan süreçte var oldukları bilinmektedir2. kaleleri, bedestenleri ve dükkânları ile Bosna zengin bir
MÖ. 800’lü yıllarda Karadeniz’in kuzeyine, Avrupa’ya eyalettir (Yıldırım 2003: 146).
ve Balkanlara yapılan göçler sahanın Türkleşmesinde Hunlardan başlayarak sahaya yapılan göçler ve
büyük önem oynamıştır. “Hun Türklerinin MS II. yüz- akınlarla Türk kültürü öğelerinin de hem Avrupa
yılda Karadeniz’in kuzeyinde Azak Denizi ile Ten ve Özi hem de Balkan sahasına geçişi için elverişli ortamlar
ırmakları arasında yaşıyor olduğu bilinmektedir” (Kurat oluşmuştur. Anadolu sahasından Balkanlara uzanan
1972: 12). Söz konusu göçler Türklerin Balkanlar’da süreçte genel anlamıyla Balkan sahasında özelde ise
devlet kurmak suretiyle varlığını sürdürmelerinde ilk Bosna’da Türk halk kültürüne has gelenek ve görenek-
adım olmuştur. Anadolu Türklerinin Balkanlara ilk ler, Türk yeme içme kültürü, Türk-İslâm mimarisine
yerleşmesi, Selçuklulardan Kaykavus’un Bizans’a kaçıp has (cami, hamam, medrese, tekke, türbe vb)eserler,
sığınması hadisesiyle ilgili olup, Bizans imparatoru Mi- Türk diline mahsus kelimeler ve daha birçok kültür
hail ona ve askerlerine yerleşmek üzere Dobruca ilini unsuru Balkan/Bosna halk hayatına katılmıştır. Söz-
tahsis etmiştir. Bunun üzerine Anadolu’dan kendisine lü kültür ortamındaki tekerleme, bilmece, masallar,
taraftar olan bir kısım Türkmen gruplar Sarı Saltuk De- halk hikâyeleri ağıtlar ve türkülerin yaşatılan örnek-
deyle birlikte Balkanlara geçmişlerdir (Okiç 1952: 52). leri de Bosna’daki Türk varlığının örnekleri arasında
Osmanlı Devleti zamanında, Balkanlarda ilk fetih yer almaktadır. Sözlü kültür ortamında nesilden nesile
1352’de Orhan Gazi zamanındadır. 1453’te bölgenin aktarılarak toplumsal bellekte muhafaza edilmek su-
siyasi ve dini merkezi İstanbul’un da fethiyle Balkan retiyle bugüne ulaşan bu neviden sözlü yaratmaların
yarımadasıyla Anadolu kesintisiz şekilde birbirine bağ- bir özelliği de tarihi bilgiyi ritim eşliğinde içermesiy-
lanmış oldu (Karpat 1992: 28-29 ; Jelavich 2006:33). le sözlü birer vesika olmalarıdır. Bu cümleden olarak
Balkanların Türkler tarafından iskânı özellikle 14. yüz- Avusturya’nın Bosna Banya Luka Kalesini muhasara
yılda kitleler halinde gerçekleşmiştir. Bu cümleden ola- altına alması sırasında, muhtemelen vakalara şahit
rak Bosna Hersek de 1463’te Fatih Sultan Mehmet’in olan bir âşık tarafından yakılan Türki-i Bana Luka
başlatmış olduğu fetihlerle (Jelavich 2006: 29) Osmanlı Kal’ası3 metni sözlü vesika olarak değerlendirilecektir.
topraklarına katılmıştır. Fatih Sultan Mehmet tarafın-
dan bir bölümü fethedilen Bosna, 1528 Sultan Süley-
man tarafından tamamen Osmanlı hâkimiyeti altına B ANYA LUKA KALESİ TÜRKÜSÜ VE BOSNA TARİHİ
alınmıştır. “Önceleri, Rumeli Beylerbeyliğine, akabinde
Banya Luka Kalesi Türküsü, Banya Luka Kalesi’nin
Budin Beylerbeyliğine bağlanan Bosna Sancağı 1585’ten
1736-1739 yılları arasında Avusturya askeri tarafından
itibaren Eyalet statüsüne getirilmiştir. Bu dönemde birinci
muhasara altına alınmasının tasvirini anlatmaktadır.
sınıf eyalet statüsünde bulunmakla beraber ilaveten Avru-
Sözü geçen türkü, Avusturya’nın Ruslarla Osmanlı
pa içlerine akınların yapıldığı askeri bir üst konumunda
Devletine karşı gizli bir ittifakına güvenerek Bosna Eya-
bulunmuştur. Hem sosyal hayatlarına hem de dini inanç
letini kuşatmasının sözlü vesikalarından yalnızca biri-
ve özgürlüklerine müdahale edilmemekle birlikte, imar
dir.4 1736-39 yılları arasında Osmanlı Devleti ile Avus-
edilmeye başlanan eyalet mamur bir seviyeye ulaştırılmış-
tır” (Türk Ans C. VII: 359-365 ). Bosna Eyaletinde 3“Türki-i Bana Luka Kal’ası” , türkü metni haricinde günümüz Türkçesin-
deki karşılığı esas alınarak, metin içinde Banya Luka Kalesi Türküsü olarak
Türkler, Müslümanlar ve konargöçer aşiretler, Hıristi- zikredilecektir.
4Bana Luka Türküsü, Saray Türküsü, İzvornik Türküsü, Nazm-ı Diğer
yan ve Musevi halklar, şehirlerde, sancaklarda ve köyler- başlıklı ve incelediğimiz türkü metninin başka bir varyantı olan Bana Luka
de yaşarlar. Şehirlerde ticaret ve sanayi gelişmiştir. San- Kalesi Türküsü (Hasan,1987:119-121) Avusturya’nın Bosna kuşatması sı-
rasında yakılan türkülerin başlıcalarıdır. İlk üç türkü Sayın Prof. Dr. Dur-
sun Yıldırım’ın “Balkan Üçlemesi ve Tarih” başlıklı makalesi içinde sözlü
2Batı Avrupa Hunları’nın 378 baharında Tuna nehrini geçerek Avrupa tarih metinleri olarak ele alınarak yazılı ortam tarih metinleri ile örtüşme-
içlerine yapmış oldukları fetihler ve bu fetihlerin sonuçları için Kafesoğ- leri bakımından her birinin birer sözlü tarih belgesi olduğu vurgulanmıştır.
lu,1997: 71-83, ayrıca konuyla ilgili teferruatlı bilgi için Neméth, 1966. Detaylı malumat için bakınız: Yıldırım , 2003: 144-160.

