You are on page 1of 294

İLK YARDIM VE ACİL SAĞLIK

HİZMETLERİNDE TEMEL
KAVRAMLAR

• İlk Yardımın Tanımı, Önemi ve


Amaçları
İÇİNDEKİLER

• İlk Yardımın Temel Uygulamaları


• İlk Yardımcının Özellikleri ve
Temel Görevleri İLK YARDIM VE ACİL
• İlk Yardım Çantası SAĞLIK HİZMETLERİ
• Acil Sağlık Hizmetleri
• Acil Sağlık Hizmetleri Ekibi ve Doç. Dr. Seher
Görevleri ERGÜNEY
• Acil Servisin Fiziki Yapısı
• Ambulanslar ve Ambulanslarda
Bulunması Gereken Malzemeler
• İlk Yardım ve Acil Sağlık
Hizmetleri Arasındaki Fark

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• İlk yardımın tanımını, önemini ve amaçlarını
HEDEFLER

öğrenebilecek,
• İlk yardımın temel uygulamaları ve ilkelerini
kavrayabilecek,
• İlk yardımcının özelliklerini öğrenebilecek,
• Acil sağlık hizmetlerinin tanımını, önemini ve
amaçlarını kavrayabilecek,
ÜNİTE
• Acil servisin fiziki yapısını anlayabilecek,
• İlk yardım ve acil sağlık hizmetleri arasındaki
farkı ayırt edebileceksiniz. 1
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

İLK YARDIM VE ACİL SAĞLIK HİZMETLERİNDE


TEMEL KAVRAMLAR

İlk yardım hizmetleri


• İlk yardımın tanımı
• İlk yardımın önemi
• İlk yardımın amaçları
• İlk yardımın temel uygulamaları
• İlk yardımcının özellikleri ve temel görevleri
• İlk yardım çantası

Acil sağlık hizmetleri


• Acil sağlık hizmetlerinin tanımı
• Acil sağlık hizmetlerinin önemi
• Acil sağlık hizmetlerinin amaçları
• Acil sağlık hizmetlerinin uygulamaları
• Acil sağlık hizmetleri ekibi ve görevleri
• Acil servisler

Ambulanslar
• Acil yardım ambulansı
• Nakil ambulansı
• Özel donanımlı ambulanslar
• Ambulanslardaki ekipman ve malzemeler

İlk yardım ve acil sağlık hizmetleri arasındaki fark

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

GİRİŞ
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her gün 20‐50 milyon kişi
yaralanmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre de 2012 yılında trafik
kazası nedeniyle 268.079 kişi yaralanmış, 3750 kişi yaşamını kaybetmiştir. Trafik
kazaları dışında, iş kazaları, ev kazaları ve tıbbi aciller yüzünden çok sayıda insan
yaşam tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Yaşamın tehlikeye girdiği anda doğru
ve etkili ilk ve acil yardım hizmetleri son derece önemlidir. Bu nedenle toplumdaki
her bireye ilk yardım bilgi ve becerilerinin öğretilmesini amaçlayan İlk Yardım
Yönetmeliği, Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanarak, 22 Mayıs 2002 tarihinde
Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
İlk yardım gerektiren yaralanmaların başında trafik kazaları gelmektedir.
Trafik kazasını endüstri ve iş kazaları, ev kazaları, tarım ilaçlarıyla zehirlenmeler ve
spor kazaları takip etmektedir.
İlk yardımın öncelikli amaçları, yaşam kurtarmayı sağlayan temel
uygulamalardır.
Doğru ve etkili ilk yardım kadar yaralı/hastanın acil sağlık ekibine teslimiyle
başlayan acil sağlık hizmetleri süreci de sakatlıkların önlenmesi ve yaşam
kurtarılmasında son derece önemlidir.
Tıbbi anlamda acil, bireyin fiziksel ya da duygusal yönden tehlike içinde
bulunduğuna inanılarak hasta ve ailesine gereksinim duyduğu tıbbi bakımın anında
verilmesidir. İşlevleri ve bütünlüğü, yaşamı tehlikeye sokacak şekilde bozan etkilere
karşı, vücudun geliştirdiği yanıtların yetersiz kaldığı durumlar, acil tıbbi bakım
girişimleri gerektiren durumlardır.
Doğru, etkili ve yetki dâhilinde müdahalelerde bulunabilmek için öncelikle ilk
yardım ve acil sağlık hizmetlerini ve bu hizmetler içinde yer alan kavramları
tanımlayabilmek, öncelikli amaçları, temel uygulamaları sıralayabilmek gerekir.
Bu ünitenin amacı ilk yardım ve acil sağlık hizmetlerinde yer alan temel
kavramları öğretmektir.

İLK YARDIMIN TANIMI, ÖNEMİ VE AMAÇLARI


İlk Yardımın Tanımı
İlk yardım, olay Herhangi bir kaza ya da yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda sağlık
yerinde tıbbi araç görevlilerinin tıbbi yardımı sağlanıncaya kadar hayatın kurtarılması ya da durumun
gereç aranmaksızın daha kötüye gitmesini önleyebilmek amacıyla olay yerinde, tıbbi araç gereç
mevcut araç ve
aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamalardır. Eldeki araç
gereçlerle yapılan
uygulamalardır. ve gereçlerle ile sağlık ekibi gelinceye kadar ilaçsız uygulamalar yapan, ilk yardım
uygulama bilgi ve becerisine sahip kişiye ilk yardımcı denir.

İlk Yardımın Önemi


Hayatın her döneminde ve her ortamda kaza ve hastalanma riski
bulunmaktadır. Ev, iş ya da trafik kazaları ve doğal afetler yüzünden çok sayıda

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

insan yaşamını kaybetmekte ya da sakat kalmaktadır. Bu gibi durumlarda olay


yerinde her zaman bir sağlık görevlisi olamayacağı için olaydan etkilenen ya da
ortamda bulunan kişilerin kendilerine veya başkalarına yapacakları ilk yardım çok
önemlidir. Olay yerinde müdahalede bulunacak kişilerin ilk yardım eğitimi almış
olmaları ve çabuk karar verip müdahale etmeleri, yaşamın sürdürülmesi,
sakatlanmaların önlenmesi ve iyileşme sürecinin kısaltılmasında önemli rol
oynamaktadır.
İlk yardım gerektiren yaralanmaların başında trafik kazaları gelmektedir.
Trafik kazasını endüstri ve iş kazaları, ev kazaları, tarım ilaçlarıyla zehirlenmeler ve
spor kazaları takip etmektedir.
Kaza ölümlerinin % 10’u ilk beş dakikada solunum durmasına bağlı, % 50’si
ise ilk yarım saat içinde büyük kanamalara bağlı olmaktadır. Bu nedenle olay
yerindeki ilk yarım saat çok önemlidir. Bu ilk yarım saate altın saat denilmektedir.
Acil durumdan sonraki 0‐1 dakikada kalp, 0‐4 dakikada beyin etkilenir. 4‐6
dakikada beyin zarar görmeye başlar. 10 dakikadan sonra beyinde kalıcı hasar
oluşur.
Basit ama etkili bir ilk yardım ile ölümlerin yaklaşık yarısını önleme şansı
vardır. Aynı zamanda acil sağlık hizmetleri ve tedavinin planlanmasını kolaylaştırır.

İlk Yardımın Amaçları


İlk yardımın öncelikli amaçları, yaşamsal tehlikeyi ortadan kaldırmak,
yaşamsal fonksiyonların sürdürülmesini sağlamak ve hasta/yaralının durumunun
kötüleşmesini önlemektir. Üç ana başlık altında ele alınan uygulamalar
şunlardır:
Yaşamsal tehlikeyi ortadan kaldırmak
Olay yerinde yaşamı tehlikeye sokan durumları belirleyip ortadan kaldırarak
hem hasta/yaralıya hem de müdahalede bulunacak kişilere güvenli bir çevre
oluşturmaktır. Herhangi bir kazadan sonra yangın, gaz kaçağı, trafik akışı gibi olaya
yol açan tehlike kaynağının devam edebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle olay
İlk yardımın öncelikli yerinin değerlendirilmesi gerekmektedir (Baknız: Ünite 5).
amaçları, yaşamsal
tehlikeyi ortadan
Yaşamsal fonksiyonların sürdürülmesini sağlamak
kaldırmak, yaşamsal Bir insanda solunum yollarında tıkanma olması, solunumun durması ya da
fonksiyonların kalbin durup damarlardaki kanın akışının kesilmesi ölüme neden olur. Bu nedenle
sürdürülmesini yaşam fonksiyonlarının sürdürülebilmesi için; solunum yolunun açıklığının
sağlamak ve
sağlanması, solunumun ve dolaşımın düzenlenmesi ilk yardımın öncelikli amaçları
hasta/yaralının
arasındadır (Bakınız: Ünite 6).
durumunun
kötüleşmesini Hasta ya da yaralının durumunun kötüleşmesini önlemek ve
önlemektir.
iyileştirmeyi kolaylaştırmak
Bireyin durumunun kötüye gitmesini önlemek böylece iyileşmesini ve tıbbi
müdahalesini kolaylaştırmak için kanamanın durdurulması, şokun önlenmesi,
yaranın dış etkenlerden korunması, vücut sıcaklığının korunması ve uygun

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

pozisyonun verilmesi, sürdürülmesi ve güvenli bir şekilde taşınması gerekir (Bakınız


Ünite 7, 8, 10, 14).
Tüm bu uygulamalar gerçekleştirilirken unutulmaması gereken önemli
nokta; ilk yardım uygulamasında amaç hasta ya da yaralıyı tedavi etmek değildir,
kesinlikle ilaç uygulanmamalıdır.

İLK YARDIMIN TEMEL UYGULAMALARI


İIk yardım uygulamaları belirli aşamalar izlenerek öncelikler dikkate alınarak
gerçekleştirilmelidir. Bu nedenle, ilk yardımda altın saat içerisinde Altı T’ye ve
CAB’ye göre ilk yardımın temel uygulamalarını gerçekleştirmek son derece
önemlidir.

Altı T’ye Göre İlk Yardım Uygulamaları

İlk yardım Haberleşmenin sağlanması (Telefon)


uygulamaları 6T’ ye Olay yerinde, önce sistemi uyarıp‐haber verip ilk yardıma başlamak gerekir.
göre yapılır. Haberin ne zaman verileceği tartışmalı bir konudur. İlk yardımcı tek ise, temel ilk
Telefon, tedbir,
yardımlar yapıldıktan sonra haber vermek ve yardım istemek gerekebilir. En iyisi
tanı, triyaj,
tedavi ve birisi ilk yardım yaparken diğerinin haber vermesidir. Sistem ne kadar erken
taşımadır. uyarılırsa o kadar iyidir. Bu amaçla 112 Acil Yardım Merkezi, 155 Polis İmdat, 110
İtfaiyeden yardım alınabilir.

Olay yeri güvenlik önlemlerinin alınması (Tedbir)


Bir kaza anında ikinci bir kazayı önlemek için gerekli tedbirler alınmalıdır.
Tedbir, hem kazazede hem de diğer kişiler için önemlidir. Çünkü gerekli önlemleri
almadan hemen müdahaleye başlayan kişiler ikincil bir kazaya maruz kalmakta
hatta yaşamlarını kaybetmektedirler.

Olaya maruz kalanların değerlendirilmesi (Tanı)


Olay yerinde 30 saniye içerisinde kazazede ilk yardımın CAB’sine göre
değerlendirilir.
Değerlendirilecek bulgular önem sırasına göre; nabız, solunum, kan basıncı,
bilinç düzeyi, deri rengi, göz bebekleri, kılcal damar dolumu ve hareket‐uyaranlara
cevaptır. İlk dördü çok önemli olduğu için yaşamsal bulgu olarak adlandırılır.

Hasta ya da yaralıların sevkteki önceliğe göre ayrılması (Triyaj)


Kazazedeleri yaralanma durumuna göre öncelik sırasına koyma‐ayırma
işlemidir. Yaşamsal bulgularına göre öncelik sırasına koyarak müdahale ve sevk
edilir.
Bekletilse de ölmez ya da hemen ulaştırılırsa da ölür kanısı oluşturanların
bekletilmesi; bekletilirse ölür, hemen ulaştırılırsa kurtulma şansı var kanısı
uyandıranlara ise öncelik verilmesi gerekir.
Taşımada önceliklerin belirlenmesi kolay olmayıp kişinin bu konudaki bilgi
düzeyine bağlıdır. Bu nedenle ilk yardımıcı hasta/yaralı hakkında bildiklerini gelen

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

sağlık çalışanlarına anlatıp, taşımada önceliğin belirlenmesi ve tedavinin


yönlendirilmesine yardımcı olmalıdır (Bakınız: Ünite 5).

Gerekli ilk yardımın uygulanması (Tedavi)


Olay yerinde çevre imkânları da kullanarak, basit olarak yapılabilecekleri
yapmaktır.

Hasta ya da yaralıları usulüne göre taşınması (Taşıma)


Kazazede, yaralanma durumuna göre en uygun pozisyonda sağlık kuruluşuna
mümkünse ambulansla, zorunlu hâllerde diğer araçlarla taşınmalıdır.

İlk yardımın
CAB’ye Göre İlk Yardım Uygulamaları
CAB’si: Circulation, dolaşımın sağlanması; airway, solunum yolunun açılması;
Circulation: breathing, solunumun sağlanmasıdır. Hasta/yaralının bilinci kontrol edilmeli, bilinç
Dolaşımın
kapalı ise uluslararası standartlarda CAB harfleri ile belirtilen ilk yardım
sağlanması
Airway : Solunum uygulamaları için hasta hızla değerlendirilmelidir. İlk yardım gerektiren durum
yolunun açılması kardiyak arrest durumu is eve hast yere yığılmış ise kişinin CAB değerlendirmesi
Breathing: yapılır. Kişinin dolaşımı (C) yok ise A ve B değerlendirilmeden temel yaşam
Solunumun desteğine başlanır. Ancak ilk yardım gerektiren durum travma, yaralanma ve suda
sağlanması boğulma vb. ise değerlendirme ABC şeklinde yapılır. (Bakınız: Ünite 6).

İLK YARDIMICININ ÖZELLİKLERİ VE TEMEL GÖREVLERİ


İlk Yardımcının Özellikleri
 Etrafındakilere, yapacağı müdahalelerde kararlı olduğunu hissettirmelidir.
 Sakin, pratik, dengeli, yardımsever ve girişken olmalıdır.
 Bir kaza anında paniğe kapılmamalı, düşünerek davranmalıdır.
 Davranışları hızlı ancak bilinçli, sıralı ve ölçülü olmalıdır.
İlk yardımcı, yararlı  Kendisini tehlikeye atmamalıdır.
olmak kadar zarar  Bilgisinin olmadığını düşündüğü konularda birşey yapmamalı, yardım
vermemeye de çağırmalıdır.
çalışmalıdır.  Sağlık görevlisi geldiği zaman, ona bilgi verip onun yardımcısı durumuna
geçmeli, bilgi ve yetki sınırlarını bilmelidir.
 Üzerinde girişimde bulunacağı kişinin onayını aldıktan sonra müdahalesini
yapmalıdır.
 Gerektiğinde çevresindekileri organize ederek çalışmalıdır.
 Kullanacağı ses tonu ve kelimeleri iyi seçmeli, sürtüşmeye meydan
vermemelidir.
 Yararlı olmak kadar zarar vermemeye de çalışmalıdır.
 İlk yardım uygulamasını doğru yere, yeterli sayı ve şiddette, yeterli sürede
uygulamalıdır.
 Her uygulamadan sonra yaptığının yeterli ve doğru olduğunu kontrol
etmelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

 Oturduğu ve çalıştığı yerleşim biriminin coğrafi özelliklerini, ulaşım


olanaklarını, sağlık kuruluşlarının yerlerini, özelliklerini ve uzaklıklarını
bilmelidir.
 Yaşadığı ülkenin sağlık ve idari mevzuatına yabancı olmamalıdır, toplumsal
ve bireysel sağlık sorunlarına duyarlı olmalıdır.
 Birey olarak kendisini zinde tutmaya çalışmalı, düzenli spor yapmalı,
düzenli sağlık kontrolünden geçmeli, madde bağımlılığı gibi zararlı
alışkanlıklardan uzak durmalıdır.
 Dengeli beslenmeye dikkat etmeli, kendi vücudunun kapasitesini bilmeli
ve buna göre uygulayacağı ilk yardım tekniğini seçmelidir.
 Edindiği bilgi ve becerilerin bir süre sonra unutulacağını, bazılarında
değişiklikler olabileceğini bilmeli ve eğitimini yenilemelidir.
 Alkollü iken asla yardım uygulamamalıdır.
 Çok sayıda hasta/yaralıya müdahale etmek zorunda ise, öncelikler dışında
herhangi bir ayrım yapmamalıdır.
 Hasta/yaralının kendisine emanet ettiği eşyalardan sorumlu olmalıdır.
 Hizmeti karşılığında asla maddi bir karşılık almamalıdır.

İlk Yardımcının Temel Görevleri


Koruma
Kaza sonuçlarının ağırlaşmasını ya da başka kazaların oluşmasını önlemek
için, olay yerinin değerlendirilmesi ve olay yerinde oluşabilecek tehlikeleri
belirleyerek güvenli bir çevre oluşturmaktır. İlk yardım eğitimi olmayan kişileri olay
yerinden uzak tutmak, bilinçsiz müdahalelere izin vermemek görevidir.
Olay yeri güvenlik önlemleri, trafik kazası, elektrik çarpması, gaz sızıntısı,
Olay/kaza mümkün patlama, yangın ve benzeri olayların türüne göre farklılık göstermektedir. Olay yeri
olduğu kadar hızlı bir güvenliği sağlanamıyorsa kazazede ivedi olarak o ortamdan en kolay ve en zararsız
şekilde Acil Yardım taşıma yöntemi ile uzaklaştırılarak güvenli bir yere alınmalıdır.
Merkezi (112)’ne
bildirilmelidir. Bildirme
Olay/kaza mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde Acil Yardım Merkezi
(112)’ne bildirilmelidir. İlk yardımda haberleşme hasta ya da yaralılara tıbbi destek
sağlanması açısından önemlidir. Olayın özelliğine göre gerekiyorsa itfaiye ve
emniyet örgütü birimlerine de bildirimde bulunulmalıdır.
Acil Yardım Merkezi 112’nin aranması sırasında dikkat edilmesi gerekenler:
 Panik yapmamalı, sakin olunmalı ya da sakin olan bir kişinin araması
sağlanmalıdır.
 Acil Yardım Merkezi 112 tarafından sorulan sorulara net bir şekilde cevap
verilmelidir.
 Kesin adres ve yer bilgileri verilirken, olayın olduğu yere yakın bir caddenin
ya da herkes tarafından bilinen bir yerin adı verilmelidir.
 Kimin hangi numaradan aradığı bildirilmelidir.
 Hasta/yaralıların adı ve olayın tanımı yapılmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

 Hasta/yaralıların sayısı ve durumu bildirilmelidir.


 Herhangi bir ilk yardım uygulaması yapıldıysa ilk yardım uygulaması
hakkında bilgi verilmelidir.
 Acil Yardım Merkezi 112 sağlık çalışanı tarafından verilen talimatlar yerine
getirilmelidir.
 Acil Yardım Merkezi 112 hattındaki kişi, gerekli olan tüm bilgileri aldığını
söyleyinceye kadar telefon kapatılmamalıdır.
Kurtarma (müdahale)
Olay yerinde hasta/yaralılara müdahale hızlı ancak sakin ve kendinden emin
bir şekilde yapılmalıdır.
İlk yardım
uygulamaları için, İlk yardımcının kurtarma ile ilgili yapması gerekenler:
evde, okulda, iş  Öncelik ve ivedilikle olay yeri incelenip, güvenliği sağlanır.
yerinde, arabalarda,  Hasta/yaralıların durumunu hızlı bir şekilde değerlendirilir (CAB) ve
fabrikada, öncelikli müdahale edilecekler belirlenir.
havaalanında, tren  Hasta/yaralının korku ve endişeleri giderilir.
istasyonlarında ve  Hasta/yaralıya müdahalede yardımıcı olacak kişileri organize edilir ve
diğer tüm aklımıza
yönlendirilir.
gelebilecek her yerde
ilk yardım çantası  Solunum ve kalp durması, kanama, şok ve ağır yaralanma gibi yaşamsal
bulundurulması tehlike oluşturan durumlara öncelikle müdahale edilir.
gerekmektedir.  Kanama, kırık, çıkık ve burkulma vb. durumlarda yerinde müdahale edilir.
 Olay yeri güvenliği açısından herhangi bir tehlike yok ise, hasta ya da yaralı
kesinlikle hareket ettirilmemelidir (Çok zorunlu kalınırsa en az zarar
görecek şekilde hareket ettirilebilir).
 Hasta ya da yaralıların en uygun yöntemlerle en yakın sağlık kuruluşuna
sevki sağlanır.

İLK YARDIM ÇANTASI


Acil tedavi , İlk yardım uygulamaları için, evde, okulda, iş yerinde, arabalarda, fabrikada,
hastaneler ile diğer havaalanında, tren istasyonlarında ve diğer tüm aklımıza gelebilecek her yerde ilk
sağlık kurum ve yardım çantası bulundurulması gerekmektedir. İlk yardım çantası direkt bir ısı
kuruluşlarında acil kaynağından ve çocukların erişebileceği yerden uzak, çok nemli ve kuru olmayan
tıbbi tedaviye bir yerde tutulmalıdır. Mutfak ya da banyo ilk yardım çantasının bulundurulması
ihtiyacı olanlara
için uygun ortamlar değildir. Evde yaşayanların ilk yardım çantasının nerede
sunulan hizmetlerin
bütününü tanımlar. olduğunu bilmeleri gerekir. Kullanılan malzemelerin sayılarını yeniden
tamamlamak ve yerine koymak çok önemlidir. Son kullanma tarihi olan ve
tüketilen malzemeler yenilenmeli ve temiz bir şekilde muhafaza edilmelidir.
İlk yardım çantasında bulunması gereken malzemeler: Suni solunum
maskesi, büyük sargı bezi (10 cmX3‐5 cm),steril hidrofil gaz bezi (10x10 cm 50 lik),
üçgen sargı bezi, hidrofil pamuk (70 gr), flaster, çengelli iğne, makas, elastik
bandaj (6‐8 cm enli), yara bandı, tıbbi eldiven, açık renk plastik örtü, yara bandı,
tıbbi eldiven, açık renk plastik örtü, not defteri ve kurşun kalem, ilk yardım el
kitabı, el feneri, düdük, cımbız ve derece.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ


Acil Sağlık Hizmetlerinin Tanımı
Acil sağlık hizmeti, acil durumun oluştuğu yerde başlayan ve gerektiğinde
rehabilitasyon aşamasına kadar devam eden birbirine bağlı çeşitli hizmetlerden
oluşan acil yardım ve acil tedavi hizmetleridir. Acil yardım, acil sağlık hizmetleri
konusunda özel eğitim görmüş ekipler tarafından, tıbbi araç ve gereç desteği ile
olay yerinde ve hastaneye nakil sırasında verilen hizmetlerin bütününü; acil Tedavi
ise hastaneler ile diğer sağlık kurum ve kuruluşlarında acil tıbbi tedaviye ihtiyacı
olanlara sunulan hizmetlerin bütününü tanımlar.

Acil Sağlık Hizmetlerinin Önemi


Acil hastalık ve yaralanma, trafik kazası gibi insan yaşamını doğrudan tehdit
eden bir çok olayda, acil tıbbi yardımın yerinde ve en kısa sürede başlatılması,
hasta ya da yaralının uygun ekipman ve personel yardımıyla tedavi kurumlarına
taşınması, tedavi kurumlarında bekletilmeden gereken müdahalenin yapılması,
hayat kurtarma zincirinin vazgeçilmez halkalarıdır.

Acil Sağlık Hizmetlerinin Amacı


Tıbbi anlamda acil, bireyin fiziksel ya da duygusal yönden tehlike içinde
bulunduğuna inanılarak hasta ve ailesine gereksinim duyduğu tıbbi bakımın anında
verilmesidir. İşlevleri ve bütünlüğü, yaşamı tehlikeye sokacak şekilde bozan etkilere
karşı, vücudun geliştirdiği yanıtların yetersiz kaldığı durumlar acil tıbbi bakım
girişimleri gerektiren durumlardır.

Acil Sağlık Hizmetleri Uygulamaları


 Acil olay yerinde 112 Acil Yardım Merkezi acil sağlık hizmetleri
 Taşıyıcı ve hastane ile haberleşme
 Kara, hava, deniz ambulans hizmetleri ile acil olay yerinden hasta/yaralı
taşıma organizasyonu
 Yataklı sağlık kurumlarında acil tedavi ve bakım hizmetleri
Hastane öncesi
girişim ekibinin en
etkin üyesi Acil Tıbbi
ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ EKİBİ VE GÖREVLERİ
Teknisyen’dir (ATT). Acil sağlık hizmetlerinde çalışanlar kısa sürede hasta/yaralıyı değerlendirip
tedaviye başlamalıdırlar. Acil ekibinin el becerisi daha gelişmiş, psikolojik yapısı
daha dayanıklı, sabırlı ve motivasyonu yüksek olmalıdır. Ayrıca acil çalışanları
empati yapabilmelidirler.
Acil ekibinin tüm üyeleri iş ortakları gibi çalışarak ölüm oranını düşürmek
amacı ile hastaya optimum bakım verirler. Acil bölüm ekibi; genelde hastane
öncesi müdahale ekibi, hemşireler, hekimler, sosyal hizmet uzmanları, aile
danışmanları, solunum terapistleri ve diğer çalışanlardır.

Hastane öncesi girişim ekibinin en etkin üyesi Acil Tıbbi Teknisyen’dir


(ATT).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

Acil tıbbi teknisyen: Acil bakım öncesi dönemdeki öncelikleri belirleme görevi
ATT’ye aittir. Acil bakım bölümlerinde ve hastane dışında acil sağlık hizmeti
verilirken ATT’lerden yararlanılır. ATT ani hastaliklarda ve kazalara bağlı
yaralanmalarda, ilk yardımda, hastanın doğru taşınması sırasında acıları
dindirmeye, ölüm oranını azaltmaya yönelik işlevlerde bulunur. Bu durumda
hastanın/yaralının sağlığı, yaşamı ve güvenliği ATT’nin sorumluluğu altındadır.
Bir sağlık profesyoneli olarak ATT hemen her gün bir felaketle karşılaşır.
Hastalık ya da yaralanmanın etkilerini en aza indirmeye çalışma hakkında ani karar
verir.
ATT, durum ne kadar ciddi olursa olsun, yetkili biri olay yerinde veya
hastanede sorumluluğu alana kadar, yapılabilecek olan en iyi acil hizmeti sunmakla
yükümlüdür.
ATT, yetkili biri olay
yerinde veya Ambulans ve acil bakım teknikerlerinin, Bakanlıkça yapılan düzenlemelere
hastanede uygun olarak görevleri şunlardır:
sorumluluğu alana
 İntravenöz girişim yapmak.
kadar, yapılabilecek
olan en iyi acil  Hastaneye ulaşıncaya kadar, kabul edilen acil ilaçları ve sıvıları kullanmak.
hizmeti sunmakla  Oksijen uygulaması yapmak
yükümlüdür.  Endotrakeal entübasyon uygulaması yapmak
 Kardiyo‐pulmoner resüsitasyon ve defibrilasyon yapmak
 Travma stabilizasyonu yaparak hastanın nakle hazır hâle gelmesini
sağlamak
 Uygun taşıma tekniklerini bilmek ve uygulamak
 Monitörizasyon ve defibrilasyon uygulamak
 Kırık, çıkık ve burkulmalarda stabilizasyonu sağlamak
 Yara kapatma ve basit kanama kontrolü yapmak
 Acil doğum durumunda doğum eylemine yardımcı olmak
Acil tıp teknisyenleri, tıbbi danışman koordinasyonu ve onayı ile Bakanlıkça
yapılan düzenlemelere uygun olarak görevleri şunlardır:

 İntravenöz girişim yapmak


 Oksijen uygulaması yapmak
 Endotrakeal entübasyon uygulaması yapmak
 Uygun taşıma tekniklerini bilmek ve uygulamak
 Kırık, çıkık ve burkulmalarda stabilizasyonu sağlamak
 Yara kapatma ve basit kanama kontrolü yapmak
 Temel yaşam desteği protokollerini uygulamak
 Temel yaşam desteği uygulaması sırasında yarı otomatik ve tam otomatik
eksternal defibrilatörleri kullanmak
 Travma stabilizasyonu yaparak hastanın nakle hazır hâle gelmesini
sağlamak

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

ACİL SERVİSİN FİZİKİ YAPISI


 Acil servisler hastanelerin ilk izlenim alanı ve vitrinidir. Bu nedenle
olabildiğince fonksiyonel, insanlara insanca hizmet verilen bir yer
olmalıdır.
 Acil servisler hastaların kolay ulaşabilmeleri için ana yola yakın bir yerde
kurulmalı, yağmur ve güneş gibi hava koşullarından olumsuz
etkilenmemeleri için giriş kapısının üstü yola çıkıntı yapacak biçimde
kapatılmış olmalıdır.
Acil servisler,  Acil servisler için en önemli kriterlerden biri, ambulans ve ayaktan hasta
olabildiğince giriş kapılarının görsel ve fonksiyonel olarak birbirinden ayrı olması ancak
fonksiyonel olmalıdır. hastanenin diğer bölümleri ile bağlantısının yalnız bir kapıdan
yapılmasıdır. Aksi taktirde servis içi trafik kontrol edilemez.
 Acil servis tasarımında hastanın aciliyeti ile tedavi göreceği birimin girişe
yakınlığı arasında doğru orantı vardır. Acil servis tasarlanırken mimari
triyaj uygulanmalı, odalar aciliyet kategorisine göre sıralanmalıdır.
 En acil hastaların getirildikleri ambulans girişinin hemen yanında
resusitasyon odası yer alırken, aciliyeti olmayan hastaların bakıldıkları
birimler girişe daha uzak bölgelere yerleştirilmelidir.
 Acil servis hastanede laboratuvarlara, yoğun bakıma, ameliyathanelere
röntgen (eğer acil servis içinde kurulu değil ise), morg gibi bölümlere yakın
olmalı ve bu ünitelerle doğrudan bağlantısı olan sedye asansörü
bulunmalıdır.
 Acil servise kabul edilen hastaların triyaj masasında ve hemşire deskinde
yakından ve sıkça gözlenebilmesi için kullanılan masa ve sandalye gibi
malzemelerin boyu 100 cm’ yi geçmemelidir.
 Muayene birimleri birbirinden perde ile ayrılmalıdır. Acil serviste
resüsitasyon odası ve psikiyatri odası gibi özel odalar dışında kapalı odalar
bulunmamalıdır.
 Acil servis tasarlanırken gözlenebilirlik, sadelik, gizlilik ve mahremiyet,
esneklik gibi kavramlar göz önüne alınmalıdır.
 Acil servis bugünün yanı sıra geleceğin gereksinimleri göz önüne alınarak
kurulmalıdır. Daha önemlisi bir afet durumunda çevresinde
genişleyebileceği alanlar olmalıdır.
 Genel olarak acil servis üç farklı yaklaşımla; koridor biçiminde arena
biçiminde ve modüler biçimde tasarlanmaktadır.
 Koridor biçiminde, acil servis geniş bir koridor üzerinde kuruludur ve
bunun her iki yanında çeşitli birimler ve tedavi odaları yerleştirilmiştir.
Ortada olması gereken çalışma deski bu koridorun ortasına, başına ya da
sonuna olacak şekilde yerleştirilebilir.
 Arena biçiminde, ortada bir çalışma deski, etrafına dağılmış bakım ve
tedavi odaları bulunmaktadır. En iyi yönü hastaların orta deskten
rahatlıkla gözlenebilmesidir. Kötü yanı gizliliğin azalması ve gürültülü bir
servis durumuna gelmesidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

 Modüler biçimde, ana merkez alan arena biçiminde, diğer özelleşmiş


tedavi alanları ise bu arenanın modüllerine yerleştirilmiştir. Büyük acil
servisler için daha ideal bir modeldir. Hasta sayısı 40 – 45.000 kişi / yıl
seviyesindeki acil servislerde uygulanması önerilmektedir.

Acil Servis Girişinin Özellikleri


 Acil servis girişinde ambulans ve ayaktan hasta girişleri iki ayrı giriş kapısı
olmalı ve bunlar birbirinden uzak olmalıdır. Hatta acil servis binanın
köşesine kurulmuş ise girişlerin iki ayrı taraftan olması daha uygundur.
Böyle bir tasarımda ambulans ile getirilen genel durumu bozuk hastalar,
Acil servis giriş
ayaktan gelen hastalar tarafından görülmeden içeri alınacaklardır.
kapıları otomatik
 Ambulansın hastayı indirip acil servise bırakması kolay olmalı, manevra
açılıp kapanabilir
biçimde olmalı, yapmasına gerek kalmamalı, tek yönlü olmalıdır. Giriş ile zemin aynı
hastalar açmak için düzeyde olmalı, sedye ya da tekerlekli sandalye ile hastalar rahatlıkla içeri
uğraşmamalıdır. alınabilmelidir.
 Giriş kapısı yakınında hasta getiren araba ve ambulansların geçici olarak
bekleme yapabilecekleri otopark bulundurulmalıdır. Hemen girişte
sedyeler ile tekerlekli sandalyelerin bulunacağı bir boş alan olmalıdır.
 Giriş; hastalar, acil ekibinin, sedyelerin rahatlıkla hareket edebilecekleri
kadar geniş iyi aydınlatılmış olmalı, etrafta gereksiz eşyalar
bulundurulmamalıdır.
 Giriş kapıları otomatik açılıp kapanabilir biçiminde olmalı, hastalar açmak
için uğraşmamalıdır.
 Acil servis içindeki kapılar aynı anda iki sedyenin geçebileceği genişlikte
olmalı, hatta sedyelerin yanında asılı serum şişeleri, seyyar monitör ve
solunum cihazlarının olabileceği düşünülerek genişlik ona göre
ayarlanmalıdır.

AMBULANSLAR VE AMBULANSLARDA BULUNMASI


GEREKEN MALZEMELER
Kara ambulansları acil yardım, hasta nakil ve özel donanımlı ambulanslar
olmak üzere üçe ayrılır. Ambulanslarda bulunması gereken malzemeler de
ambulansların özelliğine göre farklılık gösterir.

Acil Yardım Ambulansı


Her türlü acil durumlarda, olay yerinde ve ambulans içerisinde hasta ve
yaralılara gereken tüm acil tıbbi müdahaleyi yapabilecek ekibe ve yönetmelikte yer
alan teknik ve tıbbi donanıma sahip 24 saat hizmet veren kara aracıdır. Acil yardım
ambulansları ve ekibi komuta kontrol merkezinin çağrılarına bağlı olarak hasta veya
yaralılara ulaşabilmek için acil yardım istasyonlarında hazır olarak bekler. Acil
yardım ambulanslarında en az bir hekim ve/veya ambulans ve acil bakım teknikeri
(AABT) ve bir acil tıp teknisyeni (sağlık personeli) olmak üzere en az üç personel
görev yapar. Gerekiyorsa ekibe şoför eklenir.
Acil yardım ambulansı, beyaz renkte kırmızı renkli ve fosforlu özellikte olup

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

en az 200 mm genişliğinde bir şerit çevreler (Resim 1.1). Ayrıca hilal karakteri ve
“acil yardım ambulansı" kelimesi, kırmızı renktedir.

Resim 1.1. Acil Yardım Ambulansı


(Kaynak:
http://mtegm.meb.gov.tr/program/dokuman/modul/ACİL%20SAĞLIK%20HİZMETLERİ/ACİL%20KU
RT ARMA%20TEKNİKLERİ/Ambulanslar.pdf )

Nakil Ambulansı
Acil tıbbi müdahale gerektirmeyen hasta veya yaralıların naklini sağlamak
Acil servis giriş amacıyla kullanılan ve yönetmelikte belirtilen teknik ve tıbbi donanıma sahip kara
kapıları otomatik ambulansıdır.
açılıp kapanabilir Hasta nakil ambulansında en az iki personel (ATT ve ATT; ATT ve AABT veya
biçimde olmalı, ATT, şoför) görev yapar. ATT, ATT veya ATT, AABT olarak oluşan ekiplerde
hastalar açmak için personellerden biri sürücü olarak çalışır. Hasta nakli sırasında bir sağlık çalışanı
uğraşmamalıdır. hasta kabininde hastaya refakat eder. Gerekiyorsa ekibe şoför eklenir.
Nakil ambulansları evden hastaneye, hastaneden eve, sağlık kuruluşundan
diğer sağlık kuruluşuna hasta nakli ve tıbbi müdahaleye ihtiyacı olabilecek
hastalara hizmet vermek amacı ile kullanılır. Hasta nakil ambulanslarındaki ki şerit
mavi renkli ve fosforlu özellikte ve en az 200 mm genişliğindedir (Resim 1.2).

Hasta nakli
sırasında bir sağlık
çalışanı hasta
kabininde hastaya
refakat eder. Resim 1.2. Nakil Ambulansı
(Kaynak:
http://mtegm.meb.gov.tr/program/dokuman/modul/ACİL%20SAĞLIK%20HİZMETLERİ/ACİL%20KU
RT ARMA%20TEKNİKLERİ/Ambulanslar.pdf )

Özel Donanımlı Ambulanslar


Hasta/yaralıların yaş, fiziksel ve tıbbi durumları ile ambulansların görev
yaptığı bölgenin coğrafi özelliğine göre, özel olarak tasarlanmış ve buna göre ekip
ve ekipmanla donatılmış araçlardır.
Özel donanımlı ambulanslar kendi aralarında yoğun bakım ambulansı,
yenidoğan ambulansı ve obez ambulans ve arazi tipi ambulans olarak sınıflandırılır.
Özel donanımlı ve yoğun bakım ambulanslarında görev alacak tüm sağlık

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

çalışanlarının; Sağlık Bakanlığınca onaylanmış “Erişkin İleri Yaşam Desteği ve


Travma Resüsitasyon Kurslarını” almış olmaları gerekmektedir.

Yoğun bakım ambulansı


Yoğun bakım ambulansı yönetmelikte yer alan teknik ve tıbbi donanıma
sahip araçlardır. Yoğun bakım ambulanslarını, en az 200 mm genişliğinde, biri
kırmızı biri mavi renkli ve fosforlu özellikte iki şerit çevreler.
Yoğun bakım ambulansında bir hekim ve/veya ambulans ve acil bakım
teknikeri olmak üzere en az üç personel görev yapar, gerekiyorsa ekibe şoför
eklenir.

Yeni doğan ambulansı


Yenidoğanın naklini sağlamak amacıyla kullanılan ambulanslardır. Acil
yardım ambulansına ventilatörlü transport kuvöz eklenir (Resim 1.3.). Bu
ambulanslarda yetişkin hastalarda kullanılacak tıbbi donanım ve malzeme
aranmaz.
Yenidoğan ambulanslarında görevli sağlık çalışanının, Sağlık Bakanlığı
tarafından onaylanmış, çocuklarda ileri yaşam desteği kursunu tamamlamış olması
gerekir.

Resim 1.3. Yenidoğan Ambulansı


(Kaynak:http://mtegm.meb.gov.tr/program/dokuman/modul/ACİL%20SAĞLIK%20HİZMET
Arazi tipi
LERİ/ACİL%20KURTARMA%20TEKNİKLERİ/Ambulanslar.pdf )
ambulanslar, her
türlü coğrafi ve Obez ambulans
iklim koşullarında İçi boş bir ambulans, özel bir vinç sistemiyle donatılarak, maksimum 350 kg
acil hasta veya
ağırlığına kadar hasta/yaralı taşıma kapasitesine sahip duruma getirilmiştir (Resim
yaralıların tıbbi
bakımlarını 1.4).
sağlamak amacıyla
kullanılan
ambulanslardır.

Resim 1.4. Obez Ambulansı


(Kaynak: http://www.medimagazin.com.tr/ana‐sayfa/guncel/tr‐obez‐ambulansi‐sayesinde‐
hastalar‐gun‐yuzune‐cikti‐1‐11‐47136.html)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

Arazi tipi ambulans


Her türlü coğrafi ve iklim koşullarında acil hasta veya yaralıların tıbbi
bakımlarını sağlamak amacıyla kullanılan ambulanslardır. Arazi tipi ambulansların
snow‐track ve kar paletli ambulans olmak üzere iki tipi vardır. Yoğun kar yağışının
yaşandığı bölgelerde kar paletli ambulanslar sıklıkla kullanılır (Resim 1.5).
Arazi tipi ambulans; Ambulanslar ve Acil Sağlık Araçları ile. Ambulans
Hizmetleri Yönetmeliğine göre nakil ambulanslarında bulunan tıbbi ve teknik
donanıma sahiptir.

Çoklu
ambulanslar,
yaralı sayısının
fazla olduğu Resim 1.5. Arazi Tipi Ambulans
vakalarda (Kaynak:http://www.aksiyon.com.tr/aksiyon/haber‐19667‐34‐doguya‐kar‐paletli‐
hastaların daha ambulans.html )
hızlı şekilde Çoklu ambulans
taşınmasını
sağlamak amacıyla Yaralı sayısının fazla olduğu vakalarda hastaların daha hızlı şekilde
kullanılır. taşınmasını sağlamak amacıyla kullanılır (resim 1.6). Öncelikle acil yardım veya nakil
ambulansı olay yerine gider. Triaj ekibi, çoklu ambulans talebini belirtmesi
durumunda çoklu ambulans olay yerine gönderilir.
Çoklu ambulans, aynı anda dört hastayı taşıma kapasitesine sahiptir
İçerisinde 5 sağlık personeli görev yapar. Çoklu ambulansta olması gereken bütün
ekipmanlar dört hastaya müdahale edebilecek sayıdadır.

Resim 1.6. Çoklu Ambulans


(Kaynak: http://www.kayserim.net/kayserihaber.asp?id=17078 )

Ambulanslardaki Ekipman ve Malzemeler


Sedyeler
Her ambulansta bir ana sedye ve platformu, bir kombinasyon (sandalye)
sedye ve bir adet sırt tahtası bulunur (Resim 1.7). Acil yardım ve yoğun bakım
ambulansında bunlara ek olarak vakum sedye ve faraş sedye vardır (Resim 1.8)).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

Resim 1.7. Ana Sedye, Kombinasyon Sedye ve Sırt Tahtası


(Kaynak: http://www.ayanambulans.com/tr/urun/detay/31/ana‐sedye )
(Kaynak: http://www.medicalrehberi.com/ud_kombinasyon‐sedye‐13.html )
(Kaynak: http://edutekmarket.com/index.php?route=product/product&product_id=108 )

Resim 1.8. Vakum Sedye ve Faraş Sedye


(Kaynak: http://www.mryangin.com.tr/tr/vakum‐sedye )
(Kaynak: http://www.rds.com.tr/tr/urunlerimiz/ambulans/sedye‐ve‐ekipmanlari/faras‐
sedye‐es‐300.html )
Sabitleyiciler
Acil yardım, nakil ve yoğun bakım ambulanslarında, asgari altı değişik parçalı
şişme atel seti, birer adet boyunluk seti bulunur (Resim 1.9). Traksiyon ateli, ve KED
(Kendrick Excritation Device) kurtarma yeleği sadece acil yardım ve yoğun bakım
ambulanslarında bulunur.

Traksiyon ateli, ve
KED (Kendrick
Excritation Device)
kurtarma yeleği
sadece acil yardım ve
yoğun bakım
ambulanslarında
bulunur. Resim 1.9. KED Kurtarma Yeleği
(Kaynak:http://edutekmarket.com/index.php?route=product/product&product_id=97 )
Resüsitasyon ekipman ve malzemeleri
Tablo 1.1. Ambulans Tipine Göre Bulunması Gereken Malzemeler

Ambulans Tipine Göre Bulunması


Gereken Malzeme Sayısı
Hasta Acil Yoğun
Sabit oksijen tüpü ve prizi 1 1 1

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

Portatif oksijen tüpü 1 1 1


Transport ventilator cihazı ‐ 1 1
Sabit vakum aspiratörü 1 1 1
Portatif aspiratör 1 1 1
Defibrilatör ‐ 1 1
Harici kalp atışı düzenleyici ‐ ‐ ‐
özelliği olan defibrilatör
Canlandırma ünitesi ‐ 1 1
Oksijen maskesi ve nazal 1 1 1
Aspirasyon kateterleri 1 1 1
Oksimetre ‐ 1 1
(Kaynak:http://mtegm.meb.gov.tr/program/dokuman/modul/ACİL%20SAĞLIK%20HİZMETLERİ/ACİL
%20KURT ARMA%20TEKNİKLERİ/Ambulanslar.pdf )
Ambulanstaki diğer malzemeleri
Tablo 1.2. Ambulans Tipine Göre Ambulansta Bulunması Gereken Diğer Malzemeler
Hasta Acil Yoğun
Nakil Yardım Bakım
Termometre 1 1 1
Diagnostik set 1 1 1
Serum askısı 2 4 4
Enjektör pompası ‐ 1 1
Isı izolasyonlu kap ‐ 1 1
Muhtelif boyda idrar sondası 1 1 2
Muhtelif ölçüde enjektör 10 10 15
Toraks drenaj kiti ‐ ‐ 1
Ölçekli infüzyon cihazı 1 1 2
Perikardiyal delme kiti ‐ ‐ 1
Merkezî (santral) ven sondası (kateteri) ‐ ‐ 1
Acil doğum seti ‐ 1 1
Yanık seti ‐ 1 1
Temel tıbbi malzeme çantası 1 1 1
Serum seti ve kelebek set ile intraketler 5 5 10
Personel görev kıyafeti (Yansıtıcılı) 2 2 2
Cenaze torbası 2 2 2
Sabit tansiyon aleti (Steteskoplu) 1 1 1
Portatif tansiyon aleti (Steteskoplu) 1 1 1
(Kaynak:http://mtegm.meb.gov.tr/program/dokuman/modul/ACİL%20SAĞLIK%20HİZMETLERİ/ACİL
%20KURT ARMA%20TEKNİKLERİ/Ambulanslar.pdf )

Ambulanslardaki ilaç ve serumlar


Tablo 1.3. Ambulans Tipine Göre Ambulansta Bulunması Gereken İlaçlar

Sıra Serum İlaçlar Ambulans Tipine Göre Bulunması


No Gereken Sayı
Hasta Nakil Acil Yardım Yoğun Bakım
1 Adrenalin amp. 1. mg 5 10 10
2 Aminocardol amp. 1 4 4
3 Lidokain % 2 amp. 1 5 5
4 Atropin amp. 0.5 mg. 5 10 10
5 Antihistaminik amp 2 4 4
6 Beta bloker amp - 2 2
7 Spazmolitik amp 1 4 4
8 Calcıum amp. 1 3 3
9 Cıtanest flk. (prilocine) 1 1 1

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

10 Kortikosteroid amp. 5 10 10
11 Diazepam amp. 2 5 5
12 Diltiazem 25 mg. amp - 2 2
13 Dopamin 40 amp. - 2 2
14 Dormicum 5 mg. amp. - 1 1
15 Antiemetik amp. 1 2 2
16 Antiepileptik amp. - 2 2
17 Etil chlorıde sprey - 1 1
18 İsoptin amp. - 2 2
19 Jetocaine amp 1 2 2
20 Lasix amp. (furosemide) - 5 5
21 Amiadarone amp - 2 2
22 Analjezik amp 5 10 10
23 Nahco3 amp. 5 10 10
24 Naloksan amp. - 1 1
25 Nitroderm TTS 5 mg. ve 10mg - 2 şer 2 şer
26 H2 bloker amp 2 4 4
27 Serum fizyolojik amp. 5 10 10
28 İnhaler veya nebul 1 İnh. 3 1 İnh. 6 1 İnh.6 Nebul
29 Anestezik pomad 1 2 2
30 Antimikrobial pomad 1 2 2
31 Silverdin pomad 1 2 2
32 Asetilsalisilik asit tb 5 10 10
33 Aktif kömür tüp 1 2 2
34 İsordil 5 mg. TB 1 1 1
35 Kaptoril tb. 25 mg. 1 1 1
36 % 20 Dextrose 500 cc. 1 3 3
37 İsolyte 500 cc. 5 5 5
38 İsolyte P 500 cc. 5 5 5
39 İsolyte S 500 cc. 5 5 5
40 İzotonik 500 cc. 5 5 5
41 Mannitol 500 cc. 2 2 2
42 Ringer Laktat 500cc 2 5 5
43 Magnezyum sülfat 2 5 5
İlk yardım, olay 44 Flumazenil 1 2 2
yerinde, mevcut 45 Paracetamol tablet 10 10 10
imkânlarla, ilk (Kaynak:http://mtegm.meb.gov.tr/program/dokuman/modul/ACİL%20SAĞLIK%20HİZMETLERİ/ACİL
yardım eğitimi almış %20KURTARMA%20TE KNİKLERİ/ Ambulanslar.pdf)
herhangi biri
tarafından; acil
yardım ise olay yeri,
İLK YARDIM VE ACiL SAĞLIK HİZMETLERİ ARASINDAKİ
ambulans veya FARK
sağlık kurumunda
bu konuda eğitim İlk yardım, tıbbi olmayan araç‐gereçlerle olay yerinde, sağlık ekibi ulaşıncaya
almış sağlık dek ilk yardım konusunda eğitim almış kişiler tarafından; acil sağlık hizmeti/ acil
çalışanları yardım/acil tedavi, ise tıbbi araç‐gereçlerle ve tıbbi yöntemlerle olay yerinde
tarafından uygulanabileceği gibi ambulansta ve ilgili sağlık kurumunda, acil yardım ve sağlık
gerçekleştirilir.
hizmetleri alanında eğitim almış sağlık çalışanları tarafından uygulanan yaşam
kurtarıcı girişimlerdir. İlk yardım, acil sağlık hizmetinin başladığı anda sona erer.

Tablo 1.4. İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetleri Arasındaki Farklar

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

İlk Yardım Acil sağlık Hizmetleri

Tıbbi olmayan araç‐gereçlerle Tıbbi araç gereçlerle


ve mevcut imkânlarla yapılır. yapılır.
Uygulamalar
Tıbbi olmayan yöntemlerle Tıbbi yöntemlerle yapılır
Yönünden yapılır.
Farklılıklar
Olay yerinde sağlık ekibi Sağlık ekibinin olay yerine
gelinceye kadar geçen sürede ulaşmasından hemen
yapılır. sonra yapılır.
Olay yerinde, ambulansta,
Uygulama Olay yerinde, taşıma sırasında sağlık kurumunda, acil
Ortamı yapılır. serviste yapılır.
Yönünden
Farklılıklar Acil tedavi başlayınca sona İleri tedavi başlayınca sona
erer. erer.
Özel eğitim almış sağlık
Uygulayıcı
İlk Yardım eğitimi almış herkes ekibi ve acil sağlık hizmet
Yönünden
yapabilir. alanında uzmanlaşmış
Farklılıklar
kişiler yapar.
(Kaynak: Somyürek, Kumaş, Kumaş 2003)
Örnek

•A kişisi yolda arabasıyla giderken bir arabanın takla attığını görür ve


hemen arabasından iner yerde 50 yaşlarında bilinci kapalı bir erkeğin
yattığını görür. kendisinin ve yaralının güvenliğini sağladıktan sonra
112 'yi arar. Kazanın yerini, yakınlarda bir benzin istasyonu olduğunu,
ilk yardımcı olduğunu, telefonunu söyler.
Bireysel Etkinlik

• Çevremizdeki ambulansları inceleyelim.


• Çevremizdeki bir acil servisin fiziki yapısını inceleyelim.
• Acil durum telefonlarını kontrol edelim.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

•İIk yardım uygulamaları belirli aşamalar izlenerek öncelikler dikkate


alınarak gerçekleştirilmelidir. Bu nedenle, ilk yardımda altın saat içerisinde
Altı T’ye ve CAB’ye göre ilk yardımın temel uygulamalarını gerçekleştirmek
son derece önemlidir.
•İlk yardım uygulamaları telefon, tedbir, tanı, triyaj, tedavi ve taşımadır.
Özet
•Circulation, dolaşımın sağlanması; airway, solunum yolunun açılması;
breathing, solunumun sağlanmasıdır. Hasta/yaralının bilinci kontrol
edilmeli, bilinç kapalı ise uluslararası standartlarda CAB harfleri ile
belirtilen ilk yardım uygulamaları için hasta hızla değerlendirilmelidir.
• İlk yardım; herhangi bir kaza ya da yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda
sağlık görevlilerinin tıbbi yardımı sağlanıncaya kadar hayatın kurtarılması
ya da durumun daha kötüye gitmesini önleyebilmek amacıyla olay yerinde,
tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız
uygulamalarıdır. Eldeki araç ve gereçlerle ile sağlık ekibi gelinceye kadar
ilaçsız uygulamalar yapan, ilk yardım uygulama bilgi ve becerisine sahip
kişiye ilk yardımcı denir.
•Kaza ölümlerinin % 10’u ilk beş dakikada solunum durmasına bağlı, % 50’si
ise ilk yarım saat içinde büyük kanamalara bağlı olmaktadır. Bu nedenle
olay yerindeki ilk yarım saat çok önemlidir. Bu ilk yarım saate altın saat
denilmektedir.
•İlk yardımcının temel görevleri korumak, bildirmek ve kurtarmak olarak
ifade edilir.
•Acil Yardım, acil sağlık hizmetleri konusunda özel eğitim görmüş ekipler
tarafından, tıbbi araç ve gereç desteği ile olay yerinde ve hastaneye nakil
sırasında verilen hizmetlerin bütününü, Acil Tedavi ise hastaneler ile diğer
sağlık kurum ve kuruluşlarında acil tıbbi tedaviye ihtiyacı olanlara sunulan
hizmetlerin bütününü tanımlar.
•Genel olarak acil servis üç farklı yaklaşımla; koridor biçiminde arena
biçiminde ve modüler biçimde tasarlanmaktadır.
•Hastane öncesi acil girişim ekibinin en etkin üyesi Acil Tıbbi Teknisyen
(ATT)' dir.
•Acil tıbbi teknisyen: Acil bakım öncesi dönemdeki öncelikleri belirleme
görevi ATT’ye aittir. Acil bakım bölümlerinde ve hastane dışında acil sağlık
hizmeti verilirken ATT’lerden yararlanılır. ATT ani hastaliklarda ve kazalara
bağlı yaralanmalarda, ilk yardımda, hastanın doğru taşınması sırasında
acıları dindirmeye, ölüm oranını azaltmaya yönelik işlevlerde bulunur. Bu
durumda hastanın/yaralının sağlığı, yaşamı ve güvenliği ATT’nin
sorumluluğu altındadır.
•Bir sağlık profesyoneli olarak ATT hemen her gün bir felaketle karşılaşır.
Hastalık ya da yaralanmanın etkilerini en aza indirmeye çalışma hakkında
ani karar verir.
•ATT, durum ne kadar ciddi olursa olsun, yetkili biri olay yerinde veya
hastanede sorumluluğu alana kadar, yapılabilecek olan en iyi acil hizmeti
sunmakla yükümlüdür.
•İlk yardım, tıbbi olmayan araç‐gereçlerle olay yerinde, sağlık ekibi
ulaşıncaya dek ilk yardım konusunda eğitim almış kişiler tarafından; acil
sağlık hizmeti/ acil yardım/acil tedavi, ise tıbbi araç‐gereçlerle ve tıbbi
yöntemlerle olay yerinde uygulanabileceği gibi ambulansta ve ilgili sağlık
kurumunda, acil yardım ve sağlık hizmetleri alanında eğitim almış sağlık
çalışanları tarafından uygulanan yaşam kurtarıcı girişimlerdir. İlk yardım,
acil sağlık hizmetinin başladığı anda sona erer.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi acil sağlık hizmeti uygulamalarından biri değildir?
a) Acil olay yerinde ilk yardım
b) Taşıyıcı ve hastane ile haberleşme
c) Acil bakım bölümüne taşıma organizasyonu
d) Acil bakım bölümünde ilk acil girişim
e) Olay yerinde tedbir

2. Aşağıdaki bölümlerden ilk yardım ve acil sağlık hizmetleri arasındaki


farklardan biri değildir?
a) Acil sağlık hizmeti tıbbi araç gereçlerle yapılır.
b) İlk yardım tıbbi olmayan araç gereçlerle yapılır.
c) İlk yardım hasta taburcu olana kadar devam eder.
d) İlk yardımı, ilk yardım eğitimi almış herkes yapar.
e) Acil sağlık hizmetini özel eğitim almış kişiler yapar.

3. Altın saat nedir?


a) Olay yerindeki ilk 15 dakika
b) Olay yerindeki ilk 30 dakika
c) Olay yerindeki ilk 45 dakika
d) Olay yerindeki ilk 60 dakika
e) Olay yerindeki ilk 5 dakika

4. Aşağıdakilerden hangisi ilk yardımın amaçlarından biri değildir?


a) Hayati tehlikeyi ortadan kaldırma
b) Yaşamsal fonksiyonların sürdürülmesini sağlama
c) Hasta ya da yaralının durumunun kötüleşmesini önleme
d) Iyileştirmeyi kolaylaştırma
e) Haberleşmeyi sağlama

5. Aşağıdakilerden hangisi acil durumlarda aranan numaralardan biridir?


a) 112
b) 118
c) 120
d) 105
e) 180

6. İlk yardım uygulamaları hangi akrostişe göre yapılır?


a) 5 E
b) 6 T
c) 8 D
d) 3 A
e) 3 CAB

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

7. Uluslararası standartlarda ABC harfleri ile belirtilen ilk yardım


uygulamalarından A harfi hangi durumu simgeler?
a) Solunumun sağlanması
b) Solunum yolunun açılması
c) Dolaşımın sağlanması
d) Altın saat
e) Acil servis

8. Aşağıdakilerden hangisi ilk yardımcının özelliklerinden biri değildir?


a) Sakin, pratik, dengeli, yardımsever ve girişken olmalı
b) Bir kaza anında paniğe kapılmamalı, düşünerek davranmalı
c) Davranışları hızlı ancak bilinçli, sıralı ve ölçülü olmalı
d) Kendisini tehlikeye atmamalı
e) Hastanın korku ve endişelerini gidermeli

9. Aşağıdakilerden hangisi ilk yardımcının temel görevlerinden biridir?


a) Korumak
b) Tedavi etmek
c) Rehabilite etmek
d) Acil servise götürmek
e) Taşımak

10. Aşağıdakilerden hangisi ilk yardım çantasında bulunmaz?


a) Telefon
b) Yara bandı
c) Sargı bezi
d) Plastik örtü
e) Makas

Cevap Anahtarı
1.e, 2.c, 3.b, 4.e, 5.a, 6.b, 7.b, 8.e, 9.a, 10.a

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Temel Kavramlar

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Candaş, B. (2018). Kazazedenin değerlendirilmesi ve triaj. Gürsoy, A. , Çilingir, D.
(Ed.), Temel ilk yardım bilgi ve uygulamaları içinde (s.1‐8). Çukurova: Nobel
Tıp Kitabevi.
Çayırhan, S. (2010). Acil servis organizasyonu. Erdem, Y., ilhan, S. E. (Eds.). Sağlık
Bakanlığı Acil Bakım Hemşireliği Kurs Kitabı, Ankara: Tedavi Hizmetleri Genel
Müdürlüğü.
Demir Korkmaz, F. (2012). Genel ilk yardım bilgileri. Yavuz, M., Korkmaz, F. D.,
Özbayır, T. (Eds.). Temel İlk Yardım, İzmir: Meta Basım Matbaacılık
Hizmetleri.
Dramalı ve ark. (2003 ) Temel ilk yardım uygulamaları,İzmir: Ege Üniversitesi
Basımevi.
Gündüz, A. , Özer, V. (2018). İlk yardımda temel bilgiler. Gürsoy, A. , Çilingir, D.
(Ed.), Temel ilk yardım bilgi ve uygulamaları içinde (s.1‐8). Çukurova: Nobel
Tıp Kitabevi.
Özer, N. . (2019). İlk yardımda temel kavramlar. Balcı Akpınar, R. , küçükoğlu, S.
(Ed.), Çocuk sağlığı ve ilk yardım içinde (s.229‐246). Ankara: Nobel Akademik
Yayıncılık Eğitim Danışmanlık Tic. Ltd. Şti.
Somyürek, İ., Kumaş, H., Kumaş, A. (2003). Genel ilk yardım bilgileri, Tabak, RS.
(Edt). Her yerde Herkes için Uygulamalı İlk Yardım El Kitabı içinde, Ankara:
Palme Yayıncılık.
Sözen, C. (2006). İlk Yardım ve Acil Bakım, İstanbul: Sistem Matbaacılık.
Uçar, M. (2008). Hepimiz için A’dan Z’ye ilk yardım. 3. Baskı, Ankara: Atlas
Kitapçılık Tic. Ltd. Şti.
Sağlık Bakanlığından: İlk yardım yönetmeliği. Resmi Gazete Tarihi: 22.05.2002.
Resmi Gazete Sayısı: 24762. 7.06.2019 tarihinde
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2002/05/20020522.htm#4
adresinden erişildi.
Sağlik bakanliği sağlik eğitimi genel müdürlüğü. (2008) Eğitimciler İçin Eğitim
Rehberi ilk yardim modülleri. 7.06.2019 tarihinde http://www.ilk
yardim.org.tr/dokumanlar/Saglik‐Bakanligi‐Ilk‐Yardim2.pdf adresinden
erişildi.
http://mtegm.meb.gov.tr/program/dokuman/modul/ACİL%20SAĞLIK%20HİZ
METLERİ/ACİL%20KURTARMA%20TEKNİKLERİ/Ambulanslar.pdf (Erişim
tarihi: 23 Aralık 2013)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23


DÜNYADA VE ÜLKEMİZDE İLK
YARDIM, ACİL SAĞLIK
HİZMETLERİ VE AFETLERDE
SAĞLIK ORGANİZASYONU

• Dünyada ve Türkiye'de İlk


Yardım ve Acil Sağlık Hizmetleri
İÇİNDEKİLER

• Dünyada Acil Sağlık Hizmetleri İLK YARDIM VE ACİL


• Türkiye'de Acil Sağlık
Hizmetleri
SAĞLIK HİZMETLERİ
• Dünyada ve Türkiye'de Prof. Dr.Serap
Afetlerde Sağlık Organizasyonu
• Dünyada Afetlerde Sağlık ALTUNTAŞ
Organizasyonu
• Türkiye'de Afetlerde Sağlık
Organizasyonu

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


HEDEFLER

• Dünyada ve Türkiye'de ilk


yardım ve acil sağlık
hizmetlerinin organizasyonunu
öğrenebilecek,
• Dünyada ve Türkiye'de
afetlerde sağlık
organizasyonunu
öğrenebileceksiniz. ÜNİTE

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin a n
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
2
dağıtımı yapılamaz.
Dünyada ve Ülkemizde İlk Yardım, Acil Sağlık Hizmetleri ve Afetlerde Sağlık Organizasyonu

DÜNYADA VE ÜLKEMİZDE İLK YARDIM, ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ VE


AFETLERDE SAĞLIK ORGANİZASYONU

İLK YARDIM, ACİL SAĞLIK AFETLERDE SAĞLIK


HİZMETLERİ ORGANİZASYONU
ORGANİZASYONU

Dünyada Afet Türkiye’de Afet


Dünyada Türkiye’de
Organizasyonları Organizasyonları
Tarihsel Gelişim
Kullanılan Modeller
•Türk Hilal‐i Ahmer
•Anglo –Amerikan Modeli Cemiyeti
•Franko‐ German Modeli •Türk Kızılay Cemiyeti ‐FEMA ( ABD)
•Hızır Acil
‐SAKOM
‐EMERCOM(Rusya)
Organizasyon •Acil Tıp ‐UMKE
‐EPC ( Kanada)
/Yönetim •Acil Yardım ve Kurtarma ‐Kızılay
‐UNDP ( Birleşmiş
•Tek Merkezden yönetim ‐TATD
şekli Milletler
Yönetim ‐AFAD
•Ayrı merkezden yönetim ‐ICRC
şekli •Acil Sağlık Hizmetleri
Genel Müdürlüğü

Acil Bakım Ekibi

•Hastane öncesi müdahale


ekibi
•Hastane müdahale ekibi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


Dünyada ve Ülkemizde İlk Yardım, Acil Sağlık Hizmetleri ve Afetlerde Sağlık Organizasyonu

GİRİŞ
Acil durumlarda ve afetlerde sağlık hizmetlerinin yapılanması ve sunulması
ülkelere göre farklı şekillerde yürütülmektedir. Ülkemizde acil hastalıkların, kaza ve
yaralanmaların sık karşılaşıldığı; bunun yanında başta depremler olmak üzere
trafik kazaları, terör saldırıları, sel, heyelan vb. acil müdahale gerektiren olaylarla
sık sık karşı karşıya kalmaktadır. Bu nedenle acil sağlık hizmetlerinin ve özellikle de
afetlerde sağlık organizasyonlarının önemi giderek artmaktadır. İlk yardım ve acil
sağlık hizmetleri ile afet durumlarında rol oynayan sağlık organizasyonlarının
yapılanması, görev, yetki ve sorumluluklarının bilinmesi bu olağanüstü durumlarda
görev alacak kişiler açısından önem arz etmektedir.

Hem afet durumlarında hem de acil sağlık hizmetlerinde amaç, sözü


edilen olağanüstü durumlarda kişilerin daha fazla zarar görmesini veya ölümü
engellemek için hızlı karar verip hızlı müdahale ederek hasta veya yaralılara en
kısa zamanda en iyi müdahaleyi yapmaktır. Olağanüstü durumlarda sağlık
organizasyonunun iyi yapılması bu durumlarda meydana gelebilecek iletişim ve
Acil sağlık hizmetlerinin koordinasyon eksikliğini ve can kayıplarını azaltacaktır. Böylece kaynaklar daha
ve afetlerde sağlık
etkin kullanılabilecek, ihtiyaçlar zamanında giderilebilecek, hasta ve yaralıların
organizasyonlarının
önemi giderek gecikmiş kurtarmaya bağlı ölüm ve kurtarmadan kaynaklanan ölüm olayları ve
artmaktadır. sakatlıklar azalacaktır.
Bu ünitede dünyada ve ülkemizde ilk yardım ve acil sağlık hizmetlerinin
tarihçesi, bu hizmetlerin organizasyon yapısı ile dünyada ve Türkiye’de afetlerde
sağlık organizasyon yapısı hakkında bilgi verilmiş ve özellikle ülkemizde afet
organizasyonunda görev alan birimler incelenmiştir.

DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE İLK YARDIM VE ACİL SAĞLIK


HİZMETLERİ
Dünyada Acil Sağlık Hizmetleri
Dünyada acil sağlık hizmetlerinin tarihsel gelişim süreci incelendiğinde;

 Günümüzden 5000 yıl önce Mısır’ da acil tıbbi müdahalelerin geliştirildiği


ve uygulandığı, eski Yunan ve Roma uygarlıklarının ilk yardım ve savaş
meydanlarından yaralıların taşınması ile ilgili uygulamalar yaptıkları
bilinmektedir.
 11. yüzyılda St. John şövalyeleri, haçlı seferleri sırasında savaş alanlarında
yaralananların cephe gerisine taşınması ve tedavi edilmesi için çalışmalar
yapmışlardır.
 Tarihte ilk ambulans benzeri araç, atlı arabalarla 1487 yılında Malaga
kuşatması sırasında İspanyol ordusu tarafından kullanılmıştır.
 Napolyon’un baş cerrahı Baron Dominique Larrey, Prusya seferi sırasında
ilk kez askeri tıbbi birliği kurmuş ve 1793 yılında atlı arabalarla oluşturulan
ve uçan ambulans denilen araçlarla hasta ve yaralılar taşınmıştır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


Dünyada ve Ülkemizde İlk Yardım, Acil Sağlık Hizmetleri ve Afetlerde Sağlık Organizasyonu

 1881 ve 1882 yıllarında İngiltere’de ve İskoçya’da kilise yardım örgütleri


Kraliçe Victoria’nın izniyle savaş yaralıları ve ilk yardım konularında
teşkilatlanma ve kitap yayınlama izni almışlar ve ilk ambulans birlikleri de
kurulmaya başlanmıştır.
 1878 yılında ilk sivil ambulans organizasyonu Londra’da kurulmuş ve ilk
tam gün süreli ambulans servisi 1897 yılında yine Londra’da hizmet
vermeye başlamıştır.
 Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nda çok sayıda hasta ve yaralı kara
İki model arasındaki en ambulansları yanında trenler, gemiler, uçak ve helikopterler ile
önemli fark “yaralı hastanelere taşınmıştır.
hastaneye getirilir” ve  1960 yılı sonlarına doğru ABD ve Fransa’da ambulanslarda paramedikler
“hastane yaralıya ve hekimlerin görev almaya başlaması ile birlikte daha hızlı ve kaliteli acil
götürülür” felsefesine
sağlık hizmeti sunulmaya başlanmıştır.
dayanmaktadır.
 Acil tıp anabilim dalı ilk kez 1970 yılında ABD’de Cincinnati
Üniversitesi’nde açılmıştır.

Dünyada hastane öncesi acil sağlık hizmetlerine bakıldığında ise genel


olarak iki sistemin uygulandığı görülmektedir.

Anglo‐ Amerikan Modeli


Dünyada yeni açılan birçok acil tıp sistemi Anglo‐Amerikan modelini
Dünyada
benimsemektedir. Bu modelde hastalar daha yüksek kalitede bakım alabilmeleri
hastane öncesi
acil sağlık için hastanelere taşınırlar. Anglo‐Amerikan modeli “kucakla ve hızlı hareket et”
hizmetlerine felsefesini temel alır ve amacı daha az hastane öncesi girişimlerle hastayı hızlı bir
bakıldığında şekilde sağlık kurumuna ulaştırmaktır. Hekim olmayan personel, örneğin ambulans
genel olarak iki ve acil bakım teknikerleri, acil tıp teknisyenleri sahada acil tıp hizmetini başlatırlar
sistemin ve kritik hastaları veya yaralıları hastanelerdeki acil servislere taşırlar. Acil
uygulandığı servislerde acil hekimleri ileri acil bakım hizmetini vermekle yükümlüdür. Bu
görülmektedir.
modelde acil serviste acil tıp uzmanları çalışır ya da diğer hekimler acil tıp
uzmanlarının üst denetçiliğinde çalışırlar.
Türkiye ise gerek hastane öncesi gerekse hastanelerdeki acil servis
hizmetlerinde Anglo‐Amerikan modelini yerleştirmeye çalışmaktadır.

•Avustralya, Kanada, Kosta Rika, Hong Kong, İzlanda, İrlanda, İsrail,


Örnek

Malezya, Hollanda, Yeni Zelanda, Nikaragua, Filipinler, Polonya,


Singapur, Güney Kore, Tayvan, Türkiye, İngiltere ve ABD Anglo‐
Amerikan modelini benimseyen veya benimsemeye çalışan ülkeler
arasında yer almaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


Dünyada ve Ülkemizde İlk Yardım, Acil Sağlık Hizmetleri ve Afetlerde Sağlık Organizasyonu

Franko‐ German Modeli


Bu modelde hastane hastaya getirilir ve yüksek bakım sağlamak için acil
doktorları ve teknoloji sahaya taşınır. Bu modelde, acil doktorları (sıklıkla anestezi
uzmanları) hastane öncesinde acil bakım hizmetini üstlenirler. Hastalar doğrudan
sahadan yataklı servislere yatırılır. Acil tıp, ayrı bir uzmanlık dalı olmayıp acil servis
hizmetleri anestezi uzmanlarının kontrolü altındadır. Acil bir tedaviye ihtiyaç
olduğunda yanıt hastane dışı acil tıp sistemi tarafından verilmekte ve sahada tedavi
gerçekleşmektedir. Avrupa ülkelerinin %70’i doktor temelli bu sistemi
benimsemektedir. Franko‐German modelinin sunumu olay yerinde “kal ve
stabilize” et felsefesini temel alır.
Örnek

• Franko‐ German modeli Avusturya, Finlandiya, Fransa,


Almanya, Litvanya, Norveç, Portekiz, Rusya, Slovenya, İsveç
ve İsviçre’de yaygındır.

Her iki sistem de yaşamı tehdit eden hastalıklarda ve travma vakalarında


sağlık sunumu açısından aynı prensiplere sahiptir. Farkları yaşam tehdidi olmayan
bakım ve planlı hasta transportunda ortaya çıkmaktadır. Aralarındaki en önemli
fark “yaralı hastaneye getirilir” ve “hastane yaralıya götürülür” felsefesine
dayanmaktadır.

•Dünyada acil sağlık hizmetlerinin yönetiminde uygulanan başka


sistemler olup olmadığını araştırınız.
Bireysel
Etkinlik

Acil Sağlık Hizmetlerinin Günümüzdeki Organizasyon Yapısı


Ülkelerdeki yerel koşullara göre bazı farklılıkların olduğu görülmektedir.
Acil sağlık Amerika ve Kanada’da itfaiye, polis ve ambulans ekiplerinin tek bir merkezden
hizmetlerinin yönetildiği, her türlü acil çağrının (sağlık, güvenlik, yangın, patlama, saldırı vb.)
organizasyon yapısı,
özel eğitimli personeller tarafından karşılanarak gerekli ekiplerin olay yerine
ülkelere göre farklılık
yönlendirildiği ve güvenlik teşkilatının daha ön planda olduğu bir sistem
göstermektedir.
mevcuttur. Ambulanslarda eğitim düzeylerine göre tıbbi yetkileri farklı olan
paramedikler görev yapmaktadır. Hekimler eğitim ve uygulamalarda tıbbi kontrol
görevini üstlenmiştir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


Dünyada ve Ülkemizde İlk Yardım, Acil Sağlık Hizmetleri ve Afetlerde Sağlık Organizasyonu

İsrail’de de benzer bir sistem uygulanmakta, ancak bulundukları bölgenin


özelliği ve karşılaştıkları travma ağırlıklı vakalar nedeni ile askerî personel ve
helikopterler sistemde ağırlıklı olarak kullanılmakta, travma merkezlerine bağlı
çalışılmaktadır.
Avrupa ülkelerinde İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra başta Almanya olmak
üzere birçok Avrupa ülkesinde askeri ve güvenlik teşkilatlarının yok olması, bunun
yanında savaş sırasında ve sonrasında itfaiye teşkilatlarının çok önem kazanması
nedeniyle ambulans hizmetleri itfaiye teşkilatlarının içinde yürütülmeye
başlanmıştır. Hâlâ birçok bölge ve eyalette ambulanslar itfaiye merkezlerinden
yönetilmektedir. İtfaiye merkezlerine gelen acil çağrılar kayıt altına alınmakta ve
standart prosedürler doğrultusunda itfaiye görevlisi tarafından olaya göre itfaiye
aracı, kurtarma aracı, ambulans, doktor aracı veya helikoptere çıkış verilmektedir.
Ambulanslarda genellikle paramedik ve kurtarma elemanları görev yapmakta, olay
yerine ulaştıklarında tıbbi yetkilerinin olmadığı durumlarda merkezden doktor aracı
veya helikopter ile doktor talep etmektedirler. Bu doktorlar genelde hastanelerin
acil servislerinde çalışan anestezi veya travma uzmanlarıdır. Ambulanslar belediye
itfaiye birimleri veya yetkilendirilmiş sosyal yardım kuruluşlarına bağlı
çalışmaktadır.
İngiltere’ de ise özel sektör kuruluşu gibi organize olmuş, profesyonel bir
yönetim kurulu ile yönetilen ambulans servisleri vardır. Bu servisler itfaiyeden ayrı
bir merkezden yönetilmektedir.
Fransa’da ise şehirden şehire, bölgeden bölgeye farklılıklar göze çarpar ve
diğer ülkelerden farklı olarak hekimler daha ön plandadır. Ambulans merkezi
genelde hastane içinde olup, ambulanslarda hekimler ve paramedikler birlikte
görev yapmakta, itfaiye teşkilatı içindeki diğer ambulans servisi ile de iş birliği
yapılmaktadır. Ülkemizdeki sistemle büyük benzerlikler taşımaktadır.
Çek Cumhuriyeti, Polonya, Macaristan gibi Orta Avrupa ülkelerinde ise acil
sağlık hizmeti yerel yönetimlerin kontrolünde olmakla birlikte sistemde çok sayıda
uzman doktor yanında paramedikler yer almaktadır.
Uzak Doğu ülkelerinden Japonya’nın acil servislerinde çalışan personel
kalitesi diğer ülkelere göre daha zayıftır. 1991 yılında ambulans hizmetinin
Japonya’nın acil
servislerinde çalışan geliştirilmesi için ilk kurum oluşturulmuş ve aynı yıl Acil Yaşam Kurtarma Teknikleri
personel kalitesi diğer Yasası kabul edilmiştir. 1991 yılında Tokyo’da Emergency Life‐Saving Technique
ülkelere göre daha Academy (ELSTA) kurularak hizmete başlamıştır. İtfaiye personelinin eğitimlerinin
zayıftır. yapıldığı bu akademi, 1998 yılında da yeni ve modern tesislerine kavuşmuştur.
Japonya’da ambulanslar, itfaiye sistemi içinde organize edilmiştir ve
ambulanslarda ELSTA’da eğitim ve sertifika almış itfaiyeci paramedikler görev
yapmaktadırlar.
Bütün bu ülkelerde özellikle son on yıl içerisinde özel ambulans servislerinin
önce hasta nakil ambulansları daha sonra acil ambulanslar ve hava ambulansları
ile sisteme dâhil oldukları ve sistem içerindeki paylarının arttığı
gözlemlenmektedir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


Dünyada ve Ülkemizde İlk Yardım, Acil Sağlık Hizmetleri ve Afetlerde Sağlık Organizasyonu

Acil bir durumda telefonla yardım istediğinizde içinde bulunduğunuz ülkeye


göre farklı numaralar, farklı organizasyonlarla karşılaşılmaktadır.

Örnek
•Amerika’da ve Kanada’da 911, İngiltere’de 999, Japonya’da 119,
Acil bir durumda İsrail’de 101 ambulans servislerine ulaşmak üzere kullanılan telefon
numaralarıdır. Avrupa Birliğinin önde gelen ülkesi olan Almanya’da
telefonla yardım 112 İtfaiye ve Ambulansın ortak numarası olarak kullanılırken Polis
istediğinizde, içinde 110’u kullanmaktadır.
bulunduğunuz ülkeye
göre farklı numaralar
ve farklı
organizasyonlarla
karşılaşılmaktadır. AB’ye üye ülkelerde polis, itfaiye ve ambulansın ayrı numaraları
kullanılmakla birlikte AB kararları doğrultusunda telekom sistemleri içinde 112
numara ile ulaşılabilen merkezler de oluşturulmuş ve buraya gelen acil çağrılarda
ilgili merkezlere yönlendirilecek şekilde bir organizasyon yapılmıştır. Sadece
Hollanda, İzlanda, İsveç ve Malta’da 112 tek numara olarak uygulanmakta ve bu
ülkelerin de ortak özelliği nüfuslarının ve acil çağrı sayılarının diğer ülkelere göre
düşük olması ve bu nedenle sistemin tek merkezden yönetilebilirliğidir.
Avrupa Birliği’nin üye ve üyelik başvurusunda bulunan ülkelere tavsiye ettiği
112 numarasının tüm acil durumlar için tek numara olarak kullanılması henüz
hiçbir ülkede tam anlamıyla uygulamaya konulamamıştır.

•Belirtilen ülkeler dışında diğer ülkelerde acil sağlık hizmetlerinin


Bireysel Etkinlik

organizasyon yapısını inceleyiniz.

Türkiye’de Acil Sağlık Hizmetleri


Türk Hilal‐i Ahmer Cemiyeti: 11 Haziran 1868 tarihinde "Osmanlı Yaralı ve
Türk Hilal‐i Ahmer Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti" adıyla kurulmuş ve 1877'de "Osmanlı Hilal‐i
Cemiyeti’nin adı
Ahmer Cemiyeti adını almıştır. 1898’den sonra Gülhane’ye gelen Alman hekimler
1935’te “Türkiye
Kızılay Cemiyeti” sıhhiyelik eğitimine önem vermiş, Türk ordusunda yaralı tedavisi ise sağlık erleri ve
olarak değişmiştir. hekimlerce yapılmıştır. Florence Nightingale Kırım Savaşı’nda İstanbul’a gelerek
askerlerimizin tedavisi ve bakımı için uğraşmıştır. 1911’de Türk Hilal‐i Ahmer’i
İstanbul Aksaray yangınında ilk yardım ekipleri kurmuş bu nedenle de ülkemizin ilk
yardım hizmetlerinin başlangıcı 1911 olarak kabul edilmiştir. 1935’de cemiyetin
adı “Türkiye Kızılay Cemiyeti” olarak değiştirilmiştir.
Türk Kızılay Cemiyeti: Uluslararası Kızılay ‐ Kızılhaç Hareketi'nin temel ilkeleri
olan insanlık, ayrım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık, hayır kurumu niteliği,

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


Dünyada ve Ülkemizde İlk Yardım, Acil Sağlık Hizmetleri ve Afetlerde Sağlık Organizasyonu

birlik ve evrensellik çerçevesinde çalışan bir yardım kuruluşudur. 1960’lı yıllarda


“İlk Yardım” kursları açılmaya başlanmış, 1970’ten sonra bu kurslar polis, memur,
öğretmen ve öğrenciler için sertifika programı olarak devam ettirilmiştir.
Hızır Acil: 1984’de yol boyu telefonlar kurulmuş ve 1985’de Hızır Acil servisi
hizmete girmiştir. İstanbul’da Taksim Hastanesine Acil Yardım Hastanesi,
Ankara’da da Muhittin Ülker Acil Yardım ve Travmatoloji Hastanesi hâlâ hizmet
vermektedir.
Acil Tıp: Türkiye’de acil tıp gerçek anlamda 1990 yılında Dokuz Eylül
Üniversitesi’ne gelen ve acil tıp uzmanı olan Dr. John Fowler’ın etkin çabaları
sonucu gelişmiştir. 1993 yılında “Acil Tıp” ayrı bir uzmanlık dalı olarak kabul
edilmiş ve aynı yıl Türkiye’de iki acil tıp anabilim dalı kurulmuştur. Bu dönemden
sonra, 1993’te Acil tıp teknikeri eğitim programı başlatılmıştır. Ülkemizde ilk
yardımla ilgili ilk kitap da 1972 yılında “İlk Tıbbi Yardım” ismi ile yazılmıştır.
Acil Yardım ve Kurtarma: 1994’te hastane öncesi hizmetlerde 077 Hızır
Acil’den “112 Acil Yardım ve Kurtarma” ya geçilmiştir. İstanbul, Ankara ve İzmir’de
1994’te 077 Hızır 1994‐1995 yılları arasında 112 ekipleri kurulmuş, ambulans ekiplerinde sağlık
Acil’den “112 Acil
memurları, ebeler ve hemşireler, az bir kısmında ise doktorlar görev yapmıştır.
Yardım ve
Kurtarma”ya Sağlık Bakanlığına bağlı okullarda ilk yardım ve acil bakım teknisyenliği
geçilmiştir. bölümü 1996 yılında açılmış, 2000 yılında “Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği”
çıkarılmıştır. İlk defa 2004 yılında Sağlık Bakanlığının 112 acil yardım ve kurtarma
istasyonlarına ve hastane acil servislerine ambulans ve acil bakım teknikeri ile acil
tıp teknisyenlerinin atamaları yapılmış, 2007’de de “Acil Sağlık Hizmetleri
Yönetmeliği’nde değişiklik yapılarak ambulans ve acil bakım teknikeri (AABT) ve
acil tıp teknisyenlerinin (ATT) görev, yetki ve sorumlulukları belirlenmiştir.

Türkiye’de Acil Bakım Hizmetleri Organizasyonu


Alt düzey acil bakım birimleri: Küçük şehir ve kasabalardaki hastane ve sağlık
merkezleri ile büyük şehirlerdeki çok sayıdaki küçük hastanelerde bulunur. Alt
düzey acil bakım birimlerinde genellikle 24 saatlik nöbetler hâlinde çalışan
Türkiye’de acil pratisyen hekimler ve çeşitli branşlardan az sayıda uzman hekimler bulunmaktadır.
bakım Bu bölüme başvuran, ileri tetkik ve tedavi gerektiren hastaların tamamına yakını
hizmetleri üst merkezlere sevk edilir.
organizasyonu
alt düzey acil
bakım birimleri
ve üst düzey acil
bakım
Örnek

birimlerinden •100 yataklı devlet hastaneleri


oluşmaktadır. •Tam teşekküllü olmayan hastaneler
•Semt poliklinikleri
•Dispanserler
•Özel klinikler bu grupta bulunan birimlerdir.

Üst düzey acil bakım birimleri: Bu birimler, merkezi coğrafi konumlarda

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


Dünyada ve Ülkemizde İlk Yardım, Acil Sağlık Hizmetleri ve Afetlerde Sağlık Organizasyonu

bulunur. Bu grupta bulunan hizmet birimlerinin tamamına yakını tam teşekküllü


olup oldukça nitelikli tanı ve tedavi olanaklarına sahiptirler. Bu birimlerde çeşitli
kliniklerden asistan hekimler, acil stajı alan intörnler, acil sorumlu hekim, acil
sorumlu hemşiresi, acil hemşireleri, stajyer hemşireler, acil tıbbi teknisyenler ve
diğer acil bakım ekibi üyeleri bulunur.

Örnek
•Sağlık Bakanlığına bağlı Devlet ve Eğitim Hastaneleri
•Üniversite Eğitim Hastaneleri
•Bölge Eğitim Hastaneleri
•Bağımsız vakıf Hastaneleri
•Özel Hastaneler ülkemizde bu tip acil birimleri barındıran
hastanelerdir.

Acil bakım ekibi, hastane öncesi müdahale ekibi ve hastane müdahale


ekibinden oluşmaktadır.
Hastane öncesi müdahale ekibi, doktor, hemşire, acil tıp teknisyeni (ATT),
ambulans şoföründen oluşur. Hastane dışında acil hizmeti verilirken genellikle
ATT’den yararlanılmaktadır. ATT’nin hastaya müdahalenin yanı sıra olay yerinin
kontrolü, kayıtların tutulması, acil aracının, malzemenin, aletlerin, bakımı ve
kullanımı gibi sorumlulukları da vardır.
Hastane müdahale ekibi ise, bu alanda uzmanlaşmış doktor ve acil birim
hemşiresi ile diğer yardımcı sağlık personelinden oluşmaktadır. Acil hizmetlerde
tıbbi girişimi yapacak kişi, yasal olarak yetkili olmalıdır.
Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü: Türkiye’de acil sağlık hizmetleri
Türkiye’de acil sağlık Sağlık Bakanlığı içinde yer alan “Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü”
hizmetleri “Acil tarafından yönetilmektedir.
Sağlık Hizmetleri
Genel Müdürlüğü” Herhangi bir acil hastalık veya yaralanma hâlinde, kişi günün 24 saatinde
tarafından 112 ücretsiz telefon numarasını çevirerek, o ildeki komuta kontrol merkezine
yönetilmektedir.
ulaşabilmektedir. Böyle bir durumda olay yerine en yakın istasyondan,
içerisinde doktor, paramedik, acil tıp teknisyeni bulunan tam donanımlı ambulans
görevlendirilerek olay mahalline ulaşması sağlanmaktadır. Böylece hasta ya da
yaralıya olay yerinde gerekli tıbbi müdahale yapılmakta, ihtiyaç hâlinde de
hastaneye nakledilmektedir.
Müdürlüğe bağlı olarak 6 ana birim ve bu birimlerin de alt birimleri
bulunmaktadır ( Şekil 2.1). Bu birimlerden 112 Acil Sağlık Hizmetleri Daire
Başkanlığı’nın görevleri şunlardır:

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


Dünyada ve Ülkemizde İlk Yardım, Acil Sağlık Hizmetleri ve Afetlerde Sağlık Organizasyonu

• Hastane öncesi acil sağlık hizmetlerini ülke genelinde planlamak, ilgili


hizmet birimlerinin nitelik, personel, araç, gereç ve hizmet standartlarını
ve çalışma esaslarını belirlemek, iller ve bölgeler arasındaki koordinasyona
yönelik düzenlemeleri yapmak,
• Kara, hava ve deniz ambulans hizmetlerinin standartları ile çalışma usul ve
esaslarını belirlemek,
• Ambulans ve acil sağlık araçlarının standartları ile çalışma usul ve
esaslarını belirlemek,
• 112 Acil Sağlık Hizmetlerini uluslararası hizmet ve kalite standartlarına
uygun şekilde geliştirmek,
Dünyada ve • Hizmet amacına yönelik organizasyon ile mal ve hizmet alımları ile ilgili
Türkiye’de her yıl 13 planlama yapmak,
Ekim günü “Dünya • Acil sağlık hizmetleri alanında ulusal ve uluslararası kuruluşlarla işbirliğini
Afet Risklerinin
geliştirmek ve ortak çalışmalar yürütmek,
Azaltılması Günü”
olarak • Acil sağlık hizmetleri alanında mevzuatı araştırmak, geliştirmek ve
kutlanmaktadır. düzenlemek,
• Acil sağlık hizmetleri alanında faaliyet gösteren, ambulans hizmeti veren
resmi, özel kurum ve kuruluşları denetlemek, il sağlık müdürlükleri
tarafından denetlenmesini sağlamak,
• Türkiye genelinde Acil Sağlık Hizmetleri Koordinasyon Komisyonu
(ASKOM) çalışmalarını planlamak, ASKOM çalışma usul ve esasları ile
standartlarını belirlemek, koordine etmek ve denetlemek.
Ülkemizde kara, hava ve deniz ambulansları kullanılmaktadır. Trafiğin yoğun
olduğu metropol illerimizde ve turizm bölgelerinde mobil olarak görev yapan
motosikletli acil sağlık ekipleri de hizmet vermektedir.

DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE AFETLERDE SAĞLIK


ORGANİZASYONU
Afet; beklenmeyen ve önceden oluş zamanı bilinmeyen, doğal, teknolojik
veya insan yapımı kökenli bir olaydır. Bir olayın afet sonucunu doğurabilmesi için
insan toplulukları üzerinde kayıplar meydana getirmesi ve insan faaliyetlerini
bozarak veya kesintiye uğratarak bir yerleşme birimini etkilemesi gerekmektedir.
Bir hastanenin kapasitesini aşan sayıda hasta ve yaralının herhangi bir nedenle
aynı zamanda başvurmasına neden olan her olay bir afettir. Afet denildiğinde
sadece deprem değil sel, yangın, toplu trafik kazaları ve terörist saldırıları da afet
kapsamı içinde yer almaktadır. Afetin öldürücü ve yıkıcı etkisini unutmamak ve
sürekli hafızalarda tutabilmek için dünyada ve Türkiye’de her yıl 13 Ekim günü
“Dünya Afet Risklerinin Azaltılması Günü” olarak kutlanmaktadır.
Hastane Afet Sistemi: Günümüzde doğal ve doğal olmayan afetlerin
ardından yaşanılan can ve mal kayıpları tüm kesimlerin özellikle de hastanelerin
bir afet planına sahip olması gerektiğini ortaya koymuştur. “Hastane afet planı”
(HAP), 1980 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde ülke çapında her türlü afete
karşı itfaiye teşkilatlarınca kullanılan bir sistem olarak “Incident Command
System” adı ile ortaya çıkmış olup daha sonra sivil ve özel kuruluşlarca da

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


Dünyada ve Ülkemizde İlk Yardım, Acil Sağlık Hizmetleri ve Afetlerde Sağlık Organizasyonu

kullanılmaya başlanmıştır. Ardından HAP, Hospital Emergency Incident Command


System‐ HEICS adını almıştır.

Şekil 2.1. Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü


Organizasyon Şeması

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


Dünyada ve Ülkemizde İlk Yardım, Acil Sağlık Hizmetleri ve Afetlerde Sağlık Organizasyonu

Dünyada Afetlerde Sağlık Organizasyonu


FEMA (Federal Emergency Management Agency): Amerika Birleşik
Devletleri’nde uygulanmakta olan Federal Acil Durum Yönetim Birimi, afet yardımı
Türkiye’de afet konusunda ulusal rehberlik, finansman, eğitim ve iyileştirme programları sağlayan
organizasyonları bir kurumdur.
Afet ve Acil Durum EMERCOM (Agency for Support and Coordination of Russian Participation in
Yönetimi Daire
International Humanitarian Operations): Rusya, 1994 yılında Rusya Sivil Savunma
Başkanlığı
tarafından Acil Durum ve Doğal Afetler Bakanlığını kurmuştur.
yürütülmektedir. EPC (Emergency Preparedness Canada): Kanada, acil durum hazırlık
teşkilatı, millî savunma bakanlığına bağlı olarak kurulmuş olup, acil durumlarda
kurumlar arasında gerekli iş birliğini etkin bir şekilde sağlamaktan sorumludur.
UNDP (United Nations Development Programme): Birleşmiş Milletler (BM)
Genel Kurulu, afetlerin azaltılması, önlenmesi ve afetlere hazırlık ile ilgili ulusal
kapasitelerin güçlendirilmesine yönelik olarak BM Kalkınma Programını merkez
noktası olarak görevlendirmiştir. BM kalkınma programı, İnsani Yardım
Koordinasyon Ofisi (Office for the Coordination of Humanitarian Affairs ‐OCHA),
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), BM Çocuklara Yardım Fonu (United Nations
BM Genel Kurulu, International Children's Emergency Fund‐UNICEF), Dünya Gıda Programı (World
afetlerin Food Programme ‐WFP) gibi diğer BM birimleriyle yakın işbirliği içerisinde
azaltılması,
çalışmaktadır. BM kalkınma programı, aynı zamanda, Kızılhaç ve Kızılay gibi ulusal
önlenmesi ve
afetlere hazırlık ile ve uluslararası sivil toplum örgütleri ile yine ulusal ve uluslararası seviyedeki
ilgili ulusal hükümet birimleri ile yakın ilişkiler geliştirmektedir.
kapasitelerin
güçlendirilmesine ICRC (International Committee of the Red Cross): Uluslararası Kızılhaç
yönelik olarak BM Komitesi, merkezi İsviçre’nin Cenevre şehrinde bulunan özel ve bağımsız bir insani
kalkınma yardım örgütüdür. ICRC yetkilileri, hastaneleri, kampları, iş yerlerini, hapishaneleri
programını vb. yerleri ziyaret edip, fiziksel ve psikolojik koşullarını inceler. Kızılhaç ve Kızılay
görevlendirmiştir.
dernekleri uluslararası ve ulusal seviyede, silahlı çatışmaların ve doğal afetlerin
kurbanlarına acil iyileştirme sağlamakta ve toplum gelişimi, sosyal refah ve kamu
sağlığı alanlarında çalışmaktadır.

•Belirtilen afet organizasyonları dışında dünyada başka


Bireysel Etkinlik

afet organizasyonları olup olmadığını araştırınız.

Türkiye’de Afetlerde Sağlık Organizasyonu


Türkiye’de afet organizasyonları Afet ve Acil Durum Yönetimi Daire
Başkanlığı tarafından yürütülmektedir. Afet ve Acil Durum Yönetimi Daire
Başkanlığı’nın görevleri şunlardır:

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


Dünyada ve Ülkemizde İlk Yardım, Acil Sağlık Hizmetleri ve Afetlerde Sağlık Organizasyonu

 Afet, olağandışı ve acil durumlarla ilgili gerekli planları yapmak,


organizasyonu sağlamak, ihtiyaçları tespit ederek ilgili birimlere temin
ettirmek,
 Kriz yönetim merkezi sekretaryasını yürütmek, olağan ve olağandışı
durumlarda faaliyetinin 24 saat esasına göre sürdürülmesini sağlamak,
 Afet, olağandışı ve acil durumlarda tüm haber kaynakları ile il komuta
merkezlerinden 24 saat sürekli olarak bilgi almak, değerlendirmek ve
gerekli durumlarda yöneticilere her türlü iletişim araçları ile bilgi vermek,
 Afet ve Kriz Yönetimi alanında uluslararası ve ulusal kuruluşlarla işbirliğini
geliştirmek, afet durumlarında ortak çalışmalar yürütülmesini sağlamak,
 Afet, olağandışı ve acil durumlarda yapılması gereken sağlık hizmetlerini
planlamak ve uygulanmasını sağlamak,
 Toplu iskân, göç ve mülteci kabulü gibi durumlarda gerekli sağlık
hizmetlerini ilgili daireler ile diğer resmi ve özel kurumlarla işbirliği
içerisinde planlamak, faaliyet ilkelerini tespit etmek ve uygulamak,
 Afetlere yönelik hizmet standartlarını ve çalışma esaslarını belirlemek,
afetlerde sağlık hizmetleri için gerekli personel planlamasını yapmak,
 Hizmeti uluslararası hizmet ve kalite standartlarına uygun şekilde
geliştirmek, afet alanında uluslararası ve ulusal kuruluşlarla işbirliği
yapmak,
 Konu ile ilgili mevzuatı araştırmak, geliştirmek ve düzenlemek,
 Afet dönemi sonrası normal duruma geçilmesine kadar ihtiyaç duyulan her
türlü sağlık hizmetinin sunulması ile ilgili tedbirleri almak, işbirliği ve
koordinasyonu sağlamak,
 Ulusal Medikal Kurtarma Ekiplerini oluşturmak, ekiplerin medikal
müdahale ve donanım standartları ile ihtiyaçlarını belirlemek, temin
edilmesini sağlamak ve denetlemek,
 Medikal ekiplerin yurt içi ve yurt dışında meydana gelebilecek acil ve afet
durumlarına aktif katılımlarını sağlamak,
 Ulusal Medikal Kurtarma Ekiplerinin eğitim ihtiyaçlarını tespit ederek
gerekli eğitimlere ve tatbikatlara katılmalarını sağlamak.
 Ulusal ve uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği içinde
sağlık ve insanî yardım faaliyetlerine katılmak ve sağlıkla ilgili sivil toplum
kuruluşlarının koordinasyonunu sağlamak,
 Ulusal Medikal Kurtarma Ekiplerine afet öncesinde, afet esnasında ve afet
sonrasında sunulacak psiko‐sosyal destek hizmetlerini planlamak ve
yaptırmak,
 Sağlık afet planlarının hazırlanmasını ve denetlenmesini sağlamak,
 Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik, Nükleer ve Endüstriyel (KBRN‐E) maddeler
ile ilgili meydana gelebilecek her türlü kaza, saldırı veya sabotaj
durumlarında sunulacak sağlık hizmetleri ile ilgili planları yapmak,
organize etmek, uygulamak,
 KBRN‐E maddeler ile ilgili sağlık müdahale ekipleri oluşturmak, personel,
araç, gereç ve hizmet standartlarını ve çalışma esaslarını belirlemek,

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


Dünyada ve Ülkemizde İlk Yardım, Acil Sağlık Hizmetleri ve Afetlerde Sağlık Organizasyonu

 KBRN‐E maddeler ile ilgili eğitim ihtiyaçlarını tespit etmek, planlamak,


tatbikatlar yapmak veya yaptırmak; ulusal ve uluslararası tatbikatlara
katılımı sağlamak.
SAKOM (Sağlık Afet Koordinasyon Merkezi): Türkiye’de afetlerde sağlık
organizasyonu, Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı
birimlerden biri olan SAKOM tarafından yürütülmektedir. SAKOM, Kriz Merkezinin
ve Kriz Masalarının yapılan planlara uygun olarak düzenli bir şekilde çalışması,
sağlık hizmetlerinin kesintiye uğramaması ve zamanında sağlanabilmesi, diğer
krize müdahale eden kurum ve kuruluşlarla entegrasyon, koordinasyon ve
Türkiye’de afetlerde haberleşmenin kurulabilmesi amacıyla kurulmuştur. SAKOM, acil, afet ve
sağlık olağandışı durumların üst yönetiminin yapıldığı bir koordinasyon merkezidir ve
organizasyonu SAKOM’da görevli personel vardiya sistemine göre yedi gün yirmi dört saat hizmet
Sağlık Afet
vermektedir.
Koordinasyon
Merkezi (SAKOM) 81 ilde bulunan 112 Acil Çağrı Karşılama Merkezlerinin görev yetkilerini
tarafından aşan, birden fazla il ile koordinasyon gerektiren, belirli kriterlere (5’ten fazla toplu
yürütülmektedir. ölümlü olaylar, kazalar, 10’dan fazla toplu ölümlü kazalar, vb.) göre kriz yönetimini
üstlenen bir birimdir.
UMKE (Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi): 2003 yılından itibaren acil sağlık
hizmetlerinin güçlendirilmesi hedeflenmiş, 2004 yılında da ülke genelinde afete
maruz kalmış kişilere doğru ve çabuk müdahale ederek, ölü ve yaralı sayısını kabul
edilebilir rakamlara indirgemek amacıyla afetlere müdahale edecek gönüllü sağlık
personellerinden oluşan medikal kurtarma hizmetleri başlatılmış ve kısa sürede
dünyada en fazla personele sahip olan UMKE olma unvanına kavuşmuştur.
Gönüllülük esasına dayalı olan bu sistemde doktorlar, acil tıp teknisyenleri,
2004 yılından ebeler ve hemşireler gibi sağlık çalışanları yer almaktadır. Acil durumlarda, afet
itibaren ülke
durumlarında çalıştıkları işleri bırakarak ekipleriyle birlikte afet bölgesine giden bu
genelinde afetlere
müdahale edecek gönüllülerin görevi enkaz altına kalarak yaralanan kişilere ilk müdahaleyi
gönüllü sağlık yapmaktır. Sivil savunma ve kurtarma ekipleri enkazda yaptıkları çalışmalarda bir
personellerinden yaralının yerini belirledikten sonra UMKE üyeleri görevi devralıp bu kişileri
oluşan “Ulusal kurtarmaktadır.
Medikal Kurtarma
Ekipleri” hizmete UMKE, 81 ilde arazi tipi araçları ve medikal kurtarma ekipmanları ile
başlamıştır. donatılmıştır. UMKE, afet ve olağandışı durumlarda, medikal kurtarma yapmak
üzere gönüllü sağlık personellerinden oluşan dünyanın en fazla ve tek gönüllü
personeline sahip medikal kurtarma ekibidir.
UMKE, Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde Afet ve Acil
Durum Yönetimi Daire Başkanlığına bağlı olarak 21 bölge, 81 ilde yaklaşık 4909
çalışanı ile ulusal ve uluslararası alanda acil, afet ve olağandışı durumlarda 24 saat
görev yapabilme kapasitesi ile çalışmaktadır.
SAKOM VE UMKE ile ilgili ayrıntılı bilgi “Afetlerde Sağlık Hizmetleri Birimi
Ve Ulusal Medikal Kurtarma Ekiplerinin Görevleri Ve Çalışma Esaslarına Dair
Yönerge” de belirtilmektedir.
Kızılay, savaş alanında yaralanan ya da hastalanan askerlere hiçbir ayrım

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


Dünyada ve Ülkemizde İlk Yardım, Acil Sağlık Hizmetleri ve Afetlerde Sağlık Organizasyonu

gözetmeksizin yardım etmek arzusundan doğmuştur. 1947'de "Türkiye Kızılay


Derneği" adını almıştır. Daha sonraki yıllarda da afet bölgesindeki insanlara her
türlü yardımın yapılması için “Kızılay Genel Müdürlüğü” kurulmuştur.
Kızılay'ın amacı, nerede olursa olsun hiçbir ayrım yapmaksızın insanın acısını
önlemeye veya hafifletmeye çalışmak, insanın hayatını ve sağlığını korumak, onun
kişiliğine saygı gösterilmesini sağlamak ve insanlar arasındaki karşılıklı anlayışı,
dostluğu saygıyı, iş birliğini ve sürekli barışı getirmeye uğraşmaktır. Ayrıca Kızılay,
ilgili kuruluşlarla iş birliği içerisinde afetin yaygınlık ve şiddet derecesi göz önünde
tutularak afetzedelerin geçici barınma, giyim ve acil ihtiyaç maddelerini karşılar.
Toplu yerleşim yerlerinde afet durumlarında seyyar aş ocakları kurarak sıcak
yemek dağıtır. Yurt içinden ve yurt dışından gelen yardım malzemelerini teslim
Türkiye’de afet
organizasyonu ile alarak depolar ve ilgili yerlere dağıtır. Gerekli gördüğü takdirde, sağlık
ilgili çalışmalar hizmetlerinde yardımcı olmak üzere ihtiyaç duyulan yerlere sağlık ekibi, kan ve kan
yapan kuruluşlardan ürünleri, tıbbi malzeme gönderir. Bu konularda sağlık bakanlığı ve kuruluşlar ile iş
biri de “Türkiye Acil birliği yapar.
Tıp Derneği
“(TATD)’dir. TATD (Türkiye Acil Tıp Derneği): Türkiye’de afet organizasyonu ile ilgili
çalışmalar yapan kuruluşlardan biri de TATD’dır. TATD Afet Komisyonu üyeleri
2000 yılında HEICS konusunda eğitim almış ve bu planı ülkemiz şartlarına uygun
duruma getirmiştir. 2000 yılından sonra eğitimler ve tatbikatlar düzenleyerek tüm
hastanelerin afetlere hazır hâle getirilmesini amaçlamıştır.
AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı): Afet ve acil durumlarda
yetki ve koordinasyonun tek bir elde toplanması ve kurumlar arasında
koordinasyon sağlanması amacıyla 2009 yılında kurulmuştur. AFAD, afetlerin
önlenmesi ve zararlarının azaltılması, afetlere müdahale edilmesi ve afet
sonrasındaki iyileştirme çalışmalarının süratle tamamlanması amacıyla gereken
faaliyetlerin planlanması, yönlendirilmesi, desteklenmesi, koordine edilmesi ve
AFAD,
etkin uygulanması için ülkenin tüm kurum ve kuruluşları arasında iş birliğini
faaliyetlerinde
disiplinler arası sağlayan, kaynakların rasyonel kullanılmasını gözeten, faaliyetlerinde disiplinler
çalışan bir arası çalışan bir kurumdur.
kurumdur. AFAD, afet ve acil durumlara ilişkin tek yetkili kurum olup, bir şemsiye
kurum anlayışıyla afet ve acil durumun niteliği ve büyüklüğüne göre gerek
Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri, Sağlık, Orman ve Su İşleri ve ilgili diğer
bakanlıklar ile gerekse sivil toplum kuruluşları ile iş birliği içerisinde faaliyetlerini
sürdürmektedir.
Bireysel Etkinlik

•Türkiye'de belirtilen afet organizasyonlarının yeterli olup


olmadığını, başka bir organizasyona daha ihtiyaç olup olmadığını
tartışınız.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


Dünyada ve Ülkemizde İlk Yardım, Acil Sağlık Hizmetleri ve Afetlerde Sağlık Organizasyonu

• DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE İLK YARDIM VE ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ


• Dünyada Acil Sağlık Hizmetleri
• Dünyada hastane öncesi acil sağlık hizmetlerine bakıldığında, genel olarak
Anglo‐Amerikan modeli ya da Franko‐ German Modelinin uygulandığı
görülmektedir. Acil Sağlık Hizmetlerinin yönetimi ile ilgili ülkelerin yerel
Özet
koşullarına göre bazı farklılıkların olduğu görülmektedir. Amerika, Kanada,
İsrail gibi bazı ülkelerde acil sağlık hizmetleri tek merkezden yönetilirken, bazı
ülkelerde de farklı merkezlerden yönetilebilmektedir.
•Amerika’da ve Kanada’da 911, İngiltere’de 999, Japonya’da 119, İsrail’de 101
ambulans servislerine ulaşmak üzere kullanılan telefon numaralarıdır. Avrupa
Birliğinin önde gelen ülkesi olan Almanya’da 112 İtfaiye ve Ambulansın ortak
numarası olarak kullanılırken Polis 110’u kullanmaktadır.
•Avrupa Birliği’nin üye ve üyelik başvurusunda bulunan ülkelere tavsiye ettiği
112 numarasının tüm acil durumlar için tek numara olarak kullanılması henüz
hiçbir ülkede tam anlamıyla uygulamaya konulamamıştır.

•Türkiye’de Acil Sağlık Hizmetleri


•Türkiye’de acil sağlık hizmetlerinin tarihsel gelişimine bakıldığında bu
hizmetlerin Türk Hilal‐i Ahmer Cemiyeti, Türk Kızılay Cemiyeti ile başlayan
hizmetler daha sonraları Hızır Acil, Acil Tıp, Acil Yardım ve Kurtarma gibi
birimler aracılığı ile verildiği görülmektedir.
• Türkiye’de Acil Bakım Hizmetleri ise küçük şehir ve kasabalardaki hastane ve
sağlık merkezleri ile büyük şehirlerdeki çok sayıdaki küçük hastanelerde
bulunan alt düzey acil bakım birimleri ile merkezi coğrafi konumlarda bulunan
üst düzey acil bakım birimleri tarafından verilmektedir.
•100 yataklı devlet hastaneleri, tam teşekküllü olmayan hastaneler, semt
poliklinikleri, dispanserler ve özel klinikler alt düzey acil bakım birimi iken,
Sağlık Bakanlığına bağlı devlet ve eğitim hastaneleri, üniversite eğitim
hastaneleri, bölge eğitim hastaneleri, bağımsız vakıf hastaneleri ve özel
hastaneler üst düzey acil bakım birimleridir.
• Acil bakım ekibi de hastane öncesi müdahale ekibi ve hastane müdahale
ekibinden oluşmaktadır.
•DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE AFETLERDE SAĞLIK ORGANİZASYONU
•Afet; beklenmeyen ve önceden oluş zamanı bilinmeyen, doğal, teknolojik veya
insan yapımı kökenli bir olaydır. Bir hastanenin kapasitesini aşan sayıda hasta
ve yaralının herhangi bir nedenle aynı zamanda başvurmasına neden olan her
olay bir afettir.
•Dünyada afetlerde sağlık organizasyonu her ülkenin kendi afet kurumları
tarafından yürütülmektedir. Örneğin; ABD’nde FEMA (Federal Emergency
Management Agency), Rusya’da EMERCOM (Agency for Support and
Coordination of Russian Participation in International Humanitarian
Operations), Kanada’da EPC (Emergency Preparedness Canada), Birleşmiş
Milletler bünyesinde UNDP (United Nations Development Programme),
Uluslararası Kızılhaç Komitesi bünyesinde ICRC (International Committee of
the Red Cross) tarafından yürütülmektedir.
• Türkiye’de ise SAKOM (Sağlık Afet Koordinasyon Merkezi), UMKE (Ulusal
Medikal Kurtarma Ekibi), Kızılay, TATD (Türkiye Acil Tıp Derneği) ve AFAD
(Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) tarafından yürütülmektedir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


Dünyada ve Ülkemizde İlk Yardım, Acil Sağlık Hizmetleri ve Afetlerde Sağlık Organizasyonu

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi ülkemizde ilk yardım hizmetlerinin başlangıç yılı
olarak kabul edilmektedir?
a) 1911
b) 1935
c) 1960
d) 1970
e) 1985

2. Dünyada acil tıp ana bilim dalı ilk kez nerede açılmıştır?
a) Mısır
b) Prusya
c) Malaga
d) ABD
e) İskoçya

3. Ülkemizde 112 Acil Yardım ve Kurtarma’ya hangi yılda geçilmiştir?


a) 1974
b) 1984
c) 1994
d) 2004
e) 2014

4. Aşağıdakilerden hangisi üst düzey acil bakım birimlerinden biridir?


a) Bölge Eğitim Hastaneleri
b) Günü birlik cerrahi üniteler
c) Dispanserler
d) Semt poliklinikleri
e) Özel klinikler

5. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye’de hastane öncesi müdahale ekibi içinde


yer almaz?
a) Hemşire
b) Acil tıp teknisyeni
c) Ambulans şoförü
d) Doktor
e) Anestezi Teknisyeni

6. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı hangi yıl kurulmuştur?


a) 2006
b) 2007
c) 2008
d) 2009
e) 2010

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


Dünyada ve Ülkemizde İlk Yardım, Acil Sağlık Hizmetleri ve Afetlerde Sağlık Organizasyonu

7. Türkiye’de acil sağlık hizmetleri hangi birim tarafından yürütülmektedir?


a) Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü
b) Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü
c) Türkiye Halk Sağlığı Kurumu
d) Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü
e) Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü

8. Türkiye’de afetlere müdahale edecek gönüllü sağlık personellerinden


oluşan ekip aşağıdakilerden hangisidir?
a) EPC
b) 112 Acil Yardım ve Kurtarma
c) UMKE
d) HAP
e) FEMA

9. Türkiye’de afetlerde sağlık organizasyonu hangi birim tarafından


yürütülmektedir?
a) SAKOM
b) 112 Acil Yardım ve Kurtarma
c) Hızır Acil Servis
d) Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü
e) FEMA

10. Aşağıdakilerden hangisinin Türkiye’de afetlerde rolü yoktur?


a) Kızılay
b) SAKOM
c) UMKE
d) Türkiye Acil Tıp Derneği
e) EMERCOM

Cevap Anahtarı
1.a, 2.d, 3.c, 4.a, 5.e, 6.d, 7.b, 8.c, 9.a, 10.e

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


Dünyada ve Ülkemizde İlk Yardım, Acil Sağlık Hizmetleri ve Afetlerde Sağlık Organizasyonu

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Acil Sağlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü (2019). Acil Sağlik Hizmetleri Genel
Müdürlüğü Teşkilat Şeması. 25 Mayıs 2019 tarihinde
https://acilafet.saglik.gov.tr/TR,4185/teskilat‐semasi.html adresinden erişildi.
AFAD, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (2019). AFAD Hakıkında. 31 Mayıs
2019 tarihinde https://www.afad.gov.tr/tr/2211/AFAD‐Hakkinda
adresinden erişildi.
Aslan, Ş. ve Güzel, Ş. (2018). Türkiye'deki hastane öncesi acil sağlık hizmetleri.
Journal of Social and Humanities Sciences Research, 5, 4995‐5002.
Aydın, G.D. (2006). Hastane acil servislerinin organizasyonu ve yönetimi:
Haydarpaşa Numune Eğitim Araştırma Hastanesi Vehbi Koç Acil Tip
Merkezi’nin bu açıdan değerlendirilmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Erkal, T. ve Değerliyurt, M. ( 2009). Türkiye’de afet yönetimi. Doğu Coğrafya
Dergisi, 14,147‐164.
Kızılay (2019). Tarihçemiz. 10 Mayıs 2019 tarihinde
https://www.kizilay.org.tr/Kurumsal/tarihcemiz adresinden erişildi.
MEGEP, Mesleki Eğitim ve Öğretim Sistemini Güçlendirme Projesi (2019). Acil
Sağlık Hizmetleri: Acil Sağlık Hizmetlerinin Yapısı. 31 Mayıs 2019 tarihinde
http://megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller_pdf/Acil%
20Sa%C4%9Fl%C4%B1k%20Hizmetlerinin%20Yap%C4%B1s%C4%B1.p
df adresinden erişildi.
Paksoy, V.M. (2016). Acil sağlık hizmetlerinde uluslararası uygulama modellerinin
karşılaştırması: Anglo‐Amerikan ve Franko‐German Modeli. İnönü
Üniversitesi SağlıkHizmetleri Meslek Yüksekokulu Dergisi, 4,6‐24.
UMKE, Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (2019). UMKE 12 Mayıs 2019 tarihinde
https://acilafet.saglik.gov.tr/TR,4457/umke.html adresinden erişildi.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


AFETLERDE
ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ

• Afetler/Olağan Dışı Durumlar


İÇİNDEKİLER

• Afetlerin Sınıflandırılması İLK YARDIM VE ACİL


• Dünyada ve Türkiye'de Afet
ve Önemi SAĞLIK HİZMETLERİ
• Afet Yönetimi ve Planlanması
• Afet Yönetimi Sistemi ve Prof. Dr. Dilek KILIÇ
Evreleri
• Türkiye'de Afet Yönetimi
• Afetlerde Sağlık Hizmetleri

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


HEDEFLER

• Afetin tanımını, çeşitlerini ve


nedenlerini açıklayabilecek,
• Afetlerden korunmak için
yapılacakları kavrayabilecek,
• Afetlerde sağlık hizmetleri
yönetimini öğreneceksiniz.

ÜNİTE

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
3
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Afetlerde Acil Sağlık Hizmetleri

Afetler/Olağan Dışı Durumlar


Doğal Afetler
(ODD)

Afetlerin Sınıflandırılması Doğal Olmayan Afetler

Dünyada ve Türkiye’de Afet ve


Karmaşık Afetler
Önemi

Afet Yönetimi Sistemi


ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ

Afet Yönetimi ve Planlanması


AFETLERDE

Afet Yönetimi Evreleri

Afet ve Acil Durum Yönetimi


Başkanlığı (AFAD)

Türkiye’de Afet Yönetimi

Sağlık Bakanlığının Afetlerle İlgili


Birimleri

Afetlerde Birincil Korunma

Afetlerde Sağlık Hizmetleri Afetlerde İkincil Korunma

Afetlerde Üçüncül Korunma

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


Afetlerde Acil Sağlık Hizmetleri

GİRİŞ
İnsanlık tarihi boyunca süregelen afetler, insan ve toplum sağlığını başta
psikolojik ve sosyal açılardan olmak üzere birçok yönden olumsuz etkilemektedir.
Dünyada son yıllarda deprem, sel baskını, hortum, kasırga gibi doğal afetler,
nükleer ve kimyasal kazalar, büyük yangınlar, çevre kirlenmeleri, terör olayları,
savaşlar, salgın hastalıklar, silahlı saldırı, isyan, terörizm ve insanların yer
değiştirmesine ve mülteci konumuna düşmesine neden olan olaylar
afet/olağandışı durumları ortaya çıkarmaktadır. 2016 yılında dünyada meydana
gelen doğa kaynaklı afetlerde 7628 kişi hayatını kaybetmiş ve 411 milyon insan
etkilenmiştir. Dünya Risk Raporlarında Türkiye en yüksek riskli ülkeler arasında 12.
sırada yer almaktadır. “Risk Düzeyi ve Eğilimi” açısından bakıldığında da Türkiye
“riski en yüksek ve artış eğilimli” 10 ülke içinde yer almaktadır. Afet/Olağan dışı
durumlarda oluşan yıkımların ortak noktası, öncelikle insan yaşamı ve sağlığını
tehdit etmeleri, sosyal ve ekonomik kayıplara ve çevresel zararlara neden
olmalarıdır. Afette en önemli unsur insan olup, afetin en olumsuz etkisi can
kaybıdır. Afet, insan ve diğer canlılar için; normal yaşamı ve toplumsal faaliyetleri
kesintiye uğratan, toplumda fiziksel, sosyal, kültürel ve ekonomik kayıplara neden
olan ve etkilenen topluluğun üstesinden gelemediği doğa veya insan kaynaklı bir
olgu olarak tanımlanmaktadır. Afetlerin etkilerinden korunmanın en etkili yolu,
toplum olarak hazırlıklı ve donanımlı olmaktan geçer. Afetlerde görev alacak
kurum ve kuruluşların etkili bir afet planlarının bulunması gereklidir. Afet
planlaması, yerel yerleşim alanlarından genel kamu örgütlerine, sivil vakıf ve
organizasyonlardan devlet kurumlarına kadar her üniteyi içine alacak ve verimli
hâlde işlev görecek şekilde yapılmalıdır.

AFETLER/OLAĞAN DIŞI DURUMLAR (ODD)


Afetler/ODD’ler konusunda sıkça kullanılan ve meydana gelen olayları,
sonuç ve boyutlarına veya ölçülerine göre birbirinden ayırmaya yarayan üç farklı
“Afet” tanımında ön kavram bulunmaktadır.
koşul, afetten etkilenen
Olay, yerel ve çok sınırlı etkiye sahip olan hadiselerdir. Olaylar; yerleşim
topluluğun kendi
birimlerinin, kurum ve kuruluşların çalışma kapasitesini etkilememekte ve
olanakları ile
genellikle yaşanan bu durum ilk müdahale edenler tarafından kontrol altına
üstesinden
alınabilmektedir. Acil durum, toplumun tamamının ve ya belirli kesimlerinin
gelememesidir.
normal yaşam faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan ve acil müdahaleyi
gerektiren olayların oluşturduğu krizdir. İnsan, mal ve çevreyi korumak için acil

•17 Ağustos Depremi’nde oluştuğu iddia edilen tsunami afet


olarak kabul edilemez. Ancak, 26 Aralık 2004 yılında Endonezya
Örnek

Sumatra Adası açıklarında meydana gelen 9 büyüklüğündeki


deprem ve yarattığı tsunami 168 bini Endonezya’da olmak üzere
10’dan fazla ülkede 230 binden fazla kişinin ölümüne neden
oluşuyla, son yüzyılda yaşanan en büyük afetlerden biri
olmuştur.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


Afetlerde Acil Sağlık Hizmetleri

müdahaleyi gerektiren ve mevcut yerel olanaklar ile baş edilebilen olayların


sonuçları olarak tanımlanmaktadır. Afet/ODD, insan ve diğer canlılar için normal
yaşamı ve toplumsal faaliyetleri kesintiye uğratan, toplumda fiziksel, sosyal,
kültürel ve ekonomik kayıplara neden olan ve etkilenen topluluğun üstesinden
gelemediği doğa veya insan kaynaklı bir olgudur. Müdahalede kaynağın yetersiz
kalması şeklinde de tanımlanabilir. Her depremin, her yangının, afet olarak de‐
ğerlendirilmesi doğru değildir. Afet, boyutları itibariyle, doğal döngüsü içinde
toplumun etkilenme oranı ile değerlendirilmelidir. Aşağıdaki şekilde 26 Aralık 2004
yılında Endonezya’nın Sumatra adasını etkileyen 9 büyüklüğündeki deprem ve
sonrasında meydana gelen tsunami gösterilmiştir (Resim 3.1).

Resim 3.1. 26 Aralık 2004 Yılında Endonezya Sumatra Adasını Etkileyen


9 Büyüklüğündeki Deprem ve Yarattığı Tsunami

Afet bir olayın kendisinden çok doğurduğu sonuçtur. Doğurduğu sonuçlar


Afet, bir olayın
incelendiğinde; afetlerin en çok can ve mal kaybına neden oldukları görülür.
kendisinden çok
Kayıpların bir kısmı doğrudan hemen afetle birlikte ortaya çıkarken, diğer kısmı ise
doğurduğu sonuçtur.
belirli bir süre sonra ortaya çıkabilir.
Doğurduğu sonuçlar
incelendiğinde;
afetlerin en çok can ve
•Sel sırasında can ve mal kaybı meydana gelmektedir. Ancak, sel
mal kaybına neden baskınından sonra sellerin getirdikleri moloz, kum ve çamur
Örnek

oldukları görülür. tarım alanlarını verimsizleştirerek dolaylı ve uzun süreli zararlar


da meydana getirebilmektedirler.

Bir afetin meydana gelmesinde iki temel faktör rol oynamaktadır. Birincisi
bir tehlikenin bulunması, ikincisi ise bu tehlikenin doğuracağı olaydan riske
girebilecek bir şeylerin ya da bir canlı topluluğunun var olmasıdır. Tehlike
dediğimiz şey potansiyel olarak bulunan güçlü bir afet tehdididir. Bunun afete
dönüşmemesi veya dönüşse bile en az zararla atlatılabilmesi, alınacak tedbirler ve
riskin azaltılması ile mümkün olabilir. Aşağıdaki resimde doğal afet görüntüleri yer
almaktadır (Resim.3.2).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


Afetlerde Acil Sağlık Hizmetleri

Resim 3.2. Doğal Afet Görüntüleri

AFETLERİN SINIFLANDIRILMASI
Toplumsal yaşamı derinden etkileyen afetler; doğal ve doğal olmayan olarak
iki grup içerisinde sınıflandırılmakla birlikte karmaşık afetleri de bu sınıflandırma
grupları içerisinde belirtebiliriz. Afetlerin sınıflandırılması aşağıdaki şekilde
gösterilmiştir (Şekil 3.1).

Afetler; doğal afetler,


doğal olmayan afetler DOĞAL
DOĞAL KARMAŞIK
ve jeolojik kökenli OLMAYAN
AFETLER AFETLER
AFETLER
afetler olmak üzere üç
gruba ayrılır.

Jeololojik Meteorolojik
Kökenli Kökenli

Şekil 3.1. Afetlerin Sınıflandırılması

Doğal Afetler
Doğa olaylarına bağlı ortaya çıkan afetlerdir. Oluşumu ve sonucu açısından
ansızın veya belli bir süreç içinde oluşup yerleşim ve üretim alanlarında
alışılagelmiş yasamı bozarak, genel yasamı etkileyecek ölçüde oluşan, doğal yer ve
hava hareketleridir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


Afetlerde Acil Sağlık Hizmetleri

Jeolojik kökenli afetler


Doğrudan doğruya kaynağını yer kabuğu ya da yerin derinliklerinden alan
afetlerdir.

•Deprem, heyelan, erozyon, yanardağ patlamaları, kaya düşmesi

Örnek
vb.

Meteorolojik kökenli afetler


Atmosferdeki doğa olaylarının sonucu olarak meydana gelir. Bunlar; yağış,
sıcaklık, basınç ve su baskınları, küresel ısınma, çölleşme, kuraklık, fırtına ve rüzgar
gibi atmosfer olaylarının, insan için yararlı olduğu sınırı aşmasıyla meydana gelir.
Sel, kuraklık, çığ, kasırga (siklon‐tayfun), hortum, tipi, dolu, aşırı soğuklar, fırtına,
orman yangını, küresel iklim değişiklikleri, yıldırım düşmesi, sera etkisi, don, sis ve
aşırı yağmurlar meteorolojik kökenli afetlerdendir. Aşağıdaki resimde meteorolojik
afetlerden, sel ve yangınlar gösterilmiştir (Resim 3.3).
Ülkemizde en sık
görülen meteorolojik
karakterli doğal afetler
sel, taşkın, don, orman
yangınları, kuraklık,
dolu, şiddetli rüzgâr,
yıldırım, çığ, kar ve
fırtınalardır.

Resim 3.3. Meteorolojik Afetlerden; Sel ve Yangınlar

Doğal Olmayan Afetler


Oluşumları doğa olaylarına dayanmayan, insan ve insanın geliştirdiği
teknolojiye bağlı oluşan afetlerdir.

•Nükleer ve kimyasal kazalar, endüstriyel kazalar, uçak kazaları,


Örnek

demiryolu afetleri, gemi kazaları, büyük yangınlar, çevre


kirlenmeleri, terör olayları, savaşlar, salgın hastalıklar, silahlı
saldırı, isyan, terörizm ve insanların yer değiştirmesine ve mülteci
konumuna düşmesine neden olan diğer olaylar vb.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


Afetlerde Acil Sağlık Hizmetleri

Çernobil Nükleer Kazası (Resim 3.4) ve Suriye'deki iç savaş sırasında


gerçekleşen kimyasal silah saldırısı sonrası görüntüler (Resim 3.5) aşağıda
gösterilmiştir.

Karmaşık Afetler
Hem doğa hem insan kaynaklı afetlerdir. Örneğin; deprem sonrası oluşan
yangınlar ve orman yangınları, doğal nedenlerle olabildiği gibi insan kaynaklı da
olabilir. Bazı afetler de beraberinde ikincil afet denilen afetleri de getirmektedir.

Teknolojik afetler,
kendi başına
tetiklenebileceği gibi
tabii bir afet tarafından
da tetiklenebilir.

Resim 3.4. Çernobil Nükleer Kazası


(1986)
Resim 3.5. Suriye'deki İç Savaş Sırasında
Örneğin deprem; tsunami, Gerçekleşen
“Kimyasal Silah” Saldırısı Sonrası (2013)
heyelan, salgın hastalıklara neden
olabilir.

•1999 Marmara depremi sonrası oluşan Tüpraş rafineri yangını,


Örnek

•Japonya'da 2011 yılında meydana gelen deprem sonrası oluşan


tsunami ve bu tsunaminin sebep olduğu; Fukişima Nükleer
Santrali'nden yayılan radyoaktif sızıntı.

Dünyada etkili olan 31


doğal afetten en DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE AFET VE ÖNEMİ
önemlilerinin; kuraklık,
tropikal siklon, bölgesel Dünyada Afet ve Önemi
sel ve taşkınlar olduğu Yeryüzünde her zaman doğa olayları olmuştur. Doğal afetler, insanın doğal
bilinmektedir. dengeyi bozması oranında artarak devam etmektedir. Depremler, sel ve taşkınlar,
heyelanlar, çığ, kuraklık ve diğerleri insan yaşamını olumsuz etkilemektedir.
Geçmişte afetlerin yok ettiği uygarlıklar da bulunmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


Afetlerde Acil Sağlık Hizmetleri

Örnek
•Dünya'da 2003 yılı İran Bam'da ki deprem, 2011 yılı Japonya'nın
kuzeyinde deprem ve oluşan tsunami, 2004 yılı
Endonezya Sumatra adasının batı kıyısı açıklarında ki deprem ve
oluşan tsunami, 2013 yılı Filipinleri vuran tayfun, çok sayıda insanın
ölümüne, yaralanmasına ve yaşam alanlarında büyük tahribata neden
olmuştur.

Dünyada etkili olan 31 doğal afet türü; şiddetlerine, oluşum sürelerine ve


etkilerine göre sıralanınca en önemlilerinin; kuraklık, tropikal siklon, bölgesel sel
ve taşkınlar olduğu görülür. Bu afetlerin ortak özellikleri, önceden tahmin edilerek
erken uyarıları yapılan meteorolojik afetler olmalarıdır. 1970 yılında Bangladeş’te
meydana gelen şiddetli bir tropikal siklon 300.000 kişinin ölmesine neden
olmuştur. Fakat gelişmiş uyarı sistemleri sayesinde benzer tropikal siklonlarda
1992’de 13.000, 1994’te ise sadece 20 kişi yaşamını kaybetmiştir. 11 Mart 2011
tarihinde Japonya’da 8.9 büyüklüğünde yaşanan depremin ardından oluşan
tsunamide binlerce kişinin yaşamını kaybettiği ve binlerce kişinin de kaybolduğu
bildirilmiştir (tsunami, depreme oranla daha çok can ve mal kaybına neden
olmuştur). Ayrıca depremde hasar gören Fukuşima nükleer santralinden çevreye
nükleer sızıntı yayılmıştır. 2013 yılında Meteoroloji uzmanlarının günler
öncesinden haber verdiği Haiyan tayfunu, Filipinler’de felakete neden olmuştur.
Filipin’lerin var olan imkânları ile tüm önlemleri almasına rağmen on binlerce
insanın ölümüne, milyonlarca kişinin de evsiz kalmasına ve bulundukları mekanları
terk etmesine neden olmuştur. Aşağıdaki resimlerde tsunaminin neden olduğu,
Fukişima Nükleer Santral Hasarı gösterilmiştir (Resim 3.6).

Resim 3.6. Tsunaminin Neden Olduğu,


Fukişima Nükleer Santral Hasarı (2011)

Türkiye’de Afet ve Önemi


Türkiye, yukarıda söz edilen afet türlerinin hemen hemen tamamından az ya
da çok etkilenmektedir. Ülkemizde doğal olaylar nedeniyle gelişen afetler
sonucunda oluşan ölümlerin çoğunluğu deprem ve sel kaynaklıdır. Bunu, diğer
afetlerden heyelan, su basması, kaya düşmesi ve çığ düşmesi izlemektedir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


Afetlerde Acil Sağlık Hizmetleri

Örnek
•Türkiye'de 1999 yılı Marmara depremi ve 2011 yılı Van
depremi, çok sayıda insanın ölmesine ve bölge şehirlerinde
büyük çaplı hasara neden olan doğal afetlerdir.

Doğal olmayan olaylar sonucunda meydana gelen yıkımlar ve ölümler, doğal


olaylara bağlı olanlardan daha da fazladır. Ülkemizde 1900’den günümüze yaşanan
savaşlarda (Birinci Dünya Savaşı ve sonrası) yüz binleri aşan sayılarda insan ölmüş
Türkiye’de olağan dışı ve bundan çok daha fazlası sakat kalmıştır. Aynı şekilde, son yıllarda yaşanan terör
durumlar içerisinde en olaylarından birçok insan ölmüş ve engelli kalmıştır. Gerek savaşlar sırasında ve
sık depremler gerekse savaş öncesi ve sonrasındaki savaşa ilişkin harcama ve kayıpların ulusun
görülmektedir. Bunu gelişmesinin önündeki en önemli engeller olduğu bilinmektedir.
izleyen diğer afet seldir.
Savaş dışında, doğal olmayan olaylara bağlı afetlerden en önemlisi trafik ve
iş kazalarıdır. 1900’lerden günümüze yalnızca trafik kazalarına bağlı olarak yüz
bine yakın insan yaşamını yitirmiş, yarım milyona yakın insan sakat kalmıştır. Tüm
bu sayılardan anlaşılacağı üzere, Türkiye’de afetler yaygınlık, ölüm oranları,
sakatlanma ve ekonomik kayıp ölçekleri açısından önemli ve öncelikli bir halk
sağlığı sorunudur.
Bireysel Etkinlik

•Nükleer, biyolojik ve kimyasal silah saldırılarına karşı,


ülkemizdeki afet hazırlıklarının nasıl olması gerektiğini
düşününüz.
“Risk yönetimi”; zarar
azaltmaya yönelik, “Kriz
yönetimi”; acil durum
müdahalelerine yönelik AFET YÖNETİMİ VE PLANLANMASI
yönetim planlarını
Afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılabilmesi için afet öncesi, afet sırası
içerir.
ve afet sonrasında yapılması gereken idari, yasal ve teknik çalışmaları belirleyen ve
uygulamaya aktaran, bir olaya zamanında müdahale edebilmeyi sağlayan ve her
olaydan çıkarılan derslerin ışığında mevcut sistemi geliştiren yönetim biçimine afet
yönetimi denir.
Modern afet yönetimi kavramında ise kayıp ve zararların azaltılması,
hazırlık, tahmin ve erken uyarı, afetleri anlamak gibi afet öncesi korumaya yönelik
çalışmalar “Risk Yönetimi”; etki analizi, müdahale, iyileştirme, yeniden yapılanma
gibi afet sonrası çalışmalar ise “Kriz Yönetimi” olarak kabul edilmektedir. Risk
yönetiminin ihmal edildiği yerlerde kriz yönetimi başarılı olamaz.

Afet Yönetimi Sistemi


‘‘Bütünleşik Afet Yönetimi Sistemi’’ olarak adlandırılan afet yönetimi sistemi;
birbirinden ayrı ama birbirini tamamlayan iki yönetim sisteminden oluşur. Yeni

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


Afetlerde Acil Sağlık Hizmetleri

uygulamaya konulan bu afet yönetimi modeli ile öncelik ‘‘Kriz Yönetimi’’nden


‘‘Risk Yönetimi’’ne verilmiştir.
Afet ve acil durumların neden olduğu zararların önlenmesi için tehlike ve
risklerin önceden tespitini, afet olmadan önce meydana gelebilecek zararları
önleyecek veya en aza indirecek önlemlerin alınmasını, etkin müdahale ve
koordinasyonun sağlanmasını ve afet sonrasında iyileştirme çalışmalarının bir
bütünlük içerisinde yürütülmesini öngörmektedir. Aşağıdaki şekilde afet yönetimi
sistemi gösterilmiştir (Şekil 3.2).

Etkin bir afet yönetimi


çalışması, afet öncesi, Şekil 3.2. Afet Yönetimi
(Kadıoğlu, 2011)
afet sırası ve afet
sonrası ihtiyaç duyulan
tüm çalışmaları Afet Yönetimi Evreleri
kapsamalıdır.
Kökenleri ve gelişim hızları ne olursa olsun, tüm afet olaylarına yönelik
yönetim faaliyetleri; “risk azaltma evresi”, “hazırlık evresi”, “müdahale evresi”,
“iyileştirme evresi”, “yeniden inşa evresi” olmak üzere beş aşamaya ayrılmaktadır.
Bu aşamalardan ilk ikisi afet olmadan önceki risk yönetimi faaliyetlerinin içinde;
diğer üç aşama ise afet olduktan sonra kriz yönetimi faaliyetleri içerisinde
incelenmektedir. Bu süreçte entegre afet yönetim sistemini devreye sokmak
gerekmektedir. Başka bir ifade ile tüm tehlikelerin göz önüne alınmasını, tüm
evrelerin uygulanmasını, tüm kaynakların kullanılmasını ve tüm birey ve
kuruluşların bu çalışmalara katılmasını gerektirmektedir.

Risk azaltma evresi


Bu aşama; afet tehlike ve risklerinin boyutlarının saptanması, önlenebilecek
tehlike veya risklerin önlenmesi, eğer önlenemiyorsa hasar görebilirlik oranının
azaltılması, risk azaltılamıyorsa etkilediği bölge hakkında toplumun
bilgilendirilmesi, afetlere karşı hizmetlerin verilebilmesi için kurumsal alt yapının
oluşturulması, sürekli eğitimlerle toplumun afete karşı hazır hâle getirilmesi, afete
karşı hukuki ve kurumsal mevzuatın oluşturulması ve afete yönelik bilimsel
çalışmaların yapılması gibi faaliyetleri içerir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


Afetlerde Acil Sağlık Hizmetleri

Hazırlık evresi
Afet Acil Yardım Planları, Erken Uyarı Sistemleri, etki analizleri gibi
hazırlıkları içeren bu aşamada, risk azaltma evresinde ortadan kaldırılamayan
risklere yönelik çalışmalar yapılır. Bu risklerin toplumu daha az etkilemesi için
planlar yapılır. Planlarda görev verilen personele görevleri tebliğ edilir. Personel
eğitilir tatbikatlarla planların uygulanabilirliği denenir. Uygulamalarda arama
kurtarma faaliyetlerinin yaygınlaştırılmasına ağırlık verilir. Alarm ve erken uyarı
sistemleri kurulur. Bir afette haberleşmenin sağlanabilmesi için gerekli malzeme
temini yapılır. Kurumlar arası eğitimlerle personelin birbirini tanıması sağlanır.

•1986 yılı Çernobil Nükleer Santral Faciası'nın etkileri günümüzde


Bireysel
Etkinlik

hâlen hissedilirken; ülkemizde ki nükleer santral gereksinimi ve bu


yöndeki çabalara karşı, ulusal düzeyde afet önlemleri nasıl
olmalıdır?

Afetlerde ilk yanıtın Müdahale evresi


alındığı evre, afet
Bu evre afetin oluşmasından hemen sonra başlar. Bu evrede amaç bir an
sonrası ilk 24‐72 saat
önce var olan imkânlardan en yüksek düzeyde yararlanarak kurtarılabilecek en
içinde bulunulan
yüksek sayıdaki hasta veya yaralıyı bir an önce kurtarmaktır.
evredir.
Yaralılar ne kadar erken kurtarılırsa yaşama şansları o kadar artacaktır.
Afette özellikle ilk 24 saatte ve 72. saate kadar olan dilimde yaralıların
kurtarılabilmesi, yaralılar açısından yaşamsal öneme sahiptir. Haber alma, ulaşım,
arama ve kurtarma faaliyetleri, ilkyardım, tahliye, geçici iskan, güvenlik, çevre
sağlığı, hasar tespiti, tehlikeli yıkıntıların kaldırılması, yangınlar, patlamalar,
bulaşıcı hastalıklar gibi ikincil afetlerin önlenmesi ile ilgili birçok faaliyet
bulunmaktadır. Bu safhada yapılacak bütün faaliyetler devletin tüm güç ve
kaynaklarının en hızlı şekilde ve etkili yöntemlerle afet bölgesinde kullanılmasını
amaçladığından çok iyi bir koordinasyonu gerektirmektedir.

İyileştirme evresi

Bu evrede yapılan çalışmaların amacı afetzedelerin hayatlarını devam


ettirebilecekleri asgari standartlara sahip olabilmelerini bir an önce sağlamaktır.
Afet sonrası, afet zedelerin barınabilecekleri geçici barınaklarının sağlanması
yemek gibi temel ihtiyaçlarının sağlanmasıdır. Bu aşamanın en iyi örneği çadır
kentlerdir. Çadır kentlerde afetzedelerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli
olan ihtiyaçlar bir an önce karşılanmaya çalışılır.

Yeniden inşa evresi


Evlerin yeniden inşası, iş alanlarının yeniden faaliyete geçmesi, kurumsal ve
toplumsal yeniden yapılanma ile rehabilitasyon çalışmalarını içeren bu evrede
amaç; afetzedelerin yaşam standartlarını afet olmadan önceki düzeye
çekebilmektir. Bu aşamada hasar gören tüm yapı ve tesislerin yerine yenilerinin

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


Afetlerde Acil Sağlık Hizmetleri

yapılması, bozulan ekonomik, sosyal ve psikolojik durumun iyileştirilmesi için


çalışmalar yürütülür. Afetin bütün etkileri çevreden silinmeye çalışılır. Bu
çalışmalar birkaç yılı bulabilir.

TÜRKİYE’DE AFET YÖNETİMİ


Afetlerle ilgili olarak görev yapan İçişleri Bakanlığı’na bağlı Sivil Savunma
Genel Müdürlüğü, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na bağlı Afet İşleri Genel
Müdürlüğü ve Başbakanlık’a bağlı Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü
kapatılarak 2009 yılında çıkarılan 5902 sayılı yasa ile Başbakanlık’a bağlı “Afet ve
Acil Durum Yönetimi Başkanlığı” kurularak yetki ve sorumluluklar tek bir çatı
altında toplanmıştır.
Afet ve Acil Durum
Yönetimi Başkanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD)
(AFAD), afet ve acil
Afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması, afetlere müdahale edilmesi
durumlara ilişkin tek
ve afet sonrasındaki iyileştirme çalışmalarının hızla tamamlanması amacıyla
yetkili kurumdur.
gereken faaliyetlerin planlanması, yönlendirilmesi, desteklenmesi, koordine
edilmesi ve etkin uygulanması için ülkenin tüm kurum ve kuruluşları arasında
işbirliğini sağlayan, çok yönlü, bu alanda kaynakların rasyonel kullanılmasını
gözeten, faaliyetlerinde disiplinler arası çalışmayı esas alan iş odaklı, esnek ve
dinamik yapıda teşkil edilmiş bir kurumdur.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı bir şemsiye kurum anlayışıyla afet ve
acil durumun niteliği ve büyüklüğüne bağlı olarak; Türk Silahlı Kuvvetleri
Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri, Tarım ve Orman, Sağlık ve ilgili diğer bakanlıklar
ile sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içerisinde faaliyetlerini sürdürmektedir.

Sağlık Bakanlığının Afetlerle İlgili Birimleri


Sağlık Bakanlığı’nda; afet ve olağandışı durumlar “Acil Sağlık Hizmetleri
Genel Müdürlüğü” tarafından yürütülmektedir. Türkiye’de Acil Sağlık Hizmetleri
Genel Müdürlüğü, hizmetlerin daha etkin ve kaliteli sunulabilmesi maksadı ile
2012 yılında 21 bölge koordinatörlüğü oluşturmuştur. Günümüzde, ‘’Afet ve Acil
Durum Yönetimi Daire Başkanlığı’’ bünyesinde Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri
(UMKE) ile Sağlık Afet Koordinasyon Merkezi (SAKOM) hizmet vermektedir.
SAKOM; sağlıkla ilgili afet ve olağandışı durumlarda, iller ve diğer kurumlar ile
irtibat, koordinasyon, planlama ve yönetimi sağlayan kurumdur. SAKOM afetlerde,
il merkezlerinde bölgesel birim oluşturarak diğer birimler ile koordineli
çalışmaktadır. UMKE; afet veya olağandışı durumlarda, özel eğitim ve donanımla,
olay yerinde en kısa sürede, uygun yöntemlerle medikal müdahaleleri ve sağlık
hizmetlerinin yönetimini yapan ve gerekli hâllerde yurtdışında meydana gelen afet
ve olağan dışı durumlarda sağlık hizmetlerinde görev alan kurumdur.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


Afetlerde Acil Sağlık Hizmetleri

AFETLERDE SAĞLIK HİZMETLERİ


Kurtarma, ilk yardım, nakil, haberleşme, malzeme akışı ile örgütlenme ve
hareket kalıplarının mutlaka önceden planlanmış olması gerekir. Bu düzenlemede
rol üstlenecek her birey nerede, ne zaman, ne yapacağını önceden çok iyi bilmek
zorundadır.
Afetlerde sağlık
Afetlerde sağlık hizmetleri sunumunun daha etkili bir şekilde
hizmetlerinin düzenli ve
gerçekleştirilebilmesi için gerekli hazırlık ve planlama çalışmalarının, afet öncesi
koordineli
dönemde yapılması gerekir. Afet durumlarında ise kurtarma ve acil sağlık
sunulabilmesi için sağlık
hizmetleri, toplum sağlığı hizmetleri, ruh sağlığı hizmetleri ve hastane hizmetleri
hizmetleri afet planı
yoğun bir şekilde ivedilikle sunulmalıdır.
olmalıdır.
Doğal afetlerde önlenebilecek yaralanma ve ölümler ülkemizde, diğer bazı
gelişmiş ülkelere oranla daha çok olmaktadır. Bu nedenle birincil, ikincil ve üçüncül
korunma ögeleri afet durumlarında da geçerlidir.

Afetlerde Birincil Korunma


Birincil korunma, afetin ya da etkisinin ortaya çıkmasını engellemeye
yönelik ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yönelik girişimlerden önlem,
hazırlıklı olma, erken haber alma ve uyarma uygulamalarını içerir. İlk ve acil yardım
hizmetleri yürütülürken diğer yandan da hayatta kalanların yaşamlarını devam
ettirebilmek için gerekli yardımın planlanması, önemli sağlık sorunlarının
belirlenerek önlemler alınması ve risk gruplarının saptanması için hızlı bir şekilde
sağlık durumunun belirlenmesi gereklidir.
Afet dönemlerinde acil sağlık hizmetlerinin düzenli bir şekilde
yürütülebilmesi için afet ortaya çıkmadan yapılması gerekenler:

 Ülkenin afet planına uygun il afet planları, ilin risk faktörleri ve diğer afet
planı bileşenleri göz önünde bulundurularak uygulanabilir planlama
yapılmalıdır. Planda afette görev alacak birimlerin ve kurumların görevleri
net olarak belirlenmelidir.
 Afet hâllerinde kullanılacak donanımlar belirlenmeli, afet tipine göre
Afet sırasında ve standartlaştırılmalı ve iller düzeyinde stoklanmalıdır. Stokların miat takibi
afetten sonra alınan yapılmalıdır.
önlemleri içeren ikincil  İl afet planlarında kriz yöneticisi belirlenmeli ve güncelleştirilmelidir. Afet
korunma, aynı zamanda yönetiminde sağlıkla ilgili işler, sağlık kriz yöneticisi tarafından
afet durumlarında acil yönetilmelidir.
tıbbi müdahaleleri de  Hastanelerin acil hizmetler bakımından afet durumlarında kapasitelerinin
kapsamaktadır. artırılması için gerekli ‘‘Hastane Afet ve Acil Durum Planları’’ (HAP)
hazırlanmalıdır. Afetin büyüklüğüne göre devreye girecek devlet,
üniversite ve özel hastanelerin isimleri ve ayıracakları yatak sayıları
önceden belirlenmelidir.
 Sağlık çalışanı ve afet yöneticilerine afet planları, kurtarma, ilkyardım, acil
yardım, haberleşme, gerilim altında çalışma, triyaj, temel yaşam desteği ve

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


Afetlerde Acil Sağlık Hizmetleri

taşıma teknikleri, yasal sorumluluklar konularında bilgilendirme ve


uygulama eğitimleri yapılmalıdır.

Afetlerde İkincil Korunma


Afet sırasında ve afetten sonra alınan önlemleri içeren ikincil korunma, aynı
zamanda afet durumlarında acil tıbbi müdahaleleri de kapsamaktadır. Ayrıca
ikincil korunma; kurtarma çalışmaları, gıda ve beslenme hizmetleri, barınak
sağlama, tıbbi bakım organizasyonu, ulaşım‐haberleşme işlemlerinin
denetlenmesi, güvenlik sorunlarının çözümü, koruyucu sağlık hizmetleri, çevre
sağlığı hizmetleri, afete uğrayan bölgenin ve etkilenen nüfusun saptanması gibi
hizmetleri içerir.

İkincil korunmada acil sağlık bakım sistemi

Birinci halkası, “Afete hazırlıklı toplum”la kurulan yaşam zincirinin ikinci


halkası “erken ulaşma” dır. Profesyonel acil yardım ekiplerinin etkilenen bölgeye
ulaşması için ilk koşul, etkili bir erken bildirim sisteminin kurulmuş olmasıdır.
Erken bildirim sistemi itfaiye, güvenlik güçleri ve 112 acil yardım hattını içerir.
Üçüncü halka “erken müdahale”dir. Olay yerinde erken müdahale
sağlayacak acil yardım ekiplerinin; yeterince araç, malzeme ve ilaç donanımı,
temel travma yaşam desteği, ileri yaşam desteği, triyaj gibi konularda önceden
bilgi ve becerisi ve olay yerine ulaşabilme koşulları sağlanmış olmalıdır.
Olay yerinde acil sağlık bakımı sağlamak üzere donanımlı ambulanslar ve bu
ambulanslarda görev yapan eğitimli sağlık personelinin çalıştığı, kolay ulaşılan bir
Afetzedelerin ve komuta merkezi oluşturulması gereklidir. Ancak bunun oluşturulamadığı
ailelerinin olaydan koşullarda ya da bu sisteme ek olarak ağır yıkıma yol açan afetlerde, ekipler
sonra yaşamlarını en iyi ulaşana dek hizmet vermek üzere, yerel sağlık çalışanlarının eğitimi ve malzeme
şekilde donanımının sağlanması önemlidir. Tüm sağlık personelinin temel ilk yardım ve
sürdürebilmeleri için yaşam desteği, temel travma bakımı bilgi ve becerisine sahip olması sağlanmalıdır.
yapılması gerekenler Afetlerde; sağlık birimlerinde ve olay yerinde yığılmayı, kargaşayı önlemenin
üçüncül korunma ve etkili müdahalenin önemli bir yolu triyaj işlemleridir. Triyajın amacı; etkilenen
içerisinde ele alınır. kişilerin yaşamını korumak, ileride oluşabilecek kayıp, yaralanma ve hastalıkları en
aza indirmek, kısıtlı kaynakları etkili kullanmak, hastanelere olan aşırı yüklenmeyi
önleyip, hastane kaynaklarının acil gereksinimi olanlar için kullanılmasını
sağlamaktır (Bakınız Ünite 5).

Afetlerde Üçüncül Korunma


Devlet ve gönüllü kuruluşlar birlikte ve önceden hazırlanmış afet planına
uygun olarak çalışmalıdır. Afetlerde görev alacak kişi ve kuruluşlar önceden
belirlenmiş olmalıdır. Değişik kurum ve kuruluşların çalışmaları koordine
edilmelidir. Sivil savunma teşkilatları, toplumun tüm kurum ve kuruluşları, iş birliği
ve eşgüdüm içerisinde çalışmak zorundadır.
Acil önlemler başlatıldıktan ve afetin ani etkileri kontrol altına alındıktan
sonra, iyileştirme önlemleri belirlenmeli ve uygulama başlatılmalıdır. Bu

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


Afetlerde Acil Sağlık Hizmetleri

çalışmalardan; acil önlemlerin sürekliliğinin devamı, desteklenmesi, kronik


hastalığı olan bireylerin tedavi ve bakımının sürdürülebilmesi, güvenli çevrenin
oluşturulması, rehabilitasyon hizmetlerinin başlatılması, su, gıda, sıvı ve katı
atıkların izalesi ve zararsız hâle getirilmesi, vektörlerin kontrolü, bulaşıcı
hastalıklara yönelik koruyucu önlemlerin alınması, ulaşım‐elektrik gibi
gereksinimlerin yeterli ve sürekli karşılanabilir hâle getirilmesi sağlanmalıdır.
Afet sonrasında çevre sağlığı ile ilgili riskler çoğu kez kurtarma, yerleştirme
vb. çalışmalar nedeniyle göz ardı edilebilir. Sağlık çalışanı herhangi bir afet
durumunda, bölgede çevre sağlığı açısından kontrol edilmesi gereken tüm
noktaları gösteren denetim listeleri hâlinde, afetin türüne göre çevre sağlığı risk
haritasını çıkarmalıdır. Çıkarılan risk haritası beraberinde, çevresel riskler kontrol
altına alınmaya çalışılmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


Afetlerde Acil Sağlık Hizmetleri

•AFETLER/OLAĞAN DIŞI DURUMLAR (ODD):


•Afet, insan ve diğer canlılar için; normal yaşamı ve toplumsal faaliyetleri
kesintiye uğratan, toplumda fiziksel, sosyal, kültürel ve ekonomik kayıplara
neden olan ve etkilenen topluluğun üstesinden gelemediği doğa veya insan
kaynaklı bir olgu olarak tanımlanmaktadır. Afetlerin etkilerinden korunmanın
Özet
en etkili yolu, toplum olarak hazırlıklı ve donanımlı olmaktan geçer. Afetlerde
görev alacak kurum ve kuruluşların etkili bir afet planlarının bulunması
gereklidir. Afet planlaması, yerel yerleşim alanlarından genel kamu
örgütlerine, sivil vakıf ve organizasyonlardan devlet kurumlarına kadar her
üniteyi içine alacak ve verimli halde işlev görecek şekilde yapılmalıdır.
•AFETLERİN SINIFLANDIRILMASI:
•Afetler doğal (deprem, sel, kasırga, çığ vb.), doğal olmayan
(kimyasal/radyoaktif sızıntılar, patlamalar, yangınlar, savaş vb.) ve karmaşık
olarak sınıflandırılır.
•DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE AFET VE ÖNEMİ:
•Afetlerin verebileceği zararların minimuma indirilmesi için, afet öncesi
yapılması gereken çalışmalara daha çok önem verilmeli, afetler konusunda
duyarlı olunması amacıyla toplumda afet kültürünün ve afet yönetim
sisteminin tüm evreleri ile oluşturulmasına yönelik çalışmalara önem
verilmelidir.
•AFET YÖNETİMİ VE PLANLANMASI: Afetlerde yönetimin temel amacı;
afetlerden korunma, hazırlıklı olma ve etkilerini hafifletmedir. Ülkemizde
uygulanan Afet Yönetim Sisteminin, modern, bütünleşik, tüm kaynakları bir
güç altında toplayan, toplam kalite yönetimi anlayışında ve afet yönetimini
bir bütün olarak gören, toplum tabanlı, tüm evrelerde halkın, sivil toplum
kuruluşlarının ve gönüllülerin katılımını sağlayan bir anlayışa kavuşturulması
hedeflenmelidir. Afet yönetim evreleri; risk ve zarar azaltma, hazırlık,
müdahale, iyileştirme ve yeniden inşa evresi olarak aşamalara ayrılmaktadır.
Bu aşamalrdan ilk ikisi afet olmadan önceki risk yönetimi faaliyetlerinin
içinde, diğer üç aşama ise afet olduktan sonra kriz yönetimi faaliyetleri
içerisinde bulunmaktadır.

•TÜRKİYE’DE AFET YÖNETİMİ: Afetlerle ilgili olarak görev yapan İçişleri


Bakanlığı’na bağlı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, Bayındırlık ve İskan
Bakanlığı’na bağlı Afet İşleri Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık’a bağlı Türkiye
Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü kapatılarak 2009 yılında çıkarılan
5902 sayılı yasa ile Başbakanlık’a bağlı “Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı” kurularak yetki ve sorumluluklar tek bir çatı altında toplanmıştır.
•Sağlık Bakanlığı’nda; afet ve olağandışı durumlar “Acil Sağlık Hizmetleri
Genel Müdürlüğü” tarafından yürütülmektedir. Günümüzde, ‘’Afet ve Acil
Durum Yönetimi Daire Başkanlığı’’ bünyesinde Ulusal Medikal Kurtarma
Ekipleri (UMKE) ile Sağlık Afet Koordinasyon Merkezi (SAKOM) hizmet
vermektedir.
•AFETLERDE SAĞLIK HİZMETLERİ: Afetlerde sağlık hizmetleri sunumunun
daha etkili bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için gerekli hazırlık ve planlama
çalışmalarının, afet öncesi dönemde yapılması gerekir. Afet durumlarında
ise kurtarma ve acil sağlık hizmetleri, toplum sağlığı hizmetleri, ruh sağlığı
hizmetleri ve hastane hizmetleri yoğun bir şekilde ivedilikle sunulmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


Afetlerde Acil Sağlık Hizmetleri

•Afet dönemlerinde acil sağlık hizmetlerinin düzenli bir şekilde


yürütülebilmesi için afet ortaya çıkmadan yapılması gerekenler
arasında; ülkenin afet planına uygun il afet planlarının yapılması, afet
durumunda kullanılacak donanımların belirlenmesi, il afet planlarında
kriz yöneticisi belirlenmesi ve güncelleştirilmesi, afet yönetiminde
sağlıkla ilgili işlerin sağlık kriz yöneticisi tarafından yönetilmesi,
hastanelerin acil hizmetler bakımından afet durumlarında
kapasitelerinin artırılması için gerekli ‘‘Hastane Afet ve Acil Durum
Planları" nın hazırlanması, afetin büyüklüğüne göre devreye girecek
devlet, üniversite ve özel hastanelerin isimlerinin ve ayıracakları yatak
Özet (devamı)

sayılarının önceden belirlenmesi, sağlık çalışanı ve afet yöneticilerine


afet planları, kurtarma, ilkyardım, acil yardım, haberleşme, gerilim
altında çalışma, triyaj, temel yaşam desteği ve taşıma teknikleri, yasal
sorumluluklar konularında bilgilendirme ve uygulama eğitimlerinin
yapılması yer almaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


Afetlerde Acil Sağlık Hizmetleri

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi doğal afetlerden biridir?
a) Salgın hastalıklar
b) Endüstriyel/teknolojik kazalar
c) Heyelan
d) Etnik sivil savaşlar
e) Çevre kirliliği

2. Toplumun ve bireylerin normal yaşama dönebilmesi için yapılanların yer


aldığı evre aşağıdakilerden hangisidir?
a) Hazırlık evresi
b) Müdahale evresi
c) Uyarı evresi
d) Triyaj evresi
e) İyileştirme evresi

3. ‘‘İnsan ve diğer canlılar için; normal yaşamı ve toplumsal faaliyetleri


kesintiye uğratan, toplumda fiziksel, sosyal, kültürel ve ekonomik
kayıplara neden olan ve etkilenen topluluğun üstesinden gelemediği doğa
veya insan kaynaklı bir olgu” aşağıdakilerden hangisini belirtmektedir?
a) Sel
b) Deprem
c) Tsunami
d) Acil durum
e) Afet

4. Aşağıdakilerden hangisi ülkemizde en sık görülen doğal afettir?


a) Trafik kazaları
b) Deprem
c) Tsunami
d) Volkanik patlama
e) Kasırga

5. Aşağıdakilerden hangisi modern afet yönetimi kavramında yer alan “Risk


Yönetimi” aşamalarından biridir?
a) Tehlike ve zararların azaltılması
b) Etki analizi
c) Müdahale
d) İyileştirme
e) Yeniden yapılanma

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


Afetlerde Acil Sağlık Hizmetleri

6. Aşağıdakilerden hangisi jeolojik kökenli afet değildir?


a) Deprem
b) Heyelan
c) Kaya düşmesi
d) Tropikal siklon
e) Volkanik patlamalar

7. Afetlerle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?


a) Hem insan hem doğa kaynaklı afetlere karmaşık afet denir.
b) Savaşlar, doğal olmayan afetler içerisinde örnek gösterilebilir.
c) Tayfun, jeolojik kökenli doğal afetlere örnek gösterilebilir.
d) Kaya düşmesi, doğal afetlere örnek gösterilebilir.
e) Terörizm, doğal olmayan afetlere örnek gösterilebilir.

8. Aşağıdakilerden hangisi afetlerde kurulan yaşam zinciri ögelerinden biri


değildir?
a) Erken müdahale
b) Erken ulaşma
c) Afete hazırlıklı toplum
d) Medya
e) Hastaneler

9. Aşağıdakilerden hangisi afet sonrası çalışmaları belirtmektedir?


a) Risk azaltma
b) Erken uyarı
c) Kriz yönetimi
d) Afetlere hazırlık
e) Risk yönetimi

10. Aşağıdakilerden hangisi Sağlık Bakanlığı’na bağlı afetler ile ilgili


birimlerden biri değildir?
a) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı
b) Sağlık Afet Koordinasyon Merkezi
c) Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü
d) Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri
e) 112 Acil Sağlık Hizmetleri

Cevap Anahtarı
1. c, 2.e, 3.e, 4.b, 5.a, 6.d, 7.c, 8.d, 9.c, 10.a

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


Afetlerde Acil Sağlık Hizmetleri

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Afet ve Acil Durum Yönetimi Bakanlığı (2019). AFAD hakkında. 15 Mayıs 2019 tarihinde
https://www.afad.gov.tr/ adresinden erişildi.
AFAD. (2018). Türkiye’de Afet Yönetimi ve Doğa Kaynaklı Afet İstatistikleri.
https://www.afad.gov.tr/upload/Node/35429/xfiles/Turkiye_de_Afetler.pdf. 15
Mayıs 2019 tarihinde adrese erişildi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun. T.C.
Resmi Gazete (27261, 17 Haziran 2009).
Akdur, R. (2001). ‘‘Afetlere Hazırlık ve Afet Yönetimi’’. T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık Projesi
Genel Koordinatörlüğü “Afetlerde Sağlık Hizmetleri” Kurs Kitabı, ss:1‐39, Ankara.
Altıntaş, K.H. (2015). “Afetler ve Afet Tıbbı”. Halk Sağlığı Temel Bilgiler 2. Güler Ç ve Akın L
(Ed.), Hacettepe Üniversitesi Yayınları, ss: 1106‐1131.
Dedeoğlu, N. (2011). Afetlerde sağlık hizmetlerinin yönetimi ve organizasyonu. Toplum ve
Hekim Dergisi, 26(5),348‐365.
Eryılmaz, M. (2007). Ülkemizde acil sağlık hizmetleri: İhtiyaca yönelik güncel çözüm
önerileri. Ulus Travma Acil Cerrahi Dergisi, 13 (1),1‐12.

Işık, Ö., Aydınlıoğlu, HM., Koç, S., Gündoğdu, O., Korkmaz, G., Ay, A. (2012). Afet yönetimi
ve afet odaklı sağlık hizmetleri. Okmeydanı Tıp Dergisi,28 (2),82‐123, doi:
10.5222/otd.supp2.2012.082.

Kadıoğlu, M. (2011). Afet yönetimi beklenilmeyeni beklemek, en kötüsünü yönetmek.


Yılmaz. M (Ed.), T.C. Marmara Belediyeler Birliği Yayını İstanbul, Yayın No: 65.
Kemaloğlu, M. (2015). Türkiye’de afet yönetiminin tarihi ve yasal gelişimi. Akademik Bakış
Dergisi, 52;126‐147.

Kılıç, C. (2008). Depremzedelerde ruh sağlığı hizmeti kullanımı: 1999 depremlerinin


sonuçları. Türk Psikiyatri Dergisi, 19 (2),113‐123.

Kılıç, D. (2016). ‘’Afetlerde Halk Sağlığı Hemşireliği’’. Halk Sağlığı Hemşireliği Erci B (Ed.),
Anadolu Nobel Tıp Kitabevleri.

Kitiş, Y. (2011). Afete Hazırlık. Klinik Uygulama Becerileri ve Yöntemleri. Atabek‐Aşti T,


Karadağ A (Ed.). Nobel Tıp Kitabevleri.
Peltekli, T. (2002). Hastanelerin depreme hazırlanması. Modern Hastane Yönetimi Dergisi,
6 (3),27‐31.
Soyer A. (2001). Olağandışı durumlarda tıbbi etik. Toplum ve Hekim Dergisi, Vol:16 (No:4),
ss:295‐300
T.C. Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. (14.04.2016). UMKE. 15 Mayıs
2019 tarihinde https://acilafet.saglik.gov.tr/. adresinden erişildi.

Yavuz, C.I. (2011). ‘‘Türkiye'de Afet Yönetiminde Değişim’’. Toplum ve Hekim Dergisi,
26(5),366‐377.
Yazılıtaş, A. (2015). Türk afet yönetim sisteminde risk odaklı yönetimin önemi. Türk İdare
Dergisi, 481, 559‐578.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20


İLK YARDIM VE ACİL
SAĞLIK HİZMETLERİNDE
İLETİŞİM

• İletişimin Önemi
• İlk Yardımda Etkili İletişim
İÇİNDEKİLER

• Acil Serviste Etkili İletişim


• Hasta/Yaralının İletişim
Zorlukları İLK YARDIM VE ACİL
• Hasta/Yaralı Yakını ile
İletişim
SAĞLIK HİZMETLERİ
• Özel Durumlarda İletişim Prof. Dr. Ayşe OKANLI
• Özel Gruplarda İletişim

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• İlk ve acil yardım hizmetlerinde
iletişimin önemini kavrayabilecek,
HEDEFLER

• Hasta/Yaralı ve yakınları ile doğru


iletişim kurabilecek,
• Özel durumlarda ve özel gruplarla
iletişim gerçekleştirebileceksiniz. ÜNİTE

4
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin
alınmadan ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı,
yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz.
İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde İletişim

İletişimin Önemi

İlk Yardımda Etkili


İletişim

Acil Serviste Etkili


Hasta Kaynaklı
İletişim

Hasta/Yaralının Sağlık Çalışanı


İletişim Zorlukları Kaynaklı

İlk Yardım ve Acil


Sağlık Hizmetleri Hasta/Yaralı Yakını
Çevre Kaynaklı
ile İletişim

Öfke Yaşayan
Hasta/Hasta Yakını
ile İletişim

Panik Yaşayan
Hasta/Yaralı ve
Yakını ile İletişim
Özel Durumlarda
İletişim
Kayıp Yaşayan
Hasta/Yaralı ve
Yakını ile İletişim
Özel Gruplarla
İletişim
Travma, Afet ya da
Kazaya Uğrayan
Birey İle İletişim

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde İletişim

GİRİŞ
İletişim; tüm insanların deneyimlediği evrensel bir faaliyettir ve insan
yaşamında iletişimin olmadığı bir yer hemen hemen yok gibidir. İnsanlar var olma,
yönlendirme, etkileme, güven duygusu, mutlu olma gibi belli ihtiyaçlarını
karşılamak için iletişim kurarlar. Sağlık çalışanları da hasta/birey ve hasta yakınları
ile kurduğu etkin iletişim aracılığıyla hizmet verir. Sağlık çalışanının iletişim
kurmasındaki amaç; hastayı/bireyi tanımak, anlamak, ihtiyaçlarını karşılanması için
desteklemek ya da ihtiyaçların doğrudan sağlık çalışanı tarafından karşılanmasını
sağlamaktır. Her basamağında insan bulunan sağlık bakım hizmetlerinde, her
birimin kendine özgü yapısının ve her bireyin kişilik özelliklerinin farklı olduğu göz
önünde bulunudurlduğunda sağlık kuruluşlarında kaotik durumların yaşanması da
kaçınılmaz bir durum hâline gelebilir. İletişim esnasında yaşanan iletişim sorunları
günlük hayatta ilişkileri zorlaştırdığı gibi ilk yardım ve acil sağlık hizmetleri
sırasında da anlaşılmazlıklara yol açmaktadır. Kullanılan araç-gereçleri, çalışanları,
tıbbi terminolojisiyle birlikte hastanın yaşadığı anksiyete de eklenince acil
durumlar hasta/yaralı için sorun oluşturmaktadır. Sağlık kuruluşlarına gelen
hasta/yaralıların psikolojik durumları ve sağlık çalışanının yeterli iletişim
yeteneğinin bulunmaması ise acil vakanın /hastalığın seyrini etkiler. Bu nedenle
durumu acil olan bireyle iletişim, müdahalenin önemli bir parçasıdır. Acil
birimlerde çalışan her sağlık çalışanının hasta/yaralı iletişim konusunda yeterli
donanıma sahip olması önemlidir. Acil serviste kurulan iletişim hasta güvenliği ve
memnuniyeti için önemli bir faktör olsa da aslında sağlık çalışanının yaptığı işten
doyum alması için de önemlidir.

İLETİŞİMİN ÖNEMİ
İletişimin etkili bir şekilde sürdürülmesinin önemli olduğu yerlerden biri de
acil servislerdir. Daha önce bilinmeyen ya da bir anda ortaya çıkan Bilinmeyen ya
da ani çıkan yaralanma durumu veya hastalık sağlıklı ya da hasta/yaralı bireyde
daima korku ve anksiyete kaynağıdır. Acil olaylarda yaşanan bu tür gergin
Acil servise başvuran durumlara bir de sağlık personelinin ya da hasta/yaralı bireyin iletişim yetersizliği
hasta/yaralılarla eklenince durum daha karmaşık bir hâl alır.
İletişim kurarken Acil müdahale gerektiren olayın gerçekleştiği yerde ve acil birimlerde
seçeceğimiz
hasta/yaralı ile İletişim kurarken seçilecek sözcükler, cümleler ve beden dili
kelimeler, cümleler
önemlidir. önemlidir. Hasta/yaralı ile iletişimde kullanılan sözcükler ve/veya beden dili bazen
istenmeyen anlamlar kazanabilir. Bu durum sonucunda, hasta/yaralı ile iletişim
koparak hasta/yaralının takip ve tedavisinde aksaklıklara yol açabilir. Acil
müdahale gereken ortamlarda hasta/yaralılar ile konuşma sırasında kesinlikle
emretme veya sert şekilde önerilerde bulunmaktan kaçınmak gerekir. Sert öneri
veya konuşma tarzının özellikle çocukları söylenenin tersini yapmaya sevk
edebileceği ve tedavinin devamında hastaların kontrollerini ihmal etmelerine
neden olabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle iletişim teknikleri konusunda tüm
sağlık çalışanlarının donanımlı olması ve hizmet içi eğitimlerle bu donanımın
geliştirilmesi gerekir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde İletişim

Acil durumlarda hasta/yaralı bireylerin karşılaştıkları ve stres yaşamalarına


neden olan etkenler şunlardır:
• Acil olayın geliştiği ortam ya da acil birimin görünümü, acil birimdeki araç-
gereçler, ortamda durumu ağır olan diğer hastalar, ses, gürültü, trafik, ve
sağlık çalışanlarının yaptıkları işler gibi çevresel faktörler.
• Girişimsel olan ve olmayan uygulamalar, acı, ağrı ve sıkıntı çekme, yeme
içmede yetersizlik, fiziksel hareket kısıtlılığı gibi faktörlerle birlikte
hastalığına yönelik fiziksel sıkıntının olması gibi fiziksel faktörler.
• Kontrol ve gizlilik kaybı, ebeveyn davranışı, iletişim eksikliği, bilgi,
hastalığın/yaralanmanın anlama/algılama eksikliği ve şiddeti gibi psikolojik
faktörler.
• Çocuklar için aileden ayrılma ve yabancı bir ortama girme, ailenin sağlık
güvencelerinin olmaması, ekonomik güçlük yaşaması, acil birimin çocuk ve
ailenin ihtiyaçlarını karşılayacak koşullarda olmaması, sağlık ekibinin acil
hastanın beklentilerini karşılayamaması gibi sosyal faktörler.

İLK YARDIMDA ETKİLİ İLETİŞİM


İlk yardımın zorunlu olduğu durumlar hastaya/yaralıya hızlı ve doğru
müdahalei gerektirir ve çoğunlukla yaşamsal öneme sahiptir. İlk yardıma ihtiyacı
olan bireyler tanımlanacak olursa; bilinci açık hasta/yaralılar, ağrılı, canı yanan,
içinde bulundukları tıbbi durum nedeni ile kaygı düzeyi son derece yüksek ve
korkmuş durumda olan bireylerdir. Bilinci açık olmayanların yanında ise oldukça
korkmuş, kaygılı ve olayın gerçekleşme biçimine göre farklı olumsuz duygular da
yaşayan hasta/yaralı yakınları bulunabilir. Bu durumda İlk değerlendirme ve ilk
müdahalenin en önemli yönü ilk yardımda bulunan kişinin hasta/yaralı ile etkili
iletişim kurabilmesidir.
Etkili iletişim; öncelikle iletişim kurulmak istenen bireyin varlığının kabul
edilmesi ve bireye ayrılan zamanın kişinin beklentilerine göre etkili bir şekilde
Bilinci yerinde iş düzenlenmesidir.
birliği yapabilen
hasta/yaralı ile Hasta/yaralının bilinci yerinde ise sözlü iletişim kurmak etkili iletişim
etkili iletişimde tekniklerini bilen ilk yardımcı için kolaydır. Ancak yere ve zamana oryante olmayan
sakin kalmak çok hasta/yaralılar ile iletişim kurmak kadar bilinci yerinde olmayan hasta/yaralı ile
önemlidir. iletişim kurmak da önemlidir. Unutulmamalıdır ki en son kaybolan duyu işitme
duyusudur. Bu yüzden hiçbir hasta/yaralının yanında duymaması gereken konular
konuşulmamalıdır. İşitiyormuş gibi davranılmalı, iletişim kurulmalı, özellikle sözsüz
iletişim tekniklerinden olan dokunma yöntemi ile iletişim kurulmaya stres
azaltılmaya çalışılmalıdır.
Bilinci yerinde iş birliği yapabilen hasta/yaralı ile ilk yardım sırasında etkili
iletişim sağlayabilmek için:
• Sakin kalmaya çalışılmalıdır.
• Hasta/yaralıya ilk müdahaleyi yapacak kişi kendini tanıtmalıdır.
• Mümkünse hasta/yaralının adı öğrenilerek kendisine adı ile
seslenilmelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde İletişim

• Tüm dikkat hasta/yaralıya yönlendirilerek, göz teması kurulmalı ve


ciddiyetle dinlenilmelidir.
• Kişi konuşurken araya girilmemeli, anlatacaklarını bitirmesine izin
verilmelidir.
• Konuşurken beden dili kullanılmalıdır.
• Duygulara saygı gösterilmelidir (Yaşadığı sıkıntılar dikkate alındığında,
bireyin yaşadığı öfkenin hasta/yaralı açısından “haklı” ve “geçerli”
nedenleri olabilir).
• Kişinin o anda yaşadıklarının farkında olunduğu ve anlaşıldığı ifade
edilmelidir. “Neden bu kadar öfkelenmiş olduğunuzu anlayabiliyorum.
Lütfen neler olduğunu sırayla ve özet olarak anlatır mısınız?” gibi
cümlelerle, hasta/yaralının yaşadıklarının anlaşıldığı belirtilmelidir.
• Eğer olanaklar elverişli ve sakınca yok ise hasta/yaralının oturması, bir
şeyler içmesi ve sakinleşmesi sağlanmalıdır.
Kaza sonrası • Çözüme ulaşmak için hasta ile bir konuda anlaşma yapıldıysa bu
bireylerde geçici anlaşmaya mutlaka uyulmalıdır
hafıza ve bellek • İlk yardımda bulunacak kişinin istem dışı bazı yüz ifadeleri hastanın
yitimine bağlı endişelenmesine neden olabilir. Hasta/yaralıya endişeli bir yüz ifadesiyle
şaşkınlık
değil, güvenilir fakat mesafeli bir duruş sergilenmeli.
durumunun
olması normaldir. • Kötü haber ve durumlar sakin bir şekilde ifade edilmeli, bu esnada hasta
psikolojik anlamda desteklenmelidir.
• İlk yardım uygulayacak olan kişi, sıkıntı yaşayan hastanın ağlamasından,
bağırmasından etkilenmemelidir.
• Olumsuz bir durum olmadığı sürede hasta yakınlarının veya arkadaşlarının
bireyin yanında kalmasına izin verilmelidir. Ancak bu izin tedaviye engel
teşkil etmemeli ve diğer bireyleri, sağlık çalışanlarını rahatsız edici
olmamalıdır.
• Kaza geçiren bazı kişilerde hafıza ve bellek yitimlerine bağlı sersemlik
yaşanabilir. Bunun geçici bir durum olduğu kaza geçiren kişiye ve
çevresindekilere söylenerek rahatlatılmalıdır.

ACİL SERVİSTE ETKİLİ İLETİŞİM

Resim 4.1. Acil Servis

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde İletişim

Olayların çok hızlı geliştiği acil birimlerde etkili iletişim kurmanın mümkün
olamayacağı düşünülebilir. Fakat etkili iletişim için uzun bir zamana ihtiyaç yoktur.
Yöntem etkin bir şekilde uygulanırsa çok kısa sürede de acil servis çalışanları etkili
iletişimi kullanabilirler (Resim 4.1).
Acil servisin karışık ve yoğun durumuna rağmen hasta/yaralı için ayrılan
zamanın kaliteli geçmesi ve etkili kullanılması mümkündür. İçten ve ilgili bir
iletişim ile dakikalar içinde hastaya önemsendiği mesajı verilebilir. İçten ve etkili
yaklaşım hasta/yaralı ve yakınlarının ön yargısını baştan kıracaktır. Bu durum
sonradan ortaya çıkabilecek olumsuz olayların daha kolay çözülmesini
sağlayacaktır.
Acil serviste etkili iletişim geliştirebilmek için:
• Hasta merkezli bir yaklaşım yapmak
• Hasta/yaralının şuuru açıksa kaygısını azaltmak
Acil servislerde • Hasta/yaralı ve yakınının duygu dışavurumuna saygı duymak, empatik
etkili iletişim için yaklaşım sağlamak
hasta merkezli
• Hasta/yaralı ve yakını ile iletişim esnasında göz teması kurmak
yaklaşım
önemlidir. • Hasta/yaralıya tamamen onunla ilgilenildiği mesajını iletmek, kendisinin
güvenli ellerde olduğunu hissetmesini sağlamak
• Kendisini tanıtmak, sorumluluk alanlarından bahsetmek
• Anlatılanları etkin bir şekilde dinlemek
• Hasta/yaralıya saygılı olmak, hakaret etmekten kaçınmak, dalga
geçmemek
• Sağlık durumuna dair detayları paylaşmak
• İleride çatışma yaşanmasını önleme için “önleyici ben dilini” gerekli
durumlarda kullanmak
• Hasta/yaralı ve yakını ile anlaşmazlık yaşanması durumunda mümkün
olduğunca yüzleştirici ben dilini kullanmak
Acil servislerde • Hasta/yaralı yakınlarını yeni her olayda ya da mümkünse yapılacak işlem
etkili iletişim için öncesi bilgilendirmek, gerekli durumlarda onamlarını almak
karar alma
• Yapılacak işlemleri açıklamak ve karar alma sürecine mümkünse bireyin
sürecine hastayı
da dâhil etmek kendisini de dâhil etmek. Yeni bir durumda hastayı/yakınını
önemlidir. bilgilendirmek.
• Gerçekleri gizlemeden hastaya/yakınına dürüst olmak
• İşlemlere bir sağlık çalışanı ile beraber gitmesini sağlamak
• Tedavi uygulamalarında hastanın/bireyin kendisini de karar alma sürecine
dâhil etmek
• Hasta/yaralı ve yakınlarının da bulunduğu ortamlarda profesyonel
olmayan söylemlerden kaçınmak

İlk Yardım/Acil Servis Koşullarında Etkili İletişimin Sonuçları


• Hasta/yaralı ve yakınının endişesi azalır.
• Yapılan müdahalelere ve tedavilere uyum sağlanması artar.
• Hasta/yaralı ve yakınının memnuniyeti düzeyi artar.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde İletişim

• Hasta/yaralı kendisi ile ilgilenen sağlık personeline daha fazla güven


hisseder.
• Hasta/yaralının etkin dinlenilmesi ve empati kurulması detaylı bilgi
alınmasına yardımcı olarak daha doğru yaklaşım sağlar.
• Hasta/yaralı ve yakınları ile etkili iletişim sağlayan sağlık çalışanları da
duygusal anlamda kendilerini daha iyi hissedecektir.
• Acil servislerde genellikle karşılaşılabilen gereksiz tartışma veya
istenmeyen durumların yaşanması azalır.

