You are on page 1of 2

3 12.

Sınıf
Türk Dili ve
Edebiyatı
Hikâye - 1

1. Kızıltoprak’taki eski evdeyim. Babaannem yanımda. Ço- 3. Sen gir bugün imtihana, her sorduklarını çatır çatır bile-
cuğum ben çocuk. Ne kadar çok seviyorum bu eski tah- ceksin. Gerçi binlerce öğrenci katılıyormuş, aralarından
ta köşkü. Bahçe kocaman. Dut ağacı, tavuklar, horozlar yüz, yüz elli kişiyi alıyorlarmış. Gene de sen kazanacak-
var. Havuzda balıklar yüzüyor. Sağ yanda Hacı Arif Bey’in sın, gör bak! Benim akıllı uslu kızımsın. İsterlerse öyle
köşkü var. Hacı Arif Bey bahçeye çok meraklı. Namaz mal mülk gibi bir şey, ben derim ki ne demek? Benim
seccadesi kestane ağacının gövdesine asılı. Onların arka kızım kalmaz sınıfta. Devlet masrafına ziyan vermez.
bahçesindeki ufak kulübede sağır, dilsiz bir kadın oturu- Bunları okulun müdürüne, böyle bir bir anlatırım. Hemen
yor. Arka bahçeye gidip tele dayanıyorum; sağır, dilsiz anlar. Hem canım o da bizim gibi bir insan. “Benim kızım
kadın kulübeden çıkıp yanıma geliyor. yıllardır yalnız uyanır sabahları,” derim. “Hiç şımardığı
olmamıştır kimseye. Bir gün bile çıtırtısı duyulmamıştır.”
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene-
derim. “Sanki o, çocuk olmamıştır.” derim.
mez?
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada geçen kız öğren-
A) Olay hikâyesine özgü bir anlatım sergilenmiştir. cinin özelliklerinden biridir?
B) Devrik cümle kullanılmıştır.
A) Çalışkandır. B) Hoşgörülüdür. C) Sabırlıdır.
C) Betimleyici anlatımdan yararlanılmıştır.
D) Utangaçtır. E) Merhametlidir.
Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

D) Anlaşılır, sade bir dille yazılmıştır.


E) İzlenimler üçüncü kişi ağzıyla anlatılmıştır.

4. Güz yağmurlarıyla birlikte adadan ayrılma isteği belirdi


içimde. Kışı burada geçirmekten korkuyordum. Burası:
Bir ada. Dört yanı denizle çevrili. Bir denizin üstüne otur-
2. Aşağıdaki parçaların hangisinde evrensel değerler- muş. Ya deniz dibindeki kayalar çözülürse? Ya ada batar-
den söz edilmiştir? sa? Bundan mı korkuyordum? Bilmiyorum. Kışın esecek,
A) Bütün bunları sana anlatıyorum, aldanıyorum, seni günler boyu dinmeyecek fırtınaların korkusu muydu içim-
benim gibi sanıyorum. Değilsin. Maddeye dayanan bir deki? Bilmiyorum. Bir sabah, iskeleye gittim. İki gün sonra
toplumun insanısın, maddeye dayanan ahlâk mı olur? kalkacak vapur için bir bilet istedim. Bir tek bilet. İskele
İyi niyet mi olur? Hoşgörürlük mü olur? Sen istemesen memuru, önüne koyduğum parayı eliyle itti.
de onlardan birisin. – Nereye gidiyorsunuz? dedi. Adamızda rahat etmediniz
B) Gündüzleri küçük evimizin önüne çıkıp karları kürele- mi?
dim, kışın geldiğimde. Ellerim kıpkırmızı, buz keserdi. – İşlerimi çözümleyip döneceğim, dedim.
“Kolay gelsin!” derlerdi yoldan geçenler, bazen şapka- – Hangi işleri? dedi. Neyi çözümleyeceksiniz? Bırakın
larını çıkarırlardı. O zaman bir sürü kırlangıç havala- bunları. Oturun oturduğunuz yerde. Bakın, artık yabancı-
nırdı çitin kenarından. lar da kalmadı adamızda.

C) Akşamları oturup yazılar yazıyorum anlaşılması için. – Ben sizin düşüncelerinizi sormadım, dedim. Ben ilk va-
MEB

