Professional Documents
Culture Documents
(ESKİ) BİK LAB 3 İdrar Analizi
(ESKİ) BİK LAB 3 İdrar Analizi
Laboratuvar
GENEL BİLGİ
Rutin idrar analizi, renal veya sistemik bir hastalık olup olmadığını, bu hastalığın türünü,
nasıl bir gidiş gösterdiğini tahmin etmek için başvurulan basit ve ucuz, ancak çok önemli bir
testtir. Tam idrar incelemesi, fiziksel muayenede veya hastane yatışlarında standart olarak kabul
edilmektedir.
Genellikle rutin idrar analiz işlemleri iki temel bileşenden oluşur.
a) Fiziksel İnceleme:
Miktar
Renk
Görünüş
Koku
Dansite
Osmolarite
b) Kimyasal İnceleme:
pH
Şeker
Protein
Safra pigmentleri:
Bilirubin
Ürobilinojen
Ürobilin
Keton cisimleri:
Aseton
Asetoasetik Asit
-Hidroksibütürik asit
c) Mikroskobik İnceleme:
96 RUT İN İ DR A R A N ALİ Zİ
İdrar örneğinin toplanmasında aşırı dikkat ve laboratuvara kısa sürede teslimi idrar analiz
sonuçlarını önemli derecede etkilemektedir. Steril, kapaklı örnek taşıyıcısına hastanın adı, örneğin
alındığı tarih ve zaman mutlaka yazılmalıdır. Rutin idrar analizi gerek böbrek işlevlerini saptama,
gerekse diürinal ritm göz önüne alınarak, zamanlanmış idrar örnekleri olarak çalışılabilinir.
Örneğin, ürobilinojenin diürnal atılımın en yüksek değeri saat 1400-1600 arasındadır. 12 saatlik, ilk
sabah idrarı, rast gele idrar örnekleri de kullanılabilir.
Renk
Normal taze idrarın rengi yenilen gıda maddelerine, idrarın sulu veya yoğun olmasına ve
alınan ilaçlara bağlıdır. Sulu idrar açık sarı renkte, konsantre idrar ise koyu sarı renktedir.
Kırmızı: Kan (taze idrarda hemoglobin)
Kırmızı pancar yiyenlerde
Porfirinüri
Rifampisin tedavisi
Alkali idrarda fenolftalein
Yeşil-Mavi: Pseudomonas enfeksiyonları
Metilen mavisi tedavisi
Tetrasiklin tedavisi
Portakal: Konsantre idrar
Safra boyaları
Mavi-Siyah: Methemoglobinüri
Melanin pigmenti
Alkaptonüri
İntramüsküler demir tedavisi (beklemiş idrarda)
Soluk: Diürezis (diüretik kullanımında)
Diabetes mellitus
Diabetes insipidus
Koyu kahverengi: Bilirubinüri
Hematüri (beklemiş idrarda)
Metildopa tedavisi
Levodopa tedavisi
Süt: Yağ
RUT İN İ DR A R A N ALİ Zİ 97
Görünüş
İdrarın görünüşü berrak, hafif bulanık veya çöküntülü olur. Taze normal idrar berraktır.
İdrarın bulanık olmasının nedenleri arasında fosfatlar, üratlar, iltihap ve bakteriler sayılabilir.
Beyaz ve pembemsi çöküntü asidik idrarda üratlara, beyaz bol miktarda çökelek alkali
idrarda fosfatlara delalet eder.
Koku
Normal taze idrar kendine özgü bir kokuya sahiptir. Kötü koku, idrar örneğinin güvenli
analiz için çok eski olduğunu gösterir. İki saatten daha uzun süre korumasız ve soğukta
tutulmadan toplanan örnekteki kötü koku, kabul edilemeyen bir örneğin göstergesidir.
Dansite
Böbreğin yoğunlaştırma yeteneğini ölçmek için kullanılır. Normal idrar dansitesi 1,015-
1,025 g/mL’dir. İdrarda bulunan çözünmüş partiküllerin miktarı, ağırlığı ve kıvamı ile doğru
orantılıdır. Dansitenin normal sınırları günlük sıvı alımına, hava sıcaklığına, gastrointestinal sıvı
kaybına, terlemeye bağlı olarak 1,003-1,035 g/mL arasında değişebilir.
