You are on page 1of 10

BTRONT

Birünf'nin (Tahdfd, s. 81) taşralılığını yi- Kas'ta saraya ilaç getiren ihtiyar bir
BİRÜNİ
ne Harizm sınırları içinde düşünmek ge- Türkmen'le karşılaştığını bildirmesi (el·
( .}_,_,JI )
rekir. Dolayısıyla onun Harizm'in mer- Cemahir, s. 205-206), ilk rasatlarını Türk-
Ebü'r-Reyhan Muhammed
kezi bölümlerinde değil civar semtlerin- ler'le meskün bölgelerde yapması, Kıtay
b. Ahmed el-Bln1nl
den birinde doğduğunu kabul etmek ak- Han 'ın elçilerine sorular sorması , kendi-
(ö. 453/1061 [?])
la uygundur. Nitekim bu nisbe proble- sine yağmur taşı getiren bir Türk'le ko-
Astronomi, matematik, fizik, tıp,
mini çözmek maksadıyl a Berlin'den Bu- nuşması {Tahdfd, s. 80 ; el-Cemahir, s.
coğrafya, tarih ve dinler tarihi
başta olmak üzere çeşitli alanlarda
hara'ya giden E. Sachau, burada insan- 219), onun Türkçe bildiğinin ve Türk ol-
önemli eserler veren, Türk-İslam ve ların "şehrin içinden" veya "dışından" di- duğunun önemli işaretleridir. Sonuç ola-
dünya tarihinin en tan ınmış ye nitelendirildiğini tesbit etmiştir. Bi- rak Bfrünf' nin, bizzat kendi ifadesiyle
ilim adamlarından biri. r ün! doğmadan önce ailesinin başka bir "asli Harizmliler"den olmayıp (el-Aşarü 'l­
L _j
yerden gelerek Kas' a yerleşmiş olması balf:Lye, s. 39) Kas şehrinin "birün"undan
3 Zilhicce 362 (4 Eylül 973) tarihinde dolayısıyla da ona "taşralı" anlamında yahut dışarıdan bu şehre göç etmiş bir
Harizm'in merkezi Kas'ta doğdu. Ceyhun BTrünT d enmiş olabilir. Türk ailesine mensup olduğu söylenebi-
nehrinin aşağı kısmında yer alan bu şe­ BTrünf'nin ailesine dair bilgi yoktur. lir. Zira BTrünf'nin doğumundan önce bu
hir o dönemde Harizm adıyla da anıldı­ Kendisi de bir şiirinde dedesi ve sülale- yörelere Türkler göç etm i şti ve Harizm'in
ğından Bfrüni ei-Harizmi nisbesiyle de si hakkında bilgisi olmadığını. hatta ba- yerlileriyle Türkler arasında derin mü-
bilinmektedir. Ancak kendisinden önce basını bile tanımadığını belirtmektedir. nasebetler va rdı.
yaşamış olan ünlü matematikçi Harizmi Aynı şiirde babası hakkında "Ebü Leheb", BTrünf'nin ailesi, soyu ve milliyet! hak-
(Muhammed b. MOsa) ile karıştınlmaması annesi hakkında da "hammaletü'l - ha- kındaki belirsizliğe karşılı k onun çocuk-
için kaynaklarda Harizmi nisbesinden tab" gibi garip tabirler kullanan Birünf'- luğundan beri araştırmacı bir ruha sa-
önce mutlaka Bir üni nisbesi de zikredil- nin bunlarla neyi kastettiği açık değil­ hip olduğu, çeşitli konuları öğrenmek
miştir. dir. Birünf'nin söz konusu imalarıyla soy için aşırı bir istek duyduğu bilinmekte-
BirünT nisbesinin menşei, anlamı ve sap veya övgü ve yerginin önemli olma- dir (Kitabü's·Sayde le lmukaddimel, s. 34) .
okunuşuyla ilgili olarak farklı görüşler d ı ğını vurgulamak istediği ileri sürül- Esasen bu bilgin ailesi, soyu ve milliyeti
vardır. Bfrünf'nin eserlerinden olup Ga- m üş ya da bu konuda yorumdan kaçı­ hakkında fazla açıklamada bulunmayı

zanfer-i Tebrizi'nin hattıyla yazılmış olan nılmıştır. Bfrünf'nin mevcut eserlerinin gereksiz görmüş, ancak kendi şahsi ha-
Leiden'deki Fihrist nüshasında ve müs- hiçbirinde kendi milliyeti hakkında her- yatı ve entellektüel serüveniyle ilgili ay-
tensihin "ei-Müşşate" başlığıyla yazdığ ı hangi bir açıklamaya rastlanmamakta- rıntılardan sık sık söz etmiştir.

ekte, özellikle BirünT hayatta iken ( ı 02 5) dır. Harizm bölgesinde Fars. Türk ve BTrünf'nin "gölgelerinde nimetlendiğ i ­
yazılmış olan ve müellif hattı olup olma- Soğd unsurların birlikte bulunması bu ni" söylediği Afrigoğulları'ndan Harizm-
dığı tartışmalı bulunan TaJ:ıdfdü niha- konuda tahminde bulunmayı güçleştir­ şahlar'ın himayesine ne şekilde girdiği
yati'l-emakin'ln iç kapağında kelimenin mekle birlikte yapılan araştırmalar Türk bilinmemektedir. Ancak kendisinin. da-
"ei -BeyrOni" şeklinde harekelenmiş ol- olduğu ihtimalini kuwetlendirmektedir. ha çocukken saraya ilaç getiren bir Türk-
ması , bazı araştırmacıla rın bu şekli ter- Her şeyden önce Birünf'yi, Arap veya men'in başına gelenlere bizzat şahit ol-
cih etmelerine yol açm ı ştır (mesela bk. Fars ırkı hakkında yazdıklarından her- duğuna dair ifadeleri (el·Cemahir, s. 205-
Sayılı, Beyrunf'ye Armağan, s. 6). İranlı ta- hangi birine dayanarak Arap veya İranlı 206), küçük denebilecek bir yaşta Ha-
nınmış edebiyatçı Muhammed Muin ise yahut daha da öteye giderek İ ra n milli- rizmşahla r' ın himayesine girdiğini ve sa-
her iki telaffuzun aynı anlama geldiği yetçisi sayan görüşle r mesnetsizdir. Çün- ray terbiyesiyle yetiştiğini göstermek-
görüşündedi r (bk Tebriz!, Burhan-1 Ka- kü BTrünf'nin her iki ırk için de lehte ve tedir. Özellikle bu sOlaleden tanınmış
tL' !Muhammed Muin'in notu]. I, 336) An- aleyhte değe rlendirmeleri vardır (bk. Tah- alim ve matematikçi Ebü Nasr İbn Irak,
cak bu kelime tarih ve biyografi kitap - dfd, s. ll; el·Aşarü'l·bakLye, s. 52, Tem· onun ilmi hayata iyi bir başlangıç yap-
larında, ansiklopedi mahiyetindeki kla- hfdü'l-müstakar, s. 13-17; el-Kanünü'l- masını temin eden önemli bir simadı r.
sik kaynakların çoğunda "ei -BTrüni" şek­ Mes 'adr, lll , 1469; el·Cemahir, s. 23; Tah- Başkası için kullanmadığı "üstadım" sö-
linde verilmekte. menşei ve anlamına kik u ma li'l-Hind, s. 367) Ayrıca Arapça zünü bu hacası için kullanan BTrünT. on-
dair tartışmalar da genellikle bu oku- ve Fa rsça'nın kendi ana dili olmadığını dan Öklit geometrisiyle Batlamyus astro-
nuşa göre yapılmaktadır. Ayrıca modern belirtmektedir (Kitabü's·Saydele lmukad- nomisini okudu. Irak ailesinin ve bu aile-
araştırmaların büyük bölümünde bu dime]. s. 31) Ana dilinin Sağdea olması ye mensup Mansur'un BTrünf'nin eğiti­
okunuş tercih edilmiştir (bk bibl) Bey- ihtimali de zayıftır; çünkü araştırmalar mine özel bir ihtimam gösterdiği ve onun
haki, BirOn'u bir şehir ismi olarak zikre- Sağdea'nın o dönemde bir kültür ve me- yetişmesi için çeşitli imkanları seferber
derse de (Tetimme, s. 62) Harizm'de böy- deniyet dili olduğunu ortaya koymuştur. ettiği anlaşılmaktadır. İbn Irak dışında
le bir şehrin mevcudiyetinden klasik kay- Halbuki BTrünT kendi ana dilinin bir ilim Abdüssamed b. Abdüssamed el-Hakim'-
naklarda söz edilmemektedir. Farsça'da dili olmadığını hayıflanarak söylemekte- den de dersler alan Bfrünf'nin uzun sü-
"dış" anlamına gelen birün kelimesin- dir (bk a.y.). Eserlerindeki Arapça'nın reli bir öğrenim hayatı olmadığı, daha
den hareket eden bazı müellifler, "Birü- kullanımında rastlanan gariplikler Pe- çok kendi kendini yetiştirdiği bilinmek-
nT" nisbesinin "dışarıdan gelen, taşralı, çenekçe'nin tesirine bağ lanab ileceği gi- tedir. Bu husus, onun sahip olduğu araş ­
yabancı" anlamında kullanıldığ ı görüşün ­ bi sık sık Peçenek söyleyişiyle Türkçe ke - tırma ruhu ve ilmi tecessüsün yanı sıra
dedirler (Yakut, VI, 308 ; Sem'ani, s. 392) limeler kullanılması da Türk asıllı oldu- erken yaşlarda eser vermiş olmasından
Ancak Kas'ta doğduğu kesin olan ve Ha- ğu ihtimalini kuwetlendirmektedir. Bun- da çıkarılabilir. Nitekim ilk rasadını 380'-
rizm'den "vatanım " şeklinde söz eden dan başka Birünf' nin henüz çocukken de (990) yaptığına göre (Tahdfd, s. 234)