HASTA/YARALININ İLETİŞİM ZORLUKLARI


Acil servislerde hasta ile yaşanılan iletişim zorlukları üç başlık altında
incelenebilir (bkz: Şekil 4.1.).

Hasta
Kaynaklı

Hasta/Yaralının
İletişim
Zorlukları

Sağlık
Çevre
Çalışanı
Kaynaklı
Kaynaklı
İletişim, kişilerarası
ilişkilerin temel Şekil 4.1. Hasta/Yaralının iletişim zorlukları
ögesi olmakla
birlikte kullanılan Hasta Kaynaklı
yanlış kelimeler ya
da hatalı tavırlar • Yaralı/hastanın kendini iyi hissetmemesi (Resim 4.2)
birçok sorunun • Kazanın sebep olduğu panik hâli
oluşmasına yol açar. • Sağlık çalışanının işini engeller diye tereddüt etmesi ve bu yüzden
konuşmaması
• Herhangi bir engel durumunun bulunması
• Düşük eğitim düzeyine sahip olması
• Anlıyormuş gibi davranması
• Kendini açıkça ifade edememesi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde İletişim

Resim 4.2. Hasta kaynaklı iletişim sorunu

Sağlık Çalışanı Kaynaklı


• Sağlık çalışanlarının iletişim sırasında tıbbi terminoloji kullanması
• Çalışırken içten değil, otoriter davranması
• Konuyu birden değiştirmesi
• Konuşma hızının fazla olması
• Uygulanacak tedavi ya da işlem hakkında yeterli açıklamada bulunmaması
• Hastanın konuşmasını bölmesi
• Aynı anda birden fazla iş yapması
• Net bir mesaj vermeden uzun cümleler kurması
• Hastayı bilgilendirmeden bir uygulama yapması
• Uzak mesafede konuşması
• Göz temasını önemsememesi
• Hastanın/bireyin anlayıp anlamadığını kontrol etmemesi
• Ağzında maske takılıyken konuşması
Acil durumlarda • Çok yüksek sesle konuşması
hasta/yaralı • Hastanın konuşma, görme, anlama gibi herhangi bir engelinin bulunup
yakınları, acil bulunmadığını kontrol etmemesi
ortamlarda tedavi Çevre Kaynaklı
ve bakımının
ayrılmaz • Gürültü ve gizliliği olmayan bir ortamda bulunulması
parçalarıdır. • Ortamda uyaranların fazla olması
• Ayaküstü mesafeli ve rahat olmayan bir ortamda iletişim kurulması
• Olayın gerçekleştiği yerin fazlasıyla olumsuz koşullar taşıması
• Afet, kaza, yangın, gibi durumlar ve bu durumların yarattığı karmaşanın
kişide ciddi bir anksiyete oluşturarak iletişimi zorlaştırması

HASTA/YARALI YAKINI İLE İLETİŞİM


Hasta/yaralı yakınları, acil durumlarda tedavi ve bakımının ayrılmaz
parçalarıdır. Acil durumlara hasta/yaralı yakınlarının hazırlıksız yakalanmaları, ne
olacağına dair belirsizliklerle karşı karşıya kalmaları ve yakınlarını kaybetme
korkusu, onların uygun olmayan davranışlar göstermelerine neden olabilir. Ani
olarak ortaya çıkan bir nedenle acil olay yerinde ya da acil serviste hasta yakınıyla

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde İletişim

sağlık çalışanı etkili iletişim kurmak zorundadır. Acil ortamlar hasta/yaralı yakınları
için kriz oluşturan zeminlerdir. Kriz ve buna bağlı olarak gelişen stres durumu,
hastalık/yaralanma yaşamı tehdit edici olduğunda daha da artar ve hasta/ yaralı
yakınlarının başedebilme mekanizmalarında yetersizliğe neden olur. Bu durum
hasta/yaralı yakınlarının, çalışanlarla iletişim geliştirmesini olumsuz yönde etkiler.
Acil ortamlarda hasta/yaralı yakınları, sağlık ekibinin hastalarıyla hemen
ilgilenmesini beklerler. Hasta/ yaralıda ağrı, kanama, kırık, yaşam fonksiyonlarının
etkilenmesi gibi durumlar söz konusu olduğunda; hasta/yaralı yakınları tarafından
yavaş müdahale edildiği ya da bekletildiği algısı öfkeye neden olabilir. Tıbbi
terimlerin kullanılması, ortamın gürültülü olması ve sağlık çalışanlarının sessiz
kalması hasta/yaralı yakınlarını tedirgin eder. Doğal olarak yaşadığı endişe, korku
ve stres, kişilik özelliğine göre bireyi saldırgan yapabilir.

Hasta/Yaralı Yakını ile İletişimde Dikkat Edilmesi Gerekenler


• Hasta/yaralı yakını ile iletişimde bulunacak kişi öncelikle kendini
tanıtmalıdır.
• Hasta/yaralı yakınlarına ismi ile hitap edilmelidir.
İletişim sırasında
güler yüzlü ve • Göz teması kurulmalı ve bu durum acil ortamda müdahale süresince
anlayışlı devam ettirilmelidir.
olunmalıdır. • İletişim sırasında güler yüzlü ve anlayışlı olunmalıdır.
• Yapılan işlemler hakkında bilgi verilmelidir.
• Bilgi verirken tıbbi terminolojiden kaçınılmalıdır.
• Çok yüksek ya da alçak ses tonuyla, hükmeder tavırla konuşulmamalıdır.
• Yavaş, anlaşılabilir ses tonuyla, açık ve net konuşulmalıdır.
• Birden fazla anlam içerecek cümlelerden kaçınılmalıdır.
• Hastaya/yaralıya müdahale sırasında hasta yakınlarının tepkileri
önemsenmeli, endişeleri anlayışla karşılanmalıdır.
• Hasta/yaralı yakınları ile iletişim kurarken beden diline dikkat edilmelidir.
• Acil ortamında müdahale eden kişinin beden dili ile korkak bir görünüm
sergilememesi, profesyonel tavırlarını koruması çok önemlidir.
Hasta/yaralı yakını
ile iletişimde, • Verilen bilgilerin yanlış yorumlanmasına yol açacak hareket ve
konuşurken mimiklerden sakınılmalıdır.
kullanılan ses • Hasta/yaralı yakınlarına sorulara cevap vermeleri için zaman tanınmalıdır.
tonuna dikkat Korku sebebiyle doğru karar veremeyebilirler. Basit soruları yanıtlarken
edilmelidir. bile zamana ihtiyaç duyabilirler.
• Öfkeli hasta/yaralı yakınının özel alanına dâhil olmadan kendisine ya da
çevresine zarar vermesi önlenmeli, beden mesafesi korunmalıdır.
• Hasta/yaralı yakınının kendini değersiz hissetmesini artırıcı buyrukçu,
küçümseyen tavır takınılmamalıdır.
• Hasta/yaralı yakını dinlenilmeli ve empati yapılmalıdır.
• Hasta/yaralının acil durum gereksinimi olduğu takdirde hemen müdahale
yapılmalı, acil değil ise açıklamalarda bulunularak sakinleşmesi için zaman
tanınmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde İletişim

• Sağlık çalışanı hasta/yaralı yakınına hastanın/yaralının durumu, yapılan


müdahale ve hasta/yaralı yakınının yapması gerekenlerle ilgili bilgi
vermelidir.
• Hasta/yaralı yakınının sakin olması sağlanmalıdır.
• Hasta/yaralı yakını ile konuşurken kullanılan ses tonuna dikkat edilmelidir.
• Hasta/yaralı yakınları ile iletişimi engelleyebilecek durumlar anlaşılmaya
çalışılmalıdır.
• Hoş olmayan bir davranışta bile kişisel duygular yansıtılmadan hasta/yaralı
yakınına profesyonel davranarak yardımda bulunulmalıdır.

ÖZEL DURUMLARDA İLETİŞİM

Öfke
Yaşayan
Hasta/Hast
a Yakını ile
İletişim
Kurma
Travma, Kayıp
Afet ya da Yaşayan
Özel
Kazaya
Uğrayan
Durumlard Hasta/Yara
a İletişim lı ve Yakını
Birey ile
İletişim İle İletişim
Panik
Yaşayan
Hasta/Yaralı
ve Yakını ile
İletişim

Şekil 4.2. Özel durumlarda iletişim

Özel durumlarda iletişim konusu dört başlık altında incelenebilir. (bkz. Şekil4.2.)

Öfke Yaşayan Hasta ve Hasta Yakını ile İletişim


Öfke, bireyin bir tehlikeyle ya da engellenmeyle karşılaştığında yaşadığı
çaresizliğin, güçsüzlüğün, yetersizliğin yarattığı kaygıdan kurtulmak amacıyla
hissettiği ve dışa vurduğu hoşnutsuzluk, kızgınlık ve şiddete kadar değişebilen bir
duygudur. Birey bir tehdit ya da engellenme ile karşılaşınca kendini yetersiz,
güçsüz hisseder ve bunaltı yaşar. Bu bunaltıya tepki olarak da öfke duygusu oluşur.
İnsanların yakınlarını kaybetme korkusu, onların uygun olmayan davranışlar
göstermelerine neden olabilir. Beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan nedenle
hastaneye gelen hasta yakınıyla sağlık çalışanının etkili iletişim kurması gerekir.
Sağlık kuruluşları onlar için aşina olmadıkları bir çevre, yabancı bir ortamdır. Tıbbi
terminolojinin kullanılması, ortamın gürültülü ve sağlık çalışanlarının açıklama
yapmamaları hasta ve yakınlarını tedirgin eder. Bu nedenle hasta ve hasta yakını

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde İletişim

şikâyetçi, sinirli, öfke ve korku dolu olabilirler. Hasta yakınının öfkeli olmasının
sebeplerinden biri de hasta ve durumu hakkında bilgi edinememesidir.
Özellikle acil servise başvuran hasta yakınları, sağlık çalışanlarının
hastalarıyla hemen ilgilenilmesini isterler. Yaralanma, travma, zehirlenme vb. gibi
acil durumlarda hasta yakınlarının yaşadığı endişe, korku ve panik, hastasının bir
an önce tedavi edilmesine yönelik beklenti içinde olmasına neden olabilir.
Hastanın ağrısı varsa güçsüz, bitkin ve ayakta duracak hâli yoksa saatlerce
hastanenin çeşitli birimlerinde uzun süre beklemiş ise bu durum hasta yakının
öfkelenmesine sebep olabilir. Bu bekleme nedeniyle yaşadığı endişe, korku ve
stres, hasta yakınını olduğundan daha saldırgan duruma getirebilir.
Öfke yaşayan acil hasta/hasta yakınlarıyla doğru bir iletişim kurmak için:
Hasta yakınının
öfkeli olmasının • Öfkeli bireyle iletişim kurarken soğukkanlı olunmalı ve tepkileri kontrol
sebeplerinden biri edilmelidir.
de hasta ve durumu • Hasta ve yakını zarar verici davranıyorsa öfkeli bireyin kişisel alanına
hakkında bilgi girmeden kendisine ya da çevresine zarar vermesi engellenmeli, beden
alamamasıdır.
mesafesi korunmalıdır.
• Öfkeli insanın kendini değersiz hissetmesini artırıcı buyrukçu, küçümseyen
tavır takınılmamalıdır.
• Öfkeli hasta/ hasta yakınları dinlenilmeli ve --duygularına empati
yapılmalıdır.
• Hasta/yaralının durumu acil ise gerekli müdahale hemen yapılmalı, acil
değil ise sakinleşmesi için kendisine zaman tanınmalıdır.
• Sağlık çalışanı hasta yakınına hastanın durumu, yapılan müdahale ve hasta
yakınının yapması gerekenlerle ilgili bilgi vermelidir.
• Hasta yakınlarının sakin olması sağlanmalıdır.
Panik belirtileri: • Hasta yakını ile konuşurken ses tonu yükseltilmemeli, küçümser tavır
Kalp atımında
gösterilmemelidir.
hızlanma,
boğulacakmış hissi, • Heyecanlı, anksiyeteli hasta/yaralı ve yakınını sakinleştirmek için
bayılacakmış gibi kullanılacak en iyi yollardan biri onları duygusal anlamda desteklemektir.
olma, titreme ve
terlemedir. Panik Yaşayan Hasta/Yaralı ve Yakını ile İletişim
Panik; genelde beklenmedik durumlarda ortaya çıkan kişide aşırı bunaltı ve
korku uyandıran bir durumdur. Kişide korku ya da heyecan oluşturan bir
durumdan sonra gelişebileceği gibi psikiyatrik bir hastalığın göstergesi de olabilir.
Kalp atımında hızlanma, boğulacakmış gibi hissetme, bayılacakmış hissi, titreme ve
terleme gibi belirtileri vardır.
Panik yaşayan yaralı/hasta ve hasta yakını ile etkili bir iletişim kurmak için:
• Soğukkanlı olmalı, hastaya emin ellerde olduğu hissettirilmelidir.
• Öncelikle hastanın içinde bulunduğu panik durumunu gidermek için
problemin ne olduğu belirlenmelidir.
• Gerekirse hastaya soru sorulmalı ve geri bildirim verilmelidir.
• Sorun belirlendikten sonra müdahalede bulunulmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde İletişim

• Yaralı/hasta ve yakınına sakin kalınması gerektiği iletilmelidr.


• Gerekirse rahatlatıcı egzersiz hareketinden ya da nefes egzersizlerinden
yararlanılmalıdır.
• Hastada/yaralıda panik oluşturandurumu hastanın ifade etmesine izin
verilmeli, çözüm yolları araştırılmalıdır.

Kayıp Yaşayan Hasta/Yaralı ve Yakını ile İletişim


Kayıp, genel anlamda birey için önemli ve değerli nesnelerin (kişi, organ,
işlev, obje, hayvan vb.) uzaklaştırılması ya da yitirilmesidir. Kayıp, bir obje ya da
işlevin kaybından, yaşamın kaybına kadar geniş bir yelpaze şeklinde
düşünüldüğünde tüm insanların sık karşılaştığı bir kavramdır. Sadece ayrılık, ölüm
gibi büyük kayıplar değil, duygusal yatırım yapılan yaşam, hayvan, birey, para, iş
gibi her şeyin yitiminde kayıp yaşanır.
Kayıp yaşayan yaralı/hasta ve hasta yakınlarıyla etkili bir iletişim kurmak için:
• Aile bireylerine karşı mümkün olduğunca hassas ve şefkatli olunmalıdır.
• Kayıp yaşayan bireyin karışık duygular içinde olması doğaldır. Bu süreç
içinde bazen birey kendini "delirecekmiş" gibi hissedebilir. Bu duygunun
geçici olduğuaçıklanmalı ve bireye destek olunmalıdır.
• Yakınını kaybetmiş bir kişi, yakını yaşıyormuş gibi onunla konuşabilir. Bu
durumda anlayışlı davranmak gerekir. Bu davranış, doğal bir tepkidir ve
aslında kısa süreli yaşanan bir inkâr dönemidir. Bu aşamada aileye destek
olmak önemlidir.
• Eğer aileden birinin durumunda ya da davranışlarında beklenmeyen bir
değişiklik olursa yardım için rahatlatıcı sözler söylenebilir.
• Hasta/yaralı ya da hasta yakınının durumuna göre eline ya da omzuna
destek amaçlı dokunularak destek olunabilir.
Yaşanılan
felaketler sonucu • Aile üyelerinden birinin öfkeli olması durumunda, bu duygunun sağlık
fiziksel ve çalışanı ile ilgili değil, yaşanan kayıpla ilgili olduğu farkedilmelidir. Bu
psikolojik tepkiler nedenle de savunucu tutum göstermeye gerek yoktur.
oluşur. • Öfkeli bireye, alçak bir ses tonu ile duygu ve düşüncelerinin anlaşıldığı
mesajı verilmelidir.
• Aile kaybettikleri yakınının ölüm esnasındaki mahremiyetine ve
görünüşüne dair bilgilerin paylaşılmasını istemeyebilir. Bu durumda sağlık
çalışanları ve diğer hastane personelinin aileye yardımcı olması
sağlanmalıdır.
• Güveni kötüye kullanma ailenin daha fazla acı çekmesine neden olur.
Sağlık çalışanları, kendi aralarında ölümle ilgili konuları açık bir biçimde
tartışmamalıdır.

Travma, Afet ya da Kazaya Uğrayan Birey ile İletişim


Her yıl pek çok insan, doğal afetlerle yüzleşir. Bu felaketler sonrasında
insanları öfkelendirecek çok fazla sebep bırakır. Bunların çoğu da anlaşılabilir ve
hak verilebilir nedenlerdir. Afet bölgesinde bulunan kişinin yaşamındaki güven
duygusu zedelenir. Öfke duygusunun altındaki nedenler ne kadar iyi anlaşılırsa

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde İletişim

duruma o derecede iyi hâkim olma şansı vardır.


Günlük olağan yaşamı bozan, aniden ve beklenmedik bir biçimde oluşan,
süregelen, panik, endişe ve kaygı yaratan, kişinin önceki deneyimleriyle
anlamlandırma süreçlerini etkileyen olaylar travma olarak ifade edilebilir. Yangın,
deprem ve sel gibi doğal afetler, fiziksel, cinsel ve psikolojik saldırıya uğrama, trafik
kazaları ve tehlikeli bir olaya şahit olma, çocukluk döneminde maruz kalınan cinsel,
fiziksel ve psikolojik şiddet unsurları ve aile içi şiddet gibi durumlar travmatik olay
örnekleri olarak gösterilebilir.
Travmaya müdahale sırasında yapılan bazı yanlışlar:

• Hasta/yaralının yaşadığı travmayı basit görmek ve önemsememek


• Travma yaşayan hasta/yaralının bir an önce toparlanmasını beklemek
• Travmayı atlatamayan hasta/yaralıyı eleştirmek ya da zayıf görmek
• Hasta/yaralıya yaşadığı travmayı hatırlamamasını, unutmasını ya da
düşünmemesini söylemek
• Hasta/yaralıyı yaşadığı olayı hatırlatacak her türlü tetikleyici durumdan
uzak tutmak
• Travma sırasında ya da sonrasında travmayla baş etmeyi kolaylaştırmak
için;
• Travma sırasında hasta/yaralıya yardım ederken aynı zamanda sağlık
çalışanı kendisini de korumayı ihmal etmemelidir.
Hasta/yaralının
• Yaşanılan travmanın hasta/yaralının suçu olmadığı söylenmelidir.
yaşadığı travmayı
önemsememek • Her koşulda sevgi ve şefkatle yaklaşılmalıdır.
iletişimde önemli • Hasta/yaralı için güvenilir ve sakin bir ortam hazırlanmalıdır.
yanlışlardan • Hasta/yaralı duygularını paylaşması için cesaretlendirilmelidir.
biridir. • Hasta/yaralıya güven verilmelidir.
• Hasta/yaralının yaşadığı kaygı ya da korkunun normal bir durum olduğu ve
geçici bir süreç olduğu söylenmelidir.
• Travma sonrası hasta/yaralı psikolojik danışmana yönlendirilmelidir.
• Daha önceki hayatına dönmesi için hasta/yaralı desteklenmeli, moral ve
motivasyonu yüksek tutulmalıdır.
• Travmayı atlatmış kişilerle iletişim kurması sağlanmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde İletişim

ÖZEL GRUPLARDA İLETİŞİM

Çocuk Hasta/Yaralı ile İletişim

Yaşlı Hasta/Yaralı ile İletişim

Konfüze Hasta/Yaralı ile İletişim

Şekil 4.3. Özel gruplarda iletişim

Özel gruplarda iletişim üç başlık altında toplanmıştır. (bkz: şekil 3)

Çocuk Hasta/Yaralı ile İletişim


Acil ortamlarda yabancı bir çevre, kalabalık, gürültü, hastalar, ağlayanlar,
bilinmeyen araç ve gereçler, koşuşturmalar vb. çocuğun kafasındaki şemalara
uyum sağlamaz. Çocuklar böyle bir ortamda kendilerine uygulanan bazı işlemler
içinde kendilerini bulurlar. Bu yüzden acil durum kadar acil ortamı da çocuk için
son derece travmatize eden bir durumdur. Bu durum karşısında çocuklar korku,
huzursuz, endişe ve ajite davranışlar gösterebilirler. Farklı olan her şeyden ürken
ve rahatsız olan çocuklara daha duyarlı yaklaşmak gerekir. Bu dönemde onlarla
kurulacak etkili iletişim travmayı en az hasarla atlatmaları için önemlidir.
Hasta/yaralı çocuk ile etkili iletişim için:
• Öncelikle çocuğun kendisini ifade etmesine izin verilmeli ve duygularını
görmezden gelmemelidir.
• Çocukla iletişim kurmada çocuğun güvenini kazanmak, söylediklerini
önemsemek bakım ve tedavide iş birliği için çok önemlidir.
Acil durumlar, çocuk • Çocukla iletişim kurarken aynı mesafede bulunulmalı, uygun ses tonu ile
için daha travmatize konuşulmalı ve göz teması kurulmalıdır.
bir olaydır. • Cümleler çocuğun yaşına göre uygun, açık ve net olmalı, mümkün olduğu
kadar kısa tutulmalıdır.
• Çocukla kurulan iletişimde soyut kavramlara yer verilmemelidir.
• Çocuklarla iletişimde nasihat etmek yerine karşılıklı fikirler söylenerek
çocuğun doğruyu farketmesini sağlamak daha etkilidir.
• Çocuğun hareketlerini engellememeli mümkünse ev ortamında gibi
yaşatılmaya çalışılır.
• Çocuklarla konuşarak onların korkuları giderilmeye çalışılmalıdır.
• Terapötik dokunma sağlanmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde İletişim

• Acil birimlerde müdahale için uygun zaman varsa ve çocuğun bilinci açıksa
yapılacak uygulama ve tedavinin gerekliliği çocukla paylaşılmalıdır.
• Çocuklar yalan ve aldatmaların farkına çabuk vardıkları için acil müdahale
sırasında işlemleri kolaylaştırmak amacıyla çocuğa yalan söylenmemelidir.
• Yapılacak olan uygulama çocuğun canını yakacak bir işlemse (enjeksiyon,
kırığın desteklenmesi vb.) çocuk önceden bilgilendirilmeli, acının uzun
sürmeyeceği ve işlemden sonra kendini daha iyi hissedeceği belirtilmelidir.
• Çocuk acil servise oyuncak, biberon gibi sevdiği herhangi bir nesne ile
Eğer, yapılacak getirilmişse elinden alınmamalıdır. Yanında kalmasını istediği kişiye de
uygulama ağrıya müdahale edilmemelidir çünkü tanıdık yüzler korkularını azaltabilir.
neden olacaksa • Ergenlik dönemindeki çocukların cinsel kimliklerine önem verilmeli,
çocuğa yalan mahremiyetlerine en az erişkin bireye olduğu kadar saygı duyulmalıdır.
söylenmemelidir. Eğer giysilerinin çıkarılması gerekirse nedeni söylenmeli, birlikte ya da
varsa bir yakını ile çıkarılması sağlanmalıdır.
• Çocuğun anksiyetesini azaltacağı için yapılan işlemlerin ne olduğu, niçin
yapıldığı ve işlem basamakları ile ilgili sürekli bilgi verilmelidir.

Acil serviste damar yolu açılması gereken çocuğa öncelikle


yapılacak işlem anlatılır, daha sonra çocuğun işlem malzemelerine
dokunmasına ve onları incelemesine izin verilir. Çocukla iş birliği
yapılır. Uygulamadan önce az da olsa canının yanacağı çocuk
hastaya ve ailesine iletilir. Bu süreçte aileden de destek alınır.
Konfüze hasta ile
iletişimde çok basit
cümleler Yaşlı Hasta/Yaralı ile İletişim
kullanılmalıdır.

Yaşlılık görme ve
Resim 4.3. Yaşlı bireyle iletişim
işitme problemleri
Genel anlamda, fiziksel ve ruhsal değişimlerin görüldüğü yetişkinliğin bir
gibi çok sayıda
uzantısı olarak yaşam süresinde bir evre olarak tanımlanan yaşlılık, derinin
değişimin yaşandığı
incelmesi ve elastikiyetini yitirmesi, boy uzunluğunun kısalması, kas kuvvetinin
süreçtir.
azalması, kemiklerde kalsiyum miktarında azalmaya bağlı olarak kemik
yoğunluğunun değişim göstermesi, görme ve işitmede problemler gibi çok sayıda
fiziksel değişimin yaşandığı bir dönemdir. Bu değişim sağlıklı bireylerde bile birçok
soruna yol açarken acil durumlarda yaşlı hasta/yaralıya müdahale etmek çok daha
fazla önem arz etmektedir. Yaşlı hasta/yaralı bireyin fiziksel yetersizlikleri, yaşlılığın

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde İletişim

getirdiği unutkanlık, ölüm korkusu ve ümitsizlik durumu iletişimi daha da


güçleştirmektedir (Şekil 4.3). Kaza sonrası ilk yardım sırasında iletişimin doğru
kurulması ve sağlık çalışanının yaşlıya doğru tekniklerle müdahale etmesi iletişim
sorunlarını azaltacaktır.
Yaşlı birey ile iletişimde temel ilkeler:
• Her türlü iletişimde sevgi ve saygıyı ihmal edilmemelidir.
• Yaşlının hasta/yaralının bilinci açıksa yapılan işlemlere dair bilgilendirme
yapılmalıdır.
• İletişime başlamadan önce yaşlı hasta/yaralının bir engeli olup olmadığı
kontrol edilmelidir.
• İletişim sırasında yaşlı hasta/yaralının ifade edilenleri anlayıp anlamadığı
kontrol edilmelidir.
• Yaşlı hasta/yaralıya yalnız olmadığı hissettirilmelidir.
• Yaşlı hasta/yaralıya müdahalede onun düşünce ve tecrübelerinin öenmli
olduğu hissettirilmelidir.
• Kaza sonrası ilk yardım hizmeti verilirken aynı zamanda yaşlı
hasta/yaralının yakınları olay yerine çağrılmalıdır.
• Ölüme dair korkularını paylaştığı zaman geçiştirilmemeli, nasihat içeren
cümlelerden sakınılmalıdır.
• Yaşlı yaralı/hastanın sağlığı dikkatle izlenmeli, kendisine durumu hakkında
bilgi verilmelidir.

Konfüze Hasta/Yaralı ile İletişim


Konfüzyon büyük ölçüde bilinç kısmının büyük bir hasarıdır. Hasta/yaralı acil
servise bilinci kapalı şekilde getirilebileceği gibi hastanın normal durumunda küçük
değişiklikler sonrası bile konfüze olabilir.
Konfüze hasta/yaralı ile iletişimde;
• Basit cümleler kullanılmalıdır.
• Basit örneklerle açıklama yapılmalıdır.
• Hasta/yaralının yanıt vermesi için yeterli zaman tanınmalıdır.
• Hastanın söylenenleri anlayıp anlamadığı kontrol edilmelidir.

• Sıcak ve soğuğa maruz kalan bireylere yönelik farklı


Bireysel Etkinlik

senaryolar oluşturun.
• Oluşturduğunuz bu senaryolara uygun ilk yardım
planınızı hazırlayın.
• Hazırladığınız planınızı varsa simülasyon
laboratuvarında yoksa uygun maketler üzerinde
uygulayın.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde İletişim

•İnsan yaşamında iletişimin olmadığı bir yer hemen hemen yok gibidir.
•Sağlık çalışanları da hasta/birey ve hasta yakınları ile kurduğu etkin iletişim
aracılığıyla hizmet verir.
•Sağlık çalışanının iletişim kurmasındaki amaç; hastayı/bireyi tanımak,
anlamak, ihtiyaçlarını karşılanması için desteklemek ya da ihtiyaçların
doğrudan sağlık çalışanı tarafından karşılanmasını sağlamaktır. Her
Özet
basamağında insan bulunan sağlık bakım hizmetlerinde, her birimin kendine
özgü yapısının ve her bireyin kişilik özelliklerinin farklı olduğu göz önünde
bulunudurlduğunda sağlık kuruluşlarında kaotik durumların yaşanması da
kaçınılmaz bir durum hâline gelebilir. İletişimden kaynaklanan sorunlar
günlük hayatta ilişkileri zorlaştırdığı gibi ilk yardım ve acil sağlık hizmetleri
sırasında da anlaşılmazlıklara yol açmaktadır. Acil ortamda bireyin fiziksel,
psikolojik durumu kadar çevresel faktörlerde strese yol açarak etkili iletişimi
olumsuz yönde etkiler. Etkili iletişim karşıdaki bireyin varlığının kabul
edilmesi ve ona ayrılan zamanın etkin bir şekilde kişinin beklentilerine göre
düzenlenmesidir.
•Sert öneri veya konuşma tarzının özellikle çocukları söylenenin tersini
yapmaya sevk edebileceği ve tedavinin devamında hastaların kontrollerini
ihmal etmelerine neden olabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle iletişim
teknikleri konusunda tüm sağlık çalışanlarının donanımlı olması ve hizmet içi
eğitimlerle bu donanımın geliştirilmesi gerekir. Bilinci yerinde iş birliği
yapabilen hasta/yaralı ile etkili iletişimde sakin kalmak çok önemlidir.
Hasta/yaralının bilinci yerinde ise sözlü iletişim kurmak etkili iletişim
tekniklerini bilen ilk yardımcı için kolaydır. Ancak yere ve zamana oryante
olmayan hasta/yaralılar ile iletişim kurmak kadar bilinci yerinde olmayan
hasta/yaralı ile iletişim kurmak da önemlidir. Unutulmamalıdır ki en son
kaybolan duyu işitme duyusudur. Bu yüzden hiçbir hasta/yaralının yanında
duymaması gereken konular konuşulmamalıdır. Acil serviste içten ve ilgili
yaklaşım hasta/yaralı ve yakınlarının direncini en baştan kıracaktır.
•Acil kliniklerde hasta kadar hasta yakını da çok önemlidir. Çünkü hasta
yakınları, hastanın acil servisteki tedavi ve bakımının ayrılmaz parçalarıdır.
•Hasta yakınları hastaya yardımcı olmaya çalışırken, onlarında çeşitli
gereksinimleri ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda, sağlık çalışanlarının hasta
yakınlarına yardımcı olmaları ve gereksinimlerini karşılamaları önemli
olmaktadır. Acil servisin karışık ve yoğun durumuna rağmen hasta/yaralı için
ayrılan zamanın kaliteli geçmesi ve etkili kullanılması mümkündür. İçten ve
ilgili bir iletişim ile dakikalar içinde hastaya önemsendiği mesajı verilebilir.
İçten ve etkili yaklaşım hasta/yaralı ve yakınlarının ön yargısını baştan
kıracaktır. Bu durum sonradan ortaya çıkabilecek olumsuz olayların daha
kolay çözülmesini sağlayacaktır. Genel olarak çocuk hasta, panik ve öfke
yaşayan birey ya da kaza, afet gibi travma geçirmiş herhangi bir acil durumda
iletişim esnasında tavsiyede bulunmak, emretmek, bireylerin duygularını
küçümsemek ve sorularına cevap vermemek iletişimi koparan durumlardan
birkaçıdır. İlk yardım ve acil sağlık hizmetlerinde doğru iletişim etkili
müdahale ve tedavinin bir parçasıdır. Bu nedenle ilk yardım uygulayan
herkes ve her sağlık çalışanı doğru iletişim tekniklerini bilmeli ve
uygulamalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde İletişim

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi acil servislerde yaşanan çevreden kaynaklı iletişim
sorunlarından biri değildir?
a) Gürültü ve gizliliği olmayan bir ortamda bulunulması
b) Ortamda uyaranların fazla olması
c) Ayaküstü mesafeli ve rahat olmayan bir ortamda iletişim kurulması
d) Olayın gerçekleştiği yerin son derece olumsuz koşullar taşıması
e) Sağlık çalışanının hızlı konuşması

2. Aşağıdakilerden hangisi acil hastasının yaşadığı sağlık çalışanından


kaynaklanan iletişim sorunlarından biri değildir?
a) Hastaya bilgi vermeden uygulama yapılması
b) Hastanın durumunun kötü olması
c) Tıbbi terminoloji kullanılması
d) Maske varken konuşulması
e) Otoriter davranılması

3. Aşağıdakilerden hangisi acil hasta yakını ile iletişimi engelleyen


davranışlardan biridir?
a) İletişim sırasında güler yüzlü ve anlayışlı olunmalıdır.
b) Hastanın durumu ile ilgili bilgi verilmemelidir.
c) Hasta yakınlarının endişeleri anlayışla karşılanmalıdır.
d) Hasta yakınlarına duygularını ifade etmeleri için
cesaretlendirilmelidir.
e) Hasta yakınlarına acil servis içinde uygun ortam düzenlenmelidir.

4. Aşağıdakilerden hangisi acil çocuk hasta ile iletişim kurarken yapılması


gereken girişimlerden biri değildir?
a) Yapılacak işlem ağrıya neden olacaksa çocuğa acımayacağı
söylenmelidir.
b) Uygunsa çocuğun hareketlerine kısıtlama getirilmemelidir.
c) Mümkünse çocukla aynı mesafeden konuşulmalıdır.
d) Yapılacak işlemler hakkında çocuğa bilgi verilmelidir.
e) Aile bireyleri çocuğun yanından ayrılmamalıdır.

5. Öfke yaşayan acil hasta/hasta yakınıyla iletişim kurarken aşağıda verilen


yaklaşımlardan hangisi yanlıştır?
a) Öfkeli bireyle iletişim kurarken soğukkanlı olunmalıdır.
b) Hasta zarar verici davranıyorsa beden mesafesi korunmalıdır.
c) Hastanın durumu acil değil ise sakinleşmesi için zaman tanınmalıdır.
d) Yapılan müdahale hakkında hasta yakınına bilgi verilmelidir.
e) Hasta yakını acil servisten dışarı çıkarılmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde İletişim

6. Aşağıdakilerden hangisi travma yaşayan hastaya müdahale sırasında


doğru bir yaklaşımdır?
a) Yaralı/hastanın yaşadığı travmayı basit görmek ve küçümsemek
b) Travma yaşayan yaralı/hastanın hemen toparlanmasını beklemek
c) Travmayı atlatamayan yaralı/hastayı eleştirmek ya da güçsüz görmek
d) Yaşadığı olayı unutmasını ya da düşünmemesini söylemek
e) Yaralı/hastayı güvenli alana çıkarmak ve sakinleştirmek

7. Aşağıdakilerden hangisi afetlerde iletişim kurarken yapılması gereken


girişimlerden biri değildir?
a) Acıdığınızı gösteren ya da sorununu hafife aldığınızı düşündürecek
sözlerden uzak durulmalıdır.
b) Kaza sonrası bazı bireylerde oluşabilen hafıza ve bellek yitimlerinin
normal olduğu söylenmelidir.
c) Sakınca olmadığı sürece hasta yakınların afetzedenin yanında
olmasına izin verilmelidir.
d) Sıkıntıda olan hasta ve yaralının ağlaması, bağırması engellenmelidir.
e) Çözüm için bir konuda söz verildiyse mutlaka yerine getirilmelidir.

8. Aşağıdakilerden hangisi travma sonrası yapılacak girişimlerden biri


değildir?
a) Travma geçirmiş yaralı/hasta bireye yaşanılan travmanın kendi suçu
olmadığı söylenmelidir.
b) Yaralı/hasta duygularını paylaşması için cesaretlendirilmeli, güven
verilmelidir.
c) Yaralı/hasta travmasını hatırlatacak her türlü uyarandan uzak
tutulmamalıdır.
d) Yaşanılan kaygı ya da korkunun normal olduğu söylenmelidir.
e) Travma sonrası bireyler psikolojik danışmana yöneltilmelidir.

9. Panik yaşayan yaralı/hasta ya da hasta yakını ile iletişim kurarken aşağıda


verilen girişimlerden hangisi yapılmamalıdır?
a) Yaralı/hastada panik oluşturan durum konuşulmalı, çözüm yolları
araştırılmalıdır.
b) Yaralı/hastanın yaşadığı paniğin sebebi araştırılmalı gerekirse sorular
sorulmalıdır.
c) Soğukkanlı davranılmalı, yaralı/hastaya güvende olduğu
hissettirilmelidir.
d) Yaralı/hastaya sakin olması gerektiği telkin edilmelidir.
e) Soruna hemen müdahale edilmelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde İletişim

10. Aşağıdakilerden hangisi yaralı/hasta yaşlı bireyle iletişimde sorun


oluşturur?
a) Yaralı/hasta yaşlıya güvende olduğu hissettirilmelidir.
b) Yaralı/hasta yaşlıya durumu hakkında bilgi verilmelidir.
c) Yaralı/yaşlının bir engelinin olup olmadığı kontrol edilmelidir.
d) İlk yardım esnasında yaralı/hasta yaşlıya bilgi verilmelidir.
e) Yaralı/hasta yaşlının yakınlarına haber verilmemelidir

Cevap Anahtarı
1.e, 2.b, 3.b, 4.a, 5.e, 6.e, 7.d, 8.c, 9.e, 10.e

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20


İlk Yardım ve Acil Sağlık Hizmetlerinde İletişim

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Alcan Z., Eren Tekin D., Özbucak Civil S. (2012). Hasta Güvenliği, 1.Baskı, İstanbul:
Nobel Tıp Kitabevi.
Dramalı ve ark. (2003 ) Temel ilk yardım uygulamaları, İzmir: Ege Üniversitesi
Basımevi.
Hacıalioğlu N. (2012). Hemşirelikte Öğrenme, Öğretim ve Eğitim. 1. Baskı, İstanbul:
Nobel Tıp Kitabevleri.
Demiray U., Eroğlu E., Gökdağ D., Tuna Y., Ünlü S., Yılmaz A., Yüksel H.(2010).
Etkili İletişim, 5. Baskı, Ankara: PEGEM Akademi.
Tabak R.S., Sonmaz S. (2009). Sağlık Hizmetlerinde İletişim. 1.Baskı, Ankara:
Songür Yayıncılık.
Cüceloğlu D. (2012). Keşke’siz Bir Yaşam İçin İletişim Donanımları, 40.Baskı,
İstanbul: Remzi Kitabevi.
Özcan A. (2006). Hemşire Hasta İlişkisi ve İletişim. 2.Baskı, Ankara: Sistem Ofset
.............. (2011). T.C Sağlık Bakanlığı Trabzon İl Sağlık Müdürlüğü HKS Eğitim
Seminer notları, 15 Kasım 2013 tarihinde www.kalite.saglik.gov.tr
adresinden erişildi.
Gürhan, N. & Okanlı, A. (Ed.) (2017). Yaşamın Sırrı İletişim. Ankara: Ankara Nobel
Tıp Kitabevleri
Resim1: Acil servis: https://newsatjama.jama.com/2013/05/29/health-reform-
boosts-young-adult-health-coverage-for-emergency-medical-costs/
Resim2: Hasta kaynaklı iletişim sorunu: https://www.nurseinaustralia.com/drunk-
emergency-patients-attack-staff/
Resim3 : Yaşlı bireyle iletişim:
https://www.evdekibakicim.com/blog/makale/alzheimer-hastasinin-
ihtiyaci-olan-bakim-nedir-10-adimda-hasta-bakim

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21


HASTA/YARALININ VE OLAY
YERİNİN
DEĞERLENDİRİLMESİ

• Hasta/Yaralının
Değerlendirilmesi
İÇİNDEKİLER

• Hasta/Yaralıyı Değerlendirme
Aşamaları
İLK YARDIM VE ACİL
• Triyaj SAĞLIK HİZMETLERİ
• Olay Yerinin Değerlendirilmesi
Prof. Dr. Fatma
GÜDÜCÜ TÜFEKCİ

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Hasta/yaralıyı değerlendirebilecek,
• Hasta/yaralıyı değerlendirme
HEDEFLER

aşamalarını bilecek,
• Triyajı öğrenebilecek,
• Olay yeri değerlendirmesini
öğrenebileceksiniz.

ÜNİTE

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
5
Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

Hasta/Yaralının ve
Olay Yerinin
Değerlendirilmesi

Hasta/yaralının Olay Yerinin


Değerlendirilmesi Değerlendirilmesi

Hasta/Yaralıyı
Değerlendirme Triyaj
Aşamaları

İlk Sınıflama ve
Amaçlar Temel Kurallar Triyajın Evreleri Triyajın Çeşitleri
değerlendirme Kodlama

İkinci Triyaj sınıflama Triyaj kodlama


değerlendirme sistemi sistemi

İnsan Vücudunun
Yaşam Bulguları
Yapısı

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

GİRİŞ
Çoklu yaralanmalı olaylarda, yaralanmalarda, kazalarda, ölümlerin %75-85’i
ilk 20 dk içinde olmaktadır. Bu durum, genellikle acil tıp sisteminin olay yerine
müdahalesinden önce ortaya çıkmaktadır. Triajın yetersizliği yaralıların sistematik
bir şekilde dağıtımında sorun oluşturabilmekte ve zaten yoğun olarak çalışılan acil
sağlık merkezlerini daha fazla meşgul edebilmektedir (Türkdemir ve ark. 2019).
Olay yerinin güvenli olduğuna kanaat getirdikten sonra, olay yeri yöneticisi
(ambulans hekimi) kazadan etkilenenlerin genel durumlarını saptayarak, triaj
sınıflamasını yaparken, yanında bulunan sağlık görevlisine (Hemşire, sağlık
memuru ve/veya acil tıp teknisyeni) vakaların öncelikli aktarma sıralamalarını ve
yapılacakları bildirmelidir. Sağlık görevlisi triaj kartlarını doldurarak vakaların
üzerine takmalıdır. İlk ambulansın olay yerine varmasını izleyen 2-3 dk içinde diğer
ambulanslar da ulaşmaya başlayacaktır. Sonradan gelen ambulans hekimleri ilk
gelen ekip başkanına gelerek görev istemeli ve onun yönlendirmesi ile öncelikli
vakaların gerekli ilk müdahalelerini yaparak kendi ambulanslarına almalı, yine olay
yeri yöneticisinin komutu ile olay yerinden ayrılmalıdır. Ayrılışını telsiz anonsu ile
Komuta Merkezine ileterek, gidebileceği en uygun hastaneyi sorarak, gelecek
anonsa göre ambulansı yönlendirmelidir. Bu sırada triaj sınıflamasını tamamlayan
olay yeri yöneticisi, ortamı tekrar kontrol ederek, olası riskleri gözden geçirmeli,
risk oluşmadığına kanaat getirdikten sonra önceden belirlenmiş olan sıraya göre
vakaların müdahaleleri için ortamda bulunanların organizasyonunu sağlamalıdır.
En son gelen ambulans, olay yerindeki sonuncu vakayı almalı ve olay yerinde
herhangi bir risk kalmadığına emin olduktan sonra ve komuta merkezinden onay
alarak olay yerinden ayrılmalıdır. Tüm bu olayların gerçekleştirilmesi sırasında
hem komuta kontrol merkezi danışman hekimi ve hem de sahadaki olay yeri
yöneticisi sürekli olarak birbiri ile telsiz bağlantısı ile haberleşerek gereksinim
Hasta/yaralı; duyulan destek hizmetlerini organize ve koordine etmelidir.
yaralanmanın
Vakalar canlı ya da ölü olsun bildirildiği anda kayıtları merkez tarafından
ciddiyetinin, ilk yardım
önceliklerinin, yapılacak kayıt altına alınmalı ve ilgili hastaneler ile bağlantı kurularak hazırlanmaları
ilk yardım yönteminin sağlanmalıdır. Olayların başlamasından itibaren her 30 dakikada bir yazılı rapor ile
belirlenmesi ve güvenli güncelleme yapılmalı ve olay yerindeki risklerin ortadan kalkması ile
bir müdahalenin hastanelerden sonuçlar alınarak olayın durum raporu hazırlanmalıdır. Durum
sağlanması amacıyla raporunda olayın olası nedenleri, gelişmesi, müdahale şekilleri, gereksinimler,
değerlendirilir. yapılanlar, vakaların dökümü (o andaki sağlık durumları) ve eksik kalanlar
konusunda ayrıntılı raporlar hazırlanarak, yerel idarecilere gönderilmelidir.
Hastanın/yaralının yaşamını kurtarmak ve korumak için ilk yardım
önceliklerinin, uygulanacak yöntemin belirlenmesi ve güvenli bir müdahalenin
başarılı bir şekilde uygulanmasında, hasta/yaralının ve olay yerinin
değerlendirilmesi, triyajın bilinmesi önemlidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

HASTA/YARALININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Hasta/yaralı; hastalığın ya da yaralanmanın ciddiyetinin, ilk yardım
önceliklerinin, yapılacak ilk yardım yönteminin belirlenmesi ve güvenli bir
müdahalenin sağlanması amacıyla değerlendirilir. Bu uygulamaları başarılı bir
şekilde uygulayabilmek için ilk yardımcının insan vücudunun yapısını ve işleyişini
yaşam bulgularını ve değerlendirme aşamalarını bilmesi gerekir.

İnsan Vücudunun Yapısı


Vücudun esas yapı taşı hücredir. Benzer hücreler birleşerek dokuları, benzer
dokular birleşerek organları ve organlar birleşerek sistemleri oluşturur.

Vücutta benzer
hücreler birleşerek
Hücre
dokuları, benzer
dokular birleşerek • İnsan vücudunun temel yapı taşıdır.
organları ve organlar • Vücutta yüz milyar kadar hücre bulunmaktadır.
birleşerek sistemleri • Hücre, hücre zarı, hücre sıvısı ve çekirdekten oluşmuştur.
oluşturur.
• Hücre zarı hücre için gerekli olan maddeleri hücre içine, gereksiz olanları
da hücre dışına taşıma görevini üstlenir.
• Hücre sıvısı hücre zarından hücreye giren protein, yağ ve şekerin hücre
tarafından kullanılmasını sağlar.
• Hücre çekirdeği ise hücrenin çoğalmasını gerçekleştirir.
Dokular
• Aynı özellik ve işleve sahip hücre gruplarının bir araya gelmesi ile oluşur.
• İnsan vücudunda dört tip doku bulunmaktadır.
• Epitel doku, koruyucu dokudur. Deri, mukoza ve bezlerden oluşur.
• Bağ dokusu, insan vücudu için destek görevi yapar. Dokuları birbirine
bağlar. Kemik, kıkırdak, tendon, yağ ve kan hücrelerinden oluşur.
• Kas dokusu, hareket işlevlerini gerçekleştirir. Çizgili ve çizgisiz kaslardan
oluşur.
• Sinir dokusu, uyarıları algılama işlevine sahiptir. Sinir hücrelerinden oluşur.
Organlar
• Çeşitli doku tipleri bir araya gelerek akciğer, böbrek gibi kendilerine özgün
işlevleri olan organları oluştururlar.
• Duyu Organları, insan vücudunun dış dünyadaki uyarıları algılama
yeteneğine sahiptir. Beş duyu organı dış dünyanın habercileridir. Duyu
organları tarafından alınan uyarılar sinirler aracılığıyla beyne ulaştırılıp,
değerlendirildikten sonra organizma gerekli tepkiyi gösterir.
Deri
• Cilt, tırnak , ter bezleri ve saçları içerir.
• Vücudu örter ve korur.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

Sistemler
Sinir sistem: Bilinç, anlama, düşünme, algılama, hareketlerinin uyumu,
dengesi ve solunum ile dolaşımı sağlar. Sinir sistemi; beyin, beyincik, omurilik ve
omurilik soğanından oluşur.
Hareket sistemi: Vücudun hareket etmesini, desteklenmesini sağlar ve
koruyucu görev yapar. Hareket sistemi; kemikler, eklemler ve kaslardan oluşur.
Dolaşım sistemi: Vücut dokularının oksijen, besin, hormon, bağışıklık
elemanı ve benzeri elemanları taşır ve yeniden geriye toplar. Dolaşım sistemi;
kalp, kan damarları ve kandan oluşur.
Solunum sistemi: Vücuda gerekli olan gaz alışverişi görevini yaparak hücre
ve dokuların oksijenlenmesini sağlar. Solunum sistemi, solunum yolları ve
akciğerlerden oluşur.
Sindirim sistemi: Ağızdan alınan besinlerin öğütülerek sindirilmesi ve kan
dolaşımı vasıtasıyla vücuda dağıtılmasını sağlar. Sindirim sistemi; dil ve dişler,
yemek borusu, mide, safra kesesi, pankreas ve bağırsaklardan oluşur.
Boşaltım sistemi: Kanı süzerek gerekli maddelerin vücutta tutulması, zararlı
olanların atılması görevlerini yaparak vücutta iç dengeyi korur. Boşaltım sistemi;
idrar borusu, idrar kesesi, idrar kanalları ve böbreklerden oluşur.

Yaşam Bulguları
Hastayı/yaralıyı değerlendirmeden önce yaşam bulgularının anlamlarının
bilinmesi gerekmektedir. Çünkü, bu bulguların var veya yok olması yapılacak
müdahaleler için önem taşımaktadır. Yaşam bulguları dendiğinde, hasta/yaralının;
bilinci, nabzı, solunumu, dolaşımı, vücut sıcaklığı ve kan basıncından söz
edilmektedir.

Bilinç durumunun değerlendirilmesi


Öncelikle, hasta/yaralının bilinç durumu değerlendirilir. Normal bir kişi
kendine yöneltilen tüm uyarılara cevap verir. Bilinç düzeyi yaralanmanın ağırlığını
gösterir.
Bilinç düzeyleri:
Hastayı/yaralıyı • Bilinçli; tüm uyarılara cevap verir.
değerlendirmeden önce • Birinci derece bilinç kaybı; sözlü ve gürültülü uyaranlara cevap verir.
yaşam bulgularının
• İkinci derece bilinç kaybı; ağrılı uyaranlara cevap verir.
anlamlarının bilinmesi
gerekmektedir. • Üçüncü derece bilinç kaybı; tüm uyaranlara karşı tepkisizdir, cevap
vermez.
Solunum
Kişinin 1 dakika içinde nefes alma ve verme sayısı solunum sıklığıdır. Sağlıklı
yetişkin bir kişide dakikada solunum sayısı 12–20, çocuklarda 16–22 ve bebeklerde
18-24’tür (Tablo 5.1).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

Kan basıncı
Kan basıncı kalbin kasılma ve gevşeme anında damar duvarına yaptığı
basınçtır. Kalbin kanı pompalama gücünü gösterir. Normal değeri 100/50-
140/100mmHg arasında değişir (Tablo 5.1).

Nabız
Kalp atımlarının atardamar duvarına yaptığı basıncın damar duvarında
parmak uçlarıyla hissedilmesine nabız denmektedir. Yetişkin bir kişide normal
nabız sayısı dakikada 60–100, çocuklarda 100–120 ve bebeklerde 100-140’tır
(Tablo 5.1).
Vücutta nabız alınabilen bölgeler: Şah damarı (adem elmasının her iki
yanında), ön-kol damarı (Bileğin iç yüzü, başparmağın üst hizası), bacak damarı
(Ayak sırtının merkezinde), kol damarı (Kolun iç yüzü, dirseğin üstü),
hasta/yaralıların dolaşımını değerlendirirken, çocuk ve yetişkinlerde şah
damarından, bebeklerde kol atardamarından nabız alınır.

Vücut sıcaklığı
Normal vücut ısısı 36,5 C’dir. Normal değerin üstünde olması yüksek ateş,
altında olması düşük ateş olarak belirtilir. 41–42 C üstü ve 34,5 C tehlike olduğunu
ifade eder. 31.0 C ve altı ölümcüldür . Solunum, kan basıncı, nabız ve vücut
sıcaklığı yaşam bulguları değerleri Tablo 5.1’de verilmiştir (Tablo 5.1/Yazar
tarafından oluşturulmuştur).

Hastaya/yaralıya, sözlü
uyaranla ya da hafifçe
omuzuna dokunarak
“İyi misiniz?” diye
sorularak bilinç durumu
değerlendirmesi yapılır.

Hasta/Yaralıyı Değerlendirme Aşamaları


İlk değerlendirme
Hasta/yaralıya sözlü uyaranla ya da hafifçe omuzuna dokunarak “İyi
misiniz?” diye sorularak bilinç durumu ve arkasından ilk yardımın CAB’si
(Circulation-Airway-Breathing: Dolaşım-solunum yolu-solunum) değerlendirilir.
Hava yolu açıklığının değerlendirilmesi: Havanın akciğerlere ulaşabilmesi için
hava yolunun açık olması gerekir. Hava yolu açıklığı sağlanırken hasta/yaralı baş,
boyun, gövde ekseni düz olacak şekilde yatırılmalıdır. Özellikle bilinç kaybı

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

olanlarda dil geri kaçarak solunum yolunu tıkayabilir ya da kusmuk, yabancı


cisimlerle solunum yolu tıkanabilir.
Bilinç kaybı belirlenmiş kişide; ağız içine önce göz ile bakılmalı, eğer yabancı
cisim var ise işaret parmağı yandan ağız içine sokularak cisim çıkartılmalıdır. Daha
sonra bir el hasta/yaralının alnına, diğer elin 2 parmağı çene kemiğinin üzerine
koyulur, alnından bastırılıp çeneden kaldırılarak baş geriye doğru itilip baş geri-
çene yukarı pozisyonu verilir. Bu işlemler sırasında sert hareketlerden
kaçınılmalıdır.
Solunumun değerlendirilmesi: İlk yardımcı, başını hastanın/yaralının
göğsüne bakacak şekilde yan çevirerek yüzünü hastanın/yaralının ağzına
yaklaştırır, Bak-Dinle-Hisset yöntemi ile solunum yapıp yapmadığını 10 saniye süre
ile değerlendirir.
Göğüs kafesinin solunum hareketine bakılır, eğilip kulağını hastanın ağzına
yaklaştırarak solunum dinlenir ve hastanın soluğunu yanağında, hissetmeye
çalışılır, solunum yoksa derhâl yapay solunuma başlanır.
Dolaşımın değerlendirilmesi: Dolaşımın değerlendirilmesi için ilk yardımcı;
çocuk ve yetişkinlerde şah damarından, bebeklerde kol atardamarından 3
parmakla 5 saniye süre ile nabız almaya çalışılır. İlk değerlendirme sonucu
hastanın/yaralının bilinci kapalı, fakat solunum ve nabzı varsa derhâl koma
pozisyonuna getirerek diğer yaralılar değerlendirilir.

İkinci değerlendirme
İlk değerlendirme ile hasta/yaralının yaşam belirtilerinin varlığı güvence
altına alındıktan sonra ikinci değerlendirme aşamasına geçilerek baştan aşağı
muayene yapılır.
Görüşerek bilgi edinme: Hasta/yaralı kendini tanıtır, ilk yardımcı
hastanın/yaralının ismini öğrenir ve adıyla hitap eder, hoşgörülü ve nazik
davranarak güven sağlar, hastanın/yaralının endişelerini gidererek rahatlatır,
olayın mahiyeti, koşulları, kişisel öz geçmişleri, sonuç olarak ne yedikleri, kullanılan
ilaçlar ve alerjinin varlığı sorularak öğrenilir.
Baştan aşağı kontrol yapma: Bilinç düzeyi (anlama, algılama), solunum
(sayısı, ritmi, derinliği), nabız (sayısı, ritmi, şiddeti), vücut (ısısı, nemi, rengi)
değerlendirilir.
Baş; saç, saçlı deri, baş ve yüzde yaralanma, morluk olup olmadığı, kulak ya
Baştan aşağı kontrolde: da burundan sıvı veya kan gelip gelmediği değerlendirilir, ağız içi kontrol edilir.
Bilinç düzeyi, solunum,
nabız, vücut Boyun; ağrı, hassasiyet, şişlik, şekil bozukluğu araştırılır. Aksi ispat edilinceye
değerlendirilir. kadar boyun zedelenmesi ihtimali göz ardı edilmemelidir.
Göğüs kafesi; saplanmış cisim, açık yara, şekil bozukluğu ya da morarma
olup olmadığı, hafif baskı ile ağrı oluşup oluşmadığı, kanama olup olmadığı
değerlendirilmelidir. Göğüs kafesi genişlemesinin normal olup olmadığı
araştırılmalıdır. Göğüs muayenesinde eller arkaya kaydırılarak hastanın/yaralının
sırtı da kontrol edilmelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

Karın boşluğu; saplanmış cisim, açık yara, şekil bozukluğu, şişlik, morarma,
ağrı ya da duyarlılık olup olmadığı ve karnın yumuşaklığı değerlendirilmelidir. Eller
bel tarafına kaydırılarak muayene edilmeli, ardından kalça kemiklerinde de aynı
araştırma yapılarak kırık veya yara olup olmadığı araştırılmalıdır.
Kol ve bacaklar; kuvvet, his kaybı varlığı, ağrı, şişlik, şekil bozukluğu, işlev
kaybı ve kırık olup olmadığı, nabız noktalarından nabız alınıp alınmadığı
değerlendirilmelidir. İkinci değerlendirmeden sonra mevcut duruma göre
yapılacak müdahale yöntemi seçilir.

Triyaj
Triyaj; hasta ve yaralıların, yaşamlarını tehdit eden yaralanma derecelerine
Triyaj; hasta ve
ve beklenen yarara göre sıralanmasıdır. Hastaların hangi zaman ve sırada acil
yaralıların, yaşamlarını
yardım alması gerektiğini, nakil hızını ve seçilecek hastaneyi belirleyen kısa klinik
tehdit eden yaralanma
değerlendirmedir. Akıcı ve sürekli değişim gösteren bir süreçtir. Acil tıbbi bakıma
derecelerine ve
gereksinimi olan yaralı sayısı eldeki sınırlı tıbbi imkânları aştığında, en fazla sayıda
beklenen yarara göre
yaralıya acil bakımı verebilmek için tıbbi personel ve acil tıp personeli tarafından
sıralanmasıdır.
kullanılan sistemdir.
Triyaj 1.ve 2. Dünya Savaşı esnasında Avrupa’da savaş alanında çok ağır
yaralı askerlere, ihtiyaçları doğrultusunda acil bakım hizmeti ve önceliği tanınması
amacıyla uygulanmıştır. Fransızca “trier (seçmek, ayırmak)” kelimesinden gelir.
Klinik önceliğin hangi hastada olduğunun belirlenmesidir.
Özellikle savaş, toplu kazalar ve afetlerde eldeki kaynakların düzenlenme
gerekliliği, nüfus artışının, acil başvuru sayısını artırması ve acil olmayan hasta
başvurularının fazla olması nedeniyle acil bakım ihtiyacı olan hastaların ayrılma
gerekliliğinde triyajın önemi artmaktadır.

Triyajın amaçları
Triyaj uygulamasında genel amaç, daha çok hastanın veya yaralının yaşamını
kurtarmaktır.

• İleride olabilecek yaşam kayıplarını ya da ileri derece yaralanmaları


önlemek,
• Kitlesel kazalarda ihtiyaçları belirleyerek eldeki kısıtlı kaynakların
(personel, malzeme, ekipman vs.) verimli kullanılmasını sağlamak,
• Hasta veya yaralılara yapılacak acil ilk müdahalenin, erken dönemde ve
etkili yapılmasını sağlamak,
• Değerlendirilmesi yapılan hasta veya yaralıların nakil önceliklerini ve
kurallarını tespit etmek,
• Uygun hastaneye uygun hasta veya yaralının naklini sağlamak,
• Gereksiz personel, araç ve malzeme kullanımını engellemek,
• Değerlendirme ve yenilenme sürecinde elde edilen bilgiler doğrultusunda
kayıt tutarak triyajda iyileştirme ve geliştirme çalışmaları yapmaktır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

Triyajda temel kurallar


Triyaj değerlendirmesi; solunum, dolaşım, bilinç sırasını takip eder ve bu
değerlendirme sonucuna göre acil ve öncelikli hasta veya yaralılar tespit edilir.
Triyaj, ulaşılan her basmakta (olay yeri, nakil, acil servis vb.) yeniden yapılır.
Triyaj süresi, her bir yaralı için 1 dakikadan daha kısa olmalıdır. Ayaktaki
hasta veya yaralılara en fazla 1 dakika, yatar durumdaki hasta veya yaralılara en
fazla 3 dakika zaman ayrılır.
Triyaj süresi, her bir Triyaj sistemin nitelik ve nicelik olarak yeterlilik kapasitesi ile ilgilidir. Olay
yaralı için 1 dakikadan yerinde birinci derecede öncelik tanınmış bir yaralı, hastane imkânlarına göre
daha kısa olmalıdır. değerlendirildiğinde farklı bir derecelendirmede yer alabilir.
Triyaj, olaydan etkilenen herkese uygulanır. Triyaj sorumlusu, hasta veya
yaralıların acil bakımıyla ilgilenmez. Triyaj işleminde görevler, kesin tanımlanmış
ve paylaşılmıştır. Genellikle, triyaj işinden tek kişi sorumlu olur. Geniş kapsamlı
olaylarda, geniş alana yayılmış veya bölünmüş alanlardan oluşan olaylarda birden
fazla triyaj alanı ve triyaj sorumlusunun olması, zaman kazanımı ve görev yükü
dağılımı açısından önemlidir.
Triyaj sorumlusu, acil sağlık sisteminin olay yerindeki gözü ve kulağıdır. Olay
yerinin genel tanımından, tüm ihtiyaç duyulan ek kapasitelerin belirlenmesinden
ve olay yerinde bulunan personelin her çeşit ihtiyacından sorumludur.
Triyaj olay yerinde bütün hasta veya yaralılara uygulandıktan sonra, olay
yerinde personel sıkıntısı yoksa ve acil bakım konusunda destek sağlanmış ise başa
dönülerek triyaj yenilenir. Yeniden değerlendirme sonrasında, önceden verilmiş
kod ancak daha acil ve öncelikli bir kodla değiştirilebilir.

Triyajın evreleri
Triyajda üç, dört ve beş kategorili sınıflandırma sistemleri kullanılmaktadır.
Var olan kanıtlara dayanan uzman konsensusunda beşli triyaj sistemlerinin
kullanılması önerilmektedir. Beşli triyaj sisteminde hastalar, hemen, çok acil, acil,
yarı acil ve acil olmayan şeklinde beş kategoride incelenir.
Ülkemizde acil servis triyajında Sağlık Bakanlığının önerisi ile kırmızı (çok
acil), sarı (acil), yeşil (acil olmayan) renk kodları kullanılmaktadır.
Etkin bir triyaj sistemi basitlik, zaman etkinliği, doğruluk, güvenilirlik ve en
az yanılma özelliklerine sahip olmalıdır.
Acil servise başvuran hastaların kısa sürede uygun sağlık bakımı almasında
önemli bir yeri olan triyaj sisteminin etkinliği, farklı disiplinlerden profesyonel ekip
üyelerinin varlığı ve hastanın değerlendirildiği, tedavi ve bakım girişimlerinin
başlatıldığı yeterli bir alan ile olasıdır. Triyaj sisteminin diğer bileşenleri kayıt
sistemi, iletişim sistemi ve güvenliktir.
Ülkemizdeki yasal düzenlemelere göre triyaj uygulaması hekim veya acil tıp
teknisyeni, hemşire ve benzeri nitelikteki sağlık personeli tarafından
yapılmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

Triyaj çeşitleri
Triyaj, başvuru, vaka, olay yeri, müdehale ve nakil triyajı, triyaj hastanesi ve
acil servis triyajı olmak üzere yedi şekilde yapılmaktadır:
Başvuru triyajı: 112 Acil servis hizmetlerine yapılan başvuruların Çağrı
Karşılama Merkezi tarafından aciliyet durumlarına göre değerlendirilerek acil veya
acil değil şeklinde yapılan ayırma işlemidir.
Etkin bir triyaj sistemi
Vaka triyajı: Göreve gönderilecek ekiplerin (acil yardım istasyonları) seçim
basitlik, zaman etkinliği,
doğruluk, güvenilirlik ve işlemidir.
en az yanılma
Olay yeri (saha/alan) triyajı: Herhangi bir olayda birden fazla kişinin
özelliklerine sahip
olmalıdır. yaralanması ve tek ambulans ekibinin kontrol edemediği durumlarda (afet veya
olağandışı durumlar), iki veya daha fazla ambulansın olay yerine gelmesine kadar
yapılan triyajdır. Olay yeri triyaj uygulaması kendi içinde 3 aşamada gerçekleşir.
Primer triyaj: Hasta veya yaralıların solunum, dolaşım ve bilinç durumu hızla
değerlendirilerek yaşam kurtarıcı uygulamaların öncelikle yapılmasını hedefler.
Sekonder triyaj: Hasta veya yaralıların tedavi gereksinimlerine göre
değerlendirilmesi ve ayrılmasının ardından uygun tedavilerin uygulanmasını
hedefler.
Tersiyer triyaj: Hasta veya yaralıların eldeki imkânlar doğrultusunda olay
yerinden nakillerinin önceliklerini belirleyerek hastaneye nakillerini hedefler. Çok
sayıda hasta veya yaralının bulunduğu olaylarda eldeki mevcut kaynakların en
yararlı kullanımı söz konusu ise alanda yapılacak triyaj yöntemi START (Simple
Çok sayıda Triage and Rapid Triatment/Basit Triyaj ve Hızlı Tedavi) algoritmidir.
hasta/yaralının START yöntemi, START yetişkin, jump START çocukta uygulanan triyaj
bulunduğu olaylarda, yöntemidir. Basit ve hızlı triyaj uygulama gerekliliğinin olduğu olaylarda, hekim dışı
eldeki mevcut
deneyimli tıbbi personelin de kolayca uygulayabileceği temel değerlendirme
kaynakların en yararlı
kullanımı söz konusu ise yöntemidir. Olay yerinde gerekli güvenlik önlemleri alındıktan ve triyaj alanı
alanda yapılacak triyaj oluşturulduktan sonra triyaj sorumlusu, START yöntemini uygulamaya başlar.
yöntemi START’tır. START yönteminde bir yaralı için en fazla 30 saniye ayrılır. 30 saniye sonunda
yaralı değerlendirilerek ilgili renk kodu ile işaretlenmelidir.
START yönteminin aşamaları: İlk aşama; START yönteminde triyaj
sorumlusunun yapması gereken ilk iş, otoriter bir tavır ve ses tonuyla olay
yerindeki yaralıların kendine doğru gelmelerini istemesidir. Bu amaçla yüksek
sesle seslenilebileceği gibi megafon yardımı ile de çağrı yapılabilir. Yürüyebilen
yaralıların triyaj alanında oluşturulan yeşil alana gitmesi istenir. Bu yaralılar, yeşil
renk kodu ile işaretlenir.
İkinci aşama; START yönteminde ikinci aşamada yapılması gereken iş, hasta
veya yaralının (bulunduğu pozisyonda) solunumunun olup olmadığının kontrol
edilmesidir. Solunum; bak-dinle-hisset yöntemi ile değerlendirilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

Triyaj olay yerinde herkese uygulandıktan sonra, olay yerinde personel


sıkıntısı yok ise ve tıbbi müdahale konusunda destek sağlanmış ise başa dönülerek
triyaj yenilenir. Triyaj sistematiğinde yapılan tüm uygulamalar kayıt altına alınır.

Triyaj sistematiğinde
yapılan tüm
uygulamalar kayıt altına
alınır.

Müdahale triyajı: Müdahaleye hangi vakadan başlanacağını belirlemek için


gerçekleştirilen işlemdir.
Nakil triyajı: Öncelikli olarak hangi hasta veya yaralının naklinin yapılacağına
karar verilme durumudur. Bir ambulansın arka tarafında (hasta kabini) sadece bir
kırmızı kodlu yaralı, ya bir sarı ve bir yeşil kodlu yaralı ya da iki yeşil kodlu yaralı
taşınabilir. Her durumda bir ambulansın ön tarafında (sürücü kabini) iki yeşil kodlu
yaralı taşınabilir.
Triyaj hastanesi: Olay yeri triyajı yapılamadığı ya da çok fazla vaka birikimi
Triyaj alanının girişe çok olması durumunda vakaların yığıldığı hastanede gerekli vaka seçimleri yapılması ve
yakın olması nedeniyle diğer hastanelere bilgi verilerek sevk edilme işlemlerinin gerçekleştirilmesidir.
polis, basın ve halktan Acil servis triyajı: Sağlık Bakanlığının 2009 yılında çıkardığı “Yataklı Sağlık
kişilerin çalışmalara Tesislerinde Acil Servis Hizmetlerinin Uygulama Usul Ve Esasları Hakkında Tebliğ”
müdahil olmamasına hastanelerin acil servislerinde triyaj uygulama ve renk kodlamasını zorunlu hâle
dikkat edilir. getirilmiştir. Acil servis triyaj alanı, genellikle acil servisin girişine kurulur. Tek bir
giriş ile acile yönlendirme yapılır. Triyaj alanının girişe çok yakın olması nedeniyle
polis, basın ve halktan kişilerin çalışmalara müdahil olmamasına dikkat edilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

Olay yerinde ya da ambulansta ilk triyajları yapılmış olanlar, acil triyaj


alanında tekrar değerlendirilir. Triyaj uygularken hastanın kaydı yapılır. Bu
noktadan geçmeden hastaya tıbbi tedavi uygulanmaz. Triyaj kurallarına göre hafif
yaralılar, hemen polikliniklere gönderilir.
Hastane acil servislerine gelen vakaları durumlarına göre derecelendirerek
müdahale etme işlemidir. Her hastane acil servisi, büyüklüğü ne olursa olsun acil
servis triyajı uygulamak zorundadır. Günümüzde 3 çeşit acil servis triyajı
uygulanmaktadır.
Temel acil servis triyajı: Acil servis triyaj uygulamaları, hemşire ya da

paramedik tarafından yapılabilir. Hasta veya yaralı yaşam bulguları ve fiziksel


yönden değerlendirilir, kullandığı ilaçlar ve ilaç alerjileri sorulur.
İleri triyaj sistemi: Temel triyaj sisteminde yapılanlara ek olarak bazı tanısal
testler (örneğin; X-ray, kan ve idrar tetkikleri) istenir. Daha sonra hastalar
aciliyetlerine göre uygun bakım alanlarına veya acil servis hekiminin muayenesi
Triyajda yaralı için bekletilir. Temel ve ileri acil servis triyaj sisteminde öncelik, durumu en ağır
sınıflaması; stabil olan hastalara verilir.
olmayan, stabil acil, ölü
Acil servis afet triyajı: Acil servislerin birim zamanda bakabileceği hasta
ya da aşırı ağır hasta
kapasitesi bellidir. Acil servislerin kapasitesi üstünde hasta veya yaralı sayısı
veya yaralılar şeklinde
kargaşa yaşanmasına neden olur. Acil servise girmeden önce hastalara triyaj
yapılmaktadır.
uygulanmalıdır. Acil servis afet triyajı, hastane afet planına göre düzenlenir.

Triyaj Sisteminde Sınıflama ve Kodlama


Triyaj sınıflama sistemi:
Stabil olmayan acil hasta veya yaralılar: Çok sayıda hasta/yaralının
bulunduğu afet veya kitlesel kazalarda, personelin hızlı karar vermesi ve hangi
hastalara/yaralılara öncelikli acil yardım uygulanacağını belirlemesi gerekir.
Bu gruba giren hasta veya yaralılarda solunum ve dolaşım stabil değildir.
Gerekli acil müdahale yapılmadığında, kısa sürede kaybedilecek hasta veya

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

yaralılardır. Solunum ve dolaşım desteğinin ilk fırsatta sağlanması gerekir.


Örneğin; kafa travması ve üst solunum yolu obstrüksiyonu gibi.
Stabil acil hasta veya yaralılar: Solunum ve dolaşım değerleri stabildir.
Kurtarma, acil yardım ve nakil geciktirilebilir. Örneğin; kırık ya da çıkık sonrası
dolaşım bozulması gibi.
Acil olmayan hasta veya yaralılar: Yaşamsal bulgularında solunum ve
dolaşıma yönelik herhangi bir risk mevcut değildir. Belirgin yaralanması olan ilk
değerlendirme ya da yara bakımından sonra kendi kendine eve veya toplanma
noktasına gidebilecek olanlardır. Örneğin; bilinci açık hasta veya yaralılar, yumuşak
doku yaralanması, basit kırık ve burkulma, doğrudan basılarak durdurulabilen
kanamalar gibi.
Ölmüş kişiler ya da aşırı ağır hasta veya yaralılar: O anda tedavi
edilemeyecek kadar ağır, yaşama olasılıkları olmayan ya da düşük olan hasta veya
yaralılardır. Örneğin; 20 dakikadan uzun süredir nabız olmaması gibi.
Triyaj kodlama sistemi; kırmızı, sarı, siyah ve yeşil kod olarak gruplandırılır.
Kırmızı kod: Ciddi hastalığı ya da yaralanması olan hasta veya yaralılardan
Dünyada triyaj oluşan acil gruptur. Bu gruptaki hasta veya yaralıların öncelikli olarak acil tedavi
kodlamaları veya hızlı nakledilme edilme gereksinimi vardır.
değişiklikler gösterse de Sarı kod: Hâlihazırda yaşamı tehdit eden hastalığı ya da yaralanması
sonuçta olmayan, ancak zamanında nakledilmez ise yaşam tehdidi olan
değerlendirmenin hastalardan/yaralılardan oluşan gruptur. Bu gruptaki hastaların/yaralıların sağlık
mantığı aynıdır. sorunları olmasına rağmen kırmızı gruptakilere göre biraz daha bekletilebilir.
Siyah kod: Ölmüş ya da hayatta kalma şansı düşük kabul edilen kişilerdir.
Afet zamanlarına özgü olarak kişi tıbben ölmemiş bile olsa bu kategoriye alınabilir.
Bu kategoriye girenlere sağlık hizmeti en son sırada verilir. Mevcut kaynaklar
kurtarılabilir hasta veya yaralılar için kullanılır
Yeşil kod: Tıbbi bakıma gereksinimi olan ancak acil olmayan hafif yaralı,
bilinci açık hasta veya yaralılardır. Bu gruptaki hastaların/yaralıların bazıları
kurtarıcılara yardım etmekte değerlendirilebilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

Her yaralının kısa bir süre içinde sağlık durumu değişebilir ve bir başka triyaj
renk kodu içine girebilir. Özellikle sarı ve yeşil grupta yer alan yaralılar,
bekletildikleri süre içinde sık sık değerlendirilmelidir.

Yaralılar,
sınıflandırmaya uygun
renklendirilmiş triyaj
kartları ile işaretlenir.

Triyaj kartı
Triyajı yapılmış hastanın/yaralının değişik basamaklarda derecelerinin
belirlenmesi amacı ile oluşturulan karttır. Yaralılar, sınıflandırmaya uygun
renklendirilmiş triyaj kartları ile işaretlenir.
Ülkemizde ve uluslararası örneklerde çok farklı dizayn edilmiş triyaj kartları
Triyaj kartının ön bulunmaktadır.
yüzünde, kart Triyaj kartı sudan etkilenmeyen, kolay yırtılmayan ve dikkat çekici olmalıdır.
numarası, il kodu, Kan, serum gibi etkenlerle, taşıma esnasında gelişebilecek takılma veya çekilme
yaralamanın tipi, triyaj gibi olaylarda zarar görmemelidir.
kodu, nakil yolu ve
Triyaj kartının ön yüzünde: Kart numarası, il kodu, yaralamanın tipi, triyaj
pozisyonu, ikincil ve
kodu, nakil yolu ve pozisyonu, ikincil ve birincil nakil bölümleri bulunmaktadır.
birincil nakil bölümleri
bulunmaktadır. • Kart no; “1”den başlayarak devam eden numaralardan oluşur.
• İl Kodu; kullanıldığı ilin plaka numarasını gösterir.
• Yaralanmalar; tespit edilen yaralanmaların ortak simgelerle insan
figürünün üzerine işlenmesidir.
• Triyaj kodu; yapılan değerlendirme sonucu verilen kodun işaretlendiği
bölümdür.
• Nakil yolu; yaralı naklinin kara veya hava yolu ile gerçekleştirileceği
bilgisini verir.
• Nakil pozisyonu; yaralının durumuna göre nakil esnasında verilecek özel
pozisyon söz konusu ise işaretlenecek bölümdür.
• İkinci nakil; sevk edildiği birimden, bir üst birime nakledilmesi durumunda
doldurulur, ana karttan ayrılabilir ve nakil ekibinde kalır.
• Birinci nakil; Yaralıyı olay yerinden alan ekibin dolduracağı bölümdür ve
nakil ekibinde kalır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

Yeni triyaj kartlarında, nakledilen hastanın izlemini kolaylaştırmak için trafik


kodu, hastane kodu ve kart numarası verilmesi öngörülmektedir.

•06-0001-000001 (06 Ankara il trafik kodu, 0001 hastane kodu,


Örnek
000001 kart no)

Triyaj kartının arka yüzünde: Serumlar ve saatler, verilen ilaçlar ve saatleri,


hekimin notu, hekimin kimliği, ikinci nakil ve birinci nakil bölümleri bulunmaktadır.
Triyaj kartının arka
yüzünde, serumlar ve • Serumlar ve saatler; verilen serumlar ve saatleri kaydedilir.
saatler, verilen ilaçlar • Verilen ilaçlar ve saatleri; verilen ilaçlar ve saatleri kaydedilir.
ve saatleri, hekimin • Hekimin notu; müdahalede bulunan hekim tarafından doldurulur.
notu, hekimin kimliği, • Hekimin kimliği; hekimin ad ve soyadını yazacağı bölümdür.
ikinci nakil ve birinci • İkinci nakil; hasta bilgileri ve sevk edildiği hastane bilgileri yazılır.
nakil bölümleri • Birinci nakil; hasta bilgileri ve sevk edildiği hastane bilgileri yazılır.
bulunmaktadır.

Olay yeri, o noktada


tekrar kaza olma
riskinin ortadan
kaldırılması, olay
yerindeki hasta/yaralı
sayısının ve türlerinin
belirlenmesi amacıyla
değerlendirilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

OLAY YERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ


Olay yeri, o noktada tekrar kaza olma riskinin ortadan kaldırılması, olay
yerindeki hasta/yaralı sayısının ve türlerinin belirlenmesi amacıyla değerlendirilir.
Her kazanın kendine göre bir oluş şekli ve yapısı vardır. Yine her olay yerinin
de kendine özgü riskleri vardır. Dolayısı ile bu konuda bilinmesi gereken şey: Kaza
olan çevreye ya da hastanın/yaralının çevresine bir bakmak ve ‘’Burada devam
eden riskler var mı?’’ diye sorgulamak gerekir. Her olayın risk durumu birbirinden
farklıdır.
Olay yerinin hızlı bir şekilde değerlendirilmesi yapılacak müdahalelerin
planlanması açısından önemlidir.

Olay Yerinin Değerlendirilmesinde Yapılacaklar


• Kendimiz ve yaralı için muhakkak güvenli bir bölge oluşturulmalıdır.
• Kazaya uğrayan araç mümkünse yolun dışına ve güvenli bir alana alınmalı,
kontağı kapatılmalı, el freni çekilmeli, araç LPG’li ise aracın bagajında
bulunan tüpün vanası kapatılmalıdır.
• Olay yeri yeterince görünebilir biçimde işaretlenmelidir. Kaza noktasının
önüne ve arkasına gelebilecek araç sürücülerini yavaşlatmak ve olası bir
kaza tehlikesini önlemek için uyarı işaretleri yerleştirilmeli; bunun için
üçgen reflektörler kullanılmalıdır, kaza bölgesi mutlaka uzaktan görülür
hâle getirilmelidir.
• Olay yerinde hasta/yaralıya yapılacak yardımı güçleştirebilecek veya
engelleyebilecek meraklı kişiler olay yerinden uzaklaştırılmalıdır.
• Olası patlama ve yangın riskini önlemek için olay yerinde sigara
içilmemelidir.
Olay yerinde • Gaz varlığı söz konusu ise oluşabilecek zehirlenmelerin önlenmesi için
hasta/yaralıya yapılacak gerekli önlemler alınmalıdır.
yardımı • Ortam havalandırılmalıdır.
güçleştirebilecek veya • Kıvılcım oluşturabilecek ışıklandırma veya çağrı araçlarının kullanılmasına
engelleyebilecek izin verilmemelidir.
meraklı kişiler olay • Hasta/yaralı için bir risk yok ise yerinden oynatılmamalıdır.
yerinden • Hasta/yaralı hızla yaşam bulguları yönünden (CAB) değerlendirilmelidir.
uzaklaştırılmalıdır. • Hasta/yaralı kırık ve kanama yönünden değerlendirilmelidir.
• Hasta/yaralı sıcak tutulmalıdır.
• Hastanın/yaralının bilinci kapalı ise ağızdan hiçbir şey verilmemelidir.
• Tıbbi yardım 112 Acil Servisten istenmelidir.
• Hastanın/yaralının endişeleri giderilmeli, nazik ve hoşgörülü olmalıdır.
• Hastanın/yaralının paniğe kapılmasını engellemek için yarasını görmesine
izin verilmemelidir.
• Hasta/yaralı ve olay hakkındaki bilgiler kaydedilmelidir.
• Yardım ekibi gelene kadar olay yerinde kalınmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

Bireysel Etkinlik
•Bu ünitede yer alan bilgiler ışığında, evinizde, senaryo yazıp, bir kaza
ortamı oluşturarak, rol play ile oyuncak bebek üzerinde, hasta/yaralı
değerlendirmesi yapabilir, triyaj uygulayabilir ve olay yeri
değerlendirmesi gerçekleştirebilirsiniz.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

•Hastanın/yaralının yaşamını kurtarmak ve korumak için ilk yardım


önceliklerinin, uygulanacak yöntemin belirlenmesi ve güvenli bir
müdahalenin başarılı bir şekilde uygulanmasında, hasta/yaralının ve olay
yerinin değerlendirilmesi, triyajın bilinmesi önemlidir.
•HASTA/YARALININ DEĞERLENDİRİLMESİ
•Hasta/yaralı; hastalığın ya da yaralanmanın ciddiyetinin, ilk yardım
önceliklerinin, yapılacak ilk yardım yönteminin belirlenmesi ve güvenli bir
Özet
müdahalenin sağlanması amacıyla değerlendirilir.
•İnsan Vücudunun Yapısı
•Vücudun esas yapı taşı hücredir. Benzer hücreler birleşerek dokuları, benzer
dokular birleşerek organları ve organlar birleşerek sistemleri oluşturur.
•Yaşam Bulguları
•Hastayı/yaralıyı değerlendirmeden önce yaşam bulgularının anlamlarının
bilinmesi gerekmektedir. Çünkü, bu bulguların var veya yok olması yapılacak
müdahaleler için önem taşımaktadır. Yaşam bulguları dendiğinde,
hasta/yaralının; bilinci, nabzı, solunumu, dolaşımı, vücut sıcaklığı ve kan
basıncından söz edilmektedir.
•Hasta/Yaralıyı Değerlendirme Aşamaları
•İlk değerlendirmede; hasta/yaralıya sözlü uyaranla ya da hafifçe omuzuna
dokunarak “iyi misiniz?” diye sorularak bilinç durumu ve arkasından ilk
yardımın ABC’si değerlendirilir.
•İkinci değerlendirme; baştan aşağı muayene yapılır.
•TRİYAJ
•Triyaj; hasta ve yaralıların, yaşamlarını tehdit eden yaralanma derecelerine
ve beklenen yarara göre sıralanmasıdır. Hastaların hangi zaman ve sırada acil
yardım alması gerektiğini, nakil hızını ve seçilecek hastaneyi belirleyen kısa
klinik değerlendirmedir.
•Triyajın Amaçları
•Triyaj uygulamasında genel amaç, daha çok hastanın veya yaralının yaşamını
kurtarmaktır.
•Triyajda Temel Kurallar
•Triyaj değerlendirmesi; solunum, dolaşım, bilinç sırasını takip eder ve bu
değerlendirme sonucuna göre acil ve öncelikli hasta veya yaralılar tespit
edilir. Triyaj, ulaşılan her basmakta yeniden yapılır. Triyaj süresi, her bir yaralı
için 1 dakikadan daha kısa olmalıdır. Triyaj, olaydan etkilenen herkese
uygulanır. Triyaj işleminde görevler, kesin tanımlanmış ve paylaşılmıştır.
Genellikle, triyaj işinden tek kişi sorumlu olur. Triyaj sorumlusu, acil sağlık
sisteminin olay yerindeki gözü ve kulağıdır.
•Triyajın Evreleri
•Triyajda üç, dört ve beş kategorili sınıflandırma sistemleri kullanılmaktadır.
Beşli triyaj sisteminde hastalar, hemen, çok acil, acil, yarı acil ve acil olmayan
şeklinde beş kategoride incelenir. Etkin bir triyaj sistemi basitlik, zaman
etkinliği, doğruluk, güvenilirlik ve en az yanılma özelliklerine sahip olmalıdır.
Triyaj sisteminin diğer bileşenleri kayıt sistemi, iletişim sistemi ve güvenliktir.
•Triyaj Çeşitleri
•Triyaj; başvuru, vaka, olay yeri, müdehale ve nakil triyajı, triyaj hastanesi ve
acil servis triyajı olmak üzere yedi şekilde yapılmaktadır.
•Triyaj Sisteminde Sınıflama ve Kodlama
•Triyaj sınıflama sistemi
•Stabil olmayan acil hasta veya yaralılar; bu gruba giren hasta veya yaralılarda
solunum ve dolaşım stabil değildir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

•Stabil acil hasta veya yaralılar: Solunum ve dolaşım değerleri stabildir.


Kurtarma, acil yardım ve nakil geciktirilebilir.
•Acil olmayan hasta veya yaralılar; yaşamsal bulgularında solunum ve
dolaşıma yönelik herhangi bir risk mevcut değildir.
•Ölmüş kişiler ya da aşırı ağır hasta veya yaralılar; o anda tedavi edilemeyecek
kadar ağır, yaşama olasılıkları olmayan ya da düşük olan hasta veya
Özet (devamı)
yaralılardır.
•Triyaj kodlama sistemi
•Kırmızı kod: Ciddi hastalığı ya da yaralanması olan hasta veya yaralılardan
oluşan acil gruptur.
•Sarı kod: Hâlihazırda yaşamı tehdit eden hastalığı ya da yaralanması
olmayan, ancak zamanında nakledilmez ise yaşam tehdidi olan
hastalardan/yaralılardan oluşan gruptur.
•Yeşil kod: Tıbbi bakıma gereksinimi olan ancak acil olmayan hafif yaralı,
bilinci açık hasta veya yaralılardır.
•Siyah kod: Ölmüş ya da hayatta kalma şansı düşük kabul edilen kişilerdir.
•Her yaralının kısa bir süre içinde sağlık durumu değişebilir ve bir başka triyaj
renk kodu içine girebilir.
•Triyaj kartı
•Triyajı yapılmış hastanın/yaralının değişik basamaklarda derecelerinin
belirlenmesi amacı ile oluşturulan karttır. Yaralılar, sınıflandırmaya uygun
renklendirilmiş triyaj kartları ile işaretlenir.
•Triyaj kartı sudan etkilenmeyen, kolay yırtılmayan ve dikkat çekici olmalıdır.
Kan, serum gibi etkenlerle, taşıma esnasında gelişebilecek takılma veya
çekilme gibi olaylarda zarar görmemelidir.
•Triyaj kartının ön yüzünde; kart numarası, il kodu, yaralamanın tipi, triyaj
kodu, nakil yolu ve pozisyonu, ikincil ve birincil nakil bölümleri
bulunmaktadır. Yeni triyaj kartlarında, nakledilen hastanın izlemini
kolaylaştırmak için trafik kodu, hastane kodu ve kart numarası verilmesi
öngörülmektedir.
•Triyaj kartının arka yüzünde; serumlar ve saatler, verilen ilaçlar ve saatleri,
hekimin notu, hekimin kimliği, ikinci nakil ve birinci nakil bölümleri
bulunmaktadır.
•OLAY YERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
•Olay yeri, o noktada tekrar kaza olma riskinin ortadan kaldırılması, olay
yerindeki hasta/yaralı sayısının ve türlerinin belirlenmesi amacıyla
değerlendirilir.
•Her kazanın kendine göre bir oluş şekli ve yapısı vardır. Yine her olay yerinin
de kendine özgü riskleri vardır. Dolayısı ile bu konuda bilinmesi gereken şey;
kaza olan çevreye ya da hastanın/yaralının çevresine bir bakmak ve ‘’Burada
devam eden riskler var mı?’’ diye sorgulamak gerekir. Her olayın risk durumu
birbirinden farklıdır
•Olay Yerinin Değerlendirilmesinde Yapılacaklar
•Kendimiz ve yaralı için muhakkak güvenli bir bölge oluşturulmalıdır.
Hasta/yaralı için bir risk yok ise yerinden oynatılmamalı, hızla yaşam
bulguları, kırık ve kanama yönünden değerlendirilmeli, sıcak tutulmalı, bilinç
kapalı ise ağızdan hiçbir şey verilmemelidir.
•Tıbbi yardım 112 Acil Servisten istenmelidir.
•Hastanın/yaralının endişeleri giderilmeli, nazik ve hoşgörülü olunmalı, paniğe
kapılmasını engellemek için yarasını görmesine izin verilmemelidir.
•Hasta/yaralı ve olay hakkındaki bilgiler kaydedilmeli, yardım ekibi gelene
kadar olay yerinde kalınmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi hastayı/yaralıyı değerlendirme amaçlarından biri
değildir?
a) Hastayı/yaralıyı tedavi etmek
b) Güvenli bir müdahale sağlamak
c) İlk yardım önceliklerini belirlemek
d) Yapılacak ilk yardım yöntemini belirlemek
e) Hastalık/yaralanmanın ciddiyetini belirlemek

2. Aşağıdakilerden hangisinde vücut yapısının hiyerarşisi doğru olarak


sıralanmıştır?
a) Dokular-Hücreler-Organlar-Sistemler-Organizma
b) Organlar-Hücreler-Dokular-Sistemler-Organizma
c) Hücreler-Dokular-Organlar-Sistemler-Organizma
d) Hücreler-Dokular- Sistemler-Organlar-Organizma
e) Hücreler- Sistemler Dokular-Organlar- -Organizma

3. Aşağıdakilerden hangisi hastanın/yaralının yaşam bulguları arasında


değerlendirilmez?
a) Bilinç durumu
b) Vücut ısısı
c) Cilt rengi
d) Solunum
e) Dolaşım

4. Aşağıdakilerden hangisi üçüncü derece bilinç kaybını ifade eder?


a) Tüm uyarılara cevap verir.
b) Hiçbir uyarana cevap vermez.
c) Sözlü uyaranlara cevap verir.
d) Ağrılı uyaranlara cevap verir.
e) Sözlü uyaranlara cevap vermez.