İdrar dansitesi üronometre (dansitometre) ile ölçülür. İdrar, çapı ve boyu
üronometreninkinden daha büyük bir mezüre konur. Üronometrenin dip kısmında kurşun
kürecikler mevcuttur. Üronometrenin tepesinden baş ve işaret parmakları ile tutularak bir dönme
hızı verilir. Üronometre idrarın içinde serbestçe yüzebilmelidir. Dengeyi bulduğu an idrar
seviyesinin üronometreyi kestiği çizgideki rakam okunur. Üronometre üzerindeki rakamlar 1,000-
1,060 arasında olup yukarıdan aşağı doğru işaretlenmiştir. Bundan dolayı rakamlar yukarıdan aşağı
doğru okunur ve not edilir. Dansite üronometre ile ölçülebildiği gibi, çok küçük miktarlardaki
idrarlar için refraktometre kullanılabilir.
Belirgin glukozüri veya proteinüri olgularında düzeltme çarpanları daha iyi değerler elde
etmek için dansite ayarlamada kullanılabilir. Her 10 g/L’lik glukoz için 0,004, her 10 g/L protein
için 0,003 değeri çıkartılır.
Osmolarite
Normal böbrek 50-1200 mOsm/kg arasında idrar oluşturma yeteneğindedir. Osmolarite,
böbreğin konsantre etme kabiliyetini dansiteden daha iyi ölçen bir değişkendir. Çünkü dansite,
idrardaki partiküllerin hem sayısına hem ağırlığına bağlı iken, osmolarite ise partiküllerin sayısına
bağlıdır. Osmometre ile ölçülür.
Kimyasal İnceleme
98 RUT İN İ DR A R A N ALİ Zİ
İdrarın kimyasal analizi, idrarın anormal içeriklerin tespiti için mükemmel bir göstergedir.
pH
pH ölçümlerinde genel yöntem elektrotlar yardımıyla pH metre kullanılarak yapılmasına
karşın, idrar pH’sı genellikle turnusol kağıdı ile ölçülür. Çünkü pH’daki küçük değişiklikler küçük
klinik anlamlardan kaynaklanır. İdrar pH’sının tayini için mavi ve kırmızı turnusol kağıdı kullanılır.
Bir parça idrara batırılan kırmızı turnusol kağıdı mavi olursa ALKALİ, mavi turnusol kağıdı
kırmızı olursa ASİDİK, hiçbir renk değişikliği olmazsa NÖTR, her ikisi de renk değiştirirse
AMFOTERİK idrar denir.
Günümüzde pH’sı 5 ile 9 arasında olan pH stripleri de kullanılmaktadır.
Üreyi parçalayan ve amonyak açığa çıkaran mikroorganizmalar varlığında, solunumsal ve
metabolik alkalozda, renal tübüler asidozda idrar alkali olur. Diabetes mellitusta, açlıkta yüksek
proteinle beslenenlerde idrar asidiktir.
Şeker
Vücut hücrelerinin birincil enerji kaynağı glukozdur. İdrarda glukozdan başka diğer şekerler
de bulunabilir. Örneğin, laktoz (süt şekeri), früktoz (meyve şekeri) ve pentozlardan arabinoz,
ksiloz ve ramnoz gibi idrarda şekerin mevcudiyeti idrarın yoğunluğunu artırır. Diabetes mellitusta,
çok miktarda karbohidrat alımında glukozüri gözlenebilir.
Yalancı (+) Güçlü yükseltgen ayıraçlar
Yalancı () Askorbik asit
Aspirin
Çok miktarda keton
İdrarda şeker tayininde önceleri yükseltgenme indirgenme ilkesinden yararlanılır iken;
günümüzde enzimatik temele dayalı glukoz tayini için stripler kullanılmaktadır.
CuSO3, NaOH çözeltisi ile tepkimeye girer ve beyaz renkte bakır hidroksit çöker.
