You are on page 1of 194

TÜRKÇE

DENEME SINAVI - 1

1. Havaların iyice soğumasıyla kar, yurdun birçok yerin- 2. Kazakistan uçsuz bucaksız bozkırların ülkesi. Bozkır
de muhteşem görüntüler oluşturmaya başladı. Okulla- karışık duygular uyandırır insanda. Bir yandan yalnızlık,
rın da yarıyıl tatilinde olmasından dolayı Abant, Ulu- öbür yandan özgürlük duyarsınız. Dört yana alabildiğine
dağ ve Kartepe gibi hafta sonunun popüler adresleri uzanan göğe ve yere baktıkça sonsuzluk fikrini daha iyi
şu sıralar çok kalabalık. Biz de bazı seyahat yazar- anlarsınız. O bakımdan açık denizleri andırır bozkırlar.
larına “Hafta sonu kaçamağı için alternatif olarak ne- Şairimiz Olcas Süleymanov, bozkırları yüceltmeyi amaç-
reye gidilir, neler yapılabilir?” diye sorduk. Hepsinden lar ama dağları alçaltmadan. Ne güzel bozkırda yaşam
oldukça güzel, eğlenceli ve bütçeyi pek sarsmayacak sahneleri çizer yalın, duru bir dil ve sade imgelerle. Hay-
öneriler geldi. vanları, nehirleri, yağmuru, soğuğu, sıcağıyla bozkırın in-
sanı... Sonsuz göçebe... İçindedir onun asıl yurdu.
Son yıllarda özellikle Lavanta Kokulu Köy ile gezgin-
lerin favorisi hâline gelen Isparta, tarihî ve kültürel Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak
değerlerin yanı sıra, doğal güzellikleri ile de insanı
I. Eksiltili cümleler kullanılmıştır.
büyülüyor. Eğirdir Gölü, Kovada Gölü Millî Parkı ve
tarihî İpek Yolu üzerinde bulunan Yazılı Kanyon, şu II. Sayıp dökmelere yer verilmiştir.
sıralar doğa ile baş başa kalmak, yeni keşif rotalarına III. Benzetmeye başvurulmuştur.
koyulmak isteyenler için birebir. IV. Kişileştirme yapılmıştır.

Bu iki parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yargılarından hangileri söylenebilir?
söylenebilir?
A) I, II ve III B) II, III ve IV C) II ve III
A) Birinci parçada söylenenler ikinci parçada örneklen-
D) I, III ve IV E) I ve II
dirilmiştir.

B) İkinci parçada farklı bir bakış açısı ortaya konmuştur.

C) Aynı konuyla ilgili farklı görüşler ileri sürülmüştür.

D) Birbiriyle çelişen görüşlere yer verilmiştir.

E) Birinci parçadaki düşüncelerin gerekçeleri ikinci par-


çada açıklanmıştır.

1
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 1

3. Bağımsız düşünememe, kişilik problemidir. Bağımsız dü- 4-5. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
şünebilmenin öğretilmesi de eğitim meselesidir. Kişilik son-
radan elde edilen bir şey değildir. Çocuğun da bir kişiliği
vardır. Bu yüzden kişilik eğitimi daha küçük yaşta ailede Orta ve yükseköğretim sistemimizde “arızalı” bir gidiş var.
başlar. Aile içerisinde çocuğun kişiliği olduğu kabul edilmeli Anneler, babalar, öğretmenler, idareciler, aydınlar, üst
ve ona göre davranılmalıdır. Aksi hâlde saygı, içtenliğini düzey yöneticiler el ve dil birliği yapıp yetişme çağındaki
yitirir; otorite korkusuna dönüşür. Korkunun olduğu yerde çocukları ve gençleri ağırlıklı olarak “fen bilimleri” alanla-
kişilik gelişmez. Çocuğa çocuğun kişiliğini geliştirebilecek rına ve bölümlerine yönlendiriyorlar. Sonuç olarak “sosyal
bir ortam mutlaka hazırlanmalıdır. bilimler” çok da gerekli ve önemli değilmiş gibi bir algı olu-
şuyor. Kişiler, birimler, kurumlar ona göre vaziyet alıyor;
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi bağımsız dü-
olguyu algıya feda edecek şekilde çalışıyor. Unutmayalım
şünebilme yeteneğine katkı sağlayacak niteliktedir?
ki fen bilimleri “beyin” yahut “akıl” ise sosyal bilimler de
A) Fatih Bey, büyük kızı Sinem’e sorumluluk vererek kar- “kalp” yahut “ruh” hükmündedir. Kalbi kararan, ruhu kapa-
deşiyle boyama çalışması yaptırmış ve onu ödüllen- nan insan, “insan” olmaktan çıkıp robot hâline gelir.
dirmiştir.

B) Ahmet Bey, ilkokul 3. sınıfa giden oğlu Kerem’e, ödev-


lerini yetiştiremediği zamanlarda birkaç defa yardım
etmiştir. 4. Bu parçanın anlatımında aşağıdaki yöntemlerden
hangisi ağır basmaktadır?
C) Ayla Hanım, yürümeyi yeni öğrenen kızı Buse’yi düş-
tüğü zaman elinden tutarak kaldırmış ve yeniden yü- A) Öyküleme B) Betimleme C) Açıklama
rümesi için teşvik etmiştir. D) Tartışma E) Örnekleme

D) Sınıf Öğretmeni Didem Hanım, öğrencilerine bir anne


şefkatiyle yaklaşmış ve hem öğrenciler hem veliler ta-
rafından çok sevilmiştir.

E) Erkan Bey, bazı talepleri olan oğlu Hakan’a, verdiği


paranın tüm ihtiyaçları için yeterli olmayacağını fakat
ihtiyaç önceliklerine göre alışveriş yapabileceğini söy-
lemiştir.
5. Altı çizili söz öbeği ile anlatılmak istenen aşağıdaki-
lerden hangisidir?

A) Akılcılığın çok önemsenmesi

B) Sosyal bilimlere değer verilmemesi

C) İzlenimlerin gerçeklikten üstün tutulması

D) Olayların arka planının irdelenmemesi

E) Sistemdeki hataların görülmemesi

2
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 1

6. Bir eseri okumaya başlamadan önce eserin yazarı ve aynı 7-8. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
yazarın diğer eserleri hakkında ne kadar az şey bilirsem o
kadar iyi olacağını şiir incelemelerimden edindiğim tecrü-
beler bana gösterdi. Herhangi bir alıntı, eser hakkında bir (I) Doğurganlık, var kılma eylemidir; bu gerçeğin ışığında
hüküm, övgü dolu bir deneme, belli bir yazarın eserlerini kadının hayvan, bitki gibi yaratıkların koruyucusu olduğu-
incelememiz için sebep olabilir fakat dikkatle yapılan ta- na inanırım. (II) Yasemin, çiğdem, gül, lale, nilüfer, süm-
rihî ve biyografik bir araştırma, böyle bir inceleme benim bül, gonca gibi çiçek adlarının kadınlara verilmesinin özü
için engelleyici olmuştur. Katı bir kurala dönüştürülen böy- bu gerçeğe dayanır. (III) Bir kadının yaralı bir güvercini
le bir tecrübenin, Yunanca ve Latince eserlerin incelen- yeniden hayata kattığını anlatan bir belgesel seyredince
mesinde uygulanması oldukça zordur. Fakat İngilizce ve “kadın”ın gerçek bir hayvan koruyucusu olduğuna inan-
diğer modern dillerde yazılmış eserlerin incelenmesinde cım iyice pekişti. (IV) Zarif kanadına kalın bir koruma teli-
bu metodu uygulamak mümkündür. nin dikeni saplanmış, kül renginde bir güvercin getirin gö-
zünüzün önüne. (V) Oradan geçen onlarca kişinin ilgisini
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
çekmeyen cansız görünümlü o güvercini ölümün elinden
A) İncelenecek yapıtlar hakkındaki ön bilgiler, yapılacak kurtarmayı kadın düşünüyor. (VI) Önce yalnız başına ça-
değerlendirmeler için çok gerekli değildir. balıyor, gücü yetmeyince komşusuna sesleniyor. (VII) İki
kadın, kalın teli iri bir kerpetenle koparıp güvercini koru-
B) Eser ve sanatçıyla ilgili farklı araştırmalardan fayda-
lanmak, eleştirmeni kısıtlayabilir. maları altına alarak sorunu çözüyor.

C) Eleştirmen, değerlendireceği yapıt ve sanatçı hakkın-


daki bilgilerini artırmaya çalışarak işe başlamalıdır.

D) Başka yazarların bir yapıt ile ilgili görüşleri, bizi o eseri 7. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci parag-
incelemeye sevk edebilir. raf hangi cümleyle başlar?

E) Eser incelemelerinde izlenecek tavır, eserlerin yazıldı- A) III B) IV C) II D) V E) VI


ğı dile göre farklılık gösterebilir.

8. Bu parçada anlatılmak isteneni içeren en kapsamlı


yargı, numaralanmış cümlelerin hangisinde belirtil-
miştir?

A) V B) VII C) II D) I E) III

3
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 1

9. Yazar cıvıldayan bir kuş değildir. Yazarın hayatı, düşün- 11. Geniş kültür, konuşma ile değil, kitaplarla elde edilir. Bir
celeri ve çektiği sıkıntıları öykülerine yansımalıdır. Kahra- veya birkaç kitapla değil, yüzlerce kitapla… Boş vakitle-
manlar, bundan yüz yıl önceki usulle ele alınmamalıdır. rini kitap okumakla geçirenler, yüzlerce kitap okuyabilir-
Uzun tasvirlerden her zaman kaçınılmalıdır. Çünkü ay- ler. Biz, okuduklarımızın pek azını başkalarına aktarırız.
rıntıya kaçan boş betimlemeler dikkati yorar. Hem son- Kültürlü bir insanın fikir ve his dünyası konuşmalarından
kat kat geniştir. Konuşma, bir insan hakkında pek az bilgi
ra, yok psikoloji tahlilleri, yok hikâye, yok bilmem ne imiş!
verir. Kültürlü bir insanı tanımak için okuduğu, bilhassa
Bunlar hep özenti. Aklınıza gelen ilk başlığı koyun, anla-
tekrar tekrar okuduğu kitapları bilmek lazımdır. Nice in-
tımda kılı kırk yarmayın; tırnak işaretini ve uzun çizgiyi
sanlar vardır ki sessizliklerinin arkasında uçsuz bucaksız
çok az kullanmaya bakın. Aksi takdirde kendinizi gösteri-
bir fikir deryası dalgalanır.
şe kaptırmış olursunuz.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
Böyle düşünen bir yazardan aşağıdakilerin hangisini
söylemesi beklenemez? A) Geniş kültürün kaynağının konuşmak değil okumak ol-
duğuna
A) Yazar, üslup konusunda titizlikten ödün vermemelidir.
B) Okunan kitap sayısı ile kültür seviyesi arasındaki iliş-
B) Süslü ifadelerden, yapmacıklıktan kaçınmak gerekir. kiye

C) Kişilerin ruhsal çözümlemelerine yer vermek zorunda C) Çok okuyanların sözlü ifade kabiliyetinin geliştiğine
değilsiniz. D) Bir eseri birkaç defa okumanın kültür düzeyine katkı-
sına
D) Sanat eseri, otobiyografik yönler ve boyutlar da içer-
melidir. E) Bazı kişilerin geniş bilgi birikimlerini dışarı yansıtmadı-
ğına
E) Öyküde diyaloglardan ve alıntılardan uzak durmaya
çalışın.

12. ----. Yani dünyayı istila etme ihtimalleri şimdilik yok. Yapa-
bildikleri şeyler ise yürümek, yüzmek, nesneleri itmek ya
da bir yerden bir yere taşımak. Gruplar hâlinde çalışıyorlar.
10. (I) İspanya’da iç savaş başladığı zaman Ernest Hemingway,
Hücreler karıştırılarak ortaya çıkarılan ve türünün ilk örneği
Bahama Adaları’nda bulunuyordu. (II) Onun kendi yur-
olan bu robotlar için bunlar önemli başarılar. Bu organizma-
dundan sonra en çok sevdiği ülke İspanya olduğu için bu
lar, hareket özelliklerini kasılmak üzere dizayn edilmiş kalp
durum onu fazlasıyla üzüyordu. (III) Cephede geçirdiği
kası hücrelerinden alıyor. Deri hücreleri her şeyin bir arada
süre içinde askerî liderlerle ahbap oldu. (IV) Bu masrafı tutulmasını sağlıyor, aynen vücudumuzda olduğu gibi.
karşılamak için de Kuzey Amerika Gazeteciler Sendikası
adına savaş muhabiri olarak birkaç kez İspanya’ya gitti. Bu parçanın başına getirilebilecek en uygun cümle
(V) Kendi cebinden 40.000 dolar koyarak İspanya’ya am- aşağıdakilerden hangisidir?
bulanslar gönderdi.
A) Son zamanlarda geliştirilen robotlar günlük hayatın
Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek pek çok alanında yaygın bir şekilde kullanılıyor
için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır? B) Tarihte çeşitli dönemlerde bazı varlıklar, insanların
yaşadıkları yerleri istila etmeye çalışmıştır
A) III. cümle ile IV. cümle yer değiştirmelidir.
C) Bilgisayarda geliştirilmiş bir organizmanın biyolojik
B) IV. cümle ile V. cümle yer değiştirmelidir. bir organizmaya dönüştürülmesi yeni bir durum

C) II. cümle ile III. cümle yer değiştirmelidir. D) Her seferinde aynı fonksiyonları yerine getirebilecek
organizmalar üretilmeye çalışılıyor
D) V. cümle II. cümleden sonra gelmelidir.
E) Yapay zekânın tasarladığı canlı robotlar yemek yiye-
E) III. cümle ile V. cümle yer değiştirmelidir. miyor, üreyemiyor ve yaklaşık bir hafta yaşayabiliyor

4
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 1

13. (I) Kök hüce bağışı ülkemizde halkımız tarafından yeteri 14. Şempanzeler üzerinde bir araştırma yapılmış. Bir grup
kadar bilinmiyor ama donör olmak aslında çok basit bir şempanzeye insan yüzleri gösterilip şempanzelerin bun-
işlem. (II) İlk iş olarak en yakın Kızılay Kan Bağış Merke- ları ne kadar iyi ayırt edebildikleri gözlemlenmiş ve insan
zi’ne gidip kök hücre bağışçısı olmak istediğinizi söylü- yüzlerini ayırt edemedikleri, tamamen rastgele seçimler
yorsunuz, kök hücre bağış formu doldurup ardından kan yaptıkları görülmüş. Ardından aynı deney şempanze yüz-
veriyorsunuz. (III) Kanınızdaki kök hücre sayınızı artırmak leriyle tekrarlanmış ve şempanzelerin kendi türlerine ait
üzere size sadece aşı yapılıyor, dört gün boyunca yapı- yüzleri neredeyse kusursuz derecede ayırt edebildiği gö-
lan işlemler aşılamadan ibaret ve beşinci gün kanınızdaki rülmüş. Bu sefer deney iki grup şempanze ile tekrarlan-
fazla kök hücreler ayrıştırılarak alınıyor, son olarak yine mış. Birinci grup, insanlarla iç içe olan şempanzelerden;
kendi kanınız size aktarılıyor. (IV) Kan vermek hiçbir mas- ikinci grup ise doğal ortamda yaşayan ve pek fazla insan
raf gerektirmediği gibi vücudumuzda herhangi bir yan etki görmemiş şempanzelerden oluşturulmuş. Sürekli insan
de yapmıyor. (V) Bu aşamadan sonra veri bankasının ka- gören birinci gruptaki şempanzelerin insan yüzünü tanı-
yıtlı bir bağışçısı oluyorsunuz. (VI) Kök hücre bekleyen makta ikinci gruba göre çok daha iyi performans sergile-
binlerce kişiden birine veya yarın lösemi teşhisi konacak diğini görmek araştırmacıları hiç de şaşırtmamış.
bir başkasına hayat verme şansınız var artık.
Bu parçada anlatılan araştırmanın yapılma amacı aşa-
Bu paragraftaki numaralanmış cümlelerden hangisi ğıdakilerden hangisi olabilir?
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) Çevrenin şempanzelerin davranışları üzerindeki etki-
A) II B) V C) VI D) IV E) III sini tespit etmek

B) Şempanzelerin insan yüzlerini tanımadaki kabiliyetini


ölçümlemek

C) Yüz tanıma ile mekânsal birliktelik arasındaki ilişkiyi


belirlemek

D) Şempanzelerin doğal ortamdaki davranışlarını göz-


lemlemek

E) İnsanlar ile şempanzelerin yüz tanıma konusundaki


yeteneklerini karşılaştırmak

5
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 1

15-17. soruları aşağıdaki açıklamalara göre cevap- 16. Yukarıdaki I, II, III, IV, V numaralı matematiksel kural-
lar ve a, b, c, d harfleriyle belirtilen öznel çıkarımların
layınız.
eşleştirmesi ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
doğrudur?
Aşağıdaki numaralanmış cümlelerde matematikte geçerli
olan basit kurallar ifade edilmiştir: A) I ile a B) II ile c C) III ile d
D) IV ile b E) V ile a
I. “Artı (+)” ile “eksi (–)” çarpılırsa sonuç her zaman “eksi
(–)” olur.
II. “Artı (+)” ile “eksi (–)” toplanınca sonuç “artı (+)” olsa
bile sayı, küçülmüş olur.
III. “Eksi (–)” ile “eksi (–)” çarpılırsa sonuç kesinlikle “artı
(+)” olur.
IV. “Artı (+)”, “eksi (–)”ye bölünürse sonuç daima “eksi
(–)” olur.
V. “Artı (+)”dan “eksi (–)” çıkarılırsa sonuç mutlaka “artı
(+)” olur.

Aşağıda harflerle belirtilmiş cümlelerde ise matematiksel 17. a, b, c, d harfleriyle belirtilen cümleler ile bir paragraf
kurallardan hareketle, insan ilişkilerine yönelik öznel çıka- oluşturulduğu zaman vurgulanmak istenen düşünce
rımlarda bulunulmuştur: aşağıdakilerden hangisi olur?

a. Negatif tavırlara sahip insanlar için kendinizi parçala- A) Çevrenizdeki insanların her zaman sizin gibi düşün-
mayın, hiç olumlu bir sonuç elde edemezsiniz. mesini beklemeyin.

b. Olumsuz düşünceler ve davranışlar içerisinde olan B) Farklı görüşlere sahip kişilerin fikirlerinden de istifade
kişilerle tartışmayın, kesinlikle zararlı çıkarsınız. etmeye çalışın.
c. Olumsuz bakış açısına sahip insanların düşüncelerini
C) Karşılaştığınız olumsuzluklardan ders çıkararak yolu-
benimsemeyin, mutlaka değer kaybedersiniz.
nuza devam edin.
d. Negatif enerjiye sahip insanları hayatınızda tutmayın,
sonuç her zaman pozitif olur. D) İyiler ile kötülerin mücadelesinde hiçbir zaman kötü-
nün yanında olmayın.
(NOT: Kendinizi pozitif bir kişi olarak tanımlamalısınız.)
E) Bardağın hep boş tarafını görmeye odaklanan insan-
lardan uzak durun.

15. Yukarıdaki I, II, III, IV, V numaralı matematiksel kural-


lar; aşağıdaki a, b, c, d harfleriyle belirtilen öznel çı-
karımlar ile eşleştirilirse hangisi dışta kalır?

A) IV B) II C) V D) III E) I

6
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 1

18. Sunucu: 19. Şimdi 11 yaşında olan büyük kızım, ilkokul 3. sınıftayken
(I) ---- “Bizi duvarların arasında tutuyorlar.” demişti. “40 dakika
boyunca oturmamızı istiyorlar, hep bildiğimiz şeyleri an-
Diş Hekimi:
latıyorlar.” diye de eklemişti. Çocuk algısı, çocuk tecrü-
− Son dönemde karşımıza çıkan şarjlı diş fırçalarının, besi, çocuk duygusu ne kadar da net bir fotoğraf çekip
fiyat-fayda dengesi açısından manuel fırçalara göre de- önümüze koyuyor. Eğitime ihtiyacımız var, kabul. İlkel
zavantajlı bir konumda gibi görünmesine rağmen gerek kabilede de yaşasak avlanmayı öğrenmemiz gerekecekti,
kullanımı sırasında sağladığı kolaylıklar gerekse hasta- kabul. Peki, nasıl bir eğitim?.. Tası tarağı toplayıp köye
da oluşturduğu pozitif motivasyona bağlı olarak kullanım yerleşmek için gereken bilgilere sahip değiliz. Okullar te-
sıklığı artmaktadır. mel yaşam becerileri yerine sistemin ihtiyacı olan insan
Sunucu: kaynağına yönelik içerik veriyor, biraz da mecburen. Sa-
natsal ifade, bedensel ve ruhsal denge, gerçek yaşam
(II) ----
becerileri ile ilgili içerikler ancak az sayıda okulun günlük
Diş Hekimi: programı içinde, o da sistemin izin verdiği ölçüde, aralara
serpiştirilebiliyor.
− Her ne kadar bu fırçalar basınç uyarı sistemlerine sahip
olsa da aşırı basınçlı fırçalama alışkanlığı olan hastalar, Bu parçada yazar özellikle aşağıdakilerin hangisin-
şarjlı diş fırçası kullandığında diş etinde çekilme veya ya- den yakınmaktadır?
ralanma şikâyeti ile kliniklerimize başvurmaktadır.
A) İlkokullarda çocukların seviyesine uygun eğitim veril-
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden memesinden ve ders sürelerinin uzunluğundan
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
B) Derslerde hep aynı bilgilerin tekrar edilmesinden ve
A) I. Şarjlı diş fırçalarının avantajları mı dezavantajları eğitimin hayattan kopuk olmasından
mı daha çoktur?
C) Toplumsal ve ekonomik sistemin isteklerine, gerekli-
II. Hangi hastaların manuel diş fırçalarını tercih etme-
liklerine göre bireyler yetiştirilmesinden
si gerekir?
D) Eğitim sistemindeki yanlışlıklardan dolayı öğrencile-
B) I. Şarjlı diş fırçaları, ucuz olmamasına rağmen neden
rin ve velilerin taleplerinin karşılanamamasından
daha sık kullanılmaktadır?
II. Şarjlı diş fırçalarının hatalı kullanımı, hangi rahat- E) Psikolojik, fizyolojik, estetik duyarlılık gelişimine ve

sızlıklara sebep olmaktadır? gerçek hayata yönelik eğitim verilmemesinden

C) I. Şarjlı diş fırçaları, pahalı olduğu için mi fazla tercih


edilmiyor?
II. Şarjlı diş fırçalarının bilinçli kullanımı için neler tav-
siye edersiniz?

D) I. Şarjlı diş fırçaları, ne zamandan beri daha sık kul-


lanılmaktadır?
II. Şarjlı diş fırçaları, diğer fırçalara göre hangi üstün-
lüklere sahiptir?

E) I. Şarjlı diş fırçaları, daha çok ekonomik sebeplerle mi


tercih edilmektedir?
II. Şarjlı diş fırçalarının yol açtığı rahatsızlıklar nelerdir?

7
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 1

20-22. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 22. Bu parçadaki altı çizili söz ile anlatılmak istenen aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
Japon yazınının şaheserleri arasında gösterilen Genji’nin
Hikâyesi (Genji Manogatari) isimli yapıt, insanlık tarihinin A) Genji ile empati kuran
ilk romanı kabul ediliyor. 11. yüzyılın başlarında yazıldı- B) Genji’ye hayranlık duyan
ğı düşünülen Genji’nin Hikâyesi’ni ilginç kılan en büyük
özellik “dünyanın ilk romanı olması değil, aslında bir kadın C) Genji’ye âşık olan
tarafından kaleme alınması” olarak görülüyor. BBC’ye ko-
D) Genji ile özdeşlik kuran
nuşan Japon Kültür ve Sanat Profesörü Melissa Mc Cor-
mick, bu eserle ilgili olarak şunları ifade etti: “Tarihçiler E) Genji’ye benzemek isteyen
hâlen bundan önce yazılmış başka romanlar olup olma-
dığını tartışırken Genji’nin Hikâyesi’nin bıraktığı etkinin
ise eşi benzeri olmadığını belirtiyorlar.” Bu yapıtın düz-
yazı şeklinde kaleme alınmış bir roman olduğunu anlatan
Profesör Mc Cormick, “Eserin İngilizceye çevrilmiş son
hâli 1300 sayfadan oluşuyor. Kitap gerçekten de edebiyat
dünyasının yapı taşlarından biri olarak karşımıza çıkıyor.”
dedi. Bu roman, ismi var cismi yok bir karakter olan Prens
Hikaru Genji’nin yaşamını ve aşk hikâyesini anlatıyor. Ta-
rih boyunca Genji’ye bir şekilde sempati duyan, Genji’de
kendilerini gören birçok kişi olmuştur.

20. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? 23. Birçok insan; çocukluk ve gençlik döneminde ailede, so-
A) Romana adını veren kahraman, hayalî bir karakterdir kakta, okulda hep ayıplandı. Ayıplanma ve aşağılanma
ve kadındır. onlara çok acı çektirdi. Bu yüzden beyinlerinde ayıplanma
kalıbı gelişti. Ayıplanmaktan aşırı biçimde kaçıyorlar. Bir
B) Genji’nin Hikâyesi adlı romandan önce yazılmış baş-
işe kalkışarak sonunda ayıplanmaktansa o işi yapmama-
ka bir roman da bulunabilir.
yı, böylece çektikleri psikolojik acıdan kurtulmayı tercih
C) Romanın yazıldığı tarih tam olarak saptanamamıştır.
ediyorlar. Dış referansları güçlü olanlarda yani başkala-
D) Söz konusu eserin insanlar üzerindeki etkisini başka rının değerlendirmelerine önem verenlerde ayıplanma
eserlerde görmek çok zordur. korkusu yaygındır.
E) Genji’nin Hikâyesi adlı roman yazıldığı dilden başka
bir dile de tercüme edilmiştir. Bu parçada anlatılan kişilerde aşağıdaki özelliklerden
hangisinin bulunması beklenemez?

A) Tepkisizlik

21. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden B) Çekingenlik


hangisi söylenemez? C) Ümitsizlik
A) Mecaz anlamı olmayan bir deyim kullanılmıştır.
D) Duygusuzluk
B) Tanık gösterme yöntemine başvurulmuştur.
E) Çekimserlik
C) Dolaylı anlatıma yer verilmiştir.
D) Yinelemelere yer verilmiştir.
E) Romanın üslubuyla ilgili bilgi verilmiştir.

8
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 1

24. Donna Strickland, lazer fiziği alanındaki son derece önemli 25. İzmir’i nasıl bilirdiniz? Peki, ya on yıllar öncesinin İzmir’ini?..
çalışmaları sayesinde 2018 Nobel Fizik Ödülü’nü kazandı. Melantia olarak bilinen Karataş’ı, Havra Sokağı’nı, Keme-
Aynı alanda Fransız bilim insanı Gerard Morou da ödüle raltı’nı?.. Alevlerin göğü tuttuğu unutulmaz Hıdırellez ge-
layık görüldü. İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, Strickland’ın celerini, açık hava sinemalarını, deniz hamamlarını, dolup
çalışmalarının “lazer fiziği alanında devrimsel bir keşif” taşan şiir matinelerini, izahlı plak konserlerini, vazgeçilmez
olduğunu ifade etti. Nobel Ödülü’nü kazanan bilim insanı gezi durağı Kültürpark’ı… Tekin Özertem, Geride Kalan
Donna Strickland’ın, ödülü kazanana dek bir Wikipedia adlı eserinde farklı din, etnik köken ve kültürlerin kaynaştı-
sayfası yoktu. Daha öncesinde onun adına Wikipedia ğı bir kent olan İzmir’in hiç unutulmayan dününü, bugünün
sayfası hazırlama girişimleri ise “yeterince ünlü olmadığı” okurları için kaleme alıyor. 1950’li, 60’lı ve 70’li yılların İz-
gerekçesiyle reddedilmişti. Strickland’ın Wikipedia sayfası, mir’ine, özellikle kentin sanatsal üretkenliğine ve renkli top-
Strickland ancak ödülü kazandıktan sonra düzgün bir lum yaşantısına tanıklık sunan ve ünlü Gagin Yokuşu’ndan
şekilde oluşturulabildi. Strickland için yakın zamanda Basmane’ye, okuru eski İzmir’in arka sokaklarında dolaş-
girilen bir Wikipedia içeriği ise konu “yeterince detaylı ve tıran kitap, kent belleğine de önemli bir katkıda bulunuyor.
kapsayıcı” olmadığı gerekçesiyle reddedilmişti. Nobel Fizik
Bu parçadan hareketle,
Ödülü’nü kazanmadan önce Strickland’ın adı Wikipedia’da
yalnızca Gerard Morou hakkında yazılan bir makalede I. Geride Kalan’da İzmir’in geçmişi ile ve günümüzdeki
geçiyordu. durumu ile ilgili bilgiler vardır.

Bu parçadan hareketle, II. İzmir tarihinde bazı gecelerde yangınlar görülmüştür.


III. İzmir, geçmişte kozmopolit bir toplumsal yapıya sahip
I. Donna Strickland ve Gerard Morou, ekip çalışması
olan bir şehirdir.
yaparak ödül almıştır.
IV. İzmir, 20. yüzyılda sanat ortamı bakımından canlı bir
II. Wikipedia, Donna Strickland’a karşı ön yargılı dav-
şehirdir.
ranmıştır.
III. Donna Strickland’ın çalışması, lazer fiziği ile ilgili çok yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
önemli bir aşamayı işaret etmektedir.
A) I ve III B) II ve IV C) II, III ve IV
yargılarından hangilerine ulaşılabilir? D) I, II ve III E) I ve II

A I ve II B) I ve III C) II ve III
D) Yalnız II E) Yalnız III

9
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Deneme - 1 bitti. Cevaplarınızı kontrol ediniz.
TÜRKÇE
DENEME SINAVI - 2

1. Görevli, bana doğruyu söylemişti. Gemi tıklım tıklımdı ve 2. Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Millî Parkı’nda
kamaram da kötüydü. Makine dairesinin yanına sıkışmış, bazı hayvanlar, sizinle arkadaş olmak ister. Yol boyunca
dikdörtgen şeklinde, daracık, yuvarlak bir lomboz kana- ağaçlara tırmanan sevimli sincaplarla ve çimenler arasın-
lıyla gelen ışıkla aydınlatılan, karanlık bir yerdi. Durgun, da gezinen kaplumbağalarla karşılaşabilirsiniz. Şanslı ise-
ağır hava, yağ ve çamur kokuyordu. Kafamın üzerinde niz alageyikleri de görebilirsiniz. Yaban domuzları, zaman
uğuldayarak döndükçe bana, çılgına dönmüş bir yarasa- içerisinde parka gelen ziyaretçilerin yiyecek artıklarından
yı hatırlatan vantilatörü bir an için bile kapatmama imkân faydalanmak için ziyaretçilere yaklaşa yaklaşa evcilleşmiş
yoktu. Aşağıda makine dairesindeki motor, sonu gelmek ve hâlâ parkta varlıklarını devam ettiriyor. Büyük Menderes
bilmeyen merdiveni çıkmaya çalışan bir kömür işçisiydi Deltası bölgesindeki müzede, millî park alanında yaşamış
sanki ve kesintisiz olarak hırıldayıp inliyordu. Yukarıdan hayvanlar sergileniyor. Bir zamanlar nesli tükendiği düşü-
ise güvertede durmaksızın yürüyüp dolaşanların ayak nülen Anadolu parsı da müzede sergilenen hayvanlar ara-
sesleri geliyordu. Bavulumu bu küf kokulu yere bırakır bı- sında.
rakmaz kendimi güverteye attım. Yukarı çıkınca karadan
Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden
esen ılık ve tatlı rüzgârı lezzetli bir içecek misali iliklerime
hangisi söylenemez?
kadar çektim.

Bu parçanın anlatımında aşağıdaki yöntemlerin han- A) Koşul bildiren cümleye yer verilmiştir.

gilerinden yararlanılmıştır? B) Örneklerden yararlanılmıştır.

A) Öyküleme - betimleme - tanımlama C) Tanık gösterme yöntemine başvurulmuştur.

B) Açıklama - benzetme - tanık gösterme D) İnsandan doğaya aktarma yapılmıştır.

C) Tasvir etme - öyküleme - örnekleme E) Varlıklar, devinim içinde anlatılmıştır.

D) Betimleme - öyküleme - benzetme

E) Öyküleme - alıntı yapma - karşılaştırma

3. (I) Sanki bir tufandı, gök delinmiş gibi yağmur aralıksız ya-
ğıyor, herkes sığınacak bir yer arıyordu. (II) Kafile; İzmir’e
doğru sel, çamur, sis ve bora içinde ilerliyordu. (III) Bazı
yerlerde yollar çökmüştü; karanlık ormanlara, sarp yokuş-
lara, uçurumlu dağlara alışkın olmayan nakliye develeri; ye-
dekçileri ile beraber kaybolmuştu. (IV) Kafilenin önündekiler
avazı çıktığı kadar bağırıyor, boru sesleri duyuluyor, atlar
kişniyordu. (V) İzmir’e epey yaklaşmışlardı fakat herkes yor-
gun ve bitkin bir hâlde idi.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde


birden fazla duyu organı ile seçilebilen ayrıntılara yer
verilmiştir?

A) II ve III B) II ve IV C) Yalnız IV

D) I ve V E) I ve II

10
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 2

4-5. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 5. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi duygu-dü-
şünce iş birliğine örnek gösterilemez?

Davranışları yönlendirmede duygu ile düşünce arasında iş A) Evlerinin bahçesinde kanadı kırık bir güvercini gören
birliği vardır. Duygular, hedeflere yönelik davranışlarımızın Funda Hanım, güvercinin bu durumuna çok üzülmüş
itici güç kaynağını oluşturur. Düşüncelerimiz ise hedefe ve onu yaşadığı acılardan kurtarmak için veteriner he-
ulaşmak için hangi davranışları sergileyeceğimiz konusun- kime götürmüştür.
da bize yardımcı olur. Örneğin bizi tehdit eden bir dış uya- B) Müzisyen olmak isteyen lise öğrencisi Gökhan, gittiği
rıcı karşısında önlem alabilmek için önce korkmamız ge- konserde sanatçının sahne performansını ve söyle-
rekir. Korku bizi bir şeyler yapmaya sevk eder: Kaçabiliriz, diği şarkıları beğenerek sanatçıyı ayakta alkışlamış;
saklanabiliriz ya da bizi korkutana saldırabiliriz. Bunlardan sonra da onunla sohbet ederek onun tecrübelerinden
hangisini seçeceğimiz konusunda düşüncelerimiz devreye yararlanmaya çalışmıştır.
girer. Duygu ile düşünce arasında iyi bir bağ kurulmazsa C) İstanbul’da okuyan üniversite öğrencisi Dilara, uzun
davranışlarda ciddi dengesizlikler oluşabilir. Duygularıyla zamandır memleketinden uzakta olduğu için ailesini
hareket eden insanlar bazen yanlış kararlar verebilir. Duy- çok özlemiş ve final sınavları bitince bir haftalığına ai-
guların işe karıştırılmadan karar verilmesi de bazen vicdan- lesinin yanına gitmiştir.
sızlıklara sebep olabilir.
D) İş yerindeki arkadaşlarıyla tartışan Emre Bey, tartış-
manın uzaması durumunda ilişkilerinin zarar görme-
sinden endişe duymuş ve tartışmayı bitirerek bahçeye
çıkmıştır.
4. Bu parçadan hareketle,
E) Hastane yönetimi, ameliyathane programında bazı
I. İnsanların davranışlarında duygu ve düşünceler, belir-
değişiklikler yapınca Dr. Serhan Bey de bu durumdan
leyici konumdadır. etkilenmiş ve cuma günü ameliyat olacak hastalarını
II. Davranışların kontrolünde duygu ve düşünce, iş birliği arayarak çarşamba günü ameliyata çağırmıştır.
içinde olmalıdır.
III. İnsanlar, yaradılışları gereği bazı durumlarda çok kor-
karlar.
IV. Korku içinde olan insanların doğru karar vermeleri
zordur.

yargılarından hangilerine ulaşılamaz?

A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve III

D) III ve IV E) II ve IV

11
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 2

6. I. Bucak ilçesi çevresinde Toros Dağları’nın el değme- 8. (I) Üç gün boyunca sabırla denedim, yazgımı kabullendim.
miş yüksek kesimlerinden mayıs, haziranda orkide (II) Yolcuları ve denizi seyretmeye başladım. (III) Ama de-
yumruları toplanıyor. niz hep aynıydı: Mavi ve sonsuzdu. (IV) Sadece gün batı-
mında bir anlığına farklı renklerin oyunuyla göz kamaştı-
II. Tüccarların satın aldığı kurutulmuş yumrular, taş de-
rıyordu. (V) Her yüz, sıkıcı ve bıktırıcı derecede tanıdıktı.
ğirmenlerde öğütülüyor.
(VI) Kadınların tiz kahkahaları artık beni kızdırmıyordu.
III. Toz hâline getirilen Bucak salebi, kaynayan inek sütü
ve şekerle buluşturuluyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerin-
den sonra düşüncenin akışına göre
IV. Yıkanıp kaynatıldıktan sonra güneşte yaklaşık altı ay
kurutuluyor. I. İnsanlara gelince, yetmiş iki saat geçtikten sonra
âdeta onları ezberlemiştim.
V. 45 dakika daha kısık ateşte karıştırılarak pişirildikten
sonra damaklarda eşsiz bir lezzet bırakıyor. II. Hatta yan tarafımdaki iki gencin yüksek sesli tartış-
maları bile rahatsız etmiyordu.
Yukarıdaki cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturu-
cümleleri sırasıyla getirilmelidir?
lursa hangisi baştan üçüncü cümle olur?

A) IV - VI B) III - V C) IV - V
A) I B) II C) III D) IV E) V
D) V - VI E) I - VI

7. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bir yazının ilk cümlesi 9. Bence Karagöz’ün en gerçek tanımı onun bir başka adın-
olmaya uygundur? dadır: hayal oyunu. Seyircisine gerçek dışı bir dünya su-
nar o, bir öyküyü düpedüz anlatmaz da öykünün keskin
A) Ülkesinden bu kadar uzun süre ayrı kalması, çevre-
sinde güvenebileceği kimsenin olmaması, onu iyice çizgilerini belirler. Yapısıyla olsun konuşmasıyla olsun akıl
melankolik hâle getirmişti. kurallarının dışındadır. Kişileri de gerçek değil, soyutlan-
mış kişilerdir. Toplumun ortak ürünü olan bu sanat, daha
B) Yazar, şair olmak hevesiyle yola çıkıp ilk kitabını ya-
sonraları çağdaş tiyatro türlerinin kaynağı sayılmıştır.
yımladıktan sonra vazgeçenler arasında Murat Bey
de vardı. Bu parçada Karagöz ile ilgili olarak aşağıdakilerin
C) Bu şehirde yaşayan her aydın gibi Funda Hanım da hangisine değinilmemiştir?
kültürel etkinliklerde hep sorumluluk üstleniyordu.
A) İzleyenleri farklı bir evrende yaşattığına
D) İç Anadolu Bölgesi’nin bozkırlarında, kasabalarında
öğretmenlik yaparken çok zengin hayat tecrübeleri ile B) Farklı bir şekilde de isimlendirildiğine
donatmıştı kendini Faruk Bey.
C) Kahramanlarının yaşamdan uzak kişiler olduklarına
E) Hande Hanım ise iletişim alanında yaptığı önemli ça-
D) Toplumun bütün yönlerini yansıttığına
lışmalarla kısa sürede adını duyurmayı başarmıştı.
E) Günümüz tiyatrosunun başlangıcı olarak görüldüğüne

12
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 2

10. (I) Organik gıdaya ilgim, bir organik markette yarı zamanlı 12. Dünyanın en medeni memleketlerinde insanlar huzursuz-
bir işe girince artmaya başladı. (II) Organik tarım, üretim dur. Çünkü gökteki Ay’ı keşfeden insan; beynini, kalbini,
sürecinde kimyasal girdi kullanmadan, üretimden tüketime ruhunu keşfedemedi. Kendine yabancı olan insan, eşya-
kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı olarak ilerleyen ya dost olamaz. Konfor ve lüks, gözyaşlarına mâni değil;
tarımsal üretim biçimidir. (III) Organik ürünlerin üretilmesi nasıl ki mahkeme salonlarında boşanan aileler, insanlar,
süreci, aslında çok sancılı ve emek gerektiren bir süreçtir. çocuklar çok büyük psikolojik yıkımlar yaşıyorsa çarşıda,
(IV) En başta toprağı temizlemek, ciddi bir sabır gerektiri- pazarda, evde de ruhsal olarak yıkılan insanlar çok. Bu,
yor. (V) Bunun yanında pestisit ve suni gübre kullanılma- bir bakıma uygarlığın yıkılması; yücelmek isteyen insan-
masından ötürü verim, ciddi anlamda düşebiliyor. (VI) Tar- ların alçalmasıdır. Kâinat bile ölçü ve ahenk içindeyken
lalara tarım araçları, traktörler vb. girememesinden dolayı
insan ölçüsüz olmamalıydı.
işçilik maliyetlerinin artması da işin başka bir dezavantajı.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden han-
gisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) Bireysel ve toplumsal yaşamda denge, belirleyici rol-
dedir.
A) V B) VI C) I D) III E) II
B) İnsanoğlu, öncelikle içe doğru bir yolculuk yapmalıdır.

C) Maddi olanakların çokluğu, insanları mutlu etmeye


yetmiyor.
11. Sumak, alternatif tıpta çok sık kullanılan bitkiler arasında
D) Medeniyetin ayakta kalması, insanlığın ayakta kal-
yer almaktadır. Soğuk algınlığı enfeksiyonları sebebiyle or-
taya çıkan rahatsızlıkların tedavisinde de bu bitkiden fayda- masına bağlıdır.
lanılır. ----. Sumağın bu etkisinden yararlanmak için yıllardır E) Mutluluğu arayan insan, hayatındaki fazlalıklardan
sumak suyu hazırlanıp içilmektedir. Haftada bir tüketilen kurtulmayı bilmelidir.
bir bardak sumak suyu, sinir sisteminde deforme olmuş
hücrelerin sayısını azaltarak sağlıklı hücrelerin artmasına
yardımcı olur. Yorgunluk, stres ve depresyon gibi rahatsız-
lıkların yaşanma riskini de azaltır. Sumağın kandaki insülin
oranını dengeleyici bir yönünün olduğu da bilinmektedir. Bu
özelliğinden dolayı diyabet ve yüksek tansiyon hastalarının
tüketmesi gereken besinler arasındadır sumak.

Bu parçada boş bırakılan yere getirilebilecek en uy-


gun cümle aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sumak suyu, sindirimi düzenlediği için zayıflamak


amacıyla da kullanılabilir

B) Gün içerisinde içilen yarım çay bardağı sumak suyu,


hazımsızlığı da önler

C) Yöresel yemeklerde ve salatalarda da yer verilen bir


baharat türüdür sumak

D) Bazı hastalıklarda aniden yükselen ateşi düşürücü bir


etkisi de vardır

E) Özellikle kokuyu azalttığı için soğan salatalarında ter-


cih edilmektedir

13
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 2

13. Muhabir: 14. I. Necip Fazıl Kısakürek ile Nazım Hikmet Ran, edebi-
(I) ---- yat dünyamızda derin izler bırakmış, şiirleri ve fikirleri
ile çok geniş kitleleri etkilemiş iki önemli sanatçıydı.
Uzman Doktor: Edebiyat semasının parlak ve birbirine uzak yıldızları
– Kimi zaman nedeni bilinmeyen ve klasik ağrı kesiciler- olan bu iki şair; yan yana söylendiğinde hep kavgala-
le geçmeyen bir ağrı türü, nöropatik ağrılar. Zona ve di- rı, tartışmaları, polemikleri ile hatırlandı. Her ne kadar
yabet hastalıklarına bağlı olabildiği gibi uzuv kaybından fikir ve ideoloji bağlamında iki farklı noktada dursalar
sonra ortaya çıkan hayalet ağrı olarak da görülebiliyor. bile onların ortak noktaları da yok değildi: Her iki şah-
siyet de okul yıllarında “şair” olarak anılıyordu.
Muhabir:
II. Necip Fazıl ile Nazım Hikmet’in hayatlarında pek çok
(II) ---- müştereklik görülmekteydi. Edebiyatımızın bu iki bü-
yük ismi; bir zamanlar aynı okul sıralarında oturmuş,
Uzman Doktor:
ortak alanlarda bulunmuş, aynı çağın hüznünü ve
– Bıçak saplanması, elektrik çarpması, donma, karınca- sevincini yaşamıştı. Ayrıca aristokrat kökenli ailelere
lanma, yanma... Nöropatik ağrı çekenlerin ağrılarının bo- mensup olan bu iki çocuk, ailelerinin duruşlarına uy-
yutunu anlatırken kullandıkları ifadeler bunlar. gun, kültürlü ve öz güvenli bireyler olarak yetiştirildi.

Bu iki parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi


Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
söylenebilir?
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) Aynı konu iki farklı bakış açısı ile ele alınmıştır.
A) I. Nöropatik ağrılar, hangi hastalarda daha çok gö-
rülmektedir? B) İki farklı konuya ilişkin görüş birliğinden söz edilmiştir.
II. Bu ağrılardan şikâyetçi olan hastalar neler iste-
C) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı örnekler
mektedir?
sunulmuştur.
B) I. Nöropatik ağrıların tedavisinde hangi ilaçlar kulla-
D) İçerik olarak aynı olsa bile üslupta farklılıklar görül-
nılmaktadır?
mektedir.
II. Nöropatik ağrıların günlük hayatımıza ve vücudu-
E) Aynı olgunun farklı sebepleri üzerinde durulmuştur.
muza etkileri nasıl ortaya çıkar?

C) I. Ağrı çeşitleri nelerdir ve bunların sebepleri tam


olarak tespit edilebilir mi?
II. Nöropatik ağrılar, hastaların daha çok acı çekme-
sine sebep olabilir mi?

D) I. Nöropatik ağrıları nasıl tanımlarsınız, bunların ne-


lerden kaynaklandığını açıklar mısınız?
II. Nöropatik ağrıların belirtileri hakkında bilgi verebi-
lir misiniz?

E) I. Diyabet ve zona hastalıkları ile nöropatik ağrılar


arasında bir bağ var mıdır?
II. Nöropatik ağrıları olan hastalar, bu ağrıları nasıl
tarif ediyorlar?

14
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 2

15. Aralık 2015’te Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve 16. “Ellerinize sağlık!..” Güzel bir yemek yedikten sonra veya
Sözleşmesi Taraflar Konferansı’nda 195 ülkenin onayıyla birisi bize bir yardımda bulunduktan sonra bu cümleyi
kabul edilen Paris Anlaşması, iklim değişikliğine karşı kü- söyleriz. Söyleyenin de dinleyenin de çok hoşuna gidecek
resel çapta verilen mücadelede tarihsel bir dönüm nokta- bir cümledir. Bir kişi güzel bir söz söylediğinde, şiir oku-
sıdır. Anlaşma, aynı zamanda 2030 Sürdürülebilir Kalkın- duğunda, şarkı söylediğinde veya bir konuyu güzelce an-
ma Gündemi çerçevesinde; daha istikrarlı, daha sağlıklı lattığında da “Ağzınıza sağlık, dilinize sağlık!..” deriz. Son
bir gezegen, daha adil toplumlar ve daha canlı ekonomile- zamanlarda bu tür ifadelerin arasına “Emeğinize sağlık!..”
rin olduğu bir dünya bırakmak açısından da önemli bir fır- cümlesi de eklendi. Yapılan bir işin, verilen bir hizmetin
sattır. Paris İklim Anlaşması kapsamında ülkeler, sıcaklık ücreti ödenirken veya yazılan bir yazının, kitabın değerini
artışının dünya genelinde 1,5 derecede kalması için çaba belirtmek amacıyla kullanılıyor bu cümle. Gayet güzel bir
göstermeyi kararlaştırmıştı. Ancak iklim uzmanları, “en iyi temenni cümlesi, tamamen iyi niyetle söylenmiş bir cüm-
senaryo” olarak adlandırılan bu durumda bile dağ buzul- le; bunda şüphe yok. Fakat bu ifadenin kullanılması bana
larının üçte birinin eriyeceğini ortaya koydu. Bunun ne- biraz yanlış geliyor. Çünkü baştaki örneklerde geçen “el,
deni olarak sera gazı etkisi yapan gazların rakımın fazla dil, ağız” vb. için “sağlık” dilenebilir; bunlar birer organdır.
olduğu yerlerde daha çok bulunması ve dolayısıyla dağlık Ama “emek” kavramı böyle değildir.
alanları daha olumsuz etkilemesi gösteriliyor.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi üzerinde durul-
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı- maktadır?
dakilerden hangisidir?
A) Teşekkür ve takdir cümlelerinin nasıl kurulması ge-
A) Birleşmiş Milletler, gelecek kuşaklara daha yaşana- rektiği
bilir bir dünya bırakmak için daha fazla gayret göster-
B) Gündelik hayatta sağlıklı bir iletişime duyulan ihtiyaç
melidir.
C) Dilek ve temenni cümlelerinin iletişimdeki önemi
B) Paris İklim Anlaşması, küresel ısınma probleminin
çözümü için imzalanmış önemli bir uluslararası an- D) Emeğin karşılığının sadece bir teşekkürle ödeneme-
laşmadır. yeceği

C) Dünya ortalamasında sıcaklık artışının 1,5 dereceyi E) İyi niyetle söylenmiş bir dilek tümcesindeki anlatım
geçmemesi hâlinde Paris İklim Anlaşması, amacına hatası
ulaşmış olacaktır.

D) Paris İklim Anlaşması ile hedeflenenler gerçekleşse


dahi dağ buzullarının bir kısmının erimesinin önüne
geçilemeyecektir.

E) Sera gazı etkisinin artması, buzulların erimesine ve


küresel iklim değişikliklerine sebep olduğundan dün-
ya için büyük bir tehlikedir.

15
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 2

17. “Uzaktan” (on-line) eğitimin gerekli, zorunlu koşullarda 18. Sorulan sorunun cevabının Yazım Kılavuzu’nda bulundu-
büyük yarar sağlayan bir sistem olduğunu çok uzun yıllar- ğunun bilinmesi, bu sorunun kuralı bilmemekten ötürü de-
dır biliyoruz. Yine de “eğitim” denince odalarına kapanıp ğil, Kılavuz’un eksik ya da hatalı olduğunun düşünülmesi
“yalnızlaşmış” gençlerin, karşılarındaki cansız “monitör” dolayısıyla sorulduğunu göstermektedir. Bilindiği gibi
içindeki öğretmenin ses ve görüntüsüyle baş başa geçi- yazım kılavuzları, imladaki ikilikleri ortadan kaldırmak ve
receği saatlerin sağlıklı bir eğitim süreci oluşturmayacağı imlada birlik sağlamak amacıyla oluşturulur. Kılavuzlar-
da bir gerçek. Dileğim, bu geçici sürecin sürekli bir “eğitim daki mevcut kurallar içerisinde eksik bulduklarımız ya da
sistemi”ne dönüşmeden noktalanması. Bilgi ve becerileri- katılmadıklarımız olabilir. Bunlar, ilgili kurullarda gerekli
ni bir de bu zorunlu koşullarda sınayan öğretmenlerimize zamanlarda gerektiği şekilde ele alınarak düzeltilebilir.
kolay gelsin! Okullar; öğretmenler, öğrenciler ve diğer in- Yapmamız gereken şey, eksik ya da hatalı bulduğumuz
sanlar arasında enerji alışverişini sağladığı için toplumsal kural düzeltilene ya da değiştirilene kadar mevcut kurala
dinamiğin vazgeçilmez bir parçasıdır. Toplum sağlığı açı- uymaktır. Dolayısıyla, Kurumumuza yöneltilen soruların
sından öyle de kalmalıdır. cevapları Yazım Kılavuzu’nda mevcut ise soruların muha-
taplarına Kılavuz’daki kurallar çerçevesinde cevap verili-
Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?
yor olması yadırganacak bir durum olmamalıdır.

A) Eğitim sistemindeki problemlerin çözülmesi için öğ- Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir
retmenlerin görüşlerine başvurulmalıdır. yanıt olabilir?
B) Şartların mecbur kıldığı durumlarda uzaktan eğitim
A) Türk Dil Kurumu, yazımla ilgili bazı sorularımıza ce-
yönteminin uygulanması gerekir.
vap verirken açıklayıcı bir şeyler yazmak yerine ne-
C) Yüz yüze eğitim modelinin yerini başka bir şekilde den bizi çeşitli kaynak kitaplara yönlendirmektedir?
doldurmak mümkün değildir.
B) Türk Dil Kurumunun yazım ve noktalama konularında
D) Bazı durumlar için alternatif eğitim modelleri geliştiril- bir görüşü yok mudur? Kurum, bu alanlarda bir çalış-
meli ve hayata geçirilmelidir. ma yapmıyor mu?

E) Teknolojinin sağladığı imkânların kullanılması, eğitim C) Türk Dil Kurumu, yazım kuralları ile ilgili sorularımıza
sisteminin vazgeçilmez bir parçasıdır. cevap olarak niçin Yazım Kılavuzu’ndaki kuralın aynı-
sını yazıyor?

D) Türkçe Sözlük’te ve Yazım Kılavuzu’nda tespit edilen


eksiklerin ve hataların düzeltilmesi için neler yapılabilir?

E) Yazım Kılavuzu’ndaki bazı bilgilerin ve bazı sözcük-


lerin yazımının zamanla değiştiğini görüyoruz, bunun
sebebi nedir?

16
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 2

19. Madame Bovary, Gustave Flaubert’in ilk romanıdır ve 21. Eflâtun, Eski Yunan medeniyetinin idealist filozofudur.
Gustave Flaubert, kısmen romantik bir sanatçıdır. Böyle Onun Devlet adlı eseri felsefe tarihinde çok önemli bir
olduğu hâlde bu en tanınmış yapıtını görülmemiş bir titiz- yere sahiptir. Bu eserinde bütün devletin üzerinde, yeni
likle, böyle bir yaşam gerçekte nasıl olursa öyle yazmak ve ideal bir şehir-devletin nasıl ve nelerle kurulabileceğini
için çalışmıştır. Bu yapıt, dünya edebiyatında realist ro- irdeler Eflâtun. Bu arada çocukların ve gençlerin eğitimin-
man tarzının ilk başarılı eserlerinden sayılmıştır. Yazar, de edebiyatın oynadığı mühim role işaret eder. Ona göre,
eserin üslubuna büyük önem vererek onun bazı cümle- düşünülen şehir-devleti koruyacak ordu-gençlik; yalnız
lerini daha iyi yazmak için saatlerce hatta günlerce çalış- “iyi”yi, “doğru”yu ve “güzel”i öğrenmelidir. Eflâtun bu se-
maktan çekinmemiştir. beple Devlet’in edebiyatla ilgili kısımlarında, başta Home-
ros olmak üzere bu noktaya dikkat etmeyen Eski Yunan
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?
şairlerini eleştirir.

A) Madame Bovary, biçem bakımından çok titiz bir çalış- Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
manın ürünüdür.
A) Eflâtun’un devlet konusunda kafa yoran bir düşünür
B) Gerçekçilik akımının etkileri, Madame Bovary roma-
olduğuna
nında açıkça görülmektedir.
B) Eflâtun’un ideal devletinde gençlerin devlete sahip çı-
C) Madame Bovary, dünya edebiyatının en başarılı ro-
kacağına
manları arasında gösterilmektedir.
C) Homeros ile Eflâtun’un aynı ulusun sanatçıları oldu-
D) Gustave Flaubert, bazı yönleriyle romantizmden etki-
ğuna
lenmiş bir sanatçıdır.
D) Eğitim ile edebiyat arasında sıkı bir ilişki olduğuna
E) Gustave Flaubert’in Madame Bovary’den daha çok
bilinen bir eseri yoktur. E) Homeros’un, Eflâtun’un bazı düşüncelerini yanlış bul-
duğuna

20. Babacığım, sen ne kadar da çalışkandın! Tatil demeden,


bayram demeden bizim için geceni gündüzüne katar, ça-
lışırdın. Yeter ki çocuklarım rahat olsunlar diye kendini sü-
rekli rahatsız ederdin. Hele o sevecenliğin yok muydu, ne
kadar da yumuşak huyluydun? Herkesin sevgisini kazan-
mıştın, başkalarının sahip olduklarına asla göz dikmemiş-
tin. Çevrendeki herkes, seni her konuda emin birisi olarak
bilirdi çünkü sen harama el uzatmazdın. Hakkın olmayan
bir şeyi kimseden istemezdin, çoğu zaman kendi hakkın-
dan bile vazgeçerdin başkaları için.

Bu parçada anlatılan baba aşağıdaki özelliklerden


hangisi ile nitelenemez?

A) Vefalı B) Sempatik C) Özverili


D) Güvenilir E) Saygılı

17
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 2

22. Benim bir kedim var. Ne tüyleri bir karış ne kuyruğu kürk 23. İnsanların içlerinde biriktirdikleri konular, gittikçe büyür ve
gibi. Basbayağı bir tekir kedicik. Tekir kedim beni sever zamanla çözülemeyecek bir noktaya gelir. İletişime kapalı
mi, bilmem ama ben kedimi severim. (...) Yaptıklarımı ya da birbirine küsen insanların ilişkilerinde büyük prob-
kötü buluyorsan niçin beni kapı dışarı etmezsin? Çünkü lemler yaşamalarının sebebi budur, onlar en önemli ko-
tavan arasında fareler var. Geceleri seni uyutmuyorlar. nuyu yani iletişimi yeterince önemsemezler ve konuların
Onları tutayım diye besliyorsun beni. Sonra karşında mı- üzerini örtmeyi tercih ederler. Evlilikleri sağlıklı bir çizgide
rıl mırıl dolaşmam hoşuna gidiyor. Gözünü eğlendirmem sürüp giden insanların iletişimde başarılı olmalarının en
için bana ciğer verdiğini bilmiyor muyum sanki? Hem ta- büyük sebebi onların “kendileriyle barışık” olmalarıdır.
van arasındaki fareleri tutayım hem gözünün eğlencesi Öyle ki kendisiyle barış hâlinde olmayan insanın bir baş-
olayım, sonra da bana ciğer alıyorsun diye bir de yaltak- kasıyla sağlıklı iletişim kurması mümkün değildir. Halının
lanayım mı? Tekirim ne vakit bana böyle karşılık verse altına süpürmek hiçbir şeyi çözmez, ses çıkarmamak bel-
ben ona diyecek söz bulamam. Anlarım ki belki de böyle ki gerginliği erteler ama bir gün gelir, o gerginlikler birike-
düşündüğü için onu seviyorum. rek karşınıza çıkar, hem de fazlasıyla.

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?

A) Yazar, kedisini samimi bir arkadaşı gibi görmektedir. A) Bireyin başkasıyla iletişim kurabilmesi için kendi için-
deki kavgalara son vermesi gerekir.
B) Kedi, sahibinin davranışlarını sorgulayan bir tavır için-
dedir. B) “Zaman her şeyin ilacıdır.” prensibi ile hareket edilirse
sorunların çözümü kolaylaşır.
C) Yazar, kedisinin bakış açısını ve düşünme biçimini
onaylamaktadır. C) Diyaloğa ve tartışmaya açık insanlar, ilişkilerinde daha
az sıkıntı yaşarlar.
D) Yazar, kedisini kendisine çok bağlı olduğu için sev-
mektedir. D) Eşlerin, aralarındaki anlaşmazlıkları görmezden gel-
mesi, ileride daha büyük sorunlar yaşamalarına ne-
E) Kedi, sahibinin bencilce hareket ettiğini düşünmektedir.
den olur.

E) Sorunların konuşularak çözülmesi gerektiği düşünce-


sini ciddiye almayanların ilişkileri problemlerle doludur.

18
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 2

24. Başarma ve kazanma arzusu benim için önemli bir mo- 25. İletişim psikolojisi, psikoloji biliminin bir dalı olarak daha
tivasyon kaynağıdır fakat bunu sadece kendimle sınırlı çok toplumsal davranış biçimleri üzerinde inceleme ya-
görmem. Bu kavramlara geniş bir perspektiften baktığım par; birey-toplum ve insanlar arası etkileşimi inceler. Baş-
içindir ki başarmış olmanın haklı gururunu ve mutluluğu- ka bir ifade ile diğer insanları nasıl algıladığımızı, bizim ile
nu yaşayan bir kişiyi gördüğüm zaman onun mutluluğunu onlar arasında nasıl bir tepkisel etkileşim gerçekleştiğini,
kendi mutluluğum gibi değerlendirebilirim. Onda kendimle sosyal durum ve ortamlarda bulunmaktan başkalarının
alakalı, küçük de olsa, bir ortak payda görüyorsam o ba- ve bizim nasıl etkilendiğimizi irdeleyen bir bilim dalıdır.
şarı benim de başarımdır. Zira benim dışımdaki bir kişiyle Ben de bir iletişim psikoloğu olarak bireyin sosyal çevresi
beni bir araya getiren köprüleri sadece ben kurabilirim. ile kültürel ortamı arasındaki bağı anlamak ve açıklamak
için çalışmalar yapıyorum.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarının dü-
şüncesini destekleyen bir örnek değildir? I. İnsan kaynakları departmanında aynı yetki düzeyin-
deki bir personelin, elindeki işleri yeni personele ve-
A) Daha önce kadrosunda yer aldığım bir takım olması rerek onu bıktırmaya yönelik davranışları
koşuluyla o takımın kazandığı şampiyonluk kupasını
ben de havaya kaldırabilirim. II. Okulda arkadaşları tarafından dışlanan öğrencilerin
tamamen kendi içlerine kapanması ve buna bağlı
B) Azimli bir mücadelenin ve yoğun emeklerin karşılığı
olarak ortaya çıkan sorunlar
olması koşuluyla altın madalyayı kazanan bir sporcu-
nun sevinç gözyaşlarına ortak olabilirim. III. Modern toplumlar ile geleneksel toplumların “aile”
kurumuna yüklediği anlamlar, fonksiyonlar arasındaki
C) Kütüphanemde ona ait bir kitap varsa ve ben o kitabı
okumuşsam yazarın aldığı Nobel Edebiyat Ödülü ile farklılıklar
mutlu olabilirim.
Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen kişi-
D) Üniversitede derslerine katılmış olduğum bir bilim in- nin çalışma alanına girer?
sanının yaptığı keşifler ve icatlar ile gurur duyabilirim.

E) Yüksek hızlı trenin içinde ben de seyahat ediyorsam A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III


trenin imalatında görev alan mühendislerin uzakları D) II ve III E) I, II ve III
yakın etme başarısıyla kıvanç duyabilirim.

19
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Deneme - 2 bitti. Cevaplarınızı kontrol ediniz.
TÜRKÇE
DENEME SINAVI - 3

1-2. soruları aşağıdaki açıklamaya göre cevaplayınız.

Anlatmaya bağlı metinlerde üç çeşit bakış açısı ve anlatıcı vardır:

1. Kahraman Anlatıcının Bakış Açısı (Birinci Kişili Anlatım) : Olaylar ve durumlar, bunları yaşayan kişinin gözüyle ve ağ-
zıyla anlatılır. “Ben” ve/veya “biz” zamirine göre bir anlatım görülür.

2. Gözlemci Anlatıcının Bakış Açısı (Üçüncü Kişili Anlatım) : Olaylar ve durumlar, dışarıdan bakan bir kişinin gözüyle ve
ağzıyla anlatılır. “O” ve/veya “onlar” zamirine göre bir anlatım görülür.

3. Tanrısal (İlahi, Hâkim) Anlatıcının Bakış Açısı : Anlatıcı, kahramanlar ve çevre ile ilgili her türlü bilgiye sahiptir. Onların
geçmişi, geleceği özellikle de iç dünyaları hakkında bilgiler verir.

1. Buna göre aşağıdaki metinlerin hangisi tanrısal anlatıcının bakış açısı ile oluşturulmuştur?

A) Oldukça sıkıntılı ve uzun bir yolculuktan sonra Uzungöl’e varmıştık. Aramızda buraya ilk defa gelenler de vardı ama Hakan
ile ben buranın müdavimi sayılırdık. Çevreyi, konaklama yerlerini, restoranları iyi bildiğimiz için diğer arkadaşlara da biz
rehberlik ediyorduk.

B) Meltem Hanım, mazide kalan mutlu anlarını hatırlayıp zihninde yaşamaya ve onlarla teselli bulmaya çalışıyordu. Ama
böyle mesudane geçmiş vakitleri çok fazla olmadığı için yüzündeki o buruk tebessüm bile fazla sürmüyordu. Nasıl sürsün
ki? Zavallı kadının hayatı hep çile ile yoğrulmuştu.

C) Ahşap konakların, evlerin varlığını koruduğu bu şirin kasabada o gün yine pazar kurulmuştu. Muhtar Ahmet, her hafta
olduğu gibi öğleye doğru pazara geldi ve pazar esnafı ile uzun uzun hasbihâl etti. Pazarda dolaşırken torunlarına birkaç
oyuncak almayı da ihmal etmedi.

D) Akşamüzeri sokaklar kalabalıklarla dolmaya başladı. Belli ki okulların dersleri, resmî dairelerin mesaisi bitmişti. Bir apart-
manın giriş katındaki tekstil atölyesinde çalışan işçiler ise bir taraftan işlerini yapmaya çalışıyor, bir taraftan da sokaktaki
kalabalığı seyrediyordu.

E) Yıllar sonra yolum yine İzmir’e düşmüştü. Bu sefer birkaç gün orada kalma fırsatım vardı. Zamanımı iyi planlayarak aklım-
daki birçok ziyareti gerçekleştirebilirdim. En başta, dört yıl boyunca üniversiteyi okuduğum Buca’nın sokaklarında dolaş-
mak ve oradaki hocalarım ile görüşmek istiyordum.

20
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 3

2. I. Otogara geldiğimizde burada her zamanki hareketli- 3. Bu uçup giden nedir, nereye gider, bilmem fakat bana öyle
liği göremedik. Otobüs yazıhanelerindeki personele geliyor ki onu yakaladığım sabah, onu yakaladığım yaz sa-
sorduğumuz zaman bazı yolların kapalı olduğunu ve bahı, artık her şey ebediyen güzelleşecek, iyileşecek, gerçek
tadını bulacaktır. Zira bana öyle geliyor ki evimin huzuru ve
beklediğimiz otobüsün rötarlı geleceğini öğrendik.
çocuklarımın geleceği için duyduğum isimsiz endişenin açık-
II. Fırtınalı bir hayat yaşayan Kemal Usta, kara kara laması ondadır ve o, her sabah böylece ben başımı ayva
düşünüyordu; âdeta içinde fırtınalar kopuyordu ama ağacına çevirir çevirmez esmer yeşili yapraklardan gümüş
renkli gökyüzüne doğru bir nefes gibi süzülüverir. Ben bu
bunu kimseye söylemek istemiyordu. Ömrünün son
süzülüşü hisseder, üzülürüm fakat bu üzüntüm çok sürmez.
demlerinde bu kederleri kaldırmaya pek de takati kal- Üç beş defa derin derin nefes alır, verir ve onu ertesi sabah
mamıştı. yakalayacağıma inanırım.
III. Sokakta neşeli bir şekilde top oynayan çocukların Böyle diyen bir yazar için aşağıdakilerin hangisi söyle-
nemez?
neşesi sanki birden sönmüştü çünkü oynadıkları top,
Cemal Ağa’nın bahçesine kaçmıştı. Bir araya geldiler A) Bazen kaygılı bir ruh hâline bürünmektedir.
ve topu kimin isteyeceğini tartışmaya başladılar. B) Her durumda umudunu korumaya çalışan bir insandır.
C) Çevresini dikkatli bir şekilde gözlemleyen bir kişidir.
IV. Bir haftadır evden dışarı çıkamıyordum, başta önem-
D) Yaşadığı acılar, onu kırılgan bir duruma getirmiştir.
semediğim hastalığım beni sanki eve hapsetmişti. Bu
E) Dış dünya ile kendisi arasında bağlantılar kurmaktadır.
süre zarfında kendimle baş başa kalma ve kendimi
dinleme fırsatı buldum.

V. Bu kadar erken gelmenize gerek yoktu, neden acele 4. Öykü ve roman ile sinema, tiyatro, resim; kullandığı araç,
ettiniz? Yorgun görünüyorsunuz, şu odaya geçip bi- malzeme, yöntem bakımından birbirlerinden ayrılıyor. Öykü,
raz istirahat edebilirsiniz. Başhekim Fatih Bey gelince roman sözcüklere dayanıyor; sözcüklerin gücünden yararla-
ben size haber vereceğim. nıyor. Diğerleri görüntülere, hareketlere dayanıyor; onların
gücünden yararlanıyor. Sözcük, hiçbir zaman hatta somut
Yukarıdaki numaralanmış metinler ile ilgili saptama- bir varlığı gösterdiği zaman bile soyut bir kavram olmaktan
öteye geçemiyor. Oysa görüntü, hareket her zaman somut
lardan hangisi doğrudur?
bir şekilde karşımıza çıkıyor.
A) I. metin, tanrısal bakış açısı ile oluşturulmuştur. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada anlatılanları des-
tekleyen bir örnek olarak gösterilemez?
B) II. metin, gözlemci bakış açısı ile oluşturulmuştur.
A) Romancının somut bir varlık olan kediyi belirtmek için
C) III. metinde, kahraman anlatıcının bakış açısına yer
kullandığı “kedi” görüntüsü hiçbir zaman aynı değildir.
verilmiştir.
Romancının kedisi akla bir sürü kedi getirir oysa sinema-
cının kedisi, görüntüdeki kedidir.
D) IV. metin, birinci kişili anlatım ile oluşturulmuştur.
B) Ressamın çizdiği bir tabloda balıkları tüm biçimsel özel-
E) V. metin, üçüncü kişili anlatım ile oluşturulmuştur. likleriyle, renkleriyle görebilirsiniz fakat roman yazarı ba-
lıklardan söz ettiğinde her okur, onu zihninde farklı şekil-
de canlandıracaktır.
C) Romancı, kahramanın aldığı haberle sevinç çığlıkları
attığını söylemekle yetinirken tiyatrocu, bu durumu hem
davranışıyla hem sesiyle seyircilere göstererek yaşat-
maktadır.
D) Usta yazar, rengârenk çiçekleri, kuşları öylesine canlı ve
ayrıntılı betimlemiş ki hemen hemen her okur, gözünün
önüne aynı yağlı boya tablosunun geldiğini söylüyor.
E) Hikâye yazarının, ormandaki ağaçları resmetmek için
uzun uzun anlatmasına karşılık sinemacı bunları bir sah-
ne ile tüm seyirciler için aynı görüntü hâline getirebilir.

21
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 3

5. Yeni Zelanda; fiyortları, gölleri, yemyeşil yağmur ormanla- 6. (I) Şiirde “azalan verimler kanunu” vardır. (II) Dil bir açıdan
rı, kaplıcaları, turkuaz rengi muhteşem sahilleri ve nefes işlendikçe o alanda elde edilen verimler bir noktadan sonra
kesen doğasıyla baş döndüren bir ada ülkesi. Tüm bu do- azalmaya başlıyor ve bu, bir bunalıma yol açıyor. (III) Buna-
ğal güzelliklerinin yanı sıra, dünyanın en yaşlı ağaç türle- lımlar da yeni şiir alanları, yeni açılar bulunmasıyla sona erer
rinden olan kauri ağaçlarına da ev sahipliği yapıyor. On hep. (IV) Şiirimizde şimdi yeni bir eğilim başlatan şairler, yal-
beş metreyi bulan gövde çapları, elli metreye ulaşabilen nız folklor gibi kesin klişelere değil, daha hafif kalıplara bile
yükseklikleriyle dünyanın en büyük ağaç türleri arasında sırtlarını çevirdiler. (V) İlhan Berk’te, Turgut Uyar’da, Edip
yer alan bu ağaçlar, Yeni Zelanda’nın sembolik unsurla- Cansever’de bunun ilk güzel örneklerini gördük. (VI) Kelime-
rından biri. Ancak sağlam gövdesi, pürüzsüz dokusu, kıy- ler bizde de yontuluyor, yerlerinden yarı yarıya koparılıyor,
metli reçinesiyle bilinen kauri ağacının bu özellikleri, onu anlamlarından ufak tefek saptırılıyor, yeni yükler yükleniyor
yüzyıllar boyunca insanoğlunun hedef tahtasına oturt- kelimelere. (VII) Böylece bir kavramın değişik görüntü ya da
muş. Özellikle yelken direği yapımında kullanılmaları için izlenimleri elde edilerek yeni imajlara, yeni mısralara varıl-
kontrolsüz bir şekilde tahrip edilen kauri ormanları, 1950’li mak isteniyor.
yıllar itibarıyla koruma altına alınmış ve varlığını devam
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-
ettirme olanağı bulmuştur.
raf, numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır
basmaktadır? A) II B) III C) IV D) V E) VI

A) Açıklama

B) Öyküleme

C) Betimleme

D) Tartışma

E) Tanımlama

7. (I) Bir romancı, bir şair herkes için yazar; yani yazdıklarını
herkes beğensin, okusun ister. (II) Bunun yanında eserle-
rini oluştururken kabullendiği bir sanat görüşü, özdeşleştiği
bazı düşünceleri vardır. (III) Bu fikirlerin ve sanat görüşü-
nün, eserleri vesilesiyle her tarafa ulaşması niyetindedir
sanatçı. (IV) Bunu yaparken kitlesinin kendisinden kaliteli
sanat ürünleri beklediğini de mutlaka bilir. (V) Gerçek ede-
biyatçı; halkın, kendi sesini duyurmayan sanatı -ne kadar
yetkin olursa olsun- benimseyemeyeceği görüşündedir.
(VI) Bu sebeple sığ ve iletiden yoksun, basit yapıtlar üret-
mekten her zaman kaçınmıştır. (VII) Tam tersini yaparsa
güncelliğe boyun eğip estetik ve sanat gücünü kaybedece-
ğini bilmiyor değildir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-


şüncenin akışını bozmaktadır?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

22
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 3

8. Denemecilik bir bakıma kolaydır çünkü üzerinde derin- 10. Anı, fıkra türünde yazdıklarıyla geniş bir okur kitlesine hi-
lemesine durursanız birkaç kitap karıştırırsınız, birkaç tap eden Ahmet Rasim’in edebiyatımızda özgün bir yeri
yazı okursunuz; düşünürsünüz onların üzerinde, eliniz- vardır. O da Hüseyin Rahmi Gürpınar gibi gözlemci ve
den geldiğince derinleştirirsiniz düşüncelerinizi ve sonra gerçekçi bir yazardır. Değişik halk kesimlerinin gelenek
söylersiniz söyleyeceğinizi. Bunun bir yararı yok mudur ve göreneklerini, inanç ve yaşayışlarını yansıtmaya çalış-
okuyanlara? Vardır, olmaz olur mu? Sizin düşünmeniz mıştır. Herkesin anlayabileceği bir dille, İstanbul Türkçe-
karşınızdakileri de düşündürür, düşünceler karşılaştık-
siyle, yazmıştır. Yazılarında kısa cümleler kullanmış, yazı
ça yeni düşünceler ortaya çıkar. Siz şair olmayabilirsiniz
dili ile konuşma dili arasında sağlıklı bir denge kurmuştur.
ama sizin şiir üzerine söyledikleriniz şairlerin işine yarar,
Romanlarından çok, anı ve fıkralarıyla ün kazanmıştır.
onları farklı dünyalara yönlendirir. Böylece ----.
Bu parçadan Ahmet Rasim ile ilgili aşağıdaki yargıla-
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağı-
rın hangisi çıkarılamaz?
dakilerden hangisi gelmelidir?
A) Yapıtlarıyla başka sanatçılara örnek olmuş ve onları
A) siz de şiir yazmaya hazırsınızdır artık bu edebiyat
etkilemiştir.
dünyasında
B) Hüseyin Rahmi Gürpınar ile aynı akımdan etkilenmiştir.
B) kafanızdakilerle şairleri bireysel sanat fikrinize göre
kalıba sokarsınız C) Toplumun farklı tabakalarının hayat tarzını eserlerin-
de vermeye çalışmıştır.
C) kendi yolunuzu açarak özgünlüğü yakalarsınız edebi-
yatta ve sanatta D) Eserlerinde açık ve anlaşılır olmayı önemseyen bir ya-
zardır.
D) sanatçıya, anlatamadıklarını farklı bir yazınsal türde
iletme imkânı sunarsınız E) Sokağın dili onun yapıtlarında belli ölçüde kendine yer
bulmuştur.
E) ortaya çıkan her yapıtta sizin de katkınız ve emeğiniz
olur bir karınca misali

9. I. Apollo 11 de Verne’in bahsettiği gibi dört günlük yol- 11. (I) Türkiye’de ilk modern ruh sağlığı hastanesini kuran Türk
culuktan sonra Ay’a ulaşmıştı. hekimi Mazhar Osman Uzman, halk arasında bilhassa “de-
II. Verne, kitapta daha önce gerçek hayatta keşfedilme- liler” arasında oldukça sevilen ve popüler bir isimdi. (II) Çok
miş şeylerden bahsediyordu: fırlatma rampası, roket, yönlü kişiliği ile entelektüel camia içerisinde söz sahibi olan
uzay kapsülü... bir hekimdi. (III) Hayatı boyunca pek çok başarıya imza
III. Verne, Ay’a Yolculuk kitabını Apollo 11’in Ay’a fırlatıl- attı, onlarca öğrenci yetiştirerek Türk psikiyatrisine oldukça
masından tam 104 yıl önce yazmıştı. önemli katkılarda bulundu. (IV) Yeşilay Derneğinin kurul-
IV. Onun hesabına göre uzay kapsülü, dört günlük uzay masına da öncülük etti. (V) Osmanlıdan Cumhuriyet’e uza-
yolculuğu sonrası Ay’a ulaşıyordu. nan bir dönemde toplumun her kesimiyle iç içe bir hayat
V. Ay’a Yolculuk’ta insanın Ay’a yolculuğuna dair bilim- yaşadı. (VI) O dönemin meşhur şairlerinden olan Neyzen
sel ve teknik saptamaların detaylı bir şekilde yer al- Tevfik ile yakın dostluğu vardı. (VII) Kendisi de “Figani”
ması ve bu saptamaların zamanla gerçeğe dönüşme- mahlası ile şiirler kaleme almıştır.
si, Verne’e “Bilimsel Kâhin” lakabını kazandıracaktı.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinin
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle anlamlı bir parag- yerine “Döneminde hem bir doktor hem de bir aydın ola-
raf oluşturulmak istenirse hangisinin yeri değişmez? rak dikkat çekmekteydi.” cümlesi getirilirse parçanın
anlamında önemli bir değişme olmaz?
A) I B) II C) III D) IV E) V
A) II B) III C) IV D) V E) VI

23
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 3

12. Bilim her şeyden önce metotlu şüphe demektir. Herhangi 14. Gazeteci:
bir sahadaki bir problemin çözümü için metotlu bir yak- (I) ----
laşma demek olan bilim, kendine özgü kabullerden yola
Dernek Başkanı:
çıkarak insana ve insanın çevresine ait sorulara cevap
bulmaya çalışır; ulaştığı cevaplar, prensipler veya pren- – Şehrimizin yöresel lezzetini ilk başlarda duyan insanlar,
sipleşmeye elverişli başka çalışmaları yönlendirebilecek “Çorba tatlı olur mu?” diyor. Fakat tatlı çorbayı içen her-
kuvvetli tahminler şeklinde ortaya çıkar. Bilim; herhangi kes beğeniyor. Çorbamız, vitamin deposudur ve bayram-
bir sahada, belirli zaman ve mekân içinde, belirli şartların larımızın da vazgeçilmezidir. Tatlı çorba, bayram sohbet-
canlı ve cansız varlıklar üzerindeki tesirlerini veya ortaya lerinde içildiği için daha da keyifli olur.
çıkan hâlleri inceleyerek ilk durum ile son durum arasın-
daki gelişme ve değişmeleri kanunlaştırır. Gazeteci:
(II) ----
Bu parçaya göre aşağıdakilerin hangisi bilimin uğraş-
larından biri değildir? Dernek Başkanı:
– Aşureye benzerliği var tabii ama kesinlikle biz ayırıyo-
A) Doğa ve insanla ilgili sorulara yanıt aramak
ruz ondan çünkü kuşburnu suyundan yapılmış olması
B) İnsanlara doğru düşünme yollarını göstermek tatlı çorbaya apayrı bir özellik katıyor. Aşureye çok fazla
C) Ortam ve koşulların varlıklara etkilerini araştırmak baklagil konuyor ama tatlı çorba, kuru meyve ağırlıklıdır.
D) Çeşitli verileri yorumlayarak yasa hâline getirmek Çorbamızın tarihi de çok eskidir.

E) Olasılıkları, varsayımları yöntemlere dayalı irdelemek Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) I. “Tatlı çorba” ne zaman daha çok tüketiliyor ve


13. • Avrupa Uzay Ajansının Copernicus Sentinel-1 uydusu Bayburt’a gelen ziyaretçiler çorbayı nasıl değer-
tarafından Şubat 2019’dan itibaren çekilen fotoğraf- lendiriyor?
ların bir yıllık hızlandırılmış videosunda ortaya çıkan II. “Tatlı çorba”nın aşureden farklı olmadığını söyle-
görüntülerde Pine Island Buzulu kırılarak yok oluyor.
yenler var, bu konuda siz ne dersiniz?
Malta büyüklüğündeki buzulun yüz ölçümünün yakla-
şık 300 kilometrekare olduğu biliniyor. B) I. “Tatlı çorba”, Bayburt’a özgü bir lezzet midir ve

• Geçen sene de Antarktika’daki D-28 buz dağının de- adını nereden almaktadır?
vasa bir parçasının koptuğu açıklanmıştı. “Gevşek II. Aşure ile “tatlı çorba” arasındaki benzerlikleri ve
Diş” olarak da bilinen, 210 metre kalınlığında, 1636 farklılıkları açıklayabilir misiniz?
kilometrekare genişliğinde ve 347 milyar ton buz içe-
ren buz dağının Malta’nın 5 katı büyüklüğünde oldu- C) I. Şehrinize dışarıdan gelen insanlar, “tatlı çorba”yı
ğu belirtilmişti. 1960’lardan bu yana Amery buz sa- beğeniyor mu?
hanlığından kopan en büyük kütlenin de bu buz dağı
II. “Tatlı çorba”nın özellikleri ve tarihi hakkında bilgi
olduğu ifade edilmişti.
verebilir misiniz?
Bu iki parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir? D) I. Bayburt’ta bayramlarda daha çok, “tatlı çorba” mı
içiliyor ve ikram ediliyor?
A) Aynı olguyu benzer yönleri ile değerlendirip ele al-
II. “Tatlı çorba” ile aşureyi kıyaslamak gerekirse ne-
maktadır.
ler söylersiniz?
B) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini gös-
termektedir. E) I. Şehrinizin yöresel lezzetlerinden bahseder misi-
C) Bir durumun yol açabileceği olumsuz sonuçlardan niz, bunlar arasında “tatlı çorba”nın yeri nedir?
bahsedilmektedir. II. “Tatlı çorba”nın yapımında baklagiller mi, kuru
D) Benzer olguların farklı nedenlerine yer verilmektedir. meyveler mi daha çok kullanılmaktadır?
E) Değişik konular, aynı üslup ve bakış açısı ile değer-
lendirilmektedir.