206
BTRONf

kediş tarihinden fazla uzak değildir. Onun nedy, DSB, ll, 149) Ancak onun üçüncü
997 yılında Kas'a geri döndüğü kesin- ra sadını Gürgenç'te ikamete devam et-
BirOni' nin dir. Nitekim Bfruni, 24 Mayıs 997 tari - miş olmasının kesin delili saymak fazla
doğ u munun hinde daha önce kararlaştırılmış bir ran- iddialı olacaktır. Nitekim 997'de Kas'a
bininci
yiidönümü
devu ile burada büyük İslam matema- tekrar dönüp Ebü'l-Vefa el - Buzcani ile
münasebetiyle tikçisi ve astronomu Ebü'l-Vefa el-Buz- ortak rasat faaliyetlerini gerçekleşti rm iş
yap 1 lm 1 ş cani ile buluşmuş ve ikisi birlikte ay tu- (yk bk.l. fakat orada kalmamıştır.
hayali
tulmasını gözlemlemişlerdir (Taf:ıdid, s. Bfrunf'nin Kabus'tan sonraki yeni ha-
bir resmi
(Özbekistan 236) Bu arada GTian şehrine de gitmiş mileri olan Me'munfler de gerçekte Sa-
Halklan olma ihtimali mevcuttur. Zira Kitôbü manfler'e vergi ödeyen bağımlı bir tah-
Tarihi
Müzesi
Makiiiidi 'ilmi'l-hey'e adlı eserini bu tın temsilcileriydi. Onların yık.ılmasından
Taşkent) şehrin hükümdan ya da valisi olan Mer- sonra Gazneliler'in hakimiyeti alanına
züban b. Rüstem'e ithaf ettiği bilinmek- girmişler, ancak yine de yarı bağımsız ka-
daha on yedi yaşında iken ilmi çalışma ­ tedir. Ayrıca Bfruni 1000 yılında bitirdi ği labilmişle rd ir. Bu sülaleden Ebü'l-Hasan
sını verimli bir noktaya ulaştırabilmiş el- Aşarü '1- bakıye adlı eserinde GTian Ali'nin yakın desteğini kazanan ve ölü-
demektir. Bu rasatlar sırasında güneşe ispehbedinin huzurunda bulunduğundan münden sonra kardeşi Harizmşah Ebü'l -
bakmaktan gözlerinin rahatsızlanması bahsetmektedir (Kennedy, DSB, ll, 149). Abbas Me'mun b. Me'mun'un himayesi-
ve rasatlarını güneşin sudaki aksine ba- Aynı yıl Bfrunfnin Buhara'da da bulun- ne giren Bfrüni, onun kendisini üne ve
karak sürdürmesinden de sahip olduğu duğu bilinmektedir. Kendisi, 997 yılında refaha kavuşturduğunu kaydetmekte-
azim ve hırsın derecesini anlamak müm- SamanTier'in tahtına geçen ve saltanatı dir. Şahsı için Ebü'l-Abbas'ın sarayında
kündür (a.g.e., s. 135-136). Yine aynı yaş ­ yalnızca iki yıl süren ll. Mansur'un sara- bir daire tahsis edilen bilgin aynı zaman-
larda yarım derecelik bölümlere ayrıl­ yında himaye görmüştür. Hatta çok son-
da bir müşavir olarak da çalıştı. Kendi-
mış bir çember ile Kas boylamından gü- sine sağlanan siyasi ve ilmi imkanlar sa-
raları yazdığı bir şiirinde onun ilk hami-
neşin yüksekliğini ölçerek şehrin enlem yesinde araştırmalarını Cürcan'da oldu-
si olduğunu zikretmektedir (a.g. e., l l,
derecesini hesaplamıştır. Yirmi iki yaşın ­ ğundan daha verimli olarak sürdürme
148) Bu arada 155 yıl boyunca Cürcan.
da iken de bir gözlemler ve ölçmeler di- imkanı buldu. Onun bizzat yaptığı ve "Şa ­
GTian, Taberistan ve Kuhistan gibi yer -
zisi planlamış, diğer bazı gereçlerin yanı hın Çemberi" adını ve rdi ği astronomi ale-
leri hakimiyetlerinde tutmuş olan Ziya-
sıra çapı 8 m. olan bir astronomik çem- tini Ebü'l-Abbas'a ithaf etmesi, hüküm-
rfler'in hükümdan Kabüs b. Veşmgir Cür-
ber hazırlamıştır. ctara karşı duyduğu minnet duygusunun
can'dan sürülmüştü ve Horasan Emirli-
Fakat Birunf' nin bu huzurlu devresi ği ' nin desteğiyle tahtına yeniden kavuş­ bir ifadesidir (el ·Kanunü 'l·Mes 'adr, ll,
uzun sürmemiştir. Yirmi iki yaşına he- mak istiyordu. 998'de Cürcan'a geri dön- 6 12). Bu ilmi çalışmaları sırasında ünlü
nüz girmiş ve Harizm sarayında mevki düğünde beraberinde artık hizmetine hekim Ebu Sehl Isa el -Mesihi ile de ve-
sahibi olmuş bu genç ilim adamı için si- girmiş olan Bfrünf'yi de getirmişti. Biru- rimli münasebetler kurmuştur.
yasi iktidarın el değiştirmesiyle sıkıntılı ni'nin yeni hamisi Kabus b. Veşmgir'den Bfrünf'nin Gürgenç'i bir ikametgah ola-
bir dönem başlayacaktır. 995 yilında
pek hoşlanmadığı, ancak ona karşı min- rak samirniyetle benimsediği anlaşılmak­
Ceyhun nehrinin öte yakasında bulunan
net duyguları beslediği bilinmektedir. tadır. Nitekim kendisi bu şehirden "va-
Me'munTier'in Kas·a saldırıp Harizmşah ­
Alim ve edip bir kişi olan Kabus Bfrunf'- tanım" diye bahsetmekte, ancak üstlen-
lar'ı tarihten silmeleri ve Harizm idare-
nin çalışmalarını desteklemiş, o da el- mek zorunda kaldığı idari ve siyasi gö-
sinin Gürgenç merkezli yeni bir siyasi
Aşarü'l-bôlp.ye adlı eserini bu hüküm- revlerin ilmi faaliyetlerini bir ölçüde en-
iktidara bağlanması üzerine Bfruni Kas'ı
ctara ithaf etmiştir. Eserinin çeşitli yer- gellediğini vurgulamaktadır ( Taf:ıdfd, s.
terketti. Bundan sonra nereye gittiği
lerinde Kabus'u övmüş ve lakap kabul 8 ı ) Doğum yeri ve asıl vatanı olan Kas'ın
konusunda kesin bilgi yoktur. Ancak bir
etmediğinden ötürü onu takdir ettiğini artık Gürgenç'e bağlı olmasından ötürü
süre Rey'de kaldığı ve bir yoksulluk dö-
belirtmiştir. Bfrunf'nin İbn Sina ile soru- de bu sözü sarfetmiş olabilir. Öyle anla-
nemi yaşadığı bilinmektedir (el ·Aşarü 'l·
lu cevaplı tartışmaya bu dönemde gir- şılıyor ki Bfruni, Harizmşah Ebü'l -Abbas
bakıye, s. 338) Ayrıca Bfruni Rey'de sür-
diği sanılmaktadır (Hamarneh, Hamdard Me'mün'un önüne getirdiği siyasi ve ida-
dürülen rasat çalışmalarından da bah-
Medicus, XXXI/ 2, s. 6) ri meseleleri çözüme kavuşturmada ol-
setmektedir. O dönemde BüveyhTier'in
idaresinde bulunan Rey'de hükümdar Birüni, Cürcan'da kendisine gösterdi- dukça başarılı idi. Özellikle Harizm ·in
Fahrüddevle 'nin emriyle Ebu Mahmud ği büyük ilgi ve tanıdığı imtiyaziara rağ ­ Gazneliler ve Karahanlı l ar'la münasebe-
el -Hucendi (ö 390/ 1000) tarafından bü- men katı kalpli bulduğu Kabüs'u (Yaküt, tinde önemli roller üstlenmiştir. 1O14 yı­
yük bir sekstant yapılmış ve güneşin o VI, 3 12), Gürgenç'teki Me'munfler hane- lında Gazneli Mahmud'un Harizm'de

boylama girişlerini gözetiernekte kulla- danından Ebü'l -Hasan Ali b. Me'mun'un doğrudan hakimiyet sağlama girişimin­

nılmıştı. Bfruni, adını hükümdardan alan daveti üzerine 1009 yılında terketti. Bu de bulunmasıyla gerginleşen siyasi or-
Fahri Sekstantı'nı tarif etmiş ve bizzat tarihi 1003 olarak gösteren bir görüş de tam, Ebü'l-Abbas Me'mun 'un Gazneli
Hucendf'den elde ettiği bilgilere daya- vardır. Zira Biruni, 1003 yılının 19 Şubat otoritesini kabul etmesine rağmen or-
narak yapılan rasatları Hikayetü'l- ale- ve 14 Ağustos un da Cürcan' da iki defa dunun ve diğer emirlerin buna yanaşma ­
ti'l-müsemmat bi's-südsi'l-Fal]ri adlı gerçekleşti rdiği ay tutulmasıyla ilgili göz- masıyla tam bir kargaşaya dönüşmüş­
risalesinde ayrıntılarıyla kaydetmiştir. Bf- lemlerinin üçüncüsünü ertesi yılın 4 Ha- tü. isyan eden ordu Mahmud'un enişte­
runi Kas'ı 995'te terkettiğine ve Hucen- ziranında Gürgenç'te tekrarlamıştır. Bu- si olan Me'mun'u öldürünce Mahmud
di 1000 yılında öldüğüne göre ikisinin na göre 1003'te Cürcan'ı te rketmiş ve bunu fırsat bilip Harizm'i ülkesine kat-
Rey'de görüşmeleri herhalde şehri ter- Gürgenç'e yerleşmiş olması gerekir (Ken- mıştı. Bu gelişmeler Birunf'nin hayatın-

207
BIRONI

da yepyeni bir dönemin başlangıcını oluş­ lam aleminin genişlemesinden büyük bir Öklid'in Unsurlar adlı eseriyle Batlam-
turdu. Çünkü Mahmud geri dönerken Bi- sevinç duyduğu anlaşılmaktadır (el·f!Eı· yus'un el- Mecistf'sini Sanskritçe'ye
rün! ve hocaları Ebü Nasr İbn Irak Man- nünü 'U1es 'adı, ll, 688; ayrıca bk. Tah· (Ziauddin Ahmad, /C, V 11931 1. s. 348). Pa-
sOr, Abdüssamed ve yine Gürgenç'te il- dfd, S . 35,213 , 214) tanjali ve Samkhya'yı da Arapça'ya çe-
mi münasebet kurduğu Ebü'l-Hayr el- Birünl'nin, ölümünün ardından "ale- virdiğine bakılırsa Birüni giderek Sans-
Hammar' ı da Gazne'ye götürmüştü. Bu min aslanı", " zamanın yeganesi" diye söz kritçe'ye iyice hakim oimuştur. Onun
sırada Birüni kırk dört yaşındaydı. ettiği Gazneli Mahmud (Tahkfku ma li 'l · Arapça'ya tercümesini yetersiz bulduğu
Birüni için Harizm devresinin bitip Gaz- Hind, s. 342) sarayını edip. şair ve bil- Pançatantra masallarını da Arapça'ya
ne devresinin başlaması sıkıntılı olmuş­ giniere daima açık tutmuş , bu arada Ker- çevirmeye teşebbüs ettiği bilinmekte-
tur. Daha önceki siyasi durumu sebebiy- ramfler'i, Karmatfler'i ve Şiiler'i takip et- dir. Ancak bu çalışmalarının en önemli
le Nandana Kalesi'nde bir süre göz hap- tirmiştir. Gereksiz tartışma çıkaran ba- meyvesinin TaJ:ı~i~u ma li'l- Hind adlı
sinde tutulan Birüni, bu mahrumiyet zı kitapları da yaktırmıştır. Bu ortamda eseri olduğu belirtilmelidir. Gazne'de ge-
Birüni Gazne'ye gelişinden itibaren ilk çirdiği uzun yıllar boyunca yaptığı ta-
günlerinde bile ilmi çalışmalardan uzak
kalmadı ve orada sağlayabildiği aletler- on yıl içinde oldukça verimli bir ilmi fa- biat araştırmaları , astronomi gözlemle-
le çeşitli astronomik gözlem ve hesap- aliyet imkanı bulmuş, astronomi, mate- ri, matematik çalışmaları yanında dev-
lamalar yaptı (1018) . Gazneli Mahmud'- matik ve fizikle ilgili çalışmalarını derin- let ricaliyle olan yakınlığının sağladığı
leştirmiştir. Hindistan'ı konu alan ünlü çeşitli kültürlerle münasebet imkanını
la önceleri yakın ilişki kuramamasına
rağmen kendisine resmen yardımda bu- TaJ:ı~i~u ma li'l- Hind adlı eseri de bu da daima değerlendirmesini bitmiştir.
lunulduğu da bilinmektedir. Bu iki meş­ dönemin bir ürünüdür. Mesela Volga boylarındaki Türk hakanı­
nın 1024 yılında elçi olarak gönderdiği
hur simanın birbirine yaklaşmasında Hint Sultan Mahmud 1002-1026 yılları ara-
tapınaklarından alınan bir değerli taşın sında Hint kıtasında tedrici bir fetih ha- heyetle görüşerek bilgisini artırmaya ça-
lışmıştır. Kutup ülkeleriyle temas ha-
rolü olmuştur. Birüni'nin söz konusu sı­ reketi sürdürmüş ve sonunda İndus hav-
kıntılı dönemi herhalde yalnızca kendi zası ve Ganj vadisinin önemli bir bölü- linde iken güneşin günlerce batmadığı­
mü ile güneyde Hint Okyanusu'na kadar nı söyleyen bir heyet üyesi Sultan Mah-
psikolojik durumundan kaynaklanmıyor­
du. Gazne 'de araştırma ruhuna sahip uzanan toprakları ele geçirmiştir. BirO- mud 'un dini gayret ve öfkesini hareke-
bilginierin varlığına pek tahammül gös- ni İslam aleminin önünde açılan bu yeni te geçirmiş. ancak Birüni'nin araya gi-
teremeyen ve onları sapıklık ve zındık­ coğrafyaya büyük ilgi duymuş ve içinde rip bunun tabii olduğunu belirtmesiyle
lıkla suçlayan bir zihniyet hakimdi (Tah- yaşadığı geniş imparatorluğun sağladı­ sultan ikna olmuştur (Yaküt. VI, 31 0). Yi-
dfd, s. 3-4) Nitekim Birüni'nin hocası Ab- ğı imkanlardan faydalanarak Hindistan ' ı ne Gazne'ye 1027 yılında gelen bir Çin
düssamed dinsizlik ve Karmatilik'le it- tanımak istemiştir.VIII. yüzyıldan itiba- ve Uygur Türk elçilik heyetinden Uzakdo-
ham edilerek öldürüldü. Aynı suçlama- ren Hint kültürünün astronomi. mate- ğu ile ilgili bilgiler edinmiştir (Minorsky,

