You are on page 1of 31

731

İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ -I


İSLAM
MEZHEPLERİ
Hz. Muhammed’in sağlığında İslam
kardeşliği esasına uygun olarak
şekillenen bir İslam toplumu söz
TARİHİ
-I-
konusudur. İlk Müslümanlar arasında
her hangi bir fırkalaşma söz konusu
olmamıştır. Hz. Muhammed’in vefa-
tından sonra Müslümanlar artık
problemlerinin çözümünde Kur’an,
sünnet ve tarihsel tecrübeleriyle baş
başa kalmışlardır. İslam dininin hızla
yayıldığı, farklı coğrafyalardan, farklı
kültürlerden, farklı dinlerden insanla-
rın İslam’ı benimsediği bu süreçte
Müslümanlar arasında siyasi ve itika-

Editörler
di konularda bazı görüş ayrılıkları Editörler
ortaya çımaya başlamıştır. Farklı
görüşlerin şekillenmesiyle, İslam’ın Doç. Dr. Yusuf GÖKALP
anlaşılma biçimlerinin tezahürleri Doç. Dr. Nail KARAGÖZ Doç. Dr. Nail KARAGÖZ
olarak mezhepler ortaya çıkmaya
Doç. Dr. Yusuf GÖKALP
başlamıştır.

ISBN 978-625-8031-38-6
ilâhiyât

9 786258 031386 ilâhiyât


731

© MAKGRUP MEDYA PRO. REK. YAY. A.Ş.


İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ I

EDİTÖRLER:
Doç. Dr. Yusuf GÖKALP
Doç. Dr. Nail KARAGÖZ

ISBN 978-625-8031-38-6

1. Baskı: Aralık 2021

Editörler İletişim Adresi


yusuf.gokalp@manas.edu.kg

Sertifika No: 44396

Mizanpaj: Tavoos
Sayfa Düzeni: Tavoos
Kapak: MAKGRUP MEDYA PRO. REK. YAY. A.Ş.
Baskı: Vadi Grafik - Sertifika No: 47479

Cinnah Cd. Kırkpınar Sk. 5/4 Çankaya / Ankara


Tel: (0312) 439 01 69
www.ilahiyatyayin.com
editor@ilahiyatyayin.com
satis@ilahiyatyayin.com
www.instagram.com/ilahiyatyayin
İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ I

EDİTÖRLER:
Doç. Dr. Yusuf GÖKALP
Doç. Dr. Nail KARAGÖZ
İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ............................................................................................... 13

BİRİNCİ BÖLÜM
İSLAM DÜŞÜNCESİNDE MEZHEP OLGUSU
Ömer Faruk TEBER
[19-38]
1. Mezhep ve Fırka ................................................................................ 20
2. Beşerî Bir Oluşum Olarak Mezhepler ............................................. 23
3. Din-Mezhep İlişkisi............................................................................ 24
4. Mezheplerin Ortaya Çıkış Sebepleri .............................................. 28
4.1. İnsan Tabiatından Kaynaklanan Nedenler .............................. 28
4.2. Dinî Metinlerin Yorumlanma Biçimleri.................................... 30
4.3. Farklı Din, Kültür ve Medeniyetlerle Etkileşim ...................... 30
4.3. Siyasî Çekişmeler ve İktidar Mücadelesi ................................ 32
5. Zihniyet Yapılarına Göre Din Yorum Biçimleri ............................ 33
Kaynakça ................................................................................................. 37

İKİNCİ BÖLÜM
BİLİM DALI OLARAK İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ
Yusuf GÖKALP- Fatmanur ALİBEKİROĞLU EREN
[39- 59]
1. Tanımı .................................................................................................. 39
2. Konusu, Amacı ve Önemi ................................................................. 42
3. İslam Mezhepleri Tarihinin Temel Kavramları.............................. 46
3.1. Mezhep / Fırka / Fırak / Fırka-i Naciye .................................... 47
3.2. Makale / Makâlât / Ashâbu’l- Makâlât ..................................... 47
3.3. Milel ve Nihal .............................................................................. 48
3.4. Ehl-i Sünnet / Ehl-i Furkat .......................................................... 48
3.5. Bid’at / Ehl-i Bid’at /Ashabu’l-Bida‘........................................... 49
3.6. Ehlü’l-Ehva / Ashabu’l-Ehva ...................................................... 50
3.7. Ehl-i Beyt....................................................................................... 51
3.8. Hak / Ehl-i Hak ............................................................................ 51
3.9. Bâtıl /Ehl-i Bâtıl ............................................................................ 52
4. İslam Mezhepleri Tarihinin İnceleme Alanları .............................. 53
5. İslam Mezhepleri Tarihi Araştırmalarında Takip Edilen
Metot ........................................................................................................ 54
Kaynakça ................................................................................................. 58

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ YAZICILIĞI VE
KLASİK KAYNAK ESERLERİ
Halil İbrahim BULUT
[61-81]
1. İslâm Mezhepler Tarihi Yazıcılığı ve Türleri .................................. 61
1.1. Makâlât Yazım Geleneği ............................................................. 61
1.2. Fırak Yazım Geleneği .................................................................. 63
1.3. Milel-Nihal Yazım Geleneği ....................................................... 64
2. İslam Mezheplerinin Tasnifi ve 73 Fırka Rivayeti ......................... 65
3. Mezhepler Tarihinin Klasik Kaynakları ve Temel Özellikleri ..... 69
3.1. Nevbahtî ve Fıraku’ş-Şia Adlı Eseri .......................................... 69
3.2. Ebû Mutî en-Nesefi ve Kitabu’r-Redd Ale’l-Bida’ Adlı Eseri 70
3.3. Eş‘arî ve Makâlâtü’l-İslâmiyyîn Adlı Eseri .............................. 71
3.4. Abdülkâhir el-Bağdâdî ve el-Fark Beyne’l-Fırak Adlı Eseri .. 72
3.5. İbn Hazm ve el-Fasl Adlı Eseri ................................................. 74
3.6. Şehristânî ve el-Milel ve’n-nihal Adlı Eseri ............................. 76
4. Klasik İslam Mezhepleri Tarihi Kaynaklarının Genel
Özellikleri ................................................................................................ 77
Kaynakça ................................................................................................. 80

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
İSLAM DÜŞÜNCESİNDE
İLK SİYASİ-DİNİ FARKLILAŞMA: HÂRİCİLİK
Muzaffer TAN
[83-101]
1. Hariciliğin İsimlendirilmesi Meselesi ............................................ 83
2. Hariciliğin Doğuşu ............................................................................ 84
3. Hariciliğin Tarihçesi ........................................................................... 86
4. İlk Haricilerin Temel Görüşleri ....................................................... 89
5. Harici Zihniyetin Temel Özellikleri ................................................. 90
6. İbaziyye................................................................................................ 93
7. İbazilerin Görüşleri ............................................................................ 96
8. İbaziyye’nin Günümüzdeki Durumu ............................................. 99
Kaynakça ............................................................................................... 100

