Professional Documents
Culture Documents
Ahmet Şimşirgil - Sultan 2. Kılıçarslan Ve Aksaray - - Л732М3
Ahmet Şimşirgil - Sultan 2. Kılıçarslan Ve Aksaray - - Л732М3
*9 <8>”
ÖNSÖZ...............................................................................................9
GİRİŞ................................................................................................11
Selçuk Bey.................................................................................... 11
İsrail Arslan Yabgu......................................................................13
Kutalmış.......................................................................................15
BİRİNCİ BÖLÜM
II. KILIÇ ARSLAN ZAMANINA
KADAR ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ
Süleyman Şah............................................................................. 21
Anadolu Türk Birliği..................................................................24
I. Kılıç Arslan...........................................................................28
Haçlı Seferi Düşüncesini Ortaya Çıkaran Nedenler..................30
Pierre l’Ermite’in Haçlı Seferi.................................................... 33
I. Haçlı Seferi............................................................................... 36
Antakya’nın Düşmesi..................................................................39
Kudüs’ün Haçlılar Eline Geçmesi............................................. 40
Danişmendlilerin Malatya Kuşatması....................................... 42
1101 Haçlıları..............................................................................44
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
Malatya’nın Fethi........................................................................48
Anadolu Selçuklu-Danişmend Mücadelesi................................ 50
Şahinşah .................................................................................... 53
Sultan I. Mesud...........................................................................55
II. Haçlı Seferi.......................................................................... 60
II. Haçlı Seferi Sonrası................................................................ 63
Sultan I. Mesud un Vefatı........................................................... 64
İKİNCİ BÖLÜM
SULTAN II. KILIÇ ARSLAN
Anadolu’nun Genel Durum u..................................................... 69
Kardeşler Arasında Mücadele.................................................... 72
Aksaray Başkent Gibi!................................................................. 76
İmparator Manuel’in Doğu Seferi.............................................. 78
İmparator ve II, Kılıç Arslan...................................................... 81
II. Kılıç Arslan’a Karşı Büyük İttifak..........................................84
II. Kılıç Arslan Bizans’ta ............................................................ 87
Anadolu’da Büyük Mücadele..................................................... 89
Manuel’in Macar Harekâtı.........................................................91
Manuel Tekrar Anadolu’da.........................................................94
1175 Yılı.......................................................................................96
Bizans Ordusunun Harekâtı......................................................101
Selçuklu O rdusu....................................................................... 104
Miryokefalon Savaşı.................................................................. 108
Ah! Bu Muhakkak Hıristiyan Kanıdır.....................................112
Savaş Sonrası Türk-Bizans Münasebetleri................................118
Savaşın Türk ve Dünya Tarihindeki Yeri................................. 122
II. Kılıç Arslan-Selâhaddin Eyyûbî Çekişmesi........................ 125
Eski Türk Devlet Geleneği: Ülke Bölünecektir!....................... 130
Anadolu Selçuklularında Veraset Meselesi.............................. 135
Ülke On Bir Parçaya Bölünüyor! .............................................137
Meliklerin İlk Hareketleri......................................................... 140
İÇİNDEKİLER
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
AKSARAY
Türkler Dönemine Kadar Aksaray...................... 169
Aksaray’da Türk Hâkimiyeti............................... 170
Aksaray İçin Zorlu Yıllar..................................... 173
Evliyalar Beldesi.................................................... 179
Aksaray’ı Etkileyenler!
Şeyh Hamîd-i Velî (Somuncu Baba)................... 181
Şeyh Cemâleddin Aksarâyî.................................. 191
Hüsamiye Medresesi.................................................................224
Taciye Medresesi.......................................................................225
Beramuniye Medresesi..............................................................225
Darü’l-Hadis............................................................................. 225
Darüşşifa................................................................................... 226
Saray Hamamı.......................................................................... 226
Kılıç Arslan Hamamı................................................................226
Melik Mahmud Gazi Hankahı.................................................227
îmadiyye Hângâhı.................................................................... 227
Zahriyye Hângâhı.....................................................................227
Efdaliyye Hângâhı.................................................................... 228
Hacı Hamuş Zaviyesi................................................................228
Fahriyye Mevlevihanesi............................................................ 228
Nefise Hatun Türbesi................................................................229
Kerimüddin Mahmud Oğlu Mehmed Türbesi........................229
Anonim Türbe.......................................................................... 230
Çaput Baba Türbesi.................................................................. 230
Kılıç Arslan Hanı......................................................................230
Tuğracı Hüsam Çeşmesi........................................................... 232
Cemâleddin Aksaray! Türbesi................................................. 232
Biblografya....................................................................................235
RESİMLER....................................................................................243
DİZİN............................................................................................ 247
ÖNSÖZ
N. Y. Gençosmanoğlu
Selçuk Bey
ran, Irak, Suriye ve Anadolu’da iki asır boyunca önemli
Iroller üslenecek olan, Türk, dünya ve İslam tarihine yeni
bir çehre veren Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklularının
atası olan Selçuk Bey Oğuzların Kınık boyuna mensuptu.
Selçuk’un dört oğlu vardı. Bunlar Mikail, Musa İnanç,
İsrail Arslan Yabgu ve Yusuf Yınal idiler. Yusuf adı bazı
kaynaklarda Yunus olarak da zikredilmektedir.
Mikail kardeşlerin en büyüğü idi. Davut Çağrı ve Tuğ
rul adında iki oğlu vardı. Mikail Bey babası daha hayatta
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
12
g ir iş
Kutalmış
andanakan zaferinden (1040) sonra toplanan kurul
D tayda Cürcan ve Damgan’ın fethiyle görevlendirilen
15
PROF. D R AHMET $tM $İRGİL
hP
II. KILIÇ ARSLAN ZAMANINA KADAR
ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ
23
PROF. D R AHMET ŞlMŞİRGİL
25
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
I. Kılıç Arslan
M
elikşah, 1092 yılında Urfa Valisi Bozanı kalabalık bir
ordunun başında İznik’i kuşatması için Anadolu’ya
gönderdi. Buna muvaffak olamayan Bozan, Bizans’tan dön
mekte olan Ebü’l Kasım’ı yakalayıp öldürdü.
Melikşah’ın aynı yıl ölümü üzerine Büyük Selçuklu tah
tına geçen oğlu Berkyaruk, Süleyman Şah’ın oğulları Kılıç
Arslan ve Davud’u serbest bıraktı. Kılıç Arslan, 1093 yılı
başlarında İznik şehrini Ebü’l Kasımın kardeşi Ebü’l Ga
zid en teslim aldı.