CuCO4 +2 NaOH Cu(OH)2 + Na2SO4
Bunun üzerine indirgeyici bir şeker çözeltisi ilave edilir ve ısıtılırsa sarı renkli Cu(OH) çöker
ve bu da Cu2O’ya çevrilir.
Ayıraçlar
RUT İN İ DR A R A N ALİ Zİ 99
Niteliksel Benedict:
1- 100 mL arık suda 17,3 g bakır sülfat eritilir.
2- Bir litrelik balona 800 mL arık su, 173 g sodyum sitrat (anhidr), 100 g sodyum karbonat
(susuz) konur. Isıtılarak eritilir. Bakır sülfat eriyiği ikinci eriyiğe her ilavede çalkalanarak eklenir.
Sonra bir litreye arık su ile tamamlanır.
Teknik:
Bir tüpe 5 mL Benedict ayıracından konur. Üzerine 8-10 damla idrar damlatılır. Alevde iyice
kaynatılır. İdrarda şeker varsa koloidal bir çökelti olur. Bu çökeltinin rengi idrardaki şeker
miktarına göre sarı, turuncu ve kırmızı olur. İdrarda çok şeker varsa, tüp ısıtılır ısıtılmaz çökeleğin
rengi tuğla kırmızısı olur. Bu sonuç 4 (+) diye yazılır. Çökeleğin rengi koyu turuncu ise 3 (+),
biraz açık ise 2 (+), sarı ise (+) şeklinde değerlendirilir. İdrarda şeker yoksa sıvının rengi değişmez
veya yeşil olup çökelek teşkil etmez ve berrak kalır.
Teknik
Isıya dayanıklı bir tüpe pipetle 5 mL niceliksel Benedict ayıracından konur. Bir bıçak ucu
sodyum karbonat (susuz) eklenir. Tüp sol elde bir tahta kıskaçla tutularak alevde ısıtılır.
Kaynamaya başlayınca sağ eldeki dereceli 1 mL’lik pipetle idrar damla damla tüpün içine
damlatılır. Tüpler damlanın ilavesinde iyice kaynatılır. Bakır sülfatın mavi rengi kayboluncaya
kadar bu işleme devam edilir. Beyaz renk oluşunca eldeki pipet okunarak harcama not edilir.
1
(10) litrede gram glukoz (x= mL harcanan idrar)
x
100 RUT İN İ DR A R A N ALİ Zİ
Protein
Normal bir şahsın idrarında, standart laboratuvar yöntemleri ile yapılan incelemede, protein
bulunmaz. Ancak duyarlı yöntemler kullanıldığında (RIA ve özel stick’lerle) günde 150 mg’ı
geçmeyen proteinüri söz konusudur. Sağlıklı yetişkinde bu sınır günde 300 mg’a kadar çıkabilir.
İdrar proteininin büyük kısmını glomerüler membrandan geçmiş albümin oluşturur ise de
çeşitli hastalıklarda globülinler gibi daha küçük molekül ağırlıklı proteinlerde bulunur.
Ayıraçlar
Tanret ayıracı: 13,5 g merkürik klorür 250 mL arık suda bir litrelik erlen içinde eritilir. 33,2 g
potasyum iyodürde 250 mL arık suda ikinci bir litrelik erlende eritilir. Her ikisi de iyice eriyince
yavaş yavaş ve her ilavede şiddetli çalkalayarak ikinci eriyik birinciye eklenir. Hacim arık su ile 600
mL’ye tamamlanır. Üzerine yine her ilavede çalkalamak üzere 200 mL Glasiyel Asetik asit (buzlu)
eklenir. Hatasız hazırlanan Tanret ayıracının rengi sarıdır.
Teknik
Bir deney tüpünün üçte ikisine idrar konur. Tüpün alt kısmı baş, orta ve işaret parmağı
arasında hafif eğik tutulur ve alevde idrarın üst yarısı tüp döndürülerek ısıtılır. İçine üç damla
tanret ayıracı konur. Tanretin ilavesiyle idrarın üst yarısında bulanıklık oluşur ve bu bulanıklık
ayıracın ilavesiyle artarsa idrarda albümin var demektir.