426
B İLD İ Rİ K İ T A BI I

turya arasında vuku bulan savaşlara şahit olan Ömer önemli bir rolü bulunmaktadır6
Bosnavi’nin, “Tarih-i Bosna der Zaman-ı Hekimoğlu Sözlü ortam tarih yazıcılığına örnek teşkil eden
Ali Paşa” isimli eserinde sözü edilen savaşlar ve dönemin Banya Luka Kalesi türküsü yalnızca Avusturya’nın
çarpıcı olayları teferruatlı bir şekilde tasvir olunmak- Banya Luka Kalesi’ni muhasarasını tasvir etmekle kal-
tadır. Türkünün yakıldığı Banya Luka Kuşatmasını da mamaktadır. Kale içinde dara düşmüş halkın sosyo-
içeren bu eser sözlü tarih vesikamızın yazılı metinlerle kültürel durumları, psikolojik vaziyetleri, Banya Luka
paralelliği bakımından ölçü olarak kullanılacaktır. Tür- ve çevresine dair coğrafi yerleşkeleri ve mühim yerlere
kü metni içinde, Avusturya askerlerinden yer yer nem- dair (Lebuçe sahrası, Sava nehri, Karaul, Yayçe kale-
çe, nemçelü, kâfir, Nemçe hayını, mel’un, mel’un bin si, Gülhisar, Sitniçe, İzmiyan vb) malumatı da ihtiva
mel’un şeklinde bahsedildiği göze çarpmaktadır. etmektedir. Diğer yandan, Bosna/Banya Luka halkı-
Banya Luka Kalesi türküsünün “Bakdılar feryadçı
nın Osmanlı hükümetine olan tavrının, bağlılığının
geldi Bana Luka Kal’a’dan” dizesinden hareketle, türkü-
ve güveninin de sözlü kültür ortamındaki izdüşümü
yü yakan aşığın, Banya Luka Kalesi muhasarasının kal-
durumundadır. Osmanlı Devletine bağlı bulundukları
dırılması sırasında olayların gidişatına tanık olan biri ya
süre içinde ulaşmış oldukları refah seviyesi ve hoşgörü
da Bosna Eyaleti Valisi Hekimoğlu Ali Paşa’nın mahiye-
ortamı şüphesiz bu tavır ve yaklaşımların temelindeki
tindeki askerlerden biri olması kuvvetle muhtemeldir.
ana dinamiklerdir.
Osmanlı Devleti’yle barış halinde olan Rusya’nın
Banya Luka Kalesi türküsü iki bölümden oluş-
Osmanlı topraklarına saldırdığı haberleri yayılma-
maktadır. İlk bölüm, Avusturya (Nemçe) ordusunun
ya başlayınca Bosna Eyaleti’nden beş bin yaya ve at-
lının İstanbul’a hareket etmesinden haberdar olan Banya Luka Kalesi’ni kuşatması ve bu kuşatmanın çe-
Avusturya’nın Ruslarla gizli anlaşmasına güvene- tin tasvirinden oluşmaktadır. Bu bölümde, kale içinde
rek Osmanlı Hükümeti ile anlaşmasını bozması ve mahsur halkın muhasara sırasındaki ahvali, düşman
Bosna’yı işgali “Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi askerlerinin nicelik ve nitelikleri,kale içinde mahsur
gurur” sözleriyle sözlü vesikamızda kayda geçirilmiştir. kalan halkın etnik ve dini olarak çeşitlilik gösterdiği de
Sözlü ortam tarih yazıcılığının , yazılı ortam tarih sözlü ortam tarih yazıcılığı bağlamında kaydedilmiştir.
yazıcılığı kadar güvenilir bilgiler ihtiva edebileceği ve Muhasara altında sıkışmış halkın dini açıdan çoğun-