I. Kılıç Arslan’ın Anadolu Selçuklu tahtına çıkarak sul
tan unvanı aldıktan sonraki ilk işi devleti yeniden teşkilât
landırmak oldu. Bunun yanında İzmir beyi ünlü denizci
Çaka Bey’in kızı ile evlenerek gücünü artırdı.
Bir taraftan I. Kılıç Arslan M armara sahillerine yerleş
meye çalışan BizanslIları temizlerken diğer taraftan Çaka
Bey, Çanakkale’ye doğru ilerlemiş ve Abydos’u muhasara
etmişti.
İmparator Aleksios bu tehlikeden kurtulabilmek için I.
Kılıç Arslan’ı kendisine müttefik yapmaya çalışıyordu. Özel
likle İstanbul üzerindeki emellerini bildiği Çaka Beye karşı
Kılıç Arslan’ı kışkırtmaktaydı. Çaka Bey’in gözünün Kılıç
Arslan’ın toprakları üzerinde olduğunu vurgulamaktaydı.
Sultan I. Kılıç Arslan bu sözlerden etkilenmişti. Kendi hâ
kimiyet sahası içinde Çaka Bey’in genişlemesini durdurmak
II. KILIÇ ARSLAN ZAMANINA KADAR ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ
29
PROF. D R AHMET ŞİMŞtRGİL
tarafından ileri sürülen dinî m otif ise itici güç olması ba
kım ından pek mühimdir.
Haçlı seferi düşüncesinin ortaya atıldığı sırada Avrupa,
yıllardan beri süregelen açlık, yoksulluk ve toprak azlığı gibi
sıkıntılarla boğuşuyordu.
“Kutsal toprakları kurtarm a” sloganı, Haçlı seferleri
nin hedefini açıklamaktan ziyade gizlemek maksadıyla kul
lanılmıştır. Zira bu seferlerin hedefi olarak gösterilen Ku
düs, 638 yılında Hazreti Ömer tarafından fethedildiğinden
beri Müslümanların hâkimiyetindeydi. Batı Hıristiyanları
bu duruma en küçük bir reaksiyon göstermemiş, Bizans ise
durum u kabullenmişti.
XI. asrın ikinci yarısında Avrupa için bu hedefi ger
çekleştirecek bir fırsat ortaya çıktı. 1074 yılında Bizans İm
paratoru VII. Mikhail (1071-1078), o zamana kadar Hıris
tiyanlığın doğu sınırını koruma görevini üstlenmiş olan
imparatorluğun askerî bakımdan düştüğü zaafı gidermek
üzere papalık aracılığıyla Avrupa’dan Türklere karşı ücretli
asker yardımı istemekteydi. İmparatorun bu çağrısı olumlu
karşılanmasına rağmen gerekli müsait ortam oluşmadığı
için bu yardım yapılamadı.
Aynı çağrı daha sonra papalık tahtında oturan II. Urba-
nus’a Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos (1081-1118)
tarafından tekrar yapılmıştır. Bizans imparatoru, güçlü or
dularla yapılacak birkaç seferin Anadolu’daki Türk kudre
tini tamamen kıracağını düşünüyordu. Bu çağrı sırasında
Türklerin içinde bulunduğu olumsuz ortam Papalığın iş
tahını kabartmıştı. Zira Anadolu’da, Süleyman Şahın 1086
yılında ölümünden sonra Türk beyleri arasındaki anlaş
mazlıklar yüzünden hâkimiyet bölünmüştü. Melikşah’ın
PROF. D R AHMET ŞlMŞİRGİL
33
PROF. DR. AHMET ŞİMŞİRGİL
35
PROF. DR. AHMET JİM ŞİRGİL
I. Haçlı Seferi
iğer taraftan asillerin kumanda ettiği büyük Haçlı or
D duları, 1096 sonbaharından itibaren İstanbul’a gelmeye
başladılar. Fransa kralının kardeşi Dük Hugves de Verman-
dois, Lorraine Dükü Godefroi de Bouillon, Güney İtalya’dan
II. KILIÇ ARSLAN ZAMANINA KADAR ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ
37
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
38
II. KILIÇ ARSIAN ZAMANINA KADAR ANADOLU SELÇUKLU DEVLETÎ
Antakya’nın Düşmesi
ağlam surlarla çevrilmiş Antakya Türkler tarafından
S iyi savunuluyordu. Haçlılar aylarca süren kuşatmadan
bir türlü netice alamadılar. Büyük Selçuklu Sultanı Berk-
yaruk’un şehri kurtarm ak üzere Musul Valisi Kürboğa ida
resinde gönderdiği büyük bir ordunun yaklaşmakta olduğu
haberi Haçlıları endişeye düşürdü (Mayıs 1098).
Öte yandan Ermeni asıllı Firuz adlı mühtedi bir ku
mandanla şehrin teslimi hususunda anlaşan Bohemund,
birliklerini İki Kızkardeş Kulesi’nden şehre sokmayı ba
şardı. İçeri girenler kapıları açınca Haçlı ordusu şehre girdi.
Firuz’un ihaneti sonucunda 3 Haziran 1098 tarihinde An
takya Haçlıların eline geçti.
Haçlılar şehrin M üslüman halkını öldürüp her yeri
yağmaladılar. Bununla beraber iç kale dayanmaya devam
etti. Bu sırada Kürboğa nın ordusu Antakya önlerine ulaştı.
Haçlı reisleri 28 H aziran’da şehirden çıktılar ve Kürbo-
ğa’nın ordusuyla savaşa tutuştular. Orduda otoritesini tam
anlamıyla sağlayamayan Kürboğa’nın yanındaki beylerin
çoğu kuvvetlerini alıp gitti. Kürboğa savaşa devam ettiyse
de geri çekilmek zorunda kaldı.
Antakya önündeki bu yenilgi Birinci Haçlı Seferi’nin
nihaî başarısına yol açtı. Kürboğa’nm çekilmesinden sonra
39
PROF. DR. AHMET ŞİMŞİRGİL
41
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
43
PROF. D R AHMET ŞlMŞİRGİL
1101 Haçlıları
H
açlı komutanları, I. Haçlı Seferi sonunda elde ettikleri
şehirleri kaybetmemek için yeni önemli sayıda insan
gücüne ihtiyaçları olduğunu biliyorlardı. Zira savaşlar neti
cesinde kendileri de büyük kayıplar vermişlerdi. Bu itibarla
Papaya müracaatla yeni bir seferin tertiplenmesi yönünde
arzu ve isteklerini bildirdiler. Papalık bunu sağlayabilmek
için çok geçmeden yeni bir haçlı seferini daha organize etti.