24
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 3

15. Unutmayın ki birçok ünlü ressam veya müzisyen, doğuş- 16. Türkiye’de, Türk dünyası halk bilgisi ürünleri hakkında
tan yetenekli olsalar bile ilgili oldukları sanat dalına yöne- yapılan çalışmalarla ortak bir Türk geçmişinin ortak bir
lik uzun eğitimler alıyor ve binlerce saat çalışıyor. Sizin Türk geleceğine dönüşmesi konusunda çok ciddi mesafe
sanatla olan ilişkiniz yeni başladıysa başarılı bir sonuç katedilmiştir. Kültürel anlamda ortak bir Türk geleceği an-
çıkarmak için uğraşmanıza gerçekten de gerek yoktur. cak kültürel geçmişin ortaklığını gösteren halk bilimi araş-
Belirli bir hedefinizin olması, o sonuca varmak için ken- tırmalarının üzerine inşa edilebilecektir. Türk halk bilimi
di kendinizi baskı altına almanıza sebep olabilir. Bu ise uzmanlarının Türk dünyası destanları, masalları, efsane-
yaratıcı ifadenin önündeki en büyük engellerden biridir. leri ve fıkraları gibi halk edebiyatı türleri hakkında yaptığı
Ortaya koyacağınız şeyi başkalarının beğenmesi için de- bilimsel araştırmalardan elde edilen veriler; birbirinden
ğil, duygularınızı yaşamaya eşlik etmesi için elinize aldığı- uzak düşmüş Türk boylarının birbirlerine yakınlaşmasını
nızı unutmayın. Bırakma ihtiyacı hissettiğinizi fark edin ve sağlayacaktır.
“Şimdilik bu kadar yeter.” demekten çekinmeyin. Ancak
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı-
kendinize “Emin misin?” diye sormayı da unutmayın. Bu,
dakilerden hangisidir?
sanat terapisinde psikoterapistlerin sorduğu bir sorudur.
Bu soru, daha derinlerde kalan duyguların ifadesi için size A) Tarihî olayların, devirlerin akışı içerisinde birçok Türk
yeni bir kapı açabilir, bunu deneyin. Akış dalgalı bir seyir boyu, birbirinden uzak ve habersiz yaşamıştır.
izleyebilir, sizdeki etkisini gözlemleyin.
B) Türk dünyasının kültürel geçmişi ile ilgili halk bilimi
Bu parçada asıl anlatılmak isteneni içeren en kap- çalışmaları, Türkiye’de çok önceden başlamıştır.
samlı yargı aşağıdakilerden hangisidir?
C) Halk edebiyatına ait farklı türler ve ürünler, uzmanlar
A) Bir sanat dalında başarıya ulaşmak için yetenek şart- tarafından bilimsel metotlarla titiz bir şekilde incelen-
tır fakat onun mutlaka gayret ile çok iyi desteklenmesi meli, araştırılmalıdır.
gerekir.
D) Türk dünyasının folklor ürünleri, mazideki kültürün
B) Sanat ile hobi olarak ilgilenenler, kendilerini özgür bı- müşterekliğini gösterdiği gibi gelecekteki ortaklığı da
rakmalı ancak daha farklı duyguları açığa çıkarmak mümkün kılacaktır.
için de çalışmalıdır.
E) Türk milletinin farklı boyları; değişik coğrafyalarda
C) Sanat ile ilgilenmeye yeni başlayanların birden, çok birbirinden uzak yaşasalar bile destanlar, masallar,
başarılı eserler ortaya koymasını kimse isteyemez ve efsaneler sayesinde birbirine yaklaşacaktır.
bekleyemez.

D) Gündelik hayatın değişik uğraşlarından yorulan ve bu-


nalan insanlar sanat ile kendilerine terapi yapabilirler.

E) Resim ve müzik ile amatörce ilgilenenlerin de daha


iyi şeyler yapabilmek için işlerini yarım bırakmamaları
gerekir.

25
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 3

17. Azerbaycan Mutfağı adlı eser, Azerbaycan yemek kültü- 18. Niyet, herhangi bir konuda ne yapmak ve/veya neye ulaş-
rünün ülkemizde daha iyi tanınması amacıyla Azerbay- mak istediğine kesin bir şekilde karar vermenin ifadesidir.
can Türkçesinden Türkiye Türkçesine çevrilmiş ve yemek Bir heykeltıraşın bir heykele başlamadan önce niyeti çok
adları, orijinalliğinin bozulmaması için aynen korunmuş- açık ve nettir. Keskiyi, çekici eline almadan çok önce ni-
tur. Azerbaycan millî mutfağının tarihi, Azerbaycan tari- yetini ortaya koymuştur. Aradığı, herhangi bir mermer küt-
hi kadar eskidir. Azerbaycan yemeklerinin adlarına eski lesi değildir; niyetine uygun bir kütledir. Niyetiyle bir an-
yazılı kaynaklarda, seyyahların hatıralarında rastlamak laşma yaparcasına çizim ve eskizlerine başlar, saatlerce
mümkündür. Azerbaycan millî mutfağı, tatlısından tuzlu- çizimle uğraşır ki planı açık ve belirgin olsun. Sonrasında
suna yemek tarifleri ile tanıtılmıştır. Azerbaycan yemek- işi kolaydır. Bilir ne yapacağını, nereye darbe indireceği-
leri, dünyada lezzeti ile ünlüdür. Millî yemeklerin birçoğu, ni. Zamanla çıkar ortaya eseri. Elindeki çizimlere sadık
sığır, koyun ve kuş etinden hazırlanır. Dövülmüş et ile kalır, yapmaya çalıştığı bir insan figürüyse “Olmadı! Bunu
hazırlanan yemekler daha yaygındır. Yemeklerin yüksek gorile çevireyim.” demez, aklının ucundan bile geçirmez
kalorili, lezzetli ve dış görünüşünün güzel olması, Azer- çünkü niyeti bellidir sanatçının. Uzun bir süreçten sonra
baycan millî mutfağının karakteristik özelliğidir. insan figürü çıkar ortaya, tam da planladığı gibi niyeti doğ-
rultusunda.
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı
yoktur? Bu parçada özellikle aşağıdakilerin hangisinden söz
edilmektedir?
A) Azerbaycan yemeklerinin ayırt edici nitelikleri nelerdir?
A) Niyetin gerekliliğinden
B) Azerbaycan mutfağında hangi çeşit etler daha çok
kullanılmaktadır? B) Niyetin anlamından

C) Azerbaycan yemekleri ile Türkiye yemekleri arasın- C) Heykelciliğin süreçlerinden


daki benzerlikler nelerdir?
D) Heykeltıraşlığın zorluklarından
D) Söz konusu kitabın yayımlanması ile ne hedeflen-
E) Niyetin değişmezliğinden
mektedir?

E) Azerbaycan yemekleri, yapıtta Türkiye’de bilinen isim-


leri ile mi anlatılmıştır?

26
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 3

19. Kadir Caner, babası öldüğünde 11 yaşındaydı. Ağlamaya 20. Şeffaflık; bu zamanın en önemli kavramlarından biridir ve
bile vakti yoktu çünkü babasından kalan manav dükkânı neyin neden yapıldığını, hangi sonucun alındığını, bu so-
onu bekliyordu. Hemen okulu bıraktı ve Caner Manavın nucu almak için ne kadar kaynak harcandığını açıklamak
başına geçti. Sabahları dükkânın kapısını annesi açıyor, demektir. Şeffaflık, birtakım kararların alınması ve alınan
o ise sebze mevye alabilmek için halin yolunu tutuyordu. kararlardan etkilenecek kimselerin de bu bilgiye erişimi-
Çocuk hâliyle büyük adam işleri yapıyordu. İşleri iyi gitti nin sağlanması anlamına gelmektedir. Bir insan veya bir
ve büyüyen her iş insanı gibi Kadir Caner de kazandığını kurum kendine ne kadar güvenirse kararlarını açıklama-
işe yatırdı. Ancak manavı büyütmek yerine bu sefer baba da o kadar şeffaf davranır. Şeffaf davranan yöneticiler ve
dostlarının da yardımıyla bir bakkal dükkânı açtı: Caner kurumlar güven verir. Bilgi paylaşıldığında samimiyet ve
Bakkaliyesi. Yine işler iyi gitti. Caner, bakkalı bıraktı; mar- güven üzerine kurulu bir ortam kendiliğinden oluşur. Bil-
ket işine girdi. 1988 yılında Marketçi Kadir Caner’di. Fakat gilenmek, insanların motive olmasını ve durumdan vazife
asıl katlanarak büyüme bundan sonra gerçekleşti. 6 mil- çıkarıp sorumluluk üstlenmesini sağlar. Ayrıca şeffaf dav-
yon lira sermaye ile Ankara Etlik’te ilk marketini açan Kadir ranmak bir liderin yönettiği insanlara değer verdiğinin en
Caner, “O ilk market bizim için dönüm noktası oldu. Ardı önemli göstergesidir.
ardına marketler açtık. Zor günler de yaşadık ama yapabi-
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?
leceğim başka bir şey yoktu.” diyor. Kadir Caner bugün 51
yaşında ve yaşı kadar markete sahip bir iş insanı. A) Bilginin saklandığı ortamlarda güven duygusu zede-

Bu parçada anlatılan kişi, aşağıdaki özelliklerden lenir.

hangisi ile nitelenemez? B) Birbirine güvenen insanlar, birbirlerini fazla sorgulamaz.

A) Girişimci C) Güven ve şeffaflık, birbirini besleyen olgulardır.

B) Çalışkan D) İnsanlar, bilgi verildiğinde kendilerini daha değerli


C) Mücadeleci hissederler.

D) Duygusal E) Bilginin gizlenmesi, insanlar arası ilişkilerde soğuklu-


ğa neden olur.
E) Akılcı

27
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 3

21. Yeni bir iklim modeline göre dünyanın beşte biri 2070 yı- 22. Günümüz çocuklarının hafızasında biriken hikâyeler her
lına kadar Sahra Çölü kadar sıcak olacak. “Çevre” konulu geçen gün azalıyor. Hikâyesiz büyüyen çocukları bekle-
haberleri ile dikkat çeken internet sitesi Earther’a göre, yen tehlikelerden söz etmenin sırası değil şimdi. Ama şu
bu durum yaklaşık üç milyar insanın yaşadığı yeri terk kadarını söylemek bile yeterli olacaktır: Geçmişe ait anı-
etmesine ya da cehennem sıcaklıklarında yaşamak zo- sı ekran ışığından ibaret olan çocuğun geleceği aydınlık
runda kalmasına neden olacak. Bu, insanlık için oldukça olamaz. Bu yüzden çocuklarımızla anı biriktirmek, onlar-
korkunç bir senaryo! Özellikle de gıda tedariki için güven- la konuşmak, hayatı yaşamak ve deneyimlemek önemli.
diğimiz tarım arazileri, ürün veremez hâle geleceği için. Peki bir çocuk dedesine bakınca ne görür ve ne düşü-
Earther’a göre bu öngörü, insanlığın iklim değişikliği ko- nür? Bir dede ile torun arasında kurulan bağın zayıfladığı
nusunda elinin kolunun bağlı kalmasının yanı sıra, sera dönemde, Tina Valles’in son derece yalın ve sağlam bir
gazı emisyonlarının zaman içinde artmaya devam ettiği dille dede-torun ilişkisini anlatan Ağacın Hafızası romanı,
bir senaryoya dayanıyor. Amerika Birleşik Devletleri Ulu- yitirdiğimiz bir hazinenin yerini gösteren bir harita âdeta.
sal Bilimler Akademisinin bildirilerinde yayımlanan çalış- Biz yetişkinler için kötücül bir hastalık olan alzaymır has-
ma, üzerinde yaşam olan her kıtadaki bölgelerin özellikle talığını, bir dede ve torunun sıcacık ilişkisi çerçevesinde
de Brezilya, Kuzey Afrika ve Hindistan çevresinin nasıl ele alan eser, sade ama çarpıcı diyalogları, kitabın kahra-
tamamen yaşanılmaz hâle geleceğini gözler önüne seri- manı Jan’in iç sesi eşliğinde aktarıyor.
yor. Ayrıca Rusya, Kanada ve Kuzey Kutbu’ndaki geniş
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?
alanlarda da ılıman iklimlerin etkili olacağını gösteriyor.

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? A) Ağacın Hafızası romanının etkileyici bir üslubunun ol-
duğu
A) İklim değişikliğinin büyük bir göç dalgasına sebep
B) Ağacın Hafızası romanında farklı kuşaklar arasındaki
olabileceğine
ilişkinin anlatıldığı
B) Bazı bölgelerin, iklim değişikliğinden daha fazla etki-
C) Teknolojiye bağımlı çocukların istikbalinin parlak ol-
leneceğine
mayacağı
C) ABD Ulusal Bilimler Akademisinin söz konusu senar-
D) Alzaymır hastalığının etkilerinin sıcak aile ortamında
yoyu dikkate aldığına
azaltılabileceği
D) Cehennem sıcaklarının, gıda ürünlerinin genetiğini
E) Tina Valles’in söz konusu romanı ile çok önemli de-
değiştireceğine
ğerleri hatırlattığı
E) Sera gazı salınımındaki artışın hava sıcaklıklarını et-
kilediğine

28
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 3

23. Modern Türk edebiyatına şairliğinden ziyade teorisyenliği 24-25. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
ile önemli katkılarda bulunmuş olan Recaizade Mahmut
Ekrem, şiirimizin ince ruhlu, rakik bir kalbe sahip “ağlayan
Mimarisi, Kız Kulesi, şehrin öbür yakasından seçilen
şair”i olarak bilinir. “Namık Kemal heyecan ve ihtirasın,
“dost ışıkları”, kısacası kendine has kimliği ile İstanbul’un
şiddet ve kahramanlığın; Abdülhak Hamit muhayyilede
kültürel atmosferi içinde önemli bir yer edinen Üsküdar
enginliğin ve ulviyette derinliğin şairiydi. Ekrem de ince
semti; pek çok romancıya, ressama ve şaire ilham kay-
hislerin, rakik kalp işlerinin, hafif zemzemelerin bir se-
nağı olmuştur. Yüz yıl önce Üsküdar, insan ilişkilerindeki
sidir.” Onun pek çok şiirindeki bu ağlamaklı, melankolik
sıcaklığın, geleneksel değerlerin ve huzurun korunduğu
havanın ve “ağlayım” fiilini şiirlerinde sık sık kullanması-
bir semt olarak şairlere ilham verirken yakın dönem şair-
nın en büyük sebepleri arasında, yaşadığı bireysel acılar
lerine ise bu özelliklerinin kayboluşunun getirdiği hüznü
başta gelmektedir. Onu en çok üzen, çok şey vadettiğine
bırakmıştır.
inandığı 15 yaşındaki oğlu Mehmet Nijat’ın 1899’daki ölü-
mü olmuştur. Nijat’ın ölümüyle sarsılan, yıkılan şair; onun
hiç dinmeyen acısıyla neredeyse ömrünün sonuna kadar
24. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
“Nijat’a ağlayım ben, Nijat’a ağlayım!” diyerek sürekli fer-
yat edecektir. İçinde yaşadığı devrin siyasi havasının da A) İstanbul’un kültür hayatında Üsküdar’ın önemli oldu-
etkisiyle Ekrem iyice sarsılmış, kendisinden sonra gele- ğuna
cek Ara Nesil ve Servetifünun şairlerini de etkileyerek bir
B) Üsküdar’ın yüz yıl önceki özellikleri ile şimdiki özellik-
“teessür edebiyatı” yapmaya mahkûm etmiştir.
lerinin farklı olduğuna
Bu parçadan hareketle, Recaizade Mahmut Ekrem ile C) Birçok sanatçının Üsküdar’dan esinlendiğine
ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
D) İstanbul’un en güzel semtlerinden birinin Üsküdar ol-
A) Edebiyata yeni kuramsal özellikler katmada yetkin biri duğuna
olduğu
E) Üsküdar’ın özgün bir kimliğe sahip olduğuna
B) Eserlerini duygu yüklü bir anlayışla ele aldığı

C) Kaynağı düşünülerek bulunamayan bir acıyı ortaya


çıkardığı

D) Kendisinden sonra gelecek olan şairleri etkisi altına


aldığı

E) Pek çok olumsuzluk yaşamasında farklı etkenlerin rol


oynadığı 25. Bu parçadaki altı çizili ifade ile
I. beşerî münasebetlerdeki samimiyet,
II. geleneklere bağlılık,
III. hüzünlü bir atmosfer

özelliklerinden hangilerine gönderme yapılmamıştır?

A) Yalnız III B) Yalnız I C) I ve III


D) I ve II E) II ve III

29
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Deneme - 3 bitti. Cevaplarınızı kontrol ediniz.
TÜRKÇE
DENEME SINAVI - 4

1-2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 3. Erciyes’i aşıp sazlığa doğru ilerlediğimizde karşımıza
gerçek Anadolu manzaraları çıkıyor: Yeşillikler içindeki
köylerin yakınlarında koyun ve inek sürüleri bir anda yo-
Ayder Yaylası’nın sonuna doğru oluşturulan çadır kampı
lumuzu kesiyor. Çobanlar sıcak bir muhabbetle karşılıyor
alanı, doğa ile tamamen iç içe olmak isteyenler için bu-
bizleri. Bölge hakkında bilgi alıyoruz onlardan. Molaların
lunmaz bir fırsattır. Burada yaylaya hayat veren Fırtına
birinde de yılkı atlarına denk geliyoruz. Atların ardından
Deresi’nin âdeta haykırdığına şahit olacaksınız. Derenin
biz de gidiyoruz. Uzaktan anlamlandıramadığımız bir toz
başlangıcı Kaçkar Dağları’na kadar uzanmaktadır. Bura-
bulutu görüyoruz. Tozun içinde hareket eden karartıların
ya kadar gelip de Karadeniz’in o meşhur lezzetlerini tat-
atlara ait olduğunu anlayınca şaşkınlığımız daha da artı-
madan gitmek olur mu hiç? Mıhlama, mısır unu ekmeği,
yor. Yaklaştıkça nal sesleri çoğalıyor ve atlar, yeri inlete-
Laz böreği, lahana sarması, hamsi çeşitleri mutlaka tadıl-
rek yakınımızdan geçip gidiyor. Dörtnala giden yüzlerce
ması gereken lezzetlerdir. Tereyağı, bal, kaymak ve dağ
atın oluşturduğu manzarayı hayranlıkla izliyoruz.
çileği reçelinin olmazsa olmaz olduğu yöresel kahvaltıyı
da es geçmeyin. Bu parçanın anlatımında bulunmayan özellik aşağıda-
kilerden hangisidir?

1. Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden A) Canlı ve hareketli tablolar çizme
hangisi söylenemez?
B) Betimleyici ögeler bulundurma
A) İkilemeye yer verilmiştir.
C) İnsandan doğaya aktarma
B) Sözde soru cümlesi kullanılmıştır.
D) Farklı duyulardan yararlanma
C) Anlatıma duygular katılmıştır. E) Öyküleyici anlatıma başvurma
D) Öneri gerekçesiyle birlikte verilmiştir.

E) Örneklerden yararlanılmıştır.

2. Bu parçadan hareketle
I. Ayder Yaylası’nın konumu,
II. Fırtına Deresi’nin uzunluğu,
III. Karadeniz Bölgesi’nin mutfak kültürü,
IV. doğa turizminin avantajları

bilgilerinden hangilerine ulaşılamaz?

A) I ve II B) II ve III C) I, II ve IV
D) I ve III E) I, III ve IV

30
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 4

4. Romanlarımdaki insanlar yürümeli, el sıkışmalı, kavgayı göze alabilmeli, yargılamalı, isyan etmeli ama yaşamın sihirli güzelli-
ğinden gözlerini ayırmadan yeni sevgiler ve dostluklar da edinmeli. Kendi eleştirisini yapabilmeli, dünyaya açık olmalı ve bütün
bunları okurlarım iliklerinde hissetmeli. Yaşamdan romanlarıma, romanlarımdan yaşama koşmalı; varlıklarına yeni güzellikler
taşımalı. Yaşamın her ayrıntısıyla bütünleşmeli, yaşamın sanat ve edebiyatla yoğrulan birer temsilcisi olmalı ve insanlığa mesaj
verebilmeli.

Aşağıdaki roman kahramanlarından hangisi, bu parçada anlatılanlara uzak düşmektedir?

A) Tarık Buğra’nın Kurtuluş Savaşı’nı işlediği önemli bir roman olan Küçük Ağa’da İstanbullu Hoca olarak bilinen Mehmet Re-
şit Efendi’nin zamanla “Küçük Ağa”ya dönüşmesi, Kuvayımilliye Hareketi’ni yavaş yavaş idrak ederek bilinçlenmesi sonucu
Kuvacıların saflarına katılması anlatılır.

B İnce Memed romanı, düzene başkaldıran Memed’in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova’nın öyküsüdür. Yaşar
Kemal’in söyleyişiyle “içinde başkaldırma kurduyla doğmuş” bir insanın, “mecbur adam”ın romanı. Abdi Ağa’nın zulmüyle
köyünü terk etmek zorunda kalan Memed, Ağa’nın yeğeniyle evlendirilmek üzere olan Hatçe’yi kaçırır. Abdi Ağa’yı yarala-
yan, yeğenini de öldüren Memed, Eşkıya Deli Durdu’ya katılır ancak kıyıcılığına katlanmadığı Deli Durdu’dan iki arkadaşıyla
birlikte ayrılır.

C) Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar romanında Süleyman Kargı, Turgut’un Selim’in intiharını aydınlatma gayreti sırasında tanış-
tığı biridir; Selim’in bilinmeyen taraflarının aydınlanmasına yardımcı olur. Onu romanın üç aydın kahramanından biri olarak
değerlendirmek mümkündür. Süleyman Kargı’nın kişilik yapısı diğer ikisine göre daha tutarlı gibidir. En azından aklı ile duy-
gularını birleştirebilmiş, dengeli ve sağlıklı bir ruh yapısına sahiptir. Bu bakımdan tutarlı ve mantıklıdır, çevresinde “feylesof”
olarak tanınmaktadır.

D) Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur romanında Mümtaz, küçük sayılabilecek bir yaşta tabiat karşısında varlığın sırları üzerinde
düşüncelere dalan biridir. Yani Mümtaz, sıradan bir kahraman değildir; hayata bir şair duyarlığı ile bakar. İçindeki şairane
duygular, Mümtaz’ın hayata bakış açısını etkilemiş ve belki de pek çok akranına göre onda farklı farklı hassasiyetler oluş-
masını sağlamıştır. Boğaz’ın güzelliği karşısında mest olan Mümtaz, yeri gelir sokakta gördüğü karamsar bir tabloya da
aynı hassasiyetle üzülür.

E) Khaled Hosseini’nin meşhur romanı Uçurtma Avcısı’nda, birlikte büyüyen Emir ve Hasan adlı iki çocuğun hikâyesi anlatılı-
yor. Hasan, Emir’e koşulsuz bir sevgi ve bağlılık duyarken Emir onu sürekli aşağılıyor. Afganistan’da Sovyet işgalinin baş-
lamasıyla Emir ve babası da ABD’ye göç ediyor. Burada babasıyla birlikte eski hayatından daha yoksul bir hâlde yaşayan
Emir, Hasan’a yaptığı eziyetler yüzünden sürekli vicdan azabı çekiyor. Ve günün birinde Hasan’a dair bir haber alıp apar
topar Afganistan’a dönüyor. Yaşadığı vicdan azabını hafifletecek bir durum ile karşılaşıyor.

31
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 4

5. Şehrin arka sokaklarında mültecilerin barındığı harabe bir 6. (I) Araştırmalar gösteriyor ki organik ürün kullanmaya
eve varan Zarife nine, bembeyaz nurani ihramı ile içeri başlayanların birçoğu, hastalanmış bireydir. (II) Ne ya-
girdiği gibi herkesin yüzü aydınlandı. Küçük bir piknik tü- zık ki çoğumuz da aynı hataya düşüp hastalıklar kapıyı
pünde çay suyu kaynatıldı. Zarife ninenin hırkasının ce- çaldığında organik ürünlere yöneliyoruz. (III) Yani organik
binden çıkardığı iksirli karışım bakır çaydanlığa döküldü. ürünler bizim için ilaç niteliğinde. (IV) Şanslıyız ki bu hata-
Bakır çaydanlık, uzun yılların tanıklığını geride bırakmış; dan dönmek için geç değil. (V) Birçok kişi organik ürünle-
yeni bir mekâna, yeni tanıklara, yeni acılara ısmarlanmış- rin pahalı olmasından yakınıyor lakin aynı fiyata evlerine
tı. Hüzünler demlendi, enfes bir koku harabeleri ihya etti. kilolarca sebze, meyve ve içeriği zararlı paketli ürün satın
Çaylar içildi, acılar bir sürelik dindi, gönüller bir dostun alabiliyor. (VI) “Bir iki kilo eksik olsun ama organik olsun.”
varlığı ile şenlendi. Herkesin hâli tek tek sual edildi, dün- düşüncesini yaşamın geri kalanında uygulamak göründü-
yanın faniliği dillendirildi, güzel sözlerle kalpler teskin edil- ğü kadar zor değil. (VII) Üstelik organik ürün kullanımıyla
di. Sonra herkesten helallik alarak vedalaşan Zarife nine beraber, yaptığımız yemeklerin besin değeri ve lezzeti de
kalbi arkada kalmış bir hâlde ağır ağır, evinin yolunu tuttu. ikiye katlanıyor. (VIII) Sonuç olarak ortaya şahane tatlar
çıkıyor.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilen-
lerden hangisine ulaşılamaz? Yukarıdaki parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
paragraf hangi cümleyle başlar?
A) Kahraman anlatıcının bakış açısıyla oluşturulmuştur.

B) Farklı türde cümleler kullanılmıştır. A) VII B) III C) IV D) V E) VI

C) İmgesel bir anlatımdan yararlanılmıştır.

D) Farklı duyulardan yararlanılmıştır.

E) Sessel yinelemelere yer verilmiştir.

7. (I) Bağışıklık sisteminin sağlıklı olmasında, uyku sırasın-


da üretilen sitokin adı verilen bazı maddeler etkili oluyor.
(II) Bu maddelerin bir kısmı vücutta inflamasyonu, bir
başka deyişle bağışıklık yanıtını artırıp yabancı organiz-
maların yok edilmesini sağlıyor. (III) Bir kısım sitokinler
de yabancı organizmaları azaltıyor ve iyileşmeyi sağlıyor.
(IV) Ancak tüm bunların oluşumu, uykunun yeterli sürede
olmasına ve içeriğinin her evreyi kapsamasına bağlı. (V)

Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine, dü-


şüncenin akışına göre “Bunun için de uyuma eyleminin
geceleyin ve sürekli olması, sık bölünmemesi şarttır.”
cümlesi getirilebilir?

A) I B) V C) III D) IV E) II

32
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 4

8. Halk hikâyelerini köy kökenli olanlarımızın isteyerek, me- 10. Tanzimatçıların yaptıklarından çok, yapmak istedikleri
rak ederek okuduğu ilk kitaplar arasında saymak çok yan- önemlidir. Çünkü onlar yeni için uygarlık ülküsünün ar-
lış olmaz. Başta doğu illerimiz olmak üzere pek çok yerde dına düşmüşlerdir. Ortam ve yetişmeleri gereği eskiden
bu hikâyeler sözlü olarak anlatılır ve zevkle dinlenir. İnsa- kopamazlar ama eskiyi sürdürmekten kaçınır, onu sürekli
nımızın edebî zevkinin oluşmasında ve gerçek anlamda olarak eleştirirler. Bu bakımdan Tanzimat şiiri, içeriği yö-
bir okur özelliği kazanmasında bu hikâye kitaplarının bü- nünden eski şiire karşı bir tepkinin ürünüdür. Bu dönemde
yük payı vardır. Bunları okurken ya da dinlerken uyulması şiirin konu alanı genişletilmiş; medeniyet, hak, adalet, ka-
gereken kuralların, söz arasına serpiştirilmiş türkülerin nun, eşitlik gibi kavramlar şiire girmiştir.
etkili olmadığını kim söyleyebilir?
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
A) Tanzimat Dönemi sanatçıları, amaçlarını tam olarak
A) Halk hikâyelerinin köylerde yetişen insanlar tarafından gerçekleştirememişlerdir.
zevkle okunduğu
B) Tanzimat şairleri, işledikleri temalar bakımından önce-
B) Yazınsal beğeninin kazanılmasında halk hikâyelerinin
ki şairlerden ayrılır.
etkili olduğu
C) Halk hikâyelerinin tamamen serbest bir şekilde oku- C) Tanzimatçılar, divan şairlerinin içerik anlayışına rağ-
nup dinlenemeyeceği bet etmemişlerdir.
D) Halk hikâyelerinin sözlü anlatı türünün örneklerinden D) Tanzimat sanatçıları, kendilerine ve edebiyata top-
olduğu lumsal bir misyon yüklemiştir.
E) Halk hikâyelerinin zengin bir edebiyat geleneğini yan-
E) Tanzimatçılar, belli ölçüde geleneksel edebiyata bağlı
sıttığı
kalmışlardır.

9. ----. O, üniversitelerde tiyatro bilimi eğitiminin verilmesi


gerektiğini ilk kez dile getiren isimlerden biridir. 1950’lerde
İstanbul Üniversitesinde “Tiyatro Bilim Dalı”nın kurulması
için çabalamış, yoğun uğraşlarına rağmen sonuç alama- 11. I. Şavşat’a 25 kilometre uzaklıkta ve Sahara Millî Parkı içe-
mıştır. Bu arzusu, ancak 1992 yılında “Tiyatro Eleştirmen-
risinde yer alan Karagöl, sonbahar mevsiminin ilk günle-
liği ve Dramaturji Bölümü” ile 2010 yılında yine İstanbul
rinde yerli ve yabancı ziyaretçilerin uğrak yeri oluyor.
Üniversitesinde “Haldun Taner Tiyatro Uygulama ve
Araştırma Merkezi”nin kurulmasıyla gerçekleşmiştir. II. Fotoğraf tutkunları, gölün âdeta doğal bir stüdyo oldu-
ğunu, fotoğrafseverlerin burayı mutlaka görmeleri ge-
Bu parçanın başına getirilebilecek en uygun cümle rektiğini ifade ediyor.
aşağıdakilerden hangisidir? III. Gölü ziyarete gelenlerin bir kısmı da buradaki doğal
çevrenin ve manzaranın insan ruhunu dinlendirdiğini
A) Edebiyatımızın üretken isimlerinden biri olan Haldun
söylüyor.
Taner’in deneme, köşe yazısı, öykü, fıkra, senaryo
gibi pek çok türde yapıtı bulunmaktadır IV. Fotoğraf sanatçılarının da sıklıkla geldiği ve “saklı cen-
net” olarak adlandırılan Karagöl, günübirlik gezilerin
B) Özellikle Türkiye tiyatrosuna önemli katkıları olan
yanı sıra, çevresindeki ormanlık alanlarda kamp yapma
Haldun Taner, epik tiyatro ve kabare gibi yeni tür ve
imkânı da sunuyor.
biçimlerin Türkiye’de gelişmesine öncülük etmiştir
V. Artvin’in “Sakin Şehir” unvanına sahip Şavşat ilçesinde
C) Haldun Taner, oyunlarında Karagöz ve orta oyunu
bulunan ve doğal güzelliği ile görenleri büyüleyen Kara-
gibi geleneksel gösteri sanatlarından nasıl yararlanı-
göl, ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam ediyor.
lacağına dair bir model sunmuştur
D) Türkiye tiyatrosunu evrensel boyutlara ulaştırmış bir Yukarıdaki cümlelerle bir paragraf oluşturulmak iste-
usta olan Haldun Taner, tiyatronun bir bilim dalı oldu- nirse sıralama nasıl olmalıdır?
ğunu düşünmüştür
A) V-I-IV-II-III B) I-V-III-IV-II C) I-V-IV-II-III
E) Haldun Taner, Keşanlı Ali Destanı adlı eseriyle Türk
edebiyatında epik tiyatronun ilk örneğini vermiştir D) V-I-III-IV-II E) V-I-II-IV-III

33
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 4

12. (I) Red Kit, Belçikalı karikatürist Morris tarafından 1923- 13. Televizyon Programcısı:
2001 yılları arasında ortaya konmuş bir çizgi romandır. (I) ----
(II) Red Kit’in maceralarından bazıları ise 1926-1977 Uzman Diyetisyen:
yılları arasında Fransız Goscinny tarafından yazılmıştır. – Gluten, çoğunlukla buğdayda ama aynı zamanda arpa,
(III) Morris’in ölümünün ardından Fransız Achde tara- çavdar ve yulafta da bulunan bir protein karışımıdır. Bu
fından çizimler devam ettirilmiştir. (IV) Red Kit 7 Aralık tahıllardan; ekmekler, makarnalar, granolalar (kuru mey-
1946 tarihinde Spirou dergisinin içinde yayımlanmaya ve ve tahıl karışımından yapılan kahvaltı), erişteler, no-
başladığı günden bu yana dünyada en çok yayımlanan odlelar (bir çeşit makarna), tortillalar (bir çeşit ekmek) ve
ve okunan çizgi romanlar arasına girmeyi başarmıştır. biralar yapılıyor.
(V) Red Kit’in hikâyesi, ülkemizde ilk kez 1956’da, Tur- Televizyon Programcısı:
han Selçuk tarafından çıkarılan Dolmuş dergisinde ken- (II) ----
disine yer bulmuştur. (VI) Telif hakkı nedeniyle aslına
Uzman Diyetisyen:
sadık bir şekilde yayımlanmamış, ismi değiştirilmiştir.
– Bu durum, doğuştan gelen bir bağışıklık sistemi hastalı-
(VII) Lucky Luke’a Red Kit ismini ise Türkiye’nin kaligrafi ğı olan çölyak hastalığından muzdarip milyonlarca kişi için
alanındaki en önemli ve başarılı sanatçısı olan Ferdi büyük dert. Bu hastalarda gluten, vücudun ince bağırsağa
Sayışman vermiştir. saldırmasına sebep oluyor. Daha fazla sayıda insan ise
“çölyak olmayan buğday hassasiyeti”ne sahip; bu hassa-
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-
siyette gluten, çölyak benzeri belirtileri tetikler ve kişi karın
raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? ağrıları çekebilir, ishal olabilir veya depresyona girebilir.

A) II B) III C) IV D) VI E) V Bu diyalogda boş bırakılan yere aşağıdakilerden han-


gisi sırasıyla getirilmelidir?

A) I. Gluten, hangi besin maddelerinde daha çok bulu-


nan bir proteindir?
II. Gluten, hangi hastalarda, ne tür rahatsızlıklara yol
açmaktadır?

B) I. Ekmek, makarna, erişte vb. besin maddelerinde


gluten çok mu bulunur?
II. Çölyak hastalarının glutenden uzak durması ge-
rektiğini söyleyebilir miyiz?

C) I. Glutenin nelerde bulunduğunu ve bunlardan elde


edilen ürünleri açıklar mısınız?
II. Glutenli besinler, çölyak hastalarını ve diğer hasta-
ları nasıl etkilemektedir?

D) I. Gluten; buğday, arpa, yulaf, çavdar gibi tahıl ürün-


lerinde neden çok bulunmaktadır?
II. Çölyak nasıl bir hastalıktır ve bunun belirtileri nasıl
ortaya çıkar?

E) I. Hangi tahıl ürünlerinde, hangi protein daha çok bu-


lunmaktadır?
II. Karın ağrısı, ishal, depresyon; çölyak hastalığının
belirtilerinden midir?

34
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 4

14. Tek şarkılık (single) albümler; aynı şarkının DJ, remix, 15. I. Çağın “trend” hastalığı tükenmişlik sendromu, sade-
akustik vb. farklı versiyonları ve bir anda parlayıp sonra ce bireyleri değil artık firmaları, ekipleri de tehdit eder
kaybolan sanatçılar eşittir tükenen sanat. Ne yalan söyle- hâle geldi. Yapılan araştırmalara göre günün büyük
yeyim, ben bu denklemi sevmedim. Eğer bir ülkede sanat bir bölümünün iş yerinde geçirilmesi, iş yerindeki de-
da kendini tüketiyorsa, eski şarkılar “cover” yapılıp tekrar neyimler, çalışma rutini, yönetici tutumları, zaman
tekrar yorumlanıyorsa, klipler şarkının ve sanatçının önü- baskısı, aşırı iş yükü, çatışma, kötü çalışma şartları,
ne geçiyorsa, şarkının ömrü kelebeğin ömrü kadar sürü- uyumsuzluk ve beklentilerin belirsizliği gibi etkenler
yorsa başta konservatuvarlar olmak üzere müzik sektö- çalışanlarda tükenmişlik hissini önemli ölçüde artır-
ründe olan herkes ama herkes şapkasını önüne koyup maktadır.
düşünmeli ve bir çözüm üretmeli.
II. Tükenmişlik sendromunun kökeninde yönetimsel et-
Bu parçada yakınılan durumu anlatan en kapsamlı ifa- kenlerle birlikte bireysel ve çevresel etkenler de yer
de aşağıdakilerden hangisidir? aldığı için çözüm konusunda hem işverenlere hem de
çalışanlara önemli sorumluluklar düşmektedir. İşve-
A) Konservatuarların müzik dünyasındaki gelişmelere renlerin ve yöneticilerin çalışanlarına, ekiplerine iş ile
kayıtsız kalması ilgili beklentilerini doğru, gerçekçi ve net bir şekilde
B) Müzik piyasasındaki durgunluk ve sanatçıların kendi- anlatması gerekmektedir. Ayrıca bunların çalışanlar
lerini yenileyememesi tarafından da aynı şekilde anlaşılması lazımdır.

C) Müzik albümlerinin dinleyiciye hitap etmekten çok Bu iki parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle-
uzak olması nebilir?

D) Sanatçıların kısa sürede unutulması ve şarkıların ni- A) Olumsuz bir durumun sebepleri ve bunun giderilmesi
teliksizliği ile ilgili öneriler anlatılmıştır.

E) Eski şarkıların yeniden piyasaya sürülmesi ve B) Aynı olgunun nedenleri ve bazı olumsuz sonuçları
“single”ların (singılların) önem kazanması üzerinde durulmuştur.

C) Benzer konular hakkında birbirinden farklı düşünce-


ler ileri sürülmüştür.

D) Farklı üsluplar kullanılsa da konu benzer sebeplerle


açıklanmıştır.

E) Genel bir problemin yol açabileceği dar kapsamlı


olumsuzluklar ele alınmıştır.

35
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 4

16. I. Yeni bir kelime buldum/uydurdum. Sözlüğe alınması 17. Yalnızlığı seven birçok kişinin ortak söylemi, “Ben insan-
mümkün mü? lardan soğudum, istemiyorum çok fazla insanı çevrem-
II. Olumsuz anlamlar içeren kelimeler Türk Dil Kurumu de.” şeklindedir. Ancak bu kişilerin benzer yönleri vardır:
sözlüklerinde neden yer almaktadır? Ya çok fazla hayvan sahibidirler ya da doğaya çok düş-
III. Türk Dil Kurumu, yazım kurallarını neden sürekli de- kündürler veya ikisi birden. Onlar, diğer insanlarla görüş-
ğiştiriyor? müyorken bağlantı ihtiyacını hayvanlarla ve doğayla gi-
IV. Türk Dil Kurumu, ithal edilen ürünlere Türkçe isimler derir. Zamanlarının çoğunu doğada yürüyüşler yaparak,
verilmesini niçin sağlamıyor?
denizi seyrederek, fotoğraflar çekerek, dışarıda daha faz-
V. Yabancı bir kelimeye Türkçe karşılık teklif etmek isti-
la kalarak geçirirler. Çevreleriyle ilgili, olan bitenle alakalı-
yorum. Ne yapmalıyım?
lardır ancak buradaki alaka, “Komşuya misafir mi gelmiş,
Yukarıda Türk Dil Kurumuna yöneltilen çeşitli sorular yer komşu pazara mı çıkmış, gece geç mi geldi?” şeklinde bir
almaktadır. Kurumun bu sorulara verdiği cevaplar ise
ilgi değildir. Bu ilgi çoğunlukla havanın sıcaklığı, bitkilerin
aşağıdaki seçeneklere karışık bir şekilde yerleştirilmiştir.
sararması, mevsimlerin değişkenliği, rüzgârın durumu vb.
(Cevaplar kısmen değiştirilmiştir.)
ne yöneliktir. Onlar; karşıda duran ağaçtaki kuş yuvasını,
Buna göre aşağıdakilerden hangisi, yukarıdaki soru- arıların hep aynı pencerenin etrafında olduğunu, cadde-
lardan birinin yanıtı olamaz?
de kesilen bir ağacın artık orada olmadığını hemen fark
A) Dil, zaman içerisinde farklılaşmakta ve buna bağlı ola- ederler.
rak yeni durumlar ortaya çıkmaktadır. Türk Dil Kurumu,
bu gelişmeleri takip edip yeni sorunların doğmaması Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?
için imlayı kurallara bağlamaktadır. Bu gibi durumların
dışında daimî bir farklılık söz konusu değildir. A) Günümüzdeki toplumsal koşulların insanları yalnızlı-
ğa itmesi
B) Sözlükler, dilde var olan ve kullanılan kelimeleri içine
alır. Manaları olumsuz olan sözcükler, her dilde oldu- B) Pek çok kişinin çevresine ve doğaya duyarsız kalması
ğu gibi Türkçede de mevcuttur. Bu tür kelimelerin öğ-
rencilere aktarılmasının bir yararı olmaması sebebiyle C) Hayvanseverlerin ve doğaseverlerin ortak özellikleri
bunların pek çoğu okullar için hazırlanan sözlüklere
alınmamaktadır. Ancak sözlükçülük ilkeleri gereği bu D) İnsanlardan kopuşun tabiat ve hayvan sevgisi ile tela-
tür kelimeler ilgili diğer sözlüklerimizde bulunmaktadır. fi edilmesi

C) Yurt dışından gelen nesnelerin tür adlarına Türk Dil E) Komşuluk ilişkilerinde dikkat çeken olumsuzluklar
Kurumu tarafından Türkçe karşılıklar önerilmektedir:
bilgisayar (computer), buzlu çay (icetea), taşınır bel-
lek (flash memory), karıştırıcı (blender) bu önerilerden
yalnızca birkaçıdır. Bununla birlikte Türk Dil Kurumu-
nun nesne adlarının Türkçeleştirilmesi konusunda ya-
sal bir yetkisi bulunmamaktadır.

D) Türk Dil Kurumu, dilimizin söz varlığının belirleyicisi


değil bilimsel anlamda derleyicisi ve sınıflayıcısıdır.
Bir kelimenin sözlüğe alınması, o kelimenin halk tara-
fından benimsenip kullanılmasına ve dilimize yerleş-
mesine bağlıdır.

E) Türk Dil Kurumu, dilimize yerleşmiş; şiirlerimize, ata-


sözlerimize, bilmecelerimize girmiş; halkın malı olmuş
kalem, kitap, merdiven, gül, duvar, radyo ve televiz-
yon gibi pek çok kelimeye herhangi bir karşılık doğal
olarak önermemektedir. Türk Dil Kurumu, yalnızca,
Türkçeye henüz yerleşmemiş fakat yerleşme eğilimin-
de olan güncel yabancı kelimelere karşılıklar bulup
önermeye çalışmaktadır.

36
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 4

18. Niyet, Türk kültüründe çok önemli bir yere sahiptir. Biz- 19. Ahmet Muhip Dıranas, en meşhur şiiri olan Fahriye Abla’ya
ler her işimize niyetle başlarız: Bir balıkçı “Vira bismillah!” mahkûm edildi kimi okurlar tarafından. Olvido, Kar, Ağrı ve
diyerek ağını atar denize, bol balık tutmaya niyet ede- daha ne şiirleri vardı hâlbuki. Hayatı boyunca tek bir şiir
rek. Bir anne, kızını okula gönderirken ona “zihin açıklı- yazmış gibi muamele görmek üzüyordu Ahmet Muhip’i.
ğı” diler; ebeveynler, askere giden oğullarını “Sağ salim Şiirdeki “Hatırada kalan şey değişmez zamanla” mısra-
gelsin!” diye selametle uğurlarlar. Esnaf, sabahleyin dük- sındaki “Hatırada” kelimesi, “Hatırda” kelimesine evrilmişti
kânını dualarla açar; gelen müşteri esnafa “hayırlı işler” sanki. Beyazıt Meydanı’ndaki Çınaraltı Kıraathanesinde
diler. Yeni nişanlanan çifte, “Allah tamamına erdirsin!” de- Edip Cansever’e bu yüzden yakınmış, “Keşke Fahriye’yi
riz. Her gün aile bireylerine “Afiyet olsun!” diyerek yeme- hiç yazmasaydım.” demişti. Üstelik şiirdeki “En sonunda
ğe başlarız. Tüm bu niyetlerimizde bir sonuca ulaşma ve varmışsın bir Erzincanlıya” mısrası yüzünden Erzincanlı-
tamamlanma esastır. Birçok kültürde yoktur bu. Örneğin, ların tepkisine maruz kalmıştı şair. Oysa bu tamamen şiir
İngilizcede bu cümlelerin hiçbirini göremezsiniz. tekniğiyle ilgili bir kafiye tercihiydi. Doğrusu Fahriye Abla,
Dıranas’ın başına az iş açmamıştı hayattayken. Vefatın-
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
dan sonra dahi peşini bırakmamış, ölümünün 25. yılında
hangisidir?
düzenlenen anma toplantısında eşi Münire Dıranas’ı zor

A) İngilizcede niyet ve arzu ile ilgili sözcüklerin az olduğu durumda bırakmıştı. Şiirin yazıldığı sırada henüz doğma-
dığını, şairle evlendikleri sırada Fahriye’nin yetmiş yaşın-
B) Hayata bakışımızda ve dilimizde niyetin belirgin bir da olduğunu söyleyen Münire Dıranas, Fahriye Abla’yı
konumda olduğu kıskanmasa da konuşulmasından rahatsızlık duyduğunu
belirtiyordu törende.
C) Gündelik işlerimizde niyetin ne kadar önemli olduğu

D) Etkili bir iletişim için niyetlerin ve dileklerin önemli ol- Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşı-
duğu lamaz?

E) Türkçede iyi niyet belirten cümlelerin diğer dillerden A) Ahmet Muhip Dıranas’ın Fahriye Abla kadar güzel ve
çok olduğu başarılı başka şiirleri de vardır.

B) Ahmet Muhip Dıranas ile Edip Cansever arasında ya-


kın bir dostluk vardır.

C) Bazı okurların Ahmet Muhip Dıranas’a tepki göster-


mesi yersizdir.

D) Ahmet Muhip Dıranas, sözcük seçiminde uyağa önem


vermiştir.

E) Parçanın yazarının Fahriye Abla şiirine bakışı ile Ah-


met Muhip Dıranas’ın bakışı arasında benzerlik vardır.

37
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 4

20. İşini, sanatını aşkla ve özenle yapan herkesi başarılı bu- 21. Şiir yazmayı, bir var olma meselesi olarak gören Murathan
luyorum. Çünkü ortaya çıkardıkları eserler orijinal oluyor. Mungan’a göre şair olmak uzun ve sabır gerektiren bir sü-
Daha önce düşünmediklerimi, görmediklerimi, duyma- reçtir. Şair olmak isteyen kişi, elinden gelen gayreti göster-
dıklarımı bana gösteriyor. Beni hayata bağlayan sözler meli; kendisi ve hayat hakkında düşünmeyi bilmelidir. İyi bir
dönem dönem değişiyor. Bazen bir cümleye veya şiire şair, taklit etmeden gelenekten faydalanır; eskimeye karşı
günlerce takılıp kalıyor, hayata oradan bakıyorum. Me- direnç göstermeyi öğrenir. Şair, dış dünyaya karşı hassas
sela bugünlerde Cemal Süreya’nın “Hayat kısa / Kuşlar olan, tabiattaki ayrıntıların farkına varabilen kişi olmalıdır.
uçuyor.” şiiri bana çok şey söylüyor. Hayat bize ne su- “İyi şairler, körlerin kulaklarına sahiptirler.” görüşünü sa-
narsa sunsun, kuşların uçtuğunu unutmamak gerekiyor. vunur, şairin sözlerinin bütün yerkürede tekrarlanabilmesi
İnsanların beni etkileyebilmesi için biraz hayatın dışına gerektiğini düşünür. Bir şair, şiirleriyle, doğduğu toprakların
çıkması gerekiyor. Kalabalıkların arasında kaybolmak ye- iklimini değiştirebilmeli; başka topraklara kendi iklimini gö-
rine, bir adım geri atabilmeyi başarmalı insan. Söylenmiş türebilmelidir. İyi bir şairin, zamanının ötesine seslenebil-
sözlerin üzerine kendince bir söz eklemeli. Başka insan- mesi gerektiğine de inanan Mungan, çocuktaki heyecanın,
lardan öğrenmeyi, onları dinlemeyi seviyorum. Hayatta en merakın şairde de bulunması gerektiğine inanır.
mutlu olduğum yer; bütün caddeleri, sokakları, yokuşları,
Bu parçaya göre şairlik, aşağıdakilerden hangisiyle
insanları, martıları, denizi, vapuru, trafiği, kavgası, gürül-
ilişkilendirilemez?
tüsüyle İstanbul. Bir aydır üzerinde çalıştığım bir hikâye
vardı, dün son noktayı koydum öyküye. Bundan sonrasını A) Çalışkanlık
kim bilebilir?
B) Evrensellik
Bu parçadan hareketle parçanın yazarı için aşağıdaki-
C) Kalıcılık
lerden hangisi söylenemez?
D) Özgünlük
A) Her bitişin yeni bir başlangıç olduğunu düşünür.
E) Duygusallık
B) Yeniliğe, gelişmeye açık bir yapıya sahiptir.

C) Hayatta ve sanatta özgünlüğe önem veren bir kişidir.

D) Kendisi ile ve doğa ile barışık bir kişiliği vardır.

E) İstanbul’a büyük bir sevgi ile bağlanmıştır.

38
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 4

22-24. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 23. Bu parçadan Ara Güler ile ilgili,
I. İstanbul ile özdeşleşmiş bir fotoğraf sanatçısıdır.
Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi (AGAVAM) tarafın- II. Yabancı sanatçıların fotoğraflarını çekmiştir.
dan Ara Güler Müzesi iş birliğinde düzenlenen, duayen fo- III. Edebiyatla yakından ilgilenen bir sanatçıdır.
toğraf sanatçısı Ara Güler’in İzmir ve civarına ait daha önce IV. Tarihî olaylar ve şehirler ile ilgili fotoğrafları vardır.
hiç görülmemiş fotoğraflarından oluşan “Ara Güler-Merha-
yargılarından hangileri çıkarılamaz?
ba İzmir Sergisi”, çevrim içi erişime açıldı. 22 Şubat’ta İz-
mir’deki Arkas Sanat Merkezi’nde açılan ve 26 Temmuz’a A) I ve III B) II ve IV C) I, III ve IV
kadar sürmesi planlanan sergi, koronavirüs salgınından D) Yalnız III E) Yalnız I
dolayı ziyarete kapatılmıştı. Sergi, Ara Güler’in ilk kez gün
yüzüne çıkan İzmir fotoğraflarının yanı sıra, gençlik yılların-
24. Bu parçanın anlatımı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi
da yaptığı yazınsal çalışmalar, doğup büyüdüğü ve yaşamı
söylenemez?
boyunca belgelediği ikonik İstanbul fotoğrafları ile ulusal
A) Açıklama yöntemine başvurulmuştur.
ve uluslararası kültür-sanat dünyasından önemli isimlerin
B) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
portreleri olmak üzere 711 eserden oluşuyor. Sanatçının
dünya kamuoyuna tanıttığı Aphrodisias Antik Kenti, Nem- C) Tanık gösterme yöntemi kullanılmıştır.
rut ve Nuh’un Gemisi konulu fotoğrafları da sergide yer alı- D) Örneklere yer verilmiştir.
yor. Sergide, sanatçının kadrajından Nazım Hikmet, Yaşar E) Haber yazısı üslubu ile oluşturulmuştur.
Kemal, Oğuz Atay gibi Türk edebiyatının önemli şair ve
yazarlarına ait 100 adet portrenin yanı sıra, “Yeryüzünde
25. Damla Yazıcı, Edebiyatta Pati İzleri kitabını hazırlama sü-
Yedi İz” serisinden Bertrand Russel, Tennessee Williams,
recini şöyle özetliyor: “Yazarların hayatına giren bir kedi,
Louis Aragon, William Saroyan, Marc Chagall, Salvador köpek, kuş, at, balık... mutlaka bir hayvan vardır diye
Dali ve Pablo Picasso’nun portreleri de sergileniyor. umduk ve yazarlardan besledikleri, birlikte yaşadıkları ya
da hayatlarına az veya çok girmiş, onlarda iz bırakmış
hayvanlar üzerine bir yazı kaleme almalarını rica ettik.
22. Bu parçadan hareketle, Yazarları tek bir biçime ve türe hapsetmek istemedik. Bu
I. Ara Güler, çok tecrübeli ve üstün yetenekli bir fotoğraf nedenle ortaya mektuptan öyküye, denemeden anlatıya
sanatçısıdır. uzanan çok çeşitli ve zengin metinler çıktı. Hem edebî
hem de tarihsel niteliği olduğunu düşündüğüm bu metin-
II. Ara Güler, bir süre İzmir’de yaşamıştır.
ler, yaratıcı yazarın edebî devridaimindeki ilham kaynak-
III. Sergideki fotoğrafların bazıları ilk defa görülebilmek- larına da ışık tutması bakımından oldukça önemli.”
tedir.
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşı-
IV. Nazım Hikmet, Ara Güler’in dostu olan sanatçılardandır. lamaz?

yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Edebiyatta Pati İzleri kitabı Damla Yazıcı tarafından
kaleme alınmıştır.
A) I ve II B) II ve III C) III ve IV
B) Bazı yazarlar evcil hayvanlar ile sıkı bir dostluk kur-
D) I, II ve III E) I, II, III ve IV
muştur.
C) Söz konusu kitabın ortaya çıkmasına birçok yazar
katkıda bulunmuştur.
D) Bazı yazarların hayvanlar ile olan ilişkileri onlara esin
kaynağı olmuştur.
E) Kitaptaki yazılar, yazınsal tür bakımından farklılıklar
göstermektedir.

39
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Deneme - 4 bitti. Cevaplarınızı kontrol ediniz.
TÜRKÇE
DENEME SINAVI - 5

1. Tabiat çoğu zaman dosttur. Düşman gibi gözüktüğü za- 2. Aforizma, özdeyiş veya vecize; düşünce, duygu ya da
man bile insanoğluna kudretini ve kuvvetini tecrübe im- ilkeleri kısa ve özlü bir biçimde anlatan sözlere verilen
kânları veren, yüz vermez bir babadır; fırtınasında kayığı- isimdir. Kimi zaman motto, kelamıkibar veya ülger ola-
nı batırdığı zaman yüzmeyi, rüzgârında kulübenin damını rak da anılır böyle sözler. Aforizmanın amacını da yine
uçurduğu zaman daha sağlamı, daha hünerliyi bulmayı aforizmaları ile ses getiren Friedrich Wilhelm Nietzsche,
öğretiyor. Canavarıyla karşı karşıya bıraktığı zaman ada- “Benim arzum, başkalarının bir kitapta anlattığı şeyi on
le kuvvetini sınıyordur. Orada -dört tarafı suyla çevrili cümlede anlatmaktır.” sözleriyle açıklamıştır. “Bu dâhil
yerde- insanların büyük, sağlam dostluklar kurmalarını, bütün genellemeler yanlıştır.” sözü de onun meşhur afo-
yardımlaşmalarını buyuran rüzgârlar, fırtınalar ile siz de rizmalarından biridir. Jose Saramago’nun “Kim olduğunu
dostça yaşayıp gidersiniz. bilmiyorsan kendin olabilmen mümkün değildir.”, Michel
de Montaigne’in “Gideceği limanı bilmeyen gemiye hiçbir
Bu parçanın anlatımı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi
rüzgâr yardım edemez.” cümleleri de birer aforizmadır.
söylenebilir?
Mevlana’nın “Ne olursan ol, yine gel!”, Yunus Emre’nin

A) İnsandan doğaya aktarma yapılmıştır. “Yaratılanı severiz, Yaradan’dan ötürü.” sözlerini de bu


çerçevede değerlendirebiliriz.
B) Kanıtlayıcı bir yol izlenmiştir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerinden
C) Olaylar, oluş sırasına göre anlatılmıştır. yararlanılmıştır?
D) Alıntılara yer verilmiştir.
A) Tanık gösterme - açıklama - tanımlama
E) Örnekleme yöntemine başvurulmuştur. B) Açıklama - karşılaştırma - örneklendirme

C) Tanımlama - açıklama - örneklendirme

D) Tartışma - açıklama - karşılaştırma

E) Tanımlama - açıklama - kişileştirme

3. Düşünme, en çok değer verdiğim manevi çaba, en çok


saygı duyduğum zihin faaliyetidir. Bugüne kadar hiçbir id-
diayı, kendi akıl süzgecimden geçirmeden kabul etmedim
veya reddetmedim. On kere çözümleyip sonuca bağladı-
ğım bir problem, on birinci kere karşıma getirilirse karar
vermeden önce yine de bir an düşünürüm.

Kendisini böyle anlatan bir kişi aşağıdakilerin hangi-


siyle nitelenemez?

A) Nesnel bilgileri referans alan

B) Rasyonel bakış açısına sahip

C) Sorgulayıcı yaklaşımı benimseyen

D) Farklı fikirlere açık

E) Öz eleştiri yapabilen

40
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 5

4. Güzel sanat eserleri, sanatçıların duydukları bir yarat- 6. Kral’ın oğlu evlenecekti, büyük şenlikler düzenlenmişti.
ma gereksinmesinin ürünleri olduğu gibi roman da böy- Prens müstakbel gelini tam bir sene beklemiş, en sonun-
ledir. Başkalarının besteci ya da ressam olmak yeteneği da gelin gelmişti. Bir Rus prensesiydi ve ta Finlandiya’dan,
altı ren geyiğinin çektiği bir kızakla gelmişti. Kızak, koca-
ile doğdukları için müzik ya da resimle uğraştıkları gibi
man, altın renkli bir kuğu biçimindeydi ve genç prenses,
yazarlar da yazmak gereksinmesi ile doğdukları için ya-
kuğunun kanatlarının arasına uzanmıştı. Uzun ermin pele-
zarlar. Bu yetenek onlara dışarıdan verilemeyeceği gibi
rini ayaklarına kadar iniyordu, başında simden dokunmuş
kendi buldukları ve uydukları sanat kuralları dışında ken- minik bir bere vardı ve bütün ömrünü geçirdiği Kar Sarayı
di buyruklarıyla belirlenemez. Roman, toprakta biten bir gibi bembeyazdı. Teni o kadar beyazdı ki sokaklardan ge-
ağaç gibi içeriden dışarıya bir fışkırma eseridir. Kendi öz çerken herkes hayretle onu seyrediyordu. “Beyaz bir güle
suyuyla doğar, köklerini toprağa salarak ışığa doğru yük- benziyor!” diye bağırıyorlar, balkonlardan aşağı çiçekler
selir, yere titrek dantelli gölgelerini döker ve üstünde çi- atıyorlardı. Prens, şatonun kapısında onu beklemekteydi.
çekler açar. Onun yöntemi ve düzeni mühendislerinki gibi Prensin hülyalı, menekşe mavisi gözleri ve incecik altın telli
saçları vardı. Prensesi görünce diz çöküp elini öptü. “Res-
değil doğanınkiler gibidir.
miniz çok güzeldi.” diye mırıldandı, “Ama siz resminizden
Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? de güzelsiniz.” dedi. Genç prensesin yüzü kızardı. Genç bir
şövalye adayı, yanındakine, “Daha önce beyaz güle ben-
A) Sanatçılardaki yaratma ihtiyacının, çeşitli sanat yapıt- ziyordu, şimdi kırmızı gül oldu.” dedi ve saray erkânı bu
larının doğmasına kaynaklık ettiğine benzetmeye bayıldı. Sonraki üç gün boyunca herkes, “Be-
B) Yazarlık kabiliyetinin sonradan kazanılmasının müm- yaz Gül, Kırmızı Gül, Kırmızı Gül, Beyaz Gül!” diye dolaştı.
kün olmadığına Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangilerine
C) Romanların tabii bir üretim süreci içinde ortaya çıktığına başvurulmuştur?

D) Resim, müzik ve edebiyat arasında benzerlikler bu-


A) Benzetme - açıklama B) Öyküleme - betimleme
lunduğuna
C) Konuşturma - öyküleme D) Öyküleme - kişileştirme
E) Sanatçıyı eser vermeye iten sebepler oluştuğunda or-
E) Betimleme - tanımlama
taya güzel sanatlar çıktığına

7. (I) Normal koşullarda öğrenme için aktif bir beyin gerek-


tiğini belirten araştırmacılar, hâlihazırda öğrenilmiş bilgi-
lerin kuvvetlendirilmesi ve hatırlanmalarının kolaylaşması
için böyle bir duruma gerek olmadığını söyledi. (II) Buna
5. (I) Metin And, Sevda Şener, şimdi de Özdemir Nutku…
göre sofistike bir öğrenme olanaksız olsa da uyuma eylemi
(II) Nutku, onların en genci ve aralarında en uzun yaşa-
artık fiziksel ortamdan koptuğumuz, izole edilmiş bir zihin-
yan kişiydi. (III) 88 yaşında olmasına karşın aklı ve bel- sel etkinlik olarak düşünülemez. (III) Araştırmacılara göre
leği, gençlik yıllarındaki gibi güçlü, hiç durmadan çalışan özellikle derin uykudan bilişsel anlamda elde edilebilecek
yaman bir kültür-sanat insanıydı. (IV) Hepimize örnek faydalarla ilgili henüz çok az bir bilgiye sahibiz. (IV) Uykuda
olması gereken enerjisini, yaşama çocuksu bir sevinçle geçen zaman genelde verimsiz olarak kabul edilir. (V) Bu,
bağlı olmasına borçluydu. (V) Ne yazık ki hepimiz zama- uykuda harcanan zamanın daha verimli kullanılıp kullanıla-
na yenik düşmeye yazgılı ölümlüleriz. mayacağı sorusunu gündeme getirmektedir. (VI) Bugüne
kadar uykuyla ilgili yapılan araştırmalar, uyanıklık sırasında
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden oluşmuş anıların dengelenmesi ve güçlendirilmesi (birleşti-
önce, düşüncenin akışına göre “Türk tiyatro biliminin rilmesi) üzerine yoğunlaştı.
‘üç büyükler’inden üçüncüsü de bizi bırakıp gitti.” cümle-
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-
si getirilebilir?
raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) I B) II C) III D) IV E) V A) IV B) III C) II D) VI E) V

41
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 5

8. Bir zamanlar, bahçesinde dolaşırken toprağın üzerinde 10. Türkçe benim biricik vatanım, memleketim, evim. Nere-
bir kuş yuvası bulunduğunu gören bir bilginin hikâyesini ye gitsem onu da beraberimde götürürüm. Ben Türkçe-
dinlemiştim: Fırtına, ağacın dallarını karıştırmış ve yuva ye tutkunum. Uzun yıllar Fransızca öğretmenliği yaptım.
perişan olmuştu. Bilgin, yere düşen yuvaya bakıp derin Fransızcayı da çok rahat konuşurum. Biraz İngilizce oku-
düşüncelere dalmışken, başını kaldırdığında kuşların yeni dum, derken dört yıl İtalyanca kurslarına gittim, İtalyanca
bir yuva yapma çalışmalarına çoktan başladığını fark et- öğrendim. Bir parçacık da Almancaya el attım. Ama be-
mişti. ----. nim için Türkçenin yeri başka. Her insan kendi dilini sever
ama bence Türkçe, dünya dillerinin en güzellerinden biri.
Bu parçanın sonuna aşağıdaki cümlelerden hangisi
getirilemez? Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen yazara
ait bir özellik değildir?
A) Kuşların negatif koşulları önemsemeden işlerine ko-
yulması onu etkiledi A) Herkesin ana dili sevgisini onaylaması

B) Bilgin, gözlemlediği bu durumdan kendisi için bir ders B) Yabancı dil öğrenmeye hevesli olması
çıkardı
C) Türkçeyi çok zengin bir dil olarak kabul etmesi
C) Kuşlar hemen olumlu yönde harekete geçmişti yani
D) Türkçeye aşk derecesinde bağlı olması
D) Yuvasız kalan kuşların durumu bilgini iyice hüzünlen-
E) Almancayı diğer dillere göre az bilmesi
dirdi

E) Fırtınanın, endişelerini cesaretsizliğe sürüklemesine


izin vermemişti kuşlar

11. Yakın tarih açısından on dokuzuncu yüzyılın önemi bü-


yüktür. Günümüzde de etkisini sürdüren, çağımızda hâlâ
9. I. İnsanın doğasına aykırı bu söz grubunu benimsemek, geçerliliğini koruyan başlıca değerler bu yüzyılda ortaya
insanı izole edip yalnızlaştırmanın ve arkadan vurmayı çıkmıştır. Çünkü insanlığın on dokuzuncu yüzyılda geçir-
normalleştirmenin bir örneğidir. diği köklü dönüşümlerin içinde yaşadığımız yüzyılı hazırla-
dığı, giderek çağdaş tarihin temelini oluşturduğu söylene-
II. Öyle ki “Bu devirde babana bile güvenme!” gibi yarala-
bilir. Burjuvazi, Rönesans hareketiyle birlikte Batı Avrupa
yıcı bir fitne, günlük dile pelesenk olmuş durumdadır.
feodal toplumlarında yükselen sınıf durumuna geçmiştir.
III. Yalnızlığı kabullenmeyen insan; kimi zaman bir sırrı- Bu sınıf, bir yandan ilkel sermaye birikimini gerçekleştirir-
nı, kimi zaman derdini ya da kederini, kimi zaman ise ken öte yandan da iş gücünü maddeye dönüştürerek yeni
mutluluğunu güvendiği bir kişiyle paylaşmak ister. bir ekonomi anlayışı oluşturdu. Bugün bu ekonomik siste-
IV. Bu yüzden size güvenilerek emanet edileni, emanet min bazı ülkelerde uygulandığı, bilinen bir gerçektir.
edenin rızası ve bilgisi dışında paylaşmamak, iyi öğ-
Bu parçada on dokuzuncu yüzyılla ilgili aşağıdakile-
renilmesi ve iyi icra edilmesi gereken bir sanat dalıdır.
rin hangisine değinilmemiştir?
V. Günümüz Türk toplumunda kadim Türk kültürünün
yozlaşmış bir anlayışı, ne yazık ki, varlığını sürdür- A) Yakın tarihin en önemli olaylarının yaşandığına
mektedir.
B) Kendisinden sonraki asırda etkilerinin devam ettiğine
Yukarıdaki cümlelerden anlamlı bir paragraf oluştu- C) Çağdaş tarihin oluşumuna kaynaklık ettiğine
rulmak istenirse hangisinin yeri değişmez?
D) Farklı bir iktisat yaklaşımının ortaya çıktığına
A) V B) IV C) III D) II E) I E) Burjuvazi sınıfının daha da zenginleştiğine

42
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 5

12. (I) Kauçuk üretimi sürecinde çok fazla atık madde mey- 13. Gazeteci:
dana gelir ve bu maddelerin çürüyerek toprağa karışması (I) ----
binlerce yıl sürebilir. (II) Lastik endüstrisi, yetişen doğal
Editör:
kauçuğun %70’ini araç lastiklerinin yapımı için kullanmak-
– Eser; felsefe, bilim, mantık, kelam ve eğitim alanlarında
tadır. (III) Özellikle lastiklerin imalat sürecinde, kalıplama Türklerin gerçekleştirdikleri başarıları yalın ve anlaşılır bir
işlemi öncesi malzemenin aşırı vulkanizasyona maruz dille okuyucuya sunmak; bugün olduğu gibi geçmişte de
kalması, kauçuğun elastik özelliğini kaybetmesine ve zengin bir entelektüel hayatımızın olduğunu göstermek
elastik özelliğini kaybeden malzeme tekrar kalıplanama- için hazırlandı. Kitaptaki her konu, ülkemizin o alandaki
dığından atık olarak değerlendirilmesine yol açar. (IV) Bu uzmanları tarafından yazıldı.
atık malzemelerde sağlam kısımlar da bulunur. (V) Kau-
Gazeteci:
çuk kıymetli bir madde olduğundan, bazı firmalar sağlam
(II) ----
kısımları ayırmak için rafinasyon işlemi uygular. (VI) Kur-
tarılan kısımlar; otomobil, conta, paspas ve silecek üreten Editör:
firmalara verilir; bunun yanında halı sahalarda, traktör ve – Bu alanda yapılan çalışmalar; başlangıcından bu yana
el arabası tekerleklerinde dolgu malzemesi olarak da kul- her toplumun insan, doğa ve evren üzerine bir söylem
lanılır. ortaya koyduğunu, doğaya yönelik eylemlerini belirleyen
bir bilgi dağarcığı oluşturduğunu, dolayısıyla bilme ve
Bu paragraftaki numaralanmış cümlelerden hangisi anlama kaygısının daha ilk başta ortaya çıktığını göster-
düşüncenin akışını bozmaktadır? mektedir.

A) III B) II C) IV D) V E) VI Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden


hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) I. Türk Düşünce Tarihi adlı yapıtı yayımlarken neyi


amaçlamıştınız?
II. Düşünce tarihi ile ilgili araştırmalar, incelemeler
bize kısaca ne anlatmaktadır?

B) I. Türk Düşünce Tarihi adlı eserin hazırlanmasına


hangi yazarlar katkı sağladı?
II. Düşünce tarihi çalışmaları, ülkemizde nasıl ve ne
zaman başlamıştır?

C) I. Türklerin eğitim, bilim, felsefe, mantık ve kelam sa-


hasındaki eserlerini mi tanıtmak istediniz?
II. Başka milletlerin düşünce tarihine bakıldığı zaman
hangi ortak noktalardan söz edilebilir?

D) I. Türk Düşünce Tarihi adlı eserin ortaya çıkış serü-


venini anlatır mısınız?
II. Bu eser, okuyucuya ana fikir olarak hangi mesajı
veriyor?

E) I. Türk Düşünce Tarihi adlı eserin içerik ve üslubun-


dan bahseder misiniz?
II. Türkler, düşünce tarihi ile ilgili çalışmalara hangi
alanlarda katkıda bulunmuştur?

43
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 5

14. I. Çok değil bundan otuz yıl önce hepimizin yâd ettiği 15-17. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
90’larda sanatçılar, “Albüm yaptık.” derdi. İçinde on
on iki şarkı yer alan kasetler çıkardı ve bu kasetlerde-
(I) Öz güveninizi kazanmak ve geliştirmek istiyorsanız ye-
ki şarkıların neredeyse yarısı “hit” olurdu. Sonra CD
teneklerinizi önemseyin ve kabuğunuzdan çıkın. (II) Daha
dönemi başladı, yaklaşık yirmi şarkılık CD’ler uzun
rahat ve girişken davranmayı öğrenin. (III) Fikirlerinizi daha
emeklerle yapılırdı. Sanatçı, yeni albüm dönemine
sesli ifade edin, sorumluluklar alın. (IV) İş yaşamınızda karar
hazırlanırken uzun bir süre nadasa çekilirdi. Ama bu
alma süreçlerinde ve uygulamalarda daha aktif olarak ken-
sürede unutulmazdı çünkü eski albümündeki şarkılar,
dinizi gösterin. (V) Cesaretli olun, hata yapmaktan korkma-
insanların dilinde dolanmaya devam ederdi. Şarkıların
yın. (VI) Başarısızlıkların birer ders olduğunu ya da başarı
sözleri insanların içine iyice işlerdi.
yolunda küçük molalar olduğunu düşünün. (VII) Elde ettiği-
II. Günümüzde sanatçılar “single” yapıyor, tek şarkılık niz her başarıyla öz güveninizin arttığını göreceksiniz.
sanatçının ömrü de çektiği klibin magazinde bıraktı-
ğı geçici etki kadar oluyor. Youtube üzerinde videosu
milyonlarca tıklanan bir sanatçı kendini usta sanatçı 15. Bu parçanın ana düşüncesi numaralanmış cümlelerin
sayıyor. İkinci şarkısında aynı etkiyi ne yazık ki ya- hangisinde ifade edilmiştir?
kalayamıyor. Çünkü üretmiyor, çünkü özgün olamı-
A) VI B) VII C) IV D) I E) V
yor, çünkü insana dokunamıyor. İşte bu yüzden bir
Müzeyyen Senar, bir Kayahan, bir Nilüfer, bir Sezen
Aksu olamıyor.

Bu iki parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi


söylenebilir?

A) Birinci parçada açıklanan durum ile ilgili örneklere


ikinci parçada yer verilmiştir.
16. Altı çizili söz öbeğinde anlatılmak istenen düşünce ile
B) Farklı üsluplar kullanılsa da konu, benzer sebeplerle
numaralanmış cümlelerin hangileri arasında doğru-
açıklanmaktadır.
dan bir ilişki kurulabilir?
C) Aynı olgunun farklı dönemlerdeki durumu ile ilgili mu- A) II ve III B) III, IV ve V C) II, III, IV ve V
kayeseli bir bakış vardır.
D) II, III ve VII E) III, IV, V ve VI
D) İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğu vurgu-
lanmaktadır.

E) Aynı konu hakkında birbiriyle çelişen görüşlere yer


verilmektedir.

17. Bu parçadan numaralanmış cümlelerden hangisi çı-


karılırsa parçanın anlamında önemli bir değişme, da-
ralma olmaz?

A) I B) II C) III D) IV E) VI

44
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 5

18. Araştırmacılar, yumruk sıkmanın beyinde hafıza ile ilgili 19-20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
bazı özel bölgeleri harekete geçirdiğine inanıyor. Dr. Ruth
Propper BBC’ye yaptığı açıklamada, “Bir şey öğrenme-
Orta Dünya ve Arda’nın hikâyesini anlatmaya ömrünü
den hemen önce sağ yumruğun, hatırlamaya çalışırken
adamış J.R.R. Tolkien, detaycılıkta eline su dökülemeye-
de sol yumruğun sıkılması hafızayı geliştiriyor.” dedi.
cek, kimisi için fazla detaylı yazan bir hikâye anlatıcısı.
Daha önceki araştırmalarda sağ yumruğun sıkılması ile
Çizdiği tablodaki ana hikâyenin bir ağaç olduğunu varsa-
beynin sol yarısının, sol elin sıkılması ile de sağ yarısının
yalım; Tolkien bu ağacı çizmekle başlamaz, önce ağacın
harekete geçtiği gözlenmişti. Bu eylemin duygularla bağ-
köklerinin sağlamca duracağı verimli toprağı ve içerisinde
lantısı kurulmuş; örneğin sağ yumruğun mutluluk ve öfke
yaşayan canlıları çizer, ardından bu ağacı besleyecek
ile, sol yumruğun ise üzüntü ve endişe ile bağlantısına
suyun kaynağını betimler. Bunları yaptıktan sonra tekrar
dikkat çekilmişti. Hafıza ile ilgili süreçlerde beynin iki ya-
yukarı çıkar ve ağacın çevresinde var olacak hayatı bize
rısının da kullanıldığı, sol yarısının hafıza kaydında, sağ
gösterir, o ağacın dalına konacak bir kuş için bile bir şiir
yarısının ise hatırlamada etkili olduğu düşünülüyor.
yazar, daha ağacı bize tanıtmadan. Anlatacağı hikâyede-
Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir? ki karakterler, farklı dallara ayrılsalar da köke her zaman
bağlıdır ve Orta Dünya ruhuna aykırı değildir.
A) Elle yapılan bazı hareketlerin duygular ve bellek üze-
rindeki etkisi

B) Yumruk sıkmanın insan psikolojisi üzerindeki etkisi 19. Bu parçada asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıda-
kilerden hangisidir?
C) Hafızayı güçlendirmek için yapılması gereken küçük
A) Tolkien’in eserlerindeki ayrıntıların çokluğu ve işlev-
egzersizler
selliği
D) Beynin sağ ve sol yarısının farklı çalışmasının ne-
B) Orta Dünya ve Arda’nın hikâyesini en iyi anlatan ya-
denleri
zarın Tolkien olduğu
E) Yumruk sıkmanın belleği güçlendirmeye etkileri C) Tolkien’in, hikâyelerinde çok fazla teferruata yer ver-
diği

D) Tolkien’in doğa betimlemelerinin çok fazla ayrıntı


içerdiği

E) Tolkien’in öykülerindeki kahramanların köklerine bağ-


lı olduğu

20. Bu parçadaki altı çizili deyime anlamca en yakın de-


yim, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Boyunun ölçüsünü almak


B) Boy göstermek
C) El üstünde tutmak
D) Boyunu aşmak

E) Boy ölçüşmek

45
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 5

21. Flamingoların, yırtıcı alışkanlıkları ve kümelenmeleri bi- 22. Kolombiya’nın başkenti Bogota’nın 170 kilometre güne-
linse de sosyal ilişkilerinin arkasındaki mekanizmalar yinde bulunan, dünyanın en muhteşem doğal güzellikle-
hâlâ gizemini koruyor. Beş yıl süren yeni bir çalışma, rinden biri olan Cano Cristales Nehri, bildiğiniz nehirler-
flamingoların, sürülerinin bir parçası olarak son derece den çok farklı. 100 km uzunluğa ulaşan ve bazen “Akan
sosyal varlıklar olduğunu, sürekli olarak yakın arkadaş- Gökkuşağı” olarak adlandırılan Cano Cristales, yılın belirli
larıyla zaman geçirdiğini ve tıpkı insanlar gibi sevmediği aylarında dünyanın başka hiçbir yerinde göremeyeceği-
bireylerden kaçındığını ortaya çıkardı. Exeter Üniversitesi niz doğal bir şölen sunuyor. Bazı insanlar, Cano Crista-
Hayvan Davranışları Araştırma Merkezinden Araştırmacı les’e rengini veren şeyin yosunlar ve yosunların yapısı
Dr. Paul Rose, flamingoların uzun ömürlerinin olduğunu olduğunu düşünse de aslında nehre rengini veren şey,
ve arkadaşlıklarının yıllar boyunca sürdüğünü belirtiyor. parlak renklerini ortaya çıkarabilmek için uygun su seviye-
Rose, “Görünüşe göre flamingolar da tıpkı bizim gibi çe- sine ve yeterli miktarda güneş ışığına ihtiyaç duyan “ma-
şitli nedenlerle sosyal bağlar kuruyor ve bu ilişkilerin uzun carenia clavigera” adlı endemik bir su bitkisidir. Nadir bir
ömürlü olması, vahşi yaşamda hayatta kalmak için önemli bitki türü olan macarenia clavigera, ilk başta koyu yeşildir.
bir rol oynuyor.” diyerek yaptığı saptamaları aktarıyor. Yağmur sezonu başladığında su seviyesinin yükselmesi-
nin ardından nehir zeminine yeterli miktarda güneş ışığı-
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
nın ulaşmasıyla birlikte bu nadir bitki; mor, fuşya, pembe,

A) Flamingoların bazı yönleri ile insanlara benzediğine sarı ve yeşil renklere bürünüyor. Bu canlı renkler, sadece
haziran ayından aralık ayına kadar görülebiliyor. Macare-
B) Flamingoların topluluk hâlinde yaşadığına nia clavigera bitkisinin büyümesi ve renklerinin çeşitli hâle
gelmesi; yıllık yağmur miktarı, sıcaklık ve güneş ışığına
C) Flamingoların bazı özelliklerinin yeni tespit edildiğine
bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Bu yüzden bir sene kır-
D) Flamingoların dostluğa önem verdiğine mızı ile kaplanan Cano Cristales, bir başka yıl yeşil ve
sarı renkte olabiliyor.
E) Flamingoların arkadaşlıklarının beş yıl sürdüğüne
Bu parçadan Cano Cristales Nehri ile ilgili aşağıdaki
yargılardan hangisi çıkarılamaz?

A) Olağanüstü güzelliği ve farklılığıyla turistlerin ilgi oda-


ğı olduğu

B) Rengindeki farklılığa yosunların sebep olduğunun sa-


nıldığı

C) Renginden dolayı farklı bir isimle de anıldığı

D) Yıldan yıla suyun renginin değişebileceği

E) Renklerindeki canlılığın endemik bir bitkiden kaynak-


landığı

46
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 5

23. Selim İleri, yıllar önce yayımladığı ve “Bir daha yayımlan- 25. “Tiyatro eğlencedir fakat eğlencelerin en faydalısıdır.”
mayacaktı.” dediği Annem İçin adlı eserini “Bu çirkin dün- diyen Namık Kemal, tiyatroya bir “terbiye aracı” gözüy-
yada annemi çok özledim. Bu kitabı yeni insanlar okusun, le bakıyordu. Tiyatronun, faydasını ve etkisini çok çabuk
onlar da annemi tanısınlar, sevsinler istiyorum.” diyerek gösteren bir sanat dalı olması, memleketine acele hizmet
yeniden okura sundu. Son derece içten ve duygulu bir isteyen şairin hoşuna gitmişti. Namık Kemal, tiyatronun
anlatım var Annem İçin’de. Selim İleri, anılar arasında
Batı kültürüne hizmetlerini yakından görmüş, kendisi de
gezinti yaparak anne özlemini gidermeye çalışıyor ve as-
Türk milletini aydınlatma yolunda tiyatrodan faydalan-
lında annesizliğin acılarını yeniden yaşıyor. Yazar, anne-
mıştır. Vatan yahut Silistre piyesinin halk üzerindeki derin
sinin ölümü ile hayatında doğan boşluğu onun hatırası ile
etkisi onu bir tiyatro aşığı yapmış, idealist “Vatan Şairi”
dolduruyor.
sürgünde bile tiyatro eserleri yazmıştır.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Bu parçadan Namık Kemal ile ilgili olarak
A) Annem İçin adlı yapıtın ilkin sadece tek baskısının
planlandığına I. Sanatını belli amaçlar doğrultusunda biçimlendirmiştir.
II. Tiyatrodan başka türde de eserler vermiştir.
B) Selim İleri’nin, yaşamındaki boşluğu doldurmakta zor-
landığına III. Tiyatronun eğitici bir yanının olduğunu düşünmüştür.
IV. Tiyatroyu diğer sanat dallarından üstün görmüştür.
C) Söz konusu eserde samimi bir üslubun kullanıldığına

D) Yazarın, anne hasretini dindirmek için hatıralara sığın- yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
dığına
A) Yalnız II B) I ve IV C) II ve IV
E) Yazarın günümüzdeki toplumsal atmosferden rahat- D) Yalnız IV E) I, III ve IV
sız olduğuna

24. Falih Rıfkı Atay, Cumhuriyet’ten sonra seyahat edebiyatı


alanında çalışmış önemli bir yazardır. Cumhuriyet’ten önce
yazdığı Ateş ve Güneş adlı eseri, Birinci Dünya Savaşı’nda
4. Ordu Komutanı Cemal Paşa ile birlikte Suriye’de bulun-
duğu yıllardaki çöl savaşı ile ilgili görüşlerini hikâye eder.
İlk eseri, o yıllarda bizim olan Suriye’de yapılan askerî bir
seyahati anlatır. Yazar, Cumhuriyet yıllarında bir seyahat
edebiyatı çığırı açacak kadar çok seyahatname yazmıştır.

Bu parçadan Falih Rıfkı Atay ile ilgili olarak

I. Eserlerinin çoğunu gezi yazısı türünde kaleme almıştır.


II. Ateş ve Güneş’ten önce herhangi bir eser yazmamıştır.
III. Türk edebiyatında gezi yazısı türünün öncüsüdür.
IV. Bir süre Türkiye dışındaki topraklarda yaşamıştır.

yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) Yalnız I B) I, II ve III C) II, III ve IV


D) I, III ve IV E) II ve IV

47
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Deneme - 5 bitti. Cevaplarınızı kontrol ediniz.
TÜRKÇE
DENEME SINAVI - 6

1. Gazeteci: 2-3. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.


(I) ----

Yazar: Eserleri “klasikler” arasında yer alan dünyaca ünlü Fran-


– Dünya kültürlerinde önemli bir yere sahip olan taşlarla sız yazar Victor Hugo, zamanın öğütücü çarklarına dire-
ilgili, ilkel topluluklardan en gelişmiş topluluklara kadar nen o başarılı romanlarını kim bilir hangi şartlar altında
birçok toplulukta farklı inançlar ve âdetler vardır. Bunlar
yazdı? Notre Dame de Paris’i yazmaya karar verdiği
arasında; tapınma, sihir, büyü, uğur, ilaç, bereket, şifa,
zaman, dışarı çıkmak için gereken bütün elbiselerini bir
adak, yemin vb. sayılabilir. Bu inanış ve âdetleri etraflıca
sandığa koyup bir arkadaşına emaneten teslim etmişti.
incelemek istedim.
Çalışma bitmeden de kesinlikle geri getirmemesini sıkı
Gazeteci: sıkıya tembihlemişti. Hugo, günlerce yalnızlığın gizemli
(II) ---- sığınağında sabırla çalışarak Notre Dame de Paris adlı
Yazar: büyük eserini edebiyat dünyasına kazandırdı.
– Eserde Anadolu Türk-İslam kültüründeki taşlarla ilgili
inançları ve taşların işlevlerini ele aldım. Kitabın birinci
bölümünde kutsal kabul edilen taşları (Hacerülesvet vb.),
ikinci bölümünde yardım amaçlı taşları (binek taşı, sa- 2. Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı-
daka taşı vb.), üçüncü bölümünde ise işlevi bakımından dakilerden hangisidir?
taşları (süzek taşı, taksim taşı vb.) anlatmaya ve açıkla-
A) Victor Hugo çok sabırlı bir yazardır.
maya çalıştım.
B) Büyük eserler, uzun süreli sabırların meyvesidir.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir? C) Victor Hugo, yalnızlığı seven bir sanatçıdır.

A) I. Tarih içerisinde bütün toplulukların inanışlarında D) Notre Dame de Paris, Hugo’nun önemli eserlerinden
taşlara yer verilmiş midir? biridir.

II. Siz, özellikle bizim kültürümüzdeki taşların anlamı- E) Hugo’nun başarısında arkadaşlarının da katkısı vardır.
nı ve işlevini mi incelediniz?