5. Aşağıdakilerden hangisi triyajın amaçları arasında yer almaz?


a) Hastanın/yaralının yaşamını korumak
b) Tedavi çalışmaları yapmak
c) İleri derece yaralanmaları önlemek
d) İlk acil müdahaleyi erken ve etkili yapmak
e) Uygun hastaneye uygun hasta veya yaralının naklini sağlamak

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20


Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

6. Aşağıdakilerden hangisi triyaj kuralları ile ilgili değildir?


a) Triyaj sorumlusu, hasta/yaralıların acil bakımıyla ilgilenir.
b) Triyaj olaydan etkilenen herkese uygulanır.
c) Triyaj hasta/yaralı sayısı ile ilgilenmez .
d) Triyaj süresi, her bir hasta/yaralı için 1 dakikadan daha kısa olmalıdır.
e) Triyaj süresi yatar durumdaki hasta/yaralılar için en fazla 3 dakikadır.

7. Aşağıdakilerden hangisi ülkemizde kullanılan triyaj renk kodlaması ile ilgili


değildir?
a) Kırmızı; çok acil
b) Sarı; acil
c) Yeşil; acil olmayan
d) Mavi; acil olmayan
e) Siyah; Ölü veya hayatta kalma şansı düşük olan

8. Aşağıdakilerden hangisi START yöntemi ile ilgili değildir?


a) Bir yaralı için en fazla 30 saniye ayrılır.
b) 30 saniyenin sonunda yaralı değerlendirilerek ilgili renk kodu ile
işaretlenir.
c) Triyaj sorumlusu otoriter tavır ve ses tonuyla olay yaralıların kendine
doğru gelmelerini ister.
d) Yürüyebilen yaralıların triyaj bölgesinde sarı alana gitmeleri istenir.
e) Yürüyebilen yaralılar, yeşil renk kodu ile işaretlenir.

9. Aşağıdakilerden hangisi triyajda hasta nakli ile ilgili değildir?


a) Bir ambulansın hasta kabininde sadece bir kırmızı kodlu yaralı
taşınabilir.
b) Bir ambulansın hasta kabininde bir sarı ve bir yeşil kodlu yaralı
taşınabilir.
c) Bir ambulansın hasta kabininde iki yeşil kodlu yaralı taşınabilir.
d) Bir ambulansın sürücü kabininde iki yeşil kodlu yaralı taşınabilir.
e) Bir ambulansın sürücü kabininde bir kırmızı kodlu yaralı taşınabilir.

10. Aşağıdakilerden hangisi olay yerinin değerlendirilmesinde yapılacaklar


arasında yer almaz?
a) Kazaya uğrayan aracı mümkünse güvenli bir alana almak
b) Olay yerini yeterince görünebilir biçimde işaretlemek
c) Olası patlama ve yangın riskini önlemek
d) Gaz varlığı söz konusu ise gerekli önlemler almak
e) Hastayı/yaralıyı yerinden taşımak

Cevap Anahtarı
1.a, 2.c, 3.c, 4.b, 5.b, 6.a, 7.d, 8.d, 9.e, 10.e

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21


Hasta/Yaralının ve Olay Yerinin Değerlendirilmesi

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Akyolcu, N. (2007). Acil birimlerde triyaj. İ.Ü.F.N. Hem. Der., Cilt:15 (Sayı:58), 7-17.
Dilek, ON. (2003). Hasta ve yaralı değerlendirmesi İlk Yardım Ders Kitabı, Afyon: ,
Afyon Kocatepe Üniversitesi yayını.
Güleç, MA., Akkaya, M., Önen, G., & Çelik, K. (2008). Temel İlkyardım Uygulamaları
Eğitim Kitabı, Ankara: T.C. Sağlık Bakanlığı Ankara İl Sağlık Müdürlüğü Acil
Ve Afetlerde Sağlık Hizmetleri Şube Müdürlüğü.
İnan, HF., Kurt, Z., &Kubilay. İ. (2011). Temel İlkyardım Uygulamaları Eğitim Kitabı,
Ankara: T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü
İlkyardım ve Acil Sağlık Hizmetleri Daire Başkanlığı.
Kakillioğlu, T., Kurt, K., & Dalkılınç, M. (2002). Temel İlkyardım Uygulamaları Eğitim
Kitabı, Ankara: T.C Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü
İlkyardım ve Acil Sağlık Hizmetleri Daire Başkanlığı.
Oktay, C. (2002). “Afetlerde hastane öncesi müdahale ve triyaj”. STED, Cilt:11
(Sayı:4), ss:136-139.
Türkdemir, AH., Girgin, G., & Önal, E. Olay Yeri Yönetimi ve Triaj. 1 Haziran 2019
tarihinde
https://www.researchgate.net/publication/305273308_OLAY_YERI_YONETIMI_VE
_TRIAJ adresinden erişildi
.....(2011) Acil Sağlık Hizmetleri –Triaj, Ankara, T.C. Millî Eğitim Bakanlığı. 20 Mayıs
2019 tarihinde
http://www.megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller_pdf/Triaj.pdf
adresinden ulaşıldı.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22


TEMEL YAŞAM DESTEĞİ
İÇİNDEKİLER

• Temel Yaşam Desteği


• Erişkin, Çocuk ve Bebeklerde Temel
Yaşam Desteği
• Bilinç Kontrolü
• Bildirme
İLK YARDIM VE ACİL
• Temel Yaşam Desteği Bileşenleri SAĞLIK HİZMETLERİ
• Defibrilasyon
Doç. Dr. Zeynep
KARAMAN
ÖZLÜ
• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
• Temel yaşam desteğine
HEDEFLER

başlama zamanını ve önemini


kavrayabilecek,
• Hayat kurtarma zincirini
öğrenebilecek,
• İlk yardımın temelinde dolaşım
vesolunum sistemin
kontrolünü anlayabilecek,
• Yetişkin, çocuk ve bebekte
doğru ve etkin şekilde KPR
uygulamayı öğrenebilecek,
• Güvenli şekilde otomatik
defibrilatör kullanımı hakkında ÜNİTE
bilgi sahibi olabileceksiniz.

6
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Temel Yaşam Desteği

TEMEL YAŞAM DESTEĞİ

ÇOCUKLARDA VE
ERİŞKİN TEMEL YAŞAM TEMEL YAŞAM DESTEĞİ
BEBEKLERDE TEMEL
DESTEĞİ BİLEŞENLERİ
YAŞAM DESTEĞİ

Bilinç Kontrolü

Bildirme

Temel Yaşam Desteği


Bileşenleri

Defibrilasyon(D)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


Temel Yaşam Desteği

GİRİŞ
Temel yaşam desteği terimi: solunum yolunun korunmasını, solunumu ve
dolaşımın desteklemesini ifade eder. ilk değerlendirme, hava yolu kontrolü,
solunumun devamı için hava havalandırma (kurtarıcı soluk) ve kalp masajı. Hepsi
bir araya geldiğinde kardiyopulmoner resüsitasyon (CPR) terimi kullanılır. Bu
açıdan temel yaşam detseği kişinin hatyatının devamı için önemlidir.
Solunumu ve/ veya kalbi durmuş kişide, hayatın devam edebilmesi için bir an
önce solunumun ve dolaşımın yeniden sağlanması gerekir. Solunumu ve/ veya kalbi
durmuş kişide suni solunum ile akciğerlere oksijen gitmesini, dış kalp masajı ile
kalpten kan pompalanmasını sağlamak için ilaçsız ve tıbbi malzemesiz yapılan
uygulamalara temel yaşam desteği denir. İlaç ve tıbbi malzeme kullanarak hatta
gerekli olduğu durumlarda cerrahi müdahaleleri de kapsayan solunum ve dolaşımın
Solunumu ve/ veya sağlanmasına yönelik uygulamalara ileri yaşam desteği denir.
kalbi durmuş kişide
suni solunum ile dış Toplum bireylerinin, temel yaşam desteği (TYD) gereksinimi heran her yerde
kalp masajını içeren oluşabilir. Acil bir durumda ilk birkaç dakikada alınan önlemler, gerçekleştirilen işler,
ilaçsız ve tıbbi hasta veya kazazedenin yaşamda kalabilmesi için son derece önemlidir. TYD bu
malzemesiz yapılan hareket planının sınırlarını belirleyip, onları tanımlayarak hayat kurtarır. TYD’nin
uygulamalara temel amacı, kalp durmasının altında yatan neden geri döndürülünceye kadar yeterli
yaşam desteği denir. solunum ve dolaşımın sürdürülmesidir. Bu son derece kritik olan durumda
müdahalenin en iyi şekilde yapılması, bütün bilimsel yöntemlerin gereken zamanda,
gereken sırada ve gereken biçimde uygulanması, uygulamada hiçbir eksiklik veya
hatanın olmaması son derece önemlidir.

TEMEL YAŞAM DESTEĞİ


TYD ile ilgili uygulamalar 1960’lı yıllarda gelişmeye başlamış, günümüze kadar
da birçok gelişim ve değişim göstermiştir. TYD uygulama eğitiminde karmaşıklığın
ortadan kaldırılması amacıyla standartlaşma ihtiyacı hissedilmiş ve bu konuda
çalışmalar yapılmıştır. Günümüzde her beş yılda bir TYD uygulama protokollerinde
yenilenmeye gidilmektedir. En son 2010 yılında yayımlanan yeni protokoller gereği,
Solunumu ve/ veya sağlık çalışanı ve ilk yardımcı tarafından uygulanacak TYD uygulama açısından
kalbi durmuş kişide farklılıklar bulunmaktadır. TYD basamakları sıralamasında yetişkinler ve pediyatrik
suni solunum ile hastalar için “A‐B ‐C” uygulaması “ C‐A‐B” (Dolaşım "Circulasyon", Havayolu
dış kalp masajını “Airway“, Solunum “Breathing“ ) olarak değiştirilmiştir. “C‐A‐B” sıralamasıyla, kalp
içeren ilaçsız masajı daha kısa sürede başlamış olacak ve ventilasyon çok az gecikmiş olacaktır.
ve tıbbi “Bak, Dinle, Hisset” uygulaması faydasız ve zaman alıcı bulunmuş bu nedenle 2010
malzemesiz yılı TYD akış şemasından çıkarılmıştır.
yapılan Toplumların çoğunda acil yardım servislerinin haberdar edilmesinden, acil
uygulamalara yardım servislerinin kazazedeye ulaşmasına kadar geçen zamanda müdahaleye
temel yaşam başlama süresi 8 dk. veya daha uzundur. Bu dönemde kazazedenin hayatta kalma
desteği denir. şansı yaşam zincirinin ilk 3 halkasının çevrede bulunanlar tarafından erken
başlatılmasına bağlıdır. Yaşamı tehdit eden acil bir durumda kazazedenin sağ kalım
olasılığını uygulanan yasam zincirinin gücü belirler, zincirin gücü ise en zayıf
halkasının gücü kadardır. Bu nedenle yaşam kurtarma zincirinin beş halkası da

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


Temel Yaşam Desteği

kuvvetli olmak zorundadır.

Şekil 6.1. Yetişkin Sağ Kalım Zinciri

Yetişkinlerde sağ kalım zinciri halkaları şunlardır: Şekil 6.1

 1.Halka, Kardiyak arrestin erken tanınması ve acil sağlık hizmetlerinin


erken aktivasyonu,
 2.Halka, Olay yerinde bulunan ilk yardımcının yaptığı temel yaşam desteği,
 3.Halka, Erken defibrilasyonu,
 4.Halka, Etkili yetişkin ileri yaşam desteği uygulamalarını,
 5.Halka, Kardiyak arrest sonrası bakımı ifade etmektedir.

Şekil 6.2. Çocuklarda Sağ Kalım Zinciri

Çocuklarda sağ kalım zinciri halkaları şunlardır: Şekil 6.2


 1.Halka, Arrestin ve oluşabilecek zararların önlenmesini,
 2.Halka, Erken kardiyopulmoner resüsitasyonu,
Çocuklarda temel  3.Halka, Acil yanıt sisteminin aktive edilmesini,
yaşam desteğinde  4.Halka, Hızlı pediyatrik ileri yaşam desteğini,
en önemli halka,
 5.Halka, Kardiyak arrest sonrası bakımı ifade etmektedir.
zararların
Çocuklarda temel yaşam desteğini, ilk üç halka oluştur.
önlenmesi olup
koruyucu tedbirler
alınmalıdır.
Örnek

•TYD uygulamalarına otomatik eksternal defibrilatör kullanımının


dâhil edilmesi ile birlikte TYD artık yaşam zincirinin ilk üç halkasını
oluşturmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


Temel Yaşam Desteği

Örnek
•Yetenek kişisel yargılara göre belirtilmektedir.
•“Esma’nın dans konusunda yetenekli olması” bir yargıdır ve
kişiden kişiye değişmektedir.

• Çocuk yaralıda nasıl müdahale edileceğini, yetişkin


Bireysel
Etkinlik

müdahalesinden farklarını örneklerle tekrarlayınız.

Erişkin Temel Yaşam Desteği


Bilinç kontrolü
Hasta veya yaralı sert bir zemine sırt üstü yatırılmalıdır. Sırt üstü pozisyona
getirilirken baş‐ boyun ve gövde ekseni bozulmadan çevrilmelidir, ancak baş boyun
yaralanma şüphesi varsa çok gerekli olmadıkça pozisyon değiştirilmemelidir. Hasta
/yaralının omzuna yavaşça dokunulmalı “Nasılsınız?” “İyi misiniz?” diye
sorulmalıdır (Resim 6.1.)

Bilinç kontrolü, hasta


/yaralının omzuna
Resim 6.1. Bilinç Kontrolü
yavaşça
dokunularak
“Nasılsınız?” “İyi
misiniz?” diye • Bilinç kontrolü yaparken hasta veya yaralının
Bireysel
Etkinlik

sorularak vereceği tepkiler için örnekler oluşturunuz


yapılmalıdır.

Bilinç açık, cevap veriyor ise güvenli bir pozisyon verilmeli veya bir tehlike
söz konusu değilse olduğu pozisyonda bırakılmalıdır, yardım gelenekadar sık sık
tekrar değerlendirilmelidir.
Bilinç açık, solunum sıkıntılı ise yabancı cisim aspirasyonu düşünülmelidir ve
buna yönelik ilk yardım uygulamaları hemen yapılmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


Temel Yaşam Desteği

Dolaşımı ve solunumu etkili, ancak bilinci kapalı ise hava yolunu açık tutmak
ve aspirasyon riskini azaltmak için derlenme pozisyonu, (Resim 6.2) (Recovery
Pozisyonu) verilmelidir.

Resim 6.2. Derlenme Pozisyonu

Bilinç kapalı solunum yok ya da anormal soluyorsa (gasping) ise, kazazede


solumuyor veya ara sıra anormal solunum hareketleri ya da zayıf solunum çabaları
var ise, hasta sırt üstü yatar pozisyonuna getirilmeli, acil yardım aranmalı, dolaşım
değerlendirilmeli ve göğüs kompresyonuna başlanmalıdır.

Bildirme
Olay / kaza mümkün olduğukadar hızlı bir şekilde telefon veya diğer kişiler
aracılığı ile gerekli yardım kuruluşlarına bildirilmelidir. Türkiye’de ilk yardım
gerektiren her durumda telefon iletişimleri, 112 acil telefon numarası üzerinden
gerçekleştirilir.

Temel Yaşam Desteği Bileşenleri


Dolaşımın değerlendirilmesi: Dolaşım "Circulasyon" C. Dolaşımın olup
olmadığının anlaşılmasının en etkin yolu 10 saniye içinde karotis nabzının
kontrolüdür. Karotis arterin lokalizasyonu için, bir el ile başın geriye pozisyonu
sürdürülürken, diğer elin 2 ‐ 3 parmağı ile trakea lokalize edilmeli, sonra parmaklar
trakea ile sternokleidomastoid kası arasındaki oluğa doğru kaydırılmalıdır. Her iki
karotis arterin aynı anda palpasyonu, beyin kanakımını etkileyebileceğinden
önerilmemektedir. Nabız palpasyonunda karotis arterin alternatif ise femoral
arterdir. 2005 yılında yayınlanan kılavuzda arrest sırasında kazazedelerin çoğunda
anormal solunum olduğu ve normal solunumla karıştığı ileri sürülerek, şuursuz ve
normal solumayan her kazazedeye nabız kontrolü yapılmadan Kardiyopulmoner
resüstasyona (KPR) başlanması önerilmiştir.

•2005 yılında yayınlanan kılavuzda arrest sırasında kazazedelerin


çoğunda “gasping” tarzında anormal solunum olduğu ve normal
Örnek

solunumla karıştığı ileri sürülerek, şuursuz ve normal solumayan


her kazazedeye nabız kontrolü yapılmadan KPR başlanması
önerilmiştir.

Kalp masajı: Kalp masajı uygulama basamakları aşağıdaki şekilde


sıralanmaktadır:

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


Temel Yaşam Desteği

• Önce kendimizde sonra kendi aramızda karotis

Bireysel
Etkinlik
arterden nabız alarak dolaşım durumunu kontrol
etmeyi deneyiniz

 Kalp masajı uygulamak için göğüs kemiğinin alt ve üst ucu tespit edilerek
alt yarısına bir elin topuğu yerleştirilir (Resim 6.3. ve Resim 6.4.)
 Diğer el, bu elin üzerine yerleştirilerek parmaklar kilitlenir.
 Üstteki el ile altta bulunan el yukarıya doğru çekilerek alttaki elin
parmaklarının hasta veya yaralıya temas etmesi önlenir. Aksi durumda
uygulanan güç dağılır.
 Dirsekleri bükmeden, omuzlar düz şekilde ve hasta veya yaralının üzerine
tam dik olacak şekilde pozisyon alınır. Omuz ve bel kaslarından kuvvet
Kalp masajında, alınmalıdır.
göğüs kemiğine 5  Basıncı tam uygulayabilmek için hasta veya yaralıya yakın mesafede
cm çökecek şekilde durulmalıdır.
basınç uygulanır.  Göğüs kemiğine 5 cm (2 inç kadar) çökecek şekilde basınç uygulanır.
 Basınç, aşağı doğru ve dik olarak uygulanmalıdır.
 Basınç, sadece göğüs kemiği üzerine uygulanmalı eller sabit tutulmalı ve
 hareket ettirilmemelidir.
 Göğüs kemiğine basınç uygulama ve kaldırma ritmik olarak yapılmalıdır.
 Uygulamaya, 1 ve, 2 ve, 3 ve, … 9 ve, 10 ve, 11 ve,…30 diye sayılarak 30
basınç şeklinde devam edilir. Bu sayede basınç ve gevşeme arasındaki
zaman eşitlenmiş olur.
 Kalp masajı, dakikada en az 100 basınç olacak şekilde uygulanmalıdır.

Hava yolunu açmak


için hasta veya
yaralıya, travma
bulgusu yok ise
baş‐çene
pozisyonu
verilmelidir. Resim 6.3. Kalbe Basınç Uygulanacak Bölgeye Ellerin Yerleştirilmesi

Resim 6.4. Yetişkinlerde Ellerin Kilitlenerek Göğüs Basıncı Uygulanması

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


Temel Yaşam Desteği

Hava Yolu Açıklığının Değerlendirilmesi: Havayolu “Airway“ A. Bilinci kapalı


bütün yaralılarda hava yolu açıklığı kontrol edilmeli ve aşağıdaki işlem basamakları
uygulanmalıdır.

 Hasta veya yaralının sıkan giysileri varsa gevşetilir.


 Ağız içi kontrol edilerek temizlenir, yabancı cisim varsa çıkartılır, ağızda
takma diş, yiyecek parçaları, kusmuk vb. cisimler hava yolunun
tıkanmasına neden olabilir. Bu işlemler yapılırken kesinlikle ağız içine
körlemesine temizlik yapılmamalıdır.
 Hava yolunu açmak için hasta veya yaralıya, travma bulgusu yok ise baş‐
çene pozisyonu verilmelidir. Bir el alına yerleştirilmeli, diğer elin iki
parmağı çenenin altına yerleştirilmeli, baş geriye doğru itilmelidir (Resim
6.5)

• Yaralıbir hastada dilin arkaya kaçmış olabileceğini


Örnek

unutmamalı ve boyun yaralanması riski yoksa baş‐çene


pozisyonu verilmeli

Resim 6.5. Başın Geriye İtilip Çenenin Öne Çekilmesi Pozisyonu

 Travma bulgusu olan hasta için çene itme manevrası kullanılmalıdır.


Omurga yaralanmasından şüphelenilen yaralı veya hastalarda çenenin
Yetişkinde suni kaldırılması yeterlidir. Bu manevra sağlık çalışanları tarafından
solunumun, uygulanmalıdır (Resim 6.6)
ağızdan ağza,  Çene kaldırma manevrası başarısız olursa hava yolunu açık tutacak kadar
ağızdan buruna, baş geriye doğru hafifçe itilmelidir.
ağızdan maskeye
ve ağızdan
stomaya şeklinde
yapılabilir.

Resim 6.6. Çene Kaldırılması Pozisyonu

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


Temel Yaşam Desteği

Solunumun Değerlendirilmesi: Solunum “Breathing“B. Solunumun kontrolü


için “Bak, dinle, hisset” yöntemi zaman kaybı olarak düşünülmesi nedeniyle
kullanılmamaktadır. İlk yardım uygulayacak kişi kardiyak arrest işaretlerini
belirlemek için bilinç durumunu kontrol ederken kısaca solunumu da kontrol eder.
30 göğüs basıncından sonra tek kurtarıcı hastanın hava yolunu açar ve 2 soluk verir.
Yetişkinde suni solunum, ağızdan ağza, ağızdan buruna, ağızdan maskeye ve
ağızdan stomaya şeklinde yapılabilir. Suni solunumda akciğerlere 400‐ 600 ml hava
gidecek şekilde ya da yaralının veya hastanın göğsünü yükseltmeye yarayacak kadar
her biri 1 saniyede 2 kurtarıcı nefes verilmelidir.
Ağızdan Ağıza suni Solunum: Bir el alına yerleştirilerek diğer el ile alt çene
yukarı doğru kaldırılır. Alında bulunan elin, baş ve işaret parmakları ile burun
kanatları sıkıca kapatılır. Bu sırada baş çene pozisyonu korunmalıdır. Hasta veya
yaralıdan, bulaşabilecek enfeksiyonlara karşı korunmak amacıyla hasta veya
yaralının ağzına steril gazlı bez vb. malzeme yerleştirilir.
Normal bir nefes alınır ve ağız, hasta veya yaralının ağzına hava dışarı
çıkmayacak şekilde yerleştirilerek 1 nefes verilir. Verilen nefesin göğüs kafesini
yükseltip yükseltmediği gözlemlenir ve akciğerlerin direnci hissedilir. Nefes
verildikten sonra nefesin kendiliğinden geri çıkabilmesi için hasta veya yaralının ağzı
ve burnu açık bırakılmalıdır. Nefes verme sırasında yükselen göğüs kafesinin inişi
gözlenmelidir (Resim 6.7).

Resim 6.7. Ağızdan Ağza Suni Solunum Uygulaması

Ardından ikinci nefes verilir. Verilen her nefes sonrası ekspirasyon için süre
verilmelidir. Yetişkinlerde verilecek hava miktarı 500‐ 600 ml, verilen her bir nefesin
hızı da 1 sn.nin üzerinde olmalıdır. Verilen her nefes, doğru bir şekilde verilirse %
16‐ 18 oranında oksijene sahiptir. Eğer göğüs kafesi verilen nefese rağmen
yükselmiyorsa verilen baş çene pozisyonu yeterli değildir, hava yolu yabancı cisim
TYD 30 göğüs ile tıkalıdır ya da daha fazla hacimde nefes vermeye ihtiyaç vardır.
basısı, 2 suni
solunum şeklinde TYD’i 30 göğüs basısı, 2 suni solunum şeklinde koordineli olarak
koordineli olarak uygulanmalıdır.
uygulanmaktadır.
Ağızdan Buruna Suni Solunum: Ağızdan ağza suni solunum yapılamadığında,
örneğin çene kilitlenmesi, ağzında veya alt çenesinde ağır yaralanması olan hasta
veya yaralıda, ağzın açılamadığı durumlarda, yine ağzında diş olmayan kişilerde ağzı
kapatmak mümkün olmadığından, ağızdan buruna suni solunum tercih edilebilir. Bir
el soluk yolunun açıklığını sürdürmek, başın pozisyonunu korumak için hastanın
alnında dururken, diğer el ile ağız kapatılmalıdır. Hasta veya yaralının ağzı tamamen

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


Temel Yaşam Desteği

kapatıldıktan sonra alınan nefes burundan verilmelidir. Verilen nefesin rahatça


çıkabilmesi için burun açık bırakılırken ağız daha hafif aralanmalıdır.
Ağızdan Maskeye Suni Solunum: Ağızdan ağıza suni solunum, hiçbir araca
gereksinim göstermemesine rağmen, hasta veya yaralının ağzında kan, kusmuk vb.
varlığında ve bulaşabilecek enfeksiyonlara karşı korunmak amacıyla basit cep
maskesi gibi maskeler kullanılır (Resim 6.8).

Maskenin tepe kısmı burun üzerine, yuvarlak olan alt kısmı ise dudak ile çene
çıkıntısı arasındaki çene çukuruna, ağız ve burnunu kapatacak şekilde yerleştirilir.
Maskenin üstteki deliğinden soluk verilir. Diğer işlem basamakları ağızdan
ağıza suni solunum uygulaması ile aynıdır.

•Yüksekten düşen bir hastada baş‐çene pozisyonu


Örnek

yapmamalı sadece çene pozisyonu verilmeli. Hastada


boyun yaralanması riski varolduğunu unutmalı.

Resim 6.8. Ağızdan Maskeye Suni Solunum Uygulaması

Ağızdan Stomaya Suni Solunum: Trakea ön duvarının boyun ön duvarına


açılmasına trakeostomi denir. Geçici trakeostomisi olan hastalarda trakea içine
yerleştirilen bir tüp veya kanül bulunur. Trakeostomi kalıcı ise soluk borusu direkt
Defibrilasyon, özel boğaza ağızlaştırılır ki buna da stoma denir. Hasta veya yaralının trakeostomisi varsa
bir elektrik cihazı ağızdan stomaya suni solunum yapılır. Tüp olsa da olmasa da suni solunum işlemi
ile kalbe doğru aynıdır.
akım vererek
kalbin normal bir Öncelikle stoma kontrol edilir. Stomada tıkanma olabilir ve temizlenmesi
şekilde çalışmasını gerekebilir. Gazlı bez vb. kullanılarak tüpler yerinden kesinlikle çıkarılmadan
sağlamaya yönelik stomanın çevresindeki sekresyon veya yabancı cisimler temizlenir. Uygulama
yapılan işlemdir. sırasında, enfeksiyondan korunmak için suni solunuma başlamadan önce bebek
cep maskesi, steril gazlı bez vb. malzemeler stoma üzerine kapatılır. Bir el ile hasta
veya yaralının ağzı ve burnu kapatılarak ağızdan stomaya suni solunum yapılır.
Uygulama ağızdan ağıza suni solunum ile aynıdır.

Defibrilasyon (D)
Özel bir elektrik cihazı ile kalbe doğru akım vererek kalp kasındaki düzensiz
titreşimleri giderip kalbin normal bir şekilde çalışmasını sağlamaya yönelik yapılan

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


Temel Yaşam Desteği

işleme defibrilasyon, bu işte kullanılan cihaza defibrilatör denir. Defibrilasyonda


manuel defibrilatörler ve otomatik eksternal defibrilatörler (OED) kullanılır (Resim
6.9). Tüm sağlık çalışanı ve sağlık çalışanı haricindeki kurtarıcılar TYD’nin ayrılmaz
bir parçası olan OED’i kullanırlar. OED; bataryası olan, taşınabilir, kendiliğinden
yapışkanlı petleri bulunan, hasta veya yaralının kalp ritimlerini değerlendirebilen ve
şokun gerekli olup olmadığını sesli ya da görüntülü talimatlarla bildiren kullanımı
basit bir cihazdır. Hastane dışı ani kardiyak ölümlerde sağ kalım hızını artırmak için
ilk müdahaleeden kişinin KPR yapması ve OED kullanması önerilmektedir.
Defibrilasyon, nekadar erken uygulanırsa hasta veya yaralıların hayatta kalma
şansları o denli artar. Bu nedenle OED’ler, insanların yoğun olarak bulundukları
hava alanları, uçaklar, trenler, alışveriş merkezleri, spor sahaları, eğlence yerleri
vb. yerlerde bulunmaktadır.
Standart OED petleri yetişkinlerde uygulanır. 1‐ 8 yaş arasındaki çocuklara
mümkünse pediatrik petli OED’ler uygulanmalıdır. Mümkün değilse OED’ler olduğu
gibi kullanılır. Bebeklerde OED kullanılmaz.

Resim 6.9. Otomatik Eksternal Defibrilatör

OED kullanımında hastanın belden yukarısı çıplak olmalı, cildin kuru


olduğundan emin olunmalı gerekiyorsa hastanın cildi kurulanmalıdır. Petlerin
paketi, yırtılarak açılır. Biri göğsün üst kısmına, hasta veya yaralının sağ köprücük
kemiği altına, ikincisi göğsün alt kısmına, hasta veya yaralının sol meme başı altına
Defibrilasyon, ne yerleştirilir (Resim 6.10). Cihaz açılır ve kalp ritmi analizi beklenir. Cihaz ritim
kadar erken kontrolü yaparken hiç kimsenin yaralı veya hastaya dokunmadığından emin
uygulanırsa hasta olunmalı ve cihazın talimatına göre şok düğmesine basılmalıdır (Tam otomatik
veya yaralıların eksternal defibrilatörler, şoku kendisi verir).
hayatta kalma
şansları o denli
artar.

Resim 6.10. Sağ ve Sol Göğüs Pedlerinin Yerleştirilmesi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


Temel Yaşam Desteği

Nabız ve ritim kontrolü yapılmadan kalp masajına devam edilmeli, iki dakika
uygulamadan sonra nabız ve ritim kontrolü yapılmalıdır. Tekrar cihazdaki ritim
analizi takip edilir. Şok önerilmez ise TYD’ye devam edilir. Şok önerilmesi
durumunda 3–5 kez şok tekrarlanabilir.

ÇOCUKLARDA VE BEBEKLERDE TEMEL YAŞAM DESTEĞİ


Çocuklarda ve bebeklerde, temel yaşam desteği protokolleri yetişkinler ile
aynı olmakla beraber göğüs boşluğunun daha küçük olması, kalp atım sayısının fazla
olması, çevre organlarının daha kolay yaralanabilmesi gibi anatomik ve fizyolojik
nedenlerden dolayı uygulama sırasında yetişkinlere göre bazı farklılıklar
bulunmaktadır.

Bilinç Kontrolü
Çocuk hasta veya yaralıya hafifçe dokunulmalı “iyi misin?” diye yüksek sesle
sorulmalı, adı biliniyorsa adıyla seslenilmelidir. Bebeğin ise ayak tabanına hafifçe
vurularak bilinci kontrol edilmelidir. Çocuk veya bebek hareketeder, inler ya da
cevap verirse hızla herhangi bir yaralanma ya da tıbbi yardım ihtiyacı olup
Bebeklerde bilinç olmadığına bakılmalı acil yardım sistemi aktive edilmelidir.
kontrolü ayak
Bilinci kapalı, ancak düzenli nefes alıyorsa, travmaya ait herhangi bir kanıt
tabanına hafifçe
yoksa solunum yolunu korumak ve aspirasyon riskini azaltmak için derlenme
vurularak yapılır.
pozisyonu uygulanmalıdır. Hasta veya yaralı bilinci kapalı, tepkisiz ve nefes
almıyorsa ya da anormal soluyorsa KPR’ye başlanmalıdır.

Bildirme
Olay / kaza mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde telefon veya diğer kişiler
aracılığı ile gerekli yardım kuruluşlarına bildirilmelidir. Çocuğun bilinci yoksa ve
çevrede birileri varsa 112 aratılmalıdır. İlk yardımcı yalnız ise 30:2 göğüs basısı ve
suni solunumu 5 tur uyguladıktan sonra 112’yi kendisi aramalıdır.

Temel Yaşam Desteği Bileşenleri


Dolaşımın Değerlendirilmesi (C): Çocuklarda dolaşım, yetişkinlerde olduğu
gibi karotis arterden ya da femoral arterden, bebeklerde brakiyal arterden nabız
kontrolü ile değerlendirilir. Nabız on saniyenin altında bir sürede
değerlendirilmelidir, eğer on saniye içinde, nabız hissedilemez veya nabzı hissedip
hissetmediğinden emin olunamaz ise göğüs basılarına başlanmalıdır.

•Çocuklarda dolaşım, yetişkinlerde olduğu gibi karotis arterden ya


Örnek

da femoral arterden, infantta brakiyal arterden nabız kontrolü ile


değerlendirilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


Temel Yaşam Desteği

Kalp masajı: Kalp basıncı uygulamak için göğüs kemiğinin alt ve üst ucu tespit
edilerek alt yarısına bir elin topuğu yerleştirilmelidir. Çocuk yetişkin görünümünde
ise uygulama yetişkinlerdeki gibi çift elle yapılabilir. Dirseği bükmeden, omuz düz ve
çocuğun üzerine tam dik olacak şekilde pozisyon alınmalıdır. Çocukta göğüs kemiği
5 cm yani göğüs ön arka çapının 1/3’ü içe çökecek şekilde bası uygulanmalıdır.
Uygulama şekli yetişkinlerle aynıdır.
Bebeklerde, tek kurtarıcı var ise iki parmak tekniği meme başlarından geçtiği
varsayılan hattın hemen altına yerleştirilmelidir. İki kurtarıcı varlığında ideal
kompresyon yöntemi göğüs kafesinin iki elle kavranarak yapılan baş parmak
kompresyonudur. İki parmak ile dış kalp masajı genellikle iri bebeklerde
uygulanır (Resim 6.11). Çünkü iri bebeklerin göğüs kafesi yeterince kavranamaz.
Basınç derinliği göğüs ön arka çapının 4 cm kadar olmalıdır. Kalp masajı dakikada
100 basınç olarak uygulanmalıdır.

Çocuklarda temel
yaşam desteği iki
kişi ile
uygulanıyorsa; 15
göğüs basıncı 2
suni solunum
şeklinde uygulanır. Resim 6.11. Bebeklerde İki Parmak Ve Başparmak Tekniği İle Dış Kalp Masajı

Çocuklarda ve bebeklerde temel yaşam desteği bir kişi ile uygulanıyorsa; 1


turda, 30 göğüs basıncı 2 suni solunum şeklinde uygulanır. 5 turda bir kez dolaşım
kontrolü yapılır. Çocuklarda temel yaşam desteği iki kişi ile uygulanıyorsa; 1 turda,
15 göğüs basısı 2 suni solunum şeklinde uygulanır. 5 turda bir kez dolaşım kontrolü
yapılır. 1. kişi hava yolunu açar, suni solunum yapar, dolaşımı ve göz reflekslerini
kontrol eder. 2. kişi ise dış kalp masajını uygular. Çocuğun dolaşım ve solunumu geri
geldiğinde derlenme pozisyonu verilir.
Hava Yolu Açıklığının Değerlendirilmesi (A): Çocuk veya bebeğin sıkan
giysileri varsa gevşetilmelidir. Ağız içi kontrol edilerek yabancı cisim varsa
temizlenmelidir. Bilinci kapalı çocuk veya bebekte hava yolu tıkanıklığının başlıca
nedeni dilin arkaya düşmesidir. Çocuklarda hava yolu açıklığı iki farklı yöntemle
sağlanabilir. Travma mevcut değilse başı geri itme, çeneyi yukarı kaldırma, travma
durumunda ise çene itme manevrası ile hava yolu açıklığı sağlanmalıdır.
Bebeklerde ise omuzlarının altına kıyafet, havlu vb. katlanıp konularak hava
yolu açıklığı sağlanır. Sırt üstü yatan bebeklerde arka kafa kemiği başın öne doğru
eğilmesine neden olacağından solunum yolunu tıkar (Resim 6.12). Bebeğin omuzları
hafifçe yükseltilirse başın fleksiyonu ve dilin arkaya düşmesi nedeniyle kapanan
solunum yolu kolayca açılmış olur. Omuzların altına konan malzeme ile hava yolu
açıklığı sağlanamıyor ise travma şüphesi olmayan durumlarda bebeğe, baş çene

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


Temel Yaşam Desteği

pozisyonu verilir. Ancak bu pozisyon verilirken bebeğin başı yetişkinlerde ve


çocuklarda olduğu gibi hiperekstansiyona değil, ekstansiyona getirilir. Baş boyun
travması şüphesinde ve baş çene pozisyonu ile hava yolu açıklığı sağlanamıyorsa
çene itme pozisyonu verilir.

• Oyun oynarken birden yere yığılan bir çocukta yabancı cisim


Örnek
aspirasyonu yanında dilin arkaya kaçabileceğini unutmamalıyız.

Çocuklarda ağızdan
ağıza ve ağızdan
buruna suni
solunum teknikleri
kullanılırken,
bebeklerde ağızdan
ağız ve buruna
tekniği kullanılır.

Resim 6.12. Bebeklerde Hava Yolu Açıklığının Sağlanması

Baş çene pozisyonu verilirken, hava yolunu açmak için bir el çocuk veya
bebeğin alnına yerleştirilmeli, diğer elin parmak uçlarıyla çenesinden tutularak baş
geriye itilmelidir. Bu sayede baş çene pozisyonu verilmiş olur.
Çene itme pozisyonu, boyun travması varlığında sağlık çalışanı tarafından
yapılması önerilir. Ellerin işaret ve orta parmakları çocuk veya bebeğin çene
kemiğinin alt kısmına iki taraflı yerleştirilmeli ve çene öne doğru çekilmelidir.
Solunumun Değerlendirilmesi ( B): Hava yolu uygun bir şekilde açıldıktan
sonra, hava yolu açık tutularak çocuk veya bebeğin solunumu 5–10 sn. içinde
kontrol edilir. Eğer çocuk veya bebekte solunumun olup olmadığına karar
verilemedi ise solunum yokmuş gibi hareket edilir. Bu durumda hemen suni
solunuma başlanması, oksijensizliğe bağlı beyin hasarını önlemede son derece
etkilidir.
Çocuklarda ağızdan ağıza ve ağızdan buruna teknikleri kullanılırken,
bebeklerde ağızdan ağız ve buruna tekniği kullanılır.
Ağızdan Ağıza Suni Solunum: Solunumun olmadığına karar verildikten sonra,
alın üzerindeki elin baş ve işaret parmakları ile çocuğun burun deliklerini hava çıkışı
ve girişi olmayacak şekilde kapatılmalıdır. Arka arkaya 2 etkili nefes verilmeli, aynı
zamanda göğüs hareketleri gözlenmelidir. Her bir solunum 1 saniye de verilmeli, ilk
yardımcı ağzını çocuğun ağzından çekerek verilen havanın pasif bir şekilde dışarı
çıkmasını sağlamalıdır. Çocuklarda verilen hava miktarı, göğsü yükseltecek kadar
olmalıdır, hava çıkışı mutlaka gözlenmelidir. Göğüs yükselmiyor ise hava yolu
açıklığını sağlayan manevralar tekrarlanmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


Temel Yaşam Desteği

Ağızdan Buruna Suni Solunum: Yetişkinlerde olduğu gibi uygulanmalıdır.


Ağız solunumunun yapılamadığı durumlarda alınan nefes burundan
üflenmelidir.
Ağızdan Ağıza ve Buruna Suni Solunum: Hava yolu açıklığı tekrar kontrol
edilmelidir. İlk yardımcı ağzını, bebeğin ağız ve burun deliklerini içine alacak şekilde
yerleştirmeli, ağız ve burundan içeriye doğru balon üfler gibi nefesini vermelidir.
Bebeklere verilecek havanın miktarı ortalama 50 ml kadar olmalıdır. Buna göre de
ağız içindeki havanın verilmesi yeterlidir. Bebeğin baş çene pozisyonu korunarak
ağzı ve burnu açılmalı, hava çıkışı sırasında göğüs kafesinin eski konumuna dönüşü
gözlenmelidir. Eğer hava çıkışı yoksa ya nefes doğru verilememiştir, hava yolu
açıklığı yeterince sağlanamamıştır ya da hava yolu tıkanıklığı mevcuttur.

Defibrilasyon(D)
OED kullanılması önceden sadece sekiz yaş üzerindeki çocuklar için
önerilirken yeni önerilerde yaş sınırı bir yaşa kadar indirilmiştir. Bir yaş altı
çocuklarda (infant) defibrilasyon için manuel defibrilatör, bir ve sekiz yaş arasında
pediyatrik adaptasyonu mümkün olan OED’lerin kullanılması ve kullanılırken
pediyatrik moda geçirilmesi önerilmektedir. Çocuklarda pediyatrik petler
OED kullanılması kullanılmalıdır, petlerden biri göğsün ön tarafına diğeri sırta yerleştirilmelidir. İlk doz
önceden sadece 2j/kg olarak uygulanmalı, cevap alınamaz ise ikinci doz 4j/kg sonraki şoklarda
sekiz yaş 4j/kg dan uygulanmalıdır. Cihaz ritmi kontrol ederken hiç kimsenin yaralı veya
üzerindeki çocuklar hastaya dokunmadığından emin olunmalı, eğer şok endikasyonu var ise şok
için önerilirken düğmesine basılmalıdır. Önerilen yeni uygulama ise kompresyonların aksatılmaması
yeni önerilerde yaş
için defibrilasyonun hemen arkasından kompresyonlara devam edilmesidir.
sınırı bir yaşa
kadar indirilmiştir. Kompresyonlara devam edilirken şok verilebilecek bir ritim varlığında bir kez şok
uygulanmalı ve kompresyonlara hemen tekrar devam edilmeli, ancak beş turdan
sonra ritim kontrol edilmelidir. İlk defibrilasyon başarısız ise ikincisinin dozu 4 kg/j
olacak şekilde arttırılmalıdır. Erken defibrilasyon hayat kurtarıcıdır. ancak
defibrilasyondan önce KPR uygulanıyor olması defibrilasyonun etkinliğini
artırmaktadır, bu sebeple resüsitasyon defibrilatör hazır olana kadar uygulanmalı,
şoklar arasında da kompresyonlar aksatılmamalıdır.

•Erken defibrilasyon hayat kurtarıcıdır, ancak defibrilasyondan


Örnek

önce KPR uygulanıyor olması defibrilasyonun etkinliğini


artırmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


Temel Yaşam Desteği

• Temel Yaşam Desteği ile ilgili 2010 yılından sonra yapılmış

Bireysel Etkinlik
olan değişiklikleri çevrenizdeki kişlerle tartışınız.
• Yetişkin ve çocuk temel yaşam farkı neler olduğunu
tekraradan gözden geçiriniz.

Tablo 6.1. Yetişkin, Çocuk ve İnfantlar için Anahtar TYD Bileşenlerinin Özeti
Öneriler
Kompanent Yetişkinler Çocuklar İnfantlar
Yanıtsız (tüm yaşlar için)
Solunum yok veya
normal solunum yok Solunum yok veya yalnızca iç çekme
Tanıma (örn: sadece iç çekme)
Tüm yaşlar için 10 saniye içinde palpe edilen nabız yok (yalnızca sağlık
personeli)
KPR akışı C‐A‐B
Bası hızı En az 100/dk
Basınç derinliği En az 2 inç (5cm) En az AP çapın 1/3’ü En az AP çapın 1/3’ü
yaklaşık (5cm) yaklaşık (4cm)
Göğüs duvarı Basılar arasında tam geri dönmesine izin ver.
gevşemesi Sağlık çalışanı kurtarıcılar 2 dakikada bir bası uygulayanları değiştirir.
Basınç kesintileri Göğüs basısı kesintilerini en aza indir. Kesintileri < 10
saniye sınırlamaya çalış.
Havayolu Baş geri‐çene yukarı (sağlık çalışanı kurtarıcı ve travma şüphesi: çene itme)
Basınç‐soluk 30:2
oranı (ileri hava 30:2 Tek kurtarıcı 15:2
yolu sağlanana 1 veya 2 kurtarıcı 2 sağlık personeli kurtarıcı
kadar)
Ventilasyon(
kurtarıcı eğitimi
olmayan veya Yalnızca bası
eğitimli ancak
yeterli değil)
İleri hava yolu ile Her 6‐8 saniyede bir soluk (8‐10 soluk/dk) Göğüs basıları ile
ventilasyon asenkron
(sağlık çalışanı Yaklaşık 1 saniye/soluk Görülebilir göğüs yükselmesi
kurtarıcı)
Defibrilasyon Uygun olur olmaz OED’yi yerleştir ve kullan. Şok öncesi ve sonrası göğüs
basılarındaki kesin tileri en aza indir; her bir şok sonrası derhal basılarla
KPR’ye devam et.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


Temel Yaşam Desteği

• Kalbin ve/veya solunumun durması temel yaşamdesteğinde

Örnek
resüsitasyon için gereklidir.

• Trafik kazası geçirmiş bir araçtan yola savrulmuş


Bireysel
Etkinlik

yaralılara müdahale basamaklarını tekrar gözden


geçiriniz.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


Temel Yaşam Desteği

•Temel Yaşam Desteği (TYD) herhangi bir ekipman kullanılmaksızın hava yolu
açıklığının, solunum ve dolaşımın devamlılığının sağlanmasıdır. TYD
basamakları sıralamasında yetişkinler ve pediyatrik hastalar için “A‐B ‐C”
uygulaması “ C‐A‐B” (Dolaşım, Havayolu, Solunum) olarak değiştirilmiştir. “C‐
A‐B” sıralamasıyla, kalp masajı daha kısa sürede başlamış olacak ve
ventilasyon çok az gecikmiş olacaktır. “Bak, Dinle, Hisset” uygulaması
faydasız ve zaman alıcı bulunmuş bu nedenle 2010 yılı TYD akış şemasından
Özet
çıkarılmıştır. Temel yaşam yetişkinve çocuklarda farklılık gösterir.
•Yetişkinlerde sağ kalım zinciri halkaları şunlardır:
•1.Halka, Kardiyak arrestin erken tanınması ve acil sağlık hizmetlerinin erken
aktivasyonu,
•2.Halka, Olay yerinde bulunan ilk yardımcının yaptığı temel yaşam desteği,
•3.Halka, Erken defibrilasyonu,
•4.Halka, Etkili yetişkin ileri yaşam desteği uygulamalarını,
•5.Halka, Kardiyak arrest sonrası bakımı ifade etmektedir.
•Çocuklarda sağ kalım zinciri halkaları şunlardır:
•1.Halka, Arrestin ve oluşabilecek zararların önlenmesini,
•2.Halka, Erken kardiyopulmoner resüsitasyonu,
•3.Halka, Acil yanıt sisteminin aktive edilmesini,
•4.Halka, Hızlı pediyatrik ileri yaşam desteğini,
•5.Halka, Kardiyak arrest sonrası bakımı ifade etmektedir.
•TYD gerektiren hastaya yaklaşım, Avrupa Resüsitasyon Derneği tarafından iç
içe geçmiş olan halkalar ile tariflenmiştir.Buna göre temel hedef ,“erken”
yaklaşımıdır. “Erken tanıma ve yardım çağırma”,“Erken Kardiyopulmoner
Resüsitasyon (KPR)”,“Erken Defibrilasyon” u içermektedir.
•Temel Yaşam Desteği uygulama protokollerinde her 5 yılda bir yenilenmeye
gidilmektedir.
•Bilinç kontrolü: Hasta veya yaralı sert bir zemine sırt üstü yatırılmalıdır. Sırt
üstü pozisyona getirilirken baş‐ boyun ve gövde ekseni bozulmadan
çevrilmelidir, ancak baş boyun yaralanma şüphesi varsa çok gerekli
olmadıkça pozisyon değiştirilmemelidir. Hasta /yaralının omzuna yavaşça
dokunulmalı “Nasılsınız?” “İyi misiniz?” diye sorulmalıdır.
•Bildirme: Olay / kaza mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde telefon veya
diğer kişiler aracılığı ile gerekli yardım kuruluşlarına bildirilmelidir. Çocuğun
bilinci yoksa ve çevrede birileri varsa 112 aratılmalıdır. İlk yardımcı yalnız ise
30:2 göğüs basısı ve suni solunumu 5 tur uyguladıktan sonra 112’yi kendisi
aramalıdır.
•Dolaşımın değerlendirilmesi (C): Dolaşımın olup olmadığının anlaşılmasının
en etkin yolu 10 saniye içinde karotis nabzının kontrolüdür. Karotis arterin
lokalizasyonu için, bir el ile başın geriye pozisyonu sürdürülürken, diğer elin
2 ‐ 3 parmağı ile trakea lokalize edilmeli, sonra parmaklar trakea ile
sternokleidomastoid kası arasındaki oluğa doğru kaydırılmalıdır. Her iki
karotis arterin aynı anda palpasyonu, beyin kan akımını etkileyebileceğinden
önerilmemektedir.
•Hava Yolu Açıklığının Değerlendirilmesi (A): Bilinci kapalı bütün yaralılarda
hava yolu açıklığı kontrol edilmeli ve aşağıdaki işlem basamakları
uygulanmalıdır
•Solunumun Değerlendirilmesi ( B): Solunumun kontrolü için “Bak, dinle,
hisset” yöntemi zaman kaybı olarak düşünülmesi nedeniyle
kullanılmamaktadır. İlk yardım uygulayacak kişi kardiyak arrest işaretlerini
belirlemek için bilinç durumunu kontrol ederken kısaca solunumu da kontrol
eder. 30 göğüs basıncından sonra tek kurtarıcı hastanın hava yolunu açar ve
2 soluk verir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


Temel Yaşam Desteği

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Yetişkinlerde dış kalp masajında basınç, hangi noktaya uygulanmalıdır?
a) Göğüs kemiğinin alt ve üst ucunu tespit ederek alt yarısına uygulanır.
b) Sternum alt çıkıntısından 2 parmak aşağısına uygulanır.
c) Kostalar üzerine uygulanır.
d) Sternum alt çıkıntısına uygulanır.
e) Sternum alt çıkıntısından 4 parmak aşağısına uygulanır.

2. Yetişkinlerde dış kalp masajı esnasında göğüs ön arka çapına ne kadar


basınç uygulanmalıdır?
a) Göğüs ön arka çapı 1/3 çökecek kadar basınç
b) Göğüs ön arka çapı 1/2 çökecek kadar basınç
c) Göğüs ön arka çapı 1/4 çökecek kadar basınç
d) d) Göğüs ön arka çapı 1/5 çökecek kadar basınç
e) e) Göğüs ön arka çapı 2/3 çökecek kadar basınç

3. Yetişkinlerde yapılan dış kalp masajıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi


doğrudur?
a) Kalp masajı tek elle yapılır.
b) Göğse basınç uygulanırken kollar bükülmeden omuz ve bel
kaslarından kuvvet alınır.
c) Kalp masajı yapılırken hasta veya yaralıya uzak durulmalıdır.
d) Göğüs kafesi 1–1,5 cm çökecek şekilde basınç uygulanır.
e) Kalp masajı göğüs kemiğinin altına uygulanır.

4. Aşağıdakilerden hangisi, erişkinde dış kalp masajında dakikada


uygulanması gereken enaz basınç sayısıdır?
a) 60–80
b) 100
c) 80–100
d) 30
e) 15

5. Aşağıdakilerden hangisi, yetişkinlere suni solunum sırasında verilecek hava


miktarıdır?
a) 150–300 ml
b) 700–800 ml
c) 300–400 ml
d) 500–600 ml
e) 800–1000 ml

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


Temel Yaşam Desteği

6. Çocuklarda temel yaşam desteği ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi,


yanlıştır?
a) 5 turda bir kez dolaşım kontrolü yapılır.
b) Kalp masajında elin topuğu sternumun alt yarısına yerleştirilir.
c) Kalp masajı dakikada 100 basınç olarak uygulanır.
d) Nabız kontrolü, karotis arterden yapılır.
e) Baş boyun travması şüphesinde, baş çene pozisyonu verilir.

7. Çocuklarda dış kalp masajı iki kişi ile uygulanıyorsa kalp basınçı ve suni
solunum oranı aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
a) 30/2
b) 30/5
c) 15/2
d) 15/1
e) 15/5

8. Bebeklerde dış kalp masajında sternum üzerine uygulanan basınç


aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
a) Sternumu 2‐ 2,5 cm çöktürecek kadar
b) Sternumu 1‐ 1,5 cm çöktürecek kadar
c) Sternumu 2‐ 3 cm çöktürecek kadar
d) Sternumu 3‐ 3,5 cm çöktürecek kadar
e) Sternumu 4 cm çöktürecek kadar

9. Kaç yaş arasındaki çocuklara mümkünse pediatrik petli Otamatik Eksternal


Defibrilatör (OED)’lerin kullanılması uygundur?
a) 0‐4 yaş
b) 1‐8 yaş
c) 2‐4 yaş
d) 2‐10 yaş
e) 0‐2 yaş

10. Aşağıdakilerden hangisinde, bebeklerde uygulanan dış kalp masajı sayısı


doğru verilmiştir?
a) Dakikada 60 basınç
b) Dakikada 80 basınç
c) Dakikada 100 basınç
d) Dakikada 120 basınç
e) Dakikada 150 basınç

Cevap Anahtarı
1.a, 2.a, 3. b, 4.b, 5.d, 6.e, 7.c, 8.e, 9.b, 10.c

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20


Temel Yaşam Desteği

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Açıkalın, A., Bozdemir, MN.(2012). Elektriksel tedaviler otomatik eksternal
defibrilatör, defibrilasyon, kardiyoversiyon ve pacing. Hazinski, MF., Field,
MJ. (Eds). Kardiyopulmoner Resüstasyon ve Acil Kardiyak Bakım Bilimi İçin
2010 Amerikan Kalp Derneği (AHA) Kılavuzu, İstanbul: Logos Yayıncılık.
Atıcı, A. (2010). Çocuklarda İleri Yaşam Desteği Programı (ÇİLYAD),6. Baskı. Ankara:
Can Matbaacılık.
Atıcı, A., Hallıoğlu, O., Mert, E. (2011). Çocuklarda Temel ve İleri Yaşam Desteği
Uygulamaları, Adana: Nobel Kitabevi.
Bayrakçı, B. (2006). “Pediyatrik resüsitasyon uygulamalarında gelişmeler”. Yoğun
Bakım Dergisi, Cilt: 6 (Sayı: 4), ss:20‐24.
Dramalı, A., Kaymakçı, Ş., Özbay, T., Yavuz, M., Demir, F. (2003). Temel İlk Yardım
Uygulamaları, İzmir: Ege Üniversitesi Basımevi.
Duran, A., Kaya, H., Akdur, O. (2012). Erişkin temel yaşam desteği. Hazinski, MF.,
Field, MJ. (Eds). Kardiyopulmoner Resüstasyon ve Acil Kardiyak Bakım Bilimi
İçin 2010 Amerikan Kalp Derneği (AHA) Kılavuzu, İstanbul: Logos Yayıncılık.
Fischer, S. (2008). İlk Yardım Kılavuzu, 1. Baskı, İstanbul: Mikado Yayımcılık.
Jerry, N. (2005) 2005 Resüsitasyon Kılavuzu Bölüm 1. Giriş. European Resuscitation
Council (ERC), 67S1: ss:3‐6.
Özköse, Z. (2005). “Erişkinler İçin Kardiyopulmoner Resüsitasyon: I‐ Temel Yaşam
Desteğİ”. Gazi Medical Journal, (Sayı:16), ss:3‐13.
Sözen, C. (2012). İlk Yardım, 1. Baskı, Ankara: Nobel Kitabevi.
Şelimen, D., Özşahin, A., Gürkan, A., Taviloğlu, A.(2008). Hemşire, Tekniker ve
Teknisyenlere Yönelik Travma ve Resüsitasyon Kursu Kitabı, İstanbul; Kuban
Matbaacılık Yayıncılık.
Şener, S., Yaylacı, S. (2010). “Kardiyopulmoner Resüsitasyon ve Acil
Kardiyovasküler Bakım Kılavuzu, İki Kılavuz ve Günlük Pratiğimizdeki Önemli
Değişiklikler”. Turk J Emerg Med., Cilt:10, (Sayı:4), ss:199‐208.
Topal, FE., Özkan, S. (2012). Çocuk temel yaşam desteği. Hazinski, MF., Field, MJ.
(Eds). Kardiyopulmoner Resüstasyon ve Acil Kardiyak Bakım Bilimi İçin 2010
Amerikan Kalp Derneği (AHA) Kılavuzu, İstanbul: Logos Yayıncılık.
Türkçüer, İ., Serinken, M.(2012). KPR’ye genel bakış. Hazinski, MF., Field, MJ. (Eds).
Kardiyopulmoner Resüstasyon ve Acil Kardiyak Bakım Bilimi İçin 2010
Amerikan Kalp Derneği (AHA) Kılavuzu, İstanbul: Logos Yayıncılık.
Umur, F.Y.(2012). İlk Yardım, 2. Baskı, İstanbul: Nakış Ofset.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21


Temel Yaşam Desteği

Winship, C., Williams, B., Boyle, M. (2012). “Cardiopulmonary resuscitation before


defibrillation in the out‐of‐hospital setting”. Emerg Med J., Vol:29, (No:10),
ss:826‐829.
Yücel, M., Yürümez, Y. (2012). Yenidoğan resüstasyonu. Hazinski, MF., Field, MJ.
(Eds). Kardiyopulmoner Resüstasyon ve Acil Kardiyak Bakım Bilimi İçin 2010
Amerikan Kalp Derneği (AHA) Kılavuzu, İstanbul: Logos Yayıncılık
Yüksel, S., Cücen, Z. (2011). İlk Yardım ve Temel Uygulamalar, 1. Baskı, Ankara;
Nobel Yayımcılık.
Resuscitation Council. (ERC). 01 Ekim 2013 tarihinde
http://www.erc.edu/index.php/guidelines_download_2005/en/ European
adresinden erişildi.
CPR ve ECC için 2010 Amerikan Kalp Derneği (AHA) Kılavuzunda öne çıkan notlar.
01 Ekim 2013 tarihinde
http://www.tkd.org.tr/~/media/Files/TKD/Kilavuzlar/Aha‐
Acc/TKDA_39_70_1_34.ashx adresinden erişildi.
Otomatik eksternal defibrilatör. 01 Ekim 2013 tarihinde adresindn erişildi.
Defibrillation.01 Ekim 2013 tarihinde http://en.wikipedia.org/wiki/Defibrillation
adresinden erişildi.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22


YARALANMALARDA
İLK YARDIM

• Yaralanma
• Yara Çeşitleri ve İlk Yardım
İLK YARDIM VE ACİL
İÇİNDEKİLER

• Bölgesel Yaralanmalar ve SAĞLIK HİZMETLERİ


İlk Yardım
• Baş ve Omurga Doç. Dr. Zeynep
Yaralanmaları KARAMAN ÖZLÜ
• Göz Yaralanmaları
• Yüz Yaralanmaları
• Göğüs Yaralanmaları
• Karın Yaralanmaları
• Yaralanmalarda Tetanoz
Profilaksisi

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Yara kavramını ve önemini
HEDEFLER

kavrayabilecek,
• Yara çeşitlerini öğrenebilecek,
• Yaralanma durumuna göre ilk
yardım uygulamayı
öğrenebilecek,
• Tetanoz profilaksisi hakkında
bilgi sahibi olabileceksiniz.
ÜNİTE

7
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Yaralanmalarda İlk Yardım

YARALANMA

İlk Yardım

Bölgesel Yaralanmalar

Baş ve Omurga Yaralanmaları

Göz Yaralanmaları

Yüz Yaralanmaları

Göğüs Yaralanmaları

Karın Yaralanmaları

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


Yaralanmalarda İlk Yardım

GİRİŞ
İlk yardım, yaralanmaya maruz kalan kişi ya da kişilere acil bakım
sağlanmasıdır. Bu yardım porofosyonel kişi‐kişiler ya da amatör kişi‐ kişiler
tarafından sağlanır. Sonuçta amatör kişi veya kişiler tarafından yapılan ilk yardım
sınırlı olabilir. İlk yardım normalde hastanın yaşam fonksiyonlarını korumak ve bu
fonksiyonların devam ettiğine emin olmak prensibine dayanır. Acil durumlarda,
müdahaleci, hastanın yaşam fonksiyonlarını kontrol ettikten sonra Komuta Kontrol
Merkezi (KKM) aramalı, hasta ve yaralının durumu hakkında bilgilendirilme
yapmalıdır. KKM, Türkiye’de 112 olarak olarak bilinir. KKM arandığı zaman
yaralanmalar, arayanın adı soyadı, nerede kazanın olduğu, hakkında bilgiler vermelidir. Bu
bilgiler yanında kaç yaralının olduğu ve bu yaralıların kaçının ciddi olduğu
anlatılmalıdır. Eğer yaralı güvenli alanda değilse hasta uygun şekilde güvenli alana
taşınmalıdır. Güvenli alan hem hasta hem de kurtarıcı için önemli bir adımdır.
Hasta için yapılacak olan her hareket ve her adım hastanın sağlığını olumlu ya da
sıralarda yer alır.
olumsuz etkileyeceğini bilmek önemlidir. Dünyada ve Türkiye’de yaralanmalar,
çocuklarda ve 45 yaş altı yetişkinlerde ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer alır.
Yaralanmaya bağlı ölümlerin % 30’u ilk birkaç saat içerisinde olur ve bu dönem “Altın
Saat” olarak bilinir. Yaralı hastada ölüm ve sakatlığı belirleyen temel etkenlerin başında,
yaralanmadan sonraki birkaç dakika içinde yapılan işlemler gelir. Yaralı hastaların ilk
değerlendirmesinde uygulanacak sistematik yaklaşım önlenebilir ölümlerin ve
mevcut durumun daha kötüleşme riskini azaltmak açısından son derece önem
taşır.

YARALANMA
Yara, bir travma sonucu canlı dokunun bütünlüğünün (vücudun iç ya da dış
yüzeyinde) bozulması anlamına gelir. Travma; ani olarak dıştan mekanik bir etki sonucu
meydana gelen, sağlığı tehdit eden, fiziksel ve ruhsal hasarlara yol açan bir olaydır.
Yaralanma ise travmanın oluşturduğu etkiye bağlı olarak deri veya deri altı dokularının
bütünlüğünün bozulmasına denir. Yumuşak doku, deri altı dokusu, kas, damar, sinir, lenf
ve organlar yaralanma durumundan etkilenebilir.
Yaralanmalarda etkenin önemi kadar yaralanmaya yol açan nedenlerde
önemlidir. Bedende yaralanmaya yol açan nedenler şu şekilde sınıflandırılabilir: Fiziksel
nedenler;

 Isı
 Radyasyon
 Elektrik enerjisi
 Travma
Kimyasal nedenler;

 Asit
 Alkali
 İrrite edici gazlar

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


Yaralanmalarda İlk Yardım

Biyolojik nedenler;

 Mikroorganizmalar
 Hipoksi
 Anoksi
 Yaşlılık
Kişisel nedenler;

 Stres
 Riskli davranışlar (Merak‐keşif davranışları)
 Eğitimsizlik, acemilik
 Psikolojik uyumsuzluk
veya deri altı  Yorgunluk
dokularının  İlaç‐madde kullanımı
bütünlüğünün  Kişisel koruyucu kullanmama
Çevresel nedenler;
denir.
 Güvensiz çevre koşulları
 Yasal düzenlemelerde yetersizlik
 Yasaların uygulanması‐denetiminde yetersizlikler
 Tehlikeli davranışlara özendirici etkenler

YARA ÇEŞİTLERİ VE İLK YARDIM


Yaralar değişik araştırmacılar tarafından farklı kriterlere göre sınıflandırılmıştır.
Yaralar görünümüne göre 2 gruba ayrılmaktadır.

 Açık yaralar
 Kapalı yaralar
Açık yaralar
Deri ve muköz membran (vücut boşluklarını döşeyen zar) bütünlüğünün
bozulduğu bu tür yaralar keskin aletlerle ya da darbe ile oluşabilir.
Açık yara tipleri
üzere iki gruba
ayrılmaktadır.  Derinin sert bir yüzeye sürtünmesi sonucu oluşan yaralara sıyrık yaraları
denir. Epidermisin ve dermisin bir bölümünün kaybının söz konusu olduğu
yaralardır. Yara yüzeyi temiz değildir. Hafif ağrı vardır ve kanama sınırlıdır
(Resim 7.1).
 Özel koşullarda çok keskin aletlerle, cerrahinin amacına uygun olarak
istenilen genişlikte ve büyüklükte gerçekleştirilen yaralara kesik yaralar
denir. Yara yüzeyi temizdir.
 Kazara ya da keskin aletlerle (bıçak, jilet, ustura, cam, metal vb.) oluşan
yaralara yırtılma yaraları denir. Yara kenarları düzensiz olabilir. Bu
yaralarda doku hayatiyeti kesik yarasından daha fazladır.
 Derinin bir parçası tamamen kopmuş ya da küçük bir yerinden bağlı kalmış
olan yaralara kopma yaraları denir. Kanama fazla görülür.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


Yaralanmalarda İlk Yardım

Resim 7.1. Açık Yara Tipleri

 Derin dokularda keskin/sivri bir obje ile oluşturulan yaralara delinme


yaraları denir. Obje ekstremiteyi/organı geçip karşı taraftan çıkarsa
perforasyon yarası meydana gelir. Dış kanama sınırlıdır, fakat içte oluşan
hasar iç kanamaya sebep olabilir.
 Yara oluşumundan itibaren en az altı saat geçmiş, dikilmiş ancak dikişleri
açılmış, yara dudakları düzgün olmayan, yara oluşurken ya da sonrasında
kirlenmiş yaralar, derin olan, ateşli silah ya da ısırma sokma neticesinde
oluşmuş yaralara enfekte yara denir.

Açık yaralarda ilk yardım;


 Çevre emniyetine dikkat edilir.
 Yaralının yaşam bulguları değerlendirilir (CAB).
 Yara bölgesi, oluş şekli, süresi, yarada yabancı cismin varlığı, kanama
durumu, şişlik, hassasiyet, şekil bozukluğu, fonksiyon kaybı yönünden
değerlendirilir.
 Hemen 112 Acil Yardım Merkezinden tıbbi yardım istenir.
 Yaranın üzeri temiz bezle kapatılır.
 Kanama varsa durdurulur.
 Yaranın içerisinde toz, toprak vb. yabancı maddeler varsa bol temiz su ile
varsa, kopan kısım yıkanarak uzaklaştırılır.
 Pamuk, kağıt mendil, peçete vb. yara üzerinde, lif bırakıp kolayca dağılıp
konulmaz.
enfeksiyon riski oluşturmaları nedeniyle konulmaz.
 Gerekirse sargı bezi ile sarılır.
 Yaralı bölge kalp seviyesinin üzerinde tutulur.
 Yara bölgesinin hareketi, ağrı ve kanamayı önlemek için engellenir.
 Yara içi kurcalanmaz.

Resim 7.2. Batan Cismin Sabitlenmesi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


Yaralanmalarda İlk Yardım

 Alkol, iyot, antibiyotik içeren merhem, pudra vb. maddeler yaranın


tahrişine neden olacağından yara üzerine uygulanmaz.
 Yaraya batan cisim varsa çıkartılmaz. Batan cismin etrafı temiz bir bezle
desteklenerek yabancı cismin ucu dışarıda kalacak şekilde sabitlenir.
 Kanama varsa yara kenarlarına basınç uygulanır (Resim 7.2).
 Kopan bir vücut parçası varsa, kopan parça temiz bir beze sarılır. Beze
sarılmış parça naylon torba içine koyulup, bağlanır. İçi buz dolu başka bir
naylon torbanın içine koyulur ve yaralı ile birlikte sağlık kuruluşuna
gönderilir.
 Kopan kısım direkt buz içerisine konulmaz.
 Ağız yolu ile yiyecek‐içecek verilmez.
 Isı kaybını önlemek için yaralının üzeri örtülür.
 Yaralı tetanos aşısı için yönlendirilir.
 Yaralının sağlık kuruluşuna sevki sağlanır.
Örnek

sabitlenir.
Yaralının sağlık kuruluşuna sevki sağlanır.

• Kolumuza yada elimize batan bir bıçağın çıkarılmadan


Bireysel
Etkinlik

sabitlemesini kendi aranızda deneyiniz.

Kapalı yaralar
Deri bütünlüğünün bozulmadığı, deri ya da muköz membranın (vücut
boşluklarını döşeyen zar) altındaki yumuşak doku yıkımının var olduğu yaralardır.
Bu durumda cilt altındaki hücreler, damarlar ve sinirler zarar görür. Hasarın
derecesi, yaralanmaya neden olan etkenin gücüne göre değişir.
Deri bütünlüğünün
Kapalı yara tipleri;
muköz  Kontüzyon: Künt bir travma sonucu görülen yaralanma şeklidir.
membranın  Hematom: Mekanik bir zorlanma sonucu kanın damar dışına çıkarak
yumuşak dokular arasında birikmesi ile oluşur.
yıkımının var
 Burkulma: Eklem ligamentlerin de ve kapsülünde oluşan zedelenmedir.
olduğu
 Bül: İnterstisyel aralıkta sıvı birikmesidir. Yanıklar, donmalar vb.
denir.
durumlarda oluşabilir.
Kapalı yaraların belirti ve bulguları;

 Yaralanmış vücut parçasında kızarıklık,


 Kusma veya öksürük ile kan gelmesi,

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


Yaralanmalarda İlk Yardım

 İdrar veya dışkıda kan olması,


 Ağrı,
 Hasasiyet,
 Şişlik,
 Renk değişikliği,
 Eklemlerde deformite görülebilir.
Kapalı yaralarda ilk yardım;

 Yaralının yaşam bulguları değerlendirilir (CAB).


 Yara bölgesi, yaranın oluş şekli, süresi, şişlik, hassasiyet, şekil bozukluğu,
fonksiyon kaybı yönünden değerlendirilir.
 Erken dönemde (yaralanmadan sonraki ilk 24 saat) buz ya da soğuk
kompres uygulanır. Bu uygulama kan damarlarının büzülmesine yol açarak
kanamayı azaltır ve ağrının hafifletilmesini sağlar.
 Geç dönemde (ilk 24 saatten sonra) sıcak uygulama yapılır. Bu uygulama
ise kan damarlarının genişlemesini sağlayarak doku iyileşmesini hızlandırır.
 Yaralı bölge atel ile hareketsiz hâle getirilir.
 Yaralanan bölge kalp seviyesinden yukarı kaldırılır.
 Isı kaybını önlemek için yaralının üzeri örtülür.
 Yaralının sağlık kuruluşuna sevki sağlanır.

• Yaralı bölgede kanamnın azaltılması için kalpsevyesinin


Örnek

üstünde tutarken nabızlarınıda kontrol etmelidir.

BÖLGESEL YARALANMALAR VE İLK YARDIM


Baş ve Omurga Yaralanmaları
Baş ve omurga yaralanmaları ölüm ve sakatlanmalara neden olduğu için çok
önemlidir. Resim 7.3. Trafik kazalarında sakat kalma nedenlerinin % 40’ı ve ölümlerin %
Belirti olmaksızın
80’i baş ve omurga yaralanmalarından kaynaklanmaktadır.

baş ve omurga

varsayılmalıdır.
Resim 7.3. Omurga Yaralanması

Baş ve omurga yaralanmalarında, darbenin şiddetine bağlı olarak saçlı deri,


yüz bölgesi, kafa kemikleri ve kafatası boşluğunda yer alan beyin, yaralanabilir. Baş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


Yaralanmalarda İlk Yardım

yaralanması sonrasında saçlı deri ya da yüzde görülen basit bir yara ve kanama,
kafatası kırığının ya da beyin hasarının göstergesi olabilir.
Bel kemiğindeki yaralanmalarda omurgada ani sıkışma ya da ayrılma
meydana gelebilir. Baş ve omurga yaralanmaları felçlere, görme‐ konuşma
bozukluklarına, duyu kayıplarına ve bilinç düzeyinde bozulmalara neden olabilir.

Baş ve omurga yaralanma nedenleri


 Trafik kazaları
 Düşmeler
 İş kazaları
 Silah yaralanmaları
 Spor yaralanmaları
 Dalış kazaları
 Yüz ve köprücük kemiği yaralanmaları
 Enkaz altında kalma
 Darp vb.
Ancak, hiçbir belirti olmaksızın travma şüphesi olan veya bilinci kapalı tüm hasta
veya yaralılarda baş ve omurga yaralanması olduğu varsayılmalıdır.

Baş ve omurga yaralanma belirtileri


 Bilinç düzeyinde değişmeler, hafıza değişiklikleri
 Göz çevresinde ve kulak arkasında morluk
 Burun ve/ veya kulaktan beyin omurilik sıvısı ve/ veya kan gelmesi
 Baş ya da bel kemiğinde şekil bozukluğu
 Baş, boyun ve sırtta ağrı
 Baş, boyun ve sırtta dış kanama
 Solunum güçlüğü
 Kusma
 Vücudun herhangi bir yerinde, tam ya da kısmi hareket ve his kaybı
(özellikle kol ve bacaklarda)
 Denge kaybı
Baş ve omurga yaralanmalarında ilk yardım
sıvı, beyin‐omurilik  Bilinç kontrolü yapılır.
 Bilinci açıksa hareket etmemesi istenir, hiçbir şekilde hareket ettirilmez.
Ancak olay yerinde herhangi bir tehlike söz konusu ise düz pozisyonda
daha güvenli bir yere sürüklenir (Baş‐ boyun‐ gövde ekseni bozulmadan
sürüklenir).
 Yaşam bulguları değerlendirilir (CAB).
 Hemen 112 Acil Yardım Merkezi’nden tıbbi yardım istenir.
 Boyun tespiti yapılır.
 Kanama varsa durdurulmaya çalışılır, fakat burun veya kulaktan gelen
berrak veya kanlı sıvı, beyin‐omurilik sıvısı ise akışı engellenmeye
çalışılmaz, (Kanamada, beyin‐omurilik sıvısının olup olmadığı beyaz bir bez

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


Yaralanmalarda İlk Yardım

üzerine burun veya kulaktan gelen kandan bir damla damlatılarak anlaşılır.
İki farklı halka (ortada kanlı halka etrafında şeffaf halka) oluşursa gelen
sıvıda beyin‐omurilik sıvısının olduğunu düşünülür, eğer sadece tek halka
oluşursa beyin‐omurilik sıvısının olmadığı düşünülerek müdahale edilir).
 Tıbbi yardım ekibi gelene kadar hasta veya yaralının yaşam bulguları takip
edilir.

• Omurgası yaralı olan bir hastanın düz pozisyonda daha güvenli bir
Bireysel Etkinlik

yere sürüklenmesini deneyiniz.

Göz Yaralanmaları
Göz,oldukça hassas olan yapısı itibarıyla,çocukluk döneminde dahafazla olmak
üzere hayatın her döneminde, dış etkenlere ve yabancı cisimlere bağlı travmalardan
etkilenebilir. Göz yaralanmaları gözün dış katmanları ile sınırlı göz dışı
yaralanmaları şeklinde görülebileceği gibi göz İçi yaralanmaları şeklinde
gerçekleşebilir.

Göz yaralanma nedenleri


 Korneada yabancı cisim bulunması
 Göze yabancı cismin batması
 Yırtılmalar
 Kimyasal yanıklar
 Isı (termal) yanıkları
 Işın yanıkları
Göz yaralanma belirtileri
 Göz kapaklarında kesilme veya yırtılma
 Bir gözün diğeri gibi hareket edememesi
 Bulanık görme
 Ağrı
 Göz bebeğinde şekli bozukluğu
 Gözün saydam tabakasının kanlanması
 Gözde veya göz kapaklarının altında yabancı cisim varlığı
Göz yaralanmalarında ilk yardım
 Korneada yabancı cisim bulunması durumunda, yabancı cisim kornea
üzerindedir veya göz kapağı altındadır. Bu durumda göz temiz su ile
yıkanır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


Yaralanmalarda İlk Yardım

 Batan cisimler çıkarılmaz, sabitlenir. Üzeri koni biçiminde bir malzeme


veya bardak ile kapatılır (Resim 7.4).

Resim 7.4. Batan cismin sabitlenmesi

ve acil müdahale  Gözler birlikte hareket ettiğinden diğer göz de kapatılmalıdır.


yıkamaktır.  Yırtılmalarda, yaralı göz hemen steril gazlı bezle kapatılır, sağlam göz de
kapatıldıktan sonra en kısa sürede hastaneye götürülmelidir.
 Kimyasal yanıklarda, tek ve acil tedavi yıkamaktır. Yıkamak için her türlü
temiz su kullanılabilir.
 Koşullar suyu göze dökmeyi, hastanın başını musluk altına sokmayı, su ile
dolu bir kap içine göz sokularak göz kapaklarının hızla kırpıştırılmasını
gerektirebilir.

Resim 7.5. Kimyasal Yanıklarda Gözün Yıkanması

 Daha sonra her iki göz de kapatılarak hastaneye ulaştırılır.


 Yıkama süresi en az 15 dakika olmalıdır (Resim 7.5).
 Isı/alev yanıklarında, göz kapakları genellikle kapanır ve yapışabilir. O
nedenle her iki göz yıkandıktan sonra ıslak pansumanla kapatılarak
hastaneye götürülmelidir.
 Işın yanıklarında, ilk başta fazla belirti görülmezken, 3‐5 saat sonra
kızarıklık, şişlik, aşırı göz yaşı salgılanması görülebilir. Gözler yine ıslak
petlerle kapatılarak, kişi hastaneye götürülür.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


Yaralanmalarda İlk Yardım

• Isı ve alev yanıklarında gözlerin ıslak pansumanla

Bireysel
Etkinlik
kapatılmasını deneyiniz

Yüz Yaralanmaları
Yüz, çok sayıda özel ve önemli yapılar içerir ve kolayca yaralanan bir
bölgedir. Yüzde yumuşak doku yaralanmaları ve kırıklar meydana gelebilir. Yüz
bölgesi, damar açısından çok zengin bir bölge olduğundan, bu bölgedeki en ufak
bir yaralanma bile aşırı kanamaya sebep olabilir. Yüz yaralanmaları sıklıkla üst
Yüz bölgesi, damar solunum yollarının tam veya kısmi olarak tıkanmasına neden olabilir. Yüzdeki, özellikle
boyun bölgesindeki yaralanmaların, yakınlık nedeniyle solunum yollarını ve omurgaları
da etkileyebileceği unutulmamalıdır.

bölgedeki en ufak Yüz yaralanmalarında ilkyardım


bir yaralanma bile  Hasta veya yaralının bilinç kontrolü yapılır.
aşırı kanamaya  Yaşam bulguları (CAB) ve yaranın durumu değerlendirilir.
neden olabilir.
 Hemen 112 Acil Yardım Merkezinden tıbbi yardım istenir.
 Yaralanmanın ağız boşluğundaki yapılara zarar verip vermediği denetlenir
ve ağız içinde yabancı cisim varsa bunlar hemen çıkarılır.
 Yüzde var olan bir kanama varsa kanamayı durdururken yara bölgesine
uygulanan basınç ne az ne de çok olmalı, bazı yüz kemiği kırıklarının gizli
kalabileceği unutulmamalıdır.
 Aspirasyon riskine karşı, omurga yaralanmasından şüphelenilmiyorsa
hastanın başı yan çevrilir.
 Hasta veya yaralıya ağızdan hiçbir şey verilmez.
 Tıbbi yardım gelinceye kadar yaşam bulguları takip edilir.

Göğüs Yaralanmaları
Göğüs yaralanmaları, kalp ve akciğerin doğrudan yaralanma olasılığı yüzünden çok
önemlidir. Her göğüs yaralanması ciddidir.

Göğüs yaralanmalarınınsınıflandırılması
Göğüs yaralanmaları açık ve kapalı olarak sınıflandırılabilir.
Açık göğüs yaralanmaları: Bıçak, kurşun vb. gibi delici cisimler ile oluşabilir.
Göğsün içine giren delici, batıcı cisim, akciğer zarını ve akciğeri yaralar. Atmosfer havası, bu
yaradan rahatlıkla içeri girip çıkarak akciğerlerin büzülmesine neden olur. Batıcı veya delici
cisim, göğüs boşluğunda bulunan kalp, büyük atardamar, toplardamarların yaralanmasına
ve kaburgaların kırılmasına da neden olabilir.
Kapalı göğüs yaralanmaları: Direksiyonun göğse çarpması, bir nesnenin göğse
düşmesi vb. gibi künt travmalar ile oluşabilir ve deri sağlamdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


Yaralanmalarda İlk Yardım

Göğüs yaralanma belirtileri


 Göğüs bölgesinde açık yaralanma bulgusu ya da saplanmış cisim varlığı
 Yarada solunum sesi (göğüsteki yarada nefes alıyor görüntüsü)
 Yara bölgesinde solunumla artan ağrı
 Solunum güçlüğü, hızlı ve yüzeysel solunum
 Öksürme
 Kan tükürme
 Siyanoz
Göğüs yaralanmalarında ilk yardım
 Hasta veya yaralının bilinç kontrolü yapılır.
cisim varsa  Yaşam bulguları (CAB) ve yaranın durumu değerlendirilir.
cisim  Hemen 112 Acil Yardım Merkezinden tıbbi yardım istenir.
temiz  Açık göğüs yaralanması varsa yara deliği avuç içi ile fazla bastırılmadan
bezlerle kapatılır.
desteklenerek  Yaralının bilinci yerinde ise kendi avucu ile kapatması istenir. Bu uygulama,
sabitlenir.
göğüsteki yaradan giren hava nedeniyle akciğerlerin daha fazla
büzülmesini önler.
 Yaranın üzeri temiz, hava geçirmeyen özellikte naylon poşet, alüminyum
folyo vb. malzeme ile kapatılarak üç tarafı bantla sabitlenir.
 Nefes alma sırasında yaraya hava girmesini engellemek; nefes verme
sırasında havanın dışarı çıkmasını sağlamak için yara üzerine konan
malzemenin bir ucu açık bırakılır (Resim 7.6).

• Göğüs yaralanmasında solunum sayısı sık kontrol


Örnek

Açık yara, vücut edilmelidir. Artışı azalışı kadar önemlidir.


eksenineparalelise
hastaveyayaralının

ise dizlerin altı

olarak yatırılır.

Resim 7.6. Yara Üzerinin Kapatılması

 Göğüste saplanmış bir cisim varsa cisim kesinlikle çıkartılmaz.


 Cismin ileri ya da geri hareketini engellemek için etrafı temiz bezlerle
desteklenerek sabitlenir.
 Hasta veya yaralıya ağızdan hiçbir şey verilmez.
 Tıbbi yardım gelinceye kadar yaşam bulguları takip edilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


Yaralanmalarda İlk Yardım

Karın Yaralanmaları
Karın bölgesi, diğer vücut boşlukları gibi kemik doku ile korunmadığı için
yaralanmalara açık bir bölgedir. Bu bölgede yaşamsal öneme sahip organ ve dokular
bulunur. Hasta veya yaralının karın bölgesindeki yarasının boyutları ve derinliği önemlidir.
Delici ve kesici yaralanmalarla oluşan açık yaradan karın içi organlar dışarı çıkmış
olabilir, iç ve dış kanamalar görülebilir.

Karın yaralanmalarının belirtileri


 Karın bölgesinde açık yaralanma bulgusu, dışarı çıkmış organlar ya da
saplanmış cisim varlığı
 Karın bölgesinde sertlik ve hassasiyet
 Şiddetli ağrı
 Hızlı ve yüzeyel solunum
 Bulantı‐kusma
Karın yaralanmalarında ilk yardım
 Hasta veya yaralının bilinci kontrol edilir.
 Hasta veya yaralının yaşam bulguları kontrol edilir (CAB).
 Hemen 112 Acil Yardım Merkezinden tıbbi yardım istenir.
 Açık yara, vücut eksenine paralel ise hasta veya yaralının bacakları
uzatılarak sırt üstü yatırılır. Yara, vücut eksenine dik ise dizlerin altı
desteklenerek yaralı bacaklar bükülmüş olarak yatırılır.
 Dışarı çıkan organlar içeri sokulmaya çalışılmaz.
 Dışarı çıkan organların üzeri, ılık su ile ıslatılmış temiz bir bez ile örtülür.
 Islak bezin üzeri temiz, hava geçirmeyen özellikte naylon poşet, alüminyum
folyo vb. malzemeyle kapatılarak hava ile temas etmeyecek şekilde dört
kenarı bantla sabitlenir. Böylece organların ve ıslak bezin kuruması
önlenmiş olur (Resim 7.7).

•Batın içinden dışarı çıkan organlarda oluşan kanamalar için


Örnek

organa baskıyla kanama durdurulmamalıdır.

Resim 7.7. Karın Yaralanmasında Dışarı Çıkan Organlarının Üzerinin Kapatılması

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


Yaralanmalarda İlk Yardım

 Karında saplanmış bir cisim varsa cisim, kesinlikle çıkartılmaz. Cismin ileri
ya da geri hareketini engellemek için etrafı temiz bezlerle desteklenerek
sabitlenir.
 Ağızdan yiyecek ya da içecek verilmez.
 Tıbbi yardım gelinceye kadar yaşam bulguları izlenir.

YARALANMALARDA TETANOZPROFİLAKSİSİ
Deridebasitbirçizikoluşmasıbilederibütünlüğünüvekorumaözelliğini bozması
nedeniyle başta tetanoz etkeni olmak üzere tüm mikroorganizmalar için giriş kapısı gibi
değerlendirilmelidir. Bu durum enfeksiyon riskini arttırmaktadır. Yaralanmalarda
en tehlikeli etken tetanoz mikrobudur.Tetanosmikrobuyara bölgesinden vücuda
girerek hastalık oluşturur. Tetanos etkeni sadece paslı cisimlerde bulunmaz. Bu etkenin
paketinden yeni çıkmış bir jilette de bulunması mümkündür.
Tetanoz;kirli veya ezilmiş, ölüdokuların olduğuveyacam,metalparçası, diken
gibi yabancı cisim içeren bir yaralanmadan 2‐60 gün (ortalama 15 gün) sonra yutma
güçlüğü, çene kilitlenmesi, postür bozukluğu ve özellikle dış uyaranlarla artan ağrılı
kasılmalar ile karakterize bir hastalıktır.
Tetanozdan korunmak için öncelikle tüm yaralara derhâl cerrahi tedavi
uygulanmalı, titiz aseptik teknik kullanılarak tüm ölü doku ve yabancı cisimler
uzaklaştırılmalı, hastaların tetanoz immünitesi değerlendirilerek aşı yapılmalıdır.

• Bisikleten düşen ve toprakla temas eden cilt bütünlüğü


Örnek

bozulmuş yaralıların aşılanması gerekir.