lar Birani'ye de yöneltildi. fakat etkili matik. tıp ve edebiyat ürünlerini tercü- S. 234)
olmadı. Çünkü Birüni, henüz yirmi yedi meler yoluyla tanımış olan İslam dün- Gazneli Mahmud'un 1030 yılındaki ölü-
yaşında iken Karmatiler hakkında Kitab yası için bu kıta her zaman cazibesini münden sonra tahta geçen oğlu Mesud
ff al].bCıri'l-mübeyyicj.a ve'l-Karamita korumuştur. da (ı 030c ı 041 ) bilginiere itibar eden bir
adlı bir eser yazıp tehlikeye dikkatleri Çeşitli vesilelerle Hindistan'ı ziyaret kişiliğe sahipti. Birüni bu dönemde sa-
çekmiş biri olarak kendisini rahatlıkla eden Birüni oraya ilk giden müslüman raydaki danışmanlık görevinin yanı sıra
temize çıkarma imkanına sahipti (el-Aşa· alim değildi. Daha önce birçok kimse ilmi araştırmalarını yine sürdürdü. TaJ:ı­
rü 'l·ba~ıye, s. 211 , 213) . Dinsizlik suçla- Sind'e, Sind'in güney kıyılarına, Hindis- dfdü niMyati 'l -emakin, Ma~iile fi'stil]-
masını haklı çıkaracak bir delil de yok- tan'a gitmiş ve bu yerlerle ilgili kitaplar raci'l - evtar fi'd- da , ire, TaJ:ı~iku ma
tu. Sonuç olarak Birüni bu suçlamalar- yazmıştı. Ancak Birüni'nin gezileri çok li'l- Hind gibi Gaz ne döneminin önemli
dan ilmi seviyesinin de yardımıyla kur- hazırlıklı ve dolayısıyla verimli oldu. Da- eserlerine el-Kiinunü'l-Mes'udf adlı
tuldu. Birünl ile Gazneli Mahmud ara- ha önce kendisi gibi Gazne'ye getirilen eserini de ekleyerek ilmi hayatının zir-
sında başlangıçta hüküm süren soğuk­ Hintli bilginlerle tanışmış ve onlardan vesine ulaştı. Sultan Mesud'a ithaf edil-
luğun sebeplerinden biri de Mahmud'un Sanskritçe'yi bir ölçüde öğrenmişti. Bu diği için bu ismi alan ve Ortaçağ astrono-
veziri ve danışmanı Meymendi'dir. Fir- bilginlerle konuştukça Hindistan'a dair misi için çok önemli sonuçlar ihtiva eden
devsi de onun yüzünden ünlü hicviyesi- ilgisi artmış ve önemli bilgiler edinmiş­ bu kitap Batlamyus sistemiyle önemli
ni yazıp ülkeden kaçmıştı. Ancak Birüni ti. Birünl'nin Hindistan'a kaç defa ve farklılıklar arzediyordu. Özellikle devrin-
sıkıntılara sabır ve metanetle göğüs ger- hangi tarihlerde gittiği kesin olarak bi- de arzı merkez kabul eden anlayışa kar-
miş , bu tavrı Mahmud ile aralarında de- linmemektedir. Bununla birlikte Süme- şı dünyanın güneş etrafında dönmesi
rin ve samimi bir münasebetin oluşma­ nat ve . Mültan seferlerine katıldığı, Ku- durumunun astronomik olguları değiş­
sına zemin hazırlamıştır. Nitekim yazı­ zey Hindistan. Keşmir ve Pencap bölge- tirmeyeceği görüşünü savundu. Sultan
larında Mahmud'un kendisinden hiçbir lerini gezip gördüğü kesindir. Pencap' - Mesud bu ithafa bir fil yükü gümüş pa-
nimeti· esirgemediğin i . Gazne'deki ilmi ta Hint bilginleriyle temas kurmuş , on- ra ile mukabele ettiyse de Birüni bu ar-
çevrelerin Mahmud'a büyük itibar gös- larla Sanskritçe konuşulan ilmi meclis- mağanı geri çevirdi (Yaküt, VI, 310-311).
terip peşinden koştuklarını , onun izzet lerde tartışarak takdirlerini kazanmış­ Birüni'nin Sultan Mesud zamanında va-
otağı ve devletin dayanağı olduğunu , tır. Öyle anlaşılıyor ki Birünl Hintli bilgin- tanım ziyaret ettiği ve bu vesile ile Cend'-
" Doğu'nun başşehri" diye andığı Gazne'- ler üzerinde şaşkınlık ve hayranlık uyan- de kırk yıl boyunca aradığı Mani'nin bir
nin de ikinci vatanı olacağını kaydetmiş­ dıran bir etkiye sahip olmuştur ( Taf:ı~f~. kitabını elde ettiği kaydedilmektedir (Fih·
tir. BirQnT'nin Mahmud zamanında İs- S. [4 - 18) rist, s. 33)

208
BIRONI
Uzun süredir kendisini etkileyen ciddi cılık, tarih, coğrafya, filoloji ve etnoloji- ği intibaı uyanmaktadır. Bu metinlerden
bir hastalığı altmış iki yaşlarında iken den jeodezi, botanik, mineraloji, dinler Eevi be c an c aşri mesô., il başlığını taşı­
1035 yılında atiattığını belirten BirQni'- ve mezhepler tarihine kadar otuza yakın yan risalenin İbn Sina tarafından kale-
nin (a.g.e., s. 35) aynı yıl EbQ Bekir er- bilim dalında çalışmalar. buluşlar gerçek- me alınmakla birlikte BirQni'ye cevap
Razi'nin eserlerine ait geniş bir katalog leştirmiş olan Birüni, yoğun ilmi faaliye- olarak yazılmadığı ileri sürülmüştür. Ri-
hazırladığı bilinmektedir. İleriemiş yaşı­ tinin yanı sıra dini hassasiyetini daima salenin BfrQni'ye karşı yazılmış olduğu
na rağmen ilmi faaliyetlerine ara verme- korumasını bilen bir şahsiyettir. Onun fikri, İbn Sina'nın peşpeşe gelen iki ri-
yen BirQni, Sultan Mesud'dan sonra oğ ­ tükenmek bilmeyen araştırma gayreti- salesinden ilkine ait olan ve BirQnl'ye ce-
lu MevdQd'a da (1041-1049) el-Cemô.hir ni, taviz vermez objektiflik endişesini ve vaben yazıldığını belirten son ifadenin
if ma crifeti'l- cevô.hir ve el- Kitô.bü 'I- çok samimi dini duyguları kendi şahsın­ ikincisine ait sanılmasından kaynaklan-
Mu canven bi'd-Destı1r adlı iki kitabını da başarıyla dengelediği öncelikle belir- mıştır (Küyel, s. 83-87). BirQni'nin Ha-
ithaf etti. Görme ve işitmede güçlük çek- tilmelidir. rizm'den gönderdiği sorulara İbn Sina'-
meye başlayınca öğrencilerinin en seç- Birüni'nin yaşadığı dönemde zirveye nın verdiği karşılıktarla bu karşılıklara
kinlerinden olan Ebu Hamid Ahmed b. ulaşan öteki şahsiyetin İbn Sina oluşu, BirQni'nin yönelttiği itirazları içine alan
Muhammed en-Nehşei'yi yardımcı edin- onun İslam medeniyetinin en üretken ve Muhammed Tancf tarafından neşre­
di, ayrıca kendisine yardım eden bir Rum dönemlerinde varlık gösterdiğinin baş­ dilen risale ise aynı konuya tahsis edil-
araştırmacı ile birlikte çalıştı. BirQni son ka bir göstergesidir. eş-Şitti' gibi dev miş bir başkasıyla birlikte (Beyrunf'ye
eseri olan Kitô.bü'ş-Şaydele fi'Hıbb'ı bir akli ilimler ansiklopedisinin, el-İşô.­ Armağan, s. 260-301) BirQni ile İbn Sina
yazdığında seksen yaşını geçmişti. Böy- rô.t ve 't- tenbfhô.t gibi veciz bir felsefe arasındaki metodolajik farklılığın alabil-
lece tıpla ilgili olarak başlayan telif ha- şaheserinin yazarı olan İbn Sina'nın tıp­ diğine yansıd ı ğı bir belgedir.
yatı tıbbi bir eserle sona erdi. Ölümün- taki efsanevi şöhreti yanında metafizik Bu farklılık tabiatıyla BirQni'nin sade-
den az önce kendisini ziyarete gelen es- ve psikolojideki derinliğiyle de çağdaş­ ce bir "bilim adamı" tipi çizip felsefe ile
ki bir dostuyla yaptığı feraiz hesapla- larından ayrı değerlendirilmesi gerekir: uğraşmadığı anlamına gelmez. Felsefi
maları onun son teorik çalışmasını oluş­ ancak buna karşılık çağdaşı olan BirO- eserlerinden neredeyse hiçbiri günümü-
turmuştur. Gazne'de ölen BirQni'nin ve- ni'nin matematik, astronomi ve fizikte ze ulaşmamasına rağmen onun derin
fat tarihi konusunda tek ve kesin bir ka- gösterdiği başarı İbn Sina'ya nisbetle ile- şekilde felsefe çalıştığı ve özellikle EbQ
yıt mevcut değildir. Kendisi seksen ya- ri bir adım sayılmalıdır. Her ikisi de an- Bekir er-Razi gibi filozofların Aristaeu-
şını geçtiğinden bahsettiğine göre daha siklopedist olan bu iki büyük alimi ayı­ luk aleyhtarı felsefesiyle ilgilendiğ i bilin-
önce yaygın kabul gören 440 ( 1048) ta- ran özellik, İbn Sina'nın psikoloji üzeri- mektedir. Bu ilgi, ona Razi'nin Sırrü '1 -
rihi geçersiz olmaktadır. Buna göre Bf- ne temellendirilmiş bir metafiziği öne esrô.r adlı eserini kırk yıl ısrarla arata-
rQni'nin 443 ( 1OS 1) yılını id rak ettiği ke- çıkarması , BfrQni'nin ise matematik ve cak kadar yoğundur. Ancak BfrQnf, da-
sindir. Yaküt'un verdiği tarih olan 403 fizik ilimiere çok fazla önem verip me- ha sonra birçok bölümünü anlamsız bul-
(1012) istinsah hatası kabul edilip 453 tafiziğin akla dayalı spekülatif kanıtla­ duğu bu esere bir eleştiri yazmaktan da
olarak değiştirilirse ölüm tarihi miladi ma metoduna İbn Sina kadar fazla ilgi geri durmamıştır (Nasr, An Introduction
1061 olmaktadır (Yaküt, VI, 638 ; krş. Sa- duymamasıdır. Buna karşılık gözlem ve to lslamic Cosmological Doctrines, s. 109).
y ılı , Beyrunf'ye Armağan, s. 6) . deneyi matematik diliyle açıklamaya ver- BirQni'nin ilmi şahsiyetini belirlerken
ilmi ve Dini Şahsiyeti. BirQni'nin ilmi diği önem ve ilmi metodoloji titizliği Bi- gözlem ve deneye verdiği önemin özel
yönünü belirleyen en önemli özellikler- rQni'yi Ortaçağ'ın öteki üstadından da- olarak vurgulanması gerekir. Ancak onun
den biri, onun çok çeşitli alanlarda ba- ha fazla modern ilim adamı tipine yak- bütün ilmi metodu deneycilikten ibaret
şarılı eserler verebiimiş olmasıdır. Ço- laştırmıştır. Belki bu eğilimlerinin de et- değildir. Ona göre tabiatı anlamak için
cukluğundan beri kendisinde mevcut kisiyle Aristocu felsefeyi fizik ve meta- sadece tek bir yol yoktur. Gözlem ve de-
olan araştırma tutkusu, çağının ilmi ve fizik yönleriyle yer yer eleştirmiş ve EbQ ney kadar tefekkür ve akıl yürütme, bu-
felsefi birikimini yeniden üretici tarzda Bekir er-Razi'nin klinik gözlem ve de- nun da ötesinde ilahi vahyin işaretleri
değerlendirme başarısıyla birleşince dö- neye dayalı tecrübi yaklaşımını kendisi- de bilgi kaynağıdır. Hatta BirQnf, gözlem
neminin zirveye ulaşan isimlerinden biri ne daha yakın bulmuştur. ve deneyle bulunan gerçeklerin İslam
olmuştur. Nitekim Sarton onun yaşadı­ İbn Sina ile gerçekleştirdiği yazışma­ bakış açısının genel çerçevesi içinde bir
ğı döneme "BirQni asrı" demekte tered- larda onun bu tavrı, yahut ikisi arasın- anlam taşıdığını söyler. Bununla birlikte
düt etmemiştir. Yine Sarton onu "bütün . daki fark belirgin şekilde kendisini gös- astronomi, jeoloji, coğrafya, kimya ve
zamanların en büyük bilginlerinden biri" termektedir. BirQni'nin yirmi dört yaş­ biyoloji sahalarında gözlemin önemini
(fntroduction, I, 707). Barthold ise "İslam larında iken Buhara'da henüz on yedi kavramada çağdaşlarından çok ileride-
aleminin en büyük bilgini" (İslam Mede· yaşında bir genç olan İbn Sina ile tanış­ dir. Onun bu gözlemciliği en çok Aristo
niyeti Tarihi, s. 52) şeklinde niteler. Bf- tığı anlaşılmaktadır. BirQnfnin "fazı! de- kozmolojisine yönelttiği eleştirilerde ken-
rüni'nin özellikle tabii ve matematik ilim- likanlı " olarak zikrettiği (el·Aşarü'l·ba~ı· dini gösterir. Bir hipotezin deneyle test
lerdeki başarısı ve orijinalliği göz alıcı­ ye, s. 257) bu gençte daha sonra sorulu edilmesi fikri yanında ölçmeye verdiği
dır. Aynı başarıyı gösterdiği beşeri ilim- cevaplı yazışmalarda bulunmasında her- değer. Birüni'yi fizik ve matematiğin mo-
ler ve dinler tarihi sahası da onun ilmi halde bu tanışmanın da rolü olmuştur. dern kavramşma çok yaklaştırmıştır. Bu
tavrında objektiflik ilkesinin belirgin tarz- Hatta bu diyalogların yazıya döküldüğü tavrıyla neredeyse bir Ortaçağ'lı olma-
da kendini gösterdiği alanlardır. Bu ge- metinlerdeki anlatımdan, söz konusu dığı izlenimini uyandırır. Felsefi anlam-
nel ilmi çerçeve içinde astronomi, arit- sorulu cevaplı tartışmaların hem yazış­ da Pisagorcu olmamasına rağmen ma-
metik, geometri, fizik, kimya, tıp, ecza- ma yoluyla hem de yüzyüze gerçekleşti- tematiği tabiatın sayısal yapısını çözüm-