Isıtılırken bulanıklık oluşur ayıracın ilavesiyle kaybolur, fakat aynı zaman da idrar köpürürse
idrarda kalsiyum karbonat veya amonyum karbonat var demektir.
Eğer idrar başlangıçta bulanık ise, ısıtılırken bu bulanıklık kaybolur ve asit ilavesiyle bir
değişiklik olmazsa idrarda üratlar var demektir.
Hiç bulanıklık olmazsa idrarda albümin yoktur.
Prensip
Albümin miktarının ölçülmesi, idrarda mevcut proteinin Sülfosalisilik asit ile oluşturduğu
bulanıklığın, fotometrede bilinen albümin miktarının oluşturduğu bulanıklık ile karşılaştırılması
esasına dayanır.
Ayıraçlar
%3 Sülfosalisilik Asit: 3 g Sülfosalisilik asit 100 mL balon jojede bir miktar arık suda
çözülür ve 100 mL’ye tamamlanır.
Teknik
İdrarda tanret yöntemi ile albümin çıkmışsa, iki tüp alınır. Her birine 2,5 mL idrar konur.
Birinciye 7,5 mL arık su, ikinciye ise 7,5 mL%3 Sülfosalisilik asit eklenir. Tüpler karıştırılır. 10
dakika bekletilir ve 620 nm’de fotometrede köre karşı okunur. Okunan rakamın karşılığı derişim
eğrisinden bulunur.
RUT İN İ DR A R A N ALİ Zİ 101
Ayıraç
Rosin Ayıracı: 0,7 g iyot, 0,5 g Potasyum iyodür 5 mL arık suda eritilir. 100 mL’ye etil
alkol ile tamamlanır.
Teknik
Bir tüpe 3-4 mL kadar idrar konur. Tüp 45 eğik tutulup kenarından üzerine tabaka teşkil
edecek şekilde 1 mL kadar rosin ayıracı konur. İdrarla rosin ayıracının arasındaki bölgede, zümrüt
yeşili bir halka oluşursa idrarda bilirubin var denilir ve böyle bir idrar patolojik kabul edilir.
B- Ürobilinojen
Renksiz bir bileşik olan ürobilinojen, bilirubinin bakteriyel indirgemesi ile bağırsakta oluşur.
Normal idrar az miktarda ürobilinojen içerir (Böbrekler tarafında idrar ile günde 1-4 mg kadar
atılmaktadır, buna karşılık dışkı ile atılım günde 40-280 mg arasında değişmektedir).
Ürobilinojenin ışığa duyarlı bir bileşik olması nedeniyle miktar ölçümünde taze örnek
kullanılmalıdır. Diürinal ritmden kaynaklanan idrar ürobilinojen miktarındaki dalgalanma
nedeniyle ölçüm için saat 1400-1600 arası toplanan örnek tercih edilmelidir.
Ayıraç
Ehrlich Ayıracı: 20 mL konsantre hidroklorik asit 80 mL arık suya eklenir. 2 g para-
dimetil-amino benzaldehit sulandırılmış asitte eritilir.
Teknik
Bir tüpe 10 mL idrar konur, üzerine 1 mL Ehrlich ayıracı eklenir ve üç dakika bekletilir.
Kiraz kırmızısı renk verirse idrarda ürobilinojen vardır. İdrar direkt analizinde pembe-kırmızı
renge dönüşüyorsa, örnek 1/40 oranında seyreltilip, deney tekrarlanır. Yine pembe renk
görülmesi patolojik düzeyi yansıtır.
Ayıraç
Schlessinger Ayıracı: 50 g Çinko asetat tartılır ve 1 litre alkol içine konur. Bu su banyosu
üzerinde 50oC ısıtılır. Çinko asetat tam eriyince bir şişeye konur ve soğumaya bırakılır. Soğuyunca
şişenin dibinde kristaller oluşacaktır. Üstteki sıvı kullanmaya hazırdır.