dahi bazen yazılı tarihin kaleminin yazmadığı ya da luğunun Müslümanlardan oluştuğu, “Kal’anın içinde
yazmamayı yeğlediği bilgilerin de sözlü tarih vesikaları olan müslimin cenk idüben”, “ Ya İlahi bu Bosna’yı sen
üzerinden izinin sürülebileceği bilinen bir gerçektir5. saklagıl: Bunların sıbyanını kâfirlere çinletmegil” dize-
Bu tür durumlar söz konusu olduğunda sözlü ortam lerinden açıkça anlaşılmaktadır.
tarih vesikalarının yazılı ortam tarih yazıcılığı mahsu- Kale içinden bir haberci (feryadcı) aracılığıyla
lü metin ve belgelerdeki boşlukların doldurulmasında kalenin içinde hem kadıdan hem de müftüden yazı-
lı bir haberin merkeze ulaştırıldığı “Bakdılar feryadcı
geldi Bana Luka Kala’dan: Ehl-i Kala cümlenin hem
kadı hem müfdüden Muhzır İ’lamı getürdi geldi asker
5Yazılı tarih metinlerinin, vakayı kaleme alanların öznel yargılarını ve
vakaya karşı kendi ön kabul ve değer yargılarını yanzıtmak zafiyetinde Nemçe’den” dizeleriyle bildirilmektedir. Avusturya İm-
bulunabileceği bilinen bir gerçekliktir. Bu cümleden olarak Uluslar arası
tarih yazıcılığı metinlerini kaleme alanların kişisel ön kabulleri ile Osman- paratorunun, Banya Luka’yı Müslümanların elinden
lı Devletine başkaldıran Ermenilerin tedbiren göçe tabii tutulması Sözde almak üzere sevkettiği taburların komutasında Hils-
Ermeni Soykırımı olarak adlandırılmaktadır. Buna karşın yine aynı taraflı
kalemlerin yazmış oldukları tarih metinlerinde Rusya toprakları içindeki burghausen bulunmaktadır. Banya Luka’yı kuşatmaya
Revan Hanlığındaki Türkleri vatanlarından sürmek suretiyle uzaklaştıran
boşalttığı Revan topraklarına İran sahası Ermenilerini yerleştiren Rusya’nın girişmesi üzerine Ehl-i Kaleden gönderilen muhzır ila-
Türklere reva gördüğü zulüm ise görmezden gelinmektedir. Yazılı tarihin
göz ardı ettiği bu zulmü sözlü kültür ortamı tarih metinleri kayda geçirme-
mının içeriği yazılı tarih kaynağımızda “telaş ve korku
yi başarmış, hüzünlü ezgisi eşliğinde bu zulüm sırasında yaşananlar bugüne yaratan bu kuşatma haberi Vali Ali Paşa’ya Bana Luka
dek ulaşmıştır. Revan türküsünün sözlü dokusu içinde yaşayan tarih ise
gerçekleri vakaya şahit olanların gözünden ve dilinden anlatmaktadır. Bu Müftüsü Mehmet Emin Efendi’nin yanında getirdiği
yönüyle sözlü ortam tarih yazıcılığı mahsulü olan bu sözlü vesikalar belge-
den daha da kat’i belge niteliği ile karşımıza çıkmaktadır (Türk toprağı Re- 6Sözlü ortam tarih yazıcılığına dair sözlü vesikaların yazılı belgelerdeki
van hanlığından Ermeni Erivan’a Rusların yaşattığı zulumün sözlü vesikası boşlukları doldurarak yazılı ortam tarih yazıcılığında önemli ve köklü deği-
Revan Türküsü için bakınız: Günay, 2008:359-360) şiklere yol açması ile ilgili olarak bakınız: Ryant, 1988: 560.