BEŞİNCİ BÖLÜM
MÜRCİE
Fatmanur ALİBEKİROĞLU EREN
[103-128]
1. İsimlendirme .................................................................................... 103
1.1. İrcâ ve Mürcie Kavramı ............................................................ 104
1.2. Mürcie’ye Verilen Çeşitli İsimler ............................................ 106
2. Mürcie’nin Tarihçesi ....................................................................... 106
2.1. Mürcie’nin Ortaya Çıkışında Etkili Olan Tarihi Arka Plan 107
2.1.1. Kabile Asabiyeti .................................................................. 108
2.1.1.1. Emevî Devleti Öncesi Emevî-Hâşimî
Çekişmesinin İzleri ................................................................... 108
2.1.1.2. Arap Kabile Asabiyetinin Yeni Formu: Emevîler’in
Mevâlî Üzerindeki Tahakkümü ............................................. 109
2.1.1.3. Hâricîliğin Tekfire Dayalı Söylemi ............................. 110
2.1.2. Mürcie’nin İlk Tezahürleri ................................................. 111
2.1.3. Mürcie’nin Teşekkül Süreci ............................................... 114
3. İlk Mürciî Şahıslar ............................................................................ 115
4. İlk Mürciî Fikirler ............................................................................ 115
5. Mürcie’nin Temel Görüşleri ........................................................... 118
5.1. Büyük Günah İşleyenin Durumu ........................................... 118
5.2. İman Nazariyesi ......................................................................... 119
5.2.1. İman-Amel İlişkisi............................................................... 120
5.2.2. İmanda Artma Eksilme ...................................................... 121
5.2.3. İmanda İstisna ..................................................................... 121
5.2.4. İmanda Eşitlik...................................................................... 122
6. Mürcie’nin Siyasî Görüşleri ........................................................... 122
7. Mürcie’nin İslâm Düşüncesine Katkıları ...................................... 124
8. Mürciî Fırkaların Makâlât Geleneğinde Tasnifi........................... 125
Kaynakça ............................................................................................... 126

ALTINCI BÖLÜM
MU’TEZİLE
Nail KARAGÖZ
[129-151
1. Mu’tezile’nin İsimlendirilme Problemi......................................... 129
2. Mu’tezile’nin Doğuşu ve Gelişmesi .............................................. 131
3. Mu’tezile’nin Tarihçesi .................................................................... 135
4. Mu’tezile’nin Bağdat ve Basra Ayrışması..................................... 141
5. Mu’tezile’nin Temel Görüşleri ....................................................... 142
5.1. el-Menziletü beyne’l-Menzileteyn........................................... 143
5.2. Va’d ve Vaîd ............................................................................... 143
5.3. Emir bi’l-Ma’rûf Nehiy ani’l-Münker...................................... 144
5.4. Tevhid ......................................................................................... 145
5.5. Adl .............................................................................................. 146
6. Mu’tezile’nin Literatürü .................................................................. 147
Kaynakça ............................................................................................... 150
YEDİNCİ BÖLÜM
ŞİİLİĞİN DOĞUŞU VE TEŞEKKÜL SÜRECİ
Metin BOZAN
[153-166]
1. Şia’nın İsimlendirilmesi Meselesi ................................................. 153
2. Şia’nın Ortaya Çıkışı ....................................................................... 156
3. Şii Fırkaların Tasnifi ......................................................................... 159
3.1. İmametin Vasfen Belirlendiğini İddia Edenler...................... 159
3.2. İmametin Açık Nasla Belirlendiğini İddia Edenler .............. 160
3.2.1. İmameti Hz. Ali’de Sona Erdirenler ................................. 161
3.2.2. Muhammed İbn Hanefiyye Eksenli Şiilik ....................... 162
3.2.3. Hüseynî Aile Eksenli Şiilik ................................................ 163
Kaynakça ............................................................................................... 165

SEKİZİNCİ BÖLÜM
ZEYDİYYYE
Yusuf GÖKALP
[167-189]
Giriş ........................................................................................................ 167
1. İsimlendirme ..................................................................................... 168
2. Zeydiyye’nin Doğuşunda Etkili Olan Sebepler .......................... 168
3. Zeydiyye’nin Teşekkül Süreci ve Tarihçesi .................................. 171
4. Zeydiyye’nin Mezhebî Kimliğe Kavuşması ................................ 176
5. Zeydî Fırkalar ................................................................................... 177
6. Zeydiyye’nin Temel Görüşleri ....................................................... 178
6.1. Tevhid .......................................................................................... 178
6.2. Adalet .......................................................................................... 179
6.3. el-Va’ d ve’l-Vaîd ....................................................................... 180
6.4. Emr-i bi’l-Ma’ruf ve Nehy-i ani’l-Münker ............................. 182
6.5. İmamet ........................................................................................ 182
7. Zeydiyye’nin Günümüzdeki Durumu.......................................... 185
Kaynakça ............................................................................................... 187
DOKUZUNCU BÖLÜM
İMAMİYYE
Metin BOZAN
[191-215]
1. Tanım ................................................................................................ 191
2. Mezhebe Verilen İsimler ................................................................ 191
3. İmamiyye Şiası’na Göre Mezhebin Ortaya Çıkışı ....................... 192
4. İmamiyye Şiası’nın Ortaya Çıkışı ................................................. 193
5. İmamların Sayısının On iki ile Sınırlandırılması ........................ 195
6. Gaybet Döneminde İmamiyye Şiası ............................................. 197
6.1. Gaybet-i Suğrâ: Vekiller (Sefirler, Nâibler) Dönemi:
Hicri 261-328...................................................................................... 197
6.2. Gaybet-i Kübrâ........................................................................... 199
6.2.1. Büveyhîler Dönemi (320-454/932)..................................... 200
6.2.2. Moğollar Dönemi (663-737/1265-1337) ............................ 202
6.2.3. Safevîler Dönemi (907-1149/1501-1737) .......................... 202
6.2.4. Kaçarlar Dönemi ................................................................. 203
6.2.5. Pehlevîler Dönemi .............................................................. 204
6.2.6. İran Devrimi ........................................................................ 205
7. İmamiyye Şiası’nın Günümüzdeki Durumu ............................... 206
8. İmamiyye Şiası’nın Görüşleri ........................................................ 206
8.1. İmamiyye Şiası’nın İtikadi Görüşleri...................................... 206
8.1.1. Tevhid ................................................................................... 207
8.1.2. Nübüvvet ............................................................................. 207
8.1.3. Adalet.................................................................................... 208
8.1.4. Mead ..................................................................................... 208
8.1.5. İmamet .................................................................................. 208
8.1.5.1. İmametin Dayanakları ................................................ 208
8.1.5.2. İmamet Tasavvurunun Unsurları .............................. 211
8.1.6. İmamiyye’nin Diğer İtikadi Görüşleri ............................. 212
8.2. İmamiyye Şiası’nın Fıkhî Görüşleri ........................................ 213
Kaynakça ............................................................................................... 214
ONUNCU BÖLÜM
İSMÂİLİYYE
Muzaffer TAN
[217-236]
1. İsmâiliyye’nin İsimlendirilmesi Meselesi .................................... 217
2. İsmâiliyye’nin Ortaya Çıkışı ........................................................... 218
3. İsmâiliyye’nin Tarihçesi .................................................................. 219
3.1. Fatimiler Öncesi İsmaililik ....................................................... 219
3.2. Fatimî İsmaililiği ........................................................................ 222
3.3. Nizariler ...................................................................................... 223
3.4. Müstaliler .................................................................................... 224
4. İsmâiliyye’nin Görüşleri ................................................................. 225
4.1. Varlık Anlayışı............................................................................ 225
4.2. İmamet ve Nübüvvet ................................................................ 227
4.3. Zahir-Batın Ayrımı ve Tevil Anlayışı...................................... 230
4.4. İman-İslam Anlayışı ................................................................. 231
4.5. İbadetler ...................................................................................... 232
5. Günümüzde İsmaililer .................................................................... 233
5.1. Ağahanlar ................................................................................... 233
5.2. Diğer İsmaili Gruplar ................................................................ 234
Kaynakça ............................................................................................... 235
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
İSLAM DÜŞÜNCESİNDE İLK SİYASİ-DİNİ
FARKLILAŞMA: HÂRİCİLİK

Dinî ve siyasî konulardaki aşırı görüşleri ve


faaliyetleriyle tanınan fırka.