B) I. İlkel topluluklar ile gelişmiş toplulukların taşlara


yüklediği anlam aynı mıdır?
II. Yazdığınız eseri bir bütün olarak mı, bölümler hâ-
linde mi oluşturdunuz?
3. Bu parçadaki altı çizili söz öbeği ile Victor Hugo’nun
C) I. Taşlar ile ilgili bir kitap yazarken temel amacınız
eserlerinin hangi özelliği vurgulanmak istenmiştir?
neydi?
A) Çok uzun sürede yazılması
II. Sadaka taşının yardımlaşma kültürümüzdeki öne-
mini açıklar mısınız? B) Evrensel içeriğe sahip olması
D) I. Kitabınızda neden bu kadar ayrıntılı bilgilere yer C) Evrensel bilinirliğe sahip olması
verdiniz?
D) Yetkinliğinin kabul edilmesi
II. Anadolu Türk-İslam kültüründe taşlara hangi an-
lamlar yüklenmiştir? E) Döneminin sınırlarını aşması

E) I. Taşlar ile ilgili bir kitap yazma fikri sizin zihninizde


nasıl oluştu?
II. Kitabınızın planından ve muhtevasından biraz
bahsedebilir misiniz?

48
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 6

4. Sanat, sadece özel yetenekleri olan kişilere ait olan bir 5. Yılların tecrübe ve birikimine sahip usta gazeteci, bir söy-
uğraşı değildir. Sanatın rahatlatan ve zihni sağaltan bir leşi programında “İyi bir gazeteci olmak için bize neler
etkisi vardır. Ev ve iş hayatı görevlerinden başınızı kaldı- tavsiye edersiniz?” diyen genç gazetecilere şu öğütleri
ramıyorsanız geri kalan zamanların bir kısmını yaratıcılı- verdi:
ğınızı serbest bırakmak için kullanmayı deneyebilirsiniz. • Liseden itibaren pek çok okulu var gazeteciliğin. Bu
Özellikle de çocuğunuz varsa elinizdeki malzemelerle okullar iyi temel atar ama gazetecilik, iş başında öğre-
örneğin renkli kalemler ve kil, hamur vb. malzemelerle nilir asıl; bunu unutmayın.
uğraşmak konusunda onu teşvik edebilir; siz de ona eşlik
• İşin sırrı kendinle yarışmaktır. Her gün bir öncekinden
edebilirsiniz. Bugüne kadar sanatla hiç ilgilenmediyseniz;
daha iyi olmak zorundasınız.
kendinizi gergin, stresli, öfkeli, kaygılı, depresif veya üz-
• Mümkün olduğu kadar çok gazete okuyacaksınız. En
gün hissediyorsanız sanata yönelmeniz için belki de en
az bir yabancı gazete okuyacaksınız. Bunu okuyacak
uygun zamandır.
yabancı diliniz yoksa zaten pek şansınız da yoktur.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden • Kaleminizi, köşenizi asla kimseye satmayın ve hiçbir
hangisidir? zaman kiraya vermeyin.

A) Sanatın çocuklarla güzel ve faydalı vakit geçirme ara- • Yeri ve zamanı geldiğinde kaleminizin ucunu sivrilt-

cı olduğu mekten kaçınmayın.

B) Herkesin kolayca sanatla ilgilenerek dinginleşebileceği Bu parçada usta gazetecinin genç gazetecilere ver-
diği öğütlere göre, iyi bir gazeteci olmak için sahip
C) Sanatçıların sanat sayesinde olumsuz psikolojiden olmak gereken özellikler arasında aşağıdakilerin han-
kurtulduğu gisi yoktur?
D) Sanatın kişisel gelişime önemli katkılar sağladığı
A) Ülke ve dünya gündemini takip etmek
E) Gündelik işlerin sanatla uğraşmaya engel olmadığı B) Gelişime açık olmak

C) Eleştirel tavır takınmak

D) Teorik eğitime önem vermek

E) Meslek onuruna uygun davranmak

49
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 6

6. “Seninle bir dakika umutlandırıyor beni / Bir dakika sili- 7. Her kapalı düşünce sistemi ve ona bağlı inançlı tutum;
yor canım, yılların özlemini.” Türkiye bu şarkı ile 22 Mart kendisine ait bir dünya imgesiyle, olguları sürekli olarak
1975 tarihinde ilk kez Eurovizyon’a katıldı. İlk kez katıldığı kendi kuruluşunun gerekçesi, yapı taşı, kanıtı durumuna
yarışmada Türkiye’ye sonunculuk getiren bu parça, na- getiren bir düzenek içerir. Bu, kapalı sistemlerin bir bakı-
sıl oldu da yıllarca dilimizden hiç düşmedi ve klasikleşti? ma, gerçekliği çarpıtma aracı olduğu anlamına gelir. Her
İlkler hiç unutulmuyor ama bunun unutulmamasının bir bütünsel sistem böyle bir sakıncayı içerir. Ama bu sakın-
başka sebebi daha vardı: O yıl katıldığımız Eurovizyon, caları yanında birçok gereksinimi giderdiği için de varlıkla-
Türkiye’nin yaptığı Kıbrıs Barış Harekâtı’nın hemen erte- rını sürdürür. Oysa tersi olsa ne iyi olurdu. İnsanın, çevre-
sine denk gelmesi nedeniyle siyasi rüzgârdan fazlasıyla sindeki gelişmelere ön yargısız, ön tutumsuz yaklaşarak
etkilendi. Nuri Bilge Ceylan’ın deyimiyle “güzel ve yalnız her durumda kendisini düzeltmeye, doğrultmaya, yenile-
ülkem” bu yarışmada sonuncu oldu. Sonu yenilgiydi ama meye hazır olması; birçok sorunu daha baştan yok ederdi
başı da sonu da onurluydu. Türk milletinin hafızasında ama bu türden olaylara tanık olmak çok zordur. “Geliş-
tüm dünyaya meydan okuduğu bir yarışma olarak kaldı, meler beni haksız çıkarmıştır; daha önce söylediklerimin,
klasikleşmesinin bir başka nedeni de buydu. savlarımın, öngörülerimin hep tersi çıkmıştır.” diyen görül-
memiştir. Çünkü böyle bir şeyin insanın kendisini tümüyle
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?
yadsıması, hiçlemesi anlamına geldiği düşünülmektedir.

A) Eurovizyon’daki sonunculuk Nuri Bilge Ceylan’ı çok Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
üzmüştür.
A) Olguları, kendi düşünce sisteminin temeli olarak gö-
B) Söz konusu şarkının kalıcılığı iki farklı nedene bağ- ren kapalı düşünce sistemlerinin olduğuna
lanmıştır.
B) Gerçekleri olduğundan çok farklı biçimde sunmanın,
C) 1975 yılındaki Eurovizyon’da müzik dışı etkenler belir- kapalı sistemlerin özelliği olduğuna
leyici olmuştur.
C) İnsanların bazen öz eleştiri yapmalarının toplum tara-
D) Türkiye 1975’ten önceki hiçbir Eurovizyon’a katılma- fından engellendiğine
mıştır.
D) İnsanların ön yargısız davranmalarının pek çok prob-
E) Türkiye’nin 1975’te Eurovision’a katılması, halkımızı lemin çözümünü kolaylaştıracağına
gururlandırmıştır. E) Bütünlükçü sistemlerin olumsuzluklarına rağmen bir-
çok ihtiyacı da karşılayabildiğine

50
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 6

8-9. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 10. (I) İsviçreli bilim insanları, cep telefonlarının insan hafı-
zasının gelişimini olumsuz etkilediğini gösteren bulgulara
ulaştı. (II) Basel merkezli İsviçre Tropikal ve Kamu Sağlığı
Geçenlerde bir karikatür gördüm ve onu çok beğendim.
Enstitüsü (TPH) tarafından yürütülen bir çalışma ile söz
Karikatürde bir leylek kurbağayı yutmak üzereydi fakat
konusu sonuçlar elde edildi. (III) Enstitünün Araştırma Bi-
kurbağa, vücudunun çoğunu kaptırmış olmasına rağmen
rimi Başkanı Martin Röösli üç farklı testin amaçları ile ilgili
dışarıda kalan elleriyle (ön ayaklarıyla) leyleğin boğazına
şunları söyledi: (IV) “İlk testi beynin sol tarafındaki sözel
sarılmış vaziyetteydi. Leylek için kolay lokma olmayaca-
hafızayı ölçmek için yürüttük. (V) İkincisini beynin sağ tara-
ğını gösteriyordu. Bu karikatürün çeşitli mücadelelerde
fındaki biçimsel hafızayı ölçmek için yaptık. (VI) Son olarak
hemen pes etmeye alışık insanlara verdiği çok önemli
da konsantrasyon testi yaptık.” (VII)
mesajlar olduğunu düşünüyorum. Ben karikatürle ilgili
böyle çağrışımlara dalmışken yıllar öncesinde bir yerde Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisine dü-
karşıma çıkan ve zihnimde yer eden bir cümle hemen şüncenin akışına göre “Enstitünün testleri, şehir merke-
dilimden döküldü: ----. zi ve kırsal alanlardaki devlet okullarında öğrenim gören
700 öğrenci üzerinde uygulandı.” cümlesi getirilmelidir?

A) II B) III C) IV D) VI E) VII

8. Bu parçanın sonuna getirebilecek en uygun cümle


aşağıdakilerden hangisidir?

A) Karikatür, sanatların en dinamik olanıdır

B) Karikatür, toplumsal değişimlerin aynasıdır

C) Karikatür, iletişim gücünün yüksekliği nedeniyle sevilir

D) Karikatür, yirminci yüzyılın etkin sanatlarındandır

E) Karikatür, güldürmekten çok düşündürmelidir


11. (I) Geç vakitte güvertede volta atarken bir ihtiyar ile karşı-
laştım. (II) Gözlüklerinin arkasından ciddi ve delici bakış-
larıyla yüzümü tarayan gözlerini benim gözlerime sabitle-
mişti. (III) Bu adam, bana bir şeyler anlatmak istiyor gibiydi.
(IV) Konuşmaya can atıyordu ama içinde bir şey ona engel
oluyordu. (V) Korkuyla karışık bir ürperti hissettim. (VI) Sa-
dece sessiz kalarak, güven verecek bir sessizlikle, çekin-
cesini üzerinden atmasına yardım edebilirdim.

Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek


9. Karikatürde anlatılan olayı en iyi özetleyen atasözü
için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?
aşağıdakilerden hangisidir?

A) Can çıkmayınca huy çıkmaz. A) III ile IV yer değiştirmelidir.

B) Çıkmadık candan umut kesilmez. B) V ile VI yer değiştirmelidir.

C) Can boğazdan gelir. C) V, II’den sonra gelmelidir.

D) Büyük lokma ye ama büyük konuşma. D) II ile V yer değiştirmelidir.

E) Ölmüş eşek, kurttan korkmaz. E) III, V’ten sonra gelmelidir.

51
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 6

12. (I) Ege kıyılarında son yıllarda yıldızı parlayan tatil merkez- 14. Eleştirel düşünceyi benimsemiş bir kişi sertliğin, hoyratlı-
lerinden birine dönüşen Selimiye, Marmaris ilçe merkezine ğın her türlüsünden tiksinir. Baskıyla, zorlamayla, ceza-
45 km mesafede bulunuyor. (II) Selimiye köyü; doğaya, ye- landırmayla hiçbir bayağılığın değişmeyeceğine inanır.
şile, maviye, huzura doyacağınız bir yer. (III) Ayrıca günde- Kör inanç da olsa bilimsellikten, gerçeklikten uzak da olsa
lik yaşamın tüm stresinden uzaklaşabileceğiniz, cennetten bir düşünceye yine bir düşünceyle karşı çıkılmasından
yanadır. Kestirmeden söylersek düşüncelerini beğenme-
bir köşe âdeta. (IV) Akdeniz’in mavi sessizliğini doya doya
diği kimseye, “Düşüncelerini kabul etmiyorum ama onları
yaşayabileceğiniz tatlı bir huzur var burada. (V) Sırtını ye-
özgürce söyleme hakkını ölünceye kadar savunacağım.”
şil tepelere yaslamış küçük bir balıkçı köyü olan Selimiye,
diyen büyük Fransız düşünür Voltaire’in bu yargısını bir
büyük şehirlerin boğucu atmosferinden, karmaşasından
ilke olarak benimsemiştir.
uzaklaşmak isteyenlerin de ilgisini çekiyor. (VI) Hisarönü
Körfezi’nin en güvenli koylarından birinde yer alan Selimi- Bu parçada anlatılanlarla,
ye, bundan yirmi yıl öncesine kadar sadece deniz yoluyla
I. fikir hürriyeti,
ulaşılabilen küçücük bir köydü.
II. inanç hürriyeti,
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden han- III. teşebbüs hürriyeti,
gisi düşüncenin akışını bozmaktadır? IV. ifade hürriyeti

A) II B) V C) VI D) III E) IV kavramlarından hangileri arasında doğrudan ilişki ku-


rulamaz?

A) I ve III B) II ve III C) II ve IV

D) Yalnız III E) III ve IV

13. Eleştirel düşünüşe erişememiş kişiler, kendilerini yeni-


leme, öğrendiklerini tazeleme ihtiyacı duymazlar. Belirli
kalıpların, belirli formül ve öğretilerin içinde donup kal- 15. Yazar için günlük tutmak, bir bakıma yaşamla yazılı iliş-
mışlardır. Gerçek anlamda yapıcı ve yaratıcı olamazlar. ki kurmaktır. Varlığını kanıtlayacak olayları, olguları, du-
Söz gelimi sanatçıysalar bir gerçekten değil, belirli bir rumları bir araya toplamak; bir yaşantı evreninin temelini
örnekten yola çıkarlar. İnsan ve yaşam gerçeğini bütün atmaktır. Yazarlar, düşüncelerinin gürültülü devinimleriy-
zenginliğiyle kucaklayamazlar, keşfedilmiş bölgelerin dı- le ağırlaşan beyinlerine soluk aldırmak, bu arada biriken
üretimlerini boşaltarak bilgelik özlemlerini de gidermek
şına çıkamazlar. Bilim ve düşünce insanıysalar orta malı
amacıyla günlüklerine sokulurlar. Bir de şiir, öykü, roman
birtakım çeviri bilgilerin etrafında dolaşıp dururlar.
üstüne çalışırken karşılaştıkları zorlukları; yapıtlarını oluş-
Bu parçaya göre, eleştirel düşünceye sahip olan ki- tururken geçirdikleri evreleri, duydukları estetik kaygıları
şilerden, dile getiren bir “iş takvimleri” vardır. Bunları da buluruz
günlüklerde.
I. insanlığın çok çeşitli hâllerini yansıtan kesitlere yer
Bu parçadan hareketle günlüklerle ilgili olarak
vermek,
I. Sanatçıların zihinsel açıdan rahatlamasını sağlar.
II. birbirine benzeyen yapıtlar ortaya koymak,
II. Eserlerin yazılma süreci hakkında bilgi verir.
III. felsefi ve bilimsel yönden yetkinliğe ulaşmak,
III. Okuyucuya, günlük yazmanın zorluklarını gösterir.
IV. yabancı kaynaklardan edinilen bilgilere önem vermek
IV. Yazarların öğretici olmak isteğinin dışa vurumudur.
tutumlarından hangileri beklenebilir?
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız I B) I, III ve IV C) II ve IV
A) I ve II B) III ve IV C) Yalnız IV
D) Yalnız III E) I ve III D) Yalnız III E) II ve IV

52
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 6

16. Düş, bütünüyle insan beyninin oluşturduğu en harika eser- 18. Belleğimin bütün hafifliğine rağmen kitaplarımın renk ve
lerden biridir. Tutarlı tutarsız davranışlarla, evrende rastlan- biçimlerini unutamam. Konularını unuttuğum birçok kitap,
mayan konularla, akılları durduran görüntü ve serüvenlerle kafamda içleri boşalmış meyveler gibi yalnız kapaklarının
bezenmiştir. Zihinde oluşan bir dünyadır ve ona dokuna- rengiyle yaşar. Bu itirafıma herkesin katılacağını umma-
maz, onu avucunuza alamazsınız. Bu hakiki düşün yanında makla birlikte her kitabın renk ve biçimine bağlı bir hava
uyanık gözle ve kafayla görülenler, düşlenenler de var. Katı bulduğumu ispatlamak için bir soruşturma açmaya gerek
gerçeklerin ve koşulların sıkboğaz ettiği günlerde sığındığı- yoktur; resimli bir sayfada, kocaman bir dönemin yaşadığını
mız, dört elle sarıldığımız renkli, bizleri rahatlatan, avutan, görürsünüz. Ben, on sekizinci yüzyılda yaşamış Voltaire’in
uyuşturan düşler yararlı ve güzeldir. meşin kaplı ve yaldızlı bir baskısı ile bütün Fransız edebiya-
tını yazı minyatürleriyle düşünürüm.
Bu parçada düşle ilgili olarak aşağıdakilerden hangi-
sine değinilmemiştir? Bu parçanın yazarı için aşağıdakilerin hangisi söyle-
nemez?
A) İnsanların bazen gerçeklerden kaçmak istediğine
B) Düşlerin zihinsel bir eylem sonucu ortaya çıktığına A) Kitapların şekil özelliklerine önem verilmesini ister.

C) Düşlerin soyut alandaki kavramlardan biri olduğuna B) Etkileyici bir içeriğe sahip eserlerin kalıcı olacağını dü-
D) Düşlerin mantıksal bağlantılardan yoksun olduğuna şünür.

E) Düş kuran insanların hayalperest insanlar olduğuna C) Hafızasının çok güçlü olmadığını kabul etmektedir.

D) Düşüncelerine başkalarının da katılmasını bekler.

E) Kitap kapaklarına kendince anlamlar yüklemektedir.

17. Nazif, gurbet ellerde altı aydır neler çektiğini anlattı. İlk 19. (I) Bir saat süren yolculuktan sonra vardığımız piknik alanında
günler Taşhan diye bir otelde yatıp kalkmıştı. Bu otelin çeşit çeşit ağaçlar, rengârenk çiçekler karşıladı bizi. (II) Bü-
her odasında birbirine yabancı en az beş müşteri vardı. tün çocuklar sevinçle etrafa dağıldılar, sağda solda oynama-
Kimi somyası sarkmış, demiri pas tutmuş ve her parçası ya başladılar. (III) Şoförümüz Kalender Hasan ve ben kuru
ayrı bir gıcırtı ile ses çıkaran karyolalarda kimi yalınkat yer dalları, kabukları toplayarak mangalı yaktık. (IV) Mangalda-
yataklarında yatıyordu. Bazı zamanlar koridorda yatanlar ki kömürler, rüzgârın da etkisiyle çıtırdayayarak yanıyor ve
bile görülüyordu. Nazif, çok defa bunların üstünden atlaya- kıpkırmızı kor hâline geliyordu. (V) Önceden hazırladığımız
rak odasına geçip giderdi. Bu akşam da öyle akşamlardan köftelerin yanına acı biberleri de koyduk ve cızırtılar eşliğinde
biriydi. Gün boyu çalışmış olmanın yorgunluğu ile otelin etrafa yayılan kokuları içimize çektik.
kapısından içeri girmiş, koridorda yatanlara hiç aldırış et-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
meden odasına geçmiş ve derin bir uykuya dalmıştı.
daha fazla duyu organı ile seçilebilen ayrıntılara yer
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır verilmiştir?
basmaktadır?
A) III B) V C) I D) II E) IV
A) Betimleme B) Açıklama C) Öyküleme

D) Tartışma E) Karşılaştırma

53
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 6

20. Ankara’da yıllarca aynı sokaklarda oynadık, aynı sınıflar- 22. Uzun yıllar kitap tanıtım yazıları kaleme aldım. Kaleme
da okuduk. Liseyi bitirdikten sonra eskisi kadar sık gö- aldığım metnin okuduğum kitabı henüz okumayanları gö-
rüşemiyorduk. Bazen mobilya üreticilerinin merkezi olan zeten bir tanıtım yazısı olduğunun da hep farkındaydım.
Siteler’de karşılaşırdık. Ahmet de kendine göre bir iş Ancak kitabını tanıttığım yazarlardan “eleştiri yazısı” için
kurmuştu, ben de küçük çaplı bir dükkân açmıştım. Ben teşekkür mesajları almaya başlayınca bir şeylerin yanlış
yeterince başarılı olamadığımı düşünerek birkaç ay sonra gittiğini düşünmeye başladım. Çünkü kaleme aldığım me-
dükkânı kapattım. Daha sonra irili ufaklı pek çok girişim- tinler birer eleştiri değildi. Eleştiri ile tanıtım yazısının ara-
de bulundum ama bunların hiçbirinde gerekli sabrı gös- sındaki sınırı böylesine “muğlak” kılan temel handikabın,
teremedim. Ahmet ısrar etti, sebat etti ve sonuna kadar eleştirinin kendi başına bir mesai gerektirdiğini, ortaya
gitti. Şimdi on tane şubesi olan bir şirketin Yönetim Kurulu çıkan metnin başlı başına bağımsız bir metin olduğunu
Başkanlığını yapıyor. gözden ırak tutmakla ilgisi olduğunu düşünüyorum. Eleş-
tiri metninin de bir eser olduğunu, kendine ait bir termi-
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine
noloji ve metodoloji içinde ilerlediğini göz ardı etmek ve
başvurulmuştur?
eleştirmenliğin edebiyat yazamayanların yöneldiği bir te-
lafi mekanizması olduğu yanılgısına kapılmak, biraz da
A) Açıklama B) Karşılaştırma C) Tanımlama
işimize geliyor.
D) Örnekleme E) Öyküleme
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?

A) Kitap eleştirileri ile tanıtım yazıları birbirinden farklı


türlerdir.

B) Tanıtım yazıları ile eleştiri metinleri birbirinden net bir


şekilde ayrılamaz.

C) Tanıtım yazıları yazmak, eleştiri yazmaktan daha ko-


laydır.

21. Meydandaki çeşmenin önünde bekleyen bir delikanlı... D) Kimi sanatçılar, yazarlığı eleştirmenlikten üstün gö-
Heyecanlı gözüküyor. Belli ki birisini bekliyor. Belki de rürler.
özel biridir beklediği. Montu elinde, çantası yerde duru-
E) Eleştirinin belli başlı yöntemleri ve kavramları vardır.
yor. Buluşma noktasına biraz erken gelmiş gibi. Kalbi
hızla çarpıyor, yerinde duramıyor. Karşıdan gelen her
yüze dikkatle bakıyor. Arada “O mu acaba?” dedirten bi-
rileri çıkınca eli kolu fazlalıkmış gibi geliyor sanki, onları
nereye koyacağını bilemiyor. Neden bu hâlde olduğunu
çözemiyor bir türlü. Bir taraftan da içindeki beğenilme ar-
zusu sıkıştırıyor onu köşeye. Terlemeye başlıyor. Alnını
cebinden çıkardığı mendille kurularken gayet şık giyindi-
ğini hatırlatıyor kendi kendine ve buluşacağı kişinin onu
beğeneceğine inanıyor.

Bu öykünün kahramanı olan “delikanlı” aşağıdakiler-


den hangisi ile nitelenemez?

A) Tedirgin B) Aceleci C) Umutlu

D) Duygusal E) Hayalci

54
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 6

23. 3D yazıcı, bilgisayar ortamında oluşturulan tasarım dos- 24-25. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
yalarını alıp elle tutulur gerçek nesnelere çeviren bir
makinedir. Çok çeşitli tipleri bulunsa da günümüzde en Çin, Mars görevine bu yıl başlamayı planlıyor; bu sebep-
yaygın olarak kullanılanı, FDM (fused deposition mode- le Çin Ulusal Uzay İdaresi (CNSA), birkaç ay içerisinde
ling) tipi yazıcıdır. Basit bir şekilde, verilen plastik mater- Mars’a araç göndermek için çalışmalarını hızlandırdı.
yali (PLA, ABS, PETG vb.) alır ve sıcak bir uçta eriterek, Mars görevinin temmuz ayında başlaması planlanmıştı
arzu ettiğiniz nesneyi katman katman yazarak bir bütün ancak tarih öne alındı ve görev, önümüzdeki aylarda ger-
hâline getirir. Yazıcının çalışması için öncelikle elde bir çekleşecek. Araştırmada Mars’ın toprak özellikleri, jeolo-
jik yapısı, çevre ve atmosferi incelenecek. Çalışmada bir
tasarım dosyasının bulunması gerekir. Bunu SolidWorks
uydunun, gezegenin yüzeyine inecek bir aracın, güneş
gibi CAD programları kullanarak kendiniz tasarlayabile-
panelleri ve 13 bilimsel alet taşıyan 6 tekerlekli yüzey
ceğiniz gibi 3D tarayıcı ile bir nesneyi taratarak da elde
aracının yer alacağı aktarıldı. Geçen günlerde yapılan
edebilirsiniz. Yani ya gerçek bir nesneyi taratmalı ya da
bir açıklamaya göre, bu görev Çin’in gerçekleştireceği
sanal bir nesneyi kendiniz bilgisayarda oluşturmalısınız. ilk Mars görevi olacak. “Tianwen 1” olarak adlandırılan
Buna bir diğer alternatif ise başkalarının yaptığı tasarım- görevin anlamı ise gayet ilginç: “göksel hakikat arayışı”.
ları ilgili platformlarda (GrabCad, Thingiverse gibi) arata- Görev, adını Çin’in önemli şairlerinden Qu Yuan’ın ese-
rak indirmektir. rinden alıyor.

Bu parçada “3D yazıcı” ile ilgili, aşağıdakilerden han-


gisine değinilmemiştir?
24. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
A) En çok hangi alanlarda kullanıldığına A) Çin’in daha önce Mars’a hiç araç göndermediğine
B) En çok tercih edilen modeline B) Çin’de Mars görevi çalışmalarına birkaç ay önce baş-

C) Çalışma sistemi ile ilgili genel bilgilere landığına

C) Mars’a gönderilecek aracın değişik donanımlara sa-


D) Tasarım dosyasına ulaşma yollarına
hip olduğuna
E) Hangi programlar ile bağlantılı olduğuna
D) Mars’a araç gönderme ile ilgili takvimde değişiklik ya-
pıldığına

E) Bu göreve isim verilirken önemli bir sanatçıdan esin-


lenildiğine

25. Bu parçadan hareketle


I. CNSA, Mars’a temmuz ayında uzay aracı göndere-
cektir.
II. Bu görev ile Mars hakkında farklı yönlerden bilgi top-
lanmaya çalışılacaktır.
III. Bu göreve Tianwen 1 adı, Qu Yuan’ın önerisiyle veril-
miştir.

yargılarından hangileri çıkarılabilir?

A) I ve II B) II ve III C) I ve III
D) Yalnız I E) Yalnız II

55
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Deneme - 6 bitti. Cevaplarınızı kontrol ediniz.
TÜRKÇE
DENEME SINAVI - 7

1-2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 3. Yollarda, plazalarda ömrünü geçiren anne babalar...
Servislerde, dört duvar arasında, sınav sorusu peşinde
çocukluğunu tüketen çocuklar, gençler… Zorlu koşullar-
Hüzün bana hep şiirsel gelmiştir. Acıklı bir ağlama değil
da çalışan emekçiler, çocukları kendilerinden daha iyi
de suskun bir yas sürecinin şiiri tetiklediğini düşünüyo-
koşullarda yaşayan birer yetişkin olsun diye yok paraya
rum. Yaşayıp giderken değil de günler sonra sizi heye-
çalışırken onların zorlu koşullarda dirsek çürüten çocukla-
canlandırmayı başaran, seneler geçse bile aynı hazzı
rı… Farklı şartlar gibi görünse de durumlar birbirine denk
size yaşatan olayların şiirsel bir öneme sahip olduğunu
aslında. Herkes insanlığın bu zamana kadar biriktirdiği
düşünüyorum. Mutsuz, umutsuz, yılgın olduğum anlarda
türlü aşırılıkların kölesi... Maddi tatmin tatlı gelse de as-
okumak da yazmak da iyi geliyor. Ama ikisinin de ölçüsü
lında bedenler yorgun, herkes bir Ege kasabası veya köy
var. Öyle anlar geliyor ki kitabın kapağını kapatıyorum,
yaşamı hayali kuruyor, bir avuç insan dışında da kimse
kalemi elimden bırakıp sokağa çıkıyorum, hayata dönü-
yerinden kıpırdayamıyor. Çarkın dişlileri arasına bu kadar
yorum. İnsanların, ağaçların, kuşların da bana söyleye-
sıkıştıktan sonra kolay mı?
cekleri var. Hayatın şarkısını kaçırmak istemiyorum.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen yargı aşağıdakiler-
den hangisidir?
1. Bu parçanın yazarının aşağıdaki cümlelerden hangi-
sini söylemesi beklenemez? A) Günümüzdeki çalışma şartları ve ortamları, çocukları
da yetişkinleri de mutlu etmekten çok uzaktır.
A) Her şeye rağmen gözyaşlarımı hep içime akıttım.
B) Şimdiye kadar oluşan, hep daha fazlasını elde etme-
B) Şiirlerimde anılarımdan izler olmasını istedim.
ye dayalı ve bireylere huzur vermeyen sistemin dışın-
C) Yazmak ve okumak, benim olmazsa olmazlarımdır. da kalmak zordur.

D) Duygusal yoğunluğu olan şiirleri okumayı seviyorum. C) Modern toplumun dayattığı aşırı tüketime ve acıma-
sız rekabete dayalı uygulamalar insanları köleleştir-
E) Negatif duyguların beni esir almasına izin vermem.
mektedir.

D) Çocuklar, eğitim hayatında sınavlar çok belirleyici


olduğu için sürekli çalışmak ve test çözmek zorunda
kalmaktadır.

2. Bu parçaya altı çizili cümlenin kattığı anlam aşağıda- E) İnsanlar, çalışma hayatının getirdiği zorluklardan ve
kilerin hangisinde vardır? stresten kurtulmak için doğa ile iç içe ve sakin bir ha-
yat yaşamak istemektedir.
A) Yaşamın kendi içinde bir çeşitliliği ve zenginliği oldu-
ğuna inanırım.

B) Evrendeki canlılığın ve akışın ahengini duyumsama-


ya çalışırım.

C) Tekdüze bir hayat yaşamak, bana hep ters gelmiştir.

D) Hayata anlam ve değer katan güzelliklerin çoğalma-


sını istiyorum.

E) Sokaktaki hayatı titiz bir şekilde gözlemlemeye çalışı-


yorum.

56
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 7

4. İstanbul’u anlamayı ve sevmeyi başarmış ender kişilerden 5. Paris İklim Anlaşması’nın Avrupa Birliği açısından anlamı,
birini tanıdım. Bu şanslı kişi, bu durumunu biraz da Yah- özellikle istihdam ve büyüme alanlarında önemli fırsatla-
ya Kemal Beyatlı’ya borçlu diyebileceğimiz Ahmet Hamdi rın kapısını açmasıdır. Düşük karbonlu, kaynakların ve-
Tanpınar idi. Huzur ve Mahur Beste romanları ile Beş Şe- rimli kullanıldığı bir ekonomiye geçiş; beraberinde bir bü-
hir adlı denemesinin İstanbul bölümünü dikkatle okudum. tün olarak teknoloji, enerji, ekonomi ve finans alanlarında
Sanatçının İstanbul’da yaşamayı nasıl tadına doyulmaz bir da köklü bir değişikliğe gitmeyi gerektirmektedir. Anlaşma
zevk hâline getirdiğini gördüm. Tanpınar’ın, şehri tarih ve ile düşük karbon ekonomisine geçiş, Avrupa Birliği’nin
tabiat güzelliğinden oluşan bir rüya iklimine nasıl dönüştür- yenilenebilir enerji alanında dünya lideri olma hedefine
düğünü anladım. Böylece hem Tanpınar’a hem de İstan- katkıda bulunacak; bu sahadaki yatırımları ve inovasyon
bul’a sevgim ve hayranlığım bir kat daha arttı. çalışmalarını canlandıracaktır.

Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir? Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir
yanıt olabilir?
A) Yahya Kemal Beyatlı’nın İstanbul sevgisi ve hayranlığı
A) Avrupa Birliği’nin Paris İklim Anlaşması ile ilgili bek-
B) Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Yahya Kemal Beyatlı’dan
lentileri nelerdir?
etkilenmesi
B) Paris İklim Anlaşması’nda hangi konulara yer veril-
C) İstanbul’un doğal ve tarihî güzelliklerinin sanatçılara
mektedir?
etkileri
C) Avrupa Birliği’nin enerji, teknoloji vb. alanlardaki he-
D) Ahmet Hamdi Tanpınar’ın duygu ve düşünce dünya-
defi nedir?
sındaki İstanbul
D) Paris İklim Anlaşması’nın Avrupa Birliği ekonomisine
E) Ahmet Hamdi Tanpınar’ın bazı eserlerindeki İstanbul
nasıl bir etkisi olacaktır?

E) Avrupa Birliği, Paris İklim Anlaşması’nda neden öncü


rol oynamıştır?

57
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 7

6-7. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 8. Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Dönemi’ne dair ilgi, “Diriliş Er-
tuğrul” ve “Kuruluş Osman” gibi dizilerin de etkisiyle son
günlerde iyice arttı. Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Döne-
Bizim için en büyük yol romanı, Evliya Çelebi’nin bir ro-
mi’nin siyasi tarihi, son yarım asırda bilhassa Halil İnalcık
man olmamasına rağmen içinde edebî türlerin birçoğuna
Hoca’mızın önce İslam Ansiklopedisi’ne yazdığı maddeler-
selam çakan unsurlar barındıran Seyahatname’sidir. Ben
le başlayıp padişahların daha sonra kitap hâline dönüşen
de evde kaldığımız şu günlerde Seyahatname’nin yoldaş-
biyografileri ve Feridun Emecen’in çalışmaları ile belli bir
lığıyla uzak yerlere seyahat eyledim. Seyahatname, biz
düzeyde aydınlığa kavuştu. Ancak Beyliğin Kuruluş Döne-
Türklerin sevdiği insanlara verdiği en büyük nişan olan
mi’ne dair yapılan çalışmalar hâlâ M. Fuat Köprülü, Ömer
“Evliya” sıfatıyla tanıdığımız Çelebi’ye ait. 17. yüzyılda ya-
Lütfi Barkan ve Cemal Kafadar’ın yaptığı çalışmaların ileri-
zılmış bir gezi kitabı. Yer yer duru fakat bazen de olabil-
sine geçmiyor, yapılan çalışmaların çoğu da hamasi olmak-
diğince fantastik bir anlatı. Sosyal hayat, tarih, coğrafya,
tan çok öte değil. Bu konuda yeni yayımlanan akademik bir
deyimler, atasözleri, efsaneler, savaşlar, felaketler, öykü-
çalışma ise Prof. Dr. Haşim Şahin’e ait. Haşim Şahin, Yapı
ler, türküler, halk şiirleri, mâni, giyim kuşam, eğlenceler
Kredi Yayınları tarafından geçen ay yayımlanan Dervişler,
ve daha neler neler… Evliya’mız verdiği bilgilerin yanında
Fakihler, Gaziler: Erken Osmanlı Dönemi’nde Dinî Zümre-
gidip gezdiği yörenin evlerinden, camilerinden, kuleleri ve
ler 1300-1400 adlı kitabında Osmanlı Devleti’nin Kuruluş
kalelerinden, saraylarından da bahseder... Ve anlatım bi-
Dönemi’ne dair daha önce pek ele alınmayan konuları en-
çimi... Sanki bir kıraathanenin içinde bir kilime kurulmuşuz
gin bilgi birikimiyle ortaya koymuş eserinde.
da Evliya’yı dinliyormuşuz gibi ----.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?
6. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Osmanlı Devleti’nin ilk dönemlerine ilgi, bazı diziler
A) Seyahatname’de kurgusal ifadelere yer verildiğine
sayesinde başlamıştır.
B) Seyahatname’de farklı yazınsal türlerin özelliklerinin
B) Haşim Şahin, eser yazdığı konu hakkında geniş bir
bulunduğuna
bilgi birikimine sahiptir.
C) Evliya Çelebi’nin 17. yüzyıldaki önemli yazarlardan
C) M. Fuat Köprülü, Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Dönemi
biri olduğuna
ile ilgili ilk çalışmaları yapanlardan biridir.
D) “Evliya” sözcüğünün çok değerli bir unvanı ifade et-
D) Halil İnalcık, Osmanlı Devleti’nin siyasi tarihinin ay-
tiğine
dınlatılmasında önemli bir rol oynamıştır
E) Seyahatname’nin değişik mimari yapılarla ilgili bilgiler
E) Haşim Şahin’in söz konusu yapıtı sadece bir asırlık
içerdiğine
dönemi incelemektedir.

7. Bu parçanın sonuna getirilebilecek en uygun ifade


aşağıdakilerden hangisidir?
A) öylesine etkileyici, öylesine kuşatıcıdır

B) öylesine yakın, öylesine sımsıcaktır

C) o kadar derin, o kadar yoğundur

D) öylesine yalın, öylesine sıradandır

E) o kadar sevecen, o kadar saygılıdır

58
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 7

9. (I) İnsanlar, genellikle ilaçlı ürünlerin bulunduğu pazar veya 11-12. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
manavlar bütçelerine daha uygun olduğu için bu nokta-
lardan alışveriş yapmayı tercih ediyor. (II) Ne yazık ki bu 11. (I) İtalya’nın başkenti Roma, tıpkı diğer İtalyan şehirleri
noktalardan her alışveriş yapıldığında üreticinin verdiği bir gibi zengin bir meydan kültürü taşıyor. (II) Yerel halkın bu-
sürü emek hiçe sayılmış oluyor. (III) Tüm bunlardan daha luşma noktası olan meydanlar, günün her saati insan ha-
can alıcı husus ise sağlığımız. (IV) Organik olmaktan uzak, reketlerine ev sahipliği yapıyor. (III) Birçok meydan, kafe
ilaçlı, kendi hâlinde yetişemeyen ürünleri her tüketişimizde ve restoranları ile sosyalleşme ve zaman geçirme ihtiyaç-
hasta olma riskimiz daha da artıyor. (V) larını da karşılıyor. (IV) Navona Meydanı (Piazza Navo-
na), yüzlerce meydana sahip olan Roma’nın en bilinen, en
Yukarıdaki parçada numaralanmış yerlerin hangisine,
güzel meydanı. (V) Kenti ziyaret eden turistlerin de rota-
düşüncenin akışına göre “Yani organik ürüne sahip çık-
sında yer alan meydan, kentin Eski Roma Bölgesi’nin en
madıkça sağlığımıza da sahip çıkmamış oluyoruz.” cüm-
eski meydanları arasındadır. (VI) Navona Meydanı, Pant-
lesi getirilebilir?
heon ile Campo dei Fiori arasındaki konumuyla da dikkat
A) V B) III C) IV D) I E) II çekmektedir. (VII) Meydan; ressam ve müzisyenleri, kafe
ve restoranları, süs havuzları ile cıvıl cıvıl bir atmosfere
sahip. ----.

Yukarıdaki parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikin-


ci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

10. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bir yazının giriş cüm- 12. Yukarıdaki parçanın (ayrılmış hâliyle ikinci paragrafın)
lesi olmaya uygun değildir? sonuna aşağıdaki cümlelerden hangisi getirilemez?
A) Tutkunun, hayal gücünün, aşkın ve öfkenin iç içe geç- A) Özellikle gece saatlerinde sanatçılardan yükselen mü-
tiği kısa ama içeriği yoğun roman boyunca birçok soru ziği dinlemek, resim çizen ressamları izlemek şahane
ile karşılaşacaksınız.
B) Adım attığınız andan itibaren şen şakrak ve huzurlu
B) Gösteri toplumunun tutkulu bir üyesi olan Ejder, kendi havasıyla Roma’da bambaşka bir dünyaya ayak bas-
bilinçaltı ile “karşılaşacağı” “son” gösterisinden aklını
mışsınız gibi hissettiriyor
kaybetmeden çıkabilecek midir?
C) Şehrin tam göbeğinde yer alan bu meydanda gece
C) Çağımızda yeni iletişim teknolojileri sayesinde herkes
de gündüz de oldukça renkli, hareketli ve cıvıl cıvıl
çeşitli yöntemlerle, “sahnede olmayı” başarmaktadır.
yaşanıyor
D) Hayal ettiği sahneye bir türlü çıkamayan Ejder’in trajik
öyküsünü okurken etrafınızdaki insanları görüyor gibi D) Meydana açılan ara sokaklarda çok güzel dükkânlar
olacaksınız. ve yeme içme mekânları da bulunuyor

E) Var olmak mı, görünür olmak mı? Bu soruda modern E) Roma’nın muhteşem meydan kültürünü deneyimle-
zamanların “sosyal” ve “paylaşımcı” bireyleri genellik- mek, renkli ve hareketli şehir yaşamına tanık olmak
le ikincisini tercih ediyor. için burayı gezilecek yerler listenize ekleyin

59
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 7

13. (I) Günümüz insanı, dışarıdan bir kuvvetin kendilerini ve 15. Sait Faik’e sonbaharda, geceleri sinemalarda rastlardım.
etraflarındaki insanları, gitmeleri gereken yönde hareket Tanışmazdık. Sinemanın ön sıralarına otururdu. Yeşil bir
ettirmesini bekler gibidir. (II) Ancak bir insanı hareket et- pardösüsü, kahverengi bir şapkası vardı. Sinema dönüşü
tiren güç onun dışından geldiğinde hareket, her seferinde dalgın, Beyoğlu’nun gece yarısı kalabalığına dalar, çeker
geçici olur. (III) Arabanın benzini bittiğinde itilmesi gerekir. giderdi. Sinemada bulunanlar arasında yazılarını okuyan
var mıdır acaba? Kuşkusuz yoktu. Sait Faik, edebiyatın-
(IV) İtilmesi sona erdiğinde otomobil hızla yavaşlar ve kısa
dan hoşlanacak bir okur topluluğunu hazır bulan talihli
sürede durur. (V) Ancak aynı araçta benzin deposunu dolu
yazarlardan değildi. Okurunu yetiştiren, eğiten, okuruyla
tutarsanız içindeki motor onu neredeyse sonsuza kadar
birlikte oluşan bir yazardı. Gerçek talihin de bu olduğu
itmeye devam eder.
söylenemez miydi?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden Bu parçaya göre Sait Faik için aşağıdakilerin hangisi
sonra, düşüncenin akışına göre “Bu, tıpkı benzini olan söylenemez?
ve olmayan iki otomobil arasındaki fark gibidir.” cümlesi
A) Edebiyatın dışındaki bir sanat dalı ile edilgen bir ilişki
getirilebilir?
kurmuştur.
A) I B) II C) III D) IV E) V B) Halkın arasında yaşamış ve okuyucularıyla içli dışlı
olmuştur.
C) Bazen zihnini meşgul eden düşüncelerden, duygular-
dan kendini alamamıştır.
D) Yazın dünyasındaki tarzının kabul görmesi biraz za-
man almıştır.
E) Kendi okuyucu kitlesi ile kurduğu dinamik ilişki saye-
sinde varlığını hissettirmiştir.

14. Tiyatroya gidip salt oyun görmekle yetinmediğimiz gün- 16. Menteşe Dağları’nın Ege Denizi’ne kavuştuğu yarımada
lere eriştik. Artık iyi kötü, yeterli yetersiz konuşuyor, tar- üzerinde bulunan Dilek Yarımadası Millî Parkı, Kuşada-
tışıyoruz tiyatro üstüne. Az şey mi bu? Tiyatro alanında sı’nın Güzelçamlı Mahallesi ve Söke’nin Büyük Menderes
Deltası olmak üzere iki ayrı bölgeden ziyaret edilebiliyor.
bir kımıldama, bir gelişme olduğunu bundan daha belirgin
Adını, bölgenin 1.237 metre ile en yüksek noktası olan
gösteren ne olabilir? Konuşulan bir konudur bugün tiyat-
Dilek Tepesi’nden alan Millî Park, Aydın sınırları içinde
ro. Küçümseyemeyeceğimiz bir sanatsever, bir aydın kit-
bulunuyor. Millî Park’ın plajlar bölgesine Kuşadası’nın
lesini ilgilendiren yaygın bir konu. Bir sanat dalı toplumun
Güzelçamlı Mahallesi’nden özel araçla, dolmuşla ya da
sanatseverleri, aydınları arasında konuşulmadıkça, en yaya olarak girilebiliyor. Mis gibi çam kokulu yolda ilerler-
azından bir dedikodu gibi de olsa günlük hayata girme- ken ağaçların arasından görünen mavi güzellik kesinlikle
dikçe o toplumda o sanatın varlığından söz edilemez. Bir büyüleyici. Mavi ile yeşilin doyum olmaz buluşması, Millî
sanat dalının eylemi, birtakım sorunların ortaya çıkmasıy- Park’ın farklı noktalarında kurulu olan seyir teraslarından
la belirir. izlenebiliyor.

Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz? Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Tiyatroyla ilgili tartışmaların olumlu bir işaret olduğu
A) Farklı duyular ile seçilebilen ayrıntılara yer verilmiştir.
B) Tiyatro alanında önemli ilerlemelerin olduğu
B) Tekdüzeliği kırmak için devrik cümlelere yer verilmiştir.
C) Tiyatronun diğer sanat dallarını gölgede bıraktığı
C) Açıklama yönteminden yararlanmıştır.
D) Tiyatronun entelektüel çevrelerde takip edildiği
D) Nesnel bilgilere yer verilmiştir.
E) Önceki dönemlerde tiyatroya fazla ilgi gösterilmediği
E) Yorum içeren cümleler kullanılmıştır.

60
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 7

17. Kendimi çok az döküp saçıyorum. Normal, gündelik bir 19. Yağmur yağacak. Sonbahardan elini eteğini çekmeye
hayat sürdürüyorum; bu da bana yetiyor. Günde elli ki- başlayan gri gökyüzü, kışa yağmurlu ve soğuk bir merha-
şiyle görüşüp konuşmak bana göre değil. Sürekli olarak baya hazırlanıyor. İşte, yağmura hazırlanan bu gökyüzü
okuyup yazıyorum. Çok titiz, çok korunaklı yaşıyorum. altında şehrin uzak, eski ve sessiz mahallelerinde do-
Alışık olmadığım insanlarla görüşmek beni rahatsız edi- laşmak istiyor yine yüreğim. Dış cepheleri solgun sarı ve
küskün beyazla sıvanıp boyanmış dar sokaklarında ken-
yor. Hayran ilişkisi bumerang gibidir: Her an nefrete dönü-
disine emanet edilen yalnızlığı bekleyen, duvar diplerine
şebilir; budar, ehlîleştirir insanı. Bu yüzden, yaptıklarımın
sinmiş ve kendi gölgeleriyle oynayan kedileri bile yalnız
ve yazdıklarımın insanların hoşuna gitmesi gibi bir ama-
olan bu eski mahallelerde dolaşmak, vazgeçilmez bir arzu
cım hiç olmadı.
oldu âdeta bende.
Böyle konuşan bir yazar için aşağıdakilerden hangisi Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak
söylenemez?
I. Doğadan insana aktarma yapılmıştır.
A) Çevresindeki insanları önemsemeyen, kendisini üs- II. Farklı duyularla ilgili ayrıntılara yer verilmiştir.
tün gören bir yapıya sahiptir.
III. Alışılmamış bağdaştırmalar vardır.
B) Yaşayışı, duygu ve düşünce dünyası hakkında fazla IV. Devrik cümleler kullanılmıştır.
bilgi vermek istemez.
C) Sıradan ve olağan bir hayat akışını tercih ettiği için yargılarından hangileri söylenebilir?
mutludur.
A) I, II ve III B) II ve IV C) I, III ve IV
D) Okurlarıyla samimi olmaktan kaçınır, bunun kendisine
D) Yalnız IV E) II, III ve IV
zarar vereceğini düşünür.
E) Yazınsal faaliyetlerin merkezde olduğu bir nevi inziva
hayatı yaşamaktadır.
20. Satılmıyor gerekçesiyle şiir dizisini yayından kaldıran bü-
yük yayınevlerine her gün yenileri ekleniyor. Sayısız şiir
dergisinin çıktığı, antolojilerin, yıllıkların peş peşe sökün
ettiği bir dönemde üstelik... “Bir antoloji yüz şiir kitabına
bedeldir.” deniyor âdeta. Tadımlık olan doyumluk olanın
yerine geçer oldu. Ancak şiir kitaplarının yeterince satmı-
yor oluşu sadece bugün yaşadığımız bir durum değil. Has
18. Sanatçılarımızın çoğu, sadece kendisinden önceki edebi- şiir, her zaman az satılmadı mı? Eskiden de öyleydi ama
yattan değil çağdaş edebiyattan, çağdaş kültürden de ko- medyatik olmak, popüler olmak bugün olduğu kadar prim
puk yaşıyor. Okumanın, araştırmanın okurlar için geçerli yapmıyordu; göz boyamıyordu.
bir eylem olduğunu düşünüyor. Okumak neden yalnızca
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşıla-
okurların işi olsun? Yazarlar da okumak zorunda. Tarihten
maz?
felsefeye, toplum biliminden ruh bilimine kadar çağdaş
düşünceyi takip etmek zorunda. Sadece kendi yazdıkları- A) Nitelikli şiirlerin alıcısının çok az olması ilk defa karşı-
nı değil, başkalarının yazdıklarını da takip etmeli. Çünkü laştığımız bir sorun değildir.
dünyayı ve insanı kavramak ancak bu yolla mümkündür. B) Yayınevlerinin uygulamaları ile sanat ortamındaki du-
İyi bir yazar olmak için gözlem yetmiyor artık; gözleneni rum arasında çelişki vardır.
derinlemesine irdelemek, tahlil etmek gerekiyor.
C) Günümüzde şiirin sanatsal düzeyinden çok şairin bili-
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine nirliği ve tanınırlığı değerli görülmektedir.
başvurulmuştur? D) Şiir kitaplarına gösterilen ilgi, dün de bugün de diğer
türlerin gerisinde kalmıştır.
A) Karşılaştırma B) Tartışma C) Açıklama
E) Seçilmiş şiirlerden oluşan kitaplar, diğer şiir kitapların-
D) Örnekleme E) Tanımlama dan daha çok tercih edilmektedir.

61
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 7

21. İpekçiliğin yumurtadan tırtıla, kozadan kelebeğe uzanan 22. Viyola çalmaya ilk kez karar verdiğinizde bu enstrüman ile
tabii bir süreci var. Hataylı ipek üreticileri, tırtıl yumurtala- çalınabilecek müzik çeşitliliğinin keman ile kıyaslandığın-
rını kutular hâlinde köylülere, üreticilere veriyor. Bir kutu- da çok daha az olabileceğinden endişelenirsiniz. Ancak
da sayıları otuz bine kadar ulaşabilen yumurta bulunuyor. öğrenmeye başladıktan sonra, viyolanın güzel, zengin to-
Yumurtaların içerisinden çıkan böceklerin gıdası dut yap- nuna âşık olur ve daha zorlayıcı parçalar öğrendikçe bu
rağı. İpek böceği dut yaprağıyla 45 gün boyunca besleni- enstrüman ile çalınabilen geniş müzik çeşitliliği ile tanı-
yor. Tırtıl, dut yapraklarıyla beslenerek büyümesini sür- şırsınız. Bu enstrümanın sahip olduğu bir başka avantaj
dürürken bu kez kendini içerisine hapsedeceği kozasını ise keman ve çello çalanların fazla olması ancak viyola
örmeye başlıyor. Tırtıllar, kozasını örmek için mahir bir çalanların az olmasıdır. Akustikçiler, viyolanın genelde
mühendis misali iskele kuruyor. Tırtıl, beş günde tamam- koyu, derin ve can alıcı bir ses rengi olduğu görüşünde
layacağı kozasını örebilmek için yüz binden fazla baş ha- birleşirler. Viyola ayrıca keman gibi çok küçük ya da çello
reketi yaparak ağzından ipek sıvısı salgılıyor. Bu esnada gibi büyük değildir, tam karar bir boydadır. Ses açısından
bir tırtıl, yaklaşık bin beş yüz metre uzunluğunda ipek lifi da keman ve çello arasında bir köprü gibidir.
üretmiş oluyor ve bu şekilde tırtılın içinde bulunduğu ipek
Bu parçada viyola ilgili olarak aşağıdakilerden hangi-
kozası olgunlaşıyor. Yaklaşık beş günde kozasını örüyor.
sine değinilmemiştir?
Koza çatlamazsa tırtıl kelebek oluyor. Kozasından kele-
bek olarak çıkan tırtılın ömrü sadece üç gün… Bu süre A) Benzer müzik aletlerinden üstün yanlarının olduğuna
zarfında kelebek yumurtluyor ve ölüyor. Tırtılın yumurta-
ları, bir sonraki üretimler için muhafaza ediliyor. Bundan B) Önceleri fazla işlevsel olmayacağının düşünüldüğüne
sonra ipekler; haddeden geçirilip pişiriliyor, boyanıyor, do-
C) Hem fiziksel hem de sessel olarak ölçülü bir enstrü-
kuma tezgâhlarında dokunuyor ve birçok tekstil ürününde
man olduğuna
kullanılıyor.
D) Ses özellikleri hakkında uzmanların fikir birliği içinde
Bu parçada ipekçilik ile ilgili olarak aşağıdakilerden olduğuna
hangisine değinilmemiştir?
E) Çalınma şeklinin hangi temele dayandığına
A) İpek böcekçiliği ile uğraşan yetiştiricilerin, hasat dö-
neminin sonunda kozaları atölye ve fabrikalarda işle-
yerek koza üretimini gerçekleştirdiklerine

B) Dut bahçesinin, ipek böceği besleme ve üretim yerle-


rine yakın olmasının verimlilik açısından çok önemli
bir husus olduğuna

C) Tırtılların uzman, bilinçli bir insan gibi sistemli ve yo-


ğun bir çalışmayla kozalarını oluşturduğuna

D) Yumurtadan böceğe, sonrasında kozaya, en sonun-


da da kelebeğe kadar uzanan doğal bir sürecin ya-
şandığına

E) Ortaya çıkan ipeklerin belirli bir sistemden geçirilerek


farklı ürünlerde ham madde olarak kullanıma hazır
hâle getirildiğine

62
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 7

23. İlhan Tarus’un hikâyelerinde bir kül rengilik var. İlkokulda 25. Kitaplar, dünyaya ve insanlara farklı bir açıdan bakmayı
iken bazı güzel çiçekleri koparır; defterlerimizin, kitapla- öğretti bana. Ama bu çok bilinçsizce bir öğrenmeydi. Ben,
rımızın arasında kuruturduk. İlhan Tarus da sanki insan onları bir şeyler öğrenmek için okumuyordum. Okurken
gerçekliğini, toplum gerçekliğini, hikâye hâline getirirken
huzur bulduğum, sayfaların bana sunduğu dünyalar ara-
“kurutuyor”; bakıyorsunuz, “canlı gerçek”; canını, sıcaklı-
ğını, renkliliğini yitirivermiş. Tarus; belli ki sanatın, sanat- sında gezinmeyi sevdiğim için okuyordum. Zamanla bu
çının toplumla olan ilişkileri üzerinde düşünen, “insanlara alışkanlığımın beni farklı biri yaptığını anladım. Toplumun
ve olaylara zihinsel açıdan, bir felsefi sistemin kontrolü dayattığı kurallar dışında bir dünyanın var olabileceğine
altında bakmak icap ettiğini” anlayan bir yazar. Hadiseleri inandırdı kitaplar beni. Bir elmaya sadece meyve olarak
izah yetkisini elde etmeden hikâye yazamayacağını bi- değil, güzel bir şiirin ışığında bakabiliyorum. Göğe ba-
len bir sanatçı. Hikâyeleri değilse de yazdığı “birkaç söz”
kınca hava durumunu değil, Turgut Uyar’ı düşünüyorum
bunu gösteriyor. İşini ciddiye alıyor.
mesela. Ama onları birer kullanma kılavuzu olarak gör-
Bu parçada İlhan Tarus’la ilgili aşağıdakilerden han- müyorum. Bu, kendiliğinden gelişen bir süreç. Kelimeler;
gisine değinilmemiştir? havaya, suya, toprağa karışıyor ve hayatınıza yön verme-

A) Öykülerindeki kişilerin sıradan insanlar olduğuna ye başlıyor.

B) Hayatı yorumlarken felsefeden yararlanmaya çalıştığına Bu parçanın yazarı için aşağıdakilerden hangisi söy-
C) Olayları açıklamadan öykücü olamayacağına inandı- lenemez?
ğına
A) Öz eleştiri yapmayı seven biridir.
D) Sanat ve toplum sorunlarına kafa yoran bir yazar ol-
duğuna B) Genelgeçer yargılardan uzak durmaya çalışır.
E) Hikâyelerindeki kurgu ve anlatımın sönük kaldığına
C) Estetik duyarlılığa sahip bir kişidir.

D) Şiiri hayatın merkezine yerleştirmektedir.

24. Hayatın her alanında sahibinin yanında bulunan ok ve E) Okumaya ve kitaplara çok şey borçlu olduğunu düşünür.
yay, avcılıkta ve savaşta kullanılan önemli bir araç olmuş-
tur. Bundan dolayı da Türklerde çocuk yaşta ok atmayı
öğrenmek çok önemliydi. Eski Türklerde ok ve yaya çe-
şitli anlamlar yüklenmiş; ok ve yay, hükümdarın hâkimiyet
simgesi olmuştur. Türk destanlarından birisi olan Oğuz
Kağan Destanı’nda Türklerin atası olan Oğuz Kağan’ın
altından bir yayı ve altından okları olduğundan bahsedilir.
Oka yüklenen anlamlar içerisinde dostluk ve emin olma
anlamı da vardır. Türklerde okun bu yönü ile hediye ola-
rak kullanıldığı bilinir. Ok gönderilen kişinin gönderenden
emin olması anlamı vardır ve ok, dostluğun da bir simgesi
olma özelliğine sahiptir.

Bu parçadan okçuluk ile ilgili olarak çıkarılabilecek


en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Okçuluğun tarihi, çok eski dönemlere dayanmaktadır.


B) İnsanlar, kendini korumak için ok ve yayı kullanmıştır.
C) Ok ve yay, Türkler için hem millî hem de manevi değer
taşımakta ve anlam ifade etmektedir.
D) Bazı Türk destanlarında sembolik özelliklere sahip ol-
duğu görülmektedir.
E) Okçuluğun erken yaşlarda öğretilmesi, geçmişte bir
zorunluluk olarak görülmüştür.

63
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Deneme - 7 bitti. Cevaplarınızı kontrol ediniz.
TÜRKÇE
DENEME SINAVI - 8

1. Yeni ve tartışmalı bir çalışmaya göre, olgunken seçildiği 2-3. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
müddetçe domatesin nereye konduğu fark etmiyor olabi-
lir. Deneyimli domates tadımcılarından oluşan bir heyet
Doğadaki varoluşun şuna buna bağlıysa yandın, şartlar
toplayan araştırmacılar, uzmanlara birkaç cins ve melez
her zaman senin istediğin gibi olmayabilir. Elde olmayan
cins domates tattırmış. Domateslerin her biri, oda sıcaklı-
nedenlerden dolayı “başına gelenler” yüzünden doğayı
ğında ya da 7 °C’lik buzdolabında dört gün kalmış. Bu sü-
suçlayacaksan olduğun yerde kal; köye, kasabaya dön-
reç boyunca heyet, domates dilimlerini sekiz özelliğe göre
meyi falan düşünme. Sonuçta şehirde hayat çok rahat:
nesnel biçimde değerlendirmek üzere eğitilmiş. Bunlar
Musluğu açınca su akıyor, elektrik de var, internet desen
arasında renk, tatlılık, ekşilik, ağızda kalan tat ve sululuk
gırla, bir yerden bir yere gitmek için hiç araç bulamazsan
gibi özellikler bulunuyor. Beklentilerinize ters olabilir fakat
bile taksiye binersin. Ama trafik?.. Ama kalabalık?.. Ama
sonunda heyet, buzdolabında saklanan ve oda sıcaklığın-
gürültü?.. Kafanın içinden geçenlerin trafiği, düşünceleri-
da bırakılan domatesler arasında herhangi bir aroma farkı
nin kalabalığı ve iç seslerinin gürültüsünü de beraberinde
tespit edememiş.
taşıyacaksın nasılsa, onların susmalarının mümkünü ol-
Bu parçada sözü edilen araştırmanın amacı aşağıda- masa da sakinleyip seslerinin kısıldığına şahit olacaksın
kilerden hangisidir? burada. Bir zaman sonra onlar konuşsa da sen duymaz
hâle geldiğinde bir oh çekebilirsin artık. Sabrın varsa gel,
A) Domateslerin yetiştirildiği yer ile tadı arasındaki ilişki- bu köyde sana da yer var.
yi tespit etmek
2. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
B) Buzdolabının sebzelerin tazeliğini korumaya etkisini
hangisidir?
belirlemek
A) Doğal güzelliklerle iç içe yaşamanın insana çok farklı
C) Domateslerin buzdolabında belli bir süre saklanması- mutluluklar yaşattığı
nın aromaya etkisini saptamak
B) Şehirlerdeki trafik, kalabalık ve gürültünün hayatı çe-
D) Domateslerin buzdolabında kaç derecede saklanma- kilmez hâle getirdiği
sı gerektiğini ortaya koymak C) Kentlerde yaşamı kolaylaştıracak imkânların çok faz-
la olduğu
E) Domateslerin cinsi, rengi vb. ile tatlılığı ve aroması
arasındaki ilişkiyi incelemek D) İnsanların şehirlerdeki problemlerin etkilerini kendi
içinde azaltabileceği
E) Köylerde, kasabalarda olanaklar kısıtlı olsa da insa-
nın daha mutlu olabileceği

3. Bu parçaya en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi


olabilir?
A) Doğal Hayatın Güzellikleri
B) Büyük Şehirlerdeki Sorunlar
C) Yaşam Alışkanlıklarını Değiştirmek
D) Doğadaki Yaşama Davet
E) İnsanın Kendini Dinleme İhtiyacı

64
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 8

4. Dinî ve sivil mimari eserlerin bezemelerinde çok sık kul- 5. Dede Korkut-Oğuznameler-Oğuz Beylerinin Hikâyeleri adlı
lanılan “hayatağacı” motifi ana teması değişmeden Ana- kitap, Türk kültür tarihinin bu benzersiz eserinin (Dede Kor-
dolu Selçuklu Devleti’nde, Beylikler Dönemi’nde, Osman- kut Hikâyeleri) bulunuşunun 200. yılında gerçekleştirilen bir
lı Dönemi eserlerinde de bezemelerde kullanılmış olup çalışmanın ürünüdür. Bu emsalsiz metin, bu sunumda yeni
günümüze kadar gelmiştir. Bu motif; taş, mermer, ahşap bir okumaya eşlik eden yepyeni ve oldukça farklı aktarılmış
üzerinde, madenî eşyalarda, hat sanatında, kitaplarda, cilt- bir metin biçiminde okuyucu önüne çıkarılmıştır. Aktarılmış
lerde, diğer ahşap ve maden işlerinde yer almıştır. Osmanlı metnin başkalığı, onun her şeyden önce, anlaşılmadık bir
Dönemi’nde olduğu gibi günümüzde daha çok, “servi” for- yer kalmaması yolunda gösterilen bir çabanın ürünü olma-
munda halk sanatlarına özgü bezeme unsuru olarak halı, sından kaynaklanır. Bu çalışmanın çeviri yazılı metninde
seccade, kilim, kumaş, işleme, baskı, keçe ve örmeleri içi- 600’e yakın yerde düzeltme, ekleme ve yeni okuma önerisi
ne alan zengin bir tekstil alanında yaşamaktadır. bulunmaktadır. Öncelikle mantığın ince süzgecinden geçi-
rilmiş, öte yandan anlam biliminin bütün yol ve araçlarıyla
Bu parçada “hayatağacı” motifi ile ilgili vurgulanmak
bağlam yönünden tutarlılık öne çıkarılmış bir şekilde, eni-
istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
ne boyuna tartışılarak, zihin çilesi çekilerek hazırlanmış bu
metinde çözülmemiş bir düğüm kalmadığını söyleyebiliriz.
A) Çok uzun bir geçmişe ve çok geniş bir kullanım alanı-
na sahiptir. Bu parçada anlatılan söz konusu kitabın vurgulan-
B) Türk kültür ve medeniyetinin en önemli sembollerin- mak istenen özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
den biridir.
A) Dede Korkut Hikâyeleri’nin bulunuşunun 200. yılında
C) İlk defa Anadolu Selçuklu Devleti’nde kullanıldığı tes- yayımlanmış olması sebebiyle tarihî bir öneme sahip
pit edilmiştir. olması

D) Devletler, dönemler değişse bile ana teması aynı kal- B) Dede Korkut Hikâyeleri’nin yanında değişik Oğuzna-
mıştır. melere ve hikâyelere de yer verilmiş olması

E) Uzun ömürlü olma dileğinin simgesi kabul edilen bir C) Orijinal metin üzerindeki pek çok yerde düzeltmelere
motiftir. ve farklı yorumlama tavsiyelerine yer verilmiş olması

D) Anlam biliminin tüm yöntem ve imkânlarının kullanı-


larak akla gelebilecek bütün sorulara cevap verilmiş
olması

E) Dede Korkut Hikâyeleri’nin tüm yönleriyle anlaşılması


için çok yoğun emek harcanarak ve titizlikle oluşturul-
ması

65
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 8

6. Aşağıdaki parçalardan hangisi “Çok uzak ve tamamen ıs- 7. Anna Karanina, Tolstoy’un en meşhur ve başarılı yapıt-
sız bir kıta olan Antarktika ile ilgili araştırmalar neden önem- larından biridir. Romanda birçok gerçekçi yaşam sahnesi
lidir?” sorusuna cevap vermektedir? küçük bölümler hâlinde öykülenmiştir. Roman kahraman-
A) Kıtada yapılan bazı keşifler ve bölge üzerindeki çeşitli larının kendi içlerine eğildikleri, kendi kendilerini tahlil et-
hak iddialarının ardından 1957-1958 Uluslararası Jeo- tikleri parçalar, bu eseri psikolojik roman türünün de za-
fizik Yılı’nda, kıtada hâlihazırda araştırma ekibi bulunan ferleri arasına katmıştır. Anna Karanina’da hayatları nasıl
on iki ülke, 1 Aralık 1959’da Washington’da Antarktika olursa olsun insanlara iyi duygularla bakan, onları seven
Antlaşması’nı imzaladı. Taraflar; Antarktika’nın sadece ve anlayan bir ruh vardır.
barışçıl amaçlarla kullanılmasında, bilimsel araştırmala-
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi Anna Kara-
rında iş birliği yapmakta, tüm gözlemleri kamuya açık ve
nina romanının özelliklerinden biri değildir?
ücretsiz yaparak sonuçları ilan etme konusunda hemfikir
oldular. A) Tolstoy’un çok ünlü bir eseri olması
B) Tarihçiler arasında, Antarktika’yı ilk gören kişinin kim B) Realist bir roman olması
veya kimler olduğu konusunda bir fikir birliği yoktur an- C) Akıcı ve etkileyici bir üslubunun olması
cak 1820’lerin başlarında Amerikalılar, İngilizler veya
D) Psikolojik romana benzeyen yanlarının olması
Rusların bu kıtayı ilk görenler olması muhtemeldir. Kı-
taya resmî olarak belgelenen ilk ayak basma, Norveçli E) Romandaki kişilerin kendilerini analiz etmesi
kaptan Leonard Kristensen ve tam da uygun olarak isim-
lendirilmiş balina avı gemisi Antarktika tayfası tarafından
gerçekleştirilmiştir.

C) Antarktika; dünya üzerindeki en soğuk, en boş, en rüz-


gârlı ve en kuru yerdir. Kıta, 14.000.000 kilometrekare
üzerine kuruludur. Yani Türkiye’nin 18 katı büyüklükte-
dir. Buranın %97,6’sı buzla kaplıdır. En kalın olduğu yer-
de buz tabakası 4776 metre, ortalama 2160 metredir. Bu 8. I. Alman edebiyatının önemli isimlerinden Rainer Maria
buzlar, dünyadaki tüm buzların %90’ıdır ve gezegendeki Rilke’nin kuzeni olan Anna Grosser Rilke, ünü Avrupa
bütün tatlısuların %70’ini içerir. ülkelerine yayılan bir müzisyendir.

D) Antarktika kıtasının, küresel Dünya sisteminin kritik bir II. Trenden ilk indiğinde gördüğü sahneler de Rilke için
bileşeni olduğu konusunda giderek artan sayıda kanıt olumsuzdur.
var. Bu kıta, Dünya’nın nasıl çalıştığını anlayabilme- III. Eşinin görevi nedeniyle Rilke’nin uzun süre İstan-
miz konusunda son derece verimli bir araştırma sahası bul’da yaşaması gereken bir dönem olmuştur.
sunmaktadır. Ayrıca Antarktika’daki şartlar, nihayetinde
IV. Ancak Rilke kısa sürede İstanbul’a alışır ve Türkiye’yi
uydularda, gezegenlerde veya gök cisimlerinde kullanı-
sevmeye başlar.
labilecek cihazların test edilmesi için son derece avantaj-
lıdır. V. O zamanlarda Osmanlı Devleti’ndeki yaşam Avrupa-
lılar tarafından oldukça kötü resmedildiği için Rilke,
E) Antarktika istasyonlarının, üslerinin ve havaalanı kamp- İstanbul’a gidecek olmaktan oldukça endişelidir.
larının sayısı, 2018’de 7,2 kat artarak 109’a ulaştı ki bu,
her yıl %11,6’lık bir artışa denk gelmektedir. Ulusal An- Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle anlamlı bir pa-
tarktika Programları Yöneticileri Konseyine (COMNAP) ragraf oluşturulmak istenirse hangisi baştan dördüncü
göre bu istasyonların 43’ü yıl boyunca açık, diğerleri ise olur?
mevsimlik olarak yani sadece hava izin verdiği zaman
açıktır. A) I B) II C) III D) IV E) V

66
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 8

9. Bir özel okuldaki öğrencilerden bazıları akşam geç yat- 10. Sabrederek zamanın dertlerimizi çözebildiğini de öğ-
tıklarından ve sabahları toplu ulaşım araçlarını kaçırdıkla- rendim. Bir şeye üzüldüğüm zaman, olanları gerçekçi
rından derse geç kalmaktadır ve derse geç kalan öğrenci- bir şekilde görmeye, varsa kusurlarımı değerlendirmeye
ler hem öğretmenlerinin hem de derse erken gelen sınıf yönelirim. Sonra kendi kendime derim ki “Bundan iki ay
arkadaşlarının motivasyonunu bozup onları rahatsız et- sonra bu kötü olaya üzülmeyeceğim; şimdi niçin üzülü-
meye başlamıştır. Bu durum birtakım sorunlara yol açar. yorum, neden iki ay sonra iyi durumda olacağımı farz et-
Okul idarecileri de çözüm olarak geç kalan öğrencilere miyorum?”
cezai yaptırım uygulamaya karar verirler. Ancak bir za-
Böyle düşünen biri aşağıdakilerin hangisiyle nitele-
man sonra öğrencilerin derse daha geç gelmeye başla-
nemez?
dıkları görülür. Çünkü öğrenciler artık cezalarını çektikleri
için kendilerini rahat hissederler. Başka bir deyişle ----. A) Aceleciliği sevmeyen
I. daha önce yaşadıkları geç kalma duygusundan sıyrı-
B) Olumsuzluklara teslim olmayan
larak kendilerini haklı gördükleri bir pozisyona gelirler
C) Kendini teselli edebilen
II. özel okuldaki öğretmenler ve zamanında gelen diğer
öğrenciler, davranışlarıyla bu cezalardan hoşnut ol- D) Akılcı bir tutumu benimseyen
madıklarını gösterirler
E) Zamanı iyi değerlendiremeyen
III. idareciler, uyguladıkları bu metotla gerçek cezayı geç
kalan öğrencilere değil öğretmenlere ve diğer sınıf ar-
kadaşlarına verdiklerini fark ederler

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yukarı-


dakilerden hangileri getirilebilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) II ve III

11. (I) Edebiyat alanında özellikle öykü yazarlarının “Yaz-


dıkları yaşadıkları, yaşadıkları yazdıklarıdır.” biçiminde
yaygın bir düşünce vardır. (II) Bunun yanında elbette “Ta-
mamen yaşadıklarını anlatırlar, üretmeye girmezler.” diye
bir yazın kuralından da söz edilemez. (III) Yani anlatım
gereksinimlerinin temelinde bu kurgusal gerçeklik dikkat
çeker çoğunlukla. (IV) Çoğu yazarın kaleme aldığı anlatı-
larda çocukluk döneminin büyülü aynası öne çıkar. (V) İs-
ter saraylarda büyüsün ister şehrin kenar mahallelerinde,
sanatçı, çocukluğunun izlerini daima yanında hisseder.
(VI) Bu izler, onun ürettiği her yapıtta bir şekilde karşımıza
çıkar, canlılığını hiç yitirmeden.

Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci parag-


raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

67
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 8

12. I. Sessizin Payı; tarih, edebiyat ve felsefeyi iç içe geçire- 14. (I) Tuzlu suyun çeşitli metotlarla içilebilir hâle getirilmesi,
rek de düşünmemizi sağlıyor. deniz kenarında yaşayanlar için çok önemli bir durumdur.
II. Yazar, bu denemelerinde kendi düşünsel yolculuğu- (II) Ancak basit gibi görünen bu işlem profesyonel olarak
na okuru dâhil edip argümanlar geliştirirken bir yan- yapıldığında maliyetli, karmaşık ve zor bir işe dönüşüyor.
dan da okurun zihninde örnekler oluşurturuyor. (III) Örneğin bir grup araştırmacının bir araya gelerek ge-
III. Deneme, okurun aktif olarak katıldığı ve yazarın dü- liştirdikleri güneş enerjisiyle çalışan tuzlu su arıtma siste-
şünmeye yönlendirildiği bir yazı türüdür. mi, hiçbir ek enerjiye ihtiyaç duymadan metrekare başına
IV. Yazar, her denemede karmaşık yapıda bir konuyu ele saatte altı litre su arıtabilmiştir. (IV) Ekibin geliştirdiği çok
aldığı için konuları bu kısa yazı içerisinde özetlemek katmanlı bir damıtma mekanizmasının bulunduğu sistem-
çok zor, yine de ortak bir arayış hissediliyor deneme- de, güneş enerjisiyle ısınan panellerle su buharlaştırılıyor,
lerin bütününde.
sonra tekrar soğutularak suya dönüştürülüyor, bu esnada
V. Tür olarak “analitik deneme” diye adlandırabileceği- ortaya çıkan ısı ise diğer katmana aktarılıyor. (V) Mevcut
miz bu metinlerde argümanlar, tartışma formunda
arıtma sistemleri, böyle bir sisteme göre enerji verimliliği
kaleme alınmış.
açısından çok daha üstün olsa da maliyet ve kolay kuru-
VI. Bir örnek üzerinden ya da bir roman kahramanı ara-
lum gibi etmenler dikkate alındığında bu sistemin bazı se-
cılığıyla bir davranış alışkanlığına dikkatimizi çekmesi
naryolarda çok daha avantajlı olduğu söylenebilir.
de denemelerini öğretici kılan bir özelliktir.

Yukarıda verilen cümlelerden hangisi bir paragrafın Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangi-
giriş cümlesi olmaya en uygundur? sinden sonra, düşüncenin akışına göre “Isının israfı
önleniyor ve bu şekilde on katmandan oluşan pasif sis-
A) III B) II C) I D) IV E) V tem, mevcut pasif sistemlerden iki kat daha verimli çalış-
mış oluyor.” cümlesi getirilebilir?

A) IV B) II C) I D) III E) V
13. Tarih boyunca, aşağı yukarı her kültürde seramik sa-
natının, toplumsal kimlikle hayati bir bağı olmuştur. Yu-
nancadan gelen seramik sözcüğü her biçimdeki kil anla-
mındadır. Bu malzemenin kalitesi sayesinde, müzelerin
çoğunda, tarih boyunca sanatçıların kendilerini toprakla
nasıl ifade ettiklerini görebiliriz. Seramik sanatında kulla-
nılan teknikler, tarih öncesi dönemlerden günümüze dek
değişmeden gelmiştir. Kuşkusuz bu denli köklü bir gele-
neğe, zengin ifade olanaklarına ve yenilik potansiyeline
sahip bir başka el sanatı daha yoktur.

Bu parçada seramikle ilgili olarak aşağıdakilerden


hangisine değinilmemiştir?

A) Ulusların karakteristik özellikleriyle seramik arasında


çok sıkı bir ilişki bulunduğuna
B) Seramik sanatında kullanılan pek çok tekniğin müze-
lerin yapısal özelliklerini yansıttığına
C) İlk dönemlerden günümüze kadar birçok uygarlıkta
seramik sanatının görüldüğüne
D) Seramik sanatının diğer sanat dallarından çok geniş
anlatım ve dışa vurum imkânları barındırdığına
E) Seramik kelimesinin hangi anlama geldiğine ve ilk
defa hangi dilde kullanıldığına

68
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 8

15. Uçurumdan uçuruma düşen, köpüklü suların oluşturduğu 17-18. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
30’a yakın şelalesiyle kayıp bir vadi... lhlamur, gürgen ve
meşelerin göğü hapsettiği bir ormanda, sararan yaprakla-
rın suyla muhteşem sonbahar düeti... İki yıl önce keşfedi- Çernobil faciasının yaşandığı bölgede başlayan yangı-
len sarp vadide uğuldayan şelaleleri, muhteşem doğası nın ardından radyasyon konusu yine gündeme oturdu.
ve el değmemiş yaylalarıyla göz kamaştıran Erfelek… Nükleer radyasyonun insan sağlığı üzerindeki etkileri ne-
Şamı Şelaleleri’nin gürültüyle aktığı vadideki eski su de- lerdir? Bir nükleer kazadan sonra uzun süre düşük se-
ğirmeni, görmeye gidenlere şiirsel görüntüler sunuyor. Bu
viyede radyasyona maruz kalmanın riski nedir? Oregon
değirmen, 1,5 kilometreyi aşan şelale tırmanışı için baş-
State Üniversitesi Nükleer Enerji Mühendisliği ve Sağlık
langıç noktası özelliği de gösteriyor. Şelalelerden tırma-
nınca ömrünüzde ilk kez göreceğiniz eşsiz bir manzara Fiziği Bölüm Başkanı Kathryn Higley’e göre radyoaktif
sizi selamlıyor. maddenin bozunurken veya parçalara ayrılırken çevreye

Bu parçanın anlatımına bakıldığında salınan enerjinin kendisine maruz kalan bir vücuda zarar
vermesinin iki yolu vardır: hücreleri doğrudan öldürmek
I. Deyim aktarmalarına yer verilmiştir.
veya DNA’da mutasyonlara neden olmak. Bu mutasyon-
II. Sayısal veriler kullanılmıştır.
lar onarılmadığı takdirde ise bu oluşum, hücrede kansere
III. İmgesel bir anlatımı vardır. yol açabiliyor. San Francisco California Üniversitesinde
IV. Birinci kişili anlatımla oluşturulmuştur. Epidemiyoloji ve Biyoistatistik Bölümünden Dr. Lydia Zab-
V. Tanımlama yapılmıştır. lotsk ise radyoaktif iyodun tiroit bezi tarafından emilme
yargılarından hangilerine ulaşılabilir? eğiliminde olduğunu ve bunun da tiroit kanseri ile sonuç-
lanabileceğini belirtiyor.
A) I ve II B) I, II ve III C) II ve IV
D) II ve V E) I ve IV

16. Pek çok öykü, roman, senaryo ve tiyatro yazdım. Kale- 17. Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden
mimden kazandığımdan başka hiçbir geçim yolum yok. hangisi söylenemez?
Haziran ayında yazdığım tiyatrodan yüklüce bir telif ücreti
A) Sözde soru cümlelerine yer verilmiştir.
aldım. Ama kalemimi hiç mi hiç daha iyi bir geçim için
araç olarak kullanmadım, satmadım. Sanat çabalarım; B) Açıklama yönteminden yararlanılmıştır.
yeniyi, doğruyu, ileriyi bulmak, kendimi aşmak içindir. Ya-
zın dünyasına adım attığım günden beri böylesine önemli C) Uzman görüşlerine yer verilmiştir.
bir prensipten taviz vermeden kalem oynattım. Bu konuda
D) Sorularla merak uyandırılmaya çalışılmıştır.
başarılı olduğumu söyleyen birçok yazar, eleştirmen var.
Bu da benim için mesleki anlamda ayrı bir kıvanç kaynağı E) Dil, göndergesel işlevde kullanılmıştır.
olmuştur.

Bu parçanın yazarı için aşağıdakilerden hangisi söy-


lenemez?

A) Farklı yazınsal türlerde yapıtlar kaleme aldığı ve bun- 18. Bu parçada


ların sayısını bilmediği I. radyasyonun yeniden çok konuşulmasının sebebi,
B) Ortaya koyduğu eserlerin sanatsal yönden belli bir dü- II. radyasyonun organizmaları olumsuz etkileme biçimleri,
zeyi yakaladığı
III. radyasyondan korunmak için yapılması gerekenler
C) Yapıtları hakkında yapılan değerlendirmeleri önemli
gördüğü bilgilerinden hangilerine yer verilmiştir?
D) Yazı hayatında kendi ilkelerine sadık kalarak başarıya
ulaştığı A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III
E) Sanatsal üretimlerinin ve emeğinin maddi karşılığının D) I, II ve III E) I ve II
yüksek olduğu

69
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 8

19. Ne yapmalı, nasıl yapmalı da ormanlarımızı kurtarma- 21. Mikro planda, her kişisel ya da kurumsal koleksiyonun
lıyız? Korucuları çoğaltmalı, halkımıza ormanların fay- farklı hikâyeleri ve gelişim süreçleri vardır. Kişisel mana-
dalarını -ormanlardan kereste, odun elde ettiğimizi; or- da koleksiyonerliğin ilk aşaması genellikle merak kıvılcım-
manların selleri önlediğini; havayı temizlediğini; çayırları, ları ile başlar. Bir dostunuzun evinin salonundaki bir tablo,
dereleri beslediğini; kuraklığın, kıtlığın önüne geçtiğini; ofis masasının üzerindeki bir gümüş hokka takımı, üniver-
ormanların yamaçlarından toprağın akıp gitmesine karşı
site hocanızın kütüphanesindeki bir el yazması, sizdeki
koyduğunu- anlatmalıyız. Ama halkımıza ilkin ormanın bir
bu merakı harekete geçirmek için yeterlidir. Koleksiyoner-
ağaç tarlası olmadığını, orman toprağının tarım toprağı ol-
lik tam tabirle “bulaşıcı bir hastalık” gibidir ve sizi mutla-
madığını anlatarak onların orman anlayışında bir değişik-
ka bir anda etkisi altına alır. Biraz da koleksiyonerlerden,
lik yapmalıyız. Bu anlayış değişikliğini sağlamak -biliyo-
rum ki- çok kolay olmayacak ve çok zaman alacak. Fakat kendi koleksiyonlarını oluşturan parçalar ile ilgili hikâye-
sabırlı bir şekilde bu mücadeleyi sürdürmek zorundayız. leri dinlediyseniz bu “hastalık” giderek daha kronik bir hâl
alır. Kendinizi bir anda, boş zamanlarınızda, merakınızı
Bu parçaya göre aşağıdakilerin hangisi ormanların ko- celbeden koleksiyonluk parçalarla ilgili bilgi edinmeye ça-
runması için alınması gereken tedbirlerden değildir?
lışırken bulursunuz. Bu bilginin ilk kaynağı da genelde sizi

A) Ormanların yararlarını anlatarak herkesi bilinçlendirmek bu konuda etkileyen kişi ya da kurum olur. Büyük kolek-
siyonerlerin hemen hepsinin hikâyeleri böyledir. İlk adımı
B) Kırsal kesimdeki vatandaşların aydınlatılmasına öncelik
attıktan sonra geçmişle gelecek arasında bir köprü kuru-
vermek
yorsunuz. Geride hoş bir seda bırakmak için hayatta bir
C) Tarım arazilerinin daha verimli kullanılmasını sağlamak kez karşınıza çıkacak bir fırsattır aslında koleksiyonerlik.
D) İnsanlara yeni bir bakış açısı kazandırmak için çaba har-
camak Bu parçada koleksiyonculuk ile ilgili olarak aşağıda-
kilerden hangisine değinilmemiştir?
E) Ormanları koruyan görevlilerin sayısını artırmak
A) Kontrolden çıkıldığında psikolojik rahatsızlık boyutu-
na evrilebileceğine

B) Bir şeyi edinme, bir şeyle uğraşma isteğiyle ortaya


çıktığına

C) İnsanların birbirini hızlı bir şekilde tesiri altına aldığına


20. Ön yargı; belirli bir konuda fazla düşünmeden, yeterli uğ-
raş göstermeden önceden edinilen olumlu veya olumsuz D) Güzel yaşanmışlıklar bırakmak için bir şans olduğuna
kanı, başka bir deyişle insanın kendi iradesiyle düşünsel
özgürlüğüne getirdiği sınırlamadır. Bir şeyin iyi veya kö- E) İlgililerin bir anda kendini koleksiyonculuğun içinde
tülüğüne ilişkin önceden kazanılan kanılar; düşünmeden, bulduğuna
değişik görüşü dinlemeden, okumadan devam ettiriliyorsa
o konuda ön yargı var demektir. Ön yargı, insan kişiliğinin
değişmez bir özelliği durumuna gelirse saplantı olarak ad-
landırılır.