427
ULUSLARARASI TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KONGRESİ

ve kale kadısının, zabitlerin, imam, hatip, şeyh ve diğer dır. Bu cümleden olarak “Taburun konakçısı7 çarkçısı
ilgililerin yalvarış ve yakarışlarını belirten dilekçelerle çokmuş ol; Geçdi tabur Sava nehrin köprü ile bilmiş
duyruldu” (Bosnavi 1979: 43) şeklinde geçmektedir. ol” dizeleri de bu neviden detaylar içermektedir. Deva-
Yine bu bölümde Avusturya’nın işgal kuvvetle- mında “Kurdı tonbas8 üzre köprü geçti Vırbas suyunı:
rinin hayli kalabalık, cephane bakımından oldukça Aldılar tabur içine kal’anın dört bir yanını” dizeleri
varlıklı olduğunu “Bunca top cephanesiyle bunca gülle de kuşatmanın ulaştığı son duruma işaret etmektedir.
kunbara: Bunca asker alay alay sanki yollar kapkara” Sava Nehri’nin Banya Luka’ya yayan sekiz saat olduğu
dizelerinden hareketle tahmin edebilmekteyiz. Başka akabinde Virbas Suyunun Banya Luka Kalesine bitişik
bir dizede de “Aldılar tabur içine kala’nın dört yanı- denecek kadar yakın olduğu göz önünde bulundurul-
nı” kalenin dört bir yanından tamamen kuşatıldığı duğunda türkünün ilk bölümü kuşatmaya dair bir du-
bildirilmektedir. Avusturya’nın Bosna üzerine yüz elli rum raporu görüntüsündedir9.
binden fazla asker ile yola çıktığı, Bosna’ya beş kol ha- İkinci bölüm, feryatçının Hekimoğlu Ali Paşa’ya
linde saldırmak üzere harekete hazır beş tabur asker kuşatmayla ilgili getirdiği feryadname/muhzır/vesika
getirdiği ve bunların birincisinin de Banya Luka’yı okunduktan sonra Hekimoğlu Ali Paşa ve askerlerinin
almakla görevlendirildiği, en iyi cephane top ve hum- kuşatmayı kaldırmak üzere yola koyulması ile başla-
baralar ile donatıldığı (Bosnavi 1979:23, 49) yazılı maktadır. Hekimoğlu Ali Paşa sözlü tarih vesikamıza
ortam tarih kaynağımız tarafından doğrulanmaktadır. göre hiç vakit kaybetmeden cümle müslümana haber
Türkü metni içinde “Hem getürdi adı belli altı bin salarak gazaya çağırmıştır. Bu hal “ Nusreti Hakktan di-
baş olan: Lebuçe sahrasında birkaç bin mela’in olan: leyüb olmadı hiç gönlü saht: Ayetiyle cahid ü email olup
Adı mel’un bin mel’un bellüdür mel’un olan” dizeleri uydurdu raht” ve “Her tarafa buyuruldular saldı vü fer-
Avusturya’nın Banya Luka kuşatması sırasında uygula- man eyledi: Herkese farz oldı gide zira hücum eyledi: Harb
mış olduğu askeri düzene gönderme yapıyor olmalıdır. ü darba kadir olan kimse kalmasın dedi” de ivedilikle
Zira toplamda sekiz bin ya da biraz fazlacasına işaret yola çıkmak hazırlığına gönderme yapmaktadır. Banya
edilmektedir. Avusturya’nın Banya Luka üzerine sevk Luka’nın kuşatıldığı sıralarda Bosna Valisi’ne Buzin ve
ettiği sekiz bin askerden oluşan orduyu üç kısıma ayır- Çetin Kaleleri halkından da dilekçe ve feryadnameler
mıştır. Bu düzen gereği bin asker bir kol, iki bin asker ulaşmakta bundan sebep Vali Ali Paşa hangi tarafa der-
bir kol, geriye kalan beş bin asker geometrik bir kurala hal müdahale edilmesi hususunda ikilemde kalmakta-
göre düzenlenmişti. Bu düzen gereği bir kolda yaşanıl- dır. Bu ikilemin aşılması hususunda danışmanları ve
ması muhtemel bir bozgun halinde diğer kollar kuşat- ahl-i akıl ile istişare etmiş netice olarak Banya Luka Ku-
mayı tamamlamakla vazifeli olduğu yazılı tarih kayna- şatmasının kaldırılması yönünde karar alınmıştır.10
ğımız tarafından bildirilmektedir. (Bosnavi 1979: 46). Vali Ali Paşa’nın Banya Luka ileri gelenlerinden
Banya Luka Kalesi türküsünün ilk bölümü adeta gelen dilekçeleri okuduktan ve danışma meclisinde
feryadçının Vali Ali Paşa’ya getirmiş olduğu feryad- Banya Luka Kalesindeki muhasaranın kaldırılması
namenin içeriğinden oluşmaktadır. Feryadnamenin yönünde karara varıldıktan sonra, hemen sonra yola
içinde yazılanların kale içindeki halka ve kuşatmanın çıkmak gayretine düştüğü Bosnavi tarafından şu şekil-
genel ve son durumuna dair malumatı içerdiği düşü- de aktarılmaktadır: “Tedbir sahibi müşir vali hazretleri,
nülecek olunursa türkü metninin bu bölümü de Ali derhal büyük çabalar harcayarak yukarıda sözü geçen
Paşa huzurunda okunan dilekçelerin sözlü ortamdaki
7Konakçı:[Konakçı Başı]: Sefere giden padişahların tuğlarıyla, otağ-ı hü-
kaydı durumundadır. Zira kuşatmanın hangi koşullar- mayunlarını nakletmek ve konaklayacakları yeri hazırlamak vazifesiyle mü-
kellef olan memur hakkında kullanılır bir tabir (Pakalın, 1983: C.II: 291)
da gerçekleştiği, halkın kimlerden oluştuğu, kuşatma- 8Tombaz: Nehirlerde, nakliyatta ve köprü dubası yerinde kullanılır altları
nın son durumu, düşman askerinin sayısı, sahip ol- düz bir nevi kayık adıdır (Pakalın, 1983: C.III: 511).
9Kuşatmanın, Vali Ali Paşa ve askerlerinin Banya Luka’ya yetişmezden
duğu cephanenin muhtevası gibi bir çok malumat bu önceki son durumu Bosnavi, 1979: 55’te teferruatlı bir şekilde tasvir edil-
mektedir. Bu tasvir ile Sözlü tarih vesikamız birbiriyle tam paralellik gös-
bölüm içinde gayet teferruatlı bir şekilde aktarılmakta- termektedir.
10Banya Luka Kalesinin Bosna’nın iç kısmında olması bu kararın alın-
masındaki ana etkendir. İlaveten elde mevcut askerin ikiye bölünmesi de
akla yatkın kabul edilmemiştir. Vali Ali Paşa’nın danışmanlarıyla yapmış
oldukları istişare için bakınız: Bosnavi, 1979:53.