Fakat Papa’nın bu çağrısına I. Haçlı Seferinde olduğu gibi
krallar ilgi göstermedi.
Buna karşılık Urfa ve Antakya’da kontlukların kurul
muş olmasının ve Kudüs’ün ele geçmesinin oluşturduğu
olumlu hava müthiş bir tesir meydana getirmişti. Asiller,
derebeyiler, kontlar, lordlar ve kilise ileri gelenleri ordular
teşkil etme yarışına girmişlerdi. Neticede 1101 yılında bü
yük bir Haçlı gücü daha meydana getirildi.
Lombardlar, Fransızlar ve Almanlardan oluşan üç ayrı
ordu birbiri ardına vakit kaybetmeden yola çıktılar ve 1101
senesinin ilkbaharında İstanbul’a ulaştılar.
İmparator Aleksios Haçlı reislerine, Kudüs’ten İstan
bul’a dönmüş olan Toulouse Kontu Raimond de Saint Gil-
les’i yanlarına danışman olarak almalarını tavsiye etti. Ay
rıca kendi kum andanlarından Tzitas’ı beş yüz kişilik bir
Peçenek birliğiyle onlara rehber olarak verdi.
II. KILIÇ ARSLAN ZAMANINA KADAR ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ
45
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
Malatya’nın Fethi
. Kılıç Arslan ile birlikte Haçlıları bertaraf eden Gümüşte-
Ikin Ahmed Gazi, I. Baudouin’in Malatya’dan ayrılıp Ur-
fa’ya dönmesini de fırsat bilerek tekrar şehri kuşattı. Bu sı
rada Malatya’da, Ermeni ve Süryanî halk ile şehrin hâkimi
Gabriel arasında oluşan husumetin gittikçe artmasıyla hu
zur bozulmuştu.
II. KILIÇ ARSLAN ZAMANINA KADARANADOLU SELÇUKLU DEVLETÎ
B
üyük guruplar halinde Batı’dan gelerek Anadolu’ya gi
ren Haçlı ordularını yapmış olduğu başarılı harekât
larla ortadan kaldırarak güvenliği sağlayan Sultan I. Kılıç
Arslan’ın doğuya yönelmesi için hiçbir engel kalmamıştı.
Sultan, Ermenilerin daveti üzerine önce Maraş’a gelerek
1103 senesinde şehri Haçlılardan aldı. Daha sonra Antakya
seferine çıkmak üzere hazırlıklara başlamıştı. Bu sırada Gü-
müştekin’in Bohemond’u yüz bin dinar fidye karşılığında
serbest bıraktığım ve diğer Haçlı prensi Richard için Bi
zans ile müzakereye giriştiğini öğrendi.
I. Kılıç Arslan hem sultan hem de müttefik oldukları
için alınan fidyenin yarısının kendisine verilmesini istedi
ise de Gümüştekin bu isteğini kabul etmedi. Önce Malat
ya’nın fethi ardından da bu olay I. Kılıç Arslan ile Gümüş
tekin arasındaki münasebetlerin bozulmasına ve iki güç
arasında hâkimiyet mücadelesinin başlamasına neden oldu.
Bunun üzerine Antakya seferinden vazgeçen I. Kılıç Ars
lan, Danişmendliler üzerine yürüyerek onları Maraş yakın
larında hezimete uğrattı.
Bu mağlubiyetten kısa bir süre sonra Danişmendli Gü
müştekin’in 1105 yılında ölümüyle büyük oğlu Gazi, Si
vas’ta, küçük oğlu Yağısıyan Malatya’da hüküm sürmeye
başlamıştı. Yağısıyan’ın yaşının küçük olması ve tecrübe
siz olması I. Kılıç Arslan için iyi bir fırsat oldu.
28 Haziran U06’da Malatya’yı kuşatan Sultan, şehrin
surlarının kuzeydoğusunda bulunan döner kule önüne mu
hasara tertibatını kurdu. Şiddetli hücumlarla iki ay süren
kuşatmaya daha fazla mukavemet edemeyeceğini anlayan
Yağısıyan, hayatının bağışlanması şartıyla şehri I. Kılıç
II. KILIÇ ARSIAN ZAMANINA KADAR ANADOLU SELÇUKLU DEVLETÎ
Şahinşah
ultan I. Kılıç Arslan, Musul’u aldığı zaman hanımı Ayşe
S Hatun, on bir yaşındaki oğlu Şahinşah, diğer oğlu Tuğ
rul Arslan ile komutanlarından Bozmış’ı orada bırakmıştı.
Sultanın ölümünün ardından Çavlının Musul’a sahip ola
cağını anlayan Bozmış, ona karşı mücadele edemeyeceğini
bildiğinden sultanın hanımıyla küçük oğlu Tuğrul Arslan’ı
yanına alarak Malatya’ya geldi. I. Kılıç Arslan’ın diğer oğlu
Şahinşah ise Çavlı tarafından Muhammed Tapara gönderildi.
Malatya’daki hâkimiyet boşluğundan istifade eden Emir
Bozmış, I. Kılıç Arslan’ın oğlu Tuğrul Arslan’ı burada sul
tan ilân etti. Bu sırada Malatya’da Ilarslan adında bir emir
bulunuyordu. Küçük sultanın annesi Ayşe Hatun ile Emir
İlarslan komplo düzenleyerek Bozmış’ı öldürdüler ve daha
sonra ikisi evlendiler. Böylece Malatya’da yönetimi İlars-
lan eline aldı.
Bir müddet sonra İlarslan zulüm yoluna sapmaya baş
ladı. Onun baskı yaparak halktan zorla altın toplaması üze
rine insanların zor durumda kaldığını gören Tuğrul Arslan
ve annesi harekete geçtiler. Kendisini tutuklatıp hapsetti
ler. Halkın müsterih olması için onun öldürüldüğünü yay
dılar. Bir yıl süren hapsinden sonra İlarslan’ı Sultan Mu
hammed Tapara gönderdiler. Sultan Muhammed Tapar da
Şahinşah’ı serbest bırakarak Malatya’ya gönderdi. Şahin
şah, burada küçük kardeşi Tuğrul Arslan’ı azlederek sul
tanlığını ilân etti.