Muzaffer TAN*1

Haricilik, Müslümanlar arasında ortaya çıkan siyasi ve


itikadi nitelikli ilk farklılaşma hareketidir. Sıffin savaşında
gündeme gelen “hakem/tahkim” olayını destekleyen ancak
tahkimden sonra görüş değiştirerek Hz. Ali’ye karşı çıkan ve
ondan ayrılan grubu ifade eder. Başlangıçta Haricilik hakem
olayının tarafları olan Hz. Ali, Muaviye ve hakemleri protesto
eden siyasi bir hareketti. Ancak, daha sonra, kendine has gö-
rüşleriyle itikadi bir mezhebe dönüştü.

1. Hariciliğin İsimlendirilmesi Meselesi


Haricî ifadesi, Arapça “ayrılmak, göçmek, isyan etmek”
anlamlarına gelen hurûc kökünden türemiştir. Bu neden-

* Doç. Dr. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi. mtan@divinity.ankara.edu.tr

• 83 •
84 • İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ I

le sözlükte “haricî”; ayrılan, göçen, isyan eden kişi anlamına


gelir. Bu sözcüğün çoğulu Hâriciyye veya Havâric olup belli
bir fırkayı nitelemek için kullanılır. Bu fırkanın muhalifleri,
Havâric/Hâriciyye ismini “insanlardan, dinden, haktan veya
Hz. Ali’den uzaklaşan ve yönetime karşı ayaklanarak cema-
atten çıkanlar” şeklinde olumsuz anlamda kullanmışlardır1
Bu olumsuz çağrışımdan dolayı Haricîler başlangıçta bu ismi
benimsememişlerdir. Fakat daha sonraları, Nisa suresi 100.
ayetinden hareketle “kâfirlerin arasından çıkarak Allah’a ve
peygamberine hicret edenler” anlamında Havâric ismini be-
nimsemişlerdir. Bununla birlikte, Hariciler, kendileri için
daha çok Şurât ismini kullanmayı tercih etmişlerdir. “Kendile-
rini Allah’a adayanlar /satanlar” anlamına gelen Şurat ismini
Kur’an ayetlerine dayandırırlar.2
Haricîlere, muhalifleri tarafından başka isimler de veril-
miştir. Sıffîn savaşında hakemler yoluyla sorunun çözülmesi
fikrine karşı çıktıkları ve Allah’tan başka kimsenin hüküm ve-
remeyeceğini savundukları için Muhakkime veya Muhakkime el-
Ûlâ; Hz. Ali’nin saflarından ayrıldıktan sonra onunla Kufe’ye
gitmeyip Kufe yakınlarında Harûra denilen yerde karargâh
kurdukları için bu yere nisbetle Harûriyye; burada Abdullah b.
Vehb er-Rasibî’yi kendilerine lider seçtikleri için Vehbiyye veya
Râsibiyye; “dinden ve imandan çıkanlar” anlamında Mârika
olarak adlandırılmışlardır.3

2. Hariciliğin Doğuşu
Hâriciliğin doğuşu, genel olarak Sıffîn Savaşı (37/657-8) sı-

1 Ethem Ruhi Fığlalı, “Hâricîler”, DİA, 1997, İstanbul, 16/169.


2 Bkz. Bakara, 2/207; Tevbe, 9/111.
3 Bkz. Sönmez Kutlu, “Hâricîler”, İslam Düşünce Ekolleri Tarihi, ed. Hasan Onat,
Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara 2007, s. 53.
İSLAM DÜŞÜNCESİNDE İLK SİYASİ-DİNİ FARKLILAŞMA: HÂRİCİLİK • 85

rasında gerçekleşen hakem (tahkim) olayına bağlanmıştır. Bu


durumun görünürdeki sebebi, Haricilerin Allah’ın hüküm
vereceği bir konuda insanların hükmüne başvurmanın doğru
olmadığını düşünmeleridir. Ancak belli siyasî ve itikadî gö-
rüşlere sahip bir fırka olarak Hariciliğin ortaya çıkışını sadece
hakem olayıyla izah etmek bir zihniyet olarak Hariciliği anla-
mamız açısından yeterli değildir. Çünkü dinî-politik hareket-
ler, tek bir sebebin sonucunda değil; aksine arka planda yatan
birtakım sebep ve olayların etkisiyle bir süreç içerisinde ortaya
çıkar. Bu nedenle Hariciliğin ortaya çıkış sebeplerini Sıffin’den
önce yaşanan bazı sosyal ve siyasal olaylar ve gelişmelerde
aramak gerekir. Hakem olayı bardağı taşıran son damla olarak
görülmelidir.4 Hâricîliğin doğuşu; Hz. Osman dönemi, Sıffin
Savaşı ve Cemel Savaşları gibi Hz. Ali’nin hilafete seçilmesi
ve sonrasındaki gelişmelerle ilişkilidir. Hâricîlik düşüncesi ilk
defa Hz. Osman’ın öldürülmesiyle eyleme dönüşmüştür de-
nebilir. Hâricîler genel olarak toplumun yoksul, varlıksız ve
hoşgörüsüz kesimlerinden meydana geliyordu. Bunlar Arap
toplumunun geleneksel yapısı içinde sosyal ve ekonomik ba-
kımdan en alt düzeydeki kesimlerdi.
Hariciliğin ortaya çıkışının arka planındaki sosyal ve siyasal
gelişmeler a) İslam toplumunda yaşanan hızlı sosyo-kültürel
değişim, b) Bedevi Arapların yerleşik hayata geçişte yaşadıkla-
rı uyum problemi, c) Kureyş otoritesine duyulan tepki, d) Hz.
Osman’ın öldürülmesiyle ortaya çıkan otorite boşluğu nedeniy-
le adil ve otoriter bir iktidar arayışı ve son olarak e) Kur’an’a da-
yalı dindar bir toplum oluşturmak arzusu olarak sıralanabilir.
Hariciliğin dini-siyasi bir zümreleşme hareketi olarak or-
taya çıkması, Sıffîn savaşı sonrasına rastlar. Hz. Ali’nin ve

4 Geniş bilgi için bkz. Harun Yıldız, “Haricilik”, İslam Mezhepleri Tarihi, ed. M.
Saffet Sarıkaya-Mehmet Ümit, Nobel Yayınları, Ankara 2020 içinde, s. 34-35.
86 • İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ I

Muaviye’nin orduları arasında yapılan Sıffin savaşının en


kritik anlarında, Muaviye ordusu yenilmek üzereyken Amr
b. Âs’ın teşvikiyle Muaviye’nin askerleri Kur’ân sayfalarını
mızrakların uçlarına takarlar. Bunun üzerine Eş’as b. Kays’ın
başını çektiği bir grup insan “biz Kur’ân’a karşı savaşma-
yız” diyerek savaşı bırakmak isterler. Bu sebeple Hz. Ali’yi
hakem tayinine zorlarlar. Neticede sorunun çözülmesi için
hakemlere başvurulur. Ancak aynı grup, hakemlerin ver-
diği kararları beğenmeyerek “Hüküm ancak Allah’a aittir
(Lâ hükme illâ lillâh).” sloganıyla bu anlaşmaya karşı çıkar.
Daha önce Hz. Ali’yi hakem tayinini kabul etmeye zorlayan,
ancak sonra bu fikirlerinden dönen bu kimseler, hakem tayi-
nin kabul ettiği için Hz. Ali’yi suçlayarak onun saflarından
ayrılıp Kufe yakınlarındaki Harûra’ya çekilirler ve ilk Harici
grubu oluştururlar.5

3. Hariciliğin Tarihçesi
Hakem olayından sonra Hz. Ali’den ayrılıp Harûra’da top-
lanan 12.000 kadar Harici burada kendilerine bir komutan ve
namaz kıldıracak bir imam seçtiler.6 Burada İslamî hususlar-
da ortaya çıkan sorunları şura ile çözeceklerini, biatın Allah’a
olduğunu ve iyiliğin emredilip kötülüğün yasaklanacağını
ilan ettiler. Hz. Ali onları bu kararların vazgeçirmek için önce
Abdullah b. Abbas’ı görevlendirdi, ancak Abdullah b. Abbas
onları ikna edemeyince, Hz. Ali kendisi gidip imamları İbn
Kevvâ ile görüştü. Bu görüşmenin sonunda, İbnü’l-Kevvâ da