Teknik
Bir tüpe 10 mL idrar, 10 mL Schlessinger ayıracı konur. Tüp alt üst edilerek karıştırılır. 10
dakika bekletilir. Filtre kağıdından geçirilir. Süzüntü siyah zemin üzerine konur. Yeşil bir
flüoresans görülürse idrarda ürobilin var demektir.
102 RUT İN İ DR A R A N ALİ Zİ
Keton Cisimleri
Lipit kaynaklı moleküller olan keton cisimleri, enerji sağlanmasında kullanılmaktadır. Suda
çözünen bu moleküller karaciğerde yağ asiti yükseltgenmesi sırasında oluşmaktadır.
Keton cisimleri (Aseton, Asetoasetik asit ve -hidroksibütürik asit) düşük karbohidrat
rejiminde, açlıkta, uzamış kusmada, dehidratasyon durumlarında, ateşli hastalıklarda ve kontrolsüz
Diabetes mellitusta idrarda saptanır. İdrarda aseton çok çeşitli yöntemlerle aranabilir. Bunlardan
en fazla kullanılanı aşağıda tarif edilmiştir.
Ayıraç
Aseto test: 1 g Sodyum Nitroprussiyat havanda iyice dövülerek ezilir. 20 g Amonyum
sülfat, 20 g sodyum karbonat (susuz) karıştırılır. Kapalı bir cam kapta tutulması gereklidir.
Teknik
Bir süzgeç kağıdı üzerine çakı ucu kadar aseto test karışımı konur. Üzerine birkaç damla
idrar damlatılır. Patlıcan mor renk asetonun varlığını gösterir.
Not: Ketonlar için kullanılan sodyum nitroprussiyat tepkimesi, birincil keton cismi olan -
hidroksibütürik asiti değil, aseton ve asetoasetik asiti belirler. Sodyum nitroprussiyatın birincil
olarak asetoasetik asitle tepkidiğini, asetonun asetoasetik asite kıyasla yalnızca %20’lik bir tepkime
yeteneğine sahip olduğunu bilmek önemlidir.
İdrarın Mikroskobik İncelenmesi
İdrar sedimentinin doğru mikroskobik incelemesi üriner sistemi etkileyen infeksiyon,
inflamasyon ve neoplastik durumların erken tanısında önemlidir. Standardize edilmiş ışık
mikroskobisi en yaygın teknik olarak uygulanır. Mikroskobik analizin standardize edilmesi,
belirsizlikleri azaltmak için gereklidir.
İdrar sedimentinin, içindeki şekilli elemanların ve hücrelerin iyi görülebilmesi için, yüksek
osmolariteye ve asit pH’a sahip, taze elde edilmiş sabah idrarından yapılması, tercih edilmelidir.
İdrarda mikroskobik muayene yapılabilmesi için idrar iyice karıştırılır, bir santrifüj tüpüne bir
miktar idrar konur. Dakikada 1500-2000 devir yapan bir santrifüjde, 5 dakika kadar santrifüj edilir.
Üstteki sıvı dökülür. Dipte kalan çökelek, tüp hafifçe laboratuvar masasına vurularak karıştırılır.
Bir damlası temiz bir lam üzerine akıtılır. Hava kabarcıklarının oluşmasına engel olacak şekilde
temiz bir lamel damlanın üzerine kapatılır. Mikroskopta orta büyüteçte, damla incelenir.
Damlanın büyüklüğü lamel kapatılınca lamelin dışına sızmayacak kadar olmalıdır.
Hücreler
Kan Hücreleri
Eritrosit: Eritrositler, idrar mikroskobisinde küçük, içi pembe, yuvarlak ve parlak gergin
halkalar şeklindedir. Hipertonik idrarda ise eritrositlerin halkasal gergin görüntüsü kaybolur,
büzülmüş, suyunu kaybetmiş hücreler halinde görülür. Hipotonik idrarda halka büyümüş,
eritrositler şişkin bir manzara arz ederler. Eritrositler çekirdeksiz olup, asetik asit ilavesiyle
çözünürler.