209
BTRONT
lerneye yarayan bir disiplin olarak gör- Astrolojiye karşı sergilediği tutum da daki oluşumunu açıklarken geleneksel
müştür. Onun yerin çevresini ölçmek için Birüni'nin ilmi kişiliği hakkında yeterli kükürt -civa teorisinden hareket eden
geliştirdiği metotlar, nesnelerin özgül fikir vermektedir. Özellikle Kitabü't- Tel- Birüni, madenierin kendilerine özgü bir
ağırlıklarını ölçmek için uyguladığı ori- him adlı eseri onun astrolojinin teknik hayatı olduğunu ve zaman içinde mü-
jinal teknikler bu anlayışının göz alıcı te- yönü hususunda tam bir uzman oldu- kemmelliğe ulaştığını belirtmiş, soylu-
zahürleridir (Nasr, a.g.e., s. 125-131 ). Bi- ğunun delilidir. Ancak Birüni'nin Herme- luk taşıyan değerli madenierin insanla
rüni'nin niceliği esas almayan Aristocu tik geleneğe bağlı simyanın (el- kfmiya) ilişkisini ortaya koyarken onların servet
kavram sisteminden bu yönüyle uzak- yanı sıra astrolojiye de bir tür sahte bi- biriktirmek için değil Allah yolunda har-
laştığı söylenebilir. Mesela onun şimdi­ lim gözüyle baktığı anlaşılmaktadır. Tıp­ canmak için yaratıldığını ve bu soylu ga-
ki piknometrenin ilkel bir şekli olan ve kı Farabi ve İbn Sina gibi o da göklerin yeye hizmet etmesi gerektiğini vurgu-
kendisinin "konik alet" diye adlandırdı­ arz üzerinde fiziki tesirler oluşturduğu lamıştır. Simyanın dayandığı kükürt-ci-

ğı bir aleti kullanarak özgül ağırlıkları fikrini kabul etmiştir ; ancak gökleri bir va teorisini kabul etmekle birlikte suni
ölçme deneyler!, hem Aristocu tabii ağır­ kader haritası gibi incelemek ona pek yollarla adi madenierin altına dönüştü­
lık kavramından hem de Aristocu ilim inandırıcı gelmemiştir. Zira farklı astro- rülemeyeceğine olan inancı, herhalde

anlayışından bir uzaklaşmayı temsil eder logların yıldızlardan çıkardığı birbirini onun bu ahlaki yaklaşımıyla iç içedir.
(Sayılı, Beyruntye Armağan, s. 23-24). tutmayan hükümler, ilmi zihniyeti bakı­ Bfrüni'nin, Aristocu kavrarnlara sık sık
mından hiç de tatmin edici değildir (Bf- başvurmakla birlikte Aristo'yu sarsılmaz
Birüni'nin en çok temayüz ettiği saha
rünf, Fihrist, s. 47). Alem ve onun parça- bir otorite gibi görmemesi ve hatta Aris-
hiç şüphesiz astronqmidir. Bunun yanı
larını tam bir organik bütünlük içinde to felsefesini sert bir şekilde eleştirme­
sıra modern araştırmacıların pek fazla
görme imkanı verdiği için bazı müslü- si onun ilmi kişiliğinin iki yönünü ortaya
yönetmediği astroloji incelemeleri de
man astronomlara ilgi çekici gelen astro- çıkarır. Bunlardan birincisi Aristoculuk
vardır. Birüni'nin kozmolojisi ana hatları
loji, belki Birünf'yi yalnızca bu perspek- adına felsefi bir dogmatizmi benimse-
itibariyle çağının arz merkezli anlayışı­
tifi bakımından ilgilendirmiştir. Ancak memesidir. Esas itibariyle günümüze
na uygundur. En dışta sabit yıldızlar fe-
ona göre sihir, kehanet ve fal dünyası­ ulaşan felsefi eserlerinin azlığı Birüni'yi
leği olmak üzere en içteki ay feleğine
na girildiğinde ilmf sınırların dışına çı­ belli bir felsefi ekole bağlamayı engelle-
kadar iç içe geçmiş sekiz küreden olu- kılmış olur. Kaldı ki Birüni simya, sihir, se de bunu imkansız kılan öteki sebep,
şan gökler, dairevi bir hareketle merkez-
efsun, ölümsüzlük ilacı gibi iddiaların onun felsefi tenkit ve incelemelerini tek
de duran arza tesir etmektedirler. Ma- arkasında ihtirasların yattığı düşünce­ bir ekole bağımlı kalmadan sürdürmeyi
tematik açıklamaya verdiği öneme rağ­ sindedir (el· Cemahir, s. 24 7; TaJ:ılf:ilf:, s. tercih etmesidir. Aristo felsefesinin za-
men Birüni birçok Yunanlı astronomun 148; Tahdfd, s. 8). yıf yanlarını eleştirirken İslami naslar
aksine fetekieri yalnızca bu açıdan ele Ay altı alemle yani arz ve ay feleği yanında hıristiyan ilahiyatçı Yahya en-
almaz; çünkü onların fiziki mevcudiyet- arasındaki değişmelerle ilgili gözlemle- Nahvf'ye de başvurmakla birlikte daha
lerine inanır ve meseleyi bu yönden de rini esas itibariyle Aristocu dört unsur çok mantıki tutarsızlık ve gözleme aykı­
değerlendirir. Ayrıca fetekler sistemine kavramıyla ifade eden Birünf, toprak, rılık ölçülerini esas almıştır. Bunun ya-
bir dokuzuncusunu ekleyen müslüman su, hava ve ateş unsurlarını arzdan gö- nında tenkitçi tavrı, Aristo"nun büyük
astronomların bu tercihi için ilmi bir ge- ğe doğru yükselen küreler şeklinde ele bir zeka olduğunu teslim etmesine de
rekçenin bulunmadığı fikrindedir. Birü- almakta, hatta bu küreterin birbirlerine engel olmamıştır; onun karşı çıktığı şey
ni'nin alternatif kainat modelleri üze- göre uzaklıklarını ortaya koymaktadır. Aristo'nun her fikrinin doğru kabul edil-
rinde düşünmesi ve güneş merkezli bir Birüni'nin yer kabuğundaki değişik­ mesi, yani Aristoculuğun dogmatizm ha-
sistemin farzedilmesiyle astronomi araş­ liklerle ilgili olarak gerçekleştirdiği je- lini almasıdır. Birüni'nin Aristo'ya yönelt-
tırmalarının matematik yönden etkilen- olojik incelemeler, onun keskin bir göz- tiği tenkitterin temel çerçevesi İbn Si-
meyeceğini belirtmesi ilgi çekicidir ; zira lemci olduğunun bir başka delilidir. De- na ile yazışmaları sayesinde günümüze
bu tavrı çağındaki yaygın anlayışın dışı­ nizlerin karalara, karaların denizlere dö- ulaşmıştır. Başta alemin ezeliyeti fikri
na çıkma denemelerinden biridir. Ken- nüştüğü teorisini fosiller üzerindeki göz- olmak üzere alemin tek olduğu, unsur-
disi böyle bir sistemi matematik açıdan lemlerine dayandırmış ve tabiat tarihi ların tabii rnekanlara sahip bulunduğu,
daima mümkün görmüş ve hatta arzın bakımından önemli bulgular elde etmiş­ fetekierin yalnızca dairevi şekilde hare-
döndüğü fikrine dayalı olarak imal edil- tir. Yeryüzünün, yedi gökkürenin yansı­ ket ettikleri gibi Aristocu düşünceleri
miş usturlaplarla çalışmış, ancak bu dö- ması şeklinde kabul edilen yedi iklime eleştiren Birüni, bu eleştirilerini ya ale-
nüşün kabulüyle doğacak fiziğe dair yani yedi coğrafi bölgeye ayrılması ge- min başlangıcı meselesinde olduğu gibi
problemierin çözülmesinin zor olduğu­ leneğini Birüni'nin aynen devraldığı gö- dini telakkilere, yahut da göklerin elip-
nu belirtmiştir. Birüni iki rakip kainat rülmektedir. Ancak onun bu geleneği tik hareketini savunurken yaptığı gibi
modelinden arz merkezli olanı, yaygın çok ayrıntılı şekilde zenginleştirdiğini felsefi analizlere başvurarak yapmıştır.
anlayışa teslim olarak değil öteki model de eklemek gerekir. Bu "iklimler"in eko- Ayrıca Ebü Bekir er-Rai:l'nin atomcu
üzerinde objektif incelemeler yaptıktan lojik, kültürel, dini ve hatta astrolojik yaklaşımından da ilham alarak Aristo'-
. sonra tercih etmiştir ; arzın dönüşünden özellikleri hakkında yazdıkları bir dünya nun atom fikrini reddetmesinin zorunlu
doğan hızı hesaplamış, böyle muazzam tarihinin fragmanları gibidir. Ayrıca el- bir felsefi tercih olmayacağını belirtmiş­
bir hızın arzın öteki fiziki fenomenleriy- Cemahir'de görülebileceği üzere çeşitli tir. Onun bu tenkitlerindeki ana fikir,
le bağdaşmayacağını düşünmüştür (Nasr, coğrafi bölgelere ait münasebetleri in- Aristocu felsefenin ilmi değerini inkar
An Introduction to lslamic Cosmological celeyişi onu Ortaçağ mineralojisinin zir- etmemekle birlikte dine. akla ve gözle-
Doctrines, s. 133- 136). vesine çıkarm ı ştır. Madenierin yer altın- me ters düşen yönlerini yine objektiflik

210
BfRONf

retle eğilen Bfrünf, bu birikimi yeniden Bu farkı doğuran akli araştırma, bilgi
~~ 1-',ı>r\•r!r~
~"~~.:.;.Jı:g.ı..~ keşfetme konusunda emsalsiz bir gay- veya bilgeliktir (Peters, 11 / 3, s. 147-149).
~~ı..;.,::.o~'t->M·~;.. ret sarfetmiştir. Bununla birlikte eser-
.~~~~;ı;.ı,ı.ı.idi~~~;..,;.u:;.. Yine Grekler ve Brahmanistler arasın­
lerinden tanıdığı çok sayıdaki ilmi şah­ da yaptığı bir mukayesede, serbest araş­
siyetin otoritesi onda bir taklit duygusu tırma ruhuna dayalı Grek ilminin başa­
uyandırmak yerine orüinal katkıda bu- niarına karşılık Hindü bilginierin taklit-
lunma şevki doğurmuştur. ilmi otori- çi ve içine kapalı yaklaşımları yüzünden
teyi takdir etmek, bu otorite sebebiyle o kadar başarılı olamadıklarını isabetle
taklide düşmemek, aksine tenkit ve tah- kaydeden Bfrünf, onların manasız gu-
Birüni'nin
kike yönelmek, bunları yaparken men- rurlarının hem Grek ilmiyle temas kur-
ei-Aşil rü 'l­ sup olduğu dinin ilkelerine sonuna ka- malarını hem de İslam vahyi ile tanış­
b!ll!'ıye adlı dar bağlı kalmak, hatta onları yüce tut- malarını engellediğini belirtmektedir.
eserinden
minyatürlü
mak ve nihayet bu bağlılığı ilmi araştır­ Bfrünfye göre bu durum, Hindülar ara-
bir sayfa malarındaki objektiflik ölçüsünü zede- sında cehaletin yaygınlaşmasına ve il-
(Tahran lemeyecek şekilde sürdürmek onun il- min verileriyle dini inançların çatışma­
Meclis Ktp. ,
nr. 2132 , vr. 63• ) mf şahsiyetini ifade eden en tipik tavır­ sına zemin hazırlamıştır. Nitekim Hint
lardır. Mesela Kitabü'ş-Şaydele ift - tıb bilgini Brahmagupta, Brahmasiddhan-
adına eleştirmek, böylece felsefi dogma- adlı eserinin kaynaklarına bakıldığında ta adlı eserinde ay ve güneş tutulmala-
tizmin bu türüne karşı çıkmaktır (Tanci, onun .Hipokrat, Galen, Dioscorides, Ori- rını Brahmanlar'ın mitolojilerine uygun
Beyrunf'ye Armağan, s . 234-260; ayrıca basius. Aetius ve Paulus Aegentina'nın tarzda yorumladığ ı için ilmi anlayışla
bk. Nasr, An Introduction to Jslamic Cos- Arapça'ya çevrilmiş eserlerine yoğun şe­ bağdaşmayan bir duruma düşmüştür.
mological Doctrines, s. 166-173). kilde müracaat ettiğine şahit olunur. Bf- Bfrünfye göre Brahmagupta tutulmala-
Bfrünf'nin ilmi kişiliğinin Aristo ten- _ rünf İslam aleminde ünlü olan ve kün- rın tabii ve astronomik sebeplerini bil-