5 Geniş bilgi için bkz. Fığlalı, “Hâricîler”, 16/169-170; Tadeusz Lewicki,


“Khâridjites”, The Encyclopaedia of Islam, Leiden, 1997, 4/1075; G. Levi Del-
la Vida, “Hâricîler”, İslâm Ansiklopedisi, Mili Eğitim Basımevi, İstanbul 1987,
5/232.
6 Ahmet Akbulut, Sahabe Devri Siyasi Hareketlerinin Kelâmi Problemlere Etkileri,
İstanbul, 1992, s. 244.
İSLAM DÜŞÜNCESİNDE İLK SİYASİ-DİNİ FARKLILAŞMA: HÂRİCİLİK • 87

dahil, yaklaşık 6000 kişi halifenin tahkîmden vazgeçtiğini sa-


narak onunla birlikte Kûfe’ye gitti. Ancak Hz. Ali’nin tahkim-
den vazgeçmediğini öğrenince Ali’den tekrar ayrıldılar. Son-
rasında İbn Abbas’ın telkinleriyle 2000 kişi bu gruptan ayrıldı.
Geride kalanlar üstün zekâsı, ileri görüşlülüğü, hitabeti ve
ibadete düşkünlüğü ile tanınan Abdullah b. Vehb er-Râsibî’yi
kendilerine emîr seçtiler. Küçük gruplar halinde gizlice Neh-
revan kasabasında toplandılar.7
Hz. Ali onları gittikleri yoldan vazgeçirmek ve birlikte düş-
mana karşı savaşma ya ikna etmek için çok sayıda mektup
gönderdi, ancak bunda başarılı olamadı. Bu süreçte Hariciler
Osman ve Ali’yi tekfir etmeyenin kâfir olduğunu ve bu sebep-
le öldürülmesi gerektiğini öne sürerek, bu görüşe katılmayan-
ları öldürdüler. Bunun üzerine Hz. Ali, Nehrevan’da Harici
reisi Abdullah b. Vehb er-Rasibî’den ayrılarak Nuhayle’ye çe-
kilenleri önce ikna etmeye çalıştı, başaramayınca çatışma çıktı
ve çoğunluğu öldürüldü. Nehrevan ve Nuhayle’den sonraki
iki yılda farklı bölgelerde küçük isyanlar çıkardılar. Sonunda
40/661 tarihinde Hz. Ali’yi şehit ettiler.8
Emeviler döneminde ardı arkası kesilmeyen isyanlar çı-
karan Haricilere karşı Emevi iktidarı çok sert tedbirlere baş-
vurdu. Muaviye döneminde Kufe ve Irak’ta çıkan Haricî is-
yanlar kanlı bir şekilde bastırıldı. Harici liderler öldürüldü ya
da hapse atıldı. Bu süreçte Kufe Hariciliği, büyük bir darbe
yemiş oldu. Bununla birlikte Basra Haricileri Emevi iktidarı-
nın tüm sert tedbirlerine rağmen isyan etmeye devam ettiler.
Önceleri Emevilerce yakalanıp hapsedilen fakat daha sonra
hapisten kaçarak Ehvaz’a çekilen Harici liderlerden Ebû Bilal
Mirdas yanındakilerle birlikte kılıçtan geçirilerek öldürüldü.

7 Fığlalı, “Hâricîler”, 16/170.


8 Bkz. Kutlu, “Hâricîler”, 56; krş. Yıldız, “Haricilik”, s. 38-39.
88 • İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ I

Yezid döneminde de Emevilerin sert tedbirleri devam etti ve


Basra’da Hariciler tutunamadılar.9
Yezid b. Muaviye iktidarında Abdullah b. Zübeyr’in 63/682
yılındaki isyanında Hariciler genel olarak onun yanında yer
aldılar. Nâfi’ b. Ezrak’ın liderliğinde onunla birlikte Emevi-
lere karşı karşı savaştılar. Ancak Abdullah b. Zübeyr’le Hz.
Osman, Hz. Ali, Talha ve Zübeyr’in durumu hakkında ihtilafa
düştükleri için ondan da ayrıldılar. Harici liderlerden Nafi b
el-Ezrak, Abdullah b. Saffar, Abdullah b. İbâz, Hanzale b. Bey-
hes Basra’ya; Ebû Tâlut, Necde b. Amir Ebû Fudeyk, Atiye b.
Esved Yemâme’ye gittiler. Bunlar kısa bir süreliğine Yemame,
Hadramut, Yemen ve Tâif’i ellerinde tuttular. Daha sonra Mu-
sab b. Zübeyr’in ordusu karşısında tutunamadılar ve Irak va-
lisi Haccac b. Yusuf es-Sekafî’nin gönderdiği ordu tarafından
tamamen yok edildiler.10
Nâfi’ b. el-Ezrak liderliğinde 64/684 yılında Hariciler Eme-
vilere karşı yeni bir isyan başlattılar. Kirman, Fars ve diğer ci-
var bölgeleri ele geçirdilerse de Nafi b. Ezrak ve diğer Harici
liderler öldürüldü. Böylece Nafi b. Ezrak’ın liderliğindeki Eza-
rika grubu dağıldı.
Emevilerin son dönemlerinde, Hariciler Kuzey Afrika’ya
geçtiler. Fas’ta büyük bir taraftar kitlesi elde ederek isyanları-
nı sürdürdüler. Ancak bu isyanların büyük bir kısmı bastırıldı.
Emevîler döneminde Hariciler, sistemli bir düşünce etrafında
fikrî ve siyasî bir birliktelik oluşturamadılar. Sürekli görüş
ayrılığına düşerek bazı liderler etrafında farklı alt gruplara
ayrıldılar. Bunların en önemlileri Hz. Ali’den ayrılan ilk grup

9 Bkz. Fığlalı, “Hâricîler”, 16/170-171; Kutlu, “Hâricîler”, s.56; Hasan Onat-Orhan


Ateş, “Haricilik”, İslam Mezhepleri Tarihi, Grafiker Yayınları, ed. Hasan Onat-
Sönmez Kutlu, Ankara 2014, s. 70.
10 Fığlalı, “Hâricîler”, 16/171.
İSLAM DÜŞÜNCESİNDE İLK SİYASİ-DİNİ FARKLILAŞMA: HÂRİCİLİK • 89

olan Muhakkime el-Ula; Cemel ve Sıffîn’e katılanları, kendisi


gibi düşünmeyen diğer Haricileri tekfir eden ve onları ebedi
Cehennemlik gören Nafi b. el-Ezrak’ı takip eden Ezarika; Nec-
de b. Amir’in etrafında toplanan Necedât; Abdullah b. Asfar’a
tabi olan Sufriyye; Abdülkerim b. Acred’in görüşlerini benim-
seyen Acâride ile Sa’lebi adında birisine tabi olan Sa’lebiyye adlı
fırkalardır.11
Abbasiler dönemi Hâricîler açısından pek hareketli değildi.
Abbâsîler’in ilk yıllarında Sufriyye, Necedât gibi Harici fırka-
lar özellikle Irak ile Kuzey Afrika’da birtakım isyanlar çıkardı-
lar. Ancak Emevi iktidarınca kısa sürede bastırıldılar. Abbasi-
ler döneminde, Harici fırkalardan İbaziyye, Kuzey Afrika’da
önemli başarılar elde etti. Bu anlamda Kuzey Afrika’da 160-
296/777-909 yılları arasında hüküm sürecek olan Rüstemiler
devletini kurdu.