Bütün bu anlamsızlık anlaşılsın da artık çok geç kalın- pur için bir yer istiyorum.
mış olsa da daha iyi bir dünya kurulsun diye. Bütün bu – Bir yer mi? dedi iskele memuru. İlk kalkacak vapurda
çılgınlıkların sonunda hiçbir şey olmadığı, bu dünyada sizin için bir yer yok.
yaşamaya bile imkân olmadığı anlaşılsın artık.
– Yani bütün yerler dolu mu? dedim.
D) Yemekten sonra, her akşam yaptığım gibi, güverteye
– Hayır, dedi. Sizin için yer yok, dedi.
çıkmıştım. Hava ağırdı. Eriyen bir kurşun. Buharını
ben soluyordum. Kesik soluyuşumla. Tere batmıştım. – Bu ne demek? dedim.
Filikaların altında, hiç kimsenin beni görüp tedirgin et- – Bu şu demek ki adadan ayrılmak için sizin özel izin al-
meyeceği bir köşeye sığınmış, serinlemeye çalışıyor- manız gerekiyor.
dum.
Bu parçada kullanılan anlatım teknikleri aşağıdakile-
E) Bir yerlerde öğretmenlik yaptı, büyük sıkıntılara göğüs rin hangisinde verilmiştir?
gerdi, para biriktirdi bu arada, bir kat aldı. Şimdi güneş
gözlüğü takıyor ve katını kiraya veriyor. Şu kıyıda dal- A) Montaj - Anlatma B) Anlatma - Özetleme
gın dalgın yürüyen delikanlı, baba evinde ne bulduysa C) Diyalog - Geriye dönüş D) Özetleme - Şuur akışı
sattı. Eski kitaplar, birkaç parça gümüş, bir çalar saat… E) İç monolog - Diyalog
3 12. Sınıf
Türk Dili ve
Edebiyatı
Hikâye - 1

5. – Çeltiği ot boğacak (gelişmesine engel olacak) diye 7. Küçük tahta bavulumu bir elime, ak bezden dikilmiş tor-
I bamı öbür elime alıp hazırlandım. Tren yayvan, çıplak
başımızı kaldırdığımız (isyan ettiğimiz, ayaklandığımız) mı tepelerin önünden geçiyordu. Sonra yeşil bir ovaya girdi,
II tepeler gittikçe uzaklaşıyordu. Geniş tarlalar başlamıştı.
var a oğlum. Gece gündüz çalışıyoruz. Bu günler çeltikçiliğin Kavaklar, söğüt ağaçları belirdi. Derken tren yavaşladı.
sıkı (zorlu) günleri. Neyse. Daha daha nasılsın bakalım? Akasya ağaçları içindeki küçük bir binanın önünde durdu.
III İstasyonda kırmızı şapkalı memurdan başka kimse yoktu.
– İyiyim baba, dedim. Sağ ol. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi ile ilgili bir be-
– Hasta filan olmadın ya? timleme yapılmamıştır?
– Olmadım, çok iyiyim.
A) Ova B) Tarlalar C) Tren istasyonu
– İyisin maşallah. Epey de boy atmışsın (uzamışsın,
D) Ağaçlar E) Tepeler
IV
gelişmişsin). Allah devlete zeval vermesin. Devlet ekmeği
yiyen onar (daha iyi bir duruma gelir) oğlum. Eski sözdür
V
bu. Çok şükür Allah’ıma, sen de devlet ekmeğine kondun. Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Bu parçadaki numaralanmış sözlerin hangisi, yay ay- 8. Hava birdenbire patladı. İskeleye tam yaklaşırken sokaktaki
raç içindeki açıklamayla anlamca uyuşmamaktadır? I II
tozlar, üstümüzü başımızı sardı. Rüzgâra karşı yürüme-
A) I B) II C) III D) IV E) V
miz bile ilk dakikada âdeta imkânsız gibi görünüyordu.
III
Yoksa hava ansızın değişmeyip de bozacağını biraz his-
IV
settirse hiç böyle gecikir miydik?
V
Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangileri
anlamca birbirlerinin yerine kullanılabilir?

6. Küçük istasyon binasının arkasında, battal bir hatta çe- A) I ve II B) I ve IV C) II ve V


kilmiş, eski bir vagonda kalıyorduk. Vagondan ev. Babam D) III ve IV E) IV ve V
erkenden işe giderdi. Ben uyandığımda yoktu yani. An-
nem o sırada dışarıda olurdu. Tavuklara yem veriyor tabi.
Kızardım ona. Beni bekle, beni uyandır, birlikte yem ve-

relim diye. Dışarıda yakıcı bir güneş vardı. Yazın güneş,


MEB

kışın kar. Doğuda bir yerlerde olmalıydık. Annem vagon


evin önüne bir bahçe kurmuştu. Vagonun çatısına çekil-
9. Kaportacı bir kaç gün hiç uğramamıştı yanına. Onun da
miş iplere dolaşık ebruli, mavi kahkaha çiçekleri, cennet
I
süpürgeleri, gecesefaları, kadifeler hatta teneke kutula-
içindeki kuşku biraz yatışır gibi oldu. Gönlünde tomur tomur
ra dikilmiş iki de karanfil vardı. Havalar serinleyince ka-
II
ranfilleri içeri alırdık. Vagon evin ırmağa bakan yüzüne
yeni, pembe karanfiller açtı. En pembelerini tahtaya geçi-
bir pencere açılmıştı. Karanfilleri onun önüne koyardık.
rirken fesrengine boyadı. Boyarken kendini yorgun duydu.
Sabah uyandığımda, pencereden sızan güneş gözlerimi
III
kamaştırır; ortalığı bir karanfil kokusu kaplardı.
Bu kasayı bugün bitirmeliydi.
Bu parçadaki aşağıdakilerden hangisi ağır basmak- IV
tadır?
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangilerinin
A) Tanımlama B) Karşılaştırma C) Öyküleme yazımı doğrudur?
D) Tartışma E) Örnekleme A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) II ve IV E) III ve IV

You might also like