Bu parçaya göre ön yargı için aşağıdakilerin hangisi


söylenemez?

A) Bazen negatif, bazen pozitif bir nitelik taşıdığı


B) İnsanların zihinsel tembelliğinin sonucu olduğu
C) Zaman içerisinde saplantı hâline gelebileceği
D) İnsanın fikir özgürlüğünü kısıtladığı
E) Olumsuz örneklerinin daha çok görüldüğü

70
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 8

22. Türkülerimiz, hakikati olduğu gibi görüp söylemekten asla 23. Hiç düşündünüz mü, bugüne kadar ne çok karar almış ve
çekinmeyen ermiş ve cesur kimselerin söylemleridir. Türk ne çok karardan vazgeçmişizdir? Hayatımızı, kararlarımı-
insanının düşünen, soran; seven, küsen; gülen, ağlayan zı, duygularımızı ne kadar ertelemişizdir sizce? Nedendir
kalbinin içini görürüz türkülerde. Onlar bizim romanımız- bu vazgeçişler, erteleyişler? Cevabı çok açık: cesaret, mo-
dır, bizi anlatır asırlardır bizlere. Türküler bir kültürün en tivasyon ve inanç eksikliği. Eminim ki pek çoğunuz, “Hadi
insancıl, en öznel parçasıdır. Türkü zevkinden yoksun canım, cesaretim yerinde ama şartlar... İstedim ama olma-
kalmak, ruh yönünden çok şeyden yoksun olmak demek- dı.” gibi “ama”sı bol bahanelerinizi aklınızdan geçirdiniz.
tir. Türkülerin -ama gerçek anlamda soylu türkülerin- ken- Şartlar ne olursa olsun, inanarak, vazgeçmeden, aynı is-
disi, başlı başına bir öğretmendir. Türkü sevgisi çok küçük tek ve motivasyonla çabaladığımızda neleri değiştirebile-
yaşlarda aşılanmalıdır. Türküleri seven bir çocuk, başta ceğimizi görmemiz ve göstermemiz gerekir. İşte tam da bu
canlıyı sever; insanları, toplumu sever. Türküler onlara yüzden çocukların inanç ve cesareti biz yetişkinlerde olsa,
vatan sevgisi, vatanını tanıma ve tanıtma arzusu kazan- diye düşünmeden edemedim. Neleri değiştirirdik, kanayan
dırır. Seçerek dinlediğimiz türkülerin ahlak eğitimini de kaç yaraya merhem olabilirdik, kendi hayatımızı erteleme-
etkilediğini görürüz. Toplumlar günümüzde yoğun bir ile- den nasıl da dolu dolu yaşardık kim bilir?
tişim ve etkileşimle karşı karşıyadır. Bu da çevrenin hızlı
Bu parçanın yazarı gibi düşünen bir kişinin aşağıdaki-
bir biçimde dışa açılmasını, değişmesini ve yenilenmesini
lerden hangisini söylemesi beklenemez?
mecbur kılmaktadır. Bu şartlar, sanatta olması gereken
soylu değerleri sarsar, bozar; başka bir deyişle yozlaştırır. A) Planlarımı güncelleyerek en uygun zamanda gerçek-
Bu şekilde ortaya çıkan, türkü adı altında bizlere dinletil- leştirmeye çalışırım.
mek istenen bayağı deyişlere dönüşür.
B) Başka insanların mutluluğunda pay sahibi olmak beni
Bu parçada türkülerle ilgili olarak aşağıdakilerden de mutlu ediyor.
hangisine değinilmemiştir?
C) Azim ve atılganlık konusunda küçüklerden alacağı-
A) Türküler ile insanların hayatları arasında benzerlikler mız dersler var.
bulunmaktadır.
D) Kendi yaşamımızı daha güzel ve anlamlı kılmak için
B) Türkülerin, etik değerler üzerinde olumlu bir etkisi gayretimizi sürdürmeliyiz.
vardır.
E) Bütün olumsuzluklara rağmen mücadele gücümüzü
C) Türküler, meydana geldiği toplumun insanını ve coğ- kaybetmememiz gerekir.
rafyasını anlatır.

D) Türkülerin aynı zamanda eğitici ve öğretici bir yönü


de vardır.

E) Yaşanan duygular ne kadar yoğunsa türkülerin etkile-


yiciliği de o kadar derindir.

71
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 8

24-25. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 24. Bu parçadan,


I. İçinde bulunduğumuz ortam ve şartlar psikolojimizi et-
İnsanlar genellikle duygusaldır. Olaylara, durumlara tep- kiler.
kiler verirler. Enerjinin dönüştüğü bir alandır duygular. II. Ruh sağlığını korumak isteyenler, metrobüsleri tercih
Mutlu ve pozitif bir enerji alanı, bir anda yerini mutsuz, etmez.
negatif bir enerji alanına bırakabilmektedir. Bunun sebe- III. Duygusal direnci kuvvetli insanlar, pozitif enerjiye sa-
bi; bir kişi ile karşılaşmak, bir olaya tanık olmak, bir tele- hiptir.
fon görüşmesi yapmak vb. pek çok durum olabilmektedir.
İstanbul’da yaşayan ve metrobüs kullanan birçok kişi; yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
mutsuz, depresif, stresli ve gergindir. Enerjileri oldukça
A) I ve II B) II ve III C) I ve III
düşüktür. Çünkü metrobüsler, onlarca insanın sıkışarak
bir araya geldiği toplu taşıma araçlarıdır. Kimisi işine, ki- D) Yalnız I E) Yalnız III
misi evine, kimisi bir randevusuna, kimisi hastaneye ye-
tişmeye çalışmaktadır. Boş metrobüs beklemek, bunun
gelmeyeceğini anlamak, dolu bir metrobüse binmek ve
binbir çeşit insanla içli dışlı seyahat etmek gerçekten zor-
dur. Evden çıkarken enerjisi yüksek, keyfi yerinde olan bir
kişi, metrobüse bindikten bir süre sonra öfkeli, sinirli bir
ruh hâline bürünebilmektedir. Yoğun trafikte tampon tam-
pona giden birçok araç sürücüsü için de durum böyledir.
İş yerinde sürekli sizi rencide eden bir üst düzey yetkilinin
varlığı da enerjinizi bir anda dibe çekebilir.

25. Bu parçadan hareketle


I. İstanbul’da trafik problemine yetkililerin çözüm bulma-
sı gerekir.
II. Metrobüslerde mutlu insanlar görmek imkânsızdır.
III. İnsanlardaki negatif enerjinin nedenleri birbirinden
farklı olabilir.

yargılarından hangilerine ulaşılamaz?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II

D) II ve III E) I ve III

72
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Deneme - 8 bitti. Cevaplarınızı kontrol ediniz.
TÜRKÇE
DENEME SINAVI - 9

1. İlköğretim ve ortaöğretim çağındaki öğrencilerin en çok 2. Bugüne kadar pek çok şairden daha fazla şiir kaleme
zorlandığı, en çok korktuğu ders genellikle matematiktir. aldım. Fakat tek bir şiir kitabımı bile yayımlatma imkânı
Bu düşünceden hareketle biz, farklı bir matematik kitabı bulamadım. Şu anda elimde aşağı yukarı on yıl emek
yazmak istedik. Elinizdeki bu kitabın amacı, matematiği harcadığım deneme-şiir türü bir eser var. Şiir ile düzya-
korkulan bir ders olmaktan çıkarmaktır. Bunun için kitap- zının kucaklaşıp kaynaştığı bu eserimi yayına hazır hâle
taki sorular, kolaydan zora doğru titizlikle seçildi ve dizil- getirinceye kadar tam dört kez gözden geçirdim. Haziran-
di. Bu yöntem, konuları en iyi şekilde öğrenip matematiği dan bu yana İstanbul’da dolaşmadığım yayınevi kalmadı
zevkli bir ders olarak görmenizi sağlayacaktır. Kitaptan diyebilirim. (Daha önce Ankara’daki yayınevlerini de do-
yararlanmak istiyorsanız konuları iyice kavrayıp testler- laşmıştım.) Öteki eserlerimin başına gelen, ne yazık ki bu
le sıcağı sıcağına pekiştirmelisiniz. Gelen eleştiriler ve eserimin de başına geldi. Bırakın yayımlamayı, kitabımı
öneriler doğrultusunda kitabı yeniden gözden geçirdik ve okuyup inceleyecek bir yayıncı bile bulamadım. Sadece
güncelledik. Kitabımızın öğrenciler için çok faydalı ve yet- bir eser için on yılınızı vereceksiniz, sonra da onunla ilgi-
kin bir başvuru kaynağı olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. lenecek bir yayınevi bile bulamayacaksınız. Ne kadar acı
bir durum, değil mi?
Bu parçada tanıtılan matematik kitabı için en uygun
isim aşağıdakilerden hangisi olabilir? Bu parçada yakınılan durum aşağıdakilerden hangi-
sidir?
A) Temel Matematik
A) Yayınevlerinin hep aynı türdeki eserleri yayımlaması
B) Sevimli Matematik
B) Yayınevlerinin sadece ünlü sanatçıların eserlerini ya-
C) Kolay Matematik
yımlaması
D) Güncel Matematik
C) Yayın piyasasındaki işlerin çıkar ilişkilerine dayalı ol-
E) Yararlı Matematik ması

D) Yayıncıların tanınmayan yazarları ve yapıtları küçüm-


semesi

E) Binbir emekle hazırlanan bir yapıta yayıncıların ilgisiz


kalması

73
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 9

3. Türkçeye başka dillerden giren sözcükler için epey yeni 4. Ağlamak zayıflık mıdır? Ağlamak bir zayıflıksa bile zayıflık
sözcük önerdim. Örneğin “kelime” için “sözcük”, “mana” olarak tanımladığımız şeyden sürekli kaçabilir miyiz? Ka-
için “anlam”ı önerdim ve bu iki sözcük tuttu, gündelik dile çarsak da bunun bedeli ne olur? Eğer bir “güçlü” tanımla-
yerleşti. Dilimizin karakteristik yapısını iyi bildiğim ve dille ması yapıyor, kendimizi öyle görüyorsak gün gelip bunun
ilgili çok eser okuduğum için bu isabetli sözcükleri bul- zıddını da bir şekilde yaşamamız kaçınılmazdır. Yoksa
mam kolay oldu. Güzel Sanatlar Fakültesindeki öğret- bu zayıflık olarak kabul ettiğimiz şey, bir şekilde kendine
menliğim sırasında bu birikim çok işime yaradı fakat beni başka kaynak arayacak; ummadığımız bir yerden kendi-
bu alana asıl sürükleyen faktör, şairliğim oldu. Çünkü şiir ne çıkış yolu bulacaktır. Ve siz bu anlam veremediğiniz
yazarken her zaman dilin bütün olanaklarını kullanmak çıkışın belki de yıllarca nedenini bilemeyeceksiniz. Yıllar
zorunda hissettim kendimi. içinde çok iyi öğrendiğim bir ders varsa o da bastırılmış
duygunun size çok daha zarar verdiğidir. Bastırmadığınız
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir
duygu, kendinizi çok fazla özdeşleştirmediğiniz müddetçe
yanıt olabilir?
size fazla zarar veremez. Oysa ağlamanın aynı zamanda

A) Dilimize yabancı dillerden giren sözcükler konusunda insanı rahatlattığını da biliriz. “Ağla, açılırsın!” deriz, örne-

neler düşünüyorsunuz, bunun önüne geçmek için ne- ğin ağlayan bir arkadaşımıza.

ler yapılabilir? Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki-


B) Sizin için dil ile ilgili çalışmalarınız mı yoksa şairliğiniz lerden hangisidir?
mi ön plandadır, gerekçeleri ile açıklayabilir misiniz?
A) İnsanlar, duygularını kontrol etmeyi ve yönetmeyi bi-
C) Usta bir şair olduğunuz kadar dil ile ilgili bazı çalışma- lirse kendilerini güçlü hissederler.
larda da sizi görüyoruz, bu iki alan arasında nasıl bir
B) Ağlamanın insanın doğası ile özdeşleşmiş bir eylem
bağlantı kuruyorsunuz?
olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır.
D) Yabancı sözcüklere Türkçe karşılıklar bulma konu-
C) Ağlamak, bir güçsüzlük göstergesi olmadığı gibi bas-
sunda sizin de katkılarınız oldu mu, olduysa örnek
tırılması gereken bir davranış da değildir.
verebilir misiniz?
D) İçimizdeki sıkıntılar gözyaşı şeklinde akıp gidince
E) Yabancı sözcüklere karşılık olarak önerilen sözcükle-
psikolojik olarak rahatladığımızı hissederiz.
rin tutması için hangi özelliklere sahip olması gerekir?
E) Zayıflık gibi görülen duygulara kendimizi teslim et-
mediğimiz sürece onlardan korkmaya gerek yoktur.

74
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 9

5. Toplumun şekillendirdiği bir varlık olarak insan, birçok 6. Dünyada plastik üretimi yıllara göre sürekli bir artış göste-
yönü ile içinde yaşadığı toplumun ürünüdür. Toplumların riyor. Küresel plastik üretimi 2017 yılında 348 milyon ton
iyi ya da kötü olarak nitelenebilecek yönleri de içinde ya- civarlarındayken bu miktar, 2018 yılında 360 milyon tona
şayan insanların asıl belirleyicileri olarak karşımıza çıkar. yaklaştı. Yıllar içerisinde plastiklere olan talebin artması
Birey, toplumun kendisine fayda sağlayan yönleri ile mut- ve bazı plastik türlerinin tam anlamıyla doğada çürüme-
lu olurken kendisinde bulunmayan ya da kendisinin zarar sinin yüzlerce yıl sürebildiği göz önünde bulunduruldu-
gördüğü yönler ile de mücadele içerisindedir. Kültürlerin ğunda plastik üretimi ve kullanımının daha çevreci düzen-
öğrettiği tutkular ve kaygılar bireylerin ürünüdür. Bireyler, lemeler ve yaklaşımlar çerçevesinde gerçekleştirilmesi
öğretilen tutkuların peşinde koşarlar, yine öğretilen kay- gerekmektedir. Dünyada plastik kullanımının azaltılması,
gılardan da kaçmaya çalışırlar. Toplumsal kültürün bir geri dönüşüm, tekrar kullanım, enerji üretimi vb. faaliyet-
sonucu olarak yaşarken öğretilenlerden doğan mücade- lerin üst seviyelere taşınması gibi politikalar, yeterli dü-
lesinin ismini ise “özgürlük” olarak koyar. zeyde uygulanmıyor. Mücadelenin en önemli yollarından
biri de petrol bazlı plastiklerin yerini mümkün olduğunca
Bu parçaya en uygun başlık aşağıdakilerden hangi-
biyobozunur özelliğe sahip ve sürdürülebilir şekilde üre-
sidir?
tilebilen biyoplastiklerle doldurmaktan geçiyor. Diğer ta-

A) Birey-Toplum Çatışması raftan doğaya verdiğimiz tahribatın boyutlarını azaltması


beklenen biyoplastik ve biyobozunur plastiklerin bütün
B) Bireysel Benliğin İnşası sorunu ortadan kaldıracağını düşünmek, çok da gerçekçi
görünmüyor. Daha sürdürülebilir çözümler için tüm pay-
C) İnsanın Sosyal Benliği
daşlar olarak günümüzdeki plastik üretim/kullanım ve kul-
D) Birey-Toplum İlişkisi lanım sonrası alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekiyor.

E) İnsanın Özgürleşme Arayışı Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Plastik tüketimi, dünyada her geçen gün giderek art-


makta ve çevresel sorunlara yol açmaktadır.

B) Plastik kullanımının daha da azalması ile birlikte bu


durumun doğada olumlu yansımaları görülecektir.

C) Çevreci ve doğacı politikalar, küresel düzeyde daha


etkin olarak yer bulmalıdır.

D) Petrol menşeli plastik ürünlerle birlikte biyoplastikle-


rin de azalması gerekmektedir.

E) Atık plastiklerin geri dönüşümü ve enerji üretiminde


kullanımı yeterli seviyede değildir.

75
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 9

7. Edebiyat türleri arasında önemli bir yeri olan şiir, sözlü 8. (I) Hasta olduğumuzda sürekli başvurduğumuz antibiyo-
edebiyatın da ilk türlerinden biri olmuştur. Eski Türklerde tiklerin artık işe yaramama ihtimali, insanlığın en büyük
şaman, kam, baksı, ozan, gibi dinî liderler; kopuz adını korkularından biridir. (II) Bazı bakteri türlerinde antibiyo-
verdikleri çalgılarıyla ilk şiir örneklerini vermişlerdir. Bili- tik direnci görülme oranının yüksek olduğu ve antibiyo-
nen ilk Türk şairleri; Çuçu, Aprın Çor Tigin, Kül Tarkan, tik direnci olan bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlara
Pratyaya Şiri gibi isimlerdir. İslamiyet öncesi Türk şiirleri yakalananların ölüm riskinin, antibiyotik direnci olmayan
hece ölçüsüyle yazılmıştır. Bu şiirlerde yedili, sekizli, on bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlara yakalananlara
birli ölçülere sık rastlanır. Eski Türk şiirlerinde kafiye ol- göre kimi durumlarda iki kat fazla olabildiği tespit edilmişti.
dukça önemlidir; şiirlerin nazım birimi dörtlük, uyak çeşidi (III) Antibiyotik kullandığımızda genetik yapısı ilaca karşı
duyarlı olan bakteriler, büyük ölçüde zarar görür ya da
ise yarım uyak şeklindedir. Bu dönemde yabancı dillerin
ölür. (IV) Fakat bu durum tüm bakteriler için geçerli de-
etkisi olmadığından dildeki sözcük sayısı çok azdır. Şiir
ğildir, kimi bakteriler böyle durumlarda anlık mutasyonlar
konuları arasında kahramanlık, yiğitlik, ölüm, savaş, bi-
geçirerek antiboyitikleri etkisiz hâle getiren enzimler üretir
nicilik, at sevgisi, askerlik ve aşk gibi kavramlar ön plan-
ya da antibiyotiklerin hücreye girmesini sağlayan yolları
dadır. Şiirler; sığır adı verilen av şölenleri, yuğ adı verilen
kapatabilir. (V) Ancak bu süreç, direncin oluşma sürecin-
yas törenleri ve şölen adı verilen toplu ziyafetlerde söy-
den çok daha yavaştır. (VI) Bu nedenle uzmanlar, her ne
lenmiştir. Genel olarak anonim olan bu ürünler yalın bir
kadar hastalıklarla mücadelede tamamen göz ardı ede-
Türkçe ile söylenmiştir.
mesek de en azından antibiyotik kullanımını sınırlamamız
Bu parçada verilen bilgilere göre aşağıdakilerden ve yalnızca doktorların gerekli gördüğü durumlarda anti-
hangisine ulaşılamaz? biyotik almamız gerektiğini ifade ediyorlar.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin han-


A) Şiirde ses ve ahenk unsurlarından etkili bir şekilde
gisinden sonra, düşüncenin akışına göre “Koşullar
yararlanılmıştır.
değiştiğinde bakterinin antibiyotiğe karşı direncini kaybet-
B) İslamiyet öncesinde verilen ürünlerin söyleyeni bilin- mesi ve bakteri popülasyonunun eski hâline dönmesi de
memektedir. mümkündür.” cümlesi getirilebilir?

C) Yabancı sözcük sayısı İslamiyet öncesi şiirlerde sı- A) II B) III C) V D) VI E) IV


nırlı kalmıştır.

D) Şiirlerde daha çok yiğitlik, aşk, ölüm gibi konulara yer


verilmiştir.
9. (I) Eleştirmenin ele aldığı edebiyat yapıtlarını, etkinlikle-
rini, edebiyatçıları değerlendirirken dayandığı bir yaşam
E) Türklerde sosyal ve kültürel bir faaliyet alanı oluş- görüşü olmalıdır. (II) Dünyaya bakış biçimi, insan anlayışı
muştur. olmalıdır. (III) Eleştirmenin saygınlığı, etkinliği bu yaşam
görüşünün işlenmişliğiyle, derinleştirilmiş olmasıyla orta-
ya çıkar. (IV) Kitaplardan, çeşitli okumalardan, okuldan
edinilmiş bilgilerinin yanı sıra, eleştirmenin yaşamdan
devşirebildiği bilgileri, onun kişiliğinde birleşerek eleştirel
donanımını oluşturur. (V) Okur ya da yazar olarak eleştir-
menin asli sorumluluğu, sanat yapıtlarının gerçek değerini
taraf tutmadan ortaya çıkarmak ve edebiyat dünyasında
tanınmasını sağlamaktır. (VI) İşte bu gerçek; bir eleştir-
menin derinliğini, kapsayıcılığını, evrenselliğini gösterir.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-


raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

76
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 9

10. (I) Edebiyat dünyasında bazı eleştirmenler polisiye ro- 12. I. İyileştirme prosedürleri ve süreçleri, yerine göre deği-
manların kurguya değil gerçeklere dayandığını, belli bir şirdi ama genellikle Tanrı’ya yakarmayı, adak sunma-
üslubu olmadığını ve edebiyat eseri sayılamayacağını yı, el vermeyi ve muskaların, tılsımların, yüzüklerin,
kutsal eşyaların, imgelerin kullanımını içerirdi.
ileri sürerler. (II) Bilinen ilk polisiye romanı, Edgar Allan
II. Örneğin eski tapınaklarda, eski din adamları hastala-
Poe’nun eseri Morg Sokağı Cinayeti’dir. (III) Edgar Allan
ra ilaç verir ve onlar uykuya dalarken hipnotik telkin-
Poe, türün ilk yazarı olmakla birlikte bu türün özelliklerini
lerde bulunurlardı.
de belirleyen en önemli kişidir. (IV) Morg Sokağı Cina-
III. Dünya tarihinin ilk zamanlarında din adamlarının ve
yeti ile doğan bu türün popüler olmasında en büyük pay, kutsal kişilerin üstün özelliklere ve farklı güçlere sahip
Arthur Conan Doyle’un Sherlock Holmes karakterinindir. olduğu söylenirdi.
(V) Ardından soylu, haydut ruhlu ancak büyük bir dedektif IV. Hastalara, tanrıların onları uykularında ziyaret edece-
yetenekleriyle Arsen Lupen ve milyonlarca okura ulaşan ği ve iyileştireceği söylenirdi ve bunun ardından pek
Agatha Christie’nin ölümsüz karakteri Hercule Poirot gelir. çok hasta iyileşirdi.
V. Bu kişiler, aralarında hastaları iyileştirmenin de bu-
Bu paragraftaki numaralanmış tümcelerden hangisi lunduğu bu güçleri doğrudan Tanrı’dan aldıklarını id-
düşüncenin akışını bozmaktadır? dia ederlerdi.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle anlamlı bir pa-
A) I B) II C) III D) IV E) V
ragraf oluşturulmak istenirse sıralama nasıl olur?

A) III-I-IV-V-II B) I-II-IV-V-III C) III-V-I-II-IV


D) II-IV-III-V-I E) III-IV-I-II-V

13. Muhabir: Beyaz kar tanelerinin havada raks ettiğini söy-


leyen şair adayına niçin şiir yazmayı bırakmasını tavsiye
11. Dönemin bazı şairleri devlet adamlarıyla çok iyi geçinmiş, ettiniz?
devlet adamları bu şairlere çeşitli memurluklar vermiştir. Eleştirmen: Kar, zaten beyazdır da onun için.
Yahya Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar, Kemalettin Kamu
bunlara örnek gösterilebilir. Şairlerin siyasetle meşgul ol- Muhabir: Aynı sözleri söyleyen bir ressam olsaydı ceva-
bınız yine aynı mı olacaktı?
ması, şiirin belli bir kısırlık çıkmazına girmesi demektir.
Öyle ki içinde gerçekten şairlik mayası taşıyan şairler bu Eleştirmen: Bir ressama karın rengini sormazdım ki.
çıkmazı belirtme gereğini duyarlar. Ahmet Muhip Dıranas Olsa olsa kışın melodilerin duyurmasını isterdim ondan.
ve Necip Fazıl Kısakürek, bu rahatsızlıkları dile getiren
yazılar yazdılar. Onlara göre şairlerin bu tutumları yanlış- Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki eleş-
tirmenin sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir?
tı. Şairlerin siyasilerle içli dışlı olması şiirin kendini tekrar-
dan kurtaramaması demektir. A) Bir yapıtın sanatsal bir nitelik taşıyıp taşımaması,
onun gerçekliği olduğu gibi yansıtabilmesine bağlıdır.
Bu parçaya göre aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
B) Bence sanatın amacı, sözcükler veya görsel tablolar
A) Sanatçıların politikacılara çok yakın durmasının sana- aracılığıyla karşısındaki kişiyi duygusal yönden etkile-
tın ruhuyla bağdaşmadığı yebilmektir.

B) Bazı şairlerin kamu yöneticileriyle samimi ilişkiler için- C) Sanatın işlevinin, ele aldığı gerçekliği bir başka düzle-
de olduğu me taşıyarak onu dönüştürebilmesiyle ilintili olduğunu
düşünüyorum.
C) Ülke yönetimiyle ilgilenen şairlerin şiir alanındaki üret-
kenliklerinin azalacağı D) Sanatın, işlediği herhangi bir gerçeklik veya nesneyi,
onları çevreleyen sınırlar içinde resmedebildiği oran-
D) Ahmet Muhip Dıranas ile Necip Fazıl Kısakürek’in me- da başarılı olacağına inanıyorum.
muriyetten uzak durduğu
E) Şiir, resim veya sanatın diğer alanları, insani gerçeklik
E) Şairlerin politikacılarla ilişkilerinin kimi şairler tarafın- karşısında bir ayna olmayı başarabilirse asıl hedefine
dan yadırgandığı ulaşmış sayılır.

77
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 9

14. (I) Cumhuriyet Dönemi’nin en etkin gazetecilerinden ve 16. Şairler, kitapları satılmadığı veya az satıldığı zaman bu-
edebiyatçılarından biri olan Falih Rıfkı Atay’ın ölümünün gün olduğu kadar üzülmüyor; yayınevleri de bunu bugün
olduğu kadar şairin başına kakmıyordu. Şiir doğası gereği
üzerinden yıllar geçti. (II) Millî Mücadele Dönemi’ne ka-
yayınevlerinde, daha az renkli olduğu için az satılan der-
lemiyle destek veren Atay, Cumhuriyet Dönemi’nde de gilerde hayat buluyordu. Şairler daha mutluydu eskiden
Atatürk Devrimleri’nin savunucularından biri oldu. (III) hatta kitapları birdenbire çok satılmaya başlayanlar ken-
Yazdığı kitaplarla Türkiye’nin yakın tarihini aydınlatıp gün dilerine kuşkuyla bakıyorlardı. Has şiirden, iyi şiirden uzak
yüzüne çıkarmıştır. (IV) Atay’ın en unutulmaz eserlerinden düştükleri, popüler şeyler yazmaya başladıkları vehmine
kapılıyorlardı. Bugün öyle değil, ne kadar satarsan o ka-
biri ise Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün
dar değerlisin. Şiirin doğasına aykırı olsa da bu böyledir.
tüm yaşantısını anlattığı Çankaya kitabıdır. (V) Bu kitapta
Atay, Atatürk’ün doğduğu günden ölümüne kadar geçen Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme-
miştir?
süreyi konu edinmiştir. (VI) Kitapta Atatürk’ün yanı sıra
İsmet İnönü gibi isimlere ait anılar da yer alıyor ve kitap A) Güncel konuları işleyen şairlere, günümüzde daha
günümüze doğru bir köprü kurma vazifesini üstleniyor. çok kıymet verildiğine
B) Önceki dönemlerde şairler ile yayınevlerinin beklenti-
Yukarıdaki parçadan hangi cümle çıkarılırsa parçanın lerinin örtüştüğüne
anlamında bir daralma olmaz?
C) Şairlerin, eskiden kitaplarının ne kadar satıldığını
önemsemediğine
A) I B) VI C) III D) II E) V
D) Şiirlerin dergiler sayesinde varlıklarını devam ettirdiğine
E) Şiirlerin edebî yönüyle ilgili kaygıların önceden daha
fazla gözetildiğine

15. Eylül ayında bizim buralarda yazın kavurucu sıcakları, 17. Her alanda artan çeşitlenme eğilimi, günümüzde yaşamın
yerini önce poyraza, ardından bereketli yağmurlara bıra- temel doğrultusu durumundadır. Yaşadığımız, izlediğimiz
kır. Yağmur, kavrulan toprağın mis kokusunu serbestçe her alanda var olan bütünlükler sarsılıyor. Yeniden bü-
tünleştirme çabalarının başarı şansı ise gittikçe azalıyor.
bırakır semaya, buram buram toprak kokuları yayılır et-
Çeşitlenme her türden yapının dengesini bozacak ölçü-
rafa. Mevsim normalleri yaşanır, her şey sıradanlığa bü- de hızla yaygınlaşıyor. Çeşitlilik, bütüne karşı bir eğilim
rünür. Ünlü yazarımızın “Eylül sadece hüzündür.” sözü olarak her zaman vardı ama geçmişte baskın olan hep
bizim buralara pek uymaz; sevinç, mutluluk ve bereket bütündü. Çeşitlenmeye yol açan çelişki tek boyutlu olarak
algılanıyor, o aşıldığında da bütünlük tek adımda ulaşıla-
kokan bir aydır bizim buralarda eylül. Pazarların daha bir
cak bir uzaklıkta bulunuyordu. Dağılmanın, farklılaşmanın
bereketlendiği, kış ayına hazırlıkların ihtişamlı bir şekilde öne çıktığı dönemler olmuştu ancak bunlar yeni bir bütün-
sürdüğü, bağ ve bahçelerin meyvelerle dolup taştığı, pa- lüğe evrilmenin uğrak noktaları durumundaydı. Bütünsel
zarların ucuzladığı bir aydır eylül. yapı, değişik bir durum ortaya çıktığında yeni ögeleri ya
içine alıp eritiyor ya da dışlayıp eliyordu. Böylelikle zaman
Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak içinde sürekliliğini koruyordu.

I. Tanım cümleleri bulunmamaktadır. Bu parçadan hareketle

II. Örneklendirme vardır. I. Çeşitlenme düşüncesinin yansımaları günlük hayatta


gittikçe artmaktadır.
III. Sayıp dökmeye yer verilmiştir.
II. Bütünlük fikri, eskiden daha belirgin konumdaydı.
IV. Tasvire dayalı ögeler bulunmaktadır. III. Çeşitli parçaları birleştirerek bütüne ulaşmanın yolları-
V. Yinelemelere yer verilmiştir. nı bulmak kolaydır.
IV. Bazı dönemlerde, çeşitlenme ile bütünlük düşüncesi
yargılarından hangilerine ulaşılabilir? arasındaki mesafe azalmıştır.

yargılarından hangilerine ulaşılamaz?


A) I ve V B) I, III ve V C) II, III ve IV
D) III, IV ve V E) II, IV ve V A) Yalnız II B) Yalnız III C) II ve III
D) III ve IV E) II ve IV

78
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 9

18. Her gün aynı saatlerde okuldan eve dönüyordu. Geçtiği 20. İnsanlar, ayakta kalabilmenin gereği olarak karşıtlarının
sokaklardan, caddelerden yazın toz toprak, kışın da ça- yıkılmasını umarlar. Oysa çok zamandır, insanın kendisi-
mur eksik olmazdı. Bir süre sonra çamurlu sokaklar, evle- ni bir varlık-yokluk kıskacında duyumsaması için neden-
ri çevreleyen bahçelerin çamurla sıvanmış duvarları, üst ler büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. Oluşan yeni koşul-
katları çıkmalı ahşap evler dikkatini çekmez olmuştu. İlk lar, insanları ölüm-kalım ikileminden uzaklaştırdı. Ama
günler Ulu Cami’den başlayarak bu iki katlı kerpiç evlere öyle görünüyor ki insanların ruhsal bakımdan bu ikilemin
ne çok hayranlık duymuştu. Zamanla bu evler azalmaya etkisinden kurtulmaları uzunca bir zaman alacaktır. İn-
ve yerini sekiz on katlı yüksek binalara bırakmaya başladı. sanların kendilerini gereğinden fazla güvensizlik içinde
Yeni binaların mimarisi de renkleri de birbirinin kopyası gi- hissetmeleri, alarm sistemlerinin geniş bir değerlendirme
biydi. Tek tük de olsa bahçesi olan ve içinde biraz yeşillik, ve sıralama aralığına sahip olmamasından kaynaklanır.
birkaç çeşit ağaç bulunan evleri görmek de mümkündü. Bu sistem, incelikleri pek gözetemiyor. En ufak bir tehlike
belirtisinde beden tümüyle alarma geçiyor. Toptan sefer-
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır
berlik ilan ediliyor.
basmaktadır?
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Öyküleme B) Açıklama C) Alıntılama
D) Karşılaştırma E) Betimleme A) İnsanların yaşadığı sorunların onları bunalıma sürük-
lediği

B) İnsanların hayatını devam ettirmesiyle ilgili şartların


değiştiği

C) Eski bakış açısının etkisinin bir süre daha devam ede-


ceği

19. O sabah koşup dolabı açtığım zaman dondum kaldım. D) Düşmanlığa dayalı varlık anlayışını terk etmek gerek-
Oyuncak bebeğim yerinde yoktu. Bebeği annemle üstü- tiği
ne oturttuğumuz raf, katı bir yürekti sanki, asık suratlıydı. E) Çok küçük risklerin bile büyük kaygılar oluşturabildiği
Hemen annemin yanına koştum, annem yeri süpürüyor-
du. Karşısında hiçbir şey söylemeden duruyordum. Dur-
muş, hep anneme bakıyordum. Annemse durmadan yeri
süpürüyordu. Bin yıl süpürdü, yüz bin yıl süpürdü o yeri;
başını bir türlü kaldırmıyordu. Sandım ki bundan sonra
annem hep o daracık sofayı süpürüp duracak, başını kal-
dırmayacak, yüzüme bakmayacak. Bana kaybolan bebe-
ğimden hiç haber vermeyecek.

Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak

I. Kişileştirmeye başvurulmuştur.
II. Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
III. Öyküleme yöntemi kullanılmıştır.
IV. Abartma ve benzetmeye yer verilmiştir.

yargılarından hangileri söylenemez?

A) Yalnız II B) Yalnız IV C) II ve IV
D) I, II ve IV E) III ve IV

79
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 9

21-22. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 23. Erol Budan, müptelaları arasında “Sarı Baba” olarak bili-
nir. Bir anlamda saçlarından gelir bu lakap. Arabeskin bir
sureti yoktur ama o, yapışan yaftalardaki surete de hiç
Fotoğraf sanatçısı Faruk Akbaş, Asya’da ve Avrupa’da
benzemez. Kendi müptelaları vardır. Sakindir, hayatında
dolaşıp güzel fotoğraflar çekmekle kalmıyor; bu işe gönül
sinirlenmemiş gibidir. Haykırmaz ama varlığını, sesi ile
vermiş gençler, vakitlerini ve paralarını boşa harcama-
tescillendirmiştir. Hiçbir zaman , meydanların ve statların
sın, diye fotoğraf eğitimine dair kitaplar yazıyor. Fotoğraf-
o taşkınlıklarında bulunmamıştır ama ara sokakların, ıs-
la ilgili her türlü etkinliğin yapıldığı Fotoğrafevi ve Kaya-
sız limanların, sabahın ilk ışıklarının, yeraltının, bulanık
köy Sanat Kampının da kurucusu olan Akbaş’ın Fotoğraf
ağlayışların, zor unutuşların, kurak nöbetlerin, korkak
Teknik Okumaları adıyla yayımlanan kitabı fotoğrafla ilgili
vardiyaların, antik aşkların, salt düşlerin, büyük çığlıkla-
doğruluğu onaylanmış evrensel bilgilere yer veriyor.
rın o tekdüze ve izbe kaldırımlarında hep yankılanmıştır
sesi. Karanlığın matemini tutar gibidir ya da bir hüznün
-belki de birçok hüznün- matemini sırtlamışçasına şarkı
21. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi
söyler. Kusursuz bir sestir dense abartılmış olmaz. Ku-
söylenemez?
sursuzdur ama bir o kadar da serttir. Nahif değildir ama
A) Çoğullaştırmalara yer verilmiştir. ürkütmez. Kırılgan değildir ama gücünü beyazdan almaz.
Erol Budan, karanlığın matemini tutarken de estetiğin var-
B) Alışılmış bağdaştırmalar vardır.
lık sahasını terk etmez. Fakat bu estetik, tanımlanan ya
C) Yazar, olumlayıcı bir tavır içindedir. da teoriye dökülenden ziyade kendi sesinde boğduğu bir
öfkedir.
D) Özel isimler kullanılmıştır.

E) Alıntıya yer verilmiştir. Bu parçaya göre Erol Budan’ın müziği aşağıdaki kav-
ramlardan hangileriyle ilişkilendirilebilir?

A) Taşkınlık - duygusallık

B) Alçak gönüllülük - fedakârlık

C) Karamsarlık - pişmanlık

D) Özgünlük - yetkinlik

E) Mutluluk - yaşanmışlık

22. Bu parçaya göre Faruk Akbaş’ın aşağıdakilerden han-


gisini söylemesi beklenemez?

A) Amatör fotoğrafçılara yol göstermeyi yaptığım işin bir


parçası olarak görüyorum.

B) Tecrübelerimi ve birikimlerimi fotoğraf sanatıyla ilgile-


nenler ile paylaşmak istiyorum.

C) Benim için önemli olan, sadece fotoğrafçılığın sanat-


sal ve profesyonel yönüdür.

D) Fotoğrafçılığa ilgi duyan kişiler için uygun ortamlar


hazırlamalıyız.

E) Kitaplarda her yerde geçerli bilgilerin sunulması ge-


rektiğine inanıyorum.

80
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 9

24. Anadolu’da yaygın bir inanışa göre turnalar; uğur, bere- 25. Reşat Nuri Güntekin’in kuvvetli görüş ve kavrayışlarının
ket, mutluluk ve refahın simgesi olan kutsal hayvanlar güzel bir eseri Anadolu Notları’dır. Bu yapıt, resmî vazife-
sayıldığı gibi saflığın, temizliğin, dürüstlüğün, vefanın, sa- leri dolayısıyla yurdun her köşesini tekrar gezmiş ve sev-
dakatin, sabrın, sevginin, onurun, özgürlüğün de simgesi- miş olan yazarın seyahat izlenimlerinden oluşur. Anadolu
dir. Turnalar, güzellikleriyle binlerce yıl baş tacı edilmiştir. Notları, halk kültürü dediğimiz yerli ve sözlü bir kültürle
Mısır mezarlarında, Rus şarkılarında, Amerikan yerlileri- kendi âleminde ileri zekâ ve anlayış düzeyine ulaşmış
nin totemlerinde, Avustralya yerli danslarında, Yunan ve Anadolu halkının özelliklerini, eski yeni her çeşit değişikli-
Roma mitlerinden tutun da hemen hemen her kültürde ğe gösterdiği kavrayışı en sevimli sebepleri ile öyküleyen
karşımıza çıkıyor. Geniş bir coğrafyada ve farklı kültür- zarif bir eserdir. Sanatçı, bu eseri ile Anadolu’nun sos-
lerde yer edinmiş olarak karşımıza çıkan turnayı, Anadolu yoloji ilmini hazırlayacaklara kıymetli notlar ve belgeler
insanı; inancında, şiirinde, türküsünde, giyim kuşamında, bırakmıştır.
halısında, kiliminde, oyasında, eşiğinde, beşiğinde velha-
Bu parçaya göre Reşat Nuri Güntekin ile ilgili,
sıl her eşyasında motif olarak kullanmıştır. Bazı söylen-
celere göre turnalar, tek eşlidir ve bazen yüz yıla kadar I. Güçlü bir idrak ve gözlem yeteneğine sahiptir.
yaşadığı söylenen turnalar, eğer eşleri ölürse bir daha
II. Anadolu’nun her tarafına gitmiştir.
asla eşleşmez. Turnalar, sevgide bağlılık, dostlukta sebat
III. Toplum bilimi ile yakından ilgilenmiştir.
ve sadakat olarak tarif edebileceğimiz vefanın en güzel
örneklerini teşkil ve temsil eder. Turnalar; kimi zaman IV. Gezdiği yerler ile ilgili düşüncelerini kaleme almıştır.
coşkunun, kimi zaman hüznün, kimi zaman da mutlulu-
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
ğun habercisi olmuştur. Birçok halk şiirinde, özellikle halk
türkülerinde duyguların anlatımında turnayı aracı olarak A) I ve II B) I, II ve III C) II, III ve IV
görürüz. Turnanın türkülerde bu kadar geniş yer alması-
D) I ve IV E) I, II ve IV
nın sebebi, onun Anadolu’da halk tarafından çok sevilme-
si, belki de kendi yaşamlarına çok benzemesidir.

Bu parçadan turnalar ile ilgili olarak

I. Sadece Anadolu’da kutsal bir kimlik yüklenmiş bir kuş


türü olma özelliğine sahiptir.
II. Halk edebiyatımızda çeşitli duyguları yansıtan bir
simge olmuştur.
III. Anadolu kültürü içerisinde somut yansımaları da gö-
rülmektedir.
IV. Göçmenlik olgusunu sembolik olarak yansıttığı için
sevilmiştir.

yargılarından hangilerine ulaşılamaz ?

A) Yalnız II B) I ve IV C) III ve IV

D) II ve IV E) I ve III

81
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Deneme - 9 bitti. Cevaplarınızı kontrol ediniz.
TÜRKÇE
DENEME SINAVI - 10

1-2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 2. Bu parçadaki altı çizili söz öbeği ile anlatılmak iste-
nen aşağıdakilerden hangisidir?

Görme, işitme, koklama, tat alma, dokunma… Temel du-


A) Olayların sadece görünen yönleriyle değerlendirilme-
yularınıza hitap eden her şeyi kullanarak sanat dolu za-
mesi gerektiği
manlar geçirebilirsiniz. Yemek yapmanın bir sanat olduğu
boşuna söylenmemiş. Duygularınızın yükselmeye başla- B) Etrafımızdaki insanların dış görünüşleriyle ilgilenme-
dığını fark ettiğinizde hemen kabuğunuza çekilmeyin ve nin yanlışlığı
sanata sarılın. Elinizdeki basit malzemelere ve bunları
C) Bireylerin kendini sosyal çevreden soyutlamaması
nasıl kullanabileceğinize bakın. Duyguları açığa çıkarmak
gerektiği
için çocuklardan ilham alabilirsiniz. İsteklerini bekleteme-
yen, kolayca ağlayabilen, doyasıya kahkahalar atmaktan D) Yaşanan duygusal problemlerle sanat yoluyla müca-
çekinmeyen çocuklar gibi siz de duygularınızı yaşamaya dele edilebileceği
izin verin. Sanatsal etkinliğiniz için seçtiğiniz malzeme,
E) Kendini ifade etmekten uzaklaşarak içe kapanma-
sadece bir ifade aracı olsun. Hiçbir malzemeniz yoksa bir
mak gerektiği
deftere rastgele yazı yazmaya başlayın ve yazının akışına
kendinizi bırakın.

1. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden


hangisidir?

A) Canı sıkılan insanların yemek yapmak, yazı yazmak


gibi kolay işlerle bile kendini rahatlatabileceği 3. Her ulus, dilini ve kültürünü asırlar boyunca yoğurur. Bu
esnada o, bir ırmak gibi içinden geçtiği her topraktan bazı
B) Duyguları açığa çıkarma, rahatça ifade etme konu-
unsurları alır. Her uygar milletin konuşma ve yazı dili, kar-
sunda çocuklardan esinlenilmesi gerektiği
şılaştığı medeniyetlerden alınmış kelime ve deyimlerle
C) Yapılacak sanatsal faaliyetlerde beş duyu ile ilgili ay- doludur. Bu açıdan her milletin yazı dili, o milletin çağlar
rıntılara da yer verilmesi gerektiği boyunca yaşadığı tarihin âdeta özetidir. Dile bu gözle ba-
kılırsa dil, anlam kazanır ve hak ettiği değeri bulmuş olur.
D) İnsanların duygusal yoğunluk yaşadığında basit araç
ve yöntemlerle serbestçe sanata yönelebileceği Bu parçada savunulan temel düşünce aşağıdakiler-
den hangisidir?
E) Sanatta mesafe alabilmek için kendini özgür bırak-
manın ve kullanılan malzemelerin önemli olduğu A) Yabancı dillerden alınan kelimelerin dile ayrı bir zen-
ginlik katması da mümkündür.

B) Dilin değer ve mana kazanması için onu, bir ulusun


geçmişinin özeti olarak görmek gerekir.

C) Her dilde başka dillerden alınan sözcükler ve deyim-


lerin bulunması gayet doğaldır.

D) Dil, bazı yönleri ile ırmağa benzeyen bir iletişim aracı


olarak değerlendirilebilir.

E) Kültür ve dilin yüzyılların birikimi ile oluşup geliştiği


hiçbir zaman unutulmamalıdır.

82
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 10

4. Türk edebiyatında öykü türünün, özellikle de durum öy- 5. Bu sendrom; çocukluk yıllarında sorumluluk verilmeden,
küsünün en önemli temsilcilerinden biri olan Sait Faik herhangi bir kısıtlamaya maruz bırakılmadan, aşırı özgür
Abasıyanık, kışın belli aralıklarla Burgazada’dan kalkar; ve kontrolsüz büyütülen çocukların gençlik ve özellikle
İstanbul’a gelirdi. Sırtında hep o eski paltosu olurdu. Bur- yetişkinlik döneminde karşılaştığı bir durumdur. Böyle ço-
gazada’nın ne kadar yerlisi ise Beyoğlu’nun da o kadar cukların hayatı zorlaştırıcı sorumluluklar ve mücadeleler
karşısında tekrar eski çocukluk günlerine dönme eğilimini
yabancısı idi. Sait Faik’in ölümünden 49 yıl sonra, kişisel
normal olmayan sınırlarda göstermesi hâlidir. Bu send-
eşyaları sergilenmek üzere Beyoğlu’na getirildi. Sergide
romun özellikle otorite boşluğu yaşanan ailelerde yetişen
onun iç dünyasına ışık tutacak pek çok şey, sevenleri ile
çocuklarda oluştuğu gözlemlenmektedir.
buluştu. Öyle zannediyorum ki bundan sonra pek çok Sait
Faik hayranı, bir bahane ile yolunu Beyoğlu’na düşürecek Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir
ve bu sergide usta sanatçının hatıralarını yaşamaya ça- yanıt olabilir?
lışacaktır.
A) Tükenmişlik sendromu nedir ve bundan kurtulmak
Bu parçada özellikle aşağıdakilerin hangisinden söz için neler yapılabilir?
edilmektedir? B) Sosyal iletişim bozukluğu sendromu nasıl tanımlana-
bilir, nasıl tedavi edilebilir?
A) Sait Faik Abasıyanık’ın öykücülüğümüzdeki yerinden
C) İki yaş sendromunu açıklayıp bu durumun eğitim ha-
B) Sait Faik Abasıyanık’ın öykülerindeki mekân unsu- yatına etkisiden bahseder misiniz?
rundan D) Yalnızlık sendromu nedir, bu konuda ebeveynlere ne-
ler tavsiye edersiniz?
C) Sait Faik Abasıyanık’ın eşyalarının sergilenmesinden
E) Peter Pan sendromu nedir, hangi sebeplere dayan-
D) Sait Faik Abasıyanık’ın Beyoğlu ve Burgazada ile iliş- maktadır ve daha çok kimlerde görülmektedir?
kisinden

E) Sait Faik Abasıyanık’ın iç dünyasının aydınlığından

6. Yahya Kemal, şiirlerinin kitap hâline geldiğini göremeden


aramızdan ayrılmıştı. Birçok şiiri uzun yıllar elden ele,
dilden dile dolaşan şairin bütün şiirleri, ölümünden son-
ra İstanbul Fetih Cemiyeti tarafından Kendi Gök Kubbe-
miz adıyla kitaplaştırıldı. Bugüne kadar kitabın pek çok
baskısı yapıldı. Türk şiirinde geçmişle geleceği birbirine
bağlayan en önemli köprü olan kitabın yeni baskısı, şairin
estetik anlayışına yaraşır nitelikte yapılmış.

Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

A) Yahya Kemal’in eseri, dün ile yarın arasında bağlantı


sağlamaktadır.
B) Yahya Kemal hayatta iken onun şiirleri bir araya geti-
rilememiştir.
C) Yapıtın yeni baskısı, eski baskılarından daha kalitelidir.
D) Kendi Gök Kubbemiz’in bugüne kadar defalarca bas-
kısı yapılmıştır.
E) Yahya Kemal’in pek çok şiiri, sevilerek okunmuş ve
yayılmıştır.

83
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 10

7. Edebiyat hayatımızda dergilerin önemli bir yeri vardır. 8. (I) İnsan vücudu hayli karmaşık bir yapıya sahip olup bu-
Sanat ve kültür insanları arasındaki köprü, eskiden beri nun en önemli örneklerinden biri vücudumuzda başka bir
dergiler aracılığı ile kurulmaktadır. Edebiyatımızın mo- sinir sisteminin bulunmasıdır. (II) Sindirim sistemimiz bo-
dernleşmesinde, sosyal, siyasi ve kültürel fikirlerin okura yunca, yemek borusundan anüse kadar uzanan bu sinir
yansıtılmasında, edebî türlerin gelişmesinde, yeni ede- sisteminden bazı bilim insanları, “ikinci beyin” diye bahset-
biyatçıların yetişmesinde dergilerin payı elbette göz ardı mişler. (III) Yaklaşık 100 milyon nörona sahiptir ki bu da
edilemez. Bu sebeple Cemil Meriç’in, dergilerin sanatçı omurilikteki ya da çevresel sinir sistemindeki nöron sayı-
yetiştiren bir mektep olduğunu söylemesi dikkat çekicidir. sından daha fazladır. (IV) İşte duygularımız ve düşüncele-
Edebiyatımızın aynası olan, birden çok düşünceyi barın- rimizle sindirim sistemimiz arasındaki yakın ilişkinin sorum-
dıran dergiler yazının nabzının attığı bir çevredir. lusu, sinir sistemi çevresinde yer aldığı için “enterik sinir
sistemi” olarak adlandırılan bu ikinci beyindir. (V) Enterik
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşı-
sinir sistemi, beyinden hiçbir uyarı almadan kendi kendine
lamaz?
işleyerek sindirim yolu boyunca gıdaların hareketini ve sin-

A) Okurların düşünce dünyasını şekillendirmede dergi- dirimini kontrol ediyor. (VI) Enterik sinir sistemi, bir yandan

lerin önemli bir rolü vardır. gıdaların midede mekanik olarak karışmasını ve gıdaların
sindirim yolu boyunca ilerlemesi için gerekli kas hareketle-
B) Dergiler, edebiyat ve sanat ile ilgilenen kişilerin birbi- rini kontrol ederken bir yandan da sindirim yolunun farklı
riyle iletişim kurmasını sağlar. bölümlerini sindirim enzimlerinin çalışması için gerekli asit-
likte ve kimyasal içerikte tutarak uygun biyokimyasal orta-
C) Farklı fikirlere sahip yazarların, şairlerin aynı dergide
mı sağlıyor.
yazmalarına şaşırmamak gerekir.

D) Kültür ve sanat yoluna yeni adım atanlar, dergiler sa- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
yesinde kendisini daha iyi geliştirebilir. şüncenin akışını bozmaktadır?

E) Edebiyat dünyasının canlılığı, dergiler aracılığı ile ra- A) VI B) V C) III D) IV E) II


hatlıkla gözlemlenebilir.

9. (I) Çağımızın en önemli sorunlarından olan iklim değişik-


liği, atmosferdeki karbondioksit miktarının giderek artma-
sından kaynaklanıyor. (II) Pek çok doğal süreç, atmosfere
karbondioksit salınımıyla sonuçlanıyor. (III) Ancak artışın
ana nedeni, özellikle Sanayi Devrimi’nden sonraki süreçte,
insan etkinlikleri sonucunda atmosfere salınan karbondi-
oksit miktarının artmasıdır. (IV) Örneğin günümüzde at-
mosfere salınan karbondioksidin önemli bir kısmı otomo-
billerde tüketilen akaryakıtlardan kaynaklanıyor. (V) İklim
değişikliğiyle savaşmanın en iyi yolu, ağaç dikmek olabilir.
(VI) Çünkü ağaçlar fotosentez sırasında atmosferdeki kar-
bondioksidi tüketirken oksijen ve besin üretiyor. (VII) Özel-
likle hızlı büyüme sürecindeki genç ağaçlar, atmosferden
yüksek miktarda karbondioksit alıyor ve dünyamızı daha
iyi yaşanabilir bir duruma getiriyor.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-


raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) VI B) V C) IV D) III E) II

84
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 10

10. I. Sözlü gelenekle başlayan tüm bu birikimler, zamanla 12. Tevfik Fikret (1867-1915); edebiyatımızın belli bir döne-
dünya klasiklerine kadar gider. mine damgasını vurmuş, modern Türk şiirinin kurucula-
II. Böylesi bir duyguya kapılınca o süreç sizi öykü, şiir rından biri olarak etkileri uzun süre devam etmiş, en az
yazmaya yöneltir. şiirleri kadar fikirleri ve politik duruşuyla da tartışılmış bir
III. Bütün bu süreçlerden sonra, yazılmış metinlerin sizin şairdir. Birçok önemli yazar ve bilim insanının, hakkında
çektiğiniz sıkıntıları veya hissettiğiniz acıları yansıt- eserler yazdığı Fikret, şimdi de Beşir Ayvazoğlu’nun kale-
madığını düşündüğünüz anlar olur. minden okurların karşısına çıkıyor. Yazdığı biyografilerle
IV. Franz Kafka’nın “Şair olunarak şiir yazılır ama şair ol- geniş bir okur kitlesine ulaşmış, hayatını yazdığı kişiler
mak şiir yazmayı gerektirmez.” sözünü hatırlarsınız ve hakkında yaptığı kapsamlı araştırmalar ve soğukkanlı de-
bunun doğruluğuna inanıp şiir yazmaya yönelirsiniz. ğerlendirmelerle takdir edilmiş bir yazar olan Beşir Ayva-
V. Kültürel altyapınız çocukluktan ve gençlikten bugüne zoğlu, bu geniş oylumlu kitabında Fikret’i sadece bir şair
kadar duyup okuduğunuz türküler, şiirler, halk hikâye- olarak değil, bütün yönleriyle anlatıyor. Tevfik Fikret hak-
leri, efsanelerle, masallarla ve fıkralarla oluşur. kında hayranları tarafından yazılanların çoğu onu idealize
ederken düşmanları tarafından yazılanlarsa onu her ba-
Yukarıdaki cümlelerden anlamlı bir paragraf oluştu-
kımdan değersizleştiren metinlerdir. Bu kitapta ise Fikret;
rulmak istenirse hangisi baştan üçüncü cümle olur?
hain veya kahraman, dost veya düşman ilan edilmeksizin
A) I B) II C) III D) IV E) V doğruları ve yanlışlarıyla, meziyetleri ve zaaflarıyla bir in-
san olarak anlatılıyor.

11. Güvensizlik ortamındaki insana kendi denetimi dışındaki Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?
gelişmeler güven vermez. Güvensizlik içselleşince insan
kendine de güvenmez. Güvensizlik kuşku oluşturur. Bu A) Hakkında şimdiye kadar pek çok eser yazılan sanat-
durumda ya kuşkunun etkisiyle kendini gözden geçire- çılardan biri de Tevfik Fikret’tir.
cektir ya da kuşkuyu bastıracaktır. Kuşkunun sürdüğü
B) Beşir Ayvazoğlu, Tevfik Fikret’ten başka kişiler hak-
izle yanlışlık saptansa bu kez yeniden değerlendirme,
kında da yaşam öyküleri kaleme almıştır.
öz eleştiri gerekecektir. Bu nedenle dışarıdan dikkatli ve
eleştirel bir bakış gereklidir. Eğer yararlanılabilirse dışarı- C) Tevfik Fikret’in siyasi görüşleri ve tavırları, sanatçı ki-
dan yönelmiş bu zihinsel ilgi, insanın önünde yeni ufuklar şiliğinin önüne geçmiştir.
açarak ona öz eleştiri yapma fırsatı verebilir. Dışarıdan
yöneltilmiş bu eleştiri, ulaştığı insana ek bir zihinsel kat- D) Beşir Ayvazoğlu, bu kitapta Tevfik Fikret’in farklı ilgi
kıdır. Dışarıdan biri, zihinsel enerjisini başka birinin yarar- alanları üzerinde de durmuştur.
lanmasına sunarak eleştirinin hedefine ulaşmasına, içsel-
E) Beşir Ayvazoğlu, Tevfik Fikret ile ilgili ayrıntılı ve nes-
leşip bir öz eleştiriye dönüşmesine yardımcı olur.
nel tespitlerde bulunmuştur.
Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargıların hangisine
ulaşılamaz?

A) Öz eleştiri, insana zihinsel bir katkı sunarak onun yan-


lış yapmasını önler.
B) Başkalarının eleştirilerinden faydalanan insan, kendi-
sini farklı bakış açılarıyla değerlendirebilir.
C) Eleştirinin amacına ulaşabilmesi için onu özümseye-
rek öz eleştiriye çevirmek gerekir.
D) Şüphe, bazen insana öz eleştiri ve değerlendirme
yapma imkânı verebilir.
E) Birbirlerini eleştiren insanlar, karşıdaki kişiye bilinçsel
bir yardımda bulunmaktadır.

85
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 10

13. (I) Bozayıların ilginç yaşamları ile ilgili günümüzde tes- 15. Teknolojiyi takip etmek çok önemli, teknoloji olmadan
pit edilmiş pek çok veri bulunmaktadır. (II) Bozayılar eylül olmaz. Sanat ve sanatçı emek verdikleriyle öne çıkar.
civarı, çok miktarda yemek tüketir; kasım ve ocak ayları Teknoloji bu emeğe engel değil tabii ki. Photoshop ara-
arasında ise bozayıların kış uykusuna yattığı, fizyolojik cılığıyla resim yapmakla tuvalde resim yapmak aynı şey
açıdan en ilginç dönem başlar. (III) Bu dönemde metabo- mi? Bana göre bir sanatçının ürettiğinin aynısını bir baş-
lizma hızları ve kalp atış hızları çok çabuk düşer, kanların- ka sanatçı üretemediği zaman sanat olur. Dijital aletlerle
daki azot miktarı büyük ölçüde artar ve insülin direnci ge- kopyalarsak sanattan uzaklaşmış oluruz. Ben vatandaş
lişir. (IV) Bu durumun, bozayıların kas hücrelerinin temel olarak hem dijitalden hem de emekten yanayım. Eskiden
olmayan (vücut tarafından doğal olarak üretilen) belirli arabada müzik dinlemek için onlarca kaset taşırdık, şimdi
aminoasitleri yüksek miktarda içermesinden kaynaklandı- telefon, tablet vb. sayesinde binlerce müzik parçasını ra-
ğı tespit edilmiştir. (V) Bu da kas hücrelerinin bu amino- hatça dinleyebiliyoruz. Yani dijital emek de güzel!
asitleri kendi kendilerine üretme kabiliyetlerinin olmasıyla
Bu parçada aşağıdaki anlatım yöntemlerinden hangi-
ilgilidir. (VI) Bu özelliklerinden dolayı Kuzey Amerika bo-
si ağır basmaktadır?
zayıları aylarca uyusa da kaslarında hareketsizliğe bağlı
bir sorun oluşmaz.
A) Açıklama B) Tanımlama C) Örneklendirme
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin han- D) Tartışma E) Betimleme
gisinden önce, düşüncenin akışına göre “Bozayılar,
ilkbaharda kış uykusundan uyandığında ilk başta biraz
hâlsiz olsa da genel olarak bir sağlık sorunu yaşamıyor.”
cümlesi getirilebilir?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

14. (I) Bir öykücü, bir şair herkes için yazar; yani ürettiklerini 16. Ülkemizde sanatçıyla okuru buluşturmaya çalışan eleştir-
herkes beğensin, okusun ister. (II) Bu düşüncelerinin ve sa- menler ile sanatçı yönü ağır basan eleştirmenlerin sayısı
nat görüşünün yapıtları aracılığıyla yayılması isteği vardır. azımsanacak gibi değildir. Okurla sanatçıyı bir araya ge-
(III) Bunu yaparken okur kitlesinin kendisinden yetkin sanat tirmeye çalışarak yaratıcı yönlerini eleştiri alanına yön-
ürünleri beklediğini de göz ardı etmez. (IV) Buna bağlı ola- lendiren sanatçılarımız da vardır. Muzaffer Buyrukçu’nun
rak sığ ve iletiden yoksun, sıradan yapıtlar üretmekten her da dile getirdiği gibi, bu zor uğraşı Türkiye’de sürdürmeye
zaman uzak durmuş ve bunu başarmıştır. (V) Sanatçımız çalışan eleştirmenlerimiz yok değildir. O türleri ilginç kı-
tam tersini yaparsa aktüaliteye boyun eğip sanat gücünü yi- lan, isteklilerini çoğaltan, geliştirdikleri yöntemlerle, anla-
tireceğini çok iyi bilir çünkü. tım teknikleriyle ve takındıkları tavırlarla zenginleştirenle-
rin sayısı bir hayli çoktur.
Yukarıdaki parçada numaralanmış yerlerin hangisine,
düşüncenin akışına göre “Bunun yanında yapıtlarını Bu parçanın anlatımında aşağıdaki yöntemlerden
üretirken benimsediği bir sanat görüşü, özümsediği bazı hangisine yer verilmiştir?
düşünceleri vardır.” cümlesi getirilmelidir?
A) Örneklendirme B) Karşılaştırma C) Tanık gösterme
A) II B) V C) I D) III E) IV D) Benzetme E) Öyküleme

86
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 10

17. Kıyı Ege Bölümü’nün büyük kısmı yer kabuğu hareketleri- 18. Tarih tarafından diğer insanlardan farklı bir kata yerleşti-
ne bağlı (orojenez) kırılmalar sonucu oluşmuştur. Bu kırıl- rilmiş bir seçkin kesimden söz etmek zordur. Bu nedenle
malar sonucu yükselen alanlar horst (dağ), çöken alanlar kimsenin görüşü öncel olarak doğru değildir. Herkesinki
grabenleri (çöküntü ovası) oluşturmuştur. Ege Bölgesi, gibi tartışmaya, yadsınmaya ya da onaya açıktır. Herke-
horst ve graben açısından en zengin bölgedir. Graben- sin dünyaya bir kez gelme ve bir kerelik yaşama hakkı,
lerin kuzey ve güney kısımları faylarla kaplı olduğundan bütün insanları eşitler. Geçmiş ve gelecek önünde haklar
bölgede yoğun olarak depremler yaşanmaktadır. Bölge, ve sorumluluklar açısından aynı kata indirir. Bu yaklaşım,
aynı sebeple sıcak su kaynakları bakımından zengindir. herkesin yaşamını kendi adına sürdürmesi sonucunu do-
Dağların kıyıya dik uzanmasına bağlı olarak kıyılar çok ğurur. Bu alçak gönüllülük ise bütün gerginliği ortadan
girintili ve çıkıntılıdır, koy ve körfezler fazladır. Kıyı ile iç kaldırabilir. Bugünkü ileri tüketim düzeyi yarın bir kıtlığa
kısımlar arasında ulaşım kolaydır. Limanların beslenme yol açmaz. Tersine oluşturacağımız yeni yöntemler, bil-
bölgesi hinterlandı (art bölgesi) geniştir. Akdeniz ikliminin giler, deneyimler ve araçlarla daha gelişmiş bir yarının
etki alanı iç kısımlara doğru genişlemiştir. maddi temelini atabiliriz. Manevi yönden de ileri değerler,
tatlar ve gereksinimlerle gelişmenin itici gücünü hazırla-
Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak
mış olabiliriz.
I. Öğretici anlatıma başvurulmuştur.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
II. Terimlere yer verilmiştir.
A) Toplumda özel konuma sahip bir zümrenin olmadığına
III. Açıklayıcı betimlemeden yararlanılmıştır.
IV. Düşünce örneklerle açıklanmıştır. B) Herkesin fikrinin tasdiklenme ve reddedilme ihtimali-
nin olduğuna
yargılarından hangileri söylenebilir?
C) Hayatını tek başına devam ettirme hakkına herkesin
sahip olduğuna
A) I, II ve IV B) I, II ve III C) I, II, III ve IV
D) Daha güzel bir geleceğin yeni metotlarla, tecrübelerle
D) I ve II E) II, III ve IV
kurulabileceğine

E) Toplumsal gerilimi düşürmek için tüketimin azaltılması


gerektiğine

87
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 10

19. Yaşadığımız çağda zamanın çizgisel akışının belirsizleş- 20. Düşüncenin sınanması ve bir üst düzeyde gelişmesi için
tiğini görmekteyiz. Bugün gelişme, nesnel yasaların bilin- de yaşama geçmesi gereği vardır. Bu durumda kitlelerin
cine varıp onlara uygun davranmaya bağlı değildir. Geç- değişimi en çok gereksinen ve düşleyen kesimleriyle ay-
mişi bir veri olarak kullanabilmek, günün araçlarından ve dınların birlikte davranması yüksek bir olasılıktır. Aydın-
olanaklarından yararlanabilmek yeterlidir. Herkes kendi larla değişimi isteyenler birbirine en yakın kesimlerdir.
geçmişiyle, özlemleri ve yetenekleriyle bağlı çok özel bi- Ancak bu noktada aydınlardan beklenen işlevin yerine
çimlerde yaşayabilir. Bu nedenle yarın, gittikçe açılmakta gelmesi için sağlıklı bir birlikteliğin kurgulanması gerekir.
ve dağılmaktadır. Yarın, eşit ögelerin yan yana bulunuşla- Aydının bilgi üretebilmesi için daha önce üretilmiş bilgiyi
rının kuralları dışında bir zorunluluk içermiyor. Bu yüzden özümsemesi, o sıradaki gelişme gereksinimleri doğrultu-
de yarını bir kesim adına sahiplenmek temelsiz bir sav- sunda ivmelenmesi, yeni açınımlar geliştirebilmesi gere-
dır. Bugün ortaya çıkan maddi temel, herkese yaşama ve kir. Bu ise bir anlamda geçmiş bilgilerle hesaplaşmak ve
kendini geliştirme şansı verdiğine göre yarın herkesindir. onları yadsımak demektir.
Yarın, bugünü dün diye anımsayacağımız bir gündür. Bu,
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
öncelikle bugünün geçiciliğinin bilinmesi demektir.
A) Mevcut durumdan memnun olmayanlar ile entelektü-
Bu parçadan hareketle,
eller arasındaki ilişkiye
I. Gelişme için önceki dönemler ile bugünün beraber de- B) Yeni bilgilerin ortaya konabilmesi için nelerin yapılma-
ğerlendirilmesi gerekir. sı gerektiğine
II. Günümüzde zamanın düz bir şekilde kesintisiz aktığı- C) Fikirlerin gelişmesi ile pratiğe dökülmesi arasındaki
nı söylemek zordur. bağlantıya
III. Bilimsel kanunlar dikkate alınarak ve onlara uygun D) Aydınların geçmişteki hatalarıyla yüzleşmesi gerekti-
davranılarak ilerleme sağlanabilir. ğine
E) Sorgulama ve sentez yapabilme yeteneğinin aydınlar
yargılarından hangisine ulaşılamaz?
için gerekliliğine
A) I ve II B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve III E) II ve III

88
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 10

21. Osmanlı tarihindeki önemli kırılma noktalarından biri de 22. Genç Kalemler’in gerçekten genç ve ateşli yazarları,
Tanzimat Fermanı’nın 1839’da ilan edilmesidir. Bu ta- idealist bir şekilde giriştikleri bu hareketi Yeni Lisan diye
rihten itibaren siyasi, içtimai, edebî vb. pek çok alanda isimlendirmişlerdir. Yeni Lisancıların amacı, yazı dilinde
önemli değişimler, dönüşümler gerçekleşmeye başlamış- Türkçenin kendi kurallarını üstün kılmaktı. Onlara göre
tır. Tanzimat, Osmanlı Devleti’nin öteden beri ilgilenmekte öteden beri bazı yazarlar sade yazmayı düşünmekle be-
olduğu Avrupa medeniyetini bütün Osmanlı toplumu için raber bu düşünce son zamanlarda hâlâ genel bir nitelik
kabul etme yolunda giriştiği cesur bir devlet hamlesidir. kazanmamıştı. Bu sebeple kendileri dilde bir devrim yap-
Bu hamle, ilk bakışta Osmanlı Devleti’nin Avrupa medeni- mak istiyorlardı. Genç Kalemler dergisinde Ömer Seyfet-
yetini kabulü gibi görünür. Aslında Tanzimat, Avrupa me- tin imzasıyla yazılan Yeni Lisan başlıklı makale bu ha-
deniyetinin birtakım sosyal, ekonomik ve askerî baskılarla rekete başlangıç olmak ve yapılacak işlerin programını
kendisini Osmanlı Devleti’ne kabul ettirmesi demektir. çizmek amacıyla kaleme alınmıştı.

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşı-
lamaz?
A) Osmanlı Devleti, Batılılaşma yolunda korkmadan bir
girişimde bulunmuştur. A) Genç Kalemler dergisinde yazı yazan sanatçılar ede-
biyat sahasında henüz yeterli tecrübeye sahip değildir.
B) Tanzimat Fermanı’nın ilan edilmesinde bazı dayatma-
lar etkili olmuştur. B) Yeni Lisancılar, sahip oldukları çeşitli düşünceleri ha-
yata geçirme konusunda kararlı kişilerdir.
C) Batılı ülkeler, toplumsal eşitlik konusunda Osmanlı
Devleti’ne baskı yapmıştır. C) Genç Kalemler dergisinin yazarları, savundukları fi-
kirleri tam olarak uygulayamamışlardır.
D) Osmanlı Devleti’nin Batı uygarlığına ilgisi Tanzimat’tan
önce başlamıştır. D) Ömer Seyfettin, Yeni Lisan Hareketi'ne yön vermek ve
belli bir çerçeve oluşturmak istemiştir.
E) Tanzimat’ın ilanından sonra sosyal yaşamda farklılıklar
görülmüştür. E) Ömer Seyfettin ve arkadaşlarının gayesi, başka dille-
rin kurallarının dilimizdeki hâkimiyetine son vermektir.

89
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 10

23-24. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 24. Bu parçadaki boşluğa getirebilecek en uygun ifade
aşağıdakilerden hangisidir?

Abidin Dino, 106. doğum gününde Google’a Doodle oldu. A) mutluluğun tanımı kişilere göre farklı farklı olabiliyordu
Yaptığı eserlerle Türk sanat tarihine damga vuran Abi-
B) insanların mutluluğu yakalaması çok kolay değildi
din Dino, karikatürlerinin yanında edebiyatta da verdiği
eserlerle önemli bir sanatçı. Usta ressam Dino, Nazım C) mutlulukla ilgili beklentiler her zaman değişebiliyordu
Hikmet‘in Saman Sarısı adlı şiirinde sorduğu “Sen mutlu-
D) sadece bir kare ile somutlaştırılamazdı mutluluk kav-
luğun resmini yapabilir misin Abidin?” sorusuna, sanıldığı
ramı
gibi bir tabloyla değil, bir şiirle cevap vermiştir. O, mutlu-
luğu sözcüklerle anlatma yolunu seçti, şiirinin sonunda E) mutluluğu yaşamadan resmetmek mümkün değildi
“... Buna da ne tuval yeterdi ne boya…” diyerek. Abidin
Dino, mutluluğun resmini yapmadı. Çünkü o da biliyor-
du ki ----. Yaygın bilinen bir yanlışı da düzeltelim: Abidin
Dino’nun “Mutluluğun Resmi” adlı bir tablosu yoktur. Di-
no’ya ait zannedilen eser yani “Home Sweet Home”, mü-
tevazı bir ressam olan Dianne Dengel’in elinden çıkma
bir yağlı boya tablodur.

23. Bu parçadan hareketle,


I. Nazım Hikmet’in çağrısına Dianne Dengel cevap ver-
miştir.
II. Abidin Dino, farklı sanat dalları ile ilgilenmiştir.
III. Abidin Dino, yurt dışında da tanınan bir sanatçıdır.
IV. Google, Abidin Dino’yu her yıl doğum gününde anmak-
tadır. 25. Gün içerisinde aklımıza yaklaşık 90 bin düşünce gelir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir? Zihnimiz fikir ve tasarılarla doludur. Bunlardan birini ya da
birkaçını seçip yapmaya karar verdiğimizde niyetimizi de
A) I ve II B) II ve III C) III ve IV belirlemiş oluruz. İşte o an zihin netleşir, düşünceler ber-
raklaşır. Karar vermek aydınlatır içimizi. Binlerce olasılık
D) I ve III E) Yalnız II
ve durum arasından birini seçmiş olduğu için kişi rahatlar.
Geleceğine ilişkin bir zihinsel tasarımda bulunmuştur çün-
kü. Bu sayede gideceği yolu belirler.

Bu parçadaki altı çizili ifade ile aşağıdakilerden han-


gisine gönderme yapılmamıştır?

A) Bir günde aklımızdan pek çok fikir geçmesine

B) Sonraki zamanlar için bir planın ortaya konmasına

C) Birçok ihtimalin devre dışı bırakılmasına

D) Fikirlerin açıklık kazanmasına

E) Kafamızdaki belirsizliklerin giderilmesine

90
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Deneme - 10 bitti. Cevaplarınızı kontrol ediniz.
TÜRKÇE
DENEME SINAVI - 11

1-3. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 2. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söy-
lenemez?

(I) Yapılan araştırmalara göre Asya ve Afrika’da hastaneye A) Bazı hastalıkların tedavisinde antibiyotiklere ihtiyaç
yatırılan her 2 hastadan 1’ine, Avrupa’da ise her 3 hasta- duyulur.
dan 1’ine antibiyotik tedavisi uygulanıyor. (II) Araştırmanın
B) Avrupa’daki hastanelerde antibiyotik kullanım oranı
asıl şaşırtıcı ve korkutucu noktası ise tedavilerde ikincil
Asya’dakilerden düşüktür.
planda düşünülmesi gereken “Vankomisin”, “Meropenem”
gibi kuvvetli antibiyotiklerin gereğinden fazla kullanıldığı- C) Antibiyotik kullanmaya başlamadan önce bazı tahlil-
nın ortaya çıkmasıdır. (III) Üstelik tedavi için gerekli tanı- ler yaptırmak gerekir.
sal testlerin uygulanma oranı ise yalnızca 1/3. (IV) Bu da
D) Antibiyotiklerin kullanımında bilinçli hareket etmek
demek oluyor ki çoğu vakada yeterli tanısal tetkikler ya-
gerekir.
pılmadan ağır antibiyotik tedavileri uygulanıyor. (V) Dünya
çapında en çok kullanılan antibiyotik ise “Seftriakson” ola- E) İlaç firmalarının yönlendirmeleri antibiyotik kullanımı-
rak belirlenmiş. (VI) Bilim insanları, mikroplarla savaşırken nı artırmaktadır.
kullandığımız antibiyotikleri bu şekilde tüketmeye devam
edersek yakın bir gelecekte boğaz enfeksiyonu gibi basit
sebeplerden ölümlerin kaçınılmaz olacağını söylüyorlar.

1. Bu parçada sözü edilen araştırmaların amacı aşağıda- 3. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda-
kilerden hangisidir? ki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Dünya genelinde antibiyotiklerin kullanım sıklığını or- A) IV. cümlede bir çıkarımda bulunulmuştur.
taya çıkarmak
B) VI. cümlede altı çizili bölümde “cinsiyetçi söylem”e
B) Antibiyotik tedavilerinin sonuçlarını gözlemlemek yer verilmiştir.

C) Hangi tür antibiyotiklerin daha çok kullanıldığını belir- C) I. cümlede karşılaştırma yapılmıştır.
lemek
D) V. cümlede bir saptama yapılmıştır.
D) Antibiyotik bağımlılığının sebeplerini ortaya koymak
E) II ve III. cümlelerde olumsuz bir durumdan söz edil-
E) Antibiyotiklerin faydalarını ve zararlarını tespit etmek miştir.

91
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 11

4. Abdülhak Hamit Tarhan, eserlerinde Doğu ve Batı edebi- 5. Şair Nigâr Hanım’ın günlükleri, şairin sağlığında kilitli bir
yatlarının çeşitli sanat özelliklerini, fikir ve kültürlerini us- ceviz sandıkta saklanmış. Evin en kıymetli eşyası kabul
talıkla birleştiren bir Tanzimat Dönemi şairidir. Sanatında, edilen bu sandık, sahibinin ölümünden sonra Aşiyan Mü-
özellikle de şiirlerinde, romantik unsurlar bariz bir şekilde zesi’nde bir yer edinmiş kendisine. Ölümünden elli yıl
görülmektedir. Abdülhak Hamit’in önemli bir yanı da çok sonra açılması vasiyet edilen ve içinde yedi hatıra defteri,
farklı konular hakkında bilgi sahibi olması ve kalem oy- on iki şiir defteri bulunan bu sandık, yıllar sonra edebiyat
natmasıdır. Onun eserlerinde zengin bir tarih kültürü ve araştırmacısı-yazar Nazan Bekiroğlu tarafından açılmış.
birikimi dikkat çekmektedir. Abdülhak Hamit, sanatı sanat Böylece Şair Nigâr Hanım’ın yazdıkları da yeniden hayat
için kabul eden bir anlayışa sahiptir, onun bu anlayışı be- bulmuş.
nimsemesinde dönemin siyasi atmosferinin etkisi de göz
Bu parçadan hareketle,
ardı edilemez.
I. Nigâr Hanım’ın bazı şiirleri, yazıldıktan epey sonra
Bu parçaya göre Abdülhak Hamit Tarhan ile ilgili ola-
yaşarlık kazanmıştır.
rak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
II. Nigâr Hanım, kalemi güçlü kadın şairlerimizden biridir.
A) Sanatında her zaman estetik kaygılar ön planda ol- III. Nigâr Hanım, yaşadıklarıyla ilgili not tutan bir şairdir.
muştur.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
B) Romantizmin edebiyatımızdaki temsilcilerinden birisidir.

C) Yapıtlarında Doğu ve Batı medeniyetlerinin çatışması A) I, II ve III B) II ve III C) I ve III

görülür. D) Yalnız III E) Yalnız I

D) Düşünce ve bilgi birikiminin zenginliğini eserlerine


yansıtmıştır.

E) Toplumsal konuları işlememesinde yaşadığı çağın


özellikleri de etkili olmuştur.

6. İzmir’e ilk defa 1957’de geldim, 1960’ta da İzmir’e temelli


olarak yerleştim. Bu otuz beş yıl içinde İzmir de değişti
elbet; sokaklarıyla, deniziyle, insanlarıyla. Ama insan bu
yaşa gelince her şeyi anılarla değerlendirir oluyor, her
şeye birazcık hasret karışıyor. İzmir’in kavaklarını değil
ama bir halk türküsünde Çakıcı’nın “yakarım” dediği
Kordonboyu’ndaki konakları görecek kadar erken geldim
İzmir’e. Artık o eski İzmir, o rahat yaşanır, sakin, düzayak
kent yok belki ama benim kafamda hâlâ o hâliyle yaşıyor
İzmir.

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?

A) Yazar, anılarındaki İzmir’den kopmak istememektedir.

B) İzmir, pek çok yönden farklılaşmış bir şehirdir.

C) Yazar, İzmir ile arasında duygusal bir bağ kurmuştur.

D) İzmir, eskiye göre kalabalık ve karmaşık hâle gelmiştir.

E) Yazar, İzmir’in geçirdiği değişime ayak uyduramamıştır.

92
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 11

7. Ege Bölgesi’nin kıyı kesiminde dağlar kıyıya dik uzanır. Bu 8. Ayder Yaylası, eşsiz güzelliğinin yanı sıra, kaplıcaları ile
nedenle kıyılar girintili çıkıntılıdır, enine kıyı tipi egemendir. yurt dışından bile turist çekmektedir. Osmanlı Dönemi’n-
Deniz etkisi iç kısımlara kadar girer. Kıta sahanlığı geniştir. den beri şifalı suyu ile ilgi odağı olan Ayder’de romatizma
Bu durum falez oluşumunu zorlaştırırken delta oluşumunu hastalıkları, iç hastalıkları, kadın hastalıkları ve cilt hastalık-
kolaylaştırmıştır. Kıyılar; çok sayıda körfez, koy, yarımada larına şifa olduğu iddia edilen, 260 metre derinlikten çıkan,
ve doğal limanla kaplıdır. Edremit, Çandarlı, İzmir, Kuşa- 55 derece sıcaklığa sahip kaplıca suları vardır. Ziyaretçile-
dası, Güllük ve Gökova önemli körfezlerdir. Başlıca yarı- rin bu kaplıcalardan faydalanabilmesi için modern turistik
madalar; Reşadiye, Bozburun, Dilek ve İzmir’dir. Akarsu tesisler inşa edilmiştir. Buradaki oteller ve kaplıcalar saye-
vadilerinin deniz suyu altında kalması sonucu oluşan ria tipi sinde Ayder Yaylası, yılın her döneminde rahatlıkla ziyaret
kıyılara da rastlanır. Ege kıyıları, girintili çıkıntılı olmasının edilebilir. Aşırı kalabalıktan, gürültüden ve şehir karmaşa-
da etkisiyle en uzun kıyı şeridimiz durumundadır. sından uzak bir tatil istiyorsanız Ayder Yaylası, bunu size
sağlayacaktır.
Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak
Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden
I. İzlenimsel betimlemeye yer verilmiştir.
hangisi söylenemez?
II. Dil göndergesel işlevde kullanılmıştır.
A) Yinelemelere yer verilmiştir.
III. Açıklama yönteminden yararlanılmıştır.
IV. Örneklere yer verilmiştir. B) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.

V. Tanık gösterme yöntemine başvurulmuştur. C) Gerekçe bildiren cümleye yer verilmiştir.

yargılarından hangileri söylenemez? D) Amaç bildiren cümleye yer verilmiştir.

E) Doğa, bir devinim içinde anlatılmıştır.


A) I ve III B) II ve IV C) III, IV ve V

D) I ve V E) I, IV ve V

9. Müzik dinlemek eğlenceli olabilir ancak sizi daha sağlıklı


hâle getirebilir mi? Müzik bir zevk ve memnuniyet kayna-
ğı olabilir fakat araştırmalar müziğin birçok farklı psikolojik
faydası olduğunu da göstermiştir. Müziğin düşüncelerinizi,
duygularınızı ve davranışlarınızı etkileyebileceği düşünce-
si, muhtemelen bir sürpriz gibi gelmeyecektir kulağa. En
sevdiğiniz, tempolu rock eserini dinlerken havalara uçuyor
ya da şahane bir canlı performans eşliğinde gözyaşlarınızı
tutamıyorsanız müziğin gücünü kolayca anlarsınız. Müzik
zihni rahatlatabilir, vücuda enerji verebilir hatta insanların
acıyı daha iyi yönetmesine yardımcı olabilir.

Bu parçanın anlatımında aşağıdaki yöntemlerden


hangisine başvurulmuştur?

A) Betimleme B) Öyküleme C) Örneklendirme

D) Alıntılama E) Karşılaştırma

93
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 11

10. Yaşamın temel verisini geçmişte üretilmiş maddi manevi 11. Su hep akar, bilir ki aktıkça temizlenir. Akamayan su bu-
değerler oluşturuyor. Geçmişin deneyimleri, kazanımları, lanır, çamurlaşmaya başlar, onun üzerinde pislik birikir.
birikimleri; bugün içinde tanımlı, kesin çizgili biçimde yer Tasavvuf erbabı bu yüzden der ki: “Sen su gibi ak. Her
almaz ama gündelik yaşamın bütün ilişkilerinde vardır. daim yenilen. Her gün yenilen. İki günün aynı olmasın.
İnsanlar bütün dikkatlerini, enerjilerini yutan maddi gerek- Dünü dünde bırak, yeni şeyler öğren.” Bu sözler, benim
sinimlerini giderme sorunuyla uğraşırken geçmiş, bugün, için çok anlamlı ve hayatın şu zamanı için doğru rehberi
gelecek sürekliliğini kavramaya fırsat bulamıyor. Süreç bulduğumu gösteriyor bana. Su, aynı zamanda değişime
bilinci olmayınca her şey ya tümüyle bir rastlantıdır ya direnenler için, yeniye adapte olamayanlar için de harika
da kaçınılmaz bir yazgıdır. Her olguyu hem kendi gelişim bir hoca. Su değişimin kendisi. Bazen yağmur olur, bazen
sürecinde hem de içinde bulunduğu bütünle ilişkisi bakı- kar olur, bazen buz olur, bazen buhar olur, yağmur olur.
mından değerlendirmek gerekiyor. Bu ise yaşamı ken- Değişimden korkmaz, kendi akışından korkmaz, varacağı
dinde bir veri olmaktan çıkarıp adım adım örülen, bilinçle yerin deniz olduğunu bilir.
üretilen bir sürece dönüştürmek anlamına gelir. Var olan
Bu parçaya en uygun başlık aşağıdakilerden hangi-
ilişkiler, gelişen gereksinimler karşısında yetersiz kalırken
sidir?
bu gereksinimleri üreten bir maddi gelişmişlik düzeyi sun-
maktadır. A) Sudan İlham Almak

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz? B) Suyun Doğal Özellikleri

A) Günlük hayatta geçmişin izleri bire bir olmasa da farklı C) Suyun Tasavvuftaki Anlamı
şekillerde görülür.
D) Suyun Değiştirme Gücü
B) İnsanların zamanın bütünselliğini anlayamamasının
E) Su ve Yenilenme İlişkisi
sebebi temel ihtiyaçlara odaklanmalarıdır.