Mantarlar (özellikle Candida sporları), yağ damlaları, hava kabarcıkları, bazı kristaller
(özellikle atipik kalsiyum oksalat kristalleri) mikroskobik muayene de eritrositler ile karıştırılabilir.
Candida sporları boya almamakla eritrositlere benzer, fakat renksizdirler ve oval olup tomurcuklar
şeklinde çoğunlukla ikili, üçlü sıralar teşkil ederler. Atipik kalsiyum oksalat kristalleri çok keskin
kenarlarıyla, boya alması ve irili ufaklı olmasıyla eritrositlerden ayrılırlar.
Normal bir şahsın santrifüj edilen idrarından elde edilen sedimentin bir mikroskop
sahasında incelenmesi ile 2 eritrositten fazlası, genellikle patolojik kabul edilir. Bu miktar, 1mL
kanın beşte birinin idrara karışması olarak düşünülebilir.
Lökosit: idrarda lökositler, eritrositlerden daha büyük, yuvarlak içlerinde nüvelerin veya
granüllerin görülebildiği hücrelerdir. Lökositler asetik asitte erimezler, tek tük veya kümeler
halinde bulunurlar.
Lökositlerin normal atım oranı, her üç sahada bir lökosit kadardır. Bu da mL’de 3000 hücre
veya yaklaşık 200.000 hücresaat’e karşılık gelir. Yükselmiş lökosit sayısı (4.000.000 hücre/saat)
104 RUT İN İ DR A R A N ALİ Zİ
Epitel Hücreleri
Renal Tübüler Epitel Hücreleri: Lökositten biraz daha büyük, yuvarlak, santral nükleuslu
20 nm büyüklüğündedir. İdrarda seyrek olarak bulunur. Epitel bazal membranında ve tübüler
yaralanmalarda sayıları artar.
Ürotelial Epitel Hücreler: Yuvarlak veya armut şeklinde olan epitel hücrelerinin, kuyruk
benzeri çıkıntısı bulunur. Normalde idrarda nadir saptanırken, mesane ve renal pelvis
hastalıklarında sayısı artar.
Epitel hücreleri
Oval Yağ Cisimcikleri: Yüksek kırıcılığı olan, lipitle yüklü renal epitel hücrelerdir. İdrarda
saptanması halinde, tübüler epitel dejenerasyonu sonucu proteinin fazla miktarı akla getirilmelidir.
Oval yağ cisimcikleri nefrotik sendrom için patognomoniktir.
Yağ Damlacıkları: Hücresel yapısı yoktur, serbest olarak bulunabilir. Yüksek kırıcılığı olan
damlacıkların büyüklükleri farklıdır. Normalde idrarda saptanmaz. Kontaminasyonda veya şiddetli
renal disfonksiyonda gösterilebilir.
Kristaller
Kristalin oluşumu, partiküllerin satürasyonuna veya kristalin çözünebilirlik özelliklerindeki
değişikliğine dayanır. İdrar pH’sı gözlenen kristalin tipinde önemli bir rol oynar. Taş oluşumu,
metabolik bozukluklar veya tedavi düzenlenmesi dışında kristallerin klinik önemleri azdır. Kristal
oluşumu, çeşitli kimyasal bileşenlerin doygun olduğu an veya idrar daha soğuk ısılarda
saklandığında, değişmiş çözünürlüklere maruz kaldığında, meydana gelir. Albümin gibi bazı
kimyasallar kristalizasyona engel olur. 37C’ye ısıtıldığında birçok kristal kaybolur.
RUT İN İ DR A R A N ALİ Zİ 105
Triple Amonyum Fosfat Kristalleri: İdrar, idrar yollarında iken veya idrar atıldıktan
sonra, alkalik fermantasyona uğramışsa, mikroskopta triple amonyum fosfat billurları görülür.
Ancak, nötral veya asit idrarda da meydana gelebilir. Triple amonyum fosfat kristalleri renksizdir,
en çok tabut biçiminde olur, bazen yıldız şeklinde de görülebilir. Asetik asitte çözünür.
Kronik piyelitte, paraplejide, kronik sistitte bu kristallere idrarda rastlanabilir.