Ardından Konya’ya geçen Şahinşah, 1110 yılında Ana
dolu Selçuklu tahtına oturmuş oldu.
Öte yandan Haçlılar ve Danişmendliler arasında buna
lan Ayşe Hatun, gücünden ve otoritesinden yararlanmak için
S3
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
Sultan I. Mesud
ayınpederi Emir Gazi’nin yardımıyla ağabeyi Şahinşah’ı
K bertaraf eden Sultan Mesud, 1116 tarihinde Konya’da
Selçuklu tahtına çıktı. Bir süre sonra Bizans tahtında da
55
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
36
II. KILIÇ ARSLAN ZAMANINA KADARANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ
57
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
59
PROF. DR. AHMET ŞİMŞİRGİL
61
PROF. DR. AHMET ŞİM ŞİRG İl
63
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
65
PROF. D R AHMET ŞÎM ŞİRG İl
69
PROF. DR. AHMET ŞİMŞİRGİL
71
PROF. D R AHMET ŞİMŞIRGİL
75
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
77
PROF. DR. AHMET ŞİMŞİRGİL
79
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
81
PROF. D R AHMET ŞİMŞtRGİL
83
PROF. DR. AHMET ŞİMŞİRGİI
85
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
87
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
91
PROF. D R AHMET ŞİM ŞİRG İl
92
SULTAN II. KILIÇ ARSLAN
95
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
etti (1174). II. Kılıç Arslan ise zaman kazanmak için yeni
girişimlerde bulunmaktan geri kalmıyordu. İmparatordan
söz konusu şehirleri teslim alması için Bizans birliklerinin
gönderilmesini istedi. Bunun üzerine İmparator Manuel,
altı bin kişilik bir Bizans birliğini Alexis Aulps adlı biri
nin komutasında Anadolu’ya gönderdi.
Sultan, şehirlere ise al altından teslim olmamalarını
öğütlemişti. Bu nedenle Bizanslılar hiçbir şey elde edeme
den geri dönmek zorunda kaldılar.
1175 Yılı
mparator Manuel, II. Kılıç Arslan m bu son hareketi üze
İ rine kesin kararını vermiş bulunuyordu. A rtık II. Kı
lıç Arslan a ve Türkmen gruplarına unutamayacakları bir
ders verecekti.
Fakat Manuel bu defa tedbirli hareket ediyordu. Yapa
cağı büyük harekâtın planlarını inceden inceye yapmaya ve
adımlarını atmaya başladı. Kendisi bizzat Konya’ya kadar
uzayacak bir seferi düşünüyordu. Bu takdirde hem Anado
lu’da Bizans hâkimiyetini yeniden sağlayacak hem de Ku
düs yolunu açarak itibarını arttıracaktı.
Öncelikle sefer için büyük bir ordu teşkil etmeyi dü
şündü. Bu sebeple Papa III. Alexander’a bir mektup gön
dererek Türk meselesini halletmek üzere büyük bir sefere
hazırlandığını, bundan dolayı Haçlı seferi için çağrıda bu
lunmasının isabetli olacağını bildirmişti.
Manuel bu defa işini sağlam tutuyordu. Önceki sefer
lerde olduğu gibi baskın yememek için harekâtı öncesinde
sınırlarını da kuvvetlendirmek gayesiyle Basile Tzikandelos
SULTAN II. KILIÇ ARSLAN
97
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
ıoo
SULTAN II. KILIÇ ARSLAN
101
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
Selçuklu Ordusu
ultan II. Kılıç Arslan ise imparatorla 1162’de imzala
S dığı bir yıkım anlaşmasından sonraki on üç yıllık dev
reyi en iyi bir şekilde değerlendirmiş bulunuyordu. Hem
104
SULTAN II. KILIÇ ARSLAN
105
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
Miryokefalon Savaşı
avaşın cereyan edeceği Karamıkbeli, kuzeybatı-kuzey-
S doğu istikametinde Sultandağlarını boydan boya yar
maktaydı. 1100 metre yükseklikte olan ve 300-400 metre
genişliğinde beş kilometre kadar devam eden vadinin gi
rişi ileride yedi küçük vadi ile birleşiyordu. Bu vadiler de
4-5 km. kadar uzunlukta genişçe bir bölgeyi ihtiva etmek
teydi. Başlangıcı geniş olan bu vadiler gittikçe daralmak
taydı. Türk kuvvetleri vadinin en nihayetine konuşlanmış
bulunuyorlardı.
Savaşın cereyan şekli, devrin kaynağı Niketas Khonia-
tes tarafından bütün tafsilatıyla anlatılmıştır. Bunlara göre
İmparator Manuel bagaj ve makinaları taşıyan arabaları ani
baskın ve saldırılardan koruyabilmek için kendi komutasın
daki hassa birlikleri ile esas ordusu arasına almış idi Fakat
SULTAN II. KILIÇ ARSLAN
109
PROF. D R AHMET ŞlMŞİRGlL
m
PROF. DR. AHMET ŞİMŞİRGİL
113
PROF. D R AHMET ŞİM$lRGİL
115
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
n7
PROF. DR. AHMET ŞİMŞİRGİL
119
PROF. D R AHMET ŞtM ŞİRGtL
120
SULTAN ll. KILIÇ ARSLAN
121
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
127
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
132
SULTAN II. KILIÇ ARSLAN
135
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
136
SULTAN II. KILIÇ ARSIAN
137
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
141
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGlL
143
PROF. DR. AHMET ŞİMŞİRGİL
145
PROF. D R AHMET ŞİM$İRGİL
147
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
149
PROF. D R AHMET ŞİMŞÎRGİL
151
PROF. D R AHMET ŞİMŞlRGİL
153
PROF. D R AHMET ŞİMŞlRGİL
154
SULTAN II. KILIÇ ARSLAN
155
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
Kardeşler Mücadelesi ve
II. Kılıç Arslan’m Vefatı
açlı tehlikesi antlaşma yapılarak atlatıldıktan sonra da,
H Kutbeddin Melikşah, Anadolu Selçuklu Devleti’nin ba
şına geçmek için giriştiği mücadeleye babası II. Kılıç Ars-
lan’ı da sürükledi. Melikşah, orta Anadolu’da bulunan bazı
kardeşlerinin hâkimiyetlerine son verdikten sonra Malatya
Meliki Muizeddin Kayserşah’ı tehdit etti. Abisinin bu bas
kılarına dayanamayan Kayserşah, Selâhaddin Eyyûbî’ye sı
ğındı (1191).