428
B İLD İ Rİ K İ T A BI I

kalede kuşatılmış olan müminlere imdat ve yardım çare- vesikamıza paralel olarak sabah namazının kılınmasını
lerini araştırmaya koyuldu” (Bosnavi 1979:43). takiben yola çıkıldığı ve saat iki de kalenin yakınlarına
“Her tarafa buyuruldular saldı vü ferman eyledi: gelinmesi ihtimal dâhilindedir. Kalenin muhasarasının
Herkese farz oldı gide zira hücum eyledi: Harb ü darba İslam askeri tarafından kaldırılmasıyla sonlanan sözlü
kadir olan kimse kalmasın dedi” dizeleri akıl baliğ olan tarih vesikamız ile yazılı tarih metnimizin paralellik arz
her bir kişinin orduya katılması hususunda çıkarılmış ettiği başka bir ayrıntı ise kuşatmayı kaldırmak üzere
bir fermana işaret etmektedir. Yazılı tarih kaynağımız- yola çıkan Hekimoğlu Ali Paşa’nın ve onun mahiye-
da bu detaya yer verilmemektedir. Buna benzer olarak tindekilerin ezberden Kuran’dan bazı sureleri, ayetleri
kuşatmayı kaldırmak üzere yola çıkan Hekimoğlu Ali okuduklarının belirtilmesidir. Sözlü vesikamızda “gece
Paşa ve askerleri Podraşça Ovasında ordugah kurmuş gündüz okuyup inna fetehna11 suresin”, “Her vakit ta-
ve harekat planlarını da yine burada yapmışlardır. Bu- zarru itdi andı Rabbisin”, “Okıyup Nusret-i Minallah12
radan Banya Luka’ya hangi yoldan gidilmesi husu- kaldurup bayrakları” dizelerinde bu durum haber veril-
sunda yapılan istişareler sonucu takip edilen yol yazı- mektedir. Bosnavi (1979: 63), İmam, hatip, şeyh ve bu
lı kaynağımızda çok açık değildir. İki ihtimalden söz gibi halkın saygıdeğer bulduğu kişilerden birçoğunun
edilmekle birlikte birinin on saatlik diğerinin on dört yola çıkıldığından beri Kuran-ı Kerim’i hatim etmekle
saatlik yürüme mesafesinde yol katettireceği belirtil- meşgul olduklarını bildirmekle sözlü vesikamızın güve-
mektedir. Sözlü vesikamızda ise önce Karaul kasabasına nilirliğini bir kez daha doğrulamaktadır.
sonra Yayçe kalesini geçerek Gölhisar Kalesine ardın- Banya Luka Kalesi türküsü sözlü bir vesika olarak
dan da Podraşca(Bodraşnice) ordugahını kurduğunu, kabul edilerek yazılı ortam tarih metinleri ile paralel-
Sitniçe’den İzmiyan’a geçildiğini İzmiyan ve Banya liği ortaya konulmuştur. Sözlü bir vesika olarak Ban-
Luka Kalesi arası mesafenin yayan olarak uzak olduğu, ya Luka Kalesi türküsünün ihtiva ettiği malumatın
Vırbas suyunun öğle vakti geçildiğini ve nihayet sabah da yazılı tarih metinleri tamamlayıcı detaylar içerdiği
namazı ile harekete geçildiğini sözlü tarih vesikamızın görülmektedir. Yakıldığı sırada Hekimoğlu Ali Paşa
dizelerinden hareketle tahmin edebilmekteyiz. mahiyetindeki bir asker tarafından yakıldığı tarafımız-
Türkü metni içinde Podraşca ovasından Banya ca düşünülen destanî Banya Luka Kalesi Bosna’daki
Luka’ya uzanan yol oldukça detaylı tasvir edilmiş olma- Türklük tarihinin silinmez izlerinden biridir. Sözlü or-
sına rağmen yazılı tarih metninde doğru yoldan gidili- tam tarih yazıcılığı bağlamında Balkan sahası Türklük
yormuş gibi yapılarak büyük bir gösterişle ovadan, Banya araştırmaları açısından değerli bir yere sahiptir.
Luka’ya üç saatlik yere kadar gelindiği Vırbas suyunun
doğu ve batısından Banya Luka’yı gören dağların etekle-
rinden dolanarak ırmak üzerinden sallarla Banya Luka’ya T Ü R K Ü L E R B A Ğ L A M I N D A : S Ö Z L Ü O RTA M
bir buçuk saatlik uzaklığa kadar gelindiği ve sabah hare- TA R İ H Y A Z I C I L I Ğ I
ket etmek üzere burada dinlenildiği belirtilmektedir. Bu
menzilde askerin konaklaması, dinlenmesi Türkü met- Türk diline ait ilk yazılı belgelerin (bugünkü bil-
ninde “ Öyle vaktı cümle asker geçti Vırbas suyunı: Ta gilerimizle) VII. ve VIII. Yüzyıllara ait olduğu kabul
gelüp kapladı kondı sürüben atlarını : Atlarına buldı ana edilmektedir. Türk sözünün yazıyla mekâna bağlan-
suyunı hem okını” dizeleriyle ifade bulmaktadır. ması bu dönemdedir. İlk yazılı metinler üzerinde ya-
“Subh-ı kıldı vaktiyle nam-dar: Kullara giydirdi pılan incelemeler bize bu dilin sözel dönemi üzerin-
zırhlar yürüdi ol bahtiyar: Sıgınup Allah’a doğrı tabur de bir fikir yürütme olanağı sunmaktadır (Üçüncü
üzre şah-var” dizelerinden hareketle daha önce sözü
11“İnna Fetehna leke fethan Mübina”, “ Ey Muhammed! Doğrusu biz sana
geçen menzilden harekete geçmek üzere sabah yola çı- apaçık bir zafer sağlamışızdır”(Kuran-ı Kerim, 1983:510) mealindeki , Fe-
tih Suresinin ilk ayetidir. Halk arasında fetih suresi yerine “İnna Fetehna”
kıldığı belirtilmektedir. Yazılı tarih kaynağımız Bosnavi denilmesi olağan bir durumdur. Zira Fatiha Suresi “Elham”, İhlas Suresi
(1979: 62-63), Pazar günü saat ikide dağın belinden ka- “Kulhuvallahu”, Felak ve Nas Sureleri “Kul Euzular” olarak adlandırıldığı
bilinmektedir.
leye karşı ovaya inildiğini, ordunun düzenlenip safların 12“Ve uhrâ tuhıbbûnehâ, nasrun minallâhi ve fethun karîb (karîbun), ve
beşşiril mû’minîn (mû’minîne)” , “Bundan başka sevdiğiniz bir şey daha:
kurulmasına başlandığını bildirmektedir. Sözlü tarih Allah katından bir yardım ve yakın bir zafer vardır” (Kuran- Kerim, 1983:
551) mealindeki Saff Suresinin 13. Ayetidir.