Triple fosfat (hızlı oluşmuş kristal) Triple fosfat (yavaş oluşmuş kristal)
Kalsiyum Karbonat Kristalleri: Renksiz, küçük küresel şekilli, büyük miktarda veya
parçalar halinde olabilir. Alkali pH’da meydana gelir. Asetik asitte çözünebilir. Klinik önemleri
yoktur.
Kalsiyum Fosfat Kristalleri: Renksiz, uzun, ince prizmalar veya iğne kümeleri şeklindedir.
Alkali idrarda oluşurlar ve asetik asitte çözünürler.
Kalsiyum Sülfat Kristalleri: İdrarda ender bulunur ve yalnız asit idrarlarda oluşur. İnce,
uzun, renksiz iğneler halinde kristalleşir. Asetik asitte erimezler. Bulunması, klinik önem arz
etmez.
Amorf Ürat Kristalleri: Sarı veya kırmızı renkli, küçük granüller şeklindedir. Soğutmada
pembe presipitasyon (çökelti) verir. Asit veya nötral pH’da oluşurlar. 60C’de ve alkalide
çözünürler. Asetik asitte çözünmez, klinik önemleri yoktur.
Sodyum Ürat Kristalleri: Rengi sarıdan renksize kadar değişir. İğne veya desteler
şeklindedir. Klinik önemleri yoktur.
Ürik Asit Kristalleri: Limon benzeri, kama, rozet ya da halter şeklinde kristallerdir. Sarı-
kahverengi renkli olan kristaller genelde asit idrarda bulunur. Alkali solüsyonlarda çözünebilir
(Sodyum Hidroksit), alkol ve asit içinde çözünmez. İdrarda saptanması patolojik bir durumu
göstermez. Fazla miktarda ürik asit kristalleri böbrek taşlarında, gut’da, akut ateşli durumlarda,
kronik nefritte saptanabilir.
RUT İN İ DR A R A N ALİ Zİ 107
Asidik idrarda,
A. Çeşitli formlarda ürik asit kristalleri
B. Kalsiyum oksalat kristalleri
C. Amorf ürat kristalleri
Hipürik Asit Kristalleri: Renksiz ya da sarı-kahverengi renkli, uzamış prizmalar veya ince
iğneler şeklinde olabilirler. Asit ya da nötr idrarda bulunur. Alkali solüsyonda, su içinde
çözünebilir, asetik asitte çözünmez. Yüksek miktarda benzoik asit içeren meyve ve sebze
diyetleriyle ilişkilidir.
Sistin Kristalleri: Renksizdir. Eşit veya eşit olmayan kenarlı altıgen tablolar halinde
kristalleşir. Tek veya gruplar halinde görülür. Asit idrarda bulunur. HCl, amonyakda çözülür.
Asetik asit, alkol eter ve suda çözünmez. Sistin reabsorbsiyonunu önleyen kalıtsal hastalıklarda,
Doğumsal Sistinozis veya Sistinüride, böbrek taşlarında idrarda fazla miktarda sistin kristallerine
rastlanır.
Lösin Kristalleri: Sarı veya kahverengi renkli ışınsal ve konsantrik çizgilenmeler içeren
küreler şeklindedir. Asit idrarda bulunur. Sıcak asetik asit, sıcak alkol ve alkalide çözünür, HCl’de
108 RUT İN İ DR A R A N ALİ Zİ
çözünmez. Maple Syrup ve ağır karaciğer hastalığında lösin ve tirozin beraber bulunabilir.
Karaciğerin terminal sirozunda ve viral hepatitte idrarda lösin kristallerine rastlanabilir.
Tirozin Kristalleri: Buğday demeti şeklinde ve siyah renktedir. Asit idrarda bulunur. Asetik
asit, alkol ve eterde çözünmez. Normalde idrarda bulunmaz. Tifo, çiçek, lösemi, ağır karaciğer
hastalığında, tirozinozisde idrarda tirozin kristallerine rastlanabilir.