Kayserşah, Eyyûbî sultanının kızı ile evlendikten sonra
memleketine tekrar geri döndü. Bunun akabinde Melik
şah babası ile birlikte Kayseri meliki Nûreddin Sultanşah
üzerine yürüyerek, Kayseri’yi muhasara etti. Bu muhasara
esnasında, II. Kılıç Arslan bir fırsatını bularak, Nûred
din Sultanşah a kaçtı. Melikşah bu durum üzerine muvaf
fak olamayarak muhasarayı kaldırıp geri döndü. II. Kılıç
157
PROF. D R AHMET ŞIM JIRGİL
Defni ve Türbesi
I. Kılıç Arslan, Aksaray’ın kalesi önünde oğlu ile savaşır
I ken vefat edince na’şı Aksaray’ın doğusundaki tepede yap
tırdığı köşküne kaldırıldı.
İbrahim Hakkı Konyalı Bey buranın Sultan II. Kılıç
Arslan tarafından ihya edildiğini belirtirken şöyle anlat
maktadır:
“Sultan, bol sulu ve bol meyveli güzellikler içindeki yeni
şehrini kale duvarlarının içinde hapsetmek islemiyordu.
Şehrin doğusunda güzel bir tepe var idi. Bu tepe hem şehre
hâkimdi, hem de ufuklara kadar toprak parçalarım görü
nüş çerçevesi içine alıyordu. Aksaray Suyu’nun derinleşe
rek aktığı Kulkul Sahrası’nm yakınındaki bu tepeyi boş bı
rakamazdı. Bu tepeye yazlık bir köşk, yanına imarethanesi,
dinlenme ve konuk yerleri bulunan bir zaviye yaptırmıştı.
Yazın sıcak günlerinde bu köşkte otururlardı. Burası yeni
şehrin bir mesiresi olmuştu. Köşkün ayrıca haremi de vardı.
Belki de (Kırkkızlar) adı buradan doğmuştur”
Sultanın cesedi burada mumyalandı. Mumyaları sala
mura denilen şekilde tuzlu suda durdurularak basit bir şe
kilde yaptırılırdı. Mumya yapılırken çok kere kalpler bo
zulmayacak şekilde ilaçlanarak cesedin içinde bırakılırdı.
Sultan II. Kılıç Arslan’ın mide, bağırsak, böbrek gibi iç
159
PROF. D R AHMET ŞİMŞIRGİL
163
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
AKSARAY
175
PROF. DR. AHMET ŞİMŞİRGİL
177
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
178
AKSARAY
E vliyalar Beldesi
ultan II. Kılıç Arslan, Aksaray’ı sadece mimari açıdan
S güzelleştirmedi. Müslümanların dışında hiç kimsenin
şehre yerleşmesine müsaade etmedi. Ahlakı bozuk insanları
şehirden sürdü. Böylece kısa bir sürede şehri, edep, ahlak
ilim, irfan yuvası haline getirdi. Aksaray fazıllar yurdu ha
line geldi. Nitekim ünlü İslam coğrafyacı ve tarihçisi Ebu’l-
Fida, Aksaray’ı tanımlarken “mutlu ve müreffeh” bir Orta
Anadolu şehri diyecektir.
Bu durum bir müddet sonra Aksaray’ın kabristanına da
sirayet edecek ve bunca evliyanın yattığı yerde neredeyse
179
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
180
AKSARAY
Aksaray’ı Etkileyenler!
Şeyh Hamîd-i Velî (Somuncu Baba)
A 331 senesinde Kayseri’de doğdu. Babası Horasan erenle-
I rinden Şemseddin Musa Kayseri’dir. İlk tahsilini babası
Şemseddin Musa hazretlerinden aldı. Ardından Kayseri h in
meşhur müderrislerinden okuyarak tahsilini tamamladı.
Fakat o kendisini yeterli görmüyor ve bir iç buhranı geçi
riyordu. Onun bu halini ve sonraki devresini son devrin
ilim adamlarından Mehmet Ali Ayni (v. 1945) özetle şöyle
nakletmektedir:
“Hamîdüddîn Efendi ilim öğrenmeye pek hevesli idi.
Zamanın en meşhur müderrislerinde okumuş din ve fen
ilimlerini tahsil etmişti. Fakat aradığı kalp huzurunu bir
türlü elde edemedi. Bunun üzerine babası Şemseddin Musa
hazretlerinin de vefatından sonra Şam’a gidip Bayezidiyye
dergâhına yerleşti. Burada tarikat pirleriyle sohbetlerde bu
lundu. Bir kısım meşayıhla görüştü. Tasavvuf ve tarikatta
önemli yol aldı. Nakşibendiye tarikatı şeyhlerinden Şadi-i
Rumi’nin derslerine katıldı ve tesirinde kaldı”.
PROF. DR. AHMET ŞİMŞİRGİL
183
PROF. D R AHMET ŞİMŞIRGİL
185
PROF. D R AHMET ŞÎM ŞİR G ll
186
AKSARAY
187
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
190
AKSARAY
191
PROF. DR. AHMET ŞİMŞİRGİL
192
AKSARAY
193
PROF. D R AHMET ŞIMŞİRGIL
197
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
198
AKSARAY
201
PROF. D R AHMET ŞtMŞtRGİL
Ey Efendi Kibirlenme!
Bakanlarun efendi gönlüne bil
H ak’un bes kulluğına bağlar ol bil
Nasihatler
Gel ey âşık ko ne cân u cihândur
Nazar kıl göre bir bu ne zamândur
206
AKSARAY
211
PROF. D R AHMET ŞİMŞlRGİL
gelen vakıf, bir kişinin bir veya daha fazla mülkünü, toplu
mun ihtiyaçları için dinî, hayrî ve sosyal bir amaç için ebe
diyen tahsis etmesi akdidir. Türkler Anadolu’yu fethettik
ten sonra dinî ve sosyal hayatı düzenleyen ve bu hususta
çok önemli işlevler icra eden cami, mescit, medrese, zaviye,
imaret, hamam vb. gibi eserler bina etmişlerdir.
Sultan veya diğer ümera tarafından vakıf olarak inşa
edilen bu eserler külliye olarak yapıldığı gibi, müstakil bi
nalar olarak da inşa edilmekteydi. Şehirlerin kurulup geliş
mesinde vakıfların çok önemli rol üstlendiği görülmektedir.