4. İlk Haricilerin Temel Görüşleri


İlk Haricilere göre, İslam toplumunun yönetiminde, itikadî
ve amelî hayatında Kur’ân esas alınmalıdır. Hariciler tevil veya
tefsire ihtiyaç duymaksızın Kur’an’ın zahirini hem itikadi hem
de ameli hayat için yegâne nizam kabul ederler.12
Adalet devletin en önemli özelliğidir. Adaletin gerçekleş-
tirilebilmesi için bütün ilerin Allah’ın emir ve yasaklarına uy-
gun olarak yürütülmesi gerekir. Devlet başkanı bunu gerçek-
leştirmekle sorumludur. İmamın öncelikli görevi iyiliği emret-
mek, kötülükten uzaklaştırma ilkesini uygulamaktır. İmam
bu görevini yerine getirmediği takdirde ona isyan etmek ve
görevinden uzaklaştırmak gerekir.

11 Kutlu, “Hâricîler”, s. 57.


12 Bu konuda geniş bilgi için bkz. Hatice Teber, Harici-İbadi Tefsir Geleneği Hud.
B. Muhakkem ei-Huvvari, Ankara 2014, s. 22 vd.
90 • İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ I

Adil, âlim ve zahit olmak şartıyla hür veya köle, Arap veya
mevali hür her Müslüman devlet başkanı seçilebilir. Hilafette
nesebi ya da ırki herhangi bir şart öne sürülemez. Halifelik
şartlarını taşıyan, seçimle işbaşına getirilir. Adaletten ayrılıp
zulmettiği zaman güç kullanarak onu azletmek ve öldürmek
gerekir.
Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer’in hilafetinin tamamı Hz.
Osman’ın ilk altı yılı ve Hz. Ali’nin tahkime kadarki iktida-
rı meşrudur. Hz. Osman ikinci altı yılı ve Hz. Ali’nin tahkim
sonrası iktidarı adaletsiz bir yönetimdir.
Bütün Hariciler ameli imanın bir parçası olarak kabul eder.
İman, inanç ve amellerden oluştuğu için ameli eksik olanın
imanı da eksiktir. Dolayısıyla bu kişi küfre düşer. Büyük
günah işleyen, bu günahı işleyerek Allah’ın yasakladığı bir
şeyi helal saydığı için mümin değildir ve cehennemde ebedi
kalacaktır.13

5. Harici Zihniyetin Temel Özellikleri


Harici gruplara bir bütün olarak bakıldığında, İslam dü-
şünce tarihinde ortaya çıkan tepkisel din söylemi ile kabilevi
zihniyetin ilk tipik temsilcilerinin onlar olduğu görülür. Bu
noktada önemli ölçüde aidiyet içinde bulundukları bedevi
kültür ve anlayışı, onları ciddi biçimde teslim almış, bununla
bağlantılı olarak ortaya koymuş oldukları yüzeysel din söy-
lemi, önemli ölçüde tepkisel bir nitelik göstermiştir. Benzer
yaklaşımı Kur’an’a da uygulayarak Kur’an ayetlerini, büyük
ölçüde kendi görüşleri istikametinde yorumlamışlardır.14

13 Halil İbrahim Bulut, İslam Mezhepleri Tarihi, Bilimsel Araştırma Yayınları, An-
kara, 2018, s. 59-60.
14 Harun Yıldız, “Hâricîlik Düşüncesinin Doğuşu ve Tarihi Gelişimi”, Doğu’dan
Batı’ya Düşüncenin Serüveni İslam Düşüncesinin Altın Çağı, İnsan Yayınları, İs-
tanbul, 2015, s. 184.
İSLAM DÜŞÜNCESİNDE İLK SİYASİ-DİNİ FARKLILAŞMA: HÂRİCİLİK • 91

Allah’ın mutlak hâkimiyetini, bütün siyasî ve toplumsal ilişki-


lere hükmetme şeklinde anlayarak böyle bir hükmetme yetki-
sini kendilerinde görmüşledir. Böylece her konuda Allah adı-
na hüküm vermeye kalkışmışlardır. Bu çarpık yaklaşımın bir
yansıması olarak Hariciler, Maide suresi 44, 45 ve 47. ayetleri-
ne dayanarak Sıffin savaşında tahkimi, hakemleri, hakemlerin
görüşlerini kabul eden herkesi küfre girmekle suçlamışlardır.
Böylece sahip oldukları siyasi kanaat ve tercihlerini iman ala-
nına aktaran ilk toplumsal ve siyasal hareket olmuşlardır.
İslam tarihinde kitlesel şiddete ilk başvuranların, Harici-
ler olduğu görülür. Bu bağlamda, İslam’ın erken dönemlerin-
de ortaya çıkan aşırı yorumun, Hariciler, özellikle onların bir
grubu olan Ezarika’dan geldiği görülür. Ezarika başta olmak
üzere bazı Harici gruplar, dinin temel kaynakları olan Kur’an
ve sünnete parçacı bir mantıkla yaklaşmış ve bunları literal
ya da kategorik bir tarzda yorumlayıp bu çerçevede dar bir
anlayış geliştirmişlerdir. Kutsal metinleri kendi bütünlüğü
içerisinde değerlendiremeyişleri sebebiyle, Kur’an’ı yanlış an-
lamış ve bu yanlış anlama onları, Müslümanlara karşı şiddete
başvurmaya sevk etmiştir. Ezarika’nın muhaliflerinin çocuk-
larının bile öldürülebileceği görüşünü Nuh suresi 26. ve 27.
ayetlerine dayandırması buna bir örnektir. Yine Hz. Osman
ve Hz. Ali hakkında kötü söz söylemeyen Abdullah b. Habbab
b. Eret ve hamile eşini hunharca katletmeleri bu hususu teyit
etmektedir.
Harici gruplara yine bir bütün olarak bakıldığı zaman,
bunların genel olarak toplumun fakir, varlıksız ve bu yüzden
hoşnutsuz olan kesimlerinden meydana geldiği görülür. Bu
gruplar, Arap toplumunun geleneksel yapısı içerisinde sos-
yal ve ekonomik bakımdan en mahrum ve en alt düzeydeki
toplumsal sınıflardan oluşuyordu. Kendi içlerinde dengeli ve
92 • İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ I

istikrarlı bir sosyal yapıları olmayıp genel anlamda muhalif ve


aykırı bir söyleme sahiptiler. İşte bu yüzden, kötü ve adaletsiz
olarak gördükleri siyasal sisteme karşı sürekli bir mücadele/
devrim biçimini savunuyorlardı. Bu düşünce yapısı, sadece
teoride kalmıyor, teşebbüs ettikleri isyan hareketleriyle prati-
ğe de yansıyordu.15
Amelleri imanın ve İslam’ın ayrılmaz bir paçası olarak gö-
ren Hariciler, büyük günah işleyen kişiyi imandan çıkmış kâfir
sayarlar. Bu ötekileştirici ve dışlayıcı yaklaşım, dini kendileri
gibi anlayıp yaşamayan diğer Müslümanları kolaylıkla tekfir
etmelerine sebebiyet vermiştir. Onların bu şekilci ve yüzeysel
din anlayışı, Kuran’ı kendi bütünlüğü içerisinde anlamalarına
engel olmuştur.16
Bütün bu zikredilenlerin yanında Haricilerin İslam düşün-
cesinin umumi inkişafına birtakım katkılar yaptıklarını da
belirtmek gerekir. Hariciliğin, hilafetin Kureyş’ten olmasını
reddederek, adil, cesur ve takva gibi liyakatı öne çıkaran bir
yaklaşım sergilemesi bir taraftan gücü elinde tutan geleneğe
bir tür başkaldırı, diğer taraftan İslam’ın insan algısındaki ev-
rensel boyutun farkında olunduğunu akla getirmektedir.
Haricilerin siyaset açısından adalete, ilme vurgu yapmala-
rı, Harici zihniyetin şekilci ve yüzeysel karakterince gölgelen-
mişse de üzerinde ciddi bir şekilde durulması gereken bir hu-
sustur. Devlet tecrübesinden yoksun bir toplumda, her şeyin
güç ve gelenek olarak algılandığı bir zeminde Kureyş’in oto-
ritesini tartışmak İslam düşüncesi açısından önemli bir katkı
olarak görülebilir. Zalim imama karşı ayaklanmayı kendileri
açısından ilk defa bir ilke haline getirenler Haricilerdir.17