C) Kadercilik ve tesadüfçülük anlayışı temelde aynı alan-


daki şuur yoksunluğundan kaynaklanır.

D) Olguları tek başına değil bütüncül bir yaklaşımla ele


almaya ihtiyaç vardır.

E) Yaşam enerjisinin verimli kullanılabilmesi için bilimsel


veriler esas alınmalıdır.

94
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 11

12. J.R.R. Tolkien’in sayısız ayrıntıyı tek başına düşündü- 13. Ömrümüz boyunca hepimiz az veya çok ağlamışızdır.
ğünü ve yazdığını görüp de bundan etkilenmemek elde Bazılarımız özellikle toplum içinde ağlamayı kendine
değil, bu aynı zamanda fazlasıyla ilham verici. Böyle bir yediremez. Bazılarımız da bazen öyle bir katılaşmıştır
ki ağlamayı unutmuştur, bir türlü ağlayamaz. Genel ola-
dehanın modernleştirdiği fantastik edebiyat, günümüzde
rak çocukların ağlaması, yetişkinlerin de ancak yakın bir
ardılları ile devam etmekte ve Tolkien’in dünya yaratıcı- akrabanın kaybında olduğu gibi olağan dışı durumlarda
lığındaki detayları hâlâ aşılamamaktadır. Oğlu Christop- ağlaması hoş görülür. Çoğunlukla ağlamak bir zayıflık
her Tolkien, babasından kalan notları 40 yılı aşkın süredir olarak kabul edilir ve günümüzün herkesin her an neşeli,
düzenleyip kitap hâline getirmektedir. Bu kadar geniş bir sosyal, “güçlü” olması beklenen dünyasında çok da hoş
dünya yaratmak ve bunu mitleştirmek, mitleştirirken yine görülmez. Hele erkekler iyice şanssızdır bu konuda. Er-
keklere daha çocukluklarından itibaren “Erkek adam ağ-
de içinde günümüze ait problemleri bulmak, Tolkien’in
lamaz!”, “Kız gibi ağlama!” filan denir. Onlar da zayıflık
yaptığı en önemli iştir bana göre. Pek çok yazar, evrenler olarak kabul ettikleri duygularını bastırmayı öğrenirler. Bir
yaratıp bunu güzel hikâyelerle süslemiştir fakat Tolkien erkek, kolay kolay kendini bırakıp ağlayamaz.
evreni, bu hikâyelerden bağımsız varlığını sürdürebilecek
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
temellere oturtulmuş bir evren olduğu için fantastik edebi-
hangisidir?
yattaki yerini hiçbir zaman kaybetmeyecektir. Daha akıcı,
daha eğlenceli, daha popüler hikâyeler her zaman ola- A) Ağlamanın insanlar için gayet normal bir durum olduğu
caktır fakat Tolkien gibi bir yaratımın söz konusu olması B) Ağlama ile ilgili geleneksel kabullerin yanlışlığı
için bir dehayı daha beklemek zorundayız. C) Erkeklerin kızlara göre daha az ağladığı

Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki- D) Duyguları bastırmanın zararlı olduğu

lerden hangisidir? E) Duygusuz insanların ağlamaktan çekindiği

A) Tolkien’in fantastik öykülerinden daha ilginç ve sürük-


leyici öyküler de yazılabilir. 14. Eleştiri yazılarını, yapıcı ve yıkıcı diye ikiye ayırmayı sağ-
lıklı bulmuyorum. Eleştirmenin yazara yapıcı olmak veya
B) Birçok sanatçının birlikte inşa ettiği düşsel evrenleri yıkıcı olmamak diye bir borcu olduğunu düşünmüyorum.
Tolkien, tek başına inşa etmiştir. Zira böyle bir borçtan hareketle ortaya çıkan metnin başlı
başına özerk bir metin olma şansı kalmaz. Edebî metnin
C) Tolkien’in açtığı yoldan ilerleyen pek çok yazar, fan-
güdümünde, onu merkeze alarak kaleme alınan eleştirinin
tastik edebiyat evrenini genişletmiştir. de başlı başına bağımsız bir metin olma lüksü yoktur. Eleş-
tiri ile tanıtım metni arasında bir fark olması gerekiyorsa
D) Tolkien, kurgusal edebiyat alanında çıtayı o kadar yük-
sınırın tam da bu noktadan yani eleştirinin özerk bir alana
seğe koymuştur ki o seviyeye ulaşılması çok zordur. sahip olmasından çizildiğini görmemiz gerekiyor. Aksi tak-
dirde “eleştiri” yokluğundan şikâyet etmenin “pohpohlan-
E) Tolkien, arkasında çok uzun süre bitmeyecek kadar
ma” eksikliği çekmek olmadığına kimseyi inandıramayız.
zengin bir edebiyat hazinesi bırakmıştır.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıda-
kilerden hangisidir?

A) Eleştirmen bütün yazarlara ve eserlere karşı tarafsız-


lığını korumalıdır.
B) Sanat dünyasında eleştirinin olmadığını söyleyenler
sürekli övülmek isteyenlerdir.
C) Eleştiri, bağımsız bir tür olduğu için yapıta tamamen
bağlı kalmak zorunda değildir.
D) Tanıtım yazılarının değerlendirilen eserden bağımsız
olması düşünülemez.
E) Eleştirmenlerin yapıcılık ile yıkıcılık arasında bir den-
ge tutturması gerekir.

95
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 11

15. Bir yazarın günlükleri ve özel notları, eserlerinden daha 16. Edebiyatın kendine özgü mekânları vardır. Muhitler bura-
dürüsttür; onu daha yalansız tanıtır. Defterler, bu bağ- da bir araya gelir ve mahfil olur. Artık yazarların bir araya
lamda mutsuz ve umutsuz bir yazarın acılarını iyice gün geldiği bu mekânlar azalsa da hepimiz biliriz ki bazen bir
yüzüne çıkarması bakımından dikkat çekiyor. Bunun yanı kahve kokusunun insanı kucaklayan sıcaklığında buluş-
sıra, söz konusu kitap (Defterler), Albert Camus’nün (A. mak mümkündür. Bundan mıdır bilmem, yazarlar hep
Kamü’nün) roman ve oyunlarının taslaklarına yer vermesi böylesi mekânları tercih etmişlerdir. Belki de kısa bir süre
açısından önem taşıyor. Bu anlatı taslaklarını incelerken de olsa bir kendinden taşma yaşayacaktır orada. Özel-
karakterlerin, cümlelerin oluşumuna yakından tanıklık et- likle de kahvehaneler bu yönüyle dikkat çeker. Ünlü de-
tiğinizi hissediyorsunuz. Bu durum, okur olarak size ayrı nemecimiz Salâh Birsel’in Kahveler Kitabı adlı o enfes
bir deneyim yaşatıyor. kitabından okuduğumuzda şaşırdığımız gerçek ise şudur:
1871’de yapılan bir sayımda sadece Beyoğlu semtinde
Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?
1260 kahve vardır. Bazı kahveler de bazı isimlerle özdeş-
A) Defterler’in önemi ve içeriği leşmiştir. Mesela İkbal Kahvesini Orhan Kemal’in burada
yaptığı sohbetler sevdirir. Türk şiirinin en önemli metin-
B) Albert Camus’nün günlükleri ve notları
lerinden Hızır’la Kırk Saat bir kahvehanede yazılmıştır.
C) Günlüklerin sanatçıları doğru tanıtması Üstadımız Sezai Karakoç, şiiri, adı gibi kırk günde sanki
Hızır’la randevulaşmış gibi Sarayburnu’nda denize bakan
D) Yapıtların karalama çalışmalarının özellikleri
bir kahvehanede yazdığını söyler hatıralarında. Hatay
E) Albert Camus’nün kederli bir yazar olması Restaurant ise daha çok İkinci Yenici şairlerin mekânıdır.
Ama özellikle Cemal Süreya ismiyle özdeşleşmiştir diye-
biliriz. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur romanı, Asma-
lı’daki Narmanlı Yurdu’nda bir odada yazılmıştır. Mesela
Nuri Pakdil, otel odalarını tercih etmiştir. Cahit Zarifoğlu
da öyledir. Şiirlerini kalabalık yerlerde, gürültülü mekân-
larda yazmayı sevecektir. Mekânlar, muhitler, mahfiller…
Edebiyatın atardamarları olmuş ve verilen zengin sanat-
sal kaynaklara şahitlik etmiş asırlarca.

Bu parçaya göre mekânlarla ilgili olarak

I. Kahvehaneler, yazma sürecinde diğer mekânlardan


daha fazla kullanılmıştır.
II. Günümüzde bu tür mekânların azalması yetkin eser-
lerin ortaya çıkmasını zorlaştırmıştır.
III. Mekânlar, edebiyatın sürekli canlı kalmasında önemli
bir işleve sahiptir.

yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) I ve III

96
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 11

17. 20. yüzyılın önemli kitle iletişim araçlarının başında şüp- 18-19. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
hesiz ki radyo geliyor. Radyo; ışığa, görüntüye, kamera-
ya ya da oyunculara ihtiyaç duymadan haberden “arkası
(I) Yaşar Kemal, edebiyat coğrafyasını genişletip zen-
yarın” olarak adlandırılan roman okumalarına, müzikten
ginleştiren bir anlatıcıdır. (II) Doğaya, insana, zamanın
sesli tiyatrolara kadar insanları bilgilendiren ve eğiten bir
ruhuna dönük dile getirdiği her bir şey yenidir, özgündür.
icat olmuştur. 1927 yılında Türkiye’ye kendini açan bu
(III) Yaşar Kemal’in gezindiği coğrafya, dil, kültür ve siya-
kutu, her eve misafir olmazdı. İlk olarak kahvehaneler ve
set bağlamındaki dünyasına dair önemli tespitler yapıyor
kamu alanlarında var olan radyo, dinleyenlerini buralarda
Özdemir İnce, Yaşar Kemal Türkiye’dir kitabında. (IV) O,
beklerdi. İletişim ve haberleşmenin kısıtlı imkânlarla sağ-
bir anlatıcının hem bugündeki geçmişine hem de gelece-
landığı bu dönemde haberler, her akşam kahvehanele-
ğe dönük birikimine nasıl bakmamız gerektiğini anlatıyor
re toplanan halk tarafından merakla dinlenir; uzun süre
bize. (V) Yeni çıkan kitap; bir şairin, denemeci ve edebiyat
tartışılırdı. İlerleyen zamanlarda radyo, evlere girerek
düşünürünün yorumu ile Yaşar Kemal’e açılan bir pencere
kadınların ve özellikle de çocukların vazgeçilmezi hâline
hatta kapı niteliği taşıyor. (VI) Onun anlatı ve düşünce ev-
geldi. Başköşede yerini alması ve dantelli örtülerle mu-
renine nereden, nasıl bakmamız gerektiğini de gösteriyor
hafaza edilmesinin sebebi evin en kıymetli eşyası olarak
aynı zamanda.
görülmesiydi. Radyo kimin evinde var ise mutlaka ona ko-
nuk olunur, bütün bir dikkatle haberler dinlenir; her gün
heyecanla arkası yarında okunacak romanlar beklenirdi.
18. Bu parçadaki altı çizili söz ile anlatılmak istenen aşa-
Zira radyo, insanların hem bilgi aldığı hem de kültür-sanat
ğıdakilerden hangisidir?
faaliyetlerini takip ettiği yerdi. Radyo, geçmişten günümü-
ze her zaman var olan fakat hiçbir zaman eskimeyen bu A) Yaşar Kemal’i tanımayı sağlayacak ipuçlarıyla dolu
özellikleriyle eğlenceli ve bilgilendirici bir kutu olmaya de- olduğu
vam edecektir.
B) Yaşar Kemal’in beslendiği kaynakları gösterdiği
Aşağıdakilerin hangisi bu parçada sözü edilen radyo- C) Yaşar Kemal’in eserlerinin anlaşılmasını kolaylaştıra-
ların bir özelliği değildir? cağı

A) Eğitselliği D) Yaşar Kemal’in yapıtlarının okunmasına katkı sağla-


B) Etkileyiciliği yacağı

C) Toplumsallığı E) Yaşar Kemal’in dünyasını geniş bir açıdan görme im-


kânı sunacağı
D) Evrenselliği

E) Sanatsallığı

19. Yukarıdaki parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci


paragraf hangi cümleyle başlar?

A) II B) III C) IV D) V E) VI

97
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 11

20. Karikatür tüm ülkelerde büyük ilgi görür, takip edilir. Çağ- 22. I. Sorunsuz insanlar arıyorsak onları sadece mezarlık-
daş sanat dallarından biri olarak kabul edilir. Karikatürün larda bulabiliriz.
kendine has tarafı, bir bakıma gerçekleri olduğundan
II. Önemli olan her sorunun bir fırsat kapısı olduğunu an-
farklı göstermesidir. Sanatçının özgün yorumu, düşünsel
lamaktır.
anlamda yapacağı katkı, kendini hemen ortaya çıkarır.
Karikatürde genel hedef, güncel olayların çerçevesinde III. Hayat devam ettiği sürece mutlaka çeşitli problemlerle
bireyin ve toplumun tebessüm etmesini sağlamaktır. Bu karşılaşacağız.
hedefe ulaşmak, sanatçının özgür düşüncesinden doğan IV. İnsanların fikirlerini değiştiremiyorsak onlarla ilişkileri-
bir yetkinlik içerir. mizi değiştirmeliyiz.

Bu paraçaya göre karikatürle ilgili olarak aşağıdaki- V. Engelleri aşabilmek için onun ardındakileri hayal et-
lerden hangisi söylenemez? mek gerekir.

A) Özgün bir yanının bulunduğu Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle bir paragraf


oluşturulmak istenirse hangi cümle dışta kalır?
B) Görsel unsurlar barındırdığı
A) III B) I C) IV D) II E) V
C) Aktüel konuları ele alıp işlediği

D) Sanatta bir ayna görevi üstlenmediği

E) Bütün uluslarca çok beğenildiği

21. ----. Gölgede kalmış bile olsa insanların üstün tarafları var- 23. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bir yazının ilk cümlesi
dır. Oraya ulaşma zahmetine hiç katlanmadık. İnsanları bu olmaya uygun değildir?
alanda yüzeysel ele aldık. Bilakis zayıf noktaları daha A) Geniş bir okur kitlesine seslenen sanatçıların her ese-
çok gündemde tutarak derinleştirdik. Hâlbuki bunun tam ri niteliklidir, diyemeyiz.
tersine bir yol izleyebilirdik, izlemeliydik. “Kaliteli ilgi”nin asıl
sermayemiz olan madenini yani “sevgi”yi kendi ellerimizle B) Usta şairlerden gelecek eleştiri ve önerilere açık ol-
bir kenara ittik. “Sevgi”nin her alanda ve anlamda iyileşti- malıdır genç şairler.
rici etkisini, gücünü kullanmadığımız için kendi denizimizi C) Doktorluk sevgi isteyen mesleklerin başında gelir her
kendimiz bitirdik. zaman.

Bu parçanın başına getirebilecek en uygun cümle aşa- D) Anne olup da çocuğunu korumayan kadın yoktur hiç-
ğıdakilerden hangisidir? bir yerde.

A) İnsanın ve hayatın bütünlüğü ancak böyle yansıtılabilir E) Yazarların kişiliği, üslubu üzerinde tarihin ve coğrafya-
nın da etkisi vardır.
B) Gayret gösterdik fakat netice alamadık diyebiliriz

C) Nereye vardığımızı, hangi durumda olduğumuzu açık-


ça görüyorsunuz

D) Bugüne kadar insanları hep tek yönlü değerlendirdik

E) “Kaliteli ilgi”nin insana kazandıracaklarını hiç hesap


etmedik

98
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 11

24. Bir süre evden çalışacak olmanız, hafta içi düzeninizi boz- 25. (I) İslam mirasının en önemli parçalarından birinin ta-
manız gerektiği anlamına gelmiyor. Çalışma alanı ve ra- savvuf olduğu şüphe götürmez bir gerçek. (II) Tasavvuf,
hatlığını sağlamak, evden çalışma konusunun belki de en İslam hayatının diğer göstergeleri gibi tekâmül etme (ge-
önemli faktörüdür. Dizüstü bilgisayarınızı alıp yatağınızda lişme) kanunlarına boyun eğmiştir. (III) Önce bir ibadet
çalışmaya başlamak, işleri daha yavaş yapmanıza ya da ya da nefsi terbiye yolu olarak Allah’a yaklaşmak için bir
odaklanma problemleri yaşamanıza neden olur. Bunun vasıta sayılmıştır. (IV) Daha sonra ise konusu, metodu ve
için rahat edeceğiniz bir alanda masa üstü bir çalışma or- hedefi olan bir ilim olarak belirmiştir. (V) Bu yolda diğer
tamı kurmak işinize daha çok yarayacaktır. Evinizin size ilimlerden ve din ilimlerinden kendisini ayıran vasıfları üst-
sunduğu rahatlığı biraz olsun kırmak, üstünüzdeki yükü lenmiştir. (VI) Ömer Rıza Doğrul tarafından kaleme alınan
atmak için oksijene ihtiyacınız artacaktır. ----. Aksi takdir- İslamiyet’in Geliştirdiği Tasavvuf adlı eser, bu vb. konuları
de kendinizi gün boyunca yorgun hissedeceksiniz. Bu du- anlamak için başvurulabilecek yetkin bir kaynak özelliği
rum da sizin verimli çalışmanızı engelleyecektir. taşıyor. (VII) Söz konusu eser, tasavvufun tarih boyunca
gösterdiği gelişmeleri ustalıkla ele alıyor.
Bu parçada boş bırakılan yere getirebilecek en uygun
cümle aşağıdakilerden hangisidir? Bu parçadan aşağıdaki cümlelerden hangisi çıkarılır-
sa parçanın anlamında önemli bir değişme, daralma
A) Çalışma saatleri içinde kendinize birkaç hedef belirleyin olmaz?
B) Bu nedenle, bulunduğunuz ortamı sürekli havalandırın
A) II B) III C) IV D) VI E) VII
C) Ara sıra yerinizden kalkın ve birkaç dakika yürüyün

D) Pencereden dışarıyı seyretmek sizi rahatlatacaktır

E) Bu yüzden çalışma ortamında kesinlikle sigara içme-


melisiniz

99
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Deneme - 11 bitti. Cevaplarınızı kontrol ediniz.
TÜRKÇE
DENEME SINAVI - 12

1. İnsan burnunun başlıca görevlerinden biri, solunan havayı 2. Nobel Fizik Ödülü’nü kazanan üçüncü kadın bilim insanı
ısıtmak ve nemlendirmektir. Bu sayede soğuk havalarda ve aynı zamanda Nobel Fizik Ödülü sahibi yaşayan tek
akciğerlere ulaşan havanın hücreler üzerindeki tahriş edici kadın olan Donna Strickland’ın artık detaylı bir Wikipedia
etkisi yok denecek kadar azaltılmış olur. Donma noktasının sayfası var. Ödülün açıklanmasından sonra yapılan ba-
altındaki sıcaklıklarda dahi teneffüs edilen hava, burun ar- sın toplantısında Strickland, fizik alanında bu ödüle layık
kasında (geniz ve alt solunum yolu) 26 °C civarındadır hatta görülen üçüncü kadın bilim insanı olduğunu öğrenince
30 °C’leri bulabilir. Solunan havanın burunda ısıtılmasının şaşırdı ve “Gerçekten mi? Daha fazla olması gerektiğini
yanı sıra, dış ortam ne kadar soğuk olursa olsun nem oranı düşünmüştüm. Kadın fizikçileri kutlamamız gerekir çün-
da burnu geçtikten sonra neredeyse yüzde 100 seviyelerine kü işte buradayız. Umuyorum ki zaman içerisinde daha
çıkar. Bu veriler, burnumuzun, soluduğumuz havanın akci- hızlı bir ilerleme kaydedeceğiz.” diye konuştu. Strickland,
ğerlere ulaşmadan önce ılık ve ıslak olmasını sağlamada ne çok önemli bir çalışmayla Nobel Fizik Ödülü’ne layık gö-
derece etkili ve önemli olduğunu göstermektedir. rülmüş olsa da Kanada’daki Waterloo Üniversitesi Fizik
Bölümünde henüz doçent doktor olarak görev yapıyor ve
Bu parçadan hareketle,
bu yüzden pek çok kişi onun akademik derecesinin çalış-
I. Nefes, burundan alınıp ağızdan verilmelidir. masındaki değeri yansıtmadığı konusunda hemfikir.

II. Burun, solunum için mükemmel bir işleyişe sahiptir. Bu parçadan hareketle,
III. Burnumuzun solunum dışında görevleri de vardır.
I. Daha önce Nobel Fizik Ödülü’nü kazanan bilim insan-
IV. Genizde belli bir sıcaklık, her zaman korunmaktadır.
ları bugün hayatta değildir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir? II. Waterloo Üniversitesi, Donna Strickland’ın akademik
kariyerindeki yükselişini engellemiştir.
A) I, II ve III B) II, III ve IV C) I, III ve IV
III. Wikipedia’da Donna Strickland ile ilgili ayrıntılı bilgile-
D) I ve III E) Yalnız II re yer verilmektedir.

yargılarından hangilerine ulaşılamaz?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) II ve III

100
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 12

3. Eğer yazmak ve bir şeyler anlatmak istiyorsanız artık size 4. Değersiz, sağlıksız, kullanılmayan tüm eşyaların birikti-
engel olacak hiçbir duygu yoktur. Hava sıcakmış, soğuk- rilmesi ve atılamaması durumuna dispozofobi, kompulsif
muş, yazacak yer yokmuş; bunları hiç dikkate almaz, biriktirme hastalığı veya istifçilik denir. Tutumlu olmak,
işinize odaklanırsınız ve aşkla yazarsınız. Yazarken baş- bazı eşyaları “İleride lazım olabilir.” düşüncesi ile sakla-
kasının gittiği yola sapmadan söylemek istediklerinizi do- mak biriktirme hastalığı değildir. Biriktirme hastalığında,
lambaçlı yollardan değil en kestirme yoldan vermelisiniz. toplanan ve bir türlü atılamayan eşyalarda bir düzensiz-
Yazdıklarınızın yetkin olması için ise yazmaya ara verip lik ve tutarsızlık vardır. Bu yüzden koleksiyonculuktan da
döne döne onu okumalısınız. Yazdıklarınızı kontrol ettiği- çok farklıdır bu hastalık. Koleksiyonerler, sadece bir ya
niz bu süre zarfında bile yazmaktan kopmazsınız. İnsanın da birkaç alanla alakalı eşyaları toplarlar. Üstelik toplanan
uzun süre ayrı kaldığı sevdiklerine kavuşacağı anı bekler- eşyalarda bir düzen ve intizam vardır. Hobilerini belirli bir
kenki sabrı ve heyecanı gibi bir duygu içerisinde yazma- disiplinle yürütürler. Biriktirme hastalığında ise düzensiz
ya döneceğiniz anı beklemelisiniz. İşte o zaman gerçek ve dağınık bir toplama özelliği bulunmaktadır. Çocukluk
yazar olursunuz. dönemlerinde çeşitli nedenlerden dolayı kıtlıklar ve ciddi
ekonomik sorunlar yaşamış olan insanlar, ilerleyen yaş-
Böyle düşünen bir yazar, aşağıdakilerden hangisiyle
larda biriktirme hastalığına yakalanabilirler. Duygusal
nitelenemez?
yoksunluklar, reddedilme, aldatılma, sevgi ve şefkat ihti-
A) Özgün yaçlarının yeterli düzeyde karşılanamaması vb. nedenleri
olan bu hastalık; eşyalara ya da hayvanlara aşırı ilgiye
B) Mücadeleci
sebep olabilmektedir. Bazı kişiler de olur da ilginç bir şey
C) Tutkulu satılır veya bir başkası kapar, diye semt pazarlarından
eşya toplar ve vaktinin çoğunu pazarlarda geçirir. Hasta-
D) Titiz
lar her şeyi biriktirir. Ama en çok biriktirilen eşyalar; kâğıt,
E) Gerçekçi gazete, mektup, plastik eşyalar, ev araç gereçleri, torba
ve giyim eşyalarıdır. Ayrıca bu hastalarda kişilik bozukluk-
ları da sık görülmektedir. Onlar, sorunlarının farkında ol-
madıkları gibi kendilerine müdahale edilmesine, evlerinin
boşaltılmasına çok kızarlar. Hatta eşyalarının atılmasına
engel olurlar, bağırırlar ve sakladığı eşyasına zarar gel-
mesi ya da kaybolması durumunda büyük acılar çekerler.

Bu parçada dispozofobi (kompulsif biriktirme hasta-


lığı) ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine deği-
nilmemiştir?

A) Hastaların eşyalarından ayrılma durumu ile karşılaş-


tıklarında verdikleri tepkiye

B) Hastaların bu davranışlarını rahatsızlık olarak kabul


etmediklerine

C) Belli bir dönem duygusal eksiklikler yaşayan kişilerde


ortaya çıktığına

D) Bazı türdeki eşyaların hastalar tarafından daha fazla


istiflendiğine

E) İlk olarak koleksiyonculuk ve hobi olarak yapılmaya


başlandığına

101
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 12

5. Ömer Seyfettin ve Sait Faik, öykü alanında farklı kulvar- 6. Araştırmacılar, gözlerimizde ve vücudumuzun diğer par-
larda yol almış yetkin yazarlarımızdır. Sait Faik, hikâye- çalarında üretilen salgıları kullanarak elektrik elde etmeyi
sel derinliği dış gözlemlerden çok başarılı iç gözlemlerle sağlayan bir yöntem keşfettiler. Eğer bu yöntemle verimli
kurmuştur. Bu iç gözlem irdelemelerinde tutturduğu coş- bir şekilde elektrik üretmek başarılırsa vücuda monte edi-
kulu söylemleriyle şiirleştirir anlatımını ama hiçbir zaman len tıbbi cihazlar için bir yakıt kaynağı elde edilmiş ola-
ozanlığa soyunmaz. Olay ve kurgulamaları geri plana cak. Gözyaşında, tükürükte, sütte, mukusta ve yumurta
atıp ruhsal gözlemleri ön plana çıkarır. Sıradan gündelik beyazında bulunan lizozim; bakteriyel hücre duvarlarını
olaylara, halktan kişilere ve kendi yaşamına öykülerinde yıkmakta yardımcı olan bir enzimdir. Ancak görünen o ki
yer verir. Ömer Seyfettin ise Türk öykücülüğünün mo- lizozimin bu işlevi dışında başka türlü özellikleri de var.
dern anlamdaki kurucusudur. Çünkü o, yüzyıllarca süre- İrlanda’daki Limerick Üniversitesinden araştırmacılar, bu
gelen Leyla ile Mecnun, Aslı ile Kerem, Ferhat ile Şirin enzimin kristallenmiş biçiminin elektrik yükü elde etmek
gibi aşk öykülerini aşmamızı ve çok çeşitli konulara da için manipüle edilebileceğini keşfettiler. İki cam lam ara-
eğilebilmemizi sağlamıştır. Konularını yalnız İstanbul’dan sındaki lizozim kristallerinden oluşan tabakaya basınç
seçmemiş, yurdun her köşesinden hayatı edebiyata ince uygulayan ekip, bu şekilde piezoelektrik olarak bilinen
ince işleyerek taşımıştır. Çevre betimlemeleri ve ruhsal formda enerji üretildiğini belirledi.
çözümlemelerden çok, olaya önem verip gerek konu-te-
Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden
ma gerekse dil ve üslup özellikleri bakımından her yaştan
hangisi söylenemez?
okuyucunun beğenisini kazanmıştır. Birbirlerinden farklı-
lıklarının teknik dayanağı ise olay kurgusunu, iç dünyala- A) Tanım cümlesine yer verilmiştir.
rını öykülerinin odağına koyup koymamaları ve gözlemci
B) Tartışmacı anlatımdan yararlanılmıştır.
bakış açılı anlatımı yeğleyip yeğlememeleridir.
C) Nesnel veriler kullanılmıştır.
Bu parçadaki öykü yazarlarımızla ilgili olarak aşağı-
daki yargılardan hangisine varılamaz? D) Öğretici bir yol izlenmiştir.

E) Sessel yinelemeler vardır.


A) Sait Faik, kurgulamada psikolojik yönleri öne çıkarmış
bir öykücümüzdür.

B) Ömer Seyfettin, Türk öykücülüğüne farklı bir boyut


kazandırmıştır.

C) Sait Faik, biyografik bir anlatımı da benimseyerek


eserlerini kaleme almıştır.

D) Sait Faik, şairliğe yeltenmeden, çevreyi dikkatle göz-


lemleyerek hikâyelerini oluşturmuştur.

E) Ömer Seyfettin, yüzeysel bir anlatımdan kaçınarak


öykülerinde Anadolu’yu yansıtmıştır.

102
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 12

7. Her yeni durumda araç-amaç uyumunun sağlanması, 9. Edilgen zihin, algılamanın herhangi bir anını durdurup de-
belirleyici önemde bir sorundur. Bugüne kadar gelen ğerlendirme, tartışma ve eleştiri olanağından yoksundur
egemen eğilim, “yüce” olarak nitelenen bir amaç için her görüntü ve sesin hızı karşısında. Gazete ve kitabın yerini
türlü aracın kullanılmasını doğal bir hak saymak doğrul-
görsel-işitsel aracın aldığını düşünelim: O zaman insan
tusundadır. Çoğu kez soylu bir amaç için yola çıkanlar,
dili, yazılı boyutlarını yitirecek; görsel-işitsel araç, tıpkı bir
kullandıkları araç ve yöntemlerle öylesine değişiyorlar ki
greyder gibi yükseklikleri tıraş edip çukurları dolduracağı
amaçları bile belirsizleşiyor. Kullanılan mücadele biçim-
lerinin amaçla uyumlu olması, inandırıcı olabilmek için için dilin zenginliği olan yan anlamlar, çağrışımlar, farklı-
bir zorunluluktur. İnsancıl, barışçıl, demokrat olarak ta- lıklar ortadan kalkacak ve dil çizgiselleşecektir. Bu ancak
nımlanan bir ilişkiler düzenine giderken bunlarla tümüyle bir başlangıç olacak, daha sonra insanın zihinsel yapısı
çelişen araçların kullanılması ve kullanımın çok uzun bir da değişecektir. Oysa okuma eylemi, yemek eylemi ka-
döneme yayılması, soylu hedefi bugünden sürekli olarak dar bireyseldir, içe dönüktür, en azından onun kadar dü-
uzaklaştırmaktadır. Oysa sorun, zaten bugünün araç ve şünsel ve duygusal yoğunlaşma ister. Okuma eyleminin
yöntemlerindeki olumsuzlukların yaşamımızdan bir an
zaman ölçeği saniye, dakika ve saat değildir; görünmez
önce dışlanmasıdır.
çarpanları, eksileri ve artıları vardır. Üstelik bu sonsuz za-
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? manın efendisidir yazıyı okuyan insan.

A) Kutsal gayelere ulaşmak için sıradan araçların kullanı- Bu parçaya göre, gazete ve kitabın yerini görsel-işit-
lamayacağına
sel araçların almasının sonuçlarından biri değildir?
B) Bazılarının yüksek hedefleriyle uygulamaları arasında
çok büyük tutarsızlık olduğuna A) Dilin bazı özelliklerinin ve boyutlarının kaybolması
C) Amaçları ile kullandıkları yöntemler çelişkili olanların B) Bireysel ve toplumsal seviye farklarının önemsizleş-
kimseyi ikna edemeyeceğine mesi
D) Ulaşılmak istenen yeni durumlar ile izlenen metotların
C) Dilin anlamsal çeşitliliğini kaybederek yoksullaşması
ahenginin temel ölçüt olduğuna
E) Soylu amaçları kısa sürede gerçekleştirmek için tutarlı D) İnsan dimağının farklı bir duruma evrilmesi
bir mücadele sürecinin gerekliliğine E) Anlamı çoğaltan, derinleştiren faktörlerden yararlanı-
lamaması

8. Ortaöğretimde okul modelleri içinde ilk “fen lisesi” 1964 yı-


lında Ankara’da, ilk “sosyal bilimler lisesi” 2003 yılında İs-
tanbul’da kuruldu. Toplam 39 yıllık zaman farkı ile fen lisesi
sayısı 208’e, sosyal bilimler lisesi sayısı 89’a ulaşmış oldu. 10. Bizim tezgâhın arkasında, yerde duran sarı tablodaki sarı
Ayrıca aralarında çok ciddi şekilde “nitelik farkı” var. Başa- çocuğun resmi hiçbir dükkânda yoktu. Bizim semtin en gü-
rı puanlarına göre belirlenen yüzdelik dilim açısından fen zel dükkânıydı Saim abinin yeri. Diğerleri bakkaldı, kahvey-
liseleri %7,99’luk dilimden, sosyal bilimler liseleri %58,3’lük di, tuhafiyeydi, pastaneydi, tıklım tıklımdı. Ama benim ilgi-
dilimden öğrenci alıyor. Alan ve bölüm tercihlerinin de buna
mi çekmezdi, burası başkaydı. Sarı çocuğun resmi bütün
paralel olarak gerçekleştiği biliniyor. Tercih sıralamasında ilk
meselemdi, bir yıl önce dükkâna geldiğimde Saim abi, sarı
100’e giren üniversitelere ve bölümlere bakıldığında bunların
çoğunun fen bilimleri olduğu görülüyor. çocuğun tablosunu tezgâhın üstüne atmıştı. Ben de toz alı-
yordum, her yeri silip süpürdükten sonra dükkânın kapısını
Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden çekip eve gidecektim ki tabloyu görmüştüm. Sapsarı bir ço-
hangisi söylenemez?
cuk, soluk mavi gözleriyle bana bakıyordu.
A) Karşılaştırma yöntemine başvurulmuştur.
Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım teknikle-
B) İstatistiksel verilerden yararlanılmıştır. rinden hangisi ağır basmaktadır?
C) Kanıtlanabilirlik esas alınmıştır.
A) Betimleme B) Açıklama C) Örneklendirme
D) Dolaylı anlatıma yer verilmiştir.
E) Açıklama yönteminden yararlanılmıştır. D) Öyküleme E) Tanık gösterme

103
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 12

11. Biz, dili sözcük sözcük değil cümle cümle öğreniriz. Söz- 13. Hiçbir şair, hiçbir sanatçı kendisinden sonrakilere iletmek
cükleri alfabetik sıraya dizen sözlükler onları canlı muhit- istediği bir dünya görüşünü tek başına veremez. Onun
lerinden çıkarır. Dil, konuşulan ve yazılan “cümleler”den bize vereceği dünya görüşü, hayat felsefesi geçmişteki
ibarettir. Cümleler ise bir duyguyu ve düşünceyi ifade şair ve sanatçıların görüşleri ile ilişkisi bakımından değer-
eder. Gerçek dil hakkında bir fikir sahibi olmak için sözlük- lendirilebilir. Onu tek başına değerlendiremezsiniz. Onu
lere değil, konuşmaya ve yazılı metinlere bakmak gerekir.
ölülerin arasına yerleştirip eserlerini onlarınki ile karşı-
Türkçeye binlerce seneden beri giren yabancı kelimeleri
laştırmalısınız. Ancak böyle bir yol izleyerek sağlıklı bir
çıkarmaya kalkanlar kelimeye cümleyi yani duygu ve dü-
sonuç elde etmiş olabilirsiniz, aksi takdirde vereceğiniz
şünceyi feda etmişlerdir.
hükümler hep eksik kalacaktır.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi eleştirilmektedir?
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki-
A) Türkçeye giren yabancı sözcüklere karşı dilcilerin du- lerden hangisidir?
yarsız yaklaşımları
A) Hiçbir şair, bir düşünceyi tek başına savunarak insan-
B) Gerçek dil ile ilgili yanlış bilgilere ve düşüncelere sa-
lara aktarmak istemez.
hip olunması
B) Sanatçının başarısı diğer sanatçıların başarısı ile kı-
C) Sözlüklerin hazırlanması aşamasında gerekli ve ye-
yaslanmalı ve öyle ele alınmalıdır.
terli titizliğin gösterilmemesi
C) Sanat yapıtında dünya görüşü hiçbir zaman tek başı-
D) Dilin kelimelere indirgenmesi ve yabancı sözcüklerin
dilden atılmaya çalışılması na önem taşımaz.

E) Fikirlerin ve duyguların doğru bir şekilde ifade edil- D) Sanatçının dünya görüşü ile eserleri arasındaki ilişki
memesi iyi incelenmelidir.

E) Bir sanatçının yapıtları ve fikirleri önceki sanatçıların-


ki ile mukayese edilerek değerlendirilmelidir.

12. Maksim Gorki, fırıncı çıraklığı yıllarında Tolstoy’un bir


öyküsünü okurken öylesine kendinden geçer ki acaba
kâğıdın içinde büyülü bir şey mi var, diye kâğıdı havaya
kaldırıp ona bakar. Tabii ki beyaz sayfa üzerinde siyah
harflerden başka bir şey göremez. Fakat saf fırıncı çırağı-
nı ve bütün saf okuyucuları büyüleyen şey o beyaz sayfa
üzerinde yazılı kara harflerden başka bir şey değildir.

Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı-


dakilerden hangisidir?

A) Maksim Gorki, çocukluğundan itibaren edebiyata ilgi


duymuştur.

B) Yazınsal yapıtlardaki dilin insanları etkileme gücü


vardır.

C) Fırıncı çırağı çok basit bir öyküden bile etkilenebilir.

D) Kitapların sayfalarının beyaz, yazılarının siyah olması


etkiyi artırır.

E) Tolstoy’un hikâyelerinin etkileyici bir yanı vardır.

104
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 12

14. İlk Türk filmini çekerek kayıtlara geçen Fuat Uzkınay, 15. Vatanın, milletin bekası için Samiha Ayverdi’nin eserle-
Ayestefanos’taki Rus Abidesi’nin yıkılışını çekerken Türk rinde karşımıza çıkardığı, şifahi kültürün aktarıcısı, kültür
sinema tarihinin 100 yılına İstanbul’un ev sahipliği yapa- namusunun emanetçisi, yeni medeniyetin kurucusu gibi
cağını aklından geçirmiş midir acaba? Pek çok medeni- görevler yüklediği kadın; Batmayan Gün’de bu özellikle-
yete başkentlik yapmış, köklü kültürüyle tarihe adını yaz- rinden izler taşısa da asıl mutasavvıf kimliğiyle karşımıza
dırmış olan İstanbul, özellikle 1960’lardan itibaren farklı çıkar. Bu bakımdan, Ayverdi’nin hayatının gölgesi sayıla-
türlerdeki sayısız filmde bizzat başrolde oynadı. Mekân bilecek Batmayan Gün romanında tarihî şuur taşıyan, ay-
olgusunun büyük önem taşıdığı sinema sanatına kan ve- rıntılı düşünebilen, sorgulayan ve bunun için okumaktan
rirken öyküsünden karakterine, müziğinden atmosferine imtina etmeyen, sanatla yakından ilgili, ustalıkla piyano
değin ihtişamını hemen her filme yansıttı. Türk sineması- çalan, yurt dışında bir başka dilde eğitim alabilecek se-
nın başkenti olarak büyülü ve etkileyici mekânlarıyla yal- viyede ikinci bir dile malik, dünyadaki tüm sosyal ve si-
nızca yurt içinden değil, yurt dışından sinemacıların da yasi gelişmelerden haberdar, entelektüel kadın hüviyeti
iştahını kabartmayı başarmıştır bu yüzden. öne çıkmaktadır. Ancak başkahraman Aliye’ye yüklenen
bu niteliklerden, romanın diğer kadınlarında eser yoktur.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıda-
Hatta Aliye dışındaki tüm kadın kahramanlar silik karakter
kilerden hangisidir?
nitelikleri sergilerler.

A) Türk sinema sanatının nasıl bir gelişim sürecinden Bu parçadan yola çıkılarak Batmayan Gün ile ilgili
geçtiği aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
B) Türk sinemacıların konu ve tarihsel dekor seçiminde
A) Kadın karakterlerin erkeklerden daha güçlü bir şekil-
hiç zorlanmadığı
de idealize edildiği
C) Mekân olarak sinema sektöründe İstanbul’un çok
B) Analitik düşünebilen bir kadın rol modelini karşımıza
önemli olduğu
çıkardığı
D) Kadim bir kültüre sahip olan İstanbul’un her dönemde
C) Tasavvufi özellikleri baskın olan bir eser olduğu
canlılığını koruduğu
D) Yapıtın otobiyografik özellikler taşıyan bir roman olduğu
E) Ülke dışından pek çok sinemacının İstanbul’a ilgi gös-
terdiği E) Eserde kadına kültürel misyonların etkili bir şekilde
yüklendiği

105
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 12

16. Halikarnas Balıkçısı takma adıyla tanınan Cevat Şakir 17. Çizgi filmler, çocukları hem eğlendirir hem güldürür hem
Kabaağaçlı (1886-1973); hikâyeci ve romancı olarak Ege de onların hayal dünyalarını zenginleştirir. Ayrıca onların
ve Akdeniz kıyılarımızın, ekmeğini çekişe dövüşe deniz- dünyalarında eğlendirici olduğu kadar öğretici rol de üst-
lenmektedir. Ancak bu yönüyle belli tedbirler alınmadığı
den çıkaran yoksul ama namuslu insanlarının yaşam se-
takdirde çocuklarda olumsuz sonuçlar doğurabilir. Araş-
rüvenini, bu bölgelerin taşı toprağı, ormanı dağı, mitolojisi
tırmalara göre şiddet içerikli çizgi film izleyen çocukların,
efsanesiyle birlikte şiirsel bir anlatımın bütün sıcaklığında
yaşıtlarına göre daha fazla kavga ettikleri, daha gergin
coşa taşa edebiyatımıza mal eden ilk ve tek sanatçıdır. ve agresif oldukları gözlenmiştir. Ebeveynler, bu olumsuz
Babasının elçi olarak bulunduğu Atina’da geçen çocukluk etkileri en aza indirmek için çocuklarının izledikleri çizgi
günlerinde filizlenip Oxford’daki tarih öğreniminde daha filmleri belli aralıklarla onlarla izleyebilir ve içerikleri hak-
bir gelişerek bilinçlenen mitoloji merakı, meraktan da öte kında birkaç cümlelik de olsa yorumlar yapıp onlarla tar-
tutkusu, o taşkın deniz seviyesiyle sarmaş dolaş olarak tışabilirler.
hikâye ve romanlarına yansır. Çizgi filmleri konu alan bu parçayla ilgili olarak aşağı-
da verilenlerden hangisi yanlıştır?
Bu parçadan Cevat Şakir Kabaağaçlı ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Çizgi filmlerle ilgili öneriler yapılmıştır.

A) Belli bir bölgenin insanını şiirsel bir üslupla ele aldı- B) Çizgi filmlerin işlevinden bahsedilmiştir.
ğına C) Çizgi filmle ilgili tanımlamalara yer verilmiştir.
B) Yapıtlarının oluşması aşamasında zengin sanatsal D) Olumsuz yönleri nesnel olarak değerlendirilmiştir.
kaynaklardan beslendiğine
E) Didaktik özellikler barındırdırmasıyla ilgili bir durum-
C) Eserlerinde karakterleri canlı bir şekilde yansıtıp ele dan söz edilmiştir.
aldığına

D) İstek, ilgi ve arzularının yazmış olduğu bazı edebî tür-


lere aksettiğine

E) Sıradan ve gündelik yaşamı eserlerinde samimi bir 18. I. Cumhuriyet’in çeviri alanındaki olağanüstü atılımı ve
şekilde ön plana çıkardığına başarısı dünyayı ve insanlığı anlayıp öğrenme, aydın-
lanmış bir ulus olma çabasının en önemli adımların-
dan biri oldu.
II. Çeviri atılımı; dünya düşünsel sisteminin, felsefe ve
edebiyatının kavranmasında, yeni yapıtların ortaya
konmasında önemli bir ivme getirdi.
III. “Dillerin dili”, “dilin dille, insanın insanla buluşması”,
“insanlığın birikiminin, oluşturduğu değerlerin ortak ol-
duğu bilinciyle paylaşılması”dır çeviri faaliyetleri.
IV. Çağdaşlaşmanın bir parçası olan çeviri atılımımız, bu
zorunluluğun ortaya çıkardığı bir aydınlanma ve ay-
dınlatma adımıdır.
V. Çeviri ile gelen zenginlik, edebiyatımızın kendi ulusal
kimliğini kazanmasını ve zenginleşerek yeni ürünlerini
ortaya çıkarmasını sağladı.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle bir paragraf


oluşturulduğu zaman ilk cümle hangisi olur?

A) I B) II C) III D) IV E) V

106
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 12

19-20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 20. Bu parçanın sonuna getirebilecek en uygun cümle
aşağıdakilerden hangisidir?

----. Şimdilik eski popüler filmlerin gösterildiği salonların A) Gişe rekorları kıran filmlerin resmî vizyon (gösterim)
%95’i ise hâlâ kapalı. Yerel sinema sektörünü yeniden tarihleri henüz belirlenmedi
kurmaya hazırlanan ülke, yardım için süper kahramanlara
B) Avatar filmi, 2009’da Çin’de 202 milyon dolarlık tarihî
başvurmayı düşünüyor. The Hollywood Reporter’da yer
bir hasılat elde etmişti
alan habere göre önümüzdeki gün ve haftalarda Marvel’in
Avengers (Yenilmezler) filmlerinin tamamı ülkede yeni- C) Yenilmezler (Avengers) serisi, Çin’de, açık arayla en
den gösterime girecek. Gösterime girecek eski Hollywood çok sevilen yabancı film oldu
gişe rekortmeni filmler arasında Avatar (2009), Başlan-
D) Dijital sinema paketleri, sinema salonlarına çok yakın
gıç (Inception-2010) ve Yıldızlararası (Interstellar-2014)
bir zamanda ulaşacak
da yer alacak. Çok sevilen ve izlenen filmleri tekrar gös-
terime sokmanın Çin’de büyük bir sektör hâline gelmesi E) Sinema işletmecilerinden biri bu tarihin çok da uzak
bekleniyor. ----. olmadığını söyledi

19. Bu parçanın başına getirilebilecek en uygun cümle


aşağıdakilerden hangisidir?
21. İnsanı öbür canlılara üstün ve egemen kılan, tasarım
A) Çin, yıllık 9 milyar dolar hasılat rakamı ile ABD’nin gücü ve yeni yapıtlar oluşturabilme yeteneğidir. Güzel
hemen arkasında dünyanın en büyük ikinci sinema sanatlar ise bunun en özgür, en saf uygulama alanıdır.
sektörüne sahip ülkesidir Çağlar boyu insanın iç dünyasına, toplumsal ve evrensel
gerçeklere yönelttiği ışık; kişinin benliğini, toplumu, evreni
B) Koronavirüs salgını tehlikesini büyük ölçüde atlatan
ve kendisinin onlar içindeki yerini kavramasında en büyük
Çin’de 500’den fazla sinema, kapılarını yeniden açtı
aydınlatıcı olmuştur. İnsanlar; güzelliği, aşkı, ihtirası, kini,
C) Sinema sektörünü tekrar canlandırmak isteyen Çin, kısaca insana özgü bütün duyguları; onun sözler, sesler,
koronavirüsün etkisini kaybetmesi ile harekete geçti renkler, biçimler hâlinde somutlaştırarak ortaya koyduğu
yapıtlarda gördüler. Şu hâlde “faydalı”dan, kısıtlı olarak
D) Stratejisini Marvel’in Yenilmezler (Avengers) filmleri
“yenen, içilen, giyilen veya bir amaç için kullanılan şey”
üzerine kuran Çin, halkı yeniden sinema salonlarına
kastedilmediği takdirde sanat faydalıdır da. Uygarlığın ve
çekmek istiyor
hele teknolojinin gelişmesinde, ekonominin büyümesinde
E) Yeni film çekimlerini şimdilik askıya alan Çin, önceki büyük rol oynamıştır.
yıllarda çok izlenen filmler ile seyircileri yeniden bu-
luşturmaya hazırlanıyor Bu parçadan hareketle, sanatla ilgili aşağıdakilerden
hangisine ulaşılamaz?

A) İktisadi ve teknolojik düzeyin yükselmesine katkı sağ-


ladığına

B) İnsanla ilgili birçok unsurun sanatsal üretimlerde yer


aldığına

C) Sanattaki fayda kavramına farklı bir anlam yüklendi-


ğine

D) Bütün insanların ihtiyaç duyduğu bir alan olduğuna

E) Sanat dallarında birbirinden farklı malzemeler kulla-


nıldığına

107
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 12

22. (I) Orhan Kemal’in yazıları halkın, yoksulların ve özellik- 24. (I) Resim önemli bir iletişim aracıdır. (II) İnsanlar kullandığı
le işçilerin sorunlarından esinlenerek kitleleri etkileyen bir renklerle, çizdiği çizgilerle iç ve dış dünyasını kâğıda yansıt-
havadaydı. (II) O, yazarlığa Bursa Hapishanesi’ndeyken mak ister. (III) Resim çizmek için illa ressam olmak gerek-
başlamış ve okuyuculara kendini çok sevdirmişti. (III) Si- mez. (IV) Sadece yetişkinler için değil çocuklar için de resim
yasal tartışmaların dışında kalmayı tercih ediyordu. (IV) çizmenin pek çok faydası vardır. (V) Resim çizmek, çocuklar
Orhan Kemal’i bana Melih Cevdet, 1946 yılında Akşam ga- için yalnızca bir faaliyetten ibaret değildir. (VI) Çocuk, resim
zetesinde birlikte çalıştığımız dönemde tanıttı. (V) Bir süre ile küçük kaslarını etkin bir biçimde kullanmayı öğrenir ve
sonra Melih’in önerisi üzerine Akşam gazetesinde bir sanat göz-el koordinasyonunu sağlar. (VII) Yeni figürler çizdikçe
sayfasının hazırlanmasına karar verdik. (VI) Orhan Kemal bundan memnun olur, çevresinden de onay alırsa bu mem-
sık sık gazeteye geliyordu. (VII) Böylece dost olduk ve bu nuniyet oranı artar. (VIII) Bir şeyler başardığına inanır, bu da
dostluğumuz hep devam etti. öz güven kazanmasını sağlar.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag- Bu parçadan numaralanmış cümlelerden hangisi çı-
raf hangi cümleyle başlar? karılırsa parçanın anlamında önemli bir değişme, da-
ralma olmaz?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
A) III B) I C) IV D) VII E) VIII

23. (I) Spor yapmak pek çok açıdan insan vücuduna ve ruhu- 25. Bol bol okuduğumuz şu günlerde… Şaka şaka, okuyor mu-
na katkıda bulunur. (II) Öncelikle iyi bir vücuda sahip ol- yuz? Yoksa evde olduğumuz bu süreçte de yine bahane-
mak gibi bir beklenti içinde olsanız da sağlıklı kalabilmek ler bulmaya devam ediyor muyuz? (I) Maslow’un “İhtiyaç-
için spor yapmanız gerekir. (III) Spor, kendinizi daha zin- lar Hiyerarşisi Piramidi” gibi bahaneler bulup okumamak
de ve güçlü hissetmenizi sağlar. (IV) Bireysel olarak size pekâlâ mümkün. (II) Okumamak için türlü bahaneler geliş-
uygun olan bir spor ile uğraşmanız, düzenlilik ve sürdürü- tiriyoruz, bunun da en çok telefonla ve sosyal medya ile il-
lebilirlik açısından kesinlikle çok daha ideal olacaktır. (V) gisi olduğunu düşünüyoruz ya, haklısın. (III) Tabii ki mesajı
Bir spor dalına zaman ayıramayacak yoğunlukta olanlar bırak, sosyal medyaya girme, oyun oynama vb. şeyler de-
ise günde on beş yirmi dakika ayırarak her yerde gerçek- miyorum. (IV) Evde olma hâlini, dışarıya çıkma uyaranının
leştirebilecekleri egzersizleri yapmaya gayret etmelidir. en az olduğu böyle bir zamanı da iyi kullanalım, diyorum.
(V) En azından bir yabancı dil öğrenmeye çalışmak, yeni
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinin
kitaplar keşfetmek, daha aklına gelebilecek başka şeyler
yerine “İnsan spor sayesinde kuvvetini ve canlılığını artı-
yapmak; böyle günleri daha iyi hâle getirmez mi? (VI) Eve
rabilir.” cümlesi getirilebilir?
girdiğimiz gibi evden dümdüz çıkmayalım, bu ay mottomuz
olsun hadi…
A) I B) II C) III D) IV E) V
Bu parçada asıl anlatılmak istenen düşünce, numara-
lanmış cümlelerin hangisinde belirtilmiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

108
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Deneme - 12 bitti. Cevaplarınızı kontrol ediniz.
TÜRKÇE
DENEME SINAVI - 13

1. Hem küresel hem ulusal ölçekte enerji, su ve iklim güven- 2. Efsanelere göre milattan önce yaşayan Pers İmparatoru
liğiyle ilgili endişeler giderek artıyor. Petrol ve gaz fiyatları Darius, Hindistan’ı istilası sırasında ilk defa şeker üretil-
rekor düzeye ulaşırken küresel ölçekte enerji gereksini- diğini gördüğünde onu “kamıştan elde edilen tatlı sıvıya
mindeki artış sürüyor. Suya erişim, yer altı kaynaklarının arısız bal” olarak adlandırmış. Şekerin üretimi sır olarak
aşırı tüketilmesi ve kirlilik nedeniyle azalıyor. Artan dünya saklanmış ve büyük paralar kazanılmış. Tarihçilere göre
nüfusunun gereksinimlerini karşılayabilmek için su kulla- şeker ilk defa Avrupalılara tanıtılmış. Avrupalılar ilk önce
nımının daha iyi yönetilmesi gerekiyor. İklim değişiklikleri şekere “beyaz tuz” adını vermişler. Şeker kamışından
ise gezegenimizin kaynaklarının aşırı tüketimini hızlandı- üretimi hayli zor ve masraflı olan şeker, egzotik bir tat ola-
rıyor. Birbirine bağlı bu karmaşık sorunları en kısa sürede rak damaklarda yer edinmiş. Pahalı ve lezzetli olan şeker
ele almazsak medeniyetimizin yakın geleceğini tehlikeye ancak zengin Avrupalıların ilaç olarak kullandığı bir besin
atmış oluruz. Enerjiye ve suya erişim sorunları ile iklim maddesi gibi tüketilmiş. O zamanlarda kelle şekeri tıraş-
değişimine bağlı sorunların çözülebilmesi için kaynakların lanarak diğer ilaçlar gibi gram olarak satılırmış. Dünyanın
yönetimi ile ilgili politikalarda zor kararlar alınması, büyük endüstriyel çağa gelinceye kadar olan döneminde şeker
reformlar yapılması gerekiyor. Uygun politikalar uygulayıp daima ulaşılması çok pahalı bir madde olarak kalmış.
istenmeyen sonuçların önüne geçmek için yakın dönem-
Bu parçada şekerle ilgili olarak aşağıdakilerden han-
de güçlü ve cesur küresel liderlere ihtiyacımız olacaktır.
gisine değinilmemiştir?
Bu parçadan hareketle,
A) Sadece şeker kamışından yapıldığına
I. Suya erişimin zorlaşmasına bazı kaynakların haddin-
B) İlk nerede ve kimler tarafından üretildiğine
den fazla tüketilmesinin yanında kirliliğin artması se-
bep olmuştur. C) Farklı amaçlarla kullanımı hakkında bilgilere
II. Enerjiye olan ihtiyaçtan dolayı petrol ve gaz fiyatla-
D) Değişik tanımlamalarla ifade edildiğine
rının yükselmesi, ülke ekonomilerini olumsuz etkile-
mektedir. E) Değişik ülkelere satışının yapıldığına
III. Küresel ölçekteki planlamalar ile kaynakların idaresine
yönelik köklü yenilikler içeren çalışmalar yapılmalıdır.
IV. İklimsel değişimlerin önüne geçmek ve kaynakları ve-
rimli kullanmak için nüfus artış hızı yüksek olan ülke-
lerin daha dikkatli davranmaları istenmektedir.

yargılarından hangileri söylenebilir?

A) Yalnız I B) III ve IV C) I, II ve III

D) I ve III E) I, III ve IV

109
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 13

3-4. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 4. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?

Bir kenti algılamanın en iyi yolu, ona önce tepeden bak- A) Karşılaştırma
maktır. Sidre Tepesi’nden biz de bu anlayışla şehri sey-
B) Benzetme
retmeye başladık. Binlerce yılda şekillenmiş bir tablo gibi
gözlerimizin önüne serilen Isparta, güzelliklerini ilk bakış- C) Kişileştirme
ta bilerek fark ettirmeyen bir şehir. Öyle ki onu tanıdık-
D) Saptama
ça, sokaklarında ve kırlarında gezindikçe seviyor insan.
Yaz aylarına yakın âdeta bir gül bahçesine dönüşen ken- E) Alıntılama
tin güle duyduğu aşkın izleri ise her mevsim belirgindir.
Parfümden kreme, lokumdan sabuna kadar otuzdan fazla
ürüne dönüşen incecik, pembe yapraklı Isparta gülü, ken-
tin her köşesinde hatırlatıyor kendisini. Kimi zaman bir so-
kak lambası, kimi zaman ise masa örtüsü deseni, kolye,
pencere pervazı ya da futbol takımının renkleri şeklinde
karşımıza çıkan güle kentin duyduğu minnet borcunun
ifadesi bu olsa gerek. Gülün yaydığı eşsiz kokunun etki-
sinden midir bilinmez, insana huzur ve dinginlik veren bir
havası var Isparta’nın. Kentteki en eski Osmanlı eserle-
rinden biri olan İplikçi Camii’nin arkasındaki Köy Pazarı
esnafının yüzünde hissedebilirsiniz bu duyguyu. Şehrin
ortasında köy havası yaşayabileceğiniz pazarın iki adım
ilerisinde, İstanbul’un modern semtlerindeki kafelere taş
çıkartacak kalitede işletmeler var. Isparta’nın fark yaratan
bir özelliği bu galiba: geleneklerini yitirmeden modern ol-
mayı başarabilmek.

5. Bazı insanlar Nişantaşı, Bebek, Beyoğlu vb. zengin semt-


3. Bu parçadan Isparta ile ilgili olarak lerdeki ortamlardan âdeta nefret ederler çünkü oraların

I. ayrımına hemen varılamayan güzelliklere sahip olduğu, sahipleri başkalarıdır. Hem de kendi yaşantısına hiç ya-
kın olmayan insanlarla doludur o muhitler. Yoksulluğun
II. geçmişten kopmadan yeniliği yakaladığı,
verdiği acıyı son hadde kadar hissederler. Bu muhitlerde
III. gülün şehirle bütünleşip bazı ürünlerde sembolleştiği, yaşayanlar ezilmişlik duygusunu hissettirmeseler de on-
IV. diğer şehirlerde bulamayacağımız duygusal evrene lar pek sevmezler bu mekânları ve insanları. Belki de hiç
sahip olduğu varlıklı olamayacaklarından zenginliğin kötü bir kavram
olduğu zihinlerinde kalacaktır. Bunun için kendi yoksul,
saptamalarından hangisine ulaşılamaz?
mütevazı çevrelerine hemen dönüp, odalarına çekilip
şairin “Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz.”
A) Yalnız I B) I ve IV C) I ve III
sözünü kendilerine düstur edinirler.
D) Yalnız IV E) III ve IV
Aşağıdakileden hangisi bu parçada bahsedilen insan-
ların yaşadığı duygulardan biri değildir?

A) Utanma B) Yalnızlık C) Karamsarlık


D) Alçak gönüllülük E) Hor görülme

110
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 13

6. Gençlikte hele ilk çocukluk çağlarında kazanılan kötü 8. Eşitlik, özgürlük ideali ile birlikte insanlığın temel değer-
huylar kökleşir, ileride terbiye ve irade kuvvetine karşı bir lerinden biri olarak tarih boyunca olduğu gibi günümüz-
direnç gösterir. Bu huylar, daha sonra ruhi bir tembellik ve de de birçok konuda tartışmaların eksenini şu ya da bu
ihmal ile kaynaşarak muhtemelen mezara kadar yakamı- biçimde oluşturmayı sürdürüyor. Ancak eşitlik, insanların
zı bırakmaz. Fakat bütün güçlüklere rağmen huyların en ortak ideali durumunda olsa da herkes tarafından farklı
kötüsü bile irade, azim ve iyi bir terbiyenin tokmağı altında algılanabilen bir kavramdır. Bu nedenle eşitlik kavramı-
ezilip şekillenmeye mahkûmdur. Çünkü gençlik, beden nın tekrar tekrar irdelenmesi, çeşitli kesimler ve anlayışlar
yönünden olduğu kadar ruhun şekillenmesi bakımından arasında sürekli bir tartışma konusu olması çok önemlidir.
da hayatın en esnek devresidir. Bunun içindir ki terbiye ve Bu, insanlar arasındaki eşitlik çerçevesinin taban alanını
ahlakın etki bakımından en verimli çağı gençliktir. genişletecektir. Eşitlik bu hâliyle, birçok başka istemle bir-
likte gelecekte de insanlığın temel gelişim eksenlerinden
Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak
biri olacaktır. Eşitliğe eşlik eden istemlerin başında da öz-
I. Açıklama yöntemine başvurulmuştur. gürlük istemi yer alır.

II. Mecaz anlamlı sözcüklere yer verilmiştir. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
III. Tanımsal nitelik gösteren cümle kullanılmıştır.
A) Eşitliğe herkesin farklı anlamlar yüklediği
IV. Tanık gösterme yönteminden yararlanılmıştır.
B) Eşitlik kavramının her dönemde çok tartışıldığı
yargılarından hangileri söylenemez?
C) İnsanların, eşitliği her zaman üstün bir fikir olarak gör-
A) Yalnız III B) Yalnız IV C) I ve II düğü

D) III ve IV E) I, III ve IV D) Sonraki dönemlerde de eşitlik idealinden vazgeçile-


meyeceği

E) Eşitlik olmadan temel özgürlüklerin korunamayacağı

7. Şehzadebaşı’nda bir köfteci vardı, aksi mi aksi bir adam-


dı ama köftesi de piyazı da pek hoştu. İstanbul’un bütün
lokantalarını, köftecilerini avucunun içi gibi bilen bir ar-
kadaş, ona “Huysuz” lakabını takmıştı. Huysuz’u bir gün
müşterileri kızdırmıştı ve Huysuz, “Şeytan diyor ki kapat
şu dükkânı, milleti aç bırak!” diye bağırıp duruyordu. Bir
sanatçının da kendisine ve işine, en az Huysuz kadar
önem vermesi gerekir. Bu, sanatımızın gelişmesi bakı-
mından faydası inkâr edilemez bir gerçekliktir.

Bu parçada anlatılan köfteci ile ilgili olarak

I. En iyi bildiği işi yapmaktadır.


II. Davranış kontrolü zayıftır.
III. Kendisini vazgeçilmez görür.
IV. Müşterileri tarafından sevilmektedir.

yargılarından hangileri söylenebilir?

A) I ve II B) I, III ve IV C) II, III ve IV


D) II ve III E) I, II ve III

111
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 13

9. Yazılı basın, armağanlar dağıtarak, televizyonlaşarak bu- 10. Dağdan akan suyu düşünün. En az direnç gösteren yolu
nalımdan çıkamaz. Yazılı basının “bakar”a değil, “okur”a seçer akmak için. Yani önüne bir kaya çıkacak olursa
gereksinimi var. O hâlde kendini savunmak için mevcut onunla uğraşmaz, kayayla mücadele etmez, etrafından
okurunu koruyup daha fazlasını kazanmak için yazıyı sa- dolaşıp devam eder akmaya. Bundan esinlenerek şöyle
vunmak zorunda. Bunun için gazetenin gazeteleşmesi, der sufiler: “Seninle uğraşan hiç kimseyle uğraşma, eğer
derginin dergileşmesi zorunlu. Yazılı basın, edebiyatın uğraşırsan onunla aynı yerde kalırsın. Etrafından dolanıp
yardımı olmadan kendisini koruyamaz; yazıya dönme- devam et yoluna.” Diyelim ki dağdan akan su, önüne çı-
den içine düştüğü bunalımdan kurtulamaz. Edebiyatın, kan kayanın etrafından dolaşamayacak bir yola denk gel-
gazetelerin ve dergilerin yenik düştüğü toplumların, bu di. O zaman birikip üstünden aşar. Bu da olmuyorsa sa-
toplumların bireylerinin; kitap okuyan toplumların birey- bırla kayayı damla damla delmeye başlar. Kayayı delen
leri karşısında bir alt sınıfta kalacaklarını, bir alt sınıfa su, yoluna devam eder. Kayayı delmeyi başaran suyun
düşeceklerini düşünüyorum. Türkiye; böyle bir yazgıdan kuvveti değil damlaların sürekliliğidir ki buna da “sabır”
kurtulmak istiyorsa ilkokullardan başlayarak bilgisayarları derler. Sabretmek hiçbir şey yapmadan oturmak değildir.
yaygınlaştırmadan önce çocuklarına ve insanlarına alfa- “Sabır dikenin içinde gülü, gecenin içinde gündüzü hayal
beyi, yazı yazmayı, yazı okumayı öğretmelidir. edebilmektir.” der Şems-i Tebrizî.

Bu parçadan hareketle, Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı-


dakilerden hangisidir?
I. yazılı basının sıkıntılı bir durumda olduğu,
II. edebiyat sayesinde gazete ve dergilerin canlanabile- A) Gerekli gayret, sabır ve mücadele ortaya konarak im-
ceği, kânsız gibi görünen işler bile başarılabilir.
III. yazılı basının kendini okutmak için arayış içinde olduğu,
B) İnsan, dış dünyadan çok, iç dünyasına bakmalı ve
IV. okuma oranları ile toplumların düzeyleri arasında ilişki orada zenginleşerek gelişmeyi, kemale ermeyi dü-
olduğu şünmelidir.

yargılarından hangilerine ulaşılabilir? C) Bir hedefe doğru ilerlerken tamamen ona odaklanmak,

A) I ve II B) II ve III C) I, II ve III etraftaki olumsuzlukları dikkate almamak gerekir.

D) I, II ve IV E) I, II, III ve IV D) Kullanılan yöntemler ve araçlar ile istenen sonuçlar


alınamıyorsa farklı yollardan gidilerek hedefe ulaşıla-
bilir.

E) Gerçekleştirilmesi olanaksız zannedilen pek çok iş,


güçlü bir inanç ve hayal ile mümkün hâle gelebilir.

112
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 13

11. Edebî bir eser, bize hayal ürünü bir yapıt olduğunu unut- 12. Edebiyat veya tiyatroda kişilerin şivelerini taklit etmek
turduğu ve gerçeğin ta kendisiymiş gibi geldiği zaman çok basit bir yöntemdir. Büyük sanatçılar, şive taklitlerine
mükemmelliğe ulaşmış demektir. Tolstoy’da bu yüce ya- çok az yer verirler. Bütün özelliği şive taklidinden ibaret
nılgı sık sık gerçekleşir. Anlattığı şeyler somut gerçeğin olan bir yazarın eseri, yabancı bir dile çevrilince boyası
renklerine öylesine bürünmüştür ki onların hayal ürünü dökülmüş oyuncaklara döner. Şive taklidine başvuran bir
olduğunu ve kahramanlarının gerçek kişiler olmadığını yazarın gerçek değerini anlamak isterseniz eserini normal
düşünmeye hiçbir zaman cesaret edemezsiniz. Tolstoy’u dile çeviriniz. Doğulu, batılı, kuzeyli, güneyli vatandaşların
okurken açılmış bir pencereden gerçek dünyaya bakmak- meziyet veya kusurları ile şiveleri arasında hiçbir bağlantı
tan başka bir şey yapmadığınız izlenimine kapılırsınız. yoktur.

Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı- Bu parçada asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıda-
dakilerden hangisidir? kilerden hangisidir?

A) Tolstoy, gerçeklere sıkı sıkıya bağlı kalan bir sanatçı A) İnsanların yaşadıkları bölge ile konuştukları dil ara-
olduğu için başarılıdır ve eserleri çok okunmaktadır. sında sıkı bir ilişki vardır.

B) Tolstoy’un eserleri, okuyucuların çoğu zaman yanlış B) Büyük yazarlar, eserlerinde yöresel söyleyişlere çok
izlenimlere sürüklenmesine neden olur. az yer verirler.

C) Tolstoy’un eserlerindeki olaylar ve kahramanlar, gerçe- C) Tiyatroda şive taklidi yoluyla başarıya ulaşmış yazar
ğin tıpatıp kendisi düşüncesini uyandırır okuyanlarda. yoktur.

D) Edebiyat yapıtlarının kusursuzluğa ulaşabilmesi için D) Şive taklidi yapan bir sanatçı değerli bir sanatçı değildir.
düşsel ögelere fazla yer vermemesi gerekir.
E) Eserlerinde şive taklidine yer vermeyen tiyatro sanat-
E) Yazınsal bir yapıt, gerçeğe ne kadar yakın olursa o çısı çok azdır.
kadar başarılı olur.

113
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 13

13. Bütün sanatçılar -özellikle şairler- için kendi ulusundan 14. İri yarı bir adama gıpta ve hayranlıkla bakan ufak tefek bir
“Bu millet beni anlamıyor, anlayamaz.” diye şikâyet et- genç dedi ki:
mek, milletini bu şekilde suçlamak, sanatçıların uğrayabi- – Ben de sizin gibi yapılı ve güçlü olsaydım dünya ağır
leceği felaketlerin en büyüğüdür. Sonucu mutlak ölümdür, sıklet boks şampiyonu olurdum. İri yapılı adam şöyle
yani unutulup gitmektir. Tarihte milletinin onurlu insanla- cevap verdi:
rı tarafından anlaşılmamış onurlu bir sanatçı göstermek
– Peki ama seni dünya hafif sıklet boks şampiyonu ol-
mümkün değildir, eğer anlaşılmayı mutlaka geniş şöhret
maktan alıkoyan nedir?
ve bol para kazanmak anlamında düşünmüyorsak. Anla-
şılmayı bu şekilde düşünürsek varacağımız sonuç elbette Bu parçaya göre iri yarı adam aşağıdakilerden hangi-
farklı olacaktır. sine karşı çıkmaktadır?

Bu parçada vurgulanmak istenen temel düşünce aşa- A) Dünya ağır sıklet boks şampiyonu olmanın kolay bir iş
ğıdakilerden hangisidir? sanılmasına

A) Şairlerin kendi ulusları tarafından anlaşılmadığını B) Herkesin kendi gücü ölçüsünde bir başarı kazanabi-
söylemek zordur. leceğine inanarak mücadeleye devam etmesi gerek-
tiğine
B) Bir sanatçının değerinin bilinmemesi, millet için çok
tehlikeli bir durumdur. C) İnsanların sahip olmadıkları şeyleri başarısızlık nede-
ni görerek kendi imkânlarını değerlendirmemelerine
C) Çok tanınmak ve kazanç sağlamak, sanatçının anla-
şılması ile aynı şey değildir. D) Fiziksel olarak güçlü insanlara imrenilerek bakılması-
na ve hayran olunmasına
D) Bazı sanatçılar, yaşadıkları dönemde çeşitli sebep-
lerle iyi anlaşılamamıştır. E) Zayıf insanların başkalarını kendisinden büyük göre-
rek mağlubiyeti baştan kabullenmelerine
E) Haysiyetli sanatçılar, kendi dönemlerinde şerefli in-
sanlar tarafından kesinlikle anlaşılır.

114
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 13

15. Edebiyat eğitiminin temel aracı, edebiyat metinleridir. 16. 8 ile 12 hz arasında titreşime sahip olan alfa dalga boyu
Edebiyat metinleri ile yapılan çalışmalar sonucunda öğ- insanda farkındalığı, kavrayışı ve dikkatli olmayı sağlar.
rencilere edebiyat bilgi ve teorilerine, edebiyat tarihine Dünya ile bütün olduğumuzu hissettiğimiz, rahat ve tasa-
ilişkin bilgiler edindirmenin yanı sıra, okuduğunu anlama, sız olduğumuz anlarda beyin dalgaları alfadadır. Güzel bir
anlamlandırma ve yorumlama becerisi, eleştirel düşüne- müzik dinlerken, sakin bir şekilde uzanıp düşünürken, ki-
bilme yetisi, okuma alışkanlığı ve estetik haz duygusu tap okurken, doğa yürüyüşü yaparken, çiçekleri sularken,
kazandırmak da amaçlanır. Bu amaçlar doğrultusunda denizde yüzerken, çocuklarımızla keyifli vakit geçirirken,
edebiyat metinlerinin gerek seçimi gerekse derste işlenişi lezzetli yemekler yaparken beyin alfa dalga boyundadır.
çok önemlidir. Ders sırasında metin okunurken, ders kita- Bu dalga boyunun en önemli özelliği bağışıklık sisteminin
bındaki soruların ve öğretmenin yönlendirmesiyle metin, ve bedenin kendi kendini iyileştirmesi, tam kapasite çalış-
öğrenciler tarafından tahlil edilmeye, anlamlandırılmaya tırıyor olmasıdır.
ve yorumlanmaya çalışılırken belli başlı yöntemlerden
Bu parçaya göre aşağıdaki durumlardan hangisi be-
yararlanılması; yapılacak çalışmalara nesnellik kazan-
yin alfa dalga boyundayken gerçekleşmemiştir?
dıracaktır. Ne yazık ki ülkemizde üniversite düzeyindeki
öğrencilerimizin bile bir edebiyat metnini anlama ve yo- A) Çeşitli problemlere daha soğukkanlı yaklaşıp çözüm
rumlama konusunda pek başarılı olamadıkları gözlen- üretmek
mektedir. Okuma ve anlama çabaları, çoğu kez belli bir
kurama ve yönteme dayanmadan gelişigüzel yapılmakta; B) Âşık olan bir insanın başına ne gelirse gelsin her şeyi
böyle olunca edebiyat metninden alınacak haz yeterince pozitif bir şekilde algılaması
oluşmamakta ve okuma alışkanlığı da kazandırılama-
C) Müzik dinletilen hastaların sağlıklarına hızlı bir şekil-
maktadır.
de kavuşmaları
Aşağıdakilerden hangisi bu açıklamaları yapan bir D) Keyifli bir şekilde sohbet edenlerin birden kırıcı tartış-
eleştirmenin düşüncesi olamaz? malara girmesi

A) Yazınsal türler ile ilgili çalışmalar, öğrencilere hem E) Bebeklerin derin bir uykuya dalarak rahat bir şekilde
bilgi hem teori düzeyinde faydalı olacaktır ve öğrenci- yatması
lere edebiyat zevki aşılamanın önemli bir unsurudur.

B) Öğretmenler, edebî metinleri incelerken öğrencilerine


kılavuzluk ederek faaliyetleri somutlaştıracak adımlar
atmalıdır.

C) Okuma alışkanlığının öğrencilere erken yaşlarda ka-


zandırılmamasının doğurduğu sonuçların, sonraki yıl-
larda yapılacak çalışmalarla telafisi imkânsızdır.

D) Edebiyat ders kitaplarında işlenecek metinlerin iyi se-


çilmesi gereklidir ve uygulama düzeyinde fonksiyonel
bakımdan değeri olmalıdır.

E) Öğrencilere edebiyat eğitimi verirken bazı metotlar-


dan ve kuramsal yaklaşımlardan faydalanmayı hiçbir
zaman ihmal etmemek gerekir.

115
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 13

17. Güney Kutbu; Antarktika’nın doğusunda, deniz seviye- 18. (I) Okuma alışkanlığını yeni kazandığı günlerdi. (II) Büyük
sinden 2835 metre yükseklikte, en yakın su parçasından bir istekle, eline geçen hemen her kitabı okuyordu. (III) Ki-
1300 kilometre kadar uzakta bulunan bir noktadır. Bu, öy- tapların türünü, konusunu önemsemeden yapıyordu bunu.
lesine yüksek ve izole bir noktadır ki tam Güney Kutbu (IV) Çok okuyan bir arkadaşı, bu şekilde okumanın pek fay-
üzerinde dururken dağcıların başına gelebilen yükseklik dalı olmayacağını söyledi ona. (V) Önce bu görüşe karşı
hastalığından muzdarip olmanız muhtemeldir. ----. çıktı ve bildiği gibi okumaya devam etti. (VI) Aradan birkaç
yıl geçtikten sonra, okurken seçici davranmak gerektiğini
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getiri-
kendisi de anlamıştı.
lirse “Güney Kutbu’nun konumunda zamanla değişiklik
olduğu” sonucuna ulaşılır? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi çı-
karılırsa parçanın anlamında bir daralma olmaz?
A) Uzmanlar, günün birinde Güney Kutbu’ndaki tüm buz-
lar erirse deniz ve okyanus düzeylerinin 60 metre yük- A) IV B) V C) VI D) III E) I
seleceğini söylüyor

B) Güney Kutbu’ndaki buzullar yılda yaklaşık 10 m ka-


yar ve Güney Kutbu’nu belirleyen sembol; her yıl 1
Ocak’ta, bir tören eşliğinde,10 m civarında kaydırılır

C) Güney Kutbu’nun buzuna gururla bayrak diken kâ-


şiflerin simgesel resimlerine karşın Antarktika kıtası,
dünya üzerinde hiç kimseye ait olmayan tek yerdir

D) Güney Kutbu’ndaki ortalama sıcaklık -48,9 °C’dir an-


cak bu, sadece “ortalama” bir sayıdır. Örneğin Antark-
tika, 2013 Ağustos ayı içerisinde -93,2 °C ile kayda
geçen en düşük sıcaklığını görmüştür

E) Antarktika’da, tam Güney Kutbu üzerindeyken kuzeye


gitmeniz istendiğini varsayalım; hangi yöne yürürse-
niz yürüyün, kuzeye doğru gidiyor olursunuz

19. (I) Kültür yapıtları dilin belli bir yer ve anda donmuş bi-
çimleridir. (II) Bu açıdan onların anıtlardan farkları yok-
tur. (III) Kütüphaneler dil anıtlarını toplayan müzelerdir.
(IV) Dil bir kap olduğuna göre onlara “duygu, düşünce,
hayal müzeleri” demek gerekir. (V) Biz eskiden yaşamış
insanların hayat tecrübelerini, inanç ve değerlerini bu
yapıtlardan öğreniriz. (VI) Dili hem şekil hem de içeriği
ile inceleyen filolojinin (dil bilimin) gayesi, insan kültürü-
nü tanıtmaktır. (VII) Fakat bu görüşe ancak dil ile kültür
arasındaki bağlantıyı görenler ulaşabilirler.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden iki paragraf


oluşturulmak istense ikinci paragraf hangi cümle ile
başlar?

A) III B) IV C) VI D) II E) V

116
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 13

20. ----. O, bu iki yöntemle insanların yaşamında gördüğü ak- 21. (I) Bileşimindeki maddeler ve bu maddelerin oranları tü-
saklık, çirkinlik ve gülünçlükleri göz önüne sermekten bü- ketici talebine ve üretim bölgesine göre farklılık gösteren
yük bir zevk duyar. Namık Kemal ve Ziya Paşa’da çoğun- dondurmanın maddenin üç hâlini bir arada bulunduran il-
lukla politik bir nitelik taşıyan eleştirel yaklaşım, Hüseyin ginç bir özelliği vardır. (II) Gaz hâlde hava kabarcıkları, sıvı
Rahmi’nin romanlarında bir eski örf ve âdet, batıl inanç ve hâlde tamamen donmamış süt ve katı hâlinde buz kristal-
ahlak eleştirisi niteliğini alır. Onun eserlerini okurken bu leri, dondurmanın bileşenleri arasında yer alıyor. (III) İçe-
hususları göz önünde bulundurmak gerekir. Bu hususlar riğinde bol miktarda süt ve süt ürünleri olan dondurmanın
dikkate alınmazsa Hüseyin Rahmi’nin edebiyatımızdaki besin değeri hayli yüksektir. (IV) Tat alma reseptörleri so-
yeri tam olarak anlaşılamamış demektir. ğuk gıdalara karşı daha az duyarlı olduğundan bu gıdalara
diğerlerine oranla daha çok şeker ilave edilir. (V) Sütte süt
Bu parçanın başına getirilebilecek en uygun cümle
şekeri (laktoz) vardır fakat bu şeker, dondurmaya tadını
aşağıdakilerden hangisidir?
vermeye yetmez; bu nedenle dondurmaya şeker (çoğun-

A) Hüseyin Rahmi, natüralizmin Türk yazınındaki en lukla sükroz veya glikoz) ilave edilir. (VI) Dondurmanın

önemli ve başarılı temsilcisidir tadının oda sıcaklığına gelince yani eriyince daha şekerli
hissedilmesi de bu yüzdendir.
B) Namık Kemal, eski Türk edebiyatının hayal evrenini
bir kocakarı masalına benzetmiştir Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek
için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?
C) Namık Kemal, hakikate ve hayale çok önem vermiş
ve bunları eserlerinde birleştirerek işlemiştir A) IV ve V yer değiştirmelidir.

D) Hüseyin Rahmi’nin romanlarında yalnızca gerçekçilik B) II, IV’ten sonra gelmelidir.


değil aynı zamanda güldürücülük vardır
C) III ve IV yer değiştirmelidir.
E) Hüseyin Rahmi’nin yapıtlarında realist betimlemelerin
D) III, V’ten sonra gelmelidir.
güzel örneklerini görebilirsiniz
E) II ve IV yer değiştirmelidir.

117
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 13

22. (I) Göç gibi önemli bir sosyal olayın edebiyatta her daim 24. Solumda uzayıp giden ve gözlerimin önünde gittikçe bü-
yeri olmuştur. (II) İnsanlığın ilk sözlü dönemlerinin göç yüyen bir çığ gibi top hâlini alan karlı dağlar var. Kar tane-
destanlarından günümüze kadar, edebiyatta “göç” önemli leri, yuvasını kaybetmiş bir kuş misali nerede duracağını
bir tema olarak yerini aldı. (III) Modern zamanlara gelindi- bilmiyor. Bir trenin camından, bir hayatın camından, bir
ğinde edebiyat tematik düzlemde alabildiğine çeşitlendi. susuşun camından oraya bakıyorum. İleride tek başına
(IV) Gençlik edebiyatı, hiciv edebiyatı, gurbet edebiyatı, kalmış bir ağaç görüyorum; ona hangi gözler değdi, hangi
memleket edebiyatı, köy edebiyatı, savaş edebiyatı gibi şehri dolaşan kuş gelip dinlendi dalında? Hızla yanımdan
çeşitli adlandırmalarla anılan edebiyat alanları ortaya çık- geçen direkler, telgrafın telleri, teller ve raylar… Tellerin
tı. (V) Artık göç olgusu; destanlarda konu, şiirlerde tema, ve rayların kışın büzülüp gerginleşmesi, yazın süzülüp
romanda izlek olmanın çok ötesinde bağımsız bir edebi- salıklaşması, bir nevi insan gibi olması… Camdan ense-
yat olarak gelişme gösterdi. (VI) Böylece 20. yüzyılda göç me doğru soğuk, sopsoğuk bir rüzgâr esiyor. Gözlerim
edebiyatı da literatürdeki yerini aldı. dağılan, dağıldıktan sonra toplanıp bir bütün hâlini alan
dağlara tekrar takılıyor. Beyaz örtüsünü üstüne çekmiş,
Yukarıdaki parçada numaralanmış yerlerin hangisine,
uykuya dalmış olan dağlar…
düşüncenin akışına göre “Her biri aynı zamanda bel-
li kuramlar üzerinde gelişme gösteren bu akımlara ‘göç Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım yöntemle-
edebiyatı’ da eklendi.” cümlesi getirilmelidir? rinden hangisi ağır basmaktadır?