• Açık göğüs yarası olan bir hastaya üç tarafı kapalı


Etkinlik
Bireysel

şekilde kapatılmasını kndi üzerinizde deneyiniz

Tetanos aşısı (toksoidi) kullanılarak tetanos hastalığının gelişimi etkili ve


uzun süreli olarak önlenebilir. Aktif bağışıklık, doğumdan 2 ile 6 ay sonra
uygulanmaya başlanan bağışıklık programı ile sağlanabilir. Bir aylık arayla üst üste
üç kez uygulanır. 12 ay sonra bir kez kas içine verilen 0.5 ml'lik tetanos toksoidi 10 yıl
süreyle etkili tetanos profilaksisi sağlanmış olur. 10. yıl verilecek 0.5 ml'lik tetanos
toksoidi ile antitoksin seviyesinde yeniden yükseliş sağlanır. Bu nedenle, her yaralıya
önceden bağışıklığı olsun veya olmasın hemen 0.5 ml'lik tetanos toksoidi
verilmelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


Yaralanmalarda İlk Yardım

• Elinde sıyrığın yada kesinin oluşturduğu kanamaya baskılı bir

Örnek
bandaş uygulanarak kanma durdurulmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


Yaralanmalarda İlk Yardım

•YARALANMA: Yara, bir travma sonucu canlı dokunun bütünlüğünün


(vücudun iç ya da dış yüzeyinde) bozulması anlamına gelir. Travma; ani
olarak dıştan mekanik bir etki sonucu meydana gelen, sağlığı tehdit eden,
fiziksel ve ruhsal hasarlara yol açan bir olaydır. Yaralanma ise travmanın
Özet oluşturduğu etkiye bağlı olarak deri veya deri altı dokularının bütünlüğünün
bozulmasına denir. Yumuşak doku, deri altı dokusu, kas, damar, sinir, lenf ve
organlar yaralanma durumundan etkilenebilir.
•YARA ÇEŞİTLERİ VE İLK YARDIM Yaralar değişik araştırmacılar tarafından
farklı kriterlere göre sınıflandırılmıştır. Yaralar görünümüne göre 2 gruba
ayrılmaktadır. 1. Açık yaralar 2. Kapalı yaralar.
•Açık Yaralar: Açık yara tipleri: Derinin sert bir yüzeye sürtünmesi sonucu
oluşan yaralara sıyrık yaraları denir. Epidermisin ve dermisin bir bölümünün
kaybının söz konusu olduğu yaralardır. Yara yüzeyi temiz değildir. Hafif ağrı
vardır ve kanama sınırlıdır. Özel koşullarda çok keskin aletlerle, cerrahinin
amacına uygun olarak istenilen genişlikte ve büyüklükte gerçekleştirilen
yaralara kesik yaralar denir. Yara yüzeyi temizdir. Kazara ya da keskin
aletlerle (bıçak, jilet, ustura, cam, metal vb.) oluşan yaralara yırtılma yaraları
denir. Yara kenarları düzensiz olabilir. Bu yaralarda doku hayatiyeti kesik
yarasından daha fazladır. Derinin bir parçası tamamen kopmuş ya da küçük
bir yerinden bağlı kalmış olan yaralara kopma yaraları denir. Kanama fazla
görülür. Derin dokularda keskin/sivri bir obje ile oluşturulan yaralara
delinme yaraları denir. Obje ekstremiteyi/organı geçip karşı taraftan çıkarsa
perforasyon yarası meydana gelir. Dış kanama sınırlıdır, fakat içte oluşan
hasar iç kanamaya sebep olabilir. Yara oluşumundan itibaren en az altı saat
geçmiş, dikilmiş ancak dikişleri açılmış, yara dudakları düzgün olmayan, yara
oluşurken ya da sonrasında kirlenmiş yaralar, derin olan, ateşli silah ya da
ısırma sokma neticesinde oluşmuş yaralara enfekte yara denir.
•Kapalı yaralar: Deri bütünlüğünün bozulmadığı, deri ya da muköz
membranın vücut boşluklarını döşeyen zar) altındaki yumuşak doku
yıkımının var olduğu yaralardır. Bu durumda cilt altındaki hücreler, damarlar
ve sinirler zarar görür. Hasarın derecesi, yaralanmaya neden olan etkenin
gücüne göre değişir.Kapalı yara tipleri; Kontüzyon: Künt bir travma sonucu
görülen yaralanma şeklidir. Hematom: Mekanik bir zorlanma sonucu kanın
damar dışına çıkarak yumuşak dokular arasında birikmesi ile oluşur.
Burkulma: Eklem ligamentlerin de ve kapsülünde oluşan zedelenmedir. Bül:
İnterstisyel aralıkta sıvı birikmesidir. Yanıklar, donmalar vb. durumlarda
oluşabilir.
•Baş ve omurga yaralanmaları: Ölüm ve sakatlanmalara neden olduğu için
çok önemlidir. Trafik kazalarında sakat kalma nedenlerinin % 40’ı ve
ölümlerin % 80’i baş ve omurga yaralanmalarından kaynaklanmaktadır
•Göz yaralanmaları:
•Göğüs Yaralanmaları: Göğüs yaralanmaları, kalp ve akciğerin doğrudan
yaralanma olasılığı yüzünden çok önemlidir. Her göğüs yaralanması ciddidir.
•Karın Yaralanmaları: Karın bölgesi, diğer vücut boşlukları gibi kemik doku ile
korunmadığı için yaralanmalara açık bir bölgedir. Bu bölgede yaşamsal
öneme sahip organ ve dokular bulunur. Hasta veya yaralının karın
bölgesindeki yarasının boyutları ve derinliği önemlidir. Delici ve kesici
yaralanmalarla oluşan açık yaradan karın içi organlar dışarı çıkmış olabilir, iç
ve dış kanamalar görülebilir
•YARALANMALARDA TETANOZ PROFİLAKSİSİ
•Tetanos aşısı (toksoidi) kullanılarak tetanos hastalığının gelişimi etkili ve
uzun süreli olarak önlenebilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


Yaralanmalarda İlk Yardım

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi, bir travma sonucu deri ya da mukozanın
bütünlüğünün bozulmasıdır?
a) Kanama
b) Burkulma
c) Yara
d) Ağrı
e) Şok

2. Aşağıdakilerden hangisi, enfekte yara olarak değerlendirilir?


a) Kenarları muntazam olan yaralar
b) Üzerinden 12 saat geçmiş yaralar
c) Aseptik koşullarda oluşturulan yaralar
d) İnsizyon yaraları
e) Üzerinden 1 saat geçmiş yaralar

3. Yara bölgesi değerlendirilirken aşağıdakilerden hangisi dikkate alınmaz?


a) Yaranın oluş şekli ve süresi
b) Yarada yabancı cismin varlığı
c) Kanama durumu
d) Yarada şişlik ve hassasiyet varlığı
e) Yaralının kilosu

4. Aşağıdakilerden hangisi bıçak, çakı, şiş, kırık cam, kurşun vb. aletlerle
oluşan yaralardır?
a) Ezikli yaralar
b) Enfekte yaralar
c) Delici yaralar
d) Parçalı yaralar
e) Kesik yaralar

5. Aşağıdakilerden hangisi; yaralanmalarda ilk yardım uygulamaları arasında


değildir?
a) Yaşam bulguları değerlendirilir.
b) Kanama durdurulur.
c) Yara üzeri kapatılır.
d) Batan cisim çıkarılır.
e) Hasta veya yaralı tetanoz konusunda uyarılır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


Yaralanmalarda İlk Yardım

6. Aşağıdakilerden hangisi, delici göğüs yaralanmalarında ilk yardım


uygulamasıdır?
a) Yaraya batan cisim varsa çıkarılmalı ve yara kapatılmalı.
b) Yaranın üzeri dört köşesi kapalı olacak şekilde kapatılır.
c) Yaranın üzeri hava geçirmeyen malzeme ile üç tarafı kapalı, bir tarafı
açık şekilde kapatılır.
d) Yaranın üzerine kurumaması için nemlendirici krem sürülür.
e) Dışarı çıkan organlar yerine yerleştirilir.

7. Delici karın yaralanmalarında aşağıdaki ilk yardım uygulamalarından


hangisi yanlıştır?
a) Yara vücut eksenine paralel ise bacaklar uzatılarak sırt üstü yatırılır.
b) Vücut sıcaklığını korumak için ağızdan sıcak içecekler verilir.
c) Yara vücut eksenine dik ise yaralının bacakları bükülerek sırt üstü
yatırılır.
d) Dışarı çıkan organlar içeri sokulmadan yaranın üzeri örtülür.
e) Batmış bir cisim varsa çıkarılmadan etrafı desteklenerek sabitlenir.

8. Kafatası ve omurga yaralanmalarında ilk yardım nasıl olmalıdır?


a) Bilinç açıksa yarı oturur pozisyon verilmelidir.
b) Herhangi bir tehlike söz konusu olmasa bile rahat nefes alması için
koma pozisyonu verilir.
c) Bu hastalara boyun ağrısı için boyuna soğuk uygulama yapılır.
d) Hiçbir şekilde hareket ettirilmez. Herhangi bir tehlike söz konusu ise
vücut ekseni bozulmadan düz pozisyonda sürüklenir.
e) Bilinci açıksa hareket etmesine izin verilir.

9. Trafik kazası geçiren bir yaralıda burun ve kulaktan kan veya açık renkli bir
sıvı gelmesi bize neyi düşündürmelidir?
a) Kafatası ve omurga yaralanması olduğunu
b) Hastanın göğüs travması olduğunu
c) Burun kanaması olduğunu
d) Hastada beyin ölümü olduğunu
e) Hastada enfeksiyon olduğunu

10. Yaralanmalarda hangi aşı yapılmalıdır?


a) Karma aşı
b) Tetanos aşısı
c) Kabakulak aşısı
d) Çiçek aşısı
e) Kızamık aşısı

Cevap Anahtarı
1.c, 2.b, 3.e, 4.c, 5.d, 6.c, 7.b, 8.d, 9.a, 10.b

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


Yaralanmalarda İlk Yardım

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Baysal, S.U. (2003). “Çocuk güvenliği yaralanmaların ve zehirlenmelerin kontrolü”.
Cantez, T., Eker Ömeroğlu, R., Uğur Baysal, S., Oğuz, F. (Eds.) Çocuk Sağlığı
ve Hastalıkları. 1.Baskı, İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri.
Yavuz, M. (2003). Yumuşak doku yaralanmaları. Dramalı, A., Kaymakçı, Ş., Özbay,
T., Yavuz, M., Demir, F. (Eds.). Temel İlk Yardım Uygulamaları, İzmir: Ege
Üniversitesi Basımevi.
Fischer, S. (2008). İlk Yardım Kılavuzu, 1.Baskı, İstanbul: Mikado Yayımcılık.
Gençer, S., Özer, S.(2006). Tetanoz Profilaksisi. Doğan R, Taştepe I, Liman T (Eds.)
Travma. 1.Baskı. Ankara: MN Medikal & Nobel.
Orenstein, WA., Wharton, M., Bart, KJ., Hinman, AR.( 2005). Immunization. In:
Mandell GL, Bennett JE, Dolin R,eds. Principles and Practice of Infectious
Diseases. 6th ed. Philadelphia: Elsevier Churchill Livingstone.
Sözen, C. (2012). İlk Yardım, 1. Baskı, Ankara: Nobel Kitabevi.
Şelimen, D., Özşahin, A., Gürkan, A., Taviloğlu, A.(2008). Hemşire, Tekniker ve
Teknisyenlere Yönelik Travma ve Resüsitasyon Kursu Kitabı, İstanbul; Kuban
Matbaacılık Yayıncılık.
Umur, F.,Y.(2012). İlk Yardım, 2.Baskı, İstanbul: Nakış Ofset.
Yüksel, S., Cücen, Z. (2011). İlk Yardım ve Temel Uygulamalar, 1.Baskı, Ankara;
Nobel Yayımcılık.
İlk yardımda temel uygulamalar. 15. Ekim 2013 tarihinde
http://www.yildirimasm.com/ilkyardim.html adresinden erişildi.
Yaralanmalar. 15. Ekim 2013 tarihinde http://hiziracil.host.sk/yaralanmalar.htm
adresinden erişildi.
Göz yaralanmaları. 15. Ekim 2013 tarihinde http://www.acilveilkyardim.com/
adresinden erişildi.
Omurilik yaralanmaları (Felçler). 15. Ekim 2013 tarihinde
http://www.omurgaomurilik.com/page/omurilik.html. adresinden erişildi.
Göz yaralanmaları. 15. Ekim 2013 tarihinde
http://www.banucosar.net/ic_sayfa.aspx?id=294 adresinden erişildi.
Wounds. 15. Ekim 2013 tarihinde
http://www.segsocial.es/ism/gsanitaria_uk/ilustr_capitulo7/cap7_1_herida
s.htm adresinden erişildi.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


KANAMALARDA İLK
YARDIM

İLK YARDIM VE ACİL


İÇİNDEKİLER

• Kanamaların Sınıflandırılması
• Kanamalarda İlk Yardım
• Şok ve İlk Yardım SAĞLIK HİZMETLERİ
Doç. Dr. Gülçin
AVŞAR

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


HEDEFLER

• Kanamaları sınıflandırabilecek,
• Dış kanamalarda ne yapılması
gerektiğini öğrenebilecek,
• İç kanamalarda ne yapılması
gerektiğini kavrayabilecek,
• Beden boşluklarından olan
kanamalarda ne yapılması
gerektiğini öğrenebilecek,
• Şokun sınıflandırılmasını ve şokun
evrelerini anlayabilecek, ÜNİTE
• Şokta ne yapılması gerektiğini
öğrenebileceksiniz.

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
8
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Kanamalarda İlk Yardım

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


Kanamalarda İlk Yardım

GİRİŞ
Kalp damar sistemi içinde sürekli dolaşan kan; eritrositler ile oksijen
taşınmasına, lökositler ile korunma mekanizmasına ve trombositler ile hemostatik
denge işlevlerinin yürütülmesine katkıda bulunur. Ayrıca sıvı kısmı ile besleyici
maddeleri, hormonları, pıhtılaşma faktörlerini ve antikorları dokulara veya
eliminasyon yerlerine taşınmasını sağlar. Bu nedenlerden dolayı her türlü kan
kaybı yaşamsal tehlike oluşturabilir.
Kanamalar, kazalarda ölüm oranları arasında birinci sırada yer almaktadır.
Nedeni ve yeri ne olursa olsun durmayan ya da durdurulamayan kanamalar şok,
hatta ölüme yol açabilmektedir. Bu nedenle kanaması olan hastada hayati tehlike
oluşmaması için ya da mevcut hayati tehlikeden uzaklaştırılabilmesi için hızlı bir
şekilde ilkyardım uygulaması yapılması gerekmektedir.
Kanama damar bütünlüğünün bozulması sonucu, kanın damar dışına
(vücudun içine veya dışına) doğru akmasıdır. Yetişkin bir bireyde ortalama olarak
5‐ 6 litre kan vardır. Herhangi bir nedenle ani olarak gelişen kan kaybı toplam kan
hacminin %10’una ulaştığında vücut bunu tolere edebileceği gibi kanamaya bağlı
şok da gelişebilir.
Ani kan kaybı yetişkinlerde 1000‐1200 ml’ye, çocuklarda 200‐300 ml’ye ve
bebeklerde 25‐30 ml’ye ulaştığı durumlarda yaşamsal tehlikenin olabileceği
unutulmamalıdır. Ancak çok yavaş ve uzun sürede ortaya çıkan bir kanama
durumunda, insanların daha fazla kan kayıplarını bile fazla belirti olmaksızın tolere
edebildikleri görülmüştür. Örneğin: kan verme işleminde 500 ml kan, 10 ‐ 15
dakika gibi bir zaman zarfında ve kontrollü olarak alındığından, vücutta herhangi
Ani kan kaybı bir sorun oluşturmamaktadır. Bu nedenle özellikle akut kanamaların derhâl
yetişkinlerde 1000‐ durdurulması gerekir. Kanama ciddiyetini etkileyen birçok faktör vardır. Bunlardan
1200ml ’ye, çocuklarda bazıları;
200‐300 ml’ye ve
bebeklerde 25‐30 ml’ye • Kanamanın hızı: Arter kanamaları gibi kanama hızının fazla olduğu
ulaştığı durumlarda durumlarda, daha fazla miktarda kan kaybedildiği için kanamanın ciddiyeti
yaşamsal tehlikenin artar.
olabileceği
• Kanama bölgesi: Kafa ve göğüs yaralanmalarındaki kanamalar gibi
unutulmamalıdır.
kanamanın hayati organlarda olduğu durumlarda kanama ciddiyeti artar.
• Kanama miktarı: Dolaşımdaki kanın %20’si akut olarak kaybedildiği zaman
kalbin atım hacmi %20‐40 oranında azaltır. Bu nedenle kaybedilen kan
miktarı arttıkça kanamanın ciddiyeti de artar.
• Kişinin yaşı: Bebekler ve çocukların tolere edebileceği kan miktarı daha az
olduğu için bu yaşlarda kanamanın ciddiyeti artar.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


Kanamalarda İlk Yardım

KANAMALARIN SINIFLANDIRILMASI
Kanamanın Meydana Geldiği Yere Göre Kanamalar
Dış kanamalar
Deri bütünlüğünün bozulması nedeniyle kanın vücut dışına akmasıyla
oluşan, gözle görülebilir kanamalardır. Yaygın olarak künt travmalar ve kesici /
delici yaralanmalar sonucu görülen kanama türüdür. Örneğin; kol, bacak ya da
parmak yaralanmaları veya kopmaları, açık kırıklar, çeşitli cilt kesilerinde dış
kanamalar oluşabilmektedir. Dış kanamalarda kan görüldüğü için hızlı bir şekilde
müdahale edilebilir. Dış kanamalarda en önemli belirti gözle görülür bir kanamanın
olmasıdır. Kanama, kanamanın olduğu damara göre kesik‐kesik, fışkırır ya da
sızıntı şeklinde olabilir.

İç kanamalar
Damarların herhangi bir nedenle yırtılması ya da zedelenmesi sonucu, kanın
İç kanamalar, gelişmiş damarlardan vücut boşluklarına doğru akması ile oluşan kanamalardır. Örneğin;
tıbbi merkezlerde motorlu araç kazaları, yüksekten düşme, travma, darbe, büyük kemik kırıkları,
tedavi gerektiren ve
bıçak ya da silahla yaralanma sonucu iç kanamalar oluşabilmektedir. Ayrıca var
hayatı tehdit eden
kanamalardır olan bir hastalık sırasında, travmaya bağlı olmaksızın, bir damarın zedelenmesi ya
da hasarlı bölgeden sızıntı şeklinde kanamalar da olabilmektedir. Örneğin; ülser,
böbrek taşı nedeniyle olan kanamalar. Bu tür kanamalar bazen farkında olmadan
tolere edilebileceği gibi, bazen de kanama miktarına göre ölümcül
olabilmektedir. İç kanamalar iki şekilde olur.
Gözle görülebilen: Akciğer, mide, bağırsaklar, böbrek vb. kanamalar.
Gözle görülemeyen: Karaciğer, dalak, pankreas vb. kanamalar.
İç kanamalar, gelişmiş tıbbi merkezlerde tedavi gerektiren ve hayatı tehdit
eden kanamalardır. Bu nedenle iç kanamadan şüphelenildiğinde gecikmeden
yardım çağırılmalıdır. İç kanamalarda, iç kanamanın yerine göre bazı belirtiler
gözlenebilir. Bunlar; kan kusma, ağır vajinal veya rektal kanama, geniş kontüzyon
şişme ve ekimozdur. Ayrıca iç kanamayı düşündüren ve vücut yüzeyinde belli
olmayan belirtiler de görülebilir. Bu belirtiler hipovolemik şoka bağlı bulgulardır.
Bunlar; hızlı ve zayıf nabız, soğuk nemli deri, donuk gözler, susama, huzursuzluk,
bulantı, kusma, kan basıncında düşüklük.

Beden boşluklarında olan kanamalar


Kulak, burun, ağız, anüs vb. organlardan olan kanamalardır. Beden
boşluklarında olan kanamalar farklı nedenlerle ortaya çıkabilir. Kulak kanamaları
dış kulak irritasyonu ve travmaları, travma veya hava basıncı sonucu kulak zarının
yırtılması, kafa travmaları gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Burun kanamaları,
buruna gelen darbe ve çarpmalar, burun enfeksiyonları, burun içine yabancı cisim
kaçması, yüksek tansiyon, bazı kan hastalıkları ve kafatası kırıkları gibi durumlara
bağlı olarak gelişebilir. Kafatası çatlak ya da kırıkları nedeniyle oluşan burun
kanamalarında kanla karışık beyaz‐pembemsi bir akıntı olabilir. Rektal kanamalar

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


Kanamalarda İlk Yardım

ise, hemoroid, anal fissür, kolon polipleri, kanser vb. nedenlerle gelişebilir.
Sindirim kanalının, değişik yerlerinde meydana gelen kanamalarda kan görünümü
de değişir. Örneğin; mide ve duedonum kanamalarında kan sindirim emzimleri
tarafından sindirilir ve dışkının siyaha yakın bir renk almasına (melena) neden olur.
Kanama ince bağırsakta, kolonlarda ya da rektumda oluşmuş ise kanın rengi
kırmızıdır.

Kanamanın Kaynağına Göre Kanamalar


Arter kanamaları
Arterler kalpten yüksek basınçla pompalanan oksijenlenmiş temiz kanı
hücrelere ileten damarlardır. Kanama kalbin kanı pompalamasına paralel olarak
kesik kesik ve kalp atımına uyumlu şekilde fışkırarak akar. Kanayan yer kalbe yakın
ise fışkırma daha şiddetlidir (Resim 8.1). Kanın rengi açık kırmızıdır.

Arter kanamalarında
kan, kalbin sistolüne
paralel olarak kesik
kesik ve kalp atımına
uyumlu şekilde
fışkırarak akar.
Resim 8.1. Arter Kanaması

Ven kanamaları
Venler, hücrelerden dönen kanı kalbe taşıyan ve düşük basınçlı kan akımına
sahip damarlardır. Cilde yakın yüzeysel venler bacak, el ve ayak sırtında kolayca
görülebilir. Venöz kanama yavaş ve aynı şiddette olup (Resim 8.2), kanın rengi
koyu kırmızıdır.

Resim 8.2. Venöz kanama


Kapiller kanamalar
Kanamalarda bazı ilaçlar Kılcal damarlar hücrelere ulaşan son damar uzantılarıdır. Bu damarlar çok
ve hastalıklar kanamanın
ince oldukları için çok az kan taşırlar. Bu nedenle zedelenme veya kesilmelerinde
durdurulmasını
zorlaştırabilir. sızıntı tarzında ve hafif bir kanama olmaktadır (Resim 8.3). Kanın rengi ise venöz
kan gibi koyu kırmızıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


Kanamalarda İlk Yardım

Resim 8.3. Kapiller Kanama

KANAMALARDA İLK YARDIM


Kanamalarda ilk olarak kanamanın yeri tespit edebilmelidir. Kanama, küçük
görünse bile durdurulamazsa hayatı tehdit edebilir. Ayrıca bazı hastalıklar ve
ilaçlar, kanamanın durdurulmasını zorlaştırabilir. Bilinen ilk yardım yöntemleri ile
kanamanın durdurulamadığı durumlarda veya ciddi yaralanmalar sonucu oluşan
kanamalarda mutlaka tıbbi müdahale gerekir. Kanamalarda ilk yardımın öncelikli
amacı fazla kanama ile gelişebilecek şok ve/veya ölüm tablosunu engellemektir.

Dış Kanamalarda İlk Yardım


Kanama olduğunda organizma fizyolojik olarak kendi çabası ile kanamayı
durdurmaya çalışır. Öncelikle kanayan damar büzülür, trombositler zedelenmiş
bölgeye toplanır ve pıhtı plağı oluşur. Dolaşımdaki koagülasyon faktörleri harekete
geçerek trombositlerin oluşturduğu pıhtı plağından fibrin yumağı oluştururlar ve
Özellikle femoral arter, kanayan bölge bununla tıkanır. Bu işlem yaklaşık 10 dakika içerisinde tamamlanır.
karotis arter
kesimlerinde çok yoğun Büyük damarlarda oluşan zedelenmelerin bu şekilde onarılması ya da
ve ani kanamaya bağlı kanamanın durması pek mümkün değildir. Özellikle femoral arter, karotis arter
olarak kısa sürede ölüm kesimlerinde çok yoğun ve ani kanamaya bağlı olarak kısa sürede ölüm meydana
meydana gelebilir.
gelebilir.
Dış kanamalarda ilk yardım olarak:
 İlk yardımın temel basamakları dikkatli bir şekilde uygulanmalıdır.
 Tıbbi yardım, 112 Acil Yardım Merkezinden istenmelidir.
 Gerekliyse temel yaşam desteği basamakları uygulanmalıdır.
 Kanama yeri belirlenmelidir.
 Yara ve kanama korkutucu olabilir; ancak ilk yardımda bulunan kişi sakin
olmalı ve yaralının da sakin olmasını sağlamalıdır. Bunun için mümkün ise
yaralının, yarayı görmesine izin verilmemelidir.
 Eller yıkanmalı ve eldiven giyilmelidir.
 Eldiven yoksa elin kan ile temasını engelleyecek herhangi bir temiz bez,
torba, kumaş vb. kullanılmalıdır.
 Şiddetli kanamalarda şok tablosu gelişebilir. Bu nedenle, şiddetli kanama
durumunda yaralıya şok pozisyonu verilmelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


Kanamalarda İlk Yardım

 Dış kanamayı kontrol altına alacak yöntemlerden bir ya da birkaçı


uygulanmalıdır.
Dış kanamalarda kanamayı kontrol altına alma yöntemleri: Dış kanamaları
durdurmak için kanamanın özelliğine göre çeşitli yöntemlerden yararlanılır. Bu
yöntemlerden başlıcaları:
 Doğrudan basınç uygulama
 Basınçlı bandaj uygulama
 Elevasyon
 Kanayan bölgedeki atar damarlara doğrudan basınç uygulama
 Turnike uygulama
 Atelleme
 Pnömotik basınçlı atel uygulama
Doğrudan basınç uygulama
Basit ve etkili kanama kontrol yöntemidir. Kanayan bölgenin üzerine steril
pansuman konularak, üstüne elle basınç uygulanır ve doğrudan basınç uygulaması
çoğu kanamayı durdurabilir (Resim 8.4).
Örnek

•Örneğin;temiz olduğu düşünülen herhangi bir eşarp, tülbent, havlu,


Doğrudan basınç mendil vb. malzeme ile yara üzerine basınç yapılabilir.
uygulamalarında,
kanamanın durup
durmadığını kontrol
etmek veya pansumanı
değiştirmek amacıyla
Genellikle kazalar sırasında steril pansuman bulunamayabilir. Bu durumda,
yaranın üzerinde
bulunan ilk pansuman temiz olduğu düşünülen herhangi bir malzeme kullanılabilir.
kesinlikle Bu gibi malzemeler topak hâline getirilerek kanama bölgesine basınç
kaldırılmamalıdır. yapıldığı zaman, kanın ele bulaşma riski de azalır. Eğer eldiven kullanılmıyorsa bu
basınç sırasında çok dikkatli olunmalı ve bulaşıcı hastalık riski göz ardı
edilmemelidir.
Doğrudan basınç uygulamasında kanamanın durup durmadığını kontrol
etmek veya kan ile ıslanan pansumanı değiştirmek amacıyla yaranın üzerindeki ilk
pansuman kesinlikle kaldırılmamalıdır. Çünkü kanama bölgesi ile temas eden
pansumanın kaldırılması ile buradaki pıhtılar pansuman ile kalkıp kanamayı
yeniden başlatabilir. Eğer kanama bölgesine yerleştirilen bez kan ile çok ıslanır ise
ilk pansumanın üzerine ikinci bir pansuman uygulanmalıdır.
Kanamayı durdurmak için yapılan basıncın miktarı kanamaya göre değişir.
Kapiller kanamada minimal basınç gerekirken, arteriyal kanamalarda daha kuvvetli
basınç gerekmektedir. Doğrudan basınç, o bölgede kırık yoksa uygulanabilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


Kanamalarda İlk Yardım

Kanayan bölgedeki atar Resim 8.4. Doğrudan Basınç Uygulama


damarlara doğrudan Basınçlı bandaj uygulama
basınç uygularken
basınç yapılacak nokta, Doğrudan basınç uygulamasında, bandaj uygulaması da yapılabilir. Basınçlı
o bölgeye giden bandaj uygulamasında, yara üzerine uygulanan bez kaldırmadan rulo sargı veya
atardamarın kemik bez şeritler ile yaralı bölge sıkıca sarılır. Sargının son ucu ikiye ayrılarak doğrudan
üzerinde yüzeyselleştiği yaranın üzerinde düğümlenir. Bu düğüm yaranın üzerine yapılan baskıyı arttırmaya
yerdir. yardımcı olacaktır.
Sargının çok sıkı olmadığından emin olunmalıdır. İdeal basınçlı bandaj,
kanamayı durdurabilecek kadar sıkı, kanamanın altındaki bölgelere yeterli kan
akımı sağlayacak kadar da gevşek olmalıdır. Yaranın distalinde kalan bölgede
morarma görülmesi veya yaranın distalinde nabzın alınamaması sargının sıkı
olduğuna işaret eder. Eğer pansuman nabız alınacak bölgede sarılı ise, sargının
distaline parmakla bastırarak cilt renginin geri dönme belirtisine bakılmalıdır.

İdeal basınçlı bandaj,


kanamayı
durdurabilecek kadar
sıkı, kanamanın
altındaki bölgelere
yeterli kan akımı
sağlayacak kadar da Resim 8.5. Basınçlı Bandaj Uygulama
gevşek olmalıdır.
Elevasyon
Kırık şüphesi yoksa ve ağrıya neden olmuyorsa, yaralı kol ya da bacak kalp
düzeyinden yukarıda olacak şekilde kaldırılmalıdır. Bir el ile yaraya baskı
uygulanırken diğer el ile yara bölgesi kalp hizasının üzerine kaldırılabilir (Resim
8.6). Elevasyon yaralı alandaki kan basıncını ve kan kaybının miktarını azaltmak
için uygulanmaktadır. Extremitenin elevasyonunda yastık, battaniye vb.
kullanılabilir.

Resim 8.6. Elevasyon ve Doğrudan Basınç Uygulama

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


Kanamalarda İlk Yardım

Kanayan bölgedeki atar damarlara doğrudan basınç uygulama


Doğrudan basınca rağmen, kanama durdurulamaz ise kanama bölgesine
giden atardamara basınç uygulayarak da kanama kontrol altına alınabilir.
Atardamara basınç uygularken, damar üzerine yapılan basınç sürekli olmalıdır.
Basınç uygulama, arterlerdeki kan akımını azaltır. Bu, özellikle artar damar
yaralanmalarında çok önemlidir ve kısa zamanda meydana gelebilecek şok ve
ölümü önleyebilir. Basınç yapılacak nokta, o bölgeye giden atardamarın kemik
üzerinde yüzeyselleştiği yerdir (Resim 8.7). Basınç kanama bölgesinin yerine göre
parmaklarla ya da yumrukla yapılabilir (Resim 8.8). Vücutta bu amaç için
belirlenmiş belli başlı bölgeler şunlardır:
Arteria karotisin sıkıştırılması (Boyunda ön yan nokta): Boyun atardamarının
kesilmesi şiddetli kanamaya ve kanama kısa sürede durdurulmadığında ölüme
neden olabilir. Boyun atardamarı kanamalarında başparmak ile bası yapılır. Boyun
atardamarı kanaması sağ tarafdaysa ilk yardımcı sol elinin başparmağıyla, kanama
sol tarafta ise sağ elin başparmağıyla damar üzerine baskı uygular.
Arteria subklavianın sıkıştırılması (Köprücük kemiği üzeri): Omuz bölgesi,
kolun üst kısmı ve koltuk altındaki atardamar kanamalarında köprücük kemiği
üzerindeki çukura baskı uygulanarak kanama durdurulmaya çalışılır. İlk yardımcı
kanama sağ tarafta olduğunda sol elin başparmağıyla, kanama sol tarafta
Arteria brakialisin sıkıştırılması (Kolun üst içeri kısımları): Kanamanın
dirsekten daha alt seviyede olduğu durumlarda, kol atardamarı kolun üst
bölümünde sıkıştırılarak kanama durdurulur.
Temporal arterin sıkıştırılması (Kulağın üst ön kısmı): Kafa derisi bölgesinde
olan kanamalarda kulak önündeki atardamara iki parmakla bastırılır.
Arteria femoralisin sıkıştırılması (Kasıklar): Bacaktaki atardamar
kanamalarında kasık bölgesindeki baskı noktasına baskı yapılır. İlk yardımcı elini
yumruk yaparak kasık hizasında bacak atardamarı üzerine baskı uygular.

• Siz de kendi vücudunuzda atardamar basınç


Bireysel
Etkinlik

noktalarını resim 8.7'yi de takip ederek bulunuz.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


Kanamalarda İlk Yardım

Resim 8.7. Kanamalarda Damara Basınç Uygulama Noktaları

Resim 8.8. Kanamalarda Damara Basınç Uygulama

Turnike uygulama
Turnike uygulaması, yaralanmanın distalinde kalan dokunun kanlanmasını
engellediği için geri dönüşümsüz hasara neden olabilmektedir. Bu nedenle
günümüzde çok tercih edilmemektedir.
Turnike uygulanabilecek durumlar:

 Çok sayıda yaralının ve tek kurtarıcının bulunduğu bir ortamda kanama


Turnike uygulaması
yaralanmanın kontrolünü sağlayıp diğer yaralılarla da ilgilenilmesi gereken durumlarda
distalinde kalan  Yaralının nakli gerçekleşecekse
dokunun kanlanmasını  Uzuvlardan birinde veya bir kaçında kopma ya da ciddi parçalanma varsa
engellediği için geri  Basınç yapılarak kanama durdurulamıyorsa
dönüşümsüz hasara Kol ve bacaktaki çok şiddetli kanamalarda, kanayan bölgenin 5‐10 cm
neden olabilmektedir.
üzerinde bulunan tek kemik bölgesine sargı bezi, eşarp, kravat gibi bir malzeme
Bu nedenle günümüzde
çok tercih sarılır. Bu sargıya bir düğüm atılır, sıkıştırma çubuğu yerleştirilir ve tekrar bağlanır.
edilmemektedir. Sıkıştırma çubuğu olarak herhangi bir sopa, dal parçası ya da kalem
kullanılabilir. Kanama duruncaya kadar sıkıştırma çubuğu çevrilir. Kanama durunca
sıkıştırma çubuğu ekstremiteye sabitlenir (Resim 8.9). Tansiyon aletinin manşonu
da turnike olarak kullanılabilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


Kanamalarda İlk Yardım

Resim 8.9. Turnike Uygulaması

• Turnikede kullanabileceğimiz materyaller neler olabilir?


Bireysel
Etkinlik

Turnike uygulamasında dikkat edilmesi gerekenler:

 Kol ve bacakta tek kemik üzerine uygulanmalıdır.


 Uygulamada kullanılacak sargı bezi ya da malzemenin genişliği en az 8‐ 10 cm
olmalıdır.
 Turnike kanama duruncaya kadar sıkılmalı, kanama durunca sıkma işlemine
son verilmelidir.
 Turnike mutlaka kolay görülebilir hâlde tutulmalı, üzeri örtülmemelidir.
 Yaralı üzerine, yaralının adı ve turnikenin uygulandığı zaman ( saat ve dakika
Yaralı üzerine, yaralının olarak ) mutlaka yazılmalıdır.
adı ve turnikenin  Çok sayıda yaralı var ise, yaralının görünen bir bölgesine ya da alnına kalem
uygulandığı zaman
ya da ruj ile T harfi yazılmalıdır.
(saat ve dakika olarak)
mutlaka yazılmalıdır. Yaralının üzeri örtülecek ise, mutlaka turnike görülür hâlde tutulmalıdır.
 Turnike 15‐30 dakikada bir 3‐5 dakika süre ile gevşetilmelidir. Böylece
kanama bölgesinin distalindeki bölgenin kanlanması sağlanır. Kanama
bölgesinin distalindeki dokular kanlandıktan sonra turnike uygulamasına
devam edilmelidir. Eğer turnike gevşetilmeden uzun süre yapılırsa, turnike
altındaki tüm dokular ölür.
 Turnikenin 1,5 saatten fazla tutulmamasına dikkat edilmelidir.
Atelleme
Kanamaların bir kısmı kırılan kemik uçlarının neden olduğu kas veya damar
yırtılması ile oluşabilir. Bu durumda ekstremitenin stabilize edilmesi kanamayı
durdurabilir. Ekstremiteyi stabilize etmek için değişik tipte ateller kullanılır. Bunlar;
Atel: Tahta, karton parçaları vb. gibi sert malzemeler atelleme malzemesi
olarak kullanılabilir (Resim 8.10A).
Havalı Atel: Havalı ateller geniş yumuşak doku yaralanmalarında ve

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


Kanamalarda İlk Yardım

kırıklarda yumuşak dokuda olan yaygın ve ciddi kanama kontrolünde


kullanılmaktadır (Resim 8.10B). Burada amaç, yalnızca tek bir bölgeye değil, tüm
ekstremiteye basınç uygulamaktır.
Havalı Karşı Basınçlı Aletler: Havalı karşı basınçlı aletler tüm ekstremiteye
basınç uygulayan aletlerdir (Resim 8.10C). Ciddi abdominal veya dış kanamalarda
hipovolemik şoku önlemek için kullanılmaktadır. Bu aletler gebelik, kronik kalp
hastalığı, pulmoner ödem ve akut kalp hastalığı durumlarında kullanılmamalıdır.
Ayrıca bu alet iki saatten fazla şişirilmiş olarak kalmamalıdır. Bu aletlerin en önemli
komplikasyonu aletin hızlı söndürülmesine bağlı olarak gelişen hipovolemik şoktur

Havalı ateller hızlı


söndürülmemelidir.

A B C

Resim 8.10 A: Atel‐ Resim 8.10 B:Havalı Atel‐ Resim 8.10 C:Havalı Karşı Basınçlı Alet

Dış kanamalarda yapılmaması gerekenler:


 Vücudun içine gömülü olan hiçbir yabancı madde yerinden oynatılmamalıdır.
 Yalnızca çevrede bulunan ve ilk yardımcıya ya da yaralıya zarar verebilecek
maddeler uzaklaştırılmalıdır. Örneğin etrafta bulunan cam kırıkları
Batmış cisim bulunan temizlenmelidir.
yaralara, göz  Büyük damar yaralanmaları, kopmalar gibi yaşamı tehdit edecek kadar yoğun
yaralanmalarına ve bir kanama yoksa turnike uygulamamalıdır.
kırıkları olan yaralara
 Batmış cisim bulunan yaralar, göz yaralanmaları ve kırıkları olan yaralara
doğrudan kompres
uygulanmamalıdır. doğrudan kompres uygulamamalıdır.
 Kanama durduktan hemen sonra yara temizlenmemelidir.
 Baş, boyun ya da omurgada yaralanma varsa veya hareket ile yaralıda ağrı
oluşuyorsa şok pozisyonundan kaçınılmalıdır.
 Hasta hareket ettirilmemelidir.
 Yaralıya yiyecek ve içecek verilmemelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


Kanamalarda İlk Yardım

• Vücudun içine gömülü olan yabancı madde neden

Bireysel
Etkinlik
yerinden oynatılmamalıdır?

İç kanamalar, gelişmiş
tıbbi merkezlerde İç Kanamalarda İlk Yardım
tedavi gerektiren,
hayatı tehdit eden İç kanamanın kontrolü kanamanın nedenine bağlıdır. İç kanaması
kanamalardır. Bu olduğundan şüphe edilen yaralılar/hastalar en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna
nedenle iç kanamadan sevk edilmelidir. İç Kanamalarda;
şüphelenildiğinde
gecikmeden yardım • İlk yardımın temel basamakları dikkatli bir şekilde uygulanmalıdır.
çağırılmalıdır. • Tıbbi yardım, 112 Acil Yardım Merkezinden istenmelidir.
• Gerekliyse temel yaşam desteği basamakları uygulanmalıdır.
• Sağlık ekibi gelene kadar yaralı hareketsiz tutulmalıdır.
• Hastanın vücut sıcaklığını korumak için üzeri örtülmelidir.
• Hasta şok pozisyonuna getirilmelidir.
• Hasta kusuyorsa, hava yolunun tıkanmasını engellemek için başı dikkatli
bir şekilde hafifçe yana çevrilmelidir.
İç Kanamalarda Yapılmaması Gerekenler
• Yaralıya yiyecek ve içecek verilmemelidir.
• Baş, boyun ya da omurgada yaralanma varsa veya hareket ile yaralıda ağrı
oluşuyorsa şok pozisyonundan kaçınılmalıdır.
• Hasta hareket ettirilmemelidir.

Beden Boşluklarından Olan Kanamalarda İlk Yardım


Burun kanamalarında ilk yardım
Burun kanamalarında aşağıdaki uygulamalar yapılır:
• Hastanın sakinleşmesi sağlanır.
• Hasta oturtulur ve hastanın başı öne doğru hafifçe eğilir.
• Hastanın bilinci yerindeyse kanı yutmaması konusunda uyarılır.
Burun kanamalarında • Bir elin işaret ve başparmağı ile burun kanatlarının etli kısımları iyice
hasta oturtulur ve sıkılır. 10 dakika boyunca bu pozisyon korunur (Resim 8.11).
hastanın başı öne
• Küçük buz parçaları bir mendil içine sarılarak, burun köküne yerleştirilir.
doğru hafifçe eğilir.
• Devamlı kanamalarda boyuna, havluya sarılmış buz torbası konulur.
• Burun kanamasının nedenleri soruşturulur. Burun kanamasının, kafa
travmalarına bağlı olarak geliştiği düşünülüyorsa vakit kaybetmeden acil
tıbbi yardım istenir.
• Kanama bu müdahaleler ile durdurulamıyor ise basınç uygulamaya devam
edilerek hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulur.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


Kanamalarda İlk Yardım

Resim 8.11. Burun Kanamalarında Pozisyon


Kulak kanamalarında ilk yardım
Kulak kanaması travmayla birlikteyse, kafatası kırığına işaret edebileceği
düşünülmelidir. Kulak kanamalarında hastanın genel değerlendirmesi yapıldıktan
sonra aşağıdaki uygulamalar yapılır;
• Hastanın sakinleşmesi sağlanır.
Kulak kanamalarında
yaralı, kanayan kulağı • Yaralı, kanayan kulağı tarafına yatırılır.
tarafına yatırılır. • Kan gelen kulağa emici bir pansuman konularak dış faktörlerin etkisi
ortadan kaldırılır. Fakat bu pansuman asla kulağın içine doğru
sokulmamalıdır.
• Komplike bir durum olacağı dikkate alınarak hasta ilgili kliniğe
gönderilmelidir.
Rektal kanamalarda ilk yardım
Bu tip kanamalarda hasta yatar pozisyonda, kanamanın nedenine göre tıbbi
müdahale yapılabilmesi için derhâl bir sağlık kuruluşuna başvurulur.

ŞOK VE İLK YARDIM


Şok, genellikle “yetersiz doku perfüzyonu” sonucu ortaya çıkan kompleks
klinik bir sendrom olarak tanımlanır. Oksijen ve besin maddeleri hücrelere
taşınamadığı, atık ürünler vücuttan atılamadığı zaman oluşur. Şokta yetersiz
perfüzyon ve oksijen açığının devam etmesi sonucu hücresel ölüm, organ ve sistem
yetersizliği ortaya çıkar. Bu nedenle şok hastanın durumunun sürekli değiştiği
dinamik bir olaydır.

Şokun Evreleri ve Belirtileri


Fizyolojik değişikliklere göre şok; kompanse (dengeleme, başlangıç),
dekompanse (dengeleyememe, ilerleyici) ve irreversible (geriye dönüşsüz) olmak
üzere üç klinik evrede değerlendirilir.

Kompanse şok
Şok ilerlemeye neden olabilecek kadar ciddi değil ve dolaşımın
kompazasyon mekanizmaları ile tam olarak düzeliyor ise buna kompanse şok
denir. Yaşamsal organların perfüzyonu korunduğu için fonksiyonları bozulmaz.
Şoktaki tedavi girişimi en çok bu dönemde başarılı olur.
Bu evrede olan hastada aşağıdaki belirtiler görülür:
• Anksiyete ve huzursuzluk

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


Kanamalarda İlk Yardım

• Kan basıncında hafif düşüklük


• Hızlı nabız
• Baş dönmesi
• Susuzluk hissi
• Bulantı ve kusma
• Soğuk ve soluk cilt
Dekompanse şok
Fizyolojik değişikliklere
göre şok; kompanse, Doku perfüzyonunun azalması, sürekli ilerleyen bir dolaşım ve metabolik
dekompanse ve denge bozukluğunun başlaması ile karakterizedir. Bu dönemde kompansasyon
irreversible olmak mekanizmaları yetersiz kaldığından yaşamsal organların kan akımı için gerekli
üzere üç klinik evrede arteriyel basınç sağlanamaz. Bu evrede olan hastada aşağıdaki belirtiler görülür:
değerlendirilir.
• Bilinç bozukluğu
• Hipotansiyon
• Hızlı nabız
• Hızlı ve yüzeyel solunum
• Cilt nemli, soluk ve soğuk
• Vücut sıcaklığında azalma
• İdrarda azalma
İrreversible şok
İleri derecede vazokonstrüksiyon ve kalp debisinde düşme gerçekleşir. Bu
dönemde tedaviye cevap alınamaz. Geri dönüşümsüz organ hasarı ve ölüm
meydana gelir. Bu evrede olan hastada aşağıdaki belirtiler görülür:
• Laterji ve koma
• Ciddi hipotansiyon
• Filiform nabız
• Dispne, takipne
• Siyanoz
• Anüri

Hipovolemik şok, Şokun Sınıflandırılması


en yaygın olarak
ortaya çıkan şok Dolaşımın yeterli olmasını sağlayan; kan hacmi, kalbin pompa gücü ve damar
çeşididir. tonüsü esas alınarak sınıflama yapıldığında şok başlıca üç tipe ayrılır.

Hipovolemik şok
En yaygın olarak ortaya çıkan şok çeşididir. Hipovolemik şok, dolaşan kan ve
sıvı hacminin azalmasına bağlı olarak gelişen bir tablodur. Kan kaybı hipovolemik
şokun en yaygın nedenidir. Bunun dışında akut plazma kaybı ve akut ekstraselüler
sıvı kaybı da hipovolemik şoka neden olabilir. Hipovolemik şok erken saptanır ve
tedavi erken başlatılırsa hastanın hayatta kalma şansı yüksektir.
Hemorajik Şok: Ağır intestinal kanamalar, aort anevrizması, dış kanamalar
gibi nedenlerle toplam kan hacminin azaldığı durumlarda hemorajik şok artaya
çıkar. Hemorajik şokta dolaşan kan hacminin azalması sonucu venöz dönüş azalır
ve kalbin atım hacmi azalır. Kan kaybı devam ederse kan basıncı düşer ve yaşamsal

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


Kanamalarda İlk Yardım

organlarda doku perfüzyonu yetersiz olmaya başlar. Hemorajik şokta, kan kaybı ile
ilişkili olarak bulunuduğu evreye göre belirtiler verir. Kan kaybı eğer;
• %15 ise kompanse şok,
• %15‐30 ise hafif derecede şok,
• %30‐40 ise orta derecede şok,
• %40 ve üzeri olduğunda ise irreversible şok gelişir.
Kardiyojenik şok
Kalbin pompalama gücünün akut olarak yetersiz kalması sonucu kalp
debisinin azalması ile ortaya çıkan dolaşım yetersizliğidir. Kalbe gelen kan herhangi
bir nedenle periferik dolaşıma atılamadığında, kardiyak debi azalır. Kardiyak
debinin azalması ile şok tablosu oluşur. Kalp krizi, kalp kapağı hastalıkları, aritmiler,
pulmoner emboli, kardiyak yaralanmalar kardiyak şokun nedenleri arasındadır.

Vazojenik şok
Vasküler tonüsün yetersizliği nedeni ile ortaya çıkar. Kan volümü yeterli
olduğu hâlde damar yatağı genişlediğinden dolayı damarlar yeterince dolamaz ve
perfüzyon bozulur. Vazojenik şokun üç ana tipi vardır. Bunlar;
Kardiyojenik şok, Anafilaktik şok: Genellikle antikor yanıtı ya da hipersensivite reaksiyonu ile
kalbin pompalama ani olarak ortaya çıkan bir durumdur. Bir madde ile temas ettiğinde buna duyarlılık
gücünün akut olarak
kazanmış bireyin, sonraki doz ya da temasta aşırı reaksiyon göstermesi ile oluşur.
yetersiz kalması
Anafilaktik şoka ilaçlar, yiyecekler ve böcek sokmaları neden olabilir.
sonucu kalp debisinin
azalması ile ortaya Nörojenik şok: Spinal şok olarak da isimlendirilen nörojenik şok, vazomotor
çıkan dolaşım fonksiyonun kaybı ile karakterizedir. En yaygın nedeni beyin harabiyeti, derin
yetersizliğidir.
genel anestezi, spinal kord yaralanmaları, spinal anestezi vb. durumlardır.
Septik şok: Tedavi edilemeyen sepsise sistemik bir yanıttır. En yaygın nedeni
enfekte edici mikroorganizmalardır. Septik şoka bu mikroorganizmalar tarafından
salgılanan bir endotoksinin sorumlu olduğu düşünülmektedir. Bu endotoksin
damar yapısını bozarak geçirgenliği artırdığı gibi, ortaya çıkan yaygın
vazodilatasyon ile de dolaşım yetersizliğine neden olur.

Şokta ilk Yardım


Şokta ilk yardım uygulamaları:
• Kanama ve şok ile ilgili bulgular kontrol edilir.
• Hastanın hava yolu açıklığı sağlanır ve giysileri gevşetilir.
• Hastanın mümkün olduğunca temiz hava soluması sağlanır.
• Şok pozisyonu verilir.
• Kanaması varsa hemen durdurulur.
• Kırıklar varsa atellenir.
• Solunum ve nabız sık aralıklarla kontrol edilir.
• Hastanın üzeri örtülerek sıcak tutulması sağlanır.
• Hasta hareket ettirilmez ve hastaya yiyecek/içecek verilmez.
• Hızlı bir şekilde sağlık kuruluşuna sevki sağlanır.
• Hastanın endişe ve korkuları giderilerek psikolojik destek sağlanır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


Kanamalarda İlk Yardım

• Yardım gelinceye kadar yaralının yalnız bırakılmaz.


Şok Pozisyonu Nasıl Verilir?
• Hasta sırt üstü yatırılır.
• Hastanın bacakları yerden 30 cm yukarı kaldırılarak altına destek konur.
(çarşaf, kıyafet, yastık vb.)(Resim 8.12).
Şokta hasta hareket
ettirilmez ve hastaya
yiyecek/içecek
verilmez.

Resim 8.12. Şok Pozisyonu

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


Kanamalarda İlk Yardım

•Kanama damar bütünlüğünün bozulması sonucu, kanın damar dışına


(vücudun içine veya dışına) doğru akmasıdır. Yetişkin bir bireyde ortalama
olarak 5‐ 6 litre kan vardır. Herhangi bir nedenle ani olarak gelişen kan kaybı
toplam kan hacminin %10’una ulaştığında vücut bunu tolere edebileceği gibi
kanamaya bağlı şok da gelişebilir.
•Ani kan kaybı yetişkinlerde 1000‐1200 ml’ye, çocuklarda 200‐300 ml’ye ve
Özet
bebeklerde 25‐30 ml’ye ulaştığı durumlarda yaşamsal tehlikenin olabileceği
unutulmamalıdır. Ancak çok yavaş ve uzun sürede ortaya çıkan bir kanama
durumunda, insanların daha fazla kan kayıplarını bile fazla belirti olmaksızın
tolere edebildikleri görülmüştür. Örneğin: kan verme işleminde 500 ml kan,
10 ‐ 15 dakika gibi bir zaman zarfında ve kontrollü olarak alındığından,
vücutta herhangi bir sorun oluşturmamaktadır. Bu nedenle özellikle akut
kanamaların derhâl durdurulması gerekir.
•Yeri, miktarı ve hastanın durumuna göre kanamanın ciddiyeti değişir.
•Kanama, meydana geldiği yere göre iç kanamalar, dış kanamalar ve beden
boşluklarından olan kanamalar olarak gruplandırılır.
•Deri bütünlüğünün bozulması nedeniyle kanın vücut dışına akmasıyla oluşan,
gözle görülebilir kanamalardır. Yaygın olarak künt travmalar ve kesici / delici
yaralanmalar sonucu görülen kanama türüdür. Örneğin; kol, bacak ya da
parmak yaralanmaları veya kopmaları, açık kırıklar, çeşitli cilt kesilerinde dış
kanamalar oluşabilmektedir. Dış kanamalarda kan görüldüğü için hızlı bir
şekilde müdahale edilebilir. Dış kanamalarda en önemli belirti gözle görülür
bir kanamanın olmasıdır. Kanama, kanamanın olduğu damara göre kesik‐
kesik, fışkırır ya da sızıntı şeklinde olabilir.
•Dış kanamalarda öncelikli olarak kanayan bölgenin üzerine doğrudan basınç
uygulayarak o bölge elevasyona alınır.
•Bunun dışında basınçlı bandaj uygulaması ve/veya kanayan bölgeye gelen
damarlara doğrudan basınç uygulaması da yapılabilir.
•Eğer turnike uygulanacak ise, turnike uygulamalarında genel ilkelere dikkat
edilmelidir.
•Damarların herhangi bir nedenle yırtılması ya da zedelenmesi sonucu, kanın
damarlardan vücut boşluklarına doğru akması ile iç kanama meydana gelir.
•İç kanamalar, gelişmiş tıbbi merkezlerde tedavi gerektiren ve hayatı tehdit
eden kanamalardır. Bu nedenle iç kanamadan şüphelenildiğinde gecikmeden
yardım çağırılmalıdır. İç kanamalarda, iç kanamanın yerine göre bazı belirtiler
gözlenebilir. Bunlar; kan kusma, ağır vajinal veya rektal kanama, geniş
kontüzyon şişme ve ekimozdur. Ayrıca iç kanamayı düşündüren ve vücut
yüzeyinde belli olmayan belirtiler de görülebilir. Bu belirtiler hipovolemik
şoka bağlı bulgulardır. Bunlar; hızlı ve zayıf nabız, soğuk nemli deri, donuk
gözler, susama, huzursuzluk, bulantı, kusma, kan basıncında düşüklük.
•Kanamanın durdurulmaya çalışılması, yaşam bulgularının izlenmesi ve şok
pozisyonunun verilmesi şokta önemli ilk yardım uygulamaları arasındadır.
•Şok, genellikle “yetersiz doku perfüzyonu” sonucu ortaya çıkan kompleks
klinik bir sendrom olarak tanımlanır. Oksijen ve besin maddeleri hücrelere
taşınamadığı, atık ürünler vücuttan atılamadığı zaman oluşur. Şokta yetersiz
perfüzyon ve oksijen açığının devam etmesi sonucu hücresel ölüm, organ ve
sistem yetersizliği ortaya çıkar. Bu nedenle şok hastanın durumunun sürekli
değiştiği dinamik bir olaydır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


Kanamalarda İlk Yardım

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Kanamaların kontrolünde aşağıdaki yöntemlerden hangisini en son tercih
edersiniz?
a) Direkt bası uygulama
b) Basınçlı bandaj uygulama
c) Elevasyon
d) Kanayan bölgeye gelen damara direkt bası
e) Turnike uygulama

2. Aşağıdakilerden hangisi turnike uygulamaları ile ilgili doğru bir ifadedir?


a) Turnike sonrası kanama bölgesinin üzeri kapatılmalıdır.
b) Turnike uygulamasında 1‐2 saatte bir 5 dakika ara verilip gevşetilir.
c) Turnike 3 saatten fazla tutulmamalıdır.
d) Turnike çift kemik üzerine uygulanmalıdır.
e) Tansiyon aletinin manşonu turnike olarak kullanılabilir.

3. Burun kanamaları için aşağıdakilerden hangisi doğrudur?


a) Devamlı kanamalarda boyuna, havluya sarılmış buz torbası konulur.
b) Hasta sırt üstü yatırılır.
c) Hastanın bilinci yerindeyse kanı yutması konusunda uyarılır.
d) Burun kanatları üzerine bası yapılmaz.
e) Küçük buz parçaları alına yerleştirilir.

4. Aşağıda direk bası ile ilgili verilen ifadelerden hangisi doğrudur?


a) Direk bası uygulamalarında elimiz ile direk bası uygulanır.
b) Direk bası uygulamaları kanamalarda kullanılabilecek en son
yöntemdir.
c) Direk bası uygulamalarında o bölgenin elevasyona alınması daha fazla
kanama kontrolü sağlar.
d) Direk bası uygulamalarında kan ile ıslanan tampon sürekli
değiştirilmeli.
e) Direk bası uygulamaları kanama bölgesinde kırık olsa da kullanılabilen
bir yöntemdir.

5. Aşağıdaki uygulamalardan hangisi şoktaki bir hastaya uygulanmamalıdır?


a) Temiz hava alması sağlanır.
b) Kanaması varsa bası uygulanır.
c) Soğuk tutulur.
d) Hareket ettirilmez.
e) Şok pozisyonu verilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


Kanamalarda İlk Yardım

6. Bacak bölgesinde olan bir kanama için hangi damar üzerine bası
uygulanır?
a) Arteria subclavia
b) Arteria brachialis
c) Temporal arter
d) Arteria femorilis
e) Arteria carotis

7. Aşağıdakilerden hangisi anaflaktik şok nedenlerinden biridir?


a) İlaç, besin, arı, böcek sokması gibi alerjik reaksiyonlar
b) Beyin ve omurilik yaralanmaları
c) Görülür sıvı veya kan kaybı
d) Vücutta enfeksiyona neden olan mikroorganizmalar
e) Kalbin pompa fonksiyonun bozulması

8. Aşağıdakilerden hangisi kompanse şokun bulgularındandır?


a) Hipertansiyon
b) Anüri
c) Hızlı nabız
d) Vücut sıcaklığında artma
e) Sıcak ve kırmızı cilt

9. Yetişkin bir bireyde ani kan kaybı ne kadar olursa hayati tehlike söz konusu
olur?
a) %50
b) %20
c) %5
d) %80
e) %60

10. İç kanamalarda aşağıdakilerden hangisinin uygulanması sakıncalıdır?


a) Ağızdan sıvı verilerek kayıp önlenir.
b) Şok pozisyonu verilir.
c) Üzeri örtülerek sıcak tutulur.
d) Yaşamsal bulguları incelenir.
e) Hareket ettirilmez.

Cevap Anahtarı
1.e, 2.e, 3.a, 4.c, 5.c, 6.d, 7.a, 8.c, 9.b, 10.a

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20


Kanamalarda İlk Yardım

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Aksoy, G., Kanan N. ve Akyolcu, N. (2012). Cerrahi hemşireliği (1. Baskı). İstanbul:
Nobel Tıp Kitabevleri.
Çınar, S. (2010). Kan ürünleri kan transfüzyonu ve kemik iliği transplantasyonu.
Kardakovan, A., Eti Aslan, F. (Eds.). Dahili ve cerrahi hastalıklarda bakım (1.Baskı).
Adana: Nobel Kitabevi.
Dilek, O.N. (2003). İlk Yardım Ders Kitabı, Afyon: Afyon Kocatepe Üniversitesi
Yayını.
Dramalı, A., Kaymakçı, Ş., Özbayır, T. ve Yavuz, M. (1999). Temel İlk Yardım
Uygulamaları (1. Baskı). İzmir: Saray Medikal Yayımcılık.
Yavuz, M. (2003). Kanamalar. Dramalı, A., Kaymakçı, Ş., Özbay, T., Yavuz, M.,
Demir, F. (Eds.). Temel İlk Yardım Uygulamaları, İzmir: Ege üniversitesi
Basımevi.
Erdem, Y. ve Erkan İlhan, S. (2010). Acil Bakım Hemşireliği Kurs Kitabı, Ankara:
Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü.
Erdil, F. (2010). Kanamalar, Erdil, F., Bayraktar, N., Şenol Çelik,S. (Eds.). Temel İlk
Yardım (2. Baskı). Ankara: Efil Yayınevi.
Fischer, S. (2008). İlk Yardım Kılavuzu (1. Baskı). Ataman, S. (Çeviri) İstanbul:
Mikado Yayımcılık.
İnan, F.,Kurt,Z. ve Kubilay,İ. (2011). Temel İlk Yardım Uygulamaları Eğitim Kitabı,
Ankara: T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Yayını.
Thygerson, A., Gulli B., Krohmer R.J. (2008). İlk Yardım (1. Baskı). Karahasanoğlu
Özkan Ç. (Çeviren) İstanbul: Gelecek Atölyesi Yayımcılık Ltd.
Kocatürk, C. (2005). İlk Yardım El Kitabı, (2.Baskı). İstanbul:Tümer Eğitim Yayıncılık.
Markenson, D., Ferguson, J.D., Chameides, L., Cassan, P., Chung K., ve ark.
(2010).
“First Aid: 2010 American Heart Association and American Red Cross
Guidelines for First Aid”. Circulation, Vol:122,(No:18; suppl 3), ss:934 –S946‐
s.936.
Sökmen, S. ve Topgül, K.(2010). Tüm yönleriyle şok (1. Baskı)i İstanbul: Nobel Tıp
Kitapevleri.
Sözen, C. (2006). İlk yardım ve acil bakım (1.Baskı). İstanbul: Göktuğ Basım
Yayıncılık.
Sözen, C. (2012) İlk yardım, İstanbul: Nobel Yayıncılık.
Olgun, N. ve Eti Aslan, F. (2004). Şok, Şelimen D. (Edt.). Acil Bakım (3. Baskı),
İstanbul: Yüce Yayıncılık.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21


Kanamalarda İlk Yardım

Somyürek, İ., Kumaş, H. ve Kumaş, A. (2003). Kanamalarda ilk yardım, Tabak,


S.(Edt.).
Her yerde herkes için uygulamalı ilk yardım el kitabı, Ankara: Palme Yayıncılık.
Uçar, M. (2008). Hepimiz için A’dan Z’ye ilk yardım (3. Baskı). Ankara: Atlas Tic. ve
Ltd. Şti.
Umur, F.Y.(2012). İlk yardım (2.Baskı). İstanbul: Nakış Ofset.
Yavuz, M. (2012). Kanamalar, Yavuz, M., Demir Korkmaz, F., Özbayır, T. (Eds.).
Temel İlk Yardım, İzmir: Meta Basım Matbaacılık.
Yüksel, S. ve Cücen, Z. (2011). İlk yardım ve temel uygulamalar (1.Baskı). Ankara:
Nobel Yayımcılık.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22


YANIKTA İLK YARDIM

• Derinin Yapısı
İÇİNDEKİLER

• Yanık Nedir?
• Yanığın Ciddiyetini Belirleyen İLK YARDIM VE ACİL
Faktörler
• Yanığın Sınıflandırılması SAĞLIK HİZMETLERİ
• Yanıkta İlk Yardım Doç.Dr. Afife YURTTAŞ

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Yanığı tanımlayabilecek,
HEDEFLER

• Yanık şiddetini belirleyebilecek,


• Yanığın sınıflandırılmasını
yapabilecek,
• Yanığın vücuttaki olumsuz etkilerini
öğrenebilecek,
• Yanan bireye ilk yardımda yapılacak
uygulamaları öğrenebileceksiniz.

ÜNİTE

9
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Yanıkta İlk Yardım

DERİNİN YAPISI Yanığın Tanımı

YANIK NEDİR? Yanığın Nedenleri

Yanığın Vücuttaki
Olumsuz Etkileri
YANIKTA İLK YARDIM
Yanığın Derinliği

Yanığın Genişliği
YANIĞIN CİDDİYETİNİ
BELİRLEYEN FAKTÖLER
Yanığın Yeri

Yanan Kişiye Ait Risk


Faktörleri

Küçük Yanıklar

YANIĞIN
Orta Yanıklar
SINIFLANDIRILMASI

Büyük Yanıklar

Yanık Derecelerine
YANIKTA İLK YARDIM
Göre İlk Yardım

Yanık Nedenine Göre


Uygulanacak İlk Yardım

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


Yanıkta İlk Yardım

GİRİŞ
Teknolojideki gelişmeler ve hızlı iletişimin yol açtığı yeni davranışlar insan
yaşamına eskiye oranla kolaylıklar sağlamasına rağmen, kentleşme ile ortaya çıkan
yeni yaşam tarzı insanların farklı risklerle karşılaşma olasılığını artırmaktadır. Yanık,
bilim ve teknolojinin gelişmesine, yoğun araştırma ve uğraşılara, toplumda sosyo‐
ekonomik durumun yükselmesine rağmen günümüzde oldukça sık görülmektedir.
Ülkemizde ve gelişmekte olan ülkelerde önemli bir toplum sağlığı sorunudur. İnsan
vücudunun karşılaştığı, maruz kalan bireyi fiziksel ve psikolojik olarak etkileyen en
büyük travmalardan birisi olarak gösterilmektedir.
Bireyin kendi dikkatsizliği, eğitim yetersizliği, çocukların aşırı merakı, ev ve
endüstri kazaları nedeniyle meydana gelen yanık; şiddetli ağrı, beden imajında
bozulma ve uzun süren tedavinin yaşam kalitesini olumsuz etkilemesi sonucu
oldukça önemli bir yaralanma şeklidir. Yanıkların çoğu minör problemlerdir. Fakat
iyi yapılmayan ilk yardım ile yaralanmalar daha ciddi hâle gelebilir. Yanıkların
önlenmesi önemli olup, ‘‘Yanığın tedavisi yanmamaktır.’’ sözü geçerliliğini
korumaktadır.
Yanıkta ilk yardım ve acil bakım uygulamaları, yanık etkeninin yanık
bölgesinde oluşturacağı olumsuzlukları en az indirgemeye yönelik önemleri içerir.
Bu önlemler; toplumun eğitimi, yasal düzenlemeler, ev ve iş yerlerinde güvenlik
önlemlerinin alınmasıdır. Gelişmiş ülkelerin birçoğunda yanmayı önleyecek
tedbirlerin yasal bir zorunluluk olması, yanıkların görülme oranını azaltmaktadır.
Yanığın tedavisi
yanmamaktır. Yanık tedavisi gören hastalar taburculuk sonrası tedaviye ilişkin uyum
güçlüğü yaşayabilmekte ve bu durum sonucunda ortaya çıkan komplikasyonlar
nedeniyle hastaneye tekrarlı yatışlar olabilmektedir.

DERİNİN YAPISI
Deri vücudun en büyük organı olup epidermis ve dermis olmak üzere iki
tabakadan oluşur. Epidermis sert geçirgen olmayan dış tabakadır. Daha kalın olan
dermis, kan damarları, sinir uçları, kıl folikülleri, ter ve yağ bezleri içerir. Dermisin
altında olan yağlı tabaka deri altı dokudur (Resim 9.1). Derinin pek çok fonksiyonu
vardır. Bu fonksiyonlar vücudu dışardan gelebilecek mikroorganizmalardan
korumak, vücut ısısını ayarlamak, sinir uçları aracılığı ile duyuları beyine iletmek ve
vücuttaki su miktarını ayarlamaktır.

Resim 9.1. Derinin Yapısı

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


Yanıkta İlk Yardım

YANIK NEDİR?
Yanığın Tanımı
Isı, elektrik, kimyasal maddeler ve radyoaktif ışınlar ile meydana gelen doku
harabiyetine yanık denir. Yanık bireyi, fiziksel, psikososyal ve ekonomik yönden
etkileyen bir travmadır.

Yanık bireyi, Yanık; oluşumu, tedavi süreci ve yara iyileşmesinin tamamlanmasını takiben
fiziksel, pek çok kronik klinik komplikasyonları nedeniyle birey için zorluk arz eden bir
psikososyal ve yaralanmadır. Yanık yaralanması ile derinin yapısının bütünlüğü bozulur. Oluşan
ekonomik yönden hasarlı bölgeler hem mikroorganizmaların geçişine izin verir hem de yanık sonrası
etkileyen bir
nekrotik dokular mikroorganizma üremesi için uygun bir yol oluşturur.
travmadır.
Yanığın Nedenleri
Yanık; fiziksel etkenler, kimyasal etkenler, elektrik yanıkları ve radyasyon
yanıkları sonucu gelişebilir.

Fiziksel etkenler
 Kuru Sıcak
 Alev
 Ateş
 Kızgın cisim
 Islak Sıcak
 Kaynar su, yağ
 Sıcak buhar
 Soğuk
Kimyasal etkenler
 Asitler (Sülfirik ait, hidroklorik asit vb.)
 Alkaliler (Potasyum hidroksit, Sodyum hidroksit, sönmemiş kireç)
 Fosfor ve diğer kimyasal maddeler
Yanık; derinliği, Elektrik yanığına neden olan etkenler
yaygınlığı ve
 Elektrik çarpması
oluştuğu bölgeye
bağlı olarak organ  Yıldırım çarpması
ve sistemlerde Radyasyon yanığına neden olan etkenler
işleyiş bozukluğuna
yol açar.  Güneş
 Röntgen ışını
 Radyum, radon, uranyum
 Atom bombası
 Hidrojen bombası

Yanığın Vücuttaki Olumsuz Etkileri


Yanık; derinliği, yaygınlığı ve oluştuğu bölgeye bağlı olarak organ ve
sistemlerde işleyiş bozukluğuna yol açar. Ağrı ve sıvı kaybına bağlı olarak şok

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


Yanıkta İlk Yardım

meydana gelir. Hasta/yaralının kendi vücudunda bulunan mikrop ve toksinlerle


enfeksiyon oluşur.
Şok: Akut plazma kaybına neden olan geniş yanıklar, intravasküler hacim
azalması sonucu şoka neden olurlar.
Enfeksiyon: Yanık yaralanması ile derinin yapısı bozulur. Oluşan hasarlı
bölgeler hem mikroorganizmaların geçişine izin verir hem de yanık sonrası nekrotik
dokular mikroorganizma üremesi için uygun bir yol oluşturur.

YANIĞIN CİDDİYETİNİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER


Yanığın ciddiyeti; aşağıdaki faktörlere göre değerlendirilir:

 Yanığın derinliği
 Yanığın genişliği
 Yanığın yeri
 Yanan kişiye ait risk faktörleri

Yanığın Derinliği
Yanığın derinliği, dört düzeyde derecelendirilerek belirlenir.

Birinci derece yanık


Bu yanıklar, en sık güneş etkisiyle veya ani gaz parlamaları sonucu meydana
gelir. Sadece epidermisin hasar gördüğü bu yanıklarda ortaya çıkan en önemli
belirtiler kaşıntı, kuru bir deri, eritem ve ağrıdır. Rengi pembedir. İz bırakmadan bir
hafta içinde iyileşir.

İkinci derece yanık


İkinci derece yanıklarda epidermisin tamamı hasar görmüş olup dermisin
bazı katları da yanıktan hasar görmüştür. İkinci derece yanıklar 2 alt grupta
incelenebilir.
Yüzeysel ikinci derece yanık: Epidermis bütünüyle harap olup dermisten
ayrılmıştır. Araya sızan sıvı, bülleri oluşturur. Bülün zemini parlak kırmızı renktedir.
Çok ağrılıdır. Kıl kökleri hasar görmemiştir. İz bırakmadan iyileşir.
Derin ikinci derece yanık: Epidermis ve dermis tahrip olmuştur. Kıl kökleri ve
Yanığın ciddiyeti; ter bezleri etkilenmiştir. Sinir uçları tahrip olduğu için fazla ağrı olmaz. Yara zemini
yanığın derinliği, kirli sarı renktedir. İz bırakan nedbe oluşur. İyileşme iki üç hafta sürer.
yanığın genişliği,
yanığın yeri ve Üçüncü derece yanık
yanan kişiye ait
Tam kalınlıkta deri kaybına neden olan yanıklardır. Epidermis ve dermisin
risk faktörlerine
göre değerlendirilir. tamamı tahrip olmuştur (Resim 9.2). Derinin koagülasyon nekrozuna uğraması
nedeni ile üçüncü derece yanıklar genellikle kuru bir görünüm sergilerler ve sinir
uçlarının hasar görmesinden dolayı ağrı hissi yoktur. Yara zemini sarı‐yeşil arası bir
renktedir. Yer yer kahverengi lekeler görülür. Sızıntı şeklinde sıvı akar. İyileşince
belirgin bir iz bırakır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


Yanıkta İlk Yardım

Dördüncü derece yanık


Dokunun tamamen kömürleşmesidir. Rengi kahverengi‐siyahtır.

Resim 9.2. Yanığın Derinliği

Yanığın Genişliği
Yanık genişliğinin hesaplanmasında özel tablolar kullanılmaktadır, pratikte
en fazla kullanılan Pulaski ve Wallece’nin ortaya koyduğu DOKUZLAR KURALI’dır
(Resim 9.3). Tedavi için yanık genişliğinin tespitinde dokuzlar kuralına göre yanık
yüzdesi aşağıdaki şekilde hesaplanabilir.
 Baş % 9
 Kollardan her biri % 9
 Bacaklardan her biri % 18
 Gövdenin ön tarafı % 18
 Gövdenin arka tarafı % 18
 Üreme organları % 1

Yanık genişliğinin
hesaplanmasında
pratikte en fazla
DOKUZLAR KURALI
kullanılır.

Resim 9.3. Dokuzlar Kuralı

Ayrıca, yaş aralığı dikkate alınarak yapılan Lund‐Browder yüzey hesaplama

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


Yanıkta İlk Yardım

yöntemi de diğer bir hesaplama yöntemidir (Resim 9.4).

Resim 9.4. Yüzey Hesaplama Yöntemi

Yanığın Yeri
Göz, kulak, yüz, el, ayak ve genital bölgenin yanıkları “özellikli bölge
yanıkları” olup deneyimli bir yanık ünite/merkezinde tedavi edilmesi gereklidir.
Solunum sisteminin yanıkları özellikle inhalasyon yanıklarında önemlidir.

Yanan Kişiye Ait Risk Faktörleri


Yanan kişiye ait riskler, yanığın ciddiyetini belirleyen bir diğer faktördür. Bu
faktörler; yaş, yanığın solunum yolunda oluşması, yanan kişinin genel durumu ile
sistemik hastalıkları ve yanıkla birlikte gelişen diğer yaralanmalardır.

Yaş
Yanık; çocuklar, gençler ve 65 yaş üstündeki yaşlılarda daha ciddidir.

Göz, kulak, yüz, el, Yanığın solunum yolunda oluşması


ayak ve genital
İnhalasyon hasarı yanma sonucu oluşan toksik ürünlerin inhale edilmesiyle
bölgenin yanıkları
“özellikli bölge oluşan hava yolu ve akciğer hasarını ifade eder. Cilt yanığı yanında inhalasyon
yanıkları” dır. hasarı da varsa mortalite oranı 2‐3 kat artar.

Yanan kişinin genel durumu


Gebelik, Diabetes mellitus, kullandığı ilaçlar vb. iyileşmeyi etkileyebilir.

Yanıkla birlikte gelişen diğer yaralanmalar


Yanıkla birlikte görülen yüksekten düşme, kapalı alan yanıkları, kafa ya da
göğüs travması, kemik kırıkları.

YANIĞIN SINIFLANDIRILMASI
Küçük Yanıklar
 Erişkinlerde %15 veya daha az 2. derece yanıklar
 Çocukta %10 veya daha az 2. derece yanıklar

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


Yanıkta İlk Yardım

 Erişkin veya çocukta %2 veya daha az 3. derece yanıklar

Orta Yanıklar
 Erişkinlerde %15–25 arası 2. derece yanıklar
 Çocukta %10–20 arası 2. derece yanıklar
 Erişkin veya çocukta %2–10 arası 3. derece yanıklar

Büyük Yanıklar
 Erişkinlerde %25 den fazla 2. derece yanıklar
 Çocukta %20’den fazla 2. derece yanıklar
 Erişkinde veya çocukta %10’dan fazla 3. derece yanıklar
 İnhalasyon yanıkları
 Elektrik yanıkları
 Başka bir travmanın eşlik ettiği yanıklar (kafa travması, karın içi yaralanma,
kırıklar, vs.)
 Gebelikte yanık yaralanması
 Yanığa ilave risk getiren boyutta yandaş hastalığın varlığı (Şeker hastalığı,
steroid kullanımı, immün baskılanma, vb.)
 Göz, kulak, yüz, el, ayak, büyük eklem ve genital bölge yanıkları

YANIKTA İLK YARDIM


Yanıkta İlk Yardım Hedefleri
 Yanığın meydana geldiği yer ve yanık etkeni ne olursa olsun ilk iş yanıklı
kişiyi yanık etkeninden uzaklaştırmaktır.
 İlk yardımda yaralının hayatını tehdit edebilecek bir durumu olup olmadığı
kontrol edilmelidir.
Yanığın meydana
geldiği yer ve yanık  Hava yolunun açıklığı, dolaşımı, nabız ve dış kanama olup olmadığı kontrol
etkeni ne olursa edilmelidir.
olsun ilk iş yanıklı  Yaralının yüzü yanmış ise oturtulmalıdır.
kişiyi yanık  Gerekirse suni solunum yapılmalıdır.
etkeninden
 Çoğu küçük yanık için serin çeşme suyuna tutmak ağrıyı azaltır. 30 saniye
uzaklaştırmaktır.
içinde bir yanığa soğuk uygulanırsa cilt ısısı 3 saniyede normale düşer.
 Eğer %10 yanığı olan bir yaralı varsa en yakın sağlık kuruluşuna
yönlendirilmelidir.

Yanık Derecelerine Göre Uygulanacak İlk Yardım


Birinci derece yanıklar
 Yanan yer hemen musluk altında 10 dakika tutulmalıdır.
 Su 20oC civarında olmalıdır.
 Gerekirse kuru temiz pansuman örtülmelidir.
 Ağrı ve ateş artarsa yaralı en yakın sağlık kuruluşuna yönlendirilmelidir
(Resim 9.5).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


Yanıkta İlk Yardım

İkinci derece yanıklar


Çoğunlukla kısa süreli sıcak eşya veya kaynar suyun teması ile meydana
gelebilir.

 Yanan kısım ağrı azalıncaya kadar soğuk su içine daldırılmalı, veya yıkanmış
ütülenmiş bir çarşaf/havlu suyun içine sokulup sıkıldıktan sonra yaralı
kısmın üstüne örtülmelidir.
 Yaralı kısım yavaşça kurulanmalıdır.
 Büller patlatılmamalıdır.
 Antiseptik ilaçlar, yağlar, kremler ve ev yapımı yanık ilaçları
kullanılmamalıdır.
 Kuru steril gazlı bez veya temiz bir eşya ile koruyucu olarak sarılmalıdır.
 Yanık kolda veya ayakta ise yanan ekstremiteler kalp seviyesinden yukarı
kaldırılmalıdır (Resim 9.5).
Üçüncü derece yanıklar
 Yanarak kömürleşen yapışmış eşya parçaları çıkarılmamalıdır.
 Yanık bölgesi kalın steril pansuman veya yeni ütülenmiş bir bez veya
yıkanmış ütülenmiş çarşaf, yastık kılıfı, vb. eşya ile örtülmelidir.
 Yanık kolda ise kol kalp seviyesinden yukarıda tutulmalıdır.
 Eğer ayaklar yanmış ise ayaklar kalp seviyesinden yukarı kaldırılmalı ve
yaralının yürümesine izin verilmemelidir.
 Yaralının yüzü yanmış ise yaralı oturtulmalı ve yaralının solunum güçlüğü
olup olmadığı anlamak için yaralı gözlenmelidir.
 Eğer solunum problemleri gelişir ise hava yolunun açıklığı sağlanmalı,
gerekirse suni solunum yapılmalıdır.
 Aşırı yanmış alan buzlu su veya soğuk suya daldırılmalı, lokal olarak yüz, el
ve ayaklara soğuk uygulama yapılmalıdır.
 Yaralı en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna yönlendirilmelidir (Resim 9.5).

Isı ile oluşan


yanıklarda,
bireyin koşarak
kaçması
engellenir ve
birey yere
yatırılır.

Resim 9.5. Yanık Derecelerine Göre Uygulanacak İlk Yardım

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


Yanıkta İlk Yardım

Yanık Nedenine Göre Uygulanacak İlk Yardım


Fiziksel etkenlere bağlı gelişen yanıkta ilk yardım
Isı ile oluşan yanıklarda: Bireyin koşarak kaçması engellenir ve birey yere
yatırılır. Yaralının üzerine battaniye örtülür ve yuvarlanması sağlanarak yanma
durdurulmaya çalışılır. Isı ya da dumanın zararlarını önlemek için birey yanık
alanından uzaklaştırılır. Yanık yüzeyine en az 20 dakika soğuk uygulama yapılır
(Resim 9.6). Soğuk uygulama yanığın derinliğini ve ağrıyı azaltır. Yanık yüzeyi
büyükse ısı kaybı çok olacağından bu uygulama önerilmez. Yanık yüzeyinde
bulunan sıkı örtüler, kemer ve takılar çıkarılmalıdır. Yanık bölgesinde yapılan
uygulamalarda temizliğe dikkat edilir. Yanık alan kuru ve steril bez ile örtülmeli ve
kesinlikle bandaj uygulanmamalıdır. Yanık genişse, yaralının kusması yoksa, bilinci
açıksa ve sağlık kuruluşu uzaktaysa ağızdan sıvı verilerek yaralının sıvı kaybı önlenir.
Kaynar su ile oluşan yanıklarda: Sıvının dökülmesi kol veya bacağın sıcak
suya daldığının hissedilmemesi sonucu oluşur. Bu durumda bazı ilk yardım
uygulamaları yapılır. Islanmış eşya hemen çıkarılmalıdır. Yanmış alan, akan soğuk
Pansumanlar, yanık suya 5‐10 dakika tutulmalıdır. Bu iki işlem ısının neden olduğu doku harabiyetini ve
sonrası oluşan ağrıyı azaltmaya yardımcı olur. Yanık sonucunda oluşan büller patlatılmamalıdır.
ödem nedeniyle
Eğer büller patlamışsa üzerine temiz bir örtü örtülmelidir. Yanan kısımların
sıkı sarılmamalıdır.
örtülmesi için keten ya da pamuklu eşya tercih edilmelidir. Yaraya yapışmayan ve
çıkarılması kolay pansuman materyalleri kullanılmalıdır.
Pansumanlar yanık sonrası oluşan ödem nedeniyle sıkı sarılmamalıdır. Yanığa
sürülen krem ve losyonlar yaranın görünümünü değiştireceğinden, hastanede
yanık derinliğini saptamada zorluk çıkarabileceği için yanığa herhangi bir şey
sürülmemelidir. Yaralı alan şişmeden önce kolyeler, yüzükler, bilezikler, botlar
çıkarılmalıdır. Hasta ılık ve rahat tutulmalıdır. Yanan kişiye alkollü içecekler
verilmemelidir.
Kızgın yağ ile oluşan yanıklarda: Hemen soğuk su dökülmemelidir. Sıcak
buhar daha fazla yanık oluşumuna neden olabilir.

Resim 9.6. Yanık yüzeyine soğuk uygulama yapılması

Soğuğa maruz kalma sonucu oluşan yanıklarda: Önce yaralının ılık bir
ortama alınması ve soğukla temasının kesilmesi gerekir. Karla ovuşturmak, masaj
yapmak, kumaş parçaları sürterek ısıtmaya çalışmak, sıcak uygulamak, bandaj
yapmak, deriye ilaç sürmek, bireye alkol ya da sigara vermek sakıncalıdır. Su dolu

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


Yanıkta İlk Yardım

kesecikler patlatılmaz. Steril ya da temiz bezler ile kapatılmalıdır. Donmuş bölgeler


temas, sürtünme ve doğrudan ısı uygulamasından korunmalı, battaniye ile
sarılmalıdır. Yaralıya ılık içecekler ve şekerli sıvı gıdalar verilebilir. El ayaklar doğal
pozisyonunda tutularak yukarı kaldırılmalıdır.

Kimyasal etkenlere bağlı gelişen yanıkta ilk yardım


Deri ile temas eden ve toksik etkileri ile hasar oluşturan yanıklardır. Bu
yanıklar asit, alkali ve diğer kimyasal maddelerle oluşur. Kimyasal yanıklar
genellikle bu tür maddeler ile çalışılan iş yerleri, fabrika ve laboratuvar vb. yerlerde
meydana gelir. Asitle kolaylıkla nötralize edilebilir veya emilebilir. Alkali maddeler
ise çok çabuk dokuların derinliğine penetre olurlar. Asit yanıklarına göre daha fazla
hasar yapar.
Kimyasal yanığa maruz kalmış yaralıda ilk önce, kirlenmiş eşyalar çıkarılır ve
cilt yoluyla kimyasal maddenin emilimi azaltılmalıdır. Kuru kimyasal maddelere
maruz kalındığında önce bu maddeler kuru olarak yavaşça fırçalanmalıdır. Tüm
kimyasal yanıklarda en iyi tedavi bol su ile yıkamaktır.
Asit veya alkali yanıkları kimyasal madde yaralıya temas ettikten sonra
üçüncü dakikada başlar. İlk yardım birinci veya ikinci dakikada yapılırsa hasar
Alkali maddeler ile
yanıklarda göz büyük oranda azaltılabilir. Yanık alanı bol su ile en az 20 dakika yıkanmalıdır. Aşırı
kapakları devamlı su basıncı derideki mekanik hasarı artırabileceği için basınçlı su uygulanmamalıdır.
açılıp kapatılmalı, Yıkamada basınç uygulanması kimyasal maddelerin daha derine geçmesine neden
daha sonra göz olur. Yıkamadan sonra, yanan alan üzerine kuru temiz pansuman örtülür. Yaralıya
kapakları 5 dakika yardım eden kişi kendini korumak için lastik eldiven giymelidir. Kimyasal maddeler
açık tutulmalıdır. nötralize edilmemelidir. Yaralının sağlık kuruluşuna sevkinde etken olan kimyasal
madde de beraberinde gönderilmelidir.
Gözün kimyasal madde ile yanıklarında: Göz, bol su ile 20 dakika
yıkanmalıdır (Resim 9.7). Eğer yaralının hemen ilk yardım kuruluşuna götürülmesi
gerekiyorsa taşınabilir göz duşu bidonları ile gözü yıkama işlemine yolda da devam
edilmelidir. Gözde kontakt lens varsa çıkarılmalıdır. Asit maddeler ile oluşan
yanıklarda göz kapakları 5 dakika açık tutulmalı, alkali maddeler ile yanıklarda ise
göz kapakları devamlı açılıp kapatılmalı, daha sonra göz kapakları 5 dakika açık
tutulmalıdır.

Resim 9.7. Gözün Kimyasal Madde İle Yanıklarında Yıkanması

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


Yanıkta İlk Yardım

Elektriğe bağlı gelişen yanıklarda ilk yardım


Elektik yanıkları yüksek veya düşük voltajlı elektrikle temas sonucu olabilir.
Doku hasarı, görünenden daha fazla olabilir. Elektriğin vücuda girdiği ve
çıktığı yerlerde yanık yarası vardır. Giriş yarası küçük, çıkış yarası geniş ve derin
olabilir. Yüksek voltajlı bir elektrik akımı vücuttan geçerken kalbin durmasına
neden olabilir. Kırık veya çıkık nedeni olabilecek güçlü kas kontraksiyonları
gelişebilir. Şok sonucu düşmeye bağlı olarak diğer yaralanmalar da olabilir.
Kopmuş gerilim hatları kurum tarafından kesilmedikçe ellenmemelidir. Eğer kaza
sonucu bir elektrik kablosu arabanın üzerine düşerse insanlar araba içinde
kaldıkları sürece güvenliktedirler. Çünkü arabanın lastikleri yalıtkan görevini yapar.
Eğer bir yangın tehlikesi varsa yolculara araba ve yere aynı anda dokunmadan
inmeleri söylenmelidir. Ayrıca alanın güvenli olup olmadığından emin olunmalıdır.
Yaralıya tel değiyorsa veya elinde tel varsa dokunulmamalıdır (Resim 9.8). Acil
yardım için destek istenmelidir. Eğer yaralı elektrikle temas etmiyorsa hareket
ettirilmemelidir, yaralıda düşmeye bağlı spinal kord yaralanması, kırık, kafa
travması vb. olabilir.
Eğer yaralı tellere değmiyorsa giriş ve çıkış bölgelerine bakılarak ısı ve yanma
kontrol edilmelidir. Yaralının kıyafetleri yanıyorsa üzerine su dökülmelidir.
Kıyafetlerin yapışmayan yerleri çıkarılmalı ve su ile yanıklar serinletilmelidir.
Yara normal su veya tuzlu su ile yıkanmalıdır. Yaralının ABC’si değerlendirilmelidir.
Elektrik yanıklarının çoğunda ventriküler fibrilasyon veya tam kardiyak
arrest görülebilir. Yaralı hafifçe dokunarak muayene edilmelidir. Büyük damarlar
yırtılabilir ve kanama olabilir. Hafifçe pansuman yapılmalıdır.
Elektik yaralanmalarının diğer bir şeklide yıldırım sonucu oluşan
yaralanmalarıdır. Yıldırım binlerce voltluk bir kuvvetle düşer ama çok kısa sürer.
Üzerine yıldırım düşen herkes ölmez. Vücut çok yüksek bir voltaja maruz
kaldığı için sinir ve kardiyovasküler sistem başta olmak üzere tüm sistemler
etkilenir.
Yıldırım yanığı yüzeysel cilt yanıklarıdır. Ama esas problem sinir sistemi
hasarı ve kardiyak aritmilerdir. Dünyada saniyede 100, bir günde ise 8 milyon
civarında yıldırım oluştuğu ve bir yıl içinde bir kişinin yıldırıma çarpılma olasılığının
600 binde 1 olduğu belirtilmektedir. Ülkemizde yerleşim alanları üstünden geçen
ve zaman zaman evlerin çok yakınlarına kadar gelen yüksek gerilim hatları başka
bir tehlike kaynağıdır. Bu gibi yerlerde televizyon antenlerinin düzeltilmesi için
dama çıkılması başlı başına ayrı bir tehlikedir. Yıldırım düşmesi sonucu yaralıda;
kısa süreli bilinç kaybı, uyuşma, karıncalanma, kısmı veya tam paralizi, körlük,
duyma kaybı, disfazi (konuşma güçlüğü) ve afazi (konuşamama) görülebilir. İlk
yardımda ilk işlem resusitasyondur. Yıldırım çarptıktan sonra kişiye dokunulabilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


Yanıkta İlk Yardım

Gök gürültüsü ile


yıldırım/şimşek
arasında 30
saniyeden daha az Resim 9.8. Elektriğe Bağlı Gelişen Yanıklarda İlk Yardım
bir süre varsa
hemen içeri Yıldırımdan korunmanın en iyi yolu 30\30 kuralıdır. Şimşek çaktıktan sonra
girilmeli. 30 saniye ve en son gök gürültüsünden sonra 30 dakika geçene kadar yıldırım
Son gök tehlikesi söz konusudur. Gök gürültülü bir fırtınaya yakalanıldığı zaman en iyi
gürültüsünden
korunma için kapalı bir ortama girilmelidir. Eğer bina ve otomobil gibi kapalı bir
sonra en az 30
sığınak mevcut değilse yüksek yerlerden ve tek kalmış ağaçlardan mutlaka uzak
dakika geçmeden
de dışarı durulmalıdır. Açık arazide hemen ya hızla alçak bir yere kaçılmalı ya da yere
çıkılmamalıdır. çömelmeli ve baş dizlerin arasında hedef küçültülmelidir. Asla yere yatılmamalıdır.
Bazen elektrik yükünün büyük kısmı yıldırım çaktığı noktanın yakınındaki yüzeyde
yoğunlaşır. Bu yüzey akımı vücuda geçirerek, ölüme veya yaralanmaya yol açabilir.
Bunun için mümkün olduğu kadar yere çökülmeli ve ayak parmakları üzerinde
durularak yere temas en aza indirilmelidir.