Sülfonamit Kristalleri: Sarı-kahverengi renkli, iğne benzeri kümeler veya desteler şeklinde
görülür. Asit idrarda bulunur. Sülfonamit terapisinde idrarda sülfonamit kristalleri ve onların asetil
türevleri görülür.
Ampisilin Kristalleri: Renksiz, ince uzun iğne şeklindedir. Asit pH’de çözülür. Yüksek doz
parenteral ampisilin uygulamasında idrarda görülür.
SİLİNDİRLER
İsminden de anlaşılacağı gibi sedimentin bu elemanları silindir şeklinde, kenarları paralel,
uçları yumuşak ve protein yapısında elemanlardır. Genellikle distal tübülüslerde akımın yavaş,
osmolaritenin ve H+ iyon derişiminin yüksek olduğu zamanlarda silindirlerin oluşumu kolay
olmaktadır.
Silindirler, üromükoitten (Tamm-Hosfall mukoprotein) oluşur. Üromükoit henle kulpunun
çıkan kolundaki renal tübüler hücreler tarafından üretilir. Silindirler, çöken üromükoiti takiben
idrar stazının bir sonucu olarak meydana gelir. Silindir oluşumuna eşlik eden faktörler artmış
protein derişimi, tuzlar ve düşük idrar pH’sıdır.
Oluşmuş bu silindirik elementlerin görünümü orijinal olarak şekillendikleri renal tübüler
lümenin şekli ve çapını yansıtır.
Hiyalen Silindirler: Mikroskopta çok güç görülürler. Silindirlerin bir ucu yuvarlak, diğer
ucu ise bıçakla kesilmiş gibidir. Bazen içlerinde bir veya birkaç hücre bulunabilir. Hiyalen
silindirler yalnız protein pıhtısından meydana gelir. Akut Nefrotik Sendrom, Akut
Glomerülonefrit ve Nefrotik Sendromda rastlanabilir. Dehidrate çocuklarda, böbrek sağlam
olmasına rağmen bu silindirlere sıklıkla rastlanır. Sağlıklı bireylerde ağır egzersiz sonrası
bulunabilir.
Yağ Silindirleri: Yağ globülleri, oval yağ cisimcikleri şeklinde veya serbest haldedir. Çeşitli
büyüklükte olabilirler. Yüksek kırıcılık indeksine sahiptir. Normalde idrarda bulunmaz. Nefrotik
Sendrom, Diabetes mellitus, Çinko zehirlenmesi, Ezici Yaralanmalarda idrarda saptanabilir.
Eritrosit Silindirler: Eritrosit silindirleri, eritrositten meydana gelmiştir. Varlığı aşikar bir
glomerüler lezyonu ve özellikle aktif bir glomerülonefriti gösterir. Akut Nefrotik Sendrom için
patognomoniktir.
Lökosit Silindirler: Hiyalen silindir içine tıka basa lökositlerin girmesi ile ortaya çıkar. Bol
piüri ile beraber görülürse, interstisyel bir nefrit (piyelonefrit) için karakteristik kabul edilebilir.
Eritrosit silindirleri ile beraber görüldüğünde glomerülonefrit düşünülmelidir. Normalde idrarda
bulunmaz. Renal İnflamasyon, Piyelonefrit, Kronik Renal Hastalık, Akut Glomerülonefritte
gözlenir.
110 RUT İN İ DR A R A N ALİ Zİ
Karışık Silindirler: İçlerinde şekilleri bozulmamış lökosit, eritrosit, epitel hücreler, yağ
silindirlerin hepsini veya bir kaçını birden içeren, aynı zamanda granülasyon gösteren silindirlerdir.
Normalde idrarda yoktur. Varlığı nefronun iki ayrı parçasının da olaya iştirak ettiğini gösterir.
Nefritik ve Nefrotik Sendromda görülebilir.
Diğerleri
1-Sperm
2-İdrar yolları filamanları
3-Doku artıkları
4-Bakteriler
5-Maya hücreleri
6-Parazit
7-Yabancı cisimler:
-Nişasta tanecikleri
-Saç, tüy, kas lifleri
-Yağ tanecikleri
-İplik, pamuk