You are on page 1of 4

HADİS NEJDET ASLAN

YÖNETICILER
ve Sorumluluk

"Bir topluluğun sâkisi


(su dağıtanı) suyunu
en son içendir."
Hadis-i Şerif

oplum hayatı insan için Toplum idaresi, kamu yararı

T
Konuma göre
bir zorunluluktur. Bu sorumluluk ilkesine göre işler; bu yarara
zorunluluğun layıkıyla uygun kabiliyet ve liyakat
Toplumda herkesin bir gerektirir. Ayrıca yöneticinin dini
yerine getirilmesi de
sorumluluğu, muhafaza etmesi bütün, takva ve güzel ahlâk sahibi
yöneticilerin fedakârlığına ve gereken birçok emaneti var.(*) olması beklenir.
basiretli olmalarına bağlıdır. Sorumluluğun şekli ve ağırlığı
İnsanları yönetmek herkesin kişinin sosyal konumuna göre Kamu hizmeti yapanların
değişir. Yani statü, meslek ve önceliği kendi nefsi veya
yapabileceği bir iş değildir;
kültür, toplumda her bir ferde içinde yer aldığı dar çevre
ağır sorumluluk gerektiren bir
farklı sorumluluklar yükler. Din, değil, kamu yararı olmalıdır.
emanettir. Kurallarına riayet hukuk, ahlâk ve töre gibi temeller Çoğu zaman kişisel taleplerini
edilmezse kişiyi hem dünyada de sorumluluğu belirleyen geri plana bırakıp fedakârlık
hem de ahirette sıkıntılara sokar. kaynaklardır. yapmaları gerekir. Bu hususta

Yazıyı sesli olarak telefonunuzda


dinlemek için yandaki karekodu

11 ARALIK 2019 telefonunuz ile okutunuz.


Ebu Katâde r.a., Hz. Rasulullah olanların başında devlet başkanı açısından kamu yararına iş gören
s.a.v.’in şöyle dediğini nakleder: gelir. Siyasî güç ve yetkileri zümrelerden sayılır.
kullanarak toplumu yönetir;
"Bir topluluğun sâkisi (su dağıtanı) adalet, istikrar ve güvenliği sağlar. Allah Tealâ'nın emaneti
suyunu en son içendir." Devlete yahut topluma zarar
(Müslim, Sahih, el-Mesâcid 1/472; Ebu Davud, Sorumluluk taşıyan bütün bu
Sünen, el-Eşribe 3/338; Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, verebilecek her türlü tehlikeye grupların unutmamaları gereken
1/562)
karşı teyakkuzda olur. Daima en önemli husus, bulundukları
İmam Kelâbâzi rh.a. bu hadis-i devletin çıkarını, toplumun refahını mevkinin ve üstlendikleri
şerifin müslümanların idarî önceler. Devlet başkanının atadığı hizmetin kendilerine verilmiş
işlerinde görevli olanlara yahut yardımcılar da topluma karşı aynı bir emanet olduğudur. Maksat
topluma rehberlik edenlere sorumluluğu taşır. ise Allah Tealâ’nın kullarına
kendi ihtiyaçlarından önce kamu hizmettir. Emanetin sahibi
maslahatına öncelik vermelerini Yöneticilerin icra O’dur. O'nun emanetine hıyanet
işaret ettiğini hatırlatır. (Kelâbâzî, etmemek, şahsî menfaatlerle