A) II B) III C) IV D) V E) VI A) Öyküleme B) Tanımlama C) Açıklama

D) Karşılaştırma E) Betimleme

23. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bir paragrafın giriş 25. (I) Bugün, Anneler Günü ve ben kızımdan uzaktayım.
cümlesi olmaya uygundur? (II) Yıllarca gurbette yaşayan benim gibi biri bile kızının
yokluğuna alışamıyor, onu özlüyor. (III) Onun duyguları-
A) Seyahati çok seven sanatçı, gençlik yıllarında Avrupa na tanış oluyorum birdenbire. (IV) Anne olarak çocuğunu
ülkelerinden bazılarını da gezmiş. görememek, öpüp koklama arzusu karanlık bir kuyu gibi
insanı içine çekiyor. (V) Uykuları bölen geceler ve ızdı-
B) Doğanın eşsiz güzellikleri karşısında onlara hayran
rap… (VI) Düşlerde giderilen özlemler ve sarılmaların bit-
olmamak mümkün mü?
meyen hazzı…
C) Turistlerin, gişe memurunun sözlerinden alınmasına
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
hiç gerek yoktu aslında.
sonra, düşüncenin akışına göre “O zaman annemin
D) Dile getirilen özellikleri sayesinde başarılı olmuş ve benim yokluğumda neler hissettiğini daha iyi anlıyorum.”
kalıcılığı yakalamıştır, yazarımız. cümlesi getirilebilir?

E) Bilinçli bir okurun eleştirileri, önerileri ve kitap seçim-


A) II B) III C) IV D) V E) VI
leri böyle olmamalıydı.

118
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Deneme - 13 bitti. Cevaplarınızı kontrol ediniz.
TÜRKÇE
DENEME SINAVI - 14

1. Edebiyat alanında “Özellikle öykü yazarlarının yazdıkları 2. Dünya tiyatro tarihinin en çok bilinen ve en çok oynanan
yaşadıkları, yaşadıkları yazdıklarıdır.” biçiminde yaygın oyunlardan biri olan Cimri, Moliere’in komedi tarzında
bir düşünce vardır. Tabii buradan yeni bir şey üretemez- yazdığı eseridir. Eserde, inanılmaz cimri olan ve para-
ler anlamı çıkmamalı. Yazar üretmeden, yeni bir şeyler dan başka bir şeye değer vermeyen Harpagon üzerinden
söylemeden okuyucuda karşılık bulamaz; bu da onu kö- 17. yüzyıldaki Parisli bir burjuva ailesinin ve döneminin
reltir. Ama anlatım gereksinimlerinin temelinde kurgusal ahlak anlayışı komedya çerçevesinde işlenir. Eser, Türk-
gerçeklik dikkat çeker çoğunlukla. Çoğu yazarın kaleme çeye ilk kez Ahmet Vefik Paşa tarafından Azarya adıyla,
aldığı anlatılarda çocukluk döneminin büyülü dünyası öne daha sonra Teodor Kasap tarafından Pinti Hamit adıyla
çıkar. Saraylarda, şehrin kenar mahallelerinde ya da yolu uyarlanarak çevrildi. Ahmet Vefik Paşa, Bursa’da kurduğu
bile olmayan bir dağ köyünde… Hiç fark etmez, sanatçı tiyatro binasında oyunu sahneye koydu. Moliere’in kale-
çocukluğunun izlerini daima yanında hisseder. Bu izler minden çıkan oyun, Serkan Keskin’in oyunculuğuyla da
onun ürettiği her yapıtta bir şekilde karşımıza çıkacaktır. klasik eserlere kalıpları kırdıran muhteşem bir anlayışla
ilerliyor. Cimrilik gibi malzemesi bol, güçlü kara mizah
Bu parçaya göre
yapılabilecek bir konuyu daha da köpürterek yaklaşık iki
I. Sanatçının yapıtları ile yaşamı arasında sıkı bir ilişki saat, seyirciyi kendine bağlıyor. Geçmişten bugüne gün-
vardır. cel kalmasının sebebi, toplumdaki yozlaşmayı iyi anlatan
edebiyat eserlerinden biri olması ve içinde bolca esprili
II. Öykü yazarları, yaşadıklarını değişitirip dönüştürerek
öge barındırmasıdır.
anlatırlar.
III. Yazarlar toplumsal bir fayda gözeterek öykülerini Bu parçadan Cimri adlı tiyatro eseriyle ilgili olarak
oluştururlar. aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Evrensel özellikler barındıran bir yapıt olduğuna

A) I, II ve III B) Yalnız I C) Yalnız II B) Hem geçmişte hem günümüzde geçerliliğini devam


ettirdiğine
D) I ve II E) II ve III
C) İroniden ve gülmece unsurlarından yararlanıldığına

D) Ahmet Vefik Paşa’nın, eserde farklı teknikler uygula-


dığına

E) Türkiye’de farklı dönemlerde sahnelendiğine

119
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 14

3. Geliyorlar, değerli aydınlarımızdan öğretmen Şükran Gü- 4. İnsanı insan kılan dilidir. Dille duyar, dille düşünür, düşün-
nay’ın ilk öykü kitabı. İçinde kendi hayatından, anıların- düklerimizi dille başkalarına iletiriz. Ancak dilin bu işlevi-
dan kesitler sunuyor okura; hiç yapmacıklık katmadan, ne bakarak onu salt bir iletişim aracı sayamayız. İletişim
tüm saflığıyla, tüm içtenliğiyle, tüm acılarıyla, tüm se- aracı olmanın ötesinde çok yönlü bir güçtür dil. Bireysel
vinçleriyle… Eğer insanlığınızı yitirmemişseniz, geçmişe ve toplumsal kimliğimizin kumaşı, içine doğduğumuz dilin
özlem duyuyorsanız okurken duygulanacağınız, dertlene- tezgâhında dokunur. Söz gelimi bir Türk’ü bir Fransız’dan
ceğiniz, üzüleceğiniz, öfkeleneceğiniz kısa kısa öyküler ya da İngiliz’den ayıran; kaşı gözü, boyu bosu, kısaca
bulacaksınız içinde. “Öykü parçacıkları” denebilir aslında. tensel görünümü değildir. Ayırıcı ölçüt, konuştukları dildir.
Çünkü ortalama beş sayfalık öyküler barındırıyor. Kısa Dil, ayırıcı olduğu kadar birleştiricidir de. Ana dili aynı olan
kısa ama etkili öyküler... Uydurma değil direkt hayatın kişileri görünmez bir güç birbirine bağlar. Dildaşlık duygu-
içinden, sahici öyküler... Şükran Günay, Geliyorlar ile sizi sudur bu, toplum bilimcilerin de vurguladığı gibi ulusallı-
geçmişe tekrar götürüyor soluk almadan. ğın çimentosudur. Dil, kimlik ve kişiliğimizi belirleyen bir
güç olduğu gibi ekinsel örüntüyü kuran, oluşturan başat
Bu parçada anlatılan Geliyorlar adlı öykü kitabıyla il-
ögedir. Çünkü ekinsel örüntüyü oluşturan tüm değerler
gili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
dizgesi dilin toprağında üretilir. Söylemek bile fazla; şiir-

A) Yaşamdan izler taşıdığına ler, öyküler, romanlar, oyunlar yaratıldığı dilin damgasını
taşır. Yazarların, yaratma evrenini de kuran, sınırları çi-
B) Empati yetisi kazandırdığına zen onların dilidir. Bu yönden dil ve edebiyat, bir kâğıdın
iki yüzü gibidir, birbirinden ayrılmaz. Yazarları, ozanları
C) Samimi bir üslubunun olduğuna
yaratıcı kılan da dildir. Yaratıcılığın sırrı, dilin tüketilme-
D) Biyografik özellikler taşıdığına yen kullanım biçimlerinde gizlidir. Önemli olan, bu gerçe-
ğin ayrımına varmaktır. Yaratıcılık, doğuştan getirilen bir
E) Anlatımda özgünlüğü yakaladığına
yetenek değil, dilin sunduğu olanakları tanımak, bunları
tutkuyla işleyerek geliştirmektir.

Bu parçadan dil ile ilgili olarak

I. Farklı yazınsal türlerin ortaya çıkmasında kendini he-


men belli eden özel bir yeri vardır.
II. Dilin kurallarını bilmek ve uygulamak doğuştan gelen
yetenekle ilişki içerisindedir.
III. Millî ve bir olma duygularının ortaya çıkmasında çok
önemli fonksiyonu vardır.

yargılarından hangilerine ulaşılamaz?

A) II ve III B) Yalnız III C) Yalnız II

D) I ve II E) Yalnız I

120
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 14

5. Tanzimat Dönemi’nden önce Türk edebiyatında biri “halk”, 6. 1950’lerde benim kuşağımdan olup da İzmir’i henüz gör-
diğeri “yüksek zümre”ye mahsus olmak üzere iki edebiyat memiş olanlar için İzmir; okul kitaplarında öğretildiği gibi 9
ve iki üslup vardır. Halk edebiyatı ve halk üslubu, eski Eylül’de düşmanın denize döküldüğü, Türkiye’nin üçüncü
sözlü edebiyatın bir devamıdır; “halk tabakası”nın dün- büyük kentiydi, fuar kentiydi, bir ticaret kentiydi; güzel İz-
yaya bakış tarzının ifadesidir, yansımasıdır. Dolayısıyla mir’di. Osmanlı Devleti’nin son yıllarında İzmir’de Rum-
da geniş kitleler tarafından rahatlıkla anlaşılabilmektedir. ların, Ermenilerin, Yahudilerin, İngiliz, Fransız ve İtalyan
“Yüksek zümre” edebiyatı ve üslubuna yani divan edebi- görevlilerle birlikte Müslüman olmayan nüfusun Müslü-
yatına Arap, daha çok da Fars (İran) zevki hâkimdir. Halk man nüfustan kat kat fazla olduğunu; kentin, Müslüman
üslubunun sadeliğine karşılık yüksek zümre üslubu olduk- mahalleleri dışında tam bir yabancı kenti çehresi taşıdığı-
ça sanatlı ve süslüdür. Bu üslupla yazılan şiirlerin anlaşıl- nı daha sonra öğrendim.
ması da ayrı bir edebiyat ve şiir birikimi gerektirmektedir.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisi söyle-
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz? nemez?

A) İslamiyet öncesi sözlü edebiyatın özelliklerini halk A) İzmir’in geçmişte önemli bir alışveriş merkezi olduğu
edebiyatında görmek mümkündür. B) İzmir’in tarihsel bir dönüm noktasında yer aldığı
B) Yüksek tabakadaki insanlar, halk edebiyatını ve şiiri- C) İzmir’de bir dönem Müslüman nüfusun azınlıkta kaldığı
ni önemsiz görmüşlerdir.
D) Şehrin daha çok bir yabancı şehir görüntüsü verdiği
C) Tanzimat Dönemi’nden önceki Türk edebiyatında bir
E) İzmir’in eski güzelliğini ve canlılığını koruyamadığı
bütünlükten bahsetmek imkânsızdır.

D) Yüksek zümre edebiyatında başka milletlerin sanatla-


rının etkileri baskın unsurlardır.

E) Divan şairlerinin yazdığı şiirleri herkesin rahatlıkla an- 7. Decameron, günümüzden yedi yüz yıl önce Floransa’daki
lamasını beklemek yanlıştır. veba salgınından kaçan on kadın ve erkeğin bir kır evin-
de zaman geçirmek için on gün boyunca birbirlerine an-
lattıkları toplam 100 hikâyenin kitabıdır. Ölüm karşısında
mizahın gücüne yaslanan ve çağının toplumsal değerle-
rine köklü bir itiraz getiren klasik bir eser... Veba salgını
1348’de olmuştu; Boccaccio, bu kitabı 1353’te tamamla-
dı. Bu eser, dünya edebiyatındaki ilk hikâye kitabı kabul
edilmektedir. Yapıtı, Türkiye’de farklı yıllarda, çeşitli yayı-
nevleri, farklı çevirileriyle yayımladı.

Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak

I. Çoğullaştırmalar yapılmıştır.
II. Kişisel görüşe yer verilmiştir.
III. Devrik cümleler kullanılmıştır.

yargılarından hangileri söylenemez?

A) Yalnız II B) I ve II C) II ve III
D) Yalnız III E) I ve III

121
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 14

8. Yıldız Kenter, yetiştirdiği pek çok genç oyuncuyla da ti- 9. Aydın, kendini sorumlu gördüğü kişilerce bile anlaşılma-
yatronun en önemli ustalarından biriydi. 11 Ekim 1928 ma pahasına düşünsel etkinlikte bulunan, sonuçlarını
tarihinde İstanbul’da dünyaya gelen Yıldız Kenter, 11 diğer insanlara iletmeye çalışan kişidir. Aydının düşün-
yıl Ankara Devlet Tiyatrosunda çalıştı. Kardeşi Müşfik celeri, davranışları diğer insanlar gibi sınıfsal konumuyla
Kenter ve eşi Şükran Güngör ile Kent Oyuncuları Top- kolaylıkla açıklanamaz. Aydının düşünce dünyası, maddi
luluğu’nu kurdu. Sonrasında unutulmaz oyunlara ev sa- yaşam koşulları ile üst üste düşmez. Çünkü o, özgün bir
hipliği yapacak olan Kenter Tiyatrosu açıldı. Bedel, Vişne üretim peşindedir. Bu durum, var olan neden-sonuç ilişki-
Bahçesi, Martı, Nalınlar, Nükte, Anna Karanina, Hep Aşk lerinden önemli farklılıklar ortaya çıkarır. Aydın, düşünce
Vardı; Yıldız Kenter ile ölümsüzleşen unutulmaz oyunlar- üreten kişidir. Bunun ön koşulu ise insanın var olan duru-
dan birkaçıydı. Pek çok yazarın oyunlarını sahneleyerek ma boyun eğmemesidir. Aydın, yaptığı işlerde insanlar-
onların yakından tanınmasını sağlayan Kenter Tiyatrosu, dan bir karşılık beklemez. Zor eşliğinde işleyen ideolojik
Türk tiyatrosu için okul görevi görmüştür. Daha genç sa- araçlarla, çoğunluğun kabullenişi ya da tepkisizliği aydın
yılabilecek bir yaşta “devlet sanatçısı” seçilen, üç Altın tarafından sağlanır.
Portakal Ödülü ve birçok uluslararası ödül kazanan Yıldız
Bu parçaya göre aydın için aşağıdakilerden hangisi
Kenter, ardından muhteşem eserler bırakarak aramızdan söylenemez?
ayrılmıştır.
A) Orijinal fikirler ortaya koymaya çalışır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır
basmaktadır? B) Zihinsel olarak eylem hâlindedir.

C) Mesuliyet bilinciyle hareket eder.


A) Betimleme - açıklama
D) Bilgiyi, düşünceyi kabul ettirme etkisine sahiptir.
B) Açıklama - tartışma
E) Toplumsal farklılıkları maddi sebeplerle açıklar.
C) Açıklama - örneklendirme

D) Tanık gösterme - karşılaştırma

E) Öyküleme - örneklendirme

122
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 14

10. Bu dünyada büyük bir bardaktaki buz gibi sudan daha fe- 11. Bir sosyal deneyde İstiklal Caddesi’nde gezinen, vitrinleri
rahlatıcı bir şey olmasa gerek. Genellikle tadını almadığı- seyreden kalabalığa sert bir emir verilir: “Herkes sıraya
mız suyun bazen kahveden ya da meyve suyundan bile girsin, arama var!” Emri duyan herkes sessizce sıraya
daha lezzetli olabildiğini de inkâr edemezsiniz. Buna rağ- girer. Ancak caddede dolaşan bir çift bu emre uymaz.
men çoğu insan tüketmesi gerektiği kadar çok su içmiyor Ekiptekilerden biri onlara doğru bağırır: “Hey, siz ikiniz!
ve bu doğal kaynaktan kendini mahrum ederek organları- Emri duymadınız mı?” Kendilerine seslenildiğini anlayan
na zarar veriyor. Ağızdaki kuruluk, çok açık bir belirti olsa ve herkesin sıraya girdiğini gören adam cevap verir: “Who
da giderilmesi hatalı bir şekilde olabilir. Ağzınızdaki bu ya- are you? What is happening here?” Sıraya girenler içe-
pışkan, hoş olmayan durumu hissettiğinizde yaptığınız ilk risindeki kravatlı, takım elbiseli bir bey, ekibe yardımcı
iş, bir sıvı içmeye yönelmek olur. Ama şekerli içeceklerin olmanın verdiği gurur ve heyecanla lafa karışır: “Adam
sadece kısa süreli bir çözüm olacağını unutmamalısınız. turist, İngilizce konuşuyor.” Ekip elemanı gülmemek için
Su içmek ise ağız ve boğazdaki mukus zarlarını yumuşa- kendisini zor tutar:
tır ve ilk yudumdan itibaren sizi rahatlatır.
− Ne diyor peki?
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden − Siz kimsiniz, burada neler oluyor?
hangisidir?
Ve o iki turistin haricinde hiç kimse neler olup bittiğini,
A) Suyun en doğal ve en faydalı içecek olduğu kendilerine böyle gün ortasında emirler yağdırıp sıraya
sokanların kim olduğunu sormaz ya da soramaz.
B) Şekerli ve kolalı içeceklerden uzak durmak gerektiği
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı-
C) Soğuk suyun insanı daha çok ferahlattığı dakilerden hangisidir?
D) Suyun ihtiyaç miktarından az tüketildiği A) Yabancı dil bilmek, çok önemli bir problemin çözümü-
E) Suyun az tüketilmesinin organlara zarar verdiği nü kolaylaştırabilir.

B) Eğitimli kişilerin olaylara bakışı farklı ve çözüm odaklıdır.

C) Sosyal deneyler, bazen herkeste aynı etki ve tepkiyi


oluşturabilir.

D) Türkiye’de eğitim seviyesi, arzu edilen noktaya gel-


memiştir.

E) Güvenlik ve korku duygusu, insanları kitle psikolojisiy-


le endişeye sevk edebilir.

123
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 14

12. (I) Karabibik romanının en öne çıkan özelliği, yazarının, 13. Modern çağın radyosu olarak düşünebileceğimiz “podcast”ler
karakterlerini yaşadıkları koşulların gerçekliği içinde ele al- (podkestler) gün geçtikçe daha fazla alternatif sunmaya başla-
masıdır. (II) Yazar, roman kişilerinin geleneklerini, yetişme dı. Ekonomiden sanata, edebiyattan bilime hemen her konuda
koşullarını, yerleşik değer yargılarını göz ardı etmemiştir çok fazla alternatif sunan podcastleri telefona indirerek yolda,
kesinlikle. (III) Romanın bugün hâlâ okunmasında, köy ya- evde, sporda, metroda, araba kullanırken dinlemek mümkün-
şamına ışık tutmasının payı büyüktür. (IV) Romanda kırsal dür. Özellikle edebiyata dair podcastlere ilgi gün geçtikçe ar-
yaşamlı bir fon üzerine tamamıyla gerçek kişilerden hare- tıyor. Edebiyat tutkunları; güncel edebiyata dair tartışmaların,
ketle kurmaca karakterler oturtulmuştur. (V) Yazar, roma- roman eleştirilerinin, ilham veren yazar önerilerinin yer aldığı
nı yazmadan önce Antalya’nın Beymelek köyüne gittiğini, bu podcastlerden edebiyatı dinlemeye iyiden iyiye alıştı.
belli zamanı orada geçirdiğini ve romanda yer alan kah-
Bu parçadan kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağı-
ramanların kişilik özellikleri ile köylünün ağız yapısını o
dakilerden hangisidir?
köydeki insanlara göre oluşturduğunu söylemektedir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde A) Podcast, günümüzde radyodan daha fazla alternatif

sözü edilen romanla ilgili farklı bir düşünce dile ge- sunduğu için vazgeçilmez hâle gelmiştir.

tirilmiştir? B) Edebiyata dair podcastler sanat, bilim ve ekonomi ile


ilgili alanlardan daha fazla dinlenmektedir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
C) Sadece edebiyat tutkunları tarafından podcastler ta-
kip edilmeye başlanmıştır.

D) Edebiyat merakı yüksek olan kişiler podcastleri ya-


zınsal konularda kullanmayı süreç içerisinde daha iyi
öğrenmişlerdir.

E) Belli alanlar dışında kullanımında eksiklikler olmakla


birlikte ileriki yıllarda daha hızlı bir gelişme yaşana-
caktır.

124
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 14

14-15. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 15. Bu parçadan hareketle, Yakacık’ta Akşamdan Sonra
Bir Mezarlık Âlemi şiiriyle ilgili aşağıdakilerden han-
gisi söylenebilir?
Ah Nijat şiiri Türk edebiyatında çok bilinen ve önemli bir
şiirdir. Recaizade Mahmut Ekrem, bu şiirini çok şey va- A) Sanatçının acılarını bastırmada yetersiz kaldığı
dettiğine inandığı 15 yaşındaki oğlu Mehmet Nijat’ın çok B) Her hatırlandığında insanda sıkıntı oluşturduğu
fazla bir yaşam sürmeden vefat etmesinin ardından ka-
C) Tanrı’ya karşı bir isyan olarak yazıldığı
leme almıştır. Ölümün, yakınlarını -hele küçük yaştaki
çocuklarını- kaybedenler için (özellikle anne ve babalar D) Sebebi bilinmeyen bir melankoliyi ifade ettiği
için) dayanılması zor bir hadise olduğu temasını işleyen, E) Hekesten saklanan bir keder ve acıyı dile getirdiği
“düşünce”den çok “duygu”nun (hasret duygusunun) ağır
bastığı bu şiir, okurlarda âdeta yaşanmışlık hissi meyda-
na getirir. Ah Nijat şiirinden sonra, yıl bitmeden yazdı-
ğı Yakacık’ta Akşamdan Sonra Bir Mezarlık Âlemi adlı
eserinde de içerik ve öz, Ah Nijat’ın genel bir özetidir.
Ah Nijat’ta dıştan hiçbir şeyi yokmuş gibi görünse de
şairin içi, oğlunun özlemiyle cayır cayır yanmaktadır.
Hasretin verdiği acıyla ölmek istemektedir ancak ölüm
onu almamakta, o da tüm bu acılı ve hasta hâliyle yaşa-
maya -hiç istemediği hâlde- devam etmektedir. Ah Nijat,
ruhun alevler alıp sönmemek üzere yanmasıdır. Yaka-
cık’ta Akşamdan Sonra Bir Mezarlık Âlemi ise ölen tüm
yakınlarının ve diğerlerinin, mezarlıktaki o derin sessizli-
ğin yaşanmışlıklarla beraber düşünülmesidir. Recaizade
Mahmut Ekrem’in içinde yanan ateşi söndüremeyen bir
gözyaşıdır âdeta.

14. Bu parçadan hareketle, Ah Nijat şiiri ile ilgili aşağıda- 16. (I) Günümüzde ilkokul öğrencisinden üniversite öğrenci-
kilerden hangisi söylenemez? sine kadar herkes ders çalışma konusunda problem ya-
şıyor. (II) Bu problemin çözülebilmesi için bazı hususları
A) Yakacık’ta Akşamdan Sonra Bir Mezarlık Âlemi ile
göz önünde bulundurmak gerekiyor: (III) Öncelikle ders
aynı konuyu işlemiştir.
çalışma davranışı, isteğimize değil karar vermeye bağlıdır.
B) Okuyan kişide duygusal bir karşılığı varmış izlenimi (IV) Çok çalışmanın verimli çalışmak anlamına gelmedi-
uyandırmaktadır. ği, çok iyi bilinmesi gereken konulardan biridir. (V) Verimli
ders çalışmak demek gerektiği zaman çalışmak, gerektiği
C) 15 yaşındaki Nijat’ın ölümünden uzun bir süre sonra
zaman mola vermek demektir. (VI) Bilgileri anlama süre-
kaleme alınmıştır.
ci, dikkati odaklama süreci ve benzeri yönlerden herkes,
D) Çok büyük bir acıyı ve hüznü etkileyici biçimde dile birbirinden farklı şekilde ders çalışma düzenini oluşturur.
getirmiştir. (VII) Bu nedenle verimli ders çalışma programları bireysel
olarak ele alınmalıdır.
E) Şairin yaşadığı evlat acısını ve derin ruhsal sarsıntıyı
yansıtmaktadır. Bu parçadan numaralanmış cümlelerden hangisi çı-
karılırsa parçanın anlamında daralma olmaz?

A) I B) II C) III D) IV E) VI

125
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 14

17. Özlemlerini duyduğumuz çok şey var, yerinde durmayan 18. (I) Dünyadaki pek çok okura hayal gücünün kapılarını açan,
zaman geçtikçe. Ah! Nerede o eski bayramlar, nerede o edebiyat ve bilim denince akla ilk gelen kişi hiç şüphesiz
eski iftarlar, o eski aşklar, eski melodiler, diye söze başla- yazar Jules Verne’dir. (II) Çocukluğumuzda okuduğumuz
dığımız çok sohbet olmuştur. Her insanın özlediği bir eski- pek çok metnin yazarı olarak Verne, kendisinden bir asır
si vardır, yaşı ne olursa olsun. Ne diyor şair? “Eskimek ne sonra dünyaya gelen çocukların zihninde nasıl bir etki yap-
güzeldir, eksilmedikçe.” Ama eksilme hep olmuştur, haya- tığını hiçbir zaman bilemeyecek. (III) Denizcilik geleneğine
tımızda. Eskiye özlem duymak, kaybedilene özlem duy- sahip bir ailenin çocuğu olduğundan Verne’in merakı gemi-
mak gibidir, eskide yaşamak değil. Ama ne eskiyi bugüne lerde tayfalık yapmak, gemilerle uzak diyarlara açılmaktır.
getirebilirsiniz ne de eskiye gidebilirsiniz. Keşke, zaman- (IV) Bu merakı onun için o kadar önemlidir ki henüz küçük
da seyahat etme fantezisi gerçek olsaydı. İnanıyorum ki bir çocukken gemilerde çalışmak için evinden kaçar ama
geçmişe gidenler daha çok olurdu. Gelecek, bilinmeyen- sonra ailesine teslim edilir. (V) Fakat babası Verne’in de-
dir. Kimse bilinmeyene gitmek istemez. Yaşanan hayal kı- nizcilik merakına kulak asmaz ve onu hukuk eğitimi alması
rıklarının dışında, mutlu anlara dönmek... Garip bir çelişki için Paris’e yollar. (VI) Jules Verne’in babası onun denizci
işte: geleceği ümitle beklerken durmaksızın geçmişi öz- olmasına rıza gösterseydi biz belki bugün onun o muhte-
lemle anmak. Şimdiki hayat yorgunluklarında, yol yordam şem kitaplarından mahrum kalacaktık.
bilmeden inadına, hasretle geleceği beklemek... Olmuyor
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-
işte, bir türlü terazinin topuzunun ayarını tutturamıyoruz.
raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
Bugün de geçiyor, bugün de geçmişe eklenecek ve bu-
gün de belki özlemlerle dolu olacak gelecekte. Özlemler,
A) III B) I C) IV D) II E) V
hep sevgileri beslemiş; sevgiler de buna her zaman karşı-
lık verememiş nedense.

Bu parçada anlatılanlarla ilgili,

I. hüzün,
II. yakınma,
III. korku 19. (I) “Tuz ekmek hakkı” deyiminin dilimizde ve düşünceleri-
mizde derin ve geniş bir etki alanı bulunmaktadır. (II) Türk-
duygularından hangileri belirgindir?
lerin tarihine, edebiyatına, folkloruna giren tuz ekmek hakkı
deyimi; hiç şüphesiz tuzun ve ekmeğin bilinmesinden sonra
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
meydana gelmiş bir söz grubudur. (III) Bu söz; hayatımızda
D) I ve III E) II ve III dostluk, vefa, arkadaşlık, sadakat, insanlık, samimiyet, mertlik
ve dürüstlük gibi türlü kavramları içine alan zengin bir klişedir.
(IV) Maddeden çok manayı işaret eden bu deyim, Türkçede
tuz sözüne dayanmaktadır. (V) İçinde eridiği sulardan buhar-
laşma ile elde edilen ve karalarda maden hâlindeki varlığını
hemen herkesin bildiği tuz, yediğimiz ekmekle yemeklerin lez-
zetini veren mühim bir maddedir. (VI) Dilimizde tuzlu, tuzsuz,
tuzlamak, tuzluk ve benzeri kavramları türettiğimiz tuz sözcü-
ğü; birçok Türk lehçesinde varlığını devam ettirmektedir.

Bu paragraftaki numaralanmış cümlelerden hangisi


düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

126
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 14

20. (I) “Hayatının bir roman” olduğunu söyleyenler, bu söz- 22. (I) Açık denizde hareket eden bir gemide bulunduğunuz-
le pek olaylı bir yaşamları olduğunu belirtmek isterler. da yolculuğunuzu güvenli bir şekilde sürdürmek ve gitmek
(II) Ancak yaşananların böyle bir kişide ne izler bıraktığı- istediğiniz yere ulaşabilmek için bulunduğunuz enlemi ve
nı, iç dünyasında ne ölçüde yer ettiğini, kısaca yaşantıya boylamı kesin bir şekilde bilmek çok önemlidir. (II) Kara-
ne ölçüde dönüştüğünü açıklamaz bu söz. (III) Yani serü- da referans alabileceğiniz bir noktayı kullanarak yolunuzu
venleri dillere destan olmuş biri pekâlâ yaşantı fukarası bulabilirsiniz. (III) Ancak açık denizde bulunduğunuz ko-
olabilir. (IV) Çünkü dünyayı, insanı anlamak çok macera numu belirlemek ve yön bulmak daha zordur. (IV) Deniz-
yaşamak değil, bir bakma başarısı ve becerisidir. (V) An- ciler, geceleri gökyüzündeki konumu bilinen bir yıldızın,
cak bu yapılabilirse yazıya giden yol açılmış olur. örneğin Kutup Yıldızı’nın, gündüzleri ise Güneş’in ufuk
üzerindeki yüksekliğini ölçerek bulundukları enlemi yak-
Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine, “Bir
laşık olarak zamanla belirleyebildiler. (V) Daha sonraki
başkası çok daha dar bilgi, görgü olanaklarıyla dünyayı,
gelişmelerle birlikte denizde zamanı ölçmeye yarayan
insanı anlayıp yaşantısına aktarabilir.” cümlesi getirilir-
mekanik bir saatin bulunmasıyla, 17-18. yüzyılın bu en
se paragraf anlamca tamamlanmış olur?
zorlu bilimsel probleminin çözümü bizlere sunulmuş oldu.

A) I B) II C) III D) IV E) V Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin han-


gisinden önce düşüncenin akışına göre “İnsanlar, za-
manında açık denizde ufuk çizgisi ve gök cisimlerini takip
ederek yönlerini bulmaya çalıştılar.” cümlesi getirilebilir?

21. (I) Yaşar Kemal’in anlatılarında kurduğu dünyanın dili, A) V B) IV C) III D) II E) I


sesi, rengi, tınısı; Anadolu coğrafyasının gerçekliğini ta-
şır. (II) Kurduğu anlatı ana karasının gerçekliğinde tanık-
lık ettiği dünyaların rengi, soluğu vardır. (III) Onun röpor-
tajlarına verdiği “Bu Diyar Baştan Başa” adını hatırlarsak
anlatıcılığının tanıklık içeren yanları kadar dile getirdiği 23. I. Yarasa; sözlüklerde gövdesi fareye benzeyen, ön
gerçeklerin de boyutlarını görebiliriz. (IV) İşte Yaşar Ke- ayakları perdeli kanat biçiminde gelişmiş, vücudu yu-
mal o coğrafyada yaşayıp özümsediklerini, karşılaşıp bu- muşak sık kıllarla kaplı, iskeleti hafif yapılı, uçabilen,
luştuklarını, tanıklıklarını bir bir anlatı dünyasında dile ge- memeli bir hayvan diye tanımlanıyor.
tirir. (V) Anadolu ki melez bir coğrafyadır; insanı, kültürü,
II. Çok istememe karşın onu iyice göremeyenlerden biri
doğası, börtü böceğiyle bu içselleşip kaynaşmanın ren-
de bendim.
gidir, soluğudur, biçimidir. (VI) Yaşar Kemal Türkiye’dir
adlı eser, bir anlatıcının yapıtlarıyla oluşturduğu dünyanın III. Almanca yayın yapan bir televizyon kanalında yara-
kavranışına yeni pencereler açabilecek, hatta tartışmalar salarla ilgili bir programa rastlayınca yazıyı çiziyi bıra-
da yaratabilecek birikimin yansımasıdır. kıp gözümü ekrana diktim.

Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek IV. Karanlık yuvasında asılı kalıp gizlenen, uçtuğunda
için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır? kuşu andıran, yüzünden fare görmüşçesine tiksinilen
bu yaratığı yakından gören azdır.
A) V, IV’ten önce gelmelidir.
V. Ele avuca sığmayan, sessizliğinden dolayı görende
B) III ve IV yer değiştirmelidir. nedense gizemli bir hayvan algısı yaratan yarasayı
merak eder dururdum.
C) II, III’ten sonra gelmelidir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle bir paragraf
D) V ve VI yer değiştirmelidir.
oluşturulmak istenirse hangisi son cümle olur?
E) II, IV’ten sonra gelmelidir.
A) I B) III C) V D) II E) IV

127
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 14

24. Bosna sınırları içerisindeki Travnik’te doğup büyümüş 25. Yazar; toplum hayatının işleyişini bilmek, bunun için de
Sırp yazar İvo Andriç, en çok Drina Köprüsü adını taşıyan ekonomi, tarih, sosyoloji bilimlerinin verilerini öğrenmek
muhteşem eseriyle tanınıyor. Bu eseriyle Nobel Edebiyat ister. Bu bilim düşüncesiyle, yurt gerçeklerini tanımak
Ödülü’nü de kazanan yazarın, geçen ay Türkçeye kazan- ister. Yazar, ancak bu çabadan sonra, olayları gerçeğe
dırılan dokuz hikâyelik Sinan’ın Tekkesinde Ölüm isimli uygun olarak değerlendirebilir; toplumcu bir gerçekçiliğe
kitabını okuduğunuzda aklınıza yazarın, bizim Nasrettin ancak bu yoldan varabilir. Böyle bir görüşe varan yaza-
fıkralarını okuyup okumadığı gelir. Zira Andriç’in, Trav- rın olaylara bakışı; elbette bütün bilgisi gündelik hayattan,
niklilere has bir hikâye olarak tanımladığı “Vezirin Filinin basından, radyodan, sinemadan gelen insanların gerçe-
Hikâyesi” başlıklı öykü, çok bilinen bir Nasrettin Hoca ğe bakışı gibi değildir. Bunun için halk yazarı, gerçeğin
fıkrasının Balkanlara uyarlanmış hâlidir. İvo Andriç’in us- yüzeyden görünüşünü vermekle kalmaz. Gerçek, onun
talığı, akıcı dili, muhteşem betimleme gücü bu kitabında için ölü, hareketsiz değildir; bütünden soyutlanmış değil-
da kendisini gösteriyor. Balkan coğrafyasında farklı mil- dir; bir oluş, bir gelişme hâlindedir.
letlerin ve dinlerin bir arada yaşama tecrübeleri, gündelik
Bu parçadan hareketle
hayat, şehir hayatı ile kırsal hayatın karşılaştırılması, örf
ve âdetler, Osmanlı Devleti’nin yıkılış döneminde Bosna I. Yazar, bazı bilimler sayesinde ülkenin realitelerini öğ-
merkezli yaşanan sancılar, bütün detaylarıyla ve muhte- renir.
şem bir üslupla ortaya konmuş. İvo Andriç, gelenek ile bu- II. Yazar, öğrendiği bilgilerle toplumcu gerçekçi bir kimlik
gün arasında muhteşem bir köprü kurarak ders niteliğinde kazanır.
pek çok öneride de bulunmuş okuyucuya, bu kitabında.
III. Toplumcu gerçekçi yazarlar, olayları halkın gözüyle
Bu parçada İvo Andriç ile ilgili olarak aşağıdakiler- değerlendirirler.
den hangisine değinilmemiştir? IV. Toplumcu gerçekçi yazarlara göre hakikatin dinamik
bir yapısı vardır.
A) Drina Köprüsü ile dünya çapında ün kazanmış bir
edebiyatçı olduğuna yargılarından hangilerine ulaşılamaz?

B) Eserlerinin bazılarının tarihî bir envanter özelliği taşı-


A) Yalnız II B) Yalnız III C) I ve III
dığına
D) II ve III E) III ve IV
C) Bütün eserlerinde üslup kaygısı güderek akıcı bir dil
kullandığına

D) Söz konusu yapıtının didaktik özellikler barındırdığına

E) Eserlerinin başka dillere de çevrildiğine

128
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Deneme - 14 bitti. Cevaplarınızı kontrol ediniz.
TÜRKÇE
DENEME SINAVI - 15

1. İngiltere’nin kadın yazarlara saygı duruşunda bulunduğu 2. Fiziksel ve ruhsal olarak güvende olmak ve sağlığın ye-
saygın edebiyat ödüllerinden Baileys Prize’ın uzun aday rinde olması, en önemli duygusal gereksinimlerdendir. Bu
listesi açıklandı. Jüri üyeleri arasında Türk edebiyatının ihtiyacı karşılanan kişi, sağlıklı ve güvende olma ile ilgili
dünyaca tanınan isimlerinden Elif Şafak’ın da yer aldığı gerçekçi bir algıya ve beklentiye sahiptir. Küçük ya da bü-
organizasyonda bu yıl Kate Atkinson ve Anne Enright gibi yük fiziksel sorunları sakinlikle karşılayıp gerekeni yapabi-
usta yazarların eserleri de yer aldı. Uzun aday listelerinin lir. Hastalıkla başa çıkma konusunda işlevsel başa çıkma
çoğunluğunu ilk romanlarını yazanlar oluşturmakla birlikte mekanizmalarını mümkün olduğunca kullanır. Olumsuz
listede usta kalemlerin de bulunması önemliydi. Ama bu yaşam olayları karşısında zorluk çekse de esnek ve da-
liste, edebiyat dünyasına yeni giren eserlerin büyük ya- yanıklı kalabileceğini bilir. Çocukluk yıllarında bu ihtiyacın
yınevlerine ihtiyaç duymadığını göstermesi bakımından karşılanmasını engelleyen ebeveyn tutumları, aşırı koru-
çok dikkat çekmiştir. “Baileys Prize” edebiyat alanında yuculuk ve sağlık konusunda aşırı endişeli olmaktır. Aynı

kadın-erkek eşitliğine vurgu yapılması açısından önemli zamanda ebeveynin kendisinin sağlık anksiyetesi olması

bir organizasyon olmuştur. Toplam yirmi yazar ve eseri- ya da hastalık ve kazalar karşısında tetikte olması, ço-

nin yer aldığı uzun aday listesinde yarışa on bir yazar, cuğa fiziksel dayanıksızlık ile ilgili bir model olur. Çocuk,
bu kaygı karşısında anne babası ve kendini de kapsayan
ilk romanlarıyla adlarını yazdırdı. Kadın yazarları teşvik
bir kontrol kaybı hissedebilir. Bu durumda ortaya çıkan
amacıyla verilen ödülde kitapların Britanya’da basılması
şema “dayanıksızlık şeması”dır. Bu şema kişide, sağlıkla
ve İngilizce yazılması gibi koşullar aranıyor ve millet far-
ilgili başa çıkmakta zorlandığı kaygılara, obsesyonlara ve
kı gözetilmiyor. Baileys Prize’ı önceki yıllarda kazananlar
panik nöbetlerine sebep olabilir. Ruh sağlığı ile ilgili daya-
arasında Zadie Smith, Lionel Shriver ve Eimear McBride
nıksızlık ise aklını kaçırma ve kontrolü kaybetme korkusu
gibi önemli isimler bulunuyor.
şeklinde görülür. Kişi her an doğal, maddi ya da tıbbi bir
Bu parçadan “Baileys Prize Edebiyat Ödülleri” ile ilgili felaket olacakmış hissi ile yaşar. Fiziksel saldırıya uğra-
olarak maktan aşırı derecede korkar. Bu elbette herkesin kor-
kabileceği bir durumdur ancak bu şemanın varlığında kişi
I. Ödül listesinde Türk edebiyatının dünyaca tanınan bunu bir olasılık değil, muhtemel bir tehlike gibi görür ve
isimlerinden Elif Şafak yer almıştır. bununla başa çıkamama korkusu yaşar.
II. Sadece kadın sanatçıların katılabildiği bir edebiyat
Bu parçaya göre “dayanıksızlık şeması” ile ilgili olarak
organizasyonu olmuştur.
III. Uluslararası özellikler barındıran geniş perspektifli bir I. Ebeveynler, çocuklarının geleceğiyle ilgili kaygı ve
etkinliktir. beklentilerinden dolayı onlara olumsuz örnek olurlar.
II. Anne ve babaların, çocuklarını belli bir dönemde aşırı
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
sahiplenme duygusuyla ortaya çıkabilir.
A) II ve III B) Yalnız III C) Yalnız II III. Kişilerde problemlerin üstesinden gelememe endişe-
si doğurur.
D) I ve II E) Yalnız I
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) I, II ve III B) II ve III C) Yalnız II

D) I ve II E) Yalnız III

129
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 15

3. Berlin’de faaliyet gösteren Theater28 tarafından organize 4. Japonya, okyanusta bir ada ülkesi olduğundan orada en
edilen Berlin Tiyatro Festivali’nde Türkiye’nin en önemli büyük sorun tsunamilerdir. Bunun için de tsunami erken
tiyatrolarından çeşitli seçkiler sunuldu. Ortak yapımlara uyarı sistemi, sahillerde bulunan insanları, 10 dakika ön-
da yer verilen Festival’de her yıl tiyatro oyunlarının yanı ceden cep telefonlarına gönderdiği acil alarm mesajı ile
sıra film gösterimlerine, atölyelere ve söyleşilere yer veril- uyararak tsunamini geleceğini onlara bildiriyor. Peki bu-
di. Berlin’in çok kültürlü yapısına uygun bir şekilde oyunlar nun altyapısı nasıl hazırlandı? Japon Meteoroloji Ajansı,
üst yazı ile seyirciyle buluştu. Türkiye’den gelen oyunların ülkedeki sismik hareketleri ölçen 200’den fazla istasyon
uluslararası platforma çıkması hedeflenirken yerel izleyi- inşa etti. Japon Doğal Afetleri Önleme Bakanlığı, ülke ça-
cinin de uluslararası yapımlarla karşılaşması istendi. pında 800 tane erken uyarı sistemi istasyonu kurdu. Tüm
bu sismik istasyonlardan gelen veriler, boyutu ve zamanı
Bu parçadan Theater28 tarafından organize edilen
anlık olarak analiz edildikten sonra, bu dalgalardan etkile-
Berlin Tiyatro Festivali ile ilgili aşağıdakilerden han-
necek bölge insanlarının cep telefonlarına acil alarm me-
gisi çıkarılamaz?
sajı olarak bildiriliyor. Bu sayede, depremin olduğu bölge-

A) Türkiye‘den Festival'e organizeli bir şekilde seçkin deki vatandaşlar, güvenlik önlemlerini sallantıdan birkaç

eserler sunulmuştur. saniye önceden alabiliyorlar.

B) Yerel izleyicilerin uluslararası arenada bir araya geti- Bu parçada tsunami erken uyarı sistemi ile ilgili ola-
rilmesi düşünülmüştür. rak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

C) Sadece film alanında değil, farklı alanlarda etkinlikle- A) İşleyişiyle ilgili bilgilere
re yer verilmiştir.
B) Tercih edilme gerekçesine
D) Düzenlendiği ülkenin etnik ve kültürel yapısına uygun C) İnsanların takdirini kazandığına
şekilde birtakım düzenlemeler yapılmıştır.
D) Sistemin nasıl kurulduğuna
E) Ülkemizden giden ürünler, çok titiz bir şekilde seçile-
rek Festival’e gönderilmiştir. E) Riskli bölgelerde faal olduğuna

5. Biri bana kendi öykümü okuyup da düşüncemi soracak


diye tedirginleşirim hep. Çünkü bu durumda ne diyece-
ğimi bilemiyorum. Karabasanlar çöküyor üstüme. Çev-
remdekilerin bana verdiği değerden yüz bularak bilgiçlik
taslıyor olma ihtimali beni rahatsız ediyor. Bu yüzden uta-
nıyorum, sıkılıyorum. Çünkü iki yönü var bu işin: öyküyü
okuyana söyleyecekleriniz ve gerçekten fikirleriniz. Hatta
çoğunlukla bir üçüncü yön bile ortaya çıkabiliyor. Ben de
susuyorum, kimseyi kırmak istemiyorum. Okuru öyküle-
rimle baş başa bırakıyorum.

Bu parçada konuşan kişi aşağıdakilerden hangisiyle


nitelenemez?

A) Kararsız B) Nazik C) İyi niyetli

D) Alçak gönüllü E) Kırılgan

130
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 15

6. Öz eleştiri geniş bir zamanda ve alanda yayıldığı için doğ- 7. Ölümünden iki yıl önce babam kendi yazıları, el yazma-
ruyla yanlışı birbirinden ayırmak kolaylaşır. Giderek insa- ları ve defterleriyle dolu küçük bir bavul verdi bana. Her
nın kendisini karşısına alması, kendisini yadsıyabilmesi zamanki şakacı, alaycı havasını takınarak kendisinden
de olasıdır. Sert bir çatışmanın ortasındaki insan, dışa sonra yani ölümünden sonra onları okumamı istediğini
karşı bütünlüğünü korumaya çalışır. Bu ise yanlışlara söyleyiverdi. “Bir bak bakalım…” dedi hafifçe, utanarak.
daha çok sahip çıkmak, olumsuzlukları kişiliğinin vazge- “İşe yarar bir şey var mı içlerinde? Belki benden sonra
çilmez bir parçası yapmak demektir. Biz öz eleştiri yerine seçer, yayımlarsın.” Benim yazıhanemde, kitaplar arasın-
sürekli olarak eleştiriyi, yakınmayı yeğleriz. Bu, çoğu kez daydık. Babam acı verici çok özel bir yükten kurtulmak is-
kendi yanlışlarımızı kabul edememenin verdiği rahatsız- teyen biri gibi bavulunu nereye koyacağını bilemeden ya-
lıktan kurtulmak için başvurulan bir yoldur. Yanlışı kendi zıhanemde bakınarak dolandı. Sonra elindeki şeyi dikkat
dışımızda ararız. Kendi yanlışımızın sorumlusu olarak çekmeyen bir köşeye usulca bıraktı. İkimizi de utandıran
başkalarını gösteririz. Öz eleştiri bunu engeller. bu unutulmaz an biter bitmez ikimiz de her zamanki rolle-
rimize; hayatı hafife alan, şakacı, alaycı kimliklerimize geri
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi öz eleştiri-
dönerek rahatladık. Her zamanki gibi havadan sudan, ha-
nin faydalarından biri değildir?
yattan, Türkiye’nin bitip tükenmez siyasi dertlerinden ve
A) İnsanın dışa karşı bütünlüğünü sağlaması babamın çoğu başarısızlıkla sonuçlanan işlerinden, çok
da fazla kederlenmeden söz ettik.
B) Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu göstermesi
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi
C) Kendi hatalarımızla yüzleşmemizi sağlaması
söylenemez?
D) Başkalarını suçlamayı engellemesi
A) Birinci kişili anlatım kullanılmıştır.
E) Negatif bir kişiliğe bürünmekten kurtarması
B) Farklı duyularla ilgili özelliklere yer verilmiştir.

C) Sayıp dökmeye yer verilmiştir.

D) Benzetme yapılmıştır.

E) Karşılaştırmaya başvurulmuştur.

131
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 15

8. Gerçekliği aşmak, değiştirmek çabasında olan yazarlar, 10. Ne çok kitap yayımlanıyor; okunacak ne çok roman, ne
olayların ardından sürükleniyor demektir. Böyle sanatçı- çok hikâye var! Sinemalarda, televizyonlarda, yeni mecra-
lar; olayların, insanların ardında, dümen suyunda kalmış larda seyredemeyeceğimiz kadar çok film; elimizin altında,
demektir. Oysa halk yazarı öncü olmak, halkının yürüdü- cep telefonlarımızda dinleyemeyeceğimiz kadar çok mü-
ğü yolun ilerisini bir ışıldak gibi aydınlatmak zorundadır. zik… Siz de sık sık hayret etmiyor musunuz bu bolluktan
Kitleden kopacak kadar ileride değil elbette; kitle ile el ele,
dolayı? Hatta için için paniğe kapılasınız gelmiyor mu?
omuz omuza ama daima kitlenin önünde… Usta hikâyeci
Orhan Kemal, bir halk yazarı olmasına rağmen bu kate- Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
gorinin dışında kalmıştır. Onun bu tuhaf durumunu diğer hangisi söylenemez?
yazarların değerlendirmesi gerekir.
A) Ünlem cümlesine yer verilmiştir.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
B) Sözde soru cümlesi kullanılmıştır.
A) Toplumun gerisinde kalan sanatçıların gerçekliğe yakla-
şımına C) Bitmemiş cümle kullanılmıştır.

B) Halkı için eser verenlerin yol gösterici olması gerektiğine D) Devrik cümleye yer verilmiştir.
C) Öncü sanatçıların toplumla bütünleşmesi gerektiğine
E) Yargı, gerekçesiyle verilmiştir.
D) Orhan Kemal’in halk sanatçısı olduğu hâlde öncü ola-
madığına
E) Halk yazarlarının, gerçeği etkileyici biçimde anlattığına

9. Şiir yaşanan bir olaydır, çeşitli duyarlıkların bir ortak dün-


yada soluk alışıdır. Yaşamaya başlayan ya da yaşamdan
kopan bir canlının var olma-yok olma sınırındaki direni-
şidir. Dünyayı var etme, güzellikleri yaratma, gerçekleri
belirtme yolunda bir direnme… Sözcükleri arayıp bulma,
onların en olmadık kullanılışlarını gün yüzüne çıkarma,
şiirsel bir ortamda yeni bir yaratmadır. Şiir olduğu için dil
vardır. Şiirin tarihi dilin tarihinden de eskidir. Dil, duyar-
lıkların anlatıma dönüşmesinden başka nedir? İşte dile
dönüşmeden bu duyarlıklar şiiri yaratır. “Dil mi düşünceyi
yarattı, düşünce mi dili yarattı?” sorusu bugün nasıl gün-
celse şiirin mi dili, dilin mi şiiri yarattığı da öylesine gün-
celdir.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine


yer verilmemiştir?

A) Varsayım cümlelerine
B) Sözde soru cümlesine
C) Tanımlamalara
D) Karşılaştırmaya
E) Neden-sonuç cümlesine

132
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 15

11. Ne çocuklarımız ne torunlarımız bakır mutfak eşyalarını 12. I. Bilginin doğruluğunun ölçütü insandır. Ne kadar fikir
tanıyor. O kalaylı tasları, tencereleri, tavaları… Hiçbiri ka- varsa o kadar doğru vardır. Örneğin romanı çok satı-
laylı bir maşrapadan kaynak suyu içmedi. Bakır eşyalar lanlar listesinde yer alan bir yazar bana göre oldukça
onlar için artık bir aksesuar, bir süs unsuru. Oysa vaktiyle başarılıyken başkasına göre başarısız olabilir.
o tavalar ve tencereler kimlerin elinden geçti; kaç gelinin,
II. Doğruluğun ölçütünü belirleyen, o gün için sağladığı
kaç dedenin, kaç babaannenin bir ömrü dolduran hatı-
faydadır. Öyle bir gün gelir ki bugün doğru dediğimize
rasını taşıyor. Bir kahve cezvesinin kulpundan tutan el,
başka bir zaman yanlış deriz.
kaç kuşağın eliyle ısınıyor; onlardan miras kalan duygu-
ları paylaşıyor. Ama biz reddimiras ettik. Bakırları sattık. Bu iki parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylene-
Yerine alüminyum tencereler, melamin tabaklar aldık. bilir?
Bu tabaklar düştü mü kırılmıyordu. Ancak ömürleri kısa
oldu, tam mutfak dolabına ısınacakları zamanda pabuç- A) Kesin ve doğru bilgi göreceli bir kavramdır.
ları dama atıldı. Onların yerlerine başka kaplar, başka
B) Doğru bilgiye her alanda sadece şüphe ile ulaşılabilir.
bardaklar imal edilmişti. Geçiyor, her şey süratle geçip
gidiyordu. Şimdilerde seramikten, çoğu renkli yemek ta- C) Doğru bilgiler akılla sorgulanarak belirlenebilir.
kımları var. Birkaç yılda atılıyor, yerine yenisi alınıyor. Bir
D) Kesin bilgilere varıldığında faydalı bilgiye de ulaşmı-
eşyayı ömür boyu kullanmak, hele hele bunu çocuğuna,
şızdır.
torunlarına hatıra bırakmak, onların da kullanmasını is-
temek çılgınlık sayılır oldu. Aklı başında olanlar plastik E) Bir bilginin doğruluğunu nesnel gerçekliğe uygunluğu
bidonlardan plastik bardağa su dolduruyor, suyu içtikten belirler.
sonra bardağı çöpe atıyor.

Bu parçada bakır mutfak eşyaları ile ilgili olarak vurgu-


lanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Günümüzde bakır mutfak eşyalarının kullanımı geç-


mişle kıyaslanamayacak ölçüde azalmıştır.

B) Modern çağın insanları çalışma koşullarından dolayı


bakır eşyalar yerine pratik kulanımlı eşyaları talep et-
mişlerdir.

C) Geçmişte bakır mutfak eşyalarının çok tercih edilme-


sinin sebebi estetik zevke uygun yapılmış olmasıdır.

D) Zengin kültürel bir mirasın sahip çıkılamadan yok ol-


ması, üzücü bir durum meydana getirmiştir.

E) Toplumsal ve kültürel değişim sürecinde insanların


eşya kullanımı çok farklı bir nitelik almıştır.

133
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 15

13. Ayları saymaya hangi aydan başlarsınız? Ben ocaktan 14. Serbest şiir, Asaf Hâlet Çelebi’ye göre nizamsızlık değil-
değil de eylülden başlayan insanların daha iyi anlaşabi- di. Belli hece kalıplarının gizli nizamını arıyordu o. İçeriği
leceğine inanırım. Keza peynirin üzerine vişne reçeli sü- bu kadar zenginleşmiş günümüz şiirini belli kalıplara hap-
rüp yiyenlerin, içeceğinin son yudumu ile yemeğinin son setmek doğru değildi. “Muhtevanın bu kadar çoğaldığı
lokmasını asla aynı ana denk getirmeyip içeceğini hep bugünkü şiiri basmakalıp tek şekil tatmin etmez.” diyordu
yemekten önce bitirenlerin, birine anlatmazsa kendi yü- Asaf Hâlet. Ona göre vezin ve kafiyenin boyunduruğun-
künün altında ezilecek gibi hissederken bile her “Nasıl- dan kurtulmaksızın tabii bir şiir oluşturmak mümkün de-
sın?”a “İyiyim!” diye cevap verenlerin ve her yardım tekli- ğildi. Şiirde musiki elbette yadsınamazdı ama musikinin
fini ağzına gözüne bulaşacak bir tozmuş gibi çabucak bir vezin ve kafiye dışında ritim ve aliterasyon gibi enstrü-
el hareketiyle savuşturup hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını manları vardı. “Vezinsiz ve kafiyesiz kelimelerle mükem-
söyleyenlerin, gördüğü her plakadaki harften kelime tü- mel bir musiki yapılabilir ancak bu mesele bir doz mese-
retenlerin ve hâlihazırda “playlist”inde olmasına rağmen lesidir, çok ziyade kullanılır ve yerinde yapılmazsa ziyanlı
sevdiği şarkıya radyoda denk gelince çocuksu bir coşkuy- olur.” diyordu Çelebi.
la sevinenlerin de iyi anlaşabileceğine inanırım.
Bu parçada Asaf Hâlet Çelebi’nin şiir anlayışıyla ilgi
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı- olarak asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıdakiler-
dakilerden hangisidir? den hangisidir?

A) İçinden geçenleri söylemek zor geldiği için çoğu in- A) Vezin ve uyağa önem verilmesi gerektiği
san, duygularını gizlemeyi tercih eder.
B) Serbest şiirin müzikaliteden ödün vermeden oluşturu-
B) Aynı dili konuşanlar değil, hayatta aynı duyguyu pay- labileceği
laşanlar anlaşabilirler. C) Doğal şiirin içeriği hesaba katmadan yazılamayacağı
C) Bazen anlaşabilmek, alışkanlıkların özgünlük aracılı- D) Şiirde amacın hep görünmeyeni aramak olduğu
ğıyla yıkılmasıdır.
E) İmgesel bir anlatımın önemsenemeyeceği
D) Öz güven, anlaşma serüveninde büyük bir zenginlik-
tir ancak aşırı öz güven, anlaşmayı zorlaştırır.

E) Empati kurabilen insanların birbirlerini anlama olası-


lıkları daha yüksektir.

134
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 15

15. Eski Türklerde daha çok tek ağaçlar ve bunlardan da çam 16. Kendi içimize doğru giden yolu bulabilmek için yoldan
ve benzeri cinsten olanların kutsal sayıldığı görülmekte- çıkmamız gerekmektedir. Michel Butor, “Verimli yazarlar
dir. Bütün Altaylı kavimlerde en çok çam ve kayın ağacı edebiyatın işlevinin, içinde yaşadığımız dünyayı değiştir-
kutsal kabul edilmekte ve bunlardan sonra da çınar ağacı mek olduğuna ve bunu da edebiyatın belli bir süre için-
gelmektedir. Türklerde çınar ağacı kutsal “ulu ağaç” sa- de başarabileceğine inanma eğilimi içindedirler.” der. Bu
yılır. Evin ağacı olarak kabul edilir ve yaygın olarak kul- sözü çok severim. Çünkü iyi edebiyatın dünyayı değişti-
lanılır. Bununla ilgili çeşitli inanışlar da görülmektedir. receğine dair inancımı her zaman diri tutarım. Bugün bü-
Örneğin ağaçların yaprakları geç dökülürse kış geç gelir. tün dünyada yaşanan koronavirüs salgını hepimizi yoldan
Çınar ağacı yapraklarını erken dökerse kış sert geçecek- çıkardı ve evlerimizin içine yolladı. Ve tüm dünya bir kez
tir. Çınar, Türklerde doğumun sembolüdür. Çocukların daha şunun farkına vardı: Demek ki evde vakit geçirme-
uzun ömürlü olması ve nesillerinin kıyamete kadar devam nin en güzel yolu, bir kitapla hayalî dünyaların çevresinde
etmesi için aileler yeni doğan çocukları adına çınar diker- seyahat etmekmiş. Kitap listeleri yayımlanmaya başlandı
ler. Osmanlı Devleti’nin temellerini atan Osman Gazi’nin, bir anda, ünlü yazarların tavsiyelerinden tutun da kitapla
Şeyh Edebali’nin evinde gördüğü rüyadaki çınar ağacının hiç ilgisi olmayan insanlara kadar herkes evde okumanın
özel bir anlamı vardır. Uzun ömrü ve ihtişamlı görünüşü güzel yanlarını keşfetti. Kitabın nasıl da hayatın merke-
ile Osmanlı-Türk medeniyetlerinin vazgeçilmez unsurla- zinde bir yerde durduğunu gözlemledik. İnanıyorum ki bu
rından biri olan çınar ağaçlarının özellikle Osmanlılar za- keşifler, kendi içimizdeki kayıp adaları bulmamız için de
manında belli başlı şehirlerin meydanlarında, cami avlula- bir fırsat olur.
rında en çok rastlanan ağaç olmasının sebeplerinden biri
Bu parçanın yazarı için aşağıdakilerden hangisi söy-
de bu olsa gerek.
lenemez?
Bu parçaya göre çınar ağacıyla ilgili inanışların ortaya
çıkmasının temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Hayata olumlu taraflarından bakmayı yeğler.

B) Edebiyatın iyileştirici bir gücü olduğunu düşünür.


A) Diğer ağaçlara göre daha uzun ömürlü olması
C) Michel Butor, sevdiği yazarlardan biridir.
B) İnsan topluluklarının yaşamına fayda sağlaması
D) Kitapları, yaşamında çok önemli bir konumda görür.
C) İnsanın fiziksel özellikleriyle benzerlik göstermesi
E) İnsanın, iç dünyasına yönelmesi gerektiğine inanır.
D) Kimi özelliklerinden dolayı ona sembolik bir değer ve
anlam atfedilmesi

E) Ömrünün uzunluk bakımından insan ömrüne denk ol-


ması

135
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 15

17. Marquez’in ölümü İspanyolca konuşulan ülkelerde top- 18. Birçok vesikamız kaybolsa, yazılı belgeler bulunamazsa
lumsal bir yasa yol açmıştı. Çünkü o dilin büyük kaybıydı türküler yordamıyla onları söyleyerek, dinleyerek Türk
yazar. Bizim ülkemizde nedense böyle bir duyarlılık hiç milletinin tarihini yazabilmek mümkündür. Kimi halkların
olmadı. Herkes kendi ölüsünün yasını tutuyor sanki. Ülkü toplumsal maceralarının çoğu türkülerde saklıdır. Hele
Tamer’in kaybından haberi olanlar şairlerdi, bir kısım ay- bizim türkülerimiz o kadar zengindir ki birçok şeye şahit-
dınlar, o kadar. Oysa dilin ve şiirin özgürleşmesi bakımın- lik eder. İnsana ve topluma dair tüm duygular, bin yıldır
dan öncü şairlerdendi o. “Neden öldüğümü anlamaya- yaşadıklarımız en fazla türkülerde söylenmiştir. Hem de
caklar çünkü güneşler doğar çarşıların üzerine.” diyordu. nasıl bir içtenlikle ve sadelikle... Salt bireylerin yaşadık-
Ülkü Tamer gürültü çıkaran şairlerden değildi. Sinema, ları, hissiyatı değil içtimai olaylar ve olgular da bir şekilde
edebiyat ve Antep anıları da gürültüsüzdü. Gürültü çıkar- türkülerimizde ses verir. Türküler halkın büyük belleğidir,
madan yaşadı her şeyi ve öyle yazdı yazılarını, şiirleri- birçok şeyi oraya kaydeder. Yerine göre bir gazetedir, bir
ni. Son şiirlerinde iyiden iyiye yalınlaşmıştı, günümüzün mecmuadır, bir kitap yahut bir arzuhâldir. Bu sebepledir
Yunus’uydu sanki. Toplu şiirlerinin son sayfasındaki şiir ki bir milletin kültür kanaviçesini inceleyenler, toplumun
yine sessiz bir veda idi: “Kaç kelebek ömrü kadar ömür töre ve gelenek haritasını çıkaranlar türkülerden haberdar
yaşadın, yetmez mi?” Kelebek sessizliği ile yazdığı şiir- olmak mecburiyetindedir.
ler kaç okurun içinde depremler yarattı oysa. “Ölüm bile
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
üşüyor.” şimdi.
ulaşılamaz?
Bu parçada Ülkü Tamer’le ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisine değinilmemiştir? A) Türküler, pek çok milletin bir nevi kültür hazinesi ka-
bul edilir.
A) Edebiyat dünyasında önemli kilometre taşlarından
B) Türküler, milletlerin tarihî envanteri niteliği taşımaktadır.
biri olduğuna
C) Türküler, halkların gönül teline dokunmuştur geçmiş-
B) Yunus Emre’ye öykünerek şiirler kaleme aldığına
ten günümüze.
C) Edebiyat dışında bir sanat dalıyla da ilgilendiğine
D) Türkülerden haberdar olmadan yapılan sosyolojik ça-
D) Yazdıklarıyla pek çok şiirseverin gönül teline dokun- lışmalar eksik kalacaktır.
duğuna
E) Türküler, iletişim araçlarının yetersiz kaldığı bazı
E) Kendini gösterme ve iddialı görünme amacının olma- olayları kayıt görevi üstlenir.
dığına

136
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 15

19. (I) Salâh Birsel, özgün dili, sözcük seçimi ve anlatımıyla öne 21. Elektronik sigaraların sigara bağımlılığından kurtulmak
çıkan araştırmacı bir düşün ve yazın adamıdır. (II) Yazıların- için bir yöntem olduğu öne sürülse de bugüne dek sigara-
da var olanla yetinmeyip sözcük üreticisi de olan Birsel, bize yı bırakmayı kolaylaştırdığına dair net bir bulgu elde edi-
yeni anlatım olanakları sunuyor. (III) Bazen de ince elenip lememiştir. Amaç dışı kullanım oranının çok artıp buna
sık dokunmuş ilginç sözcüklerle karşımıza çıkıyor. (IV) Söz- bağlı yan sorunların ortaya çıkması da ayrı bir problem
cüklerle bir dünya kurmada o kadar başarılıdır ki anlattığı
olarak görülmektedir. Elektronik sigarayı cazip hâle getir-
kişi ya da dönemi hafızanızda tam olarak canlandırırsınız.
mek için tat ve koku veren katkı maddelerinde değişiklik-
(V) Türkçenin büyük ustası “Denemelerimin kahve söyle-
ler yapılması, işin içine ekstra kimyasalların girmesi anla-
şileri gibi daldan dala konmasını ve başladığı yerde değil,
mına geliyor. ----. Bu durum ilk olarak elektronik sigara
başlamadığı yerde bitmesini severim ama bunu her zaman
başardım da diyemem.” sözleriyle ne kadar mütevazı oldu- kullanan gençlerin ileride sigaraya daha yüksek oranda
ğunu da gösterir. başlamalarına yol açıyor. Bunun nedeninin nikotin bağım-
lılığı olduğu, uzmanlar tarafından belirtiliyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
şüncenin akışını bozmaktadır? Bu parçada boş bırakılan yere getirilebilecek en uy-
gun cümle aşağıdakilerden hangisidir?
A) I B) III C) II D) IV E) V
A) Bu şekilde işlem gören ürünler, sigara içmemiş genç-
ler arasında da elektronik sigara kullanımının başla-
masına ve artmasına neden oluyor

B) Elektronik sigara firmaları, ürünlerini nikotin içermedi-


ği, içerse bile kanserojen maddeleri içermediği gerek-
çesi ile pazarlıyor

C) Araştırmacılar, elektronik sigara kullanımının sigara-


ya yeniden başlama oranlarını artırdığını ifade ediyor

D) Özellikle genç bireyler arasında oldukça yaygın olan


elektronik sigara kullanımı ile ilgili potansiyel tehlike-
ler gittikçe artıyor

E) Nikotin, yakın zamana kadar kanser yapıcı etkisi ol-


mayan, sadece bağımlılık oluşturan bir madde olarak
20. (I) Hiç düşündünüz mü, insanlar evlerinde oturmakta ne- tanınıyordu
den çok zorlanıyorlar? (II) Victor Frankl, “Dışarı çık ve in-
sanlara yardım et, anlam dışarıda.” diyor. (III) Diğer insan-
lar, insanların hayatını anlamlı hâle getiriyor. (IV) İnsanlarla
bağ kurmak, bazen sokakta hiç tanımadığımız bir insana
bile bir şey söylemek bize iyi gelir. (V) Çünkü o insanla
birlikte yaşadığımızı, var olduğumuzu anlarız. (VI) İnsan
kendi varlığını göremediği, hissedemediği zaman bunaltı
yaşamaktadır.

Bu parçadan numaralanmış cümlelerden hangisi çı-


karılırsa parçanın anlamında önemli bir değişme, da-
ralma olmaz?

A) II B) IV C) VI D) III E) I

137
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 15

22. Bazı durumlarda “çağdaşlık” iğreti bir giysi gibi sarka- 23. (I) Sahraaltı Afrika’da geniş bir alanda yaşayan Matabele
caktır. Çünkü bu çerçevede, çağdaşlıktan daha önemli karıncaları, avları olan termitlere her gün defalarca sal-
nitelikler vardır. Bunlar köklü, derinlikli ve belirleyici olma- dırıyor. (II) Araştırmacılar, karıncaların termit baskınları
yı gerektirir. İnsan ancak böyle bir süreklilikte varlığını, sonrasında yuvalarına dönerken çoğunlukla bir ya da
kendi temellerinde yeniden üretebilir. Yenilenmenin öz iki bacağını kaybetmiş arkadaşlarını yuvaya taşıdığını
gelişim güçleriyle gerçekleşen biçimine karşı, çağdaşlaş-
gözlemlediler. (III) Karşı saldırıda bulunan termitlerin iri
manın bir dış kalıba uyma yönündeki biçimi, ancak baş-
savaşçı bireyleri ise güçlü çeneleriyle karıncaların bacak-
kalaşma ve yabancılaşma sonucunu verebilir. Çağdaş-
larını kopararak sakatlanmalarına veya ölmelerine sebep
laşma, ilk bakışta bir toplumun kendi gelişme çizgisindeki
olabiliyor. (IV) “Bakıcı” karıncalar, yuvaya getirilen yara-
bir aşamayı saptayan bir tanımlama olarak görünmesine
karşın gerçekte bir başkasıyla yapılan bir karşılaştırma- lıların yaralarını birkaç dakika süreyle yalayarak tedavi
dır. O başkası da kuşkusuz daha ileri olduğu varsayılan ediyor. (V) Yalayarak yapılan bu tedavinin nasıl etki gös-
bir toplumdur. Toplum yalnızca kendine dönük yaşasaydı terdiği henüz net olarak anlaşılamamışsa da araştırmacı-
çağdaşlaşma diye bir sorun da olmazdı. lar iki ihtimal üstünde duruyor: (VI) Karıncalar, ya bizim
çoğu zaman yaptığımız gibi sadece enfeksiyonu önlemek
Bu parçaya göre çağdaşlaşma ile ilgili olarak aşağı-
için yarayı temizlemekte ya da salyalarında antimikrobiyal
dakilerden hangisi söylenemez?
maddeler bulundurmaktadır.
A) Çağdaşlaşma, toplumun dışa açık yaşamasının bir
Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek
sonucudur.
için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?
B) Çağdaşlık, bir milletin ilerleme sürecindeki konumunu
anlatan bir kavram değildir. A) IV ile V yer değiştirmelidir.
C) İnsanın toplumsal özü ve devamlılığı koruyarak kendi-
B) II, IV’ten sonra gelmelidir.
ni yenilemesi daha önceliklidir.
D) Çağdaşlık, kendi değerlerimize uyma biçiminde ele C) III ile IV yer değiştirmelidir.
alınırsa bir yenilenmedir. D) III, V’ten sonra gelmelidir.
E) Çağdaşlık, bazen bir topluma uymayan bir elbise gibi
E) II ile III yer değiştirmelidir.
de karşımıza çıkabilir.

138
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 15

24. (I) Kemiriciler takımında yer alan oklu kirpiler, sırtlarında 25. (I) Örümcek ağları, temel olarak ipek ipliklerden oluşup
bulunan ve sertleşerek keskin, sivri birer ok hâline dönüşen hafif ve esnek olmalarının yanında, yüksek kaliteli çelikten
diken biçimindeki yapılarıyla bilinir. (II) İçleri boş ve uçla- daha güçlü bir yapıya sahiptir. (II) Bu nedenle araştırma-
rı sivri olan bu yapılar, derilerindeki kılların sertleşmesiyle cılar örümcek ipliklerinin yapılarını daha iyi anlamaya ça-
oluşur. (III) Tehlike anında genellikle kaçmaya çalışsa da lışıyorlar. (III) Cerrahi ipliklerden askerî kıyafetlere kadar
çok zor durumda kaldığında oklarını kullanır. (IV) Bazen oldukça geniş yelpazede kullanım potansiyeli taşıyan bu
de oklarını birbirlerine çarptırarak karşılarındakini ürkütmek üstün özellikli malzemelerin endüstriyel boyutta kullanı-
amacıyla sesler çıkarır. (V) Oklu kirpilerin Türkiye’de görü- mını sağlamak için onları yapay yollarla üretme çalışma-
len türünün adı Hint oklu kirpisidir. (VI) Afrika ve Akdeniz ül- larına devam ediyorlar. (IV) Örümcek ipeğinin neden bu
kelerinin yanı sıra, Hindistan ve Nepal’de yaşayan Hint oklu kadar güçlü olduğunu araştıran bilim insanları, metiyonin
kirpisi Türkiye’de en çok Hatay, Kahramanmaraş, Adana, (C H NO S) olarak bilinen doğal aminoasidin örümcek
5 11 2
Adıyaman, Mersin, Antalya, Muğla, Aydın ve İzmir’de gö- ipeğini oluşturan protein yapısına esneklik sağladığını ve
rülür. (VII) Şehirleşme ve tarımsal ilaçların kullanımından bu özellik sayesinde farklı proteinlerin birbirlerine kuvvet-
dolayı Türkiye’de sayıları gitgide azalmış olup nesillerini li bir şekilde bağlandığını gösterdiler. (V) Daha sonraki
devam ettiremeyecek seviyeye gelmiştir. araştırmalar, metiyonin yan zincirleri sayesinde proteinin
esnek bir yapıya sahip olduğunu, böylece protein zincir-
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-
leri arasında etkileşimin arttığını ve zincirlerin birbirlerine
raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
bağlanabildiğini ortaya koydu. (VI) Bu sayede, üretilecek
sentetik malzemenin mekanik özellikleri, proteindeki me-
A) II B) III C) IV D) V E) VI
tiyonin içeriğinin değiştirilmesiyle ayarlanıp ileriki zaman-
larda istenen özelliklere sahip teknolojik ürünlerin elde
edilmesini mümkün kılacaktır.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin han-


gisinden önce, düşüncenin akışına göre “Hâlihazırda
sentetik olarak üretilip çeşitli ürünlerde kullanılsa da şim-
diye kadar örümcek ipeğinin eşsiz mekanik özellikleri tam
olarak taklit edilemiyordu.” cümlesi getirilebilir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

139
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Deneme - 15 bitti. Cevaplarınızı kontrol ediniz.
TÜRKÇE
DENEME SINAVI - 16

1. (I) Köy orta oyunları, köylülerin uzun kış aylarında ve 3. (I) Canlılar, bulabildikleri kadar sert kabuklu yemişi toprağa
özellikle düğünlerde, bayramlarda eğlenmek, hoşça va- gömerek yiyecek bulmanın çetin olacağı kış mevsimine ha-
kit geçirmek için düzenleyip oynadıkları dram karakterli zırlık yapar. (II) Kış için yiyecek depolayan canlıların bazı-
temsillerdir. (II) Bu temsiller, tarihî kaynakların verdiği bil- ları yiyeceklerinin tamamını tek bir yerde saklar. (III) Ancak
gilerden anlaşıldığına göre çok eski bir sözlü geleneğe sincaplar bu noktada olabilecek hırsızlık vakalarına önlem
dayanmaktadır. (III) Bu gelenek, 1071 tarihinden sonra da olarak stoklarını parçalara ayırarak saklar. (IV) Kendilerini
ozanların yanı sıra, Anadolu’da devam etmiş ve bugüne izleyen türdeşlerini kandırmak için kazdıkları sahte depola-
kadar yaşayıp gelmiştir. (IV) Köy orta oyunları, köyler- rı da uzun süre hatırlayabilen sincapların yaşadıkları bölge-
de adları bilinen veya bilinmeyen gençler ve orta yaşlı- nin detaylı zihinsel haritasını çıkarabildiği tahmin ediliyor.
lar tarafından doğaçlama oynanmaktadır. (V) Aralarında (V) Sincapların her bir depolama ünitesine farklı türde yiye-
en kabiliyetli olanlar rejisör vazifesini görürler. (VI) Hatta cek saklaması da bir süre sonra küçük depolarının yerlerini
kadınların da kendi aralarında bu oyunlardan bazılarını hatırlamalarını kolaylaştırıyor. (VI) Sakladıkları yiyecekleri
oynadıkları görülür. bulmada %95 başarı sağlayan sincaplar, bulamadıkları to-
humlarla da doğaya yeni ağaçlar kazandırıyor.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-
raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek
için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
A) I. cümle ile II. cümle yer değiştirmelidir.

B) IV. cümle ile V. cümle yer değiştirmelidir.

C) V. cümle, II. cümleden sonra gelmelidir.

D) II. cümle ile III. cümle yer değiştirmelidir.

E) IV. cümle, II. cümleden sonra gelmelidir.

2. (I) Kırım ve Romanya’da yaşayan Türklerin düğünlerde ve ev


toplantılarında söyledikleri birtakım türküler vardır. (II) Bun-
lara çın veya şın adı verilir ve şınlar asıl şın ve koran olmak
üzere ikiye ayrılır. (III) Birinci şekilde kızlar veya erkekler ayrı
odalarda tefin yardımı ile şın söylerler. (IV) Bu uzun sürmez,
şının ikinci şekli gelin olacak kızın bulunduğu salonda devam
eder. (V) Koran ise kız toplulukları arasında yapılır. (VI) Salo-
nun yarısında kızlar, yarısında delikanlılar karşılıklı otururlar
ve kızlar birer kız, erkekler birer erkek seçerler. (VII) Her grup
iki kişiden ibarettir ama grup sayısı artabilir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-


şüncenin akışını bozmaktadır?

A) VI B) V C) IV D) III E) II

140
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 16

4. (I) Afrika’da geniş bir alanda yayılış gösteren baobab 5. İstanbullular ne de benzer birbirlerine. Birini gördünüz
ağaçları dünyamız ve Afrika için önemli bir ağaç türüdür. mü, biri ile konuştunuz mu yüz bini ile, iki yüz bini ile tanış-
(II) Afrika’nın en eski, en uzun yaşayan, en güzel ve sem- mış gibi olursunuz. Düşünceleri bir, sevgileri bir, nefretleri
bolik ağaçları arasında ilk sıralarda yer alan bu ağaçların birdir. Her şehrin, içinde yaşayan insanlar üzerinde bir et-
dikkat çekici pek çok özelliği bulunmaktadır. (III) Buna kisi olur; onların hepsini kendine göre yoğurur ama az çok
ilaveten baobab ağaçları, kurak bir bölgede 120.000 litre güçlü bireyler, bilerek bilmeyerek buna karşı koyarlar; o
suyu gövdelerinde tutabilme özelliğine sahiptir. (IV) Afri- şehirli olmaktan başka bir benlikleri olduğunu gösterirler.
ka’nın güney tarafında bulunan bu ağaç türü, son yıllar- Dikkat edin, çok azdır İstanbul’da öyle insan. Şairleriyle,
da kuraklık ve sıcaklık artışlarının aşırı derecede kendi- yazarlarıyla, en yüksek kişileriyle konuşun; onların duy-
ni göstermesiyle bünyesindeki suyu tutabilme özelliğini guları, düşünceleri, söyledikleri, yedikleri hep bir türlüdür.
zamanla kaybetmiştir. (V) Küresel iklim değişikliği ve en
Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
önemlisi kuraklığın da etkisiyle 2005-2017 yılları arasın-
da, yaşları 1100 ila 2500 arasında değişen on üç baobab A) İstanbul’da yaşayanların şehirle bütünleşen yanlarının
ağacından dokuzunun kuruduğu belirlendi. olduğuna

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangi- B) İstanbul’un kişilere ortak özellikler kazandırdığına
sinden sonra, düşüncenin akışına göre “Bu ağaçları il-
C) İstanbulluların kendi benliklerini kaybetmekle karşı kar-
ginç kılan en önemli özellikleri, şişkin gövde yapılarından şıya olduğuna
ve küçük dallarından kaynaklanan ilginç görünümleri ve
D) Karakterlerin oluşumunda şehirlerin yadsınamaz bir
2500 yaşına kadar yaşayabilmeleridir.” cümlesi getiril-
işlevinin olduğuna
melidir?
E) İstanbullu olmanın bariz yansımalarının kişilerin ey-
A) II B) I C) IV D) III E) V lem ve söylemlerinde görüldüğüne

141
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 16

6. (I) Servetifünun Dönemi’nde nesir denince akla gelen ilk 8. Âşık edebiyatında usta âşıklar, geleneğin devam etmesi
isim hiç şüphesiz Halit Ziya Uşaklıgil’dir. (II) O, aynı za- ve kendi isimlerinin unutulmaması için yetiştirmek üzere
manda Türk edebiyatında Batılı anlamda eser veren ilk bir çırak edinirler. Âşıklık geleneğini icra eden usta âşıklar;
büyük romancıdır. (III) Realist Fransız romancıların etki- öldükten sonra adlarının ve eserlerinin yaşamasını sağ-
sinde kalarak yapıtlarında ayrıntılı betimlemelere ve çö- lamak, kendi ustalıklarını ispat etmek, insanlara faydalı
zümlemelere yer vermiştir. (IV) Romanlarındaki betimleme olmak, halkın eğitimine katkı sağlamak, gelenek içindeki
ve çözümlemelerinde dili diğer realistler gibi oldukça ağır kariyerlerini artırmak için yetenekli bir çırak edinirler ve
ve süslüdür. (V) Detaylı analizlere ve çözümlemelere baş- çıraklarını usta bir âşık olana dek eğitirler. Usta bir âşık;
vurmasında realizm akımının büyük payı vardır. (VI) Halit çırak seçerken çırağın güçlü bir hafızaya sahip olmasına,
Ziya, roman kahramanlarını çoğunlukla İstanbul’un zengin âşıklık geleneğine karşı hevesine, saz çalma yeteneğine,
ve aydın çevresinden seçmiştir. (VII) Öykülerinde ise daha ahlaklı ve dürüst olmasına bakarak karar verir. Âşıklık ge-
sıradan insanlara yer vermiştir. leneğinde usta âşıklar, çıraklarından herhangi bir maddi
gelir elde etmezler; aksine çırak edindikleri kişilerin kişisel
Bu parçadan numaralanmış cümlelerden hangisi çı-
ihtiyaçlarını dahi yeri geldiğinde kendileri karşılarlar. Âşık-
karılırsa parçanın anlamında daralma olmaz?
lara göre usta bir âşık; geleneğin icaplarını çok iyi bilmeli
ve geleneği çok iyi icra etmeli, halk tarafından seviliyor
A) II B) IV C) V D) VI E) VII
olmalı, gelenekle ilgili tüm bildiklerini sakınmadan çırak-
larına öğretmelidir.

Âşıklık geleneğindeki usta-çırak ilişkisinin anlatıldığı


bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Çıraklar, zamanla ustalaşıp âşıklık geleneğini devam


ettirirler.

B) Ustalar, çırakların seçilmesinde belirli kriterler otaya


7. (I) Soğuk kış günlerinde yollara tuzlu çözeltiler ve çeşitli koymuşlardır.
kimyasal maddeler serpiliyor. (II) Buzlanmanın önüne geç-
C) Çırakla ustanın fikirlerinin birbiriyle örtüşmesi gerekli-
mek ya da var olan buzları çözmek için kullanılan bu mal-
dir.
zemeler, trafikteki yolcuların daha güvenli bir biçimde se-
yahat etmesine yardımcı oluyor. (III) Araştırmacılar, üzüm D) Usta-çırak ilişkisi, edebiyatımızda belli bir süreç için-
kabuğundan elde edilen malzemenin hem buzun daha de gerçekleşir.
hızlı çözülmesini sağladığını hem asfaltlara ve betonlara
E) Çıraklıktan ustalığa evrilme süresi herkes için farklı
daha az zarar verdiğini ortaya çıkardı. (IV) Sadece üzüm
olabilir.
kabuğundan değil başka zirai ürünlerden de benzer katkı
malzemelerinin üretilebileceğini tespit ettiler. (V) Ve bu zi-
rai ürünlerden istifade edip bu yöntemle yolları korumada
etkili bir çalışma sürdürülebileceğini ortaya çıkardılar.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangi-


sinden önce, düşüncenin akışına göre “Ancak kullanı-
lan bu malzemeler hem yolları aşındırıyor hem de çevre-
deki bitki örtüsüne zarar veriyor.” cümlesi getirilmelidir?

A) III B) IV C) V D) II E) I

142
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 16

9. Küçük bir dağ köyünde doğan Yakup, çocukluğunda ba- 10. Mezopotamya; Irak, Doğu Suriye, Türkiye’nin güneydo-
basından sık sık dayak yer ve köy işlerinin ağırlığından ğusu, Batı İran ve Kuveyt bölgelerini kapsayabilecek ka-
bunalan babasının ilgisinden de yoksun büyür. Lisede dar geniş bir alanı ifade eder. “Mezopotamya” kelimesi,
sınıf arkadaşları hangi bölümü okuyacaklarını uzun uzun “iki nehir arasındaki toprak” olarak çevrilen eski bir Yu-
araştırırken Yakup’un tek düşüncesi evden uzaklaşmak nanca isimdir. Bu iki nehir, Türkiye’nin doğusundan Basra
olur. Açıkta kalmayacağı bölümleri tercih listesine yazar, Körfezi’ne akan Fırat ve Dicle’dir. Dünyanın en eski şehir-
bunlardan birini kazanır ve üniversite eğitimi için Anka- lerinden bazıları, dünyanın en eski yazı sistemi ile birlikte
ra’ya gider. Eğitimi sırasında bazıları birbirine zıt olan Mezopotamya’da inşa edilmiştir. Bu alanın vatandaşları
çeşitli politik görüşlere sahip olan gruplara katılır ama bu astronomi, matematik ve mimaride birçok önemli keşif ve
grupların hiçbirinde barınamaz. Bir ara sınıf arkadaşı Hü- gelişmeye katkıda bulunmuştur. Sümerler, Asurlular ve
seyin ile eve çıkarlar ancak ona da yakınlık gösteremez, Babiller de dahil olmak üzere binlerce yıl boyunca Mezo-
âdeta kendinden kopmaya başlar. Hüseyin, eşyalarını potamya’da birçok kültür ve imparatorluk gelişmiştir.
toplayıp evi terk ederken Yakup bunu umursamıyormuş
Bu parçadan Mezopotamya ile ilgili olarak aşağıdaki-
gibi davranır çünkü o kimsenin yardımına ihtiyaç duymu-
lerin hangisine ulaşılamaz?
yormuş ve her konuda kendine yetiyormuş gibi görünmek
ister. Realitede kendine güvenmeyen, duygusal ama duy- A) Birçok farklı ülkenin dikkate değer bir bölümünü içine
gularını belli etmeyi sevmeyen biri olarak Yakup’un böyle almıştır.
görünmesi çok da güç olmaz.
B) Adının kökeni Yunan diline dayandırılarak ifade edil-
Bu parçaya göre Yakup, aşağıdakilerden hangisiyle miştir.
nitelenemez?
C) Jeopolitik özelliklerinden dolayı bilimsel gelişmelere
A) Sıkılgan etkisi olmuştur.