429
ULUSLARARASI TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KONGRESİ

2004:128). Türkçenin bu bağlamda en az 5000 yıllık hafızanın gücüyle sürdürebilirler. Zaman zaman ekle-
bir sözel dönem aşamasından geçerek günümüze ulaş- melere veya eksiltmelere de maruz kalırlar. Bu özelliği
tığı bilinmektedir (Balkan 1992: 1-57). sözlü ortam metinlerin dezavantajı olup okuma yazma
Söz konusu 5000 yıllık sözel dönem aşamasında bilen bir kişi tarafından yazılı ortama geçirilip sabitle-
sözlü kültür ve kültüre dair her türlü halk bilgisi sözlü nene kadar bu durum devam edebilmektedir.
hafıza kanalıyla nesilden nesile aktarıla gelmiş olma- “Sözel ortam yaratıcılığı metinler yazıya intikal
lıdır. Sözlü hafızada, hatırlamayı kolaylaştırıcı etkile- etme şansı bulunca, onlar da yazılı eserler gibi ölüm-
riyle kalıp ifadeler, ses uyakları ve ritim kaçınılmaz bir süzlük kapısından içeri girme imkânına kavuşmuş
şekilde kullanılmış olmalıdır. olur.Yazılı ortamda ise, yazılan bir tarih eseri, kaynak
Sözlü kültür, toplumun ortak malı olan hazır ka- kişilerden, evraklardan ve kimi zaman bizzat yapıl-
lıpların deneyimleri pekiştirecek şekilde biçimlendiril- mış gözlemlerden elde edilip vücûd bulur” (Yıldırım
mesiyle oluşur ve yazılı metinden yoksun olduğu için 2003:150). Bu tip tarih eserleri yazı ile korunabil-
de toplum belleğinde yüzyıllarca gelişerek varlığını mektedir. Unutulmaya dirençlidirler. Sözlü ortamda
halkın bilincine yerleştirerek sürdürür. Sözle biçimle- yakılan türküler, türküyü oluşturan kişiler sözlü tarih
nen düşünce zaman içinde geliştikçe hazır deyişlerin metni olarak ele alınacak vakayı bizzat yaşamış olma-
kullanımı da ustalık kazanır (Ong 1995: 50- 52). Ka- sı muhtemel kişilerdir. Bu minvalde Balkan sahasında
lıplaşmış ifadelere, ritimli söz grupları nesilden nesile icrasına şahit olduğu türkülerden bahsederken “bu tip
aktarılarak özünden çok uzaklaşmadan çekirdek yapı- türkülerin icrasını biz tarihte gerçekte ne olduğunun
sını muhafaza ederek hafızaya kodlanmaktadır. kaydını tutan, kendisiyle aynı anda yaşamış ama hep-
Sözlü kültür mahsullerinin hem yaratıcısı hem sinden öte gerçekte bunu gelecek kuşakların hafızası
de icracıları on altıncı yüzyıla kadar ozan-baksı gele- için kaydederken buluruz” tespiti ile türkünün icra-
neği içinde ilk mahsullerini vermiş ozan ve baskılar- sının haiz olduğu bilgiyi kendisinden sonraki kuşağa
dır. Ozan- baksı geleneği Balkan sahasına ilk olarak aktarmak kaygısıyla hafızaya kaydedildiği, icracının
Atilla’nın zaferleriyle geçmiş olmalıdır. Atilla’nın za- aslında bilinçli ve gönüllü sözlü vesika yazıcısı ve taşı-
ferlerine methiyeler düzen ozanlar Balkan sahası Türk yıcısı görevini de üstlenmiş olduğunu düşünmekteyiz.
sözlü kültür ürünlerinin ilk mahsullerinin temellerini
bu süreçte atmış olmalıdırlar.
Orta Avrupa milletlerinin destan ve efsanelerinde SONUÇ
yer alan Atilla çağı, bugünkü Avrupa milletlerinin şekil-
lenmesinde de önemli bir rol oynamış: Bozkır kültürü Sözlü kültür ortamı mahsulleri zaman ve mekâna
şüphesiz bu devrede bütün Avrupa kültürlerini derinden bağlı olarak geçmişten günümüze gelenek ve görenek-
tesiri altında bırakmıştır (Németh 1966: 122). Balkan lerin, tecrübe edilmiş bilgi ve deneyimlerin, sanat ve
sahası Türk sözlü kültür geleneği mahsullerini, Yugoslav estetik anlayışlarının, sosyal norm ve değer yargılarının,
epik halk şiiri olarak adlandırmayı yeğleyen Lord(1951: bizatihi yaşanılmış tarihi bilginin aktarıldığı sözlü vesi-
57;58) bu cümleden olarak bu sözlü yaratmaların Türk kalardır. Bu cümleden olarak Banya Luka Kalesi Türkü-
sözlü şiir sanatının Balkan sahası mahsulleri olduğunu sü, genel anlamıyla Balkan sahasında yerel anlamıyla da
göz ardı etmeyi tercih etmiş olmalıdır. Bosna sahasındaki Türk varlığının ve Türklük dünyası
Sözlü ortamda varlığını sürdüren, bu çeşit ortam kültürel katkılarının yadigarı olarak düşünülmelidir.
ve vakalar karşısında oluşan sözlü tarih vesikaları olarak Türkünün bizzat kuşatmaya şahit olan ve yüksek
nitelendirilebilecek bu tip eserler yazıya geçirildikleri ihtimalle kuşatmayı kaldırmak üzere Hekimoğlu Ali
dönemlere kadar halkın sözlü hafızası da saklanılmış, Paşa’nın mahiyetinde bir asker olması muhtemeldir.
sonraki kuşakların tarih bilincini canlı tutmak için ak- Yazılı ortam tarih metinleri ile karşılaştırıldığı takdir-
tarıla gelmiştir. Sözlü ortam tarih metinleri nesilden de Türkünün sözlü tarih vesikası olduğu müşahede
nesile sözlü hafıza ve ritim aracığıyla nakledilirler. Söz- edilmiştir. Avusturya’nın 1718 Pasarofça antlaşmasını
lü hafızada var oldukları gibi varlıklarını da yine bu Ruslarla yapmış olduğu gizli ittifaka güvenerek boz-