kitlerinde kendini gösteren ikinci yönü naş adıyla bilinen farmakolojik literatü- miyor değildi , ancak dini çevrelerin tep-
İslam inançlarına sıkı sıkıya bağlılığıdır. rü yakından takip etmiş İbn Masarce- kisinden korkmuştu. Halbuki Varamihi-
Kendisi İslam'a aykırı olduğuna inandığı veyh, İbn Maseveyh, İbn Mase. Ebü Mu- ra adlı bir başka bilgin mitolojik açıkla­
her fikre şiddetle karşı çıkmıştır; me- az. Suharbaht, Ebü Zeyd er- Recanf, Ebü maları reddetmiş ve ilmi haysiyete uy-
sela alemin ezeliyeti fikrine karşı çıkışı Bekir er-Razi ve İbn Miskeveyh gibi tıp gun bir tutum takınabilmişti (Peters, ll /
daha çok bu yüzdendir. İbn Sina'ya gö- ve eczacılık müelliflerinden sı k sık ikti- 3, S. 150-151).
re alemin başlangıçsız olduğu şeklinde­ baslar yapmıştır ; ancak bütün bu lite- Bfrünf'ye göre insan cüsse itibariyle
ki Aristocu görüş, alemin bir faili bulun- ratür onun orüinal gözlemleriyle temel- birçok canlıdan küçük olmasına rağmen
madığı veya varsa bile aktiviteden uzak lendirilmiş ve başarıyla yeni terkipiere aklı sayesinde onların hepsinden üstün- ·
olduğu (ta'tTI) şeklinde yorumlanmama- ulaşılmıştır (Ehsan Elahie, 1/ 2, s. 120). dür ve onlara hükmetme imkanına sa-
lı , aksine hem bu failin var olduğu hem Aynı şekilde Tahkj]f.u ma li'l-Hind adlı hiptir. İnsan, aklının ve imanının ışığın­
de faaliyetinin kesintiye uğrayamayaca­ eserinde bambaşka bir dini atmosferi da ilahi hikmet, kudret ve rahmetin
ğı şeklinde anlaşılmalıdır. Ancak Bfrünf ve kültür alemini tanıma gayreti içine eserlerini görüp anlayabilir. Esas itiba-
bu düzeltme ile yetinmeyerek alemin bir girmiştir. Ancak objektif tesbitlerini sık riyle kainatın yaratılışından beri Allah
başlangıcı olduğu inancında ısrar eder. sık keserek İslami müesseselerin ne ka- kendi yüceliğini ortaya koymakta, insan
Tıbbi birikimine hayran olduğu ve ken- dar üstün olduğunu zikretmeyi de ih- da akıl ve imana dayalı bilgilerle O'nun
disi gibi Aristoculuk aleyhtarı olan Ebü mal etmem i ştir. Bir yandan Hint kültür sıfatiarını idrake çalışmaktadır. iman
Bekir er-Razfyi, Maniheizm'in etkisiyle çevresindeki ilmi birikimi değerlendirir­ ile akıl arasında sağladığı dengenin ya-
dini akldelere ters düşen fikirler ileri ken öte yandan bir "el-milel ve'n-nihal" nı sıra dini ilimiere gösterdiği ilgiyi ha-
sürdüğü gerekçesiyle eleştirmekten ge- çalışması yapan Bfrünf, tartışmacı bir yatının sonuna kadar devam ettirm iş
ri du rmaması da aynı sebept endir (Fih· üslüba başvu rma ktan ziyade yal nızca olması da Bfrünfnin dini samimiyetinin
ris~ s. 33-34). vakıaları tesbitle yetinmek istemiştir. bir delili sayılmalıdır. ı;sas olarak t abiat
Sahip olduğu ilmi araştırma ruhu ya- Grek dini ve felsefeleri, hıristiyan mez- ilimleriyle uğraşması da Allah ' ın kevnf
nında dini inançlara samimi bağlılığı, hepleri, Maniheizm ve Hinduizm arasın­ ayetlerini anlamak. kainatın yapısından
onun düşüncesinde ilim ve dinin denge- da mukayeseler yaparken aynı ilmi üs- ve düzeninden Allah 'a ulaşmak, O'nu yü-
li bir uyumunu · gerçekleştirmiştir. Çok lübu muhafazaya çalışmıştır. Çünkü ob- celtmek gayesine yöneliktir. Ancak ilim-
çeşitli dinler ve felsefelerle mukayeseli jektif ilmi anlayışia ve samimi şekilde de katedilen mesafelerin insandan aczi
olarak uğraşmasına, Grek, İran ve Hint gerçeği arayışın değerini derinden kav- gideremediğine, ilmin son sınırına ge-
kültürlerinin belli başlı klasiklerini de- ramıştır. Mesela putperest bir ortamda lindiğinde ötesini ilahi ilme havale etmek
rinden incelemiş olmasına ve çeşitli po- yetişmelerine rağmen bilgiye değer ve- gerektiğine inanmıştır (Tümer, s. ı 09-
zitif bilim dallarında çağının standart- ren Sakrat gibi filozofların akli bir çaba 111 ). Bfrünf eserlerinde sık sık Kur'an
larının çok üstünde bir bilgi seviyesine ile bunlardan sıyrılmayı başardıklarını ayetlerine başvururken onların çeşitli
ulaşmış bulunmasına rağmen bu saye- özellikle vurgulama ihtiyacını duymuş­ ilimler açısından yorumlanmasını amaç-
de daima samimi bir müslüman olarak tur. Hatta ona göre bir kültür atmosfe- lamıştır. Belagat ve i'cazına hayran ol-
kalmıştır. Kendisinden önce ortaya kon- rinde bilgelerle geniş kitlelerin inançları duğu Kur'an'ı (Tafıdfd, s. 10) doğru an-
muş bulunan ve çeşitli kültürlerin so- arasında bile Grek ve Hint örneklerinde lamak ve yor umlamak için bütün ilmi
nuçları olan ilmi birikim üzerine cesa- görüldüğü gibi çok önemli farklar vardır. birikimini seferber eden Bfrünf ilgiyle

211
BTRÜNT

karşıtanan yorumlara ulaşmıştır (İA, U, rünf'nin Harizmf zfcinin temellerini ko- sekiz yaşlarında iken yazdığı ilk önemli
638; Takıyyüddin el-Hilall, s. XII). Ayrıca nu edinen eserinin, XII. yüzyıl matema- ve büyük eseridir. Bfrünf eserin baş ta-
Birünf' nin eserlerinde di nin önemi, hi- tikçi ve mütercimlerinden İspanyol ya- rafında yazılış sebebini, bir edebiyatçı­
dayet üzere olma isteği, ilimsiz ibadetin hudisi Abraham ben Ezra tarafından İb­ nın kendisinden çeşitli toplumların kul-
eksikliği , iç ve dış temizlik, ibadetin vaz- rani diline tercüme edildiği bilinmekte- landıkları takvimlerle ilgili olarak bilgi
geçilmezliği, Allah korkusunun fert ve dir. Ayrıca XIII. yüzyılda yaşayan Faslı almak istemesine dayandırır. el-Aşdr:ü'l­
toplum psikolojisi üzerindeki olumlu ro- Ebü Ali Hasan b. Ali el-Merraküşf'nin bdkıye'nin, E. Sachau'nun neşrinden
lü, dünyevf ihtiraslardan uzak olmanın el -Camt adlı eserinde (Paris 1835) Bi- (Chronologie Orientalischer Völker von Al-
gerekliliği gibi konulara dair beyanları, rünf'nin dünyanın dönmesiyle ilgili tar- berün[, Leipzig 1878, 1923) sonra 1963'-
dini inanç ve yaşayışı hakkında önemli tışmasının aynen yer alması, onun Batı'­ te Bağdat'ta bu neşirden tıpkıbasımı
ip uçları ihtiva etmektedir (el-Kanunü'l- da hiç bilinmediği fikrinin ihtiyatla kar- yapılmış, Sachau'nun metninde bulun-
Mescad~ 1, 3, 103; Ta~l)_il)_, s. 547; Ta~­ şiianmasına yol açmıştır. Böylece çok es- mayan bölümler ise K. Garbers ile J.
dfd, s. 5-6, 199; İstil].racü 'l -eutar, s. 4; el- kiden kalma Fransızca metinlerde ge- Fück tarafından J . Fück'ün Documenta
Cemahir, s. 19-22, 24, 31, 73; el-Aşarü ' l­ çen "Üstad Aliboron" adının "el-Bfrünf"- Islamica lnedita'sında bilim dünyasına
sunulmuştur (Berlin 1952, s. 45-98) Ese-
bakıye, s. 67 -68, 298) Kıblenin tayini için ye hamledilmesinin bazı ilmi gerekçele-
geliştirdiği matematik usullerden dola- ri ortaya çıkmış olmaktadır. rin İngilizce, kısmen Fransızca ve Farsça
dışında Rusça'ya yapılan tercümesi, M. A.
yı kıyamet günü sevap uman Birünf, bu Bazı araştırmacılar, Birünf'nin Şif Ka-
Sale tarafından Pamyatniki Minuvskikh
konularda ağır davranıp gereğini yap- büs b. Veşmgfr'in sarayında bulunması Pokolenii başlığıyla Özbek İ limler Aka-
mamanın nankörlük olduğunu yazmış­ ve Arap ırkçılığına karşı çıkmasından ha- demisi'nin neşri olan Selected Works
tır (Ta~dfci, s. 14-16, 2 13, 270) Bu alan- reketle (el-Aşarü'l-bal)_ıye, s. 238-239) Şif (Jzbrannye proizuedeniya) serisinin ilk
da geliştirdiği teknikler, çeşitli mezhep- olduğunu ileri sürmüşse de Birünf Sün- cildi olarak yayımlanmıştır (Taşkent 1957).
lere ait farklılıkları hesaba katacak ka- ni Gazneliler'in sarayında da uzun süre 2. Tahdidü nihilyati'l-emakin* li-tasJ::ıfJ::ıi
dar ayrıntılıdır. bulunmuş, Farslık ve Şiiliğin aleyhinde mesdfdti '1- mesdkin. Bfrünf' nin Gaz ne
Bfrünf'nin öteki diniere de ciddi bir şe­ fikirler beyan etmiştir. Bunlar onun mez- devresindeki ilk önemli eseridir. 416' da
kilde eğilmesi , bunun da ötesinde olduk- hebini belirleyen deliller olamayacağı gi- ( 1025) yazdığı bu eserinin başında yeni
ça objektif değerlendirmeler yapabil- bi himayesine girdiği kimselerin arzu- bir bilgi dalı bulduğunu ya da geliştir­
mesi, kendisine inanç fenomenini ilmi suna göre konuştuğunu da akla getir- diğini belirtmektedir. Bu bilim dalı gü-
şekilde inceleme ve farklı dinler arasın­ memelidir (krş Kennedy, DSB, ll, 156) nümüzde jeodezi olarak adlandırılmak­
da mukayeseler yapma imkanı vermiş­ Özellikle Şif eğilimli modern araştırma­ tadır. Ancak Birünf bu eserinde enlem-
tir. Doğrudan doğruya bir dinler tarihi cılar onun Şif (Abdullah Ni'met, s. 417- boylam hesaplamaları, şehirler arası me-
yazmamışsa da bu sahada yapılacak 420) veya en azından Zeyd! olduğunu (Ta- safeleri belirleme, kıble bulma metotla-
araştırmalar için ortaya sağlam meto- ki Danişpejüh, s. 189) ileri sürmüşlerdir. rı yanında tarihi, coğrafi. astronomik,
dolajik esaslar ve örnekler koymuştur. Halbuki Birünf hayatının her iki döne- jeolojik vb. bilgiler de vermektedir. Ese-
Farklı din ve kültürleri mukayeseli ola- minde de Şifler'i tenkit etmiş, onları Hz. rin dünyadaki tek nüshası Süleymaniye
rak incelemek için gerekli olan dilleri öğ­ Ali'ye uymamakla suçlayıp ibadet konu- Kütüphanesi'nde (Fatih, nr. 3386) bulun-
renen Birünf bu konuda da devrinin en sundaki yanlış telakkilerine karşı çık­ maktadır. Bu yazma nüsha H. Ritter ta-

büyük ismidir. Kendisi Harizmce, Soğdca, mış, Batınfler'i de ayrı tutmayıp eleştir­ rafından 1930'da bulunduktan sonra