Radyasyona bağlı gelişen yanıklarda ilk yardım


Radyasyon dalga, parçacık veya foton olarak adlandırılan enerji paketleri ile
yayılan enerjidir. Radyasyon, daima doğada var olan ve birlikte yaşadığımız bir
İlk yardımda olgudur. Radyo ve televizyon iletişimini olanaklı kılan radyo dalgaları, tıpta,
radyasyon ölçümü, endüstride kullanılan X ışınları, güneş ışınları günlük hayatta alışık olduğumuz
izlemi, bulaşmanın radyasyon çeşitleridir.
önlenmesi ve
yaralıların sağlık İlk yardımda radyasyon ölçümü, izlemi, bulaşmanın önlenmesi ve yaralıların
kurumlarına sağlık kurumlarına taşınması önemli noktalardır. İlk yardımda bulunacak kişilerin
taşınması önemli böyle bir durum hakkında yeterli bilgi ve hazırlığı olmalıdır. Ayrıca bu kişiler
noktalardır. kendilerini çok iyi korumalıdır. Koruyucu elbiseler giymek ve halkın bu bölgeye
girişimi engellemek önemlidir. Kaynağın tanımlanması ve bu durumun yetkili
kurumlara bildirilmesi zorunludur. Yardım eden kişi vücudun mümkün olan en az
bölümü maruz kalması sağlanmalıdır. Radyoaktif materyale direkt
dokunulmamalıdır. Maruz kalma süresi kısıtlanmaya çalışılmalıdır. Radyasyon
kazasına maruz kalan kişide ise daima 10 saniyede sağ kalmak için senaryo
yapılmalıdır. Yaralılara bakmadan önce mutlaka bulaşma seviyesi kontrol
edilmelidir. Yaralının tüm eşyaları ve mücevherleri takıları çıkarılıp korunarak
uzaklaştırılmalıdır. Yaralı taşınırken battaniye ile örtülmelidir. Yaralı kafası dâhil
çarşaf veya battaniye ile sarılmalıdır. Yara etrafındaki bölge bulaşmanın yayılmasını
sınırlamak için sarılmalıdır. Yara salin su veya % 3 hidrojen peroksit ile birkaç kez
yıkanmalıdır. Pansuman veya eşyaları tutmak için pens kullanılmalıdır. Bulaşmış
alanın etrafında steril ve su geçirmeyen pansuman yerleştirilmelidir. Vücut

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


Yanıkta İlk Yardım

boşlukları, gözler, kulaklar irrigasyon işleminden hasar görebilir. Bazıları inhale


edilebilir. Oral veya nazal kavitenin kontaminasyonunda baş yana çevrilmelidir.
Yaralının bilinci yerinde ise ağız çalkalanmalıdır, dişler fırçalanmalı ve bu su
yutulmamalıdır. Sindirim sistemi etkilenmişse nazogastrik tüp ile midenin içeriği
boşaltılmalıdır. Gözler hafifçe irrige edilmelidir. Kontamine sıvının burun bölgesine
veya gözyaşı bezlerine gitmesi engellenmelidir.
Radyasyona bağlı herhangi bir yanık var ise yanma süreci durdurulmalıdır.
Yaralının ABC’si (Airway‐Breathing‐Circulation: Havayolu‐ Solunum‐ Dolaşım)
değerlendirilmelidir. Başka ciddi yaralanma olup olmadığı kontrol edilmelidir. Acil
yardımdan yardım istemesi için bir kişi gönderilmelidir. Mümkünse kısa bir
anamnez alınmalıdır. Yanıkların genişliği ve derinliği belirlenmelidir. Ağrıyı
azaltmak için yaralı örtülmelidir. Acil bakım personeli geldiğinde onlara yaralı
durumu hakkında durumu hakkında bilgi verilmelidir.

•Radyasyon kazaları ve nükleer savaş yaralanmaları, daha çok


başedilmesi zor radyasyon yanıklarıdır. Japonya'ya atılan atom
Örnek

bombaları ve bir ölçüde de Çernobil Nükleer Santral Kazası dışında,


genellikle az sayıda insanı etkileyen radyasyon kazaları yaşanmıştır. Bu
kazalardan edinilen deneyim, radyasyon yanıkları ile birlikte genellikle
akut radyasyon sendromunun geliştiğini göstermektedir.

Güneşe bağlı gelişen yanıklar da bu başlık altında ele alınmış bir diğer yanık
nedenidir. Vücudun normal ısısı 36.5‐37 0C’dir. Dış şartların değişmesi halinde bile
vücut ısısı sağlıklı bir bireyde normal düzeydedir. Yüksek ısı vücut faaliyetlerini
bozar. Sıcak çarpması, aşırı sıcak ortamda bulunulması ile ortaya çıkar. Sıcak
çarpmasında bireyin cildi kuru, sıcak, kırmızı ve vücut ısısı 41‐42 0C’dir. Ani baş
ağrısı, bulantı ve kusma görülebilir. Terleme yoktur ve bayılma hissi ile birlikte
çabuk gelişen bilinç kaybı vardır. Sıcak çapması belirtileri görüldüğünde birey serin
Sıcak çarpmasında
bireyin cildi kuru, bir yere, gölgeye ya da bir odaya alınarak solunum yolu, solunum ve dolaşım
sıcak, kırmızı ve kontrol edilir. Birey sırt üstü yatırılarak kol ve bacakları yükseltilir, giysileri çıkarılır,
vücut ısısı 41‐42 üzerine ıslak havlu ya da çarşaflar konup, hava akımından yaralanılarak
0
C’dir.
serinlemesi sağlanır. Soğuk su banyosu şoka neden olacağından uygulanmamalıdır.
Bireyin kusması yoksa ve bilinci açıksa ağızdan sıvı (içinde bir çay kaşığı karbonat ve
bir çay kaşığı tuz bulunan bir litre su) verilerek sıvı kaybı önlenir. Vücut ısısını
düşürmek için ilaç verilmemelidir. Şok gelişmiş ise şoka yönelik uygulamalar yapılır
ve tıbbı yardım istenir. Kalp hastalığı, hipertansiyon, diyabet hastalığı, kanser,
psikolojik rahatsızlıklar ve börek hastalığı olanlar, 65 yaş üzeri ve 5 yaş altında
olanlar, hamileler, normal kilosunun çok altında ve çok üstünde olanlar, sürekli ve
bilinçsiz diyet uygulayanlar ve yeterli miktarda sıvı içmeyenler sıcaktan daha çok
etkilenirler.
Etkinlik
Bireysel

• Siz de günümüzde yanık sonucu gelişen


yaralanmaların hangi alanda olduğunu araştırınız.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


Yanıkta İlk Yardım

• YANIKTA İLK YARDIM


• Yanıklar en ciddi ve acı veren yaralanmalar arasındadır. Vücudun, herhangi
bir
•yaralanma olmaksızın absorbe edebileceğinden daha fazla enerji alması
sonucu
•oluşurlar. Bu enerjinin kaynağı ısı, kimyasal maddeler ve elektrik olabilir.
Özet
•Yanığın ciddiyeti; yanığın derinliği, genişliği ve yanan vücut bölgesine göre
belirlenir.
•Yanık; derinliği, genişliği ve oluştuğu bölgeye bağlı olarak organ ve
sistemlerde
•işleyiş bozukluğuna yol açar, ağrı ve sıvı kaybına bağlı olarak şok meydana
gelebilir.
•Hastanın kendi vücudunda bulunan mikroplarla enfeksiyon gelişebilir. Bu
bölümde
•yanıkta uygulanacak ilk yardım uygulamaları belirtilmiştir. Birincisi yanığın
meydana
•geldiği kaza bölgesinde yapılacak işlemler, ikincisi yanan kişinin ilgili tedavi
kurumuna
•ulaştırılmasından sonra yapılacak işlemlerdir. Ciddi yanık yarası olan hastanın
ilk
•saatleri hayati öneme sahiptir. Bu nedenle hastanın ilk başvuracağı sağlık
•kuruluşunun da bilinmesi gerekir. Yanık; fiziksel etkenler, kimyasal etkenler,
elektrik
•yanıkları ve radyasyon yanıkları sonucu gelişebilir. Yanığın ciddiyeti; yanığın
derinliği,
•yanığın genişliği, yanığın yeri ve yanan kişiye ait risk faktörlerine göre
değerlendirilir.
•Yanığın derinliği dört düzeyde değerlendirilir. Birinci, ikinci, üçüncü ve
dördüncü
•düzey yanıklar.
•Yanık genişliğinin hesaplanmasında özel tablolar kullanılmaktadır, pratikte
en fazla
•kullanılan Pulaski ve Wallece’nin ortaya koyduğu DOKUZLAR KURALI’dır
Tedavi için
•yanık genişliğinin tespitinde dokuzlar kuralına göre yanık yüzdesi aşağıdaki
şekilde
•hesaplanabilir. Ayrıca yanıklar küçük, orta ve büyük yanıklar olarak da
sınıflandırıl
•Yanıkta İlk Yardım Hedefleri
•Yanığın meydana geldiği yer ve yanık etkeni ne olursa olsun ilk iş yanıklı kişiyi
•yanık etkeninden uzaklaştırmaktır. İlk yardımda yaralının hayatını tehdit
edebilecek
•bir durumu olup olmadığı kontrol edilmelidir. Hava yolunun açıklığı,
dolaşımı, nabız
•ve dış kanama olup olmadığı kontrol edilmelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


Yanıkta İlk Yardım

•Yaralının yüzü yanmış ise oturtulmalıdır. Gerekirse suni solunum


yapılmalıdır. Çoğu küçük yanık için serin çeşme suyuna tutmak ağrıyı azaltır.
30 saniye içinde bir yanığa soğuk uygulanırsa cilt ısısı 3 saniyede normale
düşer. Eğer %10 yanığı olan bir yaralı varsa en yakın sağlık kuruluşuna
yönlendirilmelidir.
Özet (devamı)
•Yanık Nedenine Göre Uygulanacak İlk Yardım
•Fiziksel etkenlere bağlı gelişen yanıkta ilk yardım, ısı ile oluşan yanıklarda:
Bireyin koşarak kaçması engellenir ve birey yere yatırılır. Yaralının üzerine
battaniye örtülür ve yuvarlanması sağlanarak yanma durdurulmaya çalışılır.
•Kaynar su ile oluşan yanıklarda: Sıvının dökülmesi kol veya bacağın sıcak
suya
•daldığının hissedilmemesi sonucu oluşur. Bu durumda bazı ilk yardım
uygulamaları
•yapılır. Islanmış eşya hemen çıkarılmalıdır. Yanmış alan, akan soğuk suya 5‐
10 dakika
•tutulmalıdır.
•Kızgın yağ ile oluşan yanıklarda: Hemen soğuk su dökülmemelidir. Sıcak
buhar daha
•fazla yanık oluşumuna neden olabilir.
•Soğuğa maruz kalma sonucu oluşan yanıklarda: Önce yaralının ılık bir ortama
•alınması ve soğukla temasının kesilmesi gerekir.
•Kimyasal etkenlere bağlı gelişen yanıkta ilk yardım
•Kimyasal yanığa maruz kalmış yaralıda ilk önce, kirlenmiş eşyalar çıkarılır ve
cilt
•yoluyla kimyasal maddenin emilimi azaltılmalıdır. Kuru kimyasal maddelere
maruz
•kalındığında önce bu maddeler kuru olarak yavaşça fırçalanmalıdır.
•Radyasyona bağlı gelişen yanıklarda yara etrafındaki bölge bulaşmanın
yayılmasını sınırlamak için sarılmalıdır. Yara salin su veya % 3 hidrojen
peroksit ile birkaç kez yıkanmalıdır. Pansuman veya eşyaları tutmak için pens
kullanılmalıdır.
•Elektik yanıkları yüksek veya düşük voltajlı elektrikle temas sonucu olabilir.
•Doku hasarı, görünenden daha fazla olabilir. Elektriğin vücuda girdiği ve
çıktığı yerlerde yanık yarası vardır. Giriş yarası küçük, çıkış yarası geniş ve
derin olabilir. Yüksek voltajlı bir elektrik akımı vücuttan geçerken kalbin
durmasına neden olabilir. Kırık veya çıkık nedeni olabilecek güçlü kas
kontraksiyonları gelişebilir. Şok sonucu düşmeye bağlı olarak diğer
yaralanmalar da olabilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


Yanıkta İlk Yardım

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi fiziksel etkenler sonucu oluşan yanık
etkenlerinden biri değildir?
a) Alev
b) Ateş
c) Sıcak buhar
d) Güneş
e) Soğuk

Bireyin cildi kuru, sıcak, kırmızı ve vücut ısısı 41‐42 0C’dir. Ani baş ağrısı,
bulantı ve kusma görülebilir. Terleme yoktur ve bayılma hissi ile birlikte
çabuk gelişen bilinç kaybı vardır.
2. Yukarıda verilen tablo hangi yanık durumunda gelişen belirti ve
bulgulardır?
a) Fiziksel etkenlere bağlı yanık
b) Kimyasal etkenlere bağlı yanık
c) Elektriğe bağlı gelişen yanık
d) Radyasyona bağlı gelişen yanık
e) Güneşe bağlı gelişen yanık

3. Aşağıdakilerden hangisi birinci derece yanıkların belirtisidir?


a) Kaşıntı, kuru bir deri, eritem ve ağrı
b) Ödem, blister, vezikül, bül ve ağrı
c) Kuru bir görünüm ve sinir uçlarının hasar görmesi
d) Kaşıntı, kuru bir deri, sinir uçlarının hasar görmesi
e) Ödem, blister, kaşıntı ve kuru bir deri

4. Aşağıdakilerden hangisi yanığın sınıflandırılmasında büyük yanıklar


içerisinde yer almaz?
a) Erişkinlerde %25 den fazla 2. derece yanıklar
b) Erişkin veya çocukta %2–10 arası 3. derece yanıklar
c) Çocukta %20’den fazla 2. derece yanıklar
d) Erişkinde veya çocukta %10’dan fazla 3. derece yanıklar
e) İnhalasyon yanıkları

5. Yanık yüzdesinin hesaplanmasında kullanılan 9’lar kuralı ile ilgili aşağıda


verilen oranlardan hangisi yanlıştır?
a) Baş % 9
b) Kollardan her biri % 9
c) Bacaklardan her biri % 9
d) Gövdenin ön tarafı % 18
e) Gövdenin arka tarafı % 18

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


Yanıkta İlk Yardım

6. Aşağıdakilerden hangisi yanan kişiye ait risk faktörlerinden biri değildir?


a) Yaş
b) Yanığın solunum yolunda oluşması
c) Yanan kişinin genel durumu
d) Yanıkla birlikte gelişen diğer yaralanmalar
e) Cinsiyet

7. Epidermis bütünüyle harap olup dermisten ayrılmıştır. Araya sızan sıvı,


bülleri oluşturur. Bülün zemini parlak kırmızı renktedir. Çok ağrılıdır. Kıl
kökleri hasar görmemiştir. İz bırakmadan iyileşir. Yukarıda verilen bilgilere
göre gelişen yanığın derinliği kaçıncı derecedir?
a) 1.derece
b) 2.derece yüzeysel
c) 2.derece derin
d) 3.derece
e) 4.derece

8. Aşağıdakilerden hangisi özellikli bölge yanıklarında bir yanık


ünite/merkezinde bakımı gerekmeyen bölgelerdendir?
a) Göz
b) Kulak
c) Yüz, el, ayak
d) Kol
e) Genital bölge

9. Aşağıdakilerden hangisi yanığın ciddiyeti değerlendirilirken incelenen


faktörlerden biri değildir?
a) Yanığın derinliği
b) Yanığın genişliği
c) Yanığın yeri
d) Yanan kişiye ait risk faktörleri
e) Yanmanın süresi

10. Yıldırım düşmesi sonucu yaralıda aşağıdaki durumlardan hangisi gelişmez?


a) Aşırı konuşma
b) Kısa süreli bilinç kaybı
c) Uyuşma, karıncalanma
d) Kısmı veya tam paralizi
e) Körlük, duyma kaybı

Cevap Anahtarı
1.d, 2.e, 3.a, 4.b, 5.c, 6.e, 7.b, 8.d, 9.e, 10.a

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


Yanıkta İlk Yardım

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Açıkel, C., Eren, F., Kale, B., Çeliköz, B. (2002). ‘’Yüksek Voltajlı Elektrik
Yaralanmalarında Hasta Profili ve Primer Tedavi’’. Cerrahpaşa J Med. 33. ss.104‐
109.
Aygıt, A.C., Pilancı, Ö., Mercan, E.Ş. (2012). ‘’Yanık Ünitesinde Yatarak Tedavi Olan
0‐12 Yaş arası Çocuk Hastalarda Yanık Yara Enfeksiyonunun
Retrospektif Olarak Değerlendirilmesi’’. JAREM. 2. ss. 55‐58.
Choiniere, M., Melzack, R., Papillon J. (1991). ‘’Pain And Paraesthesia İn Patients
With Healed Burns : An Exploratory Study’’. Journal of Pain and Symptom
Management. Vol: 6 (No:3). ss. 437‐444.
Çetinkale, O. (2001). ‘’Yanık Yarası ve Tedavisi’’. Cilt Hastalıkları ve Yara Bakımı
Sempozyumu. İstanbul. ss. 89‐103.
Çınar Yastı, A., Kabalak, A.A. (2012). ‘’Yanık Hastalarda Enfeksiyon Etkenleri ve
Mortaliteye Etkileri’’. Yoğun Bakım Derg. 1. ss.1‐4.
Demirel, Y., Çöl, C., Özen, M.(2001). ‘’Ankara Numune Eğitim ve Araştırma
Hastanesi Yanık Servisinde Bir Yılda İzlenen Hastaların Değerlendirilmesi’’ C.
Ü. Tıp Fakültesi Dergisi. Cilt 23 (Sayı: 1), ss. 15 – 20.
Yavuz, M. (1993). Yanıklar, Dramalı, A., Kaymakçı, Ş., Özbayır, T., Yavuz, M. (Eds.).
Temel İlk Yardım Uygulamaları. İzmir: Saray Medikal Yayıncılık.
Deniz Bulut, H. (2010). Yanık, donma, zehirlenmeler ve bakımı, Erdem, Y., Erkal
İlhan, S. (Eds.). T.C Sağlık Bakanlığı Acil Bakım Hemşireliği Kurs Kitabı,
Ankara: Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü.
Eti Aslan, F. (2004). Yanıklarda acil bakım, Şelimen, Ş. (Edt). Acil Bakım, 3. Baskı,
İstanbul: Yüce Yayım.
İnan, F., Kurt, Z., Kubilay, İ. (2011). Temel İlkyardım Uygulamaları Eğitim Kitabı,
Ankara: T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü
İlkyardım ve Acil Sağlık Hizmetleri Daire Başkanlığı.
Özçetin, B., Tihan, D., Demirci, H., Altıntaş, M.M., Arayıcı V., Taha A., (2012). ‘’Yeni
Kurulan Bir Yanık Merkezinde 2.5 Yıllık Deneyim’’. Ulusal Cerrahi Dergisi.
Cilt 28 (Sayı:3), ss. 146‐148.
Sözen, C. (2006). İlk Yardım ve Acil Bakım, İstanbul: Sistem Matbaacılık.
Uçar, M. (2008). Hepimiz İçin A’dan Z’ye İlk Yardım, 3.Baskı, Ankara: Atlas
Kitapçılık
Yavuz, M. (2012). Yanıklar. Yavuz, M., Korkmaz, F.D., Özbayır, T. (Eds.). Temel İlk
Yardım, İzmir: Meta Basım Matbaacılık Hizmetleri.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


Yanıkta İlk Yardım

Zor, F., Ersöz, N., Külahçı, Y., Kapı, E., Bozkurt, M. (2009). ‘’Birinci Basamak Yanık
Tedavisinde Altın Standartlar’’. Dicle Tıp Dergisi. Cilt 36 (Sayı:3). ss: 219‐
225.
Deri. 14.06.2019 tarihinde http://www.genelsaglikbilgileri.com/deri/ adresinden
erişildi.
Yanıklar ve elektrik çarpması. 14.06.2019 tarihinde
http://atakansurucukursu.com/yaniklar‐ve‐ elektrik‐carpmasi adresinden
erişildi.
Yanık şiddetinin belirlenmesi ve olay yerinde müdahale. 14.06.2019 tarihinde
http://www.tpcd.org.tr/Yanik.270.0.html adresinden erişildi.
Yanıklarda ilk yardım. 14.06.2019 tarihinde
http://www.resimle.net/resim12684.html adresinden erişildi.
Yanıklar. 14.06.2019 tarihinde http://hiziracil.host.sk/yaniklar.htm adresinden
erişildi.
Elektrik çarpmalarında yapılması gerekenler. 14.06.2019 tarihinde
http://www.akelektrikduzce.com/faydali_bilgiler.htm adresinden erişildi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20


KIRIK ÇIKIK VE
BURKULMALARDA İLK
YARDIM

• Kırıklar ve İlk yardım


İÇİNDEKİLER

• Çıkık ve İlk Yardım


• Burkulma ve İlk Yardım
• Kırık Çıkık ve Burkulmda İLK YARDIM VE ACİL
Tespit Yöntemleri SAĞLIK HİZMETLERİ
Prof. Dr.
Nadiye ÖZER

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Kırık, çıkık ve burkulmayı
tanımlayabilecek,
HEDEFLER

• Kırık, çıkık ve burkulmada ilk


yardımın temel uygulamalarını
öğrenebilecek ve uygulayabilecek,
• Kırık, çıkık ve burkulmada tespit
yöntemlerini bilecek ve
uygulayabileceksiniz

ÜNİTE

10
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

Kırık Çıkık ve Burkulmalarda


İlk Yardım
Kırıklar Çıkıklar Burkulmalar
Kırık, Çıkık ve
Çeşitleri
Burkulmada Tespit
Belirtileri İlk yardım Belirtileri Belirtileri

Deri Omuz‐
Dirsek‐ Burkulmada
bütünlüğüne İlk yardım
göre ilk yardım Çene
çıkığında

Kırık uçların Kafatsı ve


durumuna omurga
göre kırığında

Kemik Köprücük
dokusunun kemiği
özelliğine kırığında
göre

Kaburga
kırığında

Üst kol‐
Dirsek‐ Ön
kol‐ parmak
kırığında

Kalça
kemiği
kırığında

Üst bacak‐
diz kapağı‐
alt bacak
kırığında

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

GİRİŞ
Teknoloji ile birlikte günlük hayatta yer alan araç gereçler, aktif yaşam tarzı
ve yaşam süresinin uzaması; hayatın her alanında görülebilecek kazalarla birlikte
yaralanmalarda da artışa yol açmaktadır. Bu yüzden travmalar tüm dünyada
kazalara bağlı ölüm nedenleri arasında ilk sırada bulunmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün 2014 yılı verilerinde yaralanma oranı dünyada
73/100.000 iken ülkemizde 39/100.000 olarak belirtilmektedir. Ülkemizde, kırık,
çıkık ve burkulmaların içinde yer aldığı ortopedik travmaların çok fazla görüldüğü
bilinmektedir. ABD’de yılda yaklaşık 20 milyonu kırık, çıkık ve burkulma ile
sonuçlanan ve 8000 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan ortopedik travmaların
meydana geldiği bildirilmektedir. Bu travmaların en önemli nedeni motorlu araç
kazaları, düşme ve spor kazalarıdır. Ev kazaları ve oyun çocukluğu dönemi ve
Kazalar dışında kas iskelet sisteminin hastalıkları kırık, çıkık ve burkulmalara maruz
kalmayı kolaylaştırabilir. Çocuklarda oyun kazaları ve ileri yaşlarda düşmeler; kırık,
çıkık ve burkulma sıklığını artırmaktadır.
Kırık, çıkık ve burkulmalara olay yerinde doğru ve zamanında müdahalede
bulunulmadığı zaman, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilecek aynı
zamanda yaşamsal tehlike oluşturabilecek komplikasyonlar görülebilir. Çok basit,
herkesin yapabileceği doğru müdahalelerle yaşam kurtarmak ve ikincil sorunları,
komplikasyonları önlemek mümkündür. Doğru ve zamanında müdahale
komplikasyonları azaltacağı gibi ölüm oranlarını da düşürecektir. Bu nedenle kırık,
çıkık ve burkulmalarda ilk yardım uygulamaların bilip gereğini uygulamak ve
gereksiz müdahalelerden kaçınmak oldukça önemlidir.

KIRIKLAR VE İLK YARDIM


Kırığın Tanımı
Travma veya patolojik durum nedeniyle kemiğin anatomik bütünlüğünün
bozulmasına kırık denir. Darbe sonucu ya da kendiliğinden oluşur. Basit bir çatlak
Kırık çıkık ve şeklinde olabileceği gibi, kemiğin tamamen birbirinden ayrılması ya da
burkulmalarda gereksiz parçalanması şeklinde de olabilir. Kırığı oluşturan kuvvet, sadece kemiği kırmayıp
müdahalelerden beraberinde kemiğin etrafındaki deri, kas, tendon, ligament, damar, sinir yapıları
kaçınmak ve komşu organları da yaralayabilir.
komplikasyonları
önlemek için gereklidir. Çocuklarda, kemik dokusunun elastik olmasından dolayı kırıklara daha az
rastlanmaktadır. Yaşlılarda, kas tonüsünde azalma, eklemlerde hareket azlığı,
omurgada artrite bağlı düşme sonucu kırıklara sık rastlanır. Trafik kazaları her yaş
grubunda kırıklara neden olur. Yaş ile birlikte kendiliğinden kırık oluşma riski artar.

Kırığın Çeşitleri
Deri bütünlüğüne göre kırıklar
Kırık olan kemik ucu, deri ya da mukozayı delerek dışarı çıkar ya da mukoza
içinde kalır. Açık (bileşik) kırık, kapalı (basit) kırık ve komplike kırık olmak üzere üçe
ayrılır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

Açık (bileşik) kırık: Kemik dokusunun dış̧ ortamla temasını sağlayacak şekilde
deri bütünlüğü bozulmuştur (Resim 10.1). Özellikle kas, damar, yağ dokusu ve
deriyi parçalayarak kemiğin özellikle uzun parçası dışarı çıkar. Genellikle doğrudan
travma sonucu meydana gelir. Açık kırıkta semptomlar, daha ağır, kanama ve
enfeksiyon gelişme olasılığı fazladır. Kırıkta zedelenme sadece kemik dokusu ile
sınırlı olmayıp, çevredeki kas, damar, sinir ve eklemlerde de hasar olabilir.
Kapalı (basit) kırık: Doğrudan ya da dolaylı travma ile kemik kırıldığı halde,
kırık üzerindeki derinin bütünlüğü bozulmamış̧ ve kırık kemik uçları deriden dışarı
çıkmamıştır (Resim 10.1). Kapalı kırığa basit kırık da denir.
Komplike kırık: Kırılan kemikle birlikte yakınında bulunan organlar hasar
görmüştür. Hem kemik kırılır, hem de organ kırık kemik tarafından yaralanır.
Örneğin kaburga kırıklarında plevra veya akciğer yaralanabilir.

Resim 10.1. Deri Bütünlüğüne Göre Kırıklar

Kırık uçların durumuna göre kırıklar


Ayrılmış̧ (Deplase) kırık: Kemik uçlarının birbirinden ayrıldığı kırıktır.
Ekstremitede şekil bozukluğuna neden olduğundan değişik şekillerde görülebilir
(Resim 10.2).

Kemik uçlarının  Kemiğin ortasından düz olarak kırılması sonucu oluşan transvers kırık
birbirinden ayrılma  Kemiğin ortadan dik olmayan açıdan kırılması sonucu oluşan oblik kırık
durumuna göre kırıklar;  Kırık çizgilerinin kemiği tam olarak çevrelemesi sonucu oluşan spiral
transvers, oblik, spiral, kırık
kopma ve parçalı kırık
 Kemikten bir parçanın kopması sonucu oluşan kopma kırığı
olarak gruplandırılır.
 Kemikte ikiden fazla parça oluşması sonucu görülen parçalı kırık

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

Resim 10.2. Ayrılmış Kırık Çeşitleri

Ayrılmamış (Nondeplase) kırık: Kemik dokusunun bütünlüğü bozulmuş,


ancak kırık uçları birbirinden ayrılmamıştır (Resim 10.3). Bu tür kırıklar olay
yerinde incinme ya da burkulma olarak değerlendirilebilir.

 Çatlama çizgisi şeklinde oluşan linear kırık


 Kemikte bükülme, eğrilme şeklinde oluşan yaş ağaç kırığı
 Kemiğin ezilmesi şeklinde oluşan kompresyon (sıkışma) kırığı

Linear kırık Yaş Ağaç Kırığı Sıkışma Kırığı

Resim 10.3. Ayrılmamış Kırık Çeşitleri

Kemik dokusunun özelliğine göre kırıklar


Travmatik kırık: Trafik kazası, ev kazası, iş kazası, düşme, çarpma, darp, spor
Kemik dokusunun yaralanması gibi fiziksel bir kuvvet sonucunda oluşan kırıktır.
özelliğine göre kırıklar;
travmatik, patolojik ve Patolojik kırık: Kanser, paget hastalığı gibi kemik ve kemik dokusunun
yorgunluk kırığı olarak fizyolojik yapısını bozan hastalıklar sonucu oluşan kırıktır.
gruplandırılır. Stres (yorgunluk) kırığı: Stres durumunda sürekli tekrarlayan zorlama ve
yorgunluk sonucunda bir travma olmaksızın kırık oluşabilir.

Kırık Belirti ve Bulguları


 Hareket ile artan ağrı
 Hassasiyet

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

 Deride solukluk, soğukluk hissi


 Şişlik, kanama, morarma
 Şekil bozukluğu
 Kol ya da bacağı kullanmaktan sakınma, koruma
 Hareket kaybı, anormal hareket
 Kırık sırasında ya da sonrasında sürtünme sesinin duyulması
 Kırık kemik ucunun dışarıdan görülmesi

Kırıkta İlk Yardımın Temel İlkeleri


Kırığın türü ne olursa olsun ilk yardımda temel uygulamalar vardır.

 Yaşamsal tehlikesi olan yaralanmalara öncelik verilir.


 Yaralının solunum yolu açıklığı, solunumu ve dolaşımı kontrol edilir.
 Yaralının durumu ve kırığın nerede ve ne derecede olduğu anlaşılmadan
Yaşamı tehdit eden bir
durum yoksa, yaralı hareket ettirilmez.
zedelenen bölge tespit  Yaşamı tehdit eden bir durum yoksa zedelenen bölge tespit edilmeden
edilmeden yaralı yaralı taşınmaz.
taşınmaz.  Deride yara varsa temiz bir pansuman materyali ile kapatılır.
 Yarada bulunan kemik parçaları kanama, damar ya da sinir hasarına neden
olacağı için çıkarılmaz.
 Kırık, yerine yerleştirilmeye çalışılmaz.
 Açık kırıklarda tespit öncesi kanam durdurulmalıdır.
 Kırıktan etkilenen kol ise yüzük ve saat gibi takılar çıkarılmalıdır.
 Kırık olan bölge atel kullanılarak çevredeki eklemleri hareketsiz hâle
getirecek şekilde tespit edilir.
 Tespit edilen ekstremite ise kalp seviyesinden yukarıda tutulur.
 Kırıklı bölgenin alt kısmında nabız, deri rengi, sıcaklık ve duyu kontrol
edilir.
 Yaralıya ağızdan hiçbir şey verilmez.
 Sıcak tutulur.
 Göğüs, kaburga, köprücük kemiği ve kol kırıklarında yaralıya oturur ya da
yarı oturur pozisyon verilir. Diğer tüm kırıklarda mümkünse sırt üstü yatış̧
pozisyonu verilir.
 112 Acil Yardım Merkezinden yardım istenir.
Açık kırıklarda ilk yardım:
 Gerekmiyorsa yaraya dokunulmaz.
 Yaradan çıkan dokular içeri itilmez.
 Yara yıkanmaz.
 Temiz örtüyle yara kapatılır
 Kırık sabitlenir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

Resim 10.4. Kırıkta Yaralıya Verilecek Pozisyonlar

Aksi ispat edilinceye dek, hareket kısıtlılığı, şişlik, ağrı ya da kızarıklık


varlığında kemik dokuda kırık olduğu düşünülmeli ve bu bölge hareketsiz hâle
getirilmelidir.

ÇIKIK VE İLK YARDIM


Çıkık, eklemdeki kemik yüzeylerinin birbirinden uzaklaşması, eklemi
oluşturan en az iki kemikten birinin eklem boşluğundan ayrılmasıdır (Resim 10.5).
Ligament ve kapsül yaralanması gibi ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. Eklem
yüzeyleri birbirinden tamamen ayrılmış̧ kemik uçları değişik pozisyonlarda
Çıkıkta eklem, tıbbi
kilitlenmiş̧ olabilir. Herhangi bir hareket hem çok güçtür hem de ağrılıdır. Eklem,
müdahale olmadan
normal konumuna tekrar eski konumuna kendiliğinden dönemez. Başlıca nedenleri düşme çarpma ve
dönemez. eklemi normalden fazla zorlamadır.
Çıkığa en yatkın eklemler: omuz, dirsek, parmak, kalça, ayak bileği ve çene
eklemleridir.

Resim 10.5. Omuz, Parmak ve Kalça Çıkığı

Çıkık Belirtileri
 Hareket kısıtlılığı
 Ağrı (Çıkık bölgesinde oluşan şiddetli ağrı, kemik yerine oturana kadar
devam eder)
 Hassasiyet
 Şişlik, kızarıklık ve morarma
 Çıkığın yer ve tipine göre eklem bölgesinde uzama kısalma tarzında şekil
bozukluğu

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

Çıkıkta İlk Yardım


 Gerekmedikçe yaralı hareket ettirilmemelidir.
 Etkilenen eklem bulunduğu şekilde bandajla tespit edilmelidir.
 Çıkık asla yerine oturtulmaya çalışılmamalı, ovulmamalı, masaj
yapılmamalıdır.
 Çıkığın alt bölgesindeki deri rengi, ısısı ve nabzı kontrol edilmelidir.
 Yaralının üzeri örtülerek vücut sıcaklığı korunmalıdır.
 Bölgede nabız, deri rengi ve ısı kontrol edilir.
 Çıkık eklem üzerine havlu ya da bir başka materyale sarılı buz torbası
konulmalıdır.
 Gerekirse 112 Acil Yardım Merkezinden tıbbi yardım istenmelidir.
Burkulma, yapıların
zarar görme derecesine BURKULMA VE İLK YARDIM
göre hafif ya da ciddi
olabilir. Burkulma, eklemin normal hareket sınırının ötesinde bükülmesi ve gerilmesi
sonucu, eklemde yer alan bağ ve kapsül gibi yapıların zedelenmesi veya
yırtılmasıdır (Resim 10.6). Burkulma, yapıların zarar görme derecesine göre hafif
ya da ciddi olabilir. Burkulma sıklıkla diz, ayak ve el bileğinde meydana gelir.

Resim 10.6. Ayak Bileğinde Burkulma

Burkulma Belirtileri
 Burkulmanın olduğu bölgede ilk anda hissedilip kaybolan, ancak birkaç
saat sonra yeniden başlayan ağrı
 Eklem bölgesinde şişlik, kızarıklık ve morluk
 Hareket kısıtlılığı

Burkulmada İlk Yardım


 Zedelenen bölge hareket ettirilmez.
 Burkulmada ICE (Ice, Compression, Elevation) uygulaması önemlidir.
Burkulmada ICE  Zedelenmeden sonra ilk 24 saat içinde aralıklı olarak ekleme buz torbası
uygulaması önemlidir. ile soğuk uygulama (Ice) yapılır (Resim 10.7).
Ice: Soğuk uygulama
 Elastik bandaj (Compression) uygulanarak şişlik önlenmeye çalışılır.
Compresion: Bandaj
Elevation: Yükseltme  Şişliği önlemek için zedelenen bölge yükseltilir (Elevation).
 Gerekirse 112 Acil Yardım Merkezinden tıbbi yardım istenmelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

Resim 10.7. Burkulmada İlk Yardım

Kırık, çıkık ve burkulma belirtilerini ayırt etmek zordur. Kesin tanı hastane
ortamında yapılan tetkikler sonucunda konur. Röntgen çekilmeden kesin karar
verilemeyeceğinden, burkulmalar daima sanki kırıkmış̧ gibi tespit edilmelidir. Aksi
taktirde kırığa veya çıkığa dönüşebilme ihtimali vardır.

KIRIK ÇIKIK VE BURKULMALARDA TESPİT YÖNTEMLERİ


Kırık, çıkık ve burkulma olay yerinde ilk görüldüğünde tespit edilir. Tespit
için ilk yardımcı elde olan malzemeleri kullanır. Bunlar üçgen sargı, rulo sargı,
battaniye, hırka, eşarp, kravat gibi yumuşsak malzemeler ile tahta, karton,
mukavva gibi sert malzemeler olabilir.
Tespit sırasında dikkat edilmesi gereken noktalar:

 Tespit öncesinde yüzük ve saat gibi takılar çıkarılmalıdır.


 Çıkarılan takılar yaralıya veya yakınlarına iade edilmek üzere saklanmalıdır.
 Üst taraf kemikleri parmak uçları görülecek şekilde tespit edilmelidir.
 Parmak uçlarından dolaşım kontrolü yapılmalıdır. Tespitten önce, tespit
sırasında ve sonrasında parmak uçlarından dolaşım kontrolü, derinin
ısısına ve rengine bakılarak yapılmalıdır.
 Kalça ve alt taraf kemiklerinin kırık, çıkık ve burkulmalarında yaralının
varsa ayakkabısı çıkartılmamalı ve ayakkabı bağları gevşetilmelidir.
 Tespit sırasında yaralı bölge sabit tutulmalıdır.
 Açık kırık gelişmişse yaranın üzeri temiz bir bez/örtü ile kapatılmalıdır.
 Kanama varsa durdurulmalıdır.
Kırıkta tespit; kırık  Tespit edilecek bölge önce yumuşak malzeme ile kaplanmalıdır.
bölgenin üstünde ve  Yaralı bölge nasıl bulunduysa öyle tespit edilmelidir, düzeltilmeye
altında kalan eklemleri çalışılmamalıdır.
de içerecek şekilde  Kırıkta tespit, kırık bölgenin üstünde ve altında kalan eklemleri de içerecek
yapılmalıdır. şekilde yapılmalıdır.
 Şerit sargılar kırık bölgenin üzerine bağlanmamalıdır.
 Gerekirse Acil Yardım Merkezi 112’den tıbbi yardım istenmelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

Kırıklarda Tespit Yöntemi


Kafatası ve omurga (vertebra) kırığında tespit yöntemi
Başa alınan şiddetli darbe sonucunda kafatasında kırıklar oluşabilir. Ancak
kafatası kırıklarında, beyin zedelenmesi veya beyinde kanamanın gelişmesi, kırık
oluşmasından daha da önemlidir.
Kafatası kırığında göz çevrelerinde ve kulak arkasında morluklar gelişebilir.
Ayrıca burun, kulak ve açık yara bölgesinden berrak veya pembemsi sıvı sızıntısı
olabilir. Bu sıvının aktığı yeri tamponlanmak sıvının akışını engelleyerek kafa içi
basıncını daha da arttırır. Bu yüzden sıvının aktığı bölge temiz bir bez ile
kapatılarak sıkı olmayacak şekilde bir sargı ile tespit edilir.
Omurga kemiklerindeki kırıklara bağlı olarak felçler ve ölüme kadar
gidebilecek sonuçlar oluşabilir. Omurga yaralanmaları içinde en sık görülen boyun
omuru yaralanmalarıdır. Omurga kırıklarında bölgede ağrı, kol ve bacaklarda duyu
kaybı, hareketlerde kısıtlılık, karıncalanma ve uyuşukluk gibi belirtiler görülür.
Omurga kırığından şüphe edildiğinde hemen 112 Acil Yardım Merkezinden tıbbi
yardım istenmelidir. Yaralı, kesinlikle hareket ettirilmemeli ancak yaralının
bulunduğu yerde yaşamsal tehlike söz konusu ise baş boyun gövde ekseni
bozulmadan acil taşıma tekniklerinden uygun olan bir yöntemle güvenli bir yere
taşınmalıdır.
Servikal vertebra travması varsa boyun iki yanına ince yastık veya kum
torbaları ile desteklenir veya servikal boyunluk varsa bu dikkatlice takılır.
Torakolumbar travma varsa lumbar lordoz ince yastıklarla desteklenir ve gövdenin
dönmesine engel olunacak şekilde tespit edilir (Resim 10.8 ).

Resim 10.8. Servikal Vertebra Kırıklarında Destekleme ve Atelleme

Omurga kırıkları felç olma olasılığının yüksek olduğu kırıklardır. Öncelikle


Omurga kırıklarında
temel yaşam desteği sağlanır ve ardından yaralı sırt üstü sert bir tahta/sedye
yaralının sedyeye
üzerine yatırılır. Boyun, bel ve diz altı boşlukları doldurulur. Yaralının sedyeye
yatırılmasında en az üç
yatırılmasında en az üç ilk yardımcıya ihtiyaç vardır. Birinci kişi baş ve boyun, ikinci
ilk yardımcıya ihtiyaç
kişi sırt ve kalçadan, üçüncü kişi bacak ve ayak bileğinden tutar. Boyun omuru
vardır.
kırıksa 4. kişi sadece başı tutar. Kesinlikle ayağı kaldırılmaz hareket ettirilmez.
Hareketsizlik sağlanarak sedye ile sevki sağlanır (Resim 10.9).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

Resim 10.9. Omurga Kırıklarında Sedyeye Yerleştirme

Köprücük kemiği kırığında tespit yöntemi


Kırığın olduğu taraftaki omuz, sağlam omuza göre daha aşağıdadır. Omuz
yükseltilemez ve yaralı kolunu dirsekten destekleme ihtiyacı gösterir.
Tespit sırasında;

 Öncelikle kırık olan tarafın kolu gövdeye yaklaştırılır.


 Koltuk altına yumuşak malzeme yerleştirilir.
 Daha sonra her iki köprücük kemiği üzerine katlanmış̧ sargı konur ve
koltuk altından bağlanır.
Köprücük kemiği  Koltuk altına bağlanan sargılar arasına geçirilen bir tespit malzemesi ile
kırığında kırık taraftaki omuzlar aynı hizaya gelinceye kadar gerdirilir ve sıkıca bağlanır.
kol, üçgen sargı ile  Kırık taraftaki kol, üçgen sargı ile askıya alınır.
askıya alınır.  Üçgen sargı yaralının gövdesinin üzerinde, üçgenin tepesi dirsek tarafında,
tabanı gövdeyle aynı hizada olmalıdır.
 El dirsek hizasında bükülü olarak göğsün alt kısmına yerleştirilir.
 Üçgen bandajın iki ucu yaralının boynuna düğümlenir.
 Tespit edilen elin parmakları görülecek şekilde olmalıdır
 Yaralının parmakları dolaşım yönünden izlenir (Resim 10.10).

Resim 10.10. Köprücük Kemiği Kırığında Tespit Yöntemi

Kaburga kırıklarında tespit yöntemi


Kaburga kırıkları göğüs hareketlerinin bozulmasına, akciğerlerin kısmen veya
tamamen sönmesine neden olurlar. Nefes alıp vermek zorlaşır.
Kaburga kırığı tespitinde:
 Tek kaburga kırığında yaralı rahat ise tespit işlemi uygulanmayabilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

 Göğüs duvarının sabitlenmesi yaralıyı rahatlatıyorsa tespit işlemi


uygulanır.
 İki adet katlanmış̧ üçgen sargı hazırlanır.
 Yaralı derin nefes verdikten sonra sargı geniş̧ olarak uygulanır.
 İkinci sargı, birinci sargıyı 3⁄4 üzerinde kapatacak şekilde sıkıca sarılır.
 Tespit için düğüm kırık olmayan tarafa atılır.
 Kırık taraftaki kol avuç içi göğse bakacak, başparmak yukarıyı gösterecek
şekilde ön kola 45° lik açı verilerek göğüs üzerine yerleştirilir ve tespit için
Tek kaburga kırığında, askıya alınır (Resim 10.11).
yaralı rahat ise tespit
işlemi
uygulanmayabilir.

Resim 10.11. Kaburga Kırıklarında Tespit Yöntemleri

Üst kol/pazı kemiği kırığında tespit yöntemi


 Üst kol/pazı kemiği sert bir atel ile omuz ve dirsek arası iki taraflı tespit
edilir.
 Koltuk altına yerleştirilen atel, üst kolun dış̧ tarafına omuz hizasından
yerleştirilen atelden daha kısa olmalıdır.
 Ön kol üçgen sargı ile askıya alınır ve daha sonra kırık olmayan tarafın
koltuk altından gövdeye tespit edilir (Resim 10.12).

Dirsek kırığı bükülmüş


vaziyette bulunduysa
kol askısı desteği
yardımı ile tespit edilir.

Resim 10.12. Üst Kol/Pazı Kemiğinin Tespiti

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

Dirsek kırığında tespit yöntemi


 Kol gergin durumda bulunduysa, hastanın vücudu boyunca gergin ve deri
ile arası yumuşak malzemeyle doldurulmuş̧ tespit malzemeleri yardımıyla
tespit edilir.
 Eğer bükülmüş̧ vaziyette bulunduysa, bir kol askısı desteği yardımıyla
tespit edilir (Resim 10.13).

Resim 10.13. Dirsek Kırıklarda Kol Gergin Vaziyette Bulunmuşsa ve Dirsekten


Bükük Bulunmuşsa Yapılacak Tespit

Ön Kol kırığında tespit yöntemi


 İki atel varsa başparmak yukarıda kalacak şekilde kolun iki tarafından
atellenir.
 Tek atel varsa avuç içi yere gelecek şekilde kol atelin üzerine yerleştirilir.
Düğümler atelin üzerinde olacak şekilde kol atele tespit edilir.
Ön kol kırığında hiçbir
 Ön kol kemiği kırıklarında atel malzemesi bulunamaz ise ceket veya
şey bulunmuyorsa kol
gömlek eteği, ön kol üzerinden kaldırılıp tespit edilir.
gövdeye yaklaştırılarak
 Hiçbir şey bulunamıyorsa kol gövdeye yaklaştırılarak rahat pozisyonda
tespit edilir.
sabitlenebilir (Resim 10.14).

Resim 10.14. Ön Kol Kırığında Tespit Yöntemleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

Parmak kemiği kırığında tespit yöntemi


 Parmak kırığında tespit için yaralı parmak, yanındaki sağlıklı parmağa sargı
ile sarılır (Resim 10.15).

Resim 10.15. Parmak Kırığında Tespit Yöntemleri

Kalça kemiği kırığında tespit yöntemi


Kalça bölgesinde idrar kesesi, idrar kanalı gibi organlar bulunduğundan kırık
ile birlikte bu organlarda yaralanmalar, büyük damarların yırtılmasına bağlı olarak
aşırı kan kaybı ve şok gelişebilir. Bu nedenle kalça kemiği kırıklarında erken tespit
ölüm riskini azaltabilir.
Kalça kemiği kırıklarında kırığın genel belirtileri dışında idrar ve dışkılamada
zorluk vardır. Krista iliyak ve simfisiz pubis üzerine bastırıldığında hassasiyet varsa
kalça kemiği kırığından şüphelenilmelidir (Resim 10.16).
Kalça kemiği kırığında
genel belirtiler dışında
idrar ve dışkılamada
zorluk vardır.

Resim 10.16. Kalça Kemiği Kırığı Belirtisi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

Kalça kemiği kırığı tespitinde:

 Yaralı sırtüstü yatırılır.


 Her iki bacak arasına bir dolgu malzemesi konur.
 Beş tane şerit şeklinde sargı kullanılır.
 Dış̧ taraftaki atelin uzunluğu koltuk altına kadar olacak şekilde atel ile
tespit yapılır.
 Ayak bileklerinin altına şerit sargı yerleştirilip ayaklar üzerinde
çaprazlanarak ayak tabanında düğümlenerek tespit edilir
 Sargılar dizler ve bilekler altından kaydırılarak yerleştirilir.
 Sargılardan ikisi kalça ve dizler arasında diğer ikisi dizler ve bilekler
arasında olacak şekilde düğümlenerek tespit edilir.
 Bütün düğümler aynı tarafta olmalıdır (Resim 10.17).
 Atelin olmadığı yerde çarşafla tespit gerçekleştirilir.

Resim 10.17. Kalça Kemiği Kırığında Tespit

 İstenmeyen hareketlerinde engellenmesi için sağlam bacak da birlikte


tespit edilebilir (Resim 10.18).

Resim 10.18. Kalça Kemiği Kırığında Sağlam Bacağa Tespit

Üst bacak (uyluk) kemiği kırığında tespit yöntemi


Diz ile kalça arasındaki Uyluk kemiği kırığında sert tespit malzemesi kullanılarak tespit
kemikte kırık varsa, yapılabileceği gibi sağlam bacağa tespit uygulaması da yapılabilir. Sağlam bacağa
topuktan koltuk altına tespit uygulaması, kalça kemiği kırığında tespit uygulaması gibidir.
kadar iç ve dış yandan
Diz ile kalça arasındaki kemikte kırık varsa, topuktan koltuk altına kadar iç
atel tespiti yapılmalıdır.
ve dış yandan atel tespiti yapılmalıdır (Şekil.10.19).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

Resim 10.19. Kırıklarda Destekleme Atelleme

Kalça ile diz arasındaki kırıkların tespiti için bütün bacak çift taraflı destek ile
sarılır. Desteklerden dış̧ tarafta olanı koltuk altına kadar uzanmalıdır. İstenmeyen
hareketlerin de engellenmesi için sağlam bacak da birlikte tespit edilebilir.

Diz kapağı kırığında tespit yöntemi


Yaralının bacağı düz ya da bükülü durumda bulunabilir. Bacak, bükük ise
düzeltilmeye, düz ise bükülmeye çalışılmaz. Bulunduğu şekilde tespit edilir.
Bacak düz vaziyette bulundu ise;

 Yaralı sırtüstü yatırılır.


Diz kapağı kırığında  Sert tespit malzemesi, kalçadan ayağa kadar kırık bacağın altına
bacak bükülü vaziyette yerleştirilir.
bulunduysa yaralının  Sargılardan iki tanesi diz ve bilek arasına, iki tanesi de kalça ve dizler
pozisyonu korunarak arasına yerleştirilip düğümleri dış̧ tarafa ve aynı yönde olacak şekilde
tespit işlemi uygulanır. bağlanır.
 Ayak bileği ekleminin hareketini engellemek için beşinci sargı sert tespit
malzemesinin altından geçirilip ayağın üzerinden çaprazlanarak ayak
tabanında bağlanır (Resim 10.20).

Diz kapağı kırığında Resim 10.20. Bacak Düz Durumdayken Diz Kapağı Tespiti
bacak bükülü vaziyette
Bacak bükülü vaziyette bulundu ise;
bulunduysa yaralının
pozisyonu korunarak  Yaralının bulunduğu pozisyon korunur.
tespit işlemi uygulanır.  Sert tespit malzemesi, bükülü bacağın iki yanına gelecek şekilde
yerleştirilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

 Bükülü pozisyon bozulmayacak şekilde sert tespit malzemeleri sargılarla


karşılıklı bağlanır (Resim 10.21).

Resim 10.21. Bacak Bükülü Durumdayken Diz Kapağı Tespiti (Kaynak: Kırık Çıkık
ve Burkulmalarda İlk Yardım ‐ mtegm.meb.gov.tr 2011 )

Alt bacak kemikleri kırığında tespit yöntemi


 Diz ile ayak arasında ki kemiklerde kırık varsa uygulanacak atelin boyu
topuktan kalçaya kadardır (Şekil.10.22).

Resim 10.22. Alt Bacak Kemikleri Kırığında Tespit

Ayak ve ayak bileği kırığında tespit yöntemi;

 Yaralının ayakkabıları çıkarılmadan bağları çözülür.


 Oturur ya da yatar pozisyon verilir.
Ayak bileği kırığında  Bilek seviyesinde sarılmış̧ sekiz şeklinde bir bandajla her iki ayak birlikte
yaralının ayakkabısı tespit edilir ve yumuşak malzemelerle iyice kaplanmış̧ (rulo yapılmış̧ bir
varsa çıkarılmaz, sadece battaniye) bir yüzeye dayamak suretiyle bacakları yukarıda tutmak gerekir.
bağları çözülür.  Rulo hâline getirilmiş̧ destek malzemesi (yastık, katlanmış̧ battaniye, hırka
gibi.) ayak tabanını da içine alacak şekilde yerleştirilir ve sargılarla tespit
edilir (Resim 10.23).
 Tespit edilen ayak katlanmış̧ battaniye, yastık gibi malzemeler kullanılarak
yükseltilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

Resim 10.23. Bacak Bükülü Durumdayken Diz Kapağı Tespiti

Çıkıkta Tespit Yöntemi


Omuz çıkığında askıya Omuz çıkığında tespit yöntemi
alınan kol, üçgen sargı Omuz çıkığında, kol kemiğinin üst ucu öne doğru kayar ve normal omuz
ile yaralının gövdesine kabarıklığı kaybolur. Omuz çıkığında yaralı, kolunu gövdesinden uzakta tutmaya
tespit edilir. çalışır, yaklaştırmaya çalıştığında ağrı olur.
Tespit sırasında;

 Çıkık kesinlikle yerine konmaya çalışılmamalıdır.


 Yaralı oturtularak rahat ettiği pozisyonda tespit yapılır.
 İki adet üçgen sargı ve koltuk altına yerleştirmek için yastık, katlanmış̧
battaniye gibi yumuşak destek malzemesi temin edilir.
 Destek malzemesi koltuk altına yerleştirilir.
 Üçgen sargı ile kol askıya alınır.
 Askıya alınan kol, diğer üçgen sargı ile yaralının gövdesine tespit edilir
(10.24).
 Parmak uçlarından dolaşım kontrol edilir.

Resim 10.24. Omuz Çıkığında Tespit

Dirsek çıkığında tespit yöntemi


Önkol atele alınıp üçgen sargıyla tespit edilir (Resim 10.25).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

Resim 10.25. Dirsek Çıkığında Tespit

Çene çıkığında tespit yöntemi


Çene kırıkları ve çıkıklarında sarkmanın engellenmesi için mutlaka başla
birlikte tespit edilmesi gereklidir (10.26).

Dirsek çıkığında ön kol


atele alınıp üçgen
sargıyla tespit edilir.

Resim 10.26. Çene Çıkığında Tespit

Burkulmada Tespit Yöntemi


En çok ayak bileğinde burkulmalara rastlanır ve elastik bandaj yoksa rulo
sargı ile tespit gerçekleştirilir.

En çok ayak bileğinde


burkulmalara rastlanır
ve elastik bandaj yoksa
Örnek

•Elastik bandaj ve rulo sargının olmadığı durumlarda örneğin


rulo sargı ile tespit eşarp, tülbent gibi ortamda var olan materyal katlanarak sargı
gerçekleştirilir. haline dönüştürülebilir.

Tespit sırasında:

 Tespit işlemine ilk önce ayak bileği çevresinde dairesel sargı ile başlanır ve
üst üste gelecek şekilde iki kez sarılır.
 Daha sonra ayak tabanı çevresi bir kez sarılarak tekrar ayak bileği
çevresine getirilir.
 Ayak tabanı ve bilek çaprazlanarak dışa doğru sarılır.
 Bir önceki sarılan sargının yarısını kapatacak şekilde aşağı yukarı
çaprazlanarak ayak sarılmaya devam edilir.
 Tespit işlemi, çok sıkı yapılmamalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

 Sargı, bileğin çevresinden iki kez daha sarılarak bitirilir.


 Sargının açılmaması için uç kısmı, varsa çengeli ile yoksa büyük çengelli
iğne ile sabitlenir.
 Ayak, vücut seviyesinden yukarıya kaldırılır (10.27).

Resim 10.27. Burkulmada Tespit Yöntemi


Bireysel Etkinlik

• Siz de bulunduğunuz ortamda bulunan materyallerden


yararlanarak, vücudun farklı bölgelerinde tespit işlemini
gerçekleştirebilirsiniz.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

• Kırık, çıkık ve burkulmalara olay yerinde doğru ve zamanında müdahalede


bulunulmadığı zaman, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilecek aynı
zamanda yaşamsal tehlike oluşturabilecek komplikasyonlar görülebilir.
Doğru ve zamanında müdahale komplikasyonları azaltacağı gibi ölüm
oranlarını da düşürecektir. Bu nedenle kırık, çıkık ve burkulmalarda ilk
yardım uygulamalarının bilinip uygulanması oldukça önemlidir.
Özet
•Kırık, kemik bütünlüğünün bozulmasıdır. Basit bir çatlak şeklinde olabileceği
gibi, kemiğin tamamen birbirinden ayrılması ya da parçalanması şeklinde de
olabilir. Kırığı oluşturan kuvvet, sadece kemiği kırmayıp beraberinde kemiğin
etrafındaki deri, kas, tendon, ligament, damar, sinir yapıları ve komşu
organları da yaralayabilir.
•Kırıklar deri bütünlüğüne göre açık, kapalı ve komplike kırık olmak üzere üç
grupta incelenir. Kırık uçların durumuna göre ayrılmış ve ayrılmamış kırık
şeklinde gruplandırılır.
•Kemik dokusunun özelliğine göre, travmatik, patolojik ve stres kırığı olarak
gruplandırılır
•Kırığın türü ne olursa olsun yaşamsal tehlikesi olan yaralanmalara öncelik
verilir. Kırık yerine yerleştirilmeye çalışılmaz. Kırıklı bölgenin alt kısmında
nabız, deri rengi, sıcaklık ve duyu kontrol edilir.
•Göğüs, kaburga, köprücük kemiği ve kol kırıklarında yaralıya oturur ya da yarı
oturur pozisyon verilir. Diğer tüm kırıklarda mümkünse sırt üstü yatış̧
pozisyonu verilir.
•Aksi ispat edilinceye dek, hareket kısıtlılığı, şişlik, ağrı ya da kızarıklık
varlığında
•kemik dokuda kırık olduğu düşünülmeli ve bu bölge hareketsiz hâle
getirilmelidir.
•Çıkık, eklemlerin fazla zorlanması, çarpma, düşme ve darbe alma sonucunda,
eklem kemiklerinden birinin bulunduğu yerden ayrılmasıdır.
•Çıkığa en yatkın eklemler: omuz, dirsek, parmak, kalça, ayak bileği ve çene
eklemleridir.
•Çıkık belirtileri; hareket kısıtlılığı , ağrı, hassasiyet, şişlik ve kızarıklık, eklem
bölgesinde şekil bozukluğudur. Çıkık eklem bulunduğu pozisyonda tespit
edilmelidir.
•Burkulma, eklemin normal hareket sınırının ötesinde bükülmesi ve gerilmesi
sonucu, eklemde yer alan bağ ve kapsül gibi yapıların zedelenmesi veya
yırtılmasıdır. Burkulma sıklıkla diz, ayak ve el bileğinde meydana gelir.
Burkulmada ICE (Ice, Compression, Elevation) uygulaması önemlidir.
•Kırıkta tespit, kırık bölgenin üstünde ve altında kalan eklemleri de içerecek
şekilde yapılmalıdır.
• Omurga kırıkları felç olma olasılığının yüksek olduğu kırıklardır. Öncelikle
temel yaşam desteği sağlanır ve ardından yaralı sırt üstü sert bir tahta/sedye
üzerine yatırılır. Boyun, bel ve diz altı boşlukları doldurulur. Yaralının sedyeye
yatırılmasında en az üç ilk yardımcıya ihtiyaç vardır.Birinci kişi baş ve boyun,
ikinci kişi sırt ve kalçadan, üçüncü kişi bacak ve ayak bileğinden tutar. Boyun
omuru kırıksa 4. kişi sadece başı tutar. Kesinlikle ayağı kaldırılmaz hareket
ettirilmez. Hareketsizlik sağlanarak sedye ile sevki sağlanır.
• Omurga kırığından şüphe edildiğinde hemen 112 Acil Yardım Merkezinden
tıbbi yardım istenmelidir.
•Burkulmada; soğuk uygulama , bandaj ve yükseltme önemlidir...
•Kırık, çıkık ve burkulma belirtilerini ayırt etmek zordur. Kesin tanı hastane
•ortamında yapılan tetkikler sonucunda konur. Röntgen çekilmeden kesin
karar verilemeyeceğinden burkulmalar daima sanki kırıkmış gibi tespit
edilmelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi ayrılmamış̧ kırık türüdür?
a) Oblik kırık
b) Spiral kırık
c) Transvers kırık
d) Parçalı kırık
e) Yaş ağaç kırığı
2. Aşağıdakilerden hangisi, kalça ve alt ekstremite kırık, çıkık ve
burkulmalarında tespit işleminde dikkat edilmesi gereken kurallardan biri
değildir?
a) Ayakkabılar çıkarılmamalı varsa ayakkabının bağları gevşetilmelidir.
b) Kanama var ise durdurulmalıdır.
c) Tespit edilen bölge vücut seviyesinden yukarıda tutulur.
d) Şerit sargılar kırık bölgenin tam üzerine bağlanmalıdır.
e) Açık kırık gelişmiş̧ ise yara temiz bir bezle kapatılmalıdır.
3. Aşağıdakilerden hangisi kol kırıklarında uygulanır?
a) Koldaki şekil bozukluğu düzeltilerek tespit edilir.
b) Yüzük ve saat gibi takı eşyaları çıkarılmaz.
c) Kol bulunduğu pozisyonda iki taraflı tespit edilir.
d) Tespit yapılırken destek uygulanmaz .
e) Sadece kırık kolun alt eklemi tespit edilir.
4. Aşağıdakilerden hangisi, kırık ya da kırık şüphesi olan yaralıya
uygulanmalıdır?
a) Tespit etme
b) Sıcak uygulama yapma
c) Kalp seviyesinin altında tutma
d) Masaj yapma
e) Ovarak ağrıyı giderme
5. Aşağıdakilerden hangisi alt bacak kemiği kırığında tespit için doğrudur?
a) Yaralı acilen olay yerinden uzaklaştırılır.
b) Diz ile ayak arasında ki kemiklerde kırık varsa uygulanacak atelin
boyu topuktan kalçaya kadardır.
c) Yaralının ayakkabıları çıkartılır.
d) ICE uygulaması yapılır.
e) Tespit sonrası kanama durdurulur.
6. Aşağıdakilerden hangisi çıkıkta ilk yardım uygulaması ile ilgili olarak
yanlıştır?
a) Yaralının üzeri örtülerek vücut sıcaklığı korunmalıdır.
b) Çıkık yerine konmalıdır.
c) Çıkık eklem üzerine havlu ya da bir başka materyale sarılı buz torbası
konulmalıdır.
d) Yaralı hareket ettirilmemelidir.
e) Gerekirse 112 Acil Yardım Merkezinden tıbbi yardım istenmelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

7. Aşağıdakilerden hangisi burkulmada ICE uygulamasının basamaklarından


biridir?
a) Hareket kısıtlılığı
b) Tıbbi yardım çağırma
c) Ağrıyı dindirme
d) Zedelenen bölgeyi yükseltme
e) Röntgen uygulaması
8. Aşağıdakilerden hangisi omur kırıklarında ilk yardım için yanlış̧
uygulamadır?
a) Boyun omuru kırıksa 3.kişi sadece başı tutar.
b) Omurga kırığından şüphe edildiğinde hemen 112 Acil Yardım
Merkezinden tıbbi yardım istenmelidir.
c) Yaşamsal tehlike varsa baş boyun gövde ekseni bozulmadan güvenli
bir yere taşınmalıdır.
d) Servikal vertebra travması varsa boyun iki yanına ince yastık veya
kum torbaları ile desteklenir.
e) Torakolumbar travma varsa lumbar lordoz ince yastıklarla
desteklenir.
9. Aşağıdakilerden hangisi kalça kemiği kırığında ilk yardım uygulaması için
doğrudur?
a) Desteklerden dış̧ tarafta olanı kalça kemiğine kadar uzanmalıdır.
b) Bilekler daire sargı uygulaması ile tespit edilir.
c) Her iki bacak arasına bir dolgu malzemesi konur.
d) Sargılardan üçü kalça arasında düğümlenerek tespit edilir.
e) Bütün düğümler iç tarafta olmalıdır.
10. Aşağıdakilerden hangisi ön kol kırığı için tespit yöntemlerinden biri
değildir?
a) Gövde ile tespit
b) Ceket ile tespit
c) Tek atel ile tespit
d) İki atel ile tespit
e) Üç atel ile tespi

Cevap Anahtarı

1.e, 2.d, 3.c, 4.a, 5.b, 6.b, 7.d, 8.a, 9.c, 10.e

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Altun Yılmaz, A. (2016). Kırık, çıkık ve burkulmalarda ilk yardım. Yıldırım F. ve
Faydalı S. (Eds), İlk Yardım, 1. Baskı. Ankara: Eğiten Kitap yayıncılık.
Bayraktar., N. (2010). Kırık, çıkık ve burkulmalar. Erdil, F., Bayraktar, N., Şenol
Çelik,S. (Eds.). Temel İlk Yardım, 2. Baskı, Ankara: Efil Yayınevi.
Dramalı, A., Kaymakçı, Ş., Özbay, T., Yavuz, M., Demir, F. (2003). Temel İlk Yardım
Uygulamaları, İzmir: Ege üniversitesi Basımevi.
Gültekin, T. (2018). Kırık, çıkık, burkulmalara yaklaşım. Denizbaşı Altınok A. ve
Onur Ö. (Eds), Yüksekokullar İçin İlk Yardım, 1. Baskı. İstanbul: Yüce
Reklam Yayım Dağıtım.
Gürçayır, D. (2019). Travmalarda ilk yardım. Balcı Akpınar R ve Küçükoğlu S. (Eds).
Çocuk Sağlığı ve İlk Yardım
Özbayır, T. (2012). Kırık, çıkık ve burkulmalar. Yavuz, M., Korkmaz, F.D., Özbayır, T.
(Eds.). Temel İlk Yardım, İzmir: Meta Basım Matbaacılık Hizmetleri.
Özer N. (2014). Spinal travma. Eti Aslan F ve Olgun N. (Eds). Erişkinlerde Acil
Bakım. Ankara: Akademisyen Tıp Kitabevi
Sözen, C. (2006). İlk Yardım ve Acil Bakım, İstanbul: Sistem Matbaacılık. Uçar, M.
(2008). Hepimiz İçin A’dan Z’ye İlk Yardım, 3.Baskı, Ankara: Atlas Kitapçılık
Tabak, R S, Somyürek İ.(2008). Temel İlk Yardım ve Acil Bakım. Ankara: Palme
Yayıncılık
Uçar, M. (2008). Hepimiz İçin A’dan Z’ye İlk Yardım, 3. Baskı Ankara: Atlas
Kitapçılık
Uzun Şahin C. (2018). Kas ve kemik sistemi yaralanmaları. Gürsoy A ve Çilingir D.
(Eds). Temel İlk Yardım Bilgi ve Uygulamaları, 1. Baskı, Adana: Çukurova
Nobel Tıp Kitapevi
Ünlü., H. (2010) Ortopedik ve nörovasküler travmalar. Erdem, Y., Erkal İlhan, S. (
Eds.) T.C Sağlık Bakanlığı Acil Bakım Hemşireliği Kurs Kitabı, Ankara: Tedavi
Hizmetleri Genel Müdürlüğü.
Yüksel S; Cücen Z. (2014). İlk yardım ve Temel Uygulamalar, 3. Baskı, Ankara:
Nobel Akademik Yayıncılık Eğitim Danışmanlık.
Kırık çıkık burkulmalar 28. 12. 2013 tarihinde
http://www.hastamiyim.net/2011/10/26/kirik‐cikik‐burkulma‐tedavi‐
yontemleri/ adresinden erişildi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24


Kırık Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım

Kırık, çıkık ve burkulmalarda ilk yardım (Ders 7), 25. 12. 2013 tarihinde
http://www.e‐ilkyardim.org/kirik‐cikik‐ve‐burkulmalarda‐ilkyardim‐ders‐7
adresinden erişildi
Acil yaklaşım ilk yardım 25. 12. 2013 tarihinde
http://www.ttb.org.tr/STED/sted0201/24.html adresinden erişildi.
ilk yardım ders notları 2, 25.12.2013 tarihinde
http://www.drguler.com/pages/news/print.php?id=19 adresinden erişildi.
Kaza sonucu oluşan yaralanmalar ve ilk yardım, 25.12.2013 tarihinde
http://www.ehliyetokulu.com/i8.htm adresinden erişildi.
Kırıklar hakkında genel bilgiler, 25.12.2013 tarihinde
http://www.yusufunal.com/?/kiriklar‐hakkinda‐genel‐bilgiler// adresinden
erişildi.
(2011)Acil Sağlık Hizmetleri Travmalar 1 (2011) ‐ 723H00060, Ankara: T.C. Milli
Eğitim Bakanlığı
Kırık, Çıkık ve Burkulmalarda İlk Yardım (2011)‐ 720S00045, Ankara: T.C. Milli
Eğitim Bakanlığı
ilk yardım, 25.12. 2013 tarihinde http://www.istanbulu‐seviyorum.org/e‐
kitaplik/afet‐kitabı/dilkyar.htm adresinden erişildi.
Kırıklarda verilecek pozisyonlar, 25.12.2013 tarihinde
http://atakansurucukursu.com/kirik‐cikik‐ve‐burkulmalar/ adresinden
erişildi.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 25


SICAK VE SOĞUĞA MARUZ
KALMALARDA VE
BOĞULMALARDA İLK
YARDIM

• Sıcağa Bağlı Acil Durumlar İLK YARDIM VE ACİL


İÇİNDEKİLER

• Sıcak Ödemi, Sıcak SAĞLIK HİZMETLERİ


Krampları, Sıcak Yorgunluğu,
Sıcak Çarpması Doç. Dr.
• Sıcak ile İlgili Acillerde İlk Sibel KÜÇÜKOĞLU
Yardım
• Soğuğa Bağlı Acil Durumlar
• Hipotermi
• Lokal Soğuk Yaralanmaları
• Soğuk İle İlgili Acillerde İlk
Yardım
• Boğulmalarda İlk Yardım

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Sıcak ve soğuğa maruz kalındığında
HEDEFLER

oluşabilecek acil durumlar hakkında


bilgi sahibi olabilecek,
• Sıcak, soğuğa maruz kalındığında ve
boğulma durumlarında yapılması
gereken ilk yardım uygulamalarını
öğrenebileceksiniz.

ÜNİTE

11
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Sıcak ve Soğuğa Maruz Kalmalarda ve Boğulmalarda İlk Yardım

SICAK VE SOĞUĞA
MARUZ
KALMALARDA VE
BOĞULMALARDA
İLK YARDIM

Soğuğa Maruz Kalma Sıcağa Maruz Kalma Boğulmalar

.
. .

Hipotemi Sıcak Ödemi


Solunum yolunun
tıkanması ile
•Hafif hipotemi meydana gelen
Sıcak Krampları
•Orta hipotemi boğulmalar
•Ağır hipotemi
Sıcağa Bağlı
Lokal Soğuk Yorgunluk
Yaralanmaları Suda Boğulma
•Uçların donması Sıcak Çarpması
•Siper ayağı
•Donma İple Boğulma

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


Sıcak ve Soğuğa Maruz Kalmalarda ve Boğulmalarda İlk Yardım

GİRİŞ
Sıcak ve soğuğa maruz kalma, çevresel aciller içerisinde önemli bir yere
sahiptir ve kırsal ve kentsel tüm bölgelerde sıklıkla karşılaşılabilecek durumlardır.
Sıcağa bağlı aciller tüm yaş gruplarını etkilemekle beraber reaksiyonların
şiddeti yaşlara göre değişmektedir. Örneğin, sıcak krampları 17 yaşındakilerde,
sıcak bitkinliği 40 yaş ve sıcak çarpması 60 yaş grubu insanlarda daha sık
görülebilir.
Soğuğa bağlı acillerde ise vücudun bazı kısımlarında veya tümünde
yaralanmalar meydana gelebilir. Soğuğa maruz kalmanın belirtileri 0’ın altında ve
üstündeki ortamlar ve maruz kalma sürelerine göre değişir. Vücutta kimyasal
reaksiyonların gerçekleşebilmesi için vücut sıcaklığı 370C civarında belli sınırlar
içinde korunmalıdır. Ancak aşırı soğuk nedeni ile soğuğa maruz kalınması
durumunda vücut sıcaklığı düşer ve bölgeye yeterince kan gitmemesi ve dokularda
kanın pıhtılaşması ile dokuda hasar oluşur.
Boğulmalar ülkemizde kaza ölümleri arasında önemli yer tutmaktadır.
Boğulmalardan özellikle suda boğulma, kaza sonucu görülen ölümler
arasında 3. sırada yer almaktadır. İki yaşın altında, 10‐19 yaş arası ergenlik yaş
grubunda ve özellikle yaz aylarında daha fazla görülmektedir. Tatlı ve tuzlu suda
boğulmalarda dokularda meydana gelen zedelenme ve olumsuz etkiler birbirinden
farklıdır.
Ancak boğulma ister tatlı suda isterse tuzlu suda olsun başlangıçta yapılması
gereken ilk yardım uygulamaları aynıdır.
Sıcak ve soğuk acilleri ile boğulma vakaları her zaman ve her yerde
görülebilir. Bu durumlardan biriyle karşılaşmış ve zarar görmüş yaralılara uygun
acil yardım yapılarak yaşamsal tehlikeyi ortadan kaldırmak veya yaralının yaşamsal
fonksiyonlarındaki kayıpları önlemek çok önemlidir. Bu ünite sonunda elde
edeceğiniz bilgilerle sıcak ve soğuk acillerinde ve boğulmalarda acil yardım
uygulamalarını öğreneceksiniz.

SICAĞA BAĞLI ACİL DURUMLAR


İnsan vücut sıcaklığı 370C kadardır ve damarların genişletilmesi veya
daraltılması, solunum ve cilt yolu (terleme) ile bu sıcaklık sabit tutulmaya çalışılır.
Vücut ısı ile karşı karşıya kaldığında sıcaklığı 37.8 0C’de tutmaya çalışır. Ancak
ilaçlar, egzersiz, çevrede yüksek derecede ve yaygın ısı, özellikle yaşlılar ve
çocuklarda ısı mekanizmasının bozulmasına ve vücut sıcaklığının artmasına yol
açar (Resim 11.1).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


Sıcak ve Soğuğa Maruz Kalmalarda ve Boğulmalarda İlk Yardım

Resim 11.1 Sıcağa Maruz Kalma

Vücut değişik ısılara terleme ile tuz miktarını ayarlayarak adapte olmaya
çalışır. Yeterli su kaybetmenin vücudu serinletici etkisi olduğu düşünülmektedir.
Terleme ile sıvı kaybı saatte 1.5 lt’ye ulaşabilir. Normalde insan terlediğinde
kilonun %5’i kadar sıvı kaybını tolere edebilir. Eğer terleme ile aşırı tuz kaybı olursa
ve yerine konmazsa dehidratasyon denilen vücuttan aşırı sıvı kaybı görülebilir.
Sıcak havaya uzun süre maruz kalmak veya çok sıcak bir ortamda bedensel
etkinlikte bulunmak, sıcak ödemi, kramplar, yorgunluk ve sıcak çarpması gibi
durumlara yol açabilir.

Sıcak Ödemi
Kişi aşırı sıcakla karşı karşıya kaldıktan sonra ellerde, ayaklarda ve ayak
bileklerinde üzerine basıldığında iz bırakan ödem oluşur. İklime uyum
sağlayamayan yaşlı ve çocuklarda daha sıklıkla görülür. Birkaç gün sürebilir.
Bu ödem kendiliğinden birkaç gün içinde çözülür hiçbir komplikasyon (yan
etki) olmaz. Sıcak ödemi oluştuğunda;
 Ödemli bölge yükseltilmelidir.
 Sıcak ortamlardan uzaklaştırılmalıdır.
 Sıvı alımı artırılmalıdır.

Sıcağa Bağlı Kramplar


Sıcak krampları terleme yoluyla vücuttan büyük miktarda sıvı
kaybedildiğinde meydana gelir. Çalışırken veya egzersiz sırasında veya birkaç saat
sonrasında görülebilir. İklime uyum sağlayamayan işçiler ve atletlerde, çok aşırı
egzersiz yapan kişilerde elektrolit eksikliğinden dolayı bacaklarda, omuzlarda ağrılı
kramplar, halsizlik, kalp atım hızında artma (taşikardi), soluk ve nemli bir cilt,
bulantı, aşırı idrar yapma görülür.
Sıcağa bağlı kramplar oluştuğunda;

 Kişi serin bir yerde dinlendirilmelidir.


 Kramp giren bacak hareket ettirilmelidir.
 Dar giysiler varsa çıkarılmalıdır.
 Eğer yanıt veriyorsa ve bulantı yoksa, kişiye içmesi için soğuk bir şeyler (su,
ayran, meşrubat gibi) içirilmelidir.
 Aşırı aktiviteden kaçınılması yararlıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


Sıcak ve Soğuğa Maruz Kalmalarda ve Boğulmalarda İlk Yardım

•Sıcağa bağlı kramplarda hafifçe gerdirme hareketleri yardımcı

Örnek
olur.

Sıcak krampları
terleme yoluyla Sıcağa Bağlı Yorgunluk
vücuttan büyük
miktarda sıvı Aşırı sıcak ortamda sıvı ve elektrolit kaybı sonucunda ortaya çıkar. Sıcak
kaybedildiğinde durgunluğu veya bitkinlik de denir. Genellikle aşırı sıcakta bulunan çocuk, hasta ve
meydana gelir. yaşlılarda veya aşırı egzersiz yapan kişilerde görülür.
Hastalar bayılma, baş ağrısı ve baş dönmesi, halsizlik, nadiren bulantı ve
kusma, karında kramplardan şikâyetçidirler. Aşırı terleme sonucu deri soluk ve
nemlidir. Terleme nedeniyle vücut sıcaklığı düşük, normal veya yüksek olabilir
(Resim 11.2).

Sıcağa bağlı yorgunluk durumunda yapılması gerekenler


 Kişi bulunduğu ortamdan serin bir yere alınır. Eğer varsa üzerindeki kalın
giysiler çıkarılmalı, dar giysiler gevşetilmelidir.
Sıcağa bağlı  Hasta sırt üstü yatırılmalı ve bacakları 15‐30 cm yükseltilmelidir.
yorgunluk  Ortamın soğutulması veya aniden ısı düşüklüğüne gidilmemelidir. Ortam
durumunda ortamın oda ısısından aşağı inmemelidir.
soğutulması veya
 Eğer yanıt veriyorsa ve bulantısı yoksa, kişiye içmesi için soğuk ve tuzlu
aniden ısı
düşüklüğüne içecekler verilmelidir.
gidilmemelidir.  Cilt havalandırılmalıdır.
 Başa ve vücuda konulan ıslak havlularla kişi serinletilmeye çalışılmalıdır.

Sıcak etkisi ile


oluşan sıcak
çarpması erken
müdahale
edilmediği taktirde
ölüm ihtimali çok
yüksek olan bir
durumdur. Resim 11.2. Sıcak Bitkinliği ve Sıcak Çarpması Arasındaki Farklar

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


Sıcak ve Soğuğa Maruz Kalmalarda ve Boğulmalarda İlk Yardım

Sıcak Çarpması
Sıcak etkisi ile oluşan sıcak çarpması erken müdahale edilmediği taktirde
ölüm ihtimali çok yüksek olan bir durumdur. Vücudun ısı düzenleyici
mekanizmaları bozulmuştur. Vücudun sıcaklığı aniden tehlikeli düzeylere çıkabilir.
40 0C ve üzerindeki vücut sıcaklığı hücrelerde ve özellikle beyin hücrelerinde ve
kan damarlarında hasara neden olur. Kalp atım sayısı artar, hastada klinik olarak
nörolojik şok tablosu görülür. Sıcak yaz günlerinde, arabada kilitli olarak yalnız
bırakılan çocuklarda da ölüme yol açabilir.
Sıcak çarpmasından özellikle sıcak hava dalgaları oluştuğunda ileri yaştaki
kişiler, çocuklar, kalp, tansiyon, diyabet, kanser ve böbrek hastaları gibi kronik
hastalığı olanlar fazlası ile etkilenir. Alkolikler, obezler ya da çok zayıf olanlar, idrar
söktürücü ve yatıştırıcı ilaç alanlar da daha fazla etkilenen gruptur. Egzersize bağlı
sıcak çarpması ise genellikle genç ve sağlıklı kişilerde aşırı sıcak ve nemli havalarda
görülür. Sıcak çarpmış kişiler terleyemezler, derileri kuru, çok sıcak (Vücut sıcaklığı
400C’nin üzerindedir) ve kırmızıdır. Kişilerde baş ağrısı, baş dönmesi, konuşma
bozukluğu, halsizlik, bilinç bozulması, bayılma ve hatta koma görülebilir. Bulantı,
kusma, ishal, ve kas krampları da tabloya eşlik edebilir. Sıcak çarpması birçok
sistemi de etkiler. Ciddi vakalarda karaciğer ve böbrek yetmezliği oluşabilir. Ateşin
40 derecenin üzerine çıktığı vakalarda kalıcı hasar gibi ağır sinir sistemi
bozuklukları oluşabilir.

Sıcak çarpmasında yapılması gerekenler


 112 Acil Yardım Merkezi’ni çağırmadan önce mümkünse, kişi serin, gölge
ve havadar bir yere alınmalıdır.
 Eğer kişi yanıtsızsa hava yolu açılmalı, solunumu kontrol edilmeli ve
gerekiyorsa solunum desteği uygulanmalıdır.
 Fazla giysiler çıkarılmalı ya da gevşetilmelidir.
 Hastanın vücut sıcaklığını düşürmek için ıslak havlu veya çarşafa sarılmalı
ve çarşafın ıslak kalması sağlanmalıdır (Resim 11.3).
 Buz paketleri varsa hastanın koltuk altlarına, boynuna, kasıklarına ve
başına küçük havlular içinde konulabilir. Bulantısı yoksa ve bilinci açıksa,
su ve tuz kaybını gidermek için 1 litre suya 1 çay kaşığı karbonat ve 1 çay
Sıcak çarpmasından kaşığı tuz karışımı sıvı ya da soda içirilmelidir.
korunmak için güneş  Eğer kişi hastaneye araba ile götürülüyorsa arabanın camları açık olmalı ve
ışığından koruyacak bir kişi yaralıya yelpaze ile hava sağlamalıdır.
şapka, güneş gözlüğü ve
şemsiye gibi
Sıcak çarpmasından korunmak için alınması gereken önlemler
aksesuarlar  Sıcak yaz günlerinde pamuklu, terletmeyen, açık renkli ve hafif, bol
bulundurulmalıdır. giyecekler tercih edilmelidir.
 Güneş ışığından koruyacak şapka, güneş gözlüğü ve şemsiye gibi
aksesuarlar bulundurulmalıdır.
 Sıcakta aktivite yapması gereken kişilerin ilk gün 15 dk olarak
başlayacakları aktivite süresi, her gün 15 dk uzatılarak vücudun alışmasını
sağlamaları önerilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


Sıcak ve Soğuğa Maruz Kalmalarda ve Boğulmalarda İlk Yardım

 Kapalı ortamlar düzenli aralıklarla havalandırılmalıdır.


 Bol miktarda sıvı alınmalıdır.
 Doğrudan güneş ışığında kalınmamalıdır.
 Sıcak günlerde ağır yemeklerden kaçınılmalıdır.
 Vücut temiz tutulmalı, gün içerisinde gerekiyorsa vücut sıcaklığını
düşürmek için ılık duş alınmalıdır.

Serinletmek için
yelpaze kullanılmalıdır.

Üzerine ıslak bir çarşaf


örtülmeli ve çarşafın
ıslak kalması
sağlanmalıdır.

Resim 11.3. Sıcak Çarpmasında İlk Yardım

SOĞUĞA BAĞLI ACİL DURUMLAR


Vücuttaki kimyasal reaksiyonların gerçekleşebilmesi için vücut sıcaklığı 370C
civarında belli sınırlar içinde korunmalıdır. Ancak aşırı soğuk nedeni ile soğuğa
maruz kalınması durumunda vücut sıcaklığı düşer ve bölgeye yeterince kan
gitmemesi ve dokularda kanın pıhtılaşması ile dokuda hasar oluşur. Genel olarak
soğuğa bağlı acil durumlar, hipotermi ve lokal soğuk yaralanmaları olarak iki sınıfta
incelenebilir.

Hipotermi
Hipotermi, merkezî vücut sıcaklığının 35°C altına düşmesidir. Vücuttan
radyasyon, konveksiyon, kondüksiyon, buharlaşma yolları ile ısı kaybedilir.
Radyasyon (Çevreye ısı yayma): Normal koşullarda vücudun en çok ısı
Hipotermide; kaybettiği yol radyasyondur. Hareket hâlinde bu enerji 2‐5 kat daha artabilir. Dış
özellikle beyin, kalp çevre sıcaklığı düştükçe radyasyon yoluyla kaybedilen ısı da artar.
ve böbrek olmak
üzere tüm organlar Konveksiyon (Vücut yüzeyindeki hava hareketi ile): Konveksiyonla olan ısı
etkilenir. kaybıhava hareketinin hızına bağlı olarak arttığı için doğada rastlanan hipotermi
olgularının en yaygın nedenidir. Uygun giyinme bu tip ısı kaybını büyük ölçüde
azaltmaktadır. Rüzgar geçirmez dış giysiler konvektif ısı kaybını ortadan kaldırırlar.
Kondüksiyon: Vücuttan daha soğuk olan bir iletkenle temas edildiğinde ısı
kaybedilir. Su iyi bir iletken olduğundan suya düşmelerde hipoterminin sebebi
kondüksiyondur. Giysiler ıslak olduğunda da kondüksiyonla büyük miktarda ısı
kaybedilir. Bu durumlarda olan ısı kaybı normalin 25 katı kadar olabilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


Sıcak ve Soğuğa Maruz Kalmalarda ve Boğulmalarda İlk Yardım

Buharlaşma (Evaporasyon): Normalde vücut sıcaklığının %20‐30'u


buharlaşmayla kaybedilir ve bunun da 2/3'ü deri yoluyla olur. Terleme soğuk
havalarda bile az miktarda devam eder. Ayrıca nefesle alınan havanın ısıtılması ve
nemli duruma getirilmesi için de ısı kaybedilir.

Hipotermi düzeyleri
Hipotermide belirtiler vücut sıcaklığına bağlı olarak değişmektedir. Vücut
sıcaklığındaki düşüş ile birlikte ortaya çıkan belirtiler aşağıda verilmiştir.
Hafif hipotermi: Vücut sıcaklığı 32–35°C arasındadır. Cilt soluk ve soğuk,
titreme, nabız artışı, kan basıncı yüksekliği, takipne (hızlı soluk alıp verme) ve uyku
hâli ile seyreder.
Orta derecede hipotermi: Vücut sıcaklığı 30–32˚C arasındadır. Titreme
kesilir, nabız ve kan basıncı düşer. Zihinsel fonksiyonlarda yavaşlama, yutma ve
öksürük refleksi kaybı vardır. Mide içeriği gibi yabancı maddelerin solunum
Hipotermide kişi sistemine gitmesi olarak tanımlanan aspirasyon genel komplikasyondur.
soğuktan
uzaklaştırılmalıdır. Ağır hipotermi: Vücut sıcaklığı 30˚C’nin altındadır. Koordinasyon bozukluğu,
konfüzyon, letarji (Sesli ve ağrılı uyaranlarla uyandırılabilir, bırakınca tekrar uyur.)
ve koma (uyandırılamayan yanıtsızlık hâli) gelişir.

Hipotermide yapılması gerekenler


 Kişi soğuktan uzaklaştırılmalıdır.
 Kişinin rüzgardan etkilenmesi önlenmelidir.
 Isı kaybı önlenmelidir. (ıslak kıyafetler varsa kurularıyla değiştirilir, kişinin
başı örtülür, altına ve üzerine vücut sıcaklığını koruyacak battaniye, havlu,
palto gibi şeyler yerleştirilir.)
 Kişi yatırılmalı, ani hareket ya da fiziksel egzersiz yaptırılmamalıdır.
 Eğer bilinci açıksa ve yutabilecek durumdaysa ılık ve şekerli içecekler
verilmelidir.
 Artan uyuma isteğine karşılık uyumaması sağlanmalıdır.
 Ciddi hipotermi durumunda tıbbi yardım istenmelidir.

•Hafif hipotermide kişiyi gözlemlediğinizde titrediğini görebilirsiniz.


Örnek

Hipotermi durumunda vücudun sıcaklığı üretme çabasıdır ve eğer


hipotermi hafifse vücut yeniden ısınacaktır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


Sıcak ve Soğuğa Maruz Kalmalarda ve Boğulmalarda İlk Yardım

Hipotermide yapılmaması gerekenler


 Kişi ani olarak ısıtılmamalıdır.
 Hemen çok sıcak bir yere alınmamalıdır.
 Doğrudan bir ateşe, sobaya ya da herhangi bir ısı kaynağına maruz
bırakılmamalıdır.
 Sıcak su doldurulmuş şişeler, termoforlar, elektrikli battaniyeler
kullanılmamalıdır.
 Masaj yapılmamalı, ovulmamalıdır.
 Sigara ve alkol verilmemelidir.
 Bandaj yapılmamalıdır.
 Cilde ilaç, merhem vb. sürülmemelidir.
 Hipotermik kazazedenin olay yerinde tamamen ısıtılmasına
çalışılmamalıdır. Yeniden ısıtma, hastane ortamında bile düzeltilmesi güç,
çok ciddi kalp atım bozukluklarına neden olabilir. Bu ritim bozuklukları
olay yerinde düzeltilemez.