430
B İLD İ Rİ K İ T A BI I

masıyla başlayan süreçte Bosna’da başlayan işgal hare- Kuran- Kerim (1983), Kuran-ı Kerim ve Türkçe Anlamı,
ketleri içinde Banya Luka Kalesinin muhasarasını tas- Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yay.

vir eden bu sözlü vesika tarihin bir noktasında yazıya KURAT, Akdes Nimet. IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz
Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri. Ankara: TTK Yayın-
geçirilerek mekâna bağlanmış olmalıdır. Sözlü tarih
ları, 1972.
vesikası Banya Luka Kalesi türküsü deneyimle sabit
LORD, B. Albert. “History and Tradition in Balkan Oral
olduğu için sadece tarihi bilgi ve durumu aktarmak-
Epic and Ballad”. Western States Folklore Society, Vol. 31,No 1
la kalmamış ilaveten muhasara altındaki halkın içinde (Jan.): pp. 53-60, 1972.
bulunduğu psikolojik durumu, dönemin adab-ı mua-
LORD, B. Albert. “Yugoslav Folk Poetry”. Journal of the
şeret kurallarını, coğrafi ehemmiyete sahip birçok yeri, Internal Folk Musıc Council 3, pp. 57-61, 1951.
1736- 1739 yılları içinde Bosna Halkının Osmanlı
NEMÉTH, Gyula .Atilla ve Hunları. (Çev.Şeref Baştav),
hükümetine olan samimi inanç ve güvenini de o gün- Ankara: AÜDTCF Yayınları, 1966.
kü canlılığıyla günümüze taşımıştır.
OKİÇ, Tayyib. “Neşredilmemiş Bazı Türk Kaynaklara Göre
Balkan sahası Türklük araştırmaları bağlamında Bosna Hıristiyanları (Bogomilleri)”. Çev. Salih Akdemir - Recep
yapılması elzem arşiv ve alan araştırmalarıyla yazılı Duran. İslami Araştırmalar. 6/4. ss. 235-239, 1989
tarihin kaleminin kırıldığı, yazmadığı ya da yazmak ONG, Walter J. Sözlü ve Yazılı Kültür/Sözün Teknoloji-
istemediği nice vakanın ortaya çıkması kuvvetle muh- leşmesi.(Çev. Sema Postacıoğlu), İstanbul, Metis Yayınları, 1995.
temeldir. Bu cümleden araştırmalar ve derlemelerle PAKALIN, M. Zeki. Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimle-
tespit edilecek türkülerimizin Türk sözlü şiir geleneği ri Sözlüğü. C.II-III, İstanbul: MEB Basımevi, 1983.
bağlamında sosyal ve tarihi bağlamı içinde ele alınma- RYANT, Carl. “Oral History and Business History”, The Jo-
sı Türklerin Balkan sahasındaki kültürel katkılarının urnal of American History, Vol. 75, No. 2, pp. 560-566, 1988.
uluslararası tarih yazıcılığının taraflı tutumlarına karşı SOLAK, Mehmet. “Osmanlı İdaresi Altındaki Balkan-
sözlü tarih vesikaları hükmündedirler. lar (1789-1806)”. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Kütahya:
Dumlupınar Üniversitesi, 2007
SOYSAL, Fikri. “Rumeli Olay Türküleri”.Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: İstanbul Teknik Üniversitesi, 2007.
K AY N A K Ç A ÜÇÜNCÜ, Kemal. “İrşâd ve Tebliğe Bağlı İcrâ : Türk Sözlü
Kültür Geleneği
Agah Sırrı Levent, Gazavatnameler ve Mihaloğlu Ali Bağlamında Türk Tekke Edebiyatı”, TÜBAR XVI, (2004):
Bey’in Gazavatnamesi, Türk Tarih Kurumu Yayını, Anka- 127- 141
ra,1956.
Türk Ansiklopedisi, Bosna Eyaleti- Bosna Hersek Maddeleri,
BALKAN, Kemal. “Eski Önasya’da Kut (veya Gut) Hal- VII. Cilt 359-365
kının Dili İle Eski Türkçe Arasındaki Benzerlik” Erdem, C. VI
AKDTYKY, s. 16, Ankara,: 1-125, 1992. YILDIRIM, Dursun. “Balkan Üçlemesi ve Tarih”, Türkbilig
6,: 144-160, 2003
GÜNAY, Umay, “Türk Kültürünün Bilgi ve Kültürel Şifre Ta-
şıyıcısı Olan Âşık Edebiyatı”, Türkiye’de Aşık Tarzı Şiir Geleneği YILDIRIM, Dursun.“Orta Asya Bozkırlarından Urumeli’ne”.
ve Rüya Motifi, Ankara: Akçağ Yay. , s. 356-360, 2008. Türk Bitiği, Ankara: Akçağ Yayınları: 1998.

GÜNAY, Umay Türklerin Tarihi; Geçmişten Geleceğe. YILDIRIM, Dursun. “Tarih Yazımı ve Sözlü Ortam Kaynak-
Ankara: Akçağ Yay, 2010. ları”. Türk Bitiği, Ankara: Akçağ Yayınları: 1998.