Arapça, Farsça, Grekçe, İbranice, Sorya- miş, onlarla münazaralarda bulunmuş­


Zeki V. Togan tarafından ilk defa bazı
nlee ve Sanskritçe bilmekteydi (Ehsan tur (el-Aşarü'l-bal)_ıye, s. 37, 39, 67-68, önemli bölümleri yayımlanmıştır (Bfrü-
Elahie, 1/2, s. 118). Bunlardan Arapça, 196-198,201-202,248,298,329, 331-332; nf's Picture of the World, Delhi 1940). Ese-
Farsça ve Sanskritçe'ye birinden diğeri­ ayrıca
bk. el-Cemahir, s. 22-24, 215). Şii­ rin tenkitli neşri Mecelletü Ma chedi'l-
mal]tutdti'l- cArabiyye adlı derginin bir
ne tercümeler yapacak kadar hakimdi. ler'in ahmaklığına hükmettiği zamanlar
özel sayısı halinde P. Bulgakov tarafın­
Hatta bir eserinde Grekçe iki kitabı çe- olmuş (Temhfciü'l-müstal)_ar, s. 40). buna
dan gerçekleştirilmiştir (Kahire 1962). 3.
vireceğinden söz etmektedir (bk. JTED, karşılık Muaviye'nin basfretli tutumunu
et- Telhim * if eva , ili şınd ca ti't- tencfm.
1/1-4 [1954]. ek, s. 13) Hindistan'la ilgili takdir etmiştir (Ta~l)_ik, s. 96). Ayrıca
Birünf'nin 420'de (1 029) tamamladığı
eserinde ise· Sanskritçe'den Arapça'ya onun hayatının hiçbir döneminde Ehl-i
astronomik bilimiere giriŞ mahiyetinde-
yaptığı çevirileri zikretmektedir ( Tahkil)_, sünnet'e dil uzattığı görülmemiş, Ehl-i
ki bu eseri matematik, astronomi, astro-
s. 6 ; Tümer, s. 76, 103). Birünf'nin tesbit beyt'e beslediği samimi sevgi, öteki ha-
loji, coğrafya ile iLgili konuları ihtiva eder.
edilmiş başka tercümeleri de mevcut- lifelerden nefret etme duygusuna hiç- Eserin hem Arapça hem de Farsça nüs-
tur (Sachau, al-Beruni's Jndia, s. XXXVI). bir zaman dönüşmemiştir (el-Kanunü 'l- haları mevcut olup Arapça· sını İngiliz­
Sanskritçe'den Arapça'ya yaptığı çeviri- Mes cad~ 1, 255-258). Bfrünf'nin bu konu- ce tercümesiyle birlikte Ramsay Wright
lerden günümüze ulaşan bir örnek Ter- da uzlaşmacı bir tavır takındığı. Sünnf- (The Book of fnstructiori in the Art of Astro-
cümetü Kitabı Batencel (Patanjali) adlı liği temsil eden siyah taş ile Ehl-i beyt logy, London 1934). Farsça'sını da Cela-
eseridir. sevgisini temsil eden beyaz taştan olu- leddin Hümaf yayımiarnıştır (Tahran 1362
Birünf gibi bir şahsiyetin Latince'de şan iki taşlı bir yüzük taşımasından an- hş/ 1983-84) 4. Tahkiku mali'l-Hind*
güçlü bir yankı bulmamış olması şaşır­ laşılapilir (el-Cemahir, s. 215) min ma~ületin ma~bzlletin fi'l- ca~ ev
tıcıdır. Herhalde Endülüs'te tanınmamış Eserleri. Bfrünf'nin ele geçmiş ve iki- mer~ule. 421 (1030) yılında tamamlanan
olması ve eserlerinin yazma nüshaları­ si dışındakileri yayımianmış en önemli eser, Hindoloji alanında dünyada yazıl­
nın daha ziyade Türk kütüphanelerinde eserleri şunlardır: 1. el-Asarü'l-bakıye* mış ilk ciddi .kitaptır. Müellif bu eserin-
bulunması buna yol açmıştır. Ancak Bl- c ani'l- ~uruni'l-l]aliye. Bfrünf'nin yirmi de Hint din ve inançlarını, Hindistan'la

212
BlRONl

ilgili sosyal olguları. tabii bilimleri, kısa­ ILeipzig 1910[, s. 11 -78) SankipOr nüs- Sanskritçe'den Arapça'ya tercümesi olup
cası Hint kültür ve medeniyetini konu hası da Resa 'ilü'l-Binlni başlığıyla BirO- H. Ritter tarafından neşredilmiştir ("Al-
edinmektedir. Sachau eserin Arapça'sı­ ni'nin dört eserini içine alan kitapta ilk Biruni's Übersetzung des Yoga-Sutra
nı (London 1887) ve Al- Beruni's India sırada neşredilmiştir (Haydarabad 1948 ; des Patanjali", Oriens, IX/ 1 11956[, s. 165-
başlığıyla İng ilizce tercümesini neşret­ bu yay ımdaki ilavelerle ilgili olarak bk. Ken- 200). 16. Gurretü'z-zicô.t. Sanskritçe ya-
miştir (l-ll, London 1888, 191 0) Başka nedy, DSB, ll, 156) Eserin ayrı bir baskı­ zılmış bir astronomi el kitabı olan Ka-
bir Arapça baskı 1958'de Haydarabad'- sı. SankipOr ve Murad Molla nüshaların­ ranatilaka'nın tercümesidir. Sanskrit-
da yapılmıştır. s. el-Iüinunü'l-Mes 'udi". dan çıkarılarak A. S. Demerdash tarafın­ çe metin günümüze kadar gelmemiştir.
Birünf'nin Gazne Hükümdan Mesud'a it- dan gerçekleştirilmiştir (Istikhraj al-aw- Seyyid Samed Hüseyin Rizvi, Ahmeda-
haf ettiği eseridir (421 1 ı 030) Astrono- tar fi 'l-daire, Kahire 1965). Kitabın C. A. bad'da Pir Muhammed Şah Dergahı Ki-
mi, astroloji, kronoloji, coğrafya, jeode- Krasnova ve L. A. Karpova tarafından taplığı' nda bulunan Arapça nüshasını
zi, trigonometri, meteoroloji gibi konu- yapılan Rusça bir tercümesi de vardır esas alarak eseri İngilizce tercümesiyle
la rda önemli bilgileri ihtiva etmekle bir- (Iz istorii nauki i texniki u stranax Vosto· ve açıklamalarl a birlikte yayımiarnıştır
likte öncelikle bir astronomi ansiklope- ka, lll, Moskova 1963) . 10. İiradü'l-ma­ (IC, XXXVII 11963[, s. 112-130, 223-245,
disi mahiyetindedir. Eser üç cilt halin- ~iil ii emri'l - ezlCıl (?Ila/) . BirOnf'nin göl- XXXIX 119651, s. 1-26, 137-180) 17. Kitô.b
de Haydarabact- Dekken' de basılmıştır geler üzerine yazdığı bu eseri Resa 'ilü'l- fi 'sti'abi'l-vücı1hi'J-mümkine ii şan 'a-
(1954-1956) 6. el-Cema_hir* ii'l-cevahir. Birı1ni (Haydarabad 1948; Kah ire 1965) ü'J-asturlab. Usturlapla ilgili olan bu ese-
Birünl'nin Gazne Hükümdarı Mevdüd'e içindeKitab ii iiradi'I-ma~al ii emri'? - rin E. Wiedemann gibi bazı şarkiyatçıla­
ithaf ettiği bu eser içtimai, siyasi, kül- zılô.l adıyla yayımlanmıştır. Eserin İngi­ rın kısmi tercümeleri dışında tam me-
türel. pedagojik, ahlaki, tarihi. etnolojik, lizce tercümesi ve açıklaması E. S. Ken- tin ve tercümesi henüz yayımlanmam ış­
dini bilgilerden ve müellifin hayat tec- nedy tarafından basıma hazırlanmış ve tır. Dünyanın çeşitli kütüphanelerinde
rübelerinden fizik, kimya, tıp, mineralo- Aleppo Üniversitesi yayınları arasında yazma nüshaları bulunan eser üzerinde
ji- madencilik gibi konulara kadar çeşit­ The Exhausüve Treaüse on Shadows çeşitli çalışmalar yapılmıştır (bk . Boilot,
li alanlardaki tesbitleri ihtiva eder. Eser başlığıyla
1976'da basılmıştır (I c. ter- MIDEO, Il, 191) 18. Makale ii'n-niseb
Kitabü'l- Cemahir ii ma 'riieti'l- ceva- cüme, s. XVI+ 281; ll. c. açıklamalar, s. elieti beyne'I-filizzat ve'l-cevahir ii'l-
hir adıyla F. Krenkow tarafından yayım­ XVII + 233; b k. Toomer, /SIS, LXIX/ 249, J:ıacm. Madenler ve değerli taşların ha-
lanmıştır (Haydarabad -Dekken 1936). 7. Temhidü'J-müstakar li-
s. 619-623). 11. cimleri arasındaki nisbetlerin ölçümüy-
es-Şaydele'' ii't-p.b. Birünf'nin günümü- taJ:ı~~i ma'ne'l-memer. Resô.'ila'J-Bi- le ilgili olup henüz basılmamıştır. Ese-
ze ulaşan son önemli eseri olup 442'de rı1ni'nin üçüncü kitabı olarak basılmış­ rin yazma nüshası Beyrut St. Joseph
( 1050) müellif seksen yaşla rında iken tır. Eserin İngilizce tercümesi, E. S. Ken- Üniversitesi yazmaları içindedir (nr 223).
tamamlanmıştır. es- Saydene fi't- p.b nedy'nin açıklamalarıyla birlikte Muham- 19. Ma~ale ii seyri sehmô.yi's-sa 'ade-
adıyla da anılan eser tıp, eczacılık, bota- med Saffuri ve Adnan İfrem tarafından li ve'l- gayb. Astrolojiyle ilgili olan ve
nik ve filolojiden bilim tarihiyle ilgili ba- Al- Birı1ni on Transits adıyla yapılmış­ yazma nüshası Bodleian'de bulunan bu
zı konu ve hususlara kadar önemli bilgi- tır (Beyrut 1959) 12. Fi Rô.şikô.ü'J-Hind. risalenin metni İngilizce tercümesi ve
leri içine alır. Eserin Arapça tam metni Hint satranç kombinezonlarıyla ilgili bir şerhiyle birlikte yayımlanmıştır (F i. Had-
ve İ ngilizce tercümesi al-Btrüni's Book eser olup Resa 'ilü '1- Birı1ni arasında dad - D. Pingree - E. S. Kennedy, "Al-
on Pharmacy and Materia Medica adı basılmıştır.13. Hikdyetü'l-ô.leti'l -mü- Biruni's- Treatise on Astrological Lots",
altında iki bölüm halinde 1973'te Kara- semmô.t bi's-südsi'l-Fal.].ri. Fahri Sek- Zeitschrift {ür Geschichte der Arabisch -fs·
çi'de neşredilmiştir. 8. RisCıle
ii Fihristi stantı diye bilinen astronomi aleti hak- lamichen Wissenscha{ten, I 19 1Frankfurt
kütübi MuJ:ıammed b. Zekeriyya er- kında bilgi vermek üzere yazdığı bu ese- 1984[, s. 9-54) zo. Kitabü Tastihi's-su-
Razi. Birünf'nin Razi'nin eserlerini kay- ri L. Şeyho yayımiarnıştır (al-Mashriq, ll ver ve tebtifJ.i'l-küver. Astronomiye dair
dederken altmış beş yaşına kadar ken- IBeyrut 1908[, s. 68-69). Bu risale. astro- olan bu eser H. Suter tarafından Über
di yazdıklarını da sıraladığı bu eseri Paul nomi alimi EbO Ali ei-Merraküşi tara- die Projectian der Sternbilder und der
Kraus Epitre de Berünt cantenant le fından ve küçük değişikliklerle BirOni'ye Lander adıyla neşredilmiştir (Erlangen
Repertoire des Ouvrages de Muham - ait olduğu belirtilmeden Cami' u '1- me- 1922)
mad b. Zakart ya al- Razi adıyla yayım­ bddi ve'I- gayat ii 'ilmi'I-mikiit adlı BirOnf'nin kıbleye dair ileri sürdüğü
l am ıştır
(Paris 1936, 51 sayfa). E. Sachau. eseri içinde zikredilmiş olup metin ve çeşitlifikirler yanında (bk Tümer, s. 268)
Birünf'nin el- Aşô.rü '1- bakıye adlı kita- Fransızca tercümesi L. A. Setiiilot tara- yazdığı altı eseri daha vardır (bk. Boilot,
bının başında Fihrist'ten bir bölümü de fından neşredilmiştir ("Les Instruments MIDEO, II, 186-187; ayrıca bk. Kennedy-
yayımlamıştır: "Text von AI-Beruni's-Fih- astronomiques des arabes", Memoires Yusuf İd, Historica Mathematica, s. 3-11 ).
rist Verzeichnis Seiner Werke" , XXXVIII- Presentes par diuers sauants a l'Academie Onun Harizm tarihine dair kaleme aldı­
XXXXVIII (XLVI II ) (bk Boilot, MIDEO, 11, rayale des inscriptions et belles-lettres de ğı Kitabü 'l -Müsô.mere ii al.].bdri'l-lja- ·
236). 9. Makale ii'sühraci'l-evtô.r fi'd- l'lnstitut de France, seri 1, J 11844[, s. 202- rizm adlı eser günümüze intikal etme-
dô. 'ire bi-l]~vaşsı'l-l]~tü'l-münhani ii- 206) 14. Ma~ale ii J:ıikô.yeü tar~ı'J - Hind mişse de Taril.].-i Beyhaki'de ( Tarll]-i
ha. BirOnf'nin matematikle ilgili bu ese- ii'stil]rô.ci'l- 'ıunr. Hintliler'in yaş tesbiti M es' adf) Harizm bölümü ondan iktibas
rinin Leiden'de, SankipOr'da ve Murad için kullandıkları metotları konu edinen edildiğinden eser bir ölçüde elimizde
Molla Kütüphanesi'nde üç nüshası var- bu risale astrolojiyle ilgili olup Zeki V. mevcuttur. Ayrıca Fi Teshili 't- tashihi '1-
dır. Leiden nüshasının metni ve tercü- Togan tarafından yayımlanmıştır (iTED, asturlab ve'l- 'am el bi- mürekk~bdtihi
mesi H. Suter tarafından yayımlanmıştır 1/J-4 11954[, ek. s. 1-25) . 15. Tercemetü mine'ş-şimCıli ve'l-cenı1bi (yazma nüs-
("Das Buch der Auffindung der Sehnen Kitabi Batencel ii'l-l.].alô.s mine'l-irti- has ı Berlin ve Paris'tedir) adlı astronomi
im Kreise ... ", Bibliotheca Mathematica, ll bdk. Patanjali'nin yazdığı Yogas utra'nın aletiyle ilgili bir eseri ve aleti, Kitô.bü