15 Harun Yıldız, “Hâricîlik Düşüncesinin Doğuşu ve Tarihi Gelişimi”, s. 184.


16 Fığlalı, “Hâricîler”, 16/172-173.
17 Hasan Onat-Orhan Ateş, “Haricilik”, s. 69.
İSLAM DÜŞÜNCESİNDE İLK SİYASİ-DİNİ FARKLILAŞMA: HÂRİCİLİK • 93

6. İbaziyye
İbaziyye, ilk Harici fırkaların ve katı tutumunu yumuşa-
tarak İslam’ın emir ve yasaklarını bir bütünlük içerisinde ele
almaya çalışan ılımlı Harici fırkalardan biridir. İbâziyye, adını
Abdullah b. İbâz el-Mürrî et-Temîmî’den almaktadır. Ayrı-
ca, Beyâsî, Biyâsî veya Beyâzî de denmektedir. Ancak kendi
eserlerinde, kendilerini, Ehlu’d-Da’ve, Ehlu’l-îmân ve’l-İstikâme,
Ehlu’l-Adl ve’l-İstikâme ve Cemâ‘atu’l-Muslimîn olarak isimlen-
dirirler.
İbaziyye, 65/685 yılında Nafi’ b. el-Ezrak’ta ayrılarak Bas-
ra’da Abdullah b. İbaz’ın etrafında toplananların oluşturdu-
ğu bir fırkadır. Abdullah b. İbaz, Nafi’ b. el-Ezrak, Emevile-
re karşı isyanda yanında yer almayanların ve büyük günah
işleyenlerin küfre girdiklerini iddia ettiği için taraftarlarıyla
birlikte ondan ayrıldı. O, İbazilerin önemli düşünürlerinden
olan Cabir b. Zeyd’in fikirlerinden etkilenerek Basra’da aşırı
Harici grupların faaliyetlerine ve isyanlarına katılmadı. Aynı
şekilde, Abdullah b. Zübeyr’in 63/682 yılındaki isyanına karşı
çıkarak iyi ilişkiler içinde olduğu Emevi halifesi Abdülmelik
b. Mervan’ın yanında yer aldı. Abdülmelik b. Mervan’a dini ve
siyasi konularda tavsiyelerde bulundu.18
Halife Abdülmelik b. Mervan’ın 86/705 yılındaki ölümün-
den sonra İbazilerle iktidar arasındaki ilişkiler bozuldu. Irak
Valisi Haccâc b. Yûsuf, Bazı Basra İbâzîler’in İbnü’el-Eş’as’ın
isyanına katıldıkları gerekçesiyle önde gelen liderlerini hap-
settirdi, bir kısmını da Uman’a sürdü. Haccac’ın ölümünden
sonra Ebû Ubeyde Müslim b. Ebî Kerime, Basra İbazilerinin
başına geçti. Alim ve fakih birisi olan Ebû Ubeyde, Emevi ha-
lifesi Ömer b. Abdilaziz ile iyi ilişkilere sahipti. Halifenin des-

18 Yıldız, “Haricilik”, 45; Kutlu, “Hâricîler”, s. 58; ayrıca bkz. Hasan Onat-Orhan
Ateş, “Haricilik”, s. 76.
94 • İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ I

teğiyle Basra’yı İbazilerin ilim merkezi haline getirdi. Ömer b.


Abdilaziz’in ölümünden sonra Emevi iktidarıyla gergin iliş-
kiler yaşandığı için Basra İbazileri ihtilalci bir çizgiye kaydı.19
Ancak Ebû Ubeyde, Basra’da İbazilerin birliğini korudu, ihti-
lal faaliyetlerini Basra dışındaki bölgelerde örgütlemeye çalış-
tı. Ebû Ubeyde etrafında toplanan öğrenci gruplarını yetişti-
rerek İbazi fikirleri yaymaları için değişik bölgelere gönderdi.
“Hameletü’l-ilm” veya “nakaletü’l-ilm” adı verilen bu gruplar
İbâzıyye’nin Mağrib, Yemen, Hadramut, Uman ve Horasan’a
yayılmasını sağladı.20
Abbasiler döneminde İbaziler iktidar tarafından destek-
lendi. Ancak Ebû Ubeyde’nin ölümünden sonra Basra İba-
ziliği eski gücünü kaybetti. Bu süreçte İbazilik Kufe, Hicaz,
Hadramut, Yemen ve Uman gibi merkezlerde güçlenmeye
başladı.
Hicaz, Yemen ve Hadramut’ta Haricilik, Ebû Hamza el-
Muhtâr b. Afv ile Abdullah b. Yahya’nın ortak faaliyetleriy-
le yayıldı. Talibu’l-Hak olarak bilinen Abdullah b. Yahya, kısa
sürede San’a’yı ve Yemen’in diğer pek çok şehrini ele geçirdi.
Mekke ve Medine ise, bir süre Ebû Hamza’nın kontrolüne gir-
di. Abdullah b. Yahya’nın ölümünden sonra Yemen ve Hadra-
mut İbaziliği dağıldı.
Uman İbâzîliği, bölge halkından bazılarının Ebû Bi-
lal Mirdas b. Üdeyye’nin faaliyetleriyle ilgilenmesi üzeri-
ne başladı. Ebû Ubeyde’nin yetiştirdiği öğrencilerin bu-
raya gönderilmesiyle İbazilik, burada güçlendi. İbazilik,
Uman’da bundan sonra yeni bir şekle büründü ve ihtilalci
bir harekete dönüştü. Bölgede Abbasiler ile mücadelesinde

19 T. Lewicki, “İbâdiye”, İslâm Ansiklopedisi, Mili Eğitim Basımevi, İstanbul 1987,


5/688.
20 Fığlalı, “İbâziyye”, DİA, İstanbul, 1999, 19/256.
İSLAM DÜŞÜNCESİNDE İLK SİYASİ-DİNİ FARKLILAŞMA: HÂRİCİLİK • 95

bir süre zayıf düştüyse de 177/794 yılında Musa b. Ebî Ca-


bir önderliğinde iktidarı ele geçirdi. Kısa bir dönem dışında
Uman’da gücünü korudu. Uman İbâzîliği, XVI. yüzyıldan
itibaren genel olarak hâkim aile ve veliaht sistemiyle yürü-
yen bir imâmet şekline büründü. Umanlı İbazi tüccarlar yo-
luyla, İbazilik Arap yarımadası dışında Kuzey Afrika, İran,
Horasan, Kirman, Hind gibi bölgelerde yayılmaya çalıştı.
İbazilik günümüzde Uman’ın resmi mezhebi olarak varlığı-
nı sürdürmektedir.21
Kuzey Afrika ve Mağrib İbaziliği, II./VIII. asrın başlarında
Selâme b. Saîd’in faaliyetleriyle başlamıştır. Selâme, Basra’nın
önde gelen İbazilerindendi. İbazilik, kısa zamanda Batı Trab-
lus, Libya ve Trablus civarında yayılmaya başladı. Ebû’l-
Hattab el-Muâfirî’nin liderliğinde, 141/758 yılında Batı Trablus
ve civarındaki pek çok yer İbazilerin eline geçti. Böylece bütün
Trablus bölgesi (bugünkü Libya) İbâzîler’in hâkimiyetine geç-
miş oldu. 144/761 yılında Ebû’l-Hattab ve pek çok İbazî Ab-
basilerle yapılan savaşta öldürülünce, yerine Abdurrahman
b. Rüstem geçti. O, 160/777 yılında Rüstemiler adıyla İbazî bir
devlet kurdu. İbaziler, İbn Rüstem’den sonraki iki halife dö-
neminde altın çağını yaşadılar. Şii-İsmaili Fatımiler 296/908
yılında Rüstemiler devletine son verdiler.22 V./XI yüzyıldan
itibaren Kuzey Afrika İbazileri, bir İbâzi’nin başkanlık ettiği
Azzabe adı verilen bir meclis tarafından yönetilen bir yönetim
biçimi geliştirdiler. İbazilik, İbazî tüccarlar yoluyla Doğu Afri-
ka ve Sudan’a yayıldı. Buradan, Sicilmasse yoluyla Batı Sahra
içinden berberi kabilelerine ulaştı.
Osmanlı döneminde, Cezayir’in Osmanlı idaresine girme-