HASAN, Hamdi. Saray- Bosna Kütüphanelerindeki YILDIRIM, Dursun.“Sözlü Gelenek Kültürü”. Türk Bitiği,
Türkçe Yazmalarda Türküler, Ankara: Kültür ve Turizm Bakan- Ankara: Akçağ Yayınları: 1998.
lığı Yay, 1987.
JELAVICH, Barbara. Balkan Tarihi: 18. ve 19. Yüzyıllar.
İstanbul: Küre Yay, 2006.
JELAVICH, Barbara.. Balkan Tarihi. İstanbul: Küre Yayın- Türki-i Bana Luka Kal’ası
1
ları, 2006. Bakdılar feryadcı geldi Banyaluka kaleden
Ehli kale cümlenin hem kadı ve hem müftüden
KARPAT, Kemal.. Balkanlar’da Osmanlı Mirası ve Ulus- Munzır-ı lamı getirdi geldi asker Nemçe’den
çuluk, Çev. Recep Boztemur. İstanbul: İmge Kitapevi, 2004 Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur

431
ULUSLARARASI TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KONGRESİ

2 14
Hem getirdi adı belli altı bin baş olan Geldi asker dört yanadan kapladı bayırları
Lebuçe sahrasında birkaç bin melain olan Okuyup Nusreti minallah kaldırıp bayrakları
Adı melun bin melun bellidir melun olan Her birisi din yolunda koydu canı başları
Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur

3 15
Taburun konakçısı hem çarkçısı olmuş ol Çıkdı asker ol mahalden cem olup alay ile
Etdiği hayinliği bildi bu demle bulmuş ol Bile kalkdı Alı Paşa hamd ile dua ile
Geçti tabur Sava nehrin köprü ile bilmiş ol Hak teala bizi avdet itdure nusret ile
Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur

4 16
Bunca top cephanesiyle bunca gülle kunbara Sitnice’yi geçdi andan İzmiyan’a kondular
Bunca asker alay alay sanki yollar kapkara Şehri Saray yeniçerisi yarın anda geldiler
Geldi yap yap şehre kondu banaluka kaleye Aklusiyle payesiyle alayın gösterdiler
Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur
17
Geldi şehrin hem kazanu hem hacısın hoş sesi
5
Kurdı tonbas uzre köprü geçdi Virbaş suyunı Dini Muhammed aşkındadır atlusu hem yayası
Aldılar tabur içine kalenin dört yanını Her biri el kaldurup hakka dua eder sesi
Ehl-i islam oldu hayrann etdi Nemçe hayini Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur
Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur
18
Kaleden feryadcı geldi siristiyle hep koşup
6
Saçdı ateş verdi sanki olmuş idi zelzele Ta gelip alı Vezirin ayağına yüz sürüp
Allah diyen ya Muhammed daima güle güle Üç güne dek gitdi kale gelmez isen erişüp
Mucizati hiç sayılmaz Ahmet’in bir vech ile Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur
Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur
19
Kafir atar günde bin top gice ile kunbara
7
Muhzir okundukda bildi anladı çün nikbaht Gösterir kaleye her gün alayını kapkara
Nusreti hakdan dileyip olmadı hiç gönlü saht Kaleye pek dar olupdur kadir allah kurtara
Ayetiyle cahid-ü amil olup uydurdu raht Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur
Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur
20
Kalenin içinde olan müslimin cenk iduben
8
Her tarafa buyuruldular saldı vü ferman eyledi Rabbena efriğ aleyna ayetin yad iduben
Herkese farz oldu gide zira hücüm eyledi Her sabah Debruce’den çıkarmı güneş yakuban
Harb ü darba kadir olan kimse kalmasın dedi Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur
Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur
21
İzmiyan’dan kopdu asker Banyaluka üstüne
9
Banyaluka kalenin imdadına gitmek gerek İş bu menzildür oluptur süratıyle yürüne
Hakkın emrine itaat herkese etmek gerek Alay alay öğle vakti geldi Virbaş şuyına
Bu gazada cümleye canı baş feda etmek gerek Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur
Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur
22
Öyle vakti cümle asker geçdi Virbas suyunu
10
Geçdi tuğlar sancağıyla kimseyi hiç sormadan Ta gelüp kapladı kondu sürüben atlarını
İki günde hazır oldu bindi tehir etmeden Atlarına buldu ana suyunu hem okcunu
Anın ardınca güzatı müslimin hiç durmadan Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur
Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur
23
Koptu andan askeri islam zahir oldı çün sabah
11
Severki evvelki konağın karaul’a geldi ol Yaya asker suratiyle atlı olan çün riyah
Ta gelince birkaç asker sonra ondan aldı yol Cümle asker alay alay yürüdü etdi revah
Geçdi yayçe kalesinin gülhisar ‘ı buldu ol Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur
Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur
24
Subhi kıldı vaktiyle kim ol vezir i nam dar
12
Gece gündüz okuyup inna fetahna suresin Kullara gıydırdı zırhlar yurudı ol bahtıyar
Ta gelüben yaptı inip bodraşnicede ordusun Sıgınup allah a dogrı tabur uzre sah var
Her vakit hakka tazarru itdi andı rabbisin Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur
Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur
25
İrisup Debruce›den çün çıkdı islam askeri
13
Ya illahi Ali Osman devleti daim ola Ehli kale gördü çün müminlerin bayrakları
Mustafanın himmetine düşmene galib ola Cümlesi şad oluban okur isbu beyitleri
Düşmeni hor edip makhur edüp mağlup ola Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur
Nakz-ı ahd eyledi Nemçe gör nice etdi gurur

432

View publication stats

You might also like