Bahrü’l-Fevâid, s.964) ettikleri vazifenin bulandırmamak gerekir.
Sâki, "sucu, su dağıtan" yetkilerine
Devlet başkanı halkı korumak,
anlamında Arapça bir kelimedir. dayanarak özel adaleti tesis etmek ve dürüst
Su hayattır. İslâm'da insana,
hayvana, her türlü canlıya su
çıkar elde etmeleri, siyaset yapmak zorundadır.
Mazlumların ve iyilerin yanında,
vermek sevaptır ve sadakadan nefsanî arzularına
zalimlerin ve kötülerin karşısında
sayılır. Bu, müslümanların kapılıp hırs ve olmalıdır. Diğer yöneticilerin
yaşadığı coğrafyalarda geçmişten
günümüze sürdürülerek şehvet peşinde de, icra ettikleri vazifenin
yetkilerine dayanarak özel
kurumlaşmış bir hizmettir. insanlara musallat çıkar elde etmeleri, nefsanî
Fark gözetmeksizin insanlara,
olmaları Allah arzularına kapılıp hırs ve
hayvanlara, bitkilere su verme işi
Tealâ’nın verdiği şehvet peşinde insanlara
bir tür kamu hizmeti kabul edilmiş
musallat olmaları Allah
ve bu hizmet gönüllü kişiler, emanete hıyanettir, Tealâ’nın verdiği emanete
vakıflar veya devlet aracılığıyla zulümdür. hıyanettir, zulümdür.
yürütülmüştür.
Kamu yararına yönelik hizmet Âlimlerin görevi, vaaz ve
Kamu hizmeti ve
veren zümrelerden biri de irşad faaliyetleriyle toplumu
görevliler
âlimlerdir. Onların sorumlulukları dinî konularda aydınlatmak,
Kamu yararına ait işler, toplum siyasî değil, terbiye ve irşaddır. yöneticilere nasihatte
hayatını iyileştiren, faydası Toplumun eğitimi ve irşadı, dinî bulunmaktır. Cehaletle baş
umuma ait olan faaliyetlerdir. değerlerin muhafazası âlimlerin etmek zordur; sabır ve metanet
Medeniyetimizde "Menâfi-i sorumluluğundadır. ister. Bildiğini zanneden
Umûmiye", "Celb-i Menâfi" ve cahillere doğruyu öğretmek
"Def-i Mefâsid" kavramları ile Bir diğer sorumlu kesim de ise daha zordur; özel gayret
ifade edilen bu maksat, topluma gönüllü kamu hizmetkârlarıdır. gerektirir. Fakat öğrenmek
yararlı olan işlerin yapılması, Bunlar devletin ve milletin isteyenlere incitmeden, sabır
zararlı olanların ise önlenmesi selameti için her an vazifeye hazır ve müsamaha ile verilen
anlamına gelir ki, küçük büyük kişilerdir. eğitim ve nasihat daima güzel
demeden en ince ayrıntılara kadar neticeler verir.
dikkat edilmesi gereken önemli Ayrıca çarşı ve pazarlarda serbest
bir meseledir. faaliyet gösteren ticaret erbabı Âlimlerin bir görevi de yaşadıkları
ve meslek grupları da toplumun çevrede akıllı, anlayışlı kişileri
Kamu hizmetiyle sorumlu temel ihtiyaçlarının karşılaması araştırıp, onlara uygun ilim