2~3
BTRONT

l'c--'~~-.J.~il,..ıl
\ - ~ ..ı.
tır.Yine bininci yıl kutlamaları arasında
Birüni adına Türkiye, İran. Rusya, Afga-
___:;\li.., .l.L_j,~ 1 .1)..1•~..;1f.}l_ı;,.l.;t• nistan, Pakistan ve Suriye'de pullar bas-
,y.!-11 ~t.ı. ~ ,;;...,.\J..<.v'
.j----<=~Jı~~
.::?==4l \....:.~U.. ~._PI·r1 tırılmıştır. 198S'te de Ankara'da, arala-
p~;p.;eJI~.I""':'\i;l~kJpil.:.is'U
rında Birani'nin de bulunduğu dört Türk
_Mh J,\""'j;.J~ ~.#.l;.fo.tJ..ui;.~ >b~ ~' bilgini adına (diğerleri İbn Sina, HarizmT,
-:D-~~~~.::..s.._;, J
· ,4~.\;.Y,~J~iJlJ,' ·\l.l.}f"=J.(.t!J< İbn Türk) milletlerarası bir sempozyum
... ~L__,.,~" ~""""
-... . . ~. .:.1.\:JJ<;.ı\~j-_;~\.ı_:;'.ı;.~,.J.lill~•\Jiyl.~l düzenlenmiştir.
_.~o>-L....,-~(.:.,k._,;,..,..):,0lebtj1~..:i'J.!.Yi,
BİBLİYOGRAFYA:
.J-'ı,.'.(!J\_;.._, \;:ı,i l,~l.L.iy';,J J.ı:.l-",)»~
-,\biJj\.lb.;;.ı .J~\; ~.J<J)b;;,l;l~<.'1l)hlı Muhammed Hüseyn-i Tebrizi, Burhan·ı lfa·
tıc (nşr. Muhammed Muin). Tahran 1330 hş . /
).--{'....;y\,;i_,l~~,,_,,\t._,~ ı_,.t;_;~
1951, nilşirin notu, I, 336; Birüni, el-Aşarü'l ·
J'"f"v. . ~;;;b.J_,.ı;.:.vAı~ı~~~.,.~_, baf!:ıye 'ani'l-f!:urCıni'l · l]aliye (nşr. C. E. Sachau),
l.J;,.._jD:J\ b,;,ID'J..\1 ~J.:)t.:..,;,..:.~J~ Leipzig 1879 - Leipzig 1923, s. 3, 10, 36·39,
52, 67·68, 135, 184, 196·198, 201·202, 212·
213, 238·239, 248, 257, 298, 329·332, 338;
Birüni'nin TaJ:ıdidü nihilyiiti'l·emtıkin adlı eserinin unvan sayfası, ilk sayfası ve ketebe kaydının bulunduğu sayfa
a.mıf., Kitaba Tahkiki ma li'l·Hind min makü·
(Süleymaniye Ktp., Fatih, nr. 3386)
letin maf!:baleti,; iri-
caf!:l ev mef?üle (nşr.. C.
E. Sachau). Haydarilbild 1958, s. 14 ·18, 148,
367; a.e.: Alberüni's lndia (tre. C. E. Sachau).
Lahore 1962·78, HI; a.mif., Ta/:ıdidü nihayati'l-
emakin li-taş/:ıi/:ıi mesa{ati'l·mesakin (nşr. Mu-
hammed Tavit et-Tand), Ankara 1962, s. 3·11,
Nüzheti'n-nüfı1s ve'l-efkar ii havassi1- yografik malzemeyi Brockelmann (GAL, 14·16, 35, 80·81, 135·136, 199, 212·214, 234,
mevalidi 'ş- şelilşeti'l- me cildi;i _;~'n .. ı. 626-627; Suppl., ı. 870-875), Fuat Sez- 236, 248, 270, 313·314 ; a.mlf., The Determi-
nation of the Coordinates of Cities (tre. )amil
nebdti ve'l - af:ıcilr (yazma nüshası Bod- gin (GAS, V, 375-385; VI, 261-276; VII, 288-
Ali), Beyrut 1967; a.mlf., el·lfB.nünü'l·Mescüdi
leian'dedir) adlı mineralojiye dair bir ese- 292; VI ll, ı 88- ı 92), Zeki Velidi Togan (İA, {i'l-hey' e ve 'n-nücüm (nşr. S. H. Bilrani), Hay·
ri zamanımıza ulaşmıştır. ll, 646-647), D. J. Boilot (MIDEO, ll, 161- darilbiid 1954 ·56, I, 3, 103, 255·258; ll, 609,
Birüni ile İbn Sina arasında tartışma 256; lll, 39 1-396; EJ2 [İng .]. I. 1236-1238), 612, 688, 1193; lll, 1469, ayrıca bk. nilşirin mu·
Sarton (Jntroduction, I, 707 -709), M. S. kaddimesi; a.mlf., Kitabü'l-Cemahir {i ma crife·
konusu olan soru ve cevaplarla ilgili yaz-
ti'l-cevahir(ed. F. Krenkow), Haydarilbild 1936,
malar ve üzerindeki münakaşalar önem- Khan (Arabica, XXlll, 77-83). S. Hossain
s. 9·10, 23, 24, 27, 31, 73, 182, 205·206, 215,
li bir felsefi literatür oluşturmaktadır Nasr (An Annotated Bibliography of lsla· 219; a.mlf., Kitabü't· Te{him {i eva, ili şına ca·
("Mesa'il se'ele canha İbn Sina" başlı­ mic Sciences, I. 198-208; ll, 178-184), E. ti't-tencim, The Book of lnstruction in the Ele-
ğıyla Boilot'un listesinde yer alan bu ko- S. Kennedy (DSB, ll, ı 56- ı 58). I. Whita- menis of the Art of Astrology (tre. ve nşr. Ram-
ker (Anna/i, s. 591-619) ve A. Saeed Khan say Wright), London 1934; a.mlf., Kitabü's·Say·
nu ile ilgili risaleler, soru ve cevap mese-
de le {i't-tıb Mukaddimesi (tre. Şerefeddin Yalt-
leleri için bk. Boilot, MIDEO, Il, 227; ayrı­ (A Bibliography of the Works of Abu ' l·Ray·
kaya), İstanbul 1937, s. 31 , 33, 34; a.mlf.. Epit·
ca bk. TancT, "Beyrum'nin İbn - i Sina'ya htın al·Birunf, s. 1-77) gibi bilim adam- re de Berüni cantenant le repertoire des Ouv·
Yönelttiği Bazı Sorular, İbn Sina'mn Ce- larının yazdıklarında bir ölçüde bulmak rages de Mu/:ıammad b. Zakariya al·Razi (ed.
vapları ve Bu Cevaplara Beyrum'nin iti- mümkündür. P. Kraus). Paris 1936 ; a.mlf., Temhidü 'l-müs·
taf!:ar li-ta/:ıf!:if!:i ma cne'l·memer (Resa'ilü 'l-Bi-
razları", Beyruni'ye Armağan, s. 23 1 vd.; Bütün bu çalışmaların yanında Birüni rünf III içinde). Haydarilbild 1948, s. 13·17, 36·
Küyel, "İbn Sina On Sorunun Karşılıkia­ ile ilgili olarak dünyada toplantılar dü- 37; a.mlf.. Hikayetü tarif!: ı ehli'l·Hind {i istil]ra·
rım Beyrum İçin mi Yazmıştır" , a.g.e., s. zenlenmiş, anma kitapları neşredilmiş, ci'l·cumr(nşr. Z. V. Togan), iTED, 1/1·4 (1954),
83 vd .). Birünfnin bazıları geniş hacimli özel dergi sayıları tahsis edilmiş, adına ek, s. 1·25; a.mlf., Fihristü Kütübi Mu/:ıammed
olan bir kısım eserlerinin günümüze gel- b. Zekeriyya er·Razi, Bibliotheek Leiden, nr.
pullar bastırılmış ve bininci doğum yılı
133; a . mıf. - İbn Sina, "e1-Es'ile ve'l-ecvibe"
memesine karşılık kaynaklarda adı zik- kutlanmıştır. 1951 'de Kalküta ·da İran (nşr. Muhammed Tand), Beyrunf'ye Armağan,
redilmeyen, fakat önemli bir konuyu ay- Cemiyeti Al - Biruni's Commemoraüon Ankara 1974, s. 261·301; İbn Cülcül, Tabaka·
dınlatan bir mektubu ele geçmiştir (bk. Volume başlığıyla. içinde Doğu ve Batı tü'l-etıbba' ve'l-/:ıukema' (nşr. Fuad Seyyi.d),
Sayılı, "Ebu Nasr Mansur'un Sinüs Kanu- bilim adamlarının Birünfye dair araştır­ Kahire 1955, s. 17; Ebü'l-Fazl el-Beyhaki, Ta·
nunun Tamtı Üzerine Beyrum'nin Mek- rfl]·i Beyhaf!:1 (Tarfl]·i Mes'üdf), Tahran 1326/
maları bulunan bir anma kitabı yayım­
1908, ll, 809, 811 vd.; Nizarni-i Arüzi, Çehar
tubu", Beyruni'yeArmağan, s. 169-207). lamıştır. 1973 yılında Kara çi' de Birünf-
Maf!:ale (nşr. Muhammed Muin), Tahran 1333
Hakkında Yapılan
Çalışmalar. BirQni nin doğumunun bininci yıldönümü dola- hş. , Vlll; XLIX, 414·415; Sem'ilni, el-Ensab, Il,
hakkında yapılan modern araştırmala­ yısıyla 26 Kasım - 12 Aralık tarihleri ara- 363; Beyhaki, Tetimme, s. 62·64; Yakut. Mucce·
rın çokl uğu, onun ne kadar önemli ve iz sında milletlerarası bir kongre düzenlen- mü'l·üdeba', London 1923, VI, 149, 308·312,
638; İbnü ' l-Esir, el ·Lübab, s. 161; İbn Ebü
bırakmış bir ilmi şahsiyet olduğunu gös- miştir. Kongre tebliğleri Hakim Muham-
Usaybia, cUyünü'l·enba', Beyrut 1957, lll, 29;
termektedir. Sachau'nun (ö. ı 930). BirO- med Said tarafından Al- Biruni Com- İbrahim b. Muhammed Gazanfer et-Tebrizi, el·
ni'nin iki büyük eserini Arapça yayımia­ memoraüve Volume adıyla 1979'da neş­ Müşata li·risaleti'l ·Fihrist, Bibliotheek Leiden,
yıp İngilizce'ye tercüme etmesiyle baş­ redilmiştir. UNESCO, Görüş dergisinin nr. 133; Keş{ü'z·?unan, 1, 9 ; Hansari, Ravia·
layan bu çalışmalar günümüze doğru 6. sayısını (Haziran 1974) "Bin Yıl Önce tü 'l-cennat, İsfahan 1226, 1, 68; L. Leclerc, His·
toire de la mededne arabe, Paris 1876, 1, 480·
gittikçe yoğunlaşarak sürmektedir. Bi- Orta Asya'da Yaşayan Evrensel Bir De-
482; Suter, Die Mathematiker, s. 98·1 00; Sa-
rüni için, günümüzde çeşitli alanlardaki ha" başlığıyla Birüni'ye ayırmış, ayrıca lih Zeki, Asar·ı Bakıye, İstanbu l 1329/1911,1,
bilginierin üzerinde en çok çalıştıkları İs­ 197S'te Türk Tarih Kurumu Beyruni'ye 169-178; C. de Vaux, Les penseurs de 1'/slam,
lam alimi denilebilir. Bu konudaki bibli- Armağan adıyla bir kitap yayımlamış- Paris 1921·26, Il, 75·87, 215·217; Sayyid Ha-