B) İsteksiz D) Uzun bir geçmişi olan kültürel bir birikimin temelleri


C) Duyarsız atılmıştır.

D) Tutarsız E) Coğrafi olarak belirli sınırlar içinde kalmış bir yerleşim


yeridir.
E) Acımasız

143
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 16

11. Tac Mahal (Taj Mahal), taşa kazınmış bir aşk şiiri olarak 12. Köy yaşamı ekonomik ve girişimcilik açısından oldukça
dünyanın en güzel mimari eserlerinden biri. Hindistan hü- sınırlı bir ekosisteme sahiptir. Köylerde var olmuş giri-
kümdarı Şah Cihan’ın büyük bir aşkla sevdiği karısı Müm- şimsel fırsatlar teknolojinin, yeniliğin, tüketici tercihleri-
taz Mahal için Hindistan’ın Agra şehrinde yaptırdığı, dün- nin vb. faktörlerin etkisiyle kaybolmuş ya da farklı işlere
yada aşk için dikilmiş en büyük ve en güzel abide. Ünlü dönüşmüştür. Köylerinde yaşayan kadınların girişimsel
Hint ozanı Rabindranath Tagore’un “sonsuzluğun yüzün- davranışları ve eğilimleri bu çerçevede değerlendirildiği
de bir gözyaşı damlası” olarak tanımladığı mimari bir şa- zaman, özellikle geleneksel alanlarda belli bir yaşın üze-
heser. Sabahın erken saatlerinde pembe, gün içerisinde rindeki kadınların aktif olarak aile ekonomisine doğrudan
beyaz, ay ışığında ise altın rengine bürünen şaheser Tac katkı sağladıkları görülmektedir. Bu çerçevede de özel-
Mahal, Cengiz Han’ın soyundan gelen Şah Cihan’ın tut- likle tarım ve hayvancılık gibi alanlarda köy kadınlarının
kusunun eseri. Babür İmparatorluğu’nu 1627-1658 yılları üretimden satışa kadar bütün süreçlerde aktif rol üstlen-
arasında yönetmiş beşinci hükümdar Şah Cihan, doğum dikleri görülmektedir. Girişimci köy kadınları zaman za-
sırasında ölen eşi Mümtaz Mahal’in anısına yaptırdı. Tac man tarlada çapa yaparken zaman zaman da zeytin ve
Mahal için İngiliz Lordu Edward Lear, “İnsanlar ikiye ay- buğday harmanında üretim yapmaktadır. Süt sağımından
rılır: Tac Mahal’i görenler ve görmeyenler.” sözleri ile bu hayvanların beslenmesine kadar her türlü faaliyette aktif
göz kamaştıran yapının mükemmelliğini biraz da olsa ifa- rol üstlenen kadınlar, bu ürünlerin satışında yerel pazar-
de ediyor. larda doğrudan görev üstlenmektedir. Köylü kadınların
yeni girişimcilik modelleri ile beslenmesi ve piyasa koşul-
Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden
larının gereklerine göre yenilikçi modeller ile iş yapma
hangisi söylenemez?
biçimlerinin desteklenmesi gerekmektedir.
A) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine
B) Betimleyici ögeler kullanılmıştır. yer verilmiştir?

C) Aktarma cümlelere yer verilmiştir. A) Betimleme


D) Açıklayıcı bir yol izlenmiştir. B) Açıklama
E) Anlatıma duygular katılmıştır. C) Tanımlama

D) Tartışma

E) Tanık gösterme

144
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 16

13. Hava karardı, ortalık simsiyah bulutlarla kaplandı. Ar- 14-15. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
dından yağmur serpiştirmeye başladı ince ince. Galata
Köprüsü üzerinde balık tutanlar tedarikliydi, kapüşonlarını
Sanatçıyı “sanat denen harikulade alevin etrafında dola-
geçirdiler kafalarına. Seyyar satıcılar ellerindeki şemsi-
şan insan pervanelerinden biri” olarak tanımlayan Ahmet
yelerle bitiverdiler köprüde. Yaşlı adam kafasını kaldırdı,
Muhip Dıranas, resmin ve müziğin etrafında kanat çırptı,
göğe baktı. Egzoz dumanlarına karışmış yağmur koku-
gençliğinden beri. Fakat rüzgâr onu her seferinde şiire
sunu içine çekti. Sonra denize baktı yaşlı adam, sigarası
taşıdı. Resim sanatından “boşlukları doldurmayı”, “ölü şe-
olsa bir de sigara yakardı. Böyle kapalı havalar tehlikeli-
killeri canlandırmayı” ve “deforme etmeyi” öğrendi, yeni
dir, bulutlar sadece yağmur değil geçmişi de getirip serer
bir gerçeklik yaratabilmek için. Müzik sanatından ritmi
insanın önüne. Yaşlı adam yine maziye daldı oysa sade-
ve ahengi öğrendi. Durak ve vurgu yerlerini değiştirerek
ce denize bakacaktı. Pişmanlıklarını düşündü, hatalarını,
hece veznini kendine göre yorumladı. Mısra yerine birkaç
mutlu günlerini, hayallerini, memleketini… Oysa sadece
mısradan oluşan şiir cümlelerine yöneldi. Dıranas, sanat-
denize bakacaktı, balık adamların cesedini çıkaracakları-
çının eserini yalnız düşüncesiyle yapamayacağını, eseri-
nı hiç düşünmemişti dalıp gittiği maziden.
nin üzerinde bütün vücudu ve hayatıyla çalışması gerek-
Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım teknikle- tiğini söylüyordu. Ona göre kâinatın yaratılışında Allah’ın
rinden hangisi daha ağır basmaktadır? varlığı bile bir ritim ve ahenk üzerinde mevcuttu ve sanat,
kâinattaki bu esrarlı ritmi arayıştan ibaretti.
A) Betimleme B) Açıklama C) Örneklendirme
D) Öyküleme E) Tanımlama
14. Bu parçadan Ahmet Muhip Dıranas ile ilgili aşağıdaki
yargıların hangisine ulaşılamaz?

A) Şiire yönelmesinin çok bilinçli bir şekilde gerçekleş-


mediğine
B) Şiirini başka sanatların imkânlarıyla güçlendirdiğine
C) Şiiri yoğun bir emek işi olarak gördüğüne
D) Şiirde ahenk ve ritme önem verdiğine
E) Resim ve müzik sanatında da başarılı olduğuna

15. Bu parçadan Ahmet Muhip Dıranas ile ilgili,


I. Hece ölçüsünü farklı bir tarzda kullanmıştır.
II. Sanatçının sanata yürekten bağlanması gerektiğini
düşünür.
III. Evren ile sanat arasında bir bağlantı kurmaktadır.
IV. Şiirlerinde cümlelerin dize sonunda tamamlanmasına
özen göstermiştir.

yargılarından hangileri çıkarılabilir?

A) I ve II B) II ve III C) I, II ve III
D) II, III ve IV E) I, II ve IV

145
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 16

16. 20. yüzyılın önemli kitle iletişim araçlarının başında şüp- 17. Herkesin dilinde pelesenk olduğunu duyunca ben de me-
hesiz ki radyo geliyor. Radyo; ışığa, görüntüye, kamera- rak ettim; geçenlerde popüler olan, çok izlenmesi amaç-
ya ya da oyunculara ihtiyaç duymadan haberden “arkası lanarak sahnelenen bir tiyatroya gittim. İki saatlik tiyatro
yarın” olarak adlandırılan roman okumalarına, müzikten sanki yarım saatte bitti gibi geldi bana ama çok derin bir
sesli tiyatrolara kadar insanları bilgilendiren ve eğiten bir boşluk kaldı içimde. Ne anlama yeteneğimde bir artış ne
icat olmuştur. 1927 yılında Türkiye’ye kendini açan bu duygu dünyamda bir değişme olmuştu. Tiyatroyu izleme-
kutu, her eve misafir olmazdı. İlk olarak kahvehaneler ve den önceki ben, aynı bendim. Anlamak için en ufak bir
kamu alanlarında var olan radyo, dinleyenlerini buralarda altyapının gerekmediği bu tiyatrodan aklımda hiçbir şey
beklerdi. İletişim ve haberleşmenin kısıtlı imkânlarla sağ- kalmadı. Yalnızca boşluk ve boşa zaman geçirmenin piş-
landığı bu dönemde haberler, her akşam kahvehanelere manlığı kalmıştı geride.
toplanan halk tarafından merakla dinlenir; uzun süre tar-
Bu parçada sözü edilen tiyatronun pişmanlık yarat-
tışılırdı. İlerleyen zamanlarda radyo, evlere girerek kadın-
masının temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
ların ve özellikle de çocukların vazgeçilmezi hâline geldi.
Başköşede yerini alması ve dantelli örtülerle muhafaza A) Sürükleyici bir anlatımla oluşturulmaması
edilmesinin sebebi, evin en kıymetli eşyası olarak görül-
B) Ticari kaygılarla yazılması
mesiydi. Radyo kimin evinde var ise mutlaka ona konuk
olunur, bütün bir dikkatle haberler dinlenir; her gün heye- C) Okura katkı sağlamaktan uzak olması
canla arkası yarında okunacak romanlar beklenirdi. Zira
D) Anlaşılması için belli bir donanım gerektirmemesi
radyo, insanların hem bilgi aldığı hem de kültür-sanat fa-
aliyetlerini takip ettiği yerdi. E) Yaşam gerçeklerinden uzak olması

Bu parçada radyo ile ilgili olarak asıl anlatılmak iste-


nen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Diğer toplumlara nispeten ülkemizde daha fazla ilgi


gördüğü

B) Geçmişte, günümüze oranla daha çok sevilerek din-


lendiği

C) Merakla dinlenmesinin nedeninin içeriğindeki zengin-


lik olduğu

D) Ülkemizde farklı bir gelişim süreci içinde sosyal ve


kültürel faydalar sağladığı

E) Çıktığı dönemde diğer iletişim araçlarından daha et-


kili olduğu için hızla yayıldığı

146
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 16

18. (I) Reklam, günümüzde tüketim toplumunun vazgeçilmez 19. Şairler belli aralıklarla çokça şiir kitabı çıkarabiliyorsa
araçlarından biri hâline gelmiştir. (II) Reklamlar aracılı- bunu, sürekli yazmasına, yazma işine ara vermemesine
ğıyla insanlarda yeni ihtiyaçlar oluşturulup insanlara yeni borçludur. Ben, hayatımı idame ettirebilmek için değişik
yaşam tarzları sunulmakta, böylece reklamlar bireyleri işlerde sürekli çalıştım. Bu aralıksız çalışmamı, yazama-
tüketime yöneltmektedir. (III) Bu reklam mesajlarına yo- yış nedeni gibi gördüm hep. Sonradan anladım ki bu bir
ğun olarak maruz bırakılan hedef kitleden, ürüne yönelik bahaneymiş. Yazmaktan korktuğumu anladım ve yeniden
bir tutum, sahip olma isteği duymaları da beklenmektedir. dönüp yazmaya başladım. Ama bu dönüşler çok yorucu
(IV) Reklamın sunduğu büyülü dünyanın içinde yer almak, oluyor. Kolay kolay giremiyorsunuz yazma işine. Yaban-
sunulan mutlu yaşama ulaşmak ya da ürünün sunduğu cılaşmış oluyorsunuz. Zamanla şiirden soğuyorsunuz.
hazları yaşamak için insanlarda bir istek uyandırılmaya Hiç yazamayacağınızı, yazma yeteneğinizi yitirdiğinizi,
çalışılmaktadır. (V) Reklamın etkisiyle tüketime yönelen artık ilham perilerinin size fısıldamayacağını düşünüyor-
insan, satın alırken reklamın sunduğu imgeleri de satın sunuz. Kafanızda kurduğunuz imgeler mısralara bir türlü
almaktadır. dönüşüp kendini gösteremiyor.

Bu parçada verilen cümlelerle ilgili olarak aşağıdaki- Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı-
lerden hangisi yanlıştır? dakilerden hangisinde verilmiştir?

A) I. cümlede, reklamlarla ilgili bir saptamada bulunul- A) Yetkin ve üretken bir şair olmak için yazma eyleminde
muştur. devamlılık şarttır.

B) II. cümlede, yargı gerekçesiyle verilmiştir. B) Bazı zamanlarda şairler yazma işini askıya almak zo-
runda kalırlar.
C) III. cümlede, ne tür mesajlar verilmek istendiği açık-
lanmıştır. C) Şiir yazma kabiliyeti, aktif çalışmayla desteklenerek
geliştirilebilir.
D) IV. cümlede, bir beklenti dile getirilmiştir.
D) Şiir yazmaya hevesli, eli kalem tutan herkes, iyi bir
E) V. cümlede, reklamlarda kullanılan sembollerin ger-
şair olacağını zannedebilir.
çekçi olmadığı belirtilmiştir.
E) İmgesel bir anlatım kimi zaman ilhamla bütünleşemez.

147
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 16

20. Gıda ve beslenme aynı zamanda küresel bir mesele ve 21. Kimi yazarlar, romanları yayımlandıktan sonra onu tüket-
geleceğin en fazla kafa yorulan sorunlarından biri. Gıda, tiklerini hissederler; metne yabancılaşırlar. Bir ucubeymiş
giderek büyüyen stratejik bir önem kazanırken dünyada gibi ondan uzaklaşmak isterler. Bunun nedenleri üzerine
artan nüfus ve azalan tarıma elverişli alanlar araştırma- pek çok şey söylenebilir ama bu yazı bağlamında benim
cıları, girişimcileri muhtemel bir gıda krizine karşı yeni düşüncem, yazarın belli bir süre sonra o metnin okuru-
arayışlara sürüklüyor. “İnovasyon” kelimesinin parolaya na dönüşebilmesi için bu yabancılaşmaya ihtiyacı oldu-
dönüştüğü günümüzde yenilik arayışlarının yoğunlaştığı ğudur. Metin-yazar ilişkisi bitirilmelidir ki kitap piyasaya
alanlardan biri de alternatif gıdalar ve onları elde edebi- çıktığında orada yeni bir dinamik oluşsun. Bu dinamikte
leceğimiz alternatif tarım-üretim yöntemleri. Daha açıkça- özne okurdur ve okur ile metin arasında yeni bir yaratım
sı insanlık için hayati önem taşıyan temel besinlerin ve süreci başlar. Kimi okur, yazarın kendisinden ne bekle-
yetersiz kalan üretim imkânlarının boşluğunu dolduracak diğini, metnini hangi saiklerle kurguladığını kavramaya
yeni icatlar. Alternatif gıdalarla henüz tanışmamış olabili- çalışmaz. “Yazar burada ne demek istiyor?” yerine “Ben
riz ancak onları çok da uzak olmayan bir dönemde mar- bu satırları okurken bir yandan da ne yazıyorum?” sorusu
ket raflarında ve sofralarımızda görmemiz kuvvetle muh- öne geçer. Ne yalan söyleyeyim, bağımsızlığını kazan-
temel. Toprak sıkıntısının yerini doldurmaya aday yeni mış, kendi ayakları üzerinde duran bu okur; pek çoğu-
tarım uygulamaları ise her ne kadar fütüristik görünse bile muzun rüyalarını süsler. Peki bu sırada eserin “orijinal”
çoğunun ilk adımları şimdilerden atılmış durumda. yazarına ne olur? O da bir okura dönüşür ve metni oku-
maya başlar. Yazar kimliğini hükümsüz kılmak bir ütopya
Bu parçaya göre gıda ve beslenme ile ilgili olarak
olabilir. Ama ütopyalar güzeldir.
I. küresel çapta gıda maddelerinin giderek çok önem
Bu parçadan yola çıkılarak aşağıdakilerden hangisine
kazandığı,
varılamaz?
II. alternatif gıdaların gelişmiş ülkelerde tüketilmeye
başlandığı, A) Bazı yazarların kendi yapıtlarına zamanla yabancı-

III. gıda krizine karşı tüm dünyada farklı arayışların de- laştığına

vam ettiği, B) Yazarın, kimliğinden sıyrılarak zamanla okurlaşabile-


IV. tarım arazilerinin üzerine bina yapılmasıyla elverişli ceğine
tarımsal alanların azaldığı
C) Yetkinliği olan her okurun eserde yeni bir serüven bu-
yargılarından hangilerine varılamaz? lacağına

D) Yazarın anlamlandırma serüveninin nitelikli okurlar


A) Yalnız I B) Yalnız II C) III ve IV
için bir şey ifade etmediğine
D) I ve II E) II ve IV
E) Usta yazarların aynı zamanda iyi bir okur olduğuna

148
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 16

22. “Aşk 101” dizisi özellikle 90’larda ergenliğini yaşayanları 23. Hayatının büyük bir kısmını İstanbul gibi kadim bir kentte
hedef kitlesine alıyor. Aşk 101, Türkiye için üretilmiş an- geçiren Orhan Pamuk; romanlarında kenti ve kent kültürü-
cak dizi felsefesinin tüm gerekliliklerini de yerine getiren nü, kentli bireyin sıkıntılarını, modern kentlerin geçirdikleri
bir yapım. Aşk 101’de kült filmlerin bir potada eritildiğini köklü değişimleri bir sanatçı duyarlılığıyla işler. Üç romanı
ve 90’lı yılların popüler kültürünün üzerine sos olarak gez- dışında bütün romanlarında ana mekân olarak İstanbul’u
dirildiğini görüyoruz. Dizinin 90’lara dair algısında, bir ko- seçen yazar, doğduğu kentin sevdalısıdır ve bununla da
medi-drama olduğu da düşünülürse, büyük sorunlar yok. gurur duymuştur. Bu şehrin yazarı olduğu için kendini
Sonuçta bize Beyoğlu ve Boğaz’da geçen, 90’lar İstan- şanslı hisseder. Çocukluk ve gençlik yılları İstanbul’da
bul’una dair bir masal sunmaktan çok daha derin bir ama- geçen yazar; İstanbul’un tarihî mekânlarını, gecekondu
cı yok yapılan işin. Bu uğurda özellikle genç oyuncular mahallelerini, şehrin geçirdiği değişimi, şehrin varoşlarını
görevlerini başarıyla yerine getiriyor. Karakterlerin karika- ve modern yüzünü, eski ve yeni İstanbul’u romanlarında
türize iyilik ve kötülükleri bile inandırıcılığı zedelemiyor. ustalıkla yansıtır.
Aşk 101’i belki en çekici kılan yanı, izleyicinin kendiyle
Bu parçaya göre Orhan Pamuk’la ilgili olarak aşağıda-
özdeşlemesi ve kendini sorgulamaya çağıran diyalogları.
kilerden hangisi söylenemez?
Dakikalar süren monologlar ya da altı çizili sosyal mesaj-
lar yerine dizinin genel akışına yedirilmiş birkaç soru, dizi- A) Doğup büyüdüğü şehir, ona mutluluk kaynağı olmuştur.
yi de özetliyor aslında.
B) Yaşadığı kentin kendisine fazlaca malzeme sunduğu-
Bu parçadan hareketle “Aşk 101” dizisi ile ilgili olarak nu bilmektedir.
aşağıdakilerden hangisine varılamaz?
C) Yazmış olduğu romanların bir kısmında olaylar İstan-
A) İstanbul’un belli bir dönemini başarılı bir şekilde yan- bul dışında geçmiştir.
sıttığına
D) Romanlarında kentin farklı muhitlerini başarıyla ele
B) Sadece genç izleyicilere hitap edecek özellikler taşı- almıştır.
dığına
E) İstanbullu olmanın kendisini başkalarından farklı kıl-
C) Bazı soruların, dizinin bütünüyle ilgili ipuçları verdiğine dığına inanmaktadır.

D) Dizide oyuncuların rollerinin hakkını verdiğine

E) Kimi sahnelerde acıklı ve gülünç yanların bulundu-


ğuna

149
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 16

24. Cahit Zarifoğlu da Ömer Seyfettin gibi kısa yaşamına rağ- 25. Ailenin “Eğitim Bakanı” hiç şüphesiz ki annedir, kadındır;
men yazınımızda çok ürün veren şairlerden biri olmayı çocukların mühendis, doktor, öğretmen, hâkim vb. olması
başarmış büyük bir sanatçıdır. İşaret Çocukları ile şair ve kültürlü olarak yetişmesi onun sayesindedir. En büyük
kimliğini ortaya koymuş, hep şair kalmış; günlük, hikâye, devlet adamı ülkesini düzeltmekten gurur duyduğu gibi bir
roman türleri yanında çocuklar için yazdığı kitaplar ile rad- kadın da evini küçük ve kusursuz bir dünya hâline getirme-
yo oyunlarında bu şair kimliğiyle görünerek kendi kano- yi başarmışsa o derece övünmeyi hak etmiştir. Kadınların
nunu oluşturmuş bir yazardır. Cahit Zarifoğlu’nun çocuk evde yaptıkları etkinin, bir toplumun hayatını değiştirmesi
kitapları; yaş kümelerine göre değil, kendine özgü, yaşları ve düzeltmesi bakımından oynadığı rolün önemi apaçıktır.
eşitleyen, her kuşaktan insana seslenen bir anlatımdan Kadınlar; evlerini zevkle süslemeyi, çocuklarını iyi bir şekil-
oluşmaktadır. Bunun yanında Mavera akımına da dâhil de giydirmeyi, evlerini en iyi şekilde idare etmeyi planlayan
olan Zarifoğlu dinî, mistik bir çizgide yapıtlar kaleme al- önemli insanlardır. Bütün bir mahalle hayatı, toplum hayatı
mıştır. Bu kadar yetkin olan bir sanatçı dünya görüşün- bu sayede tamamen değişebilir. Çok zengin olan sınıflar
den dolayı görmezden gelinmiş. Edebiyat dünyasında hariç, en zor görevler kadına düşmektedir.
kendine özgü kanonuyla, dinî, mistik bir çizgide yazmış
Bu parçadan hareketle, kadınlarla ilgili aşağıdakilerin
olduğu eserleriyle okurlarına farklı dünyaların kapılarını
hangisi söylenemez?
aralamıştır.
A) Kadınların maddi ve manevi ağır yükümlülükler üst-
Bu parçada Cahit Zarifoğlu ile ilgili olarak lendiği

I. edebiyat dünyamızda üretken bir sanatçı olduğu, B) Kadınların evde yaptıklarının toplum hayatında önem-
II. şiirlerinin diğer türdeki yapıtlarının sayısından daha li bir rol oynadığı
çok olduğu, C) Çocukların donanımlı yetişmesinde kadının çok bü-
III. bazı nedenlerden dolayı değerinin sonradan anlaşı- yük katkısının olduğu
lacağı,
D) Kadınların evde başardığını en büyük devlet adamla-
IV. okura seslenmesini sağlayan değişik yönlerinin olduğu, rının başaramadığı
V. çocuk kitaplarının herkese hitap eden bir nitelik barın- E) Evini iyi idare eden bir kadının kendisiyle gurur duya-
dırdığı bileceği

yargılarından hangilerine değinilmemiştir?

A) II ve III B) I ve III C) IV ve V

D) III ve IV E) II ve V

150
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Deneme - 16 bitti. Cevaplarınızı kontrol ediniz.
TÜRKÇE
DENEME SINAVI - 17

1. (I) İlerlemiş yaşıma rağmen birçok üniversite ve kültür-sanat 2. (I) Bilim insanları VP882 olarak adlandırılan, bakteriler
kuruluşu tarafından konferans, panel, sempozyum gibi aka- arasındaki iletişimi dinleyen bir virüs keşfettiler ve bu vi-
demik etkinliklerde sürekli olarak görevlendirildim. (II) Birkaç rüsü çeşitli bakterileri öldürmek için kullanmayı başardılar.
yıl önce bir özel üniversitede katıldığım bir konferansta, bir (II) Keşfedilen VP882 virüsünün en önemli özelliği, bak-
dekanın yıllar önce ODTÜ’de bir tiyatro dersinde öğrencim teriler arasındaki iletişimi “dinleyerek” konakçısını öldür-
olduğunu anımsatması beni çok şaşırtmış, bir o kadar da mek için en uygun zamanı belirleyebilmesidir. (III) Böylece
sevindirmişti. (III) Bir zamanlar öğrencilerim olan meslek- bakteri öldükten sonra ortada kalan virüsler, kendilerine
taşlarımla ilişkilerim hemen hemen hiç kesintiye uğramadı, yeni konakçılar bulmakta zorlanmaz. (IV) Bunun yanında
diyebilirim. (IV) Türkiye’nin her yanında, çeşitli alanlarda hiz- VP882, başka pek çok bakteri türünü de öldürme kapasi-
met veren öğrencilerimle karşılaştıkça ya da onlar e-posta, tesine sahip olabilir. (V) Virüs, etrafta yeterli sayıda bakteri
telefon, yazı aracılığıyla iletişim kurdukça muhabbetimizi ta- olduğu bilgisini “duyduktan” sonra içinde yaşadığı konak-
zeliyoruz. (V) Öğretmen ve öğretim üyesi olarak çalışan bini çıyı öldürmeye başlar. (VI) Dolayısıyla ileriki zamanlarda
aşkın eski öğrencim, eğitimin her alanında önemli görevler bu virüsleri çeşitli hastalıklara karşı tedavi amacıyla kul-
üstleniyor. lanmak ve virüslerden antibiyotiklere dirençli bakterilerin
ortaya çıkmasını yavaşlatmak için de yararlanılabilir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinin
yerine “Önceki yıllarda talebelerim olan bugünün öğret- Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek
menleri ile aramızdaki irtibat hiç kopmadı sayılır.” cümle- için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?
si getirilirse parçanın anlamında önemli bir değişme
A) II ile III yer değiştirmelidir.
olmaz?
B) III ile IV yer değiştirmelidir.
A) I B) III C) II D) IV E) V
C) V, I’den sonra gelmelidir.

D) IV ile V yer değiştirmelidir.

E) V, II’den sonra gelmelidir.

151
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 17

3. (I) Türk edebiyatında öyküde toplumcu gerçekçi yazarlar- 5. Dilek Yarımadası ile Büyük Menderes Deltası’nın birleştiği
dan bazıları aynı özellikte yapıt ortaya koyamamışlardır. noktada konumlanmış olan Eski Doğanbey köyü eski bir
(II) Örneğin Orhan Kemal ile Sabahattin Ali’nin dünya gö- Rum köyü. 1924 yılındaki nüfus mübadelesi (değişimi) ile
rüşü yakındır fakat ortaya koydukları ürünler birbirinden köye Türkler yerleştirilmiş. Rum ve Türk mimarisinin gü-
oldukça farklıdır. (III) Sabahattin Ali ele aldığı konunun zel örneklerini görebileceğiniz Eski Doğanbey köyünde,
sosyolojik, tarihsel, toplumsal arka planını iyi bildiği için günümüzün büyükşehir karmaşasından kaçarak yöreye
onun öyküleri; Orhan Kemal’in öykülerine göre çok daha gelip eski evleri restore ederek yerleşen insanlar yaşıyor.
sağlam ve donanımlıdır. (IV) Kuşkusuz bu önemli fark; Son yıllarda paket tur programlarının rotalarına da giren
biçim, kurgu ve dil yetkinliği hesaba katıldığında daha da köyün sakinleri yerli turist akınından rahatsız. ----. Aksi
derinleşir. (V) Dolayısıyla okur, başarılı bir kurguyla oluş- takdirde köyde yaşayanların ilginç tepkilerine muhatap ol-
turulan Sabahattin Ali’nin öykülerini Orhan Kemal’in öy- mak zorunda kalabiliyorsunuz. Bu durum da her şey güzel
külerinden fazla okumakta ve onların hakkında daha çok giderken bir anda neşenizin kaçmasına neden olabiliyor.
konuşmaktadır.
Bu parçada boş bırakılan yere getirilebilecek en uy-
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangi- gun cümle aşağıdakilerden hangisidir?
sinden sonra, düşüncenin akışına göre “Bu iki yazarı ta-
kip eden günümüz okurlarının okuma tercihlerinde elbette A) Bu rahatsızlıklarını ilgili kurumlara ve yetkililere de

bu durum etkilidir.” cümlesi getirilmelidir? bildirmişler

B) Böyle bir rahatsızlık size garip gelebilir, sizi şaşırtabilir


A) V B) IV C) III D) II E) I
C) Köy halkının size çok yakın davranmasını beklemeyin

D) Köyde dolaşırken fazla gürültü çıkarmamaya gayret


edin

E) Sokakta karşılaştığınız herkese selam vermeyi ihmal


etmeyin

4. Arkadaşımın parasının olmadığını biliyordum. (I) Bu yüz-


den de maçın hakem tarafından ertelenebileceği ve bizim
bilet paralarının boşa gidebileceği ihtimalinden hiç bahse-
demiyordum. (II) Biletleri aldım ve beraber içeriye girdik.
(III) Tribünlerde üç dört bin seyirci ya var ya yok. (IV) Gö-
revliler, sahayı temizlemeye çalışıyorlardı fakat boşuna.
(V) Yağan kar, açılan yerleri hemen örtüyordu. (VI) Sonun-
da hakem geldi, topu havaya attı ve topun karlara gömülüp
kaldığını görünce maçı erteledi.

Yukarıdaki cümlelerden iki paragraf oluşturulmak


istenirse ikinci paragrafın hangi cümleyle başlaması
gerekir?

A) IV B) II C) III D) VI E) V

152
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 17

6. (I) Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün verilerine 7. Alsancak’ın eski Punta, Güzelyalı’nın eski Kokaryalı ol-
göre ev içi atık gıda miktarı, toplam üretimin %33-38’ini duğunu, Konak Meydanı’na bir zamanlar orada bulunan
oluşturuyor. (II) İhtiyaç fazlası alışveriş, evde yemek ha- askerî kışladan ya da hükûmet konağından dolayı Konak
zırlamak için gerekli vaktin azlığı, fazla miktarda pişirme dendiğini; Karşıyaka’da Kordon’un eski adının Kordelia,
ve büyük porsiyonlama gibi faktörler ev düzeyinde atık balıkçıya göre Coeur de Lion olduğunu İzmir’e yerleştik-
gıda oluşum sebeplerinden sadece birkaçıdır. (III) Bunun ten sonra öğrenecektim. Bu isimlerin nasıl böyle olduğu
yanında tüketicilerin özellikle işlenmiş ürünlerin muhafaza beni çok şaşırttı. Cahit Külebi’nin dizeleri, beni nedense
kriterlerine uygun davranmaması da ev tipi gıda atığının İstrati’nin Sokak Kızı adlı romanındaki deniz kentiyle İzmir’i
önemli bir sebebi. (IV) Bu kapsamda, gıda bankasında birlikte düşünmeye, birbiriyle özdeşleştirmeye itmiştir.
toplanan ürünler, ihtiyaç sahibi kişilere ulaştırılıyor. (V) Bu-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
nun yanında yüksek kozmetik standartlardan dolayı tarla-
da hasat edilmeden bırakılan ürünler, sahiplerinden izin A) Bazı semtlerin isimlerinin değiştiği
alınarak toplanıyor ve ülkenin ünlü şeflerinin çalıştığı bir
B) Yeni edindiği bilgilerin yazarı hayrete düşürdüğü
tesiste işlenerek ürüne dönüştürülüyor. (VI) İşlenen tüm
ürünler daha sonra “Imperfect” (kusursuz olmayan) mar- C) Cahit Külebi’nin bazı mısralarının çağrışıma açık olduğu
kasıyla ülkenin süpermarket zincirlerindeki raflarda yerle-
D) Yeni isimlerin İzmir’e eski isimlerden daha çok yakıştığı
rini alıyor.
E) Yazarın, Sokak Kızı romanındaki şehirle İzmir arasın-
Yukarıdaki parçada numaralanmış yerlerin hangisine, da ilişki kurduğu
düşüncenin akışına göre “Bundan dolayı fazla ve tüke-
tilebilir durumdaki gıdaların çöpe atılmak yerine değerlen-
dirilmesi adına ‘gıda bankası’ gibi çeşitli organizasyonlar
ortaya çıkıyor.” cümlesi getirilmelidir?

A) V B) IV C) II D) III E) VI

153
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 17

8-9. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 10. Okumamızı, fırsat buldukça güzel bir konserin, soylu bir
törenin saygılı ve sessiz havasına çevirmeliyiz. Bir sayfa-
yı gözden geçirmek, telefona cevap vermek için okuma-
(I) İran edebiyatında ve özellikle İran şiirinde, erkek ege-
yı yarıda kesmek okumanın ruhuna aykırıdır. Aklı başka
menliğine karşı kadın rüzgârını ilk estiren şairin -Furuğ
yerde iken kitabı tekrar almak, bir sonraki güne bırakmak
Ferruhzad’ın- sinemaya giriş macerasının ilk perdesi, iki
okumak değildir. Gerçek bir okuyucu kendisine yalnız
arkadaşı tarafından bir partide İran sinema dehasına tav-
geçireceği zamanlar hazırlar. Çok sevilen bir yazara pa-
siye edilmesiyle başlar. (II) Bu sabit fikirli, dik başlı ve dahi
zar gününün öğleden sonrasını ayırır. Bir başka sevdiği
adam, hakkında pek de iyi şeyler konuşulmayan bir kadını
yazara haftanın başka bir gününü ayırır. Böylece sevdiği
işe alırken tereddüt eder. (III) Furuğ’u işe alıp almamak
yazarların bazı eserlerini tanıma fırsatı bulur.
konusunda tereddüt eden İbrahim Gülistan, kısa zamanda
onun çok yetenekli bir sanatçı olduğunu fark eder, petrol Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söy-
şirketinden sipariş aldığı dört bölümlük belgeselin monta- lenemez?
jını Furuğ’a verir (IV) Furuğ, film montajında da edebiyatta
olduğu gibi başarılı olduğunu kanıtlar. (V) Yurt dışına eği- A) Nitelikli okurlar, kitaplarla aralarına başkasının girme-
tim almaya gider ve eğitimden farkındalığı ve duyarlılığı sine izin vermez.
artmış olarak dönen Furuğ, başka konularla ilgilenmeye,
B) Okumayı ciddi ve soylu bir eylem olarak görmek ge-
onlar üzerinde çalışmaya koyulur. (VI) Sinema, belgesel,
rekir.
eleştiri, senaryo yazarlığı gibi pek çok alanda hem İran’da
hem dünyada tanınan bir kimliğe sahip olur. (VII) Furuğ’un C) Okuma bilinci yüksek kişiler, okuyacağı yazara göre
hayatı da ucu açık biten bir film gibidir; yapmayı tasarlayıp bir planlama yapar.
yapamadığı filmlerin, tiyatro oyunlarının, şiirlerin gölgesiy-
D) Okumanın bütünlüğünü bozacak davranışlardan uzak
le kararmıştır sahne ışıkları.
durmak gerekir.

8. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin anlatımıyla il- E) Gerçekçi okur ve yazarlar arasında, eserler sayesin-
gili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? de bir sevgi saygı bağı oluşur.
A) I. cümlede bir öneriye yer verilmiştir.

B) III. cümlede neden-sonuç ilişkisi vardır.

C) V. cümlede bir değişimden söz edilmişitir.

D) VI. cümlede nesnel bir anlatım vardır.

E) VII. cümlede somutlama yapılmıştır.

9. Bu parçada Furuğ Ferruhzad ile ilgili olarak aşağıdakiler-


den hangisine değinilmemiştir?

A) Esas mesleği dışında başka bir işle de meşgul olduğuna

B) Farklı alanlarda zamanla evrensel bir kimlik kazandığına

C) Eserini sinema izleyicisini düşünerek kaleme aldığına

D) Bazı yapıtlarını tamamlayamadan hayata veda etiğine

E) Kendi ülkesinde şiir alanında bir kilometre taşı olduğuna

154
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 17

11. Gaziantep Kalesi, Alleben Deresi’nin güney kısmında yer 12. Güneş buraya kaç kez ışığını yansıttı, rüzgârlar kaç kez
alan ve ortalama 25 metre yüksekliğinde bir tepe üzerin- esti, hırçınlaştı buralarda? Bulutlar ne kadar ağladı bu
de kurulmuş çok ilginç yerlerden bir tanesidir. Kale, milat- topraklara, burası kaç günü yağmursuz geçirdi acaba?
tan önce 4 ve 2. yüzyıllarda ilk başta Roma Dönemi’nde Hemen önümüzde, çakan şimşeklere karışarak yağan
gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır. Kule yapısı daire- yağmurdan coşan bir dere… Rivayet edilir ki bir Osman-
lı şehzadesi, Fırtına Deresi’nin ağaç yongaları taşıdığını
sel biçimde olan Kale, toplamda 36 adet kale burcuna
görünce “Bu derenin ardı şen, bakın bakalım kimler ya-
sahiptir. Ancak 12 adet kale burcunun günümüze kadar
şar?” demiş. Derenin kenarındaki Ardeşen ilçesi ismini
gelebildiğini görmekteyiz. Gaziantep Kalesi’nin duvarları
buradan almış.
tamamen blok taşlardan inşa edilmiş olup bundan dolayı
oldukça sağlam bir yapıya sahiptir. Gaziantep Kalesi’nin Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
çevre uzunluğu ise yaklaşık 1200 metredir. hangisi söylenemez?

Bu parçaya göre Gaziantep Kalesi ile ilgili olarak A) Yansıma sözcüklere yer verilmiştir.
B) Tanık göstermeye başvurulmuştur.
I. Geçmiş dönemlerde değişik amaçlar için farklı millet-
lerce kullanılmıştır. C) Farklı yapıda cümlelere yer verilmiştir.

II. Kale burçlarının önemli bir kısmı zamanla tahrip ol- D) İnsandan doğaya aktarma yapılmıştır.
muştur. E) Betimlemeye yer verilmiştir.
III. Güçlü bir yapıya sahip olmasının birçok sebebi vardır.

yargılarından hangisine ulaşılamaz?

A) I ve III B) Yalnız II C) Yalnız III


13. Dost meclislerinde ve idare kurullarında ihtiyarların sözü
D) I ve II E) II ve III geçer. Çünkü uzun zamandan beri değişmemiş bir dün-
yada tecrübe büyük önem taşır. İngiltere gibi geçmişine
büyük önem veren ve örf ile idare edilen bir ülkede uzun
ömür, bir erdem sayılır. Eski Çin’de ihtiyarlar büyük bir şef-
katle sevilirdi. Çinliler “Saçları ağarmış bir adamın sokakta
yük taşıdığı görülmemeli.’’ derlerdi. İhtiyarladığında ana
babaya iyi davranmak isteği en güçlü duyguydu. Ana baba-
sı ölürken başında bulunamamak felaket sayılırdı. Meclis-
lerde söz söyleme hakkı yalnızca ihtiyarlarındır. İhtiyarlar,
çocuklarıyla beraber yaşarlar ve mutlaka saygı görürlerdi.

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisi söyle-


nemez?

A) Eskiden Çin’de yaşlı insanlar için çıkarılmış kanunlar


olduğu
B) Yaşlı ebeveynleri memnun etme isteğinin çok kuvvetli
bir his olduğu
C) Yönetimde ve sohbetlerde yaşlıların sözüne itibar edil-
diği
D) Deneyimin bütün dünyada belirleyici öneme sahip ol-
duğu
E) İngiltere’de uzun yaşamanın bir fazilet olarak kabul
edildiği

155
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 17

14. Mardin, âdeta bir açık hava müzesi görünümündedir. 15. Yaygın bir kanıya göre sanatçı yapıtı koyar ortaya ve son-
Kapıların üzerindeki taşlara çizilmiş resimler, işlemeler, ra sıra artık eleştirmene gelir. Onun görevi, her yapıtın
kuş gagasını andıran kapı tokmakları, bir evin altından üzerine ya bal arısı gibi ya akbaba gibi konmak ve ya-
geçen, sokağın devamı kemerli tüneller... Yapılardaki pıtla okuyucu arasında iletken ya da yalıtkan bir “eleştiri
taşlara işlenmiş çeşitli hayvan ve meyve kabartmaları, tabakası” oluşturmaktır. Ben sanmıyorum ki gerçek bir
sizi günümüzden geçmiş yıllara düş yolculuğuna çıkarır. sanatçının ya da kendini bilen okurun birbiriyle iletişim
Kalenin eteklerinden 1385 yılında yaptırılmış Zinciriye kurmak için böyle bir aracıya gereksinimleri olsun. Yazar,
Medresesi’nin kubbesiyle Şehidiye Camisi minaresi ve neyi nasıl yazması gerektiği konusunda direktifler almaya
Ulu Cami’nin ovayla iç içe görünümü eşsiz bir panora- gereksinim duymayacağı gibi, ne dediğini okurlarına ken-
madır; bu panoramaya genelde hâkim olan renk sarıdır. disinden daha iyi aktaracak, “hislerine tercüman olacak”
Mardin’e damgasını vurmuştur sarı ve tonları. 12. yüzyıl- bir iyilikseveri (!) de tebessümle karşılayacaktır. Öyleyse
da Artuklular Dönemi’nde yapıldığı sanılan, Akkoyunlu ve nedir eleştirinin gerçek anlam ve işlevi? Ne olabilir? Eleş-
Osmanlılar Dönemi’nde onarım görmüş Ulu Cami’de so- tirinin amaçlarından biri, bir sanat görüşünü yani bir sanat
luklanmak ayrı bir keyiftir. Bir de başka bir Mardin pano- yapıtının sanatsal değerinin ölçütleri üzerine bir görüşü
raması içinde Mar Petrus ve Pavlus Kilisesi’nin avlusunda örneklendirmek ya da bir örnekten yola çıkarak çözümle-
papazın ikram ettiği kahveyi yudumlamak, ardından Ak- meler ve değerlendirmeler yapmak yoluyla böyle bir gö-
koyunlular Dönemi eseri Kasımiye Medresesi’nin avlusu- rüşü temellendirmek olabilir. Eleştiri için düşünülebilecek
na uzanmak; çeşmenin size ikram etiği suyu doya doya ikinci bir amaç da ya tek tek yazın yapıtlarını ya da ya-
yudumlamak... Kenti “U” biçiminde bölen ana caddenin pıtlarıyla bir yazarı ele alarak bir edebiyat incelemesi, bir
alt basamağında ise tüm kentin eşsiz güzellikteki yapıla- tanıtma, ele alınan yapıtlar arasında bağlantılar kurmayı
rıyla, en uç noktada kalesiyle bütünleşen bir panoramayla ve bir sanat çizgisi belirlemeyi gözeten bir değerlendirme
karşılaşırsınız ki bu, Mardin’in tipik, klasik fotoğraflardaki yapmak olabilir.
görünümüdür. Gezi sırasında zamanın durmasını istersi-
Bu parçanın anlatımında aşağıdaki yöntemlerin han-
niz Mardin’de. Zaman su gibi kayar ayaklarınızın altında,
gisinden yararlanılmıştır?
“Geleli kaç gün oldu ki daha ne kadar çok göreceğim yer,
kuracağım dostluk vardı.” dedirtir size Mardin. Kentin çok
A) Betimleme B) Öyküleme C) Örneklendirme
yakınlarında bulunan manastır ve antik kent gezileri gün-
lerce sürebilir. D) Açıklama E) Tartışma

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine


yer verilmemiştir?

A) Tanık göstermeye

B) Betimleyici ifadelere

C) Kişileştirmeye

D) Niteleyici sözcüklere

E) Sessel yinelemelere

156
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 17

16. Murathan Mungan, kimi zaman gerçeklere olduğundan 18. Gerçek adı Kemal Sadık Gökçeli olan Yaşar Kemal, Nigâr
farklı yaklaşıp ona estetik bir şekil vererek kimi zaman da Hanım ile çiftçi Sadık Efendi’nin oğlu olarak o zaman Ada-
gerçeklerden bunaldığı için onlardan kaçarak kendi oluş- na sınırları içerisinde olan Osmaniye’de, 6 Ekim 1923’te
turduğu kurmaca bir dünyaya sığınır. Sanatçı, sınırsız ha- dünyaya geldi. Yaşar Kemal, Çukurova’dan beslenmekle
yal gücü sayesinde oluşturduğu bu dünyada sanatın gücü birlikte İnce Memet romanıyla adını ilk defa yurt dışında
sayesinde gerçekleri daha soyutlaştırır ya da kendi hayal duyurup daha sonrasında evrensel bir yazar olmayı ba-
ürünü olan fantastik mekânlara da gerçek bir hüviyet ka- şarmış, kitapları dünyanın pek çok diline çevrilmiş bir de-
zandırır. ğerimiz olarak adını tarihe yazdırdı. PEN üyesi olan Yaşar
Kemal, başta Legion d’Honneur olmak üzere dünya gene-
Bu parçada Murathan Mungan’la ilgili olarak ilgili ola-
linde çok sayıda prestijli ödüle layık görüldü. Edebiyatçı
rak aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir?
kişiliğinin yanı sıra, toplumsal olaylara gösterdiği duyar-
A) Duygu dünyasına lılığıyla da bilinen Yaşar Kemal, sadece Türkiye’de değil,
dünyanın değişik yerlerinde yaşanan sorunlar karşısında
B) İçerik anlayışına
görüşlerini ifade etti, tavrını sergiledi.
C) Yenilikçi tavrına
Bu parçanın bütününde, Yaşar Kemal’in vurgulanmak
D) Şiir kurgusuna istenen özelliği aşağıdakilerden hangisidir?

E) Sanatsal tutumuna A) Toplumsal ve evrensel problemler üzerinde durduğu

B) Evrensel kimliğe sahip bir yazar olduğu

C) Yapıtlarında biçimden çok, içeriği önemsediği

D) Edebiyatla kitleleri yönlendirmeyi amaçladığı


17. Halk şairi ve ozanı çoktur ülkemizde. Çoktur ama durup
durup okunan, yeniliğini yitirmeyen ozan çok azdır. İşte E) Yapıtlarını yaşamı üzerine temellendirdiği
bu azlardan biri de iki gözünü kaybetmiş ama gönül dün-
yası sonuna kadar açılmış olan Âşık Veysel’dir. Bu durum
bize bir “Niçin?” sorusunu sordurmaktadır. Veysel’in şiir-
lerini sevdiren gizem neydi? Bu gizemi şöyle açıklayabili-
riz: Anadolu insanı kendinden olanı çok sever. Bahçede,
tarlada, harmanda hep bu sözleri mırıldanır. Yurt ve doğa
sevgisini, insanların yaşamını en içten, en yüksek dozda
veren Veysel’dir. Köylünün yaşamı, genç kızların umudu,
anaların yanık ezgisi olur Veysel. İşte bu da Veysel’i hal-
kın ozanı yapmıştır.

Bu parçaya göre Âşık Veysel’in halkın ozanı olmasın-


da ve çok sevilmesinde asıl etken aşağıdakilerden
hangisidir?

A) Şiirlerinde günlük yaşamı yansıtması

B) Görsel ögelerden yararlanması

C) Âşık edebiyatı geleneğinden beslenmesi

D) Halka yakın ve samimi bir üsluptan yararlanması

E) Kolay bir biçimde akılda kalabilmesi

157
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 17

19. “Ansiklopediler miadını doldurdu, artık o koskoca kalın 21. Sanatın evrenselliği, toplumları bir ilke, bir amaç uğruna
ciltlerin arasında kim bilgi avcılığına soyunabilir ki!” diyor birleştirici özelliği, toplumlar üzerindeki fikirsel ve duygu-
bazıları. Artık herkes farklı bir bilgilenme yöntemi seçiyor; sal etkisi bulunmaktadır. Bu etki, primitif (ilkel) dönemler-
evlerde kitapların sembolü olan, kütüphanelere kokusunu den günümüze değin bazen bilinçli bazen de bilinçsiz ola-
veren ansiklopediler azaldı. Şimdi hâlâ yerlerinde duran rak sanatın tüm alanlarında kullanılmıştır. Tarih boyunca
ve arada bir tozu alınan ansiklopediler, internete karşı tarihe yön veren devlet ve din adamları da sanattan ya-
ölüm kalım mücadelesi veriyor. Birçok şirket, önümüz- rarlanmış ve sanatı toplumların yönlendirilmesinde etkin
deki yıldan itibaren ciltli ansiklopedi baskısını ve satışını bir araç olarak kullanmışlardır. Sanatın manipülatif yapısı
durdurarak hizmetlerini internette sürdüreceğini açıkladı. her dönem olumlu ya da olumsuz olarak toplumlar üze-
Her ne kadar ansiklopedileri raflardaki hüzünlü yalnızlığa rinde etkili olmuş; bazen bu yönlendirme, bilinçli olarak
terk eden Wikipedia olsa da onlar kısa bir süre daha yo- gerçekleri saptırmaya dönüşmüştür. Kültürel yapılardaki
ğun bakımda kalmaya devam edecektir. değişime paralel olarak Orta Çağ, Rönesans, Yakın Çağ
ve günümüz sanatında, sanatın her alanında değişim ve
Bu parçadan ansiklopedilerle ilgili olarak aşağıdaki-
gelişim görülmüştür. Günümüzde ise bilim ve teknolojinin
lerden hangisine ulaşılabilir?
hızlı gelişimi sanatın anlatım dilinde ve materyallerinde
A) Günümüzde az basıldığı için okunmadığına radikal değişikliklere sebep olmuştur. Buna bağlı olarak
sanatın toplumlar üzerindeki etkisi, daha geniş kitleler
B) Zamanla bilgisel ihtiyaçlara cevap veremediğine
üzerinde ve daha hızlı gerçekleşmektedir.
C) Wikipedia ile içerik olarak benzerlik gösterdiğine
D) Belli bir kesim tarafından vazgeçilmez olarak görüldü- Bu parçadan hareketle aşağıdaki yorumlardan hangi-
ğüne si yapılamaz?

E) Araştırmalarda en çok başvurulan kaynak olduğuna


A) Sanatın toplumun değişim ve dönüşümüne öncülük
edebilecek bir özelliği bulunmaktadır.

B) Sanata hükmeden zümreler, yaşam gerçeklerini ge-


20. Türk sinemasının unutulmaz filmi “Neşeli Günler”i izleyeli niş kitlelere değiştirerek aktarmıştır.
hayli zaman oldu. Neşeli Günler kendini tekrar, hiç bık-
tırmadan izletiyor; izlerken insanı mutlu eden filmlerden; C) Toplumların geçmişine ait özellikler ve gelişmelerin,
bittikten sonra en azından bir süre tüm sıkıntılarınızı, der- sanatın evrenselliği ile bir ilişkisi görülmektedir.
dinizi unutuyorsunuz. Bitirdim, demek aslında lafın gelişi D) Sanatta kullanılan malzemelerin ve biçemsel özellik-
oluyor. Çünkü bu tür filmler, izlenip bitirildikten sonra zih- lerin farklılaşmasında bazı gelişmeler etkili olmuştur.
nimizde varlığını sürdürüyor. İçeriğiyle, replikleriyle bizi
sarıp sarmaladıysa ve filmin derin anlam katmanlarında E) Sanatın gücü, son dönemlerde halk üzerinde daha
dolaşmaya başladıysak zihnimize girmiş ve bizi ele geçir- canlı bir şekilde kendini gösterip kanıtlamıştır.
miş demektir. İşte Neşeli Günler tam da böyle bir sinema
filmi.

Bu parçada konuşan kişi, izlediği sinema filminin


hangi yönünü vurgulamak istemiştir?

A) İnandırıcılık yönünü
B) Güzel duyusal anlatımını
C) Kalıcı etkisini
D) Özgün kurgusunu
E) Evrensel bakış açısını

158
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 17

22. Yapılandırmacı Öğrenme Kuramı; öğrenme, öğretme ve 23. Salâh Birsel, şiirlerini politize etmeden ironi ve yergiyi
bilgi arasındaki ilişkiye dayanır ve bu ilişkiyi belirlemeye başarılı bir şekilde kullanarak toplumsal değişim ve dö-
çalışır. Yapılandırmacı Öğrenme Kuramı, bilginin nasıl nüşümün aksayan yönlerine dikkat çeker. Şiir hayatına
iletildiğini ve kaydedildiğini açıklamaktan çok, bilgiyi yapı- başladığı günden itibaren sürekli bir arayış içerisinde olan
landırmayı amaçlayan ve vurgulayan bir öğrenme yakla- şair, yeni ve özgün bir dil meydana getirmek için farklı tek-
şımıdır. Bu kuramın temeli olan yapılandırmacı öğrenme niklerden yararlanır. Sözcük oyunları, dil sapmaları, ağız
yaklaşımı, öğrenilenler arasında ilişki kurma ve bu doğ- özelliği gösteren kelimeler, yer yer argo ve şairin kendisi-
rultuda elde edilen her yeni bilgiyi mevcut bilgilerle bütün- nin bulup türettiği yapay kelime ve deyişler şairin kullan-
leştirme ve/veya zihinsel süreçlerden geçirerek yeniden dığı uygulamalardır. Bu uygulamalar, şiirlerdeki yergi ve
yapılandırma sürecini içerir. Bu süreçte, elde edilen yeni ironinin hazırlayıcısı niteliğindedir. Şiiri bir zekâ işi olarak
bilgilerin var olanlarla karşılaştırılıp yorumlanarak onlara değerlendiren şair, şiirlerinde ironiyi gülmece için kullan-
yeni anlamlar yüklenmesi ve bu doğrultuda yeni bilgiler maz. Ele aldığı konularda derinden derine bir gülümse-
üretilmesi söz konusudur. me meydana getirse de konuların felsefi boyutu daha ön
plandadır. Bunun yanında şiirlerin yazıldığı dönem göz
Bu parçaya göre “Yapılandırmacı Öğrenme Kuramı”
önüne alındığında Türk siyasi ve toplumsal hayatının en
esas alınarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
çalkantılı döneminde, gecikmiş modernizmin tüm hızıyla

A) İnsan, fikirlerini yeniden formüle edip, ilişkiler kurup hayatın bütün alanlarında görülmeye başlaması karşısın-

belli sonuçlara ulaşmalıdır. da Birsel için ironik yergi, diğer bir deyişle “söylemeden
söylenme” bir kaçış noktası, sığınılacak bir limandır.
B) İnsanların kendi deneyim ve düşüncelerini kullanarak
zihinsel modelini oluşturması gereklidir. Bu parçadan, Salâh Birsel ile ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisi çıkarılamaz?
C) Geçmiş yaşantılar yeni yaşantıların oluşmasına yar-
dım etmeli ve onları ortaya çıkarmalıdır. A) Gülmecenin yanında başka önemli özelliklerinin de
olduğu
D) Gerçek dünya bilgisi için nesnel ve evrensel verilere
dayalı öğretici bir yol izlenmelidir. B) Siyasi görüşünü şiirlerinde yansıtmadan toplumsal
fayda amacı güttüğü
E) Bilgi, var olan bilişsel yapıların üzerine yenilerinin et-
kin biçimde işlenmesiyle oluşturulur. C) İroni ve yergiyi farklı yazınsal türlerde etkili bir şekilde
kullandığı

D) Şiirlerindeki üslubun daha önce kullanılmamış özellik-


ler barındırdığı

E) İçinde bulunduğu sosyal atmosferden uzaklaşmak için


şiirlerinde eleştiri ile ironiyi kullandığı

159
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 17

24. “Bozkırın Tezenesi” olarak adlandırılan Neşet Ertaş, her 25. Edebiyatta zengin, üst düzey bir birikime sahip olan İslam
bakımdan toplumla iç içe yaşayan bir ozandır. Kendisini öncesi Arap toplumu o dönemde ibret verici, akılda kalı-
yetiştiren halkın dilinin gücünü, kendi gibi olmayı, yalın cı, iyi ahlak ve erdemi öven hikâyelerle, kıssalarla besle-
duygu ve düşüncelerle bilenmiş türkülerinde açıkça göre- niyordu. Kıssalar o dönemde ağırlıklı olarak olağanüstü
biliriz. Şifreli anlatımlar, imgeler onun türkülerinde pek yer olayları, kahramanlıkları anlatırken temaları mitolojik un-
almaz. O, karmaşık, dolambaçlı laf kalabalıkları yerine surlara, mesellere, bu toprakların dinî anlayışlarına yasla-
net anlamı yeğler. Onun sözleri birçok yönden işlenmiş, nıyordu. Anlatımda eğlence ve merak unsurları belirleyici
yetkinleştirilmiş ve özgün deyişlerdir. İçinden çıktığı hal- olurken sözün, edebiyatın, dilin imkânları sonuna kadar
kın yaşamında yer alan unutulmaz büyük olaylar, kendi kullanılıyordu. Kuşkusuz “kıssa” türü sadece Arapların
yaşadığı ya da tanık olduğu şeyler onun türkülerinde son değil, insanlık tarihi boyunca her milletin belli başlı anla-
derece inandırıcı ve etkili biçimde yer alır. tım imkânlarından biri olmuştur. Bütün bir insanlık tarihi
kıssayla/hikâyeyle var olmuş, onunla hakikatlerini gele-
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen Ne-
ceğe aktarmıştır. Milletler; inançlarını, birikimlerini, özlem
şet Ertaş’ın özelliklerinden biri olamaz?
ve duygularını bu kıssalara yansıtmışlardır. Bu yönüyle
A) Gerçek yaşamdan beslenme de kıssalar bir medeniyet, kültür, akıl ve duygu aktarımı
işlevini görmüştür. Çünkü kıssaların temelinde anlatmak,
B) Yeni söyleyişlerden yararlanma
aktarmak ve hikâye etmek vardır. Bu nedenle dünyanın
C) Öğretici bir yol benimseme bütün coğrafyalarında hikâye etme, en kadim anlatım bi-
çimlerinden biri olmuştur. Çünkü hayatlar, mücadeleler bir
D) Açık bir anlatıma yer verme
“hikâye” formatına bürünmeden hem kuşatıcı olamamak-
E) Sanatta emek ve niteliğe önem verme ta hem de etkili bir şekilde ve bütün boyutlarıyla aktarıla-
mamaktadır.

Bu parçaya göre “kıssa” türü ile ilgili olarak

I. Bazı yazınsal türlerin ortaya çıkışına kaynaklık etmiştir.


II. İlk kulanan Araplar olmuştur ve daha sonra tüm dün-
yada kullanılmıştır.
III. Öğretici bir yanı vardır ve bu yönüyle toplumsal fayda
sağlamıştır.

yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) II ve III B) Yalnız III C) Yalnız II

D) I ve II E) Yalnız I

160
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Deneme - 17 bitti. Cevaplarınızı kontrol ediniz.
TÜRKÇE
DENEME SINAVI - 18

1. (I) Çin’de ortaya çıktıktan sonra hızla yayılan yeni tip 3. (I) Birçok alanda biz farkında olmasak bile basit ve mate-
koronavirüsün neden olduğu COVID-19 hastalığı, dünya matiksel bir düzen var. (II) Harvard Üniversitesinde bir dil
genelinde pek çok insanı etkiledi. (II) SARS-CoV-2 ola- uzmanı olan George Zipf, belli bir metindeki kelimelerin
rak adlandırılan virüs, insanlarda görülen yedinci koro- kullanım sıklığı ile ilgili bir “desen”in bulunduğunu 1932’de
navirüs türüdür. (III) Diğer koronavirüs türlerindeki pro- ortaya koydu. (III) Sözcükler kullanım sıklığına göre sıra-
teinlerden farklı olarak bu proteinde SARS-CoV-2’nin landığında ortaya çıkan sonuç şaşırtıcıydı: (IV) İlk sıra-
aktif olmasını sağlayan furin enziminin bağlanabileceği daki kelime yani en sık kullanılan kelime, ikinci sıradaki
sivri bir kısım bulunuyor ve virüs, hücre zarına kolayca kelimenin iki katı kadar kullanılıyordu. (V) Üçüncü sırada-
bağlanıyor. (IV) SARS-CoV-2, diğer koronavirüs türleri- ki kelime ilk kelimenin üçte biri kadar, dördüncü sıradaki
ne göre çok hızlı yayılıyor ve çok sayıda insanı etkiliyor. kelime ilk kelimenin dörtte biri kadar olacak şekilde bu
(V) Furin enzimi insanda akciğer, karaciğer, ince bağır- düzen devam ediyordu. (VI) “Sıra-sıklık kuralı” adı verilen
sak gibi organlarda bulunabildiği için SARS-CoV-2’nin bu kural, diğer alanlarda olduğu gibi ekonomide ve sosyal
hücreye girişi ve bulaşıcılığı kolaylaşıyor; bu virüs tüm bilimlerde dikkat çekici deneysel gerçeklerden birisidir.
insanlığı tehdit ediyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinin
Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek yerine, “İkinci sıradaki kelime birinci sıradaki kelimenin
için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır? yarısı kadar kullanılmaktaydı.” cümlesi getirilirse par-
çanın anlamında bir değişme olmaz?
A) II ile III yer değiştirmelidir.

B) II ile IV yer değiştirmelidir. A) I B) III C) II D) V E) IV

C) III, IV’ten sonra gelmelidir.

D) IV ile V yer değiştirmelidir.

E) V, II’den sonra gelmelidir.

2. (I) Ses dalgaları havada ilerlerken havadaki moleküller, 4. (I) Sosyal ve ekonomik düzeyleri ne olursa olsun dostla-
belirli bölgelerde yoğunlaşıp belirli bölgelerde seyrekleş- rının çoğu, Hemingway’i çok ilgilendiren bir alanda ona
mektedir. (II) Bu durum hava basıncında farklılıklar oluş- destek olmuştur. (II) Bu dostlarının bir başka niteliği de
turur. (III) Kulağa gelen ses dalgaları kulak yolu boyunca sıkıntılı anlarda güvenilir dostlar olmalarıdır. (III) Hepsi
ilerler ve kulak zarının titreşmesine neden olur. (IV) Bu cesaret ve irade sahibi insandır. (IV) Hiçbiri hayatta teh-
sayede titreşimler iç kulaktaki kokleaya iletilir. (V) Kokle- likeye atılmaktan korkmamıştır. (V) İspanyol çiftliklerinin
adaki tüy hücreleri ise bu titreşimleri elektrik sinyallerine mimarisinde olan büyük evinde 25 kadar kedi, bir düzine
dönüştürür ve titreşimler sinir hücreleri tarafından beyne de köpek beslenirdi. (VI) 18 metre uzunluğundaki oturma
iletilir. (VI) Bu sayede duyma işlevi gerçekleşir. odasının duvarlarında Hemingway’in Afrika’da vurduğu
vahşi hayvanların başları asılıydı. (VII) Bu oda akşamüst-
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangi- leri konuklarla dolardı.
sinden önce, düşüncenin akışına göre “Titreşen kulak
zarı orta kulakta çekiç,örs ve üzengi kemiklerini hareket Yukarıdaki parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
ettirir.” cümlesi getirilebilir ? paragraf numaralanmış cümlelerin hangisi ile başlar?

A) II B) III C) IV D) V E) VI A) V B) III C) IV D) II E) VI

161
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 18

5. (I) Bir sanatçıyı övebilmek için onunla her konuda aynı 7. Toplumsal haklılık ve mantıksallığını topluma kabul etti-
düşünceyi taşımak gerekmez. (II) Yeats’in duygu ve dü- rememiş hiçbir araç artık kullanılmamalıdır. Ancak bura-
şüncesinde bana hoş gelmeyen unsurların olduğunu dan elbette yalnızca şu anda meşru olanlarla sınırlanan
saklamıyorum. (III) Aramızdaki ayrılık bir doktrin mese- bir hedef ve araç paketi önerildiği sonucu çıkarılamaz.
lesidir ve bunlar hayati konulardır. (IV) Aslında bir sanat- Tersine, kullanılacak her yöntemi, yönelinen amacı top-
çının dünya görüşünü sanatından tamamen ayırmak pek lumun tasdik etmesi istenmeli; toplum buna inandırıl-
mümkün değildir. (V) Ben bu yazımda elimden geldiği malıdır. İnsanlar her adımda, yolun insancıl ve gelişimci
kadar başka konulara dokunmamaya çalıştım. (VI) Sade- olduğunu görmeli, onu içine sindirebilmelidir. Her adım,
ce tiyatro yazarı ve şair olan Yeats ile ilgilendim. yaşamı amaç doğrultusunda değiştirebilmelidir. Bura-
da en önemli sorun, henüz meşru bile kabul edilmeyen
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi an-
bir davranışın kendisini dışa vurmasının mümkün olup
latımın akışını bozmaktadır?
olmadığıdır. Kendini ifade etmesi, dolayısıyla yaşama
geçmesi zor yoluyla engellenen düşüncenin ne yapacağı
A) II B) III C) V D) IV E) VI
bilinemez. Meşru bir varoluş alanı bulamayan, önerisini
özgürce iletemeyenlerin hangi araçları kullanacakları da
bilinemez. Burada da yapılması gereken, öncelikle meş-
ru bir varoluş düzleminin oluşturulmasıdır.

Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı


6. Kendi hayatımı düşündüm; bulunduğum çevreleri, iş yer- yoktur?
lerini, tanıdığım insanları düşündüm. ----. Ama yapama-
A) Toplumsal uzlaşmada hangi araçlar kullanılmalıdır?
dım, anlamamıştım yaşamın maskeli bir balo olduğunu.
İnsanların her gün, her an değişik maskeler taktıkları- B) Toplumdan hangi durumlar için onay almak gerekir?
nı nereden bilebilirdim? Boy boy, renk renk, çeşit çeşit
C) Doğuracağı sonuçlar kestirilemeyen fikirlerin temel
maskeler hazırlamalıymışım. Yerine göre, duruma göre
özelliği nedir?
kullanmalıymışım: güleç, kızgın, asık suratlı, üzgün, mut-
lu vs. Hepsinin yeri geldi ama yapamadım. Hep kendi D) Geniş katılımlı bir düşünce mücadelesi için neler ya-
yüzümü taşıdım; “binbir surat” denen insanlar arasında pılmalıdır?
maskesiz biri yaşayabilir miydi, dayanabilir miydi? Elbet-
E) İnsancıl bir yaşamın önündeki engeller nelerdir?
te yaşayamazdı, dayanamazdı.

Bu parçadaki boşluğa getirilebilecek en uygun cüm-


le aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bazı yerlerde, zamanlarda ve durumlarda daha radi-


kal kararlar alıp onları uygulayabilmeliydim

B) Onlarla daha yakın ilişkiler kurup dost, ahbap olma-


nın yollarını arayabilir ve bulabilirdim

C) Boş verebilseydim, hiçbir şeye aldırmasaydım, üzüle-


cek yerde gülseydim böyle olmazdı herhâlde

D) Buradaki ilişkilerin tamamen menfaatlere dayalı oldu-


ğunu anlayıp ona göre davranmalıydım

E) Aslında aynı ortamlarda bulunmamıza rağmen farklı


dünyaların insanları olduğumuzu söyleyebilirdim

162
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 18

8. Ömer Seyfettin, hikâye yazarlığının yanında destansı 9. Sevim Burak, Türk öykücülüğünün en “aykırı” ve “farklı”
özellikler barındıran eserleri ve çevirileriyle Türk ede- seslerinden biridir. Sadece üç öykü kitabı bulunmasına
biyatının kendi mecrasına dönmesine önemli katkıları karşın kendine has öykü anlayışıyla özgün bir öykü ev-
olmuş bir edebiyatçıdır. Ömer Seyffetin, destan sözünü reni yaratmayı başarmıştır. Yaşamı boyunca hiçbir edebî
çoğunlukla âşık edebiyatında bir tür olan manzum des- iktidara ödün vermeyen, onlara başkaldıran bir sanatçı
tanların yerine kullanmıştır. Bugün destan dediğimiz kah- kişiliği sergileyen Burak, mevcut edebiyat topluluklarının
ramanlık konulu ve geniş hacimli halk edebiyatı ürünlerini içinde, çevresinde yer almamış; inatla “yeni bir edebiyat,
adlandırırken masal kelimesini kullanır. Ömer Seyfettin’in yeni bir dil” oluşturmaya çalışmıştır. İlk kitabı Yanık Sa-
destan türünü hem yabancı kaynaklardan hem de yerli raylar yayımlandığında (1965) kelimenin tam anlamıyla
kaynaklardan takip ettiğini bu konudaki çalışmalarından “olay” olmuş. Anlamı ve dili reddeden, kapalı ve alışıl-
anlayabiliyoruz. Fin destanı Kalevala’dan ve Yunan des- madık biçimsel üslubuyla çok tartışılmıştır. Seçtiği bu
tanı İlyada’dan bazı parçaları Türkçeye çevirdiği gibi bu edebiyat anlayışıyla edebiyat dünyasının yerleşik an-
destanlar hakkında da bilgiler verip bir toplumun başka layışlarını, iktidar düzenini reddeden Burak’ı, edebiyat
bir toplumu tanımasına katkıda bulunmuştur. Avrupa dünyası/iktidarı da kendi bünyesine kabul etmemiş; onun
destanlarından yaptığı bu çevirilerden sonra Türk des- yazdıkları, yayın aşamasında bile engelle karşılaşmıştır.
tanlarından bazı parçaları da kaleme almıştır. Onun bu Bu da onun yalnızlığını, kırılganlığını ve doğal olarak da
çalışmalarını edebiyatın dilini ve muhtevasını millîleştir- başkaldırısını derinleştirmiştir. Sevim Burak, bu kitaptan
me gayretleri olarak görebiliriz ancak Ömer Seyfettin’in, sonra yaşananlardan dolayı edebiyat piyasasından çekil-
Avrupa toplumlarının uluslaşma sürecini yakından takip miş; hem de tam on yedi yıl uzak kalmış. Daha sonra
ettiğini de belirtmeliyiz. Tam anlamıyla millet olabilmenin ikinci öykü kitabı Afrika Dansı ve ardından üçüncü kitabı
yolunun dilde, edebiyatta, daha geniş anlamda kültürde Palyaço Ruşen’i çıkarmış ama bu öyküleriyle Yanık Sa-
öze dönmekten geçtiğini; millet bilincinin oluşması için raylar’ın seviyesini tutturamamıştır. Öykü serüveni de bu
milletin tarihindeki, kültüründeki değerlerin yeniden or- şekilde ülkemizdeki pek çok öykücü gibi yükselen değil
taya çıkarılarak sanatçıların bu değerleri nitelikli sanat düşen bir başarı grafiği izlemiştir.
eserlerine dönüştürmeleri gerektiğini kavramıştır. O;
Bu parçaya göre Sevim Burak ile ilgili olarak aşağı-
geçmişi, geçmişin kültürünü ve birikimlerini yansıtmaya
dakilerden hangisi söylenemez?
çalışmıştır.

Bu parçadan Ömer Seyfettin ile ilgili olarak aşağıda- A) Yazmış olduğu öyküleriyle edebiyat dünyasında tak-

kilerden hangisine ulaşılamaz? dir edilmediği

B) Olumsuz yaşanmışlıklardan dolayı yazmaya uzun bir


A) Yazdığı destan parçaları ile topumları birbiriyle kay-
süre ara verdiği
naştırmaya çalışmıştır.
C) Sonraki öykülerinin ilk öykülerine göre başarısız olduğu
B) Yapmış olduğu çalışmalarda hem içerik hem de biçim
olarak millîleşme gayesi vardır. D) Marjinal özellikler barındıran bir hikâye dünyası kur-
duğu
C) Sadece öykü türünde değil farklı türlerde yapıtlar ka-
leme almış bir yazarımızdır. E) Yazın yaşamında öyküden farklı bir türde eser kaleme
almadığı
D) Hikâyelerinde “kahramanlık” ve “milliyetçilik” teması
önemli bir yer tutmaktadır.

E) Başka ülkelerin tarihi ve edebiyatı ile de ilgilenmiş bir


yazarımızdır.

163
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 18

10. Şiire ustasız başlamış bir ozanım ben. İlk şiirim ölçülü, 11. Liderin görevi, başkalarının davranışlarını yönetmektir; li-
uyaklı idi; 1936’da basıldı. Ama bir yıl sonra, iki arkadaşım- derin bu davranışları hangi yöne çevireceği, hangi hedefe
la Türk şiirini temelinden değiştirmeye giriştik; geleneksel götüreceğini bilmesi elzemdir. Bunun için de bir liderde
ölçü ve uyak biçimlerini, alışılmış benzetme ve eğretile- bulunması zorunlu meziyetler arasında irade en başta ge-
meleri attık. Bir süre ironi yolu ile toplum taşlamaları ya- lir. Lider, bir konuda karar vermeye ve bu kararın sorum-
zarak halkı bilinçlendirdim. Sıradan adamın konuşma dilini luluğunu üzerine almaya güç yetirebilmelidir. Şüphesiz
kullandım. 1962’de yayımladığım Kolları Bağlı Odysseus, ki böyle bir kararı vermeden evvel, her türlü bilgiyi elde
eleştirmenlerimizce “kapalı, anlamını kolay iletmeyen” bir etmeli ve vereceği karara ait bütün unsurları bir bir tartma-
şiir olarak yorumlandı. Demek o zaman okurun kolay şiire lıdır. Fakat yapılacak işi belirleyip gerekli emri verdikten
alıştırılmış olduğunu kimse hesaba katmadı. Kolları Bağlı sonra -önceden tahmin edilmeyen bir engele rastlanma-
Odysseus bugün artık hiç yadırganmıyor. Bir ozan için ka- dığı takdirde- verdiği karardan dönmemelidir. Kararsız ve
palılığı istemek diye bir şey söz konusu edilemez. Bunun tereddüt eden bir lider kadar hiçbir şey, emri altındakileri
gibi, bir şiiri daha anlaşılır biçimde yazması da istenemez cesaretsizliğe, ümitsizliğe düşürmez.
ondan. Şiir neyse odur, anlaşılmasa da anlaşılsa da. Ben-
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi bir liderin
ce şiir ne yerdedir ne göktedir; biz onu bulmayız, her sefer
özelliği değildir?
yeniden yaratırız. Yaşlandıkça şiir deneyimime inceleyici
bir gözle bakmaya başladım. Evet, iki üç kez değişmiş- A) Verdiği kararların doğruluğunu tekrar tekrar kontrol
tim; modern şiirin kaçınılmaz doğası bunu gerektiriyordu. etmek
Şiir deneyimim içinde beni en çok şaşırtan şu oldu: Yıllar
sonra, hiç farkında olmadan, ilk şiirlerime yaklaşıyordum. B) Beraber çalıştığı insanların motivasyonunu sağlamak
İnatla üzerinde durduğum, tekrar tekrar dönüp geldiğim ko-
C) Ulaşmak istediği hedefleri tespit etmek
nuların başında hep “doğa-insan ilişkisi” yer almış. Son şi-
irlerimde de bu temayı işlediğimin farkına vardım. Üzerine D) Karar vermeden önce ince eleyip sık dokumak
bastığım dünyanın gizini çözemedim. Belki de böyle bir giz
E) İnisiyatif almaktan hiçbir zaman çekinmemek
yok. Yoksa ozan var ederdi onu.

Bu parçaya göre kendisinden bu şekilde bahseden


sanatçının aşağıdaki cümlelerden hangisini söyle-
mesi beklenemez?

A) Türk edebiyatında yeni bir hareketi başlatan toplulu-


ğun içinde yer aldım.

B) Şiirlerimin bir kısmını imgeli, bir kısmını ise sıradan


bir anlatımla oluşturdum.

C) Şiirin başlangıç noktasının ve sonunun kesin çizgiler-


le netleştirilemeyeceğini savundum.

D) İnsanları ve toplumu mizahi bir anlatımla hicvederken


düşündürdürmeyi amaçladım.

E) Eski şiir geleneğini hiç dikkate almadan ozanlık yaşa-


mıma ilk adımı attım.

164
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 18

12. Ozanlar; şiir yazarken çoğu kez düşünce ve duyguları- 14-15. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
nı sözcüklerin yan anlamlarından, onlara verdikleri yeni
değerlerden, sözcüklerin duygu değerlerinden ve yarat- Ülkemizde hem sağlık hem de doğa turizminin gözde
tıkları yakın ve uzak çağrışımlardan yararlanarak dile ge- mekânlarından olan Ayder Yaylası, Kaçkar Dağı’na çıkan
tirirler. Bu yararlanma ya ozanın sözcükleri bilinçli olarak dağcıların ilk mola yeridir. Yayla; yüksek dağlar arasında
araması, seçmesiyle sağlanır ya da bu sözcükler onun uzayıp giden yol, tepelere yuvalanmış ahşap evler, yeşi-
bilinçaltında hazırlanır, dizilir ve günün birinde bir anda lin her tonunu bir arada bulunduran ağaçlar ve dağların
dudaklarından dökülüverir. arasından durmadan akan bir dere ile tarifi imkânsız bir
doğal güzellik sunmaktadır. Ayder Yaylası’nda dağın zir-
Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
vesinden çıkan su, dağın eteklerinde küçük bir şelaleye
dönüşür. Görüntü itibarıyla gelin tülüne benzediği için
A) Ozanların şiir yazarken kelimelerin hisleri yansıtması-
Gelin Tülü Şelalesi olarak anılır. Bir diğer adı da Aşağı ve
nı istediğine
Yukarı Ambarlık Şelalesi olarak geçer.
B) Ozanların sözcüklerin gerçek anlamlarıyla yetinmediğine

C) Ozanların şiir yazarken ilhama öncelik verdiklerine

D) Ozanların bir dil işçisi gibi hareket ettiklerine 14. Bu parçadaki altı çizili ifade ile, Ayder Yaylası’nın
I. sağlık ve doğa turizmine elverişli olması,
E) Ozanların sözcüklere yeni anlamlar yüklediğine
II. dağcılık için uygun bir yer olması,
III. evlerinin konumu ve yapı malzemesi,
IV. yolunun çok virajlı olması,
13. Hatay, Anadolu’nun güneyinde yer alan konumundan ve
verimli bir ovaya sahip olmasından ötürü tarih boyunca V. ağaçlarının çeşit zenginliği
stratejik bir önem taşımıştır. Bir geçiş kuşağı üzerinde yer
özelliklerinden hangileri arasında bağlantı kurulmuştur?
aldığından prehistorik (tarih öncesine ilişkin) devirlerden
itibaren kesintisiz yerleşime sahne olmuş, değişik me- A) I, II ve III B) II, IV ve V C) Yalnız III
deniyetlere beşiklik etmiştir. Bu nedenle Hatay, zengin D) III ve V E) II, III ve V
bir kültür dokusuna sahiptir. Bu bağlamda Hatay’daki en
önemli merkezlerden biri hiç kuşkusuz Epiphaneia Antik
Kenti’dir. Epiphaneia başta olmak üzere farklı medeniyet-
leri bir arada yaşatmış olduğundan, değişik medeniyetlere
ait kültürel mirasının birçoğu dinsel değer taşıdığından,
inanç turizmi açısından büyük öneme sahiptir. Öte yandan
Hatay’a coğrafi konumunun sağladığı en önemli ayrıcalık,
kuzeyindeki geniş Toros dağlık kuşağıyla buranın genel-
likle platolardan oluşan bir geçiş kuşağında yer almasıdır. 15. Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez? A) Gerekçeli bir adlandırma yapılmıştır.

A) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. B) Bazı varlıklar devinim içinde anlatılmıştır.

B) Çıkarım cümleleri kullanılmıştır. C) Doğadan doğaya aktarma yapılmıştır.


C) Terim anlamlı sözcüklere yer verilmiştir.
D) Dolaylamaya yer verilmişitir.
D) İkilemeler kullanılmıştır.
E) Anlatıma beğeni duygusu katılmıştır.
E) Farklı yapıda cümlelerden yararlanılmıştır.

165
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 18

16. Şiir zevkini Encümenişuara’nın en genç üyesi olarak eski 17. Roman sanatı yalnızca insanlara mahsus çok özel bir
edebiyatın anlam ve imge dünyasından alan Namık Ke- güçten doğar. Biz insanlarda başkalarının acılarını, baş-
mal, Türk şiirinde yaşadığı dönemi hakkıyla idrak eden kalarının dünyalarını anlamak için özel bir gayret vardır.
ve değişimin, olgunlaşmanın ya da bir başka deyişle Birisi acı çekerken onun acısı hakkında kendi hatıralarımı-
tekemmül etmenin en önde gelen örneğini temsil eder. za da dayanarak bir şeyler kurarız ve diğerleri için üzülür,
kederleniriz ve bu şekilde insanı anlamaya başlamışızdır
Onun özgün tarafı, bir sanat zevkine körü körüne bağ-
artık. Şefkat dediğimiz şey budur çünkü. Üzüntümüz ya
lı kalmadan duyarlı bir dimağın yapması gerektiği gibi
da anlama çabamız kimi zaman kendi çıkarlarımızdan
hem kendisinin hem de içinde yaşadığı toplumun yeni
da ayrıdır. Bizimle hiç alakası olmayan insanın derdi ile
arayışlarına ayak uydurma hatta bu arayışları tayin etme
kederlenebilir, üzülebilir hatta onun sevinciyle sevinebi-
tasarrufunu göstermiş olmasıdır. Şinasi’nin Münacat’ını liriz. Bütün bilgi yelpazesi, bizi roman sanatına hazırlar
okuduktan sonra birdenbire şiir anlayışını değiştiren ve yani başkalarının derdiyle dertlenebilmek, başkalarının
“hayata ve hakikate uyan” bir sanat anlayışını kurmaya, sevinçleriyle sevinebilmek ve o dertleri de sevinçleri de
yaratmaya çalışan öncü bir şair profili çizer. Yunus Emre kendi tecrübelerimizden de destek alarak hayal etmek ge-
ilahisi zannettiği Münacat, onda bir şiir inkılabı yapar. Ar- rektiğini öğretir. Bu çok hümanist bir şeydir. Roman sanatı
tık süsten, laf kalabalığından ve gereksiz kelime oyun- da bizim bu yeteneğimize yani başkalarının durumunu
larıyla belagat hastalığından arınmış bir edebiyatı yarat- gözümüzün önünde hayal gücümüzle canlandırmaya, bu
manın zamanı gelmiştir. Hatırı sayılır bir divanı olduğu meraka, bu isteğe dayanır. Benim için roman sanatı baş-
hâlde şiirini her an değiştirmekten çekinmeyen Namık kaları hakkında ahlaki, siyasi yargılamalar yapmak değil-
Kemal, kendinden sonra gelen nesiller için edebiyatta dir. Ama bu, başkalarının niçin böyle davrandığını anla-
“bir inkılap yaratan adam” olarak görülecektir. mak için özel gayret göstermeye dayanır. Bazı romancılar
hep bir düşünceyi, bir duyguyu haklı çıkarmak için yazar-
Bu parçadan Namık Kemal ile ilgili çıkarılabilecek lar. Ben ise hepsini birbiriyle çatıştırmak için yazdığımı
yargı aşağıdakilerden hangisidir? hissediyorum. Bunu yapmaya başladığınız zaman da bir
romancı gibi hareket etmeye başlar ve roman sanatının
A) Divan edebiyatının etkisiyle imgeli bir dil kullanmada doğduğu o gücü keşfedersiniz.
döneminin kilometre taşlarından biri olmuştur.
Bu parçada roman sanatı ile ilgili olarak anlatılanlarla aşa-
B) Tanzimat edebiyatında kendini kanıtlamış olduğu ğıdaki cümlelerden hangisi arasında bir ilişki kurulamaz?
sanat anlayışından sıyrılarak hiç çekinmeden yenilik
peşinden koşmuş bir şair olmayı bilmiştir. A) Bu dünyaya anlaşılmak için değil, anlamak için gel-
dik; anlaşılamamanın üzüntüsünü duyacağımız yer-
C) Yunus Emre ve Şinasi, sanat yaşamının tekrar şekillen-
de, bütün ruhumuzla başkalarını anlamaya çalışsak
mesinde Namık Kemal için bir esin kaynağı olmuştur.
hayat ne kadar güzel olurdu.
D) Romanlarında dönemin popüler edebiyat anlayışla- B) Dünyanın öbür ucunda, hiç tanımadığımız bir insanın
rından gerektiği kadar yararlanmayı bilmiştir. gözyaşı bile içimizi parçaladı; kedilere ağladık, kuşla-
E) Yazınsal alanda olgunlaşmak için edebî topluluklara rın yasını tuttuk.
girmiş ve toplumu eserleriyle etkilemeye çalışmıştır. C) Yüreğimizin yufkalığı kimi zaman hayat karşısında
zayıf yaptı bizi; aslında ne güzel şeydir, insanın insa-
na yanması.