Seyyid H arun Veli ve dervişlerinin Seydişehir’e gelip
yerleşmeleri ve buranın kısa sürede şehir haline gelmesi
bunun en güzel örneklerindendir. Bu eserlerin hayatta kal
ması, bakımı ve burada çalışan personelin maişetinin te
mini için düzenli gelir kaynaklarına ihtiyaç duyulmaktaydı.
Bu yüzden yapılan bu vakıf eserlerine gelir kaynağı olarak
han, hamam, fırın, boyahane, salhane, başhane, dükkân,
değirmen, çarşı gibi tesislerin yanı sıra bağ, bahçe, köy,
mezralar ile bunların hisseleri vakfedilmekteydi. Anado
lu’da çok sayıda han, bedesten, dükkân vb. ticarî yapıların
vakıf malı olması, ticaretin de vakıflar tarafından kontrol
edildiğini göstermektedir.
Vakıf müesseselerinde ırk, din, zengin ve fakir ayrımı ya
pılmadan herkese hizmet sunulduğu görülmektedir. Mesela
Karatay Vakfiyesinde; “...hana gelen ve handan geçen Müs
lüman, kâfir, erkek, kadın, hür ve köle her yolcuya, günde,
okkası yüz dirhem olan, üç okka iyi ekmek ve pişmiş ye
mekten bir çanak ile bir okka pişmiş olan etten verilmesi;
ayakları çıplak, ayakkabısı olmayan her fakire ayakkabı te
min edilmesi, hana gelen herkesin hayvanlarına yetişecek
AKSARAY
Ulu Cami
uriçinde Hamidiye Mahallesinde çarşının hemen ya
S nında, Belediye parkının doğu tarafında yer almakta
dır. Kitabesi mevcut olmayan yapı, I. Mesud (1116-1155)
zamanında yaptırılmıştır. Camiin 835/1431 tarihinde Ka-
ramanoğlu İbrahim Bey tarafından yaptırıldığını belirten
ler de bulunmaktadır.
II. Kılıç Arslan (1156-1192) ve Karamanoğlu Mehmed
Bey (1402-1424) zamanında tamir ettirilen cami, bu tam ir
den dolayı da halk arasında Karamanoğlu Cami olarak bi
linmektedir. Caminin minaresi 1118/1706 yılında Abdullah
Ağazade Mehmed isminde bir şahıs tarafından yaptırılmış
tır. Bu minare bugün mevcut değildir. Bugün mevcut olan
minarenin caminin güney batısına ve camiden ayrı olarak
1925 yılında yaptırıldığı görülmektedir. Caminin, 1882’de
de tam ir edildiği bilinmektedir.
PROF. D R AHMET ŞİM ŞİRG İI
Ulu Cami
218
AKSARAY
220
AKSARAY
Tekke Mescidi/Cami
aşpazar Mahallesinde, Pir Ali Sultan Tekkesi’nin ku
T zey doğusunda bahçe içerisindedir. Bugün Araçzade
Cami olarak bilinen yapı, halk arasında Tekke Cami ola
rak da bilinmektedir. Mescidin m ihrap nişinin batısın
daki alçı süsleme şeridindeki süslemeden hareketle; XIII.
AKSARAY
Muzafferiye Medresesi
ur dışında olduğu düşünülen medrese, Danişmendli Ya-
S ğıbasan oğlu Melik Muzaffereddin Mahmud tarafından
yaptırılmıştır. Sultan II. Kılıç Arslan (1156-1192) zamanında
yaptırıldığını söyleyenler de vardır. Osman Turan, medrese
nin 1958 yılında harap bir vaziyette mevcut olduğunu ifade
etmektedir. Medrese bugün mevcut değildir.
Bedriyye Medresesi
aşpazar mahallesinde Cıncıklı Mescid’in batısında bu
T lunuyordu. 1205-11 yılları arasında Bedreddin Yusuf
tarafından inşa ettirildiği ileri sürülmektedir. Osmanlı ka
yıtlarında da ismine rastlanan yapı bugün mevcut değildir.
Melikiye Medresesi
ugün mevcut olmayan yapının yeri bilinmemektedir. I.
B Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde (1205-1211) yapıldı
ğını söylenmektedir. Medrese hakkında Fatih devri Aksa
ray vakıflarında kayıt mevcuttur.
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
Ebubekriye Medresesi
ünümüzde mevcut olmayan ve yeri tespit edilemeyen
G medresenin I. Alâeddin Keykubad döneminde (1220-
37) yapıldığı belirtilmektedir. Banisinin I. Alâeddin Key
kubad devrinde Kayseri Subaşısı olan Seyfeddin Ebubekir
olduğu ileri sürülmüştür. Medrese hakkında Fatih devri
Aksaray vakıflarında kayıt mevcuttur. Fatih ve II. Baye-
zid dönemlerinde medreseye Mevlana A bdüllatifin tasar
ru f ettiği ve tamire muhtaç olduğu kayıtlarda mevcuttur.
Medresenin Cumhuriyetin ilk yıllarında ortadan kalktığı
sanılmaktadır.
Seyfiyye Medresesi
M
eydan mahallesinde bulunan medresenin, I. Alâeddin
Keykubad döneminde (1220-1237) Seyfeddin Ay-Aba
tarafından yaptırıldığı ifade edilmektedir. Medrese hak
kında Fatih devri Aksaray vakıflarında kayıt bulunmak
tadır. 1476-77 tarihli bir arşiv defterinde bu medrese şöyle
yazılmıştır:
“Vakf-ı Medrese-i Sevfiyye der nefs-i Aksera der Tasar-
ruf-ı Mevlâna Tâcüddin”
Medrese bugün mevcut değildir.
Hüsamiye Medresesi
ündoğdu mahallesinde, III. Gıyaseddin Keyhüsrev za
G manında, devrin ünlü kadısı Emir Hüsameddin tara
fından, 1256 tarihinde yaptırılmıştı. Subasan Medresesi de
denilmişti. Uzun yıllar hizmet veren medrese, bugün mev
cut değildir.