214
B1RON1

san Barani, Al-Biruni, His Life and Works, Ali- Khan, A Bibliography of the Works of Ab u '1- ca, ser 1, lll, Tahran 1974, s. 317-323; Sabih
garh 1927; a.mlf.. "Muslim Research in Geo- Rayhan al -Birunl, New Delhi 1984, s. 1-77; Sadık el-Hakim, "el-Birüni el- 'alimü'l- 'Arabi
desy", Al-Biruni Commemoration Volume, Cal- a.mlf., "Notes et documents: A Bibliography el-İslil.mi el -I;ldlid", el·Lisanü 'l- 'Arabf, Xl/1,
cutta 1951, s. 1·52; a.mlf., "Al-Biruni's Scien- of Soviet Publications on al- Birüni", Arabi- Bağdad 1974, s. 141-152; Arslan Terzioğlu,
tific Achievements", lndo-/ranica, V/4, Cal· ca, XXIII/1, Leiden 1976, s. 77·83; Abdullah "Al-Biruni «973-1051» ein grosser Türkiseher
cutta 1953, s. 37-48; a.mlf., "Ibn Sina and Al- Nimet, Felasifetü'ş-Şf'a, hayatühüm ve ara' ü- universal gelehrter am hofe der Ghasnawi-
Berupi, A Study in Similarities and Contrasts", hüm, Beyrut 1987, s. 412-433; C. E. Sachau, den. Gazneliler Devrinin Büyük Türk Alimi
Avicenna Commemoration Volume, Calcutta "Algebraiches über das Schach bei Blrüni", al-Biruni «973-105 1»" , Haseki Tıp Bülteni, XII/
1956, s. 3-14; Serl<is, Mu'cem, ll, 615-616; Ba- ZDMG, sy. 29 (1876), s. 148-156; C. Schoy, 3, İstanb ul 1974, s. 340-363; a.mlf., "Duftdro-
yur. Hindistan Tarihi, ı , 13, 238; Barthold, is- "Aus der Mathematischen Geographie der gen, Parfüme und Körperhygiene in al -Bi-
lam Medeniyet!, s. 52; Taqi ai-Hilali, Die Ein- Araher (nach dem Kanun al-Mas'udi) ", !SIS, rüni 's Werken", Beitr. Gesch. Pharm., XXVII
leitung zu al-Biruni's Steinbuch, Grafenhainchen Vj 51 -57 (I 922) ; a.mlf.. "Die Bestimmung der (1975), s. 25-29; M. S. H. Ma'sumi, "Al-Biruni's
1941, s. XII; Brockelmann. GAL, ı, 626·627; geographischen Breite der Stadt Ghazna Devation to the Qur'an", IS, sy. 131 (1974), s.
Suppl., 1, 870·875; a.mlf., "al-Birüni", E/ 2 (İng.), durch al-Birüni", Annalen der Hydrographie, 45-57; Fadlullah Rıza, "Sima-yı 'ilmi-yi Ebu
1, 726-727; a.mlf. - E. Wiedemann, "Biıılni", Llll (1925), s. 41-48; Ziauddin Ahmad, "Al-Bi- Reyhan Biıılni", Rehnüma-yı Kittib, XVII, Tah-
DMi, N, 397 vd .; Hediyyetü 'l-'arifin, ll, 65- rüni (His Life and his Works)" /C, V (I 93 I), s. ran 1353 h ş. , s. 473-488; Ahmed Münzevi,
66; ' Sarton, lntroduction, Baltimare 1953, 1, 343-351; VI (1932), s. 363 -369; Max Meyerhof, "Karname -i Birüni", a.e., s . 580-585; Sami K.
707-709; 1. J. Krachkovsky, Tarf!Ju'l -edebi'l - "Das Vorwort zur Drogenkunde des Berü- Hamarneh, "The Pharmacy and Materia Me-
cograff el- 'Arabi (tre. Selahaddin Osman Ha- ni", Quellen und Studien zur Geschichte der dica of al-Birüni and al-Ghafigi. A Compa-
şim), Moskova 1957, s. 245 -258; Aydın Sayılı, 1'/aturwissenscha{ten, lll, Berlin 1932, s. 147- rison", Pharmacy in History, sy. 18 (1976), s.
The Observatory in Islam, Ankara 1960, s . 56 - 208; a.mlf., "Etudes de pharmacologie arabe 3-12; a.mlf., "Al-Biruni's Book on Pharmacy
61, 64-69, 71-94; a.mlf., "Blıılni", TTK Selle- tirees de manuscrits inedits", B/E, sy. 22 and Materia Medica", Al·Biruni Commemo-
ten, XIII/ 49 (I 949), s. 53·89; a.mlf.. "Doğumu­ (1940), s. 133-152; H. Ritter. "Werke al-Blrü- rative Volume (nşr. Hakim M. Said), Karachi
nun 1000. Yılında Beyruni", Beyrunlye Ar- ni's", Orientalia, 1, İstanbul 1933, s. 74 -78; M. 1979, s. 479-500; a.mlf., "Mukaddimetü Kita-
mağan, Ankara 1974, s. 1-40; a.mlf., "Beyruni Krause, "Albirüni ein iraniseher Forscher des bi'I -Cemahir fi ma'rifeti'l-c~vahir li'l-Biru-
ve Bilim Tarihi", ae., s. 67-81 ; a.mlf., "Ebu Mittelalters", /si., sy. 26 (1942), s. 1·15; Najib-
ni", Mecelletü Tarf!Ji 'l· 'ulümi'l- 'Arabiyye, VII/
Nasr Mansur'un Sinüs Kanununun Tanıtı Uilah, "Abouraihan Al-Beiruni and His Ti-
1·2, Haleb 1983, s. 3-38; a.mlf., "Evaluation
Üzerine Beyruni'nin Mektubu", a.e., s. 169- me", A{ghanistan, Vl/1 (1951), s . 17-40; A.
of Al-Birüni's Book on Precious Stones and
182; Seyyed Hossein Nasr, An Introduction to Jeffery, "al-Birüni's Contribution to Compa-
Minerals (ai-Jamahir fı ma'rifat ai - Jawahir)",
lslamic Cosmological Doctrines, Cambridge rative Religions", Al-Birunl 's Commemoration
Hamdard Medicus, XXXI/2, Nazımabad 1988,
1961, s. 107 -176; London 1978, s. 107-174; Volume, Calcutta 1951, s. 125-160; V. Minorsky,
s. 3-34; Karnal Muhammad Habib. "The Kitab
a.mlf.. Science and Civilization in Islam, Cam- "On Some of Birüni's Informants", a.e., s. 233-
al-Şaidana: Structure and Approach", Studies
bridge 1987, s. 50-51, 137·138, 144·145; a.mlf., 236; A. U. Pope, "Alberuni asa Thinker", a.e.,
in History of Medicine, 1/1, New Delhi 1977,
An Annoted Bibliography of lslamic Science, s. 281 -285; C. Bulcke, "Alberuni and the Ra-
ma - Kata", a.e., s. 71-81; S. K. Chatterji, "al- s. 63-79; Ra na M. N. Ehsan Elahie, "Sources
Tahran 1975, 1, 198-208; ll, 178-184; a.mlf., "el-
of Kitab al-Şaidana of al-Birüni", a.e., 1/2
Biruni ve İbn Sina Arasındaki Büyük Tartışma Biruni Sanskirt", ae., s. 83-100; Celal Saraç,
( 1977). s. 118-121; Muhammed Tak! Danişpe­
24 ve 17 Yaşındaki İki Dahi Evrenin Özellik- "İslam Dünyasında Matematiğin Doğuşu ve
leri Üzerinde Tartışıyor", Görüş, Haziran 1974, Gelişmesi", AÜiFD, 1/72 (1953); Zeki Yelidi To-
jüh, "et- Tesamül_ıü'd-dini 'inde'l - Biıılni", Me-
s. 27 -29; a.mlf.. "Bağımsız Bir Filozof", ae., s. gan, "el-Biruni ve Hareket -i Arz", iTED, 1/1-4 celle-i Danişgede·i Edebiyyat ve 'U/üm-i insa-
( 1954), s. 90-94; a.mlf., "Harizm", iA, V, 240- n[, y. 22, sy. 1, Tahran 1356 hş . , s . 188-197; J.
38 -41; a.mlf.. "Abü Raihan al-Blrüni", HI, ll /
2 (1979), s . 91-97; H. Corbin, Histoire de la 251; a.mlf. ~ Fatin Gökmen. "Biıılni" , iA, ll, L. Berggren, "A Coincidence of Pappos' Book
Philisophie lslamiques, Paris 1964, s. 208· 635-647; D. J . Boilot, "L'Oeuvre d'al-Berüni: VIII with al-Birüni 's Tahdid", Mecelletü Ta·
210; Sezgin, GAS, V, 375 -383; VI, 261·276; Essai Bibliographique", MIDEO, ll (1955), s. rf!Ji'l-'ulumi 'l-'Arabiyye, İI/1, Haleb 1978, s.
VII, 188 -192, 288-292; Ali Ahmed eş-Şehhat. 161-256; a.mlf., "Bibliographie d'al-Beruni 137-142; F. E. Peters, "Science, History and
Ebü ' r-ReyJ:ıan el-Bfrün~ Kahire 1968; E. S. Corrigenda et Addenda", a.e., lll (1956), s. Religion, Some Reflections of the lndia of
Kennedy, A Commentary upon Bfruni's Kitab 391-396; a .mlf.. "al-Birüni", E/ 2 (İng.), 1, 1236- Abii Rail_ıan Al-Birüni" , Studies in History of
Taf:ıdid al-Amakin, Beyrut 1973; a.mlf., "Al- 1238; A. B. Khalidov, "Dopolneniya k tekstu Medicine, 11/3 (1978), s. 141-152; Anton M.
Birüni (or Berüni)", OSB, ll, 147-158; a.mlf.. «Khronologii» al-Birüni po Leningradskoy i Heinen, "Mutakallimün and Mathematicians",
"Al-Birüni"s Masudic Canon", al-Abhath, XXN, stanbul'skoy rukopisyam (Leningrad ve is- Isi., LV (1978), s. 67·73; a.mlf., "Al-Biıılni and
Beyrut 1971, s. 59 -81, 148, 149; a.mlf., "Ah- tanbul Nüshalarına Göre Biruni'nin ei-Asaru'I- al-Haytham", Al·Biruni Commemoration Vo-
mad Saeed Khan (Compiler). A Bibliography Bakiye'sine ilaveler)", Palestinskiy Sbornik, IV j lume, Karachi 1979, s. 501-513; Zeki Çıkman,
of the Works of Abü'l-Rayl_ıan al-Birüni", 67 (1959), s. 147-171; Sevim Tekeli, "Birüni' - "El-Biruni'nin Tıp Alemindeki Yeri", Tıp Dün·
/SIS, LXXV /278 ( 1984), s . 611; a.mlf. -Yusuf de Güneş Parametrelerinin Hesabı", TTK Bel- yası, sy. 9-10, İstanbul 1980 j 53, s. 180 -188;
Id, "A Letter of al-Birüni: I:Iabash al-I:Iasib's leten, XXVII/105 (1963), s. 25·36; S. Pines, sy. 11-12 (1980 / 53), s. 251·260; 1. Whitaker,
Analernma for the Qibla", Historica Mathe- "The Sernantic Distinction between the Ter- "The Present State of Studies of al- Birüni:
matica, sy. 1 ( 1974), s. 3-11; Zebihullah Sa- mus Astronomy and Astrology According to A Survey and Bibliography", Annali (lstituto
fa , Al·Bfrün~ Ses oevres et ses idees, Tahran al-Biruni" , /SIS, sy. 55 (1964), s. 343-349; G. Universitario Orientale), XLIII/ 4, Napoli 1983,
1973; MübahatTürker Küyel, "İbn Sina «On J. Toomer, "Notes on al-Biruni on Transits", s. 591-619; Donald R. Hill, "Al-Birüni's Mec-
Sorunun Karşılıkları»m Beyrüni İçin mi Yaz- Orientalia, sy. 34 ( 1965), s. 45-72; a.mlf., "Abu hanical Calendar", Annals of Science, sy. 42,
rmştır?", Beyrunf'ye Armağan, s. 83-87; J. al -Rayhan Mul_ıarrımad b. Al_ımad al-Birüni, Oxford 1985, s. 139-163; "Birüni", Özbek Sov-
Christoph Bürgel, "Some New Material Per- The Exhaustive Treatise on Shadows" (tre. yet Ansiklopedisi, Taşkent 1971-80, 1, 65-71;
taining to the Quotations from Plato's Phaido ve nşr. E. S. Kennedy), /SIS, LXIX/ 249 (1978), "el-Biıılni", Azerbaycan Souyet Ansiklopedi-
in Biruni's Book on lndia", a.e., s. 127-135; s. 619·623; Fadıl et-TaT, "Ma'a'l-Biıılni fi Ki- si, Bakü 1976-87, ll, 196-197; J. Arnaldez, "Bi-
F. Rosenthal, "On Some Epistetnological and tabi'ş-Şaydene", MMilr., sy. 18 (1969), s. 113 - rüni", EUn., lll, 333·334; C. Edmund Bosworth
Methodological Presuppositions of al- Blru- 43; S. M. Ahmad, "Road- System of India as v.dğr., "Birüni, Abü Rayl_ıan", Elr., IV, 274-
ni", a.e., s . 145-167; Muhammed Tanci, "Bey- Deseribed by al-Biruni", Medieval lndia, sy. 287; imam İbrahim Ahmed, "el - Kanünü'l-
ıılni'nin İbn-i Sina'ya Yönelttiği Bazı Soru- 2 (1972), s . 1-2; B. Gafurov, "El-Biruni, Bin Mes'udi li'l-Beyruni", Ti, ll, 405-420; a.mlf..
lar, İbn-i Sina'run Cevaplan ve Bu Cevap- Yıl Önce Orta Asya'da Yaşayan Evrensel Bir "Tal_ıdidü nihayati'l-emakin li'l-Beyrüni",
lara Beyrüni'nin itirazları", a.e., s. 231-301; Deha", Görüş, Haziran 1974, s. 4·9; M: Salim a.e., VI, 272-285; Bruce B. Lawrence, "Birüni",
A. Süheyl Ünver, "Ebu Reyhan el -Beynıni'nin Atchekzai, "Bilimsel Gözlemin Öncüsü", a.e., ER, ll, 231-233; "Biriini", Encyclopaedia of
Farmakoloji ile İlgili Görüşleri", a.e., s. 41 · s. 16-19; Hakim M. Said, "Ortaçağ İslam Dün- Aslan History, New York 1988,1, 164-165.
54; Günay Tümer, Bfrünlye Göre Dinler ve is- yasında Eczacılığın Babası", a.e., s. 32·37; R.
lam Dini, Ankara 1975; 1986; Ahmed Saeed Walzer. "Al-Binıni and Idolatry", Acta lrani- Iii GüNAY TÜMER

215

You might also like