21 Hasan Onat-Orhan Ateş, “Haricilik”, s. 78; Kutlu, “Hâricîler”, s. 59.


22 A. De Motylinski, “Ebâdîler”, İslâm Ansiklopedisi, Mili Eğitim Basımevi, İstan-
bul 1977, 4/1.
96 • İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ I

siyle birlikte İbaziler, Osmanlı tebaası olmuştur. Belli bir vergi


karşılığında, Osmanlı tarafından himaye edildiler. Vercilan ve
Vadi Mizab İbazileri, Osmanlıyla iyi ilişkilerini sürdürmüş ve
bölgede ticarî hayatı ellerinde tuttutlar. Özellikle Vadi Mizab
İbazilerine daha büyük imtiyazlar verilmiştir ve iç işlerine ka-
rışılmamıştır. İngiliz sömürgeciliğine ve Fransız işgaline karşı
uzun süre direndiler. 1830 yılında Cezayir ihtilaline kadar bu
şekilde devam etti.23

7. İbazilerin Görüşleri
İbaziler, Hariciler içinde diğer fırkalara göre ılımlı görüş-
leri ile tanınmışlardır. Bu yüzden tarih boyunca varlıklarını
sürdürerek günümüze gelmişlerdir. Bunda İbazilerin, Harici
mezhepleri içinde düşüncelerini geliştirip sistematize etmeyi
başaran en önemli kol olmasının ve karşılaştıkları problem-
lerin çözümü için kendilerine özgü bir usul geliştirmelerinin
büyük bir etkisi vardır.
Kur’an ve Sünnet’i, İslam’ın en temel kaynağı olarak kabul
eden İbaziler’e göre, kendileri gibi düşünmeyen ve kendile-
rine muhalif olan diğer Müslümanlar, müşrik değildir. On-
lar Allah’ı inkâr etmedikleri, sadece O’na karşı görevlerinde
kusur işledikleri için nimet küfrü içindedirler. Bu çerçevede
İbaziler, küfrü iki kısma ayırırlar: Birincisi, nimet küfrü; ikin-
cisi ise, millet küfrüdür. Millet küfrü içinde olan kimseler,
mutlak kâfirdirler. Diğerleri ise, Allah’ın emirlerinden birini
yerine getirmedikleri ve yasaklarına da uymadıkları için ni-
met küfrü içindedirler. Bu yüzden onlarla birlikte oturmak,
onlarla nikâhlanmak ve onlara varis olmak yasak değildir.
Ayrıca, bu insanlarla savaş yapıldığı takdirde, savaş alanın-

23 Kutlu, “Hâricîler”, s. 60.


İSLAM DÜŞÜNCESİNDE İLK SİYASİ-DİNİ FARKLILAŞMA: HÂRİCİLİK • 97

da ele geçirilen silahlar dışında, onların kadınları, çocukları


ve malları haramdır. Bu yüzden savaşta elde edilen altın ve
gümüş gibi malların sahiplerine geri verilmesi gerekir. İbazi-
lerin bu görüşlerinde diğer Müslümanlarla bir arada yaşama
tecrübelerinin ciddi anlamda etkisinin olduğu, onlarla çeşitli
münasebetler kurdukları anlaşılmaktadır.24
İbaziler, can alıcı görüşlerini imamet konusunda ortaya
koymuşlardır. Zira imametin vasiyet ya da tayinle değil, an-
cak seçimle gerçekleşmesi gerektiğini dile getirmişlerdir. Ha-
riciliğin sert ve katı tutumunu yumuşatarak İslam’ın emir ve
yasaklarını bir bütünlük içerisinde ele almaya çalışan İbazilere
göre, inanç ve toplumsal hayatı düzenlemede devlet nizamı-
nın kaynağı Kur’an’dır. İbaziler, meşru gördükleri devlet baş-
kanına genel olarak imam demişlerdir. Meşru görmediklerini
ise, melik ve sultan olarak isimlendirmişlerdir. Halife olacak ki-
şide aranan şartlar ve azledilmesi gereken durumlar konusun-
da ilk Hariciler gibi düşünürler. Daha faziletlisi varken, daha
az faziletlinin imam olmasını ve aynı anda farklı bölgelerde
birden fazla imamın varlığını kabul ederler. İmam, Kur’an’la
birlikte ilk iki halife Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer’in dini uygu-
lamalarına başvurabilir. Ancak kesinlikle hakem yoluyla karar
veremez. İmamlar, aynı zamanda namazda imamlık yaparlar.
İbaziyye, itikadî konularda da ilk Haricilerden farklı görüş-
ler benimsemiştir. Bu konudaki görüşleri, genel olarak iman
ve küfür anlayışları üzerinde yoğunlaşmaktadır: “İman, ikrar,
niyet, amel, sünnete uymak, arzularına meyletmemek ve tak-
va yoluna uymaktır. İman, Allah’a meleklerine, kitaplarına,
peygamberlerine, cennetine, cehennemine, va’dine, vaîdine,
ölümden sonra dirilmeye, hesaba, ahiret gününe inanmak-

24 Yıldız, “Hâricîlik Düşüncesinin Doğuşu ve Tarihi Gelişimi”, s. 214-215.


98 • İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ I

tır.... Ayrıca iman, kadere, hayrına ve şerrine, Allah’ın mu-


hakkak her şeyin yaratıcısı olduğuna, O’ndan başka yaratıcı
bulunmadığına, O’nun va’dinden dönmeyip vaidini de iptal
edip kaldırmayacağına, söylediklerinin doğru olduğuna ve
Muhammed b. Abdillah’ın Allah katından getirdiği şeylerin
tamamının apaçık doğruluğuna inanmak, onda asla şüpheye
düşmemektir.”25
Yine İbaziler, halifenin Kureyş’in dışından da olabilece-
ğine dair İslamiyet’in özü ile bağdaşan bir prensip ortaya
atmışlardır. Haricilik ve özellikle İbaziliğin siyasal ve sosyal
alanlarda adalet ve eşitliği savunan görüşleri, bu çerçevede
özellikle Emevi ve Abbasi yönetimlerine yönelik tavır ve tu-
tumları, Kuzey Afrika’nın asıl yerli halkı olan Berberilerin
talep ve beklentilerine de cevap veriyordu. Bu durum, Ber-
beri kitlelerin İslamlaşması açısından önemli sonuçlar ortaya
çıkarmıştır.26
İbaziyye’ye göre Allah’ın sahip olduğu sıfatlarda teşbih
doğru değildir. Allah, yaratıkların sıfatlarıyla tanımlanamaz.
Ganî, kadir, âlim, basîr ve semî’ gibi birtakım sıfatları Allah’ın
zatından başka bir sıfat olmayıp onun aynısıdır. Allah’ın
yegâne sıfatı kıdem sıfatıdır.
İbaziyye, melekler ve kitaplara iman, Peygamberlere ve Ka-
dere iman konusunda Ehl-i Sünnetle aynı görüşleri paylaşır;
sadece Kur’an’ın mahlûk olduğunu ve büyük günah işleyen
için herhangi bir şefaat olmayacağını ileri sürer. Allah, dünya-
da ve ahirette görülmeyecektir.27
İbaziyye, Müslümanlar arasında ilk defa “dâr” kelimesi-
ne siyasal-coğrafi bir anlam yükleyerek özgün bir yaklaşım