AKSARAY
Taciye Medresesi
ere M ahallesinde, Milli Eğitim M üdürlüğünün k u
D zeydoğu köşesindedir. Kitabesi mevcut olmayan ese
rin XIII. asrın ikinci yarısında Taceddin Mutez tarafından
yaptırıldığı tahm in edilmektedir. Nitekim Eflâkî’deki, Ak
saray’da bir medrese inşa ettiren Taceddin Mutez, Mev-
lana’dan müderris olarak, Kayserili Şerefeddin’i istediğini
rivayet etmektedir. 1970 yıllarında harabe bir halde bulu
nuyordu. Günümüze gelebilen taç kapısının bir kısmı, Ak
saray Lisesi bahçesinde bulunmaktadır.
Beramuniye Medresesi
ur dışında olduğu düşünülen ve yeri tam olarak bili
S nemeyen eserin, Gazan Han tarafından 1299 tarihinde
Aksaray’a gönderilen, Sutay’ın oğlu Baranbay tarafından
yapıldığı ileri sürülmektedir. Moğolca “boranud” sözünün,
bir unvan veya rütbe olduğu ve Arapça “berraniye” kelime
sine karşılık geldiği ifade edilmektedir. Taciye Medresesi
ile Beramuniye Medresesinin aynı yapı olduğu ileri sürül
mekte ise de, bunu teyit edecek herhangi bir bilgi bulun
mamaktadır. Medrese bugün mevcut değildir.
Darü’l-Hadis
B
ugün yeri tespit edilememektedir. 667/1278 tarihinde
Şafii ve Hanefiler için Peygamber efendimizin hadisle
rinin okunması ve açıklanması için inşa olunmuştur. Eser
bugün mevcut değildir.
PROF. DR. AHMET ŞİMŞİRGİL
Darüşşifa
ugün Şifahane mahallesi olarak bilinen yerde idi. Yapıya
B ait bir kitabe ve vakfiye günümüze kadar gelmemiştir.
Bu sebeple araştırmacılar şifahanenin yapılış tarihi ile ilgili
değişik görüşler ileri sürmüşlerdir. Eserin II. Kılıç Arslan
(1156-1192) ve I. Alâeddin Keykubad (1220-1237) tarafın
dan yapıldığını ileri sürenler olduğu gibi, XIII asrın ikinci
yarısında yapıldığını iddia edenler de bulunmaktadır. Ünlü
Şeyh, Cemâleddin Aksarâyînin bu şifahanede tıp eğitimi
gördüğü ve hekimlik yaptığı bilinmektedir.
Saray Hamamı
ükümet Konağı ile Adliye binasının bulunduğu saha
H nın doğusunda Bankalar Caddesi civarındaki sarayın
hemen bitişiğinde bulunduğu ileri sürülmektedir. II. Kı
lıç Arslan (1156-1192) devrinde saray ile birlikte yapılmış
olmalıdır. Osmanlı belgelerinde yapıdan hiç bahsedilme
mesi, ham am ın erken bir tarihte ortadan kalktığını dü
şündürmektedir.
226
AKSARAY
İmadiyye Hângâhı
eri tespit edilmeyen yapının Danişmendli Nizameddin
Y Yağıbasan’ın yeğeni İmamüddin Zünnun tarafından
yaptırılmış olacağı ileri sürülmektedir. Osm anlılar dev
rinde yapıya ait kayıtlar bulunmaktadır. Yapı bugün mev
cut değildir.
Zahriyye Hângâhı
anişmendliler’den Yağıbasanın oğullarından Zahired
D din İli tarafından yaptırıldığı ileri sürülmektedir. Yeri
belli değildir. Osmanlılar devrinde de faal olan yapının bu
gün mevcut olmadığı görülmektedir.
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
Efdaliyye Hângâhı
II. Gıyaseddin Keyhüsrev (1266-1284) döneminde yapıl
Idığı ileri sürülmektedir. Bugün mevcut olmayan eserin
banisi hakkında herhangi bir malumat bulunmamaktadır.
Yapının 671/1272 tarihli vakfiyesinden bahsedilmekte ise
de; söz konusu vakfiye bugüne gelememiştir. Yapının Os-
manlılar devrinde faal olduğu görülmektedir. Yapı bugün
mevcut değildir.
Fahriyye Mevlevihanesi
ere mahallesinde olduğu tahm in edilmektedir. Ne za
D man yapıldığı hakkında kesin bir kayıt yoktur. Sultan
Veled’in gayretleriyle XIII. asrın ikinci yarısından itiba
ren Mevleviliğin Anadolu’da önemli bir tarikat haline gel
diği bilinmektedir. Tekkenin de bu dönemde inşa edilmiş
228
AKSARAY
B
ugün mevcut olmayan ve yeri bilinmeyen türbe Mev-
lana’nın torunlarından Mübarek şah’ın kızı Nefise Ha-
tun’a aittir. Nefise H atunun ölüm tarihi bilinmemektedir.
Fatih Dönemi Aksaray vakıflarını tespit eden defterde, Haz-
reti Mevlana Neslinden Mübarekşah’ın Kızı Nefise hatun
Türbesi Vakfı olarak geçmektedir. Bugün mevcut değildir.
E
rvah K abristanlığının Sebil Mahallesi girişinde, So
muncu Baba Türbesine varmadan yolun üst tarafında
olduğu söylenen türbe bugün mevcut değildir. Türbe ya
kınında bulunan mezar taşı kitabesinden, Aksarâyî nin
723/1323 yılında ölen oğlu Mehmed’in medfun olduğu an
laşılmaktadır.
PROF. D R AHMET ŞÎMŞİRGİL
Anonim Türbe
E
rvah Kabristanının yüz metre kadar ilerde inşa edilmiş
tir. XIII. yüzyılın ilk yarısında yapıldığı ileri sürülmek
tedir. î. Hakkı Konyalı, türbede yer alan kitabeleri okudu
ğunu söyleyen Aksaray M üftüsü Süreyya Dellaloğlu’nun
ve Mehmed Hamzakadı Bey’in sözlü olarak aktardığı bir
bilgiye istinaden türbedeki mezarlardan birinin Taceddin
Mutez’e ait olduğunu söylemektedir. Ancak Taceddin Mu-
tez nerede öldüğü ve defnedildiği tespit edilememektedir.
Türbenin 1929 yıllarında belediye Başkanı olan Hadi Arı-
baş tarafından yıktır ildiği ifade edilmektedir. Türbe bu
gün mevcut değildir.