Lokal Soğuk Yaralanmaları


Soğuğa maruz kalan kulak, burun, alın, çene gibi küçük bölgelerde meydana
gelen yaralanmalardır. Bu tip yaralanmaların şiddeti soğuk havanın tipi, rüzgarın
şiddeti, süresi ve neme bağlı olarak değişebilir. Lokal soğuk yaralanmalar uçların
donması (soğuk şişliği, frostnip), siper ayağı (immersiyon ayağı), donma şeklinde
Soğuk şişliğinde ağrı
görülebilir.
olmadığı için birey
bunun bir soğuk Uçların donması (soğuk şişliği, frostnip)
yaralanması
olduğunu Ellerin, ayakların soğuktan çatlayıp şişmesi ile görülen sekel (iz) bırakmayan
anlamayabilir. soğuk yaralanmasıdır. Bu durum ağrılı olmadığı için birey bunun bir soğuk
yaralanması olduğunu anlayamayabilir. Burun, el ve ayakta soğuk nedeniyle
oluşan kızarıklık, şişme ve bazen de deride soyulmalar olabilir. Hafif ve yüzeysel bir
hasar vardır. Denizciler ve dağcılar sık etkilenen gruplardır. Ellerin koltuk altlarına
sokulması, burnun avuç içlerine alınması yarar sağlar. Yeniden ısıtmada bu
bölgelerde karıncalanma ve kızarma olabilir (Resim 11.4).

Siper ayağı uzun süre


soğuk suya veya
soğuğa maruz kalma
sonucu ayaklarda
görülür.

Resim 11.4. Uçların donması

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


Sıcak ve Soğuğa Maruz Kalmalarda ve Boğulmalarda İlk Yardım

Siper ayağı (trench foot)


Siper ayağı uzun süre (10‐12 saat) soğuk suya veya soğuğa maruz kalma
sonucu ayaklarda görülür. Genellikle soğuk suda avlanan avcılar, yaya yürüyenler,
askerler ve balıkçılarda görülür. Islak bot ya da ayakkabının uzun süre
çıkarılmaması, havanın soğuk olması ve kişinin uzun süre hareketsiz kalması siper
ayağının oluşmasında önemli etmenlerdir. Başlangıçta karıncalanma ve uyuşukluk
görülür. Zaman içinde bu tablo ilerler, ödem ve büller (kabarcık) gelişir. Bu durum
devam ederse donan kısımda iskemi (doku beslenmesinin bozulması) gelişir. Çok
ağrılıdır (Resim 11.5).
Ayaktaki ıslak ayakkabı veya bot, çoraplar çıkarılmalıdır. Ayak yavaşça
ısıtılmalı ve ısıtılmış bölge tekrar soğuğa maruz bırakılmamalıdır.

Resim 11.5. Siper ayağı

Donma
Donma, dokuların soğuk hava, su, sıvı ya da gaza maruz kalması ile oluşan
yaralanmadır. Donma en ciddi lokal soğuk yaralanmasıdır. Donmada hücrelerdeki
sıvı donarak kristal hâle gelir. Buz eridiği zaman hücrede hasar oluşur veya
kangren oluşarak kalıcı hasara sebep olur. Yaralı halsiz ve uykuludur. Hareketleri
ağır ve ağrılıdır.
Donmaya maruz kalan insanların çoğu açık havada çalışanlar, ruhsal durumu
bozuk olanlar, evsizler ve uzun süre açık arazide yapılan sporla uğraşanlardır.
Yetersiz giyinme, hareketsizlik, daha önceden donma öyküsünün bulunması
kolaylaştırıcı etmenlerdir. Isı ne kadar düşükse ve maruz kalma ne kadar uzunsa
Donma; dokuların
soğuk hava, su, sıvı ya dokuların etkilenmesi de o ölçüde fazladır. Kötü beslenme, enfeksiyon, şeker
da gaza maruz hastalığı, vasküler (damarlara ait) hastalıklar, sigara ve alkol kullanımı doku
kalması ile oluşan zedelenmesini ve işlevlerini etkileyen diğer etmenlerdir. Lokal donmalarda en çok
yaralanmadır. etkilenen bölgeler eller ve ayaklardır. Bunların yanında burun, kulak ve kornea sık
etkilenen diğer dokulardır. Klinik olarak başlıca üç grupta incelenebilir.
Birinci derece donuk: En hafif şeklidir. Erken müdahale edilirse hızla iyileşir. Deride
solukluk, soğukluk hissi olur. Uyuşukluk ve hâlsizlik görülür. Daha sonra kızarıklık
ve iğnelenme hissi oluşur. Ortalama 5‐10 gün sonra deride soyulma görülür.
İkinci derece donuk: Soğuğun sürekli olması ile belirtiler belirginleşir. Zarar gören
bölgede gerginlik hissi olur. Ödem, şişkinlik, ağrı ve içi su dolu kabarcıklar (bül)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


Sıcak ve Soğuğa Maruz Kalmalarda ve Boğulmalarda İlk Yardım

meydana gelir. Su dolu kabarcıklar iyileşirken siyah renkli kabuklara dönüşür


(Resim 11.6).

Resim 11.6. İkinci derece donuk

Üçüncü derece donuk: Dokuların geriye dönülmez biçimde hasara uğramasıdır.


Canlı ve sağlıklı deriden kesin hatları ile ayrılan siyah bir bölge oluşur (Resim 11.7).

Resim 11.7. Üçüncü derece donuk

Donmada ilk yardım


 İlk olarak mümkünse yaralı donma bölgesinden uzaklaştırılmalıdır.
 Böyle bir hasta öncelikli olarak 20 derece civarında oda sıcaklığına
alınmalıdır.
 Gerekirse hava akımını kesmek için çevresine rüzgarlık gerilmelidir.
 Donmuş vücut kısmındaki elbiseler ve ayakkabı çıkarılmalı, eğer elbiseler
Üçüncü derece donmuş ve deriye yapışmışsa hafif ılık bir su uygulanarak buzun erimesi
donukta canlı ve sağlanmalıdır.
sağlıklı deriden kesin  Kuru ısıtılmış giysiler giydirilmeli ve kuru, sıcak battaniyelerle örtülmelidir.
hatları ile ayrılan  Yaralının yüzük, saat, bilezik gibi takıları varsa çıkarılmalıdır. Donma
siyah bir bölge nedeniyle şişlik olursa bunlar kol ve parmağı sıkarak dolaşımı bozmaktadır.
oluşur.  Yaralı karla ve elle ovuşturmamalı, masaj yapılmamalıdır.
 Yaralı elle tutularak ve nefesle ısıtılmalıdır.
 Donmuş organ, alev, ateşe tutulmamalı, aşırı sıcak suya sokulmamalıdır.
 Donmuş kişi soba‐lamba gibi lokal ısı kaynaklarından uzak tutulmalıdır.
 Ayaklarında donma olan birey yürütülmemelidir.
 Yaralı sedye ya da sırt tahtası ile taşınmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


Sıcak ve Soğuğa Maruz Kalmalarda ve Boğulmalarda İlk Yardım

 Yaralının bilinci yerinde ise ılık, şekerli içinde alkol bulunmayan içecekler
verilmelidir.
 Deride oluşan su dolu kabarcıklar delinmemelidir.
 Eğer 30 dakika içinde donan yer normal renk ve sıcaklığını kazanmışsa o
yer 400C’lik sıcak suya batırılmalıdır.
 Derinin sıcaklığı, rengi ve dokunma hissi 30 dakika içinde düzelmemişse
hemen hastaneye gönderilmelidir.

BOĞULMALAR
Boğulma nefes alamama neticesinde vücuttaki dokulara yeterli oksijen
gitmemesi ve dokularda bozulma meydana gelmesidir. Dilin boğazı tıkaması,
boğazın gıda, su, yabancı maddeyle bloke olması ya da asılma gibi nedenlerle
kişinin boğulmasıdır.
Genel boğulma belirtileri; nefes almada güçlük, gürültülü, hızlı ve derin
solunum, ağızda balgam toplanması ve köpüklenme, yüzde, dudaklarda ve
tırnaklarda morarma ve bayılma olarak özetlenebilir.

Boğulma Türleri
Solunum yolunun tıkanması ile meydana gelen boğulmalar
Her yıl pek çok kişi, yabancı cisim ile hava yolunun tıkanması nedeniyle
kaybedilmektedir. Yetişkinlerde ve çocuklarda boğulmalar genellikle yemek yerken
olur. Ayrıca çocuklarda leblebi, fındık, gibi yiyeceklerle birlikte bozuk para, jeton,
düğme gibi nesneler de boğulmalara neden olabilmektedir. Büyük ve iyi
çiğnenmemiş lokmalar, takma dişler ve aşırı alkol alımı, ağızda lokma veya başka
Suda boğulmak bir cisim varken oynama, koşma, konuşma, ağlama, hapşırma, gülme risk nedenini
üzere olan kişiye oluşturmaktadır.
yaklaşırken ilk
yardımcı kendi Yabancı bir cisme bağlı olarak hava yolunun tam tıkanması durumunda kişi
güvenliğini de hiç nefes alamaz, ses çıkaramaz ve öksüremez. Hava yolu kısmen tıkanmış ise ani
düşünerek girişimde solunum sıkıntısı, zayıf veya sessiz öksürme ve hırıltı ortaya çıkar.
bulunmalıdır.
Suda boğulma
Suda boğulmalar özellikle yaz aylarında çok fazla görülen kaza ile ölüm
nedenlerindendir. Suda boğulmalarda, boğulma sırasında nefes borusu girişinin
kasılmasına bağlı olarak çok az miktarda su akciğerlere girer. Suda boğulanlarda
özellikle soğuk havalarda 20–30 dakika geçse bile suni solunum ve kalp masajına
Asılmış birisini başlanmalıdır.
kurtarırken
Suda boğulmak üzere olan bir kişi var ise kurtaracak kişi önce kendi
öncelikle yaralı
yukarı doğru güvenliğini düşünerek davranmalı, mümkün ise ona ulaşabilecek bir araç
kaldırılmalı ve aranmalıdır. Tekne, kayık yok ise can simidi, bu da yok ise kalas, araç lastiği bile
boyun sabit kullanılabilir.
tutularak
indirilmelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


Sıcak ve Soğuğa Maruz Kalmalarda ve Boğulmalarda İlk Yardım

İple boğulma (Asılma)


Genellikle intihar amacıyla kullanılan bir ölüm şeklidir. Boyuna geçirilen iple
yüksekten atlama veya ayak altındaki bir cismin (tabure, sandalye vb.) iteklenmesi
ile gerçekleştirilir. Oluşan ani düşmeye ve ağırlığın etkisine bağlı olarak servikal
vertebralarda (boyun omurları) kırık veya çıkık meydana gelir ve medulla spinalis
(omurga) yaralanması gelişir. Omurga yaralanmasını takiben solunum yetmezliği
ve şuur bulanıklığı gelişir ve bunu ölüm takip eder.
Asılmış birisini kurtarırken öncelikle yaralı yukarı doğru kaldırılmalı ve boyun
sabit tutularak indirilmelidir. Boyunda derecesi tam olarak bilinmeyen incinmenin
daha fazla ilerlemesi önlenmelidir. Yaralı, hemen yere yatırılarak solunum desteği
sağlanmalıdır. Solunumun durduğu bu tip yaralanmalarda kalbin bir süre daha (10‐
20 dakika) çalışmış olabileceği unutulmamalıdır.

Boğulmalarda İlk Yardım


Solunum yolunun tıkanması ile meydana gelen boğulmalarda ilk
yardım
Yetişkinde hava yolunda tıkanmaya yol açan yabancı cismin çıkarılması
Hava yolu tıkanan kişi soluyorsa, öksürmeye teşvik edilmeli, başka bir
girişimde bulunulmamalıdır. Hastanın solunum, ve öksürüğü zayıflamaya veya
kaybolmaya başlamışsa, derhâl sırta vurma işlemi gerçekleştirilmelidir.
Sırta vurma
 Belirgin bir yabancı cisim, yerinden çıkmış veya gevşemiş parsiyel diş
protezleri varsa bunlar çıkarılır.
 Hastanın yan ve hafifçe arka tarafında durulur.
 Bir elle göğüs kafesinden destek olurken, hasta öne doğru eğdirilir.
Böylece yabancı cisim yer değiştirecek olursa, solunum yollarında daha
aşağıya gitmesi yerine, ağızdan dışarıya doğru gitmesi sağlanır.
 Diğer elin avuç içi ile, hastanın iki skapulası (kürek kemiği) arasına beş
defaya kadar kuvvetlice vurulur.
 Sırta vurma yöntemi ile başarılı olunamıyorsa, abdominal bası (Heimlich
Manevrası) uygulanır (Resim 11.8).Abdominal basınç (Heimlich manevrası)
 Kişinin arkasında durulur.
 Kişi ayakta ya da oturur pozisyonda iken, arkasına geçilerek gövdesi
kavranır. Bir el yumruk yapılarak, başparmak çıkıntısı mide üst bölümüne
(göğüs kemiği altındaki kısım, yan taraflarını kaburgaların oluşturduğu
üçgen bölge) gelecek şekilde yerleştirilir.
 Diğer el ile yumruk yapılan el kavranarak kuvvetlice yukarı‐arkaya doğru 5‐
10 defa basınç uygulanır. (Hasta yarı kaldırılıp indirilir.)
 Hastanın öne doğru iyice eğilmiş olmasına dikkat edilir. Her bir vuruş bir
öncekinden bağımsız olarak yapılmalıdır. Vuruşlara beşerli seriler hâlinde
yabancı cisim çıkana veya kişinin bilinci kapanana kadar devam edilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


Sıcak ve Soğuğa Maruz Kalmalarda ve Boğulmalarda İlk Yardım

 Bilinci kapandığı hâlde yabancı cisim çıkmamışsa derhâl yeniden


canlandırma uygulamasına başlanır, ancak her soluk vermeden önce”dil‐
çene kaldırma hareketi” ile ağız açılır ve ağız içinde yabancı cisim olup
olmadığına bakılır. Yabancı cisim görülürse çıkarılır. Kişinin ağzında yabancı
cisim aramak üzere asla körlemesine parmak sokulmaz.
 Bir dakika içinde hava yolu açılmazsa ileri yaşam desteği uygulamaları
gerekir.

Resim 11. 8. Solunum Yolu Tıkanıklıklarında Sırta Vurma Tekniği ve Heimlich Manevrası

Bilinç kaybı gelişen bireyde ilk yardım


Havayolu yabancı cisimle tıkanmış olan bir hasta, herhangi bir anda bilincini
kaybederse, bu durum larinks kaslarının gevşemesine ve havanın akciğerlere
geçmesinin engellenmesine neden olur. Böyle bir hastada:
 Hasta sırtüstü yere yatırılır.
 Baş geriye doğru itilir ve ağızda görülebilir bir yabancı cisim varsa çıkarılır.
 Çene öne doğru çekilerek solunum yolları açılır.
Bilinç kaybı gelişen
 Bak dinle hisset yöntemi ile solunumun olup olmadığı kontrol edilir.
bireyde, baş geriye
doğru itilir ve  İki suni solunum uygulanmaya çalışılır.
ağızda görülebilir Beş kez suni solunum için uğraşıldıktan sonra etkili solunum yaptırılmış ise:
bir yabancı cisim  Dolaşım belirtileri kontrol edilir.
varsa çıkarılır.  Kalp masajına ve/veya solunum uygulamaya başlanır.
Beş kez suni solunum için uğraşıldığı hâlde etkili solunum yaptırılamamış ise:
 Hastanın kalçasına yakın diz çökülür ve bacakları üzerinde ata biner gibi
durulur.
 Bir el ayası hastanın karnına göbek üzerine ksifoid (göğüs kemiğinin en alt
ucu) altına yerleştirilir, diğer eli birincinin üzerine konur.
 İki elle hızla bastırarak yukarı‐içe doğru itilir.
 İşlem 6‐10 kez tekrarlanır.
 Ağız içi parmakla kontrol edilerek yabancı cisim çıkıncaya kadar işleme
devam edilir.
 Abdominal (karına) basınç tekniği eğer çevrede kurtaracak birisi yoksa
yaralının kendisi tarafından da yapılabilir. Yaralı eliyle abdominal basınç
yapabileceği gibi bir sandalyenin arkasına veya masaya abdominal

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


Sıcak ve Soğuğa Maruz Kalmalarda ve Boğulmalarda İlk Yardım

bölgesini dayayarak basınç yapabilir. Abdominal basınç tekniği çocuklarda


da aynı şekilde uygulanmaktadır.
Bebeklerde hava yolunda tam tıkanmaya yol açan yabancı cismin
çıkarılması
Bebeklerde hava yolu yabancı cisme bağlı tam olarak tıkanmış ve bilinç
henüz açıksa dönüşümlü olarak “sırt vuruşu” ve “göğüs basısı” yapılır. Bu
girişimlere yabancı cisim çıkana veya bebeğin bilinci kapanana kadar devam edilir.

Resim 11. 9. Hava Yolu Tıkalı Bebekte Yabancı Cismin Çıkarılması

Sırt vuruşu ve göğüs basısı şu şekilde yapılır (Resim 11.9):


 Bebek yüzüstü pozisyonda kurtarıcının ön kolu üzerine yatırılır. Bebeğin
başı bedeninden hafifçe aşağıda olmalıdır. Bebeğin başı ve alt çenesi
aşağıdan desteklenmeli ancak boğazına bastırılmamalıdır. Kurtarıcı bebeği
yerleştirdiği kolunu bacağına yaslayarak destek sağlamalıdır.
 Diğer elin tümsek kısmı ile bebeğin sırtına, skapulalar (kürek kemikleri)
arasına beş kez vuruş yapılır. Vuruşlar aşağıya ve ileriye doğru yapılmalıdır.
 Sırt vuruşu ile yabancı cisim çıkmamışsa bebek göğüs basısı yapmak üzere
sırtüstü ve baş hafif aşağıda olacak şekilde çevrilir. Çevirme işlemi
sırasında sırt vuruşu yapan el bebeğin başının arkasına yerleştirilerek baş
desteği sağlanır ve bebek kurtarıcının iki kolu arasındayken sırtüstü
Sırt vuruşu ve göğüs
basılarına pozisyona çevrilir.
dönüşümlü olarak  Sırtüstü pozisyonda ve başı aşağıda olarak kurtarıcının koluna yatırılan
yabancı cisim bebeğin başı arkadan, aynı taraftaki el ile desteklenir ve kurtarıcı kolunu
çıkana veya bebeğin bacağına yaslayarak destek alır.
bilinci kapanana  Göğüste kalp masajı yapılan noktaya beş kez aşağıya ve ileriye doğru bası
kadar devam
yapılır. Basılar parmaklarla ve her saniyede bir bası olacak şekilde
edilmelidir.
uygulanmalıdır.
 Sırt vuruşu ve göğüs basılarına dönüşümlü olarak yabancı cisim çıkana
veya bebeğin bilinci kapanana kadar devam edilmelidir.
 Bilinç kapandığı hâlde yabancı cisim çıkmamışsa derhâl ileri yaşam
desteğine başlanır, ancak her soluk vermeden önce “dil‐çene kaldırma
yöntemi” ile ağız açılır ve ağız içinde yabancı cisim olup olmadığına bakılır.
Yabancı cisim görülürse çıkartılır. Çocuğun ağzında yabancı cisim aramak
üzere asla körlemesine parmak sokulmaz.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


Sıcak ve Soğuğa Maruz Kalmalarda ve Boğulmalarda İlk Yardım

 Bir dakika içinde hava yolu açılamazsa ileri yaşam desteği uygulamaları
gerekir.
Suda boğulmalarda ilk yardım
 Boğulmuş olan kişinin ilk müdahalesi, olay yerinde, sudan hızlı ve
dikkatlice çıkarılmasıyla başlar. Sudan insan çıkarma ve kurtarma
konusunda eğitimli olunmalı, boğulmakta olan bir insanı kurtarmak
amacıyla suya girilmemelidir. Kurtarıcı üzerindeki ceket, bir dal parçası,
teknedeki can simidi, kürek, halat benzeri malzemeleri kullanarak, kişiyi
sudan çıkarmaya çalışmalıdır.
 Hemen 112 Acil Yardım Merkezi aranmalıdır. Boğulan kişide boyun
yaralanması olabileceği akılda tutulmalı ve boynu dikkatlice korunarak,
Boğulmuş olan boyunluk ile hareketsiz hâle getirilmelidir. Olay yerine profesyonel yardım
kişinin ilk gelene kadar boğulmuş olan kişi, sırtüstü sert bir yere yatırılarak Temel
müdahalesi, olay Yaşam Desteği (TYD) uygulamalarına başlanmalıdır. Bunun için havayolu
yerinde, sudan hızlı açıklığı sağlanmalı ve gerektiğinde solunum desteklenmelidir.
ve dikkatlice
Gerektiğinde kalp masajına başlanmalıdır.
çıkarılmasıyla başlar.
 Suyun içinde yapılan TYD genellikle etkisizdir ve kurtarıcı için de tehlikeli
olabilir. Bu nedenle sert ve oturmuş bir sırt tahtası olmadan bu işlemin
denenmesi önerilmemektedir.
 Suda boğulan kişilerde çok az miktarda su akciğerlere kaçtığından yan
yatırılarak uygulanan baskı ya da Heimlich manevrası gibi hava yolunu
açmaya yarayan hareketlerin suyu akciğerlerden uzaklaştırma ve
oksijenlenmeyi artırma konusundaki yararı tartışmalıdır.
Bireysel Etkinlik

•Sıcak ve soğuğa maruz kalan bireylere yönelik farklı senaryolar


oluşturun.
•Oluşturduğunuz u senaryolara uygun ilk yardım planınızı
hazırlayın.
•Hazırladığınız planınızı varsa simülasyon labratuarında yoksa
uygun maketler üzerinde uygulayın.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


Sıcak ve Soğuğa Maruz Kalmalarda ve Boğulmalarda İlk Yardım

Sıcak ve soğuğa maruz kalma, çevresel aciller içerisinde önemli bir yere
sahiptir ve kırsal ve kentsel tüm bölgelerde sıklıkla karşılaşılabilecek
durumlardır.
Sıcak havaya uzun süre maruz kalmak veya çok sıcak bir ortamda bedensel
etkinlikte bulunmak; sıcak ödemi, sıcağa bağlı kramplar, yorgunluk ve sıcak
Özet
çarpması gibi durumlara yol açabilir. Sıcağa bağlı acillerde kişi bulunduğu
ortamdan daha serin bir yere alınma, ortamı ve cildi havalandırma gibi basit
ilk yardım uygulamaları ile serinletilmelidir. Sıcak etkisi ile oluşan sıcak
çarpması ise erken müdahale edilmediği taktirde ölüm ihtimali çok yüksek
olan bir durumdur. Vücudun ısı düzenleyici mekanizmaları bozulmuştur.
Sıcak çarpmasından özellikle sıcak hava dalgaları oluştuğunda ileri yaştaki
kişiler, çocuklar, kalp, tansiyon, diyabet, kanser ve böbrek hastaları gibi
kronik hastalığı olanlar fazlası ile etkilenir. Kişilerde baş ağrısı, baş dönmesi,
konuşma bozukluğu, halsizlik, bilinç bozulması, bayılma ve hatta koma
görülebilir.
Vücuttaki kimyasal reaksiyonların gerçekleşebilmesi için vücut sıcaklığı 370C
civarında belli sınırlar içinde korunmalıdır. Ancak aşırı soğuğa maruz
kalınması durumunda vücut ısısı düşer ve bölgeye yeterince kan gitmemesi
ve dokularda kanın pıhtılaşması ile dokuda hasar oluşur. Çok soğuk bir
ortamda uzun süre bulunmak hipotermi ve lokal donmalara (soğuk şişliği,
siper ayağı, donma) neden olabilir. Hipotermi, merkezî vücut sıcaklığının
35°C altına düşmesidir. Vücuttan radyasyon, konveksiyon, kondüksiyon,
buharlaşma yolları ile ısı kaybedilir. Hipotermisi olan bireye yaklaşımda ilk
olarak birey soğuktan uzaklaştırılmalıdır. Bulunduğu ortamda rüzgar varsa
etkilenmesi önlenmelidir. Isı kaybı, ıslak kıyafetler varsa kurularıyla
değiştirme, başın örtülmesi, altına ve üzerine vücut sıcaklığını koruyacak
battaniye, havlu, palto gibi şeylerin yerleştirilmesi ile önlenmelidir. Artan
uyuma isteği varsa uyuması engellenmelidir.
Donma, dokuların soğuk hava, su, sıvı ya da gaza maruz kalması ile oluşan
yaralanmadır. Donma en ciddi lokal soğuk yaralanmasıdır. Isı ne kadar
düşükse ve maruz kalma ne kadar uzunsa dokuların etkilenmesi de o ölçüde
fazladır. Kötü beslenme, enfeksiyon, şeker hastalığı, vasküler (damarlara ait)
hastalıklar, sigara ve alkol kullanımı doku zedelenmesini ve işlevlerini
etkileyen diğer etmenlerdir. Lokal donmalarda en çok etkilenen bölgeler
eller ve ayaklardır. Birinci, ikinci ve üçüncü derece donuklar olarak üçe ayrılır.
Birinci derece donuk en hafif şeklidir. Erken müdahale edilirse hızla iyileşir.
İkinci derece donuklarda zarar gören bölgede gerginlik hissi olur. Ödem,
şişkinlik, ağrı ve içi su dolu kabarcıklar (bül) meydana gelir. Üçüncü derece
donuklarda ise dokular geriye dönülmez biçimde hasara uğramasıştır. Canlı
ve sağlıklı deriden kesin hatları ile ayrılan siyah bir bölge oluşur.
Boğulma nefes alamama neticesinde vücuttaki dokulara yeterli oksijen
gitmemesi ve dokularda bozulma meydana gelmesidir. Ölüm oranlarına
bakıldığında her yıl pek çok kişi, yabancı cisim ile hava yolunun tıkanması
nedeniyle kaybedilmektedir. Yetişkinlerde ve çocuklarda bu tip boğulmalar
genellikle yemek yerken olur. Ayrıca boğulmalar özellikle yaz aylarında
sıcaktan bunalma nedeniyle kullanılan havuz veya denizde iyi yüzme
bilinmeme sonucunda oluşabilmektedir. Hava yolu tıkanan kişi soluyorsa,
öksürmeye teşvik edilmeli, başka bir girişimde bulunulmamalıdır. Hastanın
solunum ve öksürüğü zayıflamaya veya kaybolmaya başlamışsa, derhâl sırta
vurma ve heimlich manevrası uygulanmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


Sıcak ve Soğuğa Maruz Kalmalarda ve Boğulmalarda İlk Yardım

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Sıcak ödemi için aşağıda verilenl iafedelerden hangisi yanlıştır?
a) Ödem birkaç gün içinde kendiliğinden çözülür.
b) Hiçbir yan etki gelişmez.
c) Ödemli bölge yükseltilmelidir.
d) Hasta sıcak ortamda tutulmalıdır.
e) Sıvı alımı artırılmalıdır.
I. Kişi serin bir yerde dinlendirilir.
II. Kramp giren bacak hareket ettirilmelidir.
III. Dar giysiler varsa çıkarılır.
IV. Aşırı aktiviteden kaçınılır.
2. Yukarıdakilerden hangileri sıcak kramplarında yapılması gereken ilk yardım
uygulamalarındandır?
a) I ve II
b) I ve III
c) II ve IV
d) I, II ve Iv
e) I, II, III ve IV
3. Aşağıdakilerden hangisi, sıcak çarpmalarında görülen belirtilerden biri
değildir?
a) Kuru, kırmızı bir cilt
b) Konuşma bozukluğu
c) Soğuk bir cilt
d) Bulantı, kusma
e) Bayılma
Dokuların geriye dönülmez biçimde hasara uğramasıdır. Canlı ve sağlıklı
deriden kesin hatları ile ayrılan siyah bir bölge oluşur.
4. Paragrafta verilen tanım aşağıda verilen hangi hastalığın açıklamasını
oluşturur?
a) Siper ayağı
b) Soğuk ısırması
c) Hipotermi
d) Birinci derece donuk
e) Üçüncü derece donuk
5. Aşağıdakilerden hangisi hipotermide yapılması gereken ilk yardım
uygulamalardan biridir?
a) Kazazedeyi ani olarak ısıtmama
b) Masaj yapma veya ovma
c) Sigara‐alkol verme
d) Bandaj yapma
e) Cilde ilaç‐merhem sürme

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


Sıcak ve Soğuğa Maruz Kalmalarda ve Boğulmalarda İlk Yardım

6. Hipotermide vücut sıcaklığı kaç derecenin altına düşer?


a) 35 0C
b) 36 0C
c) 37 0C
d) 38 0C
e) 40 0C
7. Aşağıdakilerden hangisi donmada yapılması gereken ilk yardım
uygulamalarından biri değildir?
a) Kişi öncelikli olarak 20 derece civarında oda sıcaklığına alınmalı
b) Kişiye hava akımı sağlanmalı
c) Donmuş vücut kısmındaki elbiseler ve ayakkabı çıkarılmalı
d) Kuru ısıtılmış giysiler giydirilmeli ve kuru, sıcak battaniyelerle
örtülmeli
e) Donmuş organ, alev, ateşe tutulmamalı
I. Bayılma ve bilinç kaybı sonucu dilin geriye kaçması
II. Nefes borusuna sıvı dolması
III. Nefes borusuna yabancı cisim kaçması
IV. Asılma
8. Yukarıda verilen ifadelerden hangileri boğulma nedenlerindendir?
a) I ve II
b) I, II ve III
c) II ve IV
d) I , III ve IV
e) I, II, III ve IV
9. Yetişkinlerde solunum yolu tıkanıklıklarında sırta vurma tekniği ile ilgili
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a) Kişinin ağzında diş protezleri varsa çıkarılır.
b) Kişinin yan ve hafifçe arka tarafında durulur.
c) Kişi dik pozisyona getirilir.
d) Kişi nefes aldığında sırta vurma işlemi kesilir.
e) Kişinin iki kürek kemiği arasına beş defaya kadar kuvvetlice vurulur.
10. Bebeklerde hava yolunda tam tıkanmaya yol açan yabancı cismin
çıkarılmasında aşağıdakilerden hangisi yapılmamalıdır?
a) Bebek yüzüstü pozisyonda ön kol üzerine yatırılır.
b) Bebeğin başı bedeninden hafifçe aşağıda tutulur.
c) Bebeğin başı ve alt çenesi desteklenir.
d) Bebeğin yerleştirildiği kol bacağa yaslayarak desteklenir.
e) Bebeğin karnına üç kez vurulur.

Cevap Anahtarı
1.d, 2.e, 3.c, 4.e, 5.a, 6.a, 7.b, 8.e, 9.c, 10.e

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


Sıcak ve Soğuğa Maruz Kalmalarda ve Boğulmalarda İlk Yardım

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Atıcı, A., Hallıoğlu, O., Mert, E. (2011). Çocuklarda Temel ve İleri Yaşam Desteği
Uygulamaları, Adana: Nobel Kitabevi.
Dilek, O. N. (2003). İlk Yardım Ders Kitabı, 1. Baskı, Afyon: Afkon Kocatepe
Üniversitesi Yayını,
Fischer, S. (2008). İlk Yardım Kılavuzu, 1. Baskı, İstanbul: Mikado Yayımcılık.
Girişgin, S., Koçak, S., Gül, M., Cander, B. (2006). “Hipotermi ve lokal donmalar”.
Sted 2006: 15(3);45‐50
Karadakovan, A. (2010). Dermatoloji. Kardakovan, A., Eti Aslan, F. (Eds.). Dahili ve
Cerrahi Hastalıklarda Bakım. 1.Baskı, Adana: Nobel Kitapevi.
Sözen, C. (2012). İlk Yardım, 1. Baskı, Ankara: Nobel Kitabevi.
Şenol Çelik, S. (2010). Yanık, sıcak çarpması ve donma. Erdil, F., Bayraktar, N.,
Çelik, S.Ş. (Eds.). Temel İlk Yardım, 2. Baskı, Ankara: Efil Yayınevi.
TC Milli Eğitim Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Çevresel Aciller 1, 2012, Ankara.
16.06.2019 tarihinde
http://megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller_pdf/%C3%87evr
esel%20Aciller%201.pdf adresinden erişildi.
TC. Sağlık Bakanlığı Eğitimciler İçin Eğitim Rehberi, İlkyardım Modülleri, 2008.
16.06.2019 tarihinde http://www.ilkyardim.org.tr/dokumanlar/Saglik‐
Bakanligi‐Ilk‐Yardim2.pdf adresinden erişildi.
Thygerson A., Gulli B., Krohmer R. J. (2008). İlk Yardım. Karahasanoğlu Özkan Ç.
(Çeviren) 1. Baskı, İstanbul: Gelecek Atölyesi Yayımcılık Ltd.
Türk Kızılayı, İlk yardım, Bebekler İçin İlk Yardım, Solunum Yolu Tıkanıklıklarında İlk
Uçar, M. (2008). Hepimiz için A’dan Z’ye İlk Yardım, 3. Baskı, Ankara: Atlas Tic. ve
Ltd. Şti.
User N. Soğuğa Bağlı Acil Durumlar. Kekeç , Z. (Edt). Tüm Yönleri ile Acil Tıp Tanı
Tedavi ve Uygulama Kitabı. 3. Baskı, Ankara, Akademisyen Tıp Kitabevi.
Vano‐Galvan, S., Martorell, A. (2012). “Chilblains”. CMAJ, 184(1): 67.
yardım 2019. 16.06.2019 tarihinde http://www.ilkyardim.org.tr/bebekler‐icin‐ilk‐
yardim.html adresinden erişildi.
Yavuz, M. (2003). Sıcak ve soğuğa maruz kalma. Dramalı, A., Kaymakçı, Ş., Özbay,
T., Yavuz, M., Demir, F. (Eds.) Temel İlk Yardım Uygulamaları, 1. Baskı, İzmir:
Ege Üniversitesi Basımevi.
Yavuz, M. (2012). Sıcak ve soğuğa maruz kalma. Yavuz, M., Korkmaz, F.D.,
Özbayır,T. (Eds.). Temel İlk Yardım. 1. Baskı, İzmir: Meta Basım Matbaacılık.
Yüksel, S., Cücen, Z. (2011). İlk Yardım ve Temel Uygulamalar, 1. Baskı, Ankara;
Nobel Yayımcılık.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20


BİLİNÇ BOZUKLUKLARI VE
DİĞER ACİL DURUMLARDA
İLK YARDIM

• Bilinç Bozukluğu/Bilinç Kaybı


• Bilinç Bozukluğu Nedenleri
İLK YARDIM VE ACİL
İÇİNDEKİLER

• Bilinç Bozukluklarının
Sınıflandırılması SAĞLIK HİZMETLERİ
• Bayılma
• Koma Prof. Dr. Mehtap
• Havale
• Diğer Aciller TAN
• Diyabete Bağlı Acil Durumlar
• Göğüs Ağrısına Bağlı Aciller

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


HEDEFLER

• Bilinç bozukluğu ve diğer acil


durumları açıklayabilecek,
• Bilinç bozukluğu ve diğer acil
durumların nedenlerini
açıklayabilecek,
• Bilinç bozukluğu ve diğer acil
durumların belirti ve bulgularını
açıklayabilecek,
• Bilinç bozukluğu ve diğer acil ÜNİTE
durumlara yönelik ilk yardım
ilkelerini açıklayabileceksiniz.

12
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Bilinç Bozuklukları ve Diğer Acil Durumlarda İlk Yardım

• Bilinç Bozuklukları/Bilinç Kaybı


ve Diğer Acil Durumlarda İlk
Yardım

•Beyin, beyin sapı, kafa içi basıncı


artıran nedenler
Bilinç Bozukluğu •Kan akımı ve oksijenlenmeyi azaltan
Nedenleri metabolik nedenler
•Psikojenik nedenler

•Bayılma (Senkop)
Bilinç •Koma
Bozukluklarının •Havale
Sınıflandırılması

•Diyabete Bağlı Acil Durumlar


Diğer Aciller •Göğüs Ağrısına Bağlı Aciller

Diyabete Bağlı Acil •Hipoglisemi (Kan şekeri düşmesi)


Durumlar •Hiperglisemi (Kan şekeri yükselmesi)

Göğüs Ağrısına Bağlı •Angina pektoris (Kalp spazmı)


Aciller •Miyokart infarktüsü (Kalp krizi)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


Bilinç Bozuklukları ve Diğer Acil Durumlarda İlk Yardım

GİRİŞ
Bilinç; uyanık olma, çevresel ve kendi vücudundan kaynaklanan tüm
uyarıları algılayabilme, doğru değerlendirebilme ve bunlara uygun, yerinde tepki
oluşturmadır.

Bilinç düzeyi Bilinç, dış görünüş ve davranışların subjektif değerlendirmesine dayanır.


değişikliği; uzun Bilinç düzeyi değişikliği günler ya da haftalarca süren uzun süreli bir süreç
süreli birkaç saat ya olabileceği gibi birkaç saat ya da birkaç dakika gibi kısa sürede de gelişebilir.
da birkaç dakika gibi
Bilinç düzeyi, hasta veya yaralının hastalık veya travmadan ne kadar
kısa sürelerde
gelişebilir. etkilendiğini gösteren bulgulardan biridir. Bu nedenle ilk yardım yapan kişi, hasta
veya yaralının bilinç düzeyini değerlendirebilmeli ve bilinç bozukluklarında gerekli
ilk müdahaleyi yapabilmelidir.

BİLİNÇ BOZUKLUĞU/ BİLİNÇ KAYBI


Bilinç bozukluğu /bilinç kaybı beynin normal faaliyetlerindeki bir aksama
nedeni ile uyku hâlinden başlayarak, hiçbir uyarıya cevap vermeme hâline kadar
giden bilincin kısmen ya da tamamen kaybolması hâlidir.

Bilinç Bozukluğu Nedenleri


Bilinç düzeyi değişikliğine neden olan faktörler üç grupta incelenebilir.

Beyin, beyin sapı, kafa içi basıncı artıran nedenler


Beyin sapının üst bölümünde işlev bozukluğuna neden olan durumlar:

 Serabral hemorajiler
Bilinç bozukluğuna;
beyin tümörleri, ve  Serabral enfarktüsler
apseleri, serebral  Epidural hematomlar
hemorajiler, alkol,  Beyin tümörleri
ilaç vb.  Supdural hematomlar
zehirlenmeler ve
 Beyin apseleri
travma durumları
Retiküler aktivatör sistemi baskılayan durumlar:
neden olabilir.
 Serebellar abseler
 Enfarktüs
 Pons ya da serebellar abseler
 Tümörler
Örnek

•Bilinç bozukluğuna neden olan durumlar; sıvı‐elektrolit, asit baz


dengesizlikleri , beyin absesi, tümörler gibi durumlar neden
olduğu gibi tamamen psikolojik durumlarda örneğin histeri
nöbetleride neden olmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


Bilinç Bozuklukları ve Diğer Acil Durumlarda İlk Yardım

Kan akımı ve oksijenlenmeyi azaltan metabolik nedenler


 Nöron hastalıkları
 Karaciğer, akciğer, endokrin bezler, böbrek gibi organların hastalıkları
 Alkol, ilaç ve diğer nedenlerle ortaya çıkan zehirlenmeler
 Sıvı‐elektrolit, asit‐baz dengesizlikleri
 Travma ve nöbet sonrası durumlar
 Enfeksiyonlar
 Beslenme yetersizliği
 Hipoglisemi
 Anoksi ya da iskemi
 Isı düzenleme mekanizması bozuklukları
Psikojenik nedenler
 Histeri
 Katatoni

Bayılma belirti ve BİLİNÇ BOZUKLUKLARININ SINIFLANDIRILMASI


bulguları; baş
dönmesi, baygınlık, Bilinç bozuklukları genel olarak bayılma (senkop), koma ve havale şeklinde
yere düşme, sınıflandırılabilir.
bacaklarda uyuşma,
bilinçte bulanıklık, Bayılma (Senkop)
üşüme, terleme,
yüzde solgunluk, hızlı Beyne giden kan akışının azalması sonucu, kısa süreli, yüzeysel ve geçici
ve zayıf nabız. olarak bilincin kaybedilmesi durumudur.

Bayılmaya neden olabilen durumlar


 Korku, aşırı heyecan
 Açlık
 Uzun süre ayakta hareketsiz kalma
 Aşırı sıcak ortamlar
 Kan şekerinin düşmesi
 Yorgunluk, aniden ayağa kalkma
 Kapalı ortam, kirli hava
 Ağrı
Bayılmada ilk yardım
 Bazı enfeksiyon hastalıkları
öncelikle; bilinç
durumu, solunum Belirti ve bulgular
yolu açıklığı ve
 Baş dönmesi, baygınlık, yere düşme
dolaşım kontrol edilir,
ve uygun posizyon  Bacaklarda uyuşma
verilir (Şok,  Bilinçte bulanıklık
Koma).Tıbbi yardım  Üşüme, terleme
istenir.  Yüzde solgunluk
 Hızlı ve zayıf nabız

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


Bilinç Bozuklukları ve Diğer Acil Durumlarda İlk Yardım

Bayılmada ilk yardım


 Hasta ya da yaralı sesli veya omuzundan hafif sarsılarak verilen uyaran ile
bilinç yönünden kontrol edilmelidir.

Şekil 12.1. Şok Pozisyonu (T.C. Sağlık Bakanlığı, 2008)


 Solunum yolu açıklığı ve dolaşım kontrol edilmelidir.
 Duruma göre gerekiyorsa suni solunum ya da kalp masajı yapılmalıdır.
 Hasta ya da yaralı sırt üstü yatırılmalı ve ayakları 30 cm yukarı
kaldırılmalıdır. (Şok pozisyonu)
 Hasta ya da yaralının bilinci kapalı ise koma pozisyonu verilmelidir.
 Kusma varsa yan pozisyonda yatırılmalıdır.
 Sıkan giysileri gevşetilmelidir.
 Etraftaki meraklılar uzaklaştırılmalıdır.
 Olay yeri güvenliği sağlanmalıdır.
 Hastaya yiyecek içecek verilmemelidir.
 Bayılmanın nedeni araştırılmalıdır.
 Sağlık ekipleri gelene kadar hasta ya da yaralının her 2‐3 dk bir solunumu
kontrol edilmelidir.
 Kendine gelmeye başlayan hasta hemen ayağa kaldırılmamamalı ve
yürütülmemelidir.
 Tıbbi yardım 112 Acil Yardım Merkezi’nden istenmelidir.

Koma
Yutkunma ve öksürük gibi koruyucu reflekslerin ve dışarıdan gelen
uyaranlara karşı tepkinin azalması ya da yok olması ile ortaya çıkan uzun süreli tam
Komaya neden bilinç kaybıdır.
olabilen metabolik
Komaya neden olabilen durumlar
durumlar; diabet
(şeker hastalığı), Beyin ile ilgili durumlar;
karaciğer,
 Kafa travmaları
yetmezlikleri, üre
artması,  İnme
enfeksiyonlar,  Beyin tümörleri
epilepsi, havale.  Beyin zarının iltihaplanması
 Beyin kanamaları
Zehirlenmeler;

 Aşırı alkol, ilaç, uyuşturucu vb. kullanımı

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


Bilinç Bozuklukları ve Diğer Acil Durumlarda İlk Yardım

Metabolik sorunlar;

 Diyabet (şeker) hastalığı


 Karaciğer yetmezlikleri
 Üre artması
 Ağır enfeksiyonlar
 Nörolojik sorunlar
 Sara (epilepsi)
 Havale
Vücut sıcaklığının düşmesi ve genel vücut donması Aşırı oksijen eksikliği ya
da CO2 zehirlenmesi

Belirti ve bulgular
 Yutkunma, öksürük gibi tepkilerin kaybolması
 Sesli ve ağrılı uyarılara tepkisizlik
 Işığa karşı tepkisizlik
 İdrar ve gaita kaçırma
 Kusma
 Çok derin bilinç kaybı
Komada ilk yardım
Bilinç kaybı oluşan bireye, öncelikle bayılmaya yönelik ilk yardım uygulanır.
Bireyin bilinci kısa sürede normale dönmez ise, koma pozisyonu verilir ve tıbbi
yardım istenir.
Tıbbi yardım gelinceye kadar;
 3‐5 dakikada bir solunum ve nabız kontrol edilmelidir.
 Sıkan giysiler gevşetilmelidir.
Komada tıbbi  Ağız içinde yabancı cisim olup olmadığı kontrol edilmelidir.
yardım gelinceye
 Solunumu varsa ve herhangi bir yaralanması yoksa koma pozisyonu
kadar; 3‐5
dakikada bir verilmelidir.
solunum ve nabız Koma pozisyonu (yarı yüzükoyun‐yan pozisyon)
kontrol edilmelidir.
Ağız içinde  Bireyin döndürüleceği tarafa diz çökülür.
yabancı cisim olup  Bireyin karşı tarafta kalan kolu karşı omzunun üzerine konur.
olmadığına  Karşı taraftaki bacağı dik açı yapacak şekilde kıvrılır.
bakılmalıdır.  Bireyin ilk yardımcıya yakın kolu baş hizasında omuzdan yukarı uzatılır.
Solunumu varsa  Birey karşı taraf o m uz v e kalçasından tutularak bir ham lede çev rilir.
koma pozisyonu
 Üstteki bacak kalça ve dizden bükülerek öne doğru destek yapılır.
verilmelidir.
 Alttaki bacak hafif dizden bükülerek arkaya destek yapılır.
 Başı uzatılan kolun üzerine yan pozisyonda hafif öne eğik konur.
 Diğer el ile yüz ve çeneye destek yapılır.
 Tıbbi yardım gelinceye kadar bu pozisyonda tutulur.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


Bilinç Bozuklukları ve Diğer Acil Durumlarda İlk Yardım

Şekil 12. 2. Koma Pozisyonu (Acar Ve Ark 2013)

Havale
Havale, aniden anormal nöronal aktivasyaon sonucu başlayan şuur kaybı,
nefes alamama ve kasılma ile seyreden klinik tablodur. Tıp dilindeki adı
konvülsiyondur.

Havaleye neden olabilen durumlar


Havale Çeşitleri;  Kafa travmasına bağlı beyin yaralanmaları
ateşli havale ve sara  Beyin enfeksiyonları
krizidir.  Yüksek ateş
 Bazı hastalıklar (Üremi, hepatik koma, serabral anoksi)
Havale tipleri
 Ateşli havale
 Sara krizi (Epilepsi)
Ateşli havale
Ateşli hastalıklar sonucu vücut sıcaklığının 38°C'nin üstünde seyretmesi
durumunda oluşur. Genellikle 6 ay–6 yaş arasındaki çocuklarda rastlanır.

Belirti ve bulgular
 Vücut sıcaklığının artması
 Titreme
 Kaslarda kasılmalar
 Bilinç bulanıklığı
Ateşli havalede ilk yardım
 Solunum yolu açıklığı sağlanmalıdır.
 Öncelikle hasta oda sıcaklığında su ile ıslatılmış havlu ya da çarşafa
sarılarak ateş düşürülmeye çalışılmalıdır.
 Ateş bu yöntemle düşmüyorsa oda sıcaklığında bir küvete yatırılmalı ya da
duş aldırılmalıdır.
 Tıbbi yardım 112 Acil Yardım Merkezi’nden istenmelidir.
Sara krizi (Epilepsi)
Beyinde ani ve anormal elektrik deşarjına bağlı olarak duyu, hareket,
algılama, bilinç ya da davranış değişikliklerine neden olan kronik tekrarlayıcı
nöbetler epilepsi olarak tanımlanmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


Bilinç Bozuklukları ve Diğer Acil Durumlarda İlk Yardım

Sara krizi nedenleri


 Serebral
 Biyokimyasal
 Posttravmatik
 İdiyopatik
Serabral faktörler: Travma, enfeksiyon, beyin absesi, yüksek ateş,
Sara krizinde
belirtiler; normalde menenjit, subaraknoid kanama, vazospazm ve damar yapısı ile ilgili
olmayan koku, tat ve anomalilerin neden olduğu beyin dolaşım bozuklukları, serabral faktörlere bağlı
ses hissedilmesi,
sara krizine neden olan durumlardır.
kas
kasılmalarının Biyokimyasal faktörler: Alkol ve ilaç zehirlenmeleri, elektrolit
olmasıdır. dengesizlikleri, diabetes mellitus (şeker), karbondioksit ve kurşun zehirlenmeleri,
gebelik, menstürasyon, sara krizine neden olan biyokimyasal faktörleri oluşturur.
Posttravmatik faktörler: Kaza ve yaralanmalraın neden olduğu kafa
travmaları, doğum travmaları, sara krizine neden olan posttravmatik faktörlerdir.
İdiyopatik faktörler: Bu epilepsiler yeni doğan ve infantlarda konjenital
beyin defektleri, beyin yaralanmaları ya da hipoksi, hipoglisemi, hipokalsemiye
bağlı metabolik nedenler sara krizine neden olan idyopatik faktörlerdir.

Belirtileri ve bulgular
 Hastada ön haberci denilen normalde olmayan kokuların, tatların ve ses
lerin hissedilmesi, adale kasılmaları gibi ön belirtiler oluşur.
 Bazen hasta bağırır, şiddetli ve ani bir şekilde bilincini kaybederek yığılır.
 Yoğun ve genel adale kasılmaları görülebilir, 10–20 saniye kadar nefesi
kesilebilir.
 Dokularda ve yüzde morarma gözlenir.
 Kaslarda kısa ve genel kasılma, sesli nefes alma, aşırı tükürük
salgılanması(bazen ağızdan köpük gelmesi), idrar kaçırma görülebilir.
 Hasta dilini ısırabilir, başını yere çarpıp yaralayabilir, aşırı kontrolsüz
hareketler gözlenir.
 Son aşamada hasta uyanır, şaşkındır, nerede olduğundan habersiz, uykulu
hâli vardır.
 Hastanın başı ve kaslarında ağrı oluşur.
Sara krizinin (epilepsinin) hafif belirtileri
 Bir noktaya doğru dalgın bakış ve kişinin hayal alemine dalmış gibi
görünmesi
Örnek

•Sara krizi ;kaslarda kasılma, sesli nefes alma, aşırı tükürük


salgılanması(bazen ağızdan köpük gelmesi), idrar kaçırma
gibi çok ağır tablo olabileceği gibi sadece kısa dalmalar
şeklinde de görülebilir.

 İstemsiz mimik ve hareketler

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


Bilinç Bozuklukları ve Diğer Acil Durumlarda İlk Yardım

 Dudak ısırma gibi durumlar


 Anlamsız konuşma ve tekrarlayan davranışlar
 Dikkati dağıtacak derecede bellek kaybı
Sara krizinde (Epilepside) ilk yardım
 Bireyin nöbet geçireceği hissedildiği zaman ilk alınması gereken önlem
bireyin zarar görmesini engellemektir.
 Öncelikle, olayla ilgili güvenlik önlemleri alınmalıdır.
 Hasta güvenli bir yere yatırılmalıdır.
Sara krizinde,  Başın altına yumuşak malzeme konularak yaralanma önlenmeye
bireyin nöbet çalışılmalıdır.
geçireceği
 Bireyin boynunu sıkan giysiler gevşetilmelidir.
hissedildiği an ilk
alınması gereken  Nöbet başladıktan sonra çene kilitlenmiş ise açılmaya çalışılmamalıdır.
önlem, bireyin zarar  Bireyin nöbet geçireceği hissedilirse dişlerinin arasına rulo yapılmış bir
görmesini mendil, solunum yolunu tıkamayacak şekilde yerleştirilerek dil ve dişler
engellemektir. korunmaya çalışılmalıdır.
 Hasta bağlanmamalı, sıkıca tutulmamalı, kriz sürecinin tamamlanması
beklenmelidir.
 Soğuk su dökme, soğan, kolonya koklatma ya da tokat atma gibi
uyaranlardandan kaçınılmalıdır.
 Kasılmalar durduktan sonra, bireye koma pozisyonu verilmeli
rahatlatılarak bireyin uyuması sağlanmalıdır.
 Tıbbi yardım 112’den istenmelidir.

DİĞER ACİLLER
Diyabete Bağlı Acil Durumlar
Diyabet (şeker hastalığı), başta karbonhidratlar olmak üzere protein ve yağ
metabolizması bozuklukları ile karakterize bir grup metabolik hastalıktan
oluşmaktadır. Bu hastalık insülin salınımında, etkisinde veya her ikisinde
bozulmalar sonucunda gelişir. Yenilen besinlerin çoğu, glikoza (şekere)dönüşerek
kana geçer. Glikoz, vücutta kas ve diğer dokular için enerji kaynağı olarak kullanılır.
Diyabet hastalarındaki temel metabolik bozukluk, kan yoluyla taşınan glikozun
hücrelerin içine girememesidir. Normal koşullarda besinlerden elde edilen veya
karaciğerdeki depolardan kana salınan glikoz, pankreas tarafından salgılanan
insülin hormonunun yardımıyla hücre içine girer ve yakılarak enerjiye dönüşür.
İnsülin yetersizliğine bağlı olarak besinlerdeki şekerin enerjiye dönüşememesi ve
kanda yükselmesi sonucu diyabet oluşur. Diyabet hastaları, kandaki şeker
dengesini koruyabilmek için tükettikleri gıdanın kalorisini kontrollü bir şekilde
almaya çalışır ve ilaç kullanırlar. Ancak bazen alınan besinlerin kalorisinin fazla
olması, ilacın yetersiz alınması veya uzun süren açlık gibi durumlarda hiperglisemi
(kan şekeri yükselmesi) ya da hipoglisemi (kan şekeri düşmesi) görülebilir. Her iki
durumda da hastanın yaşamı tehlikeye girebilir ve ilk yardım gerekir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


Bilinç Bozuklukları ve Diğer Acil Durumlarda İlk Yardım

Hiperglisemi (Kan Şekeri Yükselmesi)


Kanda şeker (glikoz) düzeyinin normal sınırın üstüne çıkmasıdır. (Kan glikoz
değerleri >250‐800mg/dl ) Hiperglisemi insülin dozunun yanlış hesaplanması ya da
dozun atlanması gibi mutlak insülin eksikliğine ya da stresler, enfeksiyon,alkolizm,
gebelik, hipertroidi gibi bazı durumlarda insülin gereksiniminin artmasına bağlı
olarak ortaya çıkabilir.
Hiperglisemiye bağlı olarak böbrekler artan glikozu vücuttan uzaklaştırmak
için glikoz beraberinde su ve elektrolitleri (örneğin; sodyum ve potasyum) de idrar
ile atar. Ayrıca stres hormonları katabolizmayı artırır, karaciğerde keton sentezi ve
salınmasında artışa bağlı asidoz ile hacim azalmasına yol açar. İnsülin eksikliği,
insülin karşıtı hormonların artması ve dehidratasyon en önemli faktörlerdir. Kan
şekerinin uzun süre yüksek seyretmesi sonucu koma gelişebilir.

Hiperglisemi nedenleri
 İnsülinin kesilmesi veya yapılmaması
Hiperglisemi, kan
şeker düzeyinin  Fazla miktarda yeme
normal sınırın üstüne  Stresler
çıkmasıdır.  Enfeksiyon
 Alkolizm
 Gebelik
Belirtiler ve bulgular
 Hızlı ve derin solunum
 Hızlı ve zayıf nabız
 Kuru ve sıcak deri
 İçe çökmüş gözler
 Nefesinde çürük elma kokusu(aseton)
Hiperglisemi ilk yardım
 Bireyin solunum yollarının açıklığı, solunumu ve dolaşımı kontrol
edilmelidir.
 Solunumu varsa koma pozisyonu verilerek hemen 112’den tıbbi yardım
istenmelidir.

Hipoglisemi (Kan Şekeri Düşmesi)


Kanda şeker (glikoz) düzeyinin normal sınırın altına düşmesidir. Glikozun
plazmada 60 mg/dl, kapiller kan örneğinde 50 mg/dl altına düşmesidir. Yaşlılarda
100 mg/ dl’ den daha düşük kan şekeri durumunda hipoglisemi düşünülebilir.
insülinle tedavi edilen hastalar, iyi eğitim almamış, beslenme ve insülin
ayarlanmaları iyi yapılmamışsa hipoglisemiye girebilmektedirler.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


Bilinç Bozuklukları ve Diğer Acil Durumlarda İlk Yardım

Glikoz beyin için oksijen gibi sabit olarak gerekli olduğundan kan şekeri
düştüğünde ve uzun süreli olduğunda bilinç kaybı ve kalıcı beyin hasarı hızla gelişir.
Hafif hipoglisemide kan glikozunun düşmesi, beyin dokusu hücrelerinin
başlıca enerji kaynağı olan glikoz azaldığı için merkezî sinir sistemi fonksiyonlarında
bozulma belirtileri ortaya çıkabilir.
Ciddi hipoglisemide merkezi sinir sistemi belirtileri daha ciddidir, hastanın
başka birinin yardımına ihtiyacı vardır.

Hipoglisemi, kanda Hipoglisemi nedenleri


glikoz düzeyinin  İnsülin ya da antidiyabetik ilaçların fazla dozda alınması
normal sınırın  Uzun süren egzersiz sonrası
altına düşmesidir.
 Uzun süre aç kalma
 Öğün atlama ve alkol kullanma
 Mide, bağırsak ameliyatı geçirenlerde emilimin yetersiz olması nedeniyle
yemek sonrası
Belirti ve bulgular
 Baş ağrısı
 Halsizlik, aşırı yorgunluk hissi
 Terleme
 Sinirlilik
 Olağan dışı davranışlar
 Titreme, el ve ayaklarda uyuşma
 Yüzeysel solunum
 Hızlı nabız
 Reflekslerde azalma
 Konuşma güçlüğü
 Görme bozukluğu
 Bilinç kaybı
Hipoglisemide ilk yardım
 Bireyin solunum yollarının açıklığı, solunumu ve dolaşımı kontrol
edilmelidir.
Angina pektorisde  Hastanın bilinci yerinde ise 10 gr. ağızdan şeker, şekerli içecekler
ağrı kısa sürelidir, verilmelidir. Kan şekeri düşüklüğüne bağlı ise bu uygulamadan kısa sürede
yaklaşık 3‐5 dakika birey iyileşir.
sürer.  Belirtiler fazla şekerden meydana gelmişse bile fazladan şeker verilmesi,
hastanın düşük kan şekeri düzeyinde kalmasından daha az zararlı
olacaktır.
 Hastanın bilinci yerinde değilse ağızdan hiç bir şey verilmemeli, hasta
koma pozisyonda yatırılmalıdır.
 Tıbbi yardım 112’den istenmelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


Bilinç Bozuklukları ve Diğer Acil Durumlarda İlk Yardım

GÖĞÜS AĞRISINA BAĞLI ACİLLER


Göğüste hissedilen kuvvetli ağrının en sık görülen nedenleri arasında kalp
spazmı ve kalp krizidir. Kalbin normal çalışabilmesi için sürekli oksijene ihtiyacı
vardır.
Kalbi besleyen damarların herhangi bir nedenle tıkanması sonucu kalp kası
beslenemez ve kalbin normal çalışması bozulur. Göğüs bölgesinde kuvvetli ağrı
hissedilir.

Angina Pektoris (Kalp Spazmı)


Angina pektoris miyokardın oksijen gereksiniminin artması ve bu
gereksinimin karşılanamaması sonucu gelişen koroner arter hastalığıdır.

Nedenleri
En sık rastlanan nedeni aterosklerozdur. Ayrıca aort stenozu, hipertrofik
kardiyomiyopati ve koroner arterit nedenler arasındadır.
Egzersiz, yüksek emosyonel stres, çok sıcak ya da soğuk hava, fiziksel
hareket, fazla ve ağır yemek yeme ya da adrenerjik aktivite miyokardın oksijen
gereksinimini artırır ve ağrıyı başlatabilir. Miyokardın oksijen gereksinimi
karşılanamadığında angina gelişir.

Belirti ve bulgular
 Genellikle basınç, ağırlık ya da gastrointestinal rahatsızlık hissi gibi
tanımlanan ağrı
 Genellikle göğüs ortasında başlayan, sol kola ve omuza, boyuna, sırta ve
çeneye doğru yayılan ağrı
 Sıkıntı hissi, nefes darlığı
 Ağrı kısa sürelidir, yaklaşık 3‐5 dk. kadar sürer.
Miyokart
enfarktüsünde, ağrı  Ağrı istirahat ve nitrogliserin ile azalır.
dinlenme ile
Miyokart İnfarktüsü (Kalp Krizi)
geçmez.
Akut miyokart infarktüsü (ami), kalp kasının ciddi ve uzun süreli iskemisi
nedeniyle hücre hasarı ve nekrozu sonucu gelişen koroner arter hastalığıdır.

Nedenleri
AMİ’de koroner tıkanma nedenlerinin % 90’nı akut tromboz, % 5 spazm ve %
5’i geçici trombosit agregasyonu, aterom plağı içine kanama ve aterosklerotik
plağın büyümesidir.
Miyokart infarktüsü  Koroner spazm,
geçiren kişi yalnız  Koroner emboliler,
ise kuvvetli  Küçük koroner arter trombozisi,
öksürmesi önerilir.
 Polistemia vera, polistemi ile seyreden siyanotik kalp hastalıkları,
 Orak hücreli anemi, trombozitozis,
 Oksijen gereksiniminin artması,

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


Bilinç Bozuklukları ve Diğer Acil Durumlarda İlk Yardım

 Sepsis, kan kaybı,


 Koroner arteriovenöz fistüller,
 Koroner arterlerin anatomik değişiklikleri başlıca nedenleri arasında
sayılabilir.
Belirti ve bulgular
 Nabız; aritmi vardır,
 Kardiyak output ve sol ventrikül pompalama gücünün azalmasına bağlı
olarak düşer.
 Pulmoner ödem oluşuncaya kadar solunum normaldir. Pulmoner ödemle
birlikte hızlı ve yüzeyel solunum görülmeye başlar.
 Birey ölüm korkusu, yoğun sıkıntı ve nefes darlığı hisseder.
 Birey ağrıyı ezici, sıkıştırıcı, yanıcı, boğucu, batıcı, göğüste ağırlık hissi ya da
hazımsızlık duygusu şeklinde tanımlar.
 Ağrı, göğüs ya da mide boşluğunun herhangi bir yerinde, sıklıkla kravat
bölgesinde görülür, omuzlara, boyuna, çeneye ve sol kola yayılır.
 Ağrı, kalp spazmına benzemekle birlikte daha şiddetli ve uzun sürelidir.
 Ağrı, dinlenme ile geçmez.
 Terleme, mide bulantısı ve kusma görülebilir.
Göğüs ağrısında ilk yardım
 Bireyin solunum yolları açıklığı, solunum ve dolaşım kontrol edilmelidir.
 AMİ geçiren birey yalnız ise kuvvetle öksürmesi önerilir.
 Birey hemen dinlenmeye alınmalı ve sakinleştirilmelidir.
 Yarı oturur pozisyona getirilip rahat nefes alması sağlanmalıdır.
 Daha önce kullandığı ilaçları varsa almasına yardım edilmelidir.
 Tıbbi yardım 112 den istenmelidir.
 Yardım gelinceye kadar yaşam bulguları sık aralarla izlenmelidir.
Bireysel Etkinlik

• Sizce hasta için hipoglisemi koması mı (kan şekeri


düşüklüğü), hiperglisemi koması mı (kan şekeri yüksekliği)
daha tehlikelidir?

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


Bilinç Bozuklukları ve Diğer Acil Durumlarda İlk Yardım

•Bilinç bozukluğu /bilinç kaybı, beynin normal faaliyetlerindeki bir


aksama nedeni ile uyku hâlinden başlayarak, hiçbir uyarıya cevap
vermeme hâline kadar giden bilincin kısmen ya da tamamen
kaybolması hâlidir. Bilinç kaybı, çok sık karşılaşılan bir durumdur.
•Bilinç düzeyi değişikliğine neden olan faktörler üç grupta incelenebilir:
Beyin, beyin sapı, kafa içi basıncı artıran nedenler, kan akımı ve
Özet
oksijenlenmeyi azaltan metabolik nedenler ve psikojenik nedenler.
•Beyin, beyin sapı, kafa içi basıncı artıran nedenler: Serabral
hemorajiler ,serabral enfarktüsler, epidural hematomlar, beyin
tümörleri, supdural hematomlar, beyin apsesi .
•Kan akımı ve oksijenlenmeyi azaltan metabolik nedenler: Nöron
hastalıkları, karaciğer, akciğer, endokrin bezler, böbrek gibi organların
hastalıkları, alkol, ilaç ve diğer nedenlerle ortaya çıkan zehirlenmeler,
sıvı‐elektrolit, asit‐baz dengesizlikleri, travma ve nöbet sonrası
durumları sayabiliriz.
•Histeri ve katatoni gibi psikolojik nedenleri sayabiliriz.
•Bilinç bozuklukları genel olarak bayılma (senkop), koma ve havale
şeklinde sınıflandırılabilir.
•Bayılma (Senkop): Beyne giden kan akışının azalması sonucu, kısa
süreli, yüzeysel ve geçici olarak bilincin kaybedilmesi durumudur.
•Korku, aşırı heyecan, açlık, uzun süre ayakta hareketsiz kalma, aşırı
sıcak ortamlar, kan şekerinin düşmesi, yorgunluk, aniden ayağa
kalkma, kapalı ortam, kirli havayı bayılmaya neden olabilen durumlar
arasında sayabiliriz.
•Koma: Yutkunma ve öksürük gibi koruyucu reflekslerin ve dışarıdan
gelen uyaranlara karşı tepkinin azalması ya da yok olması ile ortaya
çıkan uzun süreli tam bilinç kaybıdır.
•Komaya neden olabilen durumlar: Beyin ile ilgili durumlar;
Zehirlenmeler; metabolik sorunlar; Vücut sıcaklığının düşmesi ve genel
vücut donması, aşırı oksijen eksikliği ya da CO2 zehirlenmesi.
•Kafa travmaları, inme, beyin tümörleri, beyin zarının iltihaplanması,
beyin kanamaları, beyin ile ilgili komaya neden olan durumlar
arasında sayabiliriz.
•Diyabet (şeker) hastalığı, karaciğer yetmezlikleri, üre artması, ağır
enfeksiyonlar, nörolojik sorunlar, sara (epilepsi), havale, komaya
neden olan metabolik sorunları oluşturmaktadır.Havale, aniden
anormal nöronal aktivasyaon sonucu başlayan şuur kaybı, nefes
alamama ve kasılma ile seyreden klinik tablodur.
•Kafa travmasına bağlı beyin yaralanmaları, Beyin enfeksiyonları,
Yüksek ateş, Bazı hastalıklar (Üremi, hepatik koma, serabral anoksi)
durumlar havaleye neden olmaktadır.
•Havale tipleri: Ateşli havale, sara krizi (epilepsi) olarak
sınıflandırabiliriz. Ateşli hastalıklar sonucu vücut sıcaklığının 38°C'nin
üstünde seyretmesi durumunda oluşan durum ateşli havaledir.
Genellikle 6 ay–6 yaş arasındaki çocuklarda rastlanır.
•Beyinde ani ve anormal elektrik deşarjına bağlı olarak duyu, hareket,
algılama, bilinç ya davranış değişikliklerine neden olan kronik
tekrarlayıcı nöbetler, sara krizidir (epilepsi).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


Bilinç Bozuklukları ve Diğer Acil Durumlarda İlk Yardım

•Diyabete Bağlı Acil Durumlar: Hiperglisemi (Kan şekeri yükselmesi) ve

Özet (devamı)
hipoglisemidir.
•Hiperglisemi (Kan şekeri yükselmesi): Kanda şeker (glikoz) düzeyinin
normal sınırın üstüne çıkmasıdır. (Kan glikoz değerleri >250‐800mg/dl
•Hipoglisemi (Kan şekeri düşmesi): Kanda şeker (glikoz) düzeyinin
normal sınırın altına düşmesidir. Glikozun plazmada 60 mg/dl, kapiller
kan örneğinde 50 mg/dl altına düşmesidir.
•Göğüs ağrısına bağlı aciller: Angina pektoris (Kalp spazmı) ve miyokart
infarktüsüdür(Kalp krizi).
•Angina pektoris miyokardın oksijen gereksiniminin artması ve bu
gereksinimin karşılanamaması sonucu gelişen koroner arter hastalığıdır.
•Akut miyokart infarktüsü (AMİ), kalp kasının ciddi ve uzun süreli iskemisi
nedeniyle hücre hasarı ve nekrozu sonucu gelişen koroner arter
hastalığıdır.
•Bilinç kaybı olanlar ile solunum, dolaşım, kanama vb. problemi olan
bireyler belirlenerek, öncelikle müdahale edilmelidir. Bilinç kaybı olan bir
kişiye önce "Nasılsın?" vb. sorularla sözel ve omuzlarından nazikçe
sarsarak fiziksel olarak bilinç kontrolü yapılır. Bireyin solunum yolları
açıklığı, solunum ve dolaşım kontrol edilmelidir. Olay yeri güvenliği
sağlanmalıdır. Olay yeri güvenliği sağlanabiliniyor ise birey hareket
ettirilmemelidir. Kişinin solunum ve dolaşımı yerinde fakat bilinci
kapalıysa solunum ve dolaşımın rahat sürdürülebileceği yan yatırma
pozisyonuna alınır, profesyonel ekiplerin gelmesi beklenir.
•Birey kendine gelene kadar veya 112 Acil servis ekipleri gelene kadar
yalnız bırakılmamalıdır. Kişiyle konuşurken ulaşılabilecek bir yakınının ev
ya da cep telefonunun numarası alınmaya çalışılır.
•Bilinç kaybı geçiren kişiye bilinci tamamen yerine gelinceye kadar
herhangi bir sıvı ya da katı gıda ağız yoluyla verilmez.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


Bilinç Bozuklukları ve Diğer Acil Durumlarda İlk Yardım

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi kan akımı ve oksijenlenmeyi azaltarak beyin ve
beyin işlevlerini bozan metabolik nedenlerden biri değildir?
a) Metabolik ansefalopatiler
b) Alkol, ilaç zehirlenmeleri
c) Enfeksiyonlar
d) Histeri
e) Nöron hastalıkları

2. Aşağıdakilerden hangisinde, bayılma için verilen ifade doğrudur?


a) Kısa süreli, yüzeysel ve geçici bilinç kaybıdır.
b) Bilincin tamamen kaybıdır.
c) Bilincin uzun süreli kaybıdır.
d) Beynin faaliyetlerindeki aksama sonucu uyuklamadır.
e) Beynin faaliyetlerindeki aksama sonucu çok derin bilinç kaybıdır.

3. Aşağıdakilerden hangisi, koma nedenlerinden biri değildir?


a) Kafa travmaları
b) Zehirlenmeler
c) Şeker hastalığı
d) Aşırı alkol
e) Sıcak ve yorgunluk

4. Aşağıdakilerden hangisi komanın en önemli belirtilerindendir?


a) Üşüme, soğuk terleme
b) Sesli ve ağrılı uyarılara tepki olmaması
c) Yüzde solgunluk
d) Bilinçte bulanıklık
e) Baş dönmesi, göz kararması

5. Hastanın bilinci kapalı ve solunumu varsa aşağıdakilerden hangisi yapılır?


a) Sırtüstü yatırılarak ayakları 30 cm kaldırılır
b) Yan yatış pozisyonda tutulur
c) Solunum yolu açıklığı kontrol edilir
d) Koma pozisyonu verilir
e) Sıkan giysiler gevşetilir

6. Aşağıdakilerden hangisi epilepsi nöbetinin bulgularından biri değildir?


a) Normalde olmayan kokuları alma
b) Yüz ve gözde istem dışı hareketler
c) Kulak çınlaması
d) Ses çıkarma
e) Ağzından köpüklü salya gelir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


Bilinç Bozuklukları ve Diğer Acil Durumlarda İlk Yardım

7. Aşağıdakilerden hangisi kalp krizinde görülen belirtilerden biri değildir?


a) Birey ölüm korkusu, yoğun sıkıntı ve nefes darlığı hisseder.
b) Ağrı; göğüs ya da mide boşluğunun herhangi bir yerinde olur.
c) Terleme, mide bulantısı ve kusma görülebilir.
d) Birey ağrıyı ezici, sıkıştırıcı, yanıcı, boğucu, batıcı olarak hisseder.
e) Ağrı, dinlenmekle geçer.

8. Aşağıdakilerden hangisi kan şekeri düşmesindeki ilk yardım uygulaması


için yanlıştır?
a) Hastanın solunum yollarının açıklığı kontrol edilmelidir.
b) Hastanın bilinci yerinde ve kusmuyorsa ağızdan şekerli içecekler
verilir.
c) Hasta kusuyorsa ağızdan sıvı verilir.
d) Bilinci yerinde değilse koma pozisyonu verilir.
e) Hasta dinlendirilir.

9. Aşağıdakilerde hangisi bayılmada yapılan ilk yardım uygulamalarından biri


değildir?
a) Solunum yolu açıklığı ve dolaşım kontrol edilir.
b) Hasta ya da yaralı sırt üstü yatırılır ve ayakları 30 cm yukarı kaldırılır.
c) Olay yeri güvenliği sağlanır.
d) Hastaya bol miktarda ağızdan sıvı verilir.
e) Uyarı verilerek bilinç yönünden kontrol edilir.

10. Aşağıdakilerden hangisi göğüs ağrısındaki ilk yardım uygulaması için


doğrudur?
a) Birey hemen yatar pozisyona alınarak dinlenmesi sağlanır.
b) Bireye hemen kalp masajı ve suni solunum yapılır.
c) Bireye koma pozisyonu verilerek dinlenmesi sağlanır.
d) Yarı oturur pozisyona getirilip rahat nefes alması sağlanır.
e) Bireye hafif egzersiz yaptırılır.

Cevap Anahtarı
1.d, 2.a, 3.e, 4.b, 5.d, 6.c, 7.e, 8.c, 9.d, 10.d

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


Bilinç Bozuklukları ve Diğer Acil Durumlarda İlk Yardım

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Acar, N., Özkan, E., Kaplan, D., Yıldız, G., Özçelik, H., Gülşin, M., Çetinkaya, O.,
Sevancan, A. (2013). Ev kazaları ve İlk yardım. A.Turgut ve A. Sevancan (Ed.),
Temel Yaşam Desteği içinde, Anadolu Üniversitesi Web‐Ofset.
Badır, A., Demir, F. (2010). Koroner Arter Hastalıkları. A. Karadakovan ve F. Eti
Aslan (Ed.), Dahili ve Cerrahi Hastalıklarda Bakım içinde. Adana: Nobel
Kitabevi.
Bilir, N., Özvarış, Ş.B., Yıldız, A.N. (2004). Eğitici ve Katılımcılar için Temel İlk Yardım
Bilgileri ve İlk Yardım Eğitimi Becerileri Rehberi. Ankara: Hacettepe Halk
Sağlığı Vakfı Yayını.
Demir, G., Bingöl, N., Karagöz, S. (2007). İlk yardım Kaynak Kitabı. Ankara: Türk
Hava Kurumu Matbaası.
Demirkıran, M.K. (2003). İlk Yardım Ders Kitabı. O.N. Dilek (Ed.), Şok: Nörolojik
Aciller, Afyon: Afyon Kocatepe Üniv.
Erdil, F., Bayraktar, N., Çelik, S. (2009). Temel İlk Yardım. N. Bayraktar (Ed.), Diğer
Acil Durumlar içinde. Ankara: Eflatun Yayınevi.
http://www.epinet.org.au/SeizureFirst/Hastanın epilepsi nöbetinde ilk yardım
adresinden erişildi.
http://www.ilkyardım.org.tr/dokumanlar/SağlıkBakanlığı‐İlkYardım
adresinden erişildi.
http://www.megep.meb.gov.tr/mte.pdf/diğeracildurumlardailkyardım
adresinden erişildi.
http://www.saglikbilgisi.com/ Türkçe Sağlık Siteleri. Acil Yardım Bilinç Kaybı
Olan Hastaya Yaklaşım adresinden erişildi.
İlkyardım, (2013). 15 Temmuz 2013 tarihinde
İnan, F., Kurt, Z., Kubilay, İ. (2011). Temel İlkyardım Uygulamaları Eğitim Kitabı.
Ankara: T.C. Sağlık Bakanlığı, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü,
İlkyardım Ve Acil Sağlık Hizmetleri Daire Başkanlığı.
Kaptan, G., Dedeli, Ö. (2012). Temel İç Hastalıkları Hemşireliği. (1.baskı). İstanbul:
İstanbul Tıp Kitabevi.
Karadakovan, A. (2010). Bilinç Düzeyi Değişiklikleri. A. Karadakovan ve F. Eti Aslan
(Ed.), Dahili ve Cerrahi Hastalıklarda Bakım içinde, Adana: Nobel Kitabevi.
Milli Eğitim Bakanlığı (2011) Diğer Acil Durumlarda İlk Yardım, Acil Bakım
Gerektiren Hastalıklarda İlk Yardım. 20 Şubat 2018 tarihinde
Nolan, J., Baskett, P. (2005) T.C. Sağlık Bakanlığı, Avrupa Resüsitasyon Konseyi
2005 Resüsitasyon Kılavuzu. A. Çertuğ (Ed.), Avrupa Resüsitasyon Konseyi
2005 Resüsitasyon Kılavuzu içinde. Ankara: Logos Yayıncılık Tic.
Sağlık bilgisi, (2013). 15 Temmuz 2013 tarihinde

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


Bilinç Bozuklukları ve Diğer Acil Durumlarda İlk Yardım

T.C. Sağlık Bakanlığı, Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğü (2008). Eğitimciler için eğitim
Rehberi. İlk Yardım Modülleri. 02 Haziran 2019 tarihinde
Tabak, R.S., Somyürek, H.İ. (2008). Hemşireler için temel ilk yardım ve acil bakım.
Ankara: Palme Yayıncılık.
Türkeş, C., Özcan, Ü. (2005). İlk Yardım Eğitimi El Kitabı. İstanbul: Alfa akademi
Ltd.Şti. Aktüel Yayınları.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


ZEHİRLENMELERDE
İLK YARDIM

• Zehirlenmeler İLK YARDIM VE ACİL


İÇİNDEKİLER

• En Sık Görülen Zehirlenmeler


• Karbonmonoksit SAĞLIK HİZMETLERİ
Zehirlenmesi
• Asit ve Alkalen
Prof. Dr. Elanur
Zehirlenmesi YILMAZ
• İnsektisitlerle Zehirlenme
• Alkol Zehirlenmesi
KARABULUTLU
• Gıda Zehirlenmesi
• Ağır Metallerle Zehirlenme
• Hayvan Isırması ve Sokması
ile Zehirlenme

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Zehirlerlenmelerin nedenlerini,
HEDEFLER

genel belirtilerini ve genel ilk


yardım uygulamalarını
öğrenebilecek,
• En sık görülen zehirlenmeler, bu
zehirlenmelerin belirtilerini ve
gereken ilk yardım uygulamalarını
öğrenebileceksiniz. ÜNİTE

13
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Zehirlenmelerde İlk yardım

ZEHİRLENMELERDE İLK YARDIM

Zehirlenmeler

Zehirlenmelerde Genel Belirtiler

Zehirlenmelerde Genel İlk Yardım Uygulamaları

En Sık Görülen Zehirlenmeler

Karbonmonoksit Zehirlenmesi

Asit ve Alkalen Zehirlenmesi

İnsektisitlerle Zehirlenmeler

Alkol Zehirlenmesi

Gıda Zehirlenmesi

Ağır Metallerle Zehirlenme

Hayvan Isırması ve Sokması ile Zehirlenme

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


Zehirlenmelerde İlk yardım

GİRİŞ
Zehirlenmeler vücuda toksik bir maddenin girmesi ya da toksik olmayan bir
maddenin aşırı dozda alınması sonucunda ortaya çıkan istenmeyen etkilerdir.
Zehirleyici madde vücuda alındıktan sonra vücutta zararlı fizyolojik ve psikolojik
etkiler oluşturur.
Sık karşılaşılan ve önemli bir halk sağlığı problemi olan zehirlenmeler kazara
ya da bilinçli olarak (öz kıyım) meydana gelmektedir. Zehirlenme ani ve çok kısa
sürede ortaya çıkmışsa akut, uzun süreli alım veya temas sonrasında ortaya
çıkmışsa kronik zehirlenmeden bahsedilmektedir. Zehir vücuda sindirim, solunum
ve deri yoluyla vücuda girmektedir. En tehlikeli zehirlenme şekli solunum yoluyla
meydana gelen zehirlenmelerdir.
Türkiye’de en sık görülen akut zehirlenme etkenleri sırasıyla, ilaçlar, tarım
ilaçları ve böcek öldürücüler, ev içi kimyasallar, zehirli gazlar, diğer kimyasallar,
bitki ve besinler ve zehirli hayvan ısırma ve sokmalarıdır.
Zehirler vücuda girdikten sonra kan akımı yoluyla hızla tüm vücuda yayılır.
Zehirlenme olgularında en dikkati çeken temel belirtiler; bulantı, kusma, karın
ağrısı, ishal, göz bebeklerinde küçülme veya büyüme, çarpıntı, tansiyon düşüklüğü,
tükürük salgısında artma ve terlemedir. Solunum zorluğu, kasılmalar veya cilt
Zehirli maddeler değişiklikleri ortaya çıkabilmektedir. Kişide birdenbire gelişen ve hiçbir hastalığa
vücuda sindirim, uymayan ya da aynı anda birçok kişide görülen benzer belirti ve bulgular, öyküde
solunum ve deri yoluyla zehire maruziyet, psikolojik bozukluk ya da intihar girişimi varsa zehirlenmeden
olmak üzere üç yolla kuşkulanılmalıdır. Vakit kaybetmeden ilk yardım uygulamalarına başlanmalıdır.
alınabilmektedir.
Zamanında ve doğru uygulanan ilk yardımın birçok kişinin yaşamını kurtardığı
unutulmamalıdır. Zehirlenmelerin önemli bir bölümü yalnızca destek tedaviye
ihtiyaç duyar. İlk yardım ve acil bakımın temel hedefi yaşam bulgularını stabil hâle
getirmek ve sıkıntılı semptomları rahatlatmak olmalıdır.

ZEHİRLENMELER
Küçük miktarda vücuda alınıp ağız, solunum ve deri yoluyla emildiğinde veya
enjekte edildiğinde organizmada bozukluklara neden olan maddelere zehir denir.
Zehirli maddenin organizmada yapmış olduğu etkiler sonucu ortaya çıkan duruma
da zehirlenme adı verilir. Zehirleyici madde vücuda alındıktan sonra vücutta zararlı
fizyolojik ve psikolojik etkiler oluşturur.
Zehirli madde katı, sıvı ve gaz hâlinde bulunur. Değişik yapıda olan zehirler;
kimyasal maddeler, bakteri toksinleri, hayvan, bitki ve böcek zehirleri olmak üzere
beş ana grupta incelenir.
Zehirlenmeler toksik maddenin kaza veya intihar amacıyla alınmasına,
sanayide çalışanların zehirli maddeye maruz kalmasına ve tedavi amacıyla
kullanılan bazı ilaçların sürekli alınmasına bağlı olarak meydana gelir.
Zehirlenme ani ve çok kısa sürede ortaya çıkmışsa akut, uzun süreli alım veya
temas sonrasında ortaya çıkmışsa kronik zehirlenmeden bahsedilmektedir. Kaza ile
zehirlenmeler daha çok evde ve çocuklarda görülür ve akut bir tablo ile kendini

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


Zehirlenmelerde İlk yardım

gösterir. Sanayi zehirlenmeleri ve devamlı ilaç kullanılmasına bağlı zehirlenmeler


daha çok kronik seyirlidir. Zehirlenmelerin %99’ u akut olarak oluşmaktadır.
Zehirlenme vakalarının %88’ inin kaza sonucu olduğu saptanmıştır.

Zehrin Vücuda Giriş Yolları


Sindirim yolu
Günlük yaşamda çok sık karşılaşılan zehirlenme şeklidir. Zehirlenmelerin %
80’ i sindirim yoluyla alınan toksik maddelere bağlıdır. Genellikle zehirli mantar ve
bozulmuş gıdaların yenilmesi ve ilaçların intihar amacıyla alınması ile meydana
gelir.
Zehirlenmelerde
yapılması gereken ilk Solunum yolu
müdahaleler hava yolu En tehlikeli zehirlenme şeklidir. Solunum yoluyla zehirlenmelere yol açan
açıklığının, solunum ve etmenler; zehirli gazlar, amonyak, klor, püskürtme deterjan ve böcek öldürücü
dolaşımın
spreylerdir. Genellikle karbonmonoksit (CO) gazı etkendir.
devamlılığının
sağlanmasıdır. Deri yolu
Toksik maddelerin deriye dökülmesi, yılan, akrep ve böcek sokmaları, kas içi
ve damar içi ilaç uygulamaları veya aşı‐serum enjeksiyonlarıyla meydana
gelmektedir. Tarım ilaçları veya çeşitli boyaların zehirlerinin deriden emilmesi ile
olabileceği gibi doğada bulunan bazı bitkilerde reaksiyona neden olmaktadır.
Örneğin halk arasında güzel avrat otu olarak bilinen bitki yüksek alkaloid içermekte
ve hem çocuklarda hem de erişkinlerde zehirlemelere neden olmaktadır. Deri
yoluyla emilen zehirler doğrudan ve kısa sürede kana geçtikleri için tehlikelidir.

Zehirlenmelerde Genel Belirtiler


Zehirler vücuda girdikten sonra kan akımı yoluyla hızla tüm vücuda yayılır.
Zehirlenme belirti ve bulguları, zehrin tipine, miktarına, vücuda giriş yoluna ve
kişisel duyarlıklara bağlı olarak çok çeşitli şekillerde ortaya çıkar.
Zehirlenen kişi ve zehirli
madde telefonun Zehirlenme olgularında en dikkati çeken temel belirtiler; bulantı, kusma,
yanına getirilip 114 karın ağrısı, ishal, göz bebeklerinde küçülme veya büyüme, çarpıntı, tansiyon
nolu zehir danışma düşüklüğü, tükürük salgısında artma ve terlemedir. Solunum zorluğu veya
merkezi aranmalıdır. kasılmalar ortaya çıkabilmektedir. Bazı kimyasal bileşikler cilt ve mukozaların
enflamasyon ve yanıklarına neden olmaktadır. Kızarma, su toplaması ve şiddetli
yanıklar ortaya çıkabilmektedir.

Zehirlenmelerde Genel İlk Yardım Uygulamaları


 Müdahale eden kişinin kendisi ve hasta/yaralı için riskli bir ortam varsa
hemen güvenli ortam sağlanmalıdır.
 Zehirlenmelerin genel belirtileri olan bulantı, kusma, ishal ve bitkinlik
durumu araştırılmalı ve hemen bir hastaneye ulaştırılmalıdır.
 Zehirlenmeye neden olan madde zehirlenen kişi ve yakınlarından ayrıntılı
bir sorgulamayla tespit edilmeli, zehirli maddenin ne zaman, ne kadar
miktarda ve hangi yolla alındığı belirlenmelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


Zehirlenmelerde İlk yardım

 Kişinin yedikleri ve içtikleri dikkatle sorgulanmalı ve not edilmelidir.


 Zehir danışma merkezinden yönlendirici bilgi alınabilir.
 Zehir danışma hattı; 114,0800 314 79 00’dır. Bu telefona yapılacak olan
danışmalar sonucunda özellikle hastaneye ulaşmada sıkıntı varsa
zehirlenen kişinin durumunun ağırlaşması, bazen de gereksiz paniklerin ve
işlemlerin yapılması önlenebilir.
Asit ve alkalen dışındaki  Zehrin varsa ambalajı, şişesi veya kutusu zehirlenen kişi ile hastaneye
maddelerle götürülmelidir.
zehirlenmelerde  Zehirlenen kişinin bilinci açıksa, ağız yoluyla alınan zehrin yoğunluğunu
zehirlenen kişi azaltmak için su ve süt gibi sıvı içecekler verilir.
kusturulmalıdır.
 Asit ve alkalen dışındaki maddelerle zehirlenmelerde zehirlenen kişi
kusturulmalıdır.
 Kusturma için sıklıkla ipeka şurubu, daha az olarak da apomorfin en çok
önerilen maddelerdir. Yoksa mekanik olarak farinksin parmakla uyarılması
veya tuzlu ılık su içirilmesi ile kişilerin kusmaları sağlanmalıdır.
 Zehirlenen kişi kusarsa kusmuğu bir poşete konarak nedenin bilinmediği
durumlarda analiz için saklanmalıdır.
 Zehirlenen kişinin bilinci kapalı ise koma ya da yan yatış pozisyonu
verilmelidir. Baş‐çene manevrası yapılarak, dil kontrol edilerek soluk yolu
açılmalı ve solunumu sağlanmalıdır.
 Zehirlenen kişinin solunum ve nabzı kontrol edilmeli, eğer yoksa suni
solunum ve kalp masajı uygulanmalıdır.
 Zehirlenen kişinin bilinç düzeyi değerlendirilmelidir. Bilinci açık değilse ya
da bulanık ise sıvı içecekler verilmemelidir.
 Zehirlenen kişi yalnız bırakılmamalıdır.
 Zehirli gazların solunmasına bağlı ortaya çıkan zehirlenmelerde kişiyi
CO havadan ağır bir gaz bulunduğu kapalı ortamdan uzaklaştırıp açık havaya çıkarmak ve varsa
olup, iyi havalandırılan oksijen vermek gerekir. Bu yapılamıyorsa camlar açılarak içeriye temiz
kapalı ortamlarda bile hava girmesi sağlanmalıdır.
hızlı bir şekilde  Zehirlenen kişinin toplanan bilgi ve örneklerle birlikte ambulansla
birikebilir. hastaneye sevki sağlanmalıdır.

EN SIK GÖRÜLEN ZEHİRLENMELER


Karbonmonoksit Zehirlenmesi
Karbon monoksit (CO) kokusuz, renksiz, tatsız, rahatsız edici olmayan
dolayısıyla bulunduğu ortamda beş duyu ile fark edilmesi olanaksız bir gazdır.
İnsanlarda CO zehirlenmelerinin en sık oluş nedeni fabrika gazları, egzoz gazları,
odun, kömür, gaz gibi yapısında karbon taşıyan bileşiklerin tam yanmaması sonucu
açığa çıkan karbonmonoksittir. CO genellikle solunum yoluyla alınır ve kanda
hemoglobin ile birleşerek karboksihemoglobin meydana getirir. CO hemoglobine
oksijenden 200 kez daha fazla bağlanma gücüne sahiptir ve hemoglobinin oksijen
taşımasını engeller. CO kanın dokulara oksijen taşıma kapasitesini düşürerek
solunum yetersizliğine neden olur. Kanda meydana gelen karboksihemoglobin
konsantrasyonuna göre akut veya kronik zehirlenme belirtileri de değişir. Kanda

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


Zehirlenmelerde İlk yardım

%20 oranında karboksihemoglobin, zehirlenmenin bulgularını başlatır; % 60


oranında ise ölüm oluşturur.