D) Ateş düştüğü yeri yakar diyorlar, keşke o ateş düştü-


ğü yeri yakmasaydı da bir şehit annesinin gözyaşında
buluşabilseydik.

E) Bizim gördüğümüz, fark ettiğimiz acıları içimizdeki an-


latma isteğiyle romana aktardığımızda mutluluğu ya-
kalamış oluruz.

166
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 18

18. Afetler; normal yaşamı aksatan, hem insanlar hem de ül- 19. (I) Deniz Tarsus, yarattığı kendine has dünyanın içinde,
keler için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran yine kendine has bir dille var oluyor. (II) Ancak bu dilde
olaylardır. Son yıllarda dünyamız ardı ardına yaşanan zaman zaman okuru öyküden uzaklaştıran bir yan var.
depremler, seller, kasırgalar ve tsunamiler gibi afetlerle (III) Bu da yazarın sözcük seçimlerinde gösteriyor kendini.
sarsılıyor. Dünya; yeryüzü şekilleri, jeolojik yapı ve iklim (IV) Öykü, bir sözcüğün dahi gidişatı değiştirebileceği ve
özellikleri açısından önemli riskler taşıyor. Dünyada tüm gücünü gerçek anlamıyla dildeki duruştan alan bir verim.
bu afet türleri içinde en sık karşılaşılan, en fazla can ve (V) Sözcüklerin böylesi bir önem taşıdığı türde ve Can
mal kaybına sebep olan afet türünü ise depremler oluş- Kuşu gibi yoğun duyguların aktığı bir öyküde “parça pin-
turmaktadır. Dünya ülkeleri; afetler ve afet yönetimi konu- çik” gibi bir sözcük seçimi, işte tam da az önce anlat-
sunda daha iyi bir eğitim, öğretim, hazırlık, planlama ve tığım biçimde bir yabancılaşma uyandırıyor okuyanda.
zarar azaltma çalışmalarına gereksinim olduğunu ortaya (VI) Genç öykücü sözcük seçimlerinde daha seçici dav-
koymuştur. Bu yapılmadığı takdirde oluşan maddi, mane- ranırsa metinlerin dünyaları da farklı bir duygusal derin-
vi kayıplar artmaktadır. Deprem sonrası ortaya çıkan ve liğe ulaşacaktır.
uzun yıllar etkisi geçmeyen ruhsal sıkıntılar da önemli bir
Bu parçada asıl anlatılmak istenen düşünce numara-
halk sağlığı sorunu oluşturmaktadır.
lanmış cümlelerin hangisinde ifade edilmiştir?
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşa-
ğıdakilerden hangisidir? A) II B) III C) IV D) V E) VI

A) Doğal afetlerin neden olduğu olumsuz sonuçları bazı


önlemlerle azaltmak mümkündür.

B) Afetlerin oluşumunda etkili olan sebepler tam olarak


tespit edilememiştir.

C) Doğal afetler, yalnızca can ve mal kayıplarına değil


sosyal ve psikolojik sorunlara da neden olabilmektedir.

D) Doğal afetler, ülkelerin ekonomik gelişmişlik düzeyine


göre farklı ölçüde etkili olmaktadır.

E) Bir yerde afet yaşandığı zaman diğer milletlerin he-


men oraya yardıma koşması gerekir.

167
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 18

20. Ben romanları zaman kapsülleri gibi görmem. Belki de 21. Lokum, genel yapısı itibarıyla aslında Anadolu’da yapılan
edebiyatımda böyle şeylerden bahsetmemin nedeni kı- pekmez sucuklarının bir nevi gelişmiş hâli olarak tanım-
zım için böyle şeylerle dolu küçük bir bavul hazırlama lanabilir. Diğer taraftan gelişmiş bir helva kültüründen
isteğimdir. Açıkçası geleceğe inanmıyorum yani Mars’a, esinlenilmiş bir ürün olarak da tanımlanabilir. Lokumun
Venüs’e ya da başka bir yere gidebilme ihtimalimiz beni ilk defa ne zaman üretildiği hakkında çeşitli yorumlar bu-
ilgilendirmiyor. Ben daha çok yakın gelecekle ilgileniyo- lunmasına rağmen kesin bir tarih yoktur. Ancak kaliteli
rum ve ona inanıyorum. Bu yüzden anlattığım hikâyeleri şeker ve nişastanın Osmanlı topraklarında yaygınlaştığı
aslında kendi çocuklarıma ve onların yaşıtlarına anlatı- dönem, 18. yüzyıl olarak bilinir. Fakat bu tarihlerden önce
yormuşum gibi düşünüyorum. Ben çocukken de durum lokum imalatı belki farklı kalitede de olsa yapılmaktaydı.
benzerdi. Eğer yazar olduysam bu, çocukluğumu büyü- İçinde temel olarak su, nişasta ve şeker bulunan loku-
kannemin ve büyükbabamın anlattığı hikâyelerle geçir- mun yapımı basit gibi algılanmasına rağmen Osmanlı
diğim içindir. Eğer hikâyelerim birilerini etkiliyorsa bunun dışında yapımı başarılamamış. Dönemin önemli Batılı
birincil sebebi büyük ebeveynlerimden dinlediğim hikâ- şeker ustaları ve araştırmacıları Osmanlı Dönemi’nde İs-
yelerdir. Ondan sonra Borges, Salinger ya da etkilendi- tanbul’daki şekerciler ile çalışmalar yapmasına rağmen
ğim diğer yazarlar gelir. Avrupa, lokumu üretememiş. Buna karşılık en çok lokum,
özellikle Osmanlı Dönemi’nde Avrupa’ya satılmış. Lokum
Kendi yazın dünyası için böyle konuşan biriyle ilgili
üretemeyen Avrupalıların yaptığı en önemli şey, lokumu
olarak bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı
“Turkish delight” olarak markalaştırması ve dünyaya ta-
aşağıdakilerden hangisidir?
nıtması olmuştur.

A) Çocukluğun, yazmada en önemli ilham kaynağı oldu- Bu parçada lokumla ilgili olarak aşağıdakilerden
ğunu düşünür. hangisine değinilmemiştir?
B) Yazın yaşamının şekillenmesinde ailesi başat rol oy-
A) Tarihsel gelişim sürecinin nasıl olduğuna
namıştır.
B) Farklı uluslarca bilinip kabul gördüğüne
C) Hikâyeleri, romanlarından daha zengin özelliklere sa-
hiptir. C) Neyden yapıldığına dair bilgilere

D) Geçmişe takılmadan yeni nesle hitap etmeye çalış- D) Yapımı ile ilgili tarihsel bilgilere
mıştır.
E) Farklı türlerinin bulunduğuna
E) Öykülerinin etkili olmasında yabancı yazarların da
payı vardır.

168
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 18

22. Atmosferdeki ozon, Güneş’ten gelen ultraviyole ışınları- 23. Irmak Zileli bir eşik daha atlamış yeni romanıyla. Sen
nın etkisiyle bir taraftan parçalanırken diğer taraftan ye- erkek bir okursun ama seni de alıyor metninin içine. Dı-
niden oluşmaktadır. Ozon molekülü parçalanır ve bu par- şarıdan bir gözle bakmıyor, bakamıyorsun çünkü kullan-
çalanma sırasında atomik ve moleküler oksijen, kinetik dığı dil ve üslupla seni anlatıcı gözle birleştiriyor yazar.
enerji kazanarak ısıyı artırır. Aynı süreç tersine işleyerek Artık romanda sen de varsın, bu romanı okuyacak her
oksijen atomları ile oksijen molekülleri birleşir ve böylece okur gibi. Diyalog hâlinde bir monolog gibi ilerliyor roman.
ozon yeniden oluşur. Atmosferdeki ozon yerden yakla- “Sen”li bir roman olduğu kadar “ben”li de. Roman bite-
şık 19 ile 45 kilometre yükseltileri arasında yoğunlaşarak ne kadar romanın içinden çıkamayacaksın. Sen burada
ozon tabakasını meydana getirir. Çok az bulunmasından kalmaya mahkûmsun. Bu roman senin bir hücren oldu
dolayı canlılar için hayati önemi oldukça fazladır. artık. Kadın romanı değil, kadınlık romanı diyorsun buna.
Kuşak ya da dönem romanı değil, kimlik romanı. Kim-
Bu parçaya göre ozon gazı ve tabakası ile ilgili olarak
lik meselesinin birçok esere konu olduğunu biliyorsun.
aşağıdaki bilgilerden hangisine ulaşılamaz?
Özellikle içinde bulunduğun dönemin en derin havuzu bu

A) Yeryüzünde yaşamın devamının sağlanmasında etkili kavram. Kirletilmeye çok müsait bir havuz çünkü roman-

bir rolü vardır. lardan biliyorsun. Sen gerçek hayatta üzerinde durma-
mış, duracak vakti bulamamış olsan da iyi romanlar sana
B) Oksijen atomu ve oksijen molekülünün bir araya gel- bunu gösterebilmiş. “Toplumun en küçük birimi ailedir.”
mesiyle oluşmuştur. demişler, inanmışsın. Bulunduğun yerden ancak tünel
kazarak kurtulabilirsin. Kahramanın bir arkeolog. Yazar
C) Ozon tabakasının oluşabilmesi için ozon gazının belli
yazdıkça sen de kazmaya başlıyorsun. O yüzden arkeo-
bir yükseltiye ulaşması gerekir.
log titizliği en çok şimdi işine yarayacak.
D) İklimsel olayların oluşumunda önemli bir yeri bulun-
maktadır. Bu parçaya göre yazarın yeni romanı aşağıdakiler-
den hangisiyle ilişkilendirilemez?
E) Oksijen molekülü, atomlarına ayrılırken atmosfer kat-
manının bazı kesimlerinde ısının yükselmesine ne- A) Derin anlam katmanları olan
den olur.
B) Okuru yapıtla bütünleştiren

C) Düşünsel içerikler barındıran

D) Akıcı bir yapısı bulunan

E) Kurgusal yapısı sağlam olan

169
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 18

24. Türk yazınının insanı anlatan en önemli yazarlarından 25. Şimdi başımızın sıkıştığı veya canımızın sıkıldığı bir anı
biri, Sait Faik Abasıyanık’tır. Sait Faik, insanı bütün ayrın- düşünelim. Kitaplara müracaat ediyoruz. Rus edebiyatın-
tısıyla okumuş, okuduğunu yine insana anlatmıştır. Yal- dan ya da modern Japon edebiyatından bir eseri seçtik
nız insanı, vapurların alt kamaralarında oturan insanı iş- ve okumaya başladık. Hayatımızda karşılaştığımız du-
lemiştir. Hem de özgür, kendine özgü bir dille... Sokaktaki rumlarla muhatap olan sadece biz değilmişiz. Rahatladık
insanı anlatırken onun duygularını, düşüncelerini okuyu- ve kitabı etrafımızdaki kişilere de tavsiye ettik. Tüm bun-
cuya en ince ayrıntısıyla anlatabilmiştir. Kimi zaman öy- ları yaparken içimizde tanımını yapamadığımız bir duygu
külerinde gerçeküstücü ögelerle gerçeği anlatırken öy- belirdi. Şimdi açıklamanın zamanıdır: Bibliyoterapi yaptı-
külerini mükemmel bir şairin şiirselliğiyle aktarmıştır. Bu nız. Kendi kendinizi kitaplarla iyileştirmeye çalıştınız ve
yüzden, “en iyi şair öykücü” lakabı abartılı olmayacaktır. belki de bunu başardınız. Tatminkâr bir sonuçla karşılaş-
Sait Faik her ne kadar gerçeküstücü özellikleri barındırsa tıysanız tekrar yapma ihtimaliniz artıyor. Başka kitaplarla
da öykülerinde, bir taraftan gerçekleri bütün ayrıntılarıyla başka yolculuklara çıkacaksınız. Kitapların rehberliğinde
yansıtmayı başarabilmiştir. Neslinin sorunlarını, yaşamın içine düştüğümüz kuyulardan çıkmamız mümkün olabili-
zorluklarını mesaj verme kaygısı taşımadan, öykülerinin yor. Kişisel gelişim veya sağlıklı beslenme kitapları değil
içine büyük incelikle serpiştirerek yapmıştır bunu. Hep sadece, dünya klasikleri bu yolculuktaki arkadaşlarımız
kendiyle baş başa kalmış, kendini eleştirmiş, içindeki bü- arasında. Yazarların zihninden çıkan düşünceler millet-
tün duygularla öykülerini süslemiştir. Kısa süren öyküleri lerin bibliyoterapisi hâline gelir. Dostoyevski öldüğünde
kısa süren ömrünün tatsız bir yansıması olmuştur. çalkantılar içindeki Rusya’yı bir araya getiren bu ortak
duyguydu belki.
Bu parçaya göre Sait Faik ile ilgili olarak
Bu parçaya göre bibliyoterapi ile ilgili olarak
I. hikâyelerinde günlük hayatı ve sıradan insanı anlattığı,
II. öykülerini toplumsal faydacı bir anlayışla yazdığı, I. İnsan ruhunu iyileştirip insanı mutlu kılmanın yolu be-
lirli türde kitaplarla dost olmaktan geçer.
III. şair kimliğiyle de yazın dünyasında ön plana çıktığı
II. Kaynakları otak olsa da yazarların yaklaşım ve yön-
yargılarından hangilerine ulaşılamaz? temleri arasında farklılıklar bulunmaktadır.
III. İnsanların bazı kitapların farkına varması ancak ya-
A) II ve III B) Yalnız III C) Yalnız II
şamdan alacağı hazzın sınırları ile belirlenebilir.
D) I ve II E) Yalnız I
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III


D) I ve II E) II ve III

170
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Deneme - 18 bitti. Cevaplarınızı kontrol ediniz.
TÜRKÇE
DENEME SINAVI - 19

1. Hayatımızda merkezî konumda bulunması gereken bazı 2. ----. Yuva, hane, ev, konut, daire, rezidans, home ofis...
kavramlar vardır. Bana öyle geliyor ki bunların başında Yaşadığımız günler umarım bizi tekrar başa döndürür.
“umut” yer almalıdır. (I) Umut geleceğe dönüktür ve iyi Yuvanın sıcaklığına, samimiyetine, evin huzuruna yeni-
şeylerin olacağı beklentisi içinde olmaktır. (II) İnsana ey- den kavuşuruz. Hayatımıza girenler ile hayatımızdan çı-
lemde bulunma ve çabalama gücü verir. (III) İnsanın ha- kanlara bir bakalım. Hangisinde daha mutlu ve huzurlu
rekete geçmesi için bir çağrıdır, aslında. (IV) İnsanın ba- insanlardık? Dünyada misafir olduğumuzu hatırlatan şey-
şarılı olacağı düşüncesini besler ve büyütür. (V) En acılı, lerin sayısı her geçen gün azalıyor. Zenginlik arttıkça aca-
en kederli, en zor durumlarda bile umut içimizde bir ışıktır. ba ne eksiliyor? Konaklar bile insana bu dünyada konuk
(VI) Umutsuzluğun ruhumuza çöktüğü böyle zamanlarda olduğunu fısıldardı. Yeni yapılarda bu duygu bulunabili-
ve durumlarda bir dosta ihtiyaç duyarız. (VII) Bu dost, bizi yor mu? Komşuluk, sokak hatta mahalle aradan çekilince
yeniden hayata bağlayacak, bize yaşama sevinci ve gücü hepimizi güvenlik endişesi sardı. Artık “güvenlik”li siteler
verecek bir kitap da olabilir pekâlâ. tercih ediliyor. Demek ki komşu ve sokak öncelikle itimat
demekmiş, güvenlik demekmiş; bunu anlamış olduk.
Bu parçadan numaralanmış cümlelerden hangisi çı-
karılırsa paragrafın anlamında önemli bir değişme, Bu parçanın başına getirilebilecek en uygun cümle
daralma olmaz? aşağıdakilerden hangisidir?

A) I B) III C) IV D) V E) VI A) İnsanoğlu barınma ihtiyacını karşılamak için şimdiye


kadar çeşitli yapılar inşa etmiştir

B) Geleneksel aile yapımızın hızlı bir şekilde değiştiğini


ve dönüştüğünü görüyoruz

C) Eski dönemlerde görülen mimari anlayışı ile bugün


arasında çok fark var

D) Toplumsal hayat tarzındaki gidişatın yönünü görmek


için biraz düşünelim

E) Yaşamın akışı içerisinde sosyal değişimlerin ortaya


çıkması gayet normaldir

171
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 19

3. (I) Modern toplumun tahrip edici alışkanlıklarından en bü- 5. ----. Sınava dair bütün bilgileri öğrendiğinizi ve konuya
yük yarayı çocuklar alıyor. (II) Doğadan ve toplumsal iliş- hâkim olduğunuzu düşünürsünüz. Sonra sınava girersi-
kilerden yalıtılan çocuklar evlerinin “güvenli” ortamlarına niz, kâğıtlar dağıtılır ve öğrendiğiniz her şeyin bir anda
mahkûm edilirken, hayatla kurdukları bağ bile büyüklerin aklınızdan “uçup gittiğini” görürsünüz. Bir şeyler hatırla-
çizdiği sınırlarla belirleniyor. (III) Eğitim sistemimiz nede- maya çalışırsınız, kendinizi zorladıkça bildiklerinizin bey-
niyle, yaşadığı coğrafya hakkındaki bilinci belli ezberlerin ninizden daha da uzaklaştığını hissedersiniz. Beyniniz
ötesine geçemiyor çocukların. (IV) Çocukların hayatına, âdeta “durmuştur”. Çoğumuzun geçmişte muhtemelen
kadına yönelik şiddeti; savaşları, ölümleri, doğa talanını yaşadığı bu deneyim sırasında beynimizde çok ilginç
ve yıkımları da eklediğimizde ortaya hiç de iç açıcı ol- değişimler meydana gelir. Bir “beyin durması” sırasında
mayan bir tablo çıkıyor. (V) Kısaca çocuklarla güzel bir neler olduğunu anlayabilmek için beynin odaklanmamız
hikâyeyi paylaşıp doğa ve hikâyeyi buluşturarak edebiya- gereken üç temel bölgesi vardır: hipotalamus, hipokam-
tın bu sihirli gücüyle çocuğun dış dünyayı keşfetmesine pus, prefrontal korteks.
fırsat verilmelidir.
Bu parçanın başına getirilebilecek en uygun cümle
Yukarıdaki parçada numaralanmış yerlerin hangisi- aşağıdakilerden hangisidir?
ne, düşüncenin akışına göre “İşte burada edebiyatın
gücüyle çocuğun gözlemci olmasına, doğayı tanıması- A) Bir sınava hazırlanırken öğrenmeye çalıştığınız her

na, sorgulayarak öğrenmesine ve toplumsal cinsiyet rol- şey gayet uyumlu, mantıklı ve basit görünür

lerini yeniden keşfetmesine olanak tanınmalıdır.” cümle- B) Kolay bir sınava çalışırken mantıklı ve rasyonel dü-
si getirilmelidir? şünme süreci olan “soğuk biliş”e girme ihtimaliniz
yüksektir
A) IV B) I C) II D) III E) V
C) Gireceğiniz sınavlar, son derece stresli ve zincirleme
düşüncelere dalmanıza sebep olabilir

D) Önemli bir sınava hazırlanırken mantıksız ve duygu-


sal düşünme süreci olan “sıcak biliş”e girersiniz
4. (I) Kendi alanı dışında eleştiriye de el atan yazarlar ve şa-
E) Bir sınav tehdit olarak yorumlanır ve stres tepkisi te-
irler, oldukça başarılı eleştiriler yazmışlardır. (II) Edebiyat
tiklenirse işler bellek silinir, hatırlama mekanizmaları
tarihine baktığımızda bu gerçeği net bir şekilde görürüz.
bozulur
(III) Çığır açıcı romancılığı, öykücülüğü yanında Virginia
Woolf, döneminin en büyük eleştirmenlerinden biriydi.
(IV) Eleştirmenlerin ortak görüşüne göre Woolf eğer hiç
roman ve öykü yazmamış olsaydı bile sadece bu eleşti-
ri yazılarıyla edebiyat dünyasında var olacaktı. (V) Bizde
ise hem şiir ve roman alanında ustalaşmış hem de eleştiri
yazılarının en iyi örneklerini veren yazarlar olarak Ahmet
Hamdi Tanpınar, Tahsin Yücel, Ahmet Oktay ve Tomris
Uyar anılabilir.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangi-


sinden sonra, düşüncenin akışına göre ‘’Kendi alan-
larında kalem cambazı olan ve aynı cambazlığı eleştiri
yazılarında da gösteren T. S. Eliot, Octavio Paz için de
aynı şey söylenebilir.’’ cümlesi getirilmelidir?

A) II B) III C) V D) I E) IV

172
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 19

6. Hayatta hiç kimseyi, hiçbir işi küçük ve önemsiz gör- 8. Bu eser, iletisi ve gizemleri çok olan bir romandır. Öyle
meyin. Herkesin işi, mesleği kendine göre önemlidir ve ki neredeyse destansı bir roman olmaya elverişli bir şekli
değerlidir. Sizin yaptığınız veya yapacağınız işler de za- bulunmaktadır. Ama yazar, destansı romanların o bildik
mana göre değişiklik gösterebilir. Eğer sizden sokakları kahramanlık, olağanüstücülük tuzağına ve kolaycılığına
süpürmeniz istenirse Michelangelo’nun resim yaptığı, düşmüyor, söyleyeceğini söylemekle birlikte roman sana-
Beethoven’ın beste yaptığı veya Shakespeare’in şiir yaz- tının estetik gerekliliklerini ilk sıraya alıyor. Dil ve mekân-
dığı gibi süpürün. O kadar güzel süpürün ki yerdeki ve lar, yaşanan dönemi yansıtmakla birlikte tarihsel dönemi
gökteki herkes durup ----, desin. anlatmaya uygun bir şekilde romanda yer buluyor. Ne var
ki 700 sayfalık kitap, roman olmanın olumlu ve olumsuz
Bu parçada boş bırakılan yere getirilebilecek en uy-
yönlerini içinde taşıyor. Olayların çokluğu, betimlemenin
gun cümle aşağıdakilerden hangisidir?
uzunluğu, fazlasıyla bilgi vb. kuşkusuz romanın bir ge-

A) bu sokaklar ilk defa bu kadar güzel süpürülmüş reği olarak kitapta yer alsa da okuru kitaba çekemiyor.
Ancak iki oyunu da bulunan yazarın oyunlarındaki bazı
B) burada işini çok iyi yapan, büyük bir çöpçü yaşıyormuş bölümlerin oyun tekniği açısından; kurgu, dil ve olayların
belli bir sıraya göre verilmesi bakımından gayet başarılı
C) burayı süpürenler mutlaka ödüllendirilmeli
olduğunu söyleyebiliriz.
D) sokağın havası bile çok güzelleşmiş
Bu parçada sözü edilen yapıtla ilgili olarak aşağıda-
E) bu şehirdeki en güzel, en temiz sokaklar bu sokaklardır kilerden hangisi söylenemez?

A) Mesaj vermek fikriyle kaleme alındığına

B) Anlatımın, olayların geçtiği tarihe uygun olduğuna

C) Yazarın tiyatroları kadar ilgi görmediğine

D) Biçemin gerekliliğini önemseyip içerikten de ödün


vermediğine

E) Başarısız görülen bazı yanlarının olduğuna

7. (I) Eski kütüphanelerimizde veya şahısların ellerinde baba


yadigârı, çoğu zaman anonim el yazması birtakım kitap-
lar vardır. (II) Bu kitaplar şekil bakımından birer defterden
başka bir şey değildir aslında. (III) Bunların alttan yukarı-
ya uzunlamasına açılanlarına “cönk”; sağdan sola, soldan
sağa bugünkü eserlerde olduğu gibi düzenlenmiş hâline
“mecmua” adı verilirdi. (IV) Eskiden cönkler ve mecmua-
lar Arap harfleri ile yazılırdı. (V) Cönkler, halk mecmuaları,
klasik kültürümüzün mahsulleridir. (VI) Cönklerde saz ve
tekke şiirimizle folklorumuzu, mecmualarda ise Arap ve
Fars dilinin, edebiyatının tesirini görürüz.

Bu paragraftaki numaralanmış cümlelerden hangisi


düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) IV B) II C) I D) III E) V

173
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 19

9. Osmanlı şekerciliğinin günümüzde hâlâ yaşayan keyif- 10. Çocuklar için kitap kapaklarını ve içlerini resimlerken
li ürünü olan akide şekeri önceleri ağda şekeri olarak onlara resmi sevdirmeyi ve güzellik duygusunu bes-
tanımlanmıştır. Tarih içinde aynı kökten gelen ağda ve lemeyi amaçlayan sanatçının son çalışması, çizgi film
akide kelimelerinin halk dilinde iki amaç için karşılık- karakteri hızlı kovboy Red Kit ve kriz anında özel yete-
lı kullanıldığı bilinmektedir. “Akide”; inanç, bağlılık, ilke, nekleriyle yardımcısı olan Düldül ile ilgili. Bu kitap seri-
yapışma, düğümlenme ve birbirinden ayrılmamak anla- sinin en önemli özelliği, metinlerin de tamamen çizere
mına gelirken “akit” de sözleşme anlamına geliyor. Aki- ait olması. Red Kit’in keskin zekâsını gösteren, herkesin
denin şeker olarak tanımlanması Yeniçeri Ocağında üç en bildiği sahneleri seçip karikatürize eden sanatçı, bu
aylık maaşların ödendiği ulufe töreninden sonra ikram metinleri renkli, âdeta canlı figürlerle süslemiş. Red Kit’in
edilmesiyle kültüre yerleşmiştir. Akide şekerinin berga- her sayfada aynı kostümlerle değil başka renklerde ve
motlu, çilekli, naneli, portakallı, susamlı, güllü, limonlu ve başka başka yüz ifadeleri takınmış hâlde resmedilmesi
tarçınlı çeşitleri vardır. Günümüzde akide şekerinin öne tekdüzeliği kırıyor. Sanatçı, kullandığı sulu boya tekni-
çıkmış bir ürün olması nedeniyle Osmanlı şekerciliğinin ğiyle okuyucuda “Sayfalar arasında geziniyorum.” hissi
ağız miski, peynir şekeri, nöbet şekeri, macun gibi diğer uyandırıyor. Sizleri vahşi Batı yolculuklarında Düldül ile
şekerlemeleri unutulmaya başlamıştır ne yazık ki. çoçukluğunuza tekrar tekrar götürüyor.

Bu parçada akide şekeri ile ilgili olarak aşağıdakiler- Bu parçada sözü edilen kitapla ilgili olarak aşağıda-
den hangisine değinilmemiştir? kilerden hangisi söylenemez?

A) Yaşarlığını günümüzde devam ettirdiğine A) Farklı bir yaklaşımla resimlendirildiği

B) Sözcüklerin lügat anlamıyla ilgili bilgilere B) Resimlerin, insanda gerçeklik hissi uyandırdığı

C) Farkılı türlerinin bulunduğuna C) En çok beğenilen sahnelerin seçildiği

D) Bir gelenekle ilgisi olduğuna D) Resimlerin, çocuklarda ilgiyi canlı tuttuğu

E) Bazı türlerinin yapımının unutulduğuna E) Çocukların estetik algılarını geliştirmeyi amaçladığı

174
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 19

11. Edebiyat en basit anlamıyla insanı ilgilendirse de ilk edebî 12. Kimsenin, en sonunda ulaşacağımız nokta nasıl olsa bü-
eserlerden günümüze başka canlıların da alanı olmuştur. tün olumlu ögeleri içeriyor, diye başkalarını zorlamaya,
Dönüp baktığımda edebiyatın dünyayı ve insandan yola açık davranmamaya, insanları kendilerini doğrudan ilgi-
çıkarak hakikati anlama, anlatma becerisi başımı döndü- lendiren konularda bilgisiz ve katılımsız bırakmaya hakkı
rüyor. Çünkü edebiyat, gerçeklere ulaşma ve onları kav- yoktur. Yapılması düşünülen şeylerin insanların iyiliği için
ratma becerisidir aslında. Aklıma, okuduğum kitaplardan tasarlanıyor olması da kimseye bu hakkı vermez. Kaldı ki
bazı sahneler geliyor: Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sının açık olmayan, demokratik denetim dışında kalan her şey
unutulmaz karakteri Raskolnikov’un ağlayarak bir atın en sonunda yozlaşmaya, çürümeye mecburdur. Ayrıca
boynuna sarıldığı sahne, kışkırtıcı filozof Nietzsche’nin hiç kimsenin iyiliğini kendisinden daha fazla düşünmeye
delilik krizlerinden birinde, kırbaçlanmış bir ata tutunarak yeltenmemiz için bir neden yoktur. İnsanlar kendileri için
ağlaması, Ursula K. Le Guin’in Yerdeniz kitaplarındaki düşünülen iyiliklerden haberli olmak bir yana bunun doğ-
haşin ejderhalar, Edgar Allen Poe’nun “kuzgun”u… rudan gerçekleştiricisi olmalılardır. Bu noktaya varabil-
menin ilk adımı ise her şeyin açıkta olagelmesidir. Buna
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
bağlı olarak da yapılacak her iş toplumsal iknaya, onaya
yoktur?
dayanmalıdır. Burada meşruluk temel bir sorun olarak

A) Tanımlama belirir. Kullanılan bütün yöntemlerde, mücadele biçimle-


rinde ve amaçlarda toplumsal meşruluk bir gerekliliktir.
B) Örneklendirme
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
C) Farklı türde cümleler
A) İnsanların kendileriyle ilgili meselelerde bilgilendiril-
D) Koşul bildiren cümle
mesi gerektiğine
E) Niteleyici sözcükler
B) Halk tarafından kontrol edilmeyen sistemlerin zaman-
la bozulacağına

C) İnsanların kendilerine fayda sağlayacak süreçlerde


aktif olmaları gerektiğine

D) Toplumsal barışı bozacak uygulamalara iyi niyetle


bakılamayacağına

E) Yapılacak işlerde şeffaflık ve kanunlara uygunluğun


çok önemli olduğuna

175
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 19

13. Kilerdeki bakliyat, ağzı açık un paketi gibi anılar da güve 14. Eşitlik ideali, tarihin her döneminde insanları hareketlen-
tutar. Artık onlara dar gelen küflenmiş giysilerini sıyırıp diren bir itici güç olmuştur. İnsan yanındakine bakmış,
atmak ister üzerlerinden. Naftalin kokulu kanatları çıkar, onu kendisinden üstün kılan nedenler eğer çalışma ve
hapsedildiği karanlık ve kilitli kuyularda. Canlanıverir hiç beceriden kaynaklanıyorsa bu farkı daha fazla çalışarak
beklenmeyen bir anda. Çoğalır da çoğalır. Güveler gibi gidermeye çalışmış ve onlarla eşit oluncaya kadar gayret
anılar da gün yüzüne çıkmak ister. Kimi yürüyerek, çırpı göstermiştir. Bu da her zaman bir gelişme nedeni olmuş-
bacaklarını sürüyerek çıkar; kimi de tozu dumana katıp tur. Buna bağlı olarak insanı insan yapan değerlerin ba-
kanat çırparak çıkar. Kapatıldığı andan itibaren ışığı gör- şında eşitlik ilkesi gelir. Bireyin kendisini yeryüzü bağla-
mek için kahramanca sessiz planlar yapar anılar. Temiz mında algılaması ve insanlığın bir üyesi sayması, ancak
hava almaktır tek dertleri, içilen bir fincan kahvenin ya- diğer insanlarla eşit olduğuna inanmasıyla gerçekleşir.
nında vadedilen kırk yıllık hatırı aramaktır. Eşitlik, bir insanın kendisini insan olarak kavraması ve
herkesle aynı değerde olması gerektiğini duyumsama-
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
sıyla mümkündür.
yoktur?
Bu parçaya göre eşitlikle ilgili aşağıdakilerin hangisi
A) Benzetme söylenemez?
B) Somutlama
A) Başkalarıyla aynı ideali paylaşmaya bağlı olduğu
C) Deyim aktarması
B) İnsan olmanın vazgeçilmez gerekliliği olduğu
D) Yinelemeler
C) İnsana evrensel aidiyet bilinci kazandırdığı
E) Örnekleme
D) İnsanların birbirlerinden üstün olmadığını hissettirdiği

E) Gelişme için motivasyon kaynağı olduğu

176
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 19

15. Binlerce evde, sayısız uzun ilişkide kış uykusuna yatıyor 17. Modernleşme Dönemi Türk edebiyatının en zayıf şubesi
sevmek. Hayatın eften püften meşguliyetlerinden dola- çocuk edebiyatıdır desek abartı olmaz. Zira 1860 son-
yı üzerine bir battaniye çekerek o kadar derin uyuyor ki rası Türk edebiyatının yazarları, şairleri, araştırmacıları;
bazen öldü sanıyorsun. Sevgiyi de uyandırmak gerek ilgilerinin büyük bölümünü başta roman olmak üzere ti-
demek ki. Bazen evhamlı teyzeler gibi dinlemek lazım, yatroya, hikâyeye, gazete ve dergi yazılarına, yani Batı
nefes alıyor mu diye. Ruhun kasları da alışır çünkü mis- edebiyatının daha çok yetişkinleri, kısmen gençleri il-
kinliğe. Kalp tembelliği olur bazen. O zaman hop hop, ani gilendiren türlerine, o türlerin Türk edebiyatına adapte
ve kesin bir kararla yeniden sevme hareketlerini yapmak edilmesine ve Türk şiiriyle Batı şiirinin kaynaştırılmasına
gerek. Baştan bir ağrı yapar, o da bir kas nihayet. Fakat vakfetmişlerdir. Halk edebiyatına yönelik II. Meşrutiyet
ağrı iyidir, ruhun kaslarının varlığını hatırlatır insana. Ne- sonrasında ortaya çıkan merak da ne yazık ki daha çok
ticede sevmek de bir idman meselesidir. şiirle sınırlı kalmıştır. Çünkü söz konusu ilgisizlik nede-
niyle, millî kültürü olduğu kadar evrensel insani refleksleri
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
de çocukların muhayyilesinde mayalayan ve edebiyatın,

A) Benzetme B) Kişileştirme kültürün özünü oluşturan masallar yeni edebiyatın taşra-


sına itilmiştir. Muhakkak bazı fabl denemeleri, çevirileri
C) İkilemeler D) Kuralsız cümleler ya da Tevfik Fikret’in Şermin’i gibi çocuk edebiyatı çerçe-
vesi içine giren istisnalar var. Dahası Eflâtun Cem Güney,
E) Örnekleme
Pertev Naili Boratav gibi halk bilimcilerin Cumhuriyet Dö-
nemi’nde gerçekleşen derlemeleri var. Fakat bütün bun-
lar da akademinin sınırları dışına çıkarılamamıştır.

Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmak-


tadır?

A) Batı'dan alınan bazı türlerin kültürümüzle uyumlu ol-


16. Neyzen Tevfik; adını çaldığı enstrüman ile özdeşleştiren,
mamasından
hayatın her türlü hesabından uzak yaşantısı ve kimseyle
kıyaslanamayacak kişiliği ile yaşadığı dönemin de ken- B) Yenileşme Dönemi'nde çocuk edebiyatına gereken
dinden sonra gelen kuşakların da dikkatini çeken, Türk ilginin gösterilmemesinden
kültür hayatının özgün karakterlerindendir. Neyzen Tev-
C) Çocuklara yönelik çıkan eserlerin akademik düzeyde
fik’in musikişinaslığı kadar şairlik yönü, dile hâkimiyeti
kalmasından
de adıyla anılan özelliklerindendir. Devrimlere karşı ge-
lenlere karşı hicvini kullanmış; haksızlığa, yolsuzluğa ve D) Çocuk edebiyatında masal dışındaki türlerin az kulla-
yozlaşmışlığa karşı şiirler yazmıştır. Bazı şiir kitapları çok nılmasından
defa basılmıştır.
E) Fablların ve çocuk şiirlerinin yetkin bir şekilde hazır-
Bu parçadan Neyzen Tevfik ile ilgili olarak lanmamasından

I. kimseye benzemeyen bir yapısı olduğu,


II. daha sonraki kuşaklar tarafından örnek alındığı,
III. müzik ile ilgili yönünün daha güçlü ve etkili olduğu,
IV. şiirlerinde kullandığı üslubun şairle özdeşleştiği

yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) I ve III B) I ve II C) Yalnız IV
D) I ve IV E) II ve IV

177
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 19

18. J.R.R. Tolkien hakkında sayısız inceleme ve değerlen- 19. Değerini yitirmeyen edebiyat eserleri herhangi bir dö-
dirme kaleme alınmıştır. Ancak bunların çoğu, onun ese- nemle ilişkilendirilemez. Yaşadığımız dönemde klasik
rini merkeze alır ki bunda eleştirilecek bir şey yok. Öte olabilmiş bir edebiyat eseri çok zaman geçmeden dünya-
yandan bir yazar olarak Tolkien’i besleyen kaynaklardan da tanınabilir. İletişim araçlarının etkisi başta olmak üzere
çoğumuz habersiziz. Owen Barfield, yakın bir dostu ola- çeşitli faktörlerle bütün dünyaya hızlıca yayılabilir. Tabii ki
rak Tolkien’i etkilediği bilinen önemli bir düşünür. Öyle ki bu durum, eserin kalitesini kaybetmemesi ve ifadesinin
Tolkien bir mektubunda, Hobbit’te dil bilimsel açıdan ile- güçlü soluklu olması ile ilişkilidir.
ri sürdüğüm tek şey dil felsefesine atıfta bulunmak için
Bu sözler, aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
geliştirdiğim garip, mitolojik metottur. Onu da Barfield’ı
olarak söylenmiş olabilir?
okumayanlar -ne mutlu ki- fark edemez.” diyecek kadar
önemser dostunu. Barfield’ın eserleri, özellikle Anlamın A) Klasik eserler, en çok hangi çağlarda kendisine oku-
Yeniden Keşfi ve Görünüşleri Kurtarmak, mitopya (yapay yucu kitlesi bulmuştur?
mitoloji üretimi) anlatılarının öncüsü Tolkien’i anlamak için
eşsiz birer fırsat. B) Bir edebiyat eserinin klasik özelliği kazanmasında ile-
tişim araçlarının etkisi nedir?
Bu parçada asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıda-
kilerden hangisidir? C) Bir yazınsal eserin klasik hâline gelmesi nelere bağlı
olarak gerçekleşmektedir?
A) Tolkien’in mitopya edebiyatının kurucusu olduğu
D) Kısa zamanda klasik olan bir yazınsal yapıt, dönemini
B) Tolkien’in Owen Barfield’dan önemli ölçüde etkilendiği ne kadar yansıtabilir?

C) Tolkien ile ilgili pek çok inceleme-araştırma yapıldığı E) Bugün kaliteli edebî eserler verebilmek için eski ya-
pıtlara ihtiyaç var mıdır?
D) Tolkien hakkında hâlâ yeterli bilgiye sahip olunmadığı

E) Owen Barfield’ın Tolkien’den daha büyük bir yazar


olduğu

178
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 19

20. Fakir Baykurt; köyle ilgili roman ve öykülerinde genel- 21. Zeytinin ana vatanı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni de
likle, anlattığı köylerde yaşayan insanların çaresizliğini, içine alan Yukarı Mezopotamya ve Güney Ön Asya’dır.
bırakılmışlığını, yalnızlığını, ötelenmişliğini aktarmanın Zeytinin dünyaya yayılışı farklı yoldan olmuştur. İlk kültü-
yanında köyden kente göçü, yurt dışına özellikle Alman- re alınışı ve ıslahı Samiler tarafından gerçekleştirilmiştir.
ya’ya çalışmaya giden bireylerin ikilemini, Anadolu’ya Arkeolojik çalışmalar, zeytin yetiştiriciliğinin MÖ 4000’li
gönderilen öğretmenlerin terk edilmişliğini, kasabada yıllara kadar dayandığını göstermektedir. İlk Grek ve
çalışan memurlar ile işçiler arasındaki çatışmaları vb. ele Roma yazıtlarında zeytinin barış ve birlikteliğin ebedî
alır. Eserlerinde anlattığı kişileri kendi gündelik dilleriyle simgesi olduğuna değinilmiştir. Kuran, İncil ve Tevrat’ta-
canlı bir şekilde konuşturur ve onları derin ve sarsıcı et- ki sayısız bölümde zeytine yer verilmiştir. Tarihî gelişimi
kilerle yansıtır. Ona göre edebiyat eseri; yazıldığı döne- içinde birçok efsaneye kaynak olan zeytin, eski uygarlık-
min tarihsel, toplumsal renklerini, özelliklerini içermeli ve ların yazıtları ve kutsal kitaplarda yer almıştır. MÖ, Atina
az da olsa “belge işlevi” yüklenmelidir. Yazar, eserlerini Anayasası’nda yer alan ve Aristoteles tarafından kaleme
oluştururken gece gündüz edebiyatı düşünür, bunun için alınan “Devlet malı veya özel mülkiyet farkı olmaksızın
okur, bunun için gözlemler, bunun için yazar. Birbirinden zeytin ağacını kesen veya deviren herkes mahkemede
güçlü eserler vererek adını yurt dışına kadar duyuran ya- yargılanacaktır, suçlu bulunursa idam edilmek suretiyle
zar, yazmaktan vazgeçmez ve çoğunlukla Varlık ve Türk cezalandırılacaktır.” sözü zeytin ağacının tarihteki yeri ve
Dili dergilerinde yayımlanan yapıtlarını ölünceye kadar önemini anlatmaktır. MÖ 4000’lerde kültür bitkisine dö-
devam ettirir. nüştürülen zeytinin yağının çıkarılması ve kullanımının
yaygınlaşması ancak bin beş yüz iki bin yıl sonra gerçek-
Bu parçaya göre Fakir Baykurt’un eserlerinde aşağı-
leşmiştir.
dakilerden hangisi bulunmaz?
Bu parçaya göre zeytinle ilgili olarak aşağıdakilerden
A) Bazı karşıtlıklar hangisi söylenebilir?
B) Otobiyografik izler
A) MÖ 4000'li yıllardan itibaren geniş bir kullanım alanı
C) Nesnel yaklaşım olmuştur.

D) Konuşma dili B) Tarihin her döneminde bereketin simgesi olarak kal-


mıştır.
E) Gerçekçi karakterler
C) Geçmişte rağbet görmüş ve birçok yazılı kaynakta
adı geçmiştir.

D) Tarihte zeytinyağı her dönemde insanlar tarafından


kullanılmıştır.

E) Sağlık için çok faydalı olduğundan tıp alanında da ya-


rarlanılmıştır.

179
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 19

22. Dünya kurulduğundan beri sessiz sedasız Akdeniz’e 23. Nahcivan Nehri’ne hâkim bir yerde, geniş bir platform
akan Nil Nehri, Mısır topraklarının büyüleyici gerdanlığı- üzerinde bulunan Mümine Hatun Türbesi, atabekliğin
dır. Mısır için bir hayat kaynağı ve bereket timsali olan kurucusu Şemseddin İldeniz’in karısı Mümine Hatun için
Nil Nehri, tarih boyunca ülkenin sosyokültürel hayatında oğlu Muhammed Cihan Pehlevan tarafından 1186’da
büyük rol oynamıştır. İnsan vücudu için kan neyse Mısır yaptırılmıştır. İldenizliler Dönemi’nin mimarisinin en gör-
için de Nil Nehri o olmuştur. Sulamada ve taşımacılıkta kemli eseridir. İçten silindirik, dıştan on köşeli bir yapı
aktif olarak kullanılmış olup bugün de bu hayati vazife- olan kümbet, tamamen tuğladan inşa edilmiştir. Etrafını
sini devam ettirmektedir. 6650 kilometrelik uzunluğuyla çevreleyen kuşatma duvarı ve çifte minareli taç kapısı
dünyanın en uzun nehri olan Nil, etrafında hüküm süren yıkılmış, günümüze gelememiştir. Dış sütunlarına Yasin
nice medeniyete tanıklık etmiştir. Havzası Afrika kıtasının suresi nakşedilmiş olan yapı, açık mavi veya firuze çiniler
onda birini kaplayan bu nehir, güneyden kuzeye doğru ile süslenmiştir. Bu yapıda ilk kez bütün yüzeylere yayılan
akar. Beyaz Nil, Mavi Nil ve Atbarah adlarını taşıyan üç çini süsleme görülmektedir. Yıldız motifleri ve sekizgen-
ana kolu bulunmaktadır. Kaynağına ulaşma çabalarının lerin ortasında bitkisel motiflerle zenginleştirilmiş “Allah”
sonuçsuz kalması, kopup geldiği kaynak hakkında farklı yazıları yer almaktadır. Bu yazılar bütün yüzeylerde tek-
rivayetlere yol açmış; bu rivayetlere birtakım dinî ve efsa- rarlanmıştır.
nevi bilgiler karışmış ve Nil, gizemli bir su olarak adından
Bu parçada sözü edilen türbeyle ilgili olarak aşağıda-
hep söz ettirmiştir.
kilerden hangisine değinilmemiştir?
Bu parçada Nil Nehri ile ilgili olarak aşağıdaki yargı-
lardan hangisine değinilmemiştir? A) Kimin ne zaman yaptırdığına

B) Dış mimari özelliklerine


A) Hangi kaynaklardan beslendiğine
C) Uygun bir konuma inşa edildiğine
B) Kutsiyet atfedilen bir nehir olduğuna
D) Yapısındaki bozulmaların nedenine
C) Mısır halkı için ekonomik ve sosyal yönüne
E) Yapımında ne tür malzeme kullanıldığına
D) Çevresinde hangi uygarlıkların oluştuğuna

E) Eskiden beri yaşamsal bir öneme sahip olduğuna

180
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 19

24. Çağımızın en önemli sorunlarından olan iklim değişikli- 25. Ben, romanı ve öyküyü bir sanat eseri olarak nitelemem.
ği, atmosferdeki karbondioksit miktarının giderek artma- Tiyatronun ve şiirin yanında romanın ve öykünün esame-
sından kaynaklanıyor. Pek çok doğal süreç, atmosfere si bile olmamalı. Tiyatro yazarları ve şairler her şeyi yerli
karbondioksit salınımıyla sonuçlanıyor. Özellikle Sanayi yerinde kullanır. Onlarda dil, annelerin ak sütü gibi saf ve
Devrimi’nden sonraki süreçte, insan etkinlikleri sonucun- temizdir ve o dili ilmek ilmek işlerler. Uzatmadan, oku-
da atmosfere salınan karbondioksit miktarı çok artmış- yucuyu ayrıntıya boğmadan ve samimiyetle... Roman-
tır. İklim değişikliğiyle savaşmanın en iyi yollarından biri cılar ise romanın hacimli olma özelliğini bahane ederek
de ağaç dikmektir. Çünkü ağaçlar, fotosentez sırasında romanlarını işe yarar ve yaramaz ayrıntılarla doldururlar;
atmosferdeki karbondioksidi tüketirken oksijen ve besin dile ve teknik özelliklere neredeyse hiç önem vermeden,
üretiyor. Özellikle hızlı büyüme sürecindeki genç ağaçlar gelişigüzel kaleme alıp içtenlikten yoksun bir şekilde ya-
atmosferden yüksek miktarda karbondioksit alıyor. Araş- zarlar. İşte roman ve öykü, bu yüzden bir sanat olarak
tırmacılar, ağaç dikmenin tek başına yeterli olmayacağını nitelenemez.
ancak fosil yakıt tüketiminin azaltılması ve diğer önlem-
Bu parçaya göre tiyatro ve şiirin bir sanat olmasında
lerle (örneğin yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanı-
tiyatrocuların ve şairlerin,
mının yaygınlaştırılması, karbon yakalama ve depolama
gibi temiz enerji teknolojilerinin geliştirilmesi) bir arada I. yapıtlarını emek sarf ederek dikkatlice kaleme alma-
uygulandığında etkili olabileceğini belirtiyorlar. ları,

Bu parçaya göre, II. anlatım özelliklerine gereken önemi vermeleri,


III. eserleriyle insanlık hâllerini etkileyici biçimde yansıt-
I. Belli türdeki ağaçlar oksijen ve besin üretimini daha
maları,
fazla gerçekleştirmektedir.
IV. ele aldıkları içerikleri çalakalem yazmamaları
II. Karbondioksit miktarının artmasında birçok faktör rol
oynamıştır. tutumlarından hangileri etkili olmuştur?
III. Küresel iklim değişiklikleriyle mücadele için bütün ül-
A) I, II ve IV B) II ve IV C) I ve III
kelerin iş birliği yapması gerekmektedir.
D) I, II ve III E) Yalnız I
yargılardan hangilerine ulaşılabilir?

A) I ve III B) Yalnız III C) Yalnız II


D) I ve II E) Yalnız I

181
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Deneme - 19 bitti. Cevaplarınızı kontrol ediniz.
TÜRKÇE
DENEME SINAVI -20

1. (I) İklim kurgu; iklim krizini ele alan, dünyanın bugününde ve 2. ----. Her ne kadar günlük hayatımızda moralimiz bozul-
geleceğinde nelerin yaşanabileceği üzerine kafa yoran ve duğunda ya da canımızı sıkan bir durum ile karşılaştığı-
bir öngörü sağlamaya çalışan bir edebî türdür. (II) İklim kur- mızda hemen “Depresyondayım!” desek de depresyon;
gu teriminin ortaya atılmasından kısa süre sonra bu türde belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilen, psikolojik,
yayımlanan romanların sayısı ve sıklığı arttı. (III) İsveçli ak- biyolojik ve sosyal faktörlerin birleşiminden oluşan son
tivist Greta Thunberg’in başlattığı okul grevleri kısa sürede derece karmaşık bir duygu-durum bozukluğudur. Depre-
dünyaya yayıldı ve iklim krizini dünyada en çok konuşulan sif hastalar, basit günlük aktiviteleri bile yapmakta güçlük
konulardan biri hâline getirdi. (IV) İklim krizi konusu ve kur- çekerler. İş, aile, para ve kendi sağlıkları ile ilgili konu-
gusu kitap satıcılarının da ilgisini kısa sürede çekmeyi ba- lar; onların kafalarını aşırı biçimde meşgul eder. Derin
şardı. (V) Amazon, Warmer adında bir koleksiyon hazırlaya- üzüntü durumları, karanlık ruh hâlleri, değersizlik veya
rak ödüllü yedi yazardan iklim krizi öykülerini satışa çıkardı. umutsuzluk duyguları, arkadaşlardan uzaklaşma vb. en
(VI) Müstakil bir tür olarak iklim kurgu bir yandan edebiyatta sık karşılaşılan depresyon belirtilerdir. Bu durum erken-
yerini bu şekilde sağlamlaştırırken diğer yandan iklim krizi den teşhis ve tedavi edilmezse çok tehlikeli sonuçlar da
konusu ve iklim kurgunun özgün özellikleri yavaş yavaş tüm doğurabilmektedir.
edebiyat türlerinde boy gösterecektir.
Bu parçanın başına getirilebilecek en uygun cümle
Yukarıdaki parçada numaralanmış yerlerin hangisine aşağıdakilerden hangisidir?
düşüncenin akışına göre “İklim krizi edebiyatta giderek
daha çok yer bulurken bir yandan da bu konuyla ilgili far- A) Depresyon, tanımı yapılmış ve çerçevesi belirlenmiş

kındalık artmaya başladı.” cümlesi getirilmelidir? bir hastalıktır

B) Depresyon, hekimlerin kullandığı bir test ile teşhis


A) IV B) V C) II D) III E) I
edilebilmektedir

C) Depresyon, tedavisi mümkün olan bir ruhsal hastalıktır

D) Depresyon, tedavi edilmezse yaşamı tehdit edebile-


cek durumlara yol açabilir

E) Depresyon, duygularımızı ve düşüncelerimizi olum-


suz yönde etkileyen bir hastalıktır

182
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 20

3. Arapça “haber” kökünden gelen “muhbir” kelimesi, haber 5. Millî Eğitim Bakanlığı, Türkiye’deki mesleki eğitimi son
veren anlamını taşır. Sözcük başlangıçta, hakaret içeren, yıllarda sektörlerin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden ya-
aşağılayıcı bir anlamda kullanılmazdı. Nitekim bir zaman- pılandırdı. Meslek liseleri bugünlerde de ülke ihtiyaçları
lar Osmanlı basınında muhbirler de görev yapıyordu. ----. için seferber edilmiş durumda. Koronavirüs salgını son-
Babıali’nin kıraathanelerinde, mesela Meserret Kıraatha- rasında bu okullarda hareketlilik görülmeye başlandı.
nesinde onu kaleme alacak olan muhabire anlatırlardı.
Bu parça aşağıdakilerden hangisi ile sürdürülemez?
Muhbirlik resmen gazeteciliğin bir parçasıydı. Her ceride-
nin (gazetenin), her muhabirin “muhbir”leri vardı. A) Mesleki eğitimin yeniden yapılandırılması neticesin-

Bu parçada boş bırakılan yere getirilebilecek en uy- de, geçen yıl bazı meslek liseleri yüzde birlik başarı

gun cümle aşağıdakilerden hangisidir? diliminden öğrenci aldı.

B) Temizlik ve dezenfeksiyon malzemelerinin üretimine


A) Haber veren kişiler olan muhbirler, okuma yazmaları
44 meslek lisesinde başlandı. MEB, 81 ilde 54 bin
kuvvetli olmadığından haberi yazamazlardı
okul ve pansiyonun temizlik ürünlerinin tamamını üre-
B) Muhbir sözcüğünün hakaret amaçlı kullanımı daha tebilir duruma geldi.
sonraki dönemlerde ortaya çıkmıştır
C) Şu an için 7 ilde seçilen mesleki ve teknik Anadolu
C) Osmanlı Dönemi’nde gazetelerin çalışma yöntemleri liselerinde N95 standardında maske üretimi, 21 ilde
ve yayın politikaları bugünkünden çok farklıydı 37 okulda da cerrahi maske üretimi yapılıyor.

D) Her kelime gibi muhbir kelimesi de zamanla anlam ve D) Türk Plastik Sanayicileri Araştırma-Geliştirme ve Eği-
kullanım farklılığına uğramıştır tim Vakfı iş birliği ile iki lisede tek kullanımlık çatal bı-
çak gibi ürünlerin üretimine geçildi.
E) Muhbirler, devlet yönetimi tarafından da değişik za-
manlarda çeşitli amaçlarla kullanılmıştır E) Tek kullanımlık önlük ve tulum üretimi için İstanbul pi-
lot il seçildi. Yedi mesleki ve teknik Anadolu lisesinde
üretime geçildi.

4. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bir yazının ilk cümle-


si olmaya uygundur?

A) Literatürdeki boşluğu doldurmanın yanı sıra, okura


geniş bir ufuk kazandırmayı da hedefliyor bu derleme
çalışmaları.

B) Aile, sevgi, arkadaşlık gibi konuları hayatın içinden


örneklerle ve gerçekçi bir dille işleyen Newberry Ödü-
lü sahibi yazar; resimli çocuk kitapları da yazmıştır.

C) Tüm çocukların “ince sesli”, “orta sesli” veya “kalın


sesli” olarak üçe ayrıldığı hayalî bir gezegendir burası.

D) Orta Doğu’da cereyan eden olayların gölgesinde,


mimar olma hayallerini yeşertmeye çalışan bir kızın
hikâyesini anlatıyor Elimi Bırakma adlı roman.

E) Gördüğümüz ama görmezden geldiğimiz, duyduğu-


muz ama zihnimizde yer etmeyen birçok olayı yeni-
den yaşıyor gibi olacaksınız.

183
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 20

6. (I) Vizyon sahibi olmak, gelecek ile ilgili net bir tabloya 8. Yahya Kemal Beyatlı; her an şiir hisseden, düşünen ve
sahip olmak demektir. (II) Biz nasıl bir gelecek istediğimi- şiirle yaşayan biriydi. Akşamları Fatih’ten Taksim’e kadar
zi düşündüğümüz andan itibaren algıda seçicilik başlar. yürür, kahvehanelerde konaklaya konaklaya şiir konu-
(III) Düşündüğümüz geleceğe ulaşmak için gereken kay- şur, sabaha karşı yorgun argın apartmanımıza dönerdi.
naklar algıda seçicilik ile harekete geçer ve bizi düşündü- Bilincinde yoğurup biçimlendirme aşamasında olduğu
ğümüz, istediğimiz geleceğe doğru yöneltir. (IV) Algıda şiirlerini bana okur, benden bunların dönütünü almak is-
seçicilik, gelecek ile ilgili net tablolara sahip olduğumuz- terdi. Bir şiirde bir mısranın oturması için on yıl beklediği
da bize istediğimiz geleceğe ulaşma, kaynakları görme olurdu kimi zaman. Bundan ötürü yaşadığı dönemde adı
ve değerlendirme konusunda fırsatlar sunacaktır. (V) Bir “Esersiz Şair” olarak kaldı. Ama gecenin karanlığında
vizyonumuz yoksa fırsatlar ve kaynaklar biz onları fark ışıldayan bir deniz feneri oldu onun şiirleri edebiyat dün-
etmeden geçip gidecektir. (VI) Vizyon sahibi olduğumu- yasında. Dilin el değmemiş bölgelerinden yeni tatlar dev-
zu iddia ediyorsak buna izin vermememiz gerekir. şirir ve bu tatları ancak bilenler anlardı. Sessiz Gemi’deki
demir almak günü gelip çattığında sessizce ayrıldı ara-
Bu parçadan numaralanmış cümlelerden hangisi çı-
mızdan meçhule giden bir gemiyle.
karılırsa paragrafın anlamında önemli bir değişme,
daralma olmaz? Bu parçaya göre Yahya Kemal Beyatlı, aşağıdakilerin
hangisiyle nitelenebilir?
A) VI B) V C) II D) I E) III
A) Hoşgörülü, şiirlerini hayalci bir tutumla yazan

B) Çevresindekilerin görüşlerini uygulayan

C) Gözlemleyen, şiirlerinde yaşamı yansıtan

D) Özgünlüğü yakalayan, biçemi önemseyen

E) Şiirlerinde özlü bir anlatımı yeğleyen

7. (I) Vücudumuzun dışında veya sindirim sistemimizde yer


alan hücreler öldüğünde vücuttan atılıyor. (II) İçeride ka-
lanlar ise vücudumuzu hastalıklardan koruyan akyuvar-
lar tarafından tüketiliyor. (III) Ölü hücrelerden sağlanan
enerjinin bir kısmı yeni akyuvar hücrelerinin yapımında
kullanılıyor. (IV) Aklınıza şöyle bir soru gelebilir: Hücre-
lerimiz yenileniyorsa biz neden yaşlanıyoruz? (V) Birçok
hücre yenilense de bunun gerçekleşmesini sağlayan sü-
reçlerde zamanla aksamalar oluyor. (VI) Hücre üretimi
için talimatları taşıyan DNA’lar zamanlar hasar görüyor
ve hücre bölünmesi engelleniyor. (VII) İşte bu duruma da
yaşlanma diyoruz.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinin


yerine “Vücudumuzdaki hücreler yenilendiği hâlde niçin
yaşlandığımızı merak edebilirsiniz.” cümlesi getirilirse
parçanın anlamında önemli bir değişme olmaz?

A) I B) II C) IV D) V E) VI

184
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 20

9. Geçen aylarda bir şiir kitabım çıktı: Sözcüklerin Gücü. 10. Resimlerinde rengi ön planda tutan ve soyut bir anla-
Türkçenin incelikleri, güzellikleri sözcüklerin nerede ve tım dilini tercih eden Mustafa Salim Aktuğ, Ankara Atlas
nasıl kullanılması gerektiği net bir şekilde görülsün diye... Sanat Galerisi’nde açtığı yeni sergisi Renkler ve Derin-
İstiyorum ki ana dilini seven herkes ve gelecek kuşak- likler’de renklerin birbirleriyle etkileşimlerini, tek rengin
lar, bu kitaptaki sözcükleri görsün ve şiirde ahengin nasıl egemenliğinden çok renkliliğe uzanan geniş bir yelpa-
sağlandığını bilsin. Özellikle de edebiyat öğretmenlerinin zede bir araya getiriyor. Etrafımızdaki nesneler, olay ve
elinde olsun, gençlere ulaşsın bu kitap. Ama bunun bir oluşumlarla ilgili etkileşimleri sorgulayan geniş bir kurgu-
hayal olduğunu da biliyorum çünkü yeni nesil okurlarla lama alanı olarak resimlerini oluşturuyor. Yapıtları; düşey,
doku uyuşmazlığı yaşıyoruz. Onların da okuduğu, do- yatay, diyagonal fırça tuşlarıyla yarattığı ritme, üst üste
laplarından eksik etmediği kitaplar; ana dilden kopmuş, yığılmaya ve istiflemeye dayalı renk senfonileri olarak al-
ahengi olmayan, âdeta kanadı yolunmuş bir kuş misali gılanabilir. İnsanın varoluş nedenini duyumsatan bu dizi
kitaplar. Sonuç olarak okunurluk katsayısı ne denli yük- resimlerinde sanatçı, renklerin mistik anlamından içsel
sek ürünler ortaya koyarsanız koyun; nitelikli okurlar ol- huzura ve derin aydınlanmalara yolculukları yorumlamış-
madıkça bu kitaplar, kitapçı vitrinlerinde yaşlanıp tarihin tır. Renkte sonsuz bir evren arayışına yol alış gibidir onun
gömülmüş bir hazinesi olarak kaybolup gidilecektir, defi- resimleri. Sanatçı; renk parçacıklarıyla evrende duruşu-
ne avcıları onları bulana dek. muzu, ilişkilerimizi, anlam arayışlarımızı sorgulamıştır.
Görünen dış dünyayı yansıtmak gibi bir amacı olmayan
Bu parçaya göre yazarın, aşağıdakilerden hangisini
sanatçı, toplumsal olayların insanda bıraktığı etkiler ve
amaçladığı söylenemez?
yaşam mücadelesinin karşılığı olarak rengin güçlü devi-

A) Okurları kendi görüşüne göre şekle sokmak nimine, hissettirdiği anlamlara yönelmiştir. Karşıtlıkların
dengesi, doğanın ve yaşamın gerçeği, gece-gündüz,
B) Okurların öz dilini unutmasına engel olmak güz-bahar, kış-yaz, uyumak-uyanmak... tüm gerçeğimiz;
rengin gizeminde çeşitleniyor, derinleştiriliyor, yeni etkile-
C) Belli bir bilince sahip olan bir okur kitlesi oluşturmak
şimlere kucak açıyor.
D) Gelecek nesillere kaliteli bir miras bırakmak
Bu parçadan Ressam Mustafa Salim Aktuğ ile ilgili
E) Herkesin takdir edeceği ahenkli şiirler yazmak olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Çizdiği resimleri birbiriyle uyumlu renkler bütünü ola-


cak şekilde tasarlamıştır.

B) Tezatların uyumuyla renklerin sırlarında farklı boyut-


lara ulaşılabileceğini vurgulamıştır.

C) Somut evrendeki varlıkları çok renkli tablolar hâlinde


yansıtmak istemiştir.

D) Toplumsal yaşanmışlıkların insanda bıraktığı etkiyi


renklerin diliyle anlatmıştır.

E) Her olayı ve durumu karmaşık renklerle sembolize


ederek insanın iç dünyasına yönelmiştir.

185
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 20

11. Dilimiz, konuşma dilimizden çok yazı dilimiz, yüz yılı aş- 12. Sorgulamasız kabul edilen bir değerler sisteminin zarar-
kın bir süreden beri durmadan değişiyor. Bazıları dilin bu larına katlanmak durumunda olanların bir tepkiyle karşı-
kadar çok değişmemesi gerektiğini telaffuz ediyor. Ne- laşmaları doğaldır. Eleştirisiz onaylanan araçların, kalıp-
den değişmesin ki? Değişmesini bir dileyen oldu, bir bu- ların evrensel biçimler olduğu gerekçesi ise uygulanan
yuran oldu diye değil; değişmesi gerektiği için, değiştir- tepeden inmeci yöntemleri haklı çıkarmaz. Batı için “çağ-
mek zorunda olduğumuzdan, içimizden duyduğumuz için daşlaşma” diye bir sorun yoktur; Batı, önündeki bir ileri
değişiyor. Elimizdeki dille, dünden kalan dille, istediğimizi örneğe göre kendini yeniden biçimlendirmeye girişmiyor.
söyleyemediğimiz, istediğimiz gibi söyleyemediğimiz için Batı’da bütün alanlarda çok çekişmeli bir yarış izleniyor.
değişiyor. Bu değişme bir bakıyorsunuz hızlanıyor, çok Batı’da da her an keskin bir kültür çatışması yaşansa bile
kimseleri şaşırtacak, başlarını döndürecek kadar hızlanı- hiçbir zaman bir topluma yukarıdan aşağı zorlamayla kül-
yor; bir bakıyorsunuz ağırlaşıyor, artık duracak sanıyor- türel kod değiştirildiği görülmemiştir. Kuşkusuz, acımasız
sunuz. Ama durmuyor, durdurmak kimsenin elinde değil, rekabet ortamında çeşitli kültürlerin tasfiyesi de yaşanı-
durabilse zaten çoktan dururdu. yor ama bu, hep kültür alanının araçlarıyla olmaktadır.

Bu parçanın anlatımında aşağıdaki yöntemlerden Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme-


hangisine yer verilmiştir? miştir?

A) Tanımlama A) Avrupa uluslarının, başka uygarlıkların seviyesine


çıkma amacının olmadığına
B) Tanık gösterme
B) Avrupa ülkelerinde, her alanda rekabete dayalı bir
C) Tartışma
anlayış olduğuna
D) Benzetme
C) Baskı ve zorlamaya dayalı metotların reddedilmesi
E) Örneklendirme gerektiğine

D) Zayıf toplumların “evrensel değer” diyerek Batı’nın


değerler sistemini aldığına

E) Batı ülkelerinde de bazı kültürel araçların zamanla


devre dışı bırakıldığına

186
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 20

13. Kış güneşiyle mükemmel bir çehreye bürünen periba- 14. Bir şiiri okurken şairin bir dizeden öteki dizeye ya da bölü-
caları, eski uygarlıklardan izler taşıyan volkanik vadiler, me nasıl geçtiğine, sözcük seçimine, dili nasıl kullandığına
tartan pist yumuşaklığında yürüyüş parkurları, gizem- ve bununla birlikte ne anlattığına da dikkat ederim. Şairin
li tüneller ve oksijen yüklü taptaze bir hava… Zirveleri şiirinin ileti taşımaması da benim için önemlidir. Birden bir
karla kaplı volkanik bir üçgende yer alan Kapadokya’nın leopar, bir çiçekli pencere, bir gam vakti, bir kalender, bir
masalsı vadileri, kış aylarında olağanüstü güzellikte man- lirik aşk karşılamalı sizi. Bunun yanında iç çekişlerimizi,
zaralar sunuyor. Dev bir peribacasının eteklerinde eski ürpertilerimizi, korkularımızı hissettirebilmeli şiir.
bir Taş Devri yerleşimini andıran Uçhisar, bölgenin do-
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi yazarın, şiir
ğal kalesi kabul ediliyor. Nevşehir’e sadece 10 kilometre
okurken dikkat ettiği yönlerden biri değildir?
uzaklıktaki bu sevimli köy, antikacı dükkânları ve butik
otelleriyle ünlü. Yanı başında uzanan Güvercinlik Vadisi, A) Cümlelerin anlamca ve yapıca bağlanma biçimi
derin ve uzun bir kanyonda, kayalara oyulmuş güvercin
B) Okura mesaj verme kaygısı gütmemesi
yuvalarıyla ilginç bir görüntü oluşturuyor. 8 ve 9. yüz-
yıllardan kalma kaya kiliselerinin bulunduğu esrarengiz C) Anlatımında hüzünlü duyguları okurda yaşatması
vadinin içi akarsuların açtığı doğal tünellerle bezeli. İn-
D) Konu alanının çok boyutlu bir nitelik taşıması
sanların ve atların rahatlıkla geçebildiği bu tüneller, yürü-
yüş tutkunları ve fotoğrafçılar için mükemmel birer parkur E) İmgesel bir anlatım özelliği barındırması
özelliği taşıyor.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden


hangisi söylenemez?

A) Benzetmeye yer verilmiştir.

B) Birinci kişili anlatımla oluşturulmuştur.

C) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.

D) Anlatıcının beğeni duygusu ağır basmaktadır.

E) Betimleyici anlatımdan yararlanılmıştır.

187
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 20

15. Resim eleştirmenleri, yapıtları değerlendirirken belirli bir 16. Tim Parks’ın yeni yayımlanan kitabı Ben Buradan Oku-
metoda göre hareket ederler. Betimleme, çözümleme, yorum, ismiyle müsemma bir kitap. Aslında deneme türü-
yorumlama ve yargıya varma olmak üzere dört işlem adı- nün karakteristiğine de uygun. Görünen o ki Tim Parks’ın
mını kapsayan bu metot ile yapıttan bilgi edinirler. Meto- karakterine de uygun. Çünkü Parks’ın hemen her dene-
dun ilk adımında, tabloda yer alan ve gözle görülen her mesinde dikkati çeken, düşüncelerini söyleyişindeki ra-
nesne tek tek listelenir. İkinci adımda, bu nesneler res- hatlık. Yalnızca aynı isimli denemede değil, tüm kitabın
min içine yerleştirilirken nelere dikkat edildiği örneğin ko- her satırında kendini nabız gibi duyuran bir cümle bu:
num, renk, kontrast, ton gibi niteliklerin nasıl kullanıldığı “Ben buradan okuyorum.” Varın siz de başka bir yerin-
tespit edilir. Üçüncü adımda, ressamın kullandığı nesne- den okuyun, demeye getiriyor aynı zamanda. Dolayısıyla
ler ve bunların organizasyonuyla vermek istediği mesaj okuruna tepeden bakmayan, yalnızca kendi durduğu ye-
ortaya çıkarılır. Son adımda ise o ana kadar elde edilen rin altını çizen, öte yandan onu da öyle kalın kalın çizme-
bütün veriler bir arada değerlendirilir, yapıtı başarılı ya da yen bir dili var denemelerin. Bir paragrafta belli bir fikri
başarısız yapan nitelikler ortaya konur ve değerlendirilen savunacak hatta onda ısrar edecek gibi dururken yazının
yapıtın niteliği hakkında son yargıya varılır. sonuna doğru öteki ihtimalleri de duyuruveren, yer yer
okuruna ters köşe yapan bir yazar Tim Parks. Bu yönüyle
Aşağıdakilerden hangisi bu metodu kullanan bir re-
de ezberinizi çaktırmadan bozuyor. Çaktırmadan çünkü
sim eleştirmeninin süreç içinde soracağı sorulardan
hiç de dikine gitmeden yapıyor bunu. Öyle sert söylem-
biri olamaz?
lerle, koca ve iddialı cümlelerle değil. Nazikçe, belki biraz

A) Yapıt, ressamın diğer resimleri içinde nasıl bir yerde da bıyık altından gülerek...

konumlanmaktadır? Bu parçaya göre Tim Parks aşağıdaki özelliklerden


B) Sanatçının iletisini aktarmak için kullandığı varlıklar hangisiyle ilişkilendirilemez?
nelerdir?
A) Bencil B) Doğal C) Saygılı
C) Ressam, tablodaki nesneleri hangi ölçütlere göre bir D) Alçak gönüllü E) Öznel
araya getirmiştir?

D) Sanatçının bu yapıtıyla anlatmak, iletmek istediği


duygu, düşünce nedir?

E) Eser, hangi özelliklerine göre “iyi” veya “kötü” olarak


nitelenebilir?

188
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 20

17. Asırlardır kültürümüzde var olan kahve, sabahların daha 18. Şiir, akıp giden hayatın içinden ufalanmış, elenmiş an-
canlı başlamasını sağlayan, sohbetleri neşelendiren ve lardan oluşur. Kişisel yaşantıların ve tecrübelerin ürünü-
kültürel bir motif olarak karşımıza çıkan içecek türüdür. dür. Bir anlık coşkunun, bir sesin, bir duygunun ürünüdür.
Kahve sadece bir içecek değil; aynı zamanda, sosyalleş- Karada yaşayan, havada uçmak isteyen bir deniz hayva-
mek için kültürel boşlukları, toplumsal değerleri ve inanç- nının bir parça günlüğüdür âdeta şiir. Hayattan cımbızla
ları bir araya getiren toplumsal bir çalışmadır. Kahve iç- çekilen küçük bir bölümün imgesel bir yansımasıdır. Dış
mek nahif ve ince bir zevktir. Özel bir an paylaşımında dünyanın tamamına bire bir denk olmayan bir sinemanın
sohbetin kıvılcımıdır. Dünyanın hemen her yerinde insan- karesidir özetle. Bütün bunlardan dolayı şiirde, hayatın
lar kahve içme bahanesiyle bir araya gelir ve hayatlarını büyük bir bölümü yoktur.
birbirine, renklerini diğerlerine bulaştırır. Kahve içtiğiniz
Bu parçadan şiirle ilgili olarak
her an bunun ne kadar özel bir ritüel olduğunu hatırlayın.
Kahve içmek, gündelik hayatın temposundan anlık bir I. Çok farklı his, hayal ve deneyimlerin dışa vurumudur.
uzaklaşmadır. Dinlenme ve bir içe dönüş hâlidir kahve iç-
II. Değişik yazınsal türlere göre özlü bir yapısı vardır.
mek. Kahve içimi, mesleğimin getirdiği yoğunluğa bir çe-
III. Yaşamı bütünüyle anlatması mümkün değildir.
şit karşılıktır. Bir kahve içimi benim için bir nefes almaktır.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
Bu parçadan hareketle kahve ile ilgili olarak aşağıda-
kilerden hangisine ulaşılamaz?
A) I ve III B) Yalnız III C) Yalnız II
A) Bazı zamanlarda insanı rahatlatan bir yönünün bu- D) I ve II E) Yalnız I
lunduğuna

B) İnsanların sosyalleşme adına yaptıkları bir etkinlik ol-


duğuna
19. Türkiye’de sadece romanlarım yayımlandı fakat aynı za-
C) Türk geleneklerinde damak tadıyla vazgeçilmez oldu-
manda şiirlerim, öykülerim, denemelerim, grafik roman-
ğuna
larım da var. Bütün yapıtlarımda, asla gerçekleşmeyen
D) İnsanın iç dünyasına yönelmesine katkı sağladığına şeylerin esasen ne kadar önemli olduğunu; yaşamaktan
menedildiğimiz hayatların kişisel hayatımız için, ulus ola-
E) Birçok ülkede insanların arasında iletişim ve etkileşi-
rak kolektif hayatımız için aslında ne kadar önemli bir
me zemin hazırladığına
yere sahip olduğunu; hiçbir zaman sahip olamadığımız
bu hayatların bizim hayal gücümüzde nasıl bir şeye dö-
nüştüğünü anlatmaya çalıştım. Romanlarımda bunu daha
çok başardığımı söyleyebilirim.

Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir


yanıt olabilir?

A) Edebiyat yolculuğunuzda amacınıza ulaşabildiniz mi?

B) Yazın yaşamınızda kırılma noktanız neresiydi?

C) Roman dışındaki eserleriniz neden fazla bilinmiyor?

D) Eserleriniz Türkiye’de mi yurt dışında mı daha çok ilgi


gördü?

E) Eserlerinizde hayal ile gerçeğin çatışmasını anlatmayı


nasıl başardınız?

189
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 20

20. Çoğu insan, günümüzde rüyaların geleceğe dair mesaj- 21. Küçürek öykü, bir tür olarak şiirdeki haiku yahut rubai ile
lar taşıdığını ve karmaşık olmasına rağmen kişiye önemli kıyaslanabilir. Öykü, alabildiğine daraltılmış ve sınırlan-
bilgiler verebileceğini düşünür. Fakat kimi zaman hiçbir dırılmış bir andan yahut kesitten ibarettir. Çoğu zaman
şekilde anlamını çözemediğimiz ve gerçeklikten uzak başı ve sonu net değildir. Sözün en ekonomik kullanıl-
olan korkutucu veya tiksindirici rüyalar da görürüz. Aslın- dığı hatta çoğu zaman büyük boşluklar bırakacak denli
da rüyaların klinik anlamda psikolojideki önemi, 1900’lü ekonomik kullanıldığı bir türdür küçürek öykü. Küçürek
yıllarda Freud’un rüya analizlerine dair çalışmalarıyla öykü, sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla daha beğenilen
başlamıştır. Freud’a göre rüyalarımızın bize tuhaf gelme bir tür oldu. Elbette sosyal medya öncesinde de yazılırdı.
sebebi, şizofreni gibi ruhsal problemlerde gerçeklikten Ancak sosyal medyada yer alan kısa metinlerin payla-
kopmak olarak adlandırabileceğimiz psikoz durumları şımlarının artmasına paralel olarak küçürek öykünün iro-
ve rüya gören sağlıklı kişilerin benzer mekanizmalarının nik ve hikmetli nükteleri daha da ön plana çıktı. McLuhan
aktif hâle gelmesidir. Freud’a göre rüyalar, tam olarak “Mesaj araçtır.” derken aracın mesajı belirleme gücünün
benliğin açığa çıkarttığı hayaller ve halüsinasyonlardır. altını çizmişti. Küçürek öykü de aracın baskın bir şekil-
Bu halüsinasyonlar aracılığıyla, benliğin arzu ettiği ilkel de belirlediği bir “tür” olarak okunabilir. Belki de zamanla
dürtüler açığa çıktığı için kişide rahatlama meydana gelir. “küçürek öykü”, bir öykü türü olmaktan çıkıp görselliği ve
Bu şekilde rüya gören kişi, psikoz yaşayan kişi ile aynı teknolojiyi de kullanarak kendi ayakları üzerinde duran
bilişsel deneyimi yaşıyordur. Bu da normal hayatta sahip bağımsız bir anlatı türüne dönüşecek.
olmadığımız, bize yabancı gelen tuhaf düşünce ve dav-
Bu parçaya göre küçürek öykünün giderek popüler
ranışlarda bulunduğumuz rüyalar görmemizin en anlaşı-
hâle gelmesinin temel nedeni aşağıdakilerden han-
lır açıklamasıdır. Son zamanlarda rüya üzerine yapılan
gisidir?
nörofizyolojik araştırmalar, kişinin mantık ve düşünme
yetisi olan bölgelerin rüya gören kişide baskılandığını A) Diğer öykülere göre açık bir anlatımının olması
ve ilkel merkezlerin aktif hâle geldiğini ortaya koyarak
Freud’un bu ilginç rüya teorisine destek sağlamıştır. B) Sosyal medyada işlevsel bir biçimde kullanılması

Bu parçadan hareketle rüyalar ile ilgili olarak C) Bağımsız bir tür olarak özgün nitelikler barındırması

D) Şiirsel bir anlatıya sahip özelliklerinin bulunması


I. İnsanlar arasında değişik anlamlar yüklenip yorum-
lanmıştır. E) Olayların karışık bir şekilde verilmesi
II. Nörofizyolojik araştırmalar yapanlar tarafından daha
ayrıntılı incelenmiştir.
III. Freud’un yaptığı çalışmalardan önce klinik açıdan
önemli görülmemiştir.

yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A) I ve III B) Yalnız III C) Yalnız II


D) I ve II E) Yalnız I

190
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 20

22. Mark Twain, hiç şüphesiz Amerikan edebiyatının en önem- 23. Bazı kadınlar vardır, ilk başta varlığını çok hissedemez-
li ve değerini, özünü hiç kaybetmeyen yazarlarından biri. siniz onların; coşkulu ya da farklı değillerdir onlar. Sanki
Babasının bir çiftlik sahibi olması ona doğayı ve canlıları hep oradadırlar, olmaları gereken yerde. Fakat bir şe-
yakından gözlemleme fırsatı sunmuş ve onun kalemini bu kilde dikkat kesilirseniz o durağanlıklarının içinde bam-
hayal gücü ile besleyerek pek çok ölümsüz eser vermesini başka denizlerin var olduğunu görürsünüz. Doğru yerde
sağlamıştır. 1976’da yayımlanan Tom Sawyer’in Serüven- susar, doğru yerde konuşurlar. En çok da dinlerler. Daha
leri ve sonrasında gelen Mississippi’de Hayat ve Huckle- da önemlisi basit gibi görünen soruları sorarak zihninizin
berry Finn’in Serüvenleri ile biten üçlemenin Twain’in baş- en arka yerinde kalmış, saklanmış belki de uyuyan bir
yapıtı olarak kabul görmesinin sebebi bu hayal dünyasıdır. şeyleri uyandırır; şaşırtırlar. Bu kadınların yanından neyi
Bugün bile güncelliğini koruyan bu kitaplar, çocukların ve düşündüğümüzü tam olarak bilemeden, ismini koyama-
büyüklerin baş ucu eserleri arasındadır. dığımız ama zihnimizi karıştıran bir duyguyla ayrılırız.

Bu parçada Mark Twain ile ilgili olarak asıl anlatılmak Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı-
istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir? dakilerden hangisidir?

A) Her dönemde farklı okur kesimleri tarafından beğenil- A) Bazı kadınların, kişilerin duygu ve düşünce dünyasına
miştir. iddiasız bir şekilde nüfuz etme gücü vardır.

B) Mississippi’de Hayat ve Huckleberry Finn’in Serüven- B) Kimi kadınlar, yaşama sevincini ve pozitif enerjisini
leri ile tanınmıştır. hiçbir zaman kaybetmez.

C) Macera türündeki eserleriyle okurların hayal dünyasını C) İçinde kopan fırtınaları dışına yansıtmayan kadınlar,
zenginleştirmiştir. insanları daha çok etkiler.

D) Dış dünyaya ait gözlemlerini hayal âlemi ile zenginleş- D) Tavır ve davranışlarıyla dikkat çeken, baskın karakter-
tirmiştir. li kadınlar, başkalarını gölgede bırakmak isterler.

E) Gözlemleriyle, duygu dünyasını yapıtlarına yansıtmıştır. E) Kimi kadınlar, gösterişli bir yaşam tarzından uzak dur-
mayı tercih ederek ilgi odağı olurlar.

191
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Diğer sayfaya geçiniz.
Deneme - 20

24. Her zaman, yazmada kolaya kaçmaktansa zor olanı yap- 25. • Manyetik alan okuma, özellikle genç loggerhead
mayı tercih ettim. Bu da beni ben yapan niteliklerimden kaplumbağalar (caretta caretta) için çok büyük önem
biri oldu. Bunu yaparken sözcüklerin herkesçe bilinme- taşımaktadır. Bu kaplumbağalar, yaşamlarını ancak
yen anlamları üzerinde bir yapı işçisi gibi kılı kırk yararak Sargossa Denizi’ni çevreleyen bir dairesel sistem
çalıştım. Bazen Yahya Kemal gibi bir sözcük için on yıl olan Kuzey Atlantik Dönencesi’nde sürdürebilmek-
beklemesem de aylarca kafa yordum. Zamanla zorlukla- tedir. Ancak çeşitli araştırmalar, kaplumbağaların bu
rın benim için kolay hâle geldiğini, yazmanın yaşamımın dönencede kalmak için kendi manyetik ölçümlerini
gayesine dönüştüğünü dolayısıyla da yazmadan yaşaya- kullandığı zaman, dünyada manyetik alanların değiş-
madığımı gördüm. Yazarak yaşamla ilgili içimde yanıtını mesi sebebiyle olumsuz sonuçlarla karşılaşıtığını ve
bulamamış soruların yanıtlarına ulaşıp, yazdıkça içimde- toplu ölümlerin gerçekleştiğini ortaya koymuştur.
ki huzursuzluklara çare bulup ruhsal dinginliğe ulaştığımı
• Aralarında Türkiye’nin de yer aldığı Akdeniz ülkele-
hissettim; bu da benim hayatım oldu.
rinde yapılan bir araştırmaya göre deniz kirliliği nede-
Kendisini bu şekilde tanıtan bir yazar için söylenebi- niyle caretta caretta kamplumbağalarının yarısından
lecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir? çoğunun (%63) sindirim sisteminde plastik bulunmuş
ve bu kamplumbağaların bir kısmı yaşamını yitirmiş-
A) Yapıtlarında anlatım özelliklerine içerikten daha fazla tir. Bu da denizlere plastik ürünlerin atılmamasının bu
önem vermiştir. canlılar için ne kadar önemli olduğunun göstergesidir.
B) Yazmayı hayatının ayrılmaz bir parçası olarak gören
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
titiz bir üslupçu kişiliği vardır.
söylenebilir?
C) Edebiyat çalışmaları ile hayatına yön vermeye gayret
A) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini gös-
eden bir sanatçıdır.
termektedir.
D) Üslup konusunda Yahya Kemal’i örnek alarak eserle-
B) İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vur-
rini oluşturmuştur.
gulamaktadır.
E) Hayatta güçlüklerle mücadele etmeyi ilke edinmiştir.
C) Aynı olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele almak-
tadır.

D) Aynı fikirleri pekiştirmeye yönelik farklı örnekler sun-


maktadır.

E) Farklı üsluplar kullansa da konuyu benzer nedenlerle


açıklamaktadır.

192
TYT TÜRKÇE PARAGRAF Deneme - 20 bitti. Cevaplarınızı kontrol ediniz.

You might also like