231
PROF. DR. AHMET ŞİMŞİRGİL
B
üyük Türk ve İslâm âlimi, Zinciriye Medresesi Müder
risi Aksaray lı Mehmed Cemâli’nin açık türbesi Ervah
Kabristanındadır. Türbenin üzeri açıktır. Yanında mescit
bulunm aktadır. 1978 yılında mescid, çilehane ve itikaf-
hane ayaktayken Perekzadeler tarafından yıkılarak yerine
tek kubbeli bir cami 1980 yılında yapılmıştır.
Büyük âlim Cemâleddin Aksarâyî nin adi taştan yapıl
mış sandukasına esmer renkli baş ve ayak taşları dikilmiş ve
baş taşma oldukça bozuk bir yazı ile şu kitabe kazılmıştır:
“Hazret-i sıddîk-ı ekber taziyallahü teâlâ anhü hazret
lerinin evlâdından ve fühûl-i muhakkikin-i ulemâdan ef-
dal-ül-müteahhirin arif billah ve muktedây-i dil-âgâh. Şeyh
Cemâleddin Muhammed ibn-i Muhammed ibn-i Muham-
med ibn-i Fahreddîn-ir-Râzî kaddessellahü sırrah-ül-zzîz
hazretleri nice zamanlar eyâdi-i te’yidât-ı İlâhî birle ulûm-i
arabiyye ve şer’iyye ve akliyyeyi tedris ve iftâda da yed-i
tûlâ izhâr ve kütüb-i müteaddideyi tasnif ve teşrih eylemiş
AKSARAY
Anonim Türbe
BİBLOGRAFYA
245
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
-If»
Anadolu 5,6,9,10,11,15,19,
21,22, 23,24, 25, 27, 28,
AbakaHan 177 29, 30,31,34, 35, 37, 45,
Ahmed Gazi 42, 43, 45, 47, 48, 47, 50,51,52, 53, 54, 55,
49 56, 57, 58, 59, 60, 61, 65,
Aksaray 6, 7, 9, 10, 57, 60, 73, 69, 70, 71, 72, 74, 75, 77,
76, 77, 78, 139, 158, 159, 78, 79, 82, 83, 84, 86, 87,
160, 163, 164, 167, 169, 89,91,92, 93, 94, 95, 96,
170, 171, 172, 173, 174, 97, 100, 105,117, 118,
175, 176, 177, 178, 179, 123, 124,125, 129,134,
180, 181, 187, 188, 191, 135, 136, 137, 138, 141,
192, 193, 195, 197,198, 142, 147, 150, 151, 157,
209,210,211,212,213, 163, 164, 165, 169,170,
214,215,217, 223, 224, 171, 173, 174, 175, 176,
225, 226, 228, 229, 230, 177, 178, 179, 180, 182,
231,232, 235, 236, 237, 183,190, 191, 193,211,
238, 241 214,215,216, 228, 229,
Alâeddin Camii 65 235, 236, 237, 238
Alayhan 174 Anadolu Selçuklu 5,6, 9,10,
Aleksios Komnenos 31, 33, 54 15, 19,21,23, 24, 25, 27,
AliTegin 14 28, 35, 37, 50,51,52, 53,
Alman Kralı 61, 62 55, 57, 59, 69, 70, 71, 75,
Alman Kralı Konrad 62 118, 123, 124,135, 150,
Almanlar 61, 81,161 157, 163, 164,174, 237
Alparslan 12, 13, 17, 18, 21, 24, Antakya 5, 23, 26, 27, 38, 39,
134, 170 40,42, 43,44, 48, 50, 62,
Alpllig 12,21,22 75, 79, 80, 122
PROF. D R AHMET ŞİMŞİRGİL
249
PROF. DR. AHMET ŞİMŞÎRGİL
136,137,145,153,154, S,ş
164,165,171,211,217,
219, 228 Samani 13,14
Miryokefalon 6,108,110,122, Selâhaddin Eyyûbı 6,125,126,
124, 125,126,137,211 127,128,129,130,137,
Molla Fenârî 184,185,186, 141, 148,150,152, 153,
187,193 157
Muhammed Tapar 52, 53, 54, Selçuk Bey 5,11,12
136 Seyfıyye Medresesi 7,174,224
Musa inanç 11,12,133 SomuncuBaba 7,180,181,184,
Musul 16, 26, 39, 51, 52, 53, 80, 185, 186,187,188, 190,
88, 95,125,126,130,211 191, 195,197,229
Müslim b. Kureyş 26 Sultan Hanı 174,211,244
N Sultan Mahmud 14
Sultan Mesud 15, 55, 56, 57, 58,
Noyan 174, 176,177,178, 215 59,60,61,63,64, 65, 66,
Nûreddin Mahmud 62, 63, 64, 69, 72, 75, 76,136, 137,
66, 69, 74, 75, 76, 80, 81,
171,219
82, 85, 87, 88,90,91,93,
Süleyman Şah 5,12, 15, 21, 22,
95, 125, 127
23, 24,25, 26,27, 28,31,
135, 170
Süryânî Mikhail 162
Papa 25, 30, 32, 33,44, 61, 96,
Şahinşah 6, 52, 53, 54, 55,65,
101, 150
66, 72,87,91,98, 99,
Pervane 176,211
Pierre TErmite 5, 30, 33, 34, 100,105,136
36, 37 T
Taceddin Mutez 176,225,230
Raimond 37, 40, 44,46, 62 Thoros 39, 64, 69, 74, 75, 79, 93
Rey 17,18,133,134 Tuğrul Arslan 52, 53, 56, 57,
Richard 42, 43, 50,155,156, 136
157 Tuğrul Bey 12,13,15,16,17,
Rükneddin Mesud 72 18,133, 134
Rükneddin Süleymanşah 139, Tutuş 27,135
140,146
251
PROF D R AHMET ŞİMŞİRGİL
u
Ulu Cami 7,76,171, 187, 217,
230, 238
Urfa 21,22,28,39,43,44,48,
51,60
Y
Yabgu 5,11,12,13,14,15,16,
17,21, 133
Yafa 156
Yağıbasan 59, 64,65,66, 72, 73,
74, 83, 85, 86, 87, 89, 90,
91, 137,223,227
Yıkık Minare 174
Yusuf Hakikî Baba 7,10,197,
198, 199, 201, 235
Yusuf Kadir Han 14
Yusuf Yınal 11, 13, 16
z
Zengî 52, 59, 62, 63, 66,69, 74,
80,81,82, 85, 87, 88,91,
93, 95, 141
Zülkarneyn 64, 85
Zünnun 59, 65, 66, 72, 75, 85,
86,91,98, 100,105,137