25 Kutlu, “Hâricîler”, s. 62; Fığlalı, “Hâricîler”, 16/172-173.


26 Yıldız, “Hâricîlik Düşüncesinin Doğuşu ve Tarihi Gelişimi”, s. 216.
27 Kutlu, “Hâricîler”, s. 62.
İSLAM DÜŞÜNCESİNDE İLK SİYASİ-DİNİ FARKLILAŞMA: HÂRİCİLİK • 99

ortaya koymuştur. Bu terim, “daru’t-tevhid”, “daru’l-küfr”’,


“daru’l-aleniyye”, “daru’t-takiyye”, “daru’l-emn”’, “daru’l-
halt”, “daru’s-sulh” gibi değişik şekillerde kullanılmıştır. Bu
kavramlardan “Daru’t-Tevhid (İslam ve Tevhid toprağı)”,
kendi yaşadıkları topraklar karşılığında kullanıldığı gibi, ni-
met küfrü içinde olan Müslümanların yaşadığı topraklar için
de kullanılmıştır.28

8. İbaziyye’nin Günümüzdeki Durumu


İbaziler günümüzde Uman başta olmak üzere Hadramut,
Zengibar, Libya, Tunus, Cezayir ve Batı Şahra’nın çeşitli
yerleşim alanlarında yaşamaktadırlar. Arap yarımadasının
güneydoğusunda yer alan Uman’da II./VIII. asrın ortaların-
dan itibaren İbazi topluluk bulunmakta ve kendi imamları-
nı kendileri seçmektedir. XVIII. asırdan itibaren bu ülkede,
İbazî kabileler tarafından seçilmiş imamlar, dini ve dünyevi
yetkilerle donatılmış olup Uman’ın politik hayatında etkili
olmuştur. 2020 yılı itibariyle 5 milyonun üzerinde nüfusa sa-
hip olan Uman’ın %50-60’ını İbaziler oluşturur. 1972’den
beri Uman sultanı olan Kâbus b. Saîd, İbazi olup Ocak 2020
yılında vefat etmesiyle yerine aynı aileden Heysem b. Tarık
geçmiştir. Uman devletinin resmi mezhebi İbazilik olmasına
rağmen, azınlık durumundaki Şafiiler ve Şiiler ile uyum içe-
rinde bir arada yaşamaktadırlar. Son yıllarda Uman Kültür
Bakanlığı, İbazi kaynakları yayınlamada büyük bir çaba içe-
risindedir.
Kuzey Afrika’da, İbazilik daha çok Libya, Tunus ve Ce-
zayir gibi ülkelerde genelde Berberi kabileler arasında yay-
gındır. Günümüzde Libya’da Trablus’un Zuvare ve Cebel-i

28 Yıldız, “Hâricîlik Düşüncesinin Doğuşu ve Tarihi Gelişimi”, s. 217.


100 • İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ I

Nefusa bölgelerinde ve Cezayir’in Vercelan ve Vadi Mizab


ile Tunus’un Cerbe bölgesindeki halk arasında İbaziler ya-
şamaktadır. İbazilerin Sünni çevrelerle yakın ilişkiler içe-
risinde oldukları, yer yer aynı camilerde ibadet ettikleri,
aralarında evlilik ilişkileri kurdukları da gözlenmektedir.
Zengibar ve Hadramut’da da İbaziler mevcuttur. Geçmiş-
te ticaretle uğraşan İbazilerin, Batı sömürgesine girmele-
rinden sonra iktisadi hayattaki rolleri zayıflamıştır. Ancak
son zamanlarda tekrar, ulusal ve uluslararası nakliyat şir-
ketleri kurarak bu faaliyetlerine devam etmektedirler. Gü-
nümüzde dünya Müslümanları arasında İbazî nüfusun,
yaklaşık olarak dört-beş milyon civarında olduğu tahmin
edilmektedir.29

Kaynakça
Akbulut, Ahmet, Sahabe Devri Siyasi Hareketlerinin Kelâmi Problemlere
Etkileri, İstanbul, 1992.
Akbulut, Ahmet, “Hariciliğin siyasi görüşlerinin itikâdileşmesi”,
AÜİFD, (1989) 31/331-348.
Bulut, Halil İbrahim, İslam Mezhepleri Tarihi, Bilimsel Araştırma Ya-
yınları, Ankara, 2018
Della Vida, G. Levi, “Hâricîler”, İslâm Ansiklopedisi, Mili Eğitim Bası-
mevi, İstanbul 1987, 5/232-236.
Fığlalı, Ethem Ruhi, “Hâricîliğin doğuşu ve fırkalara ayrılışı”, AÜ-
İFD, (1978)22/245-275.
Fığlalı, Ethem Ruhi, İbâdiye’nin doğuşu ve görüşler, A.Ü. İlâhiyat Fa-
kültesi Yayınları, Ankara 1983.
Fığlalı, Ethem Ruhi, “Hâricîliğin doğuşuna tesir eden bazı sebepler”.
AÜİFD, (1975) 20/219-247.
Fığlalı, Ethem Ruhi, “Hâriciler”, TDİA, (1997) 16/169-175.
Fığlalı, Ethem Ruhi, “İbâziyye”, TDİA, (1999) 19/256-261.

29 Bkz. Yıldız, “Haricilik”, 48; Kutlu, “Hâricîler”, s. 63.


İSLAM DÜŞÜNCESİNDE İLK SİYASİ-DİNİ FARKLILAŞMA: HÂRİCİLİK • 101

Kutlu, Sönmez, “Hariciler”, İslam Düşünce Ekolleri Tarihi, ed. Hasan


Onat-Sönmez Kutlu, Ankara.
Lewicki, Tadeusz, “İbâdiye”, İslâm Ansiklopedisi, Mili Eğitim Basıme-
vi, İstanbul 1987, 5/687-690.
Lewicki, Tadeusz, “Khâridjites”, The Encyclopaedia of Islam, Leiden,
1997, New Edition, 4/1074-1077.
Motylinski, Adolphe De, “Ebâdîler”, İslâm Ansiklopedisi, Mili Eğitim
Basımevi, İstanbul, 1977, 4/1-2.
Onat, Hasan-Ateş, Orhan, “Haricilik”, İslam Mezhepleri Tarihi, Grafi-
ker Yayınları, ed. Hasan Onat-Sönmez Kutlu içinde, Ankara
2014, 63-89.
Teber, Tatice, Harici-İbadi Tefsir Geleneği Hud. B. Muhakkem ei-
Huvvari, Ankara 2014.
Wellhausen, Julius. İslamiyetin ilk devrinde dinî-siyasî muhalefet parti-
leri, çev. Fikret Işıltan, Türk Tarih Kurumu Yayınları. Ankara,
1989).
Yıldız, Harun, “Hâricîlik Düşüncesinin Doğuşu ve Tarihi Gelişimi”,
Doğu’dan Batı’ya Düşüncenin Serüveni İslam Düşüncesinin Altın
Çağı, İnsan Yayınları, İstanbul, 2015, s. 183-223.
Yıldız, Harun, “Haricilik”, İslam Mezhepleri Tarihi, ed. M. Saffet
Sarıkaya-Mehmet Ümit, Nobel Yayınları, Ankara 2020 içinde,
s. 33-49
Yıldız, Harun, Kendi Kaynakları Işığında Hariciliğin Doğuşu ve Gelişimi,
Araştırma Yayınları, Ankara 2010.

You might also like