ARALIK 2019 2
HADİS

ortamları oluşturmak, ilim vergi ödeyerek kamu maslahatına hakkı, adaleti, asaleti ve sadeliği
meclislerine iştiraklerini teşvik katkıda bulunurlar. muhafaza ettiler.
etmektir. Bunu yaparken ilmin
vakarını düşürücü ve maksadını Meslek erbabının kendi Emanet zayi
aşan tavır ve isteklerden aralarındaki işbirliği ve dayanışma edildiğinde
kaçınılmalıdır. ve teşkilatlaşmanın da toplumun
faydasına yönelik olması gerekir. Efendimiz s.a.v. idareciliği bir
Sırf güç elde etmek için emanet olarak değerlendirmekte,
Âlimlerin siyasî ikbal, dünyevî
ashabını ve onların aracılığı ile
menfaat, şöhret, liderlik gibi yapılan işbirliği, hem meslek
bütün ümmeti emanet hususunda
süflî maksatlar için insanları hem de kamu maslahatı
sık sık uyarmaktadır. Liyakat
etrafına toplaması, onlara açısından doğru değildir.
ve ahlâk sahibi olmayanların
üstünlük taslaması, hizmet
Daha pek çok alanda toplum yönetime gelmesini kıyamet
ettirmesi emanete hıyanettir.
faydasının öncelenmesi alameti olarak saymaktadır.
Cenab-ı Hakk’ın bahşettiği
hususunda geniş açıklamalar
nimete nankörlüktür. Hiçbir Hadis kaynaklarımızda konuyla
yapılabilir. Fakat Efendimiz
karşılık beklemeden insanları ilgili şu meşhur hadise aktarılır:
s.a.v.'in son derece veciz ve zarif
aydınlatmak, fitne ve tefrikaya
ifadeleriyle "Bir topluluğun Bir defasında Hz. Rasul-i Ekrem
düşmelerine engel olmak, hakka
sâkisi suyunu en son içendir." s.a.v. oturmuş, sahabilerle sohbet
ve hayra koşma hususunda
hükmü bütün meseleyi özetliyor, ediyordu. O esnada meclise bir
önderlik yapmak ise Peygamber
adeta kanun haline getiriyor. bedevî geldi ve;
s.a.v. vârisi âlimlerin özelliğidir.
Onlar vakar sahibidirler; fitne Bu hadis-i şerif aynı zamanda, – Kıyamet ne zamandır? diye
endişesiyle ihtiyaçlarını dahi O'nun mübarek hayatları boyunca soru sordu.
gizlerler. üzerinde sıklıkla durduğu ve
vefatından önce vasiyet ettiği Hz. Peygamber s.a.v. sohbetine
Dünya ve ahiret devam etti. Sohbet sona erince:
"Bir topluluğun efendisi onlara
kazancı
hizmet edendir.’’ düsturunun
– Kıyametten soranınız nerede?
Tüccarlar ve meslek erbabı da açıklamasıdır. (Süyûtî, Câmiu’s-Sağir,
4736; Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 1/561) buyurdu. Soruyu soran;
aynı şekilde topluma hizmet
ederler. Her ne kadar yaptıkları Allah Rasulü s.a.v.’den sonra – Buradayım ey Allah'ın Rasulü,
hizmetin karşılığı olsa da, aslında Ashab-ı Kiram ve özellikle dedi. Bunun üzerine Hz.
kamu hizmeti görmektedirler. Râşid Halifeler O’nun emir Peygamber s.a.v.:
İşlerini bu açıdan değerlendirir ve ve tavsiyelerine uydular; – Emanet zayi edildiğinde
kamu yararına öncelik verirlerse aşırılıklardan uzak, sade hayatları kıyameti bekle, dedi. Bu sefer o
sevap kazanırlar. Çünkü bu işi ile sonraki nesillere örnek adam;
devlet memurları gibi mecburî oldular. Ayrıcalıklı konumlarına
değil, isteğe bağlı olarak yaparlar. rağmen Hz. Peygamber s.a.v.’in – Emanet nasıl zayi olur? diye
Diğer taraftan kazançlarından öğrettiklerine riayet ettiler; sorunca Efendimiz s.a.v.:

3 ARALIK 2019
– "Yönetim işi, ehil olmayan da Allah Tealâ onun ülkesinin bir daha yapmamak üzere
kimselere verildiğinde insanlarını bereketlendirir. tevbe eder. İşte bu yüzden adı
kıyameti bekle!" buyurdu. (Buhârî, Nitekim Kur’an’ı Kerim’de adaletle birlikte anılmak suretiyle
İlim 1/213)
Allah Tealâ şöyle uyarır: 'İşte kıyamete kadar baki kalır.
Benzer bir açıklamayı, Hz. işledikleri zulüm yüzünden
virane kalan evleri! Anlayan Öyle ki, bir rivayete göre Hz.
Peygamber s.a.v.’in huzurunda Peygamber s.a.v.’in methine dahi
yetişen, hadis rivayeti ve ilmî topluluk için ibretler vardır.'"
(Neml 52)
nail olmuştur. Hz. Rasulullah s.a.v.:
dirayetiyle meşhur sahabi "Ben adil hükümdarın zamanında
Abdullah b. Mes’ud r.a. da Ayet-i kerime, bolluk ve refah dünyaya geldim." buyurmuşlardır.
yapmıştır. Hz. Rasulullah s.a.v.’den içinde iken işledikleri zulüm ve
işittiği bir hadis-i şerife atıfta düştükleri günahlar sebebiyle Devlet başkanı ve âlimler, din
bulunarak şunları söyler: ve dünya hayatının iki temel
helak edilen Semud kavmine
direğidir. İnsanlar onlara tâbi
"Eğer ilim ehli, gerektiği gibi işaret eder. Onlardan geriye
olur. Kamu yararına hizmet Allah
yüksek kayalara oyulmuş süslü
ilme ihtimam gösterip muhafaza Tealâ hakkıdır. O, bu hakkı başta
evler ve saraylar kalmıştır.
etseydi ve yine ehline teslim yöneticiler olmak üzere toplumun
etseydi, yaşadıkları zamanın İmam Fahreddin er-Râzî rh.a. ileri gelenlerinin omuzlarına
ve çevrenin efendileri olurlardı. Tefsîr-i Kebîr'de şöyle bir hikâye yüklemiştir. İnsanlara şefkatle
Fakat onlar buna riayet etmediler anlatır: muamele edip ihtiyaçlarını
ve basit dünyalıklar için onu karşılamak, adalet, güvenlik, mal
dünya ehline teslim ettiler, Eski İran hükümdarlarından ve hizmet temini, alt yapı, imar,
sonunda da ihanete uğradılar. adaletiyle meşhur Nûşirevan ıslah gibi faaliyetlere öncelik
Ben Hz. Rasulullah Efendimiz (Anûşirvan) ava çıktığı bir gün bir vermek Allah Tealâ'nın hakkını
s.a.v.’in şöyle dediğini işittim: avın peşine kendini kaptırmış ve eda etmek anlamına gelir. Bu
adamlarından epey uzaklaşmıştır. yükümlülüğü layıkıyla yerine
'Kaygılarının hepsini (bir Susuzluk bastırınca bir bağa getirenlerin dünyada mekânları
kenara bırakıp) bir tek girer. Gözüne narlar takılır, bağla yüksek, ahirette makamları âlidir.
kaygıda, ahiret kaygısında ilgilenen kişiden bir tane ister.
toplayan kimseyi Allah Tealâ Nar çok suludur. Sıkıp içince tadı Aksine kamu görevini kötüye
diğer kaygılarından kurtarır. hoşuna gider ve bağı sahibinden kullanmak, nefsin hevâsı ve
Dünya hallerinin kaygılarına dalan almaya karar verir. Bir nar daha çıkar peşinden gidip Allah
ve çoğaltarak onlarla boğuşan ister. Fakat bu sefer nar susuz Tealâ’nın kullarına cefa etmek,
kimseyi de Allah Tealâ derdiyle ve tadı da kekremsidir. Adama emanete ihanet etmek olur ki,
baş başa bırakır. Hangi kaygı sebebini sorar; "Herhalde dünyada sıkıntılara, ahirette
çukuruna düştüğüne ve nasıl hükümdar zulüm kararı aldı ki Cenab-ı Hakk’ın huzurundan
helak olduğuna aldırmaz.''’ (İbn zulmün uğursuzluğundan nar uzak olmaya sebep olur.
Mace, Sünen, İlim 1/95)
bu hale döndü." cevabını alır.
Doğru yolu gösterip kullarını
Taşa toprağa bile zarar Nûşirevan hatasını anlar ve
işlerinde başarılı kılan, yanlışa
içinden tevbe eder.
düşmekten, mahvolmaktan onları
Tabiîn neslinden Vehb b.
Sonra bir nar daha ister. Bu muhafaza eden, bağışlayan ve
Münebbih rh.a. şöyle demiştir:
defa nar ilkinden daha sulu her şeyi en iyi bilen yalnız Allah
"Eğer bir yönetici kötülüğe ve tatlıdır. "Peki şimdi niye Tealâ’dır.
yönelir veya zulmetmeye başlarsa değişti?" der. Adam, "Herhalde Peygamber Efendimiz s.a.v.: "Hepiniz birer
(*)

Allah Tealâ onun ülkesini darlık hükümdar tevbe edip zulümden çobansınız ve hepiniz yönettiklerinizden
sorumlusunuz. Devlet başkanı bir sorumludur ve
içine sokar; pazarlarda, ekinlerde, vazgeçti." der. Adamın bu sözleri yönettiklerinden mesuldür. Erkek bir sorumludur,
o da elinin altındakilerden mesuldür. Hanım bir
meralarda, her şeyde kıtlık Nûşirevan’a garip gelmez. Çünkü sorumludur, o da yönettiklerinden mesuldür.
meydana gelir. Eğer hayra yönelir kendisi de aynı düşüncelere Köle de efendisinin malı üzerinde sorumludur ve
yönettiklerinden mesuldür." buyurmuştur. (Buhârî,
ve adaletle hükmederse o zaman sahiptir ve zulmün her türlüsüne Cuma 11)

ARALIK 2019 4

You might also like