Belirtiler
Beyin ve kalp gibi yüksek oksijene gereksinim duyan organlar, CO
zehirlenmesi nedeniyle kolayca etkilenir ve bozulur.
Kanda %20 oranında karboksihemoglobin bileşiği olduğu zaman baş ağrısı,
baş dönmesi, kulak çınlaması, bulantı, kusma, siyanoz, bayılma hissi, tansiyon
düşüklüğü, kaslarda aşırı gevşeme ve hareket edememe, bilinç kaybı ve koma
Yüksek oksijene görülmeye başlar. Kanda %40 oranında karboksihemoglobin belirgin şekilde
gereksinim duyan kalp
merkezî sinir sistemini etkiler. %60 karboksihemoglobin taşıyan bir dolaşım sistemi
ve beyin CO
zehirlenmelerinde iflas eder.
kolayca etkilenir.
İlk yardım
 Maruz kalan kişi hızlı bir şekilde ortam güvenliği sağlanıp alandan kısa
sürede uzaklaştırılmalıdır.
 Uzaklaştırma işlemi sağlanıncaya kadar CO oksijenden hafif olduğu için
etkilenen kişi maruziyet alanında yere yatırılmalıdır.
 Hemen suni solunum uygulanmalıdır.
 Ortamda zararlı dumanın inhalasyonu kolay olduğundan kurtarıcılarında
kendilerini korumaları önemlidir.
 Kişi en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna ulaştırılmalı ve oksijen tedavisine
başlanmalıdır.
Asit ve alkalen  CO’ ya maruz kalan kişi sıcak ve sakin tutulmalıdır.
maddeler ile  Kişinin fiziksel egzersizi, oksijen gereksinimini azaltmak için en az düzeyde
zehirlenmelerde tutulmalıdır.
kusturma ve mide
yıkama işlemi Asit ve Alkalen Zehirlenmesi
yapılmamalıdır.
Bu maddeler doğrudan kimyasal reaksiyonla dokuları tahrip eder. Sülfürik
asit, nitrik asit, hipoklorik asit gibi mineral asitler ve soda, potasyum bileşikleri,
amonyak ve hipoklorid (çamaşır suyu) gibi kostik alkaliler zehirlenmelere neden
olur. Ağız yoluyla alınması durumunda ağız ve yutakta yanıklar oluştururlar.

Belirtiler
Ağız, farenks ve karında şiddetli yanma oluştururlar. Temas eden bölgedeki
ağrının şiddeti kusma ile birlikte artar. Kanlı kusmalar sıktır. İshal, tansiyonda
düşme, ağızda kahverengi, gri‐yeşil lekeler ve yaygın ağrı oluşur. Daha sonra
karaciğer ve böbrek bozuklukları ile zehirlenmenin belirtileri görülür. Akut dönem
atlatıldıktan sonra midede delinme ya da yemek borusunda darlıklar gelişebilir.
Asit buharları veya irritan gazların solunması hâlinde öksürme, aksırma, baş
ağrısı, baş dönmesi ve halsizlik olur. Gözle teması durumunda gözde şişme ve
korneada tahribat olur. Ağrı, gözyaşı ve ışığa hassasiyet görülür.

İlk yardım
Asit ile zehirlenme;

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


Zehirlenmelerde İlk yardım

 Kusturma ve mide yıkama korozif (aşındırıcı) madde geri çıkarken tekrar


hasar oluşturacağı için yapılmamalıdır.
 Vakit kaybedilmeden bireye bol süt içirilir.
 Alkali sıvılarla nötralizasyon ısı açığa çıkmasına neden olur ve açığa çıkan
ısı özofagus harabiyetini artırır.
 Mide yıkaması işlemi midenin delinmesi riski nedeniyle tercih edilmez.
(Mide yıkanması işlemi karbonatlı solüsyonlarla yapılırsa gaz meydana
gelir ve mide gerilir. Yaralanmış ve gerilmiş midenin delinmesi ve yırtılması
Asit ile zehirlenmelerde daha kolaydır.)
mide yıkaması midenin  Derhâl mide lavajı gerekiyorsa; su ile yumurta akı, sabunlu su, süt ve
delinmesi riskini arttırır. magnezyum hidroksit solüsyonları karıştırılarak yapılır.
 Deri ve mukozadaki asit yaraları bol alkalen solüsyonlarla (soda ve
bikarbonat) pansuman yapılarak tedavi edilir.
Alkalen ile zehirlenme;
 Kusturma ve mide yıkama korozif madde (yakıcı madde) geri çıkarken
tekrar hasar oluşturacağı için yapılmamalıdır.
 Asit sıvılarla nötralizasyon ısı açığa çıkmasına neden olur ve açığa çıkan ısı
Alkalen madde ile özofagus harabiyetini artırır.
zehirlenmelerde yakıcı  Mide mukozasının korunması için yumurta akı, süt ya da zeytinyağı içirilir.
madde geri çıkarken  Derideki alkalen yaraları asit solüsyonlarla pansuman edilir. Sirkeli su ile
tekrar hasar pansuman yeterlidir.
oluşturacağı için mide
yıkaması İnsektisitlerle Zehirlenme
yapılmamalıdır.
Tarımsal üretimi arttırmada tarım ilaçlarının rastgele kullanılması çevreye
saçılan endüstriyel atıklar gibi diğer zehirli maddeler toplum sağlığını giderek artan
tehlikeli boyutlarda tehdit etmektedir.
Besin maddelerinin üretimi, tüketimi ve depolanmaları sırasında besin
değerini bozan veya zarar veren haşereler, kemiriciler, mantarlar ve yabani otlar
gibi zararlılara karşı kullanılan fizyolojik, kimyasal ve biyolojik maddelere genel
olarak pesitisidler denir. Bu grup bileşikler içinde yer alan ve zararlı böceklerin
gelişimini ve üremesini engellemek için kullanılan kimyasal bileşiklere ise insektisit
adı verilmektedir.
Pesitisidler içinde ölüm olayları en çok insektisidlerle meydana gelmektedir.
Organik fosfor Tarım sektöründe yüksek verim elde etmek için sık kullanılan insektisidlerden birisi
bileşikleri oldukça de organik fosfor bileşikleridir ve tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu
toksiktir ve hayatı nedenle organik fosfor ile zehirlenmelere sık rastlanmaktadır.
tehdit edebilirler.

•En kuvvetli insektisit DDT (dikloro difenil trikloroethan)'dir.


Örnek

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


Zehirlenmelerde İlk yardım

DDT (Diklorodifeniltrikloretan) zehirlenmesi


DDT, çok toksik olması nedeniyle yasaklanmıştır. Solunum, sindirim ve deri
yoluyla organizmaya girer. Sinir uçları ile santral sinir sistemine ulaşarak solunum
felci yapar.

Belirtiler
Baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal, nabzın artması ve tansiyonda düşmedir.

İlk yardım
 Kişinin DDT ile teması kesilir.
 Solunumun devamlılığı sağlanır.
 Kusturma işlemi yapılır.
 Kişi sıcak tutulur ve şoka karşı hazırlıklı olunur.
 Kişinin en kısa zamanda hastaneye sevki sağlanır.
Organik fosfor zehirlenmesi
Organik fosfor bileşikleri tüm dünyada yaygın olarak tarımda, evlerde,
bahçelerde, veterinerlikte ve ayrıca kimyasal silah yapımında kullanılmaktadır.
Zehirlenmeler tarım işçilerinde ve çocuklarda yaygındır. Kolay elde edilebildikleri
için intihar amaçlı olarak sık başvurulan bileşiklerdir.
Bu bileşikler deri, mukozalar, gastrointestinal sistem, göz ve solunum
Organik fosforun sisteminden hızla emilebilir. Solunum yolu ile zehirlenmelerde belirtiler hızlı
solunum yolu ile başlar. Bireyin ortamdan uzaklaştırılması etkiyi azaltabilir. Deri yolu ile olan
zehirlenmelerinde zehirlenmelerde emilim yavaştır, ancak maruz kalan bireyler hastaneye daha geç
belirtiler hızlı başlar. geldikleri için belirtiler daha ciddi olabilir. Ağız yolu ile ya yanlışlıkla çocuk ve
yaşlılar tarafından ya da intihar amacıyla alınır.
Organik fosforlar kolinestraz enziminin etkisini yok ederek hücrelerde
meydana gelen asetilkolinin parçalanmasına engel olur. Asetilkolin birikir.

Belirtiler
Asetil kolin birikmesine bağlı olarak gözde uyum bozukluğu, bulanık görme,
göz bebeklerinde daralma, nefes almada güçlük, göğüste sıkışma hissi, bronşlarda
salgı artması, öksürük, iştahsızlık, ishal, bulantı, kusma, midede yanma, tansiyonda
düşme, baş dönmesi, baş ağrısı, kulak çınlaması, uykusuzluk, konuşma güçlüğü,
reflekslerin bozulması, solunum kaslarının felci ve kalp durması görülebilir.

İlk yardım
 Kişi sakin bir yere alınır.
 Sıkı giysiler gevşetilir ve eğer zehirli madde giysilere bulaşmış ise çıkarılır.
 Solunum değerlendirilir ve gerekirse suni solunum yapılır.
 Eğer zehirli madde deriye bulaşmış ise sabunlu, karbonatlı veya hipokloritli
su ile yıkanır.
 Yumuşatıcı olarak fosfor emilimini hızlandırdığı için süt verilmez.
 Kişinin en yakın hastaneye sevki sağlanır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


Zehirlenmelerde İlk yardım

Alkol Zehirlenmesi
Alkollü maddelerin kullanılan iki formu etil alkol ve metil alkoldür. Alkollü
içkiler genellikle zehir olarak ifade edilmemesine rağmen fazla dozda alındığında
çeşitli toksik belirtilere neden olabilmektedir.

Metil alkol zehirlenmesi


Metil alkol odun ve tahta ürünlerinden damıtma yoluyla elde edilen
endüstride yaygın olarak kullanılan eriyik bir maddedir. Antifriz, cila, boya ve boya
çıkarıcılar, araba camı temizleyicileri ve birçok sıvı yakıt ürünleri metil alkol içerir.
Metanol içecek olarak kullanılan etanolden daha farklı kokusu olan, renksiz sıvı bir
maddedir. Zehirlenme kazara veya istemli olarak solunum, ciltten emilim veya ağız
yoluyla olabilmektedir.
Metil alkolün 50 cc’ den
Belirtiler
fazla alınması durumda
zehirlenme meydana Başlangıçta yüzde kızarma, baş dönmesi, yorgunluk, bulantı ve görme
gelir ve 100 cc’ den bozukluğudur. Ani görme kayıpları oluşabilmektedir. Belli bir süre sonra nörolojik
fazla alınması ölümle bozukluklar ortaya çıkar ve komaya kadar gidebilir. Beyin fonksiyonlarını etkiler,
sonuçlanır. beyindeki hücrelerin ölümüne neden olur, kalıcı körlük, karaciğer yetmezliği ve
ölüme neden olabilir.

İlk yardım
 Belirtilerden bir ya da bir kaçı olduğunda erken dönemde ambulans
aranarak kişinin acil servise ulaştırılması sağlanır.
 Erken tedaviye başlanması yaşam kurtarıcı olmaktadır.
 Acil yardım gelene kadar kişinin açık havaya çıkarılması gerekir. Özellikle
solunum yoluyla metil alkol alan kişiler için bu çok önemlidir.
 Bilinci bulanık ve kapalı olan kişilerin giysileri çıkarılır, cilde temas söz
konusu ise sabun ve su ile en az 15 dakika süreyle yıkanır.
 Gözle temas varsa üst ve alt göz kapakları kaldırılarak en az 15 dakika
süreyle göz yıkanır.
Etil alkol zehirlenmesi
Toplumda içki olarak kullanılan etil alkol, glikoz ve fruktoz gibi
karbonhidratların bira mayası ile yaptıkları reaksiyon sonucu oluşur. Alkollü
içkilerde çeşitli oranlarda bulunur. Genellikle sindirim yoluyla alınan etil alkolle
akut zehirlenmelere çok sık rastlanılır.

Belirtiler
Hafif, orta ve ağır olmak üzere farklı derecelerde görülür. Genel olarak alkol
alan kişinin yüzü kırmızı, nabız yavaş ve dolgun, solunum düzgün ancak oldukça
derindir. Konuşmada ve yürümede güçlük oluşur. Ağız alkol kokar. Bunun yanında
psikolojik bozukluklarda görülür.

İlk yardım
 Kişi kusturulur.
 Santral siniri sistemini uyarmak için koyu çay ya da kahve içirilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


Zehirlenmelerde İlk yardım

 Midedeki tahrişi azaltmak için yoğurt veya süt verilir.


 Kişinin üzeri örtülerek sıcak tutulur.
 Kişi kusarsa, kusmuğun soluk yolunu tıkamaması için yan yatırılır.
 Ağır durumlarda en kısa sürede en yakın hastaneye sevki sağlanmalıdır.

Gıda Zehirlenmesi
Gıda maddelerinin üretim, nakil ve tüketimleri esnasında patojen ajanlarla
kontamine olması sonucu gıda zehirlenmeleri meydana gelmektedir. İki tipi vardır:
bakterinin kendisinin oluşturduğu ve bakteri toksinin oluşturduğu zehirlenmeler.
Örnek

•Bakterinin kendisinin oluşturduğu gıda zehirlenmeleri; Örneğin,


Gıda zehirlenmelerini Salmonella typhi.
bakterinin kendisi ya da •Bakterinin toksininin oluşturduğu gıda zehirlenmeleri; Örneğin,
toksini oluşturur. Stafilokok zehirlenmesi.

Botilizm zehirlenmesi
Botulizmin klasik formu olarak bilinen gıda kaynaklı botulizm; botulinum
toksini içeren gıda maddesinin sindirim yoluyla vücuda alınması, toksinin sindirim
kanalından yeterli düzeyde emilmesi ile oluşan zehirlenme durumudur. Gelişmiş
ülkelerde gıda kaynaklı botulizme bağlı vaka/ölüm oranının %5 ile %10 arasında
olduğu tahmin edilmektedir. Botulinium nörotoksinlerin sinirlere geriye dönüşsüz
bir şekilde bağlanmalarından dolayı erken tanı ve tedavi oldukça önemlidir.

Belirtiler
Alınan toksin miktarına bağlı olarak belirtiler 2‐8 saat veya 12‐36 saat içinde
gelişebilir. Botulizmin genel belirtileri bulantı, kusma ve ishal gibi tipik sindirim
sistemi belirtileridir. Bu belirtilere deride, ağızda ve boğazda kuruma, baş ağrısı,
çift görme ve kabızlık eşlik eder. Ölüm kaslarda felce bağlı solunum yetmezliği
sonucu görülür. Hastalığın süresi 1 günden 10 güne kadar devam etmekle birlikte,
bu süre kişinin direncine ve diğer faktörlere bağlıdır. Hastalığın ölüm oranları %30
ile %65 arasında değişiklik göstermektedir.
Gıda kaynaklı botulizmden korunma; gıda maddelerinde etken bulaşın
önlenmesi, bakterinin gelişmesi ve toksin üretiminin engellenmesi, bakteri veya
toksinlerinin elimine edilmesi ve şüpheli gıdaların tüketilmemesi şeklinde
sıralanabilir.

İlk yardım
 Toksinin emilmesi ve sinir sisteminin etkilenmesinden sonra bulgular
ortaya çıktığında kusturma ve mide yıkaması işlemi ikinci planda ele alınır.
 Solunum kaslarının felcine bağlı olarak morarma gelişirse kişiye suni
solunum yaptırılır.
 Aynı yemeği yiyen diğer kişiler araştırılıp erken müdahale gerçekleştirilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


Zehirlenmelerde İlk yardım

 Bireyler mutlaka yoğun bakım olanakları olan bir hastaneye hızla sevk
edilmelidir.
Stafilokok zehirlenmesi
Stafilakoklar gıda maddesine genellikle gıda üretiminde çalışanlar tarafından
bulaştırılır. Apseler, yara balgam, burun ve boğaz salgıları, toz ve toprakta bulunur.
Gıda maddeleri bunlar tarafından bulaştırılır. Başta hayvansal gıdalar olmak üzere
değişik gıdalar stafilokok gıda zehirlenmelerine neden olmaktadır. Hayvan kökenli
pişirilmiş veya az pişirilmiş gıdalardan sığır, domuz, hindi ve tavuk eti, özellikle süt
tozu ve peynir olmak üzere süt ürünleri, etli patates salatası ve diğer et salataları,
Stafilokok balık ve yumurta, kremalı pasta ürünleri ayrıca süt, şeker ve yumurtadan yapılan
zehirlenmelerine
dondurulmuş soslar bunların başında gelmektedir. Stafilokoklar birçok ülkede
genellikle az pişmiş et
ve ürünleri ile süt yaygın gıda zehirlenmesine neden olan ikinci veya üçüncü patojen olarak dikkati
ürünleri sebep çekmektedir.
olmaktadır.
Belirtiler10
Stafilokok gıda zehirlenmesinde belirtiler 30 dakika ile 8 saatlik bir zaman
arasında ortaya çıkmasına rağmen genellikle 2 ile 4 saat içinde görülür.
Zehirlenme mide bulantısı, kusma, şiddetli kramplar, karın ağrısı ve ishal ile
karakterizedir. Baş ağrısı, baş dönmesi, genel halsizlik, nabızda zayıflık, yüzeysel
solunum ve şok görülebilir.

İlk yardım
Salmonella
 Zehirlenen kişi en yakın sağlık kuruluşuna sevk edilir.
zehirlenmelerine
bakterilerle bulaşmış Salmonella zehirlenmesi
etler, süt ve süt Tifo, paratifo gibi bulaşıcı bağırsak hastalığı yapan bakteriler aynı zamanda
ürünleri, çiğ yiyecekler
besin zehirlenmelerine de neden olur. Bakterilerle bulaşmış etler, süt ve süt
ve yumurta neden olur.
ürünleri, çiğ yiyecekler ve yumurta başlıca taşıma araçlarıdır.

Belirtiler
Bakteri ile bulaşmış gıda maddesi yendikten 6‐7 saat sonra şiddetli karın
ağrısı, kusma, ishal ve daha sonra ateşin yükselmesi ve nabız hızında artma
görülür.

İlk yardım
 Zehirlenen kişi en yakın sağlık kuruluşuna sevk edilir.
Erken zehirlenme
Mantar zehirlenmesi
yapan mantarlar
Mantarlar; klorofilsiz, parazit veya saprofit olarak yaşayan, sporla üreyen,
daha az tehlikeli
iken geç zehirlenme canlı organizmalardır. Bunlar arasında yer alan yüksek mantarların bazıları
yapan mantarlar yenebilir. Mantarlar orman altları ve çayırlarda yetişirler ve bazıları zehirlenmeye
neden olur. Mantarların 100 kadar zehirli türü vardır; ancak, öldürücü
çoğu kez ölümle
sonuçlanır. zehirlenmeye neden olanların sayısı 10’u geçmez. Amanita Phalloides, amanita
muscaria ve amanita verna gibi mantar türleri çok zehirlidir. Mantar türleri etki
bakımından çeşitlidir. Sinir ve sindirim sistemine etki yapanları vardır. Sonuç olarak
karaciğer ve böbrek yetmezliğine bağlı ölüm gerçekleşir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


Zehirlenmelerde İlk yardım

Zehirlenmeler en fazla yağışların çok olduğu sonbahar ve ilkbahar aylarında


görülür; ancak, mantarlardan turşu yapılması, bu mevsimlerin dışında da mantar
zehirlenmelerinin görülmesine neden olmaktadır. Ülkemizde mantar
zehirlenmelerinin çoğu doğadan toplanan yabani mantarların bilinçsizce
tüketilmesi sonucu gelişmektedir.

Belirtileri
Erken belirti gösteren mantar zehirlenmesi; belirtileri 2‐3 saat içinde ortaya
çıkar. Bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal, dolaşım sistemi yetmezliği ve depresyon
görülür. Mantarın türüne göre tansiyonda düşme, aşırı terleme, kasılma,
halusinasyon ve koma görülebilir. Ölüm oranı çok düşüktür.
Geç belirti gösteren mantar zehirlenmesi; belirtileri 6‐24 saat sonra veya
daha geç ortaya çıkar (3‐5 gün). Yendikten 6‐8 saat sonra kusma ve ishal görülür.
İshal giderek ağırlaşır su ve tuz kaybına yol açar. Su ve tuz kaybı karaciğer ve
böbrek yetmezliğine neden olur. Kan dokusunda bozulmalar ve konvülsiyonlar
dikkati çeker. Tedavisi güçtür.

İlk yardım
 Mantar toksininin yoğunluğunu azaltmak için kişi ilk fırsatta bol su
içirilerek kusturulur.
 En yakın zamanda tıbbi tedaviye başlanması gerekir. Bu nedenle
zehirlenen kişi en yakın sağlık kuruluşuna sevk edilir.

Ağır Metallerle Zehirlenme


Civa zehirlenmesi
Civa oda ısında sıvı olan tek metal olup gümüş beyaz rengindedir. Civa ve
bileşenleri; asetaldehit ve viniklorit gibi sentetik endüstriyel maddelerin
üretiminde, sodyum klorürden sodyum hidroksit ve klor üretiminde, termometre
Ciddi civa ve elektrikli aletlerin üretiminde, endüstriyel kontrol aygıtlarında, tarım
zehirlenmelerinde sinir ilaçlarında, ayrıca boya ve kağıt sanayisinde kullanılmaktadır. Endüstride
sistemi, böbrekler, kullanımının yaygın olmasına bağlı olarak çevre kirlenmesini olumsuz etkiler.
solunum sistemi,
immün sistem, ağız, diş Çeşitli gıdalara, sulara ve su ürünlerine bulaşması kronik civa zehirlenmesine
ve diş etleri ile cilt neden olabilmektedir. Gıdalardaki organik civa kalıntıları sindirim kanalından
etkilenmektedir. kolayca emilir. Hamilelikte civaya maruziyet, ciddi doğumsal kusurlara yol açabilir.
Elementel civa kolaylıkla deriden emilebilir. Civaya korunmasız dokunmak ciddi
zehirlenmeye neden olabilir.

Belirtileri
Ağız yoluyla akut zehirlenmelerde şiddetli karın ağrısı, kusma, ishal ve
bağırsaklarda kanmalar ortaya çıkar. Solunum yoluyla akut zehirlenmelerde aşırı
tükürük salgısı, ağız içinde yaralar, ağızda metal tat, ishal, solunum yollarında
irritasyon, pnömoni ve böbrek işlevlerinde bozulmalar görülür. Kan beyin engelini
aştığında santral sinir sistemi belirtileri görülür. Dengede bozulma, baş ağrısı, baş
dönmesi, kaslarda katılık ve kasılmalar görülür.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


Zehirlenmelerde İlk yardım

İlk yardım
 Ağız yoluyla zehirlenmelerde kusturma işlemi uygulanır.
 Müshil verilerek civa bağırsaklardan uzaklaştırılmaya çalışır.
 İlk 3 saat içinde özgül antidotu verilmelidir. Bu nedenle kişinin hemen bir
sağlık kuruluşuna sevki sağlanmalıdır.
Kurşun zehirlenmesi
Kurşun akümülatör yapımında, elektrik kablo kaplamasında, kauçuk ve
oyuncak yapımında ve boyalarda kullanılan bir maddedir. Vücutta biriken ve yavaş
atılan kurşunun sindirim kanalından alınması, solunum yolu ile vücuda bir kere
yüksek miktarda veya düşük miktarda uzun sürede girmesi halinde zehirlenme
belirtileri ortaya çıkar.

Belirtileri
Akut zehirlenmelerde bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı, ağızda metalik tat,
idrar miktarında azalma, dolaşım yetmezliği, hipertansiyon, kasılmalar, felçler,
koma ve ölüm görülebilir. Kronik zehirlenmelerde sindirim sistemi, sinir sistemi
belirtileri, kan hücrelerinde işlev bozuklukları ortaya çıkmaktadır.

İlk yardım
Kurşun, hem akut hem  Ağız yoluyla meydana gelen zehirlenmelerde kusturma işlemi yapılır.
de uzun süre maruziyet  Mide yıkaması süt ve yumurta akı yapılır. Böylece kurşunun bileşiği
sonucu kronik
değiştirilerek emilimi önlenir.
zehirlenmelere neden
olur.  Müshil verilerek bağırsaklardan atılımı hızlandırılır.
 İdrar ile atılımın hızlandırılması için damar yolundan sıvı tedavisi yapılması
gerekir. Bu nedenle kişinin en yakın sağlık kuruluşuna sevki sağlanmalıdır.
Bakır zehirlenmesi
Bakır, oksit karbonat ve sülfat hâlinde endüstride sık kullanılır. Bakır
bileşikleri izolasyonda, besin sanayinde ve tarımda da kullanılmaktadır. Öldürücü
zehirlenmeler ve organ hastalıkları yapabilir. Kolay oksitlenen bir metaldir. İyi
kalaylanmamış bakır kaplarda asit ortamlı besin maddesi bulunması hâlinde toksik
bakır bileşikleri meydana gelir. Bu toksik maddelerin besine geçmesi ve o besinin
Bakır öldürücü yenmesi sonucu zehirlenmeler görülür. Aynı kaptan yiyen aile fertleri arasında sık
zehirlenmeler ve organ
sık rastlanır. Zehirlenmeyi besin maddesinde üreyen mikroorganizmalar ve bakır
hastalıkları yapabilir.
kalayındaki kurşun şiddetlendirir.

Belirtiler
Ağız yoluyla alındığında sindirim sistemi belirtileri görülür. Özellikle yeşil
renkte kusma, ishal, kan volümünde düşme, şok, böbrek işlev bozuklukları,
karaciğerde birikimine bağlı hepatit görülür.

İlk yardım
 Zehirlenme ağız yoluyla olmuşsa bol su ve süt verilir.
 Kusturma işlemi yapılır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


Zehirlenmelerde İlk yardım

 Özgül antidotu olan kalsiyum disodyum EDTA önerilen dozda verilmelidir.


Bu nedenle acil tedavinin uygulanması için zehirlenen kişinin en yakın
sağlık kuruluşuna sevki sağlanmalıdır.

Hayvan Isırması ve Sokması ile Zehirlenme


Isırma ve sokma sonucu hem ısıran ve sokan hayvanın sivri dişleriyle veya
iğneleriyle insan vücudunda yara açılmasıyla ve dolayısıyla mikrobik bulaşma olur
hem de hayvandan boşaltılan zehir ile zehirlenme ve ölüme kadar varan sonuçlar
ortaya çıkar.

Yılan sokmaları
Dünyada 3000’ den daha fazla çeşit yılan vardır ve bunların beş farklı türden
gelen 375’ i zehirlidir. Ülkemizde ise bulunan 40 tür yılandan sadece 10 türü zehirli
ve iki türü yarı zehirlidir. Bu 10 yılanın %9’ u çıngıraklı engerek yılanıdır. Engerek
yılanı zehrinin önemli enzimleri hyalüronidaz, fosfolipaz‐A ve lokal doku
parçalanmasına neden olan değişik proteazlardır. Yılan sokması sonucu gelişen
ölümlerin %4’ ü ilk bir saat, %17’ si ilk 6 saat ve %64’ ü ise 6‐48 saat içinde
olmaktadır.
Zehirlenme belirtileri Belirtiler
yılanın türüne,
büyüklüğüne, kişinin Lokal belirtiler; ısırılan yerde 1‐36 saat içinde oluşan ödem, ağrı, kanama,
yaşına, ısırılan bölgenin organda fonksiyon bozukluğu ve ısırıldıktan 16‐36 saat sonra doku ölümü
yerine ve derinliğine, gelişebilir.
ısırık sayısına ve enjekte
edilen zehrin miktarına Genel olarak bulantı, kusma, terleme, bayılma, aşırı tükrük salgısı, konuşma
bağlıdır. güçlüğü, görme bozukluğu, kas seyirmeleri, parestezi, burun kanması, idrar, dışkı
veya tükürükte kan, göz kapağında düşme ve nöbetler görülür. Kanama, böbrek
yetmezliği ve şok yaşamı tehdit eden ciddi reaksiyonlardır.

İlk yardım
Yılan ısırığı hayatı tehdit edici ciddiyette zehirlenme bulgularına neden
olabilir. Bu nedenle ilk yardımın hedefi hastaları en kısa sürede en yakın ve sağlık
kuruma götürmek olmalıdır.

 Yılanın soktuğu kol/bacak hareketsiz hâle getirilir.


 Engerek yılanın soktuğu hasta acilen bir hastaneye ulaştırılmalıdır.
 Yılanın soktuğu yerin 5‐10 cm yukarısından 1‐1.5 cm genişliğindeki bir bant
ile çok sıkı olmayan turnike uygulanmalı ve sadece lenfatik akımı
engelleyecek, fakat kan akımını engellemeyecek kadar sıkılmalıdır.
Yılan sokmalarında ısırık  Eğer turnike 30 dk içinde uygulanabilirse zehrin dolaşıma geçmesi önemli
yerine kesi ölçüde engellenebilir.
uygulanmamalıdır.
 Varsa koldaki takılar hemen çıkarılmalıdır.
 Isırık yerine kesi uygulanması, lokal enfeksiyon ve nekroz riskini
arttıracağından önerilmemektedir.
 Isırılan bölgeye soğuk veya buz uygulaması ile zehrin enzim aktivitesini ve
sistemik emilimini azaltacağı düşünülerek yapılan hayvan deneylerinde

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


Zehirlenmelerde İlk yardım

uygulamanın etkisiz olduğu gösterilmiştir. Ayrıca ilaçların emilimini


bozacağı için de soğuk uygulama önerilmez.
 Kişinin hemen bir hastaneye götürülmesi ve acil tedavinin başlatılması
gerekmektedir.
Akrep sokması
Cinsine göre farklılık gösteren akrep zehri, nörotoksik proteinler, tuzlar,
asidik proteinler ve organik bileşiklerden oluşan kompleks bir yapıya sahip
olduğundan, lokal ve kardiyovasküler, nörolojik, hematolojik sistemik belirtilere
neden olabilir.
Her akrep sokması zehirlenme yapmasa da her olguya zehirlenme yaptığı
varsayılarak yaklaşılmalıdır. Zehir akrep kuyruğunun son halkasında bulunan
bezlerden salgılanır ve uçta bulunan çok sivri iğnenin sokulması ile zerk edilir.
Çocuklarda, baş ve boyun ısırılması ya da birden fazla ısırılma durumunda daha
ağır seyreder. Akrep sokması sonucu etkilenen sisteme göre hafif ağrı ve
kızarıklıktan ölüme kadar uzanan çok geniş klinik görünüm olabilir. Ölüm genellikle
solunum ve dolaşım yetmezliğine bağlıdır.

Belirtiler
Vücuda giren zehrin miktarı, akrebin türü ve kişinin kilosu gibi faktörler
zehirlenme tablosunun şiddetini etkiler.

Akrepler, zehirlerini bir Akrep zehirlenmesinde sokma yerinde lokal şişme, şiddetli ağrı, göz
ısırışta bırakmazlar yaşarması, aksırık, tükürük salgısında artma ve ishal bulunur. Nörotoksik belirtiler,
ancak yatak ya da hipertansiyon, solunum yetmezliği ve kasılma gibi genel belirtiler görülür.
giysiler içinde
bulunmaları İlk yardım
durumunda sokma  Akrep sokmasının olduğu bölge hareket ettirilmez ve suyla yıkanır.
devam ederse tüm
 Kişi yatar pozisyonda tutulur.
zehrini bırakırlar.
 Ağrıyı azaltmak için yaraya soğuk uygulama yapılır.
 Kan dolaşımını engellemeyecek şekilde bandaj uygulanır.
 Yara üzerine hiçbir girişim yapılmaz.
 Akrep serumu uygulanır. Bu nedenle kişinin en yakın sağlık kuruluşuna
sevki sağlanmalıdır.
Bireysel Etkinlik

• Yılan ve akrep dışında zehirlenmelere neden olan


diğer hayvanları araştırarak ilk yardım
uygulamalarında neler yapabileceğinizi öğreniniz.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


Zehirlenmelerde İlk yardım

• Zehirli maddenin organizmada yapmış olduğu etkiler sonucu ortaya çıkan


duruma zehirlenme adı verilir. Zehirli madde vücuda sindirim, solunum ve
deri yolu girer.
•Zehirlenmelerde temel belirtiler; bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal, göz
bebeklerinde küçülme veya büyüme, çarpıntı, tansiyon düşüklüğü, tükürük
Özet
salgısında artma ve terlemedir.
•Zehirlenmelerde kişi riskli bir ortam varsa hemen güvenli ortam
sağlanmalıdır. Zehir danışma merkezinden yönlendirici bilgi alınabilir.
Zehirlenmelerin belirtileri ve zehirlenmeye neden olan madde araştırılmalı
ve kişi hemen bir hastaneye ulaştırılmalıdır. Kişinin bilinci açıksa, ağız yoluyla
alınan zehrin yoğunluğunu azaltmak için su ve süt gibi sıvı içecekler verilir.
Asit ve alkalen dışındaki maddelerle zehirlenmelerde zehirlenen kişi
kusturulmalıdır. Kişinin bilinci kapalı ise koma ya da yan yatış pozisyonu
verilmeli ve solunumu sağlanmalıdır.
•Karbonmonoksit kanın dokulara oksijen taşıma kapasitesini düşürerek
solunum yetersizliğine neden olur. Kişi hızlı bir şekilde ortam güvenliği
sağlanıp alandan kısa sürede uzaklaştırılmalıdır. Bu süreçte kişi maruziyet
alanında yere yatırılmalı ve en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna
ulaştırılmalıdır.
•Sülfürik asit, nitrik asit, hipoklorik asit gibi mineral asitler ve soda, potasyum
bileşikleri, amonyak ve hipoklorid gibi kostik alkaliler zehirlenmelere neden
olur. Asit zehirlenmelerinde; kusturma ve mide yıkama yapılmamalıdır. Mide
yıkaması midenin delinmesi riskini arttırır. Asit yaraları soda ve bikarbonat
ile pansuman yapılmalıdır. Alkalen ile zehirlenmelerde de; kusturma ve mide
yıkama yapılmamalıdır. Yumurta akı, süt ya da zeytinyağı içirilir. Alkalen
yaraları asit solüsyonlarla pansuman edilir.
•DDT sinir uçları ile santral sinir sistemine ulaşarak solunum felci yapar.
Kişinin DDT ile teması kesilir, solunumu sağlanır, kusturulur, sıcak tutulur ve
en kısa zamanda hastaneye ulaştırılır.
•Tüm dünyada yaygın olarak kullanılan organik fosfor bileşikleri
zehirlenmelerine sık rastlanmaktadır. Solunum yolu ile zehirlenmelerde
belirtiler hızlı başlar. Deri yolu ile olan zehirlenmelerde emilim yavaştır,
ancak belirtiler daha ciddi olabilir. Organik fosfor bileşikleri ile
zehirlenenlerde solunum değerlendirilir, gerekirse suni solunum yapılır. Eğer
zehirli madde deriye bulaşmış ise sabunlu, karbonatlı veya hipokloritli su ile
yıkanır. Fosfor emilimini hızlandırdığı için süt verilmez. Kişinin en yakın
hastaneye sevki sağlanır.
•Metil alkol ile zehirlenme kazara veya istemli olarak solunum, cilt veya ağız
yoluyla olabilmektedir. Komaya kadar gidebilir. Beyindeki hücrelerin
ölümüne neden olur, kalıcı körlük, karaciğer yetmezliği ve ölümle
sonuçlanabilir. Erken dönemde kişinin acil servise ulaştırılması sağlanır. Kişi
açık havaya çıkarılmalı, cilde temas söz konusu ise sabun ve su ile en az 15
dakika süreyle yıkanır. Gözle temas varsa en az 15 dakika süreyle göz yıkanır.
•Etil alkol alkollü içkilerde çeşitli oranlarda bulunur. Sindirim yoluyla alınan
etil alkolle akut zehirlenmelere çok sık rastlanılır. Kişi kusturulur. Koyu çay ya
da kahve içirilir, yoğurt veya süt verilir. Sıcak tutulur. Kişi kusarsa yan
yatırılır. Ağır durumlarda en yakın hastaneye sevki sağlanmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


Zehirlenmelerde İlk yardım

• Botulinum toksini içeren gıda maddesinin sindirim yoluyla vücuda alınması


ve toksinin emilmesi ile oluşan zehirlenme durumudur. Alınan toksin
miktarına bağlı olarak belirtiler 2‐8 saat veya 12‐36 saat içinde gelişir.
Kusturma ve mide yıkaması işlemi ikinci planda ele alınır. Morarma gelişirse
kişiye suni solunum yaptırılır. Aynı yemeği yiyen diğer kişilere de erken
Özet (devamı)
müdahale edilir. Kişi yoğun bakım olanakları olan bir hastaneye gönderilir.
•Başta hayvansal gıdalar olmak üzere değişik gıdalar stafilokok gıda
zehirlenmelerine neden olmaktadır. Stafilokoklar gıda zehirlenmesine neden
olan ikinci veya üçüncü etkendir. Belirtiler genellikle 2 ile 4 saat içinde
görülür. Zehirlenen kişi en yakın sağlık kuruluşuna sevk edilir.
•Bakterilerle bulaşmış etler, süt ve süt ürünleri, çiğ yiyecekler ve yumurta
başlıca taşıma araçlarıdır. Gıda maddesi yendikten 6‐7 saat sonra belirtiler
görülür. Zehirlenen kişi en yakın sağlık kuruluşuna sevk edilir.
•Mantar türleri etki bakımından çeşitlidir, sinir ve sindirim sistemine etki
yaparlar. Sonuç olarak karaciğer ve böbrek yetmezliğine bağlı ölüm
gerçekleşir. Erken belirti gösteren mantar zehirlenmesinde ölüm oranı çok
düşüktür. Geç belirti gösteren mantar zehirlenmesinin tedavisi güçtür. Kişi
mantar toksininin yoğunluğunu azaltmak için bol su içirilerek kusturulur. En
yakın zamanda tıbbi tedaviye başlanması gerektiği için kişi en yakın sağlık
kuruluşuna sevk edilir.
•Civa çeşitli gıdalara, sulara ve su ürünlerine bulaşarak kronik zehirlenmesine
neden olabilmektedir. Elementel civa ise kolaylıkla deriden emilebilir. Ağız
yoluyla zehirlenmelerde kişi kusturulur. Müshil verilir. Kişi hemen bir sağlık
kuruluşuna ulaştırılmalıdır.
•Kurşun zehirlenmesi akut ve kronik olarak görülebilir. Akut zehirlenmelerde
ölüm görülebilir. Kronik zehirlenmelerde sindirim‐sinir sistemi ve kan
hücrelerinde işlev bozuklukları bozulur. Kişi kusturulur. Mide süt ve yumurta
akıyla yıkanır. Müshil verilir. Damardan sıvı tedavisi yapılır. Kişinin en yakın
sağlık kuruluşuna sevki sağlanmalıdır.
•Bakır zehirlenmesi ağız yoluyla olmuşsa bol su ve süt verilir, kusturulur.
Özgül antidotu olan kalsiyum disodyum EDTA önerilen dozda verilir.
•Yılan ısırığı hayatı tehdit edici ciddiyette zehirlenme bulgularına neden
olabilir. Bu nedenle ilk yardımın hedefi hastaları en kısa sürede en yakın ve
sağlık kuruma götürmek olmalıdır.
•Her akrep sokması zehirlenme yapmasa da her olguya zehirlenme yaptığı
varsayılarak yaklaşılmalıdır. Akrep serumu uygulanır. Bu nedenle kişinin en
yakın sağlık kuruluşuna sevki sağlanmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


Zehirlenmelerde İlk yardım

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi zehirlenmelerde gereken genel ilk yardım
uygulamalarından biri değildir?
a) Müdahale eden kişi ve hasta için güvenli ortam sağlanmalı
b) Zehirlenmeye neden olan madde hasta ve yakınlarından ayrıntılı bir
sorgulanmayla tespit edilmeli
c) Zehirli madde aldığı tespit edilen birey hemen kusturulmalı
d) Kazazedenin solunum ve nabzı kontrol edilmeli eğer yoksa suni
solunum ve kalp masajı yapılmalı
e) Bilinci olmayan ya da bulanık olan kişiye sıvı içecekler verilmemeli
2. Aşağıdakilerden hangisi zehirlenmelerde ortaya çıkan genel belirtilerden
biridir?
a) Bulantı‐kusma
b) İdrar yaparken yanma
c) Terlemede azalma
d) Tükrük salgısında azalma
e) Tansiyonda yükselme
3. Aşağıdakilerden hangisi karbonmonoksit zehirlenmeleri ve ilk yardım
uygulamaları ile ilgili olarak yanlıştır?
a) Karbonmonoksit hemoglobinin oksijen taşımasını engeller.
b) Karbonmonoksit havadan daha hafif bir gazdır.
c) Kanda %20 oranında karboksihemoglobin olduğunda ölüm olur.
d) Karbonmonoksite maruz kalan kişi ortamdan kısa sürede
uzaklaştırılmalıdır.
e) En kısa sürede oksijen tedavisine başlanmalıdır.
4. Aşağıdakilerden hangisi asit ve alkalen madde ile zehirlenmelerde
yapılacak ilk yardım uygulamalarından biridir?
a) Asit madde ve alkalen madde ile zehirlenen kişi hemen kusturulur.
b) Asit madde ve alkalen madde ile zehirlenen kişinin derhâl midesi
yıkanır.
c) Asit madde ile zehirlenen kişiye 200 cc sirke ile bol su verilir.
d) Alkalen madde ile zehirlenen kişiye yumurta akı, süt ya da zeytinyağı
içirilir.
e) Derideki alkalen yaralar soda ve bikarbonat ile pansuman edilir.
5. Aşağıdakilerden hangisi DDT ile zehirlenmelerde ilk yardım uygulamaları
ile ilgili olarak yanlıştır?
a) Kişinin DDT ile teması kesilir.
b) Solunumun devamlılığı sağlanır.
c) Kusturma ve mide yıkaması işlemi yapılır.
d) DDT emilimini engellemek için soğuk uygulama yapılır.
e) En kısa zamanda hastaneye ulaştırılır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


Zehirlenmelerde İlk yardım

6. Aşağıdakilerden hangisi alkol zehirlenmeleri ve ilk yardım uygulamaları ile


ilgili olarak yanlıştır?
a) Etil alkol zehirlenmesi ani görme kayıplarına neden olur.
b) Metil alkol beyindeki hücrelerin ölüne neden olur.
c) Etil alkol zehirlenmelerinde psikolojik bozukluklarda görülür.
d) Metil alkolle gözle teması varsa en az 15 dakika süreyle göz yıkanır.
e) Etil alkol zehirlenmelerinde kişi kusturulur, yoğurt ve süt verilir.
7. Aşağıdakilerden hangisi Botilizm zehirlenmesi ve ilk yardım uygulamaları
için doğrudur?
a) Belirtiler besinin alımından sonraki ilk 1 saat içinde ortaya çıkar.
b) Genel belirtiler böbrek fonksiyonlarının bozukluğu ile ilgilidir.
c) Zehirlenmeye bağlı ölüm oranları düşüktür.
d) Zehirlenen kişi ilk bir saat içinde hemen kusturulmalıdır.
e) Bireyler mutlaka yoğun bakım imkânları olan bir hastaneye
ulaştırılmalıdır.
8. Aşağıdakilerden hangisi mantar zehirlenmeleri ve ilk yardım uygulamaları
ile ilgili olarak yanlıştır?
a) Zehirlenmeler en fazla yağışlı sonbahar ve ilkbahar aylarında görülür.
b) Erken zehirlenme yapan mantarlar daha tehlikelidir.
c) Erken mantar zehirlenmelerinin belirtileri 2‐3 saat içinde ortaya çıkar.
d) Geç mantar zehirlenmelerinin belirtileri 6‐24 saat içinde veya daha
geç ortaya çıkar.
e) Mantar toksininin yoğunluğunu azaltmak için ilk fırsatta bol su
içirilmelidir.
9. Aşağıdakilerden hangisi yılan sokması ile oluşan zehirlenmelerde yapılması
gereken ilk yardım uygulamaları için doğrudur?
a) Yılanın soktuğu kol/bacak hareketsiz hâle getirilmeli
b) Yılanın soktuğu bölgeye çok sıkı turnike uygulanmalı
c) Yılanın soktuğu ısırık yerine hemen kesi uygulanmalı
d) Yılanın soktuğu bölgeye soğuk uygulama yapılmalı
e) Yılanın soktuğu bölge uzun süre soğuk su ile yıkanmalı
10. Aşağıdakilerden hangisi akrep sokmaları ile meydana gelen
zehirlenmelerde uygulanacak ilk yardım uygulamalarından biridir?
a) Akrebin soktuğu bölgeye hemen yükseltilmelidir.
b) Akrebin soktuğu bölge suyla yıkanır.
c) Ağrıyı azaltmak için yaraya sıcak uygulama yapılır.
d) Bandaj uygulaması asla yapılmaz.
e) Akrebin soktuğu bölgenin hemen altından kesi yapılır.

Cevap Anahtarı
1.c, 2.a, 3.c, 4.d, 5.d, 6.a, 7.e, 8.b, 9.a, 10.b

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


Zehirlenmelerde İlk yardım

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Akcan, A.B., & Dursun, O. (2008). “Civa Zehirlenmeleri“. A. Güncel Pediatri, 6, 72‐
75.
Altıntop, L., & Karaaslan, Y. (2003). Acil El Kitabı, 1. Baskı, Ankara: MD Yayıncılık
Eğitim Sağlık Araştırma Tic. Ltd. Şti.
Dramalı, A., Kaymakçı, Ş., Özbayır T., & Yavuz, M. (2001). Temel İlk Yardım
Uygulamaları, 2 Baskı, İzmir: Saray Medikal Yayıncılık.
Gündüz A, Hasanbaşoğlu A, & Topbaş M. (2003). “Yılan sokması”. Akademik Acil
Tıp Dergisi, 1(2), 43‐47.
Güran, H.Ş.,& Öksüztepe, G.(2012).“Gıda Kaynaklı Botulizm ve Önemi”. Fırat
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Veterinerlik Dergisi, 26(3), 191‐195.
Kandiş H., Katırcı, Y., & Karapolat, S.B. (2009). “Karbonmonoksit Zehirlenmesi”.
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 11(3), 54‐60.
Karahasanoğlu Özkan, Ç. (2008). İlk Yardım, 1. Baskı, İstanbul: Gelecek Atölyesi
Yayıncılık ve Eğitim Hizmetleri.
Kadayıfçı, A., Karaaslan, Y., &Köroğlu, E. (2008). Acil Durumlarda Tanı ve Tedavi, 3.
Baskı, Ankara: HYB Basım Yayın.
Nuri Dilek, O. (2003). İlk Yardım Ders Kitabı, 1.Basım, Ankara: Afyon Kocatepe
Üniversitesi Yayınları No: 47.
Olgun, N. (2004). Zehirlenmeler. Şelimen, D. (Edt). Acil Bakım, 3. Baskı, İstanbul:
Yüce Yayın.
Sarıkaya, S. (2009). Alanda Acil Bakım (Paramedikler İçin), İstanbul: TC Yeditepe
Üniversitesi yayınları Sayı:1.
Seyahi, A., & Öztora, S. (2002). İlk Yardım El Kitabı, Tamamen Gözden Geçirilmiş
Yeni Baskı, İstanbul: İnkılap Kitabevi Yayın San. ve Tic. Aş.
Sözen, C. ( 2006). İlk Yardım ve Acil Bakım, 1. Baskı, Amasya: Göktuğ Basın ve Yayın
Dağıtım ve Pazarlama.
Süzen, B., & İnan, H. (2005). İlk Yardım, Geliştirilmiş Yeni Baskı, İstanbul: Marmara
İletişim Basın Yayın Dağıtım.
Tabak, S.R., & Somyürek, İ. (2008). Temel İlk Yardım ve Acil Bakım,
Güncelleştirilmiş ve Geliştirilmiş Baskı, Ankara: Palme Yayıncılık.
Uçar, M.(2008). Hepimiz İçin A dan Z ye İlk Yardım, 1. Basım, Ankara: Atlas
Kitapçılık Tic. Ltdi. Şti.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20


HASTA/YARALI TAŞIMA
A
TEKNİKLERİ

• Hasta/Yaralı Taşımada Genel


İÇİNDEKİLER

Kurallar
• Beden Mekaniği İlkeleri İLK YARDIM VE ACİL
• Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri SAĞLIK HİZMETLERİ
Doç. Dr. GÜLAY İPEK
ÇOBAN

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Hasta/yaralı taşımada genel kuralları
söyleyebilecek,
HEDEFLER

• Beden mekaniği ilkelerini


öğrenebilecek,
• Hasta taşıma tekniklerini
kavrayabilecek,
• Yaralı taşıma tekniklerini
kavrayabilecek,
• Taşımada dikkat edilmesi gereken
önemli noktaları belirleyebileceksiniz.

ÜNİTE

14
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

Sürükleme
yöntemi

Araç içindeki
yaralıyı taşıma

ACİL TAŞIMA
Sedye ile taşıma
TEKNİKLERİ

Battaniye ile
taşıma
HASTA YARALI
TAŞIMA
TEKNİKLERİ
Kısa mesafede
süratli taşıma

ACİL OLMAYAN Hasta ve yaralıyı


TAŞIMA oturtma ve ayağa
TEKNİKLERİ kaldırma teknikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

GİRİŞ
İlk yardımda hastaya acil müdahalenin yapılmasının ardından
hastanın/yaralının güvenli bir yere veya sağlık kurumuna taşınması gerekmektedir.
Taşımada dikkat edilmesi gereken bir çok kural vardır. Hasta ve yaralının
taşınmasında bu kurallar hayati önem taşımaktadır ve ilk yardım bilgisi olan kişiler
tarafından yapılması gerekir. Hasta ve yaralının uygun taşıma yöntemi ile
taşınması ilk yardım ekibinin sorumluluğundadır. Yanlış yöntemle taşıma hastada
geri dönüşü mümkün olmayan olumsuz sonuçlara yol açabilir.
Hasta/yaralı taşıma sırasında farklı durumlarda farklı taşıma yöntemleri
kullanılır. Örneğin pelvis, omurga, bacak kırığı olan bilinci açık hastalar sırt üstü düz
taşınmalıdır. Akciğer ödemi, astım gibi nefes darlığı yaratan durumlarda başka bir
durum söz konusu değilse dik oturur durumda taşınması gerekir. Hangi durumda
hangi yöntemin kullanılacağı hastanın bilinç durumuna, kazanın yerine, hastanın
pozisyonuna, kaç kişi ile taşınacağına, taşıyıcıların olanaklarına göre belirlenir.
Hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın hastanın yaşamına zarar verebilecek
faktörlerin en aza indirilmiş olduğundan emin olunmalıdır. Ayrıca taşıma sırasında
taşıyıcıların pozisyonları da en az hasta/yaralının pozisyonu kadar önem arz
etmektedir. Taşıyıcılar taşıma sırasında beden mekaniği ilkelerine göre hareket
etmelidirler. Hasta/yaralı taşıma sırasında, taşınan yük çok fazla olmasa bile yanlış
tekniklerin kullanılması nedeniyle, taşıyıcıların her zaman kas ve eklemlerini incitme
olasılıkları vardır. Bu nedenlerle beden mekaniği ilkeleri bilinmeli taşıyıcılar taşıma
sırasında hasta/yaralının incinme olasılığı olduğu unutulmamalıdır.

HASTA/YARALI TAŞIMADA GENEL KURALLAR


Hasta/ yaralı taşımada uyulması gereken genel kurallar şunlardır:
 Zorunlu bir durum yoksa hasta ya da yaralı yerinden kımıldatılmamalıdır.
 Taşınacak kişiye olabildiğince yakın mesafede olunmalıdır.
 Hasta/yaralının başı her zaman düz tutulmalıdır.
 Kalkarken ağırlık kalça kaslarına verilmelidir.
Taşıma sırasında bir  Yavaş ve düzgün adımlarla yürünmelidir.
yandan kişiyi rahat  Omuzlar, leğen kemiği ve omurilik aynı hizada tutulmalıdır.
ettirmeye dikkat  Yön değiştirirken ani hareketten kaçınılmalıdır.
edilirken, diğer  Hasta/yaralı mümkün olduğunca az hareket ettirilmeli ve baş‐boyun‐
yandan gövde ekseni esas alınarak en az 6 destek noktasından kavranmalıdır.
yaralanmanın
 Hasta/yaralı taşıması ekip işidir, bu ekip için tüm hareketleri yönlendirecek
niteliğine göre kişiye
zarar vermeyecek bir sorumlu bir kişi olmalıdır.
yöntem bulunmalıdır.  Bütün ilk yardım uygulamalarında olduğu gibi, hasta ya da yaralı taşınması
sırasında ilk yardımcı kendi sağlığını ön planda tutmalı, kendini riske
atmamalıdır.
 Hasta/yaralı beden mekaniği ilkelerine dikkat edilerek ve yerden destek
alınarak taşınmalıdır (Umur, 2012).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

Beden Mekaniği İlkeleri


“Beden mekaniği”, geniş bir kavram olup hareket ederken, yük kaldırırken
ve eğilirken; ayakta durma, oturma ve yatma
pozisyonlarındayken ve günlük yaşamın tüm etkinliklerini yerine getirirken
bireyin, kas, iskelet ve sinir sistemlerinin düzenli bir şekilde bir arada çalışması
anlamına gelir. Hasta/yaralı taşıma sırasında, gerekli araç gerecin taşınmasının
yanı sıra, hastanın kaldırılması ya da çevrilmesi gibi işlevlerde de beden mekaniği
sıklıkla kullanılacaktır. Eğilme, kalkma ya da kaldırma hareketleri sırasında ayak
tabanları açılarak, dizler bükülmeli ve bel, sırt, boyun kaslarına ağırlık yüklemeden
bütün kuvvet kalça ve bacaklardaki geniş kaslara verilmelidir. Hasta taşıma
sırasında beden mekaniklerinin bilinmesi gerekir.
Beden mekaniği ilkelerini anlamak için ağırlık merkezinin tanımlanması
gerekir. İnsanda ağırlık merkezi, pelvis içinde lomber omur hizasındadır. Ağırlık
merkezinden taban yüzeyine dikey doğrultuda geçen çizgi ağırlık çizgisidir. İnsanda
yukarıdan aşağıya doğru‐ mastoid kemiği, servikal ve lomber omurlar, patellaların
ortasından ayak bileklerinin önüne doğru inen çizgidir (Şekil 14.1).

Bir hareket daima


yer çekimi
kuvvetinden
etkilenir. Yer
çekimine uygun
olarak hareket
etmek, doğru
hareket etme
yöntemidir.

Şekil 14.1. Ağırlık Merkezi

Hasta/yaralı taşıma sırasında, taşınan yük çok fazla olmasa bile yanlış
tekniklerin kullanılması nedeniyle, taşıyıcıların her zaman kas ve eklemlerini
incitme olasılıkları vardır. Bu nedenlerle beden mekaniği ilkeleri bilinmeli taşıyıcılar
taşıma sırasında hasta/yaralının incinme olasılığı olduğu unutulmamalıdır.
Beden mekaniği ilkeleri şunlardır:
 Bir cismin dengede kalması, bir cismin orta noktasında bulunan ağırlık
merkezi ile ilgilidir.
 Bir cismin taban yüzeyi genişledikçe ağırlık merkezi cismin orta noktasına
yaklaşacağından dengede kalması kolaylaşır.
 Cismin boyu küçüldükçe ağırlık merkezine yaklaştığı için denge artar.
 İşe ne kadar yakın çalışılırsa o kadar kolay hareket edilir.
 Boy uzadıkça denge azalır. Bir cismin yüksekliği arttıkça denge azalır.
 Ağırlık merkezi cismin tabanına yaklaştıkça denge artar.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

 Ağırlık merkezini taban yüzeyinin dışına çıkartmamak için cisme yakın


çalışmak gerekir.
 Yer çekimine uygun olarak hareket etme, doğru hareket etme yöntemidir.
 Bir hareket daima yer çekimi kuvvetinden etkilenir.
 Vücut mekaniğini doğru kullanmak için kaldırılacak cismin ağırlık
merkezinin, kaldıran kişinin ağırlık merkezine yakın olması gerekir. Böylece
iki ağırlık merkezi arasındaki uzaklık kısalır ve cisim daha rahat kaldırılır.
 Vücut yüzeyinin küçültülerek, ağırlığın geniş kaslara verilmesi, taban
yüzeyinin genişletilmesi, cismin kaldırılmasını kolaylaştırır.
 Bir cismin hareket ettirilmesinde çekme, itme, yuvarlama hareketleri,
kaldırmaktan daha sağlıklıdır.
 Çekme hareketinde geniş kaslar kullanılır ve sırtın dik olmasına dikkat
edilir.
 Omurga üzerine fazla basınç yüklenmesi sırt ağrılarına neden olur. Bu
yüzden mutlaka sırt dik olmalıdır.
 Bir cismin taşınmasında ya da yüksek bir yerden alınmasında ağırlık her iki
kola eşit olarak bölünmelidir (Sabuncu, Özhan 2008).

Hasta/yaralı
taşımada ilk yardım
Örnek

ekibinin taşımada • Hastayı yataktan sedyeye alırken taşıyıcı hastanın ağırlık merkezi
kullandıkları olan pelvise en yakın noktada olmalıdır.
tekniklerde kendi
pozisyonları kadar
yaralının pozisyonu
da hayati önem
taşımaktadır. Hasta/yaralı taşımada ilk yardım ekibinin taşımada kullandıkları tekniklerde
kendi pozisyonları kadar yaralının pozisyonu da hayati önem taşımaktadır. Aşağıda
bazı durumlarda hasta/yaralıya taşıma sırasında verilmesi gereken pozisyonlar
belirtilmiştir. Bu pozisyonları bireyi sarsmadan dikkatli bir şekilde verilmesi
gerekmektedir (Tablo 14.1).
Tablo 14.1. Hasta/Yaralının Durumuna Göre Hastaya Verilecek Taşıma Pozisyonu

Hasta/yaralının durumu Hastanın Pozisyonu


Pelvis, omurga, bacak kırığı olan Sırtüstü, düz olarak
bilinci açık hastalar
Baygınlık, şok, taşıma sırasında Bacaklar kaldırılmış sırt üstü, düz
suni solunum, kalp masajı yapılacaksa olarak

Gebeliğin son dönemlerinde Sol yatmış durumda


Kafa travması, felç Düz, baş on derece kaldırılmış
durumda
Koma‐bilinci kapalı Yarı yüzüstü güvenli yan pozisyonda

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

Göğüs ağrısı Göğüs içi kanama Yarı oturur durumda


Kalp krizi

Akciğer ödemi Dik oturur durumda


Astım gibi nefes darlığı yaratan
durumlarda
Kol veya bacakta büyük kanama Sırt üstü yatar durumda kanayan
ekstremite yukarı kaldırılarak

HASTA/YARALI TAŞIMA TEKNİKLERİ


Acil Olmayan Taşıma Teknikleri
Hasta/yaralının oturtulması ve ayağa kaldırılması
 Hasta/yaralıya bilgi verilir, yatak yüksekse indirilir.
 Hasta/yaralının koltuk altından tutularak, onun da hastayı kaldıran kişinin
omuzlarından destek alması sağlanır, yavaşça kaldırılarak oturtulur.
 Baş dönmesi, bulantı olursa bir süre beklenir.
 Hasta/yaralının bacakları yataktan sarkıtılarak terlikleri giydirilir.
Hasta ayağa  Hasta/yaralıyı kaldıran kişi bir kolu ile hastayı koltuk altından, diğeri ile ön
kaldırılırken ve kolundan tutarak, yavaş yavaş ve dikkatle hastayı kaldırır.
oturtulurken beden
 Hasta/yaralıya başını dik tutması, önüne bakmaması ve karşıya bakması
mekaniği ilkelerine
dikkat edilmesi söylenir (Resim 14.1).
gerekir.  Hasta/yaralı yürütülür, yorgunluk belirtileri izlenir ve fazla yormadan
yatağına götürülür.
 Bir süre oturması gerekiyorsa hasta/yaralı koltuğa oturtulur, gerekli vücut
bölümleri desteklenir ve üşümemesi için üzeri örtülür.

Resim 14.1. Hasta/Yaralının Ayağa Kaldırılması ve Oturtulması

Tekerlekli sandalyeye oturtma;


Hasta/yaralı yatağından kaldırılır ve tekerlekli sandalyeye alınır, ancak hasta
kaldırılmadan önce:

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

 Tekerlekli sandalye yatağın yakınına getirilir.


 Frenleri sabitleştirilerek hareket etmesi önlenir.
 Tekerlekli sandalyenin ayakları dışa doğru açılır, hasta oturtulduktan sonra
ayaklıklar düzeltilir, hastanın ayakları, ayaklıklara yerleştirilir.
 Üşümemesi için üzeri örtülür (Resim 14.2).

Bireysel • Siz de acil olmayan hasta taşıma tekniklerine birkaç örnek


Etkinlik oluşturunuz.

Resim 14.2. Hastanın Tekerlekli Sandalyeye Oturtulması

Hasta/yaralının yatağından bir başka yatağa ya da sedyeye taşınması;


Bu taşıma yöntemi genellikle 2‐3 kişi tarafından gerçekleştirilir. Uyulması
gereken kurallar şunlardır:

 Sedye yatağın ayakucuna dik gelecek şekilde yerleştirilmelidir,


hasta/yaralıyı üç kişi taşımalı, taşıyıcılar boy sırasına göre yatağın
kenarında yüzleri hastaya dönük olarak durmalıdır.
 Hasta/yaralının kolları göğsü üzerinde çaprazlanmalıdır.
 Baş taraftaki kişi bir kolunu hastanın başını destekleyecek şekilde boynu
Hasta/yaralının
yatağından bir altından geçirerek omuz başını kavrar, diğer kolunu belinin altından
başka yatağa ya da geçirilmelidir.
sedyeye taşınması,  Ortada duran kişi bir kolunu, birincinin kolunun yanına, diğerini
iki veya üç kişi ile hasta/yaralının kalçalarının altına yerleştirilmelidir.
gerçekleştirilmelidir.  Üçüncü kişi de ikinci kişinin kolunun yanından ve ayak bileklerinden
hasta/yaralıyı desteklemelidir.
 Üçü birlikte aynı anda hasta/yaralıyı yataktan kaldırarak sedyeye
yerleştirilmelidir (Resim 14.3).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

Resim 14.3. Hasta/Yaralının Sedyeye Taşınması

Acil Taşıma Teknikleri


Yaralanmalarda genel bir kural olarak yaralının yeri değiştirilmemeli ve
dokunulmamalıdır. Ancak olağanüstü bir tehlike söz konusuysa taşıdığı her türlü
riske rağmen yaralıyı acil taşıma zorunludur. En kısa sürede yaralılar, güvenli bir
yere taşınmalıdır.
Sürükleme
Acil taşımada; sürükleme yöntemi, araç içindeki yaralıyı taşıma, sedye ile
yönteminde amaç;
yaralının tehlike olan taşıma, battaniye ile taşıma ve kısa mesafede süratli taşıma yöntemleri kullanılır.
yerden acil olarak Sürükleme yöntemi
taşınmasıdır. Tehlike
olmadığı durumlarda Özellikle, çok kilolu kişilerin taşınmasında, dar, basık ve geçiş güçlüğü olan
kullanılmamalıdır. bir yerden çıkarmalarda herhangi bir yaralanmaya neden olmamak için
seçilebilecek bir yöntemdir. Mümkünse battaniye kullanılmalıdır. Sürüklemede dört
yöntem kullanılabilir;
Ayak bileklerinden tutarak sürükleme: Taşıyıcı hasta/yaralıyı ayak
bileklerinden tutarak taşır (Resim 14.4).

Resim 14.4. Ayaklardan Tutarak Sürükleme

Koltuk altından tutarak sürükleme: Taşıyıcı hasta/yaralının vücudunun üst


kısmının ağırlığını omuzları ve kollarının üst kısmı ile destekleyerek taşır (Resim
14.5).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

Resim 14.5. Koltuk Altından Tutarak Sürükleme

Battaniye ile sürükleme: Hasta/yaralı battaniyeye yerleştirilerek baş


kısmından tutarak sürüklenir (Resim 14.6).

Resim 14.6. Battaniye ile Sürükleme

Boyna asarak sürükleme: Hasta/yaralının iki eli kravat veya bez parçası ile
bağlanır. İlk yardımcı /hasta/yaralının iki elini boynuna geçirir, dizleri ve elleri
üzerinde emekleyerek yaralıyı çeker (Resim 14.7).

Resim 14.7. Boyna Asarak Sürükleme

Araç içindeki yaralıyı taşıma

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

Yaralı “Rentek manevrası” kullanılarak taşınır. Kaza geçirmiş yaralı bir kişiyi
eğer bir tehlike söz konusu ise omuriliğine zarar vermeden araçtan çıkarma
tekniğidir. Bu uygulama, solunum durması, yangın ve patlama tehlikesi gibi
olağanüstü durumlarda uygulanır (Resim 14.8).
 Kaza ortamı değerlendirilir: Patlama, yangın tehlikesi belirlenerek çevre
Rentek Manevrası,
güvenliği sağlanır.
kaza geçirmiş ve
yaralı bir kişiyi araç  Hasta/yaralının omuzlarına hafifçe dokunularak ve “İyi misiniz?” diye
içinden omuriliğine sorularak bilinç kontrol edilir.
zarar vermeden  Hasta/yaralının solunumu göğüs hareketleri izlenerek gözlemlenir.
çıkarmada kullanılan  Hastanın/yaralının ayaklarının pedala sıkışmadığından emin olunur,
bir yöntemdir. emniyet kemeri açılır.
 Hasta/yaralıya yan tarafından yaklaşılır ve bir elle kolu, diğer elle de çenesi
kavranarak boynu tespit edilir.
 Baş‐boyun‐gövde hizasını bozmadan araçtan dışarı çekilir.
 Yaralı dışarı alındıktan sonra yavaşça yere veya sedyeye konur.

Resim 14.8. Rentek Manevrası ile Kazazedeyi Araçtan Çıkarma

Sedye ile taşıma


Sedye ile taşımada Sedye ile taşımada genel kurallar şunlardır:
hareketleri
 Hasta/yaralı battaniye ya da çarşaf gibi malzeme ile sarılır.
yönlendiren bir
sorumlu olmalı ve  Düşmesini önlemek için sedyeye bağlanmalıdır.
komut vererek  Başı gidiş yönünde olmalıdır.
taşıma eylemini  Sedye daima yatay konumda olmalıdır.
yönlendirmelidir.  Öndeki ilk yardımcı sağ, arkadaki ilk yardımcı sol ayağı ile yürümeye
başlamalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

 Daima sedye hareketlerini yönlendiren bir sorumlu olmalı ve komut


vermelidir.
 Güçlü olan ilk yardımcı, hasta/yaralının baş kısmında olmalıdır.
Kaşık Tekniği: Bu teknik, yaralıya sadece bir taraftan ulaşılması durumunda
üç kişi tarafından uygulanır. İlk yardımcılar, yaralının tek bir yanında bir dizleri
Sedye üzerine yerde olacak şekilde diz çökerler. Yaralının elleri göğsünde birleştirilir. Birinci ilk
yerleştirme, birden yardımcı; baş ve omuzundan, ikinci ilk yardımcı; sırtının alt kısmı ve uyluğundan,
fazla ilk yardımcı ile üçüncü ilk yardımcı; dizlerinin altından ve bileklerinden kavrar. Daha sonra kendi
yapıldığından ilk
ellerini yaralının vücudunun altından geçirerek kavrarlar. Başını ve omzunu tutan
yardımcıların aynı
anda ve iş birliği ile birinci ilk yardımcının komutu ile tüm ilk yardımcılar aynı anda yaralıyı kaldırarak
hareket etmeleri dizlerinin üzerine koyarlar. Sonra uyumlu bir şekilde ayağa kalkarlar. Aynı anda tek
olabilecek herhangi bir hareketle yaralıyı göğüslerine doğru çevirirler ve aynı anda düzgün bir şekilde
bir başka kazayı sedyeye koyarlar (Resim 14.9).
önler.

Resim 14.9. Kaşık Tekniği İle Sedye Üzerine Yerleştirme

Köprü tekniği: Yaralıya iki taraftan ulaşılması durumunda, dört ilk yardımcı
tarafından yapılır. İlk yardımcılar bacaklarını açıp yaralının üzerine hafifçe
çömelerek yerleşirler. Birinci ilk yardımcı; başı koruyacak şekilde omuz ve
ensesinden, ikinci ilk yardımcı; kalçalarından, üçüncü ilk yardımcı da dizlerinin
altından tutar. Birinci ilk yardımcının komutu ile her üç ilk yardımcı hastayı kaldırır.
Dördüncü ilk yardımcı, sedyeyi arkadaşlarının bacakları arasına iterek yerleştirir ve
yaralı, sedyenin üzerine konulur (Resim 14.10).

• Kaşık tekniği ve köprü tekniği arasındaki farkları


Etkinlik
Bireysel

inceleyiniz.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

Omurilik
yaralanmalarında
n şüphe
edildiğinde,
karşılıklı durarak
kaldırma tekniği
kullanılır ve en az
üç ilkyardımcı ile
uygulanır.
Resim 14.10.
Köprü Tekniği İle Sedye Üzerine Yerleştirme

Karşılıklı durarak kaldırma: Omurilik yaralanmalarında ve şüphesinde


kullanılır. Üç ilk yardımcı tarafından uygulanır. İki ilk yardımcı, yaralının göğüs
hizasında karşılıklı diz çöker. Üçüncü ilk yardımcı, yaralının dizleri hizasında diz
çöker. Yaralının kolları göğsünün üzerinde birleştirerek düz yatması sağlanır. Baş
kısımdaki ilk yardımcılar kollarını baş‐boyun eksenini koruyacak şekilde yaralının
sırtına yerleştirirler. Yaralının dizleri hizasındaki üçüncü ilk yardımcı, kollarını
açarak yaralının bacaklarını düz olacak şekilde kavrar. Verilen komutla tüm ilk
yardımcılar, yaralıyı düz olarak kaldırarak sedyeye yerleştirirler (Resim 14.11).

Resim 14. 11.Karşılıklı Durarak Kaldırma

Kütük yuvarlama tekniği: Bu teknik, yaralının ağır olması ve sert sırt tahtası
vb. olması durumunda, dört ilk yardımcı tarafından uygulanır. Hasta/yaralı
battaniye, çarşaf vb. ile sarılarak sedyeye bağlanmalı. Yaralının başı gidiş yönünde
olmalı. Sedye daima yatay konumda olmalıdır (Resim 14.12).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

Resim 14.12. Kütük Yuvarlama Tekniği

Neil‐ Robertson sedyesi ile taşıma tekniği: Özel bir tahliye sedyesi olan Neil‐
Robertson sedyesi hasta/yaralıyı yukarı çekme, aşağı indirme, kanal ve tünellerden
çıkarma ve halat ile aşırmada tercihen kullanılır (Resim 14.13). Sedye içine yaralı
yerleştirildikten sonra kayış kemerler ile yaralının başı, vücudu ve bacakları tam
olarak tespit edilir. Bu sedye ile bilinci kapalı yaralılar güvenle taşınır.

Resim 14.13. Neil‐Robertson Sedyesi

Battaniye ile taşıma teknikleri


Tek bir battaniye ile sedye oluşturma;
 Battaniye yere serilir kenarları rulo yapılır.
 Yaralı üzerine yatırılarak kısa mesafede güvenle taşınabilir.
Bir battaniye ve iki kirişle geçici sedye oluşturma;

 Bir battaniye yere serilir.


Hasta/ yaralı
battaniye ile  Battaniyenin 1/3'üne birinci kiriş yerleştirilir ve battaniye bu kirişin üzerine
taşınacaksa katlanır.
battaniyenin sağlam  Katlanan kısmın bittiği yere yakın bir noktaya ikinci kiriş yerleştirilir.
olduğundan emin  Battaniyede kalan kısım bu kirişin üzerini kaplayacak şekilde kirişin üzerine
olunmalıdır. doğru getirilir.
 Hasta/yaralı bu iki kirişin arasında oluşturulan bölgeye yatırılır.
Kısa mesafede süratli taşıma teknikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

Kucakta taşıma;

 Bilinci açık olan çocuklar ve ağır olmayan yetişkinler için kullanışlı bir
yöntemdir. Bir ilk yardımcı tarafından uygulanır.
 Bir elle yaralı dizlerinin altından tutularak destek alınır.
Kucakta taşıma  Diğer elle gövdenin ağırlığı yüklenerek sırtından kavranır.
yöntemi yalnızca  Yaralıya kollarını ilk yardımcının boynuna dolaması söylenebilir. Bu
bilinci açık olan yaralının kendini güvende hissetmesini sağlar.
çocuklar ve ağır  Ağırlık dizlere verilerek kalkılır (Resim 14.14).
olmayan yetişkinleri
taşımada
kullanılabilir.
İlk yardımcı,
taşıyamayacağını
düşündüğü bir
yaralıyı kaldırmaya
çalışmamalıdır.

Resim 14.14. Kucakta Taşıma

İlk yardımcının omuzundan destek alma;


 Hafif yaralı ve yürüyebilecek durumdaki hasta/yaralıların taşınmasında
Sırtta taşımada da kullanılır.
kucakta taşıma  Bir ilk yardımcı tarafından uygulanır. Bu yöntem iki kişi ile de uygulanabilir.
yönteminde olduğu
 Yaralının bir kolu ilk yardımcının boynuna dolanarak destek verilir.
gibi bilinci açık ve
taşınabilecek ağırlıkta  İlk yardımcı boşta kalan kolu ile hasta/yaralının belini tutarak yardım eder
olan yaralılar için (Resim 14.15).
kullanılabilir.

Resim 14.15. İlk Yardımcının Omzundan Destek Alma

Sırtta taşıma;

 Bilinçli hastaları taşımada kullanılır. Bir ilk yardımcı tarafından uygulanır.


 İlk yardımcı hasta/yaralıya sırtı dönük olarak çömelir ve bacaklarını kavrar.
 Hasta/yaralının kolları ilk yardımcının göğsünde birleştirilir.
 Ağırlık dizlere verilerek hasta/yaralı kaldırılır (Resim 14.16).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

Omuzda taşıma Resim 14.16. Sırtta Taşıma


yöntemi; Omuzda taşıma (İtfaiyeci yöntemi);
yürüyemeyen, bilinci
kapalı olan yaralıyı  Yürüyemeyen ya da bilinci kapalı olan kişiler için kullanılır. Bir ilk yardımcı
taşımada kullanılan tarafından uygulanır.
bir yöntemdir. İlk  İlk yardımcının bir kolu boşta olacağından merdiven ya da bir yerden
yardımcı beden
rahatlıkla destek alınabilir.
mekaniğine uygun
hareket etmelidir.  İlkyardımcı sol kolu ile omzundan tutarak hasta/yaralıyı oturur duruma
getirir.
 Çömelerek sağ kolunu hasta/yaralının bacaklarının arasından geçirir.
 Hasta/yaralının vücudunu sağ omzuna alır.
 Sol el ile hasta/yaralının sağ elini tutar, ağırlığı dizlerine vererek kalkar.
 Hasta/yaralının önde boşta kalan bileği kavranarak hızla olay yerinden
uzaklaştırılır (Resim 14.17).

Resim 14.17. Omuzda Taşıma

İki ilk yardımcı ile ellerin üzerinde taşıma (Altın Beşik Yöntemi)
Hasta/yaralının ciddi bir yaralanması yoksa ve yardım edebiliyorsa iki, üç,
dört elle altın beşik yapılarak taşınır.

 İki elle: İki ilk yardımcının birer eli boşta kalır, bu elleri birbirlerinin omzuna
koyarlar, diğer elleri ile bileklerinden kavrayarak hasta/yaralıyı oturturlar.
 Üç elle: Birinci ilk yardımcı bir eli ile ikinci ilk yardımcının omzunu kavrar,
diğer eli ile ikinci ilk yardımcının el bileğini kavrar. İkinci ilk yardımcı bir el
ile birinci ilk yardımcının bileğini, diğer eli ile de kendi bileğini kavrar.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

 Dört elle: İlk yardımcılar bir elleri ile diğer el bileklerini, öbür elleri ile de
birbirlerinin bileklerini kavrarlar (Resim 14.18).

Kollar ve bacaklardan
tutarak veya
sandalye ile taşımada
ilk yardımcıların
pozisyonu oldukça
önemlidir. İlk
yardımcıların ikisinin Resim 14.18. İki İlk Yardımcı ile Ellerin Üzerinde Taşıma
de yönü aynı
olmalıdır.

• Türkiye'de hasta/yaralı taşımada sıklıkla yapılan hatalar


Bireysel
Etkinlik

nelerdir? Bu hataların önlenebilmesi için neler yapılabileceğini


tartışınız.

Kollar ve bacaklardan tutarak taşıma;

 Hasta/yaralı bir yerden kaldırılarak hemen başka bir yere aktarılacaksa


kullanılır. İki ilk yardımcı tarafından uygulanır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

 İlk yardımcılardan biri sırtı hasta/yaralıya dönük olacak şekilde bacakları


arasına çömelir ve elleri ile hasta/yaralının dizleri altından kavrar. İkinci ilk
yardımcı yaralının baş tarafına geçerek kolları ile koltuk altlarından kavrar.
Bu şekilde kaldırarak taşırlar.
Sandalye ile Sandalye ile taşıma
taşımada
hasta/yaralının  Yaralının bilinçli olması gereklidir. Özellikle merdiven inip çıkarken çok
bilinçli olması kullanışlı bir yöntemdir. İki ilk yardımcı tarafından uygulanır.
gerekir.  Bir ilk yardımcı sandalyeyi arka taraftan, oturulacak kısma yakın bir
yerden, diğer ilk yardımcı, sandalyenin ön bacaklarını aşağı kısmından
kavrayarak taşırlar (Resim 14.19).

Resim 14.19. Sandalye İle ‐ Kol Ve Bacaklardan Tutarak Taşıma

• Siz de arkadaşlarınızdan birini yaralı kabul ederek konuda


Etkinlik
Bireysel

belirtilen taşıma teknikleri ile hasta/yaralı taşıma egzersizleri


yapınız.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

•Taşıma, bir yerden başka bir yere götürme anlamında kullanılır. Hastanın
kaldırılması ve taşınması, acil tıbbi yardım uygulamalarının bir parçasıdır.
Özellikle omurga travması geçirmiş bir hastanın, uygun şekilde yerinden
kaldırılması ve taşınması hayati önem taşımaktadır.
•Hasta veya yaralı taşımada amaç; hastanın güvenli bir şekilde bulunduğu
ortamdan alınıp en uygun şekilde naklinin sağlanmasıdır. Ayrıca beden
mekaniklerine uygun kaldırma ve taşıma tekniklerini uygulayarak taşımada,
Özet
görevli kişilerin kendilerine zarar vermeden güvenli ve hızlı hasta naklini
sağlamaları gerekir.
•Zorunlu bir durum yoksa hasta ya da yaralı yerinden
kımıldatılmamalıdır.Taşınacak kişiye olabildiğince yakın mesafede
olunmalıdır. Hasta/yaralının başı her zaman düz tutulmalıdır. Kalkarken
ağırlık kalça kaslarına verilmelidir. Yavaş ve düzgün adımlarla yürünmelidir.
Omuzlar, leğen kemiği ve omurilik aynı hizada tutulmalıdır. Yön değiştirirken
ani hareketten kaçınılmalıdır. Hasta/yaralı mümkün olduğunca az hareket
ettirilmeli ve baş‐boyun‐ gövde ekseni esas alınarak en az 6 destek
noktasından kavranmalıdır. Hasta/yaralı taşıması ekip işidir, bu ekip için tüm
hareketleri yönlendirecek sorumlu bir kişi olmalıdır. Bütün ilk yardım
uygulamalarında olduğu gibi, hasta ya da yaralı taşınması sırasında ilk
yardımcı kendi sağlığını ön planda tutmalı, kendini riske atmamalıdır.
•Hasta/yaralı beden mekaniği ilkelerine dikkat edilerek ve yerden destek
alınarak taşınmalıdır.
•Beden mekaniği, hareket ederken, yük kaldırırken ve eğilirken; ayakta
durma, oturma ve yatma pozisyonlarındayken bireyin, kas, iskelet ve sinir
sistemlerinin düzenli bir şekilde bir arada çalışması anlamına gelir.
•Hasta veya yaralının taşınmasında beden mekaniği ilkeleri bilinmelidir.
•Hasta/yaralı taşıma teknikleri acil ve acil olmayan taşımateknikleri olmak
üzere ikiye ayrılır;
•Acil yaralı taşıma teknikleri; sürükleme yöntemi, araç içindeki yaralıyı taşıma,
sedye ile taşıma teknikleri, battaniye ile taşıma ve kısa mesafede süratli
taşıma tekniklerinden oluşur.
•Acil olmayan taşıma teknikleri; hasta/yaralının oturtulması, ayağa
kaldırılması, tekerlekli sandalyeye oturtulması ve sedyeye taşınması
ilkelerini içeren taşıma teknikleridir.
•Yaralanmalarda genel bir kural olarak yaralının yeri değiştirilmemeli ve
dokunulmamalıdır. Ancak olağanüstü bir tehlike söz konusuysa taşıdığı her
türlü riske rağmen yaralıyı acil taşıma zorunludur. En kısa sürede yaralılar,
güvenli bir yere taşınmalıdır. Sürükleme yöntemi; özellikle, çok kilolu
kişilerin taşınmasında, dar, basık ve geçiş güçlüğü olan bir yerden
çıkarmalarda herhangi bir yaralanmaya neden olmamak için seçilebilecek
bir yöntemdir. Mümkünse battaniye kullanılmalıdır. Sürüklemede iki
yöntem kullanılabilir; bunlardan biri ayak bileklerinden tutarak sürükleme,
diğeri koltuk altından tutarak sürükleme, battaniye ile sürükleme ve boyna
asarak sürüklemedir.
•Araç içindeki yaralıyı taşımada yaralı “Rentek manevrası” kullanılarak
taşınır. Kaza geçirmiş yaralı bir kişiyi eğer bir tehlike söz konusu ise
omuriliğine zarar vermeden araçtan çıkarma tekniğidir. Bu uygulama,
solunum durması, yangın ve patlama tehlikesi gibi olağanüstü durumlarda
uygulanır.
•Hasta/yaralı taşımada ilk yardım ekibinin taşımada kullandıkları tekniklerde
yaralının pozisyonu kadar kendi pozisyonları da önem taşımaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi hasta/yaralı taşımada genel kuralların içinde yer
almaz?
a) Baş her zaman düz tutulmalıdır.
b) Kalkarken ağırlık omuz kaslarına verilmelidir.
c) Yavaş ve düzgün adımlarla yürümelidir.
d) Omuzlar, leğen kemiği ve omurilik aynı hizada tutulmalıdır.
e) Yön değiştirirken ani hareketten kaçınılmalıdır.

2. Aşağıdakilerden hangisi beden mekaniği ilkelerinden biri değildir?


a) Cismin boyu büyüdükçe denge artar.
b) Bir cismin taban yüzeyi genişledikçe ağırlık merkezi cismin orta
noktasına yaklaşacağından dengede kalması kolaylaşır.
c) İşe ne kadar yakın çalışılırsa o kadar kolay hareket edilir.
d) Boy uzadıkça denge azalır. Bir cismin yüksekliği arttıkça denge azalır.
e) Ağırlık merkezi cismin tabanına yaklaştıkça denge artar.

3. Aşağıdakilerden hangisi, beden mekaniklerine uygun ağırlık kaldırma


ilkelerinden biridir?
a) Ağırlık, sağ ayağa verilmelidir.
b) Omuzlar ve pelvis aynı hizada olmalıdır.
c) Yön değiştirirken aniden dönülmelidir.
d) Hasta/yaralıya uzak mesafede çalışılmalıdır.
e) En kısa kas grupları kullanılmalıdır.

4. Aşağıdakilerden hangisi, tek kişi ile taşıma yöntemlerinden biridir?


a) Kaşık tekniği
b) Kütük yuvarlama tekniği
c) Köprü tekniği
d) Boyuna askı yaparak taşıma
e) Karşılıklı durarak kaldırma

5. Bilinci kapalı ya da yürüyemeyecek durumda olan hasta, hangi taşıma


yöntemi ile taşınmalıdır?
a) Omuzdan destek verme ile.
b) Dört elle altın beşik ile.
c) İki elle altın beşik ile.
d) Üç elle altın beşik ile.
e) İtfaiyeci yöntemi ile

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

I. Bilinçli hastaları taşımada kullanılır.


II. İki ilk yardımcı tarafından uygulanır.
III. Ağırlık dizlere verilerek hasta/yaralı kaldırılır.
6. Sırtta taşıma ile ilgili yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri doğrudur?
a) Yalnız I
b) Yalnız II
c) I ve II
d) I ve III
e) II ve III

7. Kütük yuvarlama tekniği kaç ilk yardımcı ile uygulanmalıdır?


a) Bir
b) İki
c) Üç
d) Dört
e) Beş

8. Aşağıdakilerden hangisi hastanın yatağından bir başka yatağa ya da


sedyeye taşınmasında uyulması gereken kurallardan biri değildir?
a) Sedye yatağın ayak ucuna paralel gelecek şekilde yerleştirilir,
taşıyıcılar boy sırasına göre yatağın kenarında sırtları hastaya dönük
olarak durur.
b) Hastanın kolları göğsü üzerinde çaprazlanır.
c) Baş taraftaki kişi bir kolunu hastanın başını destekleyecek şekilde
boynu altından geçirerek omuz başını kavrar, diğer kolunu belinin
altından geçirir.
d) Ortada duran kişi bir kolunu, birincinin kolunun yanına, diğerini
hastanın kalçalarının altına yerleştirir.
e) Üçüncü kişi de ikinci kişinin kolunun yanından ve ayak bileklerinden
hastayı destekler.

9. Aşağıdakilerden hangisi kafa travması, felç olan hasta/yaralıyı taşırken


bireye verilmesi gereken pozisyondur?
a) Sırtüstü, düz olarak
b) Düz, baş on derece kaldırılmış durumda
c) Bacaklar kaldırılmış sırtüstü, düz olarak
d) Sol yatmış durumda
e) Yarı yüzüstü güvenli yan pozisyonda

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20


Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

I. Araç içindeki yaralıyı taşıma Rentek manevrası olarak bilinir.


II. Sandalye ile taşımada yaralının bilinçli olması gereklidir.
III. Kaşık tekniği yaralıya sadece bir taraftan ulaşılması durumunda üç kişi
tarafından uygulanır.
10. Yukarıdakilerden hangisi veya hangileri doğrudur?
a) Yalnız I
b) Yalnız II
c) I ve II
d) II ve III
e) I, II ve III

Cevap Anahtarı
1.b, 2.a, 3.b, 4.d, 5.e, 6.d, 7.d, 8.a, 9.b, 10.e

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21


Hasta/Yaralı Taşıma Teknikleri

YARARLANILAN KAYNAKLAR
İnan, H.F., Kurt ,Z., Kubilay, İ. (2011). Temel İlkyardım Uygulamaları Eğitim Kitabı,
Ankara: İlkyardım ve Acil Sağlık Hizmetleri Daire Başkanlığı.
Umur, F. (2012). İlk Yardım, İkinci baskı, İstanbul: Nakış Ofset.
Güleç, M.A., Akkaya, M., Önen, G., Çelik, K. (2008). Temel İlkyardım Uygulamaları
Eğitim Kitabı, Ankara: Sağlık Bakanlığı Ankara İl Sağlık Müdürlüğü Acil ve
Afetlerde Sağlık Hizmetleri Şube Müdürlüğü.
Somyürek, H., İ. , Tabak, R.,S. (2008). Temel İlk Yardım ve Acil Bakım. Ankara:
Palme Yayınları.
Sabunc, N., Özhan, F.Hemşirelik Bakımında Temel İlk eve Uygulamalar. Alter
Yayıncılık. (s:99‐121).
Özbayır, T. (2012). Temel İlk Yardım. Yavuz M, Demir Korkmaz F, Özbayır T. (Eds.)
İzmir: Meta Basım Matbacılık; 161‐184.Süzen, B., İnan, H. (2004). İlk Yardım,
Ankara: Birol Basın Yayın Dağıtım ve Ticaret LTD.ŞTİ.
Eğitimciler İçin Eğitim Kitabı. (2008). Ankara: Sağlık Bakanlığı Yayın No:722, İlkay
Ofset Matbaacılık.
Hasta taşıma ve kaldırma talimatı el kitabı,
http://www.yozgatdh.gov.tr/uploads/37.pdf (Erişim tarihi: 10.09.2013).
Hasta taşıma ve kaldırma talimatı el kitabı
http://www.gemlikdh.gov.tr/userfiles/file/HKS_Talimatlar/T58.pdf (Erişim
tarihi: 10.09.2013).
İlkYardım,(2013).http://www.ekutuphane.teb.org.tr/pdf/tebakademi/ilkyardim/5.
pdf (Erişim tarihi: 10.09.2013).
Milli Eğitim Bakanlığı, (2012). Hemşirelik, Pozisyonlar.
http://www.megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller_pdf/Poz
isyonlar%20(hem%C5%9Firelik, Ankara,(Erişim tarihi: 12.09.2013).
Türkiye Kızılay Derneği,(2013). Adım Adım İlkyardım ve Kurtarma. Ankara: Palme
Yayınları.